Professional Documents
Culture Documents
Jan Van Eyck 1
Jan Van Eyck 1
Aynur MUKHTAROVA
EKĠM, 2021
T.C.
ĠSTANBUL AYDIN ÜNĠVERSĠTESĠ
LĠSANSÜSTÜ EĞĠTĠM ENSTĠTÜSÜ
Aynur MUKHTAROVA
(Y1912.310009)
EKĠM, 2021
ONAY BELGESĠ
ONUR SÖZÜ
Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “Yağlı Boya Tekniğinin Jan Van Eyck
Resimleri Üzerinden Çözümlenmesi” adlı çalıĢmanın, tezin proje safhasından
sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel ahlak ve geleneklere aykırı
düĢecek bir yardıma baĢvurulmaksızın yazıldığını ve yararlandığım eserlerin
Kaynakça ‟da gösterilenlerden oluĢtuğunu, bunlara atıf yapılarak yararlanılmıĢ
olduğunu belirtir ve onurumla beyan ederim. (../../2021)
Aynur MUKHTAROVA
ii
ÖNSÖZ
iii
YAĞLI BOYA TEKNĠĞĠNĠN JAN VAN EYCK RESĠMLERĠ
ÜZERĠNDEN ÇÖZÜMLENMESĠ
ÖZET
Flaman resim sanatının en önde gelen ressamlarından birisi Jan Van Eyck, tir.
1395-1441 yılları arasında yaĢamıĢ olan ressamın hakkında hayatı ile ilgili literatürde
fazla bilgiye rastlanılmamıĢtır. Sanatçı genellikle portre – profan konuları ile
çalıĢmalar üzerinde durduğu görülmüĢtür. Sanatçı, gotik resim sanatı özelliklerini
bünyesinde taĢıyan manzara, derinlik algısı ile çarpıcı gözlem yeteneği ile yeni sanat
anlayıĢı olan Rönesans‟a yer oluĢturmuĢtur. Sanatçı, bu çalıĢmaları ile portre
sanatına da yeni bir bakıĢ açısını sunmuĢtur. Portre çalıĢmalarında üç çeyrek kuralı
kullanmıĢtır ve olağanüstü bir gerçekçilikle figürlerini karakterize bir Ģekil ile
resmetmiĢtir. Resmin din emrinde olduğu bir dönemde Jan resimler yapmaya
baĢlamıĢtır. Bu çalıĢmaların bazılarında ise simgeselciliğini kullanarak dini ögeleri,
resmin içerisinde göstermiĢtir. Jan Van Eyck eserlerinde farklı yaklaĢımları ve
gelenekselliği bir arada kullanmıĢtır. Bu çalıĢmaları ile kendinden sonra gelecek olan
sanatçıları ve sanat anlayıĢını da etkilemiĢtir.
Flaman resim sanatı Jan Van Eyck ile baĢlamamıĢtır ancak onunla birlikte
büyük bir ün kazanmıĢ ve etkin hale gelmiĢtir. Ressam kendinden sonraki sanatçıları
üslup özellikleri bakımından büyük ölçüde etkilemiĢtir.
Anahtar Kelimeler: Yağlı Boya Tekniği, Jan Van Eyck Resim, Flaman Resim
Sanatı.
iv
ANALYSIS OF OIL PAINTING TECHNIQUE THROUGH JAN
EYCK PAINTINGS
ABSTRACT
Jan Van Eyck is one of the leading painters of Flemish painting. There is not
much information in the literature about the life of the painter who lived between
1395 and 1441. Ġt has been abserved that the artist generally focused on Works
related to portrait- profane subjects. The artist has created a place for the
Renaissance, which is a new art understanding, with her ability to observe the depth
perception of the landscape that contains the features of gothic painting. The artist
presented a new perspective to portrait art with these works. In her porter works the
rule of three quarters was used and she painted her figures with a characterized figure
with an extraordinary realism. Jan started painting at a time when the painting was
under religious orders. In some of these works she showed religious elements in the
painting by using her symbolism. Different approaches and traditionalism are used
together in the works of Jan Van Eyck. With these works she has also influenced the
artist and art understanding that will come after her.
The Flemish art of painting did not begin with Jan Van Eyck but with her it
gained a great reputation and became effective. The painter greatly influenced the
artist after her in terms of their stylistic features.
The purpose of this study to review the creation process of Jan Van Eyck art.
Ġt is aimed to contribute to the literature by investigating the usage phases of this
technique through Jan Van Eyck paintings one of the first painters who used the
paint with paint technique.
Keywords: Oil Painting Technique, Jan Van Eyck Art, Flemish Painting.
v
ĠÇĠNDEKĠLER
vi
C. Rönesans Dönemi Ressamı: Jan Van Eyck ....................................................... 22
1. Jan Van Eyck‟ın Hayatı .................................................................................. 23
2. Jan Van Eyck‟in Resimleri ............................................................................. 25
a. Eyck‟in Arnolfi‟nin düğün Tablosunda Kullandığı Yağlıboya Tekniği .... 26
IV. SONUÇ ............................................................................................................... 44
KAYNAKÇA ............................................................................................................ 48
ÖZGEÇMĠġ .............................................................................................................. 53
vii
ġEKĠL LĠSTESĠ
ġekil 1 Jan Van Eyck, “Ghent Altarpiece”, “Ghent Sunak Resmi” (On iki panelin
açık görünüĢü), AhĢap pano üzerinde yağlı boya, 1432, St. Bavon
Katedrali, Gh ........................................................................................... 14
ġekil 2 Jan Van Eyck, “Erkek Portresi ÇalıĢması”, GümüĢ kalemle çizim, 21.4 x
18.1 cm, 1431 .......................................................................................... 16
ġekil 3 Jan Van Eyck, “St. Barbara”, Oak panel/meĢe paneli, 41.4×27.8 cm,
1437, Royal Museum of Fine Arts, Antwerp .......................................... 17
ġekil 4 Antonello da Messina, “Virgin Annunciate”, Panel Üzerine Yağlı Boya,
45×34.5 cm, 1476, Palazzo Abatellis, Palermo. .................................... 20
ġekil 5 Leonardo da Vinci, “Müneccim Kralların Tapınması”, AhĢap panel
Üzerinde Yağlı Boya, 246,4 x 243,8 cm, 1481-1482, Galeri Ufizi,
Floransa. .................................................................................................. 22
ġekil 6 Jan Van Eyck, "Arnolfi‟nin Düğünü”, AhĢap panel Üzerinde Yağlı Boya,
82,2 x 60 cm, 1434, National Gallery, Londra ....................................... 26
ġekil 7 Jan Van Eyck, “Madonna (Meryem) ve Çocuğu”, Panel üzeri yağlı boya,
65,5 x 49,5 cm, 1436, Stadelsches Kunstinstitut, Frankfurt .................. 31
ġekil 8 Jan Van Eyck, “Tebliğ”, Panel üzeri yağlı boya, 90,2 x 34,1 cm, 1436,
Gallery of Art Washington, Washington................................................. 33
ġekil 9 Jan van Eyck, “Türbanlı Adam Portresi”, Panel üzeri yağlı boya, 26x19
cm, 1433, National Gallery, Londra ........................................................ 37
ġekil 10 Jan Van Eyck, “ġansölye Rolen Madonna”, Panel üzerine yağlı boya
66x 62 cm, 1435, Musée du Louvre, Paris .............................................. 38
ġekil 11 Jan Van Eyck, “Kilisedeki Madonna” Panel üzerine yağlı boya, 32x 14,
1425, Gemaldegaleria, Berlin.................................................................. 39
ġekil 12 Jan Van Eyck, Hubert Van Eyck, “Gent Altar Panosu”, AhĢap pano
üzerinde yağlı boya, 3,5 m x 4,6 m, 1432, Sint-Baafskathedraal, Gent . 40
ġekil 13 Jan Van Eyck, “Üç Mary Mezar BaĢında”, 71,5 x 90 cm, 1435, Museu
Boijmans Van Beuningen, Rotterdam ..................................................... 41
viii
ġekil 14 Jan Van Eyck, “Virgin ve Çocuğu” AhĢap üzeri yağlı boya, 47,3 x 61,3
cm, 1441, Frick Collection, New York ................................................... 42
ix
I. GĠRĠġ
A. Problem Durumu
Bugün sanat olarak kabul görmüĢ Ģeylerin patlaması ile sanat dünyasının
sanatla hayatın yeniden bir araya gelmesi ve gündeme taĢınmıĢ olması ile alakalıdır.
Sanat “Art” sözcüğündeki belirsizliği ifade etmektedir. Ġngilizce‟deki “Art” sözcüğü
at terbiyeciliğinden, Ģair olmadan, ayakkabıcılığa, vazo ressamlığında kullanılan
Latince “Ars” ve Yunanca “Techne” kelimelerinden türetilmiĢtir.
Resim sanatı görsel olarak iki boyutlu ifade edilen bir sanat biçimidir. Resim
sanatını istek, hissiyat ve düĢünüĢlerin belli estetik, disiplin ve kurallar kapsamında
iki boyutlu bir düzlem üzerine yansıtılmasını temel alan sanat dalı olarak da ifade
edebiliriz.
Resimsel öğeler, hareket, ıĢık ve mekan, resim hacmi vasıtası ile gerçekleĢir.
Ton, çizim, biçim, renk farklılıkları ve doku özelliği ile birbirine benzerdirler. Bu
öğelerin farklı biçimlerde beraber kullanılması resmin komposizyonunu
oluĢturmaktadır. Bundan dolayı resimsiz bir hayat olmaz. Resim estetik olarak bazı
kalıplara bölünse de insanlık kültürünün bir dalı olarak yaĢamayı sürdürecektir.
Ġnsanlığın ilk çağlarından günümüze kadar resim dünya yaĢadıkça devam edecektir.
Resim tablosu hususi olarak hazırlanmıĢ ve dizayn edilmiĢ bir yüzey üstüne
çoğu zaman fırça ile boyaların sürülmesi ile gerçekleĢen bir yansıtma görüntü
çalıĢmasıdır. Boyların sürülmesi için özel olarak hazırlanmıĢ olan katman astar, sıva,
macun tabakasından oluĢur. Aynı zamanda tabloyu taĢıyan yüzeye sürülmektedir.
Genellikle boya tabakası vernikle korunur. Keten kenevir, yelken bezi, kanvas ipek
ya da sentetik pamuk malzeme ile yapılıp Avrupa‟da kullanılmıĢ olan bütün dokuma
desteklerini içine almaktadır. 15 yüzyılın ortalarında baĢlayıp, 18 yüzyıl‟dan itibaren
kanvas taban kullanılarak ilk resim çalıĢmaları için Avrupa resminin ilk destek
malzemesi olmuĢtur. Yağlıboya özelliğinin kanvas yüzeyine uygun olması gereklidir.
1
En belirgin özellikleri, yağlıboyanın yüzeyi kabul etmesi, zamana dayanıklı olması,
yapısının çalıĢma sırasındaki gibi hiçbir değiĢime uğramadan devam edilebilmesidir.
Yüzeyin çok fazla gergin olup olmadığı mükemmel sonuçlar vermez, aynı
zamanda yüzey ile boyanın bütünleĢmesi gerekmektedir. Tabanın yani zeminin
yağlıboyanın kullanılması için uygun duruma getirilmesi astarlama iĢleri ile
gerçekleĢir. Bu iĢlem için çok farklı çeĢitli yöntemler bilinmektedir. Yağın toz
halindeki pigmentlerle karıĢtırılması ile hazırlanan yağlı boyanın kullanımı 11.yy.‟da
baĢlanmıĢtır. Böylelikle yağlı boya tekniği zaman içerisinde geliĢme göstermiĢtir.
15. yüzyılda Eyck, yağlı boyayı muhteĢem bir malzemeye dönüĢtüren kiĢidir. 16 ve
17 yüzyıllarda Venedik resminin temel malzemesini oluĢturan büyük ustalardan biri
Rubens, Rembrant‟tur.
Yağlı boya tablolar ısı, ıĢık ve zararlı gazlar mikroorganizmalar gibi birden
fazla yıkıcı etkiye maruz kalabilirler. Yağlıboya tablolarda restorasyon aĢamasında
baĢta dikkat etmek gereken temel ilkelerin baĢında geri dönüĢümlü malzemeler
kullanılması, restorasyonu yapılan yere gerektiği kadar müdahale yapılması,
orijinalliğinin bozulmaması için bütün restorasyon çalıĢmalarının titizlikle devam
etmesi gerekir. Günümüzde bilimsel teknik ve yöntemlerle beraber hasar belgeleme,
durum tespiti uygulanacak restorasyon metot belirlenmesinde yardımcı olunur.
Yağlıboya tabloların yüzey derinliklerinin hangi durumda olduğunun anlaĢılabilmesi
için belgelemede kullanılan çeĢitli teknikler yardımı ile laboratuarda çekilen
fotoğraflar, X-Ray ve UV-Morötesi ile yapan incelemelerle anlaĢılabilmesi çok daha
faydalı bir iĢlemdir.
2
Zamanın ve çevrenin etkisi ile boyayı taĢıyan astar tabakası ve kanvas
esnekliğini yitirmesi ve mikroorganizmalar etkisi ile bölünebilir dağılabilir ya da
aĢırı nemden dolayı ĢiĢmesi durumunda astar tabakası ve kanvasın onarılması
düĢünülemez. Bundan dolayı boya tabakasında da kimi hallerde kabarmalar,
dökülmeler, çatlamalar, meydana gelebilecektir. Yalnız yağlıboya tablo
restorasyonlarının en büyük sorunu renk değiĢimleri ve ressamların kullanmıĢ
oldukları malzemelerden kaynaklı hasarların oluĢmasıdır. Bu tür hasarlar, çatlamalar,
dökülmeler ve kabarmalara tutkal ile takviye yapılarak, sağlamlaĢtırılabilmektedir.
TaĢıyıcının kanvas olması nedeni ile bu tür hasarlar dıĢında tablolarda çoğu defa
delinme ve yırtılma gibi fiziksel problemlerde söz konusu olmaktadır. Yağlıboya
tabloda eğer çok büyük yırtık ve hasarlı bölge yoksa hasar gören bölgeye yama
kumaĢlardan destek oluĢturulabilir.
Çok büyük yırtıklarda ise eski tuvalin yeni bir tuvalle astarlanması (rantualaj)
tercih edilmekle birlikte eski tuvalin ahĢap, mukavva, vb. malzemelere aktarılması da
(maruflaj) sıkça karĢılaĢılan bir uygulama tekniğidir. Yağlıboya tablo restorasyonun
en etkili safhalarından biri olan yüzey temizliğinde kullanılan malzemeler devasa bir
titizlikle tercih edilmelidir. Temizleme ve eskiyen, üst boyalar, kötü rötuĢ, yüzey kiri
tablonun yüzeyinden temizlenir. Yağlıboya „da ki, bozuk bölümlerin doku ve
yapılarına uygun biçimde mum, boya, tutkal ve hazır dolgu macunları gibi farklı
dolgularla iĢlem tamamladıktan sonra piyasada bulunan rötuĢ boyaları ve akrilik,
tempra ile restoratörün yapıldığı boya ve pigment den oluĢan boyalar ile rötuĢ
iĢlemine baĢlanır. Çok yönlü rötuĢ iĢlemeleri vardır. Bunlardan Rigatino, Tratteggio,
noktalama illüzyonist gibi tekniklerinden biri tercih edilir. Restorasyon iĢlemlerinin
sağlanması için rötüĢ yapılacak bölgenin tamamen kurumasından sonra vernik ile
koruma sağlanır (Emre, 2005).
B. AraĢtırmanın Amacı
3
C. AraĢtırmanın Yöntemi
4
II. LĠTERATÜR ARAġTIRMASI
Bir baĢka kullanılan teknik ise Alla Prima tekniğidir. Ġtalyanca Alla Prima
“ilk görüĢte” anlamına gelen bir deyimdir. Geleneksel olarak bu teknik uzun dönemli
bir çalıĢma yönteminin yanı sıra tek bir oturum ile hızla hazırlanan tekniği
anlatmaktadır. Genellikle resimlerde çok az ya da hızla alt boyama mümkün değildir,
her renk parçaları hemen hemen yaklaĢık olarak nihai resimde görüneceği gibi
dönemin dönen ya da bitiĢik renklerle ıslak zemin üzerine sulu uygulama ile
5
yapılmaktadır. Buradaki ana düĢünce hareketli kapitalist anlatımlı ile fırça izleri ve
minimal karıĢımı bir arada kullanarak sezgisel bir yolla konuyu ifade etmektedir.
Diğer bir teknik ise kanvas astarlanır daha sonra bir bez parçası ya da fırça ile
inceltilmiĢ boya kullanılır ve bir renk tabakası elde edilir. Bu boya katmanın amacı
ilk baĢta kanvasın renk ve tonlarını değerlendirmek astarın beyaz rengini yumuĢatma
iĢlemidir. Ġkinci aĢama olarak ise taban kısımlarının bölge bölge üst boyamanın
içerisinden görünmesine izin verildiği durum da resmin bölünmez bir bölümü
olmasını ve farklı öğelerin birbiri ile uygun duruma gelmesidir. Renk pigmentlerinin
haĢhaĢ yağı ya da bezir yağı gibi bitkisel yağlarla yoğrulması sonucu elde edilen
malzeme yağlı boyadır. Yağlı boya Eyck kardeĢler tarafından 15. yüzyılda
kullanılmıĢtır. Günümüze kadar ve Rönesans döneminde de en çok uygulanan ve
kabul edilmiĢ bir resim tekniğidir. Yağlı boya çalıĢması kısmen hata kabul eden bir
teknik olup aynı zamanda istenmeyen bölgelerde daha sonrasında
düzeltilebilmektedir. Yağlı boya tabloların uzun ömürlü olması temizlik ve bakımı
ile ilgilidir. Ayrıca yağlı boya tabloların bakımı ve temizliği basittir. Yağlı boya
tabloda kullanılan en temel malzemeler resim sehpası (Ģövale), füzen kalem, kurĢun
kalem, keten yağı, tuval, terebentin, ternik, yağlı boya, fırça, palet, spatula, inceltici
ve bez metal kaplar gösterilmektedir. Yağlı boyalar uygulayıcı tarafından toz boyalar
terebentin ve baĢka katkı maddeleri yardımı ile oluĢturulabileceği gibi günümüzde de
hazır hâlde bulunabilmektedir. Farklı kalite, özellik ve markalarda yağlı boyaları özel
sanat malzemeleri satan kırtasiye gibi yerlerden alabilmek mümkündür ve bu durum,
sanatçının iĢini kolaylaĢtırmaktadır (Emre, 2005).
B. IĢık Haslığı
Genel tanımı ile ıĢık haslığı, tablodaki renklerin herhangi bir ıĢık kaynağı
tarafından solmaya karĢı gösterdiği dayanıklılıktır. ĠĢlem görmüĢ bir tablonun ıĢık
enerjisinin bozucu etkisi altındaki solma ya da renk değiĢtirme derecesine karĢı
pigmentlerin ıĢığa dayanıklılığı olarak tanımlanmaktadır. Tablolardaki solma ve renk
bozulmalarının ıĢık derecesi ile UV ıĢık miktarı ile buna maruz kalma süresi ile
alakalıdır. Bundan dolayı ıĢık haslığı direnç testlerinin gün ıĢığında yapılması ve test
zamanının fazla uzun olmasından dolayı tercih olarak düĢünülmemektedir. Bu
sebeple ıĢık haslığı direncinin testleri, yüksek basınçlı ve gün ıĢığına karĢılık olan
Xenon ampullerin tercih olarak seçildiği Solarbox cihazı ile yapılmaktadır.
6
IĢık haslığı bilhassa çok uzun yıllar gün ıĢığına maruz kalmıĢ tablollarda
görünen en mühim unsur olarak görülür (Günay, 1997; Pyle and Pearce 2001; A
Guide, 2007; Corney et al., 2009; Ford, 2013; Özcan vd., 2007).
7
kenarlardır. Genellikle kendi orijinal renklerini korurlar ya da ıĢık gören bölümlere
göre daha koyun tonda olmaları ile ilgilidir.
D. Renk Farklılığı
Renk solması bozulması, bir tablonun boya tabakası üzerinde meydana gelen
küçük ve ince çatlaklar için kullanılan bir terimdir. Tablo üzerinde boyaların tamamı
veya belirli bir bölgesi grimsi olur. Bundan dolayı yağlı boyanın kompozisyonu ve
orijinalliği yok olur.
F. TeĢhis
TeĢhis var olan, eserlerin durumları hakkında bilgi verir. Bu durumda eserin
geleceğe taĢınmasında teĢhisin ve restorasyon yönetimini belirlemede önemli etkileri
vardır. Eserin hasar nedeni tespit edilmezse bilinmezse geleceğe taĢımak oldukça
zordur.
8
G. Uygulamaları
9
hammaddesi ile en düzenli olan kumaĢlardır. KumaĢ yamalar destek üzerine
yapıĢtırılırken mum-reçine karıĢımı, sentetik termoplastik yapıĢtırıcılar kullanılır.
Son yıllarda ise sentetik termoplastik, polivinil asetat dağılımlı malzemeler
kullanılmaktadır (Güler ve Nicolaus, 1999: 90-93-117).
H. Dolgu
I. RötuĢ
J. Tratteggio
Yağlı boyadaki dolgu iĢleminden sonra hasarlı bölgede renk ve form olarak
ince model teĢkil edici darbeler ve çizgiler ile tamamlanılır. Aynı zamanda noktalar
yardımı ile boya tabakalarının tekdüzen olarak görüleceği bir biçimde oluĢturulur.
Yakın mesafeden incelendiğinde uygulanan rötuĢ alanları görünür bir Ģekilde
olmalıdır. Bu teknik yağlıboya tablonun etkilenen kısmı, sanat eserinin önemi,
formatı, nasıl asıldığı, nasıl aydınlatıldığı gibi pek çok faktöre bağlıdır (Nicolaus,
1999).
10
K. Ġllüzyonist Yöntem
L. Vernikleme
1. Yüzey Temizliği
11
Yüzey temizliğinde klasik sulu çözeltiler sabun ve insan tükürüğü dür. Aynı
zamanda tükürük epeyce kompleks bir karıĢımdır. KarıĢımlar su ve enzimlere
takviye olarak çok fazla karmaĢık maddeleri de içine almaktadır. Aynı zamanda bu
bir temizleme ajanı (aracı) olarak kullanıldığı gibi büyük olasılıkla içerdiği
enzimlerden doğru gelmektedir. 20.yüzyıl‟dan önce sabun, yağlıboya tabloları
kirlerinden temizlemek için yapılan geniĢ – ölçekli iĢlemler için kullanılacak en
ulaĢılabilir madde iken petrokimya endüstrisindeki geliĢmeler sonucunda daha ucuz
çözücüler keĢfedilmiĢ ve geliĢtirilmiĢtir (Güler ve Nicolaus, 1999: 351).
2. Verniğin Temizlenmesi
12
yapılması sonucu oluĢmaktadır. Bu tabaklar zamanla yağlı boya tablonun
görünümünü bozabileceği için tabakların giderilmesi gerekmektedir. Eğer orijinal
boya tabakası ile üst boya arasında bir vernik tabakası varsa, bu vernik tabakası
çıkarılınca üst boya da çözünerek uzaklaĢtırılır. Eğer üst boya direk boya tabakasının
üstünde ise; bu üst boyanın polar çözücüler, çözücü macunları ya da mekanik
yöntemler kullanılarak herhangi bir hasar vermeden çıkartılması pek mümkün
olmayacaktır (Nicolaus, 1999: 359).
13
III. FLAMAN RESĠMLEME YÖNTEMĠNĠN ÖZELLĠKLERĠ
ġekil 1 Jan Van Eyck, “Ghent Altarpiece”, “Ghent Sunak Resmi” (On iki panelin açık görünüĢü),
AhĢap pano üzerinde yağlı boya, 1432, St. Bavon Katedrali, Gh
14
Pieter Brueghel (1525-1569), Albrecht Dürer (1471-1528) aynı zamanda ismi geçen
sanatçıların çalıĢmalarını inceleyen Dmitri (1865-1942) ve Max Doerner (1870-
1939) ayrıca flaman resimleme sanatına iliĢkin mühim özellikleri de ortaya
çıkarılmıĢtır. Bu durumda öncelikli olarak resim görünümlerinin uygulanacağı
yüzeyin keten esaslı ve bitki liflerinin tabanlarına kadar son derece yassı bir Ģekilde
zımparalanmıĢ hayvansal ve alçı tutkalı karıĢımı ile astarlardan oluĢtuğudur (Kiplik,
2008:361).
Kalın ve iyi kurutulmuĢ tahta üzerine 8-10 kat alçı astarının uygulandığı, çok
iyi derecede düzeltildikten sonra ise bu katmanların üstüne kurĢun beyazı pigmenti
ve hayvansal esaslı tutkal karıĢımından oluĢan en az 1-2 katman uygulandığı ve
katman kuruduktan sonra yarı ıslak cam kâğıdı ile üstünden geçilerek yeniden
düzeltildiği tespit edilmiĢtir.
Dönem içerisinde çeĢitli çalıĢmalarda, ahĢap üstüne nadiren de olsa, çok ince
keten bezleri uygulandığı görülmektedir. Bu çalıĢmalarda, astar çok daha ince bir
katmandan, 2-3 kattan oluĢan kurĢun beyazı pigmenti ve tutkal yapıĢtırıcısı
karıĢımından oluĢmaktadır. Önemli bir aĢama gerektiren bu çalıĢmanın sonraki adımı
karton olarak bilinen ve kağıt üstünde hazırlık eskizlerinin tamamlanma iĢlemidir.
Ayrıca, Flaman resimleme tekniğinde en mühim yeri kirlenme ve hatalara engel
olabilmek adına desenin geçiĢini direk geçilmemesidir. Bu nedenle de “karton”
eskizin uygulanacak yüzeyin ölçütlerini birebir taĢıması gerekmektedir (Kiplik,
2008: 361).
15
ġekil 2 Jan Van Eyck, “Erkek Portresi ÇalıĢması”, GümüĢ kalemle çizim, 21.4 x 18.1 cm, 1431
16
ġekil 3 Jan Van Eyck, “St. Barbara”, Oak panel/meĢe paneli, 41.4×27.8 cm, 1437, Royal Museum of
Fine Arts, Antwerp
Açıkçası, çok iyi kurumuĢ saydam mavi katman üstüne uygulanan sarı
katman ile oluĢacak yeĢil etki ya da kırmızı üstüne uygulanan mavi renkte meydana
gelecek mor rengin optik etkisi gibidir. ÇalıĢmanın mühim noktalarından biri de her
durumda bir alt katmanın daha iyi kurumuĢ olması ve bir sonrakinden çok az yağ
kapsaması ile alakalıdır (Doerner, 1960:42).
Bir baĢka önemli konu ise, uzun sürede kuruma iĢlemi gerçekleĢen yağlı
bağlıcıların etkenlerinden oluĢan katmanların çok iyi kuruduktan sonra diğer iĢlemin
uygulanmasıdır. Açıkça katmanların yoğunluk derecesi incelendiğinde altta kalan
17
katmanların daha açık renkte ya da tonda olması gerekir. Mesela yüz bölgesi model
edilirken, açık renklerden daha koyu katmanlarla devam edilmektedir.
Ġtalya‟da XIV. yy sonu XV. yy. baĢında, tempera ile resmedilen ikon
görünümleri üzerinde vernik ve yağ kullanımının arttığı, XV. yüzyılın ortasına
gelindiğinde ise tempera-yağlı boya tekniğine geçildiği görülmektedir (Tsonev,
1974:479).
Ġlk aĢama olarak hayvansal ve kireç taĢı esaslı tutkal karıĢımlı ile birlikte önce
beyaz astar hazırlanıp üzerine kapsamlı olarak gri tonlarda “imprimatura” sürülür.
Daha sonra üzerine karton yardımı ile kömür ya da füzen tebeĢir ile deseni bütün
ince hatalarına kadar aktarılıp sonrasında su ile inceltilmiĢ kahverengi tonu ile
underpainting deseni açık – koyu değerleri vurgulanmaktadır.
18
gri tonlar hakimdir. Koruma aĢaması baĢarılı olduktan sonra çalıĢma üstünde tam –
yarı saydam renk katmanlarının sürülmesi ile iĢlem gerçekleĢtirilmektedir. Ġtalyan
resimleme yönteminde değiĢim, tuvalin ve ahĢap yüzeylerin astarlanmasıyla
baĢlamıĢtır. Ġlk dönemlerde, astar üzerine herhangi bir Ģeffaf renk sürülürken,
sonraları kapatıcı pigmentlerden oluĢan, renklendirilmiĢ “imprimatura” zemin
üzerinde resimleme yapılmıĢtır (Kiplik, 2008:364).
Ġtalya‟da Erken Rönesans Dönemi XV. yüzyılın sonu ve XVI. yüzyılın baĢına
gelindiğinde resimleme tecrübe ve deneyimlerine iliĢkin resimleme çalıĢmasında ilk
aĢama genel olarak tempera ve açık yeĢil tonu ile gerçekleĢtiği görülür. Dönemin
resimleme çağında sert fırça tarama tekniği uygulandığı görülmüĢtür (Fenberg ve
Grenberg, 1989:54).
19
ġekil 4 Antonello da Messina, “Virgin Annunciate”, Panel Üzerine Yağlı Boya, 45×34.5 cm, 1476,
Palazzo Abatellis, Palermo.
Ġtalyan resimleme yöntemi ile alakalı ilk bilgiye Rönesans döneminin ünlü
sanatçılarından Leonardo Da Vinci‟nin Resim Üzerine Ġncelemeler aslı çalıĢması ile
karĢılanmaktadır. Da Vinci‟nin tuval üstüne tempera çalıĢmasına iliĢkin dokümanları
ihtimam taĢımaktadır. Ayrıca döneme özgü teknik ve yeni açılardan geliĢme olarak
nitelendirilebilir ve genel hatları ile disiplin ve kurallardan oluĢan bir kitaptır.
Bunlarda tuval bezine ince tutkal sıvısı sürüldükten sonra resimlemeye
geçilmesinden söz edilmektedir (Da Vinci, 1721).
20
Bugün Leonardo‟nun çalıĢmaları üzerinde gerçekleĢtirilen incelemelerde Da
Vinci „nin ilk çalıĢmalarında tempera yöntemi ve tekniği kullandığı sonucuna
ulaĢılmıĢtır. Daha sonraki dönemlerde yağlı boya tekniğini, bir Flaman ustası gidi
uygulandığı görülmüĢtür. Dolayısıyla Leonardo‟nun, beyaz olarak astarlanmıĢ
zeminler üzerinde, deseni, siyaha yakın koyu Ģeffaf kahverengi bir ton ile resimsel
düzlemin tamamına yakın olarak uyguladığı anlaĢılmıĢtır. Bilhassa tamamlanmamıĢ
repertuarlerinde de görüldüğü üzere desenin en açık noktalarında dahi zeminin
beyazı üzerinde kahverengi tonda ilk resimleme aĢaması kullanılmıĢtır.
21
ġekil 5 Leonardo da Vinci, “Müneccim Kralların Tapınması”, AhĢap panel Üzerinde Yağlı Boya,
246,4 x 243,8 cm, 1481-1482, Galeri Ufizi, Floransa.
Jan Van EYCK (1390-1441) Flaman ressamdır. Ayrıca 15. yüzyıl Flaman
Okulu temsilcisidir. Sanatçı tempera yöntemi ile elde edilemeyen gerçeklik olgu
duygusunu ve objektif gerçekliğini yansıtan yağlı boya yöntemini geliĢtirerek elde
etmiĢ ve resim sanatında önemli bir alana sahip olmuĢtur (URL-1, 30.12.2018).
22
Hubert “Grent Sunak” Eyck‟ın kardeĢi resimlerinin yapımına ilk olarak
1426‟da baĢlamıĢ, fakat, ölümü üzerine bu tablolar Jan Van Eyck tarafından 1432‟de
bitirilmiĢtir (Beksaç ve Akkaya, 2000:215).
Jan Van Eyck‟ın eserleri tamamı ile dinsel bağlılık ile tamamen sakin bir ruhu
temsil eder. Sanatçı, insanın ve doğanın ne olduğunu anlayan bilen ve emin adımlarla
en ufak ayrıntıya kadar hassas bir Ģekilde muazzam bir zanaat bilimini ortaya sunar.
Bize gösterilen tablolarda onun tanrı ve gögün ıĢığı ile kutsanmıĢ olan bir dünyanın
olduğunu hissettirir (Anonim, 2005: 115).
Jan Van Eyck (1390 – 1441) Hollandalı Rönesans sanatçısı Eyck 1930 „da
Maaseik‟da dünyaya geldiği tahmin edilmektedir. Fakat Eyck‟in hayatı ile ile ilgili
çok fazla bilgiye ulaĢılamamaktadır.
23
Eyck‟ın doğum ve ölüm yılı ile ilgili kesin net bir bilgiye rastlanmamaktadır.
Kaynaklarda 1395‟ ten önce Maaseikte doğduğu bilinmektedir. Eyck‟ın 1441‟den
önce de Brugge‟de öldüğü kayıtlardan elde edilmiĢtir. (Charles, 2007, Gevgilili,
Hasol ve Özer, 1997).
24
ve zarif kompozisyon anlayıĢı, büyük olasılıkla adı bilinmeyen Boucicaut Ustası ile
Limburg KardeĢler gibi 15. Yüzyıl baĢlarının sanat anlayıĢından kaynaklanmaktadır.
Sanatçı Lille‟de 1429 „da kadar yaĢamıĢtır ve daha sonra 1430 yılında
Brugge‟e dönmüĢ ve kendine orda bir ev satın alarak hayatını orada deva
ettirmiĢtir.kayıtlara göre, 1441 „de cenazesinin kaldırıldığı bilinmektedir (Gevgilili,
Hasol ve Özer, 1997: 571).
Ressam Jan Van Eyck‟e ait; Kırmızı Türbanlı Adam, Ghent Altar ,
Arnolfini‟nin Düğünü, Madonna (Meryem) ve Çocuğu ve Tebliğ eserleri
göstergebilimin anlam boyutunda ele alınarak, incelenmiĢ ve eserlerdeki manzara
doğa, perspektif, kıyafetler üzerinden, verilen mesajlar yorumlanmaya
çalıĢılmaktadır.
25
ġekil 6 Jan Van Eyck, "Arnolfi‟nin Düğünü”, AhĢap panel Üzerinde Yağlı Boya, 82,2 x 60 cm, 1434,
National Gallery, Londra
Kaynak: URL-2,30.12.2018.
26
Arnolfini‟nin Evlenmesi adlı tablo klasik resim sanatı açısından kompozisyon
ve teknik ile ilgili yönleriyle çok önemli bir eserdir. Flaman Resim AnlayıĢı
içerisinden yükselerek Rönesans Sanatına zemin oluĢturmayı sağlayan Eyck‟in bu
eseri modern ve çağdaĢ sanatta da hala merkeze alınmaya, iĢlenmeye devam
edilmektedir.
27
Bütün detayların yansıtıldığı bu eserde, renklerin ve objelerin sembolik
değerler dikkate alınmıĢ olduğu, belirli konumların itina ile seçildiği, ıĢık etkilerinin
önem kazandığı ve dokusal nesnelerin özelliklerinin özellikle vurgulandığı
gösterilmektedir (Beksaç ve Akkaya, 2000: 218).
Tablonun en üst noktasında çok detaylı ve haç iĢlemeli metal bir avize
görüyoruz. Bu avizede bir adet mum yanmaktadır. Oda oldukça aydınlık ve gündüz
vakti olmasına rağmen mum yanması garip bir durum Panofsky‟e göre um, Tanrı‟nın
her Ģeyi gören gözünün simgesi. Diğer yorumlar ise tanrının ıĢığı, yaratıcının tek ve
bir olduğunu simgelediği görüĢüdür.
Eyck detaylardaki baĢarısını bu resimlerle bize adeta bir kez daha gösteriyor.
Ayna, izleyiciye odanın içini göstermekten ziyade simgesel bir anlam olarak her Ģeyi
gören Tanrı‟nın timsali bir göz ve Meryem‟in bekaretine gönderme yapan speculum
sine macula (lekesiz ayna) olarak yorumlanıyor.
28
Çiftin ellerinin altında duran küçük köpek figüründen bahsetmiĢtik. Özellikle
bu tür yumuĢak ve tüylü köpekler Flaman ressamlar tarafından sadakat sembolü
olarak tablolarla yer buluyor. Panofsky‟ye göre bu köpek Fides‟tir. Yani Roma
mitolojisindeki vefa ve sadakatin tanrıçası. Köpek, evliliğe duyulan ve duyulması
gerekli olan sadakatin bir temsili.
Yatak baĢlığının ucunda ahĢaptan bir heykelcik var. Bu heykel figür Azize
Margaret, doğumun koruyucu meleği. Elinde bir haç tutuyor. Azize Margaret hamile
kadınları ve bebekleri koruyan bir koruyucu. Burada aklımıza Giovanna‟nın hamile
olup olmadığı sorusu geliyor.
Karnına baktığımız zaman hafif bir Ģekilde ĢiĢkin olduğunu görüyoruz ama
kadın büyük ihtimalle hamile değil. Dönemin modasına uygun olarak giydiği
kıyafetini karnında toplamıĢ. Yine de hamileliğe bir gönderme yapıldığını söyleyen
ve hatta hamile olduğunu söyleyen birçok farklı yorum var. Acaba Giovanna sahiden
hamile miydi?
29
Aynanın olduğu duvarda “Johannes van Eyck fuit hic 1434” diye yazar.
Latinceden çevirisi “Johannes van Eyck buradaydı” Ģeklinde olan sözler, akıllara
bunun evlilik için bir Ģahitlik mi olduğu sorusunu getiriyor. Büyük bir olasılıkla
nikah Ģahitliği ve evlilik cüzdanı görevini görmesi düĢünülen bir resim bu. Zamana
göre bu da bir ilk çünkü kilise, ressamların tablolarına imza atmalarını hoĢ
karĢılamıyor. Onlara göre “tek yaratıcı Tanrı‟dır.” Fakat Eyck, bunu umursamadan
eserine imzasını atarak yine ilklerin ismi olmayı baĢarmıĢ.
Hakkında çokça yazılıp çizilen, bir sürü farklı yoruma sahip olan ve ilklerin
resmi olan Arnolfini‟nin Evlenmesi için Vernon Hyde Minor, Sanat Tarihinin Tarihi
isimli kitabında Ģu ifadeleri kullanıyor;
30
ġekil 7 Jan Van Eyck, “Madonna (Meryem) ve Çocuğu”, Panel üzeri yağlı boya, 65,5 x 49,5 cm,
1436, Stadelsches Kunstinstitut, Frankfurt
31
meyve, niĢ‟in üst tarafında yarısına kadar sıvı dolu Ģamdan ve cam ĢiĢe
görülmektedir. Rafın altında ise bakırdan yapılmıĢ ve içerisi su ile dolu olan bir leğen
vardır. Küçük bir odada ise üzeri gölgelikli ve iki basamaklı ahĢaptan bir taht
mevcuttur. Tahtın her iki yanında dört tane aslan figürü olan kolluklar vardır. Taht
ince dokumalı ve iĢlemeli kumaĢla kaplanmıĢtır. Pencerenin alt zemini ise desenlerle
taĢlarla kaplanmıĢtır. Tablo‟da geometrik desenlerden dokunmuĢ ince küçük bir halı
görülmektedir.
Ressam bu eseri ile dönemin, kutsala gösterilen saygıyı ve bütün görkemi ile
seyirciye sunmaktadır. Eserde giysili tek kadın figür, Meryem‟dir (Madonna).
Meryem‟in kıyafetleri değerlendirilmesi dıĢtan içe ve üsten aĢağı Ģeklinde
yorumlanmıĢtır. DıĢ giysi ve içerisine giydiği elbise olmak üzere, kıyafetleri iki
parçadan oluĢmaktadır. Ġçerisine çamaĢır olarak, “Smock” denen boyu yerlere kadar
uzanan iç gömleği vardır (Altınay ve Yüceer, 1992: 20).
32
rağmen, oldukça sade modeldedir. Bu kadar ince, detaylı kıyafetlerinin ve
aksesuarlarının içinde Ġsa‟nın çıplaklığı bir zıtlık oluĢturmamaktadır.
ġekil 8 Jan Van Eyck, “Tebliğ”, Panel üzeri yağlı boya, 90,2 x 34,1 cm, 1436, Gallery of Art
Washington, Washington
Sanatçının 1434- 1436 yılları arasında yaptığı, yağlı boya tablo, 92,7x36,7
cm‟dir. Tablo Ulusal Sanat Galerisi, Washington, Amerika‟da sunulmaktadır (URL-
4,7.1.2019). 19. yüzyılda panelden kanvasa geçirilmiĢtir. 1998 yılında eserin, ilk
büyük temizliği gerçekleĢmiĢtir. Eserin üzerindeki fırça darbelerinin yok edildiğine
dair bir inceleme yapılmıĢtır (Gifford, 1999:108). Eserin ana konusu; baĢ melek
Gabriel‟in, Meryem Ana‟ya olan tebliği ifade edilmiĢtir. Eserde, baĢ meleğin
Meryem‟e tanrı‟nın çocuğunu taĢıyacağını bildirdiğini anlatmaktadır. Aynı zamanda
33
Burgonya dükünü eĢinin yüzeysel hatlarını anımsattığı düĢünülmektedir (Hand,
1986: 82).
Eser kapalı alan olarak kilisede resmedilmiĢtir. Kapalı alanda, kadın Ģeklinde
tasvir edilen bir melek ve bir kadın görülmektedir. Figürler, kırmızı pelerini ve yeĢil
elbisesi ile melek, elleri dua eder Ģekilde mavi giysileri ile Meryem‟dir. BaĢındaki
tacı ve elindeki asası ile melek, Meryem‟e dönük Ģeklinde Meryem‟in sağ tarafında
konumlandırılmıĢtır. Mekanda, Meryem‟in önünde küçük, alçak boyda bir masa ve
üzerinde açık bir kitap olan objeler mevcuttur. Masanın tam önünde ise beyaz renkte
bir çiçek ve çiçeğin önünde de tahtta dan kırmızı bir tabure bulunmaktadır.
34
uzunluğunda, göğüs ortasına kadar açılmıĢ yaka yırtmacı tabloda ayrıntılı bir Ģekilde
verilmiĢtir. Yaka yırtmacına 1 ya da 1.5 cm geniĢliğinde ince Ģeritler geçirilmiĢ
olduğu görülmektedir. Elbisenin yaka ve kollarında kakım hayvanı kürkünden 3 ya
da 4 cm‟lik pervazlar uygulandığı ilgi çeker. Hand göre, kullanılan beyaz kürk o
dönem de kakım hayvanının kürkünü yalnızca kraliyet ailesi tercih etmektedir (Hand,
1986: 76).
35
model özelliği hakkında net bir bilgi yoktur. Yakada ve kol manĢetinde iĢlenmiĢ
olarak Ģerit süslemeleri görmekteyiz. Eseri dikkatli incelediğimizde iç elbisenin iç
kısmında, beyaz pamuk kumaĢtan iç giysi olduğunu görebiliriz. Meleğin kanatları
mavi, kırmızı, sarı ve yeĢil renkte açılmıĢ halde anlatılmıĢtır. Aynı zamanda sol
elinde tuttuğu asa ile Hristiyanlığın simgesi haç iĢaretini taĢımaktadır.
36
ġekil 9 Jan van Eyck, “Türbanlı Adam Portresi”, Panel üzeri yağlı boya, 26x19 cm, 1433, National
Gallery, Londra
37
ġekil 10 Jan Van Eyck, “ġansölye Rolen Madonna”, Panel üzerine yağlı boya 66x 62 cm, 1435,
Musée du Louvre, Paris
Bu, sanatçının insana karĢı yeni bir tutumu ve dünyadaki yerinin bir
anlayıĢını göstermektedir. Kısıtlı bir pozisyon ve namaza katlanıĢ eller Rolen‟in
figürüne biraz sınırlama getirse de sanatçının ilginç yaĢa gerçeği ve görüntüsünün
bütünlüğünü elde etmesini engellememiĢtir. Madonna ve ġansölyenin arkasında, akik
ve jasper oymalı sütunların arkasında, manzara görülmektedir. Bir kurdele ile bir
nehir ufka doğru kıvrılmaktadır. Mavnalar ve tekneler, adalar ve ormanlık kıyıları
yıkayarak suya yelken açar. Nehrin kıyısında büyük bir Ģehir vardır. Dar sokaklarda
insanların renkli giysilerle koĢuyorlar. Peyzajın her detayı benzersiz ve kusursuzdur.
Sanatçının dünyaya hevesli tavrından bahseder.
38
ġekil 11 Jan Van Eyck, “Kilisedeki Madonna” Panel üzerine yağlı boya, 32x 14, 1425,
Gemaldegaleria, Berlin
Jan Van Eyck „in Kilise‟deki Madonna tablosunda, taĢ alanlar çok fazla yer
kaplar. Avrupa sanatı gerçek dünyanın böylesine hayati derecede doğal
görünümlerini bilmiyordu. Sanatçı heykelsi detayları dikkatlice boyamıĢ ve sunak
bariyerindeki Madonna heykelinin yakınındaki mumları yakmıĢtır. Tabloda iç mekan
hafif bir altın ıĢık ile doldurulmuĢ ve kilise tenozlarının üzerinde süzülmüĢtür.
Sanatçı Mary figürünün hayati derecede ikna edici iç mekanı‟na oturtmuĢ ve kafa
ikinci katın pencerelerine kadar ulaĢmıĢtır. Figüre nüfuz eden ıĢık gerçektir. Fakat
tabloya aydınlananın özelliklerini verir ve renklere muazzam bir ses yoğunluğu
vermektedir. Mary‟nin mavi renkli pelerini ve kırmızı elbisesi bir renk yankısı
yayılmaktadır. Kilisenin derinliklerinde görünen eleklerin kıyafetleri iç içe geçmiĢtir.
39
ġekil 12 Jan Van Eyck, Hubert Van Eyck, “Gent Altar Panosu”, AhĢap pano üzerinde yağlı boya,
3,5m x 4,6m, 1432, Sint-Baafskathedraal, Gent
Hubert ve Jan Van Eyck kardeĢlerin 1432 yılında tamamladığı Ghent Altar
Panosu, dünyanın ilk yağlı boya tablosu olarak kabul ediliyor. Belçika‟nın Ghent
kentindeki Aziz Bavo Katedrali‟nde sergilenen eserin orta panelinde, Ġsa için kurban
edilen bir kuzu figürü bulunuyor. Panonun kapalı durumdayken toplam ölçüsü
yaklaĢık 375 x 260 cm, açık durumdayken toplam ölçüsü yaklaĢık 375 x 520 cm‟dir.
Panellerin yapımında bölgenin en kaliteli ahĢabının elde edildiği Baltık meĢesi
kullanılmıĢ, üzerine yapılan resimlerde ise yine dönemin en kaliteli ve pahalı
pigmentleri ile hazırlanmıĢ yağlıboya ve bazı kısımlarda atın varak kullanılmıĢtır.
Tablo‟da anlamlı ve üzücü bir durum yoktur tam tersi Ģenlik bir günün olduğu zarif
bir gizemde sunulmuĢtur. Hemen herkes aynı kıyafetleri giymiĢtir. Tablonun
ortasında olan kuzunun etrafında figürler dizlerinin üzerinde çıplak ayak yere
çökmüĢtür. Arkalarında ise kilise konseyi toplanmıĢtır Piskoposlar, Papalar pahalı
mücevherlerle ve kırmızı giysilerle ayakta durmaktadır. Ellerinde palmiye dalları,
saçlarında çiçekler vardır. GüneĢ ıĢığı geniĢ bir yeĢil alanı parlatmaktadır. Tablonun
arka planında ise üzümler çalılar ve çiçek açan güller vardır. Görünen çayır alanı
küçük bahçelerin, ormanların ve çalıların yeĢilin büyüdüğü derinliklere kadar uzanır.
Çimenlerin içinde vadideki papatyalar, zambaklar, hafif karahindiba, menekĢeler,
süsen ve diğer çiçekler bulunmaktadır. Eyck, Portekizden geldikten sonra Gent
Sunak Panosu; üzerinde çalıĢmaya baĢlamıĢtır. Pano 1432‟de Sint Janskerk (Aziz
40
John Kilisesi) olarak bilinen NBruges‟deki St.Bavo (Aziz Bavo) Katedrali‟ne
konulmuĢtur.
Panoya Ağabey Hubert Jan Van Eyck tarafından baĢlandığı, kendisi ölünce
Jan Van Eyck panoyu tamamladığı söylenmektedir. Yalnız panonun ne kadarının
Hubert, yaptığı ne kadarının Jan Van Eyck yaptığı bilinmemektedir. Hatta bu
tablonun atölyelerinde çalıĢan kiĢiler tarafından da tamamlandığı konusu
tartıĢılmaktadır. Genel kabul, kararı ise panonun tasarımını Hubert‟in büyük bir
kısmının ise Jan‟ın yaptığı yönündedir.
ġekil 13 Jan Van Eyck, “Üç Mary Mezar BaĢında”, 71,5 x 90 cm, 1435, Museu Boijmans Van
Beuningen, Rotterdam
Tabloda açık mekân resmedilmiĢtir. Resimde görüldüğü gibi bir kadın figür
resmedilmiĢtir. Resmin merkezinde duran figürün sağ ve sol tarafında farklı iki
kadın figürleri vardır. Üzerlerindeki kıyafetler kırmızı pelerini ve yeĢil, mavi
renklerdedir. Diğer erkek figürler ise yerde mezarın kenarında uyur pozisyondadırlar.
Mary‟nin önünde yere diz çökmüĢ kırmızı pelerinli bir kadın firgürü görülmektedir.
Mary elindeki asası ile resmedilmiĢtir. Mekânda, Mary mezar üstünde ahĢap bir
tahtanın üzerinde oturmaktadır. Önünde üç kadın vardır. Mekânın zemin karolarında
ise, bitki ve kayalar bulunmaktadır. Üzerindeki kırmızılı renkli ve yaldızlı ipliklerle
iĢlenmiĢ bir elbisedir. Elbisenin içerisinden görünen yeĢil renk elbisenin iç kısımdır.
Eserde il dikkat çeken kırmızı pelerinli kadın Mary‟dir. Mary‟nin, kıyafeti, saçları,
aksesuarları ve duruĢu oldukça detaylı betimlenmiĢtir. Mer‟nin saçları açık ve dalgalı
41
olarak resmedilmiĢtir. Mary‟in, giysisi ise, kıyafetlerin aynı kumaĢtan ve renkten
oluĢturulduğunu, resmedildiği görülmektedir. Arka planda ise yeĢillikler içinde Ģato
ve kuleler görülmektedir. Gökyüzünün grimsi kasvetli bir görüntüsü vardır. Peyzajın
her detayı benzersiz ve kusursuzdur. Sanatçının dünyaya hevesli tavrından bahseder.
ġekil 14 Jan Van Eyck, “Virgin ve Çocuğu” AhĢap üzeri yağlı boya, 47,3 x 61,3 cm, 1441, Frick
Collection, New York
42
taç bulunmaktadır. Sol tarafındaki kadın figürlerinin rahibe kıyafeti giydiği ve elinde
renkli taĢlarla benzenmiĢ bir taç tutarken resmedilmiĢtir. Sağ tarafındaki kadın
figürünün ise üzerinde kırmızı pelerin ve içi kısmının kırmızı dır. Bu kadın figür bir
eli Aziz Donör‟ün omzuna dokunmaktadır ve diğer elinde palmiye dalı
bulunmaktadır. Aziz Donör‟ün kıyafeti ise tek renk olarak resmedilmiĢtir. Mekânın
zemin karolarında ise desenli halı vardır. Üzerinde kırmızı renkler hakimdir ve çiçek
motifleri bulunmaktadır.
43
IV. SONUÇ
Eyck‟in hayatı ile ilgili hakkında pek fazla bilgiye ulaĢılmamıĢtır. Jan Van
Eyck, hakkında genel olarak saray sanatçılığı ve devlet iĢleri ile ilgilendiğini aynı
zamanda 1395 ve 1441 yılları arasında yaĢamıĢtır. Hayatı hakkında çok fazla bilgiye
sahip olmadığımız sanatçının, saray ressamlığı yaptığını, aynı zamanda devlet
iĢleriyle uğraĢtığını ve edebi bir mizacının olduğu bilinmektedir.
AraĢtırma esnasında Eyck‟e ait tespit ettiğimiz kırk adet esere ulaĢılmıĢtır. Bu
çalıĢmalar Profan Temalı ve Dini içerikli dir. Eyck‟in en bilinen ve yaygın olarak
tanınan eserleri; “Kırmızı Türbanlı Adam” ve “Arnolfi‟nin Evlenmesi”dir.
“Arnolfi‟nin evlenmesi” adlı çalıĢmasında, ressam hiç kimsenin yapmadığını
yapmıĢtır. Tabloya hem kendini eserin içinde bulunan bir aynanın içine resmederek
nikâh Ģahidi konumunda resmetmiĢ hem de tabloya imzasını atmıĢtır.
44
“Kırmızı Türbanlı Adam” adlı portresinde Eyck kendini resmetmiĢtir. Bu
nedenle tablo bu yönü ile tanınmıĢtır. Bir baĢka çalıĢmasında ise Ghent Sunağının
yapısında barındırdığı çalıĢmalar da ikonografileri ile ön plan çıkmaktadır. Bu
çalıĢmada en önemli eser “Kuzuya Tapınma”dır. Sanatçı çalıĢmalarında genellikle
manzara doğa tasviri betimleyerek perspektif kullanmayı tercih etmiĢtir.
Flaman resim tarihinde Jan Van Eyck kendi çalıĢmalarına imza atan tek
sanatçıdır. Eyck „in yüz resimle yeteneği onu portrecilikte dönemin en üst seviyesine
çıkarmıĢtır. Kendinden sonra gelen sanatçılara örnek olmuĢ ve etkilemeyi de
baĢarmıĢtır. Renklerin birbirleri ile uyumunu bir araya getiren sanatçı canlı renkleri
daha fazla sevmiĢtir. Bilhassa “Kırmızı Türbanlı Adam”, “Giovanni Arnolfi‟nin
Portresi”, “Margareta Van Eyck‟ın Portesi” adlı çalıĢmalarda kullanmayı tercih ettiği
vurgulu bir kırmızı tonu, bu durumu açıklamaktadır. Eyck‟ ten etkilenen, Barok
Dönemi sanatçısı Peter Paul Rubens‟ te renklerle bilhassa kırmızı rengi ile kendi
döneminde damga vurmuĢtur.
45
Bu nedenle yeteneği onu o dönemin en baĢarılı ve en etkin sanatçısı yapmıĢ
olduğu gibi aynı zamanda Flaman resim sanatının iki dönem arasındaki mihenk taĢı
olmuĢtur. Sanatçı resme olan özgün bakıĢ açısı ile gelecek dönemde olan yeni sanat
anlayıĢına da alt yapı hazırlamıĢtır. GeçmiĢ sanat anlayıĢı ile bağlarını koparmayan
Eyck, üslup anlayıĢı da kendinden sonra gelen sanatçılarda da görülmektedir.
Goethe; bu zamana kadar yazdıklarımın tamamı, Eyck „ın bir tablosu kadar
bile değerli değildir demiĢtir. Kuzey‟in bu büyük ressamı sanat anlayıĢı ile yaĢadığı
alana çok büyük katkı ve destek sağlamıĢtır. Flaman resim sanatını çok üst seviyelere
çıkarmıĢtır. Yaratıcılığı ile geçmiĢ ve geleceği sentezleyen ve bu karıĢıma kendi
özgün üslubunu da ekleyen sanatçı, kaçınılmaz olarak Kuzey Resim Sanatını çok
derinden etkilemiĢtir. Bu nedenle dünya resim sanatı tarihinde de yerini almıĢtır.
46
Görüldüğü gibi restoratörlerin önemi öne çıkmıĢtır. Aynı zamanda kaliteli
malzeme tercih edilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak günümüzde bilgi her yandan
önemli değer haline gelmektedir. Uzman olmayan kiĢiler tarafından bilinçsizce
geriye dönüĢümü olmayan uygulamalar ve hasarlar eserlere zarar getirmektedir.
Sonuç olarak günümüzde bilgi her yandan önemli değer haline gelmektedir.
Uzman olmayan kiĢiler tarafından bilinçsizce geriye dönüĢümü olmayan
uygulamalar ve hasarlar esere büyük ölçüde zarar getirmektedir. Bu tez çalıĢmasın da
Jan Van Eyck dönemine ait resimler araĢtırılmıĢ ve incelenmiĢtir. Aynı zamanda
yağlıboya tablo restorasyonu ve konservasyonu için kullanılan yöntemler hakkında
genel bilgi verilmiĢtir. Önemli olan az müdahale ile tablonun nasıl korunacağından
ve en küçük bir restorasyon uygulaması bile yağlıboya tabloya zarar verebilir.
Nitekim TaĢınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Laboratuarına
gelen ve restorasyonunu yaptığımız tablolarda bu yanlıĢ uygulamaları saptadık. Bu
iĢle ilgili bilinçli ve eğitimli restoratör ve konservatör yetiĢtirilmelidir.
47
KAYNAKÇA
KĠTAPLAR
48
EPIKMAN, R. (1945). XII-XVII Yüzyıl Klasik Ressamlar. Ankara: Ankara Resim
ve Heykel Galerisi, 16.
FAURE, E. (1979). Rönesans Sanatı. (Birinci Baskı). (Çev. Bertan Onaran).
Ġstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları, 209.
FENBERG, L.E., GRENBERG Y.I. (1989). Sekrety zhivopisi staryh masterov.
Moskova: Izobrazitelnoe iskussstvo.
GEVGĠLĠLĠ, A., HASOL, D., VE ÖZER, B. (Editörler). (1997). EczacıbaĢı Sanat
Ansiklopedisi. (Cilt 1, 571, 572). Ġstanbul: Yem Yayın.
GÜNAY, V., (1977). Resim, Yaygın Yükseköğretim Kurumu Eğitim Enstitüleri
Resim-iĢ Bölümü, Ankara.
GÜRAK, H. G. (Editör). (2004). Ressamlar Tük ve Dünya Ressamları. (Cilt 1,
200). Ġstanbul: Nesa Yayın Grubu
KLEINER, S. F. (2013). Gardner’s Art Through the Ages a Global History.
(Fourteenth Edition). Boston: Wadsworth Cengage Learning,
KURAN, A. (1986). "Rönesans Sanatı ve Mimarisi". Akarlı, E. D., Canbeyli, R.,
Davran, Z.,
KURAN, A. (1986). "Rönesans Sanatı ve Mimarisi: 16. Yüzyıl". Akarlı, E.D.,
Canbeyli, R.,
MEB SANAT TASARIMI (2005).
MYERS, S. B. (1979). Encyclopedia of Painting. New York: Crown Publisher
NAGEHAN, K.B., (2018) Flaman Resim AnlayıĢından ÇağdaĢ Sanata Evlilik
Ritüelinin Temsili
NEDRET, Y., (2018) Yağlı Boya Resimleme Yönteminin Ġki Temel Dalı: Flaman
ve Ġtalyan Resimleme
NICALOUS, K., (1999). The Restoration of Paintings. Könemann, Slovenia.
O‟NEILL, J.P. (Editor). (1987). The Metropolitan Museum of Art the
Renaissance in The North. New York: The Metropolitan Museum of
Art.
OXFORD PUBLISHER. (1979). Phaidon Encyclopaedia of Art and Artists. New
York: Oxford Publisher
RUDĠ, T., (1954) Ueber Restaruration Alter Oelgemälde, E.A. Seemann,
Germany.
SĠDER, S. (2005). Handbook to Life in Renaissance Europe. New York: Fact on
File, 6.
49
ġEHNAZ YALÇIN, W., (2013) Resim Boyalarında IĢık Haslığının Uygulamalı
Ġncelenmesi
ġERĠFE, Y., VĠLDAN. B., (2005) Moda Tarihi Ġçerisinde Jan Van Eyck’in
Resimlerinin Göstergebilim ile analizi
TANSUĞ, S. (2004). Resim Sanatının Tarihi. (BeĢinci Baskı). Ġstanbul: Remzi
Kitabevi.
TSONEV, K. (1974). Tehnologia na izyaĢtnite izkustva. Sofya: Ġzdatelstvo nauka i
izkustvo.
TURANĠ, A. (2003). Dünya Sanat Tarihi. (Dokuzuncu Baskı). Ġstanbul: Remzi
Kitabevi, 343.
TURANÎ, A. (2005). Dünya Sanat Tarihi. Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
ÜMER, E. (2009). Rönesans Resminin Plastik AnlayıĢının Güzel Sanatlar
Eğitimi Bölümlerindeki Resim Atölye Derslerine Katkısı,
Ondokuzmayıs Üniversitesi
VASARĠ, G. (1986). Le vite de’piu eccellenti pittori, scultori ed arhitetti, Torino:
Firenze 1550.
ZIRPOLO, H., L. (2008). Historical Dictionary of Renaissance Art. Toronto:
Scarecrow Press, xi.
КĠPLĠK, D. Ġ. (2008). Tehnika zhivopisi. Мoskova: Ġzdatelstvo V. ġevçuk
MAKALELER
DALEY, M., (1993). “Solvent Abuse”, The Spectator, s.55-58, Jan. 30.
GELĠġĠM YAYINLARI. (1983). GeliĢim Hachette Alfabetik Genel Kültür
Ansiklopedisi. (Cilt 11, 4534), Ġstanbul
GIFFORD, E.M. (1999). The Art Bulletin: “Van Eyck‟s Washington „Annunciation‟:
Technical Evidence for Iconographic Development, Vol. 81, No. 1,
pp. 108-116,
GÜLEÇ, A., (1989). “Ayasofya Müzesi, Eski AĢevi Kapılarında Koruma
Uygulaması”, ĠnĢaat Dergisi, s.44- 48, Haziran.
GÜRAK, H.G. (Editör). (2004). Ressamlar Türk ve Dünya Ressamları. (Cilt 1).
Nesa Yayın Grubu, Ġstanbul, s. 200.
HAND, J.O., WOLF F.M., (1986). Early Netherlandish Painting (catalogue),
National Gallery of Art, Washington/Cambridge UP, ISBN 0-521-34016-
0. Entry pp. 75-86, by Hand.
50
HARBISON, C. (1985). "Visions and Meditations in Early Flemish Paintig".
Simiolus: Netherlands Quarterly for the History of Art, 2(15), 87-
118, 87.
HONOUR, H., FLEMING, J. (2016). Dünya Sanat Tarihi. (Birinci Baskı). (Çev.
Hakan Abacı). Ġstanbul, 425, (Eserin orijinali 1982‟de yayımlandı).
ĠPġĠROĞLU, M.ġ. (1946). Avrupa Sanatı ve Problemleri XIV. Asırdan XVII.
Asra Kadar. (Cilt 1, 291- 314). Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Yayınları.
KARABULUT, N. (2006) Sanat Eğitiminde Bir Alt Disiplin olarak Sanat EleĢtirisi
ve Bir Akademik EleĢtiri Örneği. Dergipark, s.73-78
TEZLER
ATA. YAKUP. K., (2007) Sosyal Bilimler Enstitüsü, Güzel Sanatlar Eğitimi
Anabilim Dalı, (Yüksek Lisans Tezi), DanıĢman: Ata Yakup Kaptan,
DUYGU, B., (2012) “(4-12 YaĢ) Çocuk Resimleri ve Onların Ġç Dünyalarının
Resimlerine Yansıması” Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Ana
Bilim Dalı, Resim-ĠĢ Öğretmenliği Programı, (Yüksek Lisans Tezi),
Ġzmir.
KIRÇĠÇEK, M. (2017). Hıristiyan Tasvir Sanatında Jan Van Eyck, Gazi Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara.
SEVĠL, T. (2008) Rönesans ve Barok Resim Sanatında Ġnsan Anatomisinin
Üsluplara Göre Yorumlanması, Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, (Yüksek Lisans Tezi), Güzel Sanatlar Eğitimi
ĠNTERNET KAYNAKLARI
URL-1 https://www.akademiportal.com/italyan-ressam-giotto-kimdir-italyan-
ressam-giottonunhayati/ EriĢim Tarihi: 14.12.2018
URL-2 https://www.istanbulsanatevi.com/tag/jan-van-eyck/, EriĢim Tarihi:
18.12.2018
URL-3 http://kisacames.blogspot.com/2017/04/resimde-cocuk-isa-ve-meryem-
jesus-and.html EriĢim Tarihi: 8.1.2019
URL-4 https://www.nga.gov/collection/highlights/van-eyck-the-
annunciation.html/ EriĢim Tarihi:20.01.2019
URL-5 http://www.nkfu.com/lame-nedir/ EriĢim Tarihi: 7.1.2019
51
URL-6 https://www.istanbulsanatevi.com/category/sanatcilar/soyadi-e/eyck-jan-
van/ EriĢim Tarihi: 2021
URL-7 https://www.tarihlisanat.com/jan-van-eyck-arnolfini-nin-evlenmesi/
EriĢim Tarihi: 2018
URL-8 https://tr.painting-planet.com/erkek-portresi-calismasi-jan-van-eyck/
EriĢim Tarihi: 2021
52