You are on page 1of 6

ÜNİTE : 1

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN HAYATI

1.Çocukluğu, Ailesi, İçinde Yaşadığı Sosyal Ortam ve Yetişme Tarzı

• Mustafa Kemal, 1881 yılında Selanik'te doğdu.


• Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır.
• Ali Rıza Efendi, önceleri gümrük memurluğu yapıyordu. Daha sonra bu görevinden ayrıldı ve
kereste ticaretiyle uğraşmaya başladı.
• Mustafa Kemal'in çocukluk ve gençliği, Osmanlı Devleti’nin en sıkıntılı yıllarına rastlar. Onun
yaşadığı şehir olan Selanik, 19. yüzyılın sonlarında sık sık çatışmalara sahne olan Makedonya
bölgesindedir.
• Bu bölge aynı zamanda Avrupa’daki kültür hareketlerinin ve siyasi gelişmelerin etkisi altındaydı.
• Mustafa Kemal'in kişiliğinin oluşmasında ailesinin, aile çevresinin, öğrenim gördüğü okulların ve
yaşadığı ortamın etkili olduğu görülmektedir.

2. Eğitim ve Öğrenim Hayatı

• Mustafa, önce annesinin isteğiyle mahalle mektebine gitti. Burada modern eğitim uygulanmadığından
Şemsi Efendi İlkokuluna başladı.
• Şemsi Efendi İlkokuluna devam ederken babasını kaybetti. Bunun üzerine kısa bir süre öğrenimine ara
vermek zorunda kaldı.
• Babasının ölümüyle aile zor durumda kaldı. Zübeyde Hanım, oğlu Mustafa ve kızı Makbule ile birlikte
Selanik yakınlarında çiftlik işleten kardeşinin yanına gitti.
• Mustafa'nın öğrenim görmemesi annesini çok üzüyordu. Bu nedenle Zübeyde Hanım oğlunu öğreni-
mine devam etmesi için tekrar Selanik'e gönderdi.
• Mustafa, Selanik'te Mülkiye Rüştiyesine (sivil ortaokul) yazıldı (1892).
• Mustafa Kemal'in arzusu asker olmaktı. Askerî okul sınavına girdi ve başarılı oldu. Selanik Askerî
Rüştiyesine (Selanik Askerî Ortaokulu) kaydoldu. "Kemal" adını ise bu okuldaki matematik öğretmenin-
den almıştı
• Mustafa Kemal, Selanik Askerî Rüştiyesini bitirince Manastır Askerî İdadisine yazıldı (1895)
• Manastır kenti ve girdiği bu okul Mustafa Kemal'in ülke sorunları, vatan ve millet sevgisi, milliyetçilik,
bağımsızlık, özgürlük gibi düşüncelerinin gelişmesinde önemli rol oynamıştır.
• Mustafa Kemal, Manastır Askerî İdadisini bitirdik ten sonra İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade
sınıfına girdi (1899).
• Bu okuldan sonra öğrenimine İstanbul Harp Akademisi, kurmay sınıfında devam etti.
(1902). Derslerinin yanı sıra, ülkenin içinde bulunduğu siyası durum ve sorunları ile yakından ilgilendi.
• Mustafa Kemal, Harp Akademisini kurmay yüzbaşı olarak bitirdi (11 Ocak 1905). Böylece orduda görev
almaya hazır bir kurmay subay oldu.

3. Askerlik Hayatı

• İlk görev yeri 5. Ordu emrindeki 30. Süvari Alayı'ydı. Burada subaylara askeri bilgiler verecek ve
bölgedeki asayişi sağlayacaktı.
• Suriye'de bulunduğu sırada yakın arkadaşlarıyla Vatan ve Hürriyet Derneğini kurdu (Ekim 1906)
• 1907'de kolağası olarak Şam 5. Ordu Komutanlığında, oradan da aynı yıl içerisinde Manastır 3. Ordu
Komutanlığında görevlendirildi.
• İstanbul'da çıkan 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak ve düzeni sağlamak amacıyla hazırlanan Hareket
Ordusu’nda kurmay yüzbaşı olarak görev yaptı.
• İtalya'nın Trablusgarp'a saldırması üzerine kaçak yollarla Mısır üzerinden Trablusgarp'a gitti. Mustafa
Kemal, Enver Paşa ve Fethi Bey Derne ve Tobruk'ta İtalyanlara karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Bu
başarılarından dolayı Mustafa Kemal binbaşılığa terfi ettirildi.
• Balkan Savaşlarının başlamasıyla Trablusgarp'tan ayrılmak zorunda kaldı.
• Mustafa Kemal Sofya Askeri Ataşeliği’ne atandı (27 Ekim 1913). Mart 1914'te yarbaylığa yükseldi.
• Mustafa Kemal'in askeri yönden tanınmasını sağlayan, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesindeki
savaşlar olmuştur.
• Mustafa Kemal ve emrindeki tümen, Anafartalar ve Arıburnu'nda düşmanı ağır bir yenilgiye uğrattı.
İtilaf Devletlerinin Çanakkale'yi geçmelerine izin vermedi.
• Mustafa Kemal, Mondros'tan sonra yurdun işgal edilmesini önlemek amacıyla Anadolu'ya geçti.
• Anadolu'da askerî niteliğinin yanında siyasi dehasıyla da halkı Kurtuluş Savaşı için örgütledi.
• 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletlerinin donanmalarının İstanbul'a girdiğini gören Mustafa Kemal, yanında
bulunanlara, "Geldikleri gibi giderler." demiştir.
• Sakarya Meydan Savaşı'ndan önce meydana gelen gelişmeler onun tekrar askerliğe dönmesine yol
açmış, geniş yetkilerle başkomutanlığa getirilmiştir (5 Ağustos 1921).
• 30 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan Savaşı yapıldı. Yunan kuvvetleri ağır bir yenilgiye uğratıldı.

Mustafa Kemal’i Etkileyen Şehirler

Selanik

Makedonya'nın önemli bir şehri olan Selanik siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan çevre ülkelerden çok fazla
etkilenen bir bölge idi. Büyük devletlerin yayılma ve nüfuz alanlarının en çok etkilediği Selanik şehri aynı
zamanda Balkan milletlerinin Osmanlı'ya karşı ayaklanmalarına da merkezlik yapmıştır.

Ayrıca Selanik; genç ve aydın neslin bulunduğu, vatanseverlik duygularının yoğrulduğu ve daha fazla özgürlük
ortamının bulunduğu bir yerdi.

Manastır

Manastır Mustafa Kemal'in fikir hayatının oluşmasında büyük etkiye sahiptir. Bu şehrin Avrupa kültüründen çok
çabuk etkilenmesi ve Osmanlı yönetiminin bu şehri çok sıkı kontrol altında tutamaması, yönetime karşı olanların
faaliyetlerini arttırmalarına neden olmuştur. Mustafa Kemal de bu ortamda birçok çevreyle diyalog kurarak her
yönden kendini geliştirmiştir.

Sofya

Mustafa Kemal, 27 Ekim 1913'te Sofya Askeri Ateşeliği'ne atanmıştır. Bir yıldan fazla süren bu görevi sırasında
Atatürk, Balkanların ekonomik, politik ve sosyal ortamında bütün azınlıkları, dış güçleri, bunların emellerini ve
çeşitli dinleri tanımış; dinlerin milliyetçilik akımlarının hizmetine verilmesinin tanığı olmuştur. Bu büyük karışıklık
ortamında kendini yetiştirmiştir.

İstanbul

Osmanlı Devletinin XIX. yüzyıl sonlarındaki mevcut durumu Atatürk'te İnkılap fikirlerinin gelişmesine sebep
olmuştur. Mondros Ateşkesinin imzalanmasının ardından İstanbul'a gelen Mustafa Kemal buradan ülkenin içine
düştüğü durumdan kurtarılamayacağını anlamış ve Anadolu'ya geçerek kurtuluş hareketini başlatmaya karar
vermiştir.

Mustafa Kemal’i Etkileyen Yazarlar ve Düşünürler

Türk yazar ve düşünürlerden Tevfik Fikret, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul ve Namık Kemal

Batılı yazar ve düşünürlerden de Jean Jacques Rousseau ve Montesquie


20. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ

XX. yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti’nin Durumu : XIX yüzyılda Osmanlı Devleti’nde büyük değişiklikler
meydana gelmiştir.

19. yüzyılda Tanzimat Fermanı ve Islahat Fermanı ile kanun üstünlüğünü kabul eden Osmanlı (Sultan
Abdülmecit) I. Meşrutiyet’in ilanı ile parlementer sisteme geçmiştir. Meşrutiyet ile İlk Osmanlı anayasası olan
Kanun-i Esasi hazırlanmış, halk Mebusan Meclisi ile ilk kez devlet yönetimine katılmıştır. ( Sultan II. Abdülhamit)
1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sırasında kapatılan meclis yaklaşık 30 yıl kapalı kalmış, İttihat ve Terakki
Cemiyeti’nin baskısıyla II. Abdülhamit tarafından tekrar açılmıştır. II. Meşrutiyet’in ilanı ile İstanbul’da
meşrutiyet karşıtı 31 Mart Ayaklanması başlamıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin hazırladığı Hareket Ordusu
(Mustafa Kemal de görev almıştır.) İsyanı bastırmıştır. 1909 yılında Padişah II. Abdülhamit tahttan indirilerek
yerine V. Mehmet Reşat getirilmiş, Anayasada padişahın yetkilerini azaltırken Mebusan Meclisi’nin yetkilerini
arttıran düzenlemeler yapılmıştır. ( Devletin içinde bulunduğu bu karışıklık ortamında Bulgaristan bağımsız
olmuş, Avusturya Bosna- Hersek’i ilhak etmiş, Girit Yunanistan tarafından işgal edilmiştir.)

Fransız İhtilali’nin yaydığı Milliyetçilik akımının etkisiyle pek çok azınlık ayaklanması çıkmış, Avrupalı devletler
Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışmaya başlamıştır. Osmanlı Devleti dış borçlarını ödeyemeyince Avrupalı
Devletler alacaklarına karşılık Duyun-u Umumiye İdaresi’ni (Genel Borçlar İdaresi) kurmuş, Osmanlı gelirlerine
el koymuşlardır.

1911’de İtalya Trablusgarp’a asker çıkarmış, donanma ve ordu gönderilemediği için Mustafa Kemal ve
arkadaşları bölgede direniş örgütlemişlerdir. Direnişin uzun sürmesi üzerine İtalya 12 Ada’ya da asker çıkarmış,
Balkan Savaşları başlayınca Uşi Antlaşması ile Trablusgarp İtalya’ya bırakılmıştır.

1912’de I. Balkan Savaşı’nda Bulgaristan, Yunanistan, Karadağ ve Sırbistan Osmanlı Devleti’ni Balkanlar’dan
atmak için saldırmış, Osmanlı Devleti Çatalca’ya kadar çekilmiştir. (Edirne-Kırklareli dahil kaybedildi)

NOT: Bu yenilgiyi bahane eden İttihat ve Terakki Bab-ı Ali Baskını ile yönetime el koymuştur.

1913’te II. Balkan Savaşı I.Balkan Savaşı’nda en çok toprağı alan Bulgaristan’a Yunanistan, Sırbistan, Karadağ ve
Romanya’nın saldırması ile başlamış. Bu kez Bulgaristan’ın dört cephede savaşmasını fırsat bilen Osmanlı
Devleti Edirne ve Kırklareli’yi geri almıştır. (Meriç Nehri sınır)

20. Yüzyılda Etkili Olan Düşünce Akımları :

Osmanlıcılık :Din, dil, ırk ayrımı yapmaksızın tüm Osmanlı halkını bir arada tutmayı amaçlayan akımdır. Fransız
İhtilali’nin yaydığı milliyetçilik akımı ile mücadele etmek için ortaya atılmış, İmparatorluğun parçalanmasını
engellemeyi amaçlamıştır.

İslamcılık : Müslümanların birliğini savunan akımdır. Osmanlıcılık akımının etkisini yitirmesi ile güçlenmiştir. I.
Dünya Savaşı’nda Arapların İngilizlerle işbirliği yapması üzerine etkisi azalmıştır.
Türkçülük: Türk milliyetçiliğini ve birliğini savunan akımdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulmasında en
etkili olan akımlardandır.

Adem-i Merkeziyetçilik : Bölgesel bağımsızlığı, özerkliği savunan akımdır ancak imparatorluğun parçalanmasını
hızlandıracağı gerekçesi ile fazla rağbet görmemiştir.

Batıcılık : 18.yydan günümüze kadar etkisi devam eden akımdır. Yenileşme ve gelişmede Batı dünyasını örnek
almayı savunan akımdır.
I.DÜNYA SAVAŞI (1914-1918)

Genel Nedenleri : Milliyetçilik akımı, Sömürgecilik, hammadde ve pazar ihtiyacı, silahlanma ve bloklaşmalar

Özel Nedenler : İtalya ve Almanya’nın siyasi birliğini tamamlaması ve sömürge yarışına girmeleri, Fransa ile
Almanya arasındaki Alsas-Loren sorunu, Balkanlardaki Panslavizm ve Pangermenizm çatışması

Savaşın Başlaması : Avusturya-Macaristan veliahdı Ferdinand Sırbistan gezisi sırasında Sırplı bir genç tarafından
öldürülünce Avusturya Sırbistan’a, Rusya da Avusturya’ya savaş açtı. Kısa sürede savaş Avrupa’da yayıldı.

BLOKLAR

İTİLAF DEVLETLERİ İTTİFAK DEVLETLERİ

SAVAŞIN BAŞLARINDA İngiltere Almanya

Fransa Avusturya-Macaristan

Rusya İtalya

SAVAŞ BAŞLADIKTAN SONRA İtalya Osmanlı

Yunanistan Bulgaristan

ABD

Japonya

Brezilya

Romanya

Sırbistan

I.DÜNYA SAVAŞI VE OSMANLI DEVLETİ

Savaş başladığında Osmanlı Devleti tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak Osmanlı Devleti İtilaf devletlerinin yanında
yer almak istiyordu. Ancak İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’ni paylaşmak istedikleri ve savaşın geniş alanlara
yayılmasını istemedikleri için bu isteği reddettiler. Osmanlı Devleti de Almanya ile yakınlaştı. İktidardaki İttihat
Terakki Cemiyeti üyeleri savaşın Almanya tarafından kazanılacağına inanıyorlardı.

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmek İsteme Nedenleri : Kaybettiği toprakların bir kısmını geri alma, siyasi
yalnızlıktan kurtulma, yıkılmaya engel olma.

Almanya’nın Osmanlı Devleti’ni Kendi Yanında Savaşa Sokmak İsteme Nedenleri : Osmanlı’nın coğrafi
konumundan yararlanarak İngiltere’nin sömürgeleri ile bağlantısını kesmek, Osmanlı’yı savaşa sokarak
üzerindeki cephe yükünü hafifletmek, Osmanlı’nın hammadde ve insan gücünden yararlanmak ve halifeye cihat
ilan ettirerek İngiliz sömürgelerindeki Müslümanların isyan etmesini sağlamak

Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi : Akdeniz’de İngilizlerden kaçan Goben ve Breslau adlı Alman gemileri
Osmanlı’ya sığındı. İsimleri Yavuz ve Midilli olarak değiştirilen gemiler Rus limanlarını bombalayınca Osmanlı
Devleti savaşa girmiş oldu.

OSMANLI DEVLETİ’NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER

A)Taarruz (Saldırı) Cepheleri : Kafkas ve Kanal

B)Savunma Cepheleri : Çanakkale, Suriye-Filistin, Irak-Basra, Hicaz-Yemen

C) Müttefiklere Yardım Cepheleri : Romanya, Makedonya, Galiçya (Osmanlı Devleti müttefikleri Avusturya-
Macaristan ve Bulgaristan’a asker göndermiştir.)
A)Taarruz Cepheleri

Kafkas Cephesi : Ruslarla mücadele etmek ve Orta Asya Türkleri ile birleşmek için açılan cephedir. Sarıkamış
Faciası’nda doksan bin askerimiz donarak ölmüştür. Ruslarla işbirliği yapan Ermenilerin arkadan saldırması ile
Tehcir Kanunu çıkarılarak Ermeniler Suriye’ye sürgüne gönderilmiştir. Cephede başarı sağlanamamış, Ruslar
Muş, Bitlis Trabzon, Erzurum, Van, Erzincan gibi şehirleri ele geçirmiştir. Mustafa Kemal’in Çanakkale
cephesinden sonra buraya gelmesi ile Muş ve Bitlis Rus işgalinden kurtarılmıştır.

Kanal Cephesi : İngiltere’nin sömürgeleri ile bağlantısını kesmek ve Mısır’ı geri almak için açılan cephedir.
İngilizler başarılı olmuştur.

B)Savunma Cepheleri

Çanakkale Cephesi : İtilaf devletleri Osmanlı Devleti’ni savaş dışı bırakmak Rusya’ya yardım etmek için
Çanakkale Boğazı’na saldırdılar. 18 Mart 1915’te deniz savaşında yenildiler, karadan saldırdıklarında ise
Mustafa Kemal gibi önemli komutanların savunması ile karşılaşıp başarısız oldular. Yaklaşık beş yüz bin kişinin
hayatını kaybettiği cephede özellikle Anzac (Yeni Zellanda ve Avusturya yerlileri) Hintliler….gibi İngiliz
sömürgelerinden getirilen nice millet savaşmıştır. Seddülbahir, Arıburnu, Conk Bayırı, Anafartalarda yapılan
savaşlarla cephe yaklaşık 8 ay sürmüştür.

Suriye- Filistin Cephesi : İngilizler Araplarla işbirliği yaparak Suriye’yi ele geçirdiler.

Irak-Basra Cephesi : İngiltere’nin Ortadoğu petrollerine sahip olmak ve Rusya’ya karadan yardım göndermek
için açtığı cephedir. Selman-ı Pak Muharebesi’nde İngiliz ordusunu yenilgiye uğratan Osmanlı Ordusu Kut’ül
Amare’de İngiliz askerlerini esir almıştır. Bu zafere rağmen takviye alamayan Osmanlı ordusu gittikçe zayıflamış
ve İngilizler başarılı olmuştur.

Hicaz- Yemen Cephesi : İngilizler Araplarla işbirliği yaparak bölgeyi ele geçirdiler. Böylece Osmanlı Devleti kutsal
toprakları kaybetti.

1915 ERMENİ OLAYLARI : Rusların desteklediği Ermeniler Kafkas cephesi esnasında Osmanlı ordusunda bulunan
Ermenilerle birleşerek Osmanlı Devleti’ne karşı çeteler oluşturdular. Rus orduları Muş, Bitlis ve Trabzon, Van,
Erzurum ve Erzincan’ı ele geçirdiler. Rus güçlerinin de desteğiyle Ermeniler katliamlara başladılar. Bu gelişmeler
üzerine Ermenilerin örgütlendiği Hınçak ve Taşnak Komitesi kapatıldı. 27 Mayıs 1915’te Tehcir (Zorunlu
Göç)Kanunu çıkarılarak Ermeniler Osmanlı toprağı olan Suriye’ye göç ettirildi. Yol boyunca güvenlikleri sağlanan
Ermenilerden olaylara karışmayanların I. Dünya Savaşı’ndan sonra geri dönmelerini sağlayan yasalar yapılmıştır.
Ancak günümüzde Ermeniler Tehcir esnasında çok sayıda Ermeni’nin öldürüldüğünü iddia ederek bunun bir
soykırım olduğunu iddia etmektedir.

Bolşevik İtilali ve ABD’nin Savaşa Girmesi

I.Dünya Savaşı’ndan önce Çarlık Rusya’da başlayan iç karışıklıklar savaş boyunca da sürdü. Çanakkale’yi geçerek
Ç.Rusya’ya yardım götürmeyi amaçlayan İtilaf Devletleri başarılı olamayınca Ç.Rusya’daki İhtilal süreci hızlandı
ve 1917’de Çarlık Rusya yıkılıdı yerine Sovyet Rusya kuruldu. 1918’de imzaladığı Brest Litowsk Antlaşması ile
S.Rusya eski Rus yönetiminin daha önceden aldığı Kars, Ardahan ve Batum’u Osmanlı Devleti’ne bıraktı. S. Rusya
savaştan çekilince üstünlük İttifak Devletlerine geçti ancak Almanya’nın gemilerini bombaladığı gerekçesi ile
ABD İtilaf devletleri yanında savaşa girerek savaşı itilaf devletlerinin kazanmasında etkili oldu.

I.DÜNYA SAVAŞI’NIN SONUÇLARI


• Rusya’da Bolşevik İhtilali çıktı ve Rusya Brest-Litows Antlaşması ile savaştan ayrıldı,
• 1917’de ABD İtilaf devletlerinin yanında savaşa girerek savaşı İtilaf devletlerinin kazanmasını sağladı.
• İngiltere savaştan en karlı çıkan devlet oldu,
• Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı gibi imparatorluklar parçalandı,
• Dünya barışının sağlanması için Milletler Cemiyeti kuruldu,
• Sömürgeciliğin yerini manda ve himaye kavramı aldı,
• I. Dünya Savaşı’nda ilk kez kimyasal silah, denizaltı ve tank kullanıldı.
• Savaş sonrası antlaşmalar barışı getirmedi, II. Dünya Savaşı’nın çıkmasına neden oldu.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 Ekim 1918)
Osmanlı Devleti savaştan ayrılırken Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamıştır. Antlaşmada İtilaf devletleri
adına İngiliz General Carltrope, Osmanlı adına Bahriye Nazırı Rauf Bey bulunmuştur.

Antlaşmanın Maddeleri:
• Boğazlar İtilaf devletlerinin denetimine bırakılacak,
• Osmanlı ordusu terhis edilecek, silahlarına ve cephanelerine İtilaf devletleri el koyacak,
• Osmanlı savaş gemilerine İtilaf devletleri tarafından el konulacak,
• Tüneller ve demiryolları İtilaf devletlerinin denetimine bırakılacak,
• Telsiz, telefon ve telgraf hatları İtilaf devletlerinin denetimine bırakılacak,
• İtilaf devletleri güvenliklerinin tehdit edildiği durumlarda herhangi bir bölgeyi işgal edebilecek
(7.madde),
• Doğu Anadolu’da 6 ilde (Vilayet-i Sitte) Sivas, Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır’da bir karışıklık
çıkarsa İtilaf devletleri bölgeyi işgal edebilecek (24. Madde-amaç Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti
kurmak)

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI’NIN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİLERİ


İtilaf Devletleri Mondros’un 7. Maddesine dayanarak Anadolu’da işgallere başladılar. Halk milli cemiyetler ve
Kuvay-ı Milliye ile bağımsızlığını korumaya çalışırken Mustafa Kemal Atatürk de genelgeler ve kongreler
düzenleyerek Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır.

PARİS BARIŞ KONFERANSI (18 Ocak 1919)


• I.Dünya Savaşı sonrası bozulan düzenin yeniden sağlanması için düzenlenen konferansta İngiltere ve
Fransa etkili olmuştur.
• Konferansta Suriye ve Lübnan Fransız mandasına, Irak, Ürdün, Filistin ve tüm Arap yarımadası İngiliz
mandasına bırakılmıştır.
• Doğu Anadolu’da bir Ermeni devleti kurulmasına karar verildi.
• Batı Anadolu’da İzmir ve çevresinde Rum katliamı yapıldığı iddia edilerek bölgeye Yunanistan’ın asker
çıkarmasına karar verildi. Savaş devam ederken İzmir ve çevresi gizli antlaşmalarla İtalya’ya verilmişti.
Bu karar nedeniyle İtalya’nın İtilaf devletleri ile arası açıldı.
• Konferanstan sonra Osmanlı dışındaki yenilen devletlerle antlaşmalar imzalandı. Osmanlı Devleti’nin
paylaşılması konusunda karara varamayan İtilaf devletleri Osmanlı ile imzalanacak antlaşmayı ileriki bir
tarihe attılar.

I.DÜNYA SAVAŞI SONUNDA YENİLEN DEVLETLERLE İMZALANAN ANTLAŞMALAR


ALMANYA Versay
AVUSTURYA Sen Germen
MACARİSTAN Trianon
BULGARİSTAN Nöyyi
OSMANLI (2 yıl sonra imzalandı) Sevr

You might also like