You are on page 1of 10

ŞUARA HİSSEDENLER ŞAİRLER

ŞUARA 1
TA SİN MİM
Ali, YOLCULUK, MUSA
ŞUARA 2
Bu Kitabın ayetinin beyanıdır.
ŞUARA 3
İnansınlar diye nefsinden vazgeçebilirsin (onu sata bilirsin -
öldürebilirsin).
ŞUARA 4
Dileseydik onlara Semadan bir ayet olarak Aliyi gönderirdik. O zaman ona
boyun Eğip teslim olurlardı.
ŞUARA 5
Onlara Rahmandan güncel bir zikir (bilgi) gelmiş olmasın illa onun
hakkında bir fikir ortaya koyarlar.
ŞUARA 6
O vakit reddiye yaparlar, Alay ettikleri o hususun haberleri (bilgisi) o
vakit onlara getirilecektir.
ŞUARA 7
Yaşadıkları şu yer üzerine Düşünmezler mi? Bütün bereketli (cömert)
çiftleri onda büyütürüz (filizlendiririz) .
ŞUARA 8
Şüphesiz bunda bir ayet vardır. Onların çoğu iman etmezler.
ŞUARA 9
Şüphesiz Rabbin ona İzzet ederek (kıymet vererek) merhamet eder.
ŞUARA 10
Rabbin Musaya Zalim kavme git diye seslendi.
ŞUARA 11
Fravun kavmi Takva sahibi değildi (sakınmazlardı)
ŞUARA 12
Musa şöyle dedi, Rabbim beni reddederler (reddiye yaparlar) diye
korkuyorum.
ŞUARA 13
Göğsüm daralır ve lisanım çıkmaz (susar kalırım) o vakit Harunu da
benimle gönder.
ŞUARA 14
Onlar için (onlara göre) Ali konusu bir suç (günah) meselesidir. O vakit
beni Öldürürler diye korkuyorum.
ŞUARA 15
Şöyle dedi, Hayır ayetimle gidin, Biz sizle birlikte işitiriz.
ŞUARA 16
Firavuna gidin o vakit şöyle deyin, bizi Hayatların (yaşamların) sahibi
gönderdi.
ŞUARA 17
Beni İsraili bizimle gönder diye.
ŞUARA 18
Şöyle dedi, sen ömründe senelerce bir çocuk olarak bizimle kalıp bizim
aramızda büyümedin mi?
ŞUARA 19
Sen yapacağını yaptın ve sen o yaptığınla kafirlerden oldun.
ŞUARA 20
Şöyle dedi, onu yaptımda ben zelillerdendim.
ŞUARA 21
O vakit sizden korktuğum için sizden kaçtım, rabbim o zaman bana bir
hüküm verdi ve beni gönderilenlerden kıldı.
ŞUARA 22
Bu niğmet Beni israili kendime kul yapayım diye (onlara ilah olayım diye)
senin engellemeye çalıştığın Alidir.
ŞUARA 23
Firavun şöyle dedi, Hayatın sahibi ne demektir.
ŞUARA 24
Şoyle dedi, Göklerin yerin ve onların arasında ne varsa hepsinin sahibi.
Eğer Kanaat ederseniz.
ŞUARA 25
O etrafindakilere şöyle dedi, işitiyormusunuz (ne diyor) (küçümsedi).
ŞUARA 26
Sizin sahibiniz ve sizden önceki atalarınızın da sahibidir.
ŞUARA 27
Şöyle dedi, size gönderilen bu kişi şüphesiz size gelmiş bir mecnundur
(cinlenmiştir)
ŞUARA 28
Dedi ki Doğunun ve Batının onların arasında ne varsa hepsinin sahibidir
eğer akıl edenler olursanız.
ŞUARA 29
Şöyle dedi eğer benden (benlikten kişinin özünden) başka bir ilah
edinirsen seni hapse atarım.
ŞUARA 30
Şöyle dedi, sana bir şeyi (açıklama getirirsem) açıkça getirirsem de mi?
ŞUARA 31
Şöyle dedi eğer doğru soyluyirsan haydi onu getir.
ŞUARA 32
O vakit asasını fırlattı o açıkça bir yılan oldu.
ŞUARA 33
Elini çıkardı o bakanlar için beyaz oldu.
ŞUARA 34
Çevresindeki Adamlarına şöyle dedi, Şüphesiz, bu bir sihir Alimi.
ŞUARA 35
Sizi sihri ile yaşadığınız yerden kaçırmak kovmak istiyor o vakit bu
hususta ki emriniz nedir.
ŞUARA 36
Şöyle dediler onu ve kardeşini tekrar çağır ve şehre Seçip toplayacak
kişiler gönder.
ŞUARA 37
Ne kadar sihir Alimi varda sana getirsinler.
ŞUARA 38
Belli bir günün belli bir vaktinde sihirbazları bir araya getir.
ŞUARA 39
Halka da şöyle denildi sizden katılır mısınız.
ŞUARA 40
Biz sihirbazlara tabiyiz onlar galip gelenler olur diye ümit ediyoruz.
ŞUARA 41
Sihirbazlar gelince firavuna şöyle dediler biz galip gelirsek bize bir
ödül var değil mi.
ŞUARA 42
Şöyle dedi, elbette şüphesiz siz o zaman yakınımızda olan kimseler
olacaksınız.
ŞUARA 43
Musa Onlara şöyle dedi, hadi atın atacağınızı.
ŞUARA 44
O vakit onlar iplerini ve asalarını attılar ve şöyle dediler firavunun
izletiyle şüphesiz biz galip olacağız.
ŞUARA 45
Musa asasını fırlattı o zaman o, onların yalanlarını durdurdu.
ŞUARA 46
Sihirbazlar secdeye atıldılar. (Kapandılar).
ŞUARA 47
Şöyle dediler Hayatların sahibine iman ettik.
ŞUARA 48
Musa ve Harunun Sahibine.
ŞUARA 49
Şöyle dedi, Ben size izin vermeden ona iman ettiniz. Şüphesiz o sizin
Büyüğünüz sizin sihir hocanız. Çok geçmeden bileceksiniz. Ellerinizi ve
ayaklarınızı keseceğim ve sizi çarmıha gereceğim.
ŞUARA 50
Şöyle dediler ziyanı yok (farketmez) şüphesiz, biz sahibimize yöneldik.
ŞUARA 51
İlk inanlar olduğunuz için sahibimizin bizi bu yolumuzdan (hatamızdan)
dolayı affeder diye umut ediyoruz.
ŞUARA 52
Musaya Kullarımı sakla şüphesiz siz takip edileceksiniz diye vahyettik.
ŞUARA 53
Firavun toplayıcılarını şehre gönderdi.
ŞUARA 54
Şüphesiz onlar Küçük bir guruptur.
ŞUARA 55
Şüphesiz onlar bize karşı sinirlidir.
ŞUARA 56
Biz hazırlıklı bir cemaatiz.
ŞUARA 57
O zaman onları cennetten (bahçeden) çıkardık ve izlettik.
ŞUARA 58
Hazineler ve cömert (bereketli) bir makam. (Verdik)
ŞUARA 59
İşte böylece Onları beni İsraile mirasçı kıldık.
ŞUARA 60
Doğulular onları takip etti.
ŞUARA 61
Cemaatler birbirlerini görünce musanın ashabı şöyle dedi aha şüphesiz
farketdildik.
ŞUARA 62
Şöyle dedi hayır sahibimiz bizimle ve bizi hadiler kılacak.
ŞUARA 63
O vakit musaya asanı denize vur diye vahyettik. O zaman (denizi) ikiye
yardık, Her bir parçası büyük bir dağ gibi oldu.
ŞUARA 64
En sonuncusu geçince onu kapattık.
ŞUARA 65
Musa ve beraberinde olanların cümlesini kurtardık.
ŞUARA 66
Sonra da ardındakileri boğduk.
ŞUARA 67
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır. Onların çoğu iman etmezler.
ŞUARA 68
Şüphesiz rabbin onu (Musayı) rahmeti ile kuvvetlendirdi (onun için
üstünlük verdi).
ŞUARA 69
Onlara İbrahimin haberiyle (Haberinden) Aliyi Oku.
ŞUARA 70
(Ebu Rahim)
Babasına ve kavmine şöyle demişti Kulluk ettiğiniz nedir?
ŞUARA 71
Şöyle dediler biz Sanemlerin (putların) kuluyuz ve Onlara akifleri
(ibadet edenleri) olarak eğiliyoruz. (Tutunuyoruz).
ŞUARA 72
Şöyle dedi, seslendiginiz zaman sizi işitiyorlar mi?
ŞUARA 73
Yahut size bir fayda veya zarar veriyorlar mı?
ŞUARA 74
Şöyle dediler, Mutlaka (evet), bizim babalarımız ve büyükbabalarımız da
aynı şekilde yapıyorlardı.
ŞUARA 75
(Ebu Rahim)
Şöyle dedi, Neye Kulluk ediyorsunuz siz hiç düşündünüz mü?
ŞUARA 76
Siz ve Sizin Kadim olan atalarınız.
ŞUARA 77
Hayat(lar)ın sahibi dışında şüphesiz onlar bana ters (ben onlara
karşıyım).
ŞUARA 78
Beni yaratan o vakit hadi kılan odur.
ŞUARA 79
Beni yediren ve içeren odur.
ŞUARA 80
Hastalandığımda odur bana şifa veren.
ŞUARA 81
Beni öldürecek sonra diriltecek olandır
ŞUARA 82
Ödeşme (karşılaşma) gününde hatamdan (gittiğim yoldan) dolayı beni
affeder diye umut ettiğimdir o.
ŞUARA 83
Rabbim benim hakkımda hüküm ver ve beni salihlere kavuştur (salihleri
benim için hak eyle).
ŞUARA 84
Ardımdan (arkamdan gelecekler - beni takip edecekler) için beni doğru
sözlü kıl.
ŞUARA 85
Beni Naim cennetinin (saadet bahçesinin) varislerinden kıl.
ŞUARA 86
Babamı bağışla şüphesiz o zilillerden (kendini küçük düşürenlerden) oldu.
ŞUARA 87
Dirilme gününde beni dürtme.
(O gün zebaniler kafirleri mızrakla dürterler zerk ederler).
Referans TAHA 102
O gün Sûra üflenir ve Günahkarlar o gün Zerk (çirkin bir halde mızrak
dürtülerek) ile Haşredilir.
ŞUARA 88
O gün Mal ve oğullar fayda etmez.
ŞUARA 89
Allaha sağlam (teslim) bir kalp ile gelen öyle değildir.
ŞUARA 90
Taki olmuşlara (korunmuşlara) cennet yaklaştırılır (yolu kısaltılır)
ŞUARA 91
Cehennem gaviler (azmışlar) için ortaya çıkarılır.
ŞUARA 92
Onlara şöyle denilir, Kulluk ettikleriniz nerede hani.
ŞURA 93
Allahın dunundan size bir
yardımcı yahut kendilerine bir yardımları var mı.
ŞUARA 94
O Vakit onlar ve onlarla azanlar onun içine kebkeb olarak (baş aşağı
şekilde) atılırlar.
ŞUARA 95
Ve iblisin askerlerinin cümlesi (de).
ŞUARA 96
Onlar orada birbirlerine hasımlık (düşmanlık) ederek Şöyle derler,
ŞUARA 97
Tallahi (Allaha yemin olsun) şüphesiz zelalet (zelillik) içinde olduk.
ŞUARA 99
Bizi suçlulardan başkası Zelil kılmamıştır.
ŞUARA 100
Artık bizim için bir şefaatçi (şifa verici) yoktur.
ŞUARA 101
(Artık) Doğruyu söyleyen samimi bir dostta yok.
ŞUARA 102
Keşke bize bir kere daha (fırsat verilse) de inananlardan olsak.
ŞUARA 103
Şüphesiz, bunda bir ayet vardır. Onların çoğu inanmazlar.
ŞUARA 104
Şüphesiz Rabbin Onu (İbrahimi) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 105
Nuh kavmi gönderilenleri reddetti.
(Nuh demek ağlayan feryat eden demektir - Allaha oğlum öldü diye feryat
edip ağladığı için ona Nuh dendi)
ŞUARA 106
O vakit kardeşleri Nuh onlara şöyle dedi
Taki olmaz mısınız (korunup sakınmaz mısınız)
ŞUARA 107
Ben size güvenilir (dürüst) olarak gönderildim (emin bir resulüm)
ŞUARA 108
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 109
Sizden O Aliye karşılık bir ücret sormuyorum. Hayatların sahibinden
(Alemlerin rabbinden) bana verilen ücret yalnızca Alidir.
ŞUARA 110
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 111
Şöyle dediler, sana mı inanalım? Sana reziller uyar.
ŞUARA 112
(Nuh)
Şöyle dedi, Onların Amellerinde benim ilmim yoktur.
ŞUARA 113
Onlar Rabbimin Ancak Ali olduğunu hesap ediyor (farzediyor). Şuur
ederseniz. (Algılarsanız).
ŞUARA 114
İnananların Tardı (azledip reddedilmesi) ben değilim.
ŞUARA 115
Ben ancak açık bir uyarıcıyım
ŞUARA 116
Şöyle dediler, buna bir son vermezsen (Bu yaptığını kesmezsen), Ey Nuh
Taşlananlardan olursun.
ŞUARA 117
Şöyle dedi, Rabbim şüphesiz kavmim reddetti
ŞUARA 118
O halde benimle onların arasını bir açıklama aç ve beni benimle birlikte
olan müminleri kurtar.
ŞUARA 119
O vakit onu ve beraberindekileri yüklü (enerjisi tam dolu güç kaynagı
full) bir Fulk (Gök denizi gemisi) içinde Kurtardık.
ŞUARA 120
Sonra ardında kalanı (bakiyesini) boğduk.
ŞUARA 121
Şüphesiz bunda bir ayet var. Onların çoğu iman etmediler.
ŞUARA 122
Şüphesiz Rabbin Onu (Nuhu) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 123
Ad (karşı çıkan düşmanlık eden) gönderilenleri reddetti.
ŞUARA 124
O vakit kardeşleri Hud (Hadi olan) onlara şöyle dedi
Taki olmaz mısınız (korunup sakınmaz mısınız)
ŞUARA 125
Ben size güvenilir (dürüst) olarak gönderildim (emin bir resulüm)
ŞUARA 126
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 127
Sizden O Aliye karşılık bir ücret sormuyorum. Hayatların sahibinden
(Alemlerin rabbinden) bana verilen ücret yalnızca Alidir.
ŞUARA 128
Ayeti bir uğraş (önemsiz bir oyun) edinip ondan elde ettiğiniz bütün
gelirle yapılar mı yapıyorsunuz.
ŞUARA 129
Ölümsüz olmayı (ebediyeti) umarak iş yerleri (dükkanlar) mi ediliyorsunuz
(ayetlerden kazandığınız gelirle).
ŞUARA 130
O Vakit Cabbarların gaddarlığı ile gaddarlık ediyorsunuz.
ŞUARA 131
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 132
Bilmediklerinizi size Med edenden (yayan temin eden açıp uzatandan)
Sakının (ona Taki olun).
ŞUARA 133
Size binaları (yapıları) ve Malları Med (yaymış temin etmiş
genişletmiştir) etmiştir.
ŞUARA 134
Bahçeler ve Su kaynakları (med etmiştir)
ŞUARA 135
Ben, sizin için Ali hususunda Büyük bir günün azabından korkuyorum.
ŞUARA 136
Şöyle dediler, sen vaaz versen de vermesen de bizim için Ali farketmez
(diğerleri ile eşittir),
ŞUARA 137
(Şöyle dediler)
Şüphesiz bu ancak Evvelkilerin Halkıdır (kendilerinin meydana getirip
ortaya koyduğu bir şeydir)
- Yani Ali hususu Evvelkilerin uydurduğu bir husustur.
ŞUARA 138
Biz azap edilenlerden de Olmayacağız.
ŞUARA 139
Onu reddettiler o vakit onları helak ettik. Şüphesiz bunda bir ayet var.
Onların çoğu inanmazlar.
ŞUARA 140
Şüphesiz Rabbin Onu (Hud u) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 141
Semud (Semirenler) gönderileni reddetti.
Semirenler yani vücutları aşırı büyüyenler.
ŞUARA 142
O vakit kardeşleri Salih (Barışçı - Sal halinde olan) onlara şöyle dedi
Taki olmaz mısınız (korunup sakınmaz mısınız)
ŞUARA 143
Ben size güvenilir (dürüst) olarak gönderildim (emin bir resulüm)
ŞUARA 144
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 145
Sizden O Aliye karşılık bir ücret sormuyorum. Hayatların sahibinden
(Alemlerin rabbinden) bana verilen ücret yalnızca Alidir.
ŞUARA 146
Burada (Bu zamanda) ne varsa size bırakılacağından emin misiniz?
ŞUARA 147
Bahçeler ve Kaynaklar içinde. (Olacağınıza emin misiniz)
ŞUARA 148
Ekili tarlalar ve Besleyici (sindirimi kolay) Uzamış Meyve ağaçları.
(Sahibi Olacağınıza emin misiniz)
ŞUARA 149
Cebelden (semadaki katı tabakadan) kaçış yerleri yontuyorsunuz.
(İstasyonlar meydana getiriyorsunuz)
Yani gökkubbeyi aşmak için
ŞUARA 150
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 151
Sarfilerin (savurganların) işlerine uymayın.
ŞUARA 152
Onlar yaşadığınız yerde ki Bozguncular ve Salih (barışçı) olmayanlardır.
Yani Salihlik etmeyen Allahin emirleri ile hareket etmeyen ona
bağlanmamış teslim olmamış.
ŞUARA 153
Şöyle dediler, Şüphesiz sen büyülenmiş birisin.
ŞUARA 154
(Şöyle dediler)
Sen bizim gibi bir beşerden başka biri değilsin. O vakit doğru
söylüyorsan bize bir ayet getir (kanıtla ispat et).
ŞUARA 155
(Salih)
Şöyle dedi, İşte bu sizin için bir kaynak, Ondan Sulanmanız (içmeniz)
için, belli bir günde sulanmanız için.
ŞUARA 156
Ona pislik dokundurmayın (bulaştırmayın) o vakit sizi büyük bir günün
azabı tutar (yakalar).
ŞUARA 157
O vakit Onu (O kaynağı) kestiler. O zaman Pişmanlık içinde uyandılar
(sabahladılar).
ŞUARA 158
O vakit onları bir azap tuttu. Şüphesiz bunda bir ayet var. Onların çoğu
inanmazlar.
ŞUARA 159
Şüphesiz Rabbin Onu (Salihi) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 160
Lut (bir şeye baglanıp dahil olan - yapışan) Kavmi gönderilenleri
reddettiler.
ŞUARA 161
O vakit kardeşleri Lut onlara şöyle dedi
Taki olmaz mısınız (korunup sakınmaz mısınız)
ŞUARA 162
Ben size güvenilir (dürüst) olarak gönderildim (emin bir resulüm)
ŞUARA 163
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 164
Sizden O Aliye karşılık bir ücret sormuyorum. Hayatların sahibinden
(Alemlerin rabbinden) bana verilen ücret yalnızca Alidir.
ŞUARA 165
Hayatınızda Zikranlara (vericilere - Erkeklere) mı gidiyorsunuz?
Zikran (zikirci - veri (ci) - erkek olan verici)
ŞUARA 166
Rabbinizin sizin için yarattığı eşlerinizi Terkediyorsunuz (bir kenara
atıyorsunuz. Mutlaka siz karşı çıkan (geri ilkel) bir kavim oldunuz.
ŞUARA 167
Şöyle dediler, buna bir son vermezsen (Bu yaptığını kesmezsen), Ey Lut
Taşlananlardan olursun.
ŞUARA 168
(Lut şöyle dedi)
Ben yaptıklarınızı söyleyen biriyim (ne yapıyorsanız onu söylüyorum).
ŞUARA 169
Rabbim beni ve ailemi yaptıklarından kurtar.
ŞUARA 170
O Vakit Onu ve Ailesinin cümlesini kurtardık.
ŞUARA 171
Ancak Zaafı olan Toz olanlar içinde (kaldı).
ŞUARA 172
Sonra da diğerlerini (Geride kalanları) Toz ettik.
ŞUARA 173
Onlara Aliden bir yağmur yağdırdık. Uyarılanlar için ne kötü bir yağmur.
(Aliyi bir yağmur gibi)
ŞUARA 174
Şüphesiz bunda bir ayet var. Onların çoğu inanmazlar.
ŞUARA 175
Şüphesiz Rabbin Onu (Lut u) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 176
Leyke (paralel kiyle - kile) Topluluğu gönderilenleri reddetti. ( ‫ك ي‬/‫ل ي ك‬
‫)ل‬
ŞUARA 177
O vakit Şuayip onlara şöyle dedi,
Taki olmaz mısınız (korunup sakınmaz mısınız)
ŞUARA 178
Ben size güvenilir (dürüst) olarak gönderildim (emin bir resulüm)
ŞUARA 179
O halde Allaha Taki olun (sakının korunun) ve bana uyun.
ŞUARA 180
Sizden O Aliye karşılık bir ücret sormuyorum. Hayatların sahibinden
(Alemlerin rabbinden) bana verilen ücret yalnızca Alidir.
ŞUARA 181
Kileyi (ölçüyü) yerine getirin (Kilede doğru olun) ve Kaybedenlerden
olmayın.
Buradaki kileden maksat hüküm vermedir yani bir hukuk verirken adaletle
verin.
ŞUARA 182
Doğru bir kıstasla (ölçü aleti ile) tartın
Yani doğru kıstas - ilahi hükme uygun bir emir ile tartın (kararınızı
düşünüp tartın)
ŞUARA 183
Halkın meselelerini (eşyalarını) bayağı (değersiz) hale getirmeyin.
Topraklarınızı (yaşadığınız yeri) fesad (bozgunculukla) ederek
karıştırmayın.
ŞUARA 184
Sizi yaratan ve ilk (evvel) tabiatınızı (mizacınızı) hilkat edenden
(Hamurunuzu yoğurup mayalandırandan) sakının.
ŞUARA 185
Şöyle dediler, Şüphesiz sen büyülenmiş birisin.
ŞUARA 186
Sen, Bizim gibi beşerden başka bir şey değilsin. Şüphesiz senin
yalancılardan olduğunu zannediyoruz.
ŞUARA 187
O vakit bize semasan bir tutulma (eclips) ile Alinin (gölgesini) düşür.
Doğru söyleyenlerden olduysan.
ŞUARA 188
Şöyle dedi, Rabbim ne ile Amel ettiginizi bilir.
ŞUARA 189
Onu reddettiler, o vakit onları gölge gününün azabı yakaladı (tuttu).
Şüphesiz O büyük bir azap günü oldu.
ŞUARA 190
Şüphesiz bunda bir ayet var. Onları çoğu inanmazlar.
ŞUARA 191
Şüphesiz Rabbin Onu (Şuayibi) Merhametiyle Kuvvetlendirdi (Ona üstünlük
verdi).
ŞUARA 192
Şüphesiz onu Hayatların sahibi (Alemlerin rabbi) göndermiştir.
ŞUARA 193
Onu güvenilir (dürüst) bir Ruh indirmiştir.
ŞUARA 194
Ali, Uyarıcılardan olman için senin Kalbine (indirmiştir).
ŞUARA 195
Arabi bir lisanla beyan etmiştir. (Açıkça)
ŞUARA 196
Şüphesiz o evvelki (önceki) Zeburun (Kutsal yazının) içindedir.
ŞUARA 197
BenI israilin Alimleri Onu bilsinler diye onlar için bir ayet olmadı mı.
ŞUARA 198
Eğer o Aliyi acemilerden bazısına (birine) gönderseydik.
ŞUARA 199
O onlara Aliyi okusaydı ona inanlar olmazlardı.
ŞUARA 200
Böylece onu suçluların kalplerine işledik. (Bir öfke sebebi olarak).
ŞUARA 201
Acı veren bir azabı görünceye (düşününceye) kadar ona inanmazlar.
ŞUARA 202
Onlara bir anda (baskın yapar) gelir. Onlar farkedemezler.
ŞUARA 203
Biz de görür müyüz derler (dalga geçerek)
ŞUARA 204
Azabımıza acele mi ediyorlar.
ŞUARA 205
Düşündün mü biz onları senelerce metalandırsak (nimetlendirsek).
ŞUARA 206
Sonra onlara vaat edilen gelse.
ŞUARA 207
Metalanmış oldukları (sahip oldukları servet mal vs) şeyler bunu onlardan
gideremez.
ŞUARA 208
Biz hiç bir yerleşim yerini onları uyarmadan helak etmedik.
ŞUARA 209
Zikrettik (bilgi verdik) ve biz zalimlerden olmadık
ŞUARA 210
Onu şeytanlar indirmedi.
ŞUARA 211
Onlar için uygun değildir ve yapamazlarda.
ŞUARA 212
Şüphesiz onlar işitmekten azledilmişlerdir.

You might also like