You are on page 1of 5

YASİN 1

Yasin (Birleşim kavuşum yasası)


YASİN 2
(Bu) Hakim olan Hüküm içeren bir okumadır.
YASİN 3
Şüphesiz sen gönderilenlerdensin.
YASİN 4
Ali de Sırat El Müstakimdir (dosdoğru yoldur).
YASİN 5
Aziz (pek kıymetli) bir Merhamet olarak gönderilmiştir.
YASİN 6
Ataları (babaları) ikaz edilmemiş bir kavmin ikaz edilmesi (uyarılması)
için. O vakit onlar gafillerdir.
YASİN 7
Hak söz Ali olmuştur. Onların çoğu ise ona iman etmezler.
YASİN 8
Şüphesiz biz onların boyunları (boyunlarının iki tarafı) içinde her biri
çenelerine kadar erişen Zincirler (bağlar) var ettik. Bundan Başları dik
durur.
YASİN 9
Biz, Onların Ellerinin arasında (ortasında) bir engel (bir şişlik) var
ettik ve Arkalarında (enselerinde) da bir şişlik (engel) var ettik.
Onları deri ile (bir örtü ile) kapladık. O vakit basredici (kavrayıp
anlayıcı) değillerdi.
YASİN 10
Onları Ali hususunda Uyarsan (ikaz etsen) da uyarmasan da Onlar için
farketmez. İnanmazlar.
YASİN 11
Şüphesiz nezrettiğin (ikaz ettiğin) şey zikre (O bilgiye) tabi olan ve
Rahmana Haşi olan (korkup çekinen) kimseyedir.
YASİN 12
Şüphesiz biz yaşatıp öldürürüz ve Ne kadem ettilerse (neye ulaştılarsa)
ve Ne eser ettilerse (Ne bıraktılarsa) kitap ederiz (yazarız) ve Her şeyi
beyan olunan bir imamda (Ali de) saymışızdır.
YASİN 13
Onlara bir yerleşim yerini misal olarak vur (ortaya koy), Onlara
Gönderilenler (elçiler) gelmişti.
YASİN 14
Onlar üzerine ikisini (ardı ardına) gönderdiğimiz vakit onları
reddettiler (yalanladılar) o vakit üçüncüsü ile pekiştirdik. O zaman
şöyle dediler, Şüphesiz biz size gönderilenleriz.
YASİN 15
Şöyle dediler, siz bizim gibi beşerden başka bir şey değilsiniz ve Rahman
bir şeyi göndermemiştir. Şüphesiz siz ancak yalancısınız.
YASİN 16
Şöyle dediler, Rabbimiz bilir, şüphesiz biz size gönderenleriz.
YASİN 17
Bize Aliyi açıkça bildirmekten başka bir şey (bir emir) yoktur.
YASİN 18
Şöyle dediler, Şüphesiz biz sizin yüzünüzden dağılıp gittik (uçup
savrulduk), eğer bu işe bir son vermezseniz sizi taşlarız (fırlatır
atarız) ve size bizden acı bir azap dokunur.
YASİN 19
Sizin bu dağılışınız (bir hususta ayrılışınız) sizin kendinizdendir Size
verilen bilgi mi buna sebep. Muhakkak siz israf eden (Bilgiyi savurup
atan) bir kavimsiniz.
YASİN 20
Şehrin uzağından bir rical (bilgi sahibi biri) say ederek (gayretle döne
dolaşa) geldi. Şöyle dedi, Ey Kavmim gönderilenlere tabi olun.
YASİN 21
Size bir karşılık sormayan (sizden bir karşılık istemeyen) kimselere tabi
olun ki Onlar hadi olanlardır.
YASİN 22
Ben niçin beni Fatr edene (fark ederek ayırarak yaratana) kul olmayım.
(Sonunda) Ona raci olacaksınız (onun Hakikatini bileceksiniz)
YASİN 23
Onun dunundan (yarattıklarından) ilah mı edineyim. Rahman bana bir zarar
dilerse Onların şefaati beni bir şeyden gani etmez (beni kurtaramaz).
Kurtarıcıda değillerdir.
YASİN 24
O vakit ben beyan olunan o zelilliğin (aşşagılık halin) içinde olurum.
YASİN 25
Şüphesiz ben sizin rabbinize iman ettim O halde işitin (bana kulak
verin).
YASİN 26
Gir cennete denildi, Ah keşke kavmim bilseydi dedi.
YASİN 27
(Ah keşke bilselerdi),
Rabbimin beni ne sebepten affettiğini ve beni ne sebepten ikram
olunanlardan kıldığını.
YASİN 28
Onun ardından O kavme ne Aliyi gönderdik ne de gökten bir ordu.
Gönderecekte değiliz.
YASİN 29
Sadece bir çığlık olsa (gerek), Onlar söndüler. (Artık hayat ışıkları yok
oldu).
YASİN 30
Ey Ali husunda pişmanlık içinde olan kullar, Onlara gönderilenden ne
geldiyse illa onunla alay ederler.
YASİN 31
Onlardan önce nice nesilleri helak ettik düşünmezler mi. Şüphesiz Onlar
artık kendilerine raci olamazlar (hakikatten bir bilgi veremezler).
YASİN 32
Hepsi toplandığı zaman bizim ledünümüze (hakikatimize bize ait hakikate)
kulak verecekler (getirilecekler).
YASİN 33
Ölü toprak onlar için bir ayettir. Ona hayat verdik ve ondan hububat
(tahıl) çıkardık. O vakit ondan yerler.
YASİN 34
Onun içinde Üzüm ve hurmadan Bahçeler var ettik ve Onun içinde Kaynaklar
fışkırttık.
YASİN 35
Onun meyvesini yesinler diye. (Böyle yaptık). Elleriyle onu amel etmiş
(yapmış) değillerdir. O halde şükretmezler mi.
YASİN 36
Kendilerinde ve Toprakta biten şeylerden bütün o çiftleri ve bilmedikleri
daha ne varsa onu yaratan Subhandır.
YASİN 37
Gece onlar için bir ayettir. Gündüzü ondan soyarız (alıp götürürüz) da
onlar o vakit karanlıkta (gölgede) kalırlar.
YASİN 38
Güneş onun için karar olunana akar (gider). Bu aziz (büyük değerli)
alimin (Allahın) takdiridir.
YASİN 39
Ve Ay, Ona menziller (duraklar) takdir ettik. Aksayan (topallayan) bir
ihtiyar haline dönene kadar.
Yasin 39 cuziyat
Yani Ay, aksayan topallayan ihtiyar beli bükülmüş iki büklüm olmuş
Kurumuş zayıflamış yaşlı eğri bir insan haline şekline gelen kadar.
YASİN 40
Güneşin Aya ulaşayım diye Ona Zulmetmesi (bagi etmesi bir kötülük etmesi)
olmaz. Gece de gündüze sabık olmaz (geçemez). Cümlesi felek içinde (Gök
denizinde) yüzerler.
YASİN 41
Bizim Yüklü (enerjisi tam dolu) bir fulk (Gökdenizi gemisi) içinde
onların neslini taşımamız Onlar için bir ayettir.
YASİN 42
Onlar için onun (geminin) benzerlerinden binekler var ettik.
YASİN 43
Dilesek onları boğarız. O vakit Onların bir haykırışı feryadı (feryatları
duyanı) da olmaz ve onlar kurtulamazlar.
YASİN 44
Ancak bizim rahmetimiz ve bir süreye kadar metalandırmamız vardır.
YASİN 45
Onlara Ellerinizin arasındaki şeye ve arkanızdaki (ensenizdeki) şeye
karşı Taki olun (sakınıp korunun) denildiğinde umulur ki raci olursunuz
(Ondan bilgi alırsınız hakikatine erersiniz).
YASİN 46
Onlara Rablerinin ayetlerinden ayet olarak bir şey geldiğinde, Ona karşı
boyun eğen (onu arz edip hayatlarında yaşayanlar) olmazlar.
YASİN 47
Onlara Allahın size rızık olarak verdiklerinden harcayın (infak edin)
denildiğinde, İnkar eden kimseler iman edenlere, Allahın doyurmayı
istediği kimseyi biz mi doyuralım. Şüphesiz siz Açık bir zelillik hali
içindesiniz derler.
YASİN 48
Doğru söyleyenler iseniz Bu vaat (azap vadi) ne zaman derler.
YASİN 49
Onların gözledikleri şey ancak tek bir çığlıktır. Onlar hasımlık
(düşmanlık) ederken onları yakalar.
YASİN 50
O Vakit onlar Tavsiye vermeye güç yetiremezler ve Aileleri üzerine raci
olamazlar (Bir bilgi sunamazlar).
Yasin 50 cüziyat
Yani odur ki onlar kendi heva edindikleri dini menasikleri tavsiyelerler
idi şujubyaoacksiniz bunu yapacaksınız derler idi artık onu tavsiyeyi
veremezler ve Ailelerine de kendi hevalarından bilgi sunarlardı ve onları
o yöne sevk ederler idi artık raci olamazlar.
YASİN 51
Boruya (sura) üflenir o vakit onlar kabirlerinden rablerine doğru
neslederler. (Süzülür akarlar).
Yasin 51 cüziyat
Yani insan kabrinden mezarından bas olunacak diriltilecek bunda ki şüphe
kalkmıştır. Öyleki kişinin kabri olmasa o nerede mevt oldu ise yahut
nerede toprak oldu ise oradan bas olunacak ve dahi o parça parça olsa
rabbi onu birleştirecek. Sonra sel gibi divana...
Rabbin huzuruna gelecekler
Yasin 51 cuziyat
Mahşer nerede? Öyleki ilahi kelamdan bildik mahşer arzı misalde çünkü o
gün arzı genişletiriz bir benzeri ile degiştiririz. Başka bir alemde ve
ruhani ve mana değildir.
YASİN 52
Şöyle derler,
Veylena! (Vah bize vah), bizi kim kaldırdı yattığımız yerden. Bu,
Rahmanın ve gönderilmiş sadıkların vadettiği şeydir.
YASİN 53
Sadece tek bir çığlık olsa gerek, o zaman cemi cümlesi ledünümüze
(hakikatimize) hazır olurlar.
YASİN 54
O Günün o vaktinde, Hiç bir nefse hiç bir şeyde zulmedilmez. Yapmış
oldukları şeyin başkası ile de karşılık verilmez.
YASİN 55
Şüphesiz o gün cennet topluluğu eğlenceli (neşe veren) uğraşlar
içindedir.
YASİN 56
Onlar ve eşleri Alinin gölgesinde Oturaklar (oturacak yerler) mekan
edinmiştir.
YASİN 57
Onlar için orada neşe (sevinç) ve her ne istiyorlarsa o vardır.
YASİN 58
Merhametli Rablerinden Selam sözü (kelamı) vardır. (Güven veren bir söz
vardır).
YASİN 59
Ey o Suçlular bu gün ayrılın. (Diğer bir tarafa geçin).
YASİN 60
Ey Adem oğulları Şeytana Kulluk etmeyin diye sizin üzerinize ahid
olunmadı mı. Şüphesiz o size açık bir Düşmandır. (Beyan edilmiş bir
düşmandır).
YASİN 61
Bana kul olun bu sırat-ı Müstakimdir (diye ahid edilmedi mi).
YASİN 62
Sizden pek çok topluluk Zelil olmuştur. O vakit akledenler olmadınız mı.
YASİN 63
İşte o size vadedilmiş cehennem bu.
YASİN 64
İnkar etmenizden dolayı bu gün ona Sal olanlar olun (bağlanın).
YASİN 65
O Gün ağızlarını Ali ile mühürleriz. Bize Elleri kelam eder. Onlara
kazanmış oldukları şeyden dolayı ayakları (sahip oldukları bilgiler
ricalleri) şahitlik eder.
YASİN 66
Dileseydik onların gözlerinden Aliyi yok ederdik. O vakit bir yola
atılırlardı (koşa koşa). O zaman görüp anlayabilecekler miydi.
YASİN 67
Dileseydik onların mekanını Ali ile ısıtır (kızdırırdık alev alev
ederdik). O vakit Ordan ayrılmaya güçleri yetmezdi ve raci (olanlar
hakkında bir bilgi sahibide) olamazlardı.
YASİN 68
Kime ömür verdi isek onu yaratılışta tersine çeviririz. Hala Akletmezler
mi.
YASİN 69
Biz ona şâr (duyguları ile karar verme işini) öğretmedik ve Ona bagi
etmek yoktur (kötü işlerle hareket etmek yoktur). Şüphesiz ona ancak bir
zikir (bilgi) ve beyan olunan bir okuma (kuran) verdik.
YASİN 70
İnkar edenlere Alinin sözü hak olsun ve Her canlı olan kimseyi onunla
uyarsın diye.
YASİN 71
Düşünmezler mi biz kendi elimizle amil olduğumuz (yaptığımız) şeylerden
nimetleri onlar için yarattık ki o vakit onlara malik olurlar.
YASİN 72
Onlar (O nimetler), kendileri için boyun eğdirilmiş
(evcilleştirilmiştir). Onları binek edinir ve onları yerler.
YASİN 73
Onlarda kendileri için menfaat ve içecek vardır. O halde şükretmezler mi.
YASİN 74
Belki kendilerine yardımcı olurlar diye Allahın dunundan İlahlar
edindiler.
YASİN 75
Kendilerine yardım etmeye güçleri yetecek değildir. (Buna rağmen)
kendileri Onların daim hazır askerleridirler.
YASİN 76
Onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz biz onların sakladıkları
(gizledikleri) şeyi ve açıkladıkları şeyi biliriz.
YASİN 77
İnsan düşünmez mi ki biz onu bir spermden yarattık. O vakit o açık bir
düşman oldu.
YASİN 78
Bize karşı, yaratılışını unutarak bir misal vurdu (getirdi), dedi ki, kim
kemikleri diriltecek dahi o çürüyüp bozulmuşken.
YASİN 79
De ki, onu ilk kez inşa eden diriltecek. Onların hepsini yaratmaya
alimdir.
YASİN 80
Size yeşil ağaçtan bir ateş var edendir. O vakit onu yakıp tutuştursunuz.
(Manayı batın, size Hızır soyundan bir ateş (ilim) kılandır. O vakit onu
tutuşturur (O ilme ulaşırsınız)).
YASİN 81
Gökleri ve yeri yaratan Aliyi ve Onun benzerini yaratmaya kadir değil mi.
Muhakkak ona Hakikati ile alimdir.
YASİN 82
Şüphesiz bir şeyi arzu ettiği vakit onun emri ona ol demesidir. O vakit
(anında) olur.
YASİN 83 * SON
O halde o, Her şeyin mülkü elinde olandır Sübhandır (onun emri her yeri
kaplamıştır). Ona raci olacaksınız (onun Hakikatini bileceksiniz).

You might also like