Professional Documents
Culture Documents
Affetme Ve Bağ Kesme
Affetme Ve Bağ Kesme
Rahatça oturun. Sakinleşin içinize dönün nefesinize yönelin. İyice sakinleşin Üst bilicinizi altın bir ışık
topu olarak düşünün ve yanınıza çağırın. Onu bir nefesle içinize çekin. Şu andan itibaren dünya
bilincini çalışma bitene kadar bir kenara bırakın. Şimdi kızgın olduğunuz kişiyi gözünüzün önüne
getirin. Şu anda sağ olsun ya da olmasın. Ona dikkatle bakın yüzünün tüm detaylarını hatırlamaya
çalışın. Şimdi ona benim dediklerimi tekrarlayarak içinizden seslenin.
Kalbinizden sevgi enerjisini () ona akıtın. Şimdilik onu sevgiyle uğurlayın. () Sevgi enerjisini akıtmak
icin derin bir nefes alın. En sevdiginiz insanı koşulsuz sevgi duyduğunuz bir kişiyi (çocuğunuzu)
düşünün. Ve ona duyduğunuz muhteşem sevgiyi yani sevgi enerjisini omurganızdan bütün bedeninize
yayın. Tüm hücreleriniz bütün vücudunuz sevgi enerjisiyle dolsun. Derin bir nefes daha alın ve nefesi
bırakırken iki gögüs arasından yani kalp cakranızdan bir kapak acıldığını ve sevgi enerjisinin pespembe
bir ısık olarak bu kapaktan dışarı çıktığını imgeleyin. İstediginiz kisinin üstüne bu pembe enerjiyi
yollayabilir ve sevginin onu tamamen kaplamasını saglayabilirsiniz. Onu sevdiginizi soyleyerek onu
serbest bırakın.
Başka insanlarla ilişkilerimizde geçmişte yaşanmış olumsuz deneyimler ya da bazen onlarla ilgili
beklentilerimiz, onları kaybetme korkumuz, bağımlılığımız gibi durumlar bizimle o kişi arasında
görünmez bağlar oluşturur.
Fakat bu bağlar tıpkı bir insanı sararak öldüren sarmaşıklar gibidir; kimse kendisi olamaz, gelişemez,
aradaki o bağlar; sevdiğimiz insanı da bizi kısıtlayan, gelişmekten-mutlu olmaktan alıkoyan, nedenini
anlayamadığımız bizi aşağıda tutan bir “hal” içine sokar:
Zaman zaman şunu söyleriz: “Herşey yolunda, bir sorun yok, ama içim sıkılıyor.” yada “şunu yapmak
istiyorum, içimde birşey sanki mani oluyor..” “evimi satmak istiyorum, satışa da çıkardım ama
satılmıyor” Bunların hepsi gerçektir, yaşayanlar vardır ve durugörürler etrafımızdaki bu bağları
görürler; bu bağ ister evimizle, ister sevgilimizle, ister çocuğumuzla olsun…
Kendi kendimizi bile bağlarız. Yani en sevdiklerimizi yahut kendimizi İLERLEMEKTEN ALIKOYARIZ
bilmeden…
Bu şuna benzer: Çocuk üniversite sınavında en sevdiği bölümü, ülkenin en iyi üniversitesini
kazanmıştır, fakat o üniversite başka şehirde ya da ülkede olduğu için anne-baba
“ben seni çok seviyorum, dizimin dibinde kal, gitme…” demektedir… Belki “o mesleğin” en parlak
kişilerinden biri olabilecekken, onu çok sevdiğimiz için! Onu yanımızdan ayırmadık diye, onu
dünyanın en bahtsız insanı yapmak! İşte bağımlılıklar, korkular, olumsuz deneyimler… Gibi etkenlerle,
biri ile aramızda bağların olması da aynı böyle bir şeydir…
Mademki ruh olarak büyümeye geldik… Büyüyelim ve sevdiklerimizin büyümesine “izin” verelim…
Evet, bu çalışma “o bağları” kesmek içindir; ilişkiyi bitirmek için değil. Fakat bitmesi gereken ilişkilere
de izin vermeliyiz… Gitmesi gereken’e izin vermeliyiz.
Gözlerinizi kapatıp bir kaç tane yavaş ve derin nefes alın, bedeninize gevşediğini söyleyin.
“Sevgili …………
Seninle yaşadığımız ilişki süresince bilerek yada bilmeyerek yaşattığım tüm zorluk ve sıkıntılar için
senden özür dilerim. Lütfen beni bağışla.
Ben seni içtenlikle bağışlıyorum. Ve sevgiyle ya da zorlayarak bana öğrettiğin her şey için sana
teşekkür ediyorum. Öğrenmem gerekenler için bana “rol arkadaşı” olduğun için teşekkür ediyorum.
Aramızdaki bağları kesiyorum ve seni benden, beni senden özgür bırakıyorum.
Bunu yapmak her geçen gün enerjinizi(auranızı) size ait olmayan ama sizi bağlayan, kapatan her türlü
enerjiden temizleyecektir.
Bu da şu anlama gelir:
Öncelikle aile bireyleri, eş, çocuk gibi en yakın ilişkilerimizden başlayarak ilişki içinde bulunduğumuz
herkes için tek tek yapılması tavsiye ediliyor. Ölmüş yakınlarımız için de…
Şu hep hatırımızda olsun lütfen; biz bu çalışmayı öncelikle kendimiz için yapıyoruz; kendi ruhumuzu,
hayatımızı, kaderimizi iyileştirmek için…
Oyun bittiğinde bunları konuşuyor ve tüm rol arkadaşlarımıza teşekkür ediyor olacağız.