You are on page 1of 3

1

Aşk ve Ayrılık Acısı Çekenlerin vermemesi haliyle düşünülemez, düşünülemeyeceği


için de beklenemez. Oysa çoğu insan nedense,
Okuması Gereken Yazı (Evde Kendi yaşarken “büyük bir aşktı, dağ gibi bir sevdaydı” diyerek
yücelterek betimledikleri duygularının ayrıldıkları andan
Kendine Psikolojik Yardım) itibaren aniden küçülüvermesi gerektiğini, böylece hiç
MAKALE #4378 © bir etki yaşatmadan, en ufak bir iz bırakmadan sessiz
Yazan: Psk.İzzet GÜLLÜ sedasız bitivermesini, çekip gidivermesini beklemek gibi
Yayın: Şubat 2010 yaman bir çelişkiyi taşıyor beyinlerinde.

Ölüm gibi doğal nedenlerin dışındaki bir takım Evet, ayrılık acısıyla kavrulan çoğu kişi daha düne
sebeplerle sevdiğinden, eşinden ayrılma davranışları kadar dev gibi olan duygularının ilişki bitimiyle birlikte
günümüzde son derece arttı. Yağmurlar fazlalaşınca karıncaya dönüşerek anında yaşamlarından
seller de çoğalır haliyle. Bu nedenle bize yansıyan, uzaklaşıvermesi mucizesini bekliyorlar. Ayrılığın
“Hocam yardım edin, unutamıyorum, yapamıyorum, doğasını, insan için önemini, kaçınılmaz tabii
artık kimseye güvenemiyorum, başkasını sevemiyorum, sonuçlarını rasyonel olarak analiz etmekten çok uzak
hayatım anlamını yitirdi, yaşamanın bir manası da olan bu gerçek dışı beklenti ayrılık sonrası yaşanılan
kalmadı” türü şikayetler de ziyadesiyle fazlalaştı. acıların işte kırılma noktasını oluşturuyor. "Üzülüyorum
ama daha iyiyim" ile "lanetolsun, yaşamanın bir manası
Öncelikle ayrılığı kısa ancak doğru olarak tahlil edelim. kalmadı" arasındaki o ince fakat çok önemli çizgiyi işte
Ayrılık; belli orandaki ve çeşitlilikteki paylaşımın doğal bu kırılma noktası belirliyor.
bir neticesi olarak iki karşıt cinsin duygu dünyalarında
evvela gelişen, sonra ise büyüyüp serpilen, en İnsanoğlu akıl sahibi ve düşünen bir varlık olduğundan,
nihayetindeyse bütün bedenlerini etkisi altına alabilen özellikle de olumsuz nitelikli olaylara karşı daha hassas
sıcak duygusal bağın ve onun yönlendirdiği beraberlik bulunduğundan (koruma içgüdüsü nedeniyle. Çünkü
ilişkisinin - iletişiminin büyük ölçüde geri dönüşü zarar olumlu olaylardan değil, olumsuz olanlarından
olmayacak şekilde kopması hadisesidir. gelir) yaşadığı her olumsuz duygunun üzerine mal
bulmuş mağribi gibi hemen yoğunlaşır. Yoğunlaştığı
“Kişinin o güne kadarki yaşamında yer tutan” dedim. yaşantı üzerinde ise bazen gerçekçi bazen de gerçek
İlişkiden ilişkiye değişebilse de nispeten uzun süreli dışı ama mutlaka bir dizi zihinsel çalışma gerçekleştirir.
sayılabilecek olan bu yer tutma olgusu haliyle
alışkanlığı da beraberinde getirmiştir. Kişi sevdiğini Sözgelimi ayrılık bilfiil vuku bulmasından dolayı kişiye
düşündüğü yahut bunu bizzat hissettiği kişiden doğası gereği 100 üzerinden elli oranlık bir acı
ayrıldığında sadece sevgidiğinden değil, ayrıca yaşatıyorsa yahut yaşatacaksa şayet, sözkonusu
varlığına, herşeyine alıştığı kişiden de ayrılmış demektir "gerçek dışı" beklentiye bağlı olarak şekillenecek
bir bakıma. Değişik görünümlerle dışa yansıyan ayrılık işlemlerimiz (algılarımız, yüklemelerimiz, çıkarımlarımız,
acısını artıran etkenlerin sevgi dışında en kuvvetli olanı yoğunlaşmalarımız, analizlerimiz) neticesinde bu oranı
işte budur. seksenlere, doksanlara kadar yükseltebiliyoruz. Evet,
ateşin ateş olmaktan kaynaklanan alevleri bir metre ise
Ayrıca, sevilen kişiyle ilgili olarak ortaya çıkan, geçen (bu doğaldır ve bir süre sonra kendiliğinden sönecektir)
zaman içinde ve her paylaşımla birlikte artarak bizim üzerine yaptığımız müdahaleyle, mesela yelpaze
derinleşen sevgi duygusu ayrılık yaşantısı sonucu ve/veya körükleme ile bu alevin korları tavana, hatta
bağlandığı nesnesinden aniden kopmuş, boşta ve çatıya kadar yükselebilmektedir. Kişiye dayanılmaz
boşlukta öylece kalakalmış durumdadır. gelen, katlanılamazmış gibi görünen de işte kendi
hatalarıyla şişirdiği, bizzat kendi eliyle üzerine eklediği
(Böylesi zamanlarda hakikaten de "boşluktayım" denilir, bu suni - çıkıntı kısımdır.
bilirsiniz.. Gerçekten de ayrılan kişinin taşkın duyguları
iç dünyasında birnevi boşlukta gezinmektedir. O yüzden Aşk Acısını Hafifletebilecek Bazı Öneriler
bu kişilerin karşılarına çıkan yeni kişilere bağlanmaları -
duygu hazırdır, sadece bağlanacağı nesnesi yoktur 1. "Aşk acısını bitirecek demedim" dikkat edin,
çünkü - çok kolay olur. Hatta bu gerçeği iyi bilen bazı hafifletecek dedim. Çünkü yaşanmış her şeyin, hele de
uyanıklar bundan istifade edererek hemen hazıra olumsuz yaşam olaylarının belli ölçüde etkisi olacaktır,
konmaya çalışırlar. Tıpkı hazır leş bekleyen yırtıcı bu kaçınılmazdır. Zaten bu, olması da gerekendir, onun
akbabalar misali.) için hiç bir mahsuru da yoktur. Mahsurlu olan bizim
ekstradan üzerine eklediklerimizdir, Yani suni olan
Bu anlarda iç dünyamızda adeta serseri bir mayın gibi kısmıdır, şişirilen bölümüdür.
dolaşan söz konusu duygu tabiri caizse her çarptığı
yerde bir "belirtiyi" iterek harekete geçirmektedir. 2. Yağmuru ayrılığa, çamuru da yaşattığı acılara
Birnevi, yukarı çarptığında özlemin kavuruculuğunu, benzetebiliriz. Yağmur yağmışsa ortalık bir kaç gün sel,
aşağı vurduğunda temel güven ve benlik saygısı su, çamur olacaktır. Bu eşyanın tabiatına son derece
yitimini, sağa değdiğinde yakıcı karamsarlık duygularını, uygun bir süreçtir, son derece tabii bir sonuçtur.
sola yaklaştığında ise mutsuzluk, uykusuzluk, Çamurları yağmur dindiği (ilişki bittiği) anda anında
isteksizlik, bitkinlik, yılgınlık hislerini ateşlemektedir kurutmaya çalışmayın. Böyle yaparsanız çamuru
diyebilirim. kurutamazsınız, kurutmamamakla da kalmaz, daha
güçsüz bir duruma düşer, kendinize olan güveni de
Soğuklar, yetersiz ve düzensiz beslenmeler, mikroplar, kaybeder, böylece daha da perişan bir hale gelirsiniz.
bakteriler, virüsler, mantarlar nasıl ki organizmamızın
fizyolojik bölümü için olumsuz durumlardır; aynı şekilde 3. Unutmayın, "Öldürmeyen darbe, güçlendirir". O
ayrılıklar, ölümler, göçler, iflaslar, boşanmalar da halde öldüremeyeceğiniz şeylere darbe vurmamak
psikolojijk dünyamız için çok önemli yaşam olaylarıdır. daha doğru olacaktır. Yani iki günde (gönül bunu
Dolayısı ile, ayrılık gibi böylesine önemli bir yaşam elbetteki ister lakin istemek ayrıdır, gerçekler ayrıdır)
olayına insan psikolojisinin anlamlı düzeyde bir tepki unutamayacağınıza göre unutmaya çalışmak, işi gücü
1
2
bırakıp bunun savaşımını vermek yaşadıklarınızı daha
da kuvvetlendirecektir. O halde unutmayı beyninize 9. Bu dönemde geleceğinize dönük çıkarımlara
bırakın, siz işinize gücünüze elinizden geldiğince devam gitmeyin, bunları ileri bir tarihe erteleyin. "Bir daha
edin. sevemem, kimseye güvenemem." gibi yargılarınız
gerçeği yansıtmayacağı gibi boşu boşuna beyin
4. "Ama uyuyamıyorum da!" mı diyorsunuz. Bu kimyanız da olumsuz duygulanmalarınızı pekiştirecektir.
durumda eskisi gibi uyumanız gerektiğini kim söyledi? "Ben şu an sisli bir ruh hali içersindeyim. Sisli havada
Bu serzenişle siz farkında bile olmadan, "annemin gördüklerim yanlış olabilir. O halde görme işini sisin
cenazesinde gülemiyorum" diyen biriyle aynı mantığı dağıldığı ileri bir zamana bırakayım" deyin. Önemli
taşıyorsunuz demektir! Başınıza yeni ve kötü bir şey kararlarınızı mutlaka erteleyin.
geldiği halde eskisi gibi olmayı hangi hakla ve mantıkla
talep ediyorsunuz! Bu anlamsız talep yaşadıklarınızın 10. Bunun için de kendinize 3 - 6 ay sonrası gibi ileriye
üzerine tuz - biber oluyor, unutmayın! Kilolu ya da hasta dönük bir tarih belirleyin. "Unuturum, unutamam;
birinin ne yediğinin önemli olması misali sizin de bu severim, sevemem... Benim şuan bunlarla işim yok...
dönemde (aslında yaşamın her evresinde) ne Ben bunları 3 ay yahut 6 ay sonra değerlendireceğim.
düşündüğünüz çok önemlidir. Başınıza gelenle ilgili Şuan bunları kafamda kurcalamayacağım" deyin. Bu
olarak ne düşündüğünüz ateşi nasıl yellediğinize türden kişisel yargılarda bulunmayı ileriye, tarihi belirli
benzer, unutmayın. bir zamana kadar tehir edin, erteleyin.

5." Unutamıyorum!" mu diyorsunuz ayrıca! Unutmak 11. Bu arada sözünü ettiğimiz geçici dönemde mutlu
öyle "ha" deyince olacak bir şey değil ki. İnsan beyni olmayı, eskisi gibi gülmeyi, neşeli ve iştahlı olmayı vs.
unutmaya programlıdır, tamam. Ancak bu ,yaşamdaki asla beklemeyin. Bırakın bir dönem de mutlu
pek çok şey gibi belli bir zaman alır. Onun da bir vakti olmayıverin, ne çıkar bundan. Bugüne kadar her an
saati vardır. Size düşen bu süreçte unutmak istediğiniz mutlu oldunuz da ne oldu sanki! Bu zor dönemi
şeyi gereksiz tekrarlarla pekiştirmemektir sadece. dönemin niteliğine uygun bir duygulanımla yaşamaya
Mesela günde 3 kere düşünmeniz gereken şeyi 33 çalışın. Bunda asla bir anormallik yoktur çünkü.
kere; 10 dakika düşünmeniz lazım gelen şeyi de 110 Ağlamak sırf ağlamak olduğu için anormal değildir,
dakika aklınızda tutmamaya elinizden geldiğince gayret insan bazen ağlayacaktır da, ancak ağlamak sadece
etmektir. "Bunu başarmak" demiyorum, gayret etmek gülünmesi gereken yerde olursa gariptir, tuhaftır.
diyorum. Çünkü bu, birden başarılacak bir şey değildir; Sadece böylesi bir durumda hemen toparlanmaya
istikrarlı bir çaba ve kararlı bir iradeyle usul usul elde çalışmak, ağlamayı kesmeye çabalamak gerekebilir.
edilecek bir sonuçtur ancak.
12. Siz ayrılık acısıyla kanlı bıçaklı bir savaştasınız.
Evet, önemli olan beyninize unutabilmesi için gerekli Savaş ortamında barıştaki gibi kafeye, sinemaya,
olan makul zamanı tanımaktır. Unutmayın, unutmak için pikniğe, pastaneye gitmeyi, bütün bunları canı gönülden
üstün bir yetenek, aşırı ve insanüstü bir gayret istemeyi, bunları gerçekleştirdiğinizde ise keyif
gerekmez. Sadece biraz zaman, bunun için de azıcık alabilmeyi beklemeyin. "Savaşta amaç yaşamdan eskisi
sabır yeterlidir. Çünkü sizi korumak amacıyla, unutmak gibi keyif almak değil, sadece ayakta kalabilmektir." Bu
için gerekli olan bütün işlemleri beyniniz "beyin "sınırlı etkili ve süreli geçici evrede" sizin için önemli
kliniğinde" sizden habersiz olarak fazlasıyla yapıyor. olan sadece ayakta kalabilmektir. Bir süre için, daha
Dışarıdan algıladığınız ve büyük ölçüde yanlış sonrası için aza kanaat edebilmektir. Çoğu insan
okuduğunuz semptomlar ise bu tedavinin tamirat, tadilat yaşamı boyunca aza kanaat edebiliyorsa siz de bunu
sesleridir. Yeni bir inşattan gelen sesler yıkımın değil; yaşamınızın küçücük bir evresinde olsun bunu pekâlâ
yapımın, inşanın işaretleridir sadece. yapabilmelisiniz.

6. Bu dönemde duygusal parçalar dinlememeye çalışın. Unutmayın. "Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz."
Yalnız kalmayın, sosyal aktivitelerinizi olabildiğince
artırın. Bunun için "içinizden gelmesini veya bu işlerden "Yapamıyorum!" diyorsanız, sadece kendinizi
keyif almayı" beklemeyin. Bunları içinizden gelmese de kandırıyor, böylece toparlanabilmeyi hak etmemiş
yapmaya çalışın. Bu geçici dönemde amaç keyif almak oluyorsunuz demektir. "Ben yaşamak istemiyorum, illaki
değil, kısa sürede toparlanabilmek, bir an evvel eskisi öleceğim." diyecek kadar güçsüz ve gayretsiz birisini
gibi olabilmek, unutmayın. savaş ortamında kimse hayatta tutamaz, koskoca ordu
bile.
7. Bedensel ve zihinsel meşguliyetinizi artırın.
13. Başkasından umduğunuzdan çok daha fazlasını
8. Bu ilişkinizi ve ona ilişkin anılarınızı çoğumuzun evvela siz kendiniz için yapabilmelisiniz, hatta
yaptığı üzere aklınıza getirmemeye çalışmayın. Bunu yapmalısınız.
başaramazsınız, başaramayınca da "Eyvah;
yapamıyorum!" diyerek (beyin bu durumda "demek ki 14. O gün gelecek, görecek ve dediydi diyeceksiniz: 3,
hiç bir zaman da yapamayacağım" gizil çıkarımına da en fazla 6 ay sonra bu günlerinizi tebessümle yâd
gider. Hemen akabinde de bu düşünceye paralel edecek, konuşmaya bile değer bulmayacak, bunu
duygular tetiklenir.) daha çok etkilenirsiniz. Yani, zaman kaybı olarak telakki edecek, hatta yeni bir
"Öldürmeyen darbe, güçlendirir" meselesi yine. ilişkinin evliliğe dönük hazırlığına çoktan başlamış,
davetiyelerin seçimi için internetten uygun bir matbaa
8. Her gün ılık suyla duş alın. Bu evrede günlük kitap da bulmuş, sadece katalog seçimleri konusunda, evet
okumalarınıza ağırlık verin. Dikkatinizi veremeyecek sadece onlarca çeşit arasından hangisini seçeceğiniz
olsanız da, okuduğunuzu anlayamasanız da, aklınız hususunda derin bir kafa karışıklığı yaşıyor
başka yerlerde olsa bile... Siz sadece zorlayın kendinizi olacaksınız.
ve okuyun. Gerisine karışmayın. Gerisi beyninizin işi.
Tıpkı yedikten, yuttuktan sonrasının artık midemizin işi İnsanoğlu neleri unutmuyor ki! Neleri unutmadı ki. Siz
olması gibi. de hafızası nisyan ile malul olan bu garip türün tipik bir

2
3
ferdisiniz sonuçta, bunu hiç unutmayın.

Yazan: Psk. İzzet Güllü

Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya


aşağıdaki ibare eklenmelidir:

"Aşk ve Ayrılık Acısı Çekenlerin Okuması Gereken


Yazı (Evde Kendi Kendine Psikolojik Yardım)"
başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet
GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı
tarafından TavsiyeEdiyorum.com(http://www.tavsiy
eediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat
Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak
Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı
başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde
yayınlanamaz.

Kaynak: http://www.tavsiyeediyorum.com/makale_4378.htm

You might also like