You are on page 1of 13

ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE

www.sosyalciniz.net
Sosyal yaşamın vazgeçilmez ortamı olan aile, sorular, aile yapısının tarihsel süreç içinde
biçim farklılıkları göstermekle birlikte, tarihin incelenmesi ile cevaplanabilir.
her aşamasında görülmüş ve çeşitli biçimlerde
Türk aile sosyolojisi, Türk sosyoloji geleneği
tanımlanmış olmasına rağmen, mahiyet olarak
içinde oldukça ihmale uğrayan bir alanı teşkil
köklü bir değişikliğe uğramamıştır. En ilkel
eder. Bu ihmalde iki önemli sebep ileri
toplumdan en gelişmiş sanayi toplumlarına
sürülebilir: Bunlardan birincisi; başta İslamiyet
varıncaya kadar hemen her toplumda, ismi ne
öncesi eski Türkler olmak üzere, Türk
olursa olsun aile kurumuna (kurum, birlik,
Dünyası’na ilişkin yeterli belge ve bilgilerin
birim, topluluk, zümre, grup veya daha başka
bulunmaması, ikincisi ise sosyologlarımızın
seslendiriliş biçimiyle) rastlanılmaktadır. Bu ise
sosyolojinin diğer alanları ile ilgilenmeyi ‘aile
onun genel geçerliliği ile yani evrenselliği ile
sosyolojisi’ ile ilgilenmeye tercih etmeleridir.[1]
yakından ilgilidir.
Son dönemde Başbakanlık Aile Araştırma
İnsan zihninin aile sorunu ile meşgul oluşu, Kurumu’nun kurulması ile önemli bir çabanın
yeni bir uğraşı da değildir. Tarihin ilk içine girildiği söylenebilirse de, geçmişe ilişkin
dönemlerinden itibaren aile, insanların zihnini bilgilerin yetersizliği yanında güvenirliliği de
yormakta, onları kendi içinde topladığı gibi tartışmalıdır. Özellikle İslamiyet öncesi eski
yine kendisi ile ilgili bazı sorunları Türklere ilişkin ve gerekse İslamiyet sonrası
çözümlemede kullanmıştır. Aile kurumunu Türklerde aile kurumunun içinde bulunduğu
sosyolojik açıdan anlamak için, bugün içinde durum sosyolojik çözümleme yapmaya kifayet
yaşadığımız toplumlarda görülen aile etmemektedir.
biçimlerinden hareket etmek yetmez. Yani
Eski Türklerde aile kurumunun kökenlerine
günümüz toplumlarında ailenin bilimsel
inen araştırmacılar, başlangıçta bugünkü
açıklamasını yapabilmek için tarihi gelişimden
anlamda bir ailenin bulunmadığı, karıkoca ve
yararlanmak gerekir. Bunun içinde ailenin
çocuklar arasında aile denemeyecek gevşek
evrimine bakmak gerekecektir. Yani tarihi,
ilişkilerin olduğu, asıl bağlılığın kan üyesi
etnografik, antropolojik ve konuyla ilgili diğer
olduğu, akrabalık terimlerinin buna göre
bilim dallarının verilerinde rastlayacağımız en
belirlendiği ve eski Türkçede ‘aile’ kelimesini
ilkel topluluklardan yola çıkarak, aile
karşılayan bir kelimenin bulunmadığı
kurumunu incelemek ve sonra gelişen ve
hususlarında birleşmişlerdir.
değişen toplumlarla birlikte değişen ailenin de
gelişimini izlemek ve bugüne kadar ailenin İslâmiyet’in kabulünden önceki Türk aile yapısı
geçirdiği değişimi yakalamak aile hakkında kullanılan ilk bilgilerin bir bölümü,
sosyolojisinin ana konularındandır. Batılı seyyah, tüccar ve benzeri kişilerden, bir
bölümü de Batılı bilim adamlarının
A. Eski Türklerde Aile
yazdıklarından elde edilmiştir. Eski Türklerde
Türkler tarihin en eski toplumlarındandır. Bu aile konusunda yazılan kitap ve makalelerin
özellikleri gereği, tarihin en eski ve kökten aile tamamında yararlanılan dokümanlar aynı
yapısına da sahiptirler. Türklerde aile yapısı, kaynaklardır. Bunlardan, Fransız etnografyacı
aile içi ilişkiler, evlenme biçimleri ve ve etnologlarından Grenard’ın ‘Türkistan ve
boşanmalar, çocuk yetiştirme gelenekleri ve Tibet’, adlı çalışması ilk ciddi bilimsel çalışma
çocuğun aile içindeki konumu nasıldı gibi olmuştur. Doğu Türkistan’da yaptığı

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
araştırmalarda Türk aile hayatı hakkında kesmemiştir. Boşanma halinde yalnız
oldukça geniş bilgiler vermiştir. F. Grenard’dan babasının evinden getirdiği malı değil, aynı
sonra yine Fransız sosyoloğu olan G. zamanda evlilik esnasında bu maldan
Richard’ın ‘Tarihte Kadın’ isimli çalışmasını harcanan kısmı da kocasından isteyebilir. Bura
görüyoruz. Bu çalışmada da önemli bir bölüm Türklerinde çok karılılık, ancak ilk karının rızası
Türk ailesine ayrılmıştır. Ve üçüncü olarak bir alınmak şartıyla mümkün olabilir. Bu adet pek
diğer Fransız sosyolog olan ve bizdeki yaygın değildir. Ancak zengin tüccarlar
sosyoloji anlayışını da oldukça derinden arasında görülür. Bunlarda ikinci veya üçüncü
etkileyen E. Durkheim, Türk ailesi hakkında karılarını, ilk karılarının bulunduğu şehirlerden
bazı genellemelerde bulunmuştur. Nihai başka bir yerde bulundururlar. Mollalar, ikinci,
olarak, yukarıda sözü edilen bilim adamlarının üçüncü evliliğe pek seyrek olarak müsaade
yazdıklarından hareketle Ziya Gökalp, bir ederler, bunu çok sıkı kayıtlar altına almışlardır.
yandan Eski Türk ailesi hakkında, diğer yandan
Fındıkoğlu, Grenard’a nasıl oluyor da
da Türk ailesindeki değişimleri aile sosyolojisi
Müslüman olan bu Türklerde, AvrupalIları
penceresinden çözümlemeye çalışmıştır.
hayran bırakan bir demokratik aile hayatı
Grenard’ın, Richard’ın, Durkheim’in ve de
görülüyor sorusunu yönetmektedir.[4]
Gökalp’in görüşleri, eski Türklerde aile
Grenard’a göre İslâmiyet’in bu bölgeye
konusunu ele alan hemen herkesin ilk etapta
yayılmasından önce pederşahî bir aile yaşamı
başvurdukları temel kaynaklardır. Kısaca
vardı. Türk ailelerindeki bu demokratik yapı
yazılanlara bakmak gerekir.
Grenard’ı şaşırtırsa da, O’na göre İslâm’ın
F. Grenard’ın Görüşleri Doğu Türkistan Türkleri arasında
yayılmasından önce, buralarda pederşahî bir
Grenard’ın ‘Türkistan ve Tibet’ isimli
aile yapısının bulunduğunu ve sonradan
çalışmasının önemli bir bölümü bugün Çin
ekonomik ve toplumsal yaşamın gelişmesiyle,
Türkistanı dediğimiz bölgede yaşayan Türklere
kadınerkek ilişkilerinin demokratikleşmesine
ilişkindir. Grenard’ın görüşlerini şöyle
yardım etmiş olacağı görüşüne götürmüştür.
özetlemek mümkündür:
Grenard’a göre Türk ailesindeki demokratlığın
Kadın kapalılığından burada eser yoktur. Diğer iki temel gerekçesi bulunmaktadır, bunlardan
Türk boylarında görülen ‘kalın’ (başlıkevlenme birincisi aile ahlâkının gevşekliği, diğeri ise Çin
karşılığı kız babasına verilen mal veya para) istilâları ile Türk milli geleneklerinin bozulması
yerine burada, ‘Toyluk’ adı verilen bir hediye ve törelerin sarsılmasıdır. Kısacası Grenard’a
verilir ki, bunun mecburi tarafı da yoktur. göre, Doğu Türkistan Türklerinin aile tipi,
Kadın yalnız ev içinde değil, tarlada, pazarda pederşahî iken çeşitli etkiler sonucunda iki
da hayat arkadaşının yardımcısıdır. Fiyat cinsin eşitliğini tanıyan bir tipe dönüşmüştür.
kesilmesinde çok zaman kadının sözü geçer.
G. Rıchard’ın Görüşü
Kadın pazar işlerini yalnız halledebilir. Bu
iktisadi hürriyetin yanında, Türk kadının hukuki Eski Türk aile yapısına ilişkin bir diğer önemli
hürriyeti de dikkat çekicidir. Karı koca arasında kaynak ise Fransız sosyologu olan G.Richard’ın
mal ayrılığı prensibi var olup, evli kadın, mallar kentli Türklerden çok, göçebe yaşamı sürdüren
üzerinde arzu ettiği hukuki işlemde Yakut, Kırgız ve Altay Türkleri üzerinde yapmış
bulunabilir. Kadın baba evi ile ilişiğini olduğu incelemelerdir. Richard’a göre,

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
Türklerde aile tipi bir tek değildir. Onları Türk aile kurumundan doğrudan olmamakla
ekonomik, toplumsal koşullara göre, çeşitli birlikte aile sosyolojisi çerçevesinde söz eden
tiplere ayırmak gerekir: bir diğer Fransız bilim adamı da Durkheim’dır.
Ona göre, “Doğu Türkistan Türklerindeki
Yakut Türklerinde aile, maderî din
demokrat aile tipi, Grenard’ın sandığı gibi, eski
çerçevesine girer. Hısımlık bağında esas
bir pederşahlığın yıkılmasından doğmamıştır.
anadır. Bununla beraber, Roma’daki
Bu tipin, maderî (ana ailesi) tipinin değişmiş bir
“pederşah”a (Ataerk’e) benzer bir “maderşah”
şeklinden ibaret olduğunu sanmaktadır.
(anaerk) yoktur. Ailede egemen olan yine
Nitekim en geri Türk uluslarından
erkektir. Ancak bu erkek, ana tarafından olan
dayıdır. Dışarıdan evlenme esası olduğuna Yakutlarda, bu maderî aile ‘Sib’ adını taşıyan
göre, başka bir klana mensup olan bir erkek, bir grup olup, bugün ailede bulduğumuz
kadının totemini kabul eder. bütün hukuki nitelikleri taşımaktadır. Hısımlık
aynı Sib’e bağlı olmaktan ileri gelir. Biz bunu
Kırgız Türklerinde aile, pederşahî bir
Yakutların aile adlarında da görüyoruz. Her
manzara gösterir. Hısımlık bağında temel
Yakut kendi Sib ismi ile anılır. İngiliz
babadır. Totem dininin yerini atalar dini
etnograflarının verdiği bilgilere dayanan
almıştır. Her evlenme, genç kadının kocasının
Durkheim, diğer taraftan Kırgızlardaki ailenin
aile dinine katılması demek olduğundan
pederî (baba ailesi) olduğunu söyleyen
birtakım törenler yapılır. Bu törenin izlerine,
Gross’un görüşünü tenkit eder. Alman
bugün Müslüman olmuş olan Kırgız
sosyoloğu Gross’a göre Kırgız ailesi pederîdir
boylarında rastlamak güç değildir. Evlenen
ve çoban olan bu Kırgız boylarında, hayvan
kişinin nişanlısına verdiği ‘kalın’ bu izlerdendir.
yetiştirmek için ailenin fazla sayıda olmasına
Altay Türklerindeki aile, yukarıdaki iki tipin lüzum vardır ve ancak dış tehlike halinde bu
arasında orta bir tiptir. Erkek, kadının ailesi aileler, pederşahî (ataerkil) aile içinde
arasına girdiği için, maderîliğe (ana ailesi tipi) birleşirler. Durkheim bu görüşleri tenkit
olan yakınlığı gösterir. Fakat öte yandan erkek, ederek, Gross’un dar bir iktisadî görüşle
kadına bir bedel ödemek zorundadır. Bu olayları incelerken, ailenin ne demek olduğunu
bedel, para ve hediye olmayıp, geçici bir iş gözden kaçırmış olduğunu söyler.
yardımıdır. Kız ailesinin yanında görülen bu
Gökalp, Durkheim’ın fikirlerine dayanarak,
geçici hizmet, Altay Türklerindeki aile tipinin,
Grenard’ın Doğu Türkistan Türk ailesi
Kırgızlarla ilişiğini gösterir. Böylece, aşiret
hakkındaki düşüncelerini çürütmeye çalışır.
hayatı yaşayan Türklerde, üç tip aile hayatının
Doğu Türkistan Türklerinde kadın erkeğe eşit
bulunduğunu söyleyen bu Fransız sosyoloğu,
bir aile üyesidir. Bu eşitliğin, kuvvetli bir
Türkistan’ın ve Türkiye’nin şehirli Türklerindeki
pederşahlığın yıkılışından ileri gelmesi
aile hayatına da dokunur. ‘Yakutlardan
gerekmez. Bütün Türklerde aile, pederşahlık
Osmanlılara’ doğru giden bir ilerleme
çağını geçirmeden, doğrudan doğruya
zincirinin bulunduğunu söyler. Hatta bu
maderîlikten, pederîliğe atlamıştır. Bir kavmin
zincirin, Japon sahillerinden Finlandiya’ya
çeşitli dallarında, başka başka aile tipleri
kadar uzanan bölgelerdeki aile müessesinin
olması kabul edilemez. Şartların başkalığına
gelişmesi ile de ilgili olduğunu belirtir.
rağmen, ana karakter kendisini korur. Bu
yüzden Türk ailesinin Yakutlarda maderî,

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
Kırgızlarda pederşahî, Altaylılarda ikisinin bulunmadığını, ancak dış tehlike zamanlarında
ortası bir tip olduğu yolundaki fikri, reddetmek küçük ailelerin büyük ve pederşahî bir aile
lazımdır. Pederşahîlik (ataerkillik) Türklerde halinde birleştiklerini söyleyen Alman sosyolog
hiçbir zaman görülmemiştir demektedir. Gross’u da eleştirir. Ona göre Gross, dar bir
iktisatçı gözü ile olayları çözümlerken, asıl
E. Durkheım’ın Görüşleri
ailenin ne demek olduğunu gözden
Türkiye’de başta Gökalp olmak üzere birçok kaçırmıştır: Aile birtakım hukuki ve toplumsal
sosyoloğumuz üzerinde etkili olan Ünlü bağların toplamı olduğuna göre meseleyi bu
Fransız sosyoloğu Emile Durkheim, doğrudan bakımdan araştırmalıdır. Üye sayısı az olan tek
değilse bile, başkalarının Türklerde aile aileler birbirinden uzak yaşayabilirler. Fakat
hayatına ait olmak üzere ileri sürdükleri sosyolog gözüyle bunlar aile sayılmazlar
düşüncelerden hareketle, bazı eleştirilerde ve demektedir.
tespitlerde bulunmuştur. Bu eleştirilere göre
Z. Gökalp’in Görüşleri
Durkheim, Doğu Türkistan Türklerindeki
demokrat aile tipi, Grenard’ın sandığı biçimde, Türk düşünce ve sosyoloji tarihinde birçok ilke
eski bir pederşahlığın yıkılmasından imza atan ve hatta yine birçok alanda hâlâ
doğmamıştır. Bu noktadaki aile kurumunun aşılamamış olan düşün adamı, tarihçi,
doğrudan doğruya maderî tipin değişmiş bir sosyolog, kültür tarihçisi ve daha birçok unvanı
şekilde olması çok muhtemeldir. Nitekim en hak etmiş olan Gökalp, aile konusunda da ilk
ilkel Türk topluluğu sayılan Yakutlarda bu başvuracağımız temel kaynak olmaktadır.
maderî biçim görülmektedir. Yakutlarda ‘Klan Osmanlı’nın son dönemlerinde kadın olgusu
Sibe’ adını taşıyan bir grup olup bugün aileye birçok aydını yakından ilgilendiriyordu (Said
atfettiğimiz bütün hukuki vasıfları Halim Paşa, Ahmet Rıza, Celal Nuri vb. gibi).
taşımaktadır. Şüphesiz tip içinde küçük aileler Bu konuda yazılmış birçok eser bulunmaktadır.
vardır. Fakat bunlar geçici yaşam tarzlarıdır.
Bu ilgi Gökalp’te de uyanmıştır. Türkiye’deki
Toplumsal gurubun hiçbir müdahalesine
Türk kadınlığı derin bir değişme geçiriyordu.
maruz değildirler. Hısımlık, aynı Sib’e bağlı
Çözülen eski aile hukuk ve ahlakı o zamanın
olmaktan ileri gelir. Biz bunu Yakutların aile
okumuşlarını bu önemli toplumsal sorun
adlarında da görüyoruz. Her Yakut Sib ismi ile
üzerinde düşünmeye zorlamakta idi. İşte bu
anılır.
arada Türk sosyologlarından Gökalp de bu
Durkheim’in İngiliz etnograflarına dayanarak soruna karşı ilgi duydu. Önce Türk ailesi
ileri sürdüğü bu düşünceler, Kaşgarlı hakkında ortaya atılmış görüş ve düşünceleri
Mahmud’un kitabındaki bir kayıt ile yokladı. Yukarıda isimleri sayılan Batılı bilim
sağlamlaşıyor. Gerçekten Mahmud’a göre eski adamlarının söylediklerini tekrar elekten
Türklerde aile adı boy adından ibaretti. geçirdi. Onların görüşlerini göz önündeki
Birisinin adını öğrenmek için hangi sibden, toplumsal olaylarla karşılaştırdı. Bundan amacı
hangi boydan olduğunu sormak yeterdi. sosyolojinin göstereceği aydınlık sayesinde
değişen toplumsal yapımızın bunalımını
Durkheim diğer yandan, Kırgızlardaki ailenin
azaltmak, yeni bir aile düzeni bulmak ve bu
pederî olduğunu, zira çoban olan bu
düzeni yasalaştırmak idi.
aşiretlerden hayvanların yetiştirilmesi için
ailenin fazla sayıda olmasına lüzum

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
Bu bölümde Gökalp’in Batılı bilim adamlarının, ibaretti. Oğuzlarda bireyin künyesi boyunun
Türk aile yapısı hakkında görüşlerine yönelttiği ismi ile kişisel adından oluşuyordu. Boy ismi
eleştirileri aktardıktan sonra, eski Türk ailesi Avrupa’daki aile adına eşdeğerdi. Fakat, onun
hakkında yazdıklarına yer verilecektir. Gökalp gibi küçük isimden sonra gelmezdi. Özellikle,
Durkheim’in fikirlerine dayanarak, yukarıda da önce gelirdi. Örneğin, ‘Salur Kazan’ denilirdi.
belirtildiği üzere Grenard’ın Doğu Türkistan ‘Salur’ boy ismi, ‘Kazan’ ise kişisel isimden
Türk ailesi hakkındaki düşüncelerini çürütmeye ibaretti. ‘Büğdüz Emen’, ‘Kayan Selçuk’ gibi
çalışır.[11] Ona göre Türk ailesinin seciyesi unvanlarda da birinci kelimeler boy ismi,
yakından araştırılırsa, her zaman birdir. Hatta ikinciler kişi ismidir.
Yakutlardaki maderî biçim bile, tamamıyla
Oğuzlara göre boy isimleri Oğuz Han’ın yirmi
maderî olmayıp pederî, yani iki cins hukuku
dört torununun adlarından ibaretti. Bir boyun
arasında maderîlik gören bir biçimdir. Gökalp
bireyleri, boyun adını, eski dedesinin adı
bu noktada Rus etnograflarından
sayardı. “Tarihin yetişemediği en eski
Sieroszoski’nin bir araştırmasına dayanarak
zamanlarda, boy ‘maderî’ idi. Yani çocuk
nasıl iki cins Toteminin Yakutlarda aynı önemi
anasının boyuna mensup olurdu. Sonradan
taşıdığını, göstermektedir. Bu adet Kırgızlarda
boy ‘pederî’ mahiyete girdi. Bunun sebebi de
da vardır: Pederşahî sayılan Kırgız ailesinde
şudur: Bu eski devirde de, koca ‘kalın’ (başlık)
ocak mukaddesliği yalnız ananın, yani baba
vererek, karısını kendi obasına götürürdü…
soyunun değil, aynı zamanda ana soyunun da
Çocuk bu obadaki ortak yaşama katılınca,
kapsadığı su götürmez bir gerçektir. Kısacası
yavaş yavaş bu grubun Maşeri (ortak)
Gökalp’e göre Doğu Türkistan Türklerindeki,
vicdaniyle manen dolmaya (doymaya) başlar.
gerek Yakut ve Kırgızlardaki aile tipi, çevre ve
Bu suretle boy ‘maderî’likten ‘pederî’liğe
medeniyet koşullarından ileri gelen ikinci
geçer.
dereceden farklara hep aynı aile seciyesinin
yani eşitlikçi, demokrat bir ev yaşamının Görülüyor ki, Boy ailenin ilk aşaması
ifadesidir. olmaktadır. Boy geniş bir aile tipidir. Burada
Nirun’un da üzerinde durduğu gibi önemli bir
Gökalp’in sosyolojik düşünce sisteminde
nokta öne çıkıyor ‘maşeri vicdan’. Aile ve onun
ailenin son derecede önemli bir yeri olduğu
kademeleri olan boy, sop, soy gibi gruplar
herkesçe bilinir. Toplumun temel öğesi olarak,
daha sonra toplumsal birlikler olarak maşeri
aileyi görür. Gökalp, gerek İslâmiyet öncesi ve
vicdan ve maşeri duygunun etkisi altında
gerekse İslâmiyet sonrası Türk aile yapısı
Aşiret’e, oradan da devlete dönüşeceklerdir.
üzerine çalışma yapanlardan biridir. Ona göre
Grubun ortaklaşa bir yaşam biçimini
İslâmiyet öncesi dönemde Türk ailesi “boy,
sürdürmesine örnek olarak, aralarında var olan
sop, soy, pederî aile, evlilik ailesi” olarak beş
şu dayanışmalar örnek gösterilmektedir:
aşamadan geçmiştir.
a. Siyasi Dayanışma: Kan davası
A. Boy: Gökalp Boy’u, “Phratrie” kelimesinin
dayanışmasıdır. İl (eski Oğuzlarda siyasi,
karşılığı olarak kullanmıştır. Gökalp’e göre
bağımsız topluluk) oluşturulduktan sonra, kan
Doğu Oğuzlarda her ‘öz’ (aşiret) dört boydan
davası yasaklanmıştır.
oluşmuştu. Oğuz ili, yedi özü ve yirmi dört
boy’u kapsamaktaydı. Her boyun bir ‘tamga’sı b. Ahlaki Dayanışma: Boydaşların her konuda
(damga) vardır ki bir totemin bakiyesinden birbirlerine yardımda bulunmasıdır.

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
c. Dini Dayanışma: Boydaşlar arasında ‘toplumsal aile’ aşamasına geçememiş, bir
birbirinin cenazesinde bulunmak, doğuş ve kurum niteliği kazanamamıştır. Hatta karıkoca
evlenme ve erdirme zamanlarındaki törenlere ve çocuklardan oluşmuş özel birimin, bir isimi
katılmak biçiminde kendini gösterir. bile yoktur. Bunlar hukuki değil, fiili gruplardır.
Bu nedenle bireyler arasındaki ilişkiler de
d. Ekonomik Dayanışma: Boy’un bireyleri
gayet zayıf ahlaki görünüm arz ederler. Bu
arasında ekonomik dayanışma da vardır.
grubun içindeki düzen tamamen mekaniktir.
Çayırlar, ormanlar, yaylaklar, kışlaklar boyun
Kuvvetli olan, zayıfları egemenliği altına
ortak malıdır. Fakat, bireyler arasında
almakta, geçici bir düzen sağlanmaktadır.
dağıtılmıştır. Bununla beraber gerektiğinde bu
Baba, anne ile çocuklar arasında belirli ve
dağıtımı adalete uydurmak için, yeniden
tanınmış görevler yoktur, bilakis daima bir
dağıtılır.
karşıtlık vardır.
B. Sop: Gökalp’in aile sınıflamasında ikinci
Çocuklar küçük iken, evin reisi, karısına ve
sırayı ‘Sop’ alır. Sop, eski Türkçede ‘semiyye’
çocuklarına mutlak derecesinde bir velayetle
anlamındadır. Fransızların ciddi kabul edilen
tahakküm eder. Fakat çocuklar kendi kendine
geçen yüzyılın başlarında yayınlanan L’Anneé
yetecek bir yaşa gelir gelmez bağımsızlıklarını
Sociologique adlı derginin beşinci cildinin 364.
isterler ve ayrıca ‘evbark’ sahibi olabilmek için,
sayfasında Yakutlarla ile ilgili bir alıntı ile bu
babalarının mallarından bir kısmını zorla alırlar.
bölümü açıklayan Gökalp’e göre, bir kavmin
Ne zamanki ana baba yaşlanmaya başlarlar, bu
en temel toplumsal grubu ‘sip’ adını alan
kez de egemen (tahakküm) olma sırası
‘semiyye’dir… Bu zümre, nesepçe birbirinin
çocuklarına gelir ve bu tahakküm ise gayet
akrabası olanlardan başka birtakım yabancıları
ağır ve acı bir surette devam eder.
da kapsar. Ekonomik zorunluluklara göre,
genişliği değişir. Sop’un içinde kişisel akrabalık Bu aşamada ailenin toplumsal boyutu son
yerine maşeri akrabalık vardı. Yani her birey derece zayıf kabul edilmekte, evlenme
kendinden önceki nesile ait erkeklerle ilişkilerinde ‘dışarıdan evlenme’ bir kural
kadınlara ayrı unvanlar verir, kendinden sonra olduğu, bir Yakut’un ait olduğu ‘sip’in içinden
gelen nesile ait erkeklere ve kızlara da ayrı evlenemediği ve fakat, geleneklerin eski
isimler verirdi. zamanlarda mevcut ilkel bir ‘içten evlenme’
kuralını korumakta ve bazı kavramlarda bunun
Arazi bireyler arasında bölünmüşse de, arazi
izlerini saklamakta olduğu işaret edilmektedir.
taksimatı, sürekli bölünmelere açıktır. Bütün
bu teşkilatta ortaklaşa bir ruh egemendir. Gökalp bu alıntılardan şu sonuca varıyor:
Hatta özel evler bile, yalnızca sahiplerinin Yakut Türklerinde, semiyenin adı ‘sip’tir. Bu
yararlanmasına ayrılmış değildir. Her rastgelen, kelime Kara Kırgızlarda ‘sibit’, Batı Oğuzlarda
istediği eve girerek gündüz ve gecenin her ‘sop’ biçimini almıştır. Yakutlarda semiyenin
saatinde orada kalabilir. biricik toplumsal aile olduğunu gördük. Bu
semiyenin pederî ve maderî semiyelerden
Bir sipin içinde yaşadığı özel evlere gelince,
bileşik olduğunu da başka kaynaklardan
bunlar gayet zayıf bağa sahip olup, hukuki
öğreniyoruz, demektedir.
örgütten tamamıyla yoksundur. Yani bunlar
ancak ‘doğal aile’ konumundadır. Dini, ahlaki, Bu rivayetlerden Türklerin avcılık hayatının
hukuki yaptırımlara sahip olamadığı için, kadınlar için daha iyi olduğu anlaşılıyor. Son

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
derece fakir olan avcı Türklerin kızları, bir kalın kardeşe ait malların kullanım hakkına sahip
mukabilinde göçebe bir Türk ile evlenmeyi oldukları gibi, büyük kardeşin nikahı altında
istemiyordu. Çünkü ‘kalın’ karşılığı kocasının bulunan kadınlardan yararlanma hakkına da
obasına giden bir Türk kızı, hukukunun bir sahiptirler. Bu aileye göre namussuzluk
kısmını terk etmeye mecburdu. Halbuki avcılık yabancı bir erkeğe ait soyun doğuş yoluyla
devrinde bu kızlar erkekten fazla hukuka aile arasına karışmasıdır. Bu nedenle, bu
maliktiler. Bu devirde kız obasında kalarak, ailelerde kardeşlerin büyük kardeşe ait
kocası oraya gider ve bir iç güveyi hayatı kadınlarla ilişkide bulunması, aile içine yabancı
yaşardı. Maderî semiyyede aile reisi ‘dayı’dır… bir unsur sokmayacağı için, ahlak kuralına
Toplumsal ailede yalnız semiyyeden ibaret aykırı görülmez.
olması aşiret devrine özgüdür. Aşiret
Zadruga: Hayatta bulunan ya da ölmüş bir
döneminde bireylerin yaşamını, malını,
dedenin oğulları ve torunları arasında bir
onurunu koruyacak bir güç ve hükümet
miras taksimini kabul etmeyen bir çeşit ailedir.
bulunmadığı için, bu görevi ‘kan davası’
Bu ailede reisin konumu bir cumhurbaşkanın
örgütü yerine getirirdi.
konumu gibidir. Çünkü bütün mallar aile
C. Büyük Aileler: Toplum büyüyünce topluluğuna aittir.
‘semiyye’ daha küçük kısımlara bölünür.
Pederşahî Aile: Bazı toplumlarda asabeye ait
Bunlara ‘büyük aile’ adı verilir ve üç biçimi
bütün mal asabe reisinin olur. Böylece, aile
vardır:
üzerinde egemen olan aile reisi, ailenin
1. Maderî Büyük Aile: Ana soyunu izleyen mallarını, kendi çıkarı doğrultusunda
akrabalar vardır. Çocuğun babası ile hiçbir kullandığı gibi kendi eşleri ve çocukları da
toplumsal akrabalığı yoktur. Çocuğun velisi dahil olmak üzere bütün aile bireylerini satmak
‘dayı’sıdır. Anasının velisi de odur. Yani büyük ve öldürmek haklarını da sahiptir.
kardeştir. Dayının mirası kendi oğluna kalmaz,
Ç Soy: Eski Türklerde asabevi ailenin bu üç
yeğenine kalır.
biçimi de mevcut değildi. Türk ailesi ne maderî
2. Asabe: Pederî semiyyeden doğar. Sadece bir aile idi ne de asabeden doğan aile
baba soyundan gelen akrabalar bu gruba tiplerinden birine mensuptu. Eski Türk ailesi
girebilir. Asabe reisi, kendine mensup bir bireyi ‘soy’ adını alırdı. Soy’da hem erkek tarafından,
içinden kovabilir. Bu biçimde onun yaptığı hem de kadın tarafından gelen akrabalar vardı.
cinayetlerden asabe sorumlu olmaz. Asabeden Her iki tarafın akrabaları hukukî açıdan eşitti. O
aşağıdaki orta aileler doğar: zaman erkek ‘Toyonizm’ dinini; kadın ise
‘Şamanizm’i temsil etmekteydi. O zaman
Bölünmez Asabe: Buna ‘kardeşler arasında
Toyonozim’le Şamanizm sistemleri yani din ile
kocalık ortaklığı’ (polyanrdie Fraternelle) adı
sihir birbirine eşit oldukları için, bunların temsil
verilir. Bu tip ailenin Tibet’te ve bir zamanlar
ettikleri erkekle kadın da, birbirine eşit
da Yemen’de bulunduğu söylenmekte. Bu tip
olmuştu. Bu nedenledir ki, ana soyu da, baba
ailede, ailenin mallarının dağıtılmaması için, bu
soyuna eşit idi.
mallar sadece büyük kardeşe intikal ettiği gibi,
evlenme yetkisi de yalnız ona aittir. Malların Soy, Batı Türklerinde yedinci göbeğe kadar
dağıtılmasına neden olmamak için diğer çıkar. Soyun dışarısında kalanlar yabancı
kardeşler evlenemez. Bununla birlikte büyük sayılırlar. Bunlara ‘yad yabancı’ veya ‘yedi yad’

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
denilir. ‘Kızımı, yedinci yabancıya veririm’, ‘yedi ‘Manizm’ adı verilir demektedir.[24] Ona göre
yabancıdan kız alırım’ cümleleri, eski eski Türklerde pederşahî aile olmadığı için,
zamanlarda evliliğin yedi göbeğin dışında ‘Manizm’de yoktur. Çünkü, eski Türklerde
meydana geldiğini ima ediyor. Doğu ocakta barınan mâbud yalnız babanın mâbudu
Türklerinde ‘soy’, dokuz göbeğe kadar çıkar. değildi; ananın da ocakta barınan bir
‘mâbudesi vardı. Bunlardan biri ‘Od Ata’,
Ana soyu ile baba soyunun eşit olması,
diğerine ‘Od Ana’ denilirdi. Kısacası ona göre,
asaletin de iki taraflı olmasını gerektiriyordu.
eski Türklerde münhasıran ‘pederşahî’ olan bir
Bugün Harizm (Harezm) Türkmenlerinde bir
aile oluşmamış, baba soyu ile ana soyuna aynı
kız hem babası hem anası
değeri veren, çift otoriteli, eşitlikçi bir aile tipi
Türkmen olmayan bir delikanlı ile evlenmek meydana gelmiştir.
istemez. Çünkü, bir delikanlının tam asil
E. İzdivacî Aile (Evlilik Ailesi): Eski Türklerde
olabilmesi, onlarca, hem babasının, hem de
bir delikanlı evlenecek yaşa gelince bir
anasının Türkmen olması ile mümkündür.
kahramanlık göstererek il meclisinden, milli bir
D. Pederî Aile: Eski Türklerle Cermenlerde ad alırdı. Bu suretle ‘ildaş’ mahiyetini
bulunan eşitlikçi ve iki taraflı aileye ‘soy’, ‘erkek=ermiş’ değerine ulaşarak vatandaş
almanca ‘zippe’ adı verilir. Fakat soy büyük bir hukukuna sahip olurdu. Ailesinin otoritesinden
dairedir ki birçok orta ailelere ayrılır. Bunlara çıkarak, milletin genel otoritesi altına girerdi.
pederî aile denir. Pederî aileyi, ‘pederşahî aile’ Eski Türklerde ‘miras’ın intikali için, baba ve
ile karıştırmamalı. Çünkü pederşahî ailede annenin ölmesi gerekmezdi. Ailenin malları
akrabalar, yalnız asabelerden ibaretti. Aile tüm bireylerine aitti. Dede Korkut
içinde kadın ve çocuğun hiçbir kıymeti yoktu. Hikayelerinde de bu durum yer almıştır.
Aile reisi bunları satabilir ve öldürebilirdi.
Bu aile evlenmenin sonucunda oluşur. Bundan
Ailenin malları da sadece aile reisine aitti.
dolayı ona ‘evlilik ailesi’ denilir. Türkler
‘Pederî aile’ ise tamamıyla özgür ve eşitlikçidir. izdivaca ‘evlenmek’ ‘evbark’ sahibi olmak
Akrabalar, iki taraflıdır. Amca ile dayı, hala ile derler. ‘Bark‘ Orhun Kitabesi’nde ‘mâbed’
teyze birbirlerine eşittir. Eşler de büyük haklara anlamındadır. Hakan türbelerinin yanında bir
sahip olduklarından kocalarına eşit gibidirler. mâbed yapılır, orada kurbanlar kesilirdi. ‘Ev’
Çocuklarda pederşahî ailede olduğu gibi, aile de, mukaddes bir mâbed olduğundan ‘Bark’
reisinin keyfine bağlı değildir. Kısacası pederî adını alırdı. Eski Türklerde bir genç evlenirken,
aile özgürlükçü ve eşitlikçi bir ailedir. Ve ne karısını kendi babasının ocağına ne de
Cermen ailesi aracılığıyla bugünkü Avrupa kendisi karısının ocağına giderdi. İç güveylik
ailesinin kökenidir. olmadığı gibi iç gelinlik de yoktu. Erkek baba
ocağının mallarından payını alır, kız da ‘yumuş’
Türk ailesine gelince, o da ‘Pederî aile’ adlı bir çeyiz getirirdi. Bu çeyiz, aile arasında
sistemindedir. Eski Türklerde din ile sihrin verilen hediyelerden, armağanlardan oluşurdu.
eşitliğinin erkekle kadının eşitliğine neden Gelin ile damat mallarını birleştirerek, ortak bir
olduğunu daha önce belirten Gökalp, ev sahibi olurlardı.
pederşahî ailede, ailenin ceddi bir mâbud
(ibadet edilen) idi. Bu mâbudun yeri, evin Eski Türklerde evin bir sahibi olduğu gibi, bir
ocağıdır. Bu mâbuda ‘man’ ve bu dini sisteme de sahibesi vardı. Evin sağ tarafında ‘kısrak

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
memeli’, evin sol tarafında ‘inek memeli’ iki görüldüğünü ve bu tipin de genel sosyolojide
sanem (putheykel) vardı ki, birincisi zevcin pederşahlık denen tipe eşdeğer olduğunu,
(erkek eş), ikincisi zevcenin (kadın eş) simgeleri ‘ocak’ın, ‘boy’da olduğu gibi yüzlerce kişiden
idi. Birincisine ‘ev sahibinin kardeşi’, ikincisine meydana gelmediğini, klan birliğinden, Totem
‘ev sahibesinin kardeşi’ denilirdi. Buradan da bağından eser yoktur demektedir. Bunun
anlaşılıyor ki erkeğin soy totemi ‘kısrak’, yerine bir baba tarafından yöneltilen ve üye
kadının ki ise ‘inek’ idi. sayısı coğrafi ve iktisadi koşullara göre değişen
bir ev yaşamı meydana gelmiştir. Richard’ın
Bir ailenin ‘evlilik ailesi’ tanımlamasına girmesi
pederşahî saydığı bu tipi, Gökalp kabul
için, pederî aileden doğması yeterli değildir.
etmediğini, Türklerde pederşahî aile tipini
Devlet tarafından aile hakkında yasalar
kabul etsek bile bu tam, mutlak değil, kendine
çıkarılması gerekir. Cengiz’in yasası olan ‘Uluğ
özgü ayrı bir pederşahîliktir diyor.
Yasa’da, devlet tarafından aile hukukuna ilişkin
konulmuş kurallar vardır. Örneğin bir kadın Gökalp’e göre geri kalan ‘Konak’ ve ‘Yuva’
akran (yaşdaş) olmayan bir erkekle dönemleri, Anadolu Türklerinin aile tarihi
evlenemezdi. Fakat bir kızı akran olan bir erkek bakımından çok önemlidir. Konak; Acem, İslâm
istediği zaman da, babası ve anası ve Bizans etkileri neticesinde oluşmuştur.
vermemekte bulunamazdı. Gökalp, bu gibi Diğer yandan çok karılılık, kadının kapanması,
yasaların hem çok az ve hem de (mevcut boy ve ocak dönemlerinde gördüğümüz doğal
yasaların da) törelerle iç içe olduğunu kadın ve erkek ilişkilerinin Müslümanlıktan
belirtmektedir. Bu nedenledir ki, eski Türk gelme birtakım kayıtlarla bağlanması ortaya
ailesi, ‘evlilik ailesi’nin yalnızca bir konak adı verilen ve Avrupalıların ‘harem’ ismi
başlangıcından ibaretti. Gerçekten ‘evlilik altında pek abartılı hikayelerle yorumladıkları
ailesi’, ancak Avrupa’da son yüzyıllarda yeni bir aile tipi meydana getirdi. Bununla
meydana geldi. Bu ailenin oluşumu devletin birlikte Türk aile hayatının ulusal karakteri
eşitlik ve adalet ilkeleri üzerine kurumsal aile yabancı etkilere rağmen, büyük kentlerden
yasaları yapmasıyla daha bir önem kazandı. uzak yurt köşelerinde, köylerde ve kasabalarda
Eski Türklerde ki evlilik ailesi yalnız töreye kendini korudu. Tanzimat’tan sonra diğer
dayanıyordu. Evlilik ailesinin tam olarak toplumsal kurumlar gibi, aile kurumunun da
kurulabilmesi için yasalar dönemine gelmek çözülmeye yüz tuttuğunu ileri süren Gökalp,
gerekiyordu diyor Gökalp. dönemin iktisadi, askeri, ticari ve diğer
koşullarını dikkate aldıktan sonra, Türk
Anadolu Türklerinde aile yaşamını araştıran
kadınlarının cephede düşmanla dövüşen
Gökalp; ‘boy’,‘ocak’, ‘konak’, ‘yuva’ isimlerini
kocalarını toplumsal işbölümündeki yerlerini
verdiği başlıca dört dönem olduğunu ileri
tutmak zorunda kaldıklarını, eski Türklerde aile
sürüyor. Demokratik niteliğin her dönemde
yaşamının demokrat bir nitelik taşıdığı
görüldüğünü söyleyen Gökalp, yukarıda
hakkındaki düşünceler bu değişikliğe bilimsel
sözünü ettiği ‘boy’un ‘klan’ ile aynı anlama
bir biçim verdi demektedir.
geldiğini belirttikten sonra, Anadolu
Türklerinin çoktan geçirmiş olduğu bu Gökalp’e göre ‘konak’, ‘yuva’ olmaya başladı.
dönemi, bugün Doğu Sibirya’daki Yakutların Ekonomik zorunlulukların etkisi altında ‘konak’
yaşadığını ileri sürmektedir. İkinci olarak ele üye sayısını azalttı. Bir karı, bir koca ve henüz
aldığı ‘ocak döneminin’ Kırgız Türklerinde evlenmemiş çocuklardan oluşan Durkheim’in

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
izdivacî (evlilik) dediği aile gurubu halini aldı. anlaşılacağı üzere, İslâm hukukunu ıslah
İşte günümüze kadar süren ve şimdi de ederek yerine yeni bir medeni yasa gelmesini
sürmekte olan aile hayatımız, yuva biçiminin isteyen Gökalp ve yandaşlarının bu çabalarına,
daha sağlam toplumumuzun ideallerine getirmek istedikleri yeni düzenlemelerin, eski
hizmet için daha kapsamlı bir toplumsal Türklerde de olduğunu söylemekle yanlış bir
kurum halinde kurulmasını hedef yol seçtikleri görüşündedir Mehmet İzzet.
edinmektedir.
Ona göre Gökalp’in bilimsel görüşü, pratik
Gökalp, bu kuramsal düşünceleri uygun bir ihtiyaçların etkisi altında kalmıştır. Gerek
görüşle tamamladı. Türk ailesinin bu Gökalp gerek onun arkasından gidenler;
karakterine işaret ettikten sonra kendi ‘Türkiye’de İslâm hukukunu ıslah ederek
döneminin aile yaşamına baktı. İran, Bizans ve kadının konumunu düzeltmeyi ve genellikle
İslâm’dan gelen yabancı etkiler tarafından Türk Batı toplumlarında görünen aile yaşamını
ailesinin hakiki mahiyetinin bozulduğunu ileri kurmayı isterken bu hareketin eski Türk
sürdü. Diğer yandan yeni ekonomik ve geleneklerine, yasasına, milli benliğe dönmek
toplumsal koşullar, özellikle kendisince önemli tarzında tesisini ve bu suretle ıslahatın sevgi ve
bir rolü olan toplumsal işbölümünün meydana muhabbetle karşılanmasını temin eylemeyi’
gelişi ve buna Türk kadının katılması kafalara düşünmüşlerdir.
yeni bir aile kanunu yapmak düşüncesini
Fakat bilimsel açıdan birbirinden ayrı yaşayan
getirmişti. Ona göre, gerek tarihi ve milli
Türk kavimlerinde ayrı aile tiplerinin
benliğe dönmek gerek yeni koşullara cevap
bulunduklarına kabul etmek lazımdır. Zira
veren hukuki bir vaziyet hazırlamak, aynı
zaman ve mekan, başka başka toplumsal ve
zamanda kuramsal bir zorunluluktur.
ekonomik yaşam koşuları, birbirinden ayrı
Bu noktada o, düşüncelerine çok bağlı olduğu yaşamış Türk grupları arasında aynı aile tipinin
Durkheim’in toplumsal olaylarda sağlık ve mevcut olmasına engel oluşturmaktadır. Diğer
hastalık (normal ve patolojik) diye iki tarafı yandan yeni aile tipinin yayılması için bu çeşit
ayıran kuramından yararlandı. Eğer Türk ailesi, bir propaganda, yani genellikle Türklerde yeni
geçmiş dönemlerde karşı karşıya kaldığı tipi andıran bir aile kurumunun bulunduğu
yabancı etkilerden kurtulup, kendi milli düşüncesi ancak eylem yönünden yayarlı
benliğine dönmezse, yeni yaşama koşulları sayılabilir demektedir.
içindeki Türk kadınının istediği somut hukuki
B. Değerlendirme ve Sonuç
yeniliklere yer vermezse, içinde bulunulan
sosyal hastalık artacaktır demektedir. Türk aile sosyologları, eski Türklerde aile
konusu söz konusu olduğu zaman, yukarıda
Mehmet İzzet’in Görüşleri
adından söz ettiğimiz temel kaynaklara
Eski Türk ailesi tipi hakkında düşünen bir diğer başvurmak durumundadır. Ve yine eski
sosyoloğumuz da Mehmet İzzet’tir. Mehmet Türklerde, aile yapısı, aile içi ilişkiler, evlenme
İzzet, Gökalp’in eski Türklerde aile konusunda gelenekleri, kadın ve erkeğin aile içindeki
ileri sürdüğü ve bir anlamda gelişmiş Batı konuları ele alındığında Gökalp ilk akla gelen
toplumlarında görülen izdivacî (evlililk) aileye isimdir. Biz de bu çalışmada yukarıda sözünü
benzer bir ailenin var olduğu tezine eleştiri ettiğimiz çerçevede hareket ettik. Okuyucuya
getirmiştir. Aşağıdaki ifadelerinden de

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
bu temel kaynakların ana görüşlerini bireyleri birbirine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Ana,
aktarmaya çalıştık. baba ve evlatlar daima birbirlerinin yardımına
koşarlar. Çocuklar için ana hakkı Tanrı hakkıdır.
Mevcut kaynaklardan hareketle, eski Türk aile
Sefere çıkarlarken veya bir yere giderken
yapısının ne olduğunu net bir biçimde ortaya
anadan babadan izin almak, onların hayır
koymak güç olsa da, genel özelliklerden
duasını kazanmak yerleşmiş bir gelenektir.
hareketle bir değerlendirme yapılabilir. Eldeki
Baba sözü mutlaka dinlenir. Bunu Dede
veriler, bazen birbirini destekler iken, bazen de
Korkut’un şu cümlesinden daha iyi anlıyoruz:
taban tabana zıt, birbiri ile çelişen görüntüler
“O zamanda oğul baba sözünü iki eylemezdi.
sunabilmektedir. Bunun bir bölümü yukarıda
İki eylese o oğlanı kabul eylemezlerdi”.
da sergilenmiştir. Eldeki kaynakların istenilen
Buradaki itaati körü körüne bir itaat olarak
düzeyde olmaması, bundan sonra da
değerlendirmemek gerekir.
bulunacak her yeni bilgiye ihtiyaç
duyulduğunu, konu üzerinde farklı meslek Benzer bir tespit de Marko Polo tarafından
sahiplerinin bir araya gelerek ortak yapılmıştır: “Ailede büyüklere karşı büyük
çözümlemeler yapmasını da zorunlu saygı var. Küçükler anne babalarına hürmet
kılmaktadır. Eski Türklerde evlenme ediyorlar. Ve bu hürmeti de isteyerek yerine
gelenekleri, aile içinde kadınerkek (anababa) getiriyorlar. İtaat, küçükler için en mukaddes
ilişkileri bir diğer çalışmanın konusu olacaktır. vazife sayılıyor. Eğer bir çocuk anne ve
babasının dediklerini yerine getirmezse veya
Eski Türk ailesi karşılıklı sevgi ve saygı esasına
onların istediği gibi hareket etmeyip,
dayanıyordu. Öyle anlaşılıyor ki, baba çok eski
ebeveynini üzerse, annebaba çocuğu, doğru
çağlardan beri aileyi temsil etmesine rağmen,
hükümetin tayin ettiği bir mürebbiyeye
Türk ailesinde bir baba korkusu veya baba
götürüyor.”
baskısı yoktu. Anababa ve çocuklar arasında
ilişkiyi himaye, sevgi ve saygı düzenliyordu. Bu Eski Türk toplumlarında ilk sosyal birlik olan ve
genel görüntü hemen tüm yazılı kaynaklarda ‘oguş’ (veya uguş) diye isimlendirilen aile,
sıkça görülmektedir. Dede Korkut toplumsal yapının çekirdeği konumundadır.
Hikayelerinde kocaya, “beri gelgil bahtı, evim İslâmiyet öncesi Türk toplumundaki özel
tahtı, han babamın güveyisi, kadın anamın mülkiyette, özel hukukta, insanları himayeye
sevgisi, atam anam verdiği, göz açuben yönelik sosyal davranışlarda, soya saygıda,
gördüğüm, gönül verip sevdiğim a Dirse Han.. adalet, dini hoşgörü anlayışlarında ve bütün
vay al duvağın iyesi, vay alnım başım umudu, bunları gerçekleştirmek ve korumakla görevli
vay şah yiğidim, vay şahbaz yiğidim. Göz olan devletin ‘baba’ telakki edilmesinde Türk
açuben gördüğüm, gönül verip sevdiğim, bir ailesinin (ana, baba, çocuklar ilişkilerinde
yastığa baş koyduğum, yolunda öldüğüm, temellenen) prensiplerini görmek mümkündür.
kurban olduğum. senden sonra bir yiğidi sevip Esasen bu dönemde aile, devletin dayandığı iki
varsam, bile yatsam, ala yılan olsun beni temel sosyal birlikten birisi idi. Evet eski
soksun” Kadının kocasına ne ölçüde bağlı Türklerde ailenin devlet için önemi büyüktür.
olduğunun net bir ölçütüdür. Gerçekten de Türklerde çok gelişmiş bir ‘baba
ailesi’ vardı. Evin ve devletin başı, baba idi.
Bamsı Beyrek hikayesinde kız ve erkek evladın
eşit tutuluşu göze çarpar. Oğuz ailesinin

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
Özetle söylemek gerekirse; Türklerde ‘ana girdikleri diğer kültürlerin de etkisi ile baba
ailesi’nin (maderşahi) en ufak bir izine hukukuna dayanan demokratik ve eşitlikçi aile
rastlanmadığı, ‘pederî aile’ ile ‘pederşahî aile’ tipinde değişmeler olmuştur. Bu konuda
farklı anlamlara gelir. Diğer bir söyleyişle bu iki Gökçe şöyle bir tespitte bulunmaktadır; baba
aile biçimi öz olarak birbirinden çok farklıdır. soyu ailesindeki birtakım değişmelerin Türk
Pederşahî ailede babanın otoritesi söz konusu ailesini modern aile tipine doğru götürmesi
iken, pederî aile, velayet esasında baba beklenirken, İslâmiyet ile birlikte eski Arap
hukukunun hakim olduğu bir aile tipidir.[40] şekillerinin ve Yunanistan’daki ataerkil ailenin
Pederî ailede baba söz sahibi olmakla birlikte, etkileri görülmeye başlamıştır. Türk Medeni
ananın da aile işlerinde fikri alınmaktadır. Kanunu’nda belirtilen aile şekillerine gelinceye
Pederî ailede miras ve akrabalık, iki taraflıdır kadar eski baba ailesi ile ataerkil aile
(agnatik ve kognatik), yani hem baba soyunu özelliklerinin karışımından ortaya çıkan bir aile
hem ana soyunu takip eder. Gerçekten de tipi ile karşılaşılmaktadır”.
Türklerde çok gelişmiş bir ‘baba ailesi’ vardı.
İslâmiyet’in kabulü ile Türk aile yapısında
Evin ve devletin başı, baba idi.
birtakım değişmelerin olacağı kesindir. Çünkü,
Eldeki bulgulara göre eski Türk aile yapısı ‘fıkıh kuralları’ yani dinsel temele dayanan
hakkında şu genellemeler yapılabilir: Göçebe hukuk kuralları, aile sistemi üzerinde etkili
Türk ailesi; ‘çekirdek aile yapısındaydı ve kadın olmaya başlamıştır. Bernard Coparal’ın ‘geniş
erkek eşit haklara sahipti’. Tek eşle evliliğin Müslüman ailesi’ olarak nitelediği ve baba
esas olduğu, çok eşli evlilik nadiren ailesi ile ataerkil geniş aile arasında yer alan bu
görülmüştür. Eski Türk ailesi zannedildiğinin geleneksel aile, yönetim açısından da babadan
aksine ilk oluştuğu dönemlerde ve uzunca bir oğula soy zinciri sürdüren bir aile özelliği
süre ‘küçük aile’ özelliğine sahipti. Çünkü kazanmıştı. Diğer bir ifade ile fıkıh kurallarına
dağınık, göçebe yaşamı ‘büyük aile’ göre düzenlenen aile yapılanmasında,
kuruluşuna elverişli değildi. Yine, aile ataerkillik sistemi, babanın ailenin tüm
üyelerinin sayısı açısından ‘birleşik çekirdek bireyleri ve malları üzerinde mutlak otoritesi
aile’, yeni kurulan ailelerin yerleşme şekilleri ilkesine dayanırken, soyun erkek çocuk
açısından ‘nelokâl’, aile içi hakimiyet açısından zincirinde izlenmesi, erkeğin kadına üstünlüğü
‘egzogam’, eş sayısı açısından İslâmiyet’e ilkesini de beraberinde getirmiştir.
kadar ‘monogam’ özellikler göstermiştir.
Bu yeni aile biçimi boyutları açısından geniş
Dıştan evlenmenin (egzogamie) esas olduğu
aile tipine eş değer bir özellik arz eder. “Aile
ve ‘sulta’ya (zorcebir) değil, ‘velayet’
başkanından başka karısı ya da karıları ve
(dostyardımcı’ya dayanan baba hukukunun
evlenmemiş çocukları, evli erkek evlatları ve
geçerli olduğu Türk ailesinde evlenen oğulların
onların karıları ve onların çocukları ve
hisselerini alıp yeni aile kurmak üzere evden
muhtemelen evli erkek torunları, karıları ve
ayrılmaları da eski Türklerde aile yaşamının
çocukları…” da içine alan geniş bir aile.
çekirdek olduğuna başka bir örnektir.[44]
Hepsinin bir arada oturduğu bu ailede ister
İslâmiyet’in ortaya çıkışı, VII. yüzyılda Türklerin istemez baba otoritesi en üst hiyerarşiyi işgal
bu dini kabulü ve 1071 Malazgirt Zaferi ile etmekte ve babanın yetkisi tüm aile bireyleri
Anadolu’yu fethederek yerleşik hayata üzerinde etkili olmaktaydı. Ayrıca, gelenekler
geçmeye başlamaları, Türklerin etkileşime dahilinde bu yetkilere hiçbir sınırlama da

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net


ESKİ TÜRKLERDE AİLE TÜRK SOSYAL HAYATINDA AİLE
www.sosyalciniz.net
getirilmiyordu. Böylelikle başkanın otoritesi Eski Türk ailesi ‘pederî’ tipte idi. Diğer
altında geniş (Müslüman) aile, türdeş bir hücre topluluklarda ise ‘pederşahî’ veya ‘maderşahi’
oluşturuyor, dinsel yasalara dayalı olduğu idi.
içinde, ayrıca sağlamlık kazanıyordu.
Eski Türk ailesi diğer topluluklarda olduğu gibi
İslâmiyet’in kabulü ve diğer kültürlerin de geniş (büyük) aile değil, Küçük (dar) aile
etkisi ile oluşturulan bu yeni aile tipinde, durumunda idi.
toplumsal yapıda yeri sarsılan sadece kadın
Eski Türk ailesinde özel mülkiyet var idi.
değildi. Babanın otoriter tavrı çocukları da
Halbuki diğer topluluklarda ailede mülkiyetin
yakından ilgilendiriyordu. İslâmiyet’ten önce eş
ortaklık esasına dayalı olduğu anlaşılmaktadır.
seçiminden, kendi mülküne sahip olabilmeye
kadar çeşitli hakların tanındığı çocuklar burada Eski Türklerde aile içerisinde kadının hür
tamamıyla ve toplumsal yaşayışın her yönüyle olması durumu diğer topluluklarda hemen hiç
babanın egemenliği altında, onun emrine görülmemektedir.
girmiş durumdadır. Ancak, “din temeline
dayalı devletin yakın gözetiminden uzak ve Kadının korunmasını hedef alan leviratus
büsbütün özel bir kurum…” şeklinde sistemi Moğollar hariç diğer topluluklarda
düzenlenmiş bu aile yaşamından yine de en yoktur.
zararlı çıkan, kadın olmuştur.
Diğer topluluklarda görülen yakın akraba ile
Söz konusu dönemde aile yapısında görülen evlenme (Yunan, Roma, İran); kardeşi ve kızları
özellikleri sadece İslâmiyet’te veya ataerkillik ile evlenme (Hind, İran), birbirlerinin karılarını
sisteminde görmek doğru olmaz ve aile satın alma, karısının çocuk yapması için
üyeleri üzerindeki egemenliği belli törelerle başkasına takdim etme (Yunan, Hind, Arap);
sınırlandırılmış erkeğin durumu yüzyıla tekabül kadınları yakma (Hind) vb… gibi adetlere Türk
eder. Buna karşılık Türklerin İslâmiyet’i kabulü ailesinde rastlanmaz.
çok daha sonraları olmuştur. Diğer bir ifade ile
Aile içerisinde çocukların satılmasına,
İslâmiyet’in Türkler tarafından kabulü, XI.
öldürülmesine (Çin, Yunan, Hind, Roma) ve diri
yüzyılın sonlarında Anadolu’yu fethederek
diri gömülmesine (Arap) eski Türk ailesinde
yerleşik hayata geçmeye başlamaları,
tesadüf edilmemektedir.
Müslümanlıkla karşılaşmaları ile bu dini kabul
etmeleri arasında önemli bir zaman dilimi Prof. Dr. Ali ERKUL
vardır.
Cumhuriyet Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi
Donuk’un “Çeşitli Topluluklarda ve Eski / Türkiye
Türklerde Aile” konulu makalesinde eski Türk
Alıntı Kaynağı: Türkler, Cilt: 3 Sayfa: 97-106
ailesi ve diğer toplulukların aileleri arasındaki
farklılıkları karşılaştırdığı görüşleriyle konuyu
bitirelim:

Eski Türk ailesi kan akrabalığına dayalı idi.


Diğer topluluklarda ise Moğollar hariç bu
durum görülmemektedir

Zeki DOĞAN – Sosyal Bilgiler Öğretmeni sosyalciniz.net

You might also like