Professional Documents
Culture Documents
• Maliye ilminin tanımı, konusu, tarihi gelişimi ve diğer disiplinler ile ilişkisi
• Milli ekonomide Kamu kesiminin yeri, önemi ve gelişimi
• Kamu kesimi tarafından üretilen mal ve hizmetler ve Dışsallık etkileri
• Kamu harcamalarının tanımı, özellikleri, artış Kanunu (Wagner) ve
etkileri
• Kamu harcamalarının artış nedenleri ve sınıflandırılması
• Kamu harcamalarının ekonomik etkileri
• Kamu gelirlerinin tanımı ve türleri
• Verginin teorik gelişimi ve fonksiyonları
• Vergi Tekniği ve vergileme ilkeleri
• Vergilemeye İlişkin temel kavramlar ve vergilerin sınıflandırılması
• Maliye politikasının konusu, amaçları ve araçları
• Maliye politikası araçlarının konjonktürle mücadelede kullanılması
Maliye ilminin tanımı, konusu, tarihi
gelişimi
• Maliye kelimesi, devlet mallarının elde edilmesi
ve idaresi bununla ilgili olarak para almak ve
ödemek anlamına gelmektedir. Genellikle yalnız
maliye ve finans denildiği zaman, devleti ya da
diğer kamu hükmi şahıslarını ilgilendiren mali
işlemler anlaşılır.Maliyeden kasıt,kamu maliyesi
olup, bu haliyle yabancı literatürde “public
finance” olarak ifade edilmektedir.Kamu maliyesi
ise, devlet faaliyetlerini iktisadi ve mali açıdan
inceleyen bilim dalıdır.
Maliye ilminin tanımı, konusu, tarihi
gelişimi
• Kamu maliyesi; devletin ve kamu tüzel
kişilerinin giriştikleri faaliyetleri iktisadi ve
sosyal açıdan inceleyen, devlet faaliyetlerinin
sınırlarının ne olması gerekeceğini araştıran ve
bu faaliyetlerin gerektirdiği harcamaların
yapılması ile bunları karşılayacak gelirlerin elde
edilmesine ilişkin sorunların analizini yapan bir
bilim dalıdır.
Maliye ilminin konusu
• Maliye ilminin konusu mali olaylar ve kurumlardır.
Mali olaylar önce sosyal bir olay olarak meydana
gelmekte sonra da iktisadi bir özellik taşımaktadır.
Kamusal hizmetlerin yerine getirilebilmesi için
vergi,bütçe,kamu harcaması, devlet
borçlanması,emisyon gibi mali araçlar geliştiren
devletin bu araçları kullanması sonucu ortaya çıkan
sosyal olaylara mali olaylar denilmektedir.Bununla
birlikte devletin toplumsal ihtiyaçları karşılamaya
yönelik olarak sürekli yaptığı işlere kamu hizmetleri
denir. Maliye ilminin inceleme konusuna mali
kurumlar da girmektedir.
Maliye ilminin konusu
• Bu bakımdan maliye ilmi, görevlerinin yerine
getirilmesine mali bakımdan imkân hazırlamak
üzere kamu tüzel kişileri tarafından kurulan
teşkilat ve alınan tedbirleri ve bu amaçla
kullanılan araçları da incelemek
zorundadır.Örneğin;Maliye Bakanlığı, Hazine
Müsteşarlığı,Merkez Bankası gibi kurumlar mali
olaylara yönelik ilişkilerin yürütülmesinde önemli
roller üstlenmektedirler.Özetle, maliye ilminin
konusunu mali olaylar,kamu hizmetleri ve mali
kurumlar oluşturmaktadır.
Maliye biliminin kapsamı
ÖZEL MAL
KAMUSAL MAL
VERGİ FİYAT
KIT KAYNAKLAR
DEVLETİN EKONOMİDEKİ ROLÜ
• Yukarıdaki grafikten de görülebileceği üzere;
• Belirli bir ülkede cereyan eden ekonomik faaliyetlerin bütününü
içine alan «milli ekonomi», kamu ve özel kesim olmak üzere ikiye
ayrılabilir. Ekonomik faaliyetler bu yapı içinde oluşmakta ve
böylelikle ekonominin arzu edilen bir yönde gelişmesi mümkün
olmaktadır.
• Her iki sektörün de amacı, kıt kaynaklarla insan ihtiyaçlarının
karşılanmasıdır. Özel kesim, özel mal ve hizmetler; kamu kesimi de
kamusal mal ve hizmetler üreterek insan ihtiyaçlarını en iyi şekilde
gidermeye çalışır. Kamu kesimi daha çok toplumsal ihtiyaçları
tatminle ilgili mal ve hizmet üretimini üzerine aldığı için bu
ekonomideki faaliyetlerin sürükleyici gücü hâkim karakteriyle sosyal
fayda sağlamaktadır. Hangi faaliyetlerin sosyal fayda sağladıkları da
mahiyeti itibariyle politik bir değer yargısı taşıdığından kamu kesimi
faaliyetleri ekonomi prensipleriyle birlikte siyasi tercihlerle
düzenlenmektedir.
DEVLETİN BAŞARISIZLIĞI
• Piyasa Dışı Başarısızlık olarak ifade edilen bu teorinin ‘Siyasal Arz
Yönü’ ve ‘Siyasal Talep Yönü’ olarak iki farklı sebebi olduğu kabul
edilir.
1. Siyasal Arz Yönü:
Politikacıların Özel Çıkar Güdüsü; Politikacıların kamu kaynaklarını
kendilerini seçimlerde destekleyecek baskı gruplarına ve
seçmenlere dağıtması, oylarını maksimize etme çabası.
Siyasal İktidarın Miyopluğu; Politikacıların bilinçli olarak oy
maksimizasyonu için uzun dönemli ve faydalı politikalar yerine kısa
dönemli politikaları tercih etmeleridir.
Hizmet Kayırmacılığı; Politikacıların kendi seçim bölgelerine daha fazla
hizmet getirmek istemeleri ve bütçeyi savurganca harcamalara
kullanması durumudur.
DEVLETİN BAŞARISIZLIĞI
1. Siyasal Arz Yönü (Devam):
Politik Rekabetin Eksikliği; Bazı kesimleri temsil edecek siyasal partilerin
oluşturulması önünde engellerin olması durumudur.
Parti İçi Demokrasinin Eksikliği; İktidar partilerinin kararlarını (kimlerin
milletvekili olarak halka arz edileceği gibi) tek bir liderin vermesi
durumudur.
Bürokratik Etkinsizlikler; Bürokraside aşırı memur alımı ve bu durumun
aşırı istihdam, liyakatsiz yöneticilerin sayısını artırmasıdır. Sonuç
rasyonel olmayan sonuçlara ve kaynak israfına yol açmaktadır.
Siyasal Yozlaşma; Kamu yönetiminde devlet ahlakına, siyasal etiğe
uyulmayarak kamu kaynaklarının çıkar amaçlı kullanılması
durumudur.
Ortanca Seçmen Teorisi; Aşırı uçlarda bulunmayan seçmenleri ifade
eder. Bu seçmen grubunun tercihleri doğrultusunda mal ve hizmet
üretilir, çünkü bu seçmenlere en çok yaklaşan parti kazanacaktır
DEVLETİN BAŞARISIZLIĞI
1. Siyasal Arz Yönü (Devam):
Piyasa Başarısızlıklarının giderilmesindeki Yetersizlikler; Devlet piyasa
başarısızlıklarına müdahale etmek için kullandığı araçlar (vergi,
teşvik vs.) her zaman etkin sonuçlar doğurmayabilir
Kamusal Mal ve Hizmet Sunumundaki Etkinsizliğin Düzeltilmesindeki
Güçlükler; Sunulan mal ve hizmetlerin kalitesine önem verilmeyişi,
maliyetleri düşürmek gibi girişimlerde bulunulmaması, yeniliklere
karşı direnç gösterme gibi güçlükler kamusal malların etkinliğini
azaltan faktörlerdir.
DEVLETİN BAŞARISIZLIĞI
2. Siyasal Talep Yönü:
Seçmenin Siyasal Bilgisizliği; Seçmenlerin tam enformasyona sahip
olamamaları politikacıların kamusal faaliyetler konusunda daha rahat
davranmalarına sebep olmaktadır.
Siyasal İlgisizlik; Seçmenlerin politikaya ilgisizliği kamusal mal ve
hizmetlere olan ilgilerinin seçim sürecine etki etmemesine sebep
olmaktadır.
Seçmenin Politik Miyopluğu; Politikacıların uzun dönemli ve verimli
yatırımlar yerine seçmenin ‘gözünü boyayacak’ kısa vadede sonuçları
görülecek harcamalar yapmasıdır.
Oylama Maliyeti ve Bedavacı Sorunu; Seçmen için ‘zaman maliyeti’ ve ‘
bilgi toplama maliyeti’ olarak iki maliyete katlanmak istememesi
durumu söz konusudur. ‘Bedavacı sorunu’ ise seçmenin kendi oyunun
sonucu değiştirmeyeceğini düşünüp seçim sürecine girmemesidir
DEVLETİN BAŞARISIZLIĞI
2. Siyasal Talep Yönü:
Mali Aldanma; Vergi mükellefi olan seçmenlerin kendilerine sunulan
kamusal mal ve hizmetlerin kendilerine olan maliyetleri
anlayamadıklarından dolayı talepleri sürekli olarak artış gösterir.
Baskı grupları ve Rant Kollama; Baskı grupları rant kollama
faaliyetleriyle kendilerine daha fazla kamusal kaynak aktarılması
konusunda faaliyetlerde bulunurlar. Rant kollama faaliyetleri,
kaynakları ekonomik açıdan verimli olmayan faaliyetlere yönlendirir
ve üretim gücünün azalmasına yol açar.
PİYASANIN BAŞARISIZLIĞI
• Piyasanın etkin çalışmasını sağlayan şartların ya hiç bulunmaması ya da
şartların ters yönde işlemesi Piyasa Başarısızlığı olarak nitelendirilir.
• Neden olan faktörler:
• Tam Rekabet Piyasalarının Gerçekleşmemesi; Tam rekabetin geçerli
olmadığı piyasalara aksak rekabet piyasalar denilmektedir. Böyle
piyasalarda az sayıda firma kar maksimizasyonu için üretimi kısıp, satış
fiyatlarını artırma eğilimindedirler.
• Ortak (Serbest) Mallar; Bu tür malların kullanımı herkese açık
olduğundan aşırı kullanım problemi doğurur. Bu durum ise kişisel çıkar
maksimizasyonu uğruna toplumsal çıkarlar zarar görmektedir. Bu sorun
Ortakların Trajedisi olarak adlandırılmaktadır.
• Kamusal Mallar; Savunma, güvenlik, diplomasi gibi hizmetler piyasa
tarafından üretilememektedir. Bu malların; bölünmezlik, pazarlanamaz
olması, dışlamanın olmaması, bedava yararlanılması gibi özellikleri
dolayısıyla piyasa aksamasına sebep olmakta ve piyasa tarafından
üretilmesi mümkün görünmemektedir.
PİYASANIN BAŞARISIZLIĞI
• Yarı Kamusal Mal ve Hizmetler; Eğitim, sağlık gibi hizmetlerin topluma
olan dışsal faydası eğer yeterince yayılmaz ise hem kişiye hem de
topluma olumsuz bir maliyeti olacağından tek başına piyasa
mekanizmasına bırakılamamakta ve devletin müdahalesini gerekli
kılmaktadır.
• Dışsallık/Dışsal Ekonomiler; Bir ekonomik birimin üretim ve tüketim
faaliyetinin diğer ekonomik birimlerin fayda veya üretim fonksiyonunu
dolaylı olarak olumlu veya olumsuz etkilemesi olarak ifade edilir.
• İçsel/Ölçek Ekonomileri; Firmaların üretim ölçeğindeki değişme
sonucu firmaların maliyetlerinde bir azalma görülüyorsa pozitif içsel
ekonomiler, aksine ölçek değişimi sonucunda firmada bir takım
dezavantajlar oluşabiliyorsa bu şartlarda negatif içsel ekonomiler söz
konusu olur.
• Doğal Tekel; Malın üretiminde kullanılan hammadde ve ara mallarının
tek üreticisi ve sahibi olma; üretim teknolojisini tek başına geliştirip
gizli tutma ve taşımacılık, elektrik, iletişim gibi teknolojik olarak büyük
üretim ölçeği gerektiren alanlarda kamu yararı gözetilmesi gibi
nedenlerle piyasada tek bir işletmenin yer alması durumudur.
PİYASANIN BAŞARISIZLIĞI
• Marjinal Maliyetin Sıfır Olduğu Üretim; Bazı mal ve hizmetlerin
üretim biçimi, başka bir mal veya hizmetin sıfır marjinal maliyetle
üretilebilmesine imkan sağlamaktadır (elektrik üretimi için kurulan
barajdan sulama yapmak için faydalanılması gibi). Bu şartlar
altındaki mal ve hizmet üretimi sadece piyasaya bırakılırsa, sıfır
fiyata sunulması gereken hizmet bu fiyata sunulmayacak ve sıfır
fiyatın üzerinde piyasaya arz edilecek ve ekonomi optimumdan
uzaklaşacaktır.
EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN
FONKSİYONLARI
1.Kaynak Dağılımında Etkinlik: Piyasa ekonomisi işleyişinin etkin
kaynak dağılımına imkan verememesi, devlete bu konuda sorumluluk
yüklenmesine yol açmıştır. Örneğin devletin elindeki mali araçlardan
vergiler; nihai mal ve hizmetlerin nispî fiyatlarını veya bazı sektör ve
faaliyet kollarının nispî kârlılığını sağlayabilmektedir. Bu yöndeki
değişme diğer ekonomik ve mali politika araçlarıyla desteklendiği
takdirde, ekonomide kaynak dağılımı daha dengeli bir görünüm
kazanabilir.
2.Gelir Dağılımında Adalet: piyasanın işleyiş düzeni içinde gerek
fonksiyonel gelir bölüşümü gerekse gelirin kişisel dağılımı
adaletsizliklere neden olabilmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizlik,
mevcut sosyal sorunların daha da ağırlaşmasına sebep olur. Bu
durumda devlete düşen görev, elindeki mali araçlarla gelir
dağılımındaki adaletsizlikleri asgari seviyeye indirmeye çalışmaktadır.Bu
yönde gelirin yeniden dağılımı mekanizması dediğimiz fonksiyonu
devreye sokarak vergi,harcama ve borçlanma araçlarıyla gelir
dağılımında dengeyi sağlamaya çalışmaktadır.
EKONOMİK SÜREÇ İÇİNDE DEVLETİN
FONKSİYONLARI
3.İktisadi İstikrar :Devletin en önemli fonksiyonlarından biri ekonomik dengeyi
sağlamaktır. Bu nedenle, iktisadi dengenin sağlanması, bugün devletin iktisadi
ve mali politika araçlarının başlıca hedefi durumundadır.
İktisadi dengenin sağlanmasında toplam arz toplam talep dengesi önemli
olduğundan bilhassa yatırım-tasarruf dengesi iktisadi dengeyi sağlamanın ön
koşullarından biridir.Ekonominin gelişme seviyesine ve iktisadi dengesizliğin
durumuna göre devlet, elindeki araçları uygun bir şekilde kullanarak iktisadi
dengeyi sağlamaya çalışacaktır.İktisadi istikrara ulaşmak için aşağıda ifade
edilen durumların gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
a. Tam istihdam
i. Makro (Genel Anlamda): Tüm üretim faktörlerinin üretim sürecinden
kendilerine düşen payı almaları
1.İşgücü : Ücret 2.Toprak : Rant 3.Girişimci : Kar 4.Sermaye : Faiz
ii. Mikro (Özel Anlamda): işgücünün tam istihdamı.
b. Fiyat istikrarı
c. Ödemeler Bilançosunda Denklik
KAMU HİZMETLERİ
• Kamu Hizmeti: Devletin gerçekleştirmek zorunda
olduğu,tatmin edilmesi durumunda tüm topluma yarar
sağlayan ihtiyaçlara toplumsal ihtiyaç denilmekte olup,
toplumun müşterek nitelikteki söz konusu ihtiyaçlarının
karşılanması bakımından devletin gerçekleştirmek zorunda
olduğu hizmetler de kamu hizmeti olarak
nitelendirilmektedir.
• Günümüzde piyasa ekonomisine sahip ülkelerde kamu
kesimi tarafından üretilip topluma sunulan mal ve
hizmetleri; tam kamusal (toplumsal), yarı kamusal, özel mal
ve hizmetler şeklinde üçe ayırıp incelemek mümkündür. Bu
ayırımın dışında taşıdıkları özellikler nedeniyle bazı kamusal
mal ve hizmetler, «toplum için faydalı özel mal ve
hizmetler» olarak ele alınıp açıklanmaktadır.
KAMU HİZMETLERİ
• Tam kamusal (toplumsal) mal ve hizmetler; devlet tarafından
üretilmezlerse, başka bir kesim tarafından üretilmeleri mümkün
olmayan mal ve hizmetler olup toplumsal ihtiyaçları karşılamaya
yöneliktir,faydaları toplum bireyleri arasında bölünemez ve
faydasından yoksun kalınamaz,piyasa konusu olamaz ve üretimleri
ile ilgili karar siyasi süreçle alınır. (Milli
güvenlik,adalet,savunma,diplomasi gibi )
• Yarı toplumsal mal ve hizmetler, devlet tarafından üretilmekle
birlikte, özel sektör tarafından da üretildikleri için tam kamusal mal
ve hizmet yapısına sahip olmayıp,bölünebilir, fiyatlandırılabilir ve
pazarlanabilir niteliktedir. Bu malların başlıca özelliği bireylere olan
faydasının dışında topluma olan katkılarıdır. Bu mal ve hizmetler
yeterince üretilmezlerse toplumsal maliyetleri ağır olacağından
piyasanın yanında devletin de üretimini üstlenmesi gereken mallar
dır.(Eğitim,sağlık)
KAMU HİZMETLERİ
• Özel mal ve hizmetler, faydaları toplum bireyleri arasında bölünebilmekte,iktisadi
unsurdan yararlanabilmek için bedelinin ödenmesi gerekmektedir.Bireysel
ihtiyaçları karşılamaya yönelik olan bu malların fiyatları piyasanın koşullarınca
belirlenmektedir. Örneğin gıda ve giyim malları gibi mallara ek olarak ulaşım,
elektrik, su, telefon ve haberleşme gibi örnekler verilebilir.
• Erdemli mal ve hizmetler, bazı kişi ya da grupların ekonomik durumlarını
iyileştirmek amacıyla ya bedelsiz olarak topluma sunulmakta ve finansmanı
vergilerle sağlanmakta ya da piyasa fiyatının çok altında pazarlanmaktadır.
Erdemli mal terimi kamu ekonomisinde ilk defa Musgrave tarafından
kullanılmıştır, Musgrave, toplum için zararlı mallar (demerit mallar) konusunda
alkollü içkileri, keyif verici uyuşturucu maddeleri ve fabrikaların çıkardıkları zararlı
atıkları örnek olarak saymaktadır. Bu tür maddelerin, özel sektör tarafından
üretimi durumunda topluma önemli ölçüde dışsal zararlar yayılmaktadır. Bu
nedenle, bu malların üretimleri ve tüketimlerinin kontrolü devlet tarafından
yapılmalıdır.
• Erdemli mallara (merit mallar) örnek olarak ise ; devletin yaşlılara, kimsesizlere,
düşkünlere yönelik hizmetleri, yeterli mali imkânı olmayan çalışkan ve başarılı
öğrencilere öğrenimlerini sürdürmelerine yardımcı olmak üzere tahsis ettiği
burslar, sosyal konut ve ücretsiz sağlık hizmetleri vb. verilebilir.
DIŞSALLIKLAR
• DIŞSALLIKLAR(DIŞSAL FAYDALAR VE DIŞSAL ZARARLAR)
• Dışsallık: Bir iktisadi birimin üretim veya tüketim faaliyeti
sonucunda başka bir iktisadi birimin üretim veya tüketim
fonksiyonunda meydana gelen olumlu veya olumsuz
değişimlerdir. Dışsallıklar ilk defa K.Wicksell tarafından
incelenmiştir.Üretim veya tüketim faaliyeti sonucunda dış
fayda doğarsa pozitif dışsallıklardan,dış zarar veya kayıp
doğarsa negatif dışsallıklardan söz edilmektedir.Dışsallık
tipleri; üreticiden üreticiye olan dışsallık,üreticiden
tüketiciye olan dışsallık,tüketiciden üreticiye olan dışsallık
ve tüketiciden tüketiciye olan dışsallık olmak üzere
sınıflandırılabilir.Klüp malları,pozitif dışsallıkları olan ve
yarattıkları faydadan sadece belli bir grubun üyesi olanların
yararlanabildikleri hizmetleri ifade etmektedir.
DIŞSALLIKLAR
• Dışsal Fayda: Bir iktisadi birimin iktisadi
faaliyetlerinden, bir diğer iktisadi birimin maliyete
katlanmadan fayda sağlaması halidir.
• Dışsal Zarar: Bir iktisadi birimin iktisadi
faaliyetlerinden bir diğer iktisadi birimin zarar
görmesi halidir.
• Dışsallıklar temelde üretim dışsallığı ve tüketim
dışsallığı olarak iki başlık altında
incelenebilir.Aşağıda dışsallıklara yönelik örnekler
topluca bir tablo üzerinde gösterilmektedir.
DIŞ FAYDA-DIŞ ZARAR AKIMLARI
ALAN ÜRETİCİ TÜKETİCİ
• Vergi teorisine iyi bir şekilde yaklaşabilmek için; vergiyi doğuran olay, konu,
kaynak, matrah, mükellef, sorumlu, vb. gibi vergilendirme ile ilgili
kavramları kısaca açıklamak zorunluluğu vardır.
1) Verginin Kaynağı:Vergi, kişilerin sahip olduğu ekonomik kaynakların gelirleri
üzerinden alınmaktadır. Örneğin servet üzerinden alınan vergilerde vergi,
servetin bir kısmından değil sağladığı gelirden alınır.
2) Verginin Konusu:Verginin konusu, üzerine vergi konulan ve doğrudan
doğruya veya dolayısıyla verginin kaynağını teşkil eden iktisadi unsurlardır.
Vergi ne üzerinden alınıyor ise o şey verginin konusunu teşkil eder.Verginin
konusu ilgili vergi kanununda belirtilir.Örneğin, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu’na göre gelir vergisinin konusu, gerçek kişilerin gelirleridir. 197
sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'na göre ise kayıt ve tescil işlemleri
yapılmış kara,hava ve deniz taşıtları verginin konusunu oluşturmaktadır.
IV - VERGİ TEKNİĞİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
A - Vergilendirmeye İlişkin Kavramlar
• Örneğin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunumuza göre gelir vergisinin konusu,
gerçek kişilerin gelirleri matrahı ise, bu gelirlerin «safi tutarı»dır. Veraset ve
intikal vergisinde ise, verginin konusu mirasçılara intikal eden mallar
matrahı ise, bu malların değeri olmaktadır.Vergi matrahının tespitinde
spesifik ve advalorem olmak üzere iki yöntem kullanılır.
• - Spesifik Matrah – Advalorem Matrah: Bir kısım vergilerde matrah adet,
litre, kilogram
• olarak tespit edilir. Bu tür matrahlara spesifik matrah denir. Bir kısım
vergilerde ise gelir,
• değer, bedel gibi parasal değerler matrah olarak dikkate alınır. Bu tür
matrahlara ise
• advalorem matrah adı verilir.
IV - VERGİ TEKNİĞİ İLE İLGİLİ KAVRAMLAR
A - Vergilendirmeye İlişkin Kavramlar
Verginin kanuni yükümlüsü ödediği vergiyi fiyat Verginin kanuni yükümlüsü vergiyi herhangi bir
mekanizması yoluyla başkalarına aktarabilir. şekilde başkalarına aktaramaz.
Vergi yıllık olarak süreklilik arz etmiyor ve vergi Vergi yıllık olarak süreklilik arz ediyor ve
ile ilgili unsurlar önceden belli değildir (bu verginin konusu, yükümlüsü, ödeme zamanı
unsur tek başına gösterge olarak kabul gibi unsurlar önceden bellidir.
edilmez).
Yükümlünün kişisel durumunu dikkate alma Yükümlünün kişisel durumu dikkate dikkate
ölçüsünde vergiler objektiftir. alınır, yani sübjektiftir.
Vergilerin Sınıflandırılması
b.Vergi Konusunun devamlılığı ve Vergiyi Doğuran Olay Kriteri: