You are on page 1of 58

MAKRO AKADEMĠ

Maliye
Altın Notlar
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
5018 sayılı KMYKK’ya göre kamu maliyesi; gelirlerin toplanması , harcamaların
yapılması, açıkların finansmanı, kamunun varlık ve borçları ile diğer yükümlülüklerin
yönetimini kapsamaktadır.
Sosyal bilimlerin kesiĢim noktasında olan kamu maliyesi; iktisat, hukuk, matematik,
muhasebe ve siyaset bilimi ile iliĢki içerisindedir. Hatta günümüzde maliye ilminin sosyoloji
ile yakından iliĢkisi bulunduğu da bilinmektedir.

Ġhtiyaçların karĢılanmasında piyasa ekonomisinin yetersiz kalması, bazı mal ve


hizmetlerin tabiatları gereği piyasada üretilememesi kamu kesiminin varlığını zorunlu
kılmaktadır. Kamu ekonomisi, toplumsal ihtiyaçların devlet tarafından karĢılandığı,
üretilecek mal ve hizmetlerin siyasal süreçte belirlendiği ve finansmanının bütçe aracılığıyla
sağlandığı bürokratik bir düzen içinde örgütlenmiĢ idari yapıdır.
Kamu ekonomisinde ihtiyaçlar devlet tarafından karĢılanırken, devlet faaliyetlerinin sınırı
zamana, mekana, dönemde hakim olan iktisadi düĢüncenin devlete yüklediği rollere bağlı
olarak farklılık göstermektedir. Kamu ekonomisinde iki farklı devlet teorisinden
bahsedilmektedir;

Her ne kadar yukarıda maliye ilminin kapsamı ve ele aldığı hususlar özetlenmeye çalıĢılsa
da maliyenin bütün zamanlarda kabul görecek, evrensel, genel geçer bir tanımı
bulunmamaktadır. Maliyeye iliĢkin yaklaĢımların farklılaĢması yapılan kamu maliyesi
tanımının da değiĢmesine yol açmaktadır. Söz konusu yaklaĢımlar geleneksel ve modern
yaklaĢımlar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

GELENEKSEL YAKLAġIMLAR
Kurumsal YaklaĢım; devlet faaliyetlerini hukuki ve idari açıdan ele almaktadır. Aynı
zamanda, vergilerin uygulamaya konulması, salınması, toplanması gibi hususlar üzerinde
durulmaktadır.

Yapısal YaklaĢım; devlet faaliyetlerinin ekonomi üzerindeki etkileri üzerinde durmaktadır.


Bu yaklaĢım, kaynak dağılımı ve kullanımında etkinlik, devlet faaliyetlerinin etkinliği ve
alternatif maliyetler ile ilgili çalıĢmaları kapsamaktadır.

DeğiĢim YaklaĢımı; kamusal malların değiĢim bedeli olan vergileri kamu hizmetlerinin
karĢılığı olarak görmektedir. Ayrıca, değiĢim yaklaĢımı içerisinde devlet faaliyetlerinin
etkinlik düzeyi de tespit edilmeye çalıĢılmaktadır. YaklaĢıma göre, vergilerin marjinal
maliyete eĢitlendiği noktada kamu kesiminde etkinlik sağlanacaktır.

Refah YaklaĢımı; kamu maliyesi aracılığıyla toplum refahının maksimize edilmesini


öngörmekte olup, toplumdaki hiç bir kimsenin refahını azaltmaksızın toplum refahını
arttırmayı amaçlamaktadır.

2
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Gelir YaklaĢımı; devlet faaliyetlerinin milli geliri arttırıcı ve azaltıcı etkileri incelenmektedir.
Gelir yaklaĢıma göre, borçlanma, likiditeyi azaltır ve devlet borçları ekonomide daraltıcı
etki yaratır. Ayrıca, gelir yaklaĢımı vergilerin ve harcamaların net etkilerini araĢtırır.

MODERN YAKLAġIMLAR

Hukuki YaklaĢım; Öncüsü Fransız ekolü olan yaklaĢım mali olayların hukuki temeline
yoğunlaĢmaktadır. Etkisini 20. Yüzyılın ortalarına kadar kıta Avrupa’sında göstermiĢ olan
yaklaĢımın önde gelen savunucusu, Louis Trobatas’dır. Daha çok klasik maliye anlayıĢını
yansıtan hukuki yaklaĢıma göre maliye bilimi; vergi hukuku, harcama hukuku ve maliye
hukukunun bileĢiminden oluĢmaktadır.

Ġktisadi YaklaĢım; özellikle Anglo-sakson ekolünü izleyen maliyecilere göre, kamu


maliyesinin temel sorunu, kamu harcamalarını finanse edecek kaynakları temin etmek değil;
kaynak dağılımı, ekonomik istikrar,iktisadi büyüme ve gelir dağılımına iliĢkin olayların ve
mali araçlarla bu amaçlara nasıl ulaĢılacağının araĢtırılmasıdır.

Siyasal YaklaĢım; üretilecek kamusal mal ve hizmet miktarına siyasal süreçte karar verildiği
için bu yaklaĢım içerisinde maliyenin iktisadi ve siyasi yönü birlikte ele alınmaktadır.

Psikolojik ve Sosyolojik YaklaĢım; mali olayların psikolojik ve sosyolojik etkileri üzerinde


durulmaktadır.

BĠREYSEL YAKLAġIMLAR
Kamu maliyesine iliĢkin geleneksel ve modern yaklaĢımların yanı sıra bireysel
yaklaĢımlardan da söz etmek mümkündür. Bireysel yaklaĢımlar içerisinde öne çıkan görüĢler
Ģunlardır:
E.R.A. Seligman: Devlet elinde her iki kefesi eĢit bir terazi tutmalıdır. Adil olmayan hiçbir
avantaj vermemelidir. Herkese kanunlarla aynı haklar verilmelidir. Devlet bilerek servetler
arasındaki adaletsizlikleri arttırmamalıdır. Fakat bu adaletsizlikleri ortadan kaldırmaya da
çalıĢmamalıdır. Sosyal sınıflar arasında kendiliğinden var olan gelir ve servet farklarını
düzeltmek devletin görevi değildir, ancak devlet böyle bir farklılığa da yol açmamalıdır.
J. Tinbergen: Her ekonomide en azından milli savunma ve benzeri kamusal hizmetleri
üreten bir kamu kesimi mevcuttur ve bu durum ekonominin esas yapısının kapitalist özelliğe
sahip olmasına engel değildir.
Emil Sax: Vergi ödemekle kiĢilerin katlandıkları fedakarlıkların toplamı ile politik karar
alma sonucu toplumun sağladığı toplam faydanın birbirine eĢit olması gerekmektedir.

3
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
ALTIN NOT

Organik Devlet Teorisi; Devlet,insanların bir araya gelmesiyle oluĢmuĢ büyük ölçekli bir
insan ya da organizma ve bireyin bir devamıdır. Bu teoriye göre toplum bir insan
organizmasıdır ve devlet bu organizmanın kalbidir. Toplum bireyin üstündedir ve birey
ancak toplumun bir parçası olmakla önem kazanır. Toplumun amacı devlet tarafından
saptanır ve devlet toplumu bu amaç istikametinde yönlendirir.

Mekanik Devlet Teorisi; Sosyal toplumsal ihtiyaçların ancak bireylerin özgür iradeleriyle
katıldıkları seçim süreçlerinde oluĢan devlet tarafından saptanarak karĢılanabileceğini
savunan devlet yaklaĢımıdır. Demokratik yaklaĢımlardan olan mekanik yaklaĢım, devletin
ekonomik iĢlevleri açısından minimal devlete iĢaret etmektedir.

KAMU EKONOMĠSĠNĠN KAPSAMI


A. DAR ANLAMDA DEVLET
Dar anlamda devlet kavramı içerisine sadece “merkezi idare” girmektedir. Merkezi idare;
devletin çekirdeğini oluĢturur. Örgüt yapısı ve görev alanı anayasa ile belirlenir, memleketin
tamamına fayda sağlayan hizmetleri üretir. Merkezi yönetimdeki tüm kararlar, merkezde
bulunan yönetim tarafından devlet tüzel kiĢiliği adına alınır. Merkezi yönetim, hizmet türleri
dikkate alınarak bakanlıklar veya bakanlıklara bağlı veya bunlarla ilgili kuruluĢlar tarafından
yerine getirilir. Ancak, bakanlıkların ayrı tüzel kiĢilikleri bulunmamaktadır. Bakanlıklar,
devlet tüzel kiĢiliğini temsil eder ve yetkilerini devlet tüzel kiĢiliği adına kullanırlar.
Merkezi idare KuruluĢları;
Genel Bütçeli idareler
Özel Bütçeli idareler
Düzenleyici ve Denetleyici KuruluĢlar’dan oluĢmaktadır.

Dolayısıyla dar anlamda devlet yalnızca bu üç idareden oluĢmaktadır.

B. GENĠġ ANLAMDA DEVLET


GeniĢ anlamda devlet; merkezi idare, yerel yönetimler, Parafiskal kuruluĢlar, KĠT’ler, Döner
Sermayeli KuruluĢlar, Fon KuruluĢları ve Kamuya Ait Dernek ve Vakıflardan oluĢmaktadır.

ALTIN NOT

Kamu kesimi ve özel kesim arasında kıt kaynaklar paylaĢtırılır, buna kaynak tahsisi
denilir. Eğer kıt kaynaklar etkin biçimde paylaĢtırılırsa kaynak tahsisinde etkinlik sağlanmıĢ
olacaktır. Kamu kesiminde üretilecek mal ve hizmet miktarına piyasada değil siyasal süreçte
karar verilmektedir. Bunun temel sebebi kamu ekonomisinde yaĢanan bedavacılık
sorunudur. KiĢilerin kamusal maldan fayda elde etmelerine karĢın, kamusal malın
finansmanında herhangi bir maliyet yüklenmekten kaçınma davranıĢı bedavacılık sorunu
olarak tanımlanır. Kamusal maldan yararlananların sayısı arttıkça, bedavacılık sorunu da
4
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
büyür. Bu nedenle kamusal malın gönüllü finansmanı olasılığı da ortadan kalkmaktadır.
Kamu kesiminde üretime siyasal süreçte karar verilmesinin nedeni bedavacılık sorunu iken,
sonucu ödeme gücü ile yararlanma arasında aynı yönlü bir iliĢki kurulamamasıdır. Çünkü
siyasal süreçte bir birey = bir oy kuralı geçerlidir ve bu durumun sonucu olarak eĢit oy
hakkına sahip olan herkes aynı zamanda eĢit yararlanma hakkına sahiptir.

KAMU MALĠYESĠNĠN AMAÇLARI


R. Musgrave tarafından ortaya atılan ve devletin yeni fonksiyonları olarak da bilinen
kamu maliyesinin amaçları Ģunlardır:
1. Kaynak Tahsisinde Etkinliği Sağlamak: Kaynak tahsisi ile ilgili olan bu amaç ekonomik
kaynakların paylaĢtırılmasında kıt kaynaklarının optimum dağılımını ve kullanımını
gerekli kılmaktadır. Kaynakların kamu kesimi ve özel kesim arasında tam paylaĢtırıldığı ve
her iki kesiminde kaynakları tam kapasite çalıĢtırdığı durumda kaynak tahsisinde etkinlik
sağlanmıĢ olacaktır. Piyasa ekonomisi karĢılaĢılacak sorunların çözümünde yetersiz
kalabilmektedir. Dolayısıyla daha etkin bir kaynak kullanımı bakımından devletin
ekonomiye müdahalesi gerekli hale gelmektedir.
2. Gelir Dağılımında Adaleti Sağlamak: Piyasa içerisinde gerçekleĢen dağılım gelirin birincil
dağılımı olarak adlandırılmaktadır ve birincil dağılım, fonksiyonel gelir dağılımına iĢaret
etmektedir. Devletin elindeki araçlarla yaptığı müdahale sonucu Ģekillenen yeni dağılıma
ise gelirin ikincil dağılımı denilmektedir. Devletin vergi ve harcama politikaları ile gelir
dağılımına yapacağı müdahaleler, gelir dağılımının pek çok ülkedeki çarpık görünümünü
önlemede yardımcı olacaktır.
3. Ekonomik Ġstikrarı Sağlamak: Ekonomik dengeyi bozucu nitelikteki geliĢmelerle mücadele
edilmesini ifade etmektedir. Ekonomik istikrarın sağlanabilmesi için tam istihdam ve fiyat
istikrarının bir arada sağlanması gerekmektedir.

Tam istihdamın sağlanması: ĠĢsizlik haddinin doğal iĢsizlik düzeyine indirilmesini ifade eder.
Doğal iĢsizlikten kastedilen tam istihdam üretim düzeyinde bile karĢılaĢılabilecek makul
kabul edilen iĢsizlik düzeyidir.

Fiyat istikrarının sağlanması: Fiyatlatlar genel düzeyinedeki dalgalanmaların önlenmesini


ifade eder.

4. Ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanması: Ġktisadi büyüme, bir ülkede zaman içinde
mal ve hizmet üretimi miktarında artıĢ olmasıdır. Ġktisadi büyüme kavram olarak iktisadi
kalkınmadan farklıdır. Ġktisadi kalkınma bir ekonomide üretim ve kiĢi baĢına gelirin
arttırılması yanında, sosyo-kültürel yapının da değiĢtilirmesi ve yenileĢtirilmesini de içeren
kavramdır.

5
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
KAMU KESĠMĠNDE ÜRETĠLEN MAL VE HĠZMETLER

Kamusal mal ve hizmetler


Bölünemeyen, fiyatlandırılamayan, üretim yada tüketiminde rekabetin olmadığı, dıĢlama
maliyetlerinin çok yüksek olduğu, yalnızca devlet tarafından üretilen mal ve hizmetlerdir.
Kamusal hizmetlerin nitelikleri Ģunlardır:
Toplumsal Ġhtiyaçları KarĢılamaya Yönelik Olmaları: Tüm topluma yönelik fayda sağlayan
hizmetler olduğu için kamusal finansmanla üretilirler.
Hizmetin Faydasının Bölünememesi: Bu hizmetlerde, yerine getirilen hizmetten kimin ne
kadar yararlandığının tespiti mümkün değildir. Fayda herkes tarafından hissedilmekle
birlikte kimin ne kadar yararlandığını tespit etmek mümkün değildir.
Faydasından Yoksun Kalınamaması: Toplumdaki her bir birey hizmetten aynı derecede
yararlanır. Hizmetin engellenmesi veya hizmetten yararlanmamak mümkün değildir.
Piyasa Konusu Olmamaları: Piyasada üretilemez, alınıp satılamaz, dolayısıyla da piyasaya
konu olamazlar.
Hizmette Birbirine Rakip Olmama: Bir kiĢinin kamu hizmetinde yararlanması, diğer bir
kiĢinin o hizmetten yararlanma hakkını kısıtlamaz.
Hukuki Zor Kullanma: Özel hizmetlerin talep edilmesi kiĢinin arzusuna bırakılmıĢtır. Ama
kamusal bir hizmet talebinde böyle bir serbestlik yoktur. KiĢiler bu tür hizmetleri almak
zorundadır. Çünkü bu hizmetlerin yerine getirilmesi toplumun yararınadır.
Hizmetin Finansmanının Vergilerle KarĢılanması: Bu tür hizmetlerin gerektirdiği
harcamaların karĢılığı özel olarak kiĢilerden talep edilmez. Yani kamusal hizmetlerin
gerektirmiĢ olduğu harcamalar, vergilerle karĢılanır.

Yarı kamusal mal ve hizmetler


Yarı kamusal mal ve hizmetler, devlet tarafından üretilmekle birlikte, bölünebilen,
dolayısıyla da fiyatlandırılabilen mal ve hizmetlerdir. Yarı kamusal mal ve hizmetler kamusal
ve özel faydanın birlikte sağlandığı hizmetlerdir. Yani, yarı kamusal hizmetlerin
sunulmasıyla bir yandan toplum yarar sağlamakta (dıĢsal fayda) ve diğer yandan da hizmeti
kullanan bireyler özel fayda elde etmektedir. Bu tür hizmetlerin kiĢilere olan faydası,
bölünebilir ve fiyatlandırılabilir nitelik gösterir. Bu yanlarıyla kamusal hizmetler, özel
mallara benzer ve harcamalar fiyat yoluyla karĢılanır. Yarı kamusal hizmetler, dıĢsal fayda
sağlaması nedeniyle de kamusal nitelik özelliği taĢır. Çünkü bireyler, hizmetten
yararlanmanın bedelini ödemese de ortaya çıkan dıĢsal faydadan faydalanabilmektedir.
Örnek olarak sağlık ve eğitim hizmetleri verilebilir.

Erdemli mal ve hizmetler


Erdemli (merit) - erdemsiz (demerit) mal ayrımı R. Musgrave tarafından yapılmıĢtır.
Toplumsal ve bireysel açıdan öncelikli ve üstün olan, devlet tarafından bedelsiz olarak veya
cüzi bir ücret karĢılığında topluma sunulan, finansmanı vergilerle sağlanan, spesifik kiĢi yada
grupların refahını arttırma amacı taĢıyan mal ve hizmetlerdir.

6
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Kulüp mal ve hizmetler
Belli bir grubu üyesi olan kiĢiler yararlanmakla birlikte, topluma da pozitif dıĢsallık sağlayan
mallardır. Kulüp mallar Buchanan tarafından tanımlanmıĢtır.

DIġSALLIKLAR
Knut Wicksell tarafından 1896’da ele alınmıĢtır. Herhangi bir üretim ya da tüketim faaliyeti
dolayısıyla, bir ekonomik birimin diğer bir ekonomik birimi, hiç amaçlamadığı halde,
olumlu ya da olumsuz etkilemesine dıĢsallık adı verilir.

KAMU HARCAMALARININ GÖRÜNÜġTE ARTIġ NEDENLERĠ


1. Paranın Satın Alma Gücündeki Azalma: Paranın satın alma gücüne azalma yaĢanması
halinde aynı tutarda mal ve hizmet alabilmek için her defasında daha çok harcama
yapmak gerekir. Diğer bir ifade ile daha fazla tutarlarda harcama yapılmasına rağmen,
harcama karĢılığında elde edilen mal ve hizmetler aynı düzeyde kalır.
2. Bütçe Yöntem ve Tekniğindeki DeğiĢiklikler: Kimi zaman kamu muhasebe sistemlerinde
yapılan değiĢiklikler de kamu harcamalarının görünüĢte artıĢına sebep olabilmektedir.
Örneğin, safi usulden gayri safi usule geçiĢ üretilen mal ve hizmet miktarı aynı kalsa da
harcamaların parasal olarak artmasına neden olmaktadır.

3. Para Ekonomisinin YaygınlaĢması: Önceleri ayni olarak gördürüldüğü için bütçelerde yer
almayan bazı kamu hizmetlerinin para ile gördürülmeye baĢlanması da parasal bütçede
artıĢ yaĢanmasına yol açmıĢtır.
4. Ülke Sınırlarının GeniĢlemesi ve Nüfusun Artması: KiĢi baĢına sunulan mal ve hizmet
miktarı değiĢmeksizin ülke sınırlarının geniĢlemesi ve ülkede yaĢayan kiĢi sayısının artması
kamu harcamalarının görünüĢte artıĢına sebep olacaktır.

KAMU HARCAMALARININ GERÇEK ARTIġ NEDENLERĠ


1. Ekonomik Nedenler: Devletin artan fonksiyonları ile birlikte ekonomik istikrarı sağlamak,
büyüme ve kalkınmayı sağlamak gibi amaçlarla ekonomiye yaptığı müdahaleler kamu
harcamalarının gerçek artıĢına neden olmaktadır.
2. Askeri Nedenler: Ülkemiz gibi stratejik bakımdan kritik olan bölgelerde bulunan ülkeler,
günümüzde de çok önemli tutarlara ulaĢan savunma harcaması yapmaktadır. Özellikle
askeri alana teknolojinin girmesi ile birlikte, savunmaya çok büyük kaynak ayırmak
gerekli hale gelmektedir.
3. Teknolojik GeliĢmeler: Teknolojik geliĢmeler yeni hizmet alanlarının oluĢmasının yanı
sıra, öteden beri görülmekte olan hizmetlerin daha iyi biçimde görülmesine, yani daha
pahalıya mal olmasına da neden olmaktadır.
4. Siyasi Nedenler: Demokratik ülkelerde seçmenler, seçtikleri parti yönetimleri ve kiĢiler
üzerinde oldukça etkili olurlar. Siyasi partiler de, seçmenlerini memnun etmek için
onların istekleri doğrultuda hareket ederler. Siyasilerin seçmenleri memnun etme
davranıĢı da kamu harcamalarının artması ile sonuçlanır.

7
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
5. Sosyal Nedenler: Ülke sınırları geniĢler ve ülkede yaĢayan kiĢi sayısı artarken, kiĢi baĢına
sunulan mal ya da hizmet miktarının veya kalitesinin artması kamu harcamalarının gerçek
artıĢına sebep olur.

KAMU HARCAMALARININ ARTIġINI AÇIKLAMAYA YÖNELĠK GÖRÜġLER


A. WAGNER KANUNU
Adolph Wagner 1883 yılında “Kamu Harcamalarının ArtıĢ Yasası”nı ileri sürmüĢtür. Wagner,
çeĢitli ülkelerde yaptığı gözlemler sonucunda devlet faaliyetlerinin ve buna bağlı olarak da
kamu harcamalarının ekonomik ve sosyal geliĢmeler ile birlikte artığını savunmuĢtur.
Wagner, bu artıĢın rastlantısal olmadığını, devletin ekonomik ve sosyal yapı içindeki artan
rolüne bağlı olduğunu ileri sürmüĢtür. Dolayısıyla Wagner’e göre; Kamu harcamalarının
artıĢı, aslında kamu faaliyetleri artıĢının bir sonucudur. ġöyle ki; toplumların sosyal ilerleme
ve sanayileĢme istekleri devlet faaliyetlerinin artmasına ve böylece kamu harcamalarının
yükselmesine neden olmaktadır. Devlet sosyalizminin kurucusu olarak da bilinen Wagner’e
göre, toplumların sanayileĢme ve geliĢme istekleri ve hükümetlerin buna kayıtsız
kalamaması sonucu, en azından belli bir süre için bile olsa, kamu harcamaları milli gelirden
daha hızlı yükselecektir.

B. PEACOCK – WĠSEMAN YAKLAġIMI


Peacock ve Wiseman 1961 yılında yayınladıkları çalıĢmalarında kamu harcamaları ve
kamu gelirleri arasındaki organik bağ üzerinde durmuĢlardır. Yani Peacock ve Wiseman
kamu harcamalarındaki artıĢın kamu gelirlerindeki artıĢa bağlı olduğunu ileri sürmüĢlerdir.
Ġkili kamu harcamalarındaki artıĢın uzun vadede devamlı bir seyir izlediğini kabul etmekle
birlikte, politik, ekonomik ve sosyal buhranlar meydana geldiğinde kamu harcamaları ve
kamu gelirlerinin sıçrayarak arttığını ve bir daha eski düzeyine dönmediğini ifade
etmiĢlerdir. Peacock ve Wiseman bu durumun açıklamasını Ģu Ģekilde yapmıĢlardır:
Olağan dönemlerde vergi oranlarındaki artıĢı tepki ile karĢılayan, vergiye direnç gösteren
toplumların bu tutumu olağanüstü dönemle birlikte değiĢir. SavaĢ gibi olağanüstü
dönemlerde devletin artan fonksiyonlarının farkında olan toplumlar vergiyi daha az
dirençle karĢılamaya baĢlarlar. Bu durumu fırsat bilen hükümetler olağanüstü dönemde
vergiler ve kamu harcamalarını sıçratarak arttırırlar. Olağanüstü dönem bittiğinde ise ne
vergiler ne de harcamalar eski düzeyine iner. Devlet artmıĢ olan gelirlerini yeni amaçları için
kullanır.

C. PĠGOU - DALTON YAKLAġIMI


Pigou ve Dalton “Sosyal Refahın Arttırılması” yaklaĢımında, vergilemeden sağlanan liranın
harcanmasının yaratacağı sosyal fayda ile mükellefe olan maliyetin eĢitlenmesi suretiyle
sosyal refahın kamu harcamaları yoluyla maksimize edilmesi gerektiğini ileri sürmüĢlerdir.
Bir diğer söylemle kamu harcamalarının marjinal sosyal fayda marjinal sosyal maliyete
eĢitlenene kadar arttırılmasını fakat eĢitliğin sağlandığı noktada sabitlenmesini
savunmuĢlardır.

8
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
D. MAKSĠMĠZASYON YAKLAġIMI
Downs, Buchanan ve Tullock tarafından ileri sürülen bu yaklaĢıma göre demokrasi ile
yönetilen ülkelerde, hükümetler kendi yaĢam sürelerini, seçmenler de kendi gerçek
gelirlerini maksimum kılma çabası içerisindedirler. YaĢam sürelerini uzatmayı amaçlayan
hükümetler tarafından seçmenlere sunulan parasal çıkarlar da kamu harcamalarının
artmasına yol açmaktadır.

E. RICHARD MUSGRAVE
1890 – 1948 yılları arasında ABD’ de kamu harcamalarının seyrini izlemiĢ olan Musgrave’e
göre savaĢ ve savunma ile ilgili sebepler istisna tutulduğunda, kamu harcamalarının milli
gelire kıyasla istikrarlı bir seyir izlediği görülmektedir. Açıkladığı sonuçla Musgrave, Nitti’yi
doğrulayan bir sonuca ulaĢmıĢtır. Ayrıca Musgrave’e göre ülkenin geliĢim sürecini
tamamlamasıyla birlikte, sosyal harcamalarda da artıĢ gözlenecektir.

KARġILIK KRĠTERĠNE GÖRE KAMU HARCAMALARININ SINIFLANDIRILMASI

REEL HARCAMALAR

Devlet bu harcamalar kanalıyla, üretim faaliyetleri için gerekli olan üretim faktör-lerini
kullanır. Emek, toprak, sermaye gibi temel üretim faktörlerini kullanarak bu fak-törlerin gelir
elde etmelerine yol açtığı için Reel harcamalara, üretim faktörü kullanan harcamalar ve gelir
oluĢturucu harcamalarda denir. Bu niteliği ile gerçek bir üretim faktörü kullanmayan,
dolayısıyla gelir yaratıcı bir rolü olmayan transfer harcamala-rından farklıdır ve bir anlamda
transfer harcamalarının tam karĢıtı niteliğindedir. Reel harcama denince devletin para
karĢılığında mal ve hizmet satın alması anlaĢılır. Devletin memur ve ĠĢçi çalıĢtırması büro ve
kırtasiye malzemesi satın alması, bina kiralaması reel harcamalardır. Devletin yaptığı reel
harcamalar karĢılığında mal ve hizmet satın aldığı için ekonomide yeni gelir akımları doğar
ve milli gelir artar.

Cari Harcamalar: Cari harcamalar hizmetler ile bir yıl içinde kullanılıp bite-cek dayanıksız
mallara yapılan harcamalardır. Cari harcamalarının faydası yapıldığı dönemde yok olur.
Kamu kuruluĢlarının tüketim için yaptıkları harcamalar bu gruba girer. Büyük bir bölümü
personele yöneliktir. Bütçe sistemimizde cari harcamalar, personel ve diğer cari harcama
kalemlerin-den oluĢmaktadır. Personel giderleri kapsamında; aylıklar, sözleĢmeli personel
giderleri, iĢçi ücretle-ri, sosyal yardımlar, ek çalıĢma karĢılıkları, tazminatlar ve ödüller,
ödenekler, tedavi yardımı ve cenaze giderleri ile diğer personel giderleri yer almaktadır.

Yatırım Harcamaları: Üretimi artıran, üretkenliği olumlu yönde etkileyen, kay-nakların daha
iyi kullanılmalarını sağlayan, üretim faktörlerinin verimliliğini çoğaltan, çoğu dayanıklı mal
niteliğinde ve faydası birden fazla yıla yaygın mallara yapılan harcamalardır. Yatırım
harcamaları faydası uzun dönemli harcamalardır. Yollar, ya-pılar, barajlar, tesisler, büyük
onarımlar, kamulaĢtırma giderleri vb. bu kapsamda değerlendirilmektedir.

9
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Kalkınma (Sosyal) Carileri: Eğitim ve sağlık harcamaları cari harcamalardır. Ancak bunların
faydaları gelecek yıllarda da etkili olduğundan ve ekonomik geliĢ-meye olumlu katkı
yaptığından ve beĢeri sermayeye yatırım mahiyeti arz ettiğinden dolayı bunlara kalkınma
(yatırım) carileri denmektedir. Eğitim ve sağlık alanındaki cari harcamalara aynı zamanda
yatırım carisi adı verilir.

TRANSFER HARCAMALARI

Transfer harcamaları mahiyeti itibariyle karĢılıksız ve GSMH üzerinde dolaylı et-kileri olan
harcamalardır. Bu tür harcamalar, ülkedeki gelirin yeniden dağılımı saf-hasında devletin
uygulamaya koyduğu önemli bir olgudur. Transfer harcamalarının en önemli özelliği,
karĢılığında devlete mal ve hizmet ya da üretim faktörü verme zorunluluğunun
bulunmamasıdır.

Devlet borçlarının faizleri, gazilere ve malullere ödenen maaĢlar, sosyal yardımlar, sosyal
sigorta yardımları, iktisadi gayeli mali yardımlar, sübvansiyonlar transfer har-camalarına
örnek olarak gösterilebilir. Transfer harcamaları kiĢilere, ailelere ve bazı gruplara yapılan,
kazanç amacı bulunmayan harcamalardır. Transfer harcamaları özde satın alma gücünün tek
taraflı ve karĢılıksız olarak el değiĢtirmesinden baĢka bir Ģey değildir.

Dolaylı ve Dolaysız Transferler: Bu tür bir ayırım, transfer harcamalarının bazıla-rının


bireylerin veya sosyal grupların satın alma güçlerini doğrudan, bazılarının ise dolaylı bir
biçimde arttırmaları nedeniyle yapılmaktadır.

Gelir ve Sermaye Transferleri: Gelir transferleri, satın alma gücünün, diğer bir deyiĢle gelirin
toplumun bir sosyal grubundan diğerine aktarılmasına neden olan harcamalardır. SavaĢlar
sonunda, savaĢı kaybeden devletlerin kazananlara ödemek zorundıaüaaüa kaldıkları savaĢ
tazminatları ya da dıĢ borçların faizleri gibi kaynak-ların ulusal sınırlar dıĢına aktarılması
sonucunu yaratan harcamalar ise sermaye transferleri olarak kabul edilir. O halde, bunlar
dıĢındaki transfer harcamaları, gelir transferleri olmaktadır.

Verimli ve Verimsiz Transferler: Bu ayırıma göre iktisadi ve mali amaçlı transfer harcamaları
verimli, sosyal amaçlı transfer harcamaları ile devlet borçlarının faiz ödemeleri ise verimsiz
transferler arasında düĢünülebilir.

KAMU GELĠRLERĠNĠN SINIFLANDIRILMASI

Kamu gelirleri farklı Ģekillerde ayrıma ve incelemeye tabi tutulabilmektedir. Devletin zor
gücüne dayanıp dayanmadığı, sağlandığı kaynağın niteliği ve gelirin sürekliliği temel
sınıflandırma baĢlıklarıdır. Önce bu sınıflandırmalarda esas alınan ölçütler ele alınacak sonra
da kamu gelirlerinin çeĢitleri üzerinde durulacaktır.
Zor Gücüne Göre Kamu Gelirlerinin Sınıflandırılması: Kamu gelirleri devletin zor
gücüne(cebriliğe, egemenlik gücüne) dayanan ve dayanmayan kamu gelirleri olmak üzere
10
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrımın öncüleri G. Jéze ve Pelhn’dir. Ayrıma göre vergi, resim, harç,
Ģerefiye, para ve vergi cezaları gibi gelirler devletin zor gücüne dayanan gelirler iken, mülk
ve teĢebbüs gelirleri, isteğe bağlı borçlanma gibi gelirler devletin zor gücüne dayanmayan,
gönüllülük koĢullarında elde edilen gelirlerdir.

Sağlandığı Kaynağın Niteliğine Göre Kamu Gelirlerinin Sınıflandırılması: Bu ayrıma göre


kamu gelirleri, özel ekonomi gelirleri ve kamu ekonomisi gelirleri olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır. Devletin piyasa ekonomisi kuralları içinde, özel hukuk hükümlerine göre elde
ettiği gelirler özel ekonomi gelirleri, devletin egemenlik gücüne dayanarak, kamu hukuku
hükümlerine göre elde ettiği gelirler ise kamu ekonomisi gelirleri olarak adlandırılmaktadır.
Mülk ve teĢebbüs gelirleri ve isteğe bağlı borçlanmalar özel ekonomi gelirlerine,vergi, resim,
harç v.b. ise kamu ekonomisi gelirlerine örnek gösterilebilir.

Gelirin Sürekliliğine Göre Kamu Gelirlerinin Sınıflandırılması: Kamu gelirleri, süreklilikleri


dikkate alınarak adi (olağan) ve olağanüstü olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Olağan
gelirler, sürekli gelir yaratan kaynaklardan elde edilen iken, olağanüstü gelirler, genellikle
ani Ģekilde ortaya çıkan ve önceden öngörülme olanağı bulunmayan giderleri finanse
etmeye yönelik gelirlerdir. Vergi, resim, harç vb. olağan gelirlere, borçlanma,yardım,
emisyon vs. olağanüstü gelirlere örnek gösterilebilir.

ALTIN NOT

Dar Anlamda Kamu Gelirleri: Merkezi yönetim tarafından çeĢitli gelir kaynaklarından
zora dayanılarak elde edilen gelirleri ifade eder.
GeniĢ Anlamda Kamu Gelirleri: Merkezi yönetimin yanı sıra, yerel yönetim
kuruluĢlarının, parafiskal kurumların ve kamu iktisadi teĢebbüslerinin de elde ettiği gelirleri
de kapsamaktadır.
Dar ve geniĢ anlamda kamu gelirleri tanımları incelendiğinde, geniĢ anlamda kamu
gelirlerinin devletin milli gelirden çektiği payı ortaya koymak anlamında daha sağlıklı
sonuçlar vereceği açıktır. GeniĢ anlamda kamu gelirleri devletin, olağan ve olağanüstü
yollardan elde ettiği bütün gelirleri içermektedir.

ALTIN NOT

Verginin özellikleri Ģunlardır:


Kamu hizmetlerinin karĢılanması için toplanır.
Zorlama öğesine dayanır.
Vergilendirme yetkisine sahip kuruluĢlarca alınır.
KarĢılıksız bir kamu geliridir.
Kesin bir kamu geliridir.
Gerçek veya tüzel kiĢilerden alınır.

11
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Özel ekonomilerden kamu ekonomisine yapılan parasal bir transferdir.
Mali, sosyal ve ekonomik amaçlarla alınır.
Temelinde devletin egemenlik gücünün kullanımı vardır.
Günümüzde vergi sadece para ile alınmaktadır.

ALTIN NOT

Harçlar, bazı kamu kuruluĢlarının sundukları kamusal hizmetlerden faydalananların, bu


faydalanma karĢılığında ödedikleri bedellerdir. Vergiye en çok benzeyen kamu gelirleri
harçlar olsa da, esasen bu uzak bir benzerliktir. Zira vergi ile harç daha temelde, tanımda
birbirlerinden ayrılmaktadır. Vergide kiĢiye özel bir karĢılık yokken harç karĢılıklıdır. Harç,
devletin toplum yararına sunduğu hizmetlerden özel yarar elde edenlerin bu yararlanma
karĢılığında ödediği bedeldir. Her ne kadar harç elde edilen özel yarar karĢılığında alınıyor
olsa da, harç tutarını saptayan devlet, hizmet maliyetine değil, ekonomik, sosyal ve siyasi
faktörlere bakmaktadır. Dolayısıyla harç adı altında alınan tutar hizmet maliyetinin altında
olabileceği gibi üstünde de olabilmektedir. Harçların nitelikleri Ģu Ģekilde sıralanabilir:
Harçlar, kamu kuruluĢlarının vermiĢ olduğu kamu hizmeti dolayısıyla alınır. Yargı
harçları, noter harçları, tapu ve kadastro harçları gibi.
Harçlar da vergiler gibi zora dayanır. Bu özelliği nedeniyle harçlar vergilere benzer.
Harcı vergiden ayıran en önemli özellik, verginin karĢılıksız olarak alınmasına
karĢılık, harcın belirli bir kamu hizmeti karĢılığında alınmasıdır.
Harca konu olan kamusal mal ve hizmetlerde mahrum bırakma ilkesi kısmen
uygulanabilmektedir.
Harç olarak alınan tutar, hizmetin gerçek anlamda maliyeti değildir.
VerilmiĢ olan hizmet karĢılığında harç alınabilmesi için, hizmetin kamusal bir hizmet
olması gerekir. Ticari ve sınaî hizmetin karĢılığı olarak alınan bedeller, harç olmayıp
ücrettir.

ALTIN NOT

Osmanlı Ġmparatorluğunda uygulanan vergiler Ģer’i ve örfi olmak üzere ikiye


ayrılmaktaydı. Ġslami kurallar ölçüsünde alınmıĢ vergiler olan Ģer’i vergilerin en önemlileri
Ģunlardır:
Zekat: Kendisine gerekenden fazla malı bulunan ve söz konusu mallara bir yıldan daha
uzun süredir sahip olanlardan, mallarının kırkta biri ölçüsünde alınan bedeldir. Öneceleri
fakirlere aktarılan zekatlar sonraları devlet hazinesine alınmıĢtır.
Haraç: Mağlup edilen ülkelerde, müslüman olmayan halkın ellerinde bulunan
topraklardan devlet hissesi olarak alınan iktisadi değerdir.
AĢar (ÖĢür): Elde edilen mahsülden alınan devlet hissesi niteliğindeki vergidir.
Cizye: Müslüman olmayanlardan askerlik yapmamaları dolayısıyla alınan bir vergidir.

12
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Genellikle fethedilen ülkelerde uygulanmakta olan örfi vergilerin en önemlileri Ģunlardır:
Avarız Vergisi: Olağanüstü durumlarda gelire ihtiyaç duyulduğu zaman alınan vergidir.
Ancemaatin Vergisi: Sahip olunan varlık ve kazançlar esas alınarak uygulanan vergidir.
Musakkafat Vergisi: Bina vergisi niteliğinde uygulanan vergidir.
Osmanlı vergi sistemi Tanzimatla birlikte değiĢikliklere uğramıĢ ve cumhuriyetin ilanı ile
birlikte modern bir vergileme sistemine kavuĢulmuĢtur.

VERGĠLENDĠRME ĠLKELERĠ
Maliye politikasının amaçları olan kaynak dağılımında etkinliğin, gelir dağılımında
adaletin, ekonomik istikrarın, büyüme ve kalkınmanın sağlanabilmesi için rasyonel ve etkin
bir vergi sistemi gerekmektedir. Etkin bir vergi sisteminin sahip olması gereken özellikleri
kavrayabilmek için de vergileme ilkeleri denilen kurallara değinmekte fayda vardır.

1. Adam Smith’in Vergileme Ġlkeleri

Adalet Ġlkesi: Bireylerin ödeme güçleri ile orantılı olarak vergi ödemeleridir.

Kesinlik (Belirlilik) Ġlkesi: Bireyler ödeyecekleri verginin, ödeme zamanını, ödeme


biçimini ve miktarını açık ve kesin olarak bilmelidir.

Uygunluk Ġlkesi: Her vergi, mükellef için en uygun zamanda ve biçimde tahsil edilmelidir.

Ġktisadilik (Tasarruf) Ġlkesi: Mükellefin cebinden çıkan parayla hazineye giren para
arasındaki fark en aza indirilmelidir.

2. Adoph Wagner’in Vergileme Ġlkeleri

a. Mali Ġlkeler

Yeterlilik (Verimlilik): Vergi gelirinin kamu harcamalarını karĢılamaya yetecek düzeyde


olmasını ifade eder.
Esneklik: Verginin milli gelirdeki değiĢimleri izleyebilmesini ifade eder.
Ġstikrar: Verginin konjonktürel değiĢimlerden etkilenmemesini ifade eder.

b. Ġktsadi Ġlkeler
Ġktisadi ilkelerde Wagner, vergi hasılatının en çoğa çıkarılabilmesi için uygun vergi
kaynağı ve uygun vergi çeĢidinin tespit edilmesi gerektiğini ifade etmiĢ ve kendisinin
vergilemede adaleti gözetecek vergilerden yana olduğunu belirtmiĢtir.
c. Teknik Ġlkeler

13
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Belirlilik: Verginin ödeme yerinin, zamanının ve tutarının kesin olarak belirlenmiĢ olmasını
ifade eder.
Uygunluk: Verginin, mükelleflerden en uygun zamanda ve biçimde alınmasını ifade eder.
Ucuzluk: Vergi toplama maliyetlerinin en aza indirilmesin ve verginin değer kaybetmeden
devletin kasasına alınması gerektiğini ifade eder.

d. Ahlaki Ġlkeler

Genellik: Herkesten ödeme gücüne göre vergi alınmasını ifade eder.


EĢitlik: Aynı durumdakilerden benzer, farklı durumdakilerden farklı vergi alınmasını ifade
eder.

VERGĠYE KARġI GÖSTERĠLEN TEPKĠLER


1. Kaçınma: Kanun boĢluklarından faydalanarak kiĢinin vergi ödememenin yollarını
aramasıdır. Kaçınmada kiĢi vergiyi doğuran olaya sebep olmayarak vergi dıĢı
kalmaktadır.
2. Kaçakçılık: Vergi borcundan kurtulmak için vergi kanunlarının bilerek ihlal edilmesidir.
Ceza mahkemeleri tarafından cezalandırılan suçlardan biri olan kaçakçılık, vergi hukuku
ünitesinde ayrıntılı olarak ele alınacaktır.
3. Yansıma: Ödenen verginin piyasa koĢullarından yararlanılarak mükellefçe baĢkalarına
aktarılmasıdır. Yansımanın aĢamaları Ģunlardır:
Ödeme
Vurgu
Aktarma
YerleĢme

VERGĠ ĠLE ĠLGĠLĠ BAZI KAVRAMLAR


1. Vergi Ġadesi: Devletin fazladan tahsil ettiği ya da almaması gerekirken aldığı bir vergiyi
mükellefe geri verir.
2. Vergi Maliyeti: Açık ve gizli maliyet olmak üzere 2’ye ayrılır. Açık maliyet, gelir
örgütünün vergiyi toplayabilmek için katlandığı maliyettir. Gizli maliyet ise mükellefin
vergiye ödemek için katlandığı maliyettir.
3. Vergi Harcamaları: Devletin toplayabilecekken vazgeçtiği vergi gelirlerini ifade etmek için
kullanılan bir kavramdır. Ġstisna, muafiyet ve indirimler burada yer alır. Ġstisna konunun
vergi dıĢı bırakılması iken; muafiyet kiĢinin vergi dıĢı bırakılmasıdır.
4. Vergi Erezyonu: Vergi harcamaları, vergiden kaçınma ve vergi harcamalarının artması
sonucunda devletin vergi gelirinin aĢınmasıdır.

14
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
5. Vergi Kapasitesi: Toplumun vergiye dayanma sınırlarını gösterir. Nüfus, milli gelir,
geliĢmiĢlik düzeyi vb. kavramlarla iliĢkilendirilir.
6. Vergi Gayreti: Fiili vergi hasılatının vergi kapasitesine oranlanmasıyla bulunur. Hem
devletin vergiyi toplamak için hem de mükellefin vergiyi ödemek için gösterdikleri
çabaların bütünüdür. Vergi kapasitesinin ne kadarının vergilendirildiğini gösterir.
7. Vergi Bilinci: Toplumu oluĢturan bireylerin neden vergi ödendiğinin farkında olmasıdır.
Yanii mükellefin ödediği vergi karĢılığında devlet tarafından kamusal mal ve hizmetler
üretileceğinin bilincine varmasıdır.
8. Vergi Ahlakı: Mükellefin vergi kanunlarına uymak için gösterdiği çabalardır.
9. Vergi Amortismanı: Herhangi bir hak ve servet unsuru üzerinden alınan verginin
artırılması sonucu, bu unsurların değerinde meydana gelen azalmadır.
10. Verginin Kapitülasyonu: Bir hak veya servet unsuru üzerindeki verginin kaldırılması
sonucu onun değerinde ortaya çıkan artıĢtır.
11. Taksflasyon: Yüksek vergi ve enflasyonun bir arada görüldüğü durumdur.
12. Verginin DönüĢtürülmesi: Vergilerdeki artıĢ nedeniyle giriĢimcinin maliyetlerinde ortaya
çıkacak artıĢın giriĢimci tarafından giderilerek vergi öncesi duruma dönülmesidir.
13. Mali Anestezi: KiĢilerin ödedikleri verginin farkında olmamasıdır. Bir diğer söylemle
vergilerin fiyatın içerisine gizlenmesi sonucu kiĢiler üzerinde psikolojik baskı
oluĢturmamasıdır. Mali anestezi en çok harcama üzerinden alınan vergilerde yaĢanır,
KDV gibi.
14. Vergi Planlaması: Mikro ve makro vergi planlaması olmak üzere 2 türü vardır. Makro
vergi planlaması, devletin kamu harcamalarını karĢılayacak ölçüde vergi toplama
çabasıdır. Mikro vergi planlaması ise mükelleflerin ödedikleri vergi miktarını azaltma
çabasıdır.
15. Vergi Cenneti: Off-shore (kıyı) bankacılığı yapan ada ülkeleridir. Bu ülkelerde yabancı
sermayeyi çekebilmek için vergi oranları düĢük tutulur. Bahamalar ve Cayman Adaları
örnek verilebilir.
16. Vergi Rekabeti: Uluslararası sermayeyi yani sıcak parayı ülkeye çekebilmek için vergi
oranlarını düĢürmek konusunda ülkeler arasında yaĢanan rekabettir.
17. Vergi Dampingi: Uluslararası sermayeyi ülkeye çekebilmek için vergi oranlarının aĢırı bir
Ģekilde düĢürülmesidir.
18. Vergi Tatili: Sıcak parayı ülkeye çekebilmek için belli bir dönem vergi alınmamasıdır.
19. Tobin Vergisi: Sıcak paranın ani giriĢ ve çıkıĢlarının ekonomi üzerinde yol açacağı
olumsuzlukları azaltmak için sermayenin giriĢ ve çıkıĢı sırasında binde bir gibi düĢük
oranlarda vergi alınması fikridir.
20. Vergi UyumlaĢtırılması: Ülkelerin benzer vergi sistemleri uygulamasıdır.
21. Vergi Koordinasyonu: Avrupa Birliği üyesi ülkelerdeki vergi uygumalarının birbirine
benzetilmeye çalıĢılmasıdır.
15
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
22. Vergi Çengeli: Enflasyonist dönemlerde kiĢinin nominal gelirinde yaĢanan artıĢın artan
oranlı vergi tarifesi nedeniyle kendisini yüksek vergi oranlarına taĢımasıdır.
23. Mali Sürüklenme (fiscal drag): Vergi çengeli ile aynı Ģey olarak ifade edilen bu kavram
aslında vergi çengelinin bir sonucudur. Enflasyonist dönemlerde nominal geliri artan
kiĢiler artan oranlı tarife uygulaması nedeniyle daha yüksek oranda vergilendirilirler ve
bunun sonucunda enflasyon dizginlenerek ekonomi aĢırı istikrara sürüklenir. Eğer bu
süreç talepte gereğinden fazla bir azalıĢa yol açarsa ekonomi durgunluğa da
sürüklenebilir.
24. Olivera-Tanzi Etkisi: Enflasyonist dönemlerde verginin tarh ve tahsili arasındaki sürenin
uzaması, devletin vergi gelirinde azalıĢa yol açacaktır.
25. Vergi Grevi: Toplumsal bir harekettir. Toplumun yüksek vergi oranlarına karĢı kolektif
olarak baĢ kaldırmasıdır.
26. Vergi Reddi: Bireysel bir tepkidir. KiĢinin konan bir vergiyi ödemeyi reddetmesidir.
27. Haldun-Laffer Eğrisi: Vergi oranı ve vergi hasılatı arasındaki iliĢki incelenmiĢtir. Buna
göre vergi oranlarındaki artıĢ optimal bir düzeye kadar vergi hasılatını artırmaya devam
edecektir. Optimal vergi oranından sonra vergi hasılatını artırmak için vergi oranlarını
düĢürmek gerekecektir.
28. Asgari Vergi Uygulaması: Vergiden kaçınma eğilimlerinin fazla olduğu bazı meslek
grupları için ödenecek asgari bir vergi miktarı belirlenmesidir.
29. VarıĢ-ÇıkıĢ Ülkesi Prensibi: Bir malın bir ülkeden baĢka bir ülkeye ihraç edilmesi halinde
malı satan ülkede mal üzerinden alınan KDV’nin satıĢ öncesinde mala iade edilmesidir.
Böylece ithalatçı ülkede söz konusu maldan KDV alınabilecektir.
30. Vergi Takozu: Vergi ve vergi benzeri uygulamaların iĢveren üzerinde yol açtığı mali
külfete vergi takozu denilir.
31. Ramsey Vergisi: Talep esnekliğinin düĢük olduğu mallardan daha yüksek, talep
esnekliğinin yüksek olduğu mallardan daha düĢük vergi alınması önerisidir. Devletin vergi
hasılatını artırmayı amaçlayan bu öneri vergilerinde hakkaniyet ilkesi ile bağdaĢmaz.
32. Geçici Vergi: Üçer aylık dönemler itibariyle ödenir ve yıl sonunda ödenecek toplam
vergiden düĢürülür. Yani yıl sonunda toplanacak hasılatın bir kısmı peĢin peĢin tahsil
edilir. Burada amaç enflasyonun vergi gelirinde yol açacağı aĢınmanın önüne
geçilmesidir.
33. Verginin Ġkame Etkisi: Gelir vergisi oranlarında yaĢanan artıĢ sonucunda kiĢinin çalıĢmak
yerine dinlenmeyi tercih etmesi yani, çalıĢtığı zamanı, boĢ zaman ile ikame etmesidir.
34. Verginin Gelir Etkisi: Gelir vergisi oranlarındaki artıĢ sonucunda kiĢinin refahında ortaya
çıkan azalmayı daha çok çalıĢarak telafi etmesidir.
35. Ekonomik Anlamda Çifte Vergileme: Uygulamada rastlanan bir durumdur. Aynı iktisadi
unsur üzerinden farklı nitelikte birden fazla vergi alınmasını ifade eder.

16
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
36. Hukuki Anlamda Çifte Vergileme: Aynı iktisadi unsur üzerinden, aynı dönemde, aynı
nitelikte birden fazla vergi alınmasıdır. Aynı arazi üzerinden iki belediyenin de emlak
vergisi alması gibi. Uygulamada rastlanan bir durum değildir.
37. Verginin SermayeleĢtirilmesi: Vergi daha uygulamaya konulmadan, fiyat
mekanizmasından yararlanılarak verginin kazanca dönüĢtürülmesidir.
38. Vergi Fiyatı: Kamusal malın her ekstra birimi için ödenen fiyata vergi fiyatı denilir.

ALTIN NOT

Bütçeye iliĢkin olarak yapılan tanımlar bizi bütçenin 4 temel özelliğine götürmektedir.

Tahmin: Bütçe kamu gelir ve giderlerinin bir tahminini ortaya koymaktadır.


Tahdit: Bütçe kanunları belirli bir süreyle sınırlı olan kanunlardır. Bu döneme genel
olarak Mali Yıl adı verilmektedir.
Tasdik: Bütçe parlamentoda onaylanarak yürürlüğe girer. Bütçe tüm kamu birimlerini
bağlayan bir tasarruftur. Bütçede belirtilmeyen harcamalar yapılamaz, gelirler
toplanamaz.
Tevzin: Bütçe gelir ve giderleri denk olmak zorundadır.

BÜTÇELEME ĠLKELERĠ

Genellik Ġlkesi: 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 13. maddesi
(f) bendinde “tüm gelir ve giderler gayri safi olarak bütçede gösterilir.”
(g) bendinde “belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi esastır.”
ifadeleri ile genellik ilkesi tanımlanır. Bu tanımdan hareketle genellik ilkesi bütçede
devletin bütün gelir ve giderlerinin olduğu gibi gayri safi olarak (mahsup
yapılmaksızın) ayrı ayrı gösterilmesi, belirli gelirlerin belirli giderlere tahsis edilmemesi
olarak açıklanabilir. Bu ilke kapsamında değerlendirilen belirli gelirlerin
belirli giderlere tahsis edilmemesi adem-i tahsis prensibi olarak isimlendirilir.

Birlik ilkesi: Devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanması
ve birden fazla bütçenin olmaması Ģeklinde tanımlanır. Kamusal hizmetlerin
yaygınlığı ve yoğunluğunun giderek artması nedeniyle gerek Türkiye’de gerekse
baĢka ülkelerde bu ilkenin uygulanması çok kolay değildir. Dolayısıyla bu
kadar geniĢ bir alana tek bir bütçe ile hizmet vermek mümkün değildir.

Yıllık Olma Ġlkesi: Bütçe belirli bir süre için uygulanır ve bu süre genel olarak
bir yıldır. Bir yılın baz alınmasının temel nedeni; hasat dönemi, iklim gibi doğa
olayları ile ekonomik ve mali faaliyetlerin planlanmasında bu zaman ölçüsünün
yaygın Ģekilde kullanılmasıdır.

17
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Ön Ġzin Ġlkesi: Bütçe gelecek mali yıldaki kamu giderlerinin yapılmasına ve gelirlerinin
toplanmasına izin veren bir kanundur ve mali yıla girilmeden önce parlamento
tarafından bütçenin yasallaĢması gerekmektedir.

Bölüm Bazında Onay Ġlkesi: Giderlerin bölümler itibariyle onaylanması ilkesine


göre; bütçe parlemantoda görüĢülürken kuruluĢlar ve kuruluĢların bütçeleri bölümler
itibariyle görüĢülür ve onaylanır. Türkiye’de 5018 sayılı yasanın 19. maddesi
ile bu ilke hüküm altına alınmıĢ bulunmaktadır: “TBMM, merkezi yönetim
bütçe kanun tasarısının metnini maddeler, gider ve gelir cetvellerini kamu
idareleri itibariyle görüĢür ve bölümler halinde oylar.”

Denklik Ġlkesi: Bu ilke bütçenin gelir ve gider tahminlerine iliĢkin rakamlarının


birbirine denk olmasını ifade eder.

AnlaĢılabilir Olma Ġlkesi: Bütçede yer alan kamu gelir ve gider kalemlerinin
herkesin anlayabileceği tarzda gösterilmesini ifade etmektedir. Hem parlamento
üyeleri hem de bütçeyle ilgilenen herkes bütçe ile ilgili bütün bilgi ve uygulamaları
kolayca anlayabilmelidir.

Doğruluk Ġlkesi: Bütçe ile ilgili öngörülerin, ülke ekonomisinin yapısını ve konjonktürel
durumunu dikkate alarak gerçek durumu yansıtmasıdır.

Samimiyet Ġlkesi: Subjektif doğruluk olarak nitelenen ilkeye göre bütçe öngörülerinde
doğru olduğu düĢünülen hususların içtenlikle, çarpıtılmadan ortaya konmasıdır.

Alenilik Ġlkesi: Bütçe ile ilgili iĢlemlerin kamuoyundan gizlenmeden, herkes


tarafından incelenmesine ve eleĢtirilmesine imkan sağlayacak Ģekilde ortaya
konmasını ifade eder.

Planlama Ġlkesi: Sosyo-ekonomik amaçlara ulaĢılabilmesi için izlenen yolu


açıklayan kavrama plan adı verilir. 5018 sayılı yasa çerçevesinde “Bütçeler
stratejik planlar dikkate alınarak izleyen iki yılın bütçe tahminleri ile birlikte
görüĢülür ve değerlendirilir” ifadesi ile plan kavramı ortaya konulmaktadır.

Toplama Ġlkesi: Birlik ilkesinden farklı olarak tüm kamu gelir ve giderlerinin bir
bütçede toplanması yerine kamu sektörünün çeĢitli bütçeleri ile bütçe dıĢında
kalan kamu hesapları birleĢtirilerek (konsolide edilerek) kamunun tüm iĢlemlerini
bir araya getirilmesini açıklayan bütçe ilkesidir.

Yeknesaklık Ġlkesi: Bütçelerde benzer nitelikteki gelir ve giderlerin gruplandırılarak


bir arada gösterilmesini ifade eder. Özellikle genel yönetim bütçesinin
gider kalemleri fonksiyonel sınıflandırma ile bir araya getirilmeye çalıĢılır.

Fiskalite Ġlkesi: Bütçeye mali hükümler dıĢında hüküm konulamaması anlamına


gelmektedir.
18
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

Mali Saydamlık Ġlkesi: Hükümetin yapısının ve fonksiyonlarının, mali politika


planlarının, kamu sektörü hesaplarının ve mali hedeflerinin kamuoyuna açık olması
olarak tanımlanabilir.

ALTIN NOT
5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununa göre (5436 sayılı kanunla
yapılan değiĢiklikler iĢlenmiĢ olarak) genel yönetim kapsamındaki idarelerin bütçeleri
- Merkezi Yönetim Bütçesi
Genel Bütçeli KuruluĢlar
Özel Bütçeli KuruluĢlar
Düzenleyici Ve Denetleyici KuruluĢlar
- Sosyal Güvenlik Kurumlarının Bütçesi
- Mahalli Ġdareler Bütçesi

ALTIN NOT

Klasik Bütçe Teorisi: Klasik iktisadi düĢünce çerçevesinde Ģekillenen klasik bütçe
teorisinin özeliklerini belirtecek olursak;
- Devlet faaliyetleri verimsizdir.
- Kamu harcamaları sadece adalet, güvenlik ve savunma hizmetleri nedeniyle dar
kapsamlı ve az olmalıdır.
- Kamu harcamaları özelikle dolaylı vergilerle karĢılanmalıdır.
- Borçlanmaya baĢvurulmamalıdır.
- Bütçede yıllık denklik esastır.(Mali Denklik)
Telafi Edici Bütçe Teorisi (Sìr William Beveridge): Keynesyen anlayıĢ çerçevesinde
ĢekillenmiĢ olan telafi edici bütçe teorisinde mali denklik yerine ekonomik
denklik esastır. Bu kapsamda ekonominin deflasyonist bir eğilim içinde olduğu durumlarda
ekonomik dengenin sağlanması için kamu harcamaları artırılmalıdır. Bu
teoride daha çok bütçe, ekonomiyi tam istihdam seviyesine kavuĢturan bir araç
olarak görülür. Açık bütçe politikasını savunmakla beraber ekonomi tam istihdam
seviyesine ulaĢınca denk bütçe politikasına geçilmesi gerektiğini vurgular.
Devri Bütçe Teorisi (Alvin Hansen): Telafi edici bütçe teorisinin aksine mali denkliği
savunur. Ancak klasik bütçe teorisinden farklı olarak mali denkliğin uzun sureli
devreler(7-10 yıl) halinde ortaya çıkacağını savunur. Ekonominin refah dönemlerinde
ortaya çıkan bütçe fazlalarının, daralma dönemlerindeki bütçe açıklarını finanse
ederek uzun dönemde mali denkliğin ortaya çıkarılmasını açıklar.

19
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
BÜTÇENĠN HAZIRLANMASI

Merkezi Yönetim Bütçesinin hazırlanmasında esas alınacak unsurlar;

1.Gelir Bütçesi Tekliflerinin Hazırlanması


1.1. Gelir Bütçesini Hazırlamada Yetkili Birimler Merkezi idarenin gelir bütçesinin
tekliflerinin hazırlanmasında genel bütçe ile diğer bütçe türleri arasında yetki açısından bir
farklılık vardır. Genel bütçe gelir teklifi CumhurbaĢkanı tarafından, özel bütçeler, sosyal
güvenlik kurumlarının bütçeleri ve düzenleyici ve denetleyici kurumların bütçelerinin gelir
teklifleri bizzat kendilerince hazırlanır. Gelir teklifleri ise ekonomik sınıflandırma sistemine
uygun olarak hazırlanır.

1.2.Gelir Tahmin Yöntemleri Bir sonraki mali yılın Gelir bütçesine iliĢkin tahminlerin
yapılmasında iki tür gelir tahmin yönteminden yararlanılmaktadır. Bunlar; otomatik tahmin
yöntemi ve serbest tahmin yöntemidir.
a.Otomatik Tahmin Yöntemi Bu yönteme göre izleyen mali yılın bütçesine iliĢkin gelir
tahmini geçmiĢ yılların gelir gerçekleĢmeleri esas alınarak yapılmaktadır. Otomatik tahmin
yönteminin üç ayrı uygulanıĢ biçimi vardır. Otomatik tahmin yöntemi, geçmiĢ yılları esas
aldığı için gelecek yılların gelirlerinin gerçek anlamda tahmin edilmesini sağlamada yetersiz
kalmaktadır. Bu nedenle günümüzde artık uygulanmamaktadır.

i. Bir önceki yıl yöntemi


ii. GeçmiĢ birkaç yılın bütçe gelirlerinin ortalamasının alınması yöntemi
iii. Son yılın gelir rakamına geçmiĢ birkaç yılın gelir artıĢ ortalamasının eklenmesi yöntemi

b.Serbest Tahmin Yöntemi (Doğrudan Doğruya Takdir Yöntemi) Serbest tahmin


yönteminde bir sonraki yılın gelir tahmini yapılırken geçmiĢ yılların gelirlerine bağlı
kalınmamaktadır. Gelecek yılda gelir elde edilebilecek kaynaklar esas alınmakta ve bu
çerçevede vergi, harç, mülk geliri vb. gelirler tahminen belirlenmektedir.

Türkiye’de gelir tahmini; serbest tahmin yöntemine göre yapılmaktadır. Ancak geçmiĢ yılı
uygulamalarından da yararlanılmaktadır.

2.Gider Bütçesi Tekliflerinin Hazırlanması

2.1.Gider Bütçesinin Hazırlanmasında Yetkili Birimler Her kamu idaresi, merkez ve merkez
dıĢı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider tekliflerini hazırlar. Bütçe gider
tekliflerinin hazırlanmasında analitik bütçe sistemine geçiĢle birlikte yeni bir sistem
getirilmiĢtir.

2.2.Gider Bütçesi Tekliflerinin Hazırlanma Süreci Hazırlık aĢamasının baĢlangıcı: Merkezi


idare bütçesinin hazırlık aĢamasının baĢlangıcı Orta Vadeli Programı- nın(OVP)
CumhurbaĢkanı tarafından onaylanması ile baĢlamaktadır.

20
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Orta Vadeli Program(OVP): Merkezî yönetim bütçesinin hazırlanma süreci, Strateji ve Bütçe
BaĢkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının müĢtereken hazırladığı Orta vadeli proğramı,
CumhurbaĢkanı tarafından en geç Eylül ayının ilk haftası sonuna kadar kalkınma planları,
stratejik planlar ve genel ekonomik koĢulların gerekleri doğrultusunda makro politikaları,
ilkeleri, hedef ve gösterge niteliğindeki temel ekonomik büyüklükleri de kapsayacak Ģekilde
onaylanan orta vadeli programın Resmî Gazete’de yayımlanması ile baĢlar.

Orta Vadeli Malî Plan(OVMP): Strateji ve Bütçe BaĢkanlığı ile Hazine ve Maliye
Bakanlığının müĢtereken hazırladığı, orta vadeli program ile uyumlu olmak üzere, gelecek
üç yıla iliĢkin toplam gelir ve gider tahminleri ile birlikte hedef açık ve borçlanma durumu ile
kamu idarelerinin ödenek teklif tavanlarını içeren ve CumhurbaĢkanı tarafından onaylanan
orta vadeli malî plan, en geç Eylül ayının onbeĢine kadar Resmî Gazete’de yayımlanır.

Kamu idarelerinin bütçe tekliflerini ve yatırım programını hazırlama sürecini yönlendirmek


üzere; Bütçe Çağrısı ve eki Bütçe Hazırlama Rehberi ile Yatırım Genelgesi ve eki Yatırım
Programı Hazırlama Rehberi CumhurbaĢkanlığı tarafından hazırlanarak en geç Eylül ayının
onbeĢine kadar Resmî Gazete’de yayımlanır.

Kamu idareleri, merkez ve merkez dıĢı birimlerinin ödenek taleplerini dikkate alarak gider
tekliflerini hazırlar. Genel bütçe gelir teklifi CumhurbaĢkanlığı tarafından, diğer bütçelerin
gelir teklifleri ilgili idarelerce hazırlanır.

Gider ve gelir teklifleri, ekonomik ve malî analiz yapılmasına imkân verecek, hesap
verilebilirliği ve saydamlığı sağlayacak Ģekilde, CumhurbaĢkanlığı tarafından uluslararası
standartlara uyumlu olarak belirlenen sınıflandırma sistemine göre hazırlanır.

Kamu idareleri, stratejik planları ile Bütçe Hazırlama Rehberinde yer alan esaslar
çerçevesinde, bütçe gelir ve gider tekliflerini gerekçeli olarak hazırlar ve yetkilileri tarafından
imzalanmıĢ olarak en geç Eylül ayı sonuna kadar CumhurbaĢkanlığına gönderir.

Bütçe teklifleri CumhurbaĢkanlığına verildikten sonra, kamu idarelerinin yetkilileriyle gider


ve gelir teklifleri hakkında görüĢmeler yapılabilir.

3.Bütçe Kanun Teklifinin Meclise Sunulması

Merkezî yönetim bütçe kanun teklifi malî yılbaĢından en az yetmiĢ beĢ gün önce
CumhurbaĢkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur. Merkezî yönetim bütçe
kanun teklifine, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüĢülmesi sırasında dikkate alınmak
üzere
CumhurbaĢkanlığı tarafından;
a) Orta vadeli malî planı da içeren bütçe gerekçesi,
b) Yıllık ekonomik rapor,
c) Vergi muafiyeti, istisnası ve indirimleri ile benzeri uygulamalar nedeniyle vazgeçilen kamu
gelirleri cetveli,

21
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
d) Kamu borç yönetimi raporu,
e) Genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin son iki yıla ait bütçe gerçekleĢmeleri ile
izleyen iki yıla ait gelir ve gider tahminleri,
f) Mahallî idareler ve sosyal güvenlik kurumlarının bütçe tahminleri,
g) Merkezî yönetim kapsamında olmayıp, merkezî yönetim bütçesinden yardım alan kamu
idareleri ile diğer kurum ve kuruluĢların listesi, eklenir.

ALTIN NOT
Türkiye Büyük Millet Meclisi ve SayıĢtay ile Düzenleyici ve denetleyici kurumlar, bütçelerini
Eylül ayı sonuna kadar doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisine, bir örneğini de
CumhurbaĢkanlığına gönderirler.

BÜTÇENĠN ONAYLANMASI

Mali yıl baĢlamadan 75 gün önce TBMM’ne gelen bütçe teklifi 55 gün TBMM bütçe
komisyonunda kalan 20 gün ise TBMM genel kurulunda görüĢülür. Türkiye Büyük Millet
Meclisi, merkezi yönetim bütçe kanun teklifi metnini maddeler, gider ve gelir cetvellerini
kamu idareleri itibarıyla görüĢür ve bölümler halinde oylar. Merkezi yönetim bütçe kanunu
mali yılbaĢından önce Resmi Gazetede yayımlanır.

ALTIN NOT
TBMM plan ve bütçe komisyonu 30 üyeden oluĢmaktadır. Komisyon üye sayısı, DanıĢma
Kurulunun teklifi üzerine Genel Kurul tarafından belirlenir.

Geçici Bütçe Uygulaması: Merkezî yönetim bütçe kanununun süresinde yürürlüğe


konulamaması halinde, geçici bütçe kanunu çıkarılır. Geçici bütçe ödenekleri, bir önceki yıl
bütçe baĢlangıç ödeneklerinin belirli bir oranı esas alınarak belirlenir.

Geçici bütçe kanununun da çıkarılamaması durumunda, yeni bütçe kanunu kabul edilinceye
kadar bir önceki yılın bütçesi yeniden değerleme oranına göre artırılarak uygulanır. Cari yıl
bütçesinin yürürlüğe girmesiyle geçici bütçe veya yeniden değerleme oranına göre artırılarak
belirlenen bütçe uygulaması sona erer ve o tarihe kadar yapılan harcamalar ve giriĢilen
yüklenmeler ile tahsil olunan gelirler cari yıl bütçesine dahil edilir.

Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerindeki ödeneklerin yetersiz


kalması halinde veya öngörülmeyen hizmetlerin yerine getirilmesi amacıyla, karĢılığı gelir
gösterilmek kaydıyla, kanunla ek bütçe yapılabilir.

22
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
BÜTÇENĠN UYGULANMASI

1.Harcamaların Yapılması

Ödeneklerin Kullanılması Konusunda Bütçelerin Uygulama Esasları Bütçe ödeneklerinin


kullanılmasında aĢağıda belirtilen esaslara uyulur:
a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, ayrıntılı harcama programlarını hazırlar ve vize
edilmek üzere CumhurbaĢkanlığına gönderir. Bütçe ödenekleri, CumhurbaĢkanlığı
tarafından belirlenecek esaslar çerçevesinde, nakit planlaması da dikkate alınarak vize edilen
ayrıntılı harcama programları ve serbest bırakma oranlarına göre kullanılır.
b) Özel bütçeli idareler ve sosyal güvenlik kurumları ayrıntılı finansman programlarını
hazırlar ve harcamalarını bu programa uygun olarak yaparlar.
c) Ayrıntılı harcama ve finansman programlarının hazırlanmasına, vize edilmesine,
uygulanmasına ve uygulamanın izlenmesine dair usûl ve esaslar CumhurbaĢkanlığı
tarafından belirlenir.
d) Kamu idareleri, bütçelerinde yer alan ödeneklerin üzerinde harcama yapamaz. Bütçeyle
verilen ödenekler, tahsis edildikleri amaçlar doğrultusunda yılı içinde yaptırılan iĢ, satın
alınan mal ve hizmetler ile diğer giderlerin karĢılanmasında kullanılır. Ancak, ait olduğu malî
yılda ödenemeyen ve emanet hesabına alınamayan zamanaĢımına uğramamıĢ geçen yıllar
borçları ile ilama bağlı borçlar, ilgili kamu idaresinin cari yıl bütçesinden ödenir.
e) Ġlgili mevzuatına göre, yılı içinde hizmetin gerektirdiği hâllerde CumhurbaĢkanlığı
tarafından belirlenen usûl ve esaslar çerçevesinde merkezî yönetim kapsamındaki kamu
idarelerinin bütçelerinde yeni tertipler, gelir kodları ve finansman kodları açılabilir.
f) Cari yılda kullanılmayan ödenekler yıl sonunda iptal edilir.

Ödenek Miktarındaki DeğiĢiklikler

1.Ödenek Aktarmaları Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri


arasındaki ödenek aktarmaları kanunla yapılır. Ancak, harcamalarda tasarrufu sağlamak,
dengeli ve etkili bir bütçe politikasını gerçekleĢtirmek üzere genel bütçe ödeneklerinin yüzde
onunu geçmemek kaydıyla, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçeleri
arasındaki ödenek aktarmalarına iliĢkin yetki ve iĢlemler ile usul ve esaslar merkezî yönetim
bütçe kanununda belirlenir. Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri, aktarma
yapılacak tertipteki ödeneğin yüzde yirmisine kadar kendi bütçeleri içinde ödenek aktarması
yapabilirler. Ancak, ihtiyaç halinde yüzde yirmiyi aĢan ödenek aktarma iĢlemlerini kurum
bütçesinin baĢlangıç ödenekleri toplamının yüzde yirmisini geçmemek üzere yapmaya
CumhurbaĢkanı, yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde
değiĢiklik yapılması halinde değiĢikliğin gerektirdiği tertipler arası ödenek aktarması
iĢlemlerinin tamamını yapmaya ise ilgili idareler yetkilidir. Kamu idarelerinin bütçeleri
içinde; personel giderleri tertiplerinden, aktarma yapılmıĢ tertiplerden ve yedek ödenekten
aktarma yapılmıĢ tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılamaz.

Ancak, yılı yatırım programına ek yatırım cetvellerinde yer alan projelerde değiĢiklik
yapılması halinde, aktarma yapılan tertiplerden diğer tertiplere ödenek aktarılabilir.

23
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
2.Merkez DıĢı Birimlere Ödenek Gönderme Kamu idarelerinin merkez teĢkilatı harcama
yetkilileri, merkez dıĢı birimlere, ihtiyaçlarında kullanılmak üzere Ödenek Gönderme Belgesi
düzenlemek suretiyle ödenek gönderirler. Merkezî yönetim kapsamındaki kamu
idarelerinde ödenek gönderilmesine iliĢkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye
Bakanı yetkilidir

3.Yedek Ödenek

Merkezi yönetim bütçe kanununda belirtilen hizmet ve amaçları gerçekleĢtirmek, ödenek


yetersizliğini gidermek veya bütçelerde öngörülmeyen hizmetler için, genel bütçeli idareler
ile bütçe kanununda gösterilen özel bütçeli idarelerin büt- çelerine aktarılmak üzere, genel
bütçe ödeneklerinin yüzde ikisine kadar yedek ödenek konulabilir. Bu ödenekten aktarma
yapmaya CumhurbaĢkanı yetkilidir. Mali yıl içinde yedek ödenekten yapılan aktarmaların
tür, tutar ve idareler itibariyle dağılımı yılın bitimini takip eden on beĢ gün içinde
CumhurbaĢkanlığı tarafından ilan edilir.

4.Örtülü Ödenek

Kapalı istihbarat ve kapalı savunma hizmetleri, Devletin millî güvenliği ve yüksek


menfaatleri ile Devlet itibarının gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar ve olağanüstü
hizmetlerle ilgili Devlet ve Hükümet icapları için kullanılmak üzere CumhurbaĢkanlığı
bütçesine konulan ödenektir. Kanunlarla veya CumhurbaĢkanlığı kararnameleriyle verilen
görevlerin gerektirdiği istihbarat hizmetlerini yürüten diğer kamu idarelerinin bütçelerine de
örtülü ödenek konulabilir.

Örtülü ödenek, bu amaçlar dıĢında, CumhurbaĢkanının ve ailesinin kiĢisel harcamaları ile


siyasi partilerin idare, propaganda ve seçim ihtiyaçlarında kullanılamaz. Ġlgili yılda bu
amaçla tahsis edilen ödenekler toplamı, genel bütçe baĢlangıç ödenekleri toplamının binde
beĢini geçemez.

CumhurbaĢkanlığı ve diğer ilgili idare bütçelerinde yer alan örtülü ödeneklerin kullanılma
yeri, giderin kimin tarafından yapılacağı, hesapların tutulma ve kapatılma yöntemi, gideri
yapanın değiĢmesi halinde yeni yetkiliye hangi belgelerin aktarılacağı CumhurbaĢkanı
tarafından belirlenir.

Örtülü ödeneklere iliĢkin giderler CumhurbaĢkanı tarafından belirlenen esaslara göre


gerçekleĢtirilir ve ödenir.

5. SavaĢ Ödeneği Kullanma Yetkisi: (Olağanüstü ödenek)

Genel veya kısmi seferberlik, savaĢ ilanı veya zorunlu askeri hazırlıkların yapıldığı
olağanüstü hallerde Millî Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil
Güvenlik Komutanlığı bütçelerindeki mevcut ödenekler, bu idarelerin ödenek toplamları
aĢılmamak Ģartıyla, birleĢtirilerek kullanılabilir. Bu durumda da mevcut ödeneklerin yeterli
olmaması halinde toplam ödenek tutarının yüzde on beĢine kadar ek harcama yapılabilir.

24
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Yukarıda sayılan hallerde sevk ve intikalle ilgili giderler için, harcama yetkililerinin onayıyla
görevlendirilecek mutemetlere gereken miktarda avans verilebilir ve gönderilecek ödeneğe
istinaden bir ay içinde mahsup edilir.

6. Bütçelerden Yardım Yapılması

Gerçek veya tüzel kiĢilere kanunda veya CumhurbaĢkanlığı kararnamesinde dayanağı


olmadan kamu kaynağı kullandırılamaz, yardımda bulunulamaz veya menfaat sağlanamaz.
Ancak, genel yönetim kapsamındaki kamu idarelerinin bütçelerinde öngörülmüĢ olmak
kaydıyla; kamu yararı gözetilerek dernek, vakıf, birlik, kurum, kuruluĢ, sandık ve benzeri
teĢekküllere yardım yapılabilir. Bu yardımların yapılması, kullanılması, izlenmesi,
denetlenmesi ve kamuoyuna açıklanmasına iliĢkin esas ve usuller CumhurbaĢkanı tarafından
çıkarılan yönetmelikle belirlenir.

TÜRKĠYE’DE BÜTÇENĠN KAPATILMASINDAN SONRA YAPILMASI GEREKEN ĠġLEMLER

Türkiye’de bütçenin kapatılmasıyla birlikte her bir harcamacı kuruluĢun faaliyetlerinin


denetimi için her kuruluĢ faaliyet raporu hazırlamak zorundadır. Ayrıca Hazine ve Maliye
Bakanlığı’da Kesin Hesap Kanun Teklifi hazırlamak zorundadır.

1. Faaliyet Raporları

Üst yöneticiler ve bütçeyle ödenek tahsis edilen harcama yetkililerince, hesap verme
sorumluluğu çerçevesinde, her yıl faaliyet raporu hazırlanır. Üst yönetici, harcama yetkilileri
tarafından hazırlanan birim faaliyet raporlarını esas alarak, idaresinin faaliyet sonuçlarını
gösteren idare faaliyet raporunu düzenleyerek kamuoyuna açıklar. Merkezî yönetim
kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik kurumları, idare faaliyet raporlarının birer
örneğini SayıĢtaya ve CumhurbaĢkanlığına gönderir.

Mahallî idarelerce hazırlanan idare faaliyet raporlarının birer örneği SayıĢtay ve Çevre ve
ġehircilik Bakanlığına gönderilir.

Çevre ve ġehircilik Bakanlığı, bu raporları esas alarak kendi değerlendirmelerini de içeren


mahallî idareler genel faaliyet raporunu hazırlar ve kamuoyuna açıklar. Raporun birer
örneği SayıĢtaya ve CumhurbaĢkanlığına gönderilir. Merkezî yönetim kapsamındaki idareler
ile sosyal güvenlik kurumlarının bir malî yıldaki faaliyet sonuçları, CumhurbaĢkanlığı
tarafından hazırlanacak genel faaliyet raporunda gösterilir. Bu raporda, mahallî idarelerin
malî yapılarına iliĢkin genel değerlendirmelere de yer verilir. CumhurbaĢkanlığı, genel
faaliyet raporunu kamuoyuna açıklar ve bir örneğini SayıĢtaya gönderir. SayıĢtay, mahallî
idarelerin raporları hariç idare faaliyet raporlarını, mahallî idareler genel faaliyet raporunu
ve genel faaliyet raporunu, dıĢ denetim sonuçlarını dikkate alarak görüĢlerini de belirtmek
suretiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar.

25
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Türkiye Büyük Millet Meclisi bu raporlar ve değerlendirmeler çerçevesinde, kamu
kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasına iliĢkin olarak kamu idarelerinin yönetim ve hesap
verme sorumluluklarını görüĢür. Bu görüĢmelere üst yönetici veya görevlendireceği
yardımcısının ilgili bakanla birlikte katılması zorunludur. Ġdare faaliyet raporu, ilgili idare
hakkındaki genel bilgilerle birlikte; kullanılan kaynakları, bütçe hedef ve gerçekleĢmeleri ile
meydana gelen sapmaların nedenlerini, varlık ve yükümlülükleri ile yardım yapılan birlik,
kurum ve kuruluĢların faaliyetlerine iliĢkin bilgileri de kapsayan malî bilgileri; stratejik plan
ve performans programı uyarınca yürütülen faaliyetleri ve performans bilgilerini içerecek
Ģekilde düzenlenir. Bu raporlarda yer alacak hususlar, raporların hazırlanması, ilgili idarelere
verilmesi, kamuoyuna açıklanması ve bu iĢ- lemlere iliĢkin süreler ile diğer usûl ve esaslar,
SayıĢtayın görüĢü alınarak CumhurbaĢkanı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.

2.Kesin Hesap Kanunu

Türkiye Büyük Millet Meclisi, merkezî yönetim bütçe kanununun uygulama sonuçlarını
onama yetkisini kesin hesap kanunuyla kullanır. Kesin hesap kanunu teklifi, muhasebe
kayıtları dikkate alınarak, merkezî yönetim bütçe kanununun Ģekline uygun olarak Hazine
ve Maliye Bakanlığınca hazırlanır. Bu teklif, bir yıllık uygulama sonuçlarını karĢılaĢtırmalı
olarak gösteren değerlendirmeleri içeren gerekçesiyle birlikte izleyen malî yılın Haziran ayı
sonuna kadar CumhurbaĢkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur ve bir
örneği SayıĢtaya gönderilir.

Kesin hesap kanun teklifinin ekinde;


a) Genel mizan,
b) Bütçe gelirleri kesin hesap cetveli ve açıklaması,
c) Bütçe giderleri kesin hesap cetvelleri ve açıklaması,
d) Bütçe gelir ve giderlerinin iller ve idareler itibarıyla dağılımı,
e) Devlet borçları ve Hazine garantilerine iliĢkin cetveller,
f) Yılı içerisinde silinen kamu alacakları cetveli,
g) yönetim hesabı icmal cetvelleri,
h) Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından gerekli görülen diğer belgeler, yer alır.

Merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri bütçelerinin kesin hesabının düzenlenmesine


iliĢkin usul ve esaslar Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir. Ġdarelerin faaliyet raporları,
genel faaliyet raporu, dıĢ denetim genel değerlendirme raporu ve kesin hesap kanunu teklifi
ile merkezî yönetim bütçe kanunu teklifi birlikte görüĢülür. Ancak, bu raporlar ile genel
uygunluk bildirimi Türkiye Büyük Millet Meclisi komisyonlarında öncelikle görüĢülür.
Mahallî idare bütçeleri ile sosyal güvenlik kurumları bütçelerinin uygulama sonuçlarının
kesin hesaba bağlanması, ilgili kanunlarındaki hükümlere göre yapılır.

3. Genel Uygunluk Bildirimi

SayıĢtay, merkezî yönetim kapsamındaki kamu idareleri için düzenleyeceği genel uygunluk
bildirimini, kesin hesap kanun teklifinin verilmesinden baĢlayarak en geç yetmiĢ beĢ gün
içinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunar. Genel uygunluk bildirimi; dıĢ denetim

26
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
raporları, idare faaliyet raporları ve genel faaliyet raporu dikkate alınarak hazırlanır. Kesin
hesap kanunu teklifi ve genel uygunluk bildiriminin Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiĢ
olması, ilgili yıla ait SayıĢtayca sonuçlandırılmamıĢ denetimleri önlemez ve hesapların kesin
hükme bağlandığı anlamına gelmez.

ALTIN NOT
Bütçe kapatılırken kullanılan belgeler

1) FAALĠYET RARORU ( HARCAMA YETKĠLĠSĠ)


2) KESĠN HESAP KANUNU (HAZĠNE VE MALĠYE BAKANI)
3) GENEL UYGUNLUK BĠLDĠRĠMĠ (SAYIġTAY)

DEVLET BORÇLARININ ÖZELLĠKLERĠ


*. Geçici bir gelir kaynağıdır.
*. Devlet ile borç verecek kesim arasında imzalanan bir sözleĢmeye dayanır.
*. Borçlu, devlet ya da kamusal kuruluĢtur.
*. Faiz, vade ve geri ödenme Ģekli sözleĢmede belirtilir.
*. Kamusal hizmetlerin yerine getirilmesi ve bütçe açıklarının kapatılması için yapılır.
*. Toplumsal yarar dıĢında baĢka amaç yoktur, kârlılık ve maliyet faktörleri düĢünülmez.
*. Genellikle olağanüstü durumlar, savaĢ ve büyük çaplı altyapı yatırımları için yapılır.
*. Borçlanma sonucu elde edilen kaynakların nerede kullanılacağı önceden bellidir.
*. Belli bir vade sonunda anapara faizi ile birlikte geri ödenir.
*. Borçların miktarları genellikle büyük ve geri ödenme süreleri (vadeleri) uzundur.

DEVLET BORÇLARININ SINIFLANDIRILMASI

A-Vadeleri Bakımından Devlet Borçlarının Sınıflandırılması


Devlet borçları; kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli olmak üzere üçlü bir sınıflandırmaya
tabi tutulabileceği gibi kısa vadeli ve uzun vadeli olmak üzere ikili bir
sınıflandırmaya da tabi tutulabilir.
Üçlü sınıflandırmada vadeleri 1 yıla kadar olan borçlar kısa, vadeleri 1 yıldan 5 yıla
kadar olan borçlar orta, vadeleri 5 yıldan fazla olan borçlar ise uzun vadeli borç
olarak kabul edilir. Ġkili sınıflandırmada ise vadeleri 5 yıla kadar olan borçlar kısa,
vadeleri 5 yılı aĢan borçlar ise uzun vadeli borç olarak kabul edilmektedir.

B. Cebir Unsuruna Göre Devlet Borçlarının Sınıflandırılması


Devlet, alacaklıların rızaları çerçevesinde hiçbir baskı ve zorlama olmaksızın birey
ve kurumlardan borç almaktadır. Ancak uygulamada bu özellik zaman zaman zayıflamakta
ve hatta ortadan kalkmaktadır. Devlet bazen çıkardığı tahvillerin satıĢını
sağlamak üzere çeĢitli baskılara ve zorlamalara baĢvurabilmektedir. Zorlama unsurunun
olup olmamasına göre devlet borçları “Gönüllü Devlet Borçları” ve “Zorunlu
Devlet Borçları” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

27
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

C. Sağlandıkları Kaynaklar Bakımından Devlet Borçlarının Sınıflandırılması


Borçlanmadan sağlanan kaynaklar, ekonomi içinden elde edilebileceği gibi yabancı
ekonomilerden de sağlanabilir. Bu durum dikkate alındığında borçlar, iç ve dıĢ
borçlar olmak üzere ikiye ayrılabilir. Ġç ve dıĢ borçlanmanın nedenleri ve miktarı,
ülkelerin geliĢmiĢlik düzeyleriyle yakından ilgilidir. GeliĢmekte olan ülkeler, yeterli iç
finansmana sahip değillerdir ve dıĢ borçlanma ağırlıklı bir borç yapısına sahiptirler.
GeliĢmiĢ ülkelerde ise iç borçların payı yüksektir. Her ne kadar temel finansman
Ģekli ülke içi kaynaklar olsa da özellikle II. Dünya SavaĢından sonra geliĢen uluslararası
iliĢkiler, kurulan uluslararası finansman ve yardım kuruluĢları ve sağlam bir
sermaye piyasasının yokluğu dıĢ borçlara baĢvuruları artırmıĢtır.

KAMU AÇIĞI TÜRLERĠ

1. Kamu Kesimi Borçlanma Gereksinimi (Geleneksel Açık): Kamu harcamalarından kamu


gelirleri çıkarılarak kamu kesimi borçlanma gereksinimi elde edilmektedir.
KKBG = Kamu harcamaları - Kamu gelirleri
2. Birincil Açık (Faiz DıĢı Açık): Faiz ödemelerinin olmadığı durumda bütçenin açık verip
vermeyeceği tartıĢılır. Geleneksel açıktan faiz ödemelerinin düĢülmesiyle hesaplanır.
Birincil Açık = KKBG - Faiz ödemeleri
3. Operasyonel (ĠĢlevsel) Açık: Enflasyonun olmadığı durumda bütçenin açık verip
vermeyeceği tartıĢılır. Birincil açığa reel faiz ödemelerinin eklenmesiyle operasyonel
açığa ulaĢılır.
Operasyonel Açık = Birincil açık + Reel faiz ödemeleri
4. Cari Açık: Cari dönem gelir ve giderleri arasında oluĢan farktır.
5. Tahakkuk Açığı: Tahkuk bazındaki gelir ve giderler arasındaki farktır.
6. Nakit Açığı: Devletin nakit harcamaları ve giderleri arasındaki farktır.
7. Yapısal Açık: Ekonomide normak kabul edilen bir üretim düzeyinde verilen açıktır.

ALTIN NOT
Ariyere Borçlar ( Program Kredileri): DıĢ ticarette liberalizasyon uygulamalarının
baĢladığı 1950 yılından sonra ithalatçıların liberalizasyon listesine dahil sipariĢlerine
ait bedelleri Türk Parası ile Merkez Bankasına yatırarak mal getirebilmekteydiler.
BaĢlangıçta uluslararası rezervler dıĢ ödemeler için yeterli olduğu halde,
zamanla alım yapıldığı ve döviz rezervleri azaldığı için 1952 yılından itibaren döviz
ödemeleri fiilen durmuĢtur. Özel sektör ithalat bedellerini TL cinsinden yatırdığı halde,
döviz ödemeleri gecikmiĢtir.
Borcun deflate edilmesi: Cari bir değeri, bir fiyat endeksine (deflatör) bölmek
suretiyle değeri oluĢturan miktarları fiyat referans dönemindeki fiyatlarla değerlendirmek
ve enflasyondan arındırmaktır.

28
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

Borcun amortismanı: Devletin, borcun vadesi geldiğinde anapara ve faizini ödemesi


iĢlemidir.
Borcun röfinansmanı: Borcun ödeme zamanında yaĢanan finansal sıkıĢıklık nedeniyle
süresi gelen borçların yeniden borçlanmayla kapatılmasına denir.
Borç çevirme oranı: Borç servisi (anapara ve faiz ödemesi) için ne kadar borçlanıldığını
gösteren oran.
Borç servis oranı: DıĢ borç anapara ve faiz ödemelerinin ihracata ya da döviz
kazançlarına oranıdır.
Borç servisi: Devlet iç borcu ve devlet dıĢ borcundan doğan anapara ve faiz ödemeleri
ile bu borçlara iliĢkin iskonto giderleri ile ücret ve diğer ödemeleri ifade eder.
Dividant (kâr payı): Anonim Ģirketlerde faaliyet sonucu elde edilen kârların ortaklara
dağıtılması.
Emisyon (monetizasyon): Devlet borçlarının Merkez Bankasınca para basılarak
ödenmesine monetizasyon denmektedir. Yani devlet borçlarının parasallaĢtırılması
söz konusudur. Genelde monetizasyon, para basmakla aynı anlamda kullanılır ve
bu biçimde değerlendirilir.
Hazine geri ödeme garantisi: Kamu iktisadi teĢebbüsleri, özel hukuk hükümlerine
tâbi olmakla beraber sermayelerinin yüzde ellisinden fazlası kamuya ait olan
kuruluĢlar, fonlar, kamu bankaları, yatırım ve kalkınma bankaları, büyükĢehir belediyeleri,
belediyeler ve bunlara bağlı kuruluĢlar ile sair yerel yönetim kuruluĢları
lehine bu kuruluĢların dıĢ finansman kaynağından sağladıkları dıĢ borçlarının geri
ödenmesi hususunda verilen garantiler.
Ġtfa : Ġç borçların geri ödenmesi iĢlemidir.
Ġbra: Devlet borçlarında alacaklının bir kısım alacağından vazgeçmesi iĢlemidir.
Konsorsiyum: GeliĢmekte olan ülkelere yönelik kalkınma programlarının finansmanı
için birden fazla ülkenin yada uluslararası kuruluĢların bir araya gelerek bir yardım
programı oluĢturması için oluĢturduğu iĢbirliğine konsorsiyum denir. (Örneğin 1962
yılında Türkiye ve Yunanistan’a yönelik kalkınma programlarının finansmanı için yardım
programını uluslararası kuruluĢlar topluluğu olan OECD üstlenmiĢtir).
Libor: Londra Bankalararası Para Piyasasında kredibilitesi yüksek bankaların birbirlerine
ABD doları cinsinden borç verme iĢlemlerinde uyguladıkları faiz oranıdır.
Mali kural: Ülke yüksek hızlarla büyürken bütçe fazlası vermeyi ve ülke düĢük
hızlarla büyürken veya küçülürken de bütçe açığı vermeyi gerektiren mali politikaya
verilen isimdir.
Mali Baskınlık Oranı: Devletin piyasadaki paranın ne kadarını borç olarak aldığını
göstermektedir. Bu oranın düĢük olması tercih edilir.
Mali Baskınlık Oranı = Ġç Borç Stoku / GSMH
Rachat: Devletin durumunun iyi olduğu zamanlarda sermaye piyasasından kendi
tahvillerini alması iĢlemidir.
Senyoraj Geliri: Ekonominin dengede olması halinde para basıldığında enflasyonist
bir süreç oluĢacağından fiyatlarda birbiri üzerine eklenen artıĢlar sonucu mal
ve hizmet fiyatları yükselecektir. Bir anlamda devlet bu artıĢ oranı kadar fertlerden
fark edilmeyen bir vergi almıĢ olur buna senyoraj geliri denilmektedir. Böylece ekonominin
dengede olduğu durumda borç yükü oluĢur.

29
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
MALĠYE POLĠTĠKASININ AMAÇLARI ARASINDAKĠ ÇATIġMALAR

A. FĠYAT ĠSTĠKRARI ĠLE TAM ĠSTĠHDAM ARASINDAKĠ ÇATIġMA


Birçok iktisadi görüĢe göre ekonomi tam istihdam düzeyine yaklaĢtıkça fiyatlar genel
düzeyinde artıĢ görülür. Bunun sebebi azalan verimler kanunudur. Buna göre tam istihdam
durumuna yaklaĢıldıkça daha az verimli iĢ gücü istihdama dahil olacağından üretim miktarı
artsa da verim azalacak, maliyet artacak ve enflasyon görülecektir.
B. BELĠRLĠ BĠR TÜKETĠM DÜZEYĠNE ULAġMA ĠLE ĠKTĠSADĠ KALKINMA ARASINDAKĠ
ÇATIġMA
Bu çatıĢma daha çok az geliĢmiĢ ülkeler için geçerlidir. Kalkınma için gittikçe artan
oranlarda yatırım gerekir. Bu yatırımın yapılması içinse aynı oranda tasarruf gerekecektir.
Fakat özellikle düĢük gelirli vatandaĢların belirli bir standart refah düzeyine gelebilmesi için
daha çok tüketim yapmaları gerekir. Toplam tasarruf hacminin düĢeceği böyle bir durum
beraberinde daha az yatırım ve daha düĢük kalkınma düzeyi getirecektir.

C. EKONOMĠK VE SOSYAL HAKLARLA MALĠYE POLĠTĠKASI AMAÇLARI ARASINDAKĠ


ÇATIġMA
Ekonomik ve sosyal hayatın mali araçlarla düzenlenmesi özel hukukun temel ilkeleri ile
maliye politikasının araçlarını karĢı karĢıya getirebilmektedir.

ĠKTĠSADĠ DÜġÜNCE AKIMLARI VE MALĠYE POLĠTĠKASI

KLASĠK YAKLAġIM

Temel Varsayımlar
Bütün piyasalarda tam rekabet koĢulları geçerlidir.
Her arz kendi talebini yaratır. (Say Kanunu)
Ücret, faiz ve fiyatlar esnektir, piyasada belirlenir.
Yatırımlar tasarruflara eĢittir (I = S).
Miktar kuramı geçerlidir (M ∙ V = P ∙ T).

Klasik yaklaĢıma göre bu varsayımların geçersiz olduğu durumlar geçicidir ve bu geçici


durumlarda da devletin ekonomiye müdahalesi gereksizdir, zira piyasa bu geçici durumdan
müdahaleye gerek duymaksızın kurtulacaktır. Aksi taktirde eğer devlet ekonomiye
müdahale ederse ekonominin kendi iĢleyiĢi bozulacaktır.
Bu temel varsayımlara bağlı olarak, devlet faaliyetlerinin sadece temel hizmetlerle sınırlı
tutulması gerekir. Bundan hareketle devlet bütçesi mümkün olduğunca küçük tutulmalı ve
bütçe denk olmalıdır.
Klasikler tarafsız maliye anlayıĢından yanadır. Tarafsız maliye kamu harcamalarının ve
kamu gelirlerinin ekonomide bir değiĢiklik yaratmaması üzerine kuruludur. Dolayısıyla,
tarafsız maliye anlayıĢında devletin harcama ve gelirleri ekonomik birimlerin kararlarında
bir etki yaratmamalıdır.

30
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Klasikler bütçenin denk olmasından hareketle borçlanmayı minimalize etmeyi
hedeflemiĢlerdir.
Klasik ekonomistlere göre, ekonomide geçici bir dengesizlik halinde müdahale elzemse
bu müdahale maliye politikası araçları ile değil, para politikası araçları ile yapılmalıdır.
Klasik görüĢten sapmalar özellikle 1929 ekonomik buhranın da etkisiyle önem
kazanmaya baĢlamıĢ ve klasik görüĢün temel varsayımları sorgulanır hale gelmiĢtir.

KEYNESYEN YAKLAġIM
Keynesyen yaklaĢımın temel varsayımları Ģunlardır:
Tam rekabet koĢulları ve tam istihdam her zaman geçerli değildir.
Ekonomide her arz kendi talebini yaratmaz.
Ücretler yükselme yönünde esnek olabilir ancak düĢme yönünde esnek değildir.
Yatırımlar her zaman tasarruflara denk değildir.

Keynesyen yaklaĢım toplam talebe odaklanır. Çünkü Keynes’e göre üretim ve istihdam
hacmi toplam talebe bağlıdır. Dolayısıyla, Say Kanunu’nun iddia ettiği her arz kendi
talebini yaratır yargısı geçersizdir.
Üretim ve isthdam hacminin toplam talep düzeyine bağlı olduğu kabul edildiğinde,
talebi oluĢturan unsurlardaki dalgalanmaların ekonomide istikrarsızlıklara yol açması
doğaldır.
Keynesyen yaklaĢıma göre toplam talep yönetilebilir. Dahası toplam talebin doğru bir
biçimde yönetildiği bir ekonomide istikrara ve maksimum üretime ulaĢmak mümkün
olabilmektedir.
Toplam talebin yönetilmesinde ise maliye politikası araçları oldukça faydalıdır. Kamu
harcamaları ve vergiler toplam talebi belirledikleri için bir ekonomideki istikrarsızlığı,
iĢsizliği ve enflasyonu önleyebilirler.

Keynesyen ekonomistler para politikasının ciddi bir durgunluk döneminde etkili olmadığını
ileri sürmüĢlerdir. Bu durumu, Keynes, likidite tuzağı kavramıyla açıklar.

31
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

TÜRK VERGĠ SĠSTEMĠ


GELĠR ÜZERĠNDEN ALINAN VERGĠLER
Türk vergi sisteminde gelir üzerinden alınan vergiler gelir vergisi ve kurumlar vergisi olmak üzere iki
çeĢittir.

1. GELĠR VERGĠSĠ

a. Gelir Vergisinin Konusu ve Özellikleri


Gelir, bir gerçek kiĢinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır. Gerçek
kiĢilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir vergisine tabi olan gelirin özellikleri Ģunlardır:
 Gelir gerçek kiĢilere ait olmalıdır.
 Gelir bir takvim yılı içinde elde edilmiĢ olmalıdır.
 Gelir safi olmalıdır.
 Gelir elde edilmiĢ olmalıdır.
Gelir Vergisi Kanunu’na göre gelirin elde edilmesi tahakkuk ve tahsil esası olmak üzere iki Ģekilde
tespit edilir. Ticari kazanç, zirai kazanç ve menkul sermaye iradı tahakkuk aĢamasında; ücret, serbest
meslek kazancı, gayrimenkul sermaye iradı, diğer kazanç ve iratlar ise tahsil aĢamasında elde edilmiĢ
sayılır.

b. Gelir Vergisinde Mükellefiyet


 Tam mükellefler
1. Türkiye'de yerleĢmiĢ olanlar;
 Ġkametgahı Türkiye'de bulunanlar
 Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar
Türkiye'de oturma süresini kesmez.)

2. Resmi daire ve müesseselere veya merkezi Türkiye'de bulunan teĢekkül ve teĢebbüslere bağlı olup
adı geçen daire, müessese, teĢekkül ve teĢebbüslerin iĢleri dolayısıyla yabancı memleketlerde oturan
Türk vatandaĢları

Bu kiĢiler Türkiye içinde ve dıĢında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler. Tam mükellefler sakatlık indiriminden yararlanırlar.

 Dar mükellefler
1. Türkiye'de yerleĢmiĢ olmayan gerçek kiĢiler
2. Bir takvim yılı içinde 6 aydan fazla Türkiye’de oturan, belli ve geçici görev veya iĢ için Türkiye'ye
gelen iĢ, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar, basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara
benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler ile
tutukluluk, hükümlülük veya hastalık gibi elde olmayan sebeplerle Türkiye'de alıkonulmuĢ veya
kalmıĢ olanlar.

32
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Bu kiĢiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilirler. Ayrıca bu
kiĢiler ihracat istisnası, ücret istisnası, diplomat muaflığı ile sergi ve fuar muaflığından yararlanırlar.

c. ġahıs ve Sermaye ġirketlerinin Gelir Vergisi KarĢısındaki Durumu


 ġahıs Ģirketleri
1. Adi ortaklık: Adi ortaklıkların tüzel kiĢiliği olmadığından Ģirketin kendisi vergi mükellefi değildir,
ortakları mükelleftir. Ortaklık hangi alanda iĢ yapıyorsa o kazanç türünden vergilendirilir.
(Ortaklık zirai alanda faaliyette bulunuyorsa zirai kazanç, ticari alanda faaliyette bulunuyorsa ticari
kazanç hükümlerine göre vergilendirilir.
2. Kolektif Ģirket: Kolektif Ģirketler, tüzel kiĢiliğe sahip ayrı ayrı varlıklar olmalarına rağmen vergi
mükellefliği yönünden bu tüzel kiĢilik dikkate alınmamıĢtır. Dolayısıyla Ģirket gelir vergisi ve
kurumlar vergisine tabi değildir. Yalnızca Ģirket ortakları gelir vergisine tabi tutulmuĢlardır. ġirket
zirai veya ticari alanda faaliyet gösteriyorsa ortakların kazancı ticari kazanç, serbest meslek alanında
iĢ yapıyorsa ortakların kazancı serbest meslek kazancıdır.
3. Adi komandit Ģirket: Bu tür Ģirketlerde komandite ve komanditer olmak üzere iki ortak bulunur.
Komandite ortak, Ģirket faaliyetinden dolayı alacaklılara karĢı tüm mal varlığı ile sorumluyken;
komanditer ortağın sorumluluğu koyduğu sermaye ile sınırlıdır. ġirket ticari veya zirai alanda
faaliyet gösteriyorsa komandite ortakların kazancı ticari kazanç, Ģirket serbest meslek alanında
faaliyette bulunuyorsa komandite ortakların kazancı serbest meslek kazancıdır. ġirket hangi alanda
iĢ yaparsa yapsın komanditer ortakların kazancı menkul sermaye iradı olarak vergilendirilir.
 Sermaye Ģirketleri: Anonim, limitet, paylı (eshanlı) komandit Ģirketler sermaye Ģirketidir ve
bunların kurum kazancı kurumlar vergisine tabidir.
1. Paylı komandit Ģirket: Komandite ortakların kazancı, Ģirket ticari veya zirai faaliyetle uğraĢıyorsa
ticari kazanç; serbest meslek alanında iĢ yapıyorsa serbest meslek kazancı olarak vergilendirilir.
Komanditer ortakların kazancı ise Ģirket hangi alanda iĢ yaparsa yapsın menkul sermaye iradı olarak
vergilendirilir.
UYARI: Paylı komandit Ģirketin kazancından kurumlar vergisi hesaplanırken komandite ortağın kar
payı indirilerek gelir vergisine tabi tutulurken komanditer ortağın kar payı kurumlar vergisine tabi
tutulur.

ALTIN NOT
Kollektif ortaklıklarda ortakların, adi veya eshamlı komandit ortaklıklarda komandite ortakların
ortaklık karından aldıkları paylar Ģahsi ticari kazanç hükmündedir.

Gelir Vergisinin Unsurları


o Ticari kazançlar
o Zirai kazançlar
o Ücretler
o Serbest meslek kazançları
o Gayrimenkul sermaye iratları
o Menkul sermaye iratları
o Diğer kazanç ve iratlar

33
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

Gelir Vergisinde Gelirin Toplanması, Beyan Esası ve Beyanname ÇeĢitleri

Aksine hüküm olmadıkça gelir vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh
olunur. Mükellefler, bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için kanunda aksine hüküm
olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede
toplanması zorunludur. Gelir vergisi beyanları yıllık, muhtasar ve münferit beyanname ile yapılır.
1. YILLIK BEYANNAME
ÇeĢitli kaynaklardan bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların bir araya getirilip
toplanmasına ve bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine bildirilmesine mahsustur.
Yıllık Beyannamenin Verilmesi
1. Beyannamenin Verilme Zamanları
o Bir takvim yılına ait beyanname izleyen yılın Mart ayının baĢından 25. günü akĢamına
kadar verilir.
o Gelirin sadece basit usulde tespit edilen ticari kazançlardan ibaret olması halinde izleyen
yılın ġubat ayının baĢından 25. günü akĢamına kadar verilir.
o Takvim yılı içinde memleketi terk edenlerin beyannameleri memleketi terk etmeden 15
gün önce, ölüm halinde ölüm tarihinden itibaren 4 ay içinde verilir.
2. Beyannamenin Verileceği Yerler
o Tam mükellefiyette vergiyi tarha yetkili vergi dairesine,
o Dar mükellefiyette Türkiye'de vergi muhatabı varsa onun Türkiye'de oturduğu yerin,
Türkiye'de vergi muhatabı yoksa iĢyerinin, iĢyeri birden fazla ise bu iĢyerlerinden herhangi
birisinin bulunduğu yer vergi dairesine verilir veya taahhütlü olarak posta ile gönderilir.
Yıllık Beyanname Vermek Zorunda Olanlar
Mükellefler, Gelir Vergisi Kanunu 2. maddede yazılı kaynaklardan (ticari kazançlar, zirai kazançlar,
ücretler, serbest meslek kazançları, gayrimenkul sermaye iratları, menkul sermaye iratları, diğer
kazanç ve iratlar) bir takvim yılı içinde elde ettikleri kazanç ve iratları için bu kanunda aksine hüküm
olmadıkça yıllık beyanname verirler. Bu kanuna göre beyanı gereken gelirlerin yıllık beyannamede
toplanması zorunludur.
Tacirler, çiftçiler ve serbest meslek erbabı ticari, kolektif Ģirket ortakları ile komandite ortaklar zirai
ve mesleki faaliyetlerinden kazanç temin etmemiĢ olsalar bile yıllık beyanname verirler.
Yıllık Beyanname Vermek Zorunda Olmayanlar (Toplama Yapılmayan Haller)
1. Tam mükellefiyette;
 Gerçek usulde vergilendirilmeyen zirai kazançlar, bu Kanunun 75. maddesinin (15)
ve (16) numaralı bentlerinde yazılı (Tüzel kiĢiliği haiz emekli sandıkları, yardım
sandıkları ile sigorta ve emeklilik Ģirketleri tarafından ödenen irat tutarları ve bireysel
emeklilik sisteminden yapılan ödemeler) menkul sermaye iratları, kazanç ve iratların
istisna hadleri içinde kalan kısmı,
 Tek iĢverenden alınmıĢ ve tevkif suretiyle vergilendirilmiĢ ücretler
 Vergiye tabi gelir toplamının 103. maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer
alan tutarı (25.000 TL) aĢmaması koĢuluyla Türkiye'de tevkifata tabi tutulmuĢ olan;
birden fazla iĢverenden elde edilen ücretler, menkul sermaye iratları ve gayrimenkul
sermaye iratları,

34
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
 Bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 2012 yılı için 1.290 TL yi aĢmayan,
tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye
iratları.
2. Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmiĢ olan; ücretler, serbest
meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar.
2 MUHTASAR BEYANNAME
ĠĢverenler veya vergi tevkifatı yapan diğer kimseler tarafından kesilen vergilerin matrahları ile
birlikte toplu olarak vergi dairesine bildirilmesine mahsustur.
Muhtasar Beyannamenin Verilmesi
Bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif
ettikleri vergileri ertesi ayın 23. günü akĢamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin
bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar. Yıl sonlarında tahakkuk ettirilen mevduat
faizlerinden kesilecek vergilerin bildirilmesi için bu süre bir ay uzatılır. Yapılan vergi tevkifatı, vergi
kesenler tarafından beyanname verecekleri ayın 26. günü akĢamına kadar bağlı bulundukları
vergi dairesine yatırılır.
ÇalıĢtırdıkları hizmet erbabı sayısı 10 ve daha az olanlar, yapacakları tevkifatla ilgili muhtasar
beyannamelerini, bağlı bulundukları vergi dairesine önceden bildirmek Ģartıyla her ay yerine Ocak,
Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının 23. günü akĢamına kadar verebilirler.
UYARI: Genel bütçeye dahil idare ve müesseseler yaptıkları vergi tevkifatı için beyanname
vermezler.

Vergi Tevkifatı Yapmak Zorunda Olanlar


Kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret Ģirketleri, iĢ
ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi iĢletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu
yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai
kazançlarını bilanço veya zirai iĢletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler gelir vergilerine
mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.
Vergi Tevkifatı Yapmak Zorunda Olmayanlar
Basit usulde vergilendirilen ticaret erbabı, vergiden muaf esnaf, ücretliler ve gerçek usulde
vergilendirilmeyen çiftçilerdir.

3. MÜNFERĠT BEYANNAME
Dar mükellefiyete tabi olanların yıllık beyanname ile bildirmeye mecbur olmadıkları kazanç ve
iratlardan, vergisi tevkif suretiyle alınmamıĢ olanların bildirilmesine mahsustur.

Münferit Beyannamenin Verilmesi


Dar mükellefiyete tabi mükelleflerden yıllık beyanname vermeye mecbur olmayanlar, kazanç ve
iratlarından serbest meslek faaliyetlerine iliĢkin olanların beyannamelerini bu faaliyetlerin sona
erdiği, bu kazanç dıĢındaki diğer kazanç ve iratlarla ilgili beyannamelerini ise bu kazanç ve iratların
iktisap olunduğu tarihten itibaren 15 gün içinde ilgili vergi dairesine vermeleri gerekir.
Münferit beyanname ile bildirilen kazançların vergisi, beyanname verme süresi içinde vergi
dairesine ödenir.

35
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Gelir Vergisi Açısından Geçici Vergi Uygulaması
Mükellefler tarafından hesaplanan geçici vergi, ilgili olduğu üç aylık dönemi izleyen ikinci ayın
15’inci günü akĢamına kadar, geçici vergi beyannamesi ile beyan edilecek ve aynı süre içerisinde
ödenecektir.
Örneğin, vergilendirme dönemi takvim yılı olan bir kurumlar vergisi mükellefi Ocak-Mart
dönemine iliĢkin geçici vergi beyannamesini Mayıs ayının 15’inci günü akĢamına kadar bağlı
bulunduğu vergi dairesine verecek, ödenmesi gereken bir geçici verginin bulunması halinde bu
tutarı da aynı süre içerisinde ödeyecektir.
Diğer yandan, üzerinden geçici vergi ödenecek kazançla ilgili olarak geçici vergi dönemi içerisinde
tevkif suretiyle ödenmiĢ olan vergiler, beyanname üzerinde gösterilmek ve aĢağıda belirtilen Ģekilde
belgelendirilmek koĢuluyla hesaplanan geçici vergiden mahsup edilecektir.
Tevkif suretiyle ödenen vergi, vergi sorumlusunun adı, soyadı ve varsa unvanı, bağlı olduğu vergi
dairesi ve hesap numarası ile yapılan ödemenin nevi, tutarı ve tevkif edilen vergiyi gösterir mükellef
tarafından düzenlenecek bir liste ile belgelendirilecektir.
Bir geçici vergi döneminde tevkif suretiyle kesilen vergiler hesaplanan geçici vergi tutarından fazla
ise, artan tutar izleyen geçici vergi dönemlerinde hesaplanacak vergiden mahsup edilecektir.
Geçici vergiden mahsup edilecek tevkif edilmiĢ vergilerin, geçici vergiye tabi kazançlarla ilgili olması
gerekmektedir. Örneğin, geçici verginin konusuna girmeyen, Gelir Vergisi Kanununun 42 nci
maddesinde belirtilen kazançlarla ilgili olarak yapılan tevkifatların, geçici vergiye tabi olan diğer
kazançlar üzerinden hesaplanacak geçici vergiden mahsubu mümkün bulunmamaktadır.

GELĠR VERGĠSĠNDE YAPILAN DEĞĠġĠKLĠKLER

1) 7061 sayılı Kanunun 14 üncü maddesi ile 193 sayılı GVK’nun 74 üncü maddesinin üçüncü
fıkrasında yapılan değiĢiklik ile gayrimenkul sermaye iratlarına uygulanacak götürü gider oranı
%25’ten %15’e indirilmiĢtir. (Düzenleme 01.01.2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere
uygulanmak üzere 05.12.2017 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.)

2) 7061 sayılı Kanunun 15 inci maddesi ile 193 sayılı GVK’ya eklenen geçici 87 nci madde ile asgari
ücretlilere 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında yapılan net ücret (yasal kesintiler sonrası
ücret tutarına asgari geçim indiriminin ilavesi sonucu oluĢan ücret) ödemesinin asgari ücretlinin 2017
yılı Ocak ayında elde ettiği net ücretin altına düĢmemesini sağlamak amaçlanmıĢtır.

7061 sayılı Kanun ile GVK’ya eklenen geçici 87 nci madde ile Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık/2017
aylarına iliĢkin net ücretleri vergi dilimindeki artıĢ nedeniyle sadece kendisi için asgari geçim indirimi
hesaplanan asgari ücretliye Ocak/2017 döneminde ödenen net ücretin (AGĠ dahil 1.404,06 TL’nin)
altında kalanlara, bu tutar ile 2017 yılı Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına iliĢkin olarak aylık
hesaplanan net ücreti arasındaki fark tutar, ücretlinin asgari geçim indirimine ayrıca ilave
edilir.(Düzenleme 01.09.2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere 05.12.2017
tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.)

3) 7061 sayılı Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle verilmiĢ olan muhtasar beyannamelerde (Eylül
veya Ekim) çalıĢanlarca fazla ödenen vergiler (eksilen net ücretler) çalıĢanlara iade edilmek üzere
7061 sayılı Kanunun yayım tarihinden sonra verilecek muhtasar beyannamelerde hesaplanan
vergiden mahsup edilecek. (Düzenleme 01.09.2017 tarihinden itibaren elde edilen gelirlere
uygulanmak üzere 05.12.2017 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.)

36
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

2. KURUMLAR VERGĠSĠ

Kurumlar Vergisinin Konusu ve Mükellefleri


Kurum kazancı, gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluĢur. AĢağıdaki kurumların
kazancı kurumlar vergisine tabidir:
o Sermaye Ģirketleri
o Kooperatifler
o Ġktisadi kamu kuruluĢları
o Dernek veya vakıflara ait iktisadî iĢletmeler
o ĠĢ ortaklıkları
Kurumlar Vergisinde Mükellefiyet
1. Tam Mükellefiyet: Kanuni veya iĢ merkezi Türkiye'de bulunanlar, gerek Türkiye içinde gerekse
Türkiye dıĢında elde ettikleri kazançların tamamı üzerinden vergilendirilirler.
2. Dar mükellefiyet: Kanuni ve iĢ merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece
Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.
Kanuni merkez: Vergiye tabi kurumların kuruluĢ kanunlarında, ana statülerinde veya
sözleĢmelerinde gösterilen merkezdir.
ĠĢ merkezi: ĠĢ bakımından iĢlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.

Kurum Kazancının Beyanı


1. Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur.
Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir. Kurumlar vergisinin
beyanında yıllık, muhtasar ve özel beyannameyle olmak üzere üç tür beyan söz
konusudur.
2. Her mükellef vergiye tabi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel
kiĢiliği bulunmayan iktisadi kamu kuruluĢları ile dernek ve vakıflara ait iktisadi
iĢletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kiĢileri ile dernek ve
vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir.
3. Kurumlar Vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı yılı izleyen yılın Nisan
ayının 1 ile 25. günü akĢamına kadar verilir. Yıllık beyan üzerine tarh olunan vergi
beyannamenin verileceği ayın sonuna kadar ödenir. Buna göre hesap dönemini
izleyen dördüncü ayın sonuna kadar bir defada vergi ödenir. Eğer normal hesap
dönemi söz konusu ise(takvim yılı esası) Nisan ayının sonuna kadar vergi ödenmiĢ
olur. özel hesap dönemi benimsenmiĢse hesap dönemini izleyen 4.ayın sonuna
kadar vergi ödenmiĢ olur(KVK m.29).
4. Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, kurumun kanuni veya iĢ merkezinin
bulunduğu yerin vergi dairesidir.
Beyannamelerin Ģekil, içerik ve ekleri Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenir.
Vergi tevkifatı yapmak zorunda olanlar ise vergilerini ertesi ayın 23. günü akĢamına

37
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
kadar muhtasar beyannamelerini verir, 26. günü akĢamına kadar da vergiyi öderler.

Özel Beyanname
Dar mükellefiyete tabi olan yabancı kurumların vergiye tabi kazancının diğer kazanç ve iratlar
kapsamında olması halinde, yabancı kurum veya Türkiye'de adına hareket eden kimse, bu
kazançları elde edilme tarihinden itibaren 15 gün içinde vergi dairesine beyanname ile bildirmek
zorundadır.

Yabancı UlaĢtırma Kurumlarında Kurum Kazancının Beyanı

Yabancı ulaĢtırma kurumlarının vergiye matrah olacak kurum kazancı, hasılata ortalama emsal
oranlarının uygulanması suretiyle hesaplanır. Kara taĢımacılığında % 12, deniz taĢımacılığında % 15,
hava taĢımacılığında % 5 olarak uygulanır.

Kurumlar Vergisinde Geçici Vergi Uygulaması

Kurumlar vergisi mükellefleri, ayrıca geçici vergi öderler ve oranı da %20’dir. Geçici vergi,
mükellefin verdiği “geçici vergi beyannamesi” üzerinde belirtilen matraha göre takvim
yılının üçer aylık dönemleri itibariyle hesaplanır. Yıl içerisinde ödenen geçici vergiler
toplanır, yıl sonunda verilen yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden düĢülür.
Böylece ödenecek net vergi miktarı tespit edilmiĢ olur.

Bir takvim yılında dört adet geçici vergi dönemi vardır. Geçici vergi üçer aylık dönemleri
izleyen 2. ayın 14. günü akĢamına kadar beyan edilir ve 17. gücü akĢamına kadar ödenir.

Kurumlar vergisi kanunda belirtilen vergi matrahının kurumlar vergisi oranı ile
çarpılması suretiyle tarhedilir. Vergi matrahı, beyan edilen net kurum kazancından
kanunda öngörülen indirimler düĢüldükten sonraki tutardır. Kurumlar vergisinin
oranı, %20’dir. Ancak 2018-2019 ve 2020 yıllarında %22 oranında uygulanacaktır.

Kurumlar Vergisinde Ġstisnalar


ĠĢtirak kazançları istisnası: Kurumların, tam mükellefiyete tabi baĢka bir kurumun sermayesine
iĢtiraklerinden elde ettikleri kazançların kurumlar vergisinden istisna olmasını ifade eder.
Menkul kıymet portföy iĢletmeciliği istisnası: Menkul kıymetler yatırım fonları veya ortaklıklarının
portföy iĢletmeciliğinden doğan kazançları ile portföyü Türkiye'de kurulu borsalarda iĢlem gören
altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının portföy iĢletmeciliğinden
doğan kazançları vergiden istisnadır.
Emisyon primi istisnası: Anonim Ģirketlerin kuruluĢlarında veya sermayelerini artırdıkları sırada
çıkardıkları payların bedelinin itibari değerin üzerinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar

38
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
vergiden istisnadır.

Risturn istisnası: Kooperatiflerin ortakları ile yaptığı faaliyetlerden doğan kazançlarla ilgili
istisnalardır.

KURUMLAR VERGĠSĠNDE YAPILAN DEĞĠġĠKLĠKLER

1) 7061 sayılı Kanunun 91 inci maddesi ile KVK’na eklenen geçici 10 uncu madde ile kurumların 2018,
2019 ve 2020 yılı vergilendirme dönemlerine ait kazançlarına uygulanacak kurumlar vergisi oranı
%22 olacaktır. Düzenleme 05.12.2017 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir. Söz konusu dönemlerde
kurumlar vergisi mükelleflerince, anılan vergilendirme dönemlerinin kurumlar vergisine mahsup
edilmek üzere GVK’da belirtilen esaslara göre %22 oranında geçici vergi ödeyeceği belirtilmiĢtir.
Özel hesap dönemi tayin edilen kurumlar için ilgili yıl içinde baĢlayan hesap dönemlerine ait kurum
kazançları için kurumlar vergisi oranı %22 olarak uygulanır.

2) 7061 sayılı Kanunun 88 inci maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(k) bendine eklenen hüküm ile ortak dıĢı iĢlem; kooperatiflerin ortakları dıĢındaki kiĢilerle yaptıkları
iĢlemler ile kooperatif ana sözleĢmesinde yer almayan konularda ortakları ile yaptıkları iĢlemler
olarak tanımlanmıĢtır. Kooperatiflerin faaliyetin icrasına tahsis ettikleri ve ekonomik ömrünü
tamamlamıĢ olan demirbaĢ, makine, teçhizat, taĢıt ve benzeri amortismana tabi iktisadi kıymetleri
elden çıkarmaları ortak dıĢı iĢlem sayılmaz. Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat
karĢılığı vererek her bir hisse için bir iĢyeri veya konut elde etmeleri ortak dıĢı iĢlem sayılmaz.
Kooperatiflerin ortak dıĢı iĢlemleri nedeniyle kooperatif tüzel kiĢiliğine bağlı ayrı bir iktisadi iĢletme
oluĢmuĢ kabul edilir. Kooperatiflerin, iktisadi iĢletmelerinden ve tam mükellefiyete tabi baĢka bir
kurumun sermayesine katılımlarından kazanç elde etmelerinin ve bu kazançların daha sonra
ortaklara dağıtılmasının muafiyete etkisi yoktur.

3)Kooperatiflerde Risturn Ġstisnası 7061 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun 5
inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendine yapılan değiĢiklik ile kooperatiflerin kurumlar vergisi
muafiyetleriyle ilgili olarak yapılan düzenleme doğrultusunda: Üretim ve kredi kooperatifleri
risturn istisnasının kapsamı dıĢına çıkarılmıĢtır. Risturn istisnası tüketim kooperatiflerine özgü hale
gelmiĢtir.

4) TaĢınmaz ve ĠĢtirak Hisseleri ile Kurucu Senetleri, Ġntifa Senetleri ve Rüçhan Hakları SatıĢ Kazancı
7061 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e)
bendine yapılan değiĢiklik ile Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
taĢınmazların 05.12.2017 tarihinden satıĢından doğan kazançların %50’si kurumlar vergisinden
istisnadır. KVK’nun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yapılan değiĢiklik kurumların
en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taĢınmazların 05.12.2017 tarihinden itibaren satıĢı ile
sınırlıdır. 05.12.2017 tarihinden itibaren (bu tarih dahil) yapılan taĢınmaz satıĢlarından elde edilen
kazancın %50’lik kısmına istisna uygulanacak; 05.12.2017 tarihinden önce yapılan taĢınmaz
satıĢlarından elde edilen kazancın ise %75’lik kısmı istisna uygulamasına konu edilebilecektir.
Kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan iĢtirak hisseleri ile aynı süreyle sahip
oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satıĢından doğan kazançların ise
%75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisnadır.

39
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
5) Finansal Kiralama ya da Finansman ġirketlerine Borçlu Durumda Olan Kurumların TaĢınmaz ve
ĠĢtirak Hisseleri ile Kurucu Senetleri, Ġntifa Senetleri ve Rüçhan Hakları SatıĢ Kazancı 7061 sayılı
Kanunun 89 uncu maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun 5 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendine
yapılan değiĢiklik ile finansal kiralama ya da finansman Ģirketlerine borçlu olanlar borçlarına istisna
kapsamına alınmıĢtır. Ġstisna uygulaması; borçlara karĢılık bankalara, finansal kiralama ya da
finansman Ģirketlerine devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına
isabet eden kazançların tamamı ile bankaların, finansal kiralama ya da finansman Ģirketlerinin bu
Ģekilde elde ettikleri söz konusu kıymetlerden TaĢınmazların satıĢından doğan kazançların %50’lik,
ĠĢtirak hissesi ile kurucu senedi, intifa senedi ve ruçhan hakları satıĢından doğan kazançların %75’lik
kısmı ile sınırlıdır. Finansal kiralama iĢlemlerine konu varlıkların finansal kiralama Ģirketi tarafından
6361 sayılı Kanunun 33 üncü maddesine göre üçüncü kiĢilere satıĢı veya kiracının temerrüdü
sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karĢılığında tarafların karĢılıklı mutabakatıyla
finansal kiralama konusu anılan varlıklara iliĢkin her türlü tasarruf hakkının kiralayana devri
dolayısıyla kiracı nezdinde doğan kazançlar istisna kapsamında değerlendirilmeyecektir.

6) Ġmalat Sanayine Yönelik Yatırım TeĢvik Belgesi Kapsamındaki Yatırımlarda Ġndirimli Kurumlar
Vergisi 7061 sayılı Kanunun 90 ıncı maddesi ile 5520 sayılı KVK’nun geçici 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasında yapılan değiĢiklik ile imalat sanayine yönelik yatırım teĢvik belgesi kapsamındaki
yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulaması 2018 yılında da uygulamaya devam edecektir.
KVK’nun 32/A maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinde "%55", "%65" ve "%90" Ģeklinde yer alan
kanuni oranlar sırasıyla "%70", "%80" ve "%100" Ģeklinde ve (c) bendinde "%50" Ģeklinde yer alan
kanuni oran ise "%100" Ģeklinde uygulanacaktır.

7) Finansal Kiralama ve Finansman ġirketlerinde Özel KarĢılıkların Tamamının Gider Yazılması 7061
sayılı Kanunun 106 ncı maddesi ile 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman ġirketleri
Kanununun 16 ncı maddesine eklenen fıkra ile finansal kiralama ve finansman Ģirketleri tarafından
söz konusu madde uyarınca ayrılan özel karĢılıkların tamamı, ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi
matrahının tespitinde gider olarak kabul edilir. Söz konusu düzenlemenin 01.01.2019 tarihinden
itibaren yürürlüğe gireceği belirtilerek 01.01.2019 tarihinden önce anılan kurumlarca ayrılan özel
karĢılıkların kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı
belirtilmiĢtir.

HARCAMALAR ÜZERĠNDEN ALINAN VERGĠLER


Harcamalar üzerinden alınan vergiler katma değer vergisi, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta
muameleleri vergisi ve harçlar kapsamında ele alınmıĢtır.

1. KATMA DEĞER VERGĠSĠ

a. Katma Değer Vergisinin Konusu


 Ticari, sınaı, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve
hizmetler
 Her türlü mal ve hizmet ithalatı
 Diğer faaliyetlerden doğan teslim ve hizmetler: radyo ve televizyon hizmetleri, Her

40
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
türlü Ģans ve talih oyunlarının tertiplenmesi ve oynanması, Profesyonel sanatçıların
yer aldığı yarıĢlar ve yarıĢmalar, ham petrol, gaz vb ürünlerin taĢınmaları,
gayrimenkul mal ve hakların kiralanması iĢlemleri
b. Katma Değer Vergisinde Vergiyi Doğuran Olay
 Malın teslimi veya hizmetin yapılması
 Fatura veya benzeri belgeler düzenlenmesi
 Kısım kısım mal teslimi veya hizmet yapılması
 Komisyoncular aracılığıyla yapılan satıĢlarda malların alıcıya teslimi
 Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın
nakliyesine baĢlanması veya nakliyeci verilmesi
 Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri enerji dağıtım veya kullanımlarında
bunların bedellerinin tahakkuk ettirilmesi,
 Ġthalatta, gümrük vergisi ödeme mükellefiyetinin baĢlaması
 Ġkametgahı, iĢyeri, kanuni merkezi ve iĢ merkezi Türkiye'de bulunmayanlar
tarafından yapılan transit taĢımacılıkta gümrük bölgesine girilmesi veya gümrük
bölgesinden çıkılması
 Ürün senetlerinin temsil ettiği ürünlerin depodan çekilmesi
c. Katma Değer Vergisinin Mükellefleri
 Mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu iĢleri yapanlar
 Ġthalatta mal ve hizmet ithal edenler
 Transit taĢımalarda gümrük veya geçiĢ iĢlemine muhatap olanlar
 PTT ĠĢletme Genel Müdürlüğü ve radyo ve televizyon kurumları
 Her türlü Ģans ve talih oyunlarını tertip edenler
 Profesyonel sanatçıların yer aldığı gösteriler ve konserler ile profesyonel sporcuların katıldığı
sportif faaliyetleri tertipleyenler
 Gayrimenkul sermaye iradı kapsamında olan mal ve hakları kiraya verenler
 Ġsteğe bağlı mükellefiyette talepte bulunanlar
d. Katma Değer Vergisinde Matrah
Teslim ve hizmet iĢlemlerinde matrah, bu iĢlemlerin karĢılığını teĢkil eden bedel olarak ifade
edilmiĢtir.
Bedel: Malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veya bunlar adına hareket edenlerden bu
iĢlemler karĢılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer
suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.
Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen iĢler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet
bedeli katma değer vergisi eklenerek tespit edilir ve vergi müĢteriye ayrıca intikal ettirilmez.

Matraha Dahil Olan Unsurlar


 TaĢıma, yükleme ve boĢaltma giderleri
 Ambalaj giderleri, sigorta, komisyon ve benzeri gider karĢılıkları ile vergi, resim,
harç, pay, fon karĢılığı gibi unsurlar
 Vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeĢitli gelirler

41
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

Matraha Dahil Olmayan Unsurlar


 Teslim ve hizmet iĢlemlerinde fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen iskontolar
 Hesaplanan katma değer vergisi.

e. Katma Değer Vergisinin Oranı


Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir iĢlem için % 10'dur.
Oranlar: Mal teslimleri ile hizmet ifalarına uygulanacak katma değer vergisi oranları;
 (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, %1
 (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için, %8
 Ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi iĢlemler için %18 olarak tespit
edilmiĢtir

Vergi Ġndirimi Uygulanan Faaliyetler


 Kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve
benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisi
 Ġthal olunan mal ve hizmetler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi
 Götürü veya telafi edici usulde vergiye tabi mükelleflerden gerçek usulde vergilendirmeye
geçenlerin, çıkarılan envantere göre hesap dönemi baĢındaki mallara ait fatura ve benzeri
vesikalarda gösterilen katma değer vergisi
g. Ġndirilemeyecek Katma Değer Vergisi
 Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiĢ bulunan malların teslimi ve hizmet ifası
için ödenen katma değer vergisi
 ĠĢletmelere ait binek otomobillerinin alıĢ vesikalarında gösterilen katma değer vergisi
 Deprem, sel felaketi ve Hazine ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân
ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma
değer vergisi
 Gelir ve kurumlar vergisi kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen
giderler dolayısıyla ödenen katma değer vergisi
h. Katma Değer Vergisinin Beyanı ve Ödeme Zamanı

Aksine hüküm bulunmadıkça mükellefler gerçek usulde vergilendirilirler.


 Vergilendirme dönemi
 KDV’de vergilendirme dönemi, faaliyet gösterilen takvim yılının üçer aylık
dönemleridir. Ancak, Maliye ve Gümrük Bakanlığı mükelleflerin yıllık gayri safi
hâsılatlarına göre üç aylık vergilendirme dönemi yerine birer aylık vergilendirme
dönemi tespit etmeye yetkilidir.
 Vergilendirme dönemi:
o Götürü usulde vergilendirilen mükellefler için bir takvim yılı,

42
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
o Vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar için 1 ay,
o Ġthalat, transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasındaki taĢımacılık iĢlerinde
gümrük bölgesine girildiği veya gümrük bölgesinden çıkıldığı andır.
 Beyanname verme zamanları
 Mükellefler ve vergi kesintisi yapmakla sorumlu tutulanlar
katma değer vergisi beyannamelerini, vergilendirme
dönemini takibeden ayın 24. günü akĢamına kadar ilgili
vergi dairesine vermekle yükümlüdürler.

 ĠĢi bırakan mükellefin beyannamesi, iĢin bırakıldığı tarihi


izleyen ayın 24. günü akĢamına kadar verilir.
 Verginin ödenmesi
 Beyanname vermek mecburiyetinde olan mükellefler ile
vergi kesmekle sorumlu tutulanlar, bir vergilendirme
dönemine ait katma değer vergilerini beyanname
verecekleri ayın 26. günü akĢamına kadar ödemek
zorundadırlar.
 Ġthalde alınan katma değer vergisi, gümrük vergisi ile birlikte
ve aynı zamanda ödenir.
 Beyanname vermek mecburiyetinde olmayan mükelleflerin
katma değer vergisi, tarh süresi içinde ödenir.
ı. Katma Değer Vergisinde Ġstisnalar
Tam istisnalar: Mükellefler satmıĢ oldukları mal ve hizmetler için katma değer vergisi hesaplamaz ve
bunlar mükelleften tahsil edilmez. Mal ve hizmet satın alırken ödedikleri katma değer vergisi
kendilerine iade edilir.
 Araçlar, kıymetli maden ve petrol aramaları ile ulusal güvenlik harcamaları ve
yatırımlarda istisna
 TaĢımacılık istisnası
 Diplomatik istisnalar
 Ġhracat istisnası

Kısmi istisnalar: Mükellefler satmıĢ oldukları mal ve hizmetler için katma değer vergisi hesaplamaz,
mal ve hizmet satın alırken ödedikleri katma değer vergisi kendilerine iade edilmez.
 Ġthalat istisnası
 Sosyal ve askeri amaçlı istisnalar
 Diğer istisnalar ( Gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerin yaptığı teslim ve
hizmetlerde istisna, vergiden muaf esnaf tarafından yapılan teslim ve hizmetlerde istisna,
iktisadi iĢletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması iĢlemleri ile ilgili istisna
basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler vb)

KATMA DEĞER VERGĠSĠNDE DEĞĠġĠKLĠKLER

43
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
1) Elektronik Ortamda Sunulan Hizmetler KDV Sorumluluğu 7061 sayılı Kanunun 41 inci maddesi ile
3065 sayılı KDV Kanununun 9 uncu maddesinin (1) numaralı fıkrasına eklenen cümle ile katma değer
vergisi mükellefi olmayan gerçek kiĢilere; Türkiye’de ikametgâhı, iĢyeri, kanuni merkezi ve iĢ merkezi
bulunmayanlar tarafından elektronik ortamda sunulan hizmetlere ait katma değer vergisi bu
hizmetleri elektronik ortamda sunanlar tarafından beyan edilip ödenecektir.

2) Roaming Hizmetlerinde Kısmi Ġstisna 7061 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile 3065 sayılı KDV
Kanununun 17 inci maddesinin (4) numaralı fıkrasına eklenen (ç) bendi ile uluslararası roaming
anlaĢmaları çerçevesinde; Yurt dıĢından alınan roaming hizmetleri ile Bu hizmetlerin Türkiye’deki
müĢterilere yansıtılması iĢlemleri katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

3) Ġmalat Sanayine Yönelik Yatırım TeĢvik Belgesi Kapsamındaki Yatırımlarda KDV Ġadesi 7061 sayılı
Kanunun 43 üncü maddesi ile 3065 sayılı KDV Kanununun geçici 37 nci maddesinde yapılan
değiĢiklikle imalat sanayine yönelik yatırım teĢvik belgesi kapsamındaki yatırımlara iliĢkin inĢaat iĢleri
nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi 2018 yılında da belge
sahibi mükellefe iade edilecektir.

4) FATĠH Projesi Kapsamında Tanınan Mali Kolaylıklar 7061 sayılı Kanunun 44 üncü maddesi ile
3065 sayılı KDV Kanununa eklenen geçici 38 inci madde ile Millî Eğitim Bakanlığı tarafından
Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi ĠyileĢtirme Hareketi (FATĠH) Projesi kapsamında proje
bileĢenlerine iliĢkin olarak; Millî Eğitim Bakanlığınca yapılan ithalatlar ile bu Bakanlığa yapılan mal
teslimleri ve hizmet ifaları katma değer vergisinden istisna edilmektedir. Söz konusu KDV istisnası
TAM ĠSTĠSNA kapsamındadır. Proje bileĢenlerine özel iletiĢim vergisi, damga vergisi, gümrük vergisi,
fon, ithalata iliĢkin düzenlenen kağıtlar damga vergisi ile harç istisnası tanınmıĢtır. Özel Tüketim
Vergisi Kanuna ekli (IV) sayılı listede yer alan malların, Milli Eğitim Bakanlığına ya da Proje
yüklenicisine teslimi veya bunlar tarafından ithali özel tüketim vergisinden istisna kılınmıĢtır. Ayrıca;
FATĠH Projesi kapsamında Proje bileĢenlerine bir takım mali kolaylıklar tanınmıĢtır.

2. ÖZEL TÜKETĠM VERGĠSĠ

a. Özel Tüketim Vergisinin Konusu


 I sayılı listedeki malların (Petrol ürünleri) ithalatçıları veya rafineriler dahil imal edenler
tarafından teslimi
 (II) sayılı listedeki mallardan ( Motorlu taĢıtlar )kayıt ve tescile tabi olanların ilk iktisabı
 (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanlar ile (III) sayılı listedeki mallar
(Alkolsüz ve alkollü içecekler, tütün ürünleri) ve (IV) sayılı listedeki malların (Kitap, broĢür,
gazete vb ) malların ithalatı veya imal ya da inĢa edenler tarafından teslimi
 (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi
olmayanların özel tüketim vergisi uygulanmadan önce müzayede yoluyla satıĢı
Bir defaya mahsus olmak üzere özel tüketim vergisine tabidir.
b. Özel Tüketim Vergisinde Vergiyi Doğuran Olay

 Mal teslimi veya ilk iktisap hallerinde malın teslimi veya ilk iktisabı
 Malın tesliminden önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde

44
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi
 Kısım kısım mal teslim edilmesi mutad (alıĢılmıĢ, olağan) olan veya bu hususlarda mutabık
kalınan hallerde her bir kısmın teslimi
 Komisyoncular aracılığıyla yapılan satıĢlarda malların alıcıya teslimi
 Ġthalatta, gümrük yükümlülüğünün doğması, ithalat vergilerine tabi olmayan iĢlemlerde ise
gümrük beyannamesinin tescilidir.

c. Özel Tüketim Vergisinde Mükellef ve Vergi Sorumlusu


Özel tüketim vergisinin mükellefi, (I), (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki
mallardan kayıt ve tescile tabi olmayanları imal, inĢa veya ithal edenler ile bu malların müzayede
yoluyla satıĢını gerçekleĢtirenler; motorlu araç ticareti yapanlar, kullanmak üzere ithal edenlerdir.

d. Özel Tüketim Vergisinde Ġstisnalar

 Ġhracat istisnası
Özel tüketim vergisine tabi malların ihracat teslimleri vergiden istisnadır. ġartları Ģunlardır:
 Teslim yurt dıĢındaki bir müĢteriye yapılmalıdır.
 Teslim konusu mal, Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Bölgesinden çıkmıĢ olmalıdır.

 Diplomatik istisna
Özel tüketim vergisine tabi (I), (II) ve (III) sayılı listelerde yer alan malların, karĢılıklı olmak
kaydıyla diplomatlara teslimi vergiden istisnadır.

e. Özel Tüketim Vergisinde Vergi Ġndirimi

Özel tüketim vergisine tabi malların, yer aldığı listedeki baĢka bir malın imalinde kullanılması
halinde ödenen vergi, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen esaslara göre ödenecek vergiden
indirilir.

f. Özel Tüketim Vergisinde Verginin Beyanı, Tarhı ve Ödenmesi


Özel tüketim vergisi, mükelleflerin yazılı beyanları üzerine tarh olunur. Bu vergi, beyannamenin
verildiği günde, beyanname posta ile gönderilmiĢse vergiyi tarh edecek daireye geldiği tarihi takip
eden 7 gün içinde tarh edilir. Vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.
 Vergilendirme Dönemi
 (I )sayılı listedeki mallar için her ayın ilk 15 günlük birinci ve kalan günlerinden oluĢan ikinci
dönem

45
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
 (III) ve (IV) sayılı listelerdeki mallar ile (II) sayılı listedeki mallardan kayıt ve tescile tabi
olmayanların tesliminde, faaliyette bulunulan takvim yılının birer aylık dönemleridir.

 Beyanname Verme Süresi


 (I) sayılı listedeki mallar için vergilendirme dönemini izleyen 10. günü,
 Diğer mallar için vergilendirme dönemini izleyen ayın 15. günü akĢamına
kadar mükellefin katma değer vergisi yönünden bağlı olduğu vergi dairesine
verilir.

3. BANKA VE SĠGORTA MUAMELELERĠ VERGĠSĠ

a. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinin Konusu


Banka ve sigorta Ģirketlerinin her ne Ģekilde olursa olsun yapmıĢ oldukları bütün muameleler
dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar, banka
ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.

b. Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinde Mükellef, Matrah ve Oran

 Mükellef
Banka ve sigorta muameleleri vergisini banka ve bankerlerle sigorta Ģirketleri öder. Sigorta aracıları
tarafından yapılan sigorta iĢlemlerinde de verginin mükellefi sigorta Ģirketleridir.
 Matrah
Banka ve sigorta muameleleri vergisinin matrahı yazılı paraların tutarıdır. Kambiyo alım ve satım
muamelelerinde kambiyo satıĢlarının tutarı vergiye matrah olur.
Sigorta iĢlemlerinde verginin matrahı, bu iĢlem dolayısıyla poliçede yer alan prim tutarıdır. Prim
tutarının hesabında, sigorta iĢlemi dolayısıyla komisyon ve benzeri adlarla sigorta aracılarına
yapılan ödemeler indirim konusu yapılamaz.

Vergi matrahından gider ve vergi adı altında indirim yapılamaz. Bu kanunla alınan banka ve sigorta
muameleleri vergisi matraha dahil edilmez.
 Oran

Banka ve sigorta muameleleri vergisinin oranı % 15'tir. Kambiyo muamelelerinde oran matrahın
binde biridir.

4. HARÇLAR

a. Harçların Kapsamı
Bu Kanuna göre alınacak harçlar aĢağıda gösterilmiĢtir:

46
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
1. Yargı harçları
2. Noter harçları
3. Vergi yargısı harçları
4. Tapu ve kadastro harçları
5. Konsolosluk harçları
6. Pasaport, ikamet tezkeresi, vize ve DıĢiĢleri Bakanlığı tasdik harçları
7. Gemi ve liman harçları
8. Ġmtiyazname, ruhsatname ve diploma harçları
9. Trafik harçları.

b. Harçta Ġstisnalar
Anonim, eshamlı komandit ve limitet Ģirketlerin kuruluĢ, sermaye artırımı, birleĢme, devir, bölünme
ve nev'i değiĢiklikleri nedeniyle yapılacak iĢlemler ile bankalar, yurt dıĢı kredi kuruluĢları ve
uluslararası kurumlarca kullandırılacak kredilere, bunların teminatlarına ve geri ödenmelerine iliĢkin
iĢlemler (yargı harçları hariç) harçlardan istisnadır.
Menkul, gayrimenkul ve maddi olmayan varlıkların, varlık kiralama Ģirketine devri ile bunların
varlık kiralama Ģirketince devralınan kuruma devri ve bu devirlere bağlı olarak yapılan ipotek
iĢlemleri harçlardan istisnadır.

SERVET ÜZERĠNDEN ALINAN VERGĠLER


1. EMLAK VERGĠSĠ

a. Bina ve Arazi Vergisi

 Bina Vergisi

Konusu: Türkiye sınırları içinde bulunan binalar bina vergisine tabidir.

Mükellefi: Bina vergisini, binanın maliki, varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa binaya malik
gibi tasarruf edenler öder. Bir binaya paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında
mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.

Matrahı: Bina vergisinin matrahı, binanın tespit olunan vergi değeridir. Sabit istihsal tesisatına ait
değerler vergi matrahına alınmaz.

Oranı: Bina vergisinin oranı meskenlerde binde bir, diğer binalarda ise binde ikidir. Bu
oranlar, büyük Ģehir belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde % 100 artırımlı uygulanır.

Yeni inĢa edilen bina veya binaların vergisi, arsasının (veya arsa payının) vergisinden az

47
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
olamaz. Bu hüküm binaların inĢalarının sona erdiği yılı takip eden bütçe yılından itibaren dört yıl
uygulanır.

 Arazi Vergisi

Konusu: Türkiye sınırları içinde bulunan arazi ve arsalar arazi vergisine tabidir. Belediye sınırları
içinde Belediyece parsellenmiĢ arazi arsa sayılır.

Mükellefi: Arazi vergisini, arazinin maliki, varsa intifa hakkı sahibi her ikisi de yoksa araziye malik
gibi tasarruf edenler öder. Bir araziye paylı mülkiyet halinde malik olanlar, hisseleri oranında
mükelleftirler. Elbirliği mülkiyette malikler vergiden müteselsilen sorumlu olurlar.

Matrahı: Arazi vergisinin matrahı arazinin tespit olunan vergi değeridir.

Oranı: Arazi vergisinin oranı binde bir, arsalarda ise binde üçtür. Bu oranlar, büyük Ģehir belediye
sınırları ve mücavir alanlar içinde % 100 artırımlı uygulanır.

Arazi Vergisinde Ġstisna: Mükelleflerin bir belediye ve bu belediyenin mücavir alan sınırları içinde
bulunan arazisinin (arsalar hariç) toplam vergi değerinin 10.000 TL si arazi vergisinden istisnadır.

b. Emlak Vergisinin Ödenmesi

Emlak vergisi birinci taksiti, Mart, Nisan ve Mayıs aylarında; ikinci taksiti Kasım ayı içinde olmak
üzere iki eĢit taksitte ödenir.

c. Emlak Vergisinde Muaflıklar

AĢağıdaki binalar kiraya verilmeme Ģartı aranmaksızın muafiyetten faydalanırlar:


 Özel bütçeli idarelere (mazbut vakıflar dahil), il özel Ġdarelerine, belediyelere, köy tüzel
kiĢiliğine, kanunla kurulan üniversitelere ve devlete ait binalar veya araziler
 Ġl özel Ġdareleri, belediyeler ve köyler ile bunların teĢkil ettikleri birlikler veya bunlara bağlı
müesseselere ait binalar veya araziler
 Türk Silahlı Kuvvetlerini (Jandarma Genel Komutanlığı dahil) güçlendirmek amacıyla
kurulmuĢ vakıflara ait binalar veya araziler
 Denetimleri veya hisseleri kısmen veya tamamen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna intikal
eden bankalara, tasfiyeleri Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu eliyle yürütülen müflis
bankaların iflâs idarelerine ait binalar veya araziler

48
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

2. MOTORLU TAġITLAR VERGĠSĠ

a. Motorlu TaĢıtlar Vergisinin Konusu


a) Karayolları Trafik Kanunu’na göre trafik Ģube veya bürolarına kayıt ve tescil edilmiĢ bulunan
motorlu kara taĢıtları,
b) UlaĢtırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne kayıt ve tescil edilmiĢ olan uçak ve
helikopterler motorlu taĢıtlar vergisine tabidir.

Motorlu taĢıtlar vergisi, aĢağıda belirtilen matrah ve tarifelere göre taĢıtların kayıt ve tescilinin
yapıldığı yerin vergi dairesi tarafından her yıl Ocak ayının baĢında yıllık olarak tahakkuk ettirilmiĢ
sayılır. Tahakkuk ettirilen vergi, ayrıca mükellefe tebliğ olunmaz ve vergi tahakkuk ettirilen günde
tebliğ edilmiĢ sayılır.

Matrahı ve Tarifesi

Verginin matrahı; Motorlu taĢıtlarda vergi matrahı spesifik matrah (miktar esası)tır.spesifik matrahın
özelliği, matrahın ağırlık yaĢ, hacim, uzunlu vb. gibi fizik ölçülerden oluĢmasıdır. Motorlu taĢıtlarda
vergi matrahı, yaĢ, ağırlık, hacim, kalkıĢ hızı gibi fiziki ölçülere göre belirlenmektedir.

Vergi tarifesi. Vergi tarifesi araç türüne göre dört ayrı liste Ģeklide belirlenmiĢtir.
I sayılı tarife: Otomobil, kaptıkaçtı, arazi taĢıtları ve benzerleri, Motosikletlerden oluĢmaktadır. Bu
kısımda matrah ölçüsü olarak Motor silindir hacmi ve YaĢ esas alınmaktadır. YaĢ arttıkça vergi
azalmakta, silindir hacmi arttıkça vergi artmaktadır.
II sayılı tarife: Minibüs, Panel van ve motorlu karavanlar, Otobüs ve benzerleri, Kamyonet,
kamyon, çekici ve benzerlerinden oluĢmaktadır. Bu kısımda matrah ölçüsü olarak Azami Toplam
Ağırlık, Cins-Oturma yeri (koltuk sayısı), YaĢ,
Motor Silindir Hacmi esas alınmaktadır. YaĢ arttıkça vergi azalmakta, silindir hacmi, koltuk sayısı,
ağırlık arttıkça vergi artmaktadır.
IV sayılı tarife: Uçak ve helikopterler gibi hava taĢıtlarından oluĢmaktadır. Cins-KalkıĢ Ağırlığı-YaĢ
esas alınmaktadır. KalkıĢ hızı kapasitesi arttıkça ve cinsi lüksleĢtikçe vergi artmakta, yaĢ arttıkça vergi
azalmaktadır

Verginin Ödenmesi
Motorlu taĢıtlar vergisi her yıl Ocak ve Temmuz aylarında iki eĢit taksitte ödenir. Takvim yılının ilk
altı ayında, taĢıtın bünyesinde bir değiĢiklik olması veya verginin artırılması veya azaltılması halinde
ikinci taksit, yeni duruma göre ödenir.

3. VERASET VE ĠNTĠKAL VERGĠSĠ

49
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
a. Veraset ve Ġntikal Vergisinin Konusu

Türkiye Cumhuriyeti’nde bulunan Ģahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset
yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir Ģahıstan diğer Ģahsa intikali
veraset ve intikal vergisine tabidir.

b. Veraset ve Ġntikal Vergisinin Mükellefi

Veraset ve intikal vergisinin mükellefi, veraset yoluyla veya ivazsız bir Ģekilde mal iktisap eden
gerçek ve tüzel kiĢidir.
Bu vergi, Türk vatandaĢının yabancı memleketlerde aynı yollardan iktisap edecekleri mallar için de
geçerlidir.
Türk vatandaĢının Türkiye dıĢında bulunan malını veraset yoluyla veya sair suretle ivazsız bir Ģekilde
iktisap eden ve Türkiye'de ikametgahı olmayan yabancı kiĢiler bu verginin mükellefi olamaz.

Veraset ve Ġntikal Vergisinde Beyannamenin Verilmesi

Veraset yoluyla veya ivazsız bir Ģekilde mal iktisap edenler, iktisap ettikleri malları, Ģans oyunları
düzenleyen ilgili kurum ve kuruluĢlar ile yarıĢma ve çekiliĢi düzenleyen gerçek ve tüzel kiĢiler
ikramiye kazananların ikramiyelerinden kesilen vergileri, bir beyanname ile bildirmeye
mecburdurlar.
1. Veraset yoluyla intikallerde:
 Ölüm Türkiye'de meydana gelmiĢ ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları halinde ölüm
tarihini takibeden 4 ay içinde, mükelleflerin yabancı bir memlekette bulunmaları halinde
ölüm tarihini takibeden 6 ay içinde
 Ölüm yabancı bir memlekette meydana gelmiĢ ise mükelleflerin Türkiye'de bulunmaları
halinde ölüm tarihini takibeden 6 ay içinde, mükellefler ölen kiĢinin bulunduğu memlekette
oldukları takdirde ölüm tarihini takibeden 4 ay içinde, mükellefler ölen kiĢinin bulunduğu
yerin dıĢında baĢka bir yabancı memlekette oldukları takdirde de ölüm tarihini takibeden 8
ay içinde
 Gaiplik halinde, gaiplik kararının ölüm siciline kaydolunduğu tarihi takibeden 1 ay içinde
 Diğer intikallerde malların hukuken iktisap edildiği tarihi izleyen 1 ay içinde
2. Gerçek veya tüzel kiĢilerce düzenlenen yarıĢma ve çekiliĢler ile Ģans oyunlarında, yarıĢma ve
çekiliĢ ile müsabakaların yapıldığı günü takip eden ayın 20. günü akĢamına kadar beyanname
verilir.

50
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

VERGĠ USUL HUKUKU


A. VERGĠ HUKUKUNA GĠRĠġ
1. VERGĠ HUKUKUNUN TANIMI VE KAPSAMI
a. Vergi Hukukunun Tanımı
Vergi hukuku, vergi ödevinin niteliğine, vergi borcunun doğması ve ortadan kalkmasına iliĢkin
maddi ve Ģekli hukuk kuralları bütünüdür.

Vergi Usul Kanunu hükümleri genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve
belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanır. (Gümrük idareleri tarafından alınan
vergi ve resimler hariç)

b. Vergi Hukukunun Konusu


Maddi vergi hukuku: Devletle kiĢiler arasında vergi kanunları nedeni ile ortaya çıkan hukuki
iliĢkilerin yönünü düzenler. Maddi vergi hukuku kuralları kiĢileri belli bir verginin borçlusu
durumuna sokan kurallardır. Vergi alacağının doğması ve sona ermesi maddi vergi hukukunun
kapsamına girer.
ġekli vergi hukuku: Verginin tarh, tahakkuk ve tahsili, vergi uyuĢmazlıklarının idari ve yargısal
aĢamada çözülmesi, vergilerin cebri icra yolu ile tahsil edilmesi, Ģekli vergi hukukunun kapsamına
girer.

c. Vergi Hukukunun Hukuk Sistemi Ġçindeki Yeri


Kamu hukuku: Devletin kuruluĢ ve iĢleyiĢi ile egemen bir tüzel kiĢi olarak kiĢilerle ya da devletlerle
olan iliĢkilerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalının düzenlediği iliĢkiler astlık-üstlük
durumunun ağır bastığı iliĢkilerdir. Vergi hukuku kamu hukuku içinde yer almaktadır.
Özel hukuk: Bir toplum içinde hukuksal olarak eĢit hak ve yetkilerle donatılmıĢ kiĢiler arasındaki
iliĢkileri düzenleyen hukuk dalıdır. Özel hukuk iliĢkilerinde emredici kurallar, astlık - üstlük iliĢkisi
yer almaz.

2. VERGĠ HUKUKUNUN KAYNAKLARI


a. Yasama Organından Doğan Kaynaklar
Anayasa: Devletin temel organlarını, bunların örgütlenmelerini, iĢleyiĢlerini ve kiĢilerin
devlete karĢı olan temel hak ve ödevlerini düzenleyen temel yazılı kaynaktır. Anayasanın
73. maddesinde siyasi hak ve ödevler kapsamında vergi ödevi düzenlenmiĢtir.

51
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Kanun: Kanun, yasama organınca belirli biçim ve yöntemlere göre belirlenen kurallardır.
Vergi, resim, harç vb yükümlülükler kanunla konulur, değiĢtirilir veya kaldırılır.
Uluslar arası vergi anlaĢmaları: Devletler vergi kaçakçılığını önleme, çifte vergilendirmeyi
önleme gibi amaçlarla kendi aralarında anlaĢmalar yapmaktadır. Vergi anlaĢmaları çoğu
zaman ikili anlaĢmalar Ģeklinde olmaktadır. Uluslararası vergi anlaĢmaları kanun
gücündedir.

b. Yürütme Organından Doğan Kaynaklar


1.CumhurbaĢkanı Kararnamesi
2.CumhurbaĢkanı Kararları
3. Yönetmelik
4.Genel Tebliğ
5.Mukteza (Özelge)
6.Genelge
7.Sirküler

c. Yargı Organından Doğan Kaynaklar


Anayasa Mahkemesi Kararları: Anayasa Mahkemesi kanunların, KHK’ların ve TBMM
içtüzüğünün Anayasaya Ģekil ve esas bakımından uygunluğunu denetleyen yüksek
mahkemedir. Kararları kesindir ve iptal kararları geriye yürümez. Resmi Gazete’de
yayımlanırlar.
DanıĢtayın Ġçtihadı BirleĢtirme Kararları: DanıĢtay dava dairelerinin veya dava daireleri
genel kurullarının kendi kararları veya birbirlerinin kararları arasında ayrılık ya da
uyuĢmazlık olması durumunda DanıĢtay Ġçtihadı BirleĢtirme Kurulu, içtihadı birleĢtirme veya
değiĢtirme kararı verir.
Diğer yargı kararları: Ġçtihadı birleĢtirme kararları dıĢındaki vergi dava daireleri kurulu kararı
ile daire kararları, vergi hukukunun yardımcı kaynaklarıdır.

d. Diğer Kaynaklar
Bilimsel öğreti ve doktrin: Hukukla ilgili Ģahısların hukuksal sorunlar karĢısındaki görüĢ ve
düĢüncelerini ifade eder. Zorunlu bir hukuk kaynağı değildir.
Örf ve adet kuralları: Bir toplumda sürekli bir Ģekilde uygulanan ve uyulmasının
zorunluluğuna inanılan, devlet gücü ile desteklenmiĢ yazısız kurallardır.

ALTIN NOT
Bağlayıcı (asli) kaynaklar: Anayasa, kanun, uluslar arası anlaĢmalar, kanun hükmünde
kararname, CumhurbaĢkanı Kararnamesi, CumhurbaĢkanı Kararları, anayasa mahkemesi
kararları, içtihadı birleĢtirme kararlarıdır.
Yardımcı (tali) kaynaklar: Yönetmelik, genel tebliğ, özelgeler, sirküler, muktezalar, doktrin

52
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
ve yargı kararları (Bu kaynaklar açıklayıcı niteliktedir.)

3. VERGĠ HUKUKUNUN YER, ZAMAN VE ANLAM BAKIMINDAN UYGULANMASI


a. Vergi Kanunlarının Yer Bakımından Uygulanması
Yersellik (kaynak) Ġlkesi: Her ülkenin kanunları o ülkenin sınırları içindeki yerli ve yabancı
vatandaĢ ayrımı yapılmaksızın herkese ve bütün hukuksal iĢlemlere uygulanır. Genellikle
tüm nesnel ve dolaylı vergilerde yersellik ilkesi uygulanır.
KiĢisellik Ġlkesi: KiĢi hangi ülkede olursa olsun uyruğunun bulunduğu ülkenin kanunlarına
bağlıdır. KiĢisellik ilkesi daha çok gelir vergisi gibi kiĢisel vergilerde uygulama alanı bulur.

b. Vergi Kanunlarının Zaman Bakımından Uygulanması


Vergi Kanunlarının Yürürlüğe Girmesi: Vergi kanunları, yürürlük tarihine iliĢkin bir hüküm
olmadığında Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihten baĢlayarak 45 gün sonra yürürlüğe
girer.
Vergi Kanunlarının Yürürlükten Kalkması: Bir kanun baĢka bir kanunla veya Anayasa
Mahkemesinin kararıyla yürürlükten kaldırılabilir. Aynı zamanda çıkarılan kanun süreli ise
süresinin dolması ile kendiliğinden ortadan kalkmıĢ olur.
Vergi Kanunlarının Geriye ve Ġleriye Yürümemesi: Kanunlar yürürlüğe girdiği tarihten
sonraki olaylara uygulanır, yürürlükten kalktıktan sonraki olaylara uygulanmazlar. Hukuki
güvenlik ilkesi, vergi kanunlarının geçmiĢte meydana gelen
vergiyi doğuran olaylara uygulanmamasını gerektirir. Vergi kanunlarının geçmiĢe yürümezliği,
kanunilik ilkesinin bir tamamlayıcısı niteliğindedir. KiĢiler gelecekle ilgili planlarını yürürlükteki vergi
kanunlarına göre yaparlar. Dolayısıyla sonradan çıkan kanunlarla geçmiĢ dönemler için vergi
yükünün artırılması, yükümlülerin devlete ve hukuk düzenine olan güvenlerini zedeler; ekonomik
ve ticari yaĢamda olması gereken kararlılık ve belirlilik bundan olumsuz etkilenir.

c. Vergi Kanunlarının Anlam Bakımından Uygulanması


Yorum
Hukuk kuralının kanun maddesinin metnine ve ruhuna göre anlamlandırılmasıdır. Dört ayrı yorum
türü bulunmaktadır:
 Yasama Yorumu: Yasama organının yaptığı yorumdur. Bir kanunun yorumunda
güçlük çıktığında yasama organı o hükmün ne anlama geldiği hakkında karar verir.
Yasama yorumu 1961 Anayasasıyla kaldırılmıĢtır.
 Yönetsel Yorum: Vergi idaresince yapılan yorumdur. Genel tebliğ, sirküler,
muktezalarla yapılabilmektedir.
 Yargısal Yorum: Yargı organının yaptığı yorumdur. Anayasa Mahkemesi kararları ve
Ġçtihadı birleĢtirme kararları bağlayıcı niteliktedir.
 Bilimsel Yorum: Bilim adamlarınca yapılan yorumdur. Yol gösterici niteliktedir.
Yorum Yöntemleri
 Deyimsel (Lafzı )Yorum: Kanun hükümleri, maddeler, fıkralar, bentler dıĢ görünüĢleri ile
yorumlanırlar.

53
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR

 Sistematik Yorum: Bir yasa hükmünün anlamı belirlenirken bu hükmün yasanın yapısı
içindeki yeri ve diğer mevzuat hükümleri ile olan bağlantısı ve iliĢkisi araĢtırılır.
 Tarihi Yorum: Tarihi yorum yönteminde bir yasa hükmü yorumlanırken yasa koyucunun
yasanın yapıldığı andaki iradesi ve amacı araĢtırılır.
 Amaçsal Yorum: Kanunların zamanın gereksinimlerine göre yorumlanması esastır. VUK,
hem deyimsel hem de amaçsal yoruma yer vermektedir.

ALTIN NOT
Peçeleme: Vergiden kaçınmak amacıyla vergi yasasının emredici hükmünün özel hukuk biçimleri
kötüye kullanılarak bertaraf edilmeye çalıĢılmasını ifade eder.

B. VERGĠ HUKUKUNDA VERGĠLENDĠRME SÜRECĠ VE VERGĠNĠN TARAFLARI


1. VERGĠLENDĠRME SÜRECĠ
a. Vergiyi Doğuran Olay
Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın meydana gelmesi ile doğar. Vergi alacağı
mükellef bakımından vergi borcunu teĢkil eder.

b. Vergini Tarhı
Vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve oranlar üzerinden vergi dairesi tarafından
hesaplanarak bu alacağı miktar itibarıyla tespit eden idari muameledir.
Ġkmalen Tarh: Ġkmalen vergi tarhı, her ne Ģekilde olursa olsun bir vergi tarh edildikten sonra
bu vergiye iliĢkin olarak meydana çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere
dayanılarak miktarı tespit edilen bir matrah veya matrah farkı üzerinden alınacak verginin
tarh edilmesidir.
Resen Tarh: Resen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve
belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir
komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca
düzenlenmiĢ vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden
vergi tarh olunmasıdır.
Ġdarece Tarh: Verginin idarece tarhı; ikmalen ve resen tarhiyatın dıĢında kalan hallerde,
mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunları ile uygun zamanlarda müracaat etmemeleri
veya aynı kanunlarla kendilerine yüklenen mecburiyetleri yerine getirmemeleri sebebiyle
zamanında tarh edilemeyen verginin kanunen belli matrahlar üzerinden idarece tarh
edilmesidir.

c. Verginin Tebliği
Vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellefe
veya ceza sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir. Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine,
umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen tebliğ
çeĢitleri Ģunlardır:
Posta ile tebliğ

54
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Ġlan yoluyla tebliğ
Memur vasıtasıyla tebliğ
Elektronik ortamda tebliğ

d. Verginin Tahakkuku

Tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir aĢamaya gelmesidir.

e. Verginin Tahsili

Kanuna uygun surette ödenmesidir.

2. VERGĠNĠN TARAFLARI
a. Vergi Dairesi
Mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden dairedir. Mükelleflerin, vergi
uygulaması bakımından hangi vergi dairesine bağlı oldukları vergi kanunları ile belirlenir. Ancak,
Hazine ve Maliye Bakanlığı, gerekli gördüğü hallerde, mükelleflerin iĢyeri ve ikametgah adresleri ile
il ve ilçelerin idari sınırlarına bağlı kalmaksızın vergi daireleri ve bölge bilgi iĢlem merkezleri
kurmaya, vergi dairelerine bağlı Ģubeler açmaya ve vergi dairelerinin yetki alanı ile vergi
türleri, meslek ve iĢ grupları itibarıyla mükelleflerin bağlı olacakları vergi dairesini belirlemeye
yetkilidir.

b. Vergi Mükellefi
Vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu düĢen gerçek veya tüzel kiĢidir. Türkiye Cumhuriyeti
tabiyetinde bulunan her gerçek kiĢi ile tüzel kiĢilere bir vergi numarası verilir. Bu hükmün
uygulanmasına iliĢkin usul ve esasları tespit etmeye ve vergi numarasının kamu kurum ve kuruluĢları
ile gerçek ve tüzel kiĢilerce yapılacak iĢlemlerle ilgili kayıtlarda ve düzenlenecek belgelerde
kullanılması mecburiyetini getirmeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak Ödemeler ile ĠĢlem Yapanların Sorumlulukları

“Ġhtiyati hacze itiraz”: Haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlar haczin tatbiki, gıyapta yapılan
hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz iĢlerine
bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde ihtiyati haciz sebebine itiraz edebilirler.

7061 sayılı Kanunun 7 nci maddesi ile 6183 sayılı Kanunun 22/A maddesinde yapılan değiĢiklik ile
kamu tüzel kiĢiliğini haiz kurum ve kuruluĢların (mesleki kuruluĢlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları
hariç) mal ve hizmet alımları ile yapım iĢleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerden
önce, hak sahiplerinin VADESĠ GEÇTĠĞĠ HALDE ÖDENMEMĠġ KAMU BORCU bulunmadığına iliĢkin
belge arama zorunluluğu getirme yetkisi Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmiĢtir.

55
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
7061 sayılı Kanun ile yapılan değiĢiklikle vadesi geçtiği halde ödenmemiĢ kamu borcu olan hak
sahibine borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve iĢlem tesis eden kurum ve
kuruluĢlara 4.000 TL idari para cezası verileceği hükmolunmuĢtur.

Madde 55 “Ödeme emri”: Amme alacağını vadesinde ödemeyenlere, 15 gün içinde borçlarını
ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumu bir “ödeme emri” ile tebliğ olunur.

Madde 56 “Teminatlı alacaklarda takip”: KarĢılığında teminat gösterilmiĢ bulunan amme alacağı
vadesinde ödenmediği takdirde, borcun 15 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya
çevrileceği veya diğer Ģekillerle cebren tahsile devam olunacağı borçluya bildirilir. 15 gün içinde borç
ödenmediği takdirde teminat bu kanun hükümlerine göre paraya çevrilerek amme alacağı tahsil
edilir.

Madde 58 “Ödeme emrine itiraz”: Kendisine ödeme emri tebliğ olunan Ģahıs, böyle bir borcu
olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaĢımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15
gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz iĢlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda
bulunabilir. Borcun tamamına bu madde gereğince yapılan itirazların tamamen veya kısmen reddi
halinde, borçlu ret kararının kendisine tebliği tarihinden itibaren 15 gün içinde mal bildiriminde
bulunmak mecburiyetindedir.

Madde 60 “Mal bildiriminde bulunmayanlar”: Kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu, 15 günlük
müddet içinde borcunu ödemediği ve mal bildiriminde de bulunmadığı takdirde mal bildiriminde
bulununcaya kadar bir defaya mahsus olmak ve üç ayı geçmemek üzere hapisle tazyik olunur.
Hapisle tazyik kararı, ödeme emrinin tebliğini ve 15 günlük müddetin bitmesini müteakip tahsil
dairesinin yazılı talebi üzerine icra tetkik mercii hakimi tarafından verilir.

Veraset ve Ġntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yapılan değiĢiklikle,
Ģans oyunları ile yarıĢma ve çekiliĢlerde kazanılan ikramiyeler için veraset ve intikal vergisi oranı
%10’dan %20’ye çıkarılmıĢtır.

Gider Vergileri Kanununun 39. maddesinde yapılan değiĢiklikle elektronik haberleĢme hizmetlerinde
her hizmete yönelik olarak farklı belirlenmiĢ olan özel iletiĢim vergisi oranı, cep telefonu, sabit
telefon görüĢmeleri ve internet hizmetleri için %7,5 olarak yeniden belirlenmiĢtir.

Bu Kanunun 75 inci maddesiyle ÖTV Kanunun ekinde yer alan (III) sayılı listenin;

(A) cetveline Türk Gümrük Tarife Cetvelinin;

Meyve suları (üzüm Ģırası dahil) ve sebze (fermente edilmemiĢ ve alkol katılmamıĢ), ilave
Ģeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmıĢ olsun olmasın (Yalnız ambalajlanmıĢ olanlar
ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Sebze suları ve Türk Gıda Kodeksine göre % 100
meyve suyu sayılanlar hariç) (% 10 oranında),
Sular (mineral sular ve gazlı sular dahil) (ilave Ģeker veya diğer tatlandırıcı maddeler katılmıĢ
veya aromalandırılmıĢ) vealkolsüz diğer içecekler (20.09 pozisyonundaki meyve ve sebze
suları hariç) (Yalnız ambalajlanmıĢ olanlar ve/veya toptan teslime konu edilenler) (Doğal
mineralli doğal maden suyu ile üretilmiĢ, tatlandırılmıĢ, aromalandırılmıĢ meyveli gazlı
içecekler ile 2202.10.00.00.11, 2202.10.00.00.12, 2202.10.00.00.13, 2202.91.00.00.00
hariç) (% 10 oranında),

56
2019 KPSS MAKRO AKADEMĠ ALTIN NOTLAR
Sade gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
"Meyvalı gazozlar" isimli mal eklenerek meyveli gazozların (% 10 oranında),
“Alkolsüz biralar” isimli mal eklenerek alkolsüz biraların (% 10 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıĢtır.

Yürürlük tarihi: 1/1/2018 tarihinde yürürlüğe girecektir.

(B) cetveline “Diğerleri” isimli mal eklenerek makaronların (% 65,25 oranında)

özel tüketim vergisi kapsamına alınmıĢtır.

Yürürlük tarihi: 5 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.

ġans Oyunları, YarıĢma ve ÇekiliĢlerde Kazanılan Ġkramiyelerde Vergi Oranı 7061 sayılı Kanunun 13
üncü maddesi ile 7338 sayılı Veraset ve Ġntikal Vergisi Kanununun 16 ncı maddesinin dördüncü
fıkrasında yapılan değiĢiklik ile Ģans oyunları ile gerçek ve tüzel kiĢilerce düzenlenen yarıĢma ve
çekiliĢlerde kazanılan ikramiyelere uygulanacak veresaet ve intikal vergisi oranı %10’dan %20’ye
çıkarılmıĢtır.

Özel ĠletiĢim Vergisi Oranlarının DeğiĢtirilmesi Düzenleme 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.
Özel iletiĢim vergisine konu hizmetler için hali hazırda %5 ile %25 arasında değiĢen oranlarda
uygulanan özel iletiĢim vergisi oranları 7061 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ile 6802 sayılı Gider
Vergileri Kanununun 39 uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılan değiĢiklikle vergiye konu
hizmetlerin tamamı için %7,5 olarak belirlenmiĢtir.

57
Merhaba arkadaşlar notla ilgili 2 yerde
düzeltme yapmamız gerekiyor

1.si : sayfa 52 de vergi hukukunun asli


kaynakları kısmında KANUN HÜKMÜNDE
KARARNAME de yazılmış orası olmayacak

2.si : sayfa 53 te VERGİ KANUNLARININ


ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
kısmında 45 gün olarak verilmiş süre şöyle
düzeltilecek : VERGİ KANUNLARI AYRICA BİR
TARİH BELİRTİLMEMİŞSE RESMİ GAZETE’DE
YAYIMLANDIĞI GÜN YÜRÜRLÜĞE GİRER

You might also like