You are on page 1of 5

MİKRO EKONOMİ DERS NOTLARI

2. BÖLÜM

EKONOMİK SİSTEMLER
Ekonomik sistem, insanların sonsuz ihtiyaçlarını karşılamak ve eldeki kaynaklarını bu
amaca uygun bir biçimde değerlendirmek ve kullanmak ihtiyacından doğmuştur.
Ekonomik sistem şöyle tanımlanabilir; Kişisel refah düzeyini yükseltmek amacıyla izlenen
yollara, uygulanan yöntemlere ve kullanılan araçlara ekonomik sistem denir. Bir diğer
tanıma göre ekonomik sistem; üretim faktörlerinin bileşimi sonucu elde edilen mal ve
hizmetlerin, dolayısıyla gelirin insanlar arasında dağılımı metodudur. İnsanlar, seçmiş
oldukları ekonomik sistemler içinde sahip oldukları kaynakları kişi ihtiyaçlarını karşılamal
için mal ve hizmet üretirler. Bu durumda her ekonomik sistem kurumların bir bütünüdür.
Üretim ve dağılım olayı bu bütünün içinde oluşur.
Çeşitli ekonomik sistemler gerek üretim gerekse gelirin dağılımı bakımından değişik yollar
izlerler. Ancak izlenen yolların farklılığına rağmen her ekonomik sistem ihtiyaçların
tatminine uğraşır.
Kapitalist sistem içinde herhangi bir mal veya hizmet genel olarak bir şahıs veya şirketler
tarafından üretilir. Mal ve hizmetler aracılar vasıtasıyla piyasada belirlenen fiyat
üzerinden tüketicilere ulaştırılır. Mal ve hizmetleri satın alan tüketicilerin bu şekilde
ihtiyaçları karşılanırken, mal ve hizmet üretenler ile bunların satışında aracılık edenler bu
faaliyetlerinden dolayı bir kar elde ederler. Böyle bir ekonomik sistem kapitalist bir
sistemdir.
Buna karşılık başka bir toplum içinde mal ve hizmetler devletin mülkiyetinde olan
kurımlar, işletmeler tarafından işletilir ve yine devlete bağlı kurumlar tarafından
tüketiciye aktarılır. Tüketici ihtiyaç duyduğu mal ve hizmeti devletin önceden tespit etmiş
olduğu fiyattan satın alır. Bu genel olarak sosyalist bir sistemdir.
Bu açıklamalarımızdan anlaşılacağı üzere her ekonomik sistem aynı üretim kuralları için
çalışmakta, ayrı bir biçimde örgütlenmiş bulunmaktadır. Farklılıklara rağmen her iktisadi
sistem önce hangi malı ve hizmeti ne kadar, nasıl ve ne zaman üreteceğine, kaynakların
ne kadarını tüketime, yatırıma, tasarrufa ayıracağına karar vermek zorundadır.
Bir ekonomik sistem, eldeki mevcut imkanlarla, kişinin ihtiyacını tatmin etmek amacıyla
bir örgütlenme biçimidir. Toplumlar seçmiş oldukları ekonomik sistemler içinde
kaynakları kullanarak kişi ihtiyaçlarını karşılamak için mal ve hizmetler üretirler. Üretim ve
dağılım olayı bu bütün içinde oluşur. Ekonomik sistemler hangi mal ve hizmet, hangi
yöntemle, kimin için üretilecek sorusuna en iyi cevabı bulmaya çalışır. Ekonomik sistem
öncelikle hangi mal ve hizmeti ne kadar, nasıl ve ne zaman üretileceğini ve üretilen mal
ve hizmetlerin ne kadarının tüketime, yatırıma, tasarrufa ayrılacağını belirlemek
zorundadır.
Gelişmiş bir ekonomik yapıya sahip olan kapitalist toplumlar ile sosyalist toplumlar
arasında farklılıklar olabileceği gibi, ortak noktalar da vardır. Bu ortak noktalardan birisi,
ekonomilerinin sanayileşmiş olması, ikincisi ise ilerleme ve yeniliklerin bu ekonomilerin
ayrılmaz bir parçası olmalarıdır.

Ekonomik Sistemlerin Amacı


Her toplum için bazı genel politik ve ekonomik amaçlar sıralamak mümkündür. Örneğin;
fiyat istikrarı, tam istihdam, hızlı ekonomik büyüme ve adil gelir dağılımı gibi amaçlar
yanında bazen bölgesel dengesizliklerin giderilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi
çok özel amaçlarda hedeflenebilir.
Ülkenin sahip olduğu kıt kaynakların en iyi kullanılmasını, en hızlı gelişmesini ve en hakça
bölüşümünü hangi kurumsal çerçevenin sağlayabileceği gibi sorulaar karşımıza iki temel
ekonomik sistem modeli çıkarmaktadır. Bunlar Kapitalizm ve Sosyalizm’dir.

Kapitalist Sistem ve Piyasa Ekonomisi


Kapitalizm bir ekonomik sistemin ifadesidir. Bu ekonomik sistem içinde üretim malları
genel olarak özel kişilerin mülkiyetindedir ve üretim kar sağlamak için yapılır.
Kapitalizm, özel teşebbüse ve piyasa serbestliğine dayanan üretim sistemi olarak
tanımlanır.
Kapitalizm, sermayenin esas itibarıyle özel ya da bireysel mülkiyet konusu olduğu
sistemdir.
Kapitalist sistemde toplumun refahının sağlanmasında fertler ön plandadır. Fertlerin
menfaatleri sağlanırsa toplumun da refaha ereceği varsayılmaktadır. Dolayısıyla fertlerin
çıkarları ön plandadır.
Kapitalist ekonomik sistemin daha iyi anlaşılabilmesi, kurumlarına dikkat etmeyi
gerektirir. Bazı kurumlar zaman içinde ve ülkelere göre değişik anlamlar ifade eder.
Önemli olan klasik kurumların ifade ettiği ortak anlamdır.

Kapitalist Sistemin Kurumları


 Özel mülkiyet hakkı,
 Miras hakkı,
 Sözleşme sebestisi,
 Girişim ve çalışma serbestisi,
 Piyasa mekanizması ve fiyatlar sistemi.
Kapitalist ekonomik sistemde özel mülkiyet, özellikle kişilerin üretim mallarına sahip
olabilme ve bunları kullanma özgürlüğü esas unsurdur.
Gerçekten kişilerin üretim mallarına sahip olabilmek hakkı tanınmaksızın kapitalist
sistemin var olabileceğini düşünmek imkansızdır. Klasik düşünce, mülkiyet hakkını doğal
bir insan hakkı olarak düşünmektedir.
Kapitalist düşünce sistemine göre, bir toplumda yaşayan herkes istediği işi yapmakta,
dilediği yere gitmekte serbest olmalıdır. Üretim mallarının mülkiyetine sahip olan kişilerin
ekonomik faaliyetlerine engel olmamak gerekir.
Kapitalist sistemin işleyişinde girişim serbestisi temel bir kurumdur. Kapitalist sistem çok
şekilli ve bir çok görünümü olan rekabet üzerine dayanır. Ekonomik ve sosyal yaşantıda
kabul etmiş olduğu özgürlük ilkesi sistemin rekabet kurumuna vücut veren temel olaydır.
Rekabet ancak kapitalist sistem içinde var olabilir.
Kapitalist sistemde ekonomik sorunların tümü fiyat mekanizması ile çözülür. Piyasa
mekanizması iyi işlerse, fiyatlar sistemi her sorunu görünmez bir el yardımıyla
çözümleyecektir. Bu durumda devletin hiçbir müdahalesine gerek kalmayacaktır.
Piyasa mekanizması ve fiyatlar sistemi hangi mal, hangi yöntemle, kimin için üretilecek
sorularına cevap veren kurumdur.
Kapitalist model bugün için hiçbir ülkede uygulanmamaktadır. Uygulamada sınırsız
mülkiyet hakkı kaldırılmış, yerine sınırlı ve yaygın bir mülkiyet hakkı gelmiştir. Ayrıca
uygulamalarda bazı ülkelerde demokratik planlamalar ve sosyal devlet düzeni
getirilmiştir. Böylece piyasa mekanizması yanında devlet uzun vadeli planlar yaparak tam
istihdam politikası izler. Kaynak dağılımında piyasa mekanizmasının sakıncaları da devlet
müdahalesi ile düzeltilmeye çalışılır.

Sosyalist Sistem ve Merkezi Planlama


Sosyalizmin asıl gelişimi 20. Yüzyılda Rusya’da 1917 yılında başlayan Bolşevik ihtilali ile
başlamıştır. Sosyalizm Rusya’da devlet doktrini olarak kabul edildikten sonra dünyaya
yayılmıştır.
Sosyalist ekonomi düzeni, kapitalist piyasa ekonomisi düzeni yerine kamu mülkiyetine
dayanan, üretim ve bölüşümün merkezi planlara göre yürütüldüğü bir düzendir.
Sosyalizm, üretim araçlarının mülkiyetini topluma geçirerek, bireylerin toplumun üretim
olanaklarından eşit derecede yararlanmasını, üretimin topluma hizmet amacı ile
planlanmasını ve sınıfsız bir düzende kişisel özgürlüğün gerçekleştirilmesini öngören bir
düşünce akımı olarak tanımlanabilir.
Sosyalizm, üretim araçlarının kamulaştırıldığı ve ekonomik faaliyetlerin merkezi planlama
teşkilatı tarafından düzenlendiği bir ekonomik sistemdir.

Sosyalist yapıda temel amaç toplumun refahını sağlamaktır ki, bu bakımdan


kapitalizmden farkı yoktur. Ancak toplumun refahının sağlanmasında kapitalist sistemde
fertler ön planda iken sosyalist sistemde ise toplum ön plandadır. Sosyalist sistem,
toplumun menfaatleri sağlandığında fertlerin de refaha ereceği varsayımından hareket
eder.
Sosyalist düzende kişilerin üretim araçları üzerinde mülkiyet hakkına sahip olmaları söz
konusu değildir. Üretim toplu olarak yapıldığından üretim araçlarının mülkiyetinin de
topluma uygulamada devlete ait olması temel esastır. Sosyal ve hukuki yapı, üretim
araçlarının toplum mülkiyetinde, tüketim mallarının ise tamamen ya da kısmen özel
mülkiyette olması şeklinde ortaya çıkar. Bu düzende devlet planlar yardımıyla toplam
geliri; bir yandan üretim ve talep dengesini ve öte yandan tasarruf ve yatırım dengesini
sağlayacak şekilde; otoriter bir tarzda dağıtmak görevini üstlenir.
Sosyalist düzen içinde ekonomik plan ve merkezi otorite şu konularda karar alır;

 Biriktirilecek sermaye hacmini tespit eder.


 Sağlanacak hasılanın dağılımını belirler.
 Kapitalist sistemde fiyat kurumunun yaptığı rolü yerine getirir.
 İşçi ücretlerini tespit eder.
 Toplumsal ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar.
Sosyalist düzende piyasa mekanizması olmadığından, bu mekanizmanın kaynak dağılımı
ve gelir paylaşılmasını düzenleyici etkisi olmamaktadır.

Öğr. Gör. Atila TEMİZ

You might also like