You are on page 1of 6

1.

Sınıf Banka Ve Sigortacılık Ekonomik Sistemler Ödevi

Ekonomik Sistem Nedir?

- Üretim faktörlerinin bileşimi sonucu elde edilen mal ve hizmetlerin, dolayısıyla gelirin
insanlar arasında dağılımı metotudur.
İnsanlar seçmiş oldukları ekonomik sistemler içinde sahip oldukları kaynakları kişi
ihtiyaçlarını karşılamak mal ve hizmet üretirler.

1. Kapitalist Sistem
Kapitalist sistem, uzun bir tarihsel süreçten geçerek ortaya çıkmıştır. Yeni
kıtaların bulunuşu ve buralardan değerli madenlerin akışı sonucunda gelişen
parasal ekonomi, para bolluğunun meydana getirdiği yüksek fiyatlar ve bu
fiyatların uyardığı ticaret, kapitalist sistemin başlangıcı olan ticari kapitalizmi
ortaya çıkarmıştır.

Kapitalizm, özel teşebbüse ve piyasa serbestliğine dayanan üretim sistemi


olarak tanımlandığı gibi özel mülkiyete üretimin maksimum kar
sağlayabilmesine ve iktisadi hürriyete dayanan bir piyasa ekonomisi olarak da
tanımlanır. Günümüzde dünyada çoğu ülkede “kapitalizm” uygulanmaktadır.
Bu ülkelere örnek olarak ABD, Almanya, İngiltere’yi sayabiliriz.
Kapitalist sistemde toplumun refahının sağlanmasında fertler ön plandadır.
Fertlerin menfaatleri sağlanırsa toplumun da refaha ereceği varsayılmaktadır.
Dolayısıyla fertlerin çıkarları daima ön plandadır.

Kapitalizm, klasik iktisatçılarla başlamıştır. Kapitalizme en önemli katkıyı, klasik


iktisatçılardan Adam SMITH (Edım Simit) yapmıştır. Smith’e göre, toplumun
ekonomik sorunlarını çözmenin en iyi yolu, devlet müdahalesi olmadan
toplumun kendi hâline bırakılmasıdır.

2. Sosyalist Sistem
Sosyalizm, üretim araçlarının kamulaştırıldığı ve ekonomik faaliyetlerin merkezi
planlama teşkilatı tarafından düzenlendiği ekonomik bir sistemdir.
Sosyalist düşünce sisteminin temel inançları ve ilkeleri kapitalizme zıt bir hayat
felsefesini yansıtır. Sosyalist bir yapıda temel amaç toplumun refahını
sağlamaktır ki bu bakımdan kapitalizmden bir farkı yoktur. Ancak toplumun
refahının sağlanmasında kapitalist sistemde fertler ön planda iken sosyalist
sistemde toplum ön plandadır. Sosyalist sistem, toplumun menfaatleri
sağlandığında fertlerin de refaha ereceği varsayımından hareket ederSosyalist
düşünceye göre insanların mutlu olması ve toplumun tümüyle hızlı bir gelişme
imkânına kavuşması kapitalist düşünce içinde mümkün değildir. Sosyalistlere
göre kapitalist düzende sadece bir kesim, yani sermayeye sahip olan azınlık,
emeği istismar ederek refaha ulaşabilir. İşçiler ise düşük ücretle ve ağır şartlar
altında çalışmaya ya da işsizliğe mahkum edilmişlerdir. Yine sosyalist düşünceyi
savunanlara göre kapitalist sistem içinde kaynakların tam ve etkin çalışması,
sosyal adalete uygun gelir dağılımı ve hızlı bir ekonomik büyüme sağlanamaz.

Sosyalizm, 1917 Sovyet Devrimi sonrasında çeşitli ülkelerde uygulanmıştır.


Ancak bu uygulamalara bakıldığında tek bir sosyalizmden bahsetmek mümkün
değildir. Günümüzde sosyalizm Küba, Vietnam, Kuzey Kore’de
uygulanmaktadır.

3. Karma Sistem
Karma ekonomi, ekonomik faaliyetlerde hem devletin, hem de özel teşebbüsün
birlikte yer aldığı ekonomik sistemi ifade etmektedir. Ulusal savunma gibi
hizmetler sadece devlet tarafından sunulabildiğinden, gelişmiş ekonomilerin bir
çoğunda devlet ekonomik faaliyetlerin bir kısmına iştirak etmektedir. Bununla
beraber, özel teşebbüsün ağırlıkta olduğu birçok ülkede kamu faaliyetleri de
geniş bir alana sahiptir.

Bazı karma ekonomilerde, birçok endüstride büyük oranda kamu payı


bulunmaktadır. Ulaşım ve belediye hizmetleri buna örnektir. Bazı ülkelerde ise,
devletin gözetimi altında özel sektör monopollerine izin verilmektedir. Böyle bir
durumda devletin katkısı sembolik düzeyde kalmaktadır. Diğer bir kamu
faaliyeti de özel sektörle iş birliği içinde, devlet planlama teşkilatının yol
göstericiliği altında yatırım ve üretim amaçlarını belirlemesidir. Böyle bir çerçeve
içinde, ekonomik faaliyetler özel teşebbüs tarafından gerçekleştirilirken, devlet
de ekonomide belirlenen önceliklere göre kontrol görevini yerine getirmektedir.
Daha açık bir ifadeyle, karma ekonomik sistem içinde devlet, kamu sektörü için
emredici ve özel sektör için yol gösterici bir rol oyna-maktadır. Sosyalist
prensiplerin yürürlükte olduğu sistemler hariç, genel olarak her ülkede “karma
ekonomi” sistemi geçerli durumdadır. Bununla beraber ekonominin “karma”
olan derecesi ülkeler arasında önemli farklılık göstermektedir. Özellikle
gelişmekte olan ülkeler altyapı yatırımlarının yetersizliği, özel teşebbüsün eksik
kapasiteyle çalışmayı tercih etmesi ve kalkınma programlarında kilit rol
oynayabilecek projelerin özel sektörce benimsenmemesi gibi nedenlerle kamu
teşebbüslerini daha büyük oranda devreye sokma ihtiyacı duymaktadır.

4. Faşizm / Bağlaşımcılık

toplumu baskı altında tutan bir siyasi ideoloji ve harekettir. İtalyan diktatör Benito
Mussolini tarafından 20. yüzyılın başlarında geliştirilen ve benimsenen faşizm, totaliter
bir devlet yapısını ve güçlü bir lider figürünün egemenliğini öngörür. Faşist ideoloji,
milliyetçilik, ırkçılık, otoriterizm, şiddet, terör, militarizm, anti-demokrasi ve anti-
komünizm gibi özelliklere dayanır.

Faşist hareketler, genellikle ulusal birliği, güçlü bir devleti ve lideri, toplumun disiplinini
ve sınıfsal birlik içinde milli çıkarları vurgular. Faşist liderlerin kişisel gücü ve karizması ön
plandadır ve liderlerin iradesi tüm toplum üzerinde egemen olmalıdır. Faşizm, sert bir
hiyerarşi, sansür, baskı ve şiddet kullanımını teşvik eder.

Faşizm, genellikle demokratik kurumları reddeder ve totaliter bir devlet yapısını savunur.
Bireysel özgürlükler ve insan hakları, faşist rejimlerde sınırlıdır ve burjuva egemen
sınıfının çıkarlarına göre şekillendirilir. Irkçılık, ayrımcılık ve nefret politikaları da faşizmin
temel unsurları arasındadır.

Faşizm, tarihte İtalya ve Almanya gibi ülkelerde yükseldi ve II. Dünya Savaşı'na yol açan
büyük çatışmalara neden oldu. Bugün, faşizm genellikle totaliter rejimlerin ve aşırı sağcı
ideolojilerin sembolü olarak görülür. İnsan haklarına, demokrasiye ve hoşgörüye
dayanan değerlerle çelişen faşizm, ilericiler tarafından genellikle eleştirilir ve
reddedilirken gericiler tarafından savunulur.

5. Komünizm / Ortaklaşacılık
Marksizm'e göre Sosyalizm'den sonra hedeflenen nihai noktadır. Sözcük anlamı ortak
çalışma, ortak bilinç (Komün: Kamu, Ortakyaşam) vurgusunu öne çıkarır. Kimi
yaklaşımlar aslında Sosyalizm ile aynı şey olduğunu savunur. Üretim araçları tüm
toplumun ortak malıdır. Fakat yaygın bir kabule göre temel belirleyici özelliği; sınıfsız
bir toplum oluşturulmak istenmesidir. Sosyalizmden en önemli farkı budur. Çünkü
sosyalizmde işçi sınıfının egemenliği savunulur, yani sınıf kavramı belirleyicidir.
Komünizmde insanlar eşittir. Komünizm'i, sınıflar ve meslekler arası gelir, eğitim, statü,
yaşam standardı farklarını elden geldiğince en aza indirmek olarak algılayan daha
gerçekçi yaklaşımlar da mevcuttur.

Tarihçe
Eski Sovyetler Birliği, Stalin dönemindeki hızla gelişen ekonomik gelişmeleri takiben
Kruşçev tarafından Komünizm'e geçtiğini ilan etmiştir. Fakat bu durum yalnızca bir
propagandadan ibarettir (Dönemin destalinization propagandası). Çünkü Sovyetler
Birliği’nde sınıflar kaldırılmasına rağmen tüm toplumu kapsayacak ekonomik üretim
(fazla artı değer) henüz üretilememiştir.Komünizm (Latince kökenli communis - ortak,
evrensel); üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal
düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir.

6. Anarşizm

Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan

çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her

türlü otoriteyi reddetmektir. Reddedilen bu otoritelere patriyarki ve kapitalizm de


dahildir. Anarşizm
ana düşünce olarak kişilerin devlet
olmadan da adil ve uyumlu bir şekilde
yaşayabileceklerini savunmaktadır. Ayrıca anarşizm
insanlar üzerinde devlet sistemi kurulmasının kişilere
zarar verdiğini ve kötülük ettiğini savunan bir felsefi ve
siyasi akım olmaktadır.
Anarşizm kökeni oldukça eskiye dayanmaktadır. Fakat
eskiye dayanan bu kelime ideolojik olarak 19. yüzyılda
ortaya çıkmış ve hala günümüzde kullanılmaya devam
etmektedir. Anarşist düşüncede amaç efendinin ve
egemenin olmadığı bir yaşayış biçiminin inşa
edilmesidir.

7. Liberalizm / Özgürlükçülük
Liberalizm Latince bir sözcük olan ''Liber''
kelimesinden türetilmiştir. Liber, 'Özgür', Liberalizm ise
''özgürlük'' demektir. Tarih boyunca farklı düşünür ve
ekonomistlerin öne sürdüğü görüşlerle birçok
liberalizm çeşidi ortaya çıkmıştır. Klasik liberalizmde
bireysel özgürlükler ön planda iken sosyal liberalizmde
özgürlükler ile sosyal adalet arasında bir denge
sağlanmaya çalışılmıştır. Bu görüşü savunan
düşünürlere göre bireylere dayanan aşırı özgürlük,
sosyal adaletin dengesini bozabilir. ''Modern liberalizm''
adıyla da bilinen bu görüşe dönemin birçok
edebiyatçısı da destek oldu. Charles Dickens, ''İki
Şehrin Hikayesi'' ve ''Oliver Twist'' gibi romanlarla
sosyal eşitsizliği eleştirdi.

Liberalizmin temel ilkeleri arasında toplumsal


özgürlükler de ön plandadır. Desteklenen fikirlerin
başında, basın özgürlüğü ve inanç özgürlüğü gibi
demokratik haklar yer almaktadır. Kapitalizm ile
arasındaki en temel fark, kapitalizmin sadece
ekonomik bir sistem olmasıdır. Buna karşın
liberalizmin siyasi ve sosyal ilkeleri de mevcuttur.
Kapitalistler, bazı ülkelerin sömürge hale
getirilebileceğini savunurken, liberaller tüm ülkelerin
sınırlarına saygı duyulması gerektiği konusunda
hemfikirdir. Kapitalizm ile Liberalizm arasındaki en
temel farklardan biri de ekonomi alanındadır. Kapital
sistemde ekonomik büyümede iktisadi gerekçeler baz
alınır. Liberalizmde ise ekonomik büyümenin yanı sıra
sosyal adalet ve fırsat eşitliği gibi kavramlar da
önemlidir.
Banka ve Sigortacılık – Berat Düz - 2300007790

You might also like