Professional Documents
Culture Documents
- Üretim faktörlerinin bileşimi sonucu elde edilen mal ve hizmetlerin, dolayısıyla gelirin
insanlar arasında dağılımı metotudur.
İnsanlar seçmiş oldukları ekonomik sistemler içinde sahip oldukları kaynakları kişi
ihtiyaçlarını karşılamak mal ve hizmet üretirler.
1. Kapitalist Sistem
Kapitalist sistem, uzun bir tarihsel süreçten geçerek ortaya çıkmıştır. Yeni
kıtaların bulunuşu ve buralardan değerli madenlerin akışı sonucunda gelişen
parasal ekonomi, para bolluğunun meydana getirdiği yüksek fiyatlar ve bu
fiyatların uyardığı ticaret, kapitalist sistemin başlangıcı olan ticari kapitalizmi
ortaya çıkarmıştır.
2. Sosyalist Sistem
Sosyalizm, üretim araçlarının kamulaştırıldığı ve ekonomik faaliyetlerin merkezi
planlama teşkilatı tarafından düzenlendiği ekonomik bir sistemdir.
Sosyalist düşünce sisteminin temel inançları ve ilkeleri kapitalizme zıt bir hayat
felsefesini yansıtır. Sosyalist bir yapıda temel amaç toplumun refahını
sağlamaktır ki bu bakımdan kapitalizmden bir farkı yoktur. Ancak toplumun
refahının sağlanmasında kapitalist sistemde fertler ön planda iken sosyalist
sistemde toplum ön plandadır. Sosyalist sistem, toplumun menfaatleri
sağlandığında fertlerin de refaha ereceği varsayımından hareket ederSosyalist
düşünceye göre insanların mutlu olması ve toplumun tümüyle hızlı bir gelişme
imkânına kavuşması kapitalist düşünce içinde mümkün değildir. Sosyalistlere
göre kapitalist düzende sadece bir kesim, yani sermayeye sahip olan azınlık,
emeği istismar ederek refaha ulaşabilir. İşçiler ise düşük ücretle ve ağır şartlar
altında çalışmaya ya da işsizliğe mahkum edilmişlerdir. Yine sosyalist düşünceyi
savunanlara göre kapitalist sistem içinde kaynakların tam ve etkin çalışması,
sosyal adalete uygun gelir dağılımı ve hızlı bir ekonomik büyüme sağlanamaz.
3. Karma Sistem
Karma ekonomi, ekonomik faaliyetlerde hem devletin, hem de özel teşebbüsün
birlikte yer aldığı ekonomik sistemi ifade etmektedir. Ulusal savunma gibi
hizmetler sadece devlet tarafından sunulabildiğinden, gelişmiş ekonomilerin bir
çoğunda devlet ekonomik faaliyetlerin bir kısmına iştirak etmektedir. Bununla
beraber, özel teşebbüsün ağırlıkta olduğu birçok ülkede kamu faaliyetleri de
geniş bir alana sahiptir.
4. Faşizm / Bağlaşımcılık
toplumu baskı altında tutan bir siyasi ideoloji ve harekettir. İtalyan diktatör Benito
Mussolini tarafından 20. yüzyılın başlarında geliştirilen ve benimsenen faşizm, totaliter
bir devlet yapısını ve güçlü bir lider figürünün egemenliğini öngörür. Faşist ideoloji,
milliyetçilik, ırkçılık, otoriterizm, şiddet, terör, militarizm, anti-demokrasi ve anti-
komünizm gibi özelliklere dayanır.
Faşist hareketler, genellikle ulusal birliği, güçlü bir devleti ve lideri, toplumun disiplinini
ve sınıfsal birlik içinde milli çıkarları vurgular. Faşist liderlerin kişisel gücü ve karizması ön
plandadır ve liderlerin iradesi tüm toplum üzerinde egemen olmalıdır. Faşizm, sert bir
hiyerarşi, sansür, baskı ve şiddet kullanımını teşvik eder.
Faşizm, genellikle demokratik kurumları reddeder ve totaliter bir devlet yapısını savunur.
Bireysel özgürlükler ve insan hakları, faşist rejimlerde sınırlıdır ve burjuva egemen
sınıfının çıkarlarına göre şekillendirilir. Irkçılık, ayrımcılık ve nefret politikaları da faşizmin
temel unsurları arasındadır.
Faşizm, tarihte İtalya ve Almanya gibi ülkelerde yükseldi ve II. Dünya Savaşı'na yol açan
büyük çatışmalara neden oldu. Bugün, faşizm genellikle totaliter rejimlerin ve aşırı sağcı
ideolojilerin sembolü olarak görülür. İnsan haklarına, demokrasiye ve hoşgörüye
dayanan değerlerle çelişen faşizm, ilericiler tarafından genellikle eleştirilir ve
reddedilirken gericiler tarafından savunulur.
5. Komünizm / Ortaklaşacılık
Marksizm'e göre Sosyalizm'den sonra hedeflenen nihai noktadır. Sözcük anlamı ortak
çalışma, ortak bilinç (Komün: Kamu, Ortakyaşam) vurgusunu öne çıkarır. Kimi
yaklaşımlar aslında Sosyalizm ile aynı şey olduğunu savunur. Üretim araçları tüm
toplumun ortak malıdır. Fakat yaygın bir kabule göre temel belirleyici özelliği; sınıfsız
bir toplum oluşturulmak istenmesidir. Sosyalizmden en önemli farkı budur. Çünkü
sosyalizmde işçi sınıfının egemenliği savunulur, yani sınıf kavramı belirleyicidir.
Komünizmde insanlar eşittir. Komünizm'i, sınıflar ve meslekler arası gelir, eğitim, statü,
yaşam standardı farklarını elden geldiğince en aza indirmek olarak algılayan daha
gerçekçi yaklaşımlar da mevcuttur.
Tarihçe
Eski Sovyetler Birliği, Stalin dönemindeki hızla gelişen ekonomik gelişmeleri takiben
Kruşçev tarafından Komünizm'e geçtiğini ilan etmiştir. Fakat bu durum yalnızca bir
propagandadan ibarettir (Dönemin destalinization propagandası). Çünkü Sovyetler
Birliği’nde sınıflar kaldırılmasına rağmen tüm toplumu kapsayacak ekonomik üretim
(fazla artı değer) henüz üretilememiştir.Komünizm (Latince kökenli communis - ortak,
evrensel); üretim araçlarının ortak mülkiyeti üzerine kurulu sınıfsız, parasız ve devletsiz bir toplumsal
düzen ve bu düzenin kurulmasını amaçlayan toplumsal, siyasi ve ekonomik bir ideoloji ve harekettir.
6. Anarşizm
Anarşizm, toplumsal otoritenin, tahakkümün, erkin ve hiyerarşinin tüm biçimlerini bertaraf etmeyi savunan
çeşitli politik felsefeleri ve toplumsal hareketleri tanımlayan sosyal bir terimdir. Anarşizm, her koşulda her
7. Liberalizm / Özgürlükçülük
Liberalizm Latince bir sözcük olan ''Liber''
kelimesinden türetilmiştir. Liber, 'Özgür', Liberalizm ise
''özgürlük'' demektir. Tarih boyunca farklı düşünür ve
ekonomistlerin öne sürdüğü görüşlerle birçok
liberalizm çeşidi ortaya çıkmıştır. Klasik liberalizmde
bireysel özgürlükler ön planda iken sosyal liberalizmde
özgürlükler ile sosyal adalet arasında bir denge
sağlanmaya çalışılmıştır. Bu görüşü savunan
düşünürlere göre bireylere dayanan aşırı özgürlük,
sosyal adaletin dengesini bozabilir. ''Modern liberalizm''
adıyla da bilinen bu görüşe dönemin birçok
edebiyatçısı da destek oldu. Charles Dickens, ''İki
Şehrin Hikayesi'' ve ''Oliver Twist'' gibi romanlarla
sosyal eşitsizliği eleştirdi.