You are on page 1of 2

KAPİTALİZM NEDİR?

KAPİTALİZM, feodalizmin yıkılmasından beri batı dünyasında egemen olan ekonomik sistemi
anlatmak için kullanılan bir terim. Kapitalist olarak adlandırılan herhangi bir sistemin şartı, insan
harici üretim araçlarının (hepsi birden sermaye olarak bilinen toprak, madenler, sanayi fabrika/an,
vs.) özel sahipleri ile [italikler bana aittir] emek hizmetlerini işverenlerine satan hür fakat sermayesiz
işçiler arasındaki ilişkilerdir.

Siyasi iktisat kolektivizm temel prensiplerini aksiyom ( kanıtlanması gerekmeyen ve kendiliğinden


apaçık olduğu için öteki önermelerin ön dayanağı olan temel önerme.) olarak kabul etmiştir.

Siyasi iktisatçılar bilimlerini, bir toplumun veya bir ulusun kaynaklarını yönetimi, yönlendirmesi,
idaresi olarak tanımlamışlardır. Amaçları ise kaynakları ortak çıkar için nasıl kullanılmasını
gerektiğini incelemektir. Buradaki kaynak ise insandır. İnsanın emeğini toplum için en iyi kullanma
yolunu geliştirmeye yönelindi. İnsandan, toplum için yarar sağlanmak istenilmiştir.

Toplumu inceleyerek, asla tanınmamış veya tanımlanmamış varlıklar arasındaki ilişkileri çalışarak,
insan hakkında hiçbir şey öğrenilmez. Ama siyasi iktisatçılar insanı incelemeden, toplumu incelemeye
ya da sosyal sistemi geliştirme işine girişmişler

Bir ayakkabı imalatçısı, kendi geçimi için ayakkabı sattığını, çalıştığını söyleyebiliriz. Fakat siyasi
iktisatçılar-kabile fikri-, ayakkabı imalatçısının amacının ve görevini topluma ayakkabı satmak
olduğunu söyler.
İnsanın temel hayatta kalma aracı akıldır. Düşünme işlemine başvurulmalıdır. Bir sığınağı nasıl
yapacağını, ateşi nasıl yakacağını, kesici bir aletin nasıl yapılacağını, vb. Şeylerin bilgisine ihtiyaç duyar
ve bu bilgiyi ona düşünme sağlayabilir. Biz çoğu şeyi, düşünen, bir şeyler üreten insanlar borçluyuz.
Bir bilgisayar, aklını işletenler tarafından yahut alınan bilgi mirasını ile geliştirerek üretilmiştir. Diğer
insanlar tarafından üretilen şeylerden yararlanıyor ve çoğu şeyi aklını kullananlara borçlu oluyoruz.

Siyasi iktisat konusunda bu sonuncusu özel bir vurguyu hak etmektedir: insan geçimini sağlamak için
çalışmak ve üretmek zorundadır. İnsan geçimini kendi emeğiyle ve aklının rehberliğinde sağlamalıdır.
Eğer insan emeğinin ürünü konusunda tasarrufta bulunamazsa, emeği konusunda tasarrufta
bulunamaz, hayatı konusunda tasarrufta bulunamaz. Mülkiyet hakları olmazsa diğer hiçbir hak
kullanılamaz.

İnsan kendi kişiliğine, aklına, çalışmasına ve çalışmasının ürününe sahip olan bağımsız birey midir;
yoksa kabilenin (devletin, toplumun, kolektifin) kontrol edebildiği ve ürettikleri çalabildiği mal mıdır?
İnsan kendi var olabilme hakkına sahip midir yoksa hayatını kabileye mi adamalıdır? –Oblomov için
Zahar mı olmalıdır–

İnsan özgür müdür? Bu soruya evet cevabını veren kapitalizmdir. Kapitalizm, tüm mülkiyetin özel
olarak sahiplenildiği, mülkiyet hakların da dahil, bireysel hakları tanımaya dayalı sosyal sistemdir.
Her insan işte istediği kadar ya da gücü yettiği kadar yükselmekte özgürdür. Fakat yükselmesini
sağlayacak tek şey onun ne kadar düşündüğüdür.

Sosyal sistem, bir toplumun kanunları, kurumları ve belli bir coğrafya alanında yaşayan insanlar
arasındaki ilişkileri (bir araya gelme şartlarını) belirleyen ve bir hükümet halinde hayata geçirilen bir
ahlaki- siyasi- iktisadi prensipler takımıdır.
Her insan istediği kadar ya da gücü yettiği kadar yükselmekte özgürdür, fakat onun yükselebileceği
dereceyi belirleyen, sadece onun ne kadar düşünebildiğidir. Fiziksel güçten fazlasını üretmeyen insan
üretim esnasında üretime yaptığı katkının maddi bedeline ya da eşdeğerini tüketir ve ne kendisine ne
de başkasına ilave değer bırakır.

Fakat iş alanında fikir üreten kişi (yeni bilgi keşfeden kişi) İnsanlığa yarar sağlar. Çünkü bu fikir
kullanılacak. Ardından geliştirilip tekrardan insanlara (düşünen kişiler tarafından) Sunulacaktır.

Serbest piyasa, kuvvet kullanımı, hükumet yardımı veya müdahalesi olmadığı durum.

You might also like