Professional Documents
Culture Documents
9 Cilt
9 Cilt
Ibnü'l-Esir
El Kfunil Fi't- Tarih Tercümesi
Bahar
Yayınları
. ,
.
..
..
IBNÜ'L-ESlR
İSLAM TARİHİ
EL-KAMlL Fl'T. TARiH TERCOMESl
Dokuzuncu Cilt
Çeviren~
Or. Abdillkerlm Öıaydın
Redaktör:
Doç. Dr. Mertol Tulum
Oıman B■,pehlivan
Beyaısaray zemin kat no. 25
Tel: 527 60 03 Beyazıt - lıtanbuJ
Dizgi • Tertip • Baskı :
RENK-IŞOFSET -1991 TEL:Sn9174·
lçlNDEKİLER
LARI ... ... ... .. . ... ... ... ... ... . ... . .. . ... . . 140
Yeminüddevle'nin HindistAn'daki Bir Savaşı . .. .. : ... ,.. ... ... 140
HindistAn'a Yapılan Başka Bir Sefer .: . ..... ; .... . .. :.. ... ... 141
Karvaş İle BahAüddevle'nin Askerleri Arasındaki Savaş ... ... 141
ISLAM TARiHi
Cereyan Eden Olaylar ............ ... ... :.. .. : ... ... ... ... 215
Emevilerin Kurtuba'ya Geri Dönüşleri veı el-Mustazhir'in Tah-
ta Çıkması .... ..... .......... ... · ... ... ... ... .... ... . .. ... 21'7
Muhammed b. Abdurrahman'ın Tahta Çıkması ...... .. : ... ... 218
YahyA eJ-Alevi'nin Kurtuba'ya Dönmesi ve Öldürülmesi ... .. . . 218
YahyA ve Kardeşin~n Çocuklarıyla İlgili Olaylar ve İbn Am-
mAr'ın Öldürülmesi , .. ....... . ..... · .. . 219
Emevtler'den Hişam'ın Taht~ Çıkması .. . . .. .. . .. . .. . . . . . . .. 221
Endülüs Topraklarının Parçalanması . . . . . . .. . .. . .. . . . . . .. 223
SultAnüddevle ve Kardeşi Ebfı'l-Fevlris Arasındaki Savaş ... 22!1
İfrlkıyye'de Şiilerin Ôldürülmesl ......... ... .... _. .... ~..
1
230
Çefitli Olaylar .. . . . . . .. .. . . .. . .. ... ... ... ... ... ... ... ... 231
HİCRET'İN DÖRT YÜZ SEKİZİNCİ (M. 1017-1018) · YILI OLAY-
LARI .............. . ...... ,. .. ... ... ... ... ... ... ... ... ... 232
Türklerin Çin'den Çıkışları ve Toğan Han'ın Ölümü·:.. ... ... ... 232
IBN0'L-E81fl
LARI ... ... .. . ... ... ... ... .. . .. . ... ... ... ... ... ... ... ... 265
Sumnat'ın Fethi ... ... ... . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .. . . . . . . . . . . . . ı6s
Müşerrifüddevle'nin Vefatı ve Kardeşi Celalüddevle'nin Melik
Olması . .. ... ... ... .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... 268
Nasruddevle b. Mervan'ın Urfa Şehrine Haltim Olması ... ... ... 268
Sicilya Adasında Donanmanın Batışı .............. . ... -...... , 269
Çeşitli Olaylar .............. ... , ... ... .. . .. . ... .. . .. . . . . ... 270
HİCRE1"İN DÖRT YÜZ ON YEDİNCİ (M. 1026-1027) YILI OLAY~
LARI ........ ..... .... . .... .. ... ... .... .... : ... · ... ... .... 272
AIAüddevle'nin Askerleriyle Cevzakan Askerleri Arasındaki
Savaş .. . ... ... ... ... ... ... .. . ... .. . .. . ... ... ... ... ... ... 272
Karvftş İle Benü Esed ve Haface Arasındaki Savaş .. . . . . . . . .. . 273
BaAdad'da Dahili Karışıklıklar, Türkler ve A)'Jarların Çapul-
culukları . .. . . . . . . . . . .. . . :. . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . 273
el-Esir'in Musul'a Gitmesi ve Beniı Ukayl İle Aralarında Vuku
Bulan Savaş . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . . 274
HafAce'nin Enbar' ı Ateşe Vermesi ve Eb0 KAlictır'a litaat Et-
mesi ....... ........... .... ,. ... ... ... ... ... ... ... ... ... 274
İfrikıyye'de Ketame ve Zenata Kabileleriyle el-Muizz b. Badis
Arasında Barış Yapılması ... .. . ... ... ... ... .. . ... ... ... ... 275
HammAd b . el-MansOr'un Vefatı ve Yerine OAlu el-Kaid'in
Geçmesi .. . . . . .. '. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . • . . . . . . . . . . .. · 275
0
Htcii~~l~ ~ı~; .YÜZ .ÖN.. SEKİziNcf (M.:io21~iô2a)· YİLl 275
OLAY LARl . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . 277
AlAüddevle İle tspehbüd ve Taraftarlan , Arasında Çıkan Sa-
vaş, Bunu Takip Eden Karışıklıklar . . . . . . , ,.. . . . . . . . . . . . . . . . 277
Batiha Ahalisinin Melik Ebfı KAlicAr'a Karşı İsyanı . . . . . . . . . . . . 278
EbO Kfılicar'ın Kirman Meliki Olan Amcasıyla Barış Yapması . 279
BaAdad'da Hutbenin Celalüddevle Adına Okunması ve CelAlüd-
devle'nin Bağdad'a Gelmesi .. . . . : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 280
EbO'l-Kfısım b. el-Mağribi ve Ebü'l-HattAb'ın Ölümü .... , . 281
Çeşitli Olaylar . .. .. . . . . .. . . . . .. . ... .. . . .. .. . .. . . .. ... .. . .. . 281
IBNO'L-ESIR
EbQ Ali b. MAkOl&'nın Basra'ya Gltmeıi ve ÖldürUlmeıl ... ... ... 313
CelAlüddevle'nhi Askerinin Basra'yı lstill Etmesi ve Şehri On-
lardan Alması . ...... ................. ...... ... . ~. ... ... ... 314
FazlQn el-Kürdl'nln Hazar Ülkesine DUzenlediAi Sefer ·ve Yap-
tıkları ............... ... ... ........... : ... ... ... ... .... ... 315
Veliahta Bey'at ... ... . .. ... . .. ... ... . .. ... .... .. . ... .. . .... 315
HlC~;~!l~
LARI
~1?J~ y~z-YiiiMi' lKtN'cı' ciı,t:'ioaô-i'o3i') iiiXoi:Av~
........................... ......... .. . ........ ., ... 317
316
324
Or(junun CelAlüddevle'ye Saldırması ve Onu BaAd.Ad'dan Uzak-
laştırması, .. . . :. .. . .. . . . . . ...... ·.... . . . .. . . . . .. • . .. ·... . . . .. . 324
AlAüddevle b. KAkeveyh'in Mes'Qd b. MahmQd b. s'ebtlktekin'in
Ordusu Karşısında MağlQp Olması .. .... . :: .. ·.... . L ... ... ... 325
Hlc~:~~l~
OLAYLARI
0
b8J~; .ioz' YİR.Mİ 'öciaoÜNctf'c~: iôai~{033) 'vıLİ
... ... ... ... ... . .. ... ... .. . ... ... .... ... ... ...
326
3213
Mes'O.d'un Gazne'ye Geri Dönmesi, Rey ve el-CibAl'de Çıkan
Karışıklıklar · . .. .. . .. . . .. :.. . .. .. .._ .. . .. . .. . .. . . . .. .. . .. . .. . . 328
Mes'Od'un Save Hakimini MaAlOp Edip Öldürmesi .. . . . . .. . .. . 329
Celilüddevle'nin Basra'yı İstilA Etmesi ve Daha . Sonra Şehrin
Onun Emrinden Çıkması .. . . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. . . . . .. . .. . .. . j29 ·
CelAlüddevle'nin Saraydan Çıkarılması ve Sonra Tekrar Oraya
İade Edilmesi .. . . . . .. . . ..· . . . .. . .. . . . . .. . .. . . .. .-:. . .. · 330
Ahmed Yınaltekin'in İsyanı ve Öldürülmesi ... ... ... ... ... ... 337
Mes'Od'un CilrcAn ve TaberistAn'a Hakim Olması .. . . . . ·... . . . 338
lbn VessAb İle Rumların lbn MervAn'ın Ülkesine Yürümeleri... 339
ııtc~~~!l~ bö~; 'yü"z' viıiM{·YEDİNci ·cM:i"oj5-İÔ36). iıii
0 0 339
OLAYLARI . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... ... . .. . .. ,... . .. .. .. .. . ... 341
Ordunun Celaüddevle'ye Saldırması .. . ... ... ... ... ... ... .... 341
Sehl b. el-HamdCıni İle Alaüddevle Arasındaki Savaş . . . . . . .. . 341
ez-ZAhir'in Vefah ve Yerine OAlu el-Mustansır'ın Geçmesi ... . .. 342
es-Süveyda ve Urfa Varoşlarının Fethi ... ........... : ... ... 342
es-Senfısine'nin Hacılara Hainlik Edip, Onları Yakalamalan ve
Aldıkları Şeyleri Geri Vermeleri ...... ... . .. ....... · ... ... .. . 343
el-Muizz İle Zenata Arasındaki Savaş ... ... ... ... ... ... ... ... 34-1
llİC~~~ı~ baö~{ Yü'i YİRMİ ..SEKlZİNct ..(M:·1Ôi6:ioi1i .YILİ
O 0
334
OLAYLARI ........... .... .... ........... .. .... ... ...... . 346
Ce1Alilddevle İle Barstoğan Arasında Çıkan Anlaşmazlık . . . .. . ~46
CelAlüddevle İle Ebü KftlicAr Arasındaki Barış ve Akrabalık
Kurmaları .. . . . . .. . . . . .. . \.. . . . . .. . .. . . . . . .. . . . . . . . .. .. . 347
Çeşitli Olaylar . . . . .. .. . . . . . .. . . . . . . .. . . . . .. . .. . . . . . .. , . . . . . . 347
HlCRET'İN DÖRT YÜZ YİRMİ DOKUZUNCU (M. 1037-1038) YI-
LI OLAYLARI · . . . . . . . . . .. .. . .. . .. .. . . .. . .. .. . . . . . . . .. . . . . 34!3
Abhazlann Tiflis'i Muhasarası ve Daha Sonra Kuşatmayı Kal-
dırıp Oradan Ayrılmaları . .. .. . .. . . .. .. . .. . . .. ' ... . .. 349
Tu;trul Bey'in Horastın'da Yaptıkları ... .. . ... ... . .. .•. . .. ... 349
Celtılüddevle'ye Melikü'l-Müluk Unvanınının Verilmesi .... .... 351
Çeşitli Olaylar ..................... 1 . . . . .. : .. ... •• • ... .. • 351
HİCRET'İN ·DÖRT YÜZ OTUZUNCU (M. 1038-1039) YILI OLAY- · .
LARI .... ............ ............ :. .. . ... ... ... ... ... ... 353
Melik Mes'Od'un Gazne'den HorasAn'a Gelmesi ve Selçukluları
· Oradan Uzaklaştırması . . . .. . .. . . . . . . . . . . .. . . . . .. . .. . . . . .. . 353
Ebu'ş-Şevk'in HOlincAn Şehrini Ele Geçirmesi . . . .. ... : .. . . . . ... 355'
Harran ve Rakka'da AbbAsi Halifesi Adına Hutbe Okunması .. . 355
Çeşitli Olaylar . . . . . . .. . .. . . .. .. . : .. .. . .. . . . . . .. . . . .. . .. . . . . 356 .
HİCRET'İN DÖRT YÜZ OTUZ .BİRİNCİ (M. 1039-1040) YILJ OLAY-
1
LARI ... .......... .. ............. '... ... ... ... ... ... ... ... 357
Melik EbO Kalicir 'ın Basra:ya Hakim Olması .. 7 ... .. . ••• ... 357
Ebt1'1-Kftsım. b . Mükrem'in Olilmünden Sonr{l UmAn'da Meyda-
na Gelim Olaylar . .. . . . . .. ' .. . .. . .. . .. . . .. . . . . . . . .. . .. .. . .. . 358
Ebü'l-Feth b. Ebü'ş-Şevk İle Amcası Mühelhil Arasındaki Savaş . 359
Türklerin CelAlüddevle'ye Karşı Ayaklanmaları .. . .. . .. . .. . .. . · 360
0
HİC~~~!l~ Jıg~; y'oz·oTuz ·ıidı-icı ·cM:·io4o-İÖ4İ). vii.i'6[~y~ 360
LARI .. . : ..... ...... .................. .-. . ... ... ... .. . ... 361 ·.
Selçuklu Devletinin Kuruluşu ve Sırayla Haberleri ... ·. .. .. . .. . 361
Sultan Mes'Qd'un Yakalanıp Öldürülmesi ve Kardeşi Muham-
med'in Hükümdar Olması ... .. . ·..·. .. . .. . . . . . . . :.. . . . .. . . .. 370
MevdOd· b. Mes'Od'un Hükümdaı;- Olması ve Ariıcüı Muham-
med'i Öldürmesi ... ...... ...... .-.. ... ... ... ... ... .... ... ... 372
Celalüddevle İle Musul Hakimi Karvaş Arasında Çıkan An-
ISLAM TARiHi
lnşmazlık . .. . . . . . . .. . .. . . . . .. . .. . . .. .. . .. . .. , . . . .. . . .. . . . 373
Ebü'ş-Sevk'in DakökA'ya Hakim Olması ... ... ... ... 375
Mısır ve Bizans Askerleri Arasındaki Savaş .'.. ... .. . 375
el- Muizz İle HammAdiler Arasındaki Anlaşmazlık . . . . . . 376
AlAUddevle ile Ebu'ş-Şevk Arasındaki Barış ... ... ... .. . 376
Çeşitli Olar,lar .. . . .. .. . . .. . .. .. . .. . .. . .. . .. . .. . . . . . .. 377
JllCilET'İN DÖHT YÜZ OTUZ ÜÇÜNCÜ (M. 1041-1042) YILI
OLı\ YLARI .. . . .. . .. . .. .. . . .. .. . ... .. . ... . .. .. . 378
Alaüddevle b. K~keveyk'in Vefatı . .. ............ , .. ... ... ... 378
Tuğrul Bey'in Cürcftn ve Taberistftn'a Hakim Olması ... . .. .. . 37B
Bizans İmparatorlarının Durumu .. . .. . .. . .. . . .. .. . . .. .. . . .. 379
ed-Dezberi'nin Suriye'deki Nüfuzunun Kırılması ve Ülkede
Meydana Gelen Olaylar . .. . .. . .. .. . . .. . .. .. . . .. . .. . .. .. . . .. 382
Çeşitli Olaylar .. . .. . .. . .. . . .. .. . .. . .. . ... . .. . . . . .. .. . .. . .. . 383
lllCRET'İN DÖRT YÜZ OTUZ DÖRDÜNCÜ (M. 1042-1043) YILI
OLAYLARI . .. .. . . .. .. . . . . . .. .. . . .. ... ... .. . ... .. . . .. ... 385
TuArul Bey'in Harezm Şehrini Zapt Etmesi . .. .. . . .. ... .. . . .. 385
İbrahim Yınal'ın Hemedan Üzerine Yürümesi ve Meydana Ge-
len Olaylar .. . .. . . .. .. . . .. . . • .. . . .. . . . . .. .. . . .. . .. . . . . . . .. . 387
Tu~rul Bey'in Rey'e Gitmek Üzere Yola Çıkması ve el-Cibal Di- ·
yArını Ele Geçirmesi .. . . .. . .. .. . .. . . .. . .. .. . • . . . .. .. . .. . .. . 388
Tu~rul Bey'in Askerlerinin KirmAn Üzerine Yürümeleri ... ... 389
Emirü'l-Mü'minin el-Kaim BiemrillAh ile CelAlüddevle Ara-
sındaki Soğukluk .. . .. . . .. . .. . . . . .. .. . .. : . . . .. . . . . . .. . . . .. . 390
Şehrizfır ve piğer Şehirlerin Muhasara Edilmesi . .. .. . . . . .. . . .. 391
Sekin'in Mısır'da İsyan Etmesi .. . ... ... ... ... ... ... ... ... ... 391
Çeşitli Olaylar .. . . .. .. . ... ... .. . . .. . .. .. . ... .. . . .. .. . .. . . .. 391
HlCRET'İN DÖRT YÜZ OTUZ BEŞİNCİ (M. 1043'...1044) YILI
OLAYLARI . . . . .. .. . . .. .. . . . . .. . . . . .. . . . . . . . .. . . . . . . . .. . 393
Müslümanlarla Yabancı HristiyanlarJn İstanbul'dan Çıkarıl•
maları ... ... ... ... ... ... .. . ... ... .. . ... ... .. . ... ... ... ... 393
CelAlüddevle'nin Ölümü ve Eb<l KAlicar'm Melik Olması . . . . . . 393
EbQ'I-Feth MevdOd b. Mes'ud b. Mahmud b. Sebüktekin(in
Durumu ...... ... ............... . ...... .. . .. .... .. . ... .. . 395
Mevdud'un Hindistan'daki Bir kaç Kaleyi Zapt Etmesi ........ . 395
Melik Ebü KalicAr İle FerAmürz b. Alaüddevle Arasındaki An•
laşmazhk .. . ...... .. .................... ..... .. . .. . .... .. 396
MaverAilnnehr'deki Türklere Dair Haberler .. . ,....... . 396
Rumlar ve İstanbul'a Dair Haberler.. . .. . ... . .. ... . .. .. . 397
el-Mulzz'ln İfrikıyye'de el-KAim BiemrilUih'a İtaat Ar.z Et·
mesi ... ... ... ... ... ... ... ... ... ... . .. .. . .. . 397
HİC~~*•tl~ ~l;~; "vöz 'ö-rüz:·A'i.TİNci 'iM:·io4'4,. iÖ45) .YJLİ
0 0 398
OLAYLARI ...... ........ . , .. ...... ............ ........ . 399
MAverMnnehr'deki İsmiiililerin Öldilrülmeleri . .. . .. .. . .. . .. . 399
Hutbenin Melik Ebü KAJicar Adına Okunması ve Ebıl KAll-
car'ın BnAdad'a Gitmesi ... .. . .. . . .. . .. . .. . .. . .. .. . . .. 399
Çeşitli Olaylar .. . .. . .. . . .. .. . .. . .. . .. . ... .. . .. . . . . .. . 40iJ
HİCRET'İN DÖRT YÜZ OTUZ YEDİNCİ (M. 1045-1046) YILI
OLAYLARI , ............................................ . 402
IBNO'L-ESIR
Otuzların
FesA Şehrini lııtlll Etmeleri .. . . .. . .. . .. . . . .. . 429
Hfırlctlerin UmAn'ı İstilA Etmeleri . . . . .. . . . . .. . .. . . . .. .. . .. . . .. 429
Arapların İfrikıyye'ye Girmeleri . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . . . . .... . 430
Çeşitli Olaylar ... :.. ............ .. . .......... .. ... . ... .. 433
HİCRET'İN DÖR't YÜZ KIRK ÜÇÜNCÜ (M. 1051-1Q52) YILI
OLAYLARI ... . ....... . ...... ............ ..... . ........ . 434
Surrak'ın Yağmalanması, Bu Sırada Vuku Bulan Savaş ve el-
Melikil'r-Rahim'in RAmhürmüz'ü Zapt Etmesi ... ·. .. . . . .. . .. . 434
el-Melikü'r-Rahim'in lstahr ve ŞirAz'a Hakim Olması ........ . 435
el-Melikü'r-Rahim'in AhvAz'da Mağl'llp Olması .. ............ . 436
Bağdad'da Halk Arasında Çıkan Karışıklıklar ve Meşhed'in
Yakılması . . . . . . .. . . . . . .. . . . • . . . . .. · . .. . .. . .. . . . . . . . . . . . . . .. 436
BenQ Kurra Kabilesinin Mısır'da el-Mustansır Billfıh'a Karşı
Ayaklanması . . . . . . . . ~ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . : . . . . . .·. . . . . . . . .. 43a
Zaimilddevle'nin Vefatı ve Kureyş b. Bedrfın'ın Emir Olması · .. 439
Htci~*~:~ °ri6J~ yi}z
OLAYLARI
..K.İİu~· DôRÖÜNCÖ (t.ıtios2-iÖs3) YİLİ
......... . :~ ...... ...... ......... ... ·... ..... .
0 0 439
441
Gazne Hükümdarı Abdurreşid'in Öldürülmesi ve Ferruh-zAd'ın
Hükümdar Olması .. ." . . . .. . . . . . . : .. . . . . . . . .. . .. . . . . . . ,. 441
OAuzlar'ın Fars'a Varmaları ve Orada MaAIQp Olmaları 443
~ureyş lıe ~ardeşi'el-Mukallid Arasındaki Savaş ... · ... . .~ ... , 444
Karvaş'ın Ölümü .. . . . . . . . . . . . . .. . .. . . . . .. ... . 445
el-Melikü'r-Rahim'in Basra'yı lstHA Etmesi . . . . . . . . . . .. 445
Sa'di'nin Irak'a Gelmesi ...... ... ........... . .. ; ... .... .,. ·446
Çeşitli Olaylar ............... .. : ... :.. .... . .. ...·. ........... . 447
HİCRET'İN DÖRT YÜZ KIRK BEŞİNCİ (M. 1053-1054) YILI OLAY-
LARI ... .'..... ......... · ..................... ......... , .. . 449
BağdAd'da Sünniler ile Şiiler Arasındaki Karışıklıklar ...... ..... 449
el-Melikü'r-Rahim'in Errecin ve Yörelerini 1sti1A Etmei ..... . 449
Sultan Tuğrul _B ey'in Hastalanması . . . . .. . . . . .. . . . . .. . . . . .. . .. 450
Sa'di b. EbQ'ş-Şevk'in Tekrar ·el-Melikü'r-Rahim'e İtaat Arz
Etmesi .... .. .................. ...... .............. . 450
Emir Eb0·Mansur'un Ştraz'a Dönme9i ... ......... , .......... . 451
el-BesAslri'nin Kürtler ve Bedevi Araplara Saldırması ; .. . .. ·: ·· 451
Çeşitli Olaylar . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. ·... . .. . . . . . . .. . . . . . . . . .. 452
HlCRET'İN DÖRT YÜZ KIRK ALTINCI (M. 1054-1055) YILI OLAY-
LARI .................... ; .... '. . ... ... · .. .' ..... ....... ,.. . 453
Tilrklerin BaMAd'da Karışıklık Çıkarmalan . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 453
Tuğrul Bey••n AzerbaycAn'ı lstllA Etmesi ve Anadolu, Gaz.Ası .. . 454
Ben0 Haffıce'nin YaptıAı Savaş ve MağlOp Olması ... ..... ... . 455
Kureyş b. Bedrftn'ın Enbftr'i lstilA Etmesi ve HAkiın Olduğu Yer-.
terde Tu,trul Bey Adına- Hutbe Okutması . . . . .. . . . . . . : .. . . . . .. 455
el-KAid b. HıımmAd'ın Ölümü ve Onun Ölilmilnden Sonra Aile-
sinin Başına Gelenler . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . .. . . . . . .. ... 456
el-Beslslrl İle Halife Arasında Anlaşmazlığın ·Başlangıcı ..... . 456
OAuzlarıh ed-Destkere ve Dilter Bazı ·Şehirlere Varmaları ..... . 457
HİC~~~~ ~b~; "iöi .KiiK···vEDiNci' :(.M.'İ'.055-İÔssj'ı 'vii:i
0 458
OLAYLARI ... ... . .. ... ... ... ... ... ... ... ........ . 459
IBNO'L-ESlR
Hic~i~!I~
0
~b~; 'yfiz' İ<İRK 's"EKiziİici ·c~tiosii-i'ôsij .YILİ 455
·'
OLAYLARI ... ·........................... : ....... :....... . ·468
Halife'nin TuArul Bey'in Kardeşi Çağrı Bey'in Kızıyla NikAh- • ·
}anması . . . . . . . . . . .. . .. . . . . . . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . 468
el-Muizz b. BAdis'in Köleleriyle Oğlu Temtm'i.n Köleleri Ara- ·
sındaki Savaş . .. .. . .. . . .. · . . . .. . .. .. .. . .. . . .. '. .. .. . .. . . .. · ... · 468
el-MUlessimiler (MurAbıtlat) Devletinin Kuruluşu .. . ... ... 469
Yfisuf b. Taşfin'in Hükümdarhfı .. . ... .. . ... .. . .. .... -. .. 471
EbQ'l-Ganaim b. el-Mühallebfm'ın Beyaz Elbiseler Gıymesi .. : . . . 473
el-Besasiri ile Kureyş Arasındaki Savaş ... ... ; .. ... .. . ... .. . 474
Sultan TuArul Bey'in' Musul'a Gitmesi .. . .. , . .. .. . . .. .. . .. . . . .. 474
Nfiruddevle Dübeys b. Mezyed ile Kureyş b. BedrAn'ın Tekrar
Sultan Tuğrul Bey'e İtaat Arz Etmeleri ... . .. .. . . .. .. . · .. . . .. 476
Sultari'ın DiyArbekir Üzerine YU~mesi ve SincAr'da Yaptıkları. 477
Mısır ordusu ise Oımaşk'a gidip orada karargah kurdu. Gayeleri Kas- .
sam'a karşı· bir komplo düzenlemekti. Asıl maksatla~nı ondan gizledi1er
ve şehirde güvenliği sağlamak ve halk~ işkence edilmesini önlemek için
geldiklerini söylediler. Kumandan EbO Mahmfid 370 (980·- 981) yılında öl-
müştü . Şehri o idare ediyor, fakat Kasslm'ın sözü geçiyordu. O ölünce ye-
rine Ceyş b. es-Samsama geçti. Ceyş, Ebu MahınO.d'un yeğeniydi. Göreve
geldikten sonra Yeltekin'in huzuruna gitti, Yeltekin'in şehirde huzur ve
güvenliği sağlamak için geldiğini zannediyordu. Yeltekin'den adamlarıyla
beraber şehir ·dışına çıkmalarını istedi. Onlar da şehri terkettiler. Kassam
18NO'l-El1R 17
Çeşitli Olaylar
F. 2
18 IILAM TA,ılHI
KAbQs durumdan haberdar olunca ona dolnı yola çıktı. EıterlbAd yö-
resinde karşılaştılar, sabahtan öAleye kadar savaştılar. CemazlyUlevveJ
ayında (Kasım 981) vuku bulan savaşı kaybeden KAbQs ve adamları, zahire
ve mallannı depo\adıklan bazı kalelerine doAru hareket ettiler ve'bu kale-
lerden diledikleri malları aldıktan sonra NisAbtir taraflarına doğru yönel-
diler. NisAbQr'a varınca Fahrüddevle de ona katıldı ve böylece her i)[isi-
nin ayrılan askerleri de yeniden onl~rla birleşmiş ~ldu.
Fahrüddevle ve KAbQs'un NişAbQr'a gelişleri HUsAmüdde:vle EbQ'l-Ab-
b&s Taş'ın HorasAn valili!i sırasındaydı. HüsAmüddevle derhal Emir EbQ'l-
K&sım NQh b. MansQr'a mektup yazıp o,nların NisAbOr'a girdiklerini ha-
ber verdi: Öte yandan Fahrüddevle ve KAbtis da NQh'a .mektup yazıp vazi-
yetlerini bildirdiler ve MüeyyidUddevle'ye karşı kendisinden yardım is-
tedller. Bu sırada Emir NOh'un cevabi mektubu HüsAmüddevle'ye ulaştı. ·
Emtr NQh mektubunda onlara itibar göstermesini, ikramda bulunmasını,
asker toplayıp onlarla beraber yola ç~umr ve her ikiatni de ülkelerine
iade etmesini emrediyordu. Veziri EbQ'l-HUseyn de gönderdiği mektupta ·
aynı hususlara işaret ediyordu. · ·.
Sicilya Emiri EbQ'l-KAaun bu yıl zilkad!,! ayında (Mayıs 982) cihad et•
mek amacıyla Medine'den yola çıktı. ··
Bu arada Frank hüktımdarlarmdan Basileios kalabalık bir Frank top•
luluğuyla · Sicilya adasına çıktı, Malta kalesini bir süre kuşattıktan sc?ıra
ele geçirdi: iki Müslüman birliğini de imha etti. Bunun üzerine Emtr Ebli'l-
KAsun askerleriyle beraber onu bu kaleden uzaklaştırmak gayesiyle hare-
kete geçti. Ontın kaleye yaklaşması üzerine Basileios korkmağa başladı,
Ueri gelen adamlarını topladı ve bnla~a: cBulunduğum bu yerden geri dö-
neceğim, beni bu düşüncemden vaz geçirmeye çşlışmayın» dedi ve adamla-
rıyla birlikte oradan arrıldı.
Çefitll Olaylar
Qu yıl Bağdftd'daki Kerh mahallesinde yangın çıktı . Bir çok yer yandı
ve pek çok insan öldü. Yangın bir hafta sürdü. .
Adududdevle bu yıl içinde Kadı Eb1l Ali el-Muhassin ~- Ali et-TanO.-
IBNO'L-ElfR 23
ht"yl yakalatıp yanına getirtti ve idare ettltl 9ehirlerdekl görevine ıon
verdi. O Hanefi mezhebine mensuptu, _ŞAfli 1 nin şiddetle aleyhindeydi ve
ona dil uzatırdı . Allah belhını versin!
Adududdevle bu yılda EbO lshAk İbrlh.lm b. HiW es-SAbi'yi serbest
bıraktı. O, 367 (977 - 978) yılından berJ hapisteydi. Hapsedilmesinin ses~bi
~~~ = .
Ebu İshAk, Bahtiyar adına yazdığı mektuplarda Adududdevle ile ara-
larında ihtiltf olduğunu 'antatır ve efendisine · akıl verirdi. Halife et-TAl'
adına Adududdevle'ye yazdığı mektuplar da aynen böyleycJi. İzzüddevle'
ye «Şahinşah:. lakabı verildi, böylece. eşitl~ Adududdevle aleyhine bozul-
du. Adududdevle buna çok içerledi ve onu cezalandırdı. .Bu gerçekten tu-· .
haf olaylardan biriydi. Halbuki efendisine akıl verdill için Adududdevle'- ·
nin nezdinde büyümesi ve itibarının artması gerekirdi. Adududdevle onu
serbest bırakınca kendi tarihleriyle ilgili malOmatı ihtivA eden, devletleri-
nin iyi taraflannı ortaya koyan bir kitap yazmakla görevlendirdi. · O da
Deylemtler Devleti hakkınc;la «Tacb ·diye· meşhur · olan_ bir tarih kitabı
yazdı.
Aduducldevle'nin Ölümü
Beşincisi şöyle dedi : «Bu dünyayı boş bırakıp gitti, azıksız ve binitsiz
göçetti.» •
Çqitli Olaylar
İbn StmcQr mağlOp olunca EbQ'l-AbbAs, Emir NOh ve veziri İbn Uzeyr'
den bağışlanmasını istemek, onların tarafına geçerek İbn Simcfır'dan ay-
32 il L.A M TA A I H1
HAcib el-Muzaffer b . Ali uzun ıUre idareyi elinde tutup, gücü ve kuv
veH artınca Bat1ha'ya tek başına bakim olmak istedi. SamaAmilddevle'nin
11Azından bir mektup yazdırdı, bu mektup Battha·vill~in kendtsineve-
rildiğine dair bazı hükümleri ihtiva ediyordu. Mektubu yabancı bir atlıya
verdi ve asker ve kumandanlann kendi huzurunda· toplandıAı blı- sırada
bu mektubu getirmesini ·emretti. O da Hkib ·eı-Muzaffer'in dediğini aynen
yaptı ve toz toprak içinde onun huzuruna çıkıp mektubu teslim etti. H&cib
el-Muzaffer mektubu öptükten sonra açtı ·ve •kerlerin önünde okudu.
Hepsi «işittik , tiaat ettik,,. dediler. Hlcib el-Muzaffer ıonra, Ebı1'1-Melli'
yi azledip annesinin yanına gönderdi ve her ikisine de muş tabaiı· etti,
daha sonra ise onları Vtsıt'a sürdil. Yiyecek va. maırafiarını gönderiyor-
du. HAcib el-Muzaffer riıilstebld bir yi5netlm kurdu, fakat ha,lka ka11t iyi
davrandı ve bir müddet halk arasında adaletle hilkmetti.
F. 3
34 taLAM TARiHi
c;eşi~li
mallar verdi, ayrıca rehbedlk etmek· üzere bir de kılavuz gönderdi.
Yol çok dardı, Cillikiyye (Galicia) topraklarına geceleyin . girdiler, şehre
ynkın bir bahçede gizlendiler. Orada yakaladıklarını öldürdüler, ağaçları
kestiler. Sabahleyin karşılarına şehir halkından bir topluluk çıkb, onları da·
kuşatıp ele geçirdiler ve hepsini öldürdükten sonra· geri döndüler.
Bu yıl Biz el-KUrdt'nln gUcil kudreti iyice arttı. BAz'ın asd adı Ebu
Abdullah el-HUseyn b. DQstek olup Hamidiyye Kürtlerindendi. Bb baş-
IBNO"L-E81R 37
Çe,ltll Olaylar
yakınlarına kadar geldiler ve biraz mal alıp anlaştıktan sonra geri dön-
düler.
· Bu yıl cemaziyülAhir ayında (kasım-aralık 983) Satd. b. Sellim Ebu Os-
man el-Mağribi NtşAbQr'da öldü. KayravAn'da doğmuştu.· Suriye'ye gitti
ve orada EbO'l-Hayr el-Akta' ve diğer bazı şeyhlerle dostluk kurdu. Ta-
ı.avvuf ehlindendi.
UICRET'lN ÜÇ YOZ YETMlŞ DÖRDÜNCÜ (M. 984 - 985)
YILI OLAYLARI
{Ziyar daha sonra Hacib Sa'd'ın kumandasındaki bor Örduyu Biız'ı ya-
kalamak üzere gönderdi. Bu ordu Ceziret İbn ômer'e girdi. Başka bir as-
keri birliği de Nusaybin'e gönderdi, fakat bunlar kumandanları aleyhinde·
ihtilafa düştüler, Baz'm üzerine yürüme konusunda kumandanlara karşı
çıktılar. Baz ise Diyarbekir'e büyük bir kalabalık toplamıştı. Bunun "üzeri-
ne Samsamüddevle'nin veziri, Sadüddevle b. Seyfüddevle b. Hamdan'a bir
mektup yazıp Diyarbekir'i kendisine teslim etmek istediğini bildirdi, o da
oraya bir ordu gönderdi. Fakat Baz'ın adamlarıyla çarpışacak kadar kuv-
vetleri yoktu, bu yüzden Haleb'e döndüler. Meyyafarikin kuşatması sıra
sında onun askerlerinin gücünü bizzat müşahede eden Sa'd, Baz'ı öldür-
mek için hileye başvurdu ve bu iş için bir adam görevlendirdi. Adam gece-
leyin Baz'ın çadırına girdi ve bir kılıç vurdu .Kılıcı Baz'ın başına indirdi-
ğini sanıyordu, halbuki darbe bacağına isabet etmişti. Bftz feryad edince·
adam korkup kaçtı . Buz bu darbenin etkisiyle hastalandı ve neredeyse öle-
cekti. Yanında pek çok adam toplanmıştı. Ziyar ve Sa'd'a elçi gönderip ba-
rış teklifinde bulundu . Sonu~da bir anl~şmaya , vardılar. Buna göre, Diyar-
bekir Baz'a verilecekti, aynı şekilde Tur Abdin'in yarısı da ona ait olacak-
ı '
tı. Ziyar Bağdad'a gitmek üzere ayrıldı, Sa'd ise Musul'a .kaldı.
IILAM TARiHi
Çe,ltll Olaylar .
malarındandı .
Köre'de ŞerefUddevle adına hutbe okuttular, halk onların
şerlerinden
korkup rahatsız olmağa başladı. Korkmalarınm. bir sebebi de
Adududdev}e ve Bahtiyar'ın onlara bir çok yeri ikta etmiş olmasıydı,.
Çe,UU Olaylar
Bu sene UmmAn'da denizden filden daha büyük bir kuş çıktı. Orada-
ki bir tepeye konup yüksek sesle ve anlaşılır bir ifadeyle üç defa: «Yaklaş
tı! yaklaştı! yaklaştı!» diye bağırdıktan sonra tekrar denize daldı. Aynı şe
yi üç gün yaptı . Sonra kayboldu ve bir daha görünmedi.
Bu sene Samsamüddevle Bağda<l'da satılan pamuk elbiseler üzerine
% 10 vergi koydu. Bunun üzerine halk el-Mans0r Camii'nde toplandı ve na-
mazı kesmeğe karar verdiler. Şehirde neredeyse fitne çıkacaktı, sonunda
bu vergi kaldırıldı.
İbn Müeyyidüddevl~ b. Büveyh bu yıl içinde vef~t em: Samsamüd-
devle taziyeleri kabuie başladı. et-Tfti' LillAh da taziye için Samsamüdôev-
le'yi ziyaret etti.
· Meşhur ŞAfii fakihi Ebfl Ali el-Hasan b. el-Hüseyn b. Ebt1 Hureyre
bu sette Irak'daki Şafiilerin lideri EbO'l-Kbım Abdül Aziz b . AbduJlah ed-
Dareki de bu yıl şevval ayında yetmiş küsür yaşında öldü. Maliki fakihi
Eb0 Bekr Muhammed b ..Abdullah b. Muhammed b. Sllih ?e bu sene öldü.
287 yılında (900) doğmuştu. Kadı el-KudAtlık görevine tayin edilmek isten-
diyse de o kabul etmedi. Yine meşhur tasavvuf alimi ve muhaddis el-Ve-
lid b. Ahmed b. Muhammed b. el-Velid Ebil'l-Abbas ez-Zevzeni de buse-
ne vefat edenlerdendir. Güzel eserleri vardı .
HİCRET'İN ÜÇ YOZ YETMiŞ ALTiNCi (M. 986 - 987)
YILI OLAYLARI
el-Muzaffer b. Ali bu sene vefat etti, yerine kız kardeşinin oğlu ve ve-
liahdı Ebu'l-Hasan Ali b. Nasr geçti. Şerefüddevle'ye haber gönderip qağ
lılık ve itaat arzetti ve valiliğinin tasdik edilmesini istedi. Bu teklif kabul
edilip kendisine «Mühezzibüddevleıt lakabı verildi. Halka karşı iyi davran-
dı, pek çok hayır ve ihsanda bulundu. Bunun üzerine halk onun yanına
akın etmeğe başladı, korkup kaçanlar onun yanında emniyete kavuştular.
48 18LAM TARiHi
Çqitll Olaylar
Bu yılda Musul'da büyük bir deprem oldu, pek çok ev yıkıldı ve bir
çok kişiöldü. .
Bu sene Irak'ta çok büyük kıtlık oldu, bu yüzden halkın büyük bir
kısmı bölgeyi terketti.
Sebebi şudur :
Şerefüddevle kendisinden ayrılıp amçası FahrUddevle tarafına geçtiği
için Bedr'e çok öfkeli ·ve kızgın<Jı. BağdAd'da tahtına iyice yerleşip halle da .
kendisine itaat ve bağhlığİnı bildirince hemen Berd'ln işiyle ilgiJenmeAe
başladı. Bu sırada• Karatekin de haddi aşmış, şım~rarak tahakküme kal-
kışmıştı. Halkı Şerefüddevle'nin nAiblerlne karvı himaye ediyordu. Şere-_
,fUddevle bu vesileyle onu başından uzaklaştırmayı UY.gun buldu. Eğer Ka-
:; ratekin Bedr'i mağlQp edersi:! ona karşı beslediği kin yatışaca~. Bedr ga-
:Iib gelecek olursa da zaten ondan · kurtulmuş olacaktı.
Bu sebeple Bedr'e karşı harekete geçtiler, Bedr de gerekli hazırhkla
hnı ikmal edip asker toplandı. İki taraf Karmisin'deki vadide karşı karşı
ya geldiler. Savaş başlayınca Bedr mağlQp olup gözden kayboldu. Kara-
tekin ve adamlan da onun geçip gittiğini zannettiler ·ve atlarından inerek
~dırlarına dağıldılar. Daha henüz bir saat bile geçmemişti ki, Bedr geri
dtsnUp onlara saldırdı, ata binmelerine dahi fırsat vermedı. Pek çok kişiyi
tsldürdü ve askerlerin elindeki her şeyi aldı . Bu arada Karatekin bir grup
kölesiyle kaçıp kurtuldu, Nehrevan köprüsüne vardı. Ordusunun bozulan
askerleri kendisine iltihak edi~ceye kadar orada kaldı ve sonra BağdAd 'a
girdi. .
Bedr bundan sonra el-Cibal yöresini ve oraya bağlı şehir ve kasabala-
rı istila etti, böylece durumu kuvvetlendi. Karatekin'e gelince, bu• mağlQ
biyeUen sonra şımarıklığı arttı, şuna buna iftira etmeğe başladı . Askeri
karışıklilc çıkannağa ve Vezir EbQ MansQr b. SAlihAn'ın üzerine saldırma:.
F. 4
eo IILAM TARiHi
Aa te,vlk ettl. Onu hOfuna gitmeyen bir tarzda karşıladılar, fakat o onla-
ra kar,, iyi davrandı ve geri gönderdi. Bu arada Şerefüddevle vezir ile
Karatekln'l barıştırdı ve Karatekin aleyhinde planlar hazırlamaja başladı.
Bir kaç gilh geçmedi ki, Karatekln'i, yakın adamlarını ve kAtiplerinl yaka-
lattı, mallarına el koydu." Bun'un üzerine orduda karışıklık çıkınca Şere
füddevle de onu öldürdü, böylece ortalık şokuna kavuştu . Sonra ordunun
başına HAcib Toğan'ı getit'di. Sonunda hepsi itaat ettiler.
Bu sene Bilz el-Kürdi. Musul ve diğer bazı şehirlere göz dikti ve on-
ları hakimiyeti altına almak istedi.
Sebebi şu idi :
Hacib Sa'd, daha önce anlattığımız gibi, Mus_u l'da ölünce Şerefüddevle
de Ebu. Nası: Haşaze'yi Musul'a gönderdi ve onun· emı:ine vermek üzere
asker hazırladı. Ebfı Nasr mektup yazıp Şerefüddevle'den askeı:i ve ,mali
yardımda bulunmasını istedi. Mali yardım gecikti. Benı1 Ukayl'e mensup
Arnpforı getirtti ve onu ınüda[aa etmeleri için bazı yerleri bunlara ikta
etti. Baz Tur-Abdin'i istila etli , fakat sahraya inemedi. Bir bölük askerle
kard eşini gönderdi . Bunlar Araplarla savaşa girdi, bu arada kardeşi mak-
tul di.iştü, ordusu mağl0p oldu. Daha sonra da iki ordu bir süre karşı kar-
şıya bekledi.
Onlar bu vaziyette iken Serefüddevle'nin ölüm haberi geldi. Hazaze
Musul'a geri döndü ve onun ölüm haberini açıkladı. Araplar Baz'ın gel-
mesine mani olsunlar diye sahraya yerleştirildi. Baz dağlarda ikamet edi-
yordu. Haşaze, Baz ile yeniden sav.ışa girmesi için ordusuna çeki düzen
verdi, bu sırada Nasırüddevle'nin iki oğlu İbrahim ve Ebü'l-Hüseyn onun
yanına geldi. Bunları inşaallah ileride anlatacağız.
Çeşitli Olaylar
Emir EbO Ali el.;.HıNn b. Fahrilddevle bu yılın Receb ayında .dojdu. "
eı-SAhlb b. Abbld bu yıl lçtnde Ta~rlatln'a gidip orayı düzene koy-
du, lıitlllcıları oradan . kovdu. TaberlatAn'da Kureym (?) ve daha bir kaç
kaleyi fethetti ve aynı yıl geri döndü.
Kazvin hakimi emir EbO MansOr b. KOrlgenc bu sene Fahrilddevle'ye
karşı isyan etti, fakat Fahrilddevle güzel ~zlerle onun gönlünü alıp ih-
sanda bulundu ve emin verdi. Bunun üzerine o da tekrar Fahrilddevle'ye
ita~t arzetti.
Bu yılın Ramazan ayı~da Musul'da Deylemlller ile halk - arasında şid
detli çabşmalar oldu. Bu çatışmalar sırasında. pek çok kişi öldürüldü . Daha
sonra her iki taifenin arası düzeldi.
Bu yıl Ocak ortalarına kadar hl~ yaAmur yağmadı. Irak'ta ve komşu
ülkelerde fiyatlar çok arttı. Halk iki defa yaAmur duasına çıktı, fakat yine
yağmur yağmadı. Nihayet 17 Ocak gilnü yağmur yağmağa başladı. Ümit-
siz bekleyiş . sona erdi, yağmur aralıksıı devam etti.
HlCRET'lN Oç YOZ YETMlŞ SEK1ZlNCl (M. 988 - 989)
YILI OLAYLARI
riıenfi idi. Üstelik buna bir de daha önce anlattığımız gibi adamlarıyla bera-
ber Dımaşk'da yaptığı işler eklendi. Vezir Ya'küb b. Killis onun Dımaşk'
ta yaptıklarını öğrenince görevden alınması için harekete geçti, onu hali-
fe el-Aziz BilHıh'ın yanında kötüledi, Halife de vezirin anlattıklarına ka-
tıldı. Bunun ü;erine HAdım Milnir kumandasinda bir ordu hazırlandı ve
Suriye'ye doğru yola çıktı.
Bekcür da Arap ve diğer kavimlerden temin ettiği bir ·orduyla Mısır
ordusunu karşılamağa çıktı. İki ordu Darya yakınlarında karşılaştı ve sa-
vaşa tutuştu. Aralarında çok şiddetli bir savaş oldu. Bekcür;· Trablus vali-
si Nezzal'in yetişmesinden korkuyordu, çün~ Münir'e yardıma gitmesi
için Mısır'dan kendisine mektup yazılmıştı. Bu yüzden Bekcür mağlOp
olunca Nezzftl'in gelip kendisini ~lamasından çekinmekteydi. Beldeyi
kenöilerine teslim etmek istediğirıf bildirip emfuı diledi, onlar da bunu ka-
bul ettiler..Bekcür bütün malını mülkünü toplayıp gitti, Mısırlılar'ın ahdi
bozup kendisine hainlik etmelerinden korkarak izini kaybettirdi, :nakka'ya ._
gidip orayı ele geçirdi: Münir de Dımaşk'ı teslim aldı..Halk buna· çok se-
vindi, onun vali olmasını ·memnun,iyetle karşıladılar. Onunla ilgili diğer
olayları ve öldürülmesini inşaallah 381 (991- 992) yılı hadiseleri arasında
zikredeceğiz.
.. Bu yıl BenO. Muntafık'a mensup olup «el-Asfar» diye bilinen bir şahıs
büyük bir kalabalık topladı ve Karmatllerle bunun adamları arasında çok
çetin savaşlar oldu. Bu savaşlar, sırasındş Karmatilerin kumandanı öldü-
rüldü, adamları· mağlup oldu. Bir · kısmı öldürüldü, p~k çok kişi de esir
alındı.
Çe,lW Olıylır
Bu sene sürekli yaAmur yaldı, ,iin,ek ve gök görültüaü çoAaldı·, iri do-
lu düftü. Bunun sonunda vadiler ael altında kaldı, nehirler ve kuyular do-
lup taştı. Evler harap oldu, kanallar tq ve balçıkla doldu, yoll~ kapandı.
Nasr b. el-Hasan el-Feyrez6n bu yıl içinde Damgan'da Fahrüddevle'-
ye karşı ayaklandı·. Ahmed b. Said eş-Şebibt el-HorasAnt de yanında· bir
bölük Deylemli asker, olduğu halde ' onunla savaşmak maksadıyla karşısı
na çıktı. İşinin gerçekten zor olduitinu anlayan Nasr b: el-Hasan, Fahrüd-
devle'ye haber gönderip !eki'ar tiaat arzedeceAini bildirdi. Fahrüddevle
onun isteğini kabul etti ve eski yerinde bırakb.
Emir Ebfı Ali b. Fahrüddevle de bu yılın Rerec ayında öldü.
Bu sene Basra ve el-Satlha'da fiddetli sıcaklar yüzilnd~n veb!I çıktı,•
pek çok kişi öldü; öyle ki sokaklar cesetlerle ~oldu.
Şaban ayında şiddetli rüzglrlar eameğe başladı. FeJl!U'a-Sulh'da şaban
ayının beşinci günü ikindi vaktinde korkunç bir rüzg4r esti, caminin bir
bölümünü yıktı ve bir kısım halkın ölümüne,sebep ol<lu. Bu arada çok sa-
yıda büyük ve yüklü gemi battı. içi hayvan dolu küçük bir gemiyi ve di-.
Aer · bazı gemileri sürükl~yip götürdil ve hepsini bulunduklari yerden çok
uzaklara · attı. ·
EbO. Bekr Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Ya'kOb el-MUftd bu
yılda öldü. Çok sayıda hadis rivayet eden bir ~uhaddis idi. H. 284 (897)
yılında doAmuştu.
mani olmak Uz~re yerine kardeşi Bahlüddevle EbQ · Nasr'ı nAib tayin et-
mesini ·söylediler·. O da bu teklifi kabul etti. BahAüddevle işin başında bi-:-
raz durakladıysa da sonra kabul etti.
Daha sonra Ebll Ali ve Türkler FesA'ya gittiler ve orayı işgal edip bul-
dukları mallara el koydular ve oradaki Deyl~mlileri öldürdüler. Mallarini
ve silAhlarını ele geçirip bir hayli güçlendiler. ·
EbQ Ali ErrecAn'a hareket etti, ,T ürkler ise ŞirAz'a çl~ridüler, SamsA-
milddevle ve beraberindeki Deylemlilerle savaştılar, şehri yağma ettikten-
sonra EbQ Ali'nin yanına EerecAn'a döndüler. Orada kısa bir süre onunla
beraber kaldılar. · ·
58 ISLAM TARiHi
zam bir hadise olduğunu anlatacak ve onu teşvik ederek bu l$in kolay ol-
riuğunu söyleyecek bir adam görevlendirdL Fakat Sahib, bu işin akıbetin
den korkttığu için Fahrüddevle kendisine: «Sen bu konuda ne· dµşünüyor
sun?,., diye soruncaya kadar ~eşebbüs edemedi. · Fahrüddevle'nin sorusu
iizerine ise: <ı:Sultan Hazretleri her türlü zorluğun üstesinden kolaylıkla
gelir,"' dedi ve Fahrüddevle'ye Irak'ın önemini anlattı Bunun üzerine Fah-
r1jddevle gerekli hazırlıklar, yapıp Hemedftn'a doğru y~a çıktı. Bedr b.
flnsanaveyh de onun yanına geldi, Dübeys b. Afif el-Esedi ise onu karşı
lamağa çıktı. es-Sahih b. Abbftd ve Bedr'in lrak'a, Fahrüddevle'nin de
Huzistan üzerine yürümesi kararlaştmldı. es-Sahih harekete geçince Fah-
rüddevle ondan gelebilecek tehlikeden korktu. Kendisine, Adududdevle'-·
inin çocuklarının onu kendi tarafına çektikleri .söylenince, Sahib'in geri ·
dönmesini istedi ve· o•nu yanına alıp Ahvaz'a gitti ve şehre hakim oldu.
Ahvaz askerlerine karşı çok kötü davrandı, onları fena halde sıkıştırdı, hiç.
mal vermedi. Halk onun hakkındaki düşüncelerinde yanılmışlardı; ayİıı şe
kilde kendi askeri de ondan .kuşkulandı ve: • İstediğini elde· edince bize de
böyle davranacak,» diyerek onu yalnız bırakıp ayrıldılar. .
Sahib, hakkındaki ithamlardan müteessir olarak kendini bir kenara
çekti, fakat işler onun sessizce bir kenara çekilmesiyle · halledilmiyordu.
Bahaüddevle onların Ahvaz'a vardıklarını haber alınca -Üzerlerine asker
sevketti. Bunlarla Fahrilddecle'nin· askerleri savaşa gırdiler. Tesad~fen bu
sırada Dicle nehri Ahvaz'da çok büyük taşkınlara sebep olmuş, her tarafı
sel basmıştı. Fahrüddevle'nin askeri bunu bir hile sanıp dağıldı, kendisi
de buna çok üzüldü. O sadece kendi görüşünün doğru olduğuna inanırdı.
Bu olay üzerine es-SAhib'in görüşünü sordu, o da mal dağıtıp askerlerle
arasını düzeltmesinin uygun olacağını belirtti ve: «Bu gibi zamanlarda ya-
pılacak en doğru iş hazineden mal çıkarıp dağıtmak ve askerlerin sıkıntısını
gidermektir. Şayet mal dağıtırsa~ ben sana gelecek yıl bunun bir kaç katı
nın tahsil edileceğini taahhüt ederim,» dedi. fakat o btmu yapmadı. Bunun
üzerine Ahvaz askerinin büyük bir kısmı ondan ayrıldı, bunun sonucunda
da sıkıntıları arttı ve işi zorlaştı . Çok sıkıntılı günl_e r geçirdi ve sonra Rey'e
döndü. Yolda Rey'li bir grup kumandanı yakalayıp tevkif etti. Bahliüddev-
le'nin adamları da Ahvaz'a hakim oldular.
tı. Daha sonra et-Tfti' LillAh bir hastalık geçirip iyileşmişti. Bu hadise üze-
rine kız kar.deşi, el-Kftdir'i Halife et•TM' LillAh'a jurnal etti ve: «Senin .
hastalığın sırasında, el-KAdir halifeliği ele geçirmeğe teşebbüs etti,» dedi. .
Bunun üzerine et-Tfti' Lillfth'ın el-Kftdir hakkındaki düşüncesi değişti.
Ebt1'1-Hasan b. en-Nu'mftn ve diğer bazı şahısları el-KAdir'i yakalamak
üzere· gönderdi. ~l-Kadir bu sırada el-Harimu·t-Tahiri'dc bulunuyordu, ge-
milere -binip onu yakalamağa çıktılar.
el;-Kadir de · rüyasında bir adamın kendisine: «O müminler için Allah
katında bUyUk bir. ecir vardır ki, bir takım kiİnaeler. gelip kendilerine :
«Düşmanlannız size hücum için toplandılar, onlardan korkmalısınız» de-
dikleri zaman bu haber Allah'a olan imaıalarını kat kat artırdı da «Allab'-
ın yardımı bize yeter, O ne güzel gö~etlcidir,. (Al-i İmran, 3/173) meglin-
deki ayet-i kerimeyi ·ok~duğunu görmü'şfü. Bu rüyasını ailesin~ anı.atıyor
ve: «Birinin beni yakala~asından korkuyorum,• diyordu .. Tam bu sırada
et-Tfti' Lillfth'ın adamları geldi ve el-KAdir'i çağırdılar. Elbiııesini giymek
istedi, ancak onun yanlanndan, ayrıl~asına müsaade etmediler. Fakat ka-
dınlar el- Kadir'i bu adamların elinden zorla kurtardılar~ el-KAdir evinçlen
çıkıp bir yere gizlendi, sonra da Batiha'y~ gitti ve Mühezzibüddevle'nin ~i-
safiri oldu. Mühezzib\iddevle ona ikramda bulundu, rahat ettirdi, düş?lan
larına karşı korudu ve büyük hizmetlerde bulundu. el-KAdir de halife
oluncaya kadar Muhezzibüddevle'nin yanından ayrılmadı. Halife olupca:
«Allah bize yeter.. O ne güzel veklldlfl• meaJindeki ayet:--i kerimeyi ken-
dişine alamet' (tevki) yaptı.
Sai<i 'd aha sonra ailesinin yanına döndü ve 381 (991) yılına kadar ora-
da kaldı, sonra tekrar ziyaret maksadıyla el-MansOr'un yanına döndü.
Günlerce hasta yattıktan sonra 1 Receb (13 Eylül 99l)'de öldü. Sonra Fül-
fül b. Said, el-Mansür'un huzuruna geldi, el-MansOr ona ihsan ve ikramda
bulundu, pek çok mal verdi ve babasının yerine Tubna'ya gönderdi.
Daha sonra amcası Fas hakimi Zfrl b. Atıyye'nin yanına gitti. Ziri .ona .
ikramda bulundu, mevkiini yükseltti. Ordusu ise el-Mansür'a ait yöreleri
yağmalamağa devam etti.
Çeşilll Olaylar
Bb'm Öldürülmeai
F. 5
88 ISLAM TARiH\
Çe,lW Olaylu
revlnl deruhte etmeıl için onu BağdAd'a götürmeAe geliyorlar. Bunun üze-
rine ona: «Emtrü'l-mUminin» olarak hitap ettim ve bey'at eyledim.»
Mühezzlbilddevle ona gayet güzel hizmet etti, ona b~yük hükümdar-
ların halifelere gönderdiği mal ve diAer şeyleri gönderdi. Halifeyi uğurla
dı ve el-KAdir BillAh BağdAd'a gitti. Cebbül'e varınca BatıAüddevle ve hal-
kın ileri gelenle~i onu karşılamağa çıktılar ve ona hizmet etmek için ko-
,uştular, 12 Ramazan (22 Kasım 991) tarihinde halifelik sarayına girdi. Ba-
hAUddevle ve halk.kendisine bey'at ettiler. 13 Ramazan (23 Kasım 991) gü-
nü adına hutbe okundu. Halifelik makamına yeni bir hüviyet kazandırdı
ve bu makamın teref ve itibannı yObeltti
Onunla ilgili haberler ileride inşaallah tekrar anlatılacaktır.
HilAfet aaraymdan yağma edilen eşyanın bir kısmı ona geri göı:ıderil
di. Batiha'da kaldı~ süre iki yıl on bir aydır. HorasAn'ın her tarafında adı
na hutbe okunmamıştı . Oralarda hutbe hAli et-Tat' LillAh adırla okunu-
yordu.
ti. Araplardan bir grup yetişip üzerinde ne varsa aldılar. BekcO.r bu arada
bir Arabın yanına gitti, onun misafiri (?ldu ve kendini tanıttı. Ev sahibine
kendisini Rakka'ya ulaştırması halinde bir beygir yükü altın vermeyi vaat
etti, fakat ev sahibi, cimriliği meşhur olduğundan onun bu sözüne güvene-
medi, BekcOr'u evinde bırakıp doğruca Sa'dilddevle'nin yanına gitti ve Bek-
cOr'un kendi evinde olduğunu söyledi. Sadüddevle ona: Buna karşılık ne
dilersen dile!» dedi. Bunun üzerine adam iki yüz feddAn (1 feddAn 4200 m2)
hk arazi, yüz bin dirhem, yüz deve yükü buğday ve elli parça elbise iste-
di. Saduddevle bunlan fazlasıyla verdi ve onunla beraber bir askeri birlik ·
gönderdi. Bunlar Bekc<lr'u teslim alıp Sa'düddevle'nin yanına götürdtiler.
Sa'düddevle onu görünce derhal öldürülmesini emretti v~ BekcOr öldürül- ·
dü. Serkeşliğinin ve efendisinin iyiliklerine nankörce davranmasının akı
betini bu ıJekilde gördü.
Sa'düddevle onu •öldürdükten sonra Rakka'ya gitti ve şehrin önünde
konakladı. Burada SelAıİıet er-Raşikl ve BekcQr'un çocuklanyla veziri
EbQ'l-H~an ,Ali b. el-Hilseyn el-Mağribi vardı. Şehri ısrarlar sonunda al-
dıkları yemin ve em.An ile Sa'düddevle'ye teslim ettiler. BekcOr'un· çocuk-
lan ve malları, vezir el-MaAribi, $e1Amet er-Raşild ve malları için teminat
aldılar. BekcOr'un çocukları aldıkları mallarla çıkıp gittiler, Sa'düddevle
bunları gf;Srünce yanlarındaki malı çok fazla buldu.
Çeşitli Olaylar
EbO. Nasr çok cimri ve haris bir i~sandı. lbnü'l-Muallim ondan hiç bir
fayda ve hediye elde edememişti, bu yüzden de onun tevkif edilmesine ça-
lıştı.
Çefltll Olaylar
F.6
IILAM TARiHi
Ebft'l-Hasan b. SimcOr vefat edip yerine oğlu E:bu Ali Horasan'a ha-
kim olunca Emir er-Radi, NOh b .. MansO~'a mektup yazıp babasının idare-
sindeki yerlerin kendisine verilmesini istemişti. Bu teklifi kabul edildi ve
kendisine hil'atler gönderildi. Ebft Ali Horaslln'ın kendisine ait olduğundan
hiç şüphe etmiyordu. Elçi HerAt yoluna verınca o tarafa yöneldi. Herat'ta
o sırada FAik vardı. Hil'atleri ve vaat olunan şeyleri Horasan'da· FAik'e
ulaştırdL Ebfi Ali bu suretle onlann kendisine tuzak kurduklarını anladı,
bu da yapmak istedikleri kötülüklere bir işaretti. FAik hil'atleri giydi vt:
HerAt'tan EbO Ali'nin üzerine yürüdü. Durum kendisine haber verilince
EbO Ali seçkin adamlarından müteşekkil bir süvari birliğiyle yola çıktı,
hiç bir haber sızdırmadan menzilleri süratle katetti:· ve Buşenc ve Herat
arasındaki bir mevkide FAik'e saldırdı. Onu ve adamlarını perişan etti ve
buradan MerverrOz'a doAru hareket etti.
IBNO'L-ESIR 85
EbQ Ali, Emir Ni\h'a rnektüp yazıp Horasfın valiliAinin kendisine ve-
rilmesi için yaptıtı mUracaatı yeniledi, Emir. Nuhı da bu teklifi kabul etti
ve HerAt'ı FAik'e t.>ıraktı, bunun dı,ındaki bütiln HorasAn vfüıyetini de ona
verdi. EbQ Ali böyle muzaffer olarak NtsAbilr'a döndü ve HorasAn'a ait
vergileri topladı . Emtr NQh ona mektup yazarak ordunun erzakı için har-
camak üzere toplanan verginin bir kısmından feragat etmesini istedi, EbQ
Ali özUr diledi ve bunu yapmadı. Fakat bu işi reddetmekten do~ayı ~aşına
geleceklerden korktu ve BuAra Han'a mektup yazarak onu BuhArA'yı istilA
etmeğe 've SAm~ntlerin buradaki hAkimlyet~e son vermeAe çağırdı, onu
bu işe tahrik etti. Aralarında yapılan anlaşmaya göre bütün MAverAünne-
hir'e Buğra Han, HorasAn'a ise ·EbQ Ali hakim olacaktı. Bunun üzerine
Buğra Han bu bölgeyi ele geçirme sevdasına ·kapıldı ve oraya bir sefer dü-
zenledi.
BuAra Han BuhArA tarafına yöneldi, FAik yolda .ona rastladı ve emrine
gi~ip onun tarafına geçti. Birlikte BuhArA karşısında karargah kurdular,
Emir NQh ise saklandı . Böylece Buğra Han şehre hakim oldu ve içeri girdi.
Bu arada Emir Nuh gizlice BuhArA'yı terketti ve nehri geçip .Amulu'ş -
Şatt 'a gitti, orada ikşmet etti. Adamları da ona katıldı ve yanında büyük
bir kalabalık topl andı. Bunlar da Amulu'ş-Şatt'ta kaldılar.
88 ISLAM TARiHi
Emir Nılh daha sonra Ebıl Ali'ye birbiri ardınca elçiler ve mektuplar
göndererek yardım istedi ve ona itaat erzetti, fakat Ebu Ali onun dedik-
lEırini yapmadı. Öte yandan FAik de Buğra Han'a müracaat ederek Belh
üzerine yürümek ve şehri istilA etmek için izin istedi. Buğra Han ona Belh
üzerine ·yürümesini emretti, Faik de Belh üzerine yürüdü ve şehre girdi.
Çe,itli Olaylar .
Çeşitli Olaylar
Fflik'e gelince, ô İlig Han'ın yanına MAveraünnehr'e gitti. İlig Han ona
ihsan ve ikramda bulundu, saygı gösterdi ve ~nu tekrar makamına iade
edeceğine söz verdi, ayrıca Emir NAh'a mektup yazıp Faik'i bağışlamasını
ve onu Semerkand'a vali tayin etmesini istedi. Emir Nuh, İlig Han'ın rica-: ·
sını kabul etti ve Fii~'i Semerkand'a tayin etti.
'
EbQ Ali b. SimcOr'un Tevkif Edilmesi ve · Ölümü
Ha,hc'nin Ölümü
ları benim bildiAim kadar sen de biliyorsun. Fakat biz onun bize karşı
yaptıklarını unuttuk,• dedi.Bunun üzerine HAşh~, Fahrüddevle'nin _yanı
na gitmeAe karar verdi, fakat oraya gitmeden eceli yetti ve öldü." Adudud-
devle'nin ileri gelen kumand~larmdan biriydi.
. .
Samsimilddevle'nln Askerinin Ahviz'a DönütU
Çeşitli Olaylar
F. 7
88 JILAM TAfllHI
Mısır halifesi el-Aziz EbQ MansQr ~izAr b. el-Muiu EbO Temhn Maad
el-Alevi bu sent! 28 Ramazan (14 Ekim 996) günü Bilbia'de vefat etti. Yqı :
kırk iki yıl sekiz buçuk aydı .Rumlarla· savaşmak üzere-Bilbis'e··sttmifti. ·
Burada nikris, kulunç- ye kann aArısına yakalandı ve OlUniüne ·kadar bu
hastahklardan .kurtulamadı: ·
Halifelik müddeti yirmi btr" ~ 'buçuk aydır. trri~ıyye'de' el-Meh~İy-.
ye şehrinde doğQ'ıuştur. · · .. · · ·· ·
Uzun boylu ve esmer tenliydi. Saçı kırmızı, omuzlan genifti. Binici-
likten ve mücevherattan anlardı. -Rivayete··göre, Hristiyan olan laA b. Nu-
töris'i kitipliğe, yine MinoA adlı bir Yahudiyi de Suriye'ye nAib tayin et-
mişti. Bu yüzden Hristiyan ve Yahudiler onlardan kuvvet alıp Müslüman-
lara eziyet ettiler. Bunun üzerine Mısır ' halkı bir mektup yazıp onu· kar-
tondan yaptıkları bir heykelin eline koydular. Mektupta şunlar yazılıydı:
«Minşft ile Yahudileri, lsA b. NastOris ile de Hristiyanlan aziz, seninle de .
Müslümanları zelil eden Allah için şikAyetimi - dinle.• Bu .heykeli el-Aziz'-
in yolu üzerine koydular. Yazdıktan mektup da elindeydi. el-Aziz bu hey-
keli görünce elindeki mektubun alınmasını emretti.- Mektubu okuyup kar-
tondan yapılmış heykeli görünce bunun ne amaçla yapıldığını anladı ve
tsA iJe Minşft'yı tevkif etti. İsft'dan üç yüz bin dinar, Yahudlden de pek çok
fey aldı. ·.
Affetmeyi sever ve affederdi. Onun yumuşak huyluluğunu gösteren
bir hadise de şudur: Mısır'da el-Hasan b. Bişr ed-Dımaşki adlı ~ir şair var-
dı. Çok hicvederdi. el-Aziz'in veziri Ya'kfıb b. Kilis He EbQ Nasr Abdullah
el-Hüseyn el-KayravAni'yi de bir şiirle hivcetmişti.
Bunun üzerine İbn ıpms onu halife el-Aziz'e şiltayet etti ve. Dımaşld'
nin şiirini okudu. Halife şiiri dinledikten sonra: «Bu ikimizin birlikte hivc-
edildiğimiz bir şiir. O halde gel onu birlikte affedelim,• dedi. Dımaşkl aynı
100 ISLAM TARiHi
yük orduyu oraya ıevkettl. Ordu Jtemle'ye kadar geldi ve orada kararglh
kurdu, Remle vallıl de Ceyf'e itaat arz etti. Ceyş burada Ebü Temtm'e
karşı ·zafer kazandı ve onu tevkif etti. ErcuvAn Ebu Abdullah el-Hüseyn
b. NAsırüddevle b. HamdAn kumandaıındaki bir orduyu da Sur üzerine
sevk etti, bu ordu şehre. denizden ve k_a radan ~ücum etti.
Bu arada Allika Bizans imparatoruna haber gönderip yardım istedi.
o da asker dolu bir kaç gemi gönderdi. Bunlar Sur şehri önlerinde İslam
donanmaaıyla kaf'1laştıliır ve savaşa tutuştular. Savaş sonucunda Müslü-
inanlann zafer İcazanmalan üz~rine Sur halkı · yardımsız kaldı ve -ce•
Hretleri kırıldı. EbQ Abdullah b. HamdAn da şehre hakim oldu ve yağ
maladı. Bütün malları·aıdıkları .glbi askerlerden pek çoğunu da öldürdüler.
Bu ErcuvAn'm ilk fethiydi. AllAka'yı esir alıp Mısır'a gönderdi; orada de-
risi yüzülüp idam edildi. ErcuvAn Sur'da kaldı. Ceyş b. es-Samsame; el -
~üferric b. Dağfel üzerine yürüdü. İbn Dağfel kaçtı ve ha~er gönderip
1
rlnl emretti. Ertesi ıün yeıneıe ıetdltl•rlnde llderler yemeli müteakip el-
lerini yıkamak Uıere od-,ya ılrtnce kıpı üıerlerlne kapatıldı ve adamların
dan yıklqık Uç bin, kifi öldUrUldU. Daha ıonra Dımlfk'a girip şehri dolaş
tı, halk ondan yardım dlledl ve kendilerini affetmeslni istedi, o da affetti. .
Halkın ileri selen ıimalarmı çatırdı ve mlllı relılertni onların gözleri
önünde öldUrdu: ··
Halkın önde ıelenlertni Mııır'ı aönderlp mal ve ıe"etlerlne el koydu.
Daha sonra biıur hutalıtına yakalandı:..kalp· çarp~tıları tlddetlendi_. ve
öldU. . .
, ErcuvAn ak ata idi. Fehd b.,·tbrthlm adında Hrİıtlyan bir veziri var-
1
dı el-HAkim onu kendine vezir tayin .e~ti.Ercıı-dn'ın yerin~ iıe Hüseyn b.
Cevher'i getirdi ve ona KAldu1-i<:uvvld (B1tkumandan) lakabını verdl.
Daha önce ·adı geçmif olan el-Hasan b. AmmAr'ı Gldllrdill(l gibi arkasın- .
dan Hüseyn b. Cevher'i de öldürdü. Birbir~ !ll'dınca vezir tay~ edip öldür-
meğe devam etti. Öte yandan Yaruktekln'l Haleb'e gitmek üze.r e techlz et-
ti. Yaruktekin Haleb üzerine yürüyüp .burayı kupttı. el-HAkim onunla be-
raber büyük bir prdu göndeimlştl. Sonra oradan aynldı. Haaaln b. el-Mil:-
ferric et-TM ondan korkml\ŞtU. Yaruktekin Gazze'den AakalAn'a hareket
edince ~abası ile birlikte Yİıruktekln;e ·pusu kurdul~, ao~a yanm.dakl as-
kerler üzerine saldırddar ve Yaruktekin'i esir alıp öldürdiller. Bu arada
iki taraftan da çok sayıda insan öldOrUldU. HaısAn ve babası Remle'yi ku-
şatıp o çevreyi yağmaladılar. Daha ıonra adamları çoğaldı, Remle ve civa-
rını ele geçirdiler. Bu hadiseler el-HAkim'in çok ağrına gitti.
lece onlan kendi tarafına çekti. Bunun üzerine HassAn ve babası Ebu'l-Fü-
tılh'u desteklemekten vazgeçerek onu Mekke'ye_gönderdiler. v.e tekrar el-
Hlkim'e itaat arz ettiler.
el-HAkim bir süre sonra Suriye'ye asker sevkettj. B·u ordunun başına
da Ali b. Ca'fer b. Fellah'ı getirdi. Ordu Remle'ye· varınca l:lasstiı }?. el -
Milferric ve kabilesi o bölgeden ayrıldı . Ali b. Ca'fer Cebelu'ş-ŞerAt'daki
ona ait kaleleri ele geçirdi, mallanna ve erzakma el koydu. Buradan da
vali olarak Dıma,k'a hareket etti, 390 yılı Şevval ay_ında {~ylül 1000) Dı
maşk'a vardı.
HassAn'a gelince, yaklatık iki sene orada burada kaçak olarak yaşadı,
daha sonra -babasını el-HAklm'e göndererek ondan emAn ve iktA aldı, bilA-
here Mısır'a gitti. el-Hlkim ona ihsan ve ~amda bulundu. HassAn'ın ba- .
bası el-MUferric ise zehirlenerek · öldilrülmüştü, el-HAkim birini ·göreylel)-
dlrerek onu zehirletmişti. Babasının ölümüyle H~ssAn'm duru~ıu zayifladı.
verai tahsil etmek üzere onun yanında bir niib bulunacaktı. Böylece şeh
re birlikte hakim oldular. Ali daha sonra çöle çekilirken el-Mukallid ora-
da kaldı . Bu durum çok kısa sürdü, sonra· ihtilUa dil•tüler ve birbirlerine
düşman oldular. Bunları inşaallah ileride zikredeceğiz.
el-Mukallid Irak topraklarının Fırat'ın batı yakası.iıda kalan kısmının
muhafazasını deruhde ediyordu, Bağdid'da da öfkeli bir naibi vardı. Bu
şahısla Bahaüddevle'nin adamları arasında anl~mazlık çıkınca nAib du• .
rumu el-Mu.kallid'e yazıp şikAyet etti, bunun üzerine de el-Mulçallid ordu-
suyla Musul'dan hareket etti. Yapılan savaşta Mukallid ile BahAüddevle'niD
adamları mağl(ip oldular. el-Mukallid Bahaüddevle'ye mektup yazıp özür
diledi, el-Kasr ve diğer y~rlerin iltizamını deruhte eden adamları gönder-
mesini ist~
BahAüd:devle kar.deşinin askerleriyle savaşmakla meşgul olduğundan
bu isteji kabul etmek zorunda kaldı ., el-Mukallid bu arada mallara el koy-
du, bunun üzerine de Bahftüddevle'nin BağdAd'daki niibi EbO Ali b. İsmlil,
onunla savaşmak üzere ortaya atıldı. el-Mukallid bunu duyunca geceleyin
· adamlarını onun üzerine sevketti. Bir müddet :sav8ftılar, sonra el-Mu~l-
lid'in adamlarının BağdAd'a geldilini duyunca EbO Ca'fer el-HaccAc'ı Bal•
did'a gönderdi, el-Mukallid ile barışmaaını -ve Ebft Ali b. İsm&ll'i de tevkif
etmesini emretti. .
EbQ Ca'fer zilhicce ayı sonunda (ocak 997) Bald&d'a gitti. Şehre va-
rınca el-Mukallid ona barış teklif etti, bunun üzerine el-Mukallid'in .Ba-
hAüddevle'ye on bin dinar vermesi, Ötopraklardan hlmlye vergisi haı:iç bir
şey almaması, hutbede BahAUddevle'den sonra EbQ Ca'fer'in adını zikret-
mesi, el-Mui.allid'e de hükümdarlık hil'atlerinin ve «HQaAmüddevle• laka-
bının verilmesi, Musul, KQfe, el-Kasr ve el-CAmiayn'ın el-Mukallid'e iktA
edilmesi şartlarıyla bir anlaşmaya vardılar. Anlaşma bu şekilde kararlaş
tırıldı ve el-Kidir BillAh, el-Muka~lid'i huzura kabul etti. .
Fakat daha sonra el-Mukallid anlatmadaki şartlardan sadece Bahiüd-
devle'ye göndermeyi taahhüt ettill mal ile ilgili şarta irayet etti. Bir çok
yeri istilft etti ve mallara el koydu. İdareciler ve değerli şahsiyetler hep
onun yanına toplandılar, böylece kadri kıymeti arttı. öte yandan Ebu
Ca'fer de BahAüddevle'nin nAibi EbO Ali'yi tevkif etti,- 'fakat Ebu Ali daha
sonra kaçtı ye saklandı ,bilihere de giz)jce Battha'ya _gitti ve Mühezzibüd-
devle'ye sıAındı.
Çe,itll Olaylar
Emir Nfih vefat edince devletin başına oAlu Ebfı'l-Hars Mansur b. Nuh .
geçti; emirler, kumandanlar ve diğer halk ona bey'at ettiler. Ebü'l-Hars ha-
zinede kalan mallan onlara dağıttı, hepsi ona itaat arzetmek hususunda an-
laşmaya vardılar. Devlet işlerini yürütme görevini Begtüzün üstlendi. Emtr
NOh'un' ölüm haberini alan İlig Han Semerkand üzerine yürüdü, F~ik de
ona katıldı. İlig Han FAik'i bir süv~ri birliAiyle BuhArA'ya ,gönderdi. Emir .
Mansur onun hareketini haber alınca ne yapac~Atnı şaşırdı, çabucak ha-
zırlandı ve BuhArA'dan ayrılıp Ceyhun .nehrini geçti. FAik BuhArA'ya girdi
ve kendi atalarının hukukuna riayet· gayesiyle Emir MansOr'un hizmetine
girmek üzere geldiğini söyledi. FAik SAmAntlerin azat\ısıydı . Bunun üze•ri-
ne BuhArA'nm ileri gelen simalan Emtr MansOr'a mektup yazıp ·tahtına ve
ülkesine geri dönmesini istediler, Flik de ona gönlünü rahatlatacak temi-
nat ve yeminler verdi, bunun üzerine Emir·Mansfir da BuhArA'ya geri dön-
dil ve şehre girdi. FAik, MansOr'un devlet işlerini üzerine aldı ve devlete
hakim oldu. Begtilzün de HorasAn'daki ordunun kumandanlığına getirildi.
Mahm\ld b. Sebüktekin bu sırada , ileride inşallah zikredelimiz :gibi,
kardeşi tsmAil ile ·savaşmakla meşguldü. Begtilziln Horasan'a gidip ordu-
nun bB;şına geçti, böylece HorasAn'da işler yoluna girdi.
iken haatalandı ve haatahl• u~un ıt.lre devam etti. Gazne'ye jitmek isti-
yordu, bu sebeple Belh'd~ aynldı ve .yolda vefat etti. Cenuesl -Game'ye
glStllrUldU ve· orada topraAa verileli; HUkilmdatlık müddeti yaklaşık'- yirmJ
yıldır.
Adaletli, hayır sever, cihada düşkün, itikadı güzel, tam anlamıyla mert ,
ve yiAit, sözünde duran, sözüne baAlı bir hükümdardı. Allah onun haneda-
nını mübarek kılsın . Devletleri SlinAntler'den, Selçuklular'dan· ve diler
baz.ı devletlerden daha uzun sil~ devam. etti.
Oğlu Mahmfid ilk defa Sultan unvanını alan hükümdardır. Ondan ön-
ce hiç kimse bu unvanı almamıştı .. · ·
Ölümü yaklaşınca hükümdarlık için oğlu 1smAil'i veliaht layin etmişti.
ölünce de ordu İsmAil'e bey'at etti ve baAlıhk andı içti, lsmAil de onlara
clll0s bahşişi dağıttı. Yaşça kardeşi Mahmftd'daı'ı küçüktü, bu sebeple or-
du onu istismar edip ezdi ve aşırı isteklerde bulundu. Öyle ki, sonunda
babasının bıraktığı hazineler tamamen tükendi.
•e ona bey'at ettiler. Babasına ait olan her yer onun eline geçti. Mahmud
b. Sebilktekin'e elçi gönderip ·kız kardeşine dünür ol<tu, MahmOd da onu
evlendirdi. Aralarında· anlaştılar ve tek bir güç halinde birleştiler. Bu itti-
fak' Ali'nin ölümüne kadar devam etti. Ali'nin ö_lümU üzerine yerine kerde-'.
deşi EbO'l-Abbfts Me'~On -b. Me'mOn geçti ve tahta yerleşti. O da sultan
MahmOd'a haber gönderip kız kardeşine dünür oldu. MahmOd bu teklifi de
kabul etti· ve onu da J?Vlendirdl. Eb0:1-AbbAs ile MahmOd bu ittifak: v_e iş
birliğini bir müddet .daha dev.em ettirdiler.
EbO'l-AbbAs'ın MahmOd ile ilgili haber~erine 407 (1016-1017) yılı o'Jay-
ları arasında alAkalı yerde inşaallah tekrar _Y.er verilec!!ktir.
lan teYlerle meşgul obı)'O~du .. Bir süre sonra başı tenhalaşıp Musul'a dö-
nUnce kardeşiniıı . adamlal'Ul~n inUkam alqıağa karar verdi, fakat sonra
korktu ve onu ya_kala~ lfln hiİeye baf vurdu. Deylemli -v e Kürtlerden
müteşekkU ordusunu· huzuru~a topladl, onlara Dakuka'ya gitmek istediği
ni söyledi ve kendine bağlı kalaca~larına dair yemin ettirdi. el-Mukallid'-
in evi kardeşinin evine bitişikti. Duvarı deldirip içeri girdi. Kardeşi sar-
hoştu, onu yakalay:ıp · J!lahzene soktu ve tevkif etti. el~Mukallid ka-
rısına haber gönderip iki oğlu Karvaş ve Bedran'ı yanına alıp diğer kardeşi
el-Hasan olayçlan haberdar olmadan önce Tekrit'e ulaşı:µasını emretti, ka-
dın da söylenenleri yerine getirdi. Kadın Tekrit'e dört fersah uzaklıktaki
Hille'de idi.
Ali 390 (999-1000) yılında vefat etti ve yerine el-Haıan geçti. el-Mu-
kallid yanında BenQ HafAce ol~utu hAld, el-H~'m üzerine yilrildU•.el-
Hasan Irak'a kaçtı, el.:.Mukallid onu takip ettiyse de yakalayamadı ve geri
döndü. . . . . .
F. 8
114 IILAM TARiHi
yet yanımıtda kalır ve bizi onların elinden kurtanrıan biz de sana yardım
cı oluruz.»- dediler. Bunun· üzerine Cebr611 'Orada -kalıp bu iki Hriıtiyanı
tevkif etti, mallarını - aldı ve durumunu -kuvvetlendirdikten sonra rebiyül-
evvel ayında (mart-nisan 997) feh~e hakim .oldu ve iyice yerletti. Halka
adaletle ve güzellikle muamelt! ettl. Değişen şartlar dolayısıyla orada an-
cak bir müddet kalabildi. . .
Daha sonra Dak:O.kA'ya el-Mukallld hlkim oldu. Şehir ondan sonra .da
Muhammed b. AnnAz'ın eline geçti, daha sonra 'de hakimiyeti lC~rvAş ele
geçirdi. Onu Fahrüdpevle EbO. GAlib takip etti. CerAil bu dönemde tekrar
DakO.yA'ya döndü. Kürt emirlerinden MQsak b. Cekeveyh ile birleşti ve
' Fahrüddevle'nin Amillerini oradan uzaklqtırarak şehri ele geçirdi; fakat
daha sonra BedrAn b". el-Mukalid üterlerine yürüdü ve onları majlO.p ede-
rek şeh.ri geri 'aldı. · ·
Çetltll Olaylar
@lbl, Horaıln'a vall oldutunu gOrdü; bunun üzerine Emir ManaQr b. NQh'a
mektup yazıp ona itaat arz ettillnl ve devletini müdafaa ettlllni z~krederek
HoraıAn'ın kendisine verllmeslnl lıtedl. Emtr MansQr cevAbl _mektubunda
HoraııAn'ı veremeyeceği için azor dlliyor ve Tlrmiz, Beli?, ve ~unların ge-
risinde kalan Bust ve HerAt'a bağlı yerleri almasını emrediyordu. Fakat
~ahmCıd buna razı qlmadı ve isteğini tekrarladı. Emtr MansQ,r bu defa hiç
cevap vermedi. MahmOd onun HoraaAn'ı vermeğe niyeti olmadığını kesin
olarak anlayınca doğruca' NisAbQr üzerine yürüdü. Begtüziln bu sırada Nt-
ıAbQr'daydı . MahmQd'un kendisine dolnı yaklaştıAınt haber alınca NtsA-
bQ.r'dan ayrıldı, bunun üzerine MahmQd NtsAbOr.'a girip şehr~ h&kim oldu.
Emtr MansQr bu durumu öğrenince Buh~rA'dan NtsAbQr'a.gitti. MahmQd
da onun geldiğini duyunca NtsAbOr'dan aY.rılıp MerverrOz'a yöneldi. RAQl
köprüsü yakınlarında kararglh kurup olayların nasıl gelişeceAini bekleme-
le b ..ladı . · ·
SamıimUıİdevle'nln Öldürülmesi
bunlar ona: «Yapılacak en dolru i, blzlm ıenl ve anneni alıp EbO Ali b.
Ostlz Hünnüz'iln yanına götürmemizdir.• dediler. Bazıları da Kürtlerin
yanına gidip onları yanına· alarak korunı:µayı tavsiye ettiler. SamsAmüd~
devle bu itavsiyeye uyarak hazine ve nıa-Uarını yanma alıp onlarla bera-
ber yola çıktı,' fakat yanındakiler onun hazine ve mallarını yajmaladılar.
Kendisini de yakalamak lstedller, fakat o kaçıp Şlrlz'a iki merhale uzak-
lıktaki ed-DOdmAn'a gitti.
lbnU'I-Vesı&b'~o Kaçması
. Çefltll Olaylar
Ebü Ali b. Simcilr, Emir NQh'a karşı isyan edince, Emir Nuh Garşis
t~n'a asker gönderip orayı muhasara etti ve ŞAh ŞAr ile babası EbQ Nasr'ı
IBNO'L-ESIR 123
«Muhammed b. Ahmet b. el-Ezberi der ki: "ŞAr Ebu Nasr bu cüzü ba-
şından sonuna kadar bana okudu ve eliyle: 'Hiçbir hata yoktur.' diye not
düştü." Bu da onun Arapçayla meşgul olduğuna ve ·Arapçayı bildiğine de-
lalet eder. .el-Ezberi gibi bir şahısla dost olan ve onun kitabı «et-Tehzib'b
okuyan elbette faziletli bir insan olur.
EbQ Ali b. lsınlil ŞlrAz tl%erine yürüdü _ve ~hlr dıtında kİrargAh ~r-'
du, Bahtiylr'ın iki ojlu adamlarıyla onun karştsına dikildi ve ınuhare~er
tutuştular. Savaş şiddetlertince Bahtiylr'm otullarının yanındaki as~eçler-
den bir kısmı EbO. AU'nin tarafı~a geçtiler. EbQ Ali'niri adamlarından bir,
kısmı şehre girip: «BahAU(\devle'yi isteriz.• diye ~ağırdılar. Na~b EbO Ah~
med el-Mftsevi de ŞirAz'da idi. J3abAüddevle'İlln elçisi sıfatıyla SamsAmüd•
devle öldürillijnce de Şirftz'da bulunuyordu. Bahftüddevle lehind~ki slogan-
ları duyunca fethin tainamlandığmı zannetti ve doAruc~ ca~ye gidip' -O
gün de Cuma idi- hutbeyi· BahAUddevle adına okt,tttu. .
Daha sonra Bahtiyir'ın iki oğlu geri döndü, adamJan da ona katıldı
lar. Nakib korkup saklandı. On'¾ biı: seleye koyup EbO. Ali'nin yanına gö-•
türdiiler. Bahtiyftr'ın çocuklarına bağlı olan EbQ Ali'nin yanına giderek
ona itaat arzettiler. Bunun ilzerine EbO Ali ·şirftz'ı ele geçirdi, Bahtiyllr'ın
çocukları kaçtı. EbO. Nasr'a gelince; o Deylem diyarına vardı. İkincisi, ya-
ni EbO'l- Kftsım ise önce Bedr l). Hasanaveyh'in yanına, daha sonra da Bati-
ha'ya gitti.
-Ebu Ali Şirôz'a hakim olunca, Bahiüdddevle'ye mektup yazıp .fethi
ınüjcleledi, bunun üzer~ne Bahaüddevle hemen Şiraz'a gitti ve şehre girdi:
Şiraz'da yerleşince ed-DOdman köyünün yaAmalanmasını ve yakılmasını
emretti. Şiriz halkından orada bulunan herkesi öldUrqü ve onların kökünü
kazdı. Kard~şi Samsamüddevle'nin cesedini çıkarıp kefenini yeniletti ve
cenazesini Ştrb'daki türbeye nakledip oraya defnetti. Ebü'l-Feth Ostaz
Hilrmüz'ün kumandasındaki bir orduyu Kirman'a seyketti, Ebu'l-Feth de
orayı ele geçirip bir şahsı Bah6üddevle adına naib tayin etti.
' ' .
- Allah rahmet eylesin_.__ Vezir Ebü Şuca'ın zeylindeki konuların so-
nuncusu burara kadardır.
Çe,ltll Olııylar
Şiiler her yıl Zilhiccenin 18. günü olan "Yevm-i gadir"de çadır kurup
üzerine de -süslemek gayesiyle elbise asarlar, şenlikler yaparlardı. 10 Mu-
harrem günU de yas tutarlar_ve feryat ederek üzüntülerini belll ederler-
di. Babu'l-Basra ahalisi de onlara mukabil Gadir gününden sekiz gün son-
ra onların aynısını yapar ve : «Bugün Hz. Peygamber ve Hz. EbObekir'ln
mağaraya girdikleri gündür.• derlerdi. Aşure gününden . sekiz gün sonra
da onların o gün yaptıklarını yapar ve: «Bugün Mus'ab b. ZüQeyr'in öldü-
rüldüğü gü~dür.• derlerdi.
F. 9
BİCRET1N Oç YOZ DOKSANINCI (M.ffl.1000)
~YIU OLAY~~ . ,
EbQ İbrl6im lımAil b._NOh bu ıene hapishaneden çıktı. İlig Han Bu-
bArl'ya hakµn olunca aile efradından mUtqekkil bir g.rupla beraber onu
da hapsetll}iotl.
/
ısmAilrb. NQh'un
.hapishaneden nasıl kurtulduğuna gelince: Onun ya-
nına kendisine hizmet etmek üzere bl; cartye gelirdi, bu cariye lsmAil'in
durumun_~ da biliyordu. tsmAil onun Uzerindekl elbiseyi tiyip. hasiphane-
den kaçti, gardiyanlar.onu .cariye ıannettller. Hapisten çıkınca yaşlı bir
BuhArAlımın yanında gizlendi. Aramalar sona ~rince BuhAtA'dan HArezm'e
· gitti ve lel-Muntasır» lakabını aldı. SAmlntlerin geride kalan kumandan
ve askerleri de onun etrafında toplandılar, böylece büyük bir kalabalık bi-
rikti. tsıriAll daha sonra bir kumandanının emrindeki orduyu BuhArA'ya
aevkedip llig ·Han'm oradaki adamları üzerine bir gece baskın düzenledi,
onlan mağlQp edip bir kısmını da öldürdü. Ca'fer Tekin gibi ileri gelen si-
malardan oluşan bir topluluğa ·karşı da baskın düzenledi, ayrıca İlig Han'a
doğru. kaçanları ~a Semerkand ııınınna kadar takip etti. Orada İlig Han'ın
Semerkand'ı muhafaza etmek üzere görevlendirdiği büyük bir orduyla
karşılaştı. MağlQp askerler de onlara katılmıştı. iki ordu karşılaştı , tlig
Han'ııı ordrls'-' yine mağlQp oldu. el-Muntasır'ın askerleri onlan takip et-
ti, ağırlıklarını yağmaladı . Durumları orada iyice düzeldikten sonra Bu-
hArA'ya geri döndüler, BuhArAhlar da Slmlnllerin geri 'dönm~sine çok se-
vindiler.
Daha sonra İlig Han yeniden asker toplayıp BuhArA üzerine yürüdü.
bunun üzerine orada bulunan SAmAniler nehrl geçip Amülü'-Şatt'a gittiler,
oncak burası onlara dar geldi; sıkıntıya düştüler ve daha sonra Muntasır
ile beraber Ebtverd tarafına gittiler. Ebtverd'e haklın olup şehrin malla-
rını (vergilerini) topladılar, oradan da NisAbQr'a doAru yola çıktılar. Burada
MahmQd'a kardeşi MansQr b. Sebüktekin vekAlet ediyordu. Rebiyülahır
ayında (mart•~isan 1000) NtsAbOr yakınlarında Manstır ile savaşa tu tuştu-
IINO'L-IIIR 131
tllg Han bu gelişmeleri duyunca derhal Türkleri yanına alıp bütün gü-
cüyle onu üzerine yürüdü. Semerkand yöresinde karşılaştılar, aralarında
çok çetin bir savaş oldu, sonunda İlig Han mağlOp düştü. Bu hadise 394 yı
Jı taban ayında (mayıs-haziran 1004) vuku buldu. İlig Han'ın mallarını ve
atlarını ganimet aldılar. İlig. Han Türk ülkesine geri döndü, asker toplayıp
tekrar el-Muntasır üzerine yürüdü. Onun geri döndüğü tarıhte el-Munta-
sır'ın saflarında yer alan Oğuzlar da yurtlarına dönmüşlerdi. İlig Han1top-,
ladıAı kuvvetlerle el-Muntasır'ın ·üzerine hücum etti. Uşrusana tarafında
vuk~ bulan savaşta el-Muntasır m~ğlup oldu, Türkler el-Muntasır!ın bir
çok adamını öldürdlller.
el-Muntasfr mağlQp vaziyette nehri geçip Cüzctın'a gitti, halkın mal-
larını yağmaladı, oradan Merv'i ele geçirmek için yürüdü. Bunun üzerine ·
Yemin~ddevle derhal asker sevketti, el-Muntasır da oradan uzaklaştı. Ye-.
ıhinüddevle'nin askerleri onu takip ediyordu. el-Muntasır Bistam'a kadar
· geldi, fakat KAbQs asker gönderip onu oradan da uzaklaştırdı. el-Munta-
sır gidecek yer bulmakta güçlük çekince MAverailnnehr'e geri döndü. Kor-
kudan, yorgunluktan ve uykusuzluktan usanan ve sıkılan adamları da neh-
ri geçip gittiler. Çoğu da el-Muntasır'dan ayrılıp İlig Han'ın adamlarının
yanına gittiler ve el-Muntasır'ın bulunduğu yeri onlara haber verdil~r. el-
Muntasır süvariler tarafından her yandan sarılıncaya kadar olaydan ha- ·
bersizdl. Bir saat onlarla savaştıktan sonra arkasını dönüp kaçtı ve Yemt-
milddevle'ye baAlı bir Arap kabilesinin yanına konakladı. Yeminilddevle
daha önce onlara el-Muntasır'ı yakalamalaı1nı söylemişti. el-Muntasır.ı ·
görünce karanlık bastırıncaya kadar beklediler, sonra üzerine hücum edip
yakaladılar ve öldürdüler. el-Muntasır'ın işi bu şekilde noktalandı.
Fars }?ölgesini istilA etmiş olan Emtr Ebft Nasr b. BahtiyAr bu sene ce-
maziyülthir ayında (mayıs-haziran 1000) öldilrilldü.
Öldürülmesine şu hadise aebep olmuştur:
EbO. Nasr, ŞirA.z'da Bahlüddevle'nin ordusu karşısında mağlOp olunca
Deylem ülkesine gitmiş, Fars ve Kirmln'da bulunan Deylemlilere mektup
yazarak onları da kendi tarafına çekmek istemişti . Deylemliler de ona ha-
ber gönderip davet etmişlerdi. Ebft ·N~r bu daveti kabul ederek bölgesine
gitti ve orada çok sayıda Zut, Deylemli ve TUrk onun çevresinde toplandı.
EbO: Nasr onlarla beraber orada burada dolaşmaya başladı.
Ebft Nasr daha sonra Kirmln'a gitti, fakat buradaki Deylemliler onu
kabul etmediler. Deylemlilerin lideri Ebft Ca'fer b. Üstb Hilrmüz idi. EbO
Nasr onun üzerine yürüdü, ikisi savaşa girdJler. Ebu Ca'fer mağlup olup
es-Strecftn'a kaçtı . İbn Bahtiylr ise Ciruft'a gidip orayı ele geçirdi ve Kir-
mAn'ın büyük. bir kısmına hAkim oldu. Bu durum Bahaüddevle'nin ağrına
gitti ve el-Muvaffak Ali b. İsmAil 'i büyük bir orduyla onun üzerine sevk-
etti. el-Muvaffak süratle hareket edip Ciruft'a kadar geldi. İbn Bahtiyar'ın
134 ISLAM tAAIHı
Çe,ltU Olaylar
Ukayli ileri gelenleri iki kardeş arasında gidip geldiler ve sonunda an-
laşmaya vardılar. Ayrıca Hasan'ın sözde savaşacakrnış gibi Karvftş'ın üze-
rine yürümesine, Karvaş ile Kurad'm da onunla çarpışmak üzere harekete
geçmelerine iki ordu karşı karşıya gelince hep beraber Kur~d'ın üzerine
hücum edip onu yakala~ağ~ karar verdiler. Hasan karariaştırıldığı şekil
de Karvaş'ın üzerine yüri.idü. J<arvaş ile Kurad da onunla savaşn:ıak üzere
çıktılar.
İki taraf karşı karşıya gelip birbirlerini görünce Kurad'ın adamları ge-
lip durumu ona haber verdiler. KurAd hemen atıyla kaçtı, KarvAş ve. Ha-
sari onu takip ettilerse de yakalayamadılar. _ Karvaş, Kurad'm evine gelip
kendi1_1den aldığı ne kadar mal varsa hepsini geri aiciı . ·Hepsi olduğu gibi
duruyordu. Karvaş oradan Kılfe'ye gitti, Küfe yakınlarından ikamet eden
llafAce kabilesine saldırıp onlara büyük bir darbe indirdi. Hafftce kabilesi
mensuplari doğruca Suriye'ye gittiler. İnşaallah ileride anlatacağımız ·gibi,
Ebu Ca'fer el-1:laccAc tarafından geri getirilinceye kadar da orada kaldılar.
HArün l-lakan öltince yerine Ahmed Kara Hakan geçti. Halife aynı hu-
suslarıona da yazdı, A)ımed Kara Hakan da onun derhal uzaklaştırılmasını
emretti. işte tam bu ;ırada Halife oğluna veliaht olarak bey'at etti.
el-Vasıki'ye gelince; o, Ahmed Kara H~'kan'ın yanından· ayrılıp Bağ
dad'a gitti, fakat orada tanınarak aı:__anmağa başladı. Bunun üzerine Bağ
dftd'dan Basra'ya kaçtı, oradan sırasıt~ Fars, Kirman ve Tüı·k ülkelerine
138 ISLAM TARiHi
Tahir babasına
isyan etmiş ve aralarında savaşlar cereyan etmişti. Sa-
vaşta mağlQp olan Ahmed Sicist4n'dan ayrılarak KirmAn'a giJti. Bur~da
Bahaüddevle'nin -askerleri· vardı: Daha önce de anlattığımız gibi, blll'ası
BahAüddevle'ye aitti. Orada bulunan askerler şehrin mütev.ellis~ ve lider-·
derleri olan EbQ MQsa Siyahcll'in etrafında toplandılar ve ona: «Şehre ge-
len bu adamın durumu zayıftır. Etrafında kalabalık bir ltitle toplanmadan
ve durumunu kuvvetlendirmeden üzerine yürürsen iyi olur.> dediler. EbQ
Mösa bu sözleri dinlemedi ve ona ehemmiyet vermedi. Tahir'in çevresin-
deki adamların sayısı arttı· ve dağlara çıktı . Burada sultana isyan etmiş in-
sanlardan müteşekkil bir topluluk vardı. Onlardan güç ve kuvvet aldık
tan sonra Ciruft'a gitti, burayı ve diğer yerleri ele geçirdi, böylece geri
kalan şehirleri d~ rahatlıkla ele geçireceğine inandı .
Ebft MOsA ve Deylemliler TAhir'in üzerine yürüdüler. Tfthir onları
mağlQp edip ellerinde kalan bazı şeyleri ~e alınca .BahAüddevle'ye mek-·
tı.ip yazıp durumu bildird.iler; BahAUddevle de Ebil Ca'fer b. Ostaı Hürmüz
idaresindeki bir orduyu TAhir'e kar,ı sevketti. EbO Ca'fer KirmAn'a doğru
yola çıktı ve Bemm üzerine yürüdü. Tahir burad:ıydi. İki tarafın öncü bir~
likleri arasında savaş başladı. Bunun üzerine TAhir KirmAn'dan ayrılış Si•
cistAn'a geri döndü. Sicistan'a varınca esirleri serbest bırakıp onları ba•
· basına karşı savaşmağa çatırdı : Eler babasına kartı kendlıine yardım eder
ve onun saflarında çarp-.ırlarsa hepsini serbest J:>ırıııkacağına daiı: yemin et-
ti, onlar da babasına karşı onu desteklediler ve babasıyla savaştılar. Babası
nı matlilp• ·eden TAhir ülkeye hlkim oldu, babası Halef de · kendisine•,-it
müstahkem _bir lcaleye .gidip oraya kapandı.
Halk babasının, klS'tü yön.etimine karşı onun iyi bir yönetim ortaya
koymasından dolayı ·TAhir'i sevdi, TAhir de Deylemlileri salıverdi, daha
sonra babasi Halef adamlarıyla haberleşip onları oğluna karşı kıştırttı, fa-
IBNO'L-ESlR 139
kat onlar Tahir'e bağlı kaldılar. Halef bu defa hileye başvurdu. Oğluna ha-
ber gönderip yaptıklarına pişman olduğunu ve ondan başka çocuğu olma-
dığını ve ölümü halinde ülkesine oğlundan başkasının hakim olm~sından
korktuğunu S?yleyerek onu kazanmağa çalıştı, sonr.a da oğlunu kendine
katılmak ve durumunu anlatmak üzere tek başına ·yanına davet etti. Halef'-
in kaldığı kalenin altında buluşmak üzere anlaştılar. Oğlu yalnız başına
oraya geldi, Halef de kaleden inip onun yanına 1 ·g itti. Halef buluştukları
yere yakın bir mevkide pusu kurdurmuş_tu. Tahir babası ile karşılaşınca
onunla kucaklaşıp ağlamağa ve feryat etmeğe başladı . Tam bu sırada pu-
sudaki birlikler hücum edip Tahir'i esir aldılar. Babası onu kendi eliyle
öldürdü, cenazesini yıkayıp defnetti. Halefin başka _.çocuğu da yoktu.
Tahir öldürülünce halk Halef'i hedef aldı , çünkü onlar yiğitliğinden
dolayı oğlun,dan korkuyorlardı. · Tam o 'Sırada M:.ıhmüd b. Sebüktekin Ha-
lef'in üzerine yürüdü ve, ileride anlatacağımız üzere, onun ülkesine haklın
oldu. el-Utbi, Mahmiid'un ona ait toprakları fethinin sebebini daha başka
şekilde açıklar. lnşaallah bunlar ileride anlatılacaktır.
Cetitli Olaylar
Nihaye~ öğle vaktinde HindtUar mağlQp oldula,:. Pek çok kişi öldürül-
dü, Caypal ile aile efradı ve akrabalanndan çok sayıda insan esir alındı.
Müslümanlar Hind(Har'dan bol miktarda mal ve değerli mücevheratı ga-
nimet olarak aldılar. Allah düşmanı Caypal'_ın boynunda bulunan iki yüz
bin dinar değerindeki eşsiz mücevher gerdanlık da ganimet alındı. Bu ger-
danlığın bir benzeri de ileri gelen esiı::lerin boyunlarındaydı. Bu kıymetli
gerdanlıklar da alındı . Ayrıca beş yüz bin köle de ganimet olar~k Müs-
lümanların eline geçti. MahmOd HindistAn'daki. bir çok şehri fethetti. Ga-
zAlarım tamamlayınca HindOlar onu hor ve zelil bir vaziyette görsünler
diye Caypal'ı serbest bırakmak istedi ve belirli bir miktar mal vermesi
şartıyla onu salıverdi. Caypal da kararlaştırılan miktardaki malı Sultan
MahmOd'a gönderdi.
Hind töresine göre racalardan biri Müslümanlara esir düşerse artık
onu hükümdar yapmazlardı; bu sebeple Caypal kurtulduktan sonraki hA-
lini görmüş, başını tıraş edip ~endlnl ateşe atmış, Böylece cehennem ate-
~iyle yanmadan .önce dünya ateşiyle de yanmış ti.
IBNO'L-l;SIR 141
EbQ Ca'fer Bağdlid 'dan ayrılınca oradaki vaziyet karıştı . Ayyarlar ye-
niden ortaya çıktılar, fitne fesat çoğaldı, insanlar öldürülmeğe başlandı,
mallar yağmalandı, . evler yakıldı. BahAilddevle bunları duyunca « Üstaz
Hürmüz» adıyla bilinen Amidü'I-CüyOş lakablı Ebu Ali b . E.bO Ca'fer'I
Irak'a gönderip bu olaylara son vermesini isledi. Ayrıca EbO -Ca'fer el-Hac-
cac'a da haber gönderip gönlünü aldı. EbQ Ali Bağdad'a varınca idareye el
koydu, bozgunculara mani oldu, böylece fitne fesat sona erip halk huzura ·
kavuştu.
Tahir ülke yönetimini ele geçirince babasına karşı çıktı ve sözlerine ku-:
lak asmadı, fakat babası ona yine iyi davrandı ve şefkatle muamele etti.
Halef daha sonra adı geçen kalesinde hastalık numarası yaptı ve oğlunu
vasiyyette bulunmak üzere yanına çağırdı, Tahir de hiç bir tedbir alma-
dan babasının yanına geldi, ona yaptığı kötülükleri aklına bile getirmedi.
Babasının yanına varınca Halef derhal onu tevkif edip hapse attı, ölüncey':
kadar da hapjste kaldı. Daha sonra da oRun intihar ettiğini söyledi.
Halef'in askerleri ve ordu kumandanı bunlari duyunca ona itaat et-
me hususundaki niyetleri değişti ve artık ona itaat etmek istemediler. Ken-
di şehrinde ona karşı çıktıla_r ve Yeminüddevle'ye tftbi olduklarını ilan ede-
rek onun adına hutbe okuttular. Sultan Mahmud'a haber gönderip şehri
teslim almak üzere gelmesini istediler. Sultan Mahmud da bu istek üzeri-
ne gelip şehre hakim oldu ve bu sene şehri elinç!e tuttu. Daha sonra Ha-
lef'in üzerine yürümeye ve elindeki yerleri alıp onun hile ve desisesinden
kurtulmağa karar verdi. Hısnu't-Tak'da bulunan Halefin üzerine yürüdü.
Kalenin yedi müstahkem suru vardı ve etrafı derin ve geniş bir hendekle
çevriliydi. Bir tehlike anında kurulacak köprüden geçerek değilse başka
şekilde bu hendeği geçmek mümkün değildi. Sultan Mahmud kale önüne
IBNO'L-E8fA 143
Bu sene Ebu Ali b. EbO Ca'fer Üstaz Hürmüz ile Ebu Ca'fer el-Hac-
cac arasında savaş
oldu. Sebebi şudur :
·Görevinden hal' edilmiş olan sabık halife et-TAi' Lillah b .. Muti' Lil-
lah bu yılın şevval ayındı:ı (ağustosl003) vefat etti. Halkın ileri gelenleri ,
kadılar ve diğerleri cenaze namazını kılmak ve baş sağlığı dilemek üzere
hilafet sarayında toplandılar. Namazı el-Kildir BillAh kıldırdı ve beş tek-
bir getirdi. Halk bu konu liakkmda ileri geri konuşmağa başlayınca : «Bu
halifelerin cenaze namazlarına mahsus adetlerdendir:» denildi. Cezan~ye
İbn Hacib
. en-Nu'man kabristana kadar . refakat etti.
eş-Şerif er-Radi, et-Tai Lillah hakkında uzun bir mersiye kalem.e al-
mıştır .
İtikadı sağlam, ahlAkı güzel ve adaletli bir insandı. OnuQ devri ~uzuru,
güzelliği ve parlaklığı itibarıyla AdetA bayram günleri _gibiydi. Halk onun
zamanında rahat ve huzur içinde yaşadı . Allah rahmet eylesin. Güzel - şijr- ·
leri vardı . Annesi Temim kabilesindendi. Ölümü üzerine yerine oğlu el -
Muzaffer Eb1l Mervtn Abdü'l-Melik geçti ve babasının açtığı. çığırda , .yü-. .
rUdO,
Yahyft b. Ali el-Endelüst ile Fülfül ·bu . sene Trablus'tan Kabis şehri
üzerine yürüyüp muhasara ettikten sonra Trablus'a geri dönmüşlerdi. '.(ah-
ya b. Ali mallarının azlığını, durumunun bozulduğunu ve Fülfül ile adam-.
tarının kendisi için kötü bir komşu olduğunu anladı, Fillfül ile adamları
seçtikleri at, silAh ve malzemelerden kimini parasını ödeyerek, kimini de
gasp yoluyla alınca Yahya Mısır'a el-Hakim'in yanına döndü. el-Hakim ön-
ce onu öldürmek istediyse de sonra affetti.
F. 10
148 ISLAM TARiHi
Fülfül ise 400 (1009-1010) yılına kadar Trablus'ta kaldı, sonra. hai•
talandı ve öldü, yerine kardeşi .VerrO geçti, Zen&ta kabilesi de ona itaat
edince işleri 4,ilzeldi. B"Adis sonra Zenlta kabilesiyle savaşmak Uzere Trab-
lus'a yürüdü. Berberiler onun. yola çıktılını duyunca Trablus'tan ayrıldı
dılar ve böylece Badis Ttablus'a hakim oldu, bu arada halk da kaçıp gitti.
Fülfill'iln kardeşi VerrO., BAdis'e haber gönderip kendisiyle maiyyetindeki
ZenAtalılar için emin diledi ve onun emrine girmek istediklerini ve kendi-
lerini diğer valiler gibi çeşitli yerlerde görevlendirmesini istedi Bldis bu
teklifi kabul etti, onlara emln verip iyi davrandı' ve Nefzl ve KastilA'yı
Trablus'a bağlı yerlerden çekip gitmeleri şartıyla· onlara verdi, onlar da
kabul e~tiler ve Trablus yöresinden ıµaklaştilar•
. Daha sonra VerrQ'nun kardeşi HazerO.n b. Said, Bldia'in yanına ge~ip
ona itaat razetti ve kardeşinden aynldı. Blclia de ona ihaan ve ikramda bu-
lundu, fakat daha sonra kardeşi BAdis'e muhalefet etti ve Trablus üzerine '
yürüyüp şehri kuşattı. l3unun üzerine HazerOn onun Trablus'u muhasara-
sına mani olmak gayesiyle Verra•nun üzerine yürüdü. Bu hadise 403 (1012-
1013). yılında olmuştur,. -·· · ·
Çqltll · Olaylar
Bu yılın ramazan ayında büyük bir kuyruklu yıldız doğdu. Aynı yıl
zilkade a~da da aynı şekilde büyük bµ- yıldız kaydı. Dolunay gibi ışık
ıaçıyordu. Sonra aydınlıAı gidip .sadece dalgalanan cilssesi kald~.
Muhammed Dımaşk'a gelip vilAyet konağı (emirlik sarayı)na indi.. Bir yıl
iki ay müddetle burada '!ali olarak kaldı. Bu arada_Mağribli bir adamı şe
hirde dolaştmp teşhir etti ve: «EbO Bekr ile Ömer'i sevenlerin cezası işte
budur.» diye bağırdı, sonra da onu Dımaşk'tan uz!lklaştırdı. işte orada
yaptığı işlerden biri de bu idi.
Çe,ltli Olaylar
Bbltl7a Gubı
. Multiıi Gazlıı
Kevlktr Gııdıı
dip putları yaktı·. BeydA, bunun üzerine meşhur KAlincAr kelesi'ne kaçtı,
Sultan d~ ohun peşinden KAiincAr'a gitti. KAlincAr büyük bir kale olµp
beş yüz bin kişiyi içine alacak kader genişti ayrıca içinde beş yüz tane de
fil ve yirmi bin hayvan vardı. Bu arada belirli bir süre içerdekUere yetecek
kadar erzak da bulunuyordu. Yemlnüddevle kaleye yedi-fersah kadar yak~
laşınca geçit vermez ormanlara rastladı ve ağaçların kesilmesini emretti.
Bu arada yolda derin bir vadi ile 'karşılaştı, yirmi süvarinin geçebileceği
kadar bir yerin doldurulmasını emretti. Aakerler toprak doldurulmuş tu-
lumlarla burayı doldurudular. Böylece kaleye ulaşma imk&nı buldu ve kırk
üç gün kuş~ttı. Kale bAkimi banı, talebinde bulunduysa da Sultan.kabul
etmedi.
Bu sırada İlig Han'm HorasAn üzerine yürtimeıinden dolayı ortaya çı
kan anlaşmazlıkları haber ·atan Sultan Hind' racasıyla anlaşma yaptı. Buna
göre raca beş yüz fil, üç bin (yük?) gümüş gönderecekti; ayrıca Hind kavu-
ğunu giymekıen vazgeçip Yemtnüddevle'nin gönderdiği hil'ati giyecekti.
Bu ona çok zor· geİdl. fakat Yemtnüddevle ısrar ettiyse de o tekrar Hind ka-
vuğunu giydi. Raca daha sonra küçük parmağım kesip kararlaştıracakları
meselelerde ona güven vermek üzere Yemtnüddevle'ye gönderdi, Yemı- :
nüddevle de ortara çıkan ihtillflan halletmek üz'ere HorasAn'a gitti. Hindis-
tAn'a yeni bir sefer dUzenlemeğe kararlıydı. ·
ne'ye varır varmaz askerlere mal dajıttı. onlan takviye etti ve dilediği ıs
lahatı yaptİ. Bu arada Halaç Türklerinden de yardım istedi° ve büyük bir
kalabalık Sultan MahmOd'a yardıma geldi. Onlarla beraber Belb istikame-
tinde yola çıktı. llig Han'ın kardeşi Ca'fer Tekin buradaydı. Hemen Tir-
miz'e geçti, Yeminüdde:vle de Belh'de karargAh kurdu ve askerlerini He-·
rAt'da bulunan Subaşı Tekin üzerine gönderdi. Subaşı Tekin Gazneli kuv-
vetlerinin yaklaşJı~ını duyunca nehri -geçmek üzere Merv'e doğru hareket
etti. Bu arada Oğuz Türkmenleri o_n a Y,etişti ve savaşa girdiler, fakat Su- •
başı Tekin onları mağlup etti ve Oğuzlardan pek çok kişiyi öldürdü.
Subaşı daha sonra nehri geçme~ üzere Ebiverd tarafına gitti. Yemi-
nüddevle'nin askerleri onu takip ediyor, her nereye giôerse onlar da peşin
den oraya geliyorlardı. Bu yüzden yakalanmaktan korkarak CürcAn'a gi~~
ti, ama oradan da uzaklaştırıldı. Sonra Horasan'a geri döndU, anc~k Yemi-
nüddevle o.qun HorasAn'a girmesine mani oldu. Subaşı Tekin'in kardeşi ve
kumandanlarından bir topluluk esir alındı, Subaşı az sayıdaki adamıyla ka-
çıp kurtuldu ve nehri geçti. · · ·
İlig Han kardeşi' Ca'fer Tekin'i Yemtnüddevle Subaşı'yı takipten ve
yakalanmaktan vaz geçsin diye Belh'e göndermişti; fakat Sultan geri dön-
medi ve Subaşı'yı HorasAn'dan uzaklaştırmağa karar ,verdL ve ancak uzak-
laştırınca Belh'e geri döndü. Böylece Ca'fer Tekin ile beraber burada bu-
lunanlar hezimete uğradılar ve Horasan Yemtnüddevle'ye teslim oldu.
Çe,lUI Olaylar
Bu sene Şaban ayı başındı Irak'ın kıble cihetinin sol tarafından Züh-
re'ye benzer büyük b~r yıldız dolru Yeryüzünü ay gibi aydınlatan şualan
vardı; Zilkade ortalarına kadar kaldı ve sonra kaybold~.
ŞAfit fakihi İmam EbQ Sa'd lsmAil b. Ahmed _b. İbrAhim b. lsmlil el-
İsmAilt Rebiylilahir ayında CürcAn'da öldü.
lsfahAnlı meşhur
haf•z Muhammed b. İshak b. Muhammed ·b. YahyA
b. Mende EbQ AöduUah da bu yıl vefat etti. EbQ Abdullah'ın meşhur eser-
leri vardır.
HICRET'IN Oç YOZ DOKSAN. YEDiNCi (M.1006-1007).
YIU OLAYLARI .
Sebebl şudur :
. Hind racaları hanedanından olan NevAsa ŞAh, Sultan . MahmQd'un
Hind seferleri sırasında Müslüman. olmuş, Mahmı1d da onu fethettiği Hind
şehirlerinden birinin başına getirmişti.
Ebu Ca'fer el-HaccAc bu sene büyijk bir ordu topladi, Bekr b. Hasana-
veyh de büyük bir orduyu ona yardıma gönderdi, ~epsi birlikte BağdA9 ·
üzerine yürüdüler· ve muhasara ettiler.· · ·
Sebebine gelince :
Ebı1 Ca'fer HorasAn yolunun emniyetini sağl~yan Kılıc'm yanına git-
. ' .,.,
mişti. Kılıç, ' Amidü'l-Cüytlş'a muhalif olduğu için ikisi birleştiler, ancak
Kılıç bu sene öldü, bunun üzerinE; de Amidü'l-CüyO.ş Ebü'l -Fath b. AnnAzi
HorasAn yolunu korumakla görevlendirdi. Eb0.'1--Feth, Bedr b. Hasana-
veyh'e düşmandı, işte bu yüzden Bedr bu yeni görevlendirme sebebiyle
Amidü'l-Cüytlş'a kin besledi ve EbO. Ca'fer el-HaccAc'ı çağırıp onun emri-
ne çok sayıda· asker topladı; Emir Hindi b. Sa'di, EbO. lsA ŞAzi b. Muham~
med, Verram b. Muhammed ve diğer bazı ·kumandanla~ da bunlar arasın
daydı . Bedr bunların· hepsini Bağdad üzerine gönderdi.
hlUddevle de bunu kabul etti ve TOıter'e onun yanına geldi, fakat Amtdü'l
-cuy0,•u gUcendirmekten korkarak EbQ Ca'fer'e _fazla. iltifat etmedi.
KarvAş büyük bir ordu toplayıp KOfe üzerine yürüdü, Ebu Ali orada
yoktu, böylece şehre girip yerleşti. · D~ha sonra durumdan haberdar olan
Ebfi Ali KarvAş'ın üzerine yürüdü, iki taraf karşılaşıp savaşa girdiler. Kar-
vaş sonunda mağlQp oldu ve kaçarak EnbAr'a döndü, EbQ Ali de Kfıfe'ye
hAkim oldu ve KiırvAş'ın adamlarını yakalayıp mallarını müsadere etti.
el-Hakim bu sene Ebu Rikve'yi inağlCip etti. Biz burada bu konuyla il-
gili haberleri topluca anlatacağız .
Ebll Rikve'nin asıl adı Velid idi, ancak seferlerinde mutasavvıfların
Metine uyarak deriden yapılmış küçük su kabı (rikve) taşıdığından dolayı
F. 11
182 IILAM TAftlHI
kendisine «EbQ Rlkvu kUnyeıl verllmt,tl. Hlflm b. AbdOlmellk b. Mer-
vAn'ın neslinden olan EbQ Rlkve EndUlUı Emevf hUkümdın el-Müeyyed
Hiışlm b. el-Hlklm'ln de akrabaıı1,d1. el-ManıQr b, Ebll Amir el-Müeyyed'i
idareden uzaklaştınp onu halktan glıleylnce akrabalarından hllkümdarlık
yapabilecek biri var mı diye ara,tırır, ıonra onu yakalatırdı. Bunlardan bir
kısmı öldürülürken bazıları da kaçtılar.
Halk EbQ Rikve'ye mektup yazıp onu davet ettiler. Mektup yazanlar
arasında «KAidü'l-KuvvAd» namıyla tanınan el-Hilseyn b. Cevher de var-
dı. Bu mektuplar üzerine EbO Rikve Berka'dan es-Said'e hareket etti. el-
Hlikim bunu duyunca çok korktu, "fakat iş olacağına vardı.
Askerlerini toplayıp onlarla görüştü, bu arada Suriye'ye haber gön-
derip askeri yardım istedi, bunun üzerine Suriye'den asker geldi, el-Hakim
bunlara mal, at ve silAh dağıttı ve Araplar hariç, piyade ve süvari, on iki
bin kişiden müteşekkil bir _orduyu el-Fazı b. Abdullah'ın · kumandasında
EbO Rikve'ye katşı sevketti. Bun_lar ~erka'ya yaklaşınca EbQ Rikve ordu-
164 ISLAM TARiHi
Bu defa el-HAklm dört bin ıUvariden otu,an ba,ka bir asken birlik
ıevkettl, bu askerler el-Cfze'ye g~tller. EbQ Rlkve bunu duydu ve onlar-
la Mıaır 1akınlarında kar,ılqmak üzere haberdir olmaıın diye yollan tut-
tu, el-Mlzt de' vaziyetten el-Ful'ı haberdar edemedi. Ebtl Rikve ordusuyla
yola çıktı, el-MAzt ancak yolda iken el-Fazl'a haber gönderip durumu bil-
dirdi. Ebtl Rlkve iki g~e be, gecelik yol aldı v, el-Ctze'de el-HAkim'in
ordusuna saldırarak yaklatık bin kifiyl öldürdüler. Mısır halkı bunun üze-
rine korkuya kapıldı, el-HAkim de ıarayından dışarı çıkamadı, . yanında
bulunan askerlere el-Ctze'ye geçmelerini emretti. Bunun üzerine Ebtl Rik-
ve geri dönüp el-Hermeyn'de karargAh kurdu ve aynı sUn oradan ayrıldı.
el-HAkim bu arada el-Fazl'a açık bir mektup gönderdi, mektubunda: «EbQ
Rikve ordumuzun karşısında maAlOp olmu,tur• diyor ve bu mektubu· ku-
mandanlara okumasını istiyordu. el-HAklm slzllce gönderdlll mektubun-
da ise durumu el-Fazl'a bildiriyordu. Bu sebeple el-Fazl halkı teskin et-
mek gayesiyle Eh~ Rikve'nin matlQp olduğunu müjdeliyordu.
. .
EbO Rlkve daha SOJll'a «eı-Sebhu denilen ormanlık bir yeı:e gitti, el-
Fazl da onu takip etti. EbQ Rlkve •taçların arasına pusu kurdu ve el-Ful'-
ın askerlerine.hücum etti. el-Fazl'ın ·ukerinl üzerlerine çekmek ve böyle-
ce pusuda bekleyen birlikleri de onların üzerin saldırtmak istyen aakerler
ıahte bir çekilişte geriye dolru çekiliyordu. Puıuda bekleyen birlikler ise
bunu gerçek · bir boıgun zann_e derek gerl dönüp onları takip ettiler. el-
Fazi'ın adamları da bunun üzerine atlarına binip onları izlediler ve yetişip
binlerce askeri kılıçtan geçirdiler. Bu şekilde Ebtı Rikve ve maiyyetindeki
BenO Kurra mağlQp ol~p ~otruca obalaruia gittiler. Oraya vardıklarında
el-MAzt onları alıkoydu, bunun üzerine ona: «Biz seninle birlikte savaştık;
artık seninle savaşacak klinae kalmadı, keridini dü,nn, kurtulmağa bak.»
dediler. EbQ 'Rikve de bunun üzerine en-NObe•ye gitti, en-NObe'ye ai.t
«Hısnu'l~Cebeb adıyla bilinen kaleye varınca kendisinin el-HAkim'in elçi-
si olduAunu ye hükümdartarvıa: görtı,mek üzere geldilini söyledi; bunun
üzerine kale hAkimi ona: . «HQ~mmız hastadır; yanına gitmen için
mqtlakl izin almak IAzımdır.• dedi.
el~Fazl bu durumdan haberdar olunca kale hAkimine haber gönderip
meselenin gerçek yüzünü anlattı, bunun Uze~ine kale hAkimi Ebü Ri_kve'-
yi muhafızlarıyla nezaret altına aldı, hükümdara da durumu bildirdi. en -
NObe'nin:hükümdan ölmüf, yerine otlu geçmişti. O da kale hAkimine Ebıl
Rikve'yi el-HAkim'in nAiblne teslim etmesini emretti. el-Fazl'ın elçisi EbO
Rikve')'l teslim aldı ve yanında götürdü. el-Faıl EbQ Rikve'yi karşıladı ,
karargAhında misafir edip ikramda bulunduktan ıonra da Mısır'a gönder-
di. Orada herkese te,hir edildi ve ~birde dolaştınldı.
Ebtl Rlkve, el-H6kim'e yazdıtı mektupta: «Ey efendimiz! . Günahları
mız bUyUk, fakat senin affın ondan da büyük. Kan davası haramdır, Senin
166 ISLAM T,\AlHI
öfken onu belli kılmasın. Ben iyilik de ettim, kötülük de, fakat ancak ken-
dime zulmettim, yaptığım kötü işler şimdi be~i mahvediyor- diyordu.
Mısır'da dolaştırılırken başına bir ktıkulata geçirildi, arkasına da to-
katlasın diye bit maymun taktılar. Maymun bu iş için eğitilmişti. Daha
sonra da asılmak ve öldürülmek üzere Kahire dışına götürüldü, fakat oraya
varmadan öldU, sonra kafası kesilip asıldı: el-HAkim, el:-Fazl'a ç~k çok ik-
ramda b'ulundu. HattA iki defa yakalandıAı hastalık sırasında el-Fazl'ı zi-
yaret etmiş ve halk bu ziyareti çok bUyül( bir olay kabul etmişti. Ancak,
daha sonra el-Fazl'ı öldürmek için çaba harcadı ve iyileşince de öldürdü.
Çıfltll Olaylar
Bu sene Iraktda fiyatlar faht, blr tekilde arttı. ffalk bağınp çatırma
ğa,ordu da karışıklık çıkırmatı b8'1ıdı, bu da kargaşa ve karışıklığa se-
bep oldu. ·
ZAhid Abdua-ıamed bu ıene öldü ve Ahmed (b. Haiıbel)'in kabrinin
yanına defned,lldt. ZUhd ve takvldı çok üstündü. .
Bu sene hacılar ea-Sa'leblyye'de kum fırtıaına maruz kaldılar. Yet yü-
ıU kapkaranlık oldu, inaanlır birbirini göremiyordu. Aynca büyük bir su
ııkıntısıyla kar,ıta,tılar, lbnu'l-Cerrlh et-Tlt onlardan mal almak gaye-
siyle gitmelerine engel oldu, bu yüıdeıi de Hac için zamanlan kalmadı ve
böylece hacca gidemeyip ıerl döndöler.
«lbnil'l-KassAb~ namıyla tanınan Mllild fakthi Ali b. Ahmed Ebfi'l-
Hasan da bu sene öldü. .
WCRET'tN· Oç YOZ DOKSAN SEKlztNct (M.. l087-i808)
vıu · OLAYLAm
ÇefitllOJaylar
Bu sene Mısır'da kıtlık oldu, fiyatlar fahiş bir •şekilde arttı ve halk çok
btiyilk saıntılara maruz kaldı . Erzak tükendi, bunu veba salgını izledi v.e
halktan pek çok kişinin ölümüne sebep oldu.
Bu sene Dtnever'de şiddetli bir deprem oldu, evler Ylkıldı ve halkdan
pek çok kişi öldü. Ölenlerin sayısı yıkıntıların ·altında kalıp da tesbit edi-
lemeyenler hariç· on altı b4>. kişi idi. ·
Mısır halifesi ·el-HAkim BiemrillAh KumAmet ~ilisesi'nin yıkılmasını
emretti. Kumam.et Kilisesi Kudüs'te idi, halk ona «kıyameb adını vermiş-
170 IILAM TARiHi
ti. Hristiyanların inancına göre Hz. tsa orada medfundu, dünyanın muh-
telif yerlerindeki Hristiyanlar burayı ziyaret etmek amacıyla gelirlerdi.
el-HAkim kilisenin bütün milştemilAtıyla beraber yıkılmasını emretti ve
yıkıldı . Daha sonra Hristiyan ve Yahudilere ya Müslüman olmalarını, ya
Bizans topraklarına gitmelerini, ya da gayrı müslim kıyafeti (zünnar gibi)
giymelerini emretd, bu yüzden pek çoAu Müslüman oldular. el-HAkim da-
ha sonra ise kiliselerin tamir edilmesini emretti ve isteyenin kendi dinle-
rine dönebileceğini bildirdi, bunun üzerine de pek çok Hristiyan İslim'dan
döndü. .
glttl: fakat tal b. Halllt ona k:al'fı çıktı ye öldOrerek fehre hlklm oldu. Rah-
be'ye daha sonra başka biri blldm oldu, ·sonunda d, şehir Haleb hAklmi
SAiih b. Mirdls'm eline1 geçti.
EbQ Ömer b. Abdll'l-VAhld el-HAşiml bu sene Bura kadılıtuıdan az-
ledildi. SOııen-1 Ebl Dlvud'un rivayetinde Ali isnid sahibiydi. «Ondan işit-
' .
tik» şe]µlndeki if deler de onun takip ettili: uaullerdendi. Ondan sonra
Basra kadılıAma 'bQ1-Hasan .
tbnu'f-ŞevAıib getirildi.
. '
Bu sene Bedr b. Hasanaveyh el-Kürdi ile oğlu HilAI ,arasında savaş çık
tı. Aralarındaki solukluAun sebebi şu idi : ·
Çetltll Olaylar
F. 12
178 18LAM TARiHi
konusu ıur bu sene yapıldı . Surun yapımını Ebu tahAk . el-ErrecAnt ~t-
lenmlfti. ·
AdnAn b. e,-Şerlf er-Radt bu sene doğdu.
er-Radi'nin babası Nakib Ebtl Ahmed el-MOsevl bir hayli servete sa-
~p odduktan sonra bu sene öldü. EmlAkinin bir kısmını hayır işlerine
vakfetti. Namazını büyük oğlu el-MurtazA kıldırdı. Evinde defnedildi, son-
ra Hz. Hüseyn'in _türbesine nakledildi. 304 (916-917) yılında doğmuştu .
EbQ C~fer eİ-HaccAc b . Hürmüz AhvAz'da bu yılda öldü. Umdetüddev- .
le EbQ İshak b. Muizzüddevle b. Biiveyh de aynı şeki.lde bu sene Mıaır'da
vefat etti. · ·
Halife el-KAdir Billah da bu sene h.astalandı. Hastalığı giderek şiddet
lendi, bu yüzden: «Öldü.» diye asılsız haberler çıkarıldı, bunun üzerinde
elinde bir kılıç olduğu hAlde halkın huzuruna çıktı. EbQ HAttıid el-lsferA-
yinl de halifenin yanına girdi ve HActb en-Nu'mln'ın oğluna: «Emiru'l-
Mü'minin'in Kur'An'dan bir parça okumasını ve halkın da onun kıraatıni
dinlemesini istiyorum.• dedi. Bunun üzerine halife: «Münafıklar, kalbleri
bula olanlar, Medtıie'de (asılsız haber} yayan bedbahtlar (tuttukJ.irı yol-
dan) vaı: geçmeyecek oluna, muhakkak ki ıenl onların üzerine muıalla.t
ederiz.• (AhzAb suresi, 33/60) mAaUndeki ayet-i. kerimeyi okudu.
ŞAir EbO'l-Abblls· en- NAml ve cinaslı ,iirleriyle ·meşhur kAtip ve şair
EbQ'l-Feth Ali b. Muhammed el-Bustt de bu sene ölmüştür.
HlCRET'iN DÖRT y()z BiRlNCl (M. 1010-1011)
YILI OLAYLARI
İlig Han bu iıene kardeşi Toğan Han ile savaşmak üzere ordusuyla yo-
la çıktı. ÖZkent'e varınca kar yağdı., bu yüzden daha ileri gidemedi :ve Se~
nierkand'a' geri döndü.
İlig Han'm, kardeşi Uzerıne yürO~eslniı'ı sebebi şudur:
-Toğan Han, Yemlnüddevle'ye haber gönderip ö~ür diledi ve kardeşi
İlig Han'ın Horadn şehirlerine karşı · giriştiği harekAt, ile hiç bir ilgisi oı.:
madıAını bildirdi. Toğan Hiln mektubunda: «Ben onun yaptıklarına razı
değilim.> diyor· ve suçu ~adece kardeşine yükleyip kendisini temize çıkarı
yordu. İlig Han bunu öğrenince kardeşine çok öfkelendi ve bu olay onun
Toğan Han üzerine yürümesine sebep oldu. .
yOş: «Hazineye alt olmayan hiç bir mal sultanın hazinesine sokulmasın.»
der ve bu haberin aslı çıkıncaya kadar bekletilmesini emredet. Bundan bir
Eüre sonra ölen tüccarın kardeşi gelir ve Mısır'dan tüccarın terekesi üze-
rinde hak sahibi olduğunu belirten bir yazı getirir. Bu yazıyı Amidü'l-Cji-
yOş'a iletmek üzere kapıya doğru yürür, bu sırada onu evinin aydınlığında
namaz kılarken görür ve hftciplerden biri zanneder, ·yazıyı ona verır ve
arzusu derhal yerine getirilir. Tüccar yazıyı alan şahsın Amidü'I-CüyQş ol-
duğunu öğrenince meseleyi· daıia da büyütür ve herkese söyler. Halk da
Amtdü'l-CüyQş'un bu davranışından memnun olur. Tüccar Mısır'a dö-
nünce Amidü'l-CüyQş için açıkca dua eder, bunu duyan bütün halk ona
d~a eder ve övgüde bulunur. B~ haber Amidü'l-CüyOş'a ulaşınca çok se-
vinir.
Çe,itll Olaylar
Yine bu yılda Didenin su seviyesi yirmi bir arşın arttı. Irak ve Bağ
dftd 'dan bir çok kişi öldü, ka~allar dolup taştı. Irak'tan bu yıl hiç· kimse
hacca gidemedi.
Dımaşktı' _Hafız İbrahim b. Muhammed b. Ubeyd Ebu Mes'ud bu sene .
öldü. Hadis tahsili uğrunda çok dola$tı. Sahih-i Buhari ve Sahih-i Müalinı'
de onun büyük emeği vardır.
Vasıtlı Halef b. Muhammed b. Ali b. Hamdıln EbO Muhammed de bu
yıl vefat etti. Faziletli bir insandı.
HlCRET'İN DÖRT YOZ lıdNCt (M. 1011-1012)
Jll.1 OLAYLARI .
üzerine SürOr ona: "·Yakında bir iş olacak ve sen onunla emniyet ve hu-
IBN .0'L-E8IR 185
zura kavuşacaksın." dedi. lbn GAnim Süıilr'un sözlerinden bir şey anla-
madı ve sordu, fakat o hiç bir- açıklama yapmadı. Uzun süre gizlediyse de
ııonunda meseleyi anlattı.
SAlil\ de' Haleb'e yürüdü. Burada şehri Mısırlılar adına ida;e eden İbn
Su'bftn adlı biri vardı. Kalede ise "Mevsuf" namıyla bilinen bir hadım var-
dı; fakat şehir' halkı Haleb'i kendilerin_e çok iyi muamele ettiği için Salih'e
teslim etti, çün.kü Mısırlılar onlara çok kötü davranıyordu. İbn Su'ban ka-
leye çıktı, Salih de onu kalede muhasara etti. Kalede su kalmamıştı, içe-
cekleri hiç bir şey yoktu. Bu yüzden asker kaleyi Siilih'e teslim etti.
Bu hadise. de 414 (1013-1024) yılında olmuştu. Sftlih Ba'albek'ten Ane'-
ye kadar uzanan bölgeye hakim oldu ve altı yıl Haleb'de kaldı.
420 (1029 yılında Mısır halifesi ez-ZAhir bir ordu hazırlayıp SAlih ve
Hassan ile savaşmak üzere Suriye'ye gönderdi. Ordunun başında Anuşte
kin el-Berberi vardı. Sftlih ve HassAn da onunla savaşmak için bir araya
geldiler. Ürdün kıyısında Taberiyye yakınlarındaki el-Ukhuviine'de kar-
şılaştılar. Savaş : sırasında SAlih ve küçük oğlu öldürüldü, başları kesilip
.Mısır'a gönderildi. Diğer oğlu EbQ KAmil Nasr b. SAlih kurtuldu, Haleb'e
gelip şehre hakim oldu. -Lakabı Şiblüddevle idi.
Antakya'daki Rumlar bu durumu öğrenince kalabalık bir grupla Ha-
leb'e yürümek üzere hazırlandılar. Haleb ·ahalisi Rumları karşıladı ve ya-
pılan savaşta onları bozguna uğratt., mallarını yağmaladı. Rumlar sonra
Antakya'ya geri döndüler. Şiblüddevle 429 (103? - 1038) yılına kadar
Haleb'i elinde tuttu. ed-Dizberi bu tarihte Mısır ordularını Haleb'e sevk-
etti. O sırada Mısır halifesi el-Mustansır BillAh idi. Şiblüddevle onları Ha-
mA civarında ~arşıladı ve yapılan savaşta öldürüldü (şaban 429/mayıs-ha- .
ziran 1038). ed-Dizberi ramazan ayında (temmuz-ağustos 1038) Haleb'e ve
daha sonra bütün Suriye'ye hAkim oldu. Şanı şöhreti arttı. serveti çoğaldı.
Tilrk ask~rlerine haber gönde~ip onları yanına çağırdı . Bu haber Mısırlı
lara Qnun isyana hazırlandığı şeklinde intikal etti ve Dımaşk ahalisine der-
hal ona isyan etmelerini emrettiler. Halk bunun üzerine ed-Dizberi'ye is-
yan etti, o da Dımaşk'tan ayrılıp Haleb tarafına gitti (rebiyülahir 433 / ka-
sım-aralık 1041). Bu tarihten bir ay sonra da öldü.
Nasr sürekli şarap içerdi. Sarhoş bir anında ora4& ikamet eden ve ba-
basının şehre hakim olmasını sallayan Türkmenlere saldırdL Ramazan
bayramıydı, Türkmenler onu karfllayıp yer öptüler, fakat Nasr küf~rler
18NO·L-E8TR 189
Çeşitli Olaylar
Kibt\a'un Öldürülmesi
İlig Han çok iyi ve adaletli bir hükümdardı. AhlAk ve davranışları gü-
zeldi. Dini ve din adamlarını severdi. İlim ve alimlere büyük itibar ve say-
gı gösterir, onlara ihsanda bulunurdu.
Çeşitli Olaylar
F. 13
104 18LAM TAAIHI
ŞehrizOr'un ,
durumunu ve Bedr b. Hasanaveyb'in şehri Amidil'l-Cü-
yOş'a teslim ettiğini, onun da buraya nAiblerini bıraktığını daha önce an-
latmıştık . Bu defa Tahir b. Hilal b. Bedr Şehrizı1r üzerine yürüd(ı ve Fah-
rü'l-Mülk'tin oradaki askerleriyle savaşa girdi, receb ayında (ocak 1014}
da şehri onlardan aldı. Vezir bu haberi,işitince Tahir'e mektup yazıp azar-
ladı ve esir aldığı adamları derhal serbest bırakmasını emretti, o da bu em-
re uydu. Tahir Ebil'ş-Şevk tarafından öldürülünceye kadar Şehrizfir onun
hakimiyetinde kaldı. Ebfi'ş-Şevk şehri ele geçirip kardeşi Mühelhil'e verdi.
Çeşitli Olaylar
adamları kış mevsiminde hücuma geçtiği için çok kızdılar ve onu öldür-
meğe karar verdiler. Yakın adamlarından biri gelip durumu Bedr'e bildir-
di. Bedr: «Bunu yapacak olan köpekler kimmiş?» diye bağırdı ve onu kov-
du, adam tekrar geri gelip huzura girmek istediyse de Bedr izin v~rmedi,
bunun üzerine o ön çadırın arkasından: «Sana haber verdiğim hususu ger-
çekleştirmeğe kararlılar.» dedi, fakat o bu sözlere itibar etmedi.
Bedr bir tepeye çıkıp oturdu, adamları derhal üzerine saldırıp onu öl-
dürdüler. Onu öldüren tfüfenin adı «el-Cevrakari,, idi. Bunlar Bedr'in as-
kerinin elindekileri yağmaladılar, sonra da onu orada bırakıp yola koyul-
dular. el-Hüseyn b . Mes'fid gelip onu yere atılmış vaziyette buldu. Hemen
kefenlenip defnedilmek üzere ıiz. Ali'nin türbesine nakledilmesini emret-
·u, emir yerine getirildi.
Adil bir insandı, iyilik ve ihsanı çoktu,. izzet-i nefis sahibiydi. Bedr
öldürülünce katil el-Cevrakan tfıifesi Şemsüddevle Ebıl Tahir b. Fah-
rüddevle b. Büveyh'in yanına kaçtı ve onun emrine girdiler.
Tdhir b . Hilal b . Bedr dedesinden korkup Şehrizılr tarafına kaçmıştı,
ölUm haberini alınca mülkünü ele geçirmek üzere hare~ete geçti. Şemsüd
devle ile aralarında savaş oldu, sonunda TAhir esir düştü, hapsedildi ve top-
lamış olduğu mallar alındı. Babası HilAl'in naibi olan şahıs itibarlı bir in-
sandı. Tfıhir'i Hemedan'a götürdü. el-Liıriyye ve eş-Şazenc&n da Ebti'ş
Şevk'in yanına gittiler ve onun emrine girdiler.
Bedr öldürülünce oğlu HiHH daha önce anlattığımız gibi Melik Sulta-
nuddevle'nin yanında hapisteydi. Bedr öldürülünce Şemsüddevle b. Fah•-
rüddevle b. ·aüveyh onun bazı şehirlerini ele geçirmişti. Sultanüddevle
bunu haber alınca Hilal'i serbest bıraktı ve onu gerekli savaş araç ve ge-
ıeçleriyle teçhiz ettikten sonra yanına asker verip Şemsüddevle'nin ele ge-
çirdiği yerleri geri almak üzere gönderdi. Hilal, Şmsüddevle'nin üzerine
yürüdü . Zilkade ayında (nisan-mayıs 1015) karşıla_ştılar. İki ordu savaşa
tutuştu. Savaş sonunda Hilal'in adamları mağltip oldu, kendisi -de esir
düştü . O da aynı şekilde öldürüldü, yanında bulunan askerler ise çok pe-
rişan bir halde Bağdad'a döndüler.
Çeşitli Olaylar
BAdis de ordusuyla onun üzerine yüı-üdü . 406 yılı safer ayında (tem-
muz-ağustos 1015) Hammad Üşeyr şehrine vardı. Kendisine ait olan bu şe:.
hirde Hammad'ın nAibi bulunuyordu. Halef el-Himyeri adındaki bu şahıs
HammAd'ın şehre girmesine mani oldu ve BAdis'e itaat arz etti, böylece
şehir Hammad'ın elinden çıkınca da o ne yapacağıni şaşırdı, çünkü burası
müstahkem ve kuvvetli bir şehir olduğundan Hammad'ın yeg&ne daY.ana-
ğıydı.
Trablus yöresini zorla ele geçirmiş olan Veml b , Said ez-Zenati ölün-
ce ZenAta kabilesinin dirliği bozuldu. Bir grup kardeşi İlazerOn'un · tarafına
geçerken diğer bir grup İbn VerrO ile birlik oldu. Bu durum da Hammftd'a
çok aAır geldi, çünkü o Zenata'nın bazı şehirleri ele geçirmesini ve Badis'-
in o?lara kiırşı harekete geçmek zorunda kalmasını istiyordu.
BAdis 406 yılı zilkad~ ayının sonunda (10 Mayıs 1010) sah günü asker-
lerin teftiş ve gözden geçirilmesini emretti. Gördüğü manzara sevindiri-
ciydi. Akşama doğru atına bindi ve yanındaki bir grop adamıyla yola ko-
yulup bir yerde konakladı. Adamları ayrılıp çadırlarına gittikten sonra
gece yarısı vefat etti. Hadım hemen Habib b. Ehi Said, Badis b . Ehi Ham-
mAme ve EyyCtb b . Yattüfet gibi büyük kumandanlarının yanına giderek
Biidis'in vefat ettiğini bildirdi.
Habib ile ·BMis b .. HammAme arasında düşmanlık vardı, bu yüzden
sür'atle birbirlerine karşı harekete geçtiler. Yolda karşılaştılar ve birbirle-
rine: • «Aramızdaki meseleyi biliyoruz, önce bu düzensizlik ve bozulkuğ4
isliha karat verelim. Eğer bu düzensizlik sona ererse mücadeleye tekrar
döneriz» dediler. EyyOb ile birleşip: «Düşmanımız bize yakın fakat dostu-
muz bizden uzaklarda. Biz bütün işlerimizde baş ~racağımız bir baş seç-
mezsek düşmandan emin olamayız. SanhAce'nin el-Muizz'e, diğerlerinin de
BAdis'in kardeşi KerAmet b. el-MansOr'a taraftar olduklarını biliyoruzı.
dediler ve görünürde KerArnet'in başa geçmesini kabul ettiler. Emin yere
ulaşınca da el- Muizz b . BAdis'i başa geçirdiler, ülke yönetimini ona verdi-
ler. Böylece. karışıklıklar son buldu. ·
KerAmet'i getirtip ona bey'at ettiler ve onu hemen başa geçirdiler. Sa-
baha kadar hiç bir askerin bundan haberi olmadı. Sabahleyin halka BA-
dis'in ilaç içtiği ni söylemeye karar verdiler· ve sabah olunca da Muhamme-
diyye şehri halkı kapıları kapattı ve aralarında Badis'in ölümü konuşu,ldu .
Haber kısa sürede yayıldı . Halk büyük bir korkuya kapıldı ve Badis'in ölü-
mü sebebiyle ·ortalık karıştı . KerAmet'in onun yerine geçtiğini illın etti.:
ler. Badis1in kölesi ve onu~ yanındakiler bu durumu görünce çok yadırga
dılar. Habib ileri gelen adamlarıyla baş başa kalıp meseleyi anlattı, onlar
da süktinet buldular.
Keramet, Sanhace, Telkate ve diğe_r kabileleri toplamak için doğruca
Üşeyr şehrine gitti, hazineden onlara yüz bin dinar verdi.
el-Muizz'e gelince, yaklaşık sekiız yıl altı ay ve bir kaç günlüktü; çün-
kü 398 yılı cemaziyUlevvel ay~nda (ocak-şubat 1008) doğmuştu. Babasının
204 ISLAM TARiHi
Bficlis'in vefatı ve dnlıa sonraki olayların 407 yılı olaylan içinde ya-
ıılnıası gerekirdi, fakat biz onlara ait haberleri kesintisiz verdik.
208 IILAM TARiHi
Şevk Uzerine hücum .edip kardeşi Sa'dt'nin intikamım almak için onu öl-
dürdü. Adamları TAhir'in cesedini götürüp Babu't-Tebn'deki türbeye def-
nettiler.
Çeşitli Olaylar
F . 14
210 ISLı\M TARIIII
yısı cll! bine yakındı. Kükend karısının yanına gidip onu öldürdü, ondan
ı;onra da intihar etti. Müslümanlar racanın mallarını ganimet aldılar, ka-
lelerini ele geçirdiler.
Mahmud daha sonra Hinduların mabetleri üzerine yürüdü. Burası Hin-
c.listan'ın çok önemli bir mabedi ve nehir kenarındaki binaların en müs-
lahkerniydi. Bu mabette Hindulara ait pek çok put vardı. Bunlard'an beş
laııesi kızıl altından yapı lmış ve mücevherlerle süslenmişti.
Burada altı yüz doksan bin (parça) ve üç yüz miskal altın vardı. Ay-
rıca altın ve gümüşten dökme yaklaşık iki yüz put mevcuttu. Yemh:ıüd
devle bunların hepsini aldı, geri kalanlarını da ateşe verdi ve buradan Ka-
navc üzerine hareket etti. Kanavc racası Racyal idi. Mahmud şaban ayın
da (ocak 1017) Kanavc'a ulaştı, Raca'nm ülkeyi terkettiğini gördü. Sonra
Künk adlı nehri geçti. Bu nehir onların nazarında çok şerefli bir nehirdi
ve onun cennetten kaynaklandığına ve kendini bu nehirde boğanların bü-
tün günahlardan temizlendiğine inanırladı.. Yeminüddevle Kanavc'ın kale-
lerini ve buraya bağlı şehirleri ele geçirdi. Bunlar adı geçen nehrin kıyı
sında yer alan yedi şehirdi, buralarda yaklaşık on bin puthane vardı.
Mahmôd daha sonra Asi kalesine yürüdü. Duranın sahibi Candbal idi,
Mnhınfül yaklaşınca kaçtı.
HayarAn Ali'ye kar~ı çıkınca etrafa haber salıp Emevileri armağa baş
ladı. Ona Abdurrahman b. Mµhammed b. Abdülmelik I;>. Abdurrahman en-
214 ISLAM TARiHi
Yerine kardeşi el-KasJm geçti. el-KAsım Ali'den bir kaç yıl büyüktü
ve Ali öldilğilncle kırk sekiz yaşındaydı . Çocuklarının adları Yahya ve ld-
riıı ' tir . Annesi Kureyşliydi. Künyesi EbQ'l-Hasan olup hükümdarlık rnüd-
<l<'li bir yıl dokuz aydır.
daydı. Kardeşi Sebte hAkimi idris b. Ali de Tanca'yı ele geçirmişti. Tanca
el-KAsım'ın muhimmat ve malzeme deposuydu, Endülüs'te bir tehlili:e gö-
rünce hemen oraya sıAınırdı. iki yeğeni el-KAsım'm ülkesini ele geçirince
halk ona rağbet etti, Berberiler de Kui-tuba'ya hAkim olup halkın malları
nı yağma ettiler. Bunun üzerine şeh!r halkı 10 C~maziyelevvel 414 (31
Temmuz 1023) tarihinde toplanıp el-KAsım'a karşı harekete geçtiler. Çok
şiddetli bir savaş vuku buldu, sonra savaş sakinleşti ve 15 Cemaziyelevvel
(5 Ağustos 1023)'e kadar ateşkes ilAn ettiler. 'el-Kasım, saraydan Kurtuba
halkına sevgi gösterisinde bulunuyordu. Görünürde onlarla birlikte ol~u-
ğunu ihsas ediyor idiyse de kalbi Berberilerle beraberdi.
el-Kasım esmer yüzlü, sürmeli gözlü, soluk renkli, uzun boylu ve ha-
fif yanaklı ,idi.
Yukarıda anlattığımız
gibi, Berbertler ve el-Kasım b. Ali Kurtuba hal-
kı karşısında mağlOp olunca Kurtubalılar şehri Ümeyyeoğullarına iade et-
meye karar verdiler. 13 Ramazan414 (29 Kasım 1023) tarihinde Abdurrah-
man b. Hişam b. Abdü'l-Cebbar b. Abdurrahman en-Nlisır el-Emevi'yi se-
çip ona halife olarak bey'at ettiler. Abdurrahman bu sırada yirmi iki ya-
şındaydı . "el-Mustazhir Billah" lakabını aldı. Halifelik. müddeti bir ay on
yedi gündür. Kısa süre içinde katledilmiştir.
Ôldürümesinin sebebi şudur :
Abdurrahman Kurtuba eşrafından bir zümreyi Süleyman b. el-Murta-
za Abdurrahman b. Muhammed b. Abdu'l-Melik · b. Abcfurrahman en -
Nftsırla mütemayil oldukları için tevkif ve hapsetmiş ve mallarına el koy-
muştu. Bunlar hapishanede bile o'nun aleyhinde faaliyette bulundular ve
halkı kışkırttılar. Sanibu'ş-Şurta ve diğerleri de onlara katıldı. Toplanıp
hapishaneye yürüdüler ve içeridekilerin hepsini çıkardılar.
Onlara yardımcı olanlar arasında kalabalık bir ~oplulukla beraber Eme-
vi ailesinden Ebu Abdurrahman Muhammed b. Abdurrahman da vardı.
el-Mustazhir'e karşı zafer kazandılar ve·zilkade ayında (nisan 1017) onu
öldürdüler. Çocu~u yoktu, künyesi Ebü'l-Mutarrif olup annesi bir cariye
218 ISLAM TARiHi
idi. Teni beyaza yakın kızıldı. iri gözlU, elleri sert ve kaba, geniş göğüslü
bir insandı.
Edip ve hatipti, veciz konuşur ve yazardı. İnce tabiatlıydı. Güzel şiir
leri vardı. Veziri Ebu Muhammed Ali b. Ahmed b. Said b. Hazm idi. Sü-
leyman b. el-Murtaza onun öldürülmesinden on gün önce vefat etmişti.
dılar. Bu arada adamlarından bir çok kişiyi öldürdüler, geri kalanlar kur-
tuldu.
Mücahid ve Hayaran Kurtuba'da yaklaşık bir ay kaldılar, sonra ihti-
mra düştüler ve birbirlerinden endişe etmeğe başladılar. Hayaran 22 Rebi-
yült\hır 417 (12 Haziran 1026) tarihinde Kurtuba'don ayrılıp el-Meriyye'•·
ye gitti ve 418 (1027) yılında ölünceye kadar orada kaldı. Başka bir riva-
yete göre ise 419 (1028} yılında vefat etmiştir. el-Meriyye onun ölümün-
den sonra arkadaşı Züheyr el-Amiri'ye kaldı. Berberi HabbOs b. Maksen
es-SanMci ve kardeşi Yahya b. Ali el-Alevi'ye hrşı cephe aldılar. Müca-
hid ise bir süre kaldıktan sonra Daniye'ye gitti, büylece Yahya adına hutbe
okunmasına son verildi ve hutbe tekrar Emeviler adına okunmağa başladı.
Bunları inşaalah daha sonra anlatacağız. Yahya daha sonra askerlerle şeh
ri tehdit etmeğe başladı. Sonunda Berberiler ona itaat etmeğe karar verdi-
ler, ellerindeki kale ve şehirleri ona teslim ettiler. Böylece şan ve şöhreti
arttı ve bir süre bu vaziyette kaldı .
Yahya, esmer, sürmeli iri gözlü, belden yukarısı uzun, kısa bacaklı,
vakur, yumuşak huylu bir insandı. Öldüğünde kırk iki yaşındaydı. Annesi
Berberi asıllıydı .
raber ülkeyi hükümdarlar !ibi idare ederdi. Güvenilir bir insandı. Onun za-
manında halk huzur içinde yaş~dı. 4;35 yılı safer ayında (eylül-ekim 1043)
ölünceye kadar bu vaziyette kaldı. Ölümünden sonra yerine geçen oğlu
EbQ'l-Velid .Muhammed b. Cevher de ölümüne kadar ülkeyi aynı şekilde
idare etti, daha sonra Kurtuba'ya "el-Me'mun" lakabıyla anılan Tuleytula
emiri hakim oldu ve Kurtuba'da ölünceye kadar idareyi elinde bulundurdu.
İşbiliyye'ye gelince, burayı Lahmilerden Kadı Ebu'l-Kftsım Muham-
med b. İsmAil b. Abbfıd istila etmişti. Eb0'l-Kasım Muhammed, en-Nu'-
man b. el-Munzir'in ahfadındandı, onun İşbiliyye'yi istilasının sebebini
daha önce Yahyfı b. Ali b. Hammfıd'un devletinden bahsederken anlatmış
tık. Bu sırada daha önce gizlendiği için kendisinden hiç bir haber alına
mayan el-Müeyyed H1şftm b. el-HAkim Malaka'da ortaya çıktı, sonra bu-
mdan el-Meriyye'ye gitti. Şehrin hôklmi Züheyr el-Amiri korkuya kapı
lıp onu şehirden çıkardı, o da Ribah Kalesi'ne gitti. Kaledekiler ona .itaat
arz edince kalenin hakimi İsmftil b. Zilnn(m onların üzerini yürüdü ve sa-
vaşa girdi. Kaledekiler ona karşı koymaktan aciz kaldılar ve el-Müeyyed
Hişam b. el-Hakim'i kaleden çıkardılar. Kadı Ebu'l-Kasım Muhammed b.
İsmail b. Abbad onu İşbiliyye'ye davet etti ve itaat arz etti. Hişam böylece
onun yardımıyla idareyi ele aldı. Bütün Endülüs reisleri ona tiaat etmişti.
Belensiye ve çevresinin emiri, Kurtuba emiri, Daniye ve el-Cezair emiri,
Tartuşa emiri onun dave~ine katılmış, halifeliğini kabul etmiş ve adına
hutbe okutmuşlardı. 429 yılı muharrem ayında (ekim-kasım 1037) Kurtu-
ba'da Hişam'a yeniden bey'at edildi. · ,
Daha sonra İbn Abbad, ·el-Müeyyed adıria hutbe okutmadığı için Zü-
heyr el-Amiri üzerine bir ordu sevk etti, Züheyr de Sanhace kabilesine
mensup Gırnata hakimi Habbüs b. Maksen'den ya,rdım istedi. Habbus'-
un ordusuyla İbn Abbad üzerine yürümesi üzeı-ine İbn Abbıid'ın asker-
leri geri döndü, böylece iki ordu arasında savaş olmadı. Züheyr Bayasa'da
kaldı, Habbı'.is ise Mal?ka'ya döndü ve bu. yılın ramazan ayında (haziran-:
temmuz 1038) öldü.
Yerine oğlu Badis geçti. Züheyr ile Badis daha önce Züheyr ile Hab-
btls arasında yapılan ittifaka benzet bir ittifak yapmak üzere toplandılar,
fakat aralarında anlaşamdılar ve savaşa girdiler. Züheyr ve pek çok adapıı
öldürüldü (429 yılı sonları/ kasım 1038). . . .
431 (1039-1040) yılında İbn Abbad'ın ordusuyla İdris el-Alevi'nin as-
kerleri karşılaştılar. İbn Abbad ' ın ordusu oğlu İ smail ile Badis b. Habbus
kumanda ediyordu. Bu konuları daha önce Alevilerden bahsederken anlat-
ınıştık. _İki ordu çok şiddetli bir şekilde çarpıştılar. Bu sırada İsmail öl-
dürüldü; daha sonra da 433 (1041-1042) yılında· babası Kadı Ebü'l-Kasım
öldü , yerine oğlu ·EbO Amr Abbftd b . Muhammed geçti ve "el-Mu'tazıd Bil-
IBNO'L-ESIR 225
lfıh" lakabını aldı. Geride kalan şeyleri ele geçirdi ve el-Müeyyed'in öl-
düğünü her tarafa ilftn etti.
Bu İbn Ebi'l-FeyyAt'ın el-Müeyyed hakkındaki görüşüdür. Diğerleri
ise: «Ali b. Hammild'un Kurtuba'ya girdiği sırada ortadan kaybolduğu ta-
rihten itibaren hiç bir haber alınamadı. Onu Süleyman öldürdü. Bu İbn
ı\bbad'ın hile ve hokkabazlıklarından sadece biridir ve el-Müeyyed'iıı giz-
lenmesinden, sonra da halkın el-Müeyyed'in hayatta olduğunu söyleyen
İbn Abbad'ı tasdik etmesinden çok daha gariptir. el-Müeyyed'in ölümün-
den yirmi· yıl sonra yerleşik halktan bir adam çıkıp kendisinin el-Müeyyed
olduğunu iddia etmiş ve halife olarak bey'a.t edilmiştir. Değişik zamanlar-
da olmakla beraber bütün Endülüs şehirlerinde onun adına minberlerde
hutbe okunmuş, bu yüzden pek çok kan dökülmüş ve askerler onun emri•
ne girmişlerdir.» demişlerdir.
F. 15
228 t&LAM TARiHi
Yaşi ilerleyince kendini ilme ve güzel ahlaka verdi. Şöhreti her tarafa
yayıldı, şevket ve azameti arttı, büyiik hükümdarlar arasın:, katıldı. el -
Mülessiıniler (Murobıllar)in ordusu ile karşı k·arşıya gelinceye kadar bu
yolda çalıştı. Bu sırnda hastalandı. Çarpışmalar hemen sarayının ollında
cereyan ediyordu. Bil" gün büyük bir gürültü duydu ve: «IIer şey bize gam
keder oldü; hatta ölüm bile.» dedi. -Yakalandığı bu hastalık sebebiyle 22
Rebiyi.ilevvel 484 (14 Mayıs 1091) larilıincle öldü. Ailesi ve çocukları ge-
miyle Benü Hammud'ın lrrikıyy e'dcki başkenti Bicnyc·ye gilli. el-Mülcs-
siıııiler, el-Meriyye ve ona b::ığlı yerleri ele geçirdiler.
Çe,itli 0Jay1ar
Bu sene çeşitli Türk boylarına mensup üç yüz bini aşkın çadır halkı
Çin'den çıkmışlardır. Maveraünnher'e Mkim olan Hitaylar da bu Türk
boylarından biridir. Onların MberAünnehr'i istila etmelerine ileride in-
şaallah tekrar temas edilecektir. ·
Bu Türk boyla.rının Çin'den ayrılmalarının sebebine gelince:
Toğan Han TürkistAn'a hakim olunc.a şiddetli bir hastalığa yakalan-
mış ve hastalığı uzun süre devam etmişti. Bu yüzden onlar Toğan Han'ın
ülkesine göz diktiler, TürkistAn'a doğru yola çıkıp ülkenin bir kısmım is-
tilA ettiler, esir ve ganimet aldılar. 'Balasagun'a sekiz günlük bir mesafe
kadar y~laşmışlardı. Bu haber .Toğan Han'a ulaştığında o hasta. yatıyor
du. Allah TaAlA'dan kafirlerden intikan,. alması için kendine şifa ihsan et-
mesini ve ülkesini onlardan korumasını niyaz etti: İyileştikten sonra dile-
diğini yapacaktı. Allah da onun duasını kabul edip sağlığına kavuşturdu.
Hemen asker topladı, diğer İslim ülkelerine haber gönderip onlara karşı
halktan yardım istedi. Bunun üzerine yüz yirmi gönülü Tolğan Han'ın em-
rine girdi. Toğan Han'ın iyileştiğini, asker topladığını ve etrafında büyük
bir kalabalığın toplandığını öğrenen Türkler ülkelerine geri döndüler. To-
ğan Han yaklaşı.k üç ay onlan takip ettikten sonra arkalarından yetişti.
Türkler mesafenin çok uzalt olduğunu dUşllnerek güven içindey~iler. To-
lan Han üzerlerine lıücum edip iki yüz bin kişiden fazla insanı öldürdü,
yaklaşık 100 bin kişiy'l de esir aldı. Hayvanları~ıı. çadırlarını ve bunların dı
şında altın ve gümüş kaplar ile hiç kimsenin bir benzerine sahip olamadı
ğı Çin işi eşyaları 'g animet aldı, sonra 'Balasagun'a geri döndü. Balasa-
gun'a varınca hastalıAı yenid~n nüksetti ve öldü.
Adil, ha)'lr sever ve dindar bir hükümdardı. İlmi ve ilim adamlarını
severdi. Din adaml~rıyla ilgilenir, onları ziyaret eder ve yakınlık gösterir-
di. Onun hiklyesi Sa'd b. Muaz'ın hikAyesine ne kadar da benziyor. Bu ko-
. nu daha önceki ciltlerde }Jendek gazvesiyle ilgili bölümde anlatılmıştı. Baş-
234 ISLAM TARiHi
Taftaç
. ~ .
Han· ve OAlunun
, Hükilmdarbjt .
Sultan Alp Arslan, Kadır Han'ın kızıyla evlenmişti. Bu kız daha önce
..Mes'Od b. MahmOd b. Sebüktekiiı'in yanındaydı. Şemşü'l-~üUc de ~~itan
Alp Arslan'ın kızıyla evle~işti. Ayrıca amcası tsA Haıi'ıı:i kızı CelAliy~ Ha- ·
f.uıfi;ı da Sultan MeJikş·a.i:i'ile evlendinniftl. ,CelAliye ı-tatu~ Sultan Melik- ·
şah'.tan sonra taht~• geç~ı:ı- -?.1el~~ M.ahmtld'.\lll annesidir. :Bunları inşallah ile~ .
ride ' anla~acıtiz. ' .. ·. · '_·· . '._._·,. ·' . . . ' ·, . "
: .• • . • • . •••, : ,•, • , • , , l ', ' :: • .-: ;', ,: : ,: '•• :~••:: , • ••:, , •: • • /
Kaşgar ve Türkistin
Ebü Muhammed, şabun'ın 15. gününe (6 Ocak 1018) kadar emir olarak
k,ıldıküın sonra anjinden vefat etti. Ölümünden önce şöyle demişti: «Rü-
yamda Mi.ihezzib~ddevle'yi gördüm. Boğazıma sarılmış, beni boğmak isti-
yor ve: «Oğlu'm Ahmed'i öldürdün, sana yaptığım iyiliklere bu şekilde mu-
kahele ettin .» diyordu. Bir kaç gün sonra öldü. Emirliği üç ay sürmemiştir.
Ebu Muhammed'in ölümü üzerine halk Mühezzibüddevle'nin yakın
ad:ınılarından Ebli Abdullah el-Hi.iseyn b. Bekr eş-Şarabi'nin emirlik ma-
kamına getirilmesine karar verdiler, böylece Ebü Abdullah Batilıa emfri
oldu. Melik Sultanüddevle'ye çok mal gönderdi, o da Ebü Abdul1ah'ı bu gö-
revde bıraktı. 410 (1019-1020) yılına kadar Batiha emirliği yaptı, daha son-
ra Su1tannüddevle, Sadnka b . Faris el-Miizyariyi ona kaı·şı gönderdi ve Sa-
dnk.ı Batiha'ya hfıkim olup Ebu Abdull.ıh'ı esir aldı. Sadaka'nın ölümüne
kadar yanında esir kaldı ve onun ölümüyle kurtuldu. Bu olayları inşallah
ileride anlatacağız. ·
Çeışitli Olaylar ·
. .
Bu sene Deylemliler'in BağdAd'daki etkinliği azaldı. Herkes onlara
gözdikrnişti, bu yü~den oradan ayrılıp VAsıt'a gittiler. VAsıt halkı ve Türk.--:
ler karş.ılarina ,çıktılar ve-onlarla savaşa girdiler. Deylemliler de kendileri-
ni shvunmağa başladılar, .Vasıl Türklerinden ve halktan bir çok kişiyi öl-
dürdüler . Bu arada Bağdad'da ise ayyarlar işi fena halde azıttılar, bozgun-
: cu)uk yapıp halkın malını yağmaladılar. ·
Subaşı HAcib Ebu Tahir el-Muşattıb da b~ sene öldü. İyilik sever bir
insandı . Basra ve diğer bazı yerlerin mütevellisi ol~n Ebu'l-Hasan el-Nü-
mani de bu sene öldü.
Sultaıiüddevlebu sene BağdAd'a geldi. Beş namaz vaktinde nöbet
çaldırdı. Daha önce böyle bir Adet yoktu, oncak Adududdevle uç na-
maz vaktinde nöbet çaldırırdı. .
Bu sene İbn SehlAn, SultAnüddevle'den kaçıp . Hit'e geldi ve Karvaş'ın
yanında kaldı: Bunun üzerine SultAnüddevle onun yerine ·EbQ'l-KAsım Ca'-
fer b. EbQ'l-Ferec b. FesAnces'i tayin etti. 355 (966) yılında Bağdad'a doğ-
muştu. ·
Bu sene Kerh ·ahaÜsine mensup ol~n Şiilerle Silnniler arasında ş.iddet
li bir çatış~a zuhur etti.
t!İ-KAdir Billah, kendi inancına muhalif olan Mu'tezile ve Şia gibi mez-
heplere ileri gelen şahısları İıaib tayjn etti ,bu konularda münazara yapıl
masını da yasakladı. Yasaklara uymayanlar sürgün edilip cezalandırıldı. ,.
HiCRET'İN DÖRT YOZ DOKUZUNCU (M. 1018-1019)
YILI ·OLAYLARI
Yeminüddevle'nin Hindistan
. ', ve\ Afganistan
. Sef~ri · ·
Çeşitli Olaylar
Daha önce anlattığımız gibi, el-Hakim öldürülünce ordu beş gün bek-
ledikten sonra kız kardeşi Sittil'l-Mülk'ün yanına giderek: «Efend}miz ge-
cikti, onun böyle bir ftdeti yoktu.» demiş, bunun üzerine Sittü'l-Mülk de:
«Bana gelen mektubunda yarın geleceğini yazıyor.» şeklinde karşılık ver-
248 18LAM TARiHi
1
Ali'ye çok dejerli elbiseler giydirdi. Ordu ise verilen randevu için gelmiş- ·
tl. EbQ'l-Hasan birden ordunun huzuruna çıkarıldı. Henüz bir çocuktu. Ve-
.zir onun önündeydi ve: «Ey devletin sAdık kuJlarıl Hanım Efendimiz (Sit- ·
tü'l-Mülk) size şöyle sesleniyor: «Sizin efendiniz Emirü'l-MU'minin işte bu-
dur, onu selAmlayınız.• diye bağıtdı. İbn pevv'As ve Sittü'l-Mülk'Un pa-
ra dağıttıği diğer kumandanlar yer öptüler ve EbQ'l-Hasan'a dua ettiler, di-
Aerleri de onlar! takib ettiler ve onunla beraber yürüdüler. ÖAleye kadar
at üzerinden inmedi, ertesi gün de haliµ bey'at etmeje çaAırdı. Bunun üze-
. rine oria bey'at ettiler ve "ez-ZAhir Lii'zlzi DlnlllAh" lakabı verdiler. Mı-
ıır ve Suriye'deki şehitlere.bey'aı alınması iç~ m~ktuplar razıldı. ·.
Sittil'l-Mülk halkı topladı, onla.re vaat· ve ilwanlarda bulundu, işleri
bir güzelce dilzenE! koydu, devlet idaresini . fbn Devv4ıı'a bıraktı ve ona:
«Memleketin bütün işlerini 'sana havaie etmek istiyoruz, Jktaını da artıra
cajız, iıeni hil'.atle ,şere{lendireceliz; bu if için bir gün tayin et.• dedi. Bu-..
nun üzerine İbn Devv~ yer öptü, duaaa bulundu. Bu haber halk arasında
yayildı. Sittü'l-Mülk daha sonra lbn DevvAs'ı ve diler kumandanlan hu-
zura çağırdı. Sarayın kapılarını kapattı, sbnra da İbıi DevvAs'a bir hizmet-
çi gönderip ona: «Kumandanlara: "Bu efendinizin katli için hazırlanmış
bir plAndır." de ve lbn· İ:>evvls'm boynunu kılıçla uçur.» diye emir verdi.
Hizmetçi emri yerine getirip İbn DevvAs'ı öldürdü. 1kt kişi artık lhtilAfa
dQfmedi ve Sittü'l-Mülk ülke yönetiınlni tek başına üstlendi. Halk nazarın
da fevket ve heybeti büyüdü; işler yoluna girdi. ·stttU;l•Mülk HAkimi'in
ölümünden sonra dört yıl yaşadı ve öldü. '
Çe,ıtll Olaylar
Çe,itll Olaylar ·
tarafından kuşatıldıl~r. ep-NAsıhl onlara beş bin dinar verdi, fakat onlar
buna razı olmadılar ve hacıları yakalayıp tevkif etmeğe karar verdiler.
Arapların başında BenO NebhAn kabilesinden Himar b. Udeyy denilen biri
vardı. Silahını kalkanını alıp atına bindi ve etrafa korku salmak için bir
tur attı. Semerkand'h iyi ok atan bir·genç bir ok atıp onu öldürdü, bunun
üzerine adamları dağıldılar, hacılar da kurtuldu ve hac farizalarını eda
edip sa~ salim döndüler.
Ebu Ca'fer es-Sem'Ani bu yıl Bağdad 'da hisbe, miras ve cenaze işlerine
bakmakla görevlendirildi.
dı. İki bekçi.ni de usandırdııı. Sana gizli olan şey bana zahir oldu. Çok geç-
meden sen bizim geldiğimiz yere geleceksin, bizim ayak bastığımız yere
ı,en de ayak basacaksın. Şimdi söylediklerimi yaz, çünkü ben ancak doğ-
ruyu söylerim." Ve ba;ıo bazı beyitler yazdırdı.,. ·
Ebu Abdulah devam ediyor :
« Korkuyla uyandım, söylediği bey illeri hafızama yerleştirdim.,.
Nil<.'kim bu rliyanın üzerinden henüz iki ay geçmişli ki, Ebu Abdullah
öl<.Hlrüldü. ·
Ebu Abdullah'm ölüm haberi Trablus'da bulunan kardeşi Abdullah'n
ulaşınca Zenata kabilesine haber gönderdi, onlarla anlaştı ve Trablus şeh
rine soktu. Burada Sanhace kabilesi mensuplarıyla diğer askerlerin hepsi-
ni öldürdüler ve şehri aldılar. eJ-Mulzz bu durumu öğrenince Abdullah 'ın
çocuklarını ve ailesinden bir grubu yakalayıp hapsetti, bir kaç gün sonra
da öldürdü . Trablus'ta öldürülenlerin karıları el-Muizz'e baş vurarak on-
ların öldürülmelerini istediler. Bu sebeple el-Muizz Abdullah'ın oğullarını
ve aile ha lkından tevkif ettiklerini öldürdü.
Çe,ttll Olaylar
-
AUUiddevle'nin Hemedin'ı lstili . Etme11l
.
MüşerriCüddevle
bu yılın ramazan ayında (kasım-aralık 1023) veziri
Müeyyidü'l-Mülk er-Ruhhaci'yi tevkif etti. Vezirliği iki yıl üç gü_n sür-
müştü.
alacall haraç ka11ılılında onları yerlerinde bıraktı. HindQiar ona pek çok
hediyeler takdim ettiler. Bunlardan biri de Kumru'ya benzer bir kuştu .
Kutun özelUklerinden biri de zehirli bir yemek getirildiğinde gözlerinden
yaşlar boşanması ve akan yaşların taş haline gelmesiydi. Bu taşlar büyük
yaralara sürülüp üzerine konulduğunda yaranın kaynnmosı ve iyileşme-
siydi. . .
Çe,itll Olaylar
beple melikler sana muhtac olur• dedi. Bunun üzerine Slrat•~ gitmek üze-
re bir gemiye bindi, fakat soğuklar sebebiyle hareket edemedi.. Ebü'l:-.Fe-
vftris'i getirmesi için el-Adil b. MAfinne'yi Kirmftn'a gönderdi, Adil de ora-
ya gidip İbn Mükrem'in kendisini davet eden mektubunu verdi. Eb0.'1-Fe-
vftris, el-Adil ile beraber sür'atle yola· çıktı ve Fars'a ulaştılar. İbn Mük-
rem halk ile beraber EbQ'l-FevAris'i karşılamağa çıktı. Bu arada bey'at
bahşişi isteyince EbO.'l-FevAris onları. İbn Mükrem'e gönderdi, İbn Mük-
rem de buna çok bozuldu. Bunun üzerine el-Adil ona: «Y~pılacak en doğru
hareket, işler yoluna girinceye kadar mallarımızı onlara vermektir.» dedi,
ancak İbn Mükrem onu azarlayıp susturdu, İbn Mükrem orduya mal dağıt
ma konusunda biraz duraklaymca asker onu EbO.'l-FevAris'e şikAyet efü,
,o da bunun üzerine İbn Mükrem ile el-Adil b. MUinne'yi tevkif etti, daha
sonra İbn Mükrem'i öldürdü, el-Adil b. MAfinne'ye ise dokunmadı.
Babasının katledildiğini duyan Ebu'l-KAsım hemen Melik EbO. KAli-
cAr'ın safınageçti ve ona tAbi oldu. Ebu KAlicAr g~ekli hazırlıkları tamam-
ladı, bu arada omın emri üzerine mürebbisi Hadım Ehil MuzAhim Sandal
da harekete geçti. Orduyla beraber Fars'a yilrüdUler. Amcası Ebu'l-FevA-
ris de veziri EbO MansO.r el-Hasan b; Ali el-Fesevl'yi onlarla savaşmak
üzere gönderdi. EbO. KAlicAr yaklaştığı halde vezir ordusunun çokluğuna
güvenerek ona önem v:ermiyordu. Nihayet uykudayken EbO. ~AlicAr'ın or-
dusu baskın . yaptı. Vezirin askerleri ihtiyaç duydukları maddeleri almak
üzere şehre dağılmışlardı. Vezir savaştan anlamıyordu, birden Ebu KAli-
cAr'ın bayraklarını görünce askerleri düzene sokmağa başladı, fakat onlaı-ı
korku kaplamıştı . Onlar bu karışıklıklar içinde bocalarken Eb0 Khlicar
üzerlerine saldırdı ve onları bozguna uğrattı. EbO. KAlicAr ve askerleri on-
ların mallarını, haY,vanlarıni ve sahip olduklan diğer şeyleri •ganimet al-
dılar. Hezimet haberi amcası 'Eb0'I-FevAris'e ulaşınca ;Kirman'a gitti, EbO
KillicAr da böylece Fars. bel.delerine hakim oldu ve_ŞirAz'a girdi.
Ebu KAlicAr Fars'a hak~m olup Şiraz'a girince, askerleri arasında bu-
lunan ŞirAzlı Deylemliler'e karşı onları isyana sevk edecek davranışlarda
bulundu. Bu muameleler.yüzünden O.eylemliler onunla beraber olmaktan-
sa amcası· il_e birlikte öldürülmeyi dahi istediler.
Fesa şehrindeki bir grup Deylemli, Ebı1'1- Fevaris'e bağlıydı. Bunlar
Ebu KAlicAr ile aralarını düzeltmek ve onunla beraber olmak istiyorlardı,
ancak ŞtrAzlı -Deylemliler başlarına gelen işkenceleri onlara haber verdiler.
ve Ebu'l-FevAris'e bağlı kalmağa devam etmelerini istediler, onlar da bu
isteğe uydular.
263
Çeşitli Olaylar
Sumnat'ın Fethi
En; nefis takıları ona takıyorlar, hizmetkarlar en çok malı ona veriyor-
dı. Bu put adına vakfedilmiş on bini aşkın köy vardı. Sumnat'ın bulundu-
ğu yerdeki mabedde paha biçilmez mücevherat bulunuyordu.
Hindüların "Künk" dedikleri büyük bir nehirleri vardı, ·onu çok kut-
sal sayarlardı. İleri gelen ölülerinin kemiklerini oraya atarlar ve b't.1 ke-
miklerin Naim cennetine gö türüleceğine inanırlardı.
Sumnat ile bu nehir arasında yaklaşık iki yüz fersah mesafe vardı ,
her gün Sumnat'ı yıkamak için bu nehirden su götilrültirdü. Yanında iba-
det etmek ve gelen temsilcileri takdim etmek ilzere her gün bin brahman
görev yapardı. Ayrıca üç yüz kişi de ziyaretçilerin saçını ve sakalını tıraş
ederdi. Üç yüz erkek, beş yüz tane de ka~ın Sumnat'ın bulunduğu mabe-
din kapısında dans eder, şarkı söylerlerdi. Her birine günlük muayyen bir
ücret ödenirdi.
Yeminüddevle ne zaman bir şehri fetheder ve bir put kırarsa Hindu-
lar şöyle derlerdi: «Bu putlar Sumnat'ın gazabına ·uğradı; eğer Sumnat on-
lardan hoşnut (!lsaydı, hiç şüphesiz kötü niyetle ona yaklaşanı helak ede~-
di.'> Bu haber Yerninüddevle'ye ulaşınca Sumnat'a karşı bir sefer düzen-
lemeğe ve onu ortadan kaldırmağa karar verdi. Sultan Mahmtld, Hindu-
lar Summit'ı kaybe'd erler ve batıl ıdd.!alarının doğru olmadığını anlarlarsa
İslam'a girerler diye düşünüyordu. Allah Taala'dan hayır dileyjp 10 Şa
ban 416 (6 Ekim 1025) tarihinde gönüllüler hariç otuz bin süvariyle Gaz-
266 ISLAM TARiHi
ne'den yola çıktı. Multan yoluna saptı ve 15 Ramazan 416/9 Kasım 1025
tarihinde Sumnat'a ulaştı.
Sultan. MahmOd'un HindistAn'a giden yolu ıssız çöllerden geçiyordu.
Buralarda oturan yoktu; ne su ve ne de yiyecek bulunuyordu. Sultan Mah-
müd ve ordusu hazırlıklarını buna göre yapmıştı; hatta su ve erzak taşı
mak gayesiyle yirmi bin yedek deveyi de ordurun emrine vermişti. Enhel-
vara 'ya doğru hareket etti. Çölü geçtikten sonra insanlarla dolu kalelere
rastladı . Bu kalelerin yakınında muhasara anında kullanmak amacıyla ku-
yular kazmışlardı. Allah Taala Sultanın oraya yaklaşması üzerine onların
kalblerine korku salarak fethi müyesser kıldı. Sultan Mahmud bu kaleleri
teslim aldı, sakinlerini öldürdü ve putlarını parçaladı. Burada.su ve diğer
ihtiyaçlarını karşıladılar.
Sultan buradan Behatıya üzerine yürüdü, halk kendisine itaat arz etti
ve boyun eğdi. Buradan Gazne'y!? hareket etti, 10 Safer 417 (2 Nisan 1026)
tarihinde Gazne'ye vardı. .
268 ISLAM TARiHi
Utayr .ise Hille'de oturuyordu. Ara sıra Urfa'ya gelir ve naibinin şeh
re egemen olduğunu, emir verip yasaklar koyduğunu görürdü. Bu sebeple
naibini çekemedj. ona haset etti. Bir gün naibine: «Sen benim malımı ye-
din: şehrimi istila ettin; adeta sen emir ben de naiq oldum.» dedi. Naib Ah- ·
med b. Muharrlmed böyle bir niyeti olmadığını söyleyip af dilediyse de ~a-
bul etmedi ve onu öldürdü. Halk onun öldürülmesini tasvip etmedi. Utayı:'o
kızdılar, hemen Nasruddevle b. MervAn'a mektup yazıp şehri teslim alinak
üzerQ gelmesini istediler. Nasruddevle onlara Amid'de bulunan "Zenek"
IBNO ' l-ESIR 269
odh nAibihi gönderdi; Zenek şehri teslim aldı ve bir grup askerle orada
kaldı, Utayr da SAiih b. MirdAs'ın yanına giderek Nasruddevle nezdinde
kendine şefaatta bulunmasını istedi. Salih b. Mirdas'ın ricasını kabul eden
Nasruddevle şehrin yarısını ona verdi. Utayr sonra Meyyaffırıkin'e gidip
Nasruddevle'nin huzuruna girdi. Nasruddevle'nin adamları efendilerine
Utayr'ı .tevkif etmesini tavsiye ettiler, fakat o bu teklifi kabul etmedi ve:
«O fesat çıkarsa da ben ona verdiğim sözden dömem; ahde vefa göstererek
cnun kötülük yapmasına mani olacağımı umuyorum.~ dedi. U{ayr bu su-
retle Urfa'nın yarısını tam anlamıyla teslim aldı ve Na-sruddevle'nin nai-
biyle beraber ·orada kaldı. Daha sonra Nasruddevle'nin naibi bir ziyafet
hazırlayıp onu da çağırdı, yediler içtiler. Zenek bu arada Utayr'ın öldür-
düğü Ahmed b. Muhammed'in oğlunu çağırdı ve ona: ,«Babanın intikamını
almak ister misin? diye sordu. O da: «Evet» dedi. Bunun üzerine «İşte
babanın katili Utayr az sayıda adamıyla yanımda duruyor. Buradan çıkın
ca pazarda peşine takıl ve ona: "Ey.zalim! Babamı sen öldürdün." ·diye ha- ·
ğır. O hemen sana kılıç çekecektir. Böyle yaparsa sen halktan yardım is-
te ve onu öldür. Ben senin arkandayım." dedi. Çocu)<., Naib Zenek'in dedi-
ğini yaptı ve Utayr'ı öldürdü. Yanında üç tane de Arap vardı. BenO. Nu-
meyr hemen toplandı ve: "Bu Zenek'in işidir. İntikam . almadan sessizce
durmak bize yakışmaz; eğer. biz onu öldürmezsek hiç şüphesiz o bizi yur-
dumuzdan çıkaracaktır." dediler. Benfı Numeyr toplanıp şehir dışında ona
pusu kurdular. Bu arada bir . grup şehre yürüdü ve oraya yakın bir yere
baskın düzenlediler. Zenek bu durumu öğrenince yanındaki askerlerie on-
ların peşine düştü . Pusu kurulan yeri geçer geçmez Benıl Numeyrliler ona
saldırdılar, iki taraf savaşa tutuştu. Bu sırada Zenek atılan bir mancınık
taşının isabet etmesiyle yere düştü ve öldürüldü (418 yılı başları/ Şubat
1027). Böylece Urfa tamamen Nasruddevle'nin hakimiyetine girdi. Salih
b. Mirdds daha sonra Urfa'nın BenO Numeyr'e mensup İbn Utayr ve İbn
Şibl'e iade edilmesi için aracılık etti ve şehrin tekrar onlara teslim edil-
mesini sağladı. Urfa'da biri daha büyük iki burç vardı. İbn Utayr büyük
burcu İbn Şibl de küçüğünü aldı. İkisi, inşaal1ah ilerde anlatacağımız üze-
re, şehri Rumlara satıncaya kadar orada ikamet ettiler.
kitlesi de topladı . Çok sayıda gönüllü de kendi arzularıyla Allah hzası. için
cihada katıldı. Donanma ocak ayında hareket etti. İf rikıyye yıkılarına ya-
kın bir yerdeki Kavsara adasına yaklaşınca şiddetli bir rüzgar çıktı ve
yağmur başladı . Bunun sonucunda az sayıda insan kurtulabildi, askerin
büyük bir kısmı boğuldu .
Çeşitli Olaylar
Celalüddevle bu sene 1veziri Ebu Satd Makula'yı tevkif etti, onun ye-
rine amcasının oğlu Ebıl Ali b. Maküla'yı vezir tayin etti.
on bin cildi aşkın kitap toplamıştı. Bu kUtuphane Tuğrul Bey'in 450 (1058-
1059) yılında Bağdld'a gelişi sırasında yakılıncaya kadar ayakta kaldı.
NisftbOrlu vaiz Osman el-Harkilşi de bu sene vefat etm_iştir. Hayır sever
ve iyi bir insandı. Sultan MahmOd b. Sebüktekin'in yanma gidince sultan
ayağa kalkıp .onu karşılardı. Sultan Mahmud Nis§bür halkından muayyen
zamanlarda vergi alırdı. Bunun üzerine el-Harküşi Sultan'a: «Dilencilik
yaptığını duydum ve canım çok sıkıldı.• dedi. Sultan MahmOd_«Nasıl dilen-
cilik?» diye sorunca el-Harküşi: "Senin fakir ve güçsüz insanların malla-
rını aldığını ö~rendim. İşte bu dilenciliktir.'; dedi .el-Harküşi'nin sözleri
üzerine Sultan bu vergiden vaz geçli ve onu kaldırdı.
Bu sene Irak ve Horasftnlılar hacca gidemediler.
ııtcRET'iN DÖRT yüz ON YEDiNct (M. 1025.1021)
YILI OLAYLARI .
. Ebt\'1-Ferec'e kısas olmak üzere katledildi, EbO Mansıir ise hapsedildi. Ebu
Ca'fer öldUrtllUnce Ali b. lmrAn artık AlAdUddevle ile aralarinıri ~lAhı
mümkün olmayacak ölçüde bozulduğunu anladı ve · tedbirli davranmağa
başladı.
Ç.eşitli Olaylar
Bu sene Irak'da çok şiddetli bir kış hüküm sürdü. Dicle ve diğer büyük
nehirler dondu. Su kanalJarı da tamamen dondu. Yağmurun yıfğması: ve
Dicle'nin taşması gecikti. Sevad'da çok az ekim yapılabildi.
278 IILAM TAftlHI
. .
All~ddevle be İıpehbOd ·ve Taraftarlart Aruuıda Çıkan
Sav.., Bıauu ~aklp Eden
Karıtıklıklar · .
• 4 • '
Batiha ahalisi bu sene Melik Eba KAlicAr'a isyan etti. ısyanın öncülü-
iünü Battha'rıın eski emiri EbQ Abdullah el-Hüseyrt b: Bekr eş-Şarabf ya•
pıyordu. 'EbO Abdul1ah hakkında daha önce bilgi ver~iştik.
lBN0'L-!8fR 279
Bu sene EbQ Kalicftr ile KirmAn meliki olan amcası Ebı1'1-Fevftris ara-
sında anlaşmaya .varıldı. EbQ KAlicAr, amcasıyla savaşmak ve Kirman',
onun elinden almak gayesiyle yola . çıkmış, amcası da dağlara çekilmişti.
Artan sıcaklar EbQ KftlicAr ve askerini perişan etmiş, bir çok kişi hastalan-
mıştı. Daha sonra iki taraf arasında elçiler_gidip gelmiş ve sonunda bir an-
laşmaya varmışlardı. Buna göre Kirman Ebu'l-Fevaris'e, Fars şehirleri de
Ebu ~AlicAr'a ait olacaktı, ayrıca Ebı1 KAlicAr amcasına her yıl yirmi bin
dinar gönderecekti.
I
Çeşitli Olaylar
. Bu sene Irak'a iri dolu yağdı. Bir tanesi bir rıtl (il60. 8 gram) ile iki
1
Çeşitli Olaylar
yere gitti ve orada kendini emniyete aldı. Rey'de bulunan Mes'Qd b. Ye-
minü.d devle bunları habe~ alınca sür'atle SAlAr üzerine yürüdü; araların- .
da bir kaç defa .savaş oldu ve SAlAr galip geldi.
Melik Ebu KAlicAr bu sene Vasıt şehrine yürümüş ve şehri ele g~ir-
miştir. Burası başlangıçtaHille ve en-Neyl emiri Nurudde"Vle Dübeys b.
Ali b. Mezyed'in hakimiyetindeydi. Vasıt'a bağlı yerlerde de Ebu Kalicftr
adına hutbe okundu.
F. 19
?.9(] ISLAM TARiHi
Ebfı Kalicfır bunu duyunca Celfilüddevle ile karşıl aşmak üzere yolo
çıktı, Dübeys b . Mezyecl ise Haface kabilesinin aile fertlerine ve kanla rına
hir zarar vermesinden korkarak onunla -gitmPdi. Ebu Kalidir ve Celtılüd
kvle 421 yİiı rebiyülahir ayında ( ni san-mayıs 1030) karşı karşıya geldiler.
·Üç gi.ln boyunca savaştılar, sonunda Ebü Kalicar mağlup oldu ve adamla-
rından bin kişi öldürüldü . Çok peri şan bir halde Ahvaz'a gitti, Adil b. Ma-
fiııııe ona biraz mal getirdi de durumu biraz iyileşti.
18NÜ'L-ESIA 291
CeHIIUddevle ise geri gelip Vftsıt'ı islilfi elti ve oğlu el-Aziz'i orada bı
rakıp BağdAd'a gitti.el-Murtaza ve Mihyar ile diğer bazı şairler .ona med-
hiyeler yazdılar ve bu zaferden dolayı tebl'ik ettiler.
devle ile SAve hakimi Oeylemli KAmrev de onlara katılınca sayılan çoğaldı
ve kuvvetleri arttı. AlAQddevle onların gittikçe kuvvetlendiğini, kendisinin
' . .
de giderek zayıfladığını görügce keIJdilsine bir zarar gelmesinden korktu ve
recep ayında (temmuz-ağustos. 1029) geceleyin şehri terk etti ve kaçıp Is-
fahftn'a gitti. Bunun üzerine şehir halki korkup dağıldı ve savaşmaktan vaz
geçip kaçmanın yolunu aradılar. Oğuzlar ertesi ,gün erkenden saldırdilar
~e şehir halkı onların karşısıhda t~tunainadılar. Oğuzlar şehre girip fena
halde yağmaiadılar, bu arada kadınları da esir aldılaı:. Yağma beş gün ·bo-
yunca devam etti: Kadınlar camiye sığınmak zorunda kaldılar. Halk her ta- .
rafa dağıldı, kaçacak yer at~dı. Herkes kendi derdine düştü. Canını kurta-
_rabilenler bahtiyardı. Daha önce de böyle bir olay olduğu için. bu ikinci ha-
dise imhA edici bir vak'a oldu; hattA rivayete göre, bazı cumalarda camide
elli kişi bile olmazdı. '
Al~üddevle Rey'den ayrılınca Oğuzlardan bir grup peşine düştü, fakat
yetişemediler ve Kerec t-arafına sapıp şehri yağmaladılar. Burada · da çok
··· çirkin işler yaptılar. Öte yandan Anasıoğlu kumandasındaki bir taife de
Kazvin'e gitti. Şehir halkı bir süre onlarla savaştıysa da daha sonra yedi
bin dinar vererek onlarla barış yaptılar ve itaat arz ettiler. ·
Urmiye'de bulunan Oğuzlar ise Armenia diyarına yürüdüler, onfara
da ağır bir darbe indirdiler. Burada oldukça aşırı gittiler, pek çok kişiyi
öldürdükleri gibi ganimet ve esir elqılar. Sonra tekrar Urmiye'ye ve Ebil'l-:
HeycA' el-HezbAni'nin hakimiyetindeki şehirlere döndüler. Oğuzlann iyi
bir komşu olmadığını bilen bölge Kürtleri onlarla savaşa tutuştular. Savaş
sırasinda pek çok kişi öldürüldü, Oğuzlar bu bölgedeki köyleri de yağma
ladılar ve Kürtlerden pek çok kişiyi öldürdüler.
il oldukları için ,~hre 11lrtnce burayı başka hiç bir şehirde yapmadıkları tarz
da fena halde_yaAmaladılar. Kadınları esir aldıl~r, D1nev~ köylerine ve .
EsedAbAd'a seriyyeler (çete · birlikleri} sevk ettiler. Bu yöreleri tamamen.
yaAmalayıp halkı peı-işan ettiler. Halka karşı en sert ve acımasız dı:ıvra
nanlar ise Deylem1ilerdi. Dinever bakimi Ebul'-Feth b. Ebi'ş-Şevk bunlara
karşı savaşıp galip geldi ve onlardan bir topluluğu da esir 8ldı . Oğuz reisle-
ri adamlarının serbest bırakılması için EbQ'l-Feth'e haber gönderdHer, fa-
kat Ebu'l-Feth barış ve anlaşma olmadan sahvermeyeceğini bildirdi. So-
ci
nunda Eb0'l-Feth'in teklifini kabul edip onunia anlaşma yaptılar, da esir-
leri serbest bıraktı.
Daha sonra Hemedan'daki Oğuzlar EbQ KAlicAr b. Alaüddevle'ye ha~
ber gönderip onunla da anlaşma yaptılar. Yanlarına gelip işlerini idare et-
mesini istediler ve onun görüşüne uygun olarak hareket edeceklerini söy-
lediler. Oğuzlardan evlenmiş olduğu karısını da yanına gönderdiler. Ebri
Kalicar yapılan teklifi kabul edip Oğuzların yanına geldi, fakat yanlarına
gelir gelmez üzerine hücum edip mallarını ve yanında bulunan eşya ve
~ayvanları yağmaladılar. Ebü 'KAlicAr'ın bat,ası bunu duyunca olup biten-
leri görmek için Isfahfın'cian çıkıp buraya bağl'ı dağ basabalarına gitti, 'o ra-
da çok sayıdaki Oğuz taifesine saldırıp onları mağl0p etti ve bir çok kişiyi
öldürüp bir o kadarını da .esir aldıkqm sonra muzaffer _olarak IsfahAn'a
girdi.
)erse de onhı r knbul t-lın c-<l il er,bunun üzer ine Oğuzlar ölüme meydan okur-
cnsınn savaşmngn lıu şlu<lı l ar, çok sayıda Arab'ı yaraladıktan sonra çeşitli
yönle re dağıldılnr .
Onlar bu meblağı toplamağa çalış ırken Oğuzlar Musul'a varıp el-H as-
birda konakladılar. Karvaş ve askerleriyle bütün şe h ir halk ı Oğuzl ara kar-
şı çıknrak b ütün gün sav aştılar. Ertesi sabah tekrar savaşa başlad ılar, so-
nunda Araplar ve şehi r halkı mağlup oldu lar, Karvaş ise ev,inden bir ge-
ıniye binerek kaç lı, nı ı:ıllarmın çok az bir kısm ını ancak alabildi. Oğuzl ar
~ehre girip yağm:ıya koyuldular; Knrvaş'a nit ne kadar mal, mücevherat,
lüks eşya. elbise varsn he psini :ıldılar. Ka rvfış yunınd aki uir adamla gemi-
ye bin ip ku.rlulchı, es-Sinn'e vnrıp burada kon..ıklayarak. Melik Celalüd<lev-
le'ye elçi gönderip durumu bildirdi ve yardım is tedi, ayrıca DUbeys b. Mez-
yf'd Vf' diğC'r ı\rı.ıp ve K ür t emirlC'rine habe r göndC'rip yardım talebetti v~
bnşına gelen olay l .ırdan şikayetçi oldu.
300 ISLAM TARiHi
rın yap tıkların ı anlath, ayrıca Nasruddevle b. Mervart da TuArul Bey'e bir
mektup yazıp onlardan şlkAyetçi oldu. Bunun üzerine Tuğrul Bey Nas-
ruddevle'ye yazdıAı cevAbi mektupta: «Bana ulaşan haberlere göre adam-
larımız ülkenize girmiş ve siz de onlara mal verip güzel muamele et-
m işsiniz. Halbuki sen sınır boylarında oturuyorsun, asıl sana mal vermek
lôzıın ki kafirlerle çarpışasın.» diyor ve onları o bölgeden uzaklaştırtnak
üzere asker gönderedeceğini vaat ediyordu.
Oğuzlar daha sonra Armenia diyarına gidip oraları yağmaladılar ve
halkını esir almağa başladılar.
O kadar esir alınmıştı ki en güzel cariyenin
değeri beş dinard ı, erkek kölelere ise kimse dönüp bakmıyordu . ·
' TuğrulBey Celalüddevle'ye gönderdiği mektupta: «Bu Türkmenler
bizim hizmetçilerimiz, reftyA ve tebeamız olup emrimizi tutar,
kullarımız ,
kapımızda hizmet ederlerdi; fakat ne zaman ki Mahmud b. S~büktekin ha-
nedanının işini halletmeğe kalkıştık ve · Harezm işini yoluna koymak için
yapılan daveti kabul etti, işte o zaman bunlar Rey'e gittiler, orada boz-
gunculuk ve fesat çıkarmağa başladılar. Bu yüzden HorasAn'dan 9:5kerleri- .
mizle Üzerlerine yürüdük. Onların einan dileyeceklerine affımıza ve mer-
hametimize sığınacaklarına inanıyorduJ(; fakat onları korku istila etti, haş
m etimiz onları bizden uza}slaştırdı. Ne olursa olsun onları itaat ettirerek
bayrağı mız altına iade etrhemiz;.ister yakında, ister uzakta olsunlar, ister
yükseklere (dağlara) çıksınlar isterse ovalara insinler bu inatçı asilere ceza
olmak üzere şiddetimizden bir parça tattırmamız lazımdır .> diyordu.
Çeşitli Olaylar
ez-Zahir bu sene Anuştckin el-Beridi kumandasındaki bir orduyu Mı
sır'dım yola çıkardı . Salih b . Mirdfıs öldürüldü ve Nasr b. Salih Haleb şeh
rine hakim oldu. Bunu 402 yılı vukuatı arasında zikretmiştik.
IBNO'L-ESfR 303
Bu sene başla Irak olmuk üzere çeşitli ülkelere büyük · dolu düştü;
bundan sonra şiddetli bir toz fırtınası esti, Irak'taki ağaçların çoğunu kök-
ten söktü. Aynı şekilde Nehrevfın'ın Doğu yakasındaki büyük bir zeytin
ağacım kökünden koparıp Dalı yakasmda uzak bir yere attl. Yine bir hur-
ma nğ:.ıcın\ kökünden koparıp uzak bir eviıı ya111mı uçurdu. 13u evle yukarı
dn söz koııusu etliğimiz ağaç anısında üç ev vardı. Bazı köylerde. de mes-
citlerin çatısını söküp almıştı.
nu sene zilkade ayında (kasım-aralık 1029) Ebü Abdullah b. MfıkCıJ:.ı
Kadı c+Kudatlık görevini deruhte elli.
Nahiv alimi Ebu'l-Hasan Ali b. Isa er-Rub'i doksan küsur yc1şında iken
hu sene vefat etmiştir. Ebı1 Ali el-Farisi ve Ebü Said es-Sayrafi'den
ders okumuştu. Şt~kacı bir insandı, çok şaka yapardı. Bir gün Bağdii.d'da
Dicle kenarında olunıyordu. Melik' Celalüddevle de el-Murtaza ve er-Radi
ile beraber bir gemideydiler. el-Murtaza ile er-Hadi'nin yanlarında nahivci
Osman b. Cinni de vardı. Bunu gören er-Rub'i: "Ey Melik! Sen Ali b. Ebi
Talib'in sadık bir taraftarı değilsin, çÜn.kü Osınan'ı yanına almışsın. Hal-
. buki Ali (yani kendisi)· burada duruyor.» dedi. Bunun üzerine Melik Cela-
1üddevle hemen onun da gemiye binmesini emretti. Gemi kıyıya yanaştı ve
Celalüddevle, Ali'yi de yanına aldı.
l3u sene Recep ;ıymda l>üyi.ik bir yıldız kayd ı, yer yüzü aydınlandı ve
gök gürültüsüne henzeı· büyük bir ses jşi tildi , yıldız dört parçaya ayrıldı.
Dundan iki gece sonrn b aşka bir yıldız kaydı. Bir süre sonra bu iki yıldız
dan daha büyük ve daha p:.ırlak bir yıldız kaydı.
Bağdfld"da bu yıl olaylar çıktı. Ayyarlar ve hırsızlar işi fena' halele azıt
tılar , göz güre göre (halkın) paralarını alıyorlardı.
304 ISLAM TARiHi
F. 20
306 l8LAM TAAIHI
rAn, EbQ'ş-Şevk'e elçi gönderip: "Bu oehtr babamındı, benim buradan vaı
geçmem mümkün delll, en dolrusu senin çekip gltmendir." dedi ve teslim
teklifini reddetti. Bunun üzerine EbO'o-Şevk muhasarayı sürdürdü ve ga-
lip gelip şehre hakim oldu. MAiik ondan şahsına, adariılanna ve malına
bir zarar gelmeyeceğine dair emAn istedi, ancak Ebıl'ş-Şevk sadece MA-
iik'e emAn verdi. MAiik, Ebıl'ş-Şevk'in huzuruna çıkın.es ona: "Ben senden
şehri iyilikle teslim etmeni ve Müslüman kanı akıtmamanı istemiştim, fa•
kat sen kabul etmedin." dedi; MAiik ise: "Eğer kabul etseydim Araplar be-
ni ayıplardı, şimdi ise benim ayıplanmam için bir sebep yoktur." diyece-
vap verdi. Bunun ·uzedne EbQ'ş-Şevk: "Bir iyilik yaptık, onu tamamlamak
için sana ve adamlarına ait ne varsa sana teslim etmeliyiz." dedi ve ona
ait ne varsa hepsini verdi, o da hepsini alıp salimen döndü.
ile birlikte onu kır,ılndılRr. HAcib All, Mea'Od'u karşılayınca Mes'Od onu
ynkaletıp öldUrclU, nyrıca amcası YOeuf'u da oynı şekilde öldürdü. İhane
tin ak ıbetl budur. ikisi de Mes'Od'un hUkUmdar olması için çalışmışlardı.
Mes'Qd daha sonraki tarihlerde ileri gelen kumandanlardan bir kısmını da
öldUrdti ve zi~kade ayında (kasım 1030) ülkede dirlik ve düzeni sağlamış
tı. Babasının veziri Ebu'l-KOsım Ahmed b. el-Hasan 'el-Meyınendi'yi hapis-
ten çıkardı ve onu vezir tayin etti, işleri ona bıraktı. Sultan MahmOd 412
(1021- 1.022) yılında hoşuna gitmeyen işler dolayısıyla onu tevkif etmişti.
Hivayete göre MohmCıd onu malına tamah ederek tevkif etmiş ve bu sırada
on beş milyon dinnr değeri nde eşya ve para almıştı.
Mes'fid 8 Cenuıziyü)Ahir 422 (2 Haziran 1031) tarihinde Gazne'ye var-
dı. Gazne'ye girip orada hükümdarlık makamına geçince çeşitli ülkelerin
hiikünıdarlarından saraya elçiler geldiler Horasan, Gazne Hindistful, Sind,
SicisUin, Kirman, Mekran, Rey, Isfahan, el-Cibfıl ve diğer bazı yerler Mes'-
ud'un hakimiyeti altındaydı. Hakimiyet ve otoritesi çok geniş bir sahaya
yayılmış ve korkulan bir hükümdar olmuştu ..
rüyasında görmüştü: Hz. Ali ona: "Daha ne zamana kadar?" diye soruyor-
du. MahmOd Hz. Ali'nin "Me~hed'i" kaşdettiğini anladı ve hemen imar edil-
mesini emretti'. · · · ·
Sultan MahmOd, orta boylu, yakışıklı bir irtsandı. Güzel bir siması
vardı . Küçük gözlü, kızıl saçlıydı. Oğlu Mu~am.med ona benzerdi. Mes'Od
ise dolgun vücutlu ve uzun boyluydu.
Karvlış ve RAfi' onu takip ettiler. Sonra Garib ve adamlarının peşini bı
raktılar, ona ait oba ve çadırlara ve orada bulunan eşyalarına dokunmadı
lAr, hepsini muhafaza altına aldılar. Sonra birbirlerine elçi gönderip suTh
yapblar ve tekrar eski anlaşmalarına döndüler.
Başka bir rivayet göre ise, imparator başka bir sebepten dolayı geri
dönmüştü. Az sayıdaki Arap askeri imparatorun ordusuna saldırdı. Rum-
IBNO'L-ESIR 313
Bir grup Vezir Ebu Ali'ye buradan ayrılmakta acele etmesini ve Bah-
tiyfir'ın toparlamp geri dönmesinden önce fırsatı iyi değerlendirmesini tav-
siye etti. Bahtiyar onların yamna geldiği zaman yanında bin üç yüz gemi
vardı. Daha sonra yanındaki yaklaşık otuz parça gemiyi de gönderdi. Bun-
la rın içinde sa~aşcılar vardı. Başka bir askeri birliği de kara yoluyla sevk-
etmişti. Ebfı'l-Hasib Nehri'nin ağzında da mal yüklü beş yüz parça gemisi
vardı. Askerlerine ait mal ve ev eşyası ile aile fertleri de bu gemilerdeydi.
Gemileri ileri harekata geçince gemide bulunanlar bağırdılar, aile fertle-
rinin ve eşyalarının bulunduğu gemide olanlar da onlara katıldılar; bu ara-
da kara yoluyla gönderilen askerler de yetişli; bunun üzerine vezir kc~ııdi
sine Bahtiy{,•a mühlet vermeden hemen hareket etmeyi tavsiye edenlere:
«Siz dğil miydiniz onun az s::ıy ıda a·skeri var, ona karşı süratle harekete
geçme k Hızım diyenler? Şimdi görüyorum ki, yer yüzü asker dolu.» dedi.
Onlar bu işin hakkından gelebileceklerini ve bunun basit bir şey olduğunu
anhıtmağa çalış~ıl::ır. Bu defa vezir öfkelendi ve gemilerin yarına kadar kı
yıya çekilmesini ve tekrar savaşa girilmesini emretti.
bep oldu. Batka bir rivayete g~re ise, yezlr gemilerini geri gönderince Bah-
tiyAr'ın gemilerinde' bulunanlar onlara yetiftiler ve «Bozgun! Bozgun!» di-
ye ' baAırdılar, BahtiyAr'ın karadaki askerleriyle mallannm ve eşyalannın
oulunduAu gemilerdekiler de onlara katılınca Vezir EbQ Ali gerçekten mağ
lQp oldu. Bahtiyar'ın adamlarıyla SevAd ahalisi veziri takip ettiler. Bah-
tiyAr gemiyle gelip halktan yardım isfedi ve onların izinden giderek öl-
dürüp esir almağa başladı. EbQ Ali'nin askerleri bo~luyorlardı, bütün ge-
milerden kurtulabilenlerin sayısı elliden fazla değildi.
Vezir EbQ Ali mağlQp oiarak giderken esir alındı ve BahtiyAr'ın hu-
zuruna götürüldü. BahtiyAr ona ikram etti, saygı gösterdi, karşısında otur-
du ve: «Sana ne yapmamı 'istersin?:• diye sordu. Vezir EbQ Ali: «Melik Ebu
. KAlicAr'ın yanına göndermeni isterim.> diye cevap verdi. BahtiyAr onun
bu arzusunu kabul etti ve onu serbest bırakarak EbQ .KAlicar'ın yanına gön-
derdi. Rivayete göre, Vezirin bir cariyesiyle kölesi fitne fesat çıkarmağa
karar verdiler, ancak vezir bunu anladı, onlar da vezirin kendi hallerinden
bunu sezdiğini anladılar; bu yüzden esir düşmesinden yaklaşık 'bir ay ka-
dar sonra onu öldürdüler, ·
Vezir eyaletinde ağır vergiler ve kötü usuller icat ve ·ihdas etmişti.
•MeselA un sevk etme vergisi, patlıcan kebabı vergisi, gemi vergisi, satılan
~alların reklftm vergisi, hurmaları gemilere yükleyen haınınallardan alı
nan ücret vergisi ve kasapların Yahudilere verdiği şeylerden alman .ver-:
giler gibi. .. Bu yüzden halk ile asker aras~da çatışma ç~kardı.
Vellahta Bey'at
Çeşitli Olaylar
Rum]ar bu sene Urfa şehrini ele geçirdiler. Urfa şehri daha önce zik-
rettiğimiz git;ıi
Nasrudclevle b. Mervan·m elindeydi. Şehrin hakimi Utayr
ö]dürülünce Hale b hakimi Salih b. 'Mirdfıs, Nasrı.ıd<levle'nin şehrin yarısını
Utayr'ın oğluna, ya rısını da Şibl'iq. oğluurl vermesl için tavassut etti. Nas-
rııdclev]e de onun isteğini kırmadı ve şehri onlara teslim etti.
Urfa'nın biri büyük,· dij?ri ondan biraz daha küçük olmak üzere iki
burcu vardı. İbn Utayr büyülünü, İbn Şibl de küçüğünü teslim aldı. Şehir
bu yıia gclinc~ye ·ka_clar oularııı elinde kaldı. llu sene İbn Utayr Bizans im-
paratoru nomanos·a haber gönderip şehrin kendisine ait olan.J1issesiyle ha-
318 ISLAM TARiHi
zıköyleri -ki bunlar arasında bugün blle Sbın-i İbn Utayr adıyla bilinen
kôy de vardı- yirmi bin dinara sattı. Rumlar burcu teslim 'aldılar ve içeri
girip şehri ele geçirdiler. l_bn Şibl'in · adamları kaçtı, Rumlar oradaki Müs-
lümanları öldürüdüler, mescitleri tahrip et tile~. . ·
Nasruddevle bu haberi alır almaz Urfa'ya bir ordu gönderdi, bu ordu
şehri bir süre muhasara ettikten sonra silah zoruyla fethetti. Şehirdeki
Rumlar burçlara sığındılar, Hristiya~lar ise kiliselerine kapandılar. Bu
kilise kiliselerin en büyüğü. olduğu gibj yapı itibariyle da en güzeliydi. Müs-
lümanlar kilisedeki Hristiyanları muhasara 'altına aldılar ve dişarı çıkarıp
çoğunu öldürdüler, ayrıca şehri yağma ettiler: Sadece iki bruçta Rum kal-
mıştı. Onların üzerine de yaklaşık on bin savaşç.1 gönderdi, fakat İbn Mer-
van'ın adamları Rumlar karşısında mağlüp oldular. Rumlaı: bundan sonra
Urfa'ya ve ona yakın Müslilman şehirlerine girdiler: İbn Vessftb en-Nu-
meyri, Harran ve Seruc üzerinde onlarla bir anlaşmaya vardı v:e oç.lara
haraç verdi. · ~
Rivayete göre, iftar yemeğini her gün üç parçaya ayırır, bir kısmını
kendine bırakır, bir kısmını RusAfe Camii'ne bir kısmını da şehrin camiine
(Cftmiu'l-Medine) gönderir ve bu iki camide kalanlara dağıtırdı. .
. Arllatıldığına göre, hizmetçi bir gece ş~hrin camiine yemek götürmüş,
oradakilere dağıtmıştı, herkes yemeğini almış; fakat bir genç kabul et-
memişti. · ·
Akşam namazım kıldıktan sonra, halifenin hizmetçisi .namazdan çı
kan genci takip etti ve kapının öni\nde durup yemeği almbsını istedi. Ar-
tan kırıntıları ve y~meği ona verdilır. Genç bu defa yemeği aldı ve cami-
ye geri döndü. Bunun üzerine hizmetçi ona: «Yazıklar olsun sana, utan-
320 ISLAM TARiHi
mıyor musun?:. Allah'ın halifesi sana heliil bir yemek gönderiyor da sen
onu reddediyor ve çıkıp gidiyorsun, sonra da kapıdan tekrar . alıyorsun,.
dedi. Genç: "Vallahi ben onu reddetmedim. Sen yemeği bana akşam oı:
mndan önce getirmiştin. Benim o sırada yemeğe ihtiyacı m yoklu. Şimdi ise
ihtiyaç hissettim ve istedim'' diye cevap verdi. Hizmetçi geri dönüp olan-
ları halifeye anlatınca halife ağladı ve: "Bu gibilerini gözet, onun bir lokma
almasını ganimet bil. İftar vaktine kadar bekle." dedi. ··
,
Ebü'l-Ha~a11 el-Ebheı-i anlalıyoı·:
« Bah aüddevle bcİü bir mektupla el-Kadir Billah'a göndermişti. Bu ve-
sileyle halifeden bir şiir dinledim ve: «Emirü'l-Mü'minın'i böyle beyitler
yazmaya muvaffak eden Ailah'a şükürler olsun» dedim. Bunun üzerine ha-
life: " Minnet ve şükür bize zat-ı ulühiyyetini zi.kretmeyi vacip kılan ve ·şük~
retineye muvaffak eden Allah'adır. Hasan-ı Basri'nin asi ve günahkar in-
sanlar hakkından söylediği şu sözü · duymadın mı?,. dedi:
«Allah'ı layıkİyla takdir etmeyip O'na isyan ~ttiler; ·şayet Allah'ı ta- .
ziz etselerdi, andolsun ki, Allah da onları ,kornrdu." ·
Halife'nin menkıbeleri çoktur.
-el-Kadir Billah vefat edince yerine oğlu el-Kaim Biemrillah Ebü Ca'-
fer Abdullah geçti. Kendisine yeniden bey'at edildi. Daha önce anlattığı
mız gibi; babası 421 (1030) yılında veliaht olarak ona bey'at almıştı , böyle-
ce halifelik makamına o geçti. Ona ilk bey'at eden Şerif Ebu•l-Kasım el ..
Muttaza'dır ve halife hakkında şiirler yazmıştır.
Çeşitİi Olaylar
Ülkede şiddetli bir kuraklık vardı. Halk yağmur duasına çıktı, fakat ·
yağmur yağmadı. Bunu .korkunç bir veba salgını izledi. Kuraklık Irak,
M~sul, Suriye, el-Cibftl, Horasan, Gazne, Hindistan ve diğer ülkelerde de
vardı. Pek çok kişi öldü. Isfahftn'da bir kaç gün içinde kırk bin cenaze def-
nedildi. Halk arasında çiçek salgını başladı. Musul'da çiçek hastalı~ına ya-
kalanan dört bin çocuk öldil. Bu musibetten nasibini almayan ev kalmadı;
bir çok insan hayatını kaybetti. el-Kaim Biemrill~h da çiçek hastalığına
yak~landı ve daha sonra iyileşti. ·
Çeşitli Olaylar
gördü. Ona bakan gözler yorgun ve bitkin bir hald~ geri dönerdi. Buna rağ- .
men Sultan muhasaraya devam etti. Bu sırada yaşlı bir sihirbaz kadın çık•
h; Hinduca uzun uzun konuştu , sonra eline bire süpürge aldı ve onu su fü
ıslatıp Müslüman askerlerin bulunduğu tarafa serpti. Müslüman askerler ·
bunun üzerine hastalandı ve başlarını kaldıramaz oldular, çok zayıf ve ta-
katsız düştüler . Sonunda şiddetli hastalık yüzünden bu kaleden ayrıldılar.
Kaleden uzaklaşınca hastalıktan kurtuldular, sağlıklarına kavuştular ve
Gazne'ye doğru yola çıktılar.
Nisibfir'dakl Kantııklıklar
askerleri EbQ Sehl el-Hamdüni ile beraber Horasan'dan hareket etmişti. İki
ordu karşı karşıya geçip çok çetin bir savaş yaptılar. Her iki taraf da sa-
bırla savaşa devam ediyordu. Sonunda AlAiiddevle mağlO.p oldu ve Ferhad
öldürüldü. Alailddevle Isfahan ile Cerblızakan arasındaki dağlarla saklan-
dı, Mes'Cıd'un ordusu ise Kerec'de konakladı . Ebu Sehl Alaüddevle'ye gön-
derdiği mektupta geri kalan beldeleri kendisine vermesi halinde, tekrar it-
taat arz edeceğini, bol miktarda mal göndereceğini ve Mes'O.d He aralarını
düzelteceğini bildirdi, ancak ara larında elçiler gidip geldiyse de bir anlaş
ma sağlanamadı, bunu11 üzerine Ebu Sehl lsfah§n'a gitti ve orayı ele geçir-
di. Alaüddevle yakalanmaktan korkarak lzec'e kaçtı. Burası Melik EbCı Ka-
licar'a aitti.
Bu sene Dübeys b. Ali b. Mezyed ile kardeşi Ebu Kavvam Sabit b. Ali
b. Mezyed arasında çok çetin bir savaş oldu.
Sebebi şudur :
Sabit, el-Besasiri'd~n yardım görüyor ve ona. yakınlık gösteriyordu.
424 (1032-1033) yılında el-Bes§siri onurila beraber kardeşi Dübeys'e karşı
savaşmak üzere harekete geçti. en-Nil'e girdiler ye Nüruddevle Dübeys'a
ait yerlerlE; q_uray ı iş_tila ettiler; bunun üzerine Niıruddevle onlara karşı
adamlarından bir grup sevk etti, yapılan savaşta bunlar mağlup oldular.
Dübeys adamlarının mağlfip olduğunu görünce bulunduğu şehirden ayrıldı,
Sabit de bu tarihe kadar orada kaldı. Bu sene Dübeys, Ebfi'l-Mağra Annaz
b. el-Mağra, Benü Esed ve Haface birleştiler. Ebü Kfunil Mansfir b. ~urad
da ona - yardım etti. Hep beraber DUbeys'i ülkesine ve ona bağlı yerlere
iade etmek µzere süvari birlikleriyle yola çıktılar, silah ve ağırlıklarım
Hussa ,ile Harba arasında bıraktılar.
Bunlar hareket edince Sabit Ce~ceraya yakınlarında onları karşıladı .
Aralarında savaş cereyan etti ve her iki taraftan da çok sayı da insan öl-
dürüldü. Daha sonra elçiler gidip geldi ve Dübeys'in ülkesine dönmesi ve
onun da bazı yerleri kardeşine ikta etmesi şartıyla barış yaptılar ve anlaş
tılar. el-Besftsici de Sabit'te yardım etmek üzere harekete geçmişti, fakat
IBNO'L-ESIR 335
Çe~ltli Olaylar
Uzerine Ahmed Y ınaltekin Hindlstftn 'da tekrar isyan etti ve asker topla ·
yıp o yöredeki halka eziyete başladı . Sultan Me.s 'ild, Ahmed Yınaltekln'e
karşı büyük bir ordu sevk etti. Hind hUkümdarlan da onun ülkelerine gir-
mesine mani oluyorlardı , böylece Ahmed Yınaltekin'in kaçış yolları ka-
p.-ındı.
çip onları mıı,t!Op etti, bir kısmını öldürdli, bir kı smın ı da esir aldı. Daha
~onra 001-A ile Ebu Kftlidlr Sultan'a haber gönderip affedilmelerini ve ül-
kelerinin kendilerine verilmt>sini istediler, Sultan da kabul etti. Dara ve
Ebu Kalicar ödemek zorunda oldukları haracı gönderdiler, Sultan da Ho-
rasan'a geri döndü.
Çeşitli Olaylar
Rumlar· mağlQp oldular, Şiblüddevle onları Azaz'a kadar takip etti, pek çok
ganimet ele geçirip salimen geri döndü.
Haface kabilesi bu sene Kufe üzerine yürüdü. Başlarında el-Hasan b .
EbO'l-Berekat b. Semmal vardı. Şehri yağmaladılar ve tahrip etmek iste-
diler. Hurmalı~lara su verilmesine mani oldular, bu yüzden ağaçların ço-
ğu kurudu.
İbn Vessftb ve İbn Utayr bu yılın receb ayında (mayıs 1036) bir araya
geldiler. Aralarında kız alıp vererek akrabalık tesis ettiler, daha sonra da
asker topladılar, Nasruddevle b. Mervan da büyük bir orduyu onlar~ yar-
dıma gönderdi ve h ep birlikte es-Süveyda üzerine yürüdüler. Rumlar o sı
rada şehri yeni tamir etmişlerdi. O civardaki köylüler de oraya toplandı
lar. Müslümanı.ar es-Süveyda'yı muhasara · edip siUih zoruyla fethettiler.
Üç bin beş yüz kişiyi öldürdüler, ş~hirdeki mnlları ganimet aldılar, bu ara-
da pek çok kişiyi de esir ettiler. Buradan Urfa'ya yürüdüler ve şehri muha-
sara ederek şehre erzak girmesine mani oldular. Bu yüzden buğdayın ölçe-
ği bir dinara va~ıştı. İş çok kritik bir hal aldı. Patrik gizlice kaçtı ve Bi-
zans imparatorunun yanına gidip vaziyeti bildirdi. Bunun üzerine Bizans
İmparatoru onunla bera.b er beş bin stivari gönderdi. Patrik de onlarla bera-
IBNO'L-EIIA 343
ber tehre gerl döndü. İbn VeHAb ile Naırüddevle'nin ordu kumandanı bu
gelişmelerden haberdir olup patrikle beraber gelen Bizans askerlerine pu-
su kurdu ve yaklaştıklarında pusudakiler üzerlerine saldırarak Ru~lardan
pek çok kişiyi öldijrdüler; bir o kadar da esir alındı. Bu. arada patrik de esir
alınıp Urfa kapısına götürüldü. Şehirdekilere : «Ya bize · kapıyı açarsınız,
ya da patriği ve yanındaki esirleri öldürürüz.» diye seslenilince korumak-
hm aciz kaldıkları için şehrin kapılarını açtılar. num askerleri kaleye ka-
pnndı. Müslümanlar şehre girdiler, içerdekl malları .ganimet aldılar, elleri
ganimet ve esirlerle doldu. İbn Vessftb Rumların kesik başlarını yüklediği
yüz altmış deveyi Amid'e gönderdi ve kaleyi kuşatma~a devam etti.
Daha sonra Hassan b. el-Cerrah et-Tai Arap ve Rumlardan müteşek
kil beş bin süvariyle Urfa'dakilerin yardımına koştu. İbn Vessab onun yak-
laştığını öğrenince şehre varmadan önce onunla karşılaşmak üzere sür'at-
le hareket etti. Bu arada Rumlardan bir kısmı Urfa'dan çıkıp Harran'a git-
ti, fakat halk onlara karşı koydu ve İbn VessAb bunu duyunca sür'atle ge-
ri döndü ve Rumlara saldırarak bir çok kişiyi öldürdü. Mağlüp olan Rum-
lar tekrar Urfa'ya döndüler.
savaşa girmekten vaz geçti; ayrıca onlar Rumlara yakın bir yerde idiler,
bu yüzden Ermenilerin Rumlardan yardım istemelerinden ve onlarla kuv-
vetlenip kendilerine karşı koymalarından korkarak anlaşma yaptı.
Çeşitli Olaylar
Bu yılın recep ayında büyük bir yıldız kaydı. Aydınlığı güneş ışığı~u
bile sönük bıraktı. Bunun hemen arkasından siyaha çalan ejderha gibi bir
şey görüldü. Bir saat kadar kalıp sonra kayboldu.
Yine bu yıl her tarafı gittikçe koyulaşan bir karanlık kapladı; öyle ki
insan yanında oturanı bile göremez hale geldi. Halkın nefesi tutuldu. Şa
yet biraz daha devam etseydi halkın çoğu helak olacaktı.
madı. Kendisi için baı,ka bir el yapıp onunla kılıcın kabzasını tutar ve sa-
vaşırdı.
Çeşitli Olaylar
Felsefi akımlar dojrultusunda bir çok eser kaleme alınış olan meş
hur filozof ve hakim Ebu Ali b. Sina da bu sene şaban ayında (mayıs-hazi
ran 1037)
.
lsfahan'da
.
ölmüştür. İbn SinA, AlAüddevle\ Eb(i Ca'fer b. K:ike-
veyh'in hizmetindeydi. Hiç şüphesiz EbQ Ca'fer'in itikadı bozuktu, bu yüz-
den ülkesinde İbn SinA'yı eserlerinde ilhad konusunu işlemeğe ve ş.eriat
aleyhtarlıAı yapmaAa teşvik etti.
HICRET'İN DÖRT YÜZ YİRMİ DOKUZUNCU (l\f. 1037-1038)
YILI OLAYLAR!
Ah baz kralı bu sene Tiflis şehrini kuşattı . Şehir halkı teslim olmamak-
ta direnince kral muhasarayı bir süre devam ettirdi ve onları zor durum-
da bıraktı. Yanlarındaki yiyecekler bitip erzak gelmez olunca Tiflis halkı
.ı\zerbaycan'daki Müslümanlara haber gönderip or.1.arı .ı\bhazlara karşı sa-
vaşa ve kendilerine yardıma çağırdı. Oğuzların Azerbayc&n'a varmaları
ve kendilerine yaklaşmaları, ayrıca Ermenilere neler yaptıklarını duyma-
ları üzerine Abhazlar korkup kaçtılar. Azerbaycfın hakimi Vehs_ı1zan Oğuz
ların kuvvetinine ve onlara karşı koyacak durumda olmadığını anlayınca,
yukarıda zikredildiği üzere, Oğuzlara iyi davrandı; onlarla akrabalık tesis
etli ve yardımlarını gördü.
Oğuzlar ise Tuğrul Bey ile beraber Merv önlerinde idiler. Subaşının yak-
laştığını duyunca üzerine yürüdüler ve vardıkları gün savaşa tutuştul~r.
Geceleyin karanlık bastırınca Subaşı taşınması kolay olan hafif eşyalarını
alıp yakın adamlarıyla beraber kaçtı , çadırlarını ve yaktıkları ateşleri ol-
duğu gibi bıraktıl ar. mvayete göre Subaşı bu işi Oğuzlarla anlaşarak yap-
mıştır . Subaş1'nın geri kalan askerleri ise sabahleyin durumu öğrenince ka-
çıp gittiler, böylece Oğuzlar onların karargahında silah vs. ne buldularsa
he psini a ldılar, geri kolan Hindlilerde n pek çok kişiyi de öldürdüler.
Daha sonra Tuğrul Bey'in kardeşi ve AJl:ı Arslan'ın babası olan Davud
Nisabür üzerine yürüdü. Ebü Sehl el-Hamdüni ve maiyyetindekiler Da-
vud'un hareketini haber alınca Nisfıbür'dan ayrıldılar. Davud ve yanında
kiler N{sabCır'a gelcliler ve çatışma olmadan şehre girdiler. Düvud şehrin
idnresinde hiç bir değişiklik yapmadı. Onlardan sonra Tuğrul Bey de Nisa-
bur'ıı ul~ştı. Bu sırada kendilerine halifenin elçileri geldi; Halife Nisabılr,
ney, Hemedan ve el-Cibal'deki Oğuzlara haber gönderip onları yağmacılık,
adam öldürme ve tahribattan menediyor ve onlara bu konuda nasihatte
bulunuyordu. Oğuzlar halifenin elçilerine ik ram, hürmet ve hizmet ettiler.
Davud, Tuğrul Dey'e şehri yağmalamak istediğini söylediyse de Tuğ•
n.ıl Bey Ramazan ayında bulunduklarını öne sür-er ek bunu uygun bulmadı,
o da TuğrulBey'in fikrini kabul e tti. Davud Ramazan ayı çıktıktan sonra
yağmaya kesin karar verdi, ancak Tuğrul Bey bu defa da halifenin elçile-
rinin ve mektubunun geldiğini ileri sürerek yine mani olmal< istedi, fakat
Davud onun sözlerine kulak asmadı ve yağmacılık azmi kuvvet kazandı.
Bunun üzerine Tuğrul Bey bir bıçak çıkardı ve: «Allah'a yemin ederim ki,
t>ğer en ufak bir şey yağma edersen kendimi öldürürüm.» dedi. Davud
(Çağrı Bey) da bunun üzerine yağma fi krinde n vazgeçti ve halktan taksitle
haraç al m ağa razı oldu. Nisabfır halkınm ödemesi gereken haracı yakla-
şık otuz bin dinar olarak tesbit ettiler ve bu mebl ağı toplayıp adamlarına
dağıttılar.
Çeşitli
Olaylar
'
Haleb hakimi Şiblüddevle Nasr b. sımh b. Mirdas bu sene ed-Dezberi
ve Mısır askerleri tarafından öldürüldü ve Mısır ordusu Haleb'i ele geçirdi.
Ebu Ya'HI b. eJ-terra el-Hanbeli'nin, yazdığı kitapta Allah Taala'nın
sıfaUa rıyl a ilgili olarak -Haşa- Allah'a şekil ve suret isnat e ttiğini belirt-
mesi alimlerin tcpkiJerine yol açt ı . Z.ahid Ebü'J-Hasan el-Kazvini, el-Man-
sur Camii'ne gelerek bu konudaki görüşlerini ifade etti ve Allah Taala'nın
z.ılimlerin dediği bu çt>şit sözlerden çok yüce ve münezzeh olduğunu söy-
ledi.
Harran hakimi lbn Vessab en-Numeyri bu yıl içinde karşı kôynıaktan
ad,: kaklığı Urfa'daki Rumlarla anlaşmaya vardı ve Urfa varoşlarını on-
352 18LAM TARiHi
lara teslim etti. Şehri nasıl teslim ettiAini daha önce anlatmıştık. Rumlar
Urfa'ya ait olan kaleden aşaAı inip şehre girmişler ve buradaki Rumların
&ayısı artmıştı. Müslümanlar Rumların HarrAn'ı ele geçirmelerinden kor-
:imyorlardı. Rumlar Urfa'yı güzelce tamir etmişler ve müstahkem bir hale
sokmuşlardı.
Melik Mes'Od bu sene sorer aynıda (kasım 1038) Gazne'den Belh'e gel-
di ve oğlun u çekindiği k a rahanh hükümdarlarından birinin kızıyla evlen-
dircli. Harezın'i Cend'Ji Şfth Melik'e ikta etti, ŞAh Melik de doğru Harezm'e
gitti. H arezmşflh İsmail b. Altuntaş oracla bulunmaktaydı, hemen askerleri-
ni topl ay ıp Şah Melik'in k arşısına çıktı ve onunla savnşa g ireli. Aral:ırın
daki savaş bir ny sürdü, sonunda 1smfı il mağlCıp olup Selçuklulardan Tuğ
rul Bey ve kardeşi Dt'ıvud'a sığındı, böylece Şah Melik }forezm'i ele ge-
çirdi.
Mes'üd, 428 yılı başında (ekim 1036) Gazne'de n hareket etmişti. Onun
Gazne'den hareket etmesinin sebebi de Oğuzlarla ilgili h.ıberler ve onların
ülkede ynptıkları tahribat ve halka verdikleri zararlardı . Oğuzlar Horasan
şehi rl erini istilft ediyor, halkı öldürüyor, çoluk çocuğu esir alıyorla rdı. Mes'-
i'ıd bi r sür e Belh'te kalıp istirahat etti, Harezm meselesini ve I<aralıanhlar
Ja olan işlerini hallettikten sonra Subaşı 'yı takviye e tmek ve böylece Oğuz
lar meselesini ciddi olarak ele alıp onları· tamame n yok et!'lek üzere yar-
dımcı kuvvetler gönderdi : fakat Subaşı'da onların hakkından gelecek ces.ı
r e t ve kabiliyet yoktu, ade ti olduğu 'gibi işi uzatıp vakit kazanmak niyetin-
deydi.
Bu sebeple Mes'üd b. (Mahmud) b. Sebüktekin bizzat kendisi Dellı'lcn
hareket ederek Ser.ıhs üzerine yürüdü. Oğuzlar Mes'Cıd ile lrnrşılaşımıktan
çekindiler, bu yüzden de hile ve aldatma y0luna saparak Merv ile İlurezm
anıs ındaki çöle çekilmek niyet ve kararında ol d uklarıııı belirlliler. Mes'•
Cıd\m ı.ıskerleri bunları tnkip edip yakalamak isterken Oğuzlara nwnsup bir
grup l ıı kc1rşılııştıl n r ; sayaşa tutuşup onl arı ımığl üp ettiler ve bir çoğunu
öldürdüle r.
Dııhııı sonra bu y ılın şaban nyında (nisan-m.ıyıs 1039) Sultan Mes'O,l
bizınt kendisi Oğuzlara hücum etli ve golip geldi; bunun üzerine Oğuzlar
F. 23
354 IBLAM TARiHi
Daha sonra başka bir süvari birliği hazırladı. Hiç kiırisenin bundan
haberi olmadı. Hemen o gün bu süvari birliğini HQlincAn üzerine gönderdl
ve Ernebe kalesinin varoşlarını yağmalamal~rını, ele geçirdikleri adamla-
rı öldürm.elerini ve buradaki işlerini bitirir tmrrnez hiç vakit kaybetme-
den ve hiç bir haber sızdırmadan HQiic:in üzerine yürü~elerini emretti,
onlar da bu emre uydular. HQlincan'a vardıklarında şehir halkı hiç bir şey
den habersiz ve hazırlıksızdı . K;ısa süren çarpışmayı müteakip şehirdekiler
teslim olmak istediler ve Ebı1'ş-Şevk'in askerleri Hı1lincan'ı teslim aldılar.
Orada bulunan askerler şehrin ortasındaki kaleye sığındılar. EbQ'ş-Şevk'in
adamları kaleyi bir müddet kuşatıp bu yılın zilkade ayında (temmuz-ağus
tos 1039) orayı da ele geçirdiler.
Çeşitli Olaylar
Biivı>yhi
vezirlerinden olup daha sonra vezirlikten ayrılan Müeyyidül
mülk F.bu Ali el- Ilüseyn b. el-Hasan er-Ruhhaci bu sene öldü. Görevde ol-
madığı zmnanlarda bile vezirlerden daha nüfuzluydu.
Melik EbO Kalicar, bu sene el-Adil EbO Mansur b. Müfinne ile beraber
Basra'ya asker sevk etti ve safer ayında (ekim-kasım 1039) füısra'yı ele ge-
çirdi. Basra bu sıracla ez-Zahir Ebı1'1-Kasım'ın elindeydi. Onun Dalıliyar'
dan sonra buraya hakim olduğunu yukarıda anlatmıştık. Ebu'l-Kasım bir
ara Melik Ebü Kfılicar'a isyan e,tmiş ve Celalüddevle'nin emrine girmişti;
fakat daha sonra Celalüddevle'den ayrılarak tekrar Melik Ebu Kaliciır'ın
yanına döndü. Ebfı'l-Kasım yapaca~ı işlerde onun karşı fikir ~e iddialarını
dikkate alma~dı. ez-Zahir, Ebü Kalicar'a her yıl yetmiş bin dinar gönderi-
yordu; böylece malı çoğaldı, hakimiyeti uzun süre devam etti, oraya iyice
yerleşti ve şam şöhreti yayıldı.
Eba KAliclr da Basra'ya gelip orada ikamete başladı. Sonra Ahvb'a dön-
dü ve oğlu İzzO.'l-MülO.k'u vezir EbQ'J-Ferec b. FesAncee ile birlikte Bas-
ra'dan ayrılırken ez-ZAhir'i de yanında Ahvaz'a götürmüştür.
Bu sene EbQ'l-Feth ile amcası Milhelhil arasın~a çok çetin bir savaş
oldu.
Sebebi şu idi :
EbO'IıFeth; babasının Dinever'dekl nAibiydi. Mevkii yükelmişti. Bir
kaç kaleyi fethederek Dinever'e bağlı • kasaba ve köyleri Oğuzlar'a karşı
mtidafa ederek onlardan bir kısmım öldürmüş, bu yüzden kendini beğenip
artık babasının emirlerini ·dir,ılenı~z olmuştu. ·
Ebtl'l'-Feth bu yılın şaban ayında (nisan-mayıs 1040) Bulvftr ·Kalesi'ni
ele geçirmek üzere harekete geçti. Kalenin hakimi Kilrtlerdendi ve o sırada
kar•sı oradaydı. 'Kaleyi, EbO'l-Feth'e karşı müdafaa edemeyeceğini anlayan
kadın Mühelhil b. Muhammed b. AnnAz'a haber gönderip kaleyi teslim al-
mak üzere gelmesini istedi. Milhelhil bu sırada es-SAmgAn yöresindeki oba-
.sında bulunmc'.lktaydı . ~ühelhil elçiye: «Kale önünde yalnızca o mu var,
yoksa asker m~? diye sordu. Elçinin EbQ'l-Felh'in aradan ayrıldığını ve yal-
nız askerlerinin orada kaldığını söylemeşi üzerine Mühelhil hemen yola çık
tı. Kale önüne gelince EbQ'l-Feth'in kaleye geri qöndüğünU gördü ve kendi- .
sinin bu kaleye değil de başka bir yere gitmekte olduğunu zannetsin diye
yönünü başka tarafa çevirdi ve sonra da geri döndü. EbO'l-Feth onu takip•
etti ve yetişti. iki ordu birbirlerinin karşısına dikilip bakıştılar, nihayet
lvfühelhil, EbO'İ-Feth'in üzerine yürüdü. Savaşa tutuştular, fakat adamla-
rında bir değişiklik sezen EbO'l-Feth korkmağa başladı ve geri dönüp kaç- .
tı. Adamları da savaşı bırakıp onun peşine koyuldular. M:ühelhil'in asker-
leri Ebft'l-Feth'in ordusundaki piyadeleri öldürdil'ler, mağlQp olarak kaçan
askerleri de takip edip bir kısmını öldürdüler ve bir kismını da esir aldı
lar. Öte yandan Ebu'l-Feth'in atı durdu, bunun üzerine esir alınıp amcası
Mühelhil'in yanına getirildi. Mühelhil ona bir kaç kırbaç vurarak bağlat
tıktan sonra yanında hapsetti ve geri döndü.
Çc~itli Olaylar
Bu st>ne Mikfıil b. Selçuk b. Dukak' ın iki oğlu Sultan Tuğrul Bey Mu-
hmnmed ile Çağrı Bey Davud'un hakimiyetleri kuvvetlendi.
Önce Tuğrul Dey'in atalan hnkkmda bilgi vereceğiz, sonra da bizzat
Tuğrul Bey'in durumunu ve sultan oluncaya kadı:ır geçirdiği safhaları an-
lalacnğız. Gerçi dalın önce onlarla ilgili habcrl~rin çoğunu yılJara göre ayı
rarak zikre tın işlik, ama hepsini bir arada ve sırayla anlalmamn daha uygun
olacağ ını düşünerek burada o haberleri toplu olarak zikre ttik.
Dukak'a gelince: Kelime anlamı «demir yay• demek olan Dukak yiğit,
ileri görüşlü ve tedbirli bir insandı. Oğuz Türklerinin başbuğu ve her za-
man ve her husus la fikir danıştıkları bir şahıslı. Onun sözleririe muhale-
kt etmez, emirlerine karşı çıkmazlal'llı. " Yabgu" denilen Türk hnkanı bir
gün asker toplay ı p İslam ülkelerine yürümek ister, fakat Dukak ona mani
ni olur. Yabgu ile münakaşa ederler, bu anıda Türk hakanı çok kaba ve
ağ ır sözler söyler, bunun üze rine de Dukak onu tokatlar ve başım Y.arar.
Hakan'ııı adamla rı Dukak'ın· etrafmı sararlar ve onu yakalamak isterler,
fak::ıt Dukak kendini müdafaa eder ve onlarla çarpışır . Adamlarının top-
lanıp Dukak'ı müdafaa etmeleri üzerine de Yabgu'nuıı adamları clağılırlar.
Sonra araları düzelir ve Dukak Yabgu'nun yanında kalır. Bu sırada Selçuk
ad lı bir oğlu dünyaya gelir.
Ruııu haber nlan Selçuk biilün adamlarını .ve kendine itaat edenleri
y anına alıp "da rii'l- lrnrh" elen isli\m ülkelerine gitli, iman etme mutlulu-
ğıına erdi ve Miisli"ıımınl a ra komşu olmak bahtiyarlığına kavuştu . Mevki ve
362 18 LA M ,T ARI H 1
itibarı arttı, bUyük bir emir oldu ve halk ona daha çok itaat arz etti. Sel-
çuk, Cend taraflarında ikamet edip henüz İslAmı kabul etmemiş olan Türk-
ler üzerin_e clhada çıktı. Gayrım{:islim Türklerin Hakanı o diyardaki Müs- ,
!Umanlardan haraç almaktaydı. S.e lçuk, Hakan'.m amilleri (tahsildAr1ar)ni
oradan kovdu ve bu bölge Müslümanların' hakimiyetine girdi.
HArOn b~ İlig Han, SAmAni hükümdarlarından birinin bir· kısım top- ·
raklarını istilt\ edince, SAmAni hükümdarı Selçuk'a haber gönderip yardım
istemiş, Selçuk da adall)larını oğlu Arslan kumandasında ona yardıma gön-
dermişti . Selçuklu kuvvetlerinin yardımı sayesinde SAm.Ani hükümdarı,
HArOn'a üstünlük sağladı ve onun (jaha önce işgal ettiği yerleri geri ·aldı.
Arslan bundan sonra babasının yanına geri döndü.
Selçuk'un Arslan, MikAil ve M-OsA adlarında üç oğlu vardı. Selçuk 107
yaşında Cend'de ölüp orada toprağa verildi. Geride kalan oAlJlarından Mi-
kAil gayrımüslim Türk ülkelerine cihada çıkaralı:: bizzat kendisi savaşa gir-
di ve Allah yolunda şehit düştü. Geride Yabgu, Tuğrul Bey Muhammed ve
Çağrı Bey DAvud adlı üç ~ğu kaldı. Selçuk'a bağlı ·kavim ve kabileler
onlara itaat eder, eılıir. ve yasaklarından dışarı çıkmazlardi. Bunlar Buha•
ra'ya yirmi fersah mesafedeki bir yerde konakladılar. BuhAra emiri onla"i-- .
dan korktu ve bu yüzden de çok kötü davrandı, onlan yok etmek ve başla
rına· ağır bir darbe indirmek istedi; bunun '1zerine Seİçuklular Türkistan.
hakanı Buğra Han'a sığındılar, onun ülkesinde ikamet ettiler ve onun hi-
mayesine girip kendilerini emniyete .aldılar. Fakat Tuğrul Bey ile kardeşi
DAvud ikisi birlikte Buğra Han'ın yanında bulunmamaya karar verdiler; ·
bir isi Buğra Han'ın yanında kalırken diğeri onun kendilerine bir oyun yap-.
masından korkarak kavminin · y~nında kalacaktı ve daimA bu şekilde kal-
dılar. · ·
Daha sonra Buğra Han ikisini birlikte yanında bulwidutmağa ne ka-
dar çalıştı ise de hiç bir zaman ikisi birlikte yanma gelmediler. Buğra Han
bunda başarılı olamayınca Tuğrul Bey'i yakaladı ve esir aldı ; bunun üze-
rine Çağrı Bey kavmiyle ve kendisine tiaat eden diğer şahıslarla beraber
kardeşini kurtarmak için ayaklandı. Buğra Hap'm üzerine yürüdüler. Buğ
ra Han da Çağrı Bey'e karşı asker sevk etti. İki taraf savaşa tutuştu. Sonun-
tla Buğra Han'ın askerleri. m~ğlOp oldu ye J>t:k' çoğu öldürüldü. Çağrı Bey
kardeşini esirlikten kurtardı, hep birlikte BuhAra yakınlarındaki Cend'e gi-
derek orada ikamet ettiler.
SAmAni Devleti yıkılıp İlig Han Buh!ra'ya hakiuı olunca Tuğrul ve
Çağrı Beyler'in amcaları olan Arslan b. Selçuk'un Mftveraünnehr'deki nü-
fuz ve itibarı arttı. İlig Han'ın kardeşi Arslan Han tarafından hepsedilen .
Ali Tekin hapisten kaçarak BuhAra'ya geldi ve şehri istila etti, Arslan b.
Selçuk ile de ittifak edip onlara karşı kendilerini korudu ve böylece durum-
IBNO'L-ESIR 363
!arı kuvvetlendi. Bunun Uzerlne Arslan Han'm kardeşi İlig Han Üzerlerine
yürüdü, yapılan ııavafla Aralan ile Ali Tekin llig Han'ı mağlfıp ettiler ve
Buhftra'da kaldılar. .
Ali Tekin, Yemt110ddevle MahmQd b. Sebüktekin'in sınırdaki şehirle
rine sık sık taarruz eder ve onun Türk hükümdarlarına gönderdiği elçilerin
yolunu keserdi. Yukarıda zikrettiğimiz gibi,. Mohmfid Ceyhun1u geçince Ali
Tekin Buh:lra'dan kaçtı, Arslan b. Selçuk ve kavmi ise çöllere ve kµmluk ·
araziye çekilerek Mah~üd'dan korundular. Mahmud Selçu"!<lular'm kuvve-
tini, şevket ve azametini, sayılarının çokluğunµ görünce, Arslan · b. Sel-
ı;uk'a mektup gönderip onu kendi tarafına çekmeğe çalıştı ve teşvik etti,
o da b!J te!clifi kabul edip MahmOd'un. yanına geldi. Ne var ki Mahmfid ya~
nınıi- gelir gelmez onu yakaladı ve hiç zaman tanımadı. Bir kaleye hapse-
dip çadırlarını yağmaladı. Arslan'ın aile fertlerine ve kavmine ne yapılma
sı gerektiğini adamlarıyla iştişare etti. MahmOd'un yakın adamlarından en
büyüğü olan Arslan Cazib, ok atamaz hale gelsinler diye baş parmaklarının
kesilmesini veya Ceyhun nehrinde boğulmala~ını tavsiye etti: Bunun üze-
rine MahmOd ona: «Ne kadar katı kalpli ve taş yüreklisin,,. d~di ve onları
Ceyhun nehrinin öbür yakasına geçirmelerini emretti. Nehrin öte yaka-
sına geçen Oğuzları HorasAn'ın n:ıuhtelif yerlerine dağıttı ye üzerlerine
vergi tahakkuk ettirdi. Vergi memurlarının zulüm ve haksızlık edip mal-
larına ve çocuklarına el uzatmaları üz~rine Selçuklular'a mensup iki bin-
den fazla şahıs oradan ayrılıp KirmAn'a, oradan da IsfahAn'a gittiler. Bu-
nun üzerine Selçuklularla IsfahAn hakimi Allüddevle- b.' KAkeveyh ara~
sında daha önce anlattığımız savaşlar cereyan etti, bu yüzden de bu defa
Isfaht\n'dan ayrılıp .Azerbayd\n'-a gittiler. Bunlar Arslan b. Selçuk'a men-
sup olan topluluktu. ·
Arslaq b. Selçuk'un kardeşlerinin _çocuklarına gelince: Buhdra hakimi
Ali Tekin onları mağlup etmek için hileye baş vurdu, YOsuf b. MusA b.
Selçuk'a haber gönderip ona pek çok vaatlerde bulu~du, ısrarla kendi ta-.'
rafına geçmesini istedi ve onu yanına çağırdı. Tuğrul Bey :Muhammed. ile
Çağrı Bey'in amcazadesi olan YQsuf da Ali Tekin'in bu teklifini kabul etti.
Ali Tekin yanına gelen YOsuf'u ülkesindeki bütün Türklerin reisliğine ge-
tirip bir çok iktalar tevcih etti, ayrıca "Emir lnaç Yabgu" lakabını verdi. ·
Ali Tekin'i böyle bir hileye baş vurmağa sevkeden amil Tuğrul ve Çağ
rı Beylere karşı Yusuf'tan, onun kavim ve adamlarından istifade etmek, bu-
nun için de onları birbirlerine düşürerek· dirlik ve düzenlerini b~zmak is-
temesiydi, fakat onları Ali Tekin'in maksadını onladılar ve Yusuf'ui:ı hiç
bir emrini yerine getirmediler. Ali Tekin hilesinin işe yaramadığını ve bu .
yolla arzusunun gerçekleşmeyeceğini anlayınca YQsuf'un öldü,rülmesini
emretti. Bu emir yerine getirildi ve Yusuf öldürüldü. YOsuf'un öldürülme-
364 ISLAM TARiHi
fnınm. Tuğrul Bey'in dediğini y~zdı. Mektup Sultan Mes'ud 'un eline
geçince cevabının yazılınnsım emretti. Bunun ÜT.erine güzel vıınllcrle dolu
bir mektup yı:ızıld1 ve mektupla birlikte değerli hil'aller gönderildi; ayrı
ca Ceyhun nehri kıyısındaki Amulu'ş-Şatt'a gitmelerini emrederek orada
olay çıkarmalarını yasakladı. Davud'a Dih,istAn'ı, Tuğrul Dey'e Nesa'yı ve
Yabgu'ya da Ferfıve'yi ikta elti ve her birine "Oihkıin" unvanını verdi; fa-
kat Selçııklular Sultanın elçisini ve gönderilen hil'atleri halHe aldılar ve
elçiye: «Eğer Sultanın bi1.i ele geçirdiğinde sağ bırakacağını bilseydik hiç
şiiphesiz ona itaat ederdik, ancak iyi bili,yoruz ki, sultan ele geçirdiği tak-
dircle daha önce yaptıklarımızdan dolayı bizi derhal öldürecektir. Bu se-
beple ona itaat etmeyeceğiz ve gUvenmeyeceğiz.» dediler ve olay çıkar
mağa devam ettiler. Sonrı:ı bundan vaz geçip bozgunculuğu terk ettile;;-,
"Eğer Sultanla hestıplaşabileccksek ne fıHl; yoksa dünyayı mahvetmenin
ve halkın mallarını yağmalamımın lüzumu yoktur.» dediler. Sultan Mes' •
Od'a admn göndet ip si>zde ona itaat arz etmiş ve fenalıktan vaz geçmiş gibi
görlinerf'k onu aldattılar ve amcaları Arslan b . Selçuk'ıı hapis~en çıkar
mnsım istediler. Sultım da kabul etti ve Arslan'ı Belh'te huzuruna getirip
onn kardE'şinin çocukl,orı Tuğrul Bey, Çağrı Bey ve Yabgu'ya haber gön-
ıierip d oğ ruluk iizere olmalarını, fitne ve fesattan el çekmelerini tavsiye
etmesini emretti. Arslıın da onlarıı bir elçi gönderip fenalıktan el çekme-
l<'riııi emretti. Arıılan. elçiyle beraber bir de biz (dikiş aleti) göndermiş ve
buuu yeğenlerine teslim elmcsini siiyk:_l!1işti. Elçi yanlarına .varıp mektubu
388 ISLAM TARiHi
ve 'blz'i tesU~ ~dince Tujrul Bey, Catn Bey ve Yabgu nefret edip sul-
tan<lan ıotudular, eskiden yaptıkları gibi yajmacılıAa ve karışıklık çikar-
maya başladılar; bunun üzerine Sultan Mes'Od da Aralan'ı tekrar hapse
attı ve Gazne'ye döndü Selçuklular ise daha önce anlattığımız gibi Belh,
NtsftbQr, TOs ve CUzcftn üzerine yürüdüler.
Çağrı Bey Dftvud Merv şehrinde kaldı. Sultan Mes'Od'un askerleri on-
lar karşısında bir kaç kere üst üste mağh'lp oldular. Adamlarının kalbini
korku kapladı, özellikle sultanın uzakta, Gazne'de bulunmasından dolayı
_.çok koı-°ktular. Sultanın nAibleri ve Amilleri sürekli olarak mektup gönde-
rip yardım istiyorlar, 'Selçuklulardan şikayet ·ediyor ve onların ülkede· ne-
ler yaptıklarını anlatıyorlardı; fakat Sultan cevap vermiyor ve onların is-
tek ve şikAyetlerine dönüp bakmıyordu. Sultan bu sırada Horasan ve· Sel-
çuklu mesele~ini bir tarafa bırakıp HindistAn işleriyle meşguldu. . . . .
. . ' '
S~lçuklular Horastın'da kuvvetlenip itibarları ·artınca Sultan Mes'Qd'• .
un vezirleri ve ileri gö,ruşlü devlet adamları toplanıp ona: «HorasAİı işleriy
le ilgilenmemeniz Selçuklular için büyük bir bahtiyarlıktır. Onlar bu fır
satı iyi değerlendirir, ülkeyi ele geçirirler ve hükümdarlıkları yoluna gi-·
rer. Biz ve her akıl sfthibi gayet iyi l>ilir ki onlar bu vaziyette kendi halle-
rine bırakılacak olurlarsa Hor~sAn'ı sür'atle istilft ede~ler; sonra da· ora-
dan Gazne'ye yürürler. İşte o zaman' gayretimiz hiç bir sonuç vermez; tem-
bellik ve uyuşukluktan, oyun ve eğlenceyle meşgul olm~tan dolayı o~la-
ra .karşı koyacak imkanı dahi bulamayız.» dediler. Bunun üzerine Mes'O.d
daldığı -uykudan uyandı ve gafletten s_onra doğru yolu gördü. En büyük.ku-
mandanı ve hAcibi Subaşı kumandasında kalabalık bir ordu hazırlatıp
Selçuklular ilzerine sevk ettL Dahl\ önce anlatıldığı gibi, vaktiyle lrak'taki
Oğuzlar üzerine de onu göndermişti. Subaşı ile beraber '.'MerdAvic b. BE,!şQ"
adlı büyük bir kumandanı cia görevlendirmişti.
Subaş.ı korkak biriydi. Herat ve NisabOr'da ikamet ettikten sonra an-
sızın Merv'e bir baskın dilzenledi. Çağrı Bey DAvud buradaydı, silr;atle yo-
la çıkıp üç giln içinde Gaineli kuvvetlerine yetişti; ancak .askerleri ve atla-
rı yorulmuştu, bu yüzden St;ıbaşı karşısında bozguna uğradı. Gazneli as-
kerleri arkadBl} yetişti, bu arada CüzcAn hakimi Çağrı Bey'in üzerine hU- ·
cum ettiyse de Çağrı Bey ona katşı koydu, sonurida Cüzdan hakimi öldü-
rilldü ve askerleri mağlOp 'oldu. Onun öldUrillmesi Subaşı ve maiyyetin-
'
dekllere çok ağır geldi, Üzerlerine zillet ve mis.k inlik çöktü, buna karşılık
~elçukluların cesaretleri. \'e ümitleri ise arttı . · ·
Çağrı Bey Davud Merv'e döndü, halka çok iyi davrandı ve 428 yılı re-
cep ayı~m ilk cuma günü (22 Nisan 1037) burada Çağrı Bey adına hutbe
okundu. Hutbede adı "Melikü'l-mü10k" unvanıyla zikredildi. Subaşı bu
arada işi oyalayıp vakit kazanıyor ve bir yerden diğerine dolaşıp duruyor:.·
IINO ' L-ESIR 367
du. Selçuklular lıe tllkl ıtbl bir o tar~fa, bir btı tarafa yan çizmekte ve on-
ları ,a,ırtmıktaydılar. AnlatıldıAını söre, Su~ bunu korkaklığından do-
layı yapıyordu. Batk• bir rlvayfte göre lıe Selçuki.u lar onunla haberleşip
onu kendi tarafına çektikleri için bu şekilde hareket ediyor. ve böylece
Selçuklulara nefes alma ~kAnı tanıyor ve oaları takip hususunda yavaş
ve gevşek davranıyordu. Doğrusunu Allah bilir.
Subaşı ve ordusuyla Selçukluların HorasAn'd'a ·uzun milddet kalmala-
rı, ülkenin yağmalamriası . ve . sürekli kan dökülmesi• yüzünden özellikle
Gazneli kuvvetlerinin erzak ve · yiyecekleri azaldı. Selçuklulara gelince,
onlar a_zıcık bir şeyle yetindiklerinden dol~iı yiyecl!k mesele~ine fazla .
önem vermiyorlardı, bu yUzden . de Subatı savaşa karşı olan tutumundan
vaz geçerek savaşa başlamağa mecbur oldu ve Çağın Bey üzerine. yürüc~ü ..
Çağn Bey de ona doğru ilerledi, nihayet 428 yılı şabarl ayında (mayıs-ha- .
ziran 1037) Serahs kapısında karşılaştılar. DAvud'un, "es-Savmai" adlı bir ·
müneccimi vardı bu adam DAvud'a ~avaşa girmeyi ~avsiye etti ve galip ge-.
Jeceğini söyledi. Şayet dediği çıkmazsa kanının dökülmesine ses çıkarmaya
cağını \fade etti ve yanındaki~eri şahit gösterdi. Nihayet iki ordu savaşa
girdiler. Subaşı'nın askerleri sebat göstermedi ve çok kötü bir hezimete
uğrayarak rezil ve perişan bir vaziyette HerAt'a gittiler. DAvud ve askerle-
ri TOs'a kadar onları takip ederek yakaladılar, fakat öldürmekten vazgeç-
tiler, sadece mallarını ganimet aldılar. İşte bu hadiseden sonradır ki, Sel-
çuklular HorasAn'a hakim olmuşlar ve eyalete bağlı kasabalara girmişler
dir. Daha sonra Tuğrul Bey NisAbOr;a girdi ve ŞAzyAh'da ikamef etti. Bu
yılın şaban ayında (mayıs-haziran 1037) NislbQr'da hutbe "es-Sultanu'l-
muazzam" unvanıyla Tuğrul Bey ·adına okundu, bu arada muhtelif yerlere
nftibler gönderildi. ·
Öte yandan DAvud da HerAt üze-rine yürüdü, bunun üzerine Subaşı
oradan ayrılıp Gazne'ye gitti. Mes'Od onu azarladı, . huzura kabul etmedi
ve: «Sen askerleri mahvettin, boşuna zaman harcadın, bu yüzden düşman
kuvvetlendi ve rah~tça hareket eder~~-ülkede dilediklerini yap~cak d~ru-
ma geldiler.> dedi. Subaşı da özüı: dile-yerel$: «Selçuklular üç kola ayrıl
mıştı, bunlardan her hangi ;b irini takip t"decek olsam bunlar önümden ka- .
çıp giderken geride kalan iki fıçk;a ülkede dilediklerini yapıyorl,ardı.» dedi.
Bunun üzerine Sultan Mes'Qd bizzat kendisi Horas4n'a yürümek zonmdı:ı
kaldı: Ask er toplayıp .onlara bol miktarda mal dağıttı ve yere göğe sığma
yan askerle Gazne'den yola çiktı . · Yanında çok sayıda fil vardı. ·Mes'Od
Belh'e varınca, DAvud da Belh üzerine yütiidü ve şehre yakın bir yerde
konakladı. Bir gün az sayıdaki bir süvari bırliAiyle Gazneli askerlerinin.
gafil oldukları bir Anı kollayıp Belh'e girdi ve Sultanın sarayİnın kapısın
da bulunan büyük bir fil ile bir kaç t~ne yedek at alıp çıktı. Bu başarısıy
la -DAvud gönüllere taht kurdu, askerler onu gözlerinde büyüttüler ve on-
qan daha çok çekinmeğe başladılar .
368 l&LAM TARiHi
Böylece Mes 'fıd"un barış ümidini yok ettiler, bunun üzerine de Mes'-
fal Merv'den ayrılıp llerfıt'a gitti, Davud ise Merv üzerine yürüdü. Fakat
,'talk şehri ona teslfm etmedi. D5vud, Merv'i yedi ay muhasara ederek halkı
zor durumda bıraktı, savaşı ısrarla sürdürdü ve sonunda Merv'e hakim
oldu.
Mes'üd bu hnberi duyunca Merv'den ayrıldığına pişman oldu, Herat'-
don Nişabür·a, oradan da Seralıs'n gilli. Selçuklulan lakip elmek üzere her
nereye gilse. onlar oradan ayrılıp başka bir y0.re gitmekle idiler. Kış bastı
rıncaya kadnr böyle yaptılar. Kış gelince ilk bah:m bekleyerek Nisabı1r'da
kaldılar. Baharda Mes'ôd içki ve eğlenceye daldı ve bahar bu şekilde geldi.
geçti. Yaz gelince vezirleri ve yakın odamları tlüşınflnı ihmnl ettiği için
onu kınadılar. bunun üzerine Sel;uklular'ı takip cıderek Nisabür'dan Merv'e
gitti. Selçuklular çöle çekildiler, Mes'ôd da on]aı ı takip ederek iki merhae
le kadar çöle girdi. ııies'ud'uri askerteri seferlerin uzamasından ve ailele-
•·inden ayrı kalmalarından dolayı savaştan ~saomış ve konup göçmekten
bıkmışlardı; çünkü yaklaşık üç yıldır hazan Subaşı ve bazan da Sultan
Mes'iı d ile birlikte seferdeydiler. Sultan çöle girince suları az bir yerde
konaklamıştı. Sıcak çok şiddetliydi ve su Sultana ve maiyyeline bile yet-
medi.
Öle yandan Davud da Seİçukluların büyük bir kısmıyln Sultan Mes'-
ud'un karşısında karargfıh kurmuştu, ask~rlednden bir kısmı ise Gazneli
kuvvetle rinin artçıları (slika)nın karşısındaydı. Bunlar Sultanın geride ka-
lan askerlerini kapıp kaçıyorlardı. Tam bu sırada Allah Taala'mn dile-
mesiyle şu hadise vukun geldi: Mes·ud'un maiyyetindeki adamlarıyla as-
kerlerinden bir grup arnsında !-ll yüzünden anlaşmazlık çıktı ve birbirle-
rine girdiler. Hadise büyüdii, hatta birbirleriyle savnşmnğa ve bil'birlerinin
malfarıııı yağınalamağa başladılar. Dunun üzerine askerler anısında Mes'-
fıd'a karşı bir soğukluk meydana geldi. Mes'i'ld'un yanıudan ayrılmak ve
onu kendi hflline bırakmak i,·in birbirlerini teşvik etmeğe başladılar. Bıı
sırada Davud onların ihtilafa düşlüklcrini anladı ve onlar birbirleriyle da-
18NO'L-ESIR 369
Bu konuda Tuğrul Bey badem helvası görüp yemiş ve: «Bu iyi tut•
maçmış, fakat sarımsağı yokmuş.• d~miş. Yine Oğuzlar gördükleri KU0r'u"
tuz zannetmişler ve: «Bu ne acı tuzmuş .» demişler. Buna benzer pek çok
·şey anlatılır.
F. 24
370 IILAM TARiHi
hammed bunu kabul etmek istemedi, ancak onu tehdit edip kabule zorladı
lar sonunda kabul etti. Mes'Qd maiyyetindeki askerlerle kaldı ve müdafaa-
ya çekildi. RebiyülAhir 432 (23 Aralık 1040) tarihinde iki ordu karşı karşıya
gelip savaşa tutuştular. İki taraf da çok zor durumda kaldı, sonunda Mes'-
Qd'un askeri mağlup oldu. Mes'Qd MArikle Kalesi'ne saklandı, kardeşi de
onu muhasara etti, ancak Mes'Qd teslim olmadı ve bunun üz-erine annesi
ona: «Bulunduğun yer seni kurtaramaz; onlardan yemin ve emannAıne ala-
rak teslim olman, onların seni zorla ele geçirmelerinden çok daha hayırlı
dır.,. dedi. Mes'Qd bu tavsiyeye uyarak dışarı çık~nca lcardeşinin adamları
onu derhal yakaladılar. Kardeşi Muhammed ona: «Allah'a yemin ederim
ki, ben sanii senin bana yaptığın şekilde mukabele etmeyecek sana ancak
güzellikle muamele edeceğim. Şimdi düşün, neı;eye gitmek istersen seni ço-
luk çocuğunla beraber oraya göndereceAim.• dedi. Bunun üzerine Mes'Qd
Kiki Kalesi'ne gitmeyi tercih etti, Muhammed de onu muhafızlarla birlikte'
bu kaleye gönderdi, bu arada muhafızlara kardeşine iyi davranmalarını ve
onu korumalarını emretti.
Mes'Od kardeşi Muhammed'e haber gönderip ihtiyaçlarını karşılamak
üzere mal istedi, o da beş yilz dirhem gönderdi; bunun üzerine ~es'Qd ağ
layıp: «Daha dün üç bin yük.hazineye sözüm -geçerken bu-gün tek birdir-
heme dahi sahip değilim .• dedi. Bu defa elçi kendi parasından ona bin di-
nar verdi, Mes'Qd da kabul etti. Bu hadise elçi ıçin büyük bir bahtiyarlığa
vesile oldu; çUnkü MevdQd b. Mes'Qd hükümdar olunca ona önemli· bağış
larda bulundu.
Muhammed devlet işlerini oğlu 'Ahmed'e bıraktı. Ahmed ise aklı ba- ,
şmda biri değildi , bu sebeple amcasının oflu YQsuf b. Sebüktelcin ve İbn
Ali Hişftvend il~ anlaşarak saltanat sadece babasına kalsın diye Mes'Od\u
öldürmeğe karar verdiler. Ahmed babasının yanına gidip bir kısım hazine-
leri mühürlem~Jc üzere mührünü ·ıstedi, o da verdi. Ahmed mührü alıp ka-
leye çıktı ve mührü mustahfıza verip: «Mes'Qd'a verilmek üzere bir mek-
tup getirdik.» dedi, kale mustah~ızı da onları içeri aldı ve Mes'Od'u öldür-
düler. Muhammed bu durumu öğrenince ç~k üzüldü, zoruna gitti ve. yapı
lan işi tavsip etmedi.
Başka bir rivayete göre ise, Mes'Qd hapsedilince kardeşi Muhammed'··
in Abdurrahman ve Abdurrahim adlannqaki. iki oğlu amcaları Mes'Od'un
yanma gittiler. Abdurrahman uzanıp amcası Mes'Od'un başından sarığını
aldı, Abdurrahim de bunun üzerine sarığı kardeşinden alarak ona çıkışıp
küfretti ve sarığı öptükten sonra tekrar amcasının başına koydu. İleride an-
latacağımız gibi, MevdOd b. Mes'Od hükümdar olunca, Abdurrahim bu dav-
ranışından dolayı öldürülmekten ve esir alınmaktan kurtulmuştur.
derdi v·e cesedini bir kuyuya atıp üzerine kapattl. Başka bir rivayete göre
1
ise, diri olarak bir kuyuya atılmış ve üzeri kapatılarak öldürülmüştür. Doğ- .
rusunu Allah bilir.
· Mes'fid'un ölümü üzerine Muhammed Hçrasan'da bulunan yeğeni
Mevdfid'a bir mektup yazıp: •~aban kısas için öldürülmüştür. Ahmed Yı
naltekin'in oğulları onu benim rızam olmadan öldürmüşlerdir.» dedi. Mev-.
dfld da ona: «Allah hükümdar olan amcamı~ saltanatını daim eylesin, ap-
tal oğlu Ahmed'e de hayatını sürdürecek kadar akıl fikir versin. Hiç şüphe
siz büyük bir günah işledi ve Emirü'l-Mü'minin'in "Seyyidü'l-Mülfik ve's-
Selatin" unvanını verdiği babam gibi bir hükümdarın kanına girdi. Hangi
konuda yanıldığınızı ve nasıl bir kötülüğe saplandığınızı pek ·yakında öğ
reneceksiniz. «O zulmeclenler, yakında, hangi dönüf yerine döneceklerini
bileceklerdir.• (Şu'arA sfiresi, 227) cevabını verdi.
Daha sonra ordusu Muhammed'i hedef aldı ·ve Muhammed'in ordu
üzerindeki nüfuzu yok oldu. Askerler reayAnın malına el uzatıp yağmala
dılar, ülk~ tahrip edildi ve halk yurtlarını terk etti. Özellikle Berşdv-Or şeh
ri halkı mahv oldu, malları yağmalandı. BerşAvfir'da bir köle bir dinara
satıldığı gibi bir menA (yaklaşık ,921 gr.) şarap da bir dinara satılırdı. İleri
de zikredeceğimiz üzere, Muhammed daha sonra 28 recep (3 Nisan 1041)
günü oradan ayrıldı. .
Sultan Mes•Qd cesO.r, cömert ve iyi bir hükümdardı. Bir çok faziletlere
sahipti. Ulema dostuydu, Alimlere pek çok ihsanlarda bulunur, onlara ilgi
ve yakınlık gösterirdi. Bir çok Alim çeşitli ilim dallarında onun adına eser-
ler kaleme aldılar. Fakirlere çok sadaka verir yardım ederdi. Meselft bir
defasında ramazan ayında fakirlere bir milyon dirhem dağıtmıştı. Ülkesin-
de bir çok mescid yaptırdı. İmar faaliyetleri anlatılmağa gerek kalmayacak
kadar meşhurdur. Onun devrinde kervanlar halkın malını bir yerden diğe
rine emniyet içinde götürürl.erdi. Şairleri büyük armağanlarl a mükafatlan-
dırırdı. Bir şaire, yazdığı bir kasideden dolayı bin dinar vermişti. Bir baş
kasına da her bir beyit için bin dirhem vermişti. Hattattı, güzel yazı ya-
zardı. Ülkesi çok geniş ve muazzamdı. Isfahftn, Rey, HemedAn ve ona kom-
şu ülkeler, Taberistftn, CürcAn, Horasftn, Harezm, Raven diyarı, Kirman,
SicistAn, Sind, er-RuhhAc, Gazne, GOr ülkesi, Hindistan ve daha bir çok
yerler onun hakimiyeti altındaydı. Herkes ·ona itaat etmişti. Menkıbeleri
çoktur. Bu konuda yazılmış bir çok meşhur eser vardır. Biz burada onlan
zikrederek sözü uzatmak istemiyoruz.
Bu arada Tuğnıl Bey'in kardeşi Çağrı Bey de Belh şehrini ele geçir-
miş ve daha önce zikrettiğimiz gibi burada her çeşit yağmacılık ve tahri-
bata izin vermhıti. MevdOd gelip onun karşısına durdugu sırada da Mes'-
Od öldürülmüştü. MevdOd işte bu sebeple Gazne'ye ;döndUmüş ve babasını
öldürenleri cezalandıı•mıştr: MevdOd'un bu başarıı(ı Üzerine HerAt ahalisi
oradaki Selçuklu Oğuzlarına karşı ayaklandı\ar..i'vi! onları şehirden çıkarıp
burayı MevdQd adına muafaza etUler. MevdOd Gazne'de hakimiyeti sağ
ladı, böylece lcardeşi MecdOa'dan başka bir problemi kalmadı. Babası Sul-
tan Mes'Od onu 426 {1034- 1035) y1hnda HlndlstAn'a göndermişti: Onunken-
dis'i ne karşı çıkmasından korkuyordu. Tam bu sırada MecdQd'un Lahor ve
Multan üzerine yürüyilp oriları efe geçlrdiQine, halkın mallarına el ko-
yup asker topladiğına ve kardeşi MevdQd'a isyan ettiğine dair haber geldi.
Bunun ilzerhw MevdQd k"rdeşiyl~ savaşmak ve onu oradan uzaklaştırmak
üzere asker gönderdi, MecdQd da o~dusunun sefere hazır olup olmadığını
kontrol etti. Kurban bayramın,Jftirak etti ve bayramdan sonra üç gün
daha yaşadı, dördüncii gün Lahor'da ölü olarak bulundu. Nasıl ve ne şe
kilde öldüAü anlaşılmadı .. Bunun üzerine bütün ülke MevdOd'a itaat arz
etti, böylece hükümdarlığı sağlam temeller üzerine oturdu ve ülkeye tam
anlamıyla hakinı oldu. Selçuklulara mensup Oğuzlar bunu dtiyunc;a ondan
dan korkup çekindiler, MAverAünnehr'deki Türk Hükümdarı da Mevd~d'<>
elçi gönderip itaat ve bajlılıiını bildirdi.
da iki taraf arasında çok çetin bir saya, cereyan etmişti. Bunun üzerine
Hamts oğlunu Melik CelAlüddevle'nin yanına göndererek pek çok mal ver-
meyi vaat etti. Melik CelAlüddevle bu teklifi kabul etti ve KarvAş 'a elçi
gönderip kuşatmaya son vermesini istedi; fakat Karvaş, Celalüddevle'yi
yanılttı ve bu muhasarayı sUrdilrdü. Bunun ü~erine Karvaş bizzat kendisi
Tekrit'e gitti ve Hamis'i muhasara etti. CelAlüddevle onun bu hareketinden
çok müteessir oldu.
KarvAş daha sonra BağdAd'daki Türklere mektuplar gönderip onlan
bozgunculuk yapmağa, Melik Celalüddevle aleyhinde karışıklıklar çıkar
mağa ve ona karşı fitne uyandırmağa teşvik etti. Bu ve buna bağlı diğer
bazı şeyler Celalüddevle'nin kulağına gidince, Ebu'l-Haris Arslan el-Be-
sasiri'yi 432 yılı safer ayında (ekim-kasım 1040) Karvaş'ın es-Sindiyye'deki
nAibini yakalayıp tevkif etmek üzere gönderdi. el-BesAsiri Türklerden
müteşekkil bir toplulukla yola çıktı, bu arada Araplardan bir kısmı da ona
tlibi oldu. Yolda Benfi. İsa kabilesine ait develere rastladılar. Türkler ve
Araplar bu develere saldırıp bir kısmını aldılar, fakat Türkler daha faz-
lasını almak istediler. · ·
Bunu duyan Araplar atlarına binip Trükleri takibe koyuldular. İki ta-
raf arasında Türklerin mallObiyetiyle sonuçlanan bir savaş cereyan etti,
bu arada bir grup Türk de esir düştü. MağlQp olan Türkler geri dönüp el-
Besılsiri'ye Arapların kendi sayılarının çqk fazla olduğunu söylediler. Bu-
nun üzerine el-BesAsirt de geri döndü ve maksadına nail olamadı.
Daha sonra Benü lsA kabilesine mensup bir grup çevredeki köylerde
fesat çıkarmak için Sarsar ile Bağdid arasında pusu kurdular. Tam bu sı
rada Türklerin ileri gelen kumanda'nlarından biri buradan geçerken üze-
rine saldırıp onu ve adamlarından bir kısmını öldürdüler. Bunların ceset-
leri Bağdad'a götiirllldü ve şehirde karışıklıklar çıktı. Mu'temidüddevle
Karvftş'a karşt büyük bir ürküntü doğdu . Bunun üzerine CelAlüddevle as-
ker toplayıp EnbAr üzerine yürüdü. Burast KarvAş'a aitti. CelAlilddevle En-
bar'ı ve Irak'ta Kaı;:vAş'a ait diğer yerleri ele geçirmek istiyordu. Enbar'a
varınca şehrin kapıları kapatıldı ve KarvAş'ın adamları onlara . karşı savaş
tı. Karvaş da savaş gayesiyle Tekrit't~n Husst'ya hareket etti. Celilüddev-
1~. Enbftr önünde konaklayınca yiyecekleri azalmıştı, bu yüzden Arap ve
askerlerden müteşekkil bir grup yiyecek aramak gayesiyle el- Hadise'ye
gittiler. el-Hadise yakınında bir grup Arap onları karşılayıp üzerlerine sal-
dırdı. Bunlardan bir kısmı mağlQp olup ordunun yanına geri döndüler.
Araplar onların erzakını taşıyan hayvanlarını yağmaladılar. Erzak getir-
mek üzere yola çıkan bu birliğin başında bulunan el-Mürşid EbO'l-VefA ile
bir grup asker orada kalıp Araplara karşt sebat ettiler.
EbO'l-VefA'nın savaşa devam ettiğini Araplara sabırla karşı koyduğu
nu_ve hayatta olduğunu duyan Celalilddevle onların savaşı sürdürüp yar-
IIN0'L-18lR 375
dım lstedlllnl ölrenlnce ııkerleriyle oraya hareket etti. CelllUddevle bu-
raya gelince, Araplar EbQ'l-VefA'yı elt! geçirmekten aciz kalmıtlardı. Onun
ve yanındaki az sayıdaki insanın üzerine blr kaç defa saldıran ve onların
da bu saldırıya sabırla karşı koydutunu gören Araplar onu kendi hAline
bırakıp geri dönmilflerdi. Daha sonra Ukaylller KarvA, ile anlaşmazlığa
dUştiller. Bunun üzerine KarvAş CelAlüddevle'ye haber gönderip onun hoş
nutluğunu istedi, aralarını düzeltmek amacıyla mal gönderdi ve tekrar ona
itaat arz etti. ~unun üzerine anlatmaya vardılar ve her biri yerine döndü.
rlne Rumlar onlarla savaşa girdiler ve onları mağlQp edip ağır bir darbe
indirdiler, ülkelerinden de uzaklaştırdılar.
Bu haber Haleb'deki nAzıra ulaşınca orada bulunan Rum ·tüccarların,.
şehirden çıkardı ve Antakya mütevellisine de haber gönderip orada bulu- .
nan Müslüman tüccarları Antakya'dan çıkarmasını emretti. Fakat Antak-
ya mUtevelUsi elçiye çok kaba davrandı ve onu öldürmek istedi, ancak son-,
ra bu fikrinden vaz geçti. Haleb nAzırı, ed-Dezberi'ye elçi gönd~rip vazi-
yeti bildirdi ve Rumları~ illkesine saldırıya geçmek üzere hazırlandığını
haber verdi, ed-Dezberi de derhal bir ordu hazırlayıp başına Haleb nazırını
getirdi. Tam bu sı-rada bunlar Ruriı ordusuyla karşılaştılar. Bunlar aynı .
maksatla çıkmışlardı. İki ordu Hama ile EfAmiye arasında karşılaştı ve çok
çetin bir savaş cereyan etti. Sonunda Allah .müslümanlara zafer nasip etti
ve kMirleri zelil etti. Rumlar mağlup olup pek çok adamları öldürüldü. Bu
arada imparatorun amcazAdesi esir ·alınmıştı. Rumlar onu kurtarmak için
pek çok mal verdiler ve ayrıca bir çok Müslüman esiri serbest bıraktılar.
'Bu olaydan sonra Rumlar işkenceden el çektiler.
oartıylabu barı, teklUlnl kabul edip ıerl döndü ve lntıallah ileride ztk-
redeceAiml,z 9lbl, yolda hııtalınıp öldü.
Çe,ltll Olaylar
Dezberl'ye karfı lıyan ettiler ve onun tehir dıfındaki konaAına doğru yü-
rüdüler. Halktan Y•lmacılık yapmak tateyenler de onlara katıldı ve Qun-
lar ed-Dezbert ile aavaoa tutuştular. Onlara karşı koymaktan Aciz olduAunu
anlayan ed.,Dezbert kırk kölesiyle bulunduğu yerden ayrıldı. Hayvanlar-
dan, ev eşyası ve diğer mallardan da götürebildiği kadarını yanına aldı,
geri kalanlar ise yağmalandı. ed-Dezberi buradan Baalbek'e gitti, fakat
mUszahfız onu orara. sokmadı ve yanındaki mallardan alabildiği kadarırıı
aldı. Bu arada bir grup asker de onun izinden gidip ellerine geçirebildik-
lerini şeyleri yağmaladılar.
ed-Dezberi daha sonra Hama şehrine gitti, ancak oraya da sokulmadı
ve kendisine karşı konuldu. Bunun üzerine Kefertabh el-Mukallid b. Mun-
kız el-KinAni'ye mektup yazıp yardıma çağırdı, o da kabul etti ve Kefer-
tAb ve diğer yerlerden topladığı yaklaşık iki bin kişi ile onun yanına gel-
di. ed-Dezberi böylece onunla durumunu takviye edip Haleb üzerine yürü-
dü ve şehre girip bir müddet oturdu,.nihayet bu yılın cemAziyelevvel ayın
da (aralık 1041-ocak 1042) vefat etti. .
·e d-Dezbert vefat edince Suriye tilkelerinin#urumu bo~uldu. İşler ka-.
nştı, nizam yok oldu. Araplar her ta.rafı ele geçirmeye niyetlendi ve ona
ait yeriercie ayaklandılar. Hassan b. el-MUferric et-TAi Filistin'de, Muiz-
züddevle b. SJlih el-KilAbi Haleb'de ayaklandı. Muizzilddevle Dımaşk'a
yürüdü ve şehri muhasara edip ele geçirdi. ed-Dezberi'nin adamları kaleye
kapandılar ve Mısır'a paber gönderip yardım istediler, fakat Mısırlılar
yardım göndermediler. Dımaşk askerleri ed-Dezberi'den sonra Dımaşk'ın
idaresini ele alan kumandanları el-Hüseyn b. Ahmed, HassAn ile savaşmak
la meşguldu. Kaledekiler arasında ölenler oldu, bu sebeple şehri emAn ile
Muizzüddevle'ye teslim ettiJer. ·
Çeşitli · Olaylar
Melik Ebu Kaliciir bu sene Fars'dan UmAn'a deniz yoluyla asker sevk
etti. UmAn'dakiler ona karşı isyan etmişlerdi. · Ebu KAiicar'ın askerleri
Umftn'ın Suh&r şehrine varıp orayı zapt ettiler v~ isyan edenleri tekrar ita-
.at altına aldılar, Böylece olaylar yatıştı ve ordu Fars'a geri döndü.
Ebu Nasr b. el-Heysem bu sen~ Batiha'ya bağlı es-Salik üzerine yürü-
dü ve orayı ele geçirerek şehri yağmaladı. Daha sonra Celalüddevle'ye bir
miktar para göndermesi şart.ıyla burada d~ anlaşma sağlandı. ·
el-Adil lakabıyla tanınan EbO Mansör BebrAm b. MAfinne bu sene öl-
dü. Melik EbQ KAlicar'ın veziri olan EbQ Mansör 366 (976-977) yılında doğ
muştu. İyi bir id~reciydi. Fir0zabAd'da bir kütilphane yaptırmış ve buraya
384 l&LAM TARiHi
yedi bin cilt kitap baAıtlamı,tı. Onun ölümü üzerine yerine Mühezzibüd-
devle EbQ Mans(ir Hibetullah b .. Ahmed el-Fesevt vezir oldu.
Bu sene bir Bulgar cemaatı hacca giderken BağdAd 'a uğradı . Divandan
onlara bol miktarda mal tahsis edildi. ·
Bunlardan birine: «Bulgarlar hangi millettendir?• diye sorulunca, o:
«Bulgarlar, Sılavlar ile Türklerin karışmasından doğmuş bir kavimdir. Ül-
keleri Türklerin en uzak bölgesindedir. Bunlar daha önce kAfiı: bir kavim
iken kısa bir süre önce Müslüman olmuşlardır ve Eb(i Hanife'nin mezhebi-
ne mensupturlar.• cevabını verdi.
Bizans imparatoru Mikhail de bu sene öldü, yerine biraderzftdesi ve
adaşı Mikhail geçti.
Şair Eb(i'l-Hasan Muhammed b. Ca'fer el-Cehremi de bu yılın cemazi-
yillAhir ayında . öldü. el-Mutarriz ile aralarında atışmalar - (hicivler) ol-
muştu.
HICRET'iN DÖRT YÜZ OTUZ DÖRDÜNCÜ (M. 1042-1043)
YILI OLAYLARI
Tuğrul Bey daha sonra bir süre önce isyan elmiş olan Göktaş, Boğ:.ı
ve diğer Oğuz beylerine haber gönderdi; onların gönlünü alıyor ve yanın..
gelip hizmetine girmeğe davet ediyordu. Tuğrul Bey'in elçisi onların yanı
na varınca Zencfın yöresindeki bir nehrin kıyısında konaklayıncaya kadar
yollarına devam ettiler. sonra da elçiyi geri gönderip ona: «Tuğrul Dey'e
de ki: "Bizi tevkif etmek niyetiyle bir araya toplamak niyetindesin. Kork-
tuğumuz için senden uzak duruyoruz. Simdi buraya konaklamış bultınuyo
ruz; eğer üzerimize yürüyecek olursan HorasAn'a veya Diyfır-ı Rum'a gi-
deriz ve hiç bir zaman için seninle beraber olmayız."» dediler.
TuArul Bey daha sonrn Deylem melikine elçi gönderdi; onu itaate da-
vet ediyor ve kendisinden mal istiyordu. Deylcm meliki Tuğrul Bey'in is-
tediğini kabul etti ve ona mal ve eşya gönderdi. Tuğrul Bey aynı şekilde
IIN0'L•E8fR 389
Tuğrul Bey lsfahAn'a gitmek ilzere Rey'den çıktı, bunun üzerine Fe-
r!murz onunla haberleşerek kendisine para verip gönlünü aldı, Tuğrul
Bey de IsfahAn'a glt~e~ten vaz geçip HemedAn'a yürüdü ve şehri hakimi
Gerşasf b. Alaüddevle'den aldı. Daha önce Tuğrul Bey Rey'de iken ı9nun
la bir kaç defa haberleştikten sonra Gerşasf burayı gelmişti. Tuğrul Bey.
onunla beraber Ebher ve Zencln'a gitmiş ve HemedAn'ı elinden almıştı.
Bunun üzerine Gerşasf'ın yanındaki adamları dağıldı. Tuğrul Bey dah.a
sonra ondan Kinkever Kalesi'ni kendine teslim etm~sini istedi ve kaleyi
teslim almak üzere oraya adam dtl gönderdi; fakat kaleyi teslim etmediler
ve Tuğrul Bey'in elçis~e: «Efendine: .. Vallahi, eğer Gerşasf'ı parça parça
doğrasan dahi biz burayı sana teslim etmeyiz." de dediler.» Tuğrul Bey
de bunun üzerine Gerşasf'a: «Onlar senin emrin ve fikrin yüzünden teslim
olmuyor ve diretiyorlar; · oraya çık ve onlarla beraber ofur, ben sana izin
verinceye kadar da oradan ayrılma.• dedi.
Tuğrul Bey dahı,ı sonra Rey'e döndü; "Nftsır el-Alevi" adlı birini He-
medfın'a naib tayin etti. Nasır, Gerşasf tarafından tevkif edilmişti, Tuğrul
Bey onu hapisten çıkardı ve Rey'e vali tayin edip şehirde görevlendireceği
şahsa yardımcı olmasını emretti. Yanında CilrcAn ve Taberistan'daki naibi
Merdavic b. Bessıl vardı. O ölünce yerine oğlu CestAn geçmişti. Tuğrul Bey
Cürcan'a gidip Cestan'ı azletti ve Men0çehr b. KAb0s'un yakın adamların
dan Esfar'ı Cürcan'a vali tayin etti. Tuğrul Bey Cürcan ve Taberistan işini
hallettikten sonra Dihistan üzerine yürüdü ve orayı muhasara etti. Şehrin
hakimi KAmyAr orı;ıdaydı ve müstahkem olduğu için burada müdafaaya
çekilmişti.
Bu yılın recep ayında (şubat-mart 1_043) Sekin adındaki bir şahıs Mı
sır'da isyan etti. Mıs ır halifesi 'el-Hakim'e benziyordu. Kendisinin. el-Ha- ,
kim olduğunu ve öldükten sonra geri döndüğünü iddia ediyordu. el-Ha--
kim'in geri döndüğüne inanarJ ardan pir kısmı ona tabi oldular. Halifenin
Mısır'daki sarayında askerlerinin bulunmamasını fırsat bilerek Sekin ile
birlikte öğle üzeri saraya saldırdılar. Koridora girdiler; oradaki askerler .
hücuma geçine!! Sekin'in adamları onlara: "O, el-HAkim'dir" dediler. Bu-
nun üzerine korktular, sonra da şüphelenip Sekin'i yakaladılar. Büyük bir ··
hengAme koptu, iki taraf çarpışmağa başladı .. Bu arada askerler saraya
döndüler. Savaş devam ediyordu. Sektn'in adamlarından bir kısmı öldürül-
dü, geri kalanlar da esir alınıp diri' oİarak asıldı ve ölünceye ka.d ar asker:
!er tarafından ok yağmuruna tutuldular.
Çeşitll Olaylar
Bu sene Tebriz'de büyük bir zelzele oldu. Şehrin kalesi, surları, evleri,
pazar yerleri ve hüküın:et ~onağımn büyük bir kısmı yıkıldı. EmJr o sıra
da bahçede olduğundan kurtuldu. Şehir halkından ölenlerin sayısı yakla-
392 l9LAM TAAIHı
şık elli pin kadardı. Emir bu büyük felAket dolayısıyla siyah matem elbi-
seleri giydi ve Selçuklu Oğuzlarının saldırmasından korkarak kalelerinde.n
birine çıkmağa karar verdi. Bunu Alevtlerin Musul'daki naldbi Ebft Ca'fer
b. er-Rakkt haber vermişti.
Karvftş, kAtibi Ebft'l-Feth b. el-Müferric'i bu sene öldürdü.
mırız Abdullah b. Ahmed Ebft Zerr el-Herevi de bu sene ölmüştür. Eb0
Zerr Mekke'de ikamet ediyordu. Araplardan bir ,kadınla evlenip er-Sera-
v&t'da oturmağa başlamıştı. Her yıl hac ~evsimiiıde hacca gider ve tekrar
ailesinin yanına dönerdi. Kadı Eb0 Bekr el-BakıllAnt ile dost olmuştu.
Ömer b. İbrAhim b. Said ez-Zührt de bu sene öldü. Sa'd b. Ebi VakkAs':.
ın ahfMından olan ez-Zühri şAfii fakihiydi.
HlCRET'iN DÖRT YOZ OTUZ BEŞlNCİ (M. 1043~1044)
YILI OLAYLAR(
bir insan Allah Tafılfl'nın her şeye gücü yettiğini, millkü dilediğine verip
dilediğinden aldığını çok iyi . bilir.
Yine bu yılın safer ayında (eylUl 1043) çok sayıda Rus deniz yoluyla
lstonbul'a gelip mutad hilAfına imparator Konstanstinos'a elçi gönderdiler,
bunun üzerine de Rumlar onlarla savaşmak üzere hazırlandılar. Ruslardan
bir kısmı gemileri terk edip karaya çıkmışlard ı, bir kısmı ise gemilerdeyd!.
Rumlar onl arın gemilerini ateşe verdiler, Ruslar ise ate.şi bir tür1il söndü-
remediler, pek çoğu yanarak veya boğularak hayatın ı kaybetti. Karaya
çıkmış olan Ruslara gelince, bunlar Rumlarla çarpıştılar ve büyük bir sa-
bırla savaşı sürdürdüler. Sonunda mağlup oldular, fakat sığınacak bir yer
bulamadılar. Başlangıçta teslim olmak isteyen ve merhamet dileyenler kur-
tuldular, bir kısmı ise teslim olmayı reddetti, fakat sonunda zorla ele geçi-
rildiler. Rumlar yeminlerini bozup onları şehirde dolaştırd ılar . Sadece Rus
kralının oğluyla az sayıda insan kurtuldu. Böylece Rumlar Rusların şer
rinden emin oldular.
Çeşitli Olaylar
Çeşitli Olaylar
er-Radt'nin kardeşi eş-Şerif el-Murtaza Ebü 'l- Kasım Ali bu sene Re-
biyülevvel ayı sonunda vefat etti. 355 (965-966) yılında doğmuştu. Yerine
kardeşi er-Radi'nin oğlu Ebu Ahmed AdnAn, Alevilerin nakibi oldu.
F. 26
HICRET'İN DÖRT YOZ OTUZ YEDİNCİ (M. 1045-1046)
YILI OLAYLARI
Çe,ftli Olaylar
Sebebi şudur : .
İbrahim Yınal Hulvftn'dan dönerken, Karmisin'e Bedr b. Tahir b. Hi-
lAl'i vali tayin etmişti. Mühelhil kardeşi Ebü'ş-Şevk'in ölümünden sonra
melik olunca MAyedeşt'e gidip orada konakladı, daha sonra ise Karmtsin
tarafına gitti; bunun üzerine Bedr, Karmisin'den ayrıldı ve Mühelhil ora-
yı ele geçirdi, oğlu Muhammed'i de Dinever'e gönderqi: Yınal'ın askerleri
buradaydı, onlarla savaşa tutuştular. Her iki taraftan da bir çok kişi öld:ü•
rOldü, sonunda Yınal'ın adamiarı bozguna uğradı Muhammed şehre hakim
oldu.
Sebebine gelince :
Milhelhil, Sa'dt'nin annesiyle evlenince çevresini ihmal etti ve küçüm-
semeıte başladı, aynı şekilde eş-ShencAn kürtlerinin haklarını da kıstı, on-
ları da ihmal etti. Bunun üzerine Sa'di lbrAhim Yınal'a mektup yazıp· ken-
disine katılmak istediAini bildirdi, Yınal da kabul etti ve babasına ait şehir
lere hAkim olmasını sağlayacağına söz verdi. Sa'di de eş-ŞazencAn Kürtle-
rine mensup bir toplulukla beraber Yınal'ın yanına gitti. :Yınal onların gel-
mesiyle daha da ~uvvetlendi, onları çok güzel karşılayıp ikramda bulun-
du. Oıtuzlara mensup bir taife de Yınal'a katıldı . Yınal sonra Sa'di'yi Hul-
vAn üzerine gönderdi, o da orayı ele geçirdi. Bu yılın rebiyüelevvel ayın
da da (ağustos-eylül 1046) Hulviin'da hutbeyi ibrAhim Yınal adına okuttu.
Sa'di burada bir kaç gün kaldıktan sonra Mlyedeşt'e döndü; bunun üze-
406 ISLAM TARiHi
r.ine amcası MUhelhil HulvAn'a giderek orayı zapt etti, İbrAbim Yınal adı
na okunmakta olan hutbeye de son verdi. ·
Bunu haber alan Sa'di hemen HulvAn'a hareket etti, amcası Mühelhil
de oradan ayrılıp BelOta'ya gitti; böylece .Sa'di Hulvan'a tekrar hakim ol- .
du. Daha sonra diğer amcası SUrhab üzerine yürüdü, bir baskın düzenleye-
rek yanındaki. eşyayı yağmaladı. el-Bendenicin üzerine de bir müfreze gön-
derdi. Bunlar orayı istila ettiler, SürhAb'ın oradaki naibini tevkif ettiler,
şehrin bir kısmını da yağmaladılar. SürhAb onlar karşısında mağlCıp oldu
ve Dezdilılye Kalesi'ne çekildi. Sa'di daha sonra Karmisin'e döndü. amca-
sı Mühelhil de oğlu Bedr'i HulvAn üzerine sevk etti ve HulvAn'a tekrar ba-
kim oldu. Sa'di yeniden çok sayıda asker topladı ve HulvAn'a geri döndü:
bunun üzerine amcasının oradaki adamları şehri terk ettiler, sadece kale-
dekiler kaldı ve Sa'di HulvAn'a hAklm oldu. Bu sefer sırasında Oğuzlara
mensup büyük bir topluluk da Sa'dt'ye refakat etmişti . Sa'dt şehirde mu-
hafız kuvve~leri bırakıp Oğuzlarla beraber amcası Mühelhil üzeri.ne yürü-
dü. Sa'di'nin yaklaştığını duyan amcası onun önünden kaçarak ŞehrizQr
yakınlarındaki TirAnşAh kalesine gitti ve oraya sığındı. Oğuzlar o yöre-
deki pek çok yeri ve sürüleri ele geçirip çok sayıda hayvan ve eşyayı gani-
met aldılar.
Sa'dt amcasının kendisine karşı müdafaaya çekildiğini görünce Hul-
vftn'da blraktığı muhafız birliğine bir zarar gelmesinden korkarak oradakl
kaleyi muhasara etmek üzere geri döndü; gldip kaleyi muhasara etti, am-
casının adamları ona karşıkoydular. Oğuzlar Hulvan'ı yağmaladılar, kan
döküp halkın namusuna tecavüz ettiler, evleri ateşe verqiler; bu yüzden
de halk dağıldı. Oğuzlar o bölgenin her yerinde aynı çirkin işleri yaptılar.
Meme EbO KAlidir'ın adamlarıylaveziri bu haberle.r i duyunca Mühel-
hil'i karşılamak ve kardeşinin oğlu.na karşı ona yardım ~tnıek ve Sa;di'yf
bu bölgeden uzaklaştırmak üzere asker sevk ettiler, fakat onlar bunu ger-
çekleştiremediler.
ve zor durumda kıldılır. Sa'dt ile EbQ'l-Feth b. VerrAm ile ileri gelen bazı
şahıslaresir do,ıu, oıuzlar ve Kürtler orayı zapt edip yerleştikten bir sü-
re sonra çe,ltll yerlere dılıldılar.
Tujrul Bey bu aene IefahAn ,ehrlnl mu~aaara etti. IsfahAn hakimi EbO
Mansftr Fer.AmUrz b. AlAüddevle'y~ sıkışhrıp zor durumda bıraktı, fakat
muhasaradan hiç bir şey elde edemedi. Sonunda FerAmUrz'ün Tuğrul Bey'c
bir miktar mal göndermesi, Jıfahln ve çevresinde onµn adıı:ıa ~utbe okut-
ması şartıyla anlaşmaya vardılar.
Çe,ltll Olaylar
Melik Ebü KAlicAr bu sene Sultan Rükneddin Tuğrul Bey'e haber gön-
derip barış teklif etti, Tuğrul Bey de kabul etti ve anlaştılar; bunun üzeri-
ne Tuğrul Bey kardeşi İbrahim Yınal'a mektup yazıp ele geçirdiği yerlerin
haricine çıkmamasını emretti. Bu arada Tuğrul Bey'in Ehil KAlicar'ın kı
zıyla Ebu Kalicar'ın oğlu Emir Ehil Mansılr'un da Tuğrul Bey'in kardeşi
Davud'un kızıyla evlenmesi kararlaştırıldı. Nikahlar bu yılın rebiyillahir
ayında (ağustos-eylül 1047) kıyıldı .
ler. EbQ DOlef el-Kl91m b. Muhammed el-CAvAnl ile çok çetin bir savaşa
tutuftular. Sonunda EbQ DUlef galip geldi, Oğuzlar mağlQp düştüler ve
yanlarındakl eşyalar ganimet alındı.
sen bize haber ver de biz de bu adamı hapsetmek için ıereklt tedbiri ala-
lım. • dedi. . ' .
Tam bu sırada el-Asfer'in. elçisi de aynı şekilde Nurud~evle'nin ya~
nına geldi ve gazAyı terk edip lüks ve refaha meylettiAi için onu kınadı.
Bu da ona ağır geldi, BenO Nemeyr'e mensup bir grubu yanına çaAırıp on-
lara: «Bu adam (el-Asfer) Rumları bize ka11ı ayaklandırdı, halbuki bizim
onlara ka11ı koyacak gücümüz yok.• dedi ve onu öldürmeleri için para ver-
di, onlar da el-Asfer'in üzerine yürüdüler. el-Asfer onlan yanına aldı, el-
Asfer'i yakından takip ediyorlardı . Bir gün yanma muhafız almadan ata
binip dışarı· çıktı, onlar da yanındaydı. Bu sırada üzerine hücum edip ya~
kaladılar ve Nasruddevle b. MervAn'm yanına götürdüler. Nuruddevle el- .
Asfer'i tevkif etti, böylece Rumların işi de halledilmif oldu;
Çe,itll Olaylır
kaçtı. Vnlr dört yOı kırk yılı ramazan ayında ölümüne kadar hapiata kal-
dı. Bıtkı bir rlvayıtı ıöre Eb6 KAllcAr'ın gönderdili adamlar tarafından
öldOrUJdO. tlll bir yafındaydı . Vezir ZU'ı-SeAdAt'ın güzel yazışmaları ve
deterll ,ıırıerl vardı. ZO'ı-SeAdAt tektlf edilince Ebu KAHcAr, Kemfılü'l
MUlk EbQ'l-Melll b. Abdurrahlm'i vezir tayin etti.
" el-Mutarrlı" nAmıyla tanınan şair EbO'l-KAsım Abdülvahid b. Mu-
hammed b. YahyA b. EyyQb da bu sene öldü. Onun da güzel şiirleri vardır.
Şair EbQ1-HattAb el-CJU de bu yıl öldü. Surire'ye gidip l-Maarri ile
~rüşmilş ve 1ml olarak geri dönmüştür.
HArız EbQ Muhammed el-Hasan b. Muhammed el-Haı;an el-Halhil da
bu sene öldü. 352/ 963 yılında doğmuştu. Ebfı Bekr el-Katli ve diğer ftlim-
lerden hadis dinlemişti . ıurız el-Hatib EbQ Bekr de onun yakın dostların
dan biriydi.
Hanefi fakihlerinin ileri gelenlerinden biri olan fakih Ahmed .el-
VelvAUci bu sene öldürüldü. Alim ve imamlara çok alır tankitler yöneltir-
di. Riyazet yolunu seçmiş ve aklını kaybetmifti. Bu yılın Zilhicce ayında
Merv ile Serahı arasında OldUrüldü.
HICRET'İN DÖRT YOZ KIRK.iNCi (M. 1048-1049) ·
YILI OLAYLARI
İbrahim Yınal bu sene Rumlara karşı bir sefer dilzenledi, onları mağ-
10.p elti ve ganimet ele geçirdi.
\J
IIN0'L-E81R 415
Sebebine g~llnce :
MAverAUnnehr'dt> bulunan Oğuzların büyük bir kısmı lbrAhim Yınal'
ın yanına gelmiş, bunun üzerine Yınal onlara: «Sizin burada kalmanız ve
ihtiyaçlarınızı buradan karşılamanızdan dolayı ülkem sıkıntı içine girdi.
Bann kalıl'sa yapacnAınız en doAru iş Rumlara knrşı gazftya çıkıp Allah yo-
lunda cihad etmenizdir. Böylece ganimet de elde edersiniz. Ben de sizin
izinizden gelip yapacağınız işlerde size yardımcı olacağım.» demiş, onlar
da kabul edip sefere çıkmışlardı.
Oğuzlar, İbrahim Yınal'ın önünden ilerlediler, Yınal da onları takip
etti. Malazgirt, Erzenü'r-R0m . (Erzurum) ve Kalikala'ya kadar geldiler.
Trnbzon'a ve o bölgedeki bütün şehir ve kasabalara kadar uzandılar. Bu sı
rada Rumlar ve Ablıazlar'dan müteşekkil elli bin kişilik büyilk bir orduy-
la karşılaşıp savaşa tutuştular. Aralarından çok çetin bir savaş cereyan et-
ti. Vuku bulan bir; kaç savaşta ·hazan Rumlar, hazan da Müslüman Oğuz
lr galip geldiler, sonunda Mi.islümanlar kesin bir zafer elde ettiler, çok sa-
yıda patriği de esir aldılar . Abhaz kralı Karit de esirler arasındaydı. Kur-
tuluş akçası olarak üç yüz bin dinar para ile yüz bin dinar tutarında hedi-
ye verdi, fakat Yınal kabul etmedi. İstanbul'a on beş günlük yol kalınca~
ya kadar o bölgedeki bütün şehir ve kasabaları talan ve yağmalamağa de-
vam etti. Müslümanlar da o yöreyi zapt edip yağmaladılar ve buldukları
malları ganimet aldılar, yilz binden fazla kişiyi de esir ettiler. Sayılama
yacak kadar çok hayvan, katır, ganimet ve mal ele geçirdiler. Rivayete gö-
re, ele geçirilen ganimetler on bin arabayla taşındı. GanimetlEi'r arasında
on dokuz bin tane de zırh vardı. ·
Tuğrul Bey'in akrabalarından bir şahsın kumandasındaki bir grup
Oğuz daha önce Rum topraklarına girmiş, fakat büyük bir başarı sağlaya
mamıştı. Adamlarından bir çok kişi öldürülmüş ve geri dönmüştü. İbra
him Yınal ondan sonra Rum topraklarına ayak bastı ve yukarıda anlattığı
mız hadiseleri gerçekleştirdi.
savsaklamağa kalktı, bunun Uzerine EbQ KAlicAr da ona karşı hileye beş
vurdu ve Berdestr şehrini onun elinden almaja çalıştı. Bu onuh kapanıp sı
ğındığı bir kaleydi. Ebu KaJicar bu maksatla oradaki askerlerden bir kıs
nuyla haberleşip onların zihnini ifsat etti. Behrem bunları öğrenince o as-
kerleri öldürdü, böylece Ebtl Kalicar'a karşı nefret ve endişesi daha da art-
tı ve bunu açıAa vurdu, bunun üzerine de EM Kalkar rebiyülahir ayında
(eylül-ekim 1048) Behram'ın üzerine yürüdü. "Mücaşi' Kasrı" denilen yere
vardığında boğazında bir sertlik hissetti; fakat aldırış etmedi; içki içti, ava
çıktı , kızartılmış geyik ciğeri yedi; bunun üzerine hastalığı daha da şiddet
lendi, ateşi yükseldi, ata binemeyecek hale düştü. Yiyecek yokluğundan
dolayı da burada fazla kalamaldı, adamların omuzlarında taşıdıkları bir sed-
ye ile Cen~b şehrine götürüldü ve orada öldü. Yaşı kırk yıl ve bir kaç aydı.
lltiküm~arhk müddeti Celalilddevle'nin ölümünden itibaren dört yıl iki
ay ve yirmi küsur gündür.
Ebfı Kalicfır vefat edince ordudaki Türkler hazine, silah ve atları yağ
ını.dadılar. O~lu Ebu Mansur Fulasütun, askerlerde~ ayrı bir yerde tek ba-
şına kalmakta olan vezir EbO Mansur'un yanına gitti ve orada kaldı. Türk-
ler vezirin ve emir Ebu Mansur'un mallarını da ynğmal~mak istediler; fa-
kt-ıt Deylemliler buna izin vermediler, bunun üzerine Türkler Şiraz'a dön-
diiler. Eınir Ebu MansQr o.ı;ayı zapt etti, vezir de endişeye kapılıp Hurme
Kalesi'ne çekildi ve oraya kapandı.
F.b0 KAlicllr'ın öllim haberi Bağdôd'a varınca burada bulunan oğlu el-
Melikü'r-RAhim Ebıi Nasr Hurra (Husrev?) Firuz orduyu toplayıp asker-.
terden kendisini destekleyeceklerine dair yemin istedi. Halife el-Kfiim Bi-
rilll'tlı'a da elçi gönderip hutbeyi kendi adına koutmasını ve "el-Melikii'r-
Rahim" lakabını vermesini istedi. el-Melikil'r-Rahlm lakabı hariç diğer is-
tekleri yerine getirilinceye kadar aralarında elçiler gidip geldi. -Halife el-
Melikü'r-Rahim lakabını vermekten çekindi ve «Yalnızca Allah'a mahsus
olan sıfatların lakab olarak verilmesi caiz değildir.» dedi.
f . 27
418 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
Bu sene Dübeys b. Mezyed ile VAsıth Türkfor ar;:ısında çok çetin bir
savaşcereyan etti.
Sebebi şudur :
· el-Melikü'r-Rahim, Vasıtlılann ·iktaı olan Nehru's-Sıla ile Nehru'l-
Fazl'ı Nfiruddevle'ye ikta etmiş, o •da bu kasabalara gidip idareyi üstlen-
mişti. Bunu duyan Vftsıtlı askerler çok öfkelendiler, derhal toplandılar ve
NOruddevle ile çarpışarak onu bu iki beldeden uzaklaştırmak maksadıyla
harekete geçtiler. Nüruddevle'ye haber gönderip tehdid ettiler, NCıruddev
le de cevaben onlara: «Burayı bana el-Melikü'r-Rahim ikta etmiştir. Siz
de ben de ona haber gönderelim, o neyi emrederse ona razı olalım.» dedi.
Bunun üzerine ona küfrettiler ve sür'atle üzerine yürüdüler. NCıruddevle
de askerlerinden bir taifeyi onların yolu üzerine gönderdi. Vasıtlı askerler
onların olduğu yere varınca askerlerini pusuya yatırdı. İki taraf karşılaş.m
ca Araplar, Vftsıtlı Türkler pusu kurulan yeri geçinceye kadar ses çıkarma
dılar, fakat pusu yerini geçer geçmez pusudakiler dışarı fırlayıp Vasıtlı
Türklerin üzerine saldırdılar, onlara ağır bir darbe indirdiler. Pek çok
odamı öldürdü ve esir aldılar, bir o kadarı da yaralandı . Vfısıthlar tam an-
lamıyla bozguna uğradılar. NOruddev]e onların mallarını ve hayvanlarını
ganimet aldı. Daha sonra da Vasıt üzerine yürüdüler ve şehre yakın bit-
yerde konakladılar.
Bunun üzerine V&sıtlılar Bağdad'a haber gönderip aske~.i yardım is-
tediler. Nfiruddevle'yi başlarından uzaklaştırması, .Nehru 's-Sıla ile Nch-
424 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
Mısır ordusu bu sene Haleb'e vardı. Şehir hakimi Semmal .b. Salih b.
Mirdas da oradaydı. Mısır askerlerinin kalabalık olduğunu görünce korkup
oradan ayrıldı, böylece Mısırlılar da Haleb'i ele geçir~iler. ·
Bu sene zilkade ayında geceleyin siyah bir bulut belirdi, gece karar-
. dıkça onun karanlığı da arttı, daha sonra gök yUzünde yanan bir ateş gibi
tutuşup parladı. Bu sırada çok şiddetli bir rüzgar esti ve hilafet sarayının
çatısını söktü. Halk' korkulu ve üzücü hadiselere şahit oldu, dua v~ niyaza
başladı, daha sonra gecenin ilerleyen saatlerinde gök yüzii açıldı .
geçip çadırlarını onlara yakın bir yerde kuruncaya kadar iki taraf arasın
daki çatış~alar sürdü, Türkler gelince her iki taraf da kenara çekildi. Da-
ha sonra Kerh ahalisi şehrin çevresine sur yapmağa , başl adılar, Sünni ke-
bapçılar da· kebapçılar çarşısına sur yapmağa başladılar. Her iki 'taraf de!
bu iş ' için büyük ölçüde para harcadı ve aralarında bir çok çatışmalar oldu,
bu yüzden çarşı işe yaramaz hale geldi. Olaylar giderek arttı, QU yüzden
bir çok kimse şehrin batı yakasından doğu yakasına geçti ve orada ikamet
etmeğe başladı, bunun üzerine halife, Eb(l Muhammed b. en-Nescvt'ye
Kerh 'e gidip durumu düzeltmesini. ve fitne. fesada son vermesini emretti.
Şehrin batı yakasında oturan Sünniler ve Şiiler bunu duyunca onu şehre
sokmamak için toplandılar. Kebapçılar çarşısı ve diğer bazı yerlerde- «hay-
ya alA hayri'l-amel» şeklinde, Kerh'te ise "es-Salfıtu hayrun mine'n-nevm"
şeklinde ezan okundu . Ashfib-ı kiram hakkında da: .-Allah rahmet eylesin.»
diye dua edildi, bu sebeple halifenin elçisi Ebu Muhammed Kerh'e gide-
medi. •
Hafız Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b. Abdullah es-S0ri bu sene öl-
dü. O Abdülgani b. Said'in sohbetlerinde bulunmuş, önde gelen bir simA
idi, ondan icazet almıştı, el-Hatib EbQ ijekr de onun öğrencilerinden bi-
riydi.
bir bölümünü tahrip e.clerek "surlara ancak zayıf ve güçsüz insanlar ihtiyaç
hisseder. Kalesi, askerleri ve kılıçı olan bir insanın surlara ihtiyacı yok•
tur." dedi.
Daha sonra ileri gelen adamlarından bir grubu onu geri clönmeğe, bir-
lik içinde hareket etmeğe teş vik etsinler, ihtilaf ve teMkadan sakındırsın
lar diye KnrvAş ' m yanına gönderdi. Bunlar Karvaş'ın yanına varınca, Kar-
vaş onların tavsiyelerini reddetti, bunun üzerine onlar: «Senin her hangi
bir faaliyette bulunman yasaklanmıştır, yapacağın en doğru iş bu teklifi
IBNO ' L-ESIR 429
kabul edip ııanr:ı rn,tbet tlevam ettiği sürece geri dönmendir.» dediler. Kar-
vftş o zaman kendisine zorla mani olunacağını anladı ve ·Musul'daki hükü-
met konağında (emirlik sarayı) oturması şartıyla geri dönmeyi kabul etti
ve onlarla beraber döndü. Kardeşi Zaimüddevle olıasına · yaklaşınca onu
karşılayıp yanında misafir etti; fakat adamları ve aile efradı korkup kaçtı
lnr, bunun üzerine Zaimüddevle onlara eman verdi, · Karvı'ış'ın yanına ge-
lip ona hizmet ett-i, her türlü hizmete hazır olduğunu söyledi ve onun di-
lediği şekilde hareket etmesine mani olmak üzere birini görevlendirdi.
Sebebi
. şudur . :
Uman hakimi Emir EbCı'J-Muzaffer b. el-Melik EbCı Kfılicfır orada otu-
ruyordu. Devlet işlerine bir hadımı el koymuş ve bütün beldeleri tahak-
kümü altına almıştı . Hadım halka çok kötü davranıyordu, mallarına da el
koymuştu, bu yüzden ona nefret duyup buğzettiler.
Haricilerdep " İbn Raşid" adlı biri bu durumu farketti, yanındaki Ha-
ricileri toplayıp şehre yürüdü. Emir Ebu'l-Muzaffer askerleriyle k arşıları
na çıktı , karşılaşıp savaşa tutuştular, sol"!unda Hariciler mağlCip olup yer-
lerine döndüler.
İbn Raşid bir süre asker toplarnağa ve sefer hazırlığına devam etti,
daha sonra ikinci defa Uman'a yiirüclü. Deylemliler karşı koydular, fakat
şehir h alkı Deylemliler kendilerine kötü davrandığı için İbn Raşid'e yar•
430 IILAM TARiHi
dım ettiler, bu yüzden de Deylemliler bozguna uğradı. İbn RAşid şehre ha•
kim olup Hadım'ı ve Deylemlilerd~ bir çok kişiyi öldürdü, Emtr Ebü'l•
Muzaffer'i de yakalayarak onu kendi dağlarına gönderdi. Deylemli.l erden
yazı yazmayı bilen ve sözü geçen herkesi ve kasaba reislerini onunla be-
raber hapsetti. Hükümet konağı (emirlik sarayı)m tahrip etti ve: «Bu saray
tahrip edilmeğe ·en çok müstaha~ olan saraydır.• dedi. Adaletle muamele
edip bazı örfi vergileri kaldırdı ve kendilerine gelen öşrü azaltıp dörtte
biriyle yetindi. Kendi adına hutbe okuttu ve "er-Reşid Billah" lakabını al•
dı. Yün elbise giydi ve mescid şeklinde bir yer yaptırdı. Bu ~dam .Ebı1'1-KA·
sım b. Mükrem'in devrinde isyan etmişti, bunun üzerine E1:ıı1'1-KAsım ona
engel olacak adamlar gönderdi ve onu muhasara ederek bu hırs ve arzu•
sunu yok etti.
Çeşitli Olaylar
F. 28
HİCRET'İN DÖRT YÜZ. KIRK OÇÜNCO (M. 1051-1052)
YILI OLAYLARI
şehri zorlar zapt ettiler, yatmaya girişip orada bulunan askerlerden bir
grubu esir aldılar. Bunların büyük bir kı~mı Hezaresb'in yanına kaçtı. He-
IBNO'L-EatR 435
Ertesi gün daha büyük bir kalabalık tolandı ve doğruca Meşhed'e gi-
dip türbe ve benzeri yerleri ateşe verdiler, MOsA'nın ve torunu Muhammed ·
b. Alİ'nin kabirlerini ve o civardaki diler kabirleri yaktılar. Bunların üzer-
lerlndekl saçtan yapılmış iki kubbeyi Bilveyhi hükümdarlarından Muiz-
züddevle ile Celalüddevle'nin onların karşılarında veya civarında yer alan
kabirlerini, vezirlerin ve rüesftnın mezarlarını, Ca'fer b. EbO. Ca'fer el-Man-
sOr'un kabrini, Emir Muhammed b. er-Reşid ile annesi Zübeyde'nin m~
zarlarını da ateşe erdiler; öyle ki, dünyada benzeri görülmemiş çirkin ve
adice işler cereyan etti.
'
Ertesi gün, yani ayın beşinci gtinü geri döndüler ve.MOsA b. Ca'fer ile
Muhammed b. Ali'nin kabirlerini, cesetlerini Ahmed b. Hanbel'in kabrine
nı\kletmek maksadıyla kazdılar; bu sırada yıkıntılar aralarına girdi, çukur
kabrin yan tarafına düştüğünden dolayı kabri bulamadılr.
1 '
AbbAsilerin nakibi EbO Temmam ile Haşimilere mensup olan diğer
Sünniler bu haoeri duyunca oraya gelip buna mani oldular. Kerh ahalisi
bu deta Hanefi fukahasının hangAhına giderek orayı yağmaladılar, Hane-
ftlerin müderrisi EbO. Sa'd es-Serahsi'yi öldürdüler, Hanefilerin ibadet yer-
lerini ve fakihlerin evlerini yaktılar. Fitne şehrin doğu yakasına da sıç~a
dı, BAbu't-TAk, SOku Becc ve el-Esakife halkı ve diğerleri arasında çatış
malar oldu.
Meşhed'in yakıldığı haberi NO.ruddevle Dübeys b. Mezyed'e ulaşınca
bu çok zonına gitti, çok müteessir oldu; çünkü hem kendisi ve hem de aile
efradı en-Ntl'e bağlı diğer şehir ve kasabalar ve o vilayetin tamamı Şii
mezhebine mensuptu. Bu olay sebebiyle hakimiyetindeki şehirlel'.de halife
el-KAim BiemrillAh adına okunmakta olan hutbeye son verildi, bunun üze-
rine ffilruddevle'ye elçi gönderilip bu davranışından dolayı azarlandı. NO-
ruddevle villyetindeki halkın Şii olduAunu söyleyerek özür diledi. Bu hu-
susta anlaşµıaya vardılar, fakat . halifenin Meşhed'deki çirkin işleri icra
eden ayak takımını bundan vaz geçirmesi mümkün olmadığı gibi Niirud-
devle de Şiileri bu hususta zorlayamadı ve hutbeyi eski şekline iade etti.
BenO. Kurra kabilesi bu yılın şaban ayında (aralık 1051) ' Mısır'da FAtı
mi halifesi el-Mustansır Billah'a karşı isyan etti.
Sebebi şuidi:
el-Muntansır Benu Kura kabilesinin başına aynı kabileden el-Mukar-
reb adlı birini tayin etmiş ve onu önemli bir mevkie getirmişti. BenO Kur-
IIINO'L-ESIA 439
Çeşitli Olaylar
Bu yıl 6 safer çarşamba günü ikindi vaktinde Bağdad'da öyle bir yıldız
zuhur etti ki, aydınlığı Güneş'in aydınlığını bastırdı. İki arşın uzunluğun -
440 ISLAM TAAIHI
.Ebft Kalicftr
Tuğrul Bey de bu sene IsfahAn'dan Rey'e döndü.
Gerşasfb. Alailddevle b. KAkeveyh bu sene AhvA.z'da öl-
dü. Emir EbQ Mans0r AhvAz'dan ŞirAz'a dönerken oıiu orada vekil bırak
mıştı. Ölümü üzerine AhvAz'da hutbe el-MelikU'r-Rahim adına okundu.
Eb0 Abdullah el-Hüseyn b. el-Murtaza el-M0sevi de bu sene öldü.
Şair Ebfi'l-Hasan Muhammed b. Muhammed el-Busravi bu yılın rebi-
yülevvel ayında öldü. Eb0'l-Hasan, UkbarA yakınındaki Busra adlı köy-
dendl. Güzel şürleri ve sözleri vardır. Adamın biri ona: «Dün gece çok su
içtim, bu yüzden de dedem gibi her saat başı ayak yoluna çıkmak zorunda
kaldım .• demiş, Eb<t'l-Hasan da ona: «Niçin kendini küçültilyorsun?• şek- .
linde karşılık vermişti.
HlCRET'iN DÖRT YOZ KIRK DÖRDONCÜ (M. 1052-1053)
. . YILI OLAYLARI
gönderip onları da kendi tarafına çekmeğe çalıştı, onlar da itaat arz edip
kaleleri EbO. Sa'd'a teslim ettiler ve onun hizmetine girdiler.
Bu arada Şirazlı
askerler ez-Zahir Ehil Nasr'm kumandasında toplanıp
ŞirAz kapısında Oğuzlara ağır bir darbe indirdiler. Oğuzlar bozguna uğra
dılnr ve önde gelen adamlarından Taceddin Nasr b. Hibetuilah b. Ahmed
esir düştü. O~zlar mağlOp olunca Şirazlı askerler Fesa ilzerine yürüdü-
ler. Aya~ takırmndan biri Şirb'da idareyi zorla ele geçirmiş ve a~kerlerin
Oğuzlarla meşgul olmasından dolayı da durumu giderek kuvvetlenmişti.
ŞirAzlı askerler o zorbayı da oradan uzaklaştırdılar ve şehre tekrar hakim
oldular.
Karviiş'ın Ölüır,ıU
Rivayete göre, iki kız kardeşi aynı anda nikahında tutmuştu. Kendisi-
ne: «Şeriat bunu haram kılmıştır.• denilince: «Yaptığımız hangi iş şeriata
uygun ki?» cevabını vermiştir. Bir defasında da: «Boynumda öldürdüğüm
beş altı kişinin dışında hiç bir bedevinin günah yükü yoktur. Şehirlilere
(yerleşiklere) gelince, zaten Allah onlara değer vermez.» demiştir.
rine yilrUdU ve çarpışarak orayı ele geçirdi. EbQ Ali ve annesi bunun ü~e-
rine AbbAdAn'a giderek gemiye binip MehrObAn'a geçtiler, karaya çıkıp
hayvanlar kiralayarak Sultan TtİArui Bey'in yanına gitmek maksadıyh
ErrecAn'a hareket ettiler. el-MelikU_'r-Rahim de kardeşinin ordusunda yer
alan Deylemli ask~rleri Basra'dan uzaklaştırdı, onların _yerlerine ise baş
kalarını görevlendirdi.
EbQ Ali daha sonra IsfahAn'da bulunan Sultan TuArul Bey'in yanına
vardı. Tuğrul Bey onu iyi karşıladı, ikramda bulundu, mal verdi ve akra-
balarından bir kadınla evlendirdi. CerbAzakAn'a bağlı bir şehri ona ikta et-:-
ti,' ayrıca ayhı yöredeki iki kaleyi de ona teslim etti. el-Melikü'r-Rahtm de
Basra'yı el-BesAsiri'ye teslim edip AhvAz'a gitti. MansQr b. el-Hüseyn ve
HezAresb ile el-Melikü'r-Rahim arasında elçiler gidip geldi, sonund~ an-
laştılar ve Erı::ecAn ile Tüster el-Metik~'r-Rahtm'in el.ine geçti. .
Çqitli Ol•ylar
Vaiz EbO Ali el-Hasan b. Ali b. el-Müzehhib de bu sene aynı ayda öldü.
Ahmed b. Hanbel'in Müsned'inin rAvilerindendir.
HICRET1N DÖRT YOZ KIRK BEŞlNCl (M. 1053-1054)
YIU oi..ArLARI
F. ·29
19LAM TA,.IHI
ErrecAn'a yakın beldeler -" Ha,nAm'' adlı •bir zorba tarafından istilA
edilmişti .FQlAd oqun üzerine bir ordu sevk etti, bu or4u HlfllAm'ın üze-
rine saldırıp ona ağır bir darbe indirerek o bölgeden uzaklaştırdılar, bunun
üzerine onlar da el-Melikü'r-Rahim'e sıtındılar.
HezAresb b. Bengir bu olaydan korktu, çünkü o, yukarıda zlkrettlğimiz
gibi, el-Melikü'r-Rahim'e. muhalifti. Bu yüzden el-Melikü'r-l\ahtm'e haber
göndererek yalvarıp yakardı, onunla yakınlık kurdu, ayrıca FQlAd'a, kom-
şularına iyi davranmasını da emretmealnl istedi. HezAt~b'in bu i~teği ka- ·
bul edili:ti. ' '
ÇetftH Olaylar
Sebebi ~dur:
K~reyş b. BedrAn'ın iki adamı Eb61-GanAim b. el-MuhallebAn ile Ebu
Sa'd b. el-MuhallebAn gizlice BağdAd'a girdiler. el-Besistrl buna çok içer-
ledi ve: «Bunlar •ve arkadaşları (Kuren) adamlanmtn Qbalarma sa!dırıp
IINO'L-ESIR
Çe,ltll Olaylar
Bu sene BağdAd'da çok sert ve sotuk rUzlarlar esti; öyle ki, geceleyin
çekirgelerin uçarken çıkardığı sese· benzer bir ses duyulurdu..
Musul hakimi, Kureyş b. BedrAn'm kardeşi EbQ Hassan el-Mukallid
b. BedrAn bu sene zilhicce ayında öldü.
Konstantinos'un kızı Theodora'nıİı kocası imparator Konstantinos bu
sene öldil. Theodora imparatoriçe namıyla meşhurdu, çünkü Konstantinos
onunla evlendiAi için imparator olmuştu.
"İbnu'l-Lebban" adıyla tanına ŞAfii fakihi Abdullah b. Muhammed b,
Abdurrahman EbQ Abdullah el-IsfahAnı: bu sene öldü. -Eb0 .HAmid el-İsfe
rayini'nin adamlarındandı. İbnu'l-Mukri, el-Muhlis ve diğerlerinden h~dis
rivayet etmişti.
Ahmed b. Ömer b. Ravh EbO'l-Hasan· er-NehrevAni de bu sene öldU..
Güzel şiirleri vardı .
HICRET'IN DÖRT YOZ KIRK YEDiNCi (M.1055-1056)
YILI OLAYLARI
. .
el-Melikil'r-Rahtm'in Ştrlz'ı lıtlll J:tmeıl ve Orada Tutnıl
Bey Adına Okunmakta Olan Hutbeye Son Vermesi
. .· .---
Emir MQsek'in el-cezire'nin doAu.sunda müstahkem kaleleri
Daha ·sonra EbQ Harb. haber gönderip ·onu kendi
vardı .
Babası bu durumdan haberdar olunca çok üzüldU v.e canı sıkıldı . Otlu
Nasr'ı el-Ceztre'ye göndererek o bavaliyi m$afaza etmesini ve kardeşiniı\
intikamını almasını istedi, emrine de b~ ordu v ~
Musul hakimi Kureyş' EbQ Harb'in öldürilldUAünU duyunca fırsatı ga-
nimet bilip el-Cezire'yi zapt etmek üzere harekete geçti. el-Buhtıyye ve el-
B~nevlyye kabilelerine haber gönderip onları da kendi tarafH1a çekmek
istedi, ~nlar da kabul edip Nasr b. Mervln'a karşı yapacağı savaşta onu ·
desteklemek ve onun saflarında yer almak üzere geldiler. İki ~araf karşı
kaJlıya -geldi '\'e 6ralatında pek çok kişinin öldürüldüğü çok çetin bir tavaş
cereyan etti. İki ordu da sabırla savaşı sürdürdü, sonunda Nasr b. MervAn
IINO'L-IIIA 461
galtp geldi. Çarpı,malar sırasında Kure;yt çok aAır bir fekilde yaralandı ve
ve geri döndü, böylece İbn MervAn'ın el-Cezlre'dekl hakimiyeti güçlendi.
el-Beşneviyye ve el-Buhtiyye kabileleri.ni kendi tarafına çekmek umuduy-
la onlarla tekrar haberleşti, fakat onlar İbn MervAn'a boyun eğmediler.
iyi davrandılar. Ertesi gUn, yani salı günü, bazı askerler BAbu'l-Ecz•~ ge-
lip balkten blr,nt saman istemek için götürdüler. Adam askerlerin ne de-
diğini anlamıyordu, bu sebeple halktan yardım istedi, buµun üzerine her-
kes askerlere bağırıp ça~ırmağa başladı ve onları taşa tuttular ve böylece
halkı askerlerin aleyhinde fahrik ettiler.
rul Bey adına hutbe okuttu. Selçuklulara bağlı Oğuzlar BağdAd'ın köy ve
kasabalarına dağıldılar, Tekrit'in batı yakasından en·-Nil'e, doğu yakasın•
dan da en-NehrevAn'a kadar olan yerleri ve daha aşaA.ıdakl kasaba.ve köy-
leri yağmaladılar. Yağmacılıkta çok aşırı gittiler, bu sebeple B~dıld'da bir
öküzün fiyatı beş-on kırata, bir merkebin fiatı da iki-beş kırata kada~ çık
tı . Bu arada Bağdıld'ın etrafındaki mahalle ve köyleri (sevAd) de tahrip et-
tiler, halk korkudan yurtlarını terketti.
Sultan Tuğrul Bey Basra ve AhvAz arazisini üç yüz altmış bin dinar
karşılığında Hezaresb b. Bengir b. lyAd'a .iltizama verdi ve Erredn'ı on::ı
ikta etti. 1ltizama verdiği şehir ve kasabalar hariç Ahvb'da kendi adına
hutbe okutmas ını emretti. Emir Eb0 Ali b. Eb\1 KAlic~r•a da Karmisin VP
ona bağlı yerleri ikta etti. Kerh ahalisine de camilerinde sabah ezanırıı
(SünnU.er gibi) "es-Salfttu bayrun mine'n-Nevm (Namaz uykudan daha ha-
yırlıdır)" şeklinde okumalarını ve hükümet konağı (emirlik sarayı)nı tamir
etmelerini emretti. Hilkümet kon~ğı tamir edildi ve bazı ilaveler yapıldı
Sultan şevval ayında (aralık 1055-ocak 1056) da Kerh'e gitti.
Çeşitli Olaylar
el-Cevher ile fakih oradan ayrıldılar. Yaşlı qir adam onlara bakıp:
"Yol alan bu deve dünya tarihinde yankılar uyandıracak; önemli bir hiz-
mete vesile olacaktır.> dedi. el-Cevher ile fakih, el-Cevher'in mensup ol-
duğu Cedale "kabilesine geldiler. Abdullah b. Yasin onları ve ..o civarda
oturan diğer kabileleri İslam şeriatına çağırdı, bir kısmı kabul ederken
bir kısmı da yüz çevirip isyan etti.
470 ISLAM TARiHi
İslAm şeriatine karşı çıkanlar bir araya gelip toplandılar, bunun üze-
rine daveti kabul edip itaat edenlere: "Hakka karşı çıkan ve İslam şeriati
hi inkar eden ve sizinle savaşmak üzere hazırlık yapan bu adamlarla sa-
vaşmak sizi?' vacib oldu. Kendinize bir sancak hazırlayın, başınıza da bii.
emir tayin edin.:ıı dedi. Bunun üzerine el-Cevher ona: «Emir sensin.» dedi,
fakat Abdullah b. Yasin «Hayır! Ben .şeriat emanetini taşıyorum, sen emiir
oh dedi, Cevher ise: «Eğer ben emirliği kabul edersem, kabile halkım in-
sanlara musallat olur, bunun günahı da bana ait olur.» cevabını verdi. Ab-
dullah b. Yasin bu defa ona: «Öyleyse en doğrusu, Lümtune kabilesi reisi"
ve ulusu Ebfi .Şekr b. Ömer'i emir tayin etmemizdir. O değerli bir insan-
dır, doğru yoldadır ve kavmi arasında sözü dinlenen bir kişidir. O reisliği
sevdiği için bizim teklifimizi kabuf eder, kabilesi de ona tabi olur ve böy-
lece onlarla kuvvetlenmiş oluruz.» dedi.
İkisi birlikte Ebu Bekr b. ômer'in yanına geldiler ve aynı şeyi ona
teklif ettiler. Ebu Bekr kabul etti, herkes de ona bey'at etti. İbn Yasin ona
«Emirü'l-Müslimin» adını verdi. Daha sonra Cedale'ye döndüler. İslami
yeti her yönüyle güzelce kabul edenler de onlara katıldı. Abdullah b. Ya~
sin onları Allah yolunda cihada teşvik etti ve onlara «Murftbıtlau adını
verdi. Müslümanlara karşı çıkanlar ise onların aleyhinde savaş hazırlığı
yapmak üzere _toplanmağa başladılar, fakat Murabıtlar onlarla savaşa gir-
mediler., İbn Yasin ve Ebtl Bekr b. Ömer bu ,Cötü insanlara karşı kendi ka-
bilelerindeki ıslfthatçılardan yardım isteyerek onları kendi taraflarımı çek-
meğe çalıştılar ve nihayet fitne fesat çıkaran azgın ve serkeş insanlardan
yaklaşık iki bin kişiyi topladılar, onları bir yerde bırakıp etraflarına hen-
dek kazdılar ve muhafaza altına aldılar. Daha sonra diğer kavimleri tekt'r
teker çıkarıp öldürdüler; işte o zaman es-Sahrll'daki kabilelerin• ihtişamın
d~n korktular, böylece de Murabıtların , şevket ve azameti arttı.
Abduullah b. Yasin bu arada ili~le meşgul olmağa devam etti, bu su-
retle yanında kendisinden fıkıh tahsil eden bir cemaat oluştu. Ebü Bekr b.
Ömer ile Abdullah b. Yasin idareyi tek başlarına ele geçirip el-Cevher el-
Cedali'nin hiç bir nüfuzu kalmayınca içine haset ateşi düştü. Bu yüzden
fesat ·çıkarıp işleri bozmağa çalıştı: Yaptıkları haber alındı ve bir meclis
teşkil edilip söylenilen şeylerin doğruluğu tesbit edildi. Bey'atı bozduğu,
cemaattan ayrılıp isyan· ettiği ve Müslümanlarla savaşmak istediği için
ölüm cezasına çarptırıldı. İki rekat namaz kıldıktan sonra öldürüldü. Al-
lah Taala'ya kavuşacağı için öldürülmekten dolayı sevinç duyduğunu ifa-
de etti. Böylece bütün kabileler onlara itaat arz etti, muhalefet edenleri
jse öldürdüler. · ·
450 ((1058-1059) yılında ülkelerinde kıtlık oldu. lbn Yasin de fakir ve
güçsüz ahaliye zekat toplamak üzere es-SOs'a gitmele,riııi emretti. Yakla-
IBNO'L-ESIA 471
1$1kdokuz yUz kişi yola çıkıp SlcllmAsa'ye gelerek zekat istediler ve muay-
yE-n bir şey toplayıp seri döndüler.
Daha sonra SahrA onlara dar gelmeğe başladı. İslamiyeti yaymak, hak-
kı tebliğ etmek ve kAflrlerlc clhCtd etmek gayesiyle Endülüs'e geçmek iste-
diler. es-SOsu'l-AksA'ya kadar geldiler. es-Sıls ahalisi toplanıp ·onlarla sa-
vaşa girdi, ~4rfıbıtlar aon~nda mağlQp oldular. Fakih Abdullah b. Yasin
de bu arada öldürUldU. Bunun Uzerine EbO Bekr b. Ömer geri dönüp bir
ordu teçhiz etti ve iki bin süvariyle es-SQs'a çıktı . es-Süs yöresindeki halk-
tan ve Zenata kabilesinden de on iki bin süvari onlara katıldı. Ebu Bekr
onlara haber gönderil): •Biı Endülils'e geçip İslam düşmanlarıyla savaş
mak istiygm~; yqldım seçmemize müsaade edin.» dedi, fakat onlar kabul
etmediler. Ebı'.ı Bekr namaz kılıp Allah TaAla'ya: «Allahım! Eğer doğru
yolda isek bize yardım et, aksi halde bizi bu dünyadan kurtar.» diye dua
etti. Sonra onl!:\rla ııavaf" girdi. EbQ Bekr ve adamları sadakatle savaştılar.
Allah TJıala QJ'\larQ :yardım etti, es-Sus ahalisi ve onların maiyyetindekileı
mağlOp oldular. İçlerinden bir çok kişi öldürüldü. Murabıtlar onların mal-
larını v~ eşyı\larını ganimet aldılar. Bu zafer hem Ebu Bekr'in, hem de
adamlarının nu:ı.r~lin,l düıelttl, cesaretlerini yükseltti. Buradan Sicilm.~sa'•·
ya gidere~ Qrftda konakladılar. Halktan zekat istediler, onlar ise vermek
istemecJHer, bı.rnun üzerine Sicilmasa hakimi onlara karşı harekete geçip
savaşa tutuştu . Onu bozguna uğratıp öldürdük.ten sonra Sicilmasa'ya girip
istila ettiler. Bu hadise 4!13 (1061) yılmda olmuştur.
1057) BağdAd'a girdi ve bir deveye bindirilip halka teşhir edildi. Üzerinde ·
kırmızı bir gömlek, başında boncuklu bir kukulAta ve boynunda idam fer•
manı olduğu halde asıldı.
Tuğrul Bey Bağdad'da uzun sUre kalıp da askerleri .halka zarar ver-
meğe başlayınca evleri halka dar gelmeğe başladı, rahatsız oldular, çünkü
askerler BağdAd'da konaklamış ve halkın erzakım ·zorlaalarak gayr-ı meş•
rO her işi yapmışlardı; bunun üzerine Halife el-KAim Biemrillfilı veziri
Reisü'rrüesA'ya Sultan Tuğrul Bey'in veziri Amidülmülk .el-Kündüriye
mektup yazıp onu yanına çağırmasını emretti. Amidill.mülk vezirinin ya-
nına gelince de halife ona kendi adına halkın karşılaştığı zulüm ve hak-
sızlıkları Sultan Tuğrul Bey'e anlatmasını, ona vaaz ve nasihat etmesini
söyledi ve: «Tuğrul Bey ya bu zulüm ve haksızlıklara son verir ve Allah'm
emrini yerine getirir, ya da halife bu gayr-ı meşrO işlerden uzak durmak
maksadıyla BağdAd'dan ayrılmak için elinden geleni yapar.» dedi.
Reisü-ıilesA
da el-Kündüri'ye mektup yazıp onu yanına çağırdı. el-
Kündüri gelince halifenin emirlerini ona tebliğ etti. Halife, sultana vaaz
IBNO'L-ESIR 475
ve nasihatı
muhtevi bir tevki gönderdi. Amidülmülk el-Kündürl, Sultan
Tuğrul Bey'in yanına gid.ip vaziyeti ona bildirdi., 'l'uğrul Bey askerlerinin
çokluğunu ve onları disiplin altına almaktan ve terbiye etmekten Aciz ol-
duğunu ifade ederek özür diledi. Amidülmülk'e de Reisü'r-rüesA'ya cevabi
mektubun derhal yazılmasını ve anlattığı hususlardan dolayı özür dilenme-
sini emretti.
Tuğrul Bey o gece rüyasında Ka'be yanında Rast1lullah (S.a.v.)'ı gördü:
Tuğrul Bey Rasfilullah'a selAm verdi, !lDCak O kendisinden yüz çevirdi ve
dönüp bakmadı, sonra da: «Allah TaftlA seni yer yüzüne ve ·kullarına hA-
kim kıldığı halde sen onları gözetip korumuyor, gerekli kontrolü yapmı
yorsun. Onlara kötü muamele etmekten dolayı da Aziz ve Celil olan Allah
Taala'dan haya etmiyorsun, halka zulüm ve haksızlık yapılırken vazifeni
ihmal ederek başka şeylerle avunuyorsun.> dedi.
Tuğrul Bey korkarak uyandı ve hemen Amidülmülk'ü huzuruna ça-
ğırdı. Gördüğü rüyayı ona da anlattı ve onu mektubunda belirttiği husus-
ları okuyup itaat arz ettiğini bildirmek üzere halifeye gönderdi. Bu arada
askerleri" de halkın evlerinden çıkardı, gizlenen ve saklananların da ortaya
çıkmasını ve göz altında tutulan şahısların salıverilmesini emretti.
Bu olaylar üzerine Tuğrul Bey halkın yükünü ve sıkıntılarını hafiflet-
mek amacıyla Bağdad'dan ayrılmağa karar verdi, fakat bu konuda biraz
mü~ereddit idi. Yukarıda anlatılan hadiseyle ilgili haberi alınca gerekli ha-
zırlıkları yaptı ve 10 zilkade (19 Ocak 1057) tarihinde Bağdad'dan aynldı.
Silah ve mancınık depolarını da yanında götürdü. Bağdad'da on üç ay ve
bir kaç gün kaldığı halde bu süre içinde halifeyle hiç görüşmedi. Avanft'ya
vannca askerler orayı yağmaladılar, daha sonra UkberA ve diğer yerleri de
talan ettiler.
Tuğrul Bey, Tekrit'e varıp şehri muhasara etti, şehrin hakimi Nasr b . .
Ali b. Hamis. oradaydı. Kale üzerine siyah bir bayrak dikti ve ona para vaa-
dinde bulundu. Sultan da bunu kabul etti ve oradan el-Bevazic'e gitti. Mu-
sul'a yürümek üzere askerlerin toplanmasını bekledi. Tuğrul Bey Tekrit'-
den ayrılınca buranın hakimi vefat etti. Nasr b. Ali'nin annesi Emine, Ga-
rib b. Makn'ın kızıydı, şehre kardeşi Ebil'l-Gaşşam'ın sahip· olmasindan
korktu ve onu öldürüp Musul'a giderek Dübeys b. Mezyed'in misafiri oldu.
Kureyş bı Bedran onunla evlendi. Tekrit'den ayrılırken orada Ebü'l-Ga-
naim b. el-Muhalleban'ı vekil bırakmıştı. Reisü'r-r~esa ile haberleşip ba-
ğışlanmasını istedi; böylece araları düzeldi ve Tekrit'i Sultan Tuğrul Bey'e
teslim edip Bağdad'a gitti. ·
Sultan Tuğrul Bey, 449 (1057-1058) yılına kadar el-BevAzic'de kaldı.
O buradayken kardeşi Yakt1ti askerlerle yanına geldi. Tuğrul Bey onlarla
476 ISLAM TARiHi
Musul'a gitti, Beled şehrini ise eJ-Hezarebs b. Bengir'e ikta etti. O yöre
halkı korkularından yurtlarını terk edip Beled'e gittiler. Askerler onları, ·
yağmalamak istediler, fakat Tuğrul Bey onlara mani oldu ve : «Hezaresb'in
şehri Beled'e saldırmanız caiz değildir.» dedi; ancak onlar ısrar ederek:
«Orada ikamet etmek istiyoruz.» dediler, bunun üzerine Tuğrul Bey He-
zabersb'e: «Bunlar orada ikamet .edeceklerini ileri sürüyorlar.» dedi ve
Beled ahalisini canlarını ~arumak için kendi kışlana gönder.» dedi. O da
· kabul etti, onları kendi yanına aldı. Beled bir. saat içinde boşaldı . Hezaresb
onlara mal dağıttı, yürüyemeyecek durumdaki insanlar hayvanlara bindi
ve f'min olsunlar diye onları Mısır'a gönderdi.
Sultan oradan Nusaybin'e hareket etti. Hezaresb ona: «Aradan uzun
zaman geçti. Askerler arasında bin süvari seç.ip onlarla çöle gitmek istiyo-
nım, belki bu şekilde Araplar'dan intikam alabilirim.» dedi, Sultan da ona
izin verdi. Hezaresb Araplar'ın üzerine yürüdü, onlara yakın bir mevkie
gelince iki yerde pusu kurdu ve obaların bulunduğu yere doğru ilerledi.
Araplar onu görünce savaşa girdiler. Hezilresb karşılarında bir saat daya-
nabildi, sonra da bozguna uğramışcasına önlerinden kaçtı. Araplar da on:ı.ın
peşine düştüler. Bu sırada pusuda bekleyen birlikler Arapların üzerine '
hücum edip onları perişan etti. Bir çok kişi öldürüldü ve esir alındı. Har-
ran, Rakka ve o yöredeki diğer kasabalara hakim olan Benfi Numeyr dı:ı
onlara katılmıştı . Esirler Sultan'ın yanına gönderildi. Sultan huzuruna ge-
tirilen esirlere: «Ben sizin toprağınıza ayak bastım mı , herhangi bir şeh
nnizi aldım mı?» diye sordu onlar: «Hayın dediler. Tuğrul Bey bu defa:
1tPeki, öyleyse niçin benimle .savaşmak üzere geldiniz.» diye sordu, sonra
fil getirtip esirleri öldürdü. Bu arada fil henüz yetişme çağındaki bir ço-
cuğu öldürmek istemedi, bunun üzerine de Sultan Tuğrul Bey onu affetti.
Hezaresb Araplar karşı sında zafer kazanıp Sultan Tuğrul Bey'in ya-
nına dönünce, Nılruddevle He Kureyş, Hezarebs'e haber gönderip halleri-
nin Tuğrul Bey'e arz edilmesini ve aralarının düzeltilmesine tavassut et-
mesini istediler, o da aralarını düzeltmek için çaba harcadı ve Sultan Tuğ
rul Bey'den onları affetmesini istedi, bunun üzerine Tuğrul Bey: «Onların
ikisini de aff~ttim, ancak el- Besasiri'riin cezasını halife verecektir. Biz bu
hususta halifenin emrine uyacağız .» dedi. el-Besasiri tam bu sırada Rah-
be'ye gitti ve Bağdadlı Türkler ile Mukbil b. el-Mukallid ve Ukaylilerden_
bir grup da kendisine katıldı.
IBNO'L-ESIR 477
Çeşitli Olaylar
Halife 25 zilkade (23 Ocak 1058) cumartesi günü umumi bir kabul res-
mi (bar-ı amm) verdi. Merasime sultanın önde gelen kumandanları ve şeh
rin ileri gelenleri de katıldı. Sultan gemiyle geleli, adamları da gemiler-
de onun çevresinde yer almışlardı. Sultan gemiden- inince Halifenin gön-
derdiği atlardan birine bindirildi ve onun yanına geldi. Halife yerden yak-
laşık yedi arşın yükseklikteki bir taht üzerinde oturuyordu, üzerinde IIz.
Peygamber·iu bürdesi, elinde ele hayzuran ağacından yapılmış bir asa var-
dı. Sultan halifenin huzurunda önce yer: sonra da halifenin elini öptükten
sonra bir taht (kürsü) üzerine oturtuldu. Daha sonra Halife Resisü'r-rüesa'-
. ya: «Ona: "Emirü'l-Mü'minin senin gayretlerini şükranla, yaptığın işleri
de övgüyle karşı1amaktadır. Sana yakın olmaktan ve seninle görüşmekten
dolayı da memnundur. Halife Allah'in kendisine verdiği yerlerin tamamı
m senin idarene tevdi etmiş , kullarının hukukunun korunmasını da sana
bırakmİşlır. İdaresini sana tevdi etliği I?eselelerde Allah'tan kork. Alah"ıo
bu hususta sana verdiği nimetlerin kadrini bil. Adaleti yaymağa, zulme
mani olmağa ve halkn yardım etmege çalış." de.» dedi.
Kendisine bu sözler nakledilen Sultan huzurda yer öptü, Halife de
hil'atlerin sultana giydirilmesini emretti. Sultan ayağa kalkıp hil'atleri g1-
yeceği yere gitti, giydikten sonra ı.la geri d~nüp Halifenin elini öperek el-
!erini yiiziine sürdü, llnlHe de onn «M<'likil'l--Mnşr ık ve' l - M ıığrib (Şarkın
ve garbın su ltanı) » unvanını ayrıca bir de meıış(ır v erdi. Sultan merasim
ı:;onunda huzurd~n çıktı ve halifeye bir çok şey gönderdi. Bunlar arasında
elli bin dinar parn He, atları· ve silôhlarıyla beraber elli tane de seçkin
Ti.irk köle vardı. Bunların dışında elbiseler vs. de mevcutlu.
F. 31
Al hususunda onun rızıııını ılmık zorundayız . • Bunun üzerine RetıU'r-
rilesA Tulrul BE!y'e elçi gönderip rızasını aldı . ·
Büveyhller devrinde halifelik · ıarıyı onlardan korkup kaçın vezir;
amid ve diğerlerinin sıtmalı haline gelmı,u. Selçuklular zamanında ise
bu usul değişti. Onların yaptıkları ilk ı, budur.
Çe,ıtli Olaylar
Bu sene Bağdad ve Irak'ta kıtlık oldu, fiyatlar arttı; öyle ki, bir denk
(kftre) ince un on üç dinara, bir denk arpa sekiz dinara satılıyordu. Halk
leş ve köpek vs. eti yedi. Veba salgın halini aldı, bu yüzden halk ölüleri
defnetmekten aciz kaldı .ve cesetleri toplu mezarlara gömdüler.
Edip Ebu'l-AIA' Ahmed b. Abdiıllah b. Silleyman el-Maarri bu· sene re-
biyülevvel ayında öldü. Yaklaşık seksen altı yaşındaydı. ilmi anlatılanlar
dan çok daha derindi, fakat halkın çoAtJ onu zındıklıkla suçfardı . Bir şiirin
de buna delalet eden hususlar vardı .
·- · •- .--.eın 483
gönderdi. Kureyş : «Hayır, biz ikimiz batımıza gelecek olayları birlikte gö-
ğüslemeğe ve hiç bir meselede birbirimitin görtışUnü almadan tek başına
hareket etmemeğe and içmişti~. • dedi. İkisi Kureyş'ln Reisü' r-rüesAyı el-
BesAsiri'.ye teslim etmesine karar verdiler; çUnkU O _onun düşmanıydı , Ha-
life ise Kur~yş' in yanında kalacaktı. Bunuµ üzerine Kureyş ReisU'r-rile- .
s a'yı el-Besftsiri'ye gönderdi. el-BesAsirt onu görünce: «Merhaba, ey dev-
letleri yıkan, şehirleri tahrip eden zat.• C;ledl. Relsü'r-rüesA: ·«Affetmek
kuvvetlinin şanındandır.• şeklinde karşılık verince el-Beslsiri; «Sen de
güçlü kuvvetli oldun, fakat affetmedin.» cevabını verdi ve şunları ekledi:
«Sen sarıklı olduğun hi\lde gittin benim aileme ve çocuklarıma re;zilce ve ·
çirkin davranışlarda bulundun; ben ise kılıç ehlindenim; nasıl olur da se-
ni affederim.• dedi.
Halife'ye gelince Kureyş onu ata bindirerek karargfthına gönderdi.
Üzerine siyah resmi elbise ile bUrde, elinde kılıç, baş ucunda da sancak
yardı. Kureyş onu bir çadırda misafir etti. Tuğrul Bey'in kardeşinin kızı
olan karısı Arslan Hatun'u da alıp kenc;llıine hizmet edecek olan Ebtl Ab-
dullah b. Cerde'y~ ,!eslim etti. :
Reisü·r- rüesa, 370 yılı şaban ayında (şubat-mart 981) doğmuştu. 414
( 102:1-1024) yılında İbn Makula'nın yanında şahitlik yaptı. Güzel Kur'an
okurdu,. çok iyi derecede nahiv bilirdi.
lruk amidine gelince, el-Besasiri onu da öldurdü. Amid mert ve cesur
bir adamdı, Şeyliu'ş-şüyuh ribatını yapan o'dur.
Ondan sonra oğlu Alp Arslan Horasan meliki oldu. Tuğrul Bey haber
gönderip yardıma çağırdı, onlar da çok sayıda askerle yanına geldiler. Sul-
tan, İbrahim Yınal ile Rey yakınlarında karşılaştı. Çarpışmalar sonunda
İbrahim ve ınaiyyetindekiler mağlup oldular. İbrahim ve iki yeğeni Mu-
hammed ile Ahmed esir düştü. Tuğrul Bey'in emri üzerine İbrahim Yınal
9 cemaziyülahir 451 (Temmuz 1059) tarihinde yayının kirişiyle boğularak
öldürüldü, yeğenleri Muhammed ve Ahmed'in h;ıyatlarına onunla beraber
son verildi.
İbrahim Yınal, Tuğrul Bey'e defalarca isyan ettiği halde affedilmişti.
Sultan bu defo Halife'nin başma gelen olayların yegane sebebinin İbrahim
Yınal olduğunu anladığı için onu öldürdü, affetmedi.
el-Betiıld'tılıı ÖldUdllmeıi
Çeşitli Olaylar