Professional Documents
Culture Documents
KİRMAN
SELÇUKLULARI
1 9 8 9
ISBN 975-16-0049-9
İ Ç İ NDEK İ LE R
Ônsöz ................................................................................................................ XI
Kaynaklar ................................................. . .................................... .. . . . . XIII
. ..... .. ...
Gİ RİŞ
Kirman'ın coğrafi durumu .. .... .. .... ..... ..... ..... ... ... ....... ... ....... .... ............. .
BİRİNCİ BÖLÜM
A. K i r m a n S e l ç u k l u De v l e t i'n i n K u r u l u ş u .. ... ... 7
a) Devletin kurucusu Kavurd . . .. . .. .
....... ..... .. . ............................. . ......... ...... 7
b) Selçuklular'ın Kirman bölgesine ilk akınları ... ... ... ... . .. .... ........ ...... ... ıo
c) Kavurd'un Kirman'a gelişi ve Serd-slr bölgesinin zabtı .................. ll
İKİNCİ BÖLÜM
C. Fe t r e t De v r i
a) Behram-Şah b. Tuğrul-Şah'ın ilk saltanatı . . . . . .. ... ... ... ........ .. ... . . . . . .. . .. . 74
b) Arslan-Şah'ın Bem'i ele geçirmesi . .. .... .. . .. .. .. .. . ... ..... .. ... .. .. .. .. . . .. . . .. . . .. . . . 76
c) Behram-Şah'ın Berdesir'e gelmesi ve Kutb ed-Din Muhammed'in
kaçması ..................................................................................................... 76
d) Behram-Şah'ın Horasan'a kaçması .... ..... .. . . . . . ... .. .... .. . . ........ ... .... .... . . . . .. 77
e) il. Arslan-Şah'ın ilk meliklik devresi .... . .. .. . .. ... . . .. . ... .. .. ... . . . . .. . . .... ... . .. . . 78
f) II. Arslan-Şah'ın l rak'a kaçması ... ............. ...... . .. ... ..... .... . .. ..... ... . . . .. . . . . . 79
g) Behram-Şah'ın ikinci meliklik devresi ve Ciruft'un yağmalanması 80
h) Vezirlerin görevden uzaklaştırılması ve Terken-Şah'ın öldürülmesi 82
ı) 11. Arslan-Şah'ın Berdesir'de Behram-Şah'ı muhasarası .. . .. .. .. . . . .... . 82
İÇİNDEKİLER vıı
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
D . K i r m a n S e l ç u k l u D e v l e t i ' n i n Çö k ü ş ü
a) Oğuzlar'ın Horasan'dan Kirman'a gelmesi . . ....... ... . .. . .................. .. . ı14
b) Atabeg Kutb ed-Din Muhammed'in gözden düşmesi ve Kir-
man'dan ayrılması ·················································································· ı 16
c) Berdesir'de kıtlık ve Oğuzlar'ın Melik il. Turan-Şah ile anlaşma-
ları .... ...... ..... ........ .. ................................. ............. ...... .... . .......... . ... . .. .... ....
. . ı 17
d) Oğuzlar'ın Berdesir rabazını yağmalaması ve Atabeg Müeyyed
ed-Din Reyhan'ın ölümü ...... ........ ........ ........................ ........... ............. ı 20
e) Emir Ömer Nuhi ve Atabeg Kutb ed-Din Muhammed'in Oğuz-
lar'ın reisi olması ....................... ... .... .. ... .................. .. . .. ...... . .............
. . . . ı 22
vııı iÇİNl>EKİLER
!) Melik Il. Turan-Şah'ın öldürülmesi ve şahsiyeti . ..... ... ..... .. ..... .. ... .. 1 23
Melik Il. Muhammed-Şah b. Behram-Şah .. .. .. . ... ... .. ..... .. .. ... ... .. . . 1 24
a) Zafir Muhammed Emirek'in öldürülmesi . ... .............. .... .... ..... .. ..... .. .. 124
b) Vezirliğe Tayinler ... . .... ... ...... .... ..... .... ... ... ............. ....... .... ....... . .... .... ... ..
. 1 26
c) Melik Il. Muhammed-Şah'ın Sabık Ali karşısında başarısızlığı .. .. 126
d) İsteksiz bir taht ortağı: Mübarek-Şah .... .. ... ... ... ... ..... ... .... .... .... .... ... ..
. 1 28
e) Melik Dinar'ın Kirman'a gelmesi . .... . ............. ... ... ... ..... .... .... .... ... .... . .. . 129
!) Kutb ed-Din Muhammed'in Oğuzlar arasından ayrılması .. . .... ... . 1 30
g) Mübarek-Şah'ın kaçışı ...... ... ..... ..... ... ... ............ . .. . . . ..... .... .... ..... ... .. . .... . 1 31
h) Melik Dinar'ın faaliyetleri ... ..... ..... .... ... .... ... .. .. .. ... ..... . ...... .... ... ... .... ...
. . 132
ı) Melik ll. Muhammed-Şah'ın yardım istemek için Irak'a gitmesi 1 34
i) Atabeg Kutb ed-Din Muhammed'in ölümü .. .. .. . .... ... ... . ... .. . . ... ... . 135
j) Melik Dinar'ın Berdesir'e hakim olması .... ... ... ...... . .... .. .... .... .... ... .... 1 35
k) Melik ll. Muhammed-Şah'ın Kirman'a geri dönmesi ... ... ..... ... ... ... 1 37
1) Melik ll. Muhammed-Şah'ın ölümü .... .. ... ... ...... ... ......... .... ... ... ...... .. . 1 39
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
A. K i r m a n S e 1 ç u k l u 1 a r ı ' n d a O e v l e t T e ş k i 1 a t ı
ı) Hakimiyet telakkisi, devletin mahiyeti, yapısı ve saltanat veraseti . 141
2) Toprak ve Halk .. .. ... .... .. .... .. ... ....... .... ... ... . .. . ... .. . .. ... ..... ..... ..... ... .... ... ... ... . 143
a) Toprak .. .. .. ..... ...... .. .... . ... .. .... ..... ... ...... .... ... .. .... .. .. ... . ... .... ..... .... ... .... .. ... .
. . . 1 43
b) Halk ..... .... ... ..... .. . .. ....... .. . ... . ........... .... .... ... .. .. .. ............. .. ... . ... ...... ... ... ..
. . . 1 45
3) Hakimiyet alametleri ve ünvanlar .... ... ... ... ... .. .. ... ... ..... ..... ... . . ... ... ... ... 1 47
a) Ünvan ve lakablar ... ... . ... .... ..... ..... .... .... ... ... ...... .. ... ........ .. .... ... .... ... ... ... 147
b) Alametler . .......... ........................................ .............................................. 1 48
B. S a r a y T e ş k i l a t ı . .. ...... . ......... .... .. .. . .. ...... .... ...... .... .... ... ... ... .....
. . 1 54
ı) Melik ... ...... ..... ....................... ...... ..... ... ... ... ... ... .... . .. ..... ...... .... .... ... ... ... ... . 1 54
a) Atabeg ve öteki yüksek memurlar .. .... .. . . .. ... ... .. .... .... ...... .. .... ... .. ... .
. . . 155
2) Saray teşkilatı .... .... . .... . ... .. ..... ....... ... ... ... ... ... .... .. ..... ..... .... ... .... ... ... ... .
. . . 15 9
3) Saray adetleri ve törenleri .... ..... ...... ... ... .. .. ... ... ... ... ...... .... ........ ... .... .. ... 1 65
4) Saray hayatı ....... . ....... .............. ... .......... ... .............. . . . ..... ..... ... .... .... ... .
. . . . ı 68
a) Saray hayatı ..... .. .. ... .. .... ... . .... ... ... ..... .... .. ... . ... ..... .... ...... ...... ...... ... ...... .. . 168
b) Yaylak ve Kışlak . ......... .. ... ..... .... ..... ... . . . ... ..... ... . ... ...... ..... .... ..... . ... .. ..
. . 169
C . H ü k ü m e t T e ş k i l a t ı .... ..... .... ... .. ... ... ..... ......... . ..... .. ..... . ... ... ... ı 70
. .. .... .......... .. ... . .. .... ... .. ... 1 70
ı) Merkez teşkilatı ....... ... ... ... . ..... . ..... ... ... ... ... ... ....
2) Eyalet 'l'eşkilatı ........ .. .. . .. . .... ........ ....... .. . ..... . ...... ...... ...... .. .. . ... .... . ... 174
. . .
O. A s k e r i T e ş k i 1 a t ... ... ...... ...... ... ... ... .. .. ... .. ... ..... ...... ........ ... ... ....... . 1 77
ı) Orduyu teşkil eden unsurlar .... ...... ... ........... .... . .... ...... ....... ... ...... ... .. . 177
. .
İÇİ:'llDEKİLER IX
BEŞİNCİ BÖLÜM
A. İ k t i s a d i d u r u m . ...... .. ............................................................
. ... . ı 92
B. H a z i n e ................................................................................................ 200
C. V e r g i 1 e r v e Ma a ş 1 a r ........................................................... 20 1
ALTiNCi BÖLÜM
K ü l t ü r v e İ m a r Fa a l i y e tl e r i ....................................... 2 10
ı) Kültür faaliyetleri.................................................................................... 2 10
a) Müellif ve şairler ..................................................................................... 2 1o
b) Din adamları ve alimler ........................................................................ 214
2) İ'mar faaliyetleri...................................................................................... 2 18
SONUÇ. ............... . .... ... ... . ........ ....... ...... .. ..... ... ...... ... .... .... ........... .. ....... 228
Kirman Selçuklu Melikleri Listesi ...................................................... 231
Kirman Selçuklu Devleti Vezirler Listesi ........................................... 232
Kirman Selçukluları Soy Kütüğü ....................................................... 233
Bi bliyografya ve K ısaltmalar................................................................ 234
duk. Bu harita G. Le Strange'in The lands of the Eastem Caliphale adlı ese
rindeki "Provinces of Fars and Kirman" haritası esas alınarak yapılmıştır.
Eserimizde gözden kaçmış bazı ufak notların ve basım hatalarının hoş
görürlülükle karşılaşacağını ümit eder, bu hataların düzeltilmesi konusun
da ve araştırmamızın daha mükemmel bir şekle gelmesine yardımcı ola
cak tenkitlere şimdiden teşekkür ederim.
Bu eser ı g8o yılında Kültür Bakanlığı Araştırma ve İnceleme Eserleri
Serisi içinde yayınlanmış ve bir süre sonra da tükenmiştir. Bu bakımdan
ikinci bir baskıya ihtiyaç duyuldu. İkinci baskı sırasında her türlü yardımı
esirgemeyen Türk Tarih Kurumu Başkanı Sayın Prof. Dr. Yaşar Yücel'e
ve Kurum Personeline teşekkürü bir borç bilirim.
1 Kaynaklar hususunda fazla bilgi için bk. E. Merçil, Fars Atabegleri Salgurlular, Anka
ra 1975, T.T.K.Y., s. Xl-XIX.
GİRİŞ
'" Fazla bilgi için bk. P. Schwarz, Iran im Mitıelalter nach den arabischen Geographen, Le
ipzig 1 929/Darmstadt ıg&/, s. 26o-266; C. E. Bosworth, "The Kufıchis or Qufs in Persian
History", IRAN, ]ournal of the Brıtish /nstute of Persian Studies, XlV, London-Tehran 1976, s.
10- 1 7.; A.K.S. Lambton, "Saljug-Ghuzz Settlement" lslamic Civilisation 950-1 150, Ed. D. S.
Richards, Oxford 1 973, s. 1 22-3.
2 Türklerin bugünkü yerleşme sahaları için bk. Mes'ud Keyhan, Coğrafyay-ı Mufassal-ı
fran, ll, Tahran hş. 1311 , s. 95, 102-3, 1 05.; Ayrıca Afşar ve Bıçakçı illeri için bk. Muham
med İ brahim 83.staniy-i Parizi, Vadiy-i fleftvad, Bahsi der Tarih-i içtimai Asar-ı larihiy-i Kir
man, 1, Tahran 2535 şahinşahi yılı, 41 1 , 423-5, 428 V. dd.
3 Kirman hakkında fazla bilgi için bk. Schwarz, aynı eser, s. 2ıı -288.; j. H . Kramers,
Bq, 1 0 1 ; Kramers, Kirman mad., iA.; Abd al-Husain Zarrinkub, "The Arab Conquest of
!;an and lts Aftermath", The Cambridge flistory of Iran, iV, Cambridge 1 975, s. 23-4.
KiRr-.tAN SELÇUKLULAR!
6 islam Ansiklopedisi Kirman maddesi 'nde bu tarihin miladisi 86:.ı yılı olarak görünüyor.
Muhtemelen bir baskı hatası sonucu verilen bu tarih Busse tarafından aynen aktarılmıştır.
Bk. H. Busse, "lran Under the Buyids", Tlıe Cambridge llisıory of Iran, iV, Cambridge 1 975,
s. 257 .
7 Abbas İkbal Aştiyani, Tarilı-i Mufassa/-ı lran ez Sadr-ı istam ıa lnkıraz-ı Kacariye (ye
niden gözden geçirerek neşr eden Debir-i Siyaki), hş. ı34i s. 1 93-4.; C. E. Bosworth, "The
Tahirids and Saffarids", Tlıe Cambridge Hisıory of Iran, iV, Cambridge 1 975, s. ı 1�-3.
4 ERDOCAN M ERÇİ L
rındaki Bem şehrine çekildi, daha sonra da Büveyhi ordusu ile savaşma
dan Sistan'a kaçtı. Muizz ed-Devle Ahmed Sircan'a hakim oldu, kendi
kumandanlarından birini Bem'e yerleştirdikten sonra eyaletin güney kıs
mındaki Ciruft'a yöneldi. Ancak Ciruft'a girişi onu öncelikle mahalli Kı1fi
ci ve Beluclar'ın reisi olan Ali Culuye denilen Ali b. ez-Zenci ile müzake
relere zorlamıştı. Neticede ikisi arasında anlaşmazlık çıktı. Muhammed b.
İlyas, Muizz ed-Devle'nin karşılaştığı güçlükleri duyduğu zaman Bem ve
Sircan arasındaki yol üzerinde bulunan Hennab'a döndü, fakat Büveyhiler
ile birkaç gün savaştıktan sonra tekrar kaçmağa mecbur kaldı. Diğer taraf
tan İmad ed-Devle Ali Kirman'ın ve boyun eğmeyen dağlı kabilelere
mensup unsurların itaatini sağlamak için yeni kurulan Büveyhi Devleti'nin
kaynaklarını bu noktada harcamamaya karar vererek Muizz ed-Devle Ah
med'i geri çağırdı ve onu 326/937-B'de Huzistan'a gönderdi.
Büveyhiler'in çekilmesinden sonra Muhammed b. İlyas'ın Kirman'a
geri döndüğü ve orada bu kez sağlam bir hakimiyet kurduğu anlaşılıyor.
o hutbeyi sa.maniler adına okutmasına rağmen, hakikatte bağımsız olarak
kabul ediliyordu. Nitekim 348/959-6o'da Halife el-Muti (g46-g74) ona
hükümdarlık alametlerinden olan bir sancak ve hil'at gönderdi. Tarihçi
Efdal ed-Din Kirmani 10, Muhammed'i ayyar ve yol kesen bir şahıs (merdi
ayyar ve rah-zen) olarak vasıflandırıyor ve onun Fars ve Horasan arasında
ki çölde yaptığı soygunlardan muntazam bir gelir sağladığını zikrediyor.
Daha sonra Muhammed b. İlyas ile oğulları arasında anlaşmazlık
başgösterdi. Önce Süleyman adındaki oğlu babasına karşı çıktı, Muham
med bu oğluna karşı İlyasa adındaki diğer oğlunu gönderdi. Şiddetli bir
savaştan sonra Süleyman Horasan'a kaçtı ve İlyasa Sircan'ı ele geçirdi. İl
yasa'nın Kirman'da sahip olduğu güç, saraydaki düşmanlarını harekete
geçirmiş ve onlar Muhammed'in oğlu hakkında şüphe uyandırmışlardı.
Muhammed, İ lyasa'yı ordu kumandanlığından uzaklaştırmış ve bu görevi
kendi gulamlarından Turmuş Hacib'e vermişti. İlyasa annesi ve kardeşi İl
yas'ın yardımı iİe tekrar ordu kumandanlığını ele geçirdi. Neticede Mu
hammed b. İlyas Samani emiri Mansur b. Nuh'un Buhara'daki sarayına
ulaştı. Onun ölümü bir rivayete göre Şevval 356/Eylül-Ekim g67'de, diğer
bir rivayete göre ise Ramazan 357/Ağustos 968'den hemen sonra olmuş
tur.
Baba-oğul arasındaki bu anlaşmazlık Benu İlyas sülalesinin zararına
olmuştu. Büveyhiler'den Adud ed-Devle (g49-g83) bu fırsatı kaçırmayarak
10
Bk. Ikd el Uta li 'l-Mevkıf el-a 'ta (nşr. Ali Muhammed Amiri Naini) Tahran hş. 131 ı,
s. 67.
6 ERDOGAN MERÇİL
11 Bosworth, "The Banu İlyas of Kirman", ı ı 1 - 1 1 6.; Cl. Huart, Ebu Ali mad. 1A.;
Kramers, Kimıan mad., 1A.; Busse, " Iran Under the Buyids", s. 257 ve 266.
12 Bk.Bosworth, aynı eser, 1 1 7-1 1 8. ; Aynı mlf. The Kulichis, 1 5-6.
il
Fazla bilgi için bk. E. Merçil, "Gazneliler'in Kirman Hakimiyeti ( 1 031 -34)", Tarih
Dergisi sayı 24, İstanbul 1970, s. 35-44.
BİRİ NCİ BÖLÜM
(nşr. Muhammed İkbal, C.M.S. London 1 921/yeniden nşr. Mücteba Minovi hş. 1333, s.
1 04 (trk. trc. Ahmed Ateş, Ankara 1 957, 1, s. 102).; Raşid al-din Fazlallah, Cami' al- Tavarih
-
(yay. A. Ateş), il. cild 5. cüz, Selçuklular Tarihi, Ankara ı g6o, s. 20 ( Hace İmam ed-Din
Nişaburi, Selçuk-name, nşr. Muhammed Ramazani, Tahran hş. 1 332, s. 1 8). Krş. M. A.
Köymen, "Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun Kuruluşu", D. T. C. F. Dergisi, XVI, sayı:
3·4, Ankara 1 958, s. 63. ; İ. Kafesoğlu, Kavurd mad., iA . ; C. E. Bosworth, "The Political and
Dynastic History of the lranian World (A.D. ı ooo- ı 2 ı 7)", The Cambridge History of Iran, V,
Cambridge 1 968, s. 49.
15 Çağrı Bey'in soy kütüklerinde oğullarının isimleri birbirinden farklı şekillerde veril
mektedir. Bu hususda bk. İ. Kafesoğlu, Selçuklular mad. iA.; M. H. Yınanç, Çağrı Bey mad.,
iA.; C. E. Bosworth, The Ghaz.navids, their Empire in Afghanislan and Easlern Iran: 994-7040,
Edinburg ıg63, il. nolu soy kütüğü.
16 Bk. Ravendi, 1 04 (ırk. trc. 1 02).; Cami' el-Tevarih (yay. A. Ateş) il. cild 5. cüz, s.
20.
1 7 Krş. M . A. Köymen, "Büyük Selçuklu İmparaıorluğu'nun Kuruluşu", 1, D. T. C.
F, Dergisi, XV, sayı: 1 -3, Ankara 1 957, s. 1 85.; Aynı mlf., Alp Arslan ve ..('.amanı, İstanbul
ı97�. s. 3.; Alp A rslan mad., iA. Ayrıca Alp Arslan'ın 424/ ı 032-3 yılında doğduğu hakkın
daki rivayetler için bk. R. Şeşen, "Alp Arslan'ın Hayatı ile ilgili Arapça kaynaklar", TM.
XVII, İstanbul 1 972, s. ıo7.
8 ERDOÔAN MERÇİL
1 953, s. 20 n. ıo.
19 Bk.C. Alptekin, "Selçuklu Paraları", Selçuklu Araşlırmaları Dergisi. 111, Ankara ·
97 1 ,
s . 554-60.; N . M. Lowick, "Seljuq Coins", Numismatic Chronicle, Sevenıh Series, Vol . X,
1970, s. 250- ı .
20 Eb u ' l- H a san Ali b. Zeyd Beyhaki ma'ruf be İbn Funduk, Tarih-i Beyhak (nşr. Ah
med Behmenyar) tarihsiz ikinci baskı, s. 72/Quarı Sayyıd Kal ı m u lla h Husaını neşri. Hay
darabad 1 968, s. ı23. ; Efdal ed-Din Ebu Hamid Ahmed b. Hamid Kirmani, Tarih-i Efdal
ya Bedayi' el-Ezman fi Vekayi'-i Kirman (nşr. M eh di Beyani), hş. 1 326, s. ı ı. ; İbn el-Esir, el
Kamil fi't-Tarih (nşr. C. ]. Tornberg), Beyrut baskısı, X, 53.; Sadr ed-Din Ebi'l Hasan Ali
b. Ebi'l-Fevaris Nasır b. Ali el-Huseyni, Ahbar ed-Devlet el-Selçukiye, (nşr. Muhammed İkbal),
Lahor 1933, s. 41 (trk. trc. N. Lügal, Ankara 1 943, s. 28).; Bazı kaynaklarda bu isim yanlış
olarak "Kızıl Arslan" şeklinde zikredilmektedir, bk. Vassaf el-Hazre, Fazlullah b. Abdullah
Şirazi, Tarih-i Vassaf el-Hazre der Ahval-i Selatin-i Moğol (nşr. Mu ha mm ed Mehdi), Tahran
hş. 1338, s. 285 (özet olarak nşr. Abd el-Muhammed Ayeti, Tahrir-i Tarih-i Vassaf, Tah ran
hş. 1346, s. ı13). ; Sa'id Mihrabi Kirmani Tezkireıii'l-Evliyay-ı Mihrabı ya Mezarat-ı Kirman
(nşr. Hüseyin Kuhi Kirmani), Tahran hş. 1 330, s. 53-4.
21
Bk. Tarih-i Cihan Ara (nşr. Hasan Nuraki), Tahran hş. ı 342, s. ı ı7 .
2 2 F . Sümer, Oğuz/ar (Türkmenler) Tarihleri-Boy Teşkilaıı-Deslanlan, Ankara 1 9722, s. 92,
98.
23 İbn Funduk, 72.; Tarih-i Cihan Ara, 1 1 7 , Krş. Yınanç, Çağrı Bey mad., iA.
24 Feridun N. Uzluk, Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi, lll, Anka ra 1952, s. 8, farsça
metin, s. 1 5.
25 Lowick, "Seljuq Coins", 250- 1 . ; Alptekin, 556-559. Aynca Efdal ed-Din Kirmani
(Bedayi iil-Ezman, 3), onun lakablarını " Rükn ed-Dünya ve'd-Din İmad el-İslam" olarak
zikrettiği gibi sadece İmad ed-Devle şeklini de belirtiyor. Yine El-Feth Bundari'nin eseri
(-?,iihdet iin-Nusra ve Nuhbet el-Usra, nşr. M. Th. Houtsma, Recueil de ıextes relalifs a L'hisloire
des Seljoucides serisi il. cild, Leiden ı8Bg, s. 49. Türkçe trc. K. Bursları, Irak ve Horasan Sel
çuk/ulan Tarihi, İstanbul 1 943, s. 5o)'nde Kavurd'un lakabı "İmad ed-Devle" olarak geçi
yor. Ayrıca krş E. Merçil, "Emir Savtegin", Tarih Enstitiisii Dergisi, sayı: 6, İstanbul 1 975, s.
7ı .
KİRMAN SELÇUKLULARI 9
Tarihçi İ bn Funduk'a göre 26, el-Melik el-A dil Kavurd Ahmed ile Ka
ra Arslan Beg ayrı şahsiyetlerdir. İ bn Funduk, Kara Arslan'ın soy
kütüğünü şu şekilde vermektedir:
Çağrı Bey
1
Kavurd Ahmed
1
Nuh
J
Tur n-şah
26
Bk. Tarih-i Beyhak, Ahmed Behmenyar neşri, s. 72/Qu arı neşri s. 123.
27 Bk. Bedayi iil-Ezman, 3.
28 Alptekin, s. 554-6o.
ıo ERDOÔAN MERÇİL
29 Bk. Sımt el- Ulô. li'l-llcu.ret el-Viya (nşr. Abbas İkbal), Tahran hş. ı 328, s. 17.
1° Cami iit- Tevarih-i flasenı� yazma Fatih Ktb. no. 4307 vr. 1 88'.
3' Bk. el-Kô.milji't- Tarih (Beyrut baskısı). IX, 5ıo-ıı.
KİRMAN SELÇUKLULARI i l
34 Efdal ed-Din, Ikd el- Ula adlı eserinde (s. 68), Behram'ın teslim olduğunu ve vilayeti
Kavurd'a verdiğini zikrederek, herhangi bir savaştan bahsetmiyor.
ıı Bedayi iil-E!.miin, 3-4.; Vassaf, 285 (özet, ı 73).; Muhammed b. İbrahim, Tarih-i Kir
man, Selcukiyiin ve Guz der Kirman (nşr. Bastaniy-i Parizi), Tahran hş. ı 343, s. ı -2. M. Th.
Houtsma, "Zur Geshichte der Selgugen von Kerrnan", ,ZDMG, XXXIX, Leipzig 1 885, s.
367-8.; Kafesoğlu, Kavurd mad, 1A.; Bosworth, Kawurd mad., EP.
36 el-Kiimflji 'ı- Tarih, /X, 547.
KİRMAN SELÇUKLULARI 13
45 Derffirid, Ciruft'un kuzeyinde bir günlük yürüyüş mesafesinde bir yerleşme merke
zi, bk. G. Le Strange, The larıds of the Eastem Caliphale, Cambridge ı 9302, 3 ı 6.
46 Küh Barcan, muhtemelen bugünkü Küh Barçi'dir. Bu dağ Pariz hududunda son
bulan CibaI-i Bariz'in devamıdır, bk. Muhammed b. İbrahim, 6 n. ı .
47 lkd el-Ulô. (S. 66)'da Kavurd'un Kufs kavmi arasına bir casus gönderdiği zikredil
miştir.
'" Ahmed Ali Han Veziri Kinnani (Tarih-i Kirmiirı (Siiliiriyye), nşr. Bastaniy-i Parizi,
Tahran ı 96 ı , s. 79), Kufs reisi'nin oğlunun düğünü olduğunu zikrediyor.
16 ERDOCAN MERÇİL
Kaynaklarda Kavurd'un Kufs kavmi üzerine yaptığı sefere ait bir tarih
gözükmüyor. Ancak Sımt el- Uta (s. 1 7)'da Kavurd'un Kirman memleketle
rini mütegallibe (zorba takımı) nin elinden alışı için Şaban 442/Aralık
1050-0cak 1051 tarihi zikrediliyor. Muhtemelen bu kaynaktan nakilde bu
lunan Kadı Gaffari 5 1 de aynı tarihde Kavurd'un Kirman'a vali olduğunu
belirtiyor. Aynca Melik Kavurd'un Germ-sir bölgesindeki şehirlerden biri
olan Ciruft'da 444/ı o52-3'de basılmış bir sikkesi bulunmaktadır52• Bu ba
kımdan Germ-sir'in bu tarihten sonra ele geçirilmiş olmasına imkan yok
tur. Kavurd'un 440/ ı o48-9 tarihinde Serd-sir bölgesini ele geçirdiğini,
ikinci harekat olarak da Germ-sir bölgesine sefer yaptığını düşünürsek, adı
geçen iki kaynaktaki verileri ve Ciruft'daki sikkesini değerlendirerek Ka
vurd'un Kufs kavmi üzerine yürüyüşünün ve onları yok edişinin muhte
melen Şaban 442'de olduğunu kabul edebiliriz.
'" Ahmed Veziri (aynı eser, 79), Kavurd'un yanında üçbin asker bulunduğunu zikre
diyor.
;o Btdiiyi U'l-Eı:.miin, 5-8.; /lcd tl- Ulii, 66.; Muhammed b. İbrahim, 4-g. Krş. Bosworth,
1 2 Alptekin, 554.
Kİ H.MAN SELÇUKLULAH.I 17
·'3 İ b n el-Esir. IX, 565 . Krş. S. B. Mil..-s, Tht Countries and Tn.bu of the Persian Gulf.
London and Edinburg ı �j(i:z 1, s. ı :z5-(i.; Houtsma, 370.
54 Bk. S. B. Miles, aynı eser, ı :z7.
s; Vassaf (s. 286, özet s. 1 74), bu ismi Nafii olarak zikrediyor.
k ?
ıB ERDOCAN MERÇİL
16
Bk. Bedô.yi u'/-Ezmô.11, 8- ıo.; Vassaf, 286 (özet, ı 73·4).; l\luhammed b. İbrahim,
9- 10, Krş. S. B. Miles, aynı eser, 1 29-30.
17 Bk. Aynı eser, l 29.
5� Bedô.yi U'l-Ezmô.n, 5- l l.
tanlılar (Seceziyan) ile Sistan Derbendi'nde altı aya yakın savaşlar yaptı.
Devrin şairlerinden Hakim Ezraki, Emiran-şah'ı o savaşlarda gösterdiği
kahramanlık nedeniyle övmek için bir kaside yazmıştı 62• Fakat bu savaş
lardan bir netice elde edilemediği ve Sistan üzerinde hakimiyet kurulama
dığı anlaşılıyor63•
62
Bk. Ezraki Herevi, Divıirı-ı E;:.raki Herevi (nşr. Sa'id Nefisi), Tahran hş. 1 336, s. 8 ı ·
83.; Bedıiyi 'iil-Eı.mıin, ıo.; Muhammed b . İbrahim, ı ı , 1 7 .
"1 Emiran-şah'ın bu savaşları hakkında Tarih-i Sistıin (nşr. Melik eş-Şü'era Bahar,
·ıo8b.; Kadı Minhac Sirac Cuzcani, Tabakıit-ı Nıisıri (nşr. Abd el-Hayy·i Habibi), Kandehar
hş. ı 328, [, s. 278.
•; Bk. el-Kıimil ji 'I· Tarih, IX. 58o, Krş. M . A. Köymen, Seifuklu Devri Tiirk Tarihi, An·
kara ı g6 3 , s. ıoo .
.•• Sıbt İbnü'l-Cevzi Şemsüddin Eblı'l-Muzaffer Yusuf b. Kızoğlu, Mir 'ıitii 'r.·ı.emıirı fi
Tanhi 'l-Ayan (nfr. Ali Sevim), Ankara 1 968, s. 50. ; İbn el-Esir, IX, 645. ; Ziibdel, ı6 (trk. trc.,
:.?O ER DOÔı\N M ERÇIL
13-4). Krş. M. A. Köymen, Tuğrul Bey vt .(amanı, İstanbul 1 976, s. 1 9, 63.; Sümer, Oğuz/ar,
gB. ; Ü. Turan (Selçuklular Tarihi vt Tiırk-lslô.m Mederııytli, Ankara l !�i.'j , s. <)O.), bu savaşın
tarihini 3 Ağustos 1 059 ( 1 9 Cemaziyelahir 4.'i ı ) olarak zikrediyor.
67 Bk. Sıbt, 9 1 -2 . .(i.ibdel (s. 30- 1, Irk. lrc., 30)'de Kavurd'un Şiraz'ı 455/ ı o63'de elde
ettiği zikredilmiştir.
66
Efdal ed-Din Kirmani'ye göre (Bedô.yi iıl-Ezmô.rı, ı ı ), bu olayın maddi bir delili de
vardı. Bu da Berdesir şehrindeki Mescid-i Cami (Ulu Cami)'de olan mermer taşdan bir
mihrabdır. Onun kenarında, bu mihrabı Fars FirCız-abadı'ndan Melik Kara Arslan Bey
Kirman'a getirdi, yazılmıştı. Ayrıca bk. Cô.mi iit- Tevô.rih-i Haseni, vr. 1 89b.
Kİ RMAN SELÇUKLULARI 21
Ertesi yıl Fazluye'nin Şiraz'ı tekrar ele geçirmek için bir girişimde bu
lunduğu anlaşılıyor. Fazluye, Deylemli ve diğer gruplardan meydana ge
len 20.000 kişilik bir ordu ile Şiraz'a yürüdü. Fazluye'ye karşı çıkan Ka
vurd'un emrinde ise 4.000 Türk askeri vardı. İ ki taraf orduları arasında
Şiraz'a iki fersah mesafede büyük bir savaş oldu. Yenilgiye uğrayan Fazlu
ye Fesa'ya kaçtı. Kavurd Fazluye'yi izleyerek onunla tekrar savaştı ve mal
larını ganimet olarak ele geçirdi.
Deylemliler daha önce, muhtemelen Şiraz'ı ele geçirdiği sırada, Ka
vurd'a itaat için yemin etmişler, fakat şimdi Fazluye'nin tarafına geçerek
tekrar Kavurd'a karşı savaşmışlardı. Kavurd ise bu savaşta onlardan bir
grubu esir etmişti. Kadılar ve fakihlere "Bunlar bana verdikleri sözden
döndüler, kötülük ve beni öldürmeğe teşebbüs ettiler." diyerek muhteme
len onları öldürmek için fetva istedi. Kadı ve fakihler de esir olan Deylem
liler'in öldürülmesi için fetva verdiler. Kavurd 700 kişi kadar olan bu esir
lerin, el-Amri (ı..>..,-11) denilen bir nehrin kenarında, boyunlarını vurdurt
tu. Bu suretle ülke Deylemliler'den temizlendi. Kavurd'un yaptıkları Dey
lem bölgesine ulaştığında, buranın halkı hepsi birden Fazluye'ye meyi ve
ona itaat ettiler.
Kavurd ise hakim olduğu bölgelerde hutbeyi önce Abbasi halifesi el
Kaim bi-Emrillah (103 1 - 1 075), sonra amcası Sultan Tuğrul Bey ve ardın
dan da kendi adına okuttu (455/ ı o63) 69•
70 Sıbt, ı ı8, Fazla bilgi ve mealen trc. için bk. M. Altay Köymen, Alp Arslan ve zama
nı, İstanbul 1 972, 85-6.; Turan, Selçuklular Tarihi, 106-7.
7 1 Sıbt, ı o5. Krş. M . A. Köymen, "Selçuklu Saray Teşkilatı ve Hayatı", Tarih Araştır
maları Dergisi, sayı : 6-7, Ankara 1 966, s. ı 2.
7 2 Bk. Sıbt, 1 05.
73 Sıbt (s. ı 1 9)'da Nesa olarak gözüküyor, aslında Fesa olmalıdır.
KİRMAN SELÇUKLULARI
74 Bk. Sıbt, ı ı q.
ERDOÔAN M ERÇİL
rından birisidir.
KİRMAN SELÇUKLULARI
<lığını, Öncü savaşından sonra Ciruft şehrine kapandığını belirtiyor, krş. Selçuklu Devn Tiirk
Tarihi, 66 ve A lp Arslan ve Zamanı, 87.
" 2 Bk. Sıbt, 1 34. ; İbn el-Esir, X, 53.; A hbar, 41 (trk. trc., 28-9); Ahmed b. Mahmud,
Selçuk-name (nşr. E. Merçil), /, İstanbul 1 97 7 , s. 70-2. Krş. Köymen, Selçuklu Devri Tiirk Ta
rihi, 66.; Aynı mlf. A lp A rslan ve Zamanı, 86-88.
KİRMAN SELÇUKLULARI
sundan bir grupa mektup yazarak va'dlerle kendi tarafına çekmiş, ani bir
hücum için onlarla anlaşmıştı. Ancak sadık adamlarından birisi bu duru
mu Sultan'a bildirdi. Alp Arslan yaptığı araştırma sonucu bu olayın doğ
ru olduğunu anladı ve Kavurd ile işbirliği yapanları öldürttü. Fakat Alp
Arslan için henüz tehlike geçmemişti, çünkü ordunun büyük bir kısmı bu
ittifakın içindeydi. Alp Arslan durumun böyle olduğunu öğrendiği zaman,
oğlu Melikşah'ı Ebu Sa'd el-Müstevli ve bir kısım askerle Berdesir'de bıra
karak önce Şiraz'a, sonra da lsfahan'a gitti (Zilhicce'den ı o gün kala/
Ekim ıo6g) 83• Böylece Kavurd bir kez daha Sultan Alp Arslan'dan kurtul
muş oldu. Kaynağın ifadesi doğru ise, Kavurd'un Alp Arslan'ın idaresin
deki disiplinli Selçuklu ordusundan bir kısmını kendi tarafına çekmiş ol
ması büyük bir başarı idi. Ancak bu mevzii bir başarı olarak kalmış, daha
ileri gidememişti.
ijJ Bk. Sıbt, 1 37-g. Krş. Köymen, Selçulr.lu Devri Tiirlr. Tan.hl, 67-8.; Aynı mlf. Alp Arslan
ve Zamanı, 88 ve 94.
114 Bu durumda affedilen, fakat hemen lstahr kalesinde hapsolunan FazlCıye'den boşa
lan Fars bölgesine, tekrar Kavurd'un hakim olması veya Sultan'ın bu bölgeyi ona vermiş
olması gerekiyor.
ERDOCAN MERÇİL
8; Bk. Sıbt, 1 4 1 ·2. Krş. Köymen, Selçuklu Devri Tlirk Tanhi, 68.; Aynı mlf., Alp Arslan
ve ,Zamanı, 88·9.
il<• Sıbt, 164-6, (girış, 19).; İbn el-Esir X, 76. ; ,Ziibdet, 47 (trk. trc., 46-7) . ; Gregory
AbCı'l Farac (Bar Hebraeus), Abül Farac Tarihi (trk. çv. Ö. R. Doğrul), 1-1!. Ankara 1 945·
1 950, l, s. 325-6. Krş. Kafesoğlu, Melikşô.h, 1 7 . ; Aynı mlf., Kavurd mad. IA.
87 İbn el-Esir, X, 7 8. ; Ravendi ı :ı6.; Cô.mı iit- Tevô.rih, 43. ; Ebu'l·Ferec, Tarih, /, 326.
"" Sıbt, 1 6 1 . ; Ahbı:ir, 56 (trk. trc. 39), Krş. Kafesoğlu, Kavurd mad., IA.; Bosworth, "The
lranian World," 88.
89 Bedayi iil-Ezmı:in, ı :ı.; Sıbt, 1 6 1 .
KİRMAN SELÇUKLULARI 29
911 Bk. Alıbtir, 57 (ırk. trc., 39), Emir Temirel'in yazdıkları şu şekilde idi, "Mülkün,
makamın, memleketlerin, isıilan seni gururlandırmasın, Allah kardeşinin oğluna itaat et
mekle kalplerimizi birleştirdi. Askerlerinin azgınlarının manasız sözlerini kabul etme ve bil
ki, piliç horoza mukavemet edemez."
9 1 Sıbt. ı 6 ı . Krş. Kiiymerı, SelPJklu Devri Ti.irk Tarihi, Gg.
92 Sıbt, ı 6 ı . ; İbn el-Esir, X, 78. Krş. Kafesoğlu, Melikştilı, 2 ı -2.; Köymen, aynı eser,
69. Şeref üd-Devle ile Baha üd-Devle'nin Melikşah 'ın yanında bulunmasının sebebi şu idi;
Sultan Alp Arslan, Şerd üd-Devle'ye dargındı. Halife her ikisini barıştırmak için Nakib ün
Nükaba Tarrad b. Muhammed Zeynebi'yi aracı olarak gönderdi. Nakib ün-Nükaba bera
berinde Şeref üd-Devle olduğu halde Alp Arslan'ın yanına gitmek için harekete geçtiler, fa
kat Sultan'ın ölümünü duydukları zaman Melikşah'a yöneldiler. Baha üd-Devle'ye gelince,
o da babasının Sultan'a F1Önderrniş olduğu malı götürüyordu, bk. İbn el-Esir, X, 79 (ırk.
ırc, Ziihdel, 49)
30 ERDOCAN MERÇİL
öncülerine hücum ederek, onlan dağıtmıştı 93. Asıl ordular Hemedan civa
nnda Kerec hududunda karşılaştılar.
Bu savaşın tarihi için iki rivayet vardır. İ çlerinde el-Bundaıi94, İ bn el
Esir95, Ebu'l-Ferec 96 , Sıbt97 ve Hamdullah Müstevfi 98 gibi tarihçilerin bu
lunduğu birinci grup, savaşı 465/ ı o72-3 yılı olaylan içinde anlatıyorlar.
Bedô.yi iil-E;:.,mô.n (s. 1 3), Ahbô.r (s. 57, trk. trc., 39) ve Muhammed b. İ bra
him'in eserinin 99 içinde bulunduğu ikinci grup kaynaklarda ise 466/
ıo73-4 tarihi zikredilmiştir. Kanaatimizce savaş 465 yılı içinde vuku bul
muştur. Sultan Alp Arslan ıo Rebi 1. 465/24 Kasım ı o72'de ölmüştür.
Bu tarih 465 yılının ilk üç ayı içindedir. Kavurd'un 466'da sultanlık
mücadelesine girişmesi için aşağı-yukan bir yıl daha beklemesi gerekiyor.
Sadr ed-Din Huseyni ıoo ve Ebu'l-Ferec ı o ı ıin verdikleri bilgiden, Kavurd'un
kardeşi Alp Arslan'ın ölümünü haber alır almaz - tıpkı Sultan Tuğrul
Bey'in ölümünde olduğu gibi - hemen harekete geçtiği anlaşılıyor. Taht
iddiacısı bir şahsın bu şekildeki davranışı tabiidir. Bu bakımdan Ka
vurd'un bir yıl beklemeden 465 yılı içinde harekete geçmiş olması daha
akla uygundur. Aynca Nakib ün-Nukaba ve Şeref üd-Devle'nin Alp Ars
lan'ın huzuruna gitmek için yola çıkmalan, fakat onun ölümünü haber al
dıkları zaman Melikşah'ın yanına yönelmeleri ve savaşta onun safında yer
almalan bu görüşümüzü desteklemektedir.
Her ne kadar Melik Kavurd'un hareketi kış ayları içinde olmuşsa
da 102, Ahbô.r (s. 57, trk. trc., 39)'da zikredilen 26 Cumada 1. 466/27 Ocak
1074 tarihi kış mevsiminin en soğuk günlerine raslıyor ki, bir savaş için
uygunluk göstermiyor. Halbuki el-Bundari 103'nin zikrettiği 4 Şaban 465/ ı 5
Nisan bahar mevsimine raslıyor ki, bu tarih kışın sonlarında sürdürülen
93 Ahbar, 56 (trk. trc., 39). Krş. Kafesoğlu, Melikşah, 22.; Merçil "Emir Savtegin", 70.
94 <:,iibdeı, 48 (trk. trc. 48).
95 el-Kamilfi 'ı- Tarih, X, 78.
% Ebu'l-Ferec, Tarih, l, 325-6.
98 Tarih-i Giiz;ide (nşr. el-Hüseyin Neviıi), Tahran hş. 1 336- 1 339, s. 472 .
hazırlıklardan sonra bir savaş için daha uygun düşüyor. Aynca Efdal ed
Din Kirmani 104ve Muhammed b. İbrahim 105 tarafından Kavurd'dan sonra
bir yıl Kirman-şah, bir müddet de Hüseyin'in saltanat sürdükleri zikredili
yor. Bu bilgileri de değerlendirirsek, 465 yılı kronolojik bakımdan Safer
467/Eylül-Ekim ı o74'de Sultan-şah'ın tahta geçiş zamanına daha çok uy
gunluk gösteriyor. Ahbar'da zikredilen 26 Cumada 1. 466 tarihinden hare
ket edersek, Kirman-şah'ın bir yıl hükümet sürdüğünü göz önüne aldığı
mızda onun ölümü aşağı-yukarı Cumada 1. 467 oluyor ki, bu Sultiin
şah'ın tahta geçiş tarihi olan Safer 467'den en az iki ay sonrasına gidiyor.
Bütün bu saydığımız noktalar dikkate alınırsa, Kavurd ile Melikşah ara
sındaki savaşın 4 Şaban 465/ ı 5 Nisan 1 073 tarihinde olduğunu kabı1l et
mek mümkün görünüyor 1 06 •
Sultan Melikşah'ın ordusunun sağ kanadına Emir Savtegin, sol kana
dına da Emir Temirel kumanda ediyordu. Sultan ve Nizam ül-Mülk ise
merkezde idiler. Melik Kavurd kendisi, oğlunun birisiyle, merkezde yer
alırken, diğer çocukları kanadlara kumanda ediyorlardı 107• Savaşa ilk baş
layan Kavurd olmuş ve önce Sultan Melikşah'ın sağ kanadına hücum et
mişti. Melikşah'ın sağ kanadı bozguna uğradığı gibi, bir rivayete göre bu
radaki askerler Kavurd'dan aman dilemişlerdi. Kavurd, Melikşah'ın ordu
sunun sol kanadını da bozguna uğrattı. Fakat merkezde bulunan Melik
şah ve Nizam ül-Mülk'ün idaresindeki kuvvetler karşısında aynı başarıyı
gösteremeyerek mağlup oldu 1 08 • Diğer rivayete göre 109, Emir Temirel ida
resindeki sol kanatta bulunan Müslim b. Kureyş ve Baha üd-devle Man
sur yanlarındaki Arab ve Kürd askerleri ile Kavurd'un sağ kanadına
hücum ederek onu bozguna uğratmışlar ve Melikşiih'ın sava�ı kazanması
na sebeb olmuşlardı. Kavurd, daha önce kendisine yazılan mektuplar se
bebiyle, savaş sırasında Melikşah'ın ordusundaki askerlerin kendisini
görünce itaat edeceğini sanıyordu, bunun aksi meydana çıkınca pişman
olmuştu 1 10• D üşündüğü gerçekleşmeyen ve askerlerinin dağıldığını gören
Kavurd savaşı terk ederek Hemedan dağlarına kaçmaktan başka çare bu
lamadı. Böylece üç gün süren savaşı Sultan Melikşah kazandı ve Kavurd'a
ait ha;;,fne, silô.h-hô.ne, elbiseler ve eşyaları ele geçirdi 1 1 1 • Ancak daha sonra
ki olaylar Kavurd'un Melikşah'ın ordusundaki askerler hakkındaki
düşüncelerinin hiç de boş olmadığı ve savaşın kazanılmasında Şeref üd
Devle Müslim ve Baha üd-Devle'nin askerlerinin önemli etken olduklarını
gösteriyor. Nitekim Kavurd'un bu yenilgisi Melikşah'ın ordusundaki Türk
unsurun ağrına gitti ve onlar "Bize bu felaket, ancak Arablar'dan ve
Kürdler'den geldi. Kavurd'un askerine hücum ederek bizim maksadımıza
mani oldular." dediler. Sonra de Şeref üd-Devle ile Baha üd-Devle'nin
obalarına hücum ederek yağmaladılar. Yağmaya uğrayanlar arasında Ha
life'nin elçisi Nakib ün-Nukaba Tarrad b. Muhammed Zeynebi de var
dı 1 1 2 .
Çok geçmeden Sultan Melikşah'ın yanına bir köylü gelerek, amcası
Kavurd'un, oğlu ile beraber, yakın bir köyde ve askerinden ayrı olduğunu
ihbar etti. Sultan Melikşah o istikamete yöneldiği gibi, Kavurd'un yaka
lanması için Emir Temirel kumandasında 1 1 3 bir miktar kuvvet de gönder
mişti. Emir Temirel saklandığı yerde Kavurd'u ele geçirdi. Melik Kavurd
kendisini serbest bırakması için ona iktô. 1ar ve mal va'detti. Ancak Temi
rel bu cazib teklifleri kablıl etmeyerek "Sen efendisin biz köleyiz. Beraber
Sultan'a gidelim, o ne hüküm verirse o geçerlidir." demişti 11 4•
Kavurd'un yakalanmasından ve Sultan Melikşah'ın huzuruna getiril
mesinden sonra vuku bulan olaylar da kaynaklarca az da olsa değişik şe
killerde nakledilmişlerdir. Ahbô.r'a göre 1 1 5, Melik Kavurd'u götürdüler
" •••
ve yola çıktılar. Melikşah Mevkibi ve çetri ile karşılamağa çıktı. Melik Ka
vurd bunu görünce atından indi, yere alnını koydu, Sultan'ın ayaklarına
kapandı."Sıbt'ın ise bu hususda iki rivayeti vardı. Birincisine göre 11 6 , Ka
vurd'u getirdiklerinde Sultan Melikşah atının üstünde onu karşılamıştı. .
Kavurd ise yürüyerek getirilmiş ve yere eğilip Sultan'ın elini öpmüştü.
ı ı ı Bedayi ül-E<.mİın, ı :h Ra ve n d i
, 1 26 (trk. trc. 1 24); Muhammed b. İbrahim, 1 4.
Krş. Köymen, "Kirman Selçuklu/an Tarihi", 129.; Kafesoğlu, Kavurd mad. 1A.
1 12
Bk. Ziibdet, 48 (trk. trc., 49); İbn el·Esir, X, 79. Krş. Köymen, Selçuklu Devri Türk
Tarihi, 6g.; Bosworth, "The Iranian World", 88-Bg.
1 13
Sıbt (s. ı 6 ı )'a göre, bu kuvvetin kumandanı Emir Savtegin idi.
1 14
Ahbar, 57 (trc. 39).
1 1 5 Bk. s. 57 (trk. trc ., 39).
1 1 6 Bk. Sıbt, ı 6 ı .
K İ RMAN SELÇUKLULARI 33
Sultan - Ben karabet rabıtasını kesmem, nesebi zayi etmem, amca ba
ba yerindedir.
Sultan-Yeryüzünde sağ elini sol eli ile kesen ve babası yerindeki am
casını katleden bir kimse kadar hüsrana uğrayan var mıdır?
1 1 7 Türkçe trc. için bk. M. A. Köymen, "Alp Arslan Zamanı Selçuklu Saray Teşkilatı
ve Hayatı", Tarih Araflırmaları Dergisi, iV, sayı: G-7, Ankara ı 96G, s. 99.
ı ı H Bk. s. 1 63. Krş. Köymen, aynı eser, 93.
1 19 Ahbıir, 57 (trc., 39-40).
34 ERDOCAN MERÇİL
1 20 Sıbt, 1 63-4. (naklen Selçuk-name, 1 , 1 20). Krş. Köymen, Selçuklu Devri Tiirk Tarihi,
s. 70.
121 Ahbar 58 (ırk. trc. 40).
122 Bk. Vefeyaı el-A 'yan, Kahire 1 367/ 1 948, iV, 370.
KİRMAN SELÇUKLULARI 35
k) Kavurd'un öldürülmesi:
Kavurd'un nasıl ve hangi tarihte öldürüldüğü hakkında kaynaklarda
kesin bir bilgi yoktur. Bir kısım kaynaklar 125 askerlerin isyanından sonra
onun zehirlenerek öldürüldüğünü, bazıları da yayının kirişi ile boğdurul
duğunu zikrediyorlar. Kavurd'un boğularak öldürülmüş olması ihtimali
daha kuvvetlidir. Çünkü Türkler'de hükümdar ailesine mensup şahısların
öldürülmesi ilahi menşeli sayılmaları yüzünden mukaddes sayılan kanların
dökülmemesi için boğdurma suretiyle olmuştur 1 26• Bu bakımdan Ka
vurd'un öldürülmesini bu an'aneye göre açıklamağa çalışalım.
12 3 Bk. Sıbt, 1 64. ; Miicmel et- Tevô.rih ve 'l-Kısas (nşr. Melik eş-Şu'ara Bahar, Tahran hş.
1 3 1 8/ 1 939, s. 408) adlı kaynakta Kavurd'un Emir Seyyid ( ..ı.,... Hı ) kalesinde hapsedildiği
zikrediliyor.
m Ravendi 1 27 (Irk. trc., 1 24-5); Cô.mi iit· Tevô.rilı (A. Ateş nşr.), 44 (-Zahir ed-din,
Hüseyni Handmir, Tarih-i Habib us-Siyer fi Ahbô.r-ı Efrô.d-ı Beşer, Tahran hş. 1 333, il, s.
537 . ; Bedayı ' iil-E<.mô.rı, 13 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 1 4.
1 21' F. Köprülü. "Türk ve Moğol sülalelerinde hanedan azasının idamında kan dökme
memnuniyeti", Ti.irk Hukuk Tarihi Dergisı� !, Ankara 1944, s. ı -g.
ERDOCAN MERÇİL
Sıbt 134 ölüm tarihi olarak bir 3 Şaban Çarşamba gününü, bir de Per
şembe günü Hemedan'a nakledildiğini ve günlerden sonra öldürüldüğünü
bildiriyor. Bütün bunlardan çıkarabildiğimiz sonuç savaşın tarihini 4 Şa
ban olarak kabul ettiğimize göre Kavurd'un yine bu ay içinde (Şaban
465/Nisan-Mayıs ı o73) öldürülmüş olmasıdır.
127 İbn el-Esir, X, 79.; İbn Hallikan, IV, 37 1 . ; Sıbt, 1 63.; Zibdel,
i 48 (trk. trc., 49). ;
Ahhar, 58 (trk. trc., 40).; Selçuk-name, 1 , 1 20.
1 28 Bk. s. 1 64.
129
Metinde ismi kesinlikle okunmuyor ve ( iJ":J.-rW, şeklinde geçiyor, bk. Sıbt, 1 64.
IJ() Bedayi iil-Ezman, 1 3 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 1 4.
1 3 1 -?,iihdet, 48 (trk. trc., 49).
132
Bk. el-Kamilfi'ı-ıarih, X, 78.
1 33 Rahat us-Sudur, ı 27 (ırk. trc., /, ı 25).
1 34 Bk. s. 1 63 ve 164.
KIRMAN SELÇUKLULARI 37
len Muhammed b. İbrahim, 1 5). yukanda belintiğimiz çocuklardan ilk yedi tanesinin ismi
ni veriyor. Muhammed b. Ali Şebankarei (Kitab Mecma el-Ensiib, Yazma Yeni Cami' Ktp.
no. go9, vr. 227a), Kavurd'un dokuz çocuğu olduğunu zikrediyor. İbn Funduk'un verdiği
bilgiden Kavurd'un Nüh adında bir oğlu olduğunu tespit etmiştik. Aynca Kavurd'un
Davud adında bir oğlu daha olduğu anlaşılıyor. Mihrabi Kirmani (Meziiriit-ı Kimıiin, 46),
Turan-şah'ın Melik Davud-ı Melik (Kara) Arslan adında bir kardeşinin Mahalley-i se-şenbi
hi'de defn edilmiş olduğunu zikrediyor.
137 Bedayi iil-Ezmiin, ı 4 ve ı6, naklen Muhammed b. İbrahim, ı 6 ve 2 ı .
138 Bk. 1 6 1 ve 1 63.
1 46
Sıbt, 163 ve naklen Selçuk-name, l, ı 20.
KİRMAN SELÇUKLULARI 39
vurd'un ölümünden sonra askerlerin davranışı başka türlü olmuştur. Bu rivayete göre, Ka
vurd'un öldürüldüğü gecenin sabahı Nizam ül-Mülk askerlere; Kavurd'un esirliğin verdiği
sıkıntı ve üzüntüden yüzüğünde bulunan zehiri içtiğini, Sultan'ın her ne kadar panzehir
verdiyse de zehir vücudun her tarafına dağıldığından onu kurtarmanın mümkün olmadığını
ilan etti. Askerler bu sözleri işittikten sonra bir daha maaş artınlması hususunda söz söyle
meyerek itaat ettiler. Bk. Ravendi, 1 2 7 (trk. trc., 1 25); Cô.mf iit- Tevô.rfh (A. Ateş nşr.), 45 (
Zahir ed Din, Selçuk-nô.me, 30- 1 ) ; Tarih-i Gui_ide, 434.; Ravza/ us-Sa/ô., IV, 279.
1 48 Zübdet, 49 (trk. trc., 50). Krş. Kafesoğlu, Melikşô.h, 25; Merçil, "Emir Savtegin", s.
ERDOCAN M ERÇİL
nın ilk başlangıç yılına raslıyor. Muhammed b. İ brahim'in eserinde 154 ıı;e
çen 34 yıl da doğru kabUI edilebilecek bir süredir ve 432/ ı o40- ı ile, yani
Dendanakan'dan sonra toplanan kurultayda Kirman'ın Kavurd'a tahsis
edildiği tarihle, uygunluk gösteriyor. Nitekim Handmir (Habib i.is-Siyer, /1,
537), Kavurd'un 432 yılında, amcası (Tuğrul Bey)'den önce, Kirman'a ha
kim olduğunu zikrediyor. Şebankarei'nin 155 zikrettiği 39 yıl hükümdarlık
süresi ise, her ne şekilde hesab edilirse edilsin, doğru değildir.
161
Köymen, Tuğrul Bey ve Zamanı, 1 8.
162
Alptekin 458.
163
Sıbt, 92 ve ı oo . Krş. Köymen Selçuklu Devri Tiirk Tarihi, ı oo.
164
Alptekin, 554-555.; R. W. Bulliet, " Numismatic Evidence for the Relationship Bet
ween Tughrıl Beg and Chaghrı Beg" Studies in Honor of George C. Mi/es (ed. Dickran K. Ko
umjian) Beyrut 1 974, 290- ı .
M Sıbt, ı 1 8.; İ bn el-Esir, X , 53.
KİRMAN SELÇUKLULARI 43
HÜSEYİN b. KA VURD
Kirman-şah'dan sonra Kavurd'un küçük yaştaki oğlu Hüseyin tahta
çıkarılmıştı.
Rivayete göre, onun beşiğini tahta koyuyorlar ve bar veriyorlardı (bar
mi-dadend). Bu sırada Kavurd'un diğer çocukları Ömer ve Merdan-ş3.h,
Gevheriye adı verilen küçük bir kalede hapis idiler. Bu durum tahta geç
mek için yapılan bir mücadeleye işaret olabilir. Daha sonra Sultan-şah
Hemedan'da tutuklu bulunduğu hapisden kurtularak Kirman'a kaçtı ve
çok küçük olan kardeşinin yerine Kirman Selçukluları tahtına oturdu 1 66 •
SULTAN-ŞAH b. KAVURD
a) Sultan-şah'ın kaçışı:
Sultan-şah'ın Melikşah'ın elinden kaçışı Sıbt 1 67 tarafından uzun bir
şekilde hikaye edilmiştir. Bu tarihçiye göre; Sultan Melikşfilı Kavurd'un
oğullarının gözlerini kör etmek için mil çektirdiği zaman, mil çeken kimse
onların gözlerinin nurunu gidermemeğe niyyet etmiş ve işini savsaklamıştı.
Bu sebeble Sultan-ş3.h ve sağ kalan kardeşleri 1 68 yine eskisi gibi görmek
teydiler. Ancak Hemedan'da bir evde hapsolunmuşlar ve Üzerlerine güve
nilir muhafızlar tayin edildiğinden kurtulmaktan ümidlerini kesmişlerdi.
Ayrıca muhafızlar onlarla konuşmadığından kurtuluş için bir çare de bu
lamıyorlardı. Bu sırada lsfahan'da bulunan Sultan Melikşah kardeşi
Ayaz'ın ölüm haberini almıştı (466/ ı o73-4) 1 69 • İ şte Sultan-şah, Melikşfilı'ın
diğer olaylarla meşgul olmasından yararlanarak bir hile düşündü ve ken-
166 Bk. Bedayi iil-El:.man, 14 ve 16.; Cami iit- Tevarih-i Hasmi, ı goa.; Muhammed b. İb
rahim, ı 6 ve 2 ı. Krş. Houtsma, 37 ı ve Kafesoğlu, Melikşah, 24.
167 Mir'at iiı;-Zaman, ı 68-g, naklen Selçuk-name, I, ı 24-5.
ıoH
Sıbt burada verdiği bilgilerde Sultan-şah'dan başka iki kardeşten daha bahsediyor,
fakat isim vermiyor. Daha önce de belirttiğimiz Üzere savaştan sonra kaç kardeşin gözlerine
mil çekildiği ve bunlann kimler olduğu kesinlikle anlaşılamıyor.
169
Bk. Ziibdet 50 (ırk. trc., 49); İbn el-Esir, X, 92-3. Kafesoğlu, Meli/cşah, 28.
44 ERDOCAN M ERÇİL
dilerine hizmet için iki cariye istedi. Melikşah bunları kör bildiği için di
leklerini yerine getirdi ve emirlerine iki cariye verdi. Cariyeler bunların
bulunduğu hücreye girerek hizmetlerini görmeğe başladılar. Bu cariyelerin
yüzünden muhafızlar onların üzerine izinsiz giremiyor ve ne yaptıklarını
göremiyorlardı. Nihayet Sultan-şah ve kardeşleri muhafızların biri ile dost
oldular ve kaçmak için tedbir alarak Kirman'a haber gönderdiler. Netice
de Sultan-şah ve kardeşleri kaçma planını başarı ile uyguladılar, şehir dı
şında bırakılan atlara binerek sü'atle kaçtılar ve birkaç gün içinde Kir
man'a ulaştılar 1 70. Daha sonra Sultan-şah Berdesir şehrinde Kirman Sel
çukluları tahtına oturdu (Safer 467/Eylül-Ekim ı o74) 1 7 1 •
Sultan-şah o yıl gözlerinin sıhhati, kardeşlerinin ve kendisinin hapis
den kurtuluşunun şükranesi olarak Ebu en-Nasr Esterabadi adında bir
şahsa 30.000 dinar vererek Mekke'ye gönderdi. Ebu en-Nasr o para ile
Mescid-i Haram'ın onarıma muhtaç yerlerini yaptırdı. Paranın bir mikta
rını Mekke ve Medine fakirleri arasında paylaştırdı. Harun er-Reşid (786-
Bog)'in eşi Zübeyde Hatun çok para harcayarak Araffi.t'dan Mekke'ye su
getirtip akıtmıştı. Ancak zamanla o su yolu harab olup gitmişti. Ebu en
Nasr o paranın birazını da o su yolunun tamiri için sarfetti.
Ayrıca nice yıllardan beri Ka'be'nin örtüsü yoktu. Ebu en-Nasr,
Ka'be için Hind'de işlenmiş beyaz bir örtü getirmişti, bunun ile Ka'be'yi
örttü. Bu suretle işi biten Ebu en-Nasr Mekke halkına veda ederek ülkesi
ne döndü 1 72 •
Diğer taraftan Sultan Melikşah, Sultan-şah ve kardeşlerinin firarını ve
Kirman'a gittiklerini öğrendiği zaman kızmadı, Kirman ve Uman'ı onlara
verdi, her birinin gönüllerini alıp, hil'atler gönderdi 1 73•
1 70 Diğer bir rivayete göre, Kavurd'un haşem (veya hadem) inden bir kişi Sultan-şah'ı
Melikşah'ın ordugahından kaçırarak kendi sırtında Kirrnan'a götürmüştü, bk. Bedayi iil
Eı;man 1 6; Cami iit-Tevarih-i Haseni, ı goa.; Muhammed b. İbrahim, 2 1 . Şebankarei (Mecma
el-Ensab, 227a), bu işi yapanın bir Türkmen olduğunu zikrediyor.
1 7 1 Tarih için bk. Bedayi iil-Eı;man, 1 6. ; Cami iit- Tevarih-i Haseni, ı goa., Coğrafyay-ı Ha
fıı; Ebru, 1 42b.; Muhammed b. İbrahim, 2 1 . Buna mukabil Sıbt (Mir 'at Ü°<, .(aman, 1 68-9),
bu kaçışın 466 yılı Sareri/Ekim-Kasım 1 073'de olduğunu ve Sultan-şah'ın tahta geçiş habe
rinin aynı yılın Cumada l ./Ocak 1 074'de geldiğini zikrediyor. Bu tarih Kirrnfın-şah'ın bir
yıl süren hükümdarlığından önceye düşüyor ki, bu bakımdan kronolojiye uymuyor. Bos
worth (Kawurd mad., EP), Melikşah'ın birkaç yıl içinde Kirman'ı Kavurd'un oğlu Rükn ed
Devle Sultiin-şah'a verdiğini belirtiyor ki, bu da kronolojiye pek uygun düşmüyor.
1 72
Sıbt, 1 70. Naklen Selçuk-name, I, 1 25-6.
173 Selçuklu-name, 1, 1 26. Krş. S. B. Miles, The Countries and Tribes of the Persian Gulf,
KİRMAN SELÇUKLULARI 45
Ahmed Ali Han Veztıi (Tarih-i Kirman, 87) ise, yine başka bir rivayet
zikrediyor. Buna göre; iki taraf arasında adamlar gelip gittikten sonra, Alp
Arslan ile Kavurd arasındaki "müsalaha-name-banş antlaşması" ortaya çı
karıldı. Burada iki kardeşin evlatlannın hiç bir şekilde birbirlerine ta'arruz
etmeyecekleri, Kirman ve Mekran'ın Kavurd'un evlad ve torunlarına ait
olduğu, Alp Arslan'ın çocuklarının onlardan bir mal istemeyeceği yazıl
mıştı. Melikşah'ın torunlan bu suretle; amcalarının çocuklannın Kirman
ve Belı1cistan ülkelerinde hutbede Melikşah'ın adını Sultan-şah'dan önce
okutmak ve zaruret olduğu zaman asker göndermek şartıyla yerlerinde
kalmalanna razı oldular.
Bu olayın tarihi üzerinde de kaynaklar arasında uyuşmazlık vardır.
Bir kısım kaynaklar 179 Sultan-şah'ın tahta geçişinden bir yıl sonra, yani
468/ ıo75-6'da Sultan Melikşah'ın Kirman'a geldiğini zikrediyorlar. İkinci
grup -özellikle arapça- kaynaklara göre ise 1 80, Melikşah Kirman'a 472/
1 079-So yılı içinde gitmiş ve Muharrem 473/Haziran-Temmuz ı o8o'de Is
fahan'a dönmüştür.
c) Sultan-şah'ın ölümü:
Sultan-şah içkiyi çok seven bir hükümdardı ve kaynağın ifadesi ile
"içmekten başka bir iş yapmamıştı." 1 8 1 • Ömrünün son yıllarında Kir
man'da Turan-şah'dan başka bir kardeşi hayatta kalmamıştı. Muhtemelen
onu da kendisine rakip olarak görmekte idi. Bu yüzden onun gözlerine
mil çekmek, hatta öldürmek istemişti. Neticede Sultan-şah, Turan-şah'ı
Berdesir'den uzaklaştırarak niyabet görevi ile Bem'e gönderdi 1 82• Daha
sonra da kendisi öldü.
Ahmed Ali Han Veziri 1 83, Sultan-şah'ın istiska "vücudun bir tarafında
veya karnında su birikme" hastalığından öldüğünü zikrediyor.
Lakabı Melik el-Adil Rükn ed-Din ve'd-Devle 184 olan Sultan-şah İs
hak'ın ölüm tarihi de ihtilaflıdır. Bazı kaynaklar 1 85 , onun 467 tarihinde
Sıbt, 206.; Ziibdet, 7 1 (trk. trc., 72).; İbn el-Esir, X, ı 15.; Tarih-i Cihlin Arli, ı 1 7 .
ı ıt0
181 Bedliyi ii/-Ezmlin, 1 7 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 22.
1 82
lkd e/-U/li, 89. ; Bedliyi iil-Eı:.mlin, 1 7 ve Muhammed b. İbrahim, 22. Krş. Houtsma,
372.
m Tarih-i Kirmlirı, 87.
184 Bk. Bedliyi ii/-Ezmlirı, 16.; Climi iit- Tevlirih-i Haseni, ı goa. ; Muhammed b. İbrahim,
2 1 . ; Tarih-i Cihlirı Arli, ı 1 7 . ; Krş. Alptekin, 56 1 -2.
ı e ; Bk. Bedliyi iil-Eı:.mlirı, 17 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 24.; Sımt, 1 7 .
KİRMAN SELÇUKLULARI 47
187 Tarilı-i Güzide, 472. Naklen Handmir, Habib u·J -Siyer, il, 537.
I HH
Bk. Rav;:.al us-Safa, iV. 352.
1 89 Bk. Alptekin, 56 1 -2.
190 Bk. Bedayi ul-E;:.man, 1 7 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 23.; Tarih-i Cihan Ara,
ı 1 7 . Krş. Houtsma, 372.
l'Jı llcd el- Ula, go.
192 Bedayi ül-Eı:.man, 1 7. Naklen Muhammed b. İbrahim, 23. Krş. Houtsma, 372.
1 93 Sıbt, 224. Naklen Selçuk-name, 1 , 1 42.; Hacı Mirza Hasan Fesai, FarJ-name-i Nasıri,
Tahran hş. 1 3 1 3, I, 24. Krş. Kafesoğlu, Melilcşalı, 26 n. 37. Ancak Sıbt bu olayı 476/ıo83-4
yılı olayları içinde zikrediyor.
ERDOCAN MERÇİL
malik in başına getirmesi olmuştu 1 94• Veziri ise Sahih Nasır ed-Din Atabeg
Mükerrem b. el-Ala idi 195.
rediliyor.
KİRMAN SELÇUKLULARI 49
Türk, şehirde hiç kimsenin evinde kalmadı. Turan-şah ile marangoz ara
sındaki konuşma se-şenbe (Salı) günü olmuş ve hemen o gün bina i'man
başlamıştı. Bu sebeple şehrin dışındaki bu yeni mahalle "Mahalley-i se
şenbehi" diye meşhur olmuştu 198•
'0" Bk. Bedayi iil-Ezmôn, 1 8- 1 9. Naklen Muhammed b. İbrahim, 27: Me;:.ôral-ı Kirman,
52-3. Muhammed b. İbrahim eserini kaleme aldığında her ne kadar bu mahalle viran ol
muşsa da yine o isimle meşhurdu. Ayrıca bk. Turan, Selçuklular Tarihi, 1 9 1 . Ancak Turan,
mahallenin inşası için tarih olarak ı o94'ü veriyor. Tarih yukarıda belirttiğimiz üzere 478/
1 085-6'dır.
,.,. Bk. Merçil, Salgurlar, 6-7.
2<Xl İbn el-Esir, X, 239. Naklen Fars-nôme-i Nôsıri, l, 24.; Tarih-i Cihôn Arô, ı 1 7 . Krş.
"
Merçil, Salgurlular, 7 ve Bosworth The lranian World" 89""90. Ahmed Ali Han Veziri (Tari
h-i Kimıiin, 88-9), Terken Hatun'un Kirman'a iki kez ordu ı;:önderdii!:ini zikredivor.
50 ERDOCAN MERÇİL
İ RA N - ŞA H b. TURAN - ŞAH
Turan-şah'ın ölümünden sonra, tek evladı olduğu anlaşılan İ ran-şah
Kirman Selçukluları tahtına oturdu (27 Zilkade 490/5 kasım 1097)214. Bir
müddet sonra Büyük Selçuklu Devleti emirlerinden Ü ner'i tekrar Fars'da
görüyoruz. Bu kez Sultan Berkyaruk ( ı o94- 1 ı o5), onu Fars'a vali tayin et
mişti. Fars'da ise Melik Turan-şah'ın ölümünden sonra Şebankare
büyükleri birer bölgede hakimiyet kurmuşlardı. Onlar Emir Üner'in
büyük bir ordu ile Fars'a yürümek için hazırlıkta bulunduğunu ve bu se
ferin kendi Üzerlerine olduğunu öğrendiler ve Melik İ ran-şah'dan yardım
istediler. Melik İ ran-şah Kirman'dan Fars'a geldi ve Şebankareliler'in yar
dımı ile Emir Ü ner'i mağlub etti. Emir Ü ner Isfahan'a kaçtı (492/ ı o98-
9) 21 5. Bu olay Fars bölgesinin, İ ran-şah devrinde de Kirman Selçuklula
n'na tabi olduğunu gösteriyor.
a) İran - şah'ın Batıni olması:
Melik İ ran-şah'ın Fars seferinden sonra, İ sma'il adında bir emire bağ
lı Türkler ile mücadeleye başladığını görüyoruz. Bu İ sma'ili Türkleri,
Batıniler'e mensup olmayıp, ehl-i sünnetten idiler. İ ran-şah bunlara karşı,
barış halinde iken, harekete geçmiş ve İ sma'ili Türkleri'nden ikibin kişiyi
öldürtmüştür. Ayrıca ikibin kişinin de ellerini kestirmişti 216•
İ ran-şah'ın daha sonra günlerini şarap içmekle geçirdiği ve yanındaki
aklı başında nedimlerinden yüz çevirerek birkaç dinsizle arkadaşlık ettiği
anlaşılıyor. Onun arkadaşlık ettiği kimselerden Kaka Beliman adındaki şa
hıs, i'tikadının ve ahlakının kötülüğü ile meşhurdu. İ ran-şah'ı şer'an yasak
edilmiş olan hususları helal sayacak kadar cesaretlendirmişti 217. İ bn el
Esir'e göre 218, Huzistan'da katiblik yapan Ebu Zur'a adında bir şahıs
İ ran-şah'ın yanına gelmiş ve ona Batınıyye mezhebini överek anlatmıştı.
Bu da İ ran-şah'ın Batıni mezhebine girmesine sebep olmuştu. İ ran-şah
2 19
Bedayi iil-Eı.man, 20. Naklen M uhammed b. İbrahim, 3 1 .
2 20
İbn el-Esir, X , 32 ı . Krş. Houtsma, 373.
ııı B u isim Cam i iil- Tevarih-i Haseni (vr. 1 97a)'de .P.- şeklinde, Bedayi iil-Eı.man (s.
2o)'da ise.,;t.. olarak zikrediliyor.
ııı Nasır ed-Din Münşi Kirmani (Sımt, 1 7) ve Hasan Yezdi (Cami iil- Tevarih-i Haseni,
1 97a), Kadı Ebu'! Ala ve İmam Tacü'l-Kura'nın isimlerini zikrediyorlar. Kadı Ebu'l-Ala ile
Kadı Ebu'l-Me'ali aynı �ahıs olmalıdır.
54 ERDOCAN MERÇİL
223 Bu isim Bedayi ül-Ez,man ( s. 2 1 ) ve ondan naklen Cami iit -Tevarih-i Haseni (vr. 1 97a)
ve Muhammed b. İbrahim (s. 32)'de yukarıdaki gibi geçiyor. Ancak Tarih-i Cihan Ara (s.
ı 1 7 )'da Ferah Çakmak, Ta rih - i Kirman (s. go)'da Ferec nam Çakmak şeklinde zikredili
yor.224 Bk. Bedayi ül-Ez,man, 20- ı ve Muhammed b. İbrahim, 3 1 -2. Ancak İbn el-Esir (el
Kiimil fi 't- Tarih, X, 3 2 1 ), Kadı ve ordunun anlaşarak Arslan-şah'ı tahta çıkardıklarını ve bu
kuvveti gönderenin de Arslan-şah olduğunu zikrediyor.
KİRMAN SELÇUKLULARI 55
m Bedô.yi iil-Ezmô.n, 2 1 . Naklen Cô.mi iil- Tevô.rih-i Haseni, vr. 1 97a.; Muhammed b. İb
rahim, 32.; İbn el-Esir, X, 32 ı . Ancak İbn el-Esir, İran-şah ve Ebu Zur'a'nın esir alındığını
ve Arslan-şah adamlarından birini gönderdikten sonra her ikisinin de öldürüldüğünü zikre
diyor. İran-şah'ın batınılıği için ayrıca bk. Houtsma, 373-4.; M. G. Hodgson. The Order of
Assassins, The Hague 1 955, s. 87.; Turan, Selçuklular Tan'hi, ı 9 ı .
2 2•
füdô.yi iil-Ezmô.n, 2 ı . Naklen Cô.mi u·ı- Tevô.rih-i Haseni. vr. ı 97a.; Muhammed b . İb
rahim, 32.; Sımt, ı1.; Ravı:.at u·s-Safô., iV, 352.
227 İbn el-Esir, h. 494 yılı olaylan.; Tarih-i Guzide, 472 . ; Habib u·s-Siyer, il, 537 ve Ta-
rih-i Cihô.n Arô., 1 1 7.
22" Tarih-i Kirmô.n, 90.
229
Muhammed b. İbrahim, 29.
no Bedô.yi iil-Eı:.mô.n, 2 ı . Naklen Muhammed b. İbrahim, 33.; Sımt, ı8.
n ı Sıml, 1 8. ; Tarih-i Güzide, 372.; Habib üs-Siyer, i l , .) 37· Mirhond (Ravı:.al iıs-Sa/ii, i V ,
a) Uman olayları:
Kavurd devrinde zabt edilen Uman'da zaman zaman meydana çıkan
isyanlar bu bölgenin Kirman Selçukluları'nın hakimiyetinden kurtulmak
istediğini gösteriyordu. Nitekim, İran-şah'ın devleti kötü yönetmesi ve da
ha sonraki taht değişikliğinden Uman halkının yararlanmağa çalıştığı an
laşılıyor. Muhtemelen Arslan-şah'ın tahta çıkışının ilk günlerinde, Emir
Ebu Sa'd Muhammed b. Mudar b. Mahmud adlı bir şahsın Uman'ın ya
rısına, Cennabe ve Siraf şehirlerine ve Ceziret-i Beni Nefis'e hakim olarak
Basra emiri İsma'il'e tabi olduğunu görüyoruz 234• Bu olayı zikreden İbn
el-Esir daha fazla bilgi vermiyor. Ancak Efdal ed-Din'in 235 bir kaydından
hareket ederek, muhtemelen Arslan-şah'ın tekrar Uman'a hakim olduğu
nu söyleyebiliriz. Bu bilgiye göre, selefleri zamanındaki uslıl üzerine Melik
Arslan-şah'ın şahnesi Uman'da idi. Ancak yavaş yavaş bilhassa iç kısımlar
daki kabilelerin bir dereceye kadar bağımsızlığını kazanmağa başladığı an
laşılıyor. Haklarında fazla bir bilgi olmamakla beraber, bu devrede yerli
halkdan birkaç imamın işbaşına geldiğini görüyoruz. İlk imam 5 ı o/
ı ı ı6'da seçilen Muhammed b. Habis idi. Muhtemelen ikinci imam olan
Reşid b. Ali 5 1 3/ ı ı 1 9' da tayin edilmişti 236 Ancak iç kısımdaki isyanlara
rağmen, Arslan-şah devrinin sonuna kadar Uman sahili Selçuklular'a tabi
olarak kalmıştı 237•
b) Fars Olayları
233 Bedayi iil-Eı.marı, 22. Naklen Muhammed b. İbrahim, 33. Krş. Turan, Selrulclular
Tarıhi, ı g ı .
rn Bk. İbn el-Esir, X, 340.
m Bedayi iil-Eı.mıin, 2:1. Naklen Muhammmed b. İbrahim, 33. Aynca Nasır ed-Din
Münşi Kirmani (Sımt, 1 8). Arslan-şah zamanında Kays ve Uman'ın Kirman ülkesine ilave
edildiğini zikrediyor.
236 Bk. S. B. Miles, The Courıtn'es arıd Tribes of the Persian Gulj, 1 3 1 -2.
237 Krş. J. Aubin, " La ruine de SiraL.", s. 300.
Kİ RMAN SELÇUKLULARI 57
habere çok sevinmiş ve başta Kirman'ın dört büyük şehri 239 olmak uzere
bütün şehirlerin bir hafta süre ile süslenmesini emretmişti 240•
Bu olaydan Melik Arslan-şah'ın muhtemelen Melik Sencer'e tabi ol
duğu anlaşılıyor. Ancak kaynağın zikrettiği şekilde Sencer bu sırada sultan
değil, Melik idi. Fakat sultanlığı sırasında kazanmış olduğu büyük ihtişam
ve kudret, daha sonraki tarihçiler üzerinde etkinliğini sürdürmüş ve onun
meliklik devresinde de sultan unvanıyla anılmasına sebep olmuştu. Nite
kim o sırada Büyük Selçuklu sultanı Muhammed Tapar ( 1 1 05- 1 l 1 8) idi.
Melik Arslan-şah'ın Muhammed Tapar'dan yardım istemeyip, Sencer'den
yardım istemesi ona tabi olduğunu gösteriyor. Sencer'e başvurulmasının
bir sebebi de kanaatimizce Gazneli Devleti'nin bulunduğu bölge olmuştur.
Çünki bu bölge, Muhammed Tapar'dan daha çok Horasan'da hüküm
süren Sencer'in hakimiyeti altındaki sahalara komşu idi.
Melik Arslan-şah'ın tabiliği Sencer sultan olduktan sonra da devam
etmiş olmalıdır. Efdal ed-Din Kirmani 241, Arslan-şah'ın tanınmış bir şahsı
elçilikle Sultan Sencer'e göndermiş olduğunu zikrediyor. Sultan Sencer el
çiden Kirman'ın durumu hakkında bilgi istemiş ve konuşma sırasında
"Kirman'da sahrasında nergis yetişen bir şehir 242 olduğunu işittim." de
mişti. Elçi akıllı bir kimse idi ve muhtemelen Sencer'in Kirman'a hakim
olmak istediğini sezmişti, "Ey dünya Sultanı, nergis ve çalıçırpı beraber
yetişir." diye karşılık vermişti. Sultan elçinin bu nüktesi karşısında şaşır
mıştı. Bu da Arslan-şah'ın Sencer ile daima irtibatı muhafaza etmekte ol
duğunu gösteren olaylardan birisidir. Aynca Sadr ed-Din Huseyni 243, Sen
cer'e tabi ülkeler arasında Kirman'ı da zikrediyor. Sultan Sencer'in salta
nat devri ( 1 l 1 8- ı 1 55), Kirman Selçukluları'ndan Arslan-şah ( 1 ı o ı - ı 1 42) ve
Mugis ed-Din 1. Muhammed ( ı 1 42- 1 1 56)'in meliklikleri zamanına raslı
yor. Aynı tarihçiye göre, ona tabi olan ülkelerde ayrıca Sencer'in adına
paralar basılmıştı. Her ne kadar Sencer adına Kirman'da basılmış paralar
bulunmadıysa da, zikrettiğimiz olaylar tabilik işaretidir ve Arslan-şah'ın
219 Bu dört şehir muhtemelen Berdesir, Sircan, Cirufı ve Bem idi. bk. Muhammed b.
İbrahim, 35 n. 2.
240 Bk. Bedayi iil-Ezmıin, 22-3; Naklen Muhammed b. İbrahim, 35. Krş. Ghularn Mus
tafa Khan, A llistory of Bahram Shah of Gha;;.rıin, Lahore 1 955, s. 1 3- 1 5; C. E. Bosworth,
The Later Ghaı:.navids: Splendour and Decay, The Dyrıasty in Afgharıistan and Northern lndia 1040-
1 186, Edinbu rg 1 977, s. 93-4, 96.
2" Bk. Ikd el-Uta, 69.
242
B urası Ciruft şehridir, bk. aynı eser, 6g.
243 Bk. Ahbıir, 92-3 (ırk. trc. 65).
6o ERDOCAN MERÇİL
Efdal ed-Din Kirmani başka bir eserinde 247, Melik Turan-şah ve Ars
lan-şah'ın Fars'ı aldıklannı ve o vilayette ferman verdiklerini ve yıllarca
Kirman Meliki'nin şahnesinin Yezd ve Tabes'de bulunduklannı zikrediyor
ki, bu da Muhammed b. Key-Arslan'ın şahne olarak Yezd'e gönderildiğini
desteklemekte ve bu şehre Kirman Selçuklulan'nın hakim olduğunu
göstermektedir. Hasan b. Şihab ed-Din Yezdi 248 de manzum Tevil.rfh-i At-1
Selçuk 'dan nakilde bulunarak, biraz daha fazla bilgi veriyor; Muhammed
b. Key-Arslan'ın herhangibir mukavemetle karşılaşmadan Yezd'e hakim
olduğunu ve Melik Arslan-şah'ın buna çok sevindiğini ve Ali Feramürz'ü
çağırarak durumu söylediğini ve ona otuz hil'at ve gümüş verdiğini zikre
diyor.
254 Bk. Tarih-i Cedid-i rezd(nşr. İ. Afşar), Tahran hş. 1 345/ ı g66. s . .'iQ,62-64.
255 Krş. Bosworth, "Dailamis in Central Iran", 86,92. ; Lambton, "Saljuq-Ghuzz Settle
ment", 1 1 4-5.
ı;o Bk. M. Th. Houtsma, Mahmud mad., 1A.
KİRMAN SELÇUKLULARI
259 Bk. Btdô.yi iil-&man 23. Naklen Cô.mi üt-Tevarilı-i Hauni, ı ggb; Muhammed b . İb
MUHAMMED b. ARSLAN-ŞAH
Melik Muhammed tahta geçtiği zaman, kardeşlerinden Kirman-şah
durumu öğrenir öğrenmez Rıbat-ı Aliabad'a sığınmıştı. Kirman-şah aczi
nin ve uzak görüşlü olmamasının cezasını hayatı ile ödedi. Onu hemen
o gün ele geçirerek öldürdüler. Melik Muhammed'in diğer kardeşi Sel
çuk-şah ise; yiğit, akıllı ve daha uzak görüşlü bir kimse idi, derhal Berde
sir' den çıkarak güneye Germsir bölgesine kaçarak hayatını kurtardı. Kar
deşlerden Kara Arslan Beg ise Muhammed'in lutfuna sığınmıştı. Ancak
Muhammed onu yanında tutmasına rağmen, o kadar küçük düşürücü
davranışlarda bulundu ki, Kara Arslan Beg daha fazla dayanamayarak in
tihar etti. Ayrıca Melik Muhammed yirmiye yakın olan kardeşlerine ve
yeğenlerine de acımasızca davranmış, onları şehir ve çöldeki kalelere
göndermiş, bununla da yetinmeyerek hepsinin gözlerine mil çektirmişti 262 •
Böylece ilerde hükümdarlığını tehdit edebilecek kimseleri daha başlangıçta
etkisiz duruma getirmiş oluyordu.
260 Bk. Cografyô.y-ı Hô.fıı:. Ebrü, vr. 143 a.ı• >y, ..,-� . . . r.r-L ..Ji ı>Jl.. ._. .S:.. ı jl � ,ı..:.;-:ıı....; 1 .!.ll..
.:....!�
26 1 Bedô.yi iil-Eı:.mô.n, 2 ı . Naklen Muhammed b. İbrahim, 33. Krş. Arsları-şô.h mad., 1A.
Ayrıca Arslan-şah Mu'izz ed-Dın lakabı ve Ebu'l-Haris künyesi ile de zikredilmektedir, bk.
Osman Muhtari, Dlvô.rı-ı Osman Muhtari (nşr. Celal ed-Din Huma'i), Tahran hş. 1 34 1 /
1962,s. 2 1 , 23, 302, 429. Krş. Muhammed b. İbrahim, 3 3 n. ı .
262 Bedô.yi iıl-Eı:.mô.rı, 24; Muhammed b. İbrahim, 37. Krş. Houtsma, 375.; Bosworth,
"The lranian world", 1 34. Hafız Ebru (Cografyô.y-ı Hô.fıı:. Ebru, vr. 143a), bu şahısları yirmi
beş kişi olarak zikrediyor.
KİRMAN SELÇUKLULARI
2<>3Balk ve Bihabad, Yezd ile Kirman yolu üzerinde iki yerleşme merkezidir, fazla bilgi
için bk. Strange, Tht Lantis, 309-ı o .
2"' Bedayi iil-Ez.miırı, 25-6. Naklen M uhammed b. İbrahim, 40.Krş. Houtsma, 376.; Bos
worth, "The Iranian World", 1 34.
265Bediıy i ül-Ez.miırı, ıo. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 1 -2, Krş. S. B. Miles, Coun
tries and Tribes of the Persian Gulf, ı 32-3.
66 ERDOCAN MERÇİL
271 B k. /kd el- Ulii, 76.: Bedayi iil-E::. miin 27-8. Naklen Muhammed b. İbrahim, 43-4.
Krş. Houtsma, 376. Ancak lkd el- Ulii 'da Melik Muhammed'in mutemed bir adamını Isfa
han'a göndererek, Reşid Camedar ile şehrin tesliminin kararlaştırıldığı zikredilmiştir.
272 Bu sırada Sultan Mes'lıd'un veziri İzz ül-Mülk Ebu'l-İzz idi. İzz ül-Mülk, 533 Şev
vali/Haziran ı 1 39'da Kemal ed-Din Muhammed'in öldürülmesinden sonra vezir tayin edil
miş ve 539/ 1 144-5 yılında azledilerek öldürülmü�tü bk. :(iibdtl, 1 87 ve 1 95 (trk, trc. 1 73 ve
1 79). B u bakımdan kaynakta İbnü'l-Vezir adıyla geçen bu şahsın, İzz ül-Mülk'ün oğlu ol
duğu anlaşılıyor.
68 ERDOCAN MERÇİL
m Bk. İbn el-Esir, XI, 95. Ancak İbn-el Esir bu Kirmanlı şt>hzadeyi " İbn Kavurd"
ya'ni Kavurd'un oğlu olarak zikrediyor. Bu şehzadenin Kavurd'un torunlarından biri olma
sı daha çok muhtemeldir. Fakat gerek adı ve gerekse kimin oğlu olduğu şimdilik tesbit edi
lemiyor.
274 Bk. Bedayi iil-Ezman, 29. Naklen "Muhammed b. İbrahim. 45.; llabib us-Siyer, i l ,
537 ve Tarih-i Cihan A ra, ı 1 8. Krş. Houtsma, 377. Ancak Houtsma b u hicri tarihin miladi
olarak karşılığını 28 Haziran göstermiştir.
m Hk. Sıml. ı 8. ; Tarih-i Gui.ide, 472.; Ravzaı üs-Safii, iV, 352. Diğer taraftan Efdal ed
Din Kirmiini (Btdiiyi ül-&miin, 29), Melik Muhammed'in ondört yıl altı ay yedi gün, Mu
hammed b. İbrahim (Selcukiyiin ve Guz der Kirman, 45) ise ondört ay hükümdarlık yaptığını
zikrediyorlar. Onun Ağustos ı t 42'de tahta çıktığını kabül edersek, ölüm tarihi ile tahta çı
kışı arasında onüç yıl on aylık bir süre gözüküyor. Bu da Melik !\1uhammed'in hükümdar
lık yaptığı süredir ve ondört yıldan fazla değildir.
211> Bk. Bedayi iil-Ezman, 24. ; Muhammed b. İbrahim, 38. Houtsma, 376.
2 77 Ayrıca onun diğer lakabının Ebu'l-Fevaris olduğu İbn el-Esir'in verdiği bilgi ile de
destekleniyor. Heme kadar İbn el-Esir (el-Kamil fi 't-Tarih, XI, 209- ı o), bu sırada ölen Kir
man meliki'ni Ebu'l-Fevaris b. Muhammed b. Arslan-şah olarak zikretmişse de, burada
"İbn" kelimesinin fazlalığı açıkça göze çarpmaktadır.
m Bediiy i u'l-Ezmiin, 24-5. Naklen Muhammed b. İbrahim, 38-9.; Tarih-i Siihi, 8Ci-87.
Hatta nedimlerine Berdesir'deki Küy-ı Gebran mahallesinde bir köpeğin kaç tane yavru
doğurduğunu ve bunların rengini sorması, Melik Muhammed'in vilayetin durumuna ne ka
dar kadar hakim olduğunu göstermesi ve nedimlerini de kendisi gibi en küçük bir olayla il
gilenmelerini uyarması bakımından il!!:i çekicidir, bk. Aynı eserler ve lkd el-Ulii, 64.
Kİ RMAN SELÇUKLULARI
hammed Üner dahi "Bir yıl süre ile o padişahın hizmetinde idim. Hiçbir
gün onun bargah ve meclisinden selamet ile çıkacağımı sanmadım." diye
rek bu hususdaki korkusunu belirtmişti. Rivayete göre 279, bir kimseyi
öldürmediği, ava çıkmadığı, yaban eşeği ve ceylan vurmadığı ve onların
kanını dökmediği bir gün olmamıştı. Ancak imamlardan fetva almadıkça
hiçbir kimseyi öldürmemişti.
arasında bir köydür, bk. Muhammed b. İbrahim, 42 n. 2 . ; Strange, The Lands, 286.
1H1 Bk. /kd el- Ula, 7 . ; Bedayi iil-Ezmiin, 27. Naklen Muhammed b. İbrahim, 42 lbn el
Esir (el-Kamil ji 't- Tarilı, Xl, 2 1 0), Melik Muhammed'den sonra Selçuk-şah'ın tahtz. çıktığını
zikrediyor.
"·' Bk. et-Muza/, 3 1 - 1 . Krş. Merçil, Salgurlular, 4 1 .
ERDOÔAN MERÇİL
mağa başladığı görülüyor. Bu devrede göze çarpan ilk atabeg, Ala' ed-Din
Bozkuş idi. Bozkuş'un atası sa!ih ve zahid bir Türk idi. Bozkuş maddi
zenginliğe ve manevi olgunluğa sahih olduktan sonra, dünya işleri ile uğ
raşmağa başlamıştı. Muhtemelen Tuğrul-şah devrinde önce dô.dbeg ve son
ra atabeglik görevlerine tayin edilmişti. Emrinde birçok gulamı vardı ve
Kirman ordusunun büyüklüğü onun gulamları, hizmetkarları ve suvarileri
ile sağlanıyordu 284•
Atabeg Bozkuş öldükten sonra geride kalan oğlu Kutb ed-Dln Mu
hammed de devlet içinde nüfüzu olan bir şahsiyetti. Atabeg Müeyyed ed
Dln Reyhan istese de istemese de onu ihmal etmesi mümkün değildi.
Atabeglik görevi Müeyyded ed-Dln Reyhan'a verildikten sonra, şüphesiz
Kutb ed-Dln Muhammed'i de tatmin etmek gerekiyordu. Çünki Kutb ed
Dln, babasının Kirman'da iyi işler yapmış ve halkın gönlünü kazanmış ol
ması ve muhtemelen yine babasının gulamlarına sahip bulunması ile kuv
vetli bir durumda idi. Ayrıca askeri konularda da usta idi. Bu yetenekleri
ile onu devlet idaresinden uzakta tutmak, Kirman'da bir huzursuzluğa yol
aça bilirdi. Muhtemelen bu husus düşünülerek B erdesir'in diidbegliği ve
şahneliği ona verildi. Kutb ed-Dln Muhammed, Melik Tuğrul-şah zama
nında beş-altı ay bu görevleri yaptı 285• Tuğrul-şih'ın ölümü ile, Atabeg
Reyhan ve Kutb ed-Dln Muhammed'in Kirman Selçukluları taht mücade
lelerinde ve devletin siyasetinde etkin bir rol oynadıkları �örülecektir.
ıH• Bk. Bediiyi u'l-Ez.miin, 36. Naklen Muhammed b. İbrahim, 5 1 , 53-4,; Mez.iiriit-ı Kir
mtin , ı o.
2116
Bk. llcd el-Ulô., 8.; Btdô.yi iil-Ezmô.rı, 30- ı . N aklen Muhammed b. İbrahim, 47. Ah
med Ali Han Veziri ( Tarilı-i Kirmô.rı, g6), bu olayın 56 1 / 1 1 65-6 yılında olduğunu ve bu sı
rada Tuğrul-şah'ın Mekran'da bulunduğunu zikrediyor.
Bundan sonra göreceğimiz Kirman ile ilgili olaylann tarihi, bazı farsça kaynaklarca
"Harac yılı "na göre verilmiştir. O zamanlar Harac yılı ile Hicri yıl arasında aşağı-yukarı ye
di yıllık bir fark bulunmakta idi. Hicri ve miladi tarihler bu farka göre hesablanmıştır. Krş.
Merçil, Salgurlular, 46 n. ı
287 Bk. llcd el Ulô., 8.
2811
Bk. Bedô.yi iil-Ezmô.rı, 33·4. Naklen Cô.mi iit Tevô.n'Jı -i Hasmi, 228b.
2s9 Selculciyarı ve Gw: der Kırmô.rı, 5 ı .
ERIX)(;AN MERÇİL
2911 Ferverdin, Şemsi yılın ve bahar mevsiminin ilk ayı olduğuna göre (bk. Hasan
Amid. Ferheng-i Amid, Tahran hş. 1 342, s. 768.). Tuğrul-şah'ın ölümünün de 565 hicri yılı
na uygun düşen Mart ı 1 7o'de vuku bulduğunu kabul edebiliriz. Nitekim İbn el - Esi r (el
Kamil fi 'ı- Tarih, XI. 3.18). h. 565 yılını vermektedir. Tarih-i Cihan A ra (s. ı ı 8)da verilen .'i58
yılı da harac yılına uygundur. Krş. Houtsma, 377. Ancak Tarih-i GiüJde (s. 472) ve Habib
üs-Siyer (il, 537)'de değişik bir şekilde, Tuğrul-şah 'ın 562/ ı 1 66-7 yılında öldüğü zikredilmiş-
tir.
291
Tarih-i Kirman, 97.
292
Bk. Muhammed b. İbrahim, 47 n, 2.
293 lkd el-Ula B.; Bedayi el-Eı:.man, 3 1 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 47.
294 .<:fibdet, 287-8 (trk. \re., 256-7); Ravendi, 270 (trk. trc., il, 259). Ayrıca Ravendi,
lan-fah mad. iA .
KİRMAN SELÇUKLULARI 73
2"" Bk. Bedayi iil-Ezman, 30. ; Sımt, ı B . ; Tarih-i Giizide, 472.; Habib üs-Siyer, II. 537.;
377. lbn Funduk ( Tarih-i Beyhak, Ahmed Behmenyar nşr. 72/Quarı neşri s. ı 23), bu lakab ı
daha uzun bir şekilde "Melik el-berr ve'l-bahr Muhiy ed-Dünya ve'd-Din" olarak zikredi-
yor.
29" lkd el-Ula 7.; Bedayı ül-Ezman, 29. Naklen Muhammed b. İbrahim, 46.
290 lkd el-Ula, 7 .
J<wı Aynı eser, 7-8.
İKİNCİ BÖLÜM
C. FETRET DEVRİ
d) Behram-şah b. Tuğrul-şah' ın ilk saltanatı:
Melik Tuğrul-şah'ın yarattığı kargaşalık sırasında, Atabeg Müeyyed
ed-Din Reyhan 'ın yardımı ile üçüncü oğlu Behram-şah, Kirman Selçuk
lulan tahtına oturdu ve babasının hazinesini ele geçirdi. Emirler gulamlar
ve hizmetkarlardan bir grup saraya gelerek ona biat ve hükümdarlığını
kabul ettiler301• Bu durum Kirman Selçuklulan Devleti'nde bir fetret dev
rinin doğmasına yol açtı. Tuğrul-şahın en büyük oğlu ve veliahdı Arslan
şah, Atabeg'in meylinin Behram-şah tarafına olduğunu anladığı zaman,
yakın hizmetkarlan ve kendi gulamlan ile şehirden aynldı. Aralanndaki
uygunluk sebebiyle Terken-şah da onunla birleşmişti 302 • Onlar bir saat
kadar süre ile Ciruft dışında beklediler, ancak kendilerine saldıran veya
engelleyen kimse olmadı, artık istedikleri şekilde hareket edebilirlerdi. Ars
lan-şah önce hangi tarafa gideceği hususunda bir karar veremediyse de,
sonra Bem tarafına yönelmeyi tercih etti.
:ıo ı Muhammed İbrahim Bastani Parizi ( Viidiy-i llefıvad, 4G), Behram-şah adına Amr
b. Leys Mescidi'nde hutbe okunduğunu kaydediyor.
302 İ bn el-Esir (el-Kiimil /i 't Tanlı, Xl, 358), Terken-şah'ın Behram-şah ile beraber ol
duğunu zikrediyor ki, hatalıdır. Daha sonra da görüleceği üzere Terken-şah daima Arslan
ş.ih ile beraberdi.
Kİ RMAN SELÇUKLULARI 75 .
ıo3 Bk. Ikd ti-Ula, 8; Bedayi iil-Ezmarı, 33-4. Naklen Cami üt- Ttvarih-i Haserıi, vr.
228b. ; Muhammed b. İbrahim, 5 1 -3. Krş. Houtsma, 378.
J<ı• Bir diğer rivayete göre, Ciruft'dan ona vilayeti ve şehri korumasını yazmışlardı, bk.
b. İbrahim, 54-5
ERDOGAN MERÇIL
l06 Bk. llr.d e/- Ulô., 8.; Bedayi ul-Ezmarı, 35. Naklen Cam i u·ı- Tevarilı-i flaserıi, 229a.;
!in Bem tarafında olduğunu anlamış ve bir gece geri kalan maiyyet halkı,
kendi ve babasının gulamları ile Arslan-şah'ın yanına kaçarak ona bağlan
mıştı. Böylece Kutb ed-Din Muhammed'in katılması ile Arslan-şah'ın du
rumu kuvvetlendi ve etrafdan gelen yardımlar daha da fazlalaştı.
ıuu Bkz. lkd el- Ula, 9.; Bedayi iil-Ezman, 35, 37-8. Naklen Camı i.iı- Tevarih-i Haseni,
31
ile Horasan'a kaçtı 0• Gayeleri Horasan hakimi Müeyyed Ay-Aba'ya iltica
etmek ve yanlarındaki hazine ile ondan ordu ve yardım sağlamaktı. Beh
ram-şah 20 Ferverdin'de tahta oturup, Hordad ayının sonunda Kir
man'dan kaçmıştı. Bu bakımdan onun ilk melikliği, Ferverdin Şemsi yılın
birinci, Hordad da üçüncü ayı olduğuna göre, iki ay dokuz veya on gün
gibi kısa bir müddet sürmüştür.
Behram-şah'ın ayrılmasından hemen sonra, Turan-şah Salgurlu ordu
su ile Berdesir önüne geldi (Tir ayı 3 1 1 , birinci pazar günü) ve Saray-ı
Deşt'deki tahta oturdu. Şehirde birkaç Deylemli'den başka asker yoktu,
bunlar kapılan tuttular. Berdesir Kadısı da şehrin müdafaası için gayret
gösterdi. Salgurlu ordusu şehrin dışında yağma ve çapulculuk yapmağa
başladı ve dört gün 312 şehre girmeğe muvaffak olamadı. Beşinci gün saba
hı (lir ayının beşinci Perşembe günü), Behram-şah'ın kaçtığından haber
siz olan Arslan-şah yediyüz gulamdan oluşan kuvvet ile, onun şehirde bu
lunduğunu sanarak, Bem'den Berdesir önüne geldi. Ancak şehir önünde
beşbin kişilik Salgurlu ordusu ile Turan-şah'ı buldu. Ani bir hucümla on
ları mağlup ederek, büyük bir zafer kazandı. Salgurlu ordusundan birço
ğu öldürüldü ve bir kısmı da esir edildi. Turan-şah ve geride kalanlar
Şiraz'a döndüler. Kirman bir hafta içinde üç melik görmüş, neticede il.
Arslan-şah tek başına Kirman Selçuklulan Devleti tahtına oturmuştu (takr.
ı ı 70 yılı Haziran başı) 313
e} il. Arslan-şah'ın ilk meliklik devresi:
il. Arslan-şah tahta oturduktan sonra bütün Kirman ona itaat etmiş
ve görünürde hiçbir rakip kalmamıştı. Arslan-şah yapılan iyilikleri unut
mamış ve kendisine yardımcı olanları mükaffi.tlandırmıştı. Kutb ed-Din
Muhammed'e babası Atabeg Bozkuş gibi, ataheglik, dadbeglik ve Berde
sir'in şalınel.iği verildi. Yine Arslan-şah Bem'de iken başarılı hizmetleri
görülen Ziya ed-Din Ebu'! Meffi.hir de vezirliğe tayin edildi. Bu arada
310
l bn el-Esir (ti-Kamil fi'ı-Tarih, Xl, 358), Behram-şah'ın Arslan-şah karşısında mağ
lup olduktan sonra Horasan'a gittiğini zikrediyor.
31 1
Tir ayı; Şemsi yılın dördüncü, yaz mevsiminin ilk ayı, bk. Ferhtng-i Amid, s. 356.
31 2
Efdal ed-Din Kirmani diğer bir eserinde (llcd el- Ulii, ıo) bu zamanı üç gün olarak
göstermiştir.
313
Bk. //cd ti- Uta, g; Btdiiy i iil-&miin, 38-g. Naklen M uhammed b. İbrahim, 58-6o.
Krş. Houtsma, 379. ; Merçil, Salgurlular, 46-7. Arslan-şah'ın Haziran başında tahta geçişi,
savaşın Tir ayının beşinci günü olmasından hareket edilerek bulunmuştur. Yukarıda da be
lirttiğimiz Üzere Tir, yaz mevsiminin ilk ayı idi.
KİRMAN SELÇUKLULARI 79
Atabeg Müeyyed ed-Din Reyhan'ın Berdesir'i terk ederken şehrin ileri ge
lenlerine ve hacelere vermiş olduğu birçok emanetleri, bu şahıslar Melik
il. Arslan-şah'ın Divanı ha getirdiler. Bu sayede hazine ve sarayın işleri ve
atlıların harcamalarına karşı gelir sağlanmış oldu.
Kirman bundan sonra beş-altı ay sakin ve emniyetli bir devre yaşadı.
Herkese Turan-ş3.h ve Behram-şah'ın meliklikten elini çektiği düşüncesi
hakim olmuştu. Ancak sonbahar başlangıcında (der evail-i hariQ, Turan
şah bir defa daha Atabeg Zengi'den kuvvet alarak Kirman üzerine
yürüdü. Salgurlu ordusunun başında, muhtemelen, Mücahid Gürgani
adında bir kumandan bulunmakta idi 314• Turan-şah onun bu hareketini
haber aldığı zaman büyük bir ordu ile Berdesir'den çıktı ve Germ-slr tara
fına yöneldi. Turan-şah ise bu sırada Deşt-i Ber 3 1 5 hududuna gelmiş Sal
gurlu ordusu yorulduğundan ordugah kurmuştu. Onlar bu istirahat anın
da iken, Melik II. Arslan-şah ve kuvvetlerinin baskınına uğradılar. Bu ani
hücuma mukavemet edemeyen Turan-şah ile Mücahid Gürgani ve Sal
gurlu ordusu kurtuluşu tekrar Şiraz'a kaçmakta bulmuşlardı.
Bu tehlikeyi atlatan Arslan-şah daha korkunç bir bela ile karşılaşmıştı.
Onun Berdesirli askerlerden oluşan ordusu, alışılmamış derecede sıcak
olan Germ-sir'in havasından etkilenerek hastalanmış, arkasından veba has
talığı meydana çıkmıştı. Türkler'den bir grup o korkunç hastalıktan
öldüler, Melik II. Arslan-şah Germ-sir'den Ciruft şehrine yönelerek, ordu
sunu bu hastalıktan kurtarmak istediyse de, yolda askerlerin ölmesi devam
etti. 3 1 6 •
nnda Seyf ed-Din Tunguz 317, Buğra Tegin, Salah ed-Din 31 8 Meymun ve
Erkuş Zavei (Zade) 3 1 9 gibi büyük emirlerin bulunduğu üçbin kişilik bir
kuvvet verdi. Hatta bu yardımcı kuvvetin mikdarı kararlaştırılırken Melik
Müeyyed, "Asla bu orduya aşağılayıcı bir şekilde bakmayınız. Her neka
dar bu sayı az görünüyorsa da, onların içinde öyle adamlar vardır ki, onu
bin adam yerine koyarlar. Söz gelişi, -Erkuş Zavei gibi," demişti. Behram
şah bu yardımı sağladıktan sonra Sistan yolundan Kirrnan'a yöneldi.
Onun Kirrnan'a geldiği haberi 558 Harac yılı İsfendermüz ayında 320/h.
566 Ciruft'a ulaştı. Melik il. Arslan-şah'ın emrinde, ordusu içinde çıkan
veba hastalığının etkisi ile, çok az asker kalmıştı. Behram-şah'ın Ciruft'a
ilerlediğini öğrendiği zaman kaçmak veya savaşmak hususunda kararsızdı.
Nihayet savaşa karar vererek Ciruft'dan çıktı. İki taraf ordusu Kumadin
(Kamadin) sahrasında karşılaştılar. Melik il. Arslan-şah, Atabeg Kutb ed
Din Muhammed ve emirlerin çoğu savaşı bırakarak kaçtılar ve Heme
dan' a Irak ve Selçuklu sultanı Arslan-şah'ın yanına gittiler. Behram-şah ve
askerleri Arslan-şah'ın kardeşi Terken-şah ile Deylemliler'in ileri gelenle
rinden bir grubu esir ve işkence ettiler321 •
il. Arslan-şah'ın bu meliklik müddeti dokuz ay sürmüştü 322• Bu su
retle Behram-şah ikinci defa Kirman Selçukluları tahtına oturuyordu (558
Harac yılı İsfendermüz ayı/h. 566, takr. Şubat ı 1 7 1 ) 323 •
g) Behram-şah'ın ikinci meliklik devresi ve Ciruft'un yağmalan
ması:
Behram-şah tekrar melikliğe kavuşmuştu, ancak ona yardımcı olan
Müeyyed Ay-Aba'ya mensub askerlerin de bu hizmetin karşılığında bir
3 1 7 Bu ismi Efdal ed-Din (Bedôyi iil-Ezmôrı, 4 1 ), ;}..; Hasan b. Ş1hab ed-Din Yezdi (Cô
mi iiı- Tevôrilı-i llaurıi, vr. 2 3 1 a) ;_,!; Muhammed b. İbrahim (s.61 ) :f.;; şeklinde zikrediyorlar.
3 1 " Hasan b. Şıhab ed-Din Yezdi (aynı eser, vr. 23 1 a), Celal ed-Oin olarak zikrediyor.
310
Bu ismi Efdal ed-Din (aynı eser, 4 1 ,53,8 1 ) �h .�ı,; Hasan b.Şıhab ed-Din Yezdi (aynı
•
eser, vr. 2 3 1 a) �,ı,; ve Muhammed b. İbrahim (s. 6 1 , 78, ı 1 9) .s'•h .,ı,; şeklinde kaydedi
•
yorlar.
320
İsfendemıüz; Şemsi ayların onikincisidir, bk. Fnlıerıg-i Amid, ı 1 2 .
32 1 Bk. Bedôyi iil-Ezmôn, 40- 1 . Naklen Cômi iit- Tevôrilı-i Haseni, vr . 23 1 a-113 ı b.; Mu
hammed b. İbrahim, 6 1 -2 ve 64.; İbn el-Esir. XI. :n8. Krş. Houtsma, 38o.; l\'1er�·il. Salgur
lular, 48.
m Bk. Ikd el- Ula, ıo.
323 Bu miladi tarih, Behrii.m-şah'ın Kirman'a gelişi ve İsfendermüz ayının Şemsi ayla
rın onikinci olmasından hareket edilerek hesablanm 1 ştır. Ayrıca Aslan-şah'ın Haziran'da
KİRMAN SELÇUKLULARI 8ı
Ayrıca Berdesir'e bir şahne gönderilerek, ordunun na'l bahası (na '! ba
hay-ı leş/cer) olarak yüzbin dinarın şehir halkına bölüştürülmesi emr edildi.
Behram-şah'ın şahnesi adı geçen şehre ulaştığı zaman, bu miktarı halk ara
sında bölerek, kimlerin ne kadar para vereceğini tespit etti. Ancak Arslan
şah'ın yenilgisi her evde birçok acıya ve zarara sebep olmuştu. Bu yüzden
şehir halkının Üzerlerine düşen malı ve borcu karşılayacak güçleri yoktu.
Buna rağmen bu yüzbin dinarın toplandığı anlaşılıyor. Nitekim Melik
Behram-şah 559 Harac yılı başında (takr. h. 566/takr. ı ı 7 ı) Berdesire gel
di ve kararlaştırılan bu parayı yanındaki orduya dağıttı ve büyük emirlere
Horasan'a dönmeleri için izin verdi. Horasanlılar'dan birkaç emir, bir
grup asker ile, onun hizmetinde kaldılar.
Melik Behram-şah'ın maiyyetinin intikamcı davranışları yanında Ata
beg Müeyyed ed-Din Reyhan da Berdesir'de boş durmadı. Özellikle Ho
rasan'a kaçarken emanetler bıraktığı insanları çarmıha geriyor, kamçılatı
yor veya azarladıktan sonra bunları geri almak için işkenceler yapıyordu.
Onun yüzünden birkaç zengin fakirleşmişti. Behram-şah ve Atabeg Rey
han'ın bu davranışları ve Ciruft'un yağmalanışı Kirman'ın iktisadi hayatı
na büyük bir darbe olmuştu 325•
tahta geçtiğini gözönüne alırsak, dokuz aylık süresi hesablanırsa takriben aynı sonuç elde
edilmektedir.
J24 füdayi iil-Ezmarı, 4 1 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 62. Krş. J. Aubin, " La Rui
ne de Siriif et les Routes du Golfe Persique aux Xle et Xlle siecles" , 30 1 .
m Bedayi iil-Ez.marı, . p -2. Naklen Cami iiı- Tevarilı-i Hasen i, 23 ı b. ; l\luhammed b . İb
326
Bedayi iil-Ezman, 42-3. Naklen Cami iit- Tevarih-i Haseni, 2 3 1 b-232a.; Muhammed b.
lbrahim, 64. Krş. Houtsma 38o.
327 Bk. Bedayi iil-Ezman, 49 ve Naklen Muhammed b. İbrahim 73.; İbn el-Esir, XI.
328 Efdal ed-Din (Bedayi iil-Ezman, 43) ve naklen Muhammed b. İbrahim (s. 66), bu
emirin ismini Karakuş olarak bildiriyorlar. Ancak onlann Muhammed b. Akkuş ile, Müey
yed Ay-Aba'nın Behram-şah'a yardıma gönderdiği Emir Karakuş'u karıştırdıkları anlaşılı
yor.
KİRMAN SELÇUKLULARI
Satmaz, Emir İzz ed-Din Dineveri ve Yezd atabegi Rükn ed-Din Sam (öl.
ı 1 94) ve Fars'dan da Mücahid Gürgani gibi ünlü emirler verildi. Ayrıca
Kirman'dan da taraftarları kaçarak onunla birleştiler. Nihayet şiddetli so
ğuk geçip, bahar geldiği ve 56o Harac yılı (takr. h. 567/takr. m. 1 1 7 1 -2)
girdiği zaman, Azar ayının 329 ondördüncü gecesi Arslan-şah yanındaki or
du ile Hemedan'dan ayrılarak Fars yolu ile Kirman'a doğru hareket et
ti 330•
il. Arslan-şah 56o Harac yılının Tir ayının birinci günü (takr. h. 567/
takr. Haziran ı ı 72), beraberindeki büyük ordu ile Berdesir kapısı önüne
geldi ve buradaki sahrada adeta şehir hüviyetinde bir ordugah kuruldu.
Arslan-şah ile beraber gelen Irak ordusu birkaç gün şehrin ve kale duvar
larının çevresinde savaştılarsa da bu hareket boş yere kumandan ve asker
lerin ölümüne sebep olmuştu. Onlar şehrin sağlamlığı karşısında, Berde
sir'i savaş ile ve kısa sürede ele geçirmeğe imkan olmadığını anladılar.
Kendilerini tehlikeye atmaktansa uzun süreli bir muhasarayı çare
gördüler. Talih de onlara bu konuda yardımcı olmuştu. O yıl kış mevsi
minin fazla sert geçmeyişi, mahsUI ve meyvalann umulandan fazla olması
nı sağlamıştı. Bu Arslan-şah ve Irak ordusuna yaramış, devamlı yiyecek
bulmak imkanı doğmuştu. Onlar ordugahda eğlence ile rahat bir ortamda
vakit geçiriyorlar, ancak şehirden çıkan birlikler ordugaha saldırırlarsa,
bunları uzaklaştırıp cezasını veriyorlardı.
329 Azar ayı, Süryani yılına ait aylardan biri olup, baharın ilk ayıdır, bk. Ferlıeng-i
A m id, 58.
330 Sadr ed-Din Huseyni (Alıbôr, 1 65, ırk. trc., 1 1 6). bu ordunun hareket tarihini 564/
ı ı 68-g olarak zikrediyor ki, Efdal ed-Din Kirmani ve nakilçilerinin verdiği tarihle aralarında
aşağı-yukarı üç yıllık bir fark vardır.
ERDOCAN MERÇİL
rn Bedayi iil-Ezmarı, 43-46. Naklen Cami' üt- Tevarih-i Haseni, 232a-233a.; Muhammed
b. İbrahim. 64-6g.
Kİ RMAN SELÇU KLULAR!
maya çağırdı. Onun şartları şöyle idi; Başkent Berdesir ve dört vilayet
Arslan-şah'ın, iki vilayet ve Bem şehri Behram-şah'ın olacaktı. Birkaç gün
bu husus üzerinde konuşuldu ve gelip gitmelerden sonra bir anlaşmaya
varıldı. Buna göre; taraflar Kirman'ı üçe bölüyorlar,başkent Berdesir, Sir
can, Ciruft, Habis ve tabi yerler ya'ni üçte iki topraklar Arslan-şah'ın,
Bem ve Mekranat ya'ni geri kalan üçte bir topraklar da Behram-şah'ın
oluyordu 332 •
Bu suretle Kirman üzerinde ikili bir meliklik idaresi başlıyordu. Mu
hasara Tir ayının birinci günü (takr. Haziran ı ı 72) başladığına ve altı ay
sürdüğüne göre, bu anlaşmanın aşağı-yukarı Kasım-Aralık r r 7 2'de olması
gerekiyor.
33 2 Bedtiyı iil-Eı:,mtirı, 46-7. Naklen Ctimi ut-Tevtirih-i Haseni 233 a-b.; Muhammed b. İb
rahim, 69-70. Krş. Houtsma, 38 ı . İbn el-Esir (el- Kamil /i 'ı- Tarih, Xl, 358) ve Sadr ed-Din
Huseyni (A hbar, 1 65 , trk. trc., 1 1 6), Melik Hehram-şah'ın yardım istemek için Melik Müey
yed Ay-Aba'nın yanına Niş3.blır'a kaçtığını zikrediyorlar. Ayrıca bk. M. H. Yınanç, A rsları
ştih mad., fA.
86 ERDOCAN MERÇİL
m Bedayi iil-Ezmô.n, 47-49. Naklen Cô.mi iit- Tevô.rih-i Haseni 233b.; Muhammed b. İb
Melik II. Arslan-şah 56o Harac yılının Dey ayında 336 (takr. h. 568/
takr. m. Aralık ı ı 72) beraberinde Atabeg Kutb ed-Din Muhammed ve ve
zir Nasıh ed-Din Ebu'l-Berekat olduğu halde kışı geçirmek üzere Ciruft'a
yöneldi ve 56 1 Harac yılı Hordad ayı sonuna (takr. h. 568/takr. m. Mayıs
ı ı 73), ya'ni yaz başına kadar orada kaldı. Artık kendi durumu düzeldiği
için gönül rahatlığı ile başkenti Berdesir'e döndü. Devlet işlerinden çok
eğlence ve şarap içmekle meşgul oldu. Bu süre içinde kendisine yardımcı
olan dostlarını ve kullarının haklarını ihmal etmişti. Ancak bu umursa
mazlığı yeni belalarla karşılaşmasına sebep olacaktı 337•
335 Ravendi (Rô.hat iı's-Sudur ve Ayet iı's-Suror), 307, trk. trc., il, 290), Mücir-i Beyleka
ni'nin bir kasidesini eserine almıştır. Bu kasidede Şair, Sultan Arslan-şah'ı öğmekte ve "se
nin sayende Kirman Meliki muradına erip, bekleyip, merak etmeden hükümdarlık almış
tır." demektedir. Bu da görüşümüzü desteklemektedir.
3 36 Dey ayı; Şemsi yılının onuncu, kış mevsiminin birinci ayıdır, bk. Ferheng-i Amid,
5 1 8.
337 Bedayi iıl-Ezmô.n, 49. Naklen Cami iit- Tevô.rih-i Haseni, 233 b . ; Muhammed b. İbra
him, 73-4.
ııe Turumtay; yırtıcı kuş, erkek adı, bk. Divaniı' Lugat-it Tiı'rk Dizini (Yazan Besim
339 Hace-taş; Eskiden bir efendinin kölelerinden her biri, kapı yoldaşı, bk. F. Develli
oğlu, Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara 1 9702, s. 365.
340 İnsan ister istemez, bir ara Irak Selçuklu Devleti'nin kaderine hakim olan Hoz
:wı Bedayi ul-&man, 49-5 ı . Naklen Cami iı't-Tevarilı-i Haseni, 233b-234a.; Muhammed
Yezdi ( Cami' U't- Tevarilı-i Haseni, 243b) ve Muhammed b. İbrahim (s. 78) ise J,...:Jı şeklinde
kaydetmişlerdir.
go ERDOCAN MERÇİL
dığı hizmeti, ya'ni Berdesir'e akını, kendisi gerçekleştirmek için izin istedi.
O muhtemelen bu izni almış olmalı ki, beraberinde bir mikdar gulam ile,
bir sabah erken saatlerde Berdesir'e geldi; şehir halkı ihtiyatsız iken, ya
bancılann bulunduğu kervansaraya, Berdesir'in zengin ve büyüklerinin ev
lerine hücum ederek tam bir yağmaya girişti. Aybeg Dıraz ve beraberin
dekiler öğle namazına kadar pazar yerini iyi bir şekilde yağmaladılar, bir
çok mal, yiyecek, sayısız para, kadın süs eşyası, işlemeli giyecekler ve
yükte hafif bahada ağır ne buldularsa alarak tekrar Bem'e döndüler. Ay
beg Dıraz bu baskını tam bir haşan ile gerçekleştirmişti. Ancak iki Melik
arasındaki anlaşmazlıktan yine halk etkilenmiş, fakirlik ve sıkıntıya
düşmüştü. Aynca şehre güzel elbiseler ve sermaye getirmiş olan yabancıla
nn hepsi iflas etmiş bir durumda kendi ülkelerine gitmek üzere yola ko
yulmuşlardı.
344 Bk. Bedayi iil-Ezman, 5 1 -53. Naklen Muhammed b. İbrahim, 76-78. ; Cami iit- Troa
rih-i Hasmi, 234 a-b. Krş. Houtsma, 382.
345 Urdubehişt; Şemsi yılın ve baharın ikinci ayı, bk. Ferlıeng-i Amid, 103.
346 Bu tarih hemen aşağıdaki 27 Ramazan 56g/ ı Mayıs ı ı 74'e göre hesaplanmıştır.
KİRMAN SELÇUKLULARI gı
147 Bedayi ii/-Ezmarı, 53-4, Naklen Cami iit-Tevarih-i Hasroi, 235a; Muhammed b. İb
Kirman'da her yıl hass ü am'ın binek hayvanları bir sürü halinde
Meşiz'in çayırlık ve otlaklarına gönderilirdi. Aynı şekilde 563 Harac yılı
Hordad ayında (takr. h. 570/takr. m. Mayıs 1 1 75), binek hayvanları Me
şiz'e gönderilecekti. Atabeg Kutb ed-Din Muhammed'in kardeşi Emir-i
Ahur Ala' ed Din Ebu Bekr kendi maiyyet halkı ve gulamlar ile sürünün
başında yola çıkmağa hazırlanıyordu. O gece Atabeg, kendi kethüdası Na
sır ed-Din Kemal'i çağırarak şöyle konuştu, "Ey Nasır ed-Din bu padişa
hın gaflet ve hak tanınmamasına şaşırdım. Bu ülkenin tacını onun başına
ben koydum. Eşkiyadan bir avuç meçhfıl onu hükümdarlık tahtından in
dirmeğe çalışıyorlar. Bu grubun işini bitirmek benim elimdedir.. . . Yarın
Cuma namazından sonra kardeşim Ebu Bekr sürü ile Meşiz'e gidiyor. Be
nim niyyetim, kendi has gulamlarım ve babama bağlı Türkler ile gece
onun arkasından şehirden çıkmak ve sürüyü sürerek Bem tarafına gitmek
dir. Yaya olmaları nedeniyle peşimizden kimse izleyemez. Behram-şah bu
kardeşinden daha seçkin ve gözü açıktır, ancak bu saatte yoksun, talihsiz
ve mağlup olmuştur. Şüphesiz bu bağışa karşı kendini borçlu görür ve
düşkünlükten kurtulur. Bir haftada onu başkent Guvaşir'e getirelim ve
muhaliflerin şart olan cezalarını verelim." Nasır ed-Din Kemal'in de bu
görüşü paylaşması üzerine, Atabeg dörtyüz atlı ile şehrin dışına çıktı ve
sürüyü önüne katarak Baft yolundan önce Ciruft'a gitti. Atabeg'e vefasız
lık etmiş ve yüz çevirmiş devlet büyükleri ve emirlerden birisi de Ciruft
şahnesi olan Şems ed-Din Maguni idi. Bu şahıs da Refi ed-Din ile işbirliği
yapmıştı. O bu sırada Ciruft'da içki ile meşgfıl ve olaydan habersizdi.
Atabeg Kutb ed-Din bir emir ile birkaç gulamını göndererek onu yakalat
tı. Atabeg'in ikinci işi; Refi' ed-Din ile anlaşmazlığı sebebi ile Magun 349
hududundaki Kale-i Süleyman 350'da tutuklu bulunan Emir Muhlis ed-Din
Mes'ud'u kurtarmak olmuştu. Daha sonra beraberinde Emir Muhlis ed
Din ve Şems ed-Din Maguni olduğu halde Ciruft'dan Bem'e yöneldi 35 1 •
349 Maglın; Kirman'ın köylerinden biri olup, Baft-Ciruft yolu üzerindedir, bk. Mu
hammed b. İbrahim, 83 n. r .
350 B u kale, Derfarid havalisinde ve Klıh-ı Süleymani'nin üzerindedir, fazla bilgi için
352 Bedayi iil-Ezman, 57-9. Naklen Muhammed b. İbrahim, 84-6.; Cami iit- Tevarih-i
Haseni, 236a-236b .
94 ERDOÔAN MERÇİL
onu iyi bir şekilde karşılamış ve meliklik için lüzumlu gereç ve aletlerin
hepsini tamamlamıştı. Daha sonra hizmette kusur etmemek için daima
çalışıyor ve "Eğer bu hizmet yolunda Yezd hazinesi gerekse yine de diren
mekten vazgeçmeyeceğim ve bu hususda kuvvet sarfından çekinmeyece
ğim. Eğer amaç Yezd ordusu ile elde edilmezse, bizzat kendim Irak (Sel
çuklu) sultanı'nın huzuruna gideyim ve para ile bir ordu düzenleyip geti
reyim. diyordu. İki ay bu şekilde geçtikten sonra II. Arslan-şah Kirman
n
üzerine bir sefere karar verdi. II. Arslan-şah'ın bu şekilde karar almasına,
muhtemelen gulamların daima ihanet etmeleri ve Kirman ordusunun
önceleri onun tarafını tutması sebep olmuştu. Bu da belki Arslan-şah'ı
umutlandırmış, bir savaş ihtimali üzerine yine Kirman ordusundan kendi
sine iltihakların olabileceğini düşünmüştü. Neticede yaz sıcaklarına rağ
men Arslan-şah, Yezd Atabegi ve ordusu ile Kirman'a hareket etti.
Melik Behram-şah Kirman'a tekrar hakim olduktan sonra etrafındaki
emirler de ona tabi olmuşlardı. Kirman tam bir emniyet ve asayiş içinde
idi ve halk durumdan memnundu. Gerek hububat ve gerekse meyva
ürünleri beklenenden fazla ve fiatlar sabit idi. Türk ve Deylemli ordu
mensupları tam olarak Behram-şah'a itaat ediyorlardı Behram-şah ise
adam öldürmeleri ve kızgınlıkları geride bırakmış, geçmişteki kötülükleri
unutturmağa çalışıyordu.
II. Arslan-şah ve . Yezd ordusunun hareket haberi Berdesir'e ulaştığı
zaman, Melik Behram-şah tam teçhizatlı donatılmış kalabalık bir ordu ile
savaşmak üzere hududa doğru yöneldi. İki taraf arasında mesafe azaldık
ça, Arslan-şah'ın umudları gerçekleşmedi. Bunda Behram-şah'ın Kir
man'da sağladığı düzenin ve iyi idarenin etkisi büyük olmalıdır. Bu suret
le II. Arslan-şah bir savaşa girişmek cesaretini göstermeden tekrar Yezd' e
giderken Behram-şah da Berdesir'e dönüyordu 353.
m Bedayi iil-Eı:.man, 59-6o. Naklen Ciimi iit� Tevarih-i Haseni, 236b.; Muhammed b. Ib
ı;4 Bedô.yi ül-Er.mô.n, 6o- ı . Naklen Cô.mi iiı- Teviırih-ı Haseni, 236b.; Muhammed b. İb
rahim, 88-9. Kadı Gaffari (Tarih-i Cihô.n Ara, ı ı 8)'nin zikrettiği (5) 64 tarihi harac yılına
uyı.:undur. İbn el-Esir (el-Kamil fi 't- Tarih, XI, 358)'e göre, Arslan-şah Behram-şiih'dan önce
ölmüştür.
m Bk. /kd el- Uta, 1 2.; Bedayi ül-Ezmiin, 32. Naklen Muhammed b. İbrahim, 49-50.
116 Bk. Alptekin, s. 564.
g6 ERDOCAN MERÇİL
a) Bem'e kaçış:
Yeni Melik'in tahta geçmesinden birkaç gün sonra, Atabeg Kutb ed
Din Muhammed ancak Bem kalesi kutuva/i bulunan Sabık ed-Din Ali
Sehl'in yardımı ile işlerini yürütebileceğini düşünmüş ve il. Muhammed
şah'ı yanına alarak, beraberinde kendi gulamları ve maiyyetinden bir grup
olduğu halde, Berdesir'den ayrılarak Bem'e yönelmişti.
Sabık ed-Din Ali Sehl'e gelince, o daha önce Horasan'da Emir Kerim
eş-Şererin hizmetinde bulunuyordu. Onu Melik Tuğrul-şah zamanında
birkaç defa Kirman'a göndermişlerdi. Daha sonra Melik Behram-şah ikin
ci defa Melik Müeyyed Ay-Aba'dan yardım istediği zaman, o Kerim'in
hizmetinde Bem'e gelmişti. Ali Sehl burada Behram-şah'ın ve devlet
büyüklerinin hizmetinde iyi ahlakı ve yiğitliği ile kendisini sevdirmiş ve sa
raya girerek etrafına birkaç serheng toplamıştı. Atabeg Kutb ed-Din'in II .
Arslan-şah'dan ayrıldığı ve Behram-şah'ı Berdesir'e götürerek meliklik tah
tına oturttuğunu daha önce zikretmiştik. Behram-şah bu iş için Bem'den
ayrılacağı sırada, Sabık ed-Din Ali Sehl'in adamlarına birkaç serheng da
ha ilave ederek şehir ve kaleyi ona bırakmıştı. Ali Sehl bu şehri o kadar
güzel idare etti ki, halk ondan son derece memnun kaldı. Buna karşılık
onun da kuvvet ve kudreti artmış, fakat Behram-şah hayatta olduğu süre
ce ona sadık kalmıştı.
KİRMAN SELÇUKLULARI 97
357 İğ (İc); Şebankare bölgesinin merkezi ve yine bu bölgeye mensup şehirlerden İs
tahbanfü'ın dört fersah doğusunda müstahkem bir kale, bk. V.F. Büchner, Şehiinkiire mad. ,
lA. ve Muhammed b. İbrahim, 95 n. 2.
35" Bedayi ül-Ezmiin, 6 1 -64. Naklen Ciimi üt-Teviirih-i Haseni, z36b-237b.; Muhammed
b. İbrahim, go-95.
359 Bastani Parizi (Muhammed b. İbrahim, 95 n. 4). Yezd Atabegleri hanedanında bu
362 Her nekadar kaynaklar il. Arslan-şah'ın iki yıl Yezd'de kaldığını zikrediyorlarsa da
Ciruft'a girdi ve atabeglik görevini de Aybeg'e verdi. Zaten bir bardak su
da kopartılan fırtına biraz da bu görev için olmuştu. Melik il. Arslan-şah
ve beraberindekiler o kışı Ciruft'ta geçirdiler 363•
363 Bk. Bedayi iil-Eı.marı, 65·7. Naklen Cami ' iiı- Tevarfh-i Haseni, 238a·238b.; Muham·
dır. Muhammed b. İbrahim (s. 98), gün olarak Ferverdin'in altıncı gününü zikrediyor.
36; Bedayı iil-Et.. man, 67. Naklen Cami iit- Tevarfh-i Haseni, 238b.; Muhammed b. İbra·
><"' Ahmed Ali Han Veziri (Tarih-ı Kırman, ı ıo- ı ı :�). Emir Aybeg Dıraz'ın Helucis
tan'ın idaresini istediğini, fakat bu bölgenin onun düşmanı olan Kutb ed-Din Muham
med'e verilmesi üzerine Arslan-şiih'a kinlendiğini ve Yezd'de bulunan Turan-şah'a haber
.gönderdiğini zikrediyor.
102 ERDOCAN MERÇİL
din, Ciruft ve köylerini yerle bir ettiler, canlı cansız ne buldularsa hepsini
Bem'e götürdüler.
Bu sırada Berdesir'de bulunan eski vezirlerden Nasıh ed-Dln Ebu'l
Berekat'ın oğlu Mecd ed-Din Mahmud mu'teber ve güvenilir bir hace idi
ve iki tarafın arasını bulmağa çalışıyordu. Bu maksatla da 1 1 76 yaz mevsi
minin ortasında, Melik il. Arslan-şah onu anlaşma sağlanması için Bem'e
gönderdi. Mecd ed-Din Mahmud bu hususta ağırlığını koydu ve iki taraf
arasında bir anlaşma yaptı. Bu sırada Berdeslr'de bulunan kadın ve ço
cuklarını özleyen bir kısım gulamlar onun hizmetinde tekrar adı geçen
şehre döndüler. Ancak bu anlaşma uzun ömürlü olmamış ve çok geçme
den bozulmuştur 367•
e) Melik il. Arslan - şah'ın Bem'i muhasarası:
Melik il. Arslan-şah'ın Bem şehrinde kendisine itaat etmeyen iki kuv
vetli şahsın bulunmasını hoş karşılamayacağı muhakkakdı. Nitekim bu sı
rada vezir tayin edilen Mecd ed-Din Mahmud 368 'un da, bu olayın ortaya
çıkardığı yaraya dostluk merheminin yaramayacağını, onu daha tesirli
ilaçlarla yok etmek gerektiğini söylemesinden sonra, Melik il. Arslan-şah
Bem şehri üzerine yürümeğe karar verdi. O sırada Zeyd ed-Din ResG.ldar
Salgurlular'ın elçisi olarak bunların yanında bulunuyordu. Onu yardım is
temek için acele geri gönderdiler. Zeyd ed-Din Resuldar yardım için iki
üç emir idaresinde bir grup asker alarak tekrar Kirman'a geldi ve Bem'e
iki menzil mesafede bulunan Melik il. Arslan-şah'ın emrine girdi. il. Ars
lan-şah ve Salgurlu kuvvetleri Bem şehri kapısı önünde konakladılar.
Bem'de bulunan üçbine yakın atlı ve yaya ise şehrin dış mahallelerini
(rabazını) ve önündeki sahrayı korumak gayesiyle dışarı çıktılar. Melik il.
Arslan-şah'ın kuvvetleri altıbin atlı ve onbin piyadeden oluşuyordu. İki ta
raf arasında şiddetli bir savaş başladı. Bem ordusu onbir gün gayesinde
başarılı idi. Ancak onikinci gün, Melik il. Arslan-şah'ın kuvvetleri Bem'in
dış mahallelerini ve sahrasını zorla ele geçirerek üstünlüklerini gösterdiler.
Ayrıca duvarı harab ederek şehrin esas kısmını (Şaristan-Şehristan) çevre
leyen hendeğe kadar ulaştılar. Sabık Ali ve taraftarları iç kalenin de bu
lunduğunu şaristana çekilmiş ve Melik il. Arslan-şah'ın kuvvetleri ise bu-
367 Bk. Bedayi iil-&man, 68-g. Naklen Cami' iit- Tevarih-i Haseni, vr. 238b-239a.; Mu
hammed b. İbrahim, 99- 102. Krş. Houtsma, 385.
368 Bu vezirin ismi, diğer bir eserimizde (Salgurlular, 5 1 ) Mecd ed-Din Muhammed
rayı muhasaraya başlamıştı. Emir Aybeg ve Sabık ed-Din Ali Sehl uyuma
dan binbir sıkıntı çekerek kaleyi korumak için çaba harcadılar. Meşhur
emirlerden her biri bir burc üzerinde çadır kurmuş ve geceleri mum ve
meş'ale ışıkları ile, muhtemel bir baskına karşı, kaleyi müdafaa etmişlerdi.
Bu muhasara iki ay sürmüş ve neticede gerek kaledekilerden ve gerekse
muhasırlardan birçok kişi ölmüştü. Bem kalesinin muhasara ve savaş ile
ele geçirilemeyeceği anlaşılmıştı. Ancak bu sırada Melik il. Arslan-şah için
bir ümid belirmişti. Sabık Ali'ye karşı kıskançlık ve kin duyan Bem kadı
ları, şehrin ileri gelenleri ve halktan bir grup vardı. Bunlar önce ordugaha
ve sonra da Melik il. Arslan-şah'ın huzuruna geldiler ve "Biz ihtiyarlar
dan Bem şehrinin felaketinin Abarik nehrinden olduğunu işittik. Eğer o
nehrin yönü değiştirilerek Bem şehrinin hendeğine akıtmak mümkün
olursa, şüphesiz duvar yıkılır ve şehir açılır." dediler. Bu fikir üzerine ha
rekete geçildi, Bem ve Nermaşlr havalisindeki bütün çiftçi (Biizyiir veya
Berz-ger) ve kanal kazıcılar (kehngin ?) 369'ı topladılar ve yirmi ferseng me
safede 370 bulunan bu nehrin yönünü değiştirerek hendeğe akıttılar. Haki
katen bu fikri uygulamanın doğru olduğu, su kuvvetinin üstün geldiği ve
şehrin duvarını baştan aşağa harab ettiği görüldü. Ancak yine de bir hu
sus gözden kaçmıştı. Bu da hendeğin sahraya açılan bir tarafının bulun
ması idi. Nitekim Emir Aybeg, Sabık Ali, diğer emirler ve şehir halkı kaz
ma, kürek, balta, keser ne buldularsa kaparak harekete geçtiler ve suyun
yolunu hendekten sahraya açtılar. Bu durum Melik il. Arslan-şah'ın tara
fından öğrenildiği zaman, bu defa onlar o gediği kapatarak suyun sahraya
akmasını önlediler. Hatta emirler bir-iki gece bu seddin başında nöbet
tuttular. Fakat bu hususda yine de şehirdekiler başarılı oldu ve bir defa
daha suyun yolu açılarak sahraya akıtıldı. Melik il. Arslan-şah bu defa da
şehri ele geçirememişti.
Daha sonra Horasanlı olan Ziya ed-Din Ebu Bekr adındaki bir şahıs
iki taraf arasında bir anlaşma sağlamak için aracılık yapmağa çalıştı. Ziya
ed-Din Ebu Bekr şehirden çıkarak, Atabeg Kutb ed-Din Muhammed ve
Melik il. Arslan-şah ile anlaşma hususunda konuştu. Atabeg anlaşmaya
Ezman, 7 1 . Naklen, Cami iit-Tevarfh-i Haseni, 239b.; Muhammed b. İbrahim, 103), Bastani
Parizi (Muhammed b. İbrahim, ı o3 n. 4) bu uzaklığın görünüşte sekiz ferseng olması ge
rektiğini, çünkü Abarik ile Bem arasında yirmi ferseng gibi uzun bir mesafenin kolaylıkla
kazılamayacağını ileri sürüyor.
ERDOÔAN MERÇİL
371 Bedayi iil-Ezman metninde (s. 72) naşir tarafından Tahir olarak kaydedilmiştir.
372Bk. Bedayi iıl-Ezman, 69-73. Naklen Cami iit- Tevarzh-i Haseni, 239a-24oa.; Muham
med b. İbrahim, ı o ı -7 . Krş. Houtsma, 385 ve Merçil, Salgurlular, 5 1 -2.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 05
m Ahmed Ali Han Veziri (Tarih-i Kirmiin, 103), Turan-ş.;ih'ın önce Yezd'e oradan da
377 Rudhan ve Şehr-i Babek arasında küçük bir kasabadır, bk. Strange, Tlıe Larulı, s.
286-7.
378 Kedrlı (Kutruh), Fesa yakınında Sirc.an ile Fars arasında bir köydür, bk. Muham
med b. İbrahim, ı ıo n. 2.
379 Ahmed Ali Han Veziri (Tarilı-i Kirmiirı, ı 1 3), Arslan-şah'ın bu sırada kardeşini
uzaklaştırmak üzere Bölük-i Zerend'e gittiğini zikrediyor.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 07
Emir Baha' ed-Din Aybeg Dıraz hemen Melik il. Arslan-şah'ın yanına
geldi. il. Arslan-şah son nefesini vermek üzere idi, su istedi. Emir Aybeg
bir zamanlar hizmetinde olduğu hükümdarının son isteğini yerine getire
rek ona su verdi. Melik il. Arslan-şah suyu içtikten sonra öldü 380• O
ölürken meliklik hususunda talih diğer bir kardeşi Turan-şah'a gülüyordu.
Melik il. Arslan-şah güzel yüzlü, nazik yaratılışlı, doğruluğu seven, ci
vanmerd, akıllı ve utangaç bir hükümdardı. Onun bütün iyi huylannın
yanısıra en büyük kusuru, şarab içmek ve eğlenmek tutkusu idi. Şarab
içince de kendisini kaybetmesi, bir hükümdara yakışmayacak ve sonradan
pişmanlık duyacağı hareketlerde bulunmasına yol açıyordu. Ancak gerek
halk ve gerekse askerler onu diğer kardeşlerinden daha fazla seviyorlardı.
Onun çirkin davranışlarından birisi de üvey annesi Hatlın-ı Rükni'ye karşı
olmuş, bu Hatun'un gözlerine mil çektirerek akrabalık hukukunu ve an
nelik saygısını ihmal etmişti 3"1 •
Melik il. Arslan-şah, Behram-şah ile olan müşterek saltanat devresi
de hesaba katılırsa, aşağı-yukarı beş yıla yakın bir süre hükümdarlıktan
sonra ölmüştü.
ıııo Bk. Bedayi ül-Ezman, 75-77. Naklen Cami iiı- Tevarih-i Haseni, 24oa.; Muhammed b.
382
Ahmet Ali Han Veziri (Tarih-i Kirman, ı 1 4-5), olaylan daha değişik bir şekilde an
laııyor. Ona göre; Kutb ed-Din Muhammed, Yavlak Arslan'ın atabegi olarak Bem ve Belu
cistan eyaletlerine hakimdi. Oniki yaşındaki Yavlak Arslan adına Bem'de hutbe okutmuş,
etrafına da Behic ve diğerlerinden bir grup toplamıştı. Turan-şah onlar üzerine bir ordu
gönderdi ise de üstünlük sağlayamamış, nihayet bir mektup yazarak Kutb ed-Din'i huzuru
na getirtmeğe muvaffak olmuştu. Fakat birkaç gün sonra Yavlak Arslan'ın gözlerine mil çe
kilmiş ve Kutb ed-Din Muhammed de hapsedilmişti.
383 füdayi ü"l-Ezman, 77-8. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 1 5-6. Krş. Merçil Salgurlu
lar, 53-4.
KIRMAN SELÇUKLULARI ı o9
386 Bu kelime Bedfıyi iil-fü.mfın (s. 82) ve Cfımi iil- Tevfırih-i Haseni (vr. 242a)'de
-büzürgi- olarak zikredilmiştir. Ancak Bastani Parizi (Muhammed b. İbrahim, s. 1 1 9 n. 3)
bu kelimenin Türki olarak okunmasının daha uygun olacağını ileri sürüyor.
3117 Bk. Bedfıyi iil-E;;mfın, 79-82. Naklen Cfımi iiı-Tevfırih-i llasnıi, vr. 24 ı a-242a.; Mu
hammed b. İbrahim, 1 1 6- 1 20. Krş. Houtsma, 387.
KİRMAN SELÇUKLULARI i l i
m Beduyi u:l-Eı:.mun, 82-83. Naklen Cumi iit- Tevurilı-i Ha.reni,vr. 242b.; Muhammed b.
Yezd'den yardım istemiş ve bu sırada yardım için İzz ed-Din Lenger gelmişti. Atabeg Kutb
ed-Din Muhammed ve İzz ed-Din Lenger beraberce Horasan kuvvetlerine karşı savaşmışlar
dı.
190 Bu isim sadece Muhammed b. İbrahim (s. 1 22) tarafından zikredilmiştir.
191
İsfendennüz; Şemsi aylann onikincidir.
1 12 ER!JüCAN MERÇİL
Nihayet 568 Harac yılının Tir ayının 392 1 3. Salı günü (takr. h. 575/ m.
Haziran 1 1 79), Melik il. Turan-şah şehrin dışındaki sahrada 393 çadır kur
muştu. Tazikler'in çoğu onun hizmetinde idiler. Bu fırsatı kaçırmayan
Türkler Tazikler'e hücum ettiler ve il. Turan-şah ile Atabeg Kutb ed-Din
Muhammed'in önünde, başta Vezir Nasir ed-Dln Ebu'l-Kasım olmak üze
re Zahir ed-Din Efzun, Şihab ed-Din Kiya Muhammmed b. el-Müferreh,
Hace Ali Hatib, Sabık ed-Din Zevarei ve Fahrü'l-İslam ve Şeref Kubanani
gibi birçok devlet büyüklerini kılıçla parça parça ettiler. Bütün şehir bu
hareket karşısında korkuya kapılırken, geri kalan Tazikler ise kurtuluşu
kaçmakta buldular. Türkler ise ölenlerin evlerini yağmaladılar. Bu olayın
te'siri birkaç gün şehirde kendisini gösterdi, daha sonra ortalık sakinleşti.
Ancak gerek Melik il. Turan-şah ve gerekse Atabeg Kutb ed-Din Mu
hammmed bu hareketi inkar edecek veya kötüleyecek hiçbir söz söyleme
diler. Belki onlar da Türkler'in hışmından kurtulmak için susmayı tercih
etmişlerdi m.
193 Bedô.yi iil-E;:mô.rı (s. 8fı) ve Cô.mi iil- T1tvô.rilı-i Hasroi (vr. 243a) de Turan-şah'ın Sah
395 Sultan-şiih'ın Oğuzları Serahs'dan çıkarması haberi 568 Harac yılının Mihr ayında
(takr. h. 575) Kirmiin'a ulaşmıştı, bk //cd el-Ulô., 1 3.; Bedayi iil-Eı:.man, 87. Naklen Muham
med b. İbrahim, 1 26. Mihr sonbahar mevsiminin ilk ayı olduğuna göre, miladi tarih olarak
bu olay takr. 1 1 79 yılı sonbaharına uygun düşüyor.
396 Ahmed Ali Hiin Veziri (Tarih-i Kirman, 1 16), il. Turan-şiih zamanında Kirmiin'a
gelen Oğuzlar'ın başında Melik Diniir'ın bulunduğunu zikrediyor.
397 Efdal ed-Din Kirmani (Bedayi ül-Eı:.man, 93) ve naklen Muhammed b. İbrahim (s.
133), Oğuzlar'ın Kirman'a gelişinde Bem hakimi Sabık ed-Din Ali'nin rolü olduğunu zikre
diyorlar.
398 Yine Veziri (aynı eser, 1 1 7), Melik Dinar'ın bu sırada Kubanan'dan oğlu Ferruh'u
Turan-şah'ın huzuruna gönderdiğini zikretmektedi r.
3 99 Metinlerde (bk. Bedayi i.il-Eı:.man, 88 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 1 26)
-da'viiy-ı zeban dani kerdi- şeklinde geçiyor. Tabiatıyla yerli halktan olan sivil devlet erkanı
nın Oğuz dilini biliyorum iddiası ile bu görevi yüklenmesi imkansızdı. Ayrıca farklı bölge-
KİRMAN SELÇUKLULARI ı 15
!erde yaşayan aynı ırkdan iki toplum arasında bir leçhe farkının oluşması da olagandı. Sun
gur As-Aba belki de Oğuz lehçesini daha iyi anlıyordu. Bu bakımdan Kirman Selçukla·
rı'nın Oğuzlar ile konuşurken tercüman kullandıkları ve hele hiç Türkçe bilmedikleri iddia
sı pek uygun bir görüş değildir.
400 Ahmed Ali Han Veziri (Tarih-i Kirman, ı 1 7), bu sırada Oğuzlar'a Ciruft ve Rud
40 1 F.
Sümer (Oğuz/ar, 1 "13). burada Oğuzlar ile Kirman-Fars ordusunun savaştığını
zikrediyor.
402
Bk. Bedayi iil-Ezman, 87-9. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 26-9.; Sımt, 1 8. Krş.
Houtsma, 388-9. ; Sümer, Oğuzlar, 1 "1 1 , 1 23.; Lambton, "Saljuq-Ghuzz Settlement" 1 1 1 -"1.;
Merçil, Salgurlular, 59-60.
Kİ RMAN SELÇL'KLULARI 1 17
405 Bedô.y i' iil-Eı:.mô.rı, 9 1 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 1 3 1 . Kadı Gaffaıi ( Tô.rih-i
Cihô.rı A rô., ı 1 8) bu kıtlığın yedi yıl sürdüğünü zikrediyorsa da muhtemelen bu doğru değil
dir.
4(lo
Nasır ed·Din Münşi Kirmani (Sımı, 1 8), Oğuzlar'ın Ciruft'tan sonra Sircan, Hen
nab, Rayin ve Zerend'i yağmaladıklarını ve Bagin yoluyla Berdesir'e döndüklerini zikredi-
yor.
407 Bedô.yi iil-Eı:.mô.rı, 9 1 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 1 3 1 . Nitekim Houtsma (s.
389), bunun Almancaya " Wolfsfrieden" olarak tercüme etmiştir. F. Steingass (Persiarı erıglish
Dictiorıary, Beyrut 1 970; s. 1 083), gurk-aştiyi "An insincere peace", ya'ni "riyakar, yalancı
barış" olarak açıklamıştır.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 19
• 10
Efdal ed-Din (Bedayi iil-Eı:.mô.n, 92) ve naklen Muhammed b. İbrahim (s. ı 32),
ıoo.ooo kişinin işkence edildiğini zikrediyorlar. Biraz yukarıda aynı şekilde ı oo.ooo kişinin
öldürüldüğü ve işkence edildiği geçmişti. Efdal ed-Din'in insanların çokluğunu belirtmek
için bu sayıyı kullandığı anlaşılıyor.
'11
Kağut (Kavut); dandan yapılan bir yemek, bk. Divanii lugô.t-iı-Tiirlc Dizını, s. 25 ı .
Krş. Sümer, Oğuzlar, 1 24.
412
Bedayi iil-Ezmô.n, 9 ı -3 ve naklen Muhammed b. İ brahim, ı 3 1 -3. Krş. Houtsma,
389; Sümer, Oğuzlar, ı 23-4.
4ll
Mihr; Şemsi yılın yedinci, sonbahar mevsiminin birinci ayı.
KİRMAN SELÇUKLULARI 121
Oğuzlar'ın elinden kurtulabilen tek şehir, Sabık Ali Sehl'in hakim ol
duğu, Bem idi. Sabık Ali, Melik Dinar Kirman'a gelinceye kadar, on yıl
lık bir süre içinde Oğuzlar ile bazan savaşarak bazan da anlaşarak idaresi
altındaki şehri müdafaa etmesini bilmişti 414•
Siyasi hayattan çekilmiş olan Müeyyed ed-Din Reyhan ise tasavvuf ile
uğraşmağa başlamış ve Şeyh Şems ed-Din Ebu Muhammed Ruzbihan'a
intisab ile tövbe etmiş ve hırka giymişti. Oğuzlar'ın Berdesir önündeki bu
son yağma hareketleri sonucu tövbesini bozmuş ve tekrar atabeg olmuştu.
Oğuzlar'ın Berdesir'den uzaklaşmasından sonra şehir kuvvetlerini alarak
Salgurlular'ın Sircan hakimi Kutlug Ay-Aba Ayazi'nın yanına giderek yar
dım istedi. Ancak Atabeg Müeyyed ed-Din'in ömrü vefa etmedi, birkaç
gün sonra Sircan'da ölerek oradaki Hace Ali Ribatı (Ribatı-ı Hace
Ali)4 1 5'ında gömüldü. Kirman kuvvetleri de isteklerini elde edemeden geri
dönmek zorunda kaldılar4 1 6•
4 1 4 Bediiyi iil-E<.miin, 93-5. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 33-5, 1 37. Krş. Houtsma,
38g; Bosworth, "The lranian World", 1 74.
m Muhtemelen bu riba.t, Sircan'a bağlı Nasr-abad hududunda Şah b. Şüca Kirma
lular, 6 ı .
122 ERDOCAN MERÇİL
Muhammed b. İbrahim, 1 37 n. ı .
4 18
B u kalenin tam olarak yeri tespit edilemiyor. Bu hususta bk. Muhammed b. İbra
him, 1 37 n. 4.
KİRMAN SELÇUKLULARI
4 19 Bk. Bedayi ul-Ezmarı, 95. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 37. Krş. Houtsma, 389-
39o.
420 Bu mücadele için bk. Kafesoğlu, llartzmsahlar Drokli Tarihi, go- ı , 99- 1 00.
421
Tir; Harac yılının dördüncü, yaz mevsiminin ilk ayıdır.
ı 24 ERDOGAN MERÇİL
422 Nikris hastalığı; ayak parmaklarında, topuklar ve mafsallarda meydana gelen ağrılı
hastalık, bk. Devellioğlu, ıo02.
423 Bk. Bedayi iil-Ezman, 96-8. Naklen Muhammed b. lbrahim, ı 39-4 ı . Krş. Houstma,
390. Sımı (s. ı 8)'da il. Turan-şah'ın 558/ ı 1 63 yılında, Tarih-i Cihan A ra (s. ı ı 8)'da 568/
1 1 72-3 yılında öldüğü zikredilmiştir. Ayrıca Ahmed Ali Han Veziri ( Tarih-i Kirman, 1 22) de
il. Turan-şah'ın 575/ 1 1 79-8o'de öldüğünü zikrediyor. Bütün bu tarihler hatalıdır, krş. Vezi
ri, aynı eser, ı 1 2 n. ı
424 llcd el-Ula, 13.; Bedayi i.il-Ezman, 32. Naklen Muhammed b. İbrahim, 49.
425 Ahmet Ali Han Veziri ( Tarih-i Kirman, 1 22), bu sırada Muhammed-şah'ın Ciıpar
"" Kadı Ahmed GafTari ( Tarih-i Cihan Ara, ı ı 8). Reli' ed-Din lakabı ile zikrettiği Mu
hammed Zalir'in bu sırada Muhammed-şah'ın annesiyle evlenmek istediğini belirtiyor.
ERDOCAN MERÇİL
b) Vezirliğe Tayinler:
Bu olaylardan sonra Melik il. Muhammed-şah boş olan vezirlik ma
kamına Şeref ed-Din Aziz'i tayin etti. Vezir Şeref ed-Din Aziz devrinin en
büyük alimi "Melik el-Ulema-ı ahd" idi. Vezirlik makamında onun aklın
dan ve yeteneklerinden faydalanılmak istenmişti. Ordu kumandanlığı ve
ldtabegi görevleri ise Muhlis ed-Din Mes'ud'a verildi. Ancak Vezir Şeref
ed-Din'in bir rakibi vardı, o da Kıvam ed-Din Zerendi idi, ikisi arasındaki
çekişmeyi Kıvam el-Din Zerendi kazandı ve muhtemelen kısa bir süre
sonra Şeref ed-Din Aziz vezirlikten uzaklaştırıldı, yerine Kıvam ed-Din Ze
rendi tayin edildi.
Bu arada ordudaki Türkler bu tayinlerde önemli rol oynuyor ve iste
diklerini yapıyorlardı. Aynca daha önce olduğu gibi, zengin gördükleri şa
hısları öldürerek servetlerini yağmalıyorlardı. Nitekim eski vezirlerden
Nasıh ed-Din Ebu'l-Berekat'ın oğlu Mecd ed-Din Muhammed zenginliği
nedeniyle öldürüldü. Bu kötü sondan kendisini kurtaramayanlardan birisi
de Laldbeg Muhlis ed-Din Mes'ud idi. O Melik Muhammed-şah'ın yakın
adamı olmasına ve samimi hizmetine rağmen, Türkler tarafından parça
parça edilmişti. Bütün bu olaylar karşısında genç ve tecrübesiz il. Mu
hammed-şah'ın bir tepkisi görülmüyor ve bütün olanları kablıl etmek zo
runda kaldığı anlaşılıyor. Halk ise çaresizlik içinde istenilenleri yerine ge
tirmeğe çalışıyordu 428 •
427
Bk. füdô.yi ül-E;:mô.n, g8"99 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 4 1 - 1 43.
428
Bk. Bedayi ül-E;:mô.n, 99-100. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 43-4.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 27
Sabık ed-Din Ali onları gayet iyi bir şekilde karşıladı ve Melik il.
Muhammed-şah'a hürmet etti. Ayrıca ev sahipliği hususunda cömertliğini
gösterdi. Melik il. Muhammed-şah'ı ayrı, beraberinde bulunanları ayrı
ağırladı. Berdesir'den gelenler birkaç gün bu şekilde karınlarını doyurdu
lar, sonra "Açın karnı doyduğu zaman kanı fazla kaynar." sözüne uygun
olarak yeni bir hareket için etraflarına baktılar. Sabık Ali'nin idaresinde
sakin ve zengin bir şehir ve bolluk içinde yaşayan bir topluluk gördüler.
Birbirlerine "Hükümdar tahtının merkezi ve memleket gevherinin incisi
başkent Berdesir bu sıfatı ile niçin kıtlık ve belalar ile dolu,buna karşılık
Bem bol mahsul ve nimetlerle niye hırsız bir serhengin olsun?." dediler.
Burada serheng ile Sabık Ali'yi kasd ediyorlar ve onu kıskanıyorlardı. Ne
ticede onu ele geçirerek öldürmek ve Bem vilayetine sahip olmak için itti
lak ettiler. Sabık Ali her sabah şehirden çıkarak Melik il. Muhammed
şah'ın huzuruna geliyordu, bu sırada onu yakalamağı düşündüler. Türkler
bu planlarını Melik II. Muhammed-şah'a ulaştırdılar ve onun iyiliği için
bu vilayetin ele geçirilmesi gerektiğini, bu sayede Oğuzlar'ın hareketinin
de önlenerek itaat altına alınabileceğini söylediler. Melik il. Muhammed
şah tecrübesizlikten ve parasızlıktan bu teklifi kabul etti ve ertesi günü bu
işin yapılmasını söyledi. O bunu istese de istemese de Türkler'in bu planı
uygulamaya koyacağı muhakkakdı. Ancak bu hareketin aksine Melik il.
Muhammed-şah'ın Sabık Ali ile anlaşma yolları araması belki de geleceği
yönünden kendisi için daha büyük bir kazanç olurdu.
Sabık Ali ertesi sabah yine Melik il. Muhammed-şah'ın huzuruna
gelmiş, fakat adamlarından Muhammed Alemdar'ın imalı sözlerle duru
mu haber vermesi üzerine atının iyi yürümediğini öne sürerek, değiştir
mek bahanesiyle, Türkler'in elinden kurtulmuş ve kaleye dönmüştü. An
cak Melik Muhammed-şah'ın idaresindeki Türkler Sabık'ın oğlu Nusret
ed-Din Habeş ve üvey oğlu Şems ed-Din Tahmasb'ı ele geçirmişlerdi. Da
ha sonra iki taraf arasında bir mücadele olduğu ve bundan Sabık Ali'nin
serhenglerinin üstün çıktığı anlaşılıyor. Melik il. Muhammed-şah ve bera
berindeki Türkler kaçmak zorunda kaldılar. Geride Melik'in hizmetinde
bulunan birkaç şarkıcı kadın ile bir grup Tazik bırakmışlardı. Melik il.
Muhammed-şah ve Türkler beraberlerinde Sabık Ali'nin oğullan ile Ber
desir'e döndüler. Birkaç gün sonra iki taraf arasında esirlerin iadesi husu
sunda anlaşma sağlanmış olmalı ki, Nusret ed-Din Habeş ile Şems ed-Din
Tahmasb'ı geri verdiler, Tazikler ve kadın şarkıcıları geri aldılar429•
4ıo Soy kütüklerinde Hatun-ı Rükni, Terken-şah'ın kızı olarak gösteriliyor, bk. Mu
hammed b. İbrahim, 157.; Ahmed Ali Han Veziri, Tarih-i Kirman, 1 27 . ; Kafesoğlu, Selçuk
lular mad. , İA. Ancak Muhammed b. İbrahim'in eserinin neşrinde (s. 1 57) zikredilen soy
kütüğü dışında hiçbir müellif Terken-şah'ın bir oğlunun varlığına işaret etmemiştir.
•3 1 B k. Merçil, Salgurlular, 2 ı .
432 Efdal ed-Din Kirmani (Bedayi iil-E?.. man, 1 04), ve nakilcisi Muhammed b . İbrahim
(s. 148), hükümdarlık alametleri arasında bunlardan başka bir de "Silah-keş" ( ..;.>' r:..'j._ )
den bahsediyorlar.
433 Bk. Bedayi iil-Eı.man, ıo2-1 04. Naklen Cami iit- Tevarlh-i Hasen!, vr. 244a.; Muham
434 Bk. Ala ed-Din Ata Melik el-Cuveyni, Kilah-ı Tarih-i Ciharı-güşa (nşr. Mirza Mu
hammed b. Abdülvehhab Kazvini), London 1 9 1 6, il, 2 1 -2.; İbn el-Esir, XI, 379. Krş. Ho
ustma, 392. ; Kafesoğlu, Ham:.mşahlar Devleti Tan"hi, 62, B!J-go, 1 03.; Sümer, Oğuz/ar, ı 24-5.
435 Sümer, aynı eser, ı 25.
43'' Bk. llcd el-Ula, ı g. Sümer (Oğuzlar, 1 25). Mücahid ud-Din'in birkaç defa Gürgenç'e
giderek, Dinar'ı Kinnan'a da'vet ettiğinin söylendiğini belirtmektedir.
437 Ilcd el- Uta, ı g. Krş. Houstma, 392. Sümer ( Oğuz/ar, 1 24), Dinar'ın Kirman'a ayak
basışını 2 1 Ramazan 58 1 / 1 6 Aralık ı 1 85 olarak zikrediyor.
438 Muhammed b. İbrahim (s. ı 6o) bu yeri Aviz (.i!ıİ ) olarak zikrediyor.
439 Bk. llcd el-Ula, 42.
ERDOCAN MERÇİL
•40 Rikan; Fehrec'in yirmi mil güneyinde bir yerleşme merkezi, bk. Strange, Tlıe
lands, 3 1 3-4.
44 1 Efdal ed-Din Kirmani (Bedayi iil-Ezmôn, 105) ve naklen Muhammed b. İbrahim (s.
150), bu şahsın Tabes'e bağlı Gurid köyünden olduğunu zikrediyorlar� Abbas İkbal (El
Muzôf, 5 n. 2), bu yerin ismini Gurned olarak okumaktadır.
KİRMAN SELÇUKLULAR!
g) Mübarek-şah' ın kaçışı:
Melik Dinar'ın Kirman'a gelişinin, Selçuklular'ın bu bölgedeki kolu
nun kaderi üzerinde önemli bir tesiri olmuştu. Bu olaydan ilk etkilenen
Bem'de bulunan Mübarek-şah idi. Sabık Ali, Melik Dinar Nermaşir'de
konakladığı sırada, hakimiyeti altındaki şehri korumak için onun yanına
giderek itaat ve barış yolunu tercih etmişti 443 • Bu sırada Sabık'ın hizme
tinde bulunan Oğuzlar'dan İ zzed-Din Zekeriya ve birkaç emir kendi arzu
ları ile Melik Dinar'a bağlanmışlardı. Mübarek-şah, Sabık ed-Din Ali'nin
bu şekildeki davranışı üzerine gönlü kırılmış ve onun gerektiğinde kendisi
ni koruyamayarak Melik Dinar'a teslim edebileceğini düşünmüştü. Netice
de Mübarek-şah, Sabık Ali'nin yanından kaçtı. Sabık onun bu hareketine
çok üzüldü ve araştırılmasını buyurdu. Mübarek-şah Bem'den fazla uzak
laşmamış olacak ki, yakalanarak Sabık'ın huzuruna getirildi. Sabık kaçış
sebebini sorduğu zaman, Mübarek-şah da hissettiklerini anlattı. Sabık ona
düşüncelerinin yersiz olduğunu ifade etti. Mübarek-şah korkularının boşu
na olduğunu anlamıştı, ancak bundan sonra hükümdarlığa yakışmayacak
birkaç hareket yapması, Sabık'ın ondan soğumasına ve onun lehindeki
gayretleri için pişmanlık duymasına sebep olmuştu. Birkaç gün sonra
Mübarek-şah'ın bir defa daha kaçr.ıası, bardağı taşıran son damla idi. Sa
bık onu tekrar yakalatarak karşısına almış ve ona "Ey çocuk benim istedi
ğim şey ilahi iradenin aksidir. Ben seni padişah yapayım diyorum, ancak
Hak Ta'ala seni bu saadete uygun görmüyor. Eğer bu evden bıktın ve ba
na doyduysan, sana istediğin şekilde hareket edebilmen için engel olmu
yorum. Ancak kızımı boşa ve sonra da istediğin yere git." demişti. Müba
rek-şah onun bu sözlerini dinledi, Sabık'ın kızını boşayarak Kirman'a ve
da etti. O önce Sistan'a yöneldi, sonra da Gur Sultanları'nın huzuruna
gitti. Gur Sultanları ona bir maaş (nfın-pfıre) bağladılar. Mübarek-şah ha
yatı boyunca orada kaldı 444 •
Raver'de iki kale vardı, bunlardan birisi kolayca ele geçirildi. Daha
sağlam olan ve içinde Yezd Atabegi'nin becerikli serhengleri ile
Türkler'den kalabalık bir grubun bulunduğu ikinci kale ise bu kadar ko
laylıkla zabtedilemedi. Hatta savaş sırasında bu kaleden atılan bir okla
Melik Dinar yüzünden yaralanmış ve oku kendi eliyle yüzünden çıkarmış
tı. Bu olay ve Melik Dinar'ın teşviki ile, Oğuzlar daha şiddetle saldırmış
olmalı ki, neticede kaledekiler şehri teslim etmek zorunda kaldılar. İçerde
bulunan Türk ve serhenglerden oluşan atlı ve yaya kuvvet dışarı çıktı.
Bunların hepsi Melik Dinar'ın kendilerini öldüreceğini sanıyorlardı. Aksi
ne Melik Dinar onların gönüllerini aldı ve eşyalarının yağmalanmasına
izin vermedi, ayrıca onlara bir rehber tayin ederek Yezd'e gönderdi 450•
Daha sonra bu hisarın yıkılmasını buyurdu ve o hisarı harab ettiler. Me
lik Dinar aldığı yaranın tesiri ile birkaç gün Raver'de dinlendikten sonra,
tekrar Berdesir'e dönülmesini emretti. Berdesir'e yaklaşıldığı zaman hay
van yemi sıkıntısının devam ettiği görüldü. Bu durumda birşey yapamaya-
'4H Bk. Bedô.yi ıi/-Ezmô.n, 106. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 52, 162-3.
449 Efdal ed-Din Kirmani diğer bir eserinde (//cd e/- Uiô., 42), Melik Dinar'ın kendisinin
Zerend'e gittiğini, öncü kuvvetlerini Raver'e gönderdiğini zikrediyor.
450 Bk. lkd e/-Ulô., 22-3, 42.; Bedô.yi iil-Er.mô.n, ı o6. ; Muhammed b. İbrahim, 1 52, 1 63-
4. Efdal ed-Din (lkd el- Ulô., 23), Melik Dinar'ın kendisini yaralayan serhengi öğrendiğini ve
onu huzuruna getirterek yayının durumunu ve sertliğini sorduğunu, sonra da "Yürü git
gözüm görmesin, sana bir zaranm dokunmasın." dediğini zikrediyor.
1 34 ERDOCAN MERÇİL
cağını anlayan Melik Dinar kışı Bem'de geçirmeğe karar vererek ordusu
ile o tarafa yöneldi 4 5 1 •
ı) Melik il. Muhammed-şah' ın yardım istemek ıçın lrak' a git
mesı:
Melik Dinar Berdesir'i zabt edemeyeceğini anlayıp çekildiği zaman,
Kirman Selçukluları'nın ileri gelen emlrleri ve devlet adamları yaklaşan
tehlikeyi sezmişler ve korkuya kapılarak bir an önce Kirman'dan ayrılmak
havası içine girmişlerdi. Bu sebeple de Melik II. Muhammed-şah'ı
lrak'daki Selçuklular'dan yardım istemek için oraya gitmeğe teşvike başla
mışlardı. Melik II. Muhammed-şah da Melik Dinar ile başa çıkamayaca
ğını anlamış olmalı ki, Kirman'dan ayrılmağa karar vermiş ve 582 yılı Şa
ban ayında (Ekim/Kasım ı 1 86) Irak'a hareket etmişti 452• Onunla beraber
Kadı Kıvam ed-Din ve Mücir ed-Din Müstevfi gibi devlet ileri gelenleri de
ya lrak'a veya Yezd tarafına giderek Kirman'dan kurtulmuşlardı.
Melik il. Muhammed-şah Berdesir'den ayrıldıktan sonra, önce Hace
Cemal'in idaresinde bulunan Zerend hisarına geldi ve savaşa başladı. Bel
ki de Berdesir'e gelen yollara hakim ve stratejik önemi olan bu kaleyi ele
geçirerek, adı geçen şehrin ticaretini yeniden canlandırmağı düşünmüş ol
malıdır. Ancak Melik il. Muhammed-şah'ın Zerend'i ele geçirme te
şebbüsü tam bir başarısızlıkla sonuçlandı. Ayrıca bu teşebbüs cesaret sahi
bi birkaç adamının ölmesine ve yaralanmasına sebep oldu. Bu sırada Ha
ce Cemal ona bir miktar yiyecek ve şu haberi gönderdi, "Ey Melik sen bu
saatte zayıf bir durumdasın ve bir harabeden kurtulmanın acizliği içinde
sin. Kahir bir padişah, ga!ib bir ordu ile Kirman'a geldi. Onunla anlaş
mak ve birleşmeyi istemek ve Kirman bölgelerinden birinde (hakim) ol
mak, bu beyhude seferden ve uzun mesafeyi kat' etmekten daha faydalı
dır. On yıldır amcan (II. Arslan-şah Irak'a) mektup yazarak feryad ediyor
ve yardım istiyordu, bir iltifat görmedi. Bu gayret boşunadır ve göç etmek
faydasızdır. Eğer Melik benim sözümü dinlerse, ben aracılık hükmü ile
hizmet edeyim ve bu işi sonuçlandırayım.". Ancak Melik il. Muhammed
şah hernedense bu teklifi kabul etmedi. lrak'dan yardım alabileceği husu
sunda ümitli idi. Belki de bütününe hükmettiği bir ülkenin şimdi sadece
Efdal ed-Din (//cd el- Ula, 44), Melik'in lrak'a gitmek üzere Yezd tarafına yöneldiğini yazı
)Or.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 35
bir bölgesinde hakim olmak ve diğer bir melik ile ortak hüküm sürmek
fikri kendisine uygun gelmemişti. Neticede Zerend önünden ayrılarak
Irak'a doğru yoluna devam etti. Diğer taraftan Hace Cemal'in Melik il.
Muhammed-şah karşısındaki başarısı, Melik Dinar'ın ona olan güvenini
daha da da artırmıştı 453 •
rend'den Raver'e giden yol üzerinde bir fersenglik uzaklıktadır, bk. Muhammed b. İbra
him, 1 66 n . ı . Efdal ed-Din diğer bir eserinde (lkd el- Ula, 45), bu kalenin ismini Diz-i Aşfıl
olarak veriyor ve Berdesir ile Bem arasında bulunduğunu zikrediyor.
E R DOÔAN MERÇİL
457 Bedayi iil-Ezmiirı, ıoB. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 54-5. Krş. Merçil, Salgurlu
lar, 6 1 .
ERDOCAN MERÇIL
Eski Türk telakkisine göre, devlet ve ülke, onu idare eden hükümdar
soyunun müşterek malıdır. Büyük Selçuklular'da da daha ilk hükümdar
lar zamanında devlet teşkilatı çok düzenli ve mükemmel bir şekle konul
muştu. Bunda, Türk boy-beglerinde kuvvetle yaşayan eski hakimiyet telak
kisi ile devlet teşkilatı geleneklerinin büyük rolü olduğunda şüphe yoktur.
Selçuklular'da da devletin yegane asli temsilcisi "sultan"dır. O Hakimiyet
ve idare selahiyetinin, ülkenin ve üzerindeki insan topluluğunun tek sahi
bidir. Ancak hükümdarda bulunan bu hakimiyet ve idari hususlar, tabia
tıyla bizzat kullanılamayacağı için, belirli müesseselere sadece vekaleten
veriliyordu. Nitekim Büyük Dfvdn tarafından devlet ve hükümet işlerinin
yürütülmesi için alınan kararlar Selçuklu sultanı adına alınırdı. Töre ve
yasa'ya aykırı olmamak şartıyla hükümdar her hususta mutlak hakimdi.
Ancak hükümdar hiçbir zaman mukaddes ve sorumsuz değildi
Hükümdarlık irsi olup, veliahdlık müessesesi vardı.
469 Büyük Selçuklu ve Türkiye Selçuklulan'nda toprak mülkiyeti için bk. İ. H. Uzun
çarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilô.tma Medhal, Ankara 1 9702 , s.57-58, ve ı 1 3- 1 1 7 . ; H. Horst, Die
Staatsverwaltung der Grosselğugm u11d Hôrazmşô.hs (1038- 1231), Eine U11tersuchu11g 11ach urkundnı
formularen der zeiı, s. 6o-7 ı , Wiesbaden ı 964. Bu eserin geniş bir özeti ve tanıtması için bk.
M. A. Köymen "Selçuklu Devri Türk Tarihi Araştınnalan, II" Tarih Araştırma/an Dergisi,
C. II, sayı: 2-3, Ankara ı g64, s. 303-38o. Toprak mülkiyeti için bk. 345-355.
470 O. Turan, iktô. mad., iA., s. 958.
472 Bk. O. Turan, lktô. mad., s. 949. İkta müessesesi hususunda daha fazla bilgi için
Turan , Uzunçarşılı (Medhal, 57) ve Horst (s. 61 -67)'un eserlerinden başka bk. A. K. S.
Lambton, "The lntemal Structure of the Saljuk Empire", The Cambridge History of Iran, V,
Cambridge ı 968, s. 23 ı -239.
ERDOCAN MERÇIL
3) MU'lk (husüsi) ardzi: Bu tip arazi sahibi, mülkü üzerinde tam bir ta
sarruf hakkına sahipti 478• Kirman Selçukluları Devleti'nde de olması gere
ken bu arazi şekli hakkında kaynaklarda hemen hemen bir bilgiye rastla
yamadık. Ancak aşağıda göreceğimiz üzere hayır müesseselerine vakıflar
tahsis edildiğine göre, mülk arazinin varolması muhtemeldir. Ayrıca ev,
bağ, bahçe ve ağıl gibi, emlakin özel mülkiyete dahil olması gerekiyor479•
Nitekim Melik 1. Turan-şah'ın adaletinden bahsedilen hikayelerde zikri
geçen ev ve bağın şahısların özel mülkiyetinden olduğu görülüyor4!!0.
4) Vakıf ardzi: Miri veya mülk arazi gelirlerinin ilmi veya sosyal
müesseselerin masraflarına karşılık olarak tahsis olunan arazidir. Bu vakıf
arazinin gelirleri vakfın şartlarına göre, camilerin, medreselerin, hastahane
lerin ve bu gibi halka yararlı gayeler için kurulmuş olan binaların devam
lılığını sağlamak ve buralarda çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere
kullanılırdı 481 •
(Bedayi iil-Ez.môıı, 44. Naklen Muhammed b. lbrahim, 66) ve hacegan (bk. aynı eserler, bir
çok kere ve lkd el- Uta, 8-9) olarak zikredilmektedir.
4116 Bk. Bediiyi ül-E:c.mtin, 1 8, 74, 86, ı o2. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 08, 1 24,
•il'>
Selcukiyô.n ve Guz der Kimıô.n, 27.
490 Bk. Bedô.yi U'l-Ezmô.n, ı ı. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 3.
491 Sımt, 1 8 ve Tô.rih-i Güzide, 472.
402 lkd el- Ulô., 14.;Muhammed b. İbrahim, 4.
402• Bedayi iil-Ezman, 18.; Meı:.arat-ı Kirman, 52. Ancak Muhammed b. İbrahim (s. 27),
çok az yağmur alan Kirman'da ziraat yapabilmek için eski çağlardan beri
yer altındaki sulardan istifade ediliyor, bunun için de kanat (kanal, su yo
lu)lar açmak gerekiyordu. İşte bu işi de kehngin denilen kanal açıcılar
yapmaktaydı 497• Ayrıca Melik il. Arslan-şah zamanında Bem muhasarası
sırasında, Bem ve Nermaşır civarındaki bazyar ve kehnginler toplanmış ve
onlara uzun bir kanal kazdırmışlardı 493 •
Halk arasında evbaş denilen ayak takımı da bilhassa devletin zayıfladı
ğı sırada ortaya çıkmakta ve etkinliklerini hissettirmekte idiler. Kaynaklar
tarafından evbaş özellikle Melik Tuğrul-şah'ın ölümünden sonra başlayan
taht mücadelesinden itibaren zikredilmektedir. Nitekim atabeglikte gözü
olan Turumtay'ın dostları arasında evbô.ş da vardı. Yezd şehrine gitmiş
olan Müeyyed ed-Din Reyhan'ı gulamları geri getirmek için harekete geç
tikleri zaman, Melik il. Turan-şah, Atabeg Aybeg ve bir avuç evhaş ile Ci
ruft'ta kalmışlardı. Yine Melik il. Turan-şah devrinde evbaş �an Muham
med Alemdar, etrafına bir grup toplayarak Atabeg Kutb ed-Din Muham
med'in yanında kaçmış ve Bem'dc bulunan Sabık Ali'ye bağlanmıştı. Bir
kaç gün sonra Muhammed Alemdar bir grup atlı ve yaya ile Berdesir'e
dönerek tekrar i l . Turan-şah'ın hizmetine geldi. Bu gelip gitmelerden
şüphelenen Atabeg Kutb ed-Din Muhammed Fars'a kaçmak zorunda kal
mıştı. Daha sonra Zafir Muhammed Emirek, durumu tekrar kuvvetlenen
Atabeg Kutb ed-Din Muhammed'in naibi olarak, Berdesir'e geldiği za
man iki-üç evbaş onun peşine düşmüştü. Neticede bunların şehirdeki
bütün işlere hakim olması ve Melik il. Turan-şah'ın öldürülmesine kadar
varan olaylar birbirini izledi ( ı 1 83) 499• Bütün bunlar evbaşın zaman zaman
meliklerin yanına kadar sokulduklarını ve Atabeg gibi kuvvetli şahsiyetle
rin görevini bıraktıracak kadar orılar üzerinde etkin olduklarını ve hatta
bir melikin öldürülmesine sebep olan olaylar zincirinin içinde yer aldıkla
rını göstermektedi r.
a. Ünvan v e lakablar:
" İ slam-Türk devletlerinde kendilerine bir bölgenin idaresi verilen
hanedan üyeleri "melik"' diye anılırlardı." 'iOO. Muhtemelen Kavurd da bu
tarife uygun olarak kendi idaresine verilen Kirman bölgesine hakim ol
duktan sonra melik ünvanı kullanmağa başlamış ve onun halefleri de bu
ünvanı almışlardı. Bu sebeple Kirman Selçuklu hükümdarlarının gerek
sikkelerde 501 ve gerekse kaynaklarda görülen ünvanları melik 'd ir.
b. A 1 a m e t 1 e r :
Kirman Selçukluları Devleti'nde hükümdarların hakimiyet alametle
rinden birçoğuna rastlıyoruz. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
505 Ikd el- Ulii, 74, go.; Bediiyi iil-E;;miirı, ı g. ; Muhammed b . İbrahim, 29, 46.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 49
oğlu bulunmadığı için 1. Turan-şah'ın melik olduğu, taht ve tii.c'ın ona ve
rildiği zikrediliyor 506 •
Tevlci ve Tuğra : Hükümdarlık alametlerinden olan bu hususlann var
lığını Kirman Selçuklan'nda da görüyoruz. Tevki, " İ slam devletlerinde za
man zaman birbirinden farklı şekillerde hükümdann kararı, bunun yazılı
sureti, tayin beratı, hükümdara mahsus alamet, tuğra, ferman ve mühür
müteradifi olarak kullanılan bir resmi yazışma ıstılahıdır" 507• Kirman Sel
çukları'nda tevkinin melikin kararı ve iradesi anlamında kullanıldığı anla
şılıyor. Melik Dinar Habis'e ulaştığı andan itibaren Melik il. Muham
med-şah'ın tevlci'ii.tı 'nı tanımamıştı 508• Ayrıca Kirman Selçuklu vezirlerinin
de tevki haklarını kullandıkları anlaşılıyor 509• Hükümdarlara mahsus tev
kl'lerin fermii.n, menşur ve misii.l olarak üç türlü olduğunu biliyoruz 5 1 0• Kir
man Selçukluları'nda, tevkiin bu üç çeşitinin ya'ni ferman, menşur ve mi
sal'in kullanıldığı hususunda Örnekler vardır. 5 1 1
Tuğra "Vesikalann üst tarafına yazılan isim, elkab ve dua cümlesin
den ibaret hükümdarın mühür ve imzası" 51 2 dır. Kirman Selçukluları Dev
leti kurucusu Melik Kavurd'un tuğrası da isim ve elkabı üzerine konan
ok, yay ve yaycıktan oluşmaktaydı 5 1 3• Efdal ed-Din Kirmani 514, Kavurd'un
tuğrasına ismini " Kara Arslan Beg b. Çağrı Beg" şeklinde işlettiğini ve
Kirman'da yaptırdığı binalarda da bu tuğranın yazıldığını zikrediyor. Bu
suretle daha o zamandan itibaren tuğranın binalar (resmi daireler) üzerin
de yer aldığını görüyoruz.
Hutbe: Hutbe, Cuma ve bayram namazlannda hatlb tarafından irad
edilen dini öğüttür. H ükümdarın Cuma namazından önce hakim olduğu
;or. Jlcd
el-Ulô., 90. Ayrıca Muhtari (Divô.n-ı Osmô.n Muhıô.r!, 23, 42 ı ), ! . Arslan-şah'ı
medh eden kasidelerinde tac'ı zikrekmektedir.
507 Bk. N. Göyünç, Tevki mad., 1A.; Uzunçarşılı, Medhal, 26, 6g.
50!l Bk. Muhammed b. İbrahim, 1 6 1 . M uhtar! (Divô.n-ı Osmô.n Muhlô.r!, 434), bir kasi-
desinde l. Arslan-şah'ın tevkinden bahsediyor.
509 Bk. Ikd el-Ulô., 89. ; Abbas İkbal, Vezô.reı, s. 88.
5 10
Bk. Uzunçarşılı, aynı eser, 6g.
511
Bedô.yi iil-Ezmô.n, 6, 34, 88, 97, 99. Naklen M uhammed b. İbrahim 6, ıo, 55, 1 27,
1 40, 1 43.; Vassaf, 285 (özet, 1 73).; Muhtari, 24.
5ıı Bk. J. Deny, Tuğra mad., 1A.
eser.
514 Bedô.yi iil-Ezmô.n, 3, Vassaf (s. 285; Özet, 1 73), Kavurd'un tuğrasındaki ismini "Kızıl
515 Bk. A. J . Wensinck, Hutbe mad., iA.; Köymen, "Saray teşkilatı", 13.
5 6
1 Bk. Bedayi iil-Eı:.miin, g. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı o .
517 Bk. Sıbt, 9 1 "92, ı oo .
�1� Bk. Aynı eser, 1 1 8.
519 Bk. İbn el-Esir, X, 53.
520
Bediiyi iil-Eı;miin, 34. Naklen Muhammed b. İbrahim, 54.
;z ı Bk. Bedayi u'/-Ezmiin, g. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı o .
KIRMAN SELÇUKLULARI ı5ı
522
Bu hususda fazla bilgi için bk. Lowick, "Seljuq Coins", 250-1 .; Alptekin, 554-6o.;
R.W.Buillet, "Numismatic Evidence for the relationship between Tughnl and Chagrı Beg",
2go- ı .
523 Bk. Bedayi iil-Eı:.man, 9 . Naklen Muhammed b. İbrahim, ı o.
524 Alptekin, 559.
m Bu hususda fikirlerine müracaat ettiğimiz mütehassıs numismatlar İ. Artuk ve
N.M. Lowick de bu paranın tarihini aynı şekilde okumuşlardır. Ayrıca British Museum'da
bulunan bu sikkenin fotoğrafını gönderen N. M. Lowick'e teşekkürü bir borç bilirim.
12° Bk. Alptekin, 56ı -2. Ancak Alptekin (s. 5 6 ı ), British Museum'da bulunan bu sik
kelerden birinin h. 465/ ı o72-3'de basıldığını belirtiyor. Fakat bu tarihleme Sultan-şah 467/
ı o74'de tahta geçtiğine göre, daha önceki bir yılı göstermekte ve tereddüt uyandırmaktadır.
Bu hususda da fikrine müracaat ettiğimiz N.M. Lowick bu paranın Berdesir'den ziyade
muhtemelen Ciruft'ta basılmış olabileceğini ve tarih olarak ancak 46.'nın açık bir şekilde
okunduğunu belirtiyor. Aynca bu sikkenin Melik Kavurd'un ölümünden önce basılmasının
muhtemel olmadığını ileri sürüyor.
527 Bk. Alptekin, 563.
m Alptekin, 564.
ERDOCAN MERÇİL
534 O. Turan (Selçuklular Tarihi, 295), saraylardaki nöbet musiki takım ve heyetine
;.o Hk. Gaşiye mad., 1A.; Uzunçarşıl ı , Medhal, 3o8 n. 2.; Köymen, "Saray teşkilatı", 52.
lık, 2 cimrilik, 3
- acelecilik ve çabuk öfkelenme, 4
- kıskançlık ve
-
ğı. Yine ona göre, hükümdarın yüzünü asker ve halka çok göstermemesi
gerekir. Çünkü bu husus onun heybetinin azalmasına sebep olur. Ayrıca
hükümdarın yüksek vasıflarından biri de vilayet ve halkın durumundan
5 18 Bk. Bedô.yi iil-Eı.mô.n, ı oo. Naklen Muhammed b. lbrahim, 1 43. Krş. Köprülü, Ata
mad., iA., s. 7 1 4. Kirman'a hakim olduğu devrede Salgurlular'dan İmad ed-Din Muham
med Zeydan'a Emir Lalabeg İzz ed-Din Bilal aıabeg tayin edilmişti, bk. Merçil, Salgurlu
lar, 72-3. Burada İzz ed-Din Bilal 'in başındaki /ô.labeg ünvanının açıkca alabeg anlamına
geldiği görülüyor.
559 Bk. Bedô.yi iil-Eı.mô.n, 54. Naklen Muhammed b. İbrahim, 79.
563 Bedô.yi iil-Eı.mô.n, 5 1 , ıo6. Naklen Muhammed b. İbrahim, 76, 94, 1 52.
56; Bedô.yi ü/-Ezmô.n, 50, 56, 7 2 , 76, ı o6-7 . ; Muhammed b. İbrahim, 76, 8 1 , 1 04,
1 5 1 -3.
566 Bk. T. Gökbilgin, Mütlr mad., 1A.
2. Saray teşkilatı:
Emir Nusret ed-Din Ay-Aba idi ve emir-i silah makamını işgal ediyordu 5H ı .
Emfr-i silah 'ı n muhafazasında olan silôh-hône hin varlığını ise, Melik Ka
vurd devrinde görüyoruz. Kavurd-Melikşah savaşı sonunda, Melikşah'ın
ordusunun eline Melik Kavurd'a ait hadsiz hesapsız hazine, silah-hane, si
lah, malzeme ve eşya geçmişti 582 • Ahmed Ali Veziri 583 ise, silô.h-hdne yi ceb
be-hône olarak zikretmiştir.
5Ht
Bedayi ü/-Eı;man, 79. Naklen Muhammed b. İbrahim ı 1 6.
m Bk. Ravendi, ı 26 (trk. trc., ı 24).
m Tarih-i Kimıan. 97.
rahim, 30. Ancak bu son eserde nedimler yerine " Hemnişinan" tabiri kullanılmıştır.
600 Bk. CoJ!rafyay-ı Hafız Ebru, vr. ı 43•.
1 62 ERDOCAN M ERÇİL
M.Z. Pakalın (Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri So"z,liiğii, İstanbul 1 946,I, 770), havass'ı
mümtaz, ileri gelen kimseler, aristokrat olarak tarif ediyor. Köymen (aynı eser, 44), havass
ve hasegiyan'ın Sultan'ın has adamları oldu�u görünüşündedir.
6 1 1 Uzunçarşılı, Medlıal, 37 .
6 1 2 Bedayi iil-Ezman, 6 1 , 64, g8, 1 02. Naklen M uhammed b. İbrahim, 9 1 -2, 94, 1 4 1 ,
6 1 5 lkd el- Ula, 1 2, 63. ; Bedayi iil-Ez:.man, 45, 1 02.; Cografyay-ı Hafız:. Ebro, vr. l 43a.;
Muhammed b. İbrahim, 68, 1 46.
61 6
Bedayi iil-Ez:.man, 3 ı . ; Cami iit- Tevarih-i Haseni, vr. 229a.; Muhammed b. İbrahim,
617
lkd el-Ula, 8g.; Bedayi iil-Ez:.man, 63, 68, 97.; Muhammed b. İbrahim, 2 1 , 39, 93,
99, 139·
618
Bk. Osmanlıca- Tiirkçe Ansiklopedik lügat, 402.
619
Bk. Naklen Köymen, "Araştırmalar", 3 1 9 ve 330.
620
B k. Persian-English Dicti3nary.
621
Bk. M. A. Köymen, "Alp Arslan Zamanı Selçuklu Askeri Teşkilatı", Tarih Araştır
ma/an Dergisi, cilt: V, sayı: 8-9, Ankara 1 970, s. 39.
622
Bedayi iil-Ez:.man, 1 7 , 2 1 , 32, 34-5, 37, 39 ve muhtelif yerlerde. ; Muhammed b. İb
rahim, 32, 52, 55-7, 59, 63, 66, 76 ve muhtelif yerlerde.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 65
623
Bedayi ül-Ezman, 64, go, 1 08.; Muhammed b. İbrahim, 39, 1 39, 1 55·
"24 Bk. aynı eser.
625
Bedayi iil-Ezman, 5. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4.
626
Bk. lkd el- Ula, 8-9.
62 7 B edayi ül-Ezman, 23. Naklen Muhammed b. İbrahim, 35-6.
62" B k. lkd el Ula, 8.
166 ERDOCAN MERÇİL
629
Bk. Siyiıset-rıiime, 1 04-5. Krş. Köymen, "Saray teşk i l atı 74-78.
",
6·l0
Bedayi iil-Ezmıirı, 4 ve 6-7. Naklen Muhammed b. İbrahim, 2 ve 7-8.
631
Bk. lkd el- Uüi, 69.
632
Bk. Tfıc ed-Din Ebi Nasr Abdülvehab b. Takiy ed-Din el-Sübki. Kiııib Tabakıit el
Sıifi 'yye el-Ki.ibra, Kahire 1 323/ 4, iV, s. 66-7 . Krş. el-Muza/, haşiyeler kısmı s. 53.
633 Bedayi i.il-Ezmıirı, 92 ve ı o5-6. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 32 ve 1 50- 1 .
KİRMAN SELÇUKLULARI
resU!i bud). Melik 1. Muhammed birçok mal ile elçi göndererek Selçuk
şah'ın uman' da şehr-bend (zindanda tutsak) olmasını sağlamıştı 634•
Yabancı ve komşu devletlere elçiler gönderildiği gibi, başka ülke, vali
ve topluluklardan da Kirman Selçukluları'na elçiler gelmekte idi. Nitekim
Isfahan valisi Reşid Camedar'dan ve Oğuzlar'dan elçiler gelmişti 635 • Ayrı
ca ülke içindeki anlaşmazlıklarda da karşılıklı elçiler gönderiliyordu. Bun
ların içinde en önemlisi Melik Tuğrul-şah-ın ölümünden sonra başlayan
taht mücadelesi sırasında Behram-şah ile Turan-şah arasındaki anlaşmazlı
ğı halletmek üzere bir kadın elçinin görevlendirilmesi idi. Bu iki kardeş
arasında anneleri Hatlın-ı Rükni elçilik görevi yapmış, buna rağmen onla
rın arasındaki anlaşmazlığı gidenneğe muvaffak olamamıştı 636 •
Elçilere karşı iyi davranmak ve onların emniyetini sağlamak tarih bo
yunca bir gelenek haline gelmişti. Buna rağmen Melik il. Muhammed
şah Irak'a gittikten sonraki _karışık devrede şehirde kalan gulamlar, Dey
lemliler ve serhenglerden oluşan grup, Melik Dinar'ın gönderdiği elçilere
alışılagelmişin dışında kötü davranmış ve onları tutuklamışlardı 637 •
Hediye : Toplumda hediye alıp vemek eski geleneklerden birisidir.
Hükümdarların birbirlerine hediye göndermeleri ve bunların kabU!u nor
mal olduğu gibi, bir hükümdarın kendi makamından aşağıdakilere muh
telif sebeplerle hediyeler vermesi ve onların gönlünü okşaması da olağan
idi. Melik Sultan-şah'ın bir içki meclisinde nedimlerine sılatlar (armağan
lar, bahşişler) verdiğini ve vilayetler bağışladığını daha önce zikretmiştik.
Yine Melik 1. Muhammed hoşuna gittiği bir cevabından dolayı nedimle
rinden Muhtass ed-Din Osman'a birçok hediyeler vermişti. Bu hediyeler
esb-i nevbetz (yedek at) , esb-i tazf (Arab atı), sahtfy-i Mağribi (Mağrib işi at
kolonları), ci.ibbe ve destar (sarık) idi 638. Behram-şah babası Tuğrul-şah'ın
Ciruft'ta ölümünden sonra melik ilan edildiği zaman bir taht mücadelesi
nin başlangıcında, başkent Berdesir Kutb ed-Din Muhammed'in elinde
bulunduğundan ona birçok mal ve sayısız hediyeler (bi-şümar tuhaf)
göndermişti. Ayrıca hil'atler de hediyeler arasında sayılmaktaydı 639•
63' Bediiyi i.i/-E<,miin, 25, 27. Naklen Muhammed b. lbrahim, 39, 42.
63 5 Bk. /kd el-Ula, 6g.; Bediiyi ül-E<.miin, 27, 92 ve naklen Muhammed b. İbrahim, 43,
1 3 1 .; .<:J.ibdel, 244 (trk. trc. 224-5). Krş. Merçil, Salgurlular, 13, 36, 5 1 .
636 Bediiyi i.il-E<.miin, 38, 1 05. Naklen Muhammed b. İbrahim, 58, ı 1 9, 1 50.
637 Bk. lkd el-Ulii, 40.
m Bediiyi iil-E<.miin, 26, 34. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4 1 , 55.
639 Bediiyi i.i/-E<,miin, 6, 92. Naklen Muhammed b. İbrahim, 6, 1 32.
1 68 ERDOCAN MERÇİL
640
Bk. Uzunçarşılı, Medhal, 70.; Köymen, "Saray teşkilatı" 70.
64 1
Bk. Sıbt, 92.
642
Büyük Selçuklular'ın yaşayışına bir örnek olarak bk. Köymen, "Saray teşkilatı", 40
v. dd.
6
43 Bk. Köymen, aynı eser, 64.; A. Taneri, Osmarılı Devleıi 'rıirı Kuruluş Diirıemirıde
C. HÜKÜMET TEŞKİLATi :
1 . Merkez teşkilatı:
sikaları vermekti. Divanın başkanına Tuğra 'f, Sahib Divan-ı inşa veya Miinşf
denirdi <><• 1 •
"'.ı Bk. Uzunçarşılı, Medhal, 43. ; Lambton, "The lnternal structure", 257.
662
Bk. Bedayi iil-Ezman, 37, 65. Krş. Muhammed b. İbrahim, giriş s. 59-60
''''' Bedayı iil-Ezman, 78 ve ıoo. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 1 5, 1 43.
1'1'4
Bk. Lambton, "The Internal structure", 257 :
''''' Bk. lkd el- Ula, go.
""" Bedayı iil-Ezman, 6o, ıo7. Naklen Muhammed b. İbrahim, 88, 1 53.
"" Fazla bilgi için bk. M . F. Köprülü, A mil mad., !A .
''"ij Bedayi iil-Ezman, 5. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4.
wı Bk. Tanh-i Kirman, 8 ı .
ERDOCAN MERÇİL
işrô.f Divanı: Divô.n-ı işrô.f-ı memô.lik (veya Divô.n-ı Müjrij) devletin mali
işlerinin yolunda gidip gitmediğini teftiş eden divandır670 • Başkanına
Müjrij-i memô.lik (veya işrô.f-ı memô.lik) denirdi. Melik il. Arslan-şah babası
nın ölümünden sonra kaçmış olduğu Bem şehrinde bulunduğu sırada,
Ebu'l-Mefahir müjrif-i Divô.n idi 67 1 .
Divô.n-ı Arz: Büyük Divô.n 'ı oluşturan divanlardan biri olan Divô.n-ı
Arz 'a ve onun A nz el-ceyş (veya Sô.hib dfvô.n-ı Arz) denilen reisinin 672 Kir
man Selçuklu Devleti'nde varlığı hususunda kaynaklarda bir bilgiye rasla
yamadık. Bu o devrede komşu ülke Fars bölgesinde hüküm süren Salgur
lu Devleti'nde aynı idi 673• Ancak Kirman Selçukluları'nda öteki divanların
olması, ordunun maaş ve levazımının tedariki ile uğraşan bu divanın da
varlığını kabul etmemize imkan vermektedir.
Berid Divanı: Büyü'k Dfvô.rıa bağlı olmayan divanlardan birisi de Divan
ı Berid idi. Bu divanın görevi "merkezin vilayetler ile muhaberelerini tan
zim etmek ve her tarafta olup bitenleri merkeze bildirmekti.". Bu divanın
reisine Sahib-i Berid denirdi. Bu divana bağlı sô.hib-i haber denilen memur
lar vilayetlerde görev yapmaktaydı. Büyük Selçuklu Devleti'nin ilk yılların
da bu müesseseye önem verilmediğini ve hatta Sultan Alp Arslan'ın sô.hib-i
,haberleri ortadan kaldırdığını görüyoruz 674•
Kaynaklarda Dfvan-ı BenAd olarak ismi geçmemesine rağmen bu posta
ve istihbarat teşkilatı Kirman Selçuklulan'nda devam etmiştir. Onlar bu
teşkilata gereken önemi vermişlerdi. Nitekim Efdal ed-Din Kirmani 675,
meliklerin önemli görevlerinden birinin de vilayet ve halkın durumundan
haberdar olmalandır, diyor ve bu maksatla sô.hib-i haber\er'in güvenilir
kimseleri meskun yerlere tayin ederek onlar vasıtasıyla etraftan haber ve
bilgi toplamaları gerektiğini belirtiyor. Aynca her yöne casuslar (cô.süsô.n)
ve gözcüler (uyun) göndererek olayların akışının gizlice öğrenilmesinin
lüzumuna işaret ediyor.
Kirman Selçuklu Devleti'nin kuruluşundan itibaren bu teşkilatın varlı
ğı görünüyor. Melik Kavurd, Kufs kavmine müsait bir zamanda hücum
670 Bk. Lambton, aynı eser, 258. Uzunçarşılı (Medha/, 44), aynı zamanda bu divanın
idari işlerin teftişi ile de uğraştığını belirtiyor.
671
Bedayi lil-El:.mô.n, 39. Naklen Muhammed b. İbrahim, tio.
672
Bk. Lambton, "The Internal structure", 259.
673 Merçil, Sa/gur/u/ar, ı 28-9.
674
Bk. M.F. Köprülü, Berid mad. , IA.; Uzunçarşılı, Medha/, 44-45.
61� Bk. /lcd el-Uta, 6 1 -2 .
KİRMAN SELÇUKLULARI
de başkalarının malını ele geçirmek için kullanılan bir ceza ve tazyik şekli
dir. Hükümdarlar bu usul ile zenginleşmiş olan vezir ve diğer görevliler
den kendileri ve devlet hazinesi için para temin etmekte idiler. Hatta bu
uygulama için Dfvan-ı musô.dere ismi altında bir de divan kurulmuştu. Bu
musadere sırasında işkence tatbik edildiği gibi, idam cezaları dahi verilir
di 6H2 .
Kirman Selçukluları ile ilgili kaynaklarda bu isimde bir divana te
sadüf edemiyoruz. Ancak bu uygulamanın varlığı açıktır ve muhtemelen
Dfvan-ı muta/ebe ismi altında iş görmektedir. Melik Kavurd, Kufs kavmi
üzerine casus olarak gönderdiği Hace'nin görünüşte ikta ve nan paresini
kestirmiş ve malları da divan tarafından zabt olunarak devlet hazinesine
676
Bk. lkd e/-U/ô, 63 ve 66.
67 7
Bedôyi ii/-Ezmôn, 25, 27. Naklen Muhammed b. İbrahim, 39. Krş. M . F. Köprülü,
Berid mad., 1A.
h 7 tt Bedôyi ii/-Ezmôn, 44- Naklen Muhammed b. İbrahim, 66.
sıh ed-Din Ebu 1-Berekat'ın, bilinen divanlardan ayrı olarak, özel mahiyette oluşturduğu bir
"öç alma divanı" idi?. Bk. Bedôyi ii/-Ezmôn, 49. Naklen Muhammed b. İbrahim, 73.
681
Bk. " Kirman Selçukluları Tarihi", 1 33 n. 20.
6112
Bk. R. Levy ve M.C. Baysun, Musôdere mad., 1A.
1 74 ERDOÔAN MERÇİL
ı;a:ı
Bedayi iil-Eı:.marı, 6. Naklen Muhammed b. İbrahim, 7.
"'" Bk. Medhal, 50.
""' Bk. lkd el- Ula, 88-9.
68" Bedayi iil-E<.marı, 42. Naklen Muhammed b. İbrahim, 63-4.
Kutval: Kale muhafızı 703 olan görevlilerin varlığına eyalet teşkilatı için
de raslıyoruz. Mağun kasabası civarındaki Kaley-i Süleyman bir Kütvafo
ve yine sahil kalelerinden Kaley-i Manlıcan da Mağun kutvafoin idaresin
de idi. Sabık ed-Din Ali Sehl ise, Hem kalesi kütvali idi ve oraya Melik
Behram-şah'ın hükmü ile tayin edilmişti 704• Bu bakımdan kütvat1erin
muhtemelen melikler tarahndan tayin edildiği anlaşılıyor.
D. ASKERİ TEŞKİL� T:
1. Orduyu teşkil eden unsurlar:
Kaynaklardan, Kirman Selçukluları ordusunun teşkilatı ve hangi bir
liklerden oluştuğu hakkında kesin bilgiler elde edilememektedir. Bununla
beraber siyasi olayları incelerken, ordu hakkında bazı bilgiler bulmak
'
'' "' Bedayi ül-E<,marı, 4 1 -2. Naklen Muhammed b. İ brahim, fo-3.
7m H o rst, aynı eser, 94.; Köymen, aynı eser, 375.
7"1 Hk. Horst, aynı eser, l 58.
702 Bedayi iil-E<,marı, 39, 56.; Muhammed b. İbrahim, 53, ho, 83-4, 1 75·
711·'
Bk. Uzunçarşılı, Medhal, 5 ı . ; Bosworth, Gha<,rıavids, 248.
1"' Bedayi ul-E<.miirı, 58, 6 ı . ; Muhammed b. İbrahim, 84, 91 ve 1 75-6.
ERDOÔAN MERÇİL
701
Bed<iyi lil-Eı.m<in, 3 ve 5. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı ve 4. Kr�. llosworı h,
Kawurd mad., Ef .
'00
Bed<iyi lil-Eı.m<in, 35, tio, ı o7.; Muhammed b. İbrahim, 56, 87, 1 53, 167.
707 Bed<iyi li/-Eı.m<irı, 40. Naklen Muhammed b. İbrahim, 6 ı .
7oıı Bed<iyi ii/-Eı.m<irı, 86. ; Muhammed b . İbrahim, 5 1 , 82, ı �4-5·
709 Fazla bilgi için bk. Köymen, "Askeri teşkilat", 9-32.; C. E. Bosworıh, Ghu/<im mad.;
EP (P.ersia kısmı).
Kİ RMAN SELÇUKLULARI 1 79
7 1 11
Bedayi iil-Eı.man, 2 1 , 25, 36-7.; Muhammed b. İbrahim, 32, 40, 5 1 -4, 82, ı ı ı .
71 1
Hk. Köymen, "Askeri teşkilat", ı o ve 1 3.
712
Hk. Muhammed b. İbrahim. 82.
11. ı Köymen, aynı eser, 13.
11• Bedayi iil-Eı.man, 36, 70. Naklen M uhammed b. lbrahim, 5 1 , 1 02.
727 llcd el- Ula, 44.; Bedayi ul-E:r_man, 1 9, 3 1 , 107.; Muhammed b . İbrahim, 32, 60, 1 53.
720 Bedayi ül-E:r. man, 43, 56, 74, Bo, 88, go- ı , 1 04-5, ı og . ; Muhammed b. İ brahim, 1 4,
40, 53, 66, 82, 85, ı o2, 1 1 8, 1 27, 1 29-30, 1 48, 1 50- 1 , 1 5 3 .
729 Bk. Uzunçarşılı, Medhal, 5 4.
33, 1 1 7 .
ERDOÔAN MERÇİL
lioğlu, 37'1.
7" Bedayi il-E;;,man,
i 3, 1 4, 1 6, 46, 76. ; Muhammed b. İbrahim, ı, ı ll, 20, ı ı ı . ; Ez:.ra-
ki, 1 9.
"" Hk. "Askeri teşkilat", 48-49.
1<'> Hk. Merçil, " Emir Savtegin", 7 1 .
7·10 Bedayi iil-E;;,man, 44, Naklen Muhammed b. İbrahim, 66-7 .
75 1 Bedayi iil-E;;,man, 3. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı.
lunuyordu 753. Melik il. Arslan-şah devrinde ise, ordudaki asker sayısının
altıbin atlı ve onbin yaya olmak üzere onaltıbin kişiye ulaştığını görüyoruz
ki, bu tespit edebildiğimiz en yüksek sayıdır 754• Ancak bu orduya komşu
Salgurlu Devleti'nden gelen yardımcı kuvvetlerin de dahil olduğunu unut
mamak gerekiyor.
Kirman Selçukluları ordu teşkilatından bahsederken bir muhasara se
bebiyle kaynaklarda zikredilen ordugah (leşkergah)dan da söz etmeliyiz. Her
nekadar il. Arslan-şah Irak Selçuklu ordusu ile beraber idiyse de, bu or
dugahın teşkilatı ilgi çekicidir. Kaynaklar bu ordugahlarda; kusur
(köşkler), germabe (hamam), bazar, havanit (dükkanlar, meyhaneler), dar
el-darb (darb-hane), beyya-hane (perakende satış yapan küçük dükkan), dar
el-hükm (? mahkeme) ve caminin bulunduğu ve muazzam bir şehir
görünüşünde olduğunu zikrediyorlardı 755• Bu bilgilerden anlaşıldığına
göre, ordugah askerlerin her türlü ihtiyaçlarını karşılayacak bir şekilde
düzenlenmişti 756
E. İLMİYE TEŞKİL�Ti:
1 . Din :
Efdal ed-Dln Kirman! ı ı 88'de yazdığı Ikd el- Ula (s. 75) adlı eserinde,
Kirman halkının dini inançları hakkında bilgiler veriyor. O bu eserini Sel
çuklular'ın yıkılışından hemen sonra yazdığı için bilgiler Selçuklu devri
için de geçerlidir. Ona göre, Kirman halkının hususiyetlerinden birisi de
kuvvetli dindarlık, temiz inanç, İslam terbiyesi ve Allah'ın birliğine inan
masıdır. Kirman halkı Allah'ı bir ve münezzeh tanır ve Hz. Muhammed'i
Allah'ın elçisi olarak bilirdi. Dört halifeye kötü söz söylemez ve düşmanlık
yapmazlar, onların birincisi ve öncüsü olarak f:bu Bekr'i, sonra sırasıyla
Ömer,Osman ve Ali'yi tanırlardı. Kirman halkı lmam-ı A'zam Ebu Hani
fe, ya'ni ehl-i sünnet mezhebine salik idiler. Ayrıca bir miktar Şafii mez-
7;ı Sıbt, 1 6 1 .
75' Bedayi iil-E;;.marı, 70. Naklen Muhammed b. İbrahim, 102.
m Bedai il-E;:.marı,
l 44. Naklen Muhammed b. İbrahim, 67.
?;6 Ordugahda dükkanların bulunması ve askerin ihtiyaçlarının karşılanması, Osmanlı
lar' da serer zamanlarına mahsus bir unsur olan "orducular"ı hatırlatmaktadır. Bu hususta
M. Akdağ (Tlirkiye'rıin iktisadi ve içtimai Tarihi, /, İstan bul 1 974, s. 427), Muhteli f şehir es
"
nafından muayyen bir nispet dahilinde "seferli" (orducu) esnaf, serer devam ettiği müddetçe
ordugahlarda askerlerin ihtiyacı olan erzak ve başka malzemeleri yanlarında bulundurarak
narh üzerine satarlardı." demektedir.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 85
71" Fazla bilgi için bk. Lambton, "The lnternal structure", 2 1 6- 7 . ; J . Pedersen, Mescid
mad., iA., s. 57, 62-4.; İ . H . Uzunçarşılı, Osmanlı Dev/elinin ilmiye Teşkilatı, Ankara 1 965, s.
20-3. Selçuklu devri için bk. M . A. Köymen, "Alp Arslan Zamanı Selçuklu Kültür Müesse
seleri", Sel�uklu A raılırmaları Dergisi, iV, Ankara 1 975, s. 1 20.
61
7 Bk. Ikd el- Ula, 90- 1 .
762
Hayatı hakkında bk. Moh. Ben Cheneb, Kuduri mad., iA .
763 Bk. Heffening, Şeybani mad., iA .
764 Bedayi ül-Eı.marı, 29.; Muhammed b. İbrahim, 38 n. 3 ve 39 n. 4.
71" Bk. Osmanlı Devletinin ilmiye Teşkilatı, 1 73.
766 Bk. Fetva mad. , iA.
KİRMAN SELÇUKLULARI
m Fazla bilgi için bk. Uzunçarşılı, aynı eser, 1 7 4-5 ve Kramers, Şeyh iil-islam mad.,
iA.
769 Bedayi iil-Ezman, 20- 1 , 96. Naklen Muhammed b. İbrahim, 3 1 -2 , 1 38.
770 Bk. Sıbt, l oo.
77 1 Btdayi iil-E;:,man, 20- 1 ; Sımt 1 7 . ; Muhammed b. İbrahim, 3 1 -2 . Krş. Turan, Selçuk
lular Tarihi, l 9 ı .
ı8H ERDOÔAN MERÇİL
3. Adalet Teşkilatı:
772 Bedayi l.il-Eı;man, 28. Naklen Muhammed b. İbrahim, 44-5. Krş. Turan, aynı eser,
191.
m Bedayi lil-Eı;man, 85-6.; Muhammed b. İbrahim, 1 23-4.
774 Bk. Sımt, 1 7.
775 Bedayi ül-Eı;man, 28, 85. Naklen Muhammed b. İbrahim, 45, 1 23.
776 Bu hukuk sistemleri için bk. Horst, 87-g3 ve naklen Köymen, "Araştınnalar", s.
368-374.; A. Taneri, Celalii'd-Din llari<.mşah ve <.amanı, 1 34- 1 37 . ; Kafesoğlu, Milli Kültir,
l
31 ı .
777 Bk. Aynı eserler ve Ebü'l-ula Mardin, Kadı mad., 1A.
KİRMAN SELÇ U KLULARI 189
m Bedôyi iil-fa.miin, 20- 1 , '15, 39, 78, 8 1 -2, 107.; Muhammed b. İbrahim, 3 1 -3, 39, 59,
1 1 5, 1 1 9, 1 53.
782 Bk. Medhal, 34, 44, g8.
m Bedayi lil-Eı.miin, 49. Naklen Muhammed b. İbrahim, 74.
784 Hk. Horst, s. ı 58.
785 Bk. s. 1 6, 93 ve naklen Köymen, "Araştırmalar", 374.
KİRMAN SELÇUKLULARI 191
İK'l'İSADİ DURUM
A. İktisadi durum :
Kirman h. 4/m. ıo yüzyılda genci bir çöküş içinde idi ve gelirleri de
oldukça azalmıştı 792• Onbirinci yüzyılın ilk yarısında da muhtemelen bu
durumun değişmediği anlaşılıyor. Hüveyhi Emiri Adud ed-Devle (936-
963)'nin zayıf haleflerinin idaresi, yine aynı hanedandan Baba cd-Devle
Ebu Nasr Firuz (9go- ı o 1 2)'un ölümünü takiben taht mücadelesinin başla
ması, Gazneliler'in önce bu mücadele dolayısıyla Kirman'a müdahalesi,
sonra kısa bir süre ( 1 03 1 - 1 034) bu bölgeyi işgal etmesi bir otorite boşluğu
yaratmıştı. Ayrıca Kufslar da bu otorite yokluğu ve Büveyhiler'in aczinden
yararlanarak baş kaldırmışlar, Ciruft'tan deniz kenarına kadar bütün
Germsir bölgesine hakim olmuşlardı. Onlar Fars hududuna ve Horasan
taraflarına giderek yol kesiyorlar, Minab-Ciruft arasındaki ticaret yolunu
da vuruyorlardı. Büyük Çöl'den geçen seyyahlara da zarar vermekte idi
ler 793• Bu bakımdan Kirman'ın iktisadi durumunun XI. yüzyılın ilk yarı
sında da bu olaylar sebebiyle iyi olmadığı açıkça görülüyor. Nitekim ikti
darın Büveyhiler'e geçmesi ülkenin refahına büyük zararlar vermişti. On
lar şiddetli bir katliam ile halkın gücünü kırdıktan ve memleketi mahvet
tikten sonra bu bölgeye sahip olabilmişlerdi 794 • Ancak bundan sonraki
devrede Selçuklular'ın idaresi altında Kirman bölgesi, taht mücadeleleri
başlayana ve Oğuzlar buraya gelene kadar, refah içinde idi.
Kirman'ın iktisadi ve şehirlerinin durumu ve bölgede yetişen mahsul
ler hakkında gerek Xl. yüzyıl ve gerekse Selçuklu devrinden sonraki dev
rede yaşamış coğrafyacılar oldukça zengin bilgiler vermişler, bu bilgiler de
çok iyi bir şekilde değerlendirilmiştir 795• Biz burada mümkün olduğu ka
dar Selçuklular'ın hüküm sürdüğü devrede yaşamış tarihçi veya coğrafya
cıların iktisadi bakımdan Kirman hakkında verdiği bilgileri değerlendirme
ğe ve tekrarlardan kaçınmağa çalışacağız.
sarık için abani ve teylesan denilen ince kumaşlar imal ve civar ülkelere ih
raç edilirdi m . Bütün bu kumaşlar fevkalade bir çalışmanın mahsulleri
olup, uzun müddet bozulmadan kullanılmakta idiler. Aynca İ drisi'nin ifa
desinden kumaşların çok değerli olduğu, hükümdarlar tarafından kullanıl
dığı ve hazinelerde büyük bir itina ile saklandığı anlaşılıyor.
Efdal ed-Din m, Bem'in doğrusunda Nermaşir şehrinin bulunduğunu,
buranın da münbit ve verimli bir yer olduğunu zikrediyor. Yine onun
verdiği bilgilerden bu şehirde meyvanın ve ipeğin bol olduğu anlaşılıyor.
Ayrıca İ drisi8 1 3 de Nermaşir'i çöle girişte kalabalık ve tüccarların bulundu
ğu küçük bir şehir olarak zikrediyor. Ancak şunu da belirtmeliyiz ki, Ner
maşir; Uman ile ticaret yapan Horasanlı tüccarın yaşadığı bir yerdi. Ayrı
ca Sistan'dan Mekke'ye giden hac yolu üzerinde bulunuyordu ve Hindis
tan ticaretinin mühim bir pazar yeri idi 8 1 4•
Efdal ed-Din 8 1 5, Berdesir etrafındaki şehirlerden birinin de Habis ol
duğunu ve burada yetişen hurmaların dünyanın en uzak yerlerine kadar
ihraç edildiğini zikrediyor. Aynı müellif Berdesir civarındaki şehirlerden
birisinin Kıibanan (Kıihbanan) olduğunu belirtiyor. Ona göre, bu şehrin
civarından çinko (Tıitiya) elde edilerek bütün dünyaya ihraç edilmektey
di 8 1 6. IJ
Yine Efdal ed-Din 817, Sircan'ın birçok mahsulü ile büyük bir vilayet
olduğunu zikrediyor. Selçuklular zamanında ordunun çoğunun ilcta ve id
raratı oradan gelmekte ve orada daima büyük bir emir ile kalabalık bir or
du bulunmaktaydı. Çünkü burası Fars ve Kirman arasındaki hudıid
bölgesinde idi. Seyyahlar ve tasavvuf erbabı Sircan'ı "Küçük Şam-Şam-ı
küçek" diye adlandırmakta idiler.
İ drisi818, Zerend'in gelişen ticareti ile orta büyüklükte bir şehir oldu
ğunu zikrediyor. Şehrin etrafında ziraat yapılan tarlalar bulunmakta idi.
Burada kolan ve deri kayışlar yapılarak Irak ve Mısır'a ihraç edilirdi.
mektedir.
• 1 4 Bk. Strange, The Larıds, 3 1 3 ve Kramers, Kirman mad. , lA.
"" Bk. lkd. el- Ula, 74.; İdris! aynı eser, 426 ve 434.
••• Bk. lkd el- Ula, 74. Krş. Kramers, Kirman mad., iA .
•1 7 Bk. lkd el- Ula, 74-5. ; İdrisi aynı eser, 42 1 .
••• Bk. Aynı eser, 427, Krş. Lambton, "Saljuq-Ghuzz Settlement", 1 1 8.
1 96 ERDOÔAN MERÇİL
"9 Bk. Bedayi ül-E;:.man, ıo ve M uhammed b. lbrahim, ı ı . ; Ahmed Ali Han Veziri,
Tarih-i Kirman, B ı , Krş. Bosworth, Kawurd mad., E/2•
8'0 Bk. Bedayi ül-E;:.man, 4-5. Naklen M uhammed b. İbrahim, 4.
KİRMAN SELÇUKLULARI 1 97
"2 1
Bk. Bediiyi i.il-Eı:.miin, ı ı. Naklen Muhammed b. İbrahim, 13. Krş. Houtsma, 37 1 .
m Bk. Bediiyi ül-Eı:.miin, 4. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4.; Vassaf, 285 (özet,
1 73). Krş. Bosworth, aynı eser.
"2l
İbn el-Belhi, 1 36-7 . Aynca bu müellif tüccarın Mahruban, Devrak ve Basra şehirle
rine gittiklerini zikrediyor. Krş. Merçil, Salgurlular, 6-7 . ; J. Aubin, "La ruine de Siraf et !es
routes du Golfe Persique aux Xl' et X II" siecles", s. 300.
•24 Bk. J. Aubin, aynı eser, 300.
m Bk. Bediiyi iil-Eı:.miin, 22. Naklen Muhammed b. İbrahim, 34, 7 7 . Krş. J. Aubin,
aynı eser, 30 ı .
ıg8 EROOÔAN MERÇİL
geçen beş yıllık süre içinde ticari canlılığını kazandığı anlaşılan, Ciruft'a
hücum ettiğini ve yağmaladığını görüyoruz ( 1 1 76) 83 1 • Bu son hücum
Ciruft'un da ticari canlılığını söndürmüştü.
Bu olaylardan sonra halkın ve çiftçilerin durumu oldukça kötüleşmiş
ti. Her yıl zavallı halk borç yapıp, dükkanını ve evini satıp Tabes ve diğer
yerlerden hububat tohumu alıyordu. Sonra bunları ekiyor, biçiyor ve yi
yordu. Ancak bu sırada olağanüstü vergiler ve kıtlığın yarattığı zorluklara
da tahammül ediyordu 832• Bütün bu taht mücadelelerinden sonra Kir
man'ın iktisadi durumunu etkileyen iki önemli olayın daha birbiri ardına
geldiğini görüyoruz. Bunlardan birincisi Oğuzlar'ın Kirman'a gelişi, ikinci
si ise ı 1 80 yılındaki müthiş kıtlık idi. Bu sırada birkaç men hububat bir
kaç altın, gümüş ve kıymetli elbiseler verilse de alınamıyordu. Yine bir
men hububatın değeri bir gümüş dinardan fazla idi 833•
831
Bk. Bedayi iil-fa.man, 6g. Naklen Muhammed b. İbrahim, ıoo.
832
Bk. Bedayi iil-E;_man, S ı . Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 1 8. Krş. Viıdiy-i Htftviıd,
228.
833
Bk. Bedayi iil-E;_man, 9 ı . Naklen Muhammed b. İbrahim. 1 3 1 .
•34 Bk. Btdiıyi iil-E;_man, 93"94· ı oo. Naklen Muhammed b . İbrahim, 1 35, 1 44. Krş.
Vadiy-i llejtvad, 230.
m Bk. llcd el- Uliı, 79.
200 ERDOÔAN MERÇİL
dinar idi. Ancak ortalık sakinleştikten sonra Melik Dinar zamanında fiat
lar düşmüş, Bem'de 700 men ve Ciruft'ta ı ooo men buğday bir dinar ol
muştu 836 • Ayrıca yukarda belirttiğimiz olayların ticaret yolunda değişikliğe
ve bazı şehirlerin durumlarının değişmesine sebep olduğunu görüyoruz.
Melik Dinar tarafından Zerend'e tayin edilen Hace Cemal bu şehrin hisa
rını tamir ettirdi. Bundan sonra Horasan, Yezd ve lrak'dan Berdesir'e açı
lan yol kapandı ve başkentin ticareti Zerend'e bağlandı. Neticede Berdesir
halkının boğazından bir lokma geçmez oldu ve şehrin ileri gelenleri Ze
rend' e yöneldiler. Diğer taraftan Melik Tuğrul-şah'ın ölümünün ardından
Ciruft'taki karışıklıklar, Kemadin'deki malların yağmalanmasından sonra,
kuzeyde olduğu gibi, güneyden gelen ticaret yolunun da değiştiğini
görüyoruz. Hürmüz'den Ciruft'a ve oradan Berdesir'e giden ticaret yolu
kapandı ve metruk kaldı. Irak' dan gelen ticaret kafileleri Tiz limanını kul
lanmağa başladılar. Bu sebeple Tiz Melikleri zenginleştilerH37• Böylece Sel
çuklular'ın ilk zamanlarda takip edilen iktisadi siyaset sonucu Kirman çok
inkişaf etmiş ve müreffeh ülkelerden biri olmuştu. Ancak daha sonra,
özellikle, taht mücadelesinin yarattığı ortam sonucu bu iktisadi siyaset ih
mal edilmiş ve Oğuzlar'ın gelişi sırasındaki karışıklıklar Kirman'ı iktisadi
bakımdan sarsmış ve fakirleştirmişti. Bunun en canlı örneğini Kirman
bölgesinin ödediği haracda görmekteyiz. Hamdullah Müstevfi m, Selçuklu
lar zamanında Kirman'ın 88o.ooo dinar olan Hukuk-ı Dfvan isinin İlhanlı
lar devrinde 676.500 dinara düştüğünü zikrediyor.
B. Hazine :
Kirman Selçukluları'nda muhtemelen Melik'e bağlı olduğu anlaşılan
müesseselerden biri de hazine idi. Horst'un 839 belirttiği şekilde Hızane-i
hass şeklinde kaynaklarda bir ifade ve bu müessese hakkında fazla bir
açıklama yoktur. Kaynaklarda ismi hazine, hızane (ç. hazain) olarak geç
mekte ve zaman zaman melik veya padişah ünvanı ile kullanılarak, Me
lik'e bağlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mihrabi Kirmani 840, Melik 1. Turan-şah'ın adaletini anlatırken zikret
tiği olaylardan birinde hazineden bahsediyor. Buna göre, Melik 1. Turan-
tırmalar", 3 1 6.
640 Bk. Mezôrat-ı Kinnan, 5 1 -52.
KİRMAN SELÇUKLULARI 201
"" Bk. Ikd el- Ula, 7-8, ı o. ; Bedayi iil-E:r.marı, 34, 38 -9. Naklen Muhammed b. İbrahim,
53, 59 .
.., Vedia; Malikin temellükünde kalmak şarııyla saklanmak için verilen mal yerinde
kullanılan bir tabir, bk. Pakalın, III, .�86.
..3 Bedayi ül-E;:;marı, 40. Naklen Muhammed b. İbrahim, fıo.
..7 Bedayi iil-Ezmarı, Go, 68, 78. Naklen Muhammed b. İbrahim, 88, 99, 1 1 5 •
... Mezarat-ı Kirman, 52.
202 ERDOCAN MERÇİL
049 Bk. Tuğ, islam Vergi Hukukunun Ortaya çıkışı, Ankara ıg63, s. 1 -2 .
• 50Bk. Dil: Sıaaısverwalıung der Grosulğugm und Hôrazm-şahs, 7 ı -82.
851
Bk. Horst, aynı eser, 72. Naklen Köymen, "Araştırmalar", 356.
"52 Bk. Horst, aynı eser, 74. Naklen Köymen, "Araştırmalar", 357.
853 Bk. llcd el- Ula, 88-g.
KİRMAN SELÇUKLULARI 203
854
Bk. Aynı eser, 88"9 ve Nuzheı el-Kulub, 1 70.
m Bk. Bedayi ijl-Ezman, 34, 85 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 54, 1 24.; Mezaral-ı
Kirman, 52.
856
Bu vergiler için bk. Horst, aynı eser, 76. Naklen Köymen, aynı eser, 359.
857 Bk. lkd el-Ula, Sg.
H5s
Nuzheı el-KulU.b, 1 70. Krş. Lambton, "Saljuq-Ghuzz Settlement", 1 2 1 .
1159Bedayi ül-Ezman, 8 1 . Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 1 8. Aynca verginin alınışı
için bk. Horst, aynı eser, 77-8. Naklen Köymen, "Araştırmalar", 36o.
860
Bk. Pakalın, 1, 734.
1161
Bk. /kd el-Ula, 7 1 .; Muhammed b. İbrahim, 1 76. Krş. Vôdiy-i Heflvad, 233.
1162
Bk. El-Muza/, .'i ·
204 ERDOCAN MERÇİL
Menal (lugat manası; kazanç) : Horst'a göre 869, tarif edilmeyen ola
ğanüstü bir vergidir. Kirman Selçukluları ile ilgili kaynaklarda "kazanç"
manasında da kullanıldığı için kesinlikle vergi olup olmadığı anlaşılamı
yor. Ancak kelimenin bazen vergi anlamında da kullanıldığı görülüyor.
Bu kelimeye önce Melik Kavurd zamanında tesadüf ediyoruz. Melik Ka
vurd'un kazandığı başarılar ile etrafına sayısız asker toplanmış ve bunların
maaşları için Serdsir bölgesi yeterli olmamıştı. Kaynaklara göre Kirman'ın
1163 Bk. Die Sıaalsverwallurıg der Grosselgügerı urıd Hôra;:.m -şalıs, 82. Naklen Köymen,
"Araştırmalar", 363.
116' Bk. Bedayi ii/-E;:.marı, 5, 93. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4, 1 33.
11<·5 lkd el- Ula, 7 4 . Krş. Lambton, "Saljuq-Ghuzz Settlement", l 18.
1166 lkd el- Ula, 7 ı .
mal ü menalinin esası Germslr bölgesi idi 870• Burada kelimeyi "kazanç"
manasında anlayabileceğimiz gibi, muhtemelen mal ile beraber vergi anla
mında da kullanılmış olabilir. Diğer bir yerde menal, Atabeg Miieyyed ed
Din Reyhan'ın kethudalarının hareket tarzı dolayısıyla geçiyor. Burada ke
lime muhtemelen vergi anlamında kullanılmış olmalıdır. Kaynaklarda Me
lik il. Muhammed-şah devrinde ise divanın menalsiz kaldığı (divani bl-me
nal) zikrediliyor ki rn, burada da kelime muhtemelen vergi anlamında kul
lanılmıştır.
Merafık (lugat manası; kazançlar) : Kirman Selçukluları'nda divana ait
bir vergi olarak gözüküyor. Abbasiler devrinde İ bn el-Furat 304/9 1 6'da
Divan el-Merafık 'ı kurmuştu. Bu devrede merafık; şüpheli yollarla biriktiri
len servetten valiler tarafından ödenen "yardım, iane ve rüşvetleri" ifade
etmekteydi. Merafık 'ı n tutarı her yıl Suriye'den ı oo.ooo, Mısır'dan da
200.000 dinara baliğ olmaktaydı. Daha sonra Ali b. İ sa idareyi bozduğu
için merafık 'ı yasaklamıştı 872• Kirman Selçukluları'nda da Melik 1. Arslan
şah devrinde Ali Ensari, hukuk-ı sultani ve merafık-ı divani'yi tahsil etmek
üzere Tiz'e gönderilmişti 873•
Na 'l bahô. : Kirman Selçukluları'nda görülen olağanüstü vergilerden bi
ri olduğu anlaşılıyor. Muhammed b. İbrahim'in eserini neşreden Basta
nly-i Parizl 874; bu vergiyi divana mensup memurlar ve tahsildarların görev
lerinin sonunda mükelleflerden aldıkları bir para olarak tarif ediyor. Ayrı
ca bunun memurlar tarafından asıl vergiden ayrı olarak atlarının nallarını
yenilemek için alınmakta olduğunu belirtiyor. Bu hususta Pakalın'ın 875
açıklaması ise, "Nal bedeli yerinde kullanılan bir tabirdir" şeklindedir. Bu
vergiye daha sonra Osmanlı Devleti'nde de rastlıyoruz. Na 'l bahanın halk
tan ya vergi toplarken, ya da başka vesilelerle alınan çeşitli paralar arasın
da bulunduğu ve bunun alınmasının zulüm kavramını teşkil eden suçlar
dan olduğu anlaşılıyor876• Kanaatimizce bu verginin Selçuklu devrine uy
gun en iyi tarifini Steingass (bk. s. 1 4 1 2), yapmaktadır. Ona göre na '! ba
ha; Yabancı askerlerin yağma ve tahribatını önlemek için verilen paradır.
Bu tarif Kirman Selçukluları'ndaki olaya tamamen uymaktadır.
"10
Bk. Bedayi ül-Ezman, 5. Naklen Muhammed b. İbrahim, 4-5.
071
Bk. Bedayi iil-Ezman, 36, ıoo. Naklen Muhammed b. İbrahim, 52, 1 43.
•72 Bk. A.A. Durı, Dıwan mad., Ef .
873 Bk. lkd el- Uta, 88.
m Bk. Bedayi iil-Ezman, 42. Naklen Muhammed b. İbrahim, 62-3. Krş. Houtsma,
31lo.
"'" Bk. A. Grohman, Öşür mad., IA.
879 Bk. llcd el-Ula, 70.
""" Bk. Tarih-i Kirman, 95.
"" 1 Tamga; genellikle ithal mallan için kullanılan bir gümrük resmi ve vergi anlamın
dadır, bk. Steingass, 325 ve Uzunçarşılı, Medhal, ı 97 n. 3. Ancak tamga tabiri Selçuklu
lar'dan daha sonraki bir devrede kullanılmıştır. Veziri de geçen yüzyılda eserini yazmış bir
tarihçi olduğundan muhtemelen kendi zamanında geçerli bu terimi kullanmış olmalıdır.
m Bk. Tarih Deyimleri ve Terimleri, ili, 437.
KIRMAN SELÇUKLULARI 207
Ulufe (ç. Alef, ullıfat) : Horst 886, bunun memurlar için bir geçim pa
rası olduğunu belirtiyor. Kirman Selçukluları'nda Atabeg Kutb ed-Din
Muhammed Ciruft'da bulunan Melik Turan-şah ölmeden önce Vekif.i
Hayl'ı nı göndermiş ve Berdesir'deki haşemin ulufatını istemişti (Ez cihet-i
taleb-i vuclıh-ı divani ve erzak ü ullıfat-ı haşem-i Berdesir .. ) 887• Hemen
aşağıda göreceğimiz üzere erzak maaş manasındadır ve ullıfat bu kelime
nin müteradifi olarak kullanılmıştır. Bu bakımdan buradaki ulufatın
Büyük Selçuklular888 ve Osmanlılar'da olduğu gibi maaş karşılığında kul
lanıldığı anlaşılıyor.
"'" Bedayi iil-fü:.marı, 42, 8 ı . Naklen Muhammed b. İbrahim, 64, ı 18. Krş. Vadiy-i
Hejıvad, 228.
""4 Bk. llcd el- Ula, ı 5.
""5 Die Sıaalsverwallurıg der Grosselğügm urıd llôrazm-şahs, 83. Naklen Köymen, "Araştır-
malar", 365 .
... Bk. Aynı eser, 7 7 . Naklen Köymen, aynı eser, 36o.
""7 Bk. Bedayi iil-Ezmarı, 34. Naklen Muhammed b. İbrahim, 54-5.
'"" Bk. Uzunçarşılı, Medhal, 54.
"'9 Bk. Aynı eser, 84. Naklen Köymen, aynı eser, 365.
'90 Bedayi iil-Ezmarı, 5, 34. Naklen Muhammed b. İbrahim, 5 ve 54-5.
208 ERDOÔAN MERÇİL
Ma' ayiş (tk. ma 'işet); yaşama vasıtası, geçinmek için lüzumlu şeyler):
Horst'a göre896, "Din adamlarına, zahidlere v.s. seyyidlere, layık adamlara,
bir eyalet vezirine ödenen geçim vasıtasıdır. Bu para miistevfiler tarafından
idare edilir ve ödenirdi.".
Nan-pare (lugat manası ; ekmek parçası, bir lokma ekmek) : Esas iti
bariyle askeri şahıslara ödenen bir maaş veya ücret çeşitidir899 •
Kirman Selçukluları'nda bilhassa ikta ile beraber "ikta ü nan-pare" ve
devlet ricaline tahsis edilen gelir ve maaş karşılığında kullanılıyor. Melik
Kavurd bir casus olarak Kufslar'a gönderdiği Hace'nin sözde ikta ve nan
paresini kestirmişti. Diğer taraftan Zeyn ed-Din Müzehheb, Turumtay'ın
ikta ve nan-paresinin artırılması hususunda Melik il. Arslan-şah'a aracı ol
muştu. Oğuzlar'ın ilk gelişlerinde onları hizmet ve itaat altına almak için
va'd edilen hususlar ikta ve nan-pare de bulunuyordu. 900
""" Bk. Horst, aynı eser 86. Naklen Köymen, aynı eser, 367-8.
'"" Bk. Bedayi iil-Er..miin, 6, 50, 8o. Naklen Muhammed b. lbrahim, 7, 75, 1 27.
ALTiNCi BÖLÜM
a - Müellif ve şairler:
Efdal ed-Din Ebu Hamid Ahmed b. Hamid Kirmani: Kirman Sel
çukluları sarayında görev alan en önemli kişilerden birisi muhakkak ki,
Efdal ed-Din'dir. O meliklerden muhtemelen önce Tuğrul-şah'ın, sonra
da il. Arslan-şah'ın nedimleri arasında yer almıştı. Atabeg Muhammed b.
Bozkuş'un debfri olmuş, daha sonra niyabet-i Dfvan-ı inşa görevi ile Melik
11. Arslan-şah'ın yanında çalışmıştı. Efdal ed-Din yaşadığı devrede Kirman
tarihi ile ilgili üç eser kaleme almıştır ki, bunlar bizim için birinci sınıf
kaynaktır. Bunlardan birincisi 584/ ı ı 88 yılında telif edilmiş olan lkd el-
Uta ti '-Mevki/ el-a 'ta adlı eserdir. Onun 6o6/ 1 209 yılında kaleme aldığı Be
dayi' i.ü-Ezman fi Vekayi' Kirman adlı eseri kayıpsa da Mehdi Beyan! diğer
kaynakların yaptığı iktibaslardan yararlanarak eserin metnini tesis etmeğe
muvaffak olmuştur. Bu eser özellikle baştan sonra Kirman Selçukluları ile
ilgili bilgileri ihtiva etmektedir. Efdal ed-Din'in üçüncü eseri 6 1 3/ 1 2 1 6 ta
rihinde telif ettiği El-Mu;;af ita Bedayi ' iil-E;;man fi Vekayi' Kirman 'dır.
Onun eserleri teşkilat, iktisat ve sanat tarihi bakımından da ilgi çekici bil
gilere sahiptir. Efdal ed-Din Kirman! tarihçiliği ve inşadaki maharetinin
yanısıra şiir yazmada da devrin ileri gelen şairleri arasında yer almaktaydı.
O muhtemelen 6 1 5/ r 2 1 8-9 yılına kadar hayatta idi. Kesin ölüm tarihi
belli değildir 904•
Ezrak!, Ebu Bekr Zeyn el-Din b. İ sma'il Varrak Herevi : Bu şair kasi
delerinde iki Selçuklu şehzadesini medh etmektedir. Bunlardan birincisi
Herat hakimi olan Şems ed-Devle Ebu'l-Fevaris Toğan-şah b. Alp Arslan
idi. İ kinci Selçuklu şehzadesi ise Melik Kavurd'un oğlu Emiran
şah' dır 904 a . Bu şaire göre Emiran-şah'ın künyesi Ebu'l-Muzaffer idi. Ezra
ki'nin Emiran-şah hakkında yazdığı kasidelerden birini Efdal ed-Din ve
nakilcisi Muhammed b. İbrahim eserlerinde iktibas etmişlerdi 905• Bu şair
muhtemelen 465/ ı o7 1 yılı civarında ölmüştü 906 •
Burhan!, Emir üş-Şü'era Hace Abdülmelik Nişaburi : Büyük Selçuklu
sultanı Alp Arslan devrinin ( 1 063- 1 072) tanınmış şairlerinden birisidir.
Burhani, Sultan Melikşah'ın saltanatının ilk yılında Kazvin şehrinde
ölmüştü (465/ 1 073). Onun övdüğü kişiler arasında Kirman Selçukluları
veziri Mükerrem b. Ala da bulunmakta idi 907•
Muizzi, Emir Ebu Abdullah Muhammed b. Abdülmelik ( 1 048-muh.
l l 24)
: Büyük Selçuklu devri saray şairlerinin en meşhurlarından biri olan
904 Hayatı ve eserleri hakkında fazla bilgi için bk. Muhammed b. İbrahim, giriş kısmı,
Tahran hş. 1 333, s. 2 1 7 . ; E.G. Browne, A Liıerary Hisıory of Persia, il, Cambridge 1 95 6, s.
323.; H . Masse, Azraki mad. , Ef. Sa'id Nefisi (Tarih-ı Naı:.m i,i Nesr der lran ve der Zehan-i
Farisi, Tahran hş. 1 344, ·ı, 53), bu şairin Kirman'da lran-şah'ın huzurunda yaşadığını zikre
diyor.
"°7 Bk. Nizami Aruzi, aynı eser. ı g6-8. ; Bedayi il-Eı:.man,
i 1 8. ; Muhammed b. İbrahim,
24-5.; Abbas İkbal, Vezaret, 76-77 .
212 ERD0CAN MERÇIL
Mu'izzi, Burhani'nin oğlu idi. Bir rivayete göre 908, babası ölürken onu
Sultan Melikşah'a emanet etmişti. Daha sonra da Sultan'ın teveccühünü
kazanarak Selçuklu sarayında kalmıştı. Melikşah'ın ölümünden sonraki
kanşık devrede o Herat, Nişabur ve Isfahan'da yaşamış, Sultan Sencer'in
hizmetine girmiş ve bu hükümdar zamanında büyük itibar görmüştü 909•
Mu'izzi de Kirman Selçuklu veziri Mükerrem b. Ala'yı medh etmişti. An
cak onun muhtemelen Kirman'da bulunmadığı ve yazdığı kasideyi Vezir'e
gönderdiği anlaşılıyor. Bu kasideden Mu'izzi'nin, Veziri Melik İran-şah'ın
saltanatı zamanında medh ettiği açıkça görülüyor 910•
m Bk. lkd el- Ula, 88. Ancak metinde .s� olarak geçmektedir. Ayrıca bk. Abbas İk
bal, Veziireı, 200.
91 4 Feriyıimed, Cuveyn bölgesinin başşehri olan Azadvar'ın birkaç mil güneyindedir,
,
bk. Sırange, Tlıe Lanrlı 392.
•ıs İbn Funduk, Tarilı-i Beylıak, Ahmed Behmenyar neşri, 258/Quari neşri, 477-ıı.
91 6
Bk. lkd 11/- Ulii, 88.
917 Bk. İbn Funduk, aynı eser, aynı yerler.
922 Fazla bilgi için bk. 1hrıu"/hehbariye mad.; 1A; Ch. Pellat, 1hrı al-Hahbanyya mad.; EP.
923 Bk. Nizami Aruzi Semerkandi, Çahar Makale, ı :n -8. ; Muhtari, mukaddime, s . ı ı . ;
E. Berthels, Muhlari mad.; 1A.; Bosworth, The Later Gha;.rıavids, 55 ve 1 69 n. 1 7 . ; Said Neli
si, Tarih-i Na;:.m ı;· Nesr der 1rarı ve der .<;:ebarı-ı Farisi, 1, 7 7 .
924 Sa'id Nelisi, aynı eser, 1 , 82.
KIRMAN SELÇUKLULARI 215
02•
Fazla bilgi için bk. İbn Ebi'l-Vefa el-Kureşi, El-Cevahir el-Mudiyye fi Tabakaı el-Ha-
rıefiyy•, Haydarabad h. 1 33 2/ 1 9 1 3-4, 1 , 304; Muhammed b. İbrahim, 39 n. 3.
929 Bedayi iil-Eı:.marı; 26. Naklen Muhammed b. İbrahim, 40.
930 Bedayi iil-Ezmarı, 95-6. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 38.
93 1 Bedayi iil-Eı:.marı, 94. Naklen Muhammed b. İbrahim, 1 35-6.; Merçil, Salgurlular,
6 1 . Ruzbihan el-Bakli için bk. N. Hoca, Ruı:.bilıarı Al-Bakli ve Kitab Kaif al-Arrar'ı ile Farrfa
Bazı Şiirim, İstanbul 1 97 1 . ; Rüı:.biharı-rıame (nşr. M . Taki Danişpajuh), Tahran hş. 1 347/
1 969. s. 206-7, 320.
KİRMAN SELÇUKLULARI 217
kendine vezir tayin etmişti (muh. ı 1 83). Ancak rakibi Kıvam ed-Din Ze
rendi vezirlik için onunla mücadeleye girişmiş ve bunu kazanmıştı. Muh
temelen aynı yıl içinde Şeref ed-Din görevinden uzaklaştırılmış ve vezirliğe
Kıvam ed-Din Zerendi getirilmişti 932 •
Şeyh Şems ed-Din Mübarek Gazur (? .Jj� ) : Kirman Selçukluları dev
rinde yaşamış salihlerden ve Şeyhü'l-İslam Burhan ed-Din'in musahibi
idi 933• Mihrabi Kirmani eserinde 934, onun kerametleri hakkında bilgi ver
miştir.
Şeyh Burhan ed-Din Ebu Nasr Ahmed el-Kubanani : Kirman Sel
çukluları devrinde yaşamış meşhur bilgin ve din adamlarındandır. Efdal
ed-Din Kirmani'nin onu "Şeyhü'l-İslam" olarak zikretmesi değerini ispat
etmektedir935• Mihrabi Kirman) de eserinde 936, Şeyh Burhan ve'd-Dünya
ve'd-Din Muhammed el-Kubanani ve kerametlerinden bahsetmektedir.
Eserin naşiri bu iki şahsın aynı olup olmadığı hususunda tereddüd göster
mektedir. Eğer her ikisi aynı şahıs ise, Burhan ed-Din'in mezarı Kuba
nan'ın doğusundadır.
Kadı Ebu'l-Ala Ati b. Ebi'l-Kasım Ali b. Mansur Muhammed b.
Abdülcebbar Sem'ani: Meşhur Kitab el-Ensab müellifi Ebu Sa'd
Sem'ani'nin babasının amcası çocuğudur. Sem'ani'nin atası Ebu Mansur
Abdülcebbar'ın iki oğlu vardı. Bunlardan büyüğü Ebu'l-Kasım Ali,
Sem'ani ailesinin asıl vatanı olan Merv'den ayrılarak Kirman'a göç etti ve
orada yerleşti. Ebu'l-Kasım Ali, Kirman Selçuklu Meliki'nin yanında iti
bar kazandı ve onun Veziri ile evlenme yoluyla akrabalık kurdu. Daha
sonra bu akrabalıktan çocukları oldu. Ancak bu Selçuklu Meliki'nin ve
Veziri'nin isimleri hususunda tahminde bulunmak şimdilik imkansızdır.
Ebu'l-Kasım oğlu Ebu'l-Ala Alı'yi fıkıh ve hadis öğrenmek için Kir
man'dan Merv'de bulunan kardeşi Ebu'l-Muzaffer'in yanına gönderdi.
Ebu'l-Ala bir süre amcasının yanında kaldı, ondan fıkıh öğrendi. Ayrıca
meşhur muhaddislerden Muhammed b. Musa Saffar'dan da hadis dersi
aldı, sonra tekrar Kirman'a döndü. Ebu'l- Ala babasının ölümünden son
ra onun sahib olduğu bütün vazifelerin, söz gelişi medrese ve diğer işlerin
idaresi ile görevlendirildi. Sem'ani eserinde (telif tarihi 555/ ı 1 60), onun fa-
2 - İ'mar faaliyetleri:
Kirman Selçukluları daha ilk melikleri Kavurd zamanından ( 1 048�
1 073) itibaren i'mar faaliyetlerine başlamışlardı. Melik Kavurd'un bu
i'mar faaliyetleri daha ziyade halkın iktisadi refahını ve ticaret yollarının
emniyetini sağlamaya yönelikti. O önce Sistan ve Derre938 (Dere) yolu
üzerinde bir derbend inşa ettirmişti. Bu derbend İsfih'e 939 dört fersah mesa
fede yapılmıştı ve kapısı demirdendi 940 • Melik Kavurd, Derre'den başla
mak üzere 24 fersah uzaklıktaki Bem Fehrec'ine 941 kadar çölde geçen her
üçyüz adımda bir-iki insan boyunda mil (yollarda mesafeyi tayin için diki
len nişan ve işaret) !er koydurmuştu. Gece dahi bir milden diğerini
görmek mümkündü. Melik Kavurd'un bunları yaptırmasının gayesi, in
sanların çölde yollarını kaybetmesini önlemekti. Bu millerin başlangıç yeri
olan Derre'ye bir hô.n, bir havuz ve hamam yaptırmıştı. Ayrıca Gurg
(Kerk) 942 ve Fehrec arasına tuğladan iki minare (-menare: fener kulesi, yol
işareti) de inşa ettirmişti. Bunlardan biri kırk, diğeri ise yirmibeş gez (bir
uzunluk ölçüsü) yükseklikte idi. Her birinin altında kervansaray ve havuz
bulunmakta idi. Ayrıca Yezd şehrine on ferseng uzaklıkta bir kuyu yaptır
mıştı. Bu kuyuya kaynakların yazıldığı devrede "Çah-ı Kavurd" denilmek
te idi 943• Melik Kavurd ticari önemini göz önünde tutarak Tiz limanını da
tamir ettirmişti 944•
937 Bk. İmam Ebu Sa'd Abdülkerim b. Muhammed b. Mansur et-Temimi es-Sem'ani,
El-Ensab (ed. Şeref ed-Din Ahmed), Yii, Haydarabad 1 970, s. 222-223. Krş. M u'in ed-Din
Ebu'l-Kasım Cüneyd el-Ômeıi eş-Şiriizi, Şedd iil-İzar fi Halt el-Evzar 'an .(;iivvar el-Mezar
(nşr. ve açıklamalar, Muhammed Kazvini ve Abbas İkbal), Tahran hş. 1 328, s. 359-6o.
9311 Muhtemelen Derfarid (Durbac veya Derffmi) olmalıdır ve yerleşme merkezinden
lun anasında bulunan vahada su kaynaklan ile küçük bir vadi idi, bk. Strange, The Lands,
325.
940Bk. Bedayi ül-Ezman, ı o. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı ı .
94 1
Ayrıca Yezd ve Bempur'a bağlı Fehrec isminde yerleşme merkezleri de bulunmak-
tadır, bk. Strange, The Lanıis, dizin.
942 Rigan ve Bem arasında bir yerleşme merkezi, bk. Strange, aynı eser, 3 1 4.
943 Bedayi iil-Ezman, ı o. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 1 -2. Krş. Houtsma, 370- 1 .
m Bk. Filırisl-i Binalıay-ı Tarihi ve Emakin-i Bastaniy-i lran, Tahran, hş. 1 345, s. ı ı ı . ;
S.A. Matheson, Persia: An Arclıaelogical Guide, London 1972. s . 269.
949 Bk. Aynı eser, 26g.
220 ERDOÔAN M ERÇİL
mahalle kurulmasını emretti. Nitekim önce kendisi ıçın bir saray ve köŞk,
bu sarayın güneyinde Mescid-i Cami (Ulu Cami) ve hepsi birbirine bitişik
olmak üzere medrese, hankah, bimaristan (hastahane), germabe (hamam) ve ri
bat yaptırmış, bunlara vakıflar tahsis etmişti (478/ ro85-6). Diğer taraftan
emirler ve devlet ileri gelenleri de rabazda evler yaptırdılar950 • Melik 1.
Turan-şah mahallenin inşasına başladığı gün Salı olduğu için, burası
"Mahalle-i se-şenbihl" olarak meşhurdu. Muhammed b. İbrahim 95 1 , kendi
devrinde, her ne kadar harabsa da bu mahallenin aynı isim ile meşhur ol
duğunu zikretmektedir. Bastanly-i Parlzl 952 ise, Melik 1. Turan-şah'ın va
kıflarından fiilen bugün için birşey kalmadığını yazmakta, tarihlerin "Ma
halle-i se-şenbihl" şeklinde zikrettikleri yerin şimdi "Mahalle-i Şah Adil"
olarak isimlendirildiğini ve meşhur olduğunu, evvelce Kirman'ın güney
doğusunda bulunan bu mahallenin artık şehrin merkezi kısmının bir par
çası sayıldığını belirtmektedir.
Bu mahallenin şehrin rabazında yapılmış olması, Selçuklular devrinde
Kirman'da şehircilik yönünde de bir gelişmenin başlangıçına işaret etmek
tedir. Kirman'da o zaman, bütün ortaçağ yerleşme merkezlerinde olduğu
gibi, şehirlerin kale (kuhendiz-diz), şehristan (Şaristan-esas şehir) ve rabaz
(dış mahalleler-varoş) kısımlarından oluştuğu anlaşılıyor. Şehristan surlarla
çevrili olup, büyük kapılarla dışarı bağlanır ve halk şehrin bu kısmında
yaşardı. Rabaz daha çok pazarların kurulduğu bir yer olup, etrafı bağ,
bahçe ve tarlalarla çevrili idi. Halk rabazda alışverişini yaptıktan sonra
tekrar içeri girerdi 953• Melik I. Turan-şah devrinde rabazda yeni bir yer
leşme, hatta daha sonra Ciruft'da görüleceği üzere, büyük ticaret merkez
lerinin oluştuğuna, şehirlerin şehristan denilen kısımdan dışarı taştıklarına
dair örnekler görüyoruz. Bu da Selçuklular devrinde Kirman'da i'mar faa
liyetleri ile beraber, şehircilik yönünde de büyük gelişmelerin olduğunu
göstermektedir.
Melik 1. Turan-şah'ın yaptırdığı cami " Mescid-i Melik" adıyla meşhur
olmuştu. Muhammed b. İbrahim 954de 550 yıl sonra bu camiin yerinde
b
950 Bedayi ül-Eçman, 19.; Sımt, 1 7. ; Cografyay-ı Hafız Ebrli, vr. 142 . ; Cami iit-Tevarih-i
Haseni, vr. 1 97•.; Meçarat-ı Kirman, 53.; Muhammed b. İbrahim, 27. Krş. Houtsma, 372.;
Turan, Selçuklular Tarihi, ı g ı .
951 Bk. Selcukiyan ve Guz der Kirman, s . 27.
m Bk. Aynı eser, s. 27 n. 3 .
9·13
Krş. W. Barthold, lslam Medeniyeti Tarihi (Başlangıç, izah ve düzeltmeler M. Fuad
Köprülü) Ankara 1 973,3 s. 24. ve 5 4·
954 Bk. Selcukiyan ve Guz der Kirman, s. 27.
KİRMAN SELÇUKLULARI 221
955 Bk. Kramers, Kirman mad., 1A.; L. Lockhart, Persian Cities, London 1 96o, s. 1 14.
956 Bk. Tarih-i Kirman, B ı -8:.ı.; Muhammed b. İbrahim, s. 28 n. ı .
917 Bedayi ül-E;;man, 1 9.; Sımı, 1 7.; Muhammed b. İbrahim, 28 n. ı .
959 Bk. "The Seljuq Period", A Suroey of Persian Art (Ed. A.U. Pope), London ve New
eserin hş. 1 343'de yapılan birinci baskısında (s. 89) n. ı 'de taıih h. 488 olarak gözükmekte
dir.
962 Bk. Aynı eser, 67.
963 Bk. A. Hutt, "Three Minarets in the Kirman Region", ]RAS 1 970, s. 1 75.; Mathe
964 Bk. Bedayi iil-Ezman, 1 9 . ; Cami iit- Tevarih-i Haseni, vr. 1 97 • . ; Muhammed b. İbra-
him, 28.
965 Bk. Selculr.iyan ve Gut. der Kirman, s. 28.
966
Bk. llr.d el- Uta, 73.
96 7 Bk. llr.d el- Uta, 73 ve Se/culr.ıyan ve Guı. der Kirman, 1 34.
Krş. Houtsma, 376.; Turan, Se/çulclular Tarihi, 1 9 1 . : Rükn ed-Din Humayünfenuh, "Tarih
çe-i kitab ve Kitabhane der Iran" Huner u Merdum, sayı 56-7, s. 36, sayı 58, s. 2 1 , Tahran
hş. 1 346.
975 Bk. Bedayi iil-E<.môn, 28.
976 Bk. Tarih-i Cihan A ra, ı ı 8.
ERDOCAN MERÇİL
vakıflar tahsis etmişti 983 • Onun inşa ettirdiği binalardan birisi de Maristan-ı
Derb-i Habis idi. Bu binanın Berdesir'in kapılarından biri olan Bab Habis
civarında olduğu anlaşılıyor. Bize bu binanın varlığını bildiren Muham
med b. İbrahim 9H4, kendi zamanına kadar bu hastahanenin harap olduğu
nu tasvir ediyorsa da, henüz bu dar üş-şiffinın evkafından bazısının mev
cut ve bir tabibin evladından olan hekimlerin o binada hastalara bakıp,
ilaç vermekle meşgul olduklarını zikrediyor.
Diğer taraftan Tarih-i Cedid-i reı:.d müellifi Ahmed b. Hüseyin'in 985
verdiği bilgileri değerlendirmemizde, Selçuklu sultanı Mahmud b. Mu
hammed Tapar'ın bir cariyeden olan kızı Terken Hatun'un bir süre Yezd
şehrinde ikamet ettiğini görüyoruz. Bu sırada Melik Kavurd (şah)'ın ismi
zikredilmeyen torununun oğlu Süleyman-şah ile adı geçen Terken Hatun
evlenmişlerdi. Bu evliliğin Melik I. Arslan-şah devrinde ( ı ı o ı - 1 1 42) olması
muhtemeldir. Aynı kaynak Terken Hatun'un Kirman'da bir medrese yap
tırdığını zikrediyor. Bu medresenin ayrıca bir de kütüphanesi vardı 986 •
"Dailamis in Central Iran", 92. Ancak Bosworth, Terken Haııln'un Yezd'de bir medrese
yaptırdığını kaydediyor.
9"'' Bk. Rükn ed-Din Humayılnferruh, "Tarihçe-i Kiıab ve Kitabhane der İran", lluner
u Merdum, sayı 56-7, s. 38"9.
9"7 Bedayi iil-Ez.man, ıo2. Naklen Muhammed b. İbrahim, ı 47·
''"" füdayi iil-Ez.man, 93. ; Muhammed b. İbrahim, 27, 1 34.
•••> Bedayi iil-Ez.man, 52, 94. Naklen Muhammed b. İbrahim, 77, 1 35.
ERDOCAN MERÇİL
dı 990• Ancak bu pazarların derme çatma alışveriş yerleri mi, yoksa dükkan
lardan meydana gelen çarşılar mı olduğu hakkında bilgi verilmiyor. Ber
desir ve Ciruft'taki şehircilik ve ticaret yönünden gelişmeleri düşünürsek,
kaynaklarda bfiı::.fir olarak adı geçen yerlerin büyük çarşılar olması çok
muhtemeldir.
Son olarak bugün var olan ve Selçuklu devrinde yapıldığı anlaşılan
eserleri belirtmeğe çalışalım. Fakat bu eserlerin kimin tarafından inşa etti
rildiği bilinmiyor. Bunlardan birisi Berdesir'deki Mescid-i Bfiı::.fir-ı Şfih ' dır.
İsminden de anlaşılacağı üzere bu küçük mescid bazarın içinde yaptırıl
mıştır. Bu binadan bugüne avlunun bir yönü boyunca uzanan bir sıra ke
merden başka bir şey kalmamıştır. Bu kalıntı da restore edilmiştir99 1 • Sel
çuklular devrinde yapıldığı ileri sürülen bir eser de Gi.inbed-i Cebeliye 'd ir992 •
Bu günbed Berdesir (Kirman) şehrinin doğu kenarında açık bir sahrada
bulunmaktadır. Bu taştan günbede Giinbed-i Cebri (ve Cebel-i Seng) de de
nilmektedir. Ancak bu binanın Zerdüşt ileri gelenlerinden birinin mezarı
veya Muhammed Tabaşiri adındaki bir seyyidin türbesi olduğu şeklinde
görüşler de vardır 993• Nitekim Efdal ed-Din Kirmani (Ikd el- Uta, s. 66),
Ebu Ali Muhammed b. İlyas (öl. 967-8)'ın Berdesir'deki i'mar. faaliyetle
rinden bahsederken, Kale-i kuhen'de bir günbedin bulunduğunu ve ona
Giinbed-i Gebr denildiğini ve bunun eski imaretlerden biri olduğunu ve bi
nayı yaptıranın bilinmediğini zikrediyor994• Bu durumda Günbed-i Gebrl
diye de anılan Günbed-i Cebeliye'nin kesinlikle Selçuklu devri eseri oldu
ğunu söylemek pek mümkün görünmüyor. Bu eser şimdi harap bir du
rumda olup tamire muhtaçdır.
Kimin tarafından yaptırıldığı bilinmeyen eserlerden birisi de Ze
rend' deki Selçuklu mina residir ve bu minarenin XI. yüzyılın sonunda inşa
ettirildiği tahmin ediliyor. Zerend'de XVIII. yüzyılda inşa edilen Mescid-i
Cuma (Ulu Cami) bu şehrin Pazarı'nın içindedir ve Selçuklu minaresinin
kalıntıları sonradan yapılan bu binanın iç duvarları ile çevrilmiştir. Tuğla
motifi ile minarenin dıştan sadece dörtte bir kısmı görünmekte, şimdi ca
minin çatısına çıkışta bir merdiven olarak kullanılmaktadır995• Selçuklu ka-
990 Bedayi ül-&man, 4 1 , 52, 94. Naklen Muhammed b. İbrahim, 62, 77, 1 35.
99 1 Bk. Schroeder,"The Seljuq Period", il, 1 033, 1 035.; L. Lockhart, Persian Cities, 1 1 4.
992 Bk. Schroeder, aynı eser, 1 0 1 6- 1 0 1 8.; Fihrist-i Binahay-ı Tarihi, 1 1 5.
99 l Bk. Mer.arat-ı Kirmôn, 100- 1 .; Lockhart, aynı eser, 1 1 4.; Matheson, Persia, s. 263.
995 Bk. Schroeder, "The Seljuq Period", ı o27, 995.; Hutt, "Three M inarets i n the
996 Hk. Hutt, aynı eser, ı 78.; Matheson, aynı eser, 264.
''"' Matheson, aynı eser, 264. Hutt (aynı eser, ı 74), sadece bir köşe kulesinin kaldığını
zikrediyor.
""" Bk. Schroeder, aynı eser, ggB.
""" B k. Persia, 264.
ıooo
Bk. "Three Minarets in the Kirman Region", s. ı 78 ve ıl:lo.
SONUÇ
1 1 1 1 1 1 1 1 1 1
5. Turan-şah 3. Hüseyin Ömer 2. Kirman-şah 4. Sultan-şah Emiran-şah M erdan-şah Nuh Davud Şahin-şah
l 1 ;ı<:
6. İran-şiih 7. Arslan-şah N uşirevan :;;;
�
ı ı r
Kirmani Terken-şah ı o. Behram-şan
ı ı
Hatun-ı ı ı. Arslan-şah 1 2. Turan-şah
(il . M uhammed b.
Mahmud, Arslan-
şah b. Tuğrul ve 13. Muhammed-şah Yavlak Arslan
Melik Dinar ile ev-
lendi.)
.,
'-'>
'-'>
BİBLİYOGRAFYA VE KISALTMALAR
Abbas İkba.J, Vezaret : Abbas İkbal, Vezaret der Ahd-ı Selatin-i Büzürg-ı
Selçuki, Tahran hş. 1 338.
Abbas İkba.J, Tarih-i Mufassal-ı İran, Ez Sadr-ı İslam ta İnkıraz-ı Kaca
riye (yeniden gözden geçirerek neşreden Muhammed Debir-i Siyaki),
hş. 1 3473.
<Abd al-l:lusain Zarrinkub, «The Arab Conquest of Iran and its Aftermath»,
The Cambridge History of Iran (ed. R.N. Frye), iV, Cambridge
1975.
Ahbar : Sadr ed-Din Ebi'l-Hasan Ali b. Ebi'l-Fevaris Nasır b. Ali el-Huseyni,
Ahbar ed-Devlet el-Selçukiye (nşr. M. İkbal), Lahor 1 933. Türkçe
trc. N . Lügal, Ahbar üd-Devlet is-Selçukıyye, Ankara ı 943.
Ahmed b. Huseyn b. Ali Katib, Tarih-i Cedid-i Yezd (nşr. 1. Afşar), Tah
ran hş. ı 345/ ı 966.
Ahmed b. Mahmud, Selçuk-name, 1-11 (hazırlayan E. Merçil), İstanbul
1 977 ·
Ahmed İktidari, Asar-ı Şehirhay-ı Bastani, Sevahil ve Cezayir-i Halic-i
Fars ve Deryay-ı Uman, Tahran hş. 1 348/ ı 96g.
Akdağ, M., Türkiye'nin İktisadi ve içtimai tarihi, 1, 1243-1453, İstanbul
1 974·
Ala' ed-Din Ata. Melik el-Cuveyni, Kitab-ı Tarih-i Cihan-güşay (nşr. Mir-
za Muhammed b. Abdülvehhab Kazvini), 1-III, G.M.S. Landon 1 9 1 2-
1937/ikinci baskı Tahran 1 952.
Alp Arslan mad., İA. (M. H. Yınanç tarafından tadil edilmiştir.).
Alptekin : C. Alptekin, "Selçuklu Paraları", Selçuklu Araştırmaları Dergi
si, 111, Ankara ı 97 ı .
Anonim, Mücmel et-Tevarih ve'l-Kısas (nşr. Melik eş-Şu'ara Bahar), Tah
ran hş. 1 3 1 8/ 1 939.
Anonim, Tarih-i Şahi (nşr. Muhammed İbrahim Bastani Parizi), Tahran sal
2535 Şahinşahi.
Arslan-şah mad., İA.,
Aubin, J., «La ruine de Siraf et !es routes du Golfe Persique aux XI• et XII•
siecles», Cahiers de Civilisation Medievale vol. il, no. 3 ı 959.
Barthold, W., İslam Medeniyeti Tarihi (Başlangıç, izah ve düzeltmeler, M.
Fuad Köprülü), Ankara 1 9733.
KİRMAN SELÇUKLULARI 235
Nizam ül-Mülk, Ebu Ali Hasan b. Ali, Siyaset-name (Ch. Schefer neşrinden
faydalanarak yeniden yayına hazırlayan Murteza Müderrisi Cahardihi),
Tahran hş. ı 334/ ı 955.
Nizami cAruzi Semerkandi, Çahar Makale (nşr. Dr. M. Mu'in), Tahran hş.
1 333.
Nuzhet el-Kulub : Hamdullah b. Ebi Bekr b. Muhammed b. Nasr Mustevfi
Kazvini, Nuzhet el-Kulub (nşr. Debir-i Siyaki), Tahran hş. 1 336.
Öge!, B., Türk Kültür Tarihine Giriş, I, Ankara 1 978.
Pakalın : M. Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü ,
1-III, İstanbul 1 946.
Pedersen, ]., Mescid mad., İA.
Pellat, Ch., İbn al-Habbariyya mad., EI2.
Ravendi : Muhammed b. Ali b. Süleyman er-Ravendi, Rahat üs-Sudur ve
Ayet üs-Sürlir (nşr. Muhammed İkbal), Landon 1 92 1 / Aynı neşirden
faydalanarak yeniden yayınlayan Mücteba Minovi hş. 1 333. Türkçe trc.
Ahmed Ateş, 1-11, Ankara 1 957-6o.
Ravzat üs-Sara : Mir Muhammed b. Seyyid Burhan ed-Din Havend-şah
Mirhond, Ravzat üs-Safa, 1-X, Tahran ve Kum hş. 1 338-9.
Ruzbihan-name (nşr. Muhammed Taki Danişpajuh), Tahran hş. 1 347/
1 96g.
Rükn ed-Din Humayunferruh, «Tarihçe-i Kitab ve kitabhane der İran», Hu
ner u Merdum, Tahran hş. 1 346, sayı : 56-7 ve 58.
Sa'id Nefisi, Tarih-i Nazm Ü Nesr der İran ve Der Zeban-ı Farisi, 1,
Tahran hş. 1 344.
Schroeder, E., «The Selj uq Period», A Survey of Perian Art, (ed. A.U. Po
pe), il, Landon ve Newyork 1 939.
Schwarz, P., Iran im Mittelalter nach den Arabischen Geographen,
Leipzig 1 929/Darmstadt 1 96g2•
Sem'ani, Ebu Sa'd Abdülkerim b. Muhammed b. Mansur et-Temimi, el
Ensab (nşr. el-Şeref ed-Din Ahmed), VII, Haydarabad 1 976.
Sıbt : Sıbt İbnü'l-Cevzi Şemsüddin Ebu'! Muzaffer Yusuf b. Kızoğlu,
Mir'atü'z-zeman fi Tarihi' l-Ayan (nşr. Ali Sevim). Ankara 1968. ;
Haydarabad 1 95 1 -2.
Sımt : Nasır ed-din Münşi Kirmani, Sımt el-'Ula li'l-Hazret el-Ulya, (nşr.
'Abbas İkbal), Tahran hş. 1 328.
Steingass, F., Persian-English Dictionary, Landon 1 9473/Beyrut 1 970.
Storey, C.A., Persian Literature, A Bio-Bibliographical Survey, 1-11,
Landon 1 927-58.
KİRMAN SELÇUKLULARI
Wellhausen, J., İslamın En Eski Tarihine Giriş (Çv. Fikret lşıltan), İstan-
bul ı g6o.
Wensinck, A.J., Hutbe mad., İA.
Yınanç, M.H. Arslan-şah mad., İA.
Yınanç, M.H. Çağrı Bey mad., İA.
Zebihullah Sara, Genc-i Suhan, Şiiran-ı Büzürg-i Parsi-güy ve Münte
hab-ı Asar-ı Anan, 1-11, Tahran 1 339/ 1 962•.
Zübdet: el-Feth b. Ali Muhammed el-Bundari el-Isfahani,
Zübdet el-Nusra ve Nuhbet el-Usra (nşr. M. Th. Houstma,
Recueil de Relatifs a L'Histoire des Seldjoucides serisi, il),
Leiden ı 88g/trk. trc., K. Burslan, Irak ve Horasan Selçukluları Tari
hi, İstanbul 1 943.
D İ Z İ N
A - ŞAHIS İSİMLERİ :
Abbas (Rey Valisi) : 88 n.
Abbas İkbal (tarihçi) : 50
Abbasi : 2 1 3
Abdullah b. Amir (Basra viı.lisi) : 2
Abdullah b. İbrahim (Abbasi valisi ) : 4
Abdurrahman (Irak Selçuklu devlet adamı) : 88 n.
Abdürreşid b. Mahmud (Gazneli sultanı) : 19
Adud ed-Dcvle (Büveyhi emiri) : 5, 6, 1 92
Ahmed : bk. Kavurd
Ahmed Ali Han Veziri (tarihçi) : 24, 46, 55, ı6o, 1 7 1 , 2o6, 224
Ahmed b. el-Huseyn el-Belhi (Fakih) : 53
Ahmed b. Huseyn b. Ali Katib (tarihçi) : 62, 225
Ahmed b. Mahmud : XI
Ahmed İktidari : 50
Ala'ed-Devle Ata : 62
Ala'ed-Devle Adud ed-Din Ali (Kakuye hanedanından) : 62
Ala'ed-Dcvle Gcrşasp b. Ali (Kakuye hanedanından) : 6o
Ala'ed-Din Bozkuş (atabeg) : 70, 78, ı ıo, 155, 1 56, 1 77- 1 79, 1 9 1 , 224
Ala'ed-Din Ebu Bekr (Emir-i Ahur) 92, ı 6o
Ala'ed-Din Keykubad (Türkiye Selçuklu sultanı) : 1 44
Ala'ed-Din Süleyman : 1 25
Ali (Halife) : 184
Ali b. Ahmed el-Medini (Din bilgini) : 2 1 5
Ali b . ez-Zenci (Beluç reisi) : 5
Ali b. Feramürz (Kakuyc hanedanından) : 6o-6 ı
Ali b. Huseyn (Abbasi valisi) : 3
Ali b. İsa : 205
Ali Ensari : 1 74, 202, 205
Aliyyek : 15
Alp A rslan (Büyük Selçuklu Sultanı) : 7 , 19, 2 1 -30, 39-40, 42, 46, 1 50, 1 72, 2 1 ı
Altuntaş (Selçuklu kumandanı) : 25
.
A. Hutt : 227
Amişirevan (1. Hüsrev - Sasani hükümdan) : 5 ı
Arslan Hatun (Çağrı Bey'in kızı) : 62
Arslan-şah (Gazneli sultanı) : 58
1. Arslan-şah (Kirman Selçuklu meliki) : 9, 25, 43, 50 n., 55-64, ı 45 · ı 49, ı 53· ı 6 ı - ı 62,
ı 65, ı 68, ı 14, ı 8g, ı 97 · 202-203, 205, 2 ı o, 2 1 4-2 ı5, 222-223
II. Arslan-şah (Kirman Selçuklu meliki) : 72, 74-ıo7, ı ı ı n, 1 34, ı 44, 1 47- 1 48, ı 53, ı 6o,
1 65, ı 6g, 1 7 1 - 1 73, ı 16, 1 79, 1 8 1 , ı 83-ı84, ı 8g, ı 9 ı , 2o ı , 2o6, 2og-2 ı o, 2 ı 6
Arslan-şah b . Tuğrul (Irak Selçuklu sultanı) : 72-73, Bo , 82, 86-87, 105, 1 36
Ata Hatun : 62
Ayaz (Büyük Selçuklu şahzadesi) : 43
Aybeg Dıraz (emir - atabeg) : Bg-go, g6- ı o ı , 103-ı ıo, ı 47, 1 56, 1 7 4, ı 8o, ı g8- ı gg, 2 1 3
Fahrü'l-İslam : 1 1 3
F. Sümer : 1 1 9
Fazluye (Fars hakimi) : 20-24, 26-27 n., 1 50, 183, 1 87
Fazllıye b. Ehi Sa'd (Şebankare emiri) : 57, ı 8o
Ferah Kıpçak (Kirman Selçuklu kumandanı) : 54-55
Ferruh (Melik Dinar'ın oğlu) : ı 14 n.
F. Köprülü : 1 55, 1 63
N. M. Lowick : Xl, 1 5 1 n.
Nakib ün-Nukaba, bk. Tarrad
Nasıh ed-Din Ebu'l-Berekat (Kirman Selçuklu veziri) : 87, 9 1 , 1 02, 1 26, 1 73
Nasır ed-Devle: 1 85
Nasir ed-Devle (Atabeg) : 53, 1 56
Nasir ed-Din Ebu'l-Kasım (Vezir) : ı 1 2 - 1 13, 1 59
Nasır ed-Din Efzun (Kirman Selçuklu veziri) : 82, 9 1 , ı 86, 2o6
Nasır ed-Din Kemal (Kethüda) : 92, 1 35, 1 57- 1 58
Nasır ed-Din Kisra (Kirman Selçuklulan Devlet adamı) : 47, 1 7 ı , 2o8
Nasır ed-Din M ünşi-i Kirmani (tarihçi) : X, ı o, 56 n.
Nasır li-Dinillah (Halife) : 1 52
il. Nasr b. Ahmed (Siimani emiri) : 4
Nizam ül-Mülk (B. Selçuklu veziri) : 26, 29, 3 1 , 33-35, 38-39, 87, 1 4 1 - 1 42, 1 55, 1 6 1 - 1 62,
1 66, 2 1 2-2 1 4
Nuh (Kirman Selçuklulan'ndan) : 9- 1 0, 37
Nur ed-Devle (Hille hükümdan) : 29
Nusret ed-Din Ay-Aba (Emir-i silah) : ı o8 ı og , ı 1 2- 1 1 3, ı6o
-
Osman (Halife) : 1 84
O. Turan : ı 43
Sabık (Salgurlu) : 69
Sabık ed-Din Ali Sehl (Bem kalesi kutuvali) : g6-97• 1 0 1 - 103, ı ı ı , ı 14 n., ı 1 6, 1 20- 1 2 1 ,
1 26- 1 28, 1 3 1 - 1 32, 137- 1 39, 1 47 , 1 52- 1 53, 1 63, 1 77, 1 8 1
Sabık ed-Din Zevarei : ı 1 3
Sa'd ed-Devle Gevherayin (B. Selçuklu emiri) : 35-36
Sadr ed-Din Ebu'l-Yümn (nedim) : 1 62
Sadr ed-Din Huseyni (tarihçi) : 30, 59, 86
Sa'id Mihrabi Kirmani, X
Salah ed-Din Meymun (Horasanlı kumandan) . 8o
Samsam (Oğuz Beyi) : ı 15, 1 23, 1 32
Sancar, bk. Sencer
Sancar-şah (Horasan meliki) : ı 29
Savtegin (B. Selçuklu emiri) : 29, 3 1 -32 n., 34, 39, 1 83
KİRMAN SELÇUKLULARI 253
S. B. Miles : 1 8
Schroeder : 2 2 1
Sebük-eri (Subkeıi/Saffari kumandanı) : 3
Seferiyye Hatün (Sultan Alp Arslan'ın eşi) : 28, 39
Selçuk-şah (Kirman Selçuklu şehzadesi) : 64-66, 6g, 167 , 1 78, 1 85
Selçuk-şah (Selçuklu şehzadesi) : 1 28
Sencer (B. Selçuklu sultanı) : 58-6 1 , 66, 73, 84, ı 19, 1 29, ı 66, 2 1 2-2 1 4
Seyf ed-Din el-Cuyüş Ebü Bekr (İspehsalar) : 1 04, 1 8 1
Seyf ed-Din Tunguz (Horasanlı kumandan) : 8o
Sıbt (tarihçi) : Xl, 30 , 32-33, 36, 38, 40, 43, 47, 6 1 -62
Steingass : 1 64- 1 65, 182, 205
Sultan ed-Devle (Büveyhi emiri) : 6
Sultan-şah (Kirman Selçuklu meliki) : X-XI, 27-28, 3 1 , 36-38, 43-47 , 1 48, 1 5 1 , 1 54, 1 58,
162, 1 67, ı6g, 1 73, 1 85, 2 1 9
Sultan-şah (Harezmşah şehzadesi) : 1 1 4, 1 23, 1 29
Sungur (Salgurlu atabegi) : 66, 6g
Sungur As-Aba (gulam) : 1 14- 1 1 5
Süleyman (Benü İlyas hanedanı'ndan) : 5-6
Süleyman (Irak Selçuklu sultanı) : 67
Süleyman-şah (Selçuklu) : 6 2
Süleyman-şah (Kirman Selçuklu hanedanı) : 62, 225
Vardan-şah : 3 7
Vassaf (tarihçi) : X , 38
Yahya (Samani) : 6
Yakub b. Leys (Sallari) : 3
Yakuti (Selçuklu şehzadesi) : 1 9
Ya'la Şcbankare'i : 1 12
Yavlak Arslan (Kinnanlı şehzade) : ı o6- ı o8
III. Yezdecerd (Sasani Hük.) : 2
Yusuf Aşur (emir) : 105
Zafir Muhammed Emirek : 104, ı o8, 1 1 5- 1 1 6, 1 23- 1 26, 1 47, 1 58, 1 63, 1 68, 1 76
Zahir ed-Din Efzün (Kinnan Selçuklu veziri) : 94, g6, g8, 107, 1 1 2-1 1 3, 1 7 1
Zengi (Salgurlu atabeyi) : 6g, 77, 79, ıoo, 104- 105, ıo8, 1 10- 1 1 1 , 1 37
Zetterstcen : 5 1
Zeyn ed-Din Keyhüsrev (Kirman Selçuklu veziri) : 82
Zeyn ed-Din Mühezzeb (Kirman Selçuklu devlet adamı) : 88, 93, ı o6, 1 44, 209
Zeyn ed-Din Resüldar (Salgurlu elçisi) : 1 02, 1 04, 1 1 5
Zeytün Hatün (Melik l.Arslan-şah'ın eşi) : 63, 1 45, 1 68, 223
Ziya ed-Din Ebu Bekr (Horasanlı) : ı o3-ıo6
Ziya ed -Din Ebu'l-Mefahir (Kirman Selçuklu veziri) : 78, 8 1 -82, 1 74
Ziya ed-Din Ömer Zerendi : 1 1 7
Zübeyde Hatün (Harlın er-Reşid'in eşi) : 44
B - YER İSİMLERİ :
59 n. , 63 -65, 68 n., 69 n. , 70, 7 5-79, 8 1 -9 1 , 93-94, g6, gB- 102, ı o6- ı og, ı 1 2, ı 1 4, 1 1 6-
1 2 1 , 1 23, 1 25, 1 27- 1 28, 1 30, 1 32- 1 38, 146- 1 48, 1 50- 1 53, 1 58, ı 6o, 1 65- 167, ı 6g, 1 7 1 ,
1 7 4, 1 76- 1 79, ı 8g, 1 9 1 , 193, 1 95-200, 2o6-207, 2 1 9, 222-226, 228
Beyhak : 2 1 3
Bihabad : 65, 1 05
Bir : 23
Bistam : 1 29
Bizans : 23
Buhara : 5
Büst : 19
Büyük Çöl : 4, 1 97, 2 1 8 n.,
KIRMAN SELÇUKLULARI 257
Cebel el-Me'adin : 1 93
Cebel Pariz (veya Bariz) : ı , 3, 1 5 n.
Cehrem kalesi : 20
Cennabe : 56
Cezireı-i Beni Nefis : 56
Ciruft : ı , 5-6, ı ı, 1 4, 1 6, 24> 26 n., 54, 59 n., 64-65, 7 1 -72, 74-76, 79-83, 85, 87 -g2, g6-
ı o2, 104- 1 1 3, 1 1 5 n., 1 1 6, 1 18, 1 20, 1 22, 1 32, 1 47, 1 5 1 n., 1 52, 167, 1 69, 1 76- 1 77, 1 92-
1 94, ı g6-200, 207, 220, 223, 225-226
Cüpar : 1 24 n.
Curüm : bk. Germ-Sir
Çahargunbcd : 1 4
Çin : 50, 1 4 1 , 197- ı gS
Darabcird (Darab) : 57
Denarid : 15, go, 92 n., 99, 1 93, 2 1 8 n.
Der-i Aşüb kalesi : 1 35
Der-i Eşkün : 1 35 n.
Derre : 2 1 8
Deşt-i Ber : 79
Deşı-i Lüt : ı
Devrak : 3 19 n.
Deybuli : 194 n.
Deylem bölgesi : 2ı
Dih-i Ariz : ı 29
Dih-i Taziyan : ı 22 n.
Div Rüd : 1 93
Diz-i Aşül : ı 35 n.
Fars : ı , 3, 5, 1 3 , 1 4, 1 8, 20, 22-28, 39-40, 49, 52, 56-58, 6o, 66, 6g, 75, 77, 83, ı oo , 104,
ıo6, ı o8, ı ıo-1 1 1 , 1 1 4- 1 1 7, 1 22, 1 28, 1 34 n., 1 37- 1 38, 1 47 , 1 50, 1 68, 1 72, ı8o, 1 92, 1 95,
1 97-ı gS, 228
Fars körfezi : ı , 40, 50, 1 94, ıg6- 1 97
Fedvend (?) : 1 93
ERDOÔAN MERÇİL
Habeşistan : ı 97
Habis (Şehdad) : 1 4, n, 85, 1 22-1 23, 1 30, 1 33, 1 37 - 1 39, 1 49, 166, 1 95, 2 1 9
Harezm : ı 39, ı 97
Heftad-Pulan : 1 9
Hemedan : 1 9, 23, 29-3 1 , 35-36, 40, 43, 7 2 , 8o , 82-83, 86 , 1 05
Hennab : 5, 1 2- 1 3, ı 18 n.
Herat : 63, 1 68, 2 1 2, 2 1 4
Hicaz : 34
Hind : 44, 1 94, ı g8
Hindistan : ı , 40, 50, 8 1 , 1 83, 194- ı g8
Hitay : ı g8
Horasan : ı · ıo, 1 4, 59, 66-6g, 77-78, 8 1 , 83-84, go, g6, ı 1 4, ı 1 7 - 1 19, 1 23, 1 29, 1 36, 1 63,
1 73- 1 74, 1 78, 1 8 1 , 192- 193, 1 97- ı g8, 200-20 1 , 2 1 2-2 1 3, 2 1 6
Hurşeh : 26
Huzistan : 5, 22, 52, 69, 185
Hürmüz : 1 7 , 1 75, ı 8o, 182, 1 94, ıg8, 200, 203-204
Hürmüz el-Melik : 193, ı g8
Irak : 67, 79, 84, 86 , 88, 9 1 , 97, 105, 1 33- 1 35, 1 37 - 1 38, 1 58, 1 63, 1 67, 1 7 1 , 1 7J, ı go, 1 94-
195, 197- ı g8, 200, 2 1 2 , 228
KİRMAN SELÇUKLULARI 259
Isfahan : 1 -2, 2 1 , 23-24, 26-27, 43, 45-46, 49, 52-53, 5 8, 67-68 , 82, 87-88, 105, 1 22, 1 56,
1 58, 1 67, 1 73, ı Bo- 1 8 1 , 1 85, 2 1 2, 2 1 4
Istahr : 4 , 2 7 n.
i ğ : 98, 1 76
İran : 1 -2, 24, 50, 57, 1 4 1 , ıg6, 1 98, 228
lslih : 2 1 8
lstahbanat : g8 n .
Ka'be : 44
Kain : ıo
Kale-i KO.h : 63, 6g
Kale-i Kuhen : 45
Kale-i Manucan : 1 7 7
Kale-i Süleyman : 9 2 , ı 77
Kariyet el-Cevz (bk. Hürmüz el-Melik) : 1 93
Karyetü'l-Arab Kalesi : 1 22
Kaşan : ı
Katif : 65, 1 85
Kays (Kiş) adası : 50, 56 n., 1 97
Kazvin : ı, 21 ı
KedrO. (Kutruh) : ı o6
Kefire : 20
Kemadin : bk. Kumadin
Kerec : 30
Kerman : bk. Kirman
Kirman : birçok sahifede
Kirman şehri : ı
Köşk-i Şirlıye : 55
Kufs dağları : 2
Kuhbanan (Kubanan) : 1 4, 1 05, ı 14, 1 2g- 1 30, 1 36, 1 95, 2 1 7
Klıh Hezar : ı
KO.h-ı Barcan : 1 5
Klıh-ı Süleymani : 9 2 n.
Kuhistan : 4, 7, ıo
Klıh Kukan : 16
Kum : ı
Kumadin : Bo-8 1 , 1 88, 200, 228
ERDOCAN MERÇİL
Klııfek : ı 22
Kuy-ı Gebran Mahallesi : 55, 68 n.
Lahsa : 65
Madun : 99
Mağlın : 92, ı 77, ı 94
Mahalley-i Bazar-ı Şah : 224
Mahalley-i se-Şenhibi : 37 n., 49, 2 1 4-2 1 5, 220
Mahan nehri : ı 1 6
Mahruban : 3 1 9 n.
Maveraünnehr : 4, 1 97- ı gB
Medine : 44
Mekke : 44, 1 95
Mekran : ı , 1 6, 44, 7 1 n., 85, 1 7 1 , 1 94, 1 97, 204, 206
Merv : 7, ı 1 4, ı 1 9, 2 1 2, 2 1 5, 2 1 7
Mescid-i Haram : 44
Meşiz : 92, ı 1 5, 1 23, 1 32, ı 6o
Mısır : ı 85, 1 94- 1 95, ı 98, 205
Minab : 1 4, 1 92
El-Mizan dağı : 1 93
Mücaşi Kasrı : 1 3
Nasr-abad : ı 2 1 n.
Nermaşir : ı, 1 03 - 1 04, 1 20, 1 22, 1 30- 1 3 1 , 1 47, 1 94, 204, 2 1 8 n.
Nesa : 1 20
Ni-Beyd : 1 32
Nigar köyü : 227
Nişabur : 4, 85 n., ı ı 9, 2 ı 2, 2 ı 5
Orta Asya : 1 78
Rafsencan : 69
Raver : 93, 1 05, ı 1 4, 1 22, ı 33, 1 35 n., 1 39
Rayin : 75, 89-g ı , ı 1 8 n.
Res'ül-Hadd : ı ı
Rey : ı o, 19, 2 1 , 29, 6o
Rıbat-ı Ali-abad : 64
Rlkan (Rigan) : 1 30, 2 1 8 n.
KIRMAN SELÇUKLULARI
Şam : 34
Şebankare bölgesi : g8 n.
Şehr-i Babek : lo6 n.
Şehr-i Guvaşir (ayrıca bk. Kirman şehri) : 2
Şiraz : 3, 6, 1 2, 20-24, 26-28, 49, 78-79, 1 04- 1 05, ı ıo, 1 50, 1 68, 1 87
Şurgez Köyü : 2 ı g
Şütlıran : ı o6
Tarım : 24 n.
Tiz (Tis) : 24-25, 1 74, 1 94, 1 96, 1 98, 200-206
Toharistan : ı g
Uman : 1 5, 1 7- 1 8, 20, 28, 34, 40, 44 , 50, 56, 6s-66, 1 50- 1 5 1 , 1 54, 167, 1 70, 1 75-1 76, ı 8o,
1 85, 1 94- 1 95, 2 1 8
Uman Denizi : 50, 2 1 2, 228
Uman Körfezi : ı
Veleşgird : ı 94
Yezd : ı , 6o, 62, 69 n., 85, go, 93-94, g6, g8-w. ı o ı n., 1 04- 1 05, 1 09, ı ı ı , 1 1 7, 1 33- 1 34,
1 39, 1 47, 1 53, 1 59, 1 74- 1 75, 1 85, ı go- 1 9 1 , l 97- 1 g8, 200, 2 1 8, 225 n.
ERDOCAN M ERÇİL
Zengibar : 197- 1 98
Zerenc : 2 1 8 n.
Zerend : ı o6 n . , ı ı ı , ı 1 4- 1 15, ı 1 7- 1 1 8, 1 22, 1 32-135, 1 95, 200, 226-227
C - DEVLET ve TOPLULUK İSİMLERİ :
Abbasiler : 3, 205
Anadolu Selçukluları : ı go
Arablar : 2, 29, 3 ı -32, 39
Batıniler : 52, 1 85
Beluç (veya Belf.ıs) !ar : ı -2, 6
Benf.ı İlyas : 4-6
Büveyhi Devleti : 4-5
Büveyhiler : 5-6, ı 1 - 1 2, 1 4, 1 7, 20, 38, 40, 1 76, 1 89, 192, 198
Büyük Selçuklu Devleti : XI, 28, 34, 40, 73, 1 4 1 , 1 43, ı 53, 1 59, 1 68, 1 70, 1 72, 1 75, ı 78,
1 8 1 - 1 82, ıgo, 1 97, 202, 207, 2 1 3, 2 1 9, 228
Cühey r Oğullan : 2 1 4
Deylemli (Deylemi) ler : 1 1 - 1 4, 20-2 1 , 23, 76, 78, 8o, 94, ı oo, 1 25, 1 32, 1 35- 1 36, 1 67, 1 78,
1 80, 1 87, 189
Emeviler : 3
Fars(lar) : 2
Fars Atabegleri, bk. Salgurlular
Gazneli Devleti : 59
Gazneliler : 6, ı o, 1 9, 58, 192
Gur Sultanları : 131
Gurlular : g8 n., 1 39
Irak Selçukluları : 6 1 , 73, 82-83, 87, g8, 1 05, ı o8, 1 34, 140, 1 8 1 , 2 13, 228
iğ Emirleri : ı oo
İlhanlılar : 200
İsmaili Türkleri : 52
ERDOCAN M ERÇİL
Kirman Selçukluları : X-XI, 9, 4 1 -45, 47, 49-50, 52 , 55-56 , 6o-6 ı , 63, 66-67 , 70 , 73-74, 80,
83, 88, 96, 98, ı oll , 1 24, 1 32, 1 34, 1 3 6, 1 38 , 1 39, 1 4 1 - 1 45, 1 48- 182 , 1 84- 1 85 , 1 87- 1 88,
ı go- 1 9 1 , 1 93, 200 , 202-205 , 207-2 1 1 , 228-229
Mağuni ailesi : 1 77
Müslümanlar : 2-3, 1 75, 1 89
Raliziler : 50 , 1 85
SalTari Devleti : 3, 1 22
Salgurlular : 66, 69, 78-79, g8 n., 1 02, 104- 1 08, ı ı ı, 1 1 4, 1 2 1 , 1 40, 1 7 2 , 1 8 1 , 1 84
Samaniler : 4-5
Sasaniler : 3
Selçuklu Devleti : 2 1 , 29, 42
Sicistanlılar : ı 8, 1 9
Tahiriler : 3
Tazik (Tacik) ler : 1 7 , 48, 7 1 , 87, 1 1 3, 1 27 , 1 45 , 1 78 , ı 8o, 1 88
Türkiye Selçukluları : 1 43- 1 44
Türk (ler) : 2, 7, 1 1 - 1 3, 1 5 , 20-2 1 , 23, 27, 3 1 , 34-35, 4 1 -42, 48-49, 52, 6 1 , 66 , 70 -7 1 , 75-76,
79, 87 , 92, 94, 99, 1 0 1 , ı o6, 1 1 2- 1 1 3, 1 20, 1 22 , 1 25- 1 27 , 1 33, 1 3 5-1 36, 1 4 1 - 1 42, 1 45 ,
1 47 , 1 54, 156, 1 6 1 , 1 69, 1 74, 1 78- 1 8o, 1 82- 1 83, 1 88, 1 9 1 , 1 99, 224, 228
...
.
..
jSİCİSTAN ,;
lEYlLETİ _ . ..-· "
.. -
.. -·-
..
; . .... ....
,-
1
I
.. /
.. i
/
.
...
·ı-1
=:
..
.. �
.. �
�
...:ı
•
.. <
�
ı;..:ı
r./)
ı:r::
-(
i �
! �
;;..
..
...
. �
-�· ·'
·
.
z
•-(
\ �
ı:r::
......
\ �
\
i
1
1
;-
t --- . ., .
...•,.,,
......... . .. ..:
.
'
I ı
·-···
i '
ı
i •
.
1
..
:ı
I a
i
!