You are on page 1of 42

Radyoloji

Fiziği
Gözden Geçirme

Üçüncü Baskı
Walter Huda, Ph.D.
Radyoloji Profesörü
Medical University of South Carolina (MUSC)
Charleston, SC

Çeviri Editörü
Prof. Dr. Nevzat Karabulut
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Radyoloji Anabilim Dalı
Dünya Tıp Kitabevi
Copyright © 2014

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Dünya Tıp Kitabevi’ne aittir. Anılan kuruluşun izni
alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kağıt ve/veya başka
yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Tablo, şekil ve grafikler izin alınmadan, ticari amaçlı
kullanılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır.

Copyright © 2010 of the original English language edition by Lippincott Williams & Wilkins, a Wolters Kluwer
business, Philadelphia, USA. Original title: “Review of Radiologic Physics, 3rd Edition”, by Walter Huda.

ISBN
978-605-87426-6-6

Orijinal Kitap Adı


Review of Radiologic Physics

Yazarlar
Walter Huda

Orijinal ISBN
978-0-7817-8569-3
Baskı ve Cilt
Kalkan Matbaacılık
Orijinal Eser Sahibi
0312 341 92 34
Lippincott Williams & Wilkins
Sertifika No: 16029
Çeviri Editörü
Genel Dağıtım
Prof. Dr. Nevzat Karabulut
DÜNYA TIP KİTABEVİ
GMK Bulvarı 71/55
Genel Yayın Yönetmeni
Maltepe-Çankaya/Ankara
Mustafa Sezer
Tel: 0312 231 31 33
Sertifika No: 22265
Sayfa Tasarımı-Mizanpaj
Dünya Tıp Kitabevi

Proje Koordinatörü
Meltem Sezer info@dunyakitabevi.com

Not: Medikal bilgiler sürekli değişmektedir. Yeni araştırmalar ve klinik çalışmalar bilgimizi artırırken uygulanan tedavilerde degişikler
yapılmasını gerektirebilir. Yazarlar, editörler ve yayıncılar bu kitapta belirtilen dozaj ve uygulamaların, kitabın üretim tarihindeki güncel bilgiler
ile uyumlu olması için kendi alanlarında güvenilir kaynaklara başvurmuşlardır.
Bununla birlikte, yayıncılar, kitapta belirtilen dozaj ve uygulama formlarından sorumlu değildir. Her kullanıcı, tüm ilaçların prospektüslerini
dikkatle gözden geçirmeli ve üreticiler tarafından tavsiye edilen dozlar ve belirtilen kontrendikasyonlar ile bu kitapta yer alanlar arasında farklılık
tespit edildiği takdirde bir uzmana başvurmalıdır. Bu öneri, yeni veya nadir kullanılan ilaçların kullanımında özellikle önem kazanmaktadır. Her
dozaj şeması ve uygulama formu kullanıcının kendi sorumluluğundadır. Yazarlar ve yayıncılar, fark edilen uyumsuzluk ve hataların yayıncılara
bildirilmesini rica etmektedir. Bu çalışma ile ilgili basımdan sonra fark edilebilecek hatalar www.dunyakitabevi.com adresinde, ürün tanım
sayfasında bildirilecektir.
Ebeveynlerim,
Stefan ve Paraskevia Huda’ya,
kararlı destek ve teşvikleri için.
Günlük yaşamda kullanılan dil yeterince soyut olmadığı için, fiziğin
gerçekte öne sürdüklerini anlatmada hiç uygun değildir. Sadece
matematik ve matematiksel mantık, fizikçilerin söyledikleri
kadar az şey söyleyebilir.
–Bertrand Russell
İçindekiler

Önsöz ix
Teşekkür xi
Giriş xii
I. Radyoloji Fiziği Nedir? xiii
ll. Neden Radyoloji Fiziği Çalışılmalı? xiii
lll. Gözden Geçirme Kitabının Yapısı xiv
IV. Radyoloji Asistanları ve Amerikan Radyoloji Yeterlilik Sınavı xiv
V. Radyoloji Teknisyenleri ve Amerikan Radyoloji Teknisyeni Tescil Sınavı xv
Prof. Dr. Nevzat KARABULUT

1 X-Işını Oluşumu 1
l. Temel Fizik 1
ll. Elektromanyetik Radyasyon 3
lll. X-ışını Jeneratörleri 4
IV. X-ışını Oluşumu 6
V. X-ışını Tüpleri 9
VI. X-ışını Tüpünün Performansı 11
Gözden Geçirme Testi 14
Cevaplar ve Açıklamalar 16
Prof. Dr. Nevzat KARABULUT

2 X-Işını Etkileşimleri 17
I. Madde 17
ll. X-ışını ve Madde 19
lll. Radyasyonun Atenüasyonu (Zayıflaması) 22
IV. X-ışınını Filtrelemenin Etkileri 24
V. Saçılmayı Önleme 26
VI. Radyasyon Ölçümü 28
Gözden Geçirme Testi 30
Cevaplar ve Açıklamalar 32
Prof. Dr. Nevzat KARABULUT

3 Radyografi I 33
l. Film 33
ll. Kuvvetlendirici Ekranlar (Ranfansatörler) 35
lll. Dijital (Sayısal) Temeller 37
IV. Dijital Dedektörler 40
V. Dijital Radyografi 42
VI. Dijital Görüntü Verisi 44
Gözden Geçirme Testi 48
Cevaplar ve Açıklamalar 50
Yrd. Doç. Dr. Duygu HEREK
v
vi İçindekiler

4 Radyografi II 51
I. Mamografi Görüntüleme Zinciri 51
II. Klinik Mamografi 53
III. MQSA (Mamografi Kalite Standartları Hareketi) 56
IV. Görüntü Kuvvetlendiriciler 58
V. Televizyon 61
VI. Görüntü Kuvvetlendirici/TV Görüntüleme 62
Gözden Geçirme Testi 66
Cevaplar ve Açıklamalar 68
Yrd. Doç. Dr. Duygu HEREK

5 Bigisayarlı Tomografi 69
I. Donanım 69
II. Görüntüler 72
III. BT Cihazı Kullanımı 76
IV. Dozimetre 78
V. Diğer 81
Gözden Geçirme Testi 84
Cevaplar ve Açıklamalar 86
Yrd. Doç. Dr. Ali KOÇYİĞİT

6 Görüntü Kalitesi 87
I. Kontrast 87
II. Çözünürlük 89
III. Görüntüleme Sistemi Çözünürlüğü 92
IV. Gürültü 94
V. Performans Ölçümü 97
Gözden Geçirme Testi 100
Cevaplar ve Açıklamalar 102
Dr. Cihan KAYA

7 Radyobiyoloji ve Hasta Dozları 103


I. Temeller 103
II. Yüksek Doz Etkileri 105
III. Karsinogenez 107
IV. Kalıtsal ve Teratojenik Etkiler 109
V. Hasta Dozları 111
VI. Efektif Doz 114
Gözden Geçirme Testi 118
Cevaplar ve Açıklamalar 120
Dr. Erkan GÖÇEN

8 Radyasyondan Korunma 121


I. Radyasyon Ölçümü 121
II. Doz Limitleri 123
III. Çalışanların Korunması 125
IV. Hasta Dozları 128
V. Hastaların Korunması 131
VI. Toplum Dozları 133
Gözden Geçirme Testi 136
Cevaplar ve Açıklamalar 138
Dr. Erkan GÖÇEN
İçindekiler vii

9 Nükleer Tıp 139


I. Radyonüklidler 139
II. Radyofarmasötikler 143
III. Planar Görüntüleme 146
IV. Tomografi 155
V. Kalite Kontrol 153
VI. Görüntü Kalitesi 154
VII. Radyasyon Dozları 155
Gözden Geçirme Testi 159
Cevaplar ve Açıklamalar 161
Doç. Dr. Olga YAYLALI

10Ultrasonografi 163
I. Özellikler 163
II. Etkileşimler 164
III. Transduserler (Problar) 164
IV. Görüntüleme 170
V. Doppler 172
VI. Görüntüleme Performansı 175
Gözden Geçirme Testi 178
Cevaplar ve Açıklamalar 180
Yrd. Doç. Dr. Kadir AĞLADIOĞLU

11Manyetik Rezonans 184


I. Fizik 181
II. Relaksasyon 183
III. Aygıtlar 185
IV. Görüntüleme 189
V. Görüntüleme Performansı 192
VI. Kontrast Ajanlar 194
VII. İleri Teknikler 195
Gözden Geçirme Testi 197
Cevaplar ve Açıklamalar 199
Yrd. Doç. Dr. Kadir AĞLADIOĞLU

Sınav Kılavuzu 201


Uygulama Sınavı A: Sorular 202
Uygulama Sınavı A: Cevaplar ve Açıklamalar 209
Uygulama Sınavı B: Sorular 213
Uygulama Sınavı B: Cevaplar ve Açıklamalar 220
Prof. Dr. Nevzat KARABULUT
Ekler 223
Terimler Sözlüğü 227
Prof. Dr. Nevzat KARABULUT
Kaynakça 239
Dizin 243
Önsöz

Radyoloji Fiziği-Gözden Geçirme kitabının 2. baskısından bu yana altı yıl geçti. Bu kitabın odak nok-
tası, x-ışınının kullanıldığı görüntüleme yöntemleri (radyografi, floroskopi, BT) ile birlikte nükleer
tıp, ultrasonografi ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) fiziğidir. Kitapta esas olarak, radyoloji
asistanları ve teknisyenlerinin, görüntü oluşumunu ve görüntü oluşturmada kullanılan radyasyonun
risklerini anlamalarına yardım edecek temel bilgiler işlenmiştir. X-ışınlarının oluşumu ve madde ile
etkileşimi ile ilgili temel fizik başlıkları asgari düzeyde tutulurken, radyasyon biyolojisi, radyasyon-
dan korunma ve nükleer tıp gibi önemli başlıklar genişletilmiştir.
Bu 3. baskıda, konuların, tabloların, resimlerin ve soruların içeriği ve organizasyonunda önemli
değişiklikler yapıldı. İlk iki bölüm x-ışınlarının oluşumu ve x-ışınlarının madde ile etkileşimi hak-
kındadır. 3. bölüm x-ışınlarının radyografide ve tomografik görüntüleri oluşturmada nasıl kulla-
nıldığı hakkındadır. Görüntü kalitesi (kontrast, çözünürlük, gürültü, vb.) ile ilgili bölümde x-ışını
kullanılan görüntüleme yöntemlerindeki temel kavramlar ve bu parametrelerin spesifik değerleri
geniş şekilde anlatılmıştır. Radyasyon biyolojisi ve radyasyondan korunma çok önemli iki başlık olup
bu baskıda kendilerine ait bölümlerde anlatılmıştır. Nükleer tıp, ultrasonografi ve MRG hakkındaki
bilgiler güncellenmekle birlikte, bu bölümler temel fizik üzerine odaklanmış olup nükleer tıp, ult-
rasonografi ve MRG’nin klinikte kullanılan ileri uygulamaları hakkında daha az bilgi sunulmuştur.
Gözden geçirilen bu kitaptaki bir önemli tema da, fizikçi olmayanların günlük klinik görevlerini
yapmaları için anlamaları gereken konulara odaklanmak olmuştur. Başlıkların içeriği belirlenirken
şu üç konuyu anlamada gerçekten gerekli olup olmadığı temel alınmıştır: (a) herhangi bir görüntü-
nün nasıl oluştuğuyla ilgili esaslar (ayrıntılar değil); (b) görüntü kalitesini etkileyen faktörler ve bu
faktörlerin kontrol edilerek nasıl en uygun hale getirilebileceği; (c) görüntülemenin risk ve diğer
maliyetlerine etki eden faktörler ile bu faktörlerin tanısal bilgiyi olumsuz yönde etkilemeden nasıl
en az düzeye indirilebileceği. Diğer önemli bir amaç da, fazla ayrıntıyı asgari düzeyde tutarak içeriği
basitleştirirken, tablo ve şekilleri sadece en önemli özellikleri aktaracak şekilde düzenlemek olmuş-
tur. Yazar, görüntü oluşumunu kavramsal bir şekil ile göstermenin, teknik olarak doğru ancak çok az
didaktik değeri olan ayrıntılı tariflerden daha değerli olduğuna inanmaktadır.
Bu kitaptaki soruların büyük kısmı gözden geçirilmiş ve iyileştirilmiştir. Her bir soru, asistanlar
ve teknisyenlerin bilmesi için önemli olduğu düşünülen belli bir parça bilgiyle ilgilidir. Bu sorula-
rı yazarken, açık ve net olmaları için gayret sarf edilmiştir. Yazar, herhangi bir fizik öğretmeninin
belli bir sorunun neden sorulduğunu hemen kavrayacağını ve doğru yanıtı hemen bulacağını ümit
etmektedir. Her bir bölümden onar adet soru içeren sondaki iki uygulama sınavı, asistanların bu
kitapta sunulan konuları ne kadar iyi sindirdiklerini sınamalarına izin verecek şekilde tasarlanmıştır.
Diğer baskılarda olduğu gibi, okuyucular bu gözden geçirme kitabının da herhangi bir başlığı en
ayrıntılı şekilde açıklamadığını anlamalıdır. Dolayısıyla bu kitapta kapsanan konular, tıbbi görüntü-
leme başlığında yayınlanan daha ayrıntılı kitaplarla birlikte okunmalıdır.

ix
Çeviri Editörü Önsözü

Radyoloji ve nükleer tıp, teknolojideki gelişmelerin en çok etkilediği tıp dalları olup farklı enerji
türlerini kullanarak vücut organ ve dokularını görüntüler. Bu görüntülerin tanısal kalitede olması
hastaya doğru tanı konulması için çok önemlidir. Bu nedenle radyologlar, sadece görüntüleri yo-
rumlamakla kalmayıp aynı zamanda kullanılan cihazların çalışma prensiplerini, görüntü kalitesini
etkileyen faktörleri, hastanın ve çalışanın maruz kaldığı radyasyon dozu ve bunun sonuçlarını iyi
bilmek zorundadır. Bunların bilinmesi için de görüntüleme yöntemlerinin temel fiziğinin iyi anla-
şılması gerekir.
Elinizdeki bu kitap, temel radyoloji fiziğini olabildiğince anlaşılır biçimde gözden geçirmekte-
dir. Bilgilerin maddeler halinde sunulduğu kolayca okunabilen bu kitapta, radyoloji ve nükleer tıpta
kullanılan görüntüleme yöntemlerinin fiziği, kısa notlar halinde gözden geçirilmekte ve toplam 550
çoktan seçmeli test sorusuyla sınanmaktadır.
Kitabın başta uzmanlık, yeterlik ve doçentlik sınavına hazırlananlar olmak üzere her düzeydeki
radyoloji, nükleer tıp ve radyasyon onkolojisi asistan ve uzmanlarına ve bu alanlarda çalışan teknis-
yenlere çok yararlı olacağını umuyorum.
Bu kitabı Türkçeye çevirirken kitabın aslına tamamen sadık kalarak cümlelerin anlaşılır olmasına
özen gösterildi. Dilimizde karşılığı olan terimlerin Türkçelerini kullanmaya özen gösterdik; ancak
dilimize yerleşmiş olan ve genel kabul görmüş bazı yabancı kökenli terimleri de karışıklığa yol açma-
mak için aynen veya parantez içinde kullanmaya devam ettik.
Bu kitabın bölümlerini çeviren radyolog meslektaşlarıma, baskı öncesinde metni gözden geçiren
başta Dr. Cihan Kaya, Dr. Furkan Ufuk, Dr. Burak Tanrıverdi ve Dr. Ergin Karaman olmak üzere
Pamukkale Üniversitesi Radyoloji asistanlarına emek ve katkıları için çok teşekkür ederim.

Prof. Dr. Nevzat KARABULUT


Teşekkür

Yazar, yardımlarından dolayı aşağıda ismi belirtilen kişilere içten teşekkür eder.
S Valter, PhD
M Bilgen, PhD
SC Bushong, PhD
C Daniels, PhD
RG Dixon, MD
S Elojeimy, MD/PhD
GD Frey, PhD
C Gadsen, RT
EL Gingold, PhD
NA Gkantsios, PhD
K Green-Donnelly, MBA,RT
W He, MEng
KR Johnson, PhD
EM Leidholdt Jr, PhD
E Mah, MS
M Mahesh, PhD
PS Morgan, PhD
KM Ogden, PhD
RJ Pizzutiello, PhD
TL Pope Jr, MD
DW Rickey, PhD
DWO Rogers, PhD
ML Roskopf, RT
R Shaw
PS Sprawls, PhD
NM Szeverenyi, PhD
L Theron
LK Wagner, PhD
AB Wolbarst, PhD
CE Willis, PhD
MV Yester, PhD

xi
Çeviriye Katkıda Bulunanlar

Yrd. Doç. Dr. Kadir AĞLADIOĞLU Prof. Dr. Nevzat KARABULUT


Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Radyoloji Anabilim Dalı Radyoloji Anabilim Dalı

Dr. Erkan GÖÇEN Dr. Cihan KAYA


Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Radyoloji Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Duygu HEREK Doç. Dr. Olga YAYLALI


Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Radyoloji Anabilim Dalı Nükleer Tıp Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Ali KOÇYİĞİT


Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi
Radyoloji Anabilim Dalı
Giriş

I. RADYOLOJİ FİZİĞİ NEDİR?


Tıbbın teknolojiye en bağımlı uzmanlık alanı olan Radyoloji, geçen 10 yıl içerisinde belirgin deği-
şiklikler yaşamıştır. Teknik yeniliklerin bilgisayar ile entegrasyonu, radyolojinin hastalıkların tanı ve
tedavisinde oynadığı rolü derinden etkilemiştir. Radyoloji fiziği, soyut denklemler ve ezberlenecek
tanımlamalar değil, tanısal görüntüyü oluşturma ve gösterme işlemlerinin adıdır. Görüntü oluştur-
ma sürecini etkileyen belirli fizik ilkeler vardır. Radyologlar ve teknisyenler, kullandıkları cihazların
avantajlarını, kısıtlılıklarını ve risklerinin altında yatan teknoloji ve fizik ilkelerini iyi anlamalıdır.
Radyoloji fiziği, radyografik ve floroskopik x-ışını görüntüleme yöntemlerini, bilgisayarlı tomog-
rafi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), nükleer tıp ve ultrasonografi gibi önemli tıbbi
görüntüleme yöntemlerini kapsar. Radyoloji fiziği, görüntüleme kalitesini iyileştiren ve bozan fak-
törlerin anlaşılmasını sağlar. Tıbbi görüntüyü oluşturmada kullanılacak en uygun yol ve yöntemin
seçimi, radyolog, teknisyen, tıbbi fizikçi ve cihaz üreticisinden oluşan radyolojik görüntüleme takı-
mının sorumluluğundadır. Tıbbi görüntüleme performansını iyileştirmek için, bu görüntülerin nasıl
oluşturulduğu ve görüntü kalitesini etkileyen faktörlerin ne olduğu doğru bir şekilde anlaşılmalıdır.
Tüm görüntüleme yöntemlerinin kullanımıyla ilişkili bir maliyeti vardır. İyonlaştırıcı radyasyon
kullanan yöntemlerde maliyetlerden biri, hastanın ve bu cihazları kullanan personelin maruz kaldı-
ğı radyasyon dozudur. Bununla ilintili olarak, radyasyondan korunma ilkeleri önem taşımaktadır.
Radyologlar ve teknisyenler, hastanın ve personelin maruz kaldığı radyasyon dozunun miktarını
anlayarak radyasyon dozunu mümkün olan en düşük düzeyde (ALARA ilkesi) ve ilgili düzenleme
sınırlarında tutmalıdır. MRG ve ultrasonografide belirgin bir risk yoktur ve maliyet genellikle çalış-
mayı yapmak için gereken zamandır.

II. NEDEN RADYOLOJİ FİZİĞİ ÇALIŞILMALI?


Radyolog ve teknisyenler, her bir tanısal yöntemin altında yatan görüntüleme bilimini anlamalı ve
bununla ilgili radyoloji fiziği sınavlarını geçmelidir. Bununla birlikte, ne radyolog ne de teknisyen-
ler gerçekte fizikçi olarak çalışmayacaklarından, radyolojik görüntülemedeki modülasyon transfer
fonksiyonlarının nasıl oluşturulacağını öğrenmeye, BT’de filtrelenmiş geri projeksiyon algoritması
yazılımını yazmaya veya MRG’de RF puls dizaynı yapmaya ihtiyaçları yoktur.
İyi bir radyolog ve teknisyenin aşağıdakilerin temelini anlamaları önemlidir: (i) görüntü kalite
parametreleri (beneklenme, uzaysal çözünürlük, kontrast); (ii) görüntü kalitesinin radyografik tek-
niklerden nasıl etkilendiği; (iii) ticari görüntüleme cihazının ön görülen hasta incelemesini yapma
kabiliyetinin nasıl değerlendirileceği; (iv) radyografik maruziyetle ilişkili radyasyon dozu ve riskleri
ve (v) görüntüleme sorunlarıyla ilgili olarak tıbbi fizikçiler ve servis personeli ile nasıl iletişim ku-
rulacağı.
Buradaki metnin ve ilgili soruların asıl odak noktası, klinik görüntülerin oluşturulmasında alt-
ta yatan fizik ilkelerdir. Görüntü kalitesini etkileyen faktörlere, özellikle görüntü kontrastı, uzaysal
çözünürlük ve beneklenmeye özel vurgu yapılmıştır. Radyolog ve teknisyenler, herhangi bir görün-
tüleme cihazının ulaşabileceği performansı anlamalı ve bu cihazın hastanın görüntüleme ile ilgili
sorunlarını çözmede nasıl kullanılacağını bilmelidir.
xiii
xiv Giriş

III. GÖZDEN GEÇİRME KİTABININ YAPISI


Bu kitap, radyoloji asistanları ve teknisyenlerini yeterlilik ve tescil sınavlarındaki radyoloji fiziği bö-
lümüne hazırlamaya yönelik olarak tasarlanmıştır. Bu kitap, tanısal radyoloji fiziği alanında kapsamlı
bir öz-çalışma kaynağı sunmaktadır. Metin, okuyucunun radyoloji fiziği ile ilgili bir temeli olduğunu
varsaymakta olduğundan standart radyoloji fiziği kitaplarının yerini alma niyetinde değildir. Bu ki-
tap daha ziyade, asistan ve teknisyenlerin radyoloji fiziği kavramlarını tazelemesi ve pekiştirmesi için
kendilerine özet, ama kapsamlı bir gözden geçirme kaynağı sunmak amacıyla tasarlanmıştır.
Kitap, 11 bölümden oluşmakta ve her bir bölüm radyoloji fiziğinden görüntü kalitesine kadar
her şeyi kapsayan altı alt bölümden oluşmaktadır. Her bölüm, ilgili alanın özeti ve anahtar bilgileri
ile başlamaktadır. Her bölümün sonunda, kapsanan alanlarla ilgili okuyucunun bilgisini ve öğren-
diklerini gözden geçiren ve sınayan test şeklinde 30 soru bulunmaktadır. Yazar, ezberden ziyade içe-
riğin anlaşılmasının sınavlardaki başarıyı garantileyeceğine inanmaktadır. Kitap ayrıca, kapsanan
tüm konularla ilgili iki uygulama sınavı da içermektedir. Kitabın sonunda, radyoloji fiziğinde yaygın
kullanılan anahtar terimlerle ilgili bir açıklayıcı terim sözlüğü bulunmaktadır.
Radyasyon miktarları genellikle SI birimleri kullanılarak ifade edilir. Radyasyon maruziyetini
tanımlamada Röntgen kullanımı sorunlu olup, doğru çevrim faktörünün kullanılması da (1 R = 2.58
x 10-4 C/kg) tıbbi görüntüleme literatüründeki mevcut uygulamalar göz önüne alındığında uygun
olmayacaktır. Tanısal radyolojide 1 R ışın maruziyeti 8.76 mGy hava kermaya eşit kabul edilebilir.
Bu kitapta, ekspojur yerine hava kerma kullanılmış olup 10 mGy hava kerma yaklaşık 1 R ekspojura
eşit kabul edilmiştir. ABD’deki klinik nükleer tıp uygulamalarında SI dışı birimlerin kullanımı baskın
iken, ABD dışındaki bölgelerde ve bilimsel literatürde SI birimleri daha yaygındır. Bu kitapta da SI
birimleri (MBq, vb.) tercih edilmiş ve SI dışı eşdeğerleri (mCi vb) parantez içerisinde verilmiştir.
Manyetik alanlar genellikle tesla ile ifade edilir, ama MRG çalışanları “0.5 mT hattı” yerine “5 gauss
hattını” kullanmayı tercih eder.

IV. RADYOLOJİ ASİSTANLARI VE AMERİKAN RADYOLOJİ


YETERLİLİK SINAVI
Amerikan radyoloji yeterlilik sınavının fizik bölümü her yıl sonbaharda bilgisayar üzerinden yapıl-
maktadır. Sınava başvurmaya uygun asistanlar, bir yıl önceden kayıt yaptırarak asistanlıklarının 2.,
3. veya 4. yıllarının Eylül ayında sınavı alırlar. 4 saatlik bu sınav ~130 tane çoktan seçmeli sorudan
oluşur (bu kitaptaki formata benzer şekilde). Bilgisayar üzerinde mevcut olan dışında ayrı bir hesap
makinesinin kullanılmasına izin verilmez. Asistanların çoğu verilen zaman dilimi içerisinde sınavla-
rını rahatlıkla bitirmekte ve birkaç önemsiz toplama, çarpma ve bölme dışında herhangi bir hesapla-
ma yapmaya gerek duymamaktadır.
Soruların ~%60’ı x-ışını temelli görüntüleme yöntemleri, görüntü kalitesi, ultrasonografi ve
MRG ile ilgilidir. Soruların %20’si nükleer tıp ve kalan %20’si de radyasyon biyolojisi ve korunma
ile ilgilidir. Sonuçlar yüzdelik dilimler şeklinde sınava giren adaylara ulaştırılmakta ve sınavdaki üç
kategoriye ilişkin veriler gösterilmektedir. Amerikan radyoloji yeterlilik sınavı ve yazılı fizik sınavı ile
ilgili daha fazla bilgi Amerikan radyoloji board’ının web sayfasında (theabr.org) bulunabilir.

V. RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE AMERİKAN RADYOLOJİ


TEKNİSYENİ TESCİL SINAVI
Amerikan Radyoloji Teknisyenleri Tescil Dairesi, ABD’deki radyoloji teknisyenleri için kredilendir-
me sınavları ve devamlı tescil imkânı sunmaktadır. Yaklaşık 200 adet çoktan seçmeli test forma-
tındaki sorudan oluşan sınavda şu kategoriler değerlendirilir: (i) radyasyondan korunma, (ii) cihaz
operasyonu ve bakımı, (iii) görüntü oluşturma ve değerlendirme, (iv) radyografik işlemler, (v) hasta
Giriş xv

bakımı. Sınava giren adayların sınavı 3.5 saat içerisinde tamamlamaları istenir ve sınav merkezlerin-
de silinebilir tahta ve kalem bulunur (karalama kâğıdı verilmez). Bilgisayar üzerinde hesap makinası
bulunur, ayrıca istenirse adaya da verilir. Sınavlar, genel zorluk dereceleri dikkate alınarak puanlanır
ve sınav versiyonları arasında ufak farklılıklar olabilir. Sınavı geçmek için 75 test puanı almak gerek-
lidir. Sınav hakkında daha fazla bilgi ARRT’nin web sayfasında (www.arrt.org) bulunabilir.
Bölüm 1

X-IŞINI OLUŞUMU
I. TEMEL FİZİK
A. Kuvvetler
−Vücut kütlesi, vücudun hızlanmaya karşı olan direncinin bir ölçüsüdür.
−Kütle ölçü birimi kilogramdır (kg).
−Hız, bir cismin birim zamanda aldığı yol ya da yer değiştirme miktarıdır.
−Hız ölçü birimi metre/saniyedir (m/sn).
−İvme, hızın (m/sn) birim zamandaki (sn) değişim miktarıdır.
−İvme birimi, mesafenin (metre) saniyenin karesine oranıdır (m/sn2).
−Kuvvet, vücudun istirahat halinden çıkmasına veya sabit hızında değişime yol açar (itme veya
çekme).
−Kuvvet = kütle x ivme şeklinde ifade edilir ve birimi newtondur (N).
−Evrendeki 4 fizik kuvveti; yer çekimi (gravite), elektrostatik, güçlü ve zayıf kuvvetlerdir.
−Bu kuvvetlerin göreceli değerleri Tablo 1.1’de gösterilmiştir.
−Yer çekimi (gravite) nesneleri yere doğru çeker ve kozmolojide önemlidir.
−Atomik düzeyde ise yer çekiminin etkisi çok az olup ihmal edilebilir.
−Elektrostatik kuvvet, proton ve elektronların birbirini çekmesine yol açar.
−Elektrostatik kuvvet atomları bir arada tutar.
−Güçlü kuvvetler (strong forces), çekirdeği bir arada tutar.
−Zayıf kuvvetler (weak forces), beta bozunumunda rol oynar.
B. Enerji
−Enerji, iş yapabilme yeteneğidir.
−Enerji birimi joule’dür (J).
−Enerji değişik şekillerde olabilir. Elektriksel, nükleer, kimyasal veya termal.
−Enerjinin sık görülen bir şekli, hareket ile ortaya çıkan kinetik enerjidir (KE).
−Kütlesi m ve hızı v olan bir merminin kinetik enerjisi ½mv2’dir.
−Enerjinin bir diğer formu da potansiyel enerji (PE) olup konum enerjisidir.
−Havaya kaldırılmış bir topun potansiyel enerjisi vardır.
−Enerji yoktan var edilemez veya varken yok edilemez.
−Yüksekten bırakılan bir topun potansiyel enerjisi topun hızı arttıkça kinetik enerjiye dö-
nüşür.
−Einstein kütle ve enerjinin birbirine dönüşebildiğini göstermiştir.
−E = mc2 (E: Enerji, m: kütle, c: ışık hızı)
−İstirahat kütle enerjisi, parçacığın enerji eş değeridir.
−Tanısal radyolojide enerjinin uygun birimi elektron volt’tur (eV).
−1 eV = 1,6x10–19J
−Bir elektron volt (1 eV), Şekil 1.1’de gösterildiği gibi, bir elektronun bir voltluk (V) elektrik
potansiyeli arasında hızlandırılmasıyla kazandığı kinetik enerjidir.
−Elektron 1000 V elektrik potansiyeli boyunca hızlanırsa, 1000 eV (1 keV) enerjiye sahip olur.
−Elektron 1000000 V elektrik potansiyeli boyunca hızlanırsa, 1 MeV (1000 keV) enerji kazanır.
C. Elektrik
−Elektronlar negatif yüklü, protonlar ise pozitif yüklüdür.
−Elektron ve protonların elektrik yükleri 1.6x10–19 coulomb’dur (C).
1
2 X-Işını Oluşumu

TABLO 1.1 Fizik Kuvvetlerin Göreceli Değerleri


Kuvvet Türü Göreceli Güç Tanım
Yer Çekimi 1 Yeryüzünün güneşe bağlı kalmasını sağlar
Zayıf ~10 24 Beta bozunumunda rol oynar
Elektrostatik ~10 35 Atomlarda elektron ve protonları bir arada tutar
Güçlü ~10 38 Çekirdekte proton ve nötronları bir arada tutar

−Elektrik devresine voltaj uygulanması elektronlarda harekete yol açar.


−Elektrik devresinin pozitif bölgesine anot denir.
−Negatif bölgesi ise katottur.
−Elektronlar katottan itilip anot tarafından çekilir.
−Kapalı bir devredeki herhangi bir voltaj kaynağı, devre içinde elektronların akımına yol açar.
−Elektrik akımı devre boyunca elektronların akımı olup birimi amperdir (A).
−Amper, birim zamanda akan yük miktarını ifade eder (1 Amper = 1 coulomb/saniye).
−Birçok evdeki güç kaynağının en az 2 teli vardır ve bunlar tek fazlıdır.
−Tek fazlı güç kaynaklarında, bir telde dalgalanan voltaj varken diğerinde voltaj yoktur.
−3. bir tel varsa bu güvenlik için yapılan “topraklamadır”.
−ABD’de elektrik gücü normal olarak 110 volt (V) iken Türkiye’de 220 V’dir.
−ABD’de elektrik, alternatif akım (AA) olup saniyede 60 siklus frekansa sahiptir (60 Hz).
−Britanya’da AA voltajı 220 V olup saniyede 50 siklus frekansa sahiptir (50 Hz).
−Üç fazlı güç kaynaklarında 3 voltaj hattı mevcut olup, her biri diğerinden 1200 faz farkına
sahiptir.
−Üç fazlı güç kaynakları, tek fazlı kaynaklara göre çok daha fazla güç sağlar.
D. Güç
−Güç, iş yapma hızıdır.
−Güç, birim zamanda kullanılan enerjiyi gösterir ve birimi watt’tır (W).
−1 watt=1 joule/saniye
−Tablo 1.2’de farklı kaynakların güç ve enerjileri gösterilmektedir.
−1 beygir gücü = 750 W
−Elektrik devrelerinde harcanan güç (P), elektrik akımı (I) ile voltajın (V) çarpımıdır.
−Güç (watt) = Akım (amper) x Voltaj (volt)
−Voltaj 100 000 V (100 kV) ve akım 1 A (1000 mA) ise güç 100 000 W (100 kW) olur.
−Kuzey Amerika’da ortalama bir evde birkaç kW’lık elektrik gücü kullanılır.
−X-ışını jeneratörleri 100 kW’ye kadar elektrik gücü kullanır ki, bu ortalama bir evde kul-
lanılan gücün ~30 katıdır.

– 1 Volt +
– +
– +
– +

1 Volt

ŞEKİL 1.1 Negatif yüklü plakada, elektronun 1 eV potansiyel enerjisi vardır. Elektron katottan anoda doğru
hızlandığında bu enerji 1 eV kinetik enerjiye dönüşür.
Bölüm 2

X-IŞINI
ETKİLEŞİMLERİ

I. MADDE
A. Atomlar
−Maddeler atomlardan, atomlar da proton, nötron ve elektronlardan oluşur.
−Protonlar, pozitif yüklü olup atom çekirdeğinde yer alır.
−Nötronlar, elektriksel olarak yüksüzdür ve çekirdekte bulunur.
−Elektronlar, negatif yüklüdür ve çekirdeğin dışında yer alır.
−Atom numarası (Z), her bir element için özel olup çekirdekteki proton sayısına eşittir.
−Kütle numarası (A), çekirdekteki proton ve nötron sayılarının toplamına eşittir.
−Çekirdekte yer alan proton ve nötronların ikisine birlikte nükleon denir.
−AX şeklindeki simgelemede, X elementleri tanımlayan özgün harfleri, A ise kütle numarasını

temsil eder.
−Elektriksel olarak nötral atomların proton ve elektron sayıları eşittir (Z).
−12C, 6 proton, 6 nötron ve 6 elektron içeren karbon atomu olup elektriksel olarak nötrdür.

−Atomik düzeydeki kütle, atomik kütle birimi (amu) ile ölçülür.


−Bir atomik kütle birimi, karbon atomu (12C) kütlesinin ~1/12’si kadardır.
−Proton ve nötronların kütlesi ~1 amu’dur.
−Elektronların kütlesi ise çok daha küçük olup proton ve nötronlardan ~1800 kat daha azdır.
−Tablo 2.1’de atomu oluşturan parçacıkların göreceli kütle ve yükleri görülmektedir.
B. Atomun yapısı
−Atomun çekirdeği, proton ve nötronlardan oluşur ve atom kütlesinin büyük kısmını oluş-
turur.
−Bohr atom modelinde elektronlar, çekirdek çevresindeki (içten dışa doğru, K, L, M, N, O, P…
şeklinde adlandırılan) yörüngelerde yer alır. Şekil 2.1’de Tungsten atomunun yapısı görül-
mektedir.
−K-yörüngesinden başlayarak her bir yörüngeye esas kuantum numarası (n) verilir
(K-yörüngesi için 1, L-yörüngesi için 2, vb.).
−Bir yörüngede olabilecek elektron sayısı 2n2 kadardır.
−Tungstenin K-yörüngesinde (n=1) 2 elektron ve L-yörüngesinde (n=2) 8 elektron bulunur.
−Dış yörüngedeki elektronlar (değerlik elektronları) atomun kimyasal özelliklerini belirler.
−Bir maddenin elektron yoğunluğu (ρ)=N0 (Z/A) elektron/cm3’tür. (ρ: gram/cm3 cinsinden
elektron yoğunluğu; N0: Avogadro sayısı).
−Dokulardaki atomların çoğunda (oksijen, karbon, nitrojen, kalsiyum), Z/A değeri 0.5’tir.
−Birçok dokuda elektron yoğunluğu, fiziksel yoğunluk (ρ) ile orantılıdır.
C. Elektron bağlanma enerjisi
−Atomdaki elektronlar, pozitif yüklü çekirdeğin elektrostatik çekimi ile yerlerinde durur.
−Bir elektronu atomdan tamamen koparmak için gereken enerjiye elektron bağlanma enerjisi
denir.
17
18 X-Işını Etkileşimleri

TABLO 2.1 Atomun Yapı Taşlarının Özellikleri


Parçacık Göreceli Kütle Elektrik Yükü
Elektron 1* -1
Proton 1.836 +1
Nötron 1.839 0
*İstirahat kütle enerjisi 511 keV’dir.

−Bağlanma enerjisi, her bir elementin her bir elektron yörüngesi için özgündür.
−Atomik bağlanma enerji değerleri kaynak kitaplarda mevcuttur.
−Dış yörünge elektronlarının bağlanma enerjisi küçüktür.
−Dış yörünge elektronlarının bağlanma enerjisi sadece birkaç eV’dir.
−İç yörünge elektronlarının bağlanma enerjisi yüksektir.
−Birçok element için, iç yörünge elektronlarının bağlanma enerjisi binlerce elektron volt
(keV) ile ölçülür.
−Tablo 2.2’de görüldüğü gibi K-yörünge bağlanma enerjisi, atom numarası (Z) ile birlikte
artar.
−Enerjik parçacıklar, sadece enerjileri elektron bağlanma enerjisinden yüksek olduğunda iç yö-
rünge elektronlarını koparabilir.
−50 keV enerjili elektron tungstenin K-yörüngesindeki elektronu kopartamaz (K-yörünge
bağlanma enerjisi 70 keV’dir). Ancak 100 keV enerjiye sahip elektron koparabilir.
−K-yörüngesinde oluşan boşluk dış yörüngedeki bir elektron tarafından doldurulur.
−Dış yörüngeden iç yörüngeye doğru hareket eden elektronlar fazla enerjilerini elektromanye-
tik radyasyon şeklinde yayabilir (karakteristik x-ışını).
−Fazla enerji atomu terk eden Auger elektronuna da transfer edilebilir.
−Auger elektronunun enerjisi, karakteristik x-ışını enerjisi ile dış yörünge elektronunun
bağlanma enerjisinin farkı kadardır.
−K-yörüngesindeki boşluk ya karakteristik x-ışınına ya da atomdan yayılan Auger elektro-
nuna neden olur.
D. İyonizasyon
−İyonizasyon, nötr durumdaki atomun elektron kaybetmesiyle oluşur ve geride pozitif iyon
kalır.
−Atomlardan elektron koparabilecek kadar enerjiye sahip elektromanyetik radyasyona iyoni-
zan (iyonlaştırıcı) radyasyon denir.
−X-ışınları bir iyonlaştırıcı radyasyon türüdür.
−Gama ve ultraviyole (mor ötesi) ışınları da iyonlaştırıcı radyasyondur.
−İyonlaştırıcı radyasyon, doğrudan (direkt) veya dolaylı (indirekt) iyonlaştırıcı şeklinde sı-
nıflandırılabilir.
−Yüklü parçacıklar şeklindeki radyasyon doğrudan iyonlaştırıcıdır.
−Elektronlar ve protonlar doğrudan iyonlaştırıcı radyasyondur.

ŞEKİL 2.1 74 proton, 74 elektron ve 110 nötronu olan tungsten atomunun yörünge modeli görülüyor.
Bölüm 3

RADYOGRAFİ I
I. FİLM
A. Emülsiyonlar
−Analog radyografide radyografik görüntüleri yakalamak, göstermek ve depolamak için film
kullanılır.
−Film, 150–200 µm kalınlıktaki bir polyester (Mylar) baz ile desteklenen ~10 µm kalınlıktaki
emülsiyondan oluşur.
−Radyografik filmlerin çoğunda bazın her iki tarafında da emülsiyon tabakası bulunur.
−Lazer ve mamografi filmleri hariç olup bunlarda tek emülsiyon vardır.
−Bunlara ek olarak radyografik filmlerde ayrıca koruyucu kaplama, antistatik veya atlama
önleyici (anti-crossover) tabaka da bulunabilir.
−Emülsiyonda, radyasyon veya ışıkla uyarılabilen ve latent görüntüyü tutan gümüş halid (iyo-
dobromür) granülleri vardır.
−Gümüş halid granülleri tipik olarak yaklaşık 1 µm çapta olup 106 ila 107 arasında gümüş atomu
içerirler.
−Bir santimetreküpte yaklaşık 109 granül vardır.
−Her bir granülü uyarmak için birkaç ışık fotonu soğrulmalıdır.
−Granül ayrıca tek bir x-ışını fotonunun soğrulmasıyla da uyarılabilir.
−Soğrulan ışık fotonları granüldeki elektronları serbestleştirirler. Bu elektronlar pozitif yüklü
gümüş iyonları (Ag+) ile birleşerek elektriksel olarak nötr gümüş atomlarını oluşturur.
−Işık veya x-ışınını soğurarak uyarılan granüller latent görüntüyü oluştururlar. Gümüş halid
granülleri ayrıca fotonlar olmadan, termal veya kimyasal süreçler ile de uyarılabilir (sislen-
me).
−Uyarılan granüller göreceli olarak stabil olmakla birlikte zamanla solabilirler.
−Solma ve sislenme, ortamdaki ısı ve nem ile artabilir.
B. Film banyosu (geliştirme)
−Ekspojur sonrası granüllerdeki zerreciklerde çok az nötral gümüş atomu ile birlikte milyon-
larca Ag+ iyonu vardır.
−Film banyo (geliştirme) işleminde görünür olmayan latent görüntü, kalıcı görünür görün-
tüye dönüştürülür.
−Uyarılmış granüllerdeki pozitif gümüş iyonları, alkali geliştirici (developer) çözeltisinde
elektronların eklenmesiyle indirgenerek nötr gümüş atomlarına dönüştürülür.
−Geliştirilmiş granüller, filmde siyah görünen gümüş zerrecikleri halini alır.
−Latent görüntüsü olmayan uyarana maruz kalmamış granüller daha yavaş bir hızla geliş-
tirilirler.
−Filmin hız, kontrast ve sislenme düzeylerinin her biri geliştiricinin kimyası ve sıcaklığından
etkilenir.
−Geliştirici sıcaklığının arttırılması filmin kontrast ve dansitesini arttırabilir.
−Geliştirme süresinin uzatılması da yüksek geliştirici sıcaklığı kullanılmasıyla benzer etki
gösterir.
−Geliştirici sıcaklığının yükseltilmesi işlenmiş filmdeki sislenme seviyesini de arttırır.
C. Film işleyiciler (banyo cihazı)
−Modern film işleyicilerde, filmler otomatik olarak sırasıyla geliştirici, sabitleyici ve yıkama
çözeltilerinden geçer ve film merdaneler kullanılarak taşınır.
−Geliştirici sıcaklıkları tipik olarak 31°C ila 35°C arasındadır.
−Geliştirici çözelti, uyarılmış gümüş halid granüllerinin indirgenmesi sırasında tükenir.
33
34 Radyografi I

−Sistemden daha fazla film geçtikçe, işleyiciye yeni geliştirici sağlanmalıdır (yeniden doldurma).
−Yeniden doldurma hızı işleyicinin iş yüküne bağlıdır.
−Sabitleyici çözelti içindeki asetik asit, daha fazla geliştirme işlemini engeller ve uyarılmamış
(ışına maruz kalmamış) gümüş halid granüllerini ortamdan uzaklaştırır.
−Sabitleme (fiksasyon) işlemi görüntüyü stabil hale getirir.
−Yetersiz sabitleme filmde süte benzer bir görüntüye yol açar.
−Sabitleme işlemi sonrasında, film tüm kimyasallardan arındırılmak için tekrar yıkanır ve son-
rasında ısıtıcı veya infrared lambalar ile kurutulur.
−Film, sabitleyici solüsyondan tamamen temizlenmezse kahverengi renk alır.
−Toplam işlem süresi yaklaşık 90 saniyedir (geliştirici süresi 25 saniye, sabitleyici süresi 21
saniye, yıkama ve kurutma süresi 44 saniye).
−Kirli, pürüzlü veya ayarı bozuk merdaneler film üzerinde çizgilerin ve başka artefaktların (
çizgileri gibi) oluşmasına neden olabilir.
−Statik elektrik de filmde ciddi artefaktlara neden olabilir.
−Filmin görüntü kalitesinin yüksek seviyede tutularak sürdürülebilmesi için film işleyicinin
kalite kontrolü gereklidir.
−İşleyicinin kalite kontrolünde, geliştirici çözeltinin sıcaklığı ölçülür ve bir sensitometre kul-
lanarak ışık kaynağına maruz kalan filmin dansite ve kontrastı denetlenir.
D. Film dansitesi
−İşleyiciden (banyo cihazı) çıktıktan sonra, filmde görülen siyahlaşma kasete ulaşan
x-ışınlarını temsil eder.
−Filmdeki siyahlaşma, filmin maruz kaldığı x-ışını ve ışık fotonlarının sayısı ile ilişkilidir.
−Filmdeki siyahlaşma optik dansite (OD) kullanılarak ölçülür.
−OD = log10 (I0/It) olup, I0 filme gelen ışık yoğunluğu ve It ise filmden geçen ışık miktarıdır.
−OD, dansitometre kullanılarak ölçülebilir.
−Geçirgenlik (transmitans), filmden geçen ışığın filme gelen ışığa oranıdır: geçirgenlik = It/ I0.
−OD arttıkça, geçirgenlik azalır.
−Filmlerin uygun OD değer aralığı, ~ 0.3 (geçirgenlik %50) ila ~ 2 (geçirgenlik %1) arasında
değişir.
−Dansite değerleri 2’nin üzerinde olduğunda, sarı (parlak) ışık kullanımı gerekir.
−Üst üste binmiş filmlerin OD değerleri birbiri ile toplanır. Yani, OD değeri 1 (geçirgenlik
%10) olan iki film süperimpoze olursa OD değeri 2 olur ve ışığın %1’ini geçirir.
−Tablo 3.1’de optik dansite ile geçirgenlik arasındaki ilişki gösterilmektedir.
E. Karakteristik eğriler
−Karakteristik eğri, radyasyon yoğunluğu (hava kerma) ile elde edilen filmin optik dansitesi
arasındaki ilişki olup Şekil 3.1’de gösterilmiştir.
−Karakteristik eğriler, 1890’da ilk kez böyle bir eğriyi oluşturan Hurter ve Driffield’in adla-
rına ithafen H ve D eğrileri olarak da isimlendirilir.
−Eğride topuk en düşük ekspojur bölgesini, omuz ise en yüksek ekspojur bölgesini gösterir.
−Karakteristik eğrinin maksimum eğimine film gamması denir.
−Sis, ışına maruz kalmadan geliştirilen bazı granüller nedeniyle oluşan siyahlaşma seviyesidir.
−Baz, film bazının dansitesini yansıtır. Baz, tek başına gelen ışığın az bir miktarını soğurur.
−Baz ve sis düzeyleri birlikte ~ 0.2 OD birimi yapar.
−Bu durumda, ışına maruz kalmadan işleyiciden geçen bir filmin dansitesi ~0.2’dir.

TABLO 3.1 Işık Geçirgenliği ve Optik Dansite Arasındaki İlişki


Geçirgenlik (%) Optik Dansite (OD) Yorumlar
50 0.3 Baz ve sisin dansitesi birlikte ~0.2’dir
10 1.0 Açık film dansitesi
3 1.5 Ortalama film dansitesi
1 2.0 Koyu film dansitesia
0.1 3.0 Tipik maksimum film dansitesi
a Koyu filmler parlak ışığa gereksinim duyar.
Bölüm 4

RADYOGRAFİ II
I. MAMOGRAFİ GÖRÜNTÜLEME ZİNCİRİ
A. X-ışını tüpleri
−Mamografideki x-ışını tüp voltajı 25 kV ila 34 kV arasındadır.
−Voltaj değişikliklerini en aza indirgemek için üç–fazlı veya yüksek-frekanslı jeneratörler
kullanılır.
−Film–ekran mamografisinde anotta en yaygın kullanılan hedef madde molibdendir (Z=42,
K-kenarı enerjisi 20.0 keV). Çünkü molibdenin karakteristik radyasyonu en ideal enerji
düzeylerindedir.
−Molibden 17.9 ve 19.5 keV enerjili karakteristik x-ışınları üretir.
−Bazı ticari x-ışını tüplerinde kullanılan rodyum hedeflerin (Z=45; K-kenarı enerjisi 23.2
keV) karakteristik x-ışınları biraz daha yüksek enerjilidir.
−Rodyumun karakteristik x-ışınları, molibdenin karakteristik x-ışınlarından ~3 keV
daha yüksek enerjiye sahiptir.
−Mamografi aralığında karakteristik x-ışınları üretmeyen tungsten hedefler de bazı makine-
lerde kullanılır.
−Tungsten hedefler için molibden, rodyum veya gümüş (Z=47; K-kenarı enerjisi 25.5
keV) filtreler kullanılır.
−Normal fokal spot 0.3 mm olup konvansiyonel radyografidekinden (1.2 mm) daha küçüktür.
−0.3 mm fokal spot 100 mA tüp akımı kullanır.
−Küçük fokal spot (0.1mm) magnifikasyon mamografisinde kullanılır.
−Küçük fokal spot sadece ~25 mA’lık düşük akımları tolere edebilir.
−X-ışını demetinin atenüasyonunu azaltmak için x-ışını tüpü penceresinde berilyum (Z=4)
kullanılır.
−Topuk etkisi (katot tarafında yüksek x-ışını yoğunluğu), göğüs duvarına yakın olan kısım
gibi fazla penetrasyonun gerektiği bölgelerde radyasyon yoğunluğunu arttırmak için kul-
lanılır.
−Tablo 4.1’de, mamografi x-ışını tüplerinin fiziksel özelliklerinin anahtar bileşenleri görülmek-
tedir.
B. Filtrasyon
−Ekran–film mamografisinde, ortalama boyuttaki bir memenin kontrastını en uygun göste-
ren x-ışını enerji düzeyi ~19 keV’dir.
−Düşük enerjili x-ışını fotonlarının meme penetrasyonu yetersiz olup dozu arttırır.
−Yüksek enerjili x-ışını fotonları ise kontrastı azaltır.
−Meme kalınlığının ve yoğunluğunun artması ile optimal mamografi foton enerjisi artar.
−Filtreler, hem yüksek hem de düşük enerjili x-ışını fotonlarını mümkün olduğu kadar azalta-
rak optimal foton enerjilerini elde etmek için kullanılır.
−Mamografi filtreleri molibden, rodyum veya gümüşten yapılabilir.
−Mamografi filtreleri ~30 µm kalınlıktadır.
−Filtrenin K-kenarının üzerinde olan çoğu bremsstrahlung radyasyonu filtreler tarafından
ortadan kaldırılır.
−Yüksek enerjili bremsstrahlung radyasyonunun uzaklaştırılması ile kontrast iyileşir.
−Sadece hasta dozuna katkısı olan çok düşük enerjili x-ışınları da filtreler tarafından uzak-
laştırılır.
−Şekil 4.1’de molibden hedefe ait x-ışını yelpazesi gösterilmektedir.
51
52 Radyografi II

TABLO 4.1 Ekran–Film Mamografi Ünitesinin Özellikleri


Donanım Kullanılan Madde
Hedef madde Molibden, rodyum veya tungsten
Pencere maddesi Berilyum
Eklenmiş filtrasyon Molibden, rodyum veya gümüş
Yarı–değer kalınlığı ~0.3 mm Alüminyum

−Molibden (Mo) filtre ile karşılaştırıldığında, rodyum (Rh) filtre 20 keV ve 23 keV arasında
daha fazla foton geçirir.
−Rh filtre ile karşılaştırıldığında gümüş (K-kenarı 25.5 keV) 23 keV ve 25.5 keV arasında daha
fazla foton geçirir.
C. Gridler
−Mamografide saçılan radyasyonun birincil radyasyona oranı 0.6–1.0 arasındadır.
−Azalmış saçılmanın nedeni, başlıca fotoelektrik absorpsiyon etkileşim yapan düşük enerjili
fotonların kullanılmasıdır.
−Yumuşak dokuda >25 keV x-ışını foton enerjileri, fotoelektrik absorpsiyona göre daha
fazla Compton saçılma üretir.
−Mamografide saçılan radyasyonun birincil radyasyona oranı, genel radyolojiye göre daha dü-
şüktür.
−Yine de mamografideki saçılma görüntü kontrastını azaltır.
−Meme kalınlığı ve x-ışını tüp voltajının artması saçılmayı arttırır.
−Temaslı mamografide hareketli grid kullanılır.
−Lineer gridlerde en yaygın kullanılan ara boşluk maddesi karbon fiberdir. Çünkü alüminyum,
mamografide kullanılan düşük enerjili x-ışınlarının çoğunu zayıflatır.
−Bir üretici, ara boşluğunda hava olan bal peteği yapısında yüksek iletken hücresel (HTC:
high transmission cellular) grid üretmektedir.
−Doğrusal (lineer) gridlerin çizgi yoğunluğu ~50 çizgi/cm’dir.
−Mamografi görüntüleme sistemlerinde ~5:1 değerinde grid oranları kullanılır.

Mo filtresi (30 μm)


Rh filtresi (25 μm)
Foton sayısı

15 20 25 30
Foton Enerjisi (keV)
ŞEKİL 4.1 30 kV’de molibden hedefin x-ışını yelpazesinde molibden (veya rodyum) filtre eklemenin etkileri
görülüyor.
Bölüm 5

BİLGİSAYARLI
TOMOGRAFİ
I. DONANIM
A. X-ışını tüpleri
–Bilgisayarlı tomografide (BT), sabit tüp akımı ve voltajı sağlayan yüksek frekanslı güç sağ-
layıcılar kullanılır.
–Modern BT tarayıcılarda gantri içinde, yüksek voltajın tüpe iletiminin temas fırçalarıyla sağ-
landığı “kayan fırça (slip ring)” teknolojisi kullanılır.
–Tüp voltajı 80–140 kV arasında değişir.
–Tüp akımları 1000 mA düzeyine kadar çıkabilir.
–Tüp akımı, x-ışını tüpünün hasta etrafında dönüşü sırasında sıklıkla modüle edilir.
–Kat edilen mesafe arttıkça tüp akımı artar. Örneğin, lateral abdominal görüntülemede
tüp akımı anteroposteriyor (AP) görüntülemeye göre daha yüksektir.
–X-ışını tüpünün 360 derece dönüşü için geçen süre 0.3–2 saniye arasında değişir.
–Tablo 5.1’de BT tarayıcılarının 1970’lerin başında klinik uygulamaya girişinden sonra tüp ro-
tasyon sürelerinin nasıl kısaldığı gösterilmektedir.
–800 mA tüp akımı ve 0.3 sn rotasyon süresi 240 mAs’a karşılık gelir.
–BT tüplerindeki güç yüklenmesi ~100 kW değerine kadar yükselebilir.
–120 kV’lik bir tüp voltajı ve 830 mA’lık tüp akımı 100 kW güce karşılık gelir.
–Tablo 5.1’de x-ışını tüplerinin güç kapasitelerinin 1970’lerin başlarından itibaren nasıl arttığı
gösterilmektedir.
–BT’deki x-ışını tüpleri, ~1 mm boyutlu büyük fokal spotu sayesinde 100 kW güç yüklenme-
sini tolere edebilir.
–Küçük x-ışını tüpü fokal spotları, büyük olanların yaklaşık yarısı kadar boyutta olup ~25
kW’den fazla yükü kaldıramaz.
–BT tüplerindeki ısı yüklenmesi genelde yüksektir ve yüksek anot ısı kapasiteleri gerekir.
–X-ışını tüpü anot ısı kapasiteleri yüksek olup 4 MJ’yi aşabilir.
–Anot ısı atım hızı ise ~10 kW civarındadır.
–X-ışını tüpü tasarımındaki son gelişmeler içinde dönen kılıflı vakum kanalı (Straton tüp)
vardır. Burada sadece anot değil, tüpün tamamı döner.
–Straton tüp oldukça hafif olup çok yüksek anot ısı atım hızına sahiptir (>60 kW).
–BT x-ışını tüpleri çok pahalı olup bazı tüpler için bu miktar 200 000 doların üstüne çıkabilir.
B. Filtrasyon
–Topuk etkisini azaltmak için, x-ışını tüpündeki anot–katot ekseni görüntüleme düzlemine
dik yerleştirilir.
–X-ışını demetini filtrelemede bakır ya da alüminyum filtreler kullanılır.
–BT tüpünde genel filtreleme ~6 mm Al düzeyindedir.
–BT cihazlarında kullanılan ağır filtreleme, genel olarak 10 mm Al kadar bir yarı–değer kalın-
lığı (YDK) olan demet oluşturur.
–Ağır x-ışını demeti filtrelemesi, ışın demeti sertleşmesini azaltır.
–Papyon filtre, dedektördeki maruziyetin dinamik aralığını azaltmada kullanılır.
–Papyon filtreler merkezde küçük zayıflatma gösterirken, merkez ışından uzaklaştıkça zayıflat-
ma da artar.
69
70 Bilgisayarlı Tomografi

TABLO 5.1 BT’de X-ışını Tüpü Güç Değerleri ve Minimum Tarama Süreleri
360 derece Tüp Dönüş
Yıl (Yaklaşık) X-ışını Tüpü Gücü (kW) Süresi (sn)
1975 2 300
1985 25 3
1995 50 1
2005 100 0.33

–Papyon filtreler, ışın demeti sertleşmesi farklarını azaltmak için Teflon gibi düşük atom ağır-
lıklı maddelerden yapılır.
–Papyon filtreler saçılmayı ve hasta dozunu da azaltır.
C. Kolimasyon
–Kolimatörler, x-ışını tüpünde ve dedektörlerde bulunur.
–Tek kesitli BT’de kolimasyon kesit kalınlığını tanımlar.
–Çok dedektörlü BT’de (ÇDBT) ise kolimasyon toplam demet genişliğini tanımlar.
–64 kesitli BT tarayıcıda demet genişliği ~40 mm’dir.
–320 kesitli BT tarayıcıda ise demet genişliği ~160 mm’dir.
–Kolimatörler aynı zamanda BT dedektörlerine ulaşan saçılan radyasyon miktarını da düşürür.
–Bazı BT cihazlarında, ince yaprak yapısında (opsiyonel) saçılma önleyici kolimasyon kullanı-
lır (100 µm tantalum yaprakları).
–Saçılma önleyici kolimasyon, hastanın uzun ekseni boyunca yerleşmiş olan dedektör ele-
manları arasına konumlandırılır ve x-ışını fokusuna göre dizilir.
–Bazı BT tarayıcılarda, dişleri dedektör açıklığını azaltmaya yarayan yüksek çözünürlüklü ta-
raklar kullanılır.
–Yüksek çözünürlüklü taraklar, çözünürlüğü arttırır ancak doz verimliliğini azaltır.
D. Radyasyon dedektörleri
–Her bir dedektör hastadan geçen radyasyon yoğunluğunu ölçer.
–Her bir dedektör diğerinden, geometrik verimliliği azaltan ~0.1 mm’lik ölü alanla ayrılır.
–Geometrik verimlilik, 1 mm genişlikteki dedektörler için ~%90’dır.
–Modern BT tarayıcılarda, x-ışınını soğurduğunda ışık üreten sintilatörler kullanılır.
–Sintilasyon dedektörleri ışık dedektörleriyle eşlenmiştir.
–Yaygın kullanılan ışık dedektörleri ışın çoğaltıcı (fotomultiplier) tüpler ve fotodiyotlar-
dır.
–BT dedektörleri iyi bir temporal yanıt ve hızlı sinyal düşüşüne sahip olmalıdır.
–BT dedektörleri düşük art ışınıma (afterglow) sahip olmalıdır.
–Dedektörler gelen x-ışını fotonlarının emilim oranını belirten yüksek kuantum verimliliğine
sahip olmalıdır.
–BT dedektörlerinin kuantum verimliliği >%90’dır.
–Sintilatörler emilen x-ışını enerjisinin %10’unu ışık enerjisine dönüştürür (dönüştürme ve-
rimliliği).
–BT dedektörlerinde, radyasyon yoğunluğu ile doğru orantılı bir elektrik sinyali oluşur.
–Her bir dedektörden elde edilen sinyal dijitalize edilir ve bilgisayarda depolanır.
–Katı hal dedektörlerinde en sık kullanılan madde, etkili bir x-ışını dedektörü olan kadmiyum
tungstattır (CdWO4).
–Kullanılabilen diğer maddeler ise sezyum iyodür, kalsiyum florür ve bizmut germanattır.
E. Dedektör sıraları
–Tek kesitli BT tarayıcılarda tek dedektör sırası vardır.
–Bir dedektör sırasında aksiyal düzlemde ~800 ayrı dedektör elemanı bulunur.
–Tek kesitli BT tarayıcılar, x-ışını tüpünün her 360 derece dönüşünde bir tomografik görüntü
(kesit) üretir.
–Tek kesitli BT tarayıcılar, yerlerini çok hızlı bir şekilde çok dedektörlü BT (ÇDBT) tarayıcı-
larına bırakmaktadır.
Bölüm 6

GÖRÜNTÜ KALİTESİ
I. KONTRAST
A. Özne kontrastı
−X-ışını demetinin, lezyon ve lezyonu çevreleyen dokularda farklı atenüasyon (zayıflama)
göstermesi sonucu lezyonlar ayırt edilebilir.
−Özne kontrastı, lezyondan geçen x-ışını yoğunluğunun komşu dokulardan geçen x-ışını yo-
ğunluğuna göre farkıdır.
−Lezyona ait önemli özellikler; lezyonun büyüklüğü, yoğunluğu ve atom numarasıdır.
−Lezyon çevre dokulara kıyasla daha az x-ışını soğurursa özne kontrastı pozitif olur.
–Pozitif kontrast, konvansiyonel radyografilerde lezyonların daha koyu görünmesine ne-
den olur.
−Lezyon, çevre dokulara kıyasla daha fazla x-ışını absorbe ederse kontrastı negatif olur.
–Negatif kontrast, konvansiyonel radyografilerde lezyonların daha parlak görünmesine
neden olur.
−Görüntü reseptörüne ulaşan saçılan radyasyon, kontrastı azaltır.
−Saçılma önleyici gridlerin (ızgara) kullanılması kontrastı belirgin şekilde arttırır (>%100).
−Görüntü kontrastını oluşturmada, özne kontrastı gerekli bir ön koşuldur.
−Ancak özne kontrastının varlığı, görüntü kontrastını garanti etmez.
–Özne kontrastı olsa bile, düşük dozlu filmler tamamen beyaz çıkmakta ve görüntü kont-
rastı oluşmamaktadır.
B. Görüntü kontrastı (ekran–film)
−Ekran–film radyografisindeki görüntü kontrastı, lezyona ait film dansitesinin komşu do-
kulardaki film dansitesinden farkıdır.
−Ekran–film radyografisindeki görüntü kontrastı, esas olarak film dansitesine bağlıdır.
−Düşük dozlu (underexposed) ve düşük dansiteli (< 0.5 OD [optik dansite]) filmlerin görüntü
kontrastı çok azdır.
−Yüksek dozlu (overexposed) ve yüksek dansiteli (> 2.0 OD) filmlerin görüntü kontrastı da
normal görüntüleme koşullarında çok azdır.
−Ekran–film görüntülemedeki doğru dansite (1.5 OD), doğru görüntü reseptör hava kerması
kullanılarak elde edilir (örneğin, 200 hızdaki sistem için 5 µGy hava kerma).
−Doğru görüntü reseptör hava kerması ise dedektöre yerleştirilen bir radyasyon sensörü ile
x-ışınını sonlandıran otomatik ekspojur kontrolü (automatic exposure control) kullanılarak
elde edilir.
−Film kontrastı, karakteristik eğrinin eğimi (gradiyent) ile belirlenir (Şekil 3.1).
−Film gradiyenti, iki belirli film dansitesi (normal olarak 0.25 ve 2.0 OD birimi) arasındaki
ortalama eğime eşittir.
−Karakteristik eğrinin maksimum eğimi (gradiyenti), film gammasıdır.
−Tanım gereği, yüksek gradiyentli filmler, yüksek kontrastlı filmlere eşdeğerdir.
−Gradiyent >1.0 olduğunda özne kontrastını arttırır (güçlendirir).
−Radyografik filmlerin gradiyentleri ~2 iken, mamografide karakteristik eğri gradiyenti >3
değere sahiptir.
C. Kontrast ve tolerans
−Filmin toleransı (latitude), yeterli düzeyde görüntü kontrastı sağlayan hava kerma değer
aralığıdır.
–Tolerans (latitude) terimi, mühendislikte dinamik aralık olarak bilinir.
−Filmin toleransı (dinamik aralığı) ~40:1’dir.
−Film toleransı ile film gradiyenti (kontrastı) ters orantılıdır.
−Film gradiyenti yükseldikçe, iyi bir görüntü kontrastı oluşturan hava kerma değer aralığı
(film toleransı) daralır.
87
88 Görüntü Kalitesi

−Geniş toleranslı filmlerin gradiyenti düşük olup düşük kontrasta neden olur.
−Akciğer ve medyasten hava kerması arasındaki büyük farklılıklar nedeniyle göğüs radyogra-
fisinde geniş toleranslı (düşük kontrastlı) filmler kullanılır.
−Yüksek kontrastlı filmler ise mamografide kullanılır.
−Meme kompresyonu, mamografide hava kermanın değişkenliğini azaltarak yüksek kont-
rastlı filmlerin kullanılmasına izin verir.
D. Kontrast ve dijital görüntüleme
−Dijital görüntülemede görüntü kontrastı, lezyon ile komşu dokular arasındaki ekran par-
laklığı farkıdır.
−Ortaya çıkan görüntü kontrastı, özne kontrastıyla birlikte kayıt cihazı ve dijital görüntü iş-
lemlerinin ortak sonucudur.
–Ekran görüntü özellikleri ve pencere kontrol ayarları da görüntü kontrastına etki eder.
−Dijital görüntülemede ortaya çıkan görüntü kontrastı, operatör tarafından görüntünün pen-
cere düzeyi ve pencere genişliği ayarlanarak kontrol edilebilir.
−Pencere genişliğinin arttırılması genellikle görüntü kontrastını azaltır.
−Görüntü kontrastını arttırmak için, görüntüleri dinamik aralığı geniş bir reseptör ile kay-
dedip ardından dar bir pencerede göstermek mümkündür.
−Göğüs BT’sinde dar pencere kullanımı, mükemmel yumuşak doku kontrastı sunar ancak
akciğerleri görünmez hale getirir (tamamen siyah).
–Göğüs BT’sinde daha geniş bir pencere kullanıldığında, çoğu doku görüntülenir ancak
yumuşak dokular arasındaki kontrast belirgin biçimde azalır.
−Dijital görüntüleme yöntemleri, çok sayıda görüntünün izlenmesini sağlayarak tüm veriler
üzerinde iyi bir kontrast ayarı yapılmasına izin verir.
E. Kontrast ve foton enerjisi
−Bir lezyonun özne kontrastı öncelikle foton enerjisinden etkilenir.
−X-ışını tüp voltajı (kV) arttırılarak veya filtre ilavesi yapılarak ortalama x-ışını foton enerjisi
yükseltilir.
–X-ışını tüp voltajındaki dalgacıklanmanın (ripple) azaltılması da (örneğin, sabit potansi-
yel kullanımı) ortalama foton enerjisini yükseltir.
−Düşük foton enerjileri, yüksek özne kontrastına neden olur.
−Şekil 6.1’de özne kontrastı ile kV arasındaki ilişki gösterilmektedir.
−kV değeri düşük olduğunda, komşu dokular arasındaki yoğunluk farkları nispeten yüksek
çıkarken daha yüksek foton enerjisi kullanıldığında bu farklılıklar belirgin biçimde azalır.
–Foton enerjisi arttığında, x-ışını fotonlarının penetrasyonu (deliciliği) arttığından kont-
rast azalır.
−Doğru biçimde çekilen ve görüntülenen görüntüleme yöntemlerinde, özne kontrastındaki
değişiklikler genellikle görüntü kontrastında da değişikliğe neden olur.
30 keV 100 keV

Kemik Kas Akciğer Kemik Kas Akciğer

%21 %68 %96 %74 %84 %98

Geçiş yüzdesi
ŞEKİL 6.1 Foton enerjisinin artmasıyla birlikte x-ışını penetrasyonu da artacağından kemik, kas ve akciğer
arasındaki x-ışını yoğunluk farkları (kontrast) düşer.
Bölüm 7

RADYOBİYOLOJİ VE
HASTA DOZLARI
I. TEMELLER
A. Enerji transferi
–İyonlaştırıcı radyasyon, soğurucu ortamdaki elektronlara enerji transfer eder.
–X-ışınlarının soğurucu ortam ile etkileşimleri sonucunda enerjik Compton elektronları ve
fotoelektronlar ortaya çıkar.
–Şekil 7.1’de çok sayıda ek iyonizasyon olayına neden olan enerjik fotoelektronun akıbeti
görülmektedir.
–İyonlaştırıcı radyasyon, kimyasal bağları kırabilecek enerjiye sahiptir.
–Direkt etki, Compton veya fotoelektronun bir hedef molekülü doğrudan iyonize etmesidir.
–Dolaylı etki, Compton veya fotoelektronun su ile etkileşerek (serbest) hidroksil radikalleri
oluşturmasıdır.
–Serbest radikaller iyonlaştırıcı radyasyon tarafından oluşturulan eşlenmemiş elektronlara
sahip kimyasal reaktif moleküllerdir.
–Hidroksil radikalleri, hedef moleküle nüfuz edecek ve zarar verecek kadar uzun süre ortamda
kalırlar.
–X-ışınlarının neden olduğu biyolojik hasarın yaklaşık üçte ikisi dolaylı etki ile kalan üçte biri
ise direkt etki ile oluşur.
–Fiziksel ve kimyasal etkiler çok hızlı olup bir milisaniyeden daha kısa sürede oluşur.
–Hücrede enerji birikmesi DNA gibi biyolojik açıdan önemli moleküllere zarar verebilir.
–DNA molekülü hücre metabolizması için ihtiyaç duyulan kodları taşır ve hücre bölündüğü
zaman kopyalanır.
–Radyasyon DNA molekülüne zarar vererek muhtemel hücre ölümü, somatik hasar ya da mu-
tasyonlar yoluyla kalıtsal etkilere neden olur.
B. Hücreler
–Radyobiyoloji, iyonlaştırıcı radyasyonun hücreler ve hayvan modellerindeki etkilerini araş-
tırır.
–Memeli hücrelerin hücre döngüsü mitoz (M), G1, DNA sentezi (S) ve G2’yi içerir.
–Genellikle hücreler M ve G1 sürecinde en hassas iken, S sürecinde en dirençlidir.
–X-ışınlarının enerji birikimi düzensizdir ve DNA zincir çiftinde kırıklara yol açar.
–Kromozom kırıkları ve bozuklukları radyasyonun sebep olduğu biyolojik hasarın örnek-
leridir.
–Çift zincir kırıkları hücre ölümüne, karsinogeneze ve mutasyonlara yol açabilir.
–Aksine, tek zincir kırıkları büyük olasılıkla tamir edilir.
–Hücre ölümünün sağlık sonuçları saatler ve günler içinde ortaya çıkar.
–Bir hücrede biriken küçük miktarda enerji, hücre fonksiyonlarının değişmesine sebep ola-
bilir.
–Zarar gören somatik hücreler, (ölümcül veya ölümcül olmayan) kanseri tetikleyebilir.
–Radyasyona bağlı kanser gelişimi yıllar veya on yıllar içinde ortaya çıkabilir.
–Zarar görmüş sperm ve yumurtalar (üreme hücreleri) kalıtsal etkilere (mutasyon) yol aça-
bilir.
–Kalıtsal etkiler bazen genetik etkiler olarak adlandırılır.
–Üreme hücrelerinin genetik kodundaki değişiklikler gelecek nesilleri etkileyebilir.
C. Hücre duyarlılığı
–Meydana gelen biyolojik hasarın miktarı, hücre veya dokuda biriken enerjinin toplam mik-
tarına (soğrulan doz) bağlıdır.
103
104 Radyobiyoloji ve Hasta Dozları

ŞEKİL 7.1 Enerjik Compton elektronunun akıbeti. Bir elektron yüzlerce iyonizasyon oluşturmaktadır.

–Radyasyon dozu maruziyeti sonrasında sağ kalan hücrelerin oranını gösteren eğri, hücre
sağkalım eğrisi olarak adlandırılır.
–X-ışınlarına maruz kalan hücrelerin sağkalım eğrileri düz değil, eğri çizgidir.
–Hücreler bölünmeye çalışırken ölebilir (mitotik ölüm).
–Programlanmış hücre ölümü de meydana gelebilir (apoptotik ölüm).
–Sabit toplam doz için azaltılmış doz hızı genellikle azalmış hücre ölümü demektir.
–Uzun süreli radyasyon maruziyetinde subletal hasar tamiri olabilir.
–Radyobiyolojik LD50, ışınlanmış hücrelerin %50’sini öldürecek letal dozdur.
–LD50 doz değerleri yaklaşık birkaç Gy düzeyinde olup tanısal radyolojide karşılaşılan dozlar-
dan daha yüksektir.
–Memeli hücreleri daha çok miktarda DNA içerdiğinden radyasyona duyarlılıkları bakteri-
lerden daha fazladır.
–Hızlı çoğalan hücreler (kemik iliği kök hücreleri vb.) radyasyona en duyarlıdır.
–İyi diferansiye ve/veya bölünmeyen hücreler (sinir hücreleri vb.) ise en az duyarlıdır.
–Oksijen x-ışınlarının biyolojik sonuçlarını etkiler.
–Oksijen duyarlılaştırma hızı (ODH), (hipoksik ışınlama dozu)/(oksijenli ışınlama dozu)
olup aynı biyolojik hasarı oluşturan dozların oranıdır.
–X-ışınları için ODH 2 ila 3 arasındadır.
–Bunun anlamı, anoksik hücrelere göre oksijenlenmiş hücrelerin x-ışınlarına iki-üç kat
daha duyarlı olmasıdır (2–3 kat daha az doz gerektirir).
D. Lineer enerji transferi (LET) ve göreceli biyolojik etkinlik (GBE)
–Lineer enerji transferi (LET), ışınların kat ettikleri mesafenin birim uzunluğu başına transfer
edilen enerjidir.
–X-ışınları için LET ~1 keV/µm’dir.
–X ve γ ışınlarının iyonlaştırıcı etkisi nadirdir ve x-ışını etkileşimlerinin iyonizasyon olay-
ları birbirinden uzaktır.
–Alfa partikülünün LET değeri ~100 keV /µm’dir.
–Alfa partiküllerinin iyonlaştırıcı etkisi yoğun olup iyonizasyon olayları birbirine yakındır.
–Radyobiyolojide, biyolojik hasara yol açan farklı türdeki radyasyonların etkilerini kıyaslamak
için göreceli biyolojik etkinlik (GBE) terimi kullanılır.
–Test edilen radyasyonun göreceli biyolojik etkinliği; GBE = D250/Dtest (D250: 250 kV x-ışını
dozu; Dtest: test edilen radyasyon dozu).
–GBE belirli bir biyolojik sonlanma noktasına özgüdür (örneğin, %50 sağkalım oranı).
Bölüm 8

RADYASYONDAN
KORUNMA
I. RADYASYON ÖLÇÜMÜ
A. Film dozimetre
–Film, radyasyon çalışanları tarafından alınan radyasyon dozunu ölçmede kullanılabilir.
–Filmin duyarlılığı x-ışını fotonunun enerjisine bağlıdır.
–Filmdeki gümüşün K-yörünge bağlanma enerjisi 25 keV’dir. Bu nedenle 30 keV enerjili fo-
tonları çok iyi absorbe ederken 300 keV enerjili fotonları çok daha az soğurur.
–Aynı hava kerma değeri için filmdeki kararma miktarı, 30 keV’de 300 keV’e göre çok daha
büyüktür.
–Film dozimetreleri, farklı filtreler arasına yerleştirilen küçük bir parça film ve taşıyıcıdan olu-
şur.
–Filtreler Cu, Sn, Al ve plastikten yapılan küçük karelerdir.
–Filtrelerin arkasındaki kararma paternine bakılarak, çalışanların maruz kaldığı foton enerjisi
hakkında bilgi edinilir.
–Filtrelerin arkasında daha üniform bir kararma olması yüksek foton enerjisi anlamına
gelir.
–Hava kerma tahmini için film işlenerek optik dansitesi ölçülür.
–Film dozimetrelerinin saptayabileceği minimum hava kerma ~0.2 mGy’dir.
–Film dozimetrelerinin avantajı, operatör dozunun kayıtlarını kalıcı olarak tutabilmesidir.
–Film dozimetreleri ışın enerjisine bağımlı olduğu için doğruluğu sınırlıdır.
–Okunma doğruluğu, ısı ve kimyasallar tarafından da etkilenebilir.
–Tüm bu sebeplerle film dozimetrelerinin yerini büyük ölçüde alternatif cihazlar (termolü-
minesan dozimetreler [TLD]) almıştır.
B. Termolüminesan dozimetreler
–Katı haldeki maddeler, x-ışını maruziyeti esnasında soğurdukları enerjiyi elektron tuzakla-
rında depolayabilir.
–Enerji, kristaldeki yüksek enerji düzensizlikleri içinde tuzaklanan elektron formunda de-
polanır.
–Termolüminesan dozimetrelerdeki (TLD) bu enerjik elektronlar ısı uygulamasıyla serbest
kalır.
–Serbest kalan elektronlar, görülebilir ışık yayar.
–Işınlama sonrasında TLD ısıtıldığında, maddeye gelen radyasyonun hava kerması ile orantılı
bir ışık yayar.
–Yumuşak dokularda absorbe edilen x-ışınlarını taklit etmesinden dolayı tanısal radyolojide
TLD olarak lityum florid (LiF) kullanılır.
–LiF’in atom numarasının (Z = 8.3), yumuşak dokunun atom numarasına (Z = 7.7) çok
yakın olması LiF’i doku eşdeğeri yapar.
–TLD’nin cevabı foton enerjisine bağımlı olmadığından 30 keV ve 300 keV’de benzer sinyaller
elde edilir (aynı hava kerma).
–Bu yüzden, LiF’in enerjiye yanıtı filmin çok üstündedir.
–TLD materyalleri 0.01 mGy kadar düşük dozları ve 10 000 mGy (10 Gy) kadar yüksek dozları
ölçebilir.
–TLD’ler radyografik incelemeler sırasında hasta dozlarının ölçümünde ve kişisel dozimetri
olarak sık kullanılır.
–Radyoloji çalışanlarının izlenmesinde kullanılan TLD saptama sınırı ~0.2 mGy’dir.
121
122 Radyasyondan Korunma

ŞEKİL 8.1 Havadaki atomlarla etkileşen x-ışınlarının ürettiği elektronları ölçen iyonizasyon odalarının temel
parçalarının şeması.

C. İyonizasyon odaları
–İyonizasyon odaları, x-ışını fotonlarının odadaki gazı iyonlaştırması sonucu ortaya çıkan
yükü (elektronlar) ölçerek iyonlaştırıcı radyasyonu saptar.
–İyonizasyon odalarında, serbest elektronları çeken toplayıcı elektrotta (anot) pozitif voltaj
bulunur.
–Uygulanan voltaj tüm serbest elektronları toplayacak kadar yüksek olmalıdır.
–Şekil 8.1’de iyonizasyon odasının bileşenleri şematik olarak gösterilmektedir.
–Oda içindeki serbest yük toplanarak hava kermanın belirlenmesinde kullanılır.
–İyonizasyon odaları doğru dozimetri cihazlarıdır.
–X-ışını tüpü çıktısının ölçümünde iyonizasyon odaları kullanılır.
–X-ışını tüpü çıktısı, belirli uzaklık ve voltajdaki hava kermadır (mGy/mAs).
–Tipik bir x-ışını tüpü çıktısı, 1 m uzaklık ve 80 kV’de ~0.1 mGy/mAs’dır.
–İyonizasyon odaları çok duyarlı değildir. Mesela, nükleer tıp bölümündeki küçük radyoaktif
bulaş miktarlarını saptamada kullanışsızdır.
D. Geiger sayacı
–Geiger sayacı, içinde çok yüksek voltaj bulunan bir iyonizasyon odasıdır.
–Bu oda ile etkileşen bir foton az sayıda serbest elektron üretir.
–Bu elektronlar yüksek pozitif voltajla hızlandırılır ve enerji kazanır.
–Bu enerjik elektronlar oda içindeki gaz atomlarından daha çok elektron fırlatılmasına sebep
olur. Böylece daha çok elektron oluşur ve daha çok elektron hızlandırılır.
–Böylece, serbestleştirilen başlangıçtaki elektronun serbestleştirdiği yükün fazla miktarda amp-
lifikasyonu sonucu bir elektron çığı oluşur.
–Geiger sayaçları kullanılırken büyük amplifiye çıktıya bağlı “klik” sesi işitilir.
–Stabiliteyi arttırmak için Geiger sayaçlarına soğutucu gazlar eklenir.
–Geiger sayaçları duyarlı olup düşük seviyelerdeki radyoaktif bulaşı saptamada kullanılır.
–Geiger sayaçları tanısal röntgen ışınlarının ölçümünde kullanılamayacak kadar aşırı duyarlı-
dır.
–Röntgen ışınlarındaki fotonların sayısı ~107 foton/mm2 olup devasa düzeydedir.
–Geiger sayaçları farklı tip radyasyonları ayırt edemez.
–Herhangi bir beta partikülü veya tek bir foton aynı sinyali oluşturur (elektron çığı).
–Geiger sayaçları doğru bir radyasyon dozimetresi değildir.
–Geiger sayacı radyasyonu mGy/dakika cinsinden değil, dakika başına sayımını verir.
E. Cep dozimetreleri
–Cep dozimetreleri, kalem gibi görünen iyonizasyon odalarıdır.
–Tipik bir analog dozimetrede, hava dolu bir oda içerisinde asılı pozitif yüklü kuartz fiber
kullanılır.
–Odaya gelen x-ışını, iyonlar oluşturarak yükü nötralize eder ve fiberin hareketine neden
olur.
–Dozimetre duvarını geçebilmesi için x-ışını foton enerjisinin 20 keV’den büyük olması ge-
rekir.
–Analog cep iyonizasyon odasının tipik aralığı 0 ile 20 mGy’dir.
–50 mGy’ye kadar çalışan cep iyonizasyon odaları da mevcuttur.
–Cep iyonizasyon odaları kolayca şarj edilerek yeniden kullanılır.
Bölüm 9

NÜKLEER TIP
I. RADYONÜKLİDLER
A. Kararlı çekirdekler
–Atom çekirdeğinde protonlar ve nötronlar (nükleonlar) bulunur.
–Nükleonlar güçlü kuvvet (strong force) ile bir arada tutulur.
–Bir nükleonu çekirdekten ayırmak için gereken enerjiye nükleon bağlanma enerjisi denir.
–Bir nüklidin kütle numarası (A), proton (Z) ve nötron (N) sayılarının toplamına eşittir.
–Her bir nüklid için, A = Z + N
–Kararlı 127I, 127 nükleon içerir (Z = 53 ve N = 74).
–Aynı kütle numarasına sahip (A) nüklidlere izobarlar denir.
–Aynı atom numarasına (protonlar) sahip nüklidlere izotoplar denir.
–Tablo 9.1’de hidrojenin 3 izotopu listelenmektedir.
–Aynı nötron sayısına sahip nüklidlere izotonlar denir.
–Çekirdeğin uyarılmış duruma gelmesine izomer denir.
–Kararlı küçük kütle numaralı nüklidler yaklaşık olarak eşit nötron (N) ve proton (Z) sayı-
larına sahiptir.
–En sık rastlanan karbon çekirdeği (12C) 6 proton ve 6 nötron, en sık rastlanan oksijen çekir-
deği ise 8 proton ve 8 nötron içerir.
–Kararlı büyük kütle numaralı nüklidlerin nötron sayıları proton sayılarından fazladır.
–En sık rastlanan tungsten çekirdeği (184W) 74 proton ve 110 nötron içerir.
–Şekil 9.1’de doğadaki kararlı çekirdeklerin proton ve nötron sayıları grafik ile gösterilmektedir.
B. Kararsız çekirdekler
–Kararsız nüklidlere radyonüklidler denir.
–Çok ağır çekirdekler (Z > 82) kararsız olma eğilimindedir.
–Kararsız çekirdeğin dönüşümüne radyoaktif bozunum denir.
–Başlangıçtaki nüklide ana, nükleer değişim sonucu ortaya çıkan çekirdeklere ise kız ürün de-
nir.
–Nükleer dönüşüme uğrayan kararsız çekirdekler Tablo 9.2’de belirtilmiştir.
–Tüm nükleer dönüşümlerde, total enerji daima korunur.
–Çekirdeklerin bozunumunda kütle numarası ve elektrik yükü de muhafaza edilir.
–Zemin durumu, çekirdeğin en düşük enerji düzeyidir.
–Nükleer zemin durumu, nükleonların en kararlı yerleştiği seviyedir.
–Yüksek enerji seviyeleri (uyarılmış durumlar) izomerik durumlar olarak bilinir.
–İzomerik durumlar daima kararsız seviyelerdir.
–Uyarılmış seviyeler gama ışını veya iç dönüşüm elektronu yayarak düşük enerji seviyelerine
dönerler.
–Gama ışını, nükleer dönüşüm sonucu ortaya çıkan elektromanyetik radyasyondur.
–Fazla enerji orbital elektronlardan birine aktarılır ve bu elektron daha sonra iç dönüşüm elekt-
ronu olarak atomdan fırlatılır.
–İzomerik geçiş sonrasında hem ana hem de kız ürün çekirdekleri aynı kütle ve atom
numaralarına sahip olur.
–Uzun süreli izomerik durumda kalma, yarı kararlı (metastable) olarak adlandırılır.
–Yarı kararlı demek için, yarı-ömür 10–9 saniyeden daha uzun olmalıdır.
–Bir atomun metastabl seviyesi kütle numarasını takiben yazılan küçük m harfi ile gösterilir
(99mTc).
139
140 Nükleer Tıp

TABLO 9.1 Hidrojenin İzotopları


Adı
Kütle
Sembol Proton (Z) Nötron (N) Numarası (A) Çekirdek Atom
H
1 1 0 1 Proton Hidrojen
H
2 1 1 2 Dötron Döteryum
H
3 1 2 3 Triton Trityum

C. Alfa bozunumu
–Alfa bozunumunda, radyonüklid 2 proton ve 2 nötrondan oluşan bir alfa parçacığı yayar.
–Bir alfa parçacığı helyum atomunun çekirdeğidir.
–Alfa bozunumu büyük atom numaralı atomlarda (Z > 82) en sık görülür.
–226Ra, doğada bulunan yaygın bir alfa yayıcıdır.
–226Ra alfa bozunumla yine bir alfa yayıcı olan 222Rn (Radon)’a dönüşür.
–Alfa bozunumda atom numarası 2 azalır, kütle numarası ise dört azalır.
–Alfa parçacıklarının enerjileri genelde 4-7 MeV arasındadır.
–Alfa parçacığı enerjileri ayrık olup belirli alfa ışınları için iyi tanımlanmıştır.
–Alfa parçacıkları dokuda 0.1 mm’den daha az ilerler ve mesafe boyunca atomları iyonize
ederek enerjilerini kaybederler.

Kararlı
140
nüklidler
130

120
İzotonlar
110 (N sabit)
100
Nötron Sayısı (N)

90

80
N
Z=

70

60 İzotoplar
(Z sabit)
50

40

30 İzobarlar
(Z + N sabit)
20

10

20 40 60 80 100
Proton Sayısı (Z)

ŞEKİL 9.1 Her bir nokta doğadaki kararlı çekirdeği temsil etmektedir.
Bölüm 10

ULTRASONOGRAFİ
I. ÖZELLİKLER
A. Ses dalgaları
–Ses dalgaları madde (doku) boyunca yayılan basınç değişimidir.
–Basınç değişikliği madde moleküllerini etkileyen kuvvetler tarafından oluşturulur.
–Moleküller sakin konumlarında titreşir (osilasyon).
–Bir dalganın genliği (amplitüdü), denge değerine göre basınç farkının boyutudur.
–Geniş basınç genlikleri daha yoğun sıkıştırma oluşturduğundan daha yüksek intensiteli ses
ortaya çıkarır.
–Dalga boyu (λ), ardışık dalga tepeleri arasındaki mesafedir.
–Frekans (f), bir saniyedeki titreşim sayısıdır.
–Frekans aynı zamanda, bir saniyede belirli bir noktadan geçen dalga boylarının sayısıdır.
–Ultrason dalgaları dokuda ardışık sıkıştırma ve gevşeme oluşturan longitudinal dalgalar şek-
linde ilerler.
–Longitudinal dalgaların titreşimleri hareket yönleri boyuncadır.
–Transvers dalgalar ise hareket yönlerine dik titreşirler.
–Ultrason dalgaları belirli bir ortamda belirli hızda (v) yayılır.
–Ses dalgaları içinde bulunduğu ortam boyunca enerji iletir.
B. Ultrason frekansı ve dalga boyu
–Frekans, Hertz (Hz) ile ölçülür. 1 Hz, bir saniyedeki titreşim sayısıdır.
–Periyod, ardışık iki titreşim arasında geçen zamandır.
–Periyod, frekansın tersidir (1/f).
–Frekans 10 Hz ise, periyot 0.1 sn’dir (yani, 1/10).
–İşitilebilir sesin frekansı, 15 Hz’den 20 000 Hz’ye kadar değişir.
–Ultrason frekansları 20 kHz’den büyüktür.
–Tanısal ultrasonda, 1–20 MHz aralığında frekansı olan transduserler kullanır.
–2 MHz’de yumuşak dokudaki ultrason dalga boyu 0.77 mm’dir.
–Ultrason dalga boyu ortamın sıkıştırılabilirliğine bağlıdır.
–2 MHz’de ultrason dalga boyu havada 0.17 mm, kemikte ise 1.7 mm’dir.
–Frekans arttığında, ultrason dalga boyu azalır.
–Yumuşak dokulardaki ultrason dalga boyu 4 MHz’de 0.39 mm, 10 MHz’de 0.15 mm’dir.
C. Ses hızı
–Ses dalgaları için, m/sn olarak ölçülen hız (v), frekans (f) ve dalga boyu arasındaki ilişki
v = f x λ (m/sn) şeklindedir.
–Hızın sabit olduğu herhangi bir maddede, frekans ve dalga boyu ters orantılıdır.
–Belirli bir ortam için ses hızı frekanstan bağımsızdır.
–Orkestradaki farklı çalgılar farklı frekanslar üretmesine rağmen, sesleri konser salonunda
tamamen aynı hızda hareket eder.
–Ses hızı madde veya dokunun türüne bağlıdır.
–Hız, maddenin sıkıştırılabilirliğin karekökü ile ters orantılıdır.
–Zor sıkıştırılan maddeler (kemik, vb) yüksek ses hızına sahiptir.
–Sıkıştırılabilir maddeler ise (hava, vb) en düşük ses hızına sahiptir.
–Yumuşak dokulardaki sesin ortalama hızı 1540 m/sn’dir.
–Hasta görüntülemede kullanılan tüm ultrason cihazlarında hızın 1540 m/sn olduğu var-
sayılır.
163
164 Ultrasonografi

TABLO 10.1 Ultrasonografik Görüntülemede Kullanılan Ultrases


Hızları
Madde Ultrases Hızı (m/sn)
Hava 330
Yağ 1460
Yumuşak doku (ortalama) 1540
Kemik 3300
PZT (Piyezoelektrik kristal) 4000

–Ses hızı, yağda yumuşak dokuya göre biraz daha düşüktür.


–Yağdaki azalmış ses hızları görüntüleme artefaktları ile sonuçlanır (yer değiştirme arte-
faktı)
–Tablo 10.1’de, ultrasonografik görüntülemede kullanılan doku ve maddeler için ses hızları gös-
terilmiştir.
D. İntensite
–Ultrason intensitesi (yoğunluğu), bir saniyede belirli bir kesit alanından akan enerjinin ölçü-
südür.
–Ultrason intensitesi, cm² başına düşen miliwatt olarak ifade edilir (mW/cm2).
–Ultrason demetinin toplam gücü, demetin alanı ve ultrason intensitesinin çarpımıdır.
–Güç, alan ile yoğunluğun çarpımına eşittir.
–İletilen toplam enerji, ses demetinin süresi ile gücün çarpımıdır.
–Enerji, güç ile zamanın çarpımına eşittir.
–Göreceli ses intensitesi, bir logaritmik skala üzerinde ölçülür ve desibel (dB) olarak ifade edi-
lebilir.
–Desibel = 10 x log10(I/I0). (I0 orijinal intensite, I ölçülen intensite)
–Negatif desibel değerleri sinyal zayıflamasına (atenüasyon) karşılık gelir.
–Pozitif desibel değerleri kuvvetlenmiş sinyallere karşılık gelir.
–İntensite %10’una azalırsa –10 dB, %1’ine azalırsa –20 dB, % 0.1’ine azalırsa –30 dB olur.
–Ses intensitesindeki %50 azalma –3 dB’ye karşılık gelir.
–+10 dB’lik intensite artışı 10 kat artışa, +20 dB’ lik intensite artışı 100 kat artışa, +30 dB’ lik
intensite artışı ise 1000 kat artışa karşılık gelir.
–Ses yoğunluğundaki iki kat artış +3 dB’ye karşılık gelir.
E. Akustik impedans
–Akustik impedans, herhangi bir madde veya dokunun önemli bir ultrasonografik özelliğidir.
–Bir maddenin akustik impedansı (Z), maddedeki ses hızı (v) ve dansitenin (ρ) çarpımıdır.
–Akustik impedans Z = ρ x v
–Akustik impedans birimi Rayl olarak adlandırılır.
–Akustik impedans tanısal aralıklarda frekanstan bağımsızdır.
–Hava ve akciğer düşük akustik impedansa sahiptir.
–Hava ve akciğer düşük fiziksel yoğunluğun yanı sıra, düşük ses hızına da sahiptir.
–Kemik yüksek akustik impedansa sahiptir.
–Kemik yüksek fiziksel yoğunluk ve yüksek ses hızına sahiptir.
–Piyezoelektrik kristalleri çok yüksek akustik impedansa sahiptir.
–Dokuların çoğu, ~1.6 x 106 Rayl akustik impedans değerine sahiptir.
–Tablo 10.2’de, ultrason görüntülemesi yapılan doku ve maddelerin yumuşak dokulara göre,
görece akustik impedans değerleri gösterilmiştir.
–Arayüzlerdeki akustik impedans farklılıkları, arayüzden yansıyan enerjinin miktarını be-
lirler.

II. ETKİLEŞİMLER
A. Yansımalar
–Ultrason demetlerinin bir kısmı doku arayüzlerinden yansıtılır.
–Aynasal olmayan (nonspecular) yansımalar, düzensiz konturları ultrason dalga boyundan
daha büyük olan pürüzlü yüzeylerdeki yaygın saçılmalardır.
Bölüm 11

MANYETİK
REZONANS
I. FİZİK
A. Manyetik çekirdek
–Manyetik rezonans (MR) çekirdek etkileşimleri ile ilişkilidir.
–Yük dağılımından dolayı bazı çekirdekler nükleer manyetizasyona sahiptir.
–Manyetik çekirdekler, nükleer manyetizasyonun kuvvetini ve yönünü gösteren bir vektör
tarafından temsil edilebilir.
–Nükleer manyetizasyon manyetik dipol, manyetik spin ya da manyetik moment olarak
da isimlendirilebilir.
–Proton ve nötron sayısı çift sayı olan çekirdeklerin nükleer manyetizasyonu yoktur.
–Çift sayıdaki protonlarda, birbirlerine ters yönde dizilen eşit sayıdaki protonun manyetizas-
yonları birbirini iptal eder.
–Tek sayılı proton veya tek sayılı nötron bulunan çekirdekler nükleer manyetizasyona sa-
hiptir.
–Bu manyetik çekirdeklerin mıknatıs çubuğu gibi davrandığı düşünülebilir ve manyetik re-
zonans oluşturabilir (Tablo 11.1).
–Hidrojen atomu çekirdeğinde nükleer manyetizasyon en fazladır.
–Nükleer manyetizasyonunun büyük olması ve vücutta çok fazla miktarda bulunması nedeniyle
hidrojen atomu klinik manyetik rezonans görüntülemenin temelini oluşturur.
–Tespit edilen MR sinyalleri serbest (hareketli) su ve yağdaki protonlardan kaynaklanır.
B. Doku manyetizasyonu
–Her bir santimetreküp (cm3) dokuda 1022 den fazla hidrojen protonu vardır.
–Normalde protonlar rastgele yönlenmiş olduğundan net bir nükleer manyetizasyonları yok-
tur.
–Manyetik alan içine yerleştirildiğinde hidrojen çekirdekleri (protonlar) ya alan ile aynı yönde
ya da alanın tersi yönünde yönlenerek spin (dönme) yapar.
–Alanın tersine yönlenme, hafif daha yüksek enerji seviyesine karşılık gelir.
–Protonların küçük bir fazlalığı alan ile aynı yönde dizilim gösterir.
–Bu fazlalık, 1 tesla için bir milyon protonda ~4 protondur.
–Bu fazlalık dışında kalan eşit sayıdaki aynı veya ters yönde spin yapan protonların manye-
tik alanları birbirini ortadan kaldırır.
–Manyetik alan içine yerleştirilen bir dokuda, dış manyetik alan ile aynı yönde hizalanan az
miktardaki eşlenmemiş protonlardan kaynaklanan net bir nükleer manyetizasyon oluşur.
–MR sinyali, sadece bu az miktardaki düşük enerjili (aynı yönde dizilen) fazla çekirdekler-
den alınır.
–Zayıf MR sinyallerinin bir nedeni de, sinyale katkı yapan çekirdek sayısının az olmasıdır.
–MR’deki sinyal–gürültü oranını (SGO) maksimum yapmak önemli bir teknik hüner ge-
rektirir.
–Tablo 11.2’de değişik dokulardaki hareketli protonların göreceli miktarları özetlenmektedir.
C. Larmor frekansı
–Manyetik alan içine yerleştirilen bir çekirdeğin manyetik momenti, tork nedeniyle dönen to-
paç benzeri bir salınım (precession) hareketi yapar.
–Larmor frekansı (fL), manyetik alandaki(B0) çekirdeğin salınım frekansıdır (MHz).
181
182 Manyetik Rezonans

TABLO 11.1 MR’de Kullanılan Çekirdekler ve Onların Görece


Duyarlılıkları
Çekirdek Görece Duyarlılık (%)
1H 100.0
19 F 83.3
23 Na 9.3
31 P 6.6

–Larmor frekansı manyetik alanın şiddeti ile doğru orantılıdır.


–Protonlar için Larmor frekansı (fL), 1T’de 42 MHz’dir.
–Larmor frekansı 0.5 T’de 21 MHz, 3 T’de 127 MHz’dir .
–Bu frekanslar amatör radyo ve havacılıktaki frekans aralığındadır.
–19F, 1 T’de 40 MHz Larmor frekansına sahiptir.
–23Na, 1 T’de 11 MHz Larmor frekansına sahiptir.
–Klinik MR için elverişli çekirdeklerde protonlar herhangi bir manyetik alan gücünde yüksek
Larmor frekansına sahiptir.
–Larmor frekansı arttıkça daha yüksek MR sinyali oluşur.
D. Rezonans
–Radyofrekans (RF) alanları hacimsel veya yüzeyel sarmal kullanılarak oluşturulur.
–Rezonans, uygulanan RF alanının net nükleer manyetizasyon ile etkileştiği zaman meydana
gelir.
–Uygulanan RF, Larmor frekansında ve dış manyetik alana dik yönde olmalıdır.
–Dış manyetik alana dik uygulanan fL frekansındaki RF, manyetizasyon vektöründe rotasyona
yol açar.
–Manyetizasyondaki bu rotasyon, RF uygulaması sürdükçe devam eder (yani açık olduğunda).
–RF kesildiğinde ise bu manyetizasyon, “sapma (flip) açısı” olarak isimlendirilen bir açı bo-
yunca döndürülmüş olacaktır.
–Sapma açısı, uygulanan RF alanının şiddetine ve toplam zamana yani puls süresine bağlıdır.
–90 derece RF pulsu uygulandığında, manyetizasyon vektöründe başlangıçtaki konumuna
göre 90 derece yön değişikliği oluşturur.
–180 derece RF pulsu, manyetizasyon vektöründe başlangıçtaki konumuna göre 180 derece
(yani zıt) yön değişikliği oluşturur.
–90 derece RF pulsu ile 180 derece RF pulsunda olanın yarısı kadar sapma olur.
–Ana manyetik alana paralel olan net manyetizasyon vektörü, longitüdinal (boylamasına)
manyetizasyon olarak isimlendirilir.
–Transvers (enlemesine) manyetizasyon ise x-y düzlemindedir.

TABLO 11.2 Farklı Dokulardaki Hareketli Protonların Görece


Miktarları
Hareketli Protonların Görece
Doku
Sayıları % (Spin Yoğunluğu)
Beyaz cevher 100
Yağ 98
Gri cevher 94
Karaciğer 91
Kemik ~5
Akciğer ~3

You might also like