Professional Documents
Culture Documents
,v ITU Y.ütüphanesi
Sayı : 679
X-ISINLARININ DIFRAKSIV
B
u 6"Ğ'd946"Ö-ÖÖT
Yazan:
B. D. CULLITY
CJ v.toS.) ♦
'\v-
r \ ■ it
Çevirenl U Ö C
Prof. Dr. ALİ
Istanbul Teknik Universitesinde
FÎZÎK PEOEESÖRÜ
t-mp&w-i **.
f t .**-* -iii
tSÎANBÜL
Teknik Üniversite Matbaası
Gümüşsuyu — 19B6
Lütfen size ait olmayan, kütüphanenin kitaplarını sonradan silmek
şartıyla olsabile karalamayınız, çizmeyiniz, işaretlemeyiniz, yazmayınız!
Keza herbiri bir veya daba eok bölümü okiiyan- ve değerli imalarda bulunan aşa-
ğıdaki zevata da teşekkür etınek isterun : Paul A.'Beck, Herbert Friedman, S, S.
Hsu, Lawrence Lee, Walter C. Miller, William Parrish, Howard Pickett, ve Ber
nard Waldman. Keza C. G. Dumra şekilJere ait malzemeyi temiıı ettiği, ve pek
çok mezun öğrenciye, bilbassa August Freda'ya dii'raksiyon patronlarinın hazir-
lanmasmda yardım ettiği için minııeltârım. Müsvettelerin daktilo edilmesinde
sabirla ve gayretle çalışan Miss Rose Kunkle'ya sou olarak fakat cidden teşekkür
ederim. ' • .
Notre Dame, Indiana B. D. CULLITY
Mart, 1956
Î Ç İ N D B K Î L E R
TEMEL BTLGILER
1—1 Giriş 1
.1 — 2 Elektromagnetik radyasyon ^ 1
1—3 Sürekli spektrum W" . 4
1—4 Karakteristik spektrum v ■ 7
1—5 Absorbsiyon V^" 11
1—6 Süzgeçler 18
1—7 X-ışmlarımn elde edilmesi ^ ' 19
1—8 X-ışmlarmın deteksiyonu \y 25
1—9 Güvenlik tedbirleri . rtg-fW" 27
, 2- -1 Giriş 30
. 2- -2 Latisler 30
.2- -3 Kristal sistemleri . 32
• 2- -4 Siraetri 35
*2- -5 Primitif ve primitif olmiyan -tıüoreler 38
*2- -6 Latis doğrultuları ve düzlemler 39
• 2- -7 Kristal strüktürü . . . . 45
.2- -8 Atom büyüklükleri ve koordinasyon ••■ 55
,2- -9 Kristal şekli 57
«2- -10 İkizleme kristaller . 58
-11 Stereografik izdüşüm 63
♦3 — 1 Giriş 83
,3 — 2 Difraksiyon ^ 84
'3 — 3 Bragg kanurıu '•' . . /. . 89
.3 — 4 X-ışmları spektroskopisi t// . . ■. 91
3—5 Difraksiyon doğrultuları . . . 93
3—6 Difraksiyon metodları v / . 95
3—7 ideal olmiyan şartlar altmda difraksiyon '-'' 102
BÖLUM 4 DİFRAKSİYON II: DİFRAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ 110
4—1 Giriş _ 110
u
4—2 Bir elektron tarafmdan saçılma " 111
X
DENEYSEL METODLAR
J
• xi
7—8 Scaler'ler . . . . \ . . . •. •. . . . ■ . 214
7—9 Ratemetreler 218
7 — 10 Monokromatorlarm kullamlmasi 223
UYGULAMALAR
• KRİSTAL BÜYÜKLÜĞÜ
KRİSTAL MÜKEMMELLÎĞİ . ,
11 — 1 Giriş 342
11 — 2 Debye - Scherrer kameraları .344
11 — 3 Geriye - yansıtan fokuslayıcı k a m e r a . . . . . 352
11 — 4 Kuşgözü kameralar 352
11—5 Difraktometreler . 3 5 3
11 — 6 E n küçük kareler metodu ' .. "' 354
11—7 Cohen metodu - 353-
11—8 Kalibrasyon metodu '363
14 — 1 Giriş ■ 400
" K A L İ T A T İ F ANALİZ
14 — 2 Temel prensipler • . . . .. . 4 0 1
14 — 3 Hanawalt metodu 401
14 — 4 Kalitatif analize misaller 405
14 — 5 Pratik güçlükler 409
14 — 6 Yüzey tortulannın tayini 410
' ' K ^ N T İ T A T İ F ANALİZ (TEK PAZ)
15 — 1 Giriş 426
XIII
15 — 2 Genel prensipler 428
15 — 3 Spektrometreler 432
15 — 4 Şiddet ve rezoluşyon .435
15 — 5 Sayıcılar '. • , . . . . . 439
15 — 6 Kalitatif analiz • 439
15 — 7 Kantitatif analiz 440
15 — 8 Otomatik .spektrometreler . 442
15 — 9 Dispersif olmiyan analiz 444
15 — 10 Astar kalmlığmm ölçülmesi . . . 446
B'ÖLÜM 16 ABSORBSIYON VASITASIYLE KIMYASAL ANALİ2L . . . . 449
16 — 1 Giriş 449
. 16 — 2 Absorbsiyon kenari metodu ' 451
. 16 — 3 Direkt absorbsiyon metodu (monokromatik demet) 453
16 — 4 Direkt absorbsiyon metodu (polikromatik demet) 455
16 — 5 Tatbikat . 456
BÖLÜM 17 GERÎLME ÖLÇÜSÜ 457
17 — 1 Giriş 457
17 — 2 Tatbik edilen gerilme ve kalan gerilme 458
17 — 3 Tek eksenli gerilme . • 460
17 — 4 iki eksenli gerilme 463
17 — 5 Deneysel teknik (kuşgözü kamera) 468
17 — 6 Deneysel teknik (difraktometre) 472
17 — 7 Üst üste binmiş makrogerilme ve mikrogerilme 474
17 — 8 Kalibrasyon 476
17 — 9 Uygulamalar 478
BÖLÜM 18 DAHA PAZLA OKUMAK ÎSTİYENLERE TAVSİYELER . . . 482
18 — 1 Giriş -482
18 — 2 Ders kitaplan . 482
18 — 3 Miiracaat kitaplan 485
18 — 4 Mecmualar 487
EKLER
X - I S I N L A E I N I N ÖZELLÎKLEKI
1
2 X IŞINLABININ ÖZELIİKLERÎ [Bpl. 1
mek için bazatı kullamlan diğer birimler X birimi (XU) ve kilo X birimi
(kX = 1000XU)- ( * ) dir. kX birimi angstromdan pek az büyüktür, aralarmdaki
doğru bağıntı
lkX=l,00202A
dir. -■!-
Elektromagnetik dalgalarm bazı özellikleri kısaca tekrarlanmaya değer. Bir
monokromatik x - ışmları demetini yani tek dalga boylu x - ışmlarmm x - ekseni
Göz önüne alman düzlem polarize dalgada E zamanla sabit olmayıp uzayın
belirli bir noktasında, meselâ x=0 da, + y doğrultusünda bir maksimumdan —. y
doğrultusunda bir minimuma kadar değişir ve bu değişimini tekrarlar. Zamamn
•herhangi bir anmda, meselâ i = 0 iken E vektörü «-ekseni boyimca. aym tarzda
değişir. Eğer cleğişirnlerin ikisini birden sinusoidal olarak kabul edersek bu deği-
simler
1= -c~ {1-2)
v
(a) (b)
Şek. 1 — 3. E nin değişimi, (a) sabit bir x değeri için t ile değişim, ve (fe) sabit bir t
için xile değişim.
İvmesi olaıı bir elektrik yükü bir enerji neşreder. Tabiî ivme pozitif ya da ne-
gatif olabilir, ve bu sebeple örtalama bir durum etrafında devamlı bir şekilde salı-
nan bir yük mükemmel bir elektromagnetik radyasyon kaynağı olarak hareket eder.
Meselâ radyo dalgaları neşriyat antenindeki yüklerin ileri - geıi salımmmdan ve
görünen ışık, ışığı neşreden cisrniıı atomlarmdaki elektronlarm titreşiminden hasıl
olur.
Şu ana kadar elektromagnetik radyasyonu, klâsik teoriye uygun olarak dalga
hareketi şeldinde düşündiik. Maamafih kuantum teorisine göre elektromagnetik
radyasyon kuanta yahutjoton denilen zerreler demeti olarak. da llüşünülebilir. Her
|otonun h.Planck sabiti (o\,o2XlO - 2 ' erg. sec) olmaküzerefev kadar enjsrjisi yar-
dir/'Bu suretle iki görüş.tarzı arasında bir bağ elde edilmiş olur eünkü fotonun
enerjisini hesaplamak için dalga hareketinin frekansim kullanabiliriz./ 0 halde
radyasyonun ikili dalga zerre karakteri vardir ve muhtelif olaylari izah edebilmek
için bazan bir karakterini bazan diğerini kullanacağız, genel olarak kabili tatbik
olduğu takdirde klâsik dalga teorisini tercih edeceğiz.
KE=eU=^-müa (1-3)
1.0 2.0
DALGAUZUNLUÖU (angstrom)
Şek. 1—4. _Tatt>ik edilen tüb voltajının bir fonkslvonu olarak mollbdenin x - ışmları
spektrumu. (Şen$tikKgizgi genişlikleri ölçekli_degüdir.
i* Şiddet,eh kısa dalgaboyu sınırı (XSWL) denilen belirli bir dalgaboyıma çıkılıncaya
_kadajijifujLrr,_cabııcak Bir maksimuina artar ve,._şonra_uzun. dalgaboyîarmda _kW
6 X IŞINLARININ ÖZELLİKLERİ [Böl. *•
: r kin bir sınırı okaadan azalır. Tüb voltajı yükseltilmce bütün dalgaboylarmm şid-
'-deti artar ve heın kısa dalgaboy sınırı ve hem de maksimuımm ınevkii daba kısa
dalgaboylarma kayar. Biz şimdi Şek. 1 — 4 deki molibden hedef halinde tatbik
edilen voltajın 20 kV ve daha az değerlerine tekabül eden diizgün eğrilerle ilgile-
niyoruz. Böyle eğrilerle temsil edileıı radyasyonlara Jıperokromatik, sürekli ya-
hut beyaz ışıkta olduğu gibi pek cok dalgaboylarından ıneydaua geldiğinden beyaz
radyaşyoıı^deuir-
Yukarıda da bahsedikliği gibi yayaşlıjan Jıerhaııgi bir yük enerji neşredeee-
■ ğiııden süreldi spektruın hedefe çarpan elektroıılaıın. çabucak yavaşlanıasından lıa-
^ll)lürrFaât3ierjlektrgnriym bazısı. bir çarpışmada dürur
veTütün enerjisini .dışarı verir, halbuki diğerleri hedefin atomları tarafmdan şu
veya bu yönde saptaJırlar ye toplam kinetilc enerjilerini ,sonunda hepsi harca-
nmcaya kadar, kısım kısmı kaybederler. Bjj^çarjMşma^a,^dm-durulan. elektronlar
"makMmum_enerjili fotonlarjuyani minimum da)gabpylu._x - ışmlamıı meydana ge-
tîrirler. Böyİe eİektronlar bütüö eö kinetik enerjilerini foton enerjisine dönüştü-
rürler ve
, c hc
vma* e(J
, 12400 (1-4)
V
Ka2:
0J0926A,
0J1354A,
y
Kft: 0.6322SA.
Bu aı ve cc2 bileşenleri o katlar yakm dalgaboylanna sahiptirler ki her zaman ay->
rı çizgiler olarak ayrılmazlar, eğer ayrilırlarsa Ka, dubleti denir, ayrılmazlarsa sa-
cteee Ka çisgisi f*y 'denir. Benzer şekilde 2?(3ı urnıımiyetle indişi düşürülerek K$
çizgfiOiye "söyleiâir. Kaı daima Ka.t join. takrjbgn. j k i .kaü Jçadar şiddetlidir, hal-
b.uki/CçOJe./ǧı~âfas*ındaki şiddet oranı atomik numaraya tabidîr fajkat Örtalama
olarak 5 in 1 e. .oranı gibidir. . \ - / <
iK^i=Bi(v-vKr (1-6)
Ra
„_ ,
60
50
ı- ■■'
_ — < 1.001A
20 amM
Kf>
10
!
L
0.2 0.4 . 0.6 Ü.8 1.0
DALGAUZUNLUĞU (angstrom)
x (angstrore )
3.0 2.3 1.5 1.0 9.S 0.7
SO T T
r
10 _k -,...L,. ,„ I _L L
1.0 1.2 1.4 . 1.6 1.8 2.0 2.2 X 10»
■vG (sec"*) /
Şek. 1 — 6. İki karakteristik çizgi için y v ile Z arasındaki Moseley bağmtısı-.
10 X IŞINLARININ ÖZELLİKLERİ [Böl. 1
Şek. 1 7. Bir atomda elektronik geçişler (şematik) Yayılma işlemi oklarla gösterü-
miştir.
Hedefi bombardıman eden elektrönlardan biri kâfi derecede kinetik enerjiye sahip
ise K kabuğundan dışarıya bir elektron firlatabilir ve atomu uyartılmış hale yani
yüksek enerji durumuna geçirir. Daba dıştaki elektronlardan biri hemen K ka-
buğundaki boşluğa düşer ve bu işlemde enerji neşredilir, ve atom bir defa daha
normal enerji durumuna geeer^ Neşredilen enerji belirli dalgaboyunda radyasyon
şeklindedir ve hakikatte karakteristik K radyasyonudur. K kabuğundaki boşluk
dış kabuklardaki herhangi bir elektron tarafmdan doldurulabilir, bu suretle K se-
risinin çizgileri .meydana gelir, meselâ Ka, ve K(3 çizgileri K kabuğundaki boşlu-
ğun sırasıyle L yahut M kabüğundaki elektronlarla doldurulmasmdan ileri gelir.
K - kabuğu boşluğunu ya L ya da M kabuğundan doldurmak mümkündür, bu se-
1—5] ABSORBSİYON 11
beple hedefin bir atomu Ka. radyasyonuııu halbuki bu atomun komşusu K(3 neş-
redef, maarnafib bir K - kabuğu boşluğünun bir L elekti-diiu ile doldufulması bir
'M elektronu ile döldürulmasmdan dalıa çok ?7Wt/ıfe?)ieZdir ve bunun neticesi ola-
rak da Ka çizgisi K$ çizgisinden daha çok şiddetlidir/Âyrrca şu neticeye de varı-
lır ki K çizgisini, diğer çizgileri uyartmadan, uyartmağa irnkân yoktur./L karak-
teristik çizgileri benzer şekilde meydana gelir: L kabuğundan Mr. elektron dışarı
Eırlatılır ve boşluk daha dıştaki bir kabuğun elektıonu ile dolar.
Şinıdi karakteristik rasyasyon için ııeden bir kritik uyartma potaıısiyeli olaca-
ğim~aflîyöruz. Memelâ K rasyasyonu, tüb voltajı, bornbardıman eden elektrona he-
def atomım K kabuğundaki bir elektronu dışarı fırlatacak kadar bir enerji temin et-
ınedikçe, uyârtılamaz. Eğer WK bir K elektronunu koparabilmek için lâzım olan
iş ise elektron için lâzım olan kinetik enerji
Y mv8= WK (l-S^
eşitliği ile verilmiştir. Bir L elektronunu koparabilmek iein bir K elektronunu ko-
parmak için lâzını olandan daba az enerji lâzırndır çünkü birinci çekirdekten da-
Hâ~'û"zâktâdif; bündân anlâşilıf ki L uyartma voltajı K nınkinden daha aşağıdrr,
ye""K" kârâktefistik radyasyonü, L, M vs.","radyasyonlar ona refakat etmeden elde
edilemez.
y =\ıâx (1—9)
Lineer absorbsiyon katsayısı jı, cismin p yoğunluğu ile oranbhdır ki |j,/p ora-
hımiıoismm bir sabiti olduğunu ve fiziksel halinden (kâtı, sıvı, gaz) müstakil ol-
duğunu ifade eder. Sonuncu rniktara kütle absorbsiyon katsayisi denir ve ekseriya
cetvellerde buııun değeri sıralamr. Bu suretle (1 — 10) denklemi daha kullamşlı
şekilde yazılabilir:
h = he-{"h)'x (1—11)
—
P
=zu.
(-M +m>Cj) +•••• (1_12)
eşitliğiJk^eriLmşliı\__
Absorbsiyon katsayısının dalgaboyu ile değişimi x-ışmları ile atomlarııı kar-
şılıklı tesiri hakkmda ip ucu verir. Şek. 1 — 8 in alttaki eğrisi bu değişimi nikel
absorblayıeı için gösteriyor, bütün cisimler için eğriler buna benzer. Eğri absorb
siyon kenarı denilen- keskin bir süreksizlikle ayrılmış benzer iki koldan meydana
gelmiştir. Her kol boyunca absorbsiyo3^tş^ayısı.„dalga..boyu_ile takriben
-^=k\3Z*\ ld—13)
P |.
şeklindeki bir Jbağırrüjra_^öre_dj!^işir,_]3jı...eşitlikte k eğrinin her kolu için ayrı de-
ğeri olan bir sabit ve Z absorblayicmm atom numarafidir. Kışa dalga jboylu x - ışm-
ları, o^ baldeJ_çok_nüfuz_edicidir..veJ)aınlara serfdir denir, halbuki uzun-dalgaboylu
x - ışmları kolayca absorbe edilebilirler_ye bunlara yumuşahtu: _ denir.
Madde x - ışınlarmı_ikj_f.arklı.„tarzda_ absorbe eder, saçarak .ve. hakikaten ab
sorbe ederek-, ve bu^iki işlern birlikte jx/p miktari ile ölçülen toplarn absorbsiyonu
"telk|L.ederJ__X - ışmlannm atomlar tarafmdan saçılması birçok bakımlardan hava-
daki toz zerreleri tarafmdan görünür ışığm saçılmasma benzer. Saçılma ber doğ-
1-5] ABSORBSİYON 13
4 x 10-s
nikelcten K elektronunu
fırlatatjilmek i ç i n w #
p tü) 0
\ kriktik enerji
/
Z m -
Bİ.
«I
m 0
401)
300
K absorbsiypn
kenan
> 200
I
l a
' 100
0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5
•0
X (angstrom 0
Şek. 1— 8. Bir x-ışını kuantumumm ve nikelin kütle absorbsiyon katsayısmm dalga-
boyu ile değişimi.
iry A
k f L I ^ - - - v e b u ' r a d y a s y o ^ B . - t a a a t o n ı .t.e.orişLgOTÜşi^J^.incelenebilir. Kâfi enerji-
y e f a h i p biı- eîektronun meselâ bir K elektronunu atomdan d ^ î ' î a f i t î p r K k a - "
rakteristik radyasyonuiı neşredilmesine sebep olabildiği gibi bunıı bir"~x- işinî"
.^?i^*HS?5??i' .^«iî?.!?^??™!.?^j.isifie sahip'.oltnak ' ş a r t i l i e , yapabiUr^Sonuncu....
kaye...%Mılanj^
na da fhıoresmi rady^yonj^nifr^^TMjasjgn, her..;doğrultuda -yayılır" ve bir me-
i ''
fcd hedeLelektronlarla bombardıman edildiği vakit ,hasıl olan karakteristik rad- İ
yasyonİa~-İiHâmen:~âym^ boşluk
olan b i r ' a t o m l ı o ş l u k önceden ne şekilde hasıl edibniş oîursa olsun, daima K r a d -
yasyönü"ne"şreder]7'Bu olay, spektrumun mor ötesi bblgesindeki fotoelektrik ola-
yın, x - jşım haliıideki mütekabilidir; orada metalleıin dış yörüngelerindeki elek-
tronlar.mor ötesi radyasyomm tesiri ile, bu radyasyön belirli b i r ' k r i t i k değerdeıı
dalıa kügük dalgaboyuna sahip olmak şartıyle, dışarı fırlatılıyordu.
14 X ISINLABININ ÖZELLİKLERİ [Böl. 1
listik ışmlarm dalgaboylan gibi yani Moseley kanununa göre değişir. K ve L ke-
narlarma ait dalgaboyları Ek 3 de verilmiştir.
j ^ Absorbsiyon kenarlarmın ölçülen değerleri atomun bir enerji seviyesi diyag-
ramım inşa etmekte ve bu da tekrar karakteristik çizgilerin dalgaboylarmm hesa-
bmda kullanılabilir. Meselâ, eğer nötrü atomun enerjisini sıfır olarak alırsak iyon
halindeki atomun enerjisi (uyartılımş durumda bir atom) bir elektronu pozitif
yüklü bir çekirdekten dışarı çektiğimiz için, pozitif bir miktar olacaktir. Eğer
bir K elektronu koparılmışsa WK ya eşit bir iş yapılmalıdır ve bu takdirde ato
mun K enerji seviyesinde olduğu söylenir. WK enerjisi K absorbsiyon kenan dal-
gaboyundan (1 — 14) denklemini kullanarak hesaplanabilir. Benzer şekilde L, M
vs. hallerine ait enerjiler L, M vs. absorbsiyon kenarlarin'm dalgaboylarcndan he
saplanabilir ve neticeler atomun enerji seviyesi diyagramı şeklinde çizilebilir
(Şek. 1 - 9 ) .
>' K
K seviyesi {K elektronu atomdan
ahnrmştır)
M
w
£8
■Ka K& nagrediliyot
s
5»
^
ll'ı
" L
L seviyesi (Z, elektronu atomdan
alınmıştır)
m
E
Pi
ha
Z3
AvKttl= WK-Wuu,
hvKax = hvK—hvuu
1 1 '1 '
_L = _L__L_ ( 1 _ı 5 )
denklemleriyle. yeribjujtiı^J&u._eşitH]deı,deJki_7Ç_ye Lm, indisleri absorbsiyon kena-
rına ve Kaı indisi neşredilen çizgiye tekabül eder.
Uyartma voltajları (1 — 4) denklemine benzer bir^bağmtı ile hesaplanabilir.
Meselâ bir x - ışını tübünde K radyasyonunu uyartmak için bombardiman eden
eleKtronîafmnen¥ı^^ 0 halde
he
30
ı
25
\
A"a
t
/
/
/
/
/
/
Kfi'
t
&
JJ
u
1 I
i
18 X - IŞINLARININ ÖZELLİKLERİ [Böl. 1
CETVEL 1 — 1
K.(_ RADYASYONUNU YOK ETMEK İÇİN SÜZGEÇLER
Geçirilen demette
Gelen- demet I(Ka) 5ÜÜ
Hedef Süzgeç HKa) KKŞ) 1 /(A'aGeçirilen
KK0) inm sûzgeç kahnhğı I(Ka) Gelen
mg/cm in.
Mo Zr 5.4 70 0.0043 0.30
Cu Ni 7.5 . 1R -û-ÜSSâ-H 0.42
•^CÖ— he 9.4 13 0.00Ö6 - ! 0.47
Fe Mn 9.0 12 0.0006 0.47
Cr V 8.5 9 0.0006 0.48
lO
e»
3
B
h3 e
s
M
n
pr*
Şek. 1 — 12. Filamanh kapatılmış x - ışını tüpü. »
Oi
'(«
hH
»
Hi <S "P^
<! ft £
Ö
a w
B Si
r . l
tr
M r
vaKum CAM taut H
x-ismlart •, Kingston filâman 1—i
M
\ sit \ / r_ O
M M
/M ///
•en 11
13
lektronlar fa
'//' 5 \~ l-i
SOSUTUCU S 0
f j
in
a w-
o: P
"TRANSFORMATÖRE
«a.
©İDEN UÇLAR B
£:
-03
Ienf
•//, /' t i ■''/ :z= IT1
hedef
{ 5k &:
ÎT1
E-
o N
lıangi bir x- ışım tübii (a) bir elektronlar kaynağı, (6) bir hızlandırıcı yüksek vol-
taj, (c) bir metal lıedef ihtiva etmelidir. Ayrıca elektronlarm kinetik enerjilerinin
çoğu hedefte ısı haline dönüştüğünden, hedefin ergimesine mani olmak için su ile
soğutulması lâzımdır.
X - ışmı tüblerinin hepsi iki elektrod ihtiva eder, az istisna ile toprak potan-
siyelinde tutulan bir anod (metal hedef), ve difraksiyon çalışmaları için normal
olarak 30.000 ilâ 50.000 volt mertebesinde olan bir negatif yüksek voltajda tutu-
Ian bir katod. X - ışmları tübleri elektronlarm temin edilmesi bakımmdan iki esas
kısma ayrılırlar: elektronlarm kaynağı sıcak bir filaman olan filamanlı tübler, ve
elektronları tiibün içindeki az miktarda gazm iyonlanmasmdan elde edilen gaz-
h tübler. /
Hernekadar bir x - ışını tübünün, eleklron akımımn yalnız bir yönde olması
"lcabettiğinden, bir doğru akım kaynağı ile çalışacağı düşünülürse de hakikatte bir
tüb, kendisinin doğrultma özelliği sebebi ile, bir alternatif akım kaynağı ile me-
selâ bir transformatörle çalıştırılabilir. Akım filâmanın hedefe nazaran negatif ol-
duğu yarı çevrim esnasmda mevcuttur, aksi yarı çevrim esnasmda filâman pozi-
tiftir ve filâman ancak elektronları neşredebilecek kadar sıcak olduğundan hiçbir
elektron hedefe varamaz.
de tüpe tatbik edilen voltaj yüksek voltaj transformatörünün prinıerine tatbik edi
len volfajı kontrol eden ototransformatör yardımı ile kontrol edilmişür. Görünen
voltmetre giriş voltajmı ölçmektedir fakat istenirse tüpe tatbik edilen çıkış volta-
jını gösterecek şekilde dereceleııebilir.
N
K-ışını tüpü
r-mwm §_
r
İMSÜ filâman
yüksck voltaj transformatörü
s-N transformatörU
nmtnm filâman
toprak reostası
110 volt- AC »
/ Filamanlı x - ışmları tüpü iki tarzda elde edilebilir,/ kapah yahut demonte
edilebilen tüpleıy birinciler Birleşik Amerika'da ikinciler Avrupa'da çok kulla-
mlııy/Bir kapalı tüpün lıavası fabrikada boşaltılmış ve tüp kapatılmıştır. Yüksek
v a k u m pömpa tertibatına ilıtiyaç olnıadığından çalıştırılması eıı kolaydır, fakat
palıalıdır (ne kadar metal hedefe ihtiyae varsa o kadar tiipe ihtiyaç vardır) ve
tüpiin ömrü filâmanın ömrü ile belirlidir. Demonte edilen tüplerde h e m filâman
ve h e m de hedefe değiştirmek için yaklaştırılabilir; yanan filâmanlar yerine ye-
nisi konulabilir ve hedef istenildiği zaman değiştirilebilir. Fakat demonte edilebi-
Ien tüplerin havası, çahştırıhrken daimi olarak boşaltılmalı ve istenilen yiiksek
v a k u m u elde etmek iein h ş m mekanik ve hem de diffüzyon tulumhaşıııa ihtiyaç
vardır.,'
alüminyum levha ""ÎT'T^ alüminyum soğutucu
bakır
Hakır cam.' banatlar
M
3
p
hedci-
E3 ? '-» /«*?* translormatöre İHİ
S!
giden uçlar
x-ışmıan -vlz—i iğne subab
cd
O:
1—7]' X - IŞINLARININ ELDE EDİLMESİ 23
elektronlaF
s-ışmlan
Bir x - ışıııı tüpü, x - ışını lıasıl ederken yiizde 1 den daha az verimli ve
x - ışmlarınm kristallerden difraksiyonu b u n d a n da çok daha az verimli olduğun-
dan difraksiyona uğrıyan x - ı ş j m demetlerinin şiddetiuin son derece düşük olaca-
ğx netieesine varılır. Hakikaten bu difraksiyon demetlerini keşfedebDjnek için fo-
toğraf filmine bir kaç saat poz vermek gerekebilir. B u sebeple x - i s i n i kaynakla-
r i m n siddetini artirabxlmek icin devamlx bir gayret sarfedilmiştir. Bu problemin
1—8] X - IŞINLARININ DETEKSİYONU 25
bir çöziimü döner anodlu tüpd'ûv; böyle bir tüpte aııodun devamlı şekilde dönnıesi
ile fokus spotıı alanma taze hedef nıetali gelir ve bu şekilde aııod aşırı ısınınadan
daha biiyük bir güç kııllanabilir. Şekil 1 — 17 de başarı ile kullamlmış iki plân
görülüyor; şarftlar hava sızdırmaz tüp kabı içinde döneıier. Bu tüpler sabit tüp-
lerden 5 yahut 10 defa daha yüksek güçlerde çalışabilirler ve tabiî poz müddeti
de bu ııisbette kısa olur.
\ Fluoresan levhalar/ bir kartoıı üzerine sürülmüş eser miktarda nikel ih-
tivaledeıı ince çinko sülfıir tabakası rıdan yapılmıştır. X - ışmlarmın tesiri altında
bu bileşikte görünür bölgede fliioresan basil olur yani görünür ışık neşredilir; bu
halde neşredilen ışık sarıdır. Hernekadar difraksiyona uğruyan demetlerin çoğu
bu rnetodla keşfedilemiyecek kadar zayıf ise de, fluoresan levhalar difraksiyon ça-
lışmalarmda aleti ayarlarken primer demetiır yerini anlamak için kullamlır. Fluo
resan hasıl eden bir kristal de bir foto - tüple birlikte kullanılabilir ve btı konıbi-
nozona sintilasyon sayıcıları deni.v, ve x - ışmlarını keşfeden çok duyar bir alettir.
(a)
'(0
I f~\
Şek. 1 —13. Film duyarlığı ile sürekli spektrumun efektif şekli arasmdaki bağıntı (şe-
matik) (a) 40 kV daki bir tungsten hedefin verdiği siirekli spektram, (b) film duyarhğı,
(c) siyahlanma egrisinin (a) daki spektnım için şekli.
<r-r-—~—^
lîyoaizasyon cîhazları j x-ışmı demetleriııin şiddetiui/bir gaz içinde hasıl
ettiği-iyomzasyon miktan vasitasıyle ölçer. X - jşım kuantunuı yüksek hızlı elek-
tronlar gibi iyonizasyona sebep olabilir. yani bir gaz molekülünden bir elektron ko-
pai'ir ve geride bir pozitif iyoıı bırakır. Bu olay, x- ışım demeti uygun bir gaz ve
aralarmda sabit bir potansiyel farkı mubafaza edilen iki elektrod ihtiva edeıı bir
odadan geçirilerek şiddet ölçüsü için bir esas yapılabilir. Elektronlar anoda ve po
zitif iyonlar katoda çekilir ve bu şekilde dış devrede bir akım lıasd olur. Iyonizas-
yon odasmda bıı akım sabit bir x - ışım şiddeti için sabittir, ve akımın şiddeti
x - ışını şiddetiniıı bir ölçüsüdür. Geiger saytcısmda ve oraııtılı sayıcıâa. bu alum
darbeler halindedir, ve birim zamandald darbelerin sayısı x - jşmı şiddeti ile oran-
tıhdır. Bu cihazlarııı daha tarn olarak müuakaşası Böl. 7 de yapılmışhr.
Genel olarak bu giin flüoresaıı levhalar yalmz x - ışmlarınm deteksiyonuuda,
halbııki foloğraf filmi ve mulıtelif şekildeki sayıcılar hem deteksiyon ve hem de
şiddet ölçüsünde kullamlır. Diüraksiyona tığramış birçok sayıda demeti ve buııla-
rın uzayd.aki izafi durumlarııu. aynı zamaııda kaydedebildiği ve istenilirse filmhı
şiddet ölçüsüne bir esas olarak kullamlabilrnesi, filmi difraksiyon olaylarmı göz-
lemekte en çok kullamlan bir metod yapmıştır. Şiddetler sayıcılarla çok daha ea-
buk ölçülebiliıier, ve bu aletler kantitatif çalışmalarda gittikçe daha popüler ol-
uıakladırlar. Fakat sayıcılar bir deEada aııcak bir demeti kaydedebiliıier.
1 — 9 Güvenlik teilbh'leri. X-ışını aletini kullanan şahıs iki aşikâr telı-
iikeye maruzduv,|elektnk_joktmave radyasyon hasarınayfakat bu telılikelerin jki-
si de aletin plânmı üygıın şckilde j.apmak ve çalışamn makul bir dikkat göster-
mesi ile ihmal edilebilecek kadar azaltılabilir. Maamafih x - ışmları ile ealışamn
bu tehklikelerden daimî olarak haberdar bulunmasi akılhca bir hareket olur.
/
PROBLEMLER
\
1 — 1. Dalgaboyu 0/H A (Mo Koû ve 1,54 (Cu Ka) olan x - ışınları demetlerinin bir kuan-
tumunun îrekansı (saniyede) ve enerjisi (erg cinsinden) nedir?
1 — 2 Bir x - ışını tüpü 50 000 voltta çalıştığma göre hedefe çarpan elektronlarm hızmı
ve kinetik enerjisini hesaplaym\. Neşredilen sürekli spektrumun kısa dalgaboyu limiti ne
dir ve radyasyonun bir kuantunranun maksimum enerjisi nedir?-
1 — 3. Grafik yoldan Moseley \anununu Cu, Mo, ve W mm KfJ{ çizgileri için tahkik
ediniz. \
1 — 4. Bir kurşun levhadan geçen Mo Ka. radyasyonunun şiddetinin gelen radyasyon
şiddetine oranmı kurşun levhanın kalmlığmm bir fonksiyonu olarak 0,00 ile 0,02 mm kalın-
lık sımrlan arasmda çiziniz.
1 — 5. Grafik yoldan (1 —13) denklemini kurşun absorblayıcı ve Mo Ka, RhK"cc ve
Ag Ka, radyasyonlan için tahkik ediniz. (Kurşunun, bu radyasyonlar için kütle absorbsiyon
katsayilan sirasiyle 141; 95,8, ve 74,4 diir). Elde edilen eğriden kurşunun kütle absorbsiyon
katsayısım 60 000 voltta çalışan'bir tüpün verdiği en kisa dalgaboylu radyasyon için tayin
ediniz. _
PBOBLEMLEB 29
ERtSTALLERtN GEOMETIMS!
BiL' kristal üç boyutlu uzaydu peryodik olarak tekraiianan bir palronun atom-
larmdan meydana gelmiş bir kati olarak tarif edilebilirv„,,Böyle olunca kristaller
gazlar ve sivilardan esash bir şekilde farklulırlar, çiinkü şontınculardaki atoraik
diizenlenme peryodik olma esas şartma salıip değildir. Maamafilı biitiin katdar
kristal değildir; earn gibi bazilan «mo7'£tur ve atornlarm kerhangi bir mimtazam
iç diizenlemnesi mevcut değildir. Hakikatte bir amorf kati ile bir sıvı arasmda
esasli bir fark yoktnr ve birinciye ekseriya «asm soğumıış sıvı» gözü ile bakılır.
30
2—2] LATİSLER 31
ile noktalarm teşkil ettiği latisin bir latis noktasmdan belirli bir doğrultuda bakıl-
dığı vakit diğer herhangi bir latis noktasmdan ayni doğrultuda bakıldığmda ayni
şekilde görüldüğünü anlıyoruz.
Madem ki Şek. 2 —1 de görülen latisin bütüıı hücreleri idantikdirler bunlar-
dan herhangi birini, meselâ kalın çizgilerle belirtilmiş olam biıim hücre olaralc
«eçebilim. Bir birim hücrenin biiyüklüğü ve şekli de orijin olarak alman köşeden
(*) Vektörler koyu siyah harflerle gösterilmiştir. îtalik olarak yazılan ayni harf vek-
törün mutlak cleğerini gösteriyor.
32 KRİSTALLERİN GEOMETBİSİ [B61. 2
a e——— "
CETVEL 2 — 1
KRİSTAL SİSTEMLERİ VE BRAVAİS LATİSLERİ
( ^. sembolü simetri sebebiyle eşitsizlik it'ade eder. Madde 2 — 4 de gösterildiği gibi
tesadüfî eşitlik olabilir.)
selâ üç takımdaki düzlemler hep eşit aralıklı ve birbirlerine dik iseler birim hücre
Idibiktir. Bu takdirde a, b, c vektörlerinin hepsi eşit ve birbirine diktirler, yahut
a=zb = c ve a = (3 = Y = 90° dir. Bu suretle eksen uzunluklari ve açılarâ özel de-
ğerler vererek muhtelif şekilde birim hiicreler ve latis noktaları hüere köşelerinde
yerleşmiş bulımdıığuna göre rnuhtelif nokta latisler elde edebiliriz. Şu sonuca va-
nlir Id mümkiin biitün nokta latisleri ihtiva edebilmesi için yedi farklı hiicreye
ihtiyag vardir, Bunlar bütün kristallerin konulabileceği yedi kristal sistemine teka-
biil ederler. Bu sistemler Cetvel 2 — 1 de sıralanmjştır. Yedi kristal sisteminin bi
rim hiicrelermin köşelerine noktalar koyarak kolayea yedi farkh nokta latis elde
edilebilir. Fakat başka nokta düzenlenmeleri vardır ki nokta latis şartlarmı gerçek-
ler, yani her nokta idantik civara sahip olur. Fransiz kristallografi Bravais bu
problem iizerinde çalışmış ve 1848 de nıümkün on dört nokta latis olduğunu ve
daha fazla olamıyaeağını ispatlamıştır; bu miihim netieeyi onun ismine hiirmeten
Bravais latisi terimini kullanarak hatirhyoruz ki bu terim nokta latis terimi ile
ayni manadadır. Meselâ bir kiibik nokta latisin merkezlerine bir nokta konulursa
yeni uoktalar dizisi yeni bir nokta latis teşkil eder. Benzer şekilde diğer bir nok
ta latis de bir kiibik hüerenin köşelerine ve yiiz merkezlerine hirer nokta konul-
mak suretiyle elde edilebilir. On dört Bravais latisi Cetvel 2 — 1 de anlatılmış ve şe-
killeri Şek. 2 — 3 de gösterilmiştir ve P, F, I, vs. nin manalari aşağıdaki gibidir.
Once basit yahut primitif hücre (P yahut R) ile primitif olmıyan (diğer sembol-
lerden biri) hiicre arasmdaki farkı görmeliyiz: primitif hiicrenin bir hiicresinde
yalmz bir latis noktasi vardir, halbuki primitif olmiyan hiicreninkinde birden
fazla latis noktasi vardir. Bir hiicrenin içindeki bir latis noktasi bu hiicreye ccait-
tir», halbuki bir hiicre yiizeyindeki nokta iki hiicre tarafından bölüşülür ve bir
köşedeki ise sekiz hiicre tarafradan bölüşüliir. Bu itibarla hiicreye cıiişen latis nok-
talarmm sayısı
^"-~--.
/a \
BASİT GİSİM-MERKEZLÎ YÜZ-MERKEZLİ
KÜBÎK (P) KÜBİK: (I) KÜBİK (F) .
71 /
/
\/
K ?
•"■-A/
/a
A" ^--<
/
\/ /
BASİT (3İSİM-MERKEZLÎ BASİT CtSİM-MERKEZLÎ
TETRAGONAL TETRAGONAL ORTOROMBİK' ORTOROMBÎK
(P) U) (P) * tf >
V
ı
A
C ./
c
c
r
fe , /b\
120°
/a 0
J7U
^
TABAH-MERKEZLİ YÜZ-MERKEZLÎ ROMBOH2DRAL HEKZAGONAL
ORTOROMBİK ORTOROMBİK </f)
(C) (İO
İlk bakışta Cetvel 2 - 1 deki Bravais latislerinin listesi tamam değil gibi gö-
rünür. Meselâ taban merkezli tetragonal latisiıı bu cetvelde bulunması lâzım de-
ğil midir? Şe.k. 2 — 4 deki kalm çizgilerle, C yüzimün merkezinde nokta olaıı
böyle bir lıiiere teşkil edilmiştir, fakat böyle bir latis noktaları dizisini kesik çiz-
gilerle gösterilmiş olan basit tetragonal hücre ile temsi] edebiliıiz ve taban mer
kezli noktalar düzeni yeni bir latis değildir.
Primitif olmıyan bir bücredcki latis noktaları tıpkı primitif hüerede okluğu
gibi a> bı c birim lıüere vektörlerinin tekrarlanan ötelemeleriyle bütüıı uzaya teş-
mil edilebilir. Bir birim lıücredeki noktalarm teker teker yahnt grup lıalinde öte-
lemelere tabi tutulduğunu farzedebiliriz. Her iki lıalde de komşu birim hücredeki
ekivalant latis noktaları birbirinden, bu noktalar hücre içinde nerede bxilunursa
bulunsım, a, b, C vektörleri kadar ayrı. bıllunurlar. (Şek. 2 — 5).
7
a y\' S
C
>
1
> 4i
c. 3
Â.2L Z 4, / / /
11 A-, Ai A
H\ Ai
*\
v, "^\
\ , A-,
/
Jr(tt)
/ /
(b)
\ ^
\
/
Cc)
/
(d)
/
Şek. 2 — 6. Bir kübün simetri elemanlanmn bazıları. (a) yansıma düzlemi. A\ yansi-
ymca At oluyor. (b) Rotasyon eksenleri. 4-kath eksen: A\, /^oluyor; 3-kath eksen : A i, A3
oluyor; 2-kath eksen: A\, At, oluyör. (c) inversion merkezi. Au A2 oluyor. (d) Rotasyon
inversion ekseni. 4 - kath eksen: A\, A\' oluyor; inversion merkezi: A\ , A% oluyor.
Eğer bir cismin miitekabil noktaları merkezden çizilmiş bir doğru üzerinde
merkezden eşit uzakhkta bulunuyorsa bu cismin bir simetri merkezi vardir. Si
metri merkezi olan bir cismin bütün n o k t a l a r m m simetri merkezine göre simetri-
ği ahmrsa cisim kendisi ile çakışır. Bir kiibiin cisim köşekenlerinin kesiştiği nok-
tada böyle bir simetri merkezi vardir. [Şek. 2 — 6 ( c ) ] . Nihayet, bir cismin 1 - ,
2 -, 3 -, 3 -, 4 - yahut 6 - k a t h rotasyon-inversion ekseni olabilir. Cismin eğer u-katli
bir rotasyön - inversion ekseni varsa, cisim rotasyon ekseni etrafmda 3 6 0 ° / J I dön-
CETVEL 2 — 2
SİMETBİ ELEMANLARI
*s '' '
r 1 r
1 / '
c 1
Şek. 2 — 7. Kubik ve rombohedral B S
1- - " '
hücrelerle gösterilmiş olan, yüz mer
kezli kübik nokta latis.
f'", /
: <> 1
t
.4
Eğer primitif olmıyan latis hücreleri kullamlırsa, orijinden latis içinde her-
haııgi bir ııoktaya giden vektör bu takdirde a, b , C birirn hücre vektörlerinin tam
olmıyaıt katları kadar bileşenlere sahip olıuv Bir lıücre içindeki herhangi bir latis
noktasmm mevkii bu aoktamn koordinatlari vasıtasıyle verilebilir; eğer birim
luicrenin orijiniudeii verilen noktaya giden vektörün bileşenleri, x, y ve z birden
küçiik kesirler olmak iizere xa,, yb, zc ise bu takdirde noktanm koordinatlari x,
y, z olur. Buna göre Şek. 2 - 7 deki A noktasi orijin olarak almdığı takdirde ko-"
ordinatlan 000 dir, B, C ve D noktalannm kiibik eksenlere göre koordinatlari da
sırasıyle 0 \ \ , | 0 |- ve -J- £ 0 dir. E noktasmm koordinati |. 1 1 dir ve D nok-
tasından c vektörü kadar mesafe.de bulunduğu için D nin ekivalani olan bir nok-
2-6] LATİS DOĞRULTULARI VE DÜZLEMLER 39
tadır. Farklı birinı hücrelerdeki ekivalan ııoktalarm koordinatları daima tam koor-
dinatları ilâve etmek veya çjkavmak suretiyle idantik hale getirilebilir; bu hal iein
l-J-1 (E nin koordinâtı) den 0 0 1 in çıkarılması |- -| 0 (D nin koordinatr) ı ve-
rir.
Şu noktayı belirtelim ki meselâ eisim merkezine ait bir noklanm koordinatı,
birim lıücre ister kiibik, ister tetragonal yahut ortorombik olsun ve büyüklüğü ne
olursa olsun daima|- |- J- dir. Bir noktanm mevki koordinatma, meselâ ,]- | | ye,
orijindeki noktaya tatbik edilen bir operator gözü ile de bakabiliriz, öyle ki bu
operator «tatbik» edilince orijindeki nokta \ \ \ mevkiine hareket eder yahut
ötelenir, son mevki kolayca \ |- |- operatörü ile ilk 0 0 0 mevkii koordinatmm
toplanmasi ile bulimur. Bu manada 0 0 0 , ^ \ \ rnevkilerine «cisim-rnerkezi öte-
lemeleri »denir; eünki bûnlar orijindeki bir noktaya tatbik edildiği vakit eisirn
merkezli hiicreye ait iki nokta mevkiini hasıl ederler. Benzer şekilde yüz-merkez-
li hiicreye ait 0 0 0 , 0 \ \, \ 0. I , v e | y0 dan ibaret dört nokta mevkiine yiiz-mer-
kezli ötelemeleri denir. Taban merkezi ötelemeleri hangi karşılıklı yüz çiftiuin
merkezienmiş olduğıma tabidir; meselâ C yüaünün merkezinde nokta varsa buna
ait ötelemeler 0 0 0 , - ^ 0 dür.
Birbirine simetri ile bağh doğrultulara bir formun doğrultuları denir, ve bun-
larm bir takımı indislerden birini açılı parantez içine almak suretiyle gösterilir;
meselâ bir kiibün [ 1 1 1 ] , [ 1 1 1 ] , [111] ve [111] den iharet dört eisirn kö-
şegeninin hepsi < 1 1 1 > sembolü ile gösterilebilir.
Bir latis içindeki durumları da îııgiliz kristallografi Miller tarafmdan kulla-
mlmış olan bir sisıeme göre sembolik olarak gösterilebilir. Genel halde verilen
düzlem kristallografik eksenlere göre eğik olacak ve bu eksenler uygun bir refe-
40 KRİSTALLERÎN GEOMETRİSİ Böl. 2[
'11201
taya çıkar, çüııkü böyle bir düzlem bu ekseııi kesmez, yani' cdcesim uoktası» aııcak
«sonsuzda» denebilir. Düzlem yöıılenmesinia tasvirine sonsuzü sokrnanıak için ek
senleri kesiş rnesafeleriniıı kesirsel değerlermin tersini kullanabiliriz, diizlenıle
ekseu paralel oluııca bu ters değer sıfır olıtr. Bu suretle bir latis içindeki düzle-
m i n yönlenmesiııin tarifi için Miller indisleri denilen pratik bir sernbolizrne vaiı-
yoruz. Miller indisleri düzlemin eksenleri kestiği ııoktaların orijine olan kesirsel
mesafelerinm tersidir. Meselâ, bir düzlemin MjllejLdjadisleri^J^fcJ^-ise, k i dainıa
1 1 1
parantez içinde yazüır ,düzlem e k s e n l e r i T , T , - T k e s i r s e l nıesaf elerde keser ve ek-
Miller indisleri yukarıda görüldüğü gibi daima kesirdeu kurtarılır. Daka on
ce söyleudiği gibi eğer bir düzlem verilen bir eksene paralel ise bu eksen üzeıin-
deki kesirsel kesen uzımluğu sonsuz ve nıütekabil Miller indisi de sıfır alımr."Eğer
bir düzlenı bir ekseni negatif tarafta keserse bu eksene tekabül eden indis nega-
tiftir ve indisin üzerine bir çizgi konularak y.azılır. Indisleri birî diğernin negatifi'
olan düzlemler, meselâ (210) ve (210) brbirine paralelclir ve orijüıe nazarau zıt
tarafiarda bulunurlar, (ııh, nk, nl) düzleraleri (hkl) düzlenılerine paraleldhier
ve mesafeleri sonuncıılarm mesafesinin 1/n idir. Ayni düzlenı iki farklı takıma
ait olabilir, ve biriııin Miller indisleri öbürününkinin katlarıdır; meselâ ayui düz-
lern (210) takmıma ve (420) takımma aittir ve hakikatte (210) takımımn düz-
lemleri (420) takımmdaki diizlemlerin her iki tanesindeıı biridir. Kiibik sistem-
de, hatırlamak yerinde olur ki, bir. [ft. k Z] doğrultusu daima ayni indisli (hkl)
diizlemine diktir. fakat bu genel olarak diğer sistemlerde doğru değildir. Şek.
2 - 1 0 ıın tetkikinden Miller indislerini dalıa iyi anlamak ınümkün olur.
Hexagonal sistemde biraz farklı düzlenı indisleme sistemi küllamlır. Bir
hexagonal sistemde birim hücre ayni düzlemde ve aralarmdaki açı 120° olau eşit
iki a>ı vea^vektörü ile bunlara dik üçüneü C ekseni ile tarif edilir [Şek. 2 - 1 1 ( a ) ] .
Bütün latis vine eskisi gibi birim hücre köşelerindeki noktalarm aı, a., C vektörleri
vasıtasıyle ötelenmesinden elde edilir. C ye paralel 6 - katlı rotasyon ekseiiine sahip
bu latisin sirnetrisini belirtmek için, bu şekilde hasıl edilen noktalarm bazıları şe-
kilde kesik kesik çizgilerin ucunda gösterilmiştir. Taban düzleminde bulunan
üçimcü a3 ekseni a.. vea>2 Ye nazai'an o kadar simetriktir ki ekseriya bunlarla bir-
likte kullamlir. Bu suretle hexagonal sistemdeki bir diizlemin Miller-Bravais in
disleri denilen indisleri dört eksene nazaran ve (hkil) şeklinde yazılır. i indisi
diizlemin a 3 ekseni iizerinde ayırdığı parçanm keşirsel değerinin makûsudur. Bir
42 KEİSTALLERİN GEOMETRİSİ [Böl.
■~s~ a
-^ıoo- ■••''soo-H
A /$% /m
■ m lm
r wr~ mjjr
-â/M
~3|
[0011
(0001) \^~ [0111
\
/
[\>2ı. ı/ı
t
— (1210)
(1100)
\x
' ü 1
loıo]
(a)
[100]
(1011) A[210)
Sek. 2—11. Latis düzlemlerinin Miller indisleri.
dir. i uiu değeri h ve k vasıtasiyle bclirdiği için bazan i yerine bir nokta konur ve
düzlemin sembolü (hk.l) şeklinde yazılır. Fakat böyle yapılırsa benzer düzlem-
lere benzer indisler vermekten ibaret olan Miller-Bravais indislerinin icadmdaki
gaye kaybolur. Meselâ Şek. 2 -11 (b) deki hexagonal prizmamn yanal düzlemle-
rinin hepsi beıızer dtırumda ve sinıetrik olarak buhmmaktadırlar ve aralarmdaki
bağmtı Miller - Bravais iudisleri tam olarak yazılmca göriilür: (1010), (0110),
(1100), (1010), (OHO), (lToO). Halbuki bu düzlemlerin kısaltılmış sembolle-
ri, (10 . 0), (01 . 0), ( î l . 0), ( l o . 0), (0Î.. 0), ( l î . 0) bu bağmtıyı doğrudan
doğruya göstermez.
Bir hexagonal lalisdeki doğrultular üç &ı» &2 ve C temel vektörleri ile en iyi
olarak ifade edilir. Şek. 2 - 11(b) mulıtelif düzlem ve doğrultu indislerini göste-
riyor. (Doğrultııları belirtmek iein dört iadis kullanan bir diğer sistem bazan kul-
lamhr. Verilen doğrııltu aı, a2, a3 ve c ye paralel dört bileşen vektöre ayrılır ve
öyle seçilir ki üçüncii indis ilk iki indisin toplamımn negatifidir. Bu suretle
[100], rneselâ [ 2 Î İ 0 ] olıır, [210] doğrultusu [İOÎO] olur ve [010] da CI2F0]
olur vs.)
Herhangi bir kristal sisteminde aralarmda simetri bağıntılan olan ekivalaıı
latis düzlemleri takımları vardır. Buıılara bir formun diizlemleri deııir, ve düz-
leınlerdejı birinin {hkl} şekliııdeki parantez içine yazıbrıası bütün takımı ifade
eder. Genel olarak, bir formun düzlemlerinin mesafeleri ayni fakat Miller 'indis-
leri farklıdır. Meselâ bir kiibün yüzleri olan (100), (010), (100), (010), (001)
ve (001) diizlemleri {100} formımun düzlemlcridir, çiinkü bu diizlemlerin hepsi,
bunlarm bir tanesinden küp yüzeyine dik 4 - katb rotasyon eksenleri etrafmdaki
operasyonlarla elde edilebilir. Fakat tetragonal sistemde {100} formuna ait olan
düzlemler (100), (010), (löO) ve (OÎO) diizlemleridir; diğer iki (Oof) ve (001)
düzlemleri 001 gibi farklı bir forma aittir; sözü geçen ilk dört düzlemin birbiri
ile bağmtısı 4 - katlı eksen ile olduğıı halde son iki düzleminki 2 - katlı eksen
iledir '•>.
Bir zon'ıuı diizlemleri, son ekse.ni denilen bir doğruya paralel olaıı düzlem-
lerdir ve zoıı yani bu düzlemlerin taksmı zon ekseninin indisi verilerek belirtilir.
Böyle diizlemler çok farklı indislere ve mesafelere sahip olabilirler, yegâne aranan
şart bir doğruya paralel olmalarıdır. Şek. 2 -12 bazı misalleri gösteriyor. Eğer
(*) Eazı önemli kristal diizlemleri Miller indislerinden hiç bahsedilmeden isimleriyle
belirtilir. Bu ciimleden olarak kiibik sistemde {111} formuna ait diizlemlere bunlar okta-
hedronu simrlayan diizlemler olmasi itibariyle oktahedral diizlemler denir. Hexagonal sis
temde (0001) diizlemine taban diizlemi ve {1010} formuna ait diizlemlere prizmatik diizlem
ler ve (1011)} formuna ait diizlemlere de piramidal diizlemler denir.
44 KBİSTALLERİN GEOMETRİSİ [Böl. 2
b k zonun ekseniiiin indisi [ i t ' i i w ] ise bu takdirde (hkl) iudisli bir diizleni bu
zona dahil ise
hu + kv.+ liu = 0 (2-3)
(110) (210)
(100}
u = kxl% — hh
(10»
a ı.ı
Şek. 2 —13. İki boyutlu latis. Ktiçük indisli doğruların en büyük mesafeli ve en büyük
latis noktası yoğunluğuna sahip doğrular olduğu görülüyor.
r
2-7] KRISTAL STRUKTÛRÜ 45
,P ?
0 j p-J
"#-
"c
©
P
Ç 0
TXT
*
aı/TÎ20°
(a) (b)
\ , ■
N
v^
cS' "1
K,
Y£
" 1\ r'
> *
<s
V
V
*
of
0
9
1
1 1
^^v r
J 1
^p^ <
Şek. 2—15. Zn, Mg, Be, c/.-Ti, vs. de rastlanan hexagonal sıkı pakeb edilmiş stürüktür.
FCC strüktür de ayni şekilde sıkı paket edilmiş bir düzenlennıedir. Bıı strük-
lüriin H C P stürüktür ile olan bağıntısı ilk bakışla aşikâr değildir, fakat Şek. 2 — 16.
bir FCC stürülctüriin ( 1 1 1 ) düzlemlerinin alomlanmıı tıpkı H C P stiirüktiirürı
( 0 0 0 2 ) düzlemlerinin atomlari gibi hexagonal bir Srneğe göre düzeıılenmiş oldıı-
ğunu gösteriyor. Bu iki stüi'üktür arasmdaki yegâne fark atomlarm hexagonal ta-
bakalarda biri diğerinin üzerinde olarak düzenlenmiş olmasıdır. Bir H C P metalde
ikinci tabaka üzerindeki atomlar birinci tabakadaki boşlııklarm üzerindedir ve
üçüncü taabkadakilef birinci tabakadaki atomlarm iizerindedirler ve tabakalarm
iistiiste konulmasi A B A B A B şeklinde özetlenebilir. Bir FCC metalde ilk iki
tabaka ayni şekilde konmuştur, fakat iiçüneü tabakanm atomlari ikinci tabakanm
boşlukları iizerindedir ve dördüneü labakaya gelmeden bir mevki tekrarlanmaz.
48 KRISTALLERİN GEOMETRISİ [Böl. 2
|U1|
(111)
DÜZLEM
II)
^n
YÜZ-MERKE2Lİ KÜBİK
(0ÜO2)
HEKZAGONAL
SIKI PAKET EDİLMÎŞ
c, .
D © ® ®r<D ^®n®
0 ® ® ®KI> ■(EH-®
(a)CsCl (b)NnC)
Şek. 2—18. (a"» CsCl stürüktürü (CsBr, sıralanmış $—pirinç, sıraiapmış CuFd, vs de rast-,
lamr) ve (b) NüCl stümktürü (KC1, CaSe, PbTe, vs de rastlamr). ! '
( 1 ) Eğer cisim-, yüz-, yalıut taban - merkez ötelemeleri mevcut ise, ayni cins
atomlarda başlamalı ve ayni cins atornlarda bitnıelidir. Meselâ stürüktür cisiın -
merkezli bir Bravais latisine dayamyorsa, bu takdirde meselâ'bir A atormmdaıı bir
diğer A atomıma k s z otelenıesi ile gidilebilmelidir.
CsCl in Bravais latisi nedir? Şekil 2 — 18 ( a ) birim hücrenin iki atom, haki-
katte iyon ihtiva ettiğini gösteriyor, çünkü bu bileşik katı lıalde bulunsa bile ta-
m a m e n iyonizedir: 0 0 0 da bir seziyum iyonu ve f J g- de bir klor iyonu var-.
dır. Bravais latisi aşikâr olarak yüz merkezli değildir, fakat eisim - merkezi ötele-
2—7] KBİSTAL STRÜKTÜRÜ 51
rnesi olan |- | |- nin iki atomu birbirine bağladığım görüyoruz. Fakat bünlar
ayni cins atomlar olrnadığmdan latis cisim - merkezli bir latis değildiı. Geriye ba-
sit kübik olmak kalır. Eğer istenirse 0 0 0 daki seziyum iyoııunun ve
j % Ş- deki klor iyonunun her ikisinin bh'den 0 0 0 daki latis ııoktasma
ait olduğu düşünülebilir. Maamafilı bir seziyum iyonunun özel bir klor iyonuna
ait olduğunu söylemeye imkân yoktur ve bir CsCl molekülünden bahsedilemez;
böyle bir kristalde «molekül» teriminin lıakikî bir fizikî nıanasr yoktur, ve ayni
şey inorganik bileşikler ve alaşmılarm çoğu için doğrudur.
Şekil 2 — 18 (b) yakmdan tetkik edilirse NaCl ün birim hüeresinin aşağıda-
ki mevkilere yerleşmiş 8 iyon ihtiva ettiği görülür:
4 N a + 000+yüz-merkezi ötelemeleri
1 1 1
4 C I - — -=- -^-+yüz-merkezi ötelemeleri
şeklinde yazılabilir.
Burada şu noktaya da dikkat edelim ki, bütün diğer stürüktürlerde . olduğu
gibi latisin salıip olduğu herhangi bir simetri elemanımn'tatbiki beıizer atom ya-
hut iyonları birbirleriyle çakıştırmalıdır. Meselâ Şek. 2 — 18 (b) de 4 - katlı
[010] rotasyon ekseni etrafındaki 90° lik rotasyon 0 1 |- deki klor iyonunu \ 1 1
deki klor iyonu ile eakıştırır, 0 1 1 deki sodyum iyominu 111 deki sodyum iyonu
ile çakıştırır, vs.
Elemeııtler ve bileşikler ekseriya yaklaşık olarak benzer bir stürüktüre sahip-
tirler. Şekil 2 — 19 elmasm ve ZnS in çinko - blend formunu gösteriyor. Her ikisi
de yiiz - merkezli kübiktir. Elmasin birim hücresinde
000+yüz-merkezi ötelemeleri
1 1 1
__ -f yüz-merkezi otelemeleri
52 KRİSTALLERİN GEOMETEİSİ [Böl. 2
nıevkilerinde olmak iizere 8 atom vardır. Çinko - blendin atom mevkileri bunım
aymdır, fakat birinei mevki takımı şimdi bir cins atomlar (S) ve diğer mevki ta-
kımı ise başka cins atomlar (Zn) tarafmdan işgal edilmiştir.
Dikkat edelim ki elmas ve bakır gibi bir metalin her ikisi de yiiz - merkezli
kübik Bravais latisi üzerine kurulmtış olraakla beraber tamamen farklı stürüktüre
sahiptirler. Bu ikisiııi birbirinden ayırmak için «elmas yapıda kübik» ve yüz - mer
kezli kübik terimleıini kullanmak adet olmustur.
Oc O s
Herhangi bir kristalde birim hücrede mevcut atomlarm sayısı kısmeıı kris-
talin Bravais latisine tabidir. Meselâ, cisim - merkezli bir latise dayanan bir kris
talde birim hüeredeki atomlarm sayısı 2 ııiıı bir katı olmalıdır, çünkü hücredeki
herhangi bir atoma tekabül eden ve bundan |- -|- | ötelemesi ile elde edilen ay-
ni cinsten diğer bir atom daha bulunmalıdır. Taban - merkezli bir latiste birim
lıücredekî atpmların sayısı da taban - merkezi ötelemeleriııin bir neticesi olarak
2 nin bir katı olmalıdır. Beıızer şekilde, yüz - merkezli bir latisde birim hücrede-
ki atomlarm sayısı 4 ün bir katı olrualıdır.
Bu ifadelerin aksi doğru değildir. Meselâ, birim hücredeki atomlarırı sayısı
4 ün bir katı ise latisin mutlaka yüz - merkezli olacağmı kabul etmek yanbştır.
Meselâ ÂuBe nin ara fazı (Şek. 2 — 20) birim hüerede 8 atom ihtiva eder, fakat
yine de Au Be nin bu fazi basit kiibik Bravais latisi iizerine konulmuştur. Atom
lar aşağıdaki şekilde yerleşmiştir:
4Auüuu
'(İ + u )(|-")"-"(İ- + u )(İ- u )'(4-- u )"(T + £ Z ) d a
4 Be wwwA
(^ +ro )(T" aj )^' S; (l' +w )(|-~ a; )'(^~ aj )^("l +aj ) de
2—7] KRİSTAL STRÜKTÜRÜ 53
dir ve burada u = 0.100 ve ty = 0,406 ve her birindeki hata ± 0,005 dir. Eğer u
parametresi sıfıra eşit yapılırsa altın atonılarınm atomik koordinatları yüz - mer-
kezli kübik hücrenin atomlarınm koordinatları olur. Bu sebeple AııBe stürüktü-
riirıe distorsiyona uğramış yüz - merkezli kübik latis gözü ile bakılabilir, berilyum
atomlarımn meveudiyeti altın atomlarmı orijinal mevkilerinden ± u , ±ıt, ± ı t
kadarlık ayırmıştır. Bu ötelemelerin hepsi < 1 1 1 > formuna ait doğrultulardadır,
yani Şek. 2 — 20 de noktalı çizgilerle gösterildiği gibi kübün cisim köşegeniııe pa-
raleldir.
Şek. 2—20. AuBe' un stürüktürU. FeSi, NiSi, ÇoSi, MnSi vs. de bu stürülctürdedir. Bu,
PeSi stürüktürü olarak bilinmektedir.
Şimdi aşikârdır ki «basit» terimi bir Bravais latisine tatbik edilirken çok özel
teknik bir manada kullamlmıştır ve bazj gok kompleks strüktürler «basit» bir latis
üzerine inşa edilebilir. Hakikatte, böyle bir stürüktiir birim hücrede yüzdeıı fazla
atom ihtiva edebilir. Basit latisin işe yarar bir tarifi negatif bir tariftir: verilen. bir
latis eğer ne cisim-, taban- ve ne de yüz - merkezli değilse basit bir latisdir; bunla-
rın hiç birinin mümkürı olmadığı atom mevkileri takımlarmm cisim, tabarı, ya-
hut yiiz - merkezi ötelemeleri ihtiva etmediği gösterilerek anlaşılır. Bir basit la-
tisde bir hücrede bulunabileçek atomlarm sapsmı tayin eden bir kaide meveut de-
54 KBİSTALLERİN GEOMETRİSİ [Böl. 2
ğildir: her ne kadar her kristal sistemi için değilse de ve her b ü y ü k t a m sayıya
rniisaade edilmişse de bu sayı 1, 2, 3, 4, 5, vs. değerlerinin herhangi birini alabi-
lir. Matematik kristallografi içirı teorik imkâıılarm hepsiııe tabiatta rastlanma-
maktadır, meselâ bilinen hiç bir eleman bir biıiıiı liiicrede bir atom ihtiva ederek
basit k ü b i k yapıda kristalleşmemektedir.
Ayrıi cinsten olmıyan atomlari şimdiye kadar ele aldığımızdan başka bir şe-
kilde de ııokta latis iizerinde düzenlernek imkânı vardır ve b u n a misal katı solüs-
joıılar stürüktürüdür. Bu solüsyonlar iki tiptir, mevkilere oturan (sübstitusyonal)
ve aralara girerı (interstisial); biriııeide solvaiit latisinin solvant atomlari yerirıe so
lut atomlari oturur, sonuncuda ise solut atomlari solvant latisinin aralarina girer. Bu
stürüktürlerin ilginç tarafı şudur ki soliit atomlari az veya çok tesadüfî olarak
dağılmışlardır. Meselâ BCC stürükture sahip olan kromdaki atomik yiizde 10 mo-
libden solüsyonunu göz önüne alalım. Molibden atomlari kiibün köşelerini veya
O Cr O Fe
® Mo o C mevkii
A ry\ f
J ^r-y\ <4=^
• o 0 o oT 1
r
V 1/ <V <Yİ—-4VLJS
J
(b)
(a)
Şek. 2—21. Katı solüsyonların stürüktürü: (a) Cr içinde Mo (mevkilere oturan); (t>)
-Fe karbon (aralara giren). • -
merkezini düzgün olmıyan bir şekilde ve tesadüfî olarak işgal edebilir, ve krista-
l i n k ü ç ü k bir kısmı Şek. 2 — 21 ( a ) daki gibi bir d u r u m arzeder. Bu şekilde bir-
birine bitişik be.ş tane birim hiicre vardir ve toplami 29 olan atomlarm 3 ii mo-
libdendir. Buna göre kristalin b u k i s m m m a t o m l a r m m yiizde 10 u n d a n biraz faz-
lasi molibdendir, fakat muhtemelen daha sonraki beş hiicre biraz daha az ihtiva
edecektir. Böyle bir stürüktür kristallografinin m u t a t kaidelerine uymıyacaktır:
meselâ grubun sag tarafindaki hiicre kiibik simetriye sahip değildir, ve stürüktü-'
r u n h e r tarafi n d a birim hiicre vektörlerinin birinin verdiği öteleme bir cins atom-
da başlayıp başka bir cins atomda son bulabilmektedir. Bu stürüktür haldiinda
söylenebilecek tek şey b u n u n ortulama olarak BCC olduğudur ve deneysel olarak
bu s t ü r ü k t ü r ü n BCC latise has X-ışım difraksiyon olayrm basil ettiğini görüyo-
ruz. B u şaşılacak bir d u r u m değildir, çîinkii kristali tetkik etmek için kullanılan
X-isini demeti birim hiicrenin boyutlarma nazaran o kadar biiyiiktiir k i demet,
2-8] ATOM BÜYÜKLÜKLERİ VE KOORDÎNASYON 55
tâbir caizse milyonlarca hücreyi birden görür ve stürüktürün ortalama bir «res-
raini» elde ederdiyebiliriz.
Yukarıdaki ihtarlar aralara giren katı solüsyonlarma da ayni şekiide tatbik
edilebilir. Bunlar solttt atomları, solvant latisi çok fazla bozmıyacak kadar küçük
oldıığu vakit elde edilir. Karbonıın cc-dernir deki katı solüsyonu olaıı ferrit bıma
iyi bir misaldir. Şek. 2 — 21 (b) de gösterilmiş olan birim lıücrede latisde iki eins
«boşluk» vardır: biri g-0 §■ de ( . ile işaretli) ve kübün yüzlerinin ve kenar-
lannın merkezlerindeki ekivalan mevkilerdir, ve diğeri \- 0 j de ( X ile işaret-
li) ekivalan mevkilerdir. Elde mevcut biitün bilgiler ferritdeki karbon atomunıın
£0j boşluklarıua ve ekivalan mevkilere yerleştiğini doğrulamaktadır. Maama-
filı ortalama olarak bu mevkilerin 500 birim lıücrede bir tanesinden fazlası işgal
edilmiş değildir, çünkü karbomra ferritdeki maksimum karışabilrnesi ancak tak-
riben atoinik yüzde 0,1 dir.
Kayda değer bir başka stiirüktür tipi de sıralı katı solüsyonlar dır. Yukarıda
atılatddjğı gibi tipik bir sübstitusyonal katı soliisyonda atomlar solvantın latis nok-
talarma az çok lesadiifî olarak dağılmışlardır (*). Halbuki bunuu ancak yiiksek
sıcaklıklarda doğru olduğu solüsyonlar vardır; alçak sıcaklıklara soğutulduğu va
kit solut atonıları sıralı, peryodik bir düzen alır ye solvantın latis noktalarmda kal-
maya devam eder. Bu takdirde katı solüsyona sıralı ve bir süperlatisc sahiptir de-
nir. AuCu3 alaşjmı klasik bir misaldir: yiiksek sıcaklıklarda bakır ve altm atoııı-
ları yüz - merkezli kübik latis mevkilerinde az çok lesadüfi şekilde yerleşmişler-
dir, Iıalbuki alçak sıcaklıklarda altııı atonıları yalmz küp köşelerinde-
ki mevkileri ve bakır atomları yalmz yiiz - merkezi nıevkilerini işgal ederler. 0
halde kararlılık sıcaklık sınııiarmda sıralı bir katı soliisyon kimyasal bir bileşiğe
benzer, atomlarm bir cinsi latis mevkilerinm bir takimmda ve farkli cms atomlar
diğer mevkiler takimmdadir. Kristallografik bakımdan sıralı ve sırasız soliisyon-
lann stürüktürleri tamamen farklıdır; verilen misalde ilkinin stürüktürü ortala
ma olarak yiiz - merkezli kiibiktir,. halbuki ikincininki basit kübiktir. Böyle stii-
rüktürler daha tarri olarak Böl. 13 d'e münakaşa edilecektir.
(*) Soliisyon konsantre hale gelince, tabii, «solut» ile «solvant» arasinda hakiki bir fark
yoktur. Yalmz, iki yahut daha fazla atomun üzerine dağıldığı bir latis vardir.
56 KRISTALLERIN GEOMETRISI [Böl. 2
ten çok büyük mesafede küçük fakat sonlu bir ihtimalle bulunabileceğini biliyo-
ruz. Ve yine atomik büyükliiğü tarif etmek için salıip olduğumuz en pratik yol
kristalin blrbirine teğet küreler topluluğundan meydana geldiğinde mevcuttur. Bu
itibarla bir atomun büyüklüğü elemanııı kristalindeki en yakm atom inerkezleri
arasmdaki mesafe ile verilmiştir, ve bu mesafe latis pararhetrelerinden hareket
ederek hesaplanabilir.
Meselâ a-demir in latis parametresi 2,87 A dur, ve bir BCC latisde atomlar
yalruz birim kübün cisim köşegenleri boyunca temastadırlar. 0 halde bir demir
atömumm çapı küp köşegeni uzunluğunun yarisma eşittir, yani ( y 3/2)a=2,48 A
dur. Aşağıdaki formüller en çok rastlaııan üç metal stürüktüründeki en yakm ato
mik mesafeleri verir,
BCC = ^A a,
FCC = ^ y - a,
Bundan. meselâ. bir demir atomunun FCC bakıra karıştığı vakit BCC kristal olan
a-demir halinde bulımduğu zamankinden daha büyük bir çapa sahip olduğu neti-
cesi çıkar. Eğer bakıra karışmış olsaydı oapı takriben 2,48/0,97 yani 2,56A ola-
cakti.
Bir kristaldeki bir atonıun büyüklüğü ayrıca bağlanmanm iyonik, kovalant,
inetalik yahut van der Waals olmasina ve iyonizasyon durumuna tabidir. Bir nöt-
ral atomdan ne kadar fazla elektron kopartihrsa atom o kadar küçülür. Bunu de-
mirde bariz ölarak görüyoruz. Fe, Fe"l"+, F e + + + atom ve iyonlarmm çapları sırasıyle
2,48A, 1,66A, ve 1,34A dir.
Maamafih bir metallurjist iein iyi - teşekkül etmiş yiizler işitilen fakat na
diren görülen kategoridendir. Bunlara zaman zaman dökümlerin serbest yüzleri
üzerinde, bazı elektrodepozitlerde, yahüt dış zorlaniaların mevcut olmadığı diğer
şar'Jarda rastlamr. Bir metallurjist icin bir kristal ekseriya bir mikroskop vasita-
53 KRİSTALLERİN GEOMETBİSİ [Böl. 2
sıyla görülen bir «tane» dir ve parlatılmış bir kesitte parlatılnıış diğer bir eok la-
nelerle birlikle görülür. 0 ayrı bir monokristale sahipse, bu kristal ya eriyikleu
stııı'î olarak büyütülmüştür ve bu sebeple katılâştığı kabm şeklini alnııştır, ya da
tekrar kristalleşme ilc meydana gelmiştir ve başlangıçtaki maddeuiu levha, çubuk,
yalıııt da tel olmasma göre bu şekillerden birini alnııştır. ,
Polikristal metal kütlesi içindeki tanelerin şekilleri muhtelif cins kuvvetlerm
netieesidir, ve bu kuvvetlerin hepsi tanelerin lıerbirinin iyi - teşekkül etmiş diiz-
lem yüzlerle tabiî olarak büyüme temayülüne mani olaeak kadar şiddetlidir. Neti-
cede aşikâr bir kristallik arzetmiyen kabaca poligon şeklinde bir tane meydana ge-
lir. Bunuııla beraber bu taııe bir krislaldir ve meselâ iyi teşekkül etmiş prizma şek- f
lindeki tabiî kuvartz kadar «kristal» dir, çünkü kristal olmanın esası iç atoınik
diizenlenmede bir periyodisitedir ve dış yüzlerdeki herhangi bir düzgünlük değil-
dir. -J
Bilhassa FCC, BCC ve HCP stürüktürlerle meşgul olan metallurjist için aşa-
ğıdaki cins ikizlemeler ilgi eekicidir:
(1) Tavlama ikizlemeleri, rekristalizasyon lıasıl etmek için soğuk çalışılaıı ?'
ve tavlanan FCC metaller ve alaşımlarda (Cu, Ni, ct-pirmc, Al, vs.) olur.
y
(2) Deformasyon ikizlemeleri, HCP metaller (Zn, Mg, Be, vs.) ve BCC me
taller (a-Fe, W, vs.) de olur.
Şek. 2—22. İkizlenmiş taneler:. (a) ve (b) FCC tavlama ikizlemeleri; (c) HCP deformas-
yon ikizlemesi.
Şekil 2 — 23 bir FCC ikiz bandmm yapısmr gösteriyor. Şeklin çizildiği düz-
lem (110) dur, v e ' ( l l l ) ikizleme diizlemi bu düzleme diktir ve [111] ikizleme
ekseni bu düzlem içindedir. .Açık daireler şekil düzlemindeki atomları Ve dolu dai-
reler bir aşağı ve bir yukarı tabakalardaki atomları göstermektedir. Ikizleme düz-
lemine göre yansıma simetrisi bir kaç atom çiftiııi birleştiren kesik çizgilerle gös-
terilmiştir.
Bir rotasyon ikizlemesinde bir kısım ile esas kristal arasında ikizleme ekseni-
ne göre 180° lik bir rotasyon bağmtısı bulunduğuna ait ifade bir ikizlemenin kris-
talin bir lusmınm diğer kısmma nazaran fiziksel olarak dönmek suretiyle meyda-
na geldiğini ifade etmez. Hakikatte..FCC tavlama ikizlemeleri normal büyüme me-
kanizmasinda lıasıl olan bir değişme ile olnr. Rekristalizasyonu takip eden normal
tane büyümesi esnasmda bir' tane' smmmn (111) yiiziine kabaca paralel ve tak-
riben bu simra dik yani [111] doğrultusunda ilerlediğini farzedelim. Simnn iler-
lediğini söylemek atomlarm harcanan taneyi lerkettiğini ve biiyiiyen taneye ek-
lendiğini söylemektir. Bu sebeple tane (111) e paralel atom tabakalarmm ilâve-
siyle biiyiimektedir, ve daha önceden biliyoruz ki bir FCC kristalde bu tabakalar
A B C A B C ... dizisine göre siralanmaktadir. Fakat eğer bir yanlışbk olur ve bu
diziye göre siralanma C B A C B A ... şekline değişirse bu şekilde meydana ge-
len kristal yirie FCC fakat ilk kristalin bir ikizlemesi olur. Eğer daha sonra ben-
60 KRISTALLERİN GEOMETRİSİ [Böl. 2
>C A B G
Şek. 2—23. FCC latisde ikizleme bandı. Ş'eklin çizildiği düzlem (110) dır.
2—10] İKÎZLEME KRİSTALLER 61
zer bir yanhşlık olursa ilk kristalle ayni yönde bir kristal büyümeye başlar ve bir
ikizleme bandı teşekkül eder. Bu sembolizm ile bir ikizleme- bandmı aşağıdaki şe-
kilde ifade edebiliriz:
ABCABCBACBACABCABC
esas ikizleme esas
kristal bandi kristal
'kizlenme
kayması
(1.012)
ikizlenme
düzlemi
İKİZLENME DÜZLEMÎ
CaîSTAL DÜZLEMİ
Şek. 2—24. HCP latisde ikizleme bandı. Esas çizimin diizlemi (1210) dır.
2—11] STEREOGRAFİK İZDÜŞÜM 63
HCP metallerde ikizleme düzlemi normal olarak (1012) dir. İkizleme slıear'i
iyi anlaşılmış değildir; c/a oranıV^ den küçük olan metallerde (Be, Ti, Mg)
[211] doğrultusunda ve c/a oraııı V3 den büyük olan metallerde (Zn, Cd) aksi
yön olan [211] doğrultusunda meydana gelir fakat atomların herbirinin shear esna-
smdaki hareketlerinin yönü kat'î olarak bilinmemektedir. Şekil 2-22(c) HCP me-
tallerdeki ikizleme bandının mutad şeklini gösteriyor, ve görülüyor ki kompozisyon
(cdüzlemi» her ne kadar muhtemelen ikizleme düzlemine paralel veya hemen he-
men paralel ise de tamamen diiz olmayıp ekseriya oldukça bir eğrilik arzeder. Şe-
kil 2 — 24 kadmiyumdaki (c/a = l,886) bir ikizleme bandmm yapısım gösteriyor.
İkizleme düzlemi şekil düzlemine (1210) diktir, ve shear doğrultusu bit düzlem
içindedir. Açık ve' dolu daireler bu düzlemin içiııde ve hemen altmda ve üstündeki
atomları gösterirler. Shear'in lıeyeti umumiyesi çok büyük olmamakla beraber
(kadmiyum için 0,17) latisin esaslı şekilde yeniden yönlenmesini hasıl eder, ikiz-
lemenin c ekseni esas kristalin c eksehine hemen hemen diktir. Bu arada işte btı
sebeple HCP metallerde ikizleme ile kaymanın meydana geldiğini kaydedelim;
eğer bir kristal taban düzlemlerinde kaymaya uygun gelmiyen bir tarzda yönlen-
miş ise; bu takdirde ikizlemenin vııku bulması ikizlenmiş kısımdaki tahan diiz-
lemlerinde kaymaya uygun bir yönlenme arzeder.
Genel olarak ikizlemeler bir kristal içinde farkk- düzlemlerde teşekkiil ede-
bilir. Meselâ, bir FCC kristalde ikizlenmenin meydana gelebileceği farklı yönler-
de dört tane {111} düzlemi vardır. Bu sebeple nıeselâ rekristalize olmuş bakır
mikro stürüktiiründe ayni tane ieinde birden daha fazla doğrultııda ikizleme band-
ları göriilür,
Bir kristal keza bir kaç defa ikizlenebilir ve bir kaç yeni yön hasıl eder. Eğer
A kristali B yi teşkil etmek için ikizlenirse ve B de C yi teşkil etmek üzere ikiz-
lenmişse, vs. bu takdirde B, C vs. ye A kristalinin birinci, ikinei, vs. mertebeden
ikizlemesidir denir. Dikkat edelim ki bütün bu yönler yenidirler. Meselâ Şek.
2 —22(b) de B ye ^4/ in birinci mertebeden ikizi, ve A2 ye B nin birinci mertebe
den ikizi gözü ile bakilabilir. A2 buna göre At in ikinci mertebeden ikizidir, fakat
Aj ile ayni yöndedir.
Bir kristaldeki herhangi bir diizlemin durumu, bu diizlemin bir referans diiz-
lemine göre eğimi ile belirtilebildiği gibi, bu diizlemin normalinin referans diiz-
lernine göre eğimi ile de belirtilebilir. Bu suretle bir kristal içindeki bütün düz-
lemler, kfistal içindeki bir noktadan çıkan düzlem normalleri takımı ile temsil
edilebilir. Eğer şimdi bu nokta etrafına bir referans kiiresi çizilirse diizlem nor
malleri bu küreyi kutup denilen bir takım noktalarda kesecektir. Bu usul bir kü-
bik kristalin {100} düzlemlerine hasredilmiş olan Şek. 2 — 25 de gösterilmiştir.
Bir diizlemin kııtbu, küre üzerindeki mevkii ile bu diizlemin yön durumunu be-
lirtir.
Bir diizlem, Şek. 2 — 26 daki gibi, bu. diizlemin uzantısmm 'küre iizerindeki
arakesiti ile de belirtilebilir. Şekil 26 da A B C D A izi, kutbu Pi olan diizlemi
temsil etmektedir. Eğer diizlem kiirenin merkezinden geçerse bu kes.it bir biiyiik
daire'dir. Merkezden geçmiyen bir diizlemin kesiti bir küçük daire'dir. Bir coğrafî
küre üzerinde boylamlar (meridiyenler) biiyiik daireler, ve ekvator müsteşna en-
lemler de kiieiik dairelerdir.
Şek. 2—25. Bir kiibik kristalin {100} Şek. 2—26. İki diizlem arasmdaki açı.
kutupları.
Iki diizlem arasmdaki a açısı aşikâr olarak bunlarm biiyiik daireleri arasm
daki yahut da normalleri arasmdaki açıya eşittir (Şek. 2 — 26). Fakat bu açı düz-
lemlerin P, ve P, kutuplarim birleştiren kiire yiizeyi iizerindeki K L M N K bii
yiik daire boyunca da, bu daire 360° ye bölünmüş ise derece einsinden ölçülebilir.
Bu suretle bir aeimn ölçülmesi düzlemlerin kendilerinden referans kiiresi iizerine
nakledilmiştir.
Maamafih açıları bir kiire yiizeyi iizerinde değil de bir düz kâğıt üzerinde ölc-
üiek isteyinee, kendimizi kiire iizerindeki bir baritayı atlasa nakletmek isteyen bir
2-11] STEEEÖGRASİK İZDÜStİM 65
izdüşüm. düzlenıl
temel daire
referana
küresi
izdüşüm.
merkezi
pılır. Eğer bir düzlemin kutbu P de ise, P nin stereografik izdüşümü olaıı P' nok- '
tası, B P doğrusu çizilip izdüşüm düzlemini kesinceye kadar uzatılarak elde edi-
lir. Başka şekilde ifade ile söyliyelim; bir P kutbunun stereografik izdüşümü, P ■',!
noktasınm B ye konulan bir ışık kaynağı tarafındaıı izdiişüm diizlemi iizerine dü-
şürüleıı gölgesidir. Gözlemei izdüşüme ışık kayııağmm aksi tarafmdan bakar.
N E SW diizlemi A B ye diktir ve C merkezinden geçer. Bu düzlenı küreyi
bir büyiik daire boyurıca ildye böler. Bu büyük daire izdüşüm diizlemi iizerine '
N' E' S' W temel dairesi olarak izdüşer, ve sol yarıküre iizerindeki bütüıı kutup- '
ların izdüşümü bu temel dairenin içinde. bulımur. Sağ yarıküre iizerindeki kutup-
ların izdüşüınü bu temel dairenin dışmdadır, ve B ye yakın olaıı noktaların izdü- - i
şümleri merkezdea çok uzak mesafelerde bulumirlar. Böyle kutupiarı çizmek için |
izdüşüm merkezini A ya ve izdüşüm düzlcmini B ye naklediyor ve bu şekilde el- |
de edilıniş noktalar takımını eksi işaretiyle tefrik ediyoruz, ve daha önceki (B iz-
düşiim merkezi olduğu zamanki) noktalar takımım da artı işareti ile gösteriyo-
ruz. Dikkat edelim ki izdüşiim düzlemini A B veya uzantısı boyunea hareket el-
tirmek sadece izdüşümün büyüklüğünü değiştirir; ekseriya izdüşürh düzlemini
şekildeki giloi küreye teğet alırız, fakat meselâ kürenin mer,kezinden de geçirabi-
liriz ki bu takdirde temel daire N E S W biiyiik daire ile ayni olur.
Bir kristaldeki latis diizlemi kendi stereografik izdiişümünden bir kaç adrnı
ayrılmış bıtlunmaktadır ve burada bit adımları özetlemek yerinde olur:
( 1 ) C diizlemi kendi normali CP ile temsil edilmiştir.
(2) CP normali, kendisiniu referans küresi ile kesişme noktası olan P kut
bu ile lemsil edilmiştir.
(3) P kutbu, kendisinin stereografik izdüşümü olaıı P' ile temsil edilmiştir.
Stereografik izdüşüme biraz alıştıktan sonra öğrenci akıldan bu ara adımları
atlayıp P' izdüşüm noktasma C düzleminin kutbu, yalıut hatta doğrudan doğruya
C düzleminin kendisi gözü ile bakabilecektir.
Referans küresi iizerindeki bilyiik daireler izdüşümde dairesel yaylar olarak,
yahut eğer bu biiyük daireler A ve B (Şek. 2 — 28) noktalarmdan geçiyorlarsa iz-
diişümün merkezinden geçen doğrular olarak izdüşeeeklerdir. Küre iizerindeki
'herhangi bir büyiik dairenin izdüşümü temel daireyi daima temel dairenin bir ça-
pmm uçlarmda keser. (Çünkü küre iizerindeki her biiyük daire ESWN daire-
sini çapıtun udarmda keser). O halde Şek. 2 — 28 deki A N B S büyük dairesi N'S'
doğrusu, ve A W B E de WE' olarak; izdüşüm düzlemine eğik olan N G S H bü-
yiik dairesi de N'G'S' daire yayt olarak izdüşer. Eğer W AE yan biiyiik dairesi 18
eşit kısma bölünür ve bu bölüm uoktaları WAE' iizerine izdüşürülürse temel dai- '<■
renin ekvatoru üzerinde 10° aralıklarla derecelenrniş bir eşel elde edilir.
2—11] . STEREOCTEAFİK İZDÜŞÖM 61?
Şek. 2—30. Kutuplar arasmdaki açıyı ölçmek için Wulff ağı üzerine konmuş stereogra-
£ik izclüşüm.
Eğer iki kutup bir büyiik daire iizerinde buluumuyorsa izdüşüm Wulff ağı
iizerinde kutuplar bir büyük daire üzerine geliııceye kadar döndiirülür ve isteni-
len açı bu daire iizerinde ölçiilebilir. Şekil 2 —31(a) daha önce Şek. 2 — 26 da
perspektif olarak gösterilmiş olan P, ve P2 kutuplarimn jzdiişümleridir, ve bımlar
Şek. 2—31. (a) Şek. 2—26 daki Px ve P2 kutuplarımn stereografik izdügümü. (b)
Kutupları Wulff ağınm ayni büyük dairesi üzerine getirmek için izdügümün
döndürülmesi. Kutuplar arasmdald açı=3(F dir, K'M
2—11] STEREOGRAFİK İZDÜŞÜM 71
arasmdaki açı Şek. 2 —31(b) de göslerilrniş olan döndiirme ile bulunıır. İzdüşü-
rnün bu dönmesi, kutuplann, kuzey - güııey doğrultusıı izdüşüm düzlemine dik
Jjjv kürenin enlern daireleri üzerinde döıımesine denktir.
Şek. 2 — 26 da görüldüğü gibi bii' diizlem. referans kiiresi iizerindeki kesili ile
[emsil ediIebiJir. Bu kesit slereogral'ik izdüşümde bir büyiik daire olur. Bu biiyük
dajre iizerindeki her nokta, diizlemin kiitbundan 90° uzakta olduğundan biiyiik
dnireyi, izdüşümü. kutup alttaki Wulff ağınm ekvatörü üzerine gelinceye kadar
döndiirüp. ekvatörii kutuptaıı Şek. 2 — 32 de olduğu gibi 90° uzakta kesen nieridi-
yeni çizerek bulabiliriz. Eğer bü, Şek. 2 — 33 de olduğu gibi iki kutup için yapi-
lirsa bunlara lekabiil eden diizlemler arasmdaki aei, bu kutuplara tekabiil eden
biiyiik dairelerin kesişme açısındaıı da bıılıınabilir; stereografik izdiişümün açı-
Jan mulıafaza ettiğinin söyleumesi bu manadadir. Maamafih açıları ölçmek için
bu metod, Şek. 2 —31(b) deki kadar lıassas değildir,
Şek. 2—32. Bir kutbun büyük dairesini bulma metodu (Şsk. 2—31 deki P', kutbu).
72 KBİSTALLERİN CİEOMETRİSİ [Böl. 2
İZDÜŞÜM
Şek. 2—33. İki kııtup (Şek 2—26 daki P\ ve Pz arasmdaki açımn bu kutuplara tekabül
ecteıı büyük dairelerin keşişme aoısınra ölçülerek taulunması.
İzdüşüm düzlemi ile bir açı yapan bir eksen etrafmdaki döndürme izdüşünı
düzlemi içiııde ve bu düzlerne dik eksenler etrafmdaki dönnıelerin bileşkesi- alı-
uarak yapılabilir. Bu Iıalde verilen eksen önce dik veya diizlem içindeki eksenle
çakışacak şekilde döndüriilmeli, kutuplara istenilen dönme Yerilmeli ve sonra ek
sen ilk durumuna getirilmelidir. Verilen ekscnin herhangi bir hareketi izdüşüm
üzerindeki diğer bütün kutupların benzer hareketleriyle birlikte yapılmalıdır.
Şekil 2 — 36 (a) bir kübik kristalin, (001) düzlemi üzerine izdiişürülmüş olan
esas ktıtuplarım gösteriyor, yani bu bir standard (001) izdüşümüdiir. {100} küb
kutuplarmm ycri Şek. 2 — 25 dcn hemen bulunur. {110} kutuplarım bulmak için
önce Cetvel 2 — 3 den bunların, kendi aralarmdaki açılar 90° olaıı {100} kutupla-
nndan 45° uzakta oldııklarma dikkat ediyoruz. Bu suretle meselâ (011) kutbımu,
(001) ile (010) kııtuplarını birleştiren biiyük daire üzerinde ve bunlarm lıer bi-
îoo îoo
100 ÎUü
(a) (b)
Şek. 2—36. Kubik kristallerin standard izdüşümleri, Ca) (001) düzlemi üzerine, ve (b)
(011) düzlemi üzerine.
VJ Oı
o
CO
to
to to
N3
G
CO CO
o
IO
to
to to
o
-
o
O
o 1 S W
a= a-.
aw
F
mw
w-
* V
4». SJ Ü 1 CO • O ü ı U •vi ho • O N - O - CO F 3
taj fd
JW V J O
o o to to Ul
O — CO Ui Ul
S3 O - t o
O CO O - 8 S3'*.
O Ul
S3
o o I 5° CO
to 4*. txi Uı 'sj VJ
to'vi Uı to
CN.k Ul to S 3 CO vi
U i 4*. — v i o> * . ro
Esg
to tn O O o* 4». —
S 3 ÇS CO
VI CO V I O
O N * . - ;
O O» U l -O
» O N Ü 1 CO
O CO j » . O
v( Ul —
- O C O
O
O
CO
Ul
S3 CS
O O O
o
Pi N S
tn S3 -- <s b to CO Ul N3 V] b» bo k. CO
'— 4». S 3 b- k Oi
> ra
pN-^-> f
«O * s | <_n
O M -
ro
M
vl O* CO U l
o co S3
M
CO CO c o !&! ui
S 3 Os
o — -o
—' V J CO
U l S3 S3 S O - M- S- M
b O S3 to to to O Ul Ul b- —
' ■ S3 v j CO S3 Ui b to Ui U> > *-
' O T-.
ÖJ
o S!
F-w M
Ul
to
W
CO —*
to vj
M O S3 0 0 —
o *. —
CN V I
— CN CO
S3
Ul CO CO
U l * * S3
CO —■- p *
i». bo b*
cn
O- CO
03 — —•
fcw
O.
Ul CO
co o> o
— S3
ro
o 1 >â
w
s^.
H
<
W
tr*
y
M
o
s
w -^ V . Hm
S3 " "
Ul CO f O
8 to O !=2 •% N * - to —•
N3
1
CO
O
M
K§
M "-0
O
u i ^J IS
o o* to
Ul *■ O
CO S 3
S3 CO V
Ul
VI
'— CO
Ul V!
VI
CO CO
K 3 <3-
O
S3r
H
ra
w-
- ^
CO N 3 —
1 G o
U l * . CO CO t o
O- v j — S3 t o to >OCn w O W N ) « O N O
• vj b In V J CO 4». ro uı u ı b co K
CO CO to
>-(• ^;
S si
4 > CO NS C n CO — ' U ı -t^ — CO f o CO a >
O
üı
M
U
—
O-
M M U>
'— S3 co
U l O M
'—• CO b-
O- U l
' s 3 S3
O
o 5a
G3
O:
2-lİ] STEREOGRAPİK İZDTÎŞtİM 77
IÎ20
Şelc. 2—33. Çinko (hexagonal, c/a -l,3G) için standard (0001) izdüşümü.
Şekil 2 — 37 bir kiibik kristalin, oldukça dalıa fazla lafsilâtlı ve mühim bazı #
zoıı eksenlerini de gösteren (001) standard izdiişünıüdür. Bir hexagonal kristalin
(çiııko) (0001) standard izdüşiimü Şek. 2—38 de verilmiştir.
Bazan verilen bir kulbun Miller indislerini bir kristal izdüşümü üzerinde ta
yin etmek gerekir. Meselâ bir kiibik kristale ait olan Şek. 2 — 39 dald A kutbunun
indislerini tayin etmek istiyelim. Eğer mufassal bir standard izdüşürn mevcut ise,
bilinmiyen kutııplu izdüşüm bunun iizerine konulabilir ve bilinmiyen kutup stan
dard izdüşümde hangi kutbun iizerine geliyorsa onun indisleri bilinmiyen kutbun
indisleri olur Yahiit da Şek. 2 — 39 da açıklann metod kullamlabilir. A kutbu^
uzayda (h k I) indisleri aranan diizleme dik bir doğrultu gösterir, ve bu doğrultu
a,b,-i koordinat eksenleriyle p , cr, -r açıları yapar. Bu açılar izdiişüm üzerinde (a)
dâ gosterildiği gibi ölçülür. Orijin ile orijine en yakin (hkl) diizlemi arasmdaki
mesafe d olsun [Şek. 2 —39(b)], ve A doğrusuhun kosinüs direktörleri p, q,î
olsun, O lıalde
2—11] STEREOGRAFIK İZDÜŞÜM 79
d d d
r
a,'h . ~-b;k c,l
h:k:l=pa:qb:rc (2—8)
Kübik sistem için aranan Miller indislerinin kosinüs direktörlerle onmtılı olduğu-
ııa ait basit bir netice buluyoruz.
lıw (b)
twin plane
Sek .2—40. Bir FCC kristal ve ikizinin stereografik izdüşümü.
PROBLEMLER
2—1. Bir tetragonal birim hi'tcrede aşağıdaki düzlemleri ve doğrultuları çiziniz: (001),
(011), (113), [110], [201], [101].
2—2. (110) kesitindcki bir çizimle kübik sistemde [111] in (111) e dik olduğunu, fakat
genel olarak tetragonal sistemde böyle olmadığını gösteriniz.
2—3. Bir hexagonal prizmanm çiziminde aşağıdaki düzlemleri ve doğrultuları işaretle-
yiniz: (1210), (1012), (1011), [110], [llT], [021].
2—i. Metindeki (2—2) denklemini çıkanmz.
' 2—5. Gösteriniz ki (İÎO), (121) ve (312) düzlemleri [111] zonuna aittir. ~" ,,
2—ö. Aşağıdaki düzlemlerin hepsi ayni zona ait midir? (110), (311), ,132) ? Ait ise zon
eksenl nedir? Bu zona ait diğer herhangi bir düzlemin indislerini veriniz. .
2—7. Bir HCP strüktürün bütün atomlarmm ayni civarlara sahip olmadığmı ve bu
sebeple bir nokta latis tizerinde bulunamiyacagmi gosteren bir kesit : plamnı hazırlayınız.
2—8. Kiirelerin hexagonal sıkı paket edilmesinde c/a oramnm 1,633 e eşit olduğunu
gösteriniz.
2—9. Gösteriniz ki HCP strüktür (c/a = 1,633) ve FCC strüktür ayni derecede siki pa
ket edilmistir-ve BCC strüktür bunlarm her ikisinden de daha az siki paket edilmistir.
2—10. Bir kaç ortorombik kristalin birim hücreleri aşağıda tasvir edilmistir. Herbirînin
Bravais latisi nedir ve bunu nasıl söyliyebilirsiniz?
• ( a ) Ayni cinsten iki atom birim hüerede o h 0 §■ 0 i mevkilerindedirler.
{b) Ayni cinsten dört atom birim hiicrede Q0z,0^z,0^ ( § - + z ) , 0 0 Q + z)
mevkilerindedirler.
PROBLEMLER 81
2-r-19. Şekil 2—40 da görülen işlemleri kopya ederek bir ktibik kristalde (111) yansı-
ma ikizlemesinin küb kııtuplarmı bulunuz. Bunların koordinatlan nelerdir?
2—20. Problem 2—19 da bulunan ikizleme yönünün şu şekilde de elde edilebileoeğini
gösteriniz:
(a) Bir {112} düzleminde yansıma. Hangisinde?
(6) Bir < l l l > e k s e n d e 180° dönme. Hangisinde?
(c) Bir < 111 > eksende 60° dönme. Hangisinde?
(c) şıkkında küb kutuplarinm dönmeleri esnasmda çizdikleri yolları gösteriniz.
B ÖL Ü M 3
AJman fizikçisi von Laue problemj gje_aldjğı_ yakit 1912 deki bilgt durumu _"~
buııdan ibaretti. ^nlLajie^ğerJmstaller eşit aralıklı atomlardan müteşekkil ise-
ler, ki bu atomlar x-ışmları için şaçıeı merkez. roîii oynıyabileeeklerdi, ve eğer ,'
x-ışınları daîgaboyları takriben kristallerdeki atomlar. arası mesafeye eşit olan elek- ı
tromagneIiFlîâlgâ~-ise,-:.bu takdirde~:x-ışmlarmm -kristaller tarafından difraksiyona .
uğratılması mümküıı olmalıdır diyejdüşündü. Oriun idaresinde bu hipotezi tahkik
etmek için~c[gnevler yapıldı^bir bakır siilfat kristali dar bir x-ışını demetinin yolu ./
üzerine kondu ve difraksiyona uğrayarı demeti kaydetmek iein, eğer varsa, bir fo- '
toğraf plağı yerleştirildi. Bu ilk deney olumlu idi ve şüphe bırakmıyacak şekilde \
x-isinlannin kristaller tarafmdan primer demetin dışmda difraksiyona uğratıldığı
ve fotoğraf plağı üzeriııde lekeler örneği teşkil ettiğini' gösterdi. Bü deneyLer/_a.ynı
zamanda x-ismlarmm dalga tabiatmda olduğunu ve alojçnlaön..„k£İştalJer_/.içinde
jjeıyochlçj^rjOEj^rles^ olup bittikten sonra iize-
83
84 EİPRAKSİYON I : DİPRAKSİYONA UĞBAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTULARI [Böl. 3
ıiııde konuşrnak daima kolaydır ve bu fikirler şimdi bize konunun kırk yıldan
fazla bir gelişmesinden sonra çok basit görünüyor fakat 1912 de bunlar aşikâr de-
ğildi, ve von Laue'nin hipotezi v.e bıı liipotezin deneysel sağlamşı büyiik bir fikrî
başarıdır
Bu deneyleriıı rapoıları-ijşLİn^il|z_|izikçisi. W. H. Bragg ye oğlıı W. L. Bragg
tarafmdan büyük bir ilgi_ile okundu. İkiııeisi o zaman genç bir öğrenci olrnasma
rağmen - yil hala 1912 idi - Laue deneyini başarı ile analiz etti ve difraksiyon için
gerek olan şartları bir bakıma von Laue'nin kullandığmdan dalıa basit rnatematik
formda ifade edebildi. 0 , keza yeni x-ışım difraksiyon imkânını kullanarak kris-
tal yapısmı ele aldı ve daha sonraki yıllarda hepsi de NaCl yapısmda olan NaCl,
KC1, KBr ve KI iin yapılarım tayin etti, bıınlar o zamaııa kadav tam olarak yapı-
lan ilk yapj_taymi idi.
_İ
3-2] DİPHAKSİYON 85
|)iriniu genliği 1 in genliğinin yarısı ojan iki eşit kısımdan meydana geldiğini dü-
siinebiliriz; Bu iki ışmın AA' dalga. cephesinde tamamen ayııı fazda yahut adımda
olduğu söylenir yani bunların elektrik alau vektörlerinin yön ve şiddeti dalganın
yayılına doğrultusunda ölçülen hcrhaııgibir x noktasmda aynı anda aynıdır. Bir
dcdga cephesi bu yayılma doğrultusuna dik bir yüzeydir.
Şinıdi 3 ışımnın doğru çizgi boyımca gidişine müsaade edilen fakat 2 ışmı-
mn 3 ile tekrar birleşnıeden öuce herhangibir yollâ eğri bir yola saptmldığı hayali
bir deııey tasarlıyalım. Işuılarm her ikisinm birdeıı ilerledikleri ilk doğrultusun-
daki BB' dalga cephesindeki durum nedir? Bu cephede 2 ışınmm elektrik vektörü
gösterilen anda maksimum değerindedir fakat 3 ışmımnki sıfırdır. Bıı iki ışın aynı
fazcla değildir. Eğe.r demetin bu hayali bileşenlcrini birbirine ilâve edersek bu tak-
dirde 1 ışınınm şeklin' sağ üst kısmındaki gibi olduğımu buluruz. Eğer % ve 3. ışın-
j larınm herbirinin genliği 1 birim ise 1 ışmmm soldaki genliği 2 birim, ve 1 ışı-
ınıııu sağdaki genliği de, J3 nin x ile sinusoidal olarak değiştiği kabul edildiğine
göre, 1,4 birimdir.
Ytıkaııdaki deneylerden iki netice çdcarılabilir:
(1) Ahnan yollarm uzuuluklarmdaki. fark faz farkı hasıl eder.
(2) Fazda ıneydana gelen değişrnelsr genlikte bir değişme hasıl eder.
Dalgaboyu ile ölçülen yol farkı keza dalgaboyu ile ölçülen faz farkına tama
men eşit olduğundan yol farkı ne kadar büyük ise faz farkı da o kadar büyük olur.
| Eğer Şek. 3 — 1 deki sapık yollu 2 ışrauım yolu görünenden çeyrek dalgaboyu da-
ha uzıın olsaydı faz farkı yarı dalgaboyu olacaktı. Bu halde iki ışın BB' dalga cep-
Iıesinde ve daha ötede tamamen zıt fazda bulımacak ve herhangibir noktada ya her
ikisinin elektrik vektörü sıfır yahut da eşit şiddetle fakat zıt işarette olacaklarm-
', dan birbirlerini yok edeceklerdi. Eğer yoj uzunlukları farkı görünenden üç çey-
rek dalgaboyu daha büyük yapılsaydı iki ışm arasmda bir tarn dalgaboyu kadar
faz farkı bulunacaktı. Bu, aynı fazda olrnaktan farksızdır çünkü iki dalga bileşin-
< ce ilk halde olduğu gibi genliği 2 birim olan bir demet verir. Iki ışmın yol uzun-
lukları farkmm srfir veya dalgaboyunuii tam kati kadar olmasi halinde tamamen
aym fazda oldukları neticesini çıkarırız.
Bir kristalin x-ışmlarmı nasıl difraksiyona uğrattığmı tetkik edince muhte-
lifsışmlarm yol uzunluklarmdaki farklarin gayet.tabiî olarak meydana geldiğiııi
; görürüz. Şekil 3 — 2, atomları A, B, Ç, D. ... j i b i şekil. düzlemine .dik, .aralann-
tfakl rnesafe eşit ve d' olan paralel _düzlemler.. takımmm ijzerinde sıralanmış bir
kristalin k'esitini gösteriyor. Miikemmel olarak paralel, ve miikemmel olarak mo-
nokromatik ve dalgaboyu X olan x-ışmlarımn bu kristal iizerine, Bragg açısı de-
nilenfve gelen ışm ile göz öniine alman kristal düzlemleıi arasmdaki açı olanA) açı-
sı ile düştüğünü farzedeliın.
L:
86 RİFRAKSİYON I : DİFKAKSİYONA UĞRAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTULARI [Böl. 3
' (*) Bu açılarm x-ışuılan difraksiyommda ve genel optikte farkh şekilde tariî ediimiŞ
bulunduklarma dikkat edilmelidir. Son halde geliş açısı ve yansıma aşısk;gelen ve yansıj»n
ışınların yansıtan yüzeyin normali ile yaptıkları açüardır. *'
u
3-2] DÎFRAKSİYON 87
\
a eşittir. Beıızer şekilde birinci düzlem ieiııde bulunan bülün atomların ] / ııe pa-
ralel doğrultulardasac'tığı ışınlar aynı f a z d a d ı r l a r ^ e difraksiyon dernetine kontri-
' büsyoiida bıılunürlai^Bu, h e r d u z l e m için ayri ayrı doğrudury ye geriye f arklı düz
je^ej.deki.atomlarm,,sa.çtığı_ışmların kuvvetlendirme şartını bulmak Ralır/Meselâ
1 v e 2 ışınları K ve.L.atomları tarafmdan saçılmiştır, ve İKİ' v e 2Z,2' ışmları için
yol farkı
'ML+LN=d' sM+d' sin0
dır/BUL, jyuı.zanıanda.gözönüne alınan doğrultuda jS.ve P niıı saçtığı üst üste. bu
lunan ışınlar için de yol farkıdır çünkii bu doğrultu için S ve L, ve P ve K atom-
Iaıinın saçtıkları ışmlar içiıı ypl farkı y o k t u r / E ğ e r bu yol farkı dalgaboyunun bir
a tarn k a t m a eşit ise yaııi eğer
n\=2d'sm§ ',. (3r-l)
ise 1 ' v e 2 ' saçılırıış ışınları tanıamen aym fazda olacaktır. Bu bağmtı ilk glarak
W. L. Bragg tarafmdjın fprm^
dir. Bu bağmtı difraksiyonun vuku bulabilmesi ioin gerek olan esas şartı ifade
eder. n ye yansıınanm nıertebesi denir, sin0 nın 1 den büyük_.olmaması şartı ile
uyuşabilen Iıerhangibir Ujmdeğeri alabilir ve.Jcon^zt.düzkmlerden saçılan ışmla-
r m yol f a r k m m dalgaboyu sayısma eşittir. Bu itibarla, X, ve d' n ü n sabit değerleri
için n = l, 2,. 3, ... değeıierine tckabül eden 0ı , 0 2 , 03 ... gibi muhtelif açılar için
difraksiyon olabilir. Birinci mertebeden yansımada (n = 1 ) , Şek. 3 — 2 deki I ' v e 2 '
saçılrnış ı ş m l a r m m yol farkı (ve faz farkı) bir dalgaboyudur, I ' v e 3 ' ışmlarının
k i iki dalgaboyudur, 1 ' v e 4 ' ışmlan umki üc dalgaboyudur, ve bütüıı kristalin içi
için böylece devam eder. Bu itibarla b ü t ü n diizlemlerdeki bütün atomların saçtığı
ışmlar tamamen aynı fazdadırlar ve birbirlerini kuvvetleııdirerek (yapıcı girişim)
gösterilen doğrultuda difraksiyon hasıl eden bir denıet vefirler. Uzaym diğer bü-
tiin doğrultularmda saçılan demetler aynı fazda değildirler ve birbirlerini yokeder-
ler (bozucu girişim). Difraksiyon demeti aym doğrultuda saçılan ışmların hepsi-
nin toplamına nazaran, meydana gelen kuvetlendirme dolayısı ile ( * ) oldukça
(*■) Eğer saçıcı-atomlar düzgün, peryodik bir şekilde değil de bağımsız olarak yerleş-
miş bulunsaydı, bu takdirde atomlarm saçtığı ışmlar arasında tesadüfî bir faz bağmtısı bu-
lunacaktı. Başka şekilde söylersek saçılroış herhangi iki. ışm için faz farkınm sıfır ile bir
dalgaboyu arasmdaki değerleri alma ihtimalleri hep birbirine eşit olacaktı. Bu şartlar al-
tmda ne yapıcı ve ne de bozucu girişim meydana gelebilir ve özel bir doğrultuda saçılmış
demetin şiddeti sadece bu doğrultuda saçılmış bulunan bütün ışmların şiddetleri toplamma
eşittir. Buna gore eğer her birinin genliği A ve binaenaleyh şiddeti keyfi birimlerle A1 olan
saçılmış N ism var ise saçılmış demetin şiddeti NA1 olaoaktir. Halbuki ışmlar bir kristalin
atomlan tarafmdan Bragg kanununu gerçekliyen bir doğrultuda saçılsaydı hepsi aynı faz
da olaoak ve saçılan demetin genliği saçılan ışmlardan birinin genliği olan^4 nın N kati
yani NA. olacakti. Bu sebeple saçılmış demetin şiddeti7VM 2 dir, yani kuvvetlendirme olma-
dığı zamankinin AT'mislidir. N, x-ismlarmm küçük bir kristal parçasmdan saçılması halinde
bile çok büyük bir sayı olduğundan, şiddetli bir difraksiyon demeti hasil etmekte kuwet-
lendirmenin rolü mühimdir,
88 RÎFRAKSİYON I : DİFRAKSİYONA UĞRAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTOLARI [Böl. 3
şiddetli fakat kristal atomlarınm üzerlerine geleıı enerjinin ancak küçiik bir kes-
rini saçmaları dolayısı ile gelen demete nazaran son derece zayıftır.
( 3 ) Görünür bir ışiğm iyi b.ir aynadan yansıması hemen lıemen yüzde yüz
verimle olur. Difraksiyona ıığramış x-ışmı demetiniıı şiddeti geleıı demetin şidde-
tine nazaraıı son derece zayıftır.
Ozetliyelirn, difraksiyon esas itibariyle çok sayıda atomuıı iştirak ettiği bir
saçılma olayıdnr. Atomlar bir latiste peryodik olarak yerleşmiş olduğundan bunlar-
(*) Konurmn bütünlüğünü temin etmek için x-ışınlarmm bir katınra yüzeyinden, tıpkı
görünür ışığın bir aynanın yüzeyindeki gibi fakat çok daha küçük geliş açıları ile (takri-
ben bir derecenin altmda) tam yansımaya uğrayabildiğini söylemeliyiz. Bu olay x-ışrnları
metallografisinde az önemlidir ve bizi daha fazla ilgilendirmez.
3 -3] BEAGG KANÜNU - 89
dan saçılaıı jşınlar arasmda beliıii faz bağmtıları vardır, bu faz bağmtıları öyledir
ld saçılrna doğrultularmm çoğunda bozucu girişim olur fakat çok az doğrultuda.
yapıcı girişim vuku bulur ve difraksiyoıı demetleri hasıl olur. İki esas unsur, giri-
şhıı kasıl edebilen dalga hareketi (x-ışınları) ve peryodik olarak yerleşmiş saçıcı
ınerkezlerdir (kristaiin atomlan).
•~J;-=sine<l :. . (3—2)
/
yazabiliriz. Bıı sebcple rik uzunluğu 2d' den dalıa küçük olmalıdır. Difraksiyon
içiu n rıiıı erı küçükdeğeri 1 dir. (71 = 0 geçirilen denıet doğrultusundaki difrak-
'siyo'n demetine tekabül eder, ve gözlenemez). Bu itibarla gözlgnebilerı herhangibir
20 açısmdaki difraksiyon şartı içiıı
"""""" """ \<2d' , (3—3)
bulutıur. Kristal düzlemleıi takımmuı ooğu için d' .mesafesi 3.4 yahut daha küçük
bir mertebededir ki \ nin takriben 6A u geçrniyeceğini ifade eder. Meselâ bir kris-
1-aA. dalga uzunluğu takriben 500 A olan mor ötesi radyasyonunu difraksiyona uğ-
ratamaz. Diğer târaftan eğe2^\..eok.k%ük_olursa.._difraksiyon açısı uygun şekilde .
ölçülemiyecekJtadar jkiigük..olur. .
Bragg kanunu
X = 2 — sinO (3—4)
n
şeklinde yazdabilir. Şimdi \ nın kaisayısı bir olduğundan herhangibir mertebeden
yahsımayi,'mertebesi, önceki mesafenin 1/n katı olan, hakikî yahut itibarî düz-
lemlerden birinci mertebe yansnna olarak gözönühe alabiliriz. Bımun çok daha
uygun olduğu görülür, bu sebeple cî=d'/?ıjyazediyor ve Bragg kanunu
90 RİPRAKSİYON I : BİFRAKSİYONA UĞRAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTULARI [Böl. 3
X = 2s?sin8 (3-5)
(200)
(100)
B
(b)
Şek. 3—3. (a) Bir ikinci mertebeden 100 yansımasının ve (b) bir birinct mertebeden
200 yansımasımn denkliği.
çizgi ile gösteıilen ( 2 0 0 ) düzlem takırnmı daima tasarlıyabiliriz. (a) daki aym
yansima içiıı şirndi ( 2 0 0 ) komşu düzlemlerinden saçılan ışmlar arasmdaki DEF
yol farkı yalnız bir tam dalgaboyudur, ve bu yansmıaya doğru olarak birinci merte
beden 200 yansıması denilebilir. Benzer şekilde 300, 400, vs... yansimalan (100)
düzlemlerinden üeiincü dördüncü vs. mertebeden yansimalara denktir. Genel ola
rak mesafeleri d' olan (hkl) diizlemleriiiden Jz-inci mertebeden yansima, mesafe
leri cl=d'/,i olan (nh, nk, nl) diizlemlerinden birinci mertebe yansima olarak dii-
şünülebilir. Şu noktaya da dikkat edelim ki bu aıılaşma Miller indisleri tarifiyle
uyuşmaktadır çünkü (nh, nk, nl) indisi, (hkl) düzlemine paralel mesafeleri (hkl)
nin mesafesinin 1/n i olan diizlemlerin Miller indisleridir.
(*). Bu (100) düzleminden yansımayı ifade eder. Uygun olarak, yansıtan düzlemm hkl
Miller indisleri, paranfcezsiz olarak yazıldığı vakit (hkl ) düzleminden yans^an demete
tekabiil eder.
3-4] X-ISINLARI SPEKTROSKOFİSİ 91
dır ki burada p = yoğunluk (gın/cm 3 ), 2/1 = birim hücredaki atomların atom ağır-
lıkları toplaım, /V = Avogadro sayısj, ve T/ = birim hücrenin hacrni (cm 3 ) diir. Me-
sclâ NaCl kristali bir birim lıücrede döı-t sodyum ve dört klor atomu ihtiva eder,
bu itibarla
S/4=4(Na atom ağırlığı)+4(Cl atom ağııiığı). .
Eğer bıı (leğer Avogadro sayısı, ve yoğunhığuıı ölçülebilen değeri ile birlikte (3 — 6)
denklemiue konulursa, birim lıücreniıı hacmi V buluııabilir ki NaCl kübik oldu-
ğmıdan a latis parametresi V hacminiıı kiib kökü almarak bukmur. a nm bıı değe-
rinden ye kübik kristal için düzlemler mesafesi denkleıniııdeıı (2 — 5 denklemi)
lıerhaııgibir düzlem takımuım mesafesi bulunabilir.
Bu yoldaıı Siegbalin kaya luzunun (200) duzlenileriniii mesafesi içiıı 2,814A
değerini buldu ki.bunu dalgaboyu ölçüsünde bir temel olarak kullandı. 0, dalga-
boymau bu mesafe cuısindeıı, bu mesafenin kendisinin doğruluk 'dereçesinden da-
ba büyük bir doğnılukla ölçebildi, şu manada ki izafi dalgaboyu ölçülerim. altı
maııalı rakama kadar doğru olarak ölçtü halbuki nıesafeler mutlak birimlerle
(angstrom) dört manalı rakama kadar doğru idi. Bu sebeple kaya tuzunım (200)
mesafesini keyfi olarak 2814,00 X birimi (XU) olarak tarif etmek kararlaştırıldı,
bu yen! birim 0,001 A'a miimkün olduğu kadar yakın olmak üzere seçildi.
Ozel bir dalgaboyu bir defa bu mesafe cinsinden tayin ediliııce diğer"kerhan-
gibir kristalin verilen diizlem takimlarimn mesafesi ölçülebildi. Siegbalin bu şe-
kilde kalsitin (200) mesafesini ölçtü ve bunu standard bir kristal olarak daha uy-
gun buldu, ve bundan sonraki biitiin dalgaboyu ölçülerini bu mesafeye dayandu--
di. Bu mesafenin değeri 3029,45 XU dir. Daha sonra X biiiminin bin kati olan
ve yaklaşık olarak angstroma eşit olan kilo X birimi (kX) ithal edildi. Bu şekilde
kX birimi
_., ^ kalsitin (200) diizlemleri mesafesi ,n „
lkX = — -^29^5 ■ (3-7)
bağmtısı ile tarif edilmiştir. Bu temele göre Siegbalin ve arkadaşları (kX) birimi
ile çok doğru izafi dalgaboyu ölçüleri yaptılar ve bu ölçüler neşre'dilmiş olan dal
gaboyu tablolarmm esasını teşkil eder.
Daha sonra geliş açısı (gelen demet ile şebeke düzlemi arasmdaki açı) taııi
yansıma kritik açısmdan aşağı tutulmak şartıyla x-ismlannm görünür ışık spek-
3-5] DİFRAKSİYON DOĞRÜLTULARI 93
lkX=l,00202A (3-8)
ohir.
açılarmı öııceden haber veren geael bir bağmtıya ihtiyaç vardır. Bu bağmtı Bragg
kanuııu ile ilgili kristale ait diizlem - mesafeleri denklemini kombine ederek bulu
nur.
Meselâ kristal' kübik ise
X = 2c?sm0 \r,
ve
sm u 0no=- 2a 2 •
sin20
o
t O
a 3
(a) (b)
Sek 3—f (a) Alummyum krıst ılmın (lcubık) (a) g°cırm° (b) gerıye j msırrn, Laue j
fotoç.1 ıIHıı Tungsten r-ı&yasyonu .30 kV 19 m,ı
Cb)
Şek. 3—7. Laue lekelerinin geometrik yeri, (a) Geçirme metodunda elipsler, (b) geri
yansima metodunda hiperbollerdir. ( C=kristal, F=zîüm, Z.A=zon ekseni.)
Şek. 3—S. Geçirme Laue metodu- Sek. 3—9. Döner kristal metodu.
nun Stereografik projeksiyonu.
98 DİFBAKSİYON I : DÎFRAKSİYONA TJĞRAMIŞ DEMETLEBİN DOGRXJLTULABI [Bol. 3
Bir zonun düzlemlerinin verdiği Laue yansımalarınm bir koııi yüzeyi üzerin-
de kaldığı lıakikati stereografik projeksiyonla güzel bir şekilde gösterilebilir. Şek.
3 — 8 de kristal rcferans küresinin nıerkezindedir. 1 geleıı demeti soldaıı girer ve T
geçirilen demeti sağdan çıkar. Zon eksenini temsil eden nokta temel dairenin eev-
resi üzerinde btdurmr, ve bu zona dalıil olan P ; den P j e kadar olan kutuplar gö-
rülen biiyük daire üzerinde bulunur. Bu düzlemlerdeu herhangi biri meselâ P2
nin hasıl ettiği difraksiyon demeti aşağıdaki şekilde bulunabilir. I, P2, D2 (D2
aramlart difraksiyon doğrultusudur) ve T lerirı hepsi bir düzlem içiıidedir. Bu se-
beple D2 kutbıı, I , P2 ve T den geeeıı b ü y ü k daire üzerinde b u l u n u r . / ile P2 ara-
smdaki açı 90° —ö dır, ve D2 şekilde gösterildiği gibi P> nin öbür tarafmda eşit bir
açısal mesafede olmahdır. Bu şekilde btılıman fl; den D=, e kadar olan difraksiyon
denıetlerinin ekseni zon ekseııi okuı bir lcoui ile referans küresinin arakesiti olan
bir k ü ç ü k daire iizerinde bulunduğu görülüyor.
Şek. 3—10. o ekseni etrafmda döndürülen kuvartzm (hexagonal) döner ■ kristal meto-
dundaki fotografi.
diiriiliir, filmin ekseni kristalin ekseni ile çakışmaktadır (Şek. 3 — 9 ) . Kristal do-
nerken bir an icin özcl bir latis diizlesileri t a k m u rnonokroinatik olarak gelen de-
w
3—6] - DİFRAKSİYON METODLARI 99
juetin yansimasi için doğru Bragg açısını yapacak ve bu açıda yânsırnış demet mey-
■ dana gelecektir. Yansıyan demetlef yiııe zakiri koniler üzerihdç-Jıuluiuıi-lâr fakat
bu halde konilerin eksenleri dönrne ekseni ile çakışırlar. Bunun sonueu olarak,
film iizerinde meydana gelen lekeler film açıldığı vakit Şek. 3—TO da ğörüldüğü
gibi bir takim zahir.i paralel doğrular iizerinde bulunacaktir. Kr-istal yalniz bir ek-
sen etrafinda döndürüldüğünden Bragg açısı her düzlem takmu*iein 0° ile 90° ara-
smdaki bütün mümkün değerleri almaz. Bu sebeple her takim bir difraksiyon de-
jneti hasil edemez, dönme eksenine dik veya hemen hemen dik olanlar bunun aeık
misalleridir,
Toz.metodunda tetkik edileeek kristal gok ince toz haline getirilir ve mo-
nokromatik x-ismlari demeti içine konur. Tozun her zerresi gelen demete göre
TTeyfi şekilde yönlenmiş küeük bir kristaldir. Tamamen tesadiifi olarak zerrelerden
bazıları doğru olarak yönlenmiş olup meselâ (100) düzlemleri gelen demeti yan-
sıtabilirler. Diğer zerreler (110) yansımaları iein. doğrtı olarak yönlenmiş bulu
nacaktir, ve ilâh. Netice şudur ki her latis düzlemi takımı yansıtmak imkânma
sahip olacaktir. Tozun hepsi birden, hakikatte bir eksen etrafında değil fakat bii-
tiin miimkiin cksenler etrafmda döndürülen bir monokristale deiiktir.
.-Özel bir hkl yansimasim göz önüne alalım. Tozun bir yahut-daha çök zerresi,
tesadiifi olarak (hkl) düzlemleri yansıma için doğnı Bragg açısı yapacak şekilde
yönlenmiş olacaktır, Şek 3 —11(a) bu takıma_dahil bir düzlemive hasü ölan dif
raksiyon demetini gösteriyor. Eğer şimdi bu diizlem gelen ışm-etrafmda 0 aeısı sa-
bit tutularak döndürülürse yansıyan denıet Şek. 3 —11(b) desgoruldiigu gibi bir
koni yiizeyi iizerinde gezinecek ve koninin ekseni geçirilen demetle çakışacaktır.
Hakikatte toz mctodunda bu dönme mevcut değildir, fakat her;..doğrultuyu alması
miimkiin olan çok sayıda kristal zerrelerinin mevciit olmasi bu dönmeye denktir,
çünkii bu zerreler arasmda (hkl) diizlemleri gelen demet ile doğru Bragg açısı ya-
pan bir kisxm vardir ve bu tip diizlemler gelen demet ekseni etrafmda biitün dön-
me durumlarinda buhirmrlar. Bu itibarla duran bir toz kiitlesindeii hasil olan hkl
yansıması. difraksiyona uğramış radyasyon konisi hasil eder ve latis diizlemleri me-
safesi farkli her takim ayn bir koni verir.
İ00DİPRAKSİYON I : DİFRAKSİYONA UĞRAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTULARI [Böl. 3
Sek. 3—11. Toz metodunda diiraksiyon hasü eden radyasyon konilerinin teşekkülü.
Şekil 3 - 1 2 bu şekilde lıasıl olan dört koniyi ve aym zamanda en çok kulla-
m l a n ' t o z - difraksiyön meto'dıinu gösteriyor. Bu metodda, Debye - Scherrer me-
todu, dar bir film şeridi kısa bir silindir şeldinde b ü k ü l ü r ve cisim silindirin ekse-
n i iizerine konur ve gelen deriiet bu eksene dik olarak gönderilir. Difraksiyon lia-
sil eden radyasyon konileri siliridirik film şeridini çizgiler boyunca keser ve film
açılır ve düz bir yiizey üzerine'yayüırsa hasil olan patron Şek. 3 — 1 2 ( b ) de gö-
geleh demeiin
girdiği nokta
(20 = 180°) -j ' •'
:.,.
( 4,- ^ U 1 1 b i
(b)
Şek. 3-12. ■ Debye-Scherrer toz metodu : (a) filmin gelen demet ve cisme nazaran
.durumu; (b) açüdığı vakit filmin görünüşü.
%6o
3 _6] DİFRAKSİYON METODLARI 101
riiklüğü gibidir. Muhtelif metal tozlardan elde edilnıiş olan hakiki patronlar Şek.
-3 13 de gösterilmiştir. Difraksiyon çizgileıinden herbiri, herbiri ayri Mr kristar
zerresine ait, çok sayıda küçük lekelerden nicydana gelmiştir, bu küçük lekeler bir-
birlerine o sadar yakmdır ki sürekli eizgi gibi görüniirler. Çizgiler genel olarak eg-'
ridirler, yalniz 20 = 90° ye tekabiil edenler doğru çizgidir. Verilen difraksiyon çiz-
<rilerinin film iizerindeki mevkilerinden 0 tayin edilebilir ve X bilindiğinden çizgiyi
hasıl eden latis diizlemlerinin d mesafesini hesapliyabiliriz. Tersine olarak kristalin
20 = ISO0 20 = 0°
Şek. 3—13. Debye - Scherrer (toz patronlan, (a) bakir (FCC), (b) tungsten (BCC),
ve (c) çinko (HCP). Süzülmüş bakır radyasyonu, kamera çapı = 5,73 cm.
ışını ile A ' aı-asındaki faz farkı 77t dalga boyııdur. Bu itibarla 20B difraksiyon açı-
smda A ı D , ... M ışmları tamamen aynı fazdadirlar ve maksimurn genlikli bir
difraksiyon demeti verirler, fakat şiddet genliğin karesi ile orantılı olduğundan
bu, şiddeti maksimum olan Mr demettir,
104 DİFRAKSİYON I : DİPRAKSİYONA UĞRAMIŞ DEMETLERİN DOĞRULTULARI [Böl.3
6s den az farklı Bragg aeıları yaparak gelen ışınları gözönüne alınoa bozucu
girişiruin tarn olrnadığmı buluruz. Meselâ B ışım biraz farklı 6. açısı yapıyor ve
yüzeyin altında m inei diizlemden saçılau L ' ışını ile yüzeyden saçılan B ' arasmda
(771 + 1) dalga boyu kadar faz farkı vardır. Bu, kristal içinde ortada yüzeyden sa-
çılan B' ışmı ile faz farkı yarım (hakikatte bir tam artı yarıın) dalgaboyu olaıı bir
ışın yansıtan düzlem bıılunduğunu ifade eder. Bu ışmlar birbirlerini yok ederler,
ve kristal Içinde benzer düzlem çiftlerinden saçılan diğer ışmlar da b.irbirlerini yok
ederler ve net sonııç kristalin iist yarismdan saçılan ışmlarm alt yarısmdan saçı-
lanları yok etmesi olur. Bu sebeple 26/ açısı için difraksiyon dernetinin şiddeti sı-
fırdır. Keza 02 açısı yiizeyin altmdaki 771 inci diizlemden saçılan N ' ışııu ile yiizey
diizleminden saçılan C' ışını arasmdaki faz farki (m — 1) dalgaboyüna eşit olan
açı olmak üzere, şiddet 202 açısmda da sıfırdır. 2QB açısı civarmda fakat 28y den
W
W a
§ o
C7> 2* rr
202 20B 20 t 20 B
2$ » '" 29 ■
(a) (b)
Şek. 3—15. Zerrelerin çok küçtik olmasmın difraksiyon. eğrisine tesiri (Şematik).
büyük ve 20, den kiiçük olmıyan jaeılarda şiddet sifn değü fakat sifir ile 20B açı-
sma.tekabiil eden difraksiyon dernetinin şiddeti arasmda bir değer alır. Bu sebeple
difraksiyon şiddet eğrisinin 20 ya göre değişimi tarn Bragg açısmda nıeydana ge
len hipotetik difraksiyon halini gösteren 3 —15(b) deki gibi değil fakat Şek.
3 —15(a) daki gibidir. ._.,.
Kristalin kalmlığı azaldıkca Şek. 3 —15(a) daki difraksiyon eğrisinin geniş-
liği artar. B genişliği umumiyetle" maksirnum şiddetin j
3—7] İDEAL OLMIYAN ŞARTLAR ALTINDA DÎFRAKSİYON 105
yan cinsinden ölçülür. B niıı kaba bir ölçiisü olarak şiddetiıı sıfır olduğu iki uç
cleğere tekabül eden açılarm farkımn yarisim alabiliriz, yahut
j S = l_ ( 20 1 —20 2 )=0 1 —0 2
. /e,—e a \ /6i—0 a \ ,. . .. ,
sm. ( —■— | = / J-~ J (takriben)
yazilabilir. Bu itibarla
2t(^Mcos%^\
bulumir. Problemin dalıa doğru bir tetkiki Scherrer formülü olarak bilinen
.ÖCOS0B
eşitliğini verir. Bıı eşitlik ölçülen difraksiyon eğrileri geuişliğinden çok küçük
kristallerin zerre büyüklüğünü tahmin etmek için kullanilir. Bu'olayın büyükliik
mertebesi nedir? X = 1,5A, d = l,0A ve 0 = 49° olduğunu farzedelim. Bu takdirde
çapı 1 mm olan bir kristal için sadece kristalin küçüklüğü sebebiyle B genişliği
takriben 2 x l 0 ~ 7 radyan (0,04 s) yarn gözlenemiyecek kadar küçük olacaktı. Boy
le bir kristal yukarida kabul edilen mesafeli paralel latis dtizlemlerinden 107 tane
kadar ihtiva idecekti. Fakat eğer kristal 500A kalmlikta olsaydi, sadece 500 diiz-
lem ihtiva edecek ve difraksiyon eğrisi nisbeten geniş yani takriben 4 x l 0 - 3 rad
yan (0,2°) olacakti.
106 DİFRAKSİYON I : DİFRAKSÎYONA UĞRAMIŞ DEMETLEEİN DÖĞRULTULAEI [Bol 3
fcristal
JU
sıvı yahut amorf kati
(a)
(I 90 ISO
nİPRAKSİYON (SAÇILMA)
Açısı 20 (dşreçe)
(b)
Şek. 3 — 17. (a) Bir atomun saçışı. Şek. 3—18. Kristal halindeki katı-
■(b) Bir kristalin difraksiyonu. lar, amorf katılar ve sıvüar ve tek
atomlu gazlann x-ışmlarını sagışının
mukayesesi, (şematik).
etmesiue sebep olur yalnız Bragg kanunuııun gerektirdiği doğrultularda yapıoı gi-
rişim (kuvvetlendirıne) olur. Bu sebeple, m ü k e m m e l b'ozucu girişimin meydana
gelmesi içirı gereken şartlarm bir veya daha fazlasıııın kristal k u s u r u dolayısı ile
bulunmaması halinde, Bragg açısı olmjyan doğrultularda ölçülebilen bir difrak-
siyoıı (saçılma) meydana gelmesi şaşırtıcı değildir. Bu kusurlar latisiıı b ü t ü n ü n ü n
yanıuda geuel olarak azdır ve difraksiyon demetleri ideal şartlar için Bragg kanu-
n u n u n gerektirdiği aoılar civarmda toplanımştır.
PROBLEMLER
3—1. Bakırın «x-ışinlan yoğünluğunu» '[(3—9) denklemf ile verilen yoğuııluk] dört ma-
nalı rakamla hesaplayınız.
3—2. Latis parametresi 4.00A olaıı kübik bir kristalle bir geçirme Laue patronu hazır-
lanıyor. x-ışmı demeti yataydır. Kristalin [010] ekseni demet dogrultusunda x-ışım tüpüne
yönlenmiştir, [100] ekseni düşey ve yukarı doğrudur, ve [001] ekseni yatây ve fotoğraf fil-
mine paraleldir. Film kristalderi 5 cm mesafededir.
.00 (310) düzlemlerinden-difraksiyona uğrayan radyasyonun dalgaboyu nedir?
(6) (310) yansıması filme jjerede çarpacaktır?
3—3. Problem 3—2 deki gibi yönlenmiş bir kübik kristalin geriye yansıma ile bir Laue
fotoğrafı alınıyor. Şek. • 3—8 dekine benzer bir stereografik izdüşüm vasıtasryle hepsi de
[210] zonuna dahil olan (120), (123) ve (121) düzlemlermden hasıl olan difraksiyon demet-
lerinin, ekseni zon._ekşeni olan bir koni yüzeyi üzerinde olduğunu bulunuz. Zon ekseni ile
geçirileiı demet arasmdaki 0 açısının değeri nedir?
3-7] fROBLEMLER 109
3—i, Gelen radyasyon CuKa olduğuha göre; yapısı aşağıda verilen cisimler için bir
toz fotoğraf patronundaki ilk üç çizgi için (2 9 değeri en küçük olan ilk üçü) 2,9 ve hkl nin
değerlerini tayin ediniz:
(a) Basit kiibik (a=3,O0A)
C&) Basit tetragonal ( a = 2 , 0 0 A , c=3,00A)
(c) Basit tetragonal (n=3,00 A , c=2,00 A )
{d) Basit rombohedral (a=3,00A, a = 80°)
3—5. Yalnız küçük kristal olma sebebiyle, bir toz patronundaki çizgilerde hasıl olan B
genislemesini (2 9 derecedeki), zerre çapı 1000, 750, 500 ve 250A olduğuna göre hesaplayınız.
g=z45" ve ),,= 1,54A kabul ediniz. Çapı 250A olan zerreler ioin B genislemesini 0=10, 45-ve
80° için hesaplayımz.
3—6. Ka. intişar çizgisinin tabii genişliğinden ileri gelen Madde 3—7 de verilen difrak-
siyon çizgisi genşliğindeki artma değerini' tahkik ediniz. ( Yol gösteriş: Bragg kanununun
diferansiyelini ahmz ve 20 nin X ile değişmesi için bir ifade bulunuz.)
BOLÜM 4
DİFRAKSÎYON II : DÎFRAKSÎYON D E M E T L E î f i N İ N Ş Î B D E T L E R t
merkezli, sağdaki cisim merkezlidir. Biri diğeriudeıı bir atom ~r çkadar kaydırı-
bile edecek ve toz patronunun şiddetine ait bir ifade elde etmek içirı bir toz krista-
lin x-ışmlarım difraksiyona uğratmasma tesir eden bazı diğer faktörleri gözönüne
alraak zorıında kalacağız.
^9
i O
<f
jb— - --*>
(y~ tr
(a) 0»)
Şek. 4—1. (a) Tafaan merkezli ve (b) cisim merkezli ortorombik birim hücreler.
la) (b)
Şek.-4—2. (a) Taban merkezli, (b) cisim merkezli ortorombik latislerin (001) dtizlem-
lerinclen meydana gelen difraksiyon.
E / = E22 = | - E 2 I
dir. Gelen demetin bu iki bileşeninin şiddetleri kendi elektrik vektöıierinin kare-
leri ile orantılıdır çiinkü E^dalgamn genliğidir VP. bir dalaanm şiddeti genliğinin
karesi ile orantılıdır. Bu sebeple
lp— Ipy+Ipz
„4
■) 2 4 (J og+Iot
* Off cos 2 29)
H
r~ m c
=^(Y+I^2e)
(4—2)
Sek. 4—3. X-ışınlanmn bir tek Şek. 4—4. Foton ve elektronun es-
elektron tarafmdan koherent olarak sa- nek çarpışması (Compton olayı).
cılısı.
Bir elektronun x-ismlarinrsaçabildiği tamamen jEarklı bir başka yol dalıa var-
dır ve bu Compton olayı ile ilgilidir. A. H. Compton tarafmdan 1923 de keşfedil-
miş olan bu olay, x-ışınları gevşek olarak bağlı yahut serbest elektronlara çarptığı
vakit vuku bulur ve en iyj şekilde gelen demeti, bir dalga hareketi olarak değil fa-
kat her birinin enerjisi hvı olan foton yahut x-ışım kuantumu demeti imiş gibi
düşümilerek anlaşılır. Böyle bir foton gevşek olarak bağlı bir elektrona çarpınca
bu çarpışnîa iki bilârdo topunda olduğu gibi esnek bir çarpışmadır (Şek. 4 — 4).
Elektron bir larafa itilir ve foton 20 kadar sapar. Gelen fotonun enerjisinin bir
kısmı elktroua kinetik enerji teımn etmek için kıılanılmış olduğundan fotonun
çarpışınadan sonraki /ıvj enerjisi çarpışmadan önceki 7ıv; enerjisinden küçüktür.
Bu sebeple saçılan radyasyonun X, dalgaboyu gelen demetin X; dalgaboyundan bi-
raz büyüktür, değişme miktarı
;
. A X ( A ) = X2—^ı = 0,0243(l—cos 26) (4—3)
4 — 3 Bir atom tarafmdan saçüma. Bir x-jşım demeti bir atom iizerine
düşünce atömun elektronlarmm her biri radyasyonun bir kismmi Thomson denk-
lemine göre saçar. Çekirdeğin de bir yükii olduğundan gelen demetin tesiri altmda
sahmm yapabileceği içm koherent saçılmada rol oymyacağı düşünülebilir. Fakat
eekirdek bir elektrona nazaran eok biiyiik bir kiitleye sahiptir ve önemli bir titie-
şim yapamaz; filhakika Thomson denklemi koherent saçılma şiddetinin saçıcı zer-
renin kiitlesinin karesi ile ters orantdı olduğunu gÖsterir. Sonuç şudur ki bir ato-
mun koherenl saçmasını sadece bu atomun elektronları hasıl eder.
4-3] BİK ATOM TARAFINDAN SAÇILMA 115
Şimdi şu soru ortaya çıkar: bir atomun saçtığı dalga elektronlarmin saçtığı
dalgalarm basit bir toplamı mıdır? Daha açık olarak sorarsak atom numarası Z
olan bir atom yaııi Z tane elektronu olan bir atomun saçtığı dalganm genliği bir
elektronun sjçt.ğı dalganm genliğinin Z katı mıdır? Cevap evettir eğei" saçıhna
ileriye doğru ise (20 = 0), çiinkii bu takdirde atomun elektronlarmin hejısinin
saçtığı dalgalar aynj' fazdadırlar ve saçılan dalgalarm genlikleri doğrııdan doğruya
loplanabilir,
Bu diğer saçılma doğrultuları için doğru değildir. Elektronlarm uzayda farkh
noktalarda bulunması sebebiyle farklı elektronlarm saçtıkları dalgalar arasmda
faz farkı vardır. Basitlik için merkezdeki eekirdek • etrafmda düzenlenmiş olan
elektronlarm nokta halinde gösterildiği Şek. 4 —5 i göz önüne alalım. A ve B
elektronlarmin öne doğru saçtığı dalgalarm XX' gibi bir dalga cephesi üzerindeki
fazları aynıdır çünkü dalgalarm herbiri saçılmadan önce ve sonra aym yoltı git-
miştir. Halbukj şekilde gösterilmiş olaıı diğer saçılmış dalgalarm (CB — AD) ye
eşit bir yol farkı vardır ve YY' gibi bir dalga cephesi üzerinde yol farkı'bir dalga-
boyundan az olduğu için farklı fazlarda bulıınmaktadırlar. A dan ve B den saci
lan dalgalar arasmda kısmî girişim olur ve bu doğrultuda saeılan dalganm genliği
aynı elektronlarm ileriye doğru saçtığı dalganm genliğinden küeüktür.
Verilen bir atomun verilen bir doğrultudaki saenıasınm «verimi» f ulovii}t_
saçmajaİztÖTÜ llmlleirTnT mlktarla belirtilir! Bu miktar genliklerin oraııı o1aTnk_
tarif edilmiştir:
Daha once de söylendiği gibi ileri yönde saçan bir atom için_/==Z olduğu açıktır.
Fâkaf"'0~ârîtIlEça elektronlarm teker teker saçtıkları dalgalar arasmdaki f'az farkı
artar ve / azalır. Atomik saçma faktörü gelen demetin dalgaboyuna da tabidir:
0 nm sabit bir değerinde, dalgaboyu ne kadar kısa ise / de o kadar küçüktür çiinkü
yol farkı' dalgaboyuna nazaran büyiik olaeak ve saçılan demetler arasmda daha
büyük bir girişime sevkedeeektir. / nin hesabı yapılmca 0 ya değil de sin0 ya tabi
olduğu görülür. Öyle ki (sinö)/X nıiktarı artmea / azalır.
rini almak suretiyle bulunabilir. (Neticede elde edilen eğri Şek. 3 — 18 de göste-
rilen tek atomlu gazm bir atomunun saçtığı gözlenen saçılma şiddet eğrisine çok
yakındır).
/C'u
Genliği atomik saçma faktörü cinsinden ifade edilmiş olan şimdi mühakaşa-
sım yaptığımız saçılma kohereht yahut değişniemiş saçılmadır ve ancak bu cins bir
saçılma difraksiyön meydaııa getirebilir. Diğer traftan Koherent olmıyan yahut
4-3] • BİR ATOM TARAFINDAN SAÇILMA 117
gelen rlemet
r
absorblayıcı macido
ftuoresan x-ışmları
ısı
ı demet
y' ° ' elektronlar
saçılan x-ışınlan | 1 1
Şek. 4—7. X-ışınlanriın madde içinden geçmesi halinde hasıl olan olaylar.
Ozetliyelim, monokromatik bir x-ışmı demeti bir atoma çarpmea iki saçılma
olayı vuku bulur. Sıkı bağlı elektronlar salmima koyulıır ve ğelen demetle aynı
dalgaboylu x-ışmları neşreder. Daha gevşek bağlı elektronlar gelen demetin bir
kısmım saçar ve sacarken dalgaboyunu biraz. arttırrr, a r t m a n m ne kadar olduğu
saçılma aeısma tabidir. Birinciye koherent yahut değişmemiş saeılma ve sonun-
euya koherent olmıyan yahut değişmiş saçılma clenir, her ikisi de aynı zamanda
ve b ü t ü n doğrultularda' olur. Eğer atomlar bir kristalde olduğu gibi uzayda per-
yodik şekilde. düzenlenmiş b ü y ü k bir atomlar gı-ubunun bir kısmı iseler bu tak-
dirde başka bir olay meydana gelir. Bütün atomlardan koherent olarak saçılan
radyasyon bazı doğrultularda kuvvetlendirme ve diğer doğrultularda yok etme
meydana getirerek difraksiyon demetlerini hasıl eder. Difraksiyon esasmda birbi-
rini k u w e t l e n d i r e n koherent saeılmadır.
118 DÎFRAKSÎYON I I : DİFRAKSİYON DEMETLEEİNİN ŞİDDETLERİ [Böl.4
-'AOO)
I—z~l
Şek. 4—8. Atom mevklinin difraksiyon ışmlarının fazları farkma etkisi.
atomlarm bir tek bir.im hücre içindeki diizenlenmesinin difraksiyon şiddetine na-
sıl tesir ettiğini tetkik etmek kâfidir.
■ Kalitatif bakımdan olay bundan önceki maddede incelenen bir atom tarafın-
dan saeılmaya berızer. Orada elektronlarm herbirinin sagtığı dalgalar arasmda, ta-
mamen öne doğrıı olan müstesna, her doğrultuda faz farkı olduğunu bulmuştuk.
Beıızer şekilde bir birim hücrenin atomlarmm her birinin saçtığı dalgalar öne doğ-
ru olan yön müstesnadiğer doğrultularda aym fazda olmak zorunda değildir, ve
şimdi biz faz farkmın atomlarm düzenlenmesine nasıl tabi olduğunu tayin etmek
istiyoruz,
Bu problem en basit olarak oriji'ndeki bir atom ile mevkii yalııız x doğrultu-
sunda değişen diğer bir atomun saçtığı dalgalar arasındaki faz farkmı bulmak
suretiyle tetkik edilebilir. Uygun olsun diye kesiti Şek. 4 — 8 de gösterilmiş olan
dik bir birim hücre alalım. A atomunu orijin olarak âlalım ve şekilde kalm eiz-
gilerle gösterilmiş olan 7z00 düzlemlerinden difraksiyon meydana gelsin. Bu Bragg
kanununım bir yansıma iein gereeklendiğini ve 2 ' üe 1' ışmları arasmdaki S / j "
yol farkının
8 2 V = MCN= 2d,m sin9=X ■
ile verildiğini ifade eder. Miller indislerinin tariflerinden
dlm = AC=-£ •
olduğu bulunur.
Faz farkları dalgaboyu ile olduğu gibi açı öİçeği ile de ifade edilebilir: yol
farkları bir dalgaboyu olan iki ışının fazlarmın 360° yahut 2TX radyan oldıığu söy-
lenir. Eğer yol farkı S ise faz farki radyan cinsinden
ile verilmiştir. Faz farkmı açı cinsinden ifade etmenin ifadeyi dalgaboyundan ba-
120 DİFRAKSİYON I I : DİPBAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [Böl.4
ğımsız yapmak gibi bir faydası vardır, halbuki faz farkım ifade etmek içiıı yol far-
kmı kullanmamn dalgaboyunu belirtmedikçe bir rnanası yoktur.
0 halde B atornundan saçılaıı dalga ile orijindeki A atonıundan saçılan dal-
ga arasmdaki faz farkı
4>3ı = -r(.2-K)--^-
eşitliği ile verilmiştir. Eğer B atomunun mevkii bu atoımm kesirsel koordinatı olan
u = x/a ile belirtilirse bu takdirde faz farkı
#3 Y = 2%hu
olur.
Bu rnulıakenıe Şek. 4 — 9 daki gibi üç boyuta teşmil edilebilir, bu takdirde B
atomunun koordinatları x, y, s ve kesirsel koordinatları u, v, w ye eşit olan x/a,
y/b, z/c dir. Bu suretle orijindeki A atomunun saçtığı ile B atomunun saçtığı
dalgalar arasmdaki faz farkı için hkl yansimasiria ait aşağıdaki mülıim bağmtıya
varıyoruz:
<p = 2-K(hu+kv + lvj). (4—4)
Eğer B deki atom ile orijindeki atom farkli cinsten iseler bu iki dalganm }'al-
mz fazlaii değil genlikleri de farklidir. Bu takdirde,bu dalgalarm bir elektronunun
tek başma saçtığı dalganm genliğihe göre nisbi" genlikleri atomik saema faktörü
olan uygun / değeri ile verilmiştir.
4—4] BIR BİRIM HÜCRE TARAFINDAN SAÇILMA 121
Şimdi bir birim hücreden saçılma probleminin bileşke dalganın şiddetini bul-
nıak maksadiyle fazlari ve genlikleri farklı dalgalarin birbirine ilâvesi problemi
lıaline geldiğini görüyoruz. Orijindeki atom da dahil olmak iizere birim hücre iein-
deki bütün atomlarm saçtıkları dalgalar toplanmalıdır. Bu toplama işlemini yap-
manm en uygun yohi dalgalarin herbirini kompleks üstel bir fonksiyon olarak ifa-
de etmektir.
2TK/
Şek.. 4—11. Dalgalarin vektörel ola Şek. 4—12. Kompleks diizlemde bir
rak toplanmasi. dalga vektörü.
Şekil 4 — 10 da kalın eizgilerle gösterilmiş olan iki dalga, bir x-isim difrak-
siyon demetinde verilen herhangibir dalga cephesi iizerindeki iki ışmm E elektrik
alan vektörlerinm zamanla değişimini göstermektedir. Bunların denklemleri
E i = A s i n (2-n:vif—«561) (4—5)
E2=A2sm (2%vt—d,2) (4—6)
122 DİFEAKSİYÖN I I : ' DİPRAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [Böl. 4
Bu geometrik inşa şekli aşağıdaki gibi vektörleri tenısil etmek ieüî kompleks
sayilarm kullamldığı aualitik yolla bertaraf edilebilir. (a + bi) gibi bir kompleks
sayi bir reel ve bir iniajiner saymin toplamidir, buradaki a ve b reeldirler ve
£ = V — 1 imajinerdir. Böj'le sayılar reel sayilar absiste ve iniajiner. sayilar ordi-
natta olmak iizere «kompleks düzlemde» gösterilebilir. Bu düzlemdeki herhangibir
nokta yalmt orijinden bu noktaya çizilen vektör (a + bi) gibi özel bir' sayıyı tem
sil eder. • .
Bir dalgayi temsil eden bir vektör için analitik bir ifade bulrnak rnaksadiyle
dalga vektörünü kompleks düzlemde Şek. 4 — 12 deki gibi çiziyoruz. Burada da
dalganm genlik ve fazi A ve <P ile gösterilmiştir ve A vektörün uzunluğu ve (p
vektör ile reel sayilar ekseni arasmdaki açıdır. Bu takdirde dalganm analitik if a- '
desi (A cos<p + L 4 sin 9 ) kompleks sayısıdır, çünkü bu iki terim vektörün yatay
OM ve düşey ON bileşenidir. Dikkat edelim ki bir vektörü i ile çar'pmca saat ib-
relerinin aksi yöride 90° dönüyor, bu suretle i ile çarpılmca, yatay 2 vektörü düşey
2i oluyor. Bir yektörü'i ile iki defa çarpmca, yani Us=— 1 ile çarpmca, vektör
180° dönüyor, yani-vektörün yönü değişiyor. Bu şekilde i ile iki defa earpılan ya- L
tay 2 vektörü yatay — 2 vekforii oluyor ve aksi yöne dönüyor.
Bir dalganm şiddeti genliğinin karesi ile orantılı olduğundan A2 ye yani dal- ,
ga vektörünün mutlak değerinih karesi için bir ifadeye ihtiyacjmız vardır. Bir dal
ga kompleks şekilde ifade edildiği vakit bu miktar, dalganm kompleks ifadesinin. '
£ yerine sadece —i konularak plde edilen kompleks konjiiğesi ile-çarpılması sure- ^
tiyle elde edilir. Buna göre Aei(t> nin kompleks konjiigesi 4 e - ^ dir. 0 halde
1
1'
4
4-4] BİR BİRİM HÜCRE TARAFINDAN SAÇILMA 123
şeklinde ifade edebiiiriz. Birim hücrenin bütün atonıları tarafmdan saçılan dalga
larm bileşkesine strüktür faklörü denir ve F sembolü ile gösterilir. Bu kısaca atorn-
ların sactığı dalgaları topliyarak. buhınurTEğer bir birim hücre kesirsel koordinat-
lan m vıioı, u2 ı>2. ıv2, U3U3IÜ3 ... ve atonıik saçma faktörleri / ı , f2, /3 ... olan 1, 2,
3, N atomlarmı ihtiva ediyorsa hkl yansıinasına ait strüktür faktörü aşağı-
daki bağmtı ile verilmiştir:
Bu denklem kısaea
Bir biiiııı hücrenin bütün atoııılarmm Bragg kaııunuııun tahmin ettiği bir doğrul-
tmOTlIjIraksryona ugrattıgı deıııetm şıddeti^, bileşke demetin genliğinin karesjjjlan
J F p ile orantıbdır, \F\2 nin değeri F niıı ( 4 — 11) ile verilen ifadesini b u n u n
..kornpleks konjügesi ile çarparak buluııur. Bu itibarla ( 4 — 11) ifadesi x-ışmları
; kristallografisinde çok örıemli bir bağmtıdır, çüııkü herliangibir hkl yansimasmin
..;; şiddetini atomlarm mevkileriııe ait bilgiden lıareket ederek lıesaplamak i m k â n m ı
verir.
Birim hücre icindeki atomlarm tek tek sactıkları fazları farklı dalaaları bir-
biriııe ilâve ederek bileşke saçılaıı dalgayı bulmuştuk. Dikkat edelim ki Şek. 4 — 8
deki A ve B gibi lıerlıangi iki atomuıı saçtığı ışınlarm fazları arasmdaki fark lier
birim hücre için sabittir. Burada kristal içiııde dalıa derinlere gidildiği. vakit, tain
olarak 0B Bragg açısma eşit olrnıyan doğrultulardaki ışmlarda olduğu gibi faz ay-
k ı r ı l ı ğ m m artması bahis koııusu değildir. Bragg k a n u n u n u n tahrnin ettiği doğ-
";. irultuda kristal icindeki bütüıı A atomlarııım saçtıkları ışmlar aynı fazdadirlar ve
d u r u m bütiin B atornları için de böyledir, fakat bu iki ışm takımı arasmda A ve 2?
atomlarimn izafi mevkilerine tabi olan ve (4-r-4) denklemi ile verilen belirli bir
faz farkı vardır.
Her ne kadar daha ltuUanışsız ise de aşağıdaki trigonometrik denklem (4—11) denklemi
yerine kullanüabilir:
Birim hücredeki atomlardan herbiri için böyle bir terim yazılnıalıdır. Genel olarak toplam
F=a + ib
şeklinde bir kompleks sayı olmalıdır ki burada
-■■: jv
.v
• b = Z)/n sin 2nr{hun -f kvn + lw„),
ı
Eğer a veb nin değerleri yerlerine konulursa denklemin son şekli bulunur:-- - • -:
4—6] STRÜKTÜR FAKTÖRÜ HESAPLAEÎ 125
F = /e2rt(0> + . fe2xHh,2+ki2;
= /f 1 + e*ilk+k>].
Bu ifadenin değeri konjiige ile carpilmadan hesaplanabilir çiinkü (7ı + fc) daima
tamcbr, ve F nin ifadesi kompleks değil reeldir. Eğer h ve k nin her ikisi de gift ve-
ya her ikisi de tek ise yani «karışık'değilse» bu takdirde toplamlan daima çifttir ve
eizi(h+k) nm değeri 1 dir. Bu itibarla
126 DİFRAKSİYONT II : DİFRAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [BÖU
F = 2/ h ve k karıgık değilse;
2 2
F =4/ .
Diğer taraftan h ve k nın biri çift biri tek ise yatıi karışık ise bu takdirde toplam-
ları tek ve ^Kh-k-k) n j n değeri —1 dir. Bu itibarla
F = 0 karışık A ve k için;
2
» ,:^ = 0.
Dikkat edelim ki her iki halde de l indisiniu stıüktür faktörüne tesiri yoktur. Me-
selâ 111, 112, 113 ve 021, 02'2, 023 yansımalarmm hepsi aynı F değeıine sahip-
tirler ve bu değer 2/ dir. Benzer şekilde 011, 012, 013 ve 101, 102, 103 yansıma-
larının hepsiııin striiktiu- faktörü sıfırdır.
(c) Şek. 4 — 1(5) de görülen eisim merkezli hüerenin de strüktür faktöıii he-
saplanabilir. Bu hüçrede 000, | | y mevkilerinde bulunan aym eins iki atom
vardır.
; ı
p _ ye2iîi(0)+ye2-n:i(A/2+^/2+//2)
=-/[i+e T O " ( f c + f c + / ) ];
F = 2/ (h+k + l) çift olunca,
F2= 4f.
F = 0 (h+k + l) tek olunca;
F2= 0.
Eğer h. k ve l karışık ise üç üstel terimin toplamı ister indislerin ikisi tek biri gift
ister ikisi çift biri tek olsun ^ l „ e eşittir. Meselâ h ve l çift ve k nm tek olduğumı
farzedelim meselâ 012 olsım. Bu takdirde F = / ( l —1 + 1 —1) = 0 plur ve yansıma
yoktur.
F = 0 karışık indisler için,
F2=0.
Bu sebeple (111), (200) ve (220) gibi düzlemlerden yansıma varclır fakat (100),
(210), (112) vs. gibi düzlenılerden yansıma yoktur.
Okuyucu bıı misallerde verilen bazı bilginin kullanılmachğma dikkat etmiş
olmalıdır. Meselâ (a) da hücrenin yalnız bir atom ihtiva ettiği söylendi, fakat hüc-
renin şekli belirtilmedi, (b) de ve (c) d'e hücrenin ortorombik ve (d) âe kiibik
olduğu söylendi fakat bu bilgi strüktür faktörü hesabma girmedi. Bu, mühim bir
noktayı açıklar yaııi slrüktür faklörü bi.ri.m hür.ronin. sspkline ve büyüMüğüne tabi
değildir. Meselâ cisim merkezli herhangibir Hücre ister kiibik ister tetragonal ister
ortorombik olsun (h-\-k-\-l) nin tek sayıya 'eşit olduğu düzlemler için kaybolan
yansımaya sahip olaeaktır. Yukarıdaki rmsallerdeıi çıkardığımız kaideler ilk ba-
kışta görüldüğünden çok daha geniş bir tatbikata sahiptir ve bir cismin Bravais
latisi ile xlifraksiyon patronu arasjndaki yakm bağı göstprir. Bu neticeler cetvel
4—1 de özetlenmiştir. Bu kaideleri biı-az açdclamalıyız. Bazı hiicreler (a) dan (d)
ye kadar olan misallerdekinden daha fazla atom ihtiva edebilir ve bu atomlar o şe-
kikle yerleşmiş olabilir ki normal olarak mevcut olan yansimalar kaybolabilir.
CETVEL 4—3
Mevcut olmıyan
Bravais' latisi Mevcut yansimala yansimalar
{*) Bu bağratılar C yüzünün merkezinde latis noktası olan bir hiicre içindir. Eğer yansi
malar yalmz h ve l karışık olmadığı zaman mevcut ise yahut k ve l karışık olmadıği za-
man mevcut ise bu tâkdirde hücrenin B yahut A yüzünün merkezinde latis' noktası vardır.
138 DİFRAKSİYON I I : DÎPEAKSİYON DEMETJLERİNİN ŞİDDETLERt [BÖİ.4
Meselâ elmasın yüz merkezli kübik bir latisi olduğunu biliyoruz fakat birim hüc-
resinde sekiz karboıı atomu vardır. Bütün mevcut yansımaların indisleri karışık
değildir fakat 200, 222, 420 vs. yansımalar kayıptır. Yalriız kaıışık olmıyan iııdisli
yansımalarm mevcut olacağı hakikati latisin yüz merkezli olduğumı isbat eder,
fazladan kayıp yansımalar ise bu kristal içindeki atomlarııı lıakikatteki düzenlen-
mesine ait bir ip ueııdur.
(e) Bîı nokta NaCl (Şek. 2 — 18) strüktürü vasıtasıyle daha da 'açıklanabilir.
Bu kristalin, birim lıücresinde 4 tane Na ve 4 tane Cl atomu olmak iizere kübik
bir latisi vardır ve bu atomlar şu şekilde yerleşmişlerdir:
İkinci köşeli parantez içindeki iig.tl.erin işaretleri Madde 4 — 5 in (d) bağmtısı se-
bebiyle değiştirilebilir. Bu itibarla
olur. Burada yüz - merkezli ötelemelere tekabül eden terimler birinci çarpanda
3
görülüyor. Bu terimler (d) misalinde zateri görülmüştü, ve karışık indisler için
4—6] STRÜKTÜB FAKTÖRÜ HESAPLARI 129
F=f(l + e2lzi8)
olur. Mademki g sayısı | - , |-, f- vs. gibi kesirli değerler alabilmektedir bu ifa-
de halâ kompleks olacaktır. Fakat kompleks konjiigesi ile çarparak bileşke dalga
genliği olan F yi hesaplıyabiliriz.
=4/ 2 cos2 n I — — + Y )
h-\-2k l
— 1_ =7îj n bir tam sayı,
COS 1 1 7 1 = + 1 ,
cos 2 ı t n = l ,
|F|2=4/2,
olur. Eğei' h, h ve Z nin rnümkün bülün değerleri gözönüne almırsa netice aşağı-
daki gibi özetlenir:
h+2It l ■ |F|2
3/ı tek 0
3n gift 4/ 2
3n±l tek 3/ 2
3n±l çift f2
Bir toz patronunda difraksiyon çizgilerinin izafi şiddetleıine tesir eden alti
faktör vardır:
w
4—8] MÜLTİPLİSİTE FAKTÖRÜ 131
'; / 4 — 8 Mültipîisite faktörü Bir kübik latisten hasıl olan 100 yansımasını
/ğöz önüne alalım. Toz nümunede kristallerden bazıları o şekilde yönlenmiş olabi-
lir ki (100) düzlemlerinden yansıma meyclana gelebilir. Farklı doğrultularda di-
ğer kristaller öyle bir durumda olabilir ki onlarm da (010) yahut (001) düzlem-
lerinden yansımalar hasü olabilir. Bütim bu düzlemlerin rnesafeleri aynı olduğım-
dan bunlann difraksiyona uğrattığı demetler aynı bir koninin kısımlarıdır. Şimdi
111 yansımasmı göz öniine alalım. {111} forrmına ait hepside aym mesafeli fakat
farklı doğrultuda dört paralel diizlem talamı vardır bıınlar (111), (111) ve
(111) düzlemleridirler, halbuki {100} formuua ait bu şekil paralel düzlem takım-
larının sayısı sadece iiçtiir. Bu sebeple {111} düzleınlerini yansıtacak şekilde doğ-
rultu almış olmaları ihtimali {100} düzlemlerimnkinin | katıdır. Şu neticeye
varıyoruz ki diğer husııslar aynı olnıak şartıyle 111 yansımasımn şiddeti 100 yan-
sımasımn şiddetinin |- kahdır.
Aynı yansımaya katkıda bulunan düzlemlerin bıı ııisbi sayısı şiddet formülü-
j' ne mültiplipite faktörii denilen /J miktarı'ile girer ve bir form içinde aynı mesa-
! feli farklı düzlemlerin sayısı olarak tarif edilir. (100) ve (100) gibi farklı
! Miller indisli paralel diizlemler farklı düzlemlermiş gibi ayrı sayılırlar ve
I bımdan önceki maddelerde verilen sayınm iki katını verirler. Buna göre bir kü-
ı bik kristalin {100} diizlemlerine ait miiltiplisite faktorü 6 ve {111} düzlemlerine
| ait olanı da 8 dir.
p ııin-değeri k.ristal sistemine tabidir; bir tetragonal kristalde (100) ve
: (001) düzlemlerinin mesafeleri aym değildir. Bu sebeple p nin değeri {100}
düzlemleri için 4 ve { 001} düzlemleri için de 2 ye diişer. Miiltiplisite faktörimün
likl ve kristal sisteminin bir fonksiyoııu olarak değerleri EK 9 da verilmiştir.
1 ■
4 — 9 Lorentz faktölü. Şimdi yansıyan demetin şiddetine tesir eden ba-
! zı trigonometrik faktörleri tetkik etmeliyiz. Bir kriştalin üzerine paralel, monokro-
: matik dar bir ışm demeti düştüğünü [Şek 4—J3(a)] ve kristalin 0 dan geçen ve
İ32 DİFRAKSİYON II : DİFRAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [Böl.4
şekil düzlemine dik bir eksen etrafmda sabit açısal hızla döndüğünü ve kolaylık
olsun diye kristalin yüzüne paralel oldukları farzedilen özel bir yansıtıcı düzlem
t a k ı m m m Bragg k a n u n u n u n tarn olarak gerçeklendiği 8 B açı d u r u m u n d a n geçti-
ğini faızedelim. Madde 3 —7 de bahsedilmiş olduğu üzere yansıma şiddeti tam
Bragg açısmda en büyüktiir fakat Bragg açısmdan az farklı değerlerde de lıalâ
hissedilir bir-değeri vardır, öyle k i şiddet ü e 28 arasmdaki eğri Şek. 4 — 1 3 ( b ) de
görüldüğü gibidir. Eğer kristal Bragg açısı etrafmda dönerken difraksiyona uğ-
rattığı b ü t ü n demetler bir fotograf plâğı üzermde veya bir sayıcı içinde toplamrsa
difralcsiyon demetinin toplam enerjisi ölçülebilir. Bu enerjiye yansımanm integre
edilnıiş şiddeti denir ve Şek. 4 — 1 3 ( b ) deki eğrinin altında kaları alaııla verilmiş-
tir. İııtegre edilrniş şiddet m a k s i m u m şiddete nazaran çok daha fazla ilgi çekicidir,
eünkii ilki ııürnunenin bir karakteristiğidir halbuki ikincisi deney aletinin ayar-
lanmasmdaki lıafif bir değişmeden müteessir olur.
w
8
D
co-
Jl
DİFRAKSİYON AÇISI 2B
Şek. 4—13. Bragg açısı etrafmda dönen kristalin hasıl ettiği difraksiyon.
Bir yansımanm iııtegre edilmiş şiddeti diğer bütürı değişkenler sabit tutulsa
bile 0B nin özel değerine tabidir. Bu tabi oluşu difraksiyon eğrisinin iki yönünü
ayrı ayrı ineeliyerek bulabiliriz, bunlar: m a k s i m u m şiddet ve genişliktir. Düzlem-
ler gelen d e m e t i l e QB açısı yapınca Bragg kanıınu tarn olarak gerçeklenir ve 20 B
doğrultusundaki difraksiyon şiddeti m a k s i m u m d u r . F a k a t geliş açısı 0 B den az
miktarda farkli olduğu vakit bu doğrultuda difraksiyona uğramış enerji vardrr ve
kristal Bragg açısı etrafinda döndürülünce 20 B doğrultüsundaki toplam difraksiyon
4-9] LORENTZ FAKTÖRÜ 133
(a) (b)
Şek. 4—14. Kristalin rotasyonu esnasmda sabit bir doğrultudaki saçılma.
raksiyon demeti yansıtıcı düzlemlerle eşit olmıyan açılar yapıyorlar, gelen demet
0/ = 0/) + A0 ve difraksiyoıı demeti de 62 = 6,9 —AG açılarmı yapmaktadir. Durum
atomik eşelde Şek. 4 — 1 4 ( b ) deki gibidir. Burada atomlar düzlerninden sadece bi-
rini gözönüne almak zoruudayız çünkü diğer bütün düzlemlerin saçhkları ışınlar
birinci diizlemin saçtığı ( * ) mütekabil ışınlarla ayın fazdadırlar. Atomlar arasın-
da düzlem ieindeki mesafe a ve düzlernin toplam uzunluğu Na olsun. Komşu
atomlar tarafmdan saçılan 1 v e 2 ışmları için yol farkı
Wi=AD— CB
- " =a COS,82—a cos 0ı
= a [ c o s (8B—A0) — cos (8 B +A8)]
Sı'a' = 2aA6 s i n 0 B
buluruz ve diizlemin lıer iki ucundaki atomların saetıkları ışınlar arasmdaki yol
farkı bu nıiktarm N katıdır. İ k i uç atom arasmdaki faz farkı bir dalgaboyu olun-
ca difraksiyon şiddeti sıfır olacaktır. (Buradaki isbat tamamen Madde 3 — 7 de-
kine benzer.) 0 halde sıfır difraksiyon şiddeti içiıı şart
2Na sin 6B
(*) Kristal gelen demetten daha ger.iş ise Na düzlemin radyasyona maruz kalan kismmin
uzunluğudur, kristal demetten küçükise Na diizlemin hakiki uzunluğudur.
134 DİPRAKSİYON II : DİFBAKŞİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [Böl.4
Bu neticeler dönen kıistal haline tatbik edildiği gibi toz metoduna da tatbik
edilir çiinkü bazısı Bragg kammumı tarn olarak bazısı kısmen gerçekliyen toz zer-
releri arasmda elde edilebileıı doğrultu durumları mono - kristal Totasyonuna denk-
tir.
Şek. 4—15. Yansıyan ışınların özel bir konisi için düzlem nomıallerinin dağılımı. .
Maamafih toz metodunda özel bir Bragg açısmdaki yansımamn integre edil- "
miş şiddetinin bu doğrultu veya buna yakm doğrultuda yönlenrniş zerre sayısına :
tabi olduğunu düşiinünce ikinci bir geometrik çarpan ortaya çıkar. Bu sayı zerre-
ler tamamen tesadül'i şekilde yönlenmiş olsa bile sabit değildir. Şek. 4 — 15 de 0
da bulunan bir toz nürnunesinin etrafma yarıçapı r olan bir referans küresi çizil- :
miştir. Gösterilmiş olan özel bir likl yansıması için ON tozun bir ze'rresindeki bu
4—9] -' ' LQRENTZ FAKTÖRÜ 135
^N - rA8
. 2%r sin (90°—%) _ A8 cos 8B
Bu itibârla yansima için uygun şekilde yönlenmiş zerrelerin sayısı cos dB ile oran-
tılıdır ve geri yöndeki yaıısımalar için bu sayı çok küçüktür. -
İzafi şiddetler tabsis ederken bir koni iizerindeki ışınlarm toplam difraksi
yoii enerjisini bir digerininki ile mukayese etmiyor fakat bir difraksiyoii çlzgisi-
ııin birim uzunluğu iizerindeki integre edilmiş şiddeti bir digerininki ile mukayese
ediyoruz. Meselâ nünıuue ve film igin en çok kullamlan bir tertip olan Şek. 4 — 16
da göriilen Debye - Scherrer metodunda film aşikâr olarak yansima one veya ar-
kaya olduğu zaman, 20 = 90° olduğu zamankinden daha fazla nisbette difraksiyoii
konisi kısmını alır. Bu tesiri de dahil edince yansima şiddetini miiteessir eden
üçüncü geometrik çarpana varıyoi-uz. R kameranm yarıçapı olmak üzere, herhan-
gibir difraksiyon çizgisinin uzunluğu 2-KR şin 2QB olduğundan çizginin birim uzun-
luğımun izafi şiddeti l/sin2 0^ ile orantılıdır.
136 DİFRAKSİYON II : DİPRAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ tBöl.4
COS 8 1
Lorentz f aktörü = f ——=r-) (cos0) (■ .-' nrr I = ~^~52
\ sm 20 / \ suı 20 / sm 4 sin20 cos 0
elde ederiz. Bu da Madde 4 — 2 deki polarizasyon faktörü j ( l + c °s 2 -20)
ile kornbine edilerek ve 1/3 sabit çarpaııı yazılmıyarak
1+cos 2 26
Lorentz-Polarizasyon faktörü =
sin2 0 cos 0
elde edilir. Bu faktörün değerleri E K 10 da verilnıiş ve Şek. 4 — 17 de 8 run fonk-
siyonu olarak çizilmiştir. Bu geometrik faktörlerin genel tesiri yansımaların şid-
detinr vasat açılarda ileri ve geri doğrultulara nazaran azaltmaktir.
50
+
ı—t
Î5 40 -
8
30 -\ 1
9 K
20
-\ 1
"V J
Pf <
H 10
P5
O 0 1
►J
45 90
BRAGG AÇISI (derece)
(a) 0»
Şek. 4—18. Debye - Scherrer niimunelerinde absorbsiyon: (a) Genel hal, (b) Çok
absorbhyan niimune.
J
4—10] ' ABSORBSIYON FAKTÖBÜ 137
(*) Şek. 3—13 de verilen toz patronlarmda bu olay görülüyor. Nümunenin merkezinden
difraksiyona uğrayan demetler çok fazla absorbe edildiğinden, patronlann herbirinde en
alçak açıya tekabül eden çizgiler ikiye ayrılmıştır. Debye - Scherrer fotoğraflarım tetkik
ederken bu olaym mümkUn olduğunu hatırda tutmak gerekir yoksa alçak - açı çizgilerinin
ayrılması yanlış olarak farkh iki diizlem takimmm çizgileri imiş gibi interprete edilebilir.
138 DİPRAKSİYON II : DİPRAKSİYON DEMETLERÎNİN >? 'LERt [Böl.4
titreşknlerin genliği sıcakbk arttıkça artar. Alüminyumda oda sı:-a. hğında bir
atomun ortalama durumundan itibaren ortalama yer değiştirmesi 0,17A dur ki bu
kristaldeki ortalama atom mevkileri arasındaki mesafenin yüzde 6 sı ölması itiba-
riyle lıiçbir şekilde kabili ihmal değildir.
Tcrmal hareketler difraksiyon demetiniıı. şiddetini azaltır, çüııkü bu hareket-
ler latis düzlernlerinl çarpıtırlar, atomlar artık matematik düzlemler üzerinde bu-
lunmayıp mesafeleri/bozuk olarak ayarlanmış levhalar şeklindeki bölgelerde bıı-
luııurlar. Bu sebeple muhtelif düzlenılerin Bragg açılarmda saçtığı dalgaların kuv-
vetlendirmesi, ki bu kuvvetlendirme difraksiyon demetini veriyordu, sabit atomlu
kristaller için olduğtr kadar mükemmel değildir. Bu kuvvetlenmenin olması için,
d düzlemler mesafesiııin bir fonksiyonu olaıı komşu düzlemlerdeıı saçılan dalga-
lar arasındaki yol farkmm, dalgaboyunun bir tarn katı olması lâzımdır. Içinde tit-
reşerı atomlarm bulunduğu levha şeldindeki'«düzlemlerin» kalmlıkları u bir ato
mun ortalama mevkiinden itibaren ortalama yer değiştirmesi olrnak üzere, 2u dur.
Bu şartlar altında kuvvetlendirme artık mükemmel değildir, ve u/d oranı yani sı-
caklik veya 0 arttıkça,. kuvvetlendirme data da bozulur çünkü sıeaklığm artması u
yu arttmr ve yiiksek -0 yansımaları alçak d değerli düzlemlere tekabül ederler.
Bu itibarla bir difraksiyon demetinin şiddeti sıcakhk arttıkça azalır, ve sabit bir
sıeaklık için, terrnal titreşimler yiiksek açılara tekabül eden yansımalarm şiddet-
lerini alçak açılara tekabül edenlerinkinden daha çok azaltır.
~ \ sin20 cos8 /
Şunıı da not edelim ki «integre edilmiş şiddet» hakikatte bir şiddet değildir
çünkii şiddet birim alaudan birim zamanda geçen enerji olarak ifade edilir. Bir
toz nümunesi tarafmdan difraksiyona uğratılan denıet birinı zamanda belirli bir
nıiktar enerji taşır ve pek alâ difraksiyon demetinin toplam gücünden balısedile-
bilir. Eğer bu demet fotoğraf filmi gibi bir ölçü aletinin üzerine belirli bir zaman
aralığı esnasmda düşüyorsa ve eğer difraksiyon şiddetini 28 ya bağlıyaıı eğıi ölçü-
lere dayanılarak eizilirse bu takdirde bu eğri altmdaki alan difraksiyon demetin-
dekr toplam enerjiyi verir. Genel olarak bu miktara integre edilmiş şiddet denir.
Daha tasvir edici bir terim «difraksiyona uğrayan toplam enerji» olıırdu fakat
«integre edilmiş şiddet» şimdi değiştirilemiyecek kadar uzun zaman önce x-ışmları
vokabülerine girmiş bulunrnaktadır.
1 2 - 3 - 4 5 6 7 8
1
Çizgi hkl /t2 + & +.-İ2 sin 2 9 sinö e ^f (A" ) /c>.
1 9 10 11 12 13 14
2 İaafi iritegre edilmiş şiddet
ps ' 1 + cos ,29
Çlzgl />•■*
2 Calc. Calc. Obs.
sin 8 cos'9
5
1 6400 8 12.10 . 6^20 X 10 10.0 s
2 5600 6 8.50 2.86 4.6 m
3 3890 12 3.75 1.75 2.8 m
4 3140 24 2.87. 2. US 3.5 5
5 3000 8 2.75 0.66 1.1 w
6 2460 6 3.18 0.47 0.8 w
7 2190 24 4.75 2.50 4.0 vs
8 2080 24 5.92 2.96 4.8 vs
sin 2 8:
4a'
Bu halde, \=l,542A(Cu Ka.) ve a=3,615A (bakirm latis parametresi). Bu itibarla üçtincü
siitundaki tam sayılann \2/4a2=0,0455 ile çarpımı sütun 4 de sıralanmış olan sin20 değer-
lerini verir. Bu ve benzeri hesaplarda hesap cetvelinin doğruluk derecesi kâfidir.
Sütan 6: Lorentz - Polarizasyon laktörünü ve (siriOV/X y'ı hesaplamak için lâzımdır.
Sütun 7: EK 7 den elde edilmiştir. fc* tayin.etmek içirı lâzımdır.
Sütun 8: Şek. 4—6 daki eğrüerden okunur. •
2 2
Sütun 9: F =16 / C u bağmtısmdan elde edilir.
Sütan 10: EK 9 dan elde edilir.
Siitnn 11: EK 10 dan.elde edilir.
Siitun 12: Bu değerleir sütun 9, 10 ve 11 dekî değerlerin çarpırmdır.
Sütan 13: Sütun 12 deki değerler birinci çizgmin şiddetine keyfi olarak 10 değerini
vererek yeniden hesaplanmıştır.
Sütun 14: Bu sütunda Şek. 3—13(a) dan aşağıdaki basit eşele göre gözle tahmin edi-
len değerler vardır. (vs=gok kuvvetli, s=kuvvetli, m=orta, w = zayıı).
y
İ4â - DİFRAKSİYON Iİ : DİFRAKSÎYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [BÖİ.4 :
| F | 2 = 1 6 | " / s 2 + / z „ 2 + 2 / s / Z n c o s ^ - ( A + ^ + /) . . ;
Şiddet hesapları Cetvel 4 — 3 de kısa olması içirı bazı sütunlar terkedilerek yapıl-
mışhr.
Cetvel 4 - 3
1 2 3 4 5 6
sin9 / . - l »
ÇİZgİ hkl 9 — (A ) fs /».'
1 111 14.3° 0.161 11.5 24.2
2 200 16.6 0.185 11.0 23.2
3 220 23.8 0.262 9.5 20.0
4 311 28.2 0.307 8.9 18.5
5 222 29.6 0.321 8.6 18.0
6 400 34.8 0.370 8.1 16.7
1 7 8 9 10 11
2
1 +cos 26 izafi şîddet
!/■'!->
Çîzgi P 2
Colc. Obs.
sin 9 cos 9
1 H490 8 30.1 10.0 vs
2 2380 6 21.9 1.1 w
3 13940 12 9.72 5.9 vs
4 6750 24 6.65 3.9 vs
5 1410 8 6.00 0.2 vw
6 9850 6 4.24 0.9 w
îhtarlar :
Sütuıı 5 ve 6: Bu değerler EK 0 deki verilerden hareket edilerek çizilen saçılma fak-
törü eğrilerinden okunmuştur.
Sütan 7: IFı2 nin değeri gerekli hkl özel değerlerine tabi olarak (4—13), (4—14) v.eya
(4—15) denkleminden hesaplanrmştır. Bu maksatla 111 yansıması için (4—13) denklemi 'ye
220 yansıması için (4—15) denklemi kullanılmıştır.
Sütıın 10 ve 11: Burada yine hesaplanan ve gözlenen şiddetler arasmdaki uygunluk
tatminkârdır. Bu halde kullamlan 9 değerlerinin küçük bir aralıkta olması sebebiyle her-
hangi çizgi çifti kullamhrsa kııllanılsın uygunluk iyidir.
Şiddet hesabma ait bir ihtar daha yapmak lâzımdır. Toz metodunda farklı
Miller indisli iki diizlem takimi film iizerinde ayni noktaya yansitilabilir: meselâ
kiibik sistemde ( 4 1 1 ) ve ( 3 3 0 ) düzlemleri aynı (h2^-k2 + P)' değerine sahip ol-
d u k l a n n d a n bu diizlemler arasmdaki mesafeler de eşittir, yine tetragonal sistemde
( 5 0 1 ) ve ( 4 3 1 ) diizlemleri için (hr-j-k2) ve I2 ler eşit olduğundan bu düzlemle-
rin mesafeleri cle eşittir. Böyle bir hal iein yansimalardan herbirinin şiddeti ayrica
144 DİFRAKSİYON II : DİFBAKSİYON DEMETLERİNİN ŞİDDETLERİ [Böl.4
hesaplanmalı ve soııra çizgisinin toplam şiddetin bulmak için birbirine ilâve edil-
melidir çütıkü gene] olarak bu yansmıalarm mültiplisite ve strüktür faktörleri
farklıdır,
PROBLEMLER
0 00 | f- 0 }0 ' 0£ £
111 331 313 133
î'fî T-T X Î V T F T ■■[
4—4. Belirli bir tetragonal kristalin bir birim hücresinde aynı cinsten dört atom var-
dır ye o |- •} , J 0 \ , | 0 -f- , 0 |. \ mevkilerindedirler.
(a)' F 2 nin basitleştirilmiş ifadesini bulunuz. '
-■•-■•(.&) Bu kristalin Bravais latisi. hangi cinstir?
(c) , 100, 002, 111 ve Oil yansımaları için F 2 nin değerleri nedir?
. ■- 4—5. ZnS in wurtzite formu için gözlenen yansımalara ait kaideler de dahil olmak
iizere F 2 için basitleştirilmiş ifadeler bulunuz. Bu kristal hexagonaldir ve birim hticresinde
■aşağıdaki mevkileri işga-1 eden .2 ZnS bulunmaktadif: . . .._■,..
( FROBLEMLER 145
Zn: 0 0 0 , 1 f \ ,
İ
BO.LUM 5
/'LAUE FOTÖGRAFLARI
: ■ • ■ ■ /
Laue nıetodunda kullanılan nümüne bir monokristaldir. Bu, izole edilmiş bir
monokristal olibilir, yahut bir' polikristal tbpluluğünda çok küeiik olmiyan bir özel
kristal tanesi olabilir. Bir polikristal içindeki kristal kütlesinin büyiiklüğüne ait
yegâne tahdit eğer elde edilen patronun yalmz bu kristale ait olması isteniyorsa,
küçük olmamasıdır.
Laue lekeleri ekseriya farklı mertebeden yaıısırnalarm iist iiste binmesi ile
hasıl olur. Meselâ 100, 200, 300,.... yansimalanmn hepsi iist iiste binmiştir çünkü
mütekabil (100), (200), (300) düzlemlerinin hepsi paraleldirler. Birinci merte
beden yansmıa \ dalgaboylu radyasyondan meydana gelir, ildnci mertebe X/2 den.
üçüncii mertebe X/S den vs, olmak üzere ta siirekli spektrumun kısa dalgaboyu
sımn Xswi. ye kadar iner.
Herhangibir Laue lekesinin mevkii düzlem mesafesindeki bir değişme ile de-
5—2] - KAMERALAE J.47
ğişmez çiinkü böyle bir değişmenin yegâne tesiri difraksiyon demetinin dalgabo-
yumı değiştirmektir. Burıdan yönleri ve strüktürleri aym fakat latis parametre-
leri farklı iki kristalin birbirinin aym ( * ) Laue patronları hasıl edecekleri neti-
cesi çıkar
!• ■ (*) Bu, lekelerin film üzerindeki mevkileri bakimından böyledir yoksa iki fotoğraftaki mü-
|.' tekabil lekelerin şiddetleri farklı olabilir. (A. Sümer).
f
148 LAUE FOTOĞRAFLARI [BÖl. S
J—İ)-H
^w^mtmmwmmwmmmm
m
tg-26=J- (5-1)
Şek. 5—3. Geriye - yansima Laue kamerası. Nümune tutacağı nümunenin düşey ayarı-
na imkân verdiği gibi gelen demete paralel bir eksen etrafinda rotasyonu da mümkün-
dür. Görülen nümune büyük taneli polikfistaldir ve o şekilde konulmuştur ki gelen demet
yalmz seçilen bir taneye çarpacaktır.
Şek. 5—i. Geriye yan'simali. Laue - Kamerası (Şematik),
150 LAUE FOTOĞRAFLARI [Böl. 5
tg(180—29)=-g- (5—2) J
bağmtısmdan buluııabilir, burada 7'j = lekeuin film merkezine mesafesi, 7) = uü- '.
mune film mesafesi (ekseriya 3 era) dir. Geçirme patronlarmın aksine olarak ge-
riye - yansıma patronları kolimatörün büyüklüğünün müsaadesi nisbetiude nıer-
■' keze yakm lekelere salıiptirler. Böyle lekeler hemen hemerı gelen demete dik düz-
lemlerdeıı birbiri üzerine bineıı yüksek mertebe yansımalarmdan hasıl olurlar.
Difraksiyon demetlerinin herbiri birkaç dalgaboyundan meydana geldiği iein tüp
voltajınm azaltılmasmııı yegâne tesiri. difraksiyon demetlerinin bazilarmdan bir
veya daha fazla lusa dalgaboylu bileşeni kaldırmakhr. Uzun dalgaboylar hall dif-
raksiyona uğrayaeak, ve voltajm azalmasi, genel olarak, patrondan hiçbir lekeyi
kaldır mıy aeaktır.
Eğer gerekiyorsa bir Laue lekesinin şiddeti radyografide kullaıııldığı gibi bir ^
siddetlendirici levha vasıtasıyle arttinlabilir. Bu, duyar olmiyan bir pasta iizerine
sürülmüş aktif bir maddedir ve fluoresan levhaya benzei-, aktif madde x-ışmlârı- -;
mn tesiri altında görünür bölgede fluoresans hasıl eder. Böyle bir levha aktif yüzü
film ile temasta (Şek. 5 — 5) olaeak şekilde konulursa, film yalniz gelen x-ışmlai'i ;
dolayısıyle değil fakat gelen demetin tesiri ile levhanın neşrettiği görünür ışıkla >'
da siyahlamr. Fluoresan levhalar sari ışık neşrettikleri halde, şiddetlehdirici lev- \
halar, filmi siyahlatmakta saridan daha tesirli olan mavi ışık neşredecek şekilde v
4
J,
!
<
5-3] NÜMUNE TUTUCULAR 151
kâğıt levha
film arka levv.a . emiiisiyon
/ tabam
difraksiyon T)
•*3
demeti I)
(b)
levhanm
aktif yü&ü
Şek. 5—5. Film ve. siddetlendirici Şek. 5—6. îki tarafli bir filmin
levhamn tertiplenmesi. Laue lekelerinin görimüşüne tesiri:
(a) film ve difraksiyon demetinden ge-
çen. kesit, (b) film iizerinde gift hale
gelen lekenin önden görünüşü.
dar ineeltileceği manasma gelir. Diğer taraftan niimune psk de ince olmarnabdir
aksi halde difraksiyon şiddeti çok diişük olur çiinkü difraksiyon demetinin şiddeti
difraksiyonu hasıl eden maddenin hacmi ile oranblıdır. Geriye - yansirna metodun-
da nürnune kalınlığında bir tahdit yoktur ve gayet biiyiik niirnuneler tetkik edile-
bilir çiinkü difraksiyon demetleri niimunenin ince bir yiizey tabakasmdan gelir.
Iki nietod arasmdaki bu fark bir bâşka şekilde ve hatırlanmaya değer tarzda ifâde
edilebilir: geriye - yansima metodu ile kalm bir nümune hakkındâ elde edilen
herhangibir bilgi bu niimunenin yalmz ince bir yiizey tabakası için muteberdir,
halbuki geçirme patronundan alman bilgi niimunenin bütijn kalmlığmı temsil
eder çünkü aşikâr olarak geçirme nümunesi kesitinin her tarafrndan hasil olan
difraksiyon demetlerini geeirecek kadar ince olmak zorundadir. (*)
Kullamlmakta olan çok değişik nünıune tutucular vardır ve herbiri özel bir
maksat içindir.-En basiti sabit bir çubuktur, niimune zamk veya plastisin ile tut-
turulur. Kristali gelen demete nazaran özel. bir yönde tutmâk gerekiyorsa daha
mütekâmil bir tutucuya ihtiyaç olur. Bu takdirde üç yaylı bir gonyometre kulla-
nıhr (Şek. 5 — 7 ) ; bu gonyometrenin birbirine dik ikisi yatay biri düşey olmak
üzere üç ekseni vardir ve o şekilde yapılmıştır ki gonyometrenin üstündeki küçük
bir çubuğun ucuna yapıştmlan kristal mümkün üç rotasyonun hiç biri ile uzayda
yerdeğiştirme almaz.
Vv '
—**-» * " -
••.« °r-
'*
rün verdiği demetih ışmlarmm hepsi paralel olrniyan cinstendir, ve demetin şekli
koniktir ve maksimıım diverjans açısı (3ı
154 LAUE FOTOGRAFLARI [Böl. 5
eşitliği ile verilmiştir, ve burada v kolirnatörün çıkış deliği ile kaynak arasmdaki
mesafedir- [îj daima küçük olduğundan bu bağıntı takribi olarak
Bi = — radyan (5—3)
v
denklemi ile Made edilebilir.
Pi aeismi küçültmek ve bu suretle dcnieti daha paralel hale getiriiiek içiıı ııe
yaparsak aym zamanda deınetiıı enerjisini azaltmış olacağız. Keza görüyoruz ki
kaynak çok küçük ise giriş deliğinin bir rolü yoktur ve düşünülrniyebilir.
Hakiki hiçbir kayuak mateuiatik bir nokta değildir, ve pratikte biz daima
sonlu büyüklükte ve umumiyetle dikdörtgen şeklinde fokus spotûııa sahip x-isuu
tiipleri ile çalışırız. Böyle bir spotun izdüşümünün şekli küçük hedef - dernet açısı
için izdüşüm doğrultusuna göre ya küçük bir kare ya da çok dar bir çizgidir (Şek.
1 — 16). Böyle kaynaklar paralel ıraksak, ve yakmsak ışınlar ihtiva eden demetler
lıasıl ederler.
Şekil 5 — 9 izdüşüm kaynak şcklinin, yakınsak ışmlar kolimatör merkezinde
kesişip sonra uzaklaşacak şekilde bir h yüksekliğine sahip kare olması halini gös-
teriyor. Bu takdirde maksirnunı diverjans aeısı
S 2 =— radyan (5—4)
u
ile verilmiştir, ve kolimatörün merkezi ıraksak ışınlarm zahiri kaynağı olarak dii-
şünülebilir. Kolirnatörden çıkan ışmlar yalnız paralel ve ıraksak ışmlar ihtiva et-
mezler fakat aynı zamanda yakıusak ışınlar da ihtiva ederler ve rnaksimum ya-
kınsaklık aeısı.
a = —-;— radyan (5—5)
u+zv
denkleıni ile verilmiştir ki bu eşitlikteki w çıkış deliğinin kristale ınesafesidir. Şek.
5 —9 da gösterilmiş olan kaynağın büyüklüğü
■=«(!-0 (5-6)
deııkleımi ile verilmiştir. Pratikte v çok dei'a u nun iki katıdır ki bu, delikler tak-
riben izdüşüm kâynağm üçte biri olduğu vakit Şek. 5 —9 da görülen şartların ger-
çekleştiğini ifade eder. Eğer h mn değeri (5 — 6) denklemi ile verilenden daha
küçük ise bıı takdirde şartlar Şek. 5 — 8 ile 5 — 9 da gösterilmiş olanlar ara'sında-
dır; h sıfıra yaklaşırken maksimum diyerjans açısı (5 — 4) denklemi ile verilen
değerden (5 — 3) ile verilen değere düşer ve demetteki paralel ışmlar nisbeti ve
maksimuın yakınsaklık açısı ile birlikte sıfıra yaklaşırlar. Eğer h nın değeri
(5 — 6) denklemi ile verilen değeri geçerse Şek. 5 —9 da belirtilen şartlarm hiçbiri
değişmez ve kaynağm. büyüklüğündeki artma sadece euerji israfma sebep olur.
Izdüşüm kaynağm şekli ince bir çizgi olunca demetin geometrisi birbirine dik
iki düzlem içinde iki sınır lıal arasmda değişir. Çizgi kaynakla dik açı yapan bir
diizlem içinde deınetin şekli Şek. 5 — 8 ile verilen gibi ve çizgi kaynağa paralel bir
diizlem icinde ise Şek. 5 — 9 ile verilen gibidir. Kaynak diizlemi icinde ıraksakla-
şan bileşen bir tarafa birakilirsa neticede elde edilen demet bir dereceye kadar
kama şeklihdedir. Çizgi kaynağm uzımluğu (5 — 6) denklemi ile verilen değeri
çok aştığmdan, bıı kaynak ve kolimatör sistemi ile x-ışım enerjisinin biiyük Mr
kısmı zayi edilmiş olur.
Şek. 5—10. Geçirme Laue metodunda difraksiyon demetihin bir odakta toplanması.
■S'=kaynak, C=kristal, / / =odak noktası.
naktatı çıkmaktadır. Şekil düzlemi içiııde bulunan gelen demet ışııılarmm herbiri
kristalin yansıtıcı latis düzlemlerine az miktarda farklı açılarla çarparlar, bu açı A
da nıaksirnumdur ve B ye doğru gittikçe azalır. Bu sebeple en alttaki ışııılar üst-
tekilei'den daha büyük 20 açısı kadar saparlar ve b u n u n neticesi olarak difraksiyon
demeti F odağmda toplanır. Bu yalnız şekil düzlemiııdeki ışmlar için doğrudur,
şekil düzlemine dik düzlem içindeki ışınlar difraksiyondaıı sonra ıraksaklaşmakta
devam ederler ve b u n u n neticesi olarak da difraksiyon demetinin kesiti eliptiktir.
Film farkli difraksiyon demetlerini kristalden farkli mesafelerde keser ve böylece
Şek. 5 — 11 de görüldüğü gibi muhtelif biiyüklükte eliptik lekeler görülür. Bu bir
Laüe patronu taslağı değil fakat filmin dörtte bir kismmda leke mevkiinin bir
fonksiyonu olarak leke şekil ve b ü y ü k l ü ğ ü n ü n izahıdır. Dikkat edilirse lekelerin
hep küçiik eksenleri radyal doğrultuda olan eliptik şekiller ve rnerkeze ve patro-
n u n kenarma y a k m olan lekelerin ortalardaki lekelerden daha k a l m olduğu gö-
r ü l ü r , sonuncülar demetler üzerinde bu demetlerin odaklarma y a k m noktalarda
elde edilen lekelerdir. Tasvir edilen şekildeki lekelere oldukça çok rastlanır, ve
Şek. 3 — 6 ( a ) b u n a bir misaldir.
PROBLEMLER
TOZ FOTOĞRAFLAEI
4%*^
*
*
1 -tf*V »
(*) Ayırma kabiliyeti ekseriya yukarıda verilenin makûsu olan A\/\ miktan ile tarif
edilir. Pakat hemen hemen ayni olan iki dalga boyunu ayırmadaki güç mantıkî olarak tef-
rik edilecek iki dalga boyu arasmdaki fark olan ^ \ azaldıkça artmaltdır. Yukanda verilen
t.arifin sebebi budur. Ayni muhakeme latis diMemleri mesafeleri d ye de tatbik edilebilir,
160 TOZ FOTOGEAFLARI [Böl. 6
eğer S/film iizerinde özel bir difraksiyon çizjaıÜBdBB.İ^İrilen bir jemetin filme
çargtıgı_ nokta;jraşi3idjJâ-..iKfisaf.ç„ise„ (Şfik, 6- -2), JR kameranm yarıçagı olmak_
üzere
5=26/?
ve rr__.^._....:...
(6-1)
olur. Hemen liemen ayni mesafeli iki dtizlem talcum A2Ö gibi küçük bir aei ile ay-
rılmış iki difraksiyon demeti verecektir; verilen bir A29 değeri için (6 — 1) denk
lemi, çizgilerin film iizerindeki mesafesi AS nin R ile arttığmı gösterir.. Ayu'ma
kabiliyeti Bragg kanunimun diferansiyelini alarak elde edilebilir:
\i--\ = 2d sin 9 Î,
(6-2)
Fakat
dS
d9
dir ve
dS__—2R
tgB, (*)
dd d
d_ — 2R
Ayirma kabiliyeti tg8, (6-3)
Ad AS
olur ki bu esitlikte d iki diizlem takxmmm ortalama mesafesi, Ad bu mesaMerijr;
jarkx,_ve_ASJölmj^z«rin3ieImbirmderi Kenien ayrıîaıı^iki difraksiyon çizgisi ara-
sındaMlmejafodir^ ( 6 r- 3 ) denklemi ayirma kabiliyetinin kamera Hiyüfiuğü_ile
arttığını_gösterir; maamafih bu artan ayrılma poz müddetinin artması pahasma
elde edilmiştir, ve çok komplike patronlar müstesna küçiik kameralar umumiyet-
le tercih edilir. 5,73 cm lik bir kamera çapı ekseriya kullanilir ve işlerin çoğu için
.(*) Atomik düzlemler arasmdaki mesafe için kullamlan d sembolii ile karıştırmamak
ieia- bu kitabm her tarafmda diferansiyeller için dik d kullamlmıştır.
6—2] DEBYE - SCHERRER METODTX .161
uygundur. Bir radyamn 1/10 u kadar dereceye eşit olan bu özel cap, ince çalış-
malardaki-bazı tashihler musjesna, 0 (derece olarak) sadece S nin (cm olarak)
10 ile çarpılmasi ile elde edildiğinden, hesapları kolaylaştırır. (6 — 3) denklemi
keza verilen bir kameramn ayirma kabiliyetinin tg 0 ile doğru orantılı olması se-
bebiyle, 0 ile arttığmı gösterir.
Kamera. çapıhdaki bir artmamn poz miiddetinin artmasim icap ettirmesi yal
niz difraksiyon demetinin şiddetinin azalmasından değil, fakat ayni zamanda ge-
len ve difraksiyon demetlerinin her ikisinin kamera ieindeki hava tarafmdan kis-
nien absorbg. edilmesinden ileri gelir. Meselâ Prob. 1 —7 ve Şek. 6 — 3 deki eğri-
ler, 19 cm çaplı bir kamerada (umumiyetle kullarulanlarm en büyüğii) hava ab-
sorpsiyonu dolayısiyle şiddetdeki azalmanm CuKa radyasyonu için takriben % 20
Ve CrKa radyasyonu için takriben % 52 oldıığunu gösterir. Şiddetteki bıı azalma-
nın jinünj^ kameranır^ havasını boşaltaraJ£ja_.da._poz._eşn,ajıında hidrpjen yahut
helyum gibi hafif bir gaz ile, kamerayı doldurarak geçmek mümkiindiir.
100
•w
N "5
iz;
m so
M
Şek. 6—3. CuKa ve CTKO. +J
radyasyonlarimn hava tarafm- j | 25
dan absorpsiyonu.
. .0
0 5 10 15 20
YOL UOTNLÜĞU (cmi
Gelen demeti kolime eden kuşgözü sisteminin doğru olarak hazırlanması bil-
hassa zayif difraksiyon demetlerinin kaydedilmesi gerektiği vakit önemlidir. Çıkış
deliği x-ismlarmi • biitün doğrultularda saçar, ve eğer bu saçılan ışınların filme
çarpmasmm önüne geçilmezse backgroundun, şiddetini fena halde arttırabilir. He-
men hemen bu tesirin önüne geçen bir «korunmuş kuşgözü» tertibatı Şek. 6 — 4
de gösterilmiştir: bıinda geleıı demetteki yakınsak ve ıraksak ışınlar ihmal edilmiş
ve yalniz paralel bileşen gösterilmiştir. Kolimatör borusu çıkış deliğinin ötesine
oldııkça uzatılmış ve daraltılmıştır, böylece çıkış deliğinden saçılan radyasyonları
. çok dar bir açısal smır içine hapsedecek kadar A ucu esas demete yakm fakat esas
demele dokunarak kendisi ayrıca saçılmaya sebep olmayacak kadar da uzaktir. De-
met tutucu ekseriya bir fluoresan levhanin arkasma konulmuş kalm bir kıırşun
camı parçasıdır ve her ikisi birden kamerayi x-isini tübü öniinde ayarlarken geçi-
F. 11 "
L
162 TOZ FOTOĞRAFLAEI [Böl. 6
rilen demete umumiyetle bakmaya imkân verir. Tutucudan geriye saçılrna, demet
tutucuuun borusunu geriye doğru uzatıp B ucunu daraltmak suretiyle minimum
yapılmıştır. Kolimatör ve demet tutucu borularmi nümuneye miimküıı olduğu
kadar yaklaştırmanm bir diğer sebebi de gelen demetin kamera içinden geçerken
havamn saçmasını minimum yapmaktir. Borularm her ikisi de alçak - açı ve yiik-
sek - açı difraksiyon demetlerinin mümkün olduğu kadar az karışması için incel-
tilmiştir.
Bazı kameralarda demeti smuiamak için kuşgözü değil de dikdörtgen slitler
kullanılır. Slilin uzun kenari niimune cksenine paraleldir. Kuşgözii yerine slitle-
rin kullanılması niimunenin radyasyona maruz biralulan hacminin artniasi sebe-
biyle poz müddetiai azaltır, fakat kameranin kaynağa nazaran çok daha doğru
olarak yerleştirilmesini gerektirir ve yalnız filmin orta çizgisi boyunca keskin dif
raksiyon çizgileri hasıl eder. '
eleme herhangi bir anda durdurulursa eleğin üzerinde kalan madde daha gevrek
olan fazdan ilk niimuneye nazaran daha az ihtiva edecek, buna mukabil elekten
wecenler daha çok ihtiva edecek, ve hiçbiri nümuneyi temsil etmiyecektir.
Debye kamerasi iein son nümune çapı O ^ i n m yahut daha küçük ve boyu
1 cm olan ince bir çubuk şeklinde olacaktır. Böylebir nümuneyihazirlamanm
jniihtelif yollari vardiy/en basitlerinden _biri tpz.nümuneyi az miktarda bir yapış-
.,-■ tinci (glue) yahııtpetroT jelly'si ile ince bir carn_fiber„üzerine,kaplamaktırrI)iğei'--■■•
înetodlar tozu selofan yahuOityum borate camı gibi az absorplayıcı maddelerden
yapxlmis ince cidarli bir tiipe doldurmak, yahut bir toz ve tutkal karışımmı ince
bir delikten geçirmektir. Polikristal teller doğrudan doğrııya kullanılabilir, fakat
bunlar tercihli doğrultular gösterdiğinden sonunda elde edilen difraksiyon pat-
J ronlari bu husus hatirda tutularak interprete edilmelidir (Böl. 9). Çok absorpla-
j yıcı cisimler kiiçük açılı eizgilerde hölünme gösterebilir (Bale. Mad. 4 — 10); eğer
I bu olay rahatsız etmeye başlarsa tetkik edilen cismi az absorplayan bir cisim ile
karıştırarak bileşke nümunenin absorpsiyon katsapsmı düşürmek suretiyle bu-
mın önüne geçilebilir. Bu maksat için un ve mısır kolasmm her ikisi de kullam-
lır. Seçilen seyrelticinin kendisi kuyvetli bir difraksiyon çizgisi hasıl etmemelidir
! ve çok fazla da kullamlmamalidir, yoksa tetkik edilen cisnıin çizgileri nokta nok-
ta olur.
46/? = U
bağıntısından elde edilir.
Fotoğraf filmi daima banyolar ve kurutma esnasmda az miktarda kısalır, ve
bu kisalma kamera çapınm etkin değerini değiştirir. Film kısalrha hatası filmin
164 TOZ FOTOGRAFLABI [Böl. 6
uçlarmı, filmin uçlarma yakm keskin gölgeler veren, metal bıçak sırtları altma
koyarak tahmin edilebilir. Bu yoldan filmiıı iizerine standard bir uzunluk tabedil-
miş olur ki verilen bir difraksiyon çizgi çifti ile ayni nisbette lusalacaktir. Eğer.ya
doğrudan doğruya ölçülerek ya da latis parametresi bilinen bir cisim ile kalibre
edilerek kameradaki bıçak sirtlarimn 4 6K aeisal mesafesi biliniyorsa bu takdirde
özel bir yansıma içiu 0 nıu değeri, UK film üzeriııdeki bıçak - sırtı gölgeleıinin ara-
smdaki mesafe olmak iizere
JL - İ L
QK ~ UK
basil crantı bağmtısmdan bulunur.
Şekil 6 —5(b) kameraya filmi koymaya ait öncekinin tamamen zıddı kalan
bir metodu gösteriyor. Burada gelen demet filmdeki delikten içeri girer, ve 9
'{2-K — id)R = V
bağmtısmdan elde edilir. Bıçak sırtları bu halde de film kısalması tashihi igin
kullamlabilir.
20 9.0
5 -!_ 2 1 l 2 A 5
(a)
s bıgak sırtı
gölgesı
K° -U-=-
-UU—
T\
UJ.t
(b)
28 29 29 [
4 5 5 4 3 21 11 22 / ^ v \
tc)
-II'-
Şek. 6—5. Debye. kameralarma film konulma metodlan. Filmlerdeki mütekabil çizgi-
lerin numaralan hep aymdir.
6-5] YÜKSEK VE ALÇAK SICAKLIKLAB İÇİN KAMEBALAR 165
Simetrik olmıyaıı, yahul Straıunanis metoduna göre bir kameraya film konul-
ması Şek. 6 —5(c) de gösterilmiştir. Film üzerine iki delik o şekilde açılnııştır ki
film giriş kolimatörü v.e demet tutueunun üzerinden geçebilir. Film üzerindeki
ölçülerden gelen demetin film dairesine nereden girdiğl ve geçirilen demetin nere-
den terkettiği bilindiğinden film kısalması tashihi yapmak için bıçak sırtlarına
ilıtiyaç yoktur. Gelen demetin girdiği X noktası (20 = 180°) 5,5 çizgilerinin ölçü-
leıı mevkilerinin ortasındadır; ayni şekilde geçirilen demetin terkettiği Y uoktası
(20 = 0°) da 1,1 çizgilerinin ortasmdadır. X ve Y mevkilerinin arasmdaki mesafe
W yi verir, ve 0,
2
1 - JL
.% - w
oramndan bulıınıır. Simetrik ohmyan film koymada film kısalması tashîhi katne-
rayı kalibre etmeden yalıut herlıangi bir kamera uzıtnlıığunu bilmeye lüzıım kal-
madan yapılmış olur.
Şek. 6 — 5 deki difraksiyon. çizgilerinin şekillerine dikkat edilmelidir. Alçak
açılara tekabiil eden çizgiler iyice eğridirler, çünkii bunlar tepe açısı 4 0 küçük olan
radyasyon konilerj tarafmdan hasıl edilrriişlerdir, ayni şey yüksek - açılı çizgiler
için de doğrudur, fakat tabii bu çizgiler aksi yönde eğrilmiştir. 4 0 açısı yaklaşık
olarak 180° ye eşit olan şizgiler pratik bakımdan doğru çizgilerdir. Çizgilerin şek-
liııin 0 mn değişmesi ile değişmesi Şek. 3 — 13 deki toz fotoğraflarmda da göriile-
bilir.
de eden bir ciııs yarığı olmalıdır. Eğer ııümune yüksek sıcaklıklarda okside olu-
yorsa kamerayı boşaltmak ya da onu bir tembel gazla doldurmak içiıı bir yol düşü-
niilmelidir; bir değişik yol da toz niimunenin ince cidarli bir silica tiipe dolduru-
lup kapatılmasıdır. Bir yiiksek sicakbk kamerasmdaki fmmn küçük olması sebe-
biyle tüp içindeki sıcaklık gradyam urnumiyetle çok diktir, ve termokuplun ölç-
tüğü sıcaklığm lıakikaten niimunenin sıcaklığı olduğundan emin olmak için özel
ihtimam gösterilmelidir. Sıcaklıktaki bir artma ile lierhangi bir yansımamn şid-
deti azalacağmdan yiiksek - sıcaklık difraksiyofiu patronu için lâzım olan poz mud-
deti normal olarak oldukça uzundur.
ber acıları biibirine eşittirler ve ayni yayı gören rnerkez açısmm yarısına eşittir-
ler. SA ve SB doğrultularmda giden x-ışmlarmm AB yayı üzerine yerleştirilmiş
toz niimuneyle karşılaştığmı farzedelim. Bu takdirde A ve B noktalarmdaki (hkl)
düzlemlerinden difraksiyona ıığrıyan ışmlar ayni 2 0 aeısı kadar sapacaklardir.
Fakat bu 2 0 sapma açılarımn herbiri (180°—a) ya eşittir Id difraksiyon ışmla-
nnm AF ve BF boyıınca ilerleyip dairenin çevresi üzerine yerleştirilnıiş film üze-
rindb F deki bir odağa geleceğini ifade eder.
Şek. 6—7. Seemann - BoMin fokuslayıcı kamera. Yalmz bir AWyansimasi gösterilmiştir.
odakta toplamrlar. Herhangi bir toz metodunda olduğu gibi difraksiyon demetle-
ri, eksenleri gelen demetle çakışan koni yiizeyleri itzerinde bulunur; bu halde her
yansimaya bir kaç taııe gelen ışm katkıda bulunur ve difraksiyon çizgileri bir kaş
a
Film şeridinin uçları film üzerinde referaııs gölgeleri lıasıl edeıı M ve 7V bl
eak uçları ile örtülmüştür. Herhangibir bir difraksiyon çizgisi için 8 run değeri,
film üzeriııde çizgiden alçak açı değerli bıçak ucu gölgesi N ye kadar olaıı ZJ me-
safesi ölçülerek,
40 R - U + arc SABN (6—4)
Şek. 6—8. Çapı 8,4 cm olan bir Seemann - Bohlin kamerasi ile hazırlanmış tungstenin <-*
toz patronu. Bu kamera 92" den 166" ye kâdar olan 28 değerlerini kaydeder. Filmin yük-
sek açılara tekabül eden ucu soldadır. Süzülmliş bakır radyasyonu.
«Bilinmiyen» bir n ü m u n e tetkik edileceği zaman şimdi benzer bir yol takip
edilir. Bilinmiyenin Öleiilen film uzunluğunu standard uzunluğa çeviren bir tas-
h i h katsayısı b u l u n u r . Sonra kalilırasyon eğrisinden miitekabil 9 l a r m değerlerini _-
bulmadan evvel bu çarpanla ölçülen U değerlerinin herbiri earpilir.
1
6-7] SEEMANN - BOHLİN KAMEBASI ıcg
Q= KıU+K2
—2-tge,
drf
eşitliğini verir.
d_ 4/?
Ayirma kabiliyeti r tgGi (6-5)
Ad At/
külür ve kamera eevresine, kamera ile yerilen bir tutturucu ile tutturulur. Nü-
mune rnasif yahut toz şeklinde de olsa, nümuneyi kamera ekseııi etrafında salmdı-
rarak daha yumuşak difraksiyon çizgileri elde etmek mümkündür.
Bu kamera içiıı aleyhde söylenecek de vardır; Seemamı - Bohlin kamerasmda
film iizerinde kaydedilen yansımalar, bilbassa küçük açılar tarafmda, yalııız mah-
dut bir 28 değerleri içindir; bu sebeple bir Debye - Scherrer kamerasi ile bütün
patronun bir ön tetkikini yapıp, fokuslayıcı kamerayı bazı kısımlarm daha yakm-
dan tetkikine hasretmek dalıa iyi olur. Bazı tetkikciler pratik bakımdan açı sımr-
larmda üst üste bindirerek bütün 28 değerlerini kapsıyan Seemaıııı - Bohlin ka
mera takımı kullamrlar.
Bir Seemann - Bohliıı kamerasmda teşekkül eden difraksiyon çizgileri normal
olarak Debye - Scherrer patronlarmdan daha geniştir. Odaklanmış çizgi bir nıana-
da slitin bir görüntüsüdür, ve slit genişliğini azaltmak çizgi genişliğini azaltır, fa-
kat poz müddetini arttırır. Alçak 28 değerlerinde difraksiyon ışmları filme çok al
eak aeılarda çarptığından çizgi genişliği 28 küçüldükçe artar. Bu tesir normal ola
rak x-ışını difraksiyonunda kullamlan iki yüzü emülsiyonlıı filmlerde artar. Özel
hallerde poz müddetinin artması pahasma tek yüzü emülsiyonlu film kullamlma-
sını gerektirir.
Şek. 6—9. Simetrik geriye - yansımalı fokuslayıcı kamera. Yalnız tıir hkl yansıması
gösterilmiştir.
6 5 4 3 21
Şek. 6—10. Çapı 4 in olan bir simetrik geriye - yansımalı fokuslayıcı kamerada hâzır-
lanrmş tungstenin toz fotoğrafı. Süzülmemiş bakır radyasyonu.
*
172 TOZ FOTOĞRAFLARI [Böl. 6 4
Şekil 6 — 10 da gösterilen patroııda birbirine çok yakııı iki çift eizgi görülüyor,
1 ve 2 çizgileri ve 4 ve 5 çizgileri. Çiftlerin lıerbiri Ka radyas)"onu teşkil edeıı iki
Ka.1 ve Ka.2 bileşeninin bir düzlem takımından lıasıl ettiği yaıısımadır. Bileşke çiz-
giler umumiyetle geriye - yaıısınıa bölgesinde rezolüsyona uğramış, yahut ayrılmış,
olarak bulunur. (Bu fotoğrafta S cizgileri ayrılrnaz, çünkii ZiB radyasyonu sadece
bir dalga boyundan ibarettir.) Hemen hemen ayni dalga boylu iki radyasyon bile-
şenini, bir kameranm hangi şartlar altmda ayırabileceğini tayin etırıek için ayır-
ma kabiliyetinin spektroskopik tarifini, yani AX iki dalga boyu arasindaki fark ve
X bunlann ortalama dalga boyu olniak iizere X/AX yi. kullanmaliyiz. CuKa rad
yasyonu içiıı bu dalga boylannin değerleri şunlardır:
\{CuKa2) = 1.54433A
X(CuATai) = 1.54051A
AX = 0,00382A
Bu itibarla
X 1,542
= 404
AX 0,00382
göz önüne alınaıı yansıma' için, bileşen çizgilerin film üzeriııde ayrılabilmesi icin
kameramn ayirma kabiliyeti bu değeri geçmelidir.
Bragg kanununun, diferansiyelini alarak
X = 2rfsin0
</6 1 __ tan 9 _ tanB
dX ~ 2d cos9 _ 2rfsin0 _
X
X _ tanB
(6-8)
"ÂX~ ~ ~AfT
elde ediyoruz. (6 — 7) denklemindcn A0 mn değerini yerine koyarak
. , .... ,. X —4/?tan0. ,„ „.
Ayirma kabiliyeti =-gr — A(\//O) ^6—™
buluyoıuz. Buradaki negatif işareti kaldmlabilir; bu eksi işareti sadece X daki bir
artmanın, filmin merkezinden ölçülen V/2 nin azalacağını bildirir. (6 — 9) denk-
leini .ivirma kabiliyetinin kamera yarıçapı ve 0 ile artacağmı ve 90° ye yakin de-
ğerler için çok büyük olacağmı gösterir. Bu son lıusus Şek. 6 — 10 da iyice aşikâr-
dır; bu fotoğrafta 321 yansimalarina nazaran daha yiiksek açılı 40° yansimalarimn
aralıklarmın daba fazla olduğu görülüyor.
n
6—9] PİNHOLE FOTOĞRAFLABI 173
A . - (4)(2.00)(2.54)(tan65,7°) _ „
. ■ AX, _ (0.08)
yansıma kamerası kullanılabilir. İnce taneli alüminyum levhanm tipik bir geçirme
fotoğrafı Şek. 6 — 11 de görülüyor. Pinhole metodunun, film üzerinde Debye hal-
kasınm yalnız bir kısmımn değil hepsinin kaydedilmeşi üstünlüğü vardır. Buna
mukabil kaydedilen 0 değerleriııin aralığı oldukça sınırlıdır: ya alçak açı ya da
yüksek açılı yansımalar elde edilebilir, fakal aradaki 0 değerleri kaydedilemez
(Bak Şek. 6 — 12). Geçirme metodunda özel bir yansıma için 0 nm değeri
t a n 20 = ~ (6—10)
V
tan (TZ — 26) = -O/H (6—11
hUmune
film ~ '
(a,) (b)
Şek. 6—13. Kalm niimuneler için geçirme pinhole. metodu: (a) gelen demetten geçen
kesit; (b) elde edilen kısmî patron. .
(2 ) Bragg kanumi verilen mesafeli düzlemler için dalga boyu ne kadar kii-
çük ise Bragg açısmm da o kadar küçük olacağmı gösterir. Bu sebeple dalga bo-
yunu küçültmekle her difraksiyon çizgisi küçük açılara kayacak ve film iizerin-
deki toplam çizgi sayısı artaeaktir, ve dalga boyunu büyütmekle de bunlarin aksi
olacaktir. Kisa ya da uzun bir dalga boyunun seçilmesi eldeki özel probleme ta-
bîdiir.
X-isim difraksiyonunda kullamlan karakteristik radyasyonlar umuniiyetlo
sunlardir:
Mo Ka. : 0,711 A
Cu Ka : 1,542
Co Ka. : 1,790
FekATa : 1,937
Cr"Ka : Aj&oJL
Halleriıı lıerbirinde radyasyonun K$ bileşenini yok etmek için uygun süzgeç kul-
lanihr. Bunlarin içinde en çok genel olarak CuKa radyasyonu faydalıdır. Maama-
fih CuKa demirli maddelerle kullamlamaz, çünkü nünıunedeki demirden fluore-
sant radyasyona sebep olur; bunun yerine CoKa , FeKa. yahut CrJÜfa radyasyonu
kullanılır.
Presizyonlu latis parametresi ölçüleri geriye - yansima bolgesinde bir kae çiz-
gi bulumnasim gerektirir, halbuki bazi niimuneler yalniz bir yahut iki çizgi verir.
Bu güelüğün önüne, meveut Ka çizgileri ile birlikte KŞ lari da elde etmek iein
süzülmemiş radyasyon ve bir alaşım. hedef kullamlarak geçilir. Meselâ atomik yüz-
desi 50 olan Fe —Go alaşımı hedef olarak kullamlirsa, ve x-isini demetinin önüne
süzgeç konmazsa radyasyon FcKa, FeKfi , CoKa ve CoZCj? dalga boylarmi ihtiva
eder, çiinkü her eleman kendi karakteristik radyasyonunu bağımsız olarak neşre-
der. Tabiî özel hedefler yalniz demonte edilebilen x-isini tiipleri ile kullamlabilir.
(b) Nümuııe yapıştırıcı, tutucu, yahııt zarf, toz ııümuneyi bir arada
tıUmak için zamk yalıut kullamlau diğer yapışlırıcı, üzerine toztm ko-
nulduğu cam lif, yalıut n i m m n e n i n içine konulduğu cam yahut ergimiş
kuvartz gibi cisimlerin hepsi amorf olduklaruıdan fotoğrafm back-
groımduna katkıda bulünurlar. Bıı maddelevin miktarı m ü n ı k ü n oldn-
ğu kadar m i n i m u m a düşürülmelidir.
(*) Bu ifadeyi birsz açıklamak gerekir. Bir kristal monokromator, özel bir düzlem
takımmdan X dalga boylu radyasyonu difraksiyona uğratacak şekilde ayarlanmca bu ayni
diizlemler ayni zamanda X/2, ve X/3 dalga boylu radyasyonlan sirasiyle ikinci ve üçüncü
mertebeden ve tarnamen ayni 20 açısmda difraksiyona uğratırlar. Dalga boyunun alt kat-
ları olan bu bileşenler, esas bileşen Ko. Jcarakteristik bileşen olduğu vakit nisbeten zayif
şiddettedirler, fakat böyle de olsa nümane'nin hasıl ettiği difrak'siyon şiddetinin presiz-
yonlu hesabı yapılması gerektiği vakit bu bileşenlerin mevcudiyeti arzu edilmez. Monokro-
matordan elde edilen. demetteki alt katlar, bu dalgaboylar hasil olmiyacak kadar tub vol-
tajı düşürülerek yok edilir. Eğer esas bileşen Cu A"a bileşeni ise bu usul umumiyetle tub
voltajimn 16 kV a (\/2 ve X/3 bileşenlerini ifna etmek için zaruridir) düşürülmesi halin-
deki şiddet azalması sebebiyle pratik değildir. Umumiyetle X/3 bileşeninin hemen hasil ol-
mryacağı bir voltajda (bakir radyasyonu için 24 kV) çalışılmak ve belirli bir düzlem takı-
mı için X/2 bileşenini yansitma gücü ihmal edilebilen bir kristal seçmek suretiyle bir taviz
yoluna gidilir. CaP2 böyle bir kristaldir, 222 yansimasmm strüktür faktörü 111 inkinden
çok daha küçüktür. Elmas kiibik yapidaki silikon ve germanyum, bunlarm 222 yansimalan
hakikatte sıfır olduğundan daha da iyidirler.
6—12] KRISTAL MONOKKOMATORLAR 179
Bragg açısı gelen demetin Krj. bileşeniııin yansmıası igin gereken değere ayar-
lanırsa kristal şiddelli bir monokromatik demet yansıtır. Bundan başka difraksi
yon ışınlarmm hepsi S kaynağmdan geçen bir daire iizerinden.çıktıklarından, tıpkı
180 TOZ FOTOĞRAFLARÎ [Böl. 6
daha öııce münakaşa edilmiş olan odaklayıcı kameradaki gibi, S ile aynı daire iize-
rinde bulıınan ve C den aynı mesafede olan bir F odağmda toplanacaklardır.
Pratikte kristal yukarıda tasvir edildiği gibi önce b ü k ü l ü p sonra kesilmez, fa-
kat bükülmemiş kristal ki ekseriya kuvartzdir, önee 2R yarıçaplı olmak üzere ke-
silir ve sonra R yarıçaplı daire şeklinde bükülür. Bu işlem ile tamamen aynı ne-
tice elde edilir. uzel bir X dalga boyimim mesafeleri d olan diizlemlerden difrak-
siyonu için gerekli 0 n m değeri
\ = 2d s i n 0 (6—12)
SC=R-j (6—14)
a
Bükülmüş bir kristal geçirıne ile de odaklayıcı bir monokromator olarak kul
lamlabilir. Bu hakle monokromator kristal gelen radyasyonun biiyiik bir kısmını
geçireeek kadar incc olmah ve yiizeyine dik bir yansıtıcı düzlem takımı kullan-
malıdır; mika ekseriya kullanılır. Şek. 6 — 17 de ACB, 2R yarıçapına göre biikiil-
odaklanma
çemberi
müş kristali gösteriyor, eğrilik merkezi M dedir. Kristalin enine durumda buM-
nan yansıtıeı üç düzlemi gösterilmiştir. Eğer K da toplanan radyasyon bu diizle»-
ler iizerine gelir ve H, C ve G noktalannda yansirsa, yansiyan radyasyon mukeffl-,
mel bir F odağında toplanır, ve adı geçen biitün noktalar 0 merkezli, R yarıçap»1
6-12] KEİSTAL MONOKROMATORLAR 183
ile verilmiştir. Bu denklemi Bragg kanuutt ile terkip ederek özel tatbikat işin bü-
külme yarıçapfın buluruz.
Monokroınatorun kullamlması, niununemıı yansıttığı difraksiyon demetleri-
nin izafî şiddetlerinde değişiklik lıasıl eder. Meselâ, (4 — 12) denklemi x-ışım tü-
pünden elde edilen tamamen polarize olmamrş bir gelen demet için elde edilmişti.
Halbuki bir kristalden yansıyan herhangi bir dernet, difraksiyon işleminin ken-
disi dolayısiyle kısmen polarize olur, yani bir monokromatordau elde edilen demet
nümuneye varmadan önce kısmen polarize olmuştur. Bu şartlar altmda (4 — 12)
denklemindeki (l+cos 2 20)/2 polarizasyon faktörü yerine ( l + cos22a . cos 2 20)/
( l + cos22a) konulmalıdır, ki burada 2a monokromatordaki difraksiyon açısıdır
Şek. 6—18. Film - ölçme aleti. (General Electric Co, x-Ray Departement),
184 TOZ FOTOGEAPLAEI [Böl. 6
ö = logw~
bağıntısı ile tarif edilir, bu eşitlikte 7o = film üzerine geleıı bir ışık demetinin şid-
deti ve Z = filmden geçen demetin şiddetidir. X-ışını filmlerinin çoğu için, takri-
ben 1.0 kadar olan siyahlanmalar için (bu sımr gelen ışığın yiizde 10 unun geçi-
rilnıesine tekabül eder) siyablanma pozla doğru orantıhdır. Büradaki «poz» şu ba-
ğmtı ile tarif edilmiştir:
Poz = (X-isim demetinin şiddeti) X (zaman).
Mademki bir film iizerindeki bütün difraksiyon çizgileri için zaman sabittir, bun-
dan fötoğrafik yoğunluğun x-ışmı şiddeti ile doğru orantılı olduğu çıkar.
Yoğunluk bir mikrometre vasıtasiyle ölçülür. Böyle aletlerin muhtelif şekil-
leri vardır. En basiti bir ışık kaynağı ve x-ışım filminden geçip bir kaydedici gal-
6-14] ÇİZGİ ŞİDDETİNÎN ÖLÇÜLMESİ 185
vanonıetreye bağlı bir fotosel veya termopile çarpan dar bir ışık demetinin gegme-
sini temiıı eden faııtlar ve merceklerden ibaret bir tertiptir. Galvanonıetreden ge-
çen akını fotosel iizerine düşen ışık şiddeti ile orantılı olduğundan, galvanometre-
nin S sapnıası geçirilen ışık şiddeti I ile oraiıtılıdır.
D = logıo -j = logıo y
(a)
Şek. 6—19. Bir mikroi'otometre ile çizgi şiddetinin ölçülmesi (şematik) : (a) film;
(b) galvanometre kaydı; (c) x-ışmı şiddet eğrisi.
186 TOZ POTOGBAFLABI [Böl. 6 f
L I I L L J L ^ L A J L ^ Â - J A_A_AJVA,
Şek. 6—20. Kuvartzm toz patromı (yukarıda) ve buna tekabül eden mikroîotometre
eğrisi (aşağıda).
PBOBLEMLEB \
6—1. Şekil 6—4 dekine benzer ve Fe Ka. radyasyonumm havadaki âbsorpsiyonunu gös-
teren bir eğri çiziniz. Havamn terkibini, ağırhğınm yüzde 80 i azot ve yüzde 20 si oksijen
olarak almız. Eğer Pe Ka. radyasyonu ile 19 - cm - çaplı bir kamerada Havada belirli bir
dif raksiyon çizgisi şiddeti elde "etmek için 1 - saatlik poz gerekiyorsa, diğer şartlar aynı
kalmak şartiyle havası boşaltılmış kamera ile ayni çizgi şiddetini elde etmek için ne kadar-
lik poz lâzımdır?
6—2. Hemen hemen aym iki dalga boyu için bir Debye - Scherrer kamerasmm ayırnıa
kabiliyeti için, A S cinsinden bir ifade bulunuz. S, Şekil 6—2 de tarif edilmiştir.
6—3. 5,73 cm çaplı kamerada Cu Ka. radyasyonu ile lıazırlanmış bir Debye patronu için
Ka, dublettain mesafesini 8=10, 35, 60 ve 85° için derece ve santimetre cinsinden hesapla-
ymiz.
6—i. CTKO. dubletinin bir 5,73 cm çaplı Debye kamerasmda ayrılabildiği en küçük 8
değeri nedir? Çizgi genişliğinin 0,03 cm ve aynlma için mesafenin, genişliğin iki katı olması
gerektiğini farzediniz.
PROBLEMLEB 187
6—5. Çinkonun 5,73 cm çaplı bir Debye - Scherrer kamerasmda Cu Ka. radyasyonu ile
bir toz patronu hazirlamyor.
(a) li.O ve 10.3 difraksiyon çizgilerinin ayrılabilmesi için gereken ayırma kabiliyetini
hesaplaymiz. Çizgi genişliğinin 0,03 cm olduğunu farzediniz.
(b) Bu çizgiler içiıı kullanüan kameramn ayırma kabiliyetini hesaplaymiz.
(c) Bü çizgilerin ayrışımmı hasıl edebilmek için lâzım olan minimum kamera çapı
nedir? (Bu çizgileri birbirinden aynlmamış. olarak gösteren Şek. 3—13(c) ye ba-
kmız. Bunlar küçük açılar ucundan beşinci çizgidir.)
6—6. Bakmn Cn Ka. radyasyonu' ile bir geçirme_ pinhole fotoğrafı. hazirlamyor. Film
4x5 cm dir. ilk.iki Debye. halkasi film iizerinde tamamen kaydedilmek şartiyle kullamla-
bilecek maksimum film - ntimune mesafesi nedir?
6—7. Demirin CuKa. radyasyonu ile bir toz patronu elde ediliyor. Backgroundun, ta
mamen nUmunenin verdiği fluoresan radyasyondan ileri geldiğini farzediniz. Patron iizerin
de en zayıf çizginin maksimum şiddetinin (backgroundun üstünde ölçülen değeri) bu açı-
daki backgroundun kendisine eşit olduğu bulunmuştur. Eğer film 0,0015 in kalmhkta alü-
minyum levha ile örtülürse bu çizgi için Imax değerinin backgrounda oram ne olur?
6—8. Bir difraksiyon çizgisinin mikrofotometre kaydı aşağıdaki galvanometre sapma-
lanni veriyor:
Işık demetinin mevkii sapma
Poz almamış film 5,0 cm
Çizginin hemen solunda
background 3,0
Çizginin hemen sağmda
background' ■ 3,2
Difraksiyon çizgisi
merkezinde 1,2 .
X-ismi şiddetinin fotoğrafik yoğımluk ile orantılı olduğunu farzediniz. Difraksiyon de-
ğerinin/ m a r değerinin (background üstündeki değer'i3,aym Bragg açısmdaki backgrounda
oranını bulunuz
B ÖL Ü M 7
D1FRAKT0METRE ÖLÇÜLERİ
Esasznda, film şeridi yerine hareketli bir sayıcı konıılmuş olması miistesna
bir difraktometre, bir bakıma bir Debye - Scherrer kamerası gibi plânlanmıştır.
Aletlerin ikisinde de tam monokromatik radyasyon kullamlır ve x-ışım detektörü
(film yahut sayıcı) merkezi toz nümıme olan bir çember iizerine konur. Bir dif-
raktometrenin eşas kısımları Şek. 7 — 1 de gösterilmiştir. Düz bir_ls_yhaJh.arindeki
bir C toz nümımesi, şekil düzleminedik 0 ,ekseni etrafında dönebilen.. H. tablası
llfr^fnrfan~t3fm7îCX-ışım kaynağı, x-ışıııı tüpüniin T hedefinin çizgisel odağı olan
S dir. S de şekil diizlemine d i k v e birîtibâlT£jdpraktonıetreııiıı 0 ekşenine...para-
leldirTlX-ismlari Bû^TiiŞâincîairirâklaşırlar ve nümııne tarafmdan difraksiyona uğ-
ratılarak P~yâTTğmda"'MâKlMÎân ve sonra G sayıcısma giren yakınsak bir demet
teşkiredeîlei".~,~A ve B gelen ve difraksiyona uğrayan demetleri tarif ve kolime eden
ijzel_yaı-ıklardır. Difraksiyon demetinin girdiği yanklar ve sayıcı, 0 ekseni etra-
fmda dönebilen ve 20 açısal mevkii derecelenmisJ7C eşeli iizerinde okunabilen E
taşıyıcısı iizemidediıier. E ve H taşıyıcıları o şekilde kuple edilmişlerdir ki sâyı-
cınm 2:v dereeelik dönmesine niimuneniriı_ xderecelik bir dömnesi refakat eder.
Bu kuple tarzı Hu düzlern numunejizerine geliş ve ondaıı yansıyış. aeılarmm bir-
birlerine ve toplam difraksiyon aeısmm yarısma eşit olmasmı gerçekler, ki bu
odaklanma şartlarımn gerçeklenmesi için zarurî bir tertiptir. Sayıcı motorla dön-
dürülebilir yahtıt istenilen açısal duruma elle hareket ettirilebilir.
.1
7-r23 GENEL ÇIZGİLERİ , 191
In
""■ e*4f
\ r
,rr
ııı l
u I
't: c V,r
! ı
Jr
•f
i
_r- "• I,
]
"-, ı ^ ,
Şek. 7—3. Norelco difraktometresi. Bu özel fotoğrafta diiz niimune ucu mutad tutucu
yerine ince bir çubuk şeklindeki nümune için ntimune tutucu gösterilmiştir. X-ışını tüpü
gösterilmemiştir.
bir kag derecelik adımlarla hareket ettirilir, fakat çizgi profilinin tayini 0,01° ka-
dar kügük açısal arahklarla şiddet ölçüstinü gerektirir. Bu şekilde difraksiyon pat-
ronu elde etme metodu rate - metre ve otomatik kayıt metodlarmmkinden çok da-
fia yavaştır, fakat daha presizyonlu şiddet ölçiisü verir.
/ - Bir toz kamerası ile bir difraktometrenin çalışması arasmda esaslı bir fark
vardır. Bir kamerada bütün difraksiyon çizgileri hemzaman olarak kaydedilir, ve ,
gelen x-ışmi demetinin poz devammca şiddetindeki değişmelerin izafî çizgi şiddet-
leri üzerinde bir etkisi olamaz. Halbuki bir difraktometrede difraksiyon çizgileri
biri diğerinin arkasindan kaydedilir, ve bu sebeple izafî çizgi şiddetleri sıhhatli ola-
V rak ölçiilmek isteninee gelen demetin şiddetini sabit-tutmak farz olnr. Hat voltajm-
daki mııtad değişmeler oldukça önenıli olduğundan, bir monitor sistemi kulianıl-
madıkça, bir difraktometrenin x-ışım tüjjü devresi bir voltaj stabilizatörü ve bir
tüp - akım stabilizatorü ihtiva etmelidir (Bak Mad. 7 — 8 ) .
Kullanılacak nümunenin nev'i rnaddenin şekline ve tedarik edilebilecek mad-
denin miktarma tabîdir. Diiz metal yaprak yabut levha doğrudan doğruya mua-
yene edilebilir, fakat böyle maddeler bemen daima tercihli doğrultular arzederler
' ve bu hususun izafî şiddet takdirleri yapılırken lıatırda tutıılması gerekir. Keza
bu, Mr cam levha iizerine bir kaç uzunlıığu yan yana yapıştırarak en iyi şekilde
muayene edilen teller için de doğrudur. Bıı levha sonra nümune tutucuya tel ek-
senleri difra'ktometre eksenine dilc olacak şekilde k'onur. Toz niimxmeler en iyi
şekilde bi£_çam veva plastik levhadaki bir çııkııra yapıştırıcı ktıllanmadan konıı-
ltıp birbirine yaklaşmasi için aneak yetecek;J^şj]ig]a_sıkışt]rarak vp sonraYÜzünü
diizelterek,. hazırlanır. Haddinden fazla basmç toz zerrelerinin tercilıli doğrultn-
lar almasuıa sebep~ömr._Değişik bir şekil de tozun tutkalla karıştırılıp bir cam
levha iizerine bulaştırılmasıdır. Eğer izafî çizgi şiddetlerinin sib.hatli.-bir şekilde
tekrarlanabilmesi istenirse toz, 10 mikron yahut daha küçük hale gelinceye kadar
iyice öğütülmelidir; eiinkü düz niimune Debye..- Scherrer niimıinesinde olduğu
gibi döndiirülmediğinden uygnn sayıda yansıma için doğru yönlenmiş zerre elde
etmenin tek çıkar yolıı zerrelerin ortalama büyüklüğtinü düşürmektir. Yiizey pü-
riizlülüğünün de izafî çizgi şiddetleri üzerinde bariz bir etkisi vardır'. Eğer yüzey,
sıkıştırılmış bakır bir toz halinde olduğu gibi pürüzlü, ve çizgisel absprpsiyon kat-
sayısı yüksek ise, küçiik açı yansımalarmııı şiddetleri yüzeyin her eılantrh kısnım-
da difraksiybna uğramş ışmların absorpsiyonu sebebiyle fevkalâde düşük olacak-
v tır, Bıı olaym öniine geçmenin tek yolu çok ince bir tozun.sıkiştırilmışının diizel-
tilmiş yüziinü kullanmak yahut yüzü parlatılmış bir niimurie.ktillannıâktır.
r Eğer diiz bir niimune içiıı yeteri kadar toz bıilmak rniimkiin değil ise Deb
ye - Seherrer kamerasmda ktıllanılan gibi bir inee - çııbük ııüniane kullanılabilir;
bu nümune difraktometre eksenine monte edilir ve küeiik' bir motorla devamlı
r. is
a BOO
liMfll. i ' l » " « \'i . yjv» ■nj.-'ibifiM
n , 700-
-
VJ
Ql «00
JJ
a 500-
-M 400-
u
w
«;• 300-
W I
İH 200-
It a
w 10C
o I• i" I
&
«o> 0
_ - » JL. M-W^fiJi^^VMrfW » .«
i
* I «V I M ' J l d k A j t l u f l i ' **^«U>.«fc
I
1'
1 20" 25" 35" 40" 45" 50"
29
55° 60° 65° 70° 75° 80° 85° 70° 3
j-K
800' - W n
V B " r
T B i
s
£ H
HI
?.
rt 700- SJ
H
O:
600- f
)~
rt O
f
500-
s 400-
H
»•
iW
300-
*2
S3
200
O
O 100- ■".- 1 ■MM»,*-' I—
Şek. 7—4. Tungsten tozunun otomatik olarak kaydedilmiş difraksiyon patronu. Süzülmemiş bakır radyasyonu, 25 kV, 20 mA.
One yansima bölgesi (yukanda) ve geriye yansima bölgesi (aşağıda) için farkli fantlar kullanilmistir. Zayif tungsten La, çizgisi, W
3750 saat kullanılmış olan x-isim tüpündeki az miktarda tungstenbulasmasmdandir. O:
f.< 7^-3] X-.ISINI OPTIGI 195
. / olârak döndürülür (bak Şek. 7 — 3 ) . Maamafih böyîe bir niimune miimkiinse kul-
" • / lamlmamahdir, çiinkü böyle nümunenin verdiği şiddet, diiz nümunenin verdiği
' I şiddetteıı çok daha düşiiktür.
Monokristal halindeki nümuneler Şek. 5 —7 de gösterilen ve niimunenin ve
sayıcınm difraktometre ekseni etrafmda müstakilen döninesine imkân veren üç -
gemberli gonyometreye kristali monte ederek de difraktometrede tetkik edilebilir.
Bir difraktometre niimuneyi sıcak veya'soğuk bi'r üniteyle sarmak suretiyle
yiiksek veya algak sıcakhktaki ölçüler için de kullamlabilir. Böyle bir dııruma
adapte olmak difraktometrede, kameradakinden daha kolaydır, çünkü difraktö-
metrede çalışmak için daha geniş serbest bir bölge vardır.
'. I Müteakip maddelerde difraktometrenin muhtelif kısımları daha geniş ola-
jrak tasvir edilecektir. Aletin bu genel çizgilerinin özeti onun toz kameraya naza-
I ran üstünlüğünü göstermeye yeter: çizgi mevkiinin ve şiddetin kemmî ölçiisü dif-
/ raktometrede bir işlemde yapılmaktadır, halbuki aynı ölçü film tekniğinde üç adı-
mı gerektirir (patronun film üzerine kaydı, filmin bir mikrometre kaydınm ya-
pılması, ve galvanometre sapmalarımn şiddete çevrilmesi) ve hepsinin birlikte
verdiği netice genel olarak. daha az doğrudıır. Difraktometrenin bu üstünlüğii ale-
tin çok yiiksek fiatlı olmasım gerektirir ve fiatm yüksekliği sadece aletin meka-
\ nik parçalarınm presizyonln olarak hazırlanması gerektiğinden değil fakat ayhı
A zamanda güe kaynağmı stabilizie etmek ve difraksiyon demetlerinin siddetlerini
; \ ölemck için pahali elektrik devrelerine ihtiyae olmasindandir.
Şek. 7—5. Düz nümuneler halinde odaklamanm geometrisi; (a) one yansima, (b) ge-
riye yansima. ,
İ96 DIFRAKTOMETRE ÖLÇtJLERİ [Böl.7
orada şiddeti doğru olatak ölçmektir. Sekil 7 — 5 bunun nasıl yapıldığını gösteri-
yor. Sayıcımtı herhangi bir düminu için. F alıcı fantı ve x-ışını kaynagı S daima
difraktometre çemberi iizerinde bulunur, ve bu, nümunenih yüzünün, rmmunenin
sayıcı ile mekariîk olarak kuple edilmış olnıası sebebiyle, merkezî nümune nor-
mali üzerinde bulıman ve F ve 5 den gegen bir odaklama gemberingjgğet olduğu-
nu i|gjeJ_fidafc^daMaHia^-eembe]:iniıi--y-ar4y'pı gnVıi» değildir. 29 aeıgj^küçjiMiikçe.
Şek. 7 —5 de gösterildiği gibi, yarıçap büyür. F de mükemmel bir odaklama ola-
bilmesi için nürnunenin odaklama çemberine uyacak şekilde bükülmüş olması lâ-
zımdır, fakat çemberin eğrilik yarıçapmm değişmesi sebebiyle bu, pratik değildir.
Bu sebeple difraksiyoıv demetinin F de örıüne geçilmez bir genişlemesi vardır, fa
kat bu, gelen demet fautı fazla geniş olmamak şartı ile, mahzurlu telâkki edilecek
kadar çok değildir.
İS >
- <u 33
•A
a5
a1 a
3 *
>> p
.a 1
•y is
w
.
3ö
E m
a
S3
î=3 W.
W E
v 3
198 DİFRAKTOMETRE ÖLÇÜLERİ [Böl.7
ğinden bu fantın gen.isligind.eki bir artrna ölçülen herhangi bir- difraksiyon çizgi-
siııin şiddetini artıracak, fakat bu, ayrılm,adaki bir kayıp pahasına olacaktır. Di-
ğer taraftan bir difraksiyon çizgisiniu izafî integre edilmiş şiddeti fant genişliğin-
den müstakildir ve integre edilmiş şiddetin temel önemi ( * ) b u n d a n ileri gelir.
Şekil 7 — 7 tipik bir difraktometredeki muhtelif fantlarm tertiplenmesini ve seçi-
len bir kaç ı ş m m kaynaktan sayıcıya gidinceye kadar geçişini "gösteriyor.
(*) Fant genişliğinden başka bazı şeyler (meselâ, x-ışım tüpilnün akırm) bir tek dif
raksiyon çizgisinin integre edilmiş şiddetini değiştirir. Maamafih önemli olan nokta dahü
olan değişkenlerden herhangi birindeki değişim bütün difraksiyon çizgilerinin integre edil
mis şiddetlerini aynı nisbette değiştirir, fakat maksimum şiddetler üzerinde hiç eşit olffli-
.yan tesirler hasü eder. Bu itibarla, eğer hlh iki çizginin belirli bir fant ile ölçülmüş M-
tegre edilmiş şiddetleri'oram v&M^Mj bu çizgilerin maksimum siddetlerinin orani ise W
takdirde farklı genişlikte bir fant ile yapüan diğer bir ölçü. integre edilmiş şiddetler için
aynı/ı//a oranım verecek, fakat maksimum siddetlerin orani genel olarak M\/M2 den farkli
olaoaktir.
7-43. ŞIDDET HESAPLARI 199
(1) Çizgi kaynak, nümuııe yüzeyi, ve alıcı ' -fant ekseııi birbirine paralel
olsun,
(2) Niirnune yüzeyi difraktometre ekseni ile çakışsm, ve
(3) Çizgi - kaynak ile alıcı - fant'm her ikisi difraktömetre çernberi üzerin-
dc bulunsun.
Gelen demet ve difraksiyon denıeti ile eşit açı yapan bir düz levha nümillie
kullanılması sadece ynkarıda anlatılan odaklamayı temin etmekle kalnıaz, fakat
aym zamanda absorpsiyon earpannıı da 0 açısmdan bağımsız hale kor. Bunu dif
raksiyon demetinin şiddeti iizerinde nümunedeki absorpsiyonun tesiririi hesaphya-
rak isbatlıyabiliriz, fakat bu olayla kitabm daha sonraki kısımlarmda da karşıla-
şacağımızdan hesaplarırmzı tamamen genel olarak yapaeağız. Şek. 7 —8 de gelen
demetin şiddeti (erg/crn 2 /see) I0, kesiti 1 crn karedir, ve demet toz levha iizerine
a açısı yaparak düşmektedir. Bu denıetten, yüzeyden x kadar derinde bulunan
ıızıınluğu l, kahnlığı dx olan bir toz tabakasmm difraksiyona ıığrattığı enerjiyi göz
önüne alalım. Gelen demet nümııne tarafından AB yolu boyunca absorbe edildi-
ğinden göz önüne aldığımız tabaka üzerine saniyede gelen enerji miktarı/oe"' uf >
(erg/sec) dir ki bu ifadedeki [j,, sıkıştırılmış tozıın çizgisel absorpsiyon katsayisı-
dır. Cismin hacminin a kadarlık bir kesri gelen demeti yansıtmak için ııygıın doğ-
rultuda bulunsıın ve birim haeim gelen enerjinin b kadarlık bir kesrini difraksiyo
na ıığratsm. Bu takdirde ğöz önüne alınan Idx hacniinin difraksiyona uğrattığı
enerji ab 11$ e~~IJ'IAB> dx olur. Fakat difraksiyon ışmları niimune içinde BC kadar-
hk yol aldığıudan bu difraksiyon enerjisi e~M,BC1 çarpanı ile de absorpsiyon dola-
yısiyle azalxr. Nümune dışında difraksiyon demetinin saniyedeki enerji akisi yani
integre edilmiş şiddet
\
x
\
200 DİFRAKTOMETEfi ÖLÇÜLERİ [Böl.7
/= _sm
A a_ , AB = ~—
sm a
, BC = —^-
sm p
dır, Bu sebeple
d = Joa6_ e _,, v a / s i n n + ı/sin,3j d ; ı . ( 7 _2)
sma
olur. .
Difraktometrede kullamlau özel ııümune tertibi için a = ( î = 8 dır ve yukarı-
daki denklem
.. d / f l = - ^ - « - W H d i (7—3)
sin 0
olur. Toplanı difraksiyoıı şiddeti soıısuz kaluı bir niüriüne için integral almarak
■
' .• .T:=OO
btılunur. Burada IQ, b ve u. bütim yansmıalar içiu sabitt.irler (9. ya tabî değil) ve o
yı da sabit telâkkî edebiliriz. Hakikatte a, 0 ile değişir, fakat bu değişme Loreııtz
faktörünün cos 8 kısrnmda düşüuülmiiş'olduğundan ( b a k Mad. 4 — 9 ) burada bizi
ilgileııdirmez, 1/2^, absorpsiyon çarpanımn gelen ve difraksiyon demetleri ile eşit
açılar yapan bir düz ııümmıe için,.nimıune biitüıı açılarda gelen demeti tamamen
karşılamak ve etkinlik bakırmudan sonsuz kalınlıkta ( * ) olmak şartiyle 0 ya bağlı
(*) «Sonsuz kalmlık» hakkmda kabûl edilmiş olan kriter bizim şiddet ölçümüzdeki
duyarlığa yahut ihmal edilebilir difraksiyon şiddeti olarak neyi seçtiğimize' tâbîdir.' Meselâ,
keyfî şekilde fakat tamamen makûl olarak sonsuz kahnlığı, bir nümunenin arka yüzündeki
ince bir. tabakamn verdiği difraksiyon şiddeti, ön yüzündeki ince bir tabakanm verdiği dif
raksiyon şiddetinin .1/1000 i olan i nümune kalmlığı olarak tarif edebiliriz. Bu takdirde
(7—3) denkleminden
d/n(*=0 da) • ' . '
—İL-. 2W/sm9 _ ınnf)
dID(.x=t-de)-e " ™
yazar ve
3,45 sinO
buluruz. B'u ifade metal bir ntimune için «sonsuz kaunlığın» çok küçük olduğunu gösterir.
Meselâ nikel toz nümunesinin CuKa radyaşyonu ile 90° ye yaklaşan 9' değerlerinde tetkik
edildiğini farzedelim. Sıkıştırılmış tozun yoğunluğu metalin yoğunluğu olan 8,9 grh/om3 Un
0,6 katı aünabilir, ki sıkıştırılmış tozaait u. için 263 cm-ı değerine sevkeder. Buna gore t
nin değeri 1,31 x - 2 om. yahut bir incin binde beşidir.
f—5] ORANTILI SATICILAR 201
olmadığmı buluyoruz. G dan bu bağımsızlık iki zit tesirin birbirini tam olarak den-
gelemesindendir. 8 açısı küçük iken sabit kesitli bir gelen dernetm gördüğü nürnu-
ne alanı büyüktür, fakat x-ışımnm nüfuzunun etkin derinliği küçüktür; 0 büyiik
oluuca, demetin gördüğii alaıı küçük fakat ııüfuz dermliği nisbeten büyüktür. Bu-
nun tain neticesi demetin gördüğü hacim sabit ve 0 dan bağımsızdır. Maamafih
dairna absorpsiyon vardir ve diğer şeyler eşit olrnak şartiyle nümımenin absorpsi-
yon katsayısı ne kadar büyük olursa difraksiyon demetlerinin şiddetleri de o kadar
zayıf olur. Mühim olan lıusus şudur ki absorpsiyon difraksiyon demetlerinin şid-
detlerini ayni nisbette düşüi'ür ve izafî şiddetlerin ölçüsüne girmez. Bu, bir toz nü-
munenin difraksiyon çizgilerinin izafî integre edilmiş şiddetleri için (4 — 12)
denklernine yani
ye prezisyonlıı olabilmesi icin bir difraktometıede tetkik edilen düz nüınuııe ha-
linde yalnız sıcaklık earpaımım ithal edihnesi gerektiğini ifade eder. Bu şekli ile
de patronda birbirine komşu iki çizginin takribî izafî şiddetlerini hesaplanıak için
kııllanılabilir; fakat sıcaklık çarpanmm lıesaba katılrnaraış olmasmdan ötürü he-
saplanaiı şiddette yiiksek açıya tekabül eden değer alçak açıya tekabül eden değe-
ıe nazaran daima biraz dalıa büyük olacaktır.
Difraktometrede kullamlan nümuııe bir İnce çulnık şeklinde olımca odakla^
ma olmaz ve gelen demet fantları tamarnen paralel ince bir demet verecek şekil-
de seçilir, Bu takdirde x-ışını geometrisi fantlarla teçhiz edilmiş bir Debye - Scher-
rer kamerasmdakine tamameıı denktir, vc (4 — 12) denklemi tamamen Mad.
4 — 12 de bahsedilen tahditleıie kullandır.
■katod tel
anod yalitkan
x-ismlan
=4=
r"h
Şek. 7—9. Gaz sayıcısı (O-
pencere rantıh yahut Geiger) ve temel
detektör devre bağmtıları.
devresino
giden uç
Maamafih aynı. alet, eğer voltaj 900 e kadar olmak iizere 600 volt civarına
yükseltilirse bir oranlılı sayıcı olarak çalıştırılabilir. Bu takdirde yeni bir olay ya-
n i çoklu iyonizasyon yahut ccgaz amplif ikasyonu» meydana gelir. Şimdi elektrik
alan şiddeti o kadar yiiksektir ki ilk iyonizasyondan hasil olan elektronlar tel ano
da doğru hızlamrlar ve bu hizlanma tele yaklaşıldıkça daha fazla olur, ç ü n k ü tele
yaklaşıldıkea alan şiddeti artmaktadır. Bu suretle elektronlar. gazr atomlarmdan.dir
şarıya elektron firlatabilecek kadar enerji kazamrlar ve bu elektronlar tekrar iyo-
nizasyona sebep olur ve bu şekilde bir tek x-isim k u a n t u m u n u n absorpsiyonu ile
iyonize olan atomların sayısı bir iyonizasyon odasmdakinin 10 3 ilâ 10 s kati kadar
olabilir. Bu amplifikasyonun bir neticesi olarak tele önemli bir elektron eığı car-
par ve dış devrede kolayca detekte edilebilen bir akmi darbesi hasil olur. Bu darbe
büyük Rı direnci üzerinden geçer, fakat bu arada Cx kondansotörüne mûvakkateıı
verilen yük, C\ kondansatörüne bağlanmış ratemetre yahut skaler devresi ile de
tekte edilir. Ayni zamanda pozitif gaz iyonları katoda doğru ilerler, fakat kütlele-
rinin b ü y ü k olması sebebiyle hareketleri daha yavaştır. Son derece çabuk olan bu
olay bir x-isim k u a n t u m u n u n absorpsiyonu ile başlar.
7-5] ORANTILI SAYICILAB 203
Aşağıdaki şekilde bir gaz amplifikasyonu çarpanı A tarif edebiliriz: bir x-isim
kuaııtumu ile iyonize olan atom sayısı n ise, yukarıda anlatılan komütatif işlem ile
iyonize olan toplam atom sayısı An dir. Şekil 7 — 10 şematik olarak gaz amplifi-
kasyon çarpamnm. tatbik edilen voltajla nasıl değiştiğini gösteriyor. Iyonizasyon
odasmda kullamlan voltajlar için A = l dir yani primer iyonizasyondan hasil olan
elektronlarm diğer atomları iyonliyacak kadar enerji kazanmamalarmdan dolayi
gaz amplifikasyonu yoktur. Fakat voltaj orantıh sayicı bölgesine yükseldiği vakit
A çarpam 103 den 105 e kadar değerler mertebesinden olur.
çığ bölgesi
VOLTAJ
Şek. 7—10. Voltajın gaz amplifikasyonu çarpam Uzerindeki tesiri.
Anod telindeki akim darbesi normal olarak teldeki anî voltaj değişimi ile öl-
çülür, ve bu değişim bir kaç milivolt mertebesindendir. Orantılı sayıcı adım, bu dar-
benin, verilen bir tatbik edilmiş voltaj için primer iyonizasyon işleminde teşekkül
eden iyonlarm sayısı n ile doğru orantılı olmasmdan alır. n sayısı da tekrar absor-
be edilen x-isim kuantumunun enerjisi ile orantilidir. Bu itibaiia eğer CUJCGC
kuanlumu (/iv = 9000 eV) 1,0 mV luk bir voltaj darbesi hasil ediyorsa, MoKa mn
kuanlumu (/iv = 20000 eV) değeri (20000/9000) (1,0) =2,2 mV olan bir darbe
hasil edecektir.
Esasıııda orantılı sayıcı çok çabuk sâyan bir sayıcıdır; meselâ saniyede 10Ğ y.a
kadar çıkan çabuklukta gelen darbeleri birbirinden ayirabilir. Bunu yapabilmesi-
nin sebebi her çığın telin 0,1 mm yahut daha küeük olan son derece dar bir böl-
gesinde teşekkül etroesi ve sapsı tüpün boyu doğrultusunda yayılmamasıdır. Bu,
işlemin mühim bir yönüdür ve geleeek maddede tekrar ele alaeağız.
204 DİFBAKTOMETBE ÖLÇÜLERİ [Böl.7
Orantılı sayıcı ile ölçü aleti arasma özel devreler koyarak, (skaler, yahut ratemetre)
hasıl olan darbenin büyüklüğünün bu darbeyi • hasıl eden x-ışınlannm dalga boyları ile ters
orantılı olduğu hakikatinden faydalanmak mümkündür. Meselâ, böyle devrelerden bir ta-
nesi seçilen bir değerden daha büyük darbeleri geçirir ve daha küçükleri geçirmez; bu dev-
reye darbe-yüksekliği diskriminatörü denir. Eğer böyle iki devre birlikte kullamlırsa biri
yalnız V\ volttan daha büyük darbeleri geoirecek şekilde ayarlamr ve diğeri yalnız Vi volt-
tan daha büyük olanları geçireoek şekllde ayarlamr, bıı suretle bunlarm çıkışlarımn ara-
larındaki fark, büyüklükleri V\ deıı V% volta kadar olan bölgedeki darbelere aittir. Bu çı-
kartma işlemi elektronik olarak yapüabüir, ve bu takdirde bileşke devreye tek kanallı dal-
ga-yüksekliği analizörü denir.
Böyle bir alet orantılı sayıcmm esaslı olarak monobromatik şartlarda çalışmasmı müm-
kün kılar. Meselâ bir patron bakır radyasyon ile elde ediliyorsa, analizör yalmz Cu Ka. rad-
yasyonuna ait darbelerin geçmesine müsaade edecek ve diğer dalga boylarma, meselâ
CuK$, ntimunenin verdiği fluoresan radyasyon,. beyaz radyasyon v.s. yi geçirmeye müsaade
etmiyecek şekilde ayarlanabilir.
1 •,„ Piat0
[ ılâve
ft
j voltaj , \jı Şek. 7—11. Sabit x-ışını
sürekli
başlangıç/ eşik şiddeti için voltajm sayma
deşarj
« TOÎtajı /voltajı hızma tesiri.
1 jalışma voltajj
(*) Bu voltajm altmda darbeler hasûalur, fakat bunlar ölçü devresi (skaler, ratemet
re) ile sayılamıyacak kadar küçüktür. Başlangıç voltajmm altmda sayıcn orantılı sayıeı
olarak çalışır ve darbeler Geiger bölgesinde elde edilenlerden eok küçüktür: Bir Geiger
sayıcısı ile kullanilaeak devre yalmz belirli bir değerden, umumiyetle 0,25 volttan daha bii-
yiik darbeler için çalışacak şekilde plânlandığmdan başlangıç voltajmdan daha küçük vol-
tajlarda darbeler sayılmazlar.
7—6] GEİGER SAYICILARI 2Û5
Zı hemen hemen voltaja tabî değildir. Platonun daha ötesindeki voltajlarda sayıcı
sürekli bir deşarj lıaline geçer. Bir Geiger sayıcısı plato üzerinde çalıştmlır, nor
mal olarak eşik değeri 1Q0 volt aşılır. Platonun takriben 0,05 yüzde voltluk sonlu
bir eğinıi vardır ki sayma nisbetinin x-ışını şiddeti ile tam olarak orantılı olabil-
mesi için çalışma voltajmın stabilize edilmesi gerektiğini ifade eder. (Aynı şey
orantılı sayıcılar için de doğrudur.) Geiger sayıcılarmın eşik voltajı yani başlan-
gıç voltajı ve platosunun ıızunlıığu için kat'î bir sayı verilemez, bunlar sayıcmm bo-
yııtlanna ve gaz karışımmm cinsine tabîdir, fakat sayıcılarm çoğunun çalışma vol-
ta|i 1000 ile 1500 voltluk smırlar arasmdadır. Şu noktaya da işaret edelim ki hat-
ta kısa zaman aralıkları için de olsa sürekli deşarja sebep olacak voltajlara maruz
kalırsa bazı sayıcılar devamlı olarak bozulurlar.
Bir Geiger sayıcjsı ile bir orantılı sayıcmm çalışmaları arasında bazı raülıim
farklar vardır:
( 1 ) Bir Geiger sayıcısmm haomi içinde herhangi bir yerde bir x-ışmı ktıan-
tumıuıun absorpsiyonu sayıcmm bütiin uzunluğu boyunca yayılan bir çığ başlatır.
x-ışırn kuantumunun
absorbe edildiği yer
ORANTILI SAYICI
x-ışıhı' kuantumunun
absorbe ecUldiği yer
'+ + + + + + + + +/+ + +
+ + + .+.+ + + + + + + +■ I
t!KIC,ER SAYICISI
Şek. 7—12. Geiger sayıcısı ile orantılı sayıcıda iyonizasyonun yayıldığl bölgelerin bü-
yüklükleri arasmdaki farklar, Artı Cyahııt eksi) sembollerin herbiri çok sayıda pozitif iyonu
(yahut elektronu) temsii etmektedir.
206 DİFRAKTOMETRE ÖLÇÜLERİ [Bol.7
?5
!> k n k L JL 1 JL
ZAMAN
ZAMAN
ZAMAN
normal dart»
genliğl
\_detektör devreslntn
glriş duyarlıgı
yüksektir k i yalııız bazı atomlar iyonize olmakla kalmazlar fakat diğer bazı atom-
lar da eksite edilmiş durumlara geçerler ve ultra violet radyasyon neşrederler. Bu
ultra violet fotonlar ışık hızı ile sayıcı içinde yayilirlar ve diğer gaz atomlarindan
ve katod kabuğundan dışarıya elektronlar fırlatırlar. B u şekilde hasıl olan biitun ;
7—6] GEİGER SAYICILARI 207
elektronlar diğer çığlar başlatır-ve net netice tübün içinde nerede olursa olsun Mr
x-ışım kuantumu absorbe edilince anoda bütün uzımluğu boyunca müthiş bir elek
tronlar çığı çarpar.
Bütiin bu elektronlar tele bir mikrosaniyeden daha az zamanda çarparlar, fa-
lcat yavaş hareket ettikleri için pozitif iyonların katoda vârmaları için 200 rnikro-
saniye lâzımdır. Bu, bir Geiger sayıcısmdaki elektron çığının arkada anod teli et-
rafında silindirik bir pozitif iyonlar tabakası bıraktığını ifade eder. Bıı iyon taba-
kasınm meveudiyeti tabaka ile anod teli arasmdaki elektrik alanı, bir Geiger dai'-
besi hasıl olması igin lâzım olan eşik değerinin altma düşürür. Bıı iyon tabakası
kâfi derecede telden uzaklaşıncaya kadar, sayıeı, giren X-ışını kuantalarma kar'şı
duyar değildir. Eğer bu kuantalar çok çabuk geliyorlarsa, bu kuantumlarm herbi-
rinin ayrı bir darbe hasıl etmesi mümkün olmıyacak ve sayıcı «sağırlaşmış» ola-
eaktır. Bu, giren kuantalarm kayıp olmadan doğru olarak sayılabilmesi için gelen..
kuantaların birim zamanda gelenlerinin sayısı için bir üst sınm olacağmı ifade
eder. Bu sınır bir orantılı sayıcı için olan sımrdan çok daha aşağıdır, çünkü bir
orantılı sayicida bir deşarj sonueu hasıl olan iyonlar çok mevziîdir ve sayıcınm ge-
riye kalan hacmini duyar olmıyan hale koymaz.
Bir Geiger sayıeısında hasıl olan darbelerin nasıl nasıl olduğunu teferriiatlı
olarak incelemek yerinde olur. Hatırlanmalıdır ki zamânla sayıcıya X - ışını kuan-
tumunun varışı tamamen tesadüfîdir. Bu sebeple zamanla sayıeıda darbelerin ha-
sıl olıışu da tesadüfîdir, ye anod telinde voltajm zamanla değişimini gösteren eğri
Şek. 7 -13 (a) daki görünüşe sahiptir. Her darbe esnasmda voltaj çok çabuk ola
rak bir rnaksimuma çıkar ve sonra daha yavaş olarak normal değerine diişer. Bü-
tün darbelerin genlikleri aynıdır ve zaman aralıkları tesadüfîdir.
Fakat eğer darbelerin hasıl olma hızı çok yüksek ve iki müteakip darbe biı-
birine çpk yakın olarak vukıı bııluyorsa bxı darbelerden ikincisinin genliği Şek.
7 -13 (b) de büyiitülmüş voltaj - zarnan eşelinde gösterildiği gibi normalden da
ha küçüktür. Eğer darbeler arasmdaki zaman aralığı (b) de gösterilenden daha
küçük olursa bu takdirde ikinci darbe (c) de gösterildiği gibi daha da küçük olur.
Şek. 7 -13 (d) de bu cins bir takım eğrilerin toplann almnııştır, yani bu eğri
(b) de ve (c) deki gibi bir takjrn eğrilerin süperpozisyonııdur ve herhangi bir dar-
benin, bu darbe zaman ekseni iizerindeki mevkiini belirttiği kadar ilk darbeden
sonra vuku bulduğuna göre genliğinin ne olacağını göstermektedir. Darbelerin me-
safesinin azalmasiyle darbelerin yüksekliğinde meydana gelen bu azalma sayicida
meydana gelen olaylarla aşağıdaki şekilde bağmtılıdır. Ilk darbeyi teşkil etmek
üzere elektron çığı anod teline çarpmca voltaj çabucak maksinıumuna çıkar ve
sonra daha yavaş olarak, tel iizerindeki yükün boşalmasiyle sıfıra düşer. Fakat. yu-
208 DİFRAKTOMETRE ÖLÇÜLERİ [BÖ1.7
karıda anlatıldığı iizere geride terkedilen pozitif iyoıı tabakası bu taBaka ile tel
arasındaki alan şiddetini azaltır. İyonlar telden uzaklaştıkça alan'şiddeti artar, ye
alamn eşik değerine eriştiği ari,t,; ölii zamanm sonunu belirtir, ve bu ölii 'zaman
esnasmda sayıcı giren kuaııtalara karşı ımıtlak olarak duyar değildir. Iyon taba-
kasımn katoda vaıışı alaııı normal değerine iade eder ve tr kendine gelme zamanmm__
sonu olur. {,/ ile tr arasmda alan eşik değerinin üstündedir, fakat heniiz normale
dönmenıiştir; bu aralık içinde gelen kuanta darbelere sebep olabilir, fakat bu dar-~
beler tatbik edilen voltajm karakteristiği olan tam genliğe sahip değildirler. Dar-
belerin tekrar tam genliklerini kazandıkları kendine gelme zamanım sayıcınm ya-'
pısı tesbit eder ve genel olarak 2 x l 0 _ 4 s e c mertebesindedir. Maamafih deteksiyon
devresi ıımumiyetle makshmım genlikten daha küçük darbeleri kaydedebilir, ve bu
sebeple devre ve sayıcı sisteminin ilk darbedca sonra kaydedilen müteakip dar-
benin ilk "darbeden ne kadar zaman sonra gekliğini gösteren ts ay.ırma zamamndqn*.
bahsederiz.
■g 3000
w
H çok kanallt
Geiger sayıcıs!
•2000 -
sayım
o kaybı
a
o 1000 --
f tek kanalh
13 Geiger sayıcı
<
ı. ' ı ı \
0 1000 '2000 3000 .4000 5000
SANIYEDE ABSORBE EDİLEN KUANTA
metre ölçülerinde önemi büyüktür, çünkü gözlenen sapma hızmm artık x-ışıııı
şiddeti ile orantılı olmadığı noktayı gösterir. Doğru çizgi, işaretlenen sayma hızla-
/ rmda bir orantılı sayıcı ile elde edileeek, ideal cevapları gösteriyor.
Adî bir Geiger sayıcısınm ayırma zamanı 10~4sec mertebesinde olduğundan
eğer kııantalar'zamaîia nazaran peryodik olarak gelselerdi sayma hızı eğrisi 10000
darbe/saniye ye kadar linee olurdu. Fakat sayma kaybı çok daha aşağı değerlerde
müşahede edilir. yani Şek. 7 -14 de görüldüğü gibi saniyede bir kaç yiiz darbede
başlar. Çok odalı sayıcılarda sayma hızı saniyede 1000 darbeye kadar eizgiseldir;
böyle bir sayıcmm yanyâna bir kaç odası vardır, herbirinin anod teli ayrıdır, ve
odalardan biri diğer sayıcı dnyar halde değilken bıı darbeyi kaydedebilir. (Orantılı
sayıcı bunların herbirinden daha çabuktur, ve saniyede takribeıı 10000 dai-beye
kadar sayma eğrisi çizgiseldir. Onım ayırma zamanı nıikrosaniyeden daha azdır;
bu bir elektron çığmın tele çarpması için lâzım olan zamandır, ve bundan sonra
sayıeı diğer bir darbeyi kayda hazırdır, çünkü teşekkiil eden pozitif iyonlarm bir
müdahalesi yoktur.)
Bir Geiger sayıcısı - skaler kombinezonunda kaybm başladığı özel sayma hrzı
deneysel olarak tayin edilınelidir, ve 'bu, aşağıdaki şekilde yapılabilir. Sayıcıya ktıv-
vetli bir_difı;akşjyon demeti gönderilir, ve bu demetin önüne eşit kalmlıklarda kâfi
sayıda metal levhalar konulafâk sayma hızı lıemen hemen kozmik background de- .
ğerine kadar düşürülür. (Kozmik ışmlar çok nüfuz ediei kudrette olmaları sebe-
biyle sayıcmın cidarlarmdan doğfüdan doğruya geçerler ve devamlı olarak saniye
de birkaç darbe hasıl ederler.) Sayma lıızını ölçüriüz, bir levhayı kaldırınız, sayma
hızmı ölçünüz__ve~bu şekilde büt'ün levhalart kaldırıncaya kadar devam ediniz.
Levhfflârdan- herbiii üzerine gelen enerjinin aynı kesrini absorbe etmektedir, göz-.
.. lenen sayma lıızmın (logaritmik eşelle) demetin yolundan kaldmlan levlıa sayısı-
na (liıîeer eşelle) göre çizilmiş grafiği, kaybın başladığı noktaya kadar lineer ola-
cak ve Şek. 7 - 1 4 deki gibi bir netice elde edileeektir. Bu cins bir eğri Şek. 7 -15
de gösterilmiştir. Kalibrasyon eğrisinin çizgisel kısmınm en iyisi olur. Tabii, çok
yiiksek saynıa hızlarmda meydana gelen kayıplar kalibrasyon eğrisinden tayin edi-
lebijir ve gözlenen değeıieri taslıih etmek için kullanılabilir, fakat çok şiddetli bir
demetin :şiddetiniıı absorpsiyonu bilinen levhalar yardimiyle gözlenen. sayma hızı
eğrisinin çizgisel kısmma gelineeye kadar düşürmek daha emin bir yoldur. .
Şekil. 7 - 1 5 keza sapma hızı eğrisinin çizgisel olan kısmmın sınırınm X-IŞJ-
nı tilpii voltajnîa da tabi olduğımu ve daha alçak votajlar için daha kısa olduğu-
nu gösteriyor. Bu tabi oluşun x - ışını tüpimün, karakteristik ■ x -/ışmlarmı tiip
vokajı hedef elemammn kritik uyartma voltajmı aştığı zamanlarda sürekli ola
rak değil, fakat anî boşanmalar şeklincle neşretmesidir. Meselâ bir bakır hedefin
F. 14
L'
210 DİFRAKTOMETEE ÖLÇÜLERİ [Böl.7
>
/
1 /
/
,000 /
50-kv max.,
,</®>£>
OS jr"** 1
> ^25 kv max.
S sy\
w
H
9
55
w
$5 ._.
H
N
O
Ü
KH) (
4' ü S HI 12 14
KALDIRILAN LEVHA SAYISI
Şek. 7—15. Bir çok odalı Geiger sayıcısmm, x-ışım tüpü voltajımn îarklı iki tepe de-
geri için ayar eğrileri. CuATec radyasyonu. Absorblayioi olarak herbirinin kalmhğı 0.01 mm
olan nikel levhalar kullanılmıştır;'
Bir Geiger yahut orantılı sayıcı ve iİgili devresinin verimi kuantumun ab-
sorpsiyonu ve kuantumun deteksiyonuna ait iki verimin garpmu ile verilmişti'.
DİFBAKTÛMETRE ÖLÇÜLERİ tBol.7
212
a Cu Ka Cr K<x
1Ü0 \ 1
krypt on /
80 h/
IJ
00
40
l \
/ - — ar Ron
/
20
/
/
0
0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5
DALGAUZUNLUĞÜ (A)
olmasına sebep olur/ Bundan başka bütün işlem mikfosaniyeden daha az zamanda
olur, ve bu sebeple sintilasyon sayıcıları sayma kaybi olmadan saniyede 105 darbe-
ye kadar sayabilirler. Orantüı sapcida olduğu gibi sintilasyon sayicilarmda hasil
olan darbelerin büyüklüğü absorbe edilen kuantumun enerjisi ile orantihdixlar.
L
214 DİPEAKTOMETRE ÖLÇÜLERİ [Böl.7
Fakat belirli bir kuantum enerjisine tekabül eden darbe büyüklüğü orautılı sayı-
cıdakine nazaran çok daha az keskinlikle tarif edilmiştir; yarıi verilen bir enerjiye
tekabül eden x - ışınİarının hasıl ettiği sintilasyon sayıcı darbesi bu enerjiye has
bir karakteristik ortalama büyüklüğe sahiptir, fakat bu ortalama civarmda olduk-
ça geniş bir darbe dağılımı vardır. Bunım rıeticesi olarak farklı enerjili x - ışmi
kuantumlarım darbe büyiiklüğime dayanarak ayırmak güçtür.
Bir sintilasyon sayıcısımn verimi kısa veya uzuıı bütün x - ışmı dalga boy-
laı;ı değerlerinde yüzde 100 e yaklaşır, eünkü biitün gelen x-ışım kuantunılan
kıistalde absorbe edilir. Onun başlıea mahzuru oldukça yüksek background darbe.
sayısıdır; hatta sayıcıya x - ışını girmiyorken bile «karanlık akım» darbeleri de-
nilen darbeler lıasıl olrnaktadır. Bu kâranlık akınım başlıca kaynağı" fotokatoddan
elektronlarm ternıoiyönik neşiidir.
7—8. Scaler'ler. Bir sealer sayıemm hasıl ettiği darbelefin herbirini sa-
yan bir cihazdır. Bir defa ölçülen bir zamaıı aralığmdaki darbelerin sayısı bilinin-
ce ortalama olarak birinı zanıana isabet eden darbe sayısı basit bölme ile elde edi-
lebilir. Eğer darbe hasıl olnıa hızı daima düşiik, meselâ saniyede bir kaç darbe ise
darbeler bir sür'atli mekanik sayıcı ile sayüabilir, fakat böyle cihazlar yüksek say-
ma hızlarmda kııllanılamazlar. Bu sebeple darbeleri bir mekanik sayıcıya gönder-
meden önce bilinen bir earpanla bölmek yahut düşiik bir eşele geçmek zarureti
vârdır. Tsnıinden de anlaşılaeağı gibi sealer bu son işi görür. İki esas cinsi var-
dir, ihili sealer ki düşürme çarpanı 2 nin bir kuvveti, ve desimal sealer ki bunda
da 10 un bir kuvvetidir.
Biz scaler'lerin çalışmasım yalıuz ikili scaler'ler için anlatacağız, fakat preıı-
sipler her ikisine de kabili tatİDİktir. Tipik bir ikili sealer bir anahtarm çevrilmesi
suretiyle 2 ° ( = 1 ) dan takriben 214( =16384) e kadar muhtelif düşürme faktörle-
rine sahiptir. Sealer devresi birbirine seri olarak bağlı birbirinin aj^m ünitelerden
meydana gelmiştir, ünitelerin sayısı 2" arzu edilen düşürme çarpanı olmak üzere
n tanedir. Heı unite bir takım elektron tüpleri, kondansatör ve dirençlerden mü-
teşekkildir ve bunlar o şekilde bağlanmışlardır ki gelen iki darbeden yalnız birisi
için bir akım. darbesi geçirilir. Bir ünitenin çıkışı diğerinin girişine bağlanmış ol-
duğundan bu iki ile bölimme ünitelerin sayısı defa tekrarlanır. Son ünitenin çüuşı
bir mekanik sayıcıya bağlanabilir ve son ünitenin kendisine naklettiği her darbe
için bir darbe kaydeder. Bu itibarla n üniteli bir devreden N darbe geçirilirse, me
kanik sayıcıda yalnız N/2" tanesi kaydedilir.
Ortalama olarak birim zamanlardaki darbe sayısını elde etrnek için bir sealer ı
kullanmanın iki yolu vardır : tesbit edilen bir zaman boyunca saymak, ve tesbit
edilen sayıda. darbii şaymak. Bi.rinci metodda sealer bir t zamanı boyunca çalıştJ'
rılır ve sonra durdurulur. Bu takdirde eğer mekanik sayıcı Na tane darbe sayffii'
7-8] SCALER'LER 21S
ise geleıı darbelerin sayısı N , a değeri sıfırdan ( 2" — 1) e kadar olan bir tam sa-
yi olmak iizere
N = 7Vo(2n) + a ■ " (7—15)
olmalidir; a tam sayısi gelen darbeler durdurulduğu halde halâ «devrede» bulu-
nan darbelerin sayısını verir ve muhtelif devrelere bağlı olan neon interp.olasyon
lâmbalarmın hangilerinin yandığma bakılarak tesbit edilir. Şek. 7 - 1 9 da göste-
rildiği gibi 16 lı bir sealer devresi için her iiniteye bağlı bir neon lâmbası vardır
ve her lâmbanın karşısındaki sayı, n iinitenin numarasi olmak iizere 2" _1 dir. Bir
iiniteye giren ilk darbe lâmbayı yakar ve ikinci darbe lâmbayı söndürür. Giren
ikinci darbe iiniteye bir darbe geçirteceğinden, bu ünitedeki lâmba daha önceki
iinitenin Jâmbası sönerken yanar. Bu seheple a tam sayjsi yanan neon lâmbaların
karşısındaki sayıların toplamıdır. Meselâ Şek. 7 - 1 9 da görülen darbelerin sayısı
7V= 18 (16)4-2 + 4 = 294 diir. Bir defa darbelerin toplam sayısı bilininoe birim
zamandaki darbe sayısınm ortalama değeri doğrudan doğruya N/t dir.
Sealer'in ikinci kullanilma şeklinde (yani tesbit edilen sayida darbe sayma-
da) mekanik sayici yerine bir elektrik timer (zaman öleiicü) konulmuştur. Ti
mer devreye o şekilde bağlanmışür ki sealer çaltşmaya başlaymca ealışmaya baş-
lar ve son iiniteden bir darbe geçirilince durur. Meselâ eğer timer 10 - üniteli bir
sealer'e bağlanmışsa^ birinci jiniteye tam 1024 = (2 10 ) darbe girinee timer durur,
çünkü bu anda onuncu unite ilk darbesini geçirmektedir; birim zamandaki ortala
ma darbe sayısı 1024 ün timerin gösterdiği zamana bölünmesi ile bulunur. Böyle
bir devrede interpolasyona ihtiyaç yoktur, çünkü son unite darbesini timer'e verir-
ken devrede darbe mevcut değildir, yani biitiin neon lâmbaları sönüktür. İkinin
kuvvetlerine göre çalışan bir scaler'de 2nin bir kuvvetine eşit olması gereken top
lam darbe sayısı timer'i istenilen iiniteye bağlıyan bir anahtarla seçilir ve bu uni
te son unite yapılır ve geriye kalan üniteler kısa devre edilmiş olur.
t
terpolasyc
~®
sayilan '- ® ® mekanik
,
safha 1 • safha 2 safha 3
f sayici
safha!4 —(|0|o|i|8|
giriş
darbeleri
Şek. 7—19. Sealer darbelerinin tayini.
216 DİPEAKTOMETRE OLÇÜLEBİ [Böl.7
ler kanuııu ile ayarlamr. Sayıcı ve sealer mükemmel şekilde çalışsa bile aynı x - ı ş ı -
ııı dernetiııin eşit zarnaıı aralıklarında yapılan i k i sayımı taınamen birbirine eşit
iki sayı vernıez., çünkü darbeler arasındaki aralık tesadüfîdir. Aşikâr olarak bu
ciııs bir birim zarnana tekabül ederı değer ölçüsüııün doğruluk derecesi sayma za-
m a n ı uzatıldıkça artar, ve b u sebeple belirli b i r doğruluk derecesini elde edebil-
rnek için n e kadar müddetle sayım yapılrnası gerektiğini bilnıek önernlidir. N
darbenin bir t e k sayırmııdaki muhtemel hata ( *', N oldukça biiyük bir sayı olmak
şartı ile
67
EN=yüzâe-j-^- (7—6)
eşitliği ile verilmiştir. Bir ikili skâlerden elde edilebilen darbelerin toplaın sayısı
için b u ifade aşağıdaki hataları verir :
(*) Muhtemel hata, aşılması ne kadar muhtemel ise aşümaması da o kadar muhte
mel olan hatadir. Muhtemel hatanm üç katı tar bakima daha faydah bir sayıdır ve bu ha-
tadan daha fazlasimn yapilmasi ihtimali ancak 0,04 diir. Buna göre bir tek ölçü 1000 darbe
veriyorsa .muhtemel hata 67/ y 1000 yüzde 2,1 yahut 21 darbedir. O halde bu darbenin 'Nt
darbelerin hakiki şayısı olmak iizere, Nt ;p21 arasmda bulunmasi ihtimali 0,5 dir halbuki
ölçülen değerin N^&i şımrları arasmda olmasi ihtimali 0,96 dir.
7—8] SCALER'LER 217
taslıihi, yine inlegre edilmiş şiddet ile orantılıdır. Geniş bir giriş slit'i kullanılır,
ve sayıcı durumları arasmdaki açışal aralık o şekilde seçilir ki slit'in komşu du- ı
rumlan arasındaki birbiri üzerine binişleri ihmal edilecek kadar küçük ve sabit
olur ve ölçüsü yapılan çizginin maksimum şiddeti ile asla çakışnıaz.
(3) Ölçülecek çizgiden daha geniş bir giriş slit'i kullamlır. Slit çizginiıı
merkezine getirilir ve verilen bir zaınan için sayım yapılır. Background ayni slit
ile ayni uzunlukta bir zaman için sayıcıyı çizgiye komşu bir duruma getirerek öl-
çüliir.
Bütün bu metodlarda sayım tesbit edilnıiş bir zanıan için yapılnıış olduğun- <f
dan background ve difraksiyon çizgisinin düşük şiddetli kısımları şiddeti yüksek
olan kısımlara nazaran daha az bir doğrulukla Gİeülmüştür. Sayun zamanı o şe-
kilde seçilmelidir ki aleak şiddetler ilgili problemde isteneh doğrulükla olsun; bu
takdiıde şiddeti yüksek olan kısımlar gerekmediği halde daha yüksek doğrulukla
ölçüleceklerdir, fakat böyle bir tesbit edilmiş - zamaıı metodunda bunun öniine
geemek miimkün değildir.
Bir skalerin integre edebilme kabiliyeti x - ışım tüpü moııitorlarhnda. da kul- '
lanılır. Madde 7 - 2 de bir difraktometrede gelen demet şiddetinin mutlak şekilde
sabit tutulnıasmdan bahsedilmişti ve bunun için tüp akrnıı ve voltajı stabilizatör-
leri kullanılmalı idi. Eğer tüpün verimini ctgözlemek» yahut monite etaıek iein
fazladan birsayıcı ve skaler temin edilebiliyorsa bu stabilizator devrelerine lüzunı ı
kalmaz. Monitor sayıcı x-ışını tüpünün diğer bir penceresinden alman ve şiddetini
düşürmek için ııygun şekilde süzülmüş olan yahut yardımcı bir kristal kullamla- 'ı
rak difraktometrede kullanılan demetin bir kısmını difraksiyona uğratmak sure-
tiyle elde edilen primer demeti içine alaeak şekilde ayarlamr. Her iki halde de dif-
raktometre ile yapılan her şiddet ölçüsünde difraktometrenin skaleri monitor ska- ',
leri ile ayni zamanda çalışmaya başlatılır ve monitor skaleri sabit sayıda A^ darbe
kaydedince her ikisi birden durdurulur. Bu şekilde her şiddet ölçüsü nümune üze- <
rine gelen aynı miktardaki enerji cinsinden yapılmış olur ve tüpün çıkışmdaki
değişimin bir tesiri olmaz.
Bir ratemetre devresinin esasi bir kondansatör ve direnein bir seri koinbine-
zonudur. Bir ratemetrenin yaptığım anlıyabilmek için böyle bir devrenin özelikle-
rini bilhassa akımm ve voltajın zamanla değişimini hatırlamalıyız. Şek. 7 - 20 (a)
da görülen ve S anahtari ya a yi c ye birleştiren ve bu şekilde kondansatöre bir po-
tansiyel tatbik den ya da b yi c ye birleştiren ve böylece kondansatör ve direnci
lasa devre eden devreyi göz önüne alalım. a anî olarak c ye birleştirilirse kondan-
\ ^^^^~ yükleyici
S 0.63 V
5•
o
> 0.37 F X' /— boşaltıcı
0
-RC-
ZAMAN
satörün uçlanndaki voltaj anî olarak nihaî V değerine çıkmaz, fakat belirli bir za
manda, ve R direncine ve C kondansatörüne tabî olmak üzere Şekil 7 - 20 (b) de
görüldüğü gibi çıkar. R ile C. nin çarpımı zaman boyutundadır (eğer R megaom
ve C mikrofarad ise saniye einsinden), ve gösterilebilir ki kondansatörün uçları
arasındaki voltaj nihaî değerinin yüzde 63 üne devrenin zaman sabiti denilen RC
ile verilmiş olan zamanda varır. Nilıaî değerin yüzde 99 una çıkması için lâzım
olan zaman 4,6 RC dir. Bunun aksine eğer Q = CV yükünü taşıyan yüklü bir
kondansatör b yi c ye birleştirmek suretiyle direne üzerinden kısa devre edilirse
yük birdonbire' kaybolmaz,. fakat zaman sabitine tabî olan bir hızla boşalır. Yük
ile değerinin yüzde 37 sine RC kadar zamanda ve yüzde birine de 4,6 RC kadar
zamanda düşer.
Bir tarn ratemetre devresi iki kismidan meydana gelmiştir. Birinci kısım bir
sayıcıdan diğerine şekli ve genliği değişen sayıcı darbelerini elektronik olarak za-
man ve voltaj bakimmdan sabit dikdörtgen darbelere çevirir. Sonra bu darbeler,
Şek. 7 - 21 de görülen ve esas itibariyle Şek. 7 - 20 (a) daki devreye benzeyen ve
zaman sabiti R2C2 olan ikinci devreye gönderilir. Basit bir anahtar olarak göste-
rilen S liakikatte her darbe geldiğinde a yi c ye ve bundan sonra hemen b yi c ye
bağhyan bir elektronik devredir. Bu suretle gelen her darbe ile kondansatöre sabit
bir yük ilâve edilir ve bu yük direnç üzerinden, denge hasil oluneaya yani ilâve
edilen yiik akan yiikle dengeleninceye kadar, akar. Yükün akma nisbeti doğrudan
220 DİFRAKTOMETBEÖLÇÜüERİ [BÖİ..7
gelen darbe
X-)şmı şiddeti sabit olduğu zaman bile (sabit ortalama darbe nisbeti) sa-
yıcı daıbelerinin zaman içindeki mesafeleri tesadüfî olduğundan darbe nisbeti za-
manla kısâ peryotlarla değişir. Darbe nisbetindeki bu statistik dalgalanmaları rate-
metre duyar ve ratemetrenin cevap hızı zaman sabiti ne kadar kiiçük ise o kadar
biiyük olıır. Bu, kondnsatör - direnç devresinin tetkikinden anlaşılır : darbe nisbe
tindeki herhangi bir değişim devreden geçen akımda bir değişime sebep olur, fa-
kat ikincinin değişmesi daima birinciden geri kalır geri kalma miktarı kiiç^k
zaman sabiti için büyük zaman sabiti için olandan daha azdir. Darbe nisbetindeki
tesadüfî dalgalanmalar zaman sabitinin küçük olmasi halinde çok daha aşikârdır,
eüııkü bu takdirde devredeki akım, darbe nisbetindeki değişimi daha yakmdan ta-
kip eder. Bu husus sayıcımıza şiddeti sabit bir x - ışını demeti girmesi halinde bir
ratemetrenin otomatik olarak kaydedilmiş eıkışım gösteren Şek. 7 - 22 de görii-
lüyor. Soldaki büyük dalgalanmaların şiddeti C2 nin değerindeki değişimle te-
min edilen zaman sabitinin müteakip arttırılmaları ile azaltılmıştır. Aşikâr olarak
ratemetre gösterge ueunun yahut kayıt kaleminin yerinin tek bir ökunuşu fevka-
Iâde hatalı olabilir ve bu hata, zaman sabitinin küçük olmasi halinde büyük ol-
duğu haldekinden daha fazladır. Madde 7 - 8 de darbe nisbeti öleüsündeki hata-
nın darbe sayısı arttıkça azaldığım görmüştük. Şimdi bir ratemetrenin 2R2C2 ka-
darlık bir zaman için sayım yapıyor gibi hareket ettiği gösterilebilir, şu manada
ki, tek bir okurnadaki doğruluk derecesi bir skalerle 2R2C2 kadarlık bir zaman
içiıı yapılan sayımdakine denktir. Bu itibarla herhangi tek bir ratemetre okumasm-
daki izafî muhtemel hata, n ortalama darbe nisbeti olmak iizere, ( 7 - 6 ) denkle-
minin miitekabili olan
Şek, 7—22. Zaman sabiti (T.C.) nm sabit x-ismi şiddeti halinde darbe nisbetinin kay-
dedilen dalgalamşı üzerindeki tesiri (şematik). Zaman sabiti işaretlenen zamanlarda anî
olarak degiştirilmiştir. (T.C.) 1< (T.C.) 2 <(T.C.) J .
den otomatik olarak difraksiyon açısı değişirken müşahede ettiği şiddeti sürekli
olarak kaydedilmek üzere gönderir. Buna mukabil ratemetre skalerden daha az
doğrudur, bu hem çıkışmda meydana gelen önüne geçilmez statistik dalgalanma-
lardan h e m de gösterge veya kayıt aletindeki hatalardan ileri gelir.
<
w
w
m
P3
<
ZAMAN
Şek. 7—23. Sabit bir zaman sabiti için ortalama darbe nisbetinin kaydedilen dalga-
lanmalar üzerine tesiri (şematik). İşaretlenen zamanlarda x-ışmı şiddeti birdenbire değiş-
tirilmistir.
X-ismi şiddeti, yani ortalama darbe nisbeti ile ratemetre gösterge iğnesi ya-
h u t kayıt kaleminin sapması arasmdaki bağmtı bazı ratemetrelerde çizgisel bazı-
'' f-10] MONOKROMATOELARIN KULLANILMASI 223
Cu Ka Cu Ka
i
Cl-i
£ HI.
I! geçırme
bandi
s
>
a
E
3
>
1.0 1.5 2.0 1.0 1.5 01
X (angstrom ) X (angstrom )
(a) (b)
Şek. 7—25. GaKa. radyasyonu için Ross süzgeçleri; (a) süzgeç maddelerinin absorpsiyon katsayilan;
(b) dengelenmeden sonraki \v& - değerleri.
en
226 DİFRAKTOMETRE ÖLÇÜLERİ [Böl. 7
PROBLEMLER
7—1. Dikdö.rtgen levha şeklindeki bir toz nümunenih 5,73 in yarıçaplı difraksiyon
daire düzlemî iginde öleülen genişliği 0,5 in dir. Eğer biitün açılarda gelen demetin levha-
■ nın dışma çıkmaması isteniyorsa' ve ölçüler 20=10° ye kadar kiiçük açılarda yapılacaksa
gelen demetin maksimum diverjans açısı (difraktometre dairesi diizleminde ölçülen) ne
olabilir?
7—2. Madde 7—i de ifade edilmiş olan bir difraktometrede düz levha şeklindeki bir
nümunenin radyasyona maruz kalan etkin haomi sabit ve 6 ya tabî değildir, ifadesini is-
batlayımz,
7—3. E'ir skalerle belirli bir difraksiyon çizgisine ait maksimum şiddeti ölçerken 1,9
saniyede 2048 darbe sayılıyor. Çizgiden bif kaç derece ötede «difraksiyon background» unu
ölçerken 2043 darbe 182 saniyede sayılıyor. X-ismlan tüpü kâpatılmca uzun bir zaman ara-
lığı i'çinde tayin edilmiş olan ortalama darbe nisbeti saniyede 2,2 darbedir.
(a) Çizgiriin maksimum şiddetinin difraksiyon background şiddetine oranı nedir?
(6) Bu şiddetlerin herbirindeki rhuhtemel hata nedir?
(c) Difraksiyon ç.izgi şiddetindeki doğruluk derecesi ile ölçü yapabilmek için «dif-t
raksiyon background» u ne kadar sure sayılmahdır?
7—i. (a) CUAK müstesna diğer bütün dalga boylan için dengelenmiş olan kobalt ve
nikel süzgeçlerin etkin kalmliklanmn oranim hesaplaymiz. (0,5 A dan takriben 2 A a kadar
giden dalga boylan içln kabili tatbik ortalama bir defer elde ediniz.)
(6) Her iki halde de gelen şiddetin ayni oldugunu farzederek süzgeçler dengelenince
nikel süzgecin geçirdiği Cu Ka şiddetinin kobaltm geçirdiği CnKa. şiddetine oranım hesap
laymiz. Nikel süzgecin etkin kalmhğı 0,00035 in dir.
B ÖL Ü M 8
MONOKRISTALLERIN C İ H E T İ N E KONULMASî
Bu böliimde kristal doğrultusunıı tayin etmeye ait iiç esas x-ışım metodu an-
latılacaktır: geriye yansıma Laue nıetodu, geçirme Laue metodxi ye difraktometre
metodu. Yine burada kristal deformasyonunu ve bu deformasyonun x-]şım me-
todıı ile öloülmesirii tetkik etmek münasip olur. Nihayet izafî kristal doğrultııları
münakaşa- edilmiş ve bir ikizlemenin iki kısmı yahut çökelmiş kristal ve onun
ana fazı gibi birbirleriyle tabiî olarak ilgili olan kristallerin izafî doğrultularım- ta
yin etmek için metodlar verilmiştir.
ı ' ' •
i •
| 8 — 2. Geriye - yaıısıma Laııe metodu. Madde 3 — 6 da balısedildiği üze-
j re Mr monokristalin Laue patronu, film üzerindeki bir difraksiyon lekeleri takı-
I mından ibarettir ve bu lekelerin mevkii kristalin dpğrultularına tabîdir. Bu istcr
geeirme ister geriye - yanşıma olsun Laue metodlarmm her ikisi için de doğrudur.
! Maamafih geriye yansıma metodu çok daha fazla kullanılır, çünkü nümunenin
I özel şekilde hazırlanmasma liizum yoktur ve niimune istenilen kalmlıkta olabilir,
I halbuki geeirme metodunda absorpsiyonun az olmasi için niimunenin ince olmasi
I lâzımdır. ~f" ' '
!<Her iki halde de niimunenin doğrultusu film iizerindeki Lane lekelerinin
j mevkiinden tayin edileceginden niimunenin filme nazaran bilinen bir doğrultuda
konulması gerekii-^fMetallurji çalışmalarmda karşılaşılan nümuneler tımumiyetle
tel, çubuk, levha, yahut plâk şeklindedirler; fakat bazan şekli muntazam olmiyan
kristallerle de calışılır. Tel yahut çubuk şeklindeki nürmmeleıi en iyisi eksenleri-
' 227
228 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI [Böl. 8
ııi karo yahııl dikdörtgen filmin bir keııarına paralel olarak monte etmektir, me-
selâ filme yakm olaıı tarafta ııümune yüzeyindeki bir ınüracaat işareti, nümune-
nin doğrultusuım tamamen tayin eder. Levha yahut plâk şeklindeki nümuneleri
bunlarm düzlemlerini filme paralel ve plâk veya levhamn bir kenarmı filmin bir
kenarına paı-alel olarak monte etmek uygun olur. Şekilleri muntazam olmıyan
kristallerin yüzeyleri üzerinde kristalin doğraltularmı filme nazaran tarn olarak
tesbit edeıı müracaat işaretleri olmalıdır.
Şek. 8—1. Bir konik difraksiyon denıetleri takımımn geriye - yanşıma durumuıra ko-
nulmuş bir film ile kesiti. C=Kristal, /7=Film, Z.A.=zon. ekseni.
hiperbol boyunca keser; ve eğer 4> açısı 90° ye eşit ise kesit gelen demetten geeen
bir doğru çizgidir. (Eğef $ açısı 90" yi geçerse koni gelen demetin aşağısma kayar
ve Şek. 8 — 1 i üst lasmı alta gelecek şekilde ters çevirip bakıldığı vakit görülece-
a\ şekilde filmi keser.) Bu itibarla bir geriye - yansıma Laue filmindeki difrak
siyon lekeleri hiperboller. yahut doğru çizgiler üzerinde bulunurlaı-j ve hiperbol-
lerden herhangi birinin filmin rnerkezine olan mesafesi zon ekseninin meylinin bir
ölçüsüdür.
y
film -
kesilen köşe
yansıtıcı düzîem
Şek, 8—2. Bir geriye - yansıma Laue lekesinin yerini bulmak. y=90°— <p olduğuna
; dikkat ediniz,
i.
230 MONOKEİSTALLEEİN CİHETİNE KONULMASI [Böl. 3
ON I FN \ I. . 1 \ / CF tan 8
tan a- OC _ . U i n n J \ CF cos Y-.j.;_ \ sin y. / I CF cos Y
— tan 8
—
siny, cosY
Kullamluken kart, merkezi filmin merkezi ile çakışmak üzere filmin iizerine
konur ve film ile kartm kenarlari paralel hale getirilir. Böylece herhangi bir dif
raksiyon lekesine tekabiil eden y ve 8 koordinatlari doğrudan doğruya okunur.
Görülüyor ki kart kullamlmca lekenin x ve y koordinatlarinm ölçülmesine hiç.
lüzum kalmıyor. Kart doğrudan doğruya lekenin x ve y koordinatlarini değil leke- ■
yi lıâsıl eden diizlemin normalinin y ve 8 uçısal koordinatlarini verir. Herhangi bir
;: s-2] GEBIYE-YANSIMA LAXJE METODU 231
= 20°
= 10'
7 =0*
2D
Şek. 8—3. Nümune - film mesafesi D=3 cm için doğra büyüklükte tab edümiş geriye
yansıma Laue patronlannm çözümünde kullamlan Greninger karti.
kesilen köşe
Şek. 8—4. Bir yansıtıci dUzlemin kutbunu stereografik izdüşüm üzerinde yerleştirmek
içiıi: ©renlnger. kartmın kullamlması. (b) deki 1' kutbu (a) da (1) difraksiyon lekesini ha-
sıl eden düzlemin kutbudur.
8-2] GERIYE-YANSIMÂ LATJE METODU 233
Şek. 8—6. Şekil 8—5 deki geriye - yansıma patronuna tekabül eden stereografik iz-
düşüm.
(*) Okuyucu burada bir terim hatası yaptığımızı farkedecektir. Meselâ 5' kutbunun
fair {100} kutbu olduğu farzedilmiştir ve difraksiyon patronundaki 5 lekesinin-de kapali
olarak bir 100 yansimasmdan hasü olduğu farzedilmiştir. Fakat alüminyum yüz - merkezli
kübiktir ve difraksiyonun meydana gelebilmesi için hkl nin karışık olmaması gerektiğin-
den 100 yansimasmm mevcut olmıyacağım biliyoruz. Hakikatte, eğer bizim îarzımız doğru
ise 5 lekesi {200}, {400},/600} vs. düzlemlerinden hasıl olan yansımadır. Fakat bu diizlern
ler hep birbirine paraleldir ve stereografik' izdüşümde bir kutupla gösterilmiştir ve bu
kutbu da {.100} ile göstermek uygun olur. Buna tekabül eden difraksiyon lekesine de 100
lekesi demek uygun ise de tamamen doğru değildir.
236 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI [BöL S
Şek. 8—7. Şekil 8—6 run, kutuplar indislenmiş olarak sfcereögrâfik izdüşümü.
Meselâ plâk lıaliııde olduğu gibi kristal içinde yalnız bir doğrultunun fizik-
sel bakımdan önemi varsa başka bir tasvir metodu kullamlâbilir. Meselâ sıkıştır-
ma ekseni levha düzlemine dik olmak üzere bu kristal iizerinde bit sıkışürma de-
neyi yapmak istiyebjliri»:. Bu takdirde kristalin sıkıştırma eksenine ( l e v h a m n nor-
Ö-2] GERİYE-YANSIMA LAUE METODTJ 237
mali) göre doğr.ultusu ile yahut ters yoldan ifade edelim, sıkıştırma ekseninin kris
tal içinde kügük indisli bazı doğrultulara' nazaran yönünü tayin etmek istiyoruz.
Bü maksatla Şek. 2 - 3 6 ( a ) daki gibi standart bir izdüşümü tatbik ettiğimiz za-
man referans küresînin yarısmm herbirinin tepelerinde {100}, {110} ve {111}
kutuplan olan 24 tane birbirine denk küresel üçgen ile örtülü olduğunu görüyo-
ruz. Levhanm normali bu ücgenlerden birinin.icine isabet edecektir ve normalin
'dtırumunu tarn olarak belirtmek için bunlardan yalnız birini çizmek gerekecek-
tir. Şek; 8 - 7 de levhanın norrnali ( 0 0 1 ) - ( 1 0 1 ) - ( 1 1 1 ) üçgeni icindedir ve bu
üçffen Şek. 8 —8 de (001) standard izdüşürniinün bir parçası olarak yeniden çi-
zilmiştir. Bu yeni çizimde levha normalinin yerini belirtmek iein Şek. 8 — 7 deki
izdiişümün merkezi ile komşu üç kutup arasmdaki açıları ölgüyoruz. Bu açılar
pooı ,'pım > PHI olsun. Bu agıları Şek. 8 - 8 deki üç yayı tayin etmek iein kullamyo-
ruz. Bunlar daire yaylarıdır, fakat merkezleri miitekabil kutuplar değildir, bu yay-
ların herbiri ilgili kutuptan eşit açısal uzaklıkta bulunan noktalarm geometrik ye-
ridir ve bu sebeple kesişme noktaları aramlan noktadır. Şek. 8 — 7 den Şek. 8 —8 i
elde etmenin bir başka yolu doğrudan doğruya bütün izdüşümü yani levhamn nor
mali ile birlikte kutupları Şek. 8 - 7 deki doğmltusundan (001) standard izdii-
sümüne döndürmektir.
Uly
Benzer şekilde bir monokristal tel veya eubuğun doğrultusu bunun ekseninin
birim stereografik üggen içindeki mevkii ile belirtilebilir. Şuna dikkat edelim ki
bu metod kristalin doğrultusunu tam olarak belirtmez, çiinkü halâ niimune ek-
seni etrafinda bir dönme serbestlik derecesi mevcuttiir. Maamafih kristal içinde
özel bir doğrultu boyunca ölçülen fiziksel veya mekaniksel bir özelikle ilgileniyor-
sak bumm önemi yoktur.
238 MONOKBİSTALLERİN CİHETİNE KOMULMÂSl tBöl. 8
Çizilmiş kutupları indislemenin bir değişik metodu da kübik kristaller için {100}, {110.},
ve {111} gibi bir takım doğrultularm detaylı standard izdüşümlerine sahip olmaktır. Bu
da bir deneme metodudur ve Şek. 8—6 yardımı ile açıklanabilir. Önce temayüz etmiş bir
zon seçilir ve mdisleri hakkında bir kabûl yapılır: meselâ B zonunun bir < 100 > zonu -.';
olduğunu kabûl ederiz. Sonra bu kabulün doğru olîrp, olmadığmı anlamak için (a) izdii- \
şümü merkezi etrafmda, PB Wulff ağı üzerinde ekvator üzerine gelinceye ve zon çemberi-
nin uçları ağın N ve S kutupiariyle çakışıncaya kadar döhdürürüz, (b) izdüşüm üzerindeki V:
bütün önemli noktaları ağm M!?-ekseni etrafmda - PB merkezde Ve zon çerhberi çevre üze-
rinde bulununcaya kadar döndürürüz. Şimdi bu yeni izdüşümü'bir {100} standard izdüşüm '
üzerine kor ve merkez etrafmda izdüşüm üzerindeki bütün noktalar standarddaki nokta- ■
larla çakışmcaya kadar.döndürürüz. Eğer böyle bir çakışma olmazsa başka bir standard .;
izdüşümle.-deneriz. Şek. 8—6 daki özel hal için bir çakışma ancak bir {1-1.0} standard izdü- >;
şümü üzerinde elde edilebilir, çünkü hakikatte PB bir {110} kutbudur. Bir defa bir çakıs-
ma hasü olunca bilinmiyen kutuplarm indisleri doğrudan doğvuya standardda çakıştıkları
kutuplarm indisleridir.
Bir Greninger kartı bulunmadığı vakit gözlenen herhangi bir Laue lekesine tekabül eden ::
kutup kolayca yapüabilen bir. «stereografik: cetvelle» çizilebilir. Cetvelin yapılması Şek.
8—10 daki bağıntılara dayamr. Bu çizim OC gelen demeti ile CS difraksiyon demetinden
geçen bir çizimdir. BuradaCW düziem normalini değil ds ON' yü kullarimak ve izdüşümüh
merkezi olarak gelen deftıet ile referans küresinin kesişme noktası olan T.yi almak uygun
(*) Bir lekeler hiperbolü kart üzerinde Şek. 8—9(a) da olduğu gibi yatay bir hiperbol
ile üst.üste gelince düşey Biperbo.ller herhaıigi bir lekenin 5 açılarımn farkım ölçmek içta
kullamlabilir ve. bu açı, tıpkı bir 'Wulff ağmin meridiyen üzerindeki iki kutup arasmdaki
açınınjenlemler farkı ile ölçüim.eş|ne be.hzer,". şekilde., lekeleri hasıl eden düzlemler arasm-
daki açıya eşittiir, •• ■"■ . ... .....''•£,!-.:'■; ', ^, vŞSyİ"''. ';-ft, .
m
8-2] GERIYE-YANSIMA LAUE MEÎTODÜ 239
kesilen köşe
zon'una ait dUzlemlerden
hasil olan lekeler dizisi
alta konulan
Wulf ağı
J 1 >^ •-î^
%*
~ ■/.
me A ~4~~4^T~^yS^s\
,7
i/ A- -A-^\)\ /V>/
7
Şek. 8—9. Greninger kartmm stereografik izdüştim üzerindeki dtizlemler zonunun ek-
senini bulmak için kullanılışı. PA noktası A zonunun eksenidir.
240 MÖNOKRISTALLERİN CİHETİNE KONULMASI B9İ..8
Şek. 8—10. Geriye yansimada lekeyi hasıl eden düzlemin P stereografik izdüşümü ile S
difraksiyon lekesi arasmdaki bağıntı.
olur. Bü itibarla iV' kutbunun izdüşümü P dedir. D nümıme - film mesafesi ve r referans
küresinin yarıçapı olmak üzere
; ,. . PQ = / ? t a n ( 4 5 ° - i - ) ( 8 -3)
8-2] GERfr-E-YANSlMA LAUE METODU 241
Şek; 8—11. Geriye - yansıma Laue metodunda bir stereografik izdüşüm üzerinde bir
• yansıtıcı düzlemin kutbünu çizmek için stereografik cetvelin kullanıhşı. 1' kutbu 1 difraksi-
-. yon lekesini hasıl eden düzlemin kutbudur.
Cetvel, bir merkez noktası seçip OS mesafelerini ölçebileceğimiz santimetrilc bir eşel
hazırlryarak teşkil edilir. Her OS mesafesine tekabiil eden PQ mesafesi (8—1) ve (8—2)
denklemlerinden hesaplamr, ve cetvelin merkezinden itibaren öbür tarafında işaretlenir.
■ Mütekabil çizgilere ayni numaralar verilir ve neticede Şek. 8—11 deki gibi bir cetvel elde
edilir, bu şekilden ayni zamanda metodun nasıl kullamlacağmı da görüyoruz. [Muhtelif PQ
mesafelerinin hesaplanmasmdan Wulff ağımn kendisirii kullanarak kurtulabiliriz. Şek..8—10
yansıtıcı düzlemin kutbunun izdüşiimün kenanndan'0 açısı.kadar ötede olduğımu gösteri-
yor, ve 0 her OS mesafesi için (8—1) denklemi ile verilmistir. Getvel, merkezi Wulff ağınm
i merkezi ile çaluşrmş olarak Wulff ağınm ekvatörü boyunca konur ve her bir 0 açısma te-
| kabiil eden PQ mesafeşi ekvatör üzerindeki açısal eşel yardımı ile işaretlenir.]
! Düzlem normalini eŞk. 8—10 daki gibi seçtiğimize göre izdüşüme x-ışmları kaynağının
| aksi tarafmdan bakılacağı aşikârdır. Bu, filmin de bu taraftan okunacağım, yani kesik kö%
! şenjn sağ tarafta ve' üstte bulundufulacağırii ifade eder. Bundari sonra Şek. 8—11 deki gibi
I izdüşüm filmih üzerine konur, alttan aydmlatilir. Cetvelin merkezi izdüşürnün merkezi ile
çakışık kalmak üzere cetvel özel bir difraksiyon lekesinden geçinceye kadar döndürülür.
. OS mesafesi okunur ve mütekabil kutup merkezin aksi tarafmda ve mütekabil PQ mesa-
fesinde işaretlenir. Bu işlem her önemli difraksiyon lekesi için tekrarlamr ve sonra izdü- .
şüm bir Wulff ağma nakledilir ve kutuplar daha önce anlatılan metodlardan biri ile indis-
lenir. Dikkat edilmelidir ki bu metod, x-ışmlari kaynağmm aksi tarafmdan bir izdüşüm ve-
rir, halbuki Greninger kartı x-ışmlan kaynağı tarafmdan bakıldığma göre kristalin bir iz-;
düşümünü verir. Bir kristal doğrultusu tabiî bir.veya onun aksi tarafmdan tarif edilebilir,
F . 16
242' MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI LBöl. 8
ve izdüşümlerin herhangi biri diğeri ile, izdüşümü, izdüşümün EWekseni etrafmda 180° dön-
dürmek suretiyle çakıştmlabüir. Her ne kadar kullânılması ve hazırlanması kolay ise de
bir stereografik eetvel, geriye yansıma patronlanmn çözümünde Greninger kartı kadar
doğru değildir.
Laue ;.metodlarının hangisinde. olursa olsuıı kristal içindeki bir tek zona ait
düzlemlerin verdiği film üzerindeki difraksiyon, lekeleri daima konik kesitlerden
biri olan bir eğri iizerinde b u l u n u r . F i l m geçirme d u r ü m u n d a oldüğu vakit, geçi-
rilen demet ile zon ekseni arasındaki <f> açışımn kâfî derecede küçiik değerleri
için bu eğri bir b ü t ü n elipstir (Şek. 8 — 1 2 ) . Bu <£ açısmm biraz daha büyiik de-
Şek. 8—12. Difraksiyona uğramış bir konik demetler takımınm geçirme durumuna
'konulmuş bir film ile kesit'i. C=kristal„ F=tüxa, Z.A.=zon ekseni.
ğerleri için, filmin sonlu bir büyüklükte olması sebebiyle elips, tam değildir.
$ = 45° iken eğıi bir parabol olur, <f> açısı 45° yi geçinee bir hiperbol, ye 0 = 9 0 °
iken de bir doğrudur. B ü t ü n hallerde eğri, geçirilen demetin teşkil ettiği merkezî
-lekeden geçer. •
8—3] ĞEÇÎBME LAUE METÛDÜ 243
j- Şek. 8—13. Geçirme Laue metodunda dtizlem normali doğrultusu ile difraksiyon leke-
j leri mevkii arasmdaki bağıntı.
| - ■
f . •
! Geçirme Laue metodundaki açısal bağmtılar Şek. 8 — 13 de gösterilmiştir. Bu-
I racla C de bulunan kristal merkez olmak üzere bir referans küresi çizilmiştir, ge-
!•:- len deınet kiireye I de girer ve geçirilen demet kiireyi 0 da terkeder. Film kiireye
0 da teğet plmak iizere konulmııştur, ve kristal tarafmdan bakıldığı zaman sag
I tarafta iiste gelen köşe, filmin x-ismlarraa arzedildiği esnadaki durumunu belirt-
; mek maksadiyle kesilmiştir. Gösterilmiş olan latis düzlemlerinden yansıyan de-
i met filme R de earpar, ve bu diizlemin normali kiireyi P de keser.
!. Ekseni yz - düzlemi içinde bulunan ve geçirilen (veya gelen demet ile </> -
I aeisi yapan bir zona ait diizlemlerin hasıl ettiği difraksiyonu inceledigimizi farze-
! delim. Eğer bu zona ait bir tek düzlem, başlangıçta A da olan kutbu, APEBWA
j biiyiik dairesi boyunca hareket edecek şekilde döndürülürse bu düzlem, hakikî
kristal ieinde bulunan bu zona ait biitiin diizlemlerin durumlarmdan geçer. Bu
dönme esnasmda başlangıçta film iizerinde D de olan difraksiyon lekesi kesik çiz-
gilerle gösterilmiş olan DROD elipsi iizerinde hareket eder.
244 MONOKRİSTALLERÎN CİHETİNE KONULMASI [Böl. 8
0 10 20 30
Şek. 8—14. Geçirme Laue patrpnlarınm çözümü için, nümune - £ilm mesafesi 3 cm
olması halinde doğru büyüklükte olan Leonhardt kartı. Kesik çizgilerle çizilmiş eğriler V
sabit eğrileri ve dolu çizgilerle çizilmiş eğriler satrit 8 eğrileridir.
keailea köşe
FILM
O 10 ÎD 30
(a)
(b)
kutbunu
kartfnm M i l , ™ , ^ ™ " ^ereografik izdüsümde göstermek için Leonhardt
kutbudur.
246 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI [Böl. 8
kcsilea köge
Şek. 8—16. Düzlemlerin zon eksenini izdüşiim üzerinde göstermek için Leonhardt kar-
tınm kullanılması. PA , A zommun eksenidir. ■
leridir ve enlem eğrilerine. tfikabiil eder. Bu kart vasitasiyle özel bir difraksiyon
lekesiui liasil eden bir diizlemin k u t b u stereografik olarak çizilebilir. İzdüşüm diiz-
^piglfti, -Şefe™§''jrr 13 4ekil|.jnoktasında;.küreye teğettir ye izdüsjim merkezi,.ö^nokta^J
'sidır. Buna göre filmin' kristal târafmdaki yiiziunden okünniası lâzıriıair yani-ke- •
8-3] GEÇİRME LAT7E METODU 247
referans
küresi'
1
y
M Ç
)r~ / u^^ ■
~
—--"r
N
/\ 3^\.
X o
v/ p/
,«,..._ . — - / ? — Q izdüşüm
düzlemi
\
O lilııı .V
Şek. 8—17. Geçirme halinde S difraksiyon lekesi ile bu lekeyi hasil eden diizlernin
stereografik izdüşümü P arasmdaki bağmtı.
Şek. 8—18. Geçirme Laue metodunda stereografik izdüşüm Uzerinde yansitici bir düz-
lemin kutbunu işaretlemek içirı bir stereografik cetvelin kullamlışı. V kutbu I difraksiyon
lekesini basil eden diizlernin kutbudur.
248 MONOKRİSTALLEBİN CİHETİNE KONÜLMASI [Böl. 3 ,
sileıı köşe sağ tarafta yukarıya gelecektir. Şek. 8 — 15, film ve kart birbirine para-
lel olcluğu vaki't özel bir lekeye tekabül eden kutbun nasıl eizileceğini gösteriyor.
Kartı kullaumanm bir değişik şekli de, kartı merkezi etrafmda bir 0 sabit eğrisi ;
bir tek zona ait düzlemlerin lıasıl ettiği lekeler dizisi ile çakışmcaya kadar Şek. !
8 — 16 da oklıtğu gibi döııdürmektir; <f> ve döndürme. açısı e u bilince zonun ekse-
nini doğrudan doğruya çizebiliriz.
Geçirrne metodu içhı bİT stereografik cetvel inşa edilebilir ve bu cetvel Leon-
hardt kartma nazaran bilhassa 0 açısı 90° ye yakm ikeıı çok daha doğru ııetice >
verir. Gelen ve lıerlıangi bir difraksiyon denıetinden geçen bir kesit olaıı Şek. ■!
8 — 17, difraksijron lekesinin filnıin merkczine olan inesafesinin :
■ ■ 1
eşitliği ile verilmiştir. Şek. 8 — 18, bu denkleme göre hazırlanrmş bir cetvelht j
kullamlışım gösteriyor. Bu lıalde, izdüşüm kristaliıı film tarafma konulmuş bir •
diizlem üzeriııde yapılır, ve bu sebeple de film, kesik köşesi sol tarafta yukanya ;
gelecek tarzda tutularak okunmalıdır. Yansıtıcı düzlemleriu kutuplarını işaretle- !
mek içiıı ister kart ister cctvel kullanılsın, indisleme geriye-yansmıa patronla'- !
rındaki gibidir. Meselâ, Şek. 8 — 19 da bir kopye halinde verilmiş olan Laue pat- !
ronu Şek. 8 — 20 de görülen stereografik izdüşümü verir. Sonuncu içi dolu siyah
semboller film iizerindeki lekeleri hasıl eden düzlemlerin kutuplarıdır ve buna
göre mımaralanrmştır,. içi boş semboller çizim esnasında elde edilen kutuplardıi'.
(Okuyueu, bir geçirme ü l m i üzerinde miişahede edilen lekeleri meydana getireıı i
düzlemleriıı kutuplarının izdüşümün kenarına yakıtı olduğunu görecektir; ger- ;
çekten böyle diizlernler gelen demet ile zartırî olarak kiiçük açı yapmaktadırlar. :
Şek. 8 — 6 nm tetkikinden anlaşılacağı gibi, geriye-yansıma patronları iein bu- ,
nun aksi doğrudûr.) Ş e k . 8 —20 nin çözümii, PA,PB, ve Pc zon eksenlerinin i
lıangi zon eksenleri olduklarınm tayin edilmesine bağlıdır. Olçii bu eksenlerin
teşkil ettiği stereografik iiçgenin kenarlarmm 35° (PA — PB)-, 45° (PB — Pc) v e i
30°(F C — PA) ya eşit olduğunu veriyor, bu itibarla PA, PB, ve Pc eksenleri {211}ı
{100}.. ve {110} kutupları olarak tamm'lamr. Şek. 8 — 19 da gösterilmiş olan ge- !
çirme patromı, ve Şek. 8 — 5 de gösterilmiş olan geriye yansıma patronumm her \
ikisi de ayni kr;îsîaldenVv$şkrisEalin-sden;,demete.-;.ııazaran ayni durarmmdan elde
edilıniştir. Bu itibarla'mütekabil izdüşiimler Şekl 8 —20 ve Şeîr. 8 — 7 , b u kristal-j
1
8-3] GEÇİRME LAUE METODU 249
1
--»-.3
*
> s \
'
'
\1 . ''
!
* 0 '
* '- - " ~ -*'
V 5 & V
1 '
V
* 9«i
v S
- _-'
- Şek. 8—19. Alüminyum kristalinin Şek. 3—6Ca) dan kopye edilmiş geçirme Laue pat-
ronu. Yalnız seçilmiş difraksiyon lekeleri gösterilmiştir.
Şek. 8—20. Şekil 8—19 da gösterilmiş olan' geçirme patronuna tekabül eden stereoğ-
rafik izdüşüm.
250 MONOKBÎSTALLERİN CİHETİNE KONÜLMASI [Böl. 8
lerin ayni yönlennıe durumuııa aittirler. Fakat buular kristaliıı aksi tarafından
yapılmıştır ve bunuu içiıı tarnamen farklı görünür. Fakat her ııe kadar izdüşiim-
lerdeıı birinin indisleriııin diğerininki ile uyuşabilir olmasma çalışılmaımş ise de
izdüşünılerden birini kendi EW - ekseni etrafmda 180° döndürürsek diğeri ile ça-
kışır.
8 — 4. Difraktometre metodu. Kristal doğrultusunu tayin etmek için
'•■?-.-' başka bir metod difraktometreniıı kullamlmasıdır ve bu Laue metodlarmm her
ikisinden de tamamen farklıdır. Difraktometrede tam monokromatik radyasyoıı
kullamldığı takdirde bir monokristal aııcak, belirli bir yansıtıcı düzlemler takımı
geleıı deınet ile, bu düzleınler takımı ve kullanılan karakteristik radyasyon için,
Bragg kanummu tahkik eden bir ö açısı yaptığı takdirde bir yansıma hasıl edebilir.
Fakat sayıcı, mütekabil 28 açısında sabit tutulduğu vakit, bir yansımaıım hasıl
olduğunu gösteriyorsa, bu takdirde yansıtıcı düzlemlerin kristal yüzündeki bir
düzlern veya bir doğru ile yaptığı açı kristalin durumundaıı bulunabilir. İki cins
operasyona ihtiyaç vardır: ■ ■ • . ■ ; ■ . .
(1) Kristaliıı rnuhtelif ekseııler etrafmda bir yaıısımu hasıl oluucaya kadar
döıidürülmesi,
( 2 ) yansıtıcı düzlemin kutbunun bilinen döume açılarıüdaıı faydalamla-
rak bir stereografik izdüşüm üzerinde yerleştirilmesi.
Difraktometre metodunıın nümımeyi tutmak ve döndiirmek için kullaıulan
özel gonyometre cinsine göre bir çok değişik şekilleri vardır. Burada bunlardan
yalnız tercihli doğrultulari tayin etmek iein yansıma metodunda kiillanilan gon
yometre ile ilgili metoddan bahsedileeektir, çünkü bu, gonyometre nıetallurji la-
boratuvaıiarmda en çok buhmamdır. Teferrüatiyle Madde 9 — 9 da anlatılacak
olan nümune tutucusunun monokristallerin kullamlrnası halinde pek az değişik-
iğe ihtiyacı vardır, başlıca değişiklik difraksiyon şiddetini arttırmak için gele.n
demet genişliğinin, difraktometre eksenhıe paralel olarak arttırılmasıdır. Bu cins
tutucularm Şek. 8 — 21 de gösterilen miimkün üç rotasyon ekseni vardir: biri dif
raktometre ekseni ile eakışır, ikineisi (AA') I gelen demeti ile D difraksiyon de-
metnin tayin ettiği düzlem ieinde ve şekilde bir düz levha olarak gösterilmiş olan
nümune yüzeyine teğettir, üçimcü (BB') ye gelince bu da ııümune yüzeyine nor-
maldir
/ sayıcı
e difraksiyon demeti ile, daha doğrusu kristalden sayrcıya giden ve teşekkül et-
ği takdirde difraksiyon demeti ile cakışacak olan doğru ile eşit açı yapmcaya ka-
Şek. 8-22. Krlstal doğrultusunu difraktometre ile tayin ederken cizim metodu. (Bu-
rada gösterilmiş olan rotasyonlarm yönleri Şek. 8-21 deki oklarm yönlerine tekabül et-
mektedir.)
252 , MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI [Böl. 8
Arada şunu not edelim ki bir kristal yüzeyinin ve AA' ekseninin gelen ve
difraksiyon demetleriyle eşit açılar yapacak şekilde konulması sadece stereografik
izdüşümü çizerken kolaylık olması için yapılmıştır. Monokromatik radyasyon de-
forme olmamış bir monokristalden yansıdığı vakit bir odaklanma problemi yok
tur, ve kristal doğrultusunu tayin etmek için ideal bir gelen demet ıraksak bir
demet değil paralel bir demettir.
Tecriibeli bir operatörün elinde, difraktometre metodu Laue metodlarimii
her ikisinden de daha çabuktur. Bundan başka gelen demetin diverjansmi azalt-
mak için dar slitler kullamldığı takdirde daha doğru neticeler vereBilir. Fakat çok
dar slitlerin kullamlmasi kristalin yansıtıcı dururnlarımn,leshitini daha.güç hale
' köyİ'r. Diğer taraftari difraktometre riietodu doğrüîtu tayin etmenin devamli bir
. 8—5] EİB KRİSTALÎ İSTENİLEN BİR DOĞBULTUYA KOYMAK . 253
"~ Jtaydmı vermez, lıalbuki Laue patronları ilerisi için saklanabilir. Fakat önemli
olan difraktometre metodımun kristalin mükemmellik durumunu doğrudan doğ-
juya açıklamadığıdır, halbuki Laue patronları bu bilgiyi, Madde 8 —6 da görece-
ğimiz üzere bir bakışta verir, ve pek çok tetkiklerde metallurjist monokristalin
doğnıltusu ile olduğu kadar bu. monokristalin izafî mükemmelliği ile de ilgilidir.
• Bütün husuşlar göz önüne almdığı takdirde yalnız ara sıra doğrultu tayinleri
gerekiyorsa yahut kristalin mükemmelliğine ait bir şüphe varsa Lane metodlarx
tercih edilmelidir. Fazla sayida kristalin doğrultuları rutin iş olarak tayin edilecek-
se difraktometre metodu daha üstündür. Hakikaten bu metod, böyle bir tatbikat
için, ikinci diinya harbinde fazla sayida kuvartz kristalinin doğrultusunu tayin
etmek gerekinee geliştirilmiştir. Bu kristaller kendi tabiî titreşiin frekanslariyle
radyo vericilerinde neşredilen sinyalin frekansmx kontrol etmekte kullanılmıştır.
Bu maksatla kuvartz levhalar, yiizleri bazi lcristallografik diizlemlere çok doğru
bir şekilde paralel olarak kesilmelidir. Difraktometre kristal içindeki bu diizlem-
lerin doğrultularmı tayin etmek iein kullanılmıştır.
j Şek. 8—23. istenilen doğrultuyu elde etmek için kristal rotasyonu. 1 ve 2 durumlan
j açık sembollerle, 3 durumu taranmış sernbol ile ve 4 durumu içi dolu sembollerle göste-
' rilmiştir.
254 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KÛNULftâASI [Böl. 8
Şimdi (011) den 90° uzakta bir çizim.noktasınm seçilmesinin zarurcti anla-
sdxyor. Bizim halimizde (011) olari bii nokta eğer İV' kütbuna getirilirse, (011)
ve ( İ 0 0 ) zarurî olarak E'W ekseni iizerinde bulunur; ve N'S' ekseni etrafmdaki
son rotasyon, [011] in N'S' - ekseni ile çakışmış olması sebebiyle (011) kutbu-
nun durumunu bozmadan, (011) ve (100) ı islenilen durumlarma getirir.
Bu üç rotasyonun sırası keyfî değildir. Stereografik rotasyonlar gonyometre-
deki fiziksel.rotasyonlara tekabiil ederler-ve o şekilde yapilmalid^r ki bir rotasyon,
daha sohra etrafmda rotasyon yapilacak olan hefhangi bir eksenin durumiiiiu hie
8—5] BİB KBİSTALİ İSTENİLEN BİR DOĞRULTUYA KOYMAK 255
rür. Aşikâr olarak gözlemei bu patron göründüğü vakit onu tanıyabilmelidir, fa-
kat standard doğrultularda yapılmış bir kaç kristalin Laue fotoğrafı bunıt yapa-
bilmesini mümkün kılar. Işık geçirmez gözlem kutusu kullanmak suretiyle ka-
ranlık bir odada çalışnıak zorunluğundan kurtulmak mümkündür. Tabiî eğer ku-
tunun yapılmasım gerektirecek kadar kristal yönleme işi oluyorsa. Bu kutu, göz-
lemeinin bir binoküler büyüteç içinden ya doğrudan doğruya gelen ışm doğrul-
tusunda ya da bir ayna veya dik açılı prizma vasıtasiyle dolayh olarak gelen de-
mete dik doğrultuda gözlediği ve kutunun iç yüzüne yapıştınlmış fluoresaıı lev-
lıayı ieine alır. X-ışmlarından korunmak için optik sistem kurşun camı ihtiva et- j
nıeli ve gözlemcinin eli kristalin ayarı esnasında perdelemnelidir. I
i tal plastik olarak çekilirse merkezî kesitinin ıızamadan once ve sonraki Lane fo-
i tpğrafları latisin rotasyon yaptığını fakat deforme olmadığmı gösterir. Bıına rağ-
\ men kristal uzamış ve incelmiş yani şeklinde bir değişim hasıl olduğundan aşikâr
; olaeağı iizere nriihimce bir deformasyona maruzdur. B u n u n nasıl olduğıı Şelc.
8 — 25 vasıtasiyle gösterilmiştir. Kristalin ilk şekli slip diizlemleri profilden gö-
rülecek şekilde ( a ) da görülüyor. Tatbik edilen gerici kuvvetler bu slip düzlern-
lerine paralel kayma kuvvetleri ve b u diizlemlere dik gerici kuvvetlerden ibaret
bileşenlereayrılabilir. Normal kuvvetlerin bir tesiri yoktur fakat kayma kuvvet
leri slip'in meydana gelmesine sebep olurlar ve b u n u n neticesi olarak kristal, eğer
ııelarm yanal hareketine mâni olıınmamışsa ( b ) de görülen şekli alaeaktır. Maa-
mafih gerici m a k i n a n m kavrayıcıları kristalin uçlarmı ayni doğru üzerinde tutar
ve kavrayicilardan herbiri eivarmdaki kristal latisinin, kristalin oldukça uzarna-
smdan sonraki d u r u m u n u gösteren ( c ) cle belirtildiği iizere, biikiilmesine sebep
olur. Dikkat edelim k i merkezî kısmın latisi yehiden yönlenmiş fakat distorsiyona
maruz kalmamıştır. Bu yeniden yönlenme açık olarak faal slip dtizlemlerini çe-
kilme eksenine daha paralel hale getiren bir rotasyondan ibarettir.
tir. Germe ekseninin ilk durumu 1 noktası ile temsil edilmiştir. Miiteakip uza-
malar sonunda bu eksenin durumu 2, 3, 4,... noktalarmda bulunur. Yani eksen j
ilk durumundan ve slip doğrultusu olan [101] doğrultusundan geçen bir büyük [
daire iizerinde hareket eder. Bu uzama esnasmda faal slip diizlemi (111) dir. Şu !
K
Şek. 8—26. Bir FCC metal
kristalin uzaması esnasında latis
rotasyorm.
kaytna
■«Menu
neticeyi çıkarırız ki latisin yeniden yönlenmesi o tarzda vuku bulur ki slip diizle-
minin ve bu diizlem içinde buluiian slip doğrultusunun her ikisi germe eksenine
doğru döner. Bu işlem deformasyonun daha sonraki safhalarmda daha karışık
olur, ve ilgi duyan okuyucu daha fazla bilgi için kristal plastisitesine ait kitapla-
ra başvurmalıdır. Bu suretle x-ismlari difraksiyonunun bu özel probleme ne şe-
kilde tatbik edileeeğiııe dair kâfî miktarda şey söylenmiş oldu.
Datayı çizmenin diğer metodunu izah etmek iein slip esnasmda latisin yeni-
den yönlenmesinin bir başka misali verilebilir. Şek. 8 — 27 de silindirik bir mag-
nezyum kristalinin plastik torsiyonu esnasindaki miiteakip yönlenmeleri niimune
eksenine (torsiyon ekseni) paralel sabit bir izdüşüm diizlemi üzerine çizilmiştir.
Yansitici diizlemlerin kutuplarinm izdüşümünün eıılem daireleri iizerinde hareket
ettiği görüldüğüııden latisin yeniden yönlenmesinin esası niimune ekseni etrafm-
da bir rotasyondur. Bazi latis distorsiyonlari da vuku bulur, eiinkü özel x-isini me-
todlari latis düzlemlerinin burulduğunu fakat deformasyonun esas karakterinin
yukarida bahsedilen latis rotasyonu olduğunu ifşa eder. Benzer şekilde monokris-
tallerin plastik uzamalarmda mutlak olarak latis deformasyonu vuku bulmadığı
farzedilmemelidir. Burada da yine miihim olan taraf latis deformasyonudur, fa--.-|
kat hassas x-isim metodlan daima latis düzlemlerinin bazı eğilme ve buruhnasini i
'göstereeektir, ve bazi hallerde bu latis distorsiyönu o kâdâr keskin"«lâbilir ki adÂ';
Laue patronlan bunu ifşa eder.
Ö—6] ,-..' PLÂSTİK' DEfÖBMASYONLAEIN TESÎRİ 259
Keskin Latîs ; distorsiyoııumın iyi bir misaline bir çekme monokristal nü-
munesinin kavrarhaların hemen civarmdaki kısımlarında rastlamr. Daha önce de
balısedildiği gibi kristal latisinin bu kısımları nürnunenin uzaması esnasmda eğil-
meye zorlanır, ve' bıı kesitleriıı Lane fotoğraflaı-ı ıızamış lekeler gösterir. Eğer eğ-
me basit bir ek'sen etrafında ise, eğme ekseninin Miller indisleri umıımiyetle ste-
reografik olarak- tayin edilebilir; Laue çıkmtılarmm herbiri mütekabil latis düz-
leminiu yönelmesindeki sımn temsil eden bir yay olarak çizilir, v e b u yaylarm
doğrultularım izalı eden bir rotasyon ekseni izdüşüm iizerinde buluniir. Yaylarm
açısal uzunlukları vuku bulan eğilmenin bir ölçüsüdür. Bıı metodla eğilrne mik-
tarım ölçerken gelen demet içinde mevcut dalga boyiarmm sonsuz bir smırı kap-
lamadığı hatırlanmalıdır. Kisa dalga boyu smirmdan daha kisa dalga boylu rad-
yasyon yoktur,' ve uzun dalga boyu tarafmda dalga boyu arttıkça şiddet sürekli
olarak azalır. Btı', verilen bir latis eğilmesi için bazı Laue çıkıntılarmm dolu bir
260 MONOKRİSTALLERİN CİHETINE KONULMASI [BÖ1.8
dalga boyu aralığı temin edilebilmesi haliııdeki çıkıntüar kadar uzun olmadığmı
ifade eder. Bu sebeple çıkmtılarm uzunluğamdan hareket ederek tahmin edilen
eğilme miktarı hakikatteki eğilme miklarmdan daha küçüktür.
Şek. 8—28. Deforme olmuş bir alüminyum kristalinm Laue fotoğrafları. Nümune - film
mesafesi 3 cm, tungsten radyasyonu, 30 kv.
jnak şartiyle takriben 4g (AC) ile verilmiştir. Diğer taraftan diizlem normali, ACN
yansıma düzlemine dik doğrültuda 2t açısı kadar sallanırsa bunun tesiri yalmz yan-
sıma diizlemiiii gelen demete göre 2z açısı kadar sallarnak olur. Bu itibarla eliptik
lekeııin küçük ekseni 2E (AS)~2Z (AC) tg2Q~2z (AC) 2$ ile verilmiştir. Leke-
nin şekli
yayılmtş
Laue lekesi - ^ ^iB&iŞfe
Laue lelçesi —-*« \
t
t Debye yayi
Debye „.'
halkasi ,
Şek. 8—31. Deforme olmuş kristallerin Laue patronlan tizerinde Debye yaylannin te-
şekkülü. . ..
Yön bağmtısı, ikizin her bir tarafının yönünü tayin edip bunları aynı stereog-
rafik izdüşüm üzerine beraberçe çizerek tesis edilir. Birleşme diizleminin indis
lerini tayin edebilmek iein bir düzlemin diğeri ile arakesitinin nasıl çizileceğim
bilmek lâzımdır, ve şimdi bu problemi tetkik etmek için sadetten ayrılmalıyız-
Ikizlemniş bic tanenin parlatılmış. yiizeyi iizerinde birleşme diizleminin izinin bir
NS referans doğrusu ile Şek. 8 — 3 4 ( a ) daki gibi bir a aeısı yaptığmı farzedelim-
8—7] İKİZLENMİŞ KBİSTALLERİN İZAFİ YÖNÜ 265
N1
referans
l ^ " ÇİZglSl
blrleşme"
düzleminin
■ izl
Ca)
Şek. 8—34. Bir yüzey üzerindeki fair düzlemin izinin izdüşümü.
düzlernleri de bu izi basıl edebilirlerdi. Aşikâr olarak soıısuz sayıda düzlem göz-
lenen izi hasıl edebilirdi, ve kat'î olarak söyliyebileceğimizin hepsi II ve K nokta-
ları A, B iz doğmltularıııdan 90° ıızakta olmak üzere birleşuıe düzleminin kutbu-
n u n HK çapı üzerinde bir yerde buhuıaoağmdan ibarettir. HK ya iz normali de-
nir.
Biıieşme düzleminiıı yöııünü tayin etmek içiıı, ikizleuuıiş taneyi diğer bir
diizlem ile kesip yeni diizlemin dogrultusunu tayin ederek elde edilebilecek ek
bilgiye ilıtiyaç vardir. Kesitin, miinasip olmasi iein NS ye dik olarak WE doğru-
(o) A ve B
. Şek. 8—36. B'ir- ikizlenmiş bakır kristalinin A ve B ile gösterileri iki tarafiniri geriye-
yansima Laue fotograflari. Tungsten radyasyonu 30 kv, 20 ma. Niimunenin verdiği fluore-
san K ran şiddetini düşürmek içta film 0,01 in kalınlıkta alüminyum ile örtülmüştür.
İ;| 8—11 tKİZLENMİŞ KRİSTALLEBİN İZAFİ YÖNÜ 267
: " sundan geçecek şekilde almdığını farzedelinı, ve yeni parlatümış düzlem (2 düz-
> lemi) ilk düzlem ile (1 düzlemi), Şek. 35(a) da görüldüğü gibi, ş açısx yapsm.
% Simdi WE keııarım referans doğrultusu olarak kullanmak mimasip olur. Biıieş-
nıe düzleminin 1 ve 2 düzlemleıi üzerindeki izleri WE kenarı ile (3 (90° — a ya
' eşit) ve Y açılarını yapsin. Bu takdirde eğer stereografik izdüşüm düzlemi yine 1
yüzüne paralel alımrsa, 2 yüzü W ve E den geçeıı ve çevreden cp açısı kadar xxzak-
ta olan bir büyük daire ile temsil edilir [Şek. 8 —35(b)], Birleşme düzleminin 1
yiizeyi üzerindeki izi daha önce olduğu gibi A, B ile ve 2 yiizü üzerindeki ayni iz
C doğrultusu ile temsil edilir, ve (3 ve y açılarmm her ikisi de W, E kenarmdan
itibaren öleülnıüştür, Bilinmiyen X birleşme diizlemindeki birbirine paralel olmi-
yaıı iki doğru, yani A, B doğrultusu ile C doğrultttsu, şimdi bilinmektedir. B, C
ve A dan geçen bir biiyiik daire X diizleminin yönünü tayin eder, ve P , bu diiz-
lemin kutbudiir.
Şek. 8—37. Bakırın bir ikizinin, Şek. 8—36(a) ve (b) den hareket edilerek hazırlanmış
A kısmı (içi boş semboller) ve B kismimn (içi dolu semboller) izdüşümü.
263 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONULMASI [Böl.8
rak gelen demet önce ikizin bir kısmına [ ( a ) patronu] ve sonra diğer kısmı üze-
rine [ ( b ) patronu], ve son olarak da birleşme düzleminin izinin her iki tarafı
üzerine [ ( c ) patronu] düşürülmüştür. Bu sebeple son fotoğraf ikizin her iki tara-
fıııın birlikte bir iki kâtlı patronudur.
(a) ve (b) patronlarından istihraç edilen yönler Şek. 8 — 37 de gösterilmiş-
tir, ve ikizin her bir tarafma ait bazı kutuplarm, bilhassa alt tarafta sağdaki kad-
randa (111) kutbunun, çakıştığı görülüyor. Bu eakışmalar Şek. 8 —36(c) de
Laue lekelerinin çakışması şeklinde de.aşikâr olarak görülüyor. X birleşme düzle-
rniniıı iki yüzey üzerindeki izinin doğrultularını ölçmek suretiyle X in yönü, iz-
düşürnde gösterildiği gibi, tayin edilrnişti. Px in ikizin her iki tarafinda müşterek
olan (111) kutbu ile çakıştığı bulunuyor ve bu suretle birleşme düzleminin in-
•disleri açıklanmış oluyor. Madde 2 —11 de anlatilan metodlarla ikizin iki kismi-
nm ayni (111) düzlemine göre yansima ile birbirine bağıntılı olduğu gösterilebi-
lir. Bu itibarla bakirdaki ikizlenme diizlerni (yansima düzlerni) nin birleşme düz-
lemi ile ayni olduğu gösterilmiş olur.
Fakat tane büyüklüğü tane yönimü tayine müsaade etmiyecek kadar küçük
olabilir. Bu takdirde problem hattâ iz doğrultuları iki yüz üzerinde ölçülmüş olsa
bile, çok daha güetür. îlk adım her iki yüzdeki izlere tekabül eden iz normalleri-
ni çizmektir; bu normaller, izdüşümün yapıldığı yüzdeki izler için doğrular ve di-
ğer yüzdeki izler için de biiyük daireler olacaktır. Bundan sonra izdüşüm üzerine
bir standard (h]kj,\) izdüşümü tatbik edilir ve [hikj,]} kutuplarini doğru ve eğri
iz normallerinin kesişme noktalarıyle çakıştıran bir rotasyon aranır. Eğer böyle
bir çakışma bulunamazsa bir (hik2h) standard izdüşümü denenir ve üâh. Eğeı
düzlemlerin ikisinden birindeki izler birden- fazla dpğrültuya sahip ise kaç farklı
8—7] İKİZLENMİŞKRİSTALLERİN ÎZAFİ YÖNÜ . 269
Şek. 8—38. Şakıfın kristal yönünün bir yüz üzerindeki iki ikiz düzlemmirı. izlerinden
tayini.
doğrultu olduğuna dikkat etmek faydalıdır. Meselâ, bir kübik metalin bir tanesiıı-
de üç farklı doğrultudan daha fazla mevcut ise izlere sebebiyet veren {100} diiz-
lemleri olamaz; eğer dörtten fazla doğrultu gözlenmiş ise {100} ve {111} düzlem-
lerinin ikisi birden söz konusu olamaz, ve ilâh.
Şimdiye kadar, genel olarak yönü bilinen bir tanede gözlenen izlere sebep
olan düzlemlerin indislerini bulma problemi ile ilgilendik. Aynı problem ters cla-
270 MONOKEİSTALLERİN CİHETİNE KOİSÎÜlMASİ tBÖl.8
rak çözülebilir: (hkl) indisleri bilinen iki düzlem yüz üzerindeki izler verildiği-
ne göre kristalin yönii x-ışmları kullamlrnadan bulunabilir. iz nornıalleri bir kâ-
ğıt üzerine gizilir ve bunun üzerine yalmz {hkl} düzlemlerhıi gösteren bir stan
dard izdüşüm tatbik edilir. Deneme ile {hkl} kutuplarım gözlenen iz normalleıi
üzerine diişüren bir rotasyon bulunur.
Aynı metodla, indisleri bilinen düzlemlerin bir yüz üzerindeki paralel olraı-
yaıı iki izinden kristal yönü de tayin edilebilir. Bu yolla bazan bir polikristal
kütle içinde bir tek tanenin, büyüklüğü doğrudan doğruya x-ışmı ile tayine mü-
saade etmiyecek kadar kiiçük olan bir tek tanenin yönünü tayin etmek mümkün-
dür. Meselâ, ikiz bandı ana tanenin iki farklı {111} düzleminde teşekkül etmiş
olan Şek. 8 —38(a) daki tanenin yönünü tayin etmek için bakırdaki tavlama
ikizlerinin birleşme düzlemlerinin {111} olduğu hakikatiııi kullanabiliriz. iz nor
malleri Şek. 8 —38(b) de çizilnıiş, ve bunun üzerine yalnız {111} kutuplarmı ih-
tiva eden bir standard (001) izdüşümü konulmuştur. Eğer standard kendi mer-
kezi etrafmda döndüriilerek görülen duruma getirilirse, bundan sonra AB ekseni
etrafmda tekrar döndürmek suretiyle standardm içi boş sembollerle gösterilen
{111} kutuplarmı, iz normalleri üzerindeki içi dolu sembollerle gösterilmiş olan
dururnlara getirmek miimkiindiir. Bu sebeple içi dolu semboller gözlenen izlere
tekabül eden kristal yönünü gösterirler. Maalesef bu yegâne yön değildir: göriile-
ni izdüşüm düzleminde yansrtarak bulunaeak yön de bir çözümdür. Mümkün olan
bu iki hal arasında bir seçim ancak iz doğvultularmı ikinei bir yüzde görecek şe-
kilde kristali keserek yapılabilir.
8—8. Matris ve çökeltinin izaiî yönii. Bir aşırı doymuş katı solusyon
])ir ikinci faza çökelirse bu, ekseriya matris içinde alçak indisli bazı düzlernlere
paralel ince levhalar halini alır. Üzerine çökeltinin yerleştiği matris düzlemine
habit düzlemi denir ve indisleri daima matrisin latisine göre verilir. Keza çökel-
tinin latisi ile matrisin latisi arasmda belirli bir yön bağıritısı vardır. Bu olayların
ikisi de çökelti içindeki atoniik düzenlenmenin, çökelti ile matrisin ortak yüze-
yi üzerinde, mümkün olduğu kadar matrisin atornik düzenlenmesine uymak iste-
mesinden ileri gelir. Meselâ bir FCC katı solüsyondan bir HÇP fazm çökelmesi
ekseriya çökeltinin (0001) taban düzlemi matrisin (111) düzlemine paralel ola
cak şekilde buku bulur, çünkii IJU düzlemlerin her ikisi iizerindeki atomlar hexa
gonal düzenlenmeye sahiptirler.
(oıo)Pnaîo)m , [îoo^npıoL
dir.
Eğer belirli bir katı soliisyonun bir {lıkl} habit diizlemi varsa bu takdirde
9Ökelme tabiî {hkl} forinunıın biitün diizlemleri üzerinde olabilir. Bıı sebeple
habit d M a a l x ,
Şek. 8—39.
Matris - çökeıtı
bağmtısı.
Şek. 8—40. Widmanstatten strüktürü (şematik). Kübik matrisin {100} habiti vardir.
Üsttelü tane {100} a paralel kesilmiştir.
bir tanede tamamen farklı yönlere sahip çökelme düzlemleri talumı olabilir. Boy
le bir taneniu kesiti alinmca inee çökelti levhalari parlatma diizlemi iizerinde iğ-
272 MONOKRİSTALLERİN CİHETİNE KONÜLMASI [Böl.8 '
neler gibi görünür ve çok idealize edilmiş şekli ile Şek. 8 — 40 da görüleıı gibi
bir strüktür verir. Buna Widmanstatten strüktürü deııir. 0 çok defa çökelme ve
eutectoid ayrışma gibi çekirdek hasıl olması ve büyüme reaksiyonları mahsulil
dür. Bir dereceye kadar benzer strüktürler martensitik reaksiyon ve diğer diffu-
sionsuz transformasyonlarm neticesi olarak da görülür. (Maamafih bazi talî fark-
lar vardır: martensit ekseriya levha olduğu gibi iğne şeklini de alır ve habit diiz
leminin indisleri ekseriya irrasyoneldir, meselâ ( 2 5 9 ) , ve hatta Fe-C martensit
halinde olduğu gibi terkip ile değişir.)
PROBLEMLER
8—1. Kristal-film mesafesi 3 cm olmak üzere bir aliiminyum kristalinin bir geriye-yan-
sima Laue fotoğrafı alınıyor. X-ismi kaynağı tarafmdan bakıldığma göre Laue lekelerinin,
filmin merkezinden itibaren ölçülen (inç olarak) x,g koordinatları aşağıdaki gibidir:
x ij x #
Bu lekeleri inç'e göre hazırlanmış bir' grafik kâğıdı üzerine yerleştiriniz. Bir Greninger
kartı vasıtasıyle kristalin yönünü tayin ediniz, {100}, {110} ve {111} şeklindeki bütün ku-
tuplan Qiziniz ve {100} kutuplarmin izdüşümün merkezinden itibaren ölçülen enlem ve
boylamlar vasıtasıyle koordinatlanm veriniz.
8—2. Kristal-f ilm mesafesi 5 cm olmak iizere bir aliiminyum kristalinin bir geçirme
fotoğrafı almıyor. Pilmden x-ismi kaynağma doğru bakan bir gözlemciye göre lekelerin
x,t/ koordinatları (inç olarak) aşağıdaki gibidir:
PEÖBLEMLER 273
Problem 8—1 dekileri yapmiz, fakat yansıtıcı dlizlemlerin kutuplarira çizmek içiıı stereog-
rafik cetvel kullammz.
8—3. Problem 8—2 deki kristali «küb yönüne» yani Şek. 2—36(a) daki yöne getirmek
için (a) gelen demet ekseni, (6) dogu-bati ekseni, ve (c) kuzey-gliney ekseni etrafmda ya-
pılması gerekli açısal dönmeleri tayin ediniz.
8—4. Şek. 8—35.(a) daki (3 = 120°, T = 135°, $=100° ise birleşme diizleminin kutbunun
koordinatlan (enlem ve boylam cinsinden) nelerdir?
8—5. Bir kübik matrisde çökelti levhalan bir Widmanstatten strüktürü teşkil ediyor.
Parlatma düzlemi içinde levhalarm izleri özel bir tanede, «dtişey» NS referans dogrusun-
dan saat ibreleri yönünde Ölçülmüş 15°, 64° ve 113° lik. açılar yapan üç doğmltudadır. Ha
bit diizleminin indislerini ve matris tanenin yöntinü (kendi {100} kutuplannm koordinat
lan cinsinden) tayin ediniz.
P. 18
BÖLÜM 9
P O L S K M S T A L A G R E G A T L A R I N STRÜKTÜRÜ
Eğer agregat birden fazla faz ihtiva ediyorsa özeliği tabiî olarak her fazın
yalnız başma sahip olduğu özelliğe ve bu fazların agregat içinde bulunuş tarzına
tabidir. Umumiyetle bir fazın tanelerinin büyüklük, mükemmellik ve yönüniin
diğer faz veya fazlardaki tanelerinkinden farkh olması sebebiyle böyle bif malze-_
me stmktür bakımından büyiik imkânlar arzeder.
274
9—2] TANE BÜYÜKLÜĞÜ j 275
KRİSTAL BÜYÜKLÜĞÜ
9—2. Tane büytildüğü. Bir polikristal metal veya alaşmı içindeki ta-
nelerin büyüklüğünün bu metal veya alaşımm özeliklerinin pek çoğu üzerinde
önemli etkisi vardır. Bunlardaıı en çok bilineni tane büyüklüğünün küçiilmesine
refakat eden metanet ve sertliğin artmasıdır. Ozeliklerin tane büyükliiğüne bıı
şekilde tabi oluşıı sebebiyle metal teşekkiilü operasyonlarmın kontrolımda tane hü-
yiiklüğünü ölemenin önemi vardır.
Tieari metallerde ve alaşınılarda karşılaşılan tane büyüklükleri 1 0 - ' den
4
10~ cm ye kadar olan aralıktadır. Tabii bu sımrlar keyfidir ve oldukça uç değer-
leri temsil ederler, tipik değerler daha dar bir sımr içinde kahrlar, meselâ takri-
ben 10~2 den 10 - 3 em ye kadar. Btı aralıktaki tane büyüklüklerini eıı doğru ölç-
me metodu mikroskobik muayenedir, adet olan ıısıtl parlatılmış kesit üzerinde
birim alandaki ortalama tane sayısım tayin etmek ve bıınu Amerikan Malzemeyi
Teste tabi tutma Cemiyetinin kabul ettiği cdııdis nımıarası» vasıtasıyle ifade et-
mektir. Aşağjdaki
n = 2N~'
denklemi 100 defa büyültülerek bakıldığı vakit beher inç karede görülen tane
sayısı n ile ASTM «indis numarası» yahııt «tane biiyüklüğii numarası» N arasm-
daki bağıntıyı verir.
Her ne kadar doğru tane büyüklüğü öçülerinde x-ışıni difraksiyon metodu
mikroskop muayenesinden kat'î olarak aşağı ise de bir difraksiyon fptoğrafı kris-
talin mükemmelliği ve yönii ile birlikle lane biiyüklüğü hakkında yarı kantitatif
bilgi verir. Bir kuşgözü kamera ile ve süziilmüş radyasyonla almmış geçirme veya
geriye-yansıma fotoğrafı en iyisidir. Eğer geriye-yansıma metodu kullanılacaksa
nümunenin yüzü (ki parlatılması zarıırî değildir) mevcut olması muhtemel bo-
zulmuş yiizey tabakasmı atmak için yedirilmelidir, çünkü difraksiyona ıığramış
radyasyontın çoğu ince bir yüzey tabakasmdan gelir (bak Madde 9 — 4 ve 9 — 5 ) .
Kuşgözü fotoğraflarında nümunenin tane büyüklüğiinün gittikçe küçülmesi
halinde meydana gelen değişikliklerin tabiatı Şek. 9 —1 de gösterilmiştir. Bura-
da tesiri basil eden difraksiyona katılan tanelerin sayısıdır. Bu sayı da tekrar ge
len demetin kesit alanı ve nüfuz derinliği (geriye yansımada) yabııt nümune ka-
lınlığı (geçirmede) ile ilgilidir. Şekil 9 —1(a) daki gibi taneler çok kaba olıınea,
yalnız birkaç tane difraksiyon hasıl eder ve fotoğraf beyaz radyasyomın meveut
olması sebebiyle, herbiri ayn bir kristalden olmak iizere üst iiste binmiş bir
taltım Laue fotoğraflarından müteşekkildir. Biraz daha kitçük taneler Laue leke-
lerinin sayısmı artırır, ve umumiyetle Debye lıalkaları üzerinde bulunanlar gelen
276 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜK.TÜRÜ [Böl.9
r '}
İpT
Sy» 4,4
a> -
\
lü,_
(a) (b)
(O /
(c) ld)
Şek. 9—1. Tekrar kristalleşen alüminyum nümunelerin geriye-yansıma kuşgözü fotoğ-
.raflan, tane büyüklükleri (a), (t>), (c), (d) sırasmda küçülüyor. Süzülmüş bakır radyasyon.
9-3] ZERRE BÜYÜKLÜĞÜ 277
Difraksiyonla tane büyüklüğünü tahmin etmenin en iyi yolu ASTM tane bii-
yüklüğü numaraları bilinen bir nümuneler takımı elde etmek ve bıınlardan Şek.
9 — 1 deki gibi bir standard fotoğraf takımı hazırlamaktır. Ayni malzemeden
bilinmiyen bir niimimenin tane büyiiklüğü numarasi, bu niimunenin difraksiyon
patronunun standard fotoğraflardan hangisine uyduğuna bakarak bulunabilir yeter
hi her iki patron da aynı şartlar altmda hazırlamnış olsurı.
Tane büyüklüğü, kesin değeri deney şartlarına tabi olmak iizere 10~3 ile 10 - 4
cm aralığında bir yere isabet edince Debye halkalari benekli karakterini kaybeder
ve siirekli olur. Bu değer ile 10~5 cm (1000 A) değeri arasmda difraksiyon patro-
nunda bir değişiklik olmaz. Takriben 10~5 cm de kristal boyutunun küçüklüğü
sebebi ile çizgi genişlemesinin ilk işaretleri farkedilmeye başlar. O lıalde 10 - 3 (ya-
hut 10 - 4 ) den 10~5 cm ye kadar bir biiyiikliik smm vardir ki x-isini difraksiyo-
nu tane büyüklüğündeki değişme tamameıı sağırdır.
L
278 FOLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Bö'1.9
:r KRİSTAL MÜKEMMELLİĞİ
— da —
u
DEFORMAŞYON YOK
(a)
UNIFORM DEFORMASYON
(b)
ÜNİFORM OLMAYAN
DEFORMASYON ; c )
Şek. 9—2. Latis deformasyonunun Debye çizgi genişliği ve mevkii üzerindeki etkisi.
eğrilerle belirtildiği gibi bir takırn keskin difraksiyoıı çizgileri hasıl eder. Bu her
biri diğerine nazaran biraz yer değiştirrniş olan keskin gizgilerin tpplamı, kalm
eğfi ile gösterilıniş olan genişlemiş difraksiyon çizgisidir ve tabiî deneysel olarak
görülebilen sadece bu çizgidir./Hasıl olan genişleme ile deformasyonun düzgün
olmayışhğmın derecesi arasmda Bragg k a n u n u n u n diferansiyelini almak suretiyle
bir bağıntı bulabiliriz Bu takdirde
Tavlanmış bir metal yahut alaşım soğıık işlemeye tabi tutulursa difraksiyon
çizgileri genişler. Bu eok iyi teessüs etmiş, kolayca tahkik edilebilen deneysel bir
vakıadır fakat izahmda zıt fikirler ileri şürülmüştür. Bazı araştmcılar soğuk iş-
lemenin başlıca etkişinin tanelerin parçalanması ve bu tanelerin yalmz küçük ol-
maları sebebiyle çizgilerin genişlediği fikrini savunurlar.. Diğer bazı araştırıcılar
ise soğıık işleme ile hasil olan deforinasyonun uniform olmamasınııı çizgi genişle-
mesinin esas sebebi olduğunu, tanelerin parealara ayrılmasmm ise kügük bir kat-
kı sebebi olabileceği sonucunu çıkardılar. Hakikatte, farklı metaller ve alaşnnlar
tarnamen farklı şekilde davrandığma göre genelleştirme yapmak imkânı yoktur.
Maamafilı analizin yüksek metodlarıyle soğuk işleme ile çizgi şeklinde gözlenen
değişimi, biri zerre büyiiklüğünün çok küçük olmasmdan ileri gelen, ve diğeri
deformasyonun uniform olmamasından ileri gelen olmak üzere iki kısma bölmek
mümkündür. Bu yapılmca meselâ yiizde 30 çinko ihtiva eden alfa pirincinde göz-
leııen eizgi' genişlemelerinin lıemen tamamen deformasyonun uniform olmamasm-
dan ileri geldiği, halbuki toryumlu tungsten (yüzde 0,75 toryum oksid ihtiva
eden tungsten) ise hem uniform olmiyan deformasyon ve hem de zerre büyüklü-
ğiinüiı küeük olmasından ileri geldiği bulundu. Gözlenen bütün genişlemelerin
zerre büyüklüğünün küçük ölmasma atfedilebilecek misal bilinmemektedir. Ha-
hakikaten soğük işlemenin, taneleri, ayni zamanda uniform olmiyan deformasyon
hasil etmeden zerre büyüklüğünden ileri gelen genişlemeyi hasil edecek derecede
nasıl parçalıyabileeeğini tasarlamak agregatın bütününe tatbik. edilen kuvvet ne
kadar basit olursa olsun agregatm birine tesir eden kuvvetlerin çok karışık olma-
si karşısmda güçtür.
Soğuk işleme ile bir difraksiyon çizgisinde hasil olan genişleme mukayese
igin belirli bir standard olmadıkça bir fotoğrafı basit bir şekilde tetkik ile her za-
man ğözlenemez. Maamafih, Ka. dubletinin ayrılması çok iyi bir iç standard te-
min eder. Geriye yansıma bölgesinde tavlanmış bir metal bir bileşeni Ka.ı radyas-
yönundan ve diğeri Kaı den hasil olan iyi-ayrışmış bir dublet hasil eder. Verilen
bir deney sartlan takımı için bu dubletin film iizerindeki aynlma mesafesi sabit
ve soğuk işlenme miktarmdan bağımsızdır. Fakat soğuk işleme miktarı artırılm-
ca, dubletin iki bileşeni ııihayet ayrılmamış tek çizgi halinde görünecek şekilde
üst üste binirieeye kadar geriişleme artar. Bu sebeple ayrılmamış bir Ka. dubleti,
eğer ayni dublet metal tavlanmış şartlarda iken ayrıhyorsa, soğuk işlemenin bir
delili olarak kabul edilebilir.
282 POLİKEİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl.9
Yukarıdaki açıklama henüz tamamen anlaşılmamış olan bazı çok karışık iş-
lemlerin çokca basitleştirilmiş bir tasviridir. Bilhassa recovery'niıı tam ve ne ol-
duğu halâ oldukça karanlıktır. Maamafih recovery esnasında poligonlaşmanın
bazı şekliniu yer alacağı ve bu işlemiıı hakikaten önemli bir kısmını teşkil edece-
ği aşikâr oluyor. (Poligonlaşma bir agregatın tane bireylerinde tıpkı bir mono-
kristaldeki gibi vuku bulabilir. Bu şekilde hasıl olan strüktüre alt strüktür denir,
ve bir tanenin ayrıldığı daha küçük birimlere alt taneler denir. Alt tane sımrları
eğer uygun yedirme tekniği kullamlırsa mikroskopta görünür hale konulabilir.)
Bazi metaller ve alaşırnlarda recovery'nin tekrar kristalleşme ile üst üste geldiği
(sıcaklıkta yahut zamanda) görülüyor, halbuki bazılarında tamamen ayrıdır. Umu
miyetle sertlikte bariz bir değişme olmaksızın hem rriikroskopik ve hem de mak-
roskopik ölçücle kalan gerilmenin kısmî bir kaybolmasi ile ilgilidir. Mikrogerilme
çizgi genişlemesinin esas sebebi olduğundan soğuk işlenmiş metallerin geniş dif-
raksiyon çizgi karakteristiği recovery esnasında kısmen keskinleşir. Tekrar kris-
talleşme vuku bulunca çizgiler maksimum keskinliklerini alırlar ve sertlik bir-
den bire denilecek şekilde azalır. Tane büyümesi esnasmda tane büyüklüğü art-
tıkça çizgiler gittikçe beneklenir.
Bu değişimin yüzde 30 ağırlığı çinko olaıı alfa pirinci için nasıl olduğu Şek.
9 — 3 deki difraksiyon patronları ve sertlik eğrisi ile gösterilmiştir. Sıcakhk 200°G
gibi bir değeri aşmcaya kadar sertlik bir saatlik bir tavlama peryodu için hemen
hemen sabit kalir, ve sonra (a) da görüldüğü gibi sıcakhğın artmasiyle çabucak
azalır. Şeklin (b) kismmdaki difraksiyon patronu da soğuk haddelenmiş, tavlan-
mamış alaşımın hasıl ettiği geniş diffuz Debye çizgileri arzediyor. Bu çizgiler 100°
ve 200°C da tavlanmış nümuneler için biraz daha daralır ve Ka dubleti 250°C da
kısmen ayrılmış olur. Bu itibarla 250°C da recovery işlemi bir saat içinde heınen
hemen tamamlannıış ve Rockwell B sertliğinin 98 den 90 a düşmesinden de aıı-
laşılacağma göre j'eniden kristalleşme yeni başlamaktadır. Sıcakhk 300°C iken
difraksiyon çizgileri gayet keskin dubletler halinde (c) de görüldüğü gibi tama
men ayrılmıştır. 300°C sıeaklığm üzerinde tavlama çizgilerin nokta nokta olması-
9-4] KRİSTAL MÜKEMMELLİĞİ 283
d/fl
Gx = •■'"
' 1 = 0"
1 _ e —)ii(l/8ina+t/sin/3)
(9-3)
/ dZ0
-'T=0
olur. Bu ifade kâlmığı x olan bir yiizey tabakasmin toplam integre edilmiş şid-
dete katkıda bulunduğu Gx kesrini hesaplamamızı miimkün kılar. Eğer keyfi ola
rak bir yiizey tabakasmm toplam şiddetin yüzde 95 (yahut yüzde 99, yahut yüz-
de 99,9) kadar katkida bulunmasma karar Verirsek, bu takdirde x etkin niifuz
derinliği olur. Bu takdirde biliriz ki difraksiyon patronunda kaydedilen bilgi (ya
hut daha doğrusu bilginin ytizde 95 i) kalmlığı x olan tabakaya aittir ve alttaki
maddeye ait değildir.
Difraktometre halinde a = $ = 0 dir, ve (9 — 3) denklemi
-JÎ
9-5] X-ISINININ NUPUZ DERÎNLÎGİ 287
G, = [1 — e-.«-(l+l/-n;3J (9-5)
olur ki burada 3 = 2 6 - 9 0 ° dir.
Meselâ Şek. 9 — 5 in dış difraksiyon halkalarına uygulanabilecek şartlar [i = 473
cm - 1 ve 20 = 136,7° dir. (9 — 5) Denklemini kullanmak suretiyle Gx in x in fonk-
siyonu olarak Şek. 9 — 6 daki gibi eğrisini çizebiliriz. Görüyoruz ki difraksiyon
patronu iizerindeki bilginin yiizde 95 i ancak 0,001 in lik bir derinliğe aitlir. 0
halde ardışık yedirme işlemleriyle soğıık işlenmiş tabakanm takriben 0,003 in ol-
duğunu bıılduğumuza göre Şek. 9 — 5 deki patronun sadece soğuk işlenmiş meta-
lin mevcudiyetini açıklaması şaşırtıcı değildir. Tabiî patrondaki bilgiye yiizeyin
hemen altmdaki maddenin etkisi çok fazladir; kaydedilen bilginin yiizde 95 i
0,001 in lik derinliğe aittir, fakatbu. bilginin yiizde 50 si ilk 0,0002 in den ge-
lir. (Dikkat edelim ki 0,001 in lik bir etkinin nüfuz derinliği nümune eğer 8
ASTM zerre büyükliiğü numarasına sahipse difraksiyon patronuna katkida bulu-
nan yalmz bir zerre kalınhğındaki tabaka olduğımu ifade eder.)
İstersek (9 — 4) Denklemini hesap için daha uygun olan aşağıdaki şekle ko-
yabiliriz
1
—;——=m = K„
sine
Kx sin 6
x = 2ix
Benzer şekildu (9 — 5) Denklemi yeniden
288 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜBÜ [Böl.9
^(1+iî^)"ln(r^â) = /:r
-
[x (1 + sin (3)
CETVEL 9—1
KRİSTAL YÖNLENMESİ
9 — 6. Genel bilgi. Bir polikristal agregat içindeki tanelerin herbiri ken-
di komşularımnkinden farklı bir kristallografik yönlenmeye salıiptir. Bir biitiin
olarak düşünürsek, biitiin tanelerin yönleri seçilen bir referans sisternine göre te-
(*) Bu gerekliliklerin bazıları tezat halinde olabilir. Meselâ bir difraktometre ile ince
bir yiizey tabakasmin latis parametresini ölçerken az nüfuz için gereken alçak e değeri ile
presizyonlu parametre'ölçüsünün gerektirdiği yiiksek acı değeri arâsmda bir taviz yapilma
lidir.
9—63 GENEL BİLG! 289
sadüfi şekilde dağılmış olabilir yahut bazı özel doğrultu veya doğrultularda az ve-
ya gok nisbetle bir küme teşkil etmeye meyledebilir. Sonuncu hal ile karakterize
edilmiş olan Herhangi bir agregata -tercihli doğrultuja sabiptir yahut örgîi derıir ki
kısaca kıistal doğrultularmm dağıkmmm tesadüfi olmadığı bir hal olarak tarif
edilebilir.
Tercihli doğrultunun pek çok misalleri vardır. Meselâ soğuk olarak çekilmiş bir
teldeki kristal bireyleri o şekilde yönlenmişlerdir ki tanelerin çoğundaki aynı
[uvwj kristallografik eksenleri tel eksenine paralel veya yaklaşık olarak paralel-
dirler. Soğuk haddelenmiş levhada tanelerin çoğu belirli bir (hkl) düzlemi levha
yiizeyine kabaca paralel, ve bu düzlemdeki belirli bir [ıtuıo] ekseni levhanın had-
delenme eksenine kabaca paralel olacakşekilde levha içinde sıralanırlar. Bunlara
deformasyon örgüleri denir. Bunlar esasen, Madde 8 — 6 da işaret edilmiş olan,
bir tanenin plâstik deformasyon esnasmda dönmeye meyletmesi sebebiyle teşekkül
ederler. Biz orada gerici kuvvetlere maruz bir monokristalin rotasyonunxi nazarı
itibara almıştık, fakat mevcut karışık kuvvetlerin bir neticesi olarak bir agregatm
tanelerinden lıerbiri bir rotasyon yapar ve bunun neticesi olarak agregatm bütü-
nü üzerine tatbik edilen deformasyon vasıtasıyle tane bireyleri bir tercihli yön
alırlar,
Deformasyon örgiisime sahip soğuk işlenmiş bir metal veya alaşım tavlan-
ma vasıtasıyle yeniden kristalleşirse yeni tane yapısı ekseriya soğuk işlenmiş mad-
deninkinden farklı olmak iizere umumiyetle tercihli doğrultu da kazanır. Buna
tavlama örgüsü yahut tekrar kristalleşme örgüsü denir ve ilgili tekrar kristalleş-
me işlemine tabi olmak iizere birinci ve ikinci diye umumiyetle iki cinsi vardır.
Böyle örgüler matrisin bu matris içinde hasıl olan yeni tanelerin büyümesi ya-
lıııt çekirdek teşekkülü üzerindeki etkisinden meydana gelir.
Tercihli doğrultular dökümlerde, sıcak daldırma yoluyla kaplama, buhar
püskürtülerek teşkil edilen filmlerde, elektroliz yolu ile yığılmış tabakalarda ve
daha başka hallerde de mevcut olabilir. 0 yalnız metallürjide imalâta da münha-
sır değildir: kayalar, tabiî ve sun'î elyaf ve benzer organik inorganik agregatlar
umumiyetle tercihli doğrultu arzederler. Hakilcatte tercihli doğrultu genel olarak
bir istisna değil bir kaidedir, ve bir agregatm tamamen tesadiifi kristal doğrultu-
lu olacak şekilde hazırlanması çok güç bir iştir. Maamafih bir dereceye kadar
metallürjik imalâtta tercihli doğrultu ııygun operasyon şartları vasıtasıyle kontrol
edilebilir. Meselâ, haddelenen bir levhanın örgüsünü, deformasyon derecesini,
tavlama sıcaklığını ve tavlama zamanmi uygun olarak seçmek suretiyle kontrol
etmek mümkündür.
Tercihli doğrultunun sanayideki önemi bunun ekseriya çok bariz şekilde cis-
min makr-oskopik özelliği iizerindeki etkisinden ileri gelir. Monokristallerin ço-
P. 19
290 POLİKRÎSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
ğunuıı anizotropik yani farklı doğrultularda farklı özeliklere salıip olması haki-
katinden tercihli doğrultuya sahip bir agregatın az veya çok nisbette doğrultu
özelliği olacağı ııeticesi çıkar. Umumiyetle böyle bir özellik arzu ohmmaz. Mese-
lâ, bir levhanm (deep drawing!) esnasmda nıetal her doğmltuda aynı şekilde
akaeak, fakat melal i'azla miktarda tereihli doğrultu gösterse, akma noktası ve
eismin akma gerilme eğrisi levha içinde farklı doğrultularda farkb. olacağmdan,
böyle olrmyacaktı. Çok nadiren tasarlanan kullanılma şekli özelliğin doğrultu ile
değişrnesini gerektirir ve bıı takdirde tercihli doğmltu arzu olunur. Meselâ trans-
formatör çekirdeklerhıde kullamlan çelik levhalar kullamlırken tekrarlanan mık-
rratıslanrna ve ımknatıslığı kaybetme çevrimlerine tabi olmalıdır ve bu tatbik
edilen alanm doğrultusunda yüksek bir permeabiliteye sahip olmayı gerektirir.
Demir monokristalleri [100] doğrultusunda diğer doğrultulardan daha kolay
mıknatıslaııabildiğinden çelik levhaya tatbik edilen haddelenıe ve tavlama mua-
meleleri bilhassa fazla tereihli bir doğrultıı hasıl edecek şekilde seçilir ve levha-
daki tanelerden mümkün olduğu kadar çoğunun [100] doğrultusunun levha için-
de belirli bir doğrultuya, ve bu balde haddeleme doğrultusuna, paralel hale gel--
mesine çalışıbr.
rak alınabilir, ve uniform olmayışı tetkik ederek mevcut tercihli doğrultumm cin-
sini ve derecesini tayin edebiliriz.
Tercihli doğrııltu en iyi bir kutup şekli ile tasvir edilebilir. Bu, seeilen bir
kristal düzlem takımı için k u t u p doğrultusu ile kutup yoğunluğunun değişimini
gösteren stereografik bir izdüşümdür. Orgiileri bu metodla tasvir etme ilk defa
1924 de Alman metallurgist Wever tarafmdan kullanılmıştı, ve metodun manasi
en iyi şekilde aşağıdaki basit misal ile anlatılabilir. Çok k a l m taneli ve yalmz 10
tane ihtiva eden kiibik bir metalin levbasmi göz önüne alalım ve bu 10 tanenin
her birinin doğrultusunu Lane metodlarindan biri ile tayin edelim. Bu tanelerin
hepsinin doğrultularmı bunların { 1 0 0 } k u t u p l a r m m d u r u m u n u bir tek stereog
rafik izdüşüm üzerinde ve izdüşüm düzlemi levha düzlemine paralel olmak üzere
la) (fa)
Şek. 9—7. B'ir levhada (a) Tesadüfî yönlenmeyi, (b) tercihli .yönlenmeyi gösteren (100)
kutup şekilleri. R. D. (merdaneleme doğrııltıısu) ve T.D. (enine doğrultu) levhanm diizlemin-
de referans doğrultulandır.
göstermeye karar verelim. Her tanenin iie tane { 1 0 0 } kutbu ölduğundan, izdüşüm
çizilmiş toplam 3 x 1 0 = 30 k u t u p olacaktır; Eğer taneler tamamen tesadüfî şekil-
de yönlenmiş olsalardı, bu kutuplar izdüşüm üzerinde Şek. 9 — 7 ( a ) da gösteril-
diği gibi düzgün ( * ) şekilde dağılmış olaeaktı. Fakat eğer tercihli doğrultu mev
cut ise kutuplar izdüşümün bazı bölgelerine kümelenmeye ve diğer kısımları boş
hırakmaya meyledecektir. Meselâ, bu kiimelenme Şek. 9 — 7 ( b ) de görülen özel
(*) Eğer yönlenme tesadüfî ise, merkezi nümune alan bir referans küresmin eşit 'alanla-
rmda eşit sayıda kutup olacaktır. Pakat kutup şeklinin eşit alanında eşit sayıda olmıyacak-
tır çünkü stereografik izdüşümde eşit alanlar izdüşümde eşit değildir. Bu, tesadüfî şekilde
yönlenmiş tanelerin, kutup şeklinin merkezine aşikâr bir kutup kümelenmesi neticesini ve-
rir çünkü eşit açıları temsil eden mesafeler kutup şeklinin merkezinde diğer kısımlardan
çok daha küçliktlir,
292 POLİKRİSTAL AGEEGAtLAEIKf STRÜKTÜRÜ tBol. 9
şekli alabilir. Buna «küb örgü» denir çünkü tanelerden herbiri (100) düzlemleri
hemeıı hemen levha düzlemine paralel ve bu düzlemlerdeki [001] doğrultusu
merdaneleme doğrultusuna yaklaşık olarak paralel olacak şekilde yönlenmiştir.
(Kısa bir yazış ile (100), [001] notasyonu ile gösterebileeeğirniz bu basit örgüye
pek çok yüz merkezli kübik metal ve alaşımda uygun şartlar altmda bir yeniden
kristalleşme örgüsü olarak rastlanır.) Eğer yalmz {111} kutuplarmı eizerek (111)
kutup şekli inşa etmeyi seçse idik meydana gelecek kutup şekli aym yönlenme
için Şek. 9 —7(b) dekinden tamamen farklı görünüşte olacaktı, gerçekten bu ku
tup şekli herbiri bir kadranm merkezine yakm olmak üzere dört tane «yüksek şid-
dette» alan ihtiva edecekti. Bu suretle pol şeklinin görünüşünün çizileeek kutbuıı
indisine tabi olduğunu görüyoruz, ve indisin seçilmesi de örgünün hangi cephesi-
ni daha açık bir şekilde belirtmek isteyişimize bağlıdır.
Tabiî normal halde olduğu gibi tane büyüklüğü küçük ise temsili sayıdaki
tanelerin doğrultularmı ayrı olarak tayin etmek söz konusu olamaz, bu takdirde
binlerce taneden hasıl olan difraksiyon tesirlerinin otomatik olarak ortalandığı
x-ışınları metodları kullanüır. înce taneli bir cismin (hkl) kutup şekli hkl Debye
halkasma tekabül eden eember civarmdaki şiddet dağılımı analiz edilerek inşa
edilir. Bu iki metodla yapılır, fotografik metod ve difraktometre metodu. Fotoğ-
rafik metod kalitatiftir ve, birçok maksatlar için kâfi bir presizyon temiıı ederse
de, çok daha yüksek doğruluk derecesine sahip olan difraktometre metodu tara-
fmdan, modası geçnıiş hale getirilmiştir. Her iki metod da aşağıdaki maddelerde
anlatılmıştır.
Tercihli doğrultunun tarn bir tasvirini yalmz bir kutup şekli temin edebilirse
de, hesaplanan difraksiyon çizgi şiddetlerini bir Debye - Scherrer kamerasi veya
difraktomtereden gözlemeler ile mukayese ederek bazi bilgiler elde edilebilir. Mad-
de 4 — 12 de ifade edildiği gibi 4 — 12 Denk. ile verilen izafî çizgi şiddetleri, ancak
nümunenin kristallsri tamamen tesadüfî şekilde yönlenmiş ise tarn olarak doğru-
dur. Bu itibarla hesaplanan ve gözlenen şiddetler arasmdaki köldü bir uyuşmazlık
nümunedeki tercihli bir doğrultunun açık bir delilidir, ve uyuşmazhğm einsinden
örgünün tabiatma ait bazi sinirlx netieeler eıkarılabilir. Meselâ, bir levha niimune
bir difraktometrede daima yapıldığı gibi (niimune gelen ve difraksiyona uğrayan
demet ile eşit açı yapacak şekilde konarak) muayene edilirse bu takdirde hkl
yansimasma katkida bulunan taneler yalmz hkl diizlemleri levha yiizeyine para
lel olan tanelerdir. Eğer örgü pek az böyle tanesi olan bir örgii ise hkl yansıması-
mn şiddeti fevkalâde zayıf olacaktır. Yahut da verilen bir yansıma feykalâde şid-
detli olabilir ki bu da bu yansımaya tekabül eden düzlemlerin levhanm yiizeyine
paralel veya hemen hemen paralel tercihli durumda olduğunu ifade eder. Bir mi-
sal olarak, kiibik bir örgiiye sahip olan bir niimuneden 200 difraktometre yansi-
masimn çok şiddetli olduğunu ve yalmz buna dayanarak (100) yiizlerinin tercihli
9—7] TELİN VE ÇUBÜĞUN ÖRGÜSÜ (Fotoğrofik 'metod) 293
Şek. 9—8. Bir elyaf örgüye sahip bir cisimden meydana gelen yansımamn geometrisi.
P.A. elyaf ekseni.
/
294 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRİJ [Böl. 9
leumiştir. Soğuk çekilrniş alümmyum tel basit [111] örgiiye salıiptir, fakat ba
kir, keza yiiz ınerkezli kübik olduğu llalde, [ 1 1 1 ] + [100] çift örgiiye sahiptir,
yani çekilmiş bakır telde bir taknnm elyaf ekseni [111] ve diğer takıinın [100]
olmak iizere iki farklı taneler takmıı vardır.
Elyaf örgünün arzettiği yegâne kristallografik problem elyaf ekseninin [u«tü]
indislerini tayirı etmektir, ve probleıni eıı iyi şekilde ideal bir hal ile meselâ kii
bik bir eisim olaıı ve mükemıııel bir [100] elyaf örgiiye sahip olan bir tel ile il-
gili difraksiyon oluyını inceliyerek anlıyabiliriz. Yalmz 111 yaıısımasını göz önüııe
aldığımızı farzedelim. Şek. 9 —8 de tel nümuııe, NS doğrültusundaki ekseııi IC
gelen demetine normal olmak üzere C dedir. CP bir (111) düzlem takımma dik-
tir. Bu düzlemlerdeıı difraksiyon aneak bıı düzlemler gelen demet ile Bragg ka-
ııununıı gerçekliyen bir 0 açısı yaptıkları zamaıı mümkündür, ve bu da (111) kut-
bunun PUQV çemberi üzerhıde bir yerde bulunmasıuı gerektirir, ancak bu tak-
dirde diizlemlerin normali ile gelen dernet daima 90° —0 olacaktir. Bu sebeple
PUQV ye yansıtma çemberi denir. Eğer telin taneleri tamamen tesadüfî doğrultu-
da olsaydı, bu takdirde (111) kutuplan yansıtma çemberi üzerinde her yerde bu-
lunacakti, ve (11) yansıması çizimde belirtilmiş olan tam Debye halkasmdan iba-
Şek. 9—9. Mükemmel [100] elyaf örgü: (a) (111) kutup şekli (b) yansıtıcı düzlerolerin
normallerinin yerlerinin bulunmasi.
ret bulunacakti. Fakat eğer tel miikemmel bir (100) elyat örgüye sahip ise, bu
takdirde duran bir niimuneden elde edilen difraksiyon patronu telin rotasyonel
simetrisi dolayısıyle (100) ekseni etrafmda döndürülen monokristalden elde edi
len patronun aynidir. Bu dönme esnasmda (111) kutbu biitiin noktalan [100]
doğrultusu olan N ile p = 54,7° lik sabit açı yapan PAQB küçük çemberi iizeriiwte
9—7] TELÎN VE ÇUBUĞUN ÖRGÜSÜ CFotogrofik metod) 295
kalır. Şimdi yaıısıma ancak ( 1 1 1 ) kutbu yansıma çemberi ile PAQB çemberinin
kesişme noktasmda bulunduğu zaman olur. Bu kesişme noktaları P v e Q . d e ve
mütekabil difraksiyon lekeleri de filmin rnerkezinden geçen diişey doğru ile a
açısı yapan R ve T dedirler. Şekilde gösterilmemiş iki diğer leke filmin alt yarı-
smda ve üsttekilerin simetriğinde bulunur. Eğer örgii m ü k e m m e l değilse bu leke-
lerden her biri nzunluğu örgü içincleki dağılmanm bir fonksiyonıı olaıı bir yay
boyunca genişler.
yapılırsa bir p cleğer takımı elde edilir ve bunlardan elyaf ekseninin [ıtvtü] indis-
leri tayin edilebilir. Bu usııl Şek. 9 — 10 daki çekilrniş alüminyum telin difraksi
yon patronu yardımı ile açıklanaeaktır. Ilk aclım tam olrmyan Debye halkasmı
296 POLÎKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
Çizgi hhl a. 9 p
İç 111 69° 19,3° 70°
D.ış 200 52 22,3 55
Buna göre (111) ve (200) düzlemleriniıı normalleri elyaf ekseni ile sırasıyle 70°
ve 55° yapmaktadır. Bu eksenin [HZHO] indisini ya Şek. 8 —8 de gösterilmiş olan
grafik çizimle ya da düzlemleı- arası açılara ait bir cetveli tetkik ederek tayin ede-
biliriz. Bu halde Cetvel 2 — 3 ün tetkiki [IHIUI] nin [111] olması gerektiğini gös-
. terir,. çiinkü < 1 1 1 > ve < 1 1 1 > arasuıdaki açı 70,5° ve < 1 1 1 > ile < 1 0 0 >
arasnıdaki açı 54,7° dir ve bu değerler p için yukarıda verilen değere deney lıata-
ları içinde uymaktadır. Bu itibarla çekilmiş aliiminyum telin elyaf ekseni [111]
dir. Maamafih film üzerindeki yansımalar keskin lekeler olmaktan ziyade kısa
yaylar olduğuna göre [111] doğrultusu tel ekseni etrafmda biraz dağılmıştır. Is-
tersek her yay içm a rnn açısal smırlarmı öleüp ve buna tekabül eden p açısal ara-
lığını hesaplıyarak bu dağılmayı hesaba katabiliriz. Bu takdirde telin bir (111)
kutup şekli Şek.9 —9(a) ya benzeyeeektir, yalnız bu şekildeki iki yay yerine her-
birinin genişliği (111) kutupları için p nun hesaplanan aralığına eşit iki eğri
band gelecektir.
Elyaf Örgünün bir diğer tarafı da kayda değer. Elyaf bir örgüye salıip cisiın-
lerde tane bireyleri elyaf eksenine paralel müşterek bir kristallografik doğrultuya
sahiptirler fakat bu taneler bu eksen etrafmda herhangibir dönel durum alabilir-
ler. Bundan şu ııetice çıkar ki böyle eisimlerin difraksiyon patronları, eğer gelen
demet elyaf eksenine paralel ise siirekli bir Debye halkasidir. Bununla beraber bu
halkalarxn izafî şiddetleri, tesadüfî olarak yönlenmiş taneler ihtiva eden bir nximune
icixi hesaplanmış şiddetin aynx olmıyacaktır. Bu itibarla siirekli Debye halkalan-
mn kendisi tercihli dogrxxltuntm yokluğuna bir delil değildir.
levha örgüler ancak bir' kutup şekli ile ııygıın olarak tasvir edilebilir çünkü yalnız
bu, kristal yönlenmesinin dağalımma ait tarn bir harita verir.
Levhalarm kutup şekillerini tayine ait fotografik metod biraz önce tel örgii-
lerin tayini için anlatilana çok benzer. Bir karakteristik bileşen ihtiva eden beyaz
radyasyonla birlikte bir geçirme kuşgözü kamerası kullanılır. Yedirme yoluyla Mr
inç'in binde birkaçma kadar inceltilen levha nümune ilk once yufkaçlama doğ-
rultusu düşey olmak iizere gelen demete dik olarak konulnr. Elde edilen fotoğraf-
lar çekilmiş bir telinkine benzer: uniform olmıyan şiddette Debye halkaları var-
dır ve patron filmin merkezinden geçen düşey bir doğruya göre simetriktir. Fa-
kat eğer levha yrrfkaelama doğrultusu etrafmda, nıeselâ 10° döndürüliirse, levha-
nın örgüsümin yufkaelanrna doğrultusu etrafmda rotasyonel simetriye sahip ol-
rnaması sebebiyle, elde edilen yeni patron ilk patrondan farklıdır. Btı yeni patron
düşey doğruya nazaran simetrik olmıyaeak, ve Debye balkalannın yiiksek şiddet
bölgeleri birinei fotograftaki ile ayru azimüt mevkilerine sahip olmıyacaktır. Şe-
kil 9 — 11 bu olayları soğuk yufkaçlanmış alüminytım için gösteriyor. Bu itibarla
(a) (b) , tr
Şek. 9—11. Soğuk yufkaçlanmış alüminyum levhanra geçirme kuşgözü patronu, yufkaç-
lanma doğrultusu düşeydir: (a) levhanın normali gelen demete paralel, (b) levha noraıali
gelen demet ile 30° yapıyor (nümune Şek. 9—12 deki gibi yufkaçlanma doğrultusu etrafm
da saat ibreleri yönünde döndürülmüştür.)
levhanm örgüsünü tarn olarak tayin etmek için levhamn normali gelen demet ile
mubtelif açılar yapmak üzere yönlenrnelerin yufkaçlama doğrultusu etrafmdaki
dağalımmı ölçmek lâzımdır.
298 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
K..D
ievha
normali
Şek. 9—12. Levha nümunenin ge- Şek. 9—13. Bir Debye halkası üze-
len demetten geçen kesiti (nümuııe ka- rindeki yüksek - şiddet yaylarmm azi-
lmlığı mübalâga edilmiştir). Yufkaç- mütal mevkilerinin ölçülmesi. (3=40°,
lanma doğrultusu şekil düzlemine dik- R.D.= yufkaçlama doğrııltusu.
tir. T.D.= enine doğrultuyu gösteriyor.
T-D.
=9 T.D
Şek. 9—14. j3 nm sıfır olmıyan değerleri için yansıtıcı kutup mevkilerinin çizimi meto-
du. 6=10° ve j3=40° için çizilmiştir.
9—8] LEVHANIN ÖRGÜSÜ (Difraktometre metodu) 299
Şekil 9 — 12 deneysel düzeni gösteriyor ve levha normali ile gelen deinet ara-
smdaki (3 açısmı tarif ediyor. Debye konilerinin herhangi birindeki difraksiyon
ışmlarımn şiddeti niimunenin absorbsiyonu sebebiyle (3 açısma tabi olarak azalir
ve (3 sıfır değilse film iizerinde sola doğru giden ışmlar sağa doğrıı giden ışınlardan
dalıa fazla absorbsiyona uğrarlar. Bu sebeple, bilhassa (3 açısı büyük olunca ölçü-
leri filmin sag tarafmda yapmak tavsiye olunur.
Uygulamada (3 = 0° dan (3 = 80° ye kadar 10° aralıklarla fotoğraflar alıp her-
biri iizerinde özel bir Debye halkası çevresindeki şiddet dağabmım ölçmek yoluna
gidilir. Bıı ölçülerden hareket edilerek kutup şekillerinin çizilmesi işlenıi Şek.
9 — 13 de gösterilen giBi Debye halkasınm şiddeti belirli açısal bölgelerde sabit ve
bölgelerin arasında sıfır olan ideal bir hal için anlatılacaktır. Debye yaylarınm
siyahlanma bölgeleri stereografik olarak bir yansıtma çemberi boyunea yansıtıcı
kutupların mevkilerinin işgal ettiği bölge olarak çizilmiştir, ve film iizerindeki a
azimüt açısı izdüşüm iizerindeki a. azimüt açısma eşittir. Hernekadar yansıtma
çemberi uzayda sabit ise de (şimdi SCN nin levba niimunenin yufkaçlanma doğ-
rultusu olduğu Şek. 9 —8 e bakmız) onun izdüşüm iizerindeki durumu izdüşüm
düzlemi levhanm yüzeyine paralel olduğundan ve onunla döndüğünden niimune
nin (3 dönme durumu ile değişir.
(3 = 0 olımca yansıtma çemberi' izdüşümün temel çernberi ile aynı merkezli
ve Şek. 9 — 14 de görüldüğü gibi onun 0 derece içindedir, şekil 0 = 10° için çizil-
mşitir. Nümune meselâ Şek. 9 — 12 de gösterildiği yönde 40° döndürülürse yan-
sıtma çemberinin yeni durumu, 0° yansıtma çeınberi iizerindeki iki yahut üe nok-
tayı enlem çizgileri iizerinde sağa doğrıı 40° döndürüp bıı noktalardan geçen ve
merkezi ekvator yahııt uzantısı iizerinde olan daire yaylarım çizerek bulunur. Yan-
sıtma dairesinin bu yeni durumu Şek. 9 — 14 de ABCDA yayları ile gösterilmiştir.
bu misalde (3 açısı 0 dan daha büyük olduğundan yansıtma çemberinin bir kısmı,
yani CDA arka yarı küre iizerinde bulunur. Şek. 9 — 13 deki yaylar önce 0° yan-
sıtma çemberi üzerine sanki izdüşüm düzlemi gelen demete dikmiş gibi çizilir, ve
sonra enlem çemberleri boyunca sağa doğru döndürülerek 40° yansıtma çemberi
üzerine getirilir. Bu suretle Şek. 9 — 13 deki M]N/ yayı Şek. 9 — 14 deki M2N2 yayj
ve sonunda da M3N3 yayı olur. Benzer şekilde U/Vı Debye yayı arka yarı küre üze-
rine XJ3V3 olarak eizilir.
Levhanm örgiisü normal olarak öyledir ki biri yufkaçlanma doğrultusuna
(R.D.) dik diğeri enine doğrultuya (T.D) dik iki simetri diizlemi vardır. Bu se
beple, M3N3 yayı sonuncu düzlemde yansıhlarak M4N4 yayı elde edilebilir ve bıı
şekilde kııtup şeklinin dolmasına yardım edilmiş olur. Bu simetri elemanları se
bebiyle U3V3 yaymı sanki ön yarı kürede imiş gibi çizmeye hak kazanırız çünkü
izdiişürnün merkezindeki yansıma (onu ön yan küreye getirecek olan) ve iki si-
300 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ , [Böl. 9
metri düzlernindeki ardışık yansınıa nasıl olsa onu bu duruma getirecektir. Eğer
difraksiyon patronları bu simetri düzlemlerinm mevcut olrrıadığını gösterirse ei-
zim yaparkeıı bu kısaltıcı yollar kullanılamaz.
P daki- ardışık değişimler vasıtasıyla yansıma çeınberi izdüşüm boyunca ha-
rekct ettirilebilir ve bu şekilde yansıtıcı kutuplarm durumlarını gösterir. Maama-
fih anlatılan yolla izdüşümün N ve S kutuplarma yakın bölgeleri bir yansıtma
çemberi tarafmdan hiç kesilmiyecektir. Bu bölgeleri keşfetmek için nümuneyi
kendi düzlemi içinde enins doğrultu düşey olacak şekilde 90° döndiirmeli ve (3 = 5°
için fotoğraf almalıyız.
R.D. R.D.
Şek. 9—15. Bir kutup şekli. Şek. 9—16.. Şekil 9—15 den elde
edilen hipotetik kutup şekli.
Şekil 9--15, 3 = 0, 20, 40, 60 ve 80° (R.D düşey) ve (B = 5° (T.D düşey) ol-,
nıak üzere yapılan ölçülerden elde edilen bir kutup şekli tayininden ne ııetice el
de edileceğini gösteriyor. Şekil 9 — 14 deki yaylar aym sembollerle burada tekrar
çizilmiştir ve EJFJ ve E2F2 yayları euine doğrultu diişey olduğu zamanki 5° yan-
sıma eemberi üzeriudedirler. Yaylar takmıınm bütüııü yiiksek kutup yoğunluğu-
na sahip alanları tarif ederler ve bu alanları yukarıda bahsedilen simetri düzlern-
leriııde yansıtarak, Şek. 9 — 16 da görüleıı kutup şekillerine varıyoruz. Uygulama-
da rastlanan Debye halkası üzerindeki şiddet değişirni anî değil Şek. 9 — 11 in de
gösterdiği gibi tedricidir. Bu durum şiddetin hemen bemen sabit olduğu bölgeleri
çizerek hesaba katılmış olur ve umunıiyetle sıfır, zayıf, orta ve kuvvetli diye dövt-
ten fazla mertebe ayirmaya lûzura yoktur. Neticede herbiri başka şekilde tarannıış
alanlar ilıtiva eden ve sıfırdan bir maksimuma kadar muhtelif kutup yoğunlukla-
rını gösteren bir kutup şekli elde edilir. Şek. 9 — 17 fotoğrafik olarak tayin edilmiş
olan ve bunlarm yapildığı bir kutup şeklidir. Bu kutup şekli kalmlığı yüzde 99
9-9] LEVHANIN ÖRGÜSÜ (Difraktometre metodu) 301
R.D
(1) difraksiyon ışmlarmm şiddeti bir sayıcı ile kantitatif olarak ölçülür, ve
( 2 ) ya şiddet ölçiileri absorbsiyondaki değişûnler için düzeltilir ya da x-ışm-
ları optiği o şekilde ayarlamr ki absorbsiyon sabittir ve diizeltmeye ihtiyaç yoktur.
Dalıa sonra söylenecek sebeplerle, bütün kutup şekliııi kapsıyabilmek içiıı iki
farklı metod kullamlmalıdır.
Debye
halkasi
nümune
i dlf raktomefa'3
ekseni
sayıcı
(*) Basit olması için burada metod düşey eksen difraktometre için tasvir edilmiştir.
(
9_9] LEVHANIN ÖRGÜSÜ. (Dif raktometre metodu) 303
Şek. 9—19. Geçirilen demet tarafmdan balaldığma göre geçirme metodunda kullamlan
immune tutucu.
C) Bu açı için kataul edilen sembol a. dir, ve bu açı yatay düzlern iginde ölçülmüştür. Bu-
nu Mad. 9—8 de düşey düzlsm içinde azimüt açısım ölçmek için kullamlan a açısı ile ka-
rıştırmamalıdır.
304 fOLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
(a) (b)
Şek. 9—20. Geçirme kutup şekli metodunda (a) uzayda, (b) stereografik izdüşümde
açısal bağmtılar. (İzdüşüm üzerinde yansitici düzlem normali 8=30° ve a=3Q° için göste-
rilrniştir.)
Bu metodda bir absorbsiyon tashihi zaruridir çiinkii a daki bir değişim hem
difraksiyonu hasil edcn maddenin hacminde ve hem de x-isinlarimn n ü m u n e için-
deki yol uzunluğunun değişimine sebep olur. 8 n m değişiminin bir etkisi yoktur.
(*») Şekil 9—20 (b) de taslak halinde gösterilmiş olan kart bu maksatla faydalıdır. Buna
kutup stereograük ağı denir, çünkü derecelenmiş bir kürenin NS - kutup eksenine dik bir
düzlem üzerindeki izdüşümünde enlenı çizgileri (daireler) ve boylam çizgileri (yarıçaplar)
gösterir. Böyle bir ağ olmadığı vakit bir Wulff ağının ekvatör yahut merkezi meridiyem a
açısım ölçmek için kuUamlabilir.
k:9—9] LEVHANIN ÖEGÜSÜ (Difraktometre metodu) 305
d / 0 = aHDB)I0e-'"(AB+BC>dx (erg/sec),
l x
DB = i — - , AB = -*~ ve BC = ~
cos (6 — a) ' cos (0 — a) cos (6 + a)
dirler. Yerine koyarak
eşitliğini elde ederiz. (Niimunenin difraktometre ekseni etrafi-nda sadeee saat ib-
releri yönündeki rotasyonu, yani —a ile gösterilen rotasyon göz önüne alınmıştır.
Maamafih bu denklemlerde ve Şek. 9 — 21 de uygun işaret konulmııştur ve a bu
açının mutlak dtgerini göstermektedir.) Eğer 9 — 7 Denk. de a = 0 koyar ve .T = 0
dan x = t ye kadar integral alirsak saniyedeki toplarn difraksiyon enerjisini, yani
niimunenin b u d u r u m u için integre edilmiş şiddeti buluruz ( * ) :
(*) Madde 6—9 da herhangibir geçirme metodunda, niimune kalmlığı l/[x ye eşit yapıldığı
vakit difraksiyon demetlerinin şiddetlerinm maksimum olduğundan bahsedilmişti. Bü'ne-
tice (9—8) denkleminden çıkar. Eğer 6=a=0 koyarsak, primer demet geçirme kuşgözü me-
, todunda adet olduğu üzere niimune yüzüne dik olarak gelir (bak. Şek. 9—21) ve bizim ne-
ticemiz 28 açısında teşekkül eden difraksiyon demetlerine yaklaşıklıkla tatbik edilebilir.
Böyle bir demetin şiddeti
ID = abthe~ilt
ile verilmiştir. Bu ifadenin t ye göre tiiievini ahp sıfıra eşit yazarsak/o nin f=l/u. için
maksimum olduğunu buluruz.
F . 20
1
306 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
(e
ID{a = «) cos file-"'"»' ~ û ) - e-" 1 / c o a {0+a)
J (9.10)
R = I {a = 0) _ ri/cos 9
D Mte ' [cos (0 - a ) / c o s (6 + a) - 1]
(9ü°- 8) M 1.0
(9.0°-0 + a) %
(90° - fl - <*j D 0 -10 -20 -30 -40 -50 -00 -70 -80
ROTASYON AÇISI « (derece)
odaldama problemi yoktur: eğer gelen demet iraksak ise, difraksiyon demeti de
ıraksaklaşacaktır ve bu demetin bütiin genişliğini ieine alabilmesi için çok geniş
sayıcı slit'leri lâzmıdır.
sayiw
Ksynak
P r »ır .
•*■ - ■
^ '
y,
Şek. 9—24. Yansıyan demet tarafmdan bakıldığına göre yansıma metodunda kullamlan
nümune tutueu.
sorbsiyon tashihine lüzum yokttır. Başka şekilde söylernek gerekirse, taneleri ta-
mamen tesadüfî olarak yönlenmiş bir niimune, difraksiyon dernetinin ölçülen şid-
detinde bir değişiklik basil olrnadan a nin bu değerleıi arasmda döndürülebilir.
Bu şartlar altmda difraksiyon demetinin şiddeti nümunedeki k u t u p yoğunluğu
Şek. 9—25. Difraktometre metodu ile tayin edilmiş ojan soğuk yufkaçlanmış 70 - 30
pirincin (111) kutup şekli.
ile hiçbir doğrııltma yapmaksızm doğru orantılı olür. Absorbsiyon faktörünün sa-
bitliği bilhassa primer demete D de konulan dar yatay slit'dendir (Şek. 9 — 2 3 ) .
Bu slit'teki düşey açıklık ancak takriben 0,020 in yiiksekliktedir k i niimune mer-
kezi sabit AA' ekseninde bulunan u z u n dar bir dikdörtgen boyunca radyasyona
maruz kaliyor demektir. Gösterilebilir k i niimune AA' ekseni etrafmda dörıdiirül-
düğii vakit absorbsiyonda bir değişme meydana gelir, fakat bu difraksiyonu lıasıl
eden maddenin hacminde meydana gelen değişme ile tam olarak ifna edilir, ve
b u n u n net neticesi, tesadüfî yönlü bir niimune a açısı —90° ile takriben —40°
arasinda iken difraksiyon şiddetinin sabit olmasıdır. Bıı şartı elde edebilmek için,
niinıunenin yansıtıcı yiizii, biitiin a ve S değeıieri için AA' ekseni ile tam çakışa-
cak şekildc ayarlanmalıdır. Bu ayarlama son derece önemlidir.
ran doğruluk derecesini tahkik etmek ve bu üst iiste binen bölgede bir normali-
zasyon çarpaııı bulmak miimkiin olur.. İki metodda okunan değerleri birbirine uy-
durmak içiıı böyle bir bölge zaruridir.
Bu yapılınea kulup yoğuııluğu ile orautılı olaıı sayılar ölçünün yapıldığı lıer
noktada kutııp şekli üzermde çizilebilir. Soııra seçileıı seviyelerde aym kutup yo-
ğunluğundaki noktalardan geçen kapalı eğrilsr çizilir ve kalmhğınm yüzde 95 iııi
azaltrnak içiıı soğuk yuikaçlanmış 7 0 - 3 0 pirincin örgüsünün deformasyonunu
temsil eden Şek. 9 — 25 de görüldüğü gibi bir kutup şekli elde edilir. Kapalı eğ-
rileıin herbirine tekabül eden sayılar keyfî birirnlerle kutup yoğunluğunu verir.
Böyle bir kutup şekli fotoğrafla tayin edilene nazaran çok daba doğrudur, ve ter-
cihli yönlennıemn cîns ve derecesinin bu gün için elde edilebilen eıı iyi temsilidir.
Difraktonıelre nıetodu ile elde edilebileıı presizyon levha örgülerde münıküıı si-
metriyi güvenilir şekilde tetkike yeterlidir. Çoğu levlıada, örgü siınetrisi buluıı- ^
mamıştu' (bak Şek. 9 — 25), fakat levha ayni yönde dikkatli şekilde yani lıer yuli-
kaçlaııma sonunda berhaııgibir ters işle.m olmadan yufkaçlanırsa meydana gelir. ^ .■ '
Böyle levhalarda örgünün, enirıe doğrultuya dik yalnız bir simetri yansıma düzle-
mi vardır; yufkaçlannıa doğrultusuna dik düzlem arhk bir simetri düzlerni değil-
dir. Şek. 9 — 25 de (110) [112] ideal yönlenrneyi temsil eden içi dolu üçgen sern-
boller yaklaşık olarak kutup şeklinin yiiksek yoğunluk bölgelerinde bulunur. Fa
kat yine burada da kutup şeklinin kendisine ideal yönlenmenin lıerhangibir yakm
ifadesine nazaran örgünün çok daha iyi bir tasviri gözü ile bakılmalıdır. Bu cms
bir kutup şeldinin ideal yönlenrne ile olan bağmtısı bemen hemen bir tepenin yük-
seklik, genişlik ve uzımluğuna ait bir ifade ile tesviye eğrili bir haritasi arasmdaki
bir bağmtı gibidir.
(2) Tetkik edilecek maddenin kristal Elrüktürü öyle olabilir ki bir (Inhh) '
diizlem takirm. (hikjlj) diizlem takimi ile hemen hemen aym düzlerri mesafesine ^
sahip olabilir. Bu takdirde bu iki diizlem takimmm K a yansımalan çpk yaklaş* -
9—9] LEVHANIN ÖRGÜStİ (fotogrofik metod) 311
olarak aym 26 açısmda vtıku bıılur. Eğer sayıcı hik/h yausimasmi alacak şekilde
koııulıırsa bu takdirde I13İÎ3I3 yansimasmm birazmi da alması ibtimali vardır, ve
bilhassa geçirme metodunda çok geniş slit kullanıldığı için bu miihimdir. Bu güç-
liikte'n kurtulmamn en iyi yolu komşularındaıı iyice ayrılmış olan diğer bir 1ijt4l4
yansmıası seçmek ve bir hjkjl] kutbu yerine hfaU kutup şekliui çizmektir. (Slid
clarlaştırarak istenmiyen h3k3l3 yansimasmi dışarıya atmaya teşebbüs etmek tav-
siye olunmaz. Bu yapüırsa sayıcı /iy/c/Zy difraksiyon demetinin bütününü içine al-
ınıyabilir, ve sayıeı bu dernetin bütününü almamı.ş ise, (9 — 10) denklemi artik
doğrtı R değerini vermez. Eğer dar bir sayici sliti kullanilacak ise R nin a ile cle-
ğişimi deneysel olarak tayin edilmelidir. Bu tayin de tetkik edilen maddenin ayni
|j,t cZeğerinde ve kcsirlisini teşkil. eclen taneler miikemmel olarak tesadüfî yönlen-
miş.bir nümuneye ihtiyaç vardır). ~
Kutup şekli tayini hiçbir şekilde kapanmış bir korıu değildir, ve değişîmler
ve gelişmeler teknik literatürde daima tasvir edilrnektedir. Bunlar arasmda en il-
ginci difraktometre metodu ile kutup şekillerini otomatik olarak çizen alettir. Bu
aletlerde niimune mekanik olarak muhtelif eksenler etrafmda yavaşça döndürü-
liir, ve sayıcı - raternetre devresinin çıkışı, kartı nümunenin rotasyonu ile senkro-
nize edilmiş bir kaydediciyi besler. Kart ya adi bâsit şerit şeklinde ya da dairesel
kutup şekli kartı olür ve kaydedici kutup yoğımluğunu seçilen seviyelerde uygun
mevkilere basar. Hiç değilse büyük lâboratuvarlarda kutup şekillermin çoğunun
otomatik yahut yan otomatik olarak tayin edileceği zaman muhtemelen uzak de-
ğildir.
CETVEL 9—2
Difraksiyon çizgilei'inin görünüşü Niimunenin hali
Sürekli İnce taneli (yahut kalm-taneli ve
soğuk işlenmiş)
Benekli Kalm-taneli
Dar(l) Deformasyon yok
Geniş(l) Kalan gerilme ve muhtemelen küçük
zerre (eğer niimune bir kati agregat ise)
Uniform giddet Tesadüfî yönlenme (2)
Uniform olmiyan giddet Tercihli yönlenme
312 POLİKRİSTAL AGREGATLARIN STRÜKTÜRÜ [Böl. 9
Notlar :
(1) E n iyi şekilde karar vermek için Ktx dubletinin a y n k p ayrılmadığına bak-
malıdır.
(2) Gelen dernet lit ekseniııe pafalel ise lif örgü mevoudiyeti de m ü ı n k ü n d ü r .
PROBLEMLER
9—1. Young modülü 30 000 000 lb/inî olan soğuk işlenmiş polikristal bir metal parçası
CuKu. radyasyonu ile tetkik ediliyor. 20=150° de hasıl olan bir difraksiyon çizgisinin, yeni-
den kristalleşmiş bir nümunenin aynı çizgisinden 28 da 1,28 derece daha geniş olduğu mü-
şahede edilmiştir. Eğer bu genişlemenin çekme ve basmçta sifirdan yield noktasma kadar
değişen kalan mikro gerilmeden meydana geldiği kabul edilirse, maddenin yield nokt'ası
nedir?
9—2. Eğer problem 9—1 deki genişlemenin hepsi tanelerin küçük kristal parçalarına
ayrılmasma atfedilirse bu zerrelerin büyüklüğü nedir?
9—3. Verilen bir 0 ve JJ. değerleri için bir geriye yansıma kuş gözü k'amera mı yoksa
bir difraktometre mi daha büyük bir x-ışmı etkin nilfuz derinliği verir?
9—i. Bir x-ışmı demetinin etkin nüfuz derinliği olarak sonsuz kalınlıktaki bir nümu-
neden difraksiyona uğrayan toplam enerjinin yüzde 99 umı hasıl eden bir madde kalınlığını
kabul ediniz. Aşağıdaki şartlar altında alçak karbon çeliği bir nümune için nüfuz derinli-
ğini inç olarak hesaplayınız:
(a) Difraktometre, alçak - açı yansıması, Cu Ka. radyasyonu
(6) Difraktometre, yüksek -açı' yansıması, Cu K& radyasyonu.
(ç) Difraktometre, yüksek - açı yansıması, GrKv. radyasyonu.
(d) Geriye - yansıma kuşgözü kamerası, en yüksek yansıma açısı Cr Ka. radyasyonu.
PROBLEMLER 313
9—5. ( a ) Kalmlığ: t ve çizgisel absorbsiyon katsayısı p, olan bir levha nUmuneden bir
geçirme kuşgözü fotoğrafı hazirlamyor. Gösteriniz ki kalmlığı w olan bir tabakanm yansi-
malardan birine katkıda bulunduğu toplam enerjinin kesri
ile verilmiştir. Burada x, nUmunenin primer x-isini düşen yüzünden tabaka ylizüne olan
mesafedir.
(6) Kalınlığı' 0,5 mm olan bir aliiminyum levhadan Cu Ka radyasyonu ile bir geçirme
kuşgözü fotoğ'rafı yapılıyor. Yalnız 28=38,4° de vuku bulan 111 yansimasim göz önüne alı-
mz. Levhamn, herbirinin kalmlığı, toplam kalmhğm dörtte birine eşit olan dört tabakaya
ayrıldığmı farzediniz. Tabakalardan her biri için W yi hesaplayimz.
9—6. Hemen hemen mükemmel [110] lif örgüye sahip bir demir telin Co Ka, radyas
yonu ile geçirme kuşgözü fotoğrafı hazirlamyor. Tel ekseni düşeydir. En alçak - açı Debye
halkasmda ne kadar yüksek - şiddet maksimumu görülecektir ve film iizerinde bunlann
azimüt açıları nedir?
B Ö L Ü M 10
Madem ki strüktür difraksiyon patroııunu tayin ediyor, aksi yönde giderek pat-
rondaıı strüktürü ihtihraç etmek mümkim olmalıdır. Herhangibir direkt şekilch
olmamaklü beraber bu mümkündür. Bir strüktür verildiği vakit onun difraksiyon
patronumı doğrudaıı doğrüya hesaplıyabiliriz, ve böyle hesaplara ait misaller Mad.
4 — 13 de verilmiştir; fakat gözlenen patronlardan doğrudan doğruya strüktürün
hesaplanmasma ait ters problem Mad. 10 — 8 de rnünakaşa edilecek olan sebepler-
le asla çözülernemiştir. Kabul edilen metod esasmda deneyerek bulma (trial and
error) metodudur. Makûl bir talımine istinaden bir strüktür kabul edilir, onun
difraksiyon patronu hesaplanır, ve hesapla bıılunan patron gözlenen patron ile rnu-
kayese edilir. Eğer iki patron bütün teferrüatiyle birbirine uyuyorsa kabul edilen
strüktür doğı'udur; cğer uymııyorsa doğru çözürn bulununcaya kadar işlenie de-
vam edilir. Problemin bir kod'u deşifre etmeye benzeyen tarafları yok değildir, ve
bir kristallografi rniitehassısı da bir kriptanalist gibi bilgili, aziıuli ve hadsî görüşe
salıip olınalıdıf.
(2) Bir birim lıiicredeki atomlarm sayısı birim lıüerenin şekli ve- büyüklü-
ğü, niimujaenittJüro^^
hesaplamr. ' „ " .
(3) Nilıayet atomlarm biriın hücre içindeki rnevkilerljdifraksiyoıı çizgileri-
niıı iz^f^şiddej^rinjdjrjj.şjihraç edilir.
Ancak bu üç adım tamamlandığı zarnan strüktür tayini tamamlanımş olur.
Genel olarak üçüncü adım en güç olamdır ve bir çok strüktürler vardır ki ancak
noksan olarak bilinmektedir, şu rnanada ki bu son adrnı henüz tanıanılanınış de-
ğildir. Maamafilı atom mevkilerini bilmeden de birim hücrenin şekli ve büyük-
lüğü lıakkındaki bilgi de bizzat pek çok tatbikat için çok önemlidir.
Vasat bir metallurjist nadiren bilinmiyen bir strüktürü tayine mecbur kalır.
Eğer strüktür büsbütiin karışık ise, bunıın tayini, teori ve deney bakımmdan
problemi çözmeye yardırn edecek özel bir teknik getirebilen: bir x-ışmları kristal
lografi mütehassısımn işidir. Bununla beraber metallurjist karşılaşacağı herhangi
bir basit striiktürü çözmek ve bundan daha da önemlisi bütün difraksiyon çalış-
L
316 KRİSTAL STBÜKTÜBÜ TAYİNt [Böl. 10
nıalarmda bir rutiıı problem olan bilinen strüktürlü cisimlerin loz patronlarım
indisliyebilnıesi için strüktür tayini hakkmda kâfî bilgisi olmalıdır. Aşağıda veri-
len kaideler, strüktür ister bilinsin ister bilinmesin patronların' indislenmesme ka-
bili tatbiktir, fakat tabiî strüktür önceden biliniyorsa bu kaidelerin tatbiki çok da-
lıa kolaydır.
bulunur ki XKa.1/\K$2 orani radyasyonlarmm çoğu için 1,2 değerini alır. Eğer
özel bir çizginin K$ radyasyonundan ileri geldiğinden şüphelenilirse onun sin20
değeri \Ka2/\K$2 ile çarpılrnca, bu çarprm bir değerini geçmedikçe patron üze-
rindeki bir Ka cizgisinin sin20 değeri bulunmalidir. Bir Ka çizgisine tekabiil eden
- 10—2] DATA ÜZERtNDEKİ BAŞLANGIC OALIŞMALARI 317
J{j3 çizgisi daima daha k ü ç ü k 20 açısmda bulunur ve şiddeti daha düşüktür. Maa-
mafih, Ka ve K$ çizgileri (farklı düzlemlerden) patronda birbiri üzerine binebi-
, leceğinden, (10 — 1) denklemi yalnız başına verilen bir çizginin sadece Kft rad-
yasyonundan meydana gelmiş olabileceği ihtimalini belirtir, fakat b u n u hie bir
sekilde isbat edemez. Bir başka.yabancı çizgiler kaynağı da, bilhassa tüp eski ise,
ı x-ıŞMiı t ü p ü hedefi üzerine bulaşrnış olan tungstenin L karakteristik radyasyonu-
dur. Eğer böyle bir bulaşmadan şüphe edilirse (10 — 1) gibi denklemlerle bazı çiz-
gilerin tungsten radyasyonundan ileri gelip gelemiyeceği tahkik edilir.
0.008
Ü.00G
" I 0.004
<)
0.002
0 _
0 0.2 0.4 U.I! 0.S 1.U
2
sin ö 'gözlenen
Şek. 10—1. sirfO değerleri için tashüı eğrisine bir misal.
%
318 / KRİSTAL STRÜKTÜRÜ TAYİNİ [Böl. 10
TABLO 10—1
1 2 3 4 5 6
\2
Çizgi sin 2 9 ., = (/,•> + k2 + /2) «(A). hkl
4«2
Çok rastlanan dört kübik latis tipinin lıerbiri difraksiyon çizgilerinin karak-
teristik sıralanışından tanınabilir, bunlar da tekrar kendi s değerlerinin sıralanışı
ile tasvir olunabilir:
KÜBIK HEKZAGONAL
■ A
s hkl
100
110
3 111
200
210
(i 211
8 220
9 300, 221
10 310
11 311
222
13 320
1-1 321
l(i . 400
17 410.322
IS 411,330
10 331
20 4.20
düzgün bir çizgi sıralanışı vardır, fakat ilkinde takriben iki misli çizgi vardır, yüz
merkezli kübik patrona gelince bir çift çizgi ve onu takiben bir tek çizgi, sonra
bir çift çizgi, ve diğer bir tek çizgi vs. den anlaşılır.
Kübik bir patromı indisleme problemi tabiî eğer cismin kiibik olduğu biliniyor
ise ve latis parametresi de biliniyörsa çok kolaylaşır. Bu takdirde en kolay yol
X z /4a z değerini hesaplamak ve bu değeri gözlenen sin20 değerlerine bölüp çizgile-
rin herbiri için s değerini bulmaktır.
1 _ h2 + k* ]?_
(10—3)
d2 - a2 +
c2
Bu yeniden
P
(As + k2) +
(c/a)2
yahut .
cheşeli (angstrom)
1 2 3 4 â (i 7 8 9 10
i i i ,i i i i i 1 1 1- t 1 I 1 I
• i kâğıt
I I I I I .1 I şerit
I
© © © © ® <2> . ©
110
111 !02 10J 002 100 00'
1.8
1.6
*
-i- 4
^T^ / i i
/
kâğıfc
1.4 I I I I S
© © © © ® ® © Şerit
/
cla
"7
y
/ / (
J.O
0.S A ^ ^
OS
|
0.4
10 9 8 7 6 5 4 3 1 ıl.9 (l.S 0.7 0.0 0.5 0.4 0.3 0.2 0.1
((*« +*-) + ^ J
Sek. 10—3. Basit tetragonal bir latis için kısmî Hull - Davey karti.
324 KBİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
lerden herbirinin iııdisi mütekabil eğrilerden ve c/a nm takribî değeri de kâğıt şe-
ridin düşey mevkiinden okunur. Aldığımız misalde c/a oram 1,5 dir ve patron
üzerindeki ilk çizgi (mesafesi 6,00 A olan düzlemlerin hasıl ettiği) 001 dir, ikin-
cisi 100 çizgisidir, iieüncüsü 101 çizgisidir vs. Bu şekilde bütün cizgiler indislen-
dikten sonra iki en büyük açıya ait çizginin d değeri (10 — 3) şeklinde iki denk-
lem yazmak için kullanılu-, ve bunlar a ve c nin değerlerini bulmak için kullanı-
lu\ Bu değerler kullanılarak c/a eksen uzunluklan oranı grafik yolla bulunmuş
olandaıı daha doğru olarak lıesaplanabilir.
Şekil 10 — 3 sadece kısmî bir Hull - Davey kartıdır. Daha yüksek indisli eğri-
leri gösteren ve cisim merkezli tetragonal latise ait olan tarn bir kart küçültülmüş
olarak Şek. 10 — 4 dedir. Görülüyor ki yiiksek indisli eğriler ekseriya o kadar sik-
tir ki gözlenen çizgilere doğıu indisleri tesis etmek güç olur. Bu itibarla bu yiik
sek açı - çizgilerine tekabiil eden indisleri daha önee indislenmiş alçak açı çizgi-
lerinden elde edilen a ve c değerlerini kullanarak hesaplamak zarurî olur.
Şeldl. 10 — 4 deki gibi bazı Hull - Davey kartları d değerleri ile değil de sin29
değerleri ile kullanılrnak üzere yapılmıştır. Kartm kendisinde bir değişiklik olmaz,
sadeee eşel değişir. (10 — 4) denklemine benzer bir denklemin, (10 — 3) denkle-
ınini Bragg kanunu ile birlikte kullanarak, d cinsinden değil siıı20 cinsinden ya-
zılabilmesi ile mümkündür. Bu denklem
X2
log s i n 2 ^ log j ^ - -flog (h2 + k2) + (10-6)
(c/a)2
dir. Bu itibarla sin20 eşeli iki lıaneli logaritmik bir (0,01 den 1,0 a kadar) eşeldir,
kart üzerindeki [/r +fc2,)+/.'/c/a / ) 2 ] nin iki haneli uzunluğuna eşit uzunluktadır
ve ayni yönde artar. Böyle bir eşel Şek. 10 — 3 ün en üst kısmmda görülüyor.
Eksen uzunluklan oram c/a değeri bir'e eşit olunca bir tetragonal hücre kü-
bik olur. Bundan, bir kiibik patronun tetragonal bir Hull - Davey kartı üzerinde
kâğıt şeridi daima c/a = l yatay çizgisi üzerinde tutmak suretiyle indislenebileceği
sonucuna varılır. Bu nadiren zarurî olur, çünkü bir hesap cetveli de bü işi tama-
men görür. Bununla berâber bir tetragonal hüereyi kübik bir hüereden ayrılan bir
hüere olarak ele alıp bir Hull - Davey kartmı bu ışık altmda incelemek öğretici
olur, çünkü kart, c/a oramnda verilen bir değişme için toz patronun nasıl değişe-
ceğini gösterir. Meselâ kart, c/a oram bir'den farklı değer alır almaz bazı çizgile-
rin ikiye ayrıldığım, ve çizgilerin sırasınm patron üzerinde c/a oramnm değişmesi
ile nasıl değiştiğini gösterir.
Tetragonal patronları indislemek için Bunn tarafmdan diğer bir grafik me-
tod verilmiştir. Hull - Dâvey kartı gibi bir Bunn kartı da herbiri bir likl değeri
10-4] KÜBİK OLMIYAN KRİSTALLERÎN PATRONLARININ İNDİSLENMESİ 325
0.01 •
0.02-
0.03-
0.04-5
3.05-
0.06-
0.07-
0.08-
0.09-
0.1-
z
ı/>
0.2-
0.3f
0.4^
0.5-=
0.6-
0.7-
0.8-
0.9-
1 0-
0.50 0.75 İ.OO
EKSE» ÖRANI
Şek. 10—4. Cisim merkezli tetragonal bir latis için tam Hull - Davey karti.
326 KRÎSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYÎNİ [Böl. 10
için olmak üzere bir eğriler ağından ibarettir, fakat eğriler hkl ve c/a nm Hull ve
Davey metodundakinden daha başka bir fonksiyouudur, ve bunun neticesi olarak
da eğriler kartın bazı bölgelerinde daha az kalabalıktır. Bunn kartında d değerle-
rinin logaritmik bir eşeli vardır ve kart ve eşel tıpkı Hull - Davey karti ve eşeli
gbii kullanilir.
Hexagonal kristallerin patronlari da grafik metodlarla indislenebilir, çün-
kü hexagonal birim Mere de, tetragonal gibi, a ve c gibi iki değişken parametre
ile karakterize edilmiştir. Düzlem mesafe denklemi
/ 1 4 h2 + hk + k* I2
; +
/ ^ = 3 ' ~ -*
2 logd = 2 1 o g a — log Şv + hk + ei + j ^
TABLO 10—2
1 s 0.097 00-2
2 s 0.112 10-0
3 vs 0.136 10-1
4 m 0.209 10-2 •
5 s 0.332 10-3, 11-0
6 vw 0.390 00-4
7 m 0.434 11-2
8 m 0.47-2 20-1
9 vw 0.547 20-2
10 w 0.668 20-3
11 m 0.722 11-4, 10-5
12 m 0.806 21-1
13 w 0.879 21-2
(h2 + hk + k2)
sırrt 4 [3 +
c2
verir ki \2/4<.ün CuKa, radyasyonu için değeri 0,595 A2 'dir. Bu denklemi en yük-
sek açılı iki çizgi yani 12 ve 13 için yazarsak
1'
0.806 = 0.595 -=-
3 a2 +
c2
4 ı
0.879 = 0.595 -£
+
elde ederiz. Bu iki denklemin birlikte ele almarak çözümü a = 2.66 A, c = 4,95 A,
ve c/a = 1.86 verir.
Rombohedral kristaller de a ve a gibi iki parametre ihtiva eden birim
lıücre ile karakterize edilmiştir. Madde 2 — 4 de bahsedildiği gibi herhangi bir rom
bohedral kristal hexagonal eksenlere göre de ifade edilebileceğinden rombohedral
cisimleri indislemek için yeni bir karta ihtiyaç yoktur. Bu itibarla bir hexagonal
Hull - Davey yahut Bunn karti bir rombohedral kristalin patronunu indislemek
içni kullamlabilir. Tabiî bu şekilde buhınan indisler bir hexagonal hüereye göre
ifade edilmiş indislerdir, ve bunlarm rombohedral indislere "çevrilme metodu
EK 2 de anlatilrmstir.
328 KRİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNt [Böl. 10
sin 2 0 = ^ ( A 2 + M + F ) + C / 2
denklemi ile verilmiştir. (h2 + hk + k2) nin alabileeeği • değerlerin EK 6 da tablosu
verilmiştir, bu dsğerler 1, 3, 4, 7, 9, vs dir. Inclislemede takip edilen yol en iyi
özel bir misalle, meselâ gözlenen sin20 değerleri Tablo 10 — 2 de sıralanmış olan
çinkonun toz patronu ile açıklanabilir. Once sin20 değerlerini 1, 3, 4, vs tam sa-
plarıyle bölüyoruz ,ve neticeleri Tablo 10 — 3 de ilk altı çizgiye ait olanlar gibi
sıralıyoruz. Sonra bu sayilarin hangilerinin birbirine eşit veya sin20 değerine eşit
olduğunu buluyoruz. Bu halde cetveldeki sayılardan yıldızla işaretlenmiş olan 0.112
ve 0.111 birbirine eşit almabilecek en yakm iki sayıdır ve bu sebeple 2 ve 5 çiz-
j gilerinin JıkO çizgileri olduğunu kabûl ediyoruz. Sonra deneme iein 4 = 0.112 ko-
330 KRİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
TABLO 10—3
TABLO 10—4
olaıı bir cisınin patronunda kübik gibi simetrisi yüksek olan bir cismiıı patronun-
dakinden çok daha fazla sayıda çizgi vardır, ve genel bir kaide olarak ifade ede-
biliriz ki birim hücrenin herhangi bir distorsiyonu, ilâve değişken parametreler
ortaya çıkarması manasmda hücrenin simetrisini düşürür ve toz patrondaki çizgi-
lerin sayısım arttmr.
Şek. 10 — 5 bu fikri grafik olarak ifade ediyor. Solda birim hücresi şeklin
üstünde gösterilmis olan cisim merkezli kübik hücrenin hesaplanarak hazırlanrnış
difraksiyon patronu görülüyor. Çizgilerin mevkileri a = 4.00 A ve CrKa radyas-
yorıu ieirı hesaplanmıştır. Eğer bir hücre uniform olarak genleşir veya büzülür
fakat. yine kübik kalırsa difraksiyon çizgileri sadeee yerlerini değiştirir fakat sa-
yıları artmaz, çünkü hücrenin simetrisinde bir değişme' yoktur. Fakat eğer kiibik
hücre yalnîz bir ekseni boyunea distorsiyona uğrarsa tetragonal olur, simetrisi aza-
lır ve fazla difraksiyon çizgileri teşekkül eder. Ortadaki patron, kiibik hücreyi
[001] ekseni boyunca yüzde 4 çekerek c eksenini 4.16 A yapmanm etkisini gös-
teriyor. Bazı çizgilerin yeri değişmemiş, bazıları kaymış ve yeni çizgiler ortaya
çıknnştır. Eğer şimdi tetragonal hücre [010] ekseni boyunca yüzde 8 çekilirse,
a = 4.00 A, & = 4.32A, ve c = 4.16 A olmak üzere sağdaki gibi ortorombik olur.
Bu son distorsiyonun neticesi patrona yeni çizgiler ilâve edilmiş olmasıdır. Çizgi-
lerin sayısımn artmasına başlıea sebep uniform olmıyan distorsiyon sebebiyle ye
ni düzlem mesafelerinin meydana gelmiş olmasıdır. Bu itibarla kiibik hücrede
(200), (020), ve (002) düzlemleri hep ayni mesafeye sahiptirler ve 200 çizgisi
denilen yalnız bir çizgi verirler, fakat hiicre tetragonal oluüca bu çizgi ikiye ay-
rılır. Çünkü şimdi (002) düzlem mesafesi diğer ikisinden farklıdır. Hücre orto
rombik olunea üe mesafenin hepsi de farklıdır ve iiç çizgi teşekkül eder.
4.16A 4.16A
4.32A <1.Ü0A
TETRAGONAL ORTOROMBİK
ÜU
101 110
ııu îîo ""101"
m
020
002 ---002
200 200 - " -200-
121
112 112
.ill 211 211
£ 022
220
220 202 - - 202-
220 03K
130A
013^ (
103 "103-
30l_ 310
310 310 301-"
%
222
222
222
28 » ISO"
Şek. 10—5. Hücre distorsiyonunun toz patronlar iizerine tesiri. Yerleri değişmiyen çiz-
giler noktali çizgilerle birleştirilmiştir;
334 . . KRİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
Bir toz patrontmda hiicre distorsiyonu dolayısiyle hasıl olan değişim, derece
cinsinden, distorsiyonun miktarına tabidir. Distorsiyon küçük ise, patron, distor-
siyona uğramamış ilk hiicrenin patronunun esas görüniişünü ınuhaıaza eder. Şek.
10 — 5 deki ortorombik patronuıı ondokuz çizgisi parantezlerle ayrılmış olan grup-
lar teşkil ederler ve gruplardan herbiri kiibik patrondaki çizgilerdeıı bir tanesine
tekabiil eder. Hakikaten teeriibeli bir kristallografi araştırıcısı bu ortorombik pat
ron ile karşılaşırsa bu gruplanmayi tamyacak ve eldeki cismin birim hiicresinin
kiibik şekilden uzak olmadığını ve çizgilerin gruplarının oldukça düzgün arahk-
larla sıralanrmş olması sebebiyle Bravais latisinin basit veya cisim merkezli oldu-
ğunu söyliyecektir. Fakat eğer kiibik hücrenin distorsiyonu çok daha fazla olsay-
di orijinal patron o kadar geniş arahklı çizgilere aynlacaktı ki geriye orijinal pat-
ronun görünüşüııden hiç bir şey kalmıyacaktı.
. ,1,66020
T,A=mA
dır. Eğer cisim kimyasal bir bileşik yahut terkiln basit bir kimyasal formiille ifa-
de edilebilen ara faz ise. bu takdirde
2,4 = 712 Af
dir ki burada n2 birim hiicredeki moleküllerin sayısı ve M molekül ağırhğıdır.
Bu itibarla birim hiicredeki atom sayısı n-> den ve fazm terkibinden hesaplana-
bilir.
Bu şekilde tayin edilince bir hiicredeki atomlarm sayısı, deney hatalari smir-
ları içinde, «hatah striiktiir» e sahip pek az cisim miistesna daima bir tarn sayıdır.
Bu cisimlerdc, atomlar kendilerinin mevcut hulunmalari gerekli altis mevkileri-
10—8] ATOM MEVKİLERİNÎN TAYİNİ 335
. nin belirli bir kesrinde bulunmadıklarından atomlarm bir hücreye isabet eden
sayısı tam olmıyan bir sayıdır. FeO ve Ni —Al sistemindeki (3 fazı çok maruf mi-
sallerdir.
denklemi ile uvio atom mevkileri cinsinden hhl yansimasmin strüktür faktörünün
değerini veren
if
/? a- Y\fne2*Hhu" +kvn+l*>n>t (4 11)
1
denklemini ele almalıyız. Patron üzerindeki çizgilerden herbiri için izafî şiddet 1,
:: mültiplisite faktörü p, ve Bragg açısı 0 bilindiğinden (4 — 12) denkleminden yan-
simanm herbiri için \F\ nin değerini bulabiliriz. Fat ill '\F\ caAexx, yansimalardan
herbirinin izafî genliğini verir, halbuki (4 — 11) denklemini atom mevkilerinin
hesabmda kullanabilmek için, F yi bilmeliyiz, bu ise hem genliği ve hem de yan
simalardan birinin diğerine nazaran fazını bilmeyi gerektirir. Problemin en önem-
li noktasi budur. Yansiyan iki demetin şiddetleri bunlarm strüktür faktörünün
genliklerinin kareleriyle orantılıdır, fakat bunlarm fazları farkına tabi değildir.
Madem ki ölçebildiğimiz sadece şiddetten ibarettir, biz genliği tayin edebilir fakat
fazi tayin edemeyiz, bu da biz strüktür faktörünü değil yalnız onun mutlak değe-
rini hesapliyabiliiiz demektir. Bu temel güçlüğii bertaraf eden herhangi bir me
tod strüktür tayini için çok peşine düşülmüş olan direkt metodu teşkil edecektir.
Maamafih bu güçliik aşılamıyacak gibi görünüyor, çünkü problemi çözmek için
büyük gayretler oarfedilmiş olmasma rağmen genel olarak bütiin strüktiirlere tat-
bik kabiliyeti olan direkt bir metod heniiz bulunmtış değildir. .
Bu sebeple atom mevkileri yalnız deneme ile bulunabilir. Bir atom mevki
leri takımı kabul edilir, bu mevkilere tekabüL eden şiddetler hesaplanır, ve he-
saplanan şiddetler gözlenenlerle mukayese edilir, işlem tatminkâr bir uygunluk
336 KRİSTAL STBÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
elde edilineeye kadar tekraıianır. Deııeme içiıa bir strüktür seçme problemi görün-
düğü kadar ümitsizlik verecek genişlikte değildir, ciinkü tetkikçinin kendisine
yön verecek pek çok yardımcısı vardır. Bunlar arasmda eıı önde olan daha önee
çözülmüş blan strüktürler haklcmda toplanan bilgilerdir. Bu bilinen strüktürler-
den o, bir kaç ımıhtemel namzet seçebilir, ve sonra kendi çözülmemiş strüktürü-
ııün bunlardan biri ile aynı yahut çok yakın olduğunu farzederek ilerliyebilir. Pek
çok sayıda bilinen strüktür atomları bir arada tutan bağm cinsine göre (iyonik,
kovalant, metalik, yahut bunlarm karışımı) gruplara ayrılabilir, ve bu gruplar-
dan birini seçmekte bilinmiyen fazda muhtemel atomun bağlarma ait ve fazı teş-
kil eden elemanlarm peryodik tablodaki mevkiinden hükmedilen bilgiden fayda-
lanılabilir. Meselâ bilinmiyen strüktüre ait fazm kimyasal formülünün AB oldu-
ğunu farzedelim ve A kuvvetli elektropozitif, B kuvvetli elektronegatif olsun, ve
toz patronunun karakteristiği de basit kübik olmak olsun. Bu takdirde bağm iyo
nik olması muhtcmeldir, ve CsCl strüktürü küvvetli bir şekilde ima edilnıektedir.
Fakat Şek. 2 — 19 da gösterilmiş olan FeSi strüktürü de mümkündür. Bu özel
halde biri ya da öbürü bir yoğunluk ölçüsü ile bertaraf edilebilir, çünkü CsCl
hücresi bir ve FeSi hücresi dört «molekül» ihtiva eder. Bu mümkün olmasa idi,
difraksiyon şiddctleri hücrelerden herbirine göre hesaplanıp gözlenenlerle muka-
yese edilmeli idi. İşte böyle basit ve bir metallürjistiıı yardımsız olarak başarması
gereken bir strüktür tayini, bundan sonraki maddede bir misal ile anlatılmıştır.
Söylemeye hacet yoktur ki pek çok strüktür bu basit yolla çözülemiyecek ka
dar karışıktır ve kristallograficiler daha güçlü metodlara dönmelidirler. Bunlar
arasmda başlıcaları space - grup teorisi ve Fourier serileridir. Her ne kadar bu
kısımlarm herhangi tam bir tasviri bu kitabın konusu dışında kalırsa da, bir kaç
genel ihtar bu metodların strüktür tayinindeki faydasmı gösterir. Matematik lcris-
tallografimn zaferlerinden biri olan space - grup teorisi kristal simetrisi ile, ato
mik ölçüde bu simetriye sahip miimkiin atomik cliizenlenmeler arasmda bir bağmtı
kurar. Meselâ, verilen bir cisim hexagonal ise ve birim hiicresinde n tane atom
var ise, bu takdirde space - grup teorisi hexagonal simetriye sahip olacak n ato
mun miimkiin diizenlenmelerinin listesini verir. Miimkiin diizenlenmelerin bu
listesinin denenecek strüktürün seçiminde fevkalâde yardımı olur. Miimkiin ola-
bilenlerin sayısmda diğer bir azaltma difraksiyon patronunda mevcut olmiyan in-
dislere bakilarak yapihr. Bu yollarla yani iizafî difraksiyon şiddetlerini inceden
inceye tetkik etmeden, space - grup teorisi ekseriya iki yahut üç atomik diizenlen-
me şekli müstesna diğerlerini saf harici kilar.
Bir Fourier serisi herhangi cins bir peryodik fonksiyonu ifade edebilen son-
suz trigonometrik bir seridir. Biliyoruz ki bir kristalin de esash bir özeliği atom-
larmm uzayda peryodik bir şekilde düzenlenmiş olmasıdır. Fakat bu elektron yo-
ğunluğunun da mevkiin peryodik fonksiyonu olduğunu ve bir atomun bulunduğu
10—9] "' STRÜKTÜB TAYİNİNE MİSAL '337
ııoktada maksimuma çıktığını ve atomlar arasmdaki bölgede aşağı bir değere diiş-
tüğiinü ifade eder. Kristali bıı şekilde, yani atomlarm düzenlenme tarzı değil de
elektron yoğunlıığımun mevkilere göre değişimi yönünden ele almâk difraksiyon
bahis könusu olduğu vakit bilhassa uygundur, çünkü x-ışmları atomlar tarafmdan
değil elektronlar tarafmdan saçılır. Madem Id elektron yoğunluğu mevkiin per
yodik bir fonksiyonudur, bir kristal analitik olarak Fourier serisi ile tasvir edile-
bilir. Bıı tasvir metodıı strüktür tayininde çok faydalıdır, çünkii serideki-miihte
lif terimlerin katsayilarinin miihtelif x-ismi yansımasınrn F değerleri ile bağmtılı
olduğu gösterilebilir. Fakat böyle bir seri strüktür faktörlerinin hem faz ve hem de
şiddetleri umumiyetle bilinmediğinden doğrudan doğruya kullamlamaz. Maama-
fih, katsayilan deneysel olarak gözlenen |F| değerleri ile bağıntılı ve elektron yo-
ğunluğunu değil fakat birim hiicredeki miihtelif atomlar arası vektörler hakkmda
bilgi veren seri teşltil edilmiştir. Bu bilgi ekseriya miihtelif striiktiir faktörlerinin
fazlanm tayin etmeye kâfidir; bu takdirde birinci cins seri bütün hüere içinde
mevcut elektron yoğunluğunım haritasmı çıkarmak iein kullamlabilir ve bu su-
retle atom mevkileri anlaşılır.
10—9 Striiktiir tayinine misal. Basit bir misal olarak Kadmium - telli-
rium sisteminde rastlanan bir ara fazı göz önüne alacağız: Mikroskop altmda esas
itibariyle bir faz olarak -görünen nümunenin kimyasal analizi ağırlık yüzdesi ola
rak 46,6 smm Cd ve yiizde 53,4 iiniin de Te olduğunıı gösteriyor. Bu, atomik
yiizde olarak 48.9 imun Cd olduğunıı ve CdTe formiilii ile temsil edilebileceğini
gösterir. Niimune toz haline getirilmiş ve Debye - Scherrer kamerasi ve CuKas
radyasyonu ile difraksiyon patronu elcle edilmiştir.
İlk 16 çizgi için gözlenen sin20 değerleri gözle tahmin edilen izafî çizgi şid-
detleriyle birlikte Cetvel 10 —5 de sıralannnştır. Bu patron kiibik birim hücreye
göre indislenebilir, ve gözlenen çizgilerin indisle.ri çetvelde verilmiştir. sin20 de-
ğerinden en yüksek açı çizgisi ieinhesaplanan latis parametresi 6,46 A dır.
Nümunenin, bir miktar tozu bir piknometre şişesinde tartmak suretiyle, ta
yin edilen-yoğunluğu 5,82 gm/cm 3 idi. Buna göre (3 — 9) denkleminden
(5,82) (6,46)3
i i 4 9 4 8
~. 1,66020 "
buluruz. CdTe nin molekül ağırlığı 240,02 olduğundan birim hiicredeki ccmole-
kiil» sayısı 948/240,02 = 3,94 yahııt deney hataları içinde 4 diir.
Bu noktada CdTe nin birim hücresinin kiibik olduğıınu ve CdTe nin «mo-
.lekülünden» 4 tane yani 4 kadmiyum atomıı, 4 tellüriyum atomu ihtiva ettiğini
biliyoruz. Şimdi bu atomlarm birim hiicredeki mümkiin düzenlenmelerini göz
F. 22
338 KBİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
önüne alalım. Ilk olarak Bravais latisini anlamak için Cetvel 10 — 5 de sıralanmış
olan indisleri tetkik edelim. Gözlenen bütün indisler karışık olmadığuıdan Bra
vais latisi yüz - merkezlidir. (Karışık olmıyan indislerm miimkim bütün takim-
lari mevcut değildir: filhakika 200, 420, 442, 622, ve 640 patronda yoktur. Fa-
kat bu yansımalar gözlenerniyeeek kadar zayıftırlar, ve onlarm bulunmayışı latisin
TABLO 10-5
yiiz merkezli olduğuna dair çıkardığmıız neticeyi hükümsüz hale getirmez.) Bili-
yoruz ki AB tipinde iki tane yiiz - merkezli kiibik lalis vardır, bunlar eşit mik-
tarda iki farkli atom ihtiva ederler, ve her ikisinde de birim hiicrede dört ccmole-
kiil» bulunur. Bunlarm biri NaCl strüktürü [Şek. 2 - 1 8 ( b ) ] ve diğeri ZnS in
çinko-blend şeklidir [Şek. 2 - 1 9 ( b ) ] . NaCl deki bag iyonik ve Zns deki kova-
Ian olmasma ragmen telluride strüktüründe her iki cins bağm da müşahede edil-
miş olması sebebiyle bunlarm her ikisi de mantıken mümkündür.
Bundan sonraki adım strüktürlerin her biri için izafî difraksiyon şiddetlerini
hesaplayıp bunları, bu strüktürlerden birinin doğru bir strüktür olup olmadığını
tayin etmek iein deneyin neticesi ile mukayese etmektir. Eğer CdTe nin striiktiirii
NaCl striiktiirii ise kanşık olmıyan indisler içiri strüktür faktörü [bak Mad.
4 - 6 , Misal ( e ) ]
denklemleri ile verilmiştir. Diğer taraftan eğer ZnS strüktürü doğru ise karışık
olmıyan iııdisler için strüktür faktörü (bak Mad. 4 — 13)
i'
L
340 KRİSTAL STRÜKTÜRÜNÜN TAYİNİ [Böl. 10
TABLO 10-6
1 2 3 4 5
Gözlenen Hesaplanan şiddet
Çizgi hkl şiddet NaCI strüklürU ZriSstruktUrii
1 111 s 0.05 12 4
200 nil 13.2 0 03
2 220 vs ıo.o ■*—< —- 10 0
3 311 vs 0 02 6 2
7 422 s 3.4
8 511, 333 m 1 8
•9 440 w • 11
10 531 m 2.0
13 444 w 0.6
. 14 711, 551 m 1.8
640 nil 0.005
15 642 vs 4.0
16 731, 553 s 3.3
10—1. Alüminyumun CuKa. radyasyonu ile hazırlanmış toz patronu sin20 değerleri
,L 0,1118, 0,1487, 0,294, 0,403, 0,439, 0,583,' 0,691, 0,727, 0,872 ve 0,981 olan on gizgi ihtiva eder. Bu
i. çizgileri indisleyiniz ve latis parametresini hesaplayimz.
10—2. Kübik bir cismin süzülmemiş krora radyasyonu ile bir patronu yapılıyor. Göz-
• lenen sin28 değerleri ve şiddetler 0,265 (ra), 0,321 (vs), 0,528 (w), 0,638 (s), 0,793 is) ve
0,958 (vs) şeklindedir. Bu çizgileri 'indisleyiniz ve hangilerinin Ka. ve hangilerinin K$ rad-
■ yasyonundan hasıl olduğunu söyleyiniz. Bravais latisini ve latis parametresini tayin ediniz.
EK 13 den faydalanarak nümunenin hangi cisira olduğunu söyleyiniz.
10—3. Hexagonal sıkı paket edilmiş latis için bir Hull-Davey karti ve sin20 eşelini in-
- şa ediniz. Iki hanelftyarriogaritmik 8 1/2x11 in lik grafik kâğıdı kullanınız. 0,5 den 2,0 ye
. kadar c/a değerlerini alınız ve yalmz 00.2, 10,0, 10.1, 10.2've 11.0 eğrilerini çiziniz.
10—4. a-titaniyumun toz patronundaki ilk beş çizgiyi indislemek için Prob. 10—3 de
inşa edilen karti kullamniz. Bu çizgilerin CuKa. radyasyonu kullamldığma göre sirfB değer-
leri şunlardır : 0,091, 0,106, 0,117, 0,200 ve 0,268.
Aşağıdaki problemlerin herbirinde bir elemamn toz patronu CuKa. radyasyonu ile
hazırlcnmış patron iizerindeki ilk yedi yahut sekiz çizginin gazlenen sin28 değerleri ile
temsil edilmiftir. Herbir hal için çizgileri indisleyiniz, kristal sistemini, Bravais latisini,
■ ve takribî latis parametresini (veya parametrelerini) bulunuz ve EK 13 de verilen cet-
velden elemamn ne olduğunu söyleyiniz.
342
GÎRİŞ 343
ıo-i]
hata sin8 da ancak yüzde 0.1 kadar bir hataya sebep olur. Bir başka şekilde ifade
etmek istersek diyebiliriz ki bir difraksiyon demetinin açısal mevkii diizlem me-
safesindeki verilen bir değişme için 8 açısı büyiik olduğu bakit, bu açı küçük ol-
duğu zamankinden daha fazla duyardır.
0 2Ü 40 GO SO 91'
0 (derece)
. , a = d\/h2+k2-tP '
dir. Bu sebeple
\a Ad , n.n (11—2)
-—■= —r=—cotBAB
a a
olur. 8 açısf'90° ye yaklaşınca cot0 sıfıra yaklaştığmdan 8 daki verilen bir hata
için a da meydana gelen Aa/a hisbî hatası da, 0 açısı 90° ye yahut 20 açısı 180° ye
yaklaşırken, sıfıra yaklaşır. Bu itibarla parametre öleülerindeki presizyoiıun esası,
20 değeri mümkün olduğu kadar 180° ye yakın geriye-yansımış demetler kullan-
maktir.
28 açısı 180° olunca parametre hatasi ortadan kalkarsa da bu açıda yansıyan
bir demeti gözliyemeyiz. Fakat madem ki patron iizerindeki muhtelif cizgiler iein
hesaplanan a değerleri, 28 arttıkça hakikî değere daha fazla yaklaşmaktadırlar o
halde a nm hakikî değerini, ölçülen değerlerin 28 ya göre eğrisini çizip 20 = 180°
344 PRESİZYONLU PABAMETRE ÖLÇÜLERİ [BöT 11
içiıı extrapolasyon yaparak bulabiliriz. Maalesef bu eğri lineer değildir ve lineer ol-
mıyan bir eğrinin extrapolasyonu doğru değildir. Maamafilı gösterilebilir ki a mn
ölçülen değerleri doğrudan doğruya 9 yahut 29 ya göre değil de 9 nın bazı fonkşi-
yoıılarına göre çizilirse bu şekilde elde edilen eğri birdoğrudur ve extrapolasyonuna
îtimat edilebilir. Bu bölümün esası bu fonksiyonlarm nasıl bulunup kullanılaca-
ğım göstermeye lıasredilıniştir. Fonksiyonun tam şeklinin kullanılan kameraıım
cinsine tabi olması sebebiyle normal olarak parametre ölçülerinde kullamlan ka-
meraları sırayla göz öniine almalıyız.
Fakat önce sorabiliriz : bu metodlarla ne ciııs bir presizyon mümkündür?
Herhangi bir extrapolasyon yalıut deney tekııiğini tekâmül ettirmek için herhan-
gi bir özel dikkat sarfetmeksiziıı sadece patron üzerindeki en yüksek-açı çizgisin-
deıı hesaplanan pararnetre değeriııi seçerek, umumiyetle 0.01 A luk bir doğruluk
elde edebiliriz. Metallurjik bakımdan ilgilenilen cisimlerin çoğımun latis para-
metreleri 3 ilâ 4 A civarmda olduğundan bu, takriben yüzde 0.3 bir doğrulük ifa
de eder. îyi deney tekniği ve uygun extrapolasyon fonksiyonu kullanarak bu doğ-
ruluk pek güçlük çekilmeden 0.001 A yabut yüzde 0.03 değerine çıkarılabilir.
Nihayet ümit edilebilecek en iyi doğruluk derecesi 0.0001 A, yahut yüzde 0.003
dür, fakat bu ancak hem deney ve hern de hesap için büyük gayret sarfedilerek
elde edilebilir.
S'
<£ 4/?
(11—3)
Şek. U—2.
kadar bir hata olabilir. Bu iki hatanin <p nin değeri üzerinde basil ettiği tesir
(11—3) denklemini logaritmik şekilde yazarak bulunabilir :
eşitliğini buluruz. Bu itibarla kisalma ve yarıçâptaki hata sebebiyle <p deki hata'
.. (AS' AR\.,
■-£-10. (11—5)
ile verimiştir. Kisalma hatası, filmi, gelen demet filmdeki bir delikten geçecek
şekilde kameraya koyarak azaltılabilir, çünkü bu takdirde mütekabil geriye-yan-
sıma çizgileri arasmda ancak kisa bir mesafe vardir ve bunlarm S' mesafesi film
kisalmasmdan az miiteessir olur. Şek. 6 —5 (a) da görülen film koyma metodu
presizyonlu ölçüler ıçin hiç uygun değildir. Bunun yerine Şek. 6 — 5 in (b) yahut
(c) kismindaki metodlar kullamlmalidir. Simetrik olmiyan yahut Straumanis
metodu denilen (c) deki film koyma metodu bilhassa tavsiye olunur, çünkü bun-
da kamera yarieapmi bilmeye liizum yoktur.
346 PRESİZYONLU PARÂMETRE ÖLÇÜLERİ [Böl. 11
(a) (b)
Şek. 11—3. NUmunenin yerdeğiştirmesinin çizgi mevkileri üzerine olan etkisi.
sma gitrniştir. Difraksiyon çizgileri doğru olarak merkeze konmuş bir niimuneye
ait A ve B de kaydedilecekleri yerde C ve D de kaydedilmişlerdir. 0 halde S' de
ki hata (AC + DB)=2DB dir ki takriben 20N ye eşittir, yahut
olur ve yalniz S' deki bu hatamn $ nin değerine nasıltesir ettiğini gösterir.
(11 — 3), (11 — 6) ve (11 — 7) denklemlerini terkip ederek, niimunenin merkez
den dışarı kaçmış clması sebebiyle $ deki hatamn
'z 11—2] DEBYS - SCHERRER KAMERAIİARI 347
A<pc = r - ö 7 - = ——Toj,— =
~#~ sm<
P eos
^ (H—8)
. , (AS' ■ A R \ . , A x . , , n ı _.
=
A<PS,R,C,A [~ğT ^r 9 + g sın9cosp (11—9)
_ = ((AS'_ _ _ AR
Ac/ _ +, _AJC'\j sin. ^, ,
şeklini alır. Herhangi bir film için parantez içindeki terimler sabittir, bu itibarla
K bir sabit olrnak iizere
yazabiliriz. Böylece şu Öııemli neticeyi elde etimş oluyoruz ki d deki nisbî bata
cos20 ile doğru orantılıdır, ve bu sebeple de cos20 sifira yani 0 acisi 90° ye yakla-
şınca, sıfıra yaklaşır. Kiibik sistenide
^ = ^ = ^cos 2 e. (11—12)
a a
dir. 0 halde kiibik cisinıler için eğer patron üzerindeki lıer eizgi için a nin hesap-
lanan değerinin cos20 ya göre eğrisi çizilirse bir doğru elde edilecek ve a nm doğ-
ru değeri olan «„, bu doğruyu cos30 = O değerine extrapole ederek bulunabilecektir.
(Yahut sin20 = l—cos20 olduğundan a nin muhtelif değerlerinin sin20 ya göre eğ-
risi çizilebilir, ve doğru sin20 = l değerine extrapole edilebilir.)
(11 — 12) denkleminin istiliracinda yapilan muhtelif takribiyetler dolayisiyle
bu denklemin yalmz 0 nm büyük ( <£ nin küçük) değerleri için doğru olduğu aşi-
kârdır. Bu sebeple extrapolasyonda yalnız 0 değeri 60° den büyük olan çizgiler
kullanılacak, ve 9 değeri 80° den büyük ne kadar çok çizgi varsa a^ m değeri de
o kadar doğru olarak elde edilebilecektir. Geriye-yansıma bölgesindeki çizgilerin
sayısını arttırmak için tatbikatta süzülmemiş radyasyon kullanmak adettir, böy-
lece Ka. ile birlikte K$ da yansıtılmış olur. Eğer X-ışmı tüpü demonte edilebilen
bir tüp ise eizgi sayısım arttırmak için özel alaşımdan yapılmış hedefler de kul-
lanılabilir; yahut farklı iki karakteristik radyasyoıı ile ayni film üzerine poz ve-
rilebilir. Hiç bir şekilde extrapolasyon işlemi ile otomatik olarak, fen a kalite bir
film üzerinde dikkatsiz olarak yapılmış ölçülerle presizyonlu bir «o değeri elde
edileeeği farzedilmeinelidir. Yüksek presizyon için çizgiler keskin olmali ve Ka.
dubleti yiiksek aeilarda iyice ayrilmalidir, bu ayni zamanda niimunenin zerrele-
rinin herbirinin deformasyonsuz ve lüzumundan fazla küçük olmadığım ifade
eder. Çizgilerin mevkii dikkatle ölçülmelidir, ve her birini iki yahut üç defa öl-
çüp ortalamasını almalıdır. Her çizgi ieiıı a yı ölçerken Ka dubleti ayrılmış ise
her bileşene doğru dalga boyu değerini vermelidir, ve eğer. dublet ayrılmamış ise
dalga boyunun tartılı ortalaması kullanılmalıdır.
CETVEL 11—1
göz öniine alacağız. 0 değeri 60" den büyük olan bütün çizgiler için veriler Cetvel
11 — 1 dedir. Hesaplanan a değerlerindeki farklar aşikârdır: umumiyetle bu değer-
ler 0 ile artiyor ve yiiksek açılarda doğru ao değerine yaklaşıyor. Şek. 11 — 4 de a
ran bu değerlerinin sin20 ya göre eğrisi çizilmiş ve extrapolasyonla «o için 3.165 A
bulunmuştur.
Extrapolasyona esas olmak iizere 0 mn sin20 ve eos28 dan başka fonksiyonla-
n da kullamlabilir. Meselâ (11 — 10) denkleminde <p yerine şinc^ cosşS koyacâk
yerde sin<p cos Ş^ yerine </> koysa idik
^=Kcptgcp
elde ederdik. Bu itibarla a nin cp tg <p ye göre çizilmiş bir eğrisi de çizgisel
olacak ve <p t g cp =0 için yapılan extrapolasyon ao değerini verecektir. Tatbikat-
t a cp t g cp ye göre extrapolasyon yapmakla cos20 (yahtit sin26) ya ğöre extrapo
lasyon yapma arasmda bir fark yoktur, her ikisinin de neticesi tatminkârdır;
Eğer hatanm muhtelif sebepleri burada bizim yaptığımızdan daha doğrıı bir şe-
kilde ineelenirse, meselâ absorpsiyon hatası iein
Ad _ „ /cos26 cos28
+
d [ sin8 8
bağmtısımn yalniz 0 nin yiiksek değerleri için değil çok kiiçük değerleri için bile
doğr'u olduğu görülür. a0 değeri, a jı 8 açısı 90° ye yaklaşınca sıfıra giden (cos20/
sin8 + cos20/6) ya göre eizerek bulunabilir. cos26 yerine (cos28/sin28 + cos28/0) kul-
lanmamn bir üstünlüğü olup olmadığı şüpheli ise de bazı hallerde birineinin da
ha geuiş bir arahkta çizgisel olması bir üstünlüktür.
350 PEESÎZYONLU PARAMETRE ÖLÇÜLERİ [Böl. 11
V) COS''' u
T 0,1 0.2 0.3
1
B 3.170 — «o = 3.165A
s^
Şek. 11—4. sin26 (veya costy) a
2sin0
-£-] (A2+/<2) + Z2 (11—14)
yeni eksen oram c2/a2 ile tekrar edilerek daha doğru parametre değerleri olarak
c3 ve a3 bulunur. Parametreleri kâfi doğrulukla elde etmek için umumiyetle üç
extrapolasyon yeter. Aynea, çizgileri uygun şekilde seçerek extrapolasyonlann
herbirindeki doğruluk arttırılabilir. Meselâ, ( 1 1 - 1 3 ) denklemmden hesaplanan
a nın değeri, (h2 + k2) değeri P ye nazarân büyük olunca c/a daki hatadan pek
az müteessir olur, çünkü c/a "yı ihtiva eden terimin kendisi küçiiktür. Bu itibar-
la her a tayininde büyük h ve it ve küçük I indisli çizgiler seçilmelidir; ( 1 1 - 1 4 )
denkleminin tetkikinden görüleceği gibi c nin tayininde tarn tersi doğrudur.
COS2fl COS- 8
<b)
Şek. ll—s. Extrapolasyon eğrilerinin sınır halleri (şematik) : (a) sistematik hatalar
bUyük, tesadüfî hatalar küç.ük; (b) sistematik hatalar küçük, tesadüfi hatalar büyük.
Bu maddeyi bitirirken hataların tabiaüna dair bir kag genel ihtarda bulun-
mak yersiz dtğildir. Pek çok fiziksel gözlemlerde olduğu gibi bir latis paramet-
resi ölçüsünde de sistematik ve tesadüfî olmak iizere iki cins hata olur. Bir sis
tematik hata özel bir parametre ile diizgiin olarak değişen bir hatadir. Bu itibar-
la yukarıda göz önime ahnan muhtelif sebepler dolayisiyle (film kısalmas!, doğru
olmiyan yarıçap. nümunenin merkezden kaçması, absorpsiyon) a daki izafî hata
lar, 0 artukça azalmak suretiyle düzgün olarak değişmeleri sebebiyle hep siste
matik hatalardir. Avnca bir sistematik hata daima ayni işaretlidir : meselâ Debye-
Seherrer kamerasmda absorpsiyonun tesiri a nm hesaplanan değerini hakikî değe-
rinden daima daha küçiik yapacak şekildedir. Halbuki tesadüfî hatalar herhan-
gi bir gözlemde adî tesadÜfî hatalardxr. Meselâ, bir film üzerindeki muhtelif çiz-
gilerin yerlerini öleerken yapilan hatalar tesadüfî hatalardxr; bu hatalar pozitif
veya negatif olabilirler ve eizginin film ixzerindeki yeri ile herhangi bir şekilde
duzgun olarak değişmezler.
Daha once de gördüğümüz gibi a daki sistematik hata 9 açısı 90" ye yaklaş-
tıkea sifira gider, ve uygun extrapolasyon fonksiyonunu kullanarak ifna edilebi-
352 PBESİZYONLU PARAMETRE ÖLÇÜLEEİ [Böl. 11
Bu hata kaynakları d de meydana gelen nisbî hatanm 6 ile karışık bir şekil-
de değişrnesine' sebep olur, öyle ki yüksek doğmluk elde edebilmek için basit bir
extrapolasyon fonksiyonu kullamlamaz. Bu lıata kaynaklarımn hepsinin değil ba-
zılarınm Ad/d rıin eos20 ile oraritılı olmasına sebep olması dolayısiyle tıpkı Deb-
ye-Scherrer kamerasmda olduğu gibi cos29 ya göre basit bir extrapolasyonla olduk-
ça doğru bir latis parametresi elde edilebilir. Bu itibarla, şimdiki bilgimizin ışı-
ğı altmda tavsiye edilecek usul şudur :
(a) Aletin muhtelif kısımlaıının fabrikanın talimatma göre doğrultu aya-
rım yapmız. .
(b) Nümunenin yüzünü ıniimkün olduğu kadar çok difraktometre ekseni
ile çakıştırmak için ayar yapınız.
(c) Hesaplanaıı parametreleri cos29 ya göre extrapole edmiz.
Bu aletle daha fazla tecrübe yaptıkça bu usul de şüphesiz tekâmül ettirilebi-
lir. Filhakika bazı araştmcılar latis parametrelerinin bir giin difraktornetre ile
herhangi bir cins toz kamerasmdakinden daha büyük bir doğrulukla ölçülebilece-
ğini tahmin ediyorlar, fakat bunun doğru olup olmadığı ileride anlaşılacaktır.)
Maamafih bir hal vardır ki difraktometre parametre ölçmede bir kameradan da
ha üstimdür ve bu. dikralcsiyon cizgileri fevkalâde geniş olduğu zamandır; bu özel
tatbikatta gerilme ölçüsünde rastlanır ve Böl. 17 de aıılatılacaktır.
buradan
x=l,75sec
bulunur. Diğer taraftan ölçülerin aritmetik ortalamasi da 1,75 see dir. Bu bizi
■ saşırtmamalıdır, bir ölçüler takmu'mn aritmetik ortalamasınm hadsî olarak. en
muhtemel değer olduğunu biliyoruz. Bu misal şaşırtıcı telâkkî edilebilir, çimkü
basit ortalama alma ile ayni netice elde edilecek olduktan sonra kimse en küçük
kareler metoduntm zahmetine katlânmaz, fakat big değilse bu problem en küçük
kareler metodundaki temel prensibi göstermektedir.
Tabiî, basit ortalama alma metodunun tatbik edilemediği pek çok problem
vardir ki en küçük kareler metodıı bilhassa kiymet kazanır. Meselâ yukarıda ve-
rilen deneysel olârak tayin edilen bir noktalar takimina en iyi uyan doğruyu bul-
ma problemini göz online alahm. Eğer yalmz iki nokta varsa mesele yoktur, çün-
kii bir doğruyu tayin eden iki sabit, bu. iki nokta ile tek şekilde tayin edilebilir.
Fakat, genel olarak, tayin edilecek sabitlerden daha fazla nokta olur. Mubtelif
noktalarin xiy-, , Xij2, x^y-i, ... koordinallarma sahip olduğunu ve x ile y nin
y=a+bx (11—15)
Enküçiik kareler teorisine göre aen iyi» doğru, hatalarm kareleri toplarnmi mi
nimum yapan doğrudur. 0 lıalde a rim en iyi değeri (11 — 16) denkleminin a ya
nazaran tiirevini alıp netieeyi sıfıra eşit yazarak bulunur:
d£(e 2 )
= 2(a+bxi—yi) + 2(a+6x2—#2) + — . = 0
da
yahut
2 a + 6Sx — 2*/ = 0 (11—17)
ve %=2a+6Ex al __19)
lixy = dLx + bZx2
Bu denklemlerle (11 — 15) denklemini mukayese ederek normal denklemleri teş-
kil etmek için aşağıdaki kaideyi koyabiliriz:
( a ) Deneyden elde edilen x ve y değerini (11 — 15) denklemine koyunuz.
Eğer n tane deneysel nokta varsa a ve b yi ihtiva eden n denklem bulunur.
(b) Birinci normal denklemi elde etmek için bıı n denklemin herbirini a
nin katsayısı ile çarpıp taraf tarafa toplayimz.
(e) Ikinci normal denklemi elde etmek için denklemlerm herbirini b nin
katsayısı ile çarpıp taraf tarafa toplayimz.
Bunlari iki misalde göstermek için aşağıdaki dört noktadan geçen en iyi doğ-
ruyu tayin etmek istediğimizi farzedelim:
X . 10 18 30 42
y 15 11 11. 8
15 = a +106
l l = a + 186
l l = a + 306
8 = o + 426
15
V 10
0 -J I I.
. . . 0 10 ■ 20 30 :t0 50
'r
Şek. 11—6. En küçük kareler metodu ile tayin edilen en iyi doğru.
Kübik bir cismin bir Debye - Scherrer kamerasında tetkik edildiğini i'arze- ;
delim. Bu takdirde ( 1 1 —12) denklemi, yani •. !
"' Asin26 _ 2 Ad
(11—21)
sin20 d
buluruz. Bunu (11 — 12) denkleminde yerine koyarak sm20 daki hatanm 0 ile na-
stl değiştiğini buluyoruz:
eşitliği ile verilmşitir ki bur'ada aa latis parametresinin doğru değeri ölup aradığı-
mız miktardır. Fakat
A ııın en muhtemel değerleriui bulmak içiu eıı küçük kareler metodu ile çözüle-
bilir. Bir defa C bulununca, «0 yukarıda verilen bağmtıdan doğrudari doğruya bu-
lunabilir; A sabiti deaeydeki sisternatik lıata miktariyle ilgilidir ve herhangi bir
film için sabittii-, fakat bir filmden diğerine biraz değişir. C ve A yı bulmak için
lâzım olan iki normal denklem (11 — 23) denklenıinden Ve dalıa önce verilen kai-
delerden bulunur. Bunlar
CETVEL 11—2
Gözlenen Normalized ro KB
Çizgi hkl A a 0
2* 6 cos2*
<p i
cos <p
1 321 Ka, 14 24.518° 0.82779 3.2 0.67606 2.6
2 321 K°2 14 24.193 0.83205 3.2 0.67617 2.6
3 411,330 Kp 18 21.167 0.86961 2.5 0.86961 2.5
AKai'
COS* 4>rCc
w a + Abnaı,
IW \
(-
2
;)0O8'*K„, =
/W
1 —
')(£)„+ ( ^4)M W ai /
W«, 2 /
COS 2 <£*„., = COS2 0A'0>
8 nın değerini iki nıanalı rakamdan daha fazla hesaplamak gereknıez. Cetvel
11 — 2 deki verilerden
Ea2=1628, I82=21,6, 208 = 157,4,
2
2<xeos oi>=78,6783, £8 cos2<£ =7,6044
elde ederiz. Normal denklemler
78,6783=1628 C+157,4 A,
7,6044=157,4 C+21,6 A,
dirler. Bunları çözerek
C=\K?2/W=0,0483654 ve a0=S,1651 A
A=—0,000384
20 ^ - x . . . . ^ 2 ^ tf+fik+k2 , X2 P
sin'G (doğru) = T - -g- • — - j — + 1 - c .
ve
sin20 — ^ 2 v(h2 +
, , Hhk+tc
V
2
) — -5^5- (l2) =D sin228,
3a 0 ' "■' 4C 0 L
eşitliğini elde ederiz. Hakikatte yalniz ilk ikisine ihtiyaç olan C, B ve A sabitleri
su iie normal denklemden bulunur.
11—8] KALIBRASYON METODU " '363
Eğer mutlak değerler lâzmı ise, tek emîıı yol, standard cisınin parametresinin
mutlak- değerini daha önceki maddelerde anlatılaıı rnetodlardan biıi ile ölçmek-
tir. Meselâ, özel bir kuvartz n ü m u n e n i n , bir referans kitabmda «kuvartz» adı al-
tmda sıralanmış doğrıı latis parametre değerine salıip olduğu farzedilmemelidir,
çünkü bu özel n ü m ı m e katı solüsyonunda keııdi latis paraıııetresini listesi verilmiş
değerlerden oldukça farkettirecek kadar yabancı madde ilıtiva edebilir.
PBOBLEMLER
11—1. Bakırm latis parametresi 20eC de -+- 0.0001 A doğrulukla tayin edilecektir. Ter
mal genleşmeden meydana geleoek hatalarin önüne geçebilmek için nümunehin sıoakhğını
hangi simrlar arasmda kpntrol etmek lâzımdır? Bakırın termal uzama katsayısı 16,6 x 10 -«
/ C dir. * .
11—2. ;Aşağıdaki veriler bir basit kübik cismin bakır radyasyonu ile hazırlanmış bir
Debye - Seherrer patronundan elde edilmiştir. Verilen sin20 değerleri yalnız Ka-ı çizgileri
içindir.
h^+B+t1 sin2 9
38 0.9114
40 0.9563
41 0.9761
42 0.9980
Latis parametresi a yı dört manalı rakama kadar doğru olmak iizere, grafik yolla ve a nm
cos20 ya göre extrapolasyonunu yaparak buluruz. .
11—3. Yukanda Prob. 11—2 deki verilerden latis parametresinin değerini Cohen me-
todu ile dört manalı rakam ile buluruz.
11—i. Cetvel 11—2 deki verilerden, grafik yolla a nm chtgcj) ye göre extrapolasyonunu
yaparak tungstenin latis parametresinin değerini beş manalı rakam ile bulunuz.
11—5. Düzlem mesafesi d deki nisbi hata 0 nın bütün değerleri için tam doğru olarak
(oos28/sin0+eos20/0) ile orantih ise gösteriniz ki Asin^B mn sirfB ya göre çizilen eğrisi-
nin, özel bir hal için Şek. 10—1 de gösterilen gibi, bir maksimpmu vardir .Maksimum tak-
riben hangi 0 değerinde olur?
BOLUM 12
"1?.— 1. GİTİŞ Bir alaşım iki yahut daha fazla metalin ya da metaller ve
metalsilerin bir kombinezonudur. Bir tek fazdan meydana gelebilir yahut fazlarm
bir karışımı olabilir, ve bu fazlar alaşım dengede olnıak şartıyle alaşımm terki-
bine ve sıcaklığırıa (*) tabi olmak iizere farkh tiplerde olabilirler. Verilen bir ter-
kip yahut sicâklik değişmesiyle alaşımm bünyesinde hasıl-edilen değişiklikler bir
faz diyagramı vasıtasıyle uygun olarak gösterilebilir ve" buna denge diyagramı ya
hut yapr diyagramı da denir. Bıı diyagram sıcaklığm terkibe göre çizilmiş bir eğ-
risidir, ve bir faz veya fazlar karışırnmın dengede bulunduğu bir takim alanlara.
ayrılmıştır. Bu hali ile göz önüne alman alaşım sisteminin bir nevi baritasım teş-
kil eder. Bu sebeple faz diyagramları metallürjide çok önemlidir, ve bu diyagram-
ların tayinleri iein çok emek ve zaman harcanrmştır. Bu bölümde x-ışxnı metod-
larının faz diyagramlarının bilhassa ikili sisternlerin tetkikinde nasıl kullanıldığı-
m göreeeğiz. Üçlii sistemler Madde 12 — 6 da ayrıca münakaşa edileeektir.
x-ışmı metodları tabii bu eins incelenıelerde kullanılabilen tek metod değil-
dir. İki klâsik nıetod termal analiz ve mikroskopik muayene metodudur, ve pek
eok diyagram yalmz bu yoldan tayin edilmişlerdir. x-ismi difraksiyonu bu eski
teknikleri pek faydalı birçok şekillerde tamamlar ve ayrica mevcut muhtelif faz
lann kristal atrüktürlerini tayinde birieik vasıtadır. Bu itibarla bu giin faz diyag-
ramlarmm çoğu bu üç metodun kombinezonu ile tayin edilmektedir. Ayrica di-
ğer fiziksel özeliklerin ölçülerinden bazı alaşım sistemlerinde faydalanılır: Bu
yardımcı tekniklerden en önemlisi sıcaklığm fonksiyonu olarak uzunlukta mey
dana gelen değişmenin ve elektriksel direnete meydana gelen değişmenin ölçül-
mesidif.
Genel olarak, muhtelif deneysel tekniğin faz diyagramimn bir kismmdan di-
ğer kısmına cluyarlığı ve bu sebeple de kullamlışlığı farkeder. Bu sebeple ötektik
(*) Basmç alaşım üzerinde bir diğer etkin değişkendir, fakat umumiyetle atmosfer basııı-
cında sabit tntulduğımdan ihmal edilebilir.
365
366 PAZ DİYAGRAMI TAYİNİ [Böl. 11
ve peritektik yatayları da ibtiva etjnek üzere sıvıları ve katıları tayinde en iyi rne-
tod termal analizdir. fakat bazı katı hal reaksiyonlarmin ternbelliği yahut mıığlâk
k ü ç ü k ısı tesirleri sebebiyle bu metod ötektoid ve peritektoid yatayları ifşa etrnek-
te yanılır. Diyagramin bu cephesi mikroskopik muayene yaliut x-ışım difraksiyonu
ile en iyi şekilde tayin edilebilir, ve aynı şey solvus ( k a t ı solubilite) eğrilerinin ta-
yini için de doğrudur. Metodlardah tamamen herhangibirine dayanmak bir hata-
dir ve iyi bir tetkikçi eldeki problem! en uygun teknik hangisi ise onu kullaiur.
A ,.. B
YÜZDE B -
Çok defa iki A ve B metali kati halde kısmen çözünür. B nin A ya ilk ilâve
edilenleri A latisi içinde kati soliisyon hale geçer ve latis A ve B atomlarinm nisbî
büyüklüklerine ve teşekkül eden katı. solüsyonun cinsine göre (siibstitusyonel,
12—2] GENEL PRENSİPLER' 367
(a) (h)
Şek. 12—2. (a) Kısmî kati çözünebilmeyi, (b) bir ara faz teşekkülü ile birlikteki kışmî
kati çözünebilirliği gösteren faz diyagramlan.
(2) Faz sıralamnası. Diyagrâm boyunca çizilen yatay bir doğru (sabit sı-
caklik) tek - faz ve iki - faz bölgelerinden münavebe ile geemelidir.
(3) Tek-jaz bölgeleri. .Bir tek faz bölgesinde terkipteki bir değişme ge-
nel olarak latis pararnetresinde bir değişim hasıl eder ve bu sebeple bu fazin dif-
raksiyon eizgilerinin mevkilerinde bir kayma olur.
(4) ÎM - faz bölgeleri. Bir İki - faz bölgesiııde alaşımın terkibindeki bir
değişme iki fazııı nisbî miktarlarmda bir değişme hasıl eder fakat fazlarm terkip-
lerinde bir değişme hasıl etrnez. Bu terkipler yatay bir «bag - çizgisi» ile iki - faz
alani smirlarinm kesiştikleri noktalara tekabiil eden terkipler olniak iizere sabit
kahrlar. Buna göre Şek. 12 —2(a) da görülen sistemde Tı sıcaklığmda çizilmiş
bağ çizgisi bu sıcaklıkta dengede kalan a ve (3 nin terkiplerinin miitekabilen x ve
y olduğunu gösterir. Bu itibarla Tı sıcaklığında dengede olan iki fazli bir alaşırnm
toz patronu terkibi x olan a nm patronu ile terkibi y olan (3 nm patronunun list
iiste binrnesinden meydana gelmiş olacaktır. Ayrica xy aralığmdaki alaşımlar se-
risinin patronlarmm hepsi aynı mevkilerde aynı difraksiyon çizgilerini ihtiva ede-
cek, fakat B nin konsantrasyonu alaşım içinde x den y ye değişirken toplam ter
kipteki bu değişim a. mn miktarmı £S ya nazaran azaltaeağından a fazinm eizgi
lerinin şiddetleri de Ç> fazmin eizgilerinin şiddetlerine nazaran düzgün şekilde aza-
lacaktır
GENERAL PRINCIPLES
7(B(C)
YÜZDE B —-
Şek. 12—3. Hipotetik bir alaşım sisteminin faz diyagrarm ve latis sabitleri.
F. 24
370 PAZ DİYAGRAMI TAYİNİ [Böl. 12
20 = O' 29 = 180'
i 4
© |
®
•'" " ■
I N
®
i
©
®
/
1 / / , ' - " ,-■ . - '
u
İ / / / .' *
Şek. 12—4. Yukanda Şek. 12—3 de gösterilen alaşım sistemindeki 1 den 8 e kadar olan
alaşımların hesapla bulunmuş toz patronları.
(*)' İki filmi üst üste koymak umumiyetle yamltıeıdır, ye bazı zayıf çizgileri hemen he- j
men ğörünmez hale koyabilir. Daha iyi bir mukayese metodu Debye - Scherrer filmlerin- I
den herbirini merkezinden geçmek.üzere boyuna olarak kesip bir filmin merkezini diğer j
filmin merkezi ile yan yaria koymaktir. Bu takdirde difraksiyon çizgilerinin eğrilikleri çizgi i
mevkilerini mukayese ederken rahatsız etmez.
12—2] GENEL PEENSİPLBR 371
X-ışım metodları' i'le faz diyagramı tayini umumiyetle oda sıcaklığı dengesin-
de olan alaşımm tayini ile başlar. I l k adım ergitme ve döküm ile yahut ergitme
potasıuda ergitip • katılaştırmakla bir seri alaşım hazırlamaktır. B u şekilde elde
edilen külgeler segregasyonu yok etmek igin katılaşma sıcaklığmm h e m e n altında
homogen hale getirilir, ve gok yavaş olarak oda sıcaklığma ' ( * ) kadar soğutulur.
Sonra alaşımm k m l g a n olup olmamasiha göre öğüterek yahut eğeliyerek toz nü-
muneler hazırlanır. Eğer alaşım toz haline öğütülerek getirilecek kadar k m l g a n
ise elde edilen tozda umumiyetle gerilmeler yoktur keskin difraksiyon gizgileri
verir. Halbuki eğelenerek hazırlanrmş tozlarm x-isini muayenesme hazir olmadan
önce eğeleme esnasmdaki plâstik deformasyonla hasil olan gerilmelerden annmasi
igin yciiiden tavlanmasi gerekir. Gerilmelerden k u r t u l m a k igin nisbeten algak si-
cakliklara ihtiyac vardir, fakat gerilmeden k u r t a r m a tavlanmasindan sonra oda
sıcaklığmda denge olduğundan emin olmak icin eğelenerek elde edilen toz tekrar
yavaş şekilde soğutulmalıdır. X-ışmı muayenesi için lâzım olan incelikte zerreler
elde etmek igin umumiyetle elemek gerekir, ve ild - faz alaşmu elenince Mad.
6 — 3 de bahsedilen tedbir almmalıdır.
(*). Yalnız yavaşça soğutmak ekseriya çok güg olarak elde edilebilen oda-sıcaklığı denge-
sini hasıl etmeye kâfi gelmiyebilir. Tane büyüklüğünü küçültmek, ve bu suretle homogen-
leştirme ve yavaş soğutmadan önce difüziyonu hızlandırmak için dökümü yapılmış alaşımı
soğuk işliyerek ve'yeniden kristalleştirerek buna ya'rdım edilir.
372 PAZ DİYAGBAMI TAYİNİ LBol. 12
Sonuncu aletin bu cins çalışrnalarda özel bir değeri vardır çünkü o bir dif- <•
raksiyon çizgisinin sürekli gözlemini mümkün kılar. Meselâ ötektoid sıcaklık gi-
bi bir sıcaklığm altmda kararsız olan bir yüksek sıoaklık fazmı incelemek içiıı bir
difraktometrenin sayıcısı, bu yüksek sıcaklık fazmm bariz bir demetini içine ala-
cak şekilde ayarlanır ve nüınune yavaşça soğutularak bu demetin şiddeti sıeaklığııı
bir fonksiyonu olarak ölçülür. Şiddetin umumî background değerine düştüğü sı-
caklık aranılan sıcaklıktır, ve dönüşürndeki herhangibir histeresiz ısıtılarak beıı-
zer şekilde bulunur.
2^4 = 7 2 ^ + 0 ^ - (12—1)
3.iOr"- — — 3.65-
a fostenif)
'3.60 &!
US
3.55 B
8
N Şek. 12—5. Martensit ve ostenlt'in latis parametrelerinin karbon muhteviyatı ile değişimi.
tisiyal yahut sübstitüsyonal mı olduğnna karar vermek iein doğrudan doğruya öl-
çülen yoğunluk değerinin ( 1 2 - 1 ) Denk. yahut ( 1 2 - 2 ) Denk. ile hesaplanan
x-ışxnı yoğunltık değerlerinden hangisine uyduğuna bakılır.
B NİN AĞIRLIK _ « .
YÜZDESİ
Şek. 12—7. İki-faz alanmda iki fazm nisbî miktarlarmı bulmak için
kaldıraç kanununun çizimi.
376 FAZ DİYAGRAMI TAYİNİ [Böl. 12
dar değişir fakat değişirn B niıı ağırlık yüzdesi ile genel olarak çizgisel (*) de-
ğildir. Bununla beraber bu değişim * noktasmın yerini bulmakta kullamlabilir.
İki - faz bölgesinde bir seri alaşımlar 7\ sıcaklığmda dengeye getirilir ve su veri-
lerek soğutulur. Oda sıcaklığında yapilan difraksiyon patronlarindan 8 fazina ait
bariz bir çizginin / P şiddetinin, a fazina ait bariz bir cizginin Ia şiddetine oranı-
nın B ııin yüzde ağırlığımn fonksiyonu olarak eğrisi çizilir. I$/Ia öranmm sıfıra
ekstrapole edilerek elde edilen terkibe tekabül eden değer x noktasi olarak almir.
(Yalnız 7p değil de Jp/icx oramnin kullanılması bir difraksiyon patronundan di-
ğerine gelen demetin şiddetinde meydana gelebilecek bir değişimm tesirlerini if-
na eder. Bununla beraber bu oran da B ııiıı yüzde ağırlığı ile çizgisel olmıyan bir
tarzda değişir.) Solvus eğrisi üzerindeki diğer noktalar diğer sıcaklıklardan iti-
baren su verilerek soğutulmuş alaşırnlar üzerindeki benzer deneylerden bulunur.
Bu metod, aşikâr sebeplerden ötürü, kaybolan - faz metodu olarak bilinrnektedir.
/(î/Ioc mn B nin yüzde ağırlığına nazaran değişimini gösteren eğri çizgisel ol-
madığından extrapolasyondaki yiiksek doğruluk derecesi tayin edilecek faz smı-
rına yakm muhtelif deneysel noktalarm almrnasına tâbidir. Bu sebeple kaybolan
faz metodundaki doğruluk derecesi bir karışımda mevcut olan az rniktardaki ikin-
ei bir fazm x-isnu rnetodu ile anlaşılrnasmdaki duyarlıkla belirir, ve bu duyarlik
bir alaşım sisteminden diğerine çok değişir. Bir difraksiyon çizgisinin şiddeti, cla-
Iıa başka şeylerle birlikte, atomik saçrna faktörü / ye de tâbidir ki bu katsayi da Z
atom numarasi ile hemen hemen doğru orantılıdır. Bu itibarla A ve B bemen he-
men ayni atom numarasina sahip ise, a ve S fazlan hemen hemen aym atom sac-
ma güçlerine sahip atomlardan müteşekkil olacak, ve her iki faz eşit miktarda
mevcut ise a ve 8 nin difraksiyon patronlarmm şiddetleri de takriben eşit olacak-
tır. Böyle uygun şartlar altmda bir x-isim patronu yiizde 1 den daha az olan bir
ikinci fazm mevcudiyelini ortaya koyabilir. Diğer taraftan, B nin atom numarasi
A ninkinden oldukça küçük ise B patronunun şiddeti, a patronunun şiddetihden
o kadar küçiik olacaktır ki bir iki - faz. karışmrmda nisbeten fazla rniktardaki B
tamamen keşfedilmemiş olacaktır. Bu miktar, A ve B nin atom numaralan arasm-
daki fark 70 yahut 80 birim olduğu uç hallerde yiizde 50 yi geçebilir. Bu şartlar
altmda kaybolan - faz x-ismi metodunun pratik bir kiymeti yoktur. Bir bütün ola
rak kaybolan faz metodu kullanilmca mikroskop x-ismi metodundan daha iistiin-
diir şu bakimdan ki mikroskobun ikinci bir fazı keşfetmekteki duyarlığı umumi-
yetle daha yiiksek ve mevcut elemanlarm atom numaralarmdan bağımsızdır. Maa-
mafih bu duyarlik ikinci fazm zerre büyüklüğüne tâbidir, ve eğer zerre ekseriya
düşük sıcakhklarda olduğu gibi çok küçiik ise, ikinci faz mikroskop altmda keş-
4
12—5] SOLVUS EĞKİLERİNİN TAYİNİ (PARAMETERS METOD) 377
Şekil 12 —8(a) da göslerilmiş olan solvüs eğrisinin yerini tarn olarak tayin
etmek istediğimizi farzedelim. Bir seri alaşım, 1 den 7 ye kadar, T, sıcaklığmda
dengeye getirilir-ve su verilerek oda sıcaklığma soğutulur; bu Tr sıcaklığmda a
alanmin hemen hemen maksimurn geııişliğe sahip blduğu düşiinülmektedir. Ala-
şımlardan berbiri için a nm latis parametresi ölçülür ve alaşım terkibinin bir
fonkşiyonu olarak çizilir, ve Şek. 1 2 - 8 ( b ) deki gibi bir eğri elde edilir. Bu eğri-
nin iki kolu vardir: biri a nm parametresinin a nm terkibi ile nasıl değiştiğini
w
I \ \
W 7':
" ~ ! 2 3 4 o
/0
0 7 r
< c
■ / cc + 0
-o
< ' d-7 4-o-e
6 CO r / 5 6 7
§.«» 4
■ J ~^?>
^
/
^ . V x
B NİN AĞIBLIK B-* B NİN A Ğ I R L I K - * .
lal YÜ7,r E S İ
Benzer yolla diğer noktalar buluııabilir. Meselâ aynı alaşımlar serisi T2 sı-
caklığmda dengeye getirilirse Şek. 12 —8(b) ye benzer bir parametre eğrisi elde
edilecek fakat onun meyilli kolıı daha aşağıda olacaktı. Fakat bir defa katı solüs-
yonun parametre - terkip eğrisi buluııduktan sonra bütün bu alaşımlar üzerinde
ısı muameleleri ve parametre ölçüleri yapmak zarurî değildir. Solvusun geri kala-
nım tayiıı etmek için yalhız bir iki - faz alaşıma ihtiyaç vardır. Buna gore eğer 6
alaşımı T2 sıcakhğmda dengeye getirilir ve sonra su verilerek soğutulursa o bu sı-
caklıkta doymuş a ihtiva edecektir. Bu alaşımdaki a nın parametresinin av oldu-
ğunu farzedelim. Bu takdirde parametre - terkip eğrisinden, parametresi ay olan
a nın yüzde y mikfarında B ihtiva ettiğini buluruz. Bu şekilde solvus eğrisi üze-
rinde T2 sıeaklığmda bir nokta bulunmuş olur. Solvus üzerinde diğer sicakliklara
ait noktalar aynı alaşımı, yani alaşım 6 yı, muhtelif sıcaklıklarda dengeye getirip,
su vererek soğutmak, ve içindeki a nm latis parametresini ölçerek bulunabilir.
Parametre - terkip eğrisi, yarâ Şek. 12 —8(b) deki 6c kolu bütün solvusu ta
yin etmek için bir esaa eğri olarak kullanılmış olur. Latis parametresi ölçüsünün
verileh bir doaruluk derecesi için solvusun yerleştirilmesindeki doğruluk derecesi
bilhassa parametre - terkip eğrisinin eyimine tâbidir. Eğer bu eğri hemen hemen
düz ise yani katı solusyonun terkibindeki değişimler parametrede çok küçük de-
ğişiklikler hasıl ediyorsa, bu takdirde pararnetreye dayanılarak tayin edilen ter
kip oldukça hatalı olacak ve bu hata solvus'un yerleştirilmesine de tesir edecek
tir, Fakat eğer eğri dik ise bunun tamamen aksi doğrudur, ve nisbeten kaba ola
rak ölçülen parametre.solvusun yerini tam doğrulukla tesbite yeter. Her iki halde
de izafî parametre ölçüleri aynı doğruluk derecesindeki mutlak parametre ölçüsü
kadar muteberdir.
Şekil 12 — 9 antimonun bakırdaki katı solubitesini sıcaklığın bir fonksiyonu
olarak tayin ederken parametrik metodun nasıl kullanıldığını gösteriyor. (a) daki
meyilli eğri, 630°C da dengeye getirilmiş yüzde 0 dan 12 ye kadar Sb ihtiva eden
bir seri alaşımlar üzerinde yapılan parametre ölçülerinden bulunmuştur. Yatay
doğrular, ağırlık olarak yüzde 12 Sb ihtiva eden ve gösterilen sıcaklıklarda den-
12-5] SOLVUS EĞRİLERİNİN TAYİNİ (PARAMETRIK METOD) 379
1100
L
1000
\
_ 900 \
3.6800 A
. 630
6 n
a+L
3.6700 ^ ° : ^ 8oo V 1
XI
\ t
V- v 1
~ 3.6600 —I M700
•w -.too" 3
03
I 3.6500 - ; ; / I
Ş*Ş 6 0 0 a
/ | 'la -!- ,3
1 3.6400 "! /
W 500
\ i '~s^ !
| 3.6300 "f~-30U" 400 1
^< « -1- 7
o
•S 3.6200 211 300
200
3.6100F
1
3.6000 100
{] 2 4 6 8 IÜ 12 M "0 2 4 6 8 10 12 14
ANTÎMONUN AĞIRLIK ANTİMONUN AĞIRLIK
YÜZDESİ YÜZDESİ
.(a) (b)
Şek. 12—9. Parametrik metodla bakir - antimon sisteminde solvus eğrisi tayini; (a) pa-
rametrenin terkibe göre değişimi, (b) solubilitenin sıcaklıkla değişimi. .
mıııda bir ara katı solusyonu sımrlıyan solvus eğrileriııin tayininde de kullanıla- ■
bilir. Yine şımıı da belirtelim ki paranıetrik metod a fazınııı strüktürü difraksi
yon çizgileri indislenemiyecek kadar karışık olduğu zamaıı bile kııllanılabilir. Bu
lıalde bazı yiiksek - açı çizgisine tekabül eden d düzleın mesafesi, yahut daha kı-
sası çizginin 20 değeıinin terkibe göre eğrisi çizilir ve elde edilen eğri tıpkı para-
metre - terkip eğrisi gibi kullanılır. Hakikatte «parametrik» metod katı solusyo-
nım, meselâ elektriksel direnç gibi, terkip ile değişen herhangibir özelliğinin öl-
eüsüne. dayandırılabilir.
12 — 6 Üçlü Sİstemler. Bir üçlü faz diyagramıımı tayini tâbiî fazla bir
terkip değişkeni ihtiva etmesi sebebiyle bir ikili diyagrammkiııden daha karışık- !
tır, fakat aynı genel prensipler tatbik edilebilir. Yukarıda aıılatılmış olan ve kay- ;
bolan faza ya da parametrik tekniğe dayanan x-ışmı metodlarindan lierhangibiri
çok küçük değişikliklerle kullanılabilir ve üçlü sistemlerin tetkikinde bunlarm
çok faydalı olduğu görülmüştür. [
Üç bağımsız değişken (iki terkip ve sıcaklık) nıevcut olması sebebiyle bir
üçlü sistemdeki faz dengeleri ancak üç boyutlu uzayda temsil edilebilir. Üç saf
bileşen A, B, C tepelerde olmak iizere terkip bir eşkenar üçgenin içine eizilir ve
sıcaklık terkip üçgeninin düzlemine dik olarak almır. Üç boyutlu modelin her- j
hangibir izotermal kesiti bu sıcakhktaki faz dengelerinin iki boyutta gösterilebil-
diği bir eşkenar iiçgendir. Bu sebeple üçlü sistemleri seçilen bir takım sıcaklık-
larda faz dengesini tayin etmek suretiyle tetkik etmeyi tercih ediyoruz.
olan tek faz terkiplerini birleştirecek şekilde çizilmiştir. Meselâ de çizgisi boyunca
terkibi d olan a ile terkibi e olan y dengededir, ve bu iki fazın izafî miktarları
kaldıraç kanununa göre bulunabilir. Bu itibarla X alaşımınm bileşimi
WaÇK.d)=Wr(Xe)
bağıntısı ile verilmiştir. Bağ çizgisi olmıyan bir çizgi boyunca iki fazın hem ter
kibi ve hem de izafî miktarlari değişir.
Bir üç - faz bölgesinde, fazlarm terkipleri tesbit edilmiş ve üç - faz üçgeninin
tepeleri ile verilmiştir. Bu itibarla Şek. 12 — 10 nun üç - faz alanı ieinde herhangi-
bir alaşımda dengede olan a, $ ve y nm terkipleri sirasiyle a, b ve c ile verilmiş-
tir. Bu fazlarm meselâ Y alaşımmdaki izafî miktarlarmı tayin için Y den ve üç-
genin, meselâ b. tepesinden geçen bir doğru çiziyor ve kaldıraç kanununu tatbik
ediyoruz:
ve
Wa(ag)=Wr(gc).
Bu bağmtılar üe - faz üçgeninin kenaıiarmm ve tepelerinin yerlerini belirtmenin
esasını teşkil eder.
İzotermal kesitin biitiin kisimlari iizerinde faz smirlarimn yerini bulmakta
parametrik metodlar çok faydalıdır. Meselâ Şek. 12 —11(a) daki faz diyagrarm-
mn a / ( a + y ) smirim tayin etmek istiyelim. Bu takdirde be doğrusu ( a + y ) ala-
mnda bir bağ çizgisi olmak iizere abc doğrusu boyunea bir seri alaşımlar hazırlı-
yacak ve herbirinde a nm parametresini ölçecektik. Elde edileeek pararrietre -
382 FAZ DIYAGRAMI TAYINI [BÖL 12
abc boyunca
Hi
YÜZDE A YUZDE A
(1,1 (c)
Yine (oc + 3 ) (OC + P + T ) faz sımrı üzerindeki / noktasinm yerini de e/g gibi
keyfî olarak seçilmiş bir doğru boyunca benzer şekilde işlem yaparak bulabiliriz.
Once ef boyunca giderken a nın parametresi şürekli şekilde. değişecektir çimkü ef
bir. seri bağ çizgilerini kesmektedir, fakat üç - faz bölgesindeki fg boyunca a n m
parametresini sabit ve terkibi lı olan doymuş a n m parametresine eşit olacaktır.
Bu itibarla parametre - terkip eğrisi Şek. 12 — 1 1 ( b ) deki şekilde olacaktır.
PROBLEMLER
12—1. Bir A metali ile bir B metali, strüktürü kübik olan bir « ûç katı solusyonu teş-
kil ediyor. Yüksek sıcaklıkta iken su vermek suretiyle soğutulan' tek -, faz alaşımlarımn
terkip ile parametrelerinin-değişimi tayin edilerek a nm latis parametresinin değişiminin
çizgisel olduğu bulunmuştur. Parametre saf A için 3,6060 A dan başlayıp yiizde 40 ağırlıkta
B ihtiva eden a için 3;6140A değerine kadar değişiyor. Ağırlık tDlarak yiizde 5,0 B ihtiva
eden bir ikifaz alaşımma bir seri sıcaklıklarda su vererek bu alaşımdaki a nm paramet
resini ölçerek bu iki-faz alaşımm solvus eğrisi tayin edilecektir. Solvus eğrisi herhangibir
sıcaklıkta ağırlık bakımmdan B riin yiizde 0,1 kadar doğrulukla tayin edilmek isteniyorsa
parametrenin ne kadarlik bir doğrulukla tayin edilmesi lâzımdır?
12—2. Problem 12—1 de bahsedilen iki-faz alaşım, bir seri sicakliklarda su verildik-
ten sonra, aşağıda verilen ölçülen parametre değerlerine sahip a. ihtiva ediyor:
Sıcaklık Parametre
100°C 3,6082A
200 3,6086
300 3,6091
400 3,6098
500 3,6106
600 3,6118
Bu sıcaklık aralığı için solvus eğrisini çiziniz. Sıcaklık 440"C olduğu vakit B nin A daki
solubilitesi nedir? *'
BOLÜM 13
384
13-2] BİR AuCu3 ALAŞIMINDA UZUN - MENZİLLİ SIRALANMA 385
Up batar atomu
V_J «ortalamâ».
altm-batar
atotnu
?vi{hu+kv+lwy
F = 2 / e:
F = / a v [l + e««h+b> 4- e T İ ( A + 0 4- e " ( f c + 0 ] .
ile verilmistir.
F. 25
386 SIRALILIK VE SIRASIZLIK DÖNÜŞÜMLERİ ' [BÖ1. 13
Şsk. 13—2. Sıralı ve sirasiz AuCu, tin bir 100 düzlemi üzerindeki atom diizenleri.
gaboyu X olaıı bir gelen demet öyle bir 0 açısı yapsm k i komşu ( 1 0 0 ) düzlemle-
rinden saçılan ışmlarm yol farkı bir tam dalgaboyuna eşit olsun. Fakat bu iki
diizlem arasında ortalama olarak tamamen aym altm ve bakır atomları dağılımma
sabip diğer bir düzlem vardır. Bit diizlem her iki komşu ( 1 0 0 ) düzleminin saçtığı
dalga ile X/2 kadar faz farla olan ve tamamen aym genlikli bir dalga saçar. T a m
bir ifna olur ve 100 yansıması yoktur. Halbuki sıralı alaşımda komşu ( 1 0 0 ) düz-
lemleri h e m altm ve h e m bakır atomları ihtiva ederler, fakat ikisine eşit uzak-
h k t a k i düzlem yalnız altm atomları ihtiva eder. Yine ( 1 0 0 ) düzlemleriyle bım-
l a r m arasindaki diizlemlerin saçtıkları dalgalar tam zit fazdadirlar, fakat altm ve
bakir atomlarmm saçma güçleri farlcli olmalari sebebiyle genlikleri farklidir. Bu
sebeble sıralı alaşım zayıf bir 100 yaıısıması hasil eder. Ve (13 — 1 ) denklemleri-
nin gösterdiği gibi, biitiin super latis çizgileri, strüktür faktöıieri atomlarm her
birinin atomik sacma faktörlerinin toplamlarim. değil farklarım ihtiva etmesi do-
layısı ile temel çizgilerden daha zayıftır. Bu olay Şek. 13 — 3 de gayet açık olarak
görülmektedif, bu şekilde f ve s sırasıyle temel ve super latis çizgilerini göstermek-
tedir.
.' -I': U
(a)t [
û W v^ / >.
/ I I
111 200 220
' / / /
f
I'
I1 •^ İ
-p. ^—ir—j. -» *? ""■-
C—*j -f -~.
"IT —- " ^ ' » T i -• -r
(c) <
'İ \
/ I /\
100 110 210 211
s s. s s .
Şek.-13—3. Süzülmüş bakir radyasyonu ile hazırlanmış AuCu, tin toz patronlan (çok
kalın taneli): (a) sıcaklık 400°C iken su verilmiş (sırasız), (b) sıoaklığı 360°C da 30 dakika
sabit tutulmuş ve su verilmiş (kısmen sıralı), (c) sıcaklığı 360°C dan itibaren oda sioakh-
ğına kadar yavaş yavaş soğutulmuştur (tamamen sıralı).
tan ayrılma aşağıdaki şekilde tarif edilen S uzun - menzilli siralxlik parametresi ile
tasvir edilebilir:
5 = r A — FA g_2
1 —FA
0,88-0,25
**-1,00-0,25 - U ' 8 4
meveut uzun menzil siralanmanm dereeesini tayin eder. Bakir atomlarinm dağı-
limmi göz ön.üne alsaydık ayiıı sonuç elde edilirdi.
Bir super latisde miikemmel uzun menzil siralanmasmdan herhangibir ayril-
ma süperlatis çizgilerinin zayıflamasına sebep olur. Kısmen sıralı AuCu3 alaşımı-
nm strüktür faktörlerinin
1.0
y AuCıi3
a.8
0
0.4 0.5 0.6 0.7 . 0.8 0.9 1.0
TIT0
olur ve bütün 20 aralığma yayılmış zayıf bir difraksiyon background'u olarak gö-
rülür. Bu diffuz sagılması tesadüfilikten ileri gelir ve atom düzeninin mükemmel
peryodilikten lıerhangibir ayrılmasınm Bragg aoılan dışmda bazı diffuz saçılma-
sraa sebep olacağı genel kanununıın bir diğer tezalıürüdür.
Von Laue gösterdi M eğer iki cins A ve B atonııı bir katı solusyonda tama
men tesadüfî olarak dağılmış ise bu takdirde hasıl olaeak difftız saçılması 7c. ve-
rilen bir terkip için bir sabit, ve /A ve fB atomik saçılma faktörleri olmak üzere
JD=k(fA-fB)2 . . (13-4)
ile verilmiştir. Hera /A ve hem de / B niıı değeri (sin0/^,) nın artmasıyle azalır,
farkları da azalmaktadır, bu itibaıia ID nin değeri 20 = 0 da maksimumdur ve 20
arttıkça azalır. Bu diffuz saçılmasmı deneysel olarak ölemek pek güçtür. Bir defa
zayıftır ve Compton değişik saçılması ve termal diffuz saçılmasmm üstüne bin-
mektedir. Maamafih (13 — 4) denkleminin tamamen genel olduğunu ve alçak sı-
caklıklarda sıralanmaya muktedir olsun veya olmasın herhangibir katı solusyona
tatbik edilebileceği kayda değer. Madde 13 — 5 de bû noktâya tekrar döneceğiz,
Uzun - menzil sıralılığmm bahse değer bir başka cephesi de terkipteki değişi-
min ntkisidir. Bir AuCu3 latisinde köşe mevkilerin yiiz merkezi mevkilerine oram
1 : 3 olduğundan mükemmel bir sıralıbğa ancak altm atomlarınm bakır atomla-
rma oram tarn olarak 1 : 3 olduğu zaman varılabilir. Fakat Şek. 13 — 5 deki faz
diyagrammda görüldüğü gibi (Burada yüksek sıcaklıkta dengede olan sırasız a fa-
SIRALILIK VE SIRASIZLIK DÖNÜŞÜMLERİ [Böl. 13
390
zindan ayirmak için sirali faz a.' ile gösterilmiştir ) alaşımlarda altının atornik
yüzdesi 25 den biraz az veya biraz çok olduğu vakit de sıralılık meycut olabilir.
Yüzde 25 den biraz fazla altm ilitiva eden sirali bir alaşimda bütjin köşe mevki-
ler altm atomlari tarafmdan iş'gal edilmiştir, ve geriye kalan altm atomlari nor-
1100
0 10 20 30 40 50 60 100
Cu Au
Au'NUN ATOMÎK YÜZDESİ '
Şek. 13-5. Altm - Bakir sisteminin faz' diyagrami. Yer darlıği sebebiyle iki-faz alani
işaret edilmemiştir.
._j
13—3] UZUN - MENZİLLİ SIRALANMAYA DİĞER MİSALLER 391
■cinko'atomxi
bakir atomu
«ortalama»
bakir-ginko
atomu
Şek. 13—6. Bir CuZn alaşımımn sırasız ve sirali seklinin birim hiicreleri..
işgal edilebilir. Bu itibarla sirali alaşırn GsCl strüktürüne sahiptir ve Bravais la-
tisi basit kiibiktir. Aym sirali strüktüre sahip olan diğer diğer alaşımlar CuBe,
CuPd, AgZn, FeCo. NiAl ( * ) vesairedir. Maamafih, bu alaşımlardan bazıları ta
ergime noktalarma kadar sirali kaldiklarmdan, hepsi sirali - sırasız dönüşümüne
tâbi olmaz. Bundan önceki maddede yapılana beıızer hesaplarda ideal CuZn ter-
kibi iein (3 —pirincin strüktür faktörünün
(*) NiAl alaşımı Mad. 12—3 de bazi terkiplerde kusurlu latis olarak bahsettiğimiz (3 fa-
zıdır.
392 SIRALILIK VE SIBASIZLIK DÖNÜŞÜMLEBİ [Böl. 13
(a) Yüksek sıcaklıklardan yavaş soğuma ile yahut takriben 380°C nin al-
tmda izotermal sıralanina ile teşekkül eden ve «■" ( I ) ile gosterilen tetragonal
AuCu. Birim hücre Şek. 13—7(a) da gösterilmiştir. Şekli, c/a oranı takriben
0,93 olduğu için, kübe çok yakmdır, ve altm ve bakır atomları ardışık olarak
(002) düzlemlerini işgal ederler.
(b) îzotermal sıralanm aile takriben i20°C ve 380°C arasmda teşekkül edeıı
ve a" ( I I ) ile gösterilen ortorombik AuCu, Onun Şek. 13 —17(b) de görülen çok
nadir birim hiicresi. a' ( I ) gibi on tane tetragonal hiicreyi yanyana koyup sonra
bunlardan beş tanesini diğer beşine nazaran c/2 ve a/2 vektörleriyle öteliyerek el-
13-3] UZTJN - MENZILLI SIRALANMAYA D İ Ğ E R MİSALLER 393
de edilir. (Biraz distorsiyon olur, ve hepsi birleştiği vakit hakikî hücreyi ıneydana
getiren on hiicreden her biri tetragonal olmayrp ortorombiktir, yani b tain olarak
a mn on katıdeğil fakat takriben 10,02a ya eşittir. c/a orani takriben 0,92 dir.)
Sonunda b/2 mesafesi için herhangibir (002) düzlemindeki atomlar tamamen al
tm, ve sonra bir 6/2 mesafesi için tamamen bakir ve ilâb olan bir strüktür elde
olunur
altin atomu
-fcalar atomu
(a) a"(J)-tetragoiial
A^t^^J^^Â
# I. tf •
.0....İ...0Y...£...»
ft: »• 0 0:
y^A.-A'A
■-İ----OJ—.K--0
|D a.
-=!-•—07—
- • ^---o-T-i^c
P.
JT--0---V
P
/•
D
o
-ff
,- o
■&
.- o
£>"
,- o
p-~
.• o ~ ~ i^x?
..#■...4.^'....'..^-—.j..^rL/-1
' 9
*
(Ij) <t"(ll)-ortoroiabik
Şek. 13—7. . AuCu nun iki sıralı şeklinin birim hücreleri.
rnevkilere koyar (Şek. 13 — 1), fakat bu düzenlenme halâ kiibik simetriye sahiptir
ve hiicre kiibik kahr. Halbuki sirah AuCu de yalmz tetragonal bali gözöııüne alır-
sak, atom düzenleıımesi öyledir ki < 1 1 1 > formunun doğrultuları etrafmda iie
kath rotasyonel simetri artik yoktur. Bu, kiibik sistem ioine gerekli minimum, si-
metri şartı olduğundan bu hiicre Şek. 13 —7(a)-kübik değildir. Maamafih 001 et
rafmda dört - kath rotasyonel simetri vardir fakat 010 yahut 100 etrafinda yoktur.
Buna göre sıralı şekil tetragonaldir. Aaltm ve bakir atomlarmm ardışık 002 diiz-
lemlerine ayrılması c nin a dan fark etmesine sebep olur, bu halde altm ve bakir
atomlramin büyüklükleri fark sebebiyle c doğrultusunda a ya nazaran kiieiik bir
kisalma vardir. Fakat eğer c değeri a ya eşit de olsa idi, Şek. 13 —7(a) da görülen
hiicre simetrisi sebebiyle tetragonal olarak tasnif edilecekti.
maralari yalmz bir yahut iki farklr olan A ve B elemanlarmm süperlatisleri için
de doğrudur, çünkü süperlatis çizgi şiddeti genel 'olarak (/ A — / B ) 2 ü e orantılıdır.
•t-l | 1 1 r—" 1 1 1 1 1 1 1 1
ü 0.2 0.4 0.6 0.8 . 1.0 ""1.2 1.4 1.6 1.8 2.0 2.2 *AK
Maarnafih her iki atom hernen hemen aynı atom n u m a r a s m a salıip olduğu
vakit hüperlatis eizgilerinin şiddetini temel çizgilerin şiddetine nazarau arttırmak
igin bir yol vardir, ve bu gelen dalgaboyunu uygun seçmektir. Madde 4 —3 de
yapılmış olan atomik saçma faktörlerinin münakaşasmda kapal'ı olarak. atomik
saçma faktörlerinin gelen dalgaboyundan sin6/X m i k t a n sabit olmak şartiyle ba-
ğımsız olduğu kabul edilmişti. Bu t a m a m e n doğru değildir. Gelen dalgaboyu X,
saçıcı elemamn K absorbsiyon k e n a n n ı n XK dalgaboyuna yaklaşık olarak eşit ol-
duğu zaman bu elemanm atomik saçma faktörü, X değeri XK dan çok daha kisa
olduğu zamankinden birkaç birim-daha aşağı olabilir. Eğer X<<XK için / = ato
m i k saçma faktörü vazedersek ( b u , meselâ E K 8 de sıralanmış m u t a d değerdir)
ve A / = X değeri XK ya y a k m olduğu vakit / deki değişme ise b u takdirde / ' = / +
A / degeri X inn XK ya y a k m olduğu zaman atomik saçma faktörüdür. Şek. 1 3 - 8
A/ nin X/X K ile nasıl değiştiğini gösteriyor, ve bu eğri herhangi özel dalgaboyu
ve elernan kombinezonuna tatbik edilmesi lâzrm gelen A/ doğrultma m i k t a r m i n
tahmininde kullamlabilir. ( * )
(*) Kat'î konuşmak gerekirse, Af saçıcı elemanm atom numarasma da tabidir ki her bir
eleman için farklı Mr doğrultma eğrisi gerektiğini ifade eder. Fakat Af nin Z ile değişimi
çok fazla değildir, ve vasat bir atom numarali (takriben 50) eleman için hes'aplanmış olan
Şek. 13—8 oldukça iyi bir yaklaşıklıkla herahngibir eleman için doğraltma eğrisi olarak'
kullamlabilir. . ■ '
396 SIRALILIK VE SIEASIZLIK DÖNÜŞÜMLERİ [Böl. 13
X/XK takriben 0,8 den küçük olunca doğrultma pratik bakimdan ihnial edi-
lebilir. X/XK oram 1,6 yı geçince doğrultma miktarı hemen hemen sabit ve XK
daki küçük değişiralerden bağımsızdır. Fakat X nın değeri \K ya yakm ise doğ-
nıltma eğrisinin eyimi gayet diktir ve hemen hemen aym atom numarali iki ele-
man için A/ doğrultma miktarmm gayet farklı olabileceğini ifade eder. Bu du-
rumdan faydalanarak ekseriya bir süperlatis çi'zgisinin şiddetini normal değerinin
üzeıine çıkarabiliriz.
Şek. 13—9. Parkh iki dalgaboyu için bakırın atomik saçma faktörleri.
Meselâ sn'ali CuZn i MoKa, ile letkik ediyor.sak X/XK nm değeri bakır ato
mu igin 0,52 ve çinko atomu için 0,55 dir. Buna göre A/ nin değeri atomlardan
herbiri için takriben 0,3 dür ve bir süperlatis eizgisinin şiddeti 20 açısımn alçak
değerlerinde [(29 + 0,3) — (30 + 0,3)] 2 ile orantılıdır. Bu şartlar altında eizgi adi
background içinde görünemiyecekti. Fakat eğer ZnKa radyasyonu kullanılırsa
X/XK nm değeri bakır ve çinko atomları için sırasıyle 1,04 ve 1,11 olur, ve Şek.
•13 — 8 doğrultma terimlerinin —3,6 ve —2,7 olduğunu gösterir. Şimdi süperlatis
çizgilerinin şiddeti [(29 —3,6) —(30 —2,7)] 2 =3,6 ile orantılıdır ve eizginin de-
teksiyonuna yetecek kadar büyüktür. CuKa, radyasyonunda MoÜTa.ya nazaran ba-
zı üstünlükler vardır fakat bu üstünlük ZnKa daki kadar fazla değildir, ve CuZn
deki sıralılığm deteksiyonu ancak kristal ile monokromatik hale getirilmiş CuKa
kullanmakla mümkündür.
j
13—5] KISA MENZİLLİ SIRALANMA VE KÜMELENME 397
■Çok iyi bir yaklaşıklık ile atomik saçma faktöründeki değişim A/ saçılma
açısındaıı bağımsızdır ve bu sebeple difraksiyori patronundaki bütün çizgiler için
bir sabittir. Bu sebeple, / yi sin8/X ya bağlıyan adi eğrinin bütün ordinatlarına
; aynı A/ değerini ilâve edersek Şek. 13 — 9 daki gibi doğrultulmuş bir /' eğrisi ei-
I zebiliriz,
Absorbsiyon kenarma yakın saçma faktöründeki bu anormal değişmeden fay-
: dalamnakla hakikatte x-ışmları metodunu çahşabileeeği son noktaya kadar sürü-
! yoruz. Hemeıı hemen aynı atomik numaraya sahip. metallerin alaşımlarmdaki sı-
ralanmayı tetkik etmek için dalıa iyi bir vasıta nötron difraksiyonudur (EK 14).
İki elemanm atom nuınaralarındaki fark yalniz bır birim olduğu halde nötroh
saçma güçleri tamamen farklı olabilir, bu . süperlatis çizgi şiddetlerinin yükselc
1
olmasına sebep olur
1206
1000
lli
Şek. 13—10. Tam tesadiifilik, kisa - menzilli siralanma, ve kümelenme arzeden kati
solusydnlarm (buradaki yiiz - merkezli kübik Ni4Au alaşımı) toz patronlarmdaki / D diffuz
saçılmasmm hesaplanarak elde edilmiş şiddeti. Kisa - menzilli siralanmaya ait eğri tesa-
düfî konfigürasyon üzerine bir ilâve farklı komşu esasmdan hareket edilerek, ve kümelen-
me eğrisi bir tane eksik farklı komşu esasmdan hareket edilerek hesaplanmıştır.
siddetlerinin diffuz saçjlmasına nazaran çok yüksek olmasx sebebiyle temel çizgiler
gösterilmemiş fakat absis ekseni iizerinde bunlardan iki tanesinin yani 111 ve
200 m y'eıieri işarellenmiştir). Eğer atomik dağalım tamamen tesadüfî olsaydı 28
veya sin0 sifirdan itibaren artarken saçılma şiddeti ( 1 3 — 4 ) Denk. göre tedricen
artacakti. Eğer kısa-menzilli sıralanma mevcut olsaydı k ü ç ü k açılarda saçılma da-
ha az şiddetli olıır ve saçılma eğrisinde alçak geniş m a k s i m u m meydana gelirdi,
bıı maksimumlar umumiyetle uzıın-menzilli sıralanmadaki keskin süperlatis çiz-
gilerinin aynı mevkilerde bulunrlar. Kümelenme küçük açılarda kuvvetli saçıl-
maya sebep olur.
Maamafilı bu etkilerin hepsi çok zayıftırlar ve daima mevcut olan diğer cins
dfifuz saçılmaları tarafmdan maskelenmişlerdir. Bu itibarla Şek. 13 — 10 da görü-
len teferruat düzülmüş radyasyonla yapılmış adi toz patronlarmda asla gözlenemez.
Bıı teferruatı açıklamak ve bxı suretle katı solusyonlarm strüktürü h a k k m d a bir
bilgi edinebilmek için tam monokromatik radyasyon kullanmak ve diğer eins dif
fuz saçılması, bilbassa daima mevcut olan termal-diffuz saçılması ve değişik Comp-
ton saçılmasmm hesaba katılması lâzımdır.
PROBLEMLER
14 — 1 Giriş. Verileıı bir cisim, bu cisinı ister saf halde bulunsun ister
bir cisimler karışımımn bir bileşeni olsun daima karakteristik bir difraksiyon pat-
ronu hasıl eder. Bu hakikat, kimyasal analiz difraksiyon metodunım esasıdır. Ozel
bir cisim için bu cismiıı patronunun özdeşliğine bakarak kalitatif analiz yapılabi-
lir. Kantitatif analiz de m ü m k ü n d ü r ç ü n k ü bir karışımm bir bileşeninin hasıl et-
tiği difraksiyon çizgilerinin şiddeti bu bileşenin n ü m u n e içindeki oramna tabidir.
Difraksiyon analizinin özel bir üstünlüğii bir cismin mevcudiyetini onu kim
yasal elernanlardan ibaret bileşenleri cinsinden değil bu cismi nümune içiııe lıaki-
katte bulunduğu şekilde açıklamasıdır. Meselâ bir n ü m u n e AJBj> bileşiğini ihtiva
ediyorsa difraksiyon metodu A,VBV yi olduğu gibi açıklar halbuki adi kimyasal
analiz ancak A ve B elemanlarmm meveut olduğunu verir. Bıından başka eğer
n ü m u n e A. r B, ve A^B'v ihtiva etseydi difraksiyon metodu ile bu iki bileşik ortaya
k o n u r d u , fakat kimyasal analiz yine yalnız A ve B nin mevcudiyetini bildirirdi ( i ! : ) .
Diğer bir misal alalım adi karbon çeliğin kimyasal analizi sadece eeliğin ihtiva et-
tiği demir, karboıi, manganez vs. miktarla'rım ifşa eder fakat mevcıit fazlara ait
bir bilgi verrnez. Eldeki çelik tamamen martensitik midir, rnartensit ve ostenit'i
birlikte mi ihtiva eder, ya da sadece ferrit ve sementit'ten mi müteşekkildir? Boy
le sorulara difraksiyon metoduyle cevap verilebilir. Difraksiyon analiziinin bir di-
ğer aşikâr tâtbiltalı aynı cismin farklı allotropik değişkeleri birbirinden ayırmak-
tır : meselâ katı silis bir amorf ve altı kristal şekilde mevcuttur, ve btı yedi şek-
lin difraksiyon patroıılan hep farklıdır. '
C') Tabiî nümune yalnız A ve B ihtiva ediyorsa, ve eğer bu elemanlarm herbirinin ta
mamen bileşik şekilde olduğu emniyetle kabul edilebilirse bu takdirde AxB, ve AxB2v nin
mevcudiyeti, A ve B nin nümune içindeki miktarlarına dayanan hesaplardan gösterilebilir. ■
Pakât bu metod genel olarak tatbik edilemez, ve umumiyetle nümunenin. teşekkülüne ait
bir on kabul ihtiva eder. Meselâ A, AxBy ve B den müteşekkil bir nümunede bulunan A
ve B miktarlarmm tayininden AJBj. nin mevcudiyeti ve ne kalitatif ve ne de kantitatif ola
rak söylenemez
400 '
/• 14—2] TEMEL PRENSİPLER 401
!
Bu itibarla difraksiyon analizi elemanlarm, kimyasal bileşiklerinin halini ya-
hut bu elemanlarm hangi fazda bulunduğunu biknek isteyinee lâzım olur. Bunun
V- bir neticesi olarak difraksiyon metodu maden filizleri killer, refraktorler, alaşım-
lar, korozyon mahsulleri, endiistri tozlan vs. gibi maddelerin analizinde kullanilir.
Adi kimyasal analizle mukayese edildiği vakit difraksiyon metodunun umumiyet-
le daha çabuk olmak, çok küçük bir nümuneye ihtiyaç göstermek, ve tahripkâr
olmamak gibi üstünlükleri vardır.
Ürijinal takım (1941) ve ilk tamamlayıcı takım (1944) mevcudu 1947 den itibaren bitmiş-
ti. Bu takımların her ikisi de gözden geçirildi ve 1949 da yeniden neşredüdi., Aşağıdaki ta-
kımlan bulmak mümkündür:
Cisimlerin
Neşredildiği yaklaşık
Takımın adı Kısım yü sayısı
Gözden geçirilmiş orijinal 1 1949 1300
Kartlardan herbiri bir beş haneli kod mımarası ihtiva eder: X-XXXX Tre işaretinden ön-
oeki hane kısım numarası ve treden sonraki haneler kartın bu kısımdaki numarasım teş-
kil eder. Buna göre 3-0167 kartı Kısım 3 ün 167 inci kârtıdır (İkinci ilâve takım).
E n kuvvetli çizgisi ve hatta ikinci kuvvetli çizgisi için aynı, yalıut yaklaşık
olarak aynı, d değerine sahip birdeıı fazla eisinî bulunabüeceğinden, Hanawalt
cisimlerdeıı'herbirini e n kuvvetli üç çizgisinin d değerleriyle yani en kuvvetli,
ikinei derecede kuvvetli, ve üçüncü derecede kuvvetli çizgilerin sırasıyle dı; dı ve
di mesafeleriyle karekterize etmeye karar verdi. Bu dj, d2 ve d3 değerleri izafî
şiddetle birlikte, bir bilhımiyen cismiıı patrorrüöû"'''ka*Bkt^ize"'Btm'ek'icrnTToCN
miyetle kâi'idir veTKlîArıiıyene tekabui eden paU'OLiU' küUeferytHiiMr-ifiziânde~Bul-
" rmfyg;;yeteı\';CST1Jff^lzi5İ'üiü kiiJimlamun Iterbiı-mdc kartlaı beMrri~;irffiesiîe~lrg-
"likiarina ğore gruplanmış olarak sıralanmıştır. Gruplarin herbiri içinde, meselâ
2,29 dan 2,25 A a kadar olan dt değerleri içirı, kartlar d; in değil d2 nin azalan
değerlerine göre sıralanmışlardır. Aynı grup içinde birkaç cisim aym d2 değerle-
rine saliip olursa, dj iin azalan değerlerine göre bir sira takip edilir. Gruplarin
kendileri bu gruplarin dt mesafe aralıkları azalacak şekilde sıralânmıştır.
Jeullamlan nKtoda ait teferruat (radyaşyon, kamera çapı, şiddet ölçüsünde kulla-
jıılan'metod vs ,) ve orîjinal çaliörnaya ait referans verilmiştir. Kartın sol kısmı-
'■ nm geriye kalan kisrm muhtelif kristallografik optik ve kimyasal veriler icin yer.
ihtiva eder ve bun.W takirmn giriş kartında açıklanmıştır. Kartm sağ-alt kismmr
da gözlenen bütiin iifraksiyon çizgilerinin I/Ij ve d değerleri sıralanmıştır.
32»
A 2.28 1.50 1.35 2.60 MoEC
1-11M
Şek. 14—1. Molibdenum karbid için standard 3x5" lik ASTM difraksiyon data karti
Her ne.kadar bir özel patron doğrudan doğruya kartlar dizisinde aranarak
hıkınabilirse de dizi ile birlikte verilen fihrist kitaplarmi kulîanarak zamandan
çok tasarrııf snğlanabilir. Kitaplardan berbiri iki fihrist ihtiva eder :
ı'l) H-t-bir cisim iein cisme göre alfabetik fihrist. İsimden sonra kimyasal
for iii.il. üç kuvvetli çizginin d değerleri ve izafî şiddetleri, ve sözü geçen cismin kart
dizisı^deki seri numarasi. Kayde geçirilenlerin hepsi tam olarak çapraz şekilde de
fihriste geçirilmiştir yani hem «sodyum kloriir» ve hem de «kloriir, sodyum» fih-
ristte vardir. Bu fihrist tetkikati yapamn niimuriedeki kimyasal elemanlardr.n
bir veya daha fazlasi hakkmda bir bilgisi oldıığu zaman kullanılır.
(2) Niimerik fihrist ki üç en şiddetli çizginin mesafelerini ve şiddetlerini,
kimyasal formülü, ismi, ve kart seri numarasmi vefir.l Cisimlerden herbiri fih-
ristte üç defa yazılıdır, bir defa en kuvvetli üç çizgi cZ/d2cZj sırasmda olmak xizere,
tekrar d2d,d3 sirasmda olmak üzere ve nihayet d3d]d2 sırasında olmak iizere. Kay-
dedilen cisimlerin hepsi ilk mesafeye göre gı'uplara ayrılmışhr, grupların herbiri
içinde sıralanma ikinci mesafenin azalan değerlerine göredir. Bu ilâve listeleme-
nin (ikinci en şiddetli çizgi birinci, ve üçiincü en şiddetli çizgi birinci) maksadı,
404 DİPEAKSİYON İLE KİMYASAL ANALİZ [Böl. 14
^y7" türlü sebeplerle blinmiyen cismin en şiddetli üç çizgisinin izafî şiddetleri değişse
A'""/\ bile, kullamcıya bu bilinmiyeni fihriste girmiş cisimlerin biri ile uyuşturmayı te-
l min eder.(:!:> Türlü karıştıncı sebepler umumiyetle n ü m u n e içinde birden fazla
fazm bulunmasmdan ileri gelir. Bu, ilâve çizgilere hatta list iiste binen çizgilere
\jj, sebep olur. Niimerik fihristin kullamlmasi niimunenin kimyasal terkibini bilme-
'F
yi gerektirmez. .
(*) Orijinal kart takımında (1941) ve ilk ek takimda (1944) bu üç katlı listeleme IBB-
todu kartlann kendilerine teşmil edildi yani cisimlerin her biri için dizide üç kart vardi.
Bu şekilde elde edilen kart dizisi çok hacimli olduğundan, tou metod 1949 ve daha sonra
■neşredilen bütün takımlarda terkedildi.
J
%•
Kuvvetli (80
Çok sönük= 10
(70
(60
Orta
(50
Pek eok hallerde lâzım olan sadece çok kaba tahminden ibarettir. Eğer daha-faz-
la doğruluk gerekirse izafî oizgi şiddetleri bir film şeridinin muhtelif kısımlarım
şiddeti sabit olan bir x-ışmı demetine bilinen zaman uzunluklarınea arzederek de-
recelenrniş bir şiddet eşeli ile mukayese edilmek suretiyle bulunabilir. (ASTM di-
zisindeki şiddetlerin çoğu, Şek. 14 — 1 deki molibdenum karbid için verilen de-
ğerler de dahil olmak üzere, bu yolla elde edilmiştir.) Eğer patronu elde etmek
için bir difraktometre kullanılnuş ise, otomatik kayıt kâfi doğruluk derecesi te-
t_ min eder, ve integre edilmiş şiddet dahâ temel Bir miktar ise de çizgilerden her-
birinin «şiddeti» olarak integre edilmiş şiddeti değil de background'un üzerinde-
ki maksimurn şiddeti almak adet olmuştur.
Deneysel d ve / / / / değerlerinin bir tablosu yapıldıktan sonra bilinmiyenin
ne olduğu aşağıdaki usulle söylenebilir :
(1) Nümerik fihristte uyguıı dj grubunun yeriııi bulunuz.
(2) d? ye en iyi ııyanı bulmak için ikinci sütundaki d değerlerine bakmız.
(Deneysel ve cetveldeki d değerlerini mukayese ederken, daima, takimlarm hex-
ildsinin de ± 0 , 0 1 A kadar hatalı olabileceğini düşüniinüz.)
(3) dh dı ve dj için en yakın uygunluk bulunduktan sonra, bımlarm izafî
şiddetlerini cetveldeki değerlerle mukayese ediniz.
(4) Fihristteki iiç en şiddetli çizgi için iyi uygunluk bulununca, dizide ge-
rekli kartı bul, ve gözlenen bütün çizgilerin d ve I/Ij değerlerini kartta sırala'nan-
larla mukayese et. Tam uygunluk hasıl olunca bilinmiyenin tayini tamamlanmış-
tır. "f^
14—4' Kalitatif analize ııüsaller. Bilinmiyen bir basit faz oluııca btınun
ne olduğunu bulnıak nisbeten doğrudan doğruya yapılabilir. Meselâ Cetvel 14 — 1
de tasvir ediltn misali gözönüne alalıin. Cetveldeki veriler MoKce radyasyoriu ve
Debye-Sclıerrer kamerası ile elde edilmiş ve çizgi şiddetleri tahmin edilmiştir. De
neysel olarak bulunan dh d2 ve d3 çizgileıi sırasıyle 2,27, 1,50 ve 1,34 A durj
406 DİFRAKSİYON ÎLE KİMYASAL ANALİZ [Böl." 14 .
ASTM nümerik filıriştinde aradığımız vakit en şiddetli çizginiri d, için 2,29 ile
2,25 A aralığma düştüğünü görüyoruz. Sıralanmış olan cZ2 değerlerine baktığımız
vakit d. değeri 1,50 A değerine yakııı olaıı dört cisim bulunduğımu 'gösteriyor.
Bu cisimlere ait veriler Cetvel 14 — 2 de fihristte verilrniş olduğu gibi gösterilmiş-
tir. Bu dört tane içinden .yalnız molibdenum karbid bizim bilinmiyeninkine yakm
bir d3 değerine sahiptir, ve yine görüyoruz ki bu cismin sıralanmış üç en şiddetli
çizgisinin izafî şiddetleri gözleııen şiddetlere iyice uymaktadır,
CETVEL 14—1
BİLİNMİYENİN PATRONU
(1(A) / /ı ''(A)' Hh
2.59 30 1.14 10
Z.35 30 1.07 5
2.27 100 1.01 10
1.75 20 -0..97 20
1.50 40 0.93 . ıo
1.34 40 0.91 10 '
1.27 40 0.89 10
1.25 40 0.84 . 10
. .1.19 Î0
CETVEL 14—2
ASTM NÜMERİK FİHRİSTİNİN BİR KISMI
Seri
d(A) I/h ■ Cisim
numarasi
kabul edeeeğiz demektir. Aym d{ grubunda fakat bu defa c22 = l,80 A oivarmda
arama seri numarasi 4 — 0836 olau bakırm patronunun üç en kuvvetli çizgisi ile
bizim bilinmiyenimizin üç en kuvvetli çizgisinin uyduğunu gösterir. Şimdi 4 — 0836
karhm ele alırsak. Cetvel 14 — 4 tasvir edilmiş olan bakırın patrommu bütün çiz-
gileriyle, bilinmiyenin palronu olan Cetvel 14 — 3 deki yıldızb. çizgiler arasmda
iyi bir uygunİuk olduğumı buluruz.
Karışımm bir i'azınm bakır olduğu gösterilmiş oluyor ve geri kalan çizgileri
bir başka cismin'hasıl ettiğini düşünüyoruz. Bu geriye kalan çizgiler Cetvel 14 — 5
de sıralanrmştır. Gözlenen bütün şiddetleri 1,43 normalleştirme çarpanı ile çarp-
mak suretiyle en şiddetli çizginin şiddetini 100 değerine eıkarıyoruz. Bundan son-
ra fihristi ve kart dizisini bilinen yoldan aradığımız vakit, geriye kalan çzgilerin
Cetvel 14 — 5 in sağmda verilmiş olan bakır oksidin, Cu 2 0, patronu İle uyduğunu
görüyoruz. Bu suretle bilinmiyenin bakır oksidin bir karışımı olduğu gösterilmiş
oluyor.
Fazlarıu birinden bir çizgi fazların diğerinden bir çizgi ile üst üste gelir ve
bu mürekkep çizgi bilinmiyenin patronundaki en şiddetli üç çizgiden biri olur-
sa karışımm analizi daha da giiç olur. Bu takdirde takip ettiğimiz usul bir fazm
deneme kabilinden bir tâyinine sevketmektedir şu manada ki bütün şiddetler için
değil ancak bazılaıına tekabül eden d değerleri için uygunluk elde edilmiştir. Bu-
408 DİFRAKSİYON İLE KİMYASAL ANALİZ tBöl. 14
nun kendisiu çizgilerin üst üste gelmiş olduğunun bir delilidir. Bu şekildeki pat-
ronlar, d değerleri X fazınmki ile uyuşaıı çizgiler bir tarafa ayrilarak ve üst üste
gelen bizgilerin şiddetleri iki kısma bölünmek suretiyle çözümleiıebilir. Kısımlar-
daıı biri X fazına tahsis edilir, ve geriye kalân, ne olduklari tayin edilememis giz-
gilerle birlikte önceki misalde olduğu gibi işleme tabi tutulur.
CETVEL 14—5
Bilinmiyen patronun geriye kalan Cu 2 0 nun
çizgileri patronu
Hh
(d) Normalize
Gözlenen edildikten d(A) Hh
sonra
3,01 5 7 3,020 9
2,47 70 100 2,465 100
2,13 30 43 2,135 37
1,743 1
1,50 20 29 1,510 27
1,29 10 14 1,287 17
1,22 5 7 . 1,233 4
1,0674 2
0,98 . 5 7 0,9795 4
0,9548 3
0,8715 3
0,8216 3
14—5] FRATİK GÜÇLÜKLER 409
yeııi standard patronlar elde etmek için Standardlar Millî Bürosunda çalışnıalar ;
yapılmaktadır Hepsi de difraktornetre ile yapılmış olaıı bu çalışmalarm sonuçla- j
rı zaman zaman NBS Sirküler 539 da, «Standard X-ışınları Difraksiyon Toz Pat- ■
ronları» (:|:) yayııtlanmaktadır, ve'ASTM dizisinin en. son neşredilen kısırnlarmda
kartlar halinde toplanrmştır. ' . i
Özel bir tayinin muteberliği hususunda tetkikçinin kafasıııda bir şüplıe pey-
da oluııca, o kendi standard patronunu hazırlamalıdır. Buna gore eğer bir bilin-
miyen deneme ile X cismi olarak bulunmuş ise saf X in patronu bilinnıiyenin pat-
ronunun lıazırlandığı aynı şartlar altmda hazırlannıalıdır. Iki patronun mukaye-' :
sesi tayinin doğru ya da yanlış yapıldığının bir isbatını verir.
Bilinıniyen cisim kart dizisinde bulumnayan bir cisinı ise veya bilinmiyen
cisim bir karışun ve tayiııi istenen bileşen iyi bir difraksiyon patronu vermeye
yetecek miktarda rnevcut değilse Hanawalt metodu tabiî, tarnamen başarısızdır.
Sonuncu olay çok rahatsızlık verici olabilir, ve, Mad. 12 — 4 de balısedildiği üzere,
öyle karışımlarla karşılaşılabilir ki bir bileşeni yüzde ellideıı fazla ilıtiva ettiği hal-
de bu biMenin patronu, karışımm patronunda görünrniyebilir.
(*) Şimdiye kadar bu sirkülerlerin dört kısmı neşredilmiştir: Cut I ve II, 1953 de, _
Cilt III, 1954 de ve Cilt IV de 1955 de neşredilmiştir.
14-7] PARAMETRE ÖLÇÜSÜ İLE KANTİTATİP ANALİZ 411
santrasyon arasıudaki bağıntı çizgisel değildir çünkü difraksiyon şiddeti bariz ola-
rak karışımm absorbsiyon katsayısına tabidir ve bu katsayının kendisi de kon-
santrasyonla değişir.
Difraksiyon şiddeti ile konsantrasyon arasmdaki bağıntıyı bulmak içiıa bir
toz nümunenin difraksiyon şiddetine ait temel denklenıe dönmeliyiz. Bu denkle-
min şekli kullanılan aletiıı cinsine, yani, kanıera. yalıut difraktometre, olmasma
tabidir. biz burada yalniz difraktometre lıalini göz önüne alacağız. [Her nekadar
iyi kantitatif çalışma bir Debye-Seherrer kamerası ve mikrofotonıetre ile yapıla-
bilir ve yapılmış ise de, modern temayül difraktornetre kullanmaya doğrudur çiin-
kü (a) bu alet daha çabuk şiddet ölçülmesine imkân verir, ve (b) onun absorbsi
yon faktörü 8 dan bağırnsızdır.] Bir difraktometrede bir tek-faz toz nümımeden
hasıl. olan difraksiyon şiddetinin tam ifadesi """
j Kıc^ (14—2)
V-m
yazabiliriz.
Şimdi (14 — 2) denklemini kullanışlı bir hale koymak için p,„, katsayisim
konsantrasyoii cinsmden ifade etrneliyiz. (1 — 12) Denkleminden
(14—3)
, ^1 C «
(14—4)
Ca(fia — tffl) +
w
olur. Bu denklem, bir fazm difraksiyon çizgi şiddetini bu fazin hacim kesfine ve
her iki fazm çizgisel absorbsiyon katsaplarma bağlıyan bir ifadedir.
Karışımm birim kiitlesini gözönüne alarak (14 — 4) Denklemini ağırlıklara
göre yazabiliriz. Karışımdaki a nm hacmi o> a /p a ve (3 nm haemi wp/pp dir. Bu
itibarla
w /pa
Ca = - — - -a - (i4_5)
W«/P« + W>jj/P0
^ wa/pa •
(14_6)
* «>H(1/P« - l / « 0 + l/p fl '•
elde ederiz. Saf a fazı için ya (14 — 2) ya da (14 — 7) denklemi, p indisi saf fa-
zın verdiği dıfraksiyonu göstermek üzere,
Iap=^ ■ ■ (14-8)
la WcA.Ha/Pa)
(14—9)
lap Waiv-a/pa ~ MjS/p/s) + P-,
dan ibaret olur Şekil 14 — 2 bir fazdan bir özel difraksiyon çizgisinin şiddetinin
diğer fazm absorbsiyon katsayısma nasıl tabi olduğunu çok açık bir şekilde göste-
riyor. CuKa radyasyonu için BeO in kiitle absorbsiyon' katsayisi 8,6, Si0 2 nin 34,9
ve KC1 tin 124 diir.
Muhtelif sebeplerle şimdi anlatılan usul endiistride ilgi duyulan pek çok ııü-
muneye tatbik edilcmez. Maamafih özel problemleri eözmek için başka değişik
metodlar tesis edilmiştir, ve bunlardaıı en önemli. ikisi olan direkt mukayese me-
¥
14—93 DIREKT MUKLAYESE METODTJ 415
1.0
kuvartz-bcrilyum
oksid
Şek. 14—2. İkili karışımlar iizerin-
de CuKot, radya'syonu ile yapilan dif-
raktometre ölçüleri. IQl bir karışımda-
ki kuvartz'm d=3,34A diizlemlerinden
hasil olan yansımamn şiddetidir. Iqp
aym yansimanm saf kuvartzdan hasil
olduğu zamanki şiddetidir. ;kuvartz-potasyum
klortir
0 0.5 1.0
KUVARTZ'IN AĞIRLIK
YÜZDEST ll'n
yon şiddelinin belirli bir standard miiracaat cizgisinin siddetine oramna tabidir.
Y u k a n d a anlatilan «tek eizgi» metodunda miiracaat cizgisi saf fazdan bir çizgidir.
Direkt mukayese metodunda karışmıdaki diğer fazdan bir cizgidir. İ ç standard
metodunda niimnneye karıştmlan bir yabanci madderiin bir gizgisidir.
K2
VmV/ \ 3 2 W
ve
R=
W /L
mv 2
I= (14 n)
W ~
eşitliği ile verilmiştir ki burada K2 difraksiyonu hasıl eden cismin cinsinden ve
miktarmdan bağımsız bir sabit, ve R ise 0, hkl ve cismin cinsine tabidir. Ostenit'i
v ve martensit'i a indisleri ile gösterirsek (14 — 11) Denk. ni fazlardan herbiri-
nin özel bir difraksiyon çizgisi için
T KtR-.'Cy
2[J,m
X — ■
2^m
h. _ *: cv (14—12)
I ~ R c
eşitliği elde olunur. Bu itibarla Cr/ca oranı, Iy/Ia nın ölçüsünden ve Ry ile Ra
nm hesabindan elde edilebilir. Bir defa c-^jc^ bulununca, c y değeri ayrıca sahip
olduğumuz '
Cy + Ca = l
bağmtısmdan elde edilebilir-.
Bu suretlö bir ostenit çizgisinin integre edilmiş şiddetini bir martensit çizgi-
sinirı integre edilmiş şiddeti ile doğrudan doğruya mukayese ederek çeliğin ostenit
w
14-9] DİREKT MUKAYESE METODU 417
C y + C a + CC = l
bağmtısmdan bulunur.
Ölçü yapılacak difraksiyon çizgileri seçerken, list iiste birime yahut farkli
fazlardan birbirine eok yakın çizgiler olmadığma emin olmalıyız. Şeldl 14 — 3 yiiz-
de 1,0 karbon çeliğinde ostenit ve mârtensit'in CoKa radyasyonu için hesaplana-
r a k elde edilmiş patronlarmı gösteriyor. Uygun ostenit çizgileri 200, 220 ve 311
eizgileridir, bunlar 002 — 200 ve 112 — 211 inartensit dubletleriyle mukayese edi-
lebilir. B ü t ü n çizgilerin umumiyetle çok geniş olmaları sebebiyle b u dubletler ek-
seriya Şek. 14 — 4 deki gibi farkli çizgilere ayrıhnazlar. (Şeldl 14 — 4 oda sicak-
lığına gelmesi için su verilmeden hemen sonra soğumanın kalan ostenit m i k t a r m i
nasıl azaltabildiğini ve hava soğutmasmı takiben su vermenin d u r d u r a l m a s m m
bu miktarı nasıl artırabileceğini gösteriyor.) Çizgi genişlemesinin sebepleri mev-
cut su verilmiş çeliğin her iki fazmda meveut uniform olmiyan mikrostrain ve
pek çok hallerde çok küçük tane büyüklüğüdür.
20 .(defeceJ os-ip,
0 90 180
ostenit
an z<) 0 220 311 222 (
1
' Şek. 14—3. Herbiri yüzde 1,0 karbon ihtiva eden ostenit ve martensit'in hesaplana'rafc
' elde edilmiş toz patronlan. CoKa. radyasyonu.
(*) Bir solvus çizgisinin yerini tesbit etmekteki kaybolan faz x-ismi metodunu miina-
kaşa ederken (Mad. 12—4) çizgisel olmayışm sebebinin Mad. 14—9 da. münakaşa edileceği
söylenmişti, şimdi (14—12) Denk. den ly/Ia. şiddet oraranın cy hacim kesrinin çizgişel bir
fonksiyonu olmadığı, hatta w r ağırlık kesrinin de çizgisel bir fonksiyonu olmadığun görü-
yoruz.
F . 27
DİFRAKSİYON İLE KİMYASAL ANALÎZ [Böl. 14
418
Özel bir difraksiyon çizgisi için R nin değerini hesaplarken muhtelif faktör-
lerin hatırda tutulması gereklidir. Birim hücrenin hacmi olan v, karbon ve ala-
şım muhteviyatmm bir fonksiyonu olan latis parametrelerinden hareket edilerek
hesaplanmıştır. Martensit dubletleri ayrılrnamış ise martensit'in strüktür faktörü
ve mültiplisitesi cisim merkezli kübik lıücre kabulüne dayanılarak hesaplanrmş-
tır ,bu metod hakikatte dubletin iki çizgisinin integre edilmiş şiddetini birbirine
İlave eder, k i deneysel olarak bir ayrılmamış dubletin integre edilmiş şiddetini öl-
çerken yapılan da tamamen budur. F nin hesabı yapılırken, bilhassa CoKa rad-
yasyonu kullamlınca, en büyük doğruluk dereeesini elde etmek iein / atomik saeıl-
m a faktörü anormal saçılma için A/ kadar (bak Şek. 1 3 . - 8 ) düzeltilmelidir*
( 1 4 _ 1 0 ) Denk. de verilen Lorentz-polarizasyon faktörü polarize olmamış gelen
radyasyona tatbik edilebilir, eğer kristal ile monokromatik hale getirilmiş radyas-
yon kullamlırsa bu faktör Mad. 6 - 1 2 de verilen ile değiştirilmelidir. Sıcaklık fak-
törii e-2M nin değeri Şek. 14 — 5 deki eğriden alınabi.lir.
ostenit 220 31)
martensit 200 21i 220
0-
suda su verilhıiş ve 2.9% ostenit
sonra — 321°F e sogu-
tulmus
'"'iWjwt^ \ * «
7WA*'
suda su verilmiş 9.3% ostenit
f\ j^»^
^ wA^ ""HfcMll*
Şek. 14—4. Sertleştirilmiş yüzde 1,07 kartaon çeliğin Debye-Scherrer patronlarmın m*-;
rofotometre eğrileri. Bir NaCl kristalinden yansitilarak elde- edilmiş monokromatik CoA«
radyasyonu kullanümıştır. (B. L. Averbaoh and M. Cohen, Trans A.I.M.E. 176, 401, 1948)
14—9] D İ B E K T MUKAYESE METODU ; 419
.- ı.o'
.' 0.9
? 0..S
(1.7
' O.ü
.'»' .1 '.2 M 4, .5.' 0 .7 .8
sinfl , , ,.
~)T{ }
Şek. 14—5. Demirin 20-C da ve (sin 0)/), nin fonksiyonu olarak e~m sıcaklık faktörü.
CETVEL 14—6
X-ISINLARI DİFRAKSİYON METODU VE LİNEAL ANALİZ İLE
OSTENİT TAYİNİNİN MUKAYESESİ
' A = ■ — ■ —
T KiCS
iS = •
O>A'/PA
c A = O>A7PA + O'B7PB + K'C7PC+ . • • .+ws/Ps
CA_ WA'PS
cs PA^S
olur. Bu ifadenin (14 — 13) denkleminde konulması, eğer TFs bütün bileşik nü-
munelerde sabit tutuluyorsa
I
f- = Kswh' (14-14)
m'=wA(l—o>s) (14—15)
dır. (14 — 14) ve (14 — 15) denklemlerinden
elde ederiz. Bıı itibarla A fazina ait bir çizginin şicldeti ile S standardma ait bir
çizginin şiddeti arasindaki oran A nm orijinal niimunedeki ağırlık oram Wh nm
çizgisel bir fonksiyonudur. A nm bilinen konsantrasyonlanm ve uygun bir standar
dly sabit bir konsantrasvonunu ihtiyaeden bir serisentetik niimuneler iizerindeki
ö^Jer^ejıJ^TrkânErasyon egrisrftazırlanabilir. Bir defa kalibrasyon eğrisi tesis edi-
lince bilinmiyen bir niimunedeki A nm konsantrasyonu bilinmiyeni ve kalibras-
jronda kullamlan nisbette standardi ihtiva eden bileşik niimune igin IA/IS oramm
ölçerek kolayca bulunabiür.
le standard nietodu endiistri tozlarmm kuvartz muhteviyatı ölçmekte geniş
şekilde kuUanılmıştır. (Kuvartz mubteviyatımn bilinmesi endüstriyel sağlık prog
ram! bakımından önemlidir, günkü kuvartz yahut diğer silisli maddelerin tenef-
422 DİFRAKSİYON İLE KİMYASAL ANALİZ ' [Böl. 14
U Ü.5 1.0;
. k ü V A R T Z ' I N AĞIRLIK YÜZDESİ "'Q
/
^pFmm
3 3 Si 5-
OjOqc
» o <*>
§! 5" to
n
_ t
t to
CO
2. a *
«! ~ 3
§ ■-> rT
tO t o tO CO | ft. »-• t O CO CO-| ft.
a. to to w oi | a.
MCli-JO co o i o co I "t> a> co co to t—' as
i— tO » tO to CO en en | C O CO H #. M W
0 . 2 : S.
^H £0
E35
£1. if
CD
3
03 H- >— Ö " >
o © o ©I
t-> Co rf» © Cn O; | ; > (-OCOO)
o o o o !^< © © © © © © ^ sf 1
ca 3
sis Ed
5 3 1 o o
a w
S" 3 *-* *-* I—» t O
a. ft. >- ft. ft. -To
o n n, g g
to o o to to <IOO(DO O t - to CO M*- £ ;
ssss i> to to as © en CO O en oo oa t o co H * t o O J 2.
3
K
t s
«I
*§' «
5" a » a
2 ö Ed
S- t j ra
to o to t- 1 H H M & 5 C n H ~ n ~
^ O O O O O I O O O O © O I
* tf u o o o oi s " ö»•
^ 2
3 ff 5 I: a i? t S" a
i>r a. a2 &•
&- «
m
ft, O O H M ft, Ctac ra
*"*-
c "•
o -g - 4 00 00 © H-1 *■ *■ | ' î > bo co © o t> Ö 2. 3
CO H en Ü1 Ol H OS >~^
to to >- I-" tO H* tO
© O S * o © © © i © © o o ! >i
© O ©I
to^
B: ffl p.
BOLUM 15
dir. Ayrıca, elektron .bombardımanı suretiyle n ü m u n e d e hasıl olaıı ısı mevcut ba
zi elemanlarm buharlaşmasına sebep olabilir.
( 2 | N i ^ u n e _ M ş ı n l a r ı _ l ü p ü n ü n dışına k o a u r ve x-ismlariyle bombardıma.n
edilir. Primer_radya.syoıı -. .{.Şekr-Kf^îr) n ü m u n e n i n sekonder fluoresan radyasyon
nesretmesine sebep olur ve bu bir spektrometrede analiz edilir. Fluoreson analis
olacak bilinen bu metod son yıllarda çok kullamlmaktadir. Difraksiyon tecriibele-
rinde sadece taciz eden fluoresans olayi, burada faydali bir maksada hizrnet etti-
rilmektedir. ^ p . .
primer radyasyon
numune
* $ > ■
sayıcı
10,000 '
1
a
I 1000
1 ■ '6
IS
S
u.
*■3f
1
1
I
hi H
a
/£
a
100 a m
^1 1 - -! a a
I
0 **
inn 9(1 70 60 50 40 30 20
20 fderece»
Şek. 15—2. Paslanmaz çeliğin fluoresan spektrum kaydi. Mika kristal analizör transmisyon halinde kuUanilmistir. Şiddet
eşelinin logaritmik olduguna dikkat edilmelidir.
430 FLUORESANS İLE KÎMYASAL ANALİZ [Böl. 15
100
£0
<:
<
o
20 normal fluoresan.
analiz-aralığı
0
0 0.5 1.0 1.5 2.0 2.5. 3.0
çıkar k i ağır bir eleman matrisi içinde bulunan az miktardaki hafif bir elemanm
deteksiyonu hemen hemen imkânsızdır. Halbuki bir hafif-eleman matrisi içinde
hatta mlyonda birkae nisbetinde bulunan ağır bir eleman. detekte edilebilir.
x-isim tüpü
/*
nümune
Şek 15—4. Düz-kristal tipte bir fluoresan x-ışım spektrometresinin esas kısımlârı.
(Şematik).
Madde 7 — 2 de bahsedilen her iki tip ticarî difraktometre de bıı cins bir spek-
trometreye dönüştüriilebilir. Döniiştürrae difraksiyon deneylerinde kııllanılan adi
tiip yerine yiiksek-güelü (50 kv, 50 ma) tungsten yahut molibdenum hedefli türj
koymap, bir analizör kristal ilâvesini, bir perdelenmiş nümune kutusxi, ve farkli
bir Soller şlit'i gerektirir.
tal kolayca absorbe edilen uzun dalgauzunluklu radyasyonları ve daha kalm kris-
taller de daha sert radyasyonları analiz ederken kullamlır. Kalınlık smırları tak-
ribeıı 0,0006 dan 0.004 in değerine kadardır.
Sayıcı ile kristal arasındaki ikiye bir kuplajdan başka bu spektrometrelerde
difraksiyona uğruyan ışmlarm sayıcı sliti üzerinde odaklanabilmesi için 0 daki
her değişimde kıistalin eğrilik yarıçapmı değiştirmek için bir mekanizmaya ihti-
yaç vardır. Eğrilik yarıçapı 2R (R odaklayıcı çemberin yariçapıdır ) ile kristal-o-
dak noktası mesafesi D arasındaki gerekli bağmtı (6 — 15) Denk. ile verilmiştif
ki D niıı sabit ve spektrometre çemberinin yarıçapı olduğunu tekid etmek için
D
2R--
cos 6
şeklinde yazabiliriz. Bu tip ticarî aletlerde 8 daki değişme ile 2K deki bir değiş-
me otomatik olarak elde edilmiştir. Şek. 7—2 de gösterilmiş olan General Electrik
difraktometre bu tip spektrometrelerden birine ya da düzkristal tipe çevrilebilir.
xisim tlipü
v. -
kristal \
S'
IV^
•==23pt.^
■"""- nürmme
\ kOTUyucu ■
\ kutu
1
1
1
1
/
/
odakr i / /-
çembe
'"•. Mad. 6 — 12 de anlatıldığı gibi S den ve.kristalin yüzünden geçen odak çemberi
'■;. iizerinde bulunan sayıcı giriş slit'i üzerinde odaklanır. Fakat şimdi verilen eğri-
likte .bir krsital iein odak çemberinin R yarıçapı sabittir, ve slit-kristal ve iristal-o-
dak mesafelerinin her.ikisi.0 değiştikçe değiştirilmelidir. (6 — 13) Denk. minden
... buhmrmiş olan'odak bağıntısı
tge (15—2)
AX B
olur.
Bu denklemin sol tarafi ortalama dalga uzunluğu X, ve dalga uzunluk farki
AX, olan iki çizgiyi ayırmak için gerekli rezolusyonu verir. Sag taraf elde edilebi
len ayırma gücünü verir, ve bu çizgilerin ortalama Bragg aeismi ve onlarm geniş-
liğini birlikte ihtiva eder. Göriilüyor ki elde edilebilen ayırma gücü verilen bir
eizgi genişliği için 0 le, çabucak artmaktadır. Bu demektir ki aynx çizgi genişliği-
ni hasıl eden iki kristalin, d düzlem mesafesi küçiik olanı daha büyük ayırma gii-
cüne sahiptir çünkü bu kristal daha büyük 20 açılarını yansıtacaktır. Spektromet-
A20
20
j
15-4] ŞIDDET VE REZOLUSYON 437.
Çizgi genişliği B ye tesir eden faktörler ancak her özel spektrometre için
ayrı münakaşa edilebilir. Düz - kristal tiplide (Şek. 15 — 4 ) , B nin değeri kısmen
kristale çarpan demetin kolimasyonuna ve kısmen kristalin kendisinin mükem-
melliğine tabidir. Kristalin sayıeınm içine yansıttığı demet çizgisel bakımdan ol-
dukça geniştir fakat hemen hemen paraleldir, açısal genişliği ıraksaklığı ile öl-
çülür, ve eğer kristal mükemmel ise kristale çarpan demetin ıraksaklığma eşittir.
tir. Bu soiiuncu iraksaklik Soller slit'i ile kontrol edilir. Eğer I slit'in uzunluğu
ve s düzlemleri arasmdaki mesafe ise, müsaade edilen maksimum iraksaklik
2s ,
a= —j- radyan
dir. Tipik bir slit genişliği Z = 4 in ve s = 0,010 in için «,=0,3° dir. Fakat analizör
kristalin mozayik sütrüktüründen. ayrica iraksaklik meydana gelir, bu iraksaklik
mozayik bloklarm yön bozukluğunun derecesi ile ilgilidir, ve normal olarak kul-
lamlan krsitaller için takriben 0,2° değerindedir. Çizgi genişliği B bu iki etkinin
toplamıdır ve 0,5° mertebesindedir. Çizgi genişliği kolimasyon mertebesini art-
tırarak azaltılabilir, fakat şiddet de azalır. Tersine olarak eğer eldeki problem in-
ce bir rezolusyon gerektirmiyorsa, şiddeti arttırmak için daha «açık» bir kolima-
tör kullanılır. Normal olarak kolimasyon takriben 0,5° lik bir çizgi genişliği ha-
sıl olacak şekilde ayarlanır ki bu birçok iş için uygun bir rezolusyondur.
Bükülmüş geçirici kristal spektrometrelerde (Şek. 15 — 5), B çizgi genişliği
hemen bemen tamamen yansiyan demetin sayıcı slit'indeki odaklanma dereeesi-
ne tâbidir. Bükülmüş mika kristalin odaklanmasi asla miikemmel olmamakla be-
raber eok dar bir slit kullamlirsa son derece ince çizgiler hasıl etmeye yeteeek
kadar iyi yapilabilir, maamafili bu takdirde şiddet düşük olur, çizgi genişliği ile
şiddet arasmda makûl bir dengeye vasıl olabilmek için sayıeı slit genişliği umu-
miyetle 0,3° ye eşit yapılır. Bu takdirde bile şiddet halâ düz bir NaCl yahut LiF
kristali tarafmdan hasıl edilenden zayıftır.
Bükülmüş yansıtıcı kristal (Şek. 15 — 6) kullamlmca çizgi genişliği bilhassa
kaynak şlit genişliği S ye ve kristalin oyulma ve bükülmedeki presizyon derece-
sine tâbidir. Çizgi genişliği normal olarak düz kristalde elde edilenin- aynı yani
takriben 0,5° dir.
Şiddet göz önüne alındığı takdirde bükülmüş yansıtıcı kristâl en büyük şid-
deti, bükülmüş geçirici kristal en küeük şiddeti hasıl eder ve diiz kristal bunlarm
arasmdadır.
Rezolusyon problemine dönelim, şimdi her spektrometre tipi için elde edile-
bilen ayırma gücürtü hesaplıyabilir ve bu değerleri yakm mesafeli. spektral çizgi-
leri aprabilmek için gereken maksimum rezolusyonla mukayese edebiliriz. K se-
risinde en küçük dalga uzunluğu farkı, atom numarası Z olan bir elemanıri K(3
438 PLUOBESANS İLE KİMYASAL ANALİZ- [Bö% 15
çizgisi ile atom numarasi ( Z + l ) olan elemamn Ka. çizgisi arasmda v u k u bulur. -
Bu farkm kendisi atom numarasi ile değişir ve vanadyuniun ( Z = 23) K$ çizgisi
ile k r o m u n (Z = 24) Ka çizgisi arasmda en k ü ç ü k t ü r , bu iki dalga uzunluğu mii-
tekabilen 2,284 ve 2,291A ve f a r k l a n . sadece 0,007A dur. Daha maruf bir prob
lem k r o m u n ( Z = 2 4 ) K§ çizgisini manganezin ( Z = 2 5 ) K a çizgisinden ayir-
maktıı-, çüııkü her iki eleman da paslanmaz çelikte bulunur. Burada dalga uzun
luklari farki 0,018A ve ortalama dalga uzunluğu 2,094A dur. Gerekli X/AX re-
zolusyonu 2,094/0,018 yahut 116 dır. Ulaşılabilen ayırma ğüçleri ( t g 8 ) / # ile ve-
rilmiştir ve sırasıyle birinci mertebe yansımaları için çizgi genişlikleri 0,3 , 0,5
ve 0,5° kabul edilmek üzere geçiren bükülmüş mika için 182, yansıtan düz ya
h u t bükülmiiş L i F için 70, ve yansıtan düz yahııt bükülmüş NaCl için 46 dır. Bü
itibarla mika uygun rezolusyon teınin' edecek fakat LiF ve NaCl temin edemiye-
cektir. ( * ) Şekil 15 — 2 paslanmaz çeliğin spektrumundaki mika kristali ile ay-
rılmış CrKjB ve MnKoc çizgileri görülüyor.
Özetlersek düz yahııt bükülmiiş LiF yahut NaCl kristal lerindeıı herhangibiri
yüksek yansıma şiddetleri hasıl eder "fakat b ü k ü l m ü ş mika kristalleriııden daha
düşük rezolusyoııa sahiptirler. İyi bir presizyon elde etmek; için gerekli saynla. za-
m a n ı m n m a k u l derecede kısa olması için fluoresan analizde yüksek şiddet arzu
edilir, eğer detekte edilecek eleman ancak k ü ç ü k konsantrasyonlarda mevcut ve
yansıtma gücü düşük bir kristal kullamlmış ise sayma zamanları çalışılmaya mârii
olacak kadar uzun olabilir. Major elernanlarm tayininde iiç tip kristalden herhan
gibiri uygun. bir şiddet verir. N ü m u n e d e n yahut x-ışını tüpünden diğer bir çizgi -
ile henıen hemeu aynı dalga uzunluklu bir çizginin analizde kullanılması gereki- s
yorsa yüksek rezolusyon arzu edilir. Diğer bir nokta daha vardır k i biraz üzerinde
durulmaya değer, bu analizör kristal tarafmdan özel bir dalga u z u n l u ğ u n ü n yan-
sıtıldığı 20 açısıdır. Bu açı yalmz kristalin d mesafesine tabidir. Bragg kanunun-
dan görülür ki yansıtılabilen en uzun dalga uzunluğu 2d dir. Fakat uzunlüğu 2d
ye yaklaşan dalga uzunluklari hemen hemen geriye doğru yansıtılırlar, ve onların ■
yansıyan şiddetleri bu geniş açılarda alçaktır. B u n u n sonucu olarak pratikte d
değerinden çok u z u n dalga uzunluklarım kullanmaya mecbur kalırız. B u n u n ifa-
de ettiği mana şudur Ka dalga uzunluğu 8,3A olan alüminyum gibi hafif bir ele-
m a m detekte edebilmek için jips gibi ( t Z = 7 , 6 A ) bir kristal kullanılmalıdır. Ha
fif elernanlarm deteksiyonunda kullanılmış olan bazı diğer kristaller oksalik asit
( c £ = 6 , l A ) ve yansitma halinde mika (cZ = 1 0 , l A ) dur.
(*) Aym neticeye varmamn bir başka fakat denk yolu verilen bir kristal tarafmdan .•
hasil edilen A28 dispersiyonunu hesaplamak ve bunu gerekli dispersiyon yani 2B ile it»-' ■.•''
kayese etmektir. A 20 mn değeri (15—1) Denk. den 2tg6 (AX/X)ile verilmiştir ve birinci •.
mertebe yansımaları için mika halinde 1,0°, LiF de 0,6° ve NaCl de 0,4° dir. Kabul edilen"
mütekabil IB değerleri 0,6, 1,0 ve 1,0° dir, '
15-5] SAYICILAE 43D
halinde, AgJKpc yı uyartabilse bile, niimune içindeki çok büyük absorbsiyon sebe-
biyle, gözlenen Fs/Ca şiddeti çok düşüktür.) Fluoresan şiddetlerin herlıangibir he-
sabına bu olaylarm getirdiği karışıklıklar sebebiyle, kantitatif analiz daima am-
prik esasa göre yani bilinen terkiple standard nümuneler kullamlmak suretiyle
yapılır. Fluoresan analizin en eok kullamldığı yer kontrol işidir, burada pek eok
sayıda takriben aynı terkipte n ü m u n e terkiplerinin tesbit edilmiş sınırlar içine
düşiip düşmediğini anlamak için analize tabi tutulur. Böyle işlerde kalibrasyon
eğrilerinin Şek. 15 — 8 de olduğu gibi 0 — 100 aralığında hazırlanmasraa liizum
yoktur sadece çok sinirli bir terkip aralığmda hazirlanir. Böyle analizlerde adet
olmuş referans maddesi, saf bir metal değil dalıa ziyade kalibrasyonda kullanilan
standard nümunelerden biridir.
Fluoresan analiz için i m m u n e bazirlaniamn özel bir güçlüğü yoktur. Kati nii-
muneler diiz bir yüzey lıasıl edilecek şekilde kesilir fakat parlatılması zarurî de-
ğildir, maamafih en iyi neticeyi alabilmek için n ü m u n e hazwlamak, standard bir
metoda bağlanmalıdır. Toz niimuneler, ince şekilde öğütülmüş ve iyice karıştırıl-
mış olmak iizere özel tutucular içine tikilabilir, yetecek kadar karistirma esastir,
ç ü n k ü hakikatte ince bir yiizey tabakasi analiz edilmektedir ve b u n u n biitün nü-
muneyi temsil etmesi icap eder. Sıvı niimuneler muhtelif cins hiicrelerde bulun-
durulabilir.
442 PLUORESANS İLE KİMYASAL ANALİZ . [Böl. IS
Çizgi şiddetleri, kâğıt üzerine yapılan kayıtlardan alınnıaktansa bir skaler ile j
ölçülmelidir. Verilen bir çizgi şiddeti için analizin presizyonu N count 'luk bir öl- I
.çiide izafi muhtemel hata l/^N ile orantılı olduğıindan, sayım için hareanan j
zamana tâbidir. Bir çizgi zayıf ise saçılan ve difraksiyona uğrayan radyasyonun i
background'u için tashih yapılmalıdır. Bu background sebebiyle istenilen bir pre- |
sizyonu elde edebilmek için zayıf bir çizgide lâzım olan count sayısı kuvvetli bir .
çizgide Iâzım olan count sayısmdan daha fazladır (bak Denk. 7 — 7 ) . |
!
Nümuneni nözel bir çizgisinin şiddeti umumiyetle bir stândardin aym çizgi- '
sinin şiddeti ile mukayese edildiğinden x-ışmı tüpü stabilize edilmeli ya da tuple
birlikte monitor kullamlmahdır.
(1) Tek - kanallı tip. Bu cins bir alet North American Philips Co. tara- j
fmdan imâl cdildi ve adma Autrometer denildi. Bu âlet yansıtıcı diiz bir analizör
kristal ve detektör olarak da bir sintilasyon sayıcısı kullanır. Detekte edilecek
A, B, C, gibi elemanlara tekabiil eden bunlarm karakteristik spektral çizgi- . '
lerinin dalga uzunluklan X/A, X/B> X./C dir ve bunlara Jbu dalga uzunluklarimn kris- ; 1
tal tarafindan difraksiyona uğratıldığı 2&A, 20B, 20 c , ... difraksiyon açıları tekabiil '. •.;
eder. Sayıcı belirli bir açısal aralığı tarayacak şekilde değil de önceden tesbit edi-
len bir açısal durıımdan diğerine atlıyarak hareket edecek şekilde yapılmıştır-
Muhtelif elemanlar birbiri peşine tayin edilir: sayıeı 20A durumuna hareket eder,
orada A elemamnm spektral çizgisinin şiddetini presizyonlu olarak ölçecek kadar
15—83 OTOMATIK' SPEKTRÖMETRELER' -. 443
Şek. 15—9. X-ışını quantometresinin x-ışım tüpü, nümune ve bir analizör kanalınm
birbirine göre duramu' (şematik). (Tüp «end-on» tip deriilen nevideiıdir ve hedefin yüzü
tüp eksenine nazaran meyillidir ve hasıl' edilen x-ışmları tüpün uoundaki bir pencereden
dışarı çıkar.) .
Bu alette sayıcılardan her biri kendi darbeşini bir skaler yahut bir ratemet-
reye değE bir entegre eden kondansatöre verir ve kondansatörde sayicrnm belirli
/
_ I
bir zaman uzunluğunda verdiği toplam yük toplamr. Bir n ü m u n e analiz edilecek
olduğu zamaıı bütiin sayıcılar Iıenı zaman olarak başaltılır. Kontrol sayıcısı koıı-
dansatörüne önceden tesbit edilen sayıda count gelince bütün sayıcılar otoınatik
olarak durur. Sonra analizör kanallarm her hirindeki integre eden kondansatör-
ler sırasıyle bir ölçii ve kayıt devresine boşalır, ve kanallarm her birinde toplanan
toplam yük peşi peşine bir kâğıt üzerine kaydedilir. Elemanlarm lıer biri için kâ-
ğıt üzerine kaydedilen miktâr n ü m u n e n i n verilen bir spektral çizgisinin şiddeti-
nin standardın çizgisinin şiddetine oramdır, ve alet o şekilde ayarlanabilir k i nü-
ınunedeki elemanlardan her birinin konsaııtrasyoııu kayıt kâğıdmdan doğrudan
doğruya okunabilir. Analizör sayıcıların her birine gelen toplam fluoresan enerji
kontrol sayıeısma gelen sabit bir miktar enerji ile bağıntılı olduğundan, x-ışmı
tüpiinün çıkışmdaki değişirn neticelerin presizyonuna tesir etrnez.
(*) X-ışım tüpü sayıcı mümkün olduğu kadar nümuneye yakm olmalıdır fakat eğer
zaruri ise analizör kristali kaldırılmış ve sayıcı 20=0 durumuna ayarlanmış bir fluoresan
spektrometre kullamlabilir. Yahut bir difraktometre .niimune adet olduğu yere konarak
ve sayici bir difraksiyon demetinin karşısı miistesna herhangi bir yere konabilir. Her iki
halde de fluoresan radyasyonun odaklanması olmadığmdan, sayıcı giriş slit'i şiddeti artır-
mak igin kaldinlmahdir.
15-9] DİSPERSİP OLMIYAN ANALİZ . 445
Tabii bu metodların. birinin diğeri ile kombine edilmemesi içirı hiçbir sebep
yoktur. Bu itibarla özel bir analitik problem selektif uyartma ve selektif süzme
metodunun kullamlmasııiı gerektirebilir, bir metod diğerine yardımcı olur. Böyle
kombinezonlar nümune ikiden fazla eleman ihtiva ettiği zaman umumiyetle za-
rurî olur. Genel olarak, dispersif olmıyan aııaliz ikili alaşımlara tatbik edildiği
zaman en çok etkin olur çünkii bir karakteristik radyasyonla diğerini tefrik et-
mekte yahut birini uyartıp diğerini uyartmamakta karşılaşılan giiçlük nümune-
deki elemanlarm sayısı ile artaıv Bu güçlükler çok kanalk diizenle hafifletilebilir,
ve bundan önceki maddede tasvir edümiş olan x-ışmı qiiantometresi, sadece ana-
lizör kristalleri kaldırmak ve sayıci durumlarını değiştirrnek suretiyle dispersif
olmıyan analiz için bıı tarzda kullariılabilir. Kanallarm herbiri, bu kanalda tayin
edilecek özel elemana göre farklı bir siizgeç maddesi ihtiva eder. .
. Analizin dispersif olmıyan metodlarınm esas üstünliiğü dispersif metodlara
nazaran şiddette çok büyük bir kazanç olmasıdır.
Bir analizör kristalden difrâksiyonda meydana gelen şiddetteki büyük kayıp
tamamen bertaraf edilmiştir. Bunun neticesi olarak dispersif olmıyan bir sistemin
sayıcısma giren demet, diğer dalga uzunluklarımn müdahalesine mâni olmak için
kullamlan kalıır süzgeçlere rağmen, nisbeten kuvvetlidir. Şiddet ne kadar büyük
olursa verilen bir presizyonu elde etmek iein lâzim olan sayma zamanı o kadar
kısa olür yamıt verilen bir sayma zamam ieiıı prfesizyon o kadar yüksek olur.
PROBLEMLER .
15—1. Bir fluoresan spektrometrede B çizgi genişliğinin geçirme halinde kullamlan
mika analizör kristali igin 0,3° ve yansıma halinde kullamlan LiF yahut NaCl kristalinden
herhangibiri için 0,5° olduğunu kabul edelim. Aşağıdaki çizgi çiftleri için bu krstallerden
hangisi uygun rezolüsyon verir?
448 PROBLEMLER
15—3. Bakır üzerine elektrolizle kaplanmış nikel kalınhgını CuATa radyasyonu ile ölç-
mek için Mad. 15—10 daki difraksiyon metodlarmdan 2 ncisi kullanilmistir. Ölçülebilen mi
nimum çizgi şiddeti çıplak bakirdakinin yüzde 1 i ise ölçülebileeek maksimum nikel ka-
lınlığı, nedir?
I
S'
; BÖLÜM 16
■
: ABSORBSÎYON VASITASİYLE KÎMYASAL ANALÎZ
Şek. 16-1. Absorbsiyon ölçüleri için deneysel tertip: (a) difraktometre ile, (b) fluore
san spektrometre ile.
baska bir bileşiği ya da eleriiandan kâfi miktarda ihtiva eden bir alaşım fluoresan
radyasyon için radyatör olarak kullanılabilir.
1700
Şek. 16—2. Geçirüen şiddetin dalga uzunluğu ile bir absorbsiyon kenan civannda ı
-değişimi. (Bu özel eğri için, bir absorblayıcı olarak bir fotoğraf filminin üç kalınlığı ku -
lamlmıştır ve'görülen absorbsiyon'kenan emülsiyondaki gümüşün absorbsiyon kenarıdır.
- 16—2] ABSORBSİYON KENARI METODÜ 451
'/ = Itie-W")^t,
ile verilmiştir, burada I0 gelen demetin şiddeti, p„, niimunenin yoğunluğu, ve t nii
munenin kalmlığıdsr. A Bin absorbsiyon kenarmdan biraz büyük ve biraz kiiciik
dalga uzunluklarmda A nin kiitle absorbsiyon katsayısı miitekabilen — ve
! 7j = 7ne-[MAf'i''')A! +">Mii>)ji>mt
] 72 = 70e~tttA(f/p)A2+'°r(w/P)rlom<
İ i J e»A.l(M/p)A2-(/i/p)A1İP»,* (16—1)
h
verir. Eğer (KP)A2
Denk. rni (P-/P)M = ^A ve çmt = Mm vazedersek (16—1)
ln^-=wt,kkMm (16—2)
olur. Bu denklem ölçülen ve cetvel halinde sıralanmış miktarlardan faydalamlarak
wK yı tayin etmek ioin kullanılabilir. Absorbsiyon kenarmda A nm kiitle absorbsi
yon katsayısmm değişiminin bir ölçüsü olanfcAsabiti eldeki elemanın bir özelliğidir
ve atom numarası arttıkça azalır. Mm nümunenin birim alanımn kütlesidir ve nü-
munenin kiitlesiniıı. bir yüzünün alanma bölümü olarak verilmiştir.
Kalınlığı sabit olan nümuneler için M,„ in değeri ıuA üe değiştiğinden, ve ha-
kikatte wA dan bağımsız olarak değişebildiğinden her ikisini birleştirip %M„,=
MA = nümunenin birim alam için A nm kiitlesi olarak yazabiliriz. 0 halde loglı/Iz
nin Ma ya göre çizilen grafiği orijinden geçer ve eyimi k\ ya eşit olan bir doğru-
dur. EğerfcAnın türetildiği absorbsiyon katsayıları cetvelinin presizyonu hakkmda
herhangibiı' şüphe varsa, bu eğri bilinen miktarda A ihtiva eden nümuneler üze-
rindeki ölçülerden tesis edilebilir. Şu noktayı belirtmek önemlidir ki bu eğrinin
eyimi sadece tayin edileeek A elemanına tabidir ve yalnız diğer elemanlardan değil
fakat bu elemanlarm birinin diğerine nazaran konsantrasyonundaki herhangibir
değişimden de bağımsızdır. Mevcut diğer elemanlar yalnız nümunelerin her biri
için ölçülmesi gereken Mm ye tesir ederler wA nın değeri Mk/Mm ile verilmiştir.
Nümunenin diğer bileşenleri ne olursa olsun log Ij/L nin MA ya göre çizilen
eğrisinin A nm tayininde esas teşkil etmesi absorbsiyon kenarı metodunun fluore-
san analiz üzerindeki bariz üstünlüğünü teşkil eder. Meselâ, eğer A elernam A, B,
ve C ihtiva eden nümunelerde fluoresans ile tayin edilirse A nm tayini için bir ka-
librasyon eğrisi yalmz sabit bir konsantrasyonda B yahut C ihtiva eden nümuneler
için muteberdir. . '
Absorbsiyon kenarı metodunun alaşırhlarm analizine tatbik edildiği vakit esas
elverişsiz olduğu tarafı ölçülebilir geçirilen şiddet elde edebilmek için çok ince nü-
muneye ihtiyaç olmasıdır. Pek çok alaşım nümunelerinin bir inç'in binde bir veya
ikisine kadar inceltilmesi lâzımdır, ve lou bıktırıcı ve zaman alan bir işlemdir. Me-
tod en iyi şekilde bir hafif - eleman matrisi içindeki oldukea ağır bir elemamn ta-
yinine uyar. Hatta büyük k değerlerine sahip olsalar bile, absorbsiyon kenarlarmin,
gelen radyasyonun çok ince nümunelerde bile hemen tamamen absorbe edildiği çok
uzun dalga uzunluklarmda vuku bulması sebebiyle, hafif elemanları tayin etrnek
16—3] DÎREKT ABSORBSIYON METODU (MONOKROMATİK DEMET) 453
S, 175 (-
150
< 125
100
Im
75
pq
8 50
w
25
.9
I
0 0.2 0.4 O.ü 0.8 1.0 1.2
DAT.GAUZTTNLUĞU (iiıiKstrom )
Şek. 16—3. Kurşunun, K ve L absorbsiyon kenarlarım da gösteren, absorbsiyon kat-
sayılan.
16 — 3 D i r e k t a b s o r b s i y o n m e t o d u . ( m o n o k r o m a t i k d e m e t ) . Absorb
siyon kenarlaimda ölçüler ihtiva etmiyen absorbsiyon metodlan da kullamlmıştır.
A ve B gibi iki elemanm bir karışımının bunlardan Me birinin absorbsiyon kena-
rına eşit olmıyan bir dalga uzunluğu için kiitle absorbsiyon katsayısı
y.
= Wfi, -wA)
P./A P/B
V- (16-3)
log —j- U)A + (1- -wA) I — Çmİ
/B
olur. Bu bağmtı', nümuneniıı yoğunluğu olan p,„ terkibin bir fonksiyonu olarak bi-
linmek şartıyle mevcut A miktarımn tayini için kullamlabilir. Böyle ölçülerde nor
mal olarak kuvvetli karakteristik bir çizgi kullanılmalıdır: en büyük bassasiyeti
elde etmek için onun dalga uzunluğu A ve B nin absorbsiyon kenarlan arasmda bu-
lunrnalıdır.
Tabiî eğer. ?,„ terkibin bir fonksiyonu olarak biliniyorsa, yalnız yoğunluk ölçü-
sü bir bilinmiyenin terkibini herhangibir absorbsiyon ölçüsüne İûzunı kalmaksızm
prtaya çıkarabilir. Fakat öyle haller vardir ki bir absorbsiyon ölçüsü bir yoğunluk
ölçüsünden daha miinasiptir. Böyle haller diffüziyon ealışmalarında ortaya çıkar.
A ve B metalleri bir diffüziyon çifti teşkil etrnek üzere birleştirilmiştir (Şek.
16 - 4 ( a ) ), verilen bir zarnan aralığı için bir sabit yüksek sıcaklıkla tutulmuştur
ve sonra oda sıcaklığına soğutulmuştur. Problem, bir metalin diğeri içine nüfuz
miktarım tayin etmek, yani orijinal ara yiizeye dik bir doğru boyunca alaşımın bi-
leşimindeki değişimi gösteren Şek. 1 6 - 4 ( b ) deki gibi bir eğri elde etmektir. Bu
umumiyetle çifti orijinal yz arayüzeye paralel bir takim ince dilimler halinde ke-
abaorbaiyon ölçfilerî
için nümune
/ orijinal
A arayüzey B
I
zz ~V: -I—
ORİJİNAL ARAYÜZEYDEN
UZAKLIK
(a) (b)
Şek. 16—4. Direkt absorbsiyon metodunun diîfüzyon ölçülerine tatbiki.
serek ve dilimlerden her birinin terkibini tayin ederek yapılır. Absorbsiyon rneto-
dunda orijinal ara yiizeye normal olan xz diizlemine paralel tek bir dilim alirnr-
Sonra bu dilim difraktometre sayıcısı ile x-isim düşürülen alanın x koordinatını
tarif eden dar sabit bir slit arasına konur. Şimdi nümune, x doğrultusunda slit'e
nazaran kademeli olarak hareket ettirilirsie, terkibi mesafeye bağlıyan eğrinin Çi-
zilebileceği bir sıra ölç üyapılabilir.
p;16—4] DİREKT ABSOEBSİYON METODU (POLİKROMATİK DEMET) 455
ı-
l '
Bu maddede taslağı verilen metodlar normal olarak yalnız iki - bileşenli nü-
munelerin analizinde kullamlır. Eğer ikiden fazla bileşen rnevcut ise (16 — 3) ve
(16 — 4) şeklinde bir denklem kullanılır-, bu takdirde iki bileşenden başka bütün
bileşenlerin bilinen konsantrasyonlarda olrnası lâzırndır. Eğer özel bir eleman bu
denklemlerden değil de bir kalibrasyon eğrisinden elde edilmiş ise kalibrasyon eğ-
; risi ancak iki bileşen müstesna sabit konsantrasyonlar ihtiva eden nümunelere tat
bik edilebilir.
PROBLEMXER
16—1. Kullanılmamış x-ışmı filminin üç kahnlığı için absorbsiyonun Şek. 16-r2 den all-
nan/ı ve I2 değerleri sirasiyle 1337 ve 945 count dur. Gümüşün K absorbsiyon kenarmdaki
kütle absorbsiyon katsayisinin en yiiksek ve en alçak değerleri sirasiyle 62,5 ve 9,5 emVgm
dir. Bu filmin bir parçasındaki gümüş muhteviyatını (mg/cm2) olarak hesaplayınız.
16—2. Eğer bir absorbsiyon kenarmda geçirilen şiddette minimum farkına vanlabilen
artma yiizdesi 5 ise, kalmlığı 1 mm olan bir nümunede Au - Cu alaşımı için absorbsiyon ke-
nan metodu kuUanümış ise minimum detekte edilebilecek bakır miktarı nedir?. (Ağırlık
yiizdesi olarak). Nümunenin yoğunluğunun saf alüminyumun yoğunluğunun aym ölduğunu
kabul ediniz. Bakırın K absorbsiyon kenarmdaki kiitle absorbsiyon katsayisinin iist ve alt
değerleri sirasiyle 307 ve 37 cm2/gm dir.
16—3. Ağırlığmm takriben yiizde'50 si kadar demir ihtiva ettiği bilinen bir Fe-Ni ala-
şımımn terkibi CuKa. radyasyonu kullamlarak direkt absorbsiyon metodu ile tayin edilecek-
tir. Alaşımm yoğunluğu 8,3 gm/cms dür. Elde edilebilen maksimum gelen şiddet saniyede
10 000 count dur. Makul uzunlukta bir zamanda, background'un mevcudiyeti sebebiyle ölçti-
lebilen minimum şiddet saniyede 30 counfdur. Maksimum niimune kalmlığı nedir?
"\
BÖLÜM 17
G E E Î L M E ÖLÇÜSÜ
457
458 GEEİLME ÖLÇÜSÜ [Böl. 17
bir değişme refakat eder ki bir deformasyon ölçiisü için kullamlabilir. X-ışım ıne-
toduııda deformasyon geyci latis düzlemlerinin mesafesidir.
Meselâ Şek. 17 —1(a) da görüleıı tertibi göz önüne alalım. Onun içi boştur
ve uelarına diş açılrmş bir sürgü gevşek şekilde bir tarafindan diğerine doğru ge-
çer. Eğer somunlar bu uelara vidalanır ve sıkıştırılrrsa tertibin kenaıiarı sıkışır
ve sürgüde çekme gerilmesi lıasıl olur. Mevcut gerilme tertibin bütününe tesir
eden dış kuvvetler meveut olmadığma göre kalan gerilmedir. Şuna da dikkat
edelim ki tertibin bir kısmmdaki çekme gerilmesi diğer kısımlardaki sıkıştırıcı
gerilmelerle dengelenmiştir. Tertibin 'bütününün dengede olması sebebiyle gere-
ken zıt gerilmelerin bu dengesi bütün kalan gerilme hallerinin bir karakteristiği-
dir.
Tamamen denk bir kalan gerilme lıali Şek. 17 — 1(b) de olduğu gibi bir ç.u-
buğu açık bir kesit ieine kaynaklamak suretiyle elde edilebilir. Ikinei kaynağın
tamamlandığı anda merkezdeki çubuğun önemli bir kısmımn sıeak olduğunu fa- ■
kat iki kenarın ısıtılan bölgeden kâfi derecede uzakta olup oda sıcaklığmda ol-
duğünu kabul etmek rnakûl olur. Soğurken merkezdeki çubuk termal olarak ki-
salmaya çalışır, fakat yan kısımlar tarafmdan buna mâni olunur. Kısmen kısalır
fakat serbest olduğu zamanki kadar kısalamaz, ve bütjin tertip oda sıcaklığma ge-
lince yan kısımlar sıkışma ve merkezdeki çubuk çekme gerilmesine maruzdur.
Kalan gerilme kaynak yapılmış yapılarda umumiyetle bulunür.
Plastik akma da kalan gerilmeler hasıl edebilir. Şekil 17 —2(a) da göste-
rilen çubuk iki nokta tarafindan taşmmaktadır ve kenarlara yakm olarak tatbik
edikniş iki eşit F kuvveti ile yüklenmiştir. İki desteğin arasmdaki herhangibb
noktada dış liflerde gerilme sabit ye iistte eekme altta basme gerilmesidir. Bu ge-
rilmeler dış yüzlerde maksimumdur ve sağdaki (a) gerilme diyagrammda gös-
terildiği gibi azalarak nötrü eksen üzerinde sıfır olur. Bu diyagram, çubuğun
17-2] TATBİK EDİLEN GERİLME VE KALAN GERİLME ■459
/
A
T • kaynak T\ C
1 .('
__L..
' i . ,:*•■•
(a) fb)
Şek. 17—1. Kalan gerilme misalleri. T çekme gerilmesi, C basmç gerilmesi.
b ü t ü n kısıuıları elastik sımrların altmda olduğu vakit AA' kesiti boyunca boyuna
gerilmenin nasıl değiştiğini gösteriyor. Şimdi çubuğun üzerindeki y ü k ü n yalmz
-1
çekme
Şek. 17—2. E'ükülmedeki plâstik akmada kalan gerilmeler hasıl olur: (a) esneklik sını-
nnın altmda yüklenme, (b) esneklik sınırmm üstünde yüklenme, (c) yiiklenmemiş hal. Ta-
ranmış bölgeler plastik olarak deforme olmuştur.
460 GERİLME ÖLÇÜSÜ [ B ö l . 17
dış liflerde dfcğil fakat oldukça derindekiler içinde de esneklik limitinin aşıldığı-
noktaya kadar arttmldığım farzedelm. Bu takdirde çubuğun (b) de taranarak
gösterilıniş dış kısımlarmda plastik akma vuku bulacak fakat halâ esııek şekilde
deforme olmuş bir io bölge bulunacaktır, çünkü oradaki gerilme halâ esneklik sını-
rmııı altmdadır. Nötrü eksenin iizerindeki gerilmeler halâ tamamen hem plâstik
ve hem de esnek olarak deforme.olmuş kısımlarda çekme gerilmesidir, ve bu ek
senin altında hasmç gerilmesidir. Eğer şimdi yük kaldırılırsa bu gerilmeler çıı-
buğu doğrultmak suretiyle kendilerini serbestletmeye çalışırlar. Bu iç kuvvetlerin
tesiri altında çubuk kısmen kendini doğrultur, ve bu o dereceyi bulur ki dış böl-
gelerdeki gerilmeler sıfıra düşmekle kalmaz fakat (c) de gösterildiği gibi haki-
katte işaret de değiştirir. En sonunda şu olur ki yüklenmemiş eubuğun üst dış
kısmmda basing kalan gerilmesi ve alt dış kısmında çekme kalan gerilmesi vardır.
Sadece bükmek suretiyle değil çekmek, döverek şekil verrnek, veya ekstrüzyon
suretiyle plastik olarak deformasyonlarda metal parçalar içinde kalan gerilmelere
rastlanması tamamen norrrialdir.
ile verilmiş E,. deformasyonunu hasıl eder ki buradaki L0 ve Lf çubuğun ilk ve son
uzunluklarıdır. Bu deformasyon ile gerilme arasında
Gy = EZy V:x7 1)
• _ dn dp
do
*'=~v(^-i <"-«
bağmtısmı elde ederiz.
Dikkat edilmelidir ki özel bir hkl yansımasma yalnız bir özel tane takımı kat-
kida bulunur. Bunlar (hkl) düzlemleri Şek. 17 — 4 de belirtildiği gibi hemen he-
men eubuğun yüziine paralel olan ve tatbik edilen gerilme ile sıkışmış yani d„ nin
değeri da dan daha küçük olan tanelerdir. (hkl) diizlemleri yiizeye dik olan ta-
nelerde, çizimde mübalâgalı olarak gösterildiği iizere, bu diizlemlerin mesafeleri
artmıştır. Bu itibarla d;,/c/ mesafesi kristalin yönü ile değişir, ve d/M değerini doğ-
ru olarak ölçmek için Böl. 11 de anlatılan ekstrapolasyon işlemini kullanmağa
imkân yoktur. Bunun yerine bu mesafeyi film iizerindeki bir tek difraksiyon eiz-
gisinin mevkiinden tayin etmeye meeburuz.
Umumiyetle bir direkt mukayese metodu kullamlir. Latis parametresi bili
nen bir referans maddesinin tozundan nümune yüzeyi üzerine biraz bulaştırılır,
ve neticede Şek. 17 — 5 deki gibi, daha vazıh olması için Ka çizgilerinin ayrılma-
mış olarak gösterildiği bir fotoğraf elde edilir. Referans maddesinin verdiği çizgi
462 GERILME OLÇUStJ [Böl. 17
m W--_
L z<-
genye-yansıma N--
•■ kuşgözü kamera
m
Şek. 17—3. Saf çekme eerilmesi. ■ Şek. 17—4. Tansiyon ekseni düşey
olmak üzere deforme edilmiş agre-
gat'dan difraksiyon. Görülen latis düz-
lemleri aynı (hkl) takımma diktir. N
yansltıcı düzlem normali.
nümunenin
verdiği çizgi
referans cismin
verdiği çizgi
(
17—4] İKİ EKSENLİ GERİLME 463
yorsa bu takdirde d(, yüklenmemiş niimune üzerindeki ölçüden elde edilir. Fakat
eğer kalan gerilme meveut ise d0 nümuneden kesilmiş gerilmesi mevcut olmıyan
küçük bir parça iizerinde ölçülmelidir.
Şek. 17—6. Ölçülerek gerilme (.cr^), 'esas gerilmeler (ffı, c2 ve o-3) ve keyfi eksenler
(y,x,z) arasmdaki açısal bâğmtüar,
464 GERİLME ÖLÇÜSÜ [Böl. 17
Bu deformasyön
ile verilmiştir. Şimdi e3 ün değeri normal geliş altında hazırlanan bir difraksiyon
patronu vasıtasıyle ölçülebilir ve (17 — 3) Denk. ile verilmiştir. Bu değeri 17 — 5
Denk. yerine koyarak
elde ederiz. Bu itibarla, genel halde, normal' geliş altmdaki bir patrondan ancak
esas gerilmelerin toplamı elde edilebilir. (Eğer yalmz bir tek gerilme tesir edi-
yorsa, meselâ 1 doğrultusunda çekme gerilmesi gibi, bu takdirde o"2 = 0 dır ve
(17 —6) Denk.'(17 —4) Denk. ne indirgenir.)
Maamafih normal olarak biz özel bir doğrultuda, meselâ Şek. 17 — 6 da 1
esas doğrultusu ile <£ ve «-ekseni ile j3 açısı yapan OB doğrultusunda tesir eden
<?0 gerilmesini ölçmek isteriz. Bu, biri gelen demet yiizeye normal ve diğeri yü-
zeyiıı normali ile bir ^ açısı yapan OA doğrultusunda olmak iizere eyik olarak
gelen demetle iki fotoğraf almak suretiyle yapilir. OA gerilmenin ölçülmek is-
tendiği OB den geeen düşey düzlem içindedir, ve umumiyetle 41 açısı 45° ye eşit
yapilir. Normal geliş patronu takriben yiizeye normal deformasyonu öleer, ve eyik
geliş patronu takriben OA yâ paralel deformasyonu ölçer. Bu ölçülen deformas-
yonlar, bu sebeple, takriben sırasıyle E3 ve &v ye eşittirler ki buradaki £v, yiizeyin
normali ile ^J açısı yapan bir doğrultudaki deformasyondur. Elastisite teorisi bu
iki deformasyon avasmdaki fark için aşağıdaki bağmtıyı verir:
Fakat
E V = ^ (17-8)
dr-dn (17—10)
GA = 2
0 ~(l+v)sin <H d,
şeklinde yazxlabilir. Bu denklem, biri normal geliş altmda ve diğeri yüzeyin nor-
mali ile $ agısı yapan eyik bir demetle hazirlanan iki fotoğraftan tayin edilen
düzlem mesafelerinden, segilen herhangibir doğrultudaki gerikneyi hesaplamayi
mümkün kilar. Dikkat edelim ki 4> açısı bu denklemde görünmüyor ve buna
memnun olmaliyiz, çünkü umumiyetle esas gerilmelerin doğrultusumı önceden
bihneyiz. Gerilme mevcut olmadığı zamanki düzlem mesafesi d0 ı da bilmek zorun-
luğu yoktur, bu iti.barla ölçü tahripkâr değildir çünkü gerilmesi okmyan bir nii-
mune parçası elde etmek için nümuneden bir kısım kesmek zorunluğıiyoktur.
Mesafelerin presizyonlu bir ölçüsünü elde etmek igin yine direkt mukayese
metodu kullamlır, ve Şek. 1 7 - 7 eyik-geliş iein filmin görünüşünü göstermek-
tedir. Nümunenin verdiği Debye halkası artık mükemmel bir daire değildir. Bu-
nun sebebi yansıtıcı düzlemlerin normali doğrultusundaki deformasyonun ( 1 7 - 7 )
Dehk' den görüldüğü üzere, bu düzlemlerin normalleri ile yüzeyin normali arasın-
daki ty açısı ile değişmesidir. Bu itibarla filmin «alçak» tarafma (1 noktası) yan-
sıtan düzlemlerin 20 difraksiyon aeılarıyle, «yüksek» tarafma yansıtrlanlarmki
referans cismln
verdip çizgi
numunemn
verdiği çizgi
nümune
yüzeyi
\. 0
^f = — cote A6 (17—11)
d
eldie ederiz. Geriye, yansamada Debye-halkalarinm S çapı, nümune-film mesafesi
D ye
,S=Z) t g ( 1 8 0 ° - 2 e ) = - £ > t g 20, , (17—12)'
AS=—2£>see228A8
eşitlikleri ile bağlıdır. (17 —11) ve (17 — 12) Denk. lerini birleştirerek
Ld
İS=2D see 2 20tg8
d
elde ederiz.
Ad dı — dn
d ' dn
ve
E(St—Sn)
(Tip =
2Z>(l + v ) s e c 2 2 0 t g e s i n 2 ^
bulurüz. Şimdi
(*) Pilmin merkezindeki delik sebebiyle Sx ve Sı doğrudan doğruya ölçülemez fakat do-
laylı olarak bulunabilir. Eğer referans maddeden hasıl olan Debye halkasmm çapı 2S r ola-'
rak ölçülmüş ise, bu takdirde gelen demetin filme çarpıp geçtiği nokta referans çemberinin
herhangibir noktasmdan Sr mesafededir. Eğer *ı ve xı sırasıyle filmin «alçak» ve «yiiksek»
tarafmda nümune ve referans halkalari arasmda ölçülen mesafeler ise (bak. Şek. 17—8(c))
bu takdirde Si = Sr — x\ ve Si = Sr — x% dir.
,417—4].: İKİ.EKSENLİ GERİLME 467
l (17—13)
: ~~ 2Z)(H-v)sec 2 20tge.sm 2 ı]j
'; vazedelim. Bu takdirde
(17—14)
; alur, k i bu kullaiıışlı bir denklemdir. K^ gerilme faktörü olarak bilinmektedir ve
bir defaya mahsus olmak üzere verilen bir niimune, radyasyon, ve niimune film
mesafesi için hesaplanabilir, Niimune ve film mesafesi D nin eyik ve d i k olarak
alman fotoğr'aflarda birbirlerine eşit olduğundan emin olabilmek için' bu mesa-
feyi bir mesafe geyci ile normal değerinden 1 m m farkla ayarlamak kâfidir, son-
■,' ra son tashih feferans.maddenin verdiği Debye halkasimn 2S,'çapı ölçülmek su-
Tetiyle yapılır. Meselâ tungsten tozu referans madde olduğuna göre CoZCa radyas-
yonxi ve niimune film mesafesi 57,8 m m olduğuna göre tungstenin 222 çizgisi
igin 2S r nin. değeri 50 m m dir. Bu itibarla her film için tungsten halkasimn ça-
p m ı tarn olarak 50 m m ye eşit kılan bir çarpma katsayısı b u l u n u r , sonra bu ay-
nı çarpan n i i m u n e n i n h a l k a l a r i m n ölgülen S,- ve S„ yarıçaplarma,bunlar (17 — 14)
Denk. ne konulmadan önce tatbik edilir. Bütün ölçüler en iyi- şekilde Ka duble-
tinin aı bileşeni iizerinde yapılır.
Herhangi belirtilen bir doğrultudaki cr^ gerilmesi Şek. 17—7 de ğösterildiği üzere. bir
tek eyik poz ile de öleülebilir, ve dik-gelişli poz hasfedilebilir. Si ve Si Debye-halka. .yari-
çaplarımn ikis: ölçülür, birincişi yüzey normali ile (i^+aj) açısım yapan dogrultudaki.de-
formasyonu ve ikincisi (d/—a,)' açısmı yapan doğrultudaki deformasyorıu hesaplamak için
kullamlir, Sonra (17—9) Denk. mi ayn olarak ölçülerin herbirine tatbik edilir:
GERİtME ÖLÇÜStr [Bol. 17
E . (dn
fdn - d^
dn\
°* (1 + v) sın'-& + aı) \ do /
_ E_ (di2 - dn\
ff
* "~ ( î + v) sin2 {$ - at) \ dü )
/ E \ rdh - dit\ t 1 \
=
°* Vl + v) \ d0 / VsİK 2İ> sin W
Özel şekilde hazırlanmış. kuş gözü kamerası gerilme ölçüsü için kullanılır.
Umumiyetle karşılaşılmıyan iki şârt aletin plânında rnüessir olur :
lin ( b ) kısmmda gösterilen saydam olmiyan metal film kapağı kullanilmak su-
retiyle bir filmin iizerinde hem normal geliş ve hem de eyik geliş fotoğrafları kay-
dedilebilir. Onun bir çarpmm karşıhklı iki tarafinda iki açıklığı vardır, bir poz
verildikten sonra, film tutacağı kendi düzlemi içinde kapağa nazaran 90° dön-
dürülür ve diğer poz verilir. Sonunda film ( c ) de görülen şekle sahip olur. Şek.
17 — 9 gerilme ölçülerinde kullamlan tipik bir kamerayı gösteriyor.
kaset
dişli \ film kapağt
uSmuno
kolimatör
(b)
referans cismin
verdiği çizgi
eylk gellş
pozu
■mal- geliş
pozu
fo>
Bazı tetkikatçılar Şek. 17 — 8 ( a ) da gösterilmiş olan gibi eok iyi kolime edil-
miş bir gelen demet kullanmayı severler. Diğer bazıları da iraksak bir demet kul-
lanıp Şek. 17 — 10 da gösterilmiş olan odaklama prensibinden faydalanmayı ter-
cilı ederler. İnce bir kuş gözü filmin arkasmda A dadır ve daha geniş bir tanesi,
ıraksaklığı sınırlamak için, B noktasındadır. Bu takdirde A dan geçen ve nümu-
neye teğet olan eember filmi yansıyan bir demetin odaklanacağı noktada keser.
Böylece daha keskin bir çizgi ve kısaltılmış poz miiddeti elde edilir. Maamafih şu
470 GEEİLME ÖLÇÜSÜ [Böl. 17
noklaya dikkat edilmelidir k i odaklama şartı patron üzerindeki yalmz bir cizgi
için gerçeklenii'
•" .
, - k , M
' ş e k. i7—g. Kaynak yapılmış bir çelik levhadaki gerilmeyi ölçme pozisyonundaki gerilme
kamerasi. Bir mesafe geyci ve demet göstericisi kombinezonu geçici olar'ak kolimatore,
niimune-film mesafesmi ve gelen demet ile nümune .yüzeyi arasmdaki açıyı ayarlamak için
bağlanmıştır. Sonunou aya'r gösterilmiş olan iletki ile kolayca ya'pilabilir.
odaklamâ çefnberi
ı-ıgım
İ afimune
Şek. 17—10. Ys.n odaklayıeı şartlar altmda kullamlan geriye-yansımalı kuşgözü kamera.
17—5] DENEYSEL TEKNİK (KUŞaÖZÜ KAMERA) 471
Yüzeye normal gerilme gradyeni büyük ise x-ışını nüfuzunun etkin derin-
liğinin x-ışmlarmm geliş açısı ile değiştiği hatırlanmazsa interpreta'syon hatası
meydana çıkar. Meselâ farzedelim ki 0 = 80° ve (^ = 45° dir. Bu takdirde (9 — 3 )
E>enk. mi vasıtasıyle gösterilebilir ki etkin nüfuz derinliği eyik geliştekinden yiiz-
de 83 fazladır
JL -1 _ c o s E4*+(90"—8)]
R cos[ı}/—(90°—0)]
olduğu gösterilebilir. Eğer I}J = 45° ise bu takdirde 8 = 80° içirı r/K = 0,30 ve 8 = 70"
için de j-/jf? = 0,53 olur.
odak çemberi
(aj ft,,
Şek. 17—12, Gerilme ölçüsü için bir difraktometre kullamlması: (a) ıjj=0; (b) (J/=4>-
17—6] DENEYSEL TEKNİK (DİFRAKTOMETRE) 473
olıtr ki burada 20„ «normal» ölçüdeki (ıj; = 0) difraksiyon açısmm değeri- ve 20;
bu açınm eyik ölçüdeki (4* = 40 değeridir. Çeliğin 310 çizgisi üzerinde CoKa
radyasyonu ile yapılan ölçüler için E = 30Xİ0 6 lb/in 2 , v = 0,28, 0 = 80° ve 4^ = 45°
koyarak K2 gerilrne çarpam için 720 (lb/in 2 )/0,01° 20 elde ederiz. Eğer 20,t ve 20,-
nin her ikisi 0,02° lik bir presizyonla ölçülmüş ise ölçülen gerilmedeki rnuhtemel
hata ±2880 lb/in 2 dir.
Esasmda difraktometrede ölçülen miktar vp açısı değiştiğine göre gerilme se-
bebiyle difraksiyon çizgisindeki kayma olan A 2 0 = (2Q„ — 2Q-J dir. Fakat bazi
geometrik etkiler bilhassa sayıeı slit'inin tayizli mevkii d/ açısı 0° den 45° ye de-
ğişliği vakit gerilmesi olmiyan bir nümune için bile 20 da değişime sebep olan
küçük hatalar hasil eder. Bu sebeple bu değşimi deneysel olarak tayin edip bunu
bir (A20) o doğrultma terimi olarak gerilmiş nümuneler üzerindeki ölçü değer-
474 ' GERİLME ÖLÇÜŞÜ [Böl. 17
leri olaıı Initim A 20 lara lâztmdır. Doğrultma eıı iyi bir şekilde, zarurî olarak
(|> = 0° ve ıb = 45° de ınakrödefomıasyon ilıtiva etrniyen bir ince toz i m m u n e üze-
rinde yapılan ölçülerden tayin edilir. Doğrultma terimi olan (A 20 )o ın kendisi 20
ya tabi olduğundan difraksiyon çjzgisinin aynı 20 nıevkiiııde bulunması için toz,
içiude gerilme ölçülecek madde ile aynı terkipte olmalıdır.
Çizgi profili elde edildikten sonra halâ çizginin merkezini bülmak problemi
vardır. Çizgi ekseriya olduği^ gibi simetrik olmıyabileceğinden «merkez» in açık
bir manasi yoktur, fakat umumiyetle çizginin tepesi yani maksimum şiddetteki
nokta olarak almır. Fakat bir geniş çizginin tepesi ekseriya nerdeyse düzdür ve
şiddetiıı maksimum olduğu noktayı tarn olarak doğrudan doğruya tayin etmek
son dereee güetür.
Geniş çîzgilerin yerini tayin etmek iein iki metod kullanılmıştır. Birincisi
Şek. 17 — 1 3 ( a ) da gösterilmiştir ve çizgiler doğru keiıarlara sahip olduğu takdir
de kullamlabilir. Çizgisel kısımlar kolayea ekstrapole edilir ve kesişme noktaları
eizginin «merkez» i olarak almır. Eğer çizgi simetrik değilse bu şekilde bulunan
n o k t a n m 20 değeri m a k s i m u m şiddetteki noktaninkinin ayni olmiyacaktir. Fakat
«bu ınerkez» tekrarlaiıabilir olmak şartıyle b u n u n gerilme ölçüsünde bir önemi
yoktur ç ü n k ü b ü t ü n istenen 20 m n iki değeri arasmdaki farktır b u n l a r m hie biri-
nin mutlak değerleri değildir.
Diğer metodun dayandığı esas geniş bir çizginin tepe noktası civarmda, hat-
ta eğrinin b ü t ü n ü simetrik olmiyan bir şekil gösterse bile, Şek. 17 — 1 3 ( b ) de gös-
terildiği gibi_ekseni diişey bir parabol şekline sahip olmasıdır. Halbuki
17-7] • ÜST ÜSTE BİNMİŞ MAKEOGERİLME VE MÎKROGERİLME 47B
v ; Çizgi fnorltezl .
^ ç i z g i merkezi
-O-*-" Çlzgi profiîi ^ çizgl profili
r
; //// , \\\ \
/f
/ f
paraboltitt-
*> ^N^. ekseni parabol
20 20
(a) (b)'
y = ax2+bx + c (17—16)
denkleıni ekseni y eksenine paralel olan bir parabolün genel denklemidir. Bu eğ-
İL üzerinde maksimum
dy
= 2ax + b = 0,
dx
x— A (17—17)
2a
olduğu zarnan olur. Eğer x = 2Q ve y = î koyaısak ( 1 7 - 1 6 ) Denk. i difraksiyon
çizgisinin tepe npktası civarmdaki şeklini temsil eder. 0 halde bu denkleme ■ göz-
lenerek bulunan birkaç 20, 7 çiftine ait değerleri kor ve a ve b sabitleri için en iyi
değeri en küçiik kareler metodu ile çözeriz. Bu takdirde (17—7) Denk. nin rnak-
simıımun vuku bulduğu x( = 2ti). in tam toğru değerini verir. Parabolü şaşıla-
cak presizyonla yerleştirmek için maksirnum civannda tepenin herhangibir tara-
fında yalnız iki yahut tie nokta kâfidir. Yarı maksimum şiddette 20 ı 8° kadar
geniş olan difraksiyon çizgilerinin mevkii bu metodla 0,02° yakmlıkla tekrarla-
nabilir şekilde tayin edilmiştir.
Geniş difraksiyon çizgilerinin rnevkileıi presizyoxilu olarak ölçülmek isten-
diği vakit uygun radyasyonun seçimi önemli bir meseledir. Baekground'u azalt-
mak için her çareye baş vurulmalıdır, çünkü şiddeti yüksek plan bir.background
iizerine binen :geniş, diffuz difraksiyon çizgisini ölçmek çok güçtür. Bu maksat-
la, tavlanmış çelik için demir oksit ile süzülmüş kobalt radyasyonu tatminkârdır,
çünkü difraksiyon çizgileri keskin olur. Maamafih süreldi spektrumun kısa dal-
ga uzımluklu bileşenlerinin nümunenin fluoresansla demir K radyasyonu verme-
476 GERİLME ÖLÇÜSÜ [Böl. 17
sine sebep olduğıından, background yüksektir. Bu sebeple, çok geniş çizgileriıı öl-
çülmesi gereken sertleştirilmiş çelikte gerilme ölçüsü için kobalt radyasyonu lıiç
uyguıı değildir. Böyle nümuneler için fotoğraf filrni yahut difraktometre sayıcısı
ile nünıune arasında vanadiyum süzgeçle birlikte krom radyasyonu kullanılnıa-
Iıdır. Vanadiyum süzgeç sadeee gelen radyasyonun CrK[î bileşenini yok etrnekle
kaknaz fakat nümımenin verdiği fluoresaıı K radyasyonunu da yok eder, çünkii
vanadyumun K kenarı FeKa ve CvKa, dalga uzunlukları arasında bulunur. Tüp
voltajı da takriben 30 dan 35 kv ye kadar olraak üzere fluoresan radyasyonun
şiddetini miııimuma düşürmek için oldukça alçak tutulrnalıdır. Kobalt yerine
krom radyasyonunun kullamlmasıyle çizgi-background şiddeti nisbetindeki büyük
kazanç çizgilerin kobalt kullamldığı vakit dalıa küçiik 20 değerlerinde hasıl ol-
nıastndandır.
\
Şek. 17—15. Gerilme ölçlisü için düzeltilmiş
kalibrasyon eğrisi. (A28)o çalışma eğrisl.
^.kalan gerilme
m = (2fl„ - 20i)
X-ışım metodu ile elektriksel yalıut mekaniksel geyçlerle ilgili metodlar ara-
smda yine temel bir fark vardır. Sonuncu metodlar meydana gelen toplam elâstik
artı plâstik deformasyonu ölçtükleri halde x-ışınları yalmz elâstik deformasyon
k i s m i m ölçer. B u n u n sebebi lâtis diizlemlerinin mesafesinin .plâstik akıştâ değiş-
meyip sadece tanelerin maruz kaldığı elâstik gerilmede değişmiş olmasıdır. Bu
İ7-9İ ÜYĞULAMALAK 479
itibarla x-ışmı «deformasyon geyei» kalan gerilmeyi ölçebilir fakat elektrik direnç
geyci ölçemez. Meselâ farzedelim k i bir elektrik direnç geyci bir metal niimuneiiin
yiizeyine tesbit edilmiş ve sonra niimtine homogen olmıyaıı bir tarzda plâstik ola-
rak deforme edilmiştir. Deforme edici kuvvetler kaldırıldıktan sonra geycin gös-
terdiği deformasyon, kalan gerilmeyi hesaplamakta kullanabileceğimiz kalan es-
,nek deformasyon değildir, çünkü okunan deformasyon zorlayıcı kuvvetler kaldi-
rtldığı vakit kaybolmiyan bilinmiyen bir. plâstik bileşen ihtiva eder; Halbuki x-ışı-
nı metodu öloümiri yapıldığı anda mevcut olan kalan gerilmeyi gosterir.
Maamafih, x-ismi metodu kalan gerilmeyi ölçen tele metod degildir. Bir baş-
ka çok kullamİan (mekanik relakzasyon denilen) bir metod vardir ki bunda ( a )
keserek, taşlıyarak, yedirerek, ve benzer yollarla metal parçası atılır, ve ( b ) bu at-
ma sonucu şekil yahut boyutlarda hasil olan değişim ölçülür. Meselâ, clalıa önce
münakaşa edilmiş olan kaynaklamadaki (17 — 1 ( b ) ) kalan gerilme, AA' merkez-
60
£ 50 ft1f\
■1
60 o
a -to
â 50 f\\ o
o
.a 1
f ■ 'S 30
' 1 20
o 40
L0
r 30 Ü
20 . r ~\\
Ü 10
i \ <
\
. "<M
4 /
<! 0 S-cvY ^ fr
W -10
-20
\
\,
1
"-10
1.5 -1.0 -0.5 0 0.5 1.0 1.5
-30 \)_
-1.5 - 1 0 -0.5
V
0 0.5 1 0 .15
ISITILAN BÖLGENİN MERKEZÎNE ISITILAN BÖLGENİN MERKEZİNE
OLAN MESAFE (in) OLAN. MESAFE (in> '
(a)
(b)
Şek. 17—16. Mevzii ısıtmada hasil olan kalan gerilme örneği: (a) enine. gerilme,
(b) boyuna gerilme. Burada d„ ısıtılan bölgenin çapıdır.
sel çubuğu boyunca kesip, kesmeden once ve sonraki Z uzunluklarim ölçerek bu-
lunabilir. Çııbuk kesilince içindeki çekme gerilmesi kaybolur ve başlangıçta sı-
kışmış olan iki kenaı kisim serbestçe uzar. Bu itibarla son 1/ uzunluğu ilk l0 uzun-
luğundan daha büyüktür ve kesilmeden önceki deformasyon (lf — / a )/Z ) r,olmalidxr.
480 GERİLME ÖLÇÜsti tBöl. 17
Esneklik modülü ile çaıpılan bu deformasyon merkezî cubuk kesilmeden önce ya-
n kısımlarda mevcut olan basmç gerilmesini verir. Benzer şekilde Şek. 17—2(c)
de gösterilrniş olan biikülmüş çubuğun muhtelif derinliklerindeki kalan gerilme
nötrii düzleme paralel ardışık tabakalar atmak ve her atma sonunda çubuğun eğ-
riliğinde hasıl olan değişimi ölçmek suretiyle, ölçülebilir.
Şekil 17 — 16, x-ışmlarıyle kalan gerilmenin ölçüsüne ait bir misal gösteri-
yor. Nümune 3 in genişlikte ve 10 in uzunlukta inee çelik bir nümune idi. Bü-
yüklüğü şekilde belirtilmiş olan küçük dairesel bir bölge, çubuğun. bu bölgesi bir
nokta-kaynak makinasımn iki elektrodu arasmda birkaç saniye sıkürnak suretiyle
1100°F in üzerine kadar mevziî olarak ısıtılmıştır. Merkezî bölge çabücak gen-
leşir fakat etrafmdaki nisbeten soğuk metal tarafından tutulur. Bunun neticesi
olarak merkezî bölgeniıv içinde ve civarında ısıtma ve muhtemelen soğutmada da
merkezî bölge daralmaya çalışaeağı için plâstik akma meydana gelir. Bu sebeple
kalan gerilmeler teşekkül eder, ve eğriler boyuna ve eniııe olan bu gerilmelerin
nümune içinde ısıtılan bölgeden geçen bir doğru boyunca nasıl değiştiğini göste-
riyor. Bu bölge içinde ve yakmmda bu özel çeliğin 60 500 lb/in 2 olan akma (yield)
noktasma çok yakın bir değer olan 55 000 İb/in 2 ye kadar çıkan iki eksenli bir
gerilme durumu vardır. Keza ısıtılan bölgenin hemen dışmda çok dik bir geril
me gradiyeni vardır: enine gerilme bir inç'lik bir mesafede 55 000 lb/in 2 den sı-
fıra düşer ve boyuna gerilme yarım inç'den az bir mesafede 55 000 lb/in 2 lik çek-
me gerilmesinden 25 000 lb/in 2 lik basme gerilmesine düşer. Kaynak yapılmış
pek çok yapılarda benzer şiddette ve gradiyen değerinde kalan gerilmelere rast-
lanacağı ümit edilebilir.
PRÛBLEMLER- 481
17—1. İki pozlu kuşgözü-kamera metodu ile alüminyumdaki gerilme ölçüsündeki muh-
temel hatayı hosaplayımz. £=10x10° lb/in° ve v=0,33 alımz. CuKa radyasyonu ile gözlene-
bilen en yüksek açı çizgisi kullamlmıştır. Eyik gelişli fotoğrafta, gelen demet nümune yü-
zeyi ile 45° lik bir agı yapıyor, ve nümuneye ait Debye halkasmın 5ı yançapı (bak Şek.
17—7) ölçülmüştür. Çizgi mevkiinin ölçülmesinde 0,05 mm lik bir presizyon ve nümune-film
mesafesinin 57,8 mm olduğunu kabul ediniz. Neticenizi Mad. 17—4 de çelik. için verilen de-
ğerle mukayese ediniz.
17—2. Bir alüminyum parça difraktometrede muayene ediliyor ve 511, 333 çizgilerine
ait 2B açısımn değeri ıp=0 olduğu vakit 163,75° ve ıj;=450 olduğu vakit 164° bulunuyor.
Alüminyûm tozu için aym değerler sırasıyle 163,81° ve 163,88° dir. Eğer Prob. 17—1 de veri
len elastik sabitlerden itibaren hesaplanabilir gerilme çarpam doğru kabul edilirse altimin-
yum parça içindeki gerilme nedir?
17—3. IVTadde 17—5 de 8=80° iken normal gelişteki x-isim etkin nufuz derinliğinin 45°
lik açı ile geliştekinden yiizde 80 fazla olduğuna dair.yapılan beyam tahkik ediniz.
P . 31
BÖLÜM 18
D A H A F A Z L A OKUMAK 1STTCENLERE T A V S 1 ¥ E L E E
ve endüstriyel radyografi (ve mikrografi) nin her ikisi de ithal edilmiş, ve x-ışm-
larınm kimyasal ve biyolojik etkilerinden bahsedeıı maddeler konulmuştur. Or-
ganik bileşiklerden alaşımlara kadar bijçok cisimlerin kristal strüktürleri tam ola
rak tasvir edilmiştir.
(10) The Crystalline State. Cilt II: The Optical Principles pf the Diffrac
tion of X-Rays, by R. W. James. (Jeorge Bell and Sons, Ltd., London, 1948). X-ışı-
ni difraksiyoriumm yiiksek derecedeki teorisi iizerine tngilizce olarak yazılmışî
belki de en iyi kitaptır. Diffuz saçılmasının (termal uyartma, küçük zerre-büyük-
Iüğü, kristal imperfeksiyonu vs. dolayisryle) Fourier serilerinin striiktiir analizin-
de kullamlmasmin, ve gazlardan, sivilardan, ve amorf katilardan sagilmanm tam
bir tetkikini ihtiva eder.
(11) The Crystalline State. Cilt HI: The Determination of Crystal Struc
tures. by LJ. Lipson and W. Cöehran. (George Bell, and Sons, Ltd., London 1953)
Uzay-grup teorisi ve Fourier serileri vasıtasıyle striiktiir analizi için yiiksek sevi-
yede bir kitap. Deneysel metodlar harigte bırakılmıştır, yani striiktiir analizi prob-
lomine \F\2 nin deneysel olarak tayin edilmiş olduğu farzedilerek başlanmıştır. Bir
çök açıklayıeı misaller vardır.
18—3] MÜRACAAT K W A P L A E I 4Ş5
Cilt 8. (Hazırlanmâkta)
Cilt 9. (1956) Strüktür neticelerinin 1942 den 1944 e kadar neşredileni.
Cilt 10 (1953) Striiktiir neticelerinin 1945 ve 1946 da neşredilenleri.
Cilt 11. (1952) Striiktiir neticelerinin 1947 ve 1948 de neşredilenleri.
Cilt 12. (1951) Striiktiir neticelerinin 1949 da neşredilenleri.
Cilt 13. (1954) Striiktiir neticelerinin 1950 de neşredilenleri.
(b) X-ismi difraksiyonunun başka bir olayı incelemek için deneysel bir va-
sita olarak kullanıldığı makaleler. X-isini difraksiyonunun uygulamasi hakkinda
böyle makalelerden çok şey öğrenilebilir. Bu cins pek eok makale muhtelif metal
liirji mecmualannda bulunabilir.
EK 1
LATÎS GEOMETRISİ
1 h2 + k2 + P
Kübik:
d2
Rombohedral:
Kübik: V=a5
Tetragonal: V=a2c
2
_\/3 ac
Hekzagonal: V = 9 = 0,866 a2c
hlh2 + klk2 . kk
s r- c2
Tetragonal: cos 4> =
hl2 + kl2 ,tf\ (h22 + k22 , 78"
+
-* ' ' a2 +
c:
Hekzagonal:
1 3a 2
-h\Ji2+k\k2+ - 5 - (^ıfe4-^2^0+ J T W2
COS<jfe = , ' '—
y (tf + kt + hkl + ~ - h2)(h22 + k22 + h2k2+ ~ - /22
490 LATİS ©EOMETRISI [Ek
Rombohedral:
a4dıd2
COS<£ % [sin 2 oc(Ai/i2+k\k2+lik)
v
+ (cos 2 a—cos a) (kik+&2/1 + hA2 + hh\ + h\k2+A2&1)]
h\h.2 , k\k2 hk
a2 + b2 + c2
Örtorombik: COS(f) =
Monoklinik:
m-f-W" fe2 , / 2 2 \
62 +
c2'J
Triklinik:
d d
c o s # = -T75- [511^1/12+522^1^2+533/1/2
+ S^ihk + kih) + Sis{kh2 + khl) + Sl2(hlf<2 + h.2kl)
EK 2
ROMBOHEDRAL-HEKZAGONAL DÖNÜŞÜM
H - h- k
K = k'- I.
I = h+ k +I
491
482 EOMBOHEDBAL-HEKZAGONAL DÖNÜŞÜM [Ek. 2
Buna göre rombohedral hiierenin (001) yüzü (şekilde taranmış olarak gös-
terilen) hekzagonal eksenlere gore ( 0 1 . 1 ) indislerine sahip olur.
Bir rombohedral latis hekzagonal eksenlere göre ifade edilebileeeğinden rom
bohedral bir cisim hekzagonal Hull-Davey yahut Bunn karti ile indislenebilir. 0
halde latisin hakikaten hangisi olduğunu nasıl tanıyoruz? Yukanda verilen denk-
lenilerden
—H+K+L=3k
olduğu gıkar. Eğer latis hakikaten rombohedral ise, k bir tarn sayıdır, ve patron-
da görünen çizgiler ( —-H + K+L) toplamı daima tarn ve 3 iin bir tam kati ola-
cak şekilde H K . L hekzagonal indislerine sahip olacaktjr.
Rombohedral bir cismin palronu bu şekilde yani hekzagonal eksenlere göre
indislenince, ve latisin hakikaten hangisi olduğu tayin edilince, umumiyetle rom
bohedral eksenlere göre yansıtıcı diizlemlerin (hkl) indislerini bilmek isteriz. Dö-
niişüm denklemleri
h = } (2H+K+L)
k=i (-H+K+L)
[ - $ (-H—2K+L)
dirler. Şinıdi rombohedral birim hücrelerin aR ve a latis parametrelerini tayin et-
mek problemi vardir. Fakat rombohedral hiierenin boyutlan hekzagonal hüere-
ninkinden tayin edilebilir, ve bu rombohedral sistemin karışık diizlem mesafe
denklemini çözmekten daha kolay bir iştir. Ilk adim patronu hekzagonal eksenlere
göre indislemektir. Böylece hekzagonal hiierenin aH ve c parametreleri bilinen yol-
la hesaplanabilir. Nihayet, Rombohedral hiierenin parametreleri aşağıdaki denk-
lemlerden hesaplanabilir : .
OR = T \/3aH2+c2 '
. a 3
s i n -K- = — - . -
2 2\/3 + (c/aH)2
Son olarak şu noktaya da işaret edelim ki eğer Şek. A2 —1 deki hekzagonal
hiierenin cj'a oranı özel 2,45 değerini alırsa bu takdirde rombohedral hiierenin a
açısı 60° olacak ve noktalarm latisi yüz-merkezli kübik olacaktır. Şek. A2 —1 i
Şek. 2 — 7 ve 2 — 16 ile mukayese ediniz.
Rombohedral-hekzagonal bağmtı hakkmda daha fazla bilgi International Tab
les for X-Ray Crystallography (1952) Vol. 1, sayfa 1 5 - 2 1 den elde edilebilir.
IK 3
NEŞREDILEN BAZI KAREKTERÎSTtK ÇtZGtLERÎN VE
ABSORBSIYON KENARLARININ DALGA UZUNLUKLARI *
(ANGSTROM CİNSÎNDEN)
(Devam edigor)
(*) Ortalama alımrken K04 bileşenine K«2 nin iki katı katîar ağırhk verümiştir.
493
494 NEŞREDİLEN KARAKTERİSTİK ÇİZGİLER [Ek. 3
Yoğunluk
1 Atom Eleman M o Ka Zll Ka C 'u Ka N i Ka Co A'a Fe Ka M n Ka Cr Ka
numaras ı (gm./cm?> X = 0.711 A X = | .436.A X = 1':.542A' X = 1 . 6 5 9 A X = 1.790 A X = 1.937 A X =2.103 A X =2.291 A
6 2 . 2 2 {graphite) 0,70 4.43 5.50 6.76 ' '8.50 10.7 13.8 17.9
7 î
...t.,.1649X-10'3.- „_"...'.
: t ,10 > 6.85 -_J»5,1, „_ '0.7 13.6 17.3 21.8'
8' $£p?— "1.3318 X 1 0 - 3 1 ,-5Ö'-'~ 11.4 12.7 -16.2 . 20.2 25.2 . "—3272—r- "ifŞİT^
9 T \ : 1.696 X 10-3 1,İ93 - 14.4 • - 17.5 21.5 " 26.6 ' 33.0'*" 41VI " " " 51.6
. 10 Ne; 0.8387 X 10-3 2.67 20.2 24.6 30.2 37.2 46.0 57.6 . . 72.7
1 26
27
Fe^
'Cö'-
,
:
7.87
""" ~lrr9* •' -"'"
38..3.. .
41.6
... 270
292
324
354:z;
397
54.4
JsT§\
öTstf
72.8
80.6
90.9
102
115
126
I 23
- 29■■'"
30 IJ
Cu
Ş*
..... 8".'90;.;
" ' • • .8,96- ".._..
- " "/V13
... . 4 7 . 4
54.8
325 .
__~42-.-Q-
î[49,-t3 1
-"•"739"0
61.0
JŞJL
. .75.1
79.8
88.5
93.1
98.8
109
. 116
123
135
145
154'
169
496 KÜTLE ABSOEBSİYON KATSAYILAEI VE YOGUNLUKLAR [Ek. 4
< v-
>" ^-
^fc &.
N
—
o m u~t -«t
O» " n - C
— CM CM CM
m o rt S cs
CM co co co t o
« 1 CN D O N
— CO CO CM
i<r •<■ N F i n
>n i n ça co —
■* co o »* eg
«o i n - o - o «o
S sN^COS CD
N
K ^CO ON «n
.— CO
CO CM
Q
-$ 'C
M3
-~ CM
<
ö to
tr CO m CO M3 M3 S 3 M3 <>, t N c o . o ■* CM o co o — m Os CO O O i n hs o N* O
(
CM -<r - o co * - c r o o n >n co o co i n co o . i n eg — tNN-K "O eg
™ CM ■ — CM CO CO NT -^f MD M3 CO CO
CS CM CM CM CO T ^ m «i in m t n M3 M3 I S
'**' II
><
<
- K
o co O CO CM CM ON CN N t i n O o» ov rs. - - • O CM K O K CM CO N . CM ON. O i S3 m o
— CM «* i n -o (O O . - CTO I S p> CO "O co co CM i n r s O N CO o CM
"■ ^~ " ~ * ~ " ~ — — CM CM CM CM CM CO CO ts o f- *<r in •sF - ^ i n i n «n CO CO
co -*r V "V •■* i n MJ
•<
<
* o
2< r% **> .
Co — M> CM ■— «o CM CM co CO CM CM * 0 CM -g- o CM co NO — ON M3 CO
, o —*
—■ U stssas;
• ■ — • — - — - — ^ M> TV. Os —
— . „ cs
o i " * i s o>
CM CM CM İ S
o co CO
CO CO i n CO
s i CO
co i n tS
<<
<
.5 t o O « CO
s i -a-' co' — CM CO Ps. — O CM t s i n CM O CO N Q
S838Î3 ■ t O O N CM
ST
N O i <S O —
SUSS i?J K « O CM
CM CM CM CO CO CO CO CO CO -M-
C M r-N.
-NT - M - 1Î
.<
<
n * I O C O «c
CO O N M l CM CM
/ t«N,
<57 •o -o r sroCK ŞSŞRŞ co -<rl*n co
*n M58DO CS
FS co ^ CM i n
O CM CO i n MJ
CM CM CM CM CM
■* O. " t O
CM CM CO CO CO
N ON
in o 25
.<
<
0 £
-< I f -<r «o t o "*t o O W> <•.
co ■— o r s co -o - o co i n CO CM CM ■ * O j n g c x n r o - I N CO M3 CO
i n m "O S K
^7 CO ON O O «— CM co i n *o •*•* °> © ^ SP
CM CM CM C^ C^
o in
CO CO co *"«r
.<
</
. « : l n i r i r i O N -- T CM ON CM f s C M 1 - * CO fs. M3 O ; CO CO CO ^ CM CO CO CM O
K CD CH V CM
l O ' ö ' O M D
CO " * •— CO N«
03 0 0 0 - SSKiQ CM CM ft CO CO
« 5 M3 û ^ —' CO*
CO CO CO • * "•*■
*n CM
v to
—
o
m
o
1
.<
CO
ro t
■" ST "D 1 o
a1 ♦— - o cn — "5
o* co i s co „er
x
So -
io -o io in ftcş ' « * o ? f İ Ş co co
CM - * CO "~
M3 CM ON X O N U-) o v M3 CO
p " ^ to ı f l fl t O —' c*i in -cj cö d P4N CM O CO N K - o - o ■ * i n <— CO M3 NO O N
si
CO ON
CM
' —. —. •M;
CO co ( »n
-
J
g . _- • *~- -..;1—1-.--
""■*■• - ^ , _ . - • :
-Bs- 1 " ■
i\ " ™
6& — CM co ■<«■ i n
1g co co co co co 8&8&Ş sŞİfîÇ • O N f f l ^ O
^r "V ' r ■* i o
in to i n S5Î RR
<1 m*i> ' ' ı l i H i i ı »
(Devam ediyor)
1
Atom Eleman ^ t ™ 1 ^ Mo Ka 'An Ka Cti Ka i Ni Ka Co Ka Fe Ka Mn Ka Cr Ka
ıumaras L' (gm/cm3) X = 0.711 A X = 1.436 A X = 1.542 A X = 1.659 A X = 1.790 A X = 1.937 A X = 2.I03A X = 2.291 A
76 Os 22.5 113 152 186 226 27"B- ' 346 406 480
77 Ir 22.5 118 160 194 • 237 292 362 422 498
78 Pt 21.4 123 172 205 248 304 376 436 518
79 Au 19.32 128 179 214 260 317 390 456 537
80. Hg 13.55 132 186 223 272 330 404 471 552 _
88 Ra 5.0 172 258 304 371 433 509 \ 598 708 '
90 Th 11.5 143 286 327 399 460 536 •. 633 755
92 U 18.7 153 310 352 423 488 566 672 805
9°
.0 .1 2 .3 .4 .5 .6
r
.7 .8
V> farfclar.
^01^02 .03 .04' .05
00 .0000 0000 0000 0000 0000 000 İ 0001 0001 0002 0002
1 .0003 0004 0004 0005 0006 0007 0008 0009 0010 0011
2 .0012 0013 0015 0016 0018 0019 0021 0022 0024 0026
3 .0027 0029 ' 0031 0033 0035 0037 0039 0042 0044 0046
4 .0049 0051. 0054 0056 0059 0062 0064 0067 0070 0073 interpolasyon
5 .0076 0079 0082 0085 . 0089 0092 0095 0099 0102 0106 yapuuüi
6 .0109 0113' 0117 0120 0124 0128 0132 0136 0140 0144
7 .0149 0153 0157 0161 0166 0170 0175 0180 0184 0189
8 .0194 0199 0203 0208 0213 0218 0224 0229 0234 0239
9 .0245 0250 0256 0261 0267 0272 0278 0284 0290 0296
10 .0302 0308 0314 0320 0326 0332 0338 0345 0351 0358 1 1 2 2 3
1 .0364 0371 0377 0384 0391 0397 0404 0411 0418 0425 1 1 2 3 3
2 .0432 0439 0447 0454 0461' 0468 0476 0483 0491 0498 1 1 2 3 4
3 .0506 0514 0521 0529' 0537 0545 0553 0561 0569 0577 1 2 2 3 4
4 .0585 0593" 0602 0610 0618 0627 0635 0644 0653 0661 1 2 3 3 4
15 .0670 0679 0687 0696 0705 0714 0723 0732 0741 0751 1 2 3 4 4
6 .0760 0769 0778 0788 0797 0807 0816 0826 0835 0845 1 2 3 4 5
7 .0855 0865' 0874 0884 0894 0904 0914 0924 0934 0945 1 2 3 4 5
8 .0955 0965 0976 0986 0996 1007 1017 1028 1039 1049 1 2 3 4 5
9 .1060 1071 1082 1092 1103 1114 1125 1136 1147 1159 1 2 3 4 6
20 .1170 1181 1192 1204 1215 1226 1238 1249 1261 1273 1 2 3 5 6
1 .1284 1296 1308 1320 1331 1343 1355 1367 1379 1391 1 2 4 5 6
2 .1403 1415 1428 1440 1452 1464 1477 1489 1502 1514 1 2 4 5 6
3 .1527 1539 1552 1565 1577 1590 1603 1616 . 1628 1641 1 3 4 5 6
4 .1654 1667 1680 1693 1707 1720 1733 1746 1759 1773 1 3 4 5 7
25 .1786 1799 1813 1826 ' 1840 1853 1867 1881 1894 1908 1 3- 4 5 7
6 .1922 1935 1949 1963 1977 1991 2005 2019 2033 2047 1 3 4 6 7
7 .2061 2075 2089 2104 2118 2132 2146 2161 2175 2190 1 3 4 6 7
8 .2204 2219 2233 2248 2262 2277 2291 2306 2321 •2336 1 3 4 6 7
9 .2350 2365 2380 2395 2410 2425 2440 2455 2470 2485 2 3 5 6. 8 '
30 .2500 2515 2530 ' 2545 2561 2576 2591 2607 2622 2637 2 3 5 6- 8
1 .2653 2668 2634 2699 2715 2730 2746 2761 2777 2792 2 3 5 6 8
2 .2808 2824 2840 ' 2855 2871 2887 2903 2919 2934 2950 2 3 5 6 8
3 .2966 ,2982 2998 3014 3030 3046 3062 3079 3095 311V 2 3 5 6 8
4 .3127 .3143 3159 3176 3192 3208 3224 3241 3257 3274 2 3 5 7 8
35 .3290 3306 3323 3339 3356 3372 3389 3405 \ 3422 3438. 2 3 5 7 8
6 .3455 3472 3488 3505 3521 3538 3555 3572 , 3588 3605 2 3 5 7 8
.7 .3622 3639 3655 3672 3689 3706 3723 3740 j 3757 3773 2 3 5 7 8
8 .3790 3807 3824 3841 3858 3875 3892 3909 i 3926 3943 2 3 5 7 8
9 .3960 3978- 3995 4012 4029 4046 '4063 4080 i 4097 4115 2 3, 5 7 9
40 .4132 -4149 4166 4183 4201 4218 4235 4252 1 4270 4287 2 3 5 7 9
1 .4304 4321 4339 4356 4373 4391 4408 4425 14443 4460 2 3 5 7 9
2 .4477 4495 4512 .4529 '.4547 4564 .'4582 4599 ! 4616 4634 2 3 5 7 7
3 .4651 4669 4686 4703 . 4721 4738 4756 4773 4791 4808 2 3 5 7 9
4 .4826 4843 4860 4878 ' 48Î5 4913 4930 4948 4965 4983 2 3 5 7 9
(Devam ediyor)
498
: [Ek. 5
farklar
0°
.0 .1 .2 .3 .4 .5 .6 .7 • '.8 . .9 .01 .02 .03 .04 .05
45 .5000 5017 5035 5052 5070 5087 5105 5122 5140 5157 2 o j 7 9
6 .5174 5192 5209 5227 5244 5262 5279 5297 5314 5331 2 3 5 7 9
7 .5349 5366 5384 5401 5418 5436 5453 5471 5488 5505 2 3 5 7 9
8 .5523 5540 5557 5575 5592 5609 5627 5644 5661 ' 5679 2 3 5 7 9
9 .5696 5713 5730 5748 5765 5782 5799 5817 5834 5851 2 3 6' 7 9
50 .5868 5885 5903 5920 5937 5954 5971 5988 6005 6022 2 3 5 7 9
1 .6040 6057 6074 6091 6108 6125 6142 6159 6176 6193 2 3 5 7 9
2 .6210 6227 6243 6260 6277 6294. 6311 6328 6345 6361 ' 2 3 5 7 8
3 .6378-, 6395 6412 6428 6445 6462 6479 6495 6512 6528 2 3 5 7 8
4 .6545 N 6562 6578 6595/ 6611 6628 6644 6661 6677 6694 2 3 5 7 8
55 .6710 6726 6743 6759 6776 6792 6308 6824 6341 6857 2 3 5 7 8
6 .6873 6889 6905 6921 6938 6954 6970 6986 7002 7018 2 3 5 7 8
7 .7034 7050 7066 7081 7097 7113 7129 7145 7160 7176 2 3 5 6 8
8 .7192 7208 7223 7239 7254 7270 7285 7301 7316 7332 2 3 5 6 8
9 .7347 7363 7378 7393 7409 7424 7439 7455 7470 7485 2 3 5 6 8
60 .7500 7515 7530 7545 7560 7575 7590 7605 7620 7635 2 3 5 6 a
1 .7650 7664 7679 7694 7709 7723 7738 7752' 7767 7781 2 3 5 6 8
2 .7796 7310 7825 7839 7854 7868 7882 7896 7911 7925 1 3 4 6 7
3 .7939 7953 7967 7981 7995 8009 8023 8037 8051 8065 1 3 4 6 7
4 .8078 8092 8106 8119 8133 8147 8160. 8174 8187 8201 1 3 4 6 7
65 .8214 8227 8241 8254 8267 8280 8293 8307 8320 8333 1 3 4 5 7
6 .8346 8359 8372 8384 8397 8410 8423 8435 8448 8461 1 3 4 5 7
7 .8473 8486 8498 8511 8523 8536 8548 8560 8572 8585 1 3 . 4 5 6
8 .8597 8609 8621 8633 8645 8657 8669 8680 8692 8704 1 2 4 5 6
9 .8716 8727 8739 8751 8762 8774 8785 8796 8808 8819 1 2 4 5 6
70 .8830 8841 8853 8864 8875 8886 8897 8908 8918 8929 1 2 3 5 6
1 .8940 8951 8961 8972 8983 8993 9004 9014 9024 9035 1 2 3 .( 6
2 .9045 9055 9066 9076 9086 9096 9106 9116 91.26 9135 1 2 3 ,1 5
3 .9145 9155 9165 9174 9184 9193 9203 9212 9222 '9231 1 2 3 4 5
4 .9240 9249 9259 9268 9277 9286 9295 9304 9313 9321 1 2 3 -1 '■>
75 .9330 9339 9347 9356 9365 9373 9382 9390 9398 9407 1 2 3 4 4
6 .9415 9423 9431 9439 9447 9455 9463 9471 9479 9486 1 2 3 3 j
7 .9494 9502 9509 9517 9524 9532 9539 9546 9553 9561 1 2 2 3 4
8 .9563 9575 9582 '9589 9596 9603 9609 9616 9623 9629 1 1 2 3 4
9 .9636 9642 9649 9655 9662 9668 9674 9630 9686 9692 1 7 3 3
'•<
80 .9698 9704 9710 9716 9722 9728 9733 9739 9744 9750 1 1 2 2 3
1 .9755 9761 9766 9771 9776 9782 9787 9792 9797 9801
2 .9806 9311 9816 9820 9825 9830 9834 9839 9343 9847
3 .9851 9856 9860 '9864 9868 9872 9876 9880 9883 9837
4 .9891 9894 9898 9901 9905 9908 99,11 9915 9918 9921 interpolasyon
85 .9924 9927 9930 9933 9936 9938 9941 9944 9946 9949 yapiniz
6 .9951 9954 9956 .9958 9961 9963 9965 9967 9969 9971
7 .9973 9974 9976 9978 9979 9981 9982 9984 9985 9987
■ 8 .9988 9989 9990 9991 9992 9993 9994 9995 9996.9996
9 .9997 9998 9998 9999 9999 9999 1.00 1.00 1.00 1.00
"Kübik Hekzagon'al
hkl
IP + k~ + /'- - Yilz- Cislm- IP + hk + A'2 hk
Elmas
Basit merkezli merkezlt
1 100 '1 10
2' no iiBu 2
3 111 \)\.. ""." 111 3 11
"âfiT 200. 200 4 20
-r5
6
210
211 211
5
6
7 7 21
8 220 220' 220 220 8
9 300, 221 9 30
10 _ 310 _ 310 10
~~ 311 311':, 3T1 11
12 222 222 1 222 12 22
13 320 13 31
14 321 321 14
15 15
16 400 400 400 400 16 40
17 410, 322 17
18 411,330 411, 330 18
19 331 331' 331 19 32
30 521 521 30
31 31 51
32 440 440 440 440 32
33 522, 441 33
34 530, 433 530, 433 34
35 531 531 531 35
36 600,442 600, 442 600, 442 36 60
37 610 37 43
38 611,532 611,532 38
39 39- 52
(devam edit/or)
7 (Sin0)/X NIN DEĞERLERI
Kübik
Hekzagonal
/.;,■/
EK 7
7
(sin 9) A (A- ) NIN DEGEKLEKI
. radyasyon
« Mi> Ka C'u Ka I ('n A'u IV K„ (•>' Ka
(0.711 A) (1.542 A) [ (1.790 A) (1.937 A) (2.291A)
{devam
502 (sin0)/X NIN DEĞERLERİ [Ek. 7
radyasyon
0 Mo Ka Tn Ka t 'o Ka ' Fe Ka Cr Ka
(0.711 A) (1.542A) (1.790 A) (1.937 A) (2.291 A)
H ' 1 0.81 0.48 0.25 0.13 0.07 0.04 0.03 0.02 0.01 0.00 0.00
He 2 1.88 1.46 1.05 0.75 0.52 0.35 0.24 0.18 0.14 0.11 0.09
Li' 2 1.96 1.8 1.5 1.3 1.0 0.8 0.6 0.5 0.4 0.3 0.3
Li 3 2.2 1.8 1.5 1.3 1.0 0.8 0.6 0.5 0.4. 0.3 0.3
Be'2 2 2.0 1.9 1.7 1.6 1.4 1.2 1.0 0.9 •0.7 0.6 0.5
Be 4 2.9 1.9 1.7 1.6 1.4 1.2 1.0 0.9 .0.7 0.6 0,5
B-' ' 2 1.99 1.9 1.8 1.7 1/6 1.4 1.3 1.2 1.0 0.9 0.7
B 5 3.5 2.4 1.9 1.7 1.5 1.4 1.2 1.2 1.0 0.9 0.7
C 6 4.6 3.0 2.2 1.9 1.7 1.6 1.4 1.3 1.16 1.0 0.9
N'5 2 2.0 2.0 1.9 1.9 1.8 1.7 1.6 1.5 1.4 1.3 1.16
N.;i 4 3.7 3.0 2.4 2.0 1.8 1.66 1.56 1.49 1:39 •1.28 1.17
N 7 5.8 4.2 3.0 2.3 1.9 1.65 1.54 1.49 K39 1.29 1.17
O 8 7.1 5.3 3.9 2.9 2.2 1.8 1.6 1.5 l'.4 1.35 1.26
o- 2 10 8.0 5.5 3.8 2.7 2.1 1.8 1.5 1.5 1.4 1.35 1.26
F 9 7.8 6.2 4.45 3.35 2.65 2.15 1.9 1.7 1.6 1.5 1.35
F - 10 8.7 6.7 4.8 3.5 2.8 2:2 1.9 1.7 1.55 1.5 1:35
Ne 10 9.3 7.5 5.8 4İ4 3.4 2.65 2.2 1.9 1.65 1.55 1.5
Ha ■ 10 9.5 8.2 6.7 5.25 4.05 3.2 2.65 2.25 1.95 1.75 1.6
No 11 9.65 8.'2 6.7 5.25 4.05 3İ2 2.65 2.25 1.95 1.75 1.6
Mg '-' 10 9.75 8.6 7.25 5.95 4.8 3.85 3:i5 2.55 2.2 2.0 1.8 .
Mg ' T2 10.5 8.6 7.25 5.95 4.8 3.85 3.15 2.55 2.2 2.0 1.8
AP;i 10 9.7 -8.9 7.8 6.65 5.5 4.45
;
3.65 3.1 2.65 2.3 2.0
Al 13 11.0 8.95 7.75 6.6 5.5 4.5 3.7 3.1 2.65 2.3 2.0
Si'" 10 9.75 9.15 8.25 7.15 6.05 5.05 4.2 3.4 2,95 2.6 2.3
Si 14 11.35 9 . 4 8.2 7.15 6.1 5.1 4.2 3.4 2.95 2.6 2.3
p-5 10 9.8 9.25 8.45 7.5 6.55 5.65 4.8 4.05 3.4 3.0 2.6
P 15 12.4 10.0 8.45 7.45 6.5 5.65 4.8 4.05 3.4 -.3.0 2.6
p-:i 18 12.7 9.8 8.4 7.45 6.5 5.65 4.85 4.05 3.4 3.0 2.6
s.r, 10 9.85 9.4 8.7 7.85 6.85 6.05 5.25 4.5 3.9 3.35 2.9
S 16 13.6-,lTö77 8.95 7.85 6.85 6.0- 5.25 4.5 3.9 3.35 2.9
S-2' 18 14.3 10.7 8.9 7.85 6.85 6.0 5.25 4.5 3.9 3.35 2.9
• Cl 17 14.6 11.3 9.25 8.05 7.25 ' 6 . 5 5.75 5.05 4.4 3.85 3.35
cr 18 15.2 11.5 9.3 8.05 7.25 6.5 5.75 5.05 4.4 3.85 3.35
A 18 15.9 12.6 10.4 8.7 7.8 7.0 6.2 5.4 4.7 ' 4.1 3.6
K> 18 16.5 13.3 10.8 8.85 7.75 7.05 6.44 5.9 5.3 4.8 4.2
K 19 16.5 13.3 10.8 9.2 '7.9 6.7 5.9 5.2 4.6 4.2 3.7 3.3
Ca'2 18 16.8 14.0 11.5 9.3 8.1 7.35 6.7 6.2 5.7 5.1 4.6
Ca 20 17.5 14.1 11.4 9.7 8.4 7.3 6.3 5.6 4.9 4.5 4.0 3.6
Sc'* 18 16.7 14.0 11.4 9.4 8.3 7.6 6.9 6.4- 5.8 5.35 4.85
Sc 21 18.4 14.9 12.1 10.3 8.9 7.7 6.7 5.9 5.3 4.7 4.3 3.9
TI*« 18 17.0 14.4 11.9 9.9 8.5 7.85 7:3 6.7 6.15 5.65 5.05
Ti 22 19.3 15.7 12.8 10.9 9.5 8.2 7.2 6.3 5.6 5.0 4.6 4.2
V 23 20.2 16.6 13.5 11.5 10.1 8.7 7.6 6.7 5.9. 5.3 4.9 4.4
Ci 24 21.1 17.4 14.2 12.1 10.6 9.2 8.0 7.1 6.3- 5.7 5.1 4.6
Mn 22.1 18.2 14.9 12.7 11.1 9.7 8.4 7.5 6.6 6.0 5.4 4.9
25
(devam ediyor)
503
504 ATOMİK SAÇILMA FAKTÖRLERÎ [Ek.
î£-V'>: 0.0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 1.0 1.1 ' 1.2
Fe 26 23.1 18.9 15.6 13.3 11.6 10.2 8.9 7.9 7.0 6.3 5.7 s;2
Co 27 24.1 19.8 16.4 14.0 12.1 10.7 9.3 8.3 7.3 6.7 6.0 5.5
Ni 28 25.0 20.7 17.2 14.6 12.7 11.2 9.8 8.7 7.7 7.0 6.3 5.3
Cu 29 25,9 21.6 17.9 15.2 13.3 11.7 10.2 9.1 8.1 7.3 6.6 6.0
Zn 30 26.8 22.4 18.6 15.8 13.9 12.2 10.7 9.6 » 8.5 7.6 6.9 6.3
Ga 31 27.8 23.3 19.3 16.5 14.5 12.7 11.2 10.0 -1 8.9 7.9 7.3 6.7
Ge 32 28.8 24.1 20.0 17.1 15.0 13.2 11.6 10.4 9.3 8.3 7.6 7.0
As 33 29.7 25.0 20.8 17.7 15.6 13.8 12.1 10.8 9.7 8.7 7.9 7.3
5e 34 30.6 25.8 21.5 18.3 16.1 14.3 12.6 11.2 10.0 9.0 8.2 7.5
'Br 35 31.6 26.6 22.3 18.9 16.7 14.8 13.1 11.7 10.4 9.4 8.6 7.8
Kr 36 32.5' 27.4 23.0 19.5 17.3 15.3 13.6 12.1 10.8 9.8 8.9 8.1
Rb 36 33.6 28.7 24.6 21.4 18.9 16.7 14.6 12.8 11.2 9.9 8.9
Rb 37 33.5 28.2 23.8 20.2 17.9 15.9 14.1 12.5 11.2 10.2 9.2 8.4
Sr 38 34.4 29.0 24.5 20.8 18.4 16.4 14.6 12.9 11.6 10.5 9.5 8.7
Y 39 35.4 29.9 25.3 21.5 19.0 17.0 15.1 13/4 12.0 10.9 9.9 9.0
Zr 40 36.3 30.8 26.0 22.1 19.7 17.5 15.6 13.8- 12.4 11.2 10.2 9.3
Nb 41 37.3 31.7 26.8 22.8 20.2 18.1 16.0 14.3 12.8 11.6 10.6 9.7
Mo 42 38.2 32.6 27.6 23.5 20.8 18.6 16.5 14.8 13.2 12.0 10.9 10.0
Tc 43 39.1 33.4 28.3 24.1 21.3 19.1 17.0 15.2 13.6 12.3 11.3 10.3
Ru 44 40.0 34.3 29.1 24.7 21.9 19.6 17.5 15.6 14.1 12.7 11.6 10,6
Rh 45 41.0 35.1 29.9 25.4 22.5 20.2 18.0 16.1 14.5 13.1 12.0 11.0
Pd 46 41.9 36.0 30.7 26.2 23.1 20.8 18.5 16.6 | 14.9 13.6 12.3 11.2
Ag 47 42.8 36.9 31.5 26.9 23.8 21.3 19.0 17.1 15.3 14.0 12.7 11.7
Cd 48 43.7 37.7 32.2 27.5 24.4 21.8 19.6 17.6 15.7 14.3 13.0 12.0
In 49 44.7 38.6 33.0 28.1 25.0 22.4 20.1- 18.0 16.2 14.7 13.4 12.3
Sn 50 45.7 39.5 33.8 28.7 25.6 22.9 20.6 18.5 16.6 15.1 13.7 12.7
Sb 51 46.7 40.4 34.6 29.5 26.3 23.5 21.1 19.0 17.0 15.5 14.1 13.0
Te 52 47.7 41.3 35.4 30.3 26.9 24.0 21.7 19.5 17.5 16.0 14.5 13.3
I 53 48.6 42.1 36.1 31.0 27.5 24.6 22.2 20.0 17.9 16.4 14.8 13.6
Xo 54 49.6 43.0 36.8 31.6 28.0 25.2 22.7 20.4 18.4 16.7 15.2 13.9
Cs 55 S0.7 43.8 37..6 32.4 28.7 25.8 23.2 20.8 '18.8 17.0 15.6 14.5
Bo 56 51.7 44.7 38.4 33.1 29.3 26.4 23.7 21.3 19.2 17.4 16.0 14.7
La 57 52.6 45.6 39.3 33.8 29.8 26.9 24.3 21.9 19.7 17.9 16.4 15.0
Ce 58 53.6 46.5 40.1 34.5 30.4 27.4 24.8 22.4 20.2 18.4 16.6 15.3
Pr 59 54.5 47.4 40.9 35.2 31.1 28.0 25.4 22.9 20.6 18.8 17.1 15.7
Nd. 60 55.4 48.3 41.6 35.9 31.8 28.6 25.9 23.4 21.1 19.2 17.5 16.1
Pm 61 56.4 49.1 42.4 36.6 32.4 29.2 26.4 23.9 21.5 19.6 17.9 16.4
Sm 62 57,3 50.0 43.2 37.3 32.9 29.8 26.9 24.4 22.0 20.0 18.3 16.8
Eu 63 58.3 50.9 44.0 38.1 33.5 30.4 27.5 24.9 22.4 20.4 18.7 17.1
Gd 64 59.3 51.7 44.8 38.8 34.1 31.0 28 J 25.4 22.9 20.8 19.1 17.5
Tb 65 60.2 52.6 45,7 39.6 34.7 31.6 28.6 25.9 23.4 21.2 19.5 17.9
Dy 66 61.1 53.6 46.5 40.4 35.4 32.2 29.2 26.3 23.9 21.6 19.9 18.3
Ho 67 62.1 54.5 47.3 41.1 36.1 32.7 2? 7 26.8 24 3 22.0 20.3 18.6
Er 68 63.0 55.3 48.1 41.7 36.7 33.3 30.2 27.3 24.7 22.4 30.7 18.9
Tm 69 64.0 56.2 48.9 42.4 37.4 33.9 30.8 27.9 25.2 22.9 21.0 19.3
(devam ediyor)
[Ek. 8 ATOMÎK SAÇILMA FAKTÖRLERİ 505
■ÜÎL'M-.. 0.0 0.1 0.2 0.3 0.4 0.5 0.6 0.7 0.8 0.9 1.0 1.1 1.2,
Yb 70 64.9 57.0 49.7 43.2 38.0 34.4 31.3 28.4 25.7 23.3 21.4 19.7
Lu 71 65.9 57.8 50.4 43.9 38.7 35.0 31.8 28.9 26.2 23.8 21.8 20.0
Hf 72 66.8 58.6 51.2 44.5 39.3 35.6 32.3 29.3 26.7 24.2 22.3 20.4
Ta 73 67.8 59.5 52.0 45.3 39.9 36.2 32.9 29.8 27.1 24.7 22.6 20.9
W 74 68.8 60.4 52.8 46.1 40.5 36.8 33.5 30.4 27.6 25.2 23.0 21.3
Re 75 69.8 61.3 53.6 46.8 41.1 37.4 34.0 30.9 28.1 25.6 23.4 21.6
Os 76 70.8 62.2 54.4 47.5 41.7 38.'0 34.6 31.4 28.6 26.0 23.9 22.0
Ir 77 71.7 63.1 55.3 48.2 42.4 38.6 35.1 32.0 29.0 26.5 24.3 22.3
Pt 78 72.6 64.0 56.2 48.9 43.1 39.2 35.6 32.5 29.5 27.0 24.7 22.7
Au 79 73.6 65.0 57.0 49.7 43.8 39.8 36.2 33.1 30.0 27.4 25.1 23.1
Hg 80 74.6 65.9 -57.9 50.5 44.4 40.5 36.8 33.6 30.6 27.8 25.6 23.6
Tl 81 75.5 66.7 58.7 51.2 45.0 41.1 37.4 34.1 31.1 28.3 26.0 24,1
Pb 82 76.5 67.5 59.5 51.9 45.7 41.6 37.9 34.6 31.5 28.8 26.4 24.5
Bi 83 77.5 68.4 60.4 52.7 46.4 42.2 38.5 35.1 32.0 29.2 26.8 24.8
Po 84 78.4 69.4 61.3 53.5 47.1 42,8 39.1 35.6 32.6 29.7 27.2 25.2
Al 85 79.4 70.3 62.1 54.2 47.7 43.4 39.6 36.2 33.1 30.1 27.6 25.6
Rn 86 80.3 71.3 63.0 55.1 48.4 44.0 40.2 36.8 33.5 30.5 28.0 26.0
Fr 87 81.3 72.2 63.8 55.8 49.1 44.5 40.7 37.3 34.0' 31.0 28.4 26.4
Ra 88 82.2 73.2 64.6 56.5 49.8 45.1 41.3 37.8 34.6 31.5 28.8 26.7
Ac 89 83.2 74.1 65.5 57.3 50.4 45.8 41.8 38.3 35.1 32.0 29.2 27.1
Th 90 84.1 75.1 66.3 58.1 51.1 46.5 42.4 38.8 35.5 32.4 29.6 27.5
Po 91 85.1 76.0 67.1 58.8 51.7 47.1 43.0 39.3 36.0 32.8 30.1 27.9
U 92 86.0 76.9 67.9 59.6 52.4 47.7 43.5 39.8 36.5 33.3 30.6 '28.3
Np 93 87 78 69 60 53 48 44 40 37 34 31 29
Pu 94 88 79 69 61 54 49 44 41 38 34 31 29
Am 95 89 79 70 62 55 50 45 42 38 35 •■ 32 30
Cm 96 90 80 71 62 .55 50 . 46 42 39 35 32 30
Bk 97 91 81 72 63 56 51 46 43 39 36 33 30
Cf 98 92 82 73 64 57 52 47 43 40 36 '33 31
99 93 83 74 65 57 52 48 44 '40 . 37 34 31
100 94 84 75 66 58 53 48 44 41 37 34 31
Ortorombik:
hkl Okl mi hkO hOO 0£0 00/
8 4 4 4 2 2 "2
hkl mı o&o
Monoklinik: 2
4 2
hkl
Triklinih
(*) Bunlar adi multiplisite faktörleridirler. Bazi kristallerde bu indislere sahip diiz-
lemler aynı mesafeli fakat farklı strüktür faktörüne sahip iki form arzederler, ve herbiri
için multiplisite faktörü yukanda verilen değerin yansıdır. Meselâ kübik sistemde bazi
kristaller vardir ki (hkl) indislerinin permiitasyonu strüktür bakimmdan denk olmiyan
düzlemler lıasıl ederler, böyle kristallerde (Mad. 2—7 de münakaşa edilmiş AuBe, bir mi-
saldir) meselâ (123) düzlemi bir forma ait olup belirli bir strüktür faktörü olduğu halde,
(321) düzlemi diğer bir forma aittir ve farklı strüktür faktörli vardir. Birinci formda
i | . =24 dtizlem ve ikinci formda da 24 düzlem vardir. Bu husus daha tarn olarak Henry,
Lipson, ve Wooster tarafindan The Interpretation of X-Ray Diffraction Photographs adli
kitapta münakaşa edilmiştir. (MacMillan).
506
EK 10
1+cos 2 29
LOEENTZ-POLARIZASYON FAKTÖRÜ
sin20 cosO
e° .0 .1 .2 .3 .4 .5 .6 .7 .8 .9
2 1639 1486 354 239 1138 ■?48 968.9 898.3 335. İ 778.4
3 727.2 680.9 638.8 600.5 565.6 533.6 504.3 477.3 452.3 429.3
4 406.0 388.2 369.9 352.7 336.8 321.9 308.0 294.9 282.6 271.1
5 260.3 250.1 240.5 231.4 222.9 214.7 207.1 199.8 192.9 186.3
6 180.1 174.2 168.5 163.1 158.0 153.1 148.4 144.0 139.7 135.6
7 131.7 128.0 124.4 120.9 117.6 114.4 111.4 108.5 105.6 102.9
8 100.3 97.80 95.37 93.03 90 ..78 88.60 86.51 84.48 82.52 80.63
9 78.779 77.02 75.31 73.66 72.05 70.49 '68.99 67.53 66.12 64.74
10 63.41 62.12 60.87 59.65 58.46 57.32 56.20 55.11 54.06 53.03
11 52.04 51.06 50.12 49.19 48.30 47.43 46.58 45.75 44.94 44.16
12 43.39 42.64 41.91 41.20 40 .'50 39.82 39.16 38.51 37.88 37.27
.13 36.67 36.08 35.50 34.94 34.39 33.85 33.33 32.81 32.31 31.82
14 31.34 30.87 30.41 29.96 29.51 29.08 28.66 28.24 27.83 27.44
15 27.05 26.66 26.29 25.92 25.56 25.21 24.86 24.52 24.19 23.86
16 23.54 23.23 22.92 22.61 22.32 22.02 21.74 • 21.46 21.18 20.91
17 20.64 20.38 20.12 19.87 19.62 19.38 19.14 18.90 18.67 18.44
18 18.22 18.00 17.78 17.57 17.36 17.15 16.95 16.75 16.56 16.36
19 16.17 15.99 15.80 15.62 15.45 15.27 15.10 14.93 14.76 14.60
20 14.44 14.28 14.12 13.97 13.81 13.66 13.52 13.37 13.23 13.09
21 12.95 12.81 12.68 12.54 12.41 12.28 12.15 12.03 11.91 11.78
22 ' '11.66 11.54 11.43 11.31 11.20 11.09 -10.98 10.87 10.76 10.65
23 10.55 10.45 10.35 10.24 10.15 10.05 9.951 9.857 9.763 9.671
24 9.579 9.489 9.400 ' 9.313 9.226 9.141 9.057 8.973 8.891 8.810
25 8.730 8.651 8.573 8.496 8.420 8.345 8.271 8.198 8.126 8.054
26 7.984 7.915 7.846 7.778 7.71) 7.645 7.580 7.515 7.452 7.389
27 7.327 7.266 7.205 7.145 7.086 7.027 ' 6.9.69 6.912 6.856 6.800
28 6.745 6.692 6.637 6.584 6.532 6.480 6.429 6.379 6.329 6.279
29 6.230 6.183 6.135 6.088 6.042 5.995 5.950 5.905 5.861 5.817
30 5.774 5.731 5.688 5.647 5.605 5.564 5.524 5.434 5.445 5.406
31 5.367 5.329 5.292 5.254 5.218 5.181 5.145 5.110 5.075 5.040
32 5.006 4.972 4.939 4.906 4.873 4.841 4.809 4.777 4.746 4.7İ5
33 4.685 4.655 4.625 4.595 4.566 4.538 4.509 4.481 4.453 4.426
34 4.399 4.372 4.346 4.320 4.294 ■4.268 4.243 4.218 4.193 4.169
35 4.145 4.121 4.097 4.074 ..4.052 4.029 4.006 3.984 3.962 3.941
36 3.919 3.898 3.877 3.857 3.836 3.816 3.797 3.777 3.758 3.739
37 3.720 3.701 3.633 3.665 3:647 3.629 3.612 3.594 3.577 3.561
38 3.544 3.527 3.513 3.497 3.481 3.465 3.449 3.434 3.419 3.404
39- 3.389 3.375 3.361 3.347 3.333 3.320 3.306 3.293 3.280 3.268
40 3.255 3.242 3.230 .3.218 3.206 3.194 3.183 3.171 3.160 3.149
41- 3.138 3.127 3.117 3.106 3.096 3.086 3.076 3.067 3.057 .3.048
42 3.038 3.029 3.020 3.012 3.003 2.994 2.986 2.978 2.970 2.962
43 2.954 2.946 2.939 2.932 2.925 2.918 2.911 2.904 2.897 2.891
44 2.884 2.878 2.872 2.866 2.860 2.855 2.849 2.844 2.838 2.833
(devam ediyor)
507
LORENTZ - POLABİZASYON FAKTÖEÜ [Ek. 10
508
e° .0 .1 .2 .3 .4 .5 .6 .7 .8 .9
45 2.828 2.824 2.819 2.814 2.810 2.805 2.801 2.797 2.793 2.789
46 2.785 2.782 2.778 2.775 2.772 2.769 2.766 '2.763 'i'jta 2.757
47 2.755 2.752 2.750 2.748 2.746 2.744 2.742 2.740 2.738 2.737
48 2.736 2.735 2.733 2.732 2.731 2.730 2.730 2.729 2.729 2.723
49 2.728 2.728 2.728 2.728 .2.728 2.728 2.729 2.729 2.730 2.730 •
50 2.731 2.732 2.733 2.734 2.735 2.737 2.738 2.740 2.741 2.743
51 2.745 2.747 2.749 2.751 2.753 2.755 2.758 2.760 2.763 2.766
52 2.769 2.772 2.775 2.778 2.782 2.785 2.788 2.792 2.795 2.799
53 2.803 2.807 2.811 2.815 2.820 2.824 2.828 2.833 2.838 2.843
54 2.848 2.853 2.858 2.863 2.868 2.874 2.879 2.885 2.890 2.896
55 2.902 2 908 2.914 2.921 2.'927 2.933 2.940 2.946 2.953 2.960
56 2.967 2 974 2.981 2.988 2.996 3.004 3.011 3.019 3.026 3.034
57 3.042 3.050 3.059- 3.067 3.075 3.084 3.092 3.101 3.110 3.119
58 3.128 3.137 3.147 3.156 3.166 3 175 3.185 3.195 3.205 3.215
59 3.225 3.235 3.246 3.256 3.267 3.278 3.289 3.300 3.311 3.322
60 3.333 3.345 3.356 3.368 3.380 3.392 3.404 3.416 3.429 3.441
61 3.454 3.466 3.479 3.492 3.505 3.518 3.532 3.545 3.559 3.573
62 3.587 3.601 3.615 3.629 3.643 3.658 3.673 3.688 3.703 3.718
63 3.733 3.749 3.764 3.780 3.796 3.812 3.828 3.844 3.861 3.878
64 3.894 3.911 3.928 3.946 3.963 3.980 3.998 4.016 4.034 4.052
65- 4.071 4.090 4.108 4.127 4.147 4.166 4.185 4.205 4.225 4.245
66 4.265 4.285 4.306 4.327 4.348 4.369 4.390 4.412 4.434 4.456
67 4.478 4.500 4.523 4.546 4.569 4.592 4.616 4.640 4.664 4.638
68 4.712 4.737 4.762 4.787 4.812 4.838 4.864 4.890 4.916 4.943
69 4.970 4.997 5.024 5.052 5.080 5.109 5.137 5.166 5.195 5.224
70 5.254 5.284 5.315 5.345 5.376 5.408 5.440 5.471 5.504 5.536
71 5.569 5.602 5.636 5.670 5.705 5.740 5.775 5.810 5.846 5.883
72 5.919 5.956 5.994 6.032 6.071 6.109 6:149 6.189 6.229 6.270
73 6.311 6.352 6.394 6.437 6.480 6.524 6.568 6.613 6.658 6.703
74 6.750 6.797 6.844 6.892 6.941 6.991 7.041 7.091 7.142 7.194
75 7.247 7.300 7.354 7.409 7.465 7.521 7.578 7.636 7.694 7.753
76 7.813 7.874 7.936 7.999 8.063 8.128 8.193 8.259 8.327 8.395
77 8.465 8.536 8.607 8.680 8.754 8.829 8.905 8.982 9.061 9.142
78 9.223 9.305 9.389 9.474 9.561 9.649 9.739 9.831 9.924 10.02
79 10.12 10.21 10.31 10.41 10.52 10.62 10.73 10.84 10.95 11.06
80 11.18 11.30 11.42 11.54 11.67 11.80 11.93 12.06 12.20 12.34
81 12.48 12.63 12.78 12.93 13.08 13.24 13.40 13.57 13.74 13.92
82 14.10 14.28 14.47 14.66 14.86 15.07 15.28 15.49 15.71 15.94
83 16.17 16.41 16.66 16.91 17.17 17.44 17.72 18.01 18.31 18.61
84 18.93 . 19.25 19.59 19.94 20.30 20.68 21.07 21.47 21.89 22.32
85 . 22.77 23.24. 23.73 24.24 24.78 25.34 25.92 26.52 27.16 27.83
86 28.53 29.27 30.04 30.86 31.73 32.64 33.60 34.63 35.72 36.88
87 38.11 39.43 40.84 42.36 44.00 45.76 47.68 49.76 52.02 54.50
EK 11
FÎZIK SABÎTLERt
509
EK 12
Aktinyum
Alabamin Bak F r a n s i y u m
Altm FCC, A l 4,0783 20°C 2,884
Alüminyum FCC, A l 4,0490 20°C 2,862
Amerikyum
Antimon Rombohedral, A7 4,5064- 57°6,5' 20°C 2,903
Argon FCC, A l 5,43 - 233"C 3,84
Arsenik Rombohedral, A7 4,159 53°49' 20°C 2,51
Astatin
Azot, a Kiibik 5,67 . . -252°C 1,06
13 Hegzagonol 4,04 6,60 -234°C
Bakir \j(W<L FCC, A l 3,6153 20"C 2,556
B a r y u m y\j<.-\\L BC/Cj A.& 5,025 20°C 4,35
Berilyum a* H C P , A3 2,2854 3,5841 20°C 2,225
|3 (şüpheli) Hekzagonal 7,1 10,8 Oda
Bismut Rombohedral, A7 4,7356 57,14,2' 20°C 3,111
Bor ' Rombohedral, 9,45 23,8 Oda
Brom Ortorombik 4,49 6,68 ' 8,74 —150"C 2,27
Civa Rombohedral, A l l 2,006 . . 70,31,7' —46°C 3,006
Çinko HCP, A3 2,664 . . 4,945 . . 2,664
Demir, a* BCC, A2 2,8664 . N 20°C 2,48i
T (ekstrapole
edilmistir) FCC, A l 3,571 . 20°C 2,525
T (908-1403"C) 3,656 950°C 2,585
5(>1403°C) BCC A2 2,94 1425°C 2,54
Disprosyum HCP A3 3,585 5İ659 . 20°C 3,506
Erbiyiim H C P A3 3,539 5,601 20°C 3,466
Evropyum BCC A2 4,582 20°C 2,968
Fosfor, beyaz Kiibik 7,18 . . . —35°C
Siyah* Ortorombik, A16 3,32 4,39 10,52 Oda 2,17
■ Fransiyum Alabamin denirdi
Gadolinyum HCC, A3 3,629 5,759 20°C 3,561
Galyum FC O.rombik, A l l 3,526 4,520 7,660 20°C 2,442
Germanyum- Elmas kiibik, A4 . 5,658 20°C 2,450
Gümüş FCC, A l 4,0856 20°C 2,888
Hafniyum HCP, A3 3,206 5,087 20°C 3,15
Helyum H C P , A3 (?) 3,58 5,84 —271,5°C 3,58
Hidrojen, p a r a Hekzagonal 3,76 6,13 —271°C
Holmiyum H C P , A3 3,564 5,631 20°C 3,487
Illinium Bak P r o m e t y u m
Indiyum FC tetragonal, A6 4,594 4,951 20°C 3,25
Iridyum FCC, A l 3,8389 , . . 20°C 2,714
Iterbiyum FCC, A l 5,488 . > * 3,874
Itriyum H C P , A3 3,670 . , 5,826 3,60
Iyod Ortorombik 4,787 7,266 9,793 2Ö"C 2,71
Kadmiyum H C P , A3 2,9787 . , 5,617 20°C 2,979
Kalay, (3 gri Elmas kiibik, A4 6,47 : , . 18°C 2,81
a., beyaz* Tetragonal, A5 5,8311 , . 3,1817 20°C 3,022
Kalsiyum a. FCC, A l 5,57 . . . 20°C 3,94
(3 (300—450°C)
T (>450°C) H C P , A3 3,99 . : 6,53 460°C 3,95
(*) Birden fazla formda mevcut olan (yahut olduğu zannedilen) elemanm en çok
rastlanüan formu.
511
KRİSTAL STRÜKTÜRE AİT DATA [Ek. 13
(*) Birden fazla formda mevcut olan (yahut olduğu zannedilen) elemanin en çok rast-
lamlan formu.
Ek. 13] KRISTAL STRÜKTÜRÜNE AİT DATA 513
(*) Birden fazla formda mevcut olan Cyahut mevcut olduğu zannedilen) elemamn en
çok rastlamlan formu.
Structure of Metals 2nd edition, by Charles S. Barret (McGraw-Hill B'pok Company, Inc.,
New York, 1952) den almmıştır.
F. 33
514 KRİSTAL.STRÜKTÜRÜNE AİT DATA [Ek. 13
Latis Ayrılmadüz-
Cisim S t r ü k t ü r tipi lemlerinih me-
parametreleri (A)
safesi (A)
a=6,37 3,036
CaCOa (kalsit) Rombohedral, Gl
a=46,l° ■ •
a=4,90
S i 0 2 (a—kuvartz) Hekzagonal, C8
c=5,39
a=5,18
H 2 KAl 2 (SiO,) 3 b=8,96
Monolinik 10,08
(mika.muskovit) c=20,15
13=98,6°
a=4,525
Fe 3 C (semeritit) Ortoronibik b=5,088
c=6,740
a=3,555+0,044x
Ostenit FCC, Al (A-= k a r b o n u n ağırlık
yüzdesi)
a=2,867—0,013*
c—2,867+0,116*
Marten'sit BC Tetragonal
(.v-=karbonun ağırlik
yüzdesi)
EK 14 . . .
E14 —Giriş. Bir x-ismlan demetinin ikili dalga - zerre karakterine sahip
olmasi gibi bir zerreler demetinin de dalga karakterine has bazı özelikleri vardır.
Özelikle.) böyle bir zerreler demeti peryodik saçıcı merkezler tarafmdan difraksi-
yona uğratılabilir. Bu ilk önee 1924 de Broglie tarafmdan teorik olarak önceden
haber verildi ve 1927 de Davisson ve Germer tarafmdan (elektronlar için) ve
1936 da Von Hajban ve Preiswerk tarafmdan (nötronlar için) deneysel olarak
isbatlandi:
Eğer bir partikiiller demeti dalga hareketi gibi bir tavır gösterebiliyorsa bu
demetin bir dalga ıızunluğıı olmalıdır. Dalga mekaniği teorisi bu dalga uzunlugu-
mm Planck sabiti h nm zerrenin momentumima bölümüne' eşit olduğunu yani
dalga uzunluğunun
X=-*- (1)
mv
şeklihde olduğunu söyler ki burada JJI zerrenin kütlesi ve v hızıdır. Eğer bir zer
reler demeti uygun şartlar altmda bir kristale yöneltilirse tıpkı x-ismlan gibi Bragg
kanununa göre difraksiyon hasil olur ve difraksiyon doğrultusu bu kanun ve ( 1 )
Denk. ile hesaplanan dalga,uzımluğundan bulimabilir. Elektronlar ve hötronlarm
her ikisinin de difraksiyon ile kristal strüktürlerinin tetkikinde faydali zerreler
olduklaii isbatlanmıştır ve bu tekniğin metallurjide pek gok tatbikati mevcuttur.
Kristaller .tarafmdan x-ismi, elektron ve nötron. difraksiyonunun farkı öyledir ki
bu üç teknik birbirini, diğerlerinin vermeye mııktedir olmadığı bazı özel cms bil-
giyi biri vermek suretiyle, önemli şekilde tamamlar.
E14 —2 Elektron difraksiyonu. Bir hızlı elektron demeti bir tüp için-
de bir x-ismi tüpündekine çok benzer bir prensibe göre elde edilir. Elektronlarm
dalga uzunluğu, tatbik edilen voltaja tabidir çünkü e elektron yükü ve U tatbik
edilen voltaj (esb olarak) olmakiizere elektronlarm kinetik enerjisi
■krnv2 = eU . (2)
515-
516 ELEKTRON VE NÖTEONLARIN DİFRAKSİYONU [Ek. 14
ile verilmiştir. (1) ve (2) Denklemlerinin terkibi dalga uzunluğu ve voltaj ara-
smda, voltaj arttıkça dalgauzunluğunun küçüldüğünü veren
verir. Bu pilden çıkan nötronlar termal dengede bıılunan bir gazm molekülleri-
ninkine benzer kinetik enerji dağalımma sahiptirler, yani Maxwell dağahm kanıı-
n u n a uyarlar. <c Termal nötron» denilen bu nötronlarııı b ü y ü k bir kesri kT kine
tik enerjisine sahiptirler ki burada k Boltzmann sabiti ve T m u t l a k sıeaklıktır.
Eğer bu kesir monokromator kristal tarafmdan seçilirse, ( 4 ) Denk. de E = kT
koyabilir ve
X= — —: (5)
\j2mkT
buluruz. T mutlak sıeaklığı 300° ile 400°K arasındadır k i X n m takriben 1 yahut
2 A olduğunu ifade eder yani x-ışmı dalga uuzrilukları ile ayrıı büyüklük merte-
besindedir. Difraksiyon deneyleri bir nötron difraktometresi ile yapılır, ve bu di£-
raktometrede şiddet, BF 3 gazı ile doldurulmuş bir orantılı sayıcı ile ölçülür.
Bir tarafta nötron difraksiyonu ve diğer tarafta x-ışmı ve elektron difraksiyo-
n u olmak üzere bunlar arasmdaki esaslı fark atomik saçma gücünün ( * ) Z atom
numarası ve saçılma açısı 20 ile değişimindedir. T a m a m e n aynı şekilde olmamak-
la beraber hem x-ışınları ve hem de elektronlar içiıı bir atomun saçma güeü Z
artmca artar ve 20 artmca azalır. Halbuki nötronlar b ü t i m saçılma açılarında ay-
n ı şiddette saeılırlar ve atom ııumaralan na da daha değişik şekilde tabidirler yani
nötronlarm saçılma güçleri ile saçıcınııi atom numaraları arasında düzgün bir de-
ğişme yoktur. Hemen hemen aynı Z değerine sahip elemanlar tamamen farklı
nötrou sacma gücüne sahip olabilirler ve Z değerleri çûk farklı olan elemanlarm
ikisi de nötronları iyi saçabilirler. Bundan başka bazı hafif elemanlar nötronları
bazı ağır elemanlardan daha şiddetli saçabilirler. Aşağıdaki değerler f nötronlarm
saçrna gücünün atom numarası ile düzgün olmıyan bir şekilde nasıl değiştiğini
gösterir:
( KARŞIT I A T t S
Her ne kadar karşıt latis ilk bakışta oldukca soyut ve sun'î görimürse de dif-
raksiyönuu karşıt latis teorisi genel, ve en basitinden en kanşığma kadar bütün
difraksiyon olaylarma kabili tatbik olduğundan onnn esaslanm kavramak için
harcanan zaman yerinde harcanmış bir zamandir. Bu arada karşıt latis bilgisi öğ-
renciye yalmz karışık difraksiyon olaylanm kavraması için yardım etmekle kal-
mayip en basiti halçkmdaki anlayışını da derinleştirecektir.
a . b = ab cös a .
(*) Koyu siyah harfler vektörü gösteriyor. İtalik olarak yazılmış ayni harfler vektörün
mutlak değerirü gösteriyor. '
,519
520 KAEŞIT LATİS [Ek. 15
dır. Geornetrik olarak Şek. E15 — 1 , iki vektörün skaler çarpımma vektöıierdeu
birinin uzunluğu ile diğerinin birinci üzeriııdeki izdüşümünüıı earpımı olarak
bakılabileceğini gösterir. Eğer vektörlerden biri, meselâ a, bir birim vektör ise
(uzunluğu birirn olan vektör) bu takdirde a . b doğrudan doğruya a nm b iizerin-
deki kdüşümünün uzunluğunu verir. Vektörleriıı toplamlarinm veya farklarmin
skaler çarpırnı teriınleri ayrı ayrı çarparak teşkil edilir:
(a+b) . (c—d) = (a . c) — (a . d) + (b . c) — (b . d)
, c =a xb
J—g& V
Şek. E15—1. İki vektörün skaler Şek. E15—2. İki vektörün vektöral
çarpımı. çarpımı.
axb=—(aXb)
dır.
bı = -^(aaXas), (1)
b2 = y ( a 3 X a i ) , ; (2)
b 3 = y (aiXa 2 ), (3)
at A
Şek. E15—3. Karşıt latis eksenlerinden b3 tin yeri.
Şek. E1S — 3 de görülengenel triklinik birim hücreyi göz önüne alalım. Kar
sit latisin b 3 ekseni (3) denklemine göre ai ve a 2 nin teşkil ettiği düzleme diktir.
b 3 ün uzunluğu
b3 = -
aıXa 2 (OACB paralelkenarmm alani)
V (OACB paralelkenarmm alanjj (hücr.enin yüksekliği)
1
OP
\
522 KAEŞIT LATİS [Ek. 15
rünün ucundaki noktaya 100 adı verilir, b2. vektörünün uoundaki ııoktaya 010
adı verilir ilâh. Bu teşnıil edilıniş karşıt latisin aşağıdaki özelikleri vardır:
(1) Karşıt latisin orijinindeıı bu latis içinde hkl koordinatlı herhangi bir
noktaya çizileıı bif B.,,k! vektörü kristal içinde Miller indisleri hkl olan düzlenıe
diktir. Bu vektör koordinatları cinsinden ifade. edildiği takdirde
0.25A-1
(100)
a
3v a,
Bu bağmtılarda dikkate değer olan taraf karşıt latis noktaları takımmm kris-
tali tanı mânası ile tasvir etmesidir, şu manâda ki her karşıt latis noktası kristal
ieindeki bir düzlem takımma tekabül eder ve bu düzlem takınunın yönlenmesmi
ve aralarındaki mesafeyi gösterir.
Bu geııel bağmtıları isbat etmeden önee kübik ve hexagonal kristaller için
Şek. E15 —4 ve E15 —5 de gösterilmiş olan ö'zel karşıt Iatisleri ineeliyelim. Her
iki halde de karşıt latis miinasip bir orijinden itibaren, bunun mutlaka kiistal
latisinin orijini olmasi şart değildir, ve angtromun tersi boyutunda uygun bir eşelle
çizilmiştir; Dikkat edilirse (1) den ( 3 ) e kadar olan bağmtılar kiibik, tetragonal,
yahut ortorombik gibi birim hücresi birbirine dik vektörlerden meydana gelmiş
kristaller için cok basit bir şekil alır. Böyle kristaller için bı, Ö2 ve b3 sırasıyle %,
Ek. 15—3] KARŞIT LATİS 523
Şek. E15—5. a ) = 4A olmak üzere bir hexagonal kristalin karşıt latisi. CBurada düzlemler
üç - indis sistemi ile gösterilmiştir ve a^ umumiyetle c yi gösterir.) a3 ve h} eksenelri şekil
düzlemine diktirler.
dik olduğu tahkik edilebilir. Görülecektir k i n tam bir sayı olmak üzere nh, nk, nl
gibi bir karşıt latis noktası (hkl) ye paralel ve mesafeleri bu diizlemlerin mesafe-
lerinin 1/n i olan düzlemlere tekabül eder. Buna göreH 2 2o vektörü ( 2 2 0 ) diizlem-
lerine dik ve bu sebeple de Hno a paraleldir, çünkii ( 1 1 0 ) ve ( 2 2 0 ) paraleldirler,
fakat ( 2 2 0 ) düzlemlerinin mesafeleri ( 1 1 0 ) düzlemlerininkmin yarısı kadar ol-
dıığundan H,2 0 run uzımluğu Hııo ın uzunltığumm iki katıdır.
."" ba ■ a ı = b 3 . a2=0
^3 vektörü ile a 3 ü n skaler çarpımı ise birdir, çirakü (bak. Şek. E 1 5 —3)
Geııel olarak
am . b „ = l , m = n ise, (4)
= 0, m=f=n ise. (5)
H mn (hid) ye dik ve HUM «in d!M nin tersine eşit olduğu aşağıdaki şekilde
isbatlanabilir. Şek. E15 —6 daki ABC diizlemi (hkl) takımı içinde orijine en ya-
km olam olsıın. Bu takdirde Miller indislerinin tarifinden orijinden A, B ve C
noktalarina giden vektöıier sirasiyleaj/Zx, a2/fc ve a 3 /Z dir. hkl diizlemi içinde A
dan B ye giden A B yektörünü göz önüne alalım
n k
olduğundan
AB aı
'h k
dır. H ile AB nin skaler garpımmı teşkil edersek
H . AB = (Abı+*b2 + /b3) . fe — ^
H . A B = 1—1 = 0
bulunur. Bu çarpım sıfır olduğundan H vektörü AB ye dik olmalıdır. Benzer şe-
kilde H mn AC ye dik oldıığu gösterilebilir. H vektörü (hkl) diizlemi içindeki
iki vektöre dik olduğundan düzlemin kendisine de dik olur.
H ile d arasmdaki terslik bağıntısım isbatlamak için H doğrultusunda yani
(lıhl) ye dik olan n birim vektörünü alalım. Bu takdirde
Ek. 15—4] * DİFEAKSİYON VE KARŞIT LATİS 525
d= ON=^.n
plur. Fakat . . • " ■
drr, bu itibarl»
j— ü i M_ ~• ÜI (Abı+^b 2 +/b3)
d
~~ h ' H ~ h ' H
'_ 1_
~ H
bulunür.
Tamamftjı geomelrik bir alet olarak kullanıldığı vakit karşıt latis kristal geo-
metrisinin pek çok probjemlerinin çözümünde önemli faydalâr sağlar. Meselâ bir
zönun düzlemleriyle bu zonun ekseni arasmdaki bağmtıyı göz önüne alabm. Bir
zonun düzlernlerinin hepsi bir doğruya, yani zon eksenine paralel olduklarından
bunların normallerinin hepsi bir düzlem içinde olmalıdır. Buhdan bir zonun düz-
lemlerinin karşıt latiste karşıt latisin orijininden geçen bir düzlem içinde bulu-
nan .noktalarla temsil edildiği anlaşılır. Eğer (Jıkl) düzlemi, ekseni [it v tu] olan
zona aitse bu takdirde (hkl) nin normali yani H vektörü [u v to] ye diktir. Zon
eksenini kristal latisinde bir vektör olarak ve H yi da karşıt latiste bir vektör ola
rak ifade edelim:
OA =p&ı + qa,2+ra,3
olacaktır. Gelen x-ışınlarının dalga boyu X olsun ve gelen ve difraksiyona üğra-
yan demetler sırasıyle SoVeS birim vektörleriylc temsil edilsin. Genel olarak So,
S ve OA ayni düzlem içinde değildir.
Hangi şartlar altmda difraksiyomın meydana geldiğini tayin etnıek için O
ve A atomları tarafından saçılan ışmlar arasındaki faz farkını tayin etmeliyiz.
Şek. E15 —7 deki Ou ve Ov doğruları sırasıyle So gelen demetine ve S difraksiyon
demetine' dik dalga eepheleridir. 8 ile 0 dan ve A dan saçılan ışınlar arasmdaki
yol farkı gösterilsin. Bıı takdirde
5=uA+Av
= 0m + 0n
= S 0 . O A + (—S).OA '
=— OA.(S—So)
olıır. Bu yol farkına tekabül eden faz farkı
IS» - .
2«8
«£ =
2^1^-^). OA
Ek. 1 5 - 4 ] DİPRAKSİYON VE KABŞIT LATİS 527
ile verilmiştir. Şimdi (S—So)/\ vektörünü karşıt latisin bir vektörü olarak ifade
ederek difraksiyonun karşıt latis ile olan bağıntısmı bulabiliriz. Bu maksatla
■..'•'• . ' . - . . s
S —tSo
- \ = Abi+Arb 2 +/b3
olur. Bir difraksiyon demeti yalnız kuvvetlendirme olursa. olur, ve bu.da <£ nin
2TÎ nin bir tam'katı olmasım gerektirir. Bu da ancak h, h ve I tam sayi olursa olıır.
Bu sebeple difraksiyon şartı (S—So) / \ vektörünün karşıt latiste bir naktada ni-
hayet bıılması. yani
S—SQ (7)
= H=Abı+/tb 2 +/b 3 )
(8) den (10) a kadar olan denklemler von Laue tarafından 1912 de difraksiyon
için gerek olan şartları ifade etmek üzere eıkarılmış denklemlerin yektörel. şekli-
dir. Difraksiyonun vuku bulması iein.bu denklemler ayni zamanda gerçeklenme-
lidir. • ' ' . . ' ' .
t
Şek. E15—7 de gösterilmiş olduğu gibi (S—So) vektörü gelen demet So ile
difraksiyon demeti S arasmdaki aciyi ortalar. Bu sebeple S difraksiyon demeti
528 KAEŞIT LATİS . [Ek. 15 ■•
(S—oS) a dik olan bir düzlem takımmdatı yansımış gibi düşünülebilir. Filhaki-.
ka ( 7 ) denklemi (lıkl) düzlemine dik olan H y a (S—So) m.paralel olduğımu _ ;
ifade eder. Bu düzlemlerle S (veya So) arasmdaki açı 6 olşun. Bu takdirde madem
k i S ve Sobirim vektörlerdir. ' ■';■.,]
p, (j ve'r nin t'am olacağma dair ilk kabulümüz aşikâr olarak beher hücresin-
de yalmz hücrenin köşeleritide yer almış bir atom bulunan kristaller müstesna !
bütiin kristalleri saf hariei kılar. Çiinkü bir hücre birden fazla atom ihtiva ederse
orijinde». kristal üzerindeki herhangi bir atoma giden OA. yektörü tam ol'mıyan