You are on page 1of 75

BİYOFİZİĞE GİRİŞ

Dr. Ayşe DEMİRKAZIK ÇANÇALAR

1
BİYOFİZİK NEDİR ?

Sözlük anlamı ile "Canlı varlıkların incelenmesinde fiziğin uygulanması"


veya kısaca "Canlı organizmaların fiziği" şeklinde tanımlanan
BİYOFİZİK, tıbbi ve biyolojik bilimler içerisinde en son ortaya
çıkanlardan birisidir. Metodoloji bakımından, tıbbın ve biyolojinin
problemlerine fiziksel açıdan yaklaşmaktadır.
Ülkemizdeki üniversitelerde biyofiziğin sadece belirli konuları
üzerinde çalışmalar sürdürülmektedir.
Bunlara örnek olarak şu çalışma konuları sayılabilir;
1-Elektrofizyolojik biyofizik ve Nörofizyolojik biyofizik,
2-Moleküler biyofizik,
3-Hücre biyofiziği,
4-Elektriksel alan biyofiziği,
5-Mikrodalga biyofiziği,
6-Beslenme ve bitki biyofiziği,
7-Teorik biyofizik
 Matematik, fizik, kimya, biyoloji ve tıp
kültürlerinin hepsine birden sahip olan
doğa bilimcileri aslında bugünün
biyofizikçileri kabul edilirler.
 İbn-i Sina (980-1037)
 Galileo Galilei (1564-1642):Bilimsel
yöntemin kurucusu; tıp, matematik , fizik;
kendi nabzını bir saat gibi kullanmıştır.
 Sanctorius (1561-1636): tıpta nicel
ölçümlerin başlatıcısı sarkaç ve
termometreyi klinik uygulamaya sokan ilk
bilim adamı
3
 William Harvey (1578-1637): tıpta fizik kavram
ve tekniklerini kullanarak kan dolaşımı teorisini
kurmuştur.
 Luigi Galvani (1737-1798): tıpta ilk kez
biyoelektrik olayların varlığını ortaya koymuştur.
 Thomas Young (1773-1829):Işığın dalga teorisini
kandaki hücre çaplarını ölçmede kullanmış ve
pulslu kan akımını izah etmiştir
 Jean Leonard Marie Poiseuille (1797-1869):
damarlarda viskoz akış yasalarını bulmuştur.
 Adolf Fick (1829-1901): Difüzyon yasalarını
bulmuştur.
 Julius Robert Mayer: iş ve fizyolojik süreçler
arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyarak
enerjinin korunumu ilkesini ilk kez tıpta
uygulanabilirliğini göstermiştir.

4
 Ludwig Ferdinand von Helmholtz
(1821-1894): En büyük
biyofizikçilerden sayılır. Kas
kasılması, sinirde iletim hızını ilk
olarak ölçen, renkli görme ve işitme
teorilerini ortaya koyan bilim adamı.

5
SİSTEM KAVRAMI
SİSTEM: Karşılıklı etkileşim halindeki birtakım parçalardan oluşan
fiziksel veya düşünsel herhangi bir varlığa sistem adı verilir.

Bir sistemin özellikleri ; parçalarının veya öğelerinin cinsleri, sayıları ve


öğelerarası etkileşimlerle belirlenir.

Davranış Denklemi
Y= Y (E,α,t)

→E SİSTEM →Y
Etki (forcing) Yanıt (response)

6
Herhangi bir sistem farklı kesitlerde bileşenlerine ayrılabilir ve bu
bileşenlerde yine birer sistem (veya alt sistem) olarak ele alınabilir.

Örneğin;
atom → molekül → hücre → organ → organizma → toplum →
biyosfer

Bir sistemin yapısal ve işlevsel olarak bütünlüğü bu alt sistemlerin


Bütünlüğüne bağlıdır.

7
BİRER AÇIK SİSTEM OLARAK CANLILAR
Çevresi ile madde ve enerji alışverişinde bulunan sistemlere açık,
madde alışverişi yasaklanmış sistemlere kapalı, madde ve enerji
Alışverişi yasaklanmış sistemlere yalıtık(izole) sistemler denir.

Yalıtık veya kapalı sistemlerde de reaksiyonlar devam edebilir.


Ancak bu olaylar sıcaklık farklarının ortadan kalktığı,max entropiye
Ulaşıldığında son bulur.Buna sistemin denge durumu denir.

Açık sistemler genel olarak


Değişime uğrarlar. Ancak özel
Olarak madde giriş ve çıkışı sürerken,
kompozisyonun zamandan
Bağımsız kaldığı bir durum söz
konusudur. Sistemin zamanla
değişmediği bu duruma kararlı durum
(Steady state) denir.

8
Örneğin; bir sinir veya kas hücresinin dinlenim durumunda, hücre
Zarından geçişler devam ettiği halde her bir iyon için net giriş sıfırdır
Ve hücre içi konsantrasyonlar değişmez.

ÖZET olarak;
1. Madde ve enerji alırlar,
2. Aldıkları madde ve enerjiyi olduğu gibi kullanmaz, kendilerine uygun
Kullanışlı hale getirirler
3. Bazı ürünleri çevreye ihraç ederler,
4.Madde ve enerji etkinliğinin çevrimsel bir karakteri vardır
5.Negatif entropi edinebilirler. Yani sistem düzenliliğinin, organizasyon
derecesinin bir ölçüsüdür.
6. Açık sistemlerin girişleri informatik karakterdedir. Alınan madde ve
Enerji dış ortam hakkında mesajlar taşır. Madde ve enerjinin açık sistem
Tarafından kabulü seçimlidir.
7. Kararlı duruma ulaşabilirler. Madde ve enerji alışverişi sürdüğü halde
Sistem kompozisyonu zamandan bağımsız kalabilir,
8. Açık sistemler farklılaşma ve özelleşme yönünde değişime uğrayabilirler.
9. Eşsonuçluluk ilkesi ile karakterize edilirler. Farklı ilk koşullar ve farklı
Yollardan aynı son duruma ulaşabilirler.
9
CANLILARIN ATOMİK VE MOLEKÜLER İÇERİĞİ
Biyolojik türlerin ve bireylerin olağanüstü çeşitliliğine rağmen
Biyolojik moleküller ve biyokimyasal reaksiyonlar o kadar çeşitli
Değildir.
Biyolojik moleküller genellikle

Diğer elementler % 0,7


Vücuttaki Temel Elementler (%99,3)
Hidrojen H (%63) Kalsiyum Ca
Fosfor P
Oksijen O (%26) Potasyum K
Kükürt S
Karbon C (%9)
Sodyum Na
Azot N (%1) Klor Cl
Magnezyum Mg
10
Eser Elementler (%0,01)
Demir Fe Selenyum Se
İyot I Molibden Mo
Bakır Cu Flor F

Çinko Zn Kalay Sn
Manganez Mn Silisyum Si
Kobalt Co Vanadyum V
Krom Cr
11
MOLEKÜL İÇİ VE MOLEKÜLLERARASI BAĞLAR

 İyonik bağlar
 Kovalent bağlar
 Hidrojen bağları
 Van der Waals
bağları
İYONİK BAĞ: Bir atomdan diğerine elektron transferi ile
oluşur. Elektronu veren atom katyon (+), alan atom ise
anyon’dur (-).
İki iyon arasındaki elektrostatik çekimden
Kaynaklanan etkileşim enerjisi
NaCl için bu bağ enerjisi 500 kJ/mol kadardır.
12
Sulu ortamda b bağ enerjisi suyun ε (dielektrik sabiti)=80 olduğundan
U=10-100 kJ/mol olur.

13
14
 iyonizasyon
 iyonik bağ ile oluşmuş molekülün yeniden iyonlarına
ayrılması
• karboksil (-COOH) grubu
• amino (-NH2) grubu

 elektrolit
 iyonlar suda çözündüğünde elektrik iletebilme
yeteneğindedir
KOVALENT BAĞ: Atomların elektronları ortak
kullanması ile oluşan bağdır.
(hidrojen 1, oksijen 2, azot 3, karbon 4)
polar kovalent bağ
ortak elektron bir atoma daha yakın kalır (hidroksil-
OH, sülfidril-SH, azot-hidrojen-NH)
nonpolar bağlanma
elektriksel olarak nötr’e yakındır (karbon-
hidrojen_C-H, karbon-karbon_C-C)
15
16
17
 HİDROJEN BAĞI
 Bir polar bağdaki hidrojen atomu ile diğer bir polar
bağdaki oksijen veya azot atomları arasında oluşan
çekim gücüdür. (su)

 VAN DER WAALS BAĞI


 Birbirine çok yaklaşan nonpolar moleküller veya molekül
grupları arasındaki çekim gücüdür. (protein yapısı)

18
Moleküler Bağların Özellikleri
Bağ Gücü Özellikleri Örnekler

İyonik Kuvvetli Zıt yüklü iyonize Tuz molekülünün yapısı


gruplar arasındaki veya proteinlerin amino
çekim. asit yan zincirleri
arasındaki çekim.
Kovalent Çok Atomlar arasında Moleküllerin oluşumunda
kuvvetli paylaşılan atomları birbirine
elektronlar. bağlayan çoklu bağlar.
Hidrojen Zayıf Hidrojen ve Protein yan zincirlerinin
oksijenin polarize polar grupları arasındaki
bağları arasındaki çekim veya su
çekim. moleküllerinin çekimi.
Van der Çok Çok yakın nonpolar Proteinlerdeki nonpolar
Waals zayıf moleküller ve gruplar arasındaki veya
gruplar arasındaki lipid moleküllerindeki
çekim. çekim. 19
Hidrofobik Etkileşimler: Su molekülleri ile proteinlerin ve nükleik
asitlerin polar olmayan grupları arasında, veya su molekülleri ile
hidrokarbonlar arasında, hidrofobik etkileşimler olarak adlandırılan
bir tür itme kuvvetleri doğmaktadır.

SU (H2O)
 Vücuttaki en yaygın atom hidrojen,
en yaygın molekül ise sudur.

 hidroliz
 büyük moleküllü bileşiklerin su ile tepkimeye
girerek daha küçük moleküllere parçalanması
 R1-R2 + H-O-H → R1-OH + H-R2

20
Suyun ısınma ısısı ve ısı sığası oldukça yüksektir. Bu özelliği

nedeni ile, vücut sıcaklığının ve yeryüzü sıcaklığının

ayarlanmasında suyun önemi büyüktür. Buharlaşma ısısının

yüksekliği sayesinde bir canlı vücut sıcaklığının çok üstündeki

ortam sıcaklıklarında yaşayabilmektedir.

Dielektrik sabitinin de yüksek olması nedeni ile iyi bir iyonik

çözücüdür.

21
Vücut ağırlığının % 60’ı sudur

 Erkek > kadın

 Genç > yaşlı


Vücut suyu

 2/3 hücre içi sıvısı – intraselüler

 1/3 hücre dışı sıvısı – ekstraselüler


- %25 doku hücreleri arasında -
interstisyel
- % 8 damar sistemi içinde
(intravasküler)
- Transselüler (BOS, göz içi sıvı vb.)
Osmotik basınç

Bir çözeltinin
içindeki partikül
sayısının sağladığı
basınçtır
Osmotik basınç
I II
¶ ¶ ¶¶¶ ¶¶¶¶
¶ SU ¶¶ ¶¶

¶ ¶ ¶ ¶¶ ¶ ¶

yarı geçirgen zar


Osmotik basınç II > I
Osmotik basınç
 Çözünen partikül sayısına

 Partikülün zardan geçme


özelliğine
bağlıdır.
Vücut sıvısında çözünen partiküller

 Küçük MA olanlar (üre, glukoz


vb.)

 Büyük MA olanlar (proteinler)

 Elektrolitler (katyon ve anyonlar)


Ölçü birimleri

 %g, g/dL vb. iyon dengesi ve


Molar konsantrasyon osmotik basıç
için fikir vermez
 Ekivalan konsantrasyon

(osmotik basınç için fikir vermez)


 Osmolar/osmolal konsantrasyon
Osmolalite: 1 kg suda çözünmüş
partikül sayısı

Osmolarite: 1 L çözeltide
çözünmüş partikül sayısı
Plasma osmolaritesi
275 – 295 mOsm/kg

% 1-2 değişim

osmoreseptörler yanıt verir


Sıvı dengesi
ALINAN ATILAN
 Beslenme  İdrar
 Vücutta  Feçes
yapılan  Görünmeyen

(cilt,solunum)
Hücre dışı sıvısının ve osmolaritenin
düzenlenmesi
 Hipotalamus

 Renin-anjiotensin-aldosteron sistemi

 Atrial natriüretik peptid

 Böbrekler
Atrial natriüretik peptid ve diğerleri
 ANP atrium hücrelerinde yapılır. 28 aa li
vasodilatör hormon (Atrium hacim veya
basınçla gerilmesi veya atrial atım hızının
artmasıyla salınır)

 Böbrekten Na atılımını arttırır

- ürodilatin: böbrekte üretilir


- “Na,K,ATPaz inhibitör substance”
(“digitalis-like substance”)
Dehidratasyon
 Hipernatremik
su kaybı > Na kaybı

 Normonatremik
su kaybı = Na kaybı

 Hiponatremik
su kaybı < Na kaybı
Sıvı yüklenmesi (overhidrasyon)
Su zehirlenmesi
Toplam vücut sıvısı artar, toplam vücut
Na’u normal

Su ve Na fazlalığı olan


Toplam vücut sıvısı ve Na artar
Böbreklerin işlevleri
 180 L/gün su süzülür

 1.5 L/gün sıvı atılır

İdrar osmolalitesi 50 – 1200 mOsm/kg


Su dengesinin sağlanmasında rol alan
temel mekanizmaları

 Osmoreseptörler:

 Hipotalamus

 Antidiüretik hormon

 Renin-anjiotensin-aldosteron sistemi

 Böbrekler
Düşük basınç baroreseptörleri atriumlarda öz: sol atrium

da yer alır.

Düşük basınç baroreseptörleri , hipotalamik – ADH (arka

hipofiz ekseninden) salınımını kontrol eder.

ADH hem vasokonstriksiyon hemde GFR (filtrasyon hızı)

azaltma ve böbreklerden su geri emilimini arttır.


HÜCREDE BİYOFİZİKSEL OLAYLAR

 The cell is the basic structural and functional unit of life


 Organismal activity depends on individual and collective
activity of cells
 Biochemical activities of cells are dictated by subcellular
structure
 Continuity of life has a cellular basis

39
40
Plasma Membrane

 Separates intracellular fluids from


extracellular fluids
 Plays a dynamic role in cellular activity
 Glycocalyx is a glycoprotein area
abutting the cell that provides highly
specific biological markers by which
cells recognize one another

41
Difüzyon: Bir kaba konan sıvı veya gaz şeklindeki
maddenin molekülleri, kabın her yerine ortalama olarak
aynı konsantrasyonda dağılır.

42
43
difüzyonun yönü
 difüzyonda hareket tek yönlü
değildir
• moleküller devamlı hareket halinde
olduğundan, az yoğun ortamdan çok
yoğun ortama da bir miktar madde
geçişi olur
 iki yöne doğru olan difüzyon
akımları arasındaki fark net geçişi
verir 44
difüzyonun gücü
 Difüzyon akımının büyüklüğü
çeşitli faktörlere bağlı olarak
değişir:
 konsantrasyon farkı
 sıcaklık
 molekül kitlesi
 yüzey alanı
 ortam hali
45
difüzyonun hızı
 moleküller düz bir çizgide çok
uzağa gidemezler
• dolayısıyla difüzyon süresi
moleküllerin difüze olacakları
mesafenin karesiyle orantılıdır
 organizmada dolaşım sistemi
mesafeleri kısaltıcı işlev görür

46
membranlardan difüzyon
 hücre zarında difüzyon, aynı molekülün sudaki
difüzyonundan çok daha yavaştır
 membranda difüzyonu sınırlayan esas faktör
lipid çift tabakadır
 polar ve iyonize moleküller ya hiç ya da çok az
difüze olur
 bir maddenin lipidlerde eriyebilirliğinin yüksek
olması membranlardan daha kolay geçmesini
sağlar

47
48
protein kanallar
 sodyum, potasyum, klor ve kalsiyum gibi iyonlar
membran lipidlerindeki son derece düşük erirliklerine
rağmen hızla difüze olurlar
 bu iyonların geçişi kanal vazifesi gören integral
proteinler yoluyla olur
 farklı hücreler, farklı iyonlara farklı derecede geçirgendir

49
iyon kanalları
 kanalların kendilerine özel iyonlara karşı spesifitesi
vardır
• bu seçicilik kanal çapına veya kanal duvarını
oluşturan proteinlerin elektrik yüküne bağlı olabilir
 kanalın çapı, içerisinden geçecek iyona göre hafifçe
büyüktür

50
elektrokimyasal gradyent
 membranlardan iyonların geçişi yalnızca konsantrasyon
gradyentine göre olmaz
 plazma membranının dinlenim potansiyeli gereği, pozitif
iyonları içeri çekmeye, negatif iyonları ise dışarı itmeye
yönelen bir kuvvet vardır
 konsantrasyon gradyenti ile elektriksel çekim gücü
arasındaki bileşke kuvvet ile iyonun geçişi belirlenir 51
iyon permeabilitesi

 iyon kanallarının açılıp kapanması ile membran


permeabilitesinde değişiklik meydana gelir
 bu durum kanal proteini konformasyonu üzerindeki
değişiklikler yoluyla sağlanır

İyon kanalının açılma frekansı ile açık kalma süresi üzerinde


etkili başlıca 3 faktör vardır:
1. membrana bağlanan spesifik kimyasal haberciler (ligand
duyarlı kanallar)
2. membran potansiyelinde değişiklikler
(voltaj duyarlı kanallar)
3. membranın gerilmesi
(mekanosensitif kanallar)
52
Taşıyıcı aracılığı ile transport sistemleri
 polaritesi fazla veya büyük moleküllerin geçişi daha çok
birtakım taşıyıcı işlevi gören membran proteinleri ile olur
• farklı hücrelerde farklı tip ve sayıda taşıyıcı
bulunabilir
 bağlanma yine proteinin konformasyonu üzerinde
meydana gelen değişiklik ile olur

Aracılı transportta geçiş hızını 3 faktör belirler:

1. taşıyıcının o madde için afinitesi


2. membrandaki taşıyıcı miktarı
3. taşıyıcı protein konformasyonunda meydana gelen
değişiklik hızı

53
kolaylaştırılmış difüzyon
 net akım konsantrasyon gradyenti ile aynı yöndedir; iki
taraf konsantrasyonu eşitlendiğinde akım durur
 enerji gerektirmez
 en güzel örnek glikozdur

54
aktif transport
 konsantrasyon gradyentine zıt yönde bir taşınım söz
konusudur
 iki tarafın konsantrasyonu eşitlense de devam eder;
taşınan madde için bir kararlılık durumu vardır
 enerji gerektiren bir olaydır
enerji;
1. ya taşıyıcı protein üzerindeki bağlanma yerinin
membranın bir tarafında diğer tarafa göre daha
yüksek bir afinite göstermesini
2. ya da proteindeki bağlanma bölgesinin membranın bir
tarafından diğer tarafa hareket etme hızını
... değiştirir

55
primer aktif transport

Taşıyıcı protein ATP’yi


doğrudan yıkarak kendini
fosforilleyen bir ATPaz’dır.
 Na+-K+ ATPaz
 Ca+2 ATPaz
 H+ ATPaz
 H+-K+ ATPaz

56
sekonder aktif transport
 enerji olarak doğrudan ATP değil, iyon konsantrasyon
gradyentini kullanılır
 taşıyıcı protein üzerinde asıl taşınacak madde haricinde
bir de enerjiyi sağlayacak olan iyonu bağlayan bölge
vardır
 bu iyon genellikle sodyumdur

57
58
simport - antiport taşınım
 sekonder aktif transport ile taşınan madde sodyum
iyonları ile aynı yönde taşınıyorsa simport (sodyum co-
transportu),
 ters yönde taşınıyorsa antiport (sodyum counter-
transportu) olarak anılır
 kural olarak transport mutlaka konsantrasyon
gradyentine zıt yöndedir

59
60
osmoz; suyun difüzyonu
 su, polar bir molekül olmasına rağmen hücre
zarından hızla difüze olur
 geçiş iki taraf arası osmolarite farkına göredir
 su, osmolaritesi düşük olan bölgeden yüksek
osmolariteye sahip tarafa geçer

61
Suyun dayanılmaz özgürlüğü

62
osmotik basınç

 bir solüsyonun osmotik basıncı = “saf su ile yanyana


konduğunda, su difüzyonunu önleyebilmek için
uygulanması gereken basınç”
 osmotik basıncı arttıkça osmolarite de artar, su
konsantrasyonu düşer
izotonik solüsyon = membrandan geçebilen mevcut madde
konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l geçemeyen madde
içeren solüsyon
hipertonik solüsyon = Membrandan geçebilen mevcut madde
konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l’den fazla geçemeyen
madde içeren solüsyon
hipotonik solüsyon = membrandan geçebilen mevcut madde
konsantrasyonuna bakılmaksızın, 300 mOsm/l’den daha az
geçemeyen madde içeren solüsyon

63
organizmada osmolarite
 vücut sıvıları osmolaritesi 300
mOsm/l’dir
 extrasellüler sıvıdaki partiküllerin %85
kadarı sodyum ve klor, hücre
içindekiler ise en çok potasyum
iyonları ile organik maddelerdir
 hücreler osmotik basıncı kendilerinden
daha yüksek bir ortama konduğunda
su kaybına uğrayarak büzüşür,
osmotik basıncı düşük ortamda ise su 64

alıp şişerler
Thibodeau&Patton; Anatomy&Physiology, 1993.

65
izotonik solüsyon = membrandan geçebilen
mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın,
300 mOsm/l geçemeyen madde içeren solüsyon
hipertonik solüsyon = Membrandan geçebilen
mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın,
300 mOsm/l’den fazla geçemeyen madde içeren
solüsyon
hipotonik solüsyon = membrandan geçebilen
mevcut madde konsantrasyonuna bakılmaksızın,
300 mOsm/l’den daha az geçemeyen madde
içeren solüsyon
66
67
Hücrenin çevresi ile seçimli madde alışverişi yapması, gereksinim duyulan
maddelerin kolaylıkla içeriye alınması, reaksiyonlar sonucu artık ürünlerin
dışarıya atılması hücre zarları aracılığı ile gerçekleşir. Biyoelektrik olaylarda
hücre zarlarının bir fonksiyonudur.

Hücre düzeyinde en önemli tanecik taşınımı konsantrasyon gradiyentle


rinden kaynaklanır yani difüzyonla sağlanır.

DİFÜZYON
Fick I. Yasası
Maddenin moleküler kinetik teorisine göre, mutlak sıcaklığı T olan bir
Ortam içindeki m kütleli moleküllerin ortalama kinetik enerjileri,
k= 1,38x10-23 J/mol (Boltzman sabiti) olmak üzere,

Öte yandan , çözelti çok büyük olmayan bir v hızıyla hareket eden bir
Molekül, hızı ile orantılı ve zıt yönlü

F=-fv sürtünme kuvveti etkisinde kalır

f:sürtünme katsayısı, taneciğin iriliğine, biçimine, ortamın viskosluğuna


bağlıdır.

69
F= -6πηav ―› Stokes yasası f=6πηa

η: viskosluk katsayısı
a: yarıçap

Fick yasası ile maddenin kinetik teorisi sonuçlarının karşılaştırıl


masından, D ile f arasında

D= kT/f yazılabilir

Difüzyon olayının temelinde moleküllerin gelişigüzel hareketleri


yatmaktadır. Bir molekül için gelişigüzel haraket sonrasında ortalama
yer değiştirme

x2= 2 kT/f .t = 2Dt


x2+y2= 4Dt
x2+y2+z2= 6Dt

70
ZARLARDA DİFÜZYON VE OSMOS

Eğer zar kalınlığı x2-x1=δ kalınlığına sahip ise; o halde 1. Fick yasası

Mdif=-D dc/dx ≈-D c2-c1/x2-x1=-P(c2-c1)

Mdif=P(c1-c2) P: permeabilite (geçirgenlik)

Örneğin; PK ≈10-8 m/s PNa ≈10-10 m/s

Osmotik Basınç: Yarı geçirgen bir zardan derişik çözelti tarafına su


geçişini engellemek için çözeltiye uygulanması gerekli basınca çözel-
tinin osmotik basıncı denir.

П=icRT T: mutlak sıcaklık


R: 8,3145 J/K .mol genel gaz sbt
i: çözünenin bir molekülünün
çözeltiye verdiği tanecik sayısı

71
Dinlenim zar potansiyeli: Dinlenim halindeki bir hücrenin iç tarafı dışa
göre negatif bir potansiyeldedir. Buna dinlenim zar potansiyeli denir.
Bu potansiyel farklı hücrelerde -20 ile -100 mV arasında değişir.
Hücre zarlarının uygun koşullarda uyarılması sonucu, hücre içi
Potansiyel dinlenim değerinden +30 ile +50 mV arasında pozitif bir de-
ğere kadar yükselebilir, sonra dinlenim durumuna geri döner.
Potansiyeldeki bu değişim desenine AKSİYON POTANSİYEL denir.

Yalnızca konsantrasyon gradyenti etkisinde bulunan bir cins (i) iyon


İçin difüzyon akı yoğunluğu:
Mi(dif)= -D dci/dx idi.
Aynı iyonların elektriksel potansiyel gradyenti etkisinde akım yoğunluğ
Ji(elek)= -σ dV/dx =- ci μi zi F dV/dx (C/m2s) veya (A/m2)

72
1 mol iyon geçişi qi=ziF dir.
μi: elektriksel mobilite
zi : iyon değerliliği
T: mutlak sıcaklık

İYONİK DENGE VE NERNST DENKLEMİ


Denge durumunun termodinamik bakımdan incelenmesi daha genel ve
anlamlı sonuçlara götürür. İdeal bir çözelti içinde bulunan bir cins
ögenin (i) mol başına Gibbs serbest enerjisi veya kimyasal potansiyeli
Gi,

Gi = G0i + RTln ci + zi FV + Pvi+…… (J/mol)

Bir cins madde için mol başına serbest enerji bir çözelti sisteminin
farklı bölge ve fazlarında farklı değerler alıyorsa, bu öğeler mol başına
serbest enerjinin yüksek olduğu durumdan daha düşük olduğu
duruma geçmeye çalışırlar.
Giçi= Gdışi sistem dengededir

73
R T ln ciçi + ziF Viç = R T ln cdış i + ziF Vdış

Ei = Viç-Vdış= RT/ziF ln cdışi/ciçi (volt) ――›Nernst denge denklemi

Örneğin; Na+ iyonu için t= 37o C için

ENa= 8,3143 JK-1mol-1.310 K/ +1. 96500 C mol-1 ln 145/12


ENa= 0,066 volt =66 mV

∆Gi= zi F( Em-Ei) J/mol

Em=Viç-Vdış

74
DONNAN DENGESİ: zarın bir tarafında zarı geçemeyen iyonların varlığında
kurulan dengeye Gibbs-Donnan dengesi denir.

[Na+]1/[Na+]2= [Cl-]2/[Cl-]1= r Donnan oranı

V= V2-V1= RT/F ln [Na+]1/[Na+]2= - RT/F ln [Cl-]1/[Cl-]2= -RT/F ln r

GOLDMAN-HODGKIN-KATZ DENKLEMİ:

75

You might also like