You are on page 1of 106
ett im Wa ToD Li Le Le Le Le Le PLATON : PHAIDROS Eski Yunancadan Ceviren: Furkan Akderin i] 5 BU La Ls] a] Gilet a aisles Platon, hig kusku yok ki diistince tarihinin en 6nemli ve etkili Pierce Cele elm dt A KIELCE I WeMVOPIMe aeRO RRC Melua en Ome A610 metafizigiyle biitiin bir Ortagag diistincesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneginin baslaticis! olmustur. Hiristiyan Or- lee RCS me exe reel} ayrica 6nem tasiyan Platon, diistince tarihi boyunca tartisilan TM ed a i ee eee eG (ORE CMmnee nse Ue Platon’un uzun zaman boyunca ilk diyalogu oldugu diisiiniilen daha sonralariysa son diyalogu oldugu iddiasinda bulunulan Foleo eLeme Od a ee bir eser olmakla kalmiyor ayni zamanda Platon’un yazi hakkin- daki yergilerini de gormemizi sagliyor. Phaidros diyalogu Sokrates ve onun geng dostu Phaidros ara- Ne Rx Ceu ACen le CMEC ur Ler 4d UC CCM REM CUCL CLL Lah eT OT CT lardan bazilarinin metinlerini Sokrates’e okur ve bunun izerine tartismaya baslarlar. Lysias’in, kisinin kendisine agik olan ve ona ilgi gdésterenden ziyade baskasina ilgi gdstermesi gerek- SOT NMOL AUM OUR om Um CLA CCITT MUA cra Lie (RA Uae per ain enone Roe CC rere e nC Cerca aN Say Yayinlan Platon / Biitiin Yapitlart - 28 Phaidros Ozgiin adi: aiBpoc Yayin haklan © Say Yayinlant Bu eserin tiim haklan sakhdir. Tanitim amactyla, kaynak géstermek sartiy- Ja yapilan kisa alintilar harig yayinevinden yazih izin alinmaksizin alint yapilamaz, hicbir sekilde kopyalanamaz, cogaltilamaz ve yayimlanamaz. ISBN 978-605-02-0577-0 Sertifika no: 10962 Eski Yunancadan ceviren: Furkan Akderin Yayin koordinatérii: Levent Geviker Yayima hazirlayan: Selcan Karabulut Baska: Lord Matbaacihk ve Kaguteilik Topkapr-tstanbul Tel.: (0212) 674 93 54 Matbaa sertifika no: 22858 1, baska: Say Yayinlani, 2017 Say Yayinlan Ankara Cad. 22/12 © TR-34110 Sirkeci-Istanbul Tel.: (0212) 512 21 58 * Faks: (0212) 512.50 80 www.sayyayincilik.com e-posta: say@sayyayincilik.com www.facebook.com/sayyayinlari * www.twitter.com/sayyayinlari Genel dagitim: Say Dagatim Ltd. Sti. Ankara Cad. 22/4 * TR-34110 Sirkeci-Istanbul Tel.: (0212) 528 17 54 ¢ Faks: (0212) 512 50 80 internet satis: www.saykitap.com ¢ e-posta: dagitim@saykitap.com PLATON PHAIDROS Biitiin Yapitlani - 28 Eski Yunancadan ceviren: Furkan Akderin iGiNDEKiLER Platon: Hayat: ve Yapitlar: Phaidros....... Platon Hayat: ve Yapitlari Platon, diisiince tarihinin cok okunan, tizerine cok sayida arastirmanin yapilmis oldugu, etkili ve Gnemli diisiiniirle- rinin hig kusku yok ki en basinda gelir. Bunun en énemli nedeni, Platon’un hocasi Sokrates ve 6grencisi Aristoteles ile birlikte, etkisini modern zamanlara kadar devam ettirecek olan temel diisiince gelenegi olarak Sokratik gelenegin veya teleolojik diinya go6riisiiniin kurucu diisiiniirii olmasidir. Platon, bunun diginda diisiince tarihinde adi pek cok “ilk’le birlegen, yani pek cok geyi ilk kez olarak gerceklestir- mis bir filozoftur. Bu “ilk”lerden biri, onun felsefede yazili gelenegi baslatmig olmasindan ya da daha dogrusu tiim eserleri giiniimiize ulagmis ilk filozof olmasindan meydana gelir. Aslinda felsefede veya Grek felsefesinde yazili gelenek, daha énce doga filozoflarinda baslamisti. Bununla birlikte, doga filozoflarinin varlk konusunda kaleme almis olduklani Peri Phusis [Doga Ustiine] adh denemelerden hicbiri giinii- miize erigmemis, onlardan bize sadece birtakim fragmanlar kalmustir. Sonra gelen ve felsefeyi, deyim yerindeyse gikyii- ziinden yeryiiziine indiren Sokrates ise, insan zihnini tembel- lestirdigine inandigi igin yazih séze pek bir deger vermemis ve fikirlerini yaziya dékmemisti. Oysa Platon, sadece kendi diisiincelerini degil, fakat Sokrates’in de gériislerini aktar- mak amaciyla, pek ¢ok felsefeci veya Platon yorumcusuna gore, sadece felsefe degil, ayn zamanda birer edebiyat sahe- seri olan diyaloglar yazmusti. Platon -~ Platon’un adtyla birlesen bir diger “ilk” ise, bu kez onun felsefeyi veya felsefi arastirmayla felsefe egitimini kurumsal- lastiran ilk diigiiniir olmasina isaret eder. Buna gore 0, italya ziyaretlerinin birinin ardindan Atina’ya déniince satin aldigi bir bahcenin etrafin: citlerle kapatip iizerine derslikler insa ettirmig ve béylelikle tarihin tanidigi ilk yiiksek egitim ve arastirma kurumu olarak Akademia’y: viicuda getirmisti. Platon adiyla birlesen iigiincii “ilk”, bu kez onun felsefe tarihinin tanidigi ilk biiyikk sistemin kurucusu olmus olma- sina igaret eder. Buna gére Yunan‘da felsefi diigiincenin ilk temsilcileri olan Presokratik diigiiniirler “dogayi kesfeder- ken” sadece tabiat felsefesiyle mesgul olmuslardi.' Sonra gelen ve “psukheyi kesfeden” Sokrates ile Sofistler ise merke- zinde insanin oldugu etik ve siyaset felsefesi agirlikh bir sos- yal felsefeyle ugrasmuslardi. Oysa Platon, sadece metafizik ve doga felsefesi veya moral ve politik felsefe iizerine yiikselen bir sosyal felsefe yerine, felsefenin biitiin alt disiplin veya dallarim ihtiva eden dev bir sistem insa etti. Felsefenin biitiin konu ve problemlerine yer veren bu sistemde metafizik ya da varlik felsefesiyle epistemoloji, temeli ya da ana zemini mey- dana getirir. Sistemin bu iki temel disiplini ya da alt dalini, varlik-bilgi-deger siirekliligini temin edecek gekilde tamam- layan diger iki dah etik ile siyaset felsefesidir. Platon’un siste- minin, merkezden diga dogru gidecek sekilde diger halkalari egitim felsefesinden, estetikten, bilim felsefesinden olusur. Hayat Platon diinyaya, Atina’da MO 427 yilinda gelmisti. O, Sparta’yla yapilan savasin son dért ya da beg yil boyun- 1 Bkz. F. M. Cornford, Sokrates’ten Once ve Sonra (ev. U. C. Akin), Ayrag Yayinlan, Ankara, 2003, ss. 9-10. @ Phaidros ca savasacak yasta olduguna gére,? ilk genclik yillarnda Atina’nin yasadigi biitiin sikint: ve calkantilara yakindan taniklik etmisti. Adaemintos ve Glaukon adinda iki kardesi ve Potone adinda bir de kiz kardegi vardi. Soylu bir ailenin cocuguy- du. Sadece annesi Periktione tarafindan de@il, fakat babasi Ariston tarafindan da Atina’nin en soylu ailelerinden biri- ne mensuptu.’ Nitekim babasinin soyu Kodros‘a, annesi- nin soyu Solon’a kadar geri gidiyordu.‘ Anne tarafindan Otuzlar Cuntasi‘nin énemli isimlerinden olan Kharmides ve Kritias‘’in akrabasiydi. Onun cocuklugu ve gencligi aristok- ratik bir ortamda, edebiyat ve felsefeye déniik ilginin gele- neksellesmis oldugu bir cevrede gecmisti.® Grek aristokrasi- sinin gelenek ve normlamna gére yetistirilen Platon, askerlik gorevini, yine zengin bir ailenin cocugu olmasi dolayisiyla, muhtemelen siivari birliginde yapmusti. Ayni Grek aristokrasisinin geleneklerine gore gencliginde jimnastikle ugrasan Platon’un gergek adi, biiyiikbabasinin isminden dolayi Aristokles’ti. Argoslu giiresci Ariston’un yanunda beden egitimi géren filozofa Platon adi beden giiciin- den veya gégsiiniin genisliginden dolay: hocasi tarafindan verilmisti.’ Diogenes Laertios’un belirttigine gore, gencliginde lirik ve dramatik giirler yazmig ve bir ozan olmay1 istemis olan Platon bu tiirden biitiin eserlerini ve tragedyalarm, Sokrates ile tanigip onun 6grencisi olduktan sonra yakmistir.” 2 W.T. Jones, Batt Felsefesi Tarihi, cilt 1, Klasik Diigiince (cev. H. Hiinler), Istanbul, Paradigma Yayinlar1, 2006, s. 163. 3. T. Brickhouse-N. D. Smith, “Plato”, Internet Encyclopedia of Philosophy. 4 W.K.C. Guthrie, A History of Greek Philosophy, vol. 4, Cambridge, Camb- ridge University Press, 1975, s. 10. 5 E. Zeller, Grek Felsefesi Tarihi (cev. A. Aydogan), Istanbul, lz yayinlan, 2001, s. 164. 6 Diogenes Laertios, Unlii Filozoflarin Yasamlari ve Ogretileri (cev. C. Sentu- na), Yap1 Kredi Yayinlan, tstanbul, 2002, III 4. 7. Diogenes Laertios, age, III5. Platon Gercgekten de Sokrates‘in 6grencisinin gairlerin sézde bilgisi veya bozuk politikacilarin demagojisiyle yetinmesi miimkiin gibi gériinmiiyordu. Yine Sokrates‘le tanigmadan énce doga felsefesiyle mesgul olmus, doga filozoflarrmun eserlerini incelemenin yaninda, Herakleitoscu Kratylos’un kisisel 6gretiminden gecmisti. Gergekten de onun ailesinde politik énderlik neredeyse geleneksellesmis bir faaliyet ya da is haline gelmisti. Yakinlarmun tesvik ve telkinlerine ragmen, politik kariyerden oldugu kadar, tragedya yazarligi ve doga felsefesi aragtirmalarindan da vazgecmesini temin eden sey, hep ayn neden, Sokrates‘le tanigmasi oldu. Sokrates ile tesis ettigi yakin miinasebet, onu sadece dofa felsefesinin degil, fakat tragedya ve politikanin da ciiriik zemininden uzaklas- tiran en 6nemli etken oldu. O, Atina’nin giiciiniin ve ihtigsamimin dorukta oldugu doéneme taniklik edememisti; ama Perikles demokrasisinde, politik gerileme ve moral cékiintiiniin tohumlarini biitiin agikhiyla gézlemleme imkam bulmustu. Savas bozgunu- nun ertesindeki ¢ékiintii yillarim, Atina’y1 bozguna gotiiren riigvetci ve beceriksiz demagoglarin hakimiyetinin yarattig: yikima tanikhik etmisti. Makedonya krali Philippos’un Yunan kent devletine nihai darbeyi indirdigi tarihten on yil énce, MO 327 yilinda élmiistii. Buna gore, hayatinin akigini degis- tiren birinci olay Sokrates’le tamgmasiydi. Onun sayesinde sanat ve edebiyatla ugrasmaktan, reel siyasete girmekten vazgecip felsefeye yénelmisti. Onun hayatinin akisini tiimden degistiren ikinci ve cok daha dramatik olay, s6z konusu kosullar altinda hocasinin bagina gelenler oldu. Gercekten de Yedinci Mektup’ta cunta idaresi sirasinda Atina’nin yasadig: tarihsel olaylar: anla- tan Platon énce cunta tiyelerinin baslangicta beyan etmis olduklan niyetlere sadik kalacaklarini ve devleti adalet yoluna sokacaklarim diisiindiigiinii s6yler. Fakat sonra da diktatérliigiin sonuclarina ve tiranlarin “eski dostlarindan 10 @ Phaidros birine, gelmis gecmis en Adil insana” reva gérdiikleri mua- meleye tank olunca, ne kadar biiyiik bir hayal kinkhgi yasadigim belirtmeden yapamaz.* Bir siire sonra demokrasi yeniden tesis olunca, demokratik idarenin baslangictaki dikkati ve 6zeni karsisinda yeniden umutlanan Platon’un son umutlarin: da, Sokrates’e verilen dliim cezasinin infazi tiiketmistir. O, iste bu olayin ardindan politik krize bildik reformlar yoluyla bir ¢éziim bulunamayacagina, hasta ve aciz devlete anayasa ya da rejim degisikliginden ibaret bir islah tesebbiisiiniin en kiigiik bir yararmin olamayacagina kanaat getirmisti. Cagdags politikada mevcudiyetini tespit ettigi iki biiyiik kusurun, Yunan uygarhgimin daha énceki dénemlerde yiikselisinde etkili olan demokrasinin sonu- nu hazirlamasinin kaginilmaz oldugunu diisiinmesine yol acmisti. Her seyden 6nce, giiya bilgi kilifi altinda ortaya cikan cehaletin demokraside uzman ve profesyonelin degil de, vasati ve amatér olanin hakim olmastyla sonuclandigini savunan Platon agisindan demokrasi, Atina’da sadece cahi- lin hatali yonetme hakki anlamina geliyordu.? Platon’un cagdag politikada teshis ettigi ikinci biiyiik kusur, devletin kurum ve hizmetlerinin kendi bencil gikar- larinin pesinde kosanlar tarafindan doldurulmasina yol acan azgin bireycilik ruhuydu. Ozel olarak oligarsinin ken- dine 6zgii yanligsim veya olumsuzlugunu ifade eden séz konusu bireycilik, ona gére, kent devletinin zengin ve fakir, tahakkiim edenler ve bastirilanlar olarak ikiye béliinmesiy- le sonuglamyordu. Toplumu ve devleti diigman kamplara bélen bu durum ve olumsuzlugun temelinde ise politikaya da sirayet eden madde veya para aski vardi. Demokrasiye 6zgii cehalet ya da amatérliik ile oligarsinin oldugu kadar demokrasinin de bir 6zelligi olan politik gikarcilik ve bireyci- 8 Platon, Mektuplar (cev. F. Akderin), 354b, Say Yayinlan, Istanbul, 2011. 9 W. J. Korab-Karpowicz, “Plato's Political Philosophy”, Internet Encyclo- pedia of Philosophy. 11 Platon ~~ lik, onun gelecekte hedef alacagi diismanlar olarak Platon’un bilincine, iste bu dénemde yerlegmisti. Antik kaynaklarin bildirdigine gére, Sokrates’in infazinin ardindan, Platon, diger Sokratescilerle birlikte, muhtemelen giivenlik nedeniyle, Megarali Eukleides’in yanina siginmus- t.!° Sonraki on iki yl boyunca, 0 biiyiik dl¢iide, Sokratik diye niteledigimiz ilk dénem diyaloglarim: yazmis ve bu arada, gézlem ve deneyim yoluyla gérgiisiinii arttirma ve diisiin- cesini derinlestirme yéniinde kimi tesebbiislerde bulunarak seyahat etmistir. Gittigi ilk yer matematik bilgisini gelistirme- sine imkan saglayan, daha sonra Devlet’te savunacag genel veya siniflar arasi bir ig boliimii ilkesini 6grendigi “kadim harikalar diya” Misir'dir. Ikinci yer ise meshur matematikci Theodoros ve Taren- tumlu bilumum Pythagorascilarla tanigmasim saglayan Italya’dir. Burada Philolaos ve ona bilim, felsefe ve politi- kanin ideal bir sentezine erisme yéniinde 6nemli agilimlar saglayan Arkhytas’la tanisan Platon, ézellikle Arkhytas ara- chgryla I. Dionysos’un sarayina takdim edilir. O, muhteme- len prens tizerinde tesis edece$i niifuzdan faydalanarak, bu dénemde énemli dlciide olusturmus oldugu politik fikirlerini hayata gecirmeyi iimit etmisti. Sadece I. Dionysos ile degil, fakat prensin karisinin kardesi Dion ile kurdugu iliskiye dayanarak, bu yénde iki ayri girisimde bulundu. Ozellikle II. Dionysos tizerinde uygulamaya ¢alistig1 filozof-kral tipi, mutlak bir basarisizlikla sonuclandi. Idealist bir ahlakqi filo- zof ile hirsh bir aksiyon adaminin bir araya gelmesi daha bas- tan imk4nsiz gibi gériinmesine ragmen, yilmayan Platon’un biitiin denemeleri basarisizlikla karsilasti ve en nihayetinde hayati tehlikeye girdi. Boyle bir Sicilya seyahatinden dénii- siinde, Atina ile savas halindeki Aigina’da karaya cikan filo- zof, burada esir alinarak, satilmak iizere kéle pazarina cika- 10 Diogenes Laertios, age, III 6. 12 @ Phaidros mlmisti. Tam bir rastlanti eseri olarak, dostlarindan birinin, bazi kaynaklara gére Elis’li Phaidon’un, bazi kaynaklara gore Pythagorosgi Arkhytas’in fidyesini 6demesi sayesinde ancak, 6zgiirliigiine kavugan Platon’un, bundan sonra bu tiirden tehlikelerden uzak durmaya karar verdigi, politikayla sadece teorik diizeyde ilgilenmeyi sectigi sdylenebilir. Nitekim Arkhytas veya Phaidon’a édemeye kalkisti fidye parasin: onlarin kabul etmemesi iizerine, bu parayla meshur Yunan kahraman: Akademos’un siginagi ya da mezannin hemen yani basindaki bahgeyi satin alarak Akademi’ yi kurdu. Burasi en azindan Avrupa’nin ilk biiyiik egitim ve arastrma merkezi olmustur. Hukuki bir statii kazanabilmek igin dint bir cemaat olarak organize olan ve yikildigi MS 529 yilina kadar Platonculugun merkezi olma islevi géren okulda felse- feye yaklasim tarzi daha ziyade geometri yoluyla gerceklesen matematiksel bir yaklasimdi. Nitekim Bizansh bir dil Aliminin beliritigine gére, Akademi’nin kapisina “Geometri bilmeyen buradan iceri giremez” diye yazdirmish. Egitim felsefesini de politikaya tabi kalan Platon’un buradaki amac,, iyi egitilip teg- hiz edilmis akhyla yénetmesi gereken filozof-krah egitmekti. Akademi, kendisinden devlet adamlari ve yasa koyuculann cikacagi, bilim ve felsefe temelli bir politika egitimi veren bir kurum olarak tasarlanmisti. Gercekten de Akademi, Helenistik dénemin sonuna kadar Yunan diinyasina hukuki ve politik bakimdan sekil vermeye caligan en 6nemli merkez oldu. Eserleri Platon, Akademi’de gelecegin yéneticilerini, kamu gérevlile- rini yetistirme amaci giiderken, bu eitimden faydalanama- yanlar icin birtakim felsefi eserleri diyalog tarzinda kaleme alma cihetine gitmisti. Baska bir deyisle kurumda ele alinan konularin, burada égretilen derslerin Akademi’nin kalin a) Platon <~ duvarlar: iginde kaldigi yerde, Platon, digaridakileri de g5ze- tecek sekilde, felsefesinin sonraki yiizyillara intikaline izin veren bazi popiiler eserler yazma yolunu segmisti. Aslinda o, bu diyaloglan Akademi‘nin kurulugundan énce ya da Sokrates’in 6liimiinden hemen sonra yazmaya baslamuisti. Bununla da elbette, esas olarak biiyiik bir haksizhga ugra- digina inandigi Sokrates’in hayatini mesrulastirmak, onu ve fikirlerini tanitmak amaci giidiiyordu. Platon, Akademi kurulduktan sonra da yazmaya devam etmisti. Béylelikle, ona atfedilen bazi sahte ya da sézde Platonik diyaloglar bir tarafa birakilacak olursa, otantisiteleri veya Platon tarafindan kaleme alinmig olduklarindan higbir sekilde kugku duyulmayan 30 kadar diyalog ortaya qikti. S6z konusu eser ya da diyaloglar, elbette éncelikle antik diinyada okunmustu. Sadece Yunanistan’da degil, fakat Roma diinya- sinda da iyi taninan Platonik diyaloglar, Ortagag’a gelince, Timaeos istisna tutulacak olursa, Hiristiyan Bat: diinyasinda ortadan kayboldular. Baska bir deyisle, Platon’un diyalogla- mimin Batr’da, uzun bir Ortacag boyunca varlgindan haberdar olunmadi. Bu diyaloglar, dyle samulir ki yedinci yiizyildan iti- baren bir biitiin olarak Islam diinyasina gecti." Gercekten de Miisliiman 4lim ve miitercimler, bu diyaloglan: hem orijinal Grekcesiyle korudular, hem de énemli bir kismimi Arapcaya terciime ettiler. Basta Farabi ve [bnii’n Nedim olmak iizere, Islami kaynaklar, [slam diinyasinda varh{i bilinen, dola- simda olup okunan 35 Platon diyalogunun varhgindan séz ederler. Diyaloglarin Bati’ya gecisi biiyiik Glciide 12. yiizyil R6nesans'1 sirasinda olmus, onlarin bir biitiin olarak yeniden ele alimp incelenmeleri, tasnif edilip Latinceye terciime edil- meleri Rénesans hiimanizmi eliyle gerceklesmistir. 11 T. Brickhouse-N. D. Smith, “Plato”, Internet Encyclopedia of Philo- sophy. 12 Bkz. F. Olguner, “Bat: ve Islam Kaynaklani Igiginda Eflatun”, Platon Felse- fesi Uzerine Arastirmalar (der. A. Cevizci), Ankara, Giindogan Yaymnlan, 1990, s. 23. 14 @ Phaidros Platon’un eserlerinin Bati’daki ilk toplu baskisi, Latin- celestirilmis adi Stephanus olan Henri Estienne tarafindan 1578 yilinda yapilmistir. Stephanus, bu toplu basim disinda, diyaloglarin (rakamlarla gésterilen) her bir sayfasim (a, b, c, d ve e seklinde bes ayn harfle gésterilen) béliimlere ayirmis- tir. Diyaloglarin bu gekilde sayfalanmasi ve béliimlenmesi, bugiin Platonik eserlere yapilan géndermelerin ana temelini olusturur.® Bununla birlikte, modern diyebilecegimiz Platon okumasi ve Platon yorumculugu esas olarak 19. yiizyilda baslar. Bu dénemden itibaren, Platonik diyaloglar, cok yogun bir ana- lize tabi tutulmus, onlarin kronolojisi olusturulurken, eserler cesitli Glgiitler kullanilarak tasnif edilmistir. Bu caligmalar sirasinda, Platon’un eserlerde gelistirmis oldugu argiimanlar kadar, eserlerin dili ve tislubu da yogun bir analize tabi tutul- mustur. S6z konusu inceleme ya da analiz kapsaminda, biri igsel digeri dissal olmak iizere, esas olarak iki 6lciitiin temel alindigi sdylenebilir. Bunlardan digsal dlciit esas alindiginda, denilebilir ki, antik kaynaklardan érnegin Aristoteles’ten, Numenius’tan, Sextos Emprikos’tan Platon’a yapilan atif- larla, diyaloglarda gérdiigiimiiz, birtakim cagdas kisi ve olaylara yapilan génderimler, diyaloglarmn birbirlerine yap- tiklan referanslar titizlikle incelenmistir. Yine ayn baglamda Sokrates’in mahktimiyeti ve liimii, filozofun Italya seyahat- leri, Akademi‘nin kurulusu gibi, Platon’un hayatinda 6nemli bir yer tutan degisik olaylar g6z Sniine alinmistir. Buna mukabil diyaloglarin incelenmesi ve tasnifi veya dénemlestirilmesi sirasinda igsel Slciitler temele alindiginda, ya eserlerde gelistirilen 6gretiler ile bu dgretilerin gerisindeki argiimanlara ya da diyaloglarin edebi yapisi, iislubu ve kali- tesine bakilmistir. Gercekten de bunlardan birincisi sz konu- su oldugunda, Platon yorumculari filozofun etik, egitim, 13 T. Brickhouse-N. D. Smith, age. 15 Platon politika, metafizik, psikoloji, mantk, epistemoloji ve diya- lektik konusundaki gériisleriyle, onun diisiincelerinin bu konularda gecirdigi degisimleri siki bir analize tabi tutmus- lardir. Buna mukabil, ikincisi s6z konusu oldugunda, Platon arastirmacilari, eserlerin edebi kalite ve degerini, Platon’un diyaloglarda kullandigi diyalog ve yazim teknigini g6z éniine almuslardir. Buna gore, basit bir islup ve diyalogun sanatsal degeri yiiksek olmayan yapisinin, bununla gelisecek baska bir dlciit olmadikca, Platon’un genclik diyaloglarini yansittig1 savunulurken, filozofun kariyerinde ilerledikce, diyaloglarin yapisinin, iislubunun ve kullanilan diyalog tekniginin de gelistigi ve olgunlastig: diigiiniilmiistiir. Yine ayn: baglamda, Platon’un kullandigi terimler ve diigiince- lerini ifade edis tarzi, lingustik testlerle siki bir analize tabi tutulmustur. Farkh dlciitlerin ve cok ayrintil stilometrik ve linguistik tekniklerin kullanildigi bu incelemeler sonucun- da, Platon’un diyaloglari, hemen biitiin Platon yorumcular1 arasinda tam bir fikir birligi olacak gekilde, genclik, olgunluk ve yashlik diye tic déneme ayrilir. Bu tig dénemin arasina da, biri genclikten olgunluga, digeri de olgunluktan yashhga gecis olmak iizere, iki ayn gecis dénemi yerlestirilir.* Buna gore, genclik diyaloglari Sokrates’in Savunmasi, Kriton, Euthyphron, Euthydemos, Lakhes, lon, Protagoras, Kharmides, Gorgias, Kiigiik Hippias, Biiyiik Hippias ve Lysis'ten meydana gelir. Bu diyaloglar, tarihsel olarak Sokrates‘in MO 399 yilin- daki dliimiiyle Platon’un Sicilya ya da Italya’ya 387 yilinda yapmus oldugu seyahatin arasinda kalan dénemde kaleme alinmuslardir.'> Bu diyaloglarin iicii biyografik eserler olarak da tasnif edilir." S6z konusu ii¢ diyalog, sirastyla Euthyphron, Sokrates’in Savunmast ve Kriton’dur. Bu diyaloglar, esas olarak 14. T. Brickhouse-N. D. Smith, age. 15. Bkz. C. Gill, “Platonic Dialogue”, A Companion to Ancient Philosophy (ed. by M.L. GilP. Pellegrin), Oxford, Blackwell Publishing, 2006, s. 140. 16 Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Kriton (cev. F. Akderin), Istanbul, Say Yayinla- ni, 2011, s. 19. 16 @ Phaidros Sokrates’in hayatnin son aylarim, hatta giinlerini bize anla- tir. Bunlardan Euthypron’da Sokrates’e hayatina mal olacak suclama veya mahkeme celbinin resmi makamlar tarafindan nasil teblig. edildigi anlatir.” Savunma ise mahkemedeki Sokrates’i, onun kendisini y6neltilen ithamlar karsisinda nasil savundugunu anlatir. Diisiince ve hukuk tarihinin muhte- melen en énemli savunmasin ortaya koyan eserden’® sonra kaleme alinmis olan Kriton, hapishanedeki Sokrates’i, onun 6lmeden Gnceki son giiniinii betimler.”” Genglik diyaloglarmmn, bicim agisidan degerlendirildik- lerinde, Sokrates tarafindan Savunma’da belirtilen ciiriitme, sorgulama misyonu ekseninde gelisen bir erdemlilik cer- sevesi icinde hayli dramatik bir yap. sergilediklerini séyle- mek dogru olur. Bu diyaloglar céziimsiizliikle sonuclanan aporetik eserlerdir. Baska bir deyisle, genclik diyaloglan, Sokrates’in belirli bir ahlaki erdemle ilgili olarak baslattigi tartigma tizerinde, somut bir sonuca ulasmadan gelisen eser- ler olmak durumundadir. Onlarda Platon’un gézettigi amac, tanidigi ve bildigi kadariyla Sokrates’in karakterini, kisiligini ve felsefi faaliyetini tanitip, 6liimsiizlestirmektir. Bundan dolay: genclik diyaloglan, Sokratik diyaloglar olarak gecer. Sokratik diyaloglar, esas olarak ahlaki problemleri ele alir- ken, ézde erdemler ve erdem tarumlan iizerinde yogunlasir. Bu erdem séz gelimi Euthyphron’da dindarlk, Lakhes’te cesa- ret, Lysis’te dostluk, Kharmides’te Slciiliiliiktiir. Platon’un eserlerinin kronolojisi veya tasnifinde, birinci dénemin genclik ya da Sokratik diyaloglarim, genclik déne- minden olgunluk dénemine gecisi temsil eden ara diyaloglar bulunur. Gecis diyaloglarmn tarihsel olarak 387 yih ile 380 17 Bkz. A. Cevizci, “Onséz", Euthyphron (cev. F, Akderin), Istanbul, Say Ya- yinlan, 2011, s. 19. 18 Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Sokrates'in Savunmast (cev. F. Akderin), Istan- bul, Say Yayinlan, 2011, s. 19. 19 Bkz, A. Cevizci, “Onsiz", Kriton (cev. F. Akderin), Istanbul, Say Yaymla- 11, 2011, s. 19. 7 Platon yillan arasinda kalan dénemde kaleme alinmis olduklan kabul edilir.° $éz konusu diyaloglar sirasiyla Meneksenos, Menon ve Phaidon’ dur. Bu gecis diyaloglarinda, genclik diya- loglarinin tersine, ilk kez olarak birtakim pozitif 6gretiler ne siiriiliir. Baska bir deyisle, bu eserlerin en 6nemli ézelligi, onlarin Platon’un artik Sokrates‘in gériislerini aktarmakla yetinmeyip kendi gériislerini olusturma yoluna girmis olma- sini gézler 6niine sermelerinden meydana gelir. Bu durumu, ilk olarak ftalya ziyaretinin hemen ertesinde yazilmis olan?" Meneksenos’ta, acikhikla gérebiliriz. Sofistlerin felsefesini ve egitim araclarin: daha Snce genclik dénemi diyaloglan olarak Protagoras ve Gorgias’ ta, elestiri dozu yiiksek olmayan bir dille aktarmis olan Platon, bu eserde, Sofistlik ve Sofistlerin dgret- tigi retorik sanatiyla ilgili nihai kararum vermis olarak kar- gimiza cikar. Ama cok daha énemlisi, Menon ve Phaidon'da, Platon, felsefesinin iki Gnemli dgesini ortaya koymaya, yani metafizik dgretisiyle epistemolojisinin ana hatlarini ifade etmeye baslar. S6z gelimi Menon'da, bilginin matematikte oldugu gibi, ezeli-ebedi dogrularin bilgisi oldugunu, bu bilginin a priori bir bilgi olmak anlaminda animsamaya dayandigin dile getiren, Pythagoras: kaynaklan acik olan bir epistemolojiyle kargilagiriz. Burada sézii edilen “ruhun 6liimsiizliigii” meselesinin ana konusu oldugu Phaidon’ da ise bu kez séz konusu bilginin objelerini olusturan {dealara ilk kez olarak génderme yapthr.” Olgunluk dénemi diyaloglan: Devlet, Phaidros ve Kratylos adh diyaloglardan olusur. Yeri epeyce tartigmali olan diya- log, Sélen’dir. O, pek gok yorumcuya gore, bir gecis eseridir; 20 Biz. C. Gill, age, s. 140. 21. Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Meneksenos (cev. F. Akderin), istanbul, Say Ya- yinlani, 2011, s. 20. 22. Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Menon (cev. F. Akderin), Istanbul, Say Yayin- Jani, 2011, s. 20. 23. Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Euthyphron (cev. F. Akderin), Istanbul, Say Ya- yinlan, 2011, s. 27. 18 @ Phaidros bununla birlikte, azimsanmayacak bir grup yorumcu veya Platon arastirmacisi da onu olgunluk dénemi eserleri arasina yerlestirir. Olgunluk dénemi eserlerinin er temel Szelligi, bu diyaloglarda artik tam olarak sekillenmig Platon‘a ait bir sistemin bulunmasidir. Bu sistemin merkezinde ise Idealar kurami bulunur. Platon’un sistemini, temel Ogretilerini orta- ya koyan séz konusu olgunluk dénemi eserleri, yaklasik ola- rak 380-360 yillan arasinda kaleme alinmistir.4 Bu dénemin diyaloglan cok daha az dramatik olup, Sokratik diyaloglarin eBretiliginin ve negatif tutumunun epey uzagina diiserler. Burada da, aynen ilk dénem diyaloglarinda oldugu gibi, Sokrates yine bas konusmaci ya da tartigmacidir. Sokratik diyaloglarda s6z konusu olan moral bilgi ve ahla- ki erdemlere déniik ilgi, olgunluk dénemi diyaloglarinda da devam etmekle birlikte, Platon’un bu eserleri yazdigi siralar- da ilgisinin teknik anlamda daha soyut ve felsefi konulara kaydigi gériiliir. Zira bu diyaloglarda metafiziksel ve epis- temolojik meselelere daha biiyiik bir agirhk verilir, onlara daha giiclii bir bicimde vurgu yapilir. Genclik diyaloglariyla olgunluk dénemi diyaloglan arasindaki en ¢arpict farklilik, Idealar kuramindan olusur. Platon bu diyaloglarda, Idealar kuraminin metafiziksel, etik, epistemolojik ve mantiksal boyutlarim, antropolojisi ve politika anlayistyla iliski icginde g6zler Sniine serer. Dénemin en temel eseri, hic kusku yok ki Deovlet'tir. Platon’un diyaloglarinin kronolojisinde dérdiincii sirayl, Platon’un filozof ve yazar kariyerinde olgunluktan yashh- 8a gecisi temsil eden ara diyaloglar olusturur. Bu eserlerin, tarihsel olarak MO 360 ile 355 yillan arasinda kalan bir dénemde kaleme alindiklar: sanilmaktadir. Bu diyaloglarin sayis, tipki birinci déneminin diyalog sayisi gibi, iictiir. Séz konusu diyaloglar Parmenides, Theaetetos ve Phaidros’tan 24 T. Brickhouse-N. D. Smith, age 19 Platon meydana gelir. Bu dénemi tanmlayan, hatta dénemin diya- loglarini birlestiren en Gnemli husus, onlarda Platon’un ilk kez olarak sistemine, dzellikle de [dealar kuramina elestirel bir gézle bakmaya baslamis olmasidir. Nitekim Parmenides’te Idealar kuraminin yol actif giicliik ve zorluklar iizerinde yogunlasilir. Theaetetos’ta ise, alginin bilgi olma iddiasini tar- tisirken, dyle santhr ki, Platon bir yandan da kendine idealar kurami olmadan bilgi problemine bir éziim getirip getire- meyecefini sorar.” Platon’un yazar kariyerindeki son evreyi, yashhk dénemi diyaloglar1 meydana getirir. Olgunluk dénemi diyaloglar: arasinda Sofist, Devlet Adami, Timaios, Kritias, Philebos ve Yasalar bulunur. S6z konusu eserler MO 355-347 yillar ara- sinda kaleme alinmislardir. Bu diyaloglarda ana Platonik OBreti, gecis déneminin elestirilerinin ardindan nihai sekliyle sunulur. Olgunluk dénemi diyaloglarinin temel eserinin Devlet olmasina benzer sekilde, dénemi bu kez bir iiclii olabi- lecek en iyi sekilde karakterize eder. Bu iiclii de Devlet Adam, Philebos ve Timaios’ tur. Buna gére, teleolojik diinya gériistintt hic terk etmeden devam ettiren ve bu cerceve icinde evrende oldugu kadar, insan ve toplumda da diizeni arayan Platon, herhangi bir varhgi iyi yapan seyin ondaki diizen, bilesen- leri arasindaki uygun élcii ve oran oldugunu belirtmeye her tig eserde de zel bir 6nem atfeder.” O, bu eserlerde etik ve politika ile metafizigi, beseri olan ile kozmik olam essiz bir bicimde bir araya getirirken, ayn diizenin evrende oldugu kadar, insanda ve toplumda da oldugunu ortaya koyar. O, Timaios’ta bunu evren, Philebos’ta insan ve Devlet Adamr'nda toplum acisindan ortaya koyar. Demek ki, yaslihk diyalogla- nyla olgunluk diyaloglarin dzellikle igerik yéniinde birlesti- 25 Platon, Timaios 27d-28a; F. M. Cornford, Platon’un Bilgi Kuram:, Metne Eslik Eden bir Yorumla Birlikte Platon’un Theaetetos ve Sofist adh Diya- loglan (cev. A. Cevizci), Ankara, 1989, ss. 12-14. 26 Bkz. A. Cevizci, “Onséz”, Philebos (cev. F. Akderin), !stanbul, Say Yayin- Jani, 2013, s. 20. 20 # Phaidros ren en énemli husus budur, yani teleolojik evren gériisiidiir. Farklihk ise, politika felsefesinin veya diizen olarak adalet telakkisinin bu dénemde iki diyalogla temsil edilmesinden de anlasilacagi iizere, siyaset teorisinin biraz daha 6ne k- masindan meydana gelir. Bir baska 6nemli farklilik, son iki dénemde, yani olgunluktan yasliliga gecis evresiyle yashlik dénemi eserlerinde Sokrates’in roliiniin azalmasindan ve diyalogun, zellikle genclik déneminde cok 6ne cikan dra- matik karakterinin tiimden kaybolmasindan meydana gelir. Sokrates sadece Philebos ve Theaetetos’ta bag konusmacidir, diger diyaloglarda Platon’un bas sézciisii degildir, Yasalar’da ise hi¢ gériinmez. Yine son dénem diyaloglarinda, sonradan zoraki bir bicimde diyaloga déniistiiriilmiis oldugu sanulan, uzun sunum ya da serimlerin belirleyici olmaya basladigi deneme formu agar basar. Ahmet Cevizci 21 PHAIDROS SOKRATES: Sevgili Phaidros! Nereden gelip nereye gi- diyorsun? PHAIDROS: Kephalos‘un oglu Lysias’in yarundan geliyo- rum ve surlanin disina dogru yiiriiyiise clkayorum. Sa- bahtan bu yana Lysias‘in yaninda oturup epeyce za- man harcadim. $imdi de hem benim hem de Lysias’in arkadas1 olan Akoumenos’un Gnerisiyle yiiriiyiise cikmaya karar verdim. Buradaki yollarin kentin igin- dekilerden daha az yorucu oldugunu séyliiyor. SOKRATES: Hakh, peki ya Lysias! Sarum o da kenttey- di, degil mi? PHAIDROS: Evet o da Olympos Tapinag; yakinlannda Morykhia’a ait olan Epikrates’in evindeydi. SOKRATES: Peki ya ne konusuldu? Gerci Lysias’1n sézle- riyle sizleri eglendirdigi cok belli. PHAIDROS: Eger bos zamanin varsa birlikte yiiriiyelim, hem neler konusuldugunu 6grenmis olursun. SOKRATES: Lysias ile olan konugmanizi dinlemekten daha 6nemli bir isim oldugunu diisiintiyor musun? Pindaros! ne diyordu: “Isten bile daha 6nemli bir sey!” PHAIDROS: Hadi gidelim o zaman SOKRATES: Anlat bakalim. PHAIDROS: Sokrates! Senin gibilerin duymak isteyecegi tiirden bir konusma oldu. Konugma déndii dolas- 1 16 522-443 yillan arasinda yasarmis Yunan gair. 25) 227 Platon 228 26 ti: bir sekilde ask tizerine yogunlash. Lysias cazip giizellerden biri olarak sunuldu, ancak bu bir 4gig1 tarafindan yapilmadh. Séyledikleri arasinda en zeki- ce olanlardan biri de sevenlere degil sevmeyenlere iyilik yapilmasina yénelik olan sézleriydi. SOKRATES: Ah soylu Lysias! Keske ayni zamanda zen- ginler yerine fakirlere, gencler yerine yashilara ya da ben ve birgogumuz gibi dzelliklere sahip olan insan- lara iyilik yapilmasi gerektigini séyleseydi. Bu gekil- de hem daha niiktedan konusmusg hem de herkes icin daha yararli olan séylemis olurdu. Neyse, seni din- lemeye o kadar hevesliyim ki Herodikos‘un dedigi gibi duvara kadar gidip geri dénsen de, yiiriiyiisiinii Megara’ya kadar uzatsan da pesini birakmayacagim. PHAIDROS: Neler séyliiyorsun sevgili Sokrates? Benim gibi siradan bir insanin ¢agimuizin en 6nemli yazar- larindan Lysias‘in ciddi bir zaman ve emek harcaya- rak hazirladigi konusmasini ezbere ve ona layik ola- bilecek gekilde tekrarlayabilecegimi mi santyorsun? Ben bunu yapabilmekten cok uzagim ancak yapabil- meyi cok zengin olmaya tercih ederdim. SOKRATES: Eger Phaidros’u tammuyorsam kendimi unut- musum demektir. Ancak bunlar dogru olmadigina gore benim bildigim Phaidros Lysias’1 defalarca din- lemistir, Lysias da bu zorlamaya keyifle boyun eg- mistir. Ancak Phaidros‘a bu da yetmezdi, bu neden- le istedigi gibi okuyabilmek icin kitabi 6diing aldi ve sabahtan bu yana oturmus okuyor. Képek iizerine yemin ederim ki? bu kadar uzun siire sonunda mut- 2. Antik Misir dilinden gecmis bir ifade. Kopek burada dogruluk sem- bolii olarak gériilmektedir. @& Phaidros laka ezberlemigs olmalidir. Dikkatini toplamak icin surlarin digina gikt: ama tam da bu sirada konusma- lan dinlemeye bayilan bu adamla kargilast. Karsi- lastiklari icin mutlu oldu, bu sayede paylasacak biri oluyordu, bu nedenle de birlikte yiiriimeyi 6nerdi. Konugsmalan dinlemeye bayilan adam konusmasini isteyince direndi, fakat en sonunda kendisini gercek- ten dinlemek isteyip istemedigine bakmaksizin ko- nusmak istedi. Phaidros! Eninde sonunda yapilacak seyi bir an 6nce yaptirmalisin. PHAIDROS: Elimden gelenin en iyisini yapacagim, zaten konugmazsak pegimden ayrilmayacaksin. SOKRATES: Benim hakkimdaki diisiincelerin ne kadar da dogru! PHAIDROS: Tamam Sokrates, séyledigin gibi yapacagim. Ancak onun séyledigi tiim sézleri ezberlemedim. Yine de bagtan baslayarak seven ve sevmeyen hak- landa séylediklerini tekrartamaya caligacagim. SOKRATES: Tamam ama Gncelikle elbisenin altinda sol elinde ne sakladigini séyler misin? Sonra konugmaya baslarsin ancak bana kalirsa bu konusma su an sende. Eger dedigim dogruysa her ne kadar seni cok sevsem de Lysias buradaysa sana yardima olacagimi sanma. Evet, hadi gel buraya ve géster sunu. PHAIDROS: Dur. Seninle konusarak kendimi tartma im- karim vardi, simdi gelmis bu imkami elimden cali- yorsun. Bir yerde oturup okuyalim mi? SOKRATES: Buradan déniip Ilisos boyunca devam ede- lim, sonra sessiz bir yer bulup otururuz. PHAIDROS: Neyse ki yalinayak cikmisim, sen zaten hep Gyle geziniyorsun. Su kenarinda yiiriimemiz daha 27 229 Platon iyi olur. Hem yilin bu zamaninda ve giiniin bu saa- tinde gayet iyi bir tercih gibi gériiniiyor. SOKRATES: Tamam, bir yandan da oturabilecegimiz bir yer bakalim. PHAIDROS: Uzun cinar agacim gériiyor musun? SOKRATES: Evet, gériiyorum. PHAIDROS: Altindaki gélgede oturabiliriz, hem giizel esiyor. Istersek cimlerde uzanabiliriz de. SOKRATES: Gidelim. PHAIDROS: Sokrates! Boreas’in Oreithyia’y1 buralarda Ili- sos yakinlarinda bir yerlerde kaginp gotiirdiigii anla- thr, degil mi? SOKRATES: Dogru, hikaye béyle. PHAIDROS: Olay burada m: olmus? Ciinkii bu dere cok temiz, berrak ve giizel gériiniiyor. Tam da béyle geng kizlarin oynamalarina miisait bir yer. SOKRATES: Yok, iki ya da tig stadion’ asagisi, Agra’ya gi- den yolun karsisinda bir yer. Hatta orada bir Boreas sunagi da bulunmakta. PHAIDROS: Oyle mi? Hig duymamustim Zeus askina Sokrates, sen bu hikayenin dogruluguna inaniyor musun? SOKRATES: Bu kadar bilge insan gibi ben de olanlara inanmasaydim garip bir insan olmazdim ve sana bilgicge Boreas onu Pharmakeia ile birlikte oldu- gu sirada yakindaki kayaliga dogru siiriiklemis ve bu gekilde dliince de Boreas tarafindan kagnldigi anlatilmaya baslanmis derdim. Kim bilir belki de Areopagos’tan kaginldi giinkii baz anlatilara gére 3 Eski Yunanlann kullandiji, yaklasik 185. 4 metrelik uzunluk él¢iisii birimi. 28 @ Phaidros olay bu sekilde gerceklegmistir.* Phaidros! Ben bu tir hikayeleri seviyorum ancak anlatilan seylerin akill ve caba harcamay! seven, 6te yandan pek de sansh olmayan insanlarin kafasindan ciktigini diisiiniiyo- rum. Béyle dememin nedeni bu tiir hikayelerin he- men ardindan Hippokentauros, Khimaira, Gorgone, Pegasos ya da buna benzer anlagilmasi zor ve sagma sapan bir kalabaliktan bahsetmeleridir. Aslnda bir insanin, hig inanmamakla beraber, béyle bir hikayeyi gercege uygun ve dini bir bilgelikle agiklayabilmesi igin epeyce bos zamam olmasi gerekir. Benim bu tiir- den hikayelerle ilgilenebilecek zamanim yok. Boyle sdylememin nedeni kendimi heniiz Delphoi yazitina uygun bir sekilde biliyor bile olmamam. Kendini bil- meyen birinin bu tiirden seyleri incelemesi de bana 230 sacma geliyor. Bu nedenle bu konularda genel olarak dogru bilinen seyleri ben de dogru kabul ettim ve in- celememi daha nceden de belirttigim sekilde ken- dime yénelttim. Ben Typhon’dan daha fazla kafaya sahip bir canavar miyim yoksa dofasinda tanrisal ve gésterissiz bir kaderden pay almis sakin ve gésteris- siz bir varlik miyim? Neyse, sanirim biraz 6nce séz ettigimiz agac buydu degil mi? PHAIDROS: Evet, buydu. SOKRATES: Hera askina! Dinlenmeye ne kadar da uygun bir yer. Agac epeyce genis ve yiiksek, uzunlugu ve golgesi cok hog, ayrica dalindaki cigekler sayesinde her yer giizel kokularla dolu. Agacin altindan akan su da soguk, sanki tam da ayaklarimmm istedigi sekil- de. Geng kizlara, siislere, heykellere bakilirsa bura- 4 Buciimlenin metne ait olup olmadig: tartismahidir. 29 231 Platon si Nympheler ya da Akheloios’un kutsal alana gibi. Aynica giizel de bir esinti var, bu da insamn ic¢ini huzurla dolduruyor. Bir yandan agustosbécekleri koro halinde ses gikariyorlar, cimenler ise yattigamiz zaman kafamuzi rahatga tizerine koyabilecek kadar giizel uzunlukta. Evet sevgili Phaidros! Yabanci bi- rini gercekten de giizel bir yere getirdin. PHAIDROS: Sen inanilmaz derecede dikkat cekici ve tu- haf bir insansin. Sanki burali degilmis gibi, kendi- sine rehber olunan bir yabanci gibi konusuyorsun. Samm higbir zaman sehrin surlarinin digina oik- madin, higbir zaman nehrin sinurlarini da asmadin. SOKRATES: Sevgili dostum beni affet! Ben her zaman 6grenmeye ¢alisan bir insanum. Kirlarda ya da agac- larda bir sey 6grenme sansim yok ama kentlerdeki insanlardan bir seyler 6grenebilirim. Ancak sen beni kentten nasil gikaracagim biliyor gibisin. Hayvan- larin karinlari aciktiZ1 zaman Gnlerine bir dal ya da meyve koyarlar, hayvan da ardindan gider. Sen de aym gekilde kitapta yazanlari Gniimden siiriikle- yip beni Attika’da ya da daha uzakta istedigin bir yere gétiirebilirsin. Neyse, su anda buraya geldik ve burada uzanmak istiyorum. Sen de nasil rahat- ¢a okuyabilecegini diisiiniiyorsan o gekilde otur ve okumaya basla. PHAIDROS: Bashyorum. “Nasil bir durumda oldugumun 30 farkindasin ve bundan ne sekilde bir yarar saglaya- cagimuzi tahmin ettigimi de séyledim. Sana 4sik ol- madigim icin beni reddetmemen gerekir diye diisti- i zaman eskiden # Phaidros hilinde degildir. Ciinkii iyilik yapmalarmin nedeni bir zorunluluk degil, tamamen isteklerinin bir sonu- cudur ve yapabildikleri ve istedikleri kadar iyilik ya- parlar. Bundan dolay: vermeleri gereken degeri aslinda gec- miste vermis olduklarii diisiiniirler. Asik olmayan bir insan iglerini ask nedeniyle savsaklamamishr, ayrica ¢ekilen acilarin nedeni, baska insanlarla yasa- nan problemlerin nedeni ask degildir. Béylesine kéti bir durumla kargi kargiya bulunulmadigi icin de sadece mutlu olacaklarin: diisiindiikleri seyleri yaparlar. Eger asik insanlarin en sevdigi insanlarin asik olduklari insanlar oldugu, bu insanlarin eylem- leri ve s6zleriyle mutlu edebilmek adina baskalarim mutsuz etmeleri séz konusu oldugunda herkesin nefretini kazansalar da cogu insan tarafindan biiyiik saygi gérdiiklerini zannediyorsan onlarin dogru sdyleyip séylemedigini anlamak cok kolaydir. Yeni birine sik olduklan zaman bu sevgililerini elbette eski sevgililerinden daha fazla 6nemseyeceklerdir. Hatta yenisi isterse eskisine kétiiliik de yaparlar. Bu durumda bu insana bir is verilebilir mi? Hem de is- lerin biraz farkinda olan bir insan durumun diizelti- lemeyecek kadar kétii oldugunun farkindadir. Ote yandan kendileri de ak baginda olmadiklarimi bilir- ler, kendilerini hasta olarak gériirler ve diisiinceleri- ni kontrol edemediklerinin farkindadirlar. Buna kar- gin yine de kendilerine hakim defillerdir. Isler bu durumdayken kendilerine geldikleri zaman eskiden yapmaya calishklani geyin iyi oldugunu diisiinmele- 31 232 Platon + 32 rine ihtimal var midir? Eger agik insanlar arasindan en iyisini segmeye caligirsan elinde cok az secenegin olur, oysaki 4sik olmayanlar arasinda bir secim ya- pacagin zaman bu kez elinde cok sayida segenegin olur ve dostlugunun kargiligini verebilecek bir insa- mu bulabilme ihtimalin de artar. Eger gérenekler seni endiselendiriyorsa ve insanlarin dedikodu yapip seni elestirmesinden cekiniyorsan bilmen gereken bir sey var: Agik insanlar herkesin kendilerini kis- kandiklarin zannederler, oysaki kendileri herkesi kiskaniyorlardir, bu insanlarin yaninda sevgiden bahsetmek, bu konudan siirekli konugmak kendile- rinin boga ugrasmadigini ispatlamak agisindan ya- rarh olabilir. Oysaki agik olmayan insanlar kendileri- ne hakim durumdadirlar, bu nedenle de insanlarin begenilerine gore degil kendilerine gére en iyi olan segmeyi tercih ederler. Yine cogu sik insan agik ol- dugu kimsenin ne yaphgim gézlemlemeye ya da buna benzer geyler yapmaya zaman ayinir. Bu du- rumdayken birbirleriyle konusuyorsa aslinda bu du- rumun nedeninin su anda ya da gelecekte var olan bir istekten kaynaklandig: diisiiniiliir. Ote yandan 4sik olmayanlar icin benzeri bir elestiri getirilmez ciinkii bu insanlarin bir araya gelmelerinin nedeni- nin dostluk ya da baska bir haz temelli oldugu sani- lr. Yine dostlugun devam etmesinin zor oldugu ve baska bir sey sonucunda ortaya ¢ikabilecek bir tartis- manun her iki tarafa da zarar verecegini bilmen ve béylesi bir durumda geri durmani insana en biiyiik zarari verecefi diisiincesinden hareketle Agiklardan daha fazla cekinmen gerekir. Bu insanlar igin her sey yaralayicidir, her seyin kendilerine zarar vermek @ Phaidros igin yapildigini diigiiniirler. Bu nedenle de sevgilile- rini bagka insanlarla paylagmak istemezler. Zengin- lerin yaninda durmazlar ciinkii onlarla para baki- mundan boy dl¢iigemezler, egitimli insanlarnin yarunda durmazlar ciinkii onlarla egitim bakimindan boy 6l- ciisemezler, daha zayif olduklari diisiincesiyle hep- sinden uzak dururlar. Bu durumdaki herkese karsi- dirlar, eger bu tiirden insanlarin sézlerini dinlersen etrafinda kimsecikler kalmaz. Daha akillica hareket edip kendi gikarlarimi diisiintirsen bu kez de baska anlasmazhiklar ortaya qikar. Asik olmayan insanlar ise sahip olduklan erdemlere gére hareket ederler, bu nedenle yanindaki insanlari kiskanmazlar, hatta bu gsekilde hareket etmeyenlerden hoslanmazlar. Ciinkii birileri_tarafindan kiigiimseneceklerini ve baska birilerinden cikar elde edeceklerini bilirler. Bu tiirden insanlarin yaninda olman halinde diigmanhk yerine dostluk elde etme ihtimalin daha fazla olacak- tr. Asik olan cogu insan karsisindaki insanlarin ka- rakterlerini tanmadan, aligkanhldermrbilmedan-b2- denlerinin isteklerinin pesinden gider. iste bu nedenle beden istekleri séndiikten sonra asiklariyla dost olarak kalamazlar. Asik olmayanlar ise bundan 6nce zaten kargilarindakiyle dost olduklari icin is- teklerine kavugtuktan sonra dostlugun bitmesi diye bir sey gerceklesmez, sadece eskiden olanlari giizel bir gecmis olarak tanmmlarlar. Bu nedenle bir asig1 degil de beni dinle. Agigin olan insanlar yaptklarimi ya da sdylediklerini cok giizel oldugundan degil seni memnun edememekten korku duyduklan icin ya da istekleri akillarinin 6niine gectiZi icin begenir- ler. Buralarda ask ortaya cikar. O, baska hic kimseyi 33 233 Platon 34 mutsuz etmeyecek seyleri mutsuz Agiklarin géziinde diinyanin en biiyiik derdiymis gibi gésterirken mut- lu 4siklan en gereksiz seyleri 6vmek zorunda da bi- rakabilir. Bu nedenle asiklar kiskanilmamalhi onlara acinmalidir. Eger beni dinlersen sana su anda elde edecegimiz hazlar: degil ayrm zamanda gelecekteki cikarlarini da 6neriyorum. Sadece sevginin pesinden gitmeden, gercekten kendine hakim olarak, kiiciik islerden bityiik kavgalar cikararak degil, biiytik is- lerde bile sakin kalarak kiiciik itirazlarda bulunman, bilingsizce yapilan hatalari hog gériip bilingli bir se- kilde yapilanlari engellemeye caligmalisin. Bu saye- de uzunca bir siire devam edecek bir dostluk kurula- bilir. Eger karsindaki kisinin 4s1f1 olmadan onunla giiclii bir dostluk kurulamayacagina inaniyorsan 0 zaman aklina cocuklarm, aileni getir; bu mantiga gore onlara da bagh kalmamalisin, aym gsekilde isin iginde istekler olmadan higbir sekilde giiglii bir dost- luk iliskisi kurulamayacafi fikrinde olman gerekir. Ote yandan kimin daha fazla ihtiyaci varsa ona iyi- likte bulunmak gerekiyorsa diger konularda da ben- zeri sekilde davranarak en iyiler igin degil en fazla ihtiyaci olanlar igin iyilikte bulunmak gerekir. Ciin- ki bu insanlari biiyiik problemlerden kurtardigin icin sana cok tegekkiir edeceklerdir. Yani bir yemek verecegin zaman en iyi dostlarim degil, dilencileri ya da ac kimseleri cagirman gerekir. Sadece bu tiir in- sanlar verdigin yemekten dolayi seni severler, ya- nindan ayrilmazlar. Sana kargi kendilerini digerle- rinden cok daha fazla borclu hissederler, senin icin bol bol dua ederler. Belki de séyledigim dogru degil ve en fazla ihtiyaci olana degil de iyiliginin kargihgi-

You might also like