You are on page 1of 3

DUAGO

dan itibaren kaldınlacağı, bunların be- r Dubrovnik. coğrafi konumu sayesinde


DUAHAN
delleri vakfiyelerde akçe olarak belirlen- sadece Adriyatik ticaretinde değil Asya -
diğinden kaldınldıkları tarihte her akçe (bk. DUAGÜ). Avrupa ticaretinde de önemli bir mer-
L _J
için 20 kuruş bedel ödeneceği, ödenecek kez olma özelliği kazandı. Şehir, Levan-
toplam duagü bedeli olan 2.367.300 ku- r te ticaretinde hakim güç olan Venedik'-
ruşun borçlanma yoluyla sağlanacağı be- DUBAi ten Akdeniz'e ve Karadeniz'e giden ti-
lirtilmekte, böylece bu uygulamaya son (bk. DÜBEY). caret gemilerinin kolaylıkla uğradıkları
verilmektedir (ag.e., ııı. 352). Osmanlı dö- L _J
güvenli bir liman olduğu gibi İpek yolu-
neminde medrese talebeleri ve diğer ilim- nun İstanbul- Edirne-Sofya-Niş üzerin-
le uğraşanlara tahsis edilen duagüluk üc- r
DÜBEYf den Adriyatik'e ulaşan uzantısının hem
retlerinin bugün bazı ilim ve kültür va- son hem de başlangıç noktalarından bi-
kıflarından öğrencilere karşılıksız verilen
(bk. RUBAİ).
L _J ri sayılıyordu. Buradan kalkan kervan-
burslara tekabül ettiği söylenebilir. lar Taşlıca'dan kuzeye yönelerek Avru-
Daha çok halk arasında kullanılan du- r pa içlerine kadar gidiyorlardı. Bu sebep-
DUBROVNİK
ahan tabiri, özellikle ramazan aylarında le Dubrovnik, Asya ve Avrupa ürünleri-
cami ve konaklarda hatim duası yapan Hırvatistan Cumhuriyeti'nin nin taşındığı ve pazarlandığı önemli bir
ve buna uygun bazı dua kalıplarını ez- Dalmaçya sahillerinde ticaret merkezi haline gelmişti. Şehir,
berlemiş olan kişileri ifade etmektedir.
tarihi bir liman şehri.
L _J özellikle Adriyatik sahillerinin ürünü olan
Bunlarla ilgili çeşitli fıkra ve latifeler folk- tuzun ve çeşitli yörelerden getirilen kö-
lor edebiyatına aksetmiştir. 136S'ten itibaren Osmanlı Devleti'nin lelerin alınıp satıldığı bir pazar olarak
Bir esnaf kuruluşu olan fütüwet ve himayesinde bulunan ve 1806'ya kadar tanınmaktadır. Gümüş ticaretiyle de ya-
lonca teşkilatında da duacılık önemli bir aynı adı taşıyan küçük bir Slav cumhu- kından ilgilenen Raguzalılar Üskup, Pir-
görev olarak kabul edilmiştir. Esnafın riyetinin merkezi durumunda olan şe­ Iepe, Prizren gibi Sırbistan'daki merkez-
alim ve salih kişilerinin arasından ken- hir, Vlll. yüzyılda Avarlar'dan kaçan Mo- lerden aldıkları gümüşten mamul eşya­
dilerince seçilen duacı, esnafa ait çeşitli ra'daki Epidauroslular tarafından kayalık ları doğuda pazarlıyorlardı. Venedik ha-
törenlerin sonunda dua yapmakla görev- bir ada üzerinde Raguza (Rangia. Rausia. kimiyeti altındaki dönemde ticaretlerini
li olduğu gibi açık çarşıların belirli yer- Raguzi) adıyla kuruldu. Etrafı kalın sur- canlı tutabilmek için yabancı malların it-
leriyle kapalı çarşıların dua kubbesi* - larla çevrilen ada, sonraları karaya bağ­ hali karşılığında cumhuriyete bir vergi
nin altında, özellikle her sabah dükkan- landığından bir yanmadaya dönüştü. Ra- vermeyi bile kabul etmişlerdi. Dubrov-
lar açılırken dua etmekle de vazifeliydi. guza buraya yerleşen Slavlar'ın etkisiyle nik tüccarları Bizans İmparatorluğu top-
Alışveriş, bütün esnafın katıldığı bu du- giderek Slavlaştı ve yeni bir ad aldı. Çev- raklarına yayılıp Karadeniz· e çıktıkları
adan sonra başlardı. Günümüzde de ha- resindeki ormanlar sebebiyle Sırpça'da gibi İskenderiye pazarına da girmişler­
tim, mevlid vb. çeşitli dini toplantıların "ağaçlı" manasına gelen "Dobrava"dan di. Bu canlılık küçük cumhuriyetin kü-
sonunda duayı yapan kişiye duahan de- kaynaklanan Dobravnik veya Dubrovnik çümsenemeyecek bir ticaret filosuna sa-
nilmektedir. diye anılmaya başlandı. Bu ikinci ad ba- hip olmasına yol açtı. xvı. yüzyıl sonla-
BİBLİYOGRAFYA: zı Osmanlı kaynaklannda Venedik ile rında SOOO kişinin çalıştığı SS.000 toni-
Türk Lugatı, ll, 741; TSMA, E. nr. 7473/2; ilişkili sanılarak Dobrovenedik biçimin- latoluk bir ticaret filosu oluşan Dubrov-
BA, MD, nr. 43, s. 121 /221; Mustafa Nüri Pa- de kaydedilmiştir. Piri Reis, Kitiib-ı Bah- nik'in ticaretten elde ettiği yıllık gelir
şa, f'letayicü'l·vuküat, İstanbul 1327, ll, 98-99; 180-270.000 dukayı bulmuştu.
ıiyye'sinde burasını Dubrevunik, Dob-
Düstur, İkinci tertip, İstanbul 1330, ili, 254-255,
352; Süleymaniye Vakfiyesi (nşr. K. Edib Kürk-
rovnik şeklinde zikrettiği gibi şehre Ra- Dubrovnik Cumhuriyeti ile Osmanlılar
çüoğlu). Ankara 1962, s. 8· 11 ; Abdülbaki Göl- guza dendiğini de belirtir. arasındaki ilişkiler Edirne'nin alınma­
pınarh. Mevlevi A.dab ve Erkan4 İstanbul 1963, Dubrovnik uzun süre Bizans,_Venedik, sından hemen sonra başladı. Çanakkale
s. 93; Halil Can. "Mevlevi Ayini", Hz. Mevla· Macaristan gibi Adriyatik'te üstünlük Boğazı'nın ve Balkanlar'dan İstanbul'a
na ve Mevlevi Ayinleri, İstanbul 1969, s. 25;
İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri 953 (1546), s.
kuran devletlerin hakimiyeti altında kal- giden karayolunun Türkler'in eline geç-
49; Hüseyin Hatemi, Medeni Hukuk Tüzel Ki· mıştır. Şehir IX. yüzyılda Bizans'a bağ­ mesi üzerine cumhuriyet ı. Murad'a el-
şileri, İstanbul 1979, 1, 347-349; Ahmet Taba- landı. Sicilya 'ya hakim olan Ağlebiler' e çiler göndererek Osmanlı topraklarında
koğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı ait bir filo 867' de burasını kuşattı ve ticaret izni verilmesini istemek zorunda
Maliyesl İstanbul 1985, s. 90, 100; Yavuz Ce- Dubrovnik on beş ay süren bu kuşatma­ kaldı. 1. Murad da mütat vergiler dışın­
zar. Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Deği·
şim Döneml İstanbul 1986, s. 95; Ahmet Ak-
dan Bizans donanmasının yardımı saye- da yılda SOO altın duka ödenmesi şar­
gündüz, İslam Hukukunda ve Osmanlı Tatbi- sinde kurtulabildi. X. yüzyıl sonlarında tıyla Dubrovnikliler'e ticaret serbestliği
katında Vakıf Müessesesi, Ankara 1988, s. 274 da Venedik'e bağlandı (998). 1204 pay- tanıyan bir ahidname verdi. Dubrovnik
vd.; Takvim·i Vekayi', nr. 789 (5 Rebiülahir laşmasında Venedik Bizans'ın Balkanlar'- kaynaklanna göre 1365 tarihli olan bu
1329), nr. 808 (16 Rebiülahir 1329); Ömer Lut- daki topraklannı ele geçirince Dubrov- . ahidname ile Dubrovnik Osmanlılar'ın
fi Barkan. "Fatih Camii ve İmareti Tesisleri..:
nin 1489-1490 Yıllarına Ait Muhasebe Bilan- nik üzerindeki hakimiyeti daha da arta- haraçgüzar*ı oluyor ve dolayısıyla onun
çoları", İFM, xxııı (1963). s. 311-312; 324-325; rak 13S8'e kadar sürdü. Fakat şehir Ve- himayesi altına giriyordu. Söz konusu
a.mlf., "Silleyınaııiye Camii ve İmareti Tesis- nedik'in gölgesinde ve izinde ticari bir ahidname Yıldırım Bayezid'in cülüsunda
lerine Ait Bir Muhasebe Bilançosu 993-994 devlet halini aldı. 1282'de düzenlenen (1390) yenilenmiş, Emir Süleyman (1408)
(1585-1586)", VD, lX (1971), s. 134-135; Paka-
anayasa ile aristokrat bir cumhuriyet ve Çelebi Sultan Mehmed de (1414) aynı
lın. 1, 478, 479; Bekir Kütükoğlu. "Silleyınaıı
oluşturuldu ve buna Saint Blaise unvanı mahiyette ahidnameler vermişlerdi. il. _,
rr·, iA, xı, 160. IA1 .
lf?.l MEHMET IPŞİRLİ verildi. Murad Dubrovnik beylerine gönderdiği 1

542
DUBROVNİK

1O Temmuz 1430 tarihli fermanda, ken- mişlerdi. Fakat 1471 'de bu vergi 9000 açısından bir haber alma kaynağı idi.
di ülkesinde ticaret yaptıkları halde "gö- filoriye çıkarılmış ve 1472 yılı için de Padişahlar Dubrovnik beylerine sık sık
rüşüp tanışmak ve dostluk kurmak için" 10.000 filori ödenmesi istenmişti. 1478'- mektup yazarak "südde-i saadete olan
elçi göndermediklerini belirtip bazı şika­ de ise yıllık haraç gümrük resmiyle bir- ubüdiyetleri" gereğince o tarafları gözet-
yetlerde bulunmuştu. Bunun üzerine leştirilip 12.500 filoriye yükseltildi. An- leyip öğrendikleri haberleri geciktirme-
Dubrovnik Cumhuriyeti Osmanlı Devleti'- cak Fatih Sultan Mehmed'in 28 Şubat den bildirmelerini istiyorlardı. Aynca Os-
ne iki elçi gönderdi. il. Murad da 6 Ara- 1478 tarihli fermanına göre Dubrovnik- manlı yöneticileri para. savaş malzeme-
lık 1430 tarihli mektubunda gerekli ver- liler'den bundan böyle gümrük alınma­ si, gümüş ve altın kap ya da yetenekli
gileri ödemeleri şartıyla serbestçe alım yacak ve 1 Aralık 1477'den sonra alınan hekim ve hekimliğe ilişkin kitaplar gön-
satım yapabileceklerini bildirdi. Ticaret resimler geri verilecekti. derilmesi için de Dubrovnik'e başvuru­
serbestliği dışında Dubrovnikliler'in tabi Dubrovnik vergisi uzun süre 12.500 yorlardı. Fatih Sultan Mehmed dönemin-
olacakları kurallar ve kendilerine tanı­ filori olarak kaldı. Yavuz Sultan Selim'in de Sadrazam Mahmud Paşa 1463 Bos-
nan imtiyazlar Şubat 1442 tarihli fer- verdiği Şubat 1513 tarihli ahidnamede na seferinde Dubrovnik beylerinden ace-
manda daha ayrıntılı olarak belirtildi. yıllık vergiye ilave olarak Raguzalı tüc- le olarak 9000 dinar ile ikişer kantar gü-
Buna göre Dubrovnik tüccarları ancak carların eskiden olduğu gibi gümrük öde-
herçile ve kükürt gönderilmesini iste-
mallarını sattıklarında Edirne, Filibe ve mişti. Yine Mahmud Paşa, Fatih'in be-
meleri şart koşuldu. Kanüni Sultan Sü-
Kratovo 'da % 2 gümrük vereceklerdi. ğendiği bakır. gümüş ve altın kap için
leyman'ın cülüsunda, Dubrovnik'in eski-
Borçlu kalan birinin yerine bir başkası den Mısır'da elde etmiş olduğu hakları Dubrovnik'e sipariş vermiş, hekimbaşı
rehin tutulmayacak, Osmanlı toprakla- tanıyan bir berat verildiği gibi Osmanlı
Yakub (Jacobo) için gönderilen üç tıp ki-
rında ölen Dubrovnikliler'in mallarına ve tabının alındığını belirterek yeni bir ki-
topraklarında alınan gümrük de% 2,5'a
servetlerine el konulmayacaktı. Cumhu- indirilmişti. Fakat çok geçmeden bu oran
tap daha istemişti.
riyet tebaası olanlar arasındaki anlaş­ % 5'e çıkarıldı. Cumhuriyetin gümrük Osmanlı yönetimi kendisine tabi say-
mazlıklar kendilerince çözülecek, bir Dub- dığı Dubrovnik'i bazan uyarmaktan da
resminin indirilmesi için yaptığı girişim­
rovnikli ile bir müslüman arasındaki an- ler sonunda 1564'te Raguzalılar'ın istan- geri kalmıyordu. Katolik olan cumhuri-
laşmazlıklarda ise Osmanlı kadısına baş­ yette yahudi aleyhtarı bir akım başlayıp
bul'a getirip sattıkları mallardan % 5,
vurulacaktı. Bu imtiyazlara karşılık cum- yahudiler şehirden çıkarıldığında Kanü-
Bursa'da ve Edirne'de sattıklarından
huriyetin 500 duka olan vergisi yüksel- ni Sultan Süleyman Türk hoşgörüsün­
% 3, öteki yerlerde ise % 2 gümrük
tilerek 1000 altın filori değerinde gü- den kaynaklanan bir girişimle 1545 'te
alınması kabul edildi. Anlaşmaya göre
müş bir kap olarak belirlendi. Raguzalılar'dan karışıklığa son vermele-
% 2 oranındaki resim iltizama verilecek
Ancak Dubrovnik'in Varna Haçlıları'na ve Osmanlı hazinesine her altı ayda bir rini istemişti.
katılıp iki kadırga göndermesi dostluk 50.000 akçe olarak ödenecekti. Dubrovnik Cumhuriyeti'nin varlığını
ilişkilerinin bozulmasına yol açtı. Türk- ve gücünü sürdürmesinde bir yandan
Yıllık haraç genelde her yıl İstanbul'a
ler'e karşı olan bu ittifaktan cesaret alan Osmanlılar'a tabi olması. öte yandan da
gönderilen elçiler aracılığı ile hazineye
cumhuriyet yöneticileri, haraçgüzarlık­ papalığın koruması altında bulunması
teslim ediliyordu. Osmanlı başşehrine
tan kurtulmak ve Avlonya, Yanya gibi çok büyük rol oynuyordu. Ancak Akde-
karadan giden elçilere Hersek sancak
Osmanlı toprağı olan limanları ele geçir- niz üzerinden yapılan Asya-Avrupa ti-
beylerince görevlendirilen bir çavuş eş­
mek hevesine kapıldılar. Fakat Haçlılar'ın caretinin XVI. yüzyıldan başlayarak ge-
lik ediyordu. Sazan da haraç oraya gi-
Varna'da yenilmeleri Dubrovnik'i il. Mu- rilemesi, cumhuriyette gelirlerin azal-
den yetkili Osmanlı yöneticilerine verili-
rad'a elçi gönderip eski ahidnamenin masına ve refah seviyesinin düşmesine
yordu. Malta seferi sırasında (1566) Dub-
yenilenmesini dilemek zorunda bıraktı. yol açtı. Karlofça Antlaşması ile (1699)
rovnik'e uğrayan Piyale Paşa cumhuri-
1445'te verilen ahidnamede yıllık ver- Avusturya Dalmaçya'yı ele geçirince Dub-
gi yine 1000 filori olarak belirlendi; Fa- yetin o yılki vergisini tahsil etmişti.
rovnik, Osmanlılar'a tabiiyet bağlarını
tih Sultan Mehmed'in cülüsundan son- Ticari ilişkiler çerçevesinde Dubrov- gevşeterek Avusturya'yı gücendirmeye-
ra 1452'de 1500 filoriye yükseltildi. Cum- nikli tüccarlar Balkan yarımadasının ve cek bir siyaset takip etmeye yöneldi.
huriyetin Arnavutluk beyi İskender'i des- Tuna boylarının önemli pazarlarına ka- Fransız ihtilal savaşlarında Napolyon Bo-
teklemesi bir ara ilişkileri bozmuşsa da dar uzanmışlar ve başta Üsküp olmak napart kumandasındaki ordunun Adri-
Dubrovnik yöneticilerinin elçilerle 1500 üzere bazı yerlerde de küçük koloniler yatik'e yayılması ise cumhuriyetin sonu
filori gönderip bağışlanmalarını isteme- oluşturmuşlardı. Bazı tüccarlar da istan- oldu. Campo Formio Antlaşması ile (1797)
leri üzerine talepleri kabul edilerek 7 bul'a yerleşmişlerdi. Uğradıkları pazar- Dalmaçya kıyılarına yerleşen Fransızlar.
Mart 1459'da verilen yeni bir ahidname larda en çok Venedik, Floransa ve İngi­ 27 Mayıs 1806'da Dubrovnik'i zaptede-
ile gümrük resmi % 2, yıllık haraç 1500 liz kumaşları satıyorlar, buralardan da- rek bu küçük devlete son verdiler. 1815
filori olarak hükme bağlandı. ha ziyade bakır ile yapağı satın alıp gö- Viyana Kongresi'nde Avusturya toprak-
Fatih Sultan Mehmed döneminde im- türüyorlardı. Öte yandan bazı Türk tüc- larına katılan şehir, ı. Dünya Savaşı so-
paratorluk gücünün artmasına paralel carları da Raguza'da yerleşip işyerleri nunda oluşturulan Yugoslavya'ya bıra­
olarak Dubrovnik vergisinin sürekli art- açmışlardı. kıldı (1918). Yugoslavya Sosyalist Cum-
tırıldığı ve gümrük resmiyle birleştirilip Bunun dışında Dubrovnik Cumhuriye- huriyeti'nin Hırvatistan Özerk Bölgesi'n-
12.500 filori altına çıkarıldığı dikkati çek- ti Osmanlılar'a tabi bir ileri karakol, bir de bir il merkezi haline gelen Dubrov-
mektedir. Fatih'in 13 Nisan 1469 tarih- gözetleme kulesi olarak Avrupa'da olup nik, 1991 'de Yugoslavya'nın dağılması
li beratına göre Dubrovnik elçileri o yıl bitenleri, özellikle de Venedik veya Haçlı sırasında Sırplar'ın işgaline uğradı. Bu-
"hediye" (haraç) olarak 5000 filori getir- donanmalarının hareketlerini öğrenmek gün Hırvatistan Cumhuriyeti sınırlan için-

543
DUBROVNİK

de kalan Dubrovnik ilinin nüfusu 71.419'- büyük merkezlerinden biri olan Prag'da sitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak
dur (1991). yaptı. Liseyi bitirir bitirmez 1. Dünya Sa- çalıştıktan ve burada 1941 -1944 yılları
Tarihi önemi bulunan şehirde Röne- vaşı sebebiyle Avusturya ordusunda gö- arasında Alman Kültür Enstitüsü'nü yö-
sans devrinden kalma saraylar, barok rev aldı ve Türkiye' de bulundu: böylece nettikten sonra 1944'te asıl memleke-
üslübunda katedral, kilise ve çeşme gi- ileride meslek hayatına hakim olan Türk tine, Viyana Üniversitesi'nin Türkoloji ve
bi ünlü mimari eserler bulunmaktadır. ve İslam medeniyetiyle yakın temasa geç- İslam bilimleri kürsüsüne ordinaryüs
Şehir Yugoslavya'nın dağılması sırasın­ miş oldu. Savaştan sonra 1919'dayüksek profesör olarak davet edildi. Duda Bul-
da Sırp saldırılarından önemli ölçüde öğrenimine Prag'da Alman üniversitesi garistan· da bulunduğu sırada Balkan
etkilendi ve pek çok tarihi eser tahrip hüviyetiyle öğretim yapan Karls- Univer- Tfuklüğü Aiaştırmalan adlı kitabının
edildi. sitat'te, Max Grünert'in yanında şarki­ malzemesini toplamıştı. Viyana Üniver-
BİBLİYOGRAFYA: yat derslerine devam ederek başladı. Ar- sitesi'nde emekli olduğu 1970 yılına ka-
Piri Reis. Kitab·ı Bahriye (nşr. Ali Haydar Al- dından Viyana Üniversitesi'nde Friedrich dar çalıştı ve bu sırada gerek Türk ta-
pagot - Fevzi Kurdoğlul. İstanbul 1935, s. Edler von Kraelitz-Greifenhorst'un ders- rih ve edebiyatı gerekse diğer İslam ül-
343·354; S. Razzi. La storia di Raugia, Lucca lerine devam etti. Duda'nın Osmanlı dev- keleriyle ilgili eser ve makalelerini yayım­
1595; Luccari, Copioso ristretto deg/i annali
ri Türk tarihiyle uğraşmasında, özellikle ladı. 1948'de geniş halk kitlesinin üni-
di Rausa, Venedik 1605; Evliya Çelebi, Seya·
hatname, VJ, 445·453; Appendini. Notizie sul· Osmanlı belgeleri üzerinde çalışan bu ilim versite ile temasını sağlayan Österrei-
le antichitiı. storia e letteratture dei Raguse~ adamının tesiri olduğuna ihtimal verilir. chische Hochschulzeitung'u kurdu ve
Ragusa 1802·1803; loıjo Tadic, "Le port de Yüksek öğreniminin son safhasını ise Al- 1971 'e kadar bu yayın organında baş­
Raguse et sa flotte au xvı• siecle", Le navi· manya' nın Leipzig Üniversitesi'nde Ri- yazar olarak çalıştı.
re et l'economie maritime du Moyen Age au
chard Hartmann ile August Fischer'in Viyana Üniversitesi Edebiyat Fakülte-
XVIW siecle, (1959); J. Luetic, O pomortsvup
Dubrovacke Republike u XVlll stoljecu, Dub· yanında doktorasını vererek tamamladı si'nde bir süre dekanlık yapan Duda, Vi-
rovnik 1959; N. H. Biegman. The Turco·Ragu· (1925). yana Bilimler Akademisi ile Türk Dil Ku-
san Relationship, According to the Firmans of
O dönemde Türk dilinin en kuwetli uz- rumu'na muhabir üye seçilmiş ve ken-
Murad ili (1575-1595) Extant in the State Arc·
hives of Dubrovnik, The Hague 1967; a.mlf.. manlarından olan Jean Deny'nin yanında disine Avusturya ilim ve sanat şeref ma-
"Ragusan spying for the ottoman Empire. So- Paris'te bir müddet çalışan Duda, Ecole dalyası verilmiştir. Emekli olduktan son-
me 161h century documents from the State Nationale des Langues Orientales Vivan- ra sağlığı çok bozulan, bu arada görme
Archive at Dubrovnik", TTK Belleten, XXVII/ tes'dan da diploma aldıktan sonra 1927'- hassası da iyice azalan Duda, uzun sü-
106 (1963), s. 237-249; Uzunçarşılı, Osmanlı
de İstanbul'a gitti. O yıllarda istanbul'- ren bir rahatsızlıktan sonra Pfaffetschlag
Tarihi, 1, 222·223; 111/1, s. 12; 111/2, s. 114-
115; lV /2, s. 116· 120; W. Heyd, Yakın-Doğu da çıkmakta olan Almanca Tfukische kasabasındaki evinde 16 Şubat 1975'-
Ticaret Tarihi (trc. Enver Ziya Kara!), Ankara Post gazetesinde görev aldı. Duda bu te öldü. Birçok ünlü ilim adamını yetiş­
1975, 1, 128, 340-342, 469; G. Ostrogorsky. Bi· gazete için Türk basınını tarıyor ve tiyat- tiren ve arkasında çeşitli eserler bıra­
zans Devleti Tarihi (trc. Fikret lşıltan), Ankara ro tenkitleri yazıyordu. Ayrıca İstanbul'­ kan Duda için Wiener Zeitschriit fili die
1981, s. 220, 290, 332, 391, 521; F. Braudel,
da yaşadığı yıllarda Yünus Emre ve Ah- Kunde des Morgenlandes'in LVI. cildi
Akdeniz ve Akdeniz Dünyası (trc. Mehmet Ali
Kılıçbay), İstanbul 1989-90, 1-11, bk. İndeks; Şe­ med Haşim hakkında iki de kitap yayım­ altmışıncı yaş armağan kitabı olarak ya-
rafettin Turan. Türkiye- İtalya İlişkileri /, İstan· lamıştır (1929). yımlanmıştır (Wien ı 960).
bul 1990, s. 205, 305-306; Safvet. "Raguza Duda 1932'de Leipzig Üniversitesi'nde Eserleri. Türkçe'den cevirdiği Yakup
(Dubrovnik) Cumhurluğu", TOEM, 111/17 (1331),
s. 1061-1070; Ciro Truhelka. "Dubrovnik Ar-
doçentlik imtihanını verdikten sonra Al- Kadri'nin hikayeleri (Novellen von Jaakub
şivinde Türk-İslav Vesi.kalan", İstanbul Ens· manya' da kaldı ve aynı öğretim kuru- Kadri, Leipzig 1923) ve Yeni Muamele Ver-
titüsü Dergisi, 1, İstanbul 1955, s. 39·65; Ha- munda kadrosuz doçent olarak akade- gisi Kanunu'nun Almanca tercümesi (Das
zım Şabanoviç, "Dubrovnik Devlet Arşivinde­ mik kariyere girdi. 1936'da yine Alman- neue türkische Umsatzsteuergesetz, İstan­
ki Türk Vesi.kalan" (trc. İsmail Eren), TTK Bel· ya'nın Breslau Üniversitesi onu Türkolo- bul 1927) Duda'nın ilk çalışmaları arasın­
/eten, XXX/119 (1966), s. 391-437; Bosko Bo-
jovic, "Dubrovnik et les Ottomans (1430-1472) ji ve İslam dilleri kadrosuz profesörlü- da yer alır. Bunları Ahmed Haşim'e dair
20 actes de Murad et de Mehmed II en me- ğüne tayin etti. il. Dünya Savaşı yılların­ bir yayını takip etmiştir ("Ahmed Ha-
dio - serbe", Turcica, XIX, Paris 1987, s. 119- da bir süre Bulgaristan'ın Sofya Üniver- şim, ein Türkischer Dichter der Gegen-
173; a.mlf.. "Dubrovnik (Raguse) et les Otto- wart", Welt des İslams, XI [Leipzig 1928],
mans II Onze Actes de Mehmed II en Vieu:x -
XII [1930/31]); bu çalışma ayrıca kitap
Serbe 1473-1476", ae., XX!V, Paris 1992, s.
153-182. halinde de çıkmıştır (Berlin 1929). Duda' -
!il ŞERAFETTİN TURAN nın bibliyografyasında, İstanbul'da 1929
yılında bastırılmış Yunus Emre adlı bir
kitabından bahsedilmektedir. Ancak bu
DUDA, Herbert Wilhelm
yayını herhangi bir kütüphane veya ka-
(1900-1975)
talogda bulmak mümkün olmamıştır.
Avusturyalı şarkiyatçı, Yalnız İstanbul Belediye Kütüphane-
Türk tarihi ve edebiyatı uzmanı.
si Alfabetik Kataloğu'nda (lll !İstanbul
L _J
19541. nr. 6955). 1929'da Ankara'da ba-
18 Ocak 1900'de Avusturya-Macaris- sılmış Yünus Emre hakkında büyük bir
tan İmparatorluğu'nun Tuna kıyısında­ kitaba rastlanmaktaysa da bunun ya-
ki Linz şehrinde dünyaya geldi. Orta öğ­ Herbert zarı belli değildir. Duda önceleri İstan­
renimini, o yıllarda Germen kültürünün Wilhelrn Duda bul' da çıkan Tfukische Post gazetesin-

544

You might also like