You are on page 1of 2

Matematiksel Dizin: Türkçe

Türkçe, tabiatı gereği diğer dillerden farklı olarak matematiksel bir tasarıma sahiptir.
Bir formül edasında kurallarla sabitlenmiş, hangi köke hangi ek geleceği
belirlenmiştir. Bununla birlikte konuşanının kontrolünde sınırsız bir kelime yaratma
gücüne sahiptir. Türkçenin dünya dilleri arasında da önemli bir yeri vardır. Dünyanın
en çok konuşulan dilleri arasındadır. Türkçe’nin önemi ve tarihi hakkındaki
çalışmalarımız her alanda olduğu gibi öncelikle Avrupalı araştırmacılar tarafından
yapılmıştır. Bizim kendi öz dilimizin bilimi yabancılar tarafından bizlere öğretilmiştir.
Türkçenin güncel sorunları da aslında bu sebeplerin altında yatmaktadır.

Dil, yaşayan bir organizmadır. Her canlı gibi doğar, yaşar ve ölür. Türkçe günümüze
kadar yaşasa da çok büyük hastalıklar geçirmiştir. Budizm ve Maniheizm kabulü ile
birlikte dilimize giren yabancı kelime oranı %2-3 dolaylarındayken, İslamiyet ile
birlikte bu oran başlarda %10 civarındayken %50’lere dayanmıştır. Arap kültürü
baskın bir kültüre sahiptir. Birçok kültürü hegemonyası altına alan Arap kültürü, Türk
kültürünü yok edememiş, yalnızca etkilemiştir. Fakat bu etki günümüze kadar sürecek
olan bir etkidir ve en çok dilimizi etkilemiştir. Dil bu gibi etkileşimlerden en çok nasibini
alan organizmadır. İslam ile birlikte bu etkileşim en çok Arapça ve Farsça ile olmuştur.

Fransız İhtilali ile birlikte artan milliyetçilik akımı, bizi çok derinden etkilese de aslında
bizim de yararımıza olmuştur. Milli kültür ve benliğimize bununla birlikte dilimize de
yönelmemizi sağlamıştır. Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte milliyetçilik kapsamında
dilimize yöneliş hız kazanmıştır. Cumhuriyet dönemi, Türkçe için ‘’ Yıllardır hasta
yatan bir adamın en sonunda iyileşmeye başlaması.’’ Şeklinde tasavvur edilebilir. Bu
dönem politikaları halka ve aydınlara da sirayet etmiştir. Bu sebeple topyekün bir
Türkçeye yöneliş başlamıştır. Günümüzde bu yöneliş artık bitmekte, etkisi yavaş
yavaş azaltılmaktadır. Bunun yegane sebebi Atatürk ilke ve inkılaplarından
uzaklaşmamızdır. Önceden olan Arap ve Fars kültürüne hayranlık duyma yerini
Amerika ve Avrupa kültürüne bırakmıştır. Fakat 600 yıl Arapça ve Farsça baskısına
dayanan dilimiz, Amerika ve Avrupa baskısına da dayanacaktır. Burada önemli olan
insanlarımıza temeli tarih öncesine dayanan dilimizin yıpratılmadan gelecek nesillere
taşınmasının önemini kavratmaktır. O, dilimiz,gönlümüz,yüreğimiz,yurdumuz,ses
bayrağımız, güzel Türkçemiz yok olmasa bile bizi, kültürümüzü yansıtan kimliğimiz
olduğunu unutmamamız ve canımızı nasıl koruyorsak onu da öyle korumayı milletçe
benimsememiz gerekmektedir.

You might also like