You are on page 1of 11

iMAM NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ

METODU
Şfunil Şahin
Çeviri: Muhittin Özdemir

Hamd; yarattıklannı, meydana ge- muştur. H. 710'da doğduğu da söylen-


3
tirdiklerini, insanlara rahmet olsun miştir. Künyesi Ebu'l-Berekat'tır.
diye va'zettiği hükümleri ve koyduğu İmam N es efi'nin lakabı Celalud-
kanunları en iyi şekilde yapan Al- dtn'dir.4 Hatizu~din lakabını da almış­
lah(c.c.)'a mahsustur. Salat ve selam; tır ki, İmam bu lakabla tanınmış ve
göklerin üzerine çıkartıp ve kendisine meşhılr olmuştur. Yine Alametü'd-dün-
yakınlaştırdığı Rasul ve Nebi Mu- ya ve ez-Zahid lakablarını da almış­
hammed (s.a.v.)'e olsun. O'nun AI ve tır.s
Ashabına, tümüne salat ve selam olsun. İmam Nesefi'nin mezhebi Hanefi-
Tefsirlerin özelliklerine vakıf ol- dir.6 Hanefi mezhebi lehine tavır
mak ve alimierin kendi tefsirlerindeki takınır ve çoğu zaman muhalif olanlara
üslublannı bimek gerçekten önemli ve cevap verir .7 Genellikle mezhebinin
zorunlu bir iştir. Aynı şekilde milles- görüşlerini söylerken, tedlisde bulunur
sirlerin biyografilerine ve onların tefsm ve onun yerine nükte koyar. 8
metodlarma vakıf olmak, bu tefsirlerin Muhammed b. Abdüssettar el-
etrafında oluşanları, bunların meydana Kerdevi, Ali Hamiduddin ed-Darir ve
getirdiği fakirliği-zenginliği, cerh ve Bedruddin Cevahirzade gibi hocalar-
ta'dil açısından müellifleri hakkında dan ders almıştır. Ahmed b. Mu-
söylenenleri, tenkid noktaları ile bun- hammed el-Attabi'den, ez-Ziyadat'ı
ların etrafında oluşan şüpheleri red- rivayet etmiştir .9
dedişi arzulamak bu denli önemli ve Eserleri:
zorunlu bir ameldir. 1-Tefsir Alanında:
Müfessirin yöntemine, tefsirinin -Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-
özelliklerine ve güzelleştirdiği ayırdedi­ Te'vil: Çalışmamıza konu olan eserdir.
ci özelliklerine muttali' olmak; şüphe Eser, Nesefi Tefstri şeklinde şöhret ka-
götürmeyecek şekilde onun tefsirdeki zanmıştır. Orta hacimli tefsirlerden
yöntemi, kendisi sayesinde güzelleştiği kabul edilir, ne bık.tırıcı uzunlukta ne
ve ayırdedici üslubları, tefsirdeki iyi ve de utandırıcı kısalıktadır. Nahivle ve
şüpheli yerleri bilme hususunda bize kıra'atlarla alakah mes'eleleri ve fı.khi
yardımcıolacaktır. problemleri içerir.
Bu acele araştırmamızda-özet bir
tarzda da olsa-, İmam Nesefi (r.a.)'nin,
tefsirindeki yöntemine vakıf olmayı ar- 3 İmam Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessiriin, c.
zuladık. I, s. 307; Ömer Rıza Kehhale, Mu'cemu'l-
· Tefsir Sahibi: Müellifin, c. VI, s. 32.
4 İmam el-Kuraşi el-Hanefi, el-Cevahiru'l-
Adı, İmam Abdullah b. Ahmed b. Hedie fi Teracümi'l-Hanefiyye, s. 294.
Mahmud en-Nesefi'dir. 1 Nesefi, Sind 5 İmam Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye fi
ve Maveraunnehir yörelerinde bulunan Teracümi'l-Hanefiyye, s. 101-102.
6 Ömer Rıza Kehhale, Mu'cemu'l-Müellifin,
Nesefe nisbei;tir. 2 H. 701 yılmda doğ- c.VI, s. 32.
1 İbn Hacer el-Askalani, ed-Dureru'l-
7 ez-Zehebi, el-Tefsir ve'l-Mufessiriin, c. I,
Kfunine fi Ay&nil-Mieti's-Sfunine, c. II, s. s. 37.
8 İbn Hacer el-Askalani, ed-Dureru'l-
252.
2 İmam el-Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye fi
Kfunine, c. II, s. 352.
9 İmam Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye fi
Teracümi'l-Hanefiyye, s. 101-102.
Teracümi'l-Hanefiyye, s. 102.

-30-
İMAM·NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ METODU

2-Akaid Alanında: ma'nılların beyılnını terketmiştir ki;bu


-Umdetu'l-Akciid adlı eseri. 10 Zemahşeri'nin meşhur olduğu yönte-
-el-İ'timad Şerhu'l-Umde adlı ese- midir .
. ıı
n. Eser, müteyatir yedi kıra'ata
3-Fıkıh Alanında: dikkat çeken ve her kıra'atı kılriine nis-
-Metnu'l-VafiP adlı eseri. ·Hanefi bet etmeye ilitirnam gösteren tefsirler-
fıkhında fürıl'a dair hoş bir metindir dendir.
(Yazma). N esefi her ne kadar eklemede ya
-el-Kafi fi Şerhi'l- Vafi adlı eseri. da kısaltmada, Zemahşeri'nin lılfizları,
-Kenzu'd-Dakaik adlı eseri, Hanefi üslübu, mizacı, fikirleri ve temayülü
fık.bında meşhür bir metindir (MatbU'). bariz bir şekilde yazdıklarından belli
15
4-Fıkıh UsftlüAlanmda: olmaktadır .
-Menılru'l-Envar adlı bir eseri ve Bu konuda Dr. Remzi N a'na'a şöyle
buna yazdığı Keşfu'l-Esrılr adlı bir şer­ söylemektedir: "Bu tefsir, müellifinin
hi vardır. (Matbü') 13 Beydavi ve Zemahşeri'nin tefsirlerin-
. Nesefi'nin "Medariku't-Tenzil den özetiediği bir tefsirdir. Ancak,
ve HakiHku't-Te'vU" Adlı Tef- Keşşılfda bulunan Mu'tezili görüşleri
sirindeki Metodu: bırakmış ve Ehl-i Sünnet ve'l-
Birincisi: N es efi Tefsiri'nin Cema'atin görüşlerini almıştır. Hılkeza,
Kaynakları. (Nesefi Tefsirini Kim- Keşşılf sahibinin sürelerin fazileti
lerden Almıştır): hususunda mevzü' hadisleri kullanmak
Gerçekte Nesefi Tefsiri, Zem- gibi bir hataya düşmeıniştir." 16
ahşeri'nin Keşşaf adlı eserinin bir muh- İkincisi: Nesefi'yi, "Tefsir"ini
14
tasarı olarak kabul edilir . Fakat Yazmaya iten Etken:
müellif, eserini . Zemahşeri'nin tef- Nesefi (r.a.) bu konuda şunları kay-
sirinde serpiştirdiği Mu'tezill görüşler­ detı:rı,ektedir: "Bir kısım insanlar
inden muhafaza etmiştir. Aynı şekilde benden istekte bulundular ve onların
soru-cevap yöntemini, belağat yönleri isteklerine icabet; i'rab yönlerini ve
ile i'caz sırlarındaki fesahati ve kıra'atı içeren te'viller hususunda, Bedi
10 İmam Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye :fi ve işılrat ilimlerinin inceliklerini, Ehl-i
Teracümi'l-Hanefiyye, s. 102; İbn Hacer Sünnet vel-Cemaat'in görüşlerini kap-
el-Askaliini,ed-Dureru'l-K!hnine c. II, s. sayan, bid'at ve dalıllet ehlinin hurafe-
352; ez-Zerkeli, el-İ'lam, c. IV, s. 192.
l l İmam Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye :fi lerinden uzak, bıktıracak kadar uzun
Teracümi'l-Hanefiyye, s. 102; Ömer Rıza ve utandıracak kadar da kısa olmayan
Kehhale, Mu'cemu'l-Muellifin, c. VI, s. 32. orta hacimli bir eserin meydana gel-
12 İmam Leknevi, el-Fevaidu'l-Behiyye :fi
Teracümi'l-Hanefiyye, s. 102; İbn Hacer, mesine katkıda bulundu. Bu hususta
ed-Dureru'l-Kiimine c. ll, s. 351; ez-Zerkeli, tereddüd ediyor, bu amaca ulaşan ve
el-İ'lam c. IV, s. 192; Rıza Kehhiile, önemli bir metne girişme ehemmiyeti
Mu'cemu'l-Müelli:fin, c. VI, s. 32; Şiimil eş­
Şahin, ed-Delilu'l-Cami' li'l-Kütübi yoluna başlayan insanoğlunun gücün-
Usılli'l-Fıkıh, c. I, s. 270. den yardım diliyordum. Ta ki, Allah'ın
13 Ebu'I-Kasım MahmUd b. Ömer b. yardımıyla bu işe koyuldum ve kısa bir
Muhammed b. Ömer el-Hevarizm'i, el-
Keşşaf an Hakiiiki't-Tenzil ve 'Uyfı.ni'l· zamanda tamamladım. Allah (c.c.), her
Akavil :fi VucUlıi't-Te'vil, Mu'tezili Hanefi zoru kolaylaştıran, dilediğine güç ye-
imamıdır. Ayrıca Bkz. el-Leknevi, el-
Fevaidu'l-Behiyye, 209; ed-Davüdi, 15 Remzi Na'na'a, el-İsrailiyyat ve Eseruha
Tabakatu'l-Mefessirin, c. II, s. 314-316. :fi Kütübi't-Tefsir, s. 310.
14 Muhammed, el-Hadid'i et-Tayyar, 16 Remzi Na'na'a, el-İsrailiyyat ve Eseruha
Tevdihu'n-Nese:fi, s. 3. :fi Kütübi't-Tefsir, s. 310.

-31-
KUR'AN MESAJI iLMi ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8

tiren ve layık olana: icabette bulunan- örneklerin en yücesi olarak şekilde var
dır."ı7 eden ve yaratan demektir. Benzeri
Zehebi de şunu kaydeder: "Bu tef- geçmemiş her fiile "ibda etmek" denir.
sir, Nesefi'nin Beydavi ve Zemah- Bundan dolayı Ehl-i Sünnet ve'l-
şeri'nin tefsirlerinden özetiediği bir tef- Cema'ate aykın hareket edene "mübte-
sirdir. Ancak müellif, Keşşafda bulu- di'" denmiştir. Çünkü, daha önce
nan Mu'tezili görüşleri bırakmış ve Ehl- Sahabe ve Tabiı1n (r. anhum)'un yap-
madığını İslam dininde türetmiştir."
21
i Sünnet ve'l-Cema'atin görüşlerini al-
mıştır."18 Zehebi şöyle devam eder: "E- Mezkür misali düşündüğümüzde,
ser, ibaresi mu'ciz, kaynaklara kolay- onun kolay ve rahat olduğunu, halkın
-dır. KeşşafTefsirinden özetlenerek, iyi anlamasının kolay olduğunu, alimin de
yönlerini alıp kötü yönlerinden kaçını­ ondan faydalanabileceğjni görürüz.
larak ortaya çıkmıştır. Aynı yöntem Benzeri bir misal de, "Orada bir-
Beydavi'de sergilenmiştir. Hatta iba- birleriyle çekişerek şöyle derler:"
resini aynen ya da ona yakın bir ifadeyle (26/96) ayetinin tefsiridir. Ayetten,
almış ve böylece tefsirini kapsamıştır. dostluğun ve düşmanlığın doğru olması
Örneğin Necm Süresi'nde Beydavi ve için Allah'ın putlan konuşturmasının
N esefi tefsirlerine müracaat edersek, caiz olması anlamı çıktığı gibi; bunun
iki eserin ibareleri arasındaki teva- asiler ve şeytanlar arasında cereyan et-
fukun ve yakınlığın derecesini görmüş mesinin caiz olması anlamı da çıkar. 22
oluruz."19 Dördüncüsü: Nahivle Alakab
Nesefi Tefsiri, Kat'-u Rey Tefsir Mes'elelere Dalması:
kitaplarından kabili edilir.
20 İ'rab açısından konulara pek fazla
Üçüncüsü: Nesefi'nin Istılahla­ değinmez. Tefsirinde nahivle alakah
ra Olan İhtimamı: 23
ayrıntılara da girmez. Bu husus da,
Nesefi Tefsiri kavrarnlara özen gös- belağat yönlerinde, i'cazm sırlarında ve
termiştir. Nesefi, kavramları açık, özet ma'naların beyanmda fasih bir üslüba
olarak ve kavramların anlamlarını kap- sahip olduğu gibi değildir.
sayacak şekilde tefsir etmiş; bıktıracak "Keşfu'z-Zünün" sahibi, hakkında
kadar uzatmadan ve utandıracak dere- şunları kaydeder:"Eser, te'villerde orta
cede de kısaltınadan şerhetmiştir. Aynı hacimli, i'rab ve kıra'at yönlerini kap-
şekilde müellif, doğruya en yakın olan sayan, Bedi' ve İşarat ilimlerini içeren
faydalı ma'nalarını almıştır. bir eserdir. "24
Onun tefsiri üzerinde düşünen Zehebi ise şunu kaydeder: "Eseri,
kimse bunu görür ve açık bir şekilde sahibinin söylediği gibi kıra'at ve i'rab
idrılk eder. "Göklerin ve yerin yara- vecihlerini içine alan bir eser olarak
tıc ıs ıdır." (2/11 7) ayetinin tefsiri bu- gördüm. Ancak, başkalarının yaptığı gi-
nun iyi bir örneğidir. Der ki:" Geçmiş bi i'rab yönlerine pek fazla değinmez,
17 Bu ibareyi müellef, kitabının başında eserinde nahivle alakalı ayrıntılara da
tefsirinin metodunu ve onu yazmaya iten dalmaz. Mesela: "Sana haram ay'ı,
etkeni açıklamak için kaleme almıştır. Bkz. yani onda savaşmayı soruyorlar. De
Medariku't-Tenzil ve Hakiiiku't-Te'vil, c.
I, s. 20 21 Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil,
18 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessiriin, c. I, c. III, s. 71.
s. 305. . 22 Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil,
19 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessiriin, c. I, c. III, s. 189.
s. 306. 23 Hiilid Abdurrahman el-Akk, Usiilü't-Tefsir
20 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessirı1n, c. I, li-Kitabillahi'l-Münir, s. 221.
s. 289. 24 Hacı Halife, Keşfu'z-Züniin, s. 1.

-32-
iMAM NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ METODU

ki: "0 ayda savaşmak büyük bir tik." (46/26) ayetinin tefsiri de aynı
günahtır. (İnsanları) Allah yolun- şekildedir: .:ı1 nafiyedir, yani "Onda size
da çevirmek, Allah'ı inkar etmek, vermediğimizi" anlammdadır. Fakat ı_.
Mescid-i Haram'ın ziyaretine mani'
nın benzerleriyle birlikte aynı anda kul-
olmak ve halkını oradan çıkarmak
. lanılmasının çirkin kaçmasından
ise Allah katında daha büyük
dolayı, bunun yerine .:ı1 in kullanılması
günahtır." (2/21 7) ayetinin tefsirinde
böyle davranmıştrr. daha hoştur. Bilindiği gibi '--+-- nın aslı
İfadesi şöyledir: r'rl-1 ..ı..;,-ı.1 J ibaresi, ı..t.. dır. Fakat tekrarm verdiği çirkinlik-

1iı1 J..,-,-- ibaresine ma'tılftur. Yani, "Allah ten kaçmak için ı_. nın elliini .u. ya kal-
yolundan ve Mescid-i Haram'dan betmiŞlerdir. Bazen .:ı1 sıla kabili edil-
alıkoymak" anlamına gelmektedir. Dil- miştir ve ....,; r5ı.:.s:... t.. nin benzeri olarak 1.;1
ciel-Ferra riJ-1 ..u,...J.I J ibaresinin yanında­
r5ı.:..s:... şeklinde te'vtl edilmiştir. Birinci
ki ~ de bulunan .L;JI zamirine ma'tUf vecih, "Onlar eşya ve görünüş olarak
olduğunu zannetmektedir. Yani "Al- daha güzeldirler." ve "Onlardan daha
lah'ı ve Mescidü'l-Haram'ı inkar etmek" çokturlar, kuvvet ile eserler bakımm­
ma'nasmı vermektedir. Basra Ekolü'ne dan daha güçlüdürler." ayetleri doğrul­
göre, mecrür zamire atıf yapmak, ancak tusunda tercihe şayan olan vecihtir. L..
harf-i cerrin tekrarlanması ile caiz olur.
kelimesi ..s lll ma'nasmdadır veya nekre-
Mesela J..;j J '-ı .::..J~ denilemez, ancak .::..Jr'
i ma'sUfedir. 'ı27
..ı..;_r. J '-ı denilebilir. Gerçekten burada .4)1
Beşincisi: Bedi' ve İşarat İlim­
ya atfedilmiş olsaydı, bu durumda _rAS J leri:
25
rl)-1 ..u,....l\.ı J '-ı denilecekti. "Sebe'den sana, doğru bir haber
"Bu onlara .insanların ayetle- getirdim." (27/22) ayetinin tefsirinde
Timize kesin bir iman getirmemiş şunları kaydeder: t;J1 önemli ve özel bir
olduklarını söyler." (27/82) ayetinin durumu olan habere denir. 4-cı ı.,.....,.. ibare-
tefsirinde de aynı tutumu sergilemiştir: sinin kullanılması, sözün daha güzel
"İmam Kılfi ve Sehl, mecrür kılan harfin olmasını sağlamak içindir ve mecaz
hazfedilmesinden dolayı ::ı1 yi meftüh san'atmı içermektedir. Böylece lafız ve
okumuşlardır. Diğerleri ise r";J.......S keli- ma'na açısından daha hoş ve daha hari-
mesinin J_,...; anlammda olduğunu, yani ka olmuştur. Görüldüğü üzere, şayet
4-cı yerine .r.>-ı kullanılsaydı, ma'na doğru
J_,_._; kelimesiıiin gizli olduğunu söyle-
olurdu. Zira bu -ileride de geleceği gibi-
yerek ;:,1 yi meksü.r okumuşlardır. Bu durumun özelliğine mutabık olan bir
durumda ma'na şöyle olmaktadır: fazlalığın, Nebe' kelimesinde bulun-
"Dabbe bunu söyler." Dolayısıyla ma'na masından dolayı daha doğrudur."
28

ayette Allah'ın kasdettiği şekilde, ya Altıncısı: Kavrarnlara Yakla-


da Allah (c.c.)'m bu esnadaki kavlinin şımı:
hikaye edilmesidir. "26 Nesefi Tefsiri, mütevatir yedi
''Andolsun ki onlara da size ver- kıra'atadikkat çekmeye ve her kıra' atı,
mediğimiz kudret ve serveti vermiş-
27 Medariku't-Tenzil ve Hakiüku't-Te'vil,
25 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessirfuı, c. I, c. IV, s. 146.
s. 108. 28 Mediıriku't-Tenzil ve Hakiiiku't-Te'vil,
26 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessirfuı, c. ID, c. III, s. 208.
s. 222.

-33-
l
KUR'AN MESAJ1 İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGİSİ, HAZİRAN 98, SAYI: 8

kari'ine nisbet etineye özen gösteren mezhebinin lehine taassubda bulunur.


tefsir kitaplarındandır. Bunu gösteren misillerin birkaçı:
Bu konuda Zehebi şöyle der: "Sana kadınların ay hallerin-
"Kıra'at bakımmdan ele alınınca, müel- den sorarlar. De ki: "0, bir ra-
lif, her kıra'atı kan'ine nisbet etmekle hatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde
beraber, mütevatir yedi kıra' atı göster- olan kadınlardan uzak durun.
miştir. Eser, i'rab yönlerini ve kıra'atı Temizleninceye kadar onlara yak-
.
ıçeren
b'ır eserdir.,29 laşmayın. Temizlendikleri vakit,
"Şu mektubumu götür, onu Allah'ın size emrettiği yerden on-
kendilerine ver." (27/28) ayetinin tef- lara yaklaşın." (2/222) ayetinin tef-
siri buna iyi bir örnektir. ifadesi sirinde şöyle der:
şöyledir: ......;ıu daki .t.. harfini, muhaffef "Ebu Hanife (r.a.) ve Ebu Yusuf
olarak sükün ile Ebu Amr, Asım ve (r.a.)'a göre peştemalın kapsadığı yer-
Hamza okumuşlardır. Mahzüf olan .L; den kaçınır. İmam Muhammed (r.a.)
ise, sadece edeb yerlerinden kaçınınayı
yı üstleurnesi için sükünu kesreye çevir-
vacib görür. Hz. Aişe (r.a.) şöyle der:
erek de okumuşlardır. Yezid, Kallin ve
((Kan izlerinden kaçınır, bunun
Ya'kub ise .~ yı isbat üzere oku- dışındaki yerler kişi için caizdir."
muşlarıdır." Ciına halinde (onlara yaklaşmayın"
"Andolsun Sebe' kavmi için otur- ya da "cimada buluunmaktan uzak du-
duğu yerlerde büyük bir ibret run" ma'naları vardır. 'Temizleninceye
vardır."(34/15) ayetinin tefsiri de konu-
kadar", Hafs hariç, Küfi ·~ yi şeddeli
muzun misallerindendir: Hamza ve
okumuştur. Yani "Yıkanıncayaltemiz­
hafs ~..;şeklinde okumuşlardır. Ali leninceye kadar onlara yaklaşmayın"
ve Halef ise ~ şeklinde okumuşlar­ ma'nası çıkar.::.,~ nin aslı .:ı~ dir.
dır. Bu da onların oturma yeridir Ye-
Mahreçlerinin yakınlığından dolayı .l;,
men'de oturdukları bölgeleri ve toprak-
larıdır, ya da onların her birinin
.u. ya kalbedilmiştir. Diğerleri;:,~ şek­
linde okumuşlardır. Buu durumda
meskenidir. Diğer Karı"'ler ~'---' diye
"Kanları kesilineeye kadar onlara yak-
okumuşlardır."
laşmayın." ma'nası çıkar. Bu iki kıra'at
..,ı_,J.-lS .:ıu...,. J (34/13) ayetinin tefsiri
iki ayet gibidir. İkisiyle de am el eder
de böyledir: <Siı_,.J..LS kelimesini Mekki, ve tahfif kıra' atma dayanarak hayzın
Ya'kub ve Sehl, vasl ve vakf ile oku- çok olması durumunda kanın inkıta'a
muşlardır. Ebu Amr vasl halinde onlara uğramasından sonra yıkanmamış olsa
mutabık olmuştur. diğerleri ise .L; sız bile kadına yaklaşabileceğini söyleriz.
olarak kesre ile iktifa ederek oku- Teşd!d kıra'atına dayanarak daha az
muşlardır."30 olması durumunda temzleninceye ka-
Yedincisi Fıkhi Mes'elelere Dal- dar ya da inkıta'ın üzerinden bir namaz
ması: vakti geçineeye kadar kadına yak-
İmam Nesefi, fıkhın füru'u laşamaz. Buna hamletmek, aksine
çıkarımını yaparken bir Hanefi olarak hamletmekten daha evladır. Zira bu du-
rumda -bilindiği üzere- ikisinden bi-
29 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessirfuı, c. I,
s. 306; Halid Abdurrahman el-Akk, Usill.ü't· riyle am el etmeyi terketmek gerekir.
Tefsir li-Kitabillaiıi'l-Münir, s. 220. İmam Şafi'i (r.a.)'ye göre, kanı kesilip
30 Medilıiku't-Tenzü ve Hakaiku't-Te'vü, c. temizleninceye kadar kadına yak-
III, s. 3.20.
laşamaz. Delili ise "Temizlendikleri

-34-
iMAM NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ METODU

vakit onlara yaklaşın',aı ayet-i ke- bir rakamı gösteren hass bir isimdir;
rlmesidir. Yani "Cinsi temasta bulu- kendisi dışındaki rakamlan ifade et-
nun" demektir. Böylece İmam Şafi'i iki -mez.,a 7
kıra'atı cem' etmiştir.',a 2 N es efi, bütün bunlarda mezhebi
Yine Allah Teala'mn "üç kur"' olan Hanefiliğin lehine tavır takınİr ve
kelamını tefsir edişi de böyledir ifa- aykırı düşenlere "indimizde" -yani
33 38

desi şöyledir ~} kelimesi :;. ya da j} ke- - kendi mezhebinde- ibaresini tekrarla-


limelerinin çoğuludur. Bu da "hayız" -yarak cevap verir.
demektir. Zira Hz. Peygamber (s.a.v.)'in "Onları gücünüz ölçüsünde

"Hayızlı günlerinde namazı bırak. " i-


34 oturduğunuz yerin bir bölümünde
fadesi bunu göstermektedir. Aynı şekil­ oturtun." (65/6) ayetinin tefsirinde de
de "cariyenin boşaması iki boşama, şunu kaydetmektedir: "N afaka ve
kur'u ise iki hayız dönemidir." hadisi
35 bannmanın, boşanan her kadın için
de bunu gösterir. Çünkü "Kur'u iki tem- sağlanması vacibdir. İmam MaJ.jk'e ve
izlik müddetidir." dememiştir. "Kadın­ İmam Şafi'i'ye göre kesin olarak boşa­
larınız içinden adetten kesilmiş nan kadına nafaka yoktur. Dayanaklan
olanlarla, adet görmeyenler husu- Fatıma binti Kays'ın hadisidir.
sunda tereddüd ederseniz, onların Fatıma'yı kocası kesin olarak boş ar. Hz.
iddeti üç aydır.',a 6 ayetinde _rt-!-~1 keli- Peygamber (s.a.v.) ona "Sana nafaka
ve barınma yoktur." der. Hz. Ömer
mesinin yerine ._,:..)-1 kelimesi ikame edil- (r.a.)'in şöyle söylediği rivayet olunur:
miş, J41~1 kelimesi ikame edilmemiştir. "Bir kadının sözünden dolayı, Allah'ın
Ha keza, iddetten maksat, rahmin is- kitabını ve Rasülullah (s.a.v.)'ın sün-
tibrfudır; yani rahmin kendisini meşgUl netini bırakacak değiliz. Belki de
eden şeylerden uzak olmasıdır. Rabim- Fatıma unutmuş ya da kanştırmış ve
Ierin kendisi ile istibra olunduğu şey bu yüzden Hz. Peygamber (s.a.v.)'in
hayızdır, tuhür değildir. Bundan "Ona barınma ve nafaka vardır."
dolayıdır ki, cariyelerin istibrfu hayız dediğini duydum" demek istemiştir.''
ile tesbit olunmuştur. Ve yine, eğer demektedir.
İmam Şafi'i'nin dediği gibi "kur"', "tu- Nür süresi 4. ayetin tefsiri de bu
hür" olsaydı, iddet iki kur' ve üçün- kabildendir. ''Ve artık onların şahid­
cÜsünün de bir kısmı ile sona ererdi. liğini hiç bir zaman kabul etmeyin."
Dolayısıyla sayı üçten eksiimiş olurdu. ayetinin tefsirinde ifadesi şöyledir: "Ne-
Çünkü tuhür döneminin sonunda fiyden sonra ;,~ kelimesi nekra olarak
boşarsa, bu dönem İmam Şafi'i'ye göre gelmiştir ve böylece her türlü şahidliği
iddetten sayılır. Ama hayız döneminin kapsamıştır. Şahidliğin kabUl edilme-
sonunda boşarsa, bize göre bu dönem yişi bize göre "had"dendir ve haddin
iddetten sayılmaz. Üç rakamı da, özel ya da haddin bir kısmının uygulan-
31 Bakara, 2/222. masıyla -bilindiği üzere- alakalıdır.
32 Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil, c. İmam Şafi'i (r.a.)'ye göre ise, şahidliğin
I, s. ll.
33 Bakara, 2/228. kabul edilmeyişi kazfin kendisiyle
34 Ebu Davud, Kitabu't-Tahare, c. I, s. 208; alakalıdır. Bize göre şartın parçalan
Tirmizi, Kitabu't-Tahare, 126-127, c. I, s. -ki bu, "iftira atmak"tır- celd ve şa.hid-
220.
35 Ebu Daviid, Talak; İbn Hacer, ed-Diraye, 37 Medariku't·Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil, c.
s. 227. I, s. 114.
36 Talak, 65/4. 38 Nesefi, "indimizde" ifadesi ile Hanefiliği
kasdetmektedir.

-35-
KUR'AN MESAJ1 İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8

liğin sürekli olarak -bu da hayatlarının nin güzide imamlarının şu sözlerine


bütünüdür- kabili edilmeyişidir." 39 terstir: "İstiva ma'lılmdur, keyfiyyeti
Bu misalleri düşündüğümüzde, mechilidür; onu sormak bid'attır; ona
lınan vacibdir."
44
İmam Nesefi'nin alıkarn ayetleriyle ala-
kası ve irtibatı olan fıkıh mezhebierine Dokuzuncusu: İsrailiyyat Kar-
karşı cephe aldığını görürüz. Nesefi, şısındaki Konumu:
görüşleri ayrıntıya dalıriadan, tafsilata Bu konuda İmam Zehebi şunları
girmeden tevclh etmekte, bunda ba'zı kaydetmektedir: ''Bu tefsrr hakkındaki
delilleri bu tarzda vermektedir. 40 mülahazamız şudur ki, eser İsrıliliyya­
Zeheb! şöyle söylemektedir: "Ah- ta gerçekten az yer vermiştir. Bu konu-
kılın ayetlerinden bir ayeti tefsir da söylediklerini, ba'zen araştırmak­
ederken, ayrıntıya girmeden görüşleri sızın geçmekte, ba'zen de araştırmi:ıkta
tevclh etmektedir.'.41 fakat kabili etmemektedir."
Sekizincisi: Mu'tezili Görüşler Dr. Remzi Na'na'a, Zehebi'nin
Karşısındaki Konumu: sözünü açıklayacak tarzda şöyle söyle-
N es efi Tefsiri, Keşşılf Tefsrrinin mektedir: "Nesefi, Tefslri, İsrıliliyyata
özet bir araştırması sayılır. Ancak, Ze- dalan kendisi dışındaki eserlerle
mahşeri'nin tefsirinde serpiştirdiği kıyaslandığında, bunlara oldukça az
Mu'tezili görüşlerden eserini korumuş­ yer veren bir eser sayılır. Ancak İmam,
tur.42 Mu'tezili görüşlerden kaçınma­ ba'zen bu İsrailiyyatın bir kısmını
sına rağmen eseri, az olmakla beraber, araştırmaksızın anlatır. Genellikle
bu görüşlerden hall değildir. Zem- İsrailiyyatla alakah rivayetler, peyg-
ahşeri'nin tefsiriyle mukayese edil- amberin İsmet sıfatına halel ge-
diğinde bu görüşlerin gerçekten az tirmekte, müellif bu rivayetlerin siliha-
olduğu anlaşılacaktır. YUn.us süresinin tini destekleyecek bir uyarıda bulun-
3. ayetinin tefslri buna verilecek iyi pıi­ maksızın geçmektedir. Akla ya danakle
sallerdendir: "Şüphesiz sizin Rab- muhalif olmayan ba'zı rivayetleri ince-
45 ·,·
biniz, gökleri ve yeri altı günde lemekten vazgeçer. .
yaratan, sonra da Arş'a istiVti eden, Akla ya da nakle· ters düşmediği
işleri de evirip-çeviren Allah'tır." için, araştırmadığı İsrıliliyyatla alakah
ayetinin tefsirinde şöyle demektedir: rivayetlere örnekler:
''..sr-ı oturmak, işgal etmek demektir." "Süleyman,"' Davud'a mirasçı
43

Nesefi burada sonraki alimierin gö- oldu ve dedi ki: "Ey insanlar! Bi-
rüşünü terclh etmiş ve Selefi terclh et- zlere kuşların konuşma dili öğretil­
memiştir. İlk devir alimlerinin di ve bize herşeyden verildi."(27/16)
görüşlerine ve sahlh, sıllim akldeye mu- ayetinin tefslrinde şöyle söylemektedir:
halefet etmiştir. İmam N esefi'nin bu ''Rivayet olunduğuna göre Fahita ötün-
görüşü, bu ümmetin ilk devir ıllimleri- ce Hz. Süleyman (a.s.) onun şöyle ses-
lendiğini söyledi: "Keşke bu mahhlkat
39 Medariku't-Tenzil ve Haklüku't-Te'vil, c.
IV, s. 226. yaratılmasaydı." Tavüs ötünce, onun
40 Yani ayetin tefslıine getirdiği kavilleri bu "Ettiğini bulursun!" dediğini haber ver-
tarzda vermektedir. di. Hüdhüd ötünce, onun "Allah'tan
41 ez-Zehebi, et-Tefsir ve'l-Müfessiriin, c. I,
s. 306; aynca bkz. Halid Abdurrahman el- bağışlanma dileyin ey günahkılrlar."
Akk, Usi'ilü't-Tefsir, s. 220. 44 Genellikle bu söz İmam Malik'e nisbet edilir.
42 Ebii Şe]:ıbe, el-İsrailiyyat ve'l-Mevziiat :fi. Ona ait olup olmadığı tartışmalıdır.
Kütübi't-Tefsir, s. 194. 45 el-İsrailiyyat ve Eseruha fi Kütübi't-
43 Medariku't-Tenzil ve Haklüku't-Te'vil, c. Tefsir, s. 311.
I, s. 152.

• 36.
i+vfAM NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ METODU

dediğini söyledi. Hütaf ötünce, onun caktır." diye vahyeder. Aı:latıldığına


''Hayır işlerseniz, onu bulursunuz." de- göre Hz. Süleyman (a.s.) bir rençberin
diğini söyledi ... " yanından geçerken, rençber şöyle der:
Sonra "Bize herşeyden verildi." "Şüphesiz ki Davüd ailesine muazzam
ayeti hakkında, söylemin herşeyi ince- pir mülk verildi." ve rüzgar bunu Hz.
.. k onuşur. 46
l erneksızın Süleyman'a ulaştırır. Bunun üzerine
Benzeri bir misal de Nemi süresinin yere iner, rençbere doğru yürür ve
ı 7. ayetinin tefsiri esnasında görülmek- O'na"Ben sana güç yetiremeyeceğim
tedir: "Süleyman'a cinlerden, insan· şeyi ummaman için geldim" der ve şöyle
lardan ve kuşlardan orduları top· devam eder: "Şüphesiz ki Allah'ın kabili
landı ve bunlar bölükler halinde buyurduğu bir tek tesbihat, Davüd
dağıtıldı." ayetinin tefsirinde şöyle ailesine verilenden dşha hayırlıdır."47
der: Bunun bir benzerini de N eml Süresi
"Rivayet olunduğuna göre Hz. Sü- 35. ayetin tefsirini48 yaparken sergile-
leyman (a.s.)'ın karargahı yüz fersah mektedir. "Ben onlara bir hediye
kare idi. Bunun yirmi beşi cinler, yirmi göndereyim de, bir bakayım elçiler
beşi insanlar, yirmi beşi kuşlar ve yirmi neyle dönerler." ayetinin tefsirinde
beşi de vahyt yaratıklar içindi. Ahşap müellefin Belkıs'ın Hz. Süleyman'a gön-
üzerinde camdan yapılmış bin evi vardı. derdiği hediye ve ona "sınama hikaye-
Bunların üç yüzü nikalılısı, yedi yüzü si"ni anlattığını görmekteyiz. Bu
cariyesi idi. Cinler Hz. Süleyman (a.s.)'a hikaye, hayalcilikte aşırıya kaçan
altından ve ipekten bir fersah kare hayali bir şahsın kurgulandığı bir
kilim örmüşlerdi. Ortasında da tahtı hikayeye benzemektedir. Bununla be-
bulunmaktaydı. Tahtı altından ve raber, buna bir tek kelimeyle bile değin-
gümüştendi. Tahtına oturduğunda, memış
. tir .49
etrafında altından ve gümüşten Peygamberin ismet sıfatına muarız
yapılmış altı bin kürsü bulunurdu. olan asılsız hikayelere dikkat çektiği,
Peygamberler altın kürsülere, evliyalar bunları reddettiği ve bunda gevşek
ise gümüş kürsülere otururlardı. On- davranmadığının örnekleri de vardır.
ların etrafında halk, halkın etrafında Belki de İmam N es efi, akideye
ise cinler ve şeytanlar bulunurdu. Onu dokunan bütün bu hikayelerin salıili
kuşlar kanatlarıyla gölgelendirirdi ve olmadığı uyarısında bulunulması
böylece Güneş ona temas etmezdi. gerektiğine inandığı
için yer vermiştir.
Halıyı, Saba rüzgarı harekete geçirir "Sana o davacıların haberi gel-
ve ona bir aylık mesafe kat'ettirirdi. di mi? Hani onlar mihraba yüksek
Rivayet olunduğuna göre, şiddetli duvardan tırmanmışlardı. Da-
rüzgara emrederdi, rüzgar da onu viid'a girdiklerinde, o, onlardan
taşırdı. Hafif esen rüzgara emrederdi, ürkmüştü; onlar dediler ki: "Kork-
bu rüzgar da onu harekete geçirirdi. ma, iki davacıyız, birimiz diğe­
Yer ve gök arasında seyrederken Allah rimize haksızlıkta bulundu. Şimdi
(c.c.) ona "Şüphesiz ben senin otorite· sen aramızda hak ile hükmet,
ni artırdım. Bundan böyle herhan- 47 Medariku't-Tenzil ve Hakıüku't-Te'vil, c.
gi bir insanın söyleyeceği bir şeyi III, s. 206.
rüzgar senin kulaklarına ulaştıra- 48 Medilıiku't-Tenzil ve Hakıüku't-Te'vil, c.
III, s. 210-211.
46 Medariku't-Teniil ve Hakıüku't-Te'vil, c. 49 el-İsrailiyyat ve Eseruha fi Kütübi't·
I, s. 204-205. Tefsir, s. 311.

• 37.
KUR'AN MESAJI iLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8

karfırında zulme sapma ve bizi de Bulunması:


doğru yolun ortasına yöne lt, ilet." N esefi zaman zaman Zemahşerl'nin
(38/21-22) ayetlerinin tefslrinde ibaresi tefslrinden metııi tam nakille, herhangi
şöyledir: "Davud (a.s.)'un Urya'yı bir şerh, kısaltma, ekleme ve açıklama
defalarca Belku savaşma gönderdiği, olmaksızın nakletmiştir. Buna örnek
karısıyla evlenebilmesi için öldürül- Tahrim suresinin 1. ayetini tefsir
mesini arzuladığı hikayesi, bırakın en edişidir. "Eşlerinin hoşnutluğunu
iyi bilinen peygamberlerin bir kısmına, isteyerek" ayetinin tefsirinde aynen
Ralihlik vasfım kazanmış hiç bir Müs- şöyle der: "Bu cümle ya tahrimi tefsir
lüman adama yakışmaz. Bu konuda Hz. etmektir, ya hal cümlesidir ya da is-
Ali şöyle buyurmuştur: "Size kim ti'nafiyye cümlesidir. Bu da zelledir, Al-
hikayecilerin anlattığı şekilde, Davıid lah'm helal kıldığını, haram yapmaya
(a.s.)'un hikayesini anlatırsa; ona yüz kimsenin hakkı yoktur." 52
altmış değnek vururum. Bu, peygam- İlrlncisi: HurMe ve Mevzii Riva-
berlere iftirada bulunma cezasıdır." yetleri Anlatması:
Anlatıldığına göre, Ömer b. Ab- Anlamsız ba'zı hikayelere ve olay-
dülaziz olayı bu şekilde naklederken lara yer vermiştir: "İnsanlardan da
yanmda bulunan Hak ehlinden biri an- çekinerek Allah'ın açığa vuracağı
latılanı yalaniadı ve şöyle devam etti: şeyi kendi nefsinde saklı tutuyor-
"Eğer bu hikaye, Kur'an'da bulunan dun." (33/27) ayetin tefsiri bu kabtl-
şekli üzere ise aksinin bilinmesine, bun- dendir. Hiç şüphesiz burada asılsız
dan büyüğü de "Böyle değil" denil- görüşü zikretmiştir; bu da Hz. Pey-
mesine gerek yoktur. Eğer anlatılan gamber (s.a.v.)'in Zeyneb'e olan sevgisi-
şekilde ise, Allah (c.c.) peygamberini ni kalbinde gizlernesi görüşüdür. ifade-
setretmeye ka.:fldir, bunu ortaya çıkar­ si aynen şu şekildedir: ''Yani, Zeyd'in
maya gerek yoktur." Bunun üzerine onu boşamasını ve böylece onunla ev-
Ömer b. Abdülaziz şöyle der:"Allah'a lenmeyi içinde saklı tutuyordun. İşte
andederim ki duyduğum bu söz, bu, Allah (c.c.)'m açığa vurduğu şeydir.
Güneş'in üzerine doğduğu herşeyden Hz. Peygamber (s.a.v.)'in kalbinde saklı
benim için daha sevimlidir.',so tuttuğu şeyin; kalbinin onunla ilgilen-
Aynı şekilde, ''Andolsun, biz Sü- mesi ve Zeyd'in ondan ayrılmasının ar-
leyman'ı denemeden geçirdik, tah- zu edilmesi olduğu da söylenmiştir." 53
tının üstünde bir ceset bıraktık. Benzeri bir misal de İnsan süresi
Sonra -eski haline- döndü." (38/34) 8. ayetine getirdiği tefsirdir. "Kendile-
ayetinin tefslrin.de ifadesi şöyledir: "An- ri, ona karşı duydukları sevgiye
latılan yüzük ve şeytan ile Süleyman rağmen yemeği, yoksulu, yetime ve
(a.s.)'ın makammda putlara ibadet esire yedirirler." ayetinin Hz. Ali, Fat-
olayiarına gelince, bunlar Y ahudllerin ma ve Hasan hakkında nazil olduğunu
yalaiılarıdır. "51 söylemiştir. Fakat süre bütünüyle Mek-
Nesefi'nin Tefsiri Hakkında kldir. ilim adamı Muhammed Ebu Şeh­
Söylenebilecek En Önemli Deza- be bunu "el-İsraili)ıyat ve'l-Mevduat',s.ı
vantajlar: adlı eserinde söylemektedir; ancak N e-
Birincisi: Zemahşeri'den Nakil- 52 Mediiriku't-Tenzil ve Hakiüku't-Te'vil, c.
50 Mediiriku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil, c. IV, s. 369.
IV, s. 37-38. 53 Mediiriku't-Tenzil ve Hakiüku't-Te'vil, c.
51 Mediiriku't-Tenzil ve Haklüku't-Te'vil, c. III, s. 304.
lv, s. 41-42. 54 Shf. 195.

-38-
. il\_1AM NESEFİ VE TEFSİRİNDEKİ METODU

sen Tefsiri'ne müracaat edince bunu Tefsirinin Güzellikleri:


Tefsir'inde bulamadım. 55 Biraz önce dile getirdiğimiz ba'zı
Üçüncüsü: İsrailiyyata Yer Ver- dezavantajlarınarağmen eser, büyük
mesi: bir öneme, güzelliğe ve eseri tefsir ki-
İsrailoğullarının ba'zı metin, tapları arasında önemli bir konuma ge-
hikaye ve hurafelerine yer vermiştir. tiren özelliğe sahiptir.
Buna örnek Fecr süresinin 7. ayetinin Eserinin güzelliklerinden biri de or-
tefsiridir: ''Yüksek sütunlar sahibi ta hacimtilerden sayılması, bıktırıcı
irem'e" ayetinin tefsirinde, bundan uzunlukta ve utandırıcı kısalıkta olma-
kastedilenin kent/şehir olduğunu ması; belağat yönlerini, i'cazın sırlarını
söylemiştir. Kente bu ismin verilmesi ve ma'na.Iarın beyanını dile getirirken
hususunda garip ve acaip şeyler yaz- üslubunu fazla süslememesidir. Nesefi
maktadır. İrem hakkında şunları kay- Tefsiri, mütevatir yedi kıra'ata dikkat
deder: "0, büyük bir kenttir. Köşkleri çekmeye ve her kıra' atı kan'ine nisbet
altın ve gümüşten, sütunlan ise ze- etmeye özen gösteren eserlerdendir.
berced ve yakuttandır. Orada çeşit çeşit İsrilliyyata az yer veren ve ba'zılarını
nehirler ve ağaçlar vardır." 56 anlatarak sahlh olmadığına dikkat çe-
Dördüncüsü: Mevzu Hadisiere ken bir eserdir. 57
Yer Vermesi: Tefsir, Bedi' ve işarat ilimlerinin
Kur'an'ın faziletleri hakkında her inceliklerini kapsayan, Ehl-i Sünnet
süre için mevzu hadisiere yer vermiştir. ve'l-Cemaat'in görüşlerini kapsayan,
Şüphesiz bu kaçınılması gereken bir asılsız ve sapık görüşlerden uzak,
tavrrdır. Keşşaf Tefsiri'nin içerdiği nükteleri,
Beşincisi: Dilbilgisi Hatruarı: belağatı ve eşsiz güzellikleri kapsayan,
Nesen'nin Kur'an'ı tefsir edişinde gizli ve ince ma'naları açan bir eser
dilbilgisi yanlışlıklarından kaynaklan- olarak karşımıza çıkar.
an önemli eksiklikler vardır. Bunlardan Tefsir Kitaplarındaki Yeri:
biri Talak suresinin 6. ayetinin tef- N esen Tefsirinin, Keşşaf ve Bey-
siridir. "Boşadığınız kadınları, gü- davi tefsirlerinden daha iyi olduğu
cünüz oranında oturmakta olduğu­ kabUl edilir. Zira Nesen, iki eseri cem'
nuz yerin bir bölümünde oturtun." etmiş, oıılann özünü almış, kolay ve
ayetinin tefsirinde şöyle der: " .;....,...- .:r ince bir üslub içinde ortaya koymuştur.
~ buradaki .:r ba'diyyet içindir. Ken-
Eser, Ehl-i Sünnet ve'l-Cema'at'in
görüşlerini açıklayan, Bedi' ve İşarat
disinden bir parça olduğu şey ise
ilimlerinin inceliğini içeren bir kitaptır.
mahzUf olup takdiri şöyledir: 0-"rs::-.ı Bundan dolayı insanlar çeşitli yerlerde
~.;....,...-..,.;~LS::... Nesefi'nin yaptığı bu eserin tedrlsiyle meşgül olmuşlardır.
açıklamalar doğru değildir. Çünkü ken- Çünkü, hem lafzi hem de ma'nevi
disinden bir parça olduğu şey ardından fazlletleri, gün ortasındaki güneşin
söylenmiştir. Bu da~ dur, ki bu ke- apaçık oluşu gibidir. Aynı şekilde, zeki,
lime mekarndir. MalızUf olup da takdir tenkitçi ve kabiliyetti birinin gözünden
olunan ~\5:.. kelimesi ise mevsUftur. kaçmayan za'fiyet, noksanlık ve ba'zı
kusürlar gibi hataları yoktur.
55 Medariku't-Tenzil ve Hakailru't-Te'vil, c. Tefsiri, ilim adamlarının müracaat
IV, s. 361.
56 Medariku't-Tenzil ve Hakailru't-Te'vil, c. 57 el-İsrailiyyat ve Eseruha fi Kütübi't-
IV, s. 354. Tefsir, 311 .

. 39.
KUR'AN MESAJI İLMİ ARAŞTIRMALAR DERGiSi, HAZİRAN 98, SAYI: 8

kitaplarındandır. Eser, matbu' olup ters düşmediği için -daha önce de söyle-
defalarca basılmıştır. Allah (c.c.), diğimiz gibi- bunlara karşı çıkmamıştır.
Nesefi (r.a.)'nin diğer te'11fleriyle insan- İmam Nesefi'nin, kendi tefsfrinde, icti-
ları faydalandırdığı gibi, bu eserle de hadın ve özet olarak söyleyip de kay-
faydalandırmıştır. nağını söylemediği görüşlerde hep
Zürkani şöyle der: "Kitap yüce, yalnız kaldığını görürüz. Bazen ibare-
geçerli olan, meşhftr, kolay ve ince bir leri kapalı bir üslub içinde özetler, onun
eserdir. "58 açıklamasını ancak aslında görürüz.
llim adamı et-Tayr59 ise şunları İlim adamı et-Tayr'ın dediği gibi,
kaydeder: ''Medariku't-Tenztl ve Haka- Medariku't-Tenzil ve Hakaiku't-Te'vil,
iku't-Te'vil kitabı, tefsfr kitaplan ara- tefsir kitapları arasında büyük bir
kıymeti haiz bir te'liftir.
60
sında büyük kıymeti haiz bir te'liftir.
Üslubunu net bir dille ifade etmiş, N es efi'nin kitabı, büyük bir te'lif
Kur'an-ı Kerim'in ma'nalannı izah et- olup, elden ele dolaşmakta, kolay ve
miş, nüzul sebebini yazmış, fesahat ince olma özelliğini korumaktadır.
yönlerine ve ondaki belağat delilleri ile Keşşafve Beydavi tefsirlerinin zübdesi
onu kapsayan i'rabı işaret etmiş, muh- kabUl edildiği gibi, ikisini toplamış ve
tasar birüslub ve çeşitli eğilimler ile en iyisini iktihas etmişlerdir. Kolay ve
kıra'attaki vecdi anlatmıştır. Böylece basit bir yolla, zorluktan ve ka-
kitap; kapsamlı, uzun kitaplardan ve palılıktan uzak bir üslubla kaleme
karilerin tartışmalı noktalardaki kul- almış, çoğu zaman halk onu kolayca
lanımlarından daha zengin bir kitap anlamış, ilim yolcusu ondan fay-
haline gelmiştir. Zemahşeri'nin Keş.: dalanmış ve ilim adamı da ona i'tibar
şafını kendine asıl alması, kitabını sun- etmiştir.
masını kolaylaştırmıştır. İnce bir üslubu, güvenilir bir yolu
N es efi Tefsiri okuyucusu, onun ihtiva ettiğindenve büyük tanımları
farklı anlamları toplayan ve ftkıhla, başardığından; tefsfr ilminde önemli bir
usulle, nahivle ve çeşitli ilimlerle kaynaktır.
alakah görüşleri toplayan bir hazine Kitabın öneminden, yüce fay-
olduğunu görür. dalanndan dolayı günÜmüz llahiyat
Şüphesiz Nesefi'nin sözkonusu ese- Fakültelerinde, Tefsir derslerinde bir
rinde hatalan ve iyi yönleri mevcuttur. metod olarak es ere yer verilmiştir.
Zira, hata ve unutkanlık her insan için Allah (c.c.) en iyi bilendir, ve son
geçerli olduğu gibi, müellif için de geçer- duı1mız şudur: "Hamd alemierin Rabb'i
lidir. Fakat, insaflı biri, hatalan ve iyi Allah'a mahsustur."
yönleri karşılaştırıldığında, iyi yönleri-
nin ağır bir şekilde üstün geldiğini
görür.
İyice incelersek, ba'zı İsrailiyyatı
anlatımını da ilaveten Zemahşeri'nin
ba'zı kusurlarının olduğunu görürüz.
Akideye dokunmadığı, nakle ve akla
58 Muhammeq Abdtilaziz ez-Zürkiini,
Menahilu'l-Irfiin fi Menahili'l-Kur'an, c.
I, s. 536.
59 Muhammed el-Hadidi, Tevdihu'n-Nesefi, s.
3. 60 Muhammed el-Hadidi et-Tayr, Tevdihu'n-
Nesefi, s. 3.

-40-

You might also like