Professional Documents
Culture Documents
DOÇ. DR.
IEIIER KOÇY!LDIRIM' A
ARMAHII
SOSYAL HİZMET VE TOPLUMLA ÇALIŞMA
ANKARA
2014
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ
Yayma Hazırlayan
Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN
ANKARA
2014
ısn�: 4i�-�75.m1 ısı -s- ı
İsteme Adresi
Hacenepe Üniversitesi
06800 Beytepe/Ankara
GİRİŞ
Aile mahkemeleri, Dünya’nın çeşitli ülkelerinde 100 yılı aşkın bir süredir
varlığını sürdürmektedir. Türkiye’de, 2003 yılında yürürlüğe giren 4787 Sayılı Kanunla
kurulan aile mahkemeleri ise yaklaşık 11 yıldır faaliyet göstermektedir. Sosyal hizmet
uygulamalarında aile mahkemeleri, aile ve çocuk odağı açısından önemli bir yere
sahiptir. Aile, sosyal hizmetlerin temel odağıdır. Güçlü, sağlıklı ve ideal bir toplum
düşüncesi, bireylerin sosyalizasyonunun sağlandığı güçlü bir aile kurumuyla
gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu çalışmada, aile mahkemelerinin yurtdışında yer alan
bazı ülke örneklerine yer verilecek ve Türkiye’deki aile mahkemelerinde yer alan sosyal
hizmet uygulamalarından bahsedilecektir.
Aile mahkemeleri uygulamaları, Türk hukuk sisteminde kısa bir geçmişe sahip
olmasına rağmen; yurtdışındaki uygulamaların çok daha önceye dayandığı
görülmektedir. Aile mahkemeleri uygulamalarının ilk örneği Amerika Birleşik
Devletleri’ndedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1899 yılında kurulan aile
mahkemeleri, “Devlet ana babadır, ebeveyndir” özdeyişine dayanmaktadır. Anne
babanın yetersiz kaldığı durumlarda devletin ebeveyn yerine geçerek, çocuğun
çıkarlarını gözetmesi için kurulmuştur (Baktır, 2003:40). Bu amaçla kurulan ilk aile
mahkemelerinin Chicago’da ve Illinois eyaletinde yer aldığı görülmektedir. 1960’lardan
itibaren aile mahkemeleri giderek yaygınlaşmaya başlamış ve 1961 yılında Rhode
Island’da, 1962’de New York’ta (http://www.courts.state.ny.us, 2014; Hurst, 1999:1) ve
1965’te Hawaii’de kurulmuştur (Hurst 1999:1).
1
Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet A.B.D.’nda yapılmış olan “Aile
Mahkemeleri Uygulamalarında Yaşanan Sorunların Aile Mahkemesi Uzmanlarının Tükenmişlik Düzeylerine
ve İş Doyumlarına Etkisi” isimli yüksek lisans tezinin bir bölümünden derlenmiştir.
2
Öğr. Gör., Kocaeli Üniversitesi Kocaeli Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü
234
Almanya’da aile mahkemesi fikri ise daha I. Dünya Savaşı sonrasında özellikle
boşanma hukukundaki yoğun tartışmalar “kusur ilkesi”nden, “şiddetli geçimsizlik
ilkesi”ne geçişle ilgili olarak gerçekleşmiştir (Özel ve Tatar, 2008: 51). 1928 yılındaki
hukukçular gününde Eugen Schiffer tarafından kurumsal anlamda aile mahkemeleri ile
ilgili olarak yapılan teklif itirazlarla karşılanmış, zaman içinde farklı yapılarda
önerilerde bulunulmuş, ancak aile mahkemelerinin kurulması ancak 14.06.1976 tarihli
“Evlilik ve Aile Hukukuna İlişkin İlk Reform Kanunu”nun kabulüyle ortaya
çıkabilmiştir (Özcan, 2005: 17–18; Akt. Özel ve Tatar; 2008:51). Alman Yargı Teşkilatı
Yasası (Gerichtsverfassungsgesetz) §23b’de yer alan ve aile mahkemelerinin görev
alanına giren hususlardan bazıları şunlardır: Evlilik hukuku, ebeveyn olarak çocuklara
ilişkin bakım, gözetim, iaşesi, iadesi vb. yükümlülüklere, eşler arasındaki hukuki
işlemlerden, mal rejiminden kaynaklanan talep ve uyuşmazlıklara, aile konutu, ev
eşyası, velayet, çocuklarla kişisel ilişki kurma, yaşam ortaklığı (evlilik dışı birlikte
yaşama) ilişkisinden kaynaklanan talep ve uyuşmazlıklar (Özcan, 2005: 18; Akt. Özel
ve Tatar, 2008:52).
Avustralya ile yakın bir gelişim gösteren Yeni Zelanda aile mahkemelerinde ise,
“counselling” (danışmanlık) hizmeti mevcuttur. Mahkeme, ilişkilerinde problem olan,
ayrılmakta olan ve çocuk yetiştirme gibi konularda yardıma ihtiyacı olanlara ücretsiz ve
gizli danışma vermektedir. Bu hizmet ayrıca, çocukla ilgili önemli konularda uzlaşmaya
varılamazsa, çocuğun ebeveyn veya vasisi için de geçerlidir. Mahkeme bu hizmeti
tavsiye eder. Aile mahkemesi henüz işe dâhil olmamış olsa bile, kişiler istedikleri
zaman başvurabilirler. Eğer aile mahkemesi hâli hazırda işin içindeyse, kişiler mahkeme
sürecinin herhangi aşamasında danışma hizmeti talep edebilirler. Bu hizmete; ilişki
problemi olan (evli, birliktelik yaşayan, heteroseksüel veya homoseksüel ilişki
yaşayanlar), çocukların yetiştirilmesi konusunda problemi olan (ayrılmış ebeveynler
veya vasiler, çocuklar ile ilgili anlaşmaya varılmış düzenlemelerin uygulamasında
problem yaşayanlar) ve velayet konusunda anlaşmaya varamayanlar dahildir
(http://www.justice.govt.nz, 2014).
her alanında etkili olan bilgi ve uzmanlaşma hareketleri sonucu değişim ve dönüşüm,
mahkemeleri de etkilemiştir.
Öte yandan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin (27 Mayıs
1949 tarihli) 16’ncı maddesinde, “Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve
Devlet tarafından korunmak hakkına sahiptir” hükmü yer almaktadır (Ruhi, 2004: 529;
Akt. Özel ve Tatar, 2008: 53). 1982 tarihli T.C. Anayasası’nın 41’inci maddesinde de
“Aile, Türk toplumunun temelidir” denilerek benzer bir düzenleme yapılmıştır (Özel ve
Tatar, 2008: 53).
237
Aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi (2675 Sayılı
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna
ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi),
Kanunlarla verilen diğer görevler (Örneğin, Ailenin Korunmasına Dair Kanuna göre
eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden
birinin aile içi şiddete maruz kalması halinde alınacak tedbirler vb.)
Sosyal hizmet, insan hakları ve sosyal adalet ilkelerini temel alan, sosyal değişimi
destekleyen, insanların iyilik durumunun geliştirilmesi için insan ilişkilerinde problem
çözmeyi, güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi amaçlayan ve bunun için insan davranışına ve
sosyal sistemlere ilişkin teorilerden yararlanarak insanların çevreleriyle etkileşim
noktalarına müdahale eden bir meslektir (http://www.ifsw.org/f38000138.html, 2014).
Tanımlardan da anlaşılacağı üzere, sosyal hizmet insanı ve toplumu konu alan bir
meslek ve disiplindir. Sosyal hizmetin evrensel özü insana ve topluma yardım bilgisi ve
eylemini kapsar (Cılga, 2004:36). Sosyal hizmeti diğer beşeri ve toplumsal bilimlerden
ayıran özelliği ise uygulamaya dönük olmasıdır (Duyan ve diğerleri, 2008:20). Sosyal
hizmet mesleğinin kendine özgü müdahale yöntemleri, beceri, teknik, ilke ve değerleri
239
Gerek etik kurallar ışığında, gerekse sosyal hizmet disiplininin kendine özgü
bilgisi ve değerleriyle, sosyal çalışmacının görevlerini, şu şekilde sıralamak
mümkündür:
Sürece dâhil olan bireylerin özgeçmişi ve aile bilgileri, içinde bulundukları psiko-
sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerinin belirlenmesi,
SONUÇ YERİNE
korunmasına yönelik koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler gibi önemli işlevleri yerine
getirecek mekanizmaların geliştirilmesi ve korunmasında ayrıca rol oynamaktadır. Bu
rolünü yerine getirmede diğer meslek grupları kadar sosyal hizmet disiplin ve
mesleğinin önemli bir işlevi bulunmaktadır.
KAYNAKÇA
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, (2003).
Kanun No: 4787, T.C. Resmi Gazete, Tarih: 18.01.2003, Sayı: 24997.
Akıntürk, T. (2002). Türk Aile Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul.
Aras, B. (2006). “Karşılaştırmalı Hukukta Aile Mahkemeleri ve Türk Aile Mahkemelerinin
Yapısı”, Ankara Barosu Dergisi, Ankara Barosu Yayınları, Ankara, 2006/2, s.90
Atamtürk, E. (2010). “Aile Mahkemeleri Uygulamalarında Yaşanan Sorunların Aile
Mahkemesi Uzmanlarının Tükenmişlik Düzeylerine ve İş Doyumlarına Etkisi” Yüksek
Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim
Dalı, Ankara.
Australia Family Courts Official Homepage (2014).
[http://www.familycourt.gov.au/wps/wcm/connect/FCOA/home/about]
Erişim: 13.01.2014
Baktır, S. (2003). Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınları, Ankara.
BC Justice Review Task Force (2014).
[http://www.bcjusticereview.org/media_releases/2003/unified_fcc.pdf]
Erişim: 13.01.2014
Bulut, I. (1993). Ruh Hastalığının Aile İşlevlerine Etkisi. Başbakanlık Kadın ve Sosyal
Hizmetler Müsteşarlığı, Ankara.
Cılga, İ. (2002). “Aile Mahkemeleri Tasarısı Üzerine Bir Değerlendirme”, Aile ve
Toplum Dergisi, Sayı: 5, Cilt: 2, Yıl: 5, Nisan-Haziran, Ankara.
Cılga, İ. (2004). Bilim ve Meslek Olarak Türkiye’de Sosyal Hizmet, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yayınları, Ankara.
243