You are on page 1of 15

HACETI:EPE ÜNİVERSİTESİ

iKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ


SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ

DOÇ. DR.
IEIIER KOÇY!LDIRIM' A
ARMAHII
SOSYAL HİZMET VE TOPLUMLA ÇALIŞMA
ANKARA
2014
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ
İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ
SOSYAL HİZMET BÖLÜMÜ

SOSYAL HİZMET VE TOPLUMLA ÇALIŞMA

DOÇ. DR. ŞENER KOÇYILDIRIM' A


ARMAGAN

Yayma Hazırlayan
Prof. Dr. Vedat IŞIKHAN

ANKARA
2014
ısn�: 4i�-�75.m1 ısı -s- ı

Y:ı�·ın 11:'ık"ı: So��·:11 l li,mcf ,\rıışfırıırn. Uyl,!ııl:ııırn ve (;cıi,tirmc Oerncği


lkr h:-ıkkı m:-ıhfünlur. Bu J...itnbın ynyıııını gerçekleştiren Soc.ya l J fi7mct ı\ ra5 1ırma ve
Gcli, ıinnc Dcmcği dışrnda. telif lınkkı yasası uyarınca tümü ya da herhang i bir bö
lümü
�- im. -,-:-ı1ısı yayıncı
· - sının ve editörlerin yazılı izni alınmadıkça baııılama, ro· a 1
, ,,. g ll 1 amaz
,·c fotokopi çekilemez. Kitaptan kaynak göstererek alıntı yapılabilir. Kitaptaki yazılarda
yer al3n görüşler yazarlanna aittir.

Sosyal Hizmet Araştırma, Uygulama ve Geliştirme Derneği


Adres: Mithatpaşa cad. 44/22 Yenişehir/Ankara

Telefon: O 312 433 87 26

İsteme Adresi

Hacenepe Üniversitesi

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Sosyal Hizmet Bölümü

06800 Beytepe/Ankara

Tel: O 312 297 63 63

Faks: O 312 297 63 65

Grafik Tasarım/Kapak Tasarımı:


Çağlayan Doğan Grafik Tasarım Stüdyo (O 532 749 29 15)
233

AİLE MAHKEMELERİNDE SOSYAL HİZMET


UYGULAMALARI1
Elvan ATAMTÜRK2

GİRİŞ
Aile mahkemeleri, Dünya’nın çeşitli ülkelerinde 100 yılı aşkın bir süredir
varlığını sürdürmektedir. Türkiye’de, 2003 yılında yürürlüğe giren 4787 Sayılı Kanunla
kurulan aile mahkemeleri ise yaklaşık 11 yıldır faaliyet göstermektedir. Sosyal hizmet
uygulamalarında aile mahkemeleri, aile ve çocuk odağı açısından önemli bir yere
sahiptir. Aile, sosyal hizmetlerin temel odağıdır. Güçlü, sağlıklı ve ideal bir toplum
düşüncesi, bireylerin sosyalizasyonunun sağlandığı güçlü bir aile kurumuyla
gerçekleştirilmesi mümkündür. Bu çalışmada, aile mahkemelerinin yurtdışında yer alan
bazı ülke örneklerine yer verilecek ve Türkiye’deki aile mahkemelerinde yer alan sosyal
hizmet uygulamalarından bahsedilecektir.

DÜNYADAKİ AİLE MAHKEMESİ UYGULAMALARINDAN ÖRNEKLER

Aile mahkemeleri uygulamaları, Türk hukuk sisteminde kısa bir geçmişe sahip
olmasına rağmen; yurtdışındaki uygulamaların çok daha önceye dayandığı
görülmektedir. Aile mahkemeleri uygulamalarının ilk örneği Amerika Birleşik
Devletleri’ndedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 1899 yılında kurulan aile
mahkemeleri, “Devlet ana babadır, ebeveyndir” özdeyişine dayanmaktadır. Anne
babanın yetersiz kaldığı durumlarda devletin ebeveyn yerine geçerek, çocuğun
çıkarlarını gözetmesi için kurulmuştur (Baktır, 2003:40). Bu amaçla kurulan ilk aile
mahkemelerinin Chicago’da ve Illinois eyaletinde yer aldığı görülmektedir. 1960’lardan
itibaren aile mahkemeleri giderek yaygınlaşmaya başlamış ve 1961 yılında Rhode
Island’da, 1962’de New York’ta (http://www.courts.state.ny.us, 2014; Hurst, 1999:1) ve
1965’te Hawaii’de kurulmuştur (Hurst 1999:1).

Japonya’da aile mahkemeleri, 1949 yılında Pasifik Savaşı’nın hemen ardından


yeni anayasa ile kurulmuştur. Savaş sonrası Japonya, ABD orduları tarafından işgal
edilmiş, işgal gücü, Japonya’da pek çok şeyin yanı sıra yargılama yöntemi alanında da
Amerikan sistemine benzetmeye yönelik değişiklikler gerçekleştirmişti (Özel ve Tatar,
2008:50). Aile mahkemelerinin kurulması da işte bu değişiklerden birisi olarak ortaya

1
Bu çalışma, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet A.B.D.’nda yapılmış olan “Aile
Mahkemeleri Uygulamalarında Yaşanan Sorunların Aile Mahkemesi Uzmanlarının Tükenmişlik Düzeylerine
ve İş Doyumlarına Etkisi” isimli yüksek lisans tezinin bir bölümünden derlenmiştir.
2
Öğr. Gör., Kocaeli Üniversitesi Kocaeli Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü
234

çıkmıştır. O dönemde aile mahkemelerinin kurulmasının dayanağı, “Aileyi


aydınlatalım, gençliğe hayat verelim!” sloganıyla ortaya konulmuştu. Sonraları bu
dayanak başka şekilde vurgulanmaya başlandı: “Aileye özgürlük; gençliğe umut
verelim!” (Masashi, 2005:3).

Almanya’da aile mahkemesi fikri ise daha I. Dünya Savaşı sonrasında özellikle
boşanma hukukundaki yoğun tartışmalar “kusur ilkesi”nden, “şiddetli geçimsizlik
ilkesi”ne geçişle ilgili olarak gerçekleşmiştir (Özel ve Tatar, 2008: 51). 1928 yılındaki
hukukçular gününde Eugen Schiffer tarafından kurumsal anlamda aile mahkemeleri ile
ilgili olarak yapılan teklif itirazlarla karşılanmış, zaman içinde farklı yapılarda
önerilerde bulunulmuş, ancak aile mahkemelerinin kurulması ancak 14.06.1976 tarihli
“Evlilik ve Aile Hukukuna İlişkin İlk Reform Kanunu”nun kabulüyle ortaya
çıkabilmiştir (Özcan, 2005: 17–18; Akt. Özel ve Tatar; 2008:51). Alman Yargı Teşkilatı
Yasası (Gerichtsverfassungsgesetz) §23b’de yer alan ve aile mahkemelerinin görev
alanına giren hususlardan bazıları şunlardır: Evlilik hukuku, ebeveyn olarak çocuklara
ilişkin bakım, gözetim, iaşesi, iadesi vb. yükümlülüklere, eşler arasındaki hukuki
işlemlerden, mal rejiminden kaynaklanan talep ve uyuşmazlıklara, aile konutu, ev
eşyası, velayet, çocuklarla kişisel ilişki kurma, yaşam ortaklığı (evlilik dışı birlikte
yaşama) ilişkisinden kaynaklanan talep ve uyuşmazlıklar (Özcan, 2005: 18; Akt. Özel
ve Tatar, 2008:52).

Avustralya’da ise aile mahkemeleri 1975 yılında kurulmuştur. Avustralya’daki


aile mahkemelerinin ilgilendiği konular boşanma, velayet, evlilik sonrası eşlerin mal
paylaşımı sorunları, çocuk destekleriyle ilgili konular ve benzeri diğer konulardır.
Avustralya’daki aile mahkemelerinde “mediation” (arabuluculuk) uygulaması
bulunmaktadır. Aile mahkemesindeki amaç, uzlaşmaya varmaktır
(http://www.familycourt.gov.au, 2014). Eğer tartışma konusu çocuklar ise,
arabuluculuğun amacı çocukların çıkarlarının en iyi şekilde savunulmasıdır.
Arabuluculuk sistemi, uzlaşmaya varma, anlaşmazlık alanlarının tespiti, kişilerin ihtiyaç
ve yararlarının araştırılması, muhtemel çözümlerin araştırılması, en uygun çözümün
seçimi ve anlaşmaya ulaşmaya hizmet eder. Bu da kişilere yasal süreçte maddi ve
duygusal sonuçların büyük ölçüde azalmasını, kendi kararlarını verebilmelerini,
ebeveyn olarak ilişkilerini devam ettirmelerini, kendileri için yeni bir yaşam
planlamalarını, eski partneriyle iletişimlerini geliştirmeye ve gelecekteki
anlaşmazlıklarını çözmeye yardımcı olmalarını sağlar. Ailenin değerlendirilmesi
sonucunda “karar” ve “öneriler”i içeren bir “Aile Raporu” hazırlanır. Rapor, yasal bakış
açısından değil, davranış bilimleri bakış açısındandır. Rapor, aile üyeleri ve
çocuk/çocukların refahı için önemli olan diğer kişilerle olan görüşmeleri içerir. Aile
raporu, aile ve çocuk danışmanı (mahkeme arabulucusu da dahil) tarafından hazırlanır
(http://www.familycourt.gov.au, 2014).
235

Avustralya ile yakın bir gelişim gösteren Yeni Zelanda aile mahkemelerinde ise,
“counselling” (danışmanlık) hizmeti mevcuttur. Mahkeme, ilişkilerinde problem olan,
ayrılmakta olan ve çocuk yetiştirme gibi konularda yardıma ihtiyacı olanlara ücretsiz ve
gizli danışma vermektedir. Bu hizmet ayrıca, çocukla ilgili önemli konularda uzlaşmaya
varılamazsa, çocuğun ebeveyn veya vasisi için de geçerlidir. Mahkeme bu hizmeti
tavsiye eder. Aile mahkemesi henüz işe dâhil olmamış olsa bile, kişiler istedikleri
zaman başvurabilirler. Eğer aile mahkemesi hâli hazırda işin içindeyse, kişiler mahkeme
sürecinin herhangi aşamasında danışma hizmeti talep edebilirler. Bu hizmete; ilişki
problemi olan (evli, birliktelik yaşayan, heteroseksüel veya homoseksüel ilişki
yaşayanlar), çocukların yetiştirilmesi konusunda problemi olan (ayrılmış ebeveynler
veya vasiler, çocuklar ile ilgili anlaşmaya varılmış düzenlemelerin uygulamasında
problem yaşayanlar) ve velayet konusunda anlaşmaya varamayanlar dahildir
(http://www.justice.govt.nz, 2014).

Kanada’daki aile mahkemelerinin gelişimine bakıldığında, öncelikle 1975


yılında Prince Edward Island eyaletinde; daha sonra 1978’de Ontario’da ve
Saskatchewan’da, 1979’da New Brunswick, Newfoundland ve Labrador’da, 1984’te
Manitoba’da ve 1999’da da Nova Scotia’da kurulduğu görülmektedir
(www.bcjusticereview.org, 2014). Kanada’nın her eyaletinde aile mahkemesi
bulunmamaktadır. Kanada’daki aile mahkemeleri genel olarak aile içi şiddet, boşanma,
miras ve diğer aile sorunlarını ele almaktadır (www.justice.gc.ca, 2014).

Özetle, dünyadaki aile mahkemeleri uygulamalarının çıkış noktalarına


bakıldığında, ailenin ve toplumun yapısını değiştiren savaşlar, ekonomik krizler ve
sonrasında gelişen neo-liberal hareketler vb. gibi önemli sosyal olayların olduğu
görülmektedir. Geleneksel aile modelinin değişmesi, ailenin yeni ihtiyaçlarının
doğmasına ve doğal olarak da yeni sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yeni
ihtiyaçlar ve sorun alanları, farklı ülke örneklerinde de benzer biçimde gelişim ve
değişim göstermektedir. Örneğin, bazı ülkelerde mahkeme öncesi danışmanlık hizmeti
mevcutken; diğerinde mahkeme sonrasında veya süreçte mevcuttur ve bazı ülkelerde ise
arabuluculuk (mediation) hizmeti mevcuttur. Ülkeden ülkeye değişen farklı uygulama
modelleri olsa da aile mahkemelerinin evrensel amacı, ailenin gelişen ve değişen
ihtiyaçlarına çağdaş ve uzmanlaşmış bir hizmet modeli sunmaktır.

TÜRKİYE’DE AİLE MAHKEMELERİ

Aile Mahkemelerine Duyulan Gereksinim


Türkiye’de aile mahkemelerine duyulan ihtiyacı, dünyadaki örneklerine benzer
biçimde açıklamak mümkündür. Bilgi çağı olarak kabul edilen bu dönemde, yaşamın
236

her alanında etkili olan bilgi ve uzmanlaşma hareketleri sonucu değişim ve dönüşüm,
mahkemeleri de etkilemiştir.

Gelişen ihtiyaçlar ve ortaya çıkan yeni sorunlar, sosyal ve hukukî ilişkilerin


giderek karmaşıklaşmasına ve buna bağlı olarak çözümü uzmanlık gerektiren
uyuşmazlıkların artmasına, böylelikle uzman mahkemelere duyulan ihtiyacı artırmıştır.
Aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklar da, bir taraftan artmakta, diğer taraftan da
karmaşıklaşmakta ve uzmanlığı zorunlu kılmaktadır. Örneğin, tüp bebek, yapay
döllenme, kiralık anne, yeni mal rejimi gibi uygulamaların doğurduğu uyuşmazlıkların
çözümü, bu alanlarda uzmanlığı gerektirmektedir (Sirmen ve ark., 2000: 2). Ayrıca,
yasa gerekçesinde belirtildiği gibi, ailenin sosyolojik ve psikolojik yapısı ile özellikleri,
aile hukukundan doğan uyuşmazlıkların yargılamasının uzman mahkemelerde
yapılmasını zorunlu kılmaktadır (Tercan, 2003: 20–21).

Genel mahkemelerin yanında, belirli türdeki uyuşmazlıklara bakmak üzere


uzmanlaşmış özel mahkemelerin kurulması düşüncesi; sosyal, ekonomik ve hukuki
ilişkilerdeki karmaşıklık ve buna bağlı olarak, çözümü ayrı bir uzmanlık gerektiren
uyuşmazlıkların artması ile ortaya çıkan ihtiyacı karşılamak için uzman yargı
durumunda mahkemeler oluşturma fikrine dayanmaktadır (Aras, 2006:90). Aile
mahkemeleri özel ve uzmanlık mahkemeleridir.

Aile mahkemelerinin kuruluş, görev ve yargılama usullerine dair Kanun’un


genel gerekçesi şöyledir: Anayasanın, ailenin korunması, kenar başlıklı, 41.
Maddesinde, ailenin Türk toplumunun temeli olduğu ve Devletin, ailenin huzur ve
refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağı ve
gereken teşkilatı kuracağı belirtilmektedir (Cılga, 2002).

Adalet Bakanlığınca hazırlanan ve Bakanlar Kurulunca TBMM’ye sunulan 4787


Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun
Tasarısı’nın gerekçesinin bir kısmında; “…Toplumun temelini oluşturan ailenin
korunması için gereken önlemlerin alınması ihtiyacı her geçen gün artmaktadır.
Şüphesiz, bir toplumda sosyal barış ve adaletin sağlanmasında, demokratik haklara
saygılı, sağlıklı, topluma yararlı bireylerin yetiştirilmesinde ailenin önemi inkâr
edilemez bir gerçektir.” şeklinde bahsetmektedir.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin (27 Mayıs
1949 tarihli) 16’ncı maddesinde, “Aile, cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve
Devlet tarafından korunmak hakkına sahiptir” hükmü yer almaktadır (Ruhi, 2004: 529;
Akt. Özel ve Tatar, 2008: 53). 1982 tarihli T.C. Anayasası’nın 41’inci maddesinde de
“Aile, Türk toplumunun temelidir” denilerek benzer bir düzenleme yapılmıştır (Özel ve
Tatar, 2008: 53).
237

Cılga (2002), aile mahkemelerinin kurulmasının başlıca gerekçe ve


gereksiniminin, Türk toplumundaki geleneksel aile modelinin değişmesi olduğunu ve
aile mahkemelerinin Türk ailesinin tam olarak yapı değiştirme sürecinde, destekleyici
mekanizması olduğunu belirtmiştir. Zira geleneksel aile modeli, baskıcı ve kontrolcü
çocuk yetiştirmeyi, çocuğun ebeveyne itaatini ve karşılıklı bağımlılığı içermektedir.

Özetle, ailenin korunmasına yönelik koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler gibi


önemli işlevleri yerine getirecek mekanizmanın olmaması; aile hukukundan doğan
sorunların çözümünde uzmanlaşmış bir mahkemenin olmaması; Türk toplumundaki
geleneksel aile modelinin değişmesi sonucunda aile mahkemelerine gereksinim
duyulmaya başlanmıştır.

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞU

Türkiye’de aile mahkemeleri, 18 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe giren 4787


sayılı “Aile Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun” ile
kurulmuştur. Aile mahkemeleri, Adalet Bakanlığınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek
Kurulu’nun olumlu görüşü alınarak, her ilde ve merkez nüfusu yüz binin üzerindeki her
ilçede, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde olmak üzere kurulur (AMK. Md
2/I.Bend).

Aile mahkemelerinin yargı çevresi, kurulduğu il ve ilçenin mülki sınırlarıyla


belirlenir. Ancak yargı çevresi, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca değiştirilebilir. Gerektiğinde birinci fıkradaki usule göre bir yerdeki
aile mahkemesinin birden çok dairesi kurulabilir. Bu durumda daireler numaralandırılır.
Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde, aile hukukundan doğan dava ve işleri görmek
üzere kurulan Aile Mahkemeleri Kanunu kapsamına giren dava ve işlere, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesince bakılır. Aile
mahkemelerinde bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur.

AİLE MAHKEMELERİNİN GÖREVLERİ

4787 Sayılı “Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine


Dair Kanun”un 4. Maddesi ile aile mahkemesinde bakılacak dava ve işleri
düzenlemiştir. Buna göre aile mahkemelerinin görevleri şu şekilde belirtilmiştir
(Karagülmez ve Ural, 2003:31):

 Aile hukukundan doğan dava ve işler (Örneğin; evlenme, nişanlanma, evlenme


ehliyeti ve engeller, evlenme başvurusu ve töreni, batıl olan evlenmeler, boşanma,
evliliğin genel hükümleri, eşler arasındaki mal rejimi, soybağının kurulması, evlat
edinme, velayet, çocuk malları, aile, ev düzeni, aile malları, vesayet düzeni, vesayet
oranları, vesayeti gerektiren haller, vesayetin yürütülmesi, vesayetin sona ermesi…)
238

 Aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi (2675 Sayılı
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanuna göre aile hukukuna
ilişkin yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi),

 Kanunlarla verilen diğer görevler (Örneğin, Ailenin Korunmasına Dair Kanuna göre
eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden
birinin aile içi şiddete maruz kalması halinde alınacak tedbirler vb.)

AİLE MAHKEMESİ GÖREVLİLERİ


4787 Sayılı “Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine
Dair Kanun”unda belirttiği üzere, diğer mahkemelerde olduğu gibi, aile mahkemelerinin
başında bir hâkim, bir yazı işleri müdürü ile yeteri kadar personel bulunur (AMK.
Md.2). Ancak, diğer mahkemelerden farklı olarak, aile mahkemelerinde ayrıca,
pedagog, psikolog ve sosyal çalışmacı gibi uzmanların da yer aldığından bahsetmiştir
(AMK. Md.5).

AİLE MAHKEMELERİ VE SOSYAL HİZMET


Sosyal hizmetler, kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre şartlarından doğan veya
kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunluklarının giderilmesine ve
ihtiyaçlarının karşılanmasına, sosyal sorunlarının önlenmesi ve çözümlenmesine
yardımcı olunmasını ve hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesini
amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünüdür (SHÇEK Kanunu, 1983).

Bir başka tanıma göre sosyal hizmetler, yoksulluklarından kaynaklansın veya


kaynaklanmasın, toplumdaki mevcut ortalama yaşayış ve algılayış seviyesine, ellerinde
olmayan sebeplerle süreli veya süresiz olarak ulaşamayıp sosyal ve/veya ekonomik
yönlerden desteklenme ihtiyacı duyan kişilere karşılıklı ve/veya karşılıksız şekilde
sunulan parasal ve/veya nesnel mahiyetteki (mal, malzeme yardımı, rehberlik,
yönlendirme, psikolojik destekleme gibi) hizmetlerdir (Çengelci 1999: 3).

Sosyal hizmet, insan hakları ve sosyal adalet ilkelerini temel alan, sosyal değişimi
destekleyen, insanların iyilik durumunun geliştirilmesi için insan ilişkilerinde problem
çözmeyi, güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi amaçlayan ve bunun için insan davranışına ve
sosyal sistemlere ilişkin teorilerden yararlanarak insanların çevreleriyle etkileşim
noktalarına müdahale eden bir meslektir (http://www.ifsw.org/f38000138.html, 2014).

Tanımlardan da anlaşılacağı üzere, sosyal hizmet insanı ve toplumu konu alan bir
meslek ve disiplindir. Sosyal hizmetin evrensel özü insana ve topluma yardım bilgisi ve
eylemini kapsar (Cılga, 2004:36). Sosyal hizmeti diğer beşeri ve toplumsal bilimlerden
ayıran özelliği ise uygulamaya dönük olmasıdır (Duyan ve diğerleri, 2008:20). Sosyal
hizmet mesleğinin kendine özgü müdahale yöntemleri, beceri, teknik, ilke ve değerleri
239

vardır. Sosyal hizmet bu donanımını mikro, mezzo ve makro düzeylerdeki uygulamalarında


kullanır (Duyan ve diğerleri, 2008:28).

Günümüz sosyal hizmet anlayışı, aile refahına yönelik koruyucu ve geliştirici


yaklaşımlara büyük bir önem vermekte ve aileye yönelmenin gereğini kabul etmektedir.
Aile, sosyal hizmetlerin her zaman odağı olmuştur; çünkü ailenin güçlü olması
toplumun da güçlü olması anlamına gelmektedir (Çamur Duyan, 2000:3). Bu nedenle
aileyi ve aile yaşamını toplum içerisinde güçlü kılacak hizmetler ve programlar bütünü
giderek önem kazanmaktadır.
Sosyal hizmet mesleğinin aileye yönelik görev ve müdahaleleri "aile sosyal
hizmeti" kavramıyla ifade edilmektedir. Bulut (1993:21)’a göre aile sosyal hizmeti, bir
bütün olarak ailenin ve birey olarak aile üyelerinin ailevi ilişkileri, sosyal uyumları ve
her türlü işlevlerinin yerine getirilmesi ile ilgili sorunlarının çözümüne yardım etmek,
aile hayatını geliştirmek ve güçlendirmek ve böylece ailenin refah, mutluluk ve
bütünlüğünü sağlamak amacıyla bilinçli ve sistemli bir biçimde yapılan müdahale ve
uygulamaları kapsayan mesleki bir faaliyet türüdür. Aile sosyal hizmetinin başlıca
amacı; uyumlu aile ilişkilerine katkıda bulunmak, aileyi bir arada tutan bağları
kuvvetlendirmek ve aile üyelerinin kişiliklerinin sağlıklı biçimde gelişmesine ve
toplumsal yaşama uyumlarına yardım etmektir.
Aile hizmet kurumları, aile yaşamının güçlenmesine, korunmasına, aile
sorunlarının önlenmesi ve çözümüne, aile üyelerinin aile birliği içinde sağlıklı gelişme
ve doyurucu yaşam sürmelerine yardımcı olan kuruluşlardır. Aileyi odak alan aile
hizmet kurumları genellikle üç boyutlu bir hizmet programı sunar. Bu program; aile
tedavi ve danışması, aile yaşamı eğitimi ve son zamanlarda gelişen, ailenin sosyal
kurumlarla ilişkisini düzenlemesi ve savunuculuğunun yapılması biçiminde
sıralanmaktadır (Çamur Duyan, 2000:4).
Aileyle çalışmada önemli olan nokta; ailenin her bir parçasının önemli
olmasından dolayı ailenin bir bütün olarak ele alınması; ailedeki tüm bireylerin
değişmeden yararlanmasının sağlanmasıdır. Aile mahkemeleri, sosyal hizmet
uygulamalarının gerçekleştiği aile odaklı bir çalışma alanıdır. Aile mahkemelerinin
görev alanına giren temel konular; boşanma, velayet, evlat edinme, evlenmeye izin,
nafaka gibi davalarıdır. Doğası gereği, aile mahkemelerine başvuran bireylerin kendi
istemleriyle veya kendi istemlerinin dışında yaşamlarında önemli değişiklikler
olmaktadır. Bireylerin yaşadıkları bu önemli sorunların giderilmesine yönelik
girişimlerle bu değişimin gerçekleştirilmesi için, diğer mahkemelerden farklı olarak
uzman desteğine ihtiyaç duyulmaktadır.

Bu süreçte uzman desteği iki ayrı noktada önem kazanmaktadır. Birincisi


bireylerle yapılan ayrıntılı görüşmeler sonrasında tarafların içinde bulundukları
240

psikolojik, sosyal ve ekonomik durumların belirlenerek yargıya iletilmesiyle


mahkemenin sağlıklı sonuçlanmasına katkıda bulunmak; ikincisi bireyler arasındaki
iletişim probleminin giderilerek, boşanma sürecindeki ailelerin çocuklarıyla
iletişimlerini sağlama ve sürdürülmesine yardımcı olmak şeklindedir.

Genel olarak aile mahkemelerindeki işleyişi şu şekilde açıklamak mümkündür.


Aile mahkemesi hâkimi, aile mahkemesi uzman(lar)ını (sosyal çalışmacı, psikolog ve
pedagog) görevlendirir. Aile mahkemesi uygulamalarında ekip çalışması esastır. Aile
mahkemelerinde sosyal çalışmacı, psikolog ve pedagogdan oluşan bir ekip
bulunmaktadır. Sosyal çalışmacı, ekip çalışması içinde görevini yapar. Bu ekip, gerekli
görülen kişilerle ve gereken yerlerde görüşmelerini ve incelemelerini gerçekleştirir.
Görüşmeler ve incelemeler sonucunda elde edilen bulgular, ekip üyelerinin ortak
görüşleri doğrultusunda, bütüncül ve sistematik açısıyla yorumlanarak ortak bir rapor
hazırlanır ve mahkemenin takdirine sunulur.

4787 Sayılı Aile Mahkemeleri’nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair


Kanun’da, psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacının görevlerinin ne olduğuna açıkça
değinilmemiştir. İlgili Kanun, sosyal çalışmacıyı diğer iki meslek elemanından
ayırmamış ve tüm meslek elemanlarının görevlerini; mahkemenin gerekli gördüğü
hallerde duruşmada hazır bulunmak, mahkemece istenilen konular hakkında çalışmalar
yapmak, görüş bildirmek ve mahkemece verilecek diğer görevleri yapmak şeklinde
sıralamıştır. Aile mahkemeleri kanununda, üç farklı disiplinden gelen üç farkı meslek
elemanının tek bir meslek elemanı gibi görülmesi, görevlerinin ve farklılıklarının açıkça
belirtilmemesi, uygulamada farklı sorunların oluşmasına neden olmaktadır. Kanundaki
bu eksiklik kapsamlı bir yönetmelik oluşturularak giderilebilir. Bu yönetmelik
oluşturulurken, her üç uzman grubunun mensup olduğu mesleki disiplinin otoritelerine
danışmak, gerek uzmanların görevlerini ve niteliksel farklılıklarını ortaya koymak
açısından önem arz etmektedir. Diğer taraftan, aile mahkemelerinde ekip çalışma
anlayışı ve uygulamalarının geliştirilmesi, uzmanlık mahkemelerinin daha etkili
çalışmasına da olanak sağlayacaktır.

Gerek etik kurallar ışığında, gerekse sosyal hizmet disiplininin kendine özgü
bilgisi ve değerleriyle, sosyal çalışmacının görevlerini, şu şekilde sıralamak
mümkündür:

 Sürece dâhil olan bireylerin özgeçmişi ve aile bilgileri, içinde bulundukları psiko-
sosyal, kültürel ve ekonomik özelliklerinin belirlenmesi,

 Tarafların içinde bulundukları sorunun nedenleri, etkileri ve sonuçlarının bütünden


özele doğru analiz etmek,
241

 Sosyal ilişkilerini dikkate alarak, sorunların bireyler üzerindeki etkisini gidermeye ya


da azaltmaya yönelik önlemler almak,

 Bireyleri süreçle ilgili bilgilendirmek,

 Bireylerin toplum kaynaklarını kullanmaları yönünde desteklemek ve yol onlara


göstermek,

 Velayet durumunda, çocukların sorunlardan en az etkilenmelerini sağlamak, onların


gelecekte hangi tarafın yanında kalmaları durumunda daha sağlıklı yaşam
sürdürebilecekleri konusunda öneri geliştirmek;

 Konuyla ilgili olarak ebeveynlerin geliştirmeleri gereken tutum ve davranışları


konusunda destek vermektir.

Yukarıdaki maddelere bakıldığında, sosyal çalışmacının aile mahkemelerinde


bireyden topluma uzanan bir çerçevede mesleki çalışmalarını yürütmeyi hedeflediği
açıkça görülmektedir. Bu çalışma çerçevesi, bireyi çevresi içinde değerlendiren ve
uygulamasını bu değerlendirme ışığında planlayan bir bakış açısını içerir. Bu uygulama
felsefesi ve içeriği, sosyal hizmet disiplin ve mesleğinin, aile mahkemelerinde çalışan
ekibin diğer üyelerinden ayırt edici özelliğini ortaya koymaktadır. Ancak önemli olan,
ekip çalışması içinde her meslek grubunun bilgi, beceri ve değer birikimini uygulamaya
katabilmesi, ekip anlayışı içinde çalışmalarını sürdürebilmesidir.

SONUÇ YERİNE

Aile yapısındaki değişim ve dönüşüm beraberinde yeni ihtiyaçları ve sorun


alanlarını da ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu ihtiyaçların giderilmesinde ve yeni
sorunların çözülmesinde önemli bir aktör olan aile mahkemeleri, dünya üzerinde 100
yılı aşkın bir geçmişe ve deneyime sahiptir.

Sağlıklı ve güçlü bir toplum hedefine ulaşmada, bireylerin sosyalizasyonunu


sağlamada tek başına önemli bir görevi olan aile kurumunun, kendine özgü ve uzmanlık
gerektiren problemlerinin çözülmesinde, uzmanlaşmış bir mahkeme disiplini olan aile
mahkemelerinin önemi kesinlikle yadsınamaz. Evlenme, nişanlanma, boşanma, eşler
arasındaki mal rejimi, soy bağının kurulması, evlat edinme, velayet, vb. gibi aile
hukukundan doğan dava ve işler ile aile hukukuna ilişkin yabancı mahkeme kararlarının
tanıma ve tenfizi gibi görevleri bulunan aile mahkemeleri, ayrıca ailenin (özellikle kadın
ve çocuğun) korunmasına yönelik önlemleri ve tedbirleri almakla da sorumludur. Bu
görev ve sorumlulukları yerine getirirken, bünyesinde barındırdığı uzmanların mesleki
donanım, bilgi ve becerilerinden faydalanmaktadır. Aile mahkemelerini uzmanlaşmış
mahkeme olarak nitelendirmede bu durum önemli bir göstergedir. Türkiye’de yaklaşık
11 yıllık bir geçmişe ve deneyime sahip olan aile mahkemeleri, hiç kuşkusuz ailenin
242

korunmasına yönelik koruyucu, eğitici ve sosyal önlemler gibi önemli işlevleri yerine
getirecek mekanizmaların geliştirilmesi ve korunmasında ayrıca rol oynamaktadır. Bu
rolünü yerine getirmede diğer meslek grupları kadar sosyal hizmet disiplin ve
mesleğinin önemli bir işlevi bulunmaktadır.

Aile mahkemeleri, sosyal hizmet uygulamalarının gerçekleştiği aile odaklı bir


çalışma alanı olarak da nitelendirilebilir. Bireylerin isteği doğrultusunda ya da dışında
yaşamlarında ortaya çıkan değişiklikler aile mahkemelerinin konusunu oluşturmaktadır.
Bu değişikliklerin bireyler üzerindeki olumsuz etkilerini minimuma indirme ya da
tamamen ortadan kaldırmada sosyal çalışmacıya önemli görevler düşmektedir. Sosyal
çalışmacı gerek bireysel, gerekse ekip elemanı olarak aile mahkemelerinin görev
alanına giren boşanma, velayet, evlat edinme vb. gibi temel konularda mesleki
uygulamalarını gerçekleştirerek; güçlü ve sağlıklı bir toplum yaratmada kilit bir rol
üstlenmiştir.

KAYNAKÇA
Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun, (2003).
Kanun No: 4787, T.C. Resmi Gazete, Tarih: 18.01.2003, Sayı: 24997.
Akıntürk, T. (2002). Türk Aile Hukuku, Beta Yayınları, İstanbul.
Aras, B. (2006). “Karşılaştırmalı Hukukta Aile Mahkemeleri ve Türk Aile Mahkemelerinin
Yapısı”, Ankara Barosu Dergisi, Ankara Barosu Yayınları, Ankara, 2006/2, s.90
Atamtürk, E. (2010). “Aile Mahkemeleri Uygulamalarında Yaşanan Sorunların Aile
Mahkemesi Uzmanlarının Tükenmişlik Düzeylerine ve İş Doyumlarına Etkisi” Yüksek
Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Hizmet Anabilim
Dalı, Ankara.
Australia Family Courts Official Homepage (2014).
[http://www.familycourt.gov.au/wps/wcm/connect/FCOA/home/about]
Erişim: 13.01.2014
Baktır, S. (2003). Aile Mahkemeleri, Yetkin Yayınları, Ankara.
BC Justice Review Task Force (2014).
[http://www.bcjusticereview.org/media_releases/2003/unified_fcc.pdf]
Erişim: 13.01.2014
Bulut, I. (1993). Ruh Hastalığının Aile İşlevlerine Etkisi. Başbakanlık Kadın ve Sosyal
Hizmetler Müsteşarlığı, Ankara.
Cılga, İ. (2002). “Aile Mahkemeleri Tasarısı Üzerine Bir Değerlendirme”, Aile ve
Toplum Dergisi, Sayı: 5, Cilt: 2, Yıl: 5, Nisan-Haziran, Ankara.
Cılga, İ. (2004). Bilim ve Meslek Olarak Türkiye’de Sosyal Hizmet, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yayınları, Ankara.
243

Cılga, İ. (2005). “Aile Mahkemelerinin İşleyişi ve Uygulama Sorunları Konusunda


Ankara’daki Aile Mahkemelerinde Görevli Hâkim ve Uzmanların Görüşleri”, Aile ve
Toplum Dergisi, Sayı: 2, Cilt: 16, Yıl: 2005, Ekim, Ankara.
Cılga, İ (2008). Aile Mahkemelerinde Çalışma Yöntemi, Sosyal Hizmet Uzmanları
Derneği Genel Merkezi Yayınları, Ankara.
Çamur Duyan, G.. (2000). Aile İşlevleri ile Ailenin Sosyal, Demografik ve Ekonomik
Nitelikleri ve Yaşam Döngüsü Arasındaki İlişkiler. Yüksek lisans tezi, Hacettepe
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Çengelci, E. (1999). Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu, Aydınlar
Matbaacılık, Ankara.
Department Of Justice Canada (2014). Canada’s Court Systems.
[http://www.justice.gc.ca/eng/csj-sjc/ccs-ajc/pdf/courten.pdf]
Erişim: 13.01.2014
Duyan, V., Özgür Sayar, Ö., ve Özbulut, M. (2008). Sosyal Hizmeti Tanımak ve Anlamak,
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi Yayınları, Ankara.
Gençcan, Ö., U. (2006). Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara.
Hurst, H. (1999). “Family Courts in the United States”, Family Court Bulletin, Volume
1, Issue 1, [http://www.supremecourt.ohio.gov/Boards/familyCourts/vol1num1.pdf]
Erişim: 08.05.2010
International Federation of Social Workers (2014),“Definition of Social Work”
[http://www.ifsw.org/f38000138.html].
Erişim:13.01.2014.
Karagülmez, A. ve Ural, S.S. (2003). Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama
Usulleri, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Kerestecioğlu, F. (2009). “Kendine Ait Bir Oda”. Güncel Hukuk Dergisi, 3 (63): 40-43.
Koçel, T. (2005). İşletme Yöneticiliği, Yönetim ve Organizasyon, Organizasyonlarda
Davranış, Klasik-Modern-Çağdaş ve Güncel Yaklaşımlar (10. Baskı). Arıkan Basım Yayım
Dağıtım, İstanbul.
Koçhisarlıoğlu, C. (1988). “Aile Hukukunda Eşlerin Eşitliği”, Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi Dergisi, Yıl: 1988, C. 40, S. 1–4.
Köseoğlu, B. (2005). Aile Mahkemelerinin İşleyişi; Bilimsel Görüşler-Yargı İçtihatları,
Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Masashi, S. (2005). “Das japanische Familiengericht”, Japan-Zentrum Philipps-Universität
Marburg Occasional Papers, No: 32, Marburg,
[https://www.unimarburg.de/japanz/forschung/publikationen/occ_papers].
Erişim:13.01.2014.
New York City Family Courts Official Homepage, (2014).
[http://www.courts.state.ny.us/courts/nyc/family/index.shtml]
Erişim:13.01.2014.
244

New Zealand Family Court Official Homepage, (2014).


[http://www.justice.govt.nz/family/about/default.asp]
Erişim:13.01.2014.
Özcan, F.S. (2005). “Gründung, Ziständigkeit und Aufgaben des Familiengerichts und die
Rolle des Familienrichters”, Yasa Hukuk Dergisi, Yıl: 27, S. 257, ss. 16–24.
Özel, Ç. ve Tatar, E. (2008). “Aile Mahkemelerinin Yapısı ve Kararları Üzerine Genel Bir
Değerlendirme”. Sosyo Ekonomi Dergisi, Sayı: 7, Sayfa: 49-87.
Ruhi, C. (2004). “Ailenin Korunmasına Dair Kanun Çerçevesinde Eş ve Çocukların Aile İçi
Şiddete Karşı Korunması”, Atatürk Üniversitesi Erzincan Hukuk Fakültesi
Dergisi, C. 8, S. 1–2, ss. 529–562.
Sirmen, L., Koçhisarlıoğlu, C., Tanrıver, S.,Süral, N., ve E. Tercan (2000). “Karşılaştırmalı
Hukukta Aile Mahkemeleri ve Türkiye’de Aile Mahkemelerinin Kurulmasında
Yararlanılabilecek Bir Model”, (Prof.Dr. Turhan Esener’e Armağan), Kamu-İş Hukuku ve
İktisat Dergisi, C. 5, S. 3, ss. 1–32.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu, (1983). Kanun No: 2828, T.C.
Resmi Gazete, Tarih: 27.5.1983, Sayı: 18059.
T.C. Başbakanlık Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü (2009). Türkiye’de
Aile Mahkemeleri Uygulaması ve Uygulamanın Değerlendirilmesi, Proje Yürütücüsü:
Filiz, O., Makromedya Yayıncılık.
T.C. Başbakanlık Mevzuat (2014). [http://www.mevzuat.basbakanlik.gov.tr]
Erişim: 13.01.2014
Tercan, E. (2003). “Türk Aile Mahkemeleri”, A.Ü. Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 52,
Sayı 3, s.19-53.

You might also like