You are on page 1of 16

HEIDEGGER’İN VARLIK VE ZAMAN’INDA

DÜNYA VE ANLAMLILIK

Özkan Gözel*

WORLD AND MEANINGFULNESS IN HEIDEGGER’S


BEING AND TIME

Meaning is use.
Ludwig Wittgenstein

ÖZ
Bu makalede He degger’ n Varlık ve Zaman adlı eser nde dünya ve anlamlılık
teması ele alınıyor. Söz konusu eserde yer alan §17 ve §18 şerh ed l yor ve bu
bağlamda da el-altındalık gönderme, şaret, lg l l k, olmaya bırakma, dünya,
dünyasallık g b f lozofun çokça başvurduğu kavramlar anal z ed l yor. Varlık
ve Zaman’da, Dase n’ın varlıktak merkez ve ayrıcalıklı rolü esas alınıyor. Bu
çerçevede anlamlılığın Dase n’ın eşya le teor ye öncel l şk s nden kaynaklan-
dığı ortaya konuyor. Son tahl lde dünyaya anlam veren n dünya-da-olma olarak
Dase n olduğu görülmekted r. Ne var k burada anlam-verme b l nen anlamda
deal zme dayanmayıp Dase n’ın gündel k yapıp-etmeler , kısacası prat k faa-
l yetler ç nden meydana gelmekted r. Varlık ve Zaman’da Dase n şeyler so-
yutlama yoluyla düşünen b r varolan olarak değ l de, daha z yade onlarla somut
yaşantı ç nde ş gören b r varolan olarak resmed lmekted r. Şu halde anlam/lılık
bu eserde theoria (temaşa) düzey nde değ l de, daha z yade praksis ( şgörme)
düzey nde kavranıp bet mlenmekted r. Demek k esasta dünya teor k b r lg yle
kend s n seyrett ğ m ve üzer ne önermeler kurduğum b r şey ya da şeyler bütü-
nü değ ld r; ama ona doğru davrandığım ve ona soğrulduğum gündel k meşga-
leler mde açığa çıkan b r l şk ler ya da göndermeler s stem ve n hayet nde de
b r anlamlılık ağıdır. Sonuçta, bu anal zlerde dünyaya çk n anlamlılık öncel kle

*
Doç., Dr., İstanbul Meden yet Ün vers tes , Edeb yat Fakültes , Felsefe Bölümü.
A
e-ma l: ozkangozel@gma l.com. Yazı gel ş tar h : 01.06.2019; kabul tar h :13.03.2020.
Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları, Mart 2020, Sayı 41, s. 95-110
96 Özkan Gözel

ve b lhassa gündel k olandan yan somut l şk lerden hareketle göz önüne ser l-
mekted r.
Anahtar Kel meler: El-altındalık, Gönderme, İşaret, İlg l l k, Olmaya Bırak-
ma, Anlamlılık, Dünya.

ABSTRACT
This article deals with the theme, world and meaningfulness, in Heidegger’s
Being and Time. It will provide commentary on the §17 and §18 and analyze
terms, that were frequently used by the philosopher, such as readiness-to-hand,
reference, sign, being-relative-to, letting be, and worldhood. Being and Time
gives to Dasein a central and privileged role. In this context, the study reveals
that the meaningfulness is based on Dasein’s relation with things prior to its
relation with theory. Consequently, it shows that the thing that gave meaning
to the world is Dasein as the being-in-the-world. However, the phrase “giving
meaning” here does not derived from idealism in a well-known sense. It comes
from Dasein’s everyday doings or in another wording, practical actions. Being
and Time pictures Dasein not as a being that thinks things by abstraction, but
a being that functions in concrete experiences. Therefore, the meaning/fulness
is comprehended and depicted here not in the level of theoria (contemplation),
but of praksis (doing). So, the world is not a thing or totality of things that one
contemplates with theoretical interest and constructs propositions on. Instead,
it is a reference system which one leans toward, absorbs, and that reveals itself
in everyday dealings. This system is in fact a network of meaningfulness. In
conclusion, these analyses reveal the meaningfulness that is immanent to the
world is based on everyday dealings, meaning concrete relations.
Keywords: Readiness-to-hand, Reference, Sign, Being-relative-to, Letting-be,
Meaningfulness, World.

...

Grş

Bu makalede1el-altındalık, gönderme, şaret, lg l l k, lg l olmaya bırakma, dünya,

1
Bu makalede Varlık ve Zaman’dan (He degger, M., Sein und Zeit, Max N emeyer Verlag, 19. Baskı,
Tüb ngen, 2006.) yaptığımız alıntılarda veya bu k taba atıflarda K. H. Ökten’ n “tümüyle yen lenm ş
ve düzelt lm ş” tercümes n (He degger, M., Varlık ve Zaman, çev. K. H. Ökten, Alfa Yayınları, İstan-
bul, 2018.) de göz önünde bulundurmakla b rl kte, A. Yardımlı’nın yapmış olduğu tercümey (He deg-
ger, M., Varlık ve Zaman, çev. Az z Yardımlı, İdea, İstanbul, 2004.) –gerekt ğ nde bazı değ ş kl l klere
başvurarak– esas alacağız. Bu terc h m z n nedenler n başka yerde ayrıca fade etmey umuyoruz.
Ayrıca gerekl gördüğümüz durumlarda kend öner ler m z d le get receğ z veya kullanacağız. Başka
b r yerde (Gözel, Ö., “Çevre-dünya’dan Dünyaya: He degger’ n ‘Dünyası’na B r G r ş”, Kutadgubilig
Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi, no: 39, Mart 2019, ss. 129-146) fade ett ğ m z üzere, b z m
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 97

dünyasallık g b He degger’ n sıkça başvurduğu temel kavramların ve bunlar arasındak


l şk ler n tasv r ve tahl l yoluyla dünya ve anlamlılık (ya da dünyanın anlamlılığı)
temasına odaklanacak ve bu maksatla Varlık ve Zaman’da lg l temanın şlend ğ §17
la §18’ n b r şerh n b r nc la k nc bölümde ortaya koymaya çalışacağız. Başka b r
fadeyle, burada dünya ve anlamlılık temasının öne çıktığı Varlık ve Zaman’dak §17 ve
§18’ n b r şerh n yapmayı amaçlıyor, dolayısıyla da lg l paragraflarda yer alan g r ft
ve müphem görünen noktaları açımlamayı, açıklamayı, yorumlamayı ve kavramayı
hedefl yoruz. Burada ortaya koyduğumuz şerh, asıl metne koşut olarak okunab leceğ
g b ondan bağımsız olarak da ele alınıp okunab l r. Bu şerh aynı zamanda He degger’ n
b r bütün olarak felsefes ne da r açımlayıcı ve açıklayıcı mah yette bazı mülahazaları
çermekted r. Son olarak, yönteme l şk n b r not: Metn m z, konu bunu gerekt rd ğ n-
den, yer yer hermenöt k b r döngü (SZ: 8; VZ: 27) çermekted r. Buna göre, bazen b z
sonradan ele alınacak b r konuyu önceden kısmen takd m etme ve böylece okuyucuyu
gelecek konulara hazırlama yoluna g tmekte, bazen de konu gerekt rd ğ ölçüde geçm ş
konulara farklı b r ışık altında yen den temas etmektey z. Bu tarzın konuların daha b r
anlaşılmasına ve anlaşılanın da pek şmes ne h zmet ett ğ n düşünüyoruz.
Burada §17’n n şerh ne geçmeden Varlık ve Zaman’da b raz ger ye g d p b r
hatırlatmada bulunmak faydalı olacaktır. He degger “dünya-da-olma”2 olarak n -
teled ğ Dase n’ın anal t ğ ne şbu varolanın “en yakından ve çoğunlukla” ç nde
bulunduğu gündel kl ğ n anal z yle başlamaktadır. Gündel k hayatında Dase n el-al-
tında bulunan varolanlarla yan gereçlerle l şk ç nded r. Dase n’a en yakın dünyada
yan çevre-dünya’da3 karşılaştığımız gereçler (Zeuge) tek l olarak değ l de ancak b r
göndermeler-bütünü ç nde b r anlam fade ederler, keza bu bütün le dünya/sallık
ded ğ m z şey arasında aslî b r bağlantı vardır. Gereç le l şk sekteye uğradığında
(sözgel m gereç bozulduğunda ya da ortadan kaybolduğunda), gerec n göndermede
bulunduğu ağ açığa-çıkar, bu da b r yönden dünya/sallık fenomen n görünür kılar.
Gerec n gereç yapısını oluşturan şey tam da göndermed r (Verweisung). Gereçler-bağ-
lamı b r göndermeler ağı ç nden kend n duyurur, z ra gereçler kend başlarına değ l
ancak b rb rler ne gönderme suret nde vardırlar. Demek k dünya ded ğ m z fenomen
gereçler b r şek lde sekteye uğradığında açığa-çıkan göndermeler-bütününden kend n
duyurmaktadır. Ş md gönderme kavramına daha yakından bakab l r ve onun (o da b r
nev gereç olan) işaret le lg s n ele alab l r z.

gözümüzde Varlık ve Zaman’ın Türkçe’ye tercümes henüz b tm ş ve son söz söylenm ş değ l. Öte
yandan He degger’ n term noloj s n Türkçe’de fade etmede çoğu zaman güçlükler ortaya çıksa da,
zamanla bu konuda bell b r netl k ve uzlaşmaya ulaşılacağına olan nancımızı bel rtmek st yoruz.
Not: Met n ç nde özgün met n yan Sein und Zeit “SZ” kısaltmasıyla, esas alınan A. Yardımlı tercü-
mes se “VZ” kısaltmasıyla bel rt lm şt r; ayrıca “–ç.d.” “çev r değ şt r ld ” manasına gelmekted r.
2
Yardımlı bu fadey (In-der-welt-sein) “dünya-da-varlık” olarak karşılamaktadır.
3
Yardımlı bu fadey (Umwelt) “çevre” olarak karşılamaktadır.
98 Özkan Gözel

1. Gönderme ve İşaretler

İşaret (Zeichen) §17’de ele alınan temel kavramların başında gel r. Bu kavram yu-
karıda sözü ed len “gönderme” kavramı le yakından l şk ç nde bulunur. He degger’e
göre el-altında bulunan şaret4 de b r gereçt r (Zeug), öyle k Dase n çevre-dünya’da
gündel k şgörülü5 yapıp-etmeler nde ona başvurmakta ya da ondan yararlanmaktadır.
He degger bu ve müteak p paragrafta anlama da r salt olarak fenomenoloj k b r tasav-
vur gel şt rmey dener, öyles ne k sonradan (§ 34) bu çaba b r nev d l teor s ne doğru
ev r lecekt r. Varlık ve Zaman’da öncek paragraflarda ele alınan gönderme fenomen
burada b r şaret, g derek de anlam anal z ç n deneb l rse b r kalkış noktası h zmet
görür. He degger’ n buradak asıl maksadı gereç olarak şaret n ontoloj k yapısını
ser mlemek ve onu gönderme/bel rtme fenomen üzer nden dünyasallık anal z ne
bağlamaktır.6
Gre ch’ın fade ett ğ üzere, He degger –sözgel m Pe rce g b 7– şaret b l m ne
da r temelde pragmat st b r yaklaşıma sah pt r. He degger şaret ve (göndermen n b r
nev’ olarak) bel rtme problem n , Saussure’de görüldüğü g b 8, d lden yan lengü st k
şaret n (signe: gösterge) sem yoloj s nden hareketle formel ve soyut b r düzeyde ele
almaz, ama daha umum ve de somut b r çerçevede yan çevre-dünya’da tezahür eden
bel rtme şlev n göz önünde bulunduran anlamlılık/ mleml l k fenomen çerçeves n-
de anal z eder9 Öte yandan, mantık f kr ne sadakatle ş gören Pe rce le He degger’
b rb r nden ayıran temel husus, Alman f lozofun meseleye temelde fenomenoloj k b r
zav yeden bakması ve Pe rce’dek g b b r yaklaşımı deneb l rse aşırı formel bulmasıdır.
(SZ: 77; VZ: 119-120)10
Ş md bu umumî değerlend rmelerden sonra Varlık ve Zaman’da yer alan §17’y
daha yakından ele alab l r z.
Öncek paragraflarda göndermen n ve göndermeler-bütününün dünyasallığın

4
Zeichen kavramını Yardımlı im olarak, Ökten işaret olarak karşılamaktadır. B z k nc karşılığı terc h
ed yoruz.
5
Yardımlı’nın sağgörü, Ökten’ n se bir-şey-için-bakış olarak tercüme ett ğ Umsicht kavramına karşı-
lık olarak b z işgörü’yü öner yor ve kullanıyoruz. İşgörü teor k yönel ml salt bakıştan farklı olarak
şgörme esnasında başvurulan görüdür. Bkz. Gözel, Ö., Varlıktan Başka. Levinas’ın Metafiziğine Gi-
riş, Ketebe Yayınları, İstanbul, 2018, s. 203.
6
Krş. Gre sh, J., Ontologie et Temporalité. Esquisse d’un Interpretation Integral de Se n und Ze t,
Presses Un vers ta res de France, Par s, 2003, s. 136.
7
Fenomenoloj bağlamında Pe rce’ün pragmat zm ne da r kısa b r değerlend rme ç n bkz. Depraz, N.,
Comprendre la Penomenologie. Une Pratique Concrète, Arman Col n, Par s, 2012, s. 46-51. Ayrıca f -
lozofta anlam/lılık ve prat k l şk s ne da r bkz. Pe rce, C.S., “F k rler m z nasıl açık hale get rmel ?”,
Pragmatisme et Pragmaticisme, Oeuvre I ç nde, Cerf, Par s, 2002.
8
Saussure’ün yapısalcı mah yettek lengü st k-sem yoloj k çözümlemeler ç n bkz. Saussure, F., Genel
Dilbilim Dersleri, B. Vardar, B rey ve Toplum Yayınları, Ankara, 1985.
9
Gre sch, a.g.e., s. 136.
10
Gre sch, a.g.e., 136-137.
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 99

kend s ç n oluşturucu mah yette olduğu b r ölçüde de olsa açığa çıkmıştı. Bu m n-


valde dünya çevre-dünya üzer nden kend n duyurmuştu k bu k nc s yle de el-altında
bulunan gereçler n b rb rler le olan gönderme l şk s ç nde/n karşılaşılmıştı. Bu da
demekt r k b z dünya- ç ndek varolanlar olarak gereçler n varlıklarına ve onlara da r
bütünlüğün yapısına nüfuz ett kçe, dünya fenomen ne da r kavrayışımız der nl k ve
boyut kazanmaktadır. (Krş. SZ: 77-78; VZ: 120)
He degger bu noktada y ne el-altında bulunan gereçler n varlığından yola çıkar ve
bundan maksadın gönderme kavramını açıklıkla kavramak olduğunu fade eder. Ş md
gereç olarak işaretler seç lm şt r k bunlarda b rden çok anlamı olan göndermelerle
karşılaşılab lmekted r. F lozof bu paragrafta kend s de el-altında b r gereç olan ve
böyle olarak göndermeler bütününe dâh l olan şaret n ontoloj k anal z n yapmayı
hedeflemekted r. Burada amaçlanan dünya fenomen n bu kez şaretler üzer nden
duyulur kılmaktır. F lozofa göre “… ç n şaret-olma’nın kend s evrensel b r bağıntı
türüne b ç mselleşt r leb l r, öyle k şaret yapısının kend s ne olursa olsun tüm varo-
lanların b r ‘bet mlemes ’ ç n ontoloj k b r pucu sağlayab l r.” (SZ: 78; VZ: 12; -ç.d.)
İşaretler n gereç-karakterler n oluşturan şey belirtmed r (Zeigen). Burada şaret-
lere örnek olarak yol şaretler , sınır taşları, den zc ler ç n fırtına balonları, s nyaller,
bayraklar, yas şaretler vb. ver leb l r. Bel rtme göndermen n b r türüdür. Gönderme
se – ler derece formelleşt r ld ğ nde– b r tür bağıntılamayı (Beziehen) fade eder.
“Her gönderme b r bağıntıdır, ama her bağıntı b r gönderme değ l. Her ‘bel rtme’
b r göndermed r, ama her göndermede bulunma b r bel rtme değ l. Bu aynı zamanda
demekt r k , her ‘bel rtme’ b r bağıntıdır, ama her bağıntılama b r bel rtme değ l.”
He degger’e göre bağıntı b ç msel-evrensel b r karaktere sah p olduğundan aşırı b r
bel rlen m fade eder; bu yüzden de bel rtme, gönderme ve mlem g b fenomenler
anal zde kullanışsız olup b ze pek b r şey kazandırmaz. (SZ: 78; VZ: 121)11
İşarete b r örnek olarak He degger o dönemde yan 1920’lerde motorlu araçlara
takılan döndürüleb l r kırmızı oku ele alır. Sürücü tarafından denetlenen bu okun ko-
numu b r yol kavşağında aracın hang yöne döneceğ n bel rt r. Bu şaret b r gereç olup
her gereç g b el-altında olma ve şgörüye (Umsicht) h tap etme özell ğ ne sah pt r. B r
şaret/b r gereç olarak ok sadece sürücünün sürme ded ğ m z tasalı şgörmes nde yer
almakla kalmaz, dahası araçla b r şek lde l şk l olan k mseler de (yayalar vs.) onu
kullanırlar, söz gel m okun şaret n aldıklarında yol ver rler veya durup beklerler.
“Bu şaret taşıma araçlarının ve traf k kurallarının gereçler-bağlamının bütününde
dünya- ç nde el-altında bulunur.” (SZ: 79; VZ: 122; -ç.d.) B r bel rtme gerec olarak bu
şaret gönderme yoluyla oluşturulmuştur. Başka b r fadeyle, b r “h zmet edeb l rl k”’te
/ “ şe yararlık”ta (Dienlichkeit) temellenmekte olup “-mek ç n” (Um-zu) karakter taşır.

11
Krş. Kockelmans, J. J., Heidegger’s “Being and Time”. The Analytic of Dasein as Fundamental On-
tology, The Center for Advenced Research n Phenomenology, Inc. Un vers ty Press of Amer ca, Inc.,
Wash ngton D.C., 1990, s. 122.
100 Özkan Gözel

İşaret b r şey ç n bel rtmede bulunur k bu “göndermede bulunma” olarak alınab l r.


Bununla b rl kte, He degger bel rtme olarak bu gönderme ed m n n şaret n ontoloj k
yapısını oluşturmadığını fade eder; z ra bel rtme olarak “göndermede bulunma” daha
z yade gerec n varlık yapısı olan “h zmet edeb l rl k”te temellen r. “H zmet edeb l rl k”
(ya da: “ şe yararlık”) olarak gönderme gereç olarak gerec n ontoloj k-kategoryal b r
bel rl l ğ n oluşturur. (SZ: 79; VZ: 123)
Pek ama şaret n belirtmes ne demekt r? Bunun ç n bel rtme-gerec ne tekabül
eden şgörme türünü, dolayısıyla onun nasıl el-altında bulunduğunu bel rlemem z
gerek r. He degger şaretler le ş m z n olmasının uygun yolunun ne olduğunu sorar
ve mezkûr ok örneğ ne döner. Karşılaşılan şarete tekabül eden davranış (olma) türü
oku bulunduran arabaya “yol verme” ya da onun önünde “durup bekleme”d r k bun-
lar esasen Dase n’ın dünya-da-olmaklığına (In-der-Welt-sein) a tt rler: “Dase n her
zaman her hang b r b ç mde yönlend r lm ş ve yoldadır; durma ve bekleme yalnızca
bu yönlend r lm ş ‘yolda’nın sınır durumlarıdır.” (SZ: 80; VZ: 124; -ç.d.) Sonuçta,
el-altında bulunan şaret b r “mekânsal” dünya-da-olmaklık le lg l d r.
İşaret le (burada ok le) ne zaman asıllığı ç nde (yan kendi olarak) karşılaşılır?
El-önünde bulunuşta (Vorhandenheit) yan ona b r nesne olarak salt bakmada ya da
teor k b r lg yle onu (oku) ncelemede onunla asıllığı ç nde karşılaşılmış olmaz. Ama
şaret-gereç olarak ok kend n b ze asıllığı ç nde el-altındayken (Zuhandenheit) yan
kullanım esnasında (mesela yayalara yol verme h zmet gördüğünde) sunar k bu sırada
tasalı yapıp-etmen n şgörüsü devreded r. He degger şöyle yazar:
İşaret tasalı şgörmen n şgörüsüne seslen r, dahası öyle b r yoldadır k , onun yönlen-
d rmes n zleyen şgörü böyle b r b rl kte g d şte çevren n [çevre-dünya’nın] o sıradak
çevrel ğ n bel rt k b r ‘genel gözlem’ altına get r r. İşgörülü gözlem el-altında bulunanı
ayrımsamaz; daha z yade çevren n çer s nde b r yönel m kazanır. (SZ: 80; VZ: 124; -ç.d.)
O halde şaret (ok) el-önünde bulunan “salt b r şey” değ ld r ya da onun aslî anlamı
burada yatmaz. Ama o “-mek ç n” olarak bell b r “h zmet-edeb l rl ğ ” kend nde somut
olarak taşır. Böyle olarak o genel gözlem altına get rd ğ çevre-dünya’da yön/len m bulma
mkânını sağlar, öyles ne k bu surette çevre-dünya, onun üzer nden de b zat h dünya
kend n duyurur. Evet, işaret olarak işaret “salt bakma”nın konusu el-önünde b r şey
değ ld r; b lak s o kullanımda el-altında bulunan le karşılaşmayı mümkün kılar. Bunu
da tasalı şgörmelere konu olan b r el-altındalık bağlamına er ş m sağlamak suret nde
yapar. İşbu bağlama er ş m n sağlanmasıyla b rl kte çevre-dünya ve/veya çevre-dünya
üzer nden dünyanın dünyasal karakter açığa-çıkmış olur. İşaret “bir gereçtir ki, bir
gereçler-bütününü belirtik olarak işgörüye yükseltir ve böylece el-altında bulunanın
dünyasal karakteri onunla birlikte kendini duyurur.” (SZ: 81; VZ: 124; -ç.d.) Y ne
bu çerçevede şaretler esasen ne le uğraştığımızı, “nerede” yaşadığımızı, tasamızın
neye müteall k olduğunu, b r şey le nasıl b r münasebet m z olduğunu açığa vururlar.
Denebilirse, çevre-dünya’da yer alan ya da işlev gören işaretler ve işaret kullanımı
yoluyladır ki dünya-da-olma’nın anlamı kendini bize duyurur. (Krş. SZ: 81; VZ: 125)
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 101

İşaretlere mahsus gereç karakter “ şaret oluşturma”da b lhassa kend n göster r.


İşaret oluşturma ş tasalı b r öngörüde meydana gel r k bu öngörü çevre-dünya’da
yer alan el-altında bulunan b r mkânı gerekt r r, öyles ne k bu mkân yoluyla çev-
re-dünya şgörü ç n kend n duyurab lmekted r. Bununla b rl kte, çevre-dünya’da yer
alan el-altında bulunanın varlığına kend n kend nde tutma ya da kend n göstermeme
g b b r şey a tt r. Bu bakımdan şgörülü yapıp-etmeler kullanım esnasında kend n
mütemad yen ger çeken el-altında bulunanı göze çarpmaya bırakacak b r gerece
yan b r şarete ht yaç duyarlar. Şu halde şaret oluşturmada onun göze-çarparlığı
göz önünde bulundurulmalıdır. Dahası, şaret rastgele el-önünde yer almamalı, y ne
de kolay er ş leb l r b r yere takılmalıdır. (Krş. SZ: 81; VZ: 125) Mesela arabalara
takılan ok üstlend ğ ş (yol verme vs.) ç n özel olarak mal ed lm ş b r şarett r k
şaret oluşturmaya b r örnekt r. Bunun yanı sıra, daha baştan el-altında bulunan b r
şey n işaret olarak alınması yoluyla da şaret elde ed leb lmekted r; bu k pte şaret
oluşturma lk ne nazaran daha aslî b r anlama sah pt r. Bu k nc türe örnek olarak
güney rüzgârını vereb l r z, bu rüzgâr toprağı hazırlamada yağmur ç n b r şaret h z-
met göreb lmekted r. Gerçekte, b z bu doğa olayını el-altındak varlığıyla b r şaret
olarak tt haz etm ş zd r; böyle olarak o toprağı hazırlamamızda h zmet m ze amaded r.
Toprakların şlenmes nde şgörü (yan şgörmeye/prat ğe mahsus görü) bell durumları
hesaba katar; bu surette, güney rüzgârı el-altında varlığıyla açığa-çıkar. Güney rüzgârı
Dase n’a h zmet ed ş nded r k kendinded r, yoksa el-önünde varlığında, mesela mete-
oroloj k ncelemeye konu olduğunda değ l. (Krş. SZ: 81-82; VZ: 125-126) Şu halde,
doğa kend n asıllığı ç nde el-altındayken (Dase n’ın kullanımındayken) göster r;
doğanın doğalığı Dase n sayes nde/uğruna açığa-çıkar.
İşaretler gündel k şgörmede el-altında bulunan gereçlerd r. İşlevler bel rtmed r;
sözgel m güney rüzgârı yağmurun geleceğ n bel rt r (ya da yağmura gönderme ya-
par). İşbu şaretler n göze-çarparlıkları en yakın el-altında bulunan şey ç n oluşturucu
göze-çarpmazlığı belgeler; dahası, şaretler göze-çarparlıklarını gündel kl k ve en
yakından varlıkları ç nde el-altında bulunan gereçler-bütününün göze-çapmazlıkla-
rından alırlar. (SZ: 82; VZ: 126)
Bu aşamada He degger lkel Dase n’da şaretler n gen ş kullanımına, dolayısıyla
da fet ş ve büyüye atıfta bulunur. F lozof lkel Dase n’ın fet ş ve büyü dolayımında
başvurduğu şaret kullanımının lkel dünyada karşılaşılan varolanların el-altında-bu-
lunuş türünü ayrımsamak ç n yeterl olmadığını bel rt r. Altı ç z lmes gereken nokta
şudur k lkel dünyada, dolayısıyla lkel nsanın şaret kullanımında işaret belirttiği
şey ile çakışmaktadır:
İşaret n kend s yalnızca bel rt len onun yer ne geçen b r şey anlamında tems l etmekle
kalmaz; ama bunu şaret n kend s n n her zaman bel rt len olduğu b r yolda yapab l r.
Ama şaret n bel rt len le bu d kkate değer çakışması şaret-Şey n daha ş md den bell
b r “nesneleşme”ye uğramasında, e.d. salt b r Şey olarak deney mlenmes nde ve bel rt len
le b rl kte yanlışlıkla elönünde bulunanın aynı Varlık-bölges ne koyulmasında yatmaz…
102 Özkan Gözel

Böyle şaret-kullanımı henüz bütünüyle bel rt len n Varlığına soğrulur, öyle k şaret olarak
b r şaret h çb r b ç mde kend n ayırmayı başaramaz. (SZ: 83; VZ: 127)
İlkel şaret bel rtt ğ şey le çakışır; başka b r fadeyle, bu şarette bel rten le
bel rt len b r ve aynı şey olur. Ne var k bu çakışma veya ayn yet h çb r surette b r
lk nesnelleşmey fade etmez, b lak s burada şaret tam da böyle b r nesnelleşmen n
noksanlığında temellen r. Dolayısıyla lkel dünyada şaretler gereç vasfı taşımadıkları
g b el-altında da bulunmazlar. (Bu şaretler, nesnelleşmeye konu olmadıklarından,
deneb l rse el-önünde de bulunmazlar.) Şu halde (gündel k Dase n’ın varlığını açım-
lamak üzere başvurduğumuz) el-altındalık, gereç vb. kavramları doğrudan doğruya
lkel Dase n’ın yaşamına tatb k etmek güçlüklere yol açar ve bu yaşamı anlamada ve
anlamlandırmada yeters z kalırlar. Sonuç olarak, He degger lkel yaşamı anal z etmek
üzere başka (ve/veya lave) kavramsal çerçevelere ht yaç olduğunu ma etmekted r.
(SZ: 83; VZ: 127-128)
Bu paragrafı toparlamak üzere He degger şaret ve gönderme arasındak bağıntıya
döner. Bu bağıntı üçlüdür:
1. Bel rtme, genelde gereç-yapısında yan b r h zmet edeb l rl kte, “-mek ç n”de
(göndermede) temellen r.
2. İşaret n bel rtmes , (el-altında bulunan b r şey n gereç-karakter olarak) b r
gereçler-bütününe, dolayısıyla b r göndermeler-bağlamına a tt r.
3. Başka gereçler le b rl kte el-altında bulunan şaret bu el-altıda-bulunmaklığıyla
çevre-dünya’yı şgörü ç n er ş leb l r kılar.
Şu halde, el-altında bulunan b r gereç olarak şaret el-altında-bulunuş le gönder-
meler-bütününün, g derek de dünya/sallığın kend s n n ontoloj k yapısını bel rten şey
olarak şlev görmekted r. Burada el-altında bulunan şey (gereç olarak şaret) şgörülü
b r b ç mde tasa ed len çevre-dünya ç nde kökleşm şt r. (Krş. SZ: 83-84; VZ: 128)
He degger bu paragrafı sonlandırırken şaret ç n ontoloj k temel olarak alınan
göndermen n b zat h şaret olarak kavranamayacağını vurgular: Göndermen n ken-
d s b r şaret değ ld r, dolayısıyla o el-altında-bulunan b r şey n ( şaret, gereç) ont k
bel rl l ğ ne sah p değ ld r. Pek ama ontoloj k yapısı t bar yle gönderme hang an-
lamda dünya-da-olma’yı açığa-çıkarıcı ve dünyasallığı oluşturucudur? Göndermen n
ontoloj k statüsü ned r? (SZ: 84; VZ: 128-129) Müteak p bölümde bu meseley daha
yakından ele alacağız.

2. İlg l l k ve Dünyasallık

Daha önce şaret ed ld ğ üzere, dünya- ç ndek varolanlar el-altında bulunanlar


(gereçler) olarak kend ler n göndermeler-ağı ç nden duyururlar. Başka b r fadeyle,
el-altında bulunan gereçler kend başlarına değ l de gereçler-bütünü ç nde ve b r-
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 103

b r ler ne göndermede bulunmak suret yle vardırlar. Şu halde gönderme fenomen


onların varlık yapısına daha baştan a tt r. Bu çerçevede el-altında bulunanın el-altında
olmaklığını bel rleyen şey le dünyanın dünyasallığı arasında yakın b r l şk vardır:
Göndermeler-ağı ç nden ve göndermeler-ağı olarak tezahür eden şey ontoloj k anlam-
da dünya/sallığı tay n, g derek de tes s eder. Dahası, (çevre-dünya üzer nden) dünya
kend s nde karşılaştığımız şeylerde ve bu şeyler yoluyla öncel olarak açığa-çıkarılır.
Bu surette açığa-çıkarılmış olan dünya, ondak tek l şeyler n tek l şeyler olarak açı-
ğa-çıkarılışını öncelemekted r.12
Gerec n gönderme k p “h zmet edeb l rl k” yan “ şe yararlık”tır k bu da b z
temelde “-mek ç n”e yollar. Gönderme şbu “-mek ç n”de (kullanımda) somut b r
k pe bürünür. Söz gel m çek ç anlamını çak“-mak ç n” oluşunda (çakmaya h zmet
ed ş nde) bulur. Çek ç çaktığı ç v ye, ç v duvara, duvar ona asılacak tabloya, tablo
süsled ğ odaya göndermede bulunur. Bunlar yan çek ç, ç v , duvar, tablo vs. b r ge-
reçler bağlamı, b r göndermeler-ağı oluşturur k çevre-dünya’da bulunan oda, g derek
de çevre-dünya’nın kend s bu surette açığa-çıkarılır, eş dey şle hakikat n zhar eder.
Burada “-mek ç n”ler d z s n n n ha olarak vardığı nokta tam olarak Dase n’dır.
Çevre-dünya, g derek de dünyanın kend s son tahl lde Dase n uğruna (onun açığa-se-
rilmişliği yan hak kat uğruna) vardır. Bu hususa daha sonra tekrar döneceğ z. Ş md ,
bu ön değerlend rmeden sonra §18’ daha yakından ele alab l r z.
He degger dünyanın çevre-dünya’da kend ler yle karşılaşılan ve her halükarda
el-altında bulunan şeylerde daha ş md den “orada” olduğunu, keza daha ş md den
“açığa-çıkarılmış” bulunduğunu bel rt r. Ne var k çevre-dünya’da şgörmen n bell yol-
larında aydınlatılab l r olan bu “açığa-çıkarılmışlık” (Entdecktheit) bel rt k ya da temat k
olmayan b r yolda vuku bulur. Dünya, ondan hareketle el-altında bulunanın el-altında
bulunan olduğu şeyd r. Ama bu noktada “Dünya el-altında bulunanı karşılaşılmaya
nasıl bırakab l r?” sorusu akla geleb l r. He degger’ n bu soruya cevabı, dünya- ç nde
karşılaşılan b r şey n tasalı şgörü ç n kend varlığında (önceden) özgürleştirilmiş olduğu
şekl nde olacaktır. Buradan çıkan sonuç şu k dünya- ç nde karşılaşılan şey ancak tasalı
şgörmede/kullanımda/el-altında kendided r, başka b r fadeyle asıllığı içinded r. (SZ:
84; VZ: 129) Burada “özgürleşt r lm şl k” fades nden karşılaştığımız şey n kend n
kendinde gösterme mkânını anlıyoruz. Sözgel m çek ç çek ç olmaklığını göstereb ld ğ
durumda yan çakma şlem esnasında kendinde olmakta yan He degger’ n kastett ğ
anlamda “özgürleşt r lm ş” olmaktadır. Başka b r fadeyle, bu gereç gereçl ğ n (b zat h
varlığının gereğ n ) el-altındayken/kullanımdayken yan tam da çakmada gösterd ğ nde
özgürleşt r lm ş olmaktadır. Deneb l rse burada özgürleştirme el-altına-bulunmayıştan
kurtarılma ve bu surette (kullanım esnasında) karşılaşılmaya bırakma tarzındadır.
Tekrarlamak gerek rse, el-altında bulunan gerec n gereç yapısı göndermed r yan
gerec n gereçsell ğ göndermede (kullanımda) özgürleşm ş olmaktadır. Keza, b r h zmet

12
Krş. Kockelmans, a.g.e., s. 119-120.
104 Özkan Gözel

edeb l rl ğ n h zmet ett ğ şey (h zmet edeb l rl ğ n ‘ona’sı) ve b r kullanışlılığın ken-


d s ç n olduğu şey (kullanışlılığın ‘onun- ç n’ ) her durumda göndermen n mümkün
somutlaşmasını tasv r etmekted r. Bununla b rl kte, sözgel m ne b r çek c n çakması,
ne de sözgel m arabalara takılan ok şaret n n “bel rtme”s nesnel olarak göz önünde
bulundurulab l r “özell kler” (Eigenschaften) değ ld r. (SZ: 84; VZ: 129) Burada y ne
el-altındalık (Zuhandenheit) ve el-önündel k (Vorhandenheit) ded ğ m z temel kavram
ç ft yle karşılaşıyoruz: El-önündel kte eşya nesnel özell klere sah pt r; el-altındalıkta
se eşyanın (gereçler) ancak “uygunluklar”ından (Geeignetheiten) ya da “uygun ol-
mayışlar”ından (Ungeeignetheiten) söz ed leb l r. Çek ç çakmak ç n uygundur veya
uygun değ ld r k bu ona arız olan b r özell k olmayıp tam da onun varlık yapısından
kaynaklanır. Öte yandan, çek c n uygunluğu le h zmet edeb l rl ğ arasında özsel
b r bağlantı vardır. H zmet edeb l rl ğ n somut olarak gerçekleşeb lmes ç n gerec n
( şlev ne) uygunluğu, bu da demek k kullanışlılığı şarttır. El-önünde (nesnel- rdele-
y c b r bakış altında) seç leb len özellikler le el-altında/kullanımda fark ed leb len
uygunluklar arasındak b r d ğer tay n ed c fark şudur k b r nc ler yalıtılmış olarak ve
yan yana bulunurken, tasalı şgörüde kend n bell eden k nc ler (b r göndermeler-ağı
teşk l edecek şek lde) b rb rler ne a t olarak bulunurlar.13
Burada gönderme fenomen çevres nde dolanmaya devam ed yoruz. He degger’ n
bel rtt ğ üzere, el-altında bulunanın varlığı gönderme ya da gönderilmişlik (Verwiesen-
heit) karakter taşır. El-altındak varolanlar ancak b rb rler ne göndermede bulunduk-
larında açığa-çıkarlar. B r varolan (gereç) temelde tek l ya da yalıtık b r varlığa sah p
değ ld r; ama onun kend s açısından b r başka şeyde lg s vardır. Burada He degger
gönderme fenomen ne da r anal z n daha ler ye taşımak üzere aslî öneme sah p başka
b r kavramı devreye sokar: İlgililik (Bewandtnis). Gönderme yapısı kend nde ilgililik
ded ğ m z karaktere sah pt r. İlg l l k el-altında bulunanın arızî b r karakter olmayıp
tam da onun varlık k p n bel rleyen şeyd r.14 “İlg l l kte b r şey ‘açısından’ b r şey‘de’
lg l olmaya bırakma mlen r. ‘…açısından… de’ l şk s n n gönderme ter m yoluyla
bel rt lmes gerek r.” (SZ: 85; VZ: 130) İlgililik ded ğ m z şbu fenomen, dünya- ç nde
varolanların varlığını oluşturur, öyles ne k bu varolanlar daha ş md den onun üzer ne
özgürleşt r lm şler ya da bu yolla kend ler n kend ler olarak açığa-çıkarmışlardır.
Vurgulamak gerek rse, “…açısından…de” lg l l k (el-altındak ) varolanların varlığının
ontoloj k bel rlen m n oluşturur. “[Ö]rneğ n bu el-altında bulunan şey ‘açısından’ –k
bu nedenle ona çek ç der z– çakmada b r lg l l k vardır; çakma ‘açısından’ sağlamlaş-
tırmada b r lg l l k vardır; sağlamlaştırma ‘açısından’ fırtınalı havaya karşı korunmada
b r lg l l k vardır; bu korunma Dase n’ın b r yere sığınması uğruna“dır” k , varlığının
b r olanağı uğruna demekt r.” (SZ: 85; VZ: 130; -ç.d.)
Sonuçta bu lg l l k bütünlüğü öyle b r noktaya gel r k bunun daha ötes yoktur:
Bütün lg l l kler n hayet Dase n’a dayanır, son tahl lde onunla lg l d r; kısacası onun

13
Krş. Gre sch, a.g.e., s. 140.
14
Kockelmans, a.g.e., s. 126.
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 105

“uğruna”dır. He degger lg l l ğ n yapısından Dase n’ın kend s n n varlığına götüren


bağlantıyı “asıl ve b r c k ‘uğruna’” olarak tesp t eder. Dase n öyle b r varolandır k
varlığında özsel olarak bu varlığın kend s öneml d r, dahası onun varlığına b r varlık
anlayışı dâh ld r. Demek k lg l l kler s ls les sonsuza kadar g tmez; ama son tahl lde
ayrıcalıklı b r varolana yan orada-varlık olarak Dase n’a dayanır. Dase n dünya- ç nde
varolanları bell b r lg l l k ç nde açığa-çıkarır. Y ne çek ç örneğ ne başvuralım. Çek ç
açısından çakmada, çakma açısından k taplıkta, k taplık açısından k taplarda, k taplar
açısından okumada, okuma açısından da Dase n’ın b lg lenmes nde b r lg l l k vardır.15
Bu saydıklarımız hep b rb r ne gönder r ve b rb r yle lg l d r; n ha olarak se bunlar
Dase n’a gönder r ve onunla lg l d r. D ğer varolanlar Dase n ded ğ m z varolan ç n ve
Dase n etrafında seferber olmuşlardır adeta. Öyle görünüyor k burada Dase n-olmayan
her şey Dase n “uğruna”dır, ona musahhar kılınmıştır. Bell b r açıdan bakıldığında
Varlık ve Zaman’da Dase n (“özne”?) merkezl b r felsefeyle karşı karşıya olduğumuz
söyleneb l r. He degger’ n bu k tapta özne-nesne düal zm n dünya-da-olma kavramı
yoluyla aşma çabası, onun son tahl lde Dase n’a mahsus “b r nev öznel ğ ” muhafaza
ett ğ gerçeğ n göz ardı etmem ze yol açmamalıdır.
He degger dünya- ç nde varolanların Dase n tarafından açığa-çıkarılmasını şbu
varolanlarla karşılaşmayı mümkün kılma veya buna z n verme anlamında ilgili olmaya
bırakma (Bewendenlassen) kavramıyla fade eder. Hadd zatında ilgili olmaya bırakma
“el-altında bulunan b r şey bundan böyle olduğu gibi ve öyle olab ls n diye şöyle ya da
böyle olmaya bırakmadır.” B r bakıma bu kavramın daha önce gördüğümüz el-altında
bulunan şey n özgürleştirilmesi le hemen hemen aynı anlamda kullanıldığı söyleneb l r.
Bununla b rl kte, ilgili olmaya bırakma el-altında b r şey lk defa varlığa get rme ya
da üretme demek değ ld r; b lak s zaten el-altında bulunan b r şey el-altında bulunuşu
ç nde açığa-çıkarma, dolayısıyla da neyse o olarak karşılaşılmaya bırakma yan b r
anlamda örtüsünü-açma demekt r. He degger’ n ded ğ g b “Bu a pr or ‘ lg l olmaya
bırakma’ el-altında bulunan b r şey n karşılaşılma olanağının koşuludur.” (SZ: 85-86;
VZ: 131) Altta yatan, öncel, ontoloj k b r yapı olarak anlaşılması gereken bu fenomen
uyarıncadır k el-altında bulunan şey el-altında bulunan şey olarak yan kend n tasaya
gösteren şey olarak özgürleşt r l yor. Bu durumda, söz konusu el-altındak şey (gereç)
çevre-dünya’da yer alan ve tasalı şgörmeye konu olan b r şey olması ölçüsünde, “en
yakından” salt el-önünde bulunan b r “dünya-gerec ” değ ld r. (SZ: 86; VZ: 132)
El-altında bulunanın varlığı olarak lg l l ğ n kend s esasında b r lg l l k-bü-
tünlüğünde temellen r yan açığa-çıkarılır. Nasıl k tek tek el-altında bulunan şeyler
yan gereçler b r gereçler-bütünlüğünde temellen yor ve açığa çıkarılıyorsa. Dahası,
lg l l k açığa-çıkarılmışlığı ölçüsünde dünyasallık ded ğ m z fenomen ele ver r ya
da görünür kılar. Dünya/sallık ded ğ m z fenomen lg l l k-bütününün açığa-çıkarıl-
mışlığında (özgürleşt r lm şl ğ nde) kend n duyurur. Başka b r fadeyle, bu önceden

15
Kockelmans, a.g.e., s. 126.
106 Özkan Gözel

açığa-çıkarılmış lg l l k-bütünlüğünde dünya le ontoloj k b r l şk yatar. İlgili olmaya


bırakma, el-altında bulunanın lg l l k-bütünlüğü üzer ne özgürleşt r lmes n fade
eder; öte yandan, bu özgürleşt rme Dase n’ı varlığında daha ş md den açığa-serm ş
(erschlossen) olmalıdır. Başka b r fadeyle, lg l l k-bütünlüğü üzer ne özgürleşt rmede
dünya- ç ndek el-altında bulunan şey açığa-çıkarılırken, şbu açığa-çıkarılma (Entde-
ckheit) Dase n’ın açığa-serilmişliği (Erschlossenheit) zem n nde yan onu varsaymak
suret yle olmuştur. (Krş. SZ: 86; VZ: 132) Görüldüğü üzere He degger Dase n’a mah-
sus fşa/hak kat türü le d ğer varolanlara mahsus fşa/hak kat türü arasında ayrıma
g tmekte ve k nc y b r nc de temellend rmekted r.
Dase n el-altında bulunan şeyler n öncel kle ve b lhassa “kend s üzer ne” (ya
da: “kend s ç n”) özgürleşt r ld ğ şu ayrıcalıklı varolandır. Cümle eşyanın yan
dünya- ç nde el-altında bulunanların hak kat (açığa-çıkarılmışlık) onun hak kat n
(açığa-ser lm şl k) önceden varsayar. Dase n ontoloj k anlamda ayrıcalıklı varolandır.
Z ra onun varlığına varlık anlayışı a tt r, öyles ne k bu varlık anlayışı onun varlığını
b r anlamada taşır; dahası, dünya-da-olma Dase n’a özsel olarak a tt r, bu da demekt r
k dünya-da-olma’yı anlama Dase n’ın varlık anlayışının tab b r sonucudur. Şu halde,
dünya- ç nde varolan şeyler önceden açığa-ser lm şl k üzer ne özgürleşt r l yorsa, bu
açığa-ser lm şl ğ anlamak dünyayı anlamaktan başka b r şey olmayacaktır. Dahası,
dünyayı anlamak, da ma onda olan ve ona doğru davranan Dase n’ı anlamaktır; hadd -
zatında Dase n dünya-da-olma’dır (In-der-welt-sein). (SZ: 87; VZ: 133) Sonuç olarak,
Dase n’ın dünya- ç ndek varolanlar üzer nden dünyayı (dünyasını) açığa-çıkarırken
kend varlığını açığa-ser lm ş olarak bulduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.
Dünya-da-olma olarak Dase n dünya le aslî b r aş nalığa ya da hemhall ğe sah pt r.
Gönderme l şk ler nden oluşma dünya her durumda Dase n’ın kend n “onda” (Worin)
anladığı şeyd r k burada “onda” mekânsal değ l de egz stans yal b r anlamdadır. Bu
anlama (Verstehen) teor k b r şeffaflığa ulaşmak zorunda değ ld r; y ne de mezkûr
l şk ler n bel rt k olarak ontoloj k-egz stans yal yorumu başka yerde değ l ama Dase n
ç n oluşturucu mah yette olan dünya le aslî aşinalıkta temellen r. Dünya-da-olma’ya
da r bu aş nalık d ğer yandan da Dase n’ın varlık anlayışının teşk l ne katkıda bulunur.
(SZ: 86; VZ: 134) Dünya/sallık, Dase n’ın varlığına özsel olarak a tt r. Dase n’ın dünya
le aslî aş nalığı başka yerden değ l, ama dünyanın ona özsel a d yet nden kaynaklanır.
Dase n aslen aş na/hemhal olduğu dünyayı ve ondak gönderme l şk ler n teor k ol-
ması zorunlu olmayan b r tarzda anlar. Pek ama burada anlamadan ne anlamalıyız?
He degger anlama temasını ayrıntılı olarak § 31’de ele alır. Y ne de o şu an ele
aldığımız bu paragrafta bu temaya şöyle b r değ n r. Buna göre anlama aş na b r
yolda gönderme l şk ler ç nde dev n r: “Anlama kend n bu l şk ler ç nde ve onlar
yoluyla göndermelerde bulunmaya bırakır. Göndermen n bu l şk ler n n l şk karak-
ter n anlamlandırma [bedeuten] olarak ayrımsarız.” (SZ: 88; VZ: 134; -ç.d.) Dase n
dünya- ç nde varolanlar arasındak l şk sell ğ fade eden göndermeler-bütününe daha
ş md den ve kökensel olarak aş nadır, öyle k bu aş nalık yoluyla dünya ya da dünya-
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 107

sallık b r anlamlılık olarak göz önüne gel r ya da söz konusu olur. Dase n’ın teor ye
öncel olarak anladığı ve hemhal olduğu (ya da hemhal olduğu ç n anladığı) gönder-
meler-bütünü ç nde/n kend n duyuran dünya tam da bu hemhall k temel nde kend n
anlamlılık (Bedeutsamkeit)16 olarak zhar eder. Dünya- ç nde b rb rler ne göndermede
bulunan varolanlar gönderme s stemler oluştururlar ve bu s stemler ç nde/n varolanlar
kend ler n anlamlı şeyler olarak göster rler. He degger’e göre anlamlılık Dase n’ın
“onda” var olduğu dünyanın yapısını oluşturan şeyd r. Y ne f lozofa göre Dase n’ın
şbu anlamlılık le aslî aş nalığı dünya- ç nde lg l l ğ n (el-altında bulunuşun) varlık
türünde karşılaşılan varolanların açığa-çıkarılab l rl ğ n n (hak kat n zhar edeb l r-
l ğ n n) ont k mkânının koşuludur. (SZ: 88; VZ: 135) Şu halde, dünya ne el-önünde
bir şeydir, ne de böyle anlaşılan şeylerin bir toplamıdır, ama a priori bir anlamlılık
bütünüdür ki bu bütün ontik olarak el-altında bulunan şeylerin teşkil ettiği gönderme
ağlarına yaslanır. Sonuçta He degger’ n resmett ğ hal yle dünya gündel k uğraşılar
le tasalı şgörmeler n ç nden kend n görünürlüğe get ren, dolayısıyla da anlamını tam
da prat ğ n ç nden alan ikamet edilebilir b r dünyadır, yoksa b l m n ve/veya klas k
felsefen n soyutlamaya dayalı teor k ve düşünülebilir dünyası değ l.

Sonuç Yer ne

He degger’ n dünya le nsanı birlikte-kavrama ve kavramsallaştırma tarzı fel-


sefe tar h nde öneml b r yen l kt r. Bu yen l k hakeza onun dünya le Dase n’ı ( nsan
varlığını) özsel b r b ç mde l şk lend rme tarzında aranmalıdır. Varlık ve Zaman’da
He degger, sözgel m Descartes’ta olduğu g b , nsan le dünya arasına h çb r b ç mde
b r ayrılık, b r düal te, b r mesafe koymamış b lak s bu k s n b rl kte ele almış, b r-
l kte-koyutlamıştır. N tek m o dünya-da-olma g b merkez b r kavramda bu k s n
kökensel anlamda buluşturmuştur. Y ne bu cümleden olmak üzere o dünyasallık kav-
ramını Dase n’ın egz stans yal b r bel rlen m olarak kabul etm şt r.
He degger dünyayı Dase n’ın karşısına ya da dışına konumlandırmaz h çb r
şek lde, ama onu özsel olarak Dase n’ın varlığına bağlar. Bu durum, Dase n’ın dün-
yanın hâk m (onun üstünde) g b b r şey olduğunu da fade etmez h çb r şek lde;
b lak s He degger’e göre “Dase n dünyaya boyun eğm şt r” (SZ: 88; VZ: 135) ve bu
boyuneğ ş esasında gündel k Dase n’ın tasalı şgörmelerde dünyaya soğrulmasından
bell d r. Dase n le dünya (özne le nesne) arasında ne k l k ne de karşıtlık vardır. Ama
He degger dünyayı Dase n’a, Dase n’ı da dünyaya sıkı sıkıya rapteder. Aradak bu
sıkı rt bat yukarıda söz konusu ett ğ m z dünya-da-olma tab r nde (k tam da Dase n’ı
fade eder) nerdeyse ayn yete varır.

16
Bedeutsamkeit kavramını A. Yardımlı imlemlilik olarak, K. H. Ökten se anlamlılık olarak karşılıyor.
B z burada k nc karşılığı terc h ed yor ve kullanıyoruz.
108 Özkan Gözel

Dünya vardır, yan yalnızca Dase n var olduğu sürece vardır… Dase n anlayışı olarak dünya
anlayışı kend n anlamaktır [Selbstverstandnis]. Ben ve dünya, özne ve nesne k varlık
olmadığı g b Ben ve Sen g b k varlık da değ ld r, b lak s Ben ve dünya dünya-da-ol-
maklığın yapı b rl ğ ç nde Dase n’ın kend s n n temel bel rlen m d r.17
Kartezyen özne-nesne düal zm bu surette kırılmış ve özne dünyadan kopuk değ l
de dünyaya daldırılmış olarak resmed l r olmuştur. Bu bütünlükçü yaklaşımla b rl kte
dünyadan soyutlanmış b r özne (dünyasız özne) tasavvuru yer n en başından ber dünya
le aslî b r hemhall ğe sah p b r “özne” tasavvuruna bırakmıştır k He degger ona Dase n
yan “orada-varlık” adını ver r. He degger bu hemhall ğ öncel kle ve b lhassa gündel k
hayata çk n ontoloj k yapılar üzer nden resmetmey dener ve bu maksatla soyutlamacı
el-önündel k kategor s ne karşı daha aslî olarak gördüğü el-altındalık kategor s n çıkarır.
Bu sonuncu kategor Dase n’ı gündel k yaşantıları ç nde, dolayısıyla dünyaya gark
olmuş (onunla hemhal) olarak resmetmeye mkân vermekted r. Dünya- ç nde el-altında
bulunanlarla gündel k şt gal ndek Dase n resm , b l m n ve/veya klas k felsefen n
dünyaya karşı ya da dünyanın dışında koyutlanan yalıtık öznes nden özce farklıdır.
Deneb l rse He degger balığı tam da ırmaktaki haliyle resmetmen n, d ğerler se bu
aynı balığı tab ortamından koparıp tezgâhta teşh r ve teşr h etmen n peş nded r. İşte
dünya-da-olma olarak Dase n ırmak-ta-k -balık m sal nded r. Balığın yosunlar, çakıllar
ve kabarcıklar arasında yan doğal ortamında gözlemlemek nasıl onun varlığını anlamak
bakımından aslî önemdeyse, Dase n’ı da “en yakın” varoluş tarzı olarak gündel k ve
sıradan dünya-da-olmaklığında gözlemlemek o kadar aslî önemded r.
Gündel k hayatta tasalı şgörmeler nde Dase n el-altında bulunan varolanlarla l şk
hal nded r. İşbu varolanlar (gereçler) yalıtık ya da tek l b r varlığa sah p olmayıp b rb rler ne
gönder rler. Dolayısıyla anlamlarını kullanımdan, dolayısıyla da göndermeler-bağlamın-
dan alırlar. Burada vurgulanması gereken nokta He degger’ n eşyayı (el-altında bulunan
varolanları) teor k değ l de mütemad yen prat k b r nokta nazardan söz konusu etmes -
d r. He degger’ n “Gönderme, kullanım k p d r” önermes nde d le gelen “pragmat zm ”
deneb l rse W ttgenste n’ın “Meaning is use”18 önermes yle buluşmaktadır. Buna göre,
anlam/lılık ne formel l şk lerde, ne de teor k soyutlamalarda değ l kullanımda ve somut
l şk lerde yatmaktadır. Prat ğe d kkat çeken her k f lozof da eşyayı b r takım “özell kler” n
sıralanmasına nd rgeyen nesneleşt r c yaklaşıma açık b r b ç mde karşıdır.19
Dünya- ç nde karşılaştığım varolanlar ben onları kullandığım ölçüde ve kullanım-
da fade ett kler anlam/lılık üzer nden vardırlar. Bunlar b r bütünlük ya da b r s stem

17
He degger, M., Die Grundprobleme der Phänomenologie, V ttor o Klostermann, Frankfurt am Ma n,
1989, s. 422; -ç.d.; aktaran Zahav , D., Husserl’in Fenomenolojisi, çev. S. Bayaz t, Say Yayınları,
İstanbul, 2018, s. 126.
18
Krş. “43. ‘Karşılık’ sözcüğünden yararlandığımız durumların –hepsinde olmasa da– büyük b r kısmın-
da, bu sözcüğü şöyle açıklayab l r z: B r sözcüğün karşılığı, d ldek kullanımıdır…”. W ttgenste n, L.,
Felsefi Soruşturmalar, çev. H. Barışcan, Met s Yayınları, İstanbul, 2010, s. 41.
19
Gre sh, a.g.e.., s. 139-140.
Heidegger’in Varlık ve Zaman’ında Dünya ve Anlamlılık 109

oluşturacak şek lde b rb rler ne gönder rler, öyles ne k bu göndermeler n hayet nde
varıp Dase n’a dayanırlar. Varlık ve Zaman’dan çıkan sonuç dünyada her şey n son
tahl lde Dasein uğruna olduğudur. Varolan her şey adeta orada-varlık olarak Dase n’a
musahhar kılınmıştır, göndermeler n n ha adres odur çünkü.
Varlık ve Zaman’da Dase n anal z nde şbu varolanın varlık âlem nde merkez l ğ
kolayca göze çarpmaktadır. Dase n ve onun eşya le teor ye öncel l şk s ( lg l l k
ve) anlamlılık g b b r şey mümkün kılmakta ve son tahl lde dünyaya anlam veren n
dünya-da-olma olarak Dase n olduğu görülmekted r. Ne var k bu anlam-verme (Sin-
ngebung) Husserlc anlamda b r deal zme20 dayanmayıp Dase n’ın gündel k yapıp-et-
meler , kısacası prat k üzer nden husule gelen b r yapıdadır. Varlık ve Zaman’da Dase n
şeyler soyutlama yoluyla düşünen b r varolan olmaktan z yade, onlarla somut yaşantı
ç nde işgören b r varolandır. Şu halde anlam/lılık orada theoria (temaşa) düzey nde
değ l de daha z yade praksis ( şgörme) düzey nde kavranır ve resmed l r. Demek k
dünya teor k b r lg yle kend s n seyrett ğ m ve kend m ondan soyutlayarak üzer ne
önermeler kurduğum b r şey ya da şeyler bütünü değ ld r; ama ona doğru davrandığım
ve ona soğrulduğum, gündel k meşgaleler mde açığa çıkan b r l şk ler ya da gönder-
meler s stemd r, b r anlamlılık ağıdır.
Sonuç olarak, He degger’de dünya orada öylece duran ve teor k bakış ç n keşfed l-
mey bekleyen b r nesne ya da nesneler kümes değ ld r. Ama dünya Dase n’ın onunla
somut l şk ler ç nden anlam kazanan b r şeyd r. F lozofun Varlık ve Zaman’ın daha
en başında somutluğa yaptığı vurgu b l nmekted r. Sonuçta, bu anal zlerde dünyanın
anlamlılığının açıkça somuttan (sıradan ve gündel k olandan, dolayısıyla el-altında-
lıktan) ve ondak l şk lerden hareketle göz önüne ser ld ğ n müşahede etmektey z.

KAYNAKLAR

Bernet, R., Kern, I, Marbach, E.; An Introduction to Husserlian Phenomenology, Northwes-


tern Un vers ty Press, Ill no s, 1993.
Depraz, N.; Comprendre la Penomenologie. Une Pratique Concrète, Arman Col n, Par s,
2012.
Dreyfus, H., L.; Being-in-the-Wold. A Commentary on Heidegger’s Being and Time, D v s on
I, The MIT Press, Londra, 1991.
Gözel, Ö.; “Çevre-dünya’dan Dünyaya: He degger’ n ‘Dünyası’na B r G r ş”, Kutadgubilig
Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi, no: 39, Mart 2019.
——; Varlıktan Başka. Levinas’ın Metafiziğine Giriş, Ketebe Yayınları, İstanbul, 2018.
Gre sh, J.; Ontologie et Temporalité. Esquisse d’un Interpretation Integral de Se n und Ze t,
Presses Un vers ta res de France, Par s, 2003.
He degger; Etre et Temps, trad. par F. Vez n, Gall mard, Par s, 1986.
——; Being and Time, trans. by J. Macquarr e & E. Rob nson, Harper Coll ns Publ shers, New
York, 1962.

20
Bkz. Bernet, R., Kern, I, Marbach, E., An Introduction to Husserlian Phenomenology, Northwestern
Un vers ty Press, Ill no s, 1993, s. 58-87.
110 Özkan Gözel

——; Sein und Zeit, Max N emeyer Verlag, 19. Baskı, Tüb ngen, 2006.
——; Varlık ve Zaman, çev. Az z Yardımlı, İdea, İstanbul, 2004.
——; Varlık ve Zaman, çev. K. H. Ökten, Alfa Yayınları, Tümüyle yen lenm ş ve düzelt lm ş
çev r , İstanbul, 2018.
——; Die Grundprobleme der Phänomenologie, V ttor o Klostermann, Frankfurt am Ma n,
1989.
Kockelmans, J. J.; Heidegger’s “Being and Time”. The Analytic of Dasein as Fundamental
Ontology, Un vers ty Press of Amer ca, Wash ngton, D.C., 1989.
Ökten, K., H.; “Varlık ve Zaman” Kılavuzu, Agora Yayınları, İstanbul, 2008.
Pe rce, C.S.; “F k rler m z nasıl açık hale get rmel ?”, Pragmatisme et Pragmaticisme, Oeuv-
re I ç nde, Cerf, Par s, 2002.
Saussure, F.; Genel Dilbilim Dersleri, B. Vardar, B rey ve Toplum Yayınları, Ankara, 1985.
Vaysse, J.-M.; Dictionnaire Heidegger, Ell pses, 2007.
W ttgenste n, L.; Felsefi Soruşturmalar, çev. H. Barışcan, Met s Yayınları, İstanbul, 2010.
Zahav , D.; Husserl’in Fenomenolojisi, çev. S. Bayaz t, Say Yayınları, İstanbul, 2018.

You might also like