You are on page 1of 18

YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK

ARASINDAKİ ÇATIŞMA -1
İrade özerkliği ilkesi gereğince mirasbırakan hayattayken malvarlığı
değerleri üzerinde, hukuk düzeninin sınırları içinde, serbestçe tasarrufta
bulunabilmektedir.

Hayattayken malvarlığı değerleri üzerinde serbestçe tasarrufta bulunan


mirasbırakanın, ölümü ile geride bıraktığı ve tereke adı verilen malvarlığı
değerleri üzerinde de serbestçe tasarrufta bulunup bulunmayacağı
sorunu geçmişten günümüze kadar gelen bir tartışma konusudur.

Bu tartışmanın esasını, miras hukuku alanında mirasbırakanın iradesine


yer verilip verilmeyeceği oluşturmaktadır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 1


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK
ARASINDAKİ ÇATIŞMA - 2
Bu hususta biri diğerinin karşısında yer alan iki ilke bulunmaktadır. Bunlar, mutlak
tasarruf serbestisi (mutlak serbesti) ilkesi ve yasal intikal (yasal mirasçılık, mutlak
ademi serbesti, mutlak bağlılık) ilkesidir.

Mutlak tasarruf serbestisi ilkesine göre, mirasbırakan, hayattayken edindiği


malvarlığının ölümünden sonraki hukuksal yazgısını da serbestçe
belirleyebilmelidir.
Mirasbırakanın sınırsız tasarruf serbestisi, hangi malvarlığı değerinin, hangi oranda
ve kimlere intikal edeceğini belirlemede ortaya çıkar. Bu ilkenin kabulü, mirasçılık
sıfatı kazanılmasının esas olarak “iradi mirasçılık” şeklinde gerçekleşmesini
gerektirir.
Mirasbırakan, mutlak olarak sahip olduğu bu yetkiyi kullanarak, mirasçılarını
belirleyebilmektedir. Ancak mirasbırakanın bu yetkisini kullanmaması durumunda
miras, kanunen belirlenen kişilere intikal etmektedir

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 2


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK
ARASINDAKİ ÇATIŞMA - 3

Mutlak bağlılık ilkesine göre ise, mirasbırakanın ölümüyle geride


kalan malvarlığı değerleri kural olarak kanunen belirlenen kişilere
intikal etmektedir.
Bu ilke, mirasbırakana terekesi üzerinde tasarruf yetkisi
tanımamaktadır. Mirasbırakanın farklı yönde bir iradesi bulunsa dahi,
bu irade dikkate alınmaksızın tereke üzerinde kanundan dolayı (ipso
iure) ve doğrudan doğruya belirli kişiler hak sahibi olurlar.
Mutlak bağlılık ilkesinin temelinde daha çok aileyi ve ailenin
ekonomik bütünlüğünü koruma düşüncesi bulunmaktadır.
Mirasbırakana irade özerkliği tanımayan bu ilkeye göre, yakın ailevi
bağların bir gereği ve doğal sonucu olarak tereke malları aile içerisinde
kalmalıdır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 3


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK
ARASINDAKİ ÇATIŞMA -4

Bu ilkelerden mutlak tasarruf serbestisi ilkesi Roma Hukuku’na, mutlak bağlılık


ilkesi ise Cermen Hukuku’na belirli dönemlerde hâkim olmuştur.

Birbirine zıt iki menfaatten sadece birini dikkate alan bu ilkelerin tarihi süreç
içinde değişime uğraması kaçınılmazdı. Zira mutlak tasarruf serbestisi ilkesi,
mirasbırakanın menfaatlerini korumakta ancak yakın kan hısımlarının
mirasçılığını dışlamaktayken; mutlak bağlılık ilkesi ise tamamen mirasçıları
himaye etmekte, mirasbırakanın iradesini göz ardı etmektedir.

Bu iki menfaat arasında bir dengenin oluşturulması zorunluluğu söz konusu


ilkelerin yumuşamasını ve birbirine yaklaşmasını sağladı.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 4


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK
ARASINDAKİ ÇATIŞMA -5

Bu amaçla, Roma Hukuku’nda mirasbırakanın tasarruf serbestisine bazı


sınırlamalar getirildi. İlk olarak, mirasbırakanın vasiyetnamesinde
çocuklarını mirasçı ataması ya da mirastan uzaklaştırması zorunluluğu
getirildi. Klasik devirde Pretor hukuku ile, terekenin belirli bir kısmının
mirasçılara kalması gerektiği hüküm altına alındı.

Roma Hukuk sistemindeki bu değişime paralel olarak, Cermen Hukuk


sisteminde uygulanan mutlak bağlılık ilkesinde de bir sınırlama ve
yumuşama gerçekleşti. Bu sınırlamaya göre, tereke üzerinde asıl olarak
kanunen belirlenmiş mirasçılar hak sahibi olacak, bununla birlikte
terekenin bir kısmı (serbest kısım, tasarruf nisabı) üzerinde ise
mirasbırakan serbestçe tasarruf edebilecektir.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 5


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ
ÇATIŞMA -6
TÜRK MİRAS HUKUKUNDAKİ DURUM - 1

Türk-İsviçre miras hukuku sisteminde mutlak tasarruf serbestisi ilkesi veya mutlak bağlılık
ilkesinden biri tek başına ve bütünüyle kabul görmüş değildir.Türk Medeni Kanunu bu
ilkelerin sentezi niteliğinde olan “karma sistem”i kabul etmiştir

Bu karma sistem, mutlak tasarruf serbestisi ilkesinin esas aldığı “iradi mirasçılık” ile
mutlak bağlılık ilkesinin esas aldığı “yasal mirasçılık” kavramlarına birlikte yer
vermektedir. Kanunkoyucu TMK.m.495-501 arasında yasal mirasçılığı, TMK.m.505 vd. ise
mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünü düzenlemiştir.

Yasal mirasçılık ve tasarruf özgürlüğü arasındaki dengeyi sağlamak için ise kural olarak
mirasbırakan tarafından ortadan kaldırılamayan “saklı pay”ları öngörmüştür. Kanunun
sistemine göre, mirasbırakanın tasarruf özgürlüğüne sahip olduğu kabul edilmekte, ancak
tasarruf özgürlüğü saklı paylı mirasçıların saklı payları toplamı ile sınırlanmaktadır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 6


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ
ÇATIŞMA -7
TÜRK MİRAS HUKUKUNDAKİ DURUM - 2

TMK.m.505/f.1’e göre “…mirasbırakan, mirasının saklı


paylar dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta
bulunabilir”. Böylece terekenin belirli bir kısmı üzerinde
kanun gereği zorunlu olarak yasal mirasçılar hak sahibi
olurken, arta kalan kısım üzerinde ise mirasbırakan
serbestçe tasarruf edebilmektedir.
Tasarruf özgürlüğünün sınırını saklı paylar oluşturduğu
için saklı paylı mirasçısının bulunmaması durumunda
mirasbırakan terekesinin tamamı üzerinde serbestçe
tasarruf edebilmektedir (TMK.m.505/f.2).

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 7


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -8
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışması -1

Tasarruf özgürlüğünün hakim olduğunu savunanlar:


Bazı yazarlara göre, Kanun, saklı payı kabul etmek suretiyle,
mirasbırakana, yasal mirasçıların büyük bir kısmını mirasın dışında
bırakma imkânı vermiştir.
Böylece, azınlıkta kalan bir grup mirasçı, zorunlu olarak mirastan pay
almaktadır. Bunların saklı paylarının dışında kalan kısım için ise, kimlerin
mirasta hak sahibi olacağının belirlenmesi tamamen mirasbırakanın
iradesine bırakılmaktadır.
Bu durum ise, Türk-İsviçre Hukuku’nda benimsenen karma sistemde asıl
olanın tasarruf özgürlüğü, istisnanın ise yasal mirasçılık olduğunu gösterir

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 8


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -9
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışması -2

Yasal mirasçılığın hakim olduğunu savunanlar:


Hâkim olan görüş kanunkoyucunun yasal mirasçılığı esas alarak düzenleme
yaptığını şu gerekçelerle açıklamaktadır:
İlk gerekçe, Türk Medeni Kanunu’nun miras kitabının yasal mirasçılıkla
başlaması ve tasarruf özgürlüğü kısmının daha sonra gelmesidir. Kanundaki
bu sistematik, asıl olanın yasal mirasçılık, istisnanın ise tasarruf özgürlüğü
olduğunu gösterir.
İkinci gerekçe, yasal mirasçıların esas olarak kan hısımları, evlatlık ve sağ
kalan eş olarak belirlenmesinin aileyi koruyan bir sisteme ağırlık vermeyi
zorunlu kılmasıdır.
Üçüncü gerekçe ise, hayat tecrübelerine göre, Kanun’un saklı paylı mirasçı
olarak saydığı mirasçıların (altsoy, eş, ana ve baba) miras intikallerinin büyük
çoğunluğunda mirasçı olmasıdır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 9


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -10
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışmasının önemi -1

Türk – İsviçre Hukuku’nun benimsediği karma sistemde, yasal mirasçılığın mı


yoksa tasarruf özgürlüğünün mü esas alındığı hususu sadece doktrinel bir
tartışmadan ibaret değildir. Bu görüşlerden birinin veya diğerinin
benimsenmesinin miras hukukundaki bazı sorunların çözümünde etkisi
olacaktır.

Tasarruf özgürlüğünün asıl olduğunun kabul edilmesi halinde, Kanun’da açık


olarak düzenlenmeyen konularda yapılacak yorumlarda mirasbırakanın iradesi
(menfaati) ön planda tutulacaktır.
Örneğin, aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine
getirmemeye dayalı mirasçılıktan çıkarma sebebinin gerçekleşip
gerçekleşmediğinin araştırılmasında şüpheli hallerde, tasarruf özgürlüğü esas
kabul edilirse, çıkarma sebebinin gerçekleştiği kabul edilecektir.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 10


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -11
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışmasının önemi -2

Karma sistemde asıl olanın yasal mirasçılık olduğunun


kabulü halinde ise, verilen örneklerde durum tersine
dönecek ve yapılan yorumlar yasal mirasçıların lehine
sonuçlar doğuracaktır.
Örneğin, çıkarma sebebinin gerçekleşip
gerçekleşmediği konusunda tereddüt ortaya çıkması
halinde sebebin gerçekleşmediği; ölüme bağlı
tasarrufun hükümsüz olup olmadığı tartışıldığında ise
tasarrufun hükümsüzlüğü yönünde yorum yapılması
yolu tercih edilecektir.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 11


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -12
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışmasında Türk Medeni
Kanunu’nun eğilimi ve düşüncem -1

Kanaatimizce, mirasbırakanın ve mirasçıların menfaatlerini dengeleyen karma


sistemin hangi ilkeyi (yasal mirasçılık/tasarruf özgürlüğü) esas aldığı
tartışmasında mutlak, genelleyici bir yaklaşım ortaya koymak mümkün değildir.
Bununla birlikte, günümüzde mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünün
genişletilmesi yönünde eğilim bulunmaktadır.

Bu yöndeki eğilimin etkisi 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda açıkça


görülmektedir. Zira 743 sayılı Kanun’a nazaran saklı paylı mirasçıların saklı pay
oranları esaslı bir şekilde azaltılmıştır.
Aynı şekilde saklı paylı mirasçıları ve saklı pay oranlarını düzenleyen
TMK.m.505 ve m.506’da yapılan değişiklikle kardeşlerin saklı paylı mirasçı
olmaktan çıkarılmasıyla mirasbırakana daha geniş bir tasarruf özgürlüğü alanı
sağlanmıştır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 12


YASAL VE İRADİ MİRASÇILIK ARASINDAKİ ÇATIŞMA -13
Karma sisteme yasal mirasçılığın mı yoksa tasarruf
özgürlüğünün mü hâkim olduğu tartışmasında Türk Medeni
Kanunu’nun eğilimi ve düşüncem -2

Mirasbırakanın tasarruf özgürlüğünün sınırlarını genişleten bu


düzenlemelere rağmen, tasarruf özgürlüğünün yasal mirasçılıktan
önce geldiğinin kabul edilmesi ve sorunların sadece bu ilke
çerçevesinde çözümlenmesi mümkün değildir.
Bu nedenle, Kanun’da açıklık olmayan hallerde, miras hukukuna
ilişkin bir sorun ortaya çıktığında, sorunun hangi esasın kapsamına
girdiği tespit edilerek hareket edilmesi gerekir.
Ortaya çıkan uyuşmazlığın özelliği dikkate alınmalı ve hangi ilkeye
ağırlık verilmesi gerektiği belirlenmelidir.
Bu hususlar dikkate alınmadan, tasarruf özgürlüğünü ön plana
çıkaran yorumların yapılması karma sistemin öngördüğü menfaatler
dengesini bozacaktır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 13


SAKLI PAY KAVRAMI -1

Türk ve İsviçre miras hukukunda mirasbırakanın ve yasal


mirasçıların menfaatlerini dengeleyen karma sistemin kabul
edildiğini belirtmiştik.
Karma sistemde mirasbırakanın menfaati, ona terekesi
üzerinde belirli sınırlar içerisinde tasarrufta bulunma imkânı
verilerek sağlanmıştır.
Yasal mirasçıların menfaati ise bazı mirasçılara mirasbırakan
tarafından ortadan kaldırılamayan, onun tasarruflarına karşı
korunan zorunlu miras payları tanınması yoluyla
gerçekleştirilmiştir.
Mirasbırakan terekesine ilişkin tasarruflarda bulunurken, özel
olarak korunan bu miras paylarını ihlal etmemek zorundadır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 14


SAKLI PAY KAVRAMI -2

Mirasbırakanın terekesi üzerindeki tasarruf


özgürlüğünün sınırlarını oluşturan ve bu sınırın
aşılmasına karşı özel olarak korunan miras
paylarına “saklı pay”, kendisine saklı pay tanınan
mirasçılara da “saklı paylı mirasçı” denilmektedir.
Hukuki nitelik itibariyle, saklı pay esasen yasal
miras payının bir kısmını ifade etmektedir.
Diğer bir ifadeyle, saklı pay kapsamı daraltılmış
bir miras hakkını ifade etmektedir.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 15


SAKLI PAY KAVRAMI -3

Mirasbırakanın aksi yönde bir iradesi bulunsa dahi,


Kanun’un kendisine saklı pay tanıdığı mirasçılar,
saklı payları oranında mirasta hak sahibi olurlar.
Kanundaki istisnai haller haricinde,
mirasbırakanın iradesi ile mirasçının saklı payının
ortadan kaldırılması mümkün değildir.
Saklı payın tanınmasındaki amaç, mirasbırakanla
yakın aile bağları bulunan mirasçıların
korunmasıdır. Bu nedenle saklı pay, bütün yasal
mirasçılara tanınmamıştır.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 16


SAKLI PAY KAVRAMI -4

Türk Medeni Kanunu saklı paylı mirasçıları gerek


sayıları, gerekse saklı pay oranları itibariyle
sınırlayıcı bir şekilde düzenlemiştir.
04.05.2007 tarih ve 5650 sayılı Kanun’la değişik
TMK.m.505’de mirasbırakanın altsoyu, ana - babası
ve eşi saklı paylı mirasçılar olarak sayılmışlardır.
Kanun, saklı pay oranlarını her bir saklı paylı
mirasçı için ayrı ayrı belirlemiştir.

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 17


SAKLI PAY ORANLARI (TMK.m.506)

ALTSOY • Yasal miras payının ½’si,


ANA ve
BABA • Yasal miras payının ¼’ü,

• Birinci zümreyle birlikte mirasçı olursa


yasal miras payının tamamı
EŞ • İkinci zümreyle birlikte mirasçı olursa
yasal miras payının tamamı
• Diğer hallerde yasal miras payının ¾’ü

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Nar 18

You might also like