You are on page 1of 6

askerî mÜze’nin

kUrUlUş Hik ÂYesi


Ferik Ahmed Muhtar Paşa, Askerî Müze'de muhafaza edilen askerî kıyafetleri giydirdiği askerler ile Topkapı Sarayı ikinci kapısı önünde

BİR TARTIŞMA,
BİR MANİFESTO!
.....................................................
KASIM HIZLI
.....................................................

56 YEDİKITA EKİM 2016 / SAYI 98


günümüzün en kıymetli eserlerinin bulunduğu
askerî müze’nin kuruluş hikâyesi 1908’de başlamış;
asker, öğretmen, besteci ve mütefekkir sıfatlarını
taşıyan ferik ahmed muhtar Paşa’nın gayretleriyle
büyük mesafeler kat edilmişti...
........................................................................
DOÇ. DR. AHMET KÖÇ
Balıkesir Üniversitesi - Fen Edebiyat Fakültesi

O
........................................................................
smanlı devrinde ilk müzecilik
çalışmalarımız 1845-46 yıllarında
İstanbul’da Harbiye Ambarı’nda başlar.
Eski silahların, çeşitli tarihî nesnelerin,
insan ve hayvan suretlerinin tasvir edildiği, eski
eserlerin düzenlenerek yerleştirildiği bu müze,
Ahmed Fethi Paşa’nın eski bir kilise olan Aya
İrini’nin alanını ikiye bölerek koleksiyonları bu
bölmelere yerleştirmesiyle daha profesyonel bir hal
alır. Askerî Müze’nin temeli işte bu çalışma üzerine
bina edilmiştir.

İlk Askerî Müze Aya İrini’de


Sağlam ve güvenli bir binada kalıcı bir askerî müze
kurulması ikri ilk defa Tophâne-i Âmire müşiri
olan Ahmed Fethi Paşa ile hayat bulmuştur. Fakat,
Topkapı Sarayı bahçesindeki Aya İrini Kilisesi’nin
askerî bir müzeye dönüştürülmesiyle başlayan
Osmanlı Devleti’nin müzecilik macerası hayli inişli
çıkışlı seyretmiştir.
Mecma-ı Esliha-i Atîka yani Eski Silahlar ve
Mecma-ı Âsâr-ı Atîka yani Eski Eserler olmak
üzere iki bölümden oluşan bu ilk müze, temel
olarak bundan sonra kurulacak müzelere örneklik
etmiştir. Nitekim bu ilk askerî müzenin Âsâr-ı
Atîka kısmındaki eserler, Arkeoloji Müzesi’nin ilk
demirbaşları olmuştur.
Maalesef o dönemde yaşanan ağır savaş şartları
ve ülkenin içinde bulunduğu iktisadî vaziyetler
sebebiyle düzenli bir müzenin işletilebilmesi uzun
müddet mümkün olmamıştır. Zira aynı yıllarda
başlayan Kırım Savaşı (1853-56) sırasında Harbiye
Nezâreti için depo arandığından öncelikle eski askerî
müzenin bulunduğu Aya İrini’nin anbar olarak
kullanılmasına karar verilmiştir. Bu sırada binada
bulunan tarihî eserlerin toplanarak farklı yerlere
nakledildiği görülmektedir. Bir ara askerî müze
SAYI 98 / EKİM 2016 YEDİKITA 57
binası için Sultanahmet semtinde
bulunan Mehterhâne binası adres
gösterilmiş, fakat küçük olduğu
Askerî Müze'de sergilenen zırhlı
yeniçeri askeri
düşünülerek müze malzemesinin
Mekteb-i Sanayi ile Maden ve Ziraat
Nezâreti salonlarına taşınmasına
karar verilmiştir. Görüldüğü üzere,
Osmanlı Devleti’nde Avrupaî tarzda
askerî müze ikri çok önceleri ortaya
atılmış olmasına rağmen, bir türlü
kalıcı olmayı başaramamıştır.
eserlerinin Birçoğu
Müzeler Bir Milletin Canlı
Bilinmiyor Hafızasıdır
Ferik Ahmed Muhtar Paşa’nın eserleri
Askerî Müze’nin kuruluş
üç başlık altında toplanabilir. Birincisi hikâyesinin her sahnesinde
askerî okullarda okuttuğu ders asker, öğretmen, müzeci, besteci
kitaplarıdır. İkinci kısımda, Fransızca ve mütefekkir sıfatlarını taşıyan
ve Almanca’yı iyi derecede okuyup Ferik Ahmed Muhtar Paşa vardır.
yazabilen paşanın, bu dillerden yaptığı Meşrûtiyet’in ilanından (1908)
tercümeler yer alır. Üçüncü tür eserler birkaç sene evvel Mühendishâne-i
ise gazete ve mecmualarda yazdığı Berrî-i Hümâyûn’da hocalık yapan
makalelerden oluşmaktadır. Makale Ahmed Muhtar Paşa, Frankfurt’ta bir
ve kitaplarının birçoğu günümüzde sergiye gönderilmiş ve orada devletin
basılmamıştır: eski silah, mühimmat ve askerî
malzeme ile ciddi bir propaganda
Osmanlı Topçuları (1315/1897), yaptığını fark etmiştir. Şöyle ki
Feth-i Celîl-i Konstantiniyye gezi sırasında Ahmed Muhtar
(H.1316), Eski Osmanlı Silahları, Paşa, Türk halkının gözünde devletin itibarının
Eski Osmanlılarda Top Dökme Sanatı, Viyana artırılması, halk nezdinde vatan bilincinin şuurlu
Önünde Osmanlılar, Devlet-i Osmâniyye bir şekilde yerleştirilmesi ve insanların atalarını
Târih-i Askeriyyesi, Asya-yı Osmânî’de Bir daha iyi tanıyabilmesi için müzelerin önemini fark
Cevelân, Ümmü’l- Fesâd, Semmü’l- İbâd etmiştir. Nihayetinde müzede sergilenen her eşya,
Bir Meşrüb-i Memnû‘ Hamr (1330/1911), aynı zamanda görsel malzeme olduğundan, geçmişin
Fenn-i Coğrafya (1286/1870), Fenn-i Remy canlı şahitleri sayılıyordu. Ahmed Muhtar Paşa bu
yahud Balistik I- II (1307/1889), Muhtereât-ı sebeple Avrupa gezileri dönüşünde, kurulacak bir
Cedîde’den Çapı Büyük Seri Ateşli Toplar askerî müzenin Osmanlı Devleti’nde çok önemli
görevler ifa edeceğini fark etmiştir. Paşaya göre,
(1309/1891), Deniz ve Sahil Muharebelerinin
kurulacak müzelerle birlikte hem milletin teveccühü
Vesâit ve Kavâid-i Esâsiyyesi yahud Rehber-i
kazanılacak hem de halkın hoşça vakit geçirebileceği
Muzafferiyât-ı Bahriyye (1316/1898), Serî Ateşli mekânlar meydana çıkarılmış olacaktı.
Sahra Topları (1317/1899), Avrupa’da Erkân-ı
Ahmed Muhtar Paşa’nın, bir milletin canlı hafızası
Harblik(1319/1901), Muhârebât-ı Meşhûre-i
olarak kabul edilen müzecilik hakkındaki ısrarları,
Osmâniyye Albümü (1323/1905), Silistre Tophâne-i Âmire müşiri Zeki Paşa’nın da meseleye
Müdafaâ-i Kahramânânesi (1338/1919), Sultan sıcak bakmaya başlamasıyla hedeini bulmuş, Sultan
İkinci Abdülhamid’e takdim ettiği üç ciltlik İkinci Abdülhamid’in de olumlu tavır ve himayeleri
İnzibât-ı Askeriyye (1328/1910), oğlu Sermet ile yeniden harekete geçilmiştir.
Muhtar Alus’la birlikte hazırladığı 1920 ve 1922
yıllarında yayımlanan üç ciltlik Musée Militaire Sultanın Emriyle Çalışma Başlıyor
Ottoman Guide isimli Fransızca-Türkçe Askerî Sultan İkinci Abdülhamid’in görüşleri
Müze Rehberi, eserlerinden bazılarıdır. doğrultusunda askerî müzecilik yolunda harekete
58 YEDİKITA EKİM 2016 / SAYI 98
geçen Ferik Ahmed Muhtar Paşa bu teşebbüsünde Askerî Müze'de sergilenen Amerikan
yalnız değildir. Onun askerî müze kurma ekibinde yapımı kapsüllü toplu tabanca
Harbiye'de bulunan Askerî Müze'nin
Avrupalı komutanların bulunması, Avrupa
müzelerinin bir benzerinin İstanbul’da kurulması dışarıdan ve içeriden fotoğrafları
için atılmış önemli bir adımdır. Askerî müze
komisyonunda müzecilikten anlayan Alman
topçu feriki Gramakov Paşa ve Hendese-i Mülkiye
Mektebi hocalarından Alman mühendis Jasmund
da bulunuyordu. Müzenin kurulması için özel
olarak Sultan İkinci Abdülhamid tarafından
görevlendirilen komisyon başkanı Ahmed Muhtar
Paşa ekibiyle meselenin çerçevesini belirlemiş, müze mehter’de ahmed
için yeni bir binanın yapılması veya eski bir binanın
onarılarak tefriş edilebilmesini planlamıştır.
muhtar Paşa
Kurulacak müzenin komisyon başkanı ve müdürü
imzası
olan Ahmed Muhtar Paşa yaptığı ilk toplantıda, 1926 yılında vefat eden
müze için geniş bir alana ihtiyaç duyulduğunu Ferik Ahmed Muhtar
ve bunun için en uygun mekânın Yıldız Sarayı Paşa’nın Türk musikisi ile
olduğunu dile getirmiştir. Neticede, Yıldız Sarayı’nda yakından ilgilendiği, kurucusu
Silahhâne adıyla bilinen yerde olduğu müzede
küçük de olsa bir silah müzesi 1911’de verdiği
oluşturulmuştur. Sultan İkinci mehter konserinden
Abdülhamid burada sergilenen anlaşılmaktadır. Ferik Ahmed
tarihî malzemeyi görünce oldukça
Muhtar Paşa, 1914 yılında
etkilenmiş ve müzenin, yine Yıldız
müzede tam teşekküllü bir mehter
Sarayı bünyesinde daha geniş bir
mekâna taşınmasını emretmiştir. takımı kurdurarak bir anlamda
Osmanlı seferlerinin moral ve cesaret
Bu arada müze komisyonu Harbiye,
kaynağı olan mehter musikisini ihya
Tophâne, Maçka ve Tersane’deki
silah ambarlarını dolaşarak, sağlam etmiştir. Kendisi, “Türk kavminin
malzemeleri resmi yazılarla Askerî beş bin yıllık yuvası” mısraı ile
Müze için talep etmiştir. başlayan rast makamında bir mehter
marşı da bestelemiştir. Aynı şekilde
Müze İçin Eserler Toplanıyor Ahmed Muhtar Paşa, muallim İsmail
Osmanlı Devleti’nin son Hakkı Bey’in mâhur makamında
döneminde yaşanan siyasi, askeri bestelediği, “gâil ne bilir neşve-i pür-
ve sosyal çalkantılar nedeniyle askerî müze ikri şevk-i vegâyı” sözleri ile başlayan marşın güftesini
belirli aralıklarla rafa kaldırılmıştır. Devletin yapmıştır.
çözmesi gereken acil sorunları varken, masralı bir
iş olan müzeciliğe para tahsis edilmesi doğal olarak
mümkün değildir. Bu yüzden müzecilik ikri sık sık Gâil ne bilir neşve-i pür-şevk-i vegâyı
askıya alınmıştır. Meydân-ı celâdetteki envâr-ı sefâyı
Merdân-ı gazâ aşk ile tekbirler alınca
Fakat, askerî müze oluşturma konusunda
böyle küçük aksaklıklar yaşansa da Ferik Ahmed Titretti yine rûy-ı zemin, arş-ı semâyı
Muhtar Paşa’nın müze kurma hayali hiçbir zaman
bitmemiştir. İkinci Meşrutiyet’in ilanından sonra Allah yoluna cenk edelim şân alalım şan
Sultan İkinci Abdülhamid, Tophâne-i Âmire Kur’ân’da zafer va’d ediyor Hazret-i Yezdan
Müşiri Ali Rıza Paşa’ya askerî müzenin yeniden
açılması konusunda talimat vermiştir. O sırada
Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun nazırı olan

SAYI 98 / EKİM 2016 YEDİKITA 59


Tarihî öneme sahip askerî eşyaların Aya
İrini'de muhafaza edildiği, Askerî Müze'nin
temellerinin atıldığı yıllarda çekilmiş bir fotoğraf
Askerî Müze'nin ilk müdürü, asker,
öğretmen, besteci ve mütefekkir Ferik Ahmed
Muhtar Paşa

zenginleştirildiği ve böylece verilmek


istenen mesajın daha anlamlı hâle
geldiği görülmektedir. Ayrıca bina
içerisinde oluşturulan kütüphane ve
eski yeniçeri kıyafetlerinin mankenler
üzerinde sergilenmesi gibi önemli
ayrıntılar, daha gerçekçi objelerle
verilmek istenen mesajı daha anlamlı
kılmıştır.
Kurulan müzede son olarak,
İstanbul’u ziyaret eden devlet
adamlarının ve ziyaretçilerin
canlı olarak mehter marşlarını
dinleyebilecekleri bir alan
oluşturulmuştur. Müzede canlı icra
Ahmed Muhtar Paşa başkanlığında yeniden bir edilen mehter marşları, toplumun
komisyon oluşturulmuştur. Bu komisyon, öncelikli Türk kültürünü görsel yollarla anlamasına yardımcı
olarak müze için eskiden beri Harbiye Ambarı olarak olmuştur. Böylece 1908- 1923 yılları arasında
bilinen ve eski silahların muhafaza edildiği Aya İrini
başşehir İstanbul’un en ilgi çekici yerlerinden
Kilisesi’ni müze binası olarak seçmiştir.
biri haline gelen Askerî Müze, ziyaretçileri geçmiş
Eski eserler müzesi böylece Aya İrini’de açılmış yüzyıllara götürmüştür.
oldu. Ahmed Muhtar Paşa daha sonra Osmanlı
askerî müzeciliğinin başlangıcını oluşturan antika Askeri Müze’nin Eserleri Niğde’de
eserlerin ve eski silahların toplanması için gerek
Ahmed Muhtar Paşa’nın 1923’te müze
Anadolu ve gerekse Balkan şehirlerine resmi yazılar
müdürlüğünden ayrılmasından sonra, Askerî
göndermiştir.
Müze’yi yakından ilgilendiren en önemli gelişme,
Bu seferki askerî müze çalışmaları da ortaya çıkan İkinci Dünya Savaşı’dır. O yıllarda muhtemel bir
idarî prosedürler sebebiyle bir süre sonra yeniden saldırıdan korkulduğu için, Topkapı Sarayı ve
sekteye uğramıştı. Ancak Harbiye Nâzırı Mahmud Askerî Müze’deki malzemelerin nasıl korunacağı
Şevket Paşa’nın göreve gelmesiyle Ahmed Muhtar müzakere edilmiştir. Neticede, milletin hafızası
Paşa, Osmanlı Devleti’nin ilk askerî müzesi olan mahiyetindeki bu eserlerin savaş başlamadan önce
Esliha-i Askeriyye müdürü olarak yeniden göreve Niğde’ye taşınmasına karar verilmiştir (1940). İkinci
başlamıştır. Dünya Savaşı yıllarında Niğde’de uzun bir süre kalan
Askerî Müze’ye ait malzemeler, savaş tehlikesinin
Müzede Sinema ve Mehter
geçmesinden sonra, 1949 yılında tekrar İstanbul’a
Harbiye Nâzırı’nın desteğiyle Askerî Müze nakledilmiştir. Askerî Müze’ye ait malzemelerin
oluşturulmuş olmasına rağmen, ilk dönemde İstanbul’a getirildikten sonra bu seferki hâmîsi Milli
müzenin bütçesi yoktur. Müze ilk zamanlarda Eğitim Bakanlığı olmuş ve 1955 yılına kadar müze
ziyaretçilerden aldığı giriş paralarıyla kendi malzemeleri bu bakanlığın kontrolünde tutulmuştur.
ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. Yine bu
Nihayet 1964 yılına gelindiğinde, günümüzde
paralarla binada tadilatlar yapıldığı gibi, bina
Harbiye’de, Askerî Müze ve Kültür Sitesi
içerisinde bir sinema kurularak görsel malzemenin
60 YEDİKITA EKİM 2016 / SAYI 98
Askerî Müze'de sergilenen tarihî
objelerden harp madalyası ve zafer
Komutanlığı adı ile ziyaretçilerini ağırlayan tarihî
kurdelası
binanın askerî müze olarak kullanılmasına karar
verilmiştir. O gün bugündür de sergilenen envai
çeşit askerî tarih malzemesi, Çanakkale dioraması
ve Mehteran konserleriyle geçmiş, hâl ve gelecek
arasında köprü olmaya devam etmektedir.
Başlangıçta Esliha-i Askeriyye Müzesi adıyla
yola çıkan Askerî Müze’nin ilk kurucu müdürü
olan Ferik Ahmed Muhtar Paşa’nın en büyük
arzusu, milletimizin asırlardır sahip olduğu kültür
miraslarının gün yüzüne çıkarılmasıydı. Fakat bunun
kadar, bu mirasın korunması ve meraklılarına
sunulması da oldukça önemlidir. Bugün de
müzelerimiz, taşıdıkları değerlerin ağırlığında
asker, Besteci, muallim, müzeci,
hizmet kalitelerini dünya müzeleri seviyesine mütefekkir Bir şahsiyet ferik
yükseltmelidirler. ahmed muhtar Paşa
Kaynaklar: BOA, Y.MTV. 180/50-136/39; İ. DH.992/78350- Osmanlı ordusunda ferik yani topçu generali
1015/80107; İ.TPH. 5/26; DH.MKT. 45/154-2474/33; DH.MKT. olarak görev yapmış olan Ahmed Muhtar Paşa,
2509/81; ŞD. 638/37; İ.TAL. 306/56, 323/53, 218/15, 218/95, 144/76,
45/87; Y.PRK.KOM. 13/25; BEO. 3665/274856; Y.EE. 144/9, 144/9; 1861 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir.
Sermet Muhtar Alus, “Bir Ziya-ı Müessif”, Cumhuriyet Gazetesi (17 Babası binbaşı rütbesinde Osmanlı ordusuna
Mart 1926), s.3 ve “Muhtar Paşa Merhûm”, Cumhuriyet Gazetesi
(18 Mart 1926), s.3; Cenap Çürük, “Askerî Müze”, DİA III, İstanbul
uzun yıllar hizmet etmiş Kolağası Hasan
1991 s. 492-493; Tülin Çoruhlu, “Ferik Ahmed Muhtar Paşa”, DİA Ağa’dır. Ahmed Muhtar Paşa, ilk eğitimini
II, İstanbul 1989, s.106; Erdoğan Merçil, “Türkiye Askerî Müzeleri”, tamamladıktan sonra Mühendishâne-i Berrî-i
Türk Kültürü, XXII, 1964, s.98; Sermed Moukhtar, Musée Militaire
Ottoman Guide, İstanbul 1920. Hümayun’dan, fazladan bir yıl daha okumak
suretiyle de Erkân-ı Harbiye’den başarıyla mezun
olmuştur. Erkân-ı Harbiye’de iyi bir Almanca ve
Fransızca dil eğitiminin ardından Osmanlı askerî
sisteminde kolağası/yüzbaşı rütbesiyle devlete
olan hizmetine başlamıştır (H.1298/1881).
Bu tarihten itibaren Ahmed Muhtar, kolağası
ve kaymakam rütbeleriyle Mekteb-i Fünûn-ı
Harbiye’de, Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyun’da
ve Mekteb-i Mülkiye-i Şahane’de topçulukla ilgili
dersler vermiştir.
Askerî okullarda ders verdiği yıllarda miralay/
albay rütbesine teri ettirilmesinin (21 Şaban
1311/27 Şubat 1894) ardından Umum Topçu ve
İstihkâm Komisyonu âzâlığına da seçilmiştir.
Ahmed Muhtar’ın, paşalık rütbesine ne zaman
teri ettiği arşiv kaynaklarından tam olarak
tespit edilemese de emrine verilmiş bir yaverinin
olması, 20. yüzyılın ilk yıllarında bu göreve
getirildiğini ortaya koymaktadır. Paşa, yazdığı
eserler ve yaptığı çalışmalar sebebiyle çeşitli
nişan ve madalyalarla ödüllendirilmiş, başarıları
taçlandırılmıştır. Ferik Ahmed Muhtar, 16 Mart
1926 tarihinde vefat etmiştir.
SAYI 98 / EKİM 2016 YEDİKITA 61

You might also like