Professional Documents
Culture Documents
• J.M. Keynes, ekonominin uzun dönemde kendi kendine tam istihdam durumuna döneceği
kabulüne karşı çıkmıştı ve ekonomiyi uzun dönemde fiyat uyarlanmasına bırakmak yerine kısa
döneme odaklanmıştı.
• Keynes, 1929’da yaşanan «Büyük Bunalım»ın temel sorununun toplam talep yetersizliği olduğunu
ve bu krizden ancak aktif maliye politikasıyla çıkılabileceğini savundu: Toplam talep yetersizliği
varsa, kamu harcamalarının arttırılması veya vergilerin düşürülmesini içeren genişletici bir maliye
politikası, toplam talebi arttırıp ekonomiyi tam istihdam seviyesine geri getirebilecektir.
• Gelir-Harcama modeli «Keynesçi Etki» olarak da anılan bu fikre dayanmaktadır: ekonomide daha
yüksek gelir seviyeleri oluşturmak için daha yüksek harcamalar gereklidir.
• Gelir-Harcama modeli kısa döneme odaklanır. Fiyatların çok değişmediği (yapışkan fiyatlar) kısa
dönemdeki ekonomik dalgalanmaları anlama konusunda çok yararlıdır.
• Model, fiyatların iktisadi koşullara uyum sağladığı orta düzey ve daha uzun dönem analizi yapmak
için daha az yararlıdır. Uzun dönem analizi için toplam talep-toplam arz modelini kullanırız.
Basit Bir Gelir-Harcama Modeli
• Devletin ve dış dünyanın olmadığı basit ekonomi varsayımı yapalım. Sadece tüketiciler ve firmalar
olsun. Tüketiciler ve firmaların da talebinin sabit olduğunu kabul edelim. Tüketim talebi C, yatırım
talebi I olsun.
• Bu varsayımlar altında toplam talep, « C + I » olacaktır. Toplam talep için kullandığımız diğer bir
terim de «Planlanan Harcamalar» dır.
• Bu durumda basit ekonomide planlanan harcamalar C + I ‘ya eşittir.
• Gelir-Harcama eşitliğini temsil etmek için aşağıdaki grafikte 45 derecelik doğru’yu kullanırız.
•
a2
a
a1
Gelirden bağımsız olan otonom tüketim neden artar? Marjinal tüketim eğilimi, tüketim-
- Refah düzeyimizi, net servetimizi arttıran gelişmeler tasarruf alışkanlıklarının değişimiyle
otonom tüketimi arttırır, örneğin hisse senedi değişir. MPC’nin artması, tüketim
fiyatlarının artması. fonksiyonu eğrisini dikleştirir.
- Tüketicilerin gelecekle ilgili olumlu beklentileri
otonom tüketimi arttırır.
Denge Çıktısı: Tüketim Fonksiyonuna Yatırım Harcamalarının
Eklenmesi
Veya, yazabiliriz.
Bulunur.
Tasarruflar, Yatırım ve Denge Çıktısı
çarpan = 1 / (1 - 0,8) = 1 / 0,2 = 5 bulunur. Çarpan 5 ise, denge gelir, ilk harcama
artışının 5 katı kadar artacak demektir… Böylece başlangıçta yatırımlar 20
milyon arttığına göre denge gelirin 100 milyon TL artacağını bulabiliriz.
• Çarpan mekanizması bu örnekte olduğu gibi yatırımdaki herhangi bir değişikliğin tüm ekonomiyi
nasıl etkilediğini açıklar.
• Basit Çarpan formülü bize çarpanın marjinal tüketim eğilimi MPC’ye bağlı olduğunu göstermektedir.
Marjinal tüketim eğilimi arttıkça çarpan büyür; marjinal tüketim eğilimi azaldıkça çarpan küçülür.
Kamu Harcamaları ve Vergilendirme
• Üçüncü adım olarak kamu sektörünü (devleti) modele ekleyelim.
• Kamu harcamaları ve vergiler, toplam talep ve GSYH düzeyini etkileyen maliye politikaları idi. Bu
politikaların sonuçlarına ve çarpan’ın ne olduğuna bakalım.
• Öncelikle, modele kamu harcamaları eklendiğinde planlanan harcamalar = C + I + G olacaktır.
• G ile ifade ettiğimiz kamu harcamalarında bir artış olduğunda, tıpkı yatırım artışlarının veya otonom
tüketimin sonucunda olduğu gibi, Planlanan Harcamalar doğrusu yukarı kayacaktır.
• Kamu harcamaları G0’dan G1’e arttığında, denge çıktı y0’dan
y1’e artar.
• Kamu harcamaları çarpanı, yatırım veya otonom tüketim
değişikliklerinde olduğunun aynısıdır:
Kamu harcamaları çarpanı =
• Bu durumda vergiler 10 Milyar TL artarsa, denge çıktı 15 Milyar (10 x 1,5) TL azalır. (vergi çarpanı negatiftir)
• MPC 0,6 iken kamu harcamaları çarpanını 2,5 bulmuştuk (1/(1-MPC)).
• Kamu harcamaları, çıktıyı 2,5 birim etkilerken, vergiler çıktıyı 1,5 birim etkilemektedir. Yani, vergi çarpanı
kamu harcamaları çarpanından küçüktür. Bunun nedeni vergilerdeki bir artışın doğrudan çıktıya değil, ilk
önce tüketim harcamasını MPC katı kadar azaltmasıdır. 0<MPC<1 olduğundan tüketim harcamaları vergi
artışı kadar azalmayacaktır, tüketimdeki düşüş, vergi artışından daha az olacaktır.
• Bu durumda, eğer kamu harcamalarını ve vergileri aynı miktarda arttırsak, bu uygulamanın net sonucu
GSYH’nin artması olacaktır (kamu harcamaları çarpanı > vergi çarpanı).
• Denk Bütçe Çarpanı: Kamu harcamalarında ve vergilerde eşit değişiklikler bütçe dengesini bozmayacağı için
kamu harcamaları ve vergilerdeki eşit harcamalar çarpanına denk bütçe çarpanı denir. Denk bütçe çarpanı
her zaman 1’e eşittir.
Örneğin kamu harcamaları ve vergiler aynı anda 10 Milyar TL arttırılırsa, GSYH de bu artışın 1 katı kadar, yani
10 Milyar TL artar.
Maliye Politikası Çarpanlarının Kullanılması: Örnekler
Örnek-1: Marjinal tüketim eğiliminin 0,6 olduğu bir ekonomide GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak için kamu
harcamalarını ne kadar arttırmamız gerekir?
kamu harcamaları çarpanı = b bubulunur. Bunun anlamı, kamu harcamalarındaki
1TL’lik artışın GSYH’yi 2,5TL arttıracağıdır. Öyleyse GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak için kamu harcamalarını,
60 / 2,5 = 24 Milyar TL arttırmamız gerekir.
Örnek-2: Marjinal tüketim eğiliminin 0,6 olduğu bir ekonomide yine GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak istiyoruz
ancak bu sefer bu hedefe vergi indirimi uygulayarak ulaşmak istiyoruz. Bunun için vergileri ne kadar azaltmamız
gerekir?
vergi çarpanı = bulunur. Bunun anlamı, vergileri 1TL azalttığımızda GSYH’nin 1,5
TL artacağıdır. Öyleyse GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak için vergileri 60 / 1,5 = 40 Milyar TL azaltmamız
gerekir.
Örnek-3: Marjinal tüketim eğiliminin 0,6 olduğu bir ekonomide bütçe dengesini bozmadan, yani kamu
harcamaları ve vergileri eşit miktarda değiştirerek GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak için ne yapmamız gerekir?
denk bütçe çarpanı her zaman 1’e eşittir. Öyleyse GSYH’yi 60 Milyar TL arttırmak için kamu harcamaları
ve vergileri 60 Milyar TL arttırmamız gerekir.
Otomatik İstikrarlandırıcıların (Dengeleyiciler) Anlaşılması
• Devlet gelir vergisi toplarken gelir seviyesi üzerine bir vergi oranı (t) uygular. Burada net vergiler (T) ile
değil, vergi oranı ile karşı karşıyayız. Bu sebeple vergi oranını tüketim fonksiyonuna şu şekilde ekleriz:
• Mesela vergi oranı %20 ve gelir 100$ ise devlet 100*0,2=20$’lık vergi toplar
• Bu durumda marjinal tüketim eğilimi b olarak uygulanmayacaktır. Uygulanan MPC = olacaktır.
Vergi oranı t’nin artması, uygulanan MPC’yi düşürecektir.
• Planlanan harcamalar doğrusunun eğimi MPC olduğuna
göre, vergi oranının artması sonucu MPC’nin azalması,
planlanan harcamalar doğrusunun eğimini azaltacak yani
onu yatıklaştıracaktır (vergi oranında (t) bir değişiklik,
önceki örneklerde olduğu gibi planlanan harcamalar
doğrusunu kaydırmaz, eğimi değiştirir).
•Daha düşük MPC, daha düşük çarpan değerine yol açar.
Vergi oranı arttıkça ve uygulanan MPC düştükçe çarpan
azalır.
•Çarpan azalırsa iktisadi dalgalanmalar daha az olur;
ekonomi, şoklardan daha az etkilenir, daha dengeli, daha
istikrarlı olur.
Otomatik İstikrarlandırıcıların (Dengeleyiciler) Anlaşılması
• Örneğin b=0,8 ve m=0,2 verildiyse, çarpan = = = 2,5 olur. İhracat 5Milyar TL artarsa, GSYH, 5 x 2,5 =
12,5 Milyar TL artar. Yani gelirdeki artış çarpan etkisinden dolayı ihracattaki artıştan fazla olur.
İhracat ve İthalat
• Bu durumda, ihracat artışının ve marjinal ithalat eğiliminin etkileri aşağıdaki gibi olur:
(B paneli)
• Marjinal ithalat eğiliminde bir
artış, uygulanan MPC’yi (b-m)
azaltacağı için, planlanan
harcamalar doğrusunun eğimi
azalır, yani doğruyu
yatıklaştırır, denge gelir azalır.
Gelir-Harcama Modeli ve Toplam Talep Eğrisi
• Yandaki grafik, gelir-harcama modelinin toplam talep
eğrisinin türetilmesinde bir temel oluşturduğunu
göstermektedir.
• Aynı zamanda AD eğrisinin negatif eğimli oluşunun da bir
arka planını sunmaktadır.
• Buna göre ilk durumda P0 fiyat seviyesinde iken
planlanan harcamalar C0 + I0’dır (basit ekonomi
varsayımı), denge çıktısı yo’dır ve AD eğrisinde buna
karşılık a noktasındayızdır.
• Daha sonra fiyatlar P1’e düşer. Bildiğiniz gibi daha düşük
fiyat seviyesi (servet etkisi, faiz etkisi ve uluslararası
ticaret etkisiyle) mal ve hizmet talebini arttırır. Bu
durumda planlanan harcamalar C1+ I1’e çıkarak yukarı
kayar, denge çıktısı y1’e artar ve AD eğrisinde buna
karşılık b noktasına geliriz.
• Bu durumda, daha düşük fiyatlar daha yüksek çıktı
seviyesine yol açar, ki bu da AD eğrisinin negatif eğimli
oluşuyla görülür.
Gelir-Harcama Modeli ve Toplam Talep Eğrisi
• Yandaki grafik ise fiyat seviyesi sabitken, harcamalardaki
bir artışın gelir-harcama modeli ve toplam talep
eğrisindeki sonuçlarını gösteriyor.
• Başlangıçta G0 olan kamu harcamaları durumunda
planlanan harcamalar C + I + G0 iken denge çıktı y0’dır ve
buna karşılık gelen toplam talep eğrisi AD0 ile temsil
edilmektedir.
• Fiyatlar sabitken kamu harcamaları G1’e arttırıldığında,
planlanan harcamalar C + I + G1’e çıkarak yukarı kayar,
denge çıktı y1’e yükselir. Fiyatlar sabitken çıktı seviyesinin
artması, toplam talep eğrisinin AD0’dan AD1’e sağa doğru
kayması anlamına gelir.
• Dolayısıyla fiyatlar sabitken planlanan harcamalarda bir
artış AD eğrisini sağa, planlanan harcamalarda bir azalma
ise AD eğrisini sola kaydıracaktır