You are on page 1of 18

7.

Hafta
14-18 Kasım 2022
ANLATIM BOZUKLUKLARI
• Anlamla ilgili bozukluklar
• Eş Anlamlı Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:
• Çok becerikli, maharetli bir kızdı. Beceri ve maharet aynı anlamı
taşıdıklarından biri fazladır.
• Bu kitabın anlamı ve manası çok açıktır. Anlam ve mana eş anlamlı
sözcüklerdir. Bu bakımdan birisi kullanılmamalıydı.
• Bir aydan bu yana hakkında eleştiri yazması gereken Adalet
Ağaoğlu’nun «Bir Düğün Gecesi» romanını okumadığını kendi ağzıyla
itiraf etti. Burada kendi ağzıyla ile itiraf etmek aynı anlamdadır. Bu
bakımdan kendi ağzıyla ifadesinin cümleden çıkarılması gerekmektedir.
• Caddenin başındaki yaşlı ihtiyar ile genç delikanlı mağazaların
vitrinlerine öylece bakıyorlardı. Yaşlı ile ihtiyar, genç ile delikanlı aynı
anlamdadır. Bu bakımdan bu cümlenin yaşlı ile genç veya ihtiyar ile
delikanlı tanımlamalarından birini çıkarması gerekmektedir.
• Şayet geceleri yemeye devam edersen tanınamayacak kadar çok kilo
alırsın. Bu cümledeki şayet ile edersen sözcüğündeki şart eki aynı
anlamı karşılamaktadır. Bu bakımdan cümlenin başındaki şayet
sözcüğünün kaldırılması uygun olacaktır.
• Sözcüklerin Yanlış Anlamda Kullanılması:
• Anlamca ve biçimce birbirine yakın olan sözcükler cümle içerisinde
birbiri yerine kullanılırsa anlatım bozukluğuna yol açar. Üniversiteden
öğretim durumunu gösteren bir belge aldı. Öğretim yerine öğrenim
kullanılmalıydı.
• “Öyleyse yarın sabah gel de gündüz gözüyle yalıyı bir görelim, inşallah
hallederiz de Mihrişah Sultan’la komşu olma şerefine erişiriz.” (Ahmet
Altan, İsyan Günlerinde Aşk, s.131). Burada halletmek sözcüğü yerine
kiralamak kullanılmalıydı. Halletmek yanlış anlamda kullanılmış.
• Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması:
• Sözcüklerin cümle içerisinde işlevlerine uygun kullanılmaması anlatım
bozukluğuna yol açar. Yeni eve gelmiştim ki, telefon çaldı. Bu cümlede
yeni sözcüğü yanlış yerde kullanılmıştır. Gelmek eyleminin yeniliğini
göstermesi gereken bu sözcük, evi nitelemektedir.
• Pencerem, inşaat çukuruna birikmiş suya bulanık bakıyor. Bu cümlede
suya ile bulanık yer değiştirirse anlam düzelir.
• Yeni doğan halamın kızı için bir şarkı istiyorum. Bu cümleden halamın
sözcüğü cümlenin başına getirilirse anlam düzelmiş olur.
• Gazetemiz herkesi ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor. Bu cümlede
ücretsiz sözcüğü üniversite sınavına tamlamasından sonra
kullanılmalıdır.
• Babamın rahatsızlığını duyunca telgrafla geleceğimi size bildirmiştim. Bu
cümlede telgrafla sözcüğü «bildirmiştim» yükleminden önceye alınırsa
anlam düzelir.
• Bu eski kararı yeniden içinde bulunduğumuz dönemde ve devirde
gözden geçireceğiz. Yeniden sözcüğü «gözden geçireceğiz» yükleminden
önceye taşınırsa anlam bozukluğu ortadan kalkar.
• Anlamca Çelişen Sözcükler:
• Konuşmada ve yazıda çelişkili sözcükler kullanmak anlatımı bozar. Bu
saate kadar kesinlikle eve gitmiş olmalı. Bu cümlede hem kesinlik, hem
de olasılık bildiren sözcükler bir arada kullanıldığı için anlatım
bozulmuştur.
• Kitaplığında aşağı yukarı tam bin cilt kitap vardı. Burada aşağı yukarı ile
tam sözcükleri birbiri ile çelişmektedir. İkisinden biri kullanılmalıydı.
• Şimdi kuşkusuz o dağ köyünde beni düşünüyor olmalı. Buradaki
kuşkusuz ve düşünüyor olmalı birbiriyle çelişmektedir.
• Toplantının başlayıp başlamadığını kesinlikle bilmiyoruz. Buradaki
başlayıp başlamadığı ile kesinlikle birbiriyle çelişmektedir.
• Bugün öğrendiğimiz konuyu akşam ayrıntılı olarak yüzeysel bir biçimde
tekrarlayınız. Ayrıntılı olarak ve yüzeysel bir biçimde anlam
bakımından cümledeki yargıyı çelişkili kılmaktadır.
• Arada bir yanıma gelir, onunla sık sık dertleşiriz. Arada bir ile sık sık
anlam bakımından birbirinin zıddıdır. Bu bakımdan «Sürekli yanıma
gelir» gibi bir tanımlama ile cümleye başlanabilirdi. Arada bir
tanımlamasının kullanıldığı cümlede de sık sık kaldırılarak anlam
bütünlüğü sağlanabilir.
• Biçimle İlgili Bozukluklar
• Anlatımdaki yanlışlıklardan biri de dil bilgisi kurallarına uymamaktır. Bunun
nedeni de dil bilgisi kurallarını tam olarak bilmemek, sağlam bir cümle kurmak
becerisinden yoksun olmaktan kaynaklanır.
• Noktalama Eksikliği ya da Yanlışlığı:
• Hasta doktora selam verdi. Bu cümlede hastanın mı doktora, doktorun mu
hastaya selam verdiği belli değildir. Bu anlam karışıklığını önlemek için hasta
sözcüğünden sonra virgül kullanmak gerekirdi.
• Özne Yanlışları:
• Öznesiz veya öznesi yanlış kullanılan cümleler anlatım açısından bozuktur. Hiç
kimse beni dinlemiyordu, kendi işleriyle uğraşıyorlardı. Bu cümledeki ikinci
yargının öznesi belli değildir. Kendi işleriyle uğraşan kim sorusunu
sorduğumuzda cevap gelmemektedir. Cümlenin doğru kuruluşu şöyle
olmalıydı: Hiç kimse beni dinlemiyordu; herkes kendi işiyle uğraşıyordu.
• Kitabın baskısı eylülde bitecek, ekimde piyasaya çıkacaktır. Bu
cümlede öznenin tanımlanabilmesi için cümlenin şu şekilde olması
gerekir: Kitabın baskısı eylülde bitecek, kitap ekimde piyasaya
çıkacaktır.
• Hiçbiri bana inanmamış, beni yalancılıkla suçlamıştı. Bu cümlenin
düzeltilmiş hali şöyle olmalıdır: Hiçbiri bana inanmamış, hepsi/herkes
beni yalancılıkla suçlamıştı.
• Bugün Türk müziğinde tıkanıklık yok, tam tersine dünya müziğiyle boy
ölçüşebilecek düzeyde. Bu cümlede cümle kullanılmamıştır. Cümleyi
aşağıdaki şekliyle kullanırsak düzelmiş olur: Bugün Türk müziğinde
tıkanıklık yok, Türk müziği tam tersine dünya müziğiyle boy
ölçüşebilecek düzeyde.
• Özne-Yüklem Uyumsuzluğu:
• Türkçe’de bir cümlede özne tekilse yüklem de tekil olur. Özne çoğulsa
yüklem de çoğul olur. İnsan adlarının çoğul eki almış olanları özne
görevini üstlenmişse, yüklem tekil de olur çoğul da.
• İnsan dışındaki varlıklar, soyut kavramlar, el-kol ve gövde organ adları
vb. çoğul ise ve özne görevini üstlenmişlerse yüklem mutlaka tekil
olur. Sayılarla belirtilmiş olan öznelerin yüklemleri tekil olur.
• Saçlarım uzamışlar. Bu cümlede saç sözcüğü cansız varlık olduğundan
yüklem tekil olmalıydı.
• Evde bir ben bir de annem kalmıştı. Özne birinci ve üçüncü tekil kişi
olduğundan yüklem birinci çoğul kişi kalmıştık olmalıydı.
• Programda konuşmacı olarak Sami Karaören, Mehmet Başaran,
Ferhan Şensoy, Celal Ülgen ve ben vardım. (Doğan Hızlan, 15.4.2002).
Farklı kişilerden oluşan özneler aynı yükleme bağlandığında
yüklemdeki kişi eki öznelere uygun olmalıdır. Bu bakımdan yukarıdaki
yüklemin vardık olması gerekirdi.
• Türkçe, Rumca, Fransızca, Yahudi aksanlı İspanyolca sözcükler
kalabalıktan kopup saç örgüsü gibi birbirlerinin içine dolanıyorlar,
anlaşılmaz bir uğultuya dönüşüyorlardı. (Ahmet Altan, Kılıç Yarası Gibi,
s.303). Bu cümlede de tekillik çoğulluk yönünden özne – yüklem
uyuşmazlığı vardır. Dolanıyorlar, dönüşüyorlardı yüklemlerinin yerine
dolanıyor, dönüşüyordu yüklemleri kullanılmalıydı.
• Yüklem Yanlışları:
• Fiiller ve fiilimsiler cümlede yerli yerinde kullanılmazsa anlatım
bozukluğuna yol açar. Ne ben seni anladım, ne de sen beni. Bu
cümlede yüklem ortak kullanıldığı için ne de sen beni anladım gibi bir
anlam ortaya çıkmıştır. Bunun anladın şeklinde yazılması gerekirdi.
• O mutlu günde genç kızlar halay, delikanlılar türkü söylüyordu. Bu
cümlede bir yüklem yanlışlığı vardır. Halay sözcüğünden sonra
çekiyordu yükleminin gelmesiyle cümle yüklem yanlışlığından kurtulur.
• Sabahleyin gazetesini aldığında her karikatürü ve fıkrayı dikkatle
okurdu. Bu cümlede karikatürün ve fıkranın dikkatle okunduğu
söylenmektedir. Halbuki fıkra okunur, karikatür incelenir. Bu bakımdan
karikatür sözcüğünden sonra inceler yükleminin getirilmesi gerekirdi.
• Bu yıl kardeşim ikinci sınıfa, ben beşinci sınıfa geçtim. Bu cümlede
karşılaştırma yapıldığı için iki yüklem kullanmak gerekirdi. Bu
bakımdan cümlenin şöyle olması gerekir: Bu yıl kardeşim ikinci sınıfa
geçti; ben beşinci sınıfa geçtim.
• Çocuklar oyunu çok, dersi pek sevmiyor. Bu cümlede oyunu çok
tanımlamasından sonra seviyor yüklemini kullanırsak sorun ortadan
kalkar.
• Tümleç Yanlışları:
• Sıralı cümlelerde ortak kullanılan tümleçler her iki cümleye de uygun
düşmezse anlatım bozukluğuna yol açar.
• Herkesi çok seviyordu, yardım ediyordu. Bu cümlede herkesi nesnesi
ortak kullanılmıştır; ama ikinci yargıya uymadığı için herkesi yardım
ediyordu gibi bir anlam ortaya çıkmıştır. Cümlenin doğru kullanımı
şöyle olmalıydı: Herkesi çok seviyordu, herkese yardım ediyordu.
• Köylüye baskı yapıyor, sindirmeye çalışıyordu. Burada, virgülden sonra
başlayan kısımda tümleç eksikliği vardır. Bu bakımdan virgülden sonra
köylüyü sözcüğünün kullanılması gerekirdi.
• Çukurova’nın bereketli toprakları insanı diriltiyor, yaşama sevinci
veriyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun giderilmesi için de,
virgülden sonra insana sözcüğünün kullanılması gerekiyor.
• Gönlünün derinliklerinde onu düşünüyor, şiirler yazıyordu gidince. Yan
yana gelmiş iki cümleyi de onu ile tanımlamak mümkün değildir. Bu
bakımdan virgülden sonra ona sözcüğünün gelmesi gerekiyor.
• Bu sorunun üzerine enine boyuna düşünmeyi, anlamak için çaba
harcamayı öğrenmemişler. Bu cümlede de, anlatım bozukluğunun
ortadan kalkması için virgülden sonra o sorunu nesnesinin kullanılması
gerekiyor.
• Sana asla kızmıyor, çok seviyorum. Buradaki anlatım bozukluğu da
virgülden sonra seni nesnesinin getirilmesiyle giderilir.
• Birbirlerini çok iyi anlar, inanırlardı. Burada da virgülden sonra
birbirlerine nesnesi getirilirse anlatım bozukluğu ortadan kalkar.
• Gençlerin deneyimsizlikten, bilgi eksikliğinden kaynaklanan
sorunlarını yanıtlayarak yönlendirirdi. Burada yanıtlayarak
sözcüğünden sonra gençleri nesnesi getirilirse anlatım bozukluğu
giderilir.
• Ali, arkadaşı Mustafa’yı hem çok seviyor hem de kimi davranışlarından
dolayı kızıyordu. Burada kızıyordu yükleminden sonra Mustafa’ya
nesnesi getirilmelidir.
• Tamlama Yanlışlıkları:
• Tamlamayı oluşturan sözcükler birbirine uygun düşmezse anlatım
bozukluğuna yol açar.
• Çocuklar çalışmasını bilmiyor. Bu cümlede çalışmasını sözcüğündeki
tamlayan eki gereksiz kullanılmıştır.
• Bu üniversitede elliden fazla öğretmen ve öğretim üyesi var. Öğretmen
üyesi olmayacağına göre bu sözcük yanlış kullanılmıştır. Bu cümlenin doğru
kullanımı şöyle olmalıdır: Bu üniversitede elliden fazla öğretim üyesi ve
öğretmen var.
• Ekonomik ve kültür bakımından geri kalmış yörelerimize yatırımlar hızlandı.
Burada anlatım bozukluğunun ortadan kalkması için cümlenin şöyle olması
gerekir: Ekonomik bakımdan ve kültür bakımından geri kalmış yörelerimize
yatırımlar hızlandı ya da ekonomik ve kültürel bakımdan şeklinde.
• Kırmızı güller ve ağaçlar burada insana yaşama sevinci veriyor. Burada
ağaçların da kırmızı olduğu gösterilmektedir. Halbuki kırmızı ağaçlar
tanımlamasından sonra yeşil ağaçlar tanımlaması getirilmeliydi.
• Rüzgarın ve ormanın çağıltısı harikaydı. Burada rüzgarın da çağıltısının
olduğu söylenmektedir. Cümle rüzgarın sesi, ormanın çağıltısı şeklinde
olmalıydı.
• Hece ölçüsüyle yazılmış şiirler(in), biraz da anlama önem vermeleri
gerekir. Bu cümlede tamlayan eksikliği vardır. Virgülden önceki kısmın
hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerin olması gerekiyor.

You might also like