You are on page 1of 5

Derya Hoca

ANLATIM BOZUKLUĞU KONU ANLATIMI  Bu işte otuz yılın deneyim ve tecrübesi var.
 Şekilsiz, biçimsiz bir yüzü var.
 Güncel ve aktüel olayları izlerim.
A) SÖZCÜKLERLE İLGİLİ ANLATIM  Eleştirmek, tenkit etmek kolay; ama işi yapmak kolay
BOZUKLUKLARI değil.
1- Gereksiz Sözcük Kullanılması:  Onun yanlış tavırları beni gülünç ve komik duruma
Bir cümlede aynı anlama gelen sözcükler kullanılmamalıdır. soktu.
Aynı anlamdaki sözcükten biri cümleden çıkarılmalıdır.  Zor ve güç işlere alışacağım.
Özellikle sözü uzatmak amacıyla kullanılan, cümleyi anlam  Yazarın sözcükleri arasında küçük bir nüans farkı var.
yönünden etkilemeyen sözcükler kullanılmamalıdır:
 Elmanın tadı sanki ekşi gibi geldi bana.
 Bir saat beklememize rağmen yol henüz hâlâ
UYARI: açılamadı.
Bir cümledeki sözcüğün gereksiz kullanıldığını belirlemenin
 Misal olarak şöyle bir örnek verebiliriz.
yolu, onu cümleden çıkarmaktır. Bir sözcük veya söz öbeği
 Çocuğun kocaman, iri gözleri vardı.
cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında bir daralma,
anlatımında bozulma olmazsa gereksiz kullanılmıştır: cümlede  Neşeli, şen bir insandı amcam.
anlatım bozukluğu vardır.
Ör: Gruptaki mevcut ikilik büyüyor.
3- Yanlış Anlamlı Sözcükler - Anlamları Karıştırılan Sözcükler :
Ör: Seçimler yaklaştıkça, partilerin çakışmaları da gittikçe
Aşağıda yanlış anlamda kullanılan sözcüklerin altları çizilmiştir.
artıyor.
Ör: Birileri hükümetin uzun ömürlü olmayacağını savunuyor.
Ör: Karşılıklı mektuplaşmalar, olayın aydınlanmasına neden
“Savunma” yerine “ileri sürme” ya da “öne sürme” sözcükleri
oldu.
kullanılmalıdır.
“Savunma”, “iddia etme”, “müdafaa etme” anlamındadır. Bu,
ALIŞTIRMA
bir düşünceye “karşı” bir tavırdır. Ortada böyle bir durum
 Kural bu, ancak uygulamada ise bu kural hiç yoktur.
gerçekleşmedi. Ör: Kaldırımdaki boyacıların eli yüzü boyalara bezenmişti.
Bu cümleden “ancak'” ya da “ise” sözcüklerinden biri “Bezenmek”, süslenmek demektir. Burada belirtilmek istenen
çıkarılmalıdır. boyalara bulanmaktır. “Bezenmişti” yerine “bulanmıştı”
 Beş yüz adet fidan satın aldık. denilmelidir.
 Bir yandan dairede çalışıyor ve gazetelere de yazı Ör: 5 Mart 1999 yılında yazılan bir mektuptur.
yazıyordu. “1999 yılında” dense doğrudur. Ay ve gün belirtildiği için 5 Mart
 Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor. 1999 günü, ya da 5 Mart 1999 tarihinde denilmesi gerekir.
 Yazılı basın ciddi baskılar altındadır. Ör: Atatürk büstü törenle hizmete açıldı.
 Ben, bundan böyle artık yamalı pabuçla dolaşacak Büst, hizmet veren, iş gören (banka, postane, otel gibi) bir
değilim. kuruluş değildir. “Ziyarete açıldı.” demek daha doğru olur.
 Bu köyün söyleyiş özelliğinden doğan bir hususiyeti Ör: Bu araba hiç ucuza patlamadı.
var. 'Pahalıya mal oldu' ya da 'pahalıya patladı' denir.
 Ülkemizde, eski tarihi eser yağmalaması devam
ediyor. Anlamları Karıştırılan Sözcükler:
öğretim - öğrenim:
2- Yineleme Yanlışlıkları: öğretim: Bilgi verme, bilgilendirme, ders verme.
♦ Bir cümlede anlamdaş sözcüklerin yinelenmesi, anlatım öğrenim: Bilgi edinme, ders alma.
bozukluğuna yol açar: olasılık-olanaklı:
Ör: Sayın Ankaralılara teşekkür ve şükranlarımızı sunarız. olasılık: Bir şeyin gerçekleşebilme derecesi.
(teşekkür ve şükran aynı anlamda) olanak: İmkan.
Ör: Bu koşul ve şartlar içinde teklifinizi kabul edemeyeceğim. bağımlı - bağlı:
(koşul ve şart aynı anlamda) bağımlı: Özerkliği, özgürlüğü olmayan.
Ör: Polis, yoldaki taşıt araçlarını durduruyor. (Taşıt, araç bağlı: Bağlanmış olan.
anlamındadır. Araç cümleden çıkarılmalıdır.) azımsamak-küçümsemek:
Ör: Bugün sanırım Ahmet gelmiş olsa gerek... (sanırım, olsa azımsamak: Bir şeyi umulduğundan az bulmak.
gerek aynı anlamda) küçümsemek: Küçük görmek.
etki-tepki:
Aşağıdaki yineleme yanlışlıklarını düzeltiniz: etki : Bir kimse ya da nesnenin başka bir kişi ya da şey
 Bu çetin ve zor işi başaramam. üzerindeki gücü, tesiri.
 Yeni yılınızı kutlar; sağlık ve esenlikler dilerim. tepki : Bir eyleme, bir olaya karşı gösterilen olumlu ya da
 Onun ünü, şanı dünyayı tutmuş; namı dillerde olumsuz davranış.
söylenir. ayrım-ayrıntı:
 Bu ıssız ve tenha yollarda, yolculuk insanı sıkıyor. ayrım: Ayırmak işi, fark.
Derya Hoca
ayrıntı: Bir tümün parçası, ikinci derecede nitelikleri. Ör: Yeni durağa gelmiştim. (yanlış)
saplantı-saptama: Durağa yeni gelmiştim. (doğru)
saplantı: Bir kimsenin saplandığı kurtulamadığı yanlış Ör: İzinsiz inşaata girilmez. (yanlış)
düşünce. İnşaata izinsiz girilmez. (doğru)
saptama: Saptamak eylemi. Ör: Japon başbakanı bir hafta içinde petrol üreten dört
fiyat-ücret: Ortadoğu ülkelerini gezecek. (yanlış)
fiyat: Satışta bir şeyin para karşılığı, değer. Japon başbakanı petrol üreten dört Ortadoğu ülkesini bir hafta
ücret: Hizmet karşılığı verilen para. içinde gezecek. (doğru)
Ör: Yüksek Hakimler Kurulu (yanlış)
çekimserlik-çekingenlik: Hakimler Yüksek Kurulu (doğru)
çekimser: Kararsız olma hali.
çekingen: Utangaçlık. Ör: Her Allah’ın günü buraya gelir. (yanlış)
fotoğraf-resim: Allah’ın her günü buraya gelir. (doğru)
yaklaşık-yakın: Ör: Demek ki kurallarla olmuyor yalnız bu işler. (yanlış)
yaklaşık: Gerçekte olandan az yada eksik. Demek ki bu işler yalnız kurallarla olmuyor. (doğru)
yakın: Az bir ara ile ayrılmış olan.
etkin-etken: ALIŞTIRMA
etkin: hareketli ve etkili olan, aktif.  Eski İstanbul Valisi ölmüş. (doğru)
etken: Etki yapan her şey, faktör.  Bir türlü görüşmek için genel kurula getirilemeyen
yayım-yayın: önergeyi nihayet getirdiler. (yanlış)
UYARI: Bu sözcükler arasındaki anlam ayrılığına dikkat etmek  Başbakan, üç yıl içinde petrol üreten iki ülkeyi ziyaret
gerekir. etti. (yanlış)
 Her çeşit anayasa dışı faaliyete karşı demokrasi ve
ALIŞTIRMA cumhuriyeti savunmak gerek. (yanlış)
Ör: Biz gençleri azımsıyorlar, ciddiye almıyorlar. (yanlış)  Bu gece çok dişim ağrıdı. (yanlış)
Etkin olmayacağım bir görev istemem. (doğru)  Benim dedem istediği gibi evi yönetmek istiyor.
 Sıtmaya yakalanma şansı çok yüksek. (yanlış) (yanlış)
 Geçen sene daha çok dergi yayınlandı. (yanlış)  Geçen hafta kaybolan komşunun arabası bulunmuş.
 İçeri ürkek girdi ve kendini bize tanıştırdı. (yanlış) (yanlış)
 Geçen sene Ankara Lisesi'nde öğretim görüyordu  Her Allah'ın günü olay yaratır. (yanlış)
(yanlış)  Etler, çok buzlukta kaldığı için donmuş. (yanlış)
 İki okul arasındaki ayrıntıyı saptayalım. (yanlış)  Doktor olarak doğduğu kente gitti. (yanlış)
 Muhalefet liderleri, ülke sorunları altında ezildiklerini  Sigara içenler, daha çok kansere yakalanır. (yanlış)
savundular. (yanlış)  Hükümet, 280'e karşı 210 oyla güvenoyu aldı. (yanlış)
 Bitkisel yaşama giren hastanın saçları büyümeye 6- Çelişen Sözcükler:
başlamış. (yanlış) Bir cümlede anlamca birbiriyle çelişen sözcüklerin kullanılması
 Çalıştı, buna karsın kazandı. (yanlış) anlatım bozukluğuna yol açar:
 Tüm basım mensupları oradaydı. (yanlış) belki - tabii:
Belki bu son mektubumda da ilginç anılar yer alacak tabii.
4- Yanlış Yerde Bulunan Sözcükler: belki: Olasılık ve tereddüt bildirir.
Sıkça Rastlanan Yanlışlıklar: tabii: Elbette, kuşkusuz.
Ör: Basımı bitmek üzere olan kitabın birinci cildinde deniliyor eminiz - olsa gerek:
ki... (yanlış) Eminiz ki bilgi yüklü olan bu adam, son olaylardan en çok acı
Basımı bitmek üzere olan kitap mı, yoksa birinci cildi mi? duyanlardan biri olsa gerek.
Bilinmiyor. “Kitabın, basımı bitmek üzere olan birinci cildinde..”
biçimi doğrudur. aşağı yukarı - tam:
Ör: Rapor, TBMM'nin 126'ya karşı 72 oyla aldığı kararla Bundan aşağı yukarı tam bir yıl önce...
reddedilmiştir. Bu cümlede, raporun 72 oyla reddedildiği Tam bir yıl önce ise aşağı yukarı olamaz, aşağı yukarı bir yıl
söyleniyor. Oysa, rapor 126 oyla reddedilmiştir. Bu nedenle, ise, tam olamaz.
"72 oya karşı 126 oyla reddedildi." denmeliydi.
muhakkak - sanıyorum:
Ör: "Her türlü aradığınız mutfak eşyasını mağazamızda Muhakkak ki çocukluk günlerini unuttuğunu sanıyorum.
bulabilirsiniz." cümlesinde "her türlü" sözü, "aramak" eyleminin Bir durumun hem muhakkak hem de sanıyorum yargısıyla
zarfı gibi kullanılmıştır. Halbuki burada, "her türlü aramak”tan değerlendirilmesi yanlıştır. Cümlede kesinlik ve olasılık çelişkisi
değil, "her türlü eşya"dan söz edilmektedir; cümlede, "eşya" var.
sözcüğünün sıfatını yanlış yerde kullanmaktan kaynaklanan
anlatım bozukluğu vardır. "Aradığınız her türlü mutfak bizce - olsa gerek:
eşyasını..." diye yazılmalıdır. Bizce Ataç'ın kesin bir yargı belirtmesinin iki nedeni olsa gerek.
Derya Hoca
“Bizce” yazarın kişisel görüşü belirteceğini anlatır. Cümlenin Bundan başka elinden bir şey gelmiyordu. (doğru)
kişisel görüş bildirmeyen olsa gerekle bitmesi çelişki
oluşturuyor. Ör: Sevinçten etekleri tutuşmuştu. (yanlış)
Sevinçten etekleri zil çalıyordu. (doğru)
iki yıldan çok - iki yıla yakın:
1998'den 2000'e kadar yaklaşık iki yıla yakın bir süre bu işte Ör: Ayaklarına siyah sular indi. (yanlış)
çalıştı. Ayaklarına kara sular indi. (doğru)
Tarihler kesinlik bildirmektedir. “Yaklaşık iki yıla yakın bir süre”
denmesi çelişki oluşturuyor. Ör: Tencere yuvarlanmış çanağını bulmuş. (yanlış)
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. (doğru)

Yanlış Kullanımlar
yüzünden dökülen bin parça
ALIŞTIRMA köküne kibrit suyu ekmek
 Beni kesinlikle tanıdığını sanıyorum. (yanlış) Halep yolunda deve izi saymak
 Bundan aşağı yukarı tam bir saat önce uyudu. kulak asmak
(yanlış) çehre çatmak
 O, bu konuyu kesinlikle bilmiyor olabilir. (yanlış) kafasına kakmak
 Onu görmeyeli aşağı yukarı tam yedi ay oldu. (yanlış) çanak açmak
 Kuşkusuz, bu görüşmeler sonunda istediğimiz ücret sırt çıkmak
artışını alacağız sanıyoruz. (yanlış)
 Bu durumu ayrıntılı biçimde açıklayan kısa bir yazı Deyimin Doğru Biçimi
getirin. (yanlış) yüzünden düşen bin parça
köküne kibrit suyu dökmek
Eminim ki beni dinleyince haklı olduğunu belki sen de anlarsın. Halep yolunda deve izi aramak
(yanlış) kulak asmamak
kaş çatmak
- Deyim Yanlışları: başına kakmak
a. Anlamca uyuşmayan deyimler anlatımı bozar. çanak tutmak
arka çıkmak
Ör: "İktidar, toplumun bu çok haklı itirazına göz yummuştu." Bu
cümlede "göz yummuştu" deyimi uygun düşmemiş. Bu deyimin 3- Atasözü Yanlışları:
yerine "kulak tıkamıştı" deyimi kullanılmalıydı. Atasözleri, belli sözcüklerle kalıp içinde biçimlenmiştir.
Atasözleri uygun bir biçimde kullanılmalıdır. Herhangi bir
Ör: Bu ilimiz oldum olası bir bakan çıkarmıştı. Bu cümlede de atasözünde
"oldum olası" uygun değil. Bu deyimin yerine "var olduğu sözcüklerin değiştirilmesi ya da söz diziminin bozulması
günden beri" denmeliydi. anlatımı da bozar.

b. Deyimlerde kullanılan sözcüklerin yerlerinde değişiklik Ör: El öpmekle ağız aşınmaz. (yanlış)
yapılamaz: El öpmekle dudak aşınmaz. (doğru)
Ör: Koltuğuna bohçasını vermek. (yanlış)
Bohçasını koltuğuna vermek. (doğru) Ör: Çeşmeye gidenin testisi kırılır. (yanlış)
Su testisi su yolunda kırılır. (doğru)
Ör: İplik iğneye dönmek.. (yanlış)
İğne ipliğe dönmek. (doğru) Ör: Ağaç dalıyla gürler. (yanlış)
Ağaç yaprağıyla gürler. (doğru)
c. Deyimlerde kullanılan sözcüklerin yerine başka sözcük
kullanılamaz: Ör: Açma kutuyu, söyletme kötüyü. (yanlış)
Ör: Sizinle şapkaları değişiriz sonra. (yanlış) Açtırma kutuyu söyletme kötüyü. (doğru)
Sizinle külahları değişiriz sonra. (doğru)
Ör: Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür zeytin gözlü olur.(yanlış)
Deveye çukur atlatmak (yanlış) Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur. (doğru)
Deveye hendek atlatmak (doğru)
Ör: Ayağını yatağına göre uzat. (yanlış)
Ör: Hangi kayayı kaldırsan altından o çıkar. (yanlış) Ayağını yorganına göre uzat. (doğru)
Hangi taşı kaldırsan altından o çıkar. (doğru)
Ör: Güneşi görmeden bayram etme. (yanlış)
Ör: Bundan başka elinden bir şey tutmuyordu. (yanlış) Ayı görmeden bayram etme. (doğru)
Derya Hoca
Ör: Ay ışığında dut silkinmez. (yanlış)
Ay ışığında ceviz silkinmez. (doğru) E) CÜMLE YORUMUYLA İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI:

Ör: Çok naz insanı usandırır. (yanlış) 1- Karşılaştırma Yanlışları:


Çok naz âşık usandırır. (doğru) Karşılaştırmalar yapılırken sözcükler yanlış yerde veya eksik
kullanılırsa cümlenin anlamı belirsiz olur, cümleden birden
Yanlış Kullanımlar fazla anlam çıkartılabilir. Bu tür anlatım bozukluklarını önlemek
İnsana kardeş gibi yâr, Irak gibi diyar olmaz. için karşılaştırma yaparken, cümlenin anlamının açık olmasına
Çocuğunu dövmeyen dizini döver. dikkat etmek gerekir.
Bir tilkinin derisi iki defa soyulmaz.
Kesesine güvenen borazancıbaşı olur. Ör: Bahçe işlerini babasından daha çok seviyor.
Atasözünün Doğru Biçimi Cümlede iki anlam var:
Ana gibi yâr, Bağdat gibi diyar olmaz. Bahçe işlerini babası da, o da çok seviyor. Ancak o, bahçe
Kızını dövmeyen dizini döver. işlerini babasından daha çok seviyor.
Bir koyundan iki post çıkmaz. Bahçe işlerini, her şeyden çok seviyor, hatta babasından bile
Nefesine güvenen borazancıbaşı olur. çok seviyor.

D)NOKTALAMA İLE İLGİLİ ANLATIM BOZUKLUKLARI Ör: "Annem, kardeşimi benden çok seviyor." cümlesinde
Yazım yanlışları ve noktalama eksiklikleri anlatım bozukluğuna anlatım bozukluğu vardır; çünkü cümleden iki anlam
yol açar. çıkartılabilir:
Sözcüklerin doğru yazımı Yazım Kılavuzundaki sözcükler 1. Annem ikimizi de seviyor, ama kardeşimi daha çok seviyor.
dizelgelerine uygun olmalıdır. 2. Kardeşimi ben de seviyorum, annem de seviyor; ama
annem onu, benim sevdiğimden çok seviyor.
Virgül Eksikliği:
Ör: “Arabasına oğlundan daha düşkün.”
Özellikle adlaşmış sıfatların ve zamirlerin özne olarak “Babamdan, annemden fazla korkarım.” gibi cümlelerden farklı
kullanıldığı cümlelerde bu sözcüklerin kendilerinden sonra anlamlar çıkartılabilir, bu cümlelerde de anlatım bozukluğu
gelen sözcüklerle tamlama oluşturmadıklarını belirtmek, anlam vardır.
karışıklığını önlemek için özne olan bu sözcüklerin sonuna
virgül konur; virgül kullanılmaması anlam karışıklığına neden Ör: Ben tiyatroyu Yeşim'den daha çok severim.
olur.
Bu cümlede karşılaştırılan "tiyatro ile Yeşim" değil. "Tiyatroyu
Ör: Genç evlerine doğru gelenleri karşıladı. Yeşim'in sevdiğinden daha çok severim." anlamıdır.
Cümle, virgül kullanılmamasından kaynaklanan bir dil yanlışı
içermektedir. "Genç evler" tamlaması yanlıştır. O hâlde "genç" 2. Mantık Yanlışları:
sözcüğünde sonra bir virgül kullanılarak böyle bir tamlamanın Bazı cümlelerde; anlatılmak istenenle ilgili bilgi yanlışı, mantık
oluşması engellenmelidir. açısından tutarsızlık veya sıralama yanlışı görülür; bunlar da
anlatım bozukluğu sayılır.
Ör: Hasta doktora baktı. (yanlış) Ör: "Bırakın soğan doğramayı, yemek bile yapamaz o."
Hasta, doktora baktı. (doğru) cümlesinde; "bile" bağlacından sonra gelen "yemek yapmak"
Ör: Dilenci çocuğu sürüklüyordu. (yanlış) işi, "soğan doğramak"tan daha kolay bir iş gibi anlatılmış,
Dilenci, çocuğu sürüklüyordu. (doğru) eylemler yanlış sıralanmıştır. Bu cümle “Bırakın yemek
Ör: Selma Ferit'e güzel görünüyor. (yanlış) yapmayı, soğan bile doğrayamaz o.” biçiminde söylenmeliydi.
Selma, Ferit'e güzel görünüyor. (doğru)
Ör: Âşık sevgilisinden başka kimseyi tanımaz. (yanlış) Ör: Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını
Âşık, sevgilisinden başka kimseyi tanımaz. (doğru) sizlere hatırlatmaya çalıştık.
Ör: Yaşlı kadına bağırıyordu. (yanlış) İşlenmemiş olan programın hatırlanması, düşünme
Yaşlı, kadına bağırıyordu. (doğru) yanılgısıdır. Ancak, programların tanıtılması normaldir.

ALIŞTIRMA ALIŞTIRMA
Ör: Dikkatli harcamazsan bu para sana bir hafta değil bir ay
 Küçük eve doğru bağıra bağıra koşuyordu. (yanlış) bile yetmez. (yanlış)
 Genç işçinin ne kadar ücret aldığını soruyor. (yanlış) Dikkatli harcamazsan bu para sana bir ay değil bir hafta bile
 Şu arabanın arka koltuğunda unutulmuştu. (yanlış) yetmez. (doğru)
 Genç adamın ardından seslendi. (yanlış)  Pırıl pırıl mehtaplı gecede hafif çiseleyen yağmur,
 Yaralı doktora minnetle baktı. (yanlış) onları etkilemiyordu. (yanlış)
 Cevap verilen sözle ilgili değil. (yanlış)  Biraz daha beklenirse bu hastalık ölüme hatta felce
 Doktor hanımın içeriye girmesini istedi. (yanlış) neden olabilir. (yanlış)
Derya Hoca
 Hükümet, mecliste üye tam sayısının bir fazla oyu ile
güvenoyu aldı. (yanlış)
 Korkarım sağlığınız iyidir. (yanlış)

You might also like