Professional Documents
Culture Documents
• Mecaz Anlam
• Terim
• Somut Anlam
• Soyut Anlam
• Keliemelerde Anlam İlişkileri
• Eş Anlamlı TÜRK DİLİ I
• Zıt Anlamlı
• Yakın Anlamlı
• Eş Sesli
• Ad Aktarması
• İkileme
Doç. Dr.
• Deyimler Oğuzhan SEVİM
• Argo
• Atasözleri
HEDEFLER
8
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Türk Dili I
Gerçek
Mecaz Anlam
Terim
Anlam Bakımından
Keliemeler
Yan Anlam
Somut Anlam
KELİMEDE ANLAM
Soyut Anlam
Eş Anlam
Zıt Anlam
Yakın Anlam
Eş Sesli
Kelimede Anlam
Ad Aktarması
İlişkileri
İkileme
Deyim
Argo
Atasözü
GİRİŞ
Sevgili öğrenciler, bu bölümde anlam bakımından kelimeler ile kelimeler
arasındaki anlam ilişkileri ele alınmaya çalışılmıştır.
Kelime, bir anlaşma vasıtası olarak dilin anlamlı en küçük birimidir. İnsanlar
bu birimleri ardı ardına bir düzen ve sistemli bir bütünlük içerisinde bir araya
getirerek birbirleriyle anlaşırlar.
Kelimelerin bağımsız olarak bir anlamları olduğu gibi kullanıldıkları yere göre
de anlam değerleri bulunmaktadır. Diğer bir deyişle Türkçede kelimeler
kullanıldıkları bağlama göre yeni ve farklı anlamlar kazanabilirler. Bir kelimenin
bağımsız olarak sahip olduğu anlamı, sözlük anlamı yani gerçek anlamıdır. Sözlük
anlamı dışında mecaz anlamı, yan anlamı ve terim anlamı da bulunabilir.
Örneğin göz kelimesini ele alıp inceleyelim:
“Göz” ün sözlük anlamına bakıldığında “Işığı geçirerek kırmaya elverişli üç
Türkçede kelimeler tabakadan oluşan görme organı” tanımıyla karşılaşılmaktadır. Bu tanım gözün
kullanıldıkları bağlama gerçek anlamıdır. “Gözleri iyi görmeyen kadına araba çarptı.” cümlesinde geçen
göre yeni ve farklı göz kelimesi gerçek anlamıyla kullanılmıştır. “Evrakları dolabın gözüne koy.” ya da
anlamlar kazanabilirler. “Terazinin bir gözüne şeker, diğer gözüne ise demir ağırlıkları koyarlardı.”
cümlelerinde kullanılan göz kelimesi ise yan anlamlıdır. “Dolandırıldığını öğrenince
birden gözü döndü.” ya da “Hocanın gözüne girmek için bir takla atmadığı kaldı.”
cümlelerinde kullanılan göz kelimesi ise mecaz anlamda kullanılmıştır.
Yukarıda verilen örneklere bakıldığında göz kelimesinin farklı bağlamlarda
kullanılmasıyla farklı anlamlar kazandığı görülmektedir. Bağlamdan hareketle
ortaya çıkan bu anlam değerleri aynı zamanda Türkçenin zenginliği olarak kabul
edilmektedir.
Gerçek Anlam
Kelimelerin akla ilk gelen anlamı gerçek anlamlarıdır. Kelimelerin sözlük
anlamlarına da gerçek anlam denilmektedir.
Baş kelimesinin sözlük anlamı: “İnsan ve hayvanlarda göz, kulak, burun, ağız,
beyin gibi organları barındıran, vücudun üst tarafında bulunan organ” şeklindedir.
“Başına aldığı darbeyle yere serildi.” cümlesindeki baş sözcüğü burada gerçek
anlamıyla kullanılmıştır.
Örnek
•Dalgalar boyumuzu aşacak kadar yüksekti.
•Kaç gündür midemde hafif bir sızı var.
•Evine giderken her zaman arka taraftaki yolu kullanırdı.
•Bu seneki kuraklık üreticiyi ekonomik olarak mahvetti.
Mecaz Anlam
Bir kelimenin sözlük ya da gerçek anlamından uzaklaştırılarak benzetmeli
olarak verilmesidir.
Bir önceki başlıkta “baş” sözcüğü gerçek anlamıyla ele alınmıştır. Şimdi de
bu sözcüğün mecaz anlamlarına bakalım:
Kazandığım parayı öğrenince başımdan ayrılamadı.
Merdivenin başında birilerini izliyordu.
Yeni fikirler baş göstermeye başlayınca işler değişti.
Yukarıdaki cümlelere bakıldığında baş sözcüğünün birinci cümlede “yakın,
etraf”, ikinci cümlede “başlangıç”, üçüncü cümlede ise “belirmek, ortaya çıkmak”
Yan anlam, gerçek
anlamdan zamanla anlamlarında kullanıldığı anlaşılmaktadır.
uzaklaşmıştır fakat hâlâ
Terim
gerçek anlamla ilgilidir.
Yan anlamın çıkış Bir bilim, sanat ve meslek dalıyla ilgili özel ve belirli bir kavramı ifade eden
noktası, gerçek sözlerdir. Her bilim dalının ya da mesleğin kendine özgü terimleri vardır.
anlamdır.
Yan
Anlam
Yan anlamlı bir sözcüğün anlaşılabilmesi için gerçek anlamının da bilinmesi
gerekir. Çünkü yan anlam gerçek anlamın dışında olmasına rağmen gerçek
anlamdan tamamen bağımsız değildir. Yan anlam, gerçek anlamdan zamanla
uzaklaşmıştır fakat hâlâ gerçek anlamla ilgilidir. Yan anlamın çıkış noktası, gerçek
anlamdır.
Örnek
•Boğazda güzel bir yemek yedik.
•Antrenmanda ayağını burkmuş.
•Masanın ayakları kırılmış.
•Gözüne kaçan toz parçacıkları enfeksiyona neden olmuş.
•Kurşunu iğnenin gözünden geçirecek kadar silah kullanmada
mahirdi.
Soyut Anlam
Duyu organlarıyla varlıkları anlaşılmayan, var olduklarına duygu ve
inançlarla inanılan, maddesi olmayan kelimelere soyut anlamlı kelimeler denir.
Güzellik, sevgi, sevinç, iyilik, iman, korku, cesaret, üzüntü gibi kelimelerin bir
maddesi yoktur. Bu kelimelerin doğada maddi bir karşılığı olmamasına rağmen var
oldukları bilinir.
Eş Anlamlı Kelimeler
Yazılışları, sesleri farklı olduğu hâlde anlamları aynı olan, aynı kavramı
karşılayan kelimelere eş anlamlı kelimeler denir.
•Anlam-mana
Örnek
•Ak-beyaz
•Eser-yapıt
•Sağlık-sıhhat
•Üzüntü-keder
•Yazık-günah
Aynı anlama
gelmemelerine rağmen
aralarındaki •Yakın-uzak
Örnek
benzerliklerden ötürü
•İleri-geri
birbirlerinin yerine
•Zor-kolay
kullanılabilen
•Basit-karmaşık
sözcüklere yakın
anlamlı sözcükler denir. •Az-çok
•Doğru-yanlış
Her kelimenin zıt anlamı yoktur. Özellikle bazı fiillerin karşıt anlamları
bulunmamaktadır. Örneğin “koş-“ fiilinin zıt anlamlısı “yürü-“ ya da “dur-“
değildir. Bu üç fiilin de karşıtlık bakımından hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bu
durum “sor-, bek-, döv-“ gibi fiiller için de geçerlidir.
•Eş-dost
Örnek
•Akraba-hısım
•Seyretmek-bakmak
•Küsmek- kırılmak
•İzlemek-takip etmek
Denizde yüzmek
Deriyi yüzmek
Kılıf, astar
Üst kısım yüzey
Taraf, cephe
Görüldüğü üzere yedi farklı cümlede kullanılan yüz sözcüğünün yedi farklı
anlamı bulunmaktadır. Oysaki hepsi aynı şekilde yazılmakta ve okunmaktadır.
Sesteş kelimelerle yazılışları arasında bazı küçük farklılıklar bulunan
sözcükler birbirleriyle karıştırılmamalıdır. Yazılıştaki bu farklılık düzeltme işaretiyle
ilgili olabilir.
Örnek
dikkatleri anlatıma
yoğunlaştırmak için •Hala: Babanın kız kardeşi
aynı kelimenin, yakın •Hâlâ: Henüz
anlamlı kelimelerin ya •Adet: Sayı
da karşıt anlamlı •Âdet: Gelenek, örf
kelimelerin tekrarıyla •Alem: Bayrak
oluşan söz grubudur. •Âlem: Evren, dünya
Ad Aktarması
Bir kelimenin benzerlik ilgisi kurmaksızın kendi anlamının dışında başka bir
şeyi ifade etmek için kullanılmasına ad aktarması denir.
“Son gelişmelerden sonra Ankara tavrını değiştirdi.” ifadesinde geçen
“Ankara” sözcüğü, Ankara’daki mevcut hükûmeti kastetmektedir.
“Zil çalmasına rağmen sınıf hâlâ dışarıdaydı.” cümlesinde geçen “sınıf”
sözcüğü ise sınıftaki öğrencileri karşılamak için kullanılmıştır.
“Ağabeyim kırmızı giyilmesinden hiç hoşlanmazdı.” cümlesinde geçen
kırmızı kelimesi ise kırmızı kıyafet yerine kullanılmıştır.
İkileme
Anlamı pekiştirmek ve dikkatleri anlatıma yoğunlaştırmak için aynı
kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin ya da karşıt anlamlı kelimelerin tekrarıyla
oluşan söz grubudur.
İkilemelerle ilgili bazı örnekler:
•Çoluk çocuk
Örnek
•Kap kacak
•Ufak tefek
•Aşağı yukarı
•Oldum olası
•Ağır ağır
•Düşe kalka
•Ev bark
Deveye sormuşlar “Neden boynun eğri?” “Nerem doğru ki?” demiş: İşin her
yanının bozuk olması
Deyimlerin çoğu mastar ekiyle biter: Çark etmek, kolu kanadı kırılmak, başı
sıkışmak, aklına koymak…
Argo
Sadece belli bir topluluk ya da meslek grubu tarafından kullanılan sözlerdir.
Argo sözlerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Argo ifadeler yalnızca belli bir çevre tarafından konuşulur ve anlaşılır.
Argo sözler kendi doğal yapısı içinde sürekli değişen ve gelişen bir özelliğe
sahiptir.
Bazı argo çeşitleri şu şekilde sıralanabilir:
Denizci argosu
Şoför argosu
Öğrenci argosu
Hapishane argosu
Dilenci argosu
Bazı argo ifadeler ve anlamları şu şekilde örneklendirilebilir:
•Alengirli: Gösterişli
Örnek
Atasözleri
Deneyim ürünü olan, halk tarafından bilinerek kullanılan, söyleyeni belli
olmayan kalıplaşmış sözlere atasözü denir.
Atasözlerinin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Eden bulur.
Örnek
•Aça dokuz yorgan örtmüşler, yine uyuyamamış.
•Çalma elin kapısını, çalarlar kapını.
•Korkunun ecele faydası yoktur.
•Baykuşun kısmeti ayağına gelir.
•Taşıma su ile değirmen dönmez.
•Kâr eden, ar etmez.
•İstediğini söyleyen, istemediğini işitir.
•Esirgenen göze çöp batar.
•Akacak kan damarda durmaz.
•Ak akçe kara gün içindir.
•Ağlamayan çocuğa meme vermezler.
Bireysel Etkinlik
•Her kelimenin zıt anlamı yoktur. Özellikle bazı fiillerin karşıt anlamları
bulunmamaktadır. Örneğin " koş-" fiilinin zıt anlamlısı "yürü-" ya da "dur-"
değildir. Bu üç fiilin de karşıtlık bakımından hiçbir ilgili bulunmamaktadır. Bu
durum "sor-, bek-, döv-" gibi fiiller için de geçerlidir.
•Yakın Anlamlı Kelimeler
Özet (devamı)
•Aynı anlama gelmemelerine rağmen aralarındaki benzerliklerden ötürü
birbirlerinin yerinde kullanılabilen sözcüklere yakın anlamlı sözcükler denir.
•Eş Sesli (Sesteş) Kelimeler
•Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu hâlde anlam ve kökleri itibariyle farklı
olan kelimelerdir.
•Sesteş kelimelerle yazılışları arasında bazı küçük farklılıklar bulunan
sözcükler birbirleriyle karıştırılmamalıdır. Yazılıştaki bu farklılık düzeltme
işaretiyle ilgili olabilir.
•Ad Aktarması
•Bir kelimenin benzerlik ilgisi kurmaksızın kendi anlamının dışında başka bir
şeyi ifade etmek için kullanılmasına ad aktarması denir.
•“Son gelişmelerden sonra Ankara tavrını değiştirdi.” ifadesinde geçen
"Ankara" sözcüğü, Ankara’daki mevcut hükûmeti kastetmektedir.
•İkileme
•Anlamı pekiştirmek ve dikkatleri anlatıma yoğunlaştırmak için aynı
kelimenin, yakın anlamlı kelimelerin ya da karşıt anlamlı kelimelerin
tekrarıyla oluşan söz grubudur.
•İkilemeler gerek yapı gerek anlam yönünden farklı özellikler gösterir.
Anlatımda ikilemelerin kullanımının temel amacı anlamı pekiştirmektir.
•Deyimler
•Anlatıma akıcılık ve zenginlik kazandırmak için birden fazla sözcükten en az
birinin gerçek anlamından uzaklaştırılmasıyla oluşturulmuş söz gruplarına
deyim adı verilir.
•Kalıplaşmış söz olmaları ve sözcüklerin gerçek anlamları dışına
çıkabilmelerinden dolayı başka bir dile çevrilmeleri çok zordur.
•Argo
•Sadece belli bir topluluk ya da meslek grubu tarafından kullanılan sözlerdir.
•Argo sözlerin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
•Argo ifadeler yalnızca belli bir çevre tarafından konuşulur ve anlaşılır.
•Kullanıldığı çevreye özgü bir sözcük ve deyişlerden oluşur.
•Ana dilden türetilmiş bir yardımcı dil olarak da görülebilir.
•Argo sözler kendi doğal yapısı içinde sürekli değişen ve gelişen bir özelliğe
sahiptir.
•Atasözleri
•Deneyim ürünü olan, halk tarafından bilinilerek kullanılan, söyleyeni belli
olmayan kalıplaşmış sözlere atasözü denir.
•Atasözlerinin özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
•Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Kelimeleri değiştirilemez.
•Kısa ve özlü sözlerdir. Az sözle çok derin anlamlar ifade edilir.
•Atasözleri bir tecrübeye ve gözleme dayanır.
•Atasözleri âdet ve gelenekleri yansıtır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük mecaz anlamıyla
kullanılmıştır?
a) Gelecek hafta yapılacak toplantıda bu konu görüşülmelidir.
b) Az sonra içeri beyazlar içerisinde bir gelin girdi.
c) Annesi, çocuğun uyku probleminden bahsediyordu.
d) Boş sözlerle bugüne kadar zar zor geldik işte.
e) Patronla görüşmek ve zam istemek istiyordu.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Aksan, D. (1990). Türkçenin gücü. Ankara: Bilgi Yayınevi.
Aksoy, Ö. A. (1978). Atasözleri ve deyimler sözlüğü I-II. Ankara: TDK Yayınları.
Banguoğlu, T. (1990). Türkçenin grameri. Ankara: TDK Yayınları.
Bilgin, M. (2006). Anlamdan anlatıma Türkçemiz. Ankara: Anı Yayınları.
Kahraman, T. (2005). Çağdaş Türkiye Türkçesi dil bilgisi. (3.Baskı). Ankara: Du-Mat
Matbaası.
Karadüz, A. (2007). İlköğretimde Türkçe öğretimi-Dil bilgisi öğretimi. Ankara:
Pegama Yayıncılık.
Korkmaz, Z. (2017). Türkiye Türkçesi grameri-Şekil bilgisi. Ankara: TDK Yayınları.
Kükey, M. (2003). Türkçenin dilbilgisi 1. Samsun: Cem Ofset.
Sağır, M. (2002). Türkçe dil bilgisi öğretimi. Ankara: Nobel Yayıncılık.