You are on page 1of 102

TÜRKÇE DERSİ

8. SINIF NOTLARI
HAZIRLAYAN :
ADNAN BARAN ÖNER
1

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

FİİLİMSİLER
2

Fiil kök ve gövdelerine getirilen, çeşitli eklerle türetilen, olumsuzu yapılabilen; isim,
sıfat zarf görevinde kullanılabilen sözcüklere fiilimsi (eylemsi) denir.

FİİL + EKLER= FİİLİMSİ

FİİLİMSİLERİN ÖZELLİKLERİ
* Fiilimsiler fiil, kök ve gövdelerinden türeyen sözcüklerdir.
* Olumsuzluk eklerini alabilirler.
* Cümlenin başında, ortasında ya da sonunda bulunabilirler
* Cümlede isim, sıfat ve zarf görevinde bulunurlar.
* İsim çekim eklerini alabilirler.
NOT: Tüm fiilimsi ekleri yapım ekidir. Fiilimsi eki alan sözcük de türemiş
sözcüktür.

İSİM FİLLLER (MASTARLAR)


Fiil kök ya da gövdelerine ‘’-ma, -ış, -mak’’ ekleri getirilerek yapılan fiilimsilere
İsim fiil denir. İsim fiiller, cümlede isim görevinde kullanılırlar.

İsim fiil eklerini ‘’ma y ış mak’’ olarak kodlayabiliriz.


* Onu burada bulmak imkansız.
* Ali’nin masal okuyuşu herkesi mest etti.
* Sizinle gelmeyi çok istiyordum.
NOT: Bazı sözcükler, isim fiil eklerini aldıkları halde hareket anlamını yitirirler
ve kalıcı isim olurlar. Kalıcı isimler olumsuzluk eklerini alamazlar.
* yemek *kazma *giriş *çıkış danışma *dondurma *sarma *dolma vb.
3

SIFAT FİLLLER (ORTAÇLAR)


Fiil kök ya da gövdelerine ‘’-an, -ası, -mez, ar, -dik, -ecek, -miş’’ ekleri getirilerek
yapılan fiilimsilere sıfat fiil denir.

Sıfat fiil eklerini ‘an ası mez ar dik ecek miş’’ olarak kodlayabiliriz.

* Bu sabah gelen kimdi? * O sararmış gömleği giyme artık.


* Seninle artık dönülmez bir yola girdik. * Koşar adımlarla yanıma geldi.
* Bilinmedik fıkraları anlatıp durdu. * Akacak kan damarda durmaz.
* Kazadan sonra acınası bir hale düşmüş.

NOT: Bazı sözcükler, Sıfat fiil eklerini aldıkları halde hareket anlamını yitirirler
ve kalıcı isim olurlar. Kalıcı isimler olumsuzluk eklerini alamazlar.
* giyecek * yakacak vb.
NOT: Sıfat fiiller cümle içinde genel olarak isimle birlikte kullanılırlar. Ancak bazı
durumlarda bu isim düşerek sıfat fiil adlaşır. Buna adlaşmış sıfat denir.
* Kurumuş çamaşırları topladım. Kurumuşları topladım.
* Beni soran insanlara selam söyle. Beni soranlara selam söyle.

ZARF FİLLER (ULAÇLAR / BAĞ-FİİLLER)


Fiil kök ya da gövdelerine ‘’-ken, -alı,- esiye, ...-r…mez, …-a…a, -ip, -ince, -arak, -
madan, -maksızın, -diğinde, -dıkça, -casına’’ ekleri getirilerek yapılan fiilimsilere
zarf fiil denir.

Zarf fiil eklerini ‘’ ken y alı asiye ince ipi arak lamadıkça maden e gir e mez’’
olarak kodlayabiliriz.

* Kapıyı açınca onunla karşılaştım. * Bu kağıdı müdüre imzalatıp geri getir.


* Köyden ayrılalı on yıl kadar oluyor. * Yalnızlığım gittikçe artıyor.
* Okumadan nasıl karar verebilirim. * İçeri girer girmez pencereyi açtı.
* Kitap okurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım.
* Gözlerimin içine bakarak konuşuyordu.
4

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

SÖZCÜKTE
ANLAM
5

1. GERÇEK (TEMEL) ANLAM: Bir sözcüğün sözlükteki ilk anlamına ve bu anlamından


tamamen uzaklaşmadan kazanmış olduğu yeni anlamlara gerçek anlam denir.
Kardeşimin top oynarken arkadaşıyla çarpışınca burnu kanamış.
Pencerenin perdesini yavaşça açtı.

2. MECAZ ANLAM: Bir sözcüğün, gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak cümle


içinde kazandığı yeni anlamdır.
Ahmet yaşına göre olgun bir çocuktur.
Kara gün dostu olduğunu hepimize gösterdi

3. TERİM ANLAM: Bir bilim, sanat, meslek dalıyla veya bir konu ile ilgili özel ve
belirli bir kavramı karşılayan sözcüktür.
* Bütün şiirlerini tam kafiye biçiminde yazıyor.
* Dünkü oyun iki perdelikti.

5. SOYT ANLAM: Beş duyu organımızın herhangi biriyle algılayamadığımız veya


kavrayamadığımız, varlığından akıl ve hislerimiz yoluyla emin olduğumuz kavramları
ifade eden sözcükleridir
* Bu korku ile yaşamak oldukça zor.
* Meleklere iman İslam’ ın şartlarından biridir.

4. SOMUT ANLAM: Beş duyu organımızın herhangi biriyle algılayabildiğimiz veya


kavrayabildiğimiz anlamları ifade eden sözcüklerdir.
* Annem ekşili bir çorba yapmış. (tatma duyusu - dil)
* Mutfaktan buram buram tarçınlı kek kokusu geliyordu. (koku alma – buru)

6. ÇOK ANLAMLILIK: Türkçede sözcükler cümle içinde farklı anlamlara gelecek


şekilde kullanılabilirler. Bir sözcüğün birden çok anlamı ifade edebilecek şekilde
kullanılmasına çok anlamlılık denir.
* Köşedeki çeşmenin suyu soğuktu. (Isısı düşük olan)
* Arkadaşı soğuk biriydi. (Yakın, içten olmayan)
* Teklifimi soğuk karşıladı. (İlgisiz)
* Soruma soğuk bir cevap verdi. (Sevimsiz, yersiz)

7. AD AKTARMASI (Mecazımürsel) (Düz Değişmece)


Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine
kullanılmasıdır.
* Evi gelecek hafta taşıyoruz. (Evin eşyalarını)
* Çayı ocağa koyuver. (Çaydanlığı)
6

8. DOLAYLAMA
Söze etkileyicilik katmak için, tek sözcükle ifade edilebilen bir kavramı birden çok
sözcükle ifade etmeye dolaylama denir.
File bekçisi (kaleci) meşin yuvarlak (top)
bacasız sanayi (turizm) delikli demir (tüfek)
evin direği (baba) beyaz perde(sinema),
beyaz cam (televizyon) ekmek kapısı (iş)
baba ocağı (yurt, ev)…

9. GÜZEL ADLANDIRMA
Günlük yaşamda söylenmesi kaba sayılan bazı sözlerin daha ince ve güzel bir
şekilde söylenmesine güzel adlandırma denir.

Sevilen biri için “öldü” sözcüğü yerine “hayata gözlerini yumdu, sizlere ömür, son
yolculuğuna çıktı, onu kaybettik” sözlerinin kullanılması.
Tüberküloz (verem) yerine “ince hastalık” sözünün kullanılması.
7

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

SÖZCÜKLER
ARASI ANLAM
İLİŞKİLERİ
8

1. EŞ ANLAMLI (ANLAMDAŞ) SÖZCÜKLER: Yazılışları ve okunuşları farklı, anlamları


aynı olan sözcüklerdir.
Lider Önder mutluluk neşe hısım akraba
Sonbahar güz savaş cenk şahıs kişi
Zelzele deprem hak adalet kalp yürek

2. ZIT (KARŞIT) ANLAMLI SÖZCÜKLER: Anlamca birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.


Zayıf şişman almak vermek güzel çirkin
Siyah beyaz ödül ceza ağlamak gülmek
Kurnaz saf düzenli dağınık alçak yüksek
Donuk parlak inmek çıkmak bulanık duru

NOT: Bir sözcüğün olumsuzu, o sözcüğün zıt anlamlısı değildir.


Sözcük Olumsuzu Zıt Anlamlısı
NOT: Her sözcüğün zıt
Ağla Ağlama Gül
anlamlısı olmayabilir.
Suçlu Suçsuz Masum
Su, insan, yeşil… gibi

NOT: Söz zıt anlamlı olabilmesi için her ikisinin de gerçek anlamlı ya da mecaz
anlamlı olması gerekir.

3. EŞ SESLİ (SESTEŞ) SÖZCÜKLER: Yazılışları ve okunuşları aynı olduğu halde


anlamları farklı olan sözcüklerdir.
SAZ NOT: Düzeltme işareti (^) olan
Ben giderim sazım kalır bu dünyada sözcükler; okunuşları, yazılışları ve
Sazlıktaki ördek sürüsü birden havalandı. anlamları farklı olduğu için sesteş
değildir.
YÜZ
Senin yüzüne bakınca çocukluğum aklıma geliyor. Kar kâr ama âmâ
Günlerdir kazandığınız para yüz lira mı? Hala hâlâ yar yâr

NOT: Sözcüklerin sesteş (eş sesli) anlam özelliği kazanabilmesi için farklı temel
anlamlarda kullanılmaları gerekir.

4. GENEL VE ÖZEL ANLAMLI SÖZCÜKLER: Söylenişte tekil olmasına rağmen anlamca


geniş kapsamlı olan sözcüklere genel anlamlı sözcükler; anlamca daha dar kapsamlı
olan, o türün sadece bir ya da birkaç örneğine işaret edecek şekilde kullanılan
sözcüklere özel anlamlı sözcükler denir.
Genelden Özele Sıralama: Varlık- canlı – fasulye – ayşekadın
Özelden Genele Sıralama: Ali – Öğrenci – insan – canlı – varlık
9

5. NİTEL VE NİCEL ANLAM: Sayılabilen, ölçülebilen bir özelliği ifade eden


sözcüklere nicel anlamlı; sayılamayan, ölçülemeyen bir özelliği ifade eden
sözcüklere ise nitel anlamlı sözcükler denir.
NİCEL NİTEL
Bizi geniş bir odaya aldılar. Abim, umursamaz, geniş bir insandır.
Hava sıcaklıkları gün geçtikçe azalıyor. Genç şairin şiirleri beni derinden etkiledi.

6. YANSIMA SÖZCÜKLER: Doğadaki varlıkların çıkardığı seslerin taklit edilmesiyle


oluşan sözcüklerdir.
Yansıma sözcükleri dört gruba ayırabiliriz.
1. İnsanlara Özgü yansımalar: Babamın horultusu bütün evi uyandırdı.
2. Hayvanlara Özgü yansımalar: Arı vızıltısından uyumak mümkün değildi.
3. Cansız Varlıklara Özgü yansımalar: Şırıltıyla akan suyun kenarında piknik yaptık.
4. Araçlara Özgü Yansımalar: Televizyondaki yayında bir cızırtı vardı.

7. PEKİŞTİRME SÖZCÜKLER: Pekiştirmeler şu üç şekilde yapılır.

Sarı Sapsar Güzel mi güzel bir evleri vardı. Yavaş yavaş ilerliyorduk.
Temiz Tertemiz Hoş mu hoş kokulu bir çiçek. Saçma sapan sözler…

8. İKİLEMELER: Cümle içinde anlamı kuvvetlendirmek için anlamca birbirine yakın,


eş, zıt sözcüklerin kullanılmasıdır.
* ikilemeler ayrı yazılır ve araya herhangi bir noktalama işareti konulmaz.
* İkilemeler çeşitli yollarla oluşturulabilir.
1. Aynı sözcüklerle: Yavaş yavaş 4. İki anlamsız sözcükle: Abuk sabuk
2. Yakın anlamlı sözcüklerle: Yalan yanlış 5. Zıt anlamlı sözcüklerle: İleri geri
3. Eş anlamlı sözcüklerle: Ses seda 6. Yansıma sözcüklerle: Şırıl şırıl
10

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

CÜMLEDE
ANLAM
11

CÜMLE: Cümle ya da tümce bir duygu, düşünce veya yargı bildiren sözcük
ya da sözcük öbekleridir.

1. ÖZNELCÜMLELER: Bir kişinin düşüncelerini, duygularını, beğenilerini ifade eden;


doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanamayan cümlelerdir.
* En ilgi çekici edebiyat türü öyküdür. * En güzel renk mavidir.

2. NESNEL CÜMLELER: Doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilen, kişisel görüş ifade


etmeyen cümlelerdir.
* İstanbul Türkiye’nin en kalabalık şehridir.
* İzmir, Marmara Bölgesi’nin en sıcak şehridir.

3. DOĞRUDAN ANLATIM CÜMLELERİ: Anlatıcının, bir cümlenin içinde başka birinin


söylediklerini, söyleyenin ağzından çıktığı biçimiyle, hiç değişmeden aktardığı
anlatımdır. Başkasına ait cümleler ya tırnak içine alınır ya da alıntı cümlelerin
sonunda virgül kullanılır.
* Okulunu bitirince sana telefonu alırız, demiştiniz.
* Babası; ‘’ Bu akşam o ödevler bitmezse yarın maça gidemeyeceksin.’’ Dedi.

4. DOLAYLI ANLATIM CÜMLELERİ: Anlatıcının, başkasının cümlesini birtakım


değişiklikler yaparak kullandığı cümlelerdir. Bu cümlelerde başkasından alınan
cümlenin
Anlamı korunur ama söyleyen, kendi cümlesine göre cümlenin yüklemini değiştirir.
* Okul bitince bana telefon alacaklarını söylemişlerdi.
* Babam bu akşam ödevlerim bitmezse yarın maça gidemeyeceğimi söyledi.

5. SEBEP (NEDEN) – SONUÇ CÜMLELERİ: Herhangi bir olayın veya durumun


gerçekleşme ya da gerçekleşmeme nedeninin ortaya koyulduğu cümlelerdir.
‘’-diğinde, -ınca; için, diye, nedeniyle sebebiyle, ile gibi kullanımlarla sebep anlamı
sağlanır.
* Derslerine düzenli çalıştığından sınavlarda başarılı oldu.
* Sevdiklerini bir bir kaybedince kolu kanadı kırılmış.
* Havanın aniden bozması nedeniyle işlerimiz yarım kaldı.

6. AMAÇ - SONUÇ CÜMLELERİ: Herhangi bir olayın veya durumun gerçekleşme ya da


gerçekleşmemem amacının ortaya koyulduğu cümlelerdir.
‘’-mak için, -mak üzere; amacıyla, gayesiyle, maksadıyla, diye, üzere’’ gibi
kullanımlarla amaç anlamı sağlanır.
* İleride babam kadar başarılı olmak için çabalıyorum.
* Sizi görebilmek için buralara kadar geldim.
* Arılar hakkında bilgi toplamak üzere kütüphaneye gideceğim.
12

7. KOŞUL (ŞART) – SONUÇ CÜMLELERİ: Herhangi bir olayın veya durumun


gerçekleşme ya da gerçekleşmeme şartının, başka bir olaya veya duruma bağlı
olduğu cümlelerdir.
‘’-se,- inca, -dikçe, -meden; ise, ancak, mi, ama, yalnız, üzere, yeter ki’’ gibi
kullanımlarla koşul anlamı sağlanır.
* Havalar açınca hep beraber pikniğe gideriz.

8.BENZETME CÜMLELERİ: Bir Varlığı ya da kavramı başka bir varlık ya da kavramın


özellikleriyle anlatan cümlelerdir.
* Kalbi öylesine taşa dönmüş ki ne kadar yalvarsak da dönüp bakmıyor.
* O ipek saçlarını ne hale getirmişsin.

9. KARŞILAŞTIRMA CÜMLELERİ: Birden fazla varlığın, kavramın ya da durumun;


benzerlik, farklılık, üstünlük gibi açılardan karşılaştırıldığı cümlelerdir.
* Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.
* Size geçen sefer geldiğimizde eviniz daha kalabalıktı.

10. ÖRTÜLÜ ANLATIM: Cümlede doğrudan söylenmeyen ancak cümlenin anlamından,


cümledeki ifadelerden çıkartılan anlamdır.
* Artık kendisine gül almamı istemiyormuş.
* Duydum ki Ahmet yine trafik kazası yapmış.

11. CÜMLE OLUŞTURMA: Karışık olarak verilen sözcüklerden anlamlı ve kurallı bir
cümle oluşturma işidir.
böyle – imkansızdır – özlü – cevap – sözlere – bulmak – aslında – neredeyse
Aslında böyle özlü, sözlere cevap vermek neredeyse imkansızdır.

12. DUYGU CÜMLELERİ: Hislerimizin ifade edildiği cümlelerdir.


Sevinç, üzüntü, nefret, korku, şaşkınlık, kızgınlık … gibi
a. Varsayım: Gerçekleşmemiş bir olayın Gerçekleşmiş gibi ya da gerçekleşmiş bir
olayın hiç gerçekleşmemiş gibi ifade edildiği cümlelerdir.
Genellikle ‘’ diyelim ki, farz edelim ki, düşün ki, tut ki …’’ gibi ifadelerle başlar.
* Diyelim ki dediklerini yapmadım bana ne yapabilirsin.
* Ferz edelim ki bu sınavı kazandın.
b. Azımsama: Bir şeyi miktarca az bulmak, yetersiz görmek anlamlarını ifade eden
cümlelerdir.
* İki saatten yalnızca bir odayı mı temizledin?
* Bu kadarcık yemekle kimse doymaz.
13

c. Küçümseme: Herhangi bir şeyi veya duruma değer vermeme, önemsememe ve onu
küçük görme anlamlarını ifade eden cümlelerdir.
* Bu da pasta mı şimdi? Ben daha iyisini yaparım.
* Sen kim, Galatasaray’ da oynamak kim.
d. Yakınma (Şikâyet): Bir durumdan duyulan rahatsızlığın başkalarına aktarıldığını
ifade eden cümlelerdir.
* Bir de sözüme kulak verse. * Bu çocuklar yorulmak nedir bilmiyor.
e. Sitem: Bir kimseye, yaptığı bir hareketin veya söylediği sözün üzüntü, alınganlık,
kırgınlık vb. duygular uyandırdığını öfkelenmeden ifade etmektir.
* Bir kere de sözlerime kulak versen ne olur.
* Bence artık sen de herkes gibisin.
f. Şaşırma: Herhangi bir durum karşısında şaşkınlık duymak, hayret etmek ve nasıl
davranacağını bilememek anlamını ifade eden cümlelerdir.
* Kitaplığındaki bütün kitapları okumuş ha!
* Koca apartmanı bir ayın içinde bitiriverdiler
g. Beklenti Cümleleri: Gerçekleşmesi beklenen davranış ve işleri ifadeden
cümlelerdir. Beklentiler bazen gerçekleşir bazen de gerçekleşmez.
* Beni de sinemaya çağıracaklarını umuyorum. Beklenti Cümlesi
* Beni de sinemaya çağıracaklarını biliyordum. Gerçekleşmiş Beklenti Cümlesi

h. Öneri (tavsiye): Bir sorunu çözmek üzere öne sürülen görüş, düşünce ve
tekliflerin ifade edildiği cümlelerdir.
* Erzurum soğuk şehirdir, kalın giyinsen iyi olur.
* Günün belli saatlerinde belli aralıklarla ders çalışmalısın.
ı. Yadsıma (inkar Etme): Bir şeyi inkar etme anlamı taşıyan cümlelerdir.
* Şimdi senin kalbini ben mi kırmışım?
* bu sözleri ona ben mi söylemişim.
i. Ön Yargı (Peşin Hüküm): Bir kişi veya bir şeyle ilgili şart, olay ve görüntülere
dayanarak önceden edinilmiş olumlu veya olumsuz yargıları belirten cümlelerdir.
* Yazarın son kitabı hiç satmaz. Olumsuz Ön Yargı
* Yazarın son kitabı çok başarılı olur.
k. Öz Eleştiri: Kişinin kendisiyle ilgili yaptığı eleştirileri içeren cümlelerdir.
* Eskisi kadar iyi yazamadığımı hissediyorum.
* Vaktinde çalışsaydım okulumu uzatmazdım.
j. Eleştiri: Bir insanın, bir eserin ya da bir konunun doğru ve yanlış yanlarını bulup
göstermek amacıyla yazılan cümlelerdir. Eleştiri olumlu da olumsuz da olabilir.
* Bu kıyafetler sana çok yakışmış. * Bu kıyafetler sana pek yakışmamış.
14

k. Öz Eleştiri: Kişinin kendisiyle ilgili yaptığı eleştirileri içeren cümlelerdir.


* Eskisi kadar iyi yazamadığımı hissediyorum.
* Vaktinde çalışsaydım okulumu uzatmazdım.
l. Tasarı (Plan Yapma): Olması veya yapılması planlanan işlerin belirtildiği
cümlelerdir.
* Önümüzdeki yazı sıcak bir ege kasabasında geçirmeyi düşünüyorum.
* Bir aksilik çıkmazsa bu ay çocuk odasını düzenleyeceğiz.
m. Aşamalı n Durum: Bir durumdan başka bir duruma geçişi ifade eden cümlelerdir.
Bu geçiş, aşama aşama iyiye ya da kötüye doğru olabilir.
Bu cümlelerde genellikle ‘’günden güne, her geçen gün, gitgide’’ gibi ifadeler
kullanılır.
* Arık’ın notları her geçen gün düzeliyor.
* Sana olan sevgimin günden güne çoğaldığını hissediyorum.

n. Pişmanlık: yapılan her şeyden duyulan üzüntüyü ifade eden cümlelerdir.


* Böyle olacağını bilseydim seninle görüşmezdim.
* Yemeğe bu kadar tuz koymayacaktım.
o. Hayıflanma: Yapılmayan şeyden, kaçırılan bir fırsattan duyulan bir üzüntüdür.
* Keşke herkesten önce seni dinleseymişim.
* Böyle olacağını bilseydim her mektubuna cevap yazardım.
ö. Kanıksama: Herhangi bir şeye, çok tekrarlanması sebebiyle alışmayı ifade eden
cümlelerdir.
* Çocuğu o kadar çok azarladın ki artık umursamıyor.
* Dünya bu salgınla beraber maske takmaya alıştı galiba.
p. İçerik: Eserin neyi anlattığını, hangi konuyu ele aldığını ifade eden cümlelerdir.
* Onun bütün şiirleri buram buram Anadolu kokar.
* Hayal kırıklığı ve umutsuzluklarını dökmüş şair bu mısralara.
r. Üslup: Eserde yazarın dili nasıl kullandığını, nasıl bir anlatım tarzı kullandığını
ifade eden cümlelerdir.
* Yazar, romanlarında anlattığı yörelerin konuşma dilini kullanmayı tercih etmiş.
* Donuk, sıradan bir anlatım var bu hikâyede.

s. Tahmin: Akla, sezgiye ve tecrübeye dayanarak olabilecek bir durumu önceden


kestirme durumunu ifade eden cümlelerdir.
* Pasta çok güzel olmuşa benziyor.
* Kim bilir yaşasaydı ne güzel eserler verecekti.
15

ş. Olasılık: Bir şeyin gerçekleşme ya da gerçekleşmeme ihtimalinin ifade edildiği


cümlelerdir.
* Belki bu sınavdan daha yüksek bir not alabilirim.
* Sanırım Burak bu işin altından kalkamayacak.
t. Kesinlik: Anlamında kesinlik olan cümlelerdir.
* Bu yaptıklarının cezasını bir gün çekeceksin.
* Bu konuşma burada sona ermiştir.
16

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

GEÇİŞVE
BAĞLANTI
İFADELERİ
17

Cümlenin gidişatına göre cümlenin yönünü değiştiren, destekleyen


veya hangi şekilde ilerleyeceğini belirleyen ifadelere ‘’Geçiş ve Bağlantı
İfadeleri’’ denir.
* Yazarken veya konuşurken cümleleri birbirine bağlama ihtiyacı
hissederiz. Amacımız, düşüncelerimizi daha iyi ifade etmektir.
* Bu ifadeler sayesinde, bizi dinleyenler veya yazdığımızı okuyanlar
cümlenin nasıl gelişeceğini tahmin ederler.
* İki farklı anlamı; olumludan olumsuza, olumsuzdan olumluya, olumludan
olumluya ya da olumsuzdan olumsuza olacak şekilde bir arda
kullanmamıza yardımcı olur.

1. FARKLI DÜŞÜNMEYE YÖNLENDİREN İFADELER (DÜŞÜNCENİN


YÖNÜNÜ DEĞİŞTİREN İFADELER)
* Cümle içinde anlatmak istediğimiz iki zıt durum için bu ifadeleri
kullanırız.
* Bu cümleler, başlangıçtaki ifademiz olumluysa cümle devamında
olumsuza döner. Cümlemiz olumsuzsa devamında olumluya döner
Teknolojiyi iyi kullanamıyorum. Olumsuz ifade
Çabuk öğreniyorum. Olumlu ifade.
Teknolojiyi kullanamıyorum fakat çabuk öğreniyorum. (Cümle olumsuzdan
olumluya döndü)
* Düşüncenin yönünü değiştiren ifadelerden en sık kullandığımız
ifadelerden bazıları şunlardır: ‘’ ama, ancak, fakat, lakin, yalnız, ne var
ki, oysaki, halbuki, buna rağmen, yoksa, ya da…’’
* Okulumu çok seviyorum ama servisle gidip gelmek çok zor oluyor.
* Hatamı kabullenip özür diledim buna rağmen beni affetmedi.

2. AÇIKLAYICI ve DESTEKLEYİCİ İFADELER


* Aynı doğrultudaki iki cümleyi daha anlaşılır kılmak ve söyleneni
desteklemek için kullandığımız ifadelerdir.
* Konuşma ve yazıda konuyu daha iyi anlatmak için anlattıklarımızı farklı
şekilde ifade ederiz.
18

* Düşüncemizi desteklemek ve açıklamak için en sık kullandığımız en sık


kullandığımız ifadelerin bazıları: ‘’ örneğin, mesela, özellikle, hatta,
üstelik, açıkçası, ayrıca, başka deyişle, yani, gerekirse, açıklamak
gerekirse…’’
* Tüm evi tek başına toplamış hatta bahçeyi de süpürmüş
* Açlıktan midem kazınıyor başka bir deyişle karnım zil çalıyor.

3. ÖZETLEYEN VE SONUÇ BİLDİREN İFADELER


* Konuşurken ve yazarken anlattıklarımızı belli bir sonuca bağlamak,
kısaca özetlemek için bu ifadeleri kullanırız.
* Anlatımlarımızda en çok kullandığımız özetleyici ve sonuç bildiren
ifadelerden bazıları şunlardır: ‘’ böylece, kısaca, kısacası, özetle, sonuç
olarak, sonunda, böylelikle, görüldüğü gibi…’’
* İki aydır diyet yapıyorum böylece zayıflamaya başladım.
* Bu sizinle son toplantımız olacak kısacası artık beraber çalışmıyoruz.
19

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

DEYİMLER,
ATASÖZLERİ
ve
ÖZDEYİŞLER
20

DEYİM:
Genellikle gerçek anlamından ayrı, kendine özgü anlam taşıyan en az iki sözcükten
oluşan kalıplaşmış söz öbeğidir.

DEYİMLERİN ÖZELLİKLERİ
* Deyimler, anonimdir yani kimin söylediği belli değildir.
Yüreği sızlamak, küplere binmek, etekleri zil çalmak…

* Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden deyimi oluşturan sözcüklerin yerine u


sözcüklerin eş anlamlıları ya da yakın anlamlıları getirilemez., sözcüklerin yerleri
değiştirilemez.
‘’ Dünya başına yıkılmak’’ yerine ‘’Dünya kafasına yıkılmak’’ diyemeyiz.

* Deyimler ders vermez yalnızca durum bildirir.


Çenesi açılmak Durmadan konuşmak, gevezelik etmek
Etekleri zil çalmak Çok sevinmek

* Deyimler genellikle söz öbeği şeklindedir ancak az da olsa cümle şeklinde olan
deyimlerde vardır.
Başına çorap örmek
Ağız kalabalığı etmek Söz öbeği

Armut piş, ağzıma düş


Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla Cümle

* Deyimler, genellikle mecaz anlamlı olsa da gerçek anlamlı olan deyimler de vardır.
Deyimler anlam özellikleri açısından iki bölümde ele alınır.
Canı sağ olsun!
Hem suçlu hem güçlü. Gerçek Anlamlı

Buz gibi soğumak


Başının etini yemek Mecaz Anlamlı
21

ATASÖZLERİ
Deneyimlere, gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş öğüt verici
nitelikteki sözlerdir.
* Atasözleri, anonimdir yani söyleyeni belli değildir.
Rüzgar eken fırtına biçer. Ne ekersen onu biçersin.
* Atasözleri kalıplaşmış sözlerdir. Bu yüzden atasözünü oluşturan sözcüklerin
yerine bu sözcüklerin eş anlamlıları ya da yakın anlamlıları getirilemez, sözcüklerin
yerleri değiştirilemez.
Görünen köy kılavuz istemez (Doğru) Görünen köy uzakta değildir ( Yanlış)
* Atasözleri cümle şeklindedir ve mutlaka bir öğüt içerir.
Abanın kadri yağmurda bilinir.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
* Atasözlerinden bazıları aynı anlama gelir.
Ne ekersen onu biçersin Rüzgar eken fırtına biçer.
* Atasözlerinden bazıları zıt anlamlıdır.
Öfke baldan tatlıdır. Öfkeyle kalkan zararla oturur.
* Atasözleri anlama özellikleri bakımından üç bölümde ele alınır.
a. Gerçek Anlamlı Atasözleri: Tüm sözcüklerin gerçek anlamda kullanıldığı sözlerdir,
mecazlı bir ifade yer almaz.
Bugünün işini yarına bırakma. Akıllı düşman, akılsız dosttan iyidir.
b. Mecaz anlamlı atasözleri: Sözcüklerden en az birinin gerçek anlamı dışında
kullanıldığı sözlerdir.
Mum dibine ışık vermez. Minareyi çalan, kılıfını hazırlar.
c. Hem gerçek hem mecaz anlamlı atasözleri: İki anlama da gelebilecek şekilde
kullanılan sözlerdir.
Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

ÖZDEYİŞ (VECİZE)
Bir düşünceyi, bir duyguyu özlü bir şekilde anlatan, kim tarafından söylendiği belli
olan sözlerdir.
Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. (Mustafa Kemal ATATÜRK)
Yumuşak olma ezilirsin, sert olma kırılırsın. (Victor HUGO)
İyiliği yalnız iyiler anlar, kötülüğü herkes. (Cenap ŞAHABETTİN)
22

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

CÜMLENİN
ÖGELERİ
23

TEMEL ÖGELER
YÜKLEM
Cümlede oluş, iş ve hareket bildiren sözcük ya da sözcük grubudur.
Hafta sonu Ankara’ya gidiyoruz. Arabamı on gün önce yıkattım.
* Fiiller, kip ve kişi eki alarak yüklem olabilir.
Her zaman böyle hızlı hızlı konuşuyorsun
* İsimler veya isim soylu sözcükler ek fiil alarak yüklem olabilir.
Hikayenin kahramanı bir öğretmendi.
* Cümlede birden fazla yüklem olabilir.
Akşam kapımız çalındı, biraz da merakla kapıyı açık.
* Yüklem, genelde cümlenin sonundadır ancak başında veya ortasında da olabilir.
* Tek bir sözcük yüklem olabileceği gibi bir sözcük grubu da yüklem olabilir.
* Tamamı yüklem olan cümlelerde olabilir.
* Tüm sözcük türleri (İsim, zamir, fiilimsi, tamlamalar, edatlar, deyimler) yüklem
olabilir.

ÖZNE
Bir cümlede bildirilen işi yapan, yüklemin bildirdiği durumu üzerine alan kişi veya
varlıktır.
* Hepimiz için çok değerli olan bu dizeleri Mehmet Akif Ersoy yazmıştır.
Özneyi bulmak için yükleme ‘’ Kim? ve ‘’Ne?’’ soruları sorulur.
Ali okuldan çıktı.
Özne Yüklem

ÖZNE TÜRLERİ
1. GERÇEK ÖZNE: Açık ve gizli özne olmak üzere iki çeşittir.

a. Açık Özne: Cümlede açıkça yazılı olan öznedir.


Alper Türkçe sınavına çalışıyor. Çalışan kim? Alper
Açık Özne Yüklem

b. Gizli Özne: Cümlede açıkça yazılı olmayan cümledir.


Bütün gece Türkçe sınavına çalıştım. Çalışan kim? Ben (Gizli Özne)
2. SÖZDE ÖZNE: Eylemin, kim tarafından yapıldığı belli olmayan cümlelerde yapılan
işten etkilenen ögedir. Bir cümlede sözde özne olabilmesi için yüklemde mutlaka ‘’-l’’
ve ‘’n’’ seslerinden birinin bulunması gerekir.
Bahçe güzelce temizlendi. Temzilenen ne? Bahçe
24

YARDIMCI ÖGELER

1. NESNE
a. Belirtili nesne: Yükleme sorulan ‘’Neyi?’’, ‘’Kimi’’, sorularının cevabı belirtili
nesneyi verir. Belirtili nesne olan sözcük ya da sözcük grubu belirtme hal ekini (-i
hal ekini) alır.
Hepimiz evi temizledik. Neyi temizledik. evi
Özne B.li Nesne Yüklem

b. Belirtisiz Nesne: (Özneyi bulduktan sonra) Yükleme sorulan ‘’Ne?’’ sorusunun


cevabı belirtisiz nesneyi verir.
Bahçedeki ağaçlar yaprak döktü. Bahçedeki ağaçlar ne döktü? Yaprak
B.siz Nesne yüklem

2. YER TAMLAYICISI (DOLAYLI TÜMLEÇ)


Yükleme sorulan ‘’Kime?’’ , ‘’kimde?’’ , ‘’Kimden’’; ‘’Neye?’’, ‘’Neyde?’’ ‘’Neyden’’;
‘’Nereye’’, ‘’Nerede’’, ‘’ Nereden’’ sorularının cevabı yer tamlayıcısını verir.
Yoldan geçenler bizim eve bakıyordu. (nereye bakıyordu- bizim eve)
YT yüklem
Bu soruyu sana soracak. ( Kime soracak-sana)
YT Yüklem

NOT: Yer tamlayıcısı olan sözcük ya da sözcük grubunda mutlaka ‘’-e, -de, -den ‘’
hal eklerinden biri bulunur.

3. ZARF TAMLAYICISI (ZARF TÜMLECİ)


Yükleme sorulan ‘’Ne zaman?’’ , ‘’Nasıl?’’ , ‘’Niçin?’’ , ‘’Niye’?’ , ‘’Neden’?’ , ‘’Ne
kada?’’ , ‘’ Ne şekilde?’’ , ‘’ Ne ile?’’ , ‘’ Kim ile?’’ , ‘’Nereye?’’ sorularının cevabı
zarf tamlayıcısını veriri.
Buraya uçakla gelmiş. (ne ile gelmiş – uçakla)
YT ZT Y
İhtiyar kadıncağız merdivenleri yavaş yavaş çıktı. (Nasıl çıktı - yavaş yavaş)
Ö B.li N ZT Y
NOT: ‘’Nereye ‘’ sorusuna cevap olan ‘’ aşağı, yukarı, içeri, dışarı, ileri, geri, öte,
beri’’ gibi yer-yön bildiren sözcükler ek almadıklarında zarf tamlayıcısı; ‘’-e, de,-
den’’ eklerinden birini aldıklarında yer tamlayıcısı olurlar.
25

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

CÜMLEDE
VURGU
26

Konuşur ya da okurken cümle içindeki bazı sözcükleri diğer


sözcüklerden daha baskılı daha şiddetli bir ses tonuyla söyleriz. İşte bu
baskılı söylemeye cümle vurgusu denir. Cümlede vurgulu olan öge
cümlenin en önemli ögesidir.
1. FİİL (EYLEM) CÜMLELERİNDE VURGU
Fiil cümlelerinde yüklem sonda ortadaysa vurgu yüklemden bir önceki
sözcüktedir.
* Bu şiiri yarın törende Kemal okuyacak. (Özne vurgulanmış.)
* Kemal yarın törende bu şiiri okuyacak. ( Belirtili nesne vurgulanmış)
* Kemal bu şiiri yarın törende okuyacak. (Yer tamlayıcısı vurgulanmış)
* Bu şiiri törende Kemal yarın okuyacak. (Zarf tamlayıcısı vurgulanmış)
* Kemal okuyacak yarın törende bu şiiri. (özne vurgulanmış - Yüklem sonda değil)

NOT: Yüklemin başta olduğu fiil cümlelerinde ise yüklemden önce herhangi bir öge
bulunmadığı için vurgu yüklemin kendisindedir.
Okuyacak yarın törende bu şiiri Kemal. (Yüklem vurgulanmış)
2. İSİM (AD) CÜMLELERİNDE VURGU
İsim ya da isim soylu sözcüklerin yüklem olduğu cümlelerde, vurgu yüklemin
kendisindedir.
* Doğa yürüyüşleri yapmak zevklidir. Yüklem vurgulanmış
* Ortalık yine sessizdi.
* Dün seni soran Fatih’ti
* Semiha’nın annesi öğretmendir.
* Hafta sonları en sevdiğim aktivite ormanda yürümektir.
* Bu araştırmaların amacı insan ömrünü uzatmaktır.
3. KOŞUL (ŞART) CÜMLELERİNDE VURGU
Koşul cümlelerinde vurgu, koşul bildiren cümlelerdedir.
* Zamanında yetişebilirsen otogarda görüşürüz. Zarf tamlayıcısı vurgulanmıştır.
* İşin erken biterse sinemaya gidebiliriz.
* Yağmur yağmazsa halıları yıkarız.
* Burak’ı görürsen beni aramasını söylersin.

4. SORU CÜMLELERİNDE VURGU


Soru sözcüklerinin bulunduğu cümlelerde vurgu, soru sözcüğünün üzerindedir.
* Kim söyledi sana tüm bunları. Özne vurgulanmış.
* Kimi tutuyorsun bu yıl okul turnuvasında. Belirtili nesne vurgulanmış.
* Bu lezzetli kurabiyeleri nereden aldın. Yer tamlayıcısı vurgulanmış.
* Karşıma neden daha önce çıkmadın. Zarf tamlayıcısı vurgulanmış
27

NOT: ‘’-mi’’ soru edatı ve ‘’de’’ bağlacı, vurguyu kendisinden önceki sözcüğe verir.
* Bunları sana İsmail mi anlattı Özne vurgulanmış.
* Türkçe sınavına yarın mı gireceksiniz. Zarf tamlayıcısı vurgulanmış
* Sen dün Özlem’in yanına gittin mi? Yüklem vurgulanmış
28

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

FİİLDE
(EYLEMDE)
ÇATI
29

Fiillerin özneye ve nesneye göre aldıkları durumlara ve gösterdikleri


özelliklere çatı denir.
NOT: Yüklemi isim olan cümlelerde çatı özelliği aranmaz.

A. ÖZNESİNE GÖRE ÇATILAR


1. Etken Filler:
* Gerçek özne alabilen tüm fiiller, etken çatılıdır.
* Öznenin açık ve gizli olması fark etmez çünkü işi yapan bellidir.
*Ahmet yarın Antalya’ya gidecekmiş.
* Bu sınava gerçekten çalışmıştım.

2. Edilgen Filler:
* Sözde özne alabilen tüm fiiller, edilgen çatılıdır.
* Yüklemde mutlaka ‘’-l veya -n’’ seslerinden birinin bulunması gerekir.
* Edilgen çatılı fiillerde işi yapan bellidir.
* Edilgen çatılı fiillerde nesne bulunmaz.
* Annemin cüzdanı sonunda bulundu.
* Leyla sınavda kurallara uymadığı için uyarıldı.

NOT: * Yükleminde ‘’-l ve –n’’ bulunduran her sözcük edilgen olmaz.


Hatice, senin bu davranışların yüzünden çok üzülmüş.
Her sabah olduğu gibi okula gitmek için giyindi.
* Zaman içinde gerçekleşen doğal olaylar ile tabiat olaylarının bulunduğu
cümlelerde, yüklemde ‘’-l ve –n’’ ekleri olsa bile, özne gerçek kabul edilir. Bu tür
cümleler, etken çatılı olarak değerlendirilir.
Şiddetli rüzgara dayanamayan ağaçlar yıkıldı.
Arabamız bozuk yolda çok sarsılıyordu.
BAZI ÇATI SORULARI, ANLAM ÖZELLİĞİ İLE SORULABİLİR.
---- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne hem işi yapan hem de yaptığı işten
etkilenen varlık durumundadır?
Gülten saatlerce aynanın karşısında süslenir. (Süslenme işini özne kendisi yapıyor
ve bu işten yine kendisi etkileniyor.)
---- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok öznenin bir işi birlikte yapma anlamı
vardır?
Kuzular meleşiyor. (Meleşme işi birlikte yapılan bir eylemdir.)
---- Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden çok öznenin bir işi karşılıklı yapma
anlamı vardır?
Onunla yıllardır mektuplaşıyoruz. (Mektuplaşma işi karşılıklı yapılan bir eylemdir)
30

B. NESNESİNE GÖRE
1. Geçişli Fiiller:
Nesne alan ya da alabilecek durumda olan tüm fiiller geçişlidir.
* Öğretmenimiz seni sordu. * Soner gazete okuyor.
* Asalında babamı anlıyorum.
Annem sokaktan aldı. Nesne yok ama alabilecek durumda.

2. Geçişsiz Filler:
Nesne almayan / alamayan tüm fiilller geçişsizdir.
* Bugün okula erkenden gittim. * Adamın bu sözlerine çok üzüldüm.
* Yorgunluktan erkenden uyumuş.
NOT: Tek başına bir fiil verilip geçişlilik durumu sorulduğunda, fiilin başına ‘’onu’’
sözcüğünü getiririz. Anlamlı noluyorsa geçişli, olmuyorsa geçişsizdir.
Onu sordu---------NOT: Tek başına bir fiil verilip geçişlilik durumu sorulduğunda,
fiilin başına ‘’onu’’ sözcüğünü getiririz. Anlamlı noluyorsa geçişli, olmuyorsa

NOT: ‘’ –r, -t, -tır’’ ekleri, geçişsiz bir fiile geldiğinde o fiili geçişli hale dönüştürür.
Aynı ekler, geçişili bir fiile getirildiğinde o fiilin geçişlilik derecesi artar.
* Kız gece boyunca ağladı. * Kızı gece boyunca ağlattı
* Doğan bize kapıyı açtı. * Doğan bize kapıyı açtırdı.
NOT: ‘’ –r, -t, -tır’’ eklerinden birini alarak geçişli hale dönüşen fiillerde özne, işi
kendisi yapar.
* Ağladı ---- Geçişsiz * Düştü ---- Geçişsiz
* Ağlattı ---- Geçişli * Düşürdü ---Geçişli

NOT: Geçişli bir fiil ‘’ –r, -t, -tır’’ eklerinden birini alırsa cümleye, ‘’ işi başkasına
yaptırma’’ anlamı verir.
* Okudu ---- Geçişli * Okuttu ---Geçişli
31

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

PARÇADA
ANLAM
32

1. PARAGRAFTA BAŞLIK: Paragrafta anlatılanları en iyi özetleyen sözcük ya da


sözcük grubudur. Şiir için de aynı durum söz konusudur.
Paragrafta başlığın özellikleri şunlardır:
* Paragrafın tamamını kapsar.
* Paragrafın konusu ve ana fikri ile bağlantılıdır.
* İlgi çekici ve düşündürücüdür.

2. PARAGRAFTA KONU: Yazarın üzerinde durduğu olay, durum ya da düşünce


paragrafın konusunu oluşturur. Şiir için de aynı durum söz konusudur.
Paragrafta konunun temel özellikleri şunlardır:
* Paragrafın tamamını kapsar.
* Paragrafta üzerinde durulan olay, durum ya da kavramdır.
* Anlatılan nedir? , Neden söz ediliyor? Soruları metnin konusunu verir.

3. PARAGRAFTA ANAHTAR KELİME: Bir cümlenin veya paragrafın yansıtmak


istediği anlam, vermek istediği mesaj için en büyük ipucunu veren ana kavram ya da
kelimeye anahtar kelime denir.

4. PARAGRAFTA ANA FİKİR (ANA DÜŞÜNCE): Okuyucuya verilmek istene


mesajdır. Şiir için de aynı durum söz konusudur.

Paragrafta ana fikrin temel özellikleri şunlardır:


* Verilmek istenen mesajı kapsar.
* Metinden çıkarılması gereken derstir.
* ’’ Bu metin hangi amaçla yazılmıştır?’’ ‘’Okuyucuya verilmek istenen mesaj nedir?’’
soruları metnin ana fikrini verir.

5. YARDIMCI FİKİR: Paragrafta ana düşünceyi destekleyen düşüncelerdir.


Paragrafta yardımcı düşüncenin temel özellikleri şunlardır:
* Ana düşüncenin daha iyi açıklanmasını sağlar.
* Ana fikir bir taneyken yardımcı düşünce birden fazladır.
* Yardımcı fikir soru kalıpları genellikle olumsuzdur.

6. PARAGRAFTA SORU-CEVAP: Paragrafın hangi soruya cevap olarak verilmiş


olabileceği sorulur.
Paragrafta soru – cevap özellikleri şunlardır:
* Soru ile metin arasında bir bütünlük olmalıdır.
* İlk cümle genellikle fikir verebilir ancak metnin bütününe mutlaka bakılmalıdır.
33

7. PARAGRAFTA HİKAYE UNSURLARI: Olay yazılarında aşağıdaki unsurlar çok


önemlidir.
OLAY: Yaşanmış ya da yaşanabilecek durumdadır.
ŞAHIS KADROSU (KAHRAMANLAR-KİŞİLER): Olayları yaşayan ve olaylardan
etkilenen kahramanlardır.
YER (MEKAN): Olayın yaşandığı çevre veya mekandır.
ZAMAN: Olayın yaşandığı dönem, an, mevsim ya da gündür.

8. PARAGRAFTA YAPI:
GİRİŞ BÖLÜMÜ:
* Giriş Cümlesi bağımsızdır.
* Diğer cümleler giriş cümlesine biçimce ve anlamca bağlıdır.
* Kendinden önce geçmiş bir cümle varmış izlenimi uyandırmamalıdır.
* Giriş cümlesinde kendinden önceki cümleye bağlılık ifade eden ‘’ bu yüzden,
bundan dolayı, kaldı ki, yine de, ama, fakat, oysa, çünkü, bunun için, ise, de …’’ gibi
bağlayıcı ifadeler yer almaz.
* Geliştirilmeye, açıklamaya uygundur.

GELİŞME BÖLÜMÜ
* Giriş cümlesine ya da bir sonraki cümleye anlamca ve yapıca bağlıdır.
* Ana düşünceyi açıklayıcı destekleyici örnekler bulunur.
* Düşünceyi anlaşılır hale getirmek amacıyla benzetme, karşılaştırma, tanık gösterme
vb. düşünceyi geliştirme yolları kullanılır.
* Giriş ve sonuç bölümlerine göre daha kapsamlı olan bölümdür.

SONUÇ BÖLÜMÜ
* Paragrafta anlatılanları özetleyen bölümdür.
* Gelişme bölümünde anlatılan olay, düşünce ya da duygular bir sonuca bağlanır.
* Bazen ana düşüncenin sonuç bölümünde verildiği de olur.
* Sonuç cümlesi’’ kısaca, özetle, böylece, bundan dolayı…’’ gibi bağlayıcı sözlerle
başlar.

9. DÜŞÜNCEYİ GELİŞTİRME YOLLARI


Bir yazının daha ilgi çekici, daha etkileyici ve daha inandırıcı olmasını sağlamak için
çeşitli düşünceyi geliştirme yollarına başvururuz.
A. TANIMLAMA
* Metinde, ‘’Bu nedir? , ‘’Bu kimdir?’’ sorularına cevap veren cümlelerdir.
* Genellikle açıklama metinlerinde kullanılır.
34

B. KARŞILAŞTIRMA
* Birden fazla varlık ya da kavram arasındaki benzerlik ve karşıtlıkların
kıyaslanmasıdır.
* Genelde açıklama ve tartışma metinlerinde karşımıza çıkar.
C. ÖRNEKLENDİRME
* Bir düşünceyi somutlaştırmak için örneklerden yararlanmaya denir.
*Temel amaç, düşüncenin anlaşılmasını sağlamaktır.
* Genelde açıklama ve tartışma metinlerinde karşımıza çıkar.
D. TANIK GÖZTERME
* Bir düşüncenin doğruluğuna okuyucuyu inandırabilmek için tanınan, bilinen , itibar
gösterilen kişilerin sözlerinden alıntı yapılmasıdır.
* Kişi belirtilmeden yalnızca kişinin sözünü kullanarak da tanık gösterme yapılabilir.
Sonuçta o sözü araştırarak da söyleyen kişiyi bulabiliriz.
E. SAYISAL VERİLERDEN YARARLANMA
* Düşüncenin ispatlanabilmesi için istatistik içeren verilerden, grafiklerden, çeşitli
ölçümlerden yararlanılmasıdır.
* İstatistiki veriler rakamlarla belirtilebileceği gibi yazıyla da belirtilebilir.
F. BENZETME
* Aralarında ilgi bulunan iki kavramdan birinin diğerine benzetilmesidir.
* Tam bir benzetmede dört unsur bulunur. Benzeyen, Benzetilen, Benzetme yönü,
Benzetme edatı
G. DUYULARDAN YARARLANMA
* Metinde birden fazla duyuya yer verilmesidir. (Görme, işitme, koklama …)

10. ANLATIM BİÇİMLERİ:


A. AÇIKLAMA:
* Temel amaç okuyucuya bilgi vermektir.
* Düşünce yazılarında sıkça karşımıza çıkar.
* Nesnel anlatım ön plandadır.
B. TARTIŞMA
* Temel amaç okuyucuyu ikna etmeye çalışmaktır.
* Düşünce yazılarında sıkça karşımıza çıkar.
* İki farklı düşünce olur ve bu düşüncelerden biri yazar tarafından desteklenir.
* Öznel anlatım ön plandadır.
35

C. BETİMLEME
* Temel amaç, varlıkları okuyucunun zihninde canlandırmaya çalışmaktır.
* Yazar adeta sözcüklerle resim çizmeye çalışır.
* Gözlem esastır ve olay yazılarında sıkça karşımıza çıkar.
* Betimleme metinlerinde hareketlilik yoktur ya da çok azdır.
* Betimlemeyi bir fotoğraf gibi düşünebiliriz.

D. ÖYKÜLEME:
* Temel amaç, yaşanmış ya da yaşanabilir bir olayı okuyucunun zihninde
canlandırmaya çalışmaktır.
* Gözlem esastır ve olay yazılarında sıkça karşımıza çıkar.
* Öyküleme metinlerinde hep bir hareket vardır.
* Öykülemeyi bir video kaydı gibi düşünebiliriz.

11 ANLATICI TÜRLERİ
Olayları, kişileri, zaman ve mekanı okuyucuya aktaran kişidir. İki tür anlatıcı vardır.
1. BİRİNCİ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM
* Yazar kendi başından geçen ya da içinde bulunduğu bir olayı anlatır.
* ‘’Ben ve biz’’ ifadeleri ile bu ifadelere uygun ekler kullanılır.
2. ÜÇÜNCÜ KİŞİ AĞZIYLA ANLATIM
* Yazar duyduğu ya da gördüğü şeyleri anlatır.
* ‘’O ve onlar’’ ifadeleri ile bu ifadelere uygun ekler kullanılır.
36

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

SÖZEL MANTIK
VE
MUHAKEME
37

Son yıllarda LGS’de sözel mantık ve muhakeme alanından sorular çıkmaktadır. Bu


tip sorular bizim hafızamızı, analiz ve sentez yeteneğimizi, okuduğumuzu anlama ve
yorumlayabilme becerimizi ölçmeyi amaçlar. Aslında bu sorular bulmaca tadındadır.
Aynı tipte sorulardan çok sayıda çözerek hem kendimize özgü çözüm yöntemleri
geliştirebilir hem de hız kazanabiliriz.

Bu konuda sorular genel olarak şu şekilde karşımıza çıkmaktadır.


A. Tablo Soruları
B. Sıralama Soruları
C. Yer-Yön Belirleme Soruları
D. Gruplama Soruları
E. Şifreleme Soruları

Bu soruların tek bir çözüm yöntemi olmamakla beraber, hemen hemen tüm soru
tiplerinde ortak olan, dikkat etmemiz gereken bazı noktalar vardır.

* Sorunun tanımını, özellikle soru kökünü hızlı bir şekilde okuyalım.


* Verilen öncüllerden hareketle bir tablo ya da sıralama cetveli oluşturmaya
çalışalım.
* bunu yaparken dikkat etmemiz gereken bazı ifadeler vardır: hemen arkasında,
hemen önünde, yan yana, en ortada, karşılıklı, yalnızca, peş peşe gibi…
* Tablomuzu oluştururken öncüllerin üstünü çizelim. Böylece soru sonunda
kullanmadığımız bilgi kalmadığından emin olalım.
* Kesin verilen bilgileri tablomuza yerleştirelim, ihtimalleri ise yanına not alalım ya
da ihtimal olduklarını unutmadan tabloya yerleştirelim.
* Elde ettiğimiz çizime dayanarak ve ihtimalleri de göz önünde bulundurarak
seçeneklere yönelelim.
* Unutmayalım! Tablolar her zaman tam olmaz. Sorularda bazen kesinlik aranır
bazen ise ihtimaller üzerinden yanıta ulaşmamız istenir.

A. TABLO SORULARI
1. Aslında bütün sözel mantık sorularının temelinde tablo oluşturma vardır. Soru,
bazen öncüller verilip bizden tablo oluşturmamızı beklerken bazen de hazır bir
tabloyu yorumlamamızı isteyebilir.
2. Tabloyu oluştururken öncelikle öncülden verilen bilgilerden kesin olanları
yerleştiririz. Bunu yaparken örtülü anlamlara da dikkat etmemiz gerekir.
3. İhtimallerin tamamını tabloyu karıştırmayacak şekilde içine ya da yanına not
almak gerekir.
4. Soruda verilen sayılar önemlidir, sayılara mutlaka dikkat etmemiz gerekir.
5. Tablo çizmek, soruyu sadeleştirecek ve çözüm yaparken işimizi
kolaylaştıracaktır.
38

B. SIRALAM SORULARI
1. Tablo oluşturma soru kalıbında uyguladığımız yöntemler burada da geçerlidir.
2. Bu soru kalıbında genellikle kimin kaçıncı olduğu, kaçıncı sırada yer aldığı,
eşyaların ya da araçların kaçıncı sırada bulunduğu sorulmaktadır.
3. Bu sorularda sıralamayı oluştururken soru kökünde verilen sıralamanın neye göre
yapıldığını tespit edip, tablomuzu öyle çözeriz.

4. Neye göre sıralama yapılabilir.


* Zamana göre (Günler, aylar, yıllar, saatler…)
* Kişilerin durum ve tercihlerine göre ( Kişilerin bir organizasyondaki sıraları,
dereceleri)
* Eşyalara göre ( hangi rafta, hangi katta…)
* Kişilerin bulunduğu kategoriye göre (Bölümleri, meslekleri, grupları, okulları,
dersleri …)
* Sıralama yaparken art arda, yan yana, hemen sonra vb. ifadeleri doğru
anlamalıyız. Örneğin ‘’Pelin ve Ece sinemaya peş peşe gitmiştir.’’ dediğimizde Ece mi
yoksa Pelin mi önce gitti bilemeyiz. Fakat ‘’Ece, Pelin’den hemen sonra sinemaya
gitmiştir.’’ Dediğimizde önce kimin gittiği bellidir
* Sorudaki ‘’ önce veya hemen önce, sonra veya hemen sonra, üstünde veya bir
üstünde’’ ifadelerinin farkına dikkat etmeliyiz. Örneğin ‘’ Pelin, Ece’den sonra
gitmiştir.’’ Dersek araya başka kişilerde girebilir. Fakat ‘’ Pelin, Ece’den hemen
sonra gitmiştir.’’ Dersek bitişik sıralarız, aralarına kimse giremez.

C. YER – YÖN BELİRLEME SORULARI


1. Sıralama soruları ile aynı mantıkla kurulmuş sorulardır. En önemli yönü bir yerde
geçmesi ya da yerleştirmede yönleri esas almasıdır.

2. Soru bir apartman, sınıf, yol, sokak, otopark üzerine kurulmuş olabilir ya da
eşyalar birbirine göre sağ, sol, aşağı, yukarı, doğu, batı, kuzey ve güneye göre
konumlandırılmış olabilirler.

3. Sorudaki ‘’hemen üstünde, üstünde, altında, bir altında, solunda, hemen solunda’’
gibi ifadelere çok dikkat etmeliyiz.

4. Bu soru kalıbında verilen eşya ya da kişiler; öncüldeki yer, yön ya da konumlarına


göre yerleştirilmelidir.5. Şekil verilip ‘’ şekle göre’’ denebilir ya da verilen
bilgilerden hareketle bizim şekil oluşturmamız gerekebilir.
39

D. GURUPLAMA SORULARI
1. Sıralama soruları ile aynı mantıkla kurulmuş sorulardır. Verilen bilgilerden
hareketle kümeler oluşturur ve elemanları içlerine yerleştirerek çözüme ulaşırız.
2. Bu sorularda bir grupta olmak önemlidir. Grup içindeki elemanların sıralamaları
önemli değildir.
3. Eğer soruda ‘’ grup’’ ifadesi geçiyorsa bu bir gruplama sorusudur.

E. ŞİFRELEME SORULARI
1. Şifreleme soruları şimdiye kadar anlattığımız sorulardan tamamen farklı olup belli
bir çözümleri de yoktur.
2. Soruyu çözmek bizim bakış açımız, dikkatimiz ve görme yeteneğimiz ile ilgilidir.
3. Soru tipinde genelde örnek verilir ve bu örneğe dayalı olarak oluşturulan yeni
durumu çözmemiz istenir.
4. Soru; kodlamalar, birbirine bağlı ilişkiler ve örtülü ifadeler esasına dayalıdır.
5. Bunları akıl ve zeka oyunlarına benzetebiliriz.
6. Tek bir çözümü olmadığından bu soru tipinden bolca çözerek bakış açımızı
zenginleştirmemiz mümkündür. Böylece yeni bir soru görünce hızlıca bir yöntem
belirleyebiliriz.
40

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

CÜMLE TÜRLERİ
41

CÜMLE TÜRLERİ

A. YÜKLEMİNİN B. YÜKLEMİNİN C. ANLAMLARI


D. YAPILARINA
TÜRÜNE GÖRE TÜRÜNE GÖRE BAKIMINDAN
GÖRE CÜMLELER
CÜMLELER CÜMLELER CÜMLELER

1. Fiil (eylem) 1. Kurallı Cümle 1. Olumlu Cümle 1. Tek Yüklemli


Cümlesi 2. Devrik Cümle 2. Olumsuz Cümle Cümle
2. İsim (Ad) 3. Eksiltili cümle 3. Soru cümlesi 2. Birleşik Cümle
cümlesi 4. Ünlem Cümlesi a. İçinde fiilimsi
Olan Cümle
b. Şartlı Birleşik
Cümle
c. ‘’ki’’ li Birleşik
Cümle
d. İç İçe Birleşik
Cümle
3. Birden Çok
Yüklemli Cümle
4. Bağlacı Olan
Cümle

A. YÜKLEMİNİN TÜRÜNE GÖRE CÜMLELER


1. Fiil (eylem) Cümlesi
Yüklemi haber veya dilek kiplerinden biriyle çekimlenmiş olan cümledir.

Bugün sinemaya gidelim. Git ve tak fiilleri dilek kipiyle


Yaka kartlarımızı bu alanda takmalıyız çekimlenmiş fiil cümleleridir.

Sabaha kadar uyuduk. Uyu ve anlat fiilleri haber kipiyle çekimlenmiş


Sana her şeyi anlatacağım. fiil cümleleridir.
42

2. İsim (Ad) Cümlesi


Yüklemi ek fiil ile çekimlenmiş olan cümlelerdir.

Bugün hava yağmurluydu. Yağmurlu, sapsarı, konuşmak sözcükleri


Elif’in saçları sapsarıydı. ek fiil ile çekimlenmiş isim cümleleridir.
Tek yaptığı bizimle konuşmaktı

UYARI:
Hem isim hem fiil olarak kullanılabilen sözcüklerin yüklem olduğu cümlelere
dikkat etmek gerekir. Cümleyi okumadan yalnızca yükleme bakılırsa hata yapılır.

Beklediğimiz gibi akşama doğru şehre vardı. Fiil cümlesi


Yanında biraz ekmek, biraz da peynir vardı. İsim cümlesi

NOT: Bu tür cümleleri ayırt etmenin pratik yolu yüklem olan sözcüğün köküne
‘’-ma, -me’’ olumsuzluk eki getirerek okumaktır. Eğer yüklem anlamlı ise fiil, anlamsız
ise isim dir.

B YÜKLEMİNİN YERİNE GÖRE CÜMLELER


1. Kurallı (Düz) Cümle
Yüklemi sonda olan cümlelere kurallı cümle denir.
Okulun kapılarını açık bırakmayın.
Bu kadar süt koymak yeterlidir. Kurallı cümleler

2. Devrik (Kuralsız) Cümle


Yüklemi sonda olmayan cümlelere devrik cümle denir.
Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle?
Ben çocuktum o yangın çıktığında Devrik cümleler

3. Eksiltili Cümle
Yüklemi olmayan cümleler, eksiltili cümlelerdir. Eksiltili cümlelerin sonuna üç nokta
(…) konur.
Beni öyle üzdün ki …
Tam aklımdan geçenleri söyleyecekken… Eksiltili cümleler
43

C. ANLAMLARI BAKIMINDAN CÜMLELER


1. Olumlu Cümle
İsim veya fiil cümlelerinde yüklemde bildirilen işin gerçekleştiğini,
gerçekleşeceğini ya da var olduğunu belirten cümleler, olumlu cümlelerdir.
Sizi gördüğüm için emnun oldum.
Çocuğun biraz ateşi var Olumlu cümleler

NOT: Kötü ya da olumsuz olarak algıladığımız durumlar, cümleyi olumsuz yapmaz.


Önemli olan şey yargının gerçekleşip gerçekleşmediğidir.
Alper dün maçta kolunu kırmış.
Komşumuz ihsan amca dün ölmüş. Olumlu cümleler

2. Olumsuz Cümle
İsim veya isim cümlelerinde yüklemde bildirilen işin gerçekleşmediğini,
gerçekleşmeyeceğini ya da var olmadığını belirten cümleler olumsuz cümlelerdir.
Olumsuz cümleler; ‘’-ma, -me, -mı, -mi, - mu, -mü; -maz, mez; -sız, -siz, -suz, süz’’
ekleriyle ve ‘’yok, değil’’ sözcükleriyle yapılır.

İzmir bu mevsimde soğuk değildir.


Cüzdanında hiç para yok.
Artık o mahalleye gitmiyorlar.
Semra’nın yaptığı çorba tuzsuzdu.
O anları tekrar yaşamak istemedim. Olumsuz cümleler

NOT: Bazı cümleler biçimce olumlu olduğu halde anlamca olumsuz olabilir.
Cümle: Eski zamanlardan kim kaldı?
Cümleden Çıkan Anlam: eski zamanlardan kimse kalmadı.
Sonuç: Eski zamanlardan kim kaldı? Cümlesi olumsuz bir cümledir.

NOT: Bazı cümleler biçimce olumsuz olduğu halde anlamca olumludur.


Cümle: Seni dinlemiyor değilim.
Cümleden çıkan anlam: Seni dinliyorum.
Sonuç: Seni dinlemiyor değilim. Cümlesi olumsuz bir cümledir.
NOT: Biçimce ve anlamca olumlu / olumsuzluk ifadeleri verilmeden cümlenin
anlamı sorulduğunda, biçime değil anlama bakarız. Çünkü esas olan anlamdır.
44

3. Soru Cümlesi
Cevap almak için kurulan cümleler, soru cümleleridir.
* Bugün bize gelecek misiniz?
* Sevim’in elbisesi güzel mi?
NOT: Soru cümleleri, gerçek ve sözde soru cümleleri olmak üzere ikiye ayrılır.

a. Gerçek Soru Cümleleri:


Amaç soruya cevap almaktır.
Kahvaltıda ne yemek istersiniz?
Yeni konuyu anladın mı?

b. Sözde soru Cümleleri:


Amaç cevap almak değil daha çok bilineni vurgulamaktır.
Onun için yaptığın fedakarlıkları görmez olur muyum? (Onaylama)
Bütün bunları ona ben mi yapmışım? (İnkar)
Bu maaşla bir ay geçinilir mi? (Azımsama)
Seven, sevdiğine böyle yapar mı? (Ayıplama, kınama)
Bir dilim daha kek alabilir miyim? (Rica)

4. Ünlem Cümlesi
Sevgi, korku, heyecan, şaşkınlık gibi duyguları ifade eden cümlelerdir.
Hey, buraya gel! Ayy çocuğun ayağı acıdı!
Tüh, otobüsü kaçırdım! Eyvah, işe geç kalacağım!
Aaa, ne zaman geldin! Öff, bu iş kolay kolay bitmez!

D. YAPILARINA GÖRE CÜMLELER


Yapılarına göre cümleler konusunun iyi anlaşılabilmesi için yan cümle ve temel
cümle kavramlarının iyi bilinmesi gerekir.

Temel Cümle:
Birleşik cümlelerde yarım yargıları sonuca bağlayan, asıl yargıyı bildiren
cümlelerdir. Temel cümle, içinde mutlaka yüklemi barındırmalıdır.
Yıllarca Ankara’da oturdular. Oturdular, yüklemdir aynı zamanda temel
cümledir
Bilgisayarım evde kalmış. Kalmış, yüklemdir; temel cümle, yüklemi içinde
barındırmaktadır.
45

Yan Cümle:
Birleşik cümlelerde ana cümlenin anlamını tamamlayan yardımcı unsurlardır.
Genellikle yarım yargı bildirirler. Türkçemizde yan cümle dört şekilde yapılır.

a. Fiilimsilerle yapılır. Bir cümlede ne kadar fiilimsi varsa bir o kadar da yan cümle
vardır.
Ağlayınca her şeyi unutarak sarıldık.
Yan cümle Yan cümle Temel cümle
b. ‘’-sa / -se’’ şart ekiyle yapılır.

Eğer beni ararsan burada olacağım.


Yan cümle Temel cümle
c. yargıları bağlayan ‘’ki’’ bağlacı ile yapılır. ‘’ki’’ li birleşik cümlede temel cümlenin
yan cümleden önce geldiği yönünde genel bir kabul vardır.
* Öyle sanıyorum ki haftaya sınavı yaparız.
Yan cümle Temel cümle
d. Nesne görevindeki doğrudan anlatım cümleleriyle yapılır.

* Sen artık benim de oğlumsun, demiş.


Yan cümle Temel cümle

YAPILARINA GÖRE CÜMLELER DÖRT BAŞLIK HALİNDE İNCELENİR:

1. Tek Yüklemli (Basit) Cümle


Yüklemi tektir ve herhangi bir yan cümle bulunmaz. Cümlenin uzunluğu ya da
kısalığı bir ölçü değildir.
* Fındık işçileri erkenden yola çıktılar.
Yüklem
* Şu çocuk, en iyi oyuncusudur bu takımın.
Yüklem
* İki tepenin arkasından güneş göründü.
Yüklem

2. Birleşik Cümle
Birleşik cümleleri dört başlık altında inceleyebiliriz.
a. İçinde Fiilimsi Bulunan Cümle (Girişik Birleşik Cümle):

Tek yüklemi olan ve yan cümlesinde fiilimsi bulunan cümledir.

* Evi iyice temizleyip eşyaları yerleştirdik.


Yan cümle Temel cümle
* Onu görünce koşarak yanına gittim.
Yan cümle Yan cümle Temel cümle
46

NOT: Yüklemin içinde yer alan fiilimsiler yan cümle yapmaz, temel cümle olurlar.
* Tek isteğim seni görmekti. (Görmek sözcüğü fiilimsi olmasına rağmen yan cümle değildir)
Yüklem
b. Şartlı Birleşik Cümle
Tek yüklem bulunur. Şartlı birleşik cümleler ‘’-sa / -se’’ ekleriyle yapılır. Yan
cümle, şart anlamı katarak bağlanır.
* Bu sınavı kazanırsam Amerika’ya gideceğim.
Yan cümle Temel cümle
* Kendini sevmezsen mutlu olamazsın.
Yan cümle Temel cümle
* Ayağın yaşa takılırsa düşersin.
Yan cümle Temel cümle

NOT: Yan cümlesinde ‘’-sa / -se’’ olup ayrıca bir de fiilimsi bulunuyorsa cümle
yine şartlı birleşik cümle olur.
* Anlatılanları iyi dinlesen sınav sorularını kolayca çözersin.

c. ‘’ki’’li Birleşik Cümle


Birden fazla yargının ‘’ki’’ bağlacı ile bağlandığı cümlelerdir. ‘’ki’’li birleşik
cümlelerde temel cümlenin yan cümleden önce geldiği yönünde genel bir kabul vardır.
* Sanıyorum ki bu kış çok kar yağacak.
Yan cümle Temel cümle
* En sonunda anladım ki hiç kimse senin gibi olamaz.
Yan cümle Temel cümle

d. İçinde Cümle Olan Cümle (İç İçe Birleşik Cümle)


Yüklem tek olur. Yan cümlesinde doğrudan anlatım vardır. Doğrudan anlatımlı
cümle temel cümlenin nesnesi olmak zorundadır.
* Bu maaş ile burada çalışamam, dedi.
Yan cümle (B.siz nesne görevinde) Temel cümle

* Seni karşımda görünce çok sevindim, demiş.


Yan cümle (B.siz nesne görevinde) Temel cümle

3. Birden Çok Yüklemli (Sıralı) Cümle


Birden fazla yüklemi vardır. Yüklemler, virgülle ya da noktalı virgülle bağlanır.
* Ben onu iyi tanırım, her zaman doğruları söyler.
Yüklem Yüklem
* At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
Yüklem Yüklem Yüklem Yüklem
* Dağlarda karlar erimiş, nehirler kabarmıştı.
Yüklem Yüklem
47

NOT: Öge ortaklığı olanlar bağımlı sıralı cümle, öge ortaklığı olmayanlar bağımsız
sıralı cümle olur.
* Adam bu paketi bıraktı, gitti. (Özne ortaklığı olduğu için bağımlı sıralı)
Özne Yüklem Yüklem

* Bahar geldi, çiçekler açtı. ( Hiçbir öge ortak değil, bağımsız sıralı)
Özne Yüklem Özne Yüklem

4. Bağlacı Olan (Bağlı) Cümle


Birden fazla yüklem vardır. Yüklemler, bağlaçlarla birbirine bağlanır.
* Nazım geldi ve seni sordu.
Yüklem Yüklem
* Sizinle geleceğim ama önce işlerimi bitirmeliyim.
Yüklem Yüklem

NOT: Bağlaçla bağlanan iki yargı varsa ondan önceki yargıların virgülle veya
noktalı virgülle bağlanması durumu değiştirmez. O cümle bağlı cümle olur.

* Kemal yatağından kalktı, yürüdü ve pencereyi açtı.


Yüklem Yüklem Yüklem

NOT: ‘’Hem…hem…, ne…ne…, ya…ya…’’ gibi tekrarlı bağlaçlar, yüklemleri bağlarsa


bağlı cümle oluşturur.

* Hem dinledim hem yazdım. (Bağlı cümle)


Yüklem Yüklem
* Yıllarca bizi ne aradı ne sordu. (Bağlı cümle)
Yüklem Yüklem

NOT: Bağlaç kullanılan her cümle bağlı cümle (Bağlacı olan cümle) olmaz. Bağlı cümle
olabilmesi için yüklemleri birbirine bağlaması gerekir.

* Ne abisini ne beni aradı. (Bağlı cümle değil çünkü yüklem tek)


Yüklem
* Tarık ve Hakan birlikte gelecek. (Bağlı cümle değil çünkü yüklem tek)
Yüklem
48

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

ANLATIM
BOZUKLUKLARI
49

YAPISAL ANLATIM BOZUKLUKLARI


Bir duygu, düşünce ya da durumu tam olarak anlatan söz ya da söz
gruplarına cümle denir. Her cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir
şekilde ortaya koyması gerekir.

Düşüncenin doğru olarak iletilmesini engelleyen, dil ve anlamla ilgili


yanlışlıkların tümüne de anlatım bozukluğu denir.

1. ÖZNE YÜKLEM UYUMSUZLUĞU


Özne yüklem uyumsuzlukları üç şekilde ele alınır.
a. Kişi Bakımından Uyumsuzluk

Öznenin ‘’ben ve sen’’ ve ‘’ben ve o’’ ‘’ben, sen ve o’’ şeklindeki


kullanımlarında yüklem birinci çoğul şahısla çekimlenir.

* Sen ve ben okula birlikte gidelim. Doğru


* Serap ve ben birlikte geleceğiz. Doğru
* Sen, ben ve Ali aynı takımdayız. Doğru
* Festivale o ve ben katıldım. Yanlış

NOT: Özne ‘’ sen ve o’’ şeklinde kullanılırsa yüklem ikinci çoğul şahısla çekimlenir.
* Kitapları Pınar ve sen yerleştirirsiniz. Doğru
* Kitapları Pınar ve sen yerleştirirsin. Yanlış
ÖZNE YÜKLEM
I ve II. Tekil olursa (ben ve sen) I. Çoğul (biz)
I ve III. Tekil olursa (ben ve o) I. Çoğul (biz)
II ve III. Tekil olursa (sen ve o) II. Çoğul (biz)
I, II ve III. Tekil olursa (ben, sen, o) I. Çoğul (biz)
b. Tekillik – Çoğulluk bakımından Uyumsuzluk
* Oyuncular şimdi sahaya çıkarlar. Doğru
* Oyuncular şimdi sahaya çıkarlar. Doğru

NOT1: Özne insan dışında bir varlıksa yüklem kesinlikle tekil olmalıdır.
* Kuşlar, göçe başladılar. Yanlış
* Kuşlar, göçe başladı. Doğru
NOT2: Özne topluluk ismiyse yüklemi tekil olur. Ancak özne olan topluluk ismi
çokluk eki aldıysa yüklem tekil de çoğul da olabilir.
* Takım müsabakaya hazırlanıyor. Doğru
* takımlar müsabakaya hazırlanıyorlar. Doğru
* Takım müsabakaya hazırlanıyorlar. Yanlış
50

NOT3: Özne, çoğul ve kişileştirilen bir varlık olduğunda yüklem tekil de çoğul da
olabilir.
* Kuşlar sevinçle ötüyorlar. Doğru * Kuşlar sevinçle ötüyor. Doğru

NOT4: Belgisiz zamir veya belgisiz sıfatlar özne olduklarında yüklem tekil olur.
* Toplantıya herkes gitmiş. Doğru * Toplantıya herkes gelmişlerdi. Yanlış
* Birçok kişi seni tebrik etti. Doğru * Birçok kişi beni tebrik ettiler. Yanlış

NOT5: Sayı sıfatları özne olduğunda yüklem tekil olur.


* İki kişi sizi dışarıda bekliyor. Doğru * İki kişi sizi dışarıda bekliyorlar. Yanlış
* Sınava sekiz öğrenci katıldı. Doğru * Sınava sekiz öğrenci katıldılar. Yanlış

NOT6: Saygı ve sitem gibi duyguların bulunduğu cümlelerde özne tekil olmasına
rağmen yüklem çoğul olabilir.
* Sayın vali toplantımıza teşrif ettiler. (Saygı) Doğru
* Mehmet Bey davetimize katılmadılar. (Sitem) Doğru

c. Olumluluk – Olumsuzluk Bakımından Uyumsuzluk


Yüklemin olumlu ya da olumsuz yargı taşıdığı durumlarda özne ve yüklem
uyumlu olabilir.
* Hepimiz dans etmekten hoşlanırız. Doğru
* Hepimiz dans etmekten hoşlanmayız. Yanlış
* Hiç kimse senden bahsetmedi. Doğru
* Herkes senden bahsetmedi. Yanlış

2. ÖGE EKSİKLİĞİ
Genellikle birden çok yüklemli (sıralı) ve bağlacı olan 8bağlı) cümlelerde öge
eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozuklukları olabilmektedir.

Özne Eksikliği
* Kızın başı ağrıyor, ayağa kalkamıyordu. Yanlış
* Kızın başı ağrıyor, kız ayağa kalkamıyordu. Doğru
* Herkes yalanlar uyduruyor, doğruyu anlatmıyordu. Yanlış
* Herkes yalanlar uyduruyor, kimse doğruyu anlatmıyordu. Doğru

Yüklem Eksikliği
* Meyveyi an, tatlıyı hiç yemem. Yanlış
* Meyveyi az yerim, tatlıyı hiç yemem. Doğru
* Zerrin gömlek, ben de elbise alacağım. Yanlış
* Zerrin gömlek alacak, ben de elbise alacağım. Doğru
51

Nesne Eksikliği
* Bize şarkılar söyler, eğlendirirdi. Yanlış
* Bize şarkılar söyler, bizi eğlendirirdi. Doğru
* Ben Ahmet’ e inanır ve severim. Yanlış
* Ben Ahmet’e inanır ve onu severim. Doğru

Yer Tamlayıcısı eksikliği


* Balık tutmayı çok severim, her fırsatta giderim. Yanlış
* Balık tutmayı çok severim, her fırsatta balık tutmaya giderim. Doğru
* Ablamı yanıma çağırdım ve bir şeyler anlattım. Yanlış
* Ablamı yanıma çağırdım ve ona bir şeyler anlattım. Doğru

Zarf Tamlayıcısı eksikliği


* Kedileri çok sever, sürekli ilgilenirim. Yanlış
* Kedileri çok sever ve sürekli onlarla ilgilenirim. Doğru
* Harun’a küstüm konuşmak istemiyorum. Yanlış
* Harun’a küstüm onunla konuşmak istemiyorum. Doğru

3. ÇATI UYUŞMAZLIKLARI
Yan cümlenin yüklemi ile temel cümlenin yüklemi arasında uyum olmalıdır. Ya
ikisi de etken ya da ikisi de edilgen olmalıdır.
* Film seyredip biraz sohbet edildi. Yanlış
Etken Edilgen
* Film seyredip biraz sohbet ettiler. Doğru
Etken Etken
* Film seyredilip biraz sohbet edildi. Doğru
Edilgen Edilgen

* Evden zamanında çıksak da okula geç kalındı. Yanlış


Etken Edilgen
* Evden zamanında çıksak da okula geç kaldık. Doğru
Etken Etken
* Evden zamanında çıkılsa da okula geç kalındı. Doğru
Edilgen Edilgen

4. TAMLAMA YANLIŞLIKLARI
İsim ve sıfat tamlamalarında aynı tamlamaların ortak kullanılmasından
kaynaklanan bir bozukluktur.
* Ekonomik ve sağlık sorunları ele alındı. Yanlış
* Ekonomik sorunlar v e sağlık sorunları ele alındı. Doğru
* Pasta ve meyve suyu ikram etmişler. Yanlış
* Meyve suyu ve pasta ikram etmişler. Doğru
52

NOT: Tamlayan eksikliği de cümlede anlatım bozukluğuna neden olur.


* Romanlarını okudukça başarılı oldum. Yanlış (Kimin romanı olduğu belli değil)
* Onun romanını okudukça başarılı oldum. Doğru
* Senin romanını okudukça başarılı oldum. Doğru
*Bu yarışmaya kardeşini çağırmışlar. Yanlış (Kimin kardeşi olduğu belli değil)
* Bu yarışmaya senin kardeşini mi çağırmışlar? Doğru
* Bu yarışmaya onun kardeşini mi çağırmışlar? Doğru

5. EK YANLIŞLIKLARI
Cümle içinde bası eklerin eksik ya da yanlış kullanılması anlatım bozukluğuna
sebep olur.
* Aileler olarak çocuklar yiyeceklerini iyi seçmeliyiz. Yanlış (tamlayan eki eksik)
* Aileler olarak çocukların yiyeceklerini iyi seçmeliyiz. Doğru
* İhsan, bisiklet sürmesini çok sever. Yanlış (İyelik eki yanlış kullanılmış)
* İhsan bisiklet sürmeyi çok sever. Doğru
* Çok istekli ama bilgili değildi. Yanlış (ek fiil eki kullanılmamış)
* Çok istekliydi, ama bilgili değildi. Doğru

6. BAĞLAÇ YANLIŞLIKLARI
Olumlu ve olumsuz yargıları bağlayan bağlaçlar yanlış kullanıldıklarında anlatım
bozukluğuna sebep olur.
* Çok kitap okuyor fakat ödevlerini aksatmıyor. Yanlış
* Çok kitap okuyor ayrıca ödevlerini aksatmıyor. Doğru
* Hata yapsak da bize kızmaz ama çok anlayışlıdır. Yanlış
* Hata yapsak da bize kızmaz çünkü çok anlayışlıdır. Doğru
* Anlattıklarınıza katılıyor lakin size hak veriyorum. Yanlış
* Anlattıklarınıza katılıyor ve size hak veriyorum. Doğru
53

ANLAMSAL ANLATIM BOZUKLUKLARI

1-GEREKSİZ SÖZCÜK VE EK KULLANIMI:


İyi bir cümlede yeterli sayıda sözcük kullanılır. Başka bir deyişle gereksiz
sözcüklere yer verilmez. Çünkü gereksiz sözcük kullanımı cümlenin duruluğunu
bozar ve anlatım bozukluğu yaratır.
Bu anlatım bozukluğu şu şekillerde olabilir:
Eş ve Yakın Anlamlı Sözcüklerin Aynı Cümle İçinde Kullanılması:
* Atatürk’ün yaptığı yenilikçi devrimler, sosyal ve siyasal yaşamımızı kökünden
değiştirmiştir.
(Atatürk’ün yaptığı devrimler, sosyal ve siyasal yaşamımızı kökünden
değiştirmiştir.)
* Yatmadan önce dişlerini fırçalamayı unutma.
(Yatmadan dişlerini fırçalamayı unutma.)
* Giyimlerinde, konuşmalarında ve davranış biçimlerinde bir gariplik yoktu.
(Giyimlerinde, konuşmalarında ve davranışlarında bir gariplik yoktu.)
Gereksiz Ek Kullanımı:
* İhaleye birçok yerli ve yabancı firmalar katılmıştı.
(İhaleye birçok yerli ve yabancı firma katılmıştı.)
* Bu bestesi onun en tanınmış eseridir.
(Bu beste onun en tanınmış eseridir.)
* Babamın başı ağrıdığında aspirin içerdi.
Yardımcı Eylemlerin Gereksiz Kullanılması:
“Et, ol” yardımcı eylemlerinin yerini ad ve ad soylu sözcüklere gelen herhangi bir
yapım eki tutuyorsa, ya da bunlar cümleden çıkarıldığında, bir anlam değişimi veya
daralması olmuyorsa, yardımcı eylemlerin kullanılması gereksizdir.
* Kendine iyi bakmadığı için sık sık hasta oluyor.
( Kendine iyi bakmadığı için sık sık hastalanıyor.)
* Doktorun bütün hastalarını iyi ettiğini duydum.
(Doktorun bütün hastalarını iyileştirdiğini duydum.)
* Bu işin en kısa sürede biteceğini umut ediyordum.
(Bu işin en kısa sürede biteceğini umuyorum.)
54

2-YANLIŞ ANLAMDA KULLANILAN SÖZCÜKLER:


Kimi sözcükler aynı kökten türediği için yazılış ve okunuş olarak birbirine
benzer; ancak bunların anlamları farklıdır. Bu sözcükler karıştırılıp birbirinin
yerine kullanılırsa, anlatım bozukluğu ortaya çıkar. Ayrıca kimi durumlarda cümlenin
anlamıyla, o cümlenin içinde yer alan bir sözcük anlamaca uyuşmaz, çelişir. Sözcük
yanlış anlamda kullanıldığı için de anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
* Güzelliğinin farkında olduğunu belirten davranışlar sergiliyordu.
* Bu kadar çekimser olmana gerek yok; aralarına katıl, girişken ol.
* Kimi uyarıcı ilaçlar, sporculara yarardan çok zarar sağlamaktadır.

3-YANLIŞ YERDE KULLANILAN SÖZCÜKLER:


Bir cümlede her sözcüğün yerli yerinde, başka bir deyişle her sözcüğün kullanılması
gereken yerde olması gerekir. Cümle içindeki bir tek sözcüğün bile yerini
değiştirmek farklı anlamlar, farklı yorumlar ve yargılar oluşturur. Kimi zaman da
mantıksal tutarsızlıklara yol açar.
* Ekonomik ve sosyal yönden geri kalmış ülkemizin belli bölgelerine kalkınmada
öncelik tanınacak.
Ülkemizin ekonomik ve sosyal yönden geri kalmış belli bölgelerine kalkınmada
öncelik tanınacak.
*Ankara’da Kızılay’ın yapılan yeni binası görkemli olacak.
Kızılay’ın Ankara’da yapılan yeni binası görkemli olacak.
* Okulu bitirince doktor olarak doğduğu kasabada çalışmaya başladı.
Okulu bitirince doğduğu kasabada doktor olarak çalışmaya başladı.

4-ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLER:


Anlamca, cümlenin yargısıyla uyuşmayan, cümlede iletilen yargıyla çelişen ya da
karşıtlık yaratan sözlerin bir arada kullanılması önemli bir anlatım kusurudur.
Cümlenin anlamında çelişki, genellikle “kesinlik” ve “olabilirlik” anlamı taşıyan
sözlerin bir arada kullanılmasından kaynaklanır.
* Kapının önünde tamı tamına üç beş nöbetçi vardı.
(Kapının önünde üç beş nöbetçi vardı.)
* Eminim ki bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.
(Bunca gürültü patırtı en çok onu üzmüş olsa gerek.)
* Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda belki alacaksın.
(Kuşkusuz bütün çalışmalarının ödülünü sonunda alacaksın.)
55

5-MANTISAL TUTARSIZLIK:
Mantıksal hataları ve tutarsızlıkları içeren cümleler, dil bilgisi kurallarına uygun
olsalar bile anlamı ve yargıyı eksiksiz iletmezler. Bu tür yanlışlar genellikle
dikkatsizlik sonucu ortaya çıkar.

* Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya


çalıştık.
(Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere tanıtmaya çalıştık.)
* Önlem alınmazsa bu hastalık ölüme, hatta kısmi felce neden olabilir.
(Önlem alınmazsa bu hastalık kısmi felce, hatta ölüme neden olabilir.)
* Son turda atlet, arkasındaki yarışçıyı bir hamlede geçti.
(Son turda atlet, önündeki yarışçıyı bir hamlede geçti.)

6-DEYİM VE ATASÖZÜ YANLIŞLARI:


Deyim ve atasözleriyle ilgili iki tür yanlışlık yapılabilir:
* Deyimler ve atasözleri, kalıplaşmış söz gruplarıdır. Bu kalıpların bozulması ve bir
sözün yerine eş anlamlısının getirilmesi anlatım bozukluğu yaratır.
* Bir deyimin ilettiği anlamla, cümlenin taşıdığı anlam arasında bir uyumsuzluğun
olması anlatım bozukluğuna neden olur.

* Bir koyundan iki deri çıkmaz. (Bir koyundan iki post çıkmaz.)
* Haydi bakalım seç pirincin taşını. (Haydi bakalım ayıkla pirincin taşını.)
* Tüm itirazlara göz yummuştu. (Tüm itirazlara kulak tıkamıştı.)
56

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

YAZIM (İMLA)
KURALLARI
57

1. BÜYÜK HARFLERİN KULLANIMI


* Cümle büyük harfle başlar.
* Yıldızlar yoksulların pırlantalarıdır.
* Dün gece seni gördüm düşümde.
* Ne var ne yok toplamış, nereye gidiyorsunuz böyle?

* Cümle içinde tırnak veya yay ayraç içine alınan cümleler büyük harfle başlar ve
sonlarına uygun noktalama işareti (nokta, soru, ünlem) konur.
* Atalarımız ‘’Damlaya damlaya göl olur.’’ Demiş.
* Dağ gibi adam (Hiç inanasım gelmiyor) hayatını kaybetmiş.

NOT: İki çizgi arasındaki açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz:


* Bu sabah –her zaman olduğu gibi- erkenden uyandım.
* İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar.
* Sana bir nasihat vereyim: İnanmadığın hiçbir işin altına imzanı atma.

NOT: iki noktadan sonra cümle ve özel ad niteliğinde olmayan örnekler


sıralandığında bunlar büyük harfle başlamaz.
* Bu müzede şunları görebilirsiniz: eski uygarlıklara ait kıyafetler, kazılar
sonucunda bulunan heykeller.

* Dizeler büyük harfle başlar.


* Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban

* Özel adlar büyük harfle başlar:


----- Kişi adları soyadları büyük harfle başlar.
* Mustafa Kemal Atatürk, Orhan Veli Kanık, Abdurrahim Karakoç…

Takma adlar büyük harfle başlar


* Halikarnas Balıkçısı (Cevat Şakir Kabaağaçlı) Server Bedii (Peyami Safa)

----- Kişi adlarından önce ve sonra gelen unvanlar, saygı sözleri, rütbe adları ve
lakaplar büyük harfle başalar.
* Sayın Prof. Dr. Aziz Sancar, Hikmet efendi, meltem hanım, Özlem Öğretmen vb.
----- Akrabalık adı olup lakap veya unvan adı olarak kullanılan kelimeler büyük
harfle başlar.
* Baba Gündüz, Dayı Murat, Nene Hatun, Susuz Dede, Somuncu Baba…
58

----- Akrabalık bildiren kelimeler küçük harfle başlar.


* Ferda ablam gelmiş * Gülten teyzemin evi buraya çok yakın.

----- Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük
harfle başlar.
* Fabrikanın açılış töreninde Vali de bir konuşma yapacak.

----- Saygı bildiren sözlerden sonra gelen makam, mevki, unvan bildiren kelimeler
büyük harfle başlar.
* Sayın Vali, Sayın Dekan, Sayın Başkan…

----- Mektuplarda ve resmi yazışmalarda hitaplar büyük harfle başlar:


* Canım Kardeşim, Sevgili Dostum, Değerli Konuklar…

----- Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar:


* Mırnav , Boncuk, Tekir, Pamuk…

----- Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar:


* Türk, Alman, Japon, Kazak, Kırgız…

----- Dil ve lehçe adları büyük harfle başlar:


* Türkçe, Japonca, Azeri Türkçesi, Kazak Türkçesi…

----- Devlet adları büyük harfle başlar:


* Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti…

----- Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle
başlar:
* Müslümanlık---Müslüman; Hristiyanlık---Hristiyan; Hanefilik---Hanefi

----- Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar:
* Tanrı, Allah, ilah, Cebrail, Zeus, Kibele…
NOT: Tanrı, Allah, ilah sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle
başlar.
* Hocamız genetik biliminin ilahı olarak tanınır.
* Meksika’ da kaçakçılığın tanrılarını göreceksin.

----- Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.


* Venüs, mars, Satürn; Halley…
NOT: Dünya, güneş, ay kelimeleri gezegen anlamı dışında kullanıldıklarında küçük
harfle başlar:
* Bu dağ başında dünyadan habersiz yaşıyoruz.
59

----- Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin
ilk harfleri büyük yazılır.
* Yeni oluşan Batı anlayışı … * Son yıllarda gelişen Doğu’nun yaşam tarzı…

NOT: Bu sözler yön bildirdiğinde küçük yazılır:


* Marmara’nın doğusu * Akdeniz’in güneyi …

----- Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, kçy, semt vb.) büyük harfle başlar.
* Avrupa * Doğu Anadolu * Konya * Selçuklu * Gedikören

----- Yer adlarında ilk isimden sonra gelen ve deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür
bildiren ikinci isimler büyük harfle başlar.
* Erciyes Dağı *Göksu Irmağı * Belen Geçidi * Van Gölü * Ege Denizi
* Avrupa Yakası * Meriç Nehri * Panama Kanalı * Çanakkale Boğazı

NOT: Kıtalar tek oldukları için kıta adlarının yanına gelen ‘2kıta’’ sözcüğünün
büyük yazılmasına gerek yoktur.
* Avrupa kıtası

----- Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar
büyük harfle başlar.
* Malatya kayısısı *Maraş dondurması * Brüksel lahanası
*Amasya elması * Van kedisi * Çorum leblebisi
NOT: Özel ada dahil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler
küçük harfle başlar.
* Konya ili, Selçuklu ilçesi Esenler beldesi, Çınarcık köyü vb.

----- Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle meydan, bulvar,
Cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar.
* Esenler Mahallesi * Genç Osman Caddesi * Saydam Sokak
* Gazipaşa Bulvarı * 15 Temmuz Meydanı

----- Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb.” yapı adlarının bütün kelimeleri
büyük harfle başlar.
* Dolmabahçe Sarayı * Çankaya Köşkü * Sultan Hanı * Silifke kalesi
* Mostar Köprüsü * İzmir Saat Kulesi * Mehmetçik Abidesi
----- Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının
ilk harfi büyük yazılır.
* Hisar’dan * Boğaz’dan * Köşk’e
----- Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her sözcüğü büyük harfle başlar.
* Türkiye Büyük Millet Meclisi * Türk Tarih Kurumu * Çocuk Esirgeme Kurumu
* Kızılay Derneği * Devlet Malzeme Ofisi * Talim ve Terbiye Kurulu
Başkanlığı
60

----- Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle
başlar.
* Vergi Usul Kanunu * Türk Bayrağı Tüzüğü
* Temel Eğitim Kurumları Yönetmeliği

----- Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her sözcüğü
büyük harfle başlar.
* Mavi Saçlı Kız * Resmi Gazete * Bilim Çocuk

NOT: Özel ada dâhil olmayan “gazete, dergi, tablo vb.” sözcükler büyük harfle
başlamaz.
* Milliyet gazetesi * Türk Dili dergisi * Halı Dokuyan Kızlar tablosu

NOT: Özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında ve, ile,
veya, yahut, ki, da, de, sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır. Ancak
özel adın tamamı büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de, sözleriyle mı,
mi, mu, mü soru eki de büyük yazılır.
* Ustam ve Ben Doğru * Beni Hiç Sevmedin mi? Doğru
* USTAM VE BEN Doğru * BENİ HİÇ SEVMEDİN Mİ? Doğru
* Ustam Ve Ben Yanlış * Beni Hiç Sevmedin Mi? Yanlış

----- Ulusal, resmi ve dini bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük
harfle başlar.
* Nevruz Bayramı * Ramazan Bayramı * Berat Kandili *Anneler Günü

----- Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her
kelimenin ilk harfi büyük yazılır.
* VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı * Türkçe Bilgi Şöleni
* Türkçe Çalıştayı vb.

----- Tarihi olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.


* Kurtuluş Savaşı’nı * Cilalı Taş Devri’ni * Orta Çağ’ da
* Maden Devri’ nde * Milli Mücadele Dönemi’nde * Osmanlı Dönemi’nde

----- Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar.


* Türklük *Türkçülük * Türkleşmek * Türkçe

NOT: Para birimleri büyük harfle başlamaz: avro, dinar, dolar, lira, kuruş vb.
* Eğitim için 7000 lira biriktirdim.

NOT: Özel adlar yerine kullanılan ‘’ o ‘’ zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.
* Buraya her gelişimde onu hatırlarım. Doğru
* Buraya her gelişimde O’nu hatırlarım. Yanlış
61

----- Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başalar.
* 13 Mart 2020 Cuma günü * 23 Nisan 1920

----- Belirli bir tarihi bildirmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar.
* Genellikle salı günleri pazara giderim.

----- Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle
başlar.
* Eczane * Danışma * Çıkış * Tren Garı * 7. Blok

PEKİŞTİRMELİ SÖZCÜKLERİN YAZIMI


----- Sözcüğün ilk hecesinde ‘’ m, p, r, s ‘’ getirilerek yapılan pekiştirmeler bitişik
yazılır.
* Bahar gelince her yer yemyeşil olur.
* Çocuğun yüzü birden sapsarı oluverdi.
* Size tertemiz bir dünya bırakmak isteriz.
* Elleri soğuktan mosmor olmuş.

----- Çepeçevre, çırılçıplak, düpedüz, güpegündüz, paramparça, sapasağlam,


sırılsıklam vb. pekiştirmeli sözcükler bitişik yazılır.
* Asırlık köprü sapasağlam duruyordu
* Adamın dükkanı güpegündüz soyulmuştu.

----- İkilemelerle yapılan pekiştirmeler ayrı yazılır.


* Yeni evinizde güle güle oturun.
* Düşe kalka buralara kadar gelmişler.
* Böyle masum masum bakma bana.

----- Pekiştirme yapan ‘’mı’’ ayrı yazılır.


* Güzel mi güzel bir evleri vardı.
* Ben buraya sağlam mı sağlam bir ev yaparım.
* Tuzsuz mu tuzsuz bir çorba yapmış.
İKİLEMELRİN YAZIMI
----- İkilemeler ayrı yazılır.
* Seninle bir ara baş başa görüşelim.
* Çocuğun kafasını yalan yanlış sözlerle karıştırma.
* Ağaşı yukarı yirmi yaşında bir gençmiş.

NOT: İkilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına herhangi bir noktalama işareti


konulmaz.
* Haftaya çoluk-çocuk toplanıp pikniğe gideceğiz.
* Arkadaşımın amcası güçlü, kuvvetli bir sporcuymuş.
62

----- Sözcüğün ilk sesi yerine ‘’m’’ sesi getirilerek yapılan ikilemeler de daima ayrı
yazılır.
* Bu sarsıntılar bende akıl makıl bırakmadı.
* Yeni evleri için tencere mencere almışlar mı?

KISALTMALARIN YAZIMI
----- Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her kelimenin ilk
harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır.
* TDK (Türk Dil Kurumu) * B (batı) * KB (kuzeybatı)
* AB (Avrupa Birliği) * D (doğu) * GD (güneydoğu)

----- Bazı kısaltmalarda akılda kalabilmesi için yeni bir kelime oluşturma amacı
güdülür.
* LÖSEV (Lösemili Çocuklar vakfı) * ODTÜ (Ortadoğu Teknik Üniversitesi)
* TÖMER (Türkçe Öğretim merkezi)

NOT: T.C. (Türkiye Cumhuriyeti) ve T. (Türkçe) kısaltmalarının dışında büyük


harfle yapılan kısaltmalarda nokta kullanılmaz.

----- Ölçü birimlerinin uluslararası kısaltmaları kullanılır.


* m (metre) *cm (santimetre) *g (gram)
* km (kilometre) *kg (kilogram) *mm (milimetre)

----- Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan kelime veya kelime
gruplarının kısaltmalarında, ilk harfle birlikte kelimeyi oluşturan temel harfler
dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya rütbe ise ilk
harf büyük; cins isim ise ilk harf büyük olur.
* Arş. Gör. (Araştırma Görevlisi) * Kiraz Mah. (Kiraz Mahallesi)
*Dr. (Doktor) * İnkılap Sok. ( İnkılap Sokak) * İng. (İngilizce)

----- Küçük harfle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas
alınır.
* dal’ ye (dekalitreye) * dg’dan (desigramdan)
* g’ lık (gramlık) * dam’ de (dekametrede)

----- Büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısaltmanın son
harfinin okunuşu esas alınır.
* SGK’ ye *LGS’ den * THY’ de * TDK’ de * TRT’ de

----- Kısaltması büyük harfle yapıldığı halde bir kelime gibi okunan kısaltmalara
getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır.
* GATA’ ya * TEM’ de * MEB’ in * LÖSEV’ e
63

NOT: Numara sözünün kısaltması da kelime gibi okunduğundan getirilecek olan ek


okunuşa göre getirilecektir.
* No. lu * No. suz

----- Sonunda nokta bulunan kısaltmalarla, üst işaretli kısaltmalara getirilen ekler
kesmeyle ayrılmaz.
* Ar. dan * Fr. yı * cm³(santimetreküp) * m²ye (santimetrekareye)

----- Sert ünsüzle biten kısaltmalar, ek aldıkları zaman okunuşta sert ses
yumuşatılmaz.
* TÜİK’ in (TÜİĞin değil) * İSEDAK’ ın (İSEDAĞın değil) vb.

----- ‘’Birlik’’ kelimesiyle yapılan kısaltmalarda söyleyişte k’ nin yumuşatılması


normaldir.
* ÇUKOBİRLİK’ e (ÇIKOBİRLİĞE) * FİSKOBİRLİK’ in ( FİSKOBİRLİĞİN)

SAYILARIN YAZIMI
----- Sayılar metin içinde yazıyla yazılır.
* Yarışmaya yedi yüz yirmi dört eser başvurdu.
* Annem beni dünyaya getirdiğinde otuz dört yaşındaymış.
* Bugün derse sadece on altı kişi gelmişti.

----- Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
* 17.20’ de * 07.00’ de *1.300.000 * 75 metre * 15 kilometre
NOT: Saatlerin okunuşunda sıfırlar dikkate alınmaz.
* 11.00’da değil 11.00’de * 15.00’da değil 15.00’te vb.
----- Saatler ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir.
* Saat dokuzu beş geçe * Sekize on kala
----- Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde
geçen bin, milyon, milyar ve trilyon sözleri yazıyla yazılabilir.
* 1 milyar 100 milyon kişi… * 3 bin 150 kalem vb.

----- Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır.


* Toplantıya beş yüz seksen kişi katıldı. * Seninle görüşmeyeli on beş yıl oldu mu?

NOT: Sayılar iki yerde bitişik yazılır.


1. Para ile ilgili işlemlerle senet, çek vb. ticari belgelerde geçen sayılar bitişik
yazılır.
*550,25 (beşyüzelliTL,yirmibeşkuruş)
2. Nota isimleri bitişik yazılır.
* onaltılık nota * otuzikilik nota vb.
64

----- Yüzde ve binde işaretleri yazılırken sayılarla işaret arasında boşluk bırakılmaz.
* %50 * %3 vb.
----- Romen rakamları tarihi olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde
ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önce
sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralanmasında kullanılır.
* II. Dünya Savaşı * IX yüzyıl * III. Cilt
* I. Mahmut * 5. IV.2005 * I)……II) ….vb.
----- Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan yazılmak sayılmak üzere üçlü
gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur.
* 6.862 * 187. 532 * 88.822. 705 vb.
----- Saylarda kesirler virgülle ayrılır.
* 14,5 (14 tam, onda 5) * 8,15 (8 tam, yüzde 15)
----- Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya
rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak
derece gösteren ek yazılır.
* 11. * 100. * 11’inci * 100’üncü * XX2nci vb

NOT: Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan sonra sadece kesme işareti
ve ek yazılır, ayrıca nokta konmaz.
* 12’inci Doğru 12.’inci Yanlış * 16’ ıncı Doğru 16.’ıncı Yanlış
----- Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla yazılır.
* ikişer Doğru 2’ şer Yanlış * onar Doğru 10’ar Yanlış
----- Bayağı kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak yazılır.

* 5/10 (beş bölü on) vb.


65

DE, Mİ, Kİ’NİN YAZIMI


Bağlaç Olan ‘’da / de’’
----- Bağlaç olan ‘’da / de ‘’ her zaman ayrı yazılır.
* Mehmet öğretmen seni de sordu. * Okula kardeşi de gelecekmiş.

NOT: Bağlaç olan ‘’ da/ de’’ hiçbir zaman ‘’ta/te’’ olarak yazılmaz.
* Ayrılsak ta beraberiz. Yanlış * Ayrılsak da beraberiz. Doğru
NOT: Bağlaç olan ‘’da/de’’ kesme işareti ile ayrılmaz.
* Arda’ da çok çalışkandır. Yanlış * Arda da çok çalışkandır. Doğru

ÖNEMLİ BİLGİ:
Bağlaç olan ‘’da/de’’ cümleden ayrı bir sözcüktür ve vurgulu okunur. Vurgulu bir
şekilde okuyabildiğiniz ‘’da/de’’ ler bağlaçtır. Bu yöntem, sizi her zaman doğru
cevaba götürecektir.

Hal eki Olan ‘’-da/-de’’


----- Hal eki olan ‘’da /de’’ sözcüğe bitişik yazılır ve hem ünlü hem ünsüz uyumuna
uyar.
* Kaza sonrası vücudunda çeşitli kırıklar vardı.
* İzlediğim dizide verilen mesajları beğeniyorum.

----- Hal eki olan ‘’da /de’’ sertleşmeye uğrayıp ‘’-ta, -te’’ olur.
* Günün bir bölümünü oğlumla parkta geçirdik.
* Sepette duran elmalar öyle çekici görünüyor ki…

----- Hal eki olan ‘’da /de’’ kesme işareti ile ayrılır.
* Türkiye’de dört mevsim yaşanır.
* Arabamın anahtarı Ayhan’da kalmış.
NOT: Hal eki olan ‘’da /de’’ cümleden çıkarıldığında anlamda daralma olsa da
cümlede bir bozulma olmaz. Bu yöntem çoğunlukla sizi doğru cevaba götürür.
* Sen de bizimle gel.
* Sen bizimle gel. (Anlamda daralma olsa da cüm lede bozulma olmadı.)
* Dalgınlıkla cüzdanımı ev de unuttum. Yanlış Bu cümlede ‘’-de’’ ektir. ‘’de’’
* Dalgınlıkla cüzdanımı evde unuttum. Doğru cümleden çıkarıldığında
* Dalgınlıkla cüzdanımı ev unuttum. cümlenin anlamı bozulur.
66

‘’ –mi’’ nin Yazımı


----- Soru eki olan ‘’mi’’ her zaman ayrı yazılır. ‘’mi’’ soru ekinden sonra gelen ekler,
bu eke bitişik yazılır.
* Böyle olur mu? * Gerçekleri söyler misin?
* Burada mutlu musun? * Bir bardak çay alabilir miyim?

----- Pekiştirme ya da zaman anlamı kattığında da ayrı yazılır.

* Akıllı mı akıllı bir çocuktu. (Pekiştirme)


* Abim geldi mi eve bir neşe dolar. (Zaman)
* Buralarda güneş çıktı mı çiçekler açmaya başlar. (Zaman)
* Yolun kenarında sevimli mi sevimli bir çocuk gördük. (Pekiştirme)

Bağlaç Olan ‘’ki’’


----- Bağlaç olan ‘’ki’’ her zaman ayrı yazılır.
* Seni öyle sevdim ki kalbimden atamam.
* Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.
* Dışarıya çıktım ki bir yağmur başlamış.

----- Ek Olan ‘’ki’’ kelimeye bitişik yazılır.


* Evin duvarındaki boya henüz kurumamış.
* Akşamki toplantı çok verimliydi.
* Sizdeki bu yaşam sevincine hayranım.
* Sen dolaptakileri yanına al.

NOT: ‘’ki’’ yi alan sözcüklere ‘’-ler’’ ekini getiririz. Sözcük anlamlı oluyorsa ek tir
ve bitişik yazılır, anlamsız oluyorsa bağlaçtır ve ayrı yazılır.
* Bilgisayardaki belgeyi yanına aldın mı?
( Bilgisayardakileri yanına aldın mı?) ek tir ve bitişik yazılır.
* Duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini.
(Duydum kiler unutmuşsun gözlerimin rengini. ) Bağlaçtır ve ayrı yazılır.

NOT:
* Aşağıdaki ‘’ki’’ler kalıplaşmıştır ve her zaman bitişik yazılır.
* Bu ‘’ki’’leri ezberlemek için SİMBOHÇaM formülünü kullanabiliriz.

S İ M B O H Ç a M
Sanki İllaki Mademki Belki Oysaki Halbuki Çünkü Meğerki
BİRLEŞİK KELİMELRİN YAZIMI
67

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler


----- Birleşme esnasında ses türemesi veya düşmesi oluyorsa bu tür birleşik
kelimeler bitişik yazılır.
* Cumartesi (cuma + ertesi) * Pazartesi (Pazar + ertesi)
* Sütlaç (sütlü + aş) * Nasıl (ne + asıl)
*Niçin (ne + için) * Kaynana (kayın + ana)
* Kaybolmak (kayıp + olmak) * Hissetmek (his + etmek)
* Emretmek (emir + etmek)

----- Birleşme esnasında benzetme yoluyla kelimelerden biri veya ikisinin de anlamı
değişiyorsa bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır.
* Keçiboynuzu (bitki) * Dokuztaş (oyun) * Karagöz (Balık)
* Hanımeli (bitki) * Yalıçapkını (kuş) * Kuşburnu (bitki)
* Aslanağzı (çiçek) * Kargaburnu (alet) * Narçiçeği (renk)

----- ‘’-a,-e,-ı,-i,-u,-ü’’ zarf fiil ekleriyle ‘’ bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek,
görmek, yazmak’’ eylemleriyle yapılan fiiller bitişik yazılır.
* yapabilmek * uyuyakalmak * gelivermek
* gidedurmak * düşeyazmak * düşmeyegör

----- Belgisiz sıfat ve zamirler bitişik yazılır.


* biraz * birkaç * birçok * hiçbir * herhangi
----- Ara yönler bitişik yazılır.
* kuzeybatı * güneydoğu

Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler


----- Birleşme sırasında ses türemesi veya düşmesi olmayan yardımcı fiiller isimler
ayrı yazılır.
* hasta olmak * ilan etmek * alt etmek * arz etmek
* dans etmek * terk etmek * var olmak * nazar etmek

----- Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam


değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
* köpek balığı * yer elması * arap sabunu * deniz yolu
* su böreği * yaban ördeği * lüle taşı * toplu iğne
* duvar saati * gece yarısı * hafta sonu
68

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

NOKTALAM
İŞARETLERİ
69

NOKTA (. )
----- Cümlenin sonuna konur.
* Adalet evrenin ruhudur. * Dostluk özveri gerektirir.
* Dedikodu, basit ruhlu insanların eğlencesidir.
----- Bazı kısaltmaların sonuna konur.
* Alb. (Albay) * Dr. (Doktor) * bk. (bakınız) * Bul. (Bulvar)
* Cad. (cadde) * Alm. (Almanya) * Prof. (Profesör)
----- Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur.
* 3. (üçüncü) * II. Mehmet * 7. Sokak * 5. Cadde

----- Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan
yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur.
* 1, 2, 3. Maddeler * XI-XV yüzyıllar arasında
----- Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur.
* 1. * II. * B.
----- Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
kullanılır.
* 19.06.2020 * 11. VI. 1986

NOT: Tarihlerde ay adları yazıyla da yazılabilir. Bu durumda ay adlarından önce


ve sonra nokta kullanılmaz:
* 29 Mayıs 1453 * 29 Ekim 1923 vb.
----- Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için kullanılır.
* Otobüsümüz 09.45’ te kalkacak. * Şiddetli yağış 14. 00’ te başladı.

-----10. Genel Ağ adreslerinde kullanılır:


* http://tdk.org.tr * www.meb.gov.tr

----- Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır:


4.5=20, 12.6=72 vb.
----- Kitap, dergi vb.nin künyelerinin sonuna konur:
Agâh Sırrı Levend, Türk Dilinde Gelişme ve Sadeleşme Evreleri, TDK Yayınları,
Ankara, 1960.
70

Virgül ( , )
----- Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.
* Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve biraz da korkudan sonra bu sı-cak, aydınlık
ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum. (Halide Edip Adıvar)
* Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
Dillenmiş ağızlarda tutuk dilli gönüller (Faruk Nafiz Çamlıbel)

----- Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.


* Umduk, bekledik, düşündük. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
* Atlar soluyor, terliyor, dört nala koşuyordu.

----- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur.
* Memleketimi, İzmir’i, çok özledim. (Ara söz)
* Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum. (Ara cümle)

-----Tırnak içinde olmayan alıntı cümlelerinden sonra konur.


* Bugün hava çok soğuk, dedi
* Eskiden buraları hep rüyamda görürdüm, demiş.

----- Konuşma çizgisinden sonraki alıntı cümlesinin bitimine konur.


* Artık biri olanları anlatsın, dedi üzgün bir sesle.
* Artık bu ilaçları bırakmak istiyorum, diyordu.

----- Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur


* Bahçe kapısını açtı. Sermet Bey’e,
– Bu anahtar köşkü de açar, dedi. (Ömer Seyfettin)
* Sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi yüzüme bakarak,
– Sofrayı kuralım, dedi.

----- Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır,
yok, evet, peki, pekâlâ, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi
kelimelerden sonra konur.
* Peki, bunu da alalım. * Olur, pikniğe yarın gideriz.
* Elbette, bizimle gelebilirsin. * Haydi, hemen çıkalım buradan.

-----Hitap için kullanılan kelimelerden sonra konur


* Efendiler, bilirsiniz ki hayat demek, mücadele, müsademe demektir. (Atatürk)
* Sayın Başkan, * Sevgili Kardeşim, * Değerli Arkadaşım,

----- Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için kullanılır


* 38,6 (otuz sekiz tam, onda altı), * 0,45 (sıfır tam, yüzde kırk beş)
71

----- Kitap, dergi vb.nin künyelerinde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra
konur.
* Reşat Nuri, GÜNTEKİN, Çalıkuşu, TDK yayınları, Ankara, 2005.
* GÜNTEKİN, Reşat Nuri, Çalıkuşu, TDK Yayınları, Ankara, 2005.
( Yazarın soyadı önce yazılmışsa soyadından sonra da virgül konur)
----- Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur
* Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz,
hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona
kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
----- Art arda gelen iki kelime arasında çıkabilecek anlam karışıklığını önlemek amacı
ile bunların arasına konur.
* Hırsız, kardeşini dövdü. * Garson, çocuğu çağırdı.
----- Anlama güç kazandırmak, anlamı pekiştirmek için tekrarlanan kelimeler arasına
konur.
* Akşam, yine akşam, yine akşam.
Göllerde bir dem bir kamış olsam!
NOT: Bağlaçlardan önce ve sonra virgül konmaz.
* Hem suçlu hem güçlü.
* Ya sen gel ya da haber yolla
* Öğretmen sınıfa girdi ve konuşmaya başladı.
* Ne kendi doğruları anlattı ne bizim anlatmamıza izin verdi.
* Deniz de Güneş de zeki öğrencilerdi.

NOT: Şart ekinden sonra virgül konmaz.


* Bana inanmıyorsan kendin araştır.
* İçine sinmediyse yeniden pişirebilirsin.

NOT: Metin içinde zarf fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz ancakl art
arda gelen zarf fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konur.
* Ben kendimi bildim bileli kimse buradan kaçmadı.
* Toplantıyı dikkatle izleyerek, notlar alarak takip etti.
72

NOKTALI VİRGÜL ( ; )
----- Cümle içinde virgüllerle ayrılmış tür veya takımları birbirinden ayırmak için
konur.
* Erkek çocuklara Doğan, Tuğrul, Aslan, Orhan; kız çocuklara ise İnci, Çiçek, Gönül,
Yonca adları verilir.
* Pazardan elma, armut, muz; ıspanak, kabak, patlıcan aldım.

----- Kendi içinde virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayır-mak için konur.
* Sevinçten, heyecandan içim içime sığmıyor; bağırmak, kahkahalar atmak, ağlamak
istiyorum.
* Çağrıldığın yer git, ar eyleme; çağrılmadığın yere gidip yerini dar eyleme.
* Eşek ölür, semeri kalır; insan ölür, eseri kalır.

----- İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden sonra
noktalı virgül konabilir.
* Roman; hikaye, masal ve fabla göre daha çok tercih ettiğim bir türdür.

İKİ NOKTA (: )
----- Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur
* Peyami Safa’ nın bazı eserleri: yalnızız, matmazel Moralya’ nın Koltuğu, Dokuzuncu
hariciye Koğuşu …
* Yaz meyveleri: Üzüm, armut, kavun, erik…

----- Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur.


* Size kendimi tanıtayım: Bu okulun müdürüyüm.
* Cümlenin ögeleri ikiye ayrılır: temel ögeler, yardımcı ögeler.

----- Karşılıklı konuşmalarda, konuşan kişiyi belirten sözlerden sonra konur.


* Anne: Neden eve bu kadar geç kalıyorsun?
Oğul: Anneciğim, İstanbul trafiğini bilmezmiş gibi konuşuyorsun.

----- Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:


* -Buradan Dolmabahçe’ye nasıl gidebiliriz?
Adam cevap verir:
- Bilmem, ben burada yaşamıyorum.

----- Genel Ağ adreslerinde kullanılır


* http: //tdk.org.tr

----- Matematikte bölme işareti olarak kullanılır


* 56:8=7, * 100:2=50 vb.
73

ÜÇ NOKTA ( ... )
----- Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
* Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da bu
yanı... (Tarık Buğra)
* Tam her şeyi anlatacağım derken…
----- Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına
bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
* Onu öyle özledim ki… * Nereye baksam deniz, güneş, orman…
* Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı…
----- Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak is-tenmeyen
kelime ve bölümlerin yerine konur.
* O h… bana ne dedi biliyor musun?
* Otobüs M… ‘ye yaklaştıkça merakım artıyordu.
----- Ünlem ve seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için konur.
* Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali... Koca Ali, be!.. (Ömer Seyfettin)
* Ben kaleye doğrun koşarken babam şöyle sesleniyordu:
- Haydi oğlum…haydi Selim!
----- Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine
konur.
* ‘’ … Annelerin eşarplarını kızlar giyer, büyükannelerinin mücevherlerini torunlar
takar. Sırmalı çedik pabuçlar, kırmızı feraceler…’’
* ... derken şehrin öte başından boğuk boğuk sesler gelmeye başladı... (Tarık Buğra)

UYARI: Ünlem ve soru işaretinden sonra üç nokta yerine iki nokta konulması
yeterlidir:
* Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha dolmadan. (Tarık Buğra)
* Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler
yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl Kısakürek)

----- Karşılıklı konuşmalarda, yeterli olmayan, eksik bırakılan cevap-larda kullanılır:


* — Yabancı yok!
— Kimsin?
— Ali...
— Hangi Ali?
— ...
— Sen misin, Ali usta?
— Benim!..
74

SORU İŞARETİ ( ? )
----- Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur
* Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı? (Faruk Nafiz Çamlıbel)
* Atatürk bana sordu:
— Yeni yazıyı tatbik etmek için ne düşündünüz? (Falih Rıfkı Atay

----- Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur.
* Gümrükteki memur başını kaldırdı:
— Adınız?
—Verda
— Yaşınız?

----- Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar
için kullanılır
* Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?) vb.
* 1496 (?) yılında doğan Fuzuli...
* Ankara’dan Antalya’ya arabayla üç saatte (?) gitmiş.

UYARI: Soru ifadesi taşıyan sıralı ve bağlı cümlelerde soru işareti en sona
konur:
* Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı?
* Üsküdar’dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklardan mı? (Yahya Kemal Beyatlı)

UYARI: Soru anlamı taşımayan mı / mi ekinden sonra soru işareti konmaz.


* Akşam sofra kuruldu mu huzurla dolarım.
* Sabah oldu mu herkes işinin yolunu tutar.

ÜNLEM İŞARETİ ( ! )
----- Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarele-rin
sonuna konur:
* Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar akıllı adamlar var! Vah vah!
* Ne mutlu Türk’üm diyene! (Atatürk)

----- Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur:


* Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri! (Atatürk)
* Ey Türk gençliği!

UYARI: Ünlem işareti, seslenme ve hitap sözlerinden hemen sonra


konulabi-leceği gibi cümlenin sonuna da konabilir
* Eyvah! Geç kaldım. * Eyvah, geç kaldım!
75

----- Alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırılmak istenen sözden hemen sonra
yay ayraç içinde ünlem işareti kullanılır:
* İsteseymiş bir günde bitirirmiş (!) ama ne yazık ki vakti yokmuş (!).
* Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.

KISA ÇİZGİ ( - )
----- Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur.

* Yoksa kimseciklerin oturmadığı bu kanepe-


lerde bu saatte hep başıboşlar mı oturur?
(Sait Faik Abasıyanık)
* Sabahtan beri okulun bahçesinde onla-
rı görüyordum.

----- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır:
* Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında
durmuştu. (Ömer Seyfettin)
* Memleketimi _Bursa’yı_ çok özledim.

----- Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır


* al-ış, * dur-ak, * gör-gü-süz-lük vb.
----- Fiil kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır
* al- * dur- * gör- * ver-
* başar- * kana- * okut- * taşla- * yazdır- vb.

----- İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur
* -ak * -den * -ış * -lık * -ımsa- * -la- * -tır- vb.

----- Heceleri göstermek için kullanılır


* a-raş-tır-ma, * bi-le-zik, * du-ruş-ma,
* ku-yum-cu-luk, * prog-ram, *ya-zar-lık vb.

Arasında, ve, ile, ila, ...-den ...-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar
arasında kullanılır:
* Aydın-İzmir yolu * Türk-Alman ilişkileri * Ural-Altay dil grubu
* Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi * 09.30-10.30
* 1914-1918 Birinci Dünya Savaşı
UYARI: Cümle içinde sayı adlarının yinelenmesinde araya kısa çizgi konmaz
* On on beş yıl. * Üç beş kişi geldi.
76

----- Sıfırdan küçük değerleri göstermek için kullanılır:


* -2 °C

----- Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır:


* 50-20=30

UZUN ÇİZGİ ( - )
----- Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma
çizgisi de denir.
* Muhabir gençlere yaklaşarak:
— Kentimizi gezdiniz mi?
— Evet, bayıldık bu kente.
----- Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir:
* Sıtkı Bey — Kaleyi kurtarmak için daha güzel bir çare var. Gerçekten ölecek adam
ister.
İslam Bey — Ben daha ölmedim. (Namık Kemal)

EİK ÇİZGİ ( - )
----- Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur
* Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde
tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim
milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)

----- Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir
arasına konur.
* Altay Sokağı No.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA

----- Ülke adı yazılacağında ise:


* Atatürk Bulvarı No.: 217
06680 Kavaklıdere / Ankara
TÜRKİYE

----- Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
konur:
* 18/11/1969 * 15/IX/1994 vb.

----- Dil bilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır:


* -a /-e, -an /-en, -lık /-lik, -madan /-meden vb.

----- Genel Ağ adreslerinde kullanılır:


* http://tdk.gov
77

----- Matematikte bölme işareti olarak kullanılır:


* 70/2=35

----- Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi
araya boşluk konulmadan kullanılır:
* g/sn (gram/saniye)

TIRNAK İŞARETİ ( “ ” )
----- Başka bir kimseden veya yazıdan olduğu gibi aktarılan sözler tır-nak içine
alınır.
* Konuşmasına ‘’ Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem.’’ dizesiyle başladı.
* Reşat bey ‘’ Benim her şeyim var, bir şeye ihtiyacım yok.’’ dedi.

UYARI: Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti,
ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır
* “İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!” diyorlar. (Yahya Kemal Beyatlı)

----- Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır


* Höyük sözü Anadolu’da ‘’tepe’’ olarak geçer.
* Yeni bir ‘’barış taarruzu’’ başladı.

----- Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine
alınır:
* Bugün öğrenciler “Kendi Gök Kubbemiz” adlı şiiri incelediler.
* “Yazım Kuralları” bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.

UYARI: Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme
işareti kulla-nılmaz.
* Nermin Bezmen’in “Kurt Seyit ve Shura”sıını okudunuz mu?
* Cahit Sıtkı’nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti. (Ahmet Hamdi
Tanpınar)

----- Bilimsel çalışmalarda künye verilirken makale adları tırnak içinde yazılır.
78

YAY AYRAÇ ( )
----- Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için
kullanılır. Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun
noktalama işareti konur:
* Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile
görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz. (Nurullah Ataç)

----- Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır
* Yunus Emre’nin (1240?-1320)...
* İmek fiilinin (ek fiil) geniş zamanı şahıs ekleriyle çekilir.

----- Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu


açıkla-mak ve göstermek için kullanılır.
* İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam'a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası
için bana da anlatın... (Reşat Nuri Güntekin)
* Esat paşa – (Sert adımlarla asker doğru ilerler.) Günaydın asker!
----- Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için
kullanılır.
* ‘’ Eşyayı kullanma ve ona hakim olma tarzı’’ şeklinde tarif edilen kültür, bir çok
yerde ancak dil sayesinde ifadeye bürünmekte ve manalar kazanmaktadır.
(Mehmet Kaplan)

UYARI: Alıntılarda, alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konulan üç nokta,


yay ayraç içine alınabilir.
----- Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamı kazandırmak için kullanılan ünlem
işareti yay ayraç içine alınır.
* Adam, akıllı (!) olduğunu söylüyor.
* Bu sene sınavı kesin kazanacağını söylüyor (!)

----- Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını gös-termek için
kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır.
* 1496 (?) yılında doğan Fuzuli’nin şiirlerine bakalım.
79

KESME İŞARETİ ( ’ )
----- Özel adlara getirilen iyelik, durum ve bildirme ekleri kesme işaretiyle ayrılır.
* Ziya Gökalp’ten * Eski Çağ’ın *Yükselme Dönemi’nin
* Kurtuluş Savaşı’nı * Atatürk’üm * Türkiye’mizin
* Fatih Sultan Mehmet’e,

----- Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğu zaman ekten
önce kesme işareti kullanılır.
* Hisar’dan * Boğaz’dan vb.

----- Belli bir kanun, tüzük, yönetmelik kastedildiğinde büyük harfle yazılan kanun,
tüzük, yönetmelik sözlerinin ek alması durumunda kesme işareti kullanılır.
* Bu Kanun’un 17. maddesinin c bendi...
* Yukarıda adı geçen Yönetmelik’in 2’nci maddesine göre... vb.

----- Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay
ayraçtan önce kullanılır.
* Yunus Emre’nin (1240?-1320)
* Yakup Kadri’nin (Karaosmanoğlu) vb.

----- Ek getirildiğinde Avrupa Birliği kesme işareti ile kullanılır.


* Avrupa Birliği’ne üye ülkeler...

UYARI: Kurum, kuruluş, kurul, birleşim, oturum ve iş yeri adlarına gelen ekler
kesmeyle ayrılmaz.
* Türkiye Büyük Millet Meclisine * Türk Dil Kurumundan
* Mavi Köşe Bakkaliyesinden vb.

UYARI: Başbakanlık, Rektörlük vb. sözler ünlüyle başlayan bir ek geldiğinde


Başbakanlığa, Rektörlüğe vb. biçimlerde yazılır.

UYARI: Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen
diğer ekler kesmeyle ayrılmaz.
* Türklük * Türkleşmek * Türkçü * Türkçülük * Konyalı
* Türkçe * Müslümanlık * Avrupalı * Aydınlı * Türklerin
* Yakup Kadriler * Türklüğün * Türkleşmekte * Türkçenin

UYARI: Özel adlar yerine kullanılan “o” zamiri cümle içinde büyük harfle
yazılmaz ve kendisinden sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz.
80

----- Kişi adlarından sonra gelen saygı ve unvan sözlerine getirilen ekleri ayırmak
için konur:
* Nihat Bey’e * Ayşe Hanım’dan * Mahmut Efendi’ye
* Enver Paşa’ya * Türk Dil Kurumu Başkanı’na vb.

----- Kısaltmalara getirilen ekleri ayırmak için konur.


* TBMM’nin *TDK’nin * BM’de * ABD’de * TV’ye vb.

----- Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur
* Başvurular 17 Aralık’a kadar sürecektir.
* Yeni okulun açılışı 11 Ekim’de yapılacak.

----- Sayılara getirilen ekleri ayırmak için konur


* 1985’te * 8’inci madde * 2’nci kat
* 7,65’lik * 9,65’lik * 657’yle vb.

----- Seslerin ölçü ve söyleyiş gereği düştüğünü göstermek için kullanılır


* Bir ok attım karlı dağın ardına
Düştü m’ola sevdiğimin yurduna
* İl yanmazken ben yanarım derdine
Engel aramızı açtı n’eyleyim (Karacaoğlan)

* Güzelliğin on par’etmez
Bu bendeki aşk olmasa
(Âşık Veysel)
81

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

SÖZ
SANATLARI
82

1. Benzetme (Teşbih)
Sözün etkisini arttırmak veya anlamını güçlendirmek için aralarında ilgi
bulunan iki kavram ya da varlıktan zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir.
Benzetmenin dört ögesi vardır.

a. Benzeyen: Zayıf unsur


b. Kendisine Benzetilen: Güçlü unsur
c. Benzetme yönü: Aktarılan yön
d. Benzetme edatı: Gibi, kadar, andırmak vb.

* Benim babam aslan gibi güçlüdür.


a. Benzeyen: Babam
b. Kendisine benzetilen: aslan
c. Benzetme Yönü: güçlü olması
d. Benzetme edatı: gibi

NOT: Benzetmenin olabilmesi için bu dört unsurun tamamının olmasına gerek


yoktur.
* Babam aslan gibidir. * Aslan babam.

* Bugün kendimi uçsuz bucaksız bir deniz gibi hissediyorum.


* Ayşe’nin melekleri andıran bir güzelliği vardı.
* Şu anda kurtlar gibi açım.
* Selim keçi gibi inatçı bir adamdır.

2. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıklara insanlara ait özelliğin
verilmesidir.
* Rüzgar sevinçle etrafımızda dönüyordu.
* Bulutlar o güzel kızın arkasından uzun uzun ağladılar.
* Boş parkın salıncakları mahzun mahzun duruyordu.
* Her zaman masmavi olan denir, bugün son derece hırçındı.

3. Kunuşturma (İntak)
Kişileştirilen canlı veya cansız varlıkların konuşturulmasıdır.
* Ağaçlar gen adamı görünce hep bir ağızdan ‘’Çabuk şuraya saklan!’’ diye bağırdılar.
* Minik ördek annesini etrafında göremeyince ‘’Anneciğim, neredesin?’’ diye
seslendi.
* Ben bir deniz feneriyim, yıllar yılı bu sularda yalnızlığı yaşarım.
83

NOT: Her konuşturma bir kişileştirmedir. Konuşturma sanatının olduğu bir


bölümde şıklardan konuşturma seçeneği yoksa cevap kişileştirme olacaktır. Ancak
her ikisi de varsa cevap konuşturma seçeneği olacaktır.

4. Karşıtlık (Tezat)
Anlamı güçlendirmek için karşıt kavramların bir arda kullanılması sanatıdır.
* Gülen çehremi görüp sanmayın beni bahtiyar.
Her kahkahanın içinde bir damla gözyaşı var.
* Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin.
* Rüzgar eser dallarımız atışır.
Yas ile sevincim yıkışır dağlar.

5. Abartma (Mübalağa)
Bir varlığı, olayı ya da düşünceyi olduğundan daha küçük veya daha büyük
gösterme sanatıdır.

* Genç yaşta babasını kaybedince omuzlarına dünyanın yükü bindi.


* İstedikleri alınmadı diye kıyametleri kopardı.
* Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
Gözüm yaşı değirmeni yürütür.
* Sana olan aşkım dağı taşı eritir.
84

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

METİN TÜRLERİ
85

Edebiyat, duygu ve düşünceleri söz ya da yazıyla etkili bir şekilde anlatma


sanatıdır.

1. Yazı (Metin) Türleri


Duygu, düşünce ve hayallerin sözlü ya da yazılı olarak, etkileyici bir şekilde
anlatma isteği edebiyatın doğmasına neden olmuştur. Edebiyatın oluşumu içerisinde
yazının biçim ve içerik özelliklerine o yazının türü denmektedir.

ANLATMAYA BAĞLI EDEBİ TÜRLER


(OLAY ETRAFINDA GELİŞEN TÜRLER)
1.Masal
Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başından geçen, zaman ve yer
kavramları belirli olmayan hayalî olayların anlatıldığı yazılara masal denir.
ÖZELLİKLERİ
* Masalda eğiticilik ve öğreticilik esastır.
* Masallardaki olaylar gerçeğe uymaz.
* Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahiptir.
* Masalın geçtiği yer ve zaman belirsizdir.
* Masallar tekerlemeyle başlar.
* Masaldaki karakterler; cinler, periler, devler ve hayvanlar olabilir.
* Masalların sonunda iyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
* Ulusal konulara yer verilmez, evrensel konular ve mesajlar içerir.

2. Hikâye (Öykü)
Olmuş veya olabilecek olayları belli bir plan çerçevesi içinde yer ve zamana bağlı
olarak anlatan yazı türüne hikâye (öykü) denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır.
* Dar bir zaman dilimini kapsar.
* Olayla ilgili yer ve zaman bellidir.
* Romana göre kısa eserlerdir.
* Karakter sayısı azdır.
* Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur.
* Kısa soluklu eserlerdir.
* Olay, başlangıçtan sonra doğru giden bir olayın bir anlık parçasıdır.
86

3. Roman
Toplumların ve fertlerin başından geçmiş veya geçmesi mümkün olayları geniş
olarak, ayrıntılarıyla anlatan yazı türüne roman denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır.
* Geniş bir zaman dilimini kapsar.
* Olayla ilgili yer ve zaman bellidir.
* Hikâyeye göre uzun eserlerdir.
* Karakter sayısı fazladır.

Hikaye ile Roman Arasındaki Farklar:


* Hikâye türü, romandan daha kısadır.
* Hikâyede temel öğe olaydır. Romanda ise temel öğe karakter, yani kişidir.
Hikâyeler olay üzerine kurulur, romanlar ise kişi üzerine kurulur.
* Hikâyede tek olay bulunmasına karşılık romanda birbirine bağlı olaylar zinciri
vardır. Romandaki olaylardan her biri hikâyeye konu olabilir.
* Hikâyede kahramanların tanıtımında ayrıntıya girilmez, kahramanlar her yönüyle
tanıtılmaz. Romandan farklı olarak hikâyede kişiler sadece olayla ilgili yönleriyle
anlatılır. Bu yüzden hikâyelerdeki kişiler bir karakter olarak karşımıza çıkmaz.
* Öyküde, olayın geçtiği yer (çevre) sınırlıdır ve ayrıntılı olarak anlatılmaz.
Romanlarda olaylar çok olduğu için olayların geçtiği çevre de geniştir. Bu çevreler
çok ayrıntılı olarak anlatılır.
* Hikâyeler kısa olduğu için anlatım yalın, anlaşılır ve özlüdür. Romanlarda ise
anlatım daha ağır ve sanatlıdır.

4. Destan
Bir ulusun kahramanlıklarını, savaşlarını, büyük toplumsal olaylarını anlatan ve
genellikle şiir (nazım) biçiminde oluşturulan eserlere destan denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yazı türleri içinde en uzun olanıdır.
* Efsaneden sonra bilinen en eski türdür.
* Sözlü edebiyat ürünüdür; ancak sonradan yazıya geçirilen destanlar da vardır.
* Olağanüstü olaylar ve kahramanlar vardır.
* Destan kahramanları yarı tanrısal nitelikler taşıyan han, hakan ve kağan gibi
kişilerdir.
87

5. Efsane (Söylence)
Halkın duygu, düşünce ve hayal dünyasında doğarak ağızdan ağıza dolaşan,
gelenek ve göreneklerin oluşumunu etkileyen hikayelere efsane denir.
ÖZELLİKLERİ
* Hayal gücünün ürünü ve bilinen en eski türdür.
* Eski dönemlerde tabiat olaylarının nedenlerini bilmeyen insanlar, bu olayları
açıklama gereği hissetmişlerdir. Yağmurun yağması, gök gürültüsü, şimşek çakması
gibi birçok olayı kendilerine göre yorumlamışlar, efsaneler vasıtasıyla bunlara
açıklık getirmişlerdir.
* Efsanelerde kahramanlar Tanrı, ruh, melek gibi kavramlar bazen de taş, kaya, dağ
gibi doğa parçası unsurlardır. Bu kahramanlar hikayelerde kişileştirilir(teşhis) ve
konuşturulur(intak).

Efsane ile Destan Arasındaki Farklar:


* Destanlardaki olayları tarih sayfalarında bulmamız mümkündür. Ama bunu efsane
için her zaman söyleyemeyiz.
* Destanlar genellikle şiir (manzum) biçiminde yazılırken, efsaneler düz yazı
(nesir) biçimindedir.
* Destanlar milletlerin yaşamış olduğu önemli olayları konu alır. Bu bakımdan bu
önemli olayları bir tarihi gerçeklik olarak görebiliyoruz. Ancak bunu bütün
efsaneler için söylememiz mümkün değildir.
* Efsanelerin benzerlerini başka milletlerde de bulabiliriz. Fakat destanlar milli
oldukları için benzerleri olamaz, sadece bir millete aittirler.

6. Tiyatro
Dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin
ortak adına tiyatro denir.
ÖZELLİKLERİ
* Genellikle oynanmak için yazılır. Okunmak için yazılan tiyatro türleri de vardır.
* Olayları oluş hâlinde gösterir.
* Konuşma ve eyleme dayanan bir türdür.
* İnsana ders vermek, onu düşündürmek onu yorum yapmaya yönlendirmek amacı
taşır.
* Tiyatronun unsurları: “Yazar, eser, oyun ve seyirci”dir.
* Tiyatronun temel ögeleri: “Olay, yer, zaman ve kişiler”dir.
88

KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN METİNLER


1. Günlük (Günce)
Düzenli bir biçimde yazılan, tarih atılan günlük notlara, bir yazarın yaşamı
boyunca günü gününe yazdığı yazılara günlük denir.
ÖZELLİKLERİ
* Olaylar günü gününe, tarih belirtilerek yazılır.
* Kısa yazılardır.
* Kaleme alan kişinin yaşamından izler taşır.
* İçten ve sevecendir. Anlatımda “iç konuşma” yöntemi kullanılır.

2. Anı (Hatıra)
Yaşanmış olayların, üzerinden zaman geçtikten sonra yazıldığı yazı türüne anı
(hatıra) denir.
ÖZELLİKLERİ
* Bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu olaylar anlatılır.
* Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır
* Geçmişe ışık tutar.
* Tarihsel olayların öğrenilmesine katkıda bulunur.2
Günlük ile Anı Arasındaki Farklar:
* Günlükte olaylar günü gününe yazılırken anı da geçmişteki olaylar anlatılır. Bir
bakıma günlük geleceğe yönelik, anı ise geçmişe yöneliktir.

3. Gezi Yazısı (Seyahatname)


Gezilip görülen yerlerin ve o yerlerle ilgili izlenimlerin anlatıldığı yazılara gezi
yazısı denir.
ÖZELLİKLERİ
* Gezilip görülen yerler edebî bir üslupla anlatılır.
* Yazarın duygu ve düşüncelerini içerebilir.
* Gözlem gücüne dayanır.
* Anlatılanlar gerçektir, hayal ürünü değildir.

ÖRNEK
OAKLAND ADASI
Oakland (Ouklınd), yelkenler kenti olarak da anılan, çok güzel bir ada. Burada
kişi başına düşen tekne, dünya ortalamasının çok üstünde. Oakland, Yeni Zelanda’nın
en önemli kentlerinden biri. Denizin temizliği, koyların güzelliği dillere destan.
Ayrıca Oakland, dünyanın en huzurlu kentlerinden biri olarak da biliniyor. Eski
binalar, asıllarına uygun olarak onarıldığı için kent kuruluş yıllarındaki güzelliğini
89

ve özelliğini yitirmemiş. Yapıları süsleyen demir korumalar, parmaklıklar, balkon


korkulukları, pencerelerdeki çıkmalar öylesine ustalıkla yapılmış ki! Her birinde
sanki demirden çiçekler açmış. Kent içinde adım başı park bulunuyor. Ada zaten başlı
başına park. Ama yine de beton binaların soğukluğunu kırmak için yerleşim
alanlarının çevresi, hep park olarak düzenlenmiş. Kent içinde yaşayan insanlar,
evlerinden çıkınca kendilerini doğrudan doğanın içinde buluyorlar. Doğa ile baş başa
kalmak için kent dışına çıkmaya gerek kalmıyor. Her evin küçük bir bahçesi var. Her
bahçede de ızgara için ocak bulunuyor. Kent halkı herhâlde pikniğe çok düşkün.
Anlaşılan, insanlar bir an bile doğadan uzak kalamıyor. İngilizler, Oakland’ın
kurulduğu alanı da Maori yerlilerinden, az para karşılığında satın aldılar. Oakland;
1842 ile 1865 yılları arasında, İngiliz kolonisinin başkentiydi. Sonradan başkent,
Welligton’a (Veligtın) taşındı. Buna karşın Oakland’ın gelişmesi sürüyor. Dünyanın
dört bir yanından göçmenler, iş ve eğitim fırsatı bulmak için Oakland’a geliyorlar.
Günümüzde Maorilerle bu göçmenler, el birlik olup Oakland’ı Güney Pasifik
Adaları’nın en güzel, en rahat kenti konumuna getirmeye çalışıyorlar. Bu hedefe
giderken fazla zorlandıkları söylenemez. Çünkü Oakland, yörenin en büyük endüstri
ve ticaret merkezi durumunda. Bu yüzden fırsatlar ve olanaklar kısıtlı değil.
Oakland kenti, sönmüş volkan tepelerinin üzerine kurulmuş. Eski zamanlarda Maori
kabileleri de bu volkanik tepeleri yurt edinmişler. Burada tarihsel kalıntılar var.
Oakland’da sanat yaşamı da çok etkin. Sanat galerilerinde açılan sergilerle
dünyanın dört yanında üretilen değerli eserler halka sunuluyor. Müzeler, konser
salonları, Avrupa ve Amerika’daki benzerlerini aratmayacak durumda. Dükkânlarda
satılan malların çeşitliliği, Oakland halkının eski kıtalardaki alışveriş merkezlerine
özlem duymalarını önleyecek zenginlikte. Pazar yerlerinde Maorilerin el işleri
sergileniyor. Bitki saplarından yapılma dokumalar, batikler, toprak eşyalar, hem
yerli halk hem de gezginler tarafından büyük ilgi görüyor. Koyun derisinden
yapılan giysiler, yün kazaklar, kaşkoller dünya pazarlarında da aranan mallar. Ama
oldukça pahalı. Yer altından çıkarılan değerli taşlar da Oakland’ın ticari yaşamında
önemli yer tutuyor. Ama onlar da pahalı. Özellikle yeşim taşı çok ünlü. Devan Port
(Divın Port) kıyısındaki kafeler, deniz ürünleri satılan restoranlar görülmeye
değer.

4. Biyografi (Yaşam Öyküsü)


Tanınmış, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri tanıtmak amacıyla yazılan yazılara
biyografi denir.
ÖZELLİKLERİ
* Önemli şahısların hayatı başkası tarafından anlatılır.
* Anlatılan kişinin hayatı tarih sırasına göre ele alınır.
* Kurgusal değildir, gerçekçidir.
* Üçüncü kişinin ağzıyla anlatılır.
90

1969 yılında Osmaniye ili, Düziçi ilçesinde doğdu. İlk okulu Tatbikat İlkokulunda
okuduktan sonra şimdilerde fen lisesi olan Düziçi öğretmen Lisesi sınavlarını
kazandı. Altı yıllık öğrenimden sonra Dokuz Eylül üniversitesini Kazandı. 1993 yılında
başladığı öğretmenlik mesleğine halen severek devam etmektedir.

5. Otobiyografi (Öz Yaşam Öyküsü)


Bir insanın, kendi hayatını kendisinin yazdığı eserlere otobiyografi denir.
Biyografilerde kişinin hayatı, çalışmaları başkası tarafından yazılırken
otobiyografilerde kişi kendisini anlatır, yazar.
ÖZELLİKLERİ
* Kaynak olarak kişi kendisini ve aile büyüklerinden aldığı bilgiyi kullanır.
* Birinci kişinin ağzıyla anlatılır.
Örnek
1969’da Osmaniye ili, Düziçi ilçesinde doğdum. İlk okulu Tatbikat İlkokulunda
okuduktan sonra şimdilerde fen lisesi olan Düziçi öğretmen Lisesi sınavlarını
kazandım. Altı yıllık öğrenimden sonra Dokuz Eylül üniversitesini Kazandım. 1993
yılında başladığım öğretmenlik mesleğine halen severek devam etmekteyim.

GAZETE VE DERGİ ETRAFINDA GELİŞEN METİNLER


1. Deneme
Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini iddiasız,
kesin kurallara varmaksızın anlattığı yazılara deneme denir.
ÖZELLİKLERİ
* Denemede konu sınırlaması yoktur. Yazar, istediği konuyu ele alıp işleyebilir.
* Yazarın anlattıklarını kanıtlama kaygısı yoktur.
* Yazar kendisiyle konuşuyor gibi bir anlatım kullanır. Daha doğrusu kendi içiyle
yaptığı konuşmaları yazıya geçirir.
* Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz.
* Denemede alabildiğine kişisellik ve kendine özgülük vardır.
* Dünya edebiyatında Montaigne, Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç bu türün en
önemli temsilcisidir.
91

Örnek
Gönlümüzün güzelliği sevgi ise beynimizin güzelliği de düşünebilme
yeteneğimizdir. O yeteneği her an, her dakika kullanmalıyız. Unutmayalım ki düşünen
insan, özgür insandır. Kişi düşünebiliyorsa pek çok sorununu çözecek, pek çok şeyi
bilecektir. Onun için bir karar alırken annenizin, babanızın, çevrenizdekilerin
görüşlerini alın ama o görüşleri de sorgulayın. Sonra da oturup kararınızı kendiniz
alın. Bu durumda eziyetler de güçlükler de size aittir artık. Karar alırken sorumluluk
almayı da bilin. İşte bu, büyümek ve olgunlaşmaktır. Aynı zamanda özgür olma
yolunda atılan ilk adımdır.

2. Makale
Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir gerçeği savunmak için yazılan
yazılara makale denir.
ÖZELLİKLERİ
* Makalenin temel öğesi fikirdir.
* İnceleme ve araştırmaya dayanır.
* Bir tezi savunmak, desteklemek amacı taşır.
* Makalelerde bilimsel verilerden yararlanılır.
* Gazete ve dergi yazısıdır.

3. Eleştiri (Tenkit)
Bir sanat eserinin olumlu ya da olumsuz yanlarını somut verilere dayanarak
yargılayıp eserin gerçek değerini ortaya koymak amacıyla yazılan yazı türüne
eleştiri denir.
ÖZELLİKLERİ
* Eleştiri yazıları, bir eseri tanıtmayı amaçlar.
* Eleştiri yapan kişiye eleştirmen denir.
* Değerlendirme yazılarıdır.
* Eleştiri denince, akla eserin olumsuz yanlarının belirlenip okuyucuya aktarılması
gelir. Bu yanlış bir düşüncedir. Gerçek bir eleştiride eleştirilen eserin hem olumlu
hem de olumsuz yanları bir arada verilir.
* Eleştirinin amacı, okuyucuya ve yazara kılavuzluk yapmaktır
92

4. Söyleşi (Sohbet)
Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup
konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir.
ÖZELLİKLERİ
* Karşılıklı konuşma havası içinde yazılır.
* Belirli konusu yoktur. Yerine ve zamanına göre sıkıcı olmayan her şey sohbet
konusu olabilir.
* Gazete ve dergi yazılarıdır.
* Yazarın kendi kişisel düşüncesi ağırlıktadır.
* En önemli özelliği, samimi bir üslupla kaleme alınmasıdır.
* Yazarın öğretme ve kanıtlama amacı yoktur.

5. Fıkra (Köşe Yazısı)


Bir yazarın, herhangi bir konu üzerinde, kişisel anlayış, görüş ve düşüncelerini
güzel bir üslupla, hiçbir kanıtlama gereği duymadan anlattığı yazı türüne fıkra
denir. İki tür fıkra vardır: Gazete fıkraları, nükteli hikâyecik türündeki
fıkralar. Yazı türü olarak “gazete fıkraları” kabul edilmektedir. Gülmece yazılardan
olan fıkraları, gazete yazı türü olan fıkrayla karıştırmamalıyız.

ÖZELLİKLERİ
* Gazete yazısıdır.
* Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
* Dil doğaldır. Günlük deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir.
* Okuyucuyla sohbet ediyormuş havası hakimdir. Anlatım senli benlidir.
93

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

TABLO, GRAFİK
VE
GÖRSEL OKUMA
(YORUMLAMA)
94

1. TABLO OKUMA / YORUMLAMA


* Tablolar bilgilerin daha kolay anlaşılması için yapılmış şekillerdir.
* Tablonun başlığına bakarak konu hakkında ön bilgiye sahip oluruz. Bu sayede
oluşturacağımız satır veya sütunları buna göre yaparız.
* Tablo sonunda ön yargılarımız, ön öğrenmelerimiz veya tabloyla ilgisi olmayan
hiçbir şeyi yorumlarımıza katmamalıyız.
* Tablolar, değerlendirme, yorumlama, öngörü yapmamıza yardımcı olan araçlardır.
* Tablodaki verileri, olumlu ve olumsuz ifadelere dikkat ederek incelemeliyiz.
* Soru çözerken her isteneni aynı tabloda göstermemeliyiz.

Örnek
Aşağıda 7A ve 7B sınıfı öğrencilerine yapılan ‘’En çok hangi sporu
seviyorsunuz’’ adlı anket sonucu verilmiştir. Ankete öğrencilerin sevdiği spor
dalları % olartak değerlendirilmiştir.

Bu tablodan Çıkarılabilecek Sonuçlar: Bu Tablodan Çıkarılamayacak Sonuçlar:


* 7A sınıfının en çok sevdiği spor * 7A sınıfı 7B sınıfına göre spora daha çok
futboldur. ilgilidir.
* Basketbol iki sınıf tarafından da en az * 7B sınıfında voleybol ve futbol sevenler
tercih edilen spor olmuştur. sınıfın %50’sinden fazladır.
* 7B öğrencileri, masa tenisini 7A’ dan daha * 7B de 25 kişi masa tenisini sevmektedir.
çok sevmektedir. * Her iki sınıfta voleybol sevenler toplamı,
* İki sınıfında en çok tercih sevdiği masa tenisi sevenlerin toplamından fazladır.
sporlar farklıdır.
Örnek
95

Aşağıda Konya’ya ait beş günlük hava tahmin raporu tablo şeklinde verilmiştir.

Bu tablodan Çıkarılabilecek Sonuçlar: Bu tablodan Çıkarılamayacak Sonuçlar:


* Günlük sıcaklık farkının en fazla olduğu * En yüksek nem 6 Nisan Pazartesi, en düşük
gün 10 Nisan Cuma’dır. nem 8 Nisan Çarşamba günüdür.
* Beş günlük en yüksen sıcaklık farkı 4 * Günlük nem miktarı farkının en fazla olduğu
dercedir. gün 9 Nisan Perşembe’dir.
* 8-10 Nisan aralığında hava parçalı * Sıcaklık her geçen gün artış göstermiştir.
bulutludur. * Beş günde en yüksek nem miktarı %6’dır.
* Ölçülen en yüksek sıcaklık 15 derecedir. * 7 Nisan’da kar yağışı beklenmektedir.
* Tek yağışlı gün 6 Nisan Pazartesi’dir.

2 GRAFİK OKUMA / GRAFİK YORUMLAMA


Verilerin veya karşılaştırılması yapılacak değişkenlerin çizgi, tablo, nokta
veya şekillerle ifade edilmesine grafik denir.
* Grafikler, verilerin sunumuna görsellik katarak daha kolay yorumlanmasını
sağlar.
* Grafik yorumlarken, soldan sağa ve aşağıdan yukarı bakılarak grafik sütununun
neye denk geldiğini tespit edilip ona göre sonuç çıkarmalıyız.
* Grafik çözerken kesişim noktalarına dikkat etmeliyiz.
* Grafik yorumlarken kendi düşüncelerimizi ve grafikte olmayan bilgileri yoruma
katmamalıyız.
* Veri türlerine ve istenen amaca göre çizilebilecek çeşitli grafik türleri vardır.
Bunlar:
a. Çizgi grafiği
b. Sütun grafiği
c. Pasta grafiği
96

a. Çizgi Grafiği
Verilen yatay ve dikey eksendeki değerleri işaretlenerek bulunan noktaların
çizgilerle birleştirilmesi sonucunda elde edilen grafiklere çizgi grafik denir.
---- Bir değişkenin zaman içerisindeki değişimini (artma, azalma) incelemek için
kullanılan grafiktir.
---- Verilerin yatay ve dikey eksende değerleri işaretlenip bulunan noktaların
çizgilerinin birleştirilmesiyle oluşur.

Örnek:

Bu tablodan Çıkarılabilecek Sonuçlar: Bu tablodan Çıkarılamayacak Sonuçlar:


* Toplamda en çok soru çözen öğrenciye. * Hangi konuda soru çözdüklerine.
* En çok soru çözen ile en az soru çözenin * En çok doğru ve yanlış yaptıkları sorulara
soru farkına. * Çözülen ayın adına.
* Bir öğrencinin toplamda çözdüğü soru * Çözen öğrencilerin sınıfına.
sayısına
* En az sorunun hangi hafta çözüldüğüne.
97

b. Sütun Grafiği
---- Bu tip grafikte, gösterilmek istenen değerler sütun veya çubuklarla ifade
edilir.
---- Bu sütun grafiği, zaman içindeki değişimleri ve ögeler arasındaki zıtlıkları
karşılaştırmalı olarak bize sunar.
---- Çizgi grafiğinde olduğu gibi dikey ve yatay
çizgiler çizilir ve bunlar eşit aralıklara bölünür.
---- Sütun grafiğinde iki eksen vardır. Yatay eksende
ve düşey eksende
Ölçülen değerlerin birbirine göre durumları sütunlarla
(çubuklarla) belirtilir. Yatay eksende incelediğimiz bir
değere göre, düşey eksendeki değişimi görebiliriz.
---- Bir kentteki yıllara göre yağış dağılımı, bir
fabrikanın aylara göre üretim oranları, bir şirketin günlük satış oranları gibi
değişkenlerde sıklıkla kullanılır.

Örnek:
Bu grafikten şu bilgilere
ulaşılabilir.
* En çok yağış 2009 yılında
olmuştur.
* Toplamda 6 yıl normal yağış
miktarının altında yağış olmuştur.
* En az yağış alan yıl 2008
olmuştur.
* 2013 yılı, 2017 yılından daha
Bu grafikten şu bilgilere ulaşılamaz
kurak geçmiştir.
* En çok yağış alan ikinci yıl 2017’dir.
* Yağışların çoğu yağmur şeklindedir.
* En çok yağış kış aylarında olmuştur.

c.*350mm’den
En az yağış alan yıl ile en çok yağış alan yıl arasında
Pasta Grafiği
fazla fark vardır.
98

Pasta grafik, sayısal bilgilerin, parçalara bölünmüş bir daire aracılığıyla


grafik üzerinde gösterilmesini sağlar.

Bu grafikten şu bilgilere
ulaşılabilir.
* Harçlığının büyük bir bölümünü
kırtasiye için harcamaktadır.
* En az para diğer harcamalar
içindir.
* Yol parası ile yemek parası
aynıdır.
* Kırtasiye için harcadığı para
yemek parasından çoktur.

Bu grafikten şu bilgilere ulaşılamaz


* Kitap okumayı sevdiği için ona daha çok para harcamıştır.
* Öğrenci, parasıyla tüm isteklerini alabilmiştir.
* Yemek için harcadığı para diğer harcamalardan azdır.
* Yol parası ile kırtasiye parasının toplamı, yemek ve diğer
harcamalarıyla eşittir.

3. GÖRSEL OKUMA / YORUMLAMA


Yazılı metinlerden farklı olan afiş, fotoğraf, resim, simge, şekil, işaret, levha,
harita, karikatür, infografik vb. ögelere görsel denir. Bu ögeleri anlamlandırıp
yorumlamaya da görsel okuma denir.
---- Görsel yorumlama soruları, çok fazla bilgi gerektirmeyen sorulardır. Çünkü
soru, bizden verilen bilgileri yorumlamamızı ister.
---- Bu soruları çözmede dikkat çok önemlidir. Görselin içindeki her ayrıntıyı
görmemiz gerekir.
---- Görsel soru çözmek pratik işidir. Ne kadar çok soru çözersek o kadar çok pratik
kazanmış oluruz.

---- Görselle alakası olmayan olmayan bir şeyi soru çözümünde kullanmamalıyız.
99

Örnek

Bu fotoğraftan ulaşılabilecek bilgiler.


* Halkın günlük giyim tarzına.
* O günün hava şartlarına.
* Mimari yapıya
* İnsanların çoğunun meşgul olduğu
şeye.

Bu fotoğraftan şu bilgilere
ulaşılamaz
* Ne zaman çekildiğine
* İnsanların geçim kaynaklarına.
* Balık tutanların asıl mesleklerine.
* İnsanların hangi balıkları
tuttuklarına.

4. KROKİ OKUMA / YORUMLAMA


Kroki, bir yerin kuş bakışı görünüşünün küçültülerek, ölçüsüz olarak düzlem
üzerine çizilmesidir.

---- Kroki okumada, yönlerden (doğu, batı, kuzey, güney; kuzeybatı, güneydoğu vb.)
faydalanırız.

---- Kroki karşımızdayken sağ taraf doğu, sol taraf batı, üst taraf kuzey, alt taraf
güneydir.
100

Örnek

Krokiden çıkarılabilecek yargılar:


* Zeynep, evden eczaneye gitmek için Atatürk Caddesi’ nden geçip 3043
sokağa girecektir.
* Eczaneden manava uğramak için sırasıyla 3045 ve 3046 sokağa
uğrayacaktır.
* Manavdan parka gitmek için sağlık ocağının bulunduğu 3044 nolu sokağa
girip yolun bitiminde 3043 sokaktan karşıya geçmelidir.
* Emniyet müdürlüğü ile cami arasında sağlık ocağı vardır.
Krokiden çıkarılamayacak yargılar:
* Camiden çıkan bir kişi kırtasiyeye girmek için yakın yol olarak 3046 sokağı
takip edip Atatürk Caddesi’ne girecek, oradan kırtasiyeye ulaşacaktır.
* Kırtasiye ile Zeynep’in evi arasında iki cadde vardır.
* Kasap eczanenin doğusunda yer alır.
* Kasap ile cami, karşı karşıyadır.

Adnan Baran ÖNER:


İletişim için: 0544 314 28 65 (WhatsApp)

You might also like