You are on page 1of 35

BİYOMORFİK

MİMARİ
HAZIRLAYANLAR:
2019517102 HAVVA GÜL ÖZTÜRK 2019517100
SÜMEYRA ÖZMEN
2020517124 Nargiza Mametzhanova

MIM 3538 EKOLOJIK MIMARLIK


PROF DR. ILKNUR TURKSEVEN DOĞRUSOY
DOĞA VE MİMARİ
BİYOMORFİK MİMARLIK
BİYOMORFİNİN ÖNEMİ
ÖRNEKLER
KARŞILAŞTIRMA
SONUÇ
Doğa, insanlar için her zaman ilham kaynağı
Mimari olmuştur . İnsan doğayı titizlikle incelemiş,
gözlemledikleri doğrultusunda, doğadan esinlenerek
Tasarımın yapı ve fonksiyonları taklit etmiş.

Doğa ile Doğanın örnek alınması ve doğaya öykünme,


mimari tasarım sürecinde önemli bir yer tutmaktadır.

Olan Antik çağlardan bu yana insanlar doğayı


araştırarak, öğrendiklerini taklit ederek, yorumlayarak
İlişkisi: ve metaforik/analojik yaklaşımlarla mimari tasarımda
kullanmıştır.
Biyo: Yaşam ya da yaşayan organizmalar arasındaki
bağlantıyı ifade eden formun kombinasyonudur.
Morfoloji: Organizmanın ya da onun parçalarının
strüktüründen ve formundan topluca oluşmuş özelliklerdir.
BİYOMORFİ Biyomorfoloji: Canlıların yapı ve biçimlerini, fiziksel
özelliklerini inceleyen bilim dalı.
Biyomorfi: Biyolojik organizmalardan türetilmiş veya
biyolojik organizmalara benzeyen soyut formları
tanımlamak için kullanılan terimdir”(Morgan, 2007).

Biyolojik biçimleniş’ anlamına gelen ve çıkış noktası


doğadaki canlıların biçimlenişi olan ‘biyomorfi’ kavramı
• kent planlamasında,
• yapıya görünüşünün verilmesinde,
teknoloji ve biyoloji biliminin desteği ile doğanın işlev ve
sistemleri örnek alınarak;
• form dışında,
• taşıyıcı strüktürde
organizma oluşum biçimlerinin incelemesiyle deneysel
veriler sonucunda bunlarında forma aktarılması mümkün
olmuştur.
MİMARİDE
BİYOMORFİ İnsanlar doğadan, doğal çevrede bulunmaktan ve doğal deneyimlerden mutlu
olurlar dolayısıyla biyomorfik form ve örüntülerden esinlenerek tasarlanmış bir

VE ÖNEMİ alan insanda ilgi uyandırmasının yanı sıra kendini o mekânda iyi hissetmesini
sağlar (Bayazıt, 2008, Joje, 2007). Bu parametrede amaç, stres azaltmaya ve
kullanıcıların bulunduğu yapılı çevre içinde doğadan temsili referanslar
aracılığı ile görsel bağlantı kurmasını kolaylaştırmaktır. Bu nedenle kavram
mimarlık tarihi ve pratiği açısından çok önemlidir.
Beynimiz biyomorfik formların ve örüntülerin canlı olmadığını bilse de
onları yaşamın sembolik temsilleri olarak tanımlar (Vessel, Starr ve Rubin,
2012, s.1). Buna örnek olarak yaptığı tasarımlarda doğadan esinlenen ve
biyomorfik örüntüleri kullanan Antonia Gaudi La Sagrada Familia
Bazilikası’nda ziyaretçiler üzerinde ormanda dolaşma hissi vermeyi
hedeflemiştir.

La Sagrata Familya Bazilikası


(Uç Zeytün,Betül,2014,Mimari Tasarımda Biyomorfik Yaklaşımlar.)
B I T K I V E H AY VA N L A R I
GÖZLEMLEYEREK, DOĞADAN
Ç I K A RT I L A B I L E C E K , G E R Ç E K Y O L
GÖSTEREN KURALLAR, metaforlar ve
p e k ç o k d e r s v a r d ı r. O n u n i ç i n , d o ğ a d a
bulunan binalara en uygun olan iki ilke
vardır;

• Malzemenin en uygun kullanımı


• Biçim değiştirmek, büyümek ve hareket
etmek için organizmanın kapasitesidir
Biyomorfik tasarim

Biyomorfik tasarim, bir stil olarak farkli zamanlarda farkl cografyalarda


gözlemlenebilmektedir.
• Amerika Birlesik Devletleri'nde Frank Lloyd Wright organik dünya ile insan yaratımının
arasındaki uyumdan söz ederken,
• İspanya'da Antonio Gaudi doğada var olan güçlerin bir organizma üzerindeki etkilerini
yansıtmıştır.
• Calatrava, hem estetik hem de yapısal kaygılar beraber ele alarak biyomorfik biçimler
tasarlamıştır.
ÖRNEK 1
National Stadium, Beijing

2002-2008
Beijing/Çin
Herzog & de Meuron
Ulusal Stadyum, Pekin'in
kuzeyinde yer alıyor.
Projenin başlangıcından
itibaren amaç, kamusal
faaliyetleri çekme ve üretme
kapasitesine sahip bir
kentsel alan yaratmak ve
2008 Olimpiyat
Oyunlarından sonra bile
şehrin bu kısmına yeni bir
hayat getirmek olmuştur.
Projenin ilk aşamalarında
stadyuma 'Kuş Yuvası' adını
verilmiştir ve çizim
aşamasından itibaren kuş
yuvası formu ve formun
faydaları göz önünde
bulundurulmuştur.
Stadyumun kuş yuvası formunu andıran dış formu hem cephe,
hem yapı, dekorasyon hem de kamusal alan olan on iki metre
derinliğindeki bir lobi ile çevreleniyor. Stadyumun doğal
havalandırmasını sağlayan bu açık alanda insanlar restoranlarda,
barlarda ve mağazalarda toplanıyor veya platformların etrafında
dolaşarak çapraz ve dikey olarak kesişen yollara ulaşıyor.
Stadyumun cephe kurgusu aynı zamanda strüktürüdür de
denilebilir. Yani cephe ve yapı aynıdır. Tasarımda yük taşıyan
elemanlar birbirini destekliyor ve cephelerin, merdivenlerin,
çanak yapısının ve çatının bütünleştiği mekansal ızgara
benzeri bir oluşumda birleşiyor. Çatıyı hava koşullarına
dayanıklı hale getirmek için stadyumun yapısındaki boşluklar,
kuşların yuvalarının dokuma dalları arasındaki boşlukları
doldurmak için kullandıkları yumuşak dolguları hatırlatan
yarı saydam ETFE (etilen tetrafloroetilen) membranlarla
doldurulmuştur. Tavan, dikkatleri sahadaki seyircilere ve
olaylara odaklamak amacıyla yapıyı perdelerken, stadyumun
coşkulu atmosferini korumak için sesi yansıtan akustik bir
membran olan PTFE (politetrafloroetilen) ile kaplanmıştır.
ÖRNEK 2
Lisbon Orient Tren
İstasyonu
1993 - 1998
Lizbon/Portekiz
Santiago Calatrava
Ünlü mimar Calatrava’nın
yapıları da biyomorfi
hareketi için çok önemli
örnekler teşkil etmektedir.
Calatrava bu yapıda yapının
taşıyıcı sistemini inşa etmek
için bitkilerin, statik
yüklere nasıl karşı
koyduğunu gözlemlemiş,
gövde ve dallanma
sistemlerinden
öykünmüştür.

Mikro boyutta yük dağılımı konusunda bitkilere öykünen bu yapı bir üst örtüdür. Bitki ve ağaçlar
diğer organizmalar gibi, kendi bireysel varlıklarını özel düzen yasalarına uygun olarak geliştirirler.
Ayakta durma, güneşe uzanma, çevreden gelecek etkilere, rüzgara dayanma gibi işlevleri asal
geometrik olmayan bağımsız organik formları sayesinde, en az enerji harcayarak yaparlar. Bu
sürdürülebilir yaklaşım, iç mekanda binaların kendi sistemlerini kurmaları için verimli bir çözüm
yolu olmuştur.
Calatrava, platformları, beş paralel sıra halinde ikiz
kemerlerden oluşan, toplam genişliği 256 fit, genişliği
853 fit olan bir köprü yapısı üzerine yerleştirmiştir.
Platformların üzerinde, çelik ve cam 'ağaçlar' birbirine
kenetlenerek 15 metrelik bir ızgara üzerinde
düzenlenmiş sürekli bir şeffaf çatı sistemi oluşturuyor.
Otobüs terminalinin geniş, camlı kubbeleri, otobüs
şeritlerinin üzerindeki istasyona erişim sağlayan
yükseltilmiş bir galeriyi kaplayacak şekilde
yükselmrkte.
Yarı saydam cam blok döşemesi ile bu galeri, batıdan
doğuya tüm kompleksin içinden geçen eksenel,
düzenleyici bir unsur olarak değerlendiriliyor. Expo'nun
ana ulaşım bağlantısı olarak tasarlanan Oriente
İstasyonu, Avrupa'nın en kapsamlı ulaşım
düğümlerinden biri haline gelmiştir.
ÖRNEK 3
Dünya Ticaret Merkezi
Ulaşım Merkezi

2003 - 2016
New York/ABD
Santiago
CALATRAVA
Dünya Ticaret Merkezi Aktarma Noktası diğer adıyla Oculus, New
York en önemli yapılarından birinin ulaşım merkezidir. Santiago
Calatrava tarafından tasarlanan merkez, 2016 yılının Haziran ayında
hizmete başlamış. Şehrin içinde dikkat çeken heykeli bir forma ve
oldukça etkileyici bir strüktüre sahip tasarım, New York’ta toplu
ulaşımın önemli bir parçası. Yapının bulunduğu nokta, kentsel
alanları ve yeşili birleştiren bir karaktere de sahip aynı zamanda.

Santiago Calatrava'ya göre biçim, bir çocuğun elinden salınan bir kuş
imgesiyle özetlenmiştir. Bu Oculus, doğal gün ışığının WTC Ulaşım
Merkezine akmasını sağlamaktadır. Santiago Calatrava, WTC
Ulaşım Merkezi'nde ışıktan yapısal bir unsur olarak söz etmektedir
ve binanın 'ışık sütunları' tarafından desteklendiğini söylüyor.

Doğal ışık ve heykelsi formun birleşimi, binanın alt katlarına ve yaya


yürüyüş yollarına asalet ve güzellik katıyor ve New York City'ye
daha önce hoşlanmadığı türden bir kamusal alan sağlıyor. (Santiago
CALATRAVA)
Kemerli, eliptik strüktür Oculus, yaklaşık 106×35
metrekarelik bir alana oturuyor ve yaklaşık 30
metre yükseliyor. Oculus, kaburga şeklinde çalik
kirişlerle kurgulanmış. Bu şekilde yukarı doğru
açılan kanatlar şeklinde uzayan bir karaktere
sahip olabiliyor. Bu açılan kanatlar aynı zamanda
maksimum 51 metreye kadar çıkan iki geniş
kanopiyi oluşturmuş. Çelik kaburga, heykeli
formunu sağlarken oldukça dikkat çekici bir eser
olmasını sağlıyor.
Oculus’un dikkat çekici özelliklerinden biri ulaşılan her
türlü metro hattında ve katında doğal ışıktan
yaralanabilme. Bunun sebebi yukarıdaki devasa tavan
panceresinden gelen ışığın döşemelerdeki koca deliklerle
oluşturulmuş atrium alanından en aşağı kadar
süzülebiliyor olması.
Terminal katı, Oculus’un tepe noktasında bulunan 100
metrelik tavan penceresinden tam olarak 48 metre
aşağıda. Ziyaretçiler kolonsuz, geniş açıklıktan yukarıya
bakma imkanı buluyor.

Işığın tüm mekana süzülmesiyle içindeki ziyaretçiye


oldukça etkileyici bir mekan deneyimi de sunmuş oluyor
böylece. Ayrıca kaburga çelik strüktür dokusu da her
kattan gözlemlenebilir olmuş ve bu sayede strüktürü,
Oculus’un en önemli parçası diyebiliriz.
ÖRNEK 4
ORQUİDEORAMA

2006
Medellin/Kolombiya
Plan:b arquitectos + JP
RCR
Çiçek Ağaç

Yapı,bir dizi çiçeklerin oluşturduğu biçim.


Çiçeğin fizyolojisinden gelen gövdesi taşıyıcı
elemanlar,taç yapraklar ise gölgeleme elemanı
vazifesi görmektedir.

İhtiyaç halinde mevcuttaki ağaçların arasına


sızarak eklemlenebimesi adına mödüler
sistem uygulanmış. Programın ihtiyaç
duyduğu esnekliğe izin vermesi
öngörülmüş.
Fiziksel Sürdürülebilirlik

Her bir çiçek modülünde su, üst


yapıda toplanır. Toplanan su
kontrollü olarak taşıyıcı görevi
gören içi boş metal iniş boruları ile
orta boşluktaki bitkiye ulaştırılır.
Biyomimikri

Bitkilerin düşey yönde sıvı


iletimi prensibine yer vermesi
yönüyle biyomimikri aynı
zamanda örneğidir.
Geçirgenlik

Tropikal bitkilerin yeterli


gelişime sahip olabilmesi
için gerekli nemin
korunmasına yardımcı olan
üçgen beton döşeme
tasarımı.
ÖRNEK 5
İzmir Opera Binası
(yarışma projesi)
2010
İzmir, Türkiye
MSA architects
İzmir Büyükşehir Belediyesinin açmış olduğu
Opera Binası Mimari Proje Yarışması
kapsamında tasarlanmıştır.

Deniz kabuklarının form, strüktür, malzeme


ilişkileri, renk ve dokuları gibi özellikleri,
tasarımın temel ilham kaynağını oluşturmuştur.
Parametrik yöntemlerle sayısal ortamda
tasarlanan kabuğun deniz cephesine ve arka
cepheye açılan iki kolu bulunmaktadır.

Deniz cephesindeki kol, genişleyen bölümlerde


kamusal mekanları barındırarak kentlilere
hizmet eder. Arka taraftaki kol ise
özelleştirilmiş mekanlar sunarak opera
sanatçıları ve yönetim için ayrılmıştır. Böylece,
tasarımın işlevselliği ve kullanıcı ihtiyaçlarına
odaklandığı görülmektedir.
Opera salonunun bütüncül formla
entegrasyonu sayesinde kabuk geometrisinin
strüktürel dayanımından ve akustik
özelliklerinden yararlanmaktadır.
Sahne ve sofitanın yerleşimi ise kabuğun
kıvrılarak yükseldiği tepe noktalarında yer
almaktadır. Kabuk kollarının kıvrımlı
geometrisi ile sanatçıların kullanacakları
özelleştirilmiş mekanlar her iki salon ile
sağlıklı ve eşit uzaklıkta bağlantılar
kurmaktadır.

http://www.msamimarlik.com.tr/projeler/kultur/izmir-opera-binasi-parametrik-tasarim_13.html
Yapı, kabuğun referans eğrilerini kullanarak
şehirle organik bir bağlantı kurar. Farklı
kotlardaki yürüyüş bantları ve organik
merdivenler, insanların farklı açılardan
yapının etrafına yaklaşmasını sağlar. Bu
tasarım, şehirle etkileşimde bulunmanın yanı
sıra açık alanın sürekli ve dinamik
kullanımını destekler.
Şehirden aldığı sosyal güçte kendini
meydana getirir ve aynı zamanda sahip
olduğu kültürel gücü şehre dağıtır.

http://www.msamimarlik.com.tr/projeler/kultur/izmir-opera-binasi-parametrik-tasarim_13.html
ÖRNEK 6
İstanbul Havalimanı
Hava Trafik Kontrol
Kulesi
2016-2018
İstanbul, Türkiye
Aecom-Pininfarina
90 metre yüksekliğinde ve 17 katlı lale
figürlü kule 6 bin 85 metre karelik alanda
kurulmuştur. Kulede organik-eğrisel
formların yapılabilmesi için cam elyaf
takviyeli beton malzeme kullanılmıştır
(Anonim, 2019). Temeli 2016 yılında atılan
ve 6 bin 85 metrekare alan üzerinde inşa
edilen kulenin kaba inşaatı kısa sürede
tamamlanarak 2018 yılında 85
tamamlanmıştır (İGA, 2022)
Tasarımcılar motifi tabiattan alıp stilize
ederek ve kendisiyle bütünleştirerek
tasarımda kullanmışlardır.
Kule şekli yüzyıllar boyunca İstanbul’un
sembolü ve Türk tarihinin önemli bir
kültürüne referans olan laleden esinlenmiştir
(MİMDAP, 2015). Çünkü lale, Türk
kültüründe sıklıkla anlam yüklenen
(a) Lale bitkisinin çizimi (De Hertogh, çiçeklerin başında gelmektedir
1996), (b) İstanbul Hava Trafik Kulesi (The
National, 2018).
İstanbul Havalimanı Hava Trafik Kontrol Kulesi biyomorfik tasarımın alt gruplarından
olan fitomorfik tasarım grubu içinde yer almaktadır. Bu yapıda fitomorfik tasarımın
yapılara yansıması özelliklerinden 2 tanesi görüldüğü tespit edilmiştir;
1) Bitkilerde gözlemlenen oransal özelliklerin tasarımlarda esas alınması
2) Yapının bütününde veya bir bölümünde bitki form ve strüktürlerinin kullanılması
1)Kulenin boyutsal oranları lale bitkisinin
boyutsal oranları ile örtüşmektedir. Kulenin
ana gövdesi bitkinin sapı gibi belirleyici ve
en uzun yapıdır. Gözlem güvertesinin tüm
yapıya oranı da çiçeğin gövdeye olan oranı
ile benzerlik göstermektedir. Kulenin
oldukça derin olan temeli de bitkinin toprak
altında kalan soğan kısmı ile eşleşmektedir

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2957803

2)Lalenin çiçek sapı, çiçek formu ve çiçeğinin yaprağı yapının tasarımında çeşitli bölümlerinin formlarına
yansıtılmıştır (Tablo). Yapının gözlem odasıyla ana gövdesi arasındaki ilişki, lalenin sapıyla çiçeği
arasındaki ilişki ile doğru orantılıdır. Lale petalinin gövdeden yukarıya doğru keskinleşen eliptik formdaki
yapısı, yapının alt kısmında yer trafiğini kontrol eden oval katının genel formunu oluşturmaktadır.
Petallerin üst üste dizilerek oluşturduğu görüntü, yapının oval katında led ile aydınlatılan çizgisel formdaki
hareketine yansıtılmıştır. Yapının tasarımında oval kattan 87 gözlem katına doğru uzanan çizgisel formdaki
hafif kıvrımlı konstrüksiyon, lalenin yaprağını temsil etmektedir.
Örnek 1 Örnek 2 Örnek 3 Örnek 4 Örnek 5 Örnek 6

Biyomorfik Türü fitomorfik fitomorfik zoomorfik fitomorfik zoomorfik fitomorfik

geri kazanım

strüktür-
biyomorfi

doğal
aydınlatma-
havalandrma
Örnek 1 Örnek 2 Örnek 3 Örnek 4 Örnek 5 Örnek 6

kabuk geometrisinin
kuş yuvasındaki
Ağaçın dik strüktürel dayanımı,
Biyomimikri parçaların bir araya Bitki gövdesi
durabilmesi ve akustik özellikleri ve
İlişkisi gelierek statik aracılığıyla su iletimi
dallanma stratejisi şehirle organik
dayanım sağlaması
bağlantı kurması

Ekonomik
sürdürülebilirlik

Sosyo-Kültürel
Sürdürülebilirlik

Fiziksel
Sürdürülebilirlik
KAYNAKÇA
• https://apuntesdearquitecturadigital.blogspot.com/2022/01/orquideorama-en-jardin-botanico-de.html#google_vignette
• https://www.architonic.com/en/project/camilo-restrepo-arquitectos-orquideorama/5100749
• https://www.archdaily.com/832/orquideorama-plan-b-architects-jprcr-architects
• https://www.sanategitimidergisi.com/makale/pdf/1668189314.pdf
• https://www.arkiv.com.tr/galeri/detay/168496/2/proje/4782
• http://www.msamimarlik.com.tr/projeler/kultur/izmir-opera-binasi-parametrik-tasarim_13.html
• https://calatrava.ch/
• https://www.arkitektuel.com/oculus/
• https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/75609
• https://www.herzogdemeuron.com/projects/226-national-stadium/
• https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2957803
• Uç Zeytün, Betül, 2014, Mimari Tasarımda Biyomorfik Yaklaşımlar. Yakın Doğu Üni. ,Fen Bilimleri Enstitüsü
• Eser, Aslı, 2021, Biyomorfik Yapıların Algısal Değerlendirilmesi. Necmettin Erbakan Üni., Fen Bil. Enstitüsü

You might also like