Professional Documents
Culture Documents
Hafta 13 Ders Notları
Hafta 13 Ders Notları
(Maintenance Steering Guide - MSG) bakımı oluşturan faaliyetleri; servis, kontrol, onarım,
revizyon ve tadilat başlıkları altında toplamaktadır (IATA, 1988).
Bakım faaliyetlerinin temel amaçları ise havacılık emniyetinin, uçağın uçuşa hazır
durumda bulunmasının ve bakım maliyetlerinin emniyetten ödün verilmeden
azaltılmasının sağlanmasıdır (Gerede, 1998:7).
Bu tespitten yola çıkarak havaaracı bakımının tanımını şu şekilde yapmak mümkündür: Bir
havaaracının tüm alt sistem ve komponentlerinin güvenirliklerini, emniyeti ve uçuşa hazır
durumda olma oranını artıracak buna karşın maliyetleri azaltacak seviyede tutabilmek için
gerçekleştirilen faaliyetlerin tümü.
Eğer söz konusu gider uçak tipine bağlı olarak değişiyorsa doğrudan faaliyet
maliyetleri (Direct Operating Costs),
Havaaracı bakım maliyetlerindeki gider kalemlerinin önemli bir bölümü uçak tipinden
etkilendikleri için doğrudan faaliyet maliyetleri sınıfına girmektedir (Doganis, 2002:79).
Toplam bakım giderleri de kendi içinde, uçak tipiyle doğrudan ilgili olup olmadıklarına
göre, doğrudan ve dolaylı olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Dolaylı bakım maliyetleri, tüm bakım faaliyetleri için ortak olan, uçak tipinden
bağımsız yönetim ve genel giderlerden oluşur.
Doğrudan bakım maliyetleri (DBM) ise uçak tipine bağlı olarak değişen
malzeme ve işçilik gibi gider kalemlerinden oluşmaktadır (Gerede, 2016:92).
Havayolu İşletmesine Uçağın İşletilmesiyle Uçak İle İlgili Coğrafi Koşullara Bağlı
Bağlı Faktörler İle İlgili Faktörler Faktörler Olarak Ortaya Çıkan
Faktörler
Planlama ve
Mühendislik
Kapasitesi
İşgücü maliyetleri DBM içinde önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle havayolu işletmesinin
bulunduğu bölgedeki, teknisyenlere ödenen ücretler ve sağlanan sosyal haklar başta olmak
üzere, işgücü piyasasının koşulları DBM’yi etkileyen önemli faktörler arasındadır. Diğer
yandan ulusal ve uluslararası emniyet düzenlemeleri kapsamında bir teknisyenin günlük,
haftalık ve aylık çalışma saati sınırlamaları da maliyetleri etkilemektedir. İşgücü
kapsamındaki diğer önemli bir faktör teknisyenlerin verimlilik ve etkinlikleridir.
Daha az adam-saat miktarı ile daha fazla bakım işi yapılması maliyetleri azaltacaktır. Buna
karşın az zamanda çok iş yapılması anlamına gelen verimlilik artışı etkinliği azaltan insan
hataları ve ihlallerine sebep olursa hem emniyetsizliğin maliyeti hem de bakım maliyetleri
artar (Gerede, 1998:95). Eğer teknisyenlerin hem verimli hem de etkili olmaları sağlanırsa
emniyet tehlikeye atılmadan bakım maliyetlerinin azalması mümkün olabilir. Bu durum
havayolu işletmelerine rekabetçi üstünlük kazandıracak kadar önemli bir kabiliyet olarak
görülmektedir.
Uçak filosunun büyüklüğü, bakım faaliyetleri için gerekli olan adam-saat ve malzeme
miktarını etkilemekte, buna bağlı olarak DBM de değişmektedir. Filonun büyümesi bakım
faaliyetlerinde ölçek ekonomisi elde etme ve bu sayede birim maliyetleri azaltma
potansiyeli sunmaktadır. Diğer bir faktör filo içindeki uçak tiplerinin benzer ya da farklı
olmasıdır. Farklı uçaklar farklı uzmanlıkları, eğitimleri, bakım ekipmanlarını,
dokümantasyon sistemini ve yedek parçaları gerektirir. Bu durum ölçek ekonomisi
potansiyelini zayıflatır. Ayrıca farklı tip uçakların bulunması durumunda, personelin bu
uçağı tanıması, üzerinde bilgi ve tecrübe sahibi olması belirli bir süreyi gerektirmektedir.
Düşük işgücü etkinliği ve verimliliği DBM’de bir artışa neden olabilir.
Bunların DBM’si yüksek olduğu için günlük aynı miktar uçuş saati içinde ne kadar fazla
iniş kalkış yapılırsa DBM o denli artmaktadır. Tekrarlı değişken yük yarattığı için
malzeme yorgunluğu gibi sorunlara neden olan uçak gövdesinin basınçlandırılması
miktarı da uçuş sayısından etkilenmektedir. Sonuç olarak ortalama uçuş uzunluğu
kısaldıkça DBM artmaktadır.
Diğer yandan genellikle hat bakım programı kapsamında yer alan uçuş öncesi, uçuşlar
arası, uçuş sonrası bakımlar ile günlük ve haftalık bakım faaliyetleri, uçağın bu dönemde
gerçekleştirdiği toplam uçuş saatine bağlı olmaksızın, yaklaşık aynı miktarda işgücünü
gerektirmektedir.
Bu nedenle uçakların günlük kullanım uçuş saati arttıkça bir uçuş saati için gerekli olan
işgücü miktarının da düşeceği söylenebilir. Çünkü söz konusu bakımın yapılabilmesi için
gerekli adam-saat miktarı aynı kalırken uçağın uçuş saati artmakta, dolayısıyla bir uçuş
saati başına düşen işgücü miktarı düşmektedir. Buna karşın günlük kullanım miktarı kısa
mesafeli uçuşlardan elde ediliyorsa DBM’nin artacağı unutulmamalıdır.
Uçağın işletilmesiyle ilgili diğer bir faktör olan ortalama iniş-kalkış ağırlıkları, ağırlığın
etkisi altında olan sistemlerin DBM’sine etki etmektedir. Bu sistemlere; uçak motorları,
iniş takımları, frenler ve lastikler örnek olarak verilebilir. Ağırlığın artması, kalkış anında
motorların daha yüksek güçlerde çalıştırılmasını gerektirmekte, taksi yaparken ve iniş
anında iniş takımlarına ve lastiklere daha fazla yük binmekte, frenlerin daha çok
kullanılmaları gerekmektedir. Tüm bu etkiler sistemlerin daha çabuk ve daha çok
yıpranmasına neden olacağı için DBM’ye artırıcı yönde etki etmektedirler.
Uçakların teknik anlamdaki bazı özellikleri DBM’yi etkilemektedir. Örneğin uçak üzerinde
kendi kendini kontrol edebilen aviyonik sistemlerin varlığı bakım için gerekli işgücü
miktarını azaltmaktadır. Teknisyenlerin tek bir düğmeye basarak sistemin küçük ekranı
üzerinde gösterilen arıza kodunu yorumlamaları sonucunda arıza bulmak kolaylaşmıştır.
Diğer yandan uçak üzerine yerleştirilmiş bütünleşik elektronik bakım sistemleri kendi
kendini test eden aletlerle ortak çalışmakta ve bakım faaliyetlerini kolaylaştırmaktadır.
Ayrıca kompozit malzemelerin miktarı da DBM’yi etkileyen faktörler arasındadır.
DBM’yi etkileyen diğer teknik özellik ise bakımla ilgili dokümantasyonun kalitesidir.
Nitekim dokümantasyon, bakım faaliyetlerinin nasıl yapılacağı ile ilgili tüm bilgileri
kapsamaktadır. Dokümantasyonun kalitesi bakım hatalarını, arıza bulma ve bakım
işlerini yerine getirme sürelerini etkileyecektir.
Uçağın üretim sırası DBM’yi etkileyen faktörlerden bir diğeridir. Uçağın tasarımıyla
ilgili olan çeşitli özelliklerinin olumlu ve olumsuz yönleri, uçak hizmete girdikten
sonra ortaya çıkmakta ve üretici firmalar kullanıcılardan gelen istek ve tavsiyeleri
sürekli değerlendirmektedirler. Bu değerlendirmeler kapsamında üreticiler; güvenirliği,
emniyeti ve bakım yapılabilirliği artırmak, kullanım kolaylıkları sağlamak ve DBM’yi
azaltmak amacıyla, imal edilen uçaklar üzerinde çeşitli değişiklikler yapmaktadırlar.
Bu durumda, imal edilen ilk uçaklarda sözü edilen değişikliklerin yapılmadığı ve
DBM’nin olumsuz yönde etkilendiği düşünülebilir.
Güvenirlik, bir sistemin ya da komponentin belirli bir zaman dilimi ve karşılaştığı çalışma
şartları içinde, tasarım sırasında kendisine yüklenmiş işlevini arıza yapmaksızın yerine
getirme olasılığı olarak tanımlanmaktadır. Uçaktaki parçaların güvenirliklerinin, başka bir
deyişle belirli bir zaman diliminde arıza yapmadan işlevlerini yerine getirme olasılıklarının
yüksek olması, arıza sayısının dolayısıyla programsız bakım miktarının azalması anlamına
gelir. Programsız bakım sayısının azalması ise DBM’yi azaltır. Bakım faaliyetleri tasarım
sırasında belirlenmiş güvenirlik seviyesini artırmaz, sadece ilk seviyesine geri getirmeye
ya da bu seviyeye yaklaştırmaya yarar. Buna karşın bakım etkinliğinin azalması
güvenirliğin düşmesine ve DBM’nin artmasına neden olacaktır.
Uçağın teknik özelikleriyle ilgili faktörlerden bir diğeri bakım yapılabilirliktir. Bakım
yapılabilirlik sistemin ya da komponentin daha kolay ve kısa bir sürede bakımının
yapılabileceği şekilde tasarlanmış olması anlamına gelmektedir. Bakım yapılabilmesi
için gerekli olan zamanın, uçağın ve sistemlerinin olumsuz tasarım özelliklerinden
dolayı uzaması, işgücü ve malzeme giderlerini ve sonuçta DBM’yi etkileyecektir.
Buna karşın uçağı öğreninceye kadar geçen sürede işgücü verimliliği ve etkinliğinin
düşük olması öğrenme etkisi yaratmakta ve DBM’yi artırmaktadır. DBM’nin yarısını
oluşturan motor bakım maliyetlerinin zaman içindeki değişimi DBM’yi doğrudan
etkilemektedir.
Yeni motorların güvenirlikleri ve performansları daha iyi durumda olduğundan ilk evre
DBM’yi azaltıcı etki yapar.
Olgunlaşma evresi DBM’nin sabit bir hale geldiği an ile yaşlılık evresinin başlangıcı
arasındaki süre olarak tanımlanmaktadır. Olgunlaşma evresinde DBM’nin sabit kaldığı
düşünülmesine rağmen bu dönem içinde D bakımı gibi maliyeti yüksek büyük bakımların
zaman içinde düzensiz bir biçimde ortaya çıkmaları, DBM’de ani yükselmelere neden
olmaktadır.
DBM’nin olgunlaşma evresinde sabit kalması uçak bakım maliyetlerinin eşit şartlar
altında karşılaştırılmasına olanak tanımaktadır. Bu nedenle, üreticiler ve kullanıcılar
tarafından yayımlanan DBM verileri, aksi belirtilmedikçe, olgunlaşma dönemine ait
verilerdir
Coğrafi koşullara bağlı olarak ortaya çıkan ve DBM’yi etkileyen faktörler aşağıda
açıklanmaktadır.
- Meteorolojik koşullar: Hava sıcaklığı uçakların kalkmaları için gerekli motor gücüne etki
etmektedir. Kalkış anında motorların hava sıcaklığına bağlı olarak zorlanması motor
bakım maliyetlerini artırabilmektedir. Ayrıca havadaki nem oranı korozyon oluşumuna
etki edebilir. Buzlanma ve dolu gibi meteorolojik olaylar uçak motorlarına, kumanda
yüzeylerine ve yapısal elemanlara zarar vermekte ve programsız bakımların ortaya
çıkmasına neden olmaktadır.
- Çevresel faktörler: Çevredeki tuz ve toz miktarının çok olması motorları, kumanda
yüzeylerini, mekanik ve elektronik sistemleri olumsuz yönde etkilemektedir.
- Pistlerin ve park yerlerinin durumu: Pist ve park yerlerinin durumu lastiklere, iniş
takımlarına ve motorlara (Yabancı madde hasarı) zarar verebilmektedir.
- Üretici firmalara, orijinal parça üreticilerine ve yedek parça stoklarına olan uzaklık:
Programsız bakım faaliyetleri kapsamında acil olarak ortaya çıkan komponent ve teknik
destek ihtiyacının hangi sürede karşılandığı önemlidir. Aradaki mesafelerin büyük
olması ulaşım giderlerinin ve DBM’nin artmasına neden olmaktadır.
DBM’nin etkili bir şekilde yönetilebilmesi için ölçülmesi, farklı ölçütlere göre
sınıflandırılması, zaman içinde izlenmesi ve sektör ortalamaları ve diğer havayolu
işletmelerinin maliyetler ile kıyaslanması gerekmektedir. Bu sınıflandırma 5 ayrı şekilde
yapılabilmektedir.
DBM’yi etkileyen farklı pek çok faktör bulunduğu için havayolu işletmeleri ve farklı uçak
tipleri arasında DBM karşılaştırılması yanlış sonuçlar verebilir. Aynı havayolu işletmesi
içinde bile, aynı tip uçakların aynı tip bakım faaliyetlerinden kaynaklanan bakım
maliyetleri birbirinden farklı olabilmektedir. Bu nedenle sektörde en sık kullanılan yöntem
DBM’nin ATA bölümlerine göre dağıtılmasıdır.
ATA bölümlerine göre yapılan dağılımda, her komponentin ve ATA bölümünün maliyeti ATA
bölümleri ile kodlanır.
Bakım programlarına göre yapılan dağılım (A ve C bakımı gibi), uçağın toplam DBM’sinin
bulunmasına olanak tanımazken sistemlerin ve alt sistem maliyetlerinin % oranlama
şeklinde hesaplanmaları çeşitli yanlışlıklara neden olabilmekte, doğru kıyaslamalar
yapılmasına izin vermemektedir.