Professional Documents
Culture Documents
YELKEN TRİMİ
Unutmamalı ki;
Teknemizi daha hızlı götürmek için, elimizdeki en
önemli koz,
yelkenimizi en iyi şekilde trim ediyor oluşumuzdur.
Bir yat üzerinde denize çıkmadan önce yapmanız Dairesel yöründeki rakamlar teknenin
gereken ayarları bilmeniz için, seyir yaptığınız gidiş açısını belirtir.
teknenin karakteristik özelliklerini çok iyi biliyor İç içe geçmiş halkalar mil/saat olarak
olmalısınız. Karakteristikleri öğrenmek için teknenin hızını belirtir.
Bu diyagramdan teknenin rüzgarı 100
internetten teknenizin özelliklerini ve trim
derece açıyla aldığından en hızlı
ayarlarını bulabilir veya tekne üreticinizden bu gidebileceğini anlıyoruz.
detayları isteyebilirsiniz.
2.1.2. Güngörmez ipi: Çıtaların görevi yelkenin arkasından rüzgar çıkışı gerçekleşirken bu
kısmın yani güngörmezin yapraklamasını engellemektir. Fakat yelken alanı büyük olan
teknelerde çıtalar arası mesafe de uzun olacağı için, kuvvetli rüzgarlarda bu ara
mesafelerdeki pırpırlamayı da önlemek için yelkenin arka kısmına dikine bir ip geçirilmiştir.
Rüzgar şiddeti gerekli kıldıkça bu ip gerginleştirilmelidir.
2.1.4. Arka yaka: Yelkenimizin alt yakasının gerginliğini ayarlayan bu sistem, ana yelkenimizi
düzleştirmek amacıyla kullandığımız en etkili sistemdir. Görevi ise Güngörmez’in kapalılığını
azaltmak yani yelkendeki toru direkt azaltıp çoğaltmaktır.
2.1.5. Araba: Araba dediğimiz sistem, her teknede farklılık gösterebilirken, ana mantık
aynıdır; araba bir yelkenin rüzgar ile yaptığı açıyı ayarlayarak (ıskotadan farklı), teknenin
orsacılığının, ya da diğer bir anlamda ana yelkendeki gücün ayarlandığı sistemdir.
2.1.6. Pupa Palangası: Palanga alındıkça yelkenin esnekliği ve üzerindeki tor azalırken
düzlüğü de artar. Bu arada güngörmez de açılır.
2.1.8. Balon gönderi yüksekliği: Gönder yüksekliği, esen rüzgarın şiddetine göre
değiştirilmekle birlikte, birçok istisnai faktör de içerir. Örneğin Balonun dolmasının zorlaştığı
kadar hafif havalarda balonun ağırlığının sönmesine sebebiyet vermesinin engellenmesi için
balon gönderi nispeten yukarıda kullanılır. Çok esen rüzgarlarda üzerinde az kuvvet oluşsun
diye balonun sathını azaltmak amacı ile gönder yukarıda kullanılır. Ya da daha orsacı gitmek
istendiğinde yelkendeki ağırlık merkezi öne taşındıkça tekne daha orsacı gideceğinden,
apazlarda yukarı kaldırılır.
2.1.9. Barbuholer ayarı: Barbuholer balon ıskotalarını kontrol eden bir ip olup, çok esen
dalgalı şartlarda balonun pupa seyrinde ani şekilde yer değiştirip teknenin dengesini
bozmasını engellemek, nitekim onu stabilize etmek amacı ile kullanılır.
2.2.1. Gurcata kapalılığı: Gurcataların bu ayarı direğin bükümünü arttırmak için kullanılır.
2.2.3. Direk dibi: Teknenin ayarlarının tutması için ve de her tekneye ve de kaptanına göre
yapılan ayardır. Direğin tekneye monte olduğu kısmının teknenin kıç-baş ölçüsüne göre
yeridir.
2.2.5. Ön tansiyon (istralya tansiyonu): Floğun içinden geçen telin ne kadar gergin olduğudur.
Bu tel ne kadar gergin olursa o tekne o kadar orsacı gidecektir.
2.3.1. Salma çekikliği: Salmanın ne kadar çekik olduğunun ölçüsüdür. Salmanın teknenin
altında kalan kısmının azalmasını istediğimizde, eğer salma milli bir salma ise salmayı
çekerken teknenin altındaki (salmada) ağırlık merkezi geriye gideceğinden dolayı, teknenin
doğrultulması daha kolay olacağının yanı sıra teknenin orsa gidiş açısı da düşecek böylece
üzerindeki yük de azalacaktır.
2.3.2. Ekibin dağılımı: Ekibin seyir esnasında, tekne üzerindeki dağılımı önemlidir. Orsa ve
apazda tekne bir tarafa yatarken, ekibin diğer tarafta trapezde durması; pupa seyrederken
ekibin kıça doğru kayması; çok hafif havalarda, küçük teknede ekibin tekne üzerinde fazla
hareket etmemesi ekibin tekne üzerindeki dağılımının ideal ölçüleridir.
Bunların her birinin hangi mantık ve sebeple, hangi koşullarda nasıl olmaları
gerektiğini görmüş, dolayısıyla koşullar değiştiğinde de, üzerlerinde nasıl değişiklikler
yapmamız gerektiğini pratik eğitimler sırasında öğrenmiştik.
Şimdi ise, bazı detay noktalara değinerek bu ayarlar ile birlikte yelkenlerimizi nasıl
kullanmamız gerektiğini durum analizi şeklinde görelim:
Fakat ıskotamızı boşlamak bize istediğimiz yelken formunu verirken, bumbamızın omurga
hattı ile yapacağı açıyı arttıracağından bize orsa derecesi kaybı olarak geri dönecektir, bunu
engellemek için de, arabayı (yani bumbayı) rüzgar üstüne çekeriz ki, açık bir güngörmezle
hızlı, doğru yelken açısıyla da orsacı gitmeyi başarabilelim.
Dikkat edilecekler:
Rüzgarın yelkene geliş açısı
Güngörmezin açık- kapalılık durumu
Pupa palangası:
Hafif havada orsa giderken asla alınmamalı !
Rüzgar estikçe daha fazla alınmalı !
Apazlarda, tekne düz giderken kafasını açmasına sebep olmayacak kadar çok alınık,
orsalamasına sebep olmayacak kadar az alınık olmalıdır. (Sebebi alındıkça yelkendeki yük
miktarının artmasıdır)
Pupada ise direkle yaptığı açı 90 derece olacaktır ki, fazla boş olup knock down yememize
sebep olmasın, ya da fazla geri olup bize broş yedirtmesin
Dikkat edilecekler:
Direk- bumba açısı
Ana Yelken üzerine binen yük
Güngörmez biçimi
Dikkat edilecekler:
Rüzgarın yelkene geliş açısı
Güngörmezin açık- kapalılık durumu
Çok sert havalarda ve fırtınalarda da, yelkene çok yük binmemesi amacıyla arka yaka
alınmalı ve yelken düz hale getirilmelidir.
Orta kuvvetli havalarda ise yelkene tor verilmelidir. Yelken üzerinden kayan rüzgar türbülans
yaratmayıncaya kadar, yelkene tor verilmesi tercih edilir.
Dikkat edilecekler:
Havanın sertlik durumu
Teknenin yatma açısı (teknenin tartılabilirliği)
Yelkenin arkasında bulunan tüyler
Tor miktarı
Kaningam (anayelken) :
Hafif havada, yelkenin form esnekliğini bozmamak açısından alınmamalıdır. Direk
ortalarından başlayıp bumbanın bitimine doğru olan doğrultudaki potlar, çok uzun ve çakışan
(zararlı pot) olmadıktan sonra, kısa boylu ve paralel potlar, yelkenimizde bulunması gereken
potlar olup, bunların “yelkenin şeklini bozuyor” düşüncesiyle ortadan kaldırılması için
kaningamı çekmek, büyük bir hatadır.
Dikkat edilecekler:
Ana yelken üzerinde, ön tarafta meydana gelen potlar
Ana yelkenin ön tarafında tor miktarı
Flok arabası floğun güngörmez gerginliğini, floğun toru ile birlikte belirlerken, bunu flok
ıskotası tansiyonunun dikey bileşenini ayarlamak ile yapar. Bu ayar ile ilgili bilgi, yelken trimi
tablosunda mevcuttur.
Dikkat edilecekler:
Flok üzerindeki yükler
Floğun üst ve altındaki tüyler ve tor farkları
Hafif havalarda, flok ıskotasının ne kadar alınması gerektiği formuna gözle bakılarak
ayarlanır, çünkü koşullar hassas, ve floğun her zamankinden daha az çekili olması çok daha
önemlidir.
3. Sağanakların Kullanılması
Sağanak, bildiğimiz gibi yelkende, “bulunduğu ortama göre daha yoğun bir rüzgar” anlamına
gelir. İşte bir seyir esnasında sağanağa girmek sonucunda, sağanağın daha yoğun etkisini,
yelkenimizdeki güç artışıyla hissederiz. En başında da söylediğimiz gibi, koşullar kısa süreli
de olsa, değişeceğinden ötürü, bu daha sert rüzgara uyum çerçevesinde tekne trimimizde
temel bazı değişikliklere gideriz, nitekim ORSADA:
Örneğin sert bir havada orsa giderken, gelen sağanak çok kuvvetli ise, ve biz tam
sağanağa girerken teknemizi ona göre trim etmemişsek, hepsinden önemlisi
Başka bir örnek de, yine orsa da, gelen sağnağın rüzgaraltına dönmüş bir rüzgardan
oluşmasıdır. Buna dikkat edip, önceden teknemizin kafasını açmamamız halinde,
sağanak yelkenimizi rüzgarla dolduracak ve teknemizi belki de bir anda tramola
atmaya zorlayarak bizi batıracaktır.
Bu yüzden sağanaklara karşı uyanık olup, onun teknemize karşı olan tesirini, dezavantaj
yerine avantaja çevirmeyi başarmalıyız.
Diyelim ki, rüzgar kuvvetinin hafif olduğu bir gün denize çıktık ve yine aynı gün içinde rüzgar
kuvveti periyodik olarak artarak fırtına seviyesine ulaşacak.
Teknemiz fullpower aşıldığında, yani bizim max. trapez yapıp da, teknemizi yine de
tartamamaya başladığımız durum çizgisine gelindiğinde, ilk yapılması gereken şey, artık
bundan böyle ana yelken ıskotasıyla oynamaktır.
Yani teknemiz düz gidecek derecede boş bırakılıp (sağanak geldiğinde) , boşu
alınmalıdır (sağanak kesildiğinde). Bu işlem teknemizin o durumda max. verimli
gitmesi için mutlaka yapılmalıdır. Rüzgar fırtına şiddetine doğru gittiğinde, ana
yelkenin bomboş olmasına rağmen, rüzgarüstü taraftan rüzgarın direkt, rüzgaraltı
taraftan ise dolaylı etkisiyle bayrak gibi sallandığını ve de ıskotada hiç yük olmadığını
yaşarsınız. Bu durumda dümencinin yapabileceği hiçbir şey kalmamış demektir.
Fakat bu yatışların boyutları büyük oluyorsa flokçu cenova ile müdahele edecektir.
Bunun ötesi durumlarda ise yani her iki yelkenin de bomboş olduğu fakat teknenin
yine de yattığı durumlarda, ana yelken indirilmelidir.
Not: Yatlarda stabilite centerboardlara göre daha yüksek olduğundan ötürü, ana yelkeni
boşlamak ve almak da, boyutları itibariyle zor olacağından dolayı, “camadan vurma” adı
verilen” ve anayelkende mandarın biraz bırakılıp gerilerek sabitlenmesi anlamına gelen
yöntem kullanılır.
4. Tüy Kavramı
Tüyler temel olarak;
Yelken üzerinden akan hava moleküllerinin, akış tablosudur.
Eğer yelkenimiz üzerindeki her noktaya bir tüy yerleştirirsek, yelken üzerindeki hava
molekülü akışının bir tablosunu çıkarmış ve hangi noktada nasıl bir akış olduğunu
anlayabiliriz.
Amaç, tüm akışın bumbaya paralel oluşunu sağlamaktır. Rüzgarın yelkeni önden
arkaya doğru, boylu boyunca yalayıp, güngörmezden paralel olarak çıkması
gerekmektedir.
Ön tüyler:
Tüyler, yelkenimizin rüzgaraltı ve rüzgarüstü
kısmındaki hava akımının doğrultusunu gösteren,
böylece olası trübülans’ı engellemeye yarayan
materyallerdir. Ağırlıklarının hassasiyetine olumsuz etki
yapmamasından ötürü, bildiğimiz yünden yapılırlar.
Bulunmaları gereken yer, yelkenin, rüzgarla direkt
olarak karşılaştığı ilk yer olduğundan, çift yelkenli
teknelerde cenovanın ön tarafında bulunurlar. Tüy
ifadesi:
Cenovamızda bulunan tüyler yelkenin hem
Paralel tüyler: Düzenli hava akımı rüzgaraltı hem de rüzgarüstünde bulunur.
Rüzgaraltı tüy havaya kalkarsa: Iskota boşlanmalıdır,
ya da daha orsacı gidilmelidir Amacımız her seyirde bu tüyleri birbirine
Rüzgarüstü tüy havaya kalkarsa: Iskota alınmalıdır, ya paralel hale getirecek şekilde trim yapmak
da daha kafayı açarak gidilmelidir olmalıdır.
Arka tüyler:
Bu tüyler yelkenimizin gün görmezinin uç kısmında, yani tam çıkışında bulunur. Görevi ise,
bölgesel olarak yelken çıkışındaki hava akımını göstermektir. Yelkenleri trim etmek en zor
hafif hava ile orta hava arasında olacağından ötürü, bu tüyler bu koşullarda yelkenin bel
kemiği olan güngörmez trimini bize olduğu gibi rapor ederek, iyi ayarı bulmamızı
kolaylaştırırlar.
Arka tüyler, orta hava ve üzerinde yelkenin her noktasına hava akımının değeceğini
bildiğimizden ötürü, devamlı olarak uçuşacaktır. Eğer hafif havada güngörmez kapalı ise de,
güngörmezin rüzgaraltındaki tribülans artarak, tüyün arkaya kıvrılmasına sebep olacaktır.
Bu oran 1’den büyük ise güngörmezimiz açıktır, (çok hafif havalarda olması
gereken),
1’den küçük ise güngörmezimiz nispeten
kapalıdır (çok kapalı olmamak kaydıyla
şıkır havada istenen durum)
TRİM TABLOSU*
Hafif R.: Orta R.: Sert R.: Fırtına: Dalgalı Su: Dalgasız Su:
Ana yelken
Çıtaların gerginliği: az çok çok az çok az
Güngörmez ipi: az az çok çok / /
Kaningam: az az çok max. az çok
Arka yaka: çok az çok max. az çok
Araba (r.ü.'ne çekiklik): çok orta az min. / /
Palanga: min. orta çok min. az çok
Flok
Flok arabası (öne gidiş): çok çok orta az çok az
Flok arabası (içe geliş): çok çok az min. çok az
Flok kaningamı: az orta çok max. az çok
Balon
Gönder Yüksekliği (pupa): çok az çok çok çok az
Gönder Yüksekliği (apaz): çok orta çok / / /
Barbuholer çekikliği: min. min. min./az az biraz /
Direk
Gurcata kapalılığı: çok orta az az / /
Gurcata boyu: sbt sbt sbt sbt / /
Takoz: az orta orta az çok az
Ters takoz: / az orta çok az çok
Direk dibi: sbt sbt sbt sbt sbt sbt
Yan tansiyonlar: az çok orta orta / /
Ön tansiyon: orta çok çok orta / /
Direk ölçüsü: çok orta az çok az / /
Salma
Salma çekikliği (orsa): 0 0 az çok / /
Salma çekikliği (pupa): çok çok orta orta/az orta çok