You are on page 1of 10

Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

YELKEN TRİMİ

Bu zamana kadar ki bilgilerimiz nezninde, bir


teknenin nasıl ve ne mantıkla ilerlediğini, yelkenlerin
şekillerini belirlemiş faktörlerin neler olduğunu, yine
aynı yelkenlerin ne koşullarda, niye ve nasıl trim
edilmesi gerektiğini, teknemizin sabit donanımları
olan direk, çarmıklar vb. materyalin de trimle ne gibi
bağlantıları olduğunu bilmekteyiz. Artık geriye kalan,
denizdeki koşullara bağlı olarak, karadan denize
doğru trimle çıkmış bir teknenin, denizde nasıl trim
edilmesi gerektiğini bilmektir. Bu konuyu irdelerken
yine bölümlere ayırmak faydalı olacaktır.

Unutmamalı ki;
Teknemizi daha hızlı götürmek için, elimizdeki en
önemli koz,
yelkenimizi en iyi şekilde trim ediyor oluşumuzdur.

1. Sabit donanım üzerinde değişiklik yapmak


Sabit donanıma dahil olan direk, bumba, çarmıklar,
istralya vb. karadan denize çıkmadan önce gerekli
ölçümler yapılarak (direk bükümü, tel gerginlikleri
(tansiyonlar), direk ölçüsü, gurcata ölçüleri vs. ) o anki
havaya ve koşullara göre trim edilir. Fakat , bu şekilde
denize çıkan tekne eğer koşullar değişecek olursa,
max. performansını kaybedecektir. Bu durumda önemli
olan, hareketli donanımları değiştirebildiğimiz gibi,
denizin ortasında bu sabit donanımları da
değiştirebilme yetenek ve kapasitesine sahip
olabilmemizdir. Örneğin fırtınalı bir rüzgarda seri yarışa
çıktınız ve direğiniz, yelkeninizdeki yük az olsun diye
nispeten arkaya yatık ayarlandı. Fakat bir yarış sonra
fırtına dindi ve de rüzgar hafif esmeye başladı. İşte bu
durumda sizin iyi gitmenizi sağlamış olan fırtına trimi
sizin sonunuzu hazırlayacaktır. Öyle ki, yelkende max.
yük elde etmek gereken hafif bir havada, teknemizdeki
trim bilakis min. yük için ayarlanmıştır. Dolayısıyla
böyle belirgin rüzgar değişimlerinde, yelkenli tekne
performansı göz ardı edilmemeli, karadaki farklı hafif- Belirli bir rüzgar hızında bir teknenin
orta-sert rüzgar trimleri mutlaka gözönüne alınmalıdır. polar diyagramına örnek:

Bir yat üzerinde denize çıkmadan önce yapmanız Dairesel yöründeki rakamlar teknenin
gereken ayarları bilmeniz için, seyir yaptığınız gidiş açısını belirtir.
teknenin karakteristik özelliklerini çok iyi biliyor İç içe geçmiş halkalar mil/saat olarak
olmalısınız. Karakteristikleri öğrenmek için teknenin hızını belirtir.
Bu diyagramdan teknenin rüzgarı 100
internetten teknenizin özelliklerini ve trim
derece açıyla aldığından en hızlı
ayarlarını bulabilir veya tekne üreticinizden bu gidebileceğini anlıyoruz.
detayları isteyebilirsiniz.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Dikkat edilmesi gereken tekne detayları şunlardır:


- Direk ön ıstralya, kıç ıstralya ayarları ve nasıl kullanılacağı
- (varsa) Runner ayarları, nasıl kullanılacağı
- Ana yelkene camadan vurulabilme özelliği
- Alt-orta-üst çarmık telleri gerilimleri (sancak ve iskele)
- Teknenin polar diyagramının bilinmesi
- Tekneye alınacak yelkenler (cinsleri, tipleri, büyüklükleri; Birçok teknede farklı
ebatlarda cenovalar vardır)
- Teknenin sabit ağırlığı, max. Ağırlığı
- Teknenin salma ağırlığı, uzunluğu, yapısı
- (Yarışta kullanılmasa da...) Motor özellikleri, kullanılması, bakım, onarımı

2. Yelkenleri kontrol eden donanımlarda değişiklikler yapmak


Denizde, seyir esnasında, içinde bulunduğumuz koşullara göre, sabit donanım
trimimiz doğru iken, diğer hareketli ekipman ayarları ile teknemizi trim etmektir.
Kısacası pupa palangası, arabalar, arka yaka, kaningamlar kullanılarak yapılan
trimlerdir.

2.1. GENEL TRİM ÖZELLİKLERİYLE TANIMLAR

2.1.1. YELKENLERDE TRİMLER

2.1.1. Çıtaların gerginliği: Bazı yelkenlilerde çıtaların yelkendeki tansiyonu ayarlanabilir. Bu


yolla yelken üzerinde rüzgar etkisinin haricinde yapay bir kavis (tor) elde edilir, bu tor farklı
amaçlarda kullanılacaktır.

2.1.2. Güngörmez ipi: Çıtaların görevi yelkenin arkasından rüzgar çıkışı gerçekleşirken bu
kısmın yani güngörmezin yapraklamasını engellemektir. Fakat yelken alanı büyük olan
teknelerde çıtalar arası mesafe de uzun olacağı için, kuvvetli rüzgarlarda bu ara
mesafelerdeki pırpırlamayı da önlemek için yelkenin arka kısmına dikine bir ip geçirilmiştir.
Rüzgar şiddeti gerekli kıldıkça bu ip gerginleştirilmelidir.

2.1.3. Kaningam: Kaningam yelkenin ön yakası dediğimiz kısmın tansiyonunu, (direk


tepesinden, direk bumba birleşimine kadarki kısım) ayarlamaya yarayan sistemdir.
Tansiyonu arttırıldıkça yelkendeki toru ön tarafa, direğe doğru taşır ve böylece yelkendeki
rüzgarın çıkışı kolaylaştırılmış olacağından, esen rüzgarlarda da tekne daha kolay
doğrultulur.

2.1.4. Arka yaka: Yelkenimizin alt yakasının gerginliğini ayarlayan bu sistem, ana yelkenimizi
düzleştirmek amacıyla kullandığımız en etkili sistemdir. Görevi ise Güngörmez’in kapalılığını
azaltmak yani yelkendeki toru direkt azaltıp çoğaltmaktır.

2.1.5. Araba: Araba dediğimiz sistem, her teknede farklılık gösterebilirken, ana mantık
aynıdır; araba bir yelkenin rüzgar ile yaptığı açıyı ayarlayarak (ıskotadan farklı), teknenin
orsacılığının, ya da diğer bir anlamda ana yelkendeki gücün ayarlandığı sistemdir.

2.1.6. Pupa Palangası: Palanga alındıkça yelkenin esnekliği ve üzerindeki tor azalırken
düzlüğü de artar. Bu arada güngörmez de açılır.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

2.1.7. Flok arabası (öne-arkaya): Flok arabası floğumuzun düzlüğünün ve torluluğunun,


güngörmezinin kapalı açık oluşunun ayarlandığı sistemdir. Öne alındıkça floktaki tansiyon ve
tor artarken, güngörmez kapanır,ana yelkenle olan koridor daralır.

2.1.8. Balon gönderi yüksekliği: Gönder yüksekliği, esen rüzgarın şiddetine göre
değiştirilmekle birlikte, birçok istisnai faktör de içerir. Örneğin Balonun dolmasının zorlaştığı
kadar hafif havalarda balonun ağırlığının sönmesine sebebiyet vermesinin engellenmesi için
balon gönderi nispeten yukarıda kullanılır. Çok esen rüzgarlarda üzerinde az kuvvet oluşsun
diye balonun sathını azaltmak amacı ile gönder yukarıda kullanılır. Ya da daha orsacı gitmek
istendiğinde yelkendeki ağırlık merkezi öne taşındıkça tekne daha orsacı gideceğinden,
apazlarda yukarı kaldırılır.

2.1.9. Barbuholer ayarı: Barbuholer balon ıskotalarını kontrol eden bir ip olup, çok esen
dalgalı şartlarda balonun pupa seyrinde ani şekilde yer değiştirip teknenin dengesini
bozmasını engellemek, nitekim onu stabilize etmek amacı ile kullanılır.

2.2. DİREKTE TRİMLER

2.2.1. Gurcata kapalılığı: Gurcataların bu ayarı direğin bükümünü arttırmak için kullanılır.

2.2.2. Gurcata uzunluğu: Çarmıhların gurcatanın üstünde kalan kısmının tansiyonunu


belirler, dolayısıyla ne kadar uzun olurlarsa, direğin üst kısmındaki esnemeler o kadar az
olacaktır.

2.2.3. Direk dibi: Teknenin ayarlarının tutması için ve de her tekneye ve de kaptanına göre
yapılan ayardır. Direğin tekneye monte olduğu kısmının teknenin kıç-baş ölçüsüne göre
yeridir.

2.2.4. Yan tansiyonlar: Çarmıkların ne kadar gergin olduğunun ölçüsüdür.

2.2.5. Ön tansiyon (istralya tansiyonu): Floğun içinden geçen telin ne kadar gergin olduğudur.
Bu tel ne kadar gergin olursa o tekne o kadar orsacı gidecektir.

2.2.6. Direk ölçüsü: Direğin ne kadar dikik ya da yatık olduğunun ölçüsüdür.

2.3. TEKNEDE ÜZERİNDEKİ TRİMLER

2.3.1. Salma çekikliği: Salmanın ne kadar çekik olduğunun ölçüsüdür. Salmanın teknenin
altında kalan kısmının azalmasını istediğimizde, eğer salma milli bir salma ise salmayı
çekerken teknenin altındaki (salmada) ağırlık merkezi geriye gideceğinden dolayı, teknenin
doğrultulması daha kolay olacağının yanı sıra teknenin orsa gidiş açısı da düşecek böylece
üzerindeki yük de azalacaktır.

2.3.2. Ekibin dağılımı: Ekibin seyir esnasında, tekne üzerindeki dağılımı önemlidir. Orsa ve
apazda tekne bir tarafa yatarken, ekibin diğer tarafta trapezde durması; pupa seyrederken
ekibin kıça doğru kayması; çok hafif havalarda, küçük teknede ekibin tekne üzerinde fazla
hareket etmemesi ekibin tekne üzerindeki dağılımının ideal ölçüleridir.

Bunların her birinin hangi mantık ve sebeple, hangi koşullarda nasıl olmaları
gerektiğini görmüş, dolayısıyla koşullar değiştiğinde de, üzerlerinde nasıl değişiklikler
yapmamız gerektiğini pratik eğitimler sırasında öğrenmiştik.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Şimdi ise, bazı detay noktalara değinerek bu ayarlar ile birlikte yelkenlerimizi nasıl
kullanmamız gerektiğini durum analizi şeklinde görelim:

2.2. ÖZELLİKLE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN TRİM DETAYLARI

Ana yelken ıskotası - Arabası bağıntısı (Orsa):


Çok hafif havalar dışında ana yelkenimiz her zaman güç ile dolacağından ötürü, teknemiz
yatana kadar ıskotayı almamız gereken en son noktaya kadar alırız. Fakat hafif havalarda
ıskotayı sonuna kadar almak yelkenlerimizi kasıp, güngörmezini kapatacağından ötürü, bu
istemediğimiz durumdan kurtulmak için ıskotamızı biraz boşlarız.

Fakat ıskotamızı boşlamak bize istediğimiz yelken formunu verirken, bumbamızın omurga
hattı ile yapacağı açıyı arttıracağından bize orsa derecesi kaybı olarak geri dönecektir, bunu
engellemek için de, arabayı (yani bumbayı) rüzgar üstüne çekeriz ki, açık bir güngörmezle
hızlı, doğru yelken açısıyla da orsacı gitmeyi başarabilelim.

Dikkat edilecekler:
ƒ Rüzgarın yelkene geliş açısı
ƒ Güngörmezin açık- kapalılık durumu

Pupa palangası:
Hafif havada orsa giderken asla alınmamalı !
Rüzgar estikçe daha fazla alınmalı !

Apazlarda, tekne düz giderken kafasını açmasına sebep olmayacak kadar çok alınık,
orsalamasına sebep olmayacak kadar az alınık olmalıdır. (Sebebi alındıkça yelkendeki yük
miktarının artmasıdır)

Pupada ise direkle yaptığı açı 90 derece olacaktır ki, fazla boş olup knock down yememize
sebep olmasın, ya da fazla geri olup bize broş yedirtmesin

Dikkat edilecekler:
ƒ Direk- bumba açısı
ƒ Ana Yelken üzerine binen yük
ƒ Güngörmez biçimi

Ana yelken iskota Arabası:


Rüzgar üstüne çekildikçe teknemiz daha orsacı gidebilecektir (teknenin dizaynına bağlı
olarak, yelkenimiz omurga hattına yaklaştıkça) Bununla beraber yelkenin orsa yükünü de
arttıracağından, tekneyi doğrultabildiğimiz havalara kadar rüzgarüstüne alınık, daha sert
koşullarda ise nispeten bırakılı olmalıdır.

Dikkat edilecekler:
ƒ Rüzgarın yelkene geliş açısı
ƒ Güngörmezin açık- kapalılık durumu

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Arka Yaka (anayelken) :


Hafif havada, yelkenin formuna çok tor vermemek için alınmalıdır. Özellikle çok hafif
havalarda yelkenin üzerindeki rüzgarın sürekli kayması için yelkenin dümdüz olması
sağlanmalıdır.

Çok sert havalarda ve fırtınalarda da, yelkene çok yük binmemesi amacıyla arka yaka
alınmalı ve yelken düz hale getirilmelidir.

Orta kuvvetli havalarda ise yelkene tor verilmelidir. Yelken üzerinden kayan rüzgar türbülans
yaratmayıncaya kadar, yelkene tor verilmesi tercih edilir.

“Arka yaka ayarına yelkenin gaz pedalı diyebiliriz.”

Dikkat edilecekler:
ƒ Havanın sertlik durumu
ƒ Teknenin yatma açısı (teknenin tartılabilirliği)
ƒ Yelkenin arkasında bulunan tüyler
ƒ Tor miktarı

Kaningam (anayelken) :
Hafif havada, yelkenin form esnekliğini bozmamak açısından alınmamalıdır. Direk
ortalarından başlayıp bumbanın bitimine doğru olan doğrultudaki potlar, çok uzun ve çakışan
(zararlı pot) olmadıktan sonra, kısa boylu ve paralel potlar, yelkenimizde bulunması gereken
potlar olup, bunların “yelkenin şeklini bozuyor” düşüncesiyle ortadan kaldırılması için
kaningamı çekmek, büyük bir hatadır.

Kaningam rüzgar sertledikçe, giderek daha da çok çekilmelidir.

Dikkat edilecekler:
ƒ Ana yelken üzerinde, ön tarafta meydana gelen potlar
ƒ Ana yelkenin ön tarafında tor miktarı

Ana yelken ıskotasının kullanımı (centerboard):


Her dümencinin stiline göre değişiklikler gösterir. Bu konu üzerinde tecrube kazandıkça
beceri elde edeceğiniz kesin.

Flok (Cenova) arabası:


Boyutları ve ayardaki tesiri ufak görünse de, flok arabası için yelkenli teknenin orsa verimini
belirleyen ana faktördür demek yanlış olmayacaktır.

Flok arabası floğun güngörmez gerginliğini, floğun toru ile birlikte belirlerken, bunu flok
ıskotası tansiyonunun dikey bileşenini ayarlamak ile yapar. Bu ayar ile ilgili bilgi, yelken trimi
tablosunda mevcuttur.

-Tekneyi tartamadığımız durumlarda floktaki toru azaltmak istiyorsak, arabayı en


arkaya alırız.
-Floğun üst kısmında tor yaratmak istiyorsak, uygun bir pozisyona kadar arabayı öne
alırız.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Dikkat edilecekler:
ƒ Flok üzerindeki yükler
ƒ Floğun üst ve altındaki tüyler ve tor farkları

Flok ıskotasının kullanımı (centerboard):


Flok ıskotası ana yelken ıskotası gibi, sürüş sırasında teknik amaçlı, hareketli olarak
kullanılmaz, temel olan çeşitli koşullarda, floğu doğru pozisyon ve şekil olarak ayarlayıp,
ıskotayı sabitlememizdir.

Hafif havalarda, flok ıskotasının ne kadar alınması gerektiği formuna gözle bakılarak
ayarlanır, çünkü koşullar hassas, ve floğun her zamankinden daha az çekili olması çok daha
önemlidir.

Flok iskotasıyla seyir sırasında fazla oynamamaya dikkat etmeliyiz.

3. Sağanakların Kullanılması
Sağanak, bildiğimiz gibi yelkende, “bulunduğu ortama göre daha yoğun bir rüzgar” anlamına
gelir. İşte bir seyir esnasında sağanağa girmek sonucunda, sağanağın daha yoğun etkisini,
yelkenimizdeki güç artışıyla hissederiz. En başında da söylediğimiz gibi, koşullar kısa süreli
de olsa, değişeceğinden ötürü, bu daha sert rüzgara uyum çerçevesinde tekne trimimizde
temel bazı değişikliklere gideriz, nitekim ORSADA:

¾ Iskotamızı (yelkenimiz ve ıskotamız esneyip bumbamız rüzgaraltına doğru


gideceğinden dolayı) çok az da olsa biraz daha alırız.
¾ Palangayı çekeriz
¾ Flok arabasını floğu güçlendirmek için öne doğru alırız.

Önemli Uyarı-1: Bu modifikasyonların hepsi, teknenin tartılabildiği, üzerindeki gücü


arttırmak istediğimiz duruma göre hazırlanmıştır. Eğer teknemiz bu sağanak ile
birlikte tartamayacağımız bir hal alıyorsa, 1. ve 3. maddelerin tam tersi yapılmalıdır!

Önemli Uyarı-2: Sağanak geldiğinde yaptığımız işlem ne olursa olsun, sağanak


gittiğinde de (ya da normal bir durumda hava kuvveti azaldığında) , o işlemleri gerisin
geriye aynı şekilde uygulamak gerekmektedir. Yoksa teknemizde verim düşüklüğü
olacaktır.

Önemli Uyarı-3: Bu işlemler, büyük teknelerde çabucak yapılmadığından, trimle


oynamak yerine dümencinin yapacağı küçük rota değişiklikleri uygulanır. (orsada
sağnağa girildiğinde rüzgarüstüne çıkmak; apazda sağnağa girildiğinde kafayı açmak
gibi)

Bir sağanak yaklaşırken (hangi seyri gidersek gidelim) , ya da kesilirken (uzaklaşırken)


mutlaka dikkatle gözlemlenmelidir. Özellikle de sağanak yaklaşırken, çok dikkatli olmalı,
sağanağın yönü, kuvveti, hızı, çevreye etkisi çok iyi bilinmelidir. Bunun önemini ise şu şekilde
örnekleyebiliriz:

Örneğin sert bir havada orsa giderken, gelen sağanak çok kuvvetli ise, ve biz tam
sağanağa girerken teknemizi ona göre trim etmemişsek, hepsinden önemlisi

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

ıskotamızı sağanak gelmeden hemen önce kaçırıp, max. trapez yapmadıysak,


teknemiz rüzgar altına bayılacak, atladığımız hazırlığın ve sağanak şiddetinin
derecesine göre belki verimimiz düşecek, belki teknemiz yatacak ve duracak belki
de broş yiyeceğiz.

Başka bir örnek de, yine orsa da, gelen sağnağın rüzgaraltına dönmüş bir rüzgardan
oluşmasıdır. Buna dikkat edip, önceden teknemizin kafasını açmamamız halinde,
sağanak yelkenimizi rüzgarla dolduracak ve teknemizi belki de bir anda tramola
atmaya zorlayarak bizi batıracaktır.

Bu yüzden sağanaklara karşı uyanık olup, onun teknemize karşı olan tesirini, dezavantaj
yerine avantaja çevirmeyi başarmalıyız.

Tekneyi fazla yatırmak, kullanılan yelken


alanını azaltır,
Teknenin gerektiğinden fazla yatması Dümen nedeniyle su altında daha fazla
rüzgaraltına doğru fazladan sürüklenmesine ve türbülans oluşur,
dümen hakimiyetinin azalmasına sebep olur. Hakimiyet azalır,
Bu da orsa seyrinde yol kaybına yol açar. Tekne hızı azalır.

Diyelim ki, rüzgar kuvvetinin hafif olduğu bir gün denize çıktık ve yine aynı gün içinde rüzgar
kuvveti periyodik olarak artarak fırtına seviyesine ulaşacak.

Teknemiz fullpower aşıldığında, yani bizim max. trapez yapıp da, teknemizi yine de
tartamamaya başladığımız durum çizgisine gelindiğinde, ilk yapılması gereken şey, artık
bundan böyle ana yelken ıskotasıyla oynamaktır.

Yani teknemiz düz gidecek derecede boş bırakılıp (sağanak geldiğinde) , boşu
alınmalıdır (sağanak kesildiğinde). Bu işlem teknemizin o durumda max. verimli
gitmesi için mutlaka yapılmalıdır. Rüzgar fırtına şiddetine doğru gittiğinde, ana
yelkenin bomboş olmasına rağmen, rüzgarüstü taraftan rüzgarın direkt, rüzgaraltı
taraftan ise dolaylı etkisiyle bayrak gibi sallandığını ve de ıskotada hiç yük olmadığını
yaşarsınız. Bu durumda dümencinin yapabileceği hiçbir şey kalmamış demektir.

Flokçu cenovasını biraz boşlayarak tekneyi rahatlatacaktır. Eğer tekne ufak


Rüzgarüstü Veya Rüzgaraltı yatışları gösteriyorsa, bunu dümenci ana yelken ile
dengelemelidir.

Fakat bu yatışların boyutları büyük oluyorsa flokçu cenova ile müdahele edecektir.
Bunun ötesi durumlarda ise yani her iki yelkenin de bomboş olduğu fakat teknenin
yine de yattığı durumlarda, ana yelken indirilmelidir.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Not: Yatlarda stabilite centerboardlara göre daha yüksek olduğundan ötürü, ana yelkeni
boşlamak ve almak da, boyutları itibariyle zor olacağından dolayı, “camadan vurma” adı
verilen” ve anayelkende mandarın biraz bırakılıp gerilerek sabitlenmesi anlamına gelen
yöntem kullanılır.

4. Tüy Kavramı
Tüyler temel olarak;
Yelken üzerinden akan hava moleküllerinin, akış tablosudur.

Eğer yelkenimiz üzerindeki her noktaya bir tüy yerleştirirsek, yelken üzerindeki hava
molekülü akışının bir tablosunu çıkarmış ve hangi noktada nasıl bir akış olduğunu
anlayabiliriz.

Amaç, tüm akışın bumbaya paralel oluşunu sağlamaktır. Rüzgarın yelkeni önden
arkaya doğru, boylu boyunca yalayıp, güngörmezden paralel olarak çıkması
gerekmektedir.

Ön tüyler:
Tüyler, yelkenimizin rüzgaraltı ve rüzgarüstü
kısmındaki hava akımının doğrultusunu gösteren,
böylece olası trübülans’ı engellemeye yarayan
materyallerdir. Ağırlıklarının hassasiyetine olumsuz etki
yapmamasından ötürü, bildiğimiz yünden yapılırlar.
Bulunmaları gereken yer, yelkenin, rüzgarla direkt
olarak karşılaştığı ilk yer olduğundan, çift yelkenli
teknelerde cenovanın ön tarafında bulunurlar. Tüy
ifadesi:
Cenovamızda bulunan tüyler yelkenin hem
Paralel tüyler: Düzenli hava akımı rüzgaraltı hem de rüzgarüstünde bulunur.
Rüzgaraltı tüy havaya kalkarsa: Iskota boşlanmalıdır,
ya da daha orsacı gidilmelidir Amacımız her seyirde bu tüyleri birbirine
Rüzgarüstü tüy havaya kalkarsa: Iskota alınmalıdır, ya paralel hale getirecek şekilde trim yapmak
da daha kafayı açarak gidilmelidir olmalıdır.

Eğer rüzgaraltı tüy hareket ediyorsa:


Önemli olan, tüyleri paralel konuma getirmek ve öylece
1) Tekne orsalamalı veya
tutmaktır. Iskota veya dümen müdahelesinden 2) Yelken hafif boşlanmalıdır.
hangisinin yapılacağı tamamen bize bağlı olarak, seyir
amaçlı mı yoksa kerterize doğru mu hareket ettiğimize Eğer rüzgarüstü tüy hareket ediyorsa:
göre değişir. 1) Tekne kafayı açmalı veya
2) Yelken hafif alınmalıdır.

Arka tüyler:
Bu tüyler yelkenimizin gün görmezinin uç kısmında, yani tam çıkışında bulunur. Görevi ise,
bölgesel olarak yelken çıkışındaki hava akımını göstermektir. Yelkenleri trim etmek en zor
hafif hava ile orta hava arasında olacağından ötürü, bu tüyler bu koşullarda yelkenin bel
kemiği olan güngörmez trimini bize olduğu gibi rapor ederek, iyi ayarı bulmamızı
kolaylaştırırlar.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

Arka tüyler, orta hava ve üzerinde yelkenin her noktasına hava akımının değeceğini
bildiğimizden ötürü, devamlı olarak uçuşacaktır. Eğer hafif havada güngörmez kapalı ise de,
güngörmezin rüzgaraltındaki tribülans artarak, tüyün arkaya kıvrılmasına sebep olacaktır.

İşte hafif kuvvetli havalarda, güngörmezin kapalılık derecesini;


tüyün arkaya doğru uçuşma oranı / rüzgaraltına kıvrılma oranı
belirleyecektir.

Bu oran 1’den büyük ise güngörmezimiz açıktır, (çok hafif havalarda olması
gereken),
1’den küçük ise güngörmezimiz nispeten
kapalıdır (çok kapalı olmamak kaydıyla
şıkır havada istenen durum)

Oran açılımı ise şıkır hava dediğimiz,


teknenin tartılabildiği hafif ile orta hava
arasına doğru, %60 arkaya kıvrık, %40
uçuşuyor şeklinde olacaktır. Unutmayalım ki,
orta kuvvette rüzgarda güngörmezi daha fazla
kapamalıyız, fakat bunu yaptığımızda dahi
tüylerin uçuşuyor olması ilk başta belirttiğimiz
nedenden ötürü, güngörmezimizin açık
olduğunu kesinlikle göstermez.

Eğer bir yelkenin güngörmezinde farklı


aralıklarda bu tüylerden birden çok var ise,
yelkenimizin güngörmezi, bütün tüylerin de
hareketinin birbirine paralel olacağı şekilde
yapılmalıdır.

Ana yelkenin arkasında bulunan tüylerimiz bize ana


yelkenin üzerindeki hava akışını gösterir.

Amacımız her seyirde bu tüyleri paralel yapacak


şekilde trim yapmak olmalıdır.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı


Boğaziçi Üniversitesi Yelken Takımı

TRİM TABLOSU*
Hafif R.: Orta R.: Sert R.: Fırtına: Dalgalı Su: Dalgasız Su:
Ana yelken
Çıtaların gerginliği: az çok çok az çok az
Güngörmez ipi: az az çok çok / /
Kaningam: az az çok max. az çok
Arka yaka: çok az çok max. az çok
Araba (r.ü.'ne çekiklik): çok orta az min. / /
Palanga: min. orta çok min. az çok

Flok
Flok arabası (öne gidiş): çok çok orta az çok az
Flok arabası (içe geliş): çok çok az min. çok az
Flok kaningamı: az orta çok max. az çok

Balon
Gönder Yüksekliği (pupa): çok az çok çok çok az
Gönder Yüksekliği (apaz): çok orta çok / / /
Barbuholer çekikliği: min. min. min./az az biraz /

Direk
Gurcata kapalılığı: çok orta az az / /
Gurcata boyu: sbt sbt sbt sbt / /
Takoz: az orta orta az çok az
Ters takoz: / az orta çok az çok
Direk dibi: sbt sbt sbt sbt sbt sbt
Yan tansiyonlar: az çok orta orta / /
Ön tansiyon: orta çok çok orta / /
Direk ölçüsü: çok orta az çok az / /

Salma
Salma çekikliği (orsa): 0 0 az çok / /
Salma çekikliği (pupa): çok çok orta orta/az orta çok

*Trim tablosundan yararlanırken, deniz ve rüzgarın durumuna göre ve teknenizin özelliklerine


göre en uygun ayarı yapmalısınız. Fakat deniz üzerinde tüm kriterler sabit olmadığı için,
hiçbir trimin ideali yoktur. Seyir tecrubesi arttıkça, kendi deneyimlerinizden yararlanarak, her
hava şartında, farklı tekneler için kendinize bir ‘ideal trim’ çıkarabilirsiniz.

Yukarıda verilenler genel geçerliği olan trim özellikleridir.

B.U. Yelken- 2* Kitapçığı

You might also like