Professional Documents
Culture Documents
Tekneler çok farklı tiplerde ve şekillerde imal edilmiş olabilir, ancak teknelerin farklı kısım ve
bölümlerine ait isimler denizcilik dilinde ortaktır. Her tekne kullanıcısının aşağıdaki tanımları
bilmesi gerekmektedir.
Tanımlar
Kemere: Güvertenin döşenebilmesi için posta uçlarını birleştiren enine (omurgaya dik) konan
tekne kısımlarıdır.
Posta: Üzerlerine kaplama tahtalarının yerleştirildiği omurgaya dik ağaç veya madeni yapılar.
Omurga: Teknenin başından kıçına uzanan ve diğer tüm elemanların üzerine inşa edildiği
temel elemandır.
Dümen Yelpazesi: Dümen yekesine bağlı olarak hareket eden ve tekneye yön verilmesini
sağlayan su altında kalan plakadır.
Yeke: Dümen başına takılıp dümenin istenilen tarafa basılması için kullanılan demir veya
ağaçtan yapılmış kol.
Demir: Teknelerin denizde yüzer halde gereken yerde durabilmeleri için zincir veya halata
bağlı olarak, teknenin başından denize atılan ve deniz dibinde tutunabilecek biçimde
metalden yapılmış ağır parça.
Irgat: Demiri suya vermede veya almada, halatları dolayıp tekneyi yanaştırmada veya karaya
çekmede kullanılan, hidrolik, elektrikli veya insan kuvvetiyle çalıştırılan mekanik donanım.
Fribord: Tekne bordasının ortasında su yüzeyinden ana güvertenin üst çizgisine kadar olan
yükseklik.
Draft(Su çekimi): Teknenin suyun altında kalan derinliği.
Parampet: Denizlerin güverte üstüne çıkmaması için borda yükseltilmek suretiyle üst güverte
kenarına yapılan yapı.
HALATLAR ve BAĞLAR
Halatlar
Teknelerin, limana yanaşma veya limandan ayrılma manevraları ile emniyetli bir şekilde
limanda tutulmasını sağlayan halatlar, tekne için oldukça önemlidir. Gemicilikte çapı 8
mm'den büyük iplere halat denir. Tel halatlar çapları, sentetik halatlar çevreleri ile ölçülür.
Polipropilen halat suda yüzebilir, güneşe ve tuza dayanıklıdır, biraz daha pahalıdır. Tel halat
gerilmelere karşı çok daha dayanıklıdır, ama kullanımı çok zordur. Kullanılacak işe uygun
halat seçimi önemlidir. Gemide kullanılan halatlar, palamar halatı, can halatı, ıskota halatı
gibi adlarla anılırlar.
Bağlar
Bağların temel özelliği belli bir amaç için kullanılması, sağlam, kolay yapılabilir ve kolay
çözülebilir olmasıdır. Aşağıda çeşitli amaçlarda kullanılan bağlar tarif edilmiştir.
Camadan bağı: Yelken alanının küçültülmesinde ve gerekirse bir halatın iki ucunu birbirine
bağlamak için kullanılır.
Kasa (izbarço) bağı: Rıhtıma verilen halatların baba, anele gibi yerlere bağlanması için kasa
yapılmasında kullanılır.
Volta etmek: Yukarıdaki şekilde bir halatın teknede bulunan koç boynuzuna nasıl volta
edildiği görülmektedir. Halat, aynı zamanda kasa yapılarak da koç boynuzuna görüldüğü gibi
volta edilebilir.
Kropi bağı: Halata sekiz şekli verilerek halatın makara gibi yerlerden çıkması engellenir.
Sancak bağı: Sancağın ucunda bulunan küçük kasanın bir halatın ucuna bağlanması için
kullanılır.
Adi piyan: Kesilen, kopan halat uçlarının (flasa) dağılmaması için halat çımasının ince iplerle
(gırcala) sarılması gerekir. Yukarıdaki şekilde nasıl yapıldığı görülmektedir.
TEKNE KULLANIMI ve MANEVRA
Tekne ile seyre çıkmadan önce teknenin özelliklerinin iyi bilinmesi gerekmektedir. Teknenin,
üretici talimatlarına uygun olarak kullanılmasına dikkat edilmeli; özellikle dümen donanımı,
motor, seyir fenerleri gibi temel kısımların çalışma prensipleri bilinmelidir.
MANEVRA
Bir teknenin rıhtımdan ayrılma ve rıhtıma yanaşma, demirleme, suda bulunan bir kişiyi
kurtarma gibi hız ve rotanın değişkenlik göstereceği durumlarda manevra yapması gerekir.
Manevra yapmak için hıza ihtiyaç vardır. Manevrayı etkileyen faktörler şunlardır:
Pervane
Dümen
Rüzgar
Akıntı
Pervane Etkisi: Pervane, bir teknenin boyuna hareketini sağladığı gibi, aynı zamanda, -
özellikle tornistan çalıştırıldığında-, suyun pervane kanatlarına yaptığı direnç sonucu oluşan
ve padıl etkisi denilen enine harekete de neden olur. Pervaneler sağa veya sola devirli
olabilir. Tekne ileri yolda iken pervane saat yönünde dönüyorsa sağa devirli, saat yönünün
tersine dönüyorsa sola devirlidir. Padıl etkisinden dolayı sağa devirli pervaneler tornistan
çalıştırılırken teknenin kıçını iskeleye doğru; sola devirli pervaneler ise sancağa doğru atar.
Dümen Etkisi: Dümen yelpazesine çarpan sular tekneye yön verir. Dümen etkisinin
arttırılması için yelpazeye daha fazla su çarptırılması gerektiğinden motora verilen güç
arttırılmalıdır.
Rüzgar Etkisi: Rüzgarın manevraya etkisi teknenin suyun üzerinde kalan kısmıyla ilgilidir.
Fribordu yüksek olan teknelere rüzgar daha fazla etki eder. Rüzgârın manevraya olan
olumsuz etkisini azaltmak için dümen ve motor kullanılır. Tekne hiçbir yere bağlı veya demirli
değilse tekne rüzgara bordasını verme eğilimi gösterecektir.
DÜMEN KOMUTLARI
Karadaki bir araçtan farklı olarak, tekne, dümen ve motor komutlarına geç cevap verir,
özellikle manevra yapılırken bu duruma hazırlıklı olunması gerekir.
İleri yol ve tornistanda motora verilen "tam yol / ağır yol / pek ağır yol" komutları ile tekne
sürati ayarlanabilir.
AYRILMA (AVARA)
Tekneyi avara ederken dümen ve makine marifetiyle rıhtımdan teknenin açılması sağlanır.
Motor çalıştırıldıktan ve yeterince ısındıktan sonra, palamar halatları bağlı bulundukları baba
veya anelelerden fora edilir, bir sonraki kullanım için hazır ve sarılmış olarak teknede
emniyete alınarak muhafaza edilir.
Tekne avara edilirken, bölgenin neta olduğundan emin olunması ve hız limitlerine uyulması
gerekmektedir.
YANAŞMA (ABORDA)
Teknenin sabit bir yerde motor ve pervane yardımı olmadan kalmasını sağlamak için baş ve
kıç taraflarından halatlar ile bağlanması gerekir.
Tekne halatları rıhtımlarda bulunan iskele babalarına veya anelelerine volta edilir.
Halatlar, rıhtımda bulunan baba ve anelelerin konumları dikkate alınarak, tekneyle uygun açı
yapacak şekilde volta edilmelidir. (Bkz. Bağlama Tipleri)
Teknenin bağlandığı bölgede gel-git olup olmadığına dikkat edilmelidir. Gel-git varsa,
halatların boşları alınmalı veya halatlara boş konulmalıdır.
Rüzgar etkisi altında bağlama: Rüzgar tekneyi rıhtım veya iskeleden açacak şekilde esiyorsa,
rıhtıma 025-045 derece bir açıyla yaklaşılır. Eğer iki tekne arasına girilecekse bu açı büyük,
boş bir rıhtıma yaklaşılacaksa bu açı küçük olabilir.
Rüzgar baştan esiyorsa, rıhtıma baştan yaklaşılır, baş halat verildikten sonra tornistanla kıç
yanaştırılır ve halatlar volta edilir. Burada önemli olan başı rıhtımın aksi yönünde rüzgara
kaptırmamaktır. Bu taktirde baş açar ve başı yanaştırmada büyük zorluk çekilir. Kıçı
yanaştırmakta zorluk çekilmeyecektir. Kıçın açmayacağından şüphe ediliyorsa, tornistanla
birlikte dümen rıhtım yönüne basılabilir. Bu manevra sırasında kesinlikle baştan verilen halat
kasılmamalıdır.
Rüzgar kıçtan esiyorsa, rıhtıma aynı açıyla yaklaşılır. Önce baş halat verilebilir ama asla
tutulmamalıdır. Kıç halat verildikten sonra boşu alınır ve volta edilir. Rüzgar başı basarak
yanaştıracaktır. Baş halat bundan sonra volta edilmelidir.
Rüzgarsız havada veya rüzgar rıhtıma doğru esiyorsa, rıhtıma dar açıyla yaklaşılabilir. Baş
halat verildikten sonra, dümen rıhtımın aksi yönde alabandaya basılarak, baş açılır ve
tornistanla kıç yanaştırılır. Hava rüzgarsız olduğundan tornistan verildiği anda kıçın rıhtım
tarafına atması için dümen rıhtım yönünde alabandaya basılmamalıdır. Genelde teknenin kıçı
tornistanda hangi yöne çekiyorsa o bordadan aborda olmakta fayda vardır. Bu şekilde kıçın
yanaştırılmasında zorluk çekilmez. Kıç yanaşırken baş halat kesinlikle kasılmamalıdır. Rüzgar
rıhtıma doğru esiyorsa rıhtımın biraz açığına doğru manevra yapmak doğru olacaktır.
Rüzgar rıhtım yönünden tekneyi açacak şekilde esiyorsa, halatlar fora edilince tekne rüzgar
altına düşerek rıhtımdan açacaktır. Bundan sonra ileri yolla veya tornistanla rıhtımdan
ayrılınabilir. İleri yolla çıkılacaksa teknenin yanlaması hesap edilmeli ve tekne yeterince
açmadan yol verilmemelidir.
Rüzgar kıçtan esiyorsa, rüzgarın tekneyi rıhtıma bastığı durumlardaki manevra yapılır. Kıçı
açmak daha kolaydır. Kıç halat fora edildikten sonra motoru kullanmaya gerek kalmayabilir.
Gerekirse dümen rıhtım yönüne basılarak çok hafif ileri yol verilerek kıç açılır. Kıç istenen
miktarda açıldıktan sonra tornistanla çıkılır.
Rüzgar baştan esiyorsa, kıç koltuk halatı fora edilmeden diğer halatlar fora edilir. Teknenin
rıhtımla temas ettiği nokta usturmaçalarla beslenmelidir. Rüzgar motor kullanmaya gerek
bırakmaksızın başı açar.
Açmazsa, dümen rıhtım yönüne doğru basılarak tornistanla açması sağlanır. İstenilen miktar
açtıktan sonra, ileri yolla rıhtımdan ayrılınır.
Rüzgar tekneyi rıhtıma basıyorsa, avara etmek oldukça zordur. Bu durumda usturmaça
üzerinde manevra yapmak gerekir ve teknenin rıhtımla temas ettiği nokta yeterince
usturmaçayla beslenmiş olmalıdır. Baş çapraz halatı fora edilmez. Diğer halatlar fora
edildikten sonra çok hafif ileri yol verilir ve dümen rıhtım yönünde alabandaya basılır. Tekne
baş çapraz halatı üzerinde rıhtıma yüklenir ve kıçı rüzgar üstüne doğru açmaya başlar. Kıç
yeterince açıldıktan sonra, tornistan verilir ve baş açarken baş çapraz halatı fora edilerek
rıhtımdan uzaklaşılır. Yeterince emniyetli mesafeye çıktıktan sonra ileri yol verilir.
Önemli Not:Teknenin rıhtımla temas ettiği noktada yeterince usturmaça olduğu kontrol
edilmeli ve bu baş omuzlukta durumu kontrol altında tutmak için bir personel
bulundurulmalıdır. Aksi taktirde teknenin bordası rıhtıma çarpabilir, hatta sert rüzgar altında
büyük hasar görebilir.
BAĞLAMA TİPLERİ
Aborda
Kıçtan Kara Olma
YAVAŞLAMA VE DURMA
Teknelerde otomobil, tren veya uçaklardaki fren sistemleri olmadığından tek¬neyi durdurma
işlemi teknenin gittiği yönün aksine motor çalıştırılarak sağlanır. Bu sebeple, tekneleri
durdurma veya yavaşlatma işlemlerinin tahmin edilenden daha çok zaman alabildiği
unutulmamalıdır.
Tekneyi durdurmak için ilk olarak gaz kolu hafifletilmeli ve vites boşa alınmalı, ardından
motora tornistan komutu verilip tekne yavaşlatılarak durdurulmalıdır.
ŞAMANDIRAYA BAĞLAMA
Teknenin başı şamandıraya değmeden hemen önce motora tornistan komutu verilerek tekne
durdurulmalı; motor boşa alındıktan sonra şamandıraya bağlanmalıdır.
DEMİRLEME
Öncelikle demir atılacak bölgenin neta olduğundan emin olunmalıdır. Demir sahasının yeterli
derinliğe ve uygun dip yapısına sahip olmasına dikkat edilmelidir. Çamur, balçık ve kumun
tutuculuğunun daha fazla olduğu unutulmamalıdır.
KOMUTLAR
Apiko: Demir alırken deniz dibindeki tüm kalomanın ırgata alınmasını müteakipdemirin deniz
dibinden kopmadan hemen önceki durumu.
SALINIM DAİRESİ
Pek çok teknenin demirli olarak bulunduğu yerlerde tekneler, rüzgar ve akıntının etkisiyle
yapılan salınım neticesinde birbirleriyle çatışma riski oluştururlar. Bu riski ortadan kaldırmak
için emniyetli bir alan (salınım dairesi) bırakılmalıdır.
Salınım dairesi hesaplanırken, içinde bulunulan teknenin boyu ve salınım dairesi dahil,
etraftaki diğer teknelerin boyları ve salınım daireleri dikkate alınmalıdır. Salınım dairesinin
merkezi, demirin deniz dibine tutunduğu nokta; yarıçapı ise verilen kaloma miktarı ve tekne
boyunun toplamıdır.
Demir mevkiine yaklaşırken hız kesilir ve teknenin başı rüzgar üstüne doğru alınır.
Planlanan demir mevkiine gelince tekne durdurulur, demir dibe doğru yavaşça atılır.
Teknenin batma ve su alma tehlikesine karşı kıç taraftan demir atılmamalıdır. Zincirin dibe
daha iyi döşenebilmesi için kısa aralıklarla tornistan verilmeli, böylece teknenin geriye doğru
akması sağlanmalıdır. Hava şartlarına ve kullanılan demir teçhizatı tipine göre (zincir, halat
veya kombine) su derinliğinin 4 ilâ 10 katı arasında kaloma verilmelidir.
Zincir için 4 Katı, Kombine için 6 Katı, Halat için 10 Katı kaloma verilir.
Demirlemeden sonra çevredeki seyir alametlerinden veya sabit kıyı yapılarından kerteriz
alınarak teknenin demir mevkiinden uzaklaşıp uzaklaşmadığı, demir tarayıp taramadığı
anlaşılabilir. Bu kontrol belirli aralıklarla tekrarlanmalıdır.
Demir teçhizatının bağlantı yerleri sık sık kontrol edilmelidir. Demirleme donanımlarında
halat kullanılıyor ise denizci bağları yerine kilitler tercih edilmelidir. Zira denizci bağları,
halata, kilitlere nispeten daha çok zarar verebilir.
Demir alırken zincir veya halat vira edilerek teknenin demirin tam üzerine gelmesi sağlanır.
Tekne demirin üzerine geldiğinde demir aniden ve dibe dik bir açıyla vira edilerek dipten
kurtarılmış olur.
Eğer demir dipten koparılamıyorsa, demir zinciri/halatı deste konumunda tutularak demir
üzerinde daire çizilir ve böylece demirin rahatlatılması sağlanır.
Teknenin bir noktadan diğer bir noktaya selametle ulaştırılmasına "seyir" denir. İki mevki
arasındaki ulaşımın emniyetli bir şekilde yapılabilmesi için, en kısa ve en uygun rota
belirlenmelidir.
Enlem
Dünya üzerindeki bir noktanın ekvatora olan uzaklığının açısal değerine enlem veya paralel
(latitude) denir. Ekvatorun kuzey ve güneyinde birbirlerine eşit uzaklıkta olan toplam 180
adet enlem dairesi vardır. Ekvatorun kuzeyindeki enlemler kuzey (north) enlemleri,
güneyindekiler ise güney (south) enlemler olarak adlandırılır. Her iki enlem dairesi arası 1
enlem derecesi olup, 1 enlem derecesi 60 dakika, 1 enlem dakikası da 60 saniyeye
bölünmüştür.
Boylam
Ekvatora dik açı yapacak şekilde yerküreyi 360 eşit parçaya böldüğü varsayılan ve uçları
kutuplarda birleşen, en geniş aralığa ekvatorda sahip olan çizgilere boylam veya meridyen
(longitude) denir. Greenwich boylamının doğu ve batısında birbirine eşit uzaklıkta olan
toplam 180 adet boylam çemberi vardır (Toplam 360 boylam). Greenwich boylamının
doğusundaki boylamlar doğu (east) boylamı, batısındakiler ise batı (west) boylamlarıdır.
Mevki
Dünya üzerinde bulunulan herhangi bir noktanın enlem ve boylam olarak ifadesidir.
Örn: (Mersin Limanı Mendireğinin Enlemi 36 derece 47 dakika Kuzey, Boylamı 034 derece 38
dakika Doğu olup mevkisi her iki dairenin (enlem-boylam dairesi) kesişim noktası yani 36° 47'
K-034° 38' D dur.)
Mevki, radar, hedefe, sekstant gibi seyir aletleri yardımıyla belirli kara parçalarından veya
gök cisimlerinden alınan kerterizlerin kesişimi ile bulunabilmekle birlikte, son yıllarda
teknelerde kullanılmakta olan GPS (Küresel Mevkilendirme Sistemi) denilen cihaz yardımıyla
mevkiler uydular vasıtasıyla da tayin edilebilmektedir.
Yönler
Denizcilikte ana yönler; kuzey yönü 000° alınmak üzere, saat yönünde artan dereceler
şeklinde belirtilir. Doğu yönü 090°, güney yönü 180°, batı yönü 270° olarak ifade edilir.
Denizcilikte kullanılan 1 kerte 11° 15' ya tekabül etmekte olup, toplam 32 kerte
bulunmaktadır.
Rota, teknenin bir mevkiden başka bir mevkiye gidebilmesi için harita üzerine çizilen
doğrudur. Bir teknenin sefer planı, harita üzerine çizilen her bir rotanın bileşimi ile oluşur.
Harita üzerine çizilen doğrunun yön derecesi pusula gülünden ölçülür.
Kerteriz, bir cismin gerçek kuzeye (Hakiki kerteriz) veya diğer bir cisme (nispi kerteriz) göre
yön derecesidir. Hakiki kerteriz gerçek kuzeye göre ölçüldüğünden 000° ile 359° arasında
değişir. Hakiki kerteriz alınırken, teknenin pruva-pupa hattı herhangi bir önem teşkil
etmemekte ve tekne bir nokta gibi değerlendirilmektedir. Tekne’ye göre ölçülen nispi
kerterizde ise, teknenin pruvası 0° kabul edilip, yönler iskele ve sancak tarafa doğru 0° ile
180° arasında ölçülür. (Örneğin, Ahırkapı Fenerini hakiki 210°'de kerteriz etmek; sancaktaki
sığlık şamandırasını tekneye göre nispi sancak 123°'de kerteriz etmek gibi)
Pusula Gülü
Dünyanın gerek kendi etrafında, gerekse güneş etrafında dönmesi sonucunda bir manyetik
alan oluşur. Gerçek kuzey ile manyetik kuzey arasındaki fark, haritalardaki pusula gülünde
belirtilir. Pusula gülünün içerisinde, haritanın gösterdiği bölge için yıllık manyetik alan değer
değişim miktarı bulunur. Bu miktar, pusula düzeltmesinde kullanılır. (Bkz:Pusula)
Sembol ve Kısaltmalar
Tekneler, boyutlarına ve çalıştıkları bölgelere göre çeşitli seyir aletleri ile donatılmak
zorundadır. Donatılan seyir aletlerinin temel işlevi teknelerin emniyetli, ekonomik ve
kurallara uygun bir şekilde su üzerinde seyretmelerini sağlamaktır. Aşağıda bu aletlerden en
önemlilerine yer verilmektedir.
Pusula
Teknelerde kullanılan pusulaların temel olarak iki farklı çalışma prensibi vardır. Cayro Pusula
olarak adlandırılan pusulalar elektrik beslemesistemi ile Manyetik Pusula olarak
adlandırılanpusulalar ise herhangi bir besleme sisteminegereksinim duyulmadan
çalışabilirler. Dünyanın gerek kendi etrafında, gerekse güneş etrafında dönmesi sonucunda
oluşan manyetik alan, pusulalarda birtakım sapmalara sebebiyet verir. Sapmaların pusulaya
etkisinin en aza indirilebilmesi amacıyla pusulaların düzeltilmesi gerekmektedir. Düzeltmeler
hiçbir zaman sapmayı sıfıra indirmez. Bu sebeple, her teknede teknenin yönüne göre
uygulanacak olan bir düzeltme cetveli bulunmalıdır. Pusula düzeltmesi "CDMVT Formülü" ile
yapılır.
M: Manyetik Yön
V: Varyasyon (Doğal Sapma) : Dünya üzerindeki gerçek kuzey ile manyetik kuzey arasındaki
sapmadır. Bu sapma her bölgede farklılık gösterir.
T: Gerçek Yön
Parakete
Teknenin suya göre hızını ölçmeye yarayan seyir aletidir. Parakete, suya göre ölçüm
yaptığından, elde edilen hız değeri meteorolojik koşulların etkisiyle oluşan değerdir. Karaya
göre yapılan hız ile paraketeden ölçülen hız arasında farklılıklar olabilir
Denizcilikte kullanılan "iskandil almak” deyimi, sıvı miktarının yüksekliğini ölçmek anlamına
gelir. Tekne tanklarında bulunan balast suyundan iskandil alınabileceği gibi, teknenin altında
bulunan suyun da iskandili alınabilir. İskandil almak için 2 tip alet kullanılmaktadır:
•El İskandili: Herhangi bir elektronik devreye bağlı olmadan elle derinlik ölçmeye yarayan
alettir.
•Elektrikli İskandil (Echosounder) : Ses sinyali gönderip bu sinyallerin yankılarına göre
kalibrasyon yaparak derinlik ölçmeye yarayan alettir.
VHF
SEYİR YARDIMCILARI
Deniz fenerleri, ışıklı şamandıralar, radyo farları (radio beacon), görünür seyir işaretleri ve
elektronik mevki koyma tesis ve istasyonları gibi gerek millî, gerekse milletlerarası
standartlara göre gemilerin seyir emniyetine yardımcı olan tesis ve araçlara genel olarak
seyir yardımcıları denir.
Şamandıralar
Denizde yol göstermeye, bir tehlike veya geçiş yolunu belirtmeye yarayan değişik tip, renk ve
şekillerde bulunan yüzer seyir yardımcılarına şamandıra denir.
Ülkemiz iç sularında veya kıyılarında seyir yapan teknelere seyir yardımı sağ lamak amacıyla
IALA-A şamandıralama sistemi kullanılır. Renk, şekil, tepelik, numara, karakteristik ve
nitelikleriyle seyir yapılabilecek suların sınırlarını belir leyen bu kardinal ve lateral
şamandıralama sistemi, gerektiğinde diğer seyir yardımcıları ile desteklenir.
Yan (Lateral) Şamandıralar: Bir kanal veya liman girişinin sancak ve iskele ta-rafını işaretler.
Girişte teknenin sancak tarafında yeşil, iskele tarafında kırmızı şa - mandıra kalacak şekilde
seyir yapılır.
Yön (Kardinal) Şamandıraları: Suda bulunan bir tehlikenin seyre elverişli yönünü gösterir.
Kuzey, Güney, Doğu, Batı olarak isimlendirilir.
Fenerler
Fenerler, gündüz kule yapıları, gece ise karakteristik ışıkları ile görüş menzilinde bulunan
teknelerin seyirlerine yardımcı olan sabit yapılardır.
Herhangi bir fenerin tanımlanabilmesi için, o fenerin ışık karakteristiğinin, yüksekliğinin ve
görüldüğü mesafenin bilinmesi gerekmektedir.
Oc: Işık süresi karanlık süresinden fazla olan düzenli çakan fener (husuflu)
Genel
Emniyetli Hız
Her tekne emniyetli bir hızda ilerleyecektir. Emniyetli hız, şartlara ve duruma bağlı olarak
değişeceğinden kesin bir hız sınırından bahsedilemez. Emniyetli hız, ani gelişebilecek bir
tehlikede teknenin yeterli zaman önce durdurulmasına imkan verecek hızdır.
Trafiğin yoğun olduğu yerlerde, demir sahalarında, liman içerisinde, manevrası kısıtlı
teknelerin yakınlarında teknenin hızı azaltılmalıdır.
Sığ sularda hız azaltılmalıdır. Su derinliğinin her yerde farklılık gösterebileceği ve bir anda
değişebileceği unutulmamalıdır. Sudaki tüm tehlikeler işaretlenmiş veya aydınlatılmış
olmayabilir. Şamandıralar veya fenerler yer değiştirmiş veya tahrip edilmiş olabilir. Bu yüzden
seyir yapılacak bölgenin uygun ölçekteki haritası teknede bulundurulmalıdır. Hızın draft’ı
arttırabileceği dikkate alınarak sığ sularda hız azaltılmalıdır.
Görüş
Yağmur, sis ve duman gibi görüşün azaldığı durumlarda hız azaltılmalıdır. Geceleri potansiyel
tehlikeler kolayca seçilemediğinden, seyir yapmak özel dikkat gerektirir. Seyir yardımcılarına
ait ışıklar, sahil ışıkları ile karışabileceğinden dikkat gösterilmelidir.
Gözcülük
Hem görme hem de işitme yoluyla iyi bir gözcülük yapılmalıdır. Tekne kaptanı özellikle kötü
havada, kısıtlı görüşte veya gece vakti teknenin çevresinde neler olup bittiğinden emin
olmalıdır.
Manevra Kabiliyeti
Dalga, rüzgar ve akıntı teknenin manevra kabiliyetini olumsuz şekilde etkileyebilir. Teknenin
durma ve dönüş mesafesi teknenin hızına, tasarım şekline (tekne yapısı, motor ve pervane
tipi ile sayısı vb.), ortamdaki rüzgar ve akıntıya bağlıdır
ÇATIŞMAYI ÖNLEME
Yol Verme
- Balıkçılıkla uğraşan ve
- Yelkenli teknelere.
SEYİR FENERLERİ
Bütün tekneler, boylarına ve tiplerine göre seyir fenerleri ile ilgili belirlenmiş olan
düzenlemelere uymak zorundadır. Tekne fenerleri, teknelerin meşgul oldukları iş ve
yönlerinin belirlenmesine yardımcı olur. Fenerlerin, tekneye COLREG'de esasları belirtildiği
şekilde yerleştirilmesi gerekmektedir.
Silyon Feneri
Geminin baş-kıç ekseni üzerinde 225 derecelik görüş açısı bulunan ve teknenin baş tarafında
tam pruvadan itibaren kemerenin 22,5 derece (pruvadan 112,5 derece iskele-sancak)
gerisine kadar ışık gösterecek surette yerleştirilmiş beyaz bir fenerdir.
Borda Fenerleri
Sancak tarafta bulunan bir yeşil ve iskele tarafta bulunan bir kırmızı fenerdir. Her biri 112,5
derecelik bir ufuk yayı üzerinde tam pruvadan kendi tarafındaki kemerenin 22,5 derece
gerisine kadar kesiksiz bir ışık gönderecek surette yerleştirilmiştir. Boyu 20 metreden kısa
tekneler, borda fenerlerini teknenin tam orta hattı üstünde birleşik şekilde de
bulundurulabilir.
Kıç Feneri
Teknenin kıç tarafına yakın bir yere yerleştirilmiş 135 derecelik bir ufuk yayı üzerinde kesiksiz
beyaz bir ışık gösteren fenerdir.
Teknelerin Boy ve Tiplerine Göre Fenerler
Boyları 7 metreden kısa ve üstünde yol olan yelkenli ve kürekli tekneler Boyları 7 metreden
kısa olan ve 7 deniz milinden daha az hızla seyreden tekneler
MOTORLU TEKNELER
Boyları 12 metreden kısa olan motorlu tekneler aşağıdaki fenerleri göstermek zorundadırlar.
Borda Fenerleri
Silyon Feneri
Pupa Feneri
Boyu 20 metreden kısa olan tekneler borda fenerlerini merkez hattı üzerinde birleşik olarak
bulundurabilirler.
Direk başına yakın bir yerde üstte kırmızı, altta yeşil her yönden görünür fenerler göster.
Seyir fenerleri kombine olarak direk başlarında gösterilebilir.
Yelkenli bir tekne, motorunu kullandığı zaman, motorlu tekne olarak değerlendirilir. Bu
durumda motorlu tekne gibi hareket etmek, gündüz uygun şekilleri ve gece uygun fenerleri
göstermek zorundadır.
BALIKÇI TEKNELERİ
MANEVRA KABİLİYETİ KISITLI OLAN TEKNELER
Kumanda altında bulunmayan bir tekne dikey bir doğru üzerinde her yönden görülür iki
kırmızı fener; su üzerinde ilerlerken bunlara ek olarak borda fenerleri ve bir pupa feneri,
gündüz üst üste iki siyah küre gösterecektir.
DEMİRLİ DURUMDAKİ TEKNE
Boyu 50 metreden fazla demirli tekne. Boyu 50 metreden kısa ise, yalnızca baş taraftaki
demir feneri gösterilir.
Aykırı geçiş yapan iki motorlu tekneden diğerini sancak tarafında gören tekne yol verecektir.
Mümkün olduğunca diğer teknenin pruvasını kesmekten kaçınacaktır.
Birbirlerinin borda fenerlerini görecek şekilde zıt rotadan ilerleyen her iki tekne de rotalarını
sancak tarafa alacaktır.
YETİŞME
İster yelkenli, ister motorlu olsun, başka bir tekneye yetişen tüm tekneler, teknelerin
birbirlerini görmeleri durumunda, yetişilen teknenin yolundan çıkacaklardır.
Bir teknenin diğer bir tekneye yetişip geçtiği hususunda herhangi bir tereddüte düşmesi
durumunda, o tekne, kendini yetişen tekne sayarak buna göre hareket edecektir.
YELKENLİ TEKNELER
Rüzgarı farklı yönlerden kullanan teknelerden rüzgârı iskele taraftan kullanan tekne,
diğerinin yolundan çıkacaktır.
Rüzgarı iskeleden kullanan bir tekne rüzgar üzerinde bir tekne görür ve bu gördüğü teknenin
rüzgarı iskele tarafından mı sancak tarafından mı kullandığını saptayamazsa, gördüğü diğer
teknenin yolundan çıkacaktır.
GENEL NOTLAR
Yol veren tekne çatışmayı önleyecek şekilde erken ve belirgin bir manevra için diğer teknenin
açık bir şekilde görebileceği rota/hız değişikliklerini yapacak, yol hakkı olan teknenin
önünden (pruvasından) geçmeyecek, gerekirse duracak ya da tornistan yapacaktır.
Çatışmayı önlemek için yeterli manevranın yapılmadığını göstermek amacıyla, peş peşe en az
beş kısa düdük çalmak gerekir.
Dar bir kanalda seyreden tekneler dönüş yerine yaklaşırken araya giren bir engel sebebiyle
birbirlerini göremiyorlarsa bir uzun düdük çalmalıdır. Dönüş yerinin öbür tarafında bir tekne
varsa bu tekne de bir uzun düdükle cevap vermelidir.
Motorlu bir teknenin başka bir motorlu tekne ile çatışmaktan kaçınmak için manevra
yapması durumunda, bu tekne, mümkün olduğunca rotasını iskele tarafına almaktan
kaçınacaktır.
Her tekne, kısıtlı görüşte içinde bulunulan durum ve koşullara göre ayarlanacak olan
emniyetli bir hızla ilerlemelidir. Kuvvetle yürütülen bir tekne, ani manevralar için motorlarını
hazır bulundurmalıdır.
Sadece radarla diğer bir teknenin varlığını anlayan bir tekne, bir çatışma tehlikesinin var
olduğunu saptarsa, önleyici manevrayı zamanında yapacaktır. Manevra yapılırken aşağıdaki
hususlardan kaçınılmalıdır:
(i) Yetişilen bir tekne hariç, kemere doğrultusunun ilerisinde bulunan bir tekne için rotanın
iskeleye alınması,
(ii) Rotanın kemere doğrultusunda veya kemere doğrultusunun gerisinde olan bir tekneye
doğru değiştirilmesi.
Görüş şartları kısıtlı olan bir alan içinde veya yakınında, aşağıda bahsedilen ses işaretleri
verilecektir:
(a) Üzerinde yol bulunan kuvvetle yürütülen bir tekne iki dakikadan fazla olmayan aralıklarla
bir uzun düdük çalacaktır.
(b) Yolda olan fakat su üzerinde ilerlemeyip duran, kuvvetle yürütülen bir tekne iki dakikadan
fazla olmayan aralıklarla birbiri ardından iki uzun düdük çalacak ve bu iki düdük arasında da
yaklaşık iki saniyelik süre bulunacaktır.
Geri
İleri
EMNİYET TEÇHİZATI
Tekne ile açılmadan önce, güvertede yeterli emniyet teçhizatı olduğundan emin olunmalı,
emniyet teçhizatının hayat kurtarabileceği unutulmamalıdır!
CAN YELEKLERİ
Can yelekleri, kullanıcısını baygın halde olsa bile su yüzeyinde tutarak solunum yollarının açık
kalmasını ve boğulmasını engeller; kullanıcısının daha uzun süre su üzerinde kalmasını sağlar.
Can yelekleri çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Şişirilebilir can yelekleri, gerektiğinde kullanıcı
tarafından şişirilebilir veya su ile temasında kendiliğinden şişebilir.
Can yeleklerinin üzerindeki yansıtıcı bantlar ve can yeleği ışığı, kazazedenin gece daha kolay
bulunmasını sağlar.
Can yelekleri ile suya atlanması gerekiyorsa, can yeleğinin kayışları vücuda zarar vermeyecek
ölçüde sıkılıp, yelek göğse doğru bastırılarak ayaküstü pozisyonda atlanır.
CAN SİMİTLERİ
Can simitleri, denize düşen bir kişinin su üzerinde uzun süre kalabilmesini kolaylaştırır.
Denize adam düşmesi durumunda yapılacak ilk iş, kazazedenin tutunabilmesi için can
simitlerinin suya atılmasıdır. Gece ışıklı can simidi tercih edilmelidir.
Can simitleri çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Bütün tipleri, yansıtıcı bantlar ve tutamaç
halatları ile donatılmaktadır. Bu donanımlara ilave olarak, ışıklı ve can halatlı tipleri
mevcuttur.
CAN SALLARI
Can salları, acil durumlarda teknedeki insanların sal içine bindirilerek deniz üzerinde
kalabilmeleri ve ayrıca can salı kürekleri kullanılarak kaza mahallinden uzaklaşabilmeleri
amacıyla özel olarak tasarlanan kurtarma araçlarıdır.
Can salları çeşitli şekil ve tiplerde olabilir. Elle veya teknenin batması durumunda otomatik
olarak açılabilen tipleri mevcuttur.
Can salları içerisinde, kazazedelerin geçici bir süre ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri miktarda
su, erzak ve tıbbi malzeme mevcuttur.
Can salında bulunan içme suyu ilk 24 saat içilmemeli, takip eden her bir günde kişi başı
toplam 50cl (yarım litre) içilecek şekilde tüketilmelidir.
Gemiyi terk durumunda aktif hale getirilerek yaydığı sinyaller ile tehlike bölgesinden
geçmekte olan uçak veya gemilerin radarlarında görülmesini ve kazazedelerin yerlerinin
bulunmasını sağlayan bir cihazdır. Can salı ya da can filikasına taşınabilir ve denizde
kendiliğinden yüzebilir özelliktedir.
ARAMA KURTARMA
Arama kurtarma: Deniz vasıtalarının tehlikeye maruz kalması, kaybolması veya kazaya
uğraması hallerinde, bu vasıtalardaki kazazedelerin din, dil, ırk, milliyet farkı gözetilmeksizin
her türlü araç, özel teçhizat veya bu maksatla teşkil edilmiş özel kurtarma timleri kullanılarak
aranması ve kurtarılması işlemidir. Arama-kurtarma operasyonlarında yer tespitinin önemi
kadar kimlik tespiti de büyük önem taşımaktadır. Kurtarmaya gidecek birimlerin neyi
aradıklarını bilmeleri, operasyonun sağlıklı işleyişi bakımından oldukça gereklidir. Ayrıca acil
durumlarda ulaşabileceğimiz, gemi/uçak/şahıs ve bunların son durumları hakkında bilgi
alabileceğimiz acil durum erişim bilgileri zaman kazanılması bakımından büyük değer
taşımaktadır.
•Deniz Haydutluğunu Önleme: ISPS Koda (Uluslararası Deniz Liman Güvenliği) göre AAKKM
ilk irtibat noktasıdır. Kaçırılan geminin gönderdiği sinyalleri Inmarsat-C ve COSPAS-SARSAT
sistemi aracılığı ile takip eder. Bölgedeki NATO Barış Gücü ve Türk firkateynleri ile
koordinasyonu sağlar.
•Çevre Kirliliğine Müdahale: AAKKM, 5312 sayılı Kanun gereği bir deniz kazası sonrasında
oluşabilecek gemilerden kaynaklanan çevre kirliliği konularında ilk irtibat noktasıdır. Olayın
takibini yaparak ilgili kurum ve kuruluşları harekete geçirir.
•Tıbbi Müdahale: Dünyanın herhangi bir yerinde bir Türk gemisi ile tele sağlık merkezi
arasında koordinasyon sağlanarak tıbbi tavsiye verilir. Tele sağlık doktorlarının raporu
doğrultusunda gerekli ise yabancı ülke arama kurtarma merkezi ile koordine kurarak
personelin gemiden alınmasını sağlar. Kendi karasularımızda, tüm gemilere tıbbı tavsiye
yanında gerekirse tıbbi tahliye hizmeti de verir.
•Yasadışı Göçmen ile Mücadele: Özellikle Ege Denizi'nde meydana gelen yasadışı göç
olaylarını takip eder, gerektiğinde arama kurtarma operasyonunu başlatır.
Türk Arama Kurtarma Sahası
İLK YARDIM
Denizde meydana gelen herhangi bir acil durumda, kazazedelere ulaşacak ilk yardım ekibinin
karaya nazaran daha uzun zamanda varabileceği ihtimali her zaman mevcuttur. Özellikle
hava şartlarının kötü olduğu durumlarda karadan bu tür yardımın gelebilmesi neredeyse
imkansızlaşır. Bu sebeple, teknede ilk yardım bilgisine sahip kişilerin bulunması hayati önem
taşımaktadır.
Hava Yolu
Suni teneffüse başlamadan önce dikkate alınması gereken diğer önemli bir husus ise
kazazedenin kalbinin çalışıp çalışmadığının kontrol edilmesidir. Nitekim kalbin çalışmaması,
beyne kan gitmemesine dolayısıyla beyin ölümünün gerçekleşmesine sebebiyet vermektedir.
Kazazedenin kalbi çalışmıyorsa, suni teneffüs ile birlikte kalp masajı yapılmalıdır.
Kalbin çalıştığı tespit edilirse öncelikle kazazedenin vücudunu sıkan giysiler gevşetilerek suni
teneffüse başlanır (Örn: Kravatı çözülür.). Nefes yolunu tıkayabilecek yabancı cisimler temiz
bir bez yardımıyla parmakla temizlenir. Bir el alt çene kemik kısmının altını tutarken, diğer el
avuç içi ile hastanın alnı aşağı bastırılarak hastanın başı dik konuma getirilir. Hastanın burun
delikleri sıkılarak tıkanır. Kazazedenin ağzından hava kaçmamasına dikkat edilerek her biri
1,5-2 sn süren iki tam nefes verilip göğsünün kalkıp kalkmadığı izlenir. Sonrasında her 5 sn de
bir nefes verilir. Nefes verme aralarında akciğerlerden havanın tamamen atılması için kısa bir
süre beklenir. Suni teneffüs yapılırken dikkate alınması gereken en önemli nokta, mideye
kaçan havanın kusmaya, kusmuğun da akciğerlere gitmesi neticesinde ölüme yol
açabileceğidir. Böyle bir kusma durumunda hastanın başı hemen yana çevrilerek ağız içindeki
kusmuk temizlenmeli daha sonra yapay solunuma devam edilmelidir.
Kalp Masajı
Kalp atış hızı dakikada ortalama 60-100 dür. Kalp durduğu zaman kazazedede solunum
belirtisi gözlemlenmez, deri rengi solar, ışık değişimlerine göz bebekleri tepki vermez. Bir
kazada kalbi duran bir kişiye ilk 3-5 dakikada müdahale yapılmalıdır. Kalp masajı sadece kalbi
duran bir kazazedeye yapılır. Kalbin durduğunu ilk etapta anlayabilmek için solunum
belirtileri takip edilir. 5 sn gibi kısa bir süre içerisinde kazazedenin göğüs kafesindeki değişim
izlenir (inip kalkması), yüz yaklaştırılarak hastanın sıcak nefesi hissedilmeye çalışılır.
Göğüs kemiğinin en üst ve en alt noktaları tespit edilerek tam ortasında iki el üst üste getirilir
ve parmaklar kenetlenir. Dirsekler vücuda dik bir şekilde sadece alttaki elin topuğu göğüs
kemiğinin üzerine gelecek şekilde göğüs kemiğine basınç uygulanarak kazazedenin göğüs
kemiğinin 4-5cm aşağı inmesi sağlanır. Dakikada 100 kere yapılacak bu işlemde, her 30 kalp
masajında 2 defa suni teneffüs yaptırılır. Bu masaja tıbbî yardım gelmesine veya kazazedenin
hayatî reflekslerinin başlamasına kadar devam edilir.
Suda Boğulma
Suda boğulmakta olan bir kişiye yardım ederken akılda tutulması gereken en önemli husus,
kazazedenin yardım edecek kişiyi de suyun içine çekebileceği hatta boğulmasına sebep
olabileceğidir. Bu yüzden kazazedeye arka tarafından yaklaşmak daha doğru bir tercihtir.
Kazazedenin boynu kol yardımıyla kavranıp sırt üstü tekneye çekilebilir. Karaya çıkarılan
kazazede sert bir zemine sırt üstü yatırılmalı, ağızdan yabancı cisimler ve varsa protez diş ile
kravat, kemer ve diğer sıkan giysiler çıkartılmalıdır. Derhal suni teneffüse başlanılmalı ve
soluklar arası ağızdan çıkabilecek köpük ve yabancı cisimlere karşı kazazedenin başı yana
çevrilmelidir.
Yaralanma
Yaralar açık ve kapalı yaralar olarak ikiye ayrılır. Açık yaralar, herhangi bir kesici cisim
tarafından oluşturulan dış kanama olarak görülen yaralanmalar iken, kapalı yaralar, sert
darbeler sonucunda ezilme veya iç kanama oluşturan yaralanmalardır.
Açık yaralarda öncelikle kanama kontrol altına alınmalı ve yaralı bölge hareket
ettirilmemelidir. Yara temizliği, yara merkezinden başlanılarak dışa doğru yapılmalı, lifleri
yarada kalabilecek pamuk türü temizleyiciler kullanılmamalıdır.
Kapalı yaralanmalarda ise, öncelikle kan akışının yavaşlaması ve daha çok alanı etkilememesi
için soğuk tedavi uygulanmalıdır. Yaralı alan, kalp seviyesinin üstünde tutulmalıdır. İç organ
yaralanmalarının hayati tehlike taşıdığı unutulmamalıdır. İç organ yaralanmalarında şu
belirtiler gözlemlenir:
Cildin soğuk ve renginin soluk olması, kusma, bayılma, nabzın zayıf olması, ilerleyen saatlerde
karında sertlik oluşması. Böyle bir durumda kazazedeye yiyecek ve içecek verilmemeli, sırt
üstü yatırılarak başı yükseltilmelidir.
Yaralanma sonucunda vücutta herhangi bir yabancı cismin kalması durumunda, cisim hareket
ettirilmemeli, çıkartmaya çalışılmamalı ve kalp seviyesinden yukarda tutulmalıdır.
İç organların dışarı çıktığı yaralanma durumunda organ içeri itilmemeli, üzeri steril bir
naylonla kapatılmalıdır.
Yanıklar
Birinci derece yanıklar: Deride aşırı kızarıklık ve acıya yol açan ve sadece derinin dış yüzeyini
etkileyen yanıklardır.
İkinci derece yanıklar: Kızarıklık ve acıyla birlikte deride içi sıvı dolu kabarcıkların meydana
geldiği yanıklardır.
Üçüncü derce yanıklar: Yanık yerinin tamamen hissizleştiği ve ağrının artarak derinin alt
yüzeyinin de hasar gördüğü yanıklardır.
Yanıklarda ilk yardımın amacı, şokun önlenmesi, acının hafifletilmesi, deride enfeksiyonun ve
yanığın genişlemesinin engellenmesidir. Deride oluşan su dolu kabarcıklar asla
patlatılmamalıdır. Yanık yüzeyine asla yoğurt veya diş macunu sürülmemeli, deri el ile temas
ettirmemelidir. Hafif yanıklarda yanan bölge 10 dk. kadar su altında tutulmalı, yanık yer steril
bir gazlı bezle sarılmalıdır. Kazazedenin sıvı kaybını engellemek için bolca su ve sıvı
verilmelidir.
Kazazedenin elbiseleri yanıyor ise üzerine su dökülerek veya battaniye gibi örtüler atılarak
önce yangın söndürülmelidir. Teknede yardım edecek kimse yok ise yerde yuvarlanmak
doğru bir çözüm olabilir. Kimyasal madde ile meydana gelen yanıklarda, öncelikle kimyasal
madde vücut bölgesinden kuru bir bez yardımıyla arındırılmalı, yanan bölge bol su ile
yıkanmalıdır.
Olta Batması
Olta iğnesi, göz gibi hassas bölgelere batmış ise hiç bir şekilde müdahale edilmemeli, en yakın
sağlık kuruluşuna gidene kadar oynatılmamalıdır. Eğer parmak gibi yumuşak bir dokuya
batmışsa buz tatbiki ile acı hafifletilebilir. İğne çok derine batmış ve deri içinde kalmış ise,
yukarıdaki şekilde olduğu gibi ucu yumuşak doku içinde oynatılır ve deri yüzeyinde görülene
kadar itilir. Dışarı çıkan kancalı uç, pense yardımıyla kesilir ve deri içerisinde kalan kısım
dışarıya çıkartılır.
Kırık
Kırıkla sonuçlanan olaylar, teknelerde sıkça karşılaşılan bir kaza türüdür. Deri dokusunun
zarar görmediği kırıklara kapalı kırık; kemiğin deri dışına çıktığı durumlara ise açık kırık
denilmektedir. Kırılan kemikler, üçgen sargı bezi ve tahta destek çubuklar (atel) kullanılarak
daha fazla zarar görmemesi için sabitlenmeli ve en yakın sağlık kuruluşuna gidilmelidir. Açık
kırıkta ise asla kemik yerinden hareket ettirilmemelidir.
Koma Durumu
Kazazedenin veya hastanın yaralanma, zehirlenme ve kan şekerinin düşmesi gibi nedenlerle
beyine giden kan miktarındaki azalma neticesinde baygın bir halde olmasına koma hali
denilmektedir.
Deniz suyu sıcaklığının vücut sıcaklığından daha düşük olması sebebiyle, denizde uzun süre
kalan kişilerde görülen rahatsızlığa ”Hipotermi”denir.
Güneş Çarpması
Ultraviyole ışınların en etkili olduğu zaman dilimi 11 ile 15 saatleri arasıdır. Sudan yansıyan
ışınlar, radyasyon etkisini artırmaktadır. Güneş çarpmasından korunmanın en etkili yöntemi
iyi giyinmektir. Güneş ışınlarının etkisini en aza indirmek için özellikle yüz, kulak ve boynu
kapatan şapka takmak ve güneş koruma etkisi yüksek olan (SPF +30) koruyucu güneş kremi
kullanmak.
ACİL DURUMLAR
Özellikle küçük tekneler için su üzerinde karşılaşılabilecek en tehlikeli olay teknenin alabora
(ters dönme) olmasıdır. Teknenin alabora olması sonucunda teknedekilerin suya düşmesi ile
büyük can kayıpları yaşanabilir. Can kayıpları hava ve deniz koşullarına bağlı olarak artış
gösterebilir.
Alabora olmuş bir teknede mevcut emniyet teçhizatı (Can yeleği, can salı, can simitleri, işaret
fişekleri, EPIRB vb.) hayat kurtaracaktır. Bu sebeple, varsa ve mümkünse EPIRB veya el
VHF'leri ile yardım istenmeli, mümkün olduğunca kaza mahallinden uzaklaşılmamalıdır.
Tehlike durumunu çevreye bildirmek için tehlike işaretleri kullanılabilir. Gündüz özellikle
turuncu renkli duman kandilleri, gece ise el maytapları ve paraşütlü işaret fişekleri
kullanılabilir.
Hipotermi, kış aylarında çok hızlı bilinç ve güç kaybına sebep olabilir. Bu sebeple
kazazedeler birbirlerine yakın durmalı, su ile temas en az seviyeye indirilmeye çalışılmalıdır.
Teknenin Su Alması
Herkesin can yeleklerini giymesi sağlanmalıdır. Sızıntı yeri belirlenebildiği takdirde, delik
mümkün olduğunca kavelalar yardımıyla kapatılmaya çalışılmalıdır. Acil durum çağrısı
yapılmalı ve mümkünse sığ sulara doğru yol alınmalıdır. Su, mümkün olabildiğince tahliye
edilmelidir.
Karaya Oturma
Yolculuğa başlamadan önce seyir yapılacak bölgedeki sığ suların, batıkların veya seyre engel
olabilecek su üstü veya sualtı tehlikelerinin konumu hakkında bilgi sahibi olunmalıdır.
Sıklıkla harita üzerinde GPS ile veya mevcutsa diğer su üstü seyir alametlerinden kerteriz
alınarak mevki takibi yapılmalıdır.
Su derinliğinin ve tekne konumunun belirlenebilmesi için harita okumayı bilmek son derece
önemlidir.
Ağırlıklar darbe gören yerden en uzak yere kaydırılmalıdır. Gerekirse balast ve içme suyu
boşaltılarak teknenin ağırlığı hafifletilmelidir.
Tekne dipten kurtarıldıktan sonra seyre devam etmeden önce teknenin su almadığından emin
olunmalıdır.
Denize adam düştüğünü gören ilk kişi, herkes tarafından duyulacak şekilde "Denize Adam
Düştü” diye bağırmalı, böylece teknedekilerin acil durumdan haberdar olması sağlanmalıdır.
Denize düşen kişinin yerinin işaretlenmesine ve suda yüzmesine yardımcı olacak can simidi,
can halatı atılmalıdır.
Denize düşen kazazede dikkatlice takip edilmeli, teknede denize düşen kişinin yerini devamlı
takip edecek biri görevlendirilmelidir.
Denize adam düştüğünde kazazedeye zarar gelmemesi için çeşitli manevralar yapılabilir.
Bunlardan en etkili olanı “Williamson Manevrası” denilen kurtarma hareketidir.
Bu manevra için:
Dümen, kazazedenin düştüğü tarafa doğru alabanda basılır. Teknenin ilk rotasından 060°
sapmasından sonra diğer tarafa alabanda basılır.Teknenin ilk rotasının 180° tersine gelmesine
020° kala dümen ortalanır. Gerekli manevra yapılıp kazazedeye yaklaşıldığında şu adımlar
izlenir: Sudaki kişiden neta olunarak kazazedeye rüzgar üstünden yaklaşılır.
Kişiye çok yaklaşıldığında motor durdurulur, böylece kazazede halat yardımıyla tekneye
alınabilir. Küçük ve açık teknelerde, biniş teknenin baş (ön) veya kıç (arka) tarafından
yapılmalıdır.
Eğer teknede biniş için bir merdiven veya çarmıh yoksa sudaki kişinin tekneye alınması için
halat ile yapılan bir ilmik kullanılabilir.
YANGINLA MÜCADELE
Oksijen: Ortamdaki oksijen miktarı düşürülmeli veya oksijenin ortam ile bağlantısı tamamen
kesilmelidir. Lomboz ve kaportalar kapatılmalıdır.
Yangın üçgeninde yer alan unsurların ortadan kaldırılmasının yanı sıra, yangın mahallinin
elektrik bağlantısı kesilmelidir.
Teknede yangın, genellikle ısının ve yanıcı maddelerin daha çok olduğu motor
mahallinde görülür. Motor mahallindeki yangınların önlenebilmesi için:
Yangın Söndürücüler
Yangın söndürücüler, yangına en hızlı müdahale edilebilecek şekilde kolay ulaşılabilir
yerlerde bulunmalıdır. Yangın söndürücülerinin nerede bulunduğu ve nasıl kullanılacağı
herkes tarafından bilinmelidir. Yangın söndürücüler tüpün üzerinde yazan kullanma süresine
göre düzeleli olarak servise gönderilmelidir. Yangın tüpü üzerindeki basınç göstergeleri yeşil
bölgenin dışına çıktığında ilk fırsatta servis bakımı yaptırılmalıdır. Yangın söndürücüler deniz
suyuna karşı korunmalıdır. Farklı tiplerdeki yangınları (katı, sıvı, gaz, metal, elektrik vb.)
söndürmek için farklı yangın söndürücüler kullanılır. Örneğin; Yakıt ya da elektrik
yangınlarında su hiçbir koşulda söndürücü olarak kullanılmamalıdır. Yakıt yangınlarında
köpük kullanılabilir, ancak içerisinde su ihtiva ettiğinden elektrik yangınlarında
kullanılmaz.Kuru kimyasal toz içeren söndürücüler, katı (A tipi), sıvı (B tipi) ve gaz (C tipi)
yangınları söndürmede etkilidir. Kuru Kimyasal Toz Tipi söndürücülerin içerdiği tozların
sıkışmasını önlemek için düzenli yapılacak kontrollerde ters-düz edilerek tozların karışması
sağlanmalıdır.
İŞARET FİŞEKLERİ
Suya bırakıldığında turuncu renkte 3 dakika süreyle duman çıkaran, 4 km ye kadar (uçak ile
10 km) görülebilen turuncu duman kandilleri, gündüz teknenin konumunu belirtmek için
kullanılır.
Kırmızı El Maytapları
10 km mesafeden görülebilen, en az 1 dakika süresince parlak kırmızı renkte ışık veren ve
özellikle gece kullanım için tasarlanan kırmızı el maytapları gün ışığında da
kullanılabilmektedir.
Yaklaşık 300 m. yüksekliğe kadar tek bir kırmızı yıldız yakacak şekilde tasarlanmıştır. Düşme
sırasında en az 40 saniye süreyle yanar ve deniz seviyesinden yükseklere çıkabilmesi
nedeniyle çok uzak mesafelerden görülebilir
Görüş mesafesinde başka bir tekne/tekneler veya uçak ile karada insanlar görülene kadar
mümkün olduğunca işaret fişekleri kullanılmamalıdır. Fişekler, yakıt ve yanıcı maddelerden
uzak tutulmalıdır. Fişekler, içerdikleri bileşenlerden dolayı nem çekebilirler. Bu sebeple,
erişile bilir ancak kuru bir yerde saklanmalıdır. İşaret fişeklerinin nerede saklandığı tüm
personel tarafından bilinmelidir. Tüm işaret fişekleri, üzerlerinde yazan açıklamalara uygun
olarak kullanılmalıdır. İşaret fişeklerinin son kullanma tarihlerinin geçmemiş olmasına dikkat
edilmelidir. Teknede son kullanma tarihi geçmiş işaret fişeklerinin çeşitli nedenlerle
kullanılması tehlikeye sebep olabilir.
Herhangi bir acil durum olmaksızın eğlence amaçlı fişeklerin kullanılması suçtur. İlgili arama
kurtarma birimlerini boş yere harekete geçirecek ve belki de aynı anda başka bir bölgede
yardım isteyen tekneye yardım gitmesini geciktirecektir.
TANIMLAMALAR VE MEVZUAT
Bu sistemle dünyanın her yerinden ve günün herhangi, bir saatinde uzaktan erişim sağlanarak
eğitim alma imkânı sunmuş bulunuyoruz.
DENİZ ŞARTLARI
Rüzgar ve Dalgalar
Hava basıncı mevsimlere, hava sıcaklığına ve Dünya'nın günlük hareketine göre değişiklik
göstermektedir. Bu sebeple yeryüzünün bazı bölgelerinde alçak basınç(L/A/siklon), bazı
bölgelerinde ise yüksek basınç(H/Y/antisiklon) oluşmaktadır. Yeryüzünde basınçları aynı olan
noktaları birleştiren paralel eşdeğer çizgilerine izobar denir.
Rüzgar, hava kütlesinin yüksek basınç bölgesinden alçak basınç böl gesine doğru yatay
hareketi ile oluşur. Normal şartlarda deniz seviyesindeki atmosfer basıncı 1013 mb'dır,
(760mmHg) Rüzgarlar hava kütlesinin geldiği yöne göre, akıntılar ise su kütlesinin gittiği
yöne göre adlandırılır, (Örnek: Kuzeyden gelen rüzgar; güneye doğru akıntı). Sinoptik
haritalarda görülen izobar çizgileri, rüzgar hızının tahmin edilmesine yardımcı olur.
İzobarların sıklaştığı bölgelerde rüzgar diğer bölgelere nazaran kuvvetli eser.
Kuzey yarı kürede yüksek basınç bölgesinde rüzgar, saat yönünde dirise (dönmek) ederken;
alçak basınç bölgesinde tam tersi durum söz konusudur. Güney yarı kürede ise alçak basınç
bölgesinde rüzgar saat yönünde dirise(dönmek) ederken, yüksek basınç bölgesinde bunun tam
tersi olmaktadır.
Gündüz süresince denizden karaya doğru esen rüzgâra deniz meltemi; gece süresince karadan
denize doğru esen rüzgâra ise kara meltemi denilmektedir.
Yıldız 000°
Poyraz 045° (4 kerte)
Gündoğusu 090° (8 kerte)
Keşişleme 135° (12 kerte)
Kıble 180° (16 kerte)
Lodos 225° (20 kerte)
Gün Batısı 270° (24 kerte)
Karayel 315° (28 kerte)
Kuzey yarı kürede tekne üzerinde bulunan bir kişi sırtını gerçek rüzgara doğru döndüğünde
alçak basınç merkezi sol kol ilerisinde kalır. Bu sayede fırtınadan kaçmak için gerekli rota
değişikliği yapılabilir. Ayrıca, direk başına monte edilen rüzgar göstergesi ve anemometre ile
rüzgarın nispi yönü ve şiddeti bulunabilir.
Bazı durumlarda, alçak basınç bölgelerinde sıcaklığı ve yoğunluğu farklı iki hava kütlesi
birbirleri ile karşılaşır. Bu hava kütlelerinin meteorolojik özellikleri farklılık gösterdiğinden
birbirleriyle etkileşimleri kolay olmaz. Bu sebeple, iki hava kütlesi arasında "cephe" adı
verilen bir sınır alanı oluşur.
İki çeşit cephe bulunur. Sıcak cepheler, sinoptik haritalarda kırmızı renkli yarım daire
şeklinde, soğuk cepheler ise mavi renkli üçgen şeklinde gösterilir.
Meteorolojik Koşulların Etkileri
Kara şartlarından farklı olarak, rüzgarlı havaların denizde çok daha fazla etkili olabileceği
unutulmamalıdır. Deniz, rüzgârlı durumlarda çok dalgalı olabilir. Dolayısıyla tekne ile
açılmadan önce hava raporları mutlaka temin edilmelidir.
Genellikle, büyük dalgalarla mücadele edebilmek için en iyi yol dalgaları mümkün olduğunca
baş omuzluktan almaktır. Çok fazla güç verilmesi teknenin dalga tepesinden atlayıp dalga
çukuruna çarpmasına neden olabilir. Bu çarpma hareketi hem tekne için hem de üzerindeki
insanlar için emniyetli değildir. Az güç harcanması ise dalgaların tekne üzerinde kırılmasına
veya teknenin üzerinden aşmasına sebep olacaktır. En uygun ve emniyetli seyir şartlarını
sağlamak için hız ve rota kontrol edilmelidir.
Kıçtan gelen dalgalarla beraber seyir yapılmasının batmak veya alabora olmak gibi potansiyel
tehlikeleri vardır. Kıçtan gelen denizler, teknenin dümen dinleme gücünü azaltır. Bu
durumdan kurtulabilmek için gaz kolu kullanılarak, dalgalar teknenin kıçında kırılacak
şekilde, tekne dalgaların arkasında tutulmalıdır.
Sudaki diğer tehlikeler gibi, sert hava ile karşılaşılması sefere çıkmadan önce hava raporları
alınarak engellenebilir. Beklenmeyen bir fırtına en dikkatli denizciyi bile yakalayabilir.
Dolayısıyla en kötü hava şartlarına karşı hazırlıklı olunmalı ve iyi bir gözlem yapılarak fırtına
habercisi bulutlar ile dalga tepelerindeki kırılmalar gözlemlenmeli; özellikle barometredeki
değişimler dikkate alınmalıdır. Eğer sahil yeterince yakınsa, fırtına durumunda sahile doğru
ilerlenmeli, rüzgarın büyük dalgalar oluşturamayacağı sakin bir liman veya rüzgaraltı
oluşturacak bir ada aranmalıdır. Fırtına öncesinde genellikle rüzgarın yön değiştireceği ve
zaman zaman şiddetini artıracağı unutulmamalıdır.
Emniyetli hızla ilerlenmeli tekneyi dalgalara daha fazla maruz bırakacak yüksek hızdan
kaçınılmalıdır. Tekne üzerinde dümen dinletecek bir güç yokken, tekne dalgalara bordasını
çevirerek sürüklenecek ve alabora ihtimaline karşı savunmasız kalacaktır. Motor çalışmıyorsa,
bir deniz demiri veya el incesine bağlı güçlü bir kova ile tekneyi dalga içine doğru
yönlendirmek, daha fazla yalpa yapmayı engelleyecektir.
Sudaki diğer tehlikeler gibi, sert hava ile karşılaşılması sefere çıkmadan önce hava raporları
alınarak engellenebilir. Beklenmeyen bir fırtına en dikkatli denizciyi bile yakalayabilir.
Dolayısıyla en kötü hava şartlarına karşı hazırlıklı olunmalı ve iyi bir gözlem yapılarak fırtına
habercisi bulutlar ile dalga tepelerindeki kırılmalar gözlemlenmeli; özellikle barometredeki
değişimler dikkate alınmalıdır. Eğer sahil yeterince yakınsa, fırtına durumunda sahile doğru
ilerlenmeli, rüzgarın büyük dalgalar oluşturamayacağı sakin bir liman veya rüzgaraltı
oluşturacak bir ada aranmalıdır. Fırtına öncesinde genellikle rüzgarın yön değiştireceği ve
zaman zaman şiddetini artıracağı unutulmamalıdır.
Emniyetli hızla ilerlenmeli tekneyi dalgalara daha fazla maruz bırakacak yüksek hızdan
kaçınılmalıdır. Tekne üzerinde dümen dinletecek bir güç yokken, tekne dalgalara bordasını
çevirerek sürüklenecek ve alabora ihtimaline karşı savunmasız kalacaktır. Motor çalışmıyorsa,
bir deniz demiri veya el incesine bağlı güçlü bir kova ile tekneyi dalga içine doğru
yönlendirmek, daha fazla yalpa yapmayı engelleyecektir.
Tekne, mümkün olduğunca su alınmasına engel olacak şekilde korunaklı hale getirilmelidir.
Dalgaların etkilerini azaltmak için hız ve rota yukarıda açıklandığı şekilde ayarlanmalıdır.
Teknenin baş tarafının dalgaları almak için en güçlü noktası olduğu unutulmamalıdır.
Sert havalarda meydana gelebilecek acil bir durumda, yetkililerin tekneyi kurtarabilmesi için
durum hakkında bilgi verilmelidir.
14 yaşını bitirmiş (18 yaş altı kişilerden ebeveyn muvafakatı gerekmekte.) T.C.
Vatandaşları, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşları ile Türkiye’de oturma izni
almış olan yabancı uyruklular.
Özel Tekne, Ticari amaç olmaksızın münhasıran gezi, eğlence, spor ve amatör
balıkçılık gibi faaliyetlerde kullanılan, ulusal stardarda göre ölçüldüğünde boyu(LH)
2,5 metreden küçük ve 24 metreden büyük olmayan, mülkiyeti gerçek kişilere veya
faaliyet konusu su sporları olan dernek veya vakıflara ait tekneler ile bu şartlardan bir
veya birkaçını haiz olmamakla birlikte, bağlama kütüğüne kayıtlı olup özel tekne
ruhsatnamesi almış olan teknelerdir.
Geri
İleri
DONANIMLAR
Geri
İleri
DİĞER TANIMLAR
Kasara: Teknenin baş, kıç veya orta taraflarında üst güverteden yukarıda kalan
yarım güvertelerdir.
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
GEMİCİLİK TERİMLERİ
Denizcilikte birçok dilden birbirine geçmiş olan binlerce gemicilik terimi vardır. Biz
burada bir denizcinin ilk karşılaşabileceği ve bilmesi gereken bazı terimleri kısaca
açıklamaya çalışacağız. Bu terimler sürekli kullanıldığından dolayı güvenli ve doğru
iletişimin sağlanabilmesi için mutlaka bilinmesi gerekir. Denizcilik dili tek başına bir
lisan olacak kadar zengindir.
Alesta: Hazır ol anlamında uyarı komutudur. Bir işe hazır olunmasını ifade eder.
Neta: Her işi denize uygun halde tertipli ve düzenli hale getirmek. Neta etmek.
Vira: Vinç veya ırgatla halatı veya zinciri çekmek. Yükü vinçle yukarı almak. Vira
etmek.
Geri
İleri
Geri
İleri
HALATLAR
Halat Çeşitleri
HALATLARIN KISIMLARI
Yukarıda sayılanlar sırasıyla bir öncekinin ter yönüne sarılarak halat yapılır.
Halat kesiti incelendiğinde kolların dönüş yönü kolların dönüş yönü halatın ne tarafa
bükümlü olduğunu belirtir. (Sağa veya sola bükümlü halat)
BAĞLAR
Bağların temel özelliği belli bir amaç için kullanılması, sağlam, kolay yapılabilir ve
kolay çözülebilir olmasıdır.
GİRİŞ VE UYARI
DÜMEN KUMANDALARI
Sancak / iskele yirmi, ön, beş ..., (ing.) Starböard (port) twenty, ten.five ...: Dümenin
söylenen açı kadar istenilen tarafa basılması kumandasıdır.
Karşıla,(ing.) Meet her: Gemi herhangi bir yöne dönerken dönüşünü durdurmak için
dümenin basıldığı yönün aksi istikametinde uygun açı ile dümenin döndürülerek gemi
dönüşünün durdurulmasını ifade eder.(Karşılama komutu için aksi istikamette
basılacak uygun açı; geminin cinsi, yükü ve hava şartları dikkate alınarak belirlenir.)
Viya, (ing.) Steady: Tekneyi o anda pruvasının bulunduğu rotada tutmak için verilen
komuttur. Belli bir derece olarak da verilebilir, mesela 25 7° de viya.
Kaç böyle?,(ing.) How does she had?: Pruvanın kaç derecede olduğunu sormaktır.
Dümen tamam:(ing.) Finished with wheel. Dümenin işi tamam denildiğinde dümen
motorları kapatılır.
MAKİNE KUMANDALARI
Makinenin ileri ve geri süratlenmesi makine telgrafı ile sağlanır. Makine kumandaları
makine telgraflarının üzerinde yazılıdır.
Bir tekneyi rıhtıma, şamandıraya veya başka bir yere bağlamakta kullanılan halatlara
palamar halatları denir. Palamar halatları tekneye kumanda ettikleri yöne göre isim
alırlar.
Baş halatı: Baş taraftan ileri doğru verilen halattır, teknenin geri gitmesini önler
Kıç halatı: Kıç taraftan geriye doğru verilen halattır, teknenin ileri gitmesini önler.
Açmaz halatı: Sahile dik açıyla verilen halattır. Teknenin paralel olarak rıhtımdan
açmasını önler.
Koltuk halatı: Baştan kıça, kıçtan başa çapraz olarak verilir, teknenin ileri geri
hareketini en aza indirir.
SEYİR ARAÇLARI
Seyir araçları geminin mevki bulmasına yardımcı olan cihazlardır. Bu cihazlar köprü
üstünde bulunurlar, bunlar:
Haritalar
Pusula
Radar
Kronometre
Elektronik seyir araçları (GPS, ECDIS)
İskandil
Sekstant
Seyir kitapları
ENİZ HARİTALARI
ENLEMLER ve BOYLAMLAR
Birer derece olan bu bölümler haritanın ölçeğine göre ayrıca dakika ve saniye olarak
alt bölümlere ayrılarak gösterilmişlerdir. Bir derece 60 dakikaya ve 1 dakika 60
saniyeye bölünmüştür. 1°= 60' 1'= 60".
Geri
İleri
BİR NOKTANIN MEVKİİ
Bir yerin mevkii enlem ve boylamlarla ifade edilir. Bir mevki verilirken önce enlem
sonra boylam söylenir. Yine mevkii ifade edilirken kuzey yarım küredeki mevkii için N
(kuzey) güney yarım küredeki için S (Güney) kısaltması konur.
Geri
İleri
HARİTA KISALTMALARI
Geri
İleri
PUSULALAR
Dünya tarihinde çok önemli bir yeri olan pusula, denizciliğin ilk yıllarından beri
kullanılan en önemli seyir yardımcılarından biridir.
b- Cayro Pusula
Geri
İleri
Gemiye alt arızi sapma ise ayrıca hesap edilir. Pusula gülü üzerinde manyetik pusla
ibresini gösteren şekil üzerinde coğrafi sapma değişimi, birkaç şekilde gösterilir.
Geri
İleri
COĞRAFİ SAPMA
ARIZİ SAPMA
Geminin kendi aksamının oluşturduğu manyetik alan etkisi olan Arızi sapma,
manyetik pusulayı coğrafi sapma gibi etkiler. Arızi ve coğrafi sapmalar aynı yönde
iseler toplanırlar. Farklı yönlerde iseler büyük olandan küçük olan çıkarılır, kalan
büyük olanın yönünde olmak üzere pusulaya etki eder.
Coğrafi sapma ve arızi sapmanın ne olduğu bir önceki bölümde anlatılmıştı. Burada
sadece düzeltmelerin nasıI yapıldığını göstereceğiz.
TN: True North, Hakiki Kuzey
Pusula Kuzeyinden (C), Hakiki Kuzeye (T) hesap yapılırken Variation ve Deviation
değerleri East ise toplanır, West ise çıkartılır.
Hakiki Kuzeyden (T), Pusula Kuzeyine (C) hesap yapılırken Variation ve Deviation
değerleri West ise toplanır, East ise çıkartılır.
Bu tabloda;
C - Pusula Kuzeyi
D - Deviation
M - Manyetik Kuzeyi
V - Variation
T - Hakiki Kuzeyi simgeler
RADAR
Hedefin büyüklüğü, yapı maddesi, şekli, denizden yüksekliği, uzaklığı, hava durumu
radar ekranındaki ekolarının büyüklüğünü, parlaklığını veya görülüp görülmemesini
etkiler. Plastik bir cisim hiç görünmezken aynı büyüklükte metal cesimler rahatlıkla
görülürler, ağaçtan yapılmış cisimler ise zayıf görünürler.
GPS
Bu cihaz bulunan mevkiinin enlem ve boylamını derece dakika saniye cinsinden verir.
Kullanıcı bunları haritaya işler.
Geri
İleri
OTO PİLOT
Tanımı ve Kullanılması
Oto pilot veya otomatik dümenci, ayarlandığı rotada dümen tutabilen dümenci veya
serdümenin görevini yapan elektronik bir cihazdır.
Limandan ayrıldıktan sonra seyir yapılan bölgeye göre oto pilotun kullanılmasına
karar verilirse teknenin pruvası gidilecek rotaya getirilir dümen ortalanır ve oto pilot
devreye alınır. Tabi ki oto pilotun rotayı algılayabilmesi için cayro pusulaya bağlı
olması gerekir. Oto pilot, teknenin pruvası, akıntı rüzgâr ve diğer sebeplerden dolayı
rotadan kaçtığı zaman müdahale ederek tekneyi rotaya getirir. Bir geminin rotasından
hiç kaçmadan yol alması mümkün değildir. Sancak ve iskeleye bir iki derece
salınarak rotasını takip eder. Hava durumuna göre bu salınmaların daha büyük
olmasına izin verilebilir, aksi halde daima dümene kuvvetli müdahale etmek dümen
makinelerine zarar verecektir.
Geri
İleri
FENERLER ve ŞAMANDIRALAR
Gemilere yol göstermek ve mevki bulmalarına yardımcı olmak amacıyla deniz
üzerinde ışıklı, ışıksız, sesli, renkli ve çeşitli biçim ve büyüklükte şamandıralar,
kıyılarda ise yine çok çeşitli özelliklere sahip fenerler yerleştirilmiştir.
Geri
İleri
FENER RUMUZLARI
W:White, Beyaz
R:Red, Kırmızı
G:Green, Yeşil
O:Orange, Turuncu
Y:Yellow, Sarı
Rac(…)Radar
Gp. Fl(l+2) 10 s 20 m 12 M
Grup çakarlı fener, 10 saniye içinde önce bir sonra iki defa çakar, denizden 20 metre
yüksekliğinde ve 12 milden görünür.
Gp. Fl.(3).6.s 15 m 9 M
Grup çakarlı fener, 6 saniyede 3 defa çakar, denizden 15 metre yüksekliğinde, 9 milden
görünür.
Aşağıda, seyire elverişli olan kesimde boyu 62 metre olan görünme mesafesi 25 mil
ve 10 saniyede 3 kez beyaz renkte çakan, seyire elverişsiz kesimde ise boyu 55
metre olan 12 milden görünür, sabit kırmızı renkte ışık veren sektörlü bir fener yer
almaktadır.
ŞAMANDIRALAMA SİSTEMLERİ
Gemilere yol göstermek, bir tehlikeyi işaretlemek, izlenecek rotayı göstermek gibi
çeşitli yöntemlerle seyre yardımcı olmaları için denizde uygun bölgelere, özellikle
liman girişlerine ve kanallara şamandıralar konulmuştur. Şamandıralar şekil, ses,
renk, çalışma tarzı bakımından birbirlerinden farklıdırlar. IALA (International
Association af Lighthouse Authorities) (Uluslararası Fener Otoriteleri
Birliği) tarafından geliştirilip kabul edilen IALA -A ve IALA-B olarak 2 sistem vardır.
Ülkemizde IALA-A sistemi kullanılmaktadır.
IALA-A sistemi iskelede kırmızı, sancakta yeşil, şamandıralar ile liman girişine göre
markalanmıştır.
IALA-B sistemi iskelede yeşil, sancakta kırmızı, şamandıralar ile liman çıkışına göre
markalanmıştır.
SEYİR
Seyir geminin bir noktadan diğer noktaya güvenli halde götürülmesidir. Bu esnada
yazılı olan ve olmayan lehte ve aleyhte çok sayıda unsur ortak hareket içindedir.
Meteorolojiden hukuka, makine bilgisinden yangınla mücadeleye, seyir araçlarından
deniz kirliliğine kadar çok geniş bir sahada konular işlenmektedir. Bütün bu farklı
unsurları katarak ortaya bir iş çıkarmak, günlük saatlik hatta anlık kararlarla başka bir
duruma yeniden hazırlanmak denizcinin olağan işlerindendir.
Denizde seyir teknenin karadan ayrılarak kullanıcının bilgi ve becerisi ile deniz
şartları ve imkânları baş başa kalacağı bir ortamdır. Bu duruma hazır olmak için ön
hazırlıkların çok iyi yapılması gerekmektedir. Seyri kısa veya uzun olarak
düşünmemeli her sefere en iyi şeklide hazırlıklı çıkılmalıdır.
•Seyir haritalan
•Mürettebat ve yolcular
•Yedek parça
•Belgeler
Teknenizin bakımını tam olarak yapınız. Etrafına bakarak gözle görünür bir aksaklık, olup
olmadığını kontrol ediniz. Pervane neta mı? Bakınız.
Seyre başlamadan önce genel haritada bölge incelenir ve takip edilecek rotaya,
mesela bir adanın batısından mı veya doğusundan mı geçileceğine karar verilir
(aşağıdaki haritada Şahmelek Limanı’ndan çıktıktan sonra Ekinlik Adasının
kuzeyinden geçip Marmara Boğazı’ndan geçerek Kapıdağ Yarımadası'nın kuzeyi
boyunca ilerleyeceğiz" gibi) sonra, geçilecek bölgelere ait haritaların hepsine rotalar
çizilir. Haritadan bir diğerine geçerken mevkilerin doğru şekilde aktarılmasına dikkat
edilmelidir.
KERTERİZ ALMA
Tekne dışında bulunan bir maddenin yönünü belirtmek için teknenin pusulasından ölçülen
açısına kerteriz denir. Hakiki kerteriz ve nisbi kerteriz olarak iki çeşit kerteriz vardır.
Hakiki Kerteriz:
Coğrafi kuzey yönünden itibaren ölçülen kerterizdir. Örn: ‘Fener 240 derecededir.'
Nisbi Kerteriz:
Teknenin pruvasından itibaren (pruvayı 0 derece kabul ederek) sancak veya iskele yönünde
i:il ölçülen kerterizdir. Örn: ' Şamandıra geminin 40 derece sancağındadır.'
AKINTI SEYRİ
Akıntı bir bölgede seyir yaparken tekne akıntının yönünde sürüklenir. Tekne sürüklenme
sebebiyle haritadaki rotasını takip edemeyecek ve istediği yere gidemeyecektir. İstenen
noktaya gitmek için akıntının tekneyi düşürdüğü ölçüde ve ters istikamette bir rotada seyir
yapmak gerekir. Öyle ki akıntı tekneyi düşürmesine rağmen tekne haritadaki rotası üzerinde
gidiyor olsun. Bu yeni rotaya akıntıyı önleme rotası denir. Gerçek rota ile akıntı önleme rotası
arasındaki farka "düşme" denir. Harita üzerinde bir bölgedeki genel ve met-cezir
akıntılarının yönü ve hızı gösterilir. Haritadaki bilgiler hava koşullarına göre değişebilir.
Akıntının en son durumu seyir sırasında sık sık mevki konularak teknenin hızı ve rotasına
göre olması gereken yer (parakete mevkii ) ile bulunan yeri arasındaki farkla hesap edilebilir.
•270° ye geminin rotası ve aynı noktadan (A) 150° ye doğru bir saatlik akıntı hızı 2
mil çizilir (AC),(veya ölçek yapılarak mesela 1 mil= 1 cm. olarak).
•Akıntı hattının ucundan (C) pergelle teknenin bir saatlik hızı kadar 7 mil (aynı ölçekle
7 cm.) açılarak geminin rota hattı kestirilir (B).
•Yeni bulunan hattın yönü akıntıyı önleme rotasını verir, (CB). Kesişme noktasından
geminin rotasının başlangıç noktasına olan uzunluk ise geminin akıntıdaki hızını
verir, (AB).
Geri
İleri
Kutup yıldızının bulunduğu yere bakıldığında dünyanın kuzeyine doğru bakılmış olur.
Gökyüzündeki kutup yıldızı bulunarak yön tayini yapılabilir. Kutup yıldızı Büyükayı
Takımyıldızı yardımı ile kolaylıkla bulunur.
TANIMLAR - I
Çatışmayı önleme kurallarını anlamak için önce bazı genel tanımların bilinmesi
gerekir.
Kuvvetle Yürütülen Tekne: Makine ile yürütülen herhangi bir tekne anlamına gelir.
Yelkenli Tekne: Var olsa bile makinesini kullanmaması şartıyla yelken ile seyreden
gemi demektir.
Deniz Uçağı: Su üstünde manevra yapmak üzere inşa edilmiş her türlü hava aracına
denir.
TANIMLAR - II
Üzerinde yol bulunan: Bir teknenin demirli olmadığı veya karaya bağlı bulunmadığı
veya karaya oturmadığı anlamına gelir.
Kısıtlı Görüş: Görüşün, sis, püs, kar, şiddetli yağmur fırtınası, kum fırtınası veya
benzer herhangi bir sebeple kısıtlı olduğu anlamına gelir.
Bir Teknenin Boyu ve Eni: Teknenin tam boyu ve en geniş eni anlamına gelir.
Yetişen gemi (kural 13): Herhangi bir tekneye kemeresinin (borda hizasının) 22,5
dereceden daha fazla gerisindeki herhangi bir yönden yaklaşan tekneye yetişen gemi
denir. Bir gemi geceleyin önündeki geminin sadece pupa fenerini görüyorsa yetişen
gemi sayılır. Yetişen gemi yetişilen geminin yolundan çıkacaktır.
Emniyetli Hız (kural 6): Çatışmayı önlemek üzere tüm gemiler görüş durumu, trafik
yoğunluğu, rüzgar, deniz, akıntı, teknenin özellikleri gibi birçok etkenleri dikkate
alarak, uygun ve etkili harekete geçebilmek ve yeterli bir mesafede durabilmek için
her zaman emniyetli bir hızda ilerleyeceklerdir.
Geri
İleri
SEYİR FENERLERİ -I
Her Yönden Görünür Fener: Ufkun 360° lik yayı üzerine kesiksiz beyaz ışık veren
fenerdir.
Çakar Fener: Düzenli aralıklarla dakikada 120 defa veya daha fazla çakan fener
anlamına gelir.
Her gemide seyir fenerlerinden başka, geminin olağanüstü bir durum veya farklı
özelliğini diğer gemilere belirtmek amacıyla kullanılan çeşitli fenerler ve işaretler
vardır. Bunların nasıl ve ne zaman kullanılacağı "Denizde Çatışmayı Önleme
Tüzüğü" adil bir kitaplıkta toplanmıştır.
Geri
İleri
Kuvvetle yürütülen bir tekne manevra yaptığında gördüğü diğer bir tekneye düdük ile
aşağıdaki işaretleri vererek manevrasını belli edecektir.
Her çakar bir saniye, iki çakar arasındaki sürede bir saniye olacaktır.
Dar kanallarda en önemli seyir kuralı kanalı geçiş için kullanan teknelere engel
olmamaktır.
Boyu 20 metreden küçük gemiler, kanalda geçiş yapan teknelerin geçişine engel
olmayacaktır. Acil olmadıkça dar kanallarda demir atılmaz.
Kanalı karşıdan karşıya geçecek olan bir tekne, geçişlere engel olmadan, en dar
yerden ve kanala dik bir açıyla karşıya geçecektir.
Boğaz, kanal veya limanlarda, trafiği düzenlemek amacıyla trafik hatları oluşturulmuş,
gemilerin takip etmeleri gereken rotalar harita üzerinde de gösterilmiştir. Böyle
bölgelerde balıkçılar, tekneler, karşıdan karşıya geçen tekneler olduğu için konunun
iyi bilinmesi çok önemlidir.
Genel olarak yol hakkı trafik hattını kullanan geminindir. Her gemi kendi trafik
hattında ilerleyecektir. Trafik hattına girecek veya çıkacak olan gemi en dar açıyla
girecek veya çıkacaktır.
Boyu 20 metreden kısa tekneler ve yelkenli tekneler kıyıya en yakın trafik bölgesini
kullanacaklardır. Trafik ayrım düzeninin sonlarına doğru özel dikkat gösterilecek, giriş
ve çıkış noktalarına demirlenmeyecektir.
Geri
İleri
Öndeki gemiyi yetişip geçmek isteyen tekne, nasıl geçmek istediğini aşağıdaki
işaretlerle belirtir.
Öndeki gemi kabul ettiğini "bir uzun bir kısa, bir uzun bir kısa" düdük sesiyle
bildirir. Kabul etmezse beş kısa düdük çalar.
Birbirini gören iki tekne niyetlerini anlayamaz, kararsız kalırlarsa, kararsız kalan tekne
en az beş kısa düdük veya ışık işaretiyle durumu belirtir.
Dar bir geçit veya dönemeçte donu yerine yaklaşan tekne "bir uzun" düdük
çalacaktır, dönüş yerinin öbür tarafındaki gemi de "bir uzun" düdük alarak cevap
verecektir.
Görüş şartları kısıtlı olan bir bölgede, gece ve gündüz verilecek olan ses işaretleri şu
şekildedir. İşaretler kısıtlı görüş kalkana dek sürekli verilir.
•Demirli bir tekne bir dakika aralıklarla beş saniye süreli kampana çalacaktır. Tekne
100 metreden uzunsa kampana sesinden sonra kıç tarafta bir gonk çalacaktır.
•Demirli bir gemi yaklaşan bir gemiye kendi yerini ihtar etmek için "bir kısa-bir uzun-
bir kısa" olarak üç düdük çalacaktır.
Geri
İleri
Kural 23(c). Azami hızı 7 mili geçmeyen, 7 m. den kısa güçle yürütülen tekne
Kural 23(a). Üzerinde yol olan, güçle yürütülen gemi boyu 50 m. den kısa
BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA
ŞEKLİ 4
Kural 25(a), 25 (c), üzerinde yol olan yelkenli tekne, boyu 20 m. den kısa
Kural 26(c) Ağ balıkçılığı yapan ve üzerinde yol olan boyu 50 m. den kısa balıkçı
teknesi
Geri
İleri
BİRBİRLERİNİ GÖREN TEKNELERİN DAVRANIŞLARI, YOL HAKKI, MANEVRA
ŞEKLİ 5
Geri
İleri
Kural 24(a). Yedek çeken, güçle yürütülen ve boyu 50 metreden kısa tekne. Yedek boyu 200
metreden fazla
Kural 26(b). Trol çeken ve boyu 50 metreden uzun, üzerinde yol bulunan tekne.
b-İki yelkenli tekneden rüzgârı iskeleden kullanan rüzgârı sancaktan kullanan yelkenli
tekneye yol verecektir.
c-İki yelkenli tekne aynı yönde gidiyorlarsa, rüzgâr üstündeki tekne, rüzgâr altındakinin
yolundan çıkacaktır.
d-İki yelkenli tekneden biri kendisinin rüzgâr üstümü yoksa rüzgâr altında mı olduğundan
şüpheye düşerse kendisini rüzgar üstünde kaul edip diğerinin yolundan çıkacaktır.
e-Bir tekne hem yelken açmış hem de makinelerini çalıştırıyorsa makineli tekne sayılır.
TEHLİKE HABERLEŞMESİ
Can kurtarma aracında veya teknede önemli görevlerden biri de iyi bir gözcülük
yaparak yardıma gelen veya bölgeden geçen tekne veya uçağa işaret vererek dikkati
çekmek ve yardım istemektir.
Aşağıdaki işaretler birlikte veya ayrı ayrı kullanıldığı veya gösterildiği zaman, tehlikeyi
veya yardım istendiğini belirtir.
•Yaklaşık birer dakika ara ile patlatılan bir top veya patlayıcı sesi,
•Mors kodu ile SOS (..._ _ _ . . .) işaretinin telsiz, telgraf veya baka bir işaret yöntemi
ile verilmesi,
•Üzerinde veya altında bir küre veya küreye benzer herhangi bir şey bulunan dört
köşe bir bayraktan ibaret işaret,
•Yanan bir katran veya benzerinden çıkan alevlerin tekne üzerinde gösterilmesi,
•Her iki yana doğru açılan kolların ağır ağır ve tekrarlı olarak indirilip kaldırılması.
•Bir sağlıkçı kadar olmasa bile asgari düzeyde anatomiye, fizyoloji bilimine sahip
olun.
Geri
İleri
DEMİR ve ZİNCİR-1
Demir Çeşitleri: Demirler kullanım amaçlarına göre göz, ocaklık, tonoz veya yedek
demiri olarak çeşitli adlar alırlar.
Geri
İleri
Göz demiri, bir gemide sancak ve iskele omuzluklarda olmak üzere iki tane vardır.
Geminin uygun bir yerinde bunların bir yedeği de bulunur. Tonoz demiri ise kıç
taraftadır, geminin akıntılı bir bölgede istenilen durumda tutulması için kullanılır, bir
adı da akıntı demiridir.
Zincir: Geminin birçok yerinde zincir kullanılır fakat buradaki konumuz demire bağlı
olan zincirdir. Genel olarak dövme çelik ve dökme çelik olarak iki çeşit zincir bulunur.
Zincirin her bir parçasına bakla denir. Zincir kuvvetle gerildiğinde baklanın
esnememesi için arasına lokma denilen küçük çelik parçalar konur.
Demirleme sırasında demire yeterli kaloma vermek için ne kadar zincirin denize
gittiğinin anlaşılması gerekir. Bu amaçla baklalar boyanarak uzunlukları işaretlenir.
Her kilidin birleştirme baklası kırmızıya, kaçıncı kilit ise o sayıda önündeki ve
sonrasındaki baklalar beyaza boyanır. (1. Kilit ise 1’er, 2. Kilit ise 2’şer bakla). Bu
şekilde bütün kilitler işaretlenerek demir atmada ve almada kalomanın
anlaşılmasında kolaylık sağlar.
DEMİRLEME TERİMLERİ -I
Aganta: Demir zinciri vira edilirken veya kaloma verilirken virayı geçici durdurma
emridir.
Geri
İleri
Hayboci: Demirin kendi ağırlığı ile değil. ırgatla yavaş yavaş denize verilmesidir.
Geri
İleri
DEMİRLEMEYE HAZIRLIK -I
Derinlik
Deniz dibinin yapısı
Akıntı durumu
Muhtemel hava durumu
Haritada demir atılacak yer belirlenerek İşaretlenir. Derinlik, dip yapısı, hava durumu,
akıntı ve kalış süresine göre denize verilecek kaloma uzunluğuna karar verilir.
İyi hava şartlarında derinliğin üç veya dört katı uzunluğunda zincirin kaloma edilmesi
yeterlidir.
Deniz dibi yapısına da dikkat etmek gerekir. Kayalık yerlere demir atıldığında demir
alırken demirin dibe takılması, kumluk yer olursa iyi tutmayıp geminin taraması gibi
ihtimaller vardır.
Geri
İleri
Demirlemeye hazırlık olarak önce baş tarafta ırgat hazırlanır. Demirin funda sırasında
omuzluklara çarpıp zarar vermemesi için su seviyesine kadar hayboci ile indirilerek
akova halinde fundaya hazır edilir. Demir akova yapıldıktan sonra kastonyala sıkılır
ve ırgat donanımdan çıkarılarak fundaya hazır beklenir.
Demir yerine rüzgâr altından gelinmelidir. Bu sayede demir attıktan sonra teknenin
ne tarafa salacağı bilineceği için diğer gemilerle aramızda kalacak mesafe kolaylıkla
kontrol altında tutulmuş olur. Demir yerine gelindiğinde radarla ve gözle, varsa
demirdeki gemilerin durumları incelenir, akıntı ve rüzgâr durumu tespit edilir, onların
durumuna göre kendi gemimizin salacağı yön hesap edilerek demir yeri seçilir.
Kalabalık olmayan demir yerlerinde demirlemek nispeten kolay olsa bile kısıtlı demir
yeri bulunan limanlarda demir atmak zordur. Böyle yerlerde diğer teknelerin
arasından geçerek demir yerini bulmakta oldukça güç olacaktır.
Demir atılacak yerde tekneden bakıldığında, sahil ve diğer tekneler çok yakın
görünür, bazen böyle bir yanlış izlenim sebebiyle başka bir demir yeri daha uygun
görünebilir. Böyle durumlarda radara bakarak durumun değerlendirilmesi daha doğru
olacaktır.
Geri
İleri
DEMİR ATMAK-I
Demir yerine yaklaşırken yol kesilir, demir atılacak mevkiye iyice yaklaşıldığında
makine durdurulur. Demir atılması esnasında teknenin üzerinde çok hafif yol olması
yararlıdır. Tekne suya göre durduktan sonra pek ağır yol tornistan yapılır.
Irgat üzerinde fren görevini yapan kastanyola açılarak demir funda edildikten sonra
tekne, üzerindeki ağır yolla geri giderken zincir dibe serilir. Verilecek kalomanın yarısı
suya gittiğinde demir aganta edilerek giden kilit sayısına ve teknenin durumuna,
demirin kumanda ettiği yöne bakılır. Demir atıldıktan hemen sonra aganta
edilmemelidir, çünkü demirin ağırlığı yüzünden ilk anda zincir çok hızlı akar, aganta
edilirse ırgat balataları zarar görür veya demir dibe varmışsa henüz zincir serilmediği
için bütün yük aniden demire biner ve demir tarayabilir.
Funda sırasında zincir üst üste yığılırsa kaloma verilmez, teknenin demire binmesi
beklenir. Bu arada gerekirse çok kısa süre için tekrar geri yol verilerek teknenin
zincire binmesine yardımcı olunur. Yığılma açıldıktan sonra istenildiği kadar kaloma
(uzunluk) verilir, sonra kastanyola “suga" edilir (kuvvetle sıkılır). Daha sonra rüzgâr
veya akıntı tesiri ile teknenin salarak demire binmesi için bir süre beklenir. En uygun
şekil olarak demir, itildiği taraftaki omuzluğa doğru hafifçe kumanda etmelidir.
Manevra sahasında tehlikeli bir durum görülmüyorsa zincirin bosaları vurularak demir
emniyete alınır.
Geri
İleri
Kuzey yarımkürede rüzgâr saat yelkovanı yönünde döndüğü için iskele demiri
kullanmakta fayda vardır.
Geri
İleri
Gemiin daha emniyetli şekilde demirlemesi veya kıçtan kara olmak için bazen çifte
demir atılır. Bu yöntemde demirlerin yaklaşık birbirlerinden 60 derece açık olmaları
en uygun haldir. Çifte demirde önemli bir mahzur rüzgâr veya akıntının ters dönmesi
halinde demirlerin birbirleri üzerinde dolaşmaları ihtimalidir. Eğer dolaşırlarsa
demirler bu halde vira edilmemelidir.
Rüzgâr bir omuzluktan alınarak pek ağır yolla demir yerine gelinir, (mesela rüzgâr
iskele baş omuzlukta olsun). Pek ağır yolda iken iskele demir funda edilir, dümen
ortadadır. Demir funda edildikten sonra tekne demir atılan tarafa, iskeleye doğru
hafifçe dönecek, rüzgârı başa yakın almaya başlayacaktır. Gemide bulunan demir
zincirinin uzunluğunun yarısı kadar kaloma verilecektir, (toplam sekiz kilit varsa dört
kilit verilir).
Çifte Demir Atılması
Gemi ilk rotasında çok az iskeleye dönmüş halde tutularak yaklaşık 100 metre ileri
gittikten sonra makine durdurulur, iskele demir aganta edilerek geminin İleri hareketi
sona erdirilir, (kaloma miktarı İskele 4 kilit sancak 3 kilit ise demirler arasında 60
derece açı olması için 100 metre gitmek gerekir.) iskele demir iskele kıç omuzluğa
kumanda eder halde iken pek ağır yol tornistan verilir, tekne geri yol yapmaya
başladığı anda sancak demir funda edilir, pek ağır yol tornistanla sancak demir 5 kilit
döşenir, bu sürede iskele demir zinciri de tarayarak tekneyle beraber gelecektir. Her
iki demir için istenen kalomalar verildikten sonra makine durdurularak sancak demir
de aganta edilir. Daha sonra her iki demir suga edilerek ırgattan çıkarılır. İskele 4 kilit,
sancak 5 kilit ile çifte demir atılmış oldu.
Geri
İleri
Geri
İleri
DEMİR ALMAK
Demir almaya hazırlık olarak önce makine hazırlanır, makine hazır olduktan sonra
ırgata cereyan verilir. Gece baş taraf aydınlatılır. Gelen demirin deniz dibinden
taşıyabileceği çamur veya benzeri maddeleri temizlemek için deniz suyu devresi
açılır. Demirin ne yöne kumanda ettiğine, vira sırasında teknenin sürükleneceği
tarafın neta olmasına dikkat edilir. Daha sonra demir donanıma alınır (ırgatın demiri
alacak şekilde hazırlanması). Irgata bindirilen demir bosaların rahat fora edilebilmesi
için biraz vira edilir. Bosalar fora edildikten sonra “Vira Bismillah" komutu ile ağır ağır
viraya başlanır.
Gelen zincirler izlenerek yabancı maddelerin dolaşıp dolaşmadığı veya çok kirli olup
olmadığı gözlenir. Zincir kilitleri geldikçe köprü üstüne haber verilir. Vira sırasında
demirin nereye kumanda ettiğine dikkat edilir, zincirin teknenin altına girmesi halinde
tekneye zarar vermemesi için vira durdurularak teknenin salarak zincirin alttan
çıkması beklenir.
Demir apiko olduğunda demirin ve zincirin ağırlığı ırgata biner ve tam dik olarak
aşağı doğru kumanda eder. Demir salpa olduğunda tekne dipten bağımsız olur ve
makineye yol verilerek kumanda köprü üstüne alınır. Yine aynı zamanda (salpa)
gündüz ise demir küresi indirilir, gece ise demir feneri kapatılır ve seyir fenerleri açılır.
Tekneye yol verildikten sonra demirin virası devam eder. Demir akova olduğunda vira
durdurulur, demire bakılır, üzerine takılan tel, halat gibi yabancı maddeler yok ise
tekrar viraya devam edilerek demir göze alınır.
Demir göze alındıktan sonra boşalan vurulur. Deniz suyu kapatılır, cereyan kesilir,
ırgat donanımdan çıkarılır.
Çifte demir alınırken ilk alınacak olan son atılan demirdir. Örneğimizde iskele demir 4,
sancak demir 5 kilit ile demirlenmişti: her iki demir beraber viraya alınır. Viraya
yardımcı olmak için pek ağır yol ileri verilir. Demirler iki yana kumanda edip deste
olduğunda ırgatın virası durdurulur. İskele demir kaloma vermek için hazırlanır.
Sancak demir tekrar vira edilir aynı hızla iskele demire kaloma verilir. Sancak demir
salpa olduğunda iskele demirin de kaloması durdurulur, sancak demir göze alınır ve
tekrar iskele demir vira edilmeye bağlanır, salpa olduktan sonra göze alınarak
manevra bitirilir.
DEMİRİN TARANMASI
Demirin taradığı anlaşılırsa ilk önce bütün mürettebata haber verilir. Hemen makine
çalıştırılarak manevraya hazır hale getirilir. Sonra demiri binen yükü hafifletmek için
zincire kaloma verilir. Bu genelde sonuç alınacak bir iştir. Ancak yine hava ve deniz
durumuna bağlı olarak kalomanın tekneyi tutamayacağına kanaat getirilirse demir
tamamen vira edilerek başka bir yere demir atılır.
Eğer başka bir tekne size doğru veya başka yöne tarıyorsa, hemen kendisine işaret
verilir. Eğer size doğru tarıyor ve haberleşme kurulamıyor ise hemen makine
çalıştırılıp demir alınarak oradan uzaklaşılır.
Geri
İleri
DENİZDE CANLI KALMA
Deniz her zaman emniyet ve güvenliği tehdit edebilecek risklerle doludur. Düzensizliği ve ihmali
asla affetmez. Yüzyıllar boyunca yaşanan kazalar neticesinde denizde emniyet kuralları
gelişmiştir.
Can kurtarma araçları her teknede bulunması gereken ölçülerde ve kullanımlarının da çok iyi
bilinmesi ile beraber asla ihmal edilmeyecek malzemelerdir.
Paraşütlü İşaret Fişeği: Yukarı doğru atıldığında 300 metre kadar yükselerek 40 saniye süreli,
30.000 kandil şiddetinde kırmızı ışık verir. Tekne veya uçak görüldüğünde kullanılır. Yukarı çıktığında
paraşütü açılır ve yavaş yavaş alçalır. Can kurtarma araçlarında 4 adet bulunur.
El Maytabı: Yakındaki teknelere işaret vermekte kullanılır. 1 dakika kadar 15.000 kandil şiddetinde
kırmızı ışık saçar. Ateşlendikten sonra üstünden kıvılcım döküldüğü için rüzgâr altına doğru tutulmalı
ve özellikle can salında dikkatli kullanılmalıdır. Ateşlendikten sonra yukarı doğru kaldırılarak tutulur.
Yüzer Duman Kandili: Duman kandili, üzerindeki kapak açılıp halkalı bir ipe bağlı ateşleme düzeneği
olan kullanılması kolay bir işarettir. Ateşlendikten sonra rüzgâr altı tarafından denize atılır. 3 dakika
kadar turuncu renkli bir duman çıkarır. Rüzgâra bağlı olarak duman su üstüne yayıldığından özellikle
uçaktan görülebilme amacıyla kullanılır.
Denize Adam Düştü Şamandırası: Bir can halatı ile can simidine bağlı olarak köprü üstünde teknenin
iki bordasındaki muhafazalarında bulunurlar. Gece veya gündüz denize biri düştüğünde kullanılır. Can
simidi ile beraber kullanılır, kendine bağlı olan can simidi düşen adama atılırken kendiliğinden açılarak
duman ve ışık işareti veren bir cihazdır.
CAN YELEĞİ
Can yeleği bir tehlike halinde ilk önce kullanılması gereken en önemli can kurtarma aracıdır.
Diğer tüm can kurtarma araçları gibi turuncu renklidir. Teknenin taşıyabileceği insan sayısına
göre herkese bir adet olmak üzere teknede can yeleği bulundurulur.
• Deniz suyu ile çalışan pile bağlı, 8 saat süre ile ışık verebilen bir ampul.
• Bir düdük.
CAN SALI
Kullanılması çok kolay olan bir gemiyi terk aracıdır. Can salı ve içindeki malzemeler
iki parça kapak içine sıkıca istiflenmiş halde kapalı olarak teknedeki yerinde
kullanıma hazır tutulur. Can sallarının bağlama kayışı, tekneye sabit olarak bağlı
bulunan serbest bırakma kilidine bağlıdır (Hydrostatic Release Unit). Bu kilit, can salı
denize atılamadan tekne battığı takdirde 3-4 metre derinlikte deniz suyu basıncı ile
açılarak can salını serbest bırakır. Daha sonra gemiye bağlı olan çalıştırma
parimasının boşu alınır, sona geldiğinde hızla çekilerek salın içinde bulunan CO2
tüpünü patlatır. Can salı açıldıktan sonra parima zayıf bağlantıdan koparak can salı
gemiden ayrılır.
EPIRB – ACİL MEVKİ VERME TELSİZ ŞAMANDIRASI
SART, 15 mil civarındaki teknelerin radarlarının gönderdiği yayının uyarmasıyla etkin hale gelerek
kendisi yayın yapmaya başlar.
Yayını alan teknenin radar ekranında merkezden dışa doğru tek hat üzerinde 12 veya 20 adet
nokta olarak görülür. Ekranın merkezine en yakın olan nokta cihazın yerini gösterir.
ŞART gemi terk edilirken can kurtarma aracına alınır. Elle çalıştırılır, çalıştırıldıktan sonra
üzerindeki savlosundan kurtarma aracına bağlanarak denize bırakılır.
Hareket halindeki bir tekneden denize adam düşmesi halinde düşünülecek ilk iş, düşen kişiyi
teknenin pervanesinden korumaktır. İkinci olarak düşenin yerini tespit etmek, kaybetmemek
ve son olarak ta denizden tekneye almaktır.
Tekneyi kullanan denize düşen birisi olduğunu gördüğünde hemen dümeni adamın düştüğü
tarafa doğru basar. Dümen adamın düştüğü tarafa basıldıktan sonra adamın düştüğü yeri
kaybetmemek için veya dönerek başlangıç noktasına gelebilmek için yapılabilecek birkaç
manevra şekli vardır.
ÇATIŞMA
Denize indirilip seyre giden bir gemi önce çatışmaya karşı hazırlıklı olmalıdır. Köprü üstü seyir
araçları önce bu tehlikeye karşı koyabilmesi amacı ile kaptana yardımcı olurlar. Buna rağmen bir
çatışma olması halinde yapılması gerekenler şöyle sıralanabilir.
1-Can güvenliği,
2-Mal güvenliği
3-Çevre güvenliği
Bu amaçla kazadan sonra hemen teknede bulunanların yoklaması yapılmalı eksik veya yaralı
olup olmadığından emin olunmalıdır.
Teknede eksik veya yaralı yoksa hemen diğer tekne ile irtibat kurularak yine eksik veya yaralı
olup olmadığına bakılmalıdır.
Tekne su alıyorsa önce su alan yerin durumu araştırılarak kapatma imkânının olup olmadığına,
su alan bölgenin kapatılmasına bakılmalıdır. Su alan yeri bulmak daima zordur.
Eğer su seviyesinde bir yerden su alınıyorsa tekneyi meylettirerek bir dereceye kadar su alma
durdurulabilir. Su alan hasarlı yer başta veya kıçta ise teknenin trimi arttırılarak su alan yer su
seviyesinin üzerine çıkarılarak su alma yavaşlatılabilir.
Eğer büyük bir hasar alınmamışsa bütün bunlar ancak teknenin karava oturtulması için vakit
kazanmaya yarar.
Daha sonra kıyı radyo istasyonu aranarak kaza rapor edilmelidir. Tıbbi yardım ihtiyacı olup
olmadığı belirtildikten sonra teknenin bilgileri yollanır. Varsa diğer soruları cevaplanır.
Hemen sonra diğer gemi ile bilgi alışverişi yapılır. Diğer geminin adı, bağlama limanı, çağrı adı,
kaptanının adı vs. alınır. Mümkünse diğer teknenin fotoğrafları çekilir.
Teknenin oturma ardından hasarlanmadığına, teknenin su alıp almadığını kontrol edin. Teknenin
su aldığı varsayılırsa, müdahale ederek su girişini engellemeye çalışın ve Tehlike
Haberleşmesiyle yardım isteyin.
Tekne su almıyorsa veya tekneye su girişi batma tehlikesi yaratmayacak kadar az ise; tekneyi
kendi imkanlarınız ile kurtarmaya çalışabilirsiniz. Öncelikle teknenin oturduğu dip yapısını tespit
edin. Oturmadan önce izlediğiniz rotanın aksi istikametine tekneyi hareket ettirmeye çalışmak en
doğru yöntem olacaktır.
Teknenin üzerindeki taşınabilir ağırlıkları yeri değiştirilerek veya varsa başka bir bota aktarılarak
teknenin ağırlık merkezi değiştirilebilir.Bu sayede tekne oturduğu durumla kıyaslandığında, daha
kolay yüzer bir duruma gelebilir.
Makineye kumanda ederek tekne oturduğu yerden kurtulması denenebilir. Ancak, fazla
zorlanmamalıdır.
Demir, ana yelken mandarına kurulacak olan bir düzenekle ırgata alınır. Demiri, teknenin yattığı
yön tarafına bot veya sal vasıtasıyla taşınarak atılır. Irgat kumanda edilerek yavaşça vira edilir ve
teknenin oturduğu yerden kurtulmasına yardımcı olunur. Bu esnada makine kumandaları ile de
destek olunabilir
DEMİR ATMAK- II
Teknenin tumba olması, batması yanında karaya oturtma nispeten daha az tehlikeli bir iştir. Tabii
oturulacak yerin de iyi tespit edilmesi lazım, aksi halde, kayalıklara, mercanlıklara oturmak
güvenli bir iş olmayabilir.
Bu manevra her zaman tehlikelidir ve mümkün olduğu kadar gün ışında yapılmalıdır. Oturma için
iyi bir planlama ve hazırlık yapılmalıdır. Harita üzerinde çalışılarak en müsait yer bulunmalıdır.
Kıçtan kara olunacaksa daima baştan demir atılmalı ve makine gücü ile de baş taraf denize doğru
tutulmalıdır. Karaya dokunduğu anda makine durdurulmalıdır. Daha sonra karaya atlayan kişiler
tarafından tekne sahile çekilmelidir. Her denizci teknesinin alt formunun nasıl olduğunu bilmelidir.
İdeal olan kayalıklardan uzak kumluk ve deniz etkisinden korunaklı bir yere oturmaktır. Durum
istenildiği gibi değilse oturmadan önce teknede bulunanlar baştan ve kıçtan uzak tutularak
oturmalıdırlar. Kıçtankara olan teknenin kıç tarafından karaya atlanmalıdır.
Karaya oturan tekneyi mutlaka kıyıya bağlamak gerekir. Dalga, gelgit veya rüzgâr etkisi ile bir
anda yüzerek sahilden uzaklaşabilir.
YEDEKLEME
Denizde her türlü zor şartlara hazırlıklı olmak gerekir. Yardım etmek veya yardım almak
maksadı ile yedekleme işlemine ihtiyaç duyulabilir.
Teknelerde yedekleme için özel bir halat bulunmuyorsa, mevcut en kuvvetli halat
kullanılmalıdır.
Halat, yedeklemenin yapılacağı şekle göre uygun mapa ve/veya babalara volta edilir.
Yedekleme baştan çekerek yapılıyorsa, halat uzunluğu her iki tekneyi dalga tepesinde veya iki
dalga çukurunda bırakmayacak kadar uzun olmalıdır.
Yedek halatının her iki teknede volta edilmesi ardından, yedekleyen tekne kontrollü bir
şekilde minimum hızda yol verir. Yedek halatı yavaşça deste olacaktır. Halat bu duruma
gelirken personel emniyetli bir alanda ve mesafede bulunmalıdır.
Yedeklenen tekne pruvası, yedekleyen tekne yönüne hareket etmeye başlar ve tekne yol alır.
Bu noktadan sonra yedekleyen tekne hızını kontrollü bir şekilde arttırabilir.
YANGIN ÜÇGENİ
Yangının oluşabilmesi için üç unsur gereklidir. Bunlar;
Yukarıda açıklanan üç unsur bir araya geldiğinde kimyasal reaksiyon ile yanma olur ve eğer
denetim altında değilse yangına dönüşebilir. Yangının oluşması için gerekli olan üç unsuru temsil
eden üçgene yangın üçgeni denir.
YANGININ SINIFLARI
A sınıfı Yangın: Ağaç, kömür, kâğıt, ot gibi, yanınca kül bırakan maddelerin oluşturdukları
yangınlardır. A sınıfı yangınlar, soğutucu etki yaratan maddeler ile müdahale edilmek sureti ile
söndürülür.
B sınıfı yangın: Akaryakıt Yangınları: Benzin, benzol, mazot, fuel-oil madeni yağlar, vernik, boya,
gibi yanıcı sıvı maddelerin (akaryakıt) oluşturduğu yangınlardır. B sınıfı yangınlar, yanan madde
ile oksijen teması kesilerek söndürülür.
C sınıfı yangın: Caz Yangınları: Metan, hidrojen, asetilen, LPC, propan doğal gaz gibi yanıcı gaz
oluşturdukları yangınlardır. C sınıfı yangınlar, genel olarak, yangın kaynağı kesilerek ve soğutma
işlemi yapılarak söndürülür.
Yangının erken tespit edilmesi gemide bulunan yangın uyarı cihazları ile yapılır. Her teknede
seyir sırasında ve limanda olmak üzere en az ayda bir defa yangın talimi yapılmalıdır. Böyle
uygulamalar ile bilgiler pekiştirilir, aksaklıklar tespit edilir, yangınla mücadele donanımları kontrol
edilmiş olur.
Yangın oluştuğunda ilk müdahaleyi yapabilmek için teknenin çeşitli yerlerine seyyar yangın
söndürücüleri yerleştirilmiştir.
Kapasitesi: 9 Litre
b-Köpüklü Söndürücüler
Kapasitesi: 9 Litre
d-Karbondioksitli Söndürücüler
Geri
İleri
Yangın istasyonlarındaki tamburlara, kolayca alınıp yangın mahalline götürülecek şekilde sarılan
hortumlar uçlarındaki kaplinler ile birbirlerine ve yangın musluğuna takılarak kullanılırlar.
Hortumların yangına karşı tutulan ucunda nozul adı verilen bir parça bulunur. Nozullar çeşitli şekil
ve büyüklükte olup suyun yangın üzerine düz veya yağmur şeklinde verilmesini sağlarlar.
Hortum yangın musluğuna bağlandıktan sonra yangın tarafındaki kısmının kullanıcı tarafından
tutulduğundan emin olunmalıdır.
Geri
İleri
Temsili olarak yangın üçgeninin bir kenarının uzaklaştırılması ile yangın söner. Söndürme işi,
soğutma, boğma, yanıcı maddenin uzaklaştırılması şeklinde olabilir.
Zamanında,
Uygun söndürücü ile,
Uygun yöntemle müdahale etmek gerekir.
Denizde tehlike ile en iyi mücadele, bilgili olmak, ihtiyaç duyulacak malzemelere sahip olmak ve
düzenli olarak talimlerin yapılması ile sağlanır. Ayrıca iyi organizasyon kısıtlı olan zamanı en
verimli bir şekilde kullanmayı ve paniğe kapılmadan önlemlerin alınmasını sağlar.
Kaptan yangının ilk haber alınmasından itibaren bütün kumandayı üzerine alarak yetkili
olmayanların en küçük bir müdahalesine izin vermemelidir. Yangına müdahalede önce yangına
ait bilgiler alınarak bir müdahale tarzı geliştirir.
Temsili olarak yangın üçgeninin bir kenarının uzaklaştırılması ile yangın söner. Söndürme işi,
soğutma, boğma, yanıcı maddenin uzaklaştırılması şeklinde olabilir.
Yangına müdahale etmeye başlamadan önce aşağıdaki bilgiler toplanarak bir mücadele tarzı
hazırlanmalıdır.
1- Yangın nerede?
2- Ne yanıyor?
Sayılan bilgiler tam olarak elde edilemediği sürece yapılacak müdahale eksik veya yanlış olabilir.
Yangına karşı yapılacak müdahale ve kurtarmada ise aşağıdaki sıralamaya dikkat edilecektir.
Geri
İleri
Gemi yangınlarının söndürme çalışmaları sırasında gemi dengesinin korunması çok önemlidir.
Gemiyi batırarak yangını söndürmek bir başarı olarak kabul edilmemelidir. Geminin kararsız veya
nötr denge haline düşmemesi için aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir.
Karbonlu maddeler söndürüldükten sonra da ısılarını bir süre muhafaza ettikleri için tekrar
yanmaya başlayabilirler. Ayrıca yangına maruz kalan metal kısımlar ısıyı temas yoluyla komşu
bölgelere ulaştırırlar. Bir bölmede yangın sönerken başka bir bölmede aşırı ısınma sebebiyle
yangın çıkabilir. Bu duruma engel olmak için yangın söndürüldükten sonra tekne en az 24 saat
gözlem altında tutulmalıdır.
Geri
İleri
Tehlikedeki bir tekne için denizin kıyısı ile açığı arasında olmanın pek farkı yoktur. Denizde nasıl
bir tehlike ile karşılaşılacağı bilinmediğinden ve tehlike bazen geminin kendisi olmasından dolayı
kıyıda olmanın bir avantajı kalmayabilir. Bu sebeple her tekne çok yakın kıyılara sefer yapacak
olsa bile açık denize çıkıyor gibi hazırlanmayı ihmal etmemelidir.
Denizde tehlike ile en iyi mücadele, bilgili olmak, ihtiyaç duyulacak malzemelere sahip olmak ve
düzenli olarak talimlerin yapılması ile sağlanır. Ayrıca iyi organizasyon kısıtlı olan zamanı en
verimli bir şekilde kullanmayı ve paniğe kapılmadan önlemlerin alınmasını sağlar.
Can yeleği sıkıca giyildikten sonra teknenin rüzgâr üstü tarafındaki bordasına gelinir,
Bir el ile ağız ve burun kapatılır diğeri ile üstten çaprazlama yapılarak can yeleği göğse
bastırılarak sıkıca tutulur,
Bacaklar birleştirilir,
Atlanacak yer uygun mu diye bakılır,
İleri bakılarak çivileme atlanır.
Denize atlamak için teknenin en alçak yeri seçilmelidir ve varsa, denizdeki kurtarma aracına en
yakın yere atlanmalıdır.
Can kurtarma aracına rahat yüzebilmek için ayakkabı çıkarılabilir, can yeleği varsa ve
yüzülmeyecekse ayakkabı çıkarılmaz. Aşağıda kurtarma aracı olmadan denize atladıktan sonra
denizde nasıl hareket edileceği ile bir kurtarma aracında (can salı) canlı kalabilmeye yardımcı
olacak önlemler anlatılmıştır.
-Atladıktan sonra tekneden hemen uzaklaşmak gerekir. Çünkü tekne battığı takdirde su yüzüne
çıkacak enkaz parçalarının çarpması ve ayrıca oluşacak emme tehlikesi mevcuttur.
-ilk amaç hemen bir can aracına binmek olmalıdır, bunun için yüzülebilir, aksi halde hareket
etmeden kollar ve bacaklar içe doğru çekilerek vücut ısısını fazla harcamayarak yardım
beklenmelidir. Bu arada yardım istemek için duruma göre can yeleğindeki düdük ve ışık
kullanılmalıdır. Gelişi güzel yüzmenin hiçbir faydası olmadığı gibi vücut ısısının boşa
harcanmasına sebep olur. Can yeleği ile yüzen
kişi, hareketsiz duran kişiden %35 daha hızlı ısı kaybeder.10 derece sıcaklıktaki suda soğuktan
kesilmeden en fazla 1,5 km yüzebilir.
-Eğer mümkün olursa sudaki diğer kazazedelerin yanına gidip onlarla bir grup oluşturulmalıdır.
Vücut ısısını korumak için gruptakiler birbirlerine sarılarak beklemelidirler. Grup halinde beklemek
hem psikolojik rahatlama sağlar hem de uzaktan görülebilme şansını arttırır.
Herkes can kurtarma aracına bindikten sonra salı gemiye bağlayan parima kesilir. Şişme can
sallarında giriş kısmına yakın yerde bulunan emniyetli çakı bu iş için kullanılır. Öncelikle gemiden
200 metre kadar rüzgâr üstüne doğru uzaklaşılır. Yeterince uzaklaştıktan sonra deniz demiri
atılarak bulunan mevkide kalmaya çalışılır.
Can salının zarar görüp görmediği kontrol edilir, saldaki tamir setinde bu işe yeterli malzeme
vardır.
Bir kurtarma aracında deniz tutsun tutmasın herkes ilk iki gün boyunca birer tane deniz tutma
hapı almalıdır.
Varsa diğer can kurtarma araçlarıyla beraber bir arada bulunmaya çalışılmalıdır. Can kurtarma
araçlarının bir arada bulunması yardımlaşma, uzaktan görülebilme ve radarla tespitte kolaylık
sağlar.
Can kurtarma araçlarında mevkii gösterir cihazlar varsa (EPIRB veya ŞART) çalıştırılırlar. Ayrıca
tehlike işaretleri kullanıma hazır hale getirilmelidir. Gündüz vakti can salının ışığı kapatılarak piller
korunmalıdır.
SOĞUKTAN KORUNMA
Can salının her yanı kapatılarak yeterli olan en az havalandırmaya izin verilmeli ve sahn tabanı
yalıtımı arttırmak için şişirilmelidir. Mümkün olduğu kadar kuru kalınmaya gayret edilmeli, ıslak
elbiseler varsa sıkılıp suyu çıkarıldıktan sonra tekrar giyilmelidir. Isıyı muhafaza için kazazedeler
birbirlerine sarılarak oturmalıdırlar. Uzuvlardaki donma tehlikesini azaltmak için kollar ve bacaklar
uzatılmalı, eller açılıp
SICAKTAN KORUNMA
-Sıcaklarda salın giriş örtüsü açık tutulmalı ve içeriye serin havanın girmesi sağlanmalıdır. Taban
kısmı şişirilmemelidir.
-Salın örtüsü ıslatılarak sal serin tutulmalı, ayrıca giysiler ıslatıldıktan sonra sıkılarak giyilmelidir.
-Kesinlikle yüzmeye kalkışmamalıdır. Sala tekrar çıkmak için gerekli gücü bulamayabilirsiniz.
Ayrıca salın gölgesi altında köpekbalığı da olabilir.
-Genel olarak gereksiz tüm hareketlerden kaçınarak çok değerli vücut sıvısı korunmalıdır.
Geri
İleri
GÖZCÜLÜK
Düzenli ve kısa aralıklarla gözcülük yapılmalıdır. Can kurtarma araçlarında gözcülük çok
önemlidir. Etraftan geçebilecek her türlü vasıtaya haber verebilmek için öncelikle onun görülmesi
gerekir, bu da iyi bir gözcülükle sağlanabilir.
SUYUN KULLAMASI
Can salında adam başına 1,5 litre, can filikasında ise adam başına 3 litre tatlı su vardır. Suyun
disiplinle paylaşımı ve kullanılması son derece önemlidir. Suyun bu şekilde sınırlı olması halinde
günde 50 cl, yani yaklaşık 2 bardak su içilmelidir, iki bardaklık su günde üç defa ve ağızda
dolaştırılarak yudum yudum içilir. Can sallarında ve filikalarında mevcut suyun yanında, araçların
su toplama haznelerinde ve diğer yöntemlerden de yararlanarak yağmur suyu toplamaya
çalışılmalıdır. Şayet elde yeterli miktarda su varsa günde 75 cl (3 bardak) su içilebilir, kullanılan
su kapları atılmamalı ve salın içinde yoğunlaşan su sünger ile bu kaplara toplanmalıdır. Deniz
suyundan tatlı su yapmak için hazırlanmış kimyasal maddeler ile tatlı su yapılabilir. İlk 24 saat
vücut sıvısını aşırı kaybeden hasta, yaralı ve çocuklar haricinde kimse su içmemelidir. İki günde
bir su kullanılmalı ve son su hariç bundan daha az su kullanılmamalıdır. Yaklaşık 35-50 cl su
kalması durumunda yalnızca ağzı ıslatmak ve çok az bir miktarını boğaz kuruluğunu giderecek
şekilde içmek gerekir, Her gün için bir litre kullanacak şekilde fazla su bulunursa, balık veya kuş
gibi canlılar yakalanıp yenebilir. Fazla miktarda su olmaması halinde bunları yemekten
kaçınılmalıdır, çünkü bu canlılarda bulunan yağ ve protein mide suyunu kullanır ve susuzluğu
arttırır. Öte yandan karbonhidratlar vücut sıvısını kullanan protein ve yağların kullanılmasını
geciktireceği için önemlidirler ve mümkünse gemiden çıkarken bisküvi, şeker, ekmek gibi
yiyecekler alınmalıdır. Asla idrar veya deniz suyu, tatlı suyla karıştırılsa bile içilmemelidir.
YİYECEĞİN KULLANILMASI
Yiyecekleri kullanma kılavuzu dikkatle okunmalıdır. Kazazedelerin hayatlarını sürdürmesi için
gerekli olan suyun olması durumunda, açlık ikinci önemde kalır fakat yiyecek disiplininin de
sağlanması gerekir. Vücut bünyesi ortamın şartlarına göre (hareket, sıcaklık, vb.) enerji
harcamaktadır. Can araçlarına konulmuş olan yiyeceklerde düşük protein ve yüksek karbonhidrat
oranı sağlanmıştır. Şeker oranının
Geri
İleri
KURTARMA HAREKATI
Kurtarma harekâtında en önemli kısım tehlikedeki geminin yerinin tespit edilebilmesidir. Teknede
bulunan Epirb ve Şart cihazı bu kısım için önemli yarar sağlar. Gemi terk edilmeden önce başka
bir istasyona mevki verilebilmiş ise gemiyi terk ettikten sonra veya gemide yapılacak en önemli iş
yardım gelene kadar aynı mevkide beklemektir.
Kurtarma aracını gördükten sonra kazazedeler aşırı sevinçten dolayı kendilerini gereksiz
tehlikelere atabilirler. Vücutlarının ne kadar zayıf düştüğünün farkında olamadıklarından
yapacakları bilinçsiz hareketler hayatlarına mal olabilir. Mesela sevinçle denize atladıktan sonra
tekrar can kurtarma aracına çıkacak güçleri olmayabilir
ÖN HAZIRLIK
Helikopter gerek karada gerekse denizde kurtarma yardım amacıyla sık sık kullanılan bir araçtır.
Helikopterle yardım geldiğinde gemide veya kurtarma aracında bulunan insanların bazı bilgilere
sahip olarak, kurtarma işleminde helikoptere yardımcı olmaları gerekir.
Teknenin mevkii mümkün olduğunca doğru verilmelidir. Eğer yaralılar veya ağır hastalar varsa
bunların durumu hakkında ayrıntılı bilgi verilmelidir. Helikopter için gerek rotoruna dolanma
gerekse motoruna kaçma ile uçuş tehlikesi oluşturacak her türlü malzeme kapalı yere
kaldırılacaktır. Gece ise tekne çok iyi aydınlatılır.
Helikopterin rüzgâr yönünü anlaması için bayrak ve flamalar çekilir. Helikopterden sarkıtılan vinç
kablosuna sadece lastik eldiven giyen bir kişinin dokunması lazımdır, üzerinde biriken statik
elektrik sebebiyle vinç kablosu yaralayıcı veya öldürücü olabilir. Bu statik elektriğin boşaltılması
için kablo ya suya indirilecek ya da güverteye dokunmasına müsaade edilecektir. Tüm bu işlemler
herkes can yeleği giymiş olmalıdır. Helikopter pilot ve mürettebatının bu konularda eğitilmiş ve
tecrübeli olduklarını düşünerek, onların vereceği talimatlara uyulmalıdır. Helikopter manevra
sahasının iki ucunda yangın hortumu donatılır, bir adet yangın söndürücü hazırlanır. Şayet
helikopterle tahliye veya yukarı çekme gece yapılıyorsa, gemiyi bulmaya yardım için dik arama
ışıkları donatılır. Yakınlarda büyük bir engel varsa ışıklarla, pilotun dikkatini çekecek şekilde
aydınlatılmalıdır, Pilotun gözünün kamaşmaması için helikoptere doğru ışık tutulmamalıdır.
Geri
İleri
HELİKOPTERLE İŞARETLEŞME
Helikopterle yapılan kurtarma işlemlerinin güvenliği için, helikopterle doğru işaretleşme yapılması
gerekir. Helikopterin aşağıdan verilecek işaretlere göre hareket edeceği unutulmamalıdır.
Haberleşme için İşaretleşmeyi bilen bir kişi görevlendirilmeli ve ondan başka hiçbir kimse
helikopterle işaretleşmemelidir. Ortak manevralar için, komut işaretleri şu şekillerle gösterilir;
-İki yana açılan kolların eller kapalı ve sadece başparmakların yukarı gösterilmesi ÇEK;
-İki yana açılan kolların eller kapalı sadece başparmaklar aşağı gösterilince ÇEKME anlamına
gelir.
Geri
İleri
Salda bulunanlar salın ortasında oturarak salın devrilmemesi için ağırlığı ortaya alırlar.
Helikopterle kurtarma aracından veya gemiden kazazedelerin alınması için aşağıda adları verilen
araçlar kullanılır.
a-Kurtarma sapanı
b-Kurtarma sepeti
c-Kurtarma ağı
d-Kurtarma sedyesi
e-Kurtarma sandalyesi
Geri
İleri
KURTARMA SAPANI
Kazazedeyi koltuk altından saracak bir kayış şeklindedir. Helikopter vinç telinin ucuna takılı olarak
gelen sapanın, boştaki ucu koltuk altlarından geçirilip göğüs hizasına gelen noktada sapanın kilit
kısmına takılarak yukarı çekilir, şayet sapan kapalı şekilde bir doblin yapılmış olarak gelirse,
kazazede öncelikle kafasını daha sonra da iki kolunu kazak giyiyor gibi kasanın içinden geçirerek
sapanı göğsüne
alacaktır. Sapana girildikten sonra eller karın üstünde sıkıca tutularak helikoptere girene kadar
öylece tutulur. Çekme sırasında eller açılırsa sapan vücuttan kayabilir.
Geri
İleri
KURTARMA AĞI
Kurtarma sepetine benzer. Fakat biraz daha kare şeklinde olduğundan ayaklar sepetteki gibi
uzatılamaz. Açık olan taraftan girilip, yüz açık olan tarafa gelecek halde bağdaş kurularak
oturulur. Yine denge bozucu gereksiz hareketlerden kaçınmalı ve etrafı çevreleyen ağlara
tutunmalıdır.
Geri
İleri
KURTARMA SANDALYESİ
Üç kollu, çıpaya benzeyen bir oturaktır. Kolların birleştiği alt noktayla, vinç teli ile birleştiği nokta
arasında tutunmak için özel bedeni vardır. Kalçayı ve bacakları taşıyacak şekilde dizayn
edilmiştir. Yüz kısmı vinç teline dönük ve eller oturağın tutamacına sarılacak şekilde oturulur. Hızlı
bir tahliyenin gerekli görüldüğü durumlarda kurtarma sandalyesi ile iki kişi aynı anda yukarı
çekilebilir. Oturağa ilk kişi yukarıda anlatıldığı gibi biner ve tutunur, ikinci kişi ise oturağın
kollarından birisini kolunun altına, diğer bir oturak kolunu da öbür kolunun altına alıp, oturan
kişinin de bacaklarını saracak şekilde ellerini karın bölgesinde kenetler ve aşağı sallanır. Bu çeşit
taşıma durumları için kazazedelerin sıhhatli ve kuvvetli olmaları gerekir.
Geri
İleri
Suda uzun süre kalan kişilerde kan, baş ve beden kısmında yoğunlaşır Helikopterle yukarı
alındığında sudan dışarı çıkar çıkmaz kan aşağı doğru hücum eder, beyin bir an kansız kalır ve
kazazede ölür. Bu sebeple uzun süre suda kalan kişi hemen yukarı alınmamalıdır. Suda bulunan
veya helikopterden inen bir kişi tarafından suyun yüzeyinde en az beş dakika yatay olarak
tutulmalıdır. Bu mümkün olmadığı takdirde sapanla değil düz olarak alabilecek kurtarma sepeti
veya benzeri araçla alınmalıdır.
Geri
İleri
İlk yardımda amaç hasta ya da yaralıyı tedavi etmek değildir, amaç kişinin durumunun daha
kötüye gitmesini engellemek, yapılacak basit uygulamalar, alınacak önlemler ile hasta ya da
yaralının yaşamını devam ettirmektir.
Acil Tedavi
Hasta ya da yaralının sağlık durumunun daha kötüye gitmesini önlemek ve tedavi etmek
amacıyla deri altına, damar içine veya ağızdan ilaç verilmesi suretiyle yapılan girişimlere acil
tedavi denir. Acil tedavi doktor, hemşire, sağlık memuru gibi sağlık eğitimi almış kişilerin görevidir.
Geri
İleri
Geri
İleri
2.Doğru ve acil karar verebilme becerisine erişmiş olmalıdır. Aceleci değil ama atak ve hızlı
olmalıdır.
3.İlk yardımcı, yaratıcı ve pratik zekaya sahip olmalıdır (bir kırık şüphesi ile karşılaşıldığında kırığı
tespit etmeye-sabitlemeye yarayan atel yokluğunda ilk yardımcı çevresindeki malzemeleri
değerlendirerek atel yokluğunu gidermelidir).
5.Bir sağlıkçı kadar olmasa bile asgari düzeyde anatomi ve fizyoloji bilgisine sahip olmalıdır.
Geri
İleri
B.(Breating) Nefeslenmenin sağlanması
C.(Circulatlon) Dolaşımın sağlanması
Geri
İleri
Müdahale: Müdahale, temel ilk yardım kuralları hatırlanarak yaralı ya da hasta için en uygun ilk
yardım zamanında ve zarar vermeden uygulanır (nefes alıyor mu, kalbi çalışıyor mu?).
Can kurtarma araçlarında ilk müdahalenin yapılabilmesi için gerekli olan tıbbi malzemelerin
bulunduğu ilk yardım çantası vardır. Kurtarma araçlarına yaralı durumda binen veya daha sonra
ilk yardım gerekecek şekilde denizden alınan kazazedelerde hemen kontrol edilmesi gereken
belirtiler şunlardır; solunum, nabız, şuur.
Bu fonksiyonların durumuna göre hastaya ilk yardım uygulanmalıdır.
İlk yardımın ilk basamakları ve amaçları aşağıda açıklanan hayati fonksiyonların sürdürülmesidir.
b-Nefes alma, ağız ve nefes yollarının açık olması ve nefes alışverişinin olması.
Oksijensiz kalındığında beyin hücreleri 3 dakika içinde ölmeye başlar. Çok kısa süre içinde
beynin zarar görmesi nedeniyle ilk yardımda öncelik nefes almanın sağlanmasıdır. Bu amaçla
solunum durmuş ise ağız ve boğaz yolları açılarak suni teneffüs yapılır. Bir sonraki adım olarak
kalp durmuş ise kalp masajı yaparak suni olarak kan dolaşımının başlaması sağlanır. Şayet
kanama varsa, doğrudan baskı
uygulayarak kanamayı azaltmak. Hasta şoka girmişse, hemen başını vücudundan daha aşağıya
gelecek şekilde yatırıp, hastayı sıcak tutmak diğer yapılacaklardır.
Geri
İleri
4.Nabız kontrol edilmeli, nabız yoksa suni teneffüs, kalp masajı beraber yapılmalı
Unutulmamalıdır ki zamanında yapılacak basit ve etkin bir ilk yardım kazazedenin hayatını
kurtaracaktır.
Geri
İleri
8.Kazazedeye müdahale edecek bir sağlık personeli varsa onun yardımcısı konumuna geçin.
11.Doğru ve acil karar verebilme becerisine sahip olun, aceleci değil ama hızlı ve atak olun.
Geri
İleri
SUNİ TENEFÜS
Solunum durması insan yaşamı için aciliyet gösteren bir durumdur. 3-4 dakikadan fazla süren
solunum durmalarında beyin hücrelerine oksijen gidemeyeceğinden ölüm olayı başlar. Beyinde
bu şekilde meydana gelen hasar tedavi ile tekrar geri döndürülemez. Soluk aldığımız zaman
hava, burun ve ağızdan içeri girer, soluk yolundan bronş ve akciğerlere gider. Ağız, burun, soluk
borusu, bronş ve akciğerler solunumumuzu sağlar. Bunların bütününe solunum sistemi denir.
Soluduğumuz havanın akciğerlere ulaşması için soluk yolunun açık olması gerekir. Hava, vücut
için çok gerekli olan oksijeni taşır. Akciğerlerden oksijeni alan kan, dolaşım sistemi aracılığı ile
tüm vücuda taşınır.
- İlk yardımcı bir elini kazazedenin alnına koyar, diğer elini alt çeneye koyarak başı geriye, çeneyi
yukarı iter. Kazazedenin ağzını kapatmamaya dikkat eder. Ağızdaki yabancı cisimler gazlı bez
veya temiz bir bezle temizlenir. İlk yardımcı kulağını kazazedenin ağız ve burnuna yaklaştırır, 3-5
sn. boyunca göğse bakar, nefesi dinler; eğer nefes almıyorsa 2 tam nefes verir.
(Hava yolunu aç, burun deliklerini kapat, derin nefes al ve kazazedenin ağzının çevresini ağzınla
tamamen kapat; 2 tam nefes ver). Her nefes 1-1,5 sn. sürmeli, her nefesten sonra ilk yardımcı bir
nefes almalı.
Geri
İleri
HEM AĞIZDAN HEM BURUNDAN SUNİ TENEFÜS
Özellikle kazazede çocuk ya da bebekse kazazedenin yalnız ağzından veya yalnız burnundan
nefes vermek güçleşir. Bu gibi durumlarda kazazedenin hem ağzını hem de burnunu ağız içine
alarak suni teneffüs yapılır.
Geri
İleri
KALP MASAJI
Kazazede sırtüstü pozisyona getirilir, başı geriye alınarak soluk borusu düz hale getirilir. BAK-
DİNLE-HİSSET formülü ile kazazedenin nefes alıp almadığının, kalbinin çalışıp çalışmadığının
kontrolü yapılır.
Çalışan kalp üzerine kalp masajı yapılmaz kuralı çerçevesinde kalbin tamamen durduğuna
inandığımız andan itibaren suni teneffüs ve kalp masajını beraber yapmalıyız.
Geri
İleri
KANAMALAR
Damar içinde dolaşan kanın damar dışına çıkmasına kanama denir. Sağlıklı bir kişide ortalama 5-
7 litre kan bulunur. Bu miktarın ani olarak 1.5 ila 2 litresinin eksilmesi durumunda hayati tehlike
oluşur, kişi ölebilir. İlk yardımcının görevi kan kaybını önlemektir.
Kanamaların Nedenleri
Doku yaralanmaları
Kırık, çıkık ve burkulmalar
Düşme-çarpma
Aşırı basınç değişimi
Hastalık
Diğer nedenler
Kazazedenin durumunu kısa aralıklarla kontrol edin. Kazazedeyi sırtüstü yatırın.Başı sağa veya
sola çevirerek kusma öksürme durumlarında soluk borusuna kan gibi maddelerin kaçmasını
engelleyin.
Geri
İleri
YARALANMALARDA İLK YARDIM
Cilt ve cilt altı dokularının çeşitli nedenlerle (yanık, yaralanma, kesik) bütünlüğünün bozulması
veya bir kısmının kaybı yara olarak tanımlanır. Yaralarda ya cildin bütünlüğü bozulmuştur ya da
cilt bütünlüğü korunmasına karşın doku yaralanmadan önceki konumda değildir. Cilt
bütünlüğünün korunmasına KAPALI YARA denir. Eğer derinin bütünlüğü de bozulmuşsa AÇIK
YARA denir.
Geri
İleri
KIRIKLAR
Doğrudan veya dolaylı darbeler ve bükülmeler sonucu kemik bütünlüğünün bozulmasına kırık
denir. Kırıklarda yapılacak ilk yardım yaralının gereksiz yere ağrı duymasını ortadan kaldırmak,
kırık kemik uçları tarafından zedelenmesi ihtimali olan damar ve sinirleri korumak ve kazazedenin
kolayca naklini sağlamak için yapılır.
1.Basit kırıklar (kapalı kırıklar): Cildin bütünlüğü bozulmamıştır. Kırık cilt içindedir. Burada iç
kanama, şekil bozukluğu ve hassasiyet vardır.
2.Bileşik kırıklar (açık kırıklar): Cilt bütünlüğü bozulmuştur. Burada hem iç hem dış kanama,
şekil bozukluğu, anormal görünüş ve ağrı vardır.
Geri
İleri
•Kazazedenin giysilerini çıkarmak gerekiyorsa; önce sağlam taraf, sonra kırık taraf çıkartılır.
Gerekirse elbiseleri dikiş yerinden sökülür.
•Kırık uçları hareketsiz yapmak için kırık yeri tespit edilmelidir (kol ya da bacağın her iki yanına
tahta gibi sert cisimler konur ve sarılır).
•Tespit yapıldıktan sonra kazazede en kısa zamanda sağlık kuruluşuna teslim edilir.
Geri
İleri
ÇIKIKLAR
Bir eklemi oluşturan parçaların yer değiştirmesiyle normal eklem ilişkisinin bozulmasına çıkık
denir. Çıkıkla eklem bağları ve eklem kapsülü yaralanması olur, çıkıkların nedenleri kırıklarla
aynıdır.
Çıkık Belirtileri
•Çıkık düşünülen eklemde kırığın da olabileceği akla gelmeli. Çıkık eklemin bulunduğu
pozisyonda sabitlenmelidir.
Geri
İleri
BURKULMALAR
Bükülme ve gerilme nedeniyle eklemin kısmen, geçici olarak çıkması sonucu eklem bağlarının
gerilmesi veya yırtılmasıdır.
Burkulma Belirtileri
Geri
İleri
YANIKLAR
Yüksek ısı, soğuk ve kimyasal etkiler sonucu deri bütünlüğünün bozulmasıdır. Yanıklar vücutta
kapladıkları yüzey ve cilt dokusunda meydana getirdiği tahribata göre önem kazanır. Vücut
yüzeyinin %20’sini kaplayan yanıklar hayati tehlike doğurabilecek yaralanmalardır. Yanıktan
sadece cilt etkilenmez. Vücutta sıvı kaybı olduğu için dolaşım sistemi ve kan hücreleri etkilenir;
ayrıca böbrekler ve genel vücut metabolizması da yanık nedeniyle etkilenebilir. Yanıklarda deri
kaybı enfeksiyona zemin hazırlar.
Geri
İleri
•Yanık yerin üzerine soğuk su dökülmeli veya yanık olan yer soğuk su içine batırılmalıdır.
•Geniş yanıkların üzerine steril bez veya steril parafinli bezi yavaşça sarınız.
•Yanık yerinde damar dışına çıkan sıvının kaybı şoka zemin hazırlar; bu nedenle şok
önlenmelidir.
•Yanık ikinci derece ve 5 cm’den büyükse veya üçüncü derece yanık ise mutlaka sağlık
kuruluşuna gönderilmelidir.
•Kazazedenin bilinci yerinde ise sıvı kaybını karşılamak için bol su veya sıvı içecekler verilmelidir.
•Yanan giysiler kesilerek yavaşça çıkartılmalı, vücuda yapışan giysiler varsa asla
çıkartılmamalıdır.
ZEHİRLENME
Zehirlenme vücuda toksik bir maddenin girmesi ile normal fonksiyonlarının bozulmasıdır.
Vücudun hayati fonksiyonlarına zarar verebileceğinden vücuda giren bazı yabancı maddenin
toksik olduğu varsayılır. Zehirlenmelerde genel belirtiler bulantı, kusma, ishal, karın ağrısıdır.
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
ŞUUR KAYBI
Şuuru kapalı olan hastaya nefes alıp vermesi durmuş ise suni solunum yapılır. Kanama varsa
durdurulur, nabız sürekli kontrol edilir. Ağzında varsa yabancı maddeler çıkarılır. Üzerindeki
elbiseler gevşetilir ve rahat nefes alması için koma pozisyonunda yatırılır, (sağa yatırılır, sol ayak
yarıya kadar kamına doğru çekilir, sağ kol alttan sağa doğru tamamen dışarı uzatılır, sol kolun eli
yüzün yanına getirilir, şuuru kapalı olan hastaya içecek ve morfin verilmez.
Geri
İleri
BOĞULMA
Boğulmaktan kurtarılan kazazede eğer suda çok kalmamış ve vücut sıcaklığı da çok düşmemişse
kendiliğinde iyileşir. Boğulmaya başlayan biri kurtarma aracına alındığında eğer nefesi
zayıflamışsa hemen suni solunum yapılmalıdır. Hastanın şuuru açık ve nefes alışı zayıflamış
olabilir. Bunun sebebi ciğerlerde su bulunmasıdır. Öncelikle akciğerlerden su çıkartma işlemleri
yapılır. Oksijen yetersizliğinden dolayı yüzünde mavi noktalar ve uyuşmalar oluşur. Şuuru açık ise
hastaya derin derin nefes alması ve öksürmesi söylenir, bu sayede suların çıkması sağlanabilir.
Ciğerlerinde deniz suyu bulunan şuuru açık bir hasta tuzlu suyun ciğerleri tahrip ederek vücut
sıvısının ciğere dolmasından dolayı olaydan 72 saat sonra ikinci boğulma ile karşılaşabilir. Bu
durumdaki kazazedelere hastanede tedavi gerekir.
Geri
İleri
Kazazede hangi durumda olursa olsun ani ısıtılmamalı, ısınırsa kalbi saran sıcak kan vücuda
yayılır ve kazazedenin durumu kötüleşebilir. Solunum ve kalp hemen kontrol edilerek gerekiyorsa
derhal suni solunum ve kalp masajı yapılmalıdır. İlk yardıma en az 30 dakika devam edilmelidir,
şoka girmişse hemen baş gövdeden hafifçe aşağıya gelecek pozisyonda yatırılmalıdır.
Geri
İleri
Hasta sırtüstü yatırılır, ayakları hafifçe kaldırılır. Islak bir bezle vücut silinerek serinletilir. Bulantı
yoksa içecek verilebilir, bilinci açık değilse ağızdan hiçbir şey verilmez.
Geri
İleri
METEOROLOJİK UNSURLAR
Meteoroloji, atmosferde meydana gelen hava olaylarının oluşumunu, gelişimini ve değişimini
gözlemleyerek hava tahmini yapmaya yarayan bir bilim dalıdır. Hava durumu atmosferin sıcaklık,
nem, yağış, bulutluluk rüyet ve rüzgârın etkileşimi ile meydana gelen günlük veya kısa süreli
değişimidir.
Denize açılmadan önce mutlaka planlanan seyir bölgesinin hava raporu incelenmelidir. Seyir
halinde ise, kıyı seyrinde VHF ile kıyı meteoroloji istasyonlarının belli saatlerde yaptıkların
yayınlara dinleyerek açık denizde ise NAVTEX cihazı tarafından alınan hava haritası faksı
incelenerek hava durumu hakkında bilgi sahibi olunabilir.
Hava durumu çeşitli meteoroloji aletleri ile ölçülür, bunlar esas olarak termometre, barometre,
anemometre, higrometre, psikometre'dir.
Hava durumu ile atmosferin günlük veya kısa süreli durumu kastedilir. Hava durumu sıcaklık,
nem, yağış, bulutluluk, görüş ve rüzgârın bileşimidir.
Geri
İleri
RÜZGARLAR
Hava cepheleri arasındaki sıcaklık ve basınç farklılığından dolayı oluşan yatay hava
hareketine rüzgâr denir. Rüzgâr, kuzey yarım kürede saat yelkovanı yönüne sağa doğru, güney
yarım kürede ise saat yelkovanı yönünün tersine sola doğru döner. 24 saatte bir dönüşü
tamamlar. Rüzgârlar geldikleri yöne göre adlandırılırlar. Mesela karayel esiyor denildiğinde
rüzgârın kuzeybatıdan estiği ifade edilir.
-Yüksek basınç merkezi (H) çevresinde saatin dönüş yönüne doğru eser.
-Alçak basınç merkezi (L) çevresinde saatin dönüş yönünün tersine doğru eser.
-Yüksek basınç merkezi (H) çevresinde saatin dönüş yönünün tersine doğru eser.
Rüzgârın sebep olduğu dalgalar, rüzgârın aynı bölgede en az 6 saat esmesi sonucu oluşmaya
başlar. Kuzey yarım kürede rüzgâr dalgaları kıyı yapısı ve deniz derinliği ile değişmek üzere
rüzgâr yönünün 10°-15° sağına doğru yönlenir.
Geri
İleri
Hava raporlarında rüzgâr hızı ve yönü bir ok işareti ile belirtilir. İşaretin yönü rüzgârın yönünü,
işaretin sonundaki çizgiler rüzgârın hızını gösterir. Her yarım çizgi 5-7, tam çizgi 8-12 knot’lık
rüzgâr hızını gösterir. Fırtına işareti (dolu üçgen) 50 knot’lık rüzgâr hızını belirtir.
Rüzgâr İşaretleri
Geri
İleri
HAVA RAPORLARI -I
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
BASINÇ ve SICAKLIK
Hava tahminlerinde kullanılan en önemli yöntemlerden biri hava basıncının ölçülmesidir. Hava
olayları sıcaklık ve nemi farklı hava kütlelerinin rüzgârla yer değiştirmesi ile meydana gelir.
Hava basıncını ölçmek için kullanılan alete barometre denir. İki türlü barometre vardır;
- Cıvalı barometre
- Madeni barometre
Hava sıcaklığını ölçmek için ise termometre kullanılır. Cıvalı, alkollü ve madeni termometre olarak
üç türlüdürler. Termometre gölgede ve iyi havalandırılan bir yerde tutulmalıdır.
Atmosfer basıncının iki değişim durumu vardır. Biri zamana göre diğeri mesafeye göre olan
değişimdir. Zamana göre olan değişikliği "basınç tandansı", mesafeye göre olanına ise "basınç
gradyeni” adı verilir. Basınç tandansı 3 saat aralıkla ölçülür.
Geri
İleri
Geri
İleri
METEOROLOJİK TANIMLAR
Geri
İleri
NEMLİLİK
Bağıl Nem
Nem, belli bir sıcaklıkta havanın tutabildiği en fazla su buharı oranıdır Hava için kullanılan nemlilik
terimi, havada bulunan su buharı miktarını ifade eder. Havanın nem oranını ölçmek için önce
termometrenin alt ucu bir bezle sarılıp sürekli ıslak tutularak havanın yaş sıcaklığı ölçülür. Diğer
termometre ile de kuru sıcaklık ölçülerek aradaki fark ile nemlilik çizelgesinden girilerek havanın
nemlilik oranı bulunur.
Geri
İleri
SİS
Sis, yeryüzüne yakın boşlukta duran görünür su damlacıklarından oluşur. Sis gece esnasında
nemli havanın soğuması, sıcak bir zemin üzerinden soğuk havanın geçmesi veya soğuk bir zemin
üzerinden daha soğuk bir havanın geçmesi ile oluşur. Ayrıca yamaç boyunca yükselen havanın
soğuması ile de sis meydana gelir. Görüş mesafesinin 1 km’nin altına düştüğü hava
durumu “sisli" olarak tanımlanır. Çok hafif sise "pus" adı verilir.
.
Geri
İleri
SİS ÇEŞİTLERİ
Radyasyon Sisi
Açık ve durgun gecelerde ısı kaybı sebebiyle yer yüzeyi ve yüzeye yakın hava soğur. Yerden
yukarı doğru yükseklik arttıkça atmosferde ters bir sıcaklık dağılımı ortaya çıkar. Alt seviyelerde
hava soğuktur. Yükseklik arttıkça sıcaklık da artar. Soğuma havanın çiğ noktasına kadar inerse
sis meydana gelir. Gece başlar, gündüz hava ısınınca, öğleye doğru ortadan kalkar.
Yatay hava hareketleri sonucunda ılık ve nemli hava kütlesinin kendinden daha soğuk zemin
üzerinden geçtiği kıyılarda ve deniz üzerinde oluşan sislerdir.
Yamaç eğimi az olan yerlerde ılık ve nemli hava kütlesinin yamaç boyunca yükselmesi ve bunun
Cephe Sisi
Sıcaklık ve nem bakımından farklı hava kütlelerinin karşılaşma bölgelerinde, sıcak hava soğuk
hava üzerinde yükselir. Yükselen sıcak havada olan yoğunlaşmalar sonucunda soğuk hava içine
su buharı katılır. Nem miktarı artan soğuk havanın yoğunlaşmasıyla sis ya da bulut oluşur.
Geri
İleri
BULUTLAR
Bulut çok küçük su damlacıklarının veya buz kristallerinin atmosferde asılı haldeki topluluklarıdır.
Bulutlar oluştukları yüksekliklere göre;
-Yüksek bulutlar
-Orta bulutlar
Havanın bulutluluğu, gökyüzünün tamamını kaplayan bulut miktarının 10 kabul edilmesi ile
bulunur. Bulutluluk nefrometre adı verilen aynaya benzer alet ile ölçülür.
Değerlere göre;
Geri
İleri
CEPHELER
Kaynaklarına göre değişen sıcak ve soğuk hava kütleleri rüzgârlar hareket ederek yer
değiştirirler. Birbirleri ile karşılaşan cephe olarak adlandırılan hatta karşılaşırlar ancak
karışmazlar.
Farklı iki hava kütlesinin ara sınırına cephe denir. İki farkı kütle sıcak veya soğuk kütlelerdir.
İlerleyen sıcak hava kütlesi soğuk bir hava kütlesi ile karşılaştığında soğuk hava kütlesinin
üzerine doğru yükselir, soğuk hava kütlesi ise sıcak hava kütlesi ile karşılaştığında sıcak hava
kütlesinin altına doğru yayılır. Yağışlar daha çok sıcak ve soğuk hava kütlelerinin birbirlerini
etkilediği cephelerde oluşur.
İZOBARLAR
Hava raporlarında alınan haritalar üzerinde birbirlerine paralel olarak çizilmiş dairelerden oluşan
izobar eğrileri bulunur. Bu raporları inceleyerek bir hava tahmini yapmak için öncelikle diğer adı
eş basınç eğrileri olan izobarlara dikkat etmek gerekir. İzobarların üzerindeki değerler deniz
seviyesi hava basıncı olan 1013 milibar esas alınarak yazılır. 1013 mb.’dan yukarı
olanlar yüksek basınç, düşük olanlar ise alçak basınç değerleri sayılır.
BOFOR TABLOSU
Gökyüzünün bulutluluğu, rüzgârın hızı ve buna bağlı olarak denizin dalga durumu harf ve
rakamlarla gösterilmektedir. Meteorolojide kullanılan bu gösterim uluslararası bir çizelgeye göre
yapılır. Bu çizelgeye “Bofor (Beaufort) Çizelgesi" ve "Bofor Simgeleri" adı verilir.
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
AKINTILAR
Deniz suları yoğunluk, sıcaklık, seviye farkı, gel-git gibi etkilerden dolayı sürekli hareket
halindedir. Deniz suyunun bu hareketine akıntı denir. Akıntılar genel akıntı ve gel-git
akıntısı olarak ikiye ayrılır.
Geri
İleri
Hava Raporları-II
Geri
İleri
HAVA TAHMİNİ
Dikkatli bir gözlem ile rüzgâr, basınç ve bulutların şekillerine hareketlerine bakılarak hava tahmini
yapılabilir. Bu şekilde yapılan tahminler 6 saatlik bir süredeki hava durumuna ait bilgi verebilir.
1.Bulutsuz bir gün ve geceden sonraki gün, hava rüzgârlı olursa sis beklenebilir.
3.Barometrenin yükselmesi her zaman iyi havanın geleceğini belirtmeyebilir. Kararsız bir havada
barometrenin hızlı yükselişini hızlı bir düşme takip edebilir. Genel kural olarak barometre hızlı
yükseldikten sonra aynı seviyede en az 12 saat kalırsa sonraki 24 saat boyunca kararlı hava
beklenir. Eğer 24 saat aynı yükseldiği seviyede kalırsa sonraki birkaç gün için kararlı hava
beklenebilir.
4.Sirüs bulutları (yüksekte, ince, uzun, parçalı ve yaklaşan kısımdaki uçları yukarı doğru kıvrık
olan bulutlar) batıdan geliyor, aynı zamanda barometre düşüyor ve rüzgâr batıya doğru
dönüyorsa kötü hava beklenir.
5.Hızlı hareket eden yüksek seviyedeki bulutlar kötü havanın geleceğine işarettir.
6.Soğuk cephe geçtikten sonra barometre düşer ve rüzgâr batıya doğru dönüyorsa daha kötü
hava beklenebilir.
Geri
İleri
HAVA RAPORLARI-I
Meteoroloji istasyonları, yaptıkları gözlem ve incelemeler neticesinde hava tahmini yaparak rapor
haline getirirler. Bu raporlar deniz için yer kartı haritalarına işlenerek yayınlanır. Gemilerde bu
raporları alan cihazlar ile meteoroloji istasyonlarınca hazırlanmış hava durumu haritası elde edilir.
Aşağıda örnek bir yer kartı haritası ile aynı haritadan elde edilen tahminlerin haritaya işlenmiş hali
ve metin olarak hazırlanmış hava raporu.
Geri
İleri
TANIMLAMA
Deniz kirliliği; deniz kaynaklarının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyolojik ve ekolojik
özeliklerinin olumsuz yönde değiştiren ve her türlü canlı sağlığına zarar verecek madde ve enerji
atıklarının denize boşaltılmasıdır.
Yerküre yüzeyinin alan olarak %70,81’ini örterek kaplayan denizler, toplam su varlığının kütlece
%97,74 ‘ünü oluşturmaktadır. Doğada su çevrimi sebebiyle su, hava ve toprak kirliliklerinin tümü
döner dolaşır denizlerde birikir.
Geri
İleri
Teknelerin bu tür işlemleri sonucu oluşan kirlilik bazı büyük deniz kazalarının sebep olduğu
kirliliklerden daha fazladır.
Bir devletin karasularında meydana gelen kirlilik çeşitli yollarla açık denizlere veya başka devletin
karasularına gelebilmektedir veya bir devletin karasuları yabancı bir tekne tarafından
kirletilmektedir. Bu sebeple bir bölgedeki kirlenmeden denize kıyısı olan bütün devletler
etkilenmektedirler. Kirliliğin bu şekilde yayılması olayın uluslararası ölçülerde ele alınmasını ve
denetlenmesini gerektirmiştir.
Geri
İleri
ULUSLARARASI KURALLAR
1978 yılında uluslararası Denizcilik Örgütü tarafından, “Uluslararası Teknelerden Denizlerin
Kirletilmesi ve Kirliliğin Önlenmesi Sözleşmesi" kabul edilmiştir. Kısa adı MARPOL 78 olarak
bilinen bu sözleşmeye göre denizlerin, petrol ve yağlı maddelerle kirletilmesini önlemek için çeşitli
kurallar konulmuştur.
Marpol 78’de Ege Denizi. Marmara Denizi, Akdeniz ve Karadeniz “Özel Alan" olarak
tanımlanmıştır. Bu alanlarda;
200 grostondan büyük veya 10 kişiden fazla yolcu taşıyabilen tekneler tarafından hiç bir şekilde
karadan 4 milden daha yakın mesafede denize lağım suları boşaltılamaz; 4 mil dışında ise
idarece onaylanan bir sistem kullanılarak ve yine idare tarafından onaylanan hız ve miktarda
basılabilir.
b-Yüzebilen istif gereçleri, kaplamalar ve ambalaj malzemeleri kağıt parçaları, paçavralar, cam,
maden, şişe, tabak kırıkları ve benzeri çöpler denize atılamaz.
Yönetmelik kurallarına aykırı davranarak deniz kirliliğine sebep olanlara karşı kanuni yaptırımlar
konulmuştur. Bunlar liman başkanlıkları veya mülki amirler tarafından uygulanır.
Geri
İleri
MOTORLARIN SINIFLANDIRILMASI
Motorlar yanan yakıtın kimyasal enerjisini doğrudan mekanik enerjiye çevirirler. Yakıtların
yakılma mahallinin içte veya dışta olmasına göre içten yanmalı veya dıştan yanmalı motorlar
diye sınıflandırılırlar, içten yanmalı motorlar çeşitli sınıflara ayrılırlar.
a. Dizel Makineleri (yakıt olarak dizel oil-mazot veya daha yoğun fuel oil yakıt kullanırlar)
a. Dikey Makineler
b. Yatay Makineler
c. V tipi Makineler
c. Yüksek devirli makineler: (Devir sayıları 2000 devir/dk. ve üzeri olan makineler) olmak
üzere sınıflandırılırlar.
İki zamanlı makineler düşük devir, büyük hacim ve yüksek güçte kullanılırlar.
2.Sıkıştırma zamanı: Silindir içine giren hava sıkıştırılır, piston yukarı çıkar emme ve egzoz valfı
kapalıdır. Dizelde bu strok(zaman) daha uzundur çünkü havanın ısınması için bu gereklidir fakat
benzinlide bu gerekmediği için strok daha kısadır.
3.Yanma ve genişleme: İş stroku (zamanı); -emme ve egzoz valfı kapalı- sıkıştırma sonunda
ısınan ve basıncı yükselen hava püskürtülen yakıtı tutuşturur ve ardı sıra yukarı çıkmış pistonun
bıraktığı ufak hacimde bir patlama meydana gelir ve bu patlamanın itme kuvvetiyle piston aşağı
itilir, böylece pistonun üstündeki hacim büyür ve sıkışan yanmış gaz genişler.
4. Egzoz zamanı: Emme valfı kapalı-egzoz valfı açık, piston yukarı çıkarken bir önceki zamanda
yanmış olan gaz pistonun yukarı çıkması ile açık olan egzoz valfından dışarı çıkar. Bu yukarı
çıkışı aynı anda patlama meydana gelen diğer silindirdeki pistonun itme kuvveti sağlar.
Geri
İleri
Geri
İleri
Geri
İleri
devam edip ÜÖN’ya doğru yol alarak silindirde kalan egzoz gazlarını atmosfere süpürür. Buna
‘kuvvetlendirilmiş egzoz' denir.
Egzoz zamanının sonlarına doğru, piston ÜÖN’ya ulaşmadan önce emme valfı açılır. ÜÖN
civarında hem egzoz hem de emme valfı açıktır. Bu duruma ‘valf overlebi’ denir. Valf overlebi ile
yüksek hızla dışarıya atılan egzoz gazlarının etkisiyle silindire hava emilmesi sağlanır. Ayrıca
silindirde kalan egzoz gazları dışarı atılırken aynı zamanda yanma odası soğutulur.
Geri
İleri
Geri
İleri
Krank (Ana Mil): Dairesel hareketin yani elde edilen dairesel radyal kuvvetin motor dışına
iletilmesini sağlayan hareketli parçadır.
Valf Çubukları (Tij): Kem şafttan (Eksantrik Mil’ den) alınan hareketi supap iteceğine (Rocker
Arm) ileten çubuklardır.
Valf itecekleri: Kem şafttan (Eksantrik Mil den) hareketi getiren tij’lerin; iterek supapların
açılmasını sağladıkları kollardır (rocker arm).
Yağ Pompası: Kranktan hareket alan ve motor içindeki hareketli parçaların aşınmasını önlemek
için gerekli olan yağlamayı bünyesinde oluşturduğu basınçlı yağ ile sağlayan pompadır.
Geri
İleri
•Her iki motorda da çevrim sayıları (2 veya 4) faklı olsa da her ikisinde de emme, sıkıştırma
genişleme, egzoz fazları aynıdır fakat farklı zamanlarda motor üzerinde oluşturulur.
Geri
İleri
•Dizel motorları emme zamanında silindire sadece hava alırlar oysa benzinlilerde hava ve yakıt
karışık olarak silindir içine girer.
•Dizel motorlarının sıkıştırma oranı benzin motorlarından daha yüksektir çünkü dizelde yakıtın
yakılması için gerekli olan yüksek sıcaklık ve basınç havanın daha fazla sıkıştırılması ile
mümkündür.
•Dizel motorlarında daha az uçucu yani daha yoğun ve daha ağır yakıt kullanılır.
•Dizel motorlarında silindir içine ağır yakıtı pulvarize (sis bulutu-dumanı şeklinde) olarak
püskürtmek için yakıt pompası ve enjektör kullanılır.
•Verimi daha yüksek ve dizel makinesinin verimi de bu sebepten ötürü benzinliden daha
yüksektir.
•Dizel yakıtının parlama noktası daha yüksek olduğundan yanma ve patlama riski benzinliye göre
daha az ve bu yüzden; dizel makineler daha emniyetlidir.
•Benzinli motorlarda silindirlerde sıkıştırılan yakıt buharı bujilerin oluşturduğu elektrik kıvılcımı ile
ateşlenir. Dizel motorlarda ise silindirdeki piston tarafından sıkıştırılan havanın sıcaklığı artar, bu
sıcak havanın içine yakıt püskürtülünce kendiliğinden yanar.
Geri
İleri
SOĞUTMA DEVRELERİ -I
Motorun içindeki yanma nedeniyle oluşan yüksek sıcaklık metal iletkenliği ile bünyeye yayılır ve
sonuçta meydana gelen aşırı ısınma yağ tabakasının kırılmasına, sürtünmenin artmasına ve
parçaların sıcaklıkla genleşerek sıkışmasına sebep olur. Oluşan fazla ısıyı almak ve istenen
sıcaklıkta tutabilmek için motorlar soğutulurlar. Netice olarak sürtünme, genleşme, yağlama
olaylarının birbirlerine uyumlu bir halde çalışabilmesi ve sürekli olabilmesi ve arızasız olabilmesi
için makineler benzinli olsun dizel olsun soğutulmak zorundadırlar.
Su soğutmalı motorlarda bir pompa ile dolaştırılan soğutucu sıvı silindir çeperinin arkasındaki su
kanallarından ve odacıklarından dolaşarak silindir yüzeyindeki ısıyı alır. Buradan radyatöre
getirilerek üzerindeki ısı kendinden daha soğuk olan havaya verilir. Başka bir yöntem olarak sıcak
su etrafında deniz suyu bulunan kanallardan veya borulardan geçirilerek ısının deniz suyuna
geçmesi sağlanır.
Su ile soğutmada makine ısısın %28-%55’ i hava ile soğutmada bu ısının %15-%25’i makine
dışına taşınmaktadır.
Geri
İleri
Hava ile soğutma basit bir yöntemdir, valf, pompa v.s istemez. Ancak su ile soğutmaya kıyasla
biraz daha gürültü yapar.
Suyun metal tuzları ve yabancı maddeler bulundurması ve çökerek kışır katmanı oluşturması
önlemek için çıkış suyu sıcaklığının 43°C ile 46°C’yi geçmemesi gerekir.
Çıkış suyu sıcaklığını düşürmek adına; normalden daha fazla miktarda soğuk suyun
dolaştırılması yanlıştır. Böyle bir uygulama makinenin özgül yakıt sarfiyatını artırır ve yararlı gücü
azalır. Düşük soğutma suyu yağın viskozitesini çoğaltır ve pistonun sürtünmesini artırır.
Geri
İleri
Yakıt devresinin en önemli parçası karbüratördür. Karbüratör hava ile kısmen buharlaşmış yakıt
karışımını değişik çalışma koşullarına göre karıştırarak emme manifoldundan silindire yollar.
Karbüratör, emme sisteminde hava filtresi, emme manifoldu, emme supabı ve emme portlarını
içeren parçalarla birlikte çalışır.
Geri
İleri
Yüksek güçlü düşük devirli dizellerde devirdaim besleme (booster pump) Düşük güçlü yüksek
devirli dizellerde akuple pompa tipi kullanılır. Yakıt tankına alınan yakıt makinede kullanılmadan
önce servis tanklarına alınarak dinlendirilir. Servis tankında bekletildikten sonra filtrelerden
geçirilerek pompaya gönderilir.
YAĞLAMA DEVRELERİ
Makinenin birbirine temas eden parçaları arasındaki sürtünmeyi en aza indirmek ve bu şekilde
aşınmayı azaltmak için yağlama yapılır. Bu amaçla hareketli parçalar imal edilirken sürtünme
yüzeyleri arasında boşluk bırakılır. Bu boşluk yağ filmi ile doldurulabilecek kadar düşük bir
değerdedir. Bunun yanında yağlama yağları karbon artıklarının birikmesine engel olur, motorun iç
parçalarının soğutulmasını sağlar, yanma sırasına oluşan asitleri nötrolize eder, asitlerin neden
olduğu aşınmayı azaltır ve motoru temizler. İki türlü yağlama yöntemi vardır.
a. Çarpmalı Yağlama
b. Basınçlı Yağlama
Geri
İleri
Geri
İleri
El ile
Marş motoru ile
Basınçlı hava ile
a. El ile ilk hareket genellikle gücü 20 bhp’yi, geçmeyen dizel motorlarında uygulanır. Bu
yöntemde bir kol volanın merkezindeki yuvasına sokularak volan döndürülür. Volana bağlı krank
milde dönerek pistonları hareket ettirir ve bir çevrim İçin gerekli olayların oluşmasını sağlar.
b. Marş motoru ile ilk hareket için gerekli olan güç motorun gücünün %10’u kadardır. Bu
yöntemde kontak anahtarı kapatılarak akünün enerjisiyle marş motoru çalıştırılır. Marş motorunun
dişlisi volanı ve dolayısıyla krank şaftı döndürerek motorun ilk hareketini sağlar.
c. Basınçlı hava ile hareket kısa bir zaman aralığında yüksek enerji isteyen büyük ve güçlü gemi
ve kara dizel motorları için uygundur. Bu yöntemde hava tüplerindeki yüksek basınç altındaki
hava silindir kaverlerinde bulunan ilk hareket valfıne oradan da silindir içine verilerek pistonlar
hareket ettirilir, ilk hareket için gerekli hava basıncı 15-30 bar arasındadır.
Geri
İleri
EGZOZ DEVRESİ
Silindir içindeki yanma sonunda oluşan gazların doğrudan veya ‘Turbo Charger’ dan geçerek
makineyi terk edinceye kadar izledikleri devreye egzoz devresi denir.
Geri
İleri
ELEKTRİK DEVRELERİ
Tekne makinelerinde genelde iki elektrik devresi bulunur: biri makinenin çalıştırılması diğeri
akülerin şarj edilmesi içindir. Çalıştırma devresi akü, marş motoru, teller ve düğmelerden oluşur.
Şarj devresinin ana unsuru aküleri şarj eden ve teknenin elektrikli aletlerine elektrik veren
alternatördür.
Geri
İleri
•Motora ilk hareket verilmeden önce yağ, yakıt ve su seviyelerine bakılır, eksik olanlar
tamamlanır.
•Ön yağlama pompası ile veya elle (priming) yağlama devresine yağ basılarak ilk yağlamalar
yapılır.
•Akü ile ilk hareket veriliyorsa, akülerin bakımları önceden yapılarak hazır halde tutulur.
•Pervaneye sarih bir şey olup olmadığına bakılır. Makine şaftının ve sintinelerin normal olduğu
görülür.
•Motor çalış çalışmaz yağ ve suyun basınç ve sıcaklığı ile egzoz gazı sıcaklığı gözlenmelidir.
Geri
İleri
•Etrafa dökülmüş bulaşmış yakıt varsa temizleyin, ayrıca yakıt bulaşmış malzemeleri uzaklaştırın.
•Çalışan hareketli parçalardan uzun saçları, bezleri, sarkık giysileri uzak tutun.
•Çalışan hareketle parçalardan uzak durun çünkü çalışan parçalar hareken ederken şekilleri
hakkında gerçek bilgi vermezler.
•Makine üzerindeki güvenlik koruma muhafazalı çıkmış ise çalıştırmayın, bütün bu muhafazalar
lüzumlu oldukları için yapılmışlardır, onları yerlerine taktıktan sonra makineyi kullanın.
•Soğutma suyunda kesinlikle tuzlu su, deniz suyu gibi aşınma yapabilecek akışkanlar
kullanmayın. Unutmayın dizeller kapalı sistem Soğutma suyu devresi ile soğutulur ve dışarıdan
temizlenemedikleri gibi çok rahat kışır denilen zamanla korozyona ve çürümeye sebep olacak
maddeler oluşumuna müsaittirler.
•Şayet makineniz akü ile çalıştırılıyorsa akü çevresinden yanıcı maddeleri ve parlama
yapabilecek ateş vb. kaynakları uzak tutun. Çünkü aküdeki elektrolitten çıkan gaz yüksek
yamalığa sahiptir. Ayrıca akü içinde bulunan sıvı cilde ve gözlere zararlıdır.
Geri
İleri
•Makine vüzerindeki ufak kaçakları kesinlikle ihmal etmeyin, bunları büyük kaçaklarmış gibi
dikkate alın.
•Deniz suyu devresindeki her işleminizde mutlaka deniz suyu alıcı valfını kapatınız.
•Dizel ve yağlama yağı cilde zararlıdır, bu tür akışkanlar ile çalışırken eldiven giyin.
•Şayet makine üzerinde egzoz veya torboşarjer muhafazaları sökük olarak çalıştırma
mecburiyetiniz varsa mutlaka gözlük kullanın.
•Turboşarjerler yüksek sıcaklıkta çalışırlar ve yüksek devirlidirler, bu sebeple ellerinizi veya başka
malzemeleri turboşarjerin giriş çıkış portlarından uzak tutun.
TEMEL TANIMLAR
Elektrik Enerjisi
Elektrikli cihaz ve makinelerin çalışmasını sağlayan enerjiye elektrik enerjisi denir. Elektrik akımı
bir cihazdan geçtiğinde cihazın çalıştığı görülür. Cihaz soba ise sıcaklık, bobin ise manyetik alan,
motor ise dönme hareketi meydana gelir.
Geri
İleri
DEVRE ELEMANLARI
Üreteç: Elektrik akımı üreten makine ve cihazlardır. Pil, akü, dinamo, altematör birer üreteçtir.
Yalıtkan Madde: Elektrik akımım geçirmeyen lastik, plastik, cam, porselen gibi maddelerdir.
Geri
İleri
Paralel Devre
Bir üretecin veya alıcının “+” ucu, diğer üretecin veya alıcının “+” ucuna, “-“ ucu da diğerinin “-“
ucuna gelecek şekilde bağlanarak oluşan devreye paralel devre denir.
Seri Devre
Bir üretecin veya alıcının “+” ucu, diğer üretecin veya alıcının ”-“ ucuna gelecek “+, -, +,
-, ..” şekilde bağlanarak oluşan devreye seri devre denir. Aküler şarj sırasında veya gerilim
artırmak için (24 V sistemlerde) birbirine seri olarak bağlanır. Seri bağlantıda gerilim, devrede
bulunan akülerin toplam gerilimi kadar olur. Akü kapasitesi değişmez.
Karışık Devre
Alıcı ve üreteçlerin aynı devre üzerinde hem seri ve hem de paralel bağlanmasına karışık devre
denir.
Geri
İleri
Geri
İleri
Hasta kendine gelene kadar dinlendirilir. Ayrıca soğuktan koruyarak üşümesi önlenir. Kazazede
kendisinde bir şey olmadığını söylese bile, doktor kontrolünden geçmesi sağlanmalıdır. Çünkü
vücutta meydana gelen bazı durumları hasta kendisi hissedemez.
Geri
İleri
AKÜNÜN TANIMI
Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve devresine alıcı bağlandığı zaman bu
enerjiyi tekrar elektrik enerjisine çevirerek dış devreye veren bir üreteçtir.
Akünün motorlu araçlardaki ve gemilerdeki temel görevi motorun ilk hareketi sırasında marş
motorunu (Doğru akım motorunu) çalıştıracak yüksek akımı vermek, motor devrinin yüksek ve
elektrik sarfiyatının düşük olduğu zamanlarda şarj sisteminin ürettiği elektrik enerjisini kimyasal
enerji şeklinde depolamak ve elektrik sarfiyatının yüksek ve şarj akımının ise düşük veya şarj
sisteminin çalışmadığı zamanlarda elektrikli alıcıları beslemektir. Ayrıca, akü sistemde voltaj
dengeleyicisi olarak da iş görür.
Geri
İleri
ELEKTİRK SEVİYESİNİN TANIMLANMASI
En önemli bakım işlemlerinden biridir. Bataryadan elektrik seviyesi çok azalırsa plakaların açıkta
kalan kısmı hava ile temas eder, sülfatlaşıp sertleşir ve şarj edilmez hale gelir. Separatörler ise
kuruyarak çatlar. Ayrıca su eksildikçe elektrolitin yoğunluğu artar.
Elektrolitte doğal olarak daima eksilen sudur; çünkü şarj ve desen açmasında su oksijen (O) ve
hidrojen (H) ayrılır. Kapak deliklerinden uçar ayrıca sıcak havada buharlaşma yoluyla da bir
miktar seviyede alçalma olur. Elektrolit seviyesi düştüğünde aküye saf su koyularak elektrolit
seviyesi tamamlanır. Elektrolit seviyesi plakaların 10- 15mm üzerinde olmalıdır. Eğer plaka
seviyesi daha yüksek olursa şarj sırasında oluşan gazlar elektrolitin taşmasına neden olur. Bu
olay hemen asit kaybına hem de bağlantı kablolarının korozyon yapmasına neden olur.
Geri
İleri
Akü şarj olurken elektrolitteki sülfürik asit azalır. Sülfürik asidin yoğunluğu sudan daha fazladır.
Bu yüzden elektrolitte asit fazla olduğu zaman elektrolit yoğunluğu yüksektir. Asit miktarı
azaldıkça elektrolit yoğunluğu azalır. Boşalan akülerde bir yandan asit verilirken öbür yandan su
oluşur ve elektrolit yoğunluğu gittikçe azalarak suyunkine yaklaşır. Bu özellikten yararlanılarak
akünün şarj durumu ölçülebilir. Yoğunluk ölçmek için hidrometre kullanılır. Yoğunluk ölçmek için
ölçü birimi olarak bome derecesi ve özgül ağırlık kullanılır. Elektrolitin öz direnci yoğunluğuna
bağlı olarak değişir ve akülerde kullanılan elektrolitin öz direncinin en düşük seviyede olması
istenir, öz ağırlığı 15°C’de 1,223 (%30 asit) olan elektrolitin öz direnci en düşüktür. Elektrolitin öz
direnci sıcaklıkla da ilgilidir. Sıcaklık azaldıkça asit eriyiklerinin direnci de hızla artar.
Geri
İleri
Uzun süre kullanılmadan bekletilen akülerin plakalarında sülfatlaşma olur. Sertleşen plakaları
çözmek için yavaş şarj uygulanır. Önce aküye bir alıcı bağlanarak akü tamamen boşaltılır. Sonra
akünün içindeki elektrolit boşaltılır ve saf su konur. Akü 0,5-1 Amper’ lik bir akımla 60-100 saat
arasında şarj edilir.
Şarj süresi bitiminde akü içindeki elektrolit boşaltılarak uygun yoğunlukta elektrolit ilave edilir.
Geri
İleri
ELEKTRİK BİLANÇOSU -I
Teknenin mevcut aküsünün yeterli olup olmadığını anlamak veya yeni bir akü alınacaksa yeterli
kapasitede bir akü alabilmek için elektrik bilançosunu hesaplamak gerekir. Elektrik bilançosu,
tekneden kullanılan elektrikli cihazların ihtiyaç duyduğu toplam watt gücünü gösteren tabloya
denir.
•Teknede kullanılan elektrikli cihazların listesi yapılarak kaç watt gücünde çalıştıkları listeye
yazılır.
•Teknenin elektrik sistemi 12 volt ise watt 12'ye bölünür, amper bulunur.
•Her bir cihaz için Watt/12=Amper akım gücü bulunup tabloya yazılır.
•Bir günde kaç saat kullanıldığı hesaplanır. Bulunan amper ile çarpılır.
Geri
İleri
C100 = 100 Ah kapasiteli bir akü 100 h (saat) 1 Amper akım sağlar.
Kullandığınız akü 12V 200Ah (amper-saat) kapasiteli ise, bu aküden 10 saat süresince 20A, ya
da 20 saat süresince 10A akım çekilebilir.
Aküye 100W gücünde bir yük bağlanırsa, (1OO/12=8.3A) 2OOAh/8,33A = 24 saat güç çekilebilir.
Tabloya göre yaklaşık 100 Ah’lik bir güç gerekir.
Bir aküden %30-40 kadar güç çekilebileceğinden, toplam Ah’nin 3 katı kadar bir kapasite
lazımdır. Yani teknede en azından iki adet 12V 120 Ah’lik veya 3 adet 12V 100 Ah’lik akü olması
gerekir.
Geri
İleri
YILDIRIMDAN KORUNMA
Yıldırımdan Nasıl Korunmalı?
Denizde olan bir tekne için yıldırımdan korunma yolları hakkında güçlü bir tavsiye
bulunmamaktadır.
1.Önlem almak: Paratoner sistemi kurarak önlem alınabilir. Burada da iki sistem var. Bir yıldırımı
çekecek alışageldiğimiz paratoner. Yıldırım indikten sonra kalın örgü bakır tellerle salmaya ya da
altın kaplı, gayet porlu bir yüzeye sahip topraklama plakalarına bağlanacak ve denize aktarılacak.
2.Hiçbir şey yapmayıp yıldırıma davetiye çıkarmamak: Şu gerçek ki direğin ucundaki
paratoner yıldırımı çeker. Bu sayede yıldırım toprağa veya denize akacak yolu bulmuş olur.
Aslında paratonerin olmaması da bir bakıma faydalıdır. Paratoner yoksa alüminyum direk te bir
nebze yıldırımı çeker. Direk omurgaya bağlı ise yıldırım oradan deniz akar, değilse direğin deniz
suyu ile temasını sağlamak gerekir. Ancak direk salmaya oturmuyorsa, yıldırım güvertede ya da
daha aşağıda bir yeri patlatıp denize ulaşmaya çalışabilir.
Demirde veya limanda iken teknenin içinde metal kısımlardan uzakta bulunmaya çalışılmalıdır.
Seyir halinde iken fırtınanın geldiğini görüyorsak en iyisi kuytu bir yere gitmektir. Yelkenli tekne
ise yelkenler indirilir, makine çalışırken dümen oto pilota alınır. Makineye ve oradan denize bağlı
metal dümenden uzakta durmakta fayda vardır.
Geri
İleri
Geri
İleri