You are on page 1of 488

dumlupnarniversitesisosyalbilim ISSN: 1302-1842 lerdergisidumlupnarniversitesis osyalbilimlerdergisidumlupnarn iversitesisosyalbilimlerdergisidum DUMLUPINAR lupnarniversitesisosyalbilimlerd ergisidumlupnarniversitesisosya NVERSTES lbilimlerdergisidumlupnarnivers SOSYAL BLMLER DERGS itesisosyalbilimlerdergisidumlupn

31.SAYI ARALIK 2011 arniversitesisosyalbilimlerdergisi dumlupinaruniversityjournalofsoc ialsciencesdumlupinaruniversityjo urnalofsocialsciencesdumlupinaru niversityjournalofsocialsciencesdu DUMLUPINAR UNIVERSITY mlupinaruniversityjournalofsocial JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES VOL.31 DECEMBER 2011 sciencesdumlupinaruniversityjour nalofsocialsciencesdumlupinaruni

DUMLUPINAR NVERSTES

SOSYAL BLMLER DERGS


Say: 31

Aralk 2011
Sahibi Prof. Dr. Ahmet KARAASLAN Dumlupnar niversitesi Rektr Editrler Do. Dr. Fatih ELEBOLU Yrd. Do. Dr. Fatih ZBAY Yayn Kurulu Prof. Dr. Mustafa ARSLAN Prof. Dr. Hasan Basri KARADENZ Do. Dr. Abdullah YILMAZ Dergi Sekretaryas Ar. Grv. lker YAMAN Ar. Grv. Arif KARAKU Ar. Grv. Gner TUNCER Yazma Adresi: Sosyal Bilimler Dergisi Dumlupnar niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Ktahya-Trkiye Tel: 0 274 265 20 31 sbe@mail.dumlupinar.edu.tr

ISSN
13021842

Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 31.Saysndaki Makaleleri Deerlendiren Hakem Listesi
Prof. Dr. A. Akn Aksu Prof. Dr. Abdullah lgazi Prof. Dr. Ali Sarkoyuncu Prof. Dr. Fahrettin Tzlak Prof. Dr. Gven Alpay Prof. Dr. Gven Sevil Prof. Dr. smail Yakt Prof. Dr. Kadir en Prof. Dr. Kadriye Buldukolu Prof. Dr. M. Blent Tokat Prof. Dr. M. Fuat Bozkurt Prof. Dr. Mahmut Sar Prof. Dr. Mircan Tokatlolu Prof. Dr. Necdet Timur Prof. Dr. Nurdan Aslan Prof. Dr. zhan Tngy Prof. Dr. Servet zdemir Do. Dr. Ahmet Aca Do. Dr. Ahmet Ali Gazel Do. Dr. Ahmet Yaram Do. Dr. Ahmet Yatkn Do. Dr. Ali zel Do. Dr. Ali Tilbe Do. Dr. Ali Yaman Do. Dr. Asuman Akay Ahmed Do. Dr. Aytunga Ouz Do. Dr. Bilal Aktan Do. Dr. Celal Demir Do. Dr. Cemil Ycel Do. Dr. Cokun Arslan Akdeniz niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Isparta Sleyman Demirel niv. Boazii niv. Anadolu niv. Isparta Sleyman Demirel niv. Uluda niv. Akdeniz niv. Dumlupnar niv. Akdeniz niv. Dokuz Eyll niv. Uluda niv. Anadolu niv. Marmara niv. Marmara niv. Gazi niv. Dumlupnar niv. Afyon Kocatepe niv. Afyon Kocatepe niv. Frat niv. Dumlupnar niv. Namk Kemal niv. zzet Baysal niv. Marmara niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Afyon Kocatepe niv. Uak niv. Seluk niv. Do. Dr. Elif Ekin Akit Vural Do. Dr. Feride ztrk Suba Do. Dr. Glten Gmtekin Do. Dr. Hilmi Uan Do. Dr. Hsamettin na Do. Dr. Kemal Demirci Do. Dr. Krad Ylmaz Do. Dr. Lale Altnkurt Do. Dr. Levent Mercin Do. Dr. Macide iek Do. Dr. Mahmut Zortuk Do. Dr. Mehmet Trkeri Do. Dr. Mesut Kayal Do. Dr. Musa ifti Do. Dr. Msevver Askerolu Do. Dr. Naciye Aksoy Ankara niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Afyon Kocatepe niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv.

Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Dumlupnar niv. Dokuz Eyll niv. Dumlupnar niv. Uak niv. Erciyes niv. Gazi niv. Isparta Sleyman Demirel Do. Dr. Nasuh Gnay niv. Do. Dr. Osman Kksal Osmangazi niv. Do. Dr. zhan etinkaya Uluda niv. Do. Dr. Petru Golban Namk Kemal niv. Do. Dr. Rabia Sarkaya Gazi niv. Do. Dr. Rezzan Silk Ege niv. Do. Dr. Selma ncel Akdeniz niv. Do. Dr. ener Ba Namk Kemal niv. Do. Dr. Sezgin Akaln Anadolu niv. Do. Dr. lk Grsoy Gazi niv. Do. Dr. Uysal Kerman Sleyman Demirel niv. Do. Dr. Vedat Demir stanbul niv. Do. Dr. Veysel Ayhan zzet Baysal niv. Liste sras nvana ve isme gre alfabetik dzenlenmitir.

Her hakk sakldr. Sosyal Bilimler Dergisi Nisan, Austos ve Aralk aylarnda olmak zere ylda kez yaynlanan, ULAKBM/Sosyal Bilimler Veri Tabannda ve ASOS ndekste taranan ulusal hakemli bir dergidir. Sosyal Bilimler Dergisinde yaynlanan makalelerdeki gr ve dnceler yazarlarn kendi kiisel grleri olup, hibir ekilde Sosyal Bilimler Enstitsnn veya Dumlupnar niversitesinin grlerini ifade etmez. Makaleler sadece referans verilerek kullanlabilir.

T.C. DUMLUPINAR NVERSTES SOSYAL BLMLER DERGS 31. SAYI ARALIK 2011 NDEKLER
1.Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: My Son The Fanatic By Hanif Kureishi Hatice Elif Diler 2.niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar Mehmet Temizkan 3.MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi Evren Dilek engr, Seden zbek Pskl 4.Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Sebahattin Deveciolu, Bilal oban, Yunus Emre Karakaya 5.Chromium Mines In Kyceiz And Mine Operation Grants In 19th And 20th Centuries Arzu Baykara Takaya 6.Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas M. Kayhan Kurtuldu 7.rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma Ercan Ergn, Yunus Emre Tagit 8.Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler Ve Yatrmlar zerindeki Etkisi Cneyt Koyuncu, Berrin Saka 9.Rengin Kltrel armlar zge Mazlum 125-138 113-124 97-112 85-96 69-84 51-68 33-50 13-32 1-12

10.Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi Asena Bozta 11.Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi Ruhi Yiit, Blent Dilma 12.Food Or Love? Mothering, Feeding, Eating And Desire In Fay Weldons Remember Me Tatiana Golban 13.James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing SelfIdentity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians Petru Golban 14.Karbon Piyasalar Ve Trkiye Perspektifi Hakan elikkol, Nasf zkan 15.Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Ali Tarhan, Muhammed Veysel Kaya 16.sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir retim Sektr rnei Cemile Akaln 17.Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi Halit Dursunolu 18.Irak Trkmenleri Mehmet Kayran Selami Saygn
,

139-158

159-178

179-190

191-202

203-222

223-236

237-254

255-272

273-292

19.Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi akir Turan 20.Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi:Trkiye zerine Panel ekim Modeli Hseyin Altay 21.lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi Erhan Durukan 22.Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu Krat Haldun Akaln

293-302

303-318

319-334

335-356

23.retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Tutumlarnn ncelenmesi Grbz Ocak, Ahmet Yama 24.Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Osman Krolu 25.Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma Taha Cokun, Aydn Kayaba 26.renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei brahim Bozkurt, Rfat Karaku, Sezer ksz 27.Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall Mehmet Kurt 28.Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma Atilla Akbaba, Esra Erenler 29. Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi Erol Duran, Feridun Sezgin, Okan oban Makale Yazm Kurallar

357-374

375-390

391-410

411-428

429-446

447-464

465-478

479-480

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

MULTICULTURAL SOCIETY AND ISLAMIC FUNDAMENTALISM: MY SON THE FANATIC BY HANIF KUREISHI
Hatice Elif DLER

r. Grv, Dumlupnar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Bat Dilleri ve Edebiyat Blm

ZET: okkltrllk, birden fazla kltrn eit ekilde tannmasn, sayg gsterilmesini ve tevik edilmesini ngren sosyopolitik bir akmdr. okkltrllk politikalarn benimsemi okkltrl bir toplumda, birbirinden farkl etnik, dini ve kltrel gruplar birbirlerine eit kabul edilmek zorundadrlar. Gnmze dek, pek ok Bat lkesinde okkltrllk uygulamalar baz problemler yaratmtr. Siyasi bir doktrin olarak okkltrllk, slami kktendincilie yol amakla sulanmtr. Bu almann amac, Pakistan asll ngiliz yazar Hanif Kureishinin 1994 ylnda kaleme ald Fanatik Olum isimli ksa hikyesinde yanstt slami kktendincilik ve okkltrl toplum ilikisini aratrmaktr. Anahtar Kelimeler: okkltrllk, okkltrl Toplum, Kktendincilik, Hanif Kureishi, Fanatik Olum. ABSTRACT: Multiculturalism can be defined as a sociopolitical movement which equally appreciates and promotes multiple cultures. In a multicultural country adopting multiculturalist policies, distinct ethnic, religious and cultural groups must be considered equal. So far, the practices of multiculturalism in various Western countries have caused many problems. As a political doctrine, multiculturalism has been accused of causing Islamic fundamentalism. The aim of this study is to examine the relationship between a multicultural society and fundamentalism reflected in My Son the Fanatic (1994), a short story written by Hanif Kureishi, a famous Pakistani-British author. Key Words: Multiculturalism, Multicultural Society, Fundamentalism, Hanif Kureishi, My Son the Fanatic.

INTRODUCTION The second half of the twentieth century witnessed the emergence of various sociopolitical movements led by groups, such as the indigenous peoples, national minorities, ethno-cultural nations, old and new immigrants, feminists, gay men and lesbians, and the greens (Parekh, 2006: 1), all of which have their own ways and views of life and their own culture. As each of these diverse groups wants society to recognize and respect its identity-related differences, from the 1970s onward, many countries in Europe and America have had to produce and practice the theories of multiculturalism, as a current sociopolitical movement which sees all cultures, their mores and institutions, as essentially equal (Schmidt, 1997: 3). Multiculturalism can be defined as a sociopolitical movement which equally appreciates and promotes multiple cultures. In a multicultural country adopting multiculturalist policies, distinct ethnic, religious and cultural groups are considered to be equal. So far, the practices of multiculturalism in various Western countries have caused many problems. As indicated by Tariq Modood in his 2007 article entitled Multiculturalism, Citizenship and National Identity, the idea of

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

multiculturalism has faced intense criticism from voices who blame it for accentuating social division, reinforcing Muslim separateness and undermining national identity (Modood, 2007). As indicated by Tariq Modood, multiculturalism has most particularly been accused of causing Islamic fundamentalism, a militant ideology of contemporary Islamic movements (Modood, 2007). Britain is one of the Western countries that have faced similar multicultural problems for the last forty years. During the last decades, a large number of immigrants from the former British colonies such as Pakistan, India, and the Caribbean have become British citizens, and the British government - especially the Labour Government of Tony Blair, who served as the Prime Minister of the UK from 2 May 1997 to 27 June 2007 - had to adopt multiculturalist policies from the 1970s and 1980s onwards. As a multicultural country, Britain has faced many cultural and moral disagreements and conflicts between its different cultural communities. Most of these disagreements have been so much related with Islamic religion that many politicians and authors started to wonder if Britain had not made a mistake in letting in too many Muslims (Parekh, 2006: 301). Because of these disagreements and conflicts which are mostly related with Islam, multiculturalism has been considered to be a dangerous doctrine. In contemporary British literature, one of the most prolific writers, who successfully depicts the problems of Britain as a multicultural country, is Hanif Kureishi (born on December 5, 1954), who is the son of a Pakistani father and an English mother. In most of his works, Kureishi explores what is to be a half-caste in Britain and focuses on the issues such as home, homelands, belonging, inbetweenness, alienation, identity, hybridity, nationalism, racism, sexuality, fundamentalism, migration, ethnicity, and the historical and cultural conflict between East and West. One of Hanif Kureishis famous works is My Son the Fanatic, a short story which was first published in The New Yorker on March 28, 1994. In My Son the Fanatic, through a father-son relationship, Hanif Kureishi explores the themes of fundamentalism and the confluence of Islam and identity politics in a multicultural community. In this short story, the conflict between European and Muslim values results in intolerance and violence, and a family whose roots are in two distinct cultures is torn apart. The aim of this paper is to explore the relationship between fundamentalism and a multicultural society reflected in My Son the Fanatic by the Pakistani-British author, Hanif Kureishi. This paper attempts to investigate the way in which immigrant identities are constructed in Britain, and to search for the reason why young Muslims are being radicalized and are adopting a hate-filled ideology critical of the West. MY SON THE FANATIC My Son the Fanatic is one of the most celebrated works by the Anglo-Pakistani author, Hanif Kureishi. It was first published in The New Yorker on March 28, 1994, the screenplay for the movie version of the story was published in 1997, and the picture was released in 1998. Telling the story of the conflict between the Asian (Pakistani) father, Parvez, and his son, Ali, My Son the Fanatic analyzes the father-son relationship. Hanif Kureishi claims that he wrote the story to understand what it is to be a son, what it is to be a father. What it is to live in a world where there is radical Islam (Kureishi, 2006). Since its publication, this story has strongly attracted the attention of ethnic and Islamic groups in Britain and has been discussed in terms of its forethought about the alienation of young, radicalized Muslim

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

men. The movie version of My Son the Fanatic has also been attacked by Islamic leaders who consider it as a negative and opprobrious portrayal of Muslim beliefs and behavior. According to Milan Kundera, human life is bounded by two chasms: fanaticism on one side, absolute skepticism on the other (Kundera, cited in Saynor, 2001). Hanif Kureishi successfully make these two chasms close together in his My Son the Fanatic. In this story, Hanif Kureishi exploits the conventional East-West theme. This theme is viewed in a family whose members are all Pakis. The character Parvez, who has migrated to England, which is perceived as a dreamland and as a country of opportunities, starts to realize some changes in the behaviors of his son, Ali: Parvezs only child Ali has rejected acculturation, embraced his Pakistani roots and become a Muslim fundamentalist. In a short time, Alis tendency to the Eastern way of living and his disregarding the West turn into assaults towards Parvez. Although Parvez tries to tolerate his sons behaviors at the beginning, at the end, he loses his temper and hits his son for having adopted the radical position of returning to their ancient religious traditions. At the very end of the story, Alis question, So whos the fanatic now? (Kureishi, 2009a: 298), creates a paradoxical conclusion questioning the defects not only within Islamic groups but also within multicultural British society. In his article The Road Exactly, an introduction to the screenplay of My Son the Fanatic, Hanif Kureishi indicates that the idea for My Son the Fanatic was provided by my thinking about the fatwa against Salman Rushdie, announced in February 1989 (Kureishi, 2005: 53). A British Indian author, Salman Rushdies fourth novel, The Satanic Verses, which is inspired in part by the life of the Prophet Mohammad, was published on 26 September 1988. The novel caused great controversy in the Islamic world. Soon after the publication of The Satanic Verses, British Muslims began to campaign against it as, for Muslims, the novel was full of blasphemous references to Islamic religion and its prophet. The novel was banned in India, and a copy of the book was burned in demonstrations in Britain on 2 December 1988. The leader of Iran, Ayatollah Khomeini pronounced a death sentence on Rushdie on 14 February 1989, and called on Muslims all over the world to execute it (Parekh, 2006: 300). This intellectual terror was much argued by various politicians, thinkers and men of letters at that time. Kureishi claims that: Few commentators noticed that the objections to The Satanic Verses represented another kind of protest. In Britain many young Asians were turning to Islam, and some to a particularly extreme form, often called fundamentalism. Most of these young people were from Muslim families, of course, but usually families in which the practice of religion, in a country to which their families had come to make a new life, had fallen into disuse. (Kureishi, 2005: 53) In My Son the Fanatic, Hanif Kureishi focuses his attention on this gap between two generations of immigrants living in Britain. He works over shifting values between a father and son whose struggle was between assimilation and separatist fundamentalism. The differences between two generations of Pakistani immigrants to Britain are well depicted in the story through two different characters: one is a liberal and secular, and the other is a fundamentalist, a word newly minted to mean a fanatical

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

Muslim (Kureishi, 2005: 55). Parvez is depicted as enterprising and degenerate whereas his son Ali is rebellious and zealous. Through these characters, Kureishi criticizes both conservatism and liberalism. In his 2001 article entitled Hanif Kureishi, Linden Peach claims that Kureishis works reflect that values have to be worked out through negotiation of the conflicts created by love and desire and by the clash and fusion of cultural and religious traditions (Peach, 2001). It is easily seen that Kureishis works reflect his ethnic background and suburban upbringing, and this ethnic background has been the subject of controversy, with his mother and sister disputing his versions of it (Peach, 2001). Kureishi was born in London on 5 December 1954 and raised in Bromley, a suburb of England. His mother was English; his father, the son of a doctor, was a lieutenant colonel in the Indian army who immigrated to England after the partition of the Subcontinent in 1947. The father also wanted to be an author but failed to obtain a publisher for any of his works. His father, who was a Pakistani immigrant, was one of those who could be well assimilated into the British society: [] my father was much more liberal and he liked the Pink Floyd. And he liked England and he wanted to be English. And he liked English people. And he was very curious about England. And he liked all the neighbours. He really liked being here. And was determined to fit in and join in. And he didn't feel that being an Indian somehow excluded him from knowing about England. (Kureishi, 1999) In My Son the Fanatic, Hanif Kureishi portrays the character Parvez similar to his own father. This character is introduced as a liberal immigrant and a symbol of the first generation of immigrants in Britain. Bhikhu Parekh, in his Rethinking Multiculturalism (2006), indicates that a multicultural society including two or more cultural communities may respond to its cultural diversity in one of two ways: It might welcome and cherish it, make it central to its self-understanding, and respect the cultural demands of its constituent communities; or it might seek to assimilate these communities into its mainstream culture either wholly or substantially. (Parekh, 2006: 6) As a multicultural country with the ethnic minorities comprising over 6 percent of its population, Britain seems to have followed the second way to respond to its cultural diversity. It has tried to assimilate its diverse cultural communities into its British culture although the concept of multiculturalism is contrasted with the idea of multiculturalism, as a promotion of differences. Through Parvez character, Kureishi explores the effects of this assimilation on the first, and then the second generation of immigrants in Britain. As a member of the first generation, Parvez has immigrated to Britain from Pakistan and works as a taxi driver in a northern England city: Parvez had been a taxi driver for twenty years. Half that time hed worked for the same firm. Like him, most of the drivers were Punjabis (Kureishi, 2009a: 288). For Parvezs generation, England has been a dreamland: His dreams of doing well in England would have come true (Kureishi, 2009a: 288). Although he is a Muslim, Parvez doesnt follow a traditional Islamic way of life. He doesnt pray, instead, he has broken countless rules of the Koran: he drinks alcohol, eats pork pies and has an adulterous affair with Bettina, who is a white prostitute. Parvez seems to be well integrated and assimilated into British society, completely

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

disaffiliating from his ethnic origin. He thinks that they have to fit in England as immigrants: Youre not in the village now, this is England. We have to fit in! (Kureishi, 2009a: 293). He cannot understand why his son has converted to Islamic fundamentalism, and why he rejects Western civilization. Parvez has always worked for his family, especially for his son, to provide him a good future: for Ali, he had worked long hours and spent a lot of money paying for his education as an accountant. He had bought him good suits, all the books he required, and a computer (Kureishi, 2009a: 287). He wants his son to get a good job, marry the right girl, and start a family (Kureishi, 2009a: 288). For Parvez, there has always been a strong bond between himself and his son: We were not father and son - we were brothers! Where has he gone? Why is he torturing me! (Kureishi, 2009a: 288). The use of the word brothers is particularly painful, given that young Ali now sees as his brothers the millions of others [who] will gladly give our lives for the cause (Kureishi, 2009a: 294). While examining the roots of the conflict between Islam and the West in his The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order (2002), the famous American political scientist, Samuel P. Huntington claims that: [Muslims] stress the differences between their civilization and Western civilization, the superiority of their culture, and the need to maintain the integrity of that culture against Western onslaught. Muslims fear and resent Western power and the threat which this poses to their society and beliefs. They see Western culture as materialistic, corrupt, decadent, and immoral. They also see it as seductive, and hence stress all the more the need to resist its impact of their way of life. Increasingly, Muslims attack the West not for adhering to an imperfect, erroneous religion, which is nonetheless a religion of the book, but for not adhering to any religion at all. In Muslim eyes Western secularism, irreligiosity, and hence immorality are worse evils than the Western Christianity that produced them. (Huntington, 2002: 213) Samuel Huntingtons ideas are strengthened by Kureishi in My Son the Fanatic through the character Ali. As opposed to Parvez, his son Ali, a member of the second generation of immigrants in Britain, turns to a form of belief that denies him the pleasures of the society in which he lives. Although he has been brought up in secular Britain, he now supports a new theocratic age in which repression is returning. Religion has come back to the West with a vengeance (Kureishi, 2009b: 302). Reflecting completely anti-multiculturalist ideas, Ali hates Western civilization, and he accuses his father of being too implicated in Western civilization (Kureishi, 2009a: 293). For Ali, the Western materialists hate us [the Muslim immigrants] (Kureishi, 2009a: 293), Western education cultivates an anti-religious attitude (Kureishi, 2009a: 295), and the West was a sink of hypocrites, adulterers, homosexuals, drug takers, and prostitutes (Kureishi, 2009a: 293-294). Is there a particular event which influenced you? Living in this country. But I love England, Parvez said, watching his boy in the mirror. They let you do almost anything here. That is the problem, he replied. (Kureishi, 2009a: 294)

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

The character Ali considers the Western culture as materialistic, corrupt and immoral. The West is a place full of things he hates, and the freedom the West has provided for him makes him feel insecure because if there was too much freedom you had to make less of it (Kureishi, 2005: 55). Alis hate-filled ideology critical of the West leads him to Islamic fundamentalism, whose roots are in the fourteen-hundred-year-struggle between Islam and West and in Western colonization. As indicated by an Egyptian journalist, Muhammed Sid-Ahmed, colonialism tried to deform all the cultural traditions of Islam (Sid-Ahmed, cited in Huntington, 2002: 213), creating a conflict not between religions but between civilizations. Samuel P. Huntington states that some Westerners have argued that the West doesnt have problems with Islam but only with violent Islamist extremists (Huntington, 2002: 209). But, according to Huntington, fourteen hundred years of history has demonstrated that this idea of Westerners is wrong. There has always been a struggle between Islam and the West, as two different cultures with natures wholly alien to each other: The underlying problem for the West is not Islamic fundamentalism. It is Islam, a different civilization whose people are convinced of the superiority of their culture and are obsessed with the inferiority of their power. The problem for Islam is not the CIA or the U.S. Department of Defense. It is the West, a different civilization whose people are convinced of the universality of their culture and believe that their superior, if declining, power imposes on them the obligation to extend that culture throughout the world. These are the basic ingredients that fuel conflict between Islam and the West. (Huntington, 2002: 218) The character Ali is depicted as a symbol of the young generation of immigrants in Britain, and his ideas mostly reflect the colonial background of these immigrants. Kureishi argues that it mustnt be forgotten that the backgrounds to the lives of these young people includes colonialism being made to feel inferior in your own country (Kureishi, 2005: 57). As indicated by Kureishi, Alis problems seem to be more related with Western colonization rather than Britain, as a multicultural country. The following quotations prove that, in the Western countries, the roots of the problems related with fundamentalism should be searched in the colonial past of the Western countries: On one occasion Ali accused Parvez of groveling to the whites; in contrast, he explained, he was not inferior; there was more to the world than the West, though the West always thought it was best. (Kureishi, 2009a: 295-296) Or in another example: My people have taken enough. If the persecution doesnt stop there will be jihad. I, and millions of others, will gladly give our lives for the cause. (Kureishi, 2009a: 294)

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

As understood from the quotations above, Ali blames the West for its colonial past. These quotations must be examined in terms of postcolonial discourse. In his famous Orientalism (1979), Edward Said discusses that the major component in European culture is precisely what made that culture hegemonic both in and outside Europe: the idea of European identity as a superior one in comparison with all the non-European peoples and cultures (Said, 1979: 7). This idea of Said is also strengthened by Frantz Fanon when he maintains white men consider themselves superior to black men (Fanon, 2008: 3). In My Son the Fanatic, Ali still feels the effects of the colonial past of the West in a postcolonial, multicultural country: All over the world our people are oppressed (Kureishi, 2009a: 297). He cannot accept the idea of the superior European versus the inferior non-European, and he feels insecure in a country which makes him feel inferior. While introducing the new era in world politics and discussing on todays multipolar and multicivilizational world, Samuel P. Huntington claims that: In the post-Cold War world, the most important distinctions among peoples are not ideological, political or economical. They are cultural. Peoples and nations are attempting to answer the most basic question humans can face: Who are we? And they are answering that question in the traditional way human beings have answered it, by reference to the things that mean most to them. People define themselves in terms of ancestry, religion, language, history, values, customs, and institutions. They identify with cultural groups: tribes, ethnic groups, religious communities, nations, and, at the broadest level, civilizations. People use politics not just to advance their interest but also to define their identity. We know who we are only when we know who we are not and often when we know whom we are against. (Huntington, 2002: 21) As indicated by Samuel P. Huntington, in the second half of the twentieth century, peoples have started to define themselves mostly in terms of religion and religious communities. This tendency has increased the tension between Islam and the West, causing lots of conflicts which seem to give rise to Islamic fundamentalism. In My Son the Fanatic, Ali attempts to identify himself in terms of his ethnic origin and religion, but to construct his identity and to provide recognition of this identity in a postcolonial country he chooses to follow a radical way: he converts to Islamic fundamentalism. Kureishi represents Asian culture both as a separate culture or as part of the process in which all cultures are mixed together: the separation and this mixture. And in this separation, theres mixture too. And thats why fundamentalism is interesting (Kureishi, 1999). For Kureishi, the young generation of immigrants are choosing fundamentalism because: It [fundamentalism] is an attempt to create a purity. It's to say we're not really living in England at all. We're going to keep everything that's English, everything that's capitalist, everything that's white, everything that's corrupt, it's going to be outside. And everything that's good and pure and Islamic, you know, it's going to be in here, with these people. And you can see that mixing, you know, was terrifying, just as racists find mixing terrifying. (Kureishi, 1999)

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

As understood from the quotation above, fundamentalism seems to provide the security that young people need. But Hanif Kureishi claims that he doesnt consider the events from a Muslim point of view because he doesnt believe in Islam. He claims that fundamentalism is dictatorship of the mind (Kureishi, 2009b: 308) as it kills mans power of imagination considering God as the only imaginer. He considers not only Islamic fundamentalism but also all forms of religious omnipotence extremely dangerous: I would say the concept of truth is very dangerous. And the idea that the truth is contained in the Koranbeing the word of Godis very dangerous. Subservience is very dangerous, because it stops thinking. Theres always a moral authority whos greater than you, whose ideas oppress you. But I dont think its only Islam thats dangerous. All forms of religious omnipotence are. In that sense Marxism and Fascism are dangerous. (Kureishi, 2006) Both quotations above suggest that fundamentalism should be considered as an aberration, a desperate fantasy of worldwide black brotherhood; a symptom of extreme alienation (Kureishi, 2005: 21) the young generations are exposed to. As young people feel inferior in the country where they were born and brought up, they are converted to fundamentalism as a form of extreme alienation. Their aim is to exclude the others who have excluded them: If you feel excluded it might be tempting to exclude others (Kureishi, 2009b: 305). Through My Son the Fanatic Hanif Kureishi does not only criticize Islamic fundamentalism but also liberalism. At the end of the story, Parvez, the long-settled immigrant father, eventually loses his temper with his fundamentalist son, and hits him: Parvez kicked him over. Then he dragged the boy up by his shirt and hit him. The boy fell back. Parvez hit him again. The boys face was bloody. Parvez was panting. He knew that the boy was unreachable, but he struck him nonetheless. The boy neither covered himself nor retaliated; there was no fear in his eyes. He only said, through his split lip: So, whos the fanatic now? (Kureishi, 2009a: 298) With the question So, whos the fanatic now? at the end of the story, Hanif Kureishi questions the father's own secular liberal tolerance. So, the end of the story indicates that all ideologies as politics can become a dogma. In an interview with Hanif Kureishi, made by Hirsh Sawhney in 2006, Kureishi expresses his ideas about liberalism as a dogma as follows: Liberalism can [become a dogma]. The story My Son the Fanatic is about that. Its like Bush bombing Iraq and saying, Were bringing you democracy, and you see thousands of bombs and people shooting at you. This is liberalism turned on its head. Its insane. This is liberalism as fascism. The end of My Son the Fanatic was about these ironies. How systems of liberation turn into their opposite as we see with Marxism, Fascism, radical Islamand liberalism too. (Kureishi, 2006)

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

While criticizing both liberalism and Islamic fundamentalism, Hanif Kureishi also shows ways to provide healthy multicultural communities. For Kureishi, there is no need for the struggle between Islam and the West because these two are connected: These seemingly opposed philosophies one based on moral absolutes and the unshakable authority of one book, the other on skepticism, doubt, and flux are not alien to one another in the way we might think. There is mutual fascination. These two groups have produced and require each other in some way. They both have fantasies about each other. We have fantasies about the order and strictness of fundamentalism. The fundamentalists have powerful fantasies about those dirty people in the West who are having sex all the time, stoned out of their heads, and living in toilets. Huge envy and love on both sides, for order and for disorder. (Kureishi, 2009b: 304) Hanif Kureishi argues that, while these opposite forces reflect on each other, religion cannot be considered as the Achilles heel of a multicultural country. He says that multiculturalism is much better than monoculturalism because a pure and unmixed world will lead to fascism. For Kureishi, an effective multiculturalism is not a superficial exchange of festivals and food, but a robust and committed exchange of ideas (Kureishi, 2009b: 304), and to provide a robust and committed exchange of ideas in a multicultural community, people have to treat one another with respect (Kureishi, 2009a: 296). With these words, he proves the correctness of the ideas of Tariq Modood, who claims that multiculturalism is not the cause of the present crisis but part of the solution (Modood, 2008: 154). CONCLUSION In the second half of the twentieth century, the practices of multiculturalism have caused some problems in various Western countries. Because of these problems, multiculturalism, as a current sociopolitical movement, has faced intense criticism and has been accused of causing Islamic fundamentalism. In his short story My Son the Fanatic (1994), through a father-son relationship, Hanif Kureishi, one of the most prolific Pakistani - British authors, focuses his attention on one of the most troublesome issues of our day - the relationship between fundamentalism and multiculturalism - and proves that multiculturalism cannot be considered as a cause for the present crisis created by Islamic fundamentalism. In My Son the Fanatic, Hanif Kureishi, as a hybrid Englishman, a Pakistani-Briton, focuses on the changing attitudes of young people in a multicultural country, Britain, in the twenty-first century. He examines the reasons why young generations of immigrants in Britain are being converted to Islamic fundamentalism. Kureishi proves that fundamentalism is a form of extreme alienation of the young generation, and it is being used by the young as a way of excluding the other cultures who have excluded the culture of this young generation. Through successfully chosen characters, the father Parvez and his son Ali, Hanif Kureishi reflects the rising tension between Islam and the West, and also finds a chance to criticize both fundamentalism and liberalism. Kureishi, as a postcolonial author, tries to redefine English national identities in Britain. His story shows that the roots of todays problems related with Islamic fundamentalism can be found in the colonial history of the West, and it is not easy for the

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

colonized to forget what the colonizer did in the past. Kureishi not only criticizes the West for its colonial past but also warns the British Muslims about their religious practices. He attempts to attract the attention of the British Muslims on Islamic religion and its applications in the modern world. With My Son the Fanatic, he shows that an old religion in the modern world may cause a great deal of problems. For this reason Islamic religion needs some revisions and it has to evolve. In My Son the Fanatic, Hanif Kureishi indicates the fact that multicultural societies have developed under colonial and imperial rule during the twentieth century, but in the twenty-first century they have to be ethnic and religious potpourris in the West. Today, none of the religions on the earth can be considered as the Achilles heel for the problems of multicultural communities, and multiculturalism has nothing to do with the problems related to Islamic fundamentalism. Multiculturalism can thus be the only solution for these problems, rather than the cause of them. REFERENCES FANON, Frantz. (2008) Black Skin, White Masks, London: Pluto Press. HUNTINGTON, Samuel P. (2002) The Clash of Civilizations and the Remaking of World Order. London: Simon and Schuster. KUREISHI, Hanif. (1999) "Hanif Kureishi on London." Critical Quarterly. By Colin MacCabe. 41.3 (Autumn 1999): 37-56. Rpt. in Contemporary Literary Criticism. Ed. Jeffrey W. Hunter. Vol. 135. Detroit: Gale Group, 2001. 37-56. Literature Resource Center. Gale. Dumlupinar Universitesi. 7 Oct. 2009 [Online] GALE|H1100033926 Available from: http://go.galegroup.com/ps/start.do?p=LitRC&u=dumlu. [Accessed 4th October 2010] KUREISHI, Hanif. (2005). The Word and the Bomb. London: Faber and Faber. KUREISHI, Hanif. (2006). Interview. In Conversation: Hanif Kuresihi with Hirsh Sawhney. By Hirsh Sawhney. The Brooklyn Rail, USA, Brooklyn, July-August 2006. Available from: http://brooklynrail.org/2006/07/books/hanif-kureishi-with-hirsh-sawhney [Accessed 4th October 2010] KUREISHI, Hanif. (2009a). My Son the Fanatic. The Black Album with My Son the Fanatic. New York: Scribner, pp.287-298. KUREISHI, Hanif. (2009b). An Interview with Hanif Kuresihi. By Deanna Kamiel. The Black Album with My Son the Fanatic. New York: Scribner, pp.299-309. MODOOD, Tariq. (2007) Multiculturalism, Citizenship and National Identity. [Online] Available from: http://www.opendemocracy.net/faith-europe_islam/multiculturalism_4627.jsp [Accessed 10th October 2010] MODOOD, Tariq. (2008) Multiculturalism. UK: Polity Pres. PAREKH, Bhikhu. (2006) Rethinking Multiculturalism: Cultural Diversity and Political Theory. New York: Palgrave Macmillan. PEACH, Linden. (2001) "Hanif Kureishi." British and Irish Dramatists Since World War II: Third Series. Ed. John Bull. Dictionary of Literary Biography Vol. 245. Detroit: Gale Group, 2001. Literature

10

Say 31 Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: Aralk 2011 My Son The Fanatic By Hanif Kureishi

Resource Center. Gale. Dumlupinar Universitesi. 7 Oct. 2009. [Online] GALE|H1200010471 Available from: http://go.galegroup.com/ps/start.do?p=LitRC&u=dumlu [Accessed 4th October 2010] SAID, Edward. (1979) Orientalism, New York: Vintage Books. SAYNOR, James. (2001) Mirrorshades. New Statesman & Society. 40-41. Rpt. in Contemporary Literary Criticism. Ed. Jeffrey W. Hunter. Vol. 135. Detroit: Gale Group, 2001. 40-41. Literature Resource Center. Gale. Dumlupinar Universitesi. 7 Oct. 2009 [Online] GALE|H1100033907 Available from: http://go.galegroup.com/ps/start.do?p=LitRC&u=dumlu.[Accessed 4th October 2010] SCHMIDT, Alvin J. (1997) The Menace of Multiculturalism: Trojan Horse in America. The United States of America: Greenwood Publishing.

11

Hatice Elif DLER

Say 31 Aralk 2011

12

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

NVERSTE RENCLERNN BLGLENDRC METNLERDE DNCEY GELTRME YOLLARINI KULLANMA DURUMLARI


Mehmet TEMZKAN Mustafa Kemal niversitesi Eitim Fakltesi Trke Eitimi Blm ZET: Bu aratrmann amac niversite rencilerinin bilgilendirici metinlerde dnceyi gelitirme yollarn kullanma durumlarn belirlemektir. Aratrma genel tarama modelinde betimsel bir almadr. Aratrmann alma grubunu Mustafa Kemal niversitesi Eitim Fakltesi Trke retmenlii, Snf retmenlii, zel Eitim retmenlii, Resim retmenlii ve Bilgisayar retmenlii blmlerinin 1. snflarna devam eden toplam 331 renci oluturmaktadr. Veri toplama arac olarak rencilere yazdrlan bilgilendirici metin trndeki kompozisyonlar kullanlmtr. Bu kompozisyonlardan elde edilen bulgular yzde, frekans ve aritmetik ortalama eklinde verilmitir. Aratrmann sonucuna gre renciler dnceyi gelitirme yollarndan karlatrmay her bir metinde 1,29, rneklemeyi 0,93, tanmlamay 0,57, saysal verileri 0,36, alnt yapmay 0,35, benzetmeyi 0,25 orannda kullanmlardr. Anahtar Kelimeler: Yazl Anlatm, Dnceyi Gelitirme Yollar, Metin, Kompozisyon.

THE USING LEVELS OF UNIVERSITY STUDENTS THE THINKING EXPANDING FORMS IN THE EXPOSITORY TEXTS
ABSTRACT:The aim of this research is determining university studentss using level of thinking expanding forms in expository texts. This research is a descriptive study in survey model. The sampling group of research are 331 university students in first class who are Mustafa Kemal University Faculty of Education Department of Turkish Education, Department of Classroom Teacher, Department of Private Education, Department of Fine Arts Education and Department of Computer Teaching Education. Data gathering tool are expository compositions. The findings are presentinng frequency, percent and arithmetic average. According to the results university students are using the comparison 1,29 rate, the exemplification 0,93 rate, the definition 0,57 rate, numerical data 0,36 rate, testimony to a statement 0,35rate and analogy 0,25 rate. Key Words: Writing Expression, Thinking Expanding Forms, Text, Composition. GR Yazma, insanolunun doutan getirdii kendini anlatma isteinin rn olan bir eylemdir. nsanlar birbirlerine duygularn, dncelerini, hayallerini, isteklerini, tasarlarn, ikyet ve nerilerini vb. anlatmak isterler. Bundan dolaydr ki yaz insana kendini evresine ak, anlalr ve etkili bir biimde anlatma imkn vermektedir. zbaya gre (2006: 121) yaz insanlarn birbirleriyle iletiim kurmak iin kullandklar dil denen sistemi belli iaretlerle belirleyen ikinci bir sistemdir. Birinci sistem konumadr.

13

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

Buna gre yaz insanlar arasnda kullanlan en nemli iletiim aralarndan biri olmutur. Kavcara gre (1986: 79) yazma, dier bir deyile yazl anlatm bir konuyu ve o konu ile ilgili fikirleri cmle ve paragraflara gre dzenlemek ve bir btn meydana getirmektir. Demirel (1999: 59) yazma etkinliini dnceyi, duyguyu, olay yaz ile anlatmaya yazma denir eklinde tanmlamaktadr. Bu tanmlarn ierikleri dikkate alndnda yazl anlatm, yazmak iin bir konuyu seme ve snrlandrma ilemlerinden sonra konu ile ilgili bilgi toplama ve toplanan bilgileri konunun btnl iinde planlama aamalarndan oluan, plan yazya dntrmek iin anlatmak istediimize uygun kelimeler seme, bunlar doru cmlelere dntrme, doru cmlelerle salam paragraflar kurma, kelimeleri doru yazma, noktalama iaretlerini yerinde kullanma, yazm kurallarna uyma, bilgileri plan dhilinde yazya dkme ve ortaya kan rn dzeltip deerlendirme srelerini ieren bir etkinlik olarak tanmlanabilir (Temizkan, 2003: 11). Yazma eylemi tek bana ne bir retim ne de bir eitim iidir. Bu eylem hem retimi hem de eitimi kapsayan geni ve karmak bir sreten meydana gelir. Yazl anlatm; bir dil renimi ve retimi deil, yazlan dilin dnyasnda sistemli dnme yntemi kazanma becerisi olarak deerlendirilir. Yazma, Trkeyi gelitirme, glendirme, daha iyi renme ve retme deil, Trke dnlen her eyi doru, anlalr, etkili ve sistemli bir biimde aktarma alandr (Gedizli, 2004: 22). Yaznn kalc ve aktarc oluu, toplumsal deiim asndan yazya ok nemli stnlkler salar. Toplumun yaamsal, kltrel, sanatsal tm varln tayan dili, sz kalc klan yazdr. Bir anlatma becerisi olarak yazma, insanolunun binlerce yldr kulland en nemli iletiim aralarndandr. Yaznn icad insanla konumann yannda ok nemli yeni bir iletiim arac kazandrmtr. nsanlar yaz sayesinde medeniyete ok nemli katklar salamlardr. Bu katklardan en nemlisi yaz sayesinde bilgi ve kltr aktarmnn ok daha kolay ve etkili hale gelmi olmasdr (Cokun, 2007: 50). Binyazar ve zdemire gre (1980: 17) yazl anlatmn sz ve dnceyi uzaklara iletme, yaadmz anlatma, bilgiyi ve dnceyi saptama gibi temel amac vardr. Ge gre (1978: 16) de yazma retiminin can damar rencilerimizin yazma ve yaratma glerini harekete geirmektir. Baka trl sylersek onlarn yazma ve yaratma gcn gelitirme, belirli bir ama dorultusunda ynlendirmedir. Yazl bir kompozisyon baz dilsel birimlerin bir araya getirilmesinden oluur. Bunlar kelimeler, cmleler ve paragraflardr. Kelimeler anlatm birimleri; cmleler yarg birimleri; paragraflar da dnce birimleridir. Szck (kelime) tmce iinde belli bir grevi ve anlam olan, baka bir deyile tmcenin sz dizimsel-anlamsal ileyiine katlan dil gesidir. Szckler bir dili oluturan en nemli elerdendir. nsanlar arasndaki anlama, iletiim byk lde szcklerle salanr. Szckler kavramlar yanstan birimlerdir (Bilgin, 2002: 178). Bir duyguyu, bir dnceyi, bir istei, bir olay vb. tam bir yargya balayarak anlatan szce ya da szck dizisine tmce denir. Tmce bir yarg bildirir (Bilgin, 2002: 446). Konuma ve yazda dzenleme, dier bir deyile kompozisyon cmleyle balar. Konuma ve yaznn birimi cmledir. Doru, iyi ve gzel bir cmle kurmak iin szcklerin dil iinde kazandklar deerleri bilmek gerekir. Ancak bundan sonra cmleye geilebilir. Cmlenin iyi, doru ve gzel olmas yaznn veya konumann etkisini belirler (Yakc vd. 2004: 43).

14

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Yazl anlatm etkinliinin en nemli birimlerinden birisi de paragraftr. Paragraf ekil asndan genellikle bir satr bandan dier satr bana kadar olan birim olarak tanmlanmaktadr. erik asndan bakldnda ise paragraf duygu, dnce ve hayallerin bir konu etrafnda toparland anlamsal bir birimdir (Yakc vd. 2004: 44). Her paragrafta bir dnce, duygu, olay veya durum birlii vardr. Paragraflarda bir ana dnce olur ve her paragraf bu dncenin birimi, yuvas saylr. te bu ana fikri, ana duyguyu deiik ynlerden aklayan cmle ya da cmle beklerine paragraf denir. Yazl kompozisyon paragraflarn bir zincir halkas gibi birbirine eklenmesinden meydana gelir (Temizkan, 2003: 22). Sarcaya gre (2000: 207) ierik ynnden paragraf bir dnceyi, bir duyguyu, bir bilgiyi, bir yargy, dilei, istei, neriyi, olayn bir kesitini tam olarak, yalnz bir ynyle aklayan, betimleyen cmleler btndr. Salam bir paragraf yaznn btn gibi baz blmlerden oluur. Paragraf ierdii ana duyguyu, ana dnceyi aklamaya bir giri cmlesinden balamaldr. Daha sonra dncenin paragraf boyutunda ele alnaca gelime cmleleri gelir. Bunlar dnce ya da duyguyu paragrafta ele alnmas gereken tm ynleriyle aklar. Paragraf sonu cmleleriyle biter. Bu cmleler de paragrafta ele alnan dnce veya duygular toparlayc nitelik tar (Temizkan, 2003: 22). Paragraf bir dnce birimidir. yi dzenlenmi bir yazda ka paragraf varsa o kadar da dnce var demektir. Paragraf oluturan cmlelerin okluu ya da azl ne srlen dncelerin gelitirilmesine baldr. Dnceyi gelitirme onu okuyucunun kolayca kavrayabilecei bir duruma getirmek demektir (zdemir, 1992: 84). Bir yazda ileriye srlen gr ve dncenin inandrcln salamak amacyla yazar tanmlama, rnekleme, karlatrma, tank gsterme/alnt yapma, saysal verilerden yararlanma, benzetme gibi dnceyi gelitirme yollarna bavurabilir (Ardanac, 2001; Bilgin, 2004; zdemir, 1992; zdemir ve Binyazar, 1975; Kbrs, 2010). Tanmlama: Bir kavramn ya da olayn belirgin zellikleriyle tantlmasna tanmlama denir. Tanmlama bir dnceyi karmzdakine aktarmann dorudan bir yoludur. Daha ok aklama ve tartma anlatm biimlerinde kullanlan bu yolla tanmlanan eyin okurun zihninde daha kolay belirmesi amalanr. Tanmlamalarn yazdaki yeri snrldr. zerinde yaz yazlan konunun baz anahtar kavramlar tanmlarla belirginletirilir. Yazar, okuyucunun kafasnda snrlar tam izilemeyen bu kavramlar tanmlayarak hem kavrama bak asn verir hem de okurun kavrama gcn artrr (Bilgin, 2004; zdemir, 1992: 69). Nesnel ve znel olmak zere iki biimde yaplabilir. Tanmlama Bu nedir? sorusunun cevabdr. Tanm cmleleri ya "... denir." ya da "...dir." eklinde biter. Karlatrma: Dnceyi gelitirmenin bir baka yolu da iki varlk, iki kavram ya da iki ey arasndaki benzerlik ve kartlklardan yararlanmadr. Karlatrma da somutlatrmay salayan bir yoldur. Bunda ama kavramn baka kavramlardan farkl ynlerini ortaya koymak, bylece onun belirgin zelliklerinin daha iyi anlalmasn salamaktr. Ya da ortak ynler sylenerek bu zelliklerin daha iyi belirmesi amalanr (Ardanac, 2001). Tank Gsterme: Bir dnceyi savunmak, doruluunu kantlamak iin ayn gr paylaan, destekleyen bir kiinin yazlarndan veya konumalarndan alnt yapmaktr. Tank gsterme iki biimde

15

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

olur. Birincisinde tank gsterdiimiz kiinin dncesini alr kendi grlerimizi buna bal olarak gelitiririz. kincisinde ise nce kendi grmz ortaya koyar, bunu tank gsterdiimiz kiinin dnceleriyle pekitiririz (zdemir, 1992: 87). Tanklna bavurulan kiinin sz edilen konuda yetkin olmas gerekir. Yazar, bu yetkin kiinin szn ya kendi sz hline getirir (dolayl anlatm) ya da sznn tamamn veya bir blmn trnak iinde vererek kullanr (dorudan anlatm). rnekleme: Dnceyi gelitirmenin bir yolu da rneklemedir. rnekleme soyut bir dnceye somutluk ve grnrlk katar, sylemek istediimizi okuyucumuzun gznde canlandrr. Sz edilen bir dncenin zihinlerde somut hle getirilebilmesi iin bavurulan bir dnceyi gelitirme yoludur. Yerinde kullanlan bir rnek kimi durumlarda sayfalarca aklamadan daha etkili olur (zdemir ve Binyazar, 1975). Saysal verilerden yararlanma: Dnceyi inandrc klmann yollarndan biri de saysal verilerden yararlanmadr. nsanlar okuduklarnn saylarla desteklendiini grrlerse yazy daha da inandrc bulurlar. Dncelerin kantlanmas, inandrc klnmas iin aratrma sonularndan yararlanma yoluna gidilir. Gvenilir kaynaklarn sunduu verilerin kullanlmas yazarn inandrcln byk lde artrr (Bilgin, 2004). Benzetme: Bir kavram ya da varl baka kavram ya da varla ait zelliklerle anlatmadr. ounlukla cmle dzeyinde kullanlan, anlam zenginletirmeyi amalayan bir dnceyi gelitirme yoludur. Paragrafn iinde yer yer bulunur, anlatma g katar. Benzetme, aralarnda benzerlik olan iki eyden benzerlike zayf olan gl olanla anlatmaktr. Yazma becerisi dinlemeyi, okumay ve konumay gerektiren; bu dil becerisinin bir sentezinden oluan ve gelitirilmesi zor bir dil becerisidir. Bu noktada rencilerden beklenen profesyonel anlamda bir beceri sergilemeleri deildir. 2005 Trke Dersi retim Program bu konuya yle aklk getirmektedir. Hikye, roman, iir gibi trlerde rn vermek, bireysel yetenek ve yaratclk gerektirse de rencilerin duygu, dnce, hayal ve izlenimlerini doru, ak, anlalr ve yazma kurallarna uygun ekilde anlatmalar yazma tekniine uygun bilgi ve beceriler kazandrlarak salanabilir (MEB, 2005: 7). Aratrmaya konu olan dnceyi gelitirme yollar ise programda planl yazma bal altnda Konunun zelliine uygun dnceyi gelitirme yollarn kullanr. maddesi ile dile getirilmektedir. Planl yazmaya ynelik Aklamalar bal altndaki Tanmlama, betimleme, rnekleme, karlatrma, tank gsterme, benzetme ve saysal verilerden yararlanlarak ana fikir desteklenir. maddesi dnceyi gelitirme yollarnn yazl anlatmdaki yerine dikkat ekmektedir (MEB, 2005: 30). Dnceyi gelitirme yollarn ama ve kurgu unsurlar bakmndan u biimde tablolatrabiliriz:

16

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Tanmlama Karlatrma

Ama Yazlan konu hakknda bilinmeyen anahtar kavramlarn anlamlarn akla kavuturmaktr. Kavramlarn baka kavramlardan farkl veya benzer ynlerini ortaya koyarak belirgin zelliklerinin daha iyi anlalmasn salamaktr. Soyut bir dnceye somutluk ve grnrlk katmak ve bylece sylemek istediimizi okuyucumuzun gznde canlandrmaktr. Herhangi bir dnceyi bakalarnn dncelerinden ve szlerinden yararlanarak glendirmektir. leri srlen dnceyi inandrc klmaktr. Bir kavram ya da varl baka kavram ya da varla ait zelliklerle anlatarak somutlatrmaktr.

rnekleme Tank Gsterme Saysal Veriler Benzetme

Kurgu Nesnel ve znel olarak yaplr. Cmleler dr, dir / denir eklinde biter. Kavramlar arasndaki benzerlik ve kartlklar n plana kararak yaplr. Konu hakknda baz aklamalar yaptktan sonra konuya uygun rnek/ler verilerek yaplr. Dorudan ve dolaysz olarak iki ekilde yaplr. Aratrma sonularndan yararlanlarak yaplr. Aralarnda benzerlik olan iki eyden benzerlike zayf olan gl olanla anlatarak yaplr.

Dnceyi gelitirme yollarnn kullanlmas yazda ele alnan konunun eitli ynleriyle, ayrntl olarak ilenmesini ve ortaya konulmasn salar. Yazar neyi nasl ifade edeceini bildiinden anlatm bozukluklarna dme olasl azalr. Konu okuyucu tarafndan daha anlalr ve daha ilgi ekici biimde alglanr. Ak, anlalr ve etkili bir anlatm salandndan yaznn kalcl artar. Bu bilgiler nda aada dnceyi gelitirme yollarnn kullanld bir metinle kullanlmad bir metni incelemek yararl olacaktr. rnek Metin 1 Hogrl olmak herkesin houna gider. Herkese hogrl olmak, insanlara gzel davranmak herkesin houna gidendir. Herkes anne babaya sayg sevgili olmaldr. Bunu herkes yapsa sayg ve sevgi herkesin houna gider. Hogr demek herkesin byne kne saygl olmazsa kimse birbirine sayg gstermez. Herkes birbirine hogrl olursa hogrlk herkesin houna gider. Her zaman hogrl ol, herkes gibi ol. rnek Metin 2 Hogr her eyi anlayla karlayabilmektir. Bir insan hogrl olursa ona kimse yalan Tanmlama sylemez. nsanlar onunla her eyini paylar. Hogr insana gzel bir davran kazandrr. Toplum iinde hogrl insann yeri ayrdr. rnein ocuunuz kendi kendini yetitirmek amacyla bir rnekleme etkinlikte bulundu ve siz ona kar hogrl olmadnz. O ocuun kendine gveni azalr. Toplum da hogrl olursa herkesin size kar bir saynl olur. Hogr sadece eitimle deil, ailede de kazanlr. Ailede hogr olmazsa o bir aile olmaz zaten. nk ailede huzur olmaz, fikir anlay olmaz.

17

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

Hogrl insan ayrdr, hogrsz ayrdr. Hogrl insana biz her eyimizi aar, her Karlatrma eyimizi paylarz. Hogrsz insan bizi anlamayaca iin onunla paylaamayz. Hogrl bir toplum, hogrl bir aile, hogrl bir ortamn insanlaryla vakit gemek bilmez. Hogrl insanlar ok sabrldrlar. Ailede hogr olursa sknt yaanmaz. rnein ocuunuz sizinle bir ey paylamak istiyor. rnekleme Ama siz onu anlamazsanz ocuunuz korkar ve sizinle paylamaz. Hogrl olursanz sizinle paylar ve siz de ocuunuzun her eyini bilmi olursunuz. Bylece ocuunuzu tanm olursunuz. Ksaca hogrl insanlar hayatta mutlu, huzurlu, rahat bir yaam srerler. Birinci metinde dnceyi gelitirme yollar kullanlmamtr. Bu metinde yazar hemen her cmlede anlatm bozukluuna dmtr. Ele ald konu hakknda bilgisi olmad anlalmaktadr. Konu ayrntlaryla ilenmemi, sk sk kelime tekrarna dlmtr. Okuyucu asndan ok skc, ne anlatmak istedii anlalmayan, ilgi ekicilikten uzak bir metindir. kinci metinde ise yazar her paragrafta dnceyi gelitirme yollarndan yararlanmtr. Birinci paragrafta hogr kavramn tanmlam, ikinci paragrafta bu kavrama rnek vermi, nc paragrafta hogrl olan ve olmayan insanlar karlatrm, son paragrafta ise bir rnekle yazy tamamlamtr. Metne bakldnda anlatm bozukluklar ok azdr. Metin okuyucu tarafndan ilgiyle okunabilmekte, metinde ele alnan konu eitli ynleriyle anlatlmakta, konu belli bir plan ve mantk dorultusunda gelitirilmektedir. Bu iki rnekten yola karak dnceyi gelitirme yollarnn kullanlmasnn metinde nemli ilevleri yerine getirdii grlmektedir. Bu aklamalar dorultusunda aratrmann problem cmlesi niversite rencilerinin bilgilendirici metinlerde dnceyi gelitirme yollarn kullanma dzeyleri nedir? eklinde oluturulmutur. YNTEM Aratrmann Modeli Aratrma tarama modelinde gerekletirilen betimsel bir nitelik tamaktadr. Tarama modelleri gemite veya halen var olan bir durumu var olduu ekliyle betimlemeyi amalayan aratrma yaklamlardr. Aratrmaya konu olan olay, birey ya da nesne kendi koullar iinde ve olduu gibi tanmlanmaya allr. Onlar herhangi bir ekilde deitirme, etkileme abas gsterilmez. Bilinmek istenen ey vardr ve oradadr. nemli olan onu uygun bir biimde gzleyip belirtmektir (Karasar, 2000: 77). Bu aratrmada niversite rencilerinin bilgilendirici metinlerde dnceyi gelitirme yollarn kullanma durumlar belirlenmeye allmtr. Aratrma tarama modellerinden genel tarama modeli ile gerekletirilmitir. Genel tarama modelleri ok sayda elemandan oluan bir evrende, evren hakknda genel bir yargya varmak amac ile evrenin tm ya da ondan alnacak bir grup, rnek ya da rneklem zerinde yaplan tarama dzenlemeleridir. Bu aratrmada ok sayda elemandan oluan niversite rencilerinden 331 kiilik bir rneklem belirlenmi ve bu rneklemin bilgilendirici metinlerde dnceyi gelitirme yollarn kullanma durumlar tespit edilmeye allmtr.

18

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Aratrma genel tarama modellerinden tekil tarama modelinde gerekletirilmitir. Tekil tarama modeli deikenlerin tek tek, tr ya da miktar olarak oluumlarnn belirlenmesi amac ile yaplan aratrma modelidir. Bu tr bir yaklamda ilgilenilen olay, madde, birey, grup, kurum, konu vb. birim ve duruma ait deikenler ayr ayr betimlenmeye allr (Karasar, 2000: 79). Bu aratrmada niversite rencilerinin bilgilendirici metinlerde dnceyi gelitirme yollarn kullanma durumlar aratrlrken, bu dnceyi gelitirme yollar tanmlama, rnek verme, benzetme, karlatrma, saysal verilerden yararlanma, tank gsterme/alnt yapma olarak ayr ayr ele alnmtr. alma Grubu Aratrma Mustafa Kemal niversitesi Eitim Fakltesi 1. snflarda eitim retime devam eden I. ve II. retim programlarndaki rencileri kapsamaktadr. Bu balamda Trke retmenlii, zel Eitim retmenlii, Bilgisayar retmenlii, Resim retmenlii ve Snf retmenlii blmlerinden toplam 331 renci aratrmann alma grubunu oluturmaktadr. Aadaki tabloda blmlere gre aratrmaya alnan renci saylar verilmektedir. Blmler Trke retmenlii zel Eitim retmenlii Bilgisayar retmenlii ve Teknoloji Eitimi Resim retmenlii Snf retmenlii Toplam renci Saylar 82 31 79 23 116 331

Veri Toplama Aralar Aratrmada veri toplamak amacyla rencilere yazdrlan kompozisyon ktlar kullanlmtr. Bu amala rencilere kendilerince belirledikleri herhangi bir konuda bilgilendirici metinlerden deneme trnde bir yaz yazmalar istenmitir. Bu yazy yazarken snav veya not kaygs tamamalar gerektii sylenmi ve istedikleri kadar zaman kullanabilecekleri belirtilmitir. rencilerden alnan deneme yazlar aadaki maddeler dorultusunda filenmitir: renciler Tanmlama Karlatrma rnek Verme Benzetme Saysal Veriler Alnt Yapma + 1 2 3 Verilerin Analizi renciler tarafndan bilgilendirici metinlerden deneme trnde oluturulan yazl kompozisyonlar dnmeyi gelitirme yollar dorultusunda filendikten sonra veriler bilgisayar ortamna aktarlm ve SPSS 11.5 istatistik paket program yardmyla analiz edilmitir. Bylece aratrmada hem nitel hem de nicel veri analizinden yararlanlmtr. Verilerin analizinde frekans, yzde ve aritmetik ortalama ilemlerinden yararlanlmtr. Yazl kompozisyonlar ncelikle dnceyi gelitirme yollar asndan toplu olarak analiz edilmitir. Bu

19

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

ilemden sonra aratrmaya konu olan her bir dnceyi gelitirme yolu (tanmlama, karlatrma, rnek verme, benzetme, saysal verilerden yararlanma, alnt yapma) kendi iinde teker teker ele alnmtr. BULGULAR Bu blmde aratrmada elde edilen bulgular yer almaktadr. Verili srasna gre nce dnceyi gelitirme yollarnn toplam kullanmna ilikin bulgular, sonra her bir dnceyi gelitirme yolunun kullanm dzeyine ilikin bulgular sunulmaktadr. Dnceyi Gelitirme Yollarnn Kullanmna likin Toplam Bulgular Dnceyi gelitirme yollarnn kullanmna ilikin toplam saysal bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 1. Dnceyi Gelitirme Yollarnn Kullanmna likin Toplam Saysal Veriler Dnceyi Gelitirme Yollar f % Ort. Toplam Karlatrma 428 34,25 1,29 rnek Verme 310 24,34 0,93 Tanmlama 191 14,06 0,57 Benzetme 84 7,0 0,25 1251 Saysal Veriler 120 10,65 0,36 Alnt Yapma/Tank Gsterme 118 10,59 0,35 izelge 1e gre aratrma grubunda yer alan 331 renci yazdklar metinlerde toplam 1251 yerde dnceyi gelitirme yollarndan herhangi birisini kullanmlardr. Buna gre dnceyi gelitirme yollarndan karlatrma % 34,25; rnek verme % 24,34; tanmlama % 14,06; benzetme % 7; saysal veriler % 10,65; alnt yapma/tank gsterme % 10,59 orannda kullanlmtr. Ortalama verilere gre karlatrma % 1,29; rnek verme % 0,93; tanmlama % 0,57; benzetme % 0,25; saysal veriler % 0,36; alnt yapma/tank gsterme 0,35 orannda kullanlmtr. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Karlatrmann Kullanmna likin Bulgular Dnceyi gelitirme yollarndan karlatrmann kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 2. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Karlatrmann Kullanmna likin Bulgular Dnceyi Bilgisayar zel Eitim Resim- Snf Trke Toplam Gelitirme retmenli retmenli retmenli retmenli retmenli Yolu i i i i i Karlatr F % f % f % f % f % f % ma 91 19,25 27 8 23 5 204 45,8 83 24,75 42 10 8 0 79 31 23 116 82 33 10 Toplam 1 0 renci Says 1,15 0,87 1,00 1,75 1,01 Ortalama

20

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

izelge 2de alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan karlatrmay kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri karlatrmay % 19,25; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 8,0; Resim- retmenlii Blm rencileri % 5,0; Snf retmenlii Blm rencileri % 45,8; Trke Eitimi Blm rencileri % 24,75 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan karlatrmann kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar retmenlii Blm rencilerinin 1,15; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 0,87; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 1,0; Snf retmenlii Blm rencilerinin 1,75; Trke Eitimi Blm rencilerinin 1,01 orannda kullandklar grlmektedir. rnekler Her insann kendini iyi hissettii anlar farkldr. Kiisel zelliklerle ok balantldr bu durum. kolik bir insan alrken mutlu olur. Popler, neeli insan tipleri sevildiklerini hissettiklerinde ya da konutuklarnda. Barl, soukkanl insan tipleri huzur ve sakinlik durumlarnda. Mkemmeliyeti insan tipleri her ey olmas gerektii gibi olduunda mutlu olurlar. Kimi sanat ve aydnlar sanat yapyor gibi grnrler. Yaptklar sanat bir sermaye olarak grrler. Vakit geirmek iin, getirisi olsun diye yaparlar sanatlarn. Oysa gerek aydn ve sanatlar tm abalarn zm arama, dzene koyma, aama yapma, yceltme, yaratma, toplumla iliki kurma ve nihayetinde de saygnlk kazanmak iin yaparlar sanatlarn. Baarl insanlarn hayatlarndaki engellerin says baarszlardan daha fazladr. Baarllar o engellerin zerinden atlar. Baarszlar bir engel grdklerinde, bu engel olmasayd ben de baarl olurdum der. Baarllar engellere ramen sonuca giderler. Baarszlar engeller olmasayd neler yapabileceklerini anlatmakla meguldrler. iir bir roman ya da hikyeden farkldr. Romanda ya da hikyede kendi iinde kopan frtnalar dindiremezsin. Yaadn duygu younluunu dar karamaz, anlatmak istediklerini soyut bir biimde yanstamazsn. Romanda dz cmleler kurarsn ama iirde kurduun cmleler ok derin anlamlar ifade eden, her kelimesinden ayr anlamlar karabilecein cmlelerdir. dealizmin kurucusu Eflatun gerek bilginin zihinde yani idealar dnyasnda olduunu savunurken realizmin kurucusu Aristo gerek bilginin zihin dnda nesneler dnyasnda olduunu savunur. Otuz yl ncesine kadar sadece TRT kanallar varm. Haberler takip ediliyor, Trk sinemasnn unutulmaz filmleri, yabanc bir iki dizi seyrediliyormu. nsanlar televizyonu bo vakitlerinde seyrederken, imdilerde zamanlarn televizyona ayrr oldular. Evlenme programlar, sabah programlar, yemekteyiz programlar oalr oldu. Kitap okumann verdii zevk ne tiyatroda ne sinemada var. Dikkat edin onlara kt demiyorum ama kitapta bambaka bir ey var. nsan iine eken, ou zaman hayal dnyasna srkleyen.

21

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

imdilerde ok garantiliyiz nesil olarak. Brakn inanc, kararll, yalan sylyor mu diye en yaknlarmzn bile lafna kukuyla bakar olduk. ocukluumun o gz karal gitti yerine pheci, att admdan korkan insanlar haline geldik. Dnceyi Gelitirme Yollarndan rnek Vermenin Kullanmna likin Bulgular Dnceyi gelitirme yollarndan rnek vermenin kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 3. Dnceyi Gelitirme Yollarndan rnek Vermenin Kullanmna likin Bulgular Dncey Bilgisayar zel Eitim Resim- Snf Trke Toplam i retmenli retmenli retmenli retmenli retmenli Gelitirm i i i i i e Yolu rnek F % F % f % f % f % f % Verme 69 18,5 21 8,0 21 8,0 128 42,6 71 22,5 31 10 0 0 79 31 23 116 82 33 10 Toplam 1 0 renci Says 1,14 1,47 1,09 1,10 1,15 Ortalama izelge 3te alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan rnek vermeyi kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri rnek vermeyi % 18,5; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 8,0; Resim- retmenlii Blm rencileri % 8,0; Snf retmenlii Blm rencileri % 42,6; Trke Eitimi Blm rencileri % 22,5 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan rnek vermenin kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar retmenlii Blm rencilerinin 1,14; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 1,47; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 1,09; Snf retmenlii Blm rencilerinin 1,10; Trke Eitimi Blm rencilerinin 1,15 orannda kullandklar grlmektedir. rnekler Mutlaka bir insann baka bir insanla konumaya ihtiyac vardr bence. Mesela skntl olduum zamanlarda yanmda konuacak birilerinin olmasn isterim. Bu dnemi atlatmak iin birileriyle konumaya ihtiyacm vardr. iir bazlar iin bir hayat felsefesi, bazlar iin musiki, bazlar iin de bir yaam biimidir. rnein Paul Valery, Rimbaud ya da Baudaliere iin bir hayat felsefesidir. Yabanc oyunculara Trk oyunculardan daha fazla deer verilmesi, onlara kat kat maalar denmesi, hem onlar martyor hem de yetenekli Trk oyuncularmz olumsuz etkiliyor. Lincoln, Delgado, Kezman, Guiza bu yabanc oyunculara rnek verilebilir.

22

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Oyunlar ilk okulda bir bakadr deil mi? O zevk ve heyecan baka ne zaman bize gelir bilmem. O ocuksu oyunlardan birkan fsldayaym m? Simit, uzun eek daha neler neler. Nice beklentilerle kurulmutur evlilikler. Mesela bir kadn evlendii insandan iyi bir baba, romantik bir sevgili, ayn zamanda baarl bir e olmasn bekler. Dil de biz insanlar gibi douyor, yayor ve lyor. imdi bunu spatlayacak bir rnek sunalm. Bir zamanlar kadgu szc zamanla kaygu olmu ve gnmzde kayg olarak kullanlmaktadr. Bedk szc imdi kullandmz byk szcnn atasdr. u ana kadar yazdm tm gzel iirleri, metinleri hep nce kendim karar vererek, kendim isteyerek yazdm. Ne de gzel sonular aldm bu eserlerimden. yle ki retmen sevgisiyle dolup tatm bir gn ylesine gzel bir iir yazmtm ki. Daha on yandaydm ve birka sene sonra o iirimle birincilik almtr. Bence aile iinde byk kk her bireyin aileyle ilgili kararlarda sz sahibi olmas gerekir. rnein bir karar verilirken ocuklara da sorulmal, onlarn da grleri alnmaldr. Bu davran hem aile iindeki sevgiyi artrr hem de ocuklarn z gven duygularnn gelimesini salar. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Tanmlamann Kullanmna likin Bulgular Dnceyi gelitirme yollarndan tanmlamann kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 4. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Tanmlamann Kullanmna likin Bulgular Dnceyi Bilgisayar zel Resim- Snf Trke Toplam Gelitirme Yolu rt. Eitim rt. rt. rt. rt. Tanmlama F % f % f % f % f % f % 35 18,5 12 6,0 13 6,25 64 34,0 67 36,25 191 100 79 31 23 116 82 331 100 Toplam renci Says 0,44 0,38 0,56 0,55 0,81 Ortalama izelge 4te alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan tanmlamay kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri tanmlamay % 18,5; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 6,0; Resim- retmenlii Blm rencileri % 6,25; Snf retmenlii Blm rencileri % 34,0; Trke Eitimi Blm rencileri % 36,25 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan tanmlamann kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar retmenlii Blm rencilerinin 0,44; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 0,38; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 0,56; Snf retmenlii Blm rencilerinin 0,55; Trke Eitimi Blm rencilerinin 0,81 orannda kullandklar grlmektedir.

23

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

rnekler Sizce yemek yemek nedir? Sadece karnnz doyurmak m? Tabii ki hayr. Bana gre yemek yemek bir sanattr. Sevmek bir insan btnyle sevmektir. nsanolu, yeryznde en karmak hislere sahip varlktr. Mutluluk, bir ocuun bayram gecesi ayakkablarna sarlp uyurkenki resmidir. Yalnzlk, bir insann kendi kendisiyle kalmas ve kendi kendisiyle vakit geirmesidir. Gerek aydn evrensel ve yaygn olan lm drtsn yaama ve yaratcla dntren kiidir. Baar, insann hayatnda hedefledii noktaya gelebilmesi, tm zorluklara, engellere ramen ylmamasdr. iir, bir insann duygularn ifade etme biimidir. Adalet, ister maddi olsun ister manevi her trl haklarn eit olarak datlmasdr. nsanlar arasnda anlamay salayan doal araca dil denilmektedir. lm, insanolunun suskunlua yelken adr. G, insanolunun var olan artlara ve duruma gre evresindeki canllar zerinde uygulad fiziksel ve duygusal baskdr. Felsefe insan, evreni ve insanla ilgili deerleri anlama ve yorumlama abasdr. Sevgi insanlarn yreinde anlatlmas zor, hayata anlam veren bir duygudur. Umut bir dilim mutluluktur. Televizyon insanlarn bo vakitlerinde zaman geirmek iin kullandklar bir aratr. ocuk olmaktan vazgemek yaama sarlmaktan, iddial olmaktan, bazen de gemileri yakmaktan vazgemektir. Dostluk bir kiiyi karsndakine balayan sevgi ve sayg duygusudur. Yaz yazmak bir dev deil, bir rahatlama aracdr. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Benzetmenin Kullanmna likin Bulgular

24

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Dnceyi gelitirme yollarndan benzetmenin kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 5. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Benzetmenin Kullanmna likin Bulgular Dncey Bilgisayar zel Eitim Resim- Snf Trke Toplam i retmenli retmenli retmenli retmenli retmenli Gelitirm i i i i i e Yolu Benzetme F % F % f % F % F % f % 21 24,0 5 5,25 2 3,0 24 29,5 32 39,0 84 10 0 79 31 23 116 82 33 10 Toplam 1 0 renci Says 0,26 0,16 0,08 0,20 0,39 Ortalama izelge 5te alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan benzetmeyi kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri benzetmeyi % 24,0; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 5,25; Resim- retmenlii Blm rencileri % 3,0; Snf retmenlii Blm rencileri % 29,5; Trke Eitimi Blm rencileri % 39,5 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan benzetmenin kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar retmenlii Blm rencilerinin 0,26; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 0,16; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 0,08; Snf retmenlii Blm rencilerinin 0,20; Trke Eitimi Blm rencilerinin 0,39 orannda kullandklar grlmektedir. rnekler Nasl ki bir ressam zenle izer doay, kendine gre yorumlar. Bir air nasl yorumlarsa hayat, onun her bir msrasn, beyitini, bentini ya da ktasn. En gzel kelimeleri kullanmaya alrsa a da yemeini yaparken sebzenin en doal ile baharatn en kalitelisi ile ssler yemeini. Dnyann deiik gzelliklerini bir motif misali yazsna ileyen yazar gibi. Baar balangta hayal gibidir. Ona hi ulaamayacaz gibi gelir. iir yazmak da hayal lemine dalmaktr aslnda. Bir ocuun hayali gibidir iir. Sevgiden mahrum byyen bir ocuk, susuz byyen bir aaca benzer. Kitap okumak benim nazarmda arkadalarla edilen sohbete benzer. Okul bize aileden sonra eitimi retimi alayan, bunu davran haline getirmemizi salayan bir devlet kurumudur. Scak bir yuva gibidir. O kck ocuklarn tpk kocaman insanlar gibi hayat omuzlarna aldklarn gryorum.

25

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

Sanki talan edilen bir ehrin gzyalar gibi ac verici. Bulutlarn arasndan yeryzne doru doru yolculuk yapan bir ku misali iner aaya usul usul. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Saysal Verilerin Kullanmna likin Bulgular Dnceyi gelitirme yollarndan saysal verilerin kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 6. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Saysal Verilerin Kullanmna likin Bulgular Dncey Bilgisayar zel Eitim Resim- Snf Trke Toplam i retmenli retmenli retmenli retmenli retmenli Gelitirm i i i i i e Yolu Saysal F % F % f % F % F % f % Veri 26 20,30 1 1,15 0 0 52 44,5 41 32,9 12 10 0 0 79 31 23 116 82 33 10 Toplam 1 0 renci Says 0,32 0,03 0 0,44 0,5 Ortalama izelge 6da alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan saysal verileri kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri saysal verileri % 20,30; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 1,15; Resim- retmenlii Blm rencileri % 0; Snf retmenlii Blm rencileri % 44,5; Trke Eitimi Blm rencileri % 32,9 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan saysal verilerin kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar retmenlii Blm rencilerinin 0,32; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 0,03; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 0; Snf retmenlii Blm rencilerinin 0,44; Trke Eitimi Blm rencilerinin 0,5 orannda kullandklar grlmektedir. rnekler Bir dnsenize Anadolunun cra kelerinde bir demirci, boyac ya da ifti yllk ortalama 7-8 bin lira gelirle ailesini geindirebiliyor ve mutlu ediyorken, byk ehirlerde aylk geliri 3-4 bin lira olan bir aile geim skntsndan bahsediyor. Belki de bu yzden sevgi zerine kurulmu evliliklerin % 60 bitiyor maalesef. ekerli, karbonhidratl maddeler % 73 orannda endorfin maddesinin salglanmasn artrr. statistiklere gre insanlar gerekletirmektedirler. hayatlarndaki en byk baarlar 1-35 yalar arasnda

26

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

Bu konudaki aratrmalar Trkenin Yunancaya yaklak 3000; Macarcaya yaklak 2000 szck verdiini ortaya koymutur. Dnya nfusuna her dakikada yaklak 500 insan douyor. Kadnlarn yaklak % 40 eleri tarafndan iddet grmektedir. Gnmzde hava kirlilii bakmndan en fazla gze arpan lke in olarak grnyor. lke 1 milyar nfusuyla hava kirlilii asndan en ileri olan lkedir. Eski dnemlerdeki televizyonun insan yaamnda bulunma oran % 20, 30larda iken gnmzde bu oran % 90n altna dmemektedir. Ana snfna 6, ilkokula 7 yanda balayan o kk afacanlar 30 kiilik snflarn birer bireyi olmulardr. Evet uyku gerekliydi ama yetikinler iin 6 saat yeterliydi. Daha nce de sylediim gibi sinema izleme oran % 80 iken tiyatro oran ise % 20lere kadar dtn syleyebilirim. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Alnt Yapma/Tank Gstermenin Kullanmna likin Bulgular Dnceyi gelitirme yollarndan alnt yapma/tank gstermenin kullanmna ilikin bulgular aadaki tabloda verilmektedir. izelge 7. Dnceyi Gelitirme Yollarndan Alnt Yapma/Tank Gstermenin Kullanmna likin Bulgular Dnceyi Bilgisayar zel Eitim Resim- Snf Trke Toplam Gelitirme retmenli retmenli retmenli retmenli retmenli Yolu i i i i i Alnt F % f % f % F % f % f % Yapma/Tan 12 9,25 1 1,05 4 4,25 60 51,05 38 33,25 11 10 k Gsterme 8 0 79 31 23 116 82 33 10 Toplam 1 0 renci Says 0,15 0,03 0,001 0,51 0,46 Ortalama izelge 7de alma grubundaki rencilerin blmlere gre dnceyi gelitirme yollarndan alnt yapma/tank gstermeyi kullanma dzeyleri verilmitir. Buna gre Bilgisayar retmenlii Blm rencileri yapma/tank gstermeyi % 9,25; zel Eitim retmenlii Blm rencileri % 1,05; Resim- retmenlii Blm rencileri % 4,25; Snf retmenlii Blm rencileri % 51,05; Trke Eitimi Blm rencileri % 33,25 orannda kullanmlardr. Dnceyi gelitirme yollarndan yapma/tank gstermenin kullanlmasna ilikin aritmetik ortalamalara bakldnda ise Bilgisayar

27

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

retmenlii Blm rencilerinin 1,15; zel Eitim retmenlii Blm rencilerinin 0,87; Resim- retmenlii Blm rencilerinin 1,00; Snf retmenlii Blm rencilerinin 1,75; Trke Eitimi Blm rencilerinin 1,01 orannda kullandklar grlmektedir. rnekler Ahmet Altan bir yazsnda Bazen sevdiimiz insan kendi iine girip gzden kaybolur. der. Atatrk Adalet mlkn temelidir. demitir. Konfys Bir lkenin ynetimini ele alsaydm, yapacam ilk i hi kukusuz dilini gzden geirmek olurdu. der. Lucretiusun dedii gibi: nsanlar yaayarak yaatr birbirlerini ve hayat mealesini birbirlerine devrederler koucular gibi. Seneca da tam byle dnmtr bu konuda: En kudretli insan kendini idare edebilen insandr. Mevlanann dedii gibi hi ayrm yapmadan: Ne olursan ol, yine gel. Eski Amerikan devlet bakan Abraham Lincoln: Drst insanlar baa gemedike drst olmayan insanlar tarafndan devrilmeye mahkmdurlar. lkede hava srekli dumanl gibi grnyor. Bir sz geldi bu konuyla ilgili: Mart kapdan baktrr, kazma krek yaktrr. Atalarmz bu konu hakkndaki dncelerini u szle belirtmitir: Aa yaken eilir. mrmz ksa ve sevmek iin kstl ya da ters bir ekilde sylemek istersek Can Ycelin dedii gibi: Sevdiin kadardr mrn, glebildiin kadar mutlusun. Bir sz vardr: Dinsizin hakkndan imansz gelir. Atalarmz: Erken kalkan yol alr demiler. Atalarmzn dedii gibi, bugnn iini yarna brakmamamz gerekir. TARTIMA Aratrmadan elde edilen sonulara gre niversite rencileri dnceyi gelitirme yollar iinde en fazla karlatrmay kullanmaktadrlar. alma grubundaki renciler her bir metinde 1,29 orannda karlatrma yapmlardr. Buna karn en az kullanlan dnceyi gelitirme yolu benzetme olmutur. Benzetme her metinde 0,25 orannda kullanlmtr. Bu oran her drt metinde 1 benzetme kullanld anlamna gelir ve yazda ele alnan konunun gelitirilmesi asndan nemli bir eksikliktir.

28

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

renciler dnceyi gelitirme yollarndan rneklemeyi 0,93; tanmlamay 0,57; saysal verileri 0, 36 ve alnt yapmay 0,35 orannda kullanmlardr. Bu oranlarn ortak noktas hepsinin ortalama 1 deerinin altnda kalm olmalardr. Yani bu dnceyi gelitirme yollarnn her biri metin bana 1 defa bile kullanlmamtr. Alanyaznda dorudan dnceyi gelitirme yollar konusunu aratran almalar bulunmamaktadr. Bu konu genellikle yazl anlatm becerisi zerine yaplm birka almann iinde dolayl olarak bulunmaktadr. Tiryaki (2011: 69) almasnda Mustafa Kemal niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi, Fen-Edebiyat Fakltesi ve Eitim Fakltesinin 1. snflarnda renim gren toplam 361 rencinin tartmac metin yazma dzeylerini incelemi ve bu alma kapsamnda tartmac metnin destek gerekeleri olarak dnceyi gelitirme yollarn da aratrmtr. Buna gre sz konusu renciler dnceyi gelitirme yollarndan tanmlamay 0,16; tank gstermeyi 0,02; karlatrmay 0,05; rneklemeyi 0,43; benzetmeyi 0,03; saysal verileri 0,02 orannda kullanmlardr. Buna gre renciler en fazla rneklemeyi (0,43), en az tank gsterme (0,02) ve tank gstermeyi (0,02) kullanmlardr. Her iki almann ortak noktas rnekleme, tanmlama, saysal veriler ve alnt yapmann ortalama 1 deerinin altnda kullanldnn belirlenmesidir. Bu durum beraberinde metinlerin eitli ynlerden gelitirilememesi, anlatm bozukluklarna dlmesi, anlatlmak istenenin ak ve etkili bir biimde ifade edilememesi gibi olumsuzluklara yol amaktadr. lkretim okullarnda rencilerin dil becerilerinin gelitirilmesi noktasnda en fazla snf retmenleri ile Trke retmenlerine grev dmektedir. Bu yzden snf retmenleri ile Trke retmenlerinin genel olarak dil becerilerinin, bu aratrmann konusu olarak yazl anlatm becerilerinin dier retmen adaylarna gre daha fazla gelimi olmas beklenir. Dnceyi gelitirme yollarn kullanma durumlar asndan bakldnda snf retmeni adaylar karlatrmay 1,75; Trke retmeni adaylar 1,01 orannda; rnek vermeyi snf retmeni adaylar 1,10; Trke retmeni adaylar 1,15 orannda; tanmlamay snf retmeni adaylar 0,55; Trke retmeni adaylar 0,81 orannda; benzetmeyi snf retmeni adaylar 0,20; Trke retmeni adaylar 0,39 orannda; saysal verileri snf retmeni adaylar 0,44; Trke retmeni adaylar 0,5 orannda; alnt yapmay snf retmeni adaylar 0,51; Trke retmeni adaylar 0,46 orannda kullanmlardr. Her iki blm rencileri karlatrma ve rneklemeyi ortalama 1 deerinin zerinde kullanmlar, dier dnceyi gelitirme yollarn ise 1 deerinin altnda kullanmlardr. Bu durum rencilerin dil becerilerinin gelitirilmesinde en fazla sorumlu olan iki blm rencileri asndan olumsuz bir durumdur. Temizkan (2003: 83) yazl anlatm etkinlii erevesinde Trke retmenlerinin yaptrdklar uygulamalar deerlendirdii almasnda uygulad anket formunda retmenlere rencilerinin dnceyi gelitirme yollarndan hangilerini en ok kullandklarn sormutur. Buna gre retmenlerin % 13,3 rencilerin en ok tanmlamay, % 10u karlatrmay, % 31,7si rneklemeyi, % 5i tank gstermeyi kullandklarn ifade etmilerdir. Buradan anlald kadaryla renciler en fazla rneklemeyi kullanmaktadrlar. Bizim aratrmamzda rnekleme 0,93 ortalama kullanm oranyla karlatrmadan sonra en fazla kullanlan dnceyi gelitirme yolu olarak belirlenmitir. Bu iki aratrmann sonularnn birbirini destekledii sylenebilir. Krba (2006: 54) sekizinci snf rencilerinin yazl anlatm becerileri zerine yapt almasnda rencilerin kompozisyon metinlerinde gelime blmlerini de incelemitir. Dnceyi gelitirme yollar metnin genellikle gelime blmnde kullanlmaktadr. Bu nedenle gelime blmleri nitelikli

29

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

bir biimde oluturulmu metinlerde dnceyi gelitirme yollarndan yararlanldn sylemek mmkndr. Bu aratrmada ilkretim 8. snf rencilerinin metinlerindeki gelime blmleri iin % 24,6 orannda uygun deil, 75,4 orannda da uygun sonucuna varlmtr. Buna gre renciler dnceyi gelitirme yollarndan ounlukla yararlanmaktadrlar. Ana dili eitimi, amal bir eitim etkinlii silsilesinden oluur. Ana dili olarak Trke retiminin temel amalarndan biri rencilerin yazl anlatm becerilerini gelitirmektir (Sever, 2004: 24). Dnceleri, yaantlar, gzlemleri kurgusal bir btnlk iinde temellendirerek dile getirmek de yazmann amalar arasndadr. (pirolu, 2007: 23). Bir konu nasl yazlrsa yazlsn gzel ve tesirli yazlmas esas olmaldr. Gzel yaz yazmak bir sanattr ve dier sanatlarda olduu gibi kabiliyet gerektirir. Yazmann tekniini renerek yazl ifadeyi gelitirmek ve eksikleri gidermek mmkndr (Korkmaz, 1988, 82). Yaz ile verilen mesajn okuyucu tarafndan doru ve eksiksiz anlalmas iin, yazarn mesajn hangi szcklerle ifade edeceini, nasl dzenleyeceini ve kurallara uygun bir ekilde nasl yazmas gerektiini bilmelidir (Yangn, 2002: 116). Yazl bir metin olutururken dnceleri gelitirme yollarnn kullanlmas renciye konuyu gelitirme ynn, duygu ve dnceler arasnda mantkl ve tutarl balantlar kurma eklini gsterir. Gere gre (2010: 273) retmenlerin yazma srasnda konuda zerinde durulan noktaya farkl alardan bakmalarn, dnceyi gelitirme yollarndan yararlanarak her paragrafta konunun bir ynyle ilenmesi gerektiini, yazda duruma gre farkl anlatm biimlerinin kullanlabileceini, anlatlan konuyla ilgili nemli kiilerin szlerinden alntlar yaplabileceini ve paragraflar arasnda anlam btnlnn nemli olduunu rencileriyle paylamas gerekmektedir Dnceyi gelitirme yollarnn kullanlmas yazda birlik ve btnln bozulmamasn, bir dnceden tekine doal ve mantksal bir ak iinde gemeyi, anlatlmak isteneni konu btnln bozmadan paragraflara blerek aklamay, konu d dncelere yer vermemeyi, gereksiz dncelerden kanmay, ana dnceyi yardmc dncelerle desteklemeyi salar. Konuya farkl yaklamlar getirme, duygu ve dnceleri dzgn ve srkleyici biimde anlatma, duygu, dnce ya da olaylarn, amaca uygun olarak, doru bir ekilde anlatld mantksal bir btn oluturma, anlatma katks olmayan, gereksiz szck tekrarlarndan kanma gibi zellikler de dnceyi gelitirme yollarnn kullanlmasyla yakndan ilgilidir. Anlatm zenginletirici deiik yollar bulma, glendirme, destekleme, paragraf btnln salayan cmleler arasnda dil, dnce ve anlatm btnl kurma konusunda katk salayan dnceyi gelitirme yollarnn retimi ve eitimine yer verilmelidir. Bunlar ncelikle uygun rnekler zerinde gsterilmeli daha sonra bunlarla ilgili olarak rencilerin uygulama yapmalar salanmaldr. Dnceyi gelitirme yollar asndan uygun olan ve uygun olmayan rnekler rencilere inceletilmeli ve bu rnekler arasnda yazl anlatm becerisi asndan nasl farklar olduu kavratlmaldr.

30

Say 31 niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Aralk 2011 Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar

KAYNAKA Akbayr, S. (2006). Yazl Anlatm Biimlerinin Yazma Becerisi zerindeki levleri. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. On Dokuz Mays niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Samsun. Ardanac, E. (2001). ngilizcede Cmle Paragraf ve Kompozisyon Yazma Teknikleri. stanbul: nklap Kitabevi. Bilgin, M. (2002). Anlamdan Anlatma Trkemiz. Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar. Binyazar, A., zdemir, E. (1980). Yazl Anlatm Bilgileri. stanbul: Milliyet Yaynlar. Cokun, E. (2007). Yazma Eitimi. (Ahmet Krkkl, Hayati Akyol). lkretimde Trke retimi. Ankara: PegemA Yaynclk. Gedizli, M. (2004). Yazabilmek. stanbul: ule Yaynlar. Ger, A. (2010). Eitim Fakltesi rencilerinin Yazl Anlatm Becerilerinin Sre Yaklam ve Metinsellik ltleri Ekseninde Deerlendirilmesi. Nide niversitesi rnei. Kastamonu Eitim Dergisi, 18, 271-290. G, B. (1978). Orta Dereceli Okullarmzda Trke ve Yazn Eitimi. Ankara: Kadolu Matbaas. pirolu, Z. (2007). Trke retiminde Yaratclk, Almanyadaki Yeni retmenler: Gmen Kkenli nc Kuak., Dil Dergisi, 135, 21-27. Kavcar. C. (1986). Trk Dili. Eskiehir: Akretim Fakltesi Yaynlar. Kbrs, . (2010). Trke I: Yazl Anlatm. Ankara: Kk Yaynclk. Krba, A. (2006). lkretim Sekizinci Snf rencilerinin Yazl Anlatm Becerilerinin Deerlendirilmesi. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. Atatrk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. Erzurum. Korkmaz, A. (1988). Tamamlayc Uygulama Metinleriyle Trke Kompozisyon. Ankara: Ecdd Yaynlar. Maltepe, S. (2006). Trke retimindeki Yazl Anlatm Uygulamalar in Bir Seenek: Yaratc Yazma Yaklam., Dil Dergisi, 132, 56-66. Meb. (2005). Trke Dersi retim Program. Ankara: Milli Eitim Yaynevi. zbay, M. (2006). Trke zel retim Yntemleri II. Ankara: nc Kitap. zdemir E., Binyazar, A. (1975). Yazmak Sanat Kompozisyon. stanbul: Varlk Yaynlar. zdemir, E. (1992). Yazl ve Szl Anlatm Sanat. stanbul: Remzi Kitabevi. Sallaba, M. E. (2009). lkretim 5. Snf rencilerinin Yazl Anlatm Becerilerinin eitli Deikenler Asndan Deerlendirilmesi., Milli Eitim Dergisi, say 181, 94-107. Sarca, S. (2000). Gzel Konuma ve Yazma Kompozisyon. stanbul: Fil Yaynevi.

31

Mehmet TEMZKAN

Say 31 Aralk 2011

Sever, S. (2004). Trke retimi ve Tam renme. Ankara: Yaynclk. Temizkan, M. (2003). Yazl Anlatm Etkinlii erevesinde Trke retmenlerinin Yaptklar Uygulamalara likin Bir Deerlendirme. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. Mustafa Kemal niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Hatay. Tiryaki, E. (2011). niversite rencilerinin Tartmac Metin Yazma Becerileri le Yazma Kaygs ve Eletirel Dnme Becerileri. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. Mustafa Kemal niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Hatay. Yakc, A., Ycel, M., Doan, M., Yelok, V. S. (2004). niversiteler in Trke I Yazl Anlatm. Ankara: Bilge Yaynlar. Yangn, B. (2002). Kuramdan Uygulamaya Trke retimi. Ankara: Dersal Yaynclk.

32

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

MKB KURUMSAL YNETM ENDEKSNDEK RKETLERN YNETM KURULU YAPISI VE LETME PERFORMANSININ DEERLENDRLMES
Evren Dilek ENGR Dr. stanbul niversitesi, letme Fakltesi, Muhasebe Anabilim Dal A.Seden ZBEK PSKL Yrd. Do. Dr. Trakya niversitesi, Kean Yusuf apraz Uygulamal Bilimler Yksekokulu ZET: Bu makalenin amac, ynetim kurulu yaps ile iletme performans arasndaki ilikinin incelenmesidir. Bu amala 2009 ylnda stanbul Menkul Kymetler Borsas Kurumsal Ynetim Endeksindeki 24 firma ile ilgili veriler toplanm ve hipotez testi yaplmtr. Analizde, Varlk Getiri Oran (VGO), zkaynak Getiri Oran (GO), Fiyat Kazan Oran (FKO), Hisse Ba Kazan (HBK) ve Hisse Senedi Getirisi finansal performans gstergesi olarak ele alnmtr. Yaplan inceleme sonucunda, denetim komitesi ve kurumsal ynetim komitesi olmak zere iki komiteye sahip olan iletmelerin hisse senedi getirilerinin daha yksek olduu belirlenmitir. Ayrca, komite bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin Varlk Getiri Oranlarnn (VGO) ve zkaynak Getiri Oranlarnn (GO) komite bakanlarndan herhangi biri bamsz olmayan iletmelerden daha dk olduu belirlenmitir. Benzer ekilde, ynetim kurulunda bamsz ye olan iletmelerin Varlk Getiri Oranlarnn (VGO) ve zkaynak Getiri Oranlarnn (GO) ynetim kurulunda bamsz ye olmayan iletmelerden daha dk olduu tespit edilmitir. Anahtar kelimeler: Kurumsal Ynetim Endeksi, Ynetim Kurulu Yaps, letme Performans, Kurumsal Ynetim, Kurumsal Ynetim lkeleri

ANALYSIS OF BOARD OF DIRECTORS STRUCTURE AND COMPANY PERFORMANCE OF ISTANBUL STOCK EXCHANGE (ISE) CORPORATE GOVERNANCE INDEX COMPANIES
ABSTRACT: The purpose of this paper is to examine the link between board of directors structure and firm performance in Turkey. With the aim of this purpose, hypothesis testing were used for 24 firms quoted in Istanbul Stock Exchange Corporate Governance Index for the year of 2009. In analysis Return on Assets (ROA), Return on Equity (ROE), Price-Earning Ratio (PE), Earnings per Share (EPS), and Stock Return are used as firm performance indicators. The emprical investigations showed that companies which has established both audit committee and corporate governance committee have higher returns. Additionally, companies which have independent chairmen for all of its committees have lower Return on Assets (ROA) and Return on Equity (ROE). Similarly, companies which have independent member in board have lower Return on Assets (ROA) and Return on Equity (ROE). Keywords: Corporate Governance Index, Board of Directors Structure, Firm Performance, Corporate Governance, Corporate Governance Principles.

33

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

GR Gnmzde gerek ekonomik hayatta yaanan gelimeler, gerekse de globalleme neticesinde iletmeler youn bir rekabet ortamnda kalmlardr. Ayrca son dnemlerde yaanan finansal kriz ve skandallar da iletme ynetimlerini zor durumda brakarak piyasalarda iletmelere duyulan gveni sarsmtr. Tm bu yaananlar bir bilgi sistemi ve haberleme yaklam olarak kurumsal ynetim anlayn n plana karmtr. Kurumsal ynetim bir anlamda ynetim faaliyetlerinin bir ekip tarafndan yerine getirilmesidir. Kurumsal ynetim bir rgtn misyon, vizyon, strateji, yap, kltr ve liderlik biimi gibi rgtsel beyne ve bedene ait unsurlarn kim tarafndan belirlenecei ve dzenlenecei sorularna cevap arayan bir ynetim teknii olarak grlebilir (can ve Naktiyok: 2005:127-135). Yaplan ampirik almalar, uluslararas yatrmclarn, irketlerdeki kurumsal ynetim uygulamalarn en az finansal performanslar kadar nemli bulduklarn gstermitir (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). yi bir kurumsal ynetim iletmelerin performanslarn olumlu ynde etkilemektedir. Bu almada 2009 ylnda MKB Kurumsal Ynetim Endeksinde yer alan iletmelerin ynetim kurulu yaplar ile finansal performanslar arasndaki iliki aratrlmtr. almada ncelikle kurumsal ynetim kavram ve geliimi teorik olarak ele alnm, daha sonra endekste yer alan iletmelerin ynetim kurulu yaplar ile finansal performanslar arasndaki iliki incelenmi ve sonular aklanmtr. KURUMSAL YNETM KAVRAMI VE GELM Ekonomik hayatta yaanan srekli gelime ve deiim, iletmeleri youn bir rekabet ve belirsizlik ortamnda brakmaktadr. Ayrca globalleme ile iletmelerin bymeleri, ok uluslu ekle gelmeleri de yneticilerin ilerini verimli biimde yapmalarn zorlatrmaktadr. Gnmzde, iletmelerin srekliliinin bir gvencesi olarak kabul edilen kurumsal ynetim, iletmelerin kt ynetimlerine son vermek zere ortaya atlm bir anlaytr (Atamer, 2006: 9). Trke literatrde, ngilizce corporate governance teriminin karl olarak kullanlan kurumsal ynetim kavram, iletmelerin faaliyetlerinin taraflara kar sorumluluklarnn bilincinde olarak, iletmenin deerini ve verimliliini arttran, iletmenin ortaklarna, hissedarlarna ve alanlarna kar nceden planlad hedefleri tutturan, bunu yaparken sz konusu taraflarla yasalara uygun, etik deerler erevesinde almalarda bulunan bir sistem olarak tanmlanmaktadr (Din ve Abdiolu,2009: 157184). Kurumsal ynetim, piyasa ekonomisi ierisinde iletme yneticileri ile bir taraftan iletme sahiplerinin, dier taraftan ise iletmeye yatrm yapanlarn arasndaki ilikileri dzenleyen yasa, ynetmelik ve i hayatndaki uygulamalar ieren zel ve kamusal dzenlemeler olarak da tanmlanabilir (Oman, 2001:13). TSADa gre kurumsal ynetim, en geni tanmyla, insanlarn modern yaamda bir amaca ulamak iin oluturduu anonim irketlerin, ynetiminin dzenlenmesidir. OECD tarafndan yaplan tanma gre ise kurumsal ynetim, iletmelerin ynlendirildii ve kontrol edildii bir sistemdir.

34

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

Bu tanmlamalar dorultusunda, kurumsal ynetim, temel olarak, iletmenin yatrmclarna, iletmenin iyi bir ekilde ynetildiinin ve yatrmclar tarafndan salanan kaynaklarn etkin ve kr salayacak biimde kullanldnn ifade edilmesidir. Kurumsal ynetim, dayand temel ilkelerle ve ierdii kurallarla, anonim ortaklklarn nasl ynetilmesi ve faaliyetlerinin nasl yerine getirilmesi gerektiine ilikin bir sistemdir (Atamer, 2006: 9). Ulusal ekonomilerin bymesi, uluslararas ekonomik ilikilerin gelimesi, uluslararas sermaye akkanlnn artmas, irket hissedarlarnn iletme ynetimindeki etkinliklerinin azalmas, iletme ynetim kurullar ve kurul ierisinde zellikle murahhas ynetici (Chief Executive Officer (CEO)-Genel Mdr) nvann tayan yneticilerin verdikleri kararlarn neminin artmas gibi etkenler, kurumsal ynetim kavramnn douunda etkili olmutur (Koel, 2003). Kurumsal ynetiminin her geen gn artmasnda ise ortaklk ynetimlerindeki baarszlklar, suistimaller, finansal krizler, zel sektrn artan rol, irket skandallar, lkelerin ekonomik olarak birbirlerine ballklarnn artmas gibi nedenler etkili olmutur (Din ve Abdiolu,2009: 157-184). Kurumsal ynetim ilkelerinin ortaya k konusunda ilk hazrlk almalar 1991 ylnda ngilterede, Londra Menkul Kymetler Borsas tarafndan oluturulan ve Adrian Cadbury bakanlnda yrtlen komitenin almalar ile balamtr. Komite almalar sonucunda, u an dnya genelinde geerlilik kazanm OECD Kurumsal Ynetim lkelerinin belirlenmesine kaynak tekil eden Kurumsal Ynetimin Mali Grnm adl raporu hazrlamtr. Bu rapor daha sonra alma grubu bakannn adyla, Cadbury Raporu olarak anlmaya balanmtr. Bu raporu takiben 1995 ylnda, anonim irket tepe yneticilerinin cretlendirilmesine ilikin Greenbury Raporu ve 1998 ylnda da ynetim kurulu yelerinin sorumluluklarn genileten Hampel Raporu yaymlanmtr (Atamer, 2006: 9). Uluslararas dzeyde kurumsal ynetim ilkelerinin benimsenmesini salamak amac ile 1999 ylnda Ekonomik Kalknma ve birlii rgt (OECD) tarafndan Kurumsal Ynetim lkeleri yaymlanmtr. Bu ilkelerin oluturulma srecinde, ngilterede hazrlanan ve kurumsal ynetim konusunda bir milat kabul edilen, Cadbury Raporu esas alnmtr (Atamer, 2006: 9). SERMAYE PYASASI KURULU (SPK) KURUMSAL YNETM LKELER Kurumsal ynetim ilkeleri tm dnyada her geen gn daha nemli hale gelmekte ve bu ilkelerin uygulanmas iletmelerin deerini arttrmaktadr. Kurumsal ynetim ilkeleri kresel apta drt ana ilke etrafnda ekillenmektedir. Bunlar; effaflk, hesap verilebilirlilik, adillik ve sorumluluktur (Din ve Abdiolu,2009: 157-184).Kurumsal ynetim ilkeleri konusunda dnyada pek ok alma yaplmaktadr. Sz konusu almalar lkenin iinde bulunduu artlar, sermaye piyasasnn gelimilik dzeyi ve irket uygulamalar asndan farkllk arz etmektedir (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). Sermaye Piyasas Kurulu (SPK), bata OECD tarafndan yaynlan ilkeler olmak zere bir ok lkenin kurumsal ynetim ile ilgili dzenlemelerini incelemi ve Trkiyenin kendine zg koullarn da dikkate alarak 2003 ylnda Kurumsal Ynetim lkelerini yaynlamtr (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). Deien ekonomik koullar ile birlikte OECD Kurumsal Ynetim lkeleri 2004 ylnda revize edilerek yeniden yaymlanmtr. Bu gelimeleri takiben SPK Kurumsal Ynetim lkeleri de 2005 ylnda gncellenerek yeniden yaymlanmtr. SPK kurumsal ynetim

35

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

ilkelerini drt balk altnda toplamtr. Bu ilkeler pay sahipleri, kamuyu aydnlatma ve effaflk, menfaat sahipleri ve ynetim kurulu ilkeleridir (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). Pay sahipleri ilkesi ile hisse senedi sahiplerinin zamannda ve dzenli olarak iletme hakknda aklayc bilgi elde etme, genel kurul toplantlarna etkin katlma ve oy kullanma, iletmenin krlarndan pay alma, iletme yapsndaki nemli deiikliklere ilikin kararlara katlma, rhan hakk, bedelsiz pay hakk gibi haklar korunma altna alnr. Kamuyu aydnlatma ve effaflk ilkesi, iletmenin finansal durumu, performans, mlkiyeti, idaresi, amalar ve muhtemel risk faktrleri gibi tm maddi konularda doru ve zamannda aklama yapmasn gerektirir. Menfaat sahipleri ilkesi ile yatrmclar, alanlar, alacakllar, devlet, mteriler, kredi kurulular, tedarikiler ve eitli sivil toplum rgtleri gibi kar gruplar ile iletme ynetimi arasndaki ilikilerin dzenlenmesi salanr. Ynetim kurulu ilkesi, ynetim kurulu bir irketin stratejik karar alma, temsil ve en st seviyede yrtme organdr. Ynetim kurulu, genel kurulda pay sahiplerinin kendisine vermi olduu yetki dorultusunda, mevzuat, esas szleme irket ii dzenlemeler ve politikalar erevesinde yetki ve sorumluluklarn kullanr ve irketi temsil eder. Bu ilke ile kurumsal ynetim, irketin stratejik rehberliini, ynetim kurulu tarafndan ynetimin etkin denetimini ve ynetim kurulunun, irkete ve hissedarlara kar hesap verme ykmll tamas salanr. Ynetim kurulu yeleri, objektif bir ekilde iyi niyetle, gerekli dikkat ve zeni gstererek, irketin ve hissedarlarn karlar dorultusunda ynetim uygulamalarn yerine getirmek zorundadr. Kurumsal ynetim ilkeleri ncelikle halka ak anonim irketler iin hazrlanmtr ancak bu ilkeler dier irketler tarafndan da uygulanabilmektedir. Kurumsal ynetim ilkelerinde yer alan prensiplerin uygulanp uygulanmamas istee baldr. Ancak irketler bu prensiplere uyup uymadklarn, uymadklar takdirde bununla ilgili gerekli aklamalar yllk faaliyet raporunda ayr bir blm olarak yaynlanan kurumsal ynetim ilkeleri uyum raporunda belirtmelidir (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). STANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI (MKB) KURUMSAL YNETM ENDEKS MKB Kurumsal Ynetim Endeksinin amac, hisse senetleri MKBde ilem gren ve kurumsal ynetim ilkelerine uyum notu 10 zerinden en az 6 olan irketlerin fiyat ve getiri performansnn llmesidir. (stanbul Menkul Kymetler Borsas, 2010). Gzalt pazarnda olan irketler kurumsal ynetim endeksine alnmamaktadr. Kurumsal ynetim endeksine alnma kriterlerini salayan be irketin MKBye bildirilmesi ile 31.08.2007 tarihinde endeksin hesaplanmasna balanmtr. Bir btn olarak kurumsal ynetim ilkelerine uyum notu 10 zerinden en az 6 olan ve MKB pazarlarnda (Gzalt Pazar hari) ilem gren irketler kurumsal ynetim endeksine alnmaktadr (stanbul Menkul Kymetler Borsas, 2010). SPK tarafndan yetkilendirilmi olan kurumsal ynetim derecelendirme kurulular tarafndan kurumsal ynetim ilkelerine uyum derecelendirmesi yaplmaktadr. SPK

36

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

tarafndan yetki verilecek olan derecelendirme kurulularna ilikin ilke, usul ve esaslar Sermaye Piyasasnda Derecelendirme Faaliyeti ve Derecelendirme Kurulularna likin Esaslar balkl tebli ile 12.07.2007 tarih ve 26580 sayl Resmi Gazetede yaymlanarak yrle girmitir. 31.12.2009 tarihi itibari ile Kurumsal Ynetim Endeksinde yer alan irketlerin listesi EK 1de verilmitir.

YNETM KURULU VE KURUMSAL YNETM LKS Pay sahibi saysnn artmas sonucunda, her pay sahibi ynetimde bulunamayaca iin iletmeler, pay sahipleri tarafndan vekalet ilikisi ile grevlendirilen ynetim kurullarnca ynetilir (lgen ve Mirze, 2007 : 430-435). Ynetim kurulu bir irketteki en st seviyedeki stratejik karar alma, yrtme ve temsil organdr (Sermaye Piyasas Kurulu, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005). Burada sz konusu olan, ynetim kurullarnn bir vekil olarak, onlar seen ve grevlendiren asl hak sahiplerine kar sorumlu biimde iletmeyi ynetmesidir (lgen ve Mirze, 2007 : 430-435). Pay sahibinin mlkiyetin ynetsel kontrolne ilikin olarak yetki verdii profesyonel yneticiler, iletme sahibinin menfaatlerini korumakla ykmldrler (Akn,2004:127-148). Hakim ortaklarn bulunduu iletmelerde egemenlik ve kontrol, hakim grup olan pay sahiplerinindir. Ynetim kurulu onlarn kontrol altnda grev yapar. Pay sahipliinin dalm olmas, yani hkim hissedar grubunun bulunmad durumlarda, ynetim kurullar iletmenin mutlak hkimi olabilmektedirler. Ynetim kurullar, egemenlik ve kontrol yetkisini ele geirdiklerinden, pay sahipleri ve dier payda gruplarn karlarna uygun olarak deil, kendi karlarna ve amalarna gre iletmeyi ynetebilmektedirler (lgen ve Mirze, 2007 : 430-435). Vekalet teorisi erevesinde kurumsal ynetim, tm payda kesimler arasndaki atabilen karlar uyumlu hale getirmeye ynelik olarak gelitirilen mekanizmalarn btn olarak tanmlanmaktadr. Kurumsal ynetim, iletmenin stratejik ynetimi ile grevli ve sorumlu st ynetimin, grevlerini ve sorumluluklarn yerine getirirken, pay sahipleri, alanlar, tedarikiler ve mteriler ile ilikilerini kapsamaktadr (lgen ve Mirze, 2007 : 430-435). YNETM KURULU LE LGL DAHA NCE YAPILAN ALIMALAR Trkiyede ynetim kurulu ile ilgili yaplan almalar ve elde edilen bulgular u ekilde zetlenebilir: Aca ve nder tarafndan MKBde yer alan iletmelerin gnll kamuyu aydnlatma dzeyleri ve bunu etkileyen faktrlerin belirlenmesi amacyla yaplan almada, iletmelerin zorunlu olanlar dnda bilgi aklamama eiliminde olduklar, en byk 7 bamsz denetim firmas tarafndan denetimi yaplan irketlerin gnll kamuyu aydnlatma dzeylerinin artt tespit edilmitir (Aca ve nder, 2007:133143). Toraman ve Abdiolu tarafndan yaplan bir aratrma sonularna gre, MKB Kurumsal Ynetim Endeksinde ilem gren irketlerin derecelendirme raporlarnn incelenmesi neticesinde; en zayf kurumsal ynetim uygulamalarnn SPK Kurumsal Ynetim lkelerinin ynetim kurulu ile ilgili blmnde olduu tespit edilmitir (Toraman ve Abdiolu, 2008:96-109). Kurumsal ynetimin Trkiyede faaliyet gsteren iletmelerde nasl alglandn gstermek ve ynetim kurulu ile ilikisini ortaya koymak amac ile Eskiehir ilinde 25 iletme yneticisi ile yz yze grmeler yaplmtr.

37

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

Aratrma sonularna gre, grme yaplan iletmelerde ynetim kurulu toplantsnn format ve yelerin davranlar konusunda ounlukla kurumsal ynetim iin uygun bir ortam olduu sonucuna varlmtr. Bununla birlikte iletmelerin %48inde ynetim kurulunda aile d ye bulunmamas ve iletmelerin %41inde ynetim kurulu toplantlarnda genellikle ynetim kurulu bakannn grlerinin onaylanmas kurumsal ynetim asndan olumsuz bir ortam ifade etmektedir. Yaplan aratrma sonularnda ayrca iletmelerin %56s ynetim kurullarn yasa gerei var olan sembolik oluum olduunu ifade etmitir (Baraz, 2004:763-771). Kula tarafndan yaplan bir aratrmada, halka ak olmayan 386 irkete gnderilen anket sonucunda, alglanan ynetim kurulu toplants etkinlik dzeyi, ynetim kurulu toplant says, ynetim kurulunun st ynetimden daha etkin olmas, hissedarlara hesap verilebilirlik dzeyi ile iletme performans arasnda pozitif bir iliki tespit edilmitir. Aratrmada ayrca iletme genel mdr ile ynetim kurulu bakannn farkl kiiler olmasnn iletme performans zerine olumlu etkisi olduu da belirlenmitir. (Kula, 2005:265-276). Erzurum ilinde faaliyet gsteren iletmelerde yaplan bir aratrma sonularna gre, aratrma kapsamndaki iletmelerin %67sinde nemli kararlarn iletme sahibi tarafndan verildii tespit edilmitir (can ve Kayn, 2009:213-224) Trkiyede yaplan bir dier alma ise Ege blgesinde yer alan iletmelerin ynetim kurulu yaps, sreci ve iletme performans arasndaki ilikinin aratrlmas amacyla yaplmtr. Bu ama dorultusunda 185 irketin ynetim kurulu yelerine anket yollanmtr. Yaplan aratrma sonularna gre; icrada bulunan ynetim kurulu says ile ynetim kurulunun denetim rol arasnda iliki bulunamamtr. Ayrca, ynetim kurulu ye saysnn, iletme performans zerinde herhangi bir etkisi tespit edilmemitir. Bununla birlikte aratrmada, bamsz ynetim kurulu ye says ile iletme performans arasnda da anlaml bir iliki tespit edilememitir (Elita, Aca ve Aydemir, 2009: 103116). Aygn ve tarafndan genel mdrn ayn zamanda ynetim kurulu yesi olmasnn (ikililik) firma performans zerinde etkisinin incelenmesi amacyla yaplan aratrmada ynetim kurulu bykl ile firma performans arasnda pozitif ve anlaml bir iliki tespit edilmitir. Aratrma sonular ayrca bir firmada genel mdrn ayn zamanda ynetim kurulu yesi olmasnn firma performans zerinde olumsuz bir etkiye sahip olduunu ortaya koymaktadr (Aygn ve , 2010:192201). Bankalarda ynetim kurulu bykl ile firma performans arasndaki ilikiyi inceleyen bir alma sonularna gre ise, banka ynetim kurulu ye saysnda meydana gelen art, bankann aktif krll zerinde olumsuz bir etkiye sahip iken, tobin Q zerinde olumlu etkiye sahiptir (Aygn, Tademir ve avdar: 2010, 192-201). Meta analizi, belirli bir konuda yaplm, birbirinden bamsz, birden ok almann sonularn birletirme ve elde edilen aratrma bulgularnn istatistiksel analizini yapma yntemidir. 1998 ylnda yaplan bir meta analizinde ynetim kurulu yaps ile iletme performans arasndaki ilikiyi inceleyen 159 bamsz aratrma sonular incelenmi, aratrma sonularnn farkl bulgular tespit ettii ve dolaysyla ynetim kurulu yaps ile iletme performans arasnda sistematik bir iliki olmad tespit edilmitir (Dalton, Daily, Ellstran ve Johnson: 1998, 269-290). 1998 ylndan sonra yurtdnda ynetim kurulu yaps (kompozisyonu) ve iletme performans arasndaki ilikiyi inceleyen ok sayda makale yaynlanmtr. Bunlardan balcalar yle zetlenebilir: ngilterede 2.746 halka ak iletmede yaplan bir aratrmada ynetim kurulu ye says ile Tobin Q arasnda negatif iliki olduu tespit edilmi iken (Guest, 2009:385-404), Hindistanda yaplan bir almada ise ynetim kurulu ye says ve iletme performans (varlk getiri oran ve tobin Q) arasnda pozitif bir iliki olduu belirlenmitir (Jackling ve Johl, 2009:492-509). Ayn ekilde, Kiel ve Nicholson 348 Avusturalya firmasnda yaptklar aratrmada

38

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

da ynetim kurulu ye says ile iletme performans arasnda anlaml pozitif iliki olduunu tespit etmilerdir (Kiel ve Nicholson, 2003:189-205).Chamberlain tarafndan Kanadada yaplan bir aratrmada, ynetim kurulu ierisindeki bamsz ye says ile iletme performans arasnda pozitif iliki olduu tespit edilmitir (Chamberlain, 2010:421-422). Benzer ekilde Nijeryada yaplan bir aratrma sonularnda da ynetim kurulu ye says ve ynetim kurulundaki bamsz ye says ile iletme performans arasnda pozitif bir iliki olduu tespit edilmitir (Uadiale, 2010:155-166). Bu aratrmalarn aksine, Bangladete yaplan bir aratrmada, ynetim kurulu ierisindeki bamsz ye says ile iletme performans arasnda anlaml bir iliki bulunamam, ynetim kurulu ye says ile varlk getiri oran arasnda ise ters bir iliki olduu sonucuna varlmtr (Rashid, Zoysa, Lodh ve Rudkin, 2010:76-95). ARATIRMA Aratrmann Amac, Kapsam ve Yntemi Ynetim kurulu ilkesi, kurumsal ynetimin drt temel ilkesinden bir tanesidir. Bu aratrmann amac; iletmelerin ynetim kurulu yaplar ile finansal performanslar arasnda herhangi bir ilikinin olup olmadnn belirlenmesidir. Bu ama dorultusunda SPK kurumsal Ynetim lkeleri gz nnde bulundurularak ynetim kurulu yaps ile ilgili baz kriterler belirlenmitir. Bu kriterler; ynetim kurulu ye says, ynetim kurulundaki bayan ve erkek ye says, kuruldaki bamsz ye says, kuruldaki icrac ye says, komite says, komite bakann/bakanlarnn bamsz olup olmamas ve ynetim kurulu bakan ile icra bakan/genel mdrn ayn kii olup olmamasdr. Yaplan almada Varlk Getiri Oran, zkaynak Getiri Oran, Hisse Ba Kazan, Fiyat/Kaza Oran ve Hisse Senedi Getirisi finansal performans gstergeleri olarak belirlenmitir. almada 2009 yl sonu itibari ile MKB Kurumsal Ynetim Endeksinde yer alan iletmelerin kurumsal ynetim derecelendirme raporlar ve faaliyet raporlar incelenmi, iletmelerin ynetim kurulu yaplarna ilikin bilgiler ile finansal tablo bilgileri elde edilmitir. Aratrma kapsamna dahil edilen irketlerin listesi EK 1de verilmitir. Aratrmada, ynetim kurulu yaps ile iletme performans gstergeleri arasndaki ilikinin belirlenmesi amacyla t-testi uygulanmtr. Analiz almasnda SPSS 17 paket program kullanlmtr. Aratrma Bulgular Aratrmada, ynetim kurulu yaps asndan belirlenen kriterler ile finansal performans ltleri arasndaki ilikinin incelenmesi iin t-testi yaplmtr. Aratrma kapsamndaki 24 iletmeden sadece bir tanesinde ynetim kurulu bakan ve icra bakan/genel mdrn ayn kii olduu belirlenmitir. Bu nedenle bu kriter t-testine dahil edilmemitir. Ynetim kurulu yaps ile ilgili olarak belirlenen dier kriterler erevesinde alt tane hipotez oluturulmutur. Aada belirtilen aratrma hipotezleri, her bir finansal performans gstergesi iin ayr ayr ele alnarak test edilmitir. Ynetim Kurulu ye Says: Aratrma kapsamndaki iletmelerin ynetim kurulu ye saylarnn medyan 9, standart sapmas ise 2,51dir. Aratrma kapsamndaki 13 iletmenin ynetim kurulu ye says 9 ve daha fazla, 11 iletmenin ynetim kurulu ye says ise 9dan azdr. Ynetim kurulu ye says ile iletme performans arasndaki ilikinin belirlenmesi amac ile aadaki hipotez oluturulmutur.

39

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

H 0 : Ynetim kurulu ye says 9 ve daha fazla olan iletmelerin finansal performanslar ile ynetim kurulu ye says 9dan az olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. Yaplan t-testi sonularna gre, her bir finansal performans gstergesi iin oluturulan hipotezlerin tamam kabul edilmitir. Ynetim kurulu ye says 9 ve daha fazla olan iletmelerin finansal performanslar ile ynetim kurulu ye says 9dan az olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. (Tablo 1) TABLO 1: Ynetim kurulu ye says 9 ve daha fazla olan iletmelerin finansal performanslar ile ynetim kurulu ye says 9dan az olan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark olup olmadnn t-testi analizi

Levene'nin Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym GO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HBK Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym FKO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym H.S. Getirisi Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym ,054 ,818 ,540 ,470 2,753 ,111 ,418 ,525 F ,010 Anlamllk ,919

Ortalamalarn Farkszl T-Testi Serbestlik Derecesi 22 20,966 22 21,839 22 15,212 22 15,492 22 21,801 Anlamll k (ift Kuyruk) ,444 ,447 ,524 ,515 ,737 ,721 ,646 ,662 ,631 ,629

t ,779 ,776 ,648 ,662 ,340 ,364 -,466 -,446 ,487 ,491

40

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

TABLO 2: Ynetim kurulu ierisinde 8 ve daha fazla sayda erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar ile 8den az erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml fark olup olmadnn t-testi analizi

Levene'in Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym GO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HBK Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym FKO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HS Getiris i Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym ,567 ,459 ,412 ,528 3,330 ,082 ,284 ,600 F ,531

Ortalamalarn Farkszl

T-Testi

Anlamll k ,474

t 1,594 1,594 1,584 1,584 ,647 ,647 -,017 -,017 ,699 ,699

Serbestlik Anlamllk (ift Derecesi Kuyruk) 22 ,125 21,813 22 21,562 22 13,495 22 18,139 22 21,753 ,125 ,127 ,128 ,524 ,528 ,986 ,986 ,492 ,492

Ynetim Kurulu erisindeki Bayan ve Erkek ye Says: 24 iletmenin ynetim kurulunda grev alan bayan ye saysnn medyan 0 (Standart Sapma:1,09), erkek ye saysnn medyan ise 7,5dir. (Standart sapma: 2,35). letmelerin ynetim kurulu yeleri ierisinde erkek ye says ile finansal performans arasndaki ilikinin belirlenmesi amac ile aadaki hipotez oluturulmutur. Aratrma kapsamndaki iletmelerden 12 tanesinin ynetim kurulu ierisinde 8 ve daha fazla sayda erkek ye bulunmakta, 12 tanesinde ise 8den az sayda erkek ye bulunmaktadr. H 0 : Ynetim kurulu ierisinde 8 ve daha fazla sayda erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar ile 8den az erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. Yaplan t-testi sonularna gre, her bir finansal performans gstergesi iin oluturulan hipotezlerin tamam kabul edilmitir. Ynetim kurulu ierisinde 8 ve daha fazla sayda erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar ile 8den az erkek ye olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. (Tablo 2)

41

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

Ynetim Kurulundaki Bamsz ye Says: SPK Kurumsal Ynetim lkelerine gre, ikiden az olmamak zere, ynetim kurulunun en az te birinin bamsz ye olmas tavsiye edilmektedir. 24 iletmeden sadece be tanesi bu kriterleri salamaktadr. 13 iletmenin ynetim kurulunda ise hi bamsz ye bulunmamaktadr. Aratrma kapsamndaki iletmelerin ynetim kurullarnda bulunan bamsz ye saysnn medyan 0dr (Standart sapma: 1,26). Bu nedenle analizimiz ynetim kurulu ierisinde bamsz ye olup olmamasna gre yaplmtr. H 0 : Ynetim kurulunda bamsz ye olan iletmelerin finansal performanslar ile bamsz ye olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. Yaplan t-testi sonularna gre, =0,05 anlamllk dzeyinde ynetim kurulunda bamsz ye bulunan iletmelerin Varlk Getiri Oranlar (Ortalama: - 0,0030), ynetim kurulunda bamsz ye bulunmayan iletmelerin Varlk Getiri Oranlarndan (Ortalama: 0,0513) anlaml ekilde daha dktr. Bununla birlikte =0,10 anlamllk dzeyinde ynetim kurulunda bamsz ye bulunan iletmelerin zkaynak Getiri Oranlar (Ortalama: 0,0452), ynetim kurulunda bamsz ye bulunmayan iletmelerin zkaynak Getiri Oranlarndan (Ortalama: 0,1562) anlaml ekilde daha dktr. Dier performans gstergeleri iin ise anlaml bir fark tespit edilememitir. (Tablo 3) TABLO 3: Ynetim kurulunda bamsz ye olan iletmelerin finansal performanslar ile bamsz ye olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark olup olmadnn t-testi analizi
Levene'nin Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym F 3,079 Anlamllk ,093 t -2,330 -2,249 1,656 ,212 -1,884 -1,836 12,648 ,002 1,380 1,265 ,148 ,704 -,930 -,958 ,113 ,740 ,560 ,572 Ortalamalarn Farkszl Testi T-

Serbestlik Anlamllk Derecesi (ift Kuyruk) 22 ,029 16,640 22 18,150 22 10,071 22 21,373 22 21,867 ,038 ,073 ,083 ,182 ,234 ,363 ,349 ,581 ,573

GO

HBK

FKO

H.S. Getirisi

42

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

Tablo 4: Ynetim kurulunda icrac ye olan iletmelerin finansal performanslar ile icrac ye olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark olup olmadnn t-testi analizi.

Levene'nin Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym GO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HBK Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym FKO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym H.S. Getirisi Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym 2,718 ,113 1,489 ,235 8,648 ,008 1,221 ,281 F 1,498 Anlamllk ,234

Ortalamalarn Farkszl T-Testi Serbestlik Derecesi 22 9,298 22 6,573 22 3,166 22 20,288 22 18,277 Anlamll k (ift Kuyruk) ,166 ,049 ,200 ,117 ,098 ,412 ,632 ,343 ,650 ,386

t -1,432 -2,258 -1,322 -1,802 -1,730 -,943 ,486 ,972 ,460 ,888

crac ye Says: SPK Kurumsal Ynetim lkelerinde ynetim kurulunun yarsndan fazlasnn icrada grev almamasnn salanmas tavsiye edilmektedir. Aratrmada iletmelerin byk ounluunun bu kriteri saladklar belirlenmitir. Ancak, iletmelerin ynetim kurullarndaki icrac ye saysnn medyan 1dir. (Standart Sapma: 1,46). Bu nedenle analiz, ynetim kurulunda icrac ye bulunup bulunmadna gre yaplmtr. Aratrma kapsamndaki iletmelerden 20 tanesinin ynetim kurulu ierisinde icrac ye bulunurken, 4 tanesinde icrac ye bulunmamaktadr. H 0 : Ynetim kurulunda icrac ye olan iletmelerin finansal performanslar ile icrac ye olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. Her bir finansal performans gstergesi iin oluturulmu olan hipotezlerin tamam kabul edilmitir. Ttesti sonularna gre ynetim kurulunda icrac ye olan iletmelerin finansal performanslar ile ynetim kurulunda icrac ye olmayan iletmlerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark olmad tespit edilmitir. (Tablo 4)

43

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

Komite Says: SPK kurumsal ynetim ilkeleri, irketlerin iinde bulunduklar koullar gz nnde bulundurarak, ynetim kurulunun grev ve sorunluluklarn salkl bir biimde yerine getirmesini teminen yeterli sayda komite oluturmalarn tavsiye etmitir. Bu balamda, iletmeler kendi ihtiyalar dorultusunda diledikleri sayda komite oluturabileceklerdir. Ancak, bu aratrma kapsamnda incelenen komiteler Denetim Komitesi ve Kurumsal Ynetim Komitesi ile snrl tutulmutur. Aratrma kapsamndaki 24 irketten 15 tanesi hem denetim komitesine hem de kurumsal ynetim komitesi oluturmutur. H 0 : Bir komiteye sahip olan iletmelerin finansal performanslar ile iki komiteye sahip olan iletmelerin finansal performanslar arasnda anlaml bir fark yoktur. Yaplan t-testi sonularna gre, =0,10 anlamllk dzeyinde iki komiteye sahip olan iletmelerin 2009 yl hisse senedi getirilerinin (Ortalama:1,28), bir komiteye sahip olan iletmelerin hisse senedi getirilerinden (Ortalama: 0,74) anlaml bir ekilde fazla olduu tespit edilmitir. Dier performans gstergeleri iin ise anlaml bir fark tespit edilememitir. (Tablo 5) TABLO 5: Bir komiteye sahip olan iletmelerin finansal performanslar ile iki komiteye sahip olan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark olup olmadnn t-testi

Levene'in Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym F ,328 Anlamllk ,572 t

Ortalamalarn Farkszl T-Testi

Serbestlik Derecesi -,117 22 -,113 15,138 22 17,635 22 14,295 22 10,693 22 18,970

Anlamllk (ift Kuyruk) ,908 ,911 ,852 ,850 ,292 ,183 ,297 ,378 ,092 ,083

GO

,080

,780

-,189 -,191

HBK

6,301

,020

-1,079 -1,400

FKO

1,397

,250

1,069 ,919

HS Getirisi

,096

,759

-1,762 -1,829

44

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

TABLO 6: Komite bakannn/bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin finansal performanslar ile herhangi bir komite bakan bamsz olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark olup olmadnn t-testi.

Levene'in Varyanslarn Eitlii Testi Fin. Per. VGO Varyanslarn Eitlii Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym GO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HBK Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym FKO Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym HS Getirisi Varyanslarn Eit Olduu Varsaym Varyanslarn Eit Olmad Varsaym ,394 ,537 ,722 ,405 5,932 ,023 ,034 ,855 F 1,869 Anlamllk ,185 T

Ortalamalarn Farkszl T-Testi

2,164 1,676 1,770 1,874 -1,151 -,712 ,920 1,373 -,237 -,216

Serbestlik Anlamllk Derecesi (ift Kuyruk) 22 ,042 4,926 22 6,793 22 4,350 22 14,487 22 5,671 ,155 ,091 ,104 ,262 ,513 ,367 ,191 ,815 ,836

Komite Bakannn/Bakanlarnn Bamsz Olmas: Kurumsal ynetim ilkelerine gre komite bakanlar bamsz ynetim kurulu yeleri arasndan seilmelidir. Aratrmada, iletme ierisinde oluturulan komite veya komitelerin bakan veya bakanlarnn tmnn bamsz olup olmamasna gre analiz yaplmtr. Aratrma kapsamndaki iletmelerden 5 tanesinde oluturulan komite veya komitelerin bakan bamsz, 19 iletme ierisinde oluturulan komite veya komitelerden en az bir tanesinin bakan ise bamsz deildir. H 0 :Komite bakannn/bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin finansal performanslar ile herhangi bir komite bakan bamsz olmayan iletmelerin finansal performanslar arasnda fark yoktur. Analiz sonularna gre, =0,05 anlamllk dzeyinde komite bakannn veya bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin Varlk Getiri Orannn (Ortalama: -0,02) herhangi bir komite bakan bamsz olmayan iletmelerin Varlk Getiri Oranndan (Ortalama 0,04) anlaml bir ekilde daha dk olduu tespit edilmitir. Ayrca, =0,10 anlamllk dzeyinde komite bakannn veya bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin zkaynak Getiri Orannn (Ortalama: 0,00), herhangi bir komite bakan bamsz olmayan iletmelerin zkaynak Getiri Oranndan (Ortalama: 0,13) anlaml bir ekilde

45

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

daha dk olduu belirlenmitir. Dier performans gstergeleri iin ise anlaml bir fark tespit edilememitir (Tablo 6). SONU VE NERLER letme ierisinde etkin kurumsal ynetim uygulamalarnn oluturulmas, iletmelerin dk sermaye maliyeti ile kaynak temin etmelerini, finansman imknlarn arttrmalarn ve gerek ulusal gerekse ulsulararas alanda sermaye piyasalarnda yer almalarn salamaktadr. Dolays ile iletmelerde oluturulan kurumsal ynetim mekanizmalar iletmelerin performanslarn da etkilemektedir. SPK tarafndan yaynlanan Kurumsal Ynetim lkeleri ierisinde ynetim kurulu yaps nemli bir yer almaktadr. Bu makalede MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin ynetim kurulu yaplarnn iletme performans arasndaki ilikinin incelenmesi amalanmtr. Bu dorultuda gerekletirilen analizler sonucunda; ynetim kurulunda bamsz ye bulunan iletmelerin Varlk Getiri Oranlarnn ve zkaynak Getiri Oranlarnn ynetim kurulunda bamsz ye bulunmayan iletmelerden daha dk olduu tespit edilmitir. Benzer ekilde, komite bakannn veya bakanlarnn tm bamsz olan iletmelerin Varlk Getiri Oranlar ve zkaynak Getiri Oranlarnn, herhangi bir komite bakan bamsz olmayan iletmelerin Varlk Getiri Oranndan ve zkaynak Getiri Oranndan daha dk olduu belirlenmitir. MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerde, ynetim kurulunda bamsz ye olmas ve komite bakanlarnn tamamnn bamsz ye olmas iletmelerin Varlk Getiri Orann ve zkaynak Getiri Orann ters ynde etkilemektedir. Analiz sonucunda elde edilen bir dier sonu ise, denetim komitesi ve kurumsal ynetim komitesi olmak zere iki komiteye sahip olan iletmelerin 2009 yl hisse senedi getirilerinin, bu komitelerden herhangi bir tanesine sahip olan iletmelerin hisse senedi getirilerinden daha yksek olmasdr. Bununla birlikte yaplan alma sonucunda, ynetim kurulu ye saysnn, ynetim kurulu ierisindeki erkek ye saysnn, ynetim kurulunda icrac ye olup olmamasnn iletme performansn etkilediine dair anlaml bir sonu elde edilememitir. Daha sonra yaplacak olan almalar iin, MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki iletmelerin ynetim kurulu yaplar ile MKBde ilem grmekte olup Kurumsal Ynetim Endeksinde bulunmayan irketlerin ynetim kurulu yaplarnn karlatrlmas nerilebilir. KAYNAKA AKIN,A. (2004). Mlkiyet Sahipliinden Kaynaklanan Ynetim Hakknn Devri Asndan PostModern Ynetsel Kontrol Yaklamlar ve Stratejileri Erciyes niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi. Say:22, 127-148. ACA, A. ve NDER . (2007). Trkiyede Gnll Kamuyu Aydnlatma: MKBde Yer Alan letmeler zerine Bir Aratrma, Muhasebe ve Finansman, 34, p.133-143. ATAMER, M. (2006). Halka Ak Anonim irketlerde Kurumsal Ynetim ve Dorudan Yabanc Yatrmlar Asndan Deerlendirilmesi. Uzmanlk Tezi, T.C. Hazine Mstearl, p. 9.

46

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

AYGN, M.ve S. (2010). Genel Mdrn Ayn Zamanda Ynetim Kurulu yesi Olmas Firma Performansn Etkiler mi?, Muhasebe ve Finansman, S.47, 192-201. AYGN, M., TADEMR, A. ve AVDAR E. (2010). Banka Performans zerinde Ynetim Kurulu Byklnn Etkisi, Atatrk niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Dergisi, C.24 S.3,67-78. BARAZ, B. (2004). Ynetim Kurullarnn Kurumsal Ynetiim Asndan Kritik nemi : Eskiehirde Bir Aratrma, 3. Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Ynetim Kongresi, p.763-771. CHAMBERLAIN, T.W. (2010). Board Composition and Firm Performance:Some Canadian Evidence, International Advance Economical Research, (16) 421-422. DALTON, D. R., DALY, C. M., ELLSTRAND, A. E. ve JOHNSON J. L..(1998). Meta-Analytic Reviews of Board Composition, Leadership Structure, and Financial Performance, Strategic Management Journal, Vol 19, 269-290 DN, E. ve ABDOLU,H. (2009) letmelerde Kurumsal Ynetim Anlay ve Muhasebe Bilgi Sistemi likisi: MKB-100 irketleri zerine Ampirik Bir Aratrma, Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, C. 12, S.21, 157-184. ELTA, C., ACA V. VE AYDEMR, O. (2009) Ynetim Kurulu Yaps, leyii ve Performans likisi: Ege Blgesi rnei, Muhasebe ve Finansman, 42, 103-116. GUEST, P. M.(2009). The Impact of Board Size on Firm Performance: Evidence From the UK, The European Journal of Finance. Vol.15 No 4, 385-404. STANBUL MENKUL KIYMETLER http://www.imkb.gov.tr/Indexes/StockIndexesHome/CorporateGovernanceIndex.aspx, 02.09.2010) STANBUL MENKUL KIYMETLER BORSASI, http://www.imkb.gov.tr/data/Genelge/gn2008292.pdf, (Eriim:02.09.2010) CAN, .F. VE NAKTYOK, A. Dijital a rgtleri. stanbul:Beta, 127. CAN, . F. VE KAYIN, E. (2009). Kurumsal Ynetiim Srecinin Geliimi zerine Bir Aratrma, Atatrk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi. 13 (2), 213-224 . JACKLING B. VE JOHL, S. (2009).Board Structure and Firm Performance: Evidence From Indias Top Companies, Corporate Governance: An International Review, 17 (4) 492-509. KIEL, G.C., NICHOLSON G. J. (2003). Board Composition and Corporate Performance How to Australian Experience Informs Contrasting Theories of Corporate Governance,Corporate Governance, 11 (3)p.189-205. KOEL,T.(2003). letme Yneticilii, stanbul:Beta, 2003. KULA, V. (2005).The Impact of the Roles, Structure and Process of Boards on Firm Performance: Evidence from Turkey, Corporate Governance, 13 (2), 265-276. BORSASI, (Eriim:

47

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

OMAN, C.P. (2001). Corporate Governance and National Development OECD Technical Papers, No. 180, p. 13. RASHID, A. DE ZOYSA, LODH, A. S., VE RUDKN, K. (2010) Board Composition and Firm Performance: Evidence From Bangladesh Australasian Accounting Business & Finance Journal. Vol.4 No 1 2010,76-95. SERMAYE PYASASI KURULU, Kurumsal Ynetim lkeleri, 2005. TORAMAN,C. VE ABDOLU, H. (2008). MKB Kurumsal Ynetim Endeksinde Yer Alan irketlerin Uygulamalarnda Zayf ve Gl Yanlar: Derecelendirme Raporlarnn ncelenmesi Muhasebe ve Finansman. No:40, 96-109. UADIALE, O. M.(2010). The Impact of Board Structure on Corproate Financial Performance in Nigeria, International Journal of Business and Management, 5 (10), p.155-166. LGEN, H. VE MRZE S. K. (2007). letmelerde Stratejik Ynetim, stanbul: Arkan, 430-435.

48

Say 31 MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Aralk 2011 Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi

EK 1: 31.12.2009 Tarihi tibari ile Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Listesi Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketler (11.10.2010) Doan Yayn Holding A.. Hrriyet Gazetecilik Ve Matbaaclk A.. Tofa Trk Otomobil Fabrikas A.. Trk Traktr Ve Ziraat Makineleri A.. Trkiye Petrol Rafinerileri Anonim irketi (Tpra) Vestel Elektronik Sanayi Ve Ticaret A.. Y Ve Y Gayrimenkul Yatrm Ortakl A.. Anadolu Efes Biraclk Ve Malt Sanayii Anonim irketi Asya Katlm Bankas A.. Denta Ambalaj Ve Kat Sanayi Anonim irketi Otokar Otomotiv Ve Savunma Sanayi Anonim irketi Yap ve Kredi Bankas A.. Arelik Anonim irketi Coca-Cola ecek A.. Doan irketler Grubu Holding A.. Finansal Kiralama A.. Logo Yazlm Sanayi Ve Ticaret Anonim irketi. Petkim Petrokimya Holding. A.. Trk Prysmian Kablo Ve Sistemleri A.. ekerbank Trk Anonim irketi Tav Havalimanlar Holding A.. Trkiye Snai Kalknma Bankas A.. Trk Telekomnikasyon A.. Vakf Menkul Kymetler Yatrm Ortakl A..

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

49

Evren Dilek ENGR, A.Seden ZBEK PSKL

Say 31 Aralk 2011

50

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

SPOR KULPLERNN YNETM MODELLERNN DEERLENDRLMES


Sebahattin DEVECOLU Yrd. Do. Dr., Frat niversitesi, BESYO Bilal OBAN Yrd. Do. Dr., Frat niversitesi, BESYO Yunus Emre KARAKAYA Doktora rencisi, Frat niversitesi, Salk Bilimleri Enstits, Beden Eitimi ve Spor Anabilim Dal Bakanl zet: Toplumsal yaantda insanlarn sportif etkinlik ve hizmet beklentileri nemli lde spordaki temel rgtlenme birimleri olan spor kulplerinden karlanmaktadr. Spor kulpleri, toplumsal evreden bir takm girdileri alp ileyerek enerjiye dntren ve sonuta yine evreye veren ak sistemlerdir. nsanlarn bir ama ve hedef etrafnda topland, toplumun sosyal kltrel ve ekonomik ihtiyalarna cevap verecek nitelikler tayan, insanlarn toplumsallamasnda ve sosyallemesinde ok nemli bir yere sahip olan zellikler tamaktadr. Sporun toplumsal hayatta sosyal rolnn n plana kmasnda, toplumla btnlemesinde ve esnek bir yapya sahip olmasnda spor kulplerinin ilevi sivil toplum rgtleri kadar nemlidir. Bu almada, Avrupada ve Trkiyede farkl yaplara sahip spor kulplerinin ynetim modelleri, yasal mevzuatlar erevesinde betimsel olarak deerlendirilerek, Trkiyedeki spor kulpleri iin neriler gelitirilmeye allmtr. Anahtar Kelimeler: Ynetim, Spor Ynetimi, Spor Kulb, Ynetim Modelleri

ASSESSMENT OF THE MANAGEMENT MODELS OF SPORTS CLUBS


Abstract: In social life, sporting events and services that people expect significantly are met by sports clubs which are the basic units of organization in the sports. Sports clubs are open systems which get some input from the social environment and convert it to the energy and as a result give it to the environment again. Forefront emergence of a social role of sport in social life, in the integration with society and having a flexible structure, the function of sports clubs as important as the civil society organizations.In this study, the management models of sports clubs which have different structure in Europe and Turkey, are considered to be descriptive within the framework of legal regulations, tried to develop recommendations for sports clubs in Turkey. Key Words: Management, Sports Management, Sports Club, Management Models

51

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

GR Toplumlarn ihtiyalarn karlamak, problemlerini zmek iin oluturulan kurum ve kurulular, toplumsal hayatta bir i blmnn kurulmasna yol amaktadr. Toplumun ihtiyalarn gidermek ve problemlerini halletmek, genellikle bir kiiden ziyade kiilerin bir araya gelerek glerin birletirilmesini zorunlu klmaktadr. Toplumun gittike artan ihtiyalar ve problemleri, bylece toplumsal birimlerin sayca artmasn da salamaktadr. Dolaysyla, toplumsal ihtiyalar karlamak, bir toplumsal problemi zmek iin insanlarn g birlii ve kendi aralarnda i blm yapmalarn gerekli klmaktadr (Doar, 1997). ki yada daha ok insan bir ama dorultusunda bir araya gelip bir grup oluturduklarnda, bu grubun belirlenen amalarnn gerekletirilmesi iin yelerinin birlikte almalar gerekir. Bir grubun ya da bir biimsel rgtn amalarn gerekletirirken, baar veya baarszlk ynetim ile yakndan ilikilidir (Karaman, 2000: 37, 38). Ynetim bir bilim daldr. Devaml araylar ve denemeler iindedir. Tarih boyunca ve zellikle 1950lerden sonra daha sratli deimelere uramtr. 1950lerden sonra btn dnyada ve 1960 sonras Trkiyede niversitelerde, eitli derslerde okutulmaya ve retilmeye balanmtr. Ayrca ileri sanayi lkelerinde btn kurulularda kamu ve zel devaml kurs, konferans ve seminerlerle bu bilim dalnn esaslar yneticilere, ynetim iine soyunanlara, genlere ve yallara, ynetim iiyle ilgili herkese retilip ve aktarlmaya balanmtr (Pamuk, 1997). Ynetim nceden ne yapacann kestirilmesi olduka zor olan insanla urar. nsann toplumsal yaama gerei olan dier bireylerle ilikilerini, onlarn eitli etmenler altndaki davranlarn incelemektedir. Bireyler ustaln, zamann ve faaliyetini planlayp, rgtler bireyleri ynlendirir ve kontrol eder. Bylece bireyler kendini ynetir. Anne-baba ilerini, ev faaliyetlerini ve ocuklarn ynetirler. renciler okulda eitli konu ve derslerde baarl olmak iin zamann kullanmay ynetmek ve denetlemek zorundadr. Daha st dzeyde ele alnrsa bahekim hastaneyi, mstear bakanln, ziraat iftliini, genel mdr irketini, dekan fakltesini ynetmek zorundadr. Bu eitli uralar farkl alanlara aitmi gibi grnse de, hepsinin ortak yn, farkl amalara ynelik rgtsel abann ynetilmesidir (Can, 2001). Aslnda ynetimin toplumsal bir olgu olmas, toplumun btn yelerini kapsamas, stelik devlet kavramyla zdelemesi yznden, ynetim bir ok bilimin konusu olmutur (Baaran, 1984). Trkiyede sportif etkinliklerde bulunan spor kurum ve kurulularnn byk bir ksm devlet ynetimine baldr. zel sektr tarafndan kurulan ve iletilen spor kurum ve kurulularnda bile denetim devletin denetim ve gzetimi altnda yrtlmektedir. Spor ynetimi, sportif hareketleri belirlenen amalara ulatrmak iin insan ve madde kaynaklarn salayarak ve etkili biimde kullanarak, belirlenen politikalar ve alnan kararlar uygulamaktadr. Sportif hizmetleri nceden belirlenen hedeflere ulatrmak iin mevcut insan ve madde kaynaklarn bu hedefler dorultunda en etkili ve verimli olarak kullanlmasn salamaktadr. Kamu ynetimi tarafndan tespit edilen sportif hareket ve hizmetlerin genel ve zel amalarn gerekletirmek, devletin spor politikalarn uygulamakla ykmldr (Doar, 1997). Bu dorultuda spor ynetimi, genel ynetimin bir parasdr. Spor ynetimi, genel ynetimin ilke, ynetim ve kurallarnn spor alanna uygulanmasdr. Ynetimin faaliyetlerinin bilimsel bir biimde yrtlmesinin yollarn aratrmak, bulmak ve bunlar spor metotlarna dntrp uygulamaktr.

52

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

Sporun temel amalar ise spor ynetiminin gerekletirmeye alt amalardr. Bu yzden, spor tekilatlar ve onlarda grev alacak btn personel ile kullanlacak maddi unsurlar, sporun amalarna uygun bir tarzda ele alnmal ve ynetilmelidir. Ynetim sreleri tm dier dallarda olduu gibi iletme, kamu, eitim ve spor ynetimi iin de aynen gerekli ve geerlidir (Yetim, 1992: 14). Bireysel veya grup olarak yaplan, kendi iinde kurallar olan, genelde rekabete dayal bedensel ve zihinsel yeteneklerin geliimini salayan, eitici ve elendirici uralar eklinde tanmlanan ve 21. yzyl modern toplumunun en yaygn ve etkili sosyal kurumlarndan birisi olan spor, insann bedenen, ruhen ve sosyal ynden gelimesine katk salayarak toplumlarn gelimesinde de ok etkin rol oynayan sosyal bir olgudur (Yetim, 2000: 115). nsanlarn bir araya gelmesi, spor yapmas gibi ana hedeflerle bir araya geldikleri yerler olarak kabul gren spor kulpleridir. Genelde toplumsal yaantda bireylerin spor faaliyetleri veya beklentileri byk oranda spor kulplerinde karlanmaktadr. Bu dorultuda sporun toplumsal hayatta sosyal rolnn n plana kmasnda, toplumla btnlemesinde ve esnek bir yapya sahip olmasnda spor kulplerinin ilevi sivil toplum rgtleri kadar nemlidir. nk spor kulpleri ama, ye, kapsam, kaynaklar ve ilev bakmndan ok byk nem (ekil 1) arz etmektedir (Deveciolu ve oban, 2005: 94).
Ama -Topluma hizmet vermek, sosyallemeye katkda bulunmak. -Sporu sevdirmek ve yaygnlatrmak. -Sportif eitim ve yarma yapmak. -Sporu bilimsel olarak retmek ve uygulatmak. -Yksek performans sporcularn yetitirilmesini hedeflemek. -Spor saha ve tesisleri yapmak. -Bireyler, kurumlar, resmi, yar resmi, gnll, herkese ak... vb. -Topluluk, ulus-alt, ulusal, blgesel, uluslararas.

ye ve alanlar

Kapsam

Kaynaklar

-Taraf olma, balar, vakflar, ye aidat, sponsorlar, reklam.

lev

-Salk, eitim, turizm, kltr, bo zaman deerlendirme.

ekil 1. Spor Kulplerinin Fonksiyonlar Spor kulpleri, toplumsal evreden bir takm girdileri alp ileyerek enerjiye dntren ve sonuta yine evreye veren ak sistemlerdir. Toplumsal yaantda insanlarn sportif etkinlik ve hizmet beklentileri, nemli lde spordaki temel rgtlenme birimleri olan spor kulplerinden karlanmaktadr. Spor kulpleri, insanlarn bir ama ve hedef etrafnda topland, toplumun sosyal kltrel ve ekonomik ihtiyalarna cevap verecek nitelikler tayan, insanlarn toplumsallamasnda ve sosyallemesinde ok nemli bir yere sahip olan zellikler tamaktadr (Fiek, 1985: 31). Spor kulpleri de sivil toplum rgtleri gibi belirli kurallara gre kurulan (yasalar, tzkler, ynetmelikler, szlemeler, vb.) yelerinin her birinin yetki ve sorumluluklar belli olan (bakan, ynetim kurulu yesi, deneti, ye), gerek amatr

53

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

gerekse profesyonel spor branlar ile topluma hizmet veren, her ya grubunun spor yapabilecei tesis ara gerelere sahip olan, dier bir yn ile de yksek performans sporcularn yetitirilmesini hedefleyen zel hukuk kurululardr (Durmu, 1999: 27). Spor kulpleri ncelikle yelerinin sporla ilgili ihtiya ve istekleri dorultusunda sosyal ve sportif faaliyetler dzenlemek amacyla kurulmaktadr. Bu amacn gerekletirmek zere yeterli say ve nitelikte antrenr ve teknik elemanlar ve dier yardmc personeli istihdam etmektedirler (Ekenci, 1997). Bu almada, Avrupada ve Trkiyede farkl yaplara sahip spor kulplerinin ynetim modelleri, yasal mevzuatlar erevesinde betimsel olarak deerlendirilerek, Trkiyedeki spor kulpleri iin neriler gelitirilmeye allmtr. AVRUPA SPOR KULPLER YNETM Avrupada spor kulpleri, eitli spor dallarn kitlelere sunan, yaygn bir grnm sergilemektedir. Bu kulpler, yelerinin temel haklar, kulbe demokratik yollardan nfuz etmek ve temel grevleri yelik aidat demek (Ulseth, 2004) eklindeki karakteristik ye sistemi yaps ile teekkl etmilerdir. Bu sistem ile spor kulpleri, personel ve finans destei olarak dnlebilecek yardm toplumun kendi iradesinden, dorudan almaktadr. Ayn zamanda bu, bireylerin hem spor yapmasna hem de kulp ynetimine demokratik olarak katlmasna olanak veren, bylece bireyleri, hem fiziksel hem de sosyal ynden toplumla btnletiren bir yaplanmadr (t, 2010). Avrupa Birlii ye lkelerinde spor kulpleri, spor tabannn temelini oluturmaktadr (Final Draft, 1991). Spor alannda spor kulplerinin bireyleri bir araya getirecek sosyal bir ilevi olduu ve rnein Avrupa Birlii lkesi olan Avusturyada nfusun % 39u bu felsefeyle bir spor kulb veya spor federasyonu yesi olarak gzkmektedir (Sports Information Bulletin, 1997). Avrupada kabul gren spor organizasyonu incelendiinde (ekil: 2), spor kulpleri blgesel federasyonlarn yesidir. Bu blgesel federasyonlar alannda sorumlu olduu blgesel ampiyonalar veya blgesel dzeyde spor koordinasyonundan sorumludur. Blgesel federasyonlar ise ulusal federasyonun yesidir. Bu federasyonlar kendi disiplini iinde tm genel konular dzenleyen ve ayn zamanda Avrupa veya uluslararas kendi ube temsil federasyonlar eklinde faaliyetlerini devam ettirmektedir. Avrupa federasyonlar ise piramidin en st federasyonu ve btn Avrupa birilii ye lkelerin merkezi konumundadr (European Commission, 1998).

54

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

ASF*

Milli Spor Federasyonlar

Blgesel Spor Federasyonlar

Tabandan Federasyonlar / Spor Kulpleri

*ASF: Avrupa Spor Federasyonlar ekil 2. Avrupa Spor Organizasyonu Piramit Modeli Avrupa birlii ye lkelerinde mevcut spor kulplerinin ynetim yaplar incelendiinde; Almanyada (ekil 3) bakan, ynetim kurulu ve alt birimlerden olutuu, ngilterede (ekil 4) ise bakan, ynetim kurulu, menajer ve alt birimlerden olutuu grlmektedir (Durmu, 1999: 35).
Bakan

Ynetim Kurulu

Teknik ler

dari Ekonomik ler

ef Antrenr

Menajer

. ekil 3. Almanyada Mevcut Spor Kulb Modeli

55

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

Bakan Ynetim Kurulu

Menajer

dari ler

Teknik ler

Ekonomik ler

ekil 4. ngilterede Mevcut Spor Kulb Modeli 2006-2007 sezonunda yrrle giren Avrupa Futbol Birlii (UEFA)nin liderlik ve kontrol fonksiyonunu gelitirmek, finansal istikrar salamak, kredibilite ve gvenirliliini artrmak, daha iyi finans ynetimi iin aralar gelitirmek kulp ynetiminde etkinlik ve kaliteyi artrmak, tesisleri iyiletirmek, gen oyuncularn yetitirilmesini tevik etmek ve uygulamalarn dier alt takmlarnda da olumlu etki yapmasn salamak amacyla UEFA bir dizi talimatlar yaymlam ve bunlar lke federasyonlarna gndermitir (Akar, 2005). Be ana balk altnda toplanan UEFA kriterleri (ekil 5), en ok mali anlamda zorunlu kld konular bakmndan nem tamaktadr. nk bunlar, effafl ve kamuoyunu kulplerin mali yaps hakknda kesin ve net bir ekilde bilgilendirmeyi hedeflemektedir. UEFA Lisans Sistemi Kriterlerine uyum, UEFAya bal 52 lkenin federasyonuna bal kulpleri kapsamaktadr. Her lkenin federasyonu, UEFAnn getirdii lisans sistemi kurallarn gz nnde tutarak kendi mevzuatn hazrlamakla ykmldr. UEFA, yeni getirilen kriterler nda kulplerin borluluk durumlarn inceleyerek mali durumu iyi olmayan spor kulplerinin Avrupa kupalarna katlmalarn yasaklayacaktr. UEFA kriterleri 3 kategoriye ayrlmtr. Bu kriterler; A Kriterleri (Herhangi bir A kriterini yerine getirmeyen lisans aday lisans alamaz ve UEFA kulp msabakalarna katlamaz), B Kriterleri (Herhangi bir B kriterini yerine getiremeyen lisans aday, lisans verince belirlenen yaptrmlara tabi olacak, ancak yine de lisans alarak UEFA kulp msabakalarna katlabilecektir), C Kriterleri (En iyi uygulama diye adlandrlan C kriteri ise yerine getirilmedii takdirde herhangi bir yaptrm gerekli klmayan ve lisans verilmesine engel tekil etmeyen kriterdir. Ancak baz C kriterleri ileride zorunlu kriterler haline getirilebilir) dir (Sultanolu, 2008: 59-63).

56

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

UEFA Kriterleri

Sportif Kriterler

Personel ve dari Kriterler Hukuki Kriterler

Altyap Kriterleri

Mali Kriterler

ekil 5. Avrupa Futbol Birlii (UEFA) Kriterleri Bu kriterlerden (ekil 5), Sportif Kriterler; kulplerin, genlerin sportif ve akademik eitimine gerekli abay sarf etmesi ve bu amala yetkin teknik eiticiler istihdam etmeleri, oyun alan ve dnda fairplayin yerletirilmesi ile ilgililer (futbolcular, hakemler, teknik eiticiler ve grevliler) arasnda ortak anlayn gelitirilmesi hedefine dnk kriterlerdir. Altyap Kriterleri; Trkiye ve Avrupa apnda donanm ve temizlik asndan, nitelik bakmndan eit standartta tesislere ulalmas ve izleyicilerin gvenli, rahat yararlanmalarna elverili, basn mensuplarnn grevlerini dzenli ve uygun ortamlarda yerine getirebilecekleri statlarn ve futbolcularn yeteneklerini gelitirebilmelerine imkan tanyacak eitim tesislerini oluturmak amacna dnk kriterlerdir. Personele likin ve dari Kriterler; kulplerin artan ticari nem karsnda, belli bilgi birikimine sahip, iyi eitimli, nitelikli profesyonelleri istihdam etmeleri, gvenlik asndan yetkin hizmetlerden yararlanmalar ve sportif baar asndan da tm takmlarn nitelikli teknik reticiler tarafndan eitilmeleri ve tbbi destek grmeleri amacna dnk kriterlerdir. Hukuki Kriterler; kulplerin hukuki yaplarnn ve ileyilerinin ulusal ve futbola ilikin mevzuat asndan gerekli noktaya tamalar amacna dnk kriterlerdir. Mali Kriterler; kulplerin ekonomik ve mali kapasiteleri ile effaflk ve kredibilitelerinin artrlmas, yatrmclara gerekli nemin verilmesinin yerletirilmesi, ulusal ve uluslararas turnuvalarn devamllnn temini ve mali ynden fair-playin yerletirilmesi amalarna dnk kriterlerdir (Trkiye Futbol Federasyonu, 2010). UEFA, Kulp Lisanslama Kriterlerini belirlerken aadaki hedeflere ulamay amalamtr (UEFA, 2010). Futbolunun standartn btn ynleriyle gelitirmek, srekli iyiletirmek ve her kulp iinde genlerin yetitirilmesine ve korunmasna srekli olarak ncelik verilmesi, Kulplerin uygun ynetim ve organizasyon seviyesine sahip olmasnn salanmas, Seyircilere ve medyaya iyi dzenlenmi, konforlu ve gvenli stadyumlar temin etmek zere kulplerin sportif altyapsnn adapte edilmesi, Kulplerin ekonomik ve mali yaplarnn glendirilmesi, effaflklarnn ve gvenilirliklerinin artrlmas ve alacakllarnn korunmasna gerekli nemin verilmesi, Bir sezon iindeki uluslararas msabakalarn srekliliinin salanmas, Msabakalarda mali fair playin izlenmesi,

57

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

Kulplerin sportif, altyap, personel ve idari, hukuki ve mali kriterler asndan deerlendirmesi standartlarnn Avrupa apnda gelitirilmesi.

TRKYEDE SPOR KULPLER YNETM Trkiyede 5253 sayl dernekler kanununun derneklerden bavurmalar halinde; spor faaliyetine ynelik olanlar spor kulb, bo zamanlar deerlendirme faaliyetine ynelik olanlar genlik kulb ve her iki faaliyeti birlikte amalayanlar genlik ve spor kulb adn alr. Bu kulpler, Genlik ve Spor Genel Mdrlnce tutulacak kte kayt ve tescil edilir. Kulplerin organlar, bu organlarn grev ve yetkileri, kulplerin Genlik ve Spor Genel Mdrlnce de denetlenmesi ve bunlara yaplacak yardmlarn ekil ve artlar, st kurulu oluturmada uyulacak esas ve usuller, genlik ve spor faaliyetlerini yrteceklerin nitelikleri ve bunlara uygulanacak disiplin ilemleri, kulplerin kayt ve tesciline ilikin esaslar ileri Bakanlnn uygun gr zerine Genlik ve Spor Genel Mdrlnn bal olduu Bakanlka yrrle konulacak ynetmelikte dzenlenmektedir (Deveciolu, 2008: 2). Genlik ve Spor Kulpleri Ynetmeliinin 9. maddesi, tzel kiilik kazanan ve tekilata kayt ve tescili yaplan bu suretle kulp adn alan her kulbn Genel kurul, Ynetim Kurulu, Denetleme Kurulu organlar tekil ettirilir eklinde belirtilmitir (Deveciolu ve oban 2003: 2 ). Bu kulpler baka organlar da oluturabilirler. Ancak, bu organlar genel kurul ve denetleme kurulunun grev, yetki ve sorumluluklarn devredemezler. Bu yapnn uygulamadaki en nemli amac spor ortamnn lke genelinde, yerel zellikler dikkate alnarak, devlet kaynaklarnn elverdii llerde genel ilke ve politikalar belirlenerek, spor saha ve tesisleri, spor ara ve gereleri, spor retici ve yneticileri, sportif eitim ve yarma uygulama programlar ile gerekletirilebilmesidir (Cankalp, 2002: 48). Ayrca dernekler kanunun 19. maddesine gre yukarda belirtilen organlar derneklerde bulunmas zorunlu olan ve zorunlu olmayan organlar eklinde sralanmtr. Zorunlu organlar genel kurul, ynetim kurulu, denetleme kurulundan olumaktadr. Zorunlu olmayan organlara genel kurul ve denetleme kurulunun yetki ve sorumluluklar devredilememektedir. Zorunlu olmayan kurullar ise disiplin kurulu, sicil kurulu, divan kurulu vb. kurullardan olumaktadr (Yener, 2001). Trkiyede spor kulplerine ilikin kanun ve ynetmelikleri aadaki gibi zetlemek mmkndr (ekil 6);

58

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

Anayasann Derneklere likin Hkm

1982 T.C. Anayasas m. 33. madde

Dernekler Kanunu

Kanun No: 2908 RG.7.10.1983/18184

Genlik ve Spor Kulpleri Ynetmelii

RG.28.7.1985/18825

Spor Kulpleri Tescil Ynetmelii

RG. 14.11.1989/ 20342

Derneklerin izinle Kurabilecei Tesisler Hakknda Ynetmelik

RG.31.7.1984/18475

Spor kulpleri Yardm Ynetmelii

RG.8.12.1987/19658

ekil 6. Trkiyede Spor Kulplerine likin Kanun ve Ynetmelikler Trkiyede 2908 sayl dernekler yasasnn 57. maddesine dayanlarak hazrlanan Genlik ve Spor Kulpleri Ynetmeliine gre kulpler; Bo zamanlar deerlendirme, spor veya her iki faaliyeti birlikte yrtmek amacyla kurulan ve kulp adn alan derneklerdir. Ayn ynetmelie gre kulpler (Genlik ve Spor Genel Mdrl, 2008: 46); Kurum Kulpleri; kamu kurum ve kurulularnda, yksek retim kurumlarnda ve zel kurulularda kendi mensuplar tarafndan, bu kurum ve kurulularn bnyelerinde kurularak kayt ve tescilini yaptran derneklerdir. Spor Kulpleri; spor faaliyetlerinde bulunmak amacyla kurulan genel mdrle kayt ve tescilini yaptran derneklerdir. Genlik Kulpleri; bo zamanlar, genlik faaliyetleri ile deerlendirmeyi amalayan ve bakanla kayt ve tescilini yaptran derneklerdir. Genlik ve Spor Kulpleri: spor ile genlik faaliyetlerini amalayan Bakanlk ve Genel Mdrle faaliyetleri ynnden ayr ayr kayt ve tescillerini yaptran dernekler eklinde kurulabilmektedir (ekil 7).

59

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

Spor Kulpleri

Kurum Kulpleri

Genlik Kulb

Spor Kulb

Genlik ve Spor Kulb

ekil 7. Trkiyede Spor Kulplerinin Kurulu ekilleri

Genel Kurul

Bakan

Ynetim Kurulu

Genel Kaptan

Alt Yap Sorumlusu Gen Takmlar

Amatr Dallar Sorumlusu

Profesyonel Blm

Teknik Kadrolar

Profesyonel Futbolcular Hizmet Personeli

ekil 8. Trkiyede Futbol Kulplerinde Uygulanan Ynetim Modeli

60

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

Spor kulplerinin ynetim yaplar incelendiinde kalknma planlarnda da belirtilmi olan ynetim yaps (ekil 8) genel kurul, bakan, ynetim kurulu ve alt birimlerinden olutuu grlmektedir (Devlet Planlama Tekilat, 1985: 73).

61

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

62

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

Spor kulplerinin genel ynetim modeli incelendiinde ise en st kurul genel kurul olarak tekilatlanmtr (ekil 9). Dier birimler ise bakanlk, ynetim kurulu, genel sekreter ve alt birimleri, sekreter ve sekretere bal idari mali iler birimi, spor blm ve alt birimlerinden olumaktadr. Avrupa ye lkelerin ve Trkiyedeki spor kulplerinin ynetim modelleri incelendiinde baz benzerlik ve farkllklarn olduu grlmektedir. SONU Spor kulpleri sporun ana unsurunu oluturmaktadr. stlendii sorumluluk ve fonksiyonuna bakldnda kulplerin bal bana bir okul, bir iletme ya da bir halk eitim merkezi zelliklerini tayabilmektedir. Kurulu amalarna gre kulp yeleri kulplerinden, her trl spor hizmetlerinin yannda, spor kltr ve sporla eitim hizmetlerini de alabilmesi gerekmektedir. Bu balamda kulpler, yelerine verecekleri hizmetlerin kaliteli olabilmesi iin, kulbn sorumluluk alanlarn oluturan spor yneticisi, antrenr, spor terapisti, lme ve deerlendirme uzman, v.b alanlarnda yetimi eitimli uzman bulundurmas gerekmektedir. Her yataki insann, okul-aile-kulp geninde, spor kltr ve sporla eitimini gerekletirebilmesi kulp statsnn bu hizmetleri verebilecek anlay ve staty kabullenmesine baldr (Genlik ve Spor Genel Mdrl, 2008). Dnyada ve Trkiyede spor kulplerinin etki alanlarnn, yrtm olduklar sportif faaliyetlerle snrlandrlmas veya yaanan bir ok ynetim problemleri ile kar karya olmalar, sporun ilgi oda olma zelliini yannda ok zayf kalmaktadr. Spor kulb merkezli uygulanabilecek inovasyon yntemleri spor kulplerinin etki alann geniletebilecei gibi, toplumda grev sorumluluklarn yerine getirebilecek, gl, proaktif bir yapya da kavuabileceklerdir. Spor kulplerinin geleneksel ynetim modellerini, yeni gelimelere uyum salayacak zellikler kazandrarak, donanml bir toplum kurumu haline dntrmek adna, inovasyon ynetimi ilke ve prensiplerini spor kulpleri ynetimine uyarlayabilmek gerekmektedir (Deveciolu, 2008). Spor kulpleri, spor ynetiminde kullanlan kaynak ve olanaklar teknik ve ynetsel olarak gz nnde bulundurulabilir. Baarya giden yollardan biri spor kulbn iyi ynetmek dieri ise takmn iyi ynetilmesidir. Spor kulplerinin ynetimine idari ve teknik adan bakmak gerekir. Ynetim kurulu mevcut durum ve gelecekle ilgili planlar yaparken ayn zamanda kulbn parasal, idari konularyla ilgilenmektedir. Takm ynetimi ise takmn saha ii faaliyetlerini organize eden, sporcular arasnda i birlii salanarak takmn hedeflerine ulamasn salayan ve kenar ynetiminden sorumlu merci teknik kadrodur (Erdem, 2005: 9-29). Ayrca spor kulplerinde iyi ynetiim bakmndan kulp yneticilerinin nitelikleri de nem tamaktadr. Bugn AB lkelerinden yalnzca ngilterede kulp yneticilerinin zelliklerine dair kurallar bulunmaktadr. Buna gre kulp yneticilerinin, temiz bir gemie sahip olmalar istenmektedir. Buna karlk rekabetin korunmas amacyla kulp sahipliine dair kurallar daha geni bir platformda tatbik edilmektedir (Deloitte, 2007: 8). Trkiyede Genlik ve Spor Kulpleri Kanun Tasars yasalat takdirde ileri Bakanl bnyesindeki Dernek stats konumunda olan kulpler bu kapsamdan kartlacaktr (4 Kasm 2004 tarihli ve 5253 sayl Dernekler Kanunu'nun 14. maddesi yrrlkten kaldrlm olacaktr). Bu tasarda, genlik ve spor alannda faaliyet gstermek iin genlik kulpleri ile spor kulplerinin organlar, grev, yetki ve sorumluluklar, uyacaklar usul ve esaslar, bunlara yaplacak her trl yardmn ekli ve artlar ile denetlenmelerine ilikin hususlarn dzenlenmesi amalanmaktadr. Tasarnn geici 2. maddesine

63

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

gre, kanunun yrrle girmesinden nce 4 Kasm 2004 tarihli ve 5253 sayl Dernekler Kanununa istinaden kurulmu ve Genlik ve Spor Genel Mdrl ile Trkiye Futbol Federasyonunca tescil edilmi olan kulplerin, ileri Bakanlnda mevcut olan dosya ve kaytlar, bu kanunun yaym tarihinden itibaren 3 ay ierisinde GSGM'ye devir ve teslim edilecektir. Bu yasa taslana gre (Genlik ve Spor Genel Mdrl, 2010); Kulpler, GSGM ats altna girdikten sonra faaliyet gsterecekleri spor branna gre, ilgili federasyonun denetimine tabi olacaktr, Belediyeler ve bunlara bal iktisadi iletmeler, profesyonel kulpler ve sporcularna kaynak aktaramayacak ve yardmda bulunamayacak, Kanun Tasars'nn ikinci blmnde yer alan Kulplerin tzel kiilik kazanmas bal altndaki 4. maddenin 7. bendiyle kulplerin birlemesi ve bulunduklar il ve ilelerin deitirilmesi salanmakta, Kamu yararna alan kulpler, Maliye ve ileri bakanlklarnn uygun gr, genlik ve/veya spordan sorumlu bakann teklifi ve Bakanlar Kurulunun karar ile belirlenecek, Tasarnn 13. maddesinde, bir kulbn kamu yararna kulplerden saylmas iin en az bir yldan beri faaliyette bulunmas, kulbn amac ve bu amac gerekletirmek zere en az olimpik veya paralimpik bran olmak zere be ayr dalda faaliyette bulunmas ve ilgili spor branna elverili spor tesislerinin mlkiyetine sahip bulunmasnn art olaca, Sz konusu kulplerin mallarna kar su ileyenlerin devlet malna kar su ilemi gibi cezalandrlaca yer almaktadr. Sportif baarnn salanmas ve spor etiinin yerletirilmesi iin baz yasal dzenlemeler yaplmakla birlikte, bu dzenlemelerin yeterli olmad; yasama, yrtme ve yarg organlar ile spor unsurlarnn bir araya gelerek spor kulplerinin sorunlarnn zm hususunda gerekli hukuki dzenlemeleri bir an evvel gerekletirmeleri, spor kulplerinin de bu erevede kendi uygulama ve tercihlerine dnk zeletiriyi yapmalar art grlmektedir (mamolu vd., 2007). Sonu olarak Trkiyede spor kulplerinin uluslar aras standartlara uygun kurumsal bir stat yapsna kavuturulmas gerekmektedir. Spor kulpleri ynetiminin hedeflerine ulaabilmesi byk lde ynetim biliminin ilke ve metotlarnn uygulanmasna da baldr. Bu dorultuda Trkiyede spor kulpleri iin aadaki neriler sunulmutur, neriler Spor kulplerinin kuruluu ve ileyii ile ilgili yasal dzenlemeler acilen karlmaldr, GSGMnin kulpler zerinden aldklar (ma haslatlar zerinde aldklar pay, stad reklamlar, forma reklamlar gibi ) paylar drlmelidir, Devlet, spor kulpleri ynetiminde siyasetten uzak tutmaya ynelik olarak bir dzenleme belirlemeli, zm retmelidir, Spor kulplerinin dernek konumundan kurtarlarak evrensel ynetimde kullanlan yntemlerle ynetilmesi iin gerekli alt yap almalar yaplmaldr, Spor kulplerinin tesis, arazi vb almlar iin tevik uygulamasna gidilmesi salanmaldr, Mevcut spor kulb yneticilerinin spor ynetimi ile ilgili eitimlere alnmaldr,

64

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

Spor kulpleri ile ilgili KDV orannn (eitim, salk vb.) drlmesi zorunluluk arz etmektedir, Msabakalarda grev alan personelin (salk personeli, saha tanzimi grevlilileri, gvenlik personeli vb.) spor eitimi konusunda eitimler verilmelidir, Sponsorluk yasasnn ierii ile ilgili detayl bilgilendirilmelere (kulplere ve sponsor olacak kii, kurum ve kurululara) gidilmelidir, Spor kulpleri ynetim alannda eitim grm uzman yneticiler tevik edilmeli ve bu yneticilerin yetkileri artrlmaldr, Spor kulplerine ait spor tesisi yapmnda (eitim ve salk kurulular ile ilgili uygulama vb.) devlet tarafndan bedelsiz olarak 3. ahslara verilmesi ve inaat giderlerinin vergiden dmesi salanmaldr, Spor kulplerinin borlarndan dolay yeni yasal dzenlemelerle giderlerinin azaltlmasnn salanmas ve denmeyen borlarn taksitlendirilmesi salanmaldr, Her spor kulb kendi bnyesinde stratejik planlamalar yapmas ve uygulamas iin gerekli bilgilendirmeler yaplmaldr, Spor kulpleri elde ettikleri baarlara gre deil, genel kabul gren ynetim erevesinde deerlendirmelidir, Spor kulplerinin SSK borlar yeniden dzenlenmelidir.

KAYNAKA AKAR, T. (2005). Endstriyel Futbol, stanbul: Literatr Yaynlar. BAARAN, . E. (1984). Ynetim, Ankara: Ankara niversitesi Basmevi. 44-48. CAN, H. (2001). Ynetim Bilimi ve Tarihesi, Ynetim ve Organizasyon, Ankara: Nobel Yayn Datm. CANKALP, M. (2002). Sporda Ynetim ve Organizasyon, Ankara: Nobel Yayn Datm. 48. DEVECOLU, S., OBAN, B. ve YILDIRIM, E. (2003). Amatr Spor Kulplerinin Ynetim Problemleri ve zm nerileri, Beden Eitimi ve Sporda Sosyal Alanlar Kongresi, Ankara, 2. DEVECOLU, S. (2008). Spor Kulplerinde novasyon Ynetimi, Eriim: www.fesam.org. Eriim Tarihi: 01.03.2010, 2-6. DEVECOLU, S. ve OBAN, B. (2005). Sivil Toplum rgt Olarak Spor Kulpleri ve Toplumsal levi, Siyaset ve Toplum Dergisi. Say: 3, 94. DELOTTE. (2007). Avrupa Birlii Srecinde Trk Futbolu, Spor Serisi, Eriim: www.deloitte.com.tr, Eriim Tarihi: 05.07.2010, 8. DEVLET PLANLAMA TEKLATI. (1985). Beinci Be Yllk Kalknma Plan, Ankara, 73. DURMU, A. G. (1999). Futbol Kulplerinin Stratejik Ynetimi, Ankara: Bargan Yaynevi, 27, 35. DOAR, Y. (1997). Trkiyede Spor Ynetimi, Adana: z Akdeniz Ofset.

65

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

EKENC, G. (1997). nsan ve evre likilerinin Spor Kulb Ynetimine Etkileri, Gazi niversitesi, Beden Eitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, Ankara, Cilt: 2 (4), 39. ERDEM, K. (2005). Futbolda Kenar Ynetimi, stanbul: Morpa Kltr Yaynlar, 9-29. EUROPEAN COMMISSION. (1998). The European Model Of Sport: Consultation Document Of Dg Xeuropean Commission, Directorate-General X, Information, Communication, Culture, Audiovisual Media Audiovisual Policy, Culture and Sport, Sport,Eriim: http://www.sport-ineurope.de/SIU/HTML/PDFFiles/EuropeanModelofSport.pdf, pp. 3. FEK, K. (1985). 100 Soruda Trkiye Spor Tarihi, stanbul: Gerek Yaynevi, 31. Final Draft on Sport in the Member States, 1991. GENLK VE SPOR GENEL MDRL. (2008). Spor uras 2008, Alt Komisyon Toplant Raporlar, 18-19 Haziran 2008. Ankara, 46. GENLK VE SPOR GENEL MDRL. (2008). Spor uras 2008, 26-28 Kasm 2010. Ankara. GENLK VE SPOR GENEL MDRL. (2010). Genlik ve Spor Kulpleri Kanun Tasars, Eriim: http://www.gsgm.gov.tr/sayfalar/sporkuluplerikanuntaslagi.doc. Eriim Tarihi: 20.07.2010. MAMOLU, F., KARAOLU, E. ve ERTURAN, E. E. (2007). Trkiyede Spor Kulplerinin Yapsal Nitelikleri ve Temel Problemleri, Gazi Beden Eitimi ve Spor Dergisi, Cilt 12 (3), 35-61. KARAMAN, T. (2000). Ynetim Stratejilerindeki Gelimeler, Trk dare Dergisi, Say: 426, Ankara, 37, 38. T, E. E. (2010). Almanya ve Trkiyedeki Spor Kulplerinin Karlatrmal Analizi (Trkiyede Spor Kulpleirnin Yap ve leyiine Yeni Bir Yaklam), Gazi niversitesi, Salk Bilimleri Enstits, Doktora Tezi, Ankara, 2. PAMUK, G., ERKUT, H., LENGN, F., LENGN, B., AKG, ., ALPAY, Y. ve KOMA, H. (1997). Stratejik Ynetim ve Senaryo Teknii, stanbul: rfan Yaynclk. SPORT INFORMATION BULLETION. (1997). Sport For All; Clearing House, 19. SULTANOLU, B. (2008). Hisseleri Halka Arz Edilen Trk Futbol Kulplerinin Mali Tablolarnn Trkiye Muhasebe Standartlar erevesinde ncelenmesi, Bakent niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, letme Ana Bilim Dal, Muhasebe Finansman Yksek Lisans Program, Yksek Lisans Tezi, Ankara, 59-63. TRKYE FUTBOL FEDERASYONU. (2010). Kulp Lisans Sistemi http://www.tff.org/default.aspx?pageid=217). Eriim Tarihi: 01.06.2010. UEFA, (2010). Eriim: http://www.uefa.org. Eriim tarihi: 01.08.2010 ULSETH, A. B. (2004). Social Integration in Modern Sport: Commercial Fitness Centres and Voluntary Sport Clubs, European Sport Management Quarterly, 4: 95-115. YETM, A. (1992). Baarl Bir Spor Yneticisinin zellikleri, Gazi niversitesi, Ankara: Gazi Eitim Fakltesi Dergisi, Cilt: 8, Say: 1, 14. Kriterleri, Eriim:

66

Say 31 Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Aralk 2011

YENER, S. (2001). Dernek ve Vakflar Kanunu, Ankara: Sekin Yaynevi, 27. YETM, A. (2000). Sosyoloji ve Spor, Trabzon: Topkar Matbaas, 115.

67

Sebahattin DEVECOLU, Bilal OBAN, Yunus Emre KARAKAYA

Say 31 Aralk 2011

68

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

CHROMIUM MINES IN KYCEIZ AND MINE OPERATION GRANTS IN 19TH AND 20TH CENTURIES
Arzu BAYKARA TAKAYA Dr. Lecturer, Dumlupnar University, Domani Vocational College, Revolution History of TR, Domani, Ktahya ABSTRACT: Kyceiz Town, which is subject to Mentee Sanjak of Aydn Province in 19th century, attracts attention as a place rich in agriculture, farming and mining. Kyceiz is not so attractive as Milas and Bodrum towns but its chrome and manganese mines would be mined actively. It is seen that mines are mostly possessed by foreign enterprises in 19th century. This can be attributed as the Turks did not have enough capital (savings) and the people at war could not deal with mines. It is also seen that the mines are operated by family companies and this causes malpractices; these mines are exported to Europe. Keywords: Mentee Sanjak, Kyceiz Town,Mine, Grant, Enterprise.

XIX-XX. YZYILDA KYCEZDE KROM MADENLER VE MADENLERN LETME MTYAZLARI


ZET: XIX. yzyl Aydn Vilayeti Mentee Sancana bal olan Kyceiz Kazas tarmn hayvancln ve madenciliin youn olduu bir yer olarak dikkat eker. Milas ve Bodrum kazas kadar dikkate deer bir mekn olmamakla beraber krom ve manganez madenlerinin youn olarak iletildii bir kazadr. XIX. yzylda madenlerin genellikle yabanc iletmelerin elinde olduu grlr. Bu durumu Trklerin elinde yeterince sermaye birikimi olmamasna ve sava iinde bulunan halkn bu alana el atmamasna balayabiliriz. Madenlerin aile irketleri tarafndan iletilmesinin yolsuzluklara yol at da grlmekte, ilenen bu tr maden yataklar Avrupaya ihra edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Mentee Sanca, Kyceiz Kazas, Maden, mtiyaz, letme. INTRODUCTION In Ottoman Empire, ownership of mines was state-running just like in agriculture. Mines would be used inside the borders and if only there had been redundant mines, they would be exported with the permission of the government (Gen, 1987:166). The state had prohibited sales of mine to the enemy states (Darl Harb) in general. This prohibition had generally been carried out. However, there had been violations time to time, and besides there had been some exceptional violations by the state (Ahmet Refik 1931: X).Copper, lead, iron and the stuff made of iron, such as horseshoe and nails, had been prohibited to export(Akda,1950:513). Although mines had been exported to Europe, these materials were classified as prohibited for export and the government would interfere with in case of this export was excessive (Arkan, 1991: 297). There had not been a broad regulated customs tariff by the late 18th century in Ottoman Empire. The fact that the total number of customhouses was regarded as enough did not urge for it. Thus, prohibition for import and protecting customs policy were out of question. Some strategic goods, such

69

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

as weapons, golden, silver and copper, were of prohibited goods for export and this situation is regarded as the result of protective policies (Sahilliolu,1968:53; Ktkolu,1979:127-128).Mustafa Akda, mer Ltfi Barkan and Halil Sahilliolu speak of the problems about finance, currency and price movements, mints and their way of getting mine, money circulation, golden and currency used by the empire in 15th and 17th centuries, also known as the Classic Ottoman period in their works (Akda,1974, 230; Sahilliolu, 1978: 4).Mines were subject to Finance Treasury by the first half of 18th century and after that time, Mint Administration dealt with mines (zkaya ,1992: 303 ).Since that application started in 1736, mine samples collected from the mining regions had been put in the process of cani and delivered to the Mint Treasury instead of Finance Treasury (Yorulmaz,1994, 31;Sahilliolu,1978, 4).Thus, the Mint had gained a new identity other than coining money and dealt with the managing mines, muqataas and so on. Ottoman mines were under control of Trade and Prosperity Administration at first and then it had been passed on Forestry, Mine and Agriculture Administrations control. However, the administrator of Forestry, Mine and Agriculture Administration had been put out of the administrators committee and his representation had been passed on Finance Administrator. Abdlhamit IIs wish to manage forestry, mines and agriculture with an administrator, who was not under control of the government and subject to Abdlhamit II gave rise to such an application ( Karal, 1988,Volume. VIII:448).In the second half of 19th century, it is obviously seen that the state ownership on the mines of Ottoman Empire still continued. Therefore, we can talk about an ownership of lands and mines pursuant to the states interests. Besides, the state did not have respective legislations for each mine. So, the old law system, Kanun-u Kadim had been used for a very long time (Tabakolu,1986: 228-229). Conditions of management and rights of duties of grantees had been regulated with the basic mine legislation put into action in years of 1861, 1869, 1887, 1901 and 1906. In 1861, he state enacted a Mine Code (Maadin Nizamnamesi) for the purpose of restricting the tricks showing up in the mine sector (kn, 1969: 306).Natives and foreigners had equal rights in mine management with the recognition of the right of having lands and then the law of foreigners mining in 1886. The regulations enacted in 1906 were pinning down the manager of the mine to be from the region as well as it included the entire employee (workers included) except from engineers and foremen (Quartaert, 1987: 46). The mine sector had begun to keep up with changing conditions with mine regulations enacted in 1861 and 1869. In Ottoman Empire, monopoly status of non Muslims in mining is felt in the mines within the country and the province as it is felt within Sanjak. Greek community is particularly active in this field. (Trke, 1993:121).The effect of Muslims is too little to have an effect on the sector. The people would work as farmers and workers but they would not be able to be the traders of the goods they produced. They would sell their goods as raw materials and they would have to buy them back as finished goods. After looking at the export goods of Mentee Sanjak from the Ottoman Almanacs, valuable goods constitute goods of the Sanjak because of the geographic conditions; agricultural and forestry, products, products supplied from ranching, mining and sea and handmade products are of these (adrc, 1991:355). Inside the country, mostly mediator minorities or foreign merchants providing export connections would benefit from these products.

70

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

MINES OF MENTEE SANJAK In 19th century, there were four other mines as well as coal, manganese, arsenic, antimony and mica, which used to be mined in Aydn Province. These four mines are grindstone, chromium, silvery lead and boracite (Tekeli, 1992:136) .The majority of Aydn mines used to be gathered from Mentee Sanjak(1302 AVS 226) From this aspect, Mentee Sanjak has underground sources as well as overground sources (1296, AVS:132; 1311,AVS: 386, 390399,404).Thus, silvery lead is found in Mentee Sanjak and Anbarkaya, grindstone is found in the villages of Kayaba and Tuzabad subject to Bozyk and Milas, chromium and manganese are found in Fethiye (Soykan ve Mutluer,1995: 44;Gke,2000: 245-258; Kahraman,1993: 47), coal mine is found in Marmaris and Alakilise Village of Milas, and, silvery lead is found in Bodrum (Yorulmaz,1994:193-205). There are more than 20 chromium mines in Kyceiz. There is carborundum mine in the north side of Bodrum town. Gmlk village , which was named as Mindoes before, is thought that it takes its name from the silver mine or a mine similar to silver. There are silver mines in the feet of Bozda of Peksimet village, carborundum mines in Karakaya village and manganese mines in Dereky, Konack, Geri and Peksimet villages; however, they are not mined since their reserves are not enough( Ko,1973: 17). In Bodrum, aluminum mine (bauxite) is found in Bardak and Deirmen headland and marble is found in Yal, iftlik, Geren Boyu and Yalkavak (Bilgin 1965:21).Lignite layers are found as mixed with lime layers around Gereme, which is located between Milas and Bodrum. There is a silvery lead mine registered on behalf of the treasury around Karakaya village. (Baykara Takaya, 2010:256).There is an active silvery lead mine in the south of Dedeler site and in two-hour distance to the coast. There was a silvery lead mine around this site and about one tone of mine had been exported to Europe (1296 AVS ,88; 1313 AVS : 433-434; Ali Rza Bey, 1331: 30-31).

71

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

Table 1 Chromium Export in the Time of Ottoman State ( www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mta,dergi)

The line of chromium mine follows the coast of Gkova Gulf located in the south of the city and the north of Fethiye Gulf which has approximately 100-km length from the center of Fethiye and extends on a land about 40 km. to Hisarn gulf coast of Marmaris town (Cumhuriyetin 15.Ylnda Mula 1938: 54).There are two 8-km air ducts in Gke ovack and Gvek village of Fethiye town. Shipping of manganese mine can be carried out via these ducts. There is a tramway extending from Demirkazk site of enger Village located around Kargay of Fethiye Gulf to avuburnu seaport of Fethiye Gulf and used for shipping of chromium mine and these are connected to the seaport. There is a big cleaning factory in Karagedik site, which is 3-km away from Fethiye, to clean gathered chromium mine (Erolu, 1939: 270; Cumhuriyetin 15.Ylnda Mula 1938: 88).In addition to this factory, it is also known that there is a small electricity factory in Fethiye town (Cumhuriyetin 15.Ylnda Mula, zmir 1938: 54). There are ten granted continents chromium mines; three of them are operated densely and seven of them are slightly operated. The mines of Karg, Foa, enger and Gnlkba villages are mined abundantly. Uzml, Kemikli, Kzlan, Eldirek, Gnlkba and nlice mines are slightly operated (Erolu 1939: 270). Erolu points out that there were five granted chromium mines consisting of 4 ones in Kzlkaya village and one in Bezkese village and there was one more mine, which had just put out to tender( Erolu,1939:247).Mines are operated rather in the outer villages of Fethiye (Center). Today, the situation is not different (Sekizinci Bes yllk kalknma plan, madencilik zel ihtisas komisyonu raporu metal madenler alt komisyonu krom alma grubu raporu, 2001: 25).

72

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

Having analyzed the indoors of Kyceiz town , it is seen that there is chromium mine in Sandroz Mountain, Gkgedik, Bozta and Somacak districts, and Hamidky Farm. Chromium and manganese ore beds are basic mines found in this place (Gke, 2000: 245-258; Kahraman, 1993:47). We see that these ore beds were granted to non-Muslims to mine in the time of collapse of Ottoman Empire as in Fethiye in 19th century (Tzlak,1996:718).As we learn from records, chromium would be smuggled as well as it would be exported. ECONOMY AND MINING IN KYCEIZ There are granted mines in sundry parts of Aydn province. We see the same kind of grants in Izmir, Manisa and Bodrum 1.There is a list of mine grants of Aydn province in Sabri Srgevils study. It is seen in the study that only carborundum mine was allowed to be mined in amsakz site in Mentee Sanjak in 1911 (Hijri: 1330)(Srgevil,1984:272-275).It can be said that the reason why foreigners were granted was the economic depression Ottoman Empire had undergone(Tzlak 1996: 718) . Just as we see from the grants of 1883, which are the oldest ones, in almanacs, foreigners had a monopoly status and Turks could not deal with mining. By all means, mining is a costly job and Turks did not have the capital to mine. Foreigners would set their business with aboriginal non-Muslim partners (zata, 2004, 194). Table 2: Mine grants in Mentee Sanjak in Province Almanac (1883 / H 1301) of Aydn(1301 AVS: 242-242). Name of Town Village Type Names of Grantees Kyceiz Kyceiz Kyceiz Kyceiz Fethiye Mula (Bozyk ) Nif enger nlice ayhisar -Kuzaa Chromium Chromium Chromium Chromium Chromium Grindstone Paterson Paterson Paterson Paterson Paterson Memiko Katori and Menulaki

As it is seen in table 2, mines would be operated with certain grants. In 1864, all mines had been turned into state property with Land Law. However, as the state understood it could not operate these mines properly, foreigners were allowed to mine with Turkish partners with updated Mining regulations. It is seen that foreigners would be able to operate mines without having a Turkish partner

1311 AVS, 510-511. For sundry places: It is known that the silvery lead mine in Peksimet Village of Bodrum town had been granted to Mihail Mangall for 99 years in 1911 in 20th century. The map of this village has been documented in archives. This mine is also known to have been exported; Dr. Esad Bey, 1923: 29. To see the grants in zmir town : The Statistics of 1339 in zmir Province, Cited by Berber, 1999:143.

73

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

with a new regulation in mining law in 1869. We can see the effect of this law on Mentee sanjak after its execution in the following table (Tekeli, 1992:136). In the early 20th century, sales from chromium mines of Kyceiz were annually 10.000 tonnages but 7000 tonnages in Fethiye. Besides, about 1000 tonnages of manganese used to be exported (1311 AVS, 386-404; 1326 AVS: 696). In the same period of time, carborundum mine gathered from Bozyk, Kuzaa and Nebi villages would be transported to Gllk port and exported to Europe. Time to time, charcoal, chromium and copper mines would be exported from these ports. Table 3: / Information about mines in Mentee Sanjak in Province Almanac (1886 / H 1307) of Aydn (Cantrk ,1998: 70). Annual Duty (Piastre: Borough Village Mine Price Kuru) Transportation (Ton) Mula Bozyk Fethiye Kyceiz Kyceiz Kyceiz Kyceiz Nif nlice enger ayhisar Carborundum Chromium Chromium Chromium Chromium Chromium 300 450 450 450 450 450 500 4500 3000 2000 3500 1000 36.000 101.250 67.500 45.000 78.750 22.500

According to the table, two chromium mines in Toparlar and Hamid villages of Kyceiz were put out to tender and Monsieur Petersons company won the bid. The transportation of these mines brought in 150 liras, a plenty of money for that time, for the boroughs. The value of this mine was quite high since its only provider was Ottoman State. These mines would be operated by foreigners and so they would not contribute to Turkish society (1301 AVS:245; 1302 AVS: 228). Petersons operate chromium mines both in Fethiye and Kyceiz. They operated the mine simultaneously in a few places of Kyceiz. Time to time, they operated the same mine with permission over and over again. According to archive documents, this family raked off time to time. There is cereal agriculture in Bodrum and Marmaris towns, which have coasts in Mentee sanjak, and this can only meet its own needs; (1301 AVS: 230 -Mula l Yll,1967 -1968:44) but, the situation is different in Kyceiz with yield of Dalaman meadow which is watered by Dalaman river ( Fellows, 1838:305-306) .Kargn meadow is located near Dalaman meadow in Kyceiz. Agriculture in Kyceiz had always been the most significant source of income. In 19th century, cereals, maize and sesame had been primary sources of sowing. Tobacco and viticulture were not developed. Orange, lemon, mandarin were abundant. Licorice would be found in Mentee sanjak; abundant enough to be exported (Mula Shhiye mdr Doktor Esad Beyin Mula (Mentee) Sanca, 1923:31-33).

74

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

Animal husbandry is another source of income aside from agriculture as in other towns.There are 14.600 cattles and 76.000 goats in Kyceiz; 96.019 animals in total (Cuinet, Cilt. III 1890:649). This rate stresses the importance of animal husbandry for Kyceiz, since it is a mountainous region. Apiculture is another source of income for the town. It is seen in Ali Rza Beys report in early 20th century that apiculture was efficient in that time. There are 30.475 beehives in Mula, 27.000 in Marmaris, 25000 in Milas, 8000 in Kyceiz, 6000 in Bodrum and 2600 in Meri (Fethiye) (Ali Rza Bey ,1331:82). Mine is an important business in Kyceiz. We also see that the mine is exported to Europe from the borough. However, as we see from the documents, it is also smuggled to out of the country and the grants increasingly go on in 20th century as they did in 19th century. The oldest ones of these grants are recorded in almanacs of 1883. We see from these grants that the status of foreigners are monopoly and Turks are not occupied with mining. In early 20th century, the sales of chromium mines in Kyceiz had been annually carried out as 10.000 tonnages but 7.000 tonnages in Fethiye. Besides, nearly 1000 tonnages of manganese had been annually exported(1311 AVS: 386-404; 1326 AVS:696). In the same period of time, carborundum mine gathered from Bozyk, Kuzaa and Nebi villages would be transported to Gllk port of Milas town and exported to Europe. In addition, charcoal, chromium and copper mines would be exported from these ports time to time.Some of mine grants would be aboslihed in the same year; however, some of them would be granted to certain people both in Fethiye and Kyceiz. Abolished mines would be operated granting another party. As a result of the effects of foreign trade affairs all around the country on economic systems, mines served the purpose of capitalist economies. Imperialist states exploited other states to develop their economies. Ottoman economy in West Anatolia could not benefit from colonialism. In fact, it is known that they did not create new work areas in these regions (Kurmu 1984:146).From time to time; stone powder and candlewick equipments used for mining would be supplied by the government. It is obviously seen that mine operators are from Austria, Netherlands, England and America and Turk are not occupied with mining from grantee table. Levantines, who are English, French, German, American and Ottoman States citizens, reside in Izmir and Istanbul and they have the right to operate mines. The liberties provided by capitulations support these grants. Having looked into the mine operators, it is seen that these people firstly work with Turk partners in accordance with the mining law, but afterwards, they can operate mines themselves with a change in regulations(Toprak,1995:2). In 20th century, the first grant was carried out in 1900 and the last one in 1921. The grants seem to have increased in the time of Constitutional Monarchy and roughhouse brought by the World War I. In the period of war, Union and Progressive Party government was in power; there was a nationalization policy in that time, but we cannot see this in mining. Grant documents are quite brief and show who passed on the mine or whose grant was abolished. Besides, Execution Deputies Committee (Council of Ministers), Grand Vizier and Sheikh ul-Islam ratify the document. The state cannot operate chromium mines itself as they do in Fethiye. A few Ottoman citizens buy these mines to operate but they are not as many as minorities; this situation can be seen in

75

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

Table 3. As the work of nationalization policy, mines had been nationalized with the later on Salvation War victory (Cumhuriyetin 50. Ylnda Kylerimiz 1978,48). CONCLUSION Mining and other manufacturing fields using mines constituted a special place in economic life of Ottoman time Anatolia (Gn, 2006, 165).Production and trade in this field would be regulated much more than other sectors in Ottoman State. Tax farmers (Multezim) and kreci would work under the supervision of Kadi (Muslim Judge) and other officials appointed by the central administration. The state would seise a major part of copper, iron and silver; the reaya would be often prohibited to use silver as ornaments ( Farouqhi, 1994:230-231). In 19th century, as a result of increasing effect of industrialization in the world, Ottoman States mines attracted demands. The state would export mines and rent mines to foreigners. It firstly laid down a Turkish partner to operate a mine as a condition, but abolished this condition later. The reason was the Turks indifference towards mine operating. Social and economic conditions of that time also did not allow this. Turks did not have enough capital. In 19th century, there was not a bourgeois class having properties and money in Ottoman state. For this reason, there are nearly 40 enterprises operating chromium mine in the table above and they are operated by foreigners. This also means the country capital goes out of the country. Agriculture and livestock are important activities in Kyceiz town. Agriculture is intensely carried out in the plains of borough. Wheat, barley, maize and sesame are the primary agricultural products which are produced and exported in Kyceiz. These products would be mostly shipped to Rhodes and zmir. Additionally, certain products, such as beewax, fig and goat hair would be exported in return for coffee, sugar, rice, which cannot be cultivated in Kyceiz. Since Kyceiz is a region surrounded by forests, lumber factories were needed to process lumbers obtained from these forests. In addition to these activities, mining had been a source of income as important as agriculture and livestock for the economy of region. Kyceiz is the second important miner borough of Mentee Sanjak. The number of mine enterprises of Kyceiz is about the half of Fethiye mines (Baykara, 2010:77). The fact that foreigners held mine grants is not only seen in this sanjak. It is the same in Izmir and Manisa towns. The majority of mines in Aydn province belonged to foreigners. The state thought that operating these mines was enough. It is seen that mine grants especially increased in the time of Second Constitutional Monarchy and World War I and this situation increased more in the time of Balkan Wars and World War I. This results from the fact that foreigners want to benefit from economic difficulties caused by chaos. After the victory of Salvation War, it is seen that these mines were nationalized with the policy of nationalization. BIBLIOGRAPHY A-Archive Document Ottoman Archives of Primiership(BOA)

76

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

.MMS,.MMS,3333,73;.MMS,190,1332/Za39..MT..MT.1314/Ra1,2.Y.A.RESY.A.RES,18,7..OM .OM,10,1323/L3.MVMV,182,23;MV,29,64;MV,16,86.MV,16,2.MV,140,91,MV,243,44;MV,256;MV, 79,252.MV,256,18.MV,255,6;MV,255,5..DUT.DUT,23,13;.DUT,26,5;.DUT,26,1;.DUT,30,10. .DUT,29,15;.DUT,29,14;.DUT,255,30;.DUT,30,15;.DUT,30,14. B Almanacs Aydn Vilayet Salnameleri / Province Almanacs of Aydn(AVS) 1296.1301.1302.1311.1326. Mula l Yll 1967 Ankara, 1968.

C- Sources and Research Works a-Books AHMET REFK (2000),Onuncu Asr- Hicride stanbul Hayat, Haz: Abdullah Uysal, Kltr Bakanl,Ankara. AKARCA Akdil AKARCA Turhan,(1954),Milas Corafyas Tarihi ve Arkeolojisi, stanbul Matbaas, stanbul. AKDA Mustafa(1950), Osmanl mparatorluunun Kurulu ve nkiaf Devrinde Trkiyenin ktisadi Vaziyeti, Belleten, XIV/55, 499-562. AL RIZA BEY( 1331),Mentee Sancann Ahval- Zraiyesi, stanbul. BAYKARA TAKAYA, Arzu,(2010),XIX. XX. Yzylda Fethiye Kazasnda Krom Madenleri ve bu madenlerin letme mtiyazlar,Ege niversitesi Tarih ncelemeleri Dergisi Prof.Dr. smail Akaya Armaan Says, XXV/1,Temmuz, zmir,77100. BAYKARA, Arzu,(2010),XIX. Yzyl Bodrum Kazasnn sosyal ve ktisadi Hayat, Baslmam Doktora Tezi, zmir. BERBER Engin (1999), zmir (30 Ekim 1918- 15 Mays 1919),Tarih Vakf Yaynlar, stanbul. CANTRK Hlya (1998), Osmanl Salnamelerine Gre XIX. Yzylda Mentee Sancann Sosyal ve Ekonomik Durumu, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Mula niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Mula. Cumhuriyetimizin 15.Ylnda Mula, Mula in the 15th year of the Republic, zmir, 1938. Cumhuriyetin 50. Ylnda Kylerimiz, Our Villages in the 50th year of The Republic Ankara, 1978. CUNET Vital,( 1890)La Turque dAsie, Cilt III, Paris, EROLU Zekai( 1939), Mula Tarihi, Marifet Basmevi, zmir.

77

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

ESAD Dr (1339)Trkiyenin Shhi-i timai Corafyas, Mula Mentee Sanca, Ankara: TBMM Shhiye ve timai Muavenet Vekaleti Neriyat,1339-1923.( Mula Mentee Sanjak by Dr. Esad Bey, Head of Mula Sanatorium,1923) FAROQHI Suraya ,(1994)Kentler ve KentlilerTrkesi Neyyir Kalaycolu,stanbul . FELLOWS Charles, (1840).An Account of Discoveries in Lycia,,London, GKE Ahmet (2000),Maden Yataklar, TTK, Sivas. GN, Pnar,(2006),Sosyal, Siyasal ve Ekonomik Ynyle Fethiye(19231960),Baslmam Yksek Lisans Tezi, Mula. KARAL Enver. Ziya (1988)VIII, Osmanl Tarihi, Trk Tarih Kurumu Ankara. KAHRAMAN Fikri (1993) Madencilie Giri, Diyarbakr. KO Aleddin Ko( 1973) Bodrum, Tarih Corafya Folklor Turizm. KURMU Orhan( 1984),Emperyalizmin Trkiyeye Girii, stanbul. MARNTRAN Robert (1995), XVI, XVIII. Yzyllar Osmanl mparatorluu, ev: M,Ali Klbay,Trk Tarih Kurumu ,Ankara. ZATA,Mrsel,(2004),Kyceiz Sosyal, Siyasal Ve Ekonomik Yaps(1923-1960),Baslmam ,Yksek Lisans Tezi,Mula. ZKAYA, Y, (1992)XVIII yzyl da Osmanl Kurumlar ve Osmanl toplum Yaants, Kltr Bakanl, Ankara. QUARTAERT Donald, (1987), Osmanlda Devletinde Avrupa ktisadi Yaylm ve Direni (1881 1908), Ankara. Sekizinci Be Yllk Kalknma Plan, madencilik zel ihtisas komisyonu raporu metal madenler alt komisyonu krom alma grubu raporu, Ankara, 2001. SRGEVL Sabri ,(1984), (19141918) Yllar Arasnda ttihat ve Terakki Frkasnn zmir Politikas, Baslmam Doktora Tezi, Ege niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir. TABAKOLU Ahmet ,(1986 ),Trk ktisat Tarihi, stanbul. TOPRAK Zafer,( 1995) ,ttihat Terakki ve Devletilik, Tarih Vakf Yaynlar, stanbul. TRKE nal ,(1993),Kurtulu Savanda Mula, stanbul. UYKUCU Ekrem ,(1983),leleriyle Birlikte Mula Tarihi, (Corafi Sosyal Yap), stanbul. YORULMAZ erife,(1994), Aydn Vilayetinde Madenler, (1850-1908), Dokuz Eyll niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi, zmir. b-Articles GEN Mehmet(1987),1719. Yzyllarda Sanayi ve Ticaret Merkezi olarak Tokat, Trk Tarihinde ve Kltrnde Tokat Sempozyumu, (2-6 Temmuz 1986), Ankara, 166-175.

78

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

KTKOLU M. K (1979) zmir Rhtm naat ve letme mtiyaz, EFD, Ord. Prof. .H.Uzunarlya Armaan Says, cilt 32,127-128:127-158 KN Gndz,(1969) ,XX. yzyln balarnda Osmanl Maden retiminde Trk Aznlk Yabanc Paylar ,Abadana Armaan, Ankara. SAHLLOLU Halil, (1968),1763 zmir Liman hracat Gmr ve Tarifesi, Belgelerle Trk Tarihi Dergisi 8, 5367. SAHLLOLU Halil (1978),Osmanl Para Tarihinde Dnya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri(13001750) ,ODTU Gelime Dergisi, Trkiye ktisat Tarihi zerine Aratrmalar zel Says (1978) ,4:1-27. SOYKAN Fsun - Mutluer Mustafa, (1995) Trkiyede Madencilik Ve Maden Yataklarnn Corafi Dal, Ege Corafya Dergisi 8, 44.3755. TEKEL lhan (1992)Ege Blgesinde Yerleim Sistemin 19. yzyldaki Dnm, zmir, stanbul,136: 125141. TIZLAK Fahrettin,(1996),XIX. LX/229,718:703718. c-webs www.mta.gov.tr/mta_web/kutuphane/mtadergi,(01.05.2011). Table 6 Mine Grants in Kyceiz Date Place December 3, 1882 (BOA,.MMS,3333,73) April 15, 1881 ( BOA, MV.,29,64) August 23, 1896 (BOA, .MT. 1314/ Ra-1,2) December 16, 1895 (BOA, MV,16,86) October 8, 1900 (BOA, MV,100,64) Grlek, Tahtac and Kereste villages Topadlar village and Hamid Ky Farm Topadlar village and Hamid Ky Farm Mekri -Kyceiz Ali Rza Pasha and his partners Doklas and Onset Patersons ura-y Devlet (Council of State) Apostolaki Yuvanidi ayhisar village Yzyl ortalarnda Osmanl Maden Yataklar, Belleten

Grantee Monsieur Con Baterson

Grant (Abolition)

79

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

August 16, 1900 May 18, 1902 (BOA, Y.A.RES,18,7) August 14, 1907 (BOA, MV,16,2) December 13, 1905 (BOA, .OM,10, 1323/L-3)

Mekri Kyceiz Kyceiz town and its sites Mekri -Kyceiz

Apostolaki Yuvanidi Tahsin Pasha and so on

Patersons Monsieur Dalas Varlet Petersons

Pinef and Karaca villages

June 3, 1910 (BOA, MV,140,91) January 13, 1914 (BOA, .DUT, 29,15) September 25, 1914 (BOA,.MMS,190, 1332/Za39) December 23, 1915 (BOA, MV,243,44) April 24, 1917 (BOA,.DUT,23,13) August 22, 1918 (BOA, .DUT,26,5)

Turnal site

Kilimyan Efendi, son of Vasil Paterson

Lviz Lvizidi

Elek Village and Kzlkaya village Kyceiz

Hac Nikola Luvzidi Efendi

Toparlar

Loyzoyani Loyzidi Efendi

Toparlar

Louizo Yani Louizidhi Efendi (Ottoman citizen) Yani Luizidi (of Mekri, Miner); Nikola Luizidi, Heci (of Mekri, Miner); Karaam Village Grantee Grant (Abolition)

Otmanlar Villages

Date

Place

80

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

February 13, 1918 (BOA,.DUT,26,1) September 5, 1920 (BOA, .DUT,30,10)

Karaam Village

Yani Luizidi (of Mekri, Miner); Nikola Luizidi, Heci (of Mekri, Miner) Ahmed Fehmi Efendi, Tatarzade Mine operator)

Hamidli Farm (Byk Karaaa Village-Kyceiz town ) Elek Village Kzlkaya Village

July 11, 1920 (BOA,.DUT,29,15)

Paterson, Ernest (English citizen, Mine grantee); Paterson, Doglas (English citizen, Mine grantee); Council of State; Council of Ministers Tatarzade Ahmed Fehmi

September 3, 1920 (BOA, MV,79,252) July 11, 1920 (BOA, MV,252,17) July 11, 1920 (BOA,MV,256,18) February 24, 1921 (BOA, .DUT,29,14)

Sultaniye village

Sultaniye village

alton Vitel, English citizen, and Tatarzade Ahmed Efendi Ernest and Doglas Pojson brothers (Permission, Grant; Ahmed Fehmi Efendi, Tatarzade (Mine grantee); Manifiko, Ernest (American citizen, Mine grantee); Chromium Mine; Council of State; Council of Ministers, Mihriah Valide Sultan Foundation

Kzlkaya and Elel villages Hamidli Farm (Byk Karaaa Village, Kyceiz Town )

81

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

February 20, 1921 (BOA,.DUT,255,30)

Sultaniye village

American citizen, Monsieur Ernest Manifiko, Izmir resident

Tatarzade Ahmed Fehmi Efendi

January 7, 1921 (BOA, .DUT,30,15)

Sultaniye village

Ahmed Fehmi Efendi, Tatarzade (Chromium Mine Operator); Ernest, Manifiko, son of Tomas (American, Chromium Mine Operator)

Date January 6, 1921 (BOA, .DUT,30,14) January 6, 1921 ((BOA,.DUT,30,14)

Place Sultaniye village

Grantee Vital, altan (England, Chromium) Mine operator; Manifiko, Ernest, son of Tomas (American, Chromium Mine Operator) American citizen, Monsieur Ernest Manifiko, son of Tomas (Passing on) Monsieur Ernest Manifiko, son of Tomas (Passing on)

Grant (Abolition)

Sultaniye village

January 6, 1921 (BOA, MV,255,6) January 5, 1921 (BOA, MV,255,5)

Sultaniye village

Tatarzade Ahmed Fehmi Efendi

Sultaniye village

English citizen, Monsieur alton Vitel

January 7, 1921 (BOA,.DUT,30,15)

Sultaniye village

Ahmed Fehmi Efendi, Tatarzade (Chromium Mine Operator); Ernest, Manifiko, son of Tomas (American, Chromium

82

Say 31 Chromium Mines in Kyceiz And Mine Operation Grants Aralk 2011 In 19th And 20th Centuries

Mine Operator) January 6, 1921 (BOA,MV,256) Sultaniye village Vital, altan (England, Chromium Mine Operator); Manifiko, Ernest, son of Tomas (American, Chromium Mine Operator)

83

Arzu BAYKARA TAKAYA

Say 31 Aralk 2011

84

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

PYANO ETMNDE SOSYAL DURUM LE GEERLK VE GVENRLK ALIMASI


M. Kayhan KURTULDU Yrd. Do. Dr. Karadeniz Teknik niversitesi Fatih eitim Fakltesi Mzik eitimi ABD Stl/Trabzon ZET: Mzik eitiminin en nemli boyutlarndan biri olan piyano eitiminde, bireylerin iinde bulunduu ortama ynelik tutumlar baar zerinde nemli etkilere sahiptir. Sosyal anlamda kendine gvenen rencilerin elde edecei baar daha farkl olacaktr. Bu almada yukardaki dnce nda gelitirilen ve uygulanan Piyano Eitiminde Sosyal Durum leinin geerlilik ve gvenirlii tespit edilerek piyano eitimi alanna kazandrlmaya allmtr. Yaplan almada literatr taramas sonucu elde edilen bilgiler nda, aratrmac tarafndan gelitirilen lee ynelik faktr analizi, madde toplam korelasyon hesaplamalar, faktrler aras korelasyon lmleri, KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) ve Barletts testleri ve Cronbachs Alpha gvenirlik katsays hesaplamalar yaplmtr. Toplam 35 sorudan oluan lek, piyano dersini kendi dneminde ve tekrar ders olarak alan piyano rencileri zerinde uygulanmtr. Gelitirilen lein rneklem grubu tarafndan cevaplanmas neticesinde, elde edilen verilerin istatistiksel lmleri sonucunda lein geerli ve gvenilir bir yapya sahip olduu anlalmtr. Anahtar Kelimeler: Sosyal Durum, Piyano Eitimi, Geerlik, Gvenirlik

VALIDITY AND RELIABILITY OF SOCIAL STATUS SCALE IN PIANO EDUCATION


ABSTRACT: In piano education that its the most important branch of music education, the attitudes of the individuals intended their environment have important effects over the success. Success obtained by social self-confident students can be more effective. In this study as mentioned above, it has been studied to gain the Social Status Scale in Piano Education by determining the validity and reliability with applying and developing. In the study Cronbachs Alpha reliability coefficient sums, KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) and Barletts tests, correlation measuring between factors, item total correlations and factor analysis has been made for the scale developed by the author by the collected data obtained with literature review. The scale consist of 35 questions has been applied to students taking piano class in self semester and repeat. It has been understood that developed scale is valid and reliable according to the obtained data collected by the sample group and at the end of the statistical measuring process. Key Words: Social Status, Piano Education, Validity, Reliability GR Bireyin bakalar ile iyi ilikiler kurmasnda, toplumsal kurallara uymasnda, sorumluluk yklenebilmesinde, bakalarna yardm etmesinde, haklarn kullanabilmesinde sosyal becerilerin nemi byktr. nk bireyin iinde yaad toplumun bir yesi haline gelmesi, toplumun bir paras

85

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

olduunun bilincine varmas ve toplumsal sorumluluklarn yerine getirmesi bireyin toplumsal yaamda gerekli olan sosyal becerileri kazanmas ile olanakldr (ubuku, Gltekin, 2006). Bireyin normal olarak bymesi ve sosyallemesi, etrafndaki objeler, insanlar ve sosyal olaylara olan yaklamlar ve gsterdii yaknln oalmasyla mmkndr. Bireyin srekli deien sosyal karmaklaan sosyal ilikilerin ierisinde bulunmas, isteklerinin ve hedeflerinin de gelimesini salar (Krech, Crutchfield, 1965, 78). nsanlarn sosyallemesi evreye bal bir meseledir. Kk yalarda insanlar zellikle byklerinin yardm ile sosyalleebilir. Dier bir deyile insan sosyalletiren ve onu insan yapan sosyal evresi ve bu evre ile kurmu olduu ilikilerdir (ztrk, 1993, 92). Dier bir yaklamla toplumsallama olarak da adlandrabileceimiz bu sreci Ozankaya (1982), Williemsden (1961) u ekilde aktarmaktadr; Bireyin yalnzca biyolojik bir varlk olmaktan kp, belli bir topluma ve belli kmelere btnletirilmesi srecine toplumsallama denir. Bu sre araclyladr ki birey bir kiilik kazanmakta ve belli bir toplumda yaamasn olanakl klan davranlar edinmektedir. Ayrca toplumsallama Ozankayaya gre (1982), bir kltrel evreye hazrlanma srecidir. Sosyal geliim, kiinin doumdan yetikin oluncaya kadar, baka insanlarla olan ilikilerinin ve onlara kar gelitirdii bilgi ve duygular btn olarak ifade edilir. Baka bir deyile sosyalleme, kiinin yetikin evresinde geerli olan norm ve deer yarglarnda uygun bir davran gelitirme srecidir. Bir baka tanma gre ise sosyalleme kiinin grup normlarna uymas ve bunlar renmesini salayan sretir (Kk, Ko, 2004). ahann (2008), Kenyon ve Persondan (1974, ss. 127-129) aktard tanma gre sosyalleme; toplumdaki mevcut ya da beklenen rolleri yerine getirmek iin gerekli olan becerilerin, bilgilerin, deerlerin, eilimlerin ve benlik alglarnn zmsenmesi ve geliimi olarak tanmlanmaktadr. Ayrca Ulutekin (1991) sosyalleme iin; Sosyalleme, toplumun bir yesi olma, dier insanlarla birlikte yaamay renme srecidir. Bu sre iinde birey, dier insanlarla etkileimi yoluyla kendine zg toplumsal davran ve deerleri gelitirir demektedir (ahan, 2008). Sosyalleme, bireylerin zellikle ocuklarn belirli bir grubun ilevsel yeleri haline geldikleri ve grubun dier yelerinin deerlerini, davranlarn ve inanlarn kazandklar bir sretir (ubuku, Gltekin, 2006). alk (2006), sosyalleme kavramn; Bireyin, belirli bir sosyal grubun ya da toplumun oluturulmu normlarn ve yollarn renmesi ya da bunlar genel olarak kabul etmesi sreci olarak tanmlamaktadr. Dier yandan Kuruzm (2002), bir almasnda sosyal uyumu "bireyin evresi ile iyi ilikiler kurabilme ve bu ilikileri srdrebilme derecesi olarak tanmlamaktadr. Sosyalleme, ierisinde gerek resmi gerekse gayri resmi renmeyi ve bunun yannda topluluun bilinsiz etkisini de barndran geni bir kavramdr. Sosyalleme, duraan bir sosyal yap ierisinde bir gruptan dierine gei yapmaktan ibaret deildir, bunun yannda duruma dair kiisel bir tanmlama yapmak suretiyle aktif bir yeni kimlik yaratmn da ierir (Bouij, 2004). Sosyallemede hangi yaklamla deerlendirilirse deerlendirilsin bireyin toplumda dier bireylerle olan benzerliklerinin yan sra farkllklarnn da olutuu, kiileri bir rnek biimlere sokmaktan ok, onlar

86

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

kiilikleriyle uyuan, toplumun bir ilevi durumuna getirmeyi amalayan toplumsal srelerden biri olarak grnmektedir (ahan, 2008). Bireylerin zel algsal, bilisel ve motor aktivitelere dayal sreleri sosyal etkileimle direkt alakaldr. Bu yaklam nemli bir srece nayak olmutur, nk gnmzde bu yolla belli bilisel ve zihinsel fonksiyonlara ynelik sosyal davranlar planlamak mmkndr (Knoblich, Sebanz, 2006). Ergenlerin kiilik geliimlerini ve sosyal evreleriyle olan ilikilerini en olumlu ynde gerekletirmenin temel kural eitimdir. Eitim bireyin insan ilikilerini gelitirmesine yardm eder, insana sayg duyar ve sosyal ilikilerini zenginletirir (Uslu, Hasrc, 1999). Eitimde bireylerin sz konusu olduu btn uralarn temelinde bireyi tanma sreci yer almaktadr. Bireyi tanmak, onun kimlii ve grnne ilikin zellikleri yannda daha ok onun biyolojik, psikolojik ve sosyolojik nitelikteki davranlarn, kiisel zelliklerini ve gereksinimlerini bilmeyi gerektirmektedir. Bireyi tanmada kii hakknda bilgiler toplamak ve bu bilgileri anlaml olacak biimde analiz etmek, deerlendirmek, yorumlamak, belirli sentezlere ulamak gerekmektedir (Deveciolu, Sarkaya, 2006). Bireylerin tannmas ve sosyal ilikilerinin gelitirilmesinde en nemli rol elbetteki retmenlere dmektedir. retmenlerin sreci doru ynlendirmesi bireyin eitim srecine kazandrlmasnda esastr. elikten ve dierleri (2005) retmenin mesleksel zelliklerinden birini; rencinin sorunlarn, fizyolojik, duygusal, sosyal zelliklerini bilmek ve buna gre davranmak olarak adlandrmaktadr. elikten ve dierlerine gre (2005) rencilerin sosyallemesini salamak ve onlara kltr aktarmak btn retmenlerin grevleri arasndadr. retmenlerin ise bu grevi yerine getirebilmeleri iin iinde yaad toplumu, kltrel zellikleri ile birlikte tanmas gerekir. Toplumsallamann salanmasnda sosyal beceriler nemli bir yer tutmaktadr. Sosyal beceri kavram, birok aratrmac tarafndan tanmlanmtr. inde bulunulan sosyal ortama uygun davranma yetenei olarak tanmlanan sosyal beceriler, kiinin olumlu ya da olumsuz duygularn uygun bir ekilde anlatabilmesini, kiisel haklarn savunabilmesini, gerektiinde bakalarndan yardm isteyebilmesini, kendisine uygun olmayan istekleri geri evirebilmesini kolaylatrma konusunda nemli rol oynamaktadr (Kara, am, 2007). Bireyin toplumsal sre ierisinde ortaya koyduu davranlarn gsterdii uyum ile alakal olduu bilinmektedir. Bireyin iinde bulunduu sosyal ortama ayak uydurmas, uyum srecinin doru almasyla olumlu ynde gerekleir. Bireyin kendisiyle ve evresiyle iyi ilikiler kurabilmesi ve kurduu bu ilikileri srdrebilmesi eklinde tanmlanan uyum, doumla birlikte balamakta ve yaamn sonuna kadar bir geliim gstermektedir. Genel uyum, bireyin evresine uyum salamak iin gelitirdii davranlarn btn olarak kabul edilen kiisel uyum, toplumda saygnlk kazanma ve stat sahibi olma gereksinimlerinin karlanmas olarak tanmlanan sosyal uyum olmak zere iki grupta incelenmektedir. Kiisel uyumun sosyal rol ve sosyal baar, sosyal uyumun ise sosyal tutum ve standartlara sahip olma ile yakndan ilikili olduu ileri srlmektedir (Kksal, 2000). Uyum doumdan lene dek gnlk olaylarla kar karya gelen her insann yaad doal bir sre olarak dnlebilir. nsann kendisinden, bakalarndan veya evresinden kaynaklanan talepler karsnda verdii reaksiyona uyum denmektedir (Genz, 1998). Uyum, toplumsallama ve evresel etkileim srelerinde mziin etkileyici gc, bireyin iinde bulunduu sosyalleme srecine de

87

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

olumlu veya olumsuz ynde etkiler yapabilmektedir. Gerek mzik tercihlerinin evreye uyumu, gerekse evreye tercihleriyle uyum salama yaklamlarnda bireylerin sosyalleme algs farkllamaktadr. Gnmz bilgi anda teknoloji ve bilimde insan akna eviren gelimeler yaanmaktadr. Toplumun etkin bir paras olan insan, bu gelimeler karssnda maalesef yalnzla itilmekte, evresinden uzaklamaktadr. te byle bir ortamda sanat ve onun en nemli kolu mzik eitimi, insann en etkin yardmcs konumundadr. Bu yardm, insann srekli sosyallemesini salamas bakmndan da nemlidir. Bireyin sosyallemesi, dier bireylerle ibirlii iinde olmas, toplumsal hareketlilik ve dinamiklik iinde ayr bir nem tar (Trkmen, 2006). Bireylerin, salkl iletiim kurmalarn salayan empatik becerileri ile kendileri ve evreleri ile olan uyumlar zerinde etkili baz faktrler vardr; mzikle ilgilenme bu faktrlerden birisidir. Mzik, sanat eitimi tekniklerinden biri olup zihinsel srelerin ifadesi olarak tanmlanmaktadr. Mzik eitimi bireylerin kiilik geliimini, dikkatlerini younlatrmalarn ve gzlem yeteneklerini etkilemektedir. Ayrca yaam alglama, yorumlama, yaratclk, dnme sistemlerini gelitirme, iletiim becerilerini artrma gibi konularda da insanlara yardmc olmaktadr (Kksal, 2000). Mzik eitimi srecinde bireylerin kendisini gerekletirmesi ve evresiyle iletiim ierisinde olmasn salayan en nemli alanlardan biri alg eitimidir. alg eitimi srecinde renciler, sosyal durumlar gerei iine kapank ya da giriken, aktif ya da pasif olabilirler. Sosyalizasyon srecinin nemli basamaklarnda biri olarak da grlebilecek olan alg eitimi ve onun en nemli basamaklarndan biri olan piyano eitiminde rencilerin davranlarndaki deiiklikler, baarlar zerinde de olumlu ya da olumsuz ynde etkilere sahiptir. Mzik eitimi srecinde temel alg olarak eitimi verilen piyano algs, bireylerin kendi becerilerinin farknda olmasna ve bu yolla kendini gsterebilmesine de olanak tanmaktadr. Bireyin alt eserleri sergilemesi ya da ortak almalar yapmak suretiyle sosyal ilikilerini arttrmas mmkndr. Bu konuda Ercan (2008, 72), alg eitiminin temel boyutlarndan biri olan ve genelde rencinin mziksel kiiliinin sosyal kiilii ile btnlemesini salayan birlikte alma kavram, renciyi almaya motive edici unsurlardan biridir demektedir. Bireysel alg dersleri mzik eitiminde sosyallemenin gerekletii yerlerden biridir. renciler ve retmenin sosyal bir iletiim iinde olduu bu derslerde rencileri kazanan retmen, ayn zamanda itibar da kazanr ve itibar kazandka da daha fazla renci kazanabilir (Bouij, 2004). Bireysel bir eitim srecinden geen rencilerin kendini ifade etmesi ve retmeniyle kurduu olumlu iletiim, sosyalizasyon srecine katk yapacaktr. Gerek piyanosu ile gerekse ders ierisindeki dnceleri ile kendini ifade edebilmeyi baaran rencinin, dier arkadalaryla ve evresiyle olan ilikilerinde de olumlu gelimeler gzlenebilir. YNTEM Evren ve rneklem almann evrenini Eitim Fakltelerinin Gzel Sanatlar Eitimi Blmleri Mzik Eitimi Anabilim Dallarnda renimlerini srdren piyano rencileri, rneklemi ise Karadeniz Teknik niversitesi Fatih Eitim Fakltesi Gzel Sanatlar Eitimi Blm Mzik Eitimi Anabilim Dalnda 20082009 Bahar Yarylnda renimlerini srdren piyano rencileri oluturmaktadr. Veri Toplama Sreci

88

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

Yaplan almada veri toplama sreci ilk olarak konu ile alakal literatrn taranmas yoluyla balatlmtr. Piyano eitimi ve sosyalizasyon srecine ynelik literatr taramas sonucunda elde edilen bilgiler incelenmitir. Elde edilen bilgiler nda ulalan eitli sosyal uyum ve/veya sosyal durum lekleri incelenmi ve piyano eitiminde sosyal durum deerlendirmesine ynelik sonu havuzu oluturulmutur. Aratrmac tarafnda oluturulan sorular dil ve kullanlabilirlik asndan tekrar gzden geirilmi ve 35 soruluk ilk uygulama lei oluturulmutur. Oluturulan lek ierisinde rencilerin piyano derslerindeki uyumlar, katlmlar, ekingenlikleri, ders d sosyalizasyonlar, birlikte alma alkanlklar gibi unsurlar sorgulanmtr. Toplam 35 maddelik lekte likert tipi 5li cevap seenekleri tercih edilmitir. Sorulara ynelik cevap seenekleri Her Zaman, Genellikle, Bazen, Nadiren ve Hibir Zaman biiminde yerletirilmitir. almada uygulanan lek, Karadeniz Teknik niversitesi Fatih Eitim Fakltesi Gzel Sanatlar Eitimi Blm Mzik Eitimi Anabilim Dalnda 20082009 Bahar Yarylnda renimlerini srdren 183 piyano rencisi ile yrtlmtr. Veri toplama sreci literatr taramas, rneklerin incelenmesi, lein oluturulmas ve uygulanmas basamaklarndan olumu ve toplam 2 ay srmtr. Verilerin Analizi Gelitirilen lein rneklem grubuna uygulanmas sonrasnda, lee verilen cevaplarn bilgisayara ilenmesi ve istatistiksel ilemlerle ilgili lmler yaplmtr. statistiksel ilemlerde SPSS 13,0 (Statistical Package for Social Science) paket program kullanlmtr. statistiksel ilemlerde ilk olarak madde toplam korelasyonlar ve faktr analizi sonular incelenmitir. Faktr analizi lmlerinde lein rneklem uygunluu iin KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) testi, faktrlenebilirlik dzeyini belirlemek iin Barletts testi yaplmtr. Faktr analizi lmlerinden sonra lein gvenirlik katsaysn belirlemek iin Cronbachs Alpha katsay hesaplamalar, rneklemin evreni temsil etme gcn test etmek iin tek rneklem t testi yaplmtr. Bu lmlere ek olarak faktr analizi sonucu ortaya kan faktrlere ynelik korelasyon lmlerine de yer verilmitir. Faktr yk deerinin, 0.45 ya da daha yksek olmas seim iin iyi bir ldr. Ancak uygulamada az sayda madde iin bu snr deer 0.30a kadar indirilebilir (Bykztrk, 2004). Dier yandan Tavancl (2002), lekte yer alan maddeler iin madde toplam korelasyonlarnn 0.30 ve zerinde olmasn nermitir. Bu bilgiler nda yaplan istatistiksel ilemlerde, lei oluturan maddelere ait madde toplam korelasyonlar hesaplanm ve 0,30 yk altnda kalan maddeler tespit edilmitir. lee ilikin faktr analiz ilemlerinde maddelerin gl tek bir faktre yneldii anlalmaktadr. Eleme ncesinde analize alnan 35 madde ierisinde faktr yk 0,40n altnda kalan maddeler belirlenmitir. Madde toplam korelasyonlar ve faktr analizi ilemleri sonucunda korelasyon deeri 0,30, faktr yk ise 0,40n altnda kalan 12 madde lekten karlmtr. lekten karlan 12 madde sonrasnda sorular tekrar numaralandrlarak faktr analizi ve gvenirlik lmleri tekrarlanmtr. Varimax rotasyon teknii kullanlarak yaplan temel bileenler faktr analizi lmlerinde, lei oluturan maddelerin z deeri 1den byk 3 faktr altnda topland grlmtr. lee ilikin aklanan toplam varyans eleme ncesinde %34,48 iken, eleme sonrasnda %42,52 dzeyine kmtr. lein rneklem uygunluu KMO (Kaiser-Meyer-Olkin) testi sonular ise eleme ncesinde 0.76 dzeyinde iken, eleme sonrasnda 0.81 dzeyinde gereklemitir. lein Bartletts faktrlenebilirlik dzeyi ise p<.001 dzeyine gre (Bartletts Test of Sphericity 2 = 1157,70 p = .000) anlaml bulunmutur. Bu sonu lein ok deikenli ve normal dalml olduu ve kullanlan rneklemin faktr analizine uygun olduu sonucunu desteklemektedir.

89

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

Gelitirilen lein gvenirlik katsays hesaplamalarnda Alpha katsaysnn eleme ncesinde 0.81, eleme sonrasnda ise 0.85 dzeyinde gerekletii grlmtr. Bu sonu lein yksek dzeyde gvenilir bir yapya sahip olduunu ortaya koymaktadr. Uygulama srecinde tercih edilen rneklemin, tm piyano rencilerini yani evreni temsil edip etmediine ynelik yaplan t testi sonularnda, sonular p<.001 dzeyine gre anlaml bulunmutur. Tek rneklem t testine gre rneklem evreni temsil edebilecek dzeydedir. Faktr analizi sonucu ortaya kan 3 faktrn birbiri arasndaki korelasyon lmlerinin yapld test sonucunda faktrler arasnda orta ve st dzeyli bir iliki olduu ve tm ilikilerin p<.001 dzeyine gre anlaml olduu anlalmtr. Gelitirilen lee ynelik faktr analizi lmleri sonucunda oluan 3 faktre ve bu faktrlere giren maddelere ait ana balklar aadaki gibidir. 1- Bireysel Tepkiler ve Sosyalizasyon 2- ekingenlik ve Kanma Refleksi 3- Yalnz Kalma stei ve Kiisel Yaklam

BULGULAR Tablo 1: rneklem Grubuna Ait Snf, Mezuniyet Durumu ve Baar Durumu Dalmlar Snf, Lise, Baar f Yzde Birinci Snf 40 %21,8 kinci Snf 50 %27,3 nc Snf 49 %26,7 Drdnc Snf 34 %18,5 Be ve Yukars 10 %5,4 AGSL 109 %59,5 Dier 74 %40,4 55 ve alt 81 %44,2 60 ve yukars 102 %55,7 rneklem grubunu oluturan 183 rencinin snf, mezun olduklar lise ve baar durumuna gre ortaya kan demografik verileri tablo 1deki gibidir. rneklem grubunda snf dzeyinde birinci, ikinci ve nc snfta (%21,8, %27,3, %26,7) yaklak bir dalm olduu ve arlkl ortalamann bu ynde gerekletii grlmektedir. Lise ad altnda yer alan mezuniyet durumuna gre dalm incelendiinde, arln AGSL olarak kodlanan Anadolu Gzel Sanatlar Lisesi mezunlar ynnde olduu anlalmtr. Dier seeneinde yer alan Sper Lise, Normal Lise, Anadolu Lisesi, Meslek Lisesi gibi liselerden mezun rencilerin ortalamas ise %40,4 dzeyinde gereklemitir. Dier yandan baar durumuna gre yaplan incelemede rencilerin %55,7lik bir blmnn 60 ve yukars ynnde eilim gsterdii

90

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

anlalmaktadr. Puanlamada 55 ve alt ynnde eilim gsteren rencilerin %44,2lik bir arl bulunmaktadr. Tablo 2: lein Faktrlere Gre Madde Toplam Korelasyonlar Faktr Madde r Faktr Madde r Faktr Madde r No No No 1. 18 .309*** 2. 14 .394*** 3. 16 .320*** Faktr 6 .322*** Faktr 7 .420*** Faktr 15 .325*** .323*** .389*** 21 2 17 .301*** .421*** 19 13 .352*** 11 .343*** .332*** .834*** 5 1 .413*** 9 20 .369*** .321*** .319*** 10 3 .330*** 8 .840*** 23 .545*** 22 .319*** 12 4 .367*** *** p<.001 Tablo 2 incelendiinde lei oluturan maddelere ait korelasyon deerlerinin referans alnan 0,30 aralnn zerinde gerekletiini grmek mmkndr. Birinci faktre giren maddeler iin 309 ile 840 aralnda dalan korelasyon deerleri, ikinci faktrde 319 ile 834, nc faktrde 301 ile 343 aralnda dalmtr. Eleme sonras faktrlere gre dalan yukardaki maddeler, 0,30un zerinde yer almas sebebiyle geerli sonular vermitir. Oluan korelasyon deerlerinin tmnn p<.001 dzeyine gre anlaml kmas, lei oluturan maddelerin geerlik dzeyini ykseltmektedir.

Tablo 3: lei Oluturan Maddelere Ait Faktr Dalm Sonular Maddeler Faktrler Madde No F1 F2 F3 18 .749 6 .643 21 .604 19 .599 5 .584 9 .557 10 .545 8 .518

91

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

23 .463 22 .459 12 .449 4 .440 14 7 2 13 1 20 3 16 15 17 11 Varyans %24,78 Toplam Varyans %42,52

.648 .611 .605 .590 .582 .545 .532 .763 .651 .489 .467 %6,58

%11,15

Maddelere ait faktr ykleri birinci faktrde 440 ile 749, ikinci faktrde 532 ile 648, nc faktrde 467 ile 763 arasnda gereklemitir. Tablo 3e gre eleme sonras oluan tm faktr ykleri referans alnan 0,40 alt snrnn zerindedir. lek iin ortaya kan toplam varyans aklama orannn %42,52 dzeyinde gereklemi olmas, lein gl bir faktr ykne ve st dzey bir geerlilie sahip olduunu ortaya koymaktadr. Toplam varyansn faktrlere gre dalm incelendiinde lein birinci faktr zerinde gl bir ylma gsterdii anlalmaktadr. Birinci faktr iin %24,78, ikinci faktr iin %11,15, nc faktr iin %6,58 byklnde gerekleen dalm lein gl tek bir faktr akladn ortaya koymaktadr. Tablo 4: Faktrler Aras Korelasyon lm ve t Testi Sonular Faktrler t F1 F2 F3 F1 --460*** 548*** 47,75 F2 460*** --508*** 52,75 F3 548*** 508*** --50,70 *** p<.001

p .000

Tablo 4de yer alan faktrler aras korelasyon deerleri, lei oluturan maddelere ait faktrlerin orta ve st dzeyli bir iliki ierisinde olduunu gstermektedir. Faktrler arasndaki korelasyon deerleri ve bu deerlerin p<.001 dzeyine gre anlaml oluu, lein gl bir faktrsel ilikiye sahip olduunu ortaya karmaktadr. alma iin tercih edilen rneklemin evreni temsil gcne ynelik t testi sonular incelendiinde, her faktr dzeyinde de anlaml bir sonu elde edildii anlalmaktadr. lm sonularnn anlaml olmas (p = .000) rneklemin evreni temsil edebilecek zelliklerde olduu sonucunu vermektedir.

92

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

SONU Piyano eitiminde rencilerin ders ierisindeki tutumlar ve derse olan yaklamlar kadar, gerek ders ierisinde, gerekse ders dndaki sosyal durumlarnn da bilinmesi nemlidir. Ders ierisinde ne lde aktif ya da ekingen olduu, ders d almalarnda arkadalaryla paylam gibi unsurlarn bilinmesi, rencinin daha abuk kazanlmas asndan nemlidir. rencilerin iinde bulunduklar benzer durumlarn tespitinde eitimcilerin yapaca gzlemler ya da durumu belirlemeye yardmc olacak lekler kullanlabilir. Bu almada da benzer bir yaklamla Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei gelitirilmeye allmtr. Uygulama sonrasnda yaplan istatistik ilemler neticesinde gelitirilen lek, rencilerin ders ii ve ders d iletiimlerindeki nemli noktalar belirlemeye uygun bir yap kazanmtr. lee ynelik istatistik ilemlerden elde edilen genel sonular, lein nemli lde geerli ve gvenilir bir yap kazandna iaret etmektedir. Gerek faktr analizi ve madde toplam korelasyonlar sonucunda zayf bulunan maddelerin karlmas, gerekse eleme sonrasnda yaplan eitli lmlerin yksek dzeyde gereklemesi, lein geerlik ve gvenirliini artrmtr. Cronbachs Alpha katsaysnn 0.85 dzeyinde (yzdelik olarak %85) gereklemesi, KMO ve Barletts testlerindeki baar, rneklemin evreni temsil gcn gsteren t testi sonularnn olumlu olmas gibi unsurlar lein gvenirliini ortaya koymasna yardmc olmaktadr. Dier yandan lein %42,52lik bir varyans aklad dnlrse, gelitirilen lein kapsamnn geni bir yapda olduu ve geerlik dzeyinin de yksek olduu anlalmaktadr. Sonu olarak aratrmac tarafndan gelitirilen ve rneklem grubu ile uygulamas yaplarak istatistik ilemler sonucu geerlik ve gvenirlii test edilen lein, nemli lde baarl sonular elde ettii sylenilebilir. Piyano Eitiminde Sosyal Durum leinin verdii istatistik sonular, lein piyano eitiminde kullanlabilir olduunu gstermektedir. Dier bir deyile gelitirilen lek nemli lde geerli ve gvenilir bir yapya sahiptir. KAYNAKA Akkaya, C., Sarandl, A., Danac, A. E., Sivriolu, Y., Kaya, E., Krl, S. (2008). Sosyal Uyum Kendini Deerlendirme lei (SUKD) Trke Formunun Geerlik ve Gvenilirlii, Trk Psikiyatri Dergisi, 19(3), 292 299. Akta, Y. (1997). niversite rencilerinin Uyum Dzeylerinin ncelenmesi: Bir alma, Hacettepe niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 13, 107 110. Uzunlamasna

Bouij, C. (2004). Two Theoretical Perspectives on the Socialization of Music Criticism & Theory for Music Education Electronic Article, 3(3), 2 14.

Teachers,

Action,

93

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

Cardoso de Arajo, R., Antunes Teixeira dos Santos, R., & Hentschke, L. (2009). The Development of Piano Teachers Knowledge: Three Case Studies From Brazil, Visions of Research in Music Education, 13, 1 27. alk, C. (2006). rgtsel Sosyalleme Srecinde Eitimin Deien Rol ve Eitim Dergisi, 14(1), 1 10.

nemi,

Kastamonu

elikten, M., anal, M., Yeni, . Y. (2005). retmenlik Meslei ve zellikleri, Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 2(19), 207 237. ubuku, Z., Gltekin, M. (2006). lkretimde rencilere Kazandrlmas Beceriler, Bilig Dergisi, 37, 155 174.

Gereken

Sosyal

Deveciolu, S., Sarkaya, M. (2006). Sporcu rencilerin Sosyo-Kltrel Deikenler Inda Profillerinin Belirlenmesi, Frat niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 16(2), 301 314. Ercan, N. (2008). Piyano Eitiminde lke ve Yntemler, Szkesen Matbaas, Ankara.

Genz, F. (1998). Uyum Psikolojisi, Kriz Dergisi, 6 (2), 1 7. Gm, A. E. (2000). niversite rencilerinin Yalnzlk ve Beden mgelerinden Doyum Dzeylerinin Sosyal Kayg Dzeyleri ile likisinin ncelenmesi, Ankara niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi, 33(1-2), 99 108. Kara, Y., am, F. (2007), Yaratc Drama Ynteminin Baz Sosyal Becerilerin Etkisi, Hacettepe niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 32, 145 155. Kazandrlmasna

Kksal, A. (2000). Mzik Eitimi Alma, Cinsiyet ve Snf Dzeyi Deikenlerine Gre Ergenlerin Empatik Becerilerinin ve Uyum Dzeylerinin ncelenmesi, Hacettepe niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 18, 99 107.

Knoblich, G., Sebanz, N. (2006). The Social Nature of Perception and Action, Current Directions in Psychological Science, 15(3). 99104.

94

Say 31 Aralk 2011

Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas

Krech, D., Crutchfield, R. S. (1965). Sosyal Psikoloji, Nazariye ve Problemler (Theory and Problems of Social Psychology New York, McGraw-Hill), ev: Erol Gngr, Baha Matbaas, stanbul. Kuruzm, A. (2002). Kesin Dn Yapan i ocuklarnn Uyum Aratrmas, Akdeniz ..B.F. Dergisi, 3,102 113.

Problemi

zerine

Bir

Alan

Kk, V., Ko, H. (2004). Psiko-Sosyal Geliim Sreci erisinde nsan ve Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20,131 141. ahan, H. (2008). niversite rencilerinin Sosyalleme Srecinde Spor KMU BF Dergisi, 10(15). 260 278.

Spor

likisi,

Aktivitelerinin

Rol,

Trkmen, U. (2006). Mesleki Mzik Okullarndaki Orkestra Derslerinde Orkestra Dzenlemeleri Yaplm Halk Ezgilerinin Kullanlabilirliine Ynelik retmen ve renci Tutumlar, Kocatepe niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 8(2), 371 400. Uslu, A., Hasrc, S. (1999). Lise ve Dengi Okullarda renim Gren rencilerin Beden Eitimi Derslerinin Sosyal Uyum Dzeyine Etkilerinin aratrlmas, Beden Eitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 3(4). 25 31.

95

M. Kayhan KURTULDU Say 31 Aralk 2011

96

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

RGTSEL SOSYALLEME TAKTKLERNN SOSYALLEME IKTILARI ZERNDEK ETKSNE YNELK BR ARATIRMA


Ercan ERGN Yrd. Do. Dr. Gebze Yksek Teknoloji Enstits, Sosyal Bilimler Enstits Yunus Emre TAGT r. Gr. Dzce niversitesi, Akakoca Meslek Yksekokulu ZET: Bu almann amac, rgtsel sosyalleme taktiklerinin sosyalleme ktlar zerindeki etkilerini aratrmaktr. Aratrmada nicel aratrma yntemlerinden anket yntemi kullanlarak veriler elde edilmitir. Aratrma sonularna gre organizasyonel sosyalleme taktikleri (kurumsal sosyalleme taktikleri-bireysel sosyalleme taktikleri) ile sosyalleme ktlar arasnda anlaml pozitif bir iliki vardr. Aratrma sonular, her iki sosyalleme taktiininde (kurumsal ve bireysel sosyalleme taktikleri), alanlarn organizasyona balln, i doyumunu, rol atmasn, rol belirliliini anlaml dzeyde etkilediini gstermektedir. zellikle organizasyonel belirsizlii azaltan ve kendini gelitirmeye imkn veren taktiklerin i doyumu ve rgtsel ballk zerinde nemli bir etkisinin olduu grlmektedir. Anahtar Kelimeler: Organizasyonel Sosyalleme, Organizasyonel Sosyalleme Taktikleri, Sosyalleme Sreci, Sosyalleme ktlar,

THE IMPACT OF THE ORGANIZATIONAL SOCIALIZATION TACTICS ON SOCIALIZATION OUTCOMES


ABSTRACT:The aim of the study was to examine the impact of the organizational socialization on socialization tactics. Quantitive research method was used in the study and the survey data were collected by using questionnaire forms. According to the result of research, there is a significant relationship between organizational socialization tactics and socialization outputs. The findings suggest that the tactics effects person organizational commitment, job satisfaction, role conflict and role clarity at significant level. Especially, the tactics that reduce organizational uncertainty and support selfinvestiture have an important impact on job satisfaction and organizational commitment. Keywords: Organizational Socialization, Organizational Socialization Tactics, Socialization Process, Socialization outcomes, GR Gnmz rekabet evresinde, iletmelerin baars iin kritik faktrler vardr. Bu faktrler, alan memnuniyetinin st dzey olmas, organizasyonel ama ve hedeflere ballk derecesinin ykseklii ve iten ayrlma eilim dzeyinin dkl (Lo ve Lam, 2002) eklinde ifade edilmektedir. Bir organizasyonda bu faktrlere ulalabilmesi iin tartlan en nemli konulardan birisi de organizasyonel sosyallemedir (Ashfort ve di., 2007). Organizasyonel sosyalleme, bir rgtn kimliini oluturan ama-hedef, misyon, vizyon, yetenek, kltr vb temel deerlerin, organizasyondaki alanlar tarafndan

97

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

ne kadar anlald ve benimsedii ile ilgilidir. Organizasyonel sosyallemenin gereklemi olmas genellikle 3 tr sosyalleme ktsyla sonulanmaktadr. Bunlar; doyumu, organizasyonel ballk ve iten ayrlma eiliminin azalmas eklindedir. (Kristof, 1996, Kristof ve di, 2005). Bu sonular uygulamada baarl iletmelerin temel zellikleri olarak tartlmaktadr. Dolaysyla organizasyonel sosyallemenin, gnmz youn ve iddetli rekabet ortamnda iletmelerin ayakta kalmalarnda nemli bir rol alabilecek kurum ii kritik baar faktr olduu ve kurumsal performans olumlu ynde etkiledii savunulabilir. Dier taraftan yaplan literatr aratrmas sonucunda organizasyonel sosyalleme konusunda uluslararas litaratrde nemli aratrmalarn olduu ve uygulamaya nemli katklar yaptklar grlmektedir. Trkiyedeki alanyaznda ise konuya ilikin detayl nicel/nitel aratrmalara rastlanlamamtr. Dolaysyla teori ve pratik adan konunun tartlmas ihtiyac vardr. Bu kapsamda yrtlen aratrma ile Trkiyedeki rgtlerde uygulanan sosyalleme taktikleri belirlenmeye ve bu sosyalleme taktiklerinin alanlarn rgtsel sosyalleme ktlarna yapt katk aratrlmaktadr. Bu adan aratrmann Trkiyedeki rgtsel davran literatre nemli katk yapmas beklenmektedir. Uluslararas literatr asndan ise aratrma sonularnn, zellikle yaplan dier aratrmalara gre farkl bir kltrn (Trk kltr) davranlarn yanstt iin, ilgi ekici ve nemli olduu dnlmektedir. ORGANZASYONEL SOSYALLEME KAVRAMI Organizasyonel sosyalleme, bireylerin yaptklar veya yapacaklar iler ile ilgili bilgiler elde ettikleri ve kendilerini bu yeni durumlara uyumlu hale getirdikleri bir sre olarak tanmlanmaktadr (Ashfort ve di., 2007). Louis (1980) kavram, bir bireyin yeni bir organizasyona katlmas ile balayan bilgi edinme ve uyum salama sreci olarak aklamaktadr. Van Maanen ve Schein (1979) organizasyonel sosyallemeyi, bireylerin bir organizasyonun yeleri olarak, etkili bir biimde katlmc ve fonksiyonel olmak iin gerekli bilgileri, davranlar, tutumlar ve yetenekleri elde etmelerine ynelik bir etkileim sreci olarak deerlendirmektedirler. Fisher (1986)e gre ise organizasyonel sosyalleme, organizasyonun kendi deer yarglarn alanlarna aktard, alanlarn da organizasyon ierisinde kendileri iin kabul edilebilir bir rol belirlemeye altklar karlkl bir uyum srecidir. Bu tanmlamalar nda organizasyonel sosyallemenin, bireysel ve organizasyonel deerlerin uyumlatrlmas ile ilgili karlkl etkileime dayanan bir sre olduu sylenebilir. Taormina (1998) organizasyonel sosyallemeyi 4 boyutlu bir yap olarak ifade etmektedir; eitim, irket politika ve operasyonlarn anlama, alma arkadalarnn destei ve organizasyondaki gelecek tasarmlar. Ashfort ve di (2007) ise organizasyonel sosyallemeyi; organizasyonel sosyalleme taktikleri, proaktif davran, sosyalleme sreci ve sosyalleme ktlar olmak zere 4 boyutta deerlendirilmektedirler. Konuya ilikin literatr incelendiinde, organizasyonel sosyalleme ile ilgili temel yaklamn tartld grlmektedir (Gruman ve di., 2006). Birinci yaklam, organizasyon temelli abalar konusuna odaklanmakta ve bireyleri organizasyonel sosyalleme srecinde pasif-tepkici olarak deerlendirmektedir (Van Manen ve Schein, 1979). kinci yaklam, organizasyonel sosyalleme srecinde daha ok birey temelli abalara odaklanmakta ve bireylerin proaktif yn zerinde durmaktadr (Morrison, 1993a, 1993b). nc yaklam ise, bireysel temelli ve organizasyonel temelli faktrlerin birlikte deerlendirilmesi konusuna odaklanmakta ve baarl sosyallemenin, etkileimci bir yapnn sonucu gerekleeceini savunmaktadr (Griffin ve di, 2000)

98

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

Organizasyonel Sosyallemenin Kapsam Organizasyonel sosyallemenin kapsam ile ilgili konular incelendiinde, kavramn; bilgi elde etmeye ynelik bir sre, i ve pozisyona ilikin rol farkllamas, kiiler ve gruplar aras ilikiler ve bir btn olarak organizasyonun yaps ve felsefesi gibi konular kapsad grlmektedir (Bauer, Morrison ve Callister, 1998). Organizasyonel Sosyallemenin ieriini, alann organizasyonun uyumlu ve etkin bir yesi olabilmesi iin ne rendii\renmesi gerektii konular oluturmaktadr (Ashfort ve di., 2007). Literatrde organizasyonel sosyallemenin ierii ile ilgili birok tipolojinin gelitirildii grlmektedir. Bunlar arasnda en fazla kabul gren model Morrison (1993a) tarafndan gelitirilen 7 farkl sahip olunmas gereken bilgi trn kategorize eden renme alan (sosyallemenin kapsam) ile ilgili tipolojidir. Modeldeki bilgi trleri aadaki gibi ifade edilmektedir: Teknik bilgi (istenilen grevleri nasl yerine getirecei hakknda), Referans bilgi (mesleki rolnn bir paras olarak kendisinden ne istenildii ve beklendii hakknda), Sosyal bilgi (organizasyon ierisindeki dier kiiler hakknda), Deerleme bilgi (Organizasyon ierisinde birisinin performans ve davrannn nasl deerlendirildii hakknda), Normatif bilgi (organizasyon kltr hakknda), Organizasyonel bilgi (firmann yaps, prosedrleri, rn\hizmetleri ve performans hakknda), Politik bilgi (organizasyon ierisinde gcn dalm hakknda). Dier taraftan yeni katlmclarn, organizasyon yaps ve i srelerine ilikin bilgi sahibi olma srecinde sergilemi olduklar davranlar, proaktif ve reaktif olmak zere iki boyutta deerlendirilmektedir (Crant, 2000). Proaktiflik genel olarak pozitif uyumla sonulanan yenilikilie ak bir sre olarak deerlendirilirken, reaktiflik ounlukla negatif uyumla sonulanan statkoyu korumaya eilimli bir davran modeli olarak deerlendirilmektedir. Organizasyonel sosyallemenin kapsamnn ve ieriinin bilinmesi, gelitirilecek ve uygulanacak taktiklerin baarl olmas iin olduka nemlidir. ORGANZASYONEL SOSYALLEME TAKTKLER Organizasyon tarafndan gerekletirilen uyuma ynelik biimsel abalar olarak ifade edilen (Ashfort ve di, 2007) organizasyonel sosyalleme taktikleri ile ilgili olarak literatrde farkl snflandrmalarn olduu grlmektedir. Van Maanen ve Schein (1979) tarafndan gelitirilen organizasyonel sosyalleme taktikleri en popler snflandrmalardan birisi olarak deerlendirilmektedir. Snflandrmann konu ile ilgili birok aratrmac eitli ekillerde kullanlarak yapsal geerlilii kantland anlalmaktadr. Snflandrma 6 farkl taktikten olumaktadr. Kolektif Sosyalleme Taktii: Bu taktik, yeni gelenleri gruplama ve onlar ortak bir renme deneyimi setine tabi tutma uygulamalarn iermektedir. Biimsel (formal) Sosyalleme Taktii: Bu taktik, alanlar kurumsal anlamda dizayn edilmi bir eitim-geliim programna tabii tutmay iermektedir. Dzenli (sequential) Sosyalleme Taktikleri: Bu taktik, sosyalleme iin bir program dhilinde gerekletirilecek uygulama admlarndan olumaktadr. Sabit (fixed) Sosyalleme Taktikleri: Bu taktik, sosyalleme iin atlacak admlara ilikin tarifeleri iermektedir. Seri halinde (Serial) Sosyalleme Taktikleri: Bu taktik geliim admlarna ilikin kilit admlar serisi oluturmay ieriyor. Yeniden ina ile ilgili (investiture) Sosyalleme Taktikleri: Bu taktik, organizasyona yeni katlan bireylere ynelik, yeniden bir deer algs, tutum ve davran biimi oluturmay iermektedir.

99

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

Hau ve Chow (2002)a gre her bir taktiin alann sosyallemesi ile ilgili farkl katklar bulunmaktadr. Formal taktikler, organizasyonun yeni katlmclar deneyimli alanlardan ayrt ederek, ileri hakknda ki bilgileri renmeleri iin yaplandrlm frsatlar salamaktadr. Dzenli (Sequential) sosyalleme taktii, bireylere, kariyerlerine giden yolu daha iyi tanmalarn salayacaktr. Sabit (Fixed) sosyalleme taktii, organizasyonun, bir kiiden dar bir zaman dilimi ierisinde belli bir kapasitede olmasn bekledii iin zaman kaybn nleyecektir. Sistematik (Serial) sosyalleme taktii, bireylerin uyumuna ynelik kilit admlar serisi oluturduu iin uyum srecini kolaylatrabilecektir. Yeniden ina ile ilgili (investiture) sosyalleme taktii, nceki deerlerin ve davran kalplarnn deitirilmesini ve yerine yenilerinin yerletirilmesini ierdii iin, zellikle yeni katlmclarn kurumsal davranla uyumayan eski davranlarn elimine etmeye yardmc olacaktr. Jones (1986) a gre yeniden ina (investiture) taktikleri uygulayan organizasyonlar, alanlarna eski davran ve tutumlarn radikal bir ekilde deitirmesi ynnde bask yapmakta ve yeni ve istenilen davranlara sahip olmasn istemektedirler. Seri halinde (Serial) sosyalleme taktikleri, mentorlerin ve deneyimli organizasyon alanlarnn, yeni katlmclara organizasyonel zellileri aktardklar kilit sral admlardan oluurken, Aralkl (Disjunctive) taktikler ise, deneyimli rol modellerinin olmad ve yeni katlmclarn organizasyonel bilgiyi renmede kendi balarna brakld bir sreci iermektedir (Jones, 1986, Allen ve Meyer, 1990a). Literatrde organizasyonel sosyalleme taktikleri ile ilgili bir baka snflandrma Jones (1986) tarafndan yaplmaktadr. Yazar organizasyonel sosyalleme taktiklerini 2 snfa ayrmaktadr. 1) Kurumsallatrlm sosyalleme, 2) bireyselletirilmi sosyalleme. Bu taktikler tablo 1de ayrntl olarak gsterilmektedir. Kurumsallatrlm sosyalleme taktikleri, daha fazla yaplandrlm ve biimsel (formalize edilmi) bir sosyalleme srecini yanstrken, bireyselletirilmi sosyalleme, yeni katlmclarn tasarlanm bir sreten ziyade daha fazla deneme-yanlma ve yanllar (default) yaparak renme srecini geirdii biimsel olmayan (informal) bir sosyalleme modeli olarak ifade edilmektedir. Tablo 1: Sosyalleme Taktiklerinin Snflandrlmas Kurumsallatrlm Bireyselletirilmi Sosyalleme Sosyalleme Taktikleri Taktikleri Kolektif Bireysel Biimsel (formal) Biimsel olmayan (informal) Sabit (fixed) Tesadfi (random) Ardk (sequential) Deiken (variable) Sistematik (serial) Rastgele (disjunctive) Yeniden ina (investiture) Gelitirmeye ynelik (divestiture) Kaynak: Jones, G.R. (1986). Socialization Tactics, Self-Efficacy, and Newcomers Adjustments to Organizations, Academy of Management Journal, 29: 26279.dan uyarlanmtr. Kurumsallam sosyalleme yaklam, yeni katlmclarn detayl olarak i ile ilgili konularda bilgilendirilmesini ierirken, bireyselletirilmi sosyalleme byk lde bireylerin bilgi aramasna bal bir sre olarak aklanmaktadr. Kurumsallam sosyalleme yaklam, organizasyonel norm ve deerlere sk skya bal bireyler yetitirmeyi amalarken, bireyselletirilmi sosyalleme yaklam

100

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

daha yeniliki ve deiime ak bireyler ortaya karmaya eilimlidir (Wanous, 1992). Kurumsallatrlm sosyalleme, statko ile mcadele etmekten ziyade mevcut yapy glendirme iin kullanlmaya eilimlidir. Organizasyonlar, belli deer, norm ve inanlarn olduu yaplardr. Kurumsallatrlm sosyalleme bu anlamda yeni katlmclarn i deneyimlerinde bu kavramlar iselletirmelerine yardmc olmaktadr. Dier taraftan organizasyonlar bu amaca ulamak iin kurumsal sosyalleme kapsamnda, kiisel geliim, oryantasyon, kolektif eitim kortlar gibi uygulamalar gerekletirmektedirler (Hauter ve di., 2003; Sonentag ve di., 2004). Her bir taktiin kendine zg bir karakteri olduu iin uygulanma aamasnda kurumsal ve bireysel zelliklerin dikkate alnmasnn, rol belirsizliini ve rol atmasn azaltaca, yeni katlmclarn uyumlarn artraca ve dolaysyla organizasyonel balla katkda bulunaca dnlmektedir. SOSYALLEME SREC VE IKTILARI Sosyalleme sreci, alanlarn bir organizasyonun uyumlu bir yesi olabilmesi iin bilgi, tutum ve davranlar renmesine ynelik bir sre olarak ifade edilmektedir (Chao, OLeary-Kelly, Wolf, Klein, ve Gardner, 1994). Sosyalleme sreci aamalar birok bilim adam ve aratrmac tarafndan aratrlan bir konudur. Bu aamalar 3 grupta deerlendirilmektedir. lk aama, yeni katlmclarn organizasyona katlmak iin kendilerini hazr hale getirdikleri giri ncesi aama n sosyalleme/i ncesi (anticipatory) dr. kinci aama, yeni katlmclarn organizasyona girdikten sonraki ilerini renmeye baladklar, alma arkadalar ve stleri ile ilikiler gelitirdikleri ve organizasyonun nasl iledii ile ilgili bilgiler elde ettikleri ie girme ve alma(accommodation) aamasdr. nc aama ise, katlmclarn organizasyonun tam bir yesi olarak kabul edildii ie uyum aamadr. Sosyalleme sreci aracl ile alanlar istenilen, kendilerinden beklenilen davranlar renme ve sergilemede daha etkili olabileceklerdir. Yine sosyalleme sreci olduka uzun bir sreyi kapsayabilir ve yalnzca yeni katlmclarla snrlandrlacak bir sre deildir, muhtemelen bir kariyer sresince devam edecektir. Sosyalleme araclyla yeni katlmclar organizasyonel bir kimlik oluturmakta ve organizasyon kltr ile uyumlu davran, tutum ve deer yarglar sergilemektedirler (Bauer, Morrison, ve Callister, 1998). Morrison (1993b)a gre sosyalleme sreci 4 elemandan olumaktadr: 1) Yaplan iin nemli olduuna dair bir anlay gelitirmek, 2) Kiinin alma grubu iindeki roln renmesi, 3) Katlmcnn deneyimli organizasyon yeleri ile ayn tarzda i evresini ve iin zelliklerini alglamas, 4) konusunda kiiler aras ilikilerin oluturulmas ve gelitirilmesi. Organizasyonlarn uygulam olduklar sosyalleme taktiklerinin, sosyalleme ktlar zerinde nemli bir etkisi vardr (Griffin ve di, 2000). Sosyalleme taktiklerinin etkinlik dzeyi ve zellikleri, sosyalleme ktlarnn pozitif veya negatif olmasn etkilemektedir. Genellikle etkin sosyallemenin, alanlarn en ksa zaman diliminde maksimum verimlilii baarmalarna yardm edeceine, kayg belirsizliini azaltacana ve bylece igc devir hzn dreceine, i doyumunu, organizasyonel ball artracana inanlmaktadr (Hau ve Chow, 2002). Aratrmaclar sosyalleme srecinin ktlarn genelde i tatmini (doyumu), rgtsel ballk, iten ayrlma eiliminde azalma rol akl ve rol atmas gibi tutumsal lmlerle deerlendirmeye almlardr. Literatrdeki aratrmalar sosyalleme srecinin organizasyonel ballk, i tatmini (doyumu) ve i gc devir hznn dmesi gibi i ktlarn etkilediini ifade etmektedirler (Mobley ve di, 1979; Wanous, 1992). Gruman ve di (2006; 94) sosyalleme ktlarn; grev ynetimi, rol belirsizliinin ortadan kalkmas, sosyal entegrasyon, alan-i uyumu, alan-organizasyon uyumu, i doyumu, organizasyonel ballk ve

101

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

iten ayrlma eiliminde azalma gibi davranlarla ilikilendirmekte, organizasyonel balln nemli bir faktr olarak savunulmaktadr (King ve di., 2005). nk organizasyonel sosyalleme, organizasyon ierisindeki yeni rol ve fonksiyonlarn etkin bir ekilde yerine getirilmesi iin rgtsel inanlar, deerleri, tutumlar, sembolleri ve yetenekleri, bireysel yetenekler ile uyumlu bir ekilde koordine etmeye karlk gelmektedir. Aratrmann Modeli: Yukarda yaplan tartmalar dorultusunda; nedensel\ilikisel aratrma modeline uygun olarak aratrma modeli kurgulanm ve baml ve bamsz deikenler belirlenmitir. Aratrmann bamsz deikenleri 2 ana deiken olmak zere (Kurumsal sosyalleme taktikleri-Bireysel sosyalleme taktikleri) 12 alt deikenden oluturulmutur. Aratrmann baml deikeni ise 1 ana deiken (Sosyalleme ktlar) olmak zere 5 alt deikenden oluturulmutur. Ayrntl aratrma modeli ekil 1de grlmektedir.

Organizasyonel Sosyalleme Taktikleri Kolektif Biimsel Sabit Dzenli Seri halinde Yeniden ina

Kurumsal Taktikler Sosyalleme ktlar

rgtsel Ballk Tatmini Rol Akl Rol atmas

Bireysel Biimsel olmayan Tesadf Deiken Aralkl Gelitirmeye ynelik

Bireysel Taktikler

ekil 1: Aratrma Modeli Aratrmann Hipotezleri: H 1 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden kolektif sosyalleme taktii, alanlarn sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 2 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden biimsel sosyalleme taktii, alanlarn sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 3 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden sabit sosyalleme taktii, alanlarn sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 4 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden dzenli sosyalleme taktii, alanlarn sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. sosyalleme sosyalleme sosyalleme sosyalleme

102

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

H 5 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden seri halinde sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 6 a,b,c,d: Kurumsal sosyalleme taktiklerinden yeniden ina sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b)i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 7 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden bireysel sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 8 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden biimsel olmayan sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 9 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden tesadf sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 10 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden deiken sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 11 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden aralkl sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. H 12 a,b,c,d: Bireysel sosyalleme taktiklerinden gelitirmeye ynelik sosyalleme taktii, alanlarn sosyalleme sonularyla (a) rgtsel ballk, b) i tatmini, c) rol akl, d) rol atmas) ilikilidir. ARATIRMANIN YNTEM Aratrmann ama ve kapsam gz nnde bulundurularak, nicel aratrma yntemi aratrma iin uygun grlmtr. Yaplan kapsaml literatr taramas sonucunda aratrmann teorik erevesi oluturulmu ve Jones (1986), Van Maanen ve Schein (1979) ve Ashfort ve di (2007) tarafndan yaplan aratrmalar dikkate alnarak aratrmann temel deikenleri belirlenmitir. Belirlenen bu deikenler dorultusunda anket formlar oluturulmutur. Veriler anket teknii kullanlarak elde edilmitir. Anketteki sorular yz yze grme yntemiyle cevaplandrlmtr. Bu aratrmada uygulanan anketlerin cevaplandrlmasnda 5li likert tipi lek kullanlmtr. lekteki deerlendirme seenekleri: 1-Kesinlikle katlmyorum, 2-Katlmyorum, 3-Kararszm, 4-Katlyorum, 5-Kesinlikle katlyorum eklindedir. Anket formundaki deikenler gruplar halinde sorulmu ve deikenler arasndaki farkllklar gstermek ve birbiriyle kartrlmamas iin aklayc cmlelerle ifade edilmitir. Anketin nasl doldurulaca bir rnek ile gsterilmitir. Aratrma evrenini, Kocaeli-Gebze organize sanayi blgesindeki 127 retim firmas oluturmaktadr. Bu evren iinden oranl eleman rnekleme yntemi ile seilen toplam 25 firma aratrmann rneklemini oluturmaktadr. Aratrma evrenini oluturan tm firma alanlarna anket uygulanmas planlanm; ancak maliyet, zaman gibi kstlayc nedenlerden dolay tm alanlara uygulanamamtr. Bu kapsamda alan says 50 kii zerinde olan 25 firmann 210 alanna anketler uygulanmtr. 30 anket veri yetersizliinden dolay analize dhil edilmemitir. 180 anket aratrma analizleri iin kullanlmtr. ARATIRMANIN BULGULARI Veri toplama sreci sonunda elde edilen veriler, SPSS 18.0 programnda deikelere ait korelasyon ve regresyon analizleri aracl ile deerlendirilmitir. Bamsz deikenler kurumsal sosyalleme taktikleri ve bireysel sosyalleme taktikleri ile 44 soru sorulmutur. Anketin bamsz deikenler ile ilgili blm oluturulurken Jones (1986) tarafndan gelitirilen lek kullanlmtr. lein orijinali 30 sorudan olumaktadr. Fakat sonraki yllarda yaplan almalarda dikkate alnarak lee 14 soru daha adapte edilmitir. Baml deiken olan alan sonularyla ilgili toplam 23 soru sorulmutur. Faktr analizi sonucunda drt faktre ayrlmtr. Bu faktrler; rol akl (5 soru, rnek; imde ne kadar yetki

103

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

sahibi olduumu kesin olarak biliyorum), rol atmas (5 soru, rnek; Yapmak zorunda kaldm iler birbirinden olduka farkldr) (Jsing ve Sethi, 1998), tatmini (6 soru rnek; im, tm koullar dndmde beni memnun ediyor) (Rusbult ve Farrell, 1983) ve rgtsel ballk (7 soru, rnek; hayatmn geri kalan ksmn bu firmada geirmek beni mutlu eder) (Meyer and Allen, 1997) eklindedir. Aratrma bulgular ile ilgili veriler aadaki tablolarda sunulmaktadr. Tablo 6.1 deki deikenler arasndaki korelasyon analizi sonular incelendiinde rgtsel ballk ile kolektif, formal ve bireysel sosyalleme uygulamalar arasnda (p<0.05) anlamllk dzeyinde pozitif bir iliki, ardk, seri, sabit, kendini gelitirmeye ynelik sosyalleme boyutlar arasnda ise (p<0.01) dzeyinde anlaml bir iliki vardr. tatmini ile ardk, bireysel sosyalleme boyutlar arasnda (p<0.01) anlamllk dzeyinde pozitif bir iliki, seri sosyalleme boyutu arasnda ise (p<0.05) dzeyinde anlaml bir ilikinin var olduu grlmektedir. Rol akl ile kendini ykm yeniden ina, seri sosyalleme boyutlar arasnda (p<0.05) anlamllk dzeyinde pozitif bir iliki, ardk, sabit ve formal olmayan sosyalleme boyutlar arasnda (p<0.01) dzeyinde anlaml bir ilikinin var olduu grlmektedir. Rol atmas ile kendini ykm yeniden ina, seri, sabit, formal olmayan, tesadf, rastgele ve deiken sosyalleme boyutlar arasnda (p<0.01) dzeyinde anlaml pozitif bir ilikinin var olduu, bireysel ve kendini gelitirmeye ynelik sosyalleme boyutlar arasnda ise (p<0.05) anlamllk dzeyinde anlaml pozitif bir ilikinin var olduu grlmektedir.

104

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

105

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

Tablo 6.2de kurumsal sosyalleme boyutlarnn organizasyonel sosyalleme ktlar zerindeki etkisi ve Tablo 6.3de ise bireysel sosyalleme boyutlarnn organizasyonel sosyalleme ktlar zerindeki etkisini gsteren regresyon analizi sonular grlmektedir. Tablo 6.2: Kurumsal sosyalleme boyutlarnn sosyalleme ktlar ile ilikisine Ait Regresyon Analizi Sonular Baml rgtsel Rol atmas Rol Akl Tatmini Deikenler Ballk Anlam, Anlam, Anlam, Anlam, Bamsz Deikenler -,003 ,972 -,066 ,323 ,044 ,564 ,060 ,414 Kollektif ,130 ,082 -,100 ,142 -,065 ,408 ,043 ,573 Biimsel Ykm ve yeniden ina Ardk Sistematik(Seri) Sabite ,259 -,141 -,283 -,165 ,001*** ,059 ,000*** ,026* ,052 ,496 ,123 ,203 ,439 ,000*** ,060 ,003** -,061 ,315 ,134 ,067 ,436 ,000*** ,073 ,386 -,012 ,137 ,110 ,317 ,875 ,073 ,129 ,000***

F 7.779*** 14.880*** 4.360*** 6.541*** R2 0.215 0.344 0.133 0.188 Dzeltilmi R2 0.188 0.321 0.103 0.159 *** Katsay 0.001 dzeyinde anlaml ** Katsay 0.01 dzeyinde anlaml *Katsay 0.05 dzeyinde anlaml Regresyon analizi sonucunda Tablo 6.2ye gre kurumsal sosyalleme boyutlarndan Kendi kendisini ykm ve yeniden ina etme boyutu, sosyalleme ktlarndan rol atmas ile (=,259; p<0.001) dzeyinde anlaml kmtr. Sistematiklik (Seri) boyutu ise rol atmas ile (=,000; p<0.001) dzeyinde anlaml ve negatif olarak ilikilidir.Ardklk boyutu, rol akl ile (=,496; p<0.001) dzeyinde ve i tatminini ile (=,315; p<0.001) dzeyinde pozitif olarak ilikilidir. Sabitlik boyutu ise rol atmas ile (=-,165; p<0.05) dzeyinde negatif olarak, rol akl (=,203; p<0.01) ve rgtsel ballk ile (=,317; p<0.001) dzeyinde pozitif olarak ilikili grlmektedir. Dier kurumsal sosyalleme boyutlarndan kolektiflik ve biimselliin sosyalleme ktlarna anlaml bir etkisi grlmemektedir. Kurumsal sosyalleme taktiklerinin zellikle rol belirlilii deikenini gl bir ekilde etkiledii grlmektedir. Rol atmas, organizasyonel ballk ve i doyumu gibi sosyalleme ktlarn ksmi olarak etkilemesine ramen iliki anlamldr. Yani kurumsal sosyalleme taktikleri alan uyumunu kolaylatrmaktadr denilebilir. Hipotezlerin red ve kabulne ilikin bilgiler tablo 6.3te sunulmaktadr.

106

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

Tablo 6.3: Kurumsal sosyalleme taktikleri ile ilgili hipotez sonular Hipotezler Sonular H 1a, H 1b, H 1c, H 1d H 2a, H 2b, H 2c, H 2d H 3a, H 3b, H 3c, H 4a, H 4d, Reddedilmitir. H 5ab, H 5b, H 5c - H 6b, H 3d H 4b, H 4c, H 5d, H 6a, H 6c, H 6d Kabul edilmitir. Tablo 6.4: Bireysel sosyalleme boyutlarnn sosyalleme ktlar ile ilikisine Sonular Baml Rol atmas Rol Akl Tatmini Deikenler Anlam, Anlam, Anlam, Bamsz Deikenler ,061 ,352 ,107 ,164 ,255 ,001*** Bireysel ,080 ,250 ,236 ,004** -,004 ,959 Biimsel Olmayan -,079 ,226 ,132 ,083 ,051 ,508 Kendini gelitiren ,013** -,079 ,353 ,022 ,796 Tesadf (ayrk) ,181 ,274 ,000*** ,005 ,950 -,068 ,388 Rastgele Ait Regresyon Analizi rgtsel Ballk ,199 ,112 ,250 -,111 -,074 Anlam, ,008** ,162 ,001*** ,183 ,332

,263 ,000*** -,136 ,095 -,127 ,123 -,100 ,209 Deiken F 14.243*** 2.891** 2.241* 4,174*** R2 0.337 0.094 0.074 0.130 Dzeltilmi R2 0.313 0.061 0.041 0.099 *** Katsay 0.001 dzeyinde anlaml ** Katsay 0.01 dzeyinde anlaml *Katsay 0.05 dzeyinde anlaml Tablo 6.3 ile ilgili regresyon analizi sonucunda bireysel sosyalleme boyutlarndan bireysellik boyutu, sosyalleme ktlarndan i tatmini (=,255; p<0.001) ve rgtsel ballk ile (=,199; p<0.001) dzeyinde pozitif olarak ilikilidir. Biimsel olmama ( informal) boyutu, rol akl ile (=,236; p<0.01) pozitif olarak ilikilidir. Kendini gelitiren boyutu, rgtsel ballk ile (=,250; p<0.001) pozitif olarak ilikilidir. Tesadflik (ayrklk) boyutu, rol atmasn (=-,013; p<0.01) dzeyinde pozitif olarak etkilemektedir. Deikenlik boyutu ise rol atmas ile (=,263; p<0.001) dzeyinde pozitif olarak ilikilidir. Grld gibi bireysel sosyalleme taktikleri, kurumsal sosyalleme taktiklerine nispeten sosyalleme ktlarn daha nemli bir dzeyde etkilemektedir. Sosyalleme uygulamalarndaki tesadflik, rastgelelik ve deikenlik alanlarn rol atmasn artrmaktadr. Kurumsal anlamda formal olmayan (informal) uygulamalar alanlarn rol akln alglamalarn etkilemektedir. Bireysellikten yana sosyalleme uygulamalar ise alanlarn i doyumunu etkileyen en nemli deiken olarak alglanmaktadr. Hipotezlerin red ve kabulne ilikin bilgiler tablo 6.5te sunulmaktadr.

107

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

Tablo 6.5: Bireysel sosyalleme taktikleri ile ilgili hipotez sonular Hipotezler Sonular H 1c, H 1d H 2a, H 2b, H 2d, H 2d H 3b, H 3c, H 3d, H 4a, H 4b, H 4c, - H 5ab, H 5b, Reddedilmitir. H 5c - H 6a, H 6b, H 6c, H 1a, H 1b, H 2c, H 3a, H 4d, H 5d, H 6d Kabul edilmitir. SONU Aratrma sonularna gre organizasyonel sosyalleme ile ilgili u deerlendirmeler yaplabilir: Organizasyonel sosyalleme taktikleri, kurumsal anlamda gerekletirilen, alanlarn kurumsal deerleri benimsemesine ve kurumsal ve bireysel dzeyde ama birliinin olumasna ynelik programlar ve abalardan olumaktadr. Sosyalleme sreci, organizasyonel sosyalleme taktikleri ile yeni katlmclarn proaktif ve reaktif davranlarnn btnletirilmesi ile ilgili bir sretir. Organizasyonel sosyallemenin ktlar ile ilgili olarak alanlarn i doyumu, rol atmas, rol akl ve rgtsel ballk sonular tartlabilir. Aratrmalarn byk bir blm, sosyallemenin zellikle yeni balayanlarn ilerine, iletme ii gruplara ve organizasyona kar uyumlu hale gelmesinde nemli bir etkisinin olduunu gstermektedir. Organizasyonel sosyallemenin temel amac alanlarn ve organizasyonlarn ayn norm ve deerleri paylamasn salamak ve devam ettirmektir. Aratrma sonunda ulalan en nemli sonulardan birisi, kurumsal sosyalleme ve bireysel sosyalleme taktiklerinin her birinin alan rgte yada ie uyumunu salarken kendi ierisinde eksik ynlerinin olacadr. Organizasyonel sosyallemenin baars iin daha btncl uygulamalara ihtiya vardr. Bu adan her iki taktiin birlikte organizasyonel yapya uyumlatrlarak uygulanmasnn daha etkili sonular ortaya karaca sylenebilir. Dier taraftan organizasyonel belirsizlii artran rgtsel sosyalletirme uygulamalarnn organizasyonel sosyalleme ktlarn olumsuz etkiledii ulalan bir dier nemli sonutur. rnein, alanlarn bir kuruma yeni dahil olurken veya yeni bir pozisyona yerletirilirken, kurumsal anlamda uygulanan Kendini ykma ve yeniden ina etme tarz sosyalleme taktikleri alann rol akln azaltarak rol atmasna neden olmaktadr. Yaanan bu atma, alann i doyumunu ve rgtsel balln olumsuz anlamda etkileyerek performansn ve organizasyona uyumunu azaltmaktadr. Organizasyonel anlamda baarl bir sosyalleme srecinin yaanmas iin zellikle kurumsal anlamda uygulanacak sosyalleme taktiklerinden ardklk, sabitlik ve sistematiklik taktiklerine ihtiya duyulmaktadr. Sistematik olarak uygulanan sosyalleme uygulamalar rol atmasn nemli dzeyde azaltmaktadr. Yine kurumsal anlamda sabit (fix) sosyalleme uygulamalar da belirsizlik iermedii iin rol atmasn azaltmakta ve rol akln artrmaktadr. alanlarn i tatmini zerinde etkili olan en nemli kurumsal sosyalleme taktii, belirli aralklarla, belirli sosyalleme uygulamalarn ieren ardklk taktiidir. alanlarn rgtsel balln artran en anlaml sosyalleme taktii olarak da sabit sosyalleme uygulamalarnn olduu grlmektedir. Sonularn byle kmasnda aratrmaya katlan alanlarn kltrlerinin (Trk kltr) nemli bir etkisi olduu sylenebilir. alanlar genelde riski sevmeyen, rol ve sorumluluklara ilikin belirsizlik dzeyinin yksek olmad alama koullarn tercih eden bireyler olarak karakterize edilebilir. alanlarn kurumsal anlamda belirlenen i tanm, rol tanmlar ve iliki trlerinden olumlu etkilendikleri, bu tanmlamalarn belirlilik dzeyine gre daha az rol atmas yaadklar ve bu gelimelerin rgtsel ballklar artrd grlmektedir. Organizasyonel anlamdaki belirsizlik rol atmasna neden olmakta i tatmini (doyumu) ve organizasyonel ball olumsuz anlamda

108

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

etkilemektedir. Organizasyonlarda rol atmasnn, genellikle kendini ykmaya ynelik, daha fazla bireysel ve informal uygulamalardan ve tesadfilik ve deikenlikten kaynakland anlalmaktadr. Kolektif sosyalleme uygulamalar daha ok formal yapda ardk ve seri halinde gerekletirilen kendini gelitirmeye ynelik organizasyonel ball etkileyen, rol atmas ile negatif ilikili uygulamalar olarak grlmektedir. Bireysel sosyalleme uygulamalar ise daha ok biimsel olmayan, deiik uygulamalarn younlukta olduu rol atmasnn yaanabilecei, i tatmini ve organizasyonel ballkla anlaml dzeyde ilikili uygulamalar olarak alglanmaktadr. Sosyalleme uygulamalarndaki tesadflik, rastgelelik ve deikenlik, alanlarn rol atmasn artrmaktadr. Kurumsal anlamda formal olmayan (informal) uygulamalar alanlar rol akln alglamalarn etkilemektedir. Bireysellikten yana sosyalleme uygulamalar ise alanlarn i doyumunu etkileyen en nemli deiken olarak alglanmaktadr. Organizasyonel ball etkileyen sosyalleme uygulamalarnn ise daha ok bireysellik ve kendini gelitirme ynl uygulamalar olduu grlmektedir. Buna karn deikenlii, rastgelelii ve tesadflii yanstan sosyalleme uygulamalarn ise organizasyonel ball azaltt grlmektedir. KAYNAKA ALLEN, N. ve MEYER, J.P. (1990) Organizational Socialization Tactics: A Longitudinal Analysis of Links to Newcomers Commitment and Role Orientation, Academy of Management Journal, 33(4):84758. ASHFORTH, B.E. ve SAKS, A.M. (1996) Socialization Tactics: Longitudinal Effects on Newcomer Adjustment, Academy of Management Journal, 39: 14978. ASHFORTH, B. E., SLUSS, D. M. ve SAKS, A. M. (2007) Socialization tactics, proactive behavior, and newcomer learning: Integrating socialization models, Journal of Vocational Behavior (70) 447-462. BAUER, T.N., MORRSON, E.W. ve CALLISTER, R.R. (1998) Organizational Socialization: A Review and Direction for Future Research. In Ferris, G.R. (ed.) Research in Personnel and Human Resource Management, Vol. 16. pp.149214. BLAU, G. (1993). Work adjustment theory: A critique and suggestions for future research and applications. Journal of Vocational Behavior, 43, 105112. CABLE, D. M., ve PARSONS, C. K. (2001). Socialization tactics and personorganization fit. Personnel Psychology, (54)123. CALDWELL, D. F., ve O'RELLY, C. A. (1990). Measuring personjob fit using a profile comparison process. Journal of Applied Psychology, 75, 648657. CHAO, G.T., OLEARY-KELLEY, A.M., WOLF, S., KLEIN, H.J. ve GARDNER, P.D. (1994) Organizational Socialization: Its Content and Consequences , Journal of Applied Psychology, 79: 730 43. CRANT, J. M. (2000). Proactive behavior in organizations. Journal of Management, 26, 435462.

109

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

FISHER, C.D. (1986). Organizational Socialization: An Integrative Review. In Rowland, K.M. and Ferris, G.R. (eds) Research in Personnel and Human Resources Management, Vol. 4. pp. 10145. Greenwich, CT: JAI Press. FRENCH, J. R. P., CAPLAN, R. D., ve HARRSON, R. V. (1982). The mechanisms of job stress and strain. Chichester: Wiley. GRFFN, A. E. C., COLELLA, A., ve GOPARAJU, S. (2000). Newcomer and organizational socialization tactics: an interactionist perspective. Human Resource Management Review, 10(4), 453 474. GRUMAN, J. A., SAKS, M. A., ve ZWEG, D. I. (2006). Organizational Socialization Tactics and newcomer proactive behaviors: an integrative study, Journal of Vocational Behavior, (74). 90104. HAU, I ve CHOW, S. (2002). Organizational socialization and career success of Asian managers. The International Journal of Human Resource Management 13(4) June 720737. HAUETER, J. A., MACAN, T. H., ve WNTER, J. (2003). Measurement of newcomer socialization: construct validation of a multidimensional scale. Journal of Vocational Behavior, 63, 2039. HOFFMAN, B. J., ve WOEHR, D. J. (2006). A quantitative review of the relationship between person organization fit and behavioral outcomes. Journal of Vocational Behavior, 68, 389399. JONES, G.R. (1986). Socialization Tactics, Self-Efficacy, and Newcomers Adjustments to Organizations, Academy of Management Journal, 29: 26279. JUDGE, T. A., ve BRETZ, R. D. (1992). The effects of values on job choice decisions. Journal of Applied Psychology, 77, 261271. JSING, C. , SETHI, V. (1998). The Impact of Socialization on the Role Adjustment of Information Systems Professionals, Journal of Management Information Systems, 14 (4), 195 218. KING, R. C., XIA, W., QUICK, J. C., ve SETHI, V. (2005). Socialization and organizational outcomes of information technology professionals. Career Development International, 10(1), 2651. KRISTOF, A. L. (1996). Personorganization fit: An integrative review of its conceptualizations, measurement and implications. Personnel Psychology, 49, 149. KRISTOF-BROWN, A. L., ZIMMERMAN, R.D., ve JOHNSON, E. C. (2005). Consequences of individuals' fit at work: A meta-analysis of personjob, personorganization, persongroup, and person supervisor fit. Personnel Psychology, 58, 281342. LO, A. ve LAM, T. (2002) The Relationship Between Demographic Characteristics and Socialization Outcomes Among New Employees in Hong Kong Hotels, Journal of Human Resources in Hospitality & Tourism, Vol. 1(2). 1-14. LOUIS, M. R. (1980). Surprise and sense making: what newcomers experience in entering unfamiliar organizational settings. Administrative Science Quarterly, 64, 226251. LOVELACE, K., ve ROSEN, B. (1996). Differences in achieving person organization fit among diverse groups of managers. Journal of Management, 22, 703722.

110

Say 31 rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar Aralk 2011 zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma

MEGLINO, B. M., RAVLIN, E. C., ve ADKINS, C. L. (1989). Awork values approach to corporate culture:Afield test of the value congruence process ad its relationship to individual outcomes. Journal of Applied Psychology, 74, 424432. MEYER, J.P. , ALLEN, N.J. (1997). Commitment In The Workplace, Thousand Oaks. CA: SAGE Publications. MOBLEY, W.H., HORNER, S.O., ve HOLLINGSWORTH, A.T. (1978). An evaluation of precursors of hospital employee turnover. Journal of Applied Psychology 63(4):408. MORRISON, E. W. (1993a). Newcomer information seeking: exploring types, modes, sources, and outcomes. Academy of Management Journal, 36, 557589. MORRISON, E. W. (1993b). Longitudinal study of the effects of information seeking on newcomer socialization. Journal of Applied Psychology, 78(2), 173183. RUSBULT, C. E., FARRELL, D. (1983). A longitudinal test of the investment model: The impact on job satisfaction, job commitment, and turnover of variations in rewards, costs, alternatives, and investments, Journal of Applied Psychology. Vol 68(3), 429-438. SONNENTAG, S., NIESSEN, C., ve OHLY, S. (2004). Learning at work: training and development. International Review of Industrial and Organizational Psychology, 19, 249289. TAORMINA, R.J. (1998) Employee Attitudes toward Organizational Socialization in the Peoples Republic of China, Hong Kong and Singapore, The Journal of Apple Behavioral Science, 34(4): 468 85. VAN MAANEN, J. ve SCHEIN, E.H. (1979) Toward a Theory of Organizational Socialization . In Staw, B.M. (ed.) Research in Organizational Behavior, Vol. 1. Greenwich, CT: JAI Press, VILELA, B,. JOS, A., GONZLEZ, V., ve FERRIN F. P. (2008). Personorganization fit, OCB and performance appraisal: Evidence from matched supervisorsalesperson data set in a Spanish context, Industrial Marketing Management, (37) 10051019. WANOUS, J. P. (1992). Organizational entry: Recruitment, selection, orientation, and socialization of newcomers (2nd ed.) . Reading, MA: Addison-Wesley.

111

Say 31 Ercan ERGN, Yunus Emre TAGT Aralk 2011

112

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

TAKPTEK KREDLERN ZEL SEKTRE VERLEN KREDLER VE YATIRIMLAR ZERNDEK ETKS*


Cneyt KOYUNCU Prof. Dr. Bilecik niversitesi, BF, ktisat Blm, Bilecik Berrin SAKA Dumlupnar niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Para ve Banka Yksek Lisans Program rencisi ZET: Kredilerin geri denmesinde yaanan bir takm aksaklklar bankaclk sisteminde ve dolaysyla ekonomik yapda olumsuzluklara neden olmaktadr. Bundan dolay bu alma Trkiyede takipteki kredilerin zel sektre verilen krediler ve yatrmlar zerindeki etkisini 1986-2008 yllar iin analiz etmektedir. oklu regresyon analizi sonularna gre takipteki kredilerin, zel sektre salanan yurtii kredileri ve yatrmlar azaltc ynde etkiledii grlmtr. Takipteki krediler ile zel sektre salanan yurtii krediler ve yatrmlar arasndaki tespit edilen bu negatif iliki %1 anlamllk dzeyinde istatistiksel olarak anlamldr. Anahtar Kelimeler: Banka Kredileri, Takipteki Krediler, Sorunlu Kredilerin Ynetimi, Sorunlu Kredilerin Etkileri, oklu Regresyon Analizi. NON-PERFORMING LOANS IMPACT ON CREDITS TO PRIVATE SECTOR AND INVESTMENT ABSTRACT: Encountering a set of faults in the loan repayment leads to troubles in the banking system and thus in the economic structure. Therefore this study analyzes the impact of non-performing loans on domestic credits to private sector and investments for the period of 1986-2008 in Turkey. According to the results from multivariate regression analyses, we observed that non-performing loans affect domestic credits to private sector and investments in a reducing way. Those identified negative associations between non-performing loans and domestic credits to private sector and investments are statistically significant at %1 significance level. Keywords: Bank Loans, Non-performing Loans, Management of Non-performing Loans, Impacts of Nonperforming Loans, Multivariate Regression Analysis. GR Gelien dnya ekonomisinde bankalarn her geen gn yeri ve nemi artmaktadr. Bankalar bir lke ekonomisine farkl yararlar ve dinamikler kazandrr. Bankalarn temel ilevi ekonomideki atl fonlarn ihtiya sahiplerine en verimli ekilde aktarlmasdr. Krediler, bankalarn en temel rndr. Kredilerin byk bir ksm tasarruflarn bankaya yatrm olan tasarruf sahiplerince karlanr. Bankalar, topladklar mevduatlar kredi olarak kullandrrlar ve bunun neticesinde de karlarn da maksimize etmek istemektedirler. Fakat bu srete bankalar kredilerin zamannda geri denmemesi riski ile kar karya kalabilmektedirler. Minimum risk ile maksimum kazan elde etmeyi amalayan bankalarn bu balamda risk ile gelir arasnda dengeyi salamas gerekir. Bu dengenin salanmas iin ise; kaynaklar ve bu kaynaklarn kullanm arasndaki dengeyi kurabilecek, oluabilecek risklerin nedenlerini belirleyip nlem alabilecek bir ynetim gerekmektedir. Sorunlu (takipteki) kredi, borlu firma ve bankalar arasnda yaplm olan geri deme plannn bozulmas olarak tanmlanabilir. Kredilerin makul bir sre ierisinde geri denmemesi, tahsilatn gecikmesi ve zarar ihtimalinin ortaya kmas durumlar sorunlu kredileri ortaya karmaktadr. Geri denmesinde herhangi bir sorun olmamas durumunda krediler bankalar iin olduka karl bir rndr. Bu nedenle oluabilecek risklerin engellenmesi nem kazanr. Takipteki kredilerin gelimi ve gelimekte olan lkelerde her geen gn artmas ve bankalarn bu nedenden dolay krize srklenmesi takipteki

113

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

kredi probleminin nemini ortaya koyar. Kredilerin geri denmesinde yaanacak bir takm aksaklklar bankaclk sisteminde ve dolaysyla ekonomik yapda olumsuzluklara neden olmaktadr. Takipteki kredilerin olumsuz etkileri sadece bankaclk sektr ile snrl kalmayacaktr. Bankalarn kredilendirme srecinde yaptklar hatalar, firmalarn ynetim sorunlar ya da farkl evresel faktrler nedeni ile oluabilecek sorunlu krediler, maliyet yaratmakta ve artan sorunlu krediler nedeni ile finansal sistemde krizler yaanmaktadr. Sorunlu krediye neden olan faktrlerin tespitinin doru olarak yaplmas, sorunun zmn kolaylatrr. Sorunlu kredilerin yaratt maliyetler sadece bankalarla snrl kalmayp lke ekonomisi iinde geerli olabilmektedir. Sorunlu kredilerin gerek bankaclk sektr gerekse lke ekonomisi iin ykledii maliyet asndan bu kadar nemli olmas bu almann motivasyonunu oluturmaktadr. Bu balamda almann amac takibe dm kredilerin zel sektre verilen krediler ve yatrmlar zerinde etkisi olup olmadn ortaya koymaktr. Sz konusu bu aratrma hipotezimizi test etme amacyla, Trkiyeye ilikin 1986-2008 yllarna ait veriler kullanlarak oklu regresyon analizleri yaplmtr. Analiz bulgularna gre, takipteki krediler ile zel sektre salanan krediler ve yatrmlar arasnda istatistiksel olarak anlaml negatif ilikinin var olduu tespit edilmitir. Dolaysyla sorunlu kredi miktarndaki artn yatrmlar zerinde direkt ve zel sektre salanan krediler vastasyla da yatrmlar zerinde ayrca dolayl azaltc etkileri olduu sylenebilir. almann izleyen blmleri yledir: sorunlu kredilerin bankaclk asndan nemi ikinci blmde, sorunlu kredilerin ynetimi nc blmde, veri ve yntem drdnc blmde, analiz ve bulgular beinci blmde, sonu ve deerlendirme altnc blmde incelenmektedir. SORUNLU KREDLERN BANKACILIK AISINDAN NEM Ekonomik kalknmann salanmasnda kredilerin nemi olduka byktr. letmeler faaliyetlerini srdrebilmek, byyebilmek ve gelimeleri yakalayabilmek iin gerek duyduklar fon ihtiyalarn bankalardan karlamaktadrlar. Bankalar topladklar fonlar yatrm alanlarna ynlendirirken karllk temel hareket noktasdr. Kredi karl bir rn olmasna karn, riskli bir rndr. Bu nedenle kredi kullandrrken doabilecek zararlarn en dk dzeyde tutulmasna zen gsterilmelidir. Kredi sreci mteri ile ilikiye geilmesi, kredinin anapara ve faiz demeleri ile geri denmesi ve teminatlarn serbest braklmas ile ilikinin son bulmas srecini kapsar. Kredinin geri denmemesi yani sorunlu hale gelmesi halinde, bu durumdan etkilenen bankalar dier bankalar da etkileyebileceklerdir. Sorunlu kredi byklklerindeki art bankalarn faizleri arttrmasna ve bankalarn kredi koullarn arlatrmasna yol aabilir. Bu durum tm bankaclk sektrnn ve ekonominin etkilenmesine neden olabilir (Saym, 2006: 40). demeler sisteminde aksaklklarn yaanmas bankaclk sektr dnda reel sektr zerinde de olumsuz etkiler yaratacaktr. retimin finansmann salayacak kaynaklarn aknda aksaklklar yaanacak ve reel sektr ile ekonominin geneli zerinde yaratt etki bankaclk sektrnde balayan krizin niteliini deitirebilir. Bu durumda krizin derinlii ve maliyetleri artacaktr. Reel sektr irketlerinin kurumsal borlarn deyememesi ile bankaclk sisteminde tahsili geciken ve / veya takipteki kredi oranlarnda art yaanacaktr. Krizin derinlemesi ile ekonomideki tm birimlerin ykmllklerini yerine getirme durumunda gerileme sz konusu olacaktr. irketler kesiminde iflas durumlarnn yaanmasnda art meydana gelebilir ve benzer gelimeler bankaclk kesiminde de yaanabilir (Duvan, 2001: 129). Krediler ile tasarruflar, ekonomik faaliyetlerine devam edebilmek iin fon gereksiniminde bulunan ihtiya sahiplerine sunulur. Bylece ihtiya sahiplerinin ekonomik faaliyetlerinin devam etmesi ve genilemesi salanmaktadr. Ancak bu durum karsnda ayn zamanda tasarruf sahipleri de korunmaldr. Tasarruf mevduatlarna devlet gvencesi verilmesi uygulamas lkemizde uygulanm. Ancak bu durum yznden ahlaki risk domutur. Bankalar mevduat sahiplerinin denetiminden uzaklam, risk faktr yeterince dikkate alnmamtr. Belli bir kesime ve geri dnmeme riski yksek alanlara kaynak kullandrm artmtr (Toprak ve Demir, 2001: 23).

114

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

Krediler tedavl arac olarak ta kullanlr. Nakit para tanmasn azaltmakta ve ticari ilemleri hzlandrmaktadr. Ekonomik faaliyetlerinin devam iin gereken fon ihtiyacnn karlanmas ile iletmelerin piyasada varlklarn srdrmeleri istihdam arttrc unsur olacaktr. retim yolu ile milli gelir zerinde de olumlu katk salanacaktr. Kredi sistemi ile atl fonlar, kredi olarak fon ihtiyac duyanlara aktarlr. Ekonomide arz talep hareketlilii salanm olur. Yatrmclar ve giriimciler yatrmlarn gerekletirebilmek iin ihtiya duyduklar sermayeyi, z kaynaklarndan ve bankalardan kullanm olduklar kredilerden salamaktadrlar. Bu nedenle krediler ekonomik kalknmann salanmasnda vazgeilmez finansal kaynaklar arasnda bulunmaktadr. Kedilerin sorunlu hale gelmesi durumunda ise, birbirine bal etkiler ile bankaclk sisteminin etkilenmesine yol aabilecektir (Yank, 2008: 54-55). Kullandrlan kredilerin sadece tketim amal kullanlmas ise enflasyonla mcadelenin direncini krmaktadr. Toplam talep zerinde arttrc etkisi olmas nedeni ile bu duruma sebebiyet verir (Trkan, 2000: 3-4). Ekonomik belirsizliin yaanmas fon maliyetini arttracaktr. Bu durum kredi talep edenler iin yk oluturur. Ayrca kamusal ykler de fon maliyetini arttran unsurlardandr. Bu durumda bankalarn kar oranlarnn daralmasna neden olabilir. Kamu maliyesinin salkl yapya kavumas ve ekonomik belirsizliin azalmas ile sorun giderilebilir (Toprak, 2001: 6). Bankalarn kredi taleplerini deerlendirme ilemi srasnda uzmanlarn kredi tahsisi ve ynetimi konusunda dikkatli davranmalar gerekmektedir. nk sorunlu krediler bankann aktif kalitesini bozmakta, uzmanlarn zamann daha verimli ilerde deerlendirmesini engellemekte ve ekonomik adan maliyet oluturmaktadr (Mavili, 2008: 107). Oluabilecek maliyetlerden korunabilmek iin kredi portfynn llmesi, alnan risk iin derecelendirme sisteminin kurulmas gerekir. Aksi takdirde, maruz kalnan riskin lmlenememesi durumunda; doru ynetim uygulanamayacak ve bu durum karsnda banka, sermaye yeterlilii ann kapatlmasn salama, teminat artlarnn arttrlmasnn veya fiyatlama koullarnn ykseltilmesinin engellenmeye allmas, kurumun pazardaki etkinliini olumsuz etkileyecektir (Arda ve Gebakan, 2004: 3-4). Ayrca krediler iin ayrlan karlkta bankann mali durumunu olumsuz etkileyebilir. Banka karda iken kredi karlklarnn bankann karllna olumsuz etki yapabilmesi ancak u koullarda dnlebilir. Eer banka elde ettii karlar datmayarak yedek ake hesabnda tutma ya da sermayesine ekleme kararn alyorsa, bu ekilde z kaynak miktarn arttrm olacaktr. z kaynaklarndaki art ile bankann maksimum kredi snr artm olacaktr. Bu durum Bankalar Kanununun 54. maddesinde belirtilmitir. Banka elde ettii karlar datmayarak yedek ake hesabnda tutuyor ya da sermayesine ekliyorsa, bankalarca bir gerek ya da tzel kiiye verebilecei kredi snrn arttrm olacaktr. Bunun yannda z kaynak snrlamasna bal yatrm alanlarna yatrm yapabilecei maksimum snr da arttrm olacaktr. Bankann kredileri iin ayraca karlklar z kaynaklar miktarndaki arta engel olacandan, bankann z kaynak snrlamasna bal yatrm alanlarndan maksimum snra ulat durumda bankann daha fazla kredi verme ya da karl itiraklerini attrma olanaklarndan yararlanamama durumu sz konusu olacaktr. Bu durum ise bankann karlln olumsuz etkileyecektir. Dolaysyla da banka, kredi fiyatlamasn da ykseltme eilimine girecektir (Saym, 2006: 57-58). Bankann kredi kullandrmadaki maliyetlerinin artmas durumunda ise kredi fiyatlamasn daha yksek yapmak yoluna gitmesi sz konusu olacaktr. Kredinin geri demesinin yaplmamas durumunda, banka ya faiz tahakkukunu durdurmal ya da faizin tahakkuk etmesinin devam durumunda ise tahakkuk eden tm faiz tutar iin de zel karlk ayrmaldr. Verimsiz bir kredi gelecekte beklenen nakit akmlarnn bugnk deerine tandnda faiz tanan tutar zerinden tahakkuk ettirilebilir ve gncellenmi imdiki deerleri yanstmak amacyla net gelire dahil edilebilir. Ancak kredinin sorunlu hale gelmesi durumunda, mterinin krediyi deyememesi ile faiz kazancda salayamayacaktr. Bu durumda ise bankann net gelirinde azalma sz konusu olur (Kredi Muhasebesi,Kredi Riskine likin Kamuoyu Bilgilendirilmesi ve lgili Konularda Gvenilir Uygulama, 2009: 3). Bunun yannda kredi karlklarnn olumlu etki yaratmas da sz konusudur. Banka eer dnemi karl bir ekilde tamamlamsa, ayrd karlk tutarn dataca kardan decei iin, datacak olduu kar miktar da decektir. Bu durum, bankann mali durumu zerinde olumlu etki yaratacaktr. Karlk miktar olarak ayrlan tutar banka bnyesinde kalmas ile mali yapsnn glenmesi salanr. Zaten kredi karlklarnn da en nemli amac budur (Saym, 2006: 57).

115

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

SORUNLU KREDLERN YNETM Sorunlu kredilerin tahsiltnn salanmas ncelikli olarak kredinin sorunlu hale gelme nedenini doru ekilde tespit edilmesini gerektirir. irketin politika ve faaliyetleri, bankalar ile olan ilikilerinin seyri sorunlu kredilerin nedenlerini ortaya karmada yardmc olmaktadr (Mavili, 2008: 44). Finansal piyasalarda da belirsizlik durumundan korkulur. nk finansal piyasalarda belirsizlik llebilen ve ynetilebilen bir unsur deildir. Ancak risk, llebilir ve ynetilebilir (ipek, 2005: 4). Bankalar kredi deerlendirilmesinden balayp, kredinin geri denmesi srecine kadar eitli nedenlerle kredi riski ile kar karyadr. Kredilendirme srecinin balangc olumlu gerekletirilmi olsa dahi gelecekte beklenmedik bir nedenle kredi iin risk sz konusu olabilir. nemli olan karlalan riskleri en iyi ekilde ynetebilmek ve zararlara kar hazrlkl olabilmektir (elik ve Ekinci, 2002: 8). llen kredi riskleri, kredi onay ve limitlerinin belirlenmesinde, karlk hesaplanmasnda, risk fiyatlamasnda, sorunlu kredilerin tespit edilmesinde, risk ayarl getiri hesaplamalarnda, sermaye yeterliliinin hesaplamasnda kullanlyor. Bankalardaki tm kredi faaliyetleri bu ereve iinde alglanarak riskler etkin ekilde ynetiliyor ise modern kredi riski ynetiminin varlndan sz edilebilir. Geleneksel kredi risk ynetiminde de yntem mali tablolarda izlenen kredi tutarlarna dayanmakta; ancak kredi mterilerinin risklilik dzeyi bilimsel yntemlere gre hesaplanmamaktadr (nl, 2010). Kredi riskinin deerlendirilmesi en nemli sorun tutarl kredi verme politikasnn olmaydr. Bu nedenle kredi derecelendirme almalarndan tutarl bir istatistik veri seti oluturulamamaktadr (Aksel, 2001: 7). Kredinin hangi amala kullanld da riskin llebilmesi amacyla kredilendirme srecinde belirlenmelidir. Ticari ve kurumsal kredilere nazaran, tketici kredilerinin daha az risk tad genel anlamda doru olarak kabul edilir. Ancak bu genel yarg konut, otomobil vb. iin kullanlan kredilerde, alnan mal karlk olarak gsterildii ya da garanti edildii durumlarda kabul edilebilir. Ancak bu durumun aksine dayankl tketim mallar, eitim, tatil, mal ve hizmet almlarna ilikin kredi kullanmlar iin bu yarg kabul edilemez. Bu durumda kredinin sorunlu hale gelmesinde haciz edilme, bu suretle de edinilen emtiann elden karlarak nakde dntrlme durumu sz konusu deildir. Bu adan karl ya da garantisi olduu yargs ile bu tr kredileri risksiz ya da dk riskli olarak nitelendirmek iyimser bir yaklam olacaktr (Trkan, 2000: 3-4). Etkin kredi ynetimi ve kontrol politikalar ve uygulamalar zamannda muhasebe ve deerleme ile ilgilidir. Bankalarn etkin bir sistem kurarak kredilerin deerlemesini yaparak, uygun karlk tutarlarn ayrmas gerekmektedir. Kredileri risk baznda snflara ayrarak uygun olan karlklarnn ayrlmamsna zen gsterilmelidir. Kredi verimsizlemesinin llmesinde hem zel kurallar hem de ynetimin de yarglar nemlidir. Kredi kalitesinin belirlenmesinde onaylanp belgelenmi alt yap olmaldr. Tahminler gereki varsaymlar zerine kurulmaldr. Genel ekonomide oluabilecek etkilerin, mteri faaliyetlerindeki deiimlerin borluyu nasl etkileyebilecei ile ilgili varsaymlarn da gereki ve tutarl tahminler zerinde olmaldr.

Etkin kredi ynetimi, bankann setii ve uygulad muhasebe politikalarnn ve muhasebe verilerinin gvenilirliine de baldr. Gvenilir olmayan muhasebelemi veriler hatal kredi derecelendirmesine sebep olabilir. Muhasebe verileri gerekleen, ya da gereklemesi beklenen her eyi gstermelidir. Veriler tm maddi konular yanstmaldr. Muhasebe kaytlar tarafsz olmal, maddi hata ve nyargdan uzak olmaldr. lemler ya da olaylar meydana geldikleri dnemlerde kayt altna alnmaldr. Banka net gelirinin doru olarak hesaplanmas iin gelir ve giderleri ait olduklar dnemlerde kayt altna alnmas gerekmektedir. Bu nedenle gelirin saland dnem ierisinde, giderin de olutuu dnem ierisinde muhasebeletirilmesi gerekmektedir. Aksi takdirde, sorunlu hale gelmi olan kredilerin maliyetleri yanltc olacaktr. Bu nedenle de bankann sorunlu krediler iin izleyecei politika etkisini yitirebilir (Kredi Muhasebesi, Kredi Riskine likin Kamuoyun Bilgilendirilmesi ve lgili Konularda Gvenilir Uygulamalar, 2009: 8-9).

116

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

Ayrca bankalarmz arasnda srdrlen negatif nitelikli kredilere ilikin bilgi deiimi de vardr. Borcunu vadesinde dememesi nedeni ile mterilerin kimlik bilgileri TCMBye bildirilir. Kimlik bilgileri iletilmi olan mterilerden daha sonra borcunu deyenlerin bilgileri, TCMB tarafndan merkezde toplanarak aylk dnemler halinde sisteme katlan bankalara aktarlmaktadr. Bu bilgiler, kredilendirilme aamasnda deerlendirilmek amacyla gsterge kaynak olmas amacyla kayt altna alnmaktadr. TCMBnin grevi bankalar tarafndan bildirilen kredi borlularna ait kimlik bilgilerinin kredi taleplerini kendi yetkileri dahilinde inceleyen dier bankalara iletmesi ile snrldr. Hata sonucu kimlik bilgileri bildirilmi olan borlularn bilgilerinde dzeltmeler yaplabilir ancak mterilerin kredi deerlendirilmesi srecinde Merkez Bankasnn herhangi bir mdahalesi sz konusu deildir. Bu uygulama Merkez Bankas tarafndan Ocak 2000 dneminden itibaren balatlmtr. Negatif nitelikli ferdi kredi ve kredi kartlar ktnden, tahsil bildirimi yaplm kaytlarda 3 takvim yln, takip bildirimi yaplm ancak tahsil bildirimi olmayan kaytlarda ise 5 takvim yln doldurmu olanlar silinmektedir. 3 veya 5 takvim yln doldurmu olan kaytlarn silinmesi nedeniyle, eski dnemlere ait kii saylarnda deime olabilmektedir. Bankalarn ise sz konusu sreden sonra kaytl olan mteri bilgilerini ktklerinden karp karmamak kendi yetkileri dahilindedir. Kredi kullandracak olan bankalarn, mterinin kredi deerlendirmesini yaparken kendi sisteminde kaytl olan bilgileri dikkate alp almamas kendi yetkilerinde bulunmaktadr. Aada Tablo1de 2006-2010 dnemi iin ferdi kredi borcunu ve kredi kartlar borcunu dememi kiilerin says raporlanmtr. Tablo 1: Bankalarca Bildirimi Yaplan ve TCMBnin Negatif Nitelikli Ferdi Kredi ve Kredi Kartlar Sisteminde Yer Alan Kii Says Kredi Kartlar Borcunu dememi Kii Says 96859 123022 294487 457796 Ferdi Kredi ve Kredi Kartlar Borlarn dememi Kiilerin Toplam 107837 151851 423079 749723 756365

Yllar

Ferdi Kredi Borcunu dememi Kii Says 10978 28829 128592 291927

2006 2007 2008 2009 2010

285658 470707 Kaynak : http: \\www.tcmb.gov.tr\yeni\bgm\nnk\negatif.html, 2011.

Etkin ve gvenilir isel derecelendirme sisteminin oluturulabilmesi iin bankalarn, gemite temerrde den mterilere ait yeterli veri setine sahip olmas nemlidir. Bu veri setinden hareketle tasarlanacak isel derecelendirme modelinin sonular doru sonular verip vermedii test edildikten sonra bankalar tarafndan uygulanabilir. Mterinin temerrt olasl ve temerrt halinde meydana gelebilecek kayplarn hesaplanabilmesi iin bankalarn isel derecelendirme sistemlerini kullanmalar nemlidir. sel derecelendirme sisteminin amac gemi verilerin deerlendirilmesi ile mterinin temerrde dme olaslklarnn ve risklilik dzeyinin belirlenmesidir. Bankann elindeki temerrt verileri sayesinde teminat cinsi, kredi tr vb. deikenlerin kredilerin geri denmesine etkileri incelenerek temerrt halinde oluabilecek kayp hesaplanabilir. Kredilerin sorunlu hale dmesini engelleyecek eitli nlemler bankalar tarafndan alnabilir. Sorunlu kredilere kar alnabilecek nlemler blmde incelenebilir.

117

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

Kredi Verilmeden nce Alnabilecek nlemler Risk dzeyinin en aza indirilmesinde mterinin kredibilitesi ve kredinin doruluu nemlidir. Kredi deerlendirmesini yaparken iki durum sz konusudur; birincisi mteri kredibilitesini ksmen dikkate alp, kullandrlacak olan parann gelir getirecek yatrm unsurlarn geni tutmak olur ki, burada risk dzeyi yksek, aktif kalitesi dk olacaktr. kincisi ise mteri kredibilitesini dikkate alp kullandrlacak olan parann gelir getirecek yatrm unsurlarn snrl tutmaktr. Byle bir durumda yatrm oran dk, risk dzeyi dk ve aktif kalitesi yksek olur. Risk esi ile karllk doru orantda hareket etmektedir. Risk dzeyi ve yatrm dzeyini makul dzeyde tutabilmek iin; (Mavili, 2008: 45-46). Kredilendirme sreci iin kapsaml bir alma gerekir ancak mteri ikayetlerine yol amayacak sre ile snrlandrlmaldr. Bankalarn kullanlabilir kaynaklarnn ne kadarnn kredilere ayrlaca saptanmaldr, stratejik kredi politikalar oluturulmaldr. Mteriye uygun kredinin tahsis edilmesi ve hangi amala kullanld takip edilmelidir. Kredinin denetimden kmas sorunlu hale gelmesinde temel etkendir. Kredi dosyasnn hazrlanmas aamasnda mteriden alnmas gereken belgeler alnmaldr. Elde edilemeyen belgelerin bulunmas halinde mteri ile irtibata geilmelidir. Mteriden istenilen bilgilerin alnamamas durumunda ise kredi almasna geilmemelidir. Kredi almalarnda alnan teminat caydrc niteliktedir. Teminatlarn nakde dnme hzlar nemlidir. Baz teminatlarn nakde dnme hzlar uzun zaman alabilir. O nedenle hzl nakde dnebilen teminatlar seilmelidir. Nakde dnmesi durumunda da riski kapsar halde olmaldr. Aksi takdirde en ok ve en yksek teminatn alnmas riski azaltmayacaktr. Mteriden alnan belge ve imzalarda eksiklik olmamal, mterini imzalarnn doruluu kontrol edilmelidir. Sz konusu srete mteri ile yaplan ilemler ve alnan bilgiler yazl olarak dosyalanmaldr. Kredinin tahsis edilmesi aamasndan, kredinin izlenmesi, geri denmesi iin nemli birimlerin birbirleri ile koordineli almas ile kredi riski en aza indirilebilir. Bunun iin bankalarn, kullandrdklar krediden salanan verimlilik ile mterinin kredi kapasitesinin tespit etmesi ve bu kapasitede kredinin geri denmesi durumunu belirlemesi nemlidir (Mirza, 2006: 46). Bankalarn kredi verme srecinin balangcnda kredi verecekleri mterinin kredi risk derecelendirmesini yapmas gerekmektedir. Mterinin kredi riski derecelendirilmi olsa dahi kredi riski, eitli faktrlere bal olarak zaman ierisinde deiim gsterebilecektir. Parasal aktif ve pasiflerinin bankalarn bilanolar ierisindeki paylarnn yksek olmas nedeni ile maruz kalnan risklerin dzeyi de yksektir (Yaslda, 2009: 19). Risk lmleme ilemi yerel koullara ve kiilere gre sklkla deimeyecek ekilde ve bankann standart kurallar kullanlarak gerekletirilmesi durumunda baarl olabilir. Deiik risk derecelerine gre mterilere farkl fiyatlama politikalar uygulanmaldr (zen, 2002: 17). Kredi deerleme ilemi srasnda 5K olarak belirtilen niteliklerin gz nnde bulundurulmas da alnabilecek nlemler arasndadr. Mterinin karakterine; yani i ahlakna, kapasitesine; yani i yapabilme yeteneine, kapitaline; yani sermayesine, kazancna; yani iinin getirisine veya karllna, kefiline; yani kredinin inancalarna dikkat edilmesi gerekecektir (Akta, 2000: 12). 5K aadaki gibi tanmlanmaktadr (Savaal, 2004: 29-30). Karakter, borlunun borcunu geri demeye istekli olmas durumunu ve kararlln ifade eder. Mterinin karakteri yaad zor durum, kt i koullarnda, nakit sknts durumlarnda daha iyi ortaya kar. Kapasite, firmann nakit yaratabilme kapasitesine sahip olmas durumunu ifade eder. Firmann geici olarak darboazda bulunduu ancak borlunun tm ykmllklerini karlayabilecek ekilde nakit yaratabilme gcnde olduu durum belirtilir. Borlunun kapasitesi hakknda en nemli bilgiyi finansal tablolar verir, bunun yannda yneticilerinin deneyimi, uzmanlk dereceleri de borlunun kapasitesi hakknda bilgi veren unsurlardr. Kapital, borlunun etkin bir ekilde alarak nakit ak yaratabilmesi ve rekabetin younlat i ortamnda etkinlii arttrarak faaliyetlerini srdrmesi iin gerekli olan fon miktardr. Kredi talebinin incelenmesi durumunda

118

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

mterinin sahip olduu kapitalin deerlendirilmesi durumunda dikkat edilmesi gereken en nemli unsurlar, sermayedarlarn iletmeye yatrdklar fonlarn yeterlilii ve bu fonlarn ne derece verimli olarak kullanlddr. Kazan, mterinin karllk durumunu ifade etmektedir. Ayrca bu unsur koular olarak da nitelendirilebilir. evresel faktrlerin ve ekonomik durumun firmann verimlilii ve faaliyetlerini srdrmesi zerindeki etkilerine olan etkileri belirtmektedir. Kefil, borlunun mali durumunda meydana gelebilecek ktleme durumuna kan, her koulda deerini koruyan varlklarn bankaya ipotek edilmesi ve ya gvenilirlii yksek olan bir kii ya da kuruluun kefaletinin alnmas olarak ifade edilmektedir. Bu unsurun nemi kredinin geri denmesinin imknszlamas durumunda bankay gvence altna almasdr. Kredi Verildii Anda Sorunlu Hale Gelmeden nce Alnabilecek nlemler Kredinin kullandrma nedeni bir takm projelerin finansman ise, projelerin ileyii izlenmelidir. Projenin mali btesinin doru ekilde deerlendirilmesi nemlidir. Projelerin ileyiinde gzlemlenen aksaklklar kredinin denememesi riskini arttracaktr. Yaanan aksaklklarn deerlendirilerek mantkl nedenler ve sorun yaratmayaca anlalan nedenlerle ortaya kan aksaklklar iin kredinin yeniden yaplandrlmas dnlmelidir. Ancak sorun yaratacann ngrld durumlarda ise mterinin geri demesi yolunda karar alnmaldr (Mavili, 2008: 46). Kredinin geri denmesinde sorun yaanmasnn beklenmesine karn bankalar hem bilano hem de bilano d faaliyetlerindeki kredi riskinin lmne ynelik bilgilere ulama sistemlerine sahip olmaldr. Bankann risk younlamasnn tespitine ynelik yeterli bilgiyi temin etmesi salanmaldr. irketlere ve bireysel mterilere kullandrlm olan krediler yakndan izlenmeli ve farkl kredilerine ait risklerinde azaltlmas ve kontrolnn salanmas iin bankalar kredi portfynn niteliini ve kompozisyonunu izleme sistemlerine sahip olmaldr (Kredi Risk Ynetimine likin lkeler, 1999: 3-4). Kredi riskiyle ilgili banka stratejisi ve politikalar ynetim kurulunca dzenli olarak gzden geirilmeli ve onaylanmaldr. Kredi risk stratejisi kredinin nitelii, getirisi ve bykl gibi unsurlarn tannmasn salamaldr. Risk/getiri orannn kabul edilebilir dzeyde belirlenmesi gereklidir. Banka ynetim kurulu finansal verilerini dzenli olarak deerlendirilmeli ve deerlendirme sonucunda kredi izleme stratejisi zerinde gerekli deiiklikleri yapmaldr. Kredi zararlar eitli yntemlerle ngrlerek karlk hesab tahsis edilmektedir. Muhasebe asndan bakldnda da, tahsil edilemeyecei muhtemel hale gelen krediler tahsili pheli krediler olarak tanmlanmaldr, bylelikle kredi zarar karlklar bankalarn kredilerinin deerlerinde gerekleen azalmalarn belirlenmesinde kullanlan bir yntem olmaktadr. Bankalar genel karlk ayrmann yannda, zel karlklar da ayrabilirler. Genel karlk; belirli varlklarn toplam zerinden, tutar tam olarak belirlenemeyen ancak ileride gerekleecei varsaylan risklerin telafisi iin ayrlmas gereken bir karlk olarak ifade edilmektedir. zel karlk kavram ise, tek bir kredide belirlenmi zararlar iin oluturulan karlktr. rnein ortak zellikleri olan kk bakiyeli kredilerin toplanp, grup baznda deerlendii karlklar olarak ifade edilir ( Saym, 2006: 40-44). Krediler iin karlk ayrma ileminde toplam karlklarn yeterlilii, zel karlklar veya zarar yazlmas yoluyla belirlenmi kayplarn zamannda tannmas nemlidir. Banka, kredi portfynde meydana gelebilecek kredi zararn karlayacak durumda karlk ayrmaldr. Karlklarn belirlenme yntemi kredi zararlarnn belirlenmesini salamaldr. Gemite yaanan zararlar ve zararlardaki yeni eilimler analiz ilevinin ilk aamasn oluturur ancak yeterli deildir. yiletirme uygulamalar ve bor verme prosedrlerindeki deiiklikler, yerel ekonomi ve i durumlarndaki deiiklikler, kredi younluklarnn durumu ve bu younluklarn seviyesindeki deiimler, vade sresi dolmu olan kredilerin byklkleri ve etkilerindeki deiimler ile birlikte tahakkuk etmemi olan kredilerin, sorunlu bor yeniden yaplandrmalarnn ve dier kredi dzenlemelerinin hacminde gzlenen deiim gibi faktrlerin karlk belirleme yntemi ierisinde dikkate alnmas gerekmektedir (Saym, 2006: 49-50). Bankalarn sorunlu hale gelme olasl yksek olan kredilerin olumsuz durumlarndan ksmen de olsa korunmalar iin karlk ayrmalar kanlmazdr. Ancak karlklarn vergisel durumu lkelerin mevzuat ve uygulamalar asndan farkllklar gstermektedir. OECD lkeleri, kredi karlklarnn byk bir ksmn vergide dlmesine izin veren serbest vergi dzenlemeleri ne sahip olanlar ve karlklarn ya ok snrl bir ksmn ya da bu konuda hi bir

119

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

indirime izin vermeyen snrlayc vergi dzenlemeleri ne sahip olanlar olarak ikiye ayrlrlar. Snrlayc vergi dzenlemeleri, bankalarn karlk ayrmalarna engel olmaktadr. Bankalar kredi portfyndeki ktlemenin raporlamasn ertelemek yoluna gidebilir. Bu durum ise gelirlerini yksek gibi gstererek, sermayelerinin erimesine neden olabilir (Acar ve Erdnmez, 1996: 2-5). Kredi vadesi sresince risk ile teminat arasndaki denge korunmaldr. Bu durumun sklkla gzden geirilmesi gerekir. Ancak sz konusu sklk teminatn niteliine gre deimektedir. Bu inceleme sonrasnda raporun tekrar yenilenmesi ve deer kaybnn bulunmas durumunda ise ilave olarak teminatlarnda alnmas gerekebilir. Kredi kullancsnn nakit durumu da finansal durumu hakknda bilgi vermektedir. Finansal durumu iyi olan mterilerin nakit aklar da dzgn olur. Ancak kendisine tahsis edilen kredi limitlerinin dolu olmas ve donuk kullanmas durumunda mterinin faaliyetleri ve finansal durumu ile ilgili sknt yaad kansna varlabilir. Bu durumda olan mterilerin eklerinin piyasada yazlmaya balar, demelerini erteler, fiyat konusunda zenini yitirir ve banka ile yaplmak istenen grmelerden de kanacaktr (Mavili, 2008: 46-47). Kredi Sorunlu Hale Geldikten Sonra Alnabilecek nlemler Sorunlu kredinin meydana geldikten sonraki alnabilecek nlemler iin kredinin kapsaml bir biimde incelenmesi gerekmektedir. Kredi borlusu, kredi dosyas, teminatlarn nitelii ve kredi borlusunun dier bor veren kurumlarla ilikileri incelenmelidir. Kredinin sorunlu hale geldikten sonraki aamada kredi borlusunun ne derece drst ve gvenilir olduu nemlidir. Bankann sorunlu kredinin zm konusunda uygulayaca programa kredi borlusunun istekli olmas ve buna gre hareket etmesi nemlidir. ki taraf arasnda mutlaka gvene dayal bir iliki olmaldr. Gven duyulmayan, sorunun zm iin bankann uygulad politikalara kar isteksiz olan ve ahlak d durumlarn gzlendii kredi borlusu iin tek seenek teminatlarn nakde evrilmesi, bunun yannda da gerekli hukuki nlemlerin alnmas olacaktr. Kredi teminat olarak alnan deerin nakde evrilmesi srasnda riskle karlalabilir. nk alnan teminatn deeri irketin sorun yaamas ile birlikte debilir. Sz konusu teminatn, bankann kredi verme ileminden doan riski karlamas nemlidir. Teminat, gerekli hukuki koullar salanarak bankann mlkiyetine geirilmesi durumunda ve satld zaman kredinin sorunlu hale gelmesinden kaynakl olan borcu deyebilecek kayna yaratyorsa bir kymet ifade eder. Teminatn alnd zaman gerekli hukuki ilemlerin ve elde edilmesi gereken belgelerin eksiksiz olarak kredi dosyas ierisinde olmas gerekmektedir. Oluturulan kredi dosyasnda eksikliklerin olmas durumunda hukuki srete sorunlar yaanabilir. Hatta, bu durum karsnda banka teminat zerinde bir hak talep edememe durumu ile karlaabilecektir. Herhangi bir eksiklik olmas durumunda kt dosyalama sistemine sahip olduu kansna varlmaldr (Mavili, 2008: 47-48). Kredi dosyalamalarnn eksiksiz olarak hazrlanmas sorunun belirlenmesi ve zm iin uygulanacak yollarn hzl bir ekilde belirlenmesini salamaktadr. Kredi dosyasnda bulunmas gereken asgari ve en nemli dokmanlar unlardr (Kavcolu, 2003: 68): Bankalar ve kredi mterisi arasnda kredi hakknda yaplan karlkl yazmalar Kredi teklifleri ve onay kararlar Kredi borlusunun finansal durumunu gsterecek tasdikli belgeler. Vergi dairesi, mali mavir ya da denetiler tarafndan onay grm belgelerdir. Borlunun finansal raporlar, nakit ak tablolar, mali tahlil raporlar, kredi analiz memorandumlar

Memorandum; genel olarak hatrlanacak ey anlamnda kullanlr. Bir olay ya da hareketi hatrlatmak zere tutulan bir kayt, alnan not veya benzeri ey anlamndadr (Seyidolu, 1992: 564). Kredi borlusu ile yaplan esas szleme, kredi ve hizmet szlemeleri, ipotekler, garantiler, temlik ve rehin senetleri Kefillerin mal durumunu bildiren mali tablolar, tapu kayt bilgileri, kredi borlusu irket ise, irket ortaklarnn mal varlklarnn dkm, tapu kaytlarnn dkm.

120

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

VER ve YNTEM Bu almada takipteki kredi byklklerinin zel sektre salanan krediler ve yatrmlar zerinde etkisi olup olmad oklu regresyon analizi yardmyla 19862008 periyotlar iin yllk veriler kullanlarak saptanmaya allmaktadr. Bu balamda EKKY(En Kk Kareler Yntemi) yntemi kullanlarak tahmin edilecek olan oklu regresyon modellerimiz yledir: Model 1: OSK t = 0 + 1 TK t + 2 FO t + 3 KBP t + u t Model 2: Y t = 0 + 1 TK t + 2 T t + 3 FO t + 4 IHR t + 5 GDP t + u t Modellerde kullanlan ksaltmalar ise aada aklanmaktadr. OSK: zel Sektre Salanan Yurtii Krediler (%GSYH) (Domestic credit to private sector, % of GDP) Y: Gayrisafi Sabit Sermaye Birikimi (%GSYH) (Gross capital formation, % of GDP) TK: Takipteki Kredilerin Toplam Kredilere Oran FO: Bankalar aras Faiz Oran (Interbank Money Market Rate, Percent per annum) KBP: Kamusal Sermayeli Bankalarn Sektr Paylar (%) T: Tasarruflar (%GSYH) (Gross savings, % of GDP) IHR: Mal ve Hizmet hracat (yllk % byme) (Exports of goods and services, annual % growth) GDP: Kii Ba GSYH (yllk % byme) (GDP per capita growth, annual %) Model 1de TKnn OSK zerindeki etkilerini aratrmak amalanmtr. Model 1 iin temel bamsz deiken TK olurken, FO ve KBP serileri ise kontrol deiken olarak kullanlmtr. Takipteki kredilerin toplam kredilere orannn artmasnn zel sektre salanan yurtii kredileri negatif ynde etkileyecei beklentisi bulunmaktadr. Takipteki kredilerin toplam kredilere orannn artmas nedeni ile bankalarn aktif durumunda bozulmalar meydana gelecektir. Geri demelerde meydana gelen aksaklklar ile aktif kalitesi bozulan bankalarn kredi arz azalacaktr. Ayrca kredi kullandrma maliyetleri de artaca iin zel sektre salanan kredilerde azalacaktr. FO deikeninin artmasnn OSK deikenini negatif etkilemesi beklenmektedir. Sorunlu hale gelen krediler ile bankalar mali bnyelerini dzeltmek iin alacaklarn en ksa srede tahsil etmek yoluna gideceklerdir. Aldklar riskle balantl olarak faiz oranlar artacak, bankalar kredi olanaklarn azaltacaklardr. KBP deikeninin artmasnn da OSK deikenini negatif etkilemesi beklenmektedir. Kamu sermayeli bankalarn paynn byk olmasnn negatif etkilemesinin nedeni ise mevduata dedikleri faiz oran kadar maliyetle topladklar fonun kendi itiraklerine aktarlmasdr. Bu durumda bankaclk sektrndeki kaynaklarn aktarlmas ile zel sektre kullandrlabilecek kredi miktar azalabilir. Model 2de, baml deiken Y deikenidir. TK deikeni modelin temel bamsz deikeni iken, T, FO, IHR, GDP deikenleri ise kontrol deiken olarak kullanlmtr. TK deikeninin artmasnn Y deikenini negatif ynde etkileyecei beklentisi bulunmaktadr. TK deikenindeki art nedeni ile yeni yatrmlar iin gerekli finansman azalacaktr. Bu nedenle takipteki kredilerin toplam kredilere oran deikenindeki artn Y deikenini negatif etkilemesi beklenir. T deikeninin artmasnn Y deikenini pozitif etkilemesi beklenir. Tasarruflarn artmas ile bankalarn kredi olanaklar artm olacaktr, mevduatlarnda art salanmaktadr. Bylece artan tasarruflar sonrasnda bankalar daha dk faiz ile topladklar kredileri pazarlama imknna kavuacaktr. Daha dk faiz ile borlanma imkanna kavuan yatrmclar yatrmlarn arttracaktr. Dolaysyla neticede artan tasarruflar yatrmlarn artmasna yol am olacaktr. FO deikeninin artmasnn Y deikenini negatif etkilemesi beklenmektedir. Faiz oranlarnn artmas durumunda kaynak kullanm maliyeti artm olacaktr. Bu nedenle

121

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

yatrmlarn yaplmas iin gerekli fonun salanmasnn da maliyeti artm olacaktr. Bu nedenle faiz oranlarnn yatrmlar negatif etkilemesi beklenmektedir. IHR deikeninin artmasnn Y deikenini pozitif etkilemesi beklenmektedir. hracattaki art, retimdeki art ve retimdeki artta ek yatrmlar gerektirdii iin ihracatn yatrmlar pozitif ynde etkilemesi beklenmektedir. GDP deikeninin artmasnn ise Y deikenini pozitif etkileyecei beklenmektedir. Bymenin gereklemesi ile birlikte yatrmlarn finansman iin fon salanabilecektir. Ayrca byme, ekonomik faaliyetlerin gelimesini salayarak yeni yatrm alanlarnn olumasna veya mevcut yatrmlarn geniletilmesine yol aacaktr. Bu nedenle byme ile yatrmlar arasnda pozitif iliki beklenmektedir. Her iki modelin test edilmesi iin, deikenlerin 1986 2008 periyoduna ait yllk verileri kullanlmtr. TK deikeni; (takipteki krediler / toplam krediler)*100 olarak oluturulmutur. TK ve KBP deikeni, TBB (Trkiye Bankalar Birlii) nin 50. Ylnda Trkiye Bankalar Birlii ve Trkiyede Bankaclk Sistemi 1958 2007 adl yaynndan, Bankalarmz Kitabndan elde edilmitir. OSK, Y, T, IHR, GDP deikenleri, Dnya Bankasnn WDI (World Development Indicators) veri setinden elde edilmitir. FO deikeni IMF (International Monetary Found) nin IFS (International Financial Statistics) veri setinden alnmtr. ANALZ VE BULGULAR Trkiyede takipteki kredilerin zel sektre salanan krediler ve yatrmlar zerindeki etkisini ortaya koymak amacyla yukarda oluturulan modellere ilikin elde edilen analiz sonular aada Tablo 2de sunulmutur. Model 1 iin elde edilen regresyon analizi sonularn yorumlamamz gerektiinde bamsz deiken olan TK, FO ve KBP deikenleri ile baml deiken olan OSK deikeni arasnda istatistiksel olarak anlaml negatif ynl iliki olduu grlmektedir. Sz konusu bu istatistiksel anlamllklar TK deikeni iin %1, FO ve KBP deikeni iin %10 dzeyi iin geerlidir. Analiz sonucunda TK deikeninde meydana gelen bir birimlik bir artn OSK deikeninde 0,68 birimlik azala neden olaca anlamna gelmektedir. FO deieninin orannda meydana gelen bir birimlik bir artn OSK deikeninde 0,04 birimlik azala neden olaca anlamna gelmektedir. KBP deikeninde meydana gelen bir birimlik bir artn OSK deikeninde 0,26 birimlik azala neden olaca grlmektedir. Dier incelenmesi gereken ise R-kare katsaysdr. R-karenin 0,53 kmas, modelde yer alan bamsz deikenlerin OSK da meydana gelen toplam deiimin %53lk ksmn akladn ifade etmektedir. Dolaysyla geriye kalan %47lik ksmn ise modelin dnda kalan dier bamsz deikenler tarafndan akladn ifade edebiliriz. Fistatistikin 7,387 deerinden modelin bir btn olarak %1 anlamllk dzeyinde anlaml olduunu syleyebiliriz. Tablo 2: Analiz Sonular
Model 1 Model 2 Model 1 Model 2 Model 1 Model 2 Model 1 Model 2 Sabit Terim 349,938 135,265 t-istatistik -18,205 -0,0250 P-deeri 0,0061 R-Kare 0,5384 0,8142 t-istatistik 69,051 51,805 P-deeri 0,0845 0,9803 IHR 0,1084 F-istatistik 7,387 13,150 P-deeri 0,0000 0,0001 KBP -0,2680 t-istatistik 18,875 TK -0,6891 -0,4708 t-istatistik -19,031 P-deeri 0,0786 t-istatistik -33,438 -44,776 P-deeri 0,0723 GDP 0,0484 P-deeri 0,0034 0,0004 T 0,4541 t-istatistik 0,4124 FO -0,0469 -0,0004 t-istatistik 31,891 P-deeri 0,6858

122

Say 31 Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler ve Yatrmlar Aralk 2011 zerindeki Etkisi

Model 2 iin elde edilen regresyon analizi sonularn yorumlamamz gerektiinde: TK bamsz deikeni ile baml deiken olan Y baml deikeni arasnda istatistiksel olarak %1 dzeyinde anlaml negatif ynl bir iliki olduu; T ve IHR bamsz deikenleri ile Y baml deikeni arasnda istatistiksel olarak srasyla %1 ve %10 dzeylerinde anlaml pozitif ynl bir iliki olduu grlmektedir. FO ve GDP bamsz deikenleri her ne kadar beklenen iareti alyor olsalar da istatistiksel olarak anlaml deildirler. Analiz sonucunda TK orannda meydana gelen bir birimlik bir artn Y deikeninde 0,47 birimlik azala neden olaca anlamna gelmektedir. T deikeninde meydana gelen bir birimlik bir artn Y deikenini 0,45 birim arttraca anlamna gelir. IHR deikeninde meydana gelen bir birimlik bir artn Y baml deikenini 0,10 birim arttraca anlamna gelmektedir. R-karenin 0,81 kmas, modelde yer alan bamsz deikenlerin Y baml deikeninde meydana gelen toplam deiimin %81lik ksmn akladn ifade etmektedir. Dolaysyla %19luk ksmn da model dnda kalan dier bamsz deikenler tarafndan aklandn ifade edebiliriz. F-istatistikin 13,150 deerinden modelin bir btn olarak %1 anlamllk dzeyinde anlaml olduunu syleyebiliriz. SONU VE DEERLENDRME Sorunlu kredi, banka ile borlu arasndaki demenin makul sre ierisinde denmemesi durumu ile oluur. Tahsiltn gecikmesi, verilen kredide zarar ihtimalinin olumas sorunlu krediyi meydana getirir. Her bankann kullandrd kredilerin belirli bir ksm sorunlu krediye ya da kredi zararna dnebilir. Bankalarn kredi ynetimini iyi bir ekilde yrtmeleri hem karll hem de kredi riskinin azalmasn olumlu ynde etkilemektedir. Kredi kullandrlmadan nce mterinin karakterine, kapasitesine, kapitaline, kazancna, kefiline dikkat edilmesi gerekecektir. Kredi kullandrldktan sonra ise, borlunun ve kredinin etkin izleme sreci nem kazanmaktadr. Ayrca risk durumu deerlendirilmesi yaplarak karlk ayrlmas da nemlidir. Kredinin artk sorunlu bir kredi haline dnmesi durumunda da, kredi teminatnn durumu, nakde dntrlmesi nem kazanr. Sorunlu kredinin tahsil edilebilmesi iin borlunun ne derece gvenilir ve drst olduu dikkate alnmaldr. Sorunlu krediler banka ve bankaclk sektr iin maliyetlere neden olacaktr. Bu maliyetler sadece bankalarla snrl kalmayp lke ekonomisi iinde geerli olabilir. Bu amala almada, sorunlu hale gelerek takibe dm olan kredilerin zel sektre verilen krediler ve yatrmlar zerindeki etkisi 1986-2008 yllarn kapsayacak bir biimde Trkiye ekonomi iin incelenmitir. Analizi sonularna gre: takipteki kredilerin zel sektre salanan kredilere ve yatrmlara olan etkisinin negatif ynde olduu ve sz konusu ilikilerin istatistiksel olarak anlaml olduu grlmtr. Dolaysyla Trkiyede takipteki kredilerin artmas sonucunda zel sektre salanan kredilerin ve yatrmlarn azalaca sylenebilir. Bu balamda sorunlu kredi miktarndaki artn yatrmlar zerinde direkt ve zel sektre salanan krediler vastasyla da yatrmlar zerinde ayrca dolayl azaltc etkileri olduu grlmektedir. Sonu olarak, Trk bankaclk sektrnde takipteki kredi oranlarnn artmasnn lke ekonomisine olumsuz etkisi olduu ve bu nedenle bankalarn kredi tahsis ve ynetimi konularn etkin ekilde yrtmesinin byk nem arz ettii sylenebilir. KAYNAKA ACAR, zgr ve Pelin Ataman, ERDNMEZ, (1996), Kredi Karlklarna likin Dzenlemeler ve Vergi Uygulamalar, Trkiye Bankalar Birlii, stanbul. AKSEL, Kaan, (2001), Kredi Riski Ynetimi, Active Bankaclk ve Finans Dergisi, No: 18, stanbul. AKTA, Mustafa, (2000), Kredi Taleplerinin Deerlendirilmesinde Finansal Analiz, Eitim ve Tantm Grubu Seminer Notlar, Trkiye Bankalar Birlii, 9-11 Ekim 2000 Ankara. ARDA, Musa ve Cengiz, GEBAKAN, (2004), Kredi Risk Ynetimi Asndan sel Derecelendirme Modeli, Active Bankaclk ve Finans Dergisi, No:34, stanbul. ELK, Faik ve M.Behzat, EKNC, (2002), Trkiyede Bankaclk Krizlerinin nlenmesinde Risk Ynetiminin Yetersizlii, Stratejik Bir Yaklam, Active Bankaclk ve Finans Dergisi, No: 23, stanbul.

123

Cneyt KOYUNCU, Berrin SAKA

Say 31 Aralk 2011

DUVAN, Berke, (2001), Trk Bankaclk Sisteminde Tahsili Gecikmi Alacaklarn Tasfiyesi ve irket Borlarnn Yaplandrlmas, Uzmanlk Tezi, T.C. Babakanlk Devlet Planlama Tekilat Mstearl Yllk Programlar ve Konjonktr Deerlendirme Genel Mdrl Mali Piyasalar Dairesi, Ankara PEK, Pekhan, (2005), Kredi Portfy Riski Ynetimi ve Kredi Riski lm Metodolojileri, Eitim ve Tantm Grubu Seminer Notlar, Trkiye Bankalar Birlii, 24-25 Kasm 2005, stanbul. KAVCIOLU, ahap, (2003), Ticari Bankalarda Sorunlu Kredilerin Ynetimi zm Yollar ve Takibi, Trkmen Kitabevi, stanbul Kredi Riskinin Ynetimine likin lkeler, (1999), Trkiye Bankalar Birlii. Kredi Muhasebesi, Kredi Riskine likin Kamuoyu Bilgilendirilmesi ve lgili Konularda Gvenilir Uygulamalar, (2009), Trkiye Bankalara Birlii, Kasm 2009. MAVL, Pnar Top, (2008), Ticari Bankaclkta Sorunlu Krediler ve Ynetimi Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir. MRZA, Ahmet, (2006), Kredi Riski Ynetiminde Erken Uyar Sistemleri ve Sorunlu Kredilerin zlenmesi, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir. Negatif Nitelikli Ferdi Kredi ve Kredi \\www.tcmb.gov.tr\yeni\bgm\nnk\negatif.html. (14.03.2011). Kartlar Sisteminin leyii, Eitim http: ve

ZEN, Nahit, (2002), Kredi Riski lmlemesi, Temerrde Dme ve zm Yollar, Tantm Grubu Seminer Notlar, Trkiye Bankalar Birlii, 17-18 Ekim 2002, stanbul.

SAVAAL, Mustafa, (2004), Kredi Risk Ynetimi ve Sorunlu Krediler, Eitim ve Tantm Grubu Seminer Notlar, Trkiye Bankalar Birlii, 1-3 Kasm 2004, stanbul. SAYIM, Ferhat, (2006), Bankalarda Kredi Karlklar Sistemi ve Vergisel ncelenmesi, Trkiye Bankalar Birlii Yaynlar, stanbul. SEYDOLU, Halil, (1992), Ekonomik Terimler, Gzem Yaynlar, Ankara TOPRAK, Metin ve Osman, DEMR, (2001), Trk Bankaclk Sektr: Sorunlar, Krizler ve Araylar, Cumhuriyet niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Dergisi, Cilt:2, Say:2, Sivas. TOPRAK, Yusuf Ziya, (2001), Bankaclk Sektrndeki Sorunlar ve Gelimeler, Trkiye veren Sendikalar Konfederasyonu Dergisi, Say:Ocak2001,http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=232&id=14 (10.02.2010). TRKAN, Ercan, (2000), Enflasyonla Mcadele Program, Tketici Kredileri ve Muhtemel Riskler, Mali Sektr Politikalar Dairesi alma Raporlar: 2000/1, Bankaclk Dzenleme ve Denetleme Kurumu, Ekim 2000 NL, Nuri Burak, (2010), Bankaclkta Modern Kredi Ynetimi,httpwww.ba.metu.edu.tr~manclubyayinlarglokalpara_bankaparabanka.html (07.03.2010). YANIK, Hatice, (2008), Bankaclk Sektrnn Ekonomik Kalknmaya Etkileri, Lisans Tezi, Marmara niversitesi Bankaclk ve Sigortaclk Enstits, stanbul Risk

Yaymlanmam Yksek

YASLIDA, Beyhan, (2009), Kredi Risk Ynetimi ve Kredi Trevleri, Eitim ve Tantm Grubu Seminer Notlar, Trkiye Bankalar Birlii, 25-27 Mays 2009, stanbul.

124

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

RENGN KLTREL ARIIMLARI


zge MAZLUM Dr, Fatih niversitesi AMYO Tasarm Blm ZET: Kltr bir toplumun gelenek, grenek, inan, dnce, bilim ve sanat etkinliklerini kapsamakta ve o toplumun nesilden nesile geen birikimlerinden olumaktadr. Toplumlar iinde bulunduklar corafi alan, konutuklar dil ve toplumsal yaplarna gre kendi kltrlerini meydana getirmi ve bunun sonucu olarak da farkl kltr yaplanmalarn ortaya karmtr. Bu aratrmada; sanatn elemanlarndan biri olan rengin, gnmze kadar deierek gelen farkl kltrlerdeki algsnn ortaya konulmas amalanmaktadr. Renklerin tarihi ok eski zamanlara dayanmaktadr ve renkler mitlerden ada iire kadar geni zaman diliminde ok nemli rol oynamtr. Renkler tarih boyunca deiik corafya ve kltrlerde bir ifade arac olmann yan sra, sembolik dncelerin ve anlamlarn da ifadesi olmulardr. Eski alardan gnmze kadar rengin; farkl kltrlerde ve Trklerde sembol deerler olarak kullanmn, daha sonra da gnmzdeki ilevsel kullanmn incelemeyi amalayan bu alma betimsel bir yntem ile ele alnarak hazrlanmtr. Anahtar Kelimeler: Renk, Kltr, Sanat, Sembolik Renk, Trk Kltrnde Renk

CULTURAL ASSOCIATIONS OF COLOR


ABSTRACT: Culture encompasses customs, traditions, beliefs, thoughts, and science and art activities of a society as well the accumulations of the society conveyed from generation to generation. In line with the geographical area, the language spoken, and the social structures, communities form their own culture and thus specific cultural structures emerge in different regions. In this study, we aim to explore the perceptions regarding colour as one of the elements of art in different cultures, evolving from ancient times to the present. History of colour goes back to ancient times and colours played an important role during a very a long period from myths to modern poetry. The colors, as well as being a tool of expression throughout history in various geographies and cultures, also became a symbolic expression of ideas and meanings. Also, the colours used by a society became the richness of its culture. A descriptive methodology is used in this study, which aims to examine the concept of colour in cultures from ancient times until today, use of colour as symbolic values in various cultures, as well as for Turks, and then its contemporary functional uses. Key Words: Color, Culture, Art, Symbolic Color, Colour in Turkish Culture GR Kltr en kapsaml tanmyla, gelenek, grenek, inan, dnce, bilim ve sanat etkinliklerinin birikimiyle ortaya kan ve toplumlara gre deien bir kavramdr. Tavrlar, davranlar, rf ve adetler, dnceler kltr oluturur ve kltr dier toplumlara gre farkllk gsterir. Bu balamda kltr,

125

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

insann tm yaam boyunca deneyim ve eitim yoluyla edindii birikim ve davran biiminden, yetenekleriyle ortaya koyduu rn ve yaptlara kadar uzanan bir yelpazeye yaylmaktadr. Kltr, insanolunun kuaklar boyu rendii bilgi ve becerileri, sanat, gelenek ve grenekleri iine alan bir yap olup, insann toplum iindeki kendini, dolaysyla toplumu ifade biimidir ve gelecek kuaklara aktarlacak bir mirastr. Kltr, toplumun bireylerinin duygularn, dncelerini, kullandklar aralarn, konutlarn, sanatn, dinini, dilini ve geleneklerini kapsar. Kltrden yalnzca insann var olduu yerde bahsedilebildii iin insanlarn deiimi ve farkllklar ile birlikte kltrn de buna bal olarak ekillenip deitii sylenebilir. Sanatn elemanlarndan biri olan renk ise deiik corafya ve kltrlerde anlamsal farkllklar gstermektedir. Ayrca toplumlarn sevdii renkler onlarn kltr zenginlii haline gelmitir. Renkler, tarih boyunca sanat ve kltrde bir ifade arac olmann yan sra insanlarn dncelerini aklamada da simge olarak kullanlmtr. Renklerin tarihin ilk zamanlarndan itibaren kltrlerde sembolik deerler ve anlamlar ierdii grlmektedir. Renkler bazen sanatsal almalarda bir ifade arac olarak bazen de toplumdaki bireylerin duygu ve dncelerini anlatmada, mesaj vermede bir iletiim arac olarak kullanlmtr. Gnmzde ise renkteki simgesellik yerini ilevsel kullanma brakarak farkl bir boyut kazanmtr. Bu aratrmada; sanatn elemanlarndan biri olan rengin, gnmze kadar deierek gelen farkl kltrlerdeki algsnn ve yanstlma biiminin ortaya konulmas amalanmaktadr. Yaplan aratrmalarda konu ile ilgili yeterli kaynak bulunamamtr. Bu aratrmann literatre katksnn olaca dnlmektedir.

KLTR VE SANAT Kltr nsan topluluunun nesilden nesile aktard inan, bilgi ve uygulamalar olan kltr, Franszca Cultura kelimesinden gelmekte, Latince Colere, srmek, ekip-bimek anlamna karlk gelmekte ve cultura ayn zamanda Tkedeki ekin anlamnda da kullanlmaktadr (Gven, 1974: 96). Kltr tanmlanmas zor bir kavramdr ve kltrn ok sayda tanm yaplmtr. Kltr toplumlara gre farkllk gsterdii iin genel kabul gren ortak bir tanm olmamas da doaldr. Bu yzden burada nemli grlen baz tanmlara yer verilmitir. ngiliz antropolog Tylor (1871: 1) kltr, bir toplumun yesi olarak, insanolunun rendii (kazand) bilgi, sanat, gelenek-grenek ve benzeri yetenek, beceri ve alkanlklar iine alan karmak bir btn olarak tanmlamtr. Winstona (1933: 209) gre ise kltr, sosyal etkileimin rndr. Sembol olarak deerlendirildiinde kltr, maddi gelerin, davranlarn, fikir ve duygularn, sembollerden oluan ve sembollere dayanan bir rgtlenmesidir (White, 1949: 363). Sapirin tanmna gre ise; Kltr, varlmzn yapsn (ilikilerini) belirleyen, sosyal bir srele rendiimiz uygulama ve inanlarn, maddi ve manevi gelerin birliidir" (Akt: Gven, 1974: 101). Kltrn temel kayna insandr. Kltr rntsn oluturan her dnce, her kurum, her nesne, her dnce, insan tarafndan retilmitir. Erin (1995: 20) konu ile ilgili olarak; insanda olmayan ve insan iin olmayan kltr olmadn sylemitir. Uygur (1984: 17) ise kltrn, insann ortaya koyduu,

126

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

iinde insann var olduu tm gereklik olduunu ifade etmitir. Bu durumda kltr kavramndan insann varln grdmz her ey anlalmaktadr. Tanmlar asndan farkllk gsterse de belirlenmi baz ilkeler vardr ki bunlardan ilki kltrn organik olduu ve dirik bir anlam taddr. Kltr kavramnn varl iin n koul, az sayda da olsa bir insan topluluunun ya da bir insan varlnn bulunmas gereksinimidir (Erin, 1995: 19-20). Bireyler farkl toplumlarda farkl gelenek greneklere sahiptir ve alkanlklar ve yasaylar da iinde bulunduklar topluma gre deiir. Bu nedenle kltr kavram incelendiinde, deiik toplumlara gre farkllklar gsteren bir yap ortaya kt grlr. Toplumlar; iinde bulunduklar corafi alan, konutuklar dil ve toplumsal yaplarna gre kendi kltrlerini meydana getirmekte ve bunun sonucu olarak da deiik blgelerde kltr yaplanmalar ortaya kmaktadr. Kltr ve Sanat Kltr szcnn drt ayr anlamda kullanldn belirten Gven (1974: 98-99) u gruplandrmaya dikkat ekmektedir: Bilim alanndaki kltr, uygarlktr. Beeri alandaki kltr, eitim srecinin rndr. Estetik alandaki kltr, gzel sanatlardr. Madde (teknolojik) ve biyolojik alanda kltr ise retme, tarm, ekin, oalma ve yetitirmedir. Estetik alandaki kltrn yani gzel sanatlarn kkeninde dnce vardr ve sanat dnceyle gerekletirilir. Ayn zamanda sanatn iledii ey bir toplumun ya da bir ulusun, daha st dzeyde onun yesi bulunduu tm insanln ortak deerleridir. Sanat kavramna dair bilinen ok farkl tanmlar vardr. Sanatlar da, dnrler de, sanata farkl anlamlar yklemilerdir. Sanatn temel unsuru insandr. nsan ise srekli dnyada neler olup bittiini, kendisinin neden bu dnyada olduunu sorgulamaktadr. San (1994: 160) sanat kavram ile ilgili; insann doasnda olan, insann kendi kimliinde olan ortaya karmak istediini ve kendini davurumda sanat bir ara olarak kullandn sylemitir. Sanat, kendini tantmak ve kendini bakalarna ifade etmektir. Sanat ve kltr konusunda grlere bakldnda ise Boyda (1996: 8); bireyin, kiisel kltr ortamnda srdrd yaamn yresel ve evrensel kltr dnyasndan edindii deerlerle ssleyebilmesi, dier bir ifade ile orijinal-zgn bir kiilie kavuturabilmesinin de nemli olduunu vurgulamtr. Ayrca evrensel kltr ve sanat iinde yer kapmann ve yer tutmann onlar taklit ederek deil, tersine onlara benzemeyerek, kendimiz olmakla mmkn olabileceini de ifade etmitir. RENGN KLTREL ARIIMLARI Renkler hayatn anlaml paralarndan birisidir ve mitlerden ada iire kadar ok byk zaman diliminde ok nemli rol oynamlardr. Renklerin insanlar zerinde yapt etki, eski zamanlardan beri bilinmektedir. nsanolu gnlk hayatn eitli yerlerinde bazen arzularn, isteklerini ve mutluluklarn, bazen de zntlerini renklerle yanstarak kullanmlardr. Renk Renkler, bireylerin duygu, dnce ve eylemlerinde deiiklikler yaparak, onlar dorudan etkilemektedir. ztuna (2007: 88) rengin, ekillerin ifadesi olduunu, yanlsamac bir mekan

127

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

yarattn ve renklerin eyleri betimlemek ya da tanmlamak iin kullanlabileceini ifade etmitir. Renkler ayn zamanda sembolik dncelerin ve anlamlarn ifadesi olabilmektedir. Leonardo ve Holbein renk kavramn; maddi bir gereklii olan ve btn deerini kendinde tayan gzel bir madde olarak tanmlamtr (Wlfflin, 1985: 66). Kl (2000: 25) ise izgiyle snrlanan yzeyin renkle zenginletiini syleyerek rengin nemini vurgulamtr. ada bilimin aklamalarna gre renk, elektromanyetik dalgalardan olumaktadr. Renk, n kendi z yapsna ve nesneler zerindeki yaylmna bal olarak gz zerinde yapt etki dir (Szen ve Tanyeli, 1986: 200). Renk fiziksel bir oluumdur ve k ile birlikte var olur. Renk nemli bir sanat ve tasarm eleman olmakla beraber, sembolik bir deere de sahiptir. Isaac Newton 1666da, cam prizma kullanarak yapt renk deneyleriyle, her rengin farkl bir hzda cam prizmadan geerken deiik dalga uzunluuna sahip olduunu grmtr. En uzun dalga uzunluuna sahip olan krmz, daha ksa dalga boyuna sahip olan mordan daha hzl bir ekilde camdan ieri girer. Ik olmadan rengi grmek mmkn deildir. nk objelerin kendi balarna renkleri yoktur. Renk olarak algladmz ey, k nlarnn yansmasdr (ztuna, 2007: 88-89). Gngr (2005: 75) de konu ile ilgili olarak, bir cismin ya da yzeyin renginin, onun zerinde bulunan renkli bir zardan kaynaklanmadn, daha ak bir ifadeyle hibir cismin kendi bnyesi iine girmi bir rengi olmadn sylemitir. Renk tek bana mesaj verebilir, davranlar ynlendirebilir ve insan fizyolojisi zerinde etkiye sahiptir. Renkler deiik corafya ve kltrlerde farkl anlamlar ifade ederler ve izleyenler zerinde birok deiik duygular uyandrabilirler. Bunlarn bir blm kiisel, bir blm ise genellenebilir duygulardr. Renk ayn zamanda soyut kavramlar ve dnceleri simgeletirmekte, hayal dnyasn, istekleri ve arzular da vurup; zaman ve mekan hatrlatmakta ve grsel yantlar retebilmektedir. RENGN KLTREL ALGISI Bu blmde ksaca renklerin tarihsel dnemde medeniyetlere gre ne ifade ettiine deinilmitir. Tarihte sembol deerler olarak renk Bilindii gibi renkler, her toplumda deiik anlamlar ifade etmitir. Beyaz renk Trklerde ve inlilerde baty temsil ederken, Hintlilerde douyu, Eski Ahitlerde gneyi, Mayalarda kuzeyi temsil eder (Gabain 1968: 109). Bir topluluka sevilen renkler, dier bir topluluka sevilmeyebilir. rnein; ak, temizlik, arlk, ululuk, yallk, tecrbe, byklk gibi yceltici sfatlarnn yan sra Bat'y temsil eder, kara ise toprak, g, kuvvet ve bazen de keder, yas ve alt tabaka anlamlarn da tad gibi Kuzey'i de temsil eder (gel, 1991: 429-435). Msr tarihine bakldnda kullanlan renklerin olduka basit olduu; erkek iin krmz, kadn iin sar, yer iin mor, gne iin sar, doann sonsuzluu iin yeil, kutsal doruluk ve cennet iin mavi kullanld grlmektedir. Genellikle mabetlerin tavanlar, kutsal doruluu simgeleyen maviye boyanm ve takmyldz resimleriyle sslenmitir. Yerlerde ise Nil ayrlar gibi yeil ve mavi kullanlmtr (Muradolu, 1992: 18). Grld gibi renkler daha o zamanlar gzel sanatlar alannn ayrlmaz bir paras olmutur.

128

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

Yunanllar ise koloniler kurup ticaretle uramaktaydlar. Bu yzden birok lkeyle ilikileri olmu ve o lkelerde kullanlan renklerden esinlenmilerdir. Yunanllar canl ve parlak renkleri tercih etmilerdir. Akropolisteki kadn mermer figrleri hafife krmz, yeil ve sarya boyanmtr (Daldal, 2000). Romada tanr renklerle kiiletirilmitir. zellikle de mor, imparatorluun bir simgesi haline gelmitir. Tanrlar ve tanralar gsteren figrler koyu mavi ve beyaz bir zemin zerinde pembemsi krmz ve yeil kullanlarak ifade edilmitir. Baz figrlerde siyah ve krmz ile birlikte ten rengi tonlar giysiler ve figrler iin kullanlm ve arka fon da yeil ve beyaza boyanmtr. Mozaiklerde de duvar resimlerinde kullanlan renkler kullanlmtr (Halse, 1968: 5). Bizansllarn yaam tarznda ve mimarisinde ise byk lks grlmektedir. stanbuldaki Ayasofya krmz, yeil, mavi ve siyah renkli mermerlerle ina edilmitir. Bizanstaki mimari renk kullanm ileriki Hristiyan kiliselerini, direkt olarak da slam camilerini etkilemitir. Orta Dou ve Asya medeniyetlerinde de yine rengin sembolik kullanm grlmektedir. Yldzlarn durumlarn ve hareketlerini inceleyen astrolojide gk cisimlerini tanmlamakta renk simgeleri kullanlmtr. rnein, M.. 7. yzylda ina edilen Barsippada Zigurat tapna yedi katmandan oluan kare formundaki bir kuledir. 1. kat Satrn temsilen siyah, 2. kat Jpiteri temsilen turuncu, 3. kat Mars temsilen krmz, 4. kat Gnei temsilen sar, 5. kat Vens temsilen yeil, 6. kat Merkr temsilen mavi, 7. kat Ay temsilen beyaz renklidir (Muradolu, 1992: 19). inde renk sembolleri astroloji kaynakldr. indeki ilk renkler be tanedir. Bunlar; krmz, sar, siyah, beyaz ve mavidir. Bu renkler be in malzemesine (ate, metal, ahap, toprak ve su), be heyecana, be erdeme, be gnaha ve be iman kuralna baldr. Pekindeki duvarlar, gneyi, gnei ve mutluluu simgeleyen krmz renktedir. atlar ise topra ve dnyay simgelemek iin sar renktedir (Muradolu 1992: 19). Renklerin kltrlerde sembolik anlamlar Renklerin, farkl kltrlerde ifade etmi olduu anlamlar aadaki blmde yer almaktadr. Beyaz Saflk arm nedeniyle Batda gelinlikler genellikle beyazdr. Oysa beyaz, Asyadaki baz toplumlarda matem ve yas rengidir. Renklerin ses karlklar zerinde durursak beyaz, en huzur verici, ntr, sakin, sessiz tona sahiptir (Uar, 2004: 48). Beyaz, k ile btnlemektedir. Baz lkelerde matem rengi ise de, daha ok safln, temizliin, mikroptan arndrlmln barn ve tarafszln simgesidir. Teslim olduunu bildiren ya da bar grmesi isteyen tarafn bayra da beyaz renkli olur (Halse: 1978: 27-34). Dou kltrlerinde beyaz matem rengidir ve de lm sembolize etmektedir. Japonyada zellikle beyaz karanfiller lm ile ilikilidir. Bat kltrlerinde ise safln rengi olarak gelinliklerde kullanlr (Ambrose ve Haris, 2003). Trk kltr ve tarihinde de beyaz rengin kullanmna ska rastlanmaktadr. Beyaz rengin, Trklerin en eski inanlarndan olan amanist dnemle ilgili baz manevi inanmalardan kaynaklanan ululuk, adalet ve gllk anlamlar kazand grlmektedir. yle ki Trk amanizminde lgen, hayr ilahdr. aman dualarnda ona Beyaz (Parlak) Hakan vb. eklinde hitap edilir (nan, 1987: 412413).

129

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

Yine bu inanlardan kaynaklanarak beyaz renk Trklerde aklk temizliktir, arlktr, yceliktir, ululuktur. Yallk, tecrbe ile dolu olu ve bir kocalktr, byklktr. Devlet byklerinin, zellikle savalarda giydikleri bir giysi, elbise rengidir (gel, 1984: 377). Askeri birliklerin iinde st subay veya komutanlarn, kendilerini askerlerden ayrabilmeleri iin, beyaz giydikleri bilinmektedir. Anadoludaki beyaz at gelenei ise Alparslandan Fatih Sultan Mehmete kadar srp gitmitir. Dier taraftan Hazreti Muhammedin kulland sancaktan (beyaz, yeil ve siyah) birinin rengi olmas dolaysyla, zellikle Osmanl dnemi yazarlar, Seluklular ve Osmanllardaki nl Ak Sancaklar genellikle slamiyete balamlardr (Gen, 1997: 10-11). Sonu olarak beyaz rengin Trklerin en eski inanlarndan kaynaklanan, devleti temsil etmi bir hkmranlk sembol olduu sylenilebilir. Beyaz; masumiyet, zafer, bar, nee, ycelik, teslimiyet ve merhametin, rengidir ve lmszl de sembolize etmektedir. Beyaz renk genel olarak saflk ve temizliin sembol olarak alglanmaktadr ve olumlu, kabul edici bir tavr vardr.

Siyah Siyah renk, trenlerde resmiyeti simgeler. Birok lke iin matem rengidir, korku, lm ve zntnn simgesidir (Halse: 1978: 27-34). Ciddiyet telkin eder ve ayn zamanda yanlarnda yer alan renklerin daha iyi belirmesine yardmc olur. Kk yzeylerde kullanldnda canllk verir, byk yzeyler halinde kullanldnda ise korku hissi dourur. Siyah, tm renkler gibi farkl yer ve corafyalarda farkl anlam ve sembolik almlara eriebilir. Hristiyanlkta olduu gibi, Mslmanlkta da siyah, fanilik, son ve sonluluk gibi sembolik almlarla ykldr. Mevlevi dervileri salona girip dnmeye balamadan nce, zerindeki siyah pelerinleri karp atarak, bu tr eilimlerden kendilerini arndrdklarn sylemek ister ve gerei, yeniden douu da simgeleyen beyaz roblarla grnr, semaya balarlar (Ersoy, 1990: 38). Siyah Bat kltrlerinde matem rengini sembolize ederken, ayn zamanda klk ve zarafetin rengi olarak da bilinmektedir (Ambrose ve Haris, 2003). inde siyah renk kn ve kuzeyin semboldr. Buna karn Eski Msr ve Kuzey Afrika lkelerinde siyah, verimli topran ve yamurla imi bulutlarn rengine benzedii iin bereketin simgesel rengidir (Uar, 2004: 49). Siyah, Hint, Japon ve in sembolizmasnda zamann balangcndaki kaosun ve ekilsizliin evrensel maddenin, zn rengidir. Gnlk yaamda kullanlan kara gn, kara by, kara kitap gibi terimler olumsuz ifadeleri vurgulamaktadr (Chevalier ve Gherbrant, 1996: 94). Siyah rengin de Trk mitolojisine dayanan anlamlar ifade ettii ve fakat tarihte bu rengin olumludan olumsuza ok deiik anlamlarda kullanld bilinmektedir. Karann aman Trkler asndan ifade ettii anlamlar ilgili olarak, nan (1987: 404-411) Altayllarn akidelerinde ruhlar aru (pak, temiz, ar) veya kara (habis) zmrelerine ayrldn belirtmitir. Yine iaret edildii gibi kara renk, Trklerde binlerce yldan beri kuzeyin sembol olarak kullanlmtr. nk eitli kavimler ile kltrler, kuzeyin karanlklar lkesi olduu zerinde birlemilerdir (gel, 1984: 431). slami dneme gelince, Hazret-i Peygamberin sancandan siyah olannn Abbasa vermesinden dolay bu renk Abbasilerin iar olmutur. Dolaysyla Abbasi halifelerinden meruluk ferman alan

130

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

Trk slalelerinde de, hakimiyet sancaklar siyah olmutur (Gen, 1997: 42). Byk Seluklu ve Anadolu Seluklu hkmdarlar, Abbasi geleneklerine bal olarak siyah hkmdarlk bayrandan baka, zellikle ordularnda sar, krmz ve yeil bayraklar kullanmlardr. Kara renk toprak, g, kuvvet, bazen de keder, yas ve alt tabaka manasna gelir. Trk hkmdarlarn tahta kma treninde oturaca seccade ve halnn siyah renkte olmas bu bakmdan nemlidir. Bu nedenle olsa gerek hkmdarlk ifadesi biiminde deerlendirilen kara renk 11. ve 13. yzyllarda ska kullanlmtr (Kk, 2010: 200). Siyah tm renkleri souran fiziksel bir yapya sahiptir; gizli, gizemli, da kapal, bilinmeyen bir anlam vardr. Siyah ayn zamanda mutsuzluk, umutsuzluk, yasa dlk ve hayal krklnn rengi olarak kabul edilmektedir. Siyah bykl, gc gsteren bir simge olarak da kullanlmtr. Krmz Krmz Arapada al-kirmiz denilen bir bcein diisinin kurutulup ufalandnda ald parlak krmzdan tremitir (Ersoy, 1990: 37). Krmz renk ana renklerdendir ve tabiatta bu rengin rnei ate ve kan'dr. Bu renk heyecan, kudret ve aknclk sembol olarak anlmaktadr. Krmz renk, baz toplumlarda ise saltanat ve iktidarn simgesi olarak kabul edildiinden asilzadelerin, generallerin, hanlarn, imparatorlarn ve padiahlarn rengi olmutur. En st din adamlar da bu rengi tercih etmilerdir. Bu yzden imparatorlar, genellikle krmz giysiler iinde olduklarndan, sradan insanlarn bu rengi kullanmalarn yasaklamlardr (Willins, 1984: 85). Hindistanda gelinliklerde, safln rengi olarak krmz kullanlr. Bat kltrnde ise krmz, dur veya tehlike anlamna gelebilir (Ambrose ve Haris, 2003). Japonyada, krmz, hemen hemen yalnz kadnlar tarafndan giyilir. Gnlden iten olmann ve iyi ansn semboldr. Baz Shinto mezheplerinde krmznn armoni ve lks ifade ettii retilmektedir. Japon askerleri alaya kabul edildiklerinde, imparatorlua sadakatin bir iareti olarak krmz kuak balarlard. Japonyada doum gnnde veya bir snav sonras elde edilen bir baardan sonra krmzya boyanm pirin gnderme gelenei vardr (Chevalier ve Gherbrant, 1996: 969). Atein rengi olan krmz, cehennemin, eytanln rengi olarak da sembolize edilmitir. Krmz bayrak, bakaldr ve devrimin rengidir. Rus, in ve Fransz Devrimi srasnda hep n saflarda krmz bayraklar tanmtr (Uar, 2004: 51). Aratrmaclar krmznn doada sk sk tehlike ile ilikilendirilen bir renk olduunu (rn: ate ve kan), bu yzden de renge kar doal tepkinin byle bir ilikilendirme olduunu belirtmilerdir (Heath, 1997). in kaynaklar Gktrkler ve Uygurlar dnemlerinde kuzeydeki Krgz hakanlarnn otanda bir krmz bayrak bulunduunu ve herkesin buna sayg gsterdiini yazmaktadr. Ayrca, Gktrkler, Uygurlar ve Moollarda al kaftann ve al damgann hakanlk sembolleri olarak kullanld grlmektedir (gel, 1984: 36-37, 353, 401-403). Karahanl, Seluklu hkmdarlarnn bayraklar, tular, saltanat emsiyeleri, otalar ve giydikleri izmeler de hep krmz ve sar renklerden olumutur. Bu nedenledir ki Trk tarihinde krmz, hem saltanatn hem de halkn ok sevdii renklerden biri olmutur (Koca, 2002: 55). Krmz klasik sanatta ve ilka sanatlarnda ok kullanlan bir renk olmutur. Baz toplumlarda krmz rengi vatanseverlik duygularn kamlayan bir renk olarak grlmektedir. Krmz pek ok dnya

131

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

bayranda kullanlan bir renk olup, Trk bayrann rengi olan krmz, lkemizde bayrak krmz olarak bilinmektedir. Sar Sar, simgesel olarak gne n hatrlatr ve dikkat edilmesi gereken nemli noktalar iin uyarc rol oynar. Renkler iinde en kls olduu iin en uzaktan grlenidir (Halse: 1978: 27-34). Sar; altnn, gnein rengidir. Sar yaldz ve varak ayn zamanda bir deer ve stat semboldr. Eski Msrda sar gzden dme, kskanlk ve utanc simgelerken, inde saltanat ve saray simgeler. inde sarnn krallk ve saltanat rengi olmasnn nedeni, in hkmdarlarnn cennetin merkezinde oturduuna inanlmasdr (Uar, 2004: 52-53). in ve Bat Hristiyan medeniyetinde sar renk mukaddeslik sembol olmutur. Bu yzden kiliselerde ve mukaddes kiilerin resimlerinde bir k hle gibi sar renk kullanlmtr. Fakat sar renk siyah ile kart zaman byk ressamlarn tablolarnda, korkaklk, kskanlk, hile, hyanet ve hastalk sembol olarak kullanlmtr. ran kltrnde birok yerde sar renk, nefret ve hastalk almeti gibi tannmtr (gel, 1995). Genelde Dou toplumlar iin kutsal bir renk olan sar, Bat toplumlarnda elence ve mutluluu da sembolize etmektedir. Uar (2004: 52-53) sar rengin, ilkel toplumlarda sonsuza dek yaam simgelediini ve sar renk nlarnn, gn zgr mavisini delip gerek br dnyann tanrsal glerini aa vurduuna inanldn belirtmektedir. Aztek tanrlar onuruna yaplm olan tapnaklarda Gne Tanrs tm tanrlarn onuruna sar ve mavi ile boyanmtr. Trklerde ise sar renk, dnya merkezinin sembol olarak kullanlmtr. Hayr ilah lgenin altn kapl saray ve altn taht, Trklerde hep sar renk ile ifade edilmi ve lgenin taht nasl devletin, lkenin ve dnyann merkezinde olarak alglanm ise, tpk onun gibi sar renk de dnyann merkezinde sembol rengi olmutur (Gen, 1997: 31). gel (1984: 31), Gktrk yaztlarnda altndan sz edilirken, yalnzca altn denilmediini, sar altn denildiini, daha dorusu sar renk ile altnn, ou zaman birbirlerinden ayrlmadn sylemitir. Altn Ordu Devletinin adndaki altnn sembol de sardr ve onun iin bu devlet sar renk ile ifade edilmi olup, bakentinin ad da bu anlamn tam bir ifadesidir. Sar renk, farkl toplumlarda tanrsallktan kaynaklanan fiziksel bir g sembol olarak da karmza kmaktadr. Tanr ve tanralarn sarn olarak resmedilmesi buna rnek olarak gsterilebilir. Mavi Gkyz, su ve denizlerin, ayn zamanda sonsuzluk ve huzurun rengidir. Bir Hint tanrs olan Vishnu mavi tenli olarak resmedilmi, cennete ait bir tanr olarak tanmlanmtr. Lapis Lazuri ta Mezopotamyada youn ekilde kullanlm, ayn zamanda koyu mavi lacivert renk elde edilen pigmenti de tapnak sslemelerinde dekorasyon rengi olarak kullanlmtr. Mavi, bu corafyada tanrsal ltfu ve balamay ifade etmektedir (Uar, 2004: 53). Mavi renk, inanc artran bir renktir. Bu nedenle cami ve kiliselerin vitraylarnda da mavi kullanlmtr (Halse, 1978: 27-34). Mavi Yahudiler iin de kutsal renk olarak kabul edilmektedir.

132

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

Derin etkisinden dolay, Eski Romada felsefecilerin akademik cbbelerinin rengi olarak mavi kullanlmtr. Hristiyanlkta ise mavi, umut ve dindarln rengidir. braniler iin mavi tanrsal bir renktir. Mavi in kltrnde cenneti ve lmszl sembolize eder (Mankhe, 1996: 64). Mavi dnyann her tarafnda gveni temsil eden bir renk olarak bilinmektedir. Eski Msrda kral lahitlerinde zemin rengi olarak kullanlan mavi renk, gkyzn, lmszl ve sonsuzluu ifade etmenin yan sra lmn ve dolaysyla mutlak gerein rengidir. Mavi insanolunu kendinden, gelecek ve kaderden ayrr (Chevailer ve Gherbrant, 1996: 103). Douda Msr, ran, Hindistan, Arap Yarmadas ve Anadoluda ktlkleri uzaklatran bir renk olduuna inanlr. Nazar boncuundaki etkin ve temel bir renk olan kobalt mavisinin nazara kar bir anlam ve etkisi olduuna inanlr. Mavi Arapada ma-i su rengi demektir (Ersoy, 1990: 59). Gk Tanr dinine inanan Trkler iin gk mavidir. amanlar ululuu temsil eden mavi rengi gk kelimesiyle adlandrmlardr. Ancak gk rengi ayn zamanda yeili de karlar (Kafal, 1996: 50). Asya kltrlerinde, Mool ve Trk boylarndaki efsanelerde mavi kurt ve mavi aslan nemli bir yer tutar. Mool- Trk mitolojisinde mavi aslan ve kaplanlar, Altay boyunun atas saylan Tangrinin gcn sembolize eder. Tangri Altaylarda dalarn zerindeki mavi gklerin, mutlak hakimiyetin sembolyd (Chevailer ve Gherbrant, 1996: 103). Gk ve su insanlk tarihinde kutsal saylmtr. Mavi renk sonsuzluu, treyii, emniyet ve huzuru telkin eder ve sinirler iin krmznn aksine huzur verir. Ayn zamanda mavi renk dostluk, sadakat, vefa, aydnlk, temizlik ve ruhanlik semboldr. Mavi rengin stresi azaltt ve tansiyonu drd bilinmektedir. Mavi renk mekanda kullanldnda soukluk hissi vermektedir. Titreimi zayf bir renk olan mavi, ak tonlaryla huzurlu bir ortam yaratrken, koyu tonlarnn ktlklerden koruyucu bir etkiye sahip olduuna inanlr. Mavi renk, suyu, gkyzn ve erkeklii simgeleyen renktir. Yeil Yeil renk, mavi ve sar rengin birleiminden meydana gelmektedir. Sar renk scaklk, mavi renk de sakinlik ve huzuru yeil renge vermilerdir. Yeil renk tabiatta aalarn ve bitkilerin semboldr. Yeil, baharn, canlln ve olumlu dinginliin rengidir. slamiyette kutsal bir renk olan yeil, Hristiyanlkta Baba, Oul ve Kutsal Ruh lemesini ifade eder. Uluslararas sembolik bir yap iinde yeil, krmznn kart olumlu bir sembolizmaya sahiptir. Krmz kta durur, yeil kta hareket ederiz. Yeil doadaki yaygnl dolaysyla, gda ambalajlarnda tazelik ve doallk etkisi vermek adna ska kullanlmtr (Uar, 2004: 56). Doann en yaygn rengi olarak tazelik ve sknetin simgesidir. Ayn zamanda verimlilii ve dourganl simgeler. Orta ada gelinlerin yeil giysi giydikleri sylenir. Gz dinlendirir, mit ve sknet verir (Halse, 1978: 27-34). Yeil renk Batda umudu, umutlu olmay simgelemektedir (Kreitler ve Kreitler, 1972). Trk mitolojisine gre hayr ilah lgenin, koruyucu ruh olarak kabul edilen yedi olundan birinin ad Yal (Yeil) Kaan idi ve genellikle bitkilerin yetiip, bymesini dzenlediine inanlrd (gel, 1995: 272). Dier taraftan Trkler ylban balca iki tabiat olaynn grlmesi ile balatmlardr. Bunlarn ilki otlarn yeermesi, dieri de gk grlemeleri ile yldrmlarn balamas idi (nan, 1987: 414-420). te en eski dnemlerde byk ounluu hayvanclkla geinen, gebe hayat yaayan Trklerin

133

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

hayatnda otlarn yeerme zaman ok byk rol oynamtr. Bu yzden de yeil renge ayrca byk bir nem verilmitir. Yeil renk ayn zamanda din, iman ve ebediyetin simgesidir. slm dininde bu renk zerinde ok durulmutur. slamiyetle birlikte yeil rengin, Hz. Muhammedin sancandan birinin rengi olarak ayrca manevi bir anlam kazand ve Mslman Trklerin hayatnda ayr bir yer igal ettii bilinmektedir. Yeil renk slamiyette kutsal alan ve mekanlarn vazgeilmez rengidir. Bata cennet yemyeil bir ortam olarak hayal edilmitir. Ayrca Osmanllarda da yeil renkli sancan eskiden beri kullanld ve stanbulun kuatlmasnda Fatihin gemisinde yeil sancak olduu da bilinmektedir. Yeil, mavi ve sarnn birleiminden oluur ve her iki rengin zelliklerinin uyumlu bir birlikteliini bnyesinde barndrr. Mavide olduu gibi huzur verici ve dinlendirici bir etkiye sahip iken, sarnn da canlln tamaktadr. Yeil doay, cenneti artran sessiz ve huzur verici bir renktir. Dekorasyonda sessizlii, rahatsz edilmemeyi artrr ve bu yzden hastane odalarnda veya tiyatrolarda kullanlan bir renktir. levsel renk Eski devirlerin renkteki simgesellii gnmzde yerini ilevsellie brakmtr. Aratrmalar, yalnzca daha geni ve sosyal deerler zerinde deil, bireylerin konforu, sal ve verimliliine de yneltilmitir. Kiisel renk tercihlerinin yerini insann gereksinimlerini ve isteklerini aratran tarafsz almalar almtr. Rengin en nemli fiziksel zelliklerinden birisi de , dolaysyla sy, yanstma ve yutmasdr. Akdeniz mimarisinde ve Eskimo evlerinde kullanlan beyazn amac, yanstc zellii nedeniyle d yzeylerin snmamasdr. Rengin ilevsel olarak en genel kullanm ise snflandrmak ve tanmlamaktr. Askeri binalarda olduu gibi ayn kuruma ait yaplarn ayn renge boyanmas, bu yaplarn o kuruma ait olduunu belirtir. Bunun yan sra restoranlarda da rengin ilevsel kullanmn rastlayabiliriz. rnein; fast-food restoranlarn masa ve sandalyeleri kahverengi, duvarlar ise ak kahverengi, sar-pembe karmdr. Bunun sebebi ise insanlarn kahverengi tonda kendilerini rahatsz hissetmeleri ve bir an nce yemeklerini yiyip, kalkmalarnn amalanmasdr. nsanlarn gvenliini salamak iin de renkler ilevsel olarak kullanlabilir. rnein; elektrik alterlerindeki yeil renk devrenin kapal olduunu, krmz renk ise ak olduunu ve tehlikenin varln gsterir. Uzmanlarca ngrlen renk kullanm, bu konuda tm dnyada ortak bir dil oluturulmas amacn tamaktadr. Krmz, yangn sndrme istasyonlar ve ekipmanlarnda kullanlrken; turuncu, yksek voltaj kanallarnn stndeki alanlar, makine ve tezghlarn tehlikeli ksmlarnda; sar, fiziksel tehlikelerin bulunduu yerler ve bu tip tehlike yaratabilecek vin, ykleme, boaltm rampalarnda; yeil, ilkyardm malzemelerinin bulunduu yerlerde; mavi, ihtar anlamndaki engel ve barikatlarda, bina ve inaat iskelelerinde, merdivenlerde, demiryolunda ve akaryakt tanklarnda; erguvan, radyasyon tehlikesi olan yerlerde; beyaz ve siyah ise trafik dzeninde kullanlmaktadr. Yukarda verilen rneklerden de anlalaca zere, renklerin simgesellii hayatmzn iine tamamen girmitir ve toplumlar rengi artk ilevsel olarak kullanmaktadrlar.

134

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

SONU Kltr bir toplumun gelenek ve grenekleri, inanlar, dnceleri, bilim ve sanatdr. Kltr bir toplumun yaam biimidir ve o toplumun nesilden nesile geen birikimlerinden olumutur. Kltr ayn zamanda insan aklnn doaya katt her eydir. Renkler ise hayatn anlaml paralarndan biridir ve kltrlere gre farkllk gstermektedir. Rengin kltrel tarihi ok eski alara dayanmaktadr. Renkler tarih boyunca sanatsal yaratmann ve bir ifade arac olmann yan sra insanlarn dncelerini aklamada da simge olarak kullanlmtr. Renkler tek bana bir mesaj verebilir, davranlar ynlendirebilir ve insan fizyolojisi zerinde nemli bir etkiye sahiptir. nsanlar renkleri gnlk hayatn eitli yerlerinde arzularn, isteklerini, mutluluklarn ve zntlerini renklerle yanstmak iin kullanmlardr. Matem ortamnda insanlarn siyah renk giymeleri, gkyzndeki mavi rengin huzur vermesi, beyaz gelinliin masumiyeti ve temizlii artrmas buna rnek olarak verilebilir. Renkler toplumlarn kltrlerinde eski alardan bu yana nemli bir sembol olarak yer almtr. Kimi zaman ynler tanmlanrken (Trklerde binlerce yldr siyah rengin kuzeyin sembol olarak kullanlmas, Kuzeydeki deniz Karadeniz rnei), kimi zaman milli duygular ifade edilirken (bayraklarda ehit kann sembolize eden krmz rengin ska kullanlmas), cinsiyet tanmlanrken (pembe ve mavi), dini kimlikler belirlenirken (Mavinin Yahudiler iin, yeilin ise Mslmanlar iin kutsal renk kabul edilmesi), camiler, tapnaklar ve mimari yaplar sslenirken vb. renkler sembolik anlamlar dnlerek kullanlmtr. Gnmzde ise eski devirlerin renkteki simgesellii yerini ilevsellie brakarak farkl bir boyut kazanmtr. Artk bireylerin konforu, sal ve verimlilii dnlmektedir. Renkler tarihin ilk dnemlerinden balayarak her kltrde farkl alglanm ve yanstlmtr. Ayrca renklerin tarihsel sre ierisinde kltrlerde olduka nemli sembolik anlamlar ierdii ve bireylerin hayatlarna da yn verdii grlmtr.

KAYNAKA AMBROSE, G. ve HARIS. P. Publishing (2003). The Fundamentals of Creative Design. Switzerland: Ava

BOYDA, N. (1996). Sanat Kltr Yanstr, Mill Eitim, Temmuz-Austos-Eyll CHEVALIER, J. ve GHERBRANT, A. (1996). Dictionary of Symbols. eviren: John BuchananBrown. ngiltere: Penguin Books DALDAL, A. (2000). Mimaride Renk Olgusu, Dokuz Eyll niversitesi Yksek Lisans Tezi, zmir ERN, M. S. (1995). Kltr Sanat Sanat Kltr. stanbul: nar Yaynclk ERSOY, N. (1990). Semboller ve Yorumlarla Grnenden Grnmeyene. stanbul: Ersoy Yayn GABAIN, A. V. (1968). Renklerin Sembolik Anlamlar, eviren: Semih Tezcan, Trkoloji Dergisi, 3: 107-113

135

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

GEN, R. (1997). Trk nanlar ile Milli Geleneklerinde Renkler. Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynevi GVEN, B. (1974). nsan ve Kltr. stanbul: Remzi Kitabevi GNGR, . H. (2005). Grsel Sanatlar ve Mimarlk in Temel Tasar. 3. Bask. stanbul: Bilgisayar Destekli Bask ve Reklam Hizmetleri Sanayii HALSE, A. O. (1978). The Use of Color Interiors. 2. Bask, Mc Graw Hill HALSE, A. O. (1968). The Use of Color Interiors. Mc Graw Hill HEATH, R. P. (1997). The Wonderful World of Color. http://demographics.com/publications/mt/97_mt?mt971022.htm Marketing Tools, October,

NAN, A. (1987). Makaleler ve ncelemeler. Ankara: Trk Tarih Kurumu Yaynlar KAFALI, M. (1996). Trk Kltrnde Renkler- Nevruz ve Renkler. Ankara: AKM Yaynlar KILI, L. (2000). Grnt Estetii. stanbul: nklap Yaynevi KOCA, S. (2002). Eski Trklerde Bayram ve Festivaller. Ankara: Yeni Trkiye Yaynlar KREITLER, H. ve KREITLER, S. (1972). Psychology of the Arts. Durham NC.: Duke University Press, KK. S. (2010). Eski Trk Kltrnde Renk Kavram, Bilig Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi, 54: 185-210 MANKHE, F. H. (1996). Color, Environment, and Human Response. New York: John Wiley & Sons Yaynevi MURADOLU, M. (1992). Yap Fizii Asndan Renk Olgusunun Konut ve D Mekanlarnda Malzeme Seimine Etkisi. Mimar Sinan niv. Fen Bilimleri Enstits Mimarlk Fak. Yksek Lisans Tezi GEL, B. (1995). Trk Mitolojisi, C II. Ankara: Trk Tarih Kurumu. GEL, B. (1991). Trk Kltr Tarihine Giri. C VI. Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar GEL, B. (1984). Trk Kltr Tarihine Giri. C VI. Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar ZTUNA, H. Y. (2007). Temel Tasarm eleri-Renk, Grafik Tasarm- Grsel letiim Kltr Dergisi, 8: 88-91 SAN, . (1994). Sanat Eitiminin Gelecei. Ankara: Mert Matbaas SZEN, M. ve TANYEL, U. (1986). Sanat Kavram ve Terimleri Szl. stanbul: Remzi Kitabevi TYLOR, E. B. (1871). Primitive Culture: Researches nto The Development Of Mithology, Philosophy, Religion, Language, Art And Custom. Londra: J. Murray UAR, T. F. (2004), Grsel letiim ve Grafik Tasarm. stanbul: nklap Yaynevi

136

Say 31 Aralk 2011 Rengin Kltrel armlar

UYGUR, N. (1996). Kltr Kavram. stanbul: Yap Kredi Yaynlar WHITE, L. (1949). The Science of Culture. New York: Grove Press Inc. WILLINS, P. (1984). Renk Terapisi. stanbul: Altn Yaynlar WINSTON, S. (1933). Culture and Human Behavior. New York: The Ronalds Press Company WOLFFLIN, H. (1985). Sanat Tarihinin Temel Kavramlar. stanbul: Remzi Kitabevi

137

zge MAZLUM

Say 31 Aralk 2011

138

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

TRKYENN AFRKA LE LKLERNDE PROAKTF POLTKALARININ TEORK ANALZ: KONSTRKTVST TEOR, ELETREL TEOR VE ULUSLARARASI TOPLUM TEORS
Asena BOZTA Ar. Gr., Sakarya niversitesi Uluslararas likiler Blm

Akdenizin gney kysndan kuzey kysna baktnz zaman, orada Avrupa vardr. Fakat bunun gney kysna baktnzda da Afrika olduunu da unutmamakta fayda vardr ve Akdeniz, aslnda hepimizin ortak bir i denizidir. Jean Ping ZET: Trkiyenin Afrika ile ilikilerini kuramsal analizle birlikte sunmay hedefleyen alma, konstrktivist, eletirel ve uluslararas toplum teorileri temelinde Kta ile ilikileri aklamaya alacaktr. ncelikle her teorinin de neden alma iin uygun grld ve hangi tezleri savunduu ifade edilecek daha sonra da Trkiyenin Afrika politikalarnn tarihsel arka plan Osmanl dnemi ilikilerden itibaren ele alnmaya balanacaktr. Osmanl sonrasnda cumhuriyet Trkiyesinin 1998 Afrikaya Alm Eylem Planna kadar geirdii sre, yine kuram erevesinde analiz edilecek ve son olarak 1998 yl yeni bir milat kabul edilerek sonrasndaki Trkiye-Afrika ilikilerinin ve Trk d politikasnn ok boyutluluunda Afrikaya yneliinin dnm zerinde teorik analiz yaplarak zerinde nemle durulacaktr. Tarihsel arka plan, uluslararas sistemin dinamikleri ve ulusal yapdaki deikenlerin tm gzetilerek yaplacak olan teorik analizlerde Trkiyenin proaktif politikalarnn deerlendirmesi de yaplmaya allacaktr. Anahtar Kelimeler: Trk d politikas, Afrika, konstrktivist teori, eletirel teori, uluslararas toplum teorisi

THEORETICAL ANALYSIS OF TURKEY'S PROACTIVE POLICIES IN RELATIONS WITH AFRICA: CONSTRUCTIVIST THEORY, CRITICAL THEORY AND INTERNATIONAL COMMUNITY THEORY
ABSTRACT: The article aiming at representing Turkish-African relations will be based on theoretical analysis which will try to explain relations with the Continent by based on constructivist, critical and international community theories. First, it will be explained why these theories are suitable to resume the mutual relations and then historical background of Turkeys Africa policies will be dwelt on starting from the Ottoman period. The phase, which the post-Ottoman republican Turkey went through until the Expansion to Africa Action Plan of 1998, will again be analyzed within the framework of three theories, and finally, by accepting the year 1998 as a new milestone, it will be emphasized on the TurkishAfrican relations in the following period and on the transformation of the orientation of the Turkish

139

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

foreign policy towards Africa in its multidimensionality, by conducting a theoretical analysis Also evaluation of Turkeys proactive policies will be made in theoretical analysis that will be made by paying attention to historical background, international system dynamics and national structures variables. Key Words: Turkish foreign policy, Africa, constructivist theory, critical theory, international community theory

KURAMSAL ARKA PLAN: KONSTRKTVST ULUSLARARASI TOPLUM TEORS

TEOR,

ELETREL

TEOR

VE

Trkiyenin son dnem d politikasnda Afrika almna nem vermesinin teorik erevesi oluturulmaya alldnda tek bir teorik analizle mevcut durumun aklanamayaca sylenebilir. Trkiyenin Kta ile ilikilerinin eletirel, uluslararas toplum ve konstrktivist teoriler balamnda deerlendirilecei almada ncelikle neden bu kuram tercih edildii ve genel olarak bu kuramlarn dayanaklar ele alnacaktr. Neden Konstrktivist Teori? Uluslararas ilikiler disiplininde son on yldr nemli bir yer alan Konstrktivizm, somut materyal dnyann ve uluslararas olgularn aklanmasnda insan davranlarn, karlkl etkileimleri, bunlardan doan ve deiken olan normlar, kurallar ve bilgisel-yorumlar n plana alan teorik bir yaklamdr. Trkiyenin cumhuriyetin kuruluundan beri devam eden Batclk politikas, son dnemdeki uluslararas ve ulusal dnmlerle birlikte deierek ok ynl bir politika halini almtr (Karda, 2007: 133). Bylece Trkiyenin Afrikaya alm gereklemitir. Konstrktivist kuramn ncleri olan Fredrich Kratochwil, Nicholas Onuf, Alexander Wendt, Peter Katzenstein ve John G. Ruggiee gre (nat ve Balc, 2007: 265), konstrktivist teoriler, kimlikler ve karlarn zaman iinde nasl deiebileceklerini analiz etmede en uygun olandr. Bylece uluslararas ilikilerde devletlerin davranlarndaki deiiklikleri aklanabilir klarlar. Bu nedenle konstrktivizmin grnn deiim olduu iddia edilebilir (Walt, 1998: 44). Trkiyenin 1998 sonras Afrikaya alm ve ilikilerin giderek ivme kazanmas konstrktivist perspektiften daha anlalr olabilmektedir. Konstrktivizmin temel politikas kukusuz ki uluslararas sistemin normlar tarafndan ina edildiidir. Bu normlar hem devletlerin rollerini hem de uluslararas d politikann kurallarn ina ederek lkelerin d politika srelerine yn verirler. Uluslararas sisteme yn veren ve d politikalar ile uluslararas sistemi yeniden ina eden normlar, tm dnyayla birlikte Trk d politikasn da ok ynl olma yolunda dntrmtr. Bu normlar hem uluslararas yaplardan hem de i dinamiklerden etkilenmektedirler. Dolaysyla sadece uluslararas sistem denildiinde lke ii dinamiklerin gz nne alnmad alglanmamaldr. Bu balamda Emanuel Adler konstrktivizmi yle yorumlar: Davranlar, maddeci dnyay ekillendirir ve bu ekillendirme maddeci dnyann dinamik normatif ve epistemik yorumuna bal olarak insan etkisiyle ve etkileimiyle gerekleir. (Adler, 1997: 319-364). Dolaysyla konstrktivizme

140

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

gre sadece devletler uluslararas ilikilerde tek aktr kabul edilmez. Bu nedenle milli karlar soyut, kategorik veya hazr veriler olarak ele alnmaz, tam tersine siyasi ve sosyokltrel bir ina srecinden sonra olumu kabul edilir. Yani tarihsel arka plan oluturan bireyden etnik topluluklara kadar tm dinamikler gz nne alnr (Eyleme geen aktrler ve faktrler yelpazesi genitir). Bunlar devlet-st (uluslararas rgtler gibi) veya devlet-alt (askeri-brokratik-sivil karar verici gerek veya tzel kiilikler gibi) olabilecei gibi; siyasi veya stratejik kltr ve devlet kimlii gibi karar alma srecini etkileyen faktrler de olabilir (Karda, 2007: 133-134). Trkiyenin Afrikaya alm dzleminde konstrktivizmin bu perspektifi devlet dzeyinde gerekleen ilikilerin sivil toplum ve halklar dzeyinde de gelimeye balamasyla anlam kazanmaktadr. Devlet eliyle gerekletirilen Kta ile ilikiler ksa srede eitli firmalar, birlikler, kurulular ve sivil toplum rgtleri araclyla halklar dzeyinde de gerekletirilmeye balanmtr. Bu yaplanmada artk devlet tek aktr pozisyonunda deildir. Ayrca sadece halklar dzeyinde deil, devlet bnyesinde de bireyler aktr olabilmektedir. Dolaysyla lkesel dzeydeki ilikiler de sosyalleme neticesindeki birey olan aktrlerin eylemleridir. Somut bir rnek verilecek olursa; Trkiyede eitim grm bir Afrikalnn lkesine dndnde brokrat veya diplomat olmas durumunda Trkiyeye kar yaklam kiiliiyle paralel olarak pozitif olacaktr. Bylece, Trkiye-Afrika ilikilerinin sosyal dzeyde geliimi, Afrika lkelerinde belli makamlara gelen insanlarn Trkiyeye bakn dolaysyla da Trkiye ile ilikilerini lkesel, bireysel veya rgtsel dzeyde olumlu etkileyebilecektir. Sosyal adan uluslararas ilikilerin nemine vurgu yapan konstrktivizm, neorealistlerin maddi kapasite anlayna da sosyal anlamlar ykleyerek (Wendt, 1992: 391-425) Trkiyenin Afrika almna anlam kazandrr. Maddi kaynaklara sosyal anlamlar ykleyen Wendtin perspektifine Trkiyenin Afrika ilikileri balamnda bir rnek verirsek; Trkiyenin Afrika pazarlarna almas, maddi olarak olumlu bir gelime iken, Trklerin o lkelerde at fabrika ve iletmelerde Afrikallarn istihdam edilmesi ve Trkiyeye sempati duymas, lkeler aras olduu kadar halklar aras ilikilerin de gelitirilmesini salar ve maddi kapasitenin sosyal anlamna iaret eder. Tarihsel arka plann nemine deinen konstrktivizm, kiiler gibi devletlerin karlkl ilikilerinden olumu tarihsel kimliklerin lke karlarn ve davranlarn belirlediini ngrr (Karda, 2007: 133). Trkiyenin Afrikaya almnda nemli olan bir dier noktaya iaret eden kuram, smrgecilik dnemine kadar Kta ile olduka iyi ilikiler gelitiren Osmanl dneminin de nemine vurgu yaplmasn salar. Kta halknn ve devletlerinin Trkiyeye pozitif yaklamnn ve gnmzde Kta ile ilikilerin geliiminin neden bu kadar hzl olduunun cevab tarihsel arka planda yatmaktadr. Realizm ve liberalizm gibi maddi (g ve ticaret) faktrlere odaklanmayan konstrktivizm, bu adan da Trkiyenin Afrikaya alm politikasnda nem tamaktadr. Smrgecilik dneminde ve sonrasnda Batl lkelerin izlemi olduu smrgeci politikalarn aksine kazan-kazan politikasna nem veren Trkiye, karlkl kazancn her alanda salanmasn hedeflemektedir. lkesel kar veya smr amac yerine insani deerleri nemseyen Trkiye, Afrikallara ve Afrikal devletlere karlksz yardmlarn srdrmektedir. Bu noktada eletirel teoriler ve uluslararas toplum teorileriyle kesien konstrktivizm, Trkiyenin Afrika ile ilikilerinde proaktif politikalarnn teorik erevesini izebilen teoriden biri saylabilir.

141

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

Neden Eletirel Teori? Kkleri aydnlanma ya kadar dayanan ve Kant, Hegel ve Marx gibi dnrlerin fikirleri ile ilikilendirilen eletirel kuramn temelini klasik Yunan dncesine kadar da geri gtrmek mmkndr. Teori, 20. yzyl Frankfurt Ekol ile anlmaya balamtr. Horkheimer, Cox, Hoffman, Linklater ve Habermans gibi nemli temsilcileri bulunan kuram, uluslararas ilikiler disiplininde ise zellikle kresel dnmle birlikte sivil toplumun ynetime katlmyla (siyasal katlm) daha da nem kazanmtr. siyasal dzenle bir lkenin d politikas arasndaki ayrm ortadan kaldran eletirel teori, devletlerin iyaplar ve uluslararas sistem, tarihsel olu sreleri balamnda ele alnmaktadr (ifti, 2010: 25-27). Temelde hem devlet hem insan merkezli olan teori, uluslararas sisteme ve dier uluslararas ilikiler teorilerine eletirel bir bak asyla yaklar. zgrlk olarak nitelenebilen eletirel kuram, insanlarn daha serbest braklmas gerektiini ve devletlerin grevlerinin azaltlarak hizmetlerin ve bireylerin gvenliinin salanmasyla snrl kalmas gerektiini savunur. Eletirel kuramn yaklamlar, Trk d politikasnn zellikle de 1998 sonrasnda Afrikaya almnn anlalmas bakmndan olduka uygundur. Belirli bir sistem iindeki ilikileri kavrayabilmek iin onlar olu hareketleri iinde tanmak gerekir. nk her birey ve ierisinde yer aldklar toplumsal dnya, yalnz bugnk ilikilerin rn deildir. Bu ilikilerin tarihsel olu srecinin bugne ulaan rnleridir. imdinin karar vericileri, kararlarn kendi isteklerine gre ve kendi belirledikleri koullar iinde deil, olu sreci ierisinde belirlenmi olan ve gemiten imdiye tanan koullar ierisinde vermek durumunda kalmaktadrlar. Bu balamda konstrktivist anlayla ortak paydada buluan eletirel kuram erevesinde bugnk Trk d politikasn Afrikaya eilmesinin nedenlerini alglayabilmek iin nasl uluslararas sistemin kresel dnmn dinamiklerini gz nnde bulunduruyorsak tarihsellik faktrn ve tarihin getirdiklerini de nemsemek zorundayz. Bu balamda Osmanl dnemi ve Trkiye Cumhuriyeti dnemi Afrika ile ilikiler iyi analiz edilmelidir. Osmanl dnemindeki Trk d politikasnn eletirel kuram balamnda, gemiten alnan derslerle devletin i dmanlar olduu ve bu i dmanlarn d dmanlar tarafndan desteklendii hatta bu dmanlarn devletin btn kademelerini bile ele geirmeye altklar hatta ele geirebilecekleri dncesi, karar vericilerin alglamalarnn oluumunda temel tekil etmitir. Bu nedenle Osmanl sonrasnda kurulan cumhuriyet dnemi Trkiyesi tm dnyaya ve i siyasi srecine olduu gibi Afrikaya kar da gvenlik penceresinden bakarak temkinli olmay tercih etmitir (ifti, 2010: 11-16). Tpk Osmanl dnemindeki youn Afrika politikalaryla cumhuriyet Trkiyesinin minimum seviyedeki Afrika politikalarnn dnm gibi 1998 sonras Trkiye Afrika alm ve atlmlar da eletirel kuram balamnda deerlendirilebilir. Statkonun nasl deiebilecei konusunda tarih dinamii ve insan faktrnn devlet faktryle birlikte ele alnmas gibi etkenlerin varlna ve nemine nemle vurgu yapan eletirel kuram, devletlere alternatif manevra alanlar ile yeni statkolar yaratabilmenin kaplarn aar (Bostanolu ve Okur, 2009: 18-19). Trkiyenin tarihsel arka planndaki Afrika bu kapsamda periyotta incelenebilir: Osmanl dnemi Afrikayla youn ilikiler dnemi, cumhuriyetin kuruluu sonras yardmlarla ve elilikler ama yoluyla gerekleen dolayl ilikiler dnemi ve 1998 Afrikaya Alm Eylem Plan sonras proaktif politikalar dnemi.

142

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

Eletirel teori, Trkiyenin tarihsel sreten gnmze ve bugnk Afrika politikalarnn altndaki nedenleri aklamada nemli teoriden biridir. nk tarihsel arka plana nem verir ve deien statkolarn politikalarn nedenlerinde sadece devlet faktrn deil devletlerin iindeki bireyleri dolaysyla alglar 1 da gz nne alr. zgrlkl ve alglarn uluslararas ilikileri ynlendirdiini savunan eletirel kuram, konstrktivist kuramn deiim paradigmasna zgrlk algsal bir nitelik kazandrr. Uluslararas ilikilerde yaanan kresel dnmle birlikte Trkiyedeki zgrlk algsal deiim in varl teorik temelde bugnk Afrika ile ykselen ilikilerin aklanmasn kolaylatrmaktadr. Deien ve dnen uluslararas sistemin nemli bir paras olan Trkiye, Afrika ile ilikilerinde salam tarihsel arka plan ve halkyla birlikte bugnk ilikilerinde byk ivme kazanmaya devam etmektedir. Neden Uluslararas Toplum Teorisi? ngiliz Ekol olarak bilinen kuram temel olarak, devletlerin ortak deer ve ilkelerini ve bunlarn uluslararas ilikilere etkilerini inceler. Bu ilkeler, diplomasi, dzen ve uluslararas hukuku ierir. Neorealizmin aksine pozitivist deildir. Teori, insani mdahale kavram zerine younlamtr ve teorisyenler bu konuda ikiye blnr: dayanmaclar ve oulcular. Dayanmaclar, insani mdahaleyi savunurken, oulcular lkelerin egemenliine ve uluslararas dzene daha ok nem verirler. Teorinin nde gelen isimleri oulcu Hedley Bull ve Robert H. Jackson ile dayanmac Nicholas Wheeler'dir. Her ne kadar uluslararas toplum teorisi, genellikle ngilterede kabul grse de Trk d politikasndaki Afrika almn aklamada nemli teoriden biri olabilmektedir. Teorisyenleri kendi iinde ayrlsa da bir btn olarak ortak deer ve ilkelerin varlna vurgu yaparlar. Uluslararas toplumda olmas gereken dzenin neminin yan sra insani mdahalenin gerek anlamda var olmas gerektiini savunurlar. Bu balamda Trkiyenin kar gtmeden tarihsel bir gemile beraber gnmzde Afrikaya almasnn aklanmasnda insana verdii nem yer alr. Bu nedenle konstrktivist anlayn yan sra uluslararas normlarn yannda uluslararas toplum ve dzenin salanmas dorultusunda Trkiyenin Kta ile ilikiler kurarak o lkelere destek olmas ve toplumsal dayanma adna yardmlarda bulunmas ancak uluslararas toplum teorisi ile aklanabilir. Bu balamda hem dayanmaclarn insani mdahaleyi savunduu gibi Trkiyenin Ktadaki bar operasyonlarnda yer almas, hem de oulcularn lkelerin egemenliine ve uluslararas dzene nem verdikleri gibi Kta lkelerinin lkesel btnlne ve egemenliine sayg duymas ve bu dorultuda uluslararas dzeni ve gvenlii salamak adna her trl destei salamas, uluslararas toplum teorisinin Trkiyenin Afrika politikalarndaki nemini ortaya koymaktadr. Yine Trkiyenin Afrikay da ieren son dnem alm politikalar, uluslararas toplum politikas teorisyenlerinin nemle vurgulad diplomasiyi kullanmaktadr. Teorinin oulcu kanadndan olan Hedley Bullun Diplomasi, uluslararas hukukun sjeleri arasnda, onlarn temsilci organlar ile ve
1

Alglar, devletlerarasndaki ilikileri de ynlendirmektedir. Bu balamda Trkiye ok boyutlu bir d politika izlemeye balamtr. rnein; eskisi gibi tehdit olarak grd lkeleri dman olarak iaret etmemektedir. Uluslararas ilikilerdeki alglarn nemine srail-Suriye arasndaki Golan Tepeleri sorununda taraflarn alglar gz nnde bulundurulduunda; srailin endiesinin tamamen gvenlik algs olduu, Suriyenin ise toprak btnl algsyla hareket ettii gzlemlenmektedir.

143

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

barl yollarla yrtlen d ilikilerdir. (Bull, 1990: 162-163) tanmlamasna uygun hareket eden son dnem Trk d politikasnn Afrika alm da bu dzlemde deerlendirilebilir. Teorinin diplomasiye nem vermesi ve Trk d politikasnn Afrikaya nem vermesi arasndaki en gzel ba da artk diplomasilerin, sadece elilikler yada diplomatlar yoluyla salanmad, global dnyann geliimi ve dnmyle diplomasi aralarnn da gelitii ve artk teknik konularda uzman kiileri de kapsaddr. Dolaysyla Trkiye, bir yandan sivil toplum kurulularyla Afrikaya alrken dier yandan teknik desteiyle birlikte TKA gibi devlet kurulularyla da Afrikaya almn uzlamac bir biimde gerekletirmektedir. Uluslararas politika yapmnda uzlamac nitelikte olan teorinin Trkiyenin Afrikaya almn aklayan ortak noktalar: halkn alglarnn ve tarihin gz nnde bulundurulmas ve deien kresel dnyaya ayak uyduran uzlamac bir d politika oluumudur. TRKYENN AFRKA POLTKALARININ TARHSEL ARKA PLANI (OSMANLIDAN 1998 AFRKAYA AILIM EYLEM PLANINA KADAR) Trkiyenin Afrikayla ilikileri Osmanl Devleti dnemine hatta daha da eski dnemlere uzanmaktadr. Afrika ktas olduka erken saylacak bir dnemde, yani 9. yzylda Asyadan gelen Trklerin yerletikleri nemli bir kta olmutur (Kavas, 2006: 27). Daha sonra Osmanl dnemindeki youn Afrika politikalaryla Trkler ve Afrikallar akrabalk ilikilerine varan ilikiler gelitirmilerdir. D politik konjonktr asndan deerlendirildiinde Trkiyenin bugnk Afrika almnn tarihsel arka plan zellikle eletirel teori balamnda olduka nemlidir. 1998 yl Trk d politikasnn Afrikaya alm ncesi Trkiye-Afrika ilikileri Osmanl dnemi, 1923 ve 1998 aras dnem ve 1998den gnmze olmak zere alanda incelenebilir (zkan ve Akgn, 2010: 530). Osmanl dneminde Afrika ile ilikiler devletler dzeyinde gvenlik, ticaret, jeopolitik, din ve siyasi/ekonomik alanlarda gelimitir. Bunun yan sra sivil toplum asndan deerlendirildiinde Osmanllar, Ktada damgasn vurmu olan smrgecilik dneminin gecikmesini salamtr denilebilir. Bylece eletirel teori ve konstrktivist teorinin sivil toplumcu yaklamyla birlikte uluslararas toplum ve dzen yanls uluslararas toplum teorisi de Osmanllarn Ktadaki politikalarn aklayc niteliktedirler. Dier yandan bymeye balayan Portekiz egemenliini engellemek iin dzenlenen Dou Afrika deniz yolculuklar Eritre, Cibuti, Somali ve Etiyopyay Osmanl egemenlii altna sokarken Habe Vilayetinin de kurulmasn salamtr. Ayn zamanda Osmanllar, spanyol yaylmaclna kar olarak Cezayirin, Tunusun ve Trablusgarpn desteklerini de almtr. 2 Bylece ilk Osmanl etkileri, 16. yzylda Kuzey Afrikada grlmtr (Hazar, 2008: 21). Osmanlnn halklar dzeyindeki yaklamlar, devlet dzeyinde de geliim gstermi ve o dnemde Afrika halk tarafndan desteklenmeyi baarmtr. zellikle konstrktivist teorinin vurgulad devletin uluslararas camiada tek aktr olmad, halklar dzeyindeki iletiimin ve sivil toplumun da nemli bir aktr olduu gerei Osmanl-Afrika ilikilerinde aklayc nemli bir teoridir.

Bu blgelere daha sonra Garp Ocaklar ad verilmitir. Bkz: Hamiyet Sezer, II. Abdlhamit Dneminde Osmanl'da Vilayet Ynetiminde Dzenleme Gayretleri- Trablusgarp rnei ve Ahmet Rasim Paa, 2002, s. 163-165, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2307/2988.pdf?show

144

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

Osmanllarn 16.yzyldan smrgecilik dnemine kadar Afrikada bulunmalar, Afrikallarn Trkleri daha yakndan tanmalarn salam ve gnmz politikalarna yn veren siyasi aktrlerin ve devletlerin tavrlarna ve alglarna da byk etki etmitir. Bu noktada da alglarn uluslararas politikadaki etkisini ortaya koyan eletirel teori devreye girmektedir. Aktr ve devletlerin tavrlarn etkileyen tarihsel arka plan, Afrika halk, yneticileri ve devletlerinde Osmanl dneminde olumaya balayan olumlu bak gnmzdeki politikaya yanstmaktadr. Eletirel teorinin nemsedii algsal yaklam, Ktann gnmz Trkiyesinin d politikasnda Osmanlnn etkilerinin ne kadar nemli olduunu vurgular. Gnmzde telaffuz edilen ve uzun yllar sadece Kuzey Afrika ilikilerin olmasnn nedeni olarak gsterilen Osmanl topraklarnn sadece o blgeyi kapsam olduu tamamen yanltr. nk Osmanllar, 1516 ylnda Kuzey Afrikaya yerleemeye baladktan sonra Sahra Alt Afrikaya ilgi duymaya balamlardr. 1551-1556 yllar arasnda Cezayir Beylerbeyi olan Salih Paann Sahra ln gemek istemesi de Osmanllarn ilk Sahra Alt Afrika deneyimi olmutur (Ipek, 2010). Sahra Alt lkelerine kadar kendini tantma frsat bulan Trkler, 16. yzyln sonunda uluslararas toplum teorisinin nem verdii diplomasiyi daha youn bir ekilde kullanmaya balamlardr. Bu balamda Osmanl Generali ve Trablus Valisi Turgut Ali Paa, bugn Kuzey Nijerya, Nijer, ad ve Kamerun arasnda yer alan Kanem Bornu Cumhuriyeti ile ikili ilikiler kurmakla grevlendirilmitir. Kanuni Sultan Sleyman zamannda ise Osmanllar Dou Afrikaya kadar inmilerdir. Bu blgede Somali kylarna kadar ulaan Osmanllar, Ali Bey ynetimi altnda Kenyaya bir grup Trk idareci yerletirmilerdir. Bylece Osmanllar, ynetim olarak daha sonra smrgecilik dnemine girecek olan Afrikaya kendisi ile Batl smrgecileri kyaslama imkan veritir. 1805 ylnda Sudan ile de ilgilenmeye balayan Osmanllar, bu lkeyi 1821-1885 yllar arasnda idare etmilerdir. Osmanllar, 1884 ylnda adn Tbesti vilayetine bir vali atamtr (Hazar, 2008: 21). Blge halknn daha sonraki dnemde karlaacaklar Batl smrgeci glerle Trkler arasndaki fark grmelerini salayan bu iletiim ile hem Afrikal halkn hem de devlet yneticilerinin gnmz Trkiyesine pozitif bakmalarn salamlardr. Bu balamda tarihsel arka planda ne braktklarn nemsemeyen ve neorealist bir anlayla maddi kapasiteye nem veren hatta realist ve liberalist gr temelinde g ve ticarete odaklanan Batl smrgeci lkeler, mal ve toprak elde ederken insan kalbini fethedememitir. Dolaysyla gelecei gren bir d politika anlayyla hareket eden Trkler, insan ve toplum temelli anlayn d politikasna da yanstarak gnmz Afrika ilikilerine salam bir zemin hazrlamlardr. Dier yandan 1880de Reade ile 1911de Kayar ehirlerini kuran Osmanllar, Afrikallarla ilikilerin kazan-kazan politikalar temelinde olduunu o dnemlerde kendilerine hissettirmitir (Hazar, 2008: 21). Salt kendi karlar iin Afrikay smrmeyi hedeflemeyen Osmanllar, eylemleriyle Afrikallarn alglarn pozitif etkileyerek gnmz Trkiye-Afrika ilikilerinin ykselen ivmesine ilk hareketi vermitir. Osmanllar, Kuzey Afrika ve Sahra Altndan sonra Gney Afrikada da yer alarak bu blge halk ile de iletiim kurarak d politikasnn smrgeci bir yapda olmadn kantlamtr. 1861 ylnda Mslman Gney Afrikallar, ngilizlerden kendileri iin bir danman istemiler ve bunun zerine Ebu Bekir adndaki bir slam bilgini blgeye gnderilmitir. 1863 ylnda Cape Towna gelen bilgin, 1880 ylna kadar bu blgede hizmet vermi, daha sonrasnda ise olu Ahmed Ataullah lkedeki ilk Mslman Okulu kurmutur. Eletirel teori ve uluslararas toplum teorisi nda insan temelinde bir d politika

145

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

gelitiren Osmanl, uygulad devletler dzeyinin dndaki bu politikalarnn ne kadar olumlu olduunu grmtr. yle ki, talyanlarn 1911 ylnda Trablusgarp igal etmeleri zerine baz Gney Afrikal Mslmanlar gnll olarak Osmanllara yardm etmek istemilerdir (Uar, 2007: 333-341). Ayrca Kurtulu Sava srasnda Gney Afrikadan ekonomik destek alnmtr. Bu durum insan temelli uzlamac teoriler olan uluslararas toplum teorisi ve eletirel teorinin Trk d politikasnda Afrikaya almnn tarihsel arka plannda da kendini gstermitir. Osmanllar dneminden gnmze, olumlu politika yapm asndan deerlendirildiinde nemli saylabilecek bir dier boyut ise Ekvator vilayetinin kuruluudur. nk on dokuzuncu yzyln sonuna doru gnmz Uganda snrlar iinde kurulan Ekvator vilayetini daha sonra Arnavutlukta ve Sudanda doktorluk hizmeti de veren Alman Mehmet Emin Paa kalkndrmtr (Stanley, 1890: 393417). Smrgecilik dnemine kadar Kta ile iyi ilikiler gelitiren Trkler, smrgecilik dneminde i ve d politikas ve uluslararas konjonktr nedeniyle Afrika ile ilikilerini askya almtr ve dorudan yerine yardmlar ve eitim destei gibi dolayl yollarla Kta halkna destek olmutur. Cumhuriyet dnemi Trkiye-Afrika ilikileri ise, yine smrgecilik dnemi Afrikas ile dolayl ilikiler dnemini yanstmaktadr. Dolaysyla cumhuriyet dnemi Kta ile ilikiler 1923-1998 dnemi ve 1998den gnmze olmak zere iki dnemde incelenebilir. 1923-1998 dneminde Trk D Politikas Afrika ile dolayl bir resmiyet zerinden ilgilenirken 1998den itibaren bu ilgi dorudan ve youn bir grnm kazanmtr. 1923-1998 Dnemi Trkiye-Afrika likileri; 1923 ylnda cumhuriyetini ilan eden Trkiyenin i politikasnda, kinci Dnya Savann balangc saylan 1939 ylna kadar brokratik dzenlemelerle urama, Atatrk devrimlerinin pekimesini salamaya alma ve ekonomik olarak kalknma yer almtr. Bu dnemde Cumhuriyet Halk Partisi toplum zerinde byk egemenlik kurmu ve lke, devleti bir anlayta ynetilmitir. politikas ile paralel bir ekilde Batl toplumlara yani Batya ynelen Trk d politikas, cumhuriyet dnemindeki ilk snavn kinci Dnya Savanda (MacFie, 1989: 238-239) vermitir. Bu dnemde Alman saldrganlndan ekinen ve sava d kalmay planlayan devlet, Birlemi Milletlere ye olmak istemi ve amacna da 1945 ylnda ulamtr (Erkin, 1952: 127-128). Gvenlik tehdidi nedeniyle d politikasn uluslararas birliklere kaydran Trkiye, slam Konferans rgt ile 1948 ylnda Sahel blgesine yaplan 10 milyon dolarlk ekonomik destein ardndan (The U.S. Agency for International Development, 2005), dnya lkelerini ieren bir boyutta ilk kez Afrika ile bu kadar diplomatik yaknlk kurmutur. Bu, ayn zamanda cumhuriyet dnemi Trk d politikasnn Afrika ile olan boyutunun da balangc saylmaktadr. Bunun dnda Cezayirin bamszl srasnda Trkiye, zel bir Birlemi Milletler oturumuna katlm ve Cezayirin bamszl konusunda ekimser oy (red vermemitir) kullanmtr (United Nations, 1958: 119). Ayn zamanda dnemin Babakan Adnan Menderesin yine dnemin Cumhurbakan Celal Bayar ile birlikte Kuzey Afrikadaki bamszlk mcadelelerine ekonomik destek verdikleri bilinmektedir (Hazar, 2003: 117). Birlemi Milletler yeliinden sonra Trkiye, bu sefer de kinci Dnya Savayla birlikte evrimleerek saldrgan bir kimlie brnen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliine kar oluturulan Atlantik Paktnda yer almak istemi ve bu nedenle NATOya bavurmutur. Trkiyenin NATO yelii ise

146

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

1952 ylnda onaylanmtr (Leffler, 1985: 807-820; Yeilbursa, 1999: 70-96). Bylece Trkiye Cumhuriyeti, d politikasn gvenlik merkezli ve Bat odakl bir mekanizmaya evirmitir. 1950li yllarn ortasndan 1991 ylna kadar sren souk sava sresi boyunca Trkiye, Bat odakl bu politikasn devam ettirmitir. 1956 ylna gelindiinde Trkiye, bir Afrika lkesi olan Ganann bamszln ilan ettii haberiyle yakndan ilgilenmitir. Fakat smrgeci dzen ve i politikas erevesinde souk sava dnemi iinde Sovyetler Birliinin saldrganlndan korunmak amacyla ABDnin yannda hareket etmek zorunda kalan Trkiye, her ne kadar d politikasn lkeden bamsz olarak hareket ettirememitir. Bu nedenle sadece Ganann bamszln 1957de tanm ve ayn yl bakent Accrada bir bykelilik amtr. Dorudan ilikiler kurmak yerine elilikler ama ya da yardm etme yoluyla ilikilerini belli seviyelerde tutan Trkiyenin mevcut tarihsel koullar gz nnde bulundurularak deerlendirilmelidir. Eletirel teori bata olmak zere konstrktivist teori ve uluslararas toplum teorisiyle aklanabilecek olan Trkiyenin Afrika politikalar, 1960da Lagosta kurulan Nijerya bykelilii ve 1963 ylnda Kongo Cumhuriyetinde kurulan Kinshasha Bykelilii ile devam etmitir (Hazar, 2003: 111). 1964 ylna gelindiinde Trkiye, Amerika ile olan ban gzden geirmek zorunda kalmtr. O yl, Kbrsta Trklere kar dzenlenen saldrlar sonucu olaylara mdahale etmek isteyen Trkiyeye Amerikan Bakan Johnson sert bir nota gndermitir (Agmon, 1986: 92-93). Herhangi bir askeri operasyonda Amerikann Trkiyeye salad NATO silahlarnn kullanlamayaca ynndeki ak tehdide devlet ierlemi ve Amerikaya duyulan gven zayflamaya balamtr. O dnemde Stalinin lmyle azalmaya da balayan Sovyet tehdidi iinde Trkiye yzn Avrupaya evirmitir (Bolukbasi, 1993: 511-515). Bu arada lke, birbiri ardna bamszlklarn ilan eden Afrika lkelerini tanmaya ve kta bakentlerinde bykelilikler amaya devam etmitir. 1964 ylndan sonra ABD odakl d politikasn Avrupa rotasna eviren Trkiye, Bat perspektifinden ok ynl politika ile tm dnyaya ancak kreselleme srecinin hzlanmasyla gemitir. Dolaysyla ok ynl politikasnn bir paras olan Afrika almnn balangc olarak kresellemeyi gstermek mmkndr. 1997 ylna kadar, daha sonra Avrupa Birlii ad altnda toplanan Avrupa Ekonomik Topluluu ile ibirlii iinde olmak istemi olan Trkiye, bu isteini ilerleyen srete Birliin yesi olma ynnde gelitirmitir (Mango, 1995: 640-647). Trkiye, 1978 ylnda Afrika lkeleri ile olan ilikilerini yardm konusunda dzenleyerek bu kapsamda Zimbabweye de bir ila yardm gemisi gndermitir (Hazar, 2003: 117). 1997 ylndaki Lksemburg Zirvesinde AB, Trkiyeye dier aday lkelerden beklenmeyen birtakm ek koullar dayatnca tpk 1964 ylnda Amerikaya duyulan gven sarslmasnn bir benzeri Avrupaya kar yaanmtr. O dneme kadar d politikadaki nceliini Bat dnyasna veren Trkiye, bu olay zerine dier dnya lkeleri ile olan ilikilerine daha ok younluk vermeye balamtr. Bugn hem ABD ile hem de AB ile olan ilikiler, lke d politikasnda en nemli yerleri tutmaktadrlar. Ancak Trkiye artk dier blgelerle de youn ilikiler gelitirmeye balamtr. 3 1998 ylnda ilan edilen Afrika Alm Eylem Plan da bu erevede deerlendirilebilir. Ayn zamanda souk savan biti tarihi olan 1991 yl ile Afrika alm ylnn yakn zamanlara denk gelmesi Trk D
3

Dnemin Dileri Bakan Ahmet Davutolunun sorunsuz ve ok ynl Trk D Politikas modeli bu tarife uygun olabilir.

147

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

Politikasnn bir kskatan kurtulup zgrlemesi anlamna da gelebilir. D politikann deiim srecinde tarihsel arka plann ve i politikalarn nemini vurgulayan eletirel teori ve sadece devletleraras olmayp devlet-alt ve devlet-st yaplanmalarn ve uluslararas normlarn da son derece nemli olduunu savunan konstrktivist teori Trkiyenin Afrika almna kadar neler yaandn ve neden Afrika almnn gerekletiini gzler nne sermektedir. Dier yandan ulusal ve uluslararas toplumun eylemleri, Kyaya gnderilen yardmlar yoluyla karlk beklenmeksizin iletiime geilmesi de uluslararas toplum teorisi tarafndan aklanabilen gelimelerdir. Trkiyenin 1923-1998 ylndaki Afrika d politikas, lkenin cumhuriyet yaplanmas, souk savan getirdii tehditler ve Bat dnyasna olan gveninin sarslmasyla gelimitir. Bu dnemde bykelilik amak, bamszlk tanmak, ekonomik yardm gndermek gibi dolayl bir resmiyet eksenindeki Trkiye-Afrika ilikileri, 1998 ylndaki Alm Plan ile dorudan bir resmiyet boyutuna ulamtr. 1998 AFRKAYA AILIM EYLEM PLANI VE GNMZ TRKYE DI POLTKASININ TEORK ANALZ Eletirel teorinin vurgulad tarihsel arka plann, konstrktivist teorinin devletin tek aktr olmad fikri ve yine bu kapsamda uluslararas toplumun ve dzenin olduka nemli olduu nc blmde ortaya konulmutur. Bunlarn dnda Trkiyede Afrika ile ilikilerin gelitirilmesi ynnde kurulan devlet temeli ve sivil toplum temelli kurulular da byk nem tarlar. nk Trkiyenin son dnemde byk bir dnm geirdiinin gstergesidirler. Souk sava sonras dnemde smrge olmaktan kurtulan Afrika lkeleriyle ilikilerin ilk adm 1998 ylndaki Afrikaya Alm Eylem Plan ile atlmtr. Eylem Planna genel olarak bakldnda Afrika lkeleriyle karlkl st dzey ziyaretlerin gerekletirilmesi, uluslararas ve blgesel kurulular derecelerinde Afrika lkeleriyle temaslarn arttrlmas, Afrikaya ekonomik yardmlarn younlatrlmas, Ktadaki diplomatik temsilci saysnn ykseltilmesi ve ekonomik-teknik-bilimsel ibirlii-ticaret anlamalarnn imzalanmas amalanmtr (Tepeba, 2010b). Bu plan erevesinde Trkiye-Afrika arasndaki diplomatik ilikilerin alt yapsnn oluturulmasna ncelik verilmi, karlkl heyet ziyaretleri tevik edilmi, Trkiyenin ilgili kurulularnn Afrikaya ynelik faaliyetleri zendirilmi, Trkiye D Ticaret Mstearl tarafndan 2003 yl banda Afrika lkeleriyle Ekonomik likilerin Gelitirilmesi Stratejisi hazrlanm ve yeni ticaret mavirlikleri almtr (Tepeba, 2010b). Afrika ile ilikilerini ncelikle devlet dzeyinde gelitiren Trkiye, devlet bnyesinde gerekletirdii atlmlarn meyvelerini 2002 ylnda almaya balamtr. 2002de Afrikal lkeler nezdinde en gl dostlar statsnde yer alan Trkiye, 2005 ylnda ise Trkiyenin Afrika Birliinin olaan zirvelerine gzlemci ye statsnde katlmaya balamtr. Trkiyenin 2008 ylnn ocak aynda Afrika Birlii tarafndan stratejik ortak ilan edilmesi, Afrika Kalknma Bankasna ye seilmesi ve Afrika lkelerinin verdii destekle 2009-2010 BM Gvenlik Konseyi Geici yesi olmasyla karlkl siyasi ve diplomatik ilikiler ivme kazanmtr (Tepeba, 2010b). Tm bu gelimeler temelinde eletirel ve konstrktivist teorinin temel tezleri erevesinde 2005 yl Trkiye tarafndan Afrika Yl ilan edilerek (Kavas, 2010) ktayla ilikilere sosyal adan bir yaklam gerekletirilmi ve lke halklar dzeylerinde bir takm gelimeler yaanmtr. Bu noktadan hareketle

148

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

2005 ylna kadar Afrika halklaryla Trk halknn ortak bir zeminde bulumas ve iletiimi mmkn olamamtr. Tm dnya lkelerinin zellikle de Sahra Alt Afrikayla ilikiler kurma taleplerinin ardnda ekonomik kayglar ve karlar yatmaktadr denilebilir. nk dnya pazarlarnn bir doygunluk noktasna ulat 21. yzyln banda her trl hizmete ihtiyac olan Afrika pazar nemli bir kaynak sunmaktadr. Bu kapsamda Trkiye, farkl olduunu en bandan beri Afrikallara gstermitir. Karlksz yardmlarla Afrikallarn dostluunu ve sevgisini kazanan Trkiye, bundan sonra da ayn kazan-kazan politikas erevesinde hareket ederek tm Afrikada daima kazandrarak kazanl kan lke olabilecektir. Zaten Trkiyenin de benzer bir stratejiyle sadece ekonomik, siyasi ve diplomatik ilikiler gelitirmesi, Afrikayla var olan gemiiyle eliecektir. Trkiyenin yapmas gereken, bu tr st dzey ilikilerin yan sra halklar aras diyalou da gelitirerek, her yl 25 Maysta Afrika Gn kutlamalarn (Ankara niversitesi Afrika Aratrmalar Merkezi Al Treni, 2008) dzenledii gibi organizasyonlar arttrmak, kta halklar ile Trk halknn iletiiminin arttrlmasn ve halk dzeyinde ortak platformlarn oluturulmasn salamaktr. Afrika ile ilikilerin gelitirilmesi elbette ki Trkiyenin uluslararas sistemdeki ekonomik yaplanmasna ve dolayl olarak da i istikrar ve zenginlemesine olduka nemli katkda bulunacaktr. Ayrca Afrika lkelerine yaplacak yatrmlar da Trk halknn Afrikada istihdam oluturmasn salayarak Afrikallarn da sayg ve sevgisini kazanacaktr. Ekonomik amal olabilen bu almlar, sosyal olarak da Kta ile Trk halkn birbirine yaknlatracaktr. Fakat dolayl bir sosyal iletiim Kta halklaryla sosyal ilikilerin gelitirilmesinde tek bana yeterli olmayacaktr. Manevi ilikilerin kurulduu bir yapda ekonomik ve siyasi ilikilerin de hzla daha da gelime gstermesi mmkn olabilecektir. Bylece Trkiyenin ok boyutlu politikasnn temel tezi olan kazan-kazan politikas tam anlamyla ilerlik kazanm olabilecektir. Dnya lkelerinin Afrika ile olan ilikileri Trkiyenin Afrikaya yaklamn da etkileyecei iin Trk d politikas bu ilikiler dorultusunda gelitirmelidir. Bu balamda Afrikadaki genel durum deerlendirildiinde, smrgecilik sonrasnda da Kta ile balarn koparmak istemeyen Bat, ykselen in ve Hindistan'n Afrika'yla iletiime gemesinden byk rahatszlk duymaktadr. Sadece ekonomik adan deil, blgedeki atmalardan da faydalanan Bat, tarihsel srete ngilizce konuan lkeler (Anglosakson) ve Franszca konuan lkeler (Frankofon) arasndaki atmalar krkleyerek Afrika'ya zarar vermeye ve katliamlarn srmesine neden olmutur (Beykent niversitesi, 2010). Bu balamda eletirel teori kapsamnda Trkiyenin blge gvenliine ve Afrika ierisindeki bireye de deer verdiini gstermesi, bu yolda admlar atmas gerekmektedir. Devlet dzeyinde Kta gvenlii kapsamnda Hindistan-in gibi lkelerden sonra Trkiye, somut admlar atm ve bunun olumlu sonucunu da grmtr. Afrika Birlii cra Konseyinin On kinci Olaan Toplantsnda kabul edilen, EX.CL/Dec.397 (XII) sayl Afrikann Stratejik Ortaklar Kararna gre Trkiye stratejik ortak olmu ve stratejik ortak olarak 26 Haziran 2008de Trkiye Dileri Bakannn Afrika Birlii 13. Bakanlar Konseyi Olaan Toplants'na katlmtr (haber7com, 2008). Fakat alma kapsamnda gz nne alnmas beklenilen devletler dzeyinin yan sra konstrktivist anlay temelinde halklar dzeyinde bir iletiim ve eletirel anlay temelinde bireyin gvenliinin gz nnde bulundurulmasdr.

149

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

Sadece byyen ekonomiler olan in ve Hindistan deil, 1990l yllarn sonlarndan itibaren Ktaya ynelik ilginin tm dnyada yeniden arttn gzlemlemek mmkndr. Ktada retilen eitli hammaddeler, baz blge lkelerinde bulunan zengin petrol ve maden yataklar, Afrikann stratejik neminin artmasn salayan en nemli etkenlerdir. Bunun doal bir neticesi olarak Afrika, bata son dnemdeki atlm gz nnde bulundurulduunda in Halk Cumhuriyeti olmak zere ABD, AB, Rusya, Japonya ve Hindistan gibi birok lkenin ilgi alan haline gelmitir (Tepeba, 2010a). lkesel dzeyde Trkiye asndan Afrikann gelien nemi deerlendirildiinde Trkiyenin yeni dnemde Kta ile ilikilerini gelitirmeye alrken geleneksel Afrika kolonyal glerinin yannda; in, Hindistan, Gney Afrika, Brezilya ve Gney Kore gibi daha nce Afrika ile ilikilerini gelitirmeye balam lkelerin rekabetiyle de kar karya kalacan unutmamak gerekmektedir. Bu gler iinde en nemlisi hi phesiz indir (Oba, 2008: 44-48). Ekonomik balamda deerlendirildiinde Afrika ktas gerek ham madde, gerekse sahip olduu dier zenginlikler asndan byk frsatlar sunmaktadr. Elmas, demir gibi birok hammaddenin % 95i, dnya petrol rezervlerinin de % 15i Ktada bulunmaktadr. Tarmsal rnler bakmndan da byk neme sahip olan Afrika ktasna yzeysel olarak bakldnda da Avrupa ve Hindistan'n on misli, ABD ve in'in misli byklndedir. Afrika ok byk frsatlar sunan ve gz ard edilmemesi gereken bir ktadr. Ayrca, 2020 ylnda Ktann nfusunun 1,4 milyar olaca da gz nne alndnda uluslararas sistemde neminin gittike artaca kanlmazdr (haber7com, 2008). Bu balamda son yllarda yeniden yaplanma iine giren ve dnya ortalamasnn zerinde bir byme kaydeden zellikle baz Afrika lkeleri tm dnyann ilgi oda haline gelmitir. Bu amala birok devlet Afrika lkelerinde yatrmlara girimitir. Bunun dnda yine birok lke ihracats yeni rotalarn Afrikaya yneltmitir. Dnya ortalama byme hzndan daha yksek bir oranda byyen Burundi, Fas, Kenya, Gine Baso, Burkina Faso, Gambiya, Zimbawe, Kamerun, Angola, Tunus, Kongo, Sudan, Uganda, Leshoto, Mozambik, Eritre, Moritus Etiyopya, Benin, Botswana, Gine, Msr, Gana, Moritanya, Malavi, Mali, Namibya, Fildii Sahilleri, Burundi, Gabon, Tanzanya, Senegal ve Nijerya, yabanc yatrmclarn ve ihracatlarn ilgilendii lkeler arasnda yer almaktadr (Trkiye-Afrika lkeleri Kltrel Sosyal ve Ekonomik birlii Dernei, 2010). Tm dnya lkelerinin perspektifi gz nnde bulundurularak gelitirilmesi ngrlen Afrika ile ekonomik ilikiler Trkiyenin ticaret hacmine de yansmtr. Bunun en somut gstergesi Trkiyenin bu ktadaki lkelerle ticaret hacminde grlen arttr. Trkiyenin Kuzey Afrika dnda kalan Afrika lkeleriyle Sahrann Gneyindeki Afrika (SAGA) 2000 ylnda 742 milyon dolar olan ticaret hacmi, 2007 ylnda yaklak 6 milyar dolara, 2008 ylnda ise 16 milyar dolara (Star Gazetesi, 2010) ykselmitir. Sz konusu ticaret hacminin 2010 ylnn sonunda 30 milyar ABD dolarna karlmas hedeflenmitir. 2005 yl itibariyle Trk irketlerinin Afrika'daki yatrmlarnn toplam 400 milyon ABD dolarn amtr. naat sektrnde faaliyet gsteren Trk firmalarnn Afrika'da 2007 ylnda stlendikleri projelerin toplam 5,8 milyar ABD Dolardr (TASAM, 2007). Trkiye kta ile ekonomik, siyasi, diplomatik ve brokratik ilikilerinin srekli olmasn istiyorsa ilikilerini halklar dzeyinde daha da gelitirmelidir. rnein; karlkl akademik almalar, sivil toplum kurulular, spor, kltr, turizm platformlarnda faaliyetleri arttrlmal ve tevik edilmelidir.

150

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

Bu ynde Trkiyede bir takm atlmlar yaplm olsa da yetersiz dzeydedir. Bu balamda atlan nemli admlardan biri, 14-16 Austos 2008 tarihleri arasnda stanbulda yaplan ve 44 Afrika lkesinden toplam 92 sivil toplum kuruluu, Trkiyeden 85 sivil toplum kuruluu, uluslararas kurululardan ok sayda gzlemci ve Afrikann nde gelen basn kurulularnn temsilcilerin katld Trk-Afrika Sivil Toplum Kurulular Forumudur (Hseyinolu, 2008). kincisi de, 16-17 Aralk 2010 tarihinde altncs dzenlenmi olan, TASAMn organize ettii Uluslararas Birinci Trk-Afrika Kongresidir. Kongrede Alpha Oumar Konare, Trkiye babakann 8. Afrika Birlii Zirvesine davet etmitir. Bundan nce Babakan, 29 Ocak 2007 tarihinde Addis Ababada toplanan Afrika devlet bakanlarna hitap etme frsatn yakalamtr ve ayrca ok sayda devlet adamyla karlkl grmelerde bulunarak Trkiye-Afrika ilikilerinde devlet nezdinde bir adm daha atmtr (Kavas, 2010). Sosyal ilikilerin gelitirilmesi asndan Trkiye, Trk-Afrika Sivil Toplum Kurulular Forumu nu siyasi ve diplomatik bir Zirve ile destekleyerek nemli bir hamle yapmtr. 21 Austos 2008 tarihinde stanbulda dzenlenen Trkiye-Afrika birlii Zirvesiyle sosyal iletiimi desteklediinin sinyallerini veren Trkiyenin bu hamlesi daha da yerel dzeylerde daha olumlu sonular verebilecektir. 49 Afrika lkesinden st dzey yetkililerin katld Zirvede ayrca, on bir uluslararas ve blgesel rgt temsilcisi de gzlemci olarak bulunmutur. Zirve sonunda kabul edilen Ortak Bir Gelecek in birlii ve Dayanma balkl stanbul Deklarasyonu ve Trkiye-Afrika Ortakl in birlii erevesi Belgesi, Trkiye-Afrika ilikilerinde yeni bir dnemi balatmtr. Artk Trkiyenin Afrika ile ilikilerinde 13 yldan beri devam eden al safhas tamamlanm, ilikilerde ibirlii ve stratejik ortaklk dnemi balamtr (Oba, 2008: 44-48). Trkiyenin devlet dzeyinde yapt bir dier hamle de ticaret ataelii ve bykeliliklerinin saylarn arttrmak olmutur. 2007 ylnda Afrika ktasndaki Trkiyenin sahip olduu ticaret ataelii says 2004e gre drtten on bire ulamtr. 2000 ylndan bu yana fahri konsolosluklarmzn says da ikiye katlanmtr (Kzlarslan, 2007). Birbiriyle balantl bir ekilde Afrika lkelerinde yeni Trkiye bykeliliklerinin almasyla birlikte ticari ataeliklerinin says da artacak ve sz konusu durum, ekonomik ve ticari ilikileri devlet ve iadamlar nezdinde daha da gelitirebilecektir. Kta lkeleriyle zel iletiime geen Trkiye devlet dzeyindeki ilikilerini gelitirmeye devam etmektedir. Bu ilikilere zel rnekler vermek gerekirse; Trkiye ve Sudan arasnda Ortak Bakanlar Komisyonu oluturulmu ve benzer komisyonlar Cezayir, Tunus, Fas devletleriyle de gerekletirilmitir (Haj, 2007). Uluslararas platformlarda da Afrikann yannda devlet dzeyinde yer alan Trkiye, uluslararas toplum kuramn destekler nitelikte, Afrikada halen grev yapan sekiz BM grevinden alt tanesine personel konusunda ve mali destekte bulunmaktadr. Yani BMnin bar, istikrar alannda bulunduu 8 lkenin 6snda Trkiye vardr (haber7com, 2008). Unutulmamaldr ki, BM Gvenlik Konseyinin gndeminde yer alan konularn %60dan fazlas Afrika ktasn ilgilendirmektedir ve Trkiye artk Afrikann daima yannda yer alacaktr. Temenni edilen ise bu destein devlet tekelinde deil halklar dzeyinde de srdrlebilmesidir (T.C. Dileri Bakanl, 2011). Trkiyenin Afrikann istikrar ve gelecei iin gerekletirilen bar gc operasyonlarndaki destei 1993-1994 yllar arasnda Somali'de icra edilen ikinci BM Somali Operasyonunun (UNOSOM-II) komutanln yrtme ve 300 kiilik bir mekanize birlikle katk eklinde gereklemitir. Trkiye halen, BM Sierra Leone Misyonu (UNAMSIL), BM Kongo Gzlem Heyeti Sivil Polis Misyonu

151

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

(MONUC), BM Sudan Misyonu (UNMIS), BM Fildii Sahili Operasyonu (UNOC), BM Burundi Misyonu (BINUB) ve BM Liberya Misyonuna (UNMIL) katlmaktadr (T.C. Dileri Bakanl, 2011). Sadece BM bnyesinde olmayp, Afrika'da yrtlen bar ve gvenlik operasyonlarna yine devlet nezdinde Trk Silahl Kuvvetleri ve Emniyet Tekilat tarafndan da geleneksel olarak mali destek ve personel katks verilmektedir. Afrika lkelerinin gvenliklerine verilen nem erevesinde Trk Silahl Kuvvetleri deniz unsurlarnn, korsanlk, deniz haydutluu ve silahl soygun eylemleriyle mcadele amacyla yrtlen uluslararas abalar desteklemek zere Aden Krfezi ile Somali karasular ve aklarn kapsayan blgelerde korsanlara kar grevlendirilmesine ilikin tezkere Trkiye Byk Millet Meclisinde kabul edilmi ve blgeye bir firkateyn gnderilmitir (Trkiye Byk Millet Meclisi, 2010; cal, 2010: 24). Trkiyenin Afrika ile olan ilikilerinde Genel Kurmay Bakanl kanalyla gerekletirdii katklar arasnda askeri eitim ve anlamalar da yer almaktadr. Bu balamda Burkina Faso, Etiyopya, Gambiya, Kongo Cumhuriyeti, Mali ve Senegal ile akdedilmi Askeri Alanda Eitim Teknik ve Bilimsel ereve Anlamalar zikredilebilir. Bu erevede, ikili ilikilerin daha da gelitirilebilmesi ve sreklilik kazandrlabilmesi iin, baz Afrika lkeleri ile Trkiye Genelkurmay Bakanlnn yapm olduu Askeri Alanda, Eitim, Teknik ve Bilimsel birlii ereve Anlamalarnn saysnn artrlmas ve Afrikal askeri personele lkemizde staj ve eitim imknlarnn yaratlmas salanabilir. Ayrca Afrika ile ilgili birimler takviye edilebilir ve Afrika dillerinden zellikle Sahra Alt Afrika ile ilikileri glendirebilecek olan Swahili gibi ok konuulan dilleri bilen memurlarn yetitirilmesi ngrlebilir (Oba, 2008: 44-48). Bu balamda Trkiye askeri olarak; Afrika Birliinin Ktadaki atmalarn nlenmesi, ynetimi ve zme kavuturulmas konularndaki rolnn neminin bilincinde olarak Afrika Birlii bnyesinde Bar ve Gvenlik Konseyi ile Afrika Hazr Gc nn kurulmasna, ekonomik olarak; Afrikallar tarafndan gelitirilmi kapsaml bir kalknma program ve Afrika Birliinin ekonomik kalknmaya ilikin bavuru kayna olan Afrikann Kalknmas iin Yeni Ortaklk (NEPAD) giriimine destek olmaktadr (Trkiye-Afrika birlii Zirvesi, 2010). alma kapsamndaki uluslararas toplum teorisinin insani mdahale vurgusuna yant veren Trkiye, Ktadaki gvenliin salanmas iin gsterdii abalar da yine bu kuram erevesinde son derece nemlidir. Kuramn temel prensiplerinden bir dieri olan diplomasiyi de insani mdahaleyle birlikte uyumlu bir ekilde Afrika almna uygulayabilen Trkiye, her teoriden de faydalanabilmektedir. Bunlardan baka Trk sosyal yaamndaki kurumsal, akademik, sportif, medyatik ve insani kurulular da mevcuttur. Bu kurulular kurumsal ve akademik olarak; Ankara niversitesi Afrika Aratrma ve Uygulamalar Merkezi (AAUM) 4, Gazi niversitesi Afrika ve Ortadou almalar yksek lisans program 5, Kadir Has niversitesi Ortadou ve Afrika Aratrma-Uygulama Merkezi 6, Stratejik
4 5

Ayrntl bilgi iin www.acaum.org adresi ziyaret edilebilir. Ayrntl bilgi iin http://www.sbe.gazi.edu.tr/index.php?SolMenuId=9&lang=tr adresi ziyaret edilebilir. 6 Ayrntl bilgi iin http://odam.khas.edu.tr/merkezin-misyonu.html sayfas ziyaret edilebilir.

152

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

Aratrmalar Merkezi (SAM) 7, Trk-Asya Stratejik Aratrmalar Merkezi (TASAM) 8, Orta Dou ve Afrika Aratrmalar Merkezi (USAK-ODAM) 9, Trk Stratejik Aratrmalar Merkezi (TRKSAM) 10, Stratejik Aratrmalar ve Analiz Merkezi (CESRAM-SARAM) 11, Ortadou ve Afrika Aratrmaclar Dernei (ORDAF) 12 sralanabilirken, kltrel nitelikteki kurulular olarak; Afrikallar Dayanma ve Kltr Dernei (Data, 2010: 64-65), Afrotrk Vakf 13, African Innovation and Development (AID) 14 sralanabilir. Trkiyede son dnemde art gsteren sivil toplum kurulularnn varl, Trkiyenin Afrika almnn salam temellere dayandnn ve daha da gelieceinin bunun sonucunda da hem Afrika asndan hem de Trkiye asndan kazan-kazan politikasyla kazanl kacaklarnn nemli bir gstergesi niteliindedir. Tarihsel adan da genel perspektiften deerlendirildiinde, Afrika ktas aslnda olduka erken saylacak bir dnemde, yani 9. yzylda Asyadan gelen Trklerin yerletikleri nemli bir kta olmutur (Kavas, 2006: 27). Afrika ve Trkiye ilikilerinin tarihsel, kltrel hatta akrabalk balarna dayand dnldnde Trkiyenin, ticari, ekonomik, gvenlik ve istikrar konularnda da stratejik ortak olabilmesi iin halklar dzeyinde ilikilerine daha da hz vermelidir. TRKYENN PROAKTF POLTKALARININ DEERLENDRMES Eletirel teori balamnda devlet, Afrika ile ilikileri salamada anahtar roln oynamtr ve artk ilikilerin seyrini sivil topluma brakmaldr. Devlet dzeyindeki ilikileri gelitirmeye ise devam etmelidir. Bu noktada uluslararas toplum teorisine gre Kta ile lkesel dzeyde ibirlikleri rgtler, diplomasi ve insani mdahale dzeyinde salanabilir. Konstrktivist teoriye gre ticaret, sosyal ilikiler ve kltrel etkileim ise toplumlara braklmaldr. Her teorinin de ayr ayr deerlendirmeleri nda Trkiyenin son dnem Afrika almlar anlam kazanmaktadr. Mevcut uluslararas sistemin dnmnn kreselleme ile ve ulusal dnmn edinilen tecrbelerle salanmas Trkiyenin gnmzde izlemi olduu kazan-kazan politikalaryla beraber Afrikaya almn salamtr. Dolaysyla genel olarak deerlendirildiinde; uluslararas sistemin kreselleme srecine girmesiyle tm lkelerin etkileiminin adeta art olmas, ulusal dzeyde de Batya dnk politikalarn tek ynllnn Johnson Mektubu gibi tecrbelerle yanl olduunun anlalmas, tarihsel arka plann, alglarn neminin kavranmas, kazan-kazan politikasyla yaklamn ya kazan ya kaybet politikasndan ok daha barl, uzlamac ve faydal olduunun anlalmas,

Ayrntl bilgi iin www.sam.gov.tr adresi ziyaret edilebilir. Ayrntl bilgi iin www.tasam.org.tr adresi ziyaret edilebilir. 9 Ayrntl bilgi iin http://www.usak.org.tr/menu.asp?id=3&yid=63 sayfas ziyaret edilebilir. 10 Ayrntl bilgi iin www.turksam.org adresi ziyaret edilebilir. 11 Ayrntl bilgi iin www.cesran.org adresi ziyaret edilebilir. 12 Ayrntl bilgi iin www.ordaf.org.tr adresi ziyaret edilebilir. 13 Ayrntl bilgi iin www.afroturk.com adresi ziyaret edilebilir. 14 Ayrntl bilgi iin http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.africaninnovationproject.com%2F&h=35fd 7 adresi ziyaret edilebilir.
8

153

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

eletirel, konstrktivist ve uluslararas toplum kuramlar balamnda Trkiyenin Afrikaya almlarnn nedenlerini aklamaktadr.

SONU Trkiyenin Afrika almnn nedenlerini genel olarak kuram erevesinde ele alan almada cevap aranan temel soru: Trkiye neden 1998 sonras Afrikaya almtr?. Bu sorunun teorik arka plann olutururken ncelikle uluslararas yapnn kresellemeyle dnmnn Trkiye d politikasnda da etkili olduu, dier yandan i politika ve alglarn olduka nemli olduu gereiyle hareket edilerek eletirel kuramn temel tezlerine ulalmtr. Devlet ii yaplarn ve toplumsal alglarn dnemin koullaryla ekillendii, bu nedenle Batya dnk tek ynl bir politikann benimsendii grlmtr. Bu yaplanmada souk sava dnemi baskn ABD ve Avrupadan etkilenen Trkiyenin d politikasn da bu ynde gelitirerek smrgeci Batnn elindeki Afrika ile ilikileri dolayl olarak elilikler kurma ve yardm gndermeyle snrl tuttuunu fakat bunun aslnda kar gzetmeksizin yapt iin Afrikallarca olumlu algland gzlemlenmitir. Dolaysyla Afrikallarn Trkiyeye ve Trklere baknn algsal arka plannn uluslararas koullara bal olsa da olumlu ina edildiini ifade etmek mmkndr. Bu da yine teoriden biri olan uluslararas toplum teorisi ve eletirel teori kapsamnda deerlendirilebilir olduu ifade edilmitir. Deiim ve dnmn alglardan etkilendiini savunan eletirel kuramla beraber, Ktada bar ve istikrar oluturmak amacyla karlksz insani mdahalelerde bulunan ve bunu sadece BM ile snrl kalmakszn lkesel olarak da salayan Trkiyenin askeri, salk, ekonomik vs alanlarda destek salamasnn uluslararas toplum teorisiyle aklanabilecei yine almada ifade edilmitir. alma, sadece g ve ticareti lt kabul eden realizm ve neoliberalizmden ok insana odaklanm olan Trkiyenin Afrikaya almn gerekletirirken de sadece devletler dzeyinde kalmadn, sivil toplumla (akademik, kltrel, ekonomik vs) beraber hareket ettiini rnekleriyle (TKA, Afrotrk, TASAM vs) beraber ele almtr. Tarihsel olarak ortak noktalara sahip Kta ile ilikilerinin ivme kazand Trkiye, bu ilikilerini ok boyutlu ve kazan-kazan politikalar sayesinde elde etmitir. likilerinin gelecei ise bu politikalara devam etmesine ve insan temelli anlayla halklar aras diyaloa en az devletler aras diyalog kadar nem vermesine baldr. Unutmamalyz ki, Akdenizin gney kysndan kuzey kysna baktnz zaman, orada Trkiye vardr. Fakat Trkiyeden gney kysna baktnzda da Afrika olduunu da unutmamakta fayda vardr ve Akdeniz, aslnda hepimizin ortak bir i denizidir. KAYNAKA Afrika'yla ticaret hacmi 16 milyar dolar, Star Gazetesi, 25 Mays 2010 Aybar: Afrika ile ilikilerde beyaz adam gibi davranmamal gereki olmalyz, Beykent niversitesi, http://busam.beykent.edu.tr/sayfagoster.aspx?sayfa=26&AspxAutoDetectCookieSupport=1 (Eriim tarihi: 27.12.2010) Babacan Jean Ping grmesi, haber7com, 17 Temmuz 2008

154

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

Fas Krall Bykelisi Abdullah Zagourun al konumas, Ankara niversitesi Afrika Aratrmalar Merkezi Al Treni, 3 Aralk 2008 ADLER, Emanuel (1997), Seizing the Middle Ground: Constrictivism in World Politics, European Jornal of International Relations, cilt 3, no 3 (September 1997) African Innovation Project (2010), http://www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.africaninnovationproject.com%2F&h=35fd 7 (eriim tarihi: 25.12.2010) AfroTrk (2010), www.afroturk.com (Eriim tarihi: 05.01.2011) AGMON, Marcy (1986), Defending the Upper Gulf: Turkey's Forgotten Partnership, Journal of Contemporary History, cilt. 21, No. 1 (January 1986) Ankara niversitesi Afrika Aratrmalar Merkezi (2010), www.acaum.org (Eriim tarihi: 05.01.2011) BOLUKBAS, Suha (1993), The Johnson Letter Revisited, Middle Eastern Studies, cilt. 29, No. 3 (July 1993) BOSTANOLU, Burcu ve Mehmet Akif Okur (2009), Uluslararas likilerde Eletirel Kuram, mge Kitabevi/Siyaset Dizisi, Ankara BULL, Hedley (1990), The Anarchical Society: A Study of Order in World Politics, Macmillan, Londra FT, Kemal (2010), Tarih, Kimlik ve Eletirel Kuram Balamnda Trk D Politikas, Siyasal Kitabevi, Ankara DATA, Ltf (2010), Trkiyenin Siyahlar bir araya geliyor, Gndem, zmirlife, say 105, (Mays 2010) ERKN, Feridun C. (1952), Turkey's Foreign Policy, Proceedings of the Academy of Political Science, cilt. 24, No. 4, (January 1952) Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits (2010), Yksek Lisans http://www.sbe.gazi.edu.tr/index.php?SolMenuId=9&lang=tr (eriim tarihi: 25.12.2010) Program,

HAJ, Mohamed El Hassan Ahmed El (2007), Trkiye ve Afrika lkeleri Diplomatik Temsilcileri Ortak Stratejik Vizyon Gelitirme Projesi, II. altay Sonu Raporu, Afrika lkeleri ve Trkiye Arasndaki Diplomatik likiler, TASAM, Stratejik Rapor No: 20, (Ekim 2007) HAZAR, Numan (2003), Kreselleme Srecinde Afrika ve Trkiye-Afrika likileri, Yeni Trkiye Yaynlar, Ankara HAZAR, Numan (2008), Trkiye'nin Afrika'ya Alm, Stratejik Analiz, say: 99, (Temmuz 2008) HSEYNOLU, Pnar (2008), Trkiye-Afrika Sivil Toplum Kurulular Forumu Bugn Balyor Trkiye Afrika likilerinde Tarihi Dneme, Basn Blteni, delog Halkla likiler, (13 Austos 2008) IPEK, Volkan (2010) Turkey-Africa relations between 1453-1919, Africa News,(30 November 2010)

155

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

NAT, Kemal ve Ali Balc (2007), D Politika: Gelenekselden Post-Moderne Teorik Perspektifler, Zeynep Da (der.), Uluslararas Politikay Anlamak, Alfa Yaynlar, stanbul Kadir Has niversitesi Ortadou ve Afrika Merkezi (2010), http://odam.khas.edu.tr/merkezin-misyonu.html (eriim tarihi: 25.12.2010) Merkezin Misyonu,

KARDA, Tuncay (2007), Gvenlik: Kimin Gvenlii ve Nasl?, Zeynep Da (der.), Uluslararas Politikay Anlamak, Alfa Yaynlar, stanbul KAVAS, Ahmet (2006), Osmanl-Afrika likileri, TASAM Yaynlar, stanbul KAVAS, Ahmet (2010), Trkiye-Afrika likileri: Bin Yl Aan Dostluk Kprs, http://www.tasamafrika.org/index.php/tr/arsiv/makaleler/233-tuerkiye-afrika-likileri-bin-yl-aan-dostlukkoepruesue.html (Eriim tarihi: 25.12.2010) KIZILARSLAN, Attila G. (2007), Trkiye ve Afrika lkeleri Diplomatik Temsilcileri Ortak Stratejik Vizyon Gelitirme Projesi, IV. altay Sonu Raporu, Afrika lkeleri-Trkiye Arasndaki Ekonomik likiler, Trkiye-Afrika likileri, TASAM, Stratejik Rapor No: 24, (Aralk 2007) LEFFLER, Melvyn P. (1985), Strategy, Diplomacy, and the Cold War: The United States, Turkey, and NATO, 1945-1952, Journal of American History, cilt.71, (March 1985) MACFIE, A. L. (1989), The Turkish Straits in the Second World War, 1939-45, Middle Eastern Studies, cilt. 25, No. 2 (April 1989) MANGO, Andrew (1995), Turkey in Winter, Middle Eastern Studies, cilt. 31, No. 3 (July 1995) OBA, Ali Engin (2008), Trkiye-Afrika likilerinde Yeni Bir Dnem Balarken, Stratejik Analiz, Ekim, Cilt 9, Say 102 Ortadou ve Afrika Aratrmaclar Dernei (2009), www.ordaf.org.tr (Eriim tarihi: 05.01.2011) CAL, Mehmet (2010), Trk Silahl Kuvvetlerinin Blgesel ve Kresel Gvenlik ve Bara Katks, Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Say: 28 Yl: 2010/1 ZKAN, Mehmet ve Birol Akgn (2010), Turkeys opening to Africa, Journal of Modern African Studies, cilt 48, no 4 SEZER, Hamiyet (2002), II. Abdlhamit Dneminde Osmanl'da Vilayet Ynetiminde Dzenleme GayretleriTrablusgarp rnei ve Ahmet Rasim Paa, http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/2307/2988.pdf?show STANLEY, Henry Morton (1890), In darkest Africa; or, The quest, rescue, and retreat of Emin, governor of Equatoria, New York C. Scribner's Sons, London Stratejik Aratrmalar Merkezi (2005), www.sam.gov.tr (Eriim tarihi: 05.01.2011) Stratejik Aratrmalar ve Analiz Merkezi (2008), www.cesran.org (Eriim tarihi: 05.01.2011) T.C. Dileri Bakanl (2011), Trkiye Afrika likileri, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrikailiskileri.tr.mfa (Eriim tarihi: 27.02.2011)

156

Say 31 Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Aralk 2011 Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi

TASAM (2007), Trkiye ve Afrika lkeleri Diplomatik Temsilcileri Ortak Stratejik Vizyon Gelitirme Projesi, IV. altay Sonu Raporu, Afrika lkeleri-Trkiye Arasndaki Ekonomik likiler, Stratejik Rapor No: 24, (Aralk 2007) TEPEBA, Ufuk (2010a), Sahra Alt Afrikann Artan nemi ve Trkiye, http://www.tasamafrika.org/index.php/tr/arsiv/makaleler/231-sahra-alt-afrikann-artan-oenemi-vetuerkiye.html (Eriim tarihi: 25.02.2011) TEPEBA, Ufuk (2010b), Trkiyenin Afrika Alm ve Trkiye-Afrika Birlii Zirvesi, http://www.tasamafrika.org/index.php/tr/arsiv/makaleler/251-tuerkiyenin-afrika-aclm-ve-tuerkiyeafrika--birlii-zirvesi.html (Eriim tarihi: 25.02.2011) The U.S. Agency for International Development (2005), U.S. Overseas Loans And Grants 1945-2008, Obligations and Loan Authorizations 1 July 1945-30 September 2005, CONG-R-0105, http://pdf.usaid.gov/pdf_docs/PNADH500.pdf (Eriim tarihi: 28.02.2010) Trk Asya Stratejik Aratrmalar Merkezi (2005), www.tasam.org.tr (Eriim tarihi: 05.01.2011) Trkiye Byk Millet Meclisi (2010), Tutanak Dergisi, 55inci Birleim, Dnem 23, Yl 4, (2 ubat 2010) Trkiye-Afrika birlii Zirvesi (2010), Trkiye-Afrika Ortakl in birlii erevesi, http://africa.mfa.gov.tr/framework-of-cooperation-for-africa-_-turkey-partnership.tr.mfa (Eriim tarihi: 16.01.2011) Trkiye-Afrika lkeleri Kltrel Sosyal ve Ekonomik birlii Dernei (2010), http://www.aksiad.org/index.php?option=com_content&view=article&id=58&Itemid=55 (Eriim tarihi: 02.01.2011) UAR, Ahmet (2007), Gney Afrikada Osmanllar, amlca Basm Yayn, stanbul Uluslararas likiler ve Stratejik Analizler Merkezi (2004), www.turksam.org (Eriim tarihi: 05.01.2011) Uluslararas Stratejik Aratrmalar Kurumu, Ortadou ve Afrika Aratrmalar Merkezi (2008), http://www.usak.org.tr/menu.asp?id=3&yid=63 (eriim tarihi: 25.12.2010) United Nations (1958), United Nations General Assembly Official Records, Agenda Item 63 Annexes Thirteenth Session, New York 1958, Document A/3853 v3 Document A/4075, UN Official Records, General Assembly 756th Meeting 24 September 1958, New York WALT, Stephen M. (1998), International Relations: One World, Many Theories, Foreign Policy, No.110, Special Edition: Frontiers of Knowledge, (Spring 1998) WENDT, Alexander (1992), Anarchy Is What States Make of It: The Social Construction of Power Politics, International Organization, cilt. 46, No. 2 (Spring 1992) YELBURSA, Behet K. (1999), Turkey's Participation in the Middle East Command and Its Admission to NATO, 1950-52, Middle Eastern Studies, cilt. 35, No. 4, Seventy-Five Years of the Turkish Republic (October 1999)

157

Asena BOZTA

Say 31 Aralk 2011

EXTENDED SUMMARY The basic question of the article that dwells on Turkeys Africa opening is: Why Turkey was opened to Africa after 1998? While constructing the theoretical background of given question, specific emphasis will be given to constructivist, critical and international community theories. Later, the impacts of international structure interacted with globalization on Turkish foreign policy will be clarified by the same approaches. Thereafter, the historical background of Turkeys Africa politics will be taken into account in two pillars; the process until 1998 and the Republican period. In this phase, how interstate structures and communal perceptions of Turkey were shaped by the conditions of the episode, how Turkey altered her foreign policy suitable to the Cold War developments, and how Turkey improved her relations with Africa will be enlightened. The answer of why and how Turkish foreign policy was transformed in the last period of TurkishAfrican relations as post-1998 will be represented again by given theories. In this context, Turkeys Africa policies which presumed humanitarian and peace interventions in the continent will be summoned by the international community theory. Through this theory, the fact that Turkey has not been considering Africa solely in terms of material means(as realism and neo-liberalism argue),but also, in terms of non-material intension containing civil society as the international community theory suggests. Once the theoretical foundations of whole history will be explained, an evaluation of Turkeys proactive policies on Africa will be made. Turkey owes her multidimensional and win-win policies she constructed after the Cold War if she has an accelerating set of relations with Africa today. The future of given relations depends on the continuation of these policies and the importance given to dialogue on the basis of humanity, besides interstate ones. One shall not forget that there is Turkey when we look at the northern coast of Mediterranean from its south. However, it should also be noted that Africa exists in the south of Turkey and it is in fact the inner sea belonging to each of us.

158

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

ORTARETMDE RENCLERNN SAHP OLDUKLARI NSAN DEERLER LE AKADEMK ERTELEME DAVRANILARININ BAZI DEKENLER AISINDAN NCELENMES
Ruhi YT Dr. Konya l Emniyet Mdr Yrd., KONYA Blent DLMA Yrd. Do.Dr. Seluk niversitesi, A.K. Eitim Fakltesi, KONYA ZET: Aratrmann amac, ortaretimde renim grmekte olan rencilerin sahip olduklar insani deerler ile akademik erteleme davranlarnn, cinsiyet, ya, snf, renim grlen okulun tr, anne eitim ve baba eitim durum deikenlerine gre incelenmesidir. Aratrma ilikisel tarama modeline uygun olarak yaplmtr. Aratrmann alma evreni Konya ilinde yer alan ortaretimde renim grmekte olan rencilerden olumaktadr. Aratrmann alma grubu ise, Konya merkez ilelerinde yer alan alt farkl ortaretim kurumunda renim grmekte olan 289 kz, 344 erkek renci olmak zere toplam 633 renciden olumaktadr. Aratrma grubu belirtilen ortaretim kurumlarda renim grmekte olan renciler arasndan tesadfi kme rnekleme yntemi ile seilmitir. Aratrmann veri toplama aralar olarak, Dilma (2007), tarafndan gelitirilen nsani Deerler lei ile rencilerin akademik erteleme davranlarn belirlemek amacyla, akc (2003) tarafndan gelitirilen Akademik Erteleme lei kullanlmtr. Aratrmada rencilerin akademik erteleme ile insani deerler leinin alt boyutlar arasndaki ilikiyi belirlemek amacyla Pearson momentler arpm korelasyon kat says teknii kullanlmtr. nsani deerler leinin, akademik erteleme davranlarnn yordama gcn belirlemek amacyla Regresyon teknii kullanlmtr. rencilerin insani deerler ile akademik erteleme ile cinsiyet deikenleri arasndaki farkllamann olup olmadn belirlemek amacyla da t testi, snf, anne eitim, baba eitim, rencilerin okul tr deikenine gre insani deerler lei alt boyutlarnn ile akademik erteleme davrannn farkllap farkllamadn belirlemek anacyla da Varyans analizi yaplmtr. Aratrmadan elde edilen bulgulara bakldnda, akademik erteleme ile insani deerler leinin alt boyutlar arasnda ilikinin olduu, insani deerler leinin alt boyutlarnn akademik erteleme davrann yordama gcne sahip olduu bulgusu grlmektedir. Anahtar Kelimeler: Orta retim renciler, insani deerler, akademik erteleme

THE STUDY OF ACADEMIC PROCRASTINATION BEHAVIOURS AND HUMAN VALUES OF THE STUDENTS OF SECONDARY EDUCATION IN TERMS OF SOME VARIABLES
ABSTRACT: The purpose of this study is to investigate the academic procrastination behaviors and human values of the students of secondary education by gender, age, class, school type and parental educational background. The study was conducted using general survey model. The universe of the study is the students attending secondary education schools in Konya. 289 female and 344 male students, 633 in total, attending six different secondary education schools in central districts of Konya

159

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

participated in the study. For the research group, students attending these secondary schools were selected randomly. Human Values Scale developed by Dilma (2007) and Academic Procrastination Scale developed by akc (2003) to determine the academic procrastination behaviors of students were the tools used in order to collect data. the Pearson product-moment correlation coefficient was used to determine the relationship between the lower dimensions of human values scale and academic procrastination scale. Regression technique was used for the prediction of academic procrastination behavior of human values scale. T test was conducted to find out if there was a difference between human values and academic procrastination and gender; and variance analysis was performed to determine if there was a difference between lower dimensions of human values scale and academic procrastination and the variables of class, parental educational background and school type of students. When the findings were examined, it was seen that there was a difference between lower dimensions of human values and academic procrastination scales; and lower dimensions of human values scale could predict the academic procrastination behavior. Keywords: Secondary school students, human values, academic procrastination GR nsan, evresindeki varlklar anlamlandrmada kendisine zg belirli ltler kullanr. Bu ltler kimi zaman duyu organlarnn kimi zaman da duygusal ynn bir rndr. Duyu organlar ile elde ettii zellikleri varlklar tanmlamada kullanan insan, o varla nem atfetmede, kymet bimede duygusal olarak sahip olduu izlenimlerden yararlanr. Duygusal olarak sahip olunan bu izlenimlere genel olarak deer ad verilir (Yeil ve Aydn, 2007). Bu ynyle deerler, birey ve toplumu, evresindeki olgu ve olaylara anlam verme, nem atfetme, deer bime ve kendine konum belirlemeye ynelik ltler sunan zellikler olarak ynlendirme gcne sahiptir. Deer kavramnn ok deiik disiplinlere girmi olmas ve pek ok kuramcnn deer kavramn eitli kavramlarla ilikilendirerek aklamaya almas bu kavramn tanmn olduka gletirmektedir (Dilma, 2007; Dilma, Kulakszolu ve Eki, 2007). Bu yzden deer kavramnn yeterince akla kavuturulduu sylenemez (Ulusoy, 2007). Dunlop (1996), deer kavramn, ksaca nesnelerin nitelikleri olarak tanmlamtr. Deerler bireyin yaamndaki farkl etmenlere ykledii nemdir (Aydn, 2001). Fitchere gre (1994) deerler, kltr ve topluma anlam ve nem veren ltler olarak da ifade edilmektedir. . Deerler, genel olarak bireyin dier bireylerle ilikilerinde belirli durumlar tercih etme eilimi olarak tanmlanabilir (Hofstede, 1991). Deerler, bireylerin ideal davran tarzlar ya da yaam amalar hakkndaki inanlar olup, davrana farkl tarzlarda rehberlik eden ok ynl standartlar olarak ifade edilmenin yan sra, bir eyin arzu edilebilir (iyi) ya da edilemez (kt) olduu hakkndaki inan olarak da ifade edilmektedir (Gngr, 1998; Rokeach, 1973). Schwartz (1992)e gre, toplumsal evreye uyum iin gerekli olan bilgi, beceri ve tutumlarn banda, iinde yaanlan toplumun deerleri ve bu deerlerin verilmesi gerektii okullar gelmektedir. Deerler, iyi, kt ayrmyla ilgili olup birey ya da gruplarn dier alternatifler arasnda bilinli olarak setikleri ideal ya da arzu edilen davran kalplarn belirlemektedirler. Buna gre deerler ulalmas kolaylkla olanakl olan deil de daha ok ulalmas istenilen idealleri temsil etmektedir. Deerlerin iaret ettikleri ideal hedefler, drstlk, baar gibi kazanlmas arzulanan soyut davran biimleridir (Bozkurt, 1996). Deerler insanlarda var olan tutumlar ve insanlarn davranlarn tm alglama ve davran ekillerini etkilemekle (Ayral, 1992) birlikte, insanlarn sahip olduklar tutumlar ve davranlarnn belirlenmesi ve ynlendirilmesi konusunda da nemli bir

160

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

fonksiyona sahiptir (Kulakszoglu ve Dilma, 2000; Dilma, Kulakszolu ve Eki, 2007). Deerler, bilinli ya da bilinsiz, szel ya da sembolik olarak seimlerimize rehberlik eden; bilisel, duyusal ve davransal yarglarmz iin lt tekil eden bireysel ya da toplumsal olarak sahip olduumuz inanlardr. Deerler toplumlar etkiledii gibi toplumlar da deerleri etkileme gcne sahiptir (Shearman, 2008). Deerlerin oluumunda bireylerin yetitirili biimleri ve kiilik yaplar nemli bir rol oynar. zellikle bireysel farkllklar temelinde kiilik yaplar deer yaplaryla paralellik gstermektedir (Bilsky ve Schwartz, 1994). rencilerin sahip olmalar gereken duyusal zelliklerin yan sra sahip olmas gereken bir dier zellik ise sorumluluklarn yerine getirme davranlardr. Bir dier deyile rencilerin gerek genel erteleme gerekse akademik erteleme davranlarn yapmamalardr. rencilerin sahip olduklar insani deerlerin alt boyutlarndan olan sorumluluk kavram, erteleme davranlarnn renciler tarafndan yaplmamas ve sorumluluklarn yerine getirilme srecinde nemli bir etkiye sahip olduunu sylememiz mmkndr. Erteleme kavram, Milgram ve Tene (2000), ileri son ana ertelemeyi, geciktirmeyi ve bununla ilgili olarak da grevleri yapmaktan ve karar vermekten kanmay bireyde kiilik zellii (trait) ya da davransal-durumsal (situational) bir eilim olarak tanmlamlardr. Alan yaznna bakldnda erteleme davran eklinin ilk olarak akademik alanlar ierisinde gsterilen durumsal bir zellik olarak akademik erteleme davran ve bir dieri ise kiilik zellii olarak gsterilen kronik erteleme (trait procratination) olmak zere yaygn iki tr bulunmaktadr ( Milgram ve di., 1988; Aydoan, 2008). Bu balamda baktmz zaman akademik erteleme ise; akademik ertelemeyi bireylerin hemen hemen her zaman akademik sorumluluklarn ya da grevlerini ertelemelerinden dolay kayg hissetmeleri olarak tanmlamaktadr (Solomon ve Rothblum, 1984; akt; Balks, 2006). Erteleme davrannn eitli psikiyatrik sendromlarla ilikili olduu bilinmektedir (Ferrari, Johnson ve McCown, 1995). Bu davran ciddi akademik baarszlklara ve ilikiler iinde nemli problemlere yol aabilir (Sweitzer, 1999). Ferrari, Johnson ve McCown (1995), erteleme ve kendine zarar verme, grevden kanma, mkemmeliyetilik, irrasyonel dnceler ve depresyon arasnda pozitif ilikiler bulmulardr. Akademik erteleme davran tipik olarak; akademik greve balama ya da tamamlamay bir sonraki gne brakmada irrasyonel bir eilim olarak tanmlanmaktadr (Senecal ve di., 2003). Akademik erteleme davran; tiksindirici olarak alglanan grevlerden ve sonularndan kanmadr, kii iin negatif sonular olduu grnmektedir (Ferrari ve di., 1995). Yaplan almalar sonucunda, beenilmeyen zor gelen grevlerin rencilerin iin daha fazla ertelendii ve kiinin baarszlk yaayaca bir grevden daha fazla kanma eiliminde olduunu syleyebiliriz (Aydoan, 2008). Bu balamda aratrmamzn amac, ortaretimde renim grmekte olan rencilerin sahip olduklar insani deerler ile akademik erteleme davranlarnn, cinsiyet, ya, snf, renim grlen okulun tr, anne eitim ve baba eitim durum deikenlerine gre incelenmesidir.

Yntem alma Evreni ve Grubu Bu aratrma genel tarama modeline uygun olarak yaplmtr. Aratrmann alma evreni Konya ilinde yer alan ortaretimde renim grmekte olan rencilerden olumaktadr. Aratrmann alma grubu ise, Konya merkez ilelerinde yer alan alt farkl ortaretim kurumunda renim grmekte olan 289

161

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

kz, 344 erkek renci olmak zere toplam 633 renciden olumaktadr. Aratrma grubu belirtilen ortaretim kurumlarda renim grmekte olan renciler arasndan tesadfi kme rnekleme yntemi ile seilmitir. Veri Toplama Aralar nsani Deerler lei (D): Bu aratrmada, rencilerin insani deerlerini belirlemede, Dilma (2007), tarafndan ortarenim dzeyindeki rgenciler (ergenler) iin gelitirilen nsani Deeler lei (D) kullanlmtr. lekte, insani deerler sreci a. Sorumluluk (7 madde) b. Dostlu/Arkadalk (7 madde) c. Bar Olma (7 madde) d. Sayg (7 madde) e. Hogr (7 madde) f. Drstlk (7 madde) olarak alt boyutta toplam 42 madde ile llmektedir. Bu lek bireysel veya gruplar halinde uygulanabilen Likert tipi bir lektir. lekteki maddeler be basamakl Likert Tipi (A: Hibir Zaman, B: Nadiren, C: Arasra, D: Sk Sk, E: Her Zaman) bir dereceleme lei seklinde ifade edilmitir. Maddeler A:1- B:2- C:3- D:4- E:5 seklinde puanlanmtr. Puanlarn artmas/azalmas bireylerin insani deerler daha fazla sahip olduunu/olmadn gstermektedir. D nn gvenirlik almas iin i tutarllk katsaylar (Cronbach Alpha) hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Sorumluluk alt leinin i tutarllk katsays alfa: .73 olarak hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Dostluk/Arkadalk alt leinin i tutarllk katsays alfa: .69 olarak hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Bar Olma alt leinin i tutarllk katsays alfa: .65 olarak hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Sayg alt leinin i tutarllk katsays alfa: .67 olarak hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Drstlk alt leinin i tutarllk katsays alfa: .69 olarak hesaplanmtr. 7 maddeden oluan Hogr alt leinin i tutarllk katsays alfa: .70 ve 42 maddelik tm lek iin i tutarllk katsays ise alfa. 92 bulunmutur. Bu kararllk katsaylar Sorumluluk iin. 73, Dostluk/Arkadalk iin. 91, Bar Olma iin. 80, Sayg iin. 88, Drstlk iin. 75, Hogr iin. 79 olarak bulunmutur. lein tm iin kararllk katsays: . 87 bulunmutur. Akademik Erteleme lei: rencilerin akademik erteleme davranlarn belirlemek amacyla, akc (2003) tarafndan gelitirilen Akademik Erteleme lei kullanlmtr. Akademik Erteleme lei, rencilerin renim yaantlarnda yapmakla sorumlu olduklar grevleri ieren ( ders alma, snavlara hazrlanma, proje hazrlama gibi ) 12 olumsuz, 7 olumlu olmak zere 19 ifadeden olumaktadr. Bulekte yer alan ifadelere verilen tepkiler beni hi yanstmyor, beni ok az yanstyor, beni biraz yanstyor, beni ounlukla yanstyor, beni tamamen yanstyor biiminde olmak zere be basamakl Likert tipinde derecelendirilmektedir. Akademik erteleme leinin Cronbach alpha gvenirlik katsays .92 olarak bulunmutur. lein birinci faktr iin hesaplanan Cronbach alfa katsays .89, ikinci faktr iin hesaplanan Cronbach alfa katsays .84dr. Spearman Brown iki yarm test gvenirlii, 10 maddelik birinci yarm test iin .87 , 9 maddelik ikinci yarm test iin .86 olmak zere toplam .85 olarak hesaplanmtr. Akademik Erteleme leinin 65 lise rencisine on yedi gn ara ile uygulanmasndan hesaplanan test-tekrar korelasyon katsays .89 olarak bulunmutur.lein test-tekrar test gvenirlik katsays birinci faktr iin .80 , ikinci faktr iin .82 olarak hesaplanmtr (akc, 2003).

162

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

Verileri Analizi Aratrmada rencilerin akademik erteleme ile insani deerler leinin alt boyutlar arasndaki ilikiyi belirlemek amacyla Pearson momentler arpm korelasyon kat says teknii kullanlmtr. nsani deerler leinin, akademik erteleme davranlarnn yordama gcn belirlemek amacyla Regresyon teknii kullanlmtr. rencilerin insani deerler ile akademik erteleme ile cinsiyet deikenleri arasndaki farkllamann olup olmadn belirlemek amacyla da t testi, snf, anne eitim, baba eitim, rencilerin okul tr deikenine gre insani deerler lei alt boyutlarnn ile akademik erteleme davrannn farkllap farkllamadn belirlemek anacyla da Varyans analizi yaplmtr. BULGULAR Bu blmde ortaretim kurumlarnda renim grmekte olan rencilerine uygulanan insani deerler ve akademik erteleme lei ve kiisel bilgi formundan elde edilen veriler zerinde yaplan istatistiksel analizler sunulmutur.

Tablo 1: Akademik Erteleme ile nsani Deerler Arasndaki liki Sorumluluk Dostluk/Arkadalk Barc Olma Akademik r Erteleme *p<.05; **p<.01 0.391** -0.001 0.314** Sayg 0.281** Drstlk Hogr 0.211** 0.192**

Tablo 1incelendiinde akademik erteleme lei puanlar ile insani deerler leinin sorumluluk, bar olma, sayg, drstlk ve hogr alt boyutlar arasnda pozitif ynde iliki olduu grlmektedir. Dostluk/Arkadalk alt boyutunda iliki yoktur. Tablo 2: Akademik Ertelemenin nsani Deerler Alt Boyutlarn Yordama Gc Model Deer Deiken Sorumluluk Dostluk/Arkadalk Barc Olma Sayg Drstlk Hogr

R
0.46 Std. Edilmemi Beta 0.884 -0.556 0.414 0.047 0.262 0.283

R2
0.20

F
27.93**

Std. Hata 0.127 0.108 0.128 0.034 0.128 0.129

Std. Beta 0.322 -0.201 0.148 0.017 0.081 0.086

T 6.95 -5,145 3.23 0.352 2.05 2.19

P 0.000 0.000 0.001 0.725 0.040 0.028

163

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 2den anlald zere; regrasyon analizi sonularna gre, insani deerler lei alt boyutlar, akademik ertelemeyi 0.20 dzeyinde aklamaktadr. Yani insani deer leinin alt boyutlarnn, akademik ertelemeyi aklama gc 0.20 dir. Her ne kadar bu deer yksek saylamayacak dzeyde olsa da =0.01 dzeyde manidardr (F=27.93). Bu durum, akademik ertelemeye ilikin deerlerin 0.20 si insani deerler leinin alt boyutlarndan kaynaklanrken geri kalann aratrmaya dhil edilmeyen deikenlerden kaynakland eklinde yorumlanabilir. Ayrca, insani deerler leinin alt boyutlarna ait t deerleri incelendiinde, birinci alt boyut (sorumluluk) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakta (t=6.95), ikinci alt boyut (dostluk/arkadalk) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakta (t=-5,145), nc alt boyut (bar olma) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakta (t=-3.23), beinci alt boyut (drstlk) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakta (t=-2.05), altnc alt boyut (hogr) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakta (t=-2.19), insani deerler leinin sayg alt boyutu ise, akademik ertelemeyi aklamamaktadr. Tablo 3. Cinsiyet Deikenine Gre nsani Deerlerin Alt Boyutlarna Ait t Testi Sonular Deerler Cinsiyet Kz Sorumluluk Erkek Dostluk/Arkadalk Kz Erkek Bar Olma Kz Erkek Sayg Kz Erkek Kz Drstlk Erkek Hogr *p<.05 **p<.01 Kz Erkek 9 34 4 28 9 34 4 28 9 34 4 28 9 34 4 28 9 34 4 28 9 34 4 6 9 23.6 5 4 24.1 0 3.5 7 25.4 0 4.2 1.702 6 26.6 7 3.8 6 25.8 4 3.9 3.990** 5 26.2 2 4.5 6 24.5 2 4.8 1.023 0 26.3 5 4.4 6 27.8 4 4.5 5.054** 3 28.8 8 4.3 2.903** n 28 6 24.9 7 4.8

X
26.0 8

Ss 4.7 4.4

3.065**

164

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

Tablo 3 incelendiinde, insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk alt boyutunda kz rencilerinin ortalamalarnn X = 26.06, erkek rencilerinin ortalamasnn ise, X = 24.93 olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=3.065, p<.01) .01 dzeyinde anlaml bir fark ifade ettii grlmektedir. Bu bulgu iki grup arasnda 0.01 dzeyinde anlaml bir fark olduunu gstermektedir. Dostluk/Arkadalk alt boyutunda kz rencilerinin aritmetik ortalamalar X = 28.86, erkek rencilerin ortalamas ise, X = 27.80 olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=2.903, p<.01) .01 dzeyinde anlaml bir fark ifade ettii grlmektedir. nsani Deerler leinin bir dier alt boyutu bar olma kz rencilerin aritmetik ortalamalarnn X = 26.36, erkek rencilerin ortalamas ise, 25,80 olduu grlmektedir. . Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=5.054, p<.01) .01 dzeyinde anlaml bir fark ifade ettii grlmektedir. Bu bulgu iki grup arasnda 0.01 dzeyinde anlaml bir fark olduunu gstermektedir. nsani Deerler leinin sayg alt boyutunda kz rencilerinin ortalamalarnn X = 26.26, erkek rencilerinin ortalamasnn ise, X = 25.86 olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=3.990, p<.01) 0.01 dzeyinde anlaml bir farkllk grlmemektedir. Drstlk alt boyutunda ise kz rencilerinin ortalamalarnn

X = 26.67, erkek rencilerinin ortalamasnn ise, X = 25,44, olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=3.990, p<.01) .01 dzeyinde anlaml bir fark ifade ettii grlmektedir. Bu bulgu iki grup arasnda 0.01 dzeyinde anlaml bir fark olduunu gstermektedir. nsani Deerler leinin son alt boyutu olan hogr at
boyutunda ise, kz rencilerinin ortalamalarnn X = 24.19, erkek rencilerinin ortalamasnn ise, hesaplanan t deerinin (t=1.702, p<.01) .01 dzeyinde anlaml bir farkllk grlmemektedir.

X = 23.66, olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla
Tablo 4. Cinsiyet Deikenine Gre Akademik Erteleme leine Ait t Testi Sonular Deerler Cinsiyet Kz Akademik Erteleme Erkek 9 34 4 8 n 28 1 59.5 0

X
61.3 7

Ss 13.5 12.0 1.733

*p<.05

**p<.01

Akademik Erteleme leinin, kz rencilerinin ortalamalarnn

X = 61.31, erkek rencilerinin

ortalamasnn ise, X = 59.58, olduu grlmektedir. Ortalamalar arasndaki farkn anlamlln ortaya koymak amacyla hesaplanan t deerinin (t=1.733, p>.01) .01 dzeyinde anlaml bir farkllk grlmemektedir.

165

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 5: Ya Deikenine Gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Baml Deiken Ya N Ss F LSD X 15 226 25.51 4.85 16 246 25.39 4.59 Sorumluluk .028 17 138 25.46 4.34 18 23 25.35 5.25 15 226 28.40 4.67 16 246 28.37 4.49 Dostluk/Arkadalk 1.104 17 138 28.75 4.76 18 23 29.35 4.66 15 226 25.50 4.68 16 246 25.28 4.55 Bar Olma .237 17 138 24.46 4.36 18 23 24.78 5.10 15 226 26.35 4.64 16 246 26.20 4.73 Sayg 1.460 17 138 25.48 4.28 18 23 25.00 6.22 15 226 26.04 3.90 16 246 25.82 3.93 Drstlk .493 17 138 26.11 3.82 18 23 26.74 4.82 15 226 24.21 3.85 16 246 23.99 3.82 Hogr 1.700 17 138 23.37 3.80 18 23 23.13 3.87 *p<.05 **p<.01 Ya deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda ya deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, sayg, drstlk ve hogr alt boyutlarnn hibirinde puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllk saptanmamtr. Tablo 6: Ya Deikenine Gre Akademik Erteleme lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Ss F LSD Baml Deiken Ya N X 15 226 62.84 13.15 16 246 58.93 11.72 4.99 15-18 Akademik Erteleme 17 138 59.64 12.32 18 23 56.04 18.04 *p<.05 **p<.01

166

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

Tablo 6 incelendiinde ortaretim rencilerinin akademik ertelemenin ya deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik erteleme (F= 4.99, p<.05) gre anlaml dzeyde farkllama gsterdii bulunmutur. Yaplan analiz sonucunda rencilerin ya deikenine gre akademik erteleme puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda on be yanda olan rencilerin puan ortalamalar on sekiz yandaki rencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Tablo 7. Snf Deikenine Gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Baml Deiken Snf N Ss F LSD X 9 312 25.55 4.82 Sorumluluk 10 204 25.44 4.22 .277 11 117 25.18 4.92 9 312 28.26 4.73 Dostluk/Arkadalk 10 204 28.96 3.94 5.795 11 117 27.15 5.20 9 312 25.25 4.63 Bar Olma 10 204 25.65 4.35 .523 11 117 25.26 4.78 9 312 26.52 4.84 Sayg 10 204 25.82 4.16 4.001* 9-11 11 117 25.15 4.93 9 312 25.90 3.90 Drstlk 10 204 26.15 3.75 .267 11 117 26.01 4.31 9 312 23.94 3.78 Hogr 10 204 24.17 3.82 1.725 11 117 23.34 4.09 *p<.05 **p<.01 Snf deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sayg alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde (F= 4.001, p<.05) farkllat saptanmtr. Yaplan analiz sonucunda rencilerin snf deikenine gre insani deerler leinin sayg puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda dokuzuncu snf rencilerin puan ortalamalar on birinci snf rencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Snf deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, drstlk ve hogr alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr.

167

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 8: Snf Deikenine Gre Akademik Erteleme lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Ss F LSD Baml Deiken Snf N X 9 312 61.22 12.26 10 204 59.73 12.54 1.34 Akademik Erteleme 11 117 59.21 14.31 *p<.05 **p<.01 Tablo 8 incelendiinde ortaretim rencilerinin akademik ertelemenin snf deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik erteleme (F= 1.34, p>05) gre anlaml dzeyde farkllama saptanmamtr. Tablo 9. Ortaretim Kurumu Tr Deikenine Gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Ss F LSD Baml Deiken Kurum N X (1)Meslek 118 24.8 5.26 Sorumluluk (2)Genel 227 24.72 4.67 1.291 (3)Anadol 268 25.45 4.32 (1)Meslek 118 27.53 5.99 Dostluk/Arkadalk (2)Genel 227 28.29 4.17 2.176 (3)Anadol 268 28.60 4.30 (1)Meslek 118 24.75 5.54 Bar Olma (2)Genel 227 25.25 4.36 2.259 (3)Anadol 268 25.75 4.30 (1)Meslek 118 25.86 6.07 Sayg (2)Genel 227 26.30 4.47 .603 (3)Anadol 268 25.90 4.67 (1)Meslek 118 23.31 4.49 Drstlk (2)Genel 227 26.34 3.96 5.413 2-1 (3)Anadol 268 26.15 3.54 (1)Meslek 118 23.31 4.40 Hogr (2)Genel 227 23.94 3.93 1.825 (3)Anadol 268 24.12 3.52 *p<.05 **p<.01 renim grlen ortaretim kurum trne gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan drstlk alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde (F= 5.413 p<.05) farkllat saptanmtr. Yaplan analiz sonucunda rencilerin renim grlen ortaretim kurum trne deikenine gre akademik erteleme puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda genel lise snf rencilerin puan ortalamalar meslek lisesirencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Snf deikenine gre nsani Deerler

168

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, sayg ve hogr alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr. Tablo 10: Ortaretim Kurumu Tr Deikenine Gre Akademik Erteleme lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Ss F LSD Baml Deiken Kurum N X (1)Meslek 118 57.69 16.64 (2)Genel 227 61.53 13.26 3.649 2-1 Akademik Erteleme (3)Anadol 268 60.49 9.88 *p<.05 **p<.01 Tablo 10 incelendiinde ortaretim rencilerinin akademik ertelemenin ortaretim kurumu tr deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik erteleme (F= 3.649, p<.05) gre anlaml dzeyde farkllama gsterdii bulunmutur. Yaplan analiz sonucunda rencilerin ya deikenine gre akademik erteleme puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda genel lisede renim gren rencilerin puan ortalamalar meslek lisesinde renim gren rencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Tablo 11: Anne Eitim Deikenine Gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Anne Ss F LSD N Baml Deiken X Eitim (1)lkr. 361 25.88 4.55 Sorumluluk (2)Ortat. 198 25.22 4.66 5.566 (3)niver. 74 23.97 4.79 (1)lkr. 361 28.39 4.81 Dostluk/Arkadalk (2)Ortat. 198 28.42 4.22 1.552 (3)niver. 74 27.39 4.66 (1)lkr. 361 25.56 4.56 Bar Olma (2)Ortat. 198 25.10 4.55 .687 (3)niver. 74 25.22 4.69 (1)lkr. 361 26.42 4.32 Sayg (2)Ortat. 198 25.68 5.13 3.009* 1-2 (3)niver. 74 25.20 4.91 (1)lkr. 361 26.36 3.78 Drstlk (2)Ortat. 198 2573 3.88 4.6330 1-3 (3)niver. 74 24.96 4.52 (1)lkr. 361 24.05 3.72 Hogr (2)Ortat. 198 23.69 4.03 .664 (3)niver. 74 23.73 4.13 *p<.05 **p<.01

169

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

rencilerin anne eitim trne gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda anne eitim deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sayg (F= 3.009 p<.05) ve drstlk alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde (F= 4.6330 p<.05) farkllat saptanmtr. Yaplan analiz sonucunda anne eitim deikenine gre sayg alt boyutu puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda sayg alt boyutunda ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar ortaretim mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Drstlk alt boyutunda da, ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar niversite mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Anne eitim deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda anne eitim deikeninin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma ve hogr alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr. Tablo 12: Anne Eitim Deikenine Gre Akademik Erteleme lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Anne Ss F LSD N Baml Deiken X Eitim (1)lkr. 361 60.83 12.12 (2)Ortat. 198 60.74 14.20 2.692 Akademik Erteleme (3)niver. 74 57.15 11.39 *p<.05 **p<.01 Tablo 12 incelendiinde ortaretim rencilerinin anne eitim snf deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik erteleme (F= 2.692, p>05) gre anlaml dzeyde farkllama saptanmamtr. Tablo 13: Baba Eitim Deikenine Gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Baba Ss F LSD N Baml Deiken X Eitim (1)lkr. 205 26.10 4.58 (2)Orta. 219 25.60 4.55 Sorumluluk 3.541* 1-2, 1-4 (3)niv. 176 24.62 4.74 (4)Lisst. 33 24.82 4.72 (1)lkr. 205 28.45 4.75 (2)Orta. 219 27.73 4.82 Dostluk/Arkadalk 1.712 (3)niv. 176 28.66 4.37 (4)Lisst. 33 28.85 3.49 (1)lkr. 205 25.47 4.80 (2)Orta. 219 25.21 4.22 Bar Olma .144 (3)niv. 176 25.47 4.77 (4)Lisst. 33 25.40 4.30 Sayg (1)lkr. 205 26.55 4.40 1.262

170

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

(2)Orta. (3)niv. (4)Lisst. (1)lkr. (2)Orta. Drstlk (3)niv. (4)Lisst. (1)lkr. (2)Orta. Hogr (3)niv. (4)Lisst. *p<.05 **p<.01

219 176 33 205 219 176 33 205 219 176 33

25.91 25.76 25.42 26.77 25.53 26.02 24.24 24.40 23.38 24.05 23.48

4.64 5.09 4.01 3.86 3.80 4.02 3.74 3.87 3.62 4.18 3.27

5.997**

1-3, 1-2

2.708*

1-2,1-4

rencilerin baba eitim trne gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda baba eitim deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk (F= 3.541 p<.05) ,drstlk alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde (F= 5.997 p<.01) ve Hogr alt boyutu boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde (F= 2.708 p<.05) farkllat saptanmtr. Yaplan analiz sonucunda anne eitim deikenine gre insani deerler lei alt boyutlarnn puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Yaplan analiz sonucunda sayg alt boyutunda ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar ortaretim mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Drstlk alt boyutunda da, ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar niversite mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Hogr alt boyutunda da, ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar yksek bulunmutur. Anne eitim deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda anne eitim deikeninin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk ve bar olma alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr.

Tablo 14: Baba Eitim Deikenine Gre Akademik Erteleme lei Alt Boyutlar Varyans Analizi ve LSD Testi Sonular Baba Ss F LSD N Baml Deiken X Eitim (1)lkr. 205 62.82 12.80 (2)Orta. 219 60.04 12.15 4.670* Akademik Erteleme (3)niv. 1-2, 1-3 176 58.61 13.18 (4)Lisst. 33 56.73 12.00 *p<.05 **p<.01 Tablo 14 incelendiinde ortaretim rencilerinin baba eitim deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda baba eitim dzeyleri ile akademik erteleme (F= 4.670 , p<05) gre anlaml dzeyde farkllama gstermektedir.

171

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Yaplan analiz sonucunda rencilerin baba eitim deikenine gre akademik erteleme puan ortalamalarnn arasndaki farklln kaynann bulunmas amacyla LSD testi yaplmtr. Babalarn eitim durumuma gre ilkretim mezunu olan babalarn puan ortalamalar yksek bulunmutur TARTIMA VE SONU Ortaretim rencilerinin sahip olduklar insani deerler ile akademik erteleme davranlarnn baz deikenler asndan incelenmesinden elde edilen bulgular nda aada tartma sureci gerekletirilmitir. Ancak yaplan literatr almalarnda gerek alma grubu gerekse de kullanlan lme aralar baznda benzer aratrma sonularna rastlanamamtr. Bu dorultuda; alandaki almalarn bir ksm, aratrmamzn tartma ksmna katk salamtr. Aratrma sonucunda elde edilen bulgulara bakldnda akademik erteleme lei puanlar ile insani deerler leinin sorumluluk, bar olma, sayg, drstlk ve hogr alt boyutlar arasnda pozitif ynde iliki olduu grlmektedir. Dostluk/Arkadalk alt boyutunda iliki yoktur.. Dilma, Hamarta, Yiit, Yldz ve Bykyldrm (2011), tarafndan gerekletirilen bir aratrmada ise, ayn ya gurubuna ynelik olup kullanlan lm aralarndan insani deerler leinin ayn olduu, ortaretim rencilerinin deer tercihleri ile fonksiyonel olmayan tutumlarnn arasndaki ilikinin incelenmesine ynelik gerekletirilen aratrma bulgusuna bakldnda fonksiyonel olmayan tutumlar lei mkemmelci tutum alt boyutunun insani deerler leinin sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma ve hogr alt boyutlar ile manidar bir ilikiye sahip olduu grlmektedir. En yksek iliki sorumluluk alt boyutunda yer almaktadr. Fonksiyonel olmayan tutum leinin onaylama ihtiyac alt boyutunun insani deerler leinin sorumluluk, bar olma, sayg ve hogr alt boyutlar ile manidar bir ilikiye sahip olduu grlmektedir. En yksek iliki sayg alt boyutunda yer almaktadr. Fonksiyonel olmayan tutum leinin bamsz tutum alt boyutunun insani deerler leinin sorumluluk ve hogr alt boyutlar ile manidar bir ilikiye sahip olduu grlmektedir. En yksek iliki hogr alt boyutunda yer almaktadr. Fonksiyonel olmayan tutum leinin deiken tutum alt boyutunun insani deerler leinin sadece hogr alt boyutu ile manidar bir ilikiye sahip olduu grlmektedir. Bu aratrma bulgu, aratrmamzdan elde etmi olduumuz bulgumuzu dorudan destekler nitelikte olmasa, dolayl olarak iliki olduunu varsaymamz mmkndr. Dilma, Deniz ve Deniz (2009), tarafndan gerekletirilen bir aratrmada rencilerin z anlay puanlar ile deerler leinin baar, hazclk, z denetim ve uyarlma, evrensellik, yardmseverlik, uyum ve gvenlik alt boyutlar arasnda pozitif iliki olduu grlmektedir. Aratrma bulgusundan da anlald gibi problemlerine mantkl zm arama olarak tanmlanan z-anlay ile rencilerin sahip olduklar deerler arasnda pozitif iliki olduu ifade edilmitir. Bu aratrma bulgular da, elde edilen aratrma bulgularn da dolaylda olsa destekler niteliktedir. Aratrmann ikinci bulgusuna bakldnda, insani deer leinin alt boyutlarnn, akademik ertelemeyi aklama gcne sahiptir. Ayrca, insani deerler leinin alt boyutlarna ait t deerleri incelendiinde, birinci alt boyut (sorumluluk), ikinci alt boyut (dostluk/arkadalk), nc alt boyut (bar olma), beinci alt boyut (drstlk) ve alt boyut (hogr) akademik ertelemeyi manidar ekilde aklamakla birlikte, insani deerler leinin sayg alt boyutu ise, akademik ertelemeyi aklamamaktadr. akc (2003), 260 lise ve 287 niversite olmak zere toplam 587 renci zerinde

172

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

yapt almada; lise rencilerinde ana-baba okul baars deerlendirme ve okul baarsndan doyum dzeyi, kiinin kendisine ynelik mkemmeliyetilii ve kiinin bakalarnn kendisinden beklentileri ile ilgili mkemmeliyetiliinin akademik ertelemenin nemli yordayclar olduu belirlenmitir. niversite rencilerinde de akademik baarnn, kiinin kendisine ynelik mkemmeliyetiliinin ve kiinin bakalarnn kendisinden beklentileri ile ilgili mkemmeliyetiliinin akademik ertelemenin nemli birer yordayc olduu belirlenmitir. Bu aratrma bulgusu, aratrmamzn bulgusunu dorudan etkilememekle birlikte deikenlerden akademik erteleme deikenin ortak olmasndan dolay dolayl olarak aratrma bulgumuzu destekler niteliktedir. Dorudan olmasa da dolayl olarak aratrmamz destekler nitelikte olan bir dier aratrma bulgusu da Deniz, Tra ve Aydoan (2007), yaptklar aratrmann bulgular, stresle baa kma srecinin, akademik erteleme davrann anlaml dzeyde yordadn gstermektedir. Bir dier bulgu ise, insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma sayg, drstlk ve hogr alt boyutunda kz renciler ile erkek renciler arasnda anlaml bir farkn olduu grlmektedir. Aratrmadan elde edilen bir dier bulguda ise, akademik erteleme puanlarnn cinsiyete gre anlaml bir farkllk grlmemektedir. Dilma, Bozgeyikli ve kl (2008), tarafndan gerekletirilen bir aratrmada ise, evrensellik, zynelim ve g deerleri asndan cinsiyetler aras bir farklln ortaya ktn grmekteyiz. Evrensellik ve zynelim deerleri boyutunda farkllama erkek renciler lehineyken, g boyutunda kz retmen adaylarnn lehine farkllama gsterdii gzlenmitir. Mehmedolu (2006), tarafndan gerekletirilen bir aratrmada ise, aratrmada kz ve erkek rencilerin deer grubuna verdikleri nem dzeyleri arasnda anlaml bir farkllk olup olmadna baklmtr. Bir dier aratrma bulgusu da Dilma, Deniz ve Deniz (2007), tarafndan gerekletirilen aratrmadr. Bu aratrma bulgusunda ise cinsiyet deikenine gre deerlerin alt boyutlarnn arasnda anlaml bir fark olduunu gstermektedir. Hazclk alt boyutunda kz renciler ile erkek renciler arasnda anlaml bir farkllk olduu grlmektedir. Bu fark erkek rencilerin lehinedir. Deerler leinin bir dier alt boyutu z denetimde, kz rencilerin aritmetik ortalamalar anlaml bir fark ifade ettii grlmektedir. Bu fark kz rencilerinin lehine olduu grlmektedir. Yardmseverlik, Uyum, Gvenlik alt boyutlarnda da kz rencilerinin lehine olduu grlmektedir. Bu aratrmann bir baka bulgusu da ya deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, sayg, drstlk ve hogr alt boyutlarnn hibirinde puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllk saptanmamtr. Bir dier bulgu ise, ortaretim rencilerinin akademik ertelemenin ya deikenine gre anlaml dzeyde farkllama gsterdii bulunmutur. Yaplan analiz sonucunda on be yanda olan rencilerin puan ortalamalar onsekiz yandaki rencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Akademik erteleme davran ou renci iin ok kuvvetli bir engeldir, okulla ilgili problemlere yol aar (rnein, dk notlar) ve stresle ilgili fiziksel rahatszlklara yol aar (Johson ve di., 2000; Lay, 1992; Pychyl ve Shanahan, 2007; Solomon ve Rothblum, 1984; Tice ve Baumeister, 1997; Yorulmaz, 2003; Aydoan, 2008). Eki ve Dilma (2010), tarafndan gerekletirilen bir aratrmada ise, akademik erteleme eilimi davranlaryla ya deikeni arasnda bir farkllama bulunamamasdr. Bu aratrma bulgusuyla benzerlik gsteren bir dier aratrma bulgusu da akc (2003), tarafndan gerekletirilmitir.

173

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Aratrma sonucuna gre niversite rencilerinde akademik erteleme ile ya arasnda bir iliki bulunamamtr. Snf deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sayg alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllat saptanmtr. Snf deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, drstlk ve hogr alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr. Dilma, Deniz ve Deniz (2009), tarafndan gerekletirilen aratrma bulgusunda ise, deer tercihleri ile snf deikenine gre farkllap farkllamadn belirlemektir. Elde edilen bulgular, deerler lei alt boyutlarndan z denetim, evrensellik, yardmseverlik gvenlik alt boyutlarnn puan ortalamalar arasnda anlaml dizeyde farkllat saptanmtr. Dilma ve dierleri (2008) tarafndan gerekletirilen aratrmada ise, nc snf rencilerin geleneksellik deer alglar birinci snf, ikinci snf ve drdnc snf rencilerinin geleneksellik deer alglarna gre daha yksek olduu ifade edilmitir Snf deikenine gre elde edilen bir dier bulgu ise, akademik erteleme davranm ile snf deikeni arasnda anlaml bir farkllamann olup olmamasdr. Farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik ertelemesinde farkllama grlmemektedir. Eki ve Dilma (2010), tarafndan gerekletirmi olduu bir aratrmada da rencilerin akademik erteleme eilimi ve genel erteleme eilimi dzeyleri ile snf deikeni arasnda anlam bir farkllklama bulunmutur. Bizim aratrma bulgunuzda da akademik erteleme ile snf deikeni arasnda bir farkllamaya rastlanmamtr. Bu bulgu ile aratrmamzdan elde edilen bulgu birbirini destekler niteliktedir. renim grlen ortaretim kurum trne gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda ortaretim kurumu deikenine gre, insani deerler lei alt boyutlarndan drstlk alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllat saptanmtr. Snf deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda ortaretim kurumu deikenine gre, insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma, sayg ve hogr alt boyutlarnda bir farkllama grlmemektedir. Elde edilen bir dier bulgu ise, ortaretim rencilerinin akademik ertelemenin ortaretim kurumu tr deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik erteleme gre anlaml dzeyde farkllama gsterdii bulunmutur. Yaplan analiz sonucunda genel lisede renim gren rencilerin puan ortalamalar meslek lisesinde renim gren rencilerinin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. rencilerin anne eitim trne gre nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda anne eitim deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sayg ve drstlk alt boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllat saptanmtr. Yaplan analiz sonucunda sayg alt boyutunda ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar ortaretim mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Drstlk alt boyutunda da, ilkretim mezunu olan annelerin puan ortalamalar niversite mezunu olan annelerin puan ortalamalarndan yksek bulunmutur. Anne eitim deikenine gre nsani Deerler lei Alt Boyutlarlar Varyans Analizi sonularna baktmzda anne eitim deikeninin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, dostluk/arkadalk, bar olma ve hogr alt boyutlarnda da bir farkllama saptanmamtr. Bir baka bulgu ise, ortaretim rencilerinin anne eitim deikenin akademik

174

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

erteleme davranlarna gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda rencilerin akademik gre anlaml dzeyde farkllama saptanmamtr. rencilerin baba eitim trne gre elde edilen bulguya baktmzda, nsani Deerler lei Alt Boyutlar Varyans Analizi sonularna baktmzda baba eitim deikenin insani deerler lei alt boyutlarndan sorumluluk, drstlk ve hogr alt boyutu boyutunun puan ortalamalar arasnda anlaml dzeyde farkllat saptanmtr. Aratrmamzdan elde edilen son bulgu ise; ortaretim rencilerinin baba eitim deikenine gre anlaml dzeyde farkllap farkllamadnn belirlenmesi amacyla yaplan varyans analizi sonucunda baba eitim dzeyleri ile akademik erteleme arasnda anlaml dzeyde farkllama gstermektedir. KAYNAKA Aydn, . P. (2001). Ynetsel, Mesleki ve rgtsel Etik. Ankara: Pegem A Yaynclk. Aydoan, D. (2008). Akademik Erteleme Davrannn Benlik Saygs, Durumluluk Kayg ve z Yeterlilii le Aklanabilirlii. Ankara: Gazi niversitesi, Eitim Bilimleri Enstits (Yaymlamam Yksek Lisans Tezi). Ankara. Ayral, A.E. (1992). Akademisyenlerin almayla lgili Deerleri, Marmara niversitesi, Sosyal Bilimleri Enstits, ngilizce sletme Blm Organizational Behavior Ana Bilim Dal, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi. stanbul. Balks, M., 2006. retmen Adaylarnn Davranlarndaki Erteleme Eiliminin, Dnme ve Karar Verme Tarzlar le likisi. zmir: Dokuz Eyll niversitesi, Eitim Bilimleri Enstits, Yaynlamam Doktora Tezi. Bilsky, W. ve Schwartz, S.H.(1994). Values and Personality. European Journal of Personality, 8, 163181. Bozkurt, T. (1996). letme Kltr: Kavram, Tanm ve Metodolojik Sorunlar. Endstri ve rgt Psikolojisi (Edt: S. Tevrz). Ankara: Trk Psikologlar Dernei-Kalite Dernei. akc, . D. (2003). Lise ve niversite rencilerinde Genel Erteleme ve Akademik Erteleme Davrannn ncelenmesi. (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi) Ankara: Ankara niversitesi, Eitim Bilimleri Enstits. Deniz, M. E., Tra, Z., Aydoan, D. (2007). Akademik Erteleme ve Denetim Odann Duygusal Zeka Yeteneklerine Gre ncelenmesi. IX. Ulusal Psikolojik Danma ve Rehberlik Kongresi,17-19 Ekim. zmir: Dokuz Eyll niversitesi. Dilma, B. (2007). Bir Grup Fen Lisesi rencisine Verilen nsani Deerler Eitiminin nsani Deerler lei ile Snanmas. (Yaymlanmam doktora tezi). Seluk niversitesi/Sosyal Bilimler Enstits, Konya.

175

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

Dilma, B, Kulakszolu, A. ve Eki H. (2007). An examination of the humane values education program on a group of science high school students Educational Sciences: Th eory & Practice . Cilt 7, Say 3, 12211261. Dilma, B., Bozgeyikli, H.& kl, Y. (2008). retmen adaylarnn deer alglarnn farkl deikenler asndan incelenmesi. Deerler Eitimi Dergisi, 6(16), 65-92. Dilma, B., Hamarta, E., Yiit, R., Bayr, M. Ve Bykyldrm, . (2011). The relationship between secondary school students dysfunctional attitudes and their human values. European Journal of Educational Studies. 3(2), 353-363. Dilma, B., Deniz, M. ve Deniz, M.E.(2009). niversite rencilerinin z-Anlaylar ile Deer Tercihlerinin ncelenmesi. Deerler Eitimi Dergisi, Cilt 7, No. 18, 9-24. Dunlop, F. (1996). Democratic values and the foundations of political education. Values in education and education in values (Ed. J.M. Halstead ve M.J. Taylor). London: Falmer Pres. Eki, H. Ve Dilma, B. (2010). niversite rencilerinin Genel Erteleme, Karar Vermeyi Erteleme ve Akademik Erteleme Dzeylerinin Srekli Kayg Asndan ncelenmesi. Uluda niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi. 23 (2), 433-450. Ferrari, J. R., Johnson, J. L. and McCown, W. G., 1995. Procrastination andnTask Avoidance: Theory, Research, and Treatment. New York: Plenum Press. Fitcher, J. (1994). Sosyoloji Nedir? (ev: N. elebi). Ankara: Atilla Kitabevi. Gngr, E. (1998). Deerler Psikolojisi zerinde Aratrmalar. stanbul: tken Neriyat A.. Hofstede, G. (1991). Cultures and Organizations. London: Harper Collins Business. Johnson, M. E., Gren, K. E. and Kluever, C. R. (2000). Psychometric Characteristics of the Revised Procrastination nventory. Research in Higher Education, 41(2), 269279. Kulakszoglu, A. ve Dilma, B. (2000). nsani Deerler Eitim Program. Marmara niversitesi Atatrk Eitim Fakltesi Eitim Bilimleri Dergisi, Say:12. Say:12. 199208. Lay, C. H. (1992). Trait Procrastination and Perception of Person-Task Characteristics. Journal of Social Behavior and Personality, 7, 483-494. Mehmedolu, U. (2006). Genlik, Deerler ve din. Kreselleme, ahlak ve deerler. (Ed. U. Mehmedolu & Mehmedolu). stanbul: Litera Yaynclk. Milgram, N.A. and Tenne, R. (2000). Personality Correlates of Decisional and Task Avoidant Procrastination. European Journal of Personality. 14, 141-156. Milgram, N. A., Sroloff, B. and Rosenbaum, M. (1988). The Procrastination of Everyday Life. Journal of Research in Personality, 22, 197-212. Pychyl, T.A. , Morin, R.W. and Salmon, R. B. (2000). Procrastination and Planning Fallacy: An Examination of The Study Habits of University Students. Journal of Social Behavior & Personality, 2000 Special Issue. 15 (5),135-150.

176

Say 31 Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Aralk 2011 Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi

Rokeach, M. (1973). The Nature of the Human Values. New York: The Free Press. Senecal, C., Julien, E. and Guay, F., (2003). Role conflict and academic procrastination: A selfdetermination perspective. European Journal of Social Psychology, 33, 135-145. Schwartz, S.H.(1992). Universals in the Content Structure of Values: Theoritical Advences and Emprical Tests n 20 Countries. In Zanna (Ed.). Advances in Experimental Social Psychology (Vol. 25, pp. 1-65). New York: Academic Pres. Shearman, S.M.(2008). Culture, values, and cultural variability: Hofstede, inglehart, and Schwartzs approach. The Annual Convention of the International Communication Association, Montreal, QC, Canada. Solomon, L. J. and Rothblum, E. D. (1984). Academic Procrastination: Frequency and CongnitiveBehavioral Correlates. Journal of Counseling Psychology, 31, 503-509. Sweitzer, N.G., 1999. Fiddle-Dee-Dee, Ill Think About It Tomorrow: Overcoming Academic Procrastination in Higher Education. M.A. Thesis, Biola University: The Faculty of The Department of Education. Ulusoy, K. (2007). Lise Tarih Programnda Yer Alan Geleneksel ve Demokratik Deerlere Ynelik renci Tutumlarnn ve Grlerinin eitli Deikenler Asndan Deerlendirilmesi. (Yaynlanmam doktora tezi). Gazi niversitesi Eitim Bilimleri Enstits, Ankara. Tice, D.M. and Baumeister, R.F. (1997). Longitudinal Study of Procrastination, Performance, Stress, and Health: The Costs and Benefits of Dawdling. Psychological Science, 8, 454-458. Yorulmaz, A. (2003). Erteleme Davrannn eitli Psikolojik Deikenler Asndan ncelenmesi, (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi) Ankara: Ankara niversitesi,Eitim Bilimleri Enstits. Yeil, R. & Aydn, D. (2007). Demokratik Deerlerin Eitiminde Yntem ve Zamanlama. Trkiye Sosyal Aratrmalar Dergisi, 11 (2), 65-84.

177

Ruhi YT, Blent DLMA

Say 31 Aralk 2011

178

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

FOOD OR LOVE? MOTHERING, FEEDING, EATING AND DESIRE IN FAY WELDONS REMEMBER ME
Tatiana GOLBAN Yrd. Do. Dr., Namk Kemal niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Bat Dilleri ve Edebiyatlar Blm Breakfast! Bon apptit! If you can. The manner of the breakfast declares the aspiration of the family. Some breakfast standing, some sitting, some united in silence, some fragmented in noisiness and some, as in a television commercial, seeming to have all the time and money and good will in the world; and some in gloomy isolation. It is the meal at which we betray ourselves, being still more our sleeping than our waking selves. (Fay Weldon, Remember Me) ABSTRACT: Since the publication of her first novels, Fay Weldon has been continuously acclaimed as a feminist writer whose writings represent an angry retort at the oppressive conditions which trap the contemporary female personality within the traditional boundaries of a patriarchal society. It may be so, but there are many other literary concerns in her novels which, although regard directly the status of women, become independent thematic perspectives and as such deserve to be topics of critical interest. Among them, food and its consumption, which are the central themes of Remember Me. The present study aims to disclose the ways in which the novelist confers literary significance to food and employs it as a means of rendering the private and social experience of women, which comprises, in the case of this novel, such issues as self-identity, social interaction, wife-husband and mother-child relations, nourishment, love, desire, and sexuality. Keywords: food, eating disorders, body, desire, self-identity, mother-daughter relationship, inter-human relationship. ZET: lk romanlarnn yaynlanmasndan bu yana Fay Weldon, ataerkil toplumun geleneksel snrlarnda kalan gnmz kadn karakterinin ksld kapann baskn koullarn fkeyle eletiren feminist bir yazar olarak tannr. Weldonn romanlarnda kadnlarn durumuyla ilgili olsa da eletirel analiz gerektiren bamsz tematik perspektifler de yer almaktadr. Bunlarn arasnda Remember Menin temel izlei yemek ve yemek tketimi olarak kabul edilebilir. Bu alma, romancnn yemee verdii yaznsal nemin etkilerini aa karmay ve onu kadnn zel ve toplumsal deneyimlerinin ki romanda bunlar z kimlik, sosyal etkileim, kar-koca ve anne-ocuk ilikileri, beslenme, ak, arzu ve cinsellik eklinde ortaya kmaktadr- bir arac haline getirmesinin nemini ortaya koymay amalar. Anahtar Kelimeler: yemek, yemee bal bozukluklar, beden, arzu, z kimlik, anne-kz ilikisi, insan ilikileri

179

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

I. Introduction: Food and Its Symbolic, Social, and Individual Significance Eating is an indispensable activity. It is one the first things we learn to do in our life; it is a major source of pleasure and frustration; it is the foundation of our education and enculturation. Food is essential for our survival and it has a social function. On one hand, what is the food we eat, how we eat, who accompanies us while eating, why and what we feel about food are essential questions in the attempt to understand and explain the human relationships in society. On the other hand, the major significances of eating, however, are not biological but symbolic (Sceats, 2000: 1). And, continues Sceats, the symbolical significance of eating is great, because, according to psychoanalytic theory, the formative feeding experiences are inscribed in the psyche. The consumption of food represents a fundamental activity in the process of building self-identity and is essential in the definition of family, social class, ethnicity, etc. According to Peter Garnsey, food is at once nutrition, needed by the body for its survival, and cultural object, with various non-food uses and associations. Food functions as a sign or means of communication. It governs human relationships at all levels. Food serves to bind together people linked by blood, religion or citizenship; conversely, it is divisive, being distributed and consumed in accordance with existing hierarchies. (Garnsey, 1999: xi) Appetite, taste and ingestion are signs and means of communication, which firmly circumscribe a person within certain cultural context and invest the eating activity with moral, psychological, and affective values. The growing number of eating disorders in Western societies of the last decades is a clear signal of insecurity of the human about embodiment, the nature of being, as well as of the boundaries between the self and the outside world. The physical boundaries are definitively connected to food and eating activity, since the consumed food passes into and out of the body, normally leading to its shaping. However, not only the body is shaped by food, but also the self is influenced and changed by the nourishment and the provider of the nourishment. II. Fay Weldon and the Concern with Food and Its Consumption in Remember Me Although the relation between food and human identity has been illustrated in various literary works since Antiquity, we become aware of the growing interest in this concern in the contemporary works of such women writers as Doris Lessing, Angela Carter, Margaret Atwood, Fay Weldon, and others. This situation occurs as a consequence of the tradition established in Western culture, in which the woman is the producer and the provider of food, with all the powers and services it implies. Of course womens writings have various other areas of concern apart from the one suggested above, but we cannot avoid the temptation to explore the female culinary sensuousness, her authority in cooking and the exertion of power through food and acts of eating, which are lavishly presented in contemporary female writings. This article considers the contemporary writer Fay Weldon and her novel Remember Me (1976) in its concern with society, power and womens roles and experiences which are coded, among other things, through food, appetite, eating and female body. A prolific novelist, playwright, television and radio script writer, Fay Weldon deals with the subjects of sexual initiation, marriage, infidelity, divorce, contraception, abortion, motherhood and housework. Her novels reveal the difficulties of establishing

180

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

self-identity and meaning in a world in which love does not last, marriage is not happy and motherhood is not serene. These subjects are explored in close relation to the issues concerning the female body, desire, food and nurturing activities. Described by Lynn Schwartz as an urban tale of middleclass marital reshuffling, proliferating guilt, resentment, awkward diner parties, and left-over children (Schwartz, 1977: 560), the novel Remember Me focuses on the revenge of a jilted ex-wife Madeline who dies early in the story only to return to haunt and persecute her ex-husband Jarvis, the architect, and his new wife Lily through the agency of Margot, who is Jarviss part-time secretary and a doctors wife. Gentle Margot, unacknowledged wife and mother, gradually assumes the identity of Madeline, the wronged wife, and exerts Madelines revenge on the new couple. Somehow Margot, named during this period as Margot/Madeline, absorbs enough of Madelines energy and anger to force her family to remember and recognize her and accept her demand to bring Hilary, the architects and Madelines daughter, into their family. By the time of the funeral, Margot/Madeline achieves an admission of guilt and apology from Jarvis and Lily and the settlement of Hilary with Margots family rather than with Jarvis and Lily. Even the spoiled and extraordinary step-mother Lily, who almost loses her son Jonathan to Madelines revenge, learns to appreciate the fragility of life and love, promising to be a better mother and step-mother in the future. III. Food and Nurturing Revealing Motherhood One of the most important themes in Fay Weldons novel is that of mothering, which is made explicit through the motif of food-giving and nourishment. In Western culture, the connection of food to love centers traditionally on mother, since she is the most important figure in an infants world, the one who nourishes, fulfills and completes. The mother is the person who forms the childs appetite and expectations of the world and develops the table manners and other manners and values which would be important throughout adult life. Along with the food, the mother nurtures to her child love, encouragement, frustration or fear. Considering this power of formation over someones self, the ancient matriarchal archetypes present maternity as limitless and unquestionable authority. However, the role of mother in Western world is a confusing one, taking into account the overwhelming and powerful role of mothers, on one hand, and the social and domestic disempowerment by their nurturing and serving role, on the other hand. Fay Weldon explores and portrays many of the complexities of maternal nurturing, ranging from anxious infantile hungers and difficulties of relationship to the paradoxical demands of the mothering role itself. Madeline, one of the maternal figures presented in the novel, cannot think of anything else but revenge against her former husband Jarvis and his new wife Lily. Poor, divorced, and depressed, she lives in a squalor that announces the world about her victimization: Oh, I am Madeline, the first wife. I am the victim. I have right on my side. It makes me strong. I feed on misery. (Weldon, 2003: 16) To be betrayed by her husband and the much younger Lily represents the source of Madelines recurrent wrath. Madeline is forty-four and is very thin: She eats and eats Sugar Puffs by the jumbo-size packet, and tinned milk (cheaper than fresh) by the dozen cans but Madeline just gets thinner and thinner.

181

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

(Weldon, 2003: 12) She lives her life structured by consumption: the consumption of food and television. The pastimes as well as the foods are unnourishing and insubstantial. Her excessive eating has less to do with satisfying hunger than with soothing herself: food, similar to drink, sleep, radio and TV, is a drug, a kind of escapist entertainment that demonstrates Madelines decision to become a consumer par excellence who produces and provides nothing. In her grimy basement flat with barred windows she abandons all efforts toward cleanness and cooking, leaving her face and body dirty and letting the kitchen be damp and unused. Why have toast when bread and butter will do? (Weldon, 2003: 13) These descriptions of Madelines carelessness evoke the revulsion that Julia Kristeva describes as abjection. The process of abjection is caused by what disturbs identity, system, order. What does not respect borders, positions, rules rather than by lack of cleanliness per se (Kristeva, 1982: 4). The soiled and constantly eating Madeline, dressed in ragged clothes, exemplifies the grotesque body as described by Bakhtin: both abjection and grotesque suggest a failure of control, a transgression of boundaries. The grotesque body is the body in transition, the unfinished and open body which outgrows itself and which is not separated from the rest of the world (Bakhtin, 1968: 26-27). Fay Weldon describes her protagonist as following: Madeline! Madeline the ogre, the vampire, looking not so much dangerous as dirty and depressed () Madeline brought down, reduced, humbled by life and Lily. (Weldon, 2003: 52) Feeding continuously on misery and hatred, she laments in her basement flat, leaving her maternal concern to evaporate altogether in the general depression of the morning (Weldon, 2003: 11). Having the custody of her only child, Madeline profoundly affects her daughters appetites and capacity for future nurturing, allowing Hilary to eat herself to huge proportions with Sugar Puffs, adding more and more sugar on the already sweetened cereal. Madeline, having neither energy nor desire to stop her daughter from destroying herself, is absent and ineffectual as a mother: Hilary is walking witness to Madelines wrongs, Madelines ruin. See, says Madeline in her heart, regarding Hilary, see what has become of me. See what Jarvis has done? (Weldon, 2003: 11). Hilary is fourteen and weighs 154 pounds. With large feet and large bust, Hilary copes with the misery of her unhappy life being the product of an indifferent father and a vindictive mother by living on sweets. The truest victim and casualty in the novel, Hilary silently cries out to her mother: Mother, do you hear me? I need your help. I am growing stunted, I know I am. If you dont do something soon, Ill fall apart like some dried-up walnut, and you will find me withered in my shell inside () Mother, do you hear? (Weldon, 2003: 91) The hopeless abusive mother drives her child not only to overeating but also to a deep sense of guilt: I am Hilary. I am the daughter of two houses, at home in neither. I am the girl who should have been born a boy, forcing my parents apart by disappointment. Well, something made this separation, something came between them, entered in, and pierced and tore apart. Me? In all probability. My fault, but not my doing. (Weldon, 2003: 90) Such an anxiety has partly to do with the absence of a nurturing mother figure that would be responsible for giving food and love to her child and also for comforting and pacifying her fears. Weldon portrays Hilary as an anxious daughter, desperate for food and attention, yearning to be cuddled by her mother,

182

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

because she feels alone and frightened. But when she climbs into her mothers bed and lies there sleepless, cold and lardy, against her mothers hard and feverish side, she remains uncomforted like any usurper to an abdicated throne. (Weldon, 2003: 2) The maternal failure in the case of Madeline can be also suggested by the chilly disregard with which she treats her daughter, while preferring the self-imposed state of suffering and victimization. She neither supervises the nurturing nor intervenes in her daughters periods of distress and unhappiness, and her relief at being spared of Hilarys company when the daughter goes to school or to her fathers house for the weekends is almost palpable: Madeline values her peaceful weekends: her Saturday and her Sunday, minus Hilary, marked by nothing more demanding than the change of programme on the radio. (Weldon, 2003: 53) This negative mothering and failures of nurturing dont have to be associated with malignity; on the contrary, they may reflect a mothers own insecurities and inadequacies (Sceats, 2000: 18). Crushed and disappointed, Madelines nurturing consists of attempts to mold Hilary into a figure resembling their pet, a guinea pig that lives in a cage and eats every morning the same Sugar Puffs and old cabbage leaves in the evening. Besides her failure to nurture, Madeline experiences a sense of embattlement (Sceats, 2000: 19) originating, partially, in the ambiguities implied by the role of a mother. Viewed through a childs perspective, the mother represents a great authority, an immeasurable power; however, the child, not always willing to cooperate and obey, can confront the mother with a great, powerful will. Madelines desire to control what her daughter wears and eats leads Hilary to revolt against her mothers impositions: Then let me find my own way out of it, please! (Weldon, 2003: 15) To experience domination and powerlessness at the same time is deeply frustrating for Madeline. It is disturbing for her to deal at once with omnipotence and the lack of power, the sense of disempowerment being emphasized in her case by her being abandoned by Jarvis and by her living on his low alimony. No such disempowerment is presented in the other maternal figure of the novel, who is Lily, Jarviss second wife, his lucky ticket in the lottery of life (Weldon, 2003: 6). Lily spends enormous sums of money refurbishing the house and giving lavish dinner parties. Lily introduces herself as the architects wife, no longer the lowly butchers daughter: It was my mother, Ida, on her wild Australian shore, who taught me how to care so well for possessions, both material and human, there being so little of either about. How pleasant everything is since I became the architects wife. All things around me ordained, considered, under control. The house is well converted, the plasterwork is sound, the polished floor blocks on the ground floor are both practical and attractive; the carpets upstairs are both luxurious and hard-wearing. Is this not what Jarvis has worked for; what I myself made possible for him? How happy we are like children. (Weldon, 2003: 30) The beautiful, young and desirable Lily wishes everything to be beautiful and perfect, like she is. Not only has she achieved perfection in her household, which is, according to Madeline, a monument of sickly self-esteem (Weldon, 2003: 51), but she has done so with her husband and son, or so it seems to her. Jonathan, their two-year old child, has learned to climb into his own high chair and to sit quietly

183

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

while Lily prepares the meal. Receiving great disapproval when he cries or makes a fuss and gets little affection otherwise, Jonathan has learned how to keep the peace, just as Jarvis has. The nurturing characteristic of mothering and the pleasures obtained from feeding people is obvious in the satisfaction Lily manifests while preparing the breakfast: Lily squeezes fresh chilled oranges into the blender, adds honey, and blends for fifteen seconds. She has iced glasses waiting. She put them in the refrigerator the night before, as is her custom. Lilys husband and son wait obediently at the breakfast counter, their faces and hands washed, their hair combed, marveling at such wifely and maternal excellence. The coffee is filtering, newly made from freshly ground, lately roasted beans. Eggs from the health-food shop have been boiled for three and three-quarter minutes: the starch-reduced bread has been evenly toasted, shaken free of crumbs and placed in the little white chine toast-rack. The tablecloth is white and clean: the china blue and white: knives and forks, carefully washed by hand and not in the machine, retain their strength and colour. (Weldon, 2003: 5-6) The pleasure of creating nourishment and well-appreciated food empowers Lily in her household, while Jarvis sits, waits, watches and marvels (Weldon, 2003: 6) at the sight of his extraordinary wife. This aspect of positive maternal nurturing in the case of Lily might suggest the relationship between food and love, a relationship which is almost inseparable in the first stages of an infants life, especially for mothers who breastfeed, and women almost invariably express love for their children through food (Sceats, 2000: 20). However, the satisfaction Lily experiences through her gift of nourishment might have dangerous consequences upon its receiver, Jonathan, which questions Lilys capacity to nurture her child on love through the means of food: Lily washes Jonathans silver christening spoon. Jonathan needs it for his egg. Lily cleans the spoon with silver polish every single day () The spoon is becoming very thin, almost sharp. If Lily carries on like this, Jonathan will cut his little mouth on its edges. (Weldon, 2003: 6-7) Therefore, Lilys pretence of a careful, loving and nurturing mother supports only her narcissist obsession with self-perfection. Lilys narcissist fixation as a perfect mother is made explicit in the following fragment: I even want Hilary, Jarviss child. I want Hilary to be happy too, to make up for all things shes lost, all the things Madeline has taken from her. I want to show everyone what a truly successful person I am: wife, daughter, mother, stepmother. (Weldon, 2003: 33) In her desire to exhibit to the entire world her care for Hilary, Lily forgets or fails to admit that she is the first reason for the childs deprivations. She runs everything efficiently around Hilary when the latter spends the weekends in their house, aiming to slim Hilary down. It becomes her great preoccupation, her earnest desire: On Saturdays and Sundays Lily gives Hilary a breakfast of lemon tea with artificial sweetener, two boiled eggs and one slice of starchreduced toast spread with low-calorie margarine. (Weldon, 2003: 11) In one of her articles focused on nursing mothers, Stephanie Demetrakopoulos claims that women who force their children to eat, who stuff them with food/love, may be extending their lactation powers and own fulfillment, forcing the child to act as the replete and filled vessel of her gift of nourishment. (Demetrakopoulos, 1982: 432) Between Lilys satisfaction as a giver of nourishment and Madelines failure of nurturing, Hilary is revealed as a true victim, with her expanded bosom, a puffy face, a double

184

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

chin and a stogy body, since Lilys breakfast, followed by equally austere lunches and dinners, cannot, alas, undo the damage done by Madeline on Monday, Tuesday, Wednesday, Thursday and Friday. (Weldon, 2003: 11) The wicked stepmothers apparent desire to help Hilary has definitely nothing to do with love and care for her stepdaughter, but explicitly with Lilys empowerment and desire to control and subdue Hilary. The novelist discloses this wish through Lily taking Hilary to the hairdresser to have her long and golden hair cut, the hair being the only beautiful attribute of this otherwise disgraceful child. This action suggests not only the taming and the subdual of the stepdaughter, but also her mutilation, since the child cries and remains frustrated for a long time. In her anxiety to hide her new look, Hilary screams: Dont look at it. Its horrible. I cant go out of the house for at least six weeks. (Weldon, 2003: 85) The cruel and indifferent Lily continues the line of abusive mothers presented by the novelist. It seems that Weldon undermines the potential of a biological mother to fulfill the nurturing and the feeding aspects of motherhood. Instead, she creates a substitute figure, a non-biological mother who is allowed to behave maternally. This is Margot, the doctors wife, who is the mother of two healthy children and later also the substitute mother to Hilary. Margot introduces herself at the beginning of the novel: Oh, I am the doctors wife, waking. I am Margot, housewife, mother, waking to the world I have made; a worm and homely place, in which others grow if not myself. How nice! (Weldon, 2003: 4) Margot is a loving mother for her children and her affection and dedication finds a powerful expression through her cooking. She prepares bacon and eggs delicately, and the fresh meat pies prepared for her family are described in the novel in very comforting terms. The radiant and homely picture developed by the novelist sketches a maternal archetype, but this archetype is an equivocal one. The offering of food and the offering of love are inseparable in the case of Madeline, but she is a passive wife who always puts her husbands needs first, then those of her children and only at the end her own needs. Concerning nurture, Madeline feels empowered, since she is a powerful provider of food and an irresistible authority. However, this position, rooted in her nurturing and serving role, enslaves her in the family background. Her husband and children see her only in this inferior hypostasis and for a long time she refuses to admit the mistreatment. Instead, she scrubs and cleans, keeping herself too busy with domestic drudgery to be able to question her position in the family hierarchy. With her past unacknowledged, her future unquestioned, making herself useful, as women do (Weldon, 2003: 4), Margot plows through the dullness of her life without complaint. Her husband, Philip, is not openly abusive, and neither he nor the children consciously victimize and enslave Margot, but their quiet expectation of family peace, submission, order, nurturing, and dinner leaves her feelings unappreciated and invisible. Accustomed to self-sacrifice and denial, Margot has a difficult time, breaking the old patterns that seem to have held the family together but have provided little spiritual nourishment for herself as a mother and wife. IV. The Thematic Juxtaposition of Food and Eating with Love, Desire and Sex The satisfaction or dissatisfaction with nourishment and the status of the woman as the provider of nourishment should be considered also in relation to human desire. The idea that the way to a mans

185

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

heart lies through his stomach is widespread in Western culture. Women imitate sometimes the infantile experience of feeding/love in their relationship with husbands, playing the roles of mothers and manipulating them like they do with their children. Not only do women exert their authority and control over food, but they also are able to take advantage of mens subordination to the powerful maternal figures of their childhoods. (Sceats, 2000: 21) Certainly the nourishment, as an expression of love, could not be limited to the references to maternity and sexuality. Disinterested offering of love/food, as expression of nourishment, could be also considered in relation to friendship, sisterhood, altruistic compassion, responsibility, and religious engagement. However, the sexual love emphasizes most brightly the relation between food and love; the courting and seduction, or the declaration of love, in literature, as well as in life, are frequently accompanied by food and drink. It can be said that Fay Weldon creates a qui pro quo motif in the food relations of actual lovers, or potential lovers, or ex-partners. The adultery of Jarvis and Margot took place many years ago at a party, after both of them having eaten and drunk excessively. Jarvis forgets the incident that has dissipated in the air similar to the drink he had during that night. What else to be expected? It had been a dimly-lit party, in the days when most people smoked, and the smell of hot punch had filled the air, and one girl had been much like another, tight-waisted and teetering around on stiletto hills. (Weldon, 2003: 39) Margot, on the contrary, holds the encounter as one of the most precious memories; for her, this adultery confers power over her husband Philipp, who ignores her and is indifferent to her, and grants power over Jarvis as well, who has forgotten everything long ago, but she hides this secret knowledge that thrills and excites her throughout the entire life. The correlation of food and sex is a complex one and it is interlocked with the connotation of appetite in the case of the two drives. Even the term sexual appetite refers clearly to the relation between food and sex: The link is made linguistically, so that what is subject specific language moves freely between the two areas of food and sexuality, people being described as tasty, a dish or a tart, or people being said to feast their eyes on the object of desire, to be hungry for love. (Sceats, 2000: 22) Madeline in her youth was a very attractive woman, bright as a button, entertaining and energetic, brave and rebellious. Her boldness made Jarvis desire her a lot: what an angry little girl shed been, smearing the walls with far worse than puffed wheat (Weldon, 2003: 61). Ironically, the fact that she was at the beginning too bold determined Jarviss appetite and desire for her to cool down. Neglecting the washing-up on the grounds that it was trivial, housework humiliating, cooking a waist of human energy and world resources (Weldon, 2003: 60), Madeline fails not only in her role of mother, but also in her role of wife, being ineffective as a nurturer of her husbands desires. After discovering Jarviss adultery, Madeline considers sexual fidelity meaningless, returning home from God knows where but suspiciously late, smelling of drink and sex. (Weldon, 2003: 61) Abandoning every attempt at cooking and every attempt to love, Madeline is not able to nurture the needs of her hearth, which leads to her being abandoned by Jarvis: Sex is good enough for Madeline, not for Jarvis. Jarvis falls in love with Lily. Whos to blame him? (Weldon, 2003: 56) The image of food and eating as a sexual metaphor has a long established tradition, such a connection between food and sexuality being explained by the possibility of food and sex to perpetuate life. Both are associated with bodily needs, act upon body and set the mind towards it. Undoubtedly, food and sex

186

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

interweave through the agency of the body and it is important for the continuation of life to stimulate and satisfy both appetites. However, the psyche, more than the body, provides a very persuasive interrelation of these two strong appetites. In his Three Essays on the Theory of Sexuality, Freud claims that the sexual instinct originates in the infants earliest experiences of eating. By being nourished at the mothers breast, that is to say, by sucking the milk from the mothers breast, the infant achieves a proto-sexual satisfaction. The activity of sucking and of receiving the milk stimulates the mucous membrane of the mouth, thus generating a sexual pleasure. In this case, Freud considers that lips behave like an erotogenic zone, and continues: The satisfaction of the erotogenic zone is associated, in the first instance, with the satisfaction of the need for nourishment. To begin with, sexual activity attaches itself to functions serving the purpose of self-preservation and does not become independent of them until later. No one who has seen a baby sinking back satiated from the breast and falling asleep with flushed cheeks and a blissful smile can escape the reflection that this picture persists as a prototype of the expression of sexual satisfaction in later life. The need for repeating the sexual satisfaction now becomes detached from the need for the taking nourishment. (Freud, 1961: 181-182) It is clear that Freud considers the sexual desire to originate and develop out of the fulfillment of the hunger for food. Likewise, in Fay Weldons novel, food and its consumption are strongly interwoven with sex and power, and her writing suggests the inevitability of this interconnection. In Remember Me, the issue of food is presented as the center of desire and eating as a fundamental act. The food preparation and the activity of eating may imply stimulation of desire, satiety and also narcissistic selfcontemplation of some characters. It is the case of Lily, in her relation with Jarvis, who manifests a strong sexual behavior through the implication of food: Lily and Jarvis! What games they play, in bed and out of it. (Weldon, 2003: 30) Lily, beautiful as a painted angel, with long and full legs and rounded buttocks, with high and rounded breasts, always going bra-less, holds the control over Jarvis food and drink, but also over his morning and evening sex. Weldon emphasizes Lilys narcissism in her contemplation of herself, her body and also her perfect food preparation for Jarvis. Her sensuality implies power, especially sexual power. Lily is a woman who likes to hold everything under control: Jarviss diet (whose waist was thirty-eight inches when he married Madeline but now is thirty inches) and even his digestion or indigestion. Her concern with Jarviss body is also a part of her narcissistic desire to make him erect, rouse this pale stiff lovely Lily to passion, flush her cool skin with intemperate desire. (Weldon, 2003: 7) Lilys power is obvious not only in their sexual relation, but also in the food that begins to upset Jarvis stomach: Last nights drink and this mornings sex still fuddle his perceptions of the world. Jarvis breathes heavily as he waits for his egg in the pause between orange juice and coffee. The orange juice, so fresh and cold, trickled in a chilly stream down his throat and to his stomach, and now lies there, acid and uneasy. Jarvis does not like orange juice but scarcely cares to say so. (Weldon, 2003: 6) Lilys particular exploitation of her role as nurturer, her sexuality, and Jarviss obedience and disempowerment are evident in this fragment. Lily experiences self-contemplation and self-satisfaction generated by her empowerment, whereas Madeline experiences abjection, as to mention again Julia

187

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

Kristevas term. Madeline acknowledges her failure as a mother, wife and woman, realizes that she has been thrown away from all these positions, and this determines her feelings of self-disgust and guilt, and a sense of impurity and insecurity. Her last and desperate date and sexual experience with Mr. Quincey proves to be another disaster, since Madeline is able neither to take nor to offer satisfaction, but only feigns excitement and pleasure. Questioning her self-identity, which is highly precarious, Madeline feels vulnerability and guilt. Before her death, she examines once again her situation which seems repulsive to her: Oh, I am Madeline, I am the first wife, I am the rightful one. My house, my home, my life, gone with my marriage. Myself left walking about the world, striped of my identity. I am Madeline: I am Hilarys mother. I cannot give her what she needs. But what am I to do? I cannot take pleasure in her; as Iris took no pleasure in me. There is a mist over my eyes: the weariness of hating too much, too silently. Hilary will wither in spite of my love, because of it, like a dried-up walnut in its shell: she can take no nourishment from me. I consume myself; there is nothing left over. (Weldon, 2003: 92) Does this experience signify the total collapse and failure of mothers and women to nurture? Definitely not. As mentioned earlier, Weldon suggests that if the biological mother fails, the nurturing and feeding aspects of motherhood can be transposed onto substitute figures. Margot, after Madelines funeral, takes Hilary to her house; Margot and her family make the necessary adjustments to accommodate Hilary and eventually the peace and equilibrium of the household are restored. Setting her home once again and reentering the role of nurturer, Margot reassures the pleasures of servitude and succeeds in reconciling with herself and others, above all with Madeline by means of identification: I am Margot, the doctors wife, no longer young. I shall be happier, now that I have acknowledged grief, and loss, and the damage done to me by time, and other people, and events; and the damage that I did () I am Margot and Madeline in one, and always was. She was my sister, after all, and she was right: her child was mine, and mine was hers. (Weldon, 2003: 277) Weldon emphasizes the necessity to establish new and alternative models for caring, nurturing, and responsibility. The prospect to achieve these models might seem utopian; however, the concept of the repetition of certain patterns of motherhood is a vivid one. We know from the experience of life that people who have been abused tend themselves to abuse other people. Nancy Chodorow suggests that mothering itself is a repeating pattern; she also claims that mothers produce daughters with definite mothering capacities and evident desire to mother. (Chodorow, 1978: 7) This is exactly the case of Margot and also that of Hilary, the latter enjoying the pleasure of mothering her half-brother Jonathan. This aspect suggests the victory of the nurturing potential and also of the desire to care for others. The victory of Margot, who establishes herself once again as an authoritative nurturer in the house, gives hope of eventually being victorious to Hilary, who is now Margots daughter and as such would imitate the mother. Hilarys final song of liberation and victory is obvious: Oh, I am Hilary, daughter of a once-living mother, mother of children yet unknown. I shall never eat Sugar Puffs again, MY MOTHERS DEATH HAS SET ME FREE. My life, her

188

Say 31 Aralk 2011

Food or Love? Mothering, Feeding, Eating and Desire in Fay Weldons remember me

death thats the sum she gave me. Dying was the best thing she could do for me this was her good and final gift. (Weldon, 2003: 274) Conclusion At first sight apparently a narrative of marital revenge, the novel is, as we have attempted to argue in the present study, much more complex than that, its thematic level comprising a large number of perspectives and concerns. Among them, of primary importance stands the idea of food and its consumption, which is presented and developed in relation to the issues regarding family life and matrimonial links, love and sexual desire, nourishment and care, and the status of woman as wife and mother. The novel ends with a sense of reconciliation and the prospect of fulfillment of a womans personality, Fay Weldon advocating and confirming by Remember Me and her other novels the powerful and eventually the victorious position of female characters and female authorship in the contemporary period despite the repeated declarations about the oppressive situations that continue to trap the female personality in a patriarchal society. REFERENCES BAKHTIN M. (1968) Rabelais and His World. Cambridge, MITP. CHODOROW N. (1978) The Reproduction of Mothering: Psychoanalysis and the Sociology of Gender. Berkeley, University of California Press. DEMETRAKOPOULOS S. (1982) The Nursing Mother and Feminine Metaphysics: An Essay on Embodiment. In: Soundings: an Interdisciplinary Journal, nr. 65 (4), pp. 430-443. FREUD S. (1961) Three Essays on the Theory of Sexuality. In: The Standard Edition of the Complete Psychological Works of Sigmund Freud, vol. VII. London, Hogarth Press and The Institute of Psycho-Analysis. GARNSEY P. (1999) Food and Society in Classical Antiquity. West Nyack, Cambridge University Press. KRISTEVA J. (1982) The Powers of Horror. New York, Columbia University Press. SCEATS S. (2000) Food, Consumption and the Body in Contemporary Womens Fiction. Port Chester, Cambridge University Press. SCHWARTZ L. (1977) Quartet Plus Ghost: Review of Remember Me by Fay Weldon. In: Village Voice, 3 January 1977, nr. 58, rpt. Contemporary Literary Criticism, vol. 9. WELDON F. (2003) Remember Me. London, Flamingo.

189

Tatiana GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

190

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

JAMES JOYCE AND THE CONDITION OF MODERN MAN: HUNGER, FOOD AND EATING REVEALING SELF-IDENTITY AND INTER-HUMAN RELATIONSHIP IN LESTRYGONIANS
Petru GOLBAN Do. Dr., Namk Kemal niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Bat Dilleri ve Edebiyatlar Blm ABSTRACT: In literary history, food and eating are central themes to the work of certain writers; to others, they are metaphors or motifs associated with some other larger themes. Among those of the latter writing perspective is James Joyce, in whose fiction food and its consumption receive a complex and subtle significance. Joyces work being itself extremely complex and with multiple connotations, this study focuses just on one section of his work, namely on the episode known as the Lestrygonians from the novel Ulysses. Actually, Joyces preoccupation with food in this section is so obvious that one might consider it to be this episodes central theme. It may be so, but it is also true, as we attempt to argue, that Joyce makes connections between food and both the private and the public aspects of the characters life in order to embrace again a wide range of issues, central to his entire work, including the questions of self-identity, individual frustration and alienation, family, love, sexuality, social status and behaviour, nationalism and religion. To reveal the literary significance of food and the ways in which Joyce employs food, hunger and eating as a means of engaging with these issues represents the main aim of the present study. Keywords: food, hunger, Joyce, stream of consciousness novel, Lestrygonians, interior monologue, character, frustration, alienation. ZET: Yazn tarihinde yemek ve yemek edimi kimi yazarlarn yaptlarnda ana temay olutururken, James Joyce gibi kimilerininkilerde farkl temalarla ilgili eretileme ya da motif olarak kullanlrlar. Joyceun kurgusunda yemek ve yemek tketimi karmak ve ilk anda anlalr olmayan bir nem kazanr. Zaten karmak olan Joyceun yapt, yemek ve simgeleriyle sayesinde birden, olduka yan anlam tayan yapt haline gelir. Bu alma, Ulyses romannda Lestrygonians diye bilinen blmle snrlandrlmtr. Aslnda, Joyceun bu blmde yemee odaklan o kadar belirgindir ki, bu blmn ana izleinin yemek olduu rahatlkla sylenebilir. Joyce, yemei karakterin zel ve genel ynleriyle birletirerek, yaptnda kendini sorgulama, bireysel hsran, yabanclama, aile, ak, cinsellik, sosyal konum ve tutum, milliyetilik ve din gibi konularn ele alr. Bu almann esas amac, yemein ve Joyceun yemek, alk gibi konular ele almasnn yaznsal nemini ortaya koymaktr.. Anahtar Kelimeler: yemek, alk, Joyce, bilin ak roman, Lestrygonians, i monolog, karakter, hsran, yabanclama. I. Introduction: Food as a Literary Concern From ancient period all the way throughout centuries until nowadays it is easy to notice how every now and then writers refer in their works and in different ways to eating and drinking. The food has become the object of a discourse, or, in fact, the object of a multitude of discourses: stage plays, religious polemics, mystical tracts, cookbooks, medical texts, herbals, travelogues, novels, to name a few of the genres; primitivist legend, humoral physiology, Christian asceticism, utopian speculation, to name a few of the intellectual traditions or discursive formations entailed, as Michel Foucault once characterized them (Appelbaum, 2006: xiii). Among the multiple reasons for such a thematic concern, stands the idea that food is a means of revealing the personality of a character, his/her self and social identity: formative feeding experiences are inscribed in the

191

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

psyche; food and eating are essential to self-identity and are instrumental in the definition of family, class, ethnicity. (Sceats, 2000: 9) This is especially the case of the individual-concerned twentieth-century and contemporary literature. Like in Europe in general, in that particular type of British literary art which is labelled experimental and innovative a major emphasis is on personal, in particular psychological, experience, and, among the many aspects of the human experience employed to better reveal the psychological issues, the private consciousness and sensibility, stands the experience of hunger, food and eating as the primary source of pleasure and frustration. (Sceats, 2000: 9) In addition to this, given its both private and public aspects, the practice of food consumption is inextricably connected with social function. What people eat, how and with whom, what they feel about food and why even who they eat are of crucial significance to an understanding of human society. (Sceats, 2000: 9) The food consumption is thus thematically employed to reveal also various social topics, the inter-human relationship and the relationship between the individual experience and the larger domain of family, national, cultural, religious, political and other issues. II. James Joyce, Modernism, and the Stream of Consciousness Novel Among the twentieth-century British writers who made food a part of their discourse aiming at revealing both selfidentity and social meanings is James Joyce, a major representative of Modernism. Joyce made use of his aesthetic concentration to achieve literary innovation by exploring new fields of human experience and by developing new means of artistic expression. A writer is considered to be a proper representative of Modernism and is regarded as innovative and experimental if he/she is capable to merge in one work the innovation on both thematic and structural levels. A true exponent of the modernist experimental novel, Joyce expresses new thematic perspectives by using new methods, which are, in his case, the theme of the psychological experience of the individual expressed in the form of interior monologue by the stream of consciousness technique, as in his masterpiece Ulysses. Another author would be Virginia Woolf, who, in Mrs Dalloway, renders new thematic concerns by the same original narrative technique, unlike Lawrence or Huxley, for instance, who achieve experimentation only on one level. Hence the fact that Joyce and Woolf in fiction and Eliot in poetry have been constantly to the present day regarded as modernists, whereas Lawrence, who provided innovation reflecting the psychoanalytical issues merely on the thematic level, remaining a traditionalist in the narrative organization of his novels, is regarded as a modernist only in the context of his own period. The interest of the modernist writer from the first half of the twentieth-century in original themes and techniques was stimulated by the new developments, contemporary or from the nineteenth-century, in the field of ideas, in particular in philosophy, psychology, and anthropology, and in the field of art, in particular by the second half of the nineteenth-century Symbolism, Impressionism, and Aestheticism. Breaking with the past, the new philosophical, psychological and artistic theories stimulated the interest in discovering new means to show the fact that the human perception of the actual phenomena is not reliable, which, among other things, questions the traditional concept of human self-control and self-responsibility, and recognises the imperfectability of man. In the discourse of imaginative prose this perspective determines important changes in the character representation strategies, where the individual is no longer regarded as a master of his destiny, a fully integrated personality, but a psychologically unstable human being whose feelings and thoughts are uncertain, impressions unreliable and responses unpredictable. Borrowing from psychology (Principles of Psychology (1890) by William James) the idea that reality is not objectively given but it is perceived subjectively through consciousness, Joyce, Woolf, Proust, and Faulkner

192

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

attempted to render the entire complexity of the individual psychological experience and produced the stream of consciousness novel (the term stream of consciousness being first coined by James to describe the flow of thoughts within the awakened mind) as a particular type of the modernist experimental fiction. The mental experience is not an entirely new concern in literature, but Joyce and others provided it with the status of the ultimate thematic concern, where the intimate and infinite processes of thought and the relationship between consciousness, subconscious and reality become the subject matter of the fictional text. Moreover, as Joyce conceived of it, the individual psychological experience is a framework or context consisting of abstract manifestations of the mind ideas, thoughts, sensations, memories, impressions, intuitions, feelings, etc. which are in fact the actual subject matter of the novel. In his attempt to reify in the written discourse the processes which make these abstract manifestations possible, the writer remains on the unspoken, abstract, mental level and for this purpose he searches for new methods to describe the unspoken thoughts and feelings of the character since the traditional narrative organization, the objective description, and the conventional dialogue are inappropriate. The stream of consciousness has proved to be the most important method of expression of such a literary concern, since it renders faithfully the psychological context and synchronises the originality of theme with that of technique. Joyce uses the stream of consciousness technique as the way in which the text is to be written, and it might be said that the stream of consciousness also refers rather to the subject-matter than to the technique. The abstract manifestations of the mind emerge as prompted by personal unconscious and/or from the interaction with the actual reality. They also emerge and are linked to form the infinite process of thinking by the psychological principle of free-association, meaning the power of one thing to suggest another. Finally, when the stream of consciousness method is applied, they receive the form of a particular type of literary discourse, which is called interior monologue. To conclude this somewhat long but necessary introductory part, the stream of consciousness technique constructs the interior monologue which renders the psychological context and processes of character just as they really exist on different levels of consciousness and conscious control before ideas and other abstract manifestations of the mind are organized and formulated for deliberate speech or materialised in external behaviour. III. The Condition of Modern Man and the Character Representation Strategies in Ulysses The novel Ulysses offers through the form of interior monologue and the stream of consciousness technique the richest exhibition of psychological realism to be found in this period. (Baldick, 2005: 208) The text of Ulysses is primarily an interior monologue; or rather it comprises three distinct interior monologues, since the story focuses on three characters, namely Stephen Dedalus, Leopold Bloom and Molly Bloom. In the framework of these interior monologues, the sense of hunger and the idea of food occur amid the numerous other abstract manifestations of the mind, which, in the general psychological context of each character, emerge and succeed each other as a flux of thinking, indeed a stream of consciousness. Certainly, the most recurrent abstract manifestations of the characters do not refer to food: the majority of their thoughts and memories are so rendered as to disclose the main aspects that form the thematic nucleus of all Joyces writings art, literature, language, nationhood, religion, family and to reflect the contemporary period of chaos, state of confusion, and existential crisis on different levels. Among these levels social, religious, political, and others of primary importance stands the individual experience reflecting two main aspects of the condition of modern man: frustration (on personal level) and alienation (as a social being). Out of the eighteenths sections of the novel, the only one that explicitly deals with food is the chapter called Lestrygonians, in which, tasting his hunger, he [Bloom] laces the landscape with images of food, the giving of

193

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

which only famishes the craving. (Sherry, 2004: 69) The section represents the fifth part of Blooms interior monologue and the eighth of the whole novel. Since the novel contains eighteen parts like Homers epic, it is a critical clich to consider Ulysses a modern epic based on Homers Odyssey, in that underneath each of the eighteen extended episodes around which the novel is built lies a Homeric precedent. (Sanders, 2004: 540) Following Joyces stated intention to transpose the ancient myth sub specie temporis nostri, each section of the novel finds its counterpart in Homer; also, the protagonists Leopold Bloom is a modern Ulysses/Odysseus, Stephen Dedalus is Telemachus, and Molly Bloom is Penelope. The literal aspect of the transposed myth contains a rather thin thread of action Stephens estrangement from Mulligan, Molly Blooms infidelity, the meeting of Bloom and Stephen, their return to the Blooms house and eventual parting but sufficient for a new odyssey in which most of the adventures occur inside the mind. (Ellmann, 1986: xii-xiii) The novels intertextual perspectives are numerous and diverse; only in Lestrygonians one finds references to, among others, Hamlet by Shakespeare and Ulysses by Tennyson, where, concerning the latter, the mock heroic prose is applied to Bloom who does not drink life to the lees as Tennyson has it but drain [s] his glass to the lees. (Pierce, 2006: 56) In addition, the novel is thematically connected to Joyces previous works A Portrait of the Artist as a Young Man and Stephen Hero, but here a troubled Stephen is no longer the main character: the central part of the novel, containing twelve episodes, is given to Leopold, while the first three sections to Stephen and the last three to Molly. It is also an already established critical tradition to compare the characters and to claim that they represent hypostases of the modern frustrated and alienated personality in a period of crisis in the history of humanity, of which the one that is the textual representation of Joyce is Stephen Dedalus, whereas Leopold Bloom and Molly Bloom are linked to the general human condition. A more detailed comparative approach is dedicated to the two male characters, Stephen and Leopold. Concerning the similarities, the emphasis is on the characteristic to both feeling of alienation and frustration in public and private life. Throughout the day, 16 June 1904, they search for understanding, communication and companionship, experience epiphanies, finally meet one another and discover a sense of intimacy suggesting prospect of fulfilment, sense of reconciliation, hope for artistic accomplishment, and the eventual escape from the tormenting feelings of frustration and alienation. Concerning the differences, the emphasis is on the opposition between the spiritual (Stephen) and the materialistic (Leopold). Both similarities and differences between Dedalus and Bloom emerge better from within the contexts of their interior monologues. In both, the reader finds the common concerns with (1) private life (namely family issues: in Stephen death of mother and in Leopold death of his son Rudolph and the infidelity of Molly, which become obsessions revealing, or rather being, the source of their frustration), (2) public life (issues concerning politics and Irish Nationalism), and (3) spiritual life (issues related to religion), the last two revealing alienation of the characters. However, Stephens interior monologue consists of multiple allusions to philosophy, literature, religion, history, social theories, and myth, disclosing a highly artistic nature of an intellectual concerned with spiritual issues. Stephen is the philosopher, abstract thinker, spiritual, intellectual, and learned, and his interior monologue is complex and reflects a diversity of interests and fields of knowledge. Hence also the very small amount of authors intervention in the form of third person narration or traditional dialogue. On the contrary, Blooms interior monologue points to a more pragmatic, materialistic, less intellectual and sophisticated personality of an ordinary man with no special complexity of thought, inefficient and obsessed with his inefficiency and inferiority, and revealing, like Stephen, the sense of alienation and frustration.

194

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

Leopold is the ordinary citizen, modern urban man, material and practical, the common man who imagines he has a practical, scientific cast of mind reflecting on things (Pierce, 2006: 18) and who apprehends the objects by all of the senses as well as the intellect but mostly by the senses. (Sharkey, 2006: 242) His interior monologue is less complicated, hence the authors frequent intervention with the third person narration and the use of dialogue, in particular regarding characterisation. Each characters interior monologue is divided in sections of the novel; each section is related to the rest, contributing to the expression of the general themes and ideas, but each has also its own setting and mode of narration, its own reference to a single hour, organ, art, colour, symbol, and technique, and, above all, its own thematic and structural unity. IV. The Modernist Representation of Hunger, Food and Eating in Lestrygonians The human being requires food to survive as individual and sexual encounter to survive as race, and it seems that Lestrygonians argues about this by its focus on sexuality coming next to food. The main emphasis is on hunger, food and eating, the real experience of eating as a fundamental activity, connected to the real experience of hunger and desire, of pleasure and discomfort, of self-regulation and self-indulgence, of joy and guilt. (Appelbaum, 2006: xiii) It is in this episode that Joyce draws the close connection between food consumption and personal identity. By its concern with food as the most basic materialistic need to survive and be happy, the episode reveals the materialistic, worldly-minded and practical features of Leopolds personality. According to the schema for Ulysses, the scene of the episode is the lunch, hour is 1 pm, organ is oesophagus, art is architecture, and so on. Leopold Bloom, a mediocre canvasser for advertisements, is placed on the streets of Dublin at lunchtime, in no great hurry, heading towards the National Library, and in meantime considering eating at Burtons restaurant. Walking through the streets, Bloom bathes in a spate of images, sounds, and odors triggering memories recent and distant and a profusion of thoughts. His mind races back and forth among all of these, exulting in their multifarious abundance, accepting the desires they arouse (Alter, 2005: 164), above all the sense of hunger and sexual desire. At the beginning rather weak but rapidly growing in intensity, Blooms hunger comes gradually to prevail over all other feelings, interferes with other thoughts, in particular his sexual and sensual imagination, and throughout the entire interior monologue represents the main stimulus for all his other abstract manifestations of the mind. In other words, Leopolds diverse thoughts about Molly, their dead son, work, Irish national issues, religion, literature, etc. based on the principle of free-association and stimulated by his sense of hunger, would gradually be systematized to rotate around the idea of food and eating reaching its paramount dominance over his consciousness at the moment of entering the Burtons restaurant. Prior to this moment, Bloom recognizes his bodily need: Ah, Im hungry. Leading to this understanding is a complex experience of the mind hopping among remembered sights and sounds, commonplace sayings, and immediate sensations (Baldick, 2005: 209). Also, as Bloom wanders the streets, his thoughts about people he sees, or advertising gimmicks and slogans that he reads or recalls, constantly switch back involuntarily to food and drink, until he becomes aware that he is hungry and needs his midday meal. Predisposed to a sort of practical utopianism, he ponders the merits and disadvantages of communal kitchens, then of vegetarianism, before rehearsing, in a sequence of broken yet loosely associated phrases, the horrors of butchery. (Baldick, 2005: 208) Already at the very beginning of Lestrygonians, Leopolds sense of hunger, bound to sensual images, reveals itself in that his first thoughts are on pineapple rock, lemon platt, butter scotch. A sugarsticky girl shovelling scoopfuls of creams for a Christian brother. Intermingled with the thoughts on food are those on religion, which are

195

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

stimulated by the first contact with reality from this section, when Leopold is handed a religious leaflet containing the words Blood of the Lamb. Leopold at first mistakes Blood with Bloom; then embarks on speculating simultaneously about religion and food in that All are washed in the blood of the lamb, God wants blood victim, etc.; and arrives to a feeling of compassion for a child that looks underfed and then for some gulls those poor birds and he buys two cakes for a penny to feed the birds. One may notice that Blooms thoughts on food and eating unveil a nice, warm-hearted personality, which is also due to the fact that his sense of hunger has not acquired its full strength yet. Next pages show Leopolds thinking process turning to private life, namely family issues, and here emerge the main two sources of Leopolds sense of frustration and alienation: the death of his son and Molly committing adultery with Boylan. Leopold discloses it on the mental level in his interior monologue (If he ... O! Eh? No ... No. No, no. I dont believe it. He wouldnt surely? No, no), and also by the help of the narrator (Mr Bloom moved forward raising his troubled eyes), and then again in the framework of his psychological experience (Think no more about that). Bloom attempts to escape the disturbing reflections by rapidly changing the turn of thought and by contrasting the happy family life from the past (Happy. Happy. That was the night) with the unhappy present that began after the death of their son. Leopolds interior monologue is interrupted by the meeting of an acquaintance, Mrs. Breen, actually an old sweetheart of Leopolds, and their dialogue. Following this intrusion of a traditional type of narrative organization, Blooms interior monologue continues with references to the newspaper Irish Times, stimulating abstract manifestations on his job and later on nationalism, namely Irish national issues, denoting a new turn of his thought which signifies the shift in the thematic perspectives of the novel from the private existence to public life and politics. The thoughts on the issues of Irish nationalism intermingle with those on newspaper, work, literature, urban life, and more and more with references to food and eating. Approaching the restaurant, Blooms anxiety reaches its culmination as his sense of hunger is also at peak, dominates the consciousness and disturbs the discursive logic of thinking (Duke street. Here we are. Must eat. The Burton. Feel better then), and excludes all other abstract manifestations of the mind except for the sexual images borrowed from a novel: Perfumed bodies, warm, full. All kissed, yielded: in deep summer fields, tangled pressed grass, in trickling hallways of tenements, along sofas, creaking beds. Jack, love! Darling! Kiss me, Reggy! My boy! Love!. Compositionally, the interior monologue here, as in much of the novel, and as registered by stream of consciousness, shows discontinuity and fragmentation, meaning an energetic cutting back and forth between swathes of disparate linguistic materials that are assembled in a complex, aesthetically satisfying narrative whole, since Joyce embraces the fragmentation and the fragments in his treatment of them become a new kind of poetry that affirms simultaneously the inventive energies of the mind and the concrete particularities of everyday experience. (Alter, 2005: 162) The moment of Bloom entering the restaurant, with his psychological condition being solely under the stimuli of hunger and sensual desire chaotically interfusing one with another, represents the climax of the section. Leopolds heart astir, he pushed in the door of the Burton restaurant, and, continues the narrator, Stink gripped his trembling breath. Here the narrators intervention ends, and the reader views the whole picture through Leopolds eyes, the scene being reflected mainly as a flux of abstract manifestations in the form of interior monologue: See the animals feed. Men, men, men. Perched on high stools by the bar, hats shoved back, at the tables calling for more bread no charge, swilling, wolfing gobfuls of sloppy food, their eyes bulging, wiping wetted moustaches. A pallid suetfaced young man polished his tumbler knife fork and spoon with his napkin. New set of microbes. A man with an infants saucestained napkin tucked round him shovelled gurgling soup down his gullet. A

196

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

man spitting back on his plate: halfmasticated gristle: gums: no teeth to chewchewchew it. Chump chop from the grill. Bolting to get it over. Sad booser's eyes. Bitten off more than he can chew. Am I like that? See ourselves as others see us. Hungry man is an angry man. Working tooth and jaw. Don't! O! A bone! That last pagan king of Ireland Cormac in the schoolpoem choked himself at Sletty southward of the Boyne. Wonder what he was eating. Something galoptious. Saint Patrick converted him to Christianity. Couldnt swallow it all however. Roast beef and cabbage. One stew. Smells of men. Spaton sawdust, sweetish warmish cigarettesmoke, reek of plug, spilt beer, mens beery piss, the stale of ferment. His gorge rose. Couldnt eat a morsel here. The scene at Burtons restaurant containing the consumption of food is materialised in the discourse of the text as a distinct process in the psychological experience of Bloom and the atmosphere created this way is presented as unpleasant, uncivilised and disgusting, a real image of cannibalistic consumption. This moment in the characters psychological experience is highly revelatory for the true comprehension of his personality: people are viewed as animals, Lestrygonians, that is, cannibals; his first thought see the animals feed reveals that Bloom is disgusted by the atmosphere and by the people eating there, since his stomach is brought to the point of vomit. Cannibalism means savagery and inhuman cruelty, and the scene propagates an archetypal image of cannibalism and the connotations of cannibalism imply a cultural archetype, conjuring up irredeemably savage, most primitive and distant tribes, or the pathological disintegration of personality and social order. (Sceats, 2000: 41) Also, since it is not rendered as the literal eating of human flesh, cannibalism is employed here metaphorically, as a figurative cannibalism, meaning the use of cannibalistic desire or behaviour as a metaphor. (Sceats, 2000: 42) Another interesting interpretation of this central episode of Lestrygonians is given by Vincent Sherry: the scene at the restaurant represents a recasting of the original Homeric adventure, in Book X, where Odysseus men meet the cannibals. Bloom, turning into Burtons restaurant, enters an equally savage prospect (8.650ff.), where the forbidden practices of Homers tribe are centered in the consumption of meat: pungent meatjuice (651) registers a shock in Blooms first, lasting, intensifying impression. Carnivorism is hardly cannibalism, however, and the logic of the Bloomian overreaction is given in the litany he chants over this prospect. Men, men, men (8.653): where redblooded men (used to) eat meat, the supplanting of Blooms own virility by Boylan causes him to bestialize this scene of flesh-eaters. (Sherry, 2004: 70) Thinking like a human hater, Bloom reveals a particular attitude towards men, and the phrase hungry man is an angry man referring to the people in the restaurant may easily be ascribed to render Bloom as being himself angry, which is to be angry at human condition in general. Hunger is a need, but here the awareness of hunger is often associated with pain, desperation, and aggression. (Appelbaum, 2006: 248) Disgusted by the atmosphere, Bloom couldnt eat a morsel here. He leaves the restaurant, comes out into clearer air, is back on the streets of Dublin, actually turning back towards Grafton street, and, with his still strong sense of hunger and anger (Eat or be eaten. Kill! Kill! and Ah, Im hungry), Bloom goes to another restaurant. This second eating place is Davy Byrnes moral pub, where he has a cheese sandwich and a glass of burgundy. It is interesting to notice that before this actual eating Bloom has expressed fondness of animal meat and ridiculed the vegetarian food, but, after the experience at Burtons restaurant, he cannot eat meat and asks for mighty cheese, a Gorgonzola sandwich: the cheese is neither vegetable nor meat, yet it is alive: it is formed from mammals milk without slaughter, and enclosed in bread which is vegetable in origin but reconstructed by man. (Ellmann, 1986: 78)

197

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

After consuming the food, it seems that full man is a happy man, and Bloom feels much better in terms of psychological condition, peace returns to his mind, the world around is quiet and nice, nice quiet bar. Nice piece of wood in that counter. Nicely planed. Presumably, Bloom contemplates and apprehends beauty in a framework of an aesthetic which is primarily sensual, a parody on Stephens aesthetic theory: If Stephen is right, Bloom must also advance along the stages themselves of all esthetic apprehension. These, we recall, Stephen has borrowed from Aquinas and then modified: integritas, consonantia, and quidditas. Stephen says, Find these and you find the qualities of universal beauty (P, 211). (Sharkey, 2006: 240) As if proving again the connection of food with sex, and that eating may supplant for the lack of affection, memories of the happy past with Molly emerge into Blooms mind, and he recollects his wife fondling him in her lap, remembers their courtship, love, games, and kisses. Influenced by the glowing wine on his palate and with the sense of hunger now vanished, Bloom remembers the once strong sexual attraction between them, and his sexual appetite which arises through memory has the same fastidiousness or vulgarity as the stomachic one (Ellmann, 1986: 79): O wonder! Coolsoft with ointments her hand touched me, caressed: her eyes upon me did not turn away. Ravished over her I lay, full lips full open, kissed her mouth. Yum. Softly she gave me in my mouth the seedcake warm and chewed. Mawkish pulp her mouth had mumbled sweetsour of her spittle. Joy: I ate it: joy. Young life, her lips that gave me pouting. Soft warm sticky gumjelly lips. Flowers her eyes were, take me, willing eyes. (...) Screened under ferns she laughed warmfolded. Wildly I lay on her, kissed her: eyes, her lips, her stretched neck beating, woman's breasts full in her blouse of nun's veiling, fat nipples upright. Hot I tongued her. She kissed me. I was kissed. All yielding she tossed my hair. Kissed, she kissed me. Blooms reverie of Molly first yielding to him on Howth Hill, stimulated by something extremely trivial and valueless, namely by watching two flies mate on a window, is an aesthetic reverie which reveals Bloom being on the sensual side of human experience, since he apprehends beauty primarily through senses taste, hearing, sight, tactile sensations and his aesthetic is a sensual immersion in the world. (Sharkey, 2006: 239) The recollection of the happy young love shows again that the episode is generated mostly out of two different attitudes towards food and sexuality. (Ellmann, 1986: 74) Such memories of a happy past represent a recurrent motif in the novel; they offer to Bloom another weapon against the Lestrygonians, whichever food they devour, and that is memory (Ellmann, 1986: 78); they make Bloom realize how much less happy he is today than he was once (Sharkey, 2006: 239); at the same time, they have another meaning: Bloom, at once Ulysses and the Wandering Jew, longs to return from exile to the land flowing with milk and honey which is also Ithaca and faithful Penelope. (Alter, 2005: 163) The memories are an attempt to escape the problematic present, to reassert passion and erotic appetite, and they imply that Ulysses is not a novel about desire fulfilled but about the healthiness of desire constantly reasserting itself, despite all frustrating experience, as a stubborn attachment to life. (Alter, 2005: 163-164) For the second time in the section, Joyce interrupts the characters interior monologue by a dialogue, this time between Davy Byrne and Nosey Flynn, about Leopold, in which he is called a decent quiet man but also regarded as being in trouble and in mourning. The dialogue represents a traditional type of characterisation by which the reader learns about the character from outside and the meaning acquired this way might coincide or be different from what the reader learns about the character in the context of self-characterisation offered by the interior monologue. At the beginning Bloom has behaved and thought as a decent man, but the sense of hunger and the frustration at Mollys adultery stimulated abstract manifestations showing a human-hater, disgusted by the human-cannibals. After consuming the food and his sense of hunger being suppressed, Bloom shows himself again to be a decent and nice man, as it was stated in the dialogue and as it is now revealed by his thoughts and behaviour.

198

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

Bloom leaves the restaurant and, walking towards the National Library, remembers Molly and Boylan, but drives away the disturbing thoughts (Today. Today. Not think) in an attempt to preserve his present condition of feel better. Bloom reveals his decency by trying to help a blind boy to cross the street, expresses much sympathy towards him, but, to a certain extent, his compassionate behaviour may seem exaggerated as the blind stripling does not express a clear wish to be helped. Wants to cross, thinks Bloom about the boy; Do you want to cross? asks Bloom; receiving no answer, Bloom insists: Youre in Dawson street, Molesworth street is opposite, Do you want to cross? Theres nothing in the way, etc. After helping the boy, Bloom continues to think about him and comes to identify himself with the blind person and even to express anger at the cruel destiny: Poor fellow! Quite a boy. Terrible. Really terrible. What dreams would he have, not seeing? Life a dream for him. Where is the justice being born that way? Leopold Blooms flux of abstract manifestations of the mind revealing his apparently nice and compassionate personality is interrupted when, almost approaching the library, he catches a glimpse of Boylan on the street. Marked by this contact with reality, Blooms psychological status quo is disturbed and his consciousness is again overcome by the sense of frustration and alienation. Resembling the moment of entering Burtons restaurant, here his thoughts also emerge chaotically and disorganized, as he is anxious to avoid seeing Boylan: Straw hat in sunlight. Tan shoes. Turnedup trousers. It is. It is. His heart quopped softly. To the right. Museum. Goddesses. He swerved to the right. Is it? Almost certain. Wont look. Wine in my face. Why did I? Too heady. Yes, it is. The walk. Not see. Get on. Making for the museum gate with long windy steps he lifted his eyes. Handsome building. Sir Thomas Deane designed. Not following me? Didnt see me perhaps. Light in his eyes. Such a psychological state is typical of the frustrated personality of a man with inferiority complex induced by something or someone undesirable. This is exteriorised by Bloom pretending to admire the architecture and searching anxiously in his pockets, where he finds a leaflet, a potato, and a cake of soap. It is suggested that Bloom is anxious to avoid an encounter with the Lestrygonian Boylan because he is afraid of him. Indeed, the inferiority complex is usually provoked by someone stronger and, in his desperate attempts to avoid facing Boylan, Leopold thinks and behaves like an individual that fails and accepts the dominance of the male rival in his self-induced (since the reader is not told whether Molly and Boylan have an affair) fight for female response. The section ends with Bloom trying to leave the open space of the street and to find a safe refuge; for this, he reaches the National Library, goes through its gate and only then feels safe: Hurry. Walk quietly. Moment more. My heart. His hand looking for the where did I put found in his hip pocket soap lotion have to call tepid paper stuck. Ah soap there I yes. Gate. Safe! Here emerges perhaps the single most striking contrast between Homers Achaean hero and his modern Dubliner [which] is the conduct of each when he returns to his defiled home: Bloom will make no move against Boylan himself. He hates violence; and he knows that he was not innocently wronged by Boylan, as Odysseus was by the suitors. (Sultan, 1990: 46) Instead of acting against his rival, Bloom seeks refuge in the museum statues, which means that he seeks refuge in a static, history-free realm; in other words, because Molly is historical and achievable, adultery is possible. Thus when Bloom flees Boylan by taking refuge in the company of cold, quiet, timeless statues, he flees not just Boylans adulterous threat or even adultery in general, but the historical condition of human experience. (Sharkey, 2006: 248)

199

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

V. Concluding Reflections: Hunger and Food as Means of Exposing Self and Social Identity in the Interaction of Unconscious, Consciousness and the Contacts with Immediate Reality The episode Lestrygonians, like the whole novel and the entire Joyces work, is created around the theme of the condition of modern man in the modern world searching for self-identity, social identity, and stable values in a troubled period in the history of Europe and Ireland. Apart from this, as it is clear from the section, James Joyce focuses on national problems of Ireland, religious issues, realities of family life, aspects of urban existence, and others, thus demonstrating that his visions and concerns continuously change, diversify and expand from personal to public and to universal, from Ireland to the entire world, from the condition of Leopold, Molly and Stephen to the general human existence. Concerning the character representation strategies, Joyce attempts to grasp the sense of frustration, alienation and futility that dominates the conscious level of the psyche, and the atmosphere of chaos and confusion that surrounds the individual existence. In order to achieve it, Joyce applies a combination of multiple thematic and structural perspectives in rendering the psychological experience involving the relationship between consciousness and unconscious and between consciousness and external reality. In Lestrygonians, as in the novel in general and as for Stephen and Molly, the text is basically an interior monologue representing the psychological experience of Bloom, which consists of the abstract manifestations of the mind on the conscious level and whose processes are stimulated by (1) personal unconscious and (2) the contacts with reality. In other words, the characters thinking process is under the determinism of both inner and outer stimuli. It is generally accepted that the personal unconscious determines the general and permanent type and pattern of the individual consciousness and that it provides the true understanding of the characters personality. The contacts with reality, although also stimulate the unconscious, determine mostly the particular manifestations and changes in the course of the individual mental experience, and thus may give a false and misleading understanding of characters personality. In Lestrygonians the most important unconscious stimulus is the sense of hunger that influences characters action but above all his thoughts and ideas focusing them on food and eating. The food is here is a major means of selfdefinition, as well as an important channel for the transmission of culture, meaning that, apart from revealing selfidentity, food is also a social signifier, a bearer of interpersonal and cultural meanings. (Sceats, 2000: 133) When hunger dominates the consciousness, Blooms alienation and frustration reveal themselves as criticism on society, scepticism towards religion and national issues, but especially as hatred of people, the denial of human condition, as in the scene in the restaurant, in which the sense of hunger reaches its climax and the idea of food rules the mind. Other examples of stimuli in Bloom would be his obsession with Mollys adultery and the anxiety at the death of his son. In Stephens case, the unconscious stimuli are also numerous, but the dominant ones are his obsession with guilt related to the death of his mother (having refused to adopt piety) and the concern with his accomplishment or non-accomplishment as an artist, which, like with Bloom, influence most of the abstract manifestations and reveal frustration and alienation as dominant features of his personality. Also numerous are the examples of the contacts with reality (receive a leaflet, meet a friend, smell something, etc.), which represent external stimuli for the thinking activity at certain moments in the present time of the consciousness and in the present of narration, but also influence the unconscious and determine its activity, such as the revival of certain memories of the past experience in order to be juxtaposed to the present situation. In Leopolds case, getting a paper on the street stimulates immediate abstract speculations on religious issues; a newspaper influences thoughts on public life, political issues, Irish nationalism, journalism, and literature; meeting an acquaintance determines recollections of the past experience concerning family, home and private life, happy once but now unhappy. By interrelating unconscious, consciousness and immediate reality Joyce creates a unique mode of characterisation and achieves a complex and at the same time contradictory depiction of the human mind. Each character expresses

200

Say 31 Aralk 2011

James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians

a distinct interior monologue that corresponds to the individual ways of thinking and behaviour, showing that both the unconscious and conscious patterns of inner life are closely connected to family, nation, milieu, education, human interaction, disposition, emotional states, thus showing the distinct particular features of each individual. The interior monologue renders the mind of the character as an obscure universe, a personal world consisting of quickly changing impressions and sensations. The interior monologue is based on the characters chaotic and simultaneous process of free association of diverse abstract manifestations related to personal experience, as well as to different mythic allusions and archetypal correspondences, suggesting the complexity of the individual psychological experience. The most important moments in the interior monologue are epiphanies, sudden, unlooked-for turns in experience (Ellmann, 1986: xvi), used to express the characters awareness of himself and to make him experience concentrating states of intense revelation, illumination, and deep understanding with important symbolical implications for the whole existence. In Lestrygonians, the most revelatory moment is the scene in Burtons restaurant, in which hunger dominates consciousness and determines a particular attitude towards people, which is revealed solely on the mental level and which refers to cannibalism, lack of civilised manners and behaviour, animal condition. The meaning emerging from this attitude is opposed to that from the dialogue between two men about Leopold. The psychic explosion in the restaurant and the dialogue represent the opposition between what reader learns from the disclosed by stream of consciousness technique Blooms consciousness (frustration, alienation, hatred for people) and what reader learns from the dialogue as an external source (he is a nice and compassionate person). The attitude of disgust and rejection expressed by a dominated by hunger consciousness is also opposed to the decent behaviour on the street after consuming the food: Bloom is sympathetic and sensitive when meeting a blind boy, indeed a person sensitive amid crudity. (Ellmann, 1986: 107) It is suggested that eating offers a sense of satisfaction, happiness and accomplishment (resulting in helping a blind person and remembering only pleasant moments of the past) which is nothing but momentary and illusionary, since hunger is an innate and basic need and emerges over and over again. Likewise, Bloom is in general a frustrated personality, alienated in society, unsuccessful professionally, unhappy in family life, unable to establish communication. A tragic-comical figure shown as carrying out his duties as father, husband, citizen, and employee, he performs throughout the day a symbolic journey meeting a variety of people in different places. In these interactions Bloom expresses his sense of alienation in family and society, his sense of frustration induced by the death of his son and the infidelity of Molly, and, although different in matters of personality from Homers hero, Bloom acts as a Ulysses in search of his Telemachus, expressing the desire to be a stepfather, or more precisely a Stephen-father (Thurston, 2004: 186), and eager to kill his wifes suitors. The novel Ulysses shows Joyces special ability to catch even the most obscure and hidden thoughts and feelings of the human being, while creating a balance between the individual experience and the social and universal experience of the human race. In steps of Dostoyevsky, the character receives the primary focus, and in doing so, Joyce attempts at authorial withdrawal and allows his characters the freedom to speak for themselves, to disclose their own mind and expose it to the apprehension of the reader who, as a spectator, anticipates a showing, rather than a telling, of the self. (Miller, 2002: 134) The independence of self expression regards the individual consciousness and unconscious, and the literary devices which better express the individuality of the character are the form of interior monologue, the stream of consciousness technique, the moments of epiphany. These are the facts, among many others, that make Joyce to be one of the most important twentieth-century writers and a major novelist who, by defying tradition, discovered new realms and methods of literary expression, as a

201

Petru GOLBAN

Say 31 Aralk 2011

consequence determining, together with Woolf and Eliot, the disappearance of the complex of insularity of British literature and its openness to artistic originality and influences of all kind. REFERENCES Alter R. (2005) Imagined Cities: Urban Experience and the Language of the Novel. New Haven, Yale University Press. Appelbaum R. (2006) Aguecheeks Beef, Belchs Hiccup, and Other Gastronomic Interjections: Literature, Culture, and Food among the Early Moderns. Chicago, University of Chicago Press. Baldick C. (2005) Oxford English Literary History, Volume 10: The Modern Movement, 1910-1940. Oxford, Oxford University Press. Ellmann R. (1986) Ulysses on the Liffey. Cary, Oxford University Press. Miller N. A. (2002) Modernism, Ireland and the Erotics of Memory. West Nyack, Cambridge University Press. Pierce D. (2006) Joyce and Company. London, Continuum International Publishing. Sanders A. (2004) The Short Oxford History of English Literature. Oxford, Clarendon Press. Sceats S. (2000) Food, Consumption & the Body in Contemporary Womens Fiction. Port Chester, Cambridge University Press. Sharkey E. J. (2006) Idling the Engine: Linguistic Skepticism in and around Cortazar, Kafka, and Joyce. Washington, Catholic University of America Press. Sherry V. (2004) Joyce: Ulysses (2nd Edition). West Nyack, Cambridge University Press. Sultan S. (1990) Eliot, Joyce and Company. Cary, Oxford University Press. Thurston L. (2004) James Joyce and the Problem of Psychoanalysis. West Nyack, Cambridge University Press.

202

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

KARBON PYASALARI VE TRKYE PERSPEKTF


Hakan ELKKOL Yrd. Do. Dr. DP BF letme Blm Nasf ZKAN Ar. Grv. DP UBYO Bankaclk ve Finans Blm

ZET: Atmosferdeki sera gaz emisyonu artna bal olarak kresel snmann da artt, bu durumun iklim deiikliklerine, baz allmadk evresel olaylara ve dolaysyla byme ve kalknma zerinde olumsuz etkilere neden olaca bilim adamlarnca dile getirilmektedir. klim deiikliinin olumsuz etkilerini azaltmay hedefleyen Kyoto Protokol ile birlikte, zellikle emisyon ticareti, oka tartlan iklim politikas arac haline gelmitir. ABDde 1970li ve 1990l yllarda baz ulusal emisyon ticareti programlarnn ortaya km olmas da emisyon ticaretine olan ilginin artmasnn dier bir nedenidir. Buna bal olarak, emisyon ticareti kapsamnda birok ulusal ve uluslararas program oluturulmu ve lkelere verilen emisyon izinlerinin bu programlar dahilinde tezghst piyasalar ve borsalarda spot ve trev rnler olarak ilem grmesi salanmtr. almada, ncelikle iklim deiiklii sorunu, ekonomik etkileri ve buna kar alnan kresel nlemler hakknda bilgi verilmitir. Daha sonra, dnya karbon piyasalar ve bu piyasalarda ilem gren rnler aklanarak, konu lkemiz finans piyasalar asndan deerlendirilmitir. Anahtar Kelimeler: Karbon piyasalar, Kyoto mekanizmalar, emisyon ticareti, AB ETS.

CARBON MARKETS AND ITS PERSPECTIVE FROM TURKEY


ABSTRACT: Scientists have expressed that the increase in greenhouse gas emissions in the atmosphere causes an increase in global warming which results in climate changes, some unusual environmental events, and has negative effects on economic growth and development. With the adoption of the Kyoto Protocol, aiming to reduce the negative effects of climate change, especially, emissions trading have become widely discussed as an instrument of climate policy. The emerging of some of the national emissions trading programs in the US in the 1970s and 1990s has also increased the interest in emission trading. Therefore, in terms of emissions trading many national and international programs have been established and within these programs the emission allowances of countries have been traded as spot and derivatives instruments on the over-the-counter markets and stock exchanges. This paper first gives a brief overview of the issue of climate change, its economic impacts and global precautions taken against climate change. Then, the worlds carbon markets and instruments traded on these markets are explained. Also, the issue is reviewed in terms of Turkish financial markets. Keywords: Carbon markets, the Kyoto mechanisms, emissions trading, EU ETS.

203

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

KLM DEKL SORUNU VE EKONOMK ETKLER Yaplan tm bilimsel aratrmalar, dnya iklim sisteminde bir bozulmann olduunu gstermektedir. Doal dengenin bozulmasnda byk etken olan insanlar eer gerekli tedbirleri almazlarsa, kresel snmaya bal iklim deiikliklerinin ve bozulmalarn daha da artaca ngrlmektedir. klim deiikliinin ekonomi zerindeki etkilerinin incelendii Stern Raporunda, iklim deiikliinin; enerji, sanayi, ulam ve arazi kullanm gibi ekonomik faaliyetlerle ilikili sera gaz emisyonlarndaki arttan kaynaklanan kresel snmann sonucunda ortaya kt belirtilmektedir. Mevcut durum itibariyle, sera gaz emisyonlar iinde en byk pay gelimi lkelerin iken, 2020lerde gelimekte olan lkelerin emisyon seviyelerinin gelimi lkelerin bugnk emisyon seviyelerine eit olaca ngrlmektedir (Yamin, 2005: xxxvi; Broh vd., 2009: 16). klim deiikliine neden olan sera gaz emisyonu seviyeleri (CO 2 ye edeer olarak llr) 1750lerde 280 ppm (ppm: milyonda bir) seviyelerindeyken, bugn yaklak 430 ppm seviyelerine ykselmitir ve bu ykseli her yl 2 ppmden fazla olmaktadr. Herhangi bir nlem alnmazsa ve dnya ayn oranda karbonu atmosfere brakmaya devam ederse, 21. yzyln sonuna gelmeden emisyonlar 750 ppmye, buna bal olarak kresel scaklk da sanayi devrimi ncesi seviyelerin 2.2-6.4 oC zerine kacaktr. Buna karlk, atmosferdeki sera gaz seviyeleri 450-550 ppm arasnda CO 2 (karbondioksit)e edeer seviyelerde tutulabilirse, iklim deiikliinin kt etkilerinin nemli lde azaltlabilecei tahmin edilmektedir (Stern, 2007: vii; IMF, 2008: 33). klim deiikliinin byme ve kalknma zerinde ciddi etkileri sz konusudur. Stern Raporu tahminlerine gre, kresel snmaya kar harekete geilmezse, iklim deiikliinin maliyeti her yl kresel GSMHnin en az %5ini kaybetmeye edeer olacaktr. Eer geni apl riskler ve etkiler de hesaba katlrsa, kaybn GSMHnin %20 veya daha fazlasna kabilecei vurgulanmaktadr. Buna karlk, sera gaz emisyonlarnn iklim deiiklii zerindeki kt etkilerini azaltmak iin alnacak tedbirlerin maliyetinin ise, her yl kresel GSMHnn yaklak %1i kadar olaca tahmin edilmektedir. Bu nedenle, raporda iklim deiikliinin kresel bir problem olduu ve alnacak nlemlerin de uluslararas olmas gerektii vurgulanmaktadr. KLM DEKL SORUNUNA KARI ALINAN NLEMLER 1992 Rio Zirvesiyle imzaya alan ve 1994te yrrle giren BM klim Deiiklii ereve Szlemesi (United Nations Framework Convention on Climate Change -UNFCCC-) ile 2005 ylnda UNFCCCye ek bir anlama olarak yrrle giren Kyoto Protokol, iklim deiikliini ve bunun olumsuz etkilerini azaltmay hedefleyen kresel bazl giriimlerdir. UNFCCCde sera gaz emisyonlarn azaltmaya ynelik eylem stratejileri ve ykmllkler dzenlenmitir (Trke, 2001b: 2; Alper ve Anbar, 2008: 226). Kyoto Protokol ise, iklim deiiklii ile savamak adna 1997 ylnda kabul edilmi ve 2005 ylnda yrrle girmitir. Protokol, UNFCCC dorultusunda kresel snmay azaltmaya ynelik ilk uluslararas anlama olup, ilgili lkeler 2008-2012 yllar arasnda sera gaz emisyonlarn 1990 yl seviyelerinin ortalama %5 altna indirmeyi taahht etmitir. Protokol, baz mekanizmalar araclyla sera gazlarn azaltmay hedeflemektedir. Bunlar Ortak Uygulama (Joint Implementation -JI-), Temiz Kalknma (Clean Development Mechanism -CDM-) ve Emisyon Ticareti (Emission Trading -ET-) mekanizmalardr. Ortak Uygulama ve Temiz Kalknma proje bazl mekanizmalar iken, Emisyon Ticareti piyasa bazl bir mekanizmadr.

204

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

Ortak Uygulama Mekanizmas ile, emisyon hedefi belirlemi gelimi herhangi bir lke, yine emisyon hedefi belirlemi bir baka gelimi lkede emisyon azaltmna ynelik ortak projeler yrtebilmektedir. Bu projeler sonunda emisyon hacmini azaltmay baaran ev sahibi lke Emisyon Azaltm Birimi (Emission Reduction Unit -ERU-) ad verilen krediler kazanmakta ve kazanlan bu krediler emisyon hedefi belirlemi yatrmc lkeye satlabilmektedir. Bylece, yatrmc lke satn alm olduu kredileri toplam hedefine ekleyerek sera gaz emisyonunu arttrabilirken, transfer edilen emisyon azaltm kredisi miktar ev sahibi lkenin toplam sera gaz emisyonundan dlmektedir. Ortak Uygulama Mekanizmasna katlan lkeler, Kyoto Protokol taahhtlerini esnek ve maliyet etkin olarak gerekletirirken, projeye ev sahiplii yapan lke de yabanc sermaye yatrmlar ve teknoloji transferinden yararlanmaktadr (www.unfccc.int, 2010). ou Ortak Uygulama projesi, endstrilemedeki yetersizlii ile emisyon azaltmann nispeten daha ucuza mal edildii Sovyetler Birlii ve Dou Avrupa lkelerinde gelitirilmektedir (Kadlar, 2010: 26). Temiz Kalknma Mekanizmas ise, emisyon hedefi belirlenmi gelimi bir lkenin, emisyon hedefi olmayan gelimekte olan bir lkede yapm olduu emisyon azaltc proje yatrmlar yoluyla Sertifikalandrlm Emisyon Azaltm (Certified Emission Reduction -CER-) kredisi kazanmasn ve kazanlan bu kredi sayesinde, lke ierisinde bu kredi miktar kadar daha fazla emisyon yapma hakk elde etmesini salamaktadr. Grld gibi, Ortak Uygulama projeleri bir baka gelimi lkede gerekletirilirken, Temiz Kalknma Mekanizmas projeleri gelimekte olan lkelerde uygulanmaktadr. Temiz Kalknma Mekanizmas, gelimi lkelerin emisyon azaltm taahhtlerine riayet etmelerini desteklerken, gelimekte olan lkelere de srdrlebilir kalknmada yardmc olmaktadr (www.unfccc.int, 2010). Sera gazlar atmosfere homojen bir ekilde daldndan, azalma nerede gerekleirse gereklesin, CO 2 oranndaki azalmann etkisi her yerde ayn olmaktadr. Bu da emisyon azaltmnn marjinal maliyetin en dk olduu yerde gerekletirilmesi iin olduka nemli bir nedendir. Endstrinin yetersiz ve evre ynetmeliklerinin nispeten daha gevek olmas nedeniyle, sera gaz emisyonunu gelimekte olan lkelerde azaltmaya almak, gelimi lkelerde olduundan ok daha ucuza mal olmaktadr (Kadlar, 2010: 24). Kyoto Protokolnn yaratt nc mekanizma olan Emisyon Ticareti ise, piyasa bazl bir mekanizma olup, bu mekanizma araclyla belirli emisyon hedefi olan lkelerin kendi aralarnda emisyon izinlerinin (European Union Allowance Unit -EUA-) bir blmn alp satabilmeleri salanmaktadr. Buna gre, emisyon hedefi olan bir lke emisyon azaltm yapmsa, bu azaltm bir baka lkeye satabilmektedir. Bu durum, emisyon azaltmna dayal yeni bir piyasann olumasn ve bu piyasada ilem grecek enstrmanlarn gelitirilmesini salamtr. Piyasada ounlukla CO 2 ticareti yaplmas nedeniyle, bu piyasalara genel olarak karbon piyasas, yaplan ileme de karbon ticareti ad verilmektedir (www.unfccc.int, 2010). ERU ve CER gibi kredilerin verilmesini Birlemi Milletler denetlemektedir ve bu krediler, sadece bamsz akredite kurulularn onaylad emisyon azaltm projelerine verilmektedir. EUAlarn (emisyon izinleri) alm-satm ile ERU ve CERlerin (proje bazl krediler) alm-satm birbirinden ok farkl ilemlerdir ve farkl trde riskler iermektedir (Kadlar, 2010: 44). Kyoto Protokol ile ortaya kan bu mekanizmalar, dnyann neresinde olursa olsun, alnan nlemlerin atmosferdeki sera gaz emisyonlarn azaltmaya ynelik eylemler olduunun kantdr. Bu mekanizmalar, ayn zamanda, sera gaz emisyonlarn azaltma abalarnn dk maliyetle gerekletirilmesi amacyla tasarlanmtr. Yakn gemite ABD, Avustralya, Kanada, Japonya ve baz

205

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

AB lkelerinde farkl emisyon ticareti programlar uygulamaya konulmu olup, bunlarn bazlar hala devam etmektedir. LTERATR TARAMASI: EMSYON TCARETNN TEORK TEMELLER Emisyon ticareti ile ilgili almalarn ounluu evresel ve politik konular zerine younlarken, konunun finans piyasas asndan deerlendirilmesi az sayda aratrmaya konu olmutur. 1950lerin sonuna kadar ekonomistler ve politikaclar, kirlilii kontrol altna almay hedefleyen baz politikalar oluturmutur. Ekonomistler fiyata dayal zmleri tevik ederken, politikaclar miktara dayal politikalar zerine younlamtr. Ekonomistler, Pigou (1920)nun yaklam ile kirlilik problemine zm aramtr. Buna gre, evreyi kirleten emisyonlara birim bana vergi uygulanmal, yani kirlilie bir fiyat konulmaldr. Burada uygulanacak vergi oran, etkin tahsiste kirliliin son birimince neden olunan marjinal dsal sosyal zarara eit olacaktr. Politikaclar ise, kirlii bir dizi yasal dzenlemeyle kontrol etmeyi tercih etmitir. Bu dzenlemeler, kirlilie yol aan aktiviteleri insanlardan uzak tutmak iin faaliyet yerlerinin kontrol ve emisyon tavan seviyelerinin belirlenmesi gibi konular iermektedir (Tietenberg, 2006: 2-5). Kirlilik problemi ile mcadelede piyasa bazl tekniklerle ilgili ilk almalar Coase (1960) ve Dales (1968)e aittir. Bu almalarda, kirliliin azaltlmas sorunu ekonomik bir olay olarak grlm ve sorunun maliyet-fayda kavram erevesinde ticari faaliyetlerle zlebilecei vurgulanmtr. Buna gre, devlet kirlilii kontrol altna almak zere yapt yasal dzenlemelerle, sera gaz brakabilmek iin bir mlkiyet hakk (emisyon izni) tayin etmektedir. Bu mlkiyet haklarnn devredilebilirlii, nceden art koulmu azaltmlar gerekletirmek iin en dk maliyetlerle azaltm yaplmasn da tevik etmektedir. Bu almalar ayn dnce paralelinde Montgomery (1972) izlemi ve piyasa bazl yaklamn etkin tahsis yoluyla eitli kirlilik kaynaklarnn azaltm maliyetlerini drdn teorik olarak aklamaya almtr. Kirlilik sertifikalar tam rekabet piyasas iin statik bir model kullanarak, evresel bir hedefle kar karya olan iletmelerin minimum maliyet dengesinin varln ilk kez gstermitir. Ellerman vd. (2003), emisyon kaynaklarna kendi aralarnda emisyon kredileri ve izinleri alp-satma esneklii verilmesinin, emisyon hedefine ulamada uyum maliyetlerini azaltacan vurgulamtr. Ticaret mekanizmas, emisyon azaltmlarn emisyon kaynaklar arasnda en etkin maliyetle paylatrr ve bunu yaparken iletmelerin bireysel bilgileri, karlar ve kararlarndan yararlanlr, idari dzenlemeye ise baklmaz. Hansjrgens (2005), piyasa bazl emisyon ticareti sisteminin maliyet etkinlii salamasndan dolay, ekonomistlerce geleneksel kamu otoritesi politikalarna tercih edildiini vurgulamakta ve yaplan analizlerin, emisyon ticareti sisteminin geleneksel kamu otoritesi politikalar ile karlatrldnda %90a varan maliyet tasarrufu salayabileceini ileri srdnn altn izmektedir. Ayrca Ellerman vd. (2003) de, program dnemleri arasnda ticarete izin verilmesi ile birlikte toplam maliyetleri azaltan emisyon kredilerinin veya izinlerinin biriktirilerek gelecekte uygun dnemlerde kullanabileceini ve bylece kaynaklarn emisyonlar erkenden azaltma olana kazanacaklarn iaret etmektedir. Cronshaw ve Kruse (1996) ve Rubin (1996)in almalarnda olduu gibi, ou aratrma, etkin bir piyasada emisyon izinlerinin denge fiyatnn, en ucuz kirlilik azaltc zm yolunun marjinal maliyetine eitlii dncesine dayanmaktadr. Bu ifade, doal olarak yksek fiyatl emisyon izinlerinin, dk marjinal azaltm maliyetine sahip iletmeleri fiyat farkllklarndan yararlanmaya sevk

206

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

ettii fikrini desteklemektedir. Belirsizliin gzard edildii bu modellerde, sz konusu iletmeler sera gaz emisyonlarn belirlenen hedeflerden ok daha fazla azaltmakta ve ellerinde kalan fazla izinleri piyasada satarak kr elde etmektedir. Shennach (2000) ise, emisyon izinleri piyasasn belirsizlik koullar altnda ele alm ve Rubin (1996)nin modelini genileterek belirsizlik kstlarnn stesinden gelmeye almtr. Son yllarda, teori ve piyasa fiyat davranlar arasndaki fark gidermek zere, gemi emisyon izinlerinin fiyatlarn inceleyen ampirik alma says giderek artmaktadr. Benz ve Trck (2009), Fehr ve Hinz (2006), Paolella ve Taschini (2006), Seifert vd. (2006) ile Uhrig-Homburg ve Wagner (2007), emisyon sertifikalarnn dinamik fiyat davranlarn ve AB emisyon izinlerinin (EUA) spot fiyat hareketlerini inceleyen almalar yapmlardr. EUA szlemelerinin spot ve vadeli fiyatlarn birlikte analiz eden ilk alma ise Daskalakis, Psychoyios ve Markellos (2006) tarafndan yaplmtr. Bu almada, 2008-2010 dnemine ait vadeli fiyatlar iin mevcut spot fiyatlara dayanan bir denge fiyatlama modeli kullanlmtr. Trkiyede ise, emisyon ticaretini bu anlamda inceleyen ve finans piyasalar balamnda deerlendiren alma says son derece azdr. etinkaya ve Sokulgan (2009), ikot (2009) ve Kadlar (2010)n emisyon piyasalar, bu piyasalarn ileyii ve bu piyasalarda ilem gren aralar ile Trkiyenin Kyoto Protokolne katlmyla ortaya kabilecek gelimeler zerine almalar bulunmaktadr. Peker ve Demirci (2008), iklim deiikliini bilim ve ekonomi perspektifinden analiz ederek emisyon ticaretinin nemini vurgularken, Pamuku (2007), iklim deiiklii ile mcadelede AB Emisyon Ticareti Sisteminin (AB ETS) kresel bir emisyon ticareti sistemine model olup olamayacan deerlendirmitir. Alper ve Anbar (2008) ise, iklim deiikliinin, finansal hizmet sektrnde faaliyet gsteren sigorta ve reasrans irketleri, bankalar ve fon ynetim irketleri zerindeki etkilerini tartmtr. Bunun dndaki almalar (Trke vd. (2000), Trke (2001a, 2001b, 2006), ztrk (2002), Aksay vd. (2005), Salam (2008)) ise, konuyu sera gaz emisyonlar, iklim deiiklii, kresel snma ve Kyoto Protokol gibi genel balklar erevesinde inceleyen mhendislik ve fen bilimleri arlkl almalar olup, finans piyasalar ile balants bulunmamaktadr. DNYA KARBON PYASALARI VE BU PYASALARDA LEM GREN RNLER Karbon piyasas, iklim deiikliine neden olan sera gazlar iin karlm ve emisyon kaynaklarna tahsis edilmi emisyon izinlerinin alnp satld bir piyasadr. lkelerin emisyon azaltm maliyetleri birbirlerinden farkllk gstermektedir. Baz lkeler dier lkelere gre daha dk maliyetle ve daha fazla oranda sera gaz azaltma olanana sahiptir. Kyoto Protokolnn 3. ve 17. maddelerine gre, bir lke kendisine tahsis edilen emisyon izinlerini, emisyon iznine ihtiyac olan dier lkelere satabilir. Bunun iin ticarete katlmak isteyen lke kendi ierisinde bir emisyon takip, datm ve kontrol sistemi kurmal ve uluslararas standartlara uymay taahht etmelidir (etinkaya ve Sokulgan, 2009: 38). Karbon emisyon izinleri hali hazrda AB ETS, Kyoto Protokol kapsamndaki dier uluslararas programlar ve ABD Blgesel Sera Gaz nisiyatifi Program (Regional Greenhouse Gas Initiative RGGI-) ierisinde ilem grmektedir (Monast vd., 2009: 8). Tablo 1, dnya karbon piyasasnn 20052008 yllar aras faaliyetlerini gstermektedir. Bu srete, karbon piyasas bymesini srdrm ve her yl piyasa deeri yaklak iki kat artmtr. Piyasann 2008de toplam ilem hacmi 4.811 MtCO 2 dir ve 2005 ylna gre yaklak yedi kat art gstermitir. Ayrca 2008 ylnda toplam ilem deeri 126.345 milyon dolara ykselerek 2005 ylnn yaklak oniki katna ulamtr. Bu toplam hacmin

207

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

yaklak %64 ve alm-satm deerinin yaklak %73, AB ETS kapsamndaki emisyon izinleri ve trev rnleri ilemlerinden kaynaklanmaktadr. AB ETS faaliyete balad yldan itibaren karbon piyasasndaki egemenliini srdrmektedir. 2008 ylnda Temiz Kalknma Mekanizmas yatrmlar sonucu kazanlan CERlerin ikincil piyasas, karbon piyasasndaki ikinci byk kesimi oluturmaktadr. Bu finansal piyasadaki spot, future ve opsiyon ilemleri 26.277 milyon dolar aan ilem deeri ile 2007 ylna gre be kat ykselmitir. Tablo 1den de grlecei zere, bu enstrmanlarn ilem deerleri son yllarda hzla artmaktadr. Projeye dayal mekanizmalar sonucu elde edilen CER, ERU ile gnll karbon ticareti piyasas ilemleri toplam 2008 ylnda 7.210 milyon dolara dmtr. Bu dn nedeni olarak sertifikalarn kayt ve ihra alanndaki dzenlemelere ilikin gecikmeler ile kresel finans krizi gsterilmektedir. zellikle, kriz ile birlikte ekonomik retimin azalmas beklenenden daha az sera gaz emisyonuna neden olmu ve emisyon izinlerine olan talep hzla dmtr (Capoor ve Ambrosi, 2009: 1-2). Tablo 1: Karbon Piyasas Bykl ve Deeri 2005 2006 2007 2008

CDM Birincil Piyasa JI Gnll Karbon Ticareti Ara Toplam Ara Toplam

AB ETS New South Wales 6 (Avustralya CCX 1 RGGI AAUs Ara Toplam 328 TOPLAM 710 Kaynak: Capoor ve Ambrosi, 2009.

2008 ylnda karbon piyasasnda kaynaklara tahsis edilen emisyon izinleri (Tahsisli Miktar Birimleri: Assigned Amount Units -AAUs-) ilem grmeye balam ve ABDnin kuzeydousunda on eyaletin oluturduu emisyon ticareti program olan RGGI faaliyete gemitir. Bu limitli alm-satm programnn amac CO 2 emisyonlarn 2020ye kadar 1990 yl seviyelerinin %10 altna indirmektir. RGGIde ilk

208

lem Hacmi (MtCO 2e ) lem Deeri (Milyon Dolar) lem Hacmi (MtCO 2e ) lem Deeri (Milyon Dolar) lem Hacmi (MtCO 2e ) lem Deeri (Milyon Dolar) lem Hacmi (MtCO 2e ) lem Deeri (Milyon Dolar) PROJE BAZLI LEMLER 2.417 537 5.804 552 68 16 141 41 187 33 146 43 2.672 586 6.091 636 CDM KNCL PYASA 10 221 24 445 240 EMSYON ZNLER PYASALARI 321 7.908 1.104 24.436 2.060 341 11 20 372 59 3 7.970 10.863 20 10 1.134 1.744 225 38 24.699 31.235 25 23 2.108 2.984 7.433 499 263 8.195 5.451 49.065 224 72 49.361 63.007 389 20 54 463 1.072 3.093 31 6.519 294 297 7.210 26.277 91.910 183 69 309 65 246 18 211 3.276 92.859 4.811 126.345

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

emisyon izinleri 2008de mzayede ile satlmtr ve ksa srede piyasa faaliyetleri 65 MtCO 2 ilem hacmi ve 246 milyon dolarlk ilem deerine ulamtr (Peace ve Juliani, 2009: 307). Gnll karbon piyasalar da emisyonlarn azaltmak veya mahsup etmek isteyen iletmelerin ve bireylerin talepleriyle gelimektedir. Chicago Climate Exchange (CCX) gnll karbon piyasalarna bir rnektir. Aralk 2003den bu yana gnll hedefler stlenmitir ve ABD merkezli iletmeler sera gaz emisyonlarn azaltp hedeflerine ulamak iin bu piyasay kullanmaktadr (Stern, 2007: 329). CCX, 2008 ylnda 69 MtCO 2 ilem hacmiyle 2007 yl ilem hacmini e katlam, 309 milyon dolarlk ilem deeriyle de 2007 yl ilem deerinin drt katna ulamtr. AB ETS, UK ETS, New South Wales Ticaret Sistemi ve CCX, Dnya Bankas Karbon Finans Birimi (The World Bank Carbon Finance Unit -CF-) ve Uluslararas Emisyon Ticareti Birlii (International Emission Trading Association -IETA-) tarafndan drt aktif karbon piyasas olarak kabul edilmektedir. Avrupa piyasalar, CO 2 emisyon izinleri iin en nemli emisyon piyasalardr. Avrupada EUAlarn ticareti mevcut enerji piyasalar araclyla yaplmaktadr. nk emisyonlar genellikle yakt tketimi ve enerji retimi sonucunda ortaya kmaktadr. Bu nedenle, emisyonla ilgili maliyetler dorudan enerji sektryle balantldr. AB ETS kapsamnda, EUAlarn spot ilem szlemeleri; Nordic Power Market (Nord Pool), European Energy Exchange (EEX), European Climate Exchange (ECX), Energy Exchange Austria (EXAA), French Power Exchange (Powernext) ve Climex gibi alt farkl borsada ilem grmekteyken, vadeli ilem szlemeleri sadece Nord Pool, EEX ve ECXde ilem grmektedir (Daskalakis vd., 2006: 7). ABDde ise, ilk zorunlu karbon azaltm program olan RGGI rnleri ile gnll emisyon kredisi olan Karbon Finansal Enstrman (Carbon Financial Instrument -CFI-), Chicago Climate Exchange (CCX) ve Chicago Climate Futures Exchange (CCFE)de ilem grmektedir (etinkaya ve Sokulgan, 2009: 40). Uhrig-Homburg ve Wagner (2007), emisyon azaltm dzenlemesi altndaki iletme ve yatrmclarn, emisyon ticaretinde baz risklerle kar karya bulunduklarn belirtmektedir. Bu risklerin balcalar emisyon izni fiyat dalgalanmalar ve hacim riskidir. nk emisyon kaynaklar, enerji talebindeki beklenmeyen dalgalanmalar nedeniyle ne kadar EUA talep edeceklerini kesin olarak tahmin edemez (Miclu vd., 2008: 121). Bu nedenle, Kyoto Protokol ve AB ETS sonras ykmllkleri artan emisyon kaynaklar, emisyon ticaretinin karmak yapsndan kaynaklanan risklere kar etkin korunma salamak amacyla birok rn ve servise ihtiya duymulardr. Bu balamda, karbon piyasas katlmclarna risk ynetimi salayarak, piyasa volatilitesini llr hale getirme dncesi trev aralar ortaya karmtr. Karbon piyasasndaki bu yeni rnler emisyon kaynaklarnn emisyon ticareti risklerinden korunmasn salarken, arac kurumlar iin de yeni bir i alan yaratmtr (Benz ve Trck, 2009: 5). Arac kurumlar, trev aralarn ticareti yannda mterilerinin emisyon izni hesaplarnn sorumluluklarn yklenerek, onlara emisyon izni portfy ynetimi hizmetleri de sunabilmektedir. Byle bir hizmet ile emisyon kaynaklar, kendi bnyelerinde uzmanlk isteyen bir blm kurmak zorunda kalmayacak ve ilem maliyetlerini de drebilecektir. Karbon borsalarnda farkl spot ve trev rnler ilem grmektedir. AB Emisyon zinleri (EUA), Sertifikalandrlm Emisyon Azaltm Kredileri (CER) ve Karbon Finansal Enstrman (CFI) ile emisyon izin ve kredi trevleri (EUA futures, CER futures ve CFI opsiyonlar gibi) Avrupa ve ABD karbon piyasalarnda ilem gren balca finansal rnlerdir. Bu finansal rnler, piyasa katlmclarna tahsis edildikten sonra taraflar arasnda alm-satmna izin verilmekte ve organize borsalarn yansra tezghst (OTC) piyasalarda da ilem grebilmektedir. Ancak, Avrupa karbon piyasasnda toplam

209

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

ilem hacminin yaklak %95ini trev rn ilemleri olutururken, kalan %5lik ksm spot ilemlerden olumaktadr (www.ecx.eu, 2010; Hull, 2008: 8). Monast vd. (2009), emisyon izinlerine dayal enstrmanlarn daha ok trev rnler eklinde ilem grmesinin nedenini, emisyon izinlerinin dk ilem hacmine ve/veya gelecek yllardaki muhtemel fiyat oynakl endiesine balamaktadr. Ayrca, trev rn ticaretinin piyasadaki mevcut emisyon izin hacminden etkilenmediini belirtmektedir. nk trev aralarn ticareti, emisyon izinlerinin sonraki bir tarihte teslimini gerektirmektedir. Dolaysyla, emisyon izinleri trevlerinin alm-satm, zellikle karbon piyasasnn balang yllarnda, dolamda daha az emisyon izni olmasna ramen daha fazla gerekleebilmektedir. Karbon piyasalarnda kullanlan trev rnler olarak forward ve futures szlemeler, opsiyonlar, swaplar saylabilir: (i) Forward szlemeler: Bir varl, gelecekte belirli zamanda ve belirli bir fiyattan alma veya satma hakk salayan ve tezgahst piyasalarda ilem gren szlemelerdir (Hull, 2008: 3). Bylece, imdiden sabit bir fiyattan satn alnan emisyon izinleri gelecekte belirli bir tarihte temin edilecektir.

(ii) Futures szlemeler: Forward szlemeler gibi, bir mal veya bir finansal arac gelecekte belirli bir tarihte, kararlatrlan bir fiyattan alma veya satma hakk verir. Ancak, daha ok organize borsalarda ilem grr ve szleme artlar standarttr. Bu nedenle, futures szlemelerinde; szleme konusu varlk, szleme bykl, varln teslim adresi ve teslim tarihi belirtilmelidir. Szleme sonras oluan ak pozisyon, szleme konusu varln teslimi yoluyla veya borsada ters pozisyon alnarak kapatlr (Hull, 2008: 40-42). (iii) Opsiyonlar: Alcsna belirli miktarda varl, belirli bir fiyattan ve belirli bir dnem ierisinde (veya sonunda), varln piyasa fiyatndan bamsz olarak alma veya satma hakk veren szlemelerdir (Monast, 2009: 8). Bylece, emisyon izinlerini belirli bir dnem ierisinde (veya tarihte), sabit bir fiyattan alma veya satma hakk garantisi elde edilmi olmaktadr. Opsiyonlar, forward ve futures szlemelerden ayran temel zellik, szlemenin sahibine vermi olduu hakkn kullanma zorunluluunun olmamasdr. Bu zelliinden dolay opsiyon elde etmek iin bir bedel denmesi gerekir. Opsiyonlar, organize ve tezgahst piyasalarda ilem grebilmektedir (Hull, 2008: 6). (iv) Swap: ki taraf arasnda, gelecekteki nakit aklarnn deiimini salayan bir takas szlemesidir. Szlemede, nakit aklarnn gerekleecei tarihler ve bunlarn hesaplanma ekilleri belirtilir. Nakit aklarnn hesaplanmas, genellikle faiz oran, dviz kuru veya dier piyasa deikenlerinin gelecekteki deerlerini ierir. Forward szlemeler, swaplarn basit bir rneidir. Ancak, forward szlemeler gelecekte sadece bir tarihteki nakit aklarnn takasna olanak verirken, swaplar birka tarihte meydana gelecek nakit aklarnn deiimini salar. Swaplar genellikle tezgahst piyasalarda ilem grmektedir (Hull, 2008: 149). deme ykmllklerinin deitirilmesiyle, farkl dviz trnden emisyon izinleri takas edilebilmektedir. Trev piyasalar son yllarda arpc bir baar yakalamtr. Bunun temel nedeni, farkl yatrmclarn ilgisini eken, ok likit piyasalar olmalardr. Bu piyasalarda ilem gren trev rnler genellikle risk ynetimi, arbitraj ve yatrm amacyla tercih edilir (Hull, 2008: 8). Risk ynetimi, limitli alm-satm sisteminin zellikle balang dnemlerinde, emisyon hedefi belirlemi kaynaklarn karbon piyasasndaki risk ve volatiliteye uyum salamalar asndan nemlidir. Emisyon kaynaklar, yapm

210

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

olduklar trev ilem sonras, bu riski borsada getiri elde etmeyi amalayan speklatrlere devrederek, emisyon izni elde etme maliyetlerindeki dalgalanmalara kar korunma salayabilmektedir (Monast, 2009: 8). Miclu vd. (2008) gvenilir bir fiyatlandrma ve tahmin modelinin iletmelerin, yatrmclarn ve borsa araclarnn etkin ticaret stratejileri gelitirmelerine, riski ynetmelerine ve doru yatrm karar almalarna olanak saladn belirtmektedir. Bununla birlikte, karbon piyasalar henz gelimekte olduu iin, bu rnlerin gemi spot ve vadeli fiyatlarn kullanarak, potansiyel CO 2 fiyat hareketlerinin temel zelliklerini kestirmenin olduka zor olduunu da vurgulamaktadr. Aada, ncelikle dnyann ilk byk lekli emisyon ticaret program olarak kabul edilen AB ETS tantlm, daha sonra balca karbon borsalar ve bu borsalarda ilem gren rnler hakknda bilgi verilmitir. Avrupa Birlii Emisyon Ticareti Sistemi (AB ETS) Kyoto Protokol imzalanana kadar Avrupada emisyon ticareti ile ilgili neredeyse hibir program uygulanmamtr. Ancak Protokoln kabulyle birlikte, belirlenen zorunlu emisyon azaltm hedeflerine ulamada emisyon ticaretinin kullanm, ABde dikkatle deerlendirilmeye balanmtr. Bu dorultuda, AB Komisyonu 2000 ylnda emisyon ticaretini kullanmay neren Green Paper yaynlamtr. Green Paper, Kyoto Protokol hedeflerine uyum maliyetlerini azaltmay salayan kapsaml bir ticaret programn ngrmtr. 1 Ocak 2005te uygulamaya konulan ve Avrupa Birlii Emisyon Ticareti Sistemi (AB ETS) olarak adlandrlan bu program, ayn zamanda dnyann en byk okuluslu sera gaz emisyon ticareti piyasasn oluturmutur ve halen gelime srecindedir (Stern, 2007: 327). AB ETS, enerji ve dier karbon youn endstrilerden kaynaklanan CO 2 emisyonlarnn en uygun maliyetle azaltlmasn ve snrlandrlmasn salayarak, ye lkelerin Kyoto Protokol kapsamndaki taahhtlerini yerine getirebilmeleri iin kurulmutur. nemli bir politika yenilii olan AB ETS, 27 AB lkesinde ve Avrupa Ekonomik Alannda yer alan Norve, zlanda ve Lihtenstaynda drt byk sanayi sektrnde faaliyette bulunan 12.000in zerinde iletmeyi kapsad iin, dnyann ilk byk lekli emisyon ticaret program olarak kabul edilmektedir (Ellerman: 2008: 3; Vo, 2007a: 339; Kruger vd., 2007: 5). Ellerman (2008) ve Engels (2009), bu byklkteki bir emisyon ticaret sisteminin gelecekte kresel karbon ticareti program iin bir model olarak grldn vurgulamaktadr. AB yesi lkelerin kendi ulusal emisyon hedefleri, emisyon azaltm ykmllklerini tanmlayan AB yk paylam anlamas erevesinde oluturulmutur. Her lkenin bir Ulusal Tahsis Plan (National Allocation Plan -NAP-) gelitirmesi gerekmektedir (Kruger vd., 2007: 5). Bu planlar, programn farkl aamalarnda her AB lkesindeki kaynaklara yllk belirli hacimde CO 2 yi atmosfere brakmalarn salayan emisyon izinleri (EUA) tahsis etmektedir (www.eur-lex.europa.eu, 2010). Emisyon izinleri tahsis edilirken, ncelikle tm sektrler iin toplam emisyon hacmi belirlenmekte ve daha sonra bu toplama orantl miktarlarda emisyon izinleri verilmektedir (Vo, 2007b: 98). Her yl sonunda kaynaklar braktklar toplam CO 2 hacmine karlk gelen miktardaki EUAlar lkenin emisyon kayt defterine iletmek zorundadr (www.eur-lex.europa.eu, 2010). Emisyon izinleri mzayede yoluyla sat ya da cretsiz olmak zere iki yolla tahsis edilmektedir. Kaynaklar elde ettikleri bu izinleri, kendi sera gaz emisyonlarn karlamada ya da dier kaynaklarla deitirmede kullanabilir. Fazla emisyon iznine sahip kaynaklar bu izinleri piyasada ihtiyac olanlara satmak, ek emisyon iznine ihtiya duyan kaynaklar da bu izinleri satn almak isteyebilir. Buna ilikin olarak, emisyon kaynaklar, emisyon azaltm maliyetleri ile piyasadaki emisyon izin fiyatlarn

211

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

karlatracaktr. Dk marjinal azaltm maliyeti olan kaynaklar emisyonlarn azaltmaya ynelik nlemler alp fazla emisyon izinlerini piyasada satarken, yksek marjinal azaltm maliyeti olan kaynaklar da emisyon izni satn alr. Bylece, emisyonlar en dk maliyetle azaltlm olur (Hansjrgens, 2005: 2; Jaehn ve Letmathe, 2010: 249). Grld gibi, atmosfere braklan zararl sera gazlarnn piyasa mekanizmas yoluyla azaltlmasna ynelik olarak tasarlanan emisyon ticareti mekanizmas, hedeflenen emisyon seviyesine, toplumu en az maliyetle ulatrmay taahht etmektedir (Vo, 2007b: 98). Emisyon ticaretinin maliyet etkinlii salayan bu zellii, tam rekabet piyasas ve btn piyasa katlmclarnn rasyonel davrand varsaymlar altnda, birok ekonomist ve politikac tarafndan evre politikalarn destekleyen, piyasa bazl ve etkin bir ara olarak grlmesini salamtr (Jaehn ve Letmathe, 2010: 249). AB ETS, emisyon youn iletmelere gelecek yllara ait EUAlar cari yl iinde programa uyum iin dn alarak kullanabilecekleri bir esneklik salarken, likiditeyi arttrmak iin kaynaklar veya bireysel yatrmclarn speklasyon amacyla EUA ticareti yapmalarna da izin vermektedir. Bunun iin tek art, yatrmcnn bir AB yesi lkenin emisyon kayt defterinde hesap atrmasdr (Daskalakis ve Markellos, 2008: 107). AB ETSnin kurulma kararyla birlikte, ounlukla EUAlarn ilem grd ilk tezghst trev piyasalar 2003 ylnda, CERlerin ilem grd trev piyasalar da 2005 ylnda ortaya kmtr. CER trev rn ticaretinin ge balamasna neden olarak, CDM kapsamndaki Temiz Kalknma Projelerinin gelimesi iin zamana ihtiya duyulmas gsterilmektedir. Nordic Power Market (Nord Pool) Finlandiya, sve, Danimarka ve Norve iin fiziki ve finansal enerji szlemeleri ile EUA ve CER gibi emisyon rnlerinin ilem grd bir borsadr. Borsann fiziki piyasas, skandinav blgesinin enerji tketiminin %70inden fazlasn karlamaktadr. Borsaya 20den fazla lkeden 400e yakn finansal kurum, enerji reticisi ve tketicisi sanayi kuruluu yedir. Nord Pool bnyesinde faaliyette bulunan iki farkl piyasadan Nord Pool ASAda finansal rnler, Nord Pool Spot ASde ise fiziki rnler ilem grmektedir. Nord Pool ASAda enerji trev szlemelerinin ticareti yaplmaktadr. Piyasada, kendinin kard skandinav blgesi trev rnleri ve Nasdaq OMX Commoditiesin kard Alman-Hollanda trev rnleri ile birlikte EUA ve CER karbon szlemeleri ilem grmektedir. lem gren rnler arasnda gnlk ve haftalk futures szlemeleri, aylk, aylk ve yllk forward szlemeleri, opsiyonlar ve fark szlemeleri bulunmaktadr. Nord Pool Spot AS ise, elektrik ticareti iin dizayn edilmi fiziksel bir piyasa konumundadr. Spot fiyat burada belirlenmekte ve bu fiyatlar finansal piyasa iin temel oluturmaktadr (www.nordpool.com, 2010). Tablo 2de, Nord Poolun 2005-2010 yllar aras EUA spot, EUA tezgahst ve EUA forward piyasa ilem hacmi gsterilmitir: Tablo 2: Nord Pool lem Hacmi (Bin Ton) 2005 2006 EUA Spot 440 4.587 EUA Forward Tezgahst 14.744 42.238 EUA Forward Piyasa 13.207 17.330 Kaynak: Nord Pool (www.nordpool.com, 2010). European Energy Exchange (EEX) 2007 1.408 62.765 32.440 2008 463 89.639 32.610 2009 3.278 27.835 18.620 2010/01 2.629 1.865 3.839

212

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

Alman elektrik piyasas EEX, 2002 ylnda LPX Leipzig ve European Power Exchangein birlemesi ile ortaya kmtr. Borsada; doalgaz, kmr ve elektrik enerjisi szlemeleri ile emisyon izinleri, spot ve trev rnler olarak ilem grmektedir. Elektrik enerjisi szlemeleri spot ilemleri 2001, EUA spot ilemleri 2005 ylnda balamtr. Elektrik enerjisi endekslerine dayal futures szlemeleri trev piyasas ise 2001de kurulmutur (Daskalakis vd. 2006: 9). Almanya, Fransa, Avusturya ve svire iin, ksa vadeli elektrik enerjisi szlemeleri ilemleri, EEXin %50 hissesini elinde tuttuu Paris merkezli EPEX Spot piyasasnda yaplmaktadr. Alman ve Fransz elektrik enerjisi trevleri ilemleri ise EEX Power Derivatives GmbHde younlamtr. Doal gaz szlemeleri ve EUAlar iin spot ilemler 2007de kurulan EEX Spot piyasasnda gerekletirilmektedir. 2008 ylnda kurulan EEX Derivatives Marketde ise elektrik enerjisi, doal gaz, EUA ve kmre dayal futures szlemeleri ilem grmektedir. EEX ve Eurex, emisyon ilemleri iin 2007 sonlarnda ibirlii anlamas yapmtr. Bu anlama uyarnca, CER ve EUAya dayal futures szlemeleri ile EUAya dayal futures szlemeleri zerine hazrlanm opsiyonlar da piyasada ilem grmeye balamtr (www.eex.com, 2010). EEXin 2002-2007 yllar aras spot ve trev piyasa ilem hacmi Tablo 3te verilmitir: Tablo 3: EEX lem Hacmi 2002 EUA Doalgaz (TWh) Elektrik (TWh) l. Hacmi (Mn. ) EUA Doalgaz (TWh) Elektrik (TWh) Kmr (Ton) l. Hacmi (Mn. ) Kaynak: ikot, 2009. 31 699 119 2.882 2003 49 1.448 342 10.653 2004 2005 Spot Piyasa 2.748.791 60 86 1.692 4.170 Trev Piyasa 448.000 338 517 11.929 22.030 2006 8.774.846 89 4.899 2.925.000 1.044 1.949.000 58.750 2007 5.006.143 405.000 124 5.561 17.673.000 3.698.000 1.150 246.000 124.429

European Climate Exchange (ECX) ECX, Londra Borsasnn byme potansiyeli olan kk iletmeler iin kurmu olduu Alternatif Yatrm Piyasas (Alternative Investment Market -AIM-) blmne kote edilmi Climate Exchage (CLE) irketinin bir itirakidir. CLE, evresel finansal aralarn ilem grd borsalar kurup, iletmektedir. Chicago Climate Exchange ve Chicago Climate Futures Exchange, CLE itirakleri arasndadr. ECXte, EUA ve CER olmak zere iki karbon rn ilem grmektedir. EUAya dayal futures szlemeleri 2005te, EUAya dayal opsiyonlar ise 2006da ilem grmeye balamtr. CERlere dayal futures szlemeleri ve opsiyonlar da 2008 ylnda piyasaya srlmtr. 2009 ylnda, EUA ve CER gnlk futures szlemeleri iki yeni spot benzeri rn olarak ileme balamtr. ECX, emisyon rnlerinin gelitirilmesi ve pazarlanmas konusunda ICE Futures Europe ile de ibirlii ierisindedir (www.ecx.eu, 2010). Tablo 4te, 2005-2010 yllar aras ilem hacmi gsterilmitir:

213

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

Tablo 4: ECX lem Hacmi (Bin Ton) 2005 EUA Gnlk Futures CER Gnlk Futures EUA Futures 93.948 CER Futures EUA Options CER Options Kaynak: ECX (www.ecx.eu, 2010). Energy Exchange Austria (EXAA)

2006 443.152 560 -

2007 980.780 57.541 -

2008 1.988.877 507.779 243.166 67.800

2009 60.500 5.239 3.777.885 771.937 415.567 91.130

2010/01 10.060 1.276 320.398 50.364 31.425 2.900

2001de Viyanada kurulan EXAAda, elektrik enerjisi ve EUAlarn ilem grd spot piyasalar bulunmaktadr. Spot elektrik enerjisi ilemleri 2002de gerekletirilmeye balamtr. 2005 ylnda ise, evresel rnler blmnde EUAlar ilem grmeye balamtr. Bu piyasalarda 14ten fazla lkeden 60n zerinde elektrik ticareti yapan ye ilem yapmaktadr. EXAAda ilem yapmak isteyen iletmeler ayn zamanda Viyana Borsas yesi de olmak zorundadr. Borsann ortaklar arasnda %25lik payla Viyana Borsas ve eitli enerji irketleri bulunmaktadr (www.en.exaa.at, 2010). Tablo 5te, 2002-2009 yllar aras EXAA ilem hacmi gsterilmitir: Tablo 5: EXAA lem Hacmi 20022005 2006 2004 Elektrik 3.716.649 1.541.783 1.666.646 (MWh) EUA (Ton) 185.773 308.825 Kaynak: EXAA (www.en.exaa.at, 2010). French Power Exchange (Powernext) Elektrik enerjisi piyasas olarak 2001de Pariste kurulan Powernextin balca hissedarlar, Avrupal elektrik ve doalgaz datm operatrleri ile enerji kurululardr (RTE, GRTgaz, GDFSuez, Total ). Borsa, Avrupa enerji sektr spot ve trev piyasalar iin, modern elektronik ticaret platformlar tasarlayp iletmektedir. Borsada, Fransadaki doal gaz hacim ve fiyat riskine kar korunma amacyla oluturulmu Powernext Gas Spot ve Powernext Gas Futures rnleri 2008de ilem grmeye balamtr. Powernext ve EEX, 2007de Fransa, Almanya, Avusturya ve svire iin enerji ilemlerinin gerekletirilecei tek bir elektrik enerjisi piyasas kurma planlarn aklamlardr. Buna bal olarak, 2008 ylnda Powernext ve EEXin eit paya sahip olduu ve spot ilemlerin gerekletii EPEX Spot Parisde, Powernextin %20, EEXin %80 paya sahip olduu ve vadeli ilem szlemelerinin ticaretinin yapld EEX Power Derivatives GmbH de Leipzigde kurulmutur (www.powernext.com, 2010). Tablo 6da, Powernextin 2008-2010 dnemi ilem hacmi verilmitir:

2007 2.274.177 275.163

2008 2.510.375 110.508

2009 2.827.232 77.585

214

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

Tablo 6: Powernext lem Hacmi (MWh) 2008 Powernext Gas Spot 1.039.200 Powernext Gas Futures 2.448.100 Kaynak: Powernext (www.powernext.com, 2010). 2009 3.223.250 15.330.700 2010/01 693.050 762.800

Climex Climex, Hollanda merkezli Rabobank ve Hollandal elektrik enerjisi tama sistem operatr TenneT tarafndan 2003 ylnda kurulmutur. Climexin halihazrda 83 yesi bulunmaktadr. Climex, baz evresel rn (nitrojen oksit ve elektrik enerjisi szlemeleri) ilemlerinin yaplabilmesi iin 2004 ylnda, CO 2 emisyon izni ticaretinin yaplabilmesi iin de 2005 ylnda farkl ilem platformlar oluturmutur. Climex spot platformunda, EUAlar 2005 ylnda, CERler ise 2008 ylnda ilem grmeye balamtr. Bu platformda ilemler anlk yaplrken, alc ve satc taraf aklanmamakta ve APX merkezi kar taraf olarak grev yapmaktadr. Climex mzayedeli sat platformunda ise, EUA, CER, ERU ve VERler ilem grmekte olup, mzayedeler bir rnn en yksek fiyattan ilem grmesi istenildiinde yaplmaktadr. Climex, elektrik, gaz ve yenilenebilir enerji szlemelerini tedarik etmek isteyen iletmelere mzayedeli sat platformu da sunmakta olup, halihazrda bu platform sadece Hollanda ve Belika ile snrl bulunmaktadr (www.climex.com, 2010). Tablo 7de, Climexin Ekim 2009 ve Ocak 2010 aras dnem ilem hacmi verilmitir: Tablo 7: Climex lem Hacmi (Bin Ton) 2009/10 Tezgahst 0 EUA Piyasa 740 Tezgahst 0 CER Piyasa 0 Tezgahst 0 ERU Piyasa 109 Kaynak: Climex (www.climex.com, 2010). Chicago Climate Exchange (CCX) CCX, 2003ten buyana sera gazlar iin karlan emisyon izinlerinin alm-satmnn yapld, Kuzey Amerikann tek faal ve gnll limitli alm-satm piyasasdr. Borsann tm sektrlerden 300e yakn yesi bulunmaktadr. Bu yeler arasnda karbon gaz yayan irketler, retim kurumlar ile devlet kurumlar bulunmaktadr. Bu yeler, daha sonra yasal olarak balayc hale gelen CCX emisyon programna gnll olarak katlmtr. Bu ynyle CCX, emisyon ticareti araclyla sera gazlarn azaltmay amalayan dnyann ilk gnll, okuluslu ve ok sektrl borsasdr. CCX yeleri, 2010 ylna kadar sera gaz emisyonlarn 2000 yl ortalamalarnn %6 altna ekmeyi taahht etmitir. Emisyonlar istenen seviyelerin altna eken yeler, artan emisyon izinlerini borsada satma ya da ileride kullanmak zere biriktirme hakkna sahiptir. Borsa yeleri azaltm hedeflerine ulaamazlarsa, dier CCX yelerinden CCX elektronik ticaret platformu araclyla emisyon izni satn alabilmektedir. yeler alternatif olarak, proje bazl netletirme almlar da yapabilmektedir. 2009/11 0 622 0 10 0 5 2009/12 0 401 0 10 0 0 2010/01 0 430 0 1 0 0

215

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

CCXte, CFI szlemeleri ile ABDnin ilk zorunlu karbon emisyon azaltm program olan RGGI rnleri ilem grmektedir. Bu rnlerin ilem grd CCXin ticaret sistemi unsurdan olumaktadr. CCX Registry CFI szlemelerinin sahiplerinin resmi kaytlarnn tutulduu elektronik veritaban iken, CCX Trading Platform hesap sahipleri arasnda ticari ilemlerin gerekletirildii piyasadr. CCX Clearing and Settlement Platform ise, piyasada gerekleen tm ilem bilgilerinin resmi olarak ileme sokulduu takas merkezidir (www.chicagoclimatex.com, 2010). Chicago Climate Futures Exchange (CCFE) CCFE, emisyon izinlerine dayal opsiyon ve futures szlemeleri ile dier evresel rnlerin ilem grd bir piyasadr. CCFE, CCXin bir yan kuruluudur. CCFEde ilem gren trev aralar, piyasa katlmclarna emisyon piyasalar, yenilenebilir enerji sertifikalar piyasalar, hisse senetleri endeks piyasalar ve kt hava olaylarnn etkiledii sigorta piyasalarnda karlalabilecek risklere kar koruma salar (www.ccfe.com, 2010). Tablo 8de, CCX ve CCFEnin 2007-2010 dnemi ilem hacmi verilmitir: Tablo 8: CCX ve CCFE lem Hacmi (Szleme Adedi) 2007 CCX/CCFE Finansal rnleri CFI Spot CFI Futures CFI Opsiyonlar RGGI Futures RGGI Opsionlar CCFE Trev rnleri CCFE Futures ve Opsiyonlar 283.758 Kaynak: CCX (www.chicagoclimatex.com, 2010) SONU: KARBON PYASASI VE TRKYE Karbon piyasalar, iklim deiikliini nlemek amacyla sera gaz emisyonlarna snr getirilmesi dncesinin sonucunda olumutur. Bu piyasalar, bir yandan yksek oranda karbon kullanan sektrlere kstlamalar getirirken, dier yandan karbon kullanm verimli olan sektrlerin ve iletmelerin rekabete ayak uydurmasn salayacak bir fiyat gstergesinin ve karbon finansmannn gelimesini salayacak koullar oluturmaktadr. 2008 yl itibariyle kresel karbon piyasasnn ilem hacmi toplam 126 milyar dolara ulamtr. Bunun yaklak %75i AB ETS kapsamnda verilen izinlerin ve trevlerin uyum, risk ynetimi, arbitraj, fon toplama ve kr etme amalar ile alnp satlmasndan olumaktadr (Kadlar, 2010: 110, 182). Karbon piyasalarndaki gelimeler sermaye piyasalar iin de farkl bir bak as ortaya koymutur. klim deiikliinin nlenmesine katk salamas beklenen ve organize veya tezghst piyasalarda ilem gren ERUs, CERs, EUAs, CFIs, AAUs ve VERs gibi rnler, sermaye piyasas mant iinde ilem grrken, bu piyasa iin yeni bir enstrman olmutur. Ayrca, baz finansal borsalar bahsedilen karbon borsalarna ortak olurken, bu rnlerin gelitirilmesine de katk salamaktadr (ikot, 2009: 24). TKin 2009 yl Sera Gaz Emisyon Envanterine gre, Trkiyenin1990 ylnda 180,03 milyon ton CO 2 edeeri olan toplam sera gaz emisyonu, 2007 ylnda 380 milyon ton, 2008 ylnda 366,5 milyon 2008 484.322 2009 452.041 13.973 11.732 693.868 74.363 1.372.579 2010/01 2.870 192 34 4.256 4.000 43.333

216

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

ton, 2009 ylnda 369,65 milyon ton CO 2 edeerine ykselmitir. 2009 yl itibariyle toplam sera gaz emisyonu ierisinde en byk pay %75 ile enerji sektr almaktadr. Dnya toplam karbon emisyonunun %0,9 gibi kk bir ksmn oluturmakla birlikte, Trkiye 1990-2009 yllar arasnda dnyada en hzl emisyon arttran lkelerden biri olmutur. Trkiyenin 2009 yl toplam sera gaz emisyonu 1990 ylna gre %98 art gstermitir (www.tuik.gov.tr, 2011). Bu durum, lkemizde sera gaz emisyonlarnn hzla arttn gstermektedir. Bu artn durdurulmas veya emisyon miktarnda indirimler gerekletirilebilmesi iin, acil politikalar oluturulmas gerekmektedir. Bu politikalardan biri de, emisyon ticaretinin olumlu katklarndan yararlanlmasn salayacak uygulamalarn hayata geirilmesidir. Trkiye, gerek bir OECD lkesi olduu (gelimi lkeler arasnda sayld ve gelimekte olan lkelerin karbon azatlm masraflarn karlamas sz konusu olduu) iin, gerekse karbon salnmna konulacak bir snrlamann lke ekonomisinin geliimine engel tekil edebilecei endiesi ile Kyoto Protokolnn imzalanmasndan gnmze kadar, bir ykmllk ve yaptrm altnda kalmamak adna, 1992de UNFCCCye imza atmam ve UNFCCCye ek bir anlama niteliindeki Kyoto Protokolnn 1997 ylndaki grmelerine de katlmamtr. Dolaysyla, hem Kyoto mekanizmalar hem de AB karbon ticareti piyasalarndan faydalanamamtr (etinkaya ve Sokulgan, 2009: 36; Kadlar, 2010: 183). Ancak, Kyoto Protokolnn ABnin evre mktesebatnn bir paras olmas nedeniyle, ABye katlmak isteyen Trkiye iin Protokol kabul etmek kanlmaz olmutur. Trkiye UNFCCCyi ancak 2004te, gelimi lkeler ierisinde zel bir stat elde etmesi sonucu imzalarken, 2009 ylnda da Kyoto Protokoln imzalayan lkeler arasna katlmtr. Trkiyenin Kyoto Protokolne taraf olmas ile birlikte, lkemiz iin yeni bir dnem balamtr. Her ne kadar 2012ye kadar bir ykmll olmasa da, bu srete Trkiyeden sera gaz emisyonlarn azaltmas, yenilenebilir enerji kaynaklar kullanmas, kamuoyunu bu konuda bilinlendirmesi gibi almalar yapmas beklenmektedir (ikot, 2009: 12, 24). Anlama gerei Trkiye, halen organize piyasalarda EUA, CER, ERU zerine emisyon ticareti ilemleri yapamazken, organize olmayan piyasalarda emisyon ticareti ilemleri yapabilmektedir. lkemizde iletmeler eitli emisyon azaltm projeleri gerekletirerek, yaptklar ve Onaylanm Emisyon ndirimi (Verified Emission Reductions-VER) olarak adlandrlan emisyon azaltmlarn UNFCCC tarafndan akredite edilmi kurumlara onaylatabilmekte, onaylanm bu indirimler de gnll karbon azaltm birimleri olarak tezghst piyasalarda ilem grebilmektedir. Bu ilemlerin organize bir ekilde yrtlmemesi ve merkezi bir birim tarafndan takip edilmemesi nedeniyle ilem byklkleri konusunda toplu rakamlara ulalmas neredeyse imkanszdr (ikot, 2009: 13). Bununla birlikte, dnya karbon piyasalarnn %1ini bile oluturmayan bu piyasalarn kresel boyutta yaklak 2/3n lkemizde yaplmakta olan projelerin gerekletirdii tahmin edilmektedir. Dolaysyla, Kyoto mekanizmalarnn dnda kalmakla birlikte, gnll karbon piyasalarnda nemli bir konuma gelmeyi baaran Trkiyenin, bu kresel oyunun dnda kalmas mmkn deildir. letmelerin, yatrmclarn ve hkmetlerin iklim deiiklii tehdidine kar nlem almalarn salayacak bilgileri toplamak ve paylamak amacyla 2000 ylnda Karbon Saydamlk Projesi (Carbon Disclosure Project -CDP-) balatlmtr. klim deiiklikleri risklerinin iletmeler tarafndan nasl ynetildiini kresel apta raporlayan tek bamsz kurulu olan CDP, 2011 yl itibaiyle 71 trilyon dolar deerindeki varl yneten 551 kurumsal yatrmc adna hareket etmektedir. CDPnin bu giriimi, iletmeleri dk karbonlu ekonomiye geebilmeleri iin tevik ederken, kurumsal yatrmclara da yatrm kararlarn alrken iklim deiikliine bal riskleri gz nnde bulundurabilme

217

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

imkan salamaktadr. Bu kapsamda, 2010 ylnda MKB-50, 2011 ylnda da MKB-100 endeksine dahil olan iletmeler, sera gaz emisyon miktarlar ve iklim deiiklii ile ilgili risk ynetim politikalarn uluslararas kurumsal yatrmclarn bilgisine sunmak zere CDP Trkiye tarafndan davet almtr. CDP tarafndan davet edilen ve CDPye yant veren iletmeler uluslararas yatrmclar ile daha yakn diyalog salarken, iklim deiikliinin kurumlar iin yaratt risk ve olanaklar da grme ansna sahip olmaktadr. Ancak, Trkiyede 2010 ylnda davet alan iletmelerden yalnzca 10 tanesi ve 1 de gnll iletme karbon emisyon bilgilerini aklamtr (www.cdpturkey.sabanciuniv.edu.tr, 2011). Snrl sayda iletme dnda, Trkiyede iletmeler karbon emisyonlarn aklamadklar iin, bu piyasalar araclyla salanabilecek faydalarn nemli bir ksm karlmaktadr. Dk karbonlu ekonomiye gei srecinde, lkemizde ekonominin geliimine engel olmayacak bir zm arayna girilirken, ayn zamanda gelimi lkelerden salanacak finansal ve teknolojik destein arttrlmas iin de aba harcanmaldr. Bu nedenle, aktif bir strateji izlenerek, bu piyasalara entegre olunmaldr. Bu kapsamda, karbon verimliliini destekleyen bir karbon piyasas kurulmal ya da ABD, Japonya ve Gney Kore gibi kendi ulusal karbon piyasalarn hayata geirmeye kararl byk ekonomilerden CDM benzeri yeni mekanizmalarla faydalanlmaldr. rnein, ABDde yresel gnll ama balayc karbon piyasalar ile karlkl pazarlk yaplp, bu piyasalarda karbon kredisi almak durumunda olan yatrmclarn lkemizde retilecek karbon kredilerine yatrm yapabilmelerinin salanmas hedeflenmelidir. Bunun, gelimi lke pazarlar ile son derece entegre olan lkemiz ekonomisi iin ok byk olumlu etkileri olaca dnlmektedir (Kadlar, 2010: 183). 2012 sonras yeni dnemde Trkiyenin emisyon ykmllkleri artarken, Kyoto Protokol ile oluan esneklik mekanizmalarndan da yararlanmas sz konusu olabilecektir. Dolaysyla, bu piyasalarn Trkiyede de olumas ve benzer yatrm aralarnn devreye girmesi beklenmektedir. Bu yeni dneme ilikin yaplacak dzenlemeler ile birlikte, gerek reel sektr ve gerekse yatrmclar asndan, karbon piyasalar ve karbon szlemeleri nemli bir ihtiya ve yatrm arac haline gelecektir (etinkaya ve Sokulgan, 2009: 36-42). Ancak, aktif rol alarak bu piyasalardan beklenen faydalarn elde edilebilmesi iin, sera gaz emisyonlarn azaltc projeleri hayata geirecek ileri teknoloji rn yatrmlarn yaplmas gerekmektedir. Bu durumda, 2012 sonras dnemde iletmelerimizin finansman ihtiyalarnn artaca da ngrlebilir bir gerektir. letmelerimizin kendi abalar ve CDP Trkiyenin yrtt almalar, gerek konunun tad nemin toplumun eitli kesimlerince anlalmas gerekse byle bir piyasann olumas ve dzenli bir ekilde ilemesi iin nemli admlar olmakla birlikte yeterli deildir. Dolaysyla, byle bir piyasann oluturulmasnda ve bu piyasada ilem grecek rnlerin gelitirilmesinde, mevzuat, ileyi, izleme, raporlama ve denetleme asndan, bata reel sektrn ve finansal piyasalarn ihtiya duyduu emtia ve finansal rnlere dayal vadeli ilem szlemelerinin ilem grd lkemizin ilk ve tek zel borsas olan VOB A olmak zere, finansal sistemin nemli aktrleri olan SPK ve MKBye nemli sorumluluklar dmektedir. Bu almada, konuyu farkl boyutlardan ele alacak almalara katkda bulunmak amacyla, pekok kesim tarafndan yabanc olunan karbon piyasalarnn, iklim deiiklii sorununun zmnde oynad rol, devletler, iletmeler ve yatrmclar asndan tad nem ve finansal piyasalarn geliimi ve eitlenmesi zerindeki etkisi, Trkiyedeki mevcut durum da dikkate alnarak vurgulanmaya allmtr.

218

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

KAYNAKA AKSAY, C. S., KETENOLU, O. ve KURT, L. (2005). Kresel Isnma ve kim Deiiklii, Seluk niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi Fen Dergisi, 25. ALPER, D. ve ANBAR, A. (2008). klim Deiikliinin Finansal Hizmet Sektrne Etkileri, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 7, 23. BENZ, E. ve TRCK, S. (2009). Modelling the Price Dynamics of CO 2 Emission Allowance, Energy Economics, 31, 1. BROH, A., EYRE, N. ve HOWARTH, N. (2009). Carbon Futures: An International Business Guide. UK: Earthscan. CAPOOR, K. ve AMBROSI, P. (2009). State and Trends of the Carbon Market 2009, The World Bank, Washington, D.C. COASE, R.H. (1960). The Problem of Social Cost, Journal of Law and Economics, 3. CRONSHAW, M.B. ve KRUSE, J.B. (1996). Regulated Firms in Pollution Permit Markets with Banking, Journal of Regulatory Economics, 9, 2. ETNKAYA, E. ve SOKULGAN, K. (2009). Kyoto Protokol ve Karbon Emisyon Piyasas, Vobjektif, 12. KOT, . (2009). Avrupada Karbon ve Enerji Borsalar, Sermaye Piyasasnda Gndem, 82. DALES, J. (1968). Pollution, Property and Prices, University of Toronto Press: Toronto. DASKALAKIS, G. ve MARKELLOS, R. N. (2008). Are the European Carbon Markets Efficient?, Review of Futures Markets, 17, 2. DASKALAKIS, G., PSYCHOYIOS, D. ve MARKELLOS, R.N. (2006). Modelling CO 2 Emission Allowance Prices and Derivatives: Evidence from the EEX, Athens University of Economics and Business. ELLERMAN, A.D., JOSKOW, P.L. ve HARRSON, D.Jr., (2003). Emissions Trading in the U.S., Experience, Lessons, and Considerations for Greenhouse Gases, US: Pew Center on Global Climate Change. ELLERMAN, D.A. (2008). The EU Emission Trading Scheme: Prototype of a Global System?, Discussion Paper 2008-02, Cambridge, Mass.: Harward Project on International Climate Agreements. ENGELS, A. (2009). The European Emissions Trading Scheme: An Explaratory Study of How Companies Learn to Account for Carbon, Accounting, Organizations and Society, 34. FEHR, M. ve HINZ, J. (2006). A Quantitative Approach to Carbon Price Risk Modeling, Institute for Operations Research, ETH Zurich. Hansjurgens, B. (2005). Emission Trading for Climate Policy: US and European Perspectives. Cambridge: Cambridge University Press.

219

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

HULL, J.C. (2008), Options, Futures and Other Derivatives. New Delhi: Prentice-Hall of India, Sixth Edition, New Delhi. IMF (2008). The Fiscal Implications of Climate Change. JAEHN, F. ve LETMATHE, P. (2010). The Emissions Trading Paradox, European Journal of Operational Research, 202, 1. KADILAR, R. (2010). Karbon Frsat m, Tehdit mi? stanbul: Destek Yaynlar. KRUGER, J., OATES, W.E. ve PIZER, W. (2007). Decentralization in the EU Emissions Trading Scheme and Lessons for Global Policy, Discussion Paper, Resouces for the Future. MICLU, P.G., LUPU, R., DUMITRESCU, S.A. ve BOBIRC, A. (2008). Testing the Efficiency of the European Carbon Futures Market using Event-Study Methodology, International Journal of Energy and Environment, 2, 2. MONAST, J., ANDA, J. ve PROFETA, T. (2009). U.S. Carbon Market Design: Regulating Emissions Allowances as Financial Instruments, Working Paper, Nicholas Institute for Environmental Policy Solutions, Climate Change Policy Partnership, Duke University. MONTGOMERY, D.W. (1972). Markets in Licenses and Efficient Poolution Control Programs, Journal of Economic Theory, 5,3. ZTRK, K. (2002). Kresel klim Deiiklii ve Trkiyeye Olas Etkileri, G Gazi Eitim Fakltesi Dergisi, 22, 1. PAMUKU, K. (2007). Kresel Emisyon Ticareti Sistemi in Bir Model: Avrupa Birlii Emisyon Ticareti Program, Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi, 37. PAOLELLA, M.S. ve TASCHINI, L. (2006). An Econometric Analysis of Emission Trading Allowances, Research Paper Series 0626, Swiss Finance Ins. PEACE, J. ve JULIANI, T. (2009). The Coming Carbon Market and its Impact on the American Economy, Policy and Society, 27, 4. PEKER, O. ve DEMRC, M. (2008). klim Deiikliinin Bilim ve Ekonomi Perspektifinden Analizi, SD BF, 13, 1. Rubin, J.D. (1996). A model of Intertemporal Emission Trading, Banking, and Borrowing, Journal of Environmental Ecomics and Management, 31, 3. SALAM, N.E., DZGNE, E. ve BALIK, . (2008). Kresel Isnma ve klim Deiiklii, E Su rnleri Dergisi, 25, 1. SEIFERT, J., UHRIG-HOMBURG, M. ve WAGNER, M. (2006). Dynamic Behaviour of CO 2 Spot Prices - Theory and Empirical Evidence, Working Paper, Chair of Financial Engineering and Derivatives, University of Karlsruhe. SHENNACH, S.M. (2000). The Economics of Pollution Permit Bankin in the Context of Title IV of the 1990 Clean Air Act Amendments, Journal of Environmental Economics and Management, 40, 3.

220

Say 31 Karbon Piyasalar ve Trkiye Perspektifi Aralk 2011

STERN, N. (2007). The Economics of Climate Change: The Stern Review. Cambridge: Cambridge University Press. TIETENBERG, T.H. (2006). Emission Trading: Principles and Practice, USA: Resources for the Future. TRKE, M. (2001a). Kresel klimin Korunmas, klim Deiiklii ereve Szlemesi ve Trkiye, Tesisat Mhendislii, TMMOB Mak.MO, Sr.Tek.Yay: 61 TRKE, M. (2001b). Hava, klim, iddetli Hava Olaylar ve Kresel Isnma, DM Genel Md. 2000 Yl Seminerleri, Teknik Sunumlar, Seminerler Dizisi: 1. TRKE, M. (2006) Kresel klimin Gelecei ve Kyoto Protokol, Jeopolitik, 29 TRKE, M., SMER, U.M. ve ETNER, G. (2000). Kresel klim Deiiklii ve Olas Etkileri, evre Bakanl, BMDS Seminer Notlar. UHRG-HOMBURG, M. ve WAGNER, M. (2007). Futures Price Dynamics of CO 2 Emission Certificates - An Emprical Analysis, Working Paper, Chair of Financial Engineering and Derivatives, University of Karlsruhe. VO, J. (2007a). Innovation Processes in Governance: The Development of Emissions Trading as a New Policy Instrument, Science and Policy, 34, 5. VO, J. (2007b). Design on Governance: Development of Policy Instruments and Dynamics in Governance, Dissertation, Printpartners Ipskamp, Enschede. YAMIN, F. (2005). Climate Change and Carbon Markets: A Handbook of Emission Reduction Mechanism. UK: Earthscan. www.ccfe.com www.cdpturkey.sabanciuniv.edu.tr www.chicagoclimatex.com www.climex.com www.ecx.eu www.ecx.eu www.eex.com www.en.exaa.at www.eur-lex.europa.eu www.nordpool.com www.powernext.com www.tuik.gov.tr www.unfccc.int

221

Hakan ELKKOL, Nasf ZKAN

Say 31 Aralk 2011

222

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

KEYNESYEN KTSATTA CRETLERN KATILII SORUNU


Ali TARHAN Dr. Trkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas Uzman Muhammed Veysel KAYA Yrd. Do.Dr. Krkkale niversitesi BF ktisat Blm

ZET: Nominal cretlerin aaya doru katl hem Klasik hem de gnmz iktisatlar arasnda ok eskiden beri tartlan bir konudur. Bu konudaki grler balca iki grupta toplanmaktadr. Klasik ve Yeni Klasik iktisatlar nominal cretleri esnek kabul ederken Keynesyen iktisatlar bunlar aaya doru kat kabul etme eilimindedirler.ktisat biliminde kurulan teorilerde balang hipotezleri veya varsaymlar byk nem tamaktadr. Teorilerin birounun sonunda ulalan genel denge modellerinde bu balang varsaymlar nemli bir rol tamaktadrlar. Bu nedenle, her teorinin varsaymlar, Friedmanc bir metodoloji ile, incelenmeye ve aratrlmaya deer bulunmaktadr. Bu almada konu sadece Post-Keynesyen iktisatlarn "cret kontratlar nedeni ile nominal cretlerin kat olduu" gr erevesinde incelenmitir. lk drt blmde konu hakknda bilgi verilmi beinci ve son blm ise konunun nominal cretlerin esnek olduu varsaym ile deerlendirilmesine ayrlmtr. Anahtar kelimeler: Keynesyen ktisat, nominal cretler, nominal cretlerin katl, istihdam.

PROBLEM OF RIGIDITY OF WAGES IN KEYNESIAN ECONOMICS

ABSTRACT:The rigidity of nominal wages is one of the long argued subjects among the economists both classical and contemporary. The views on this subject can be grouped in two categories. While Classical and New-Classical economists accept the nominal wage flexibility, Keynesian economists accept them as downwardly rigid. Hypotheses and assumptions in Economics carry great importance in Economics in order to establish a new theory. These hypothesis and assumptions have special importance for theories that reach a general equilibrium model. Therefore, these hypotheses of each theory are considered analyzable under the light of Friedman's methodology. The framework of this study is the Post-Keynesian concept of "rigidity of nominal wages due to the wage contracts". First four chapters are restricted to the general overview of the subject, and the subject has been evaluated within the assumption of nominal wage flexibility in fifth and last chapter. Keywords: Keynesian Economics, nominal wages, rigidity of nominal wages, employment

223

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

AMA VE METODOLOJ Gnmz iktisatlar arasnda baz temel konularda halen gr birlii yoktur. Bilim dnyasndaki gr birliklerinin ok nem tamamas, hatta gr ayrlklarnn bilimsel gelimenin doal bir balang noktas olmasna karn bu tr ayrlklarn bazen basit gzlemlerle anlalabilecek alanlara kadar tanmasnn bu farkl dncelerin bilim dnyasna yapabilecei pozitif katklara engel olduu, veya en azndan, almalarn doru ynde yaplmasn engelledii dnlmektedir. ktisat teorilerinin ilk aamalarndaki aksiyomatik varsaymlarn, kabullerin veya faraziyelerin de, yeterli testlere tabi tutulmadklar takdirde, ileri aamalarda teorilerin aklama glerini zaafa urattklar, hatta Keynesin kendi deyii ile iinde yaadmz gnlk dnya ile ilintili olmaktan ktklar gzlemlenebilmektedir. Bu nedenle, varsaymlar yeterli salamlkta olumayan ya da zaman iindeki gelimeler karsnda tutarl bir ekilde gncellenmeyen teorilerin gerek hayatn olgular ile bilimsel dncedeki kurgularn giderek alan makas arasnda kalmas da doaldr. Byle bir yaklam, yine doal olarak, bir bilimsel teorinin nasl analiz edilmesi konusundaki temel soruyu gndeme getirmesi dolays ile ie metodolojik bir tercih ile balam saylr. Klasik ve Keynesyen iktisatlar arasndaki bu trdeki temel tartmalardan biri de nominal cretlerin katl sorunudur. Bu almann amac da Post-Keynesyen (konunun Keynesyen, Ortodoks, Yeni ve Post-Keynesyen iktisattaki geliimi dikkate alnarak) iktisatta nominal cretlerin hangi varsaymlar altnda ele alndn incelemek ve bu varsaymlarn geerli olup olmadklar veya hangi llerde geerli olabilecekleri konusunda bir irdelemede bulunmaktr. Nominal cretlerin kat (rigid) olup olmad sorununun-ilk paragrafta aklanan mantk gereince-daha sonra iktisadi denge sreci konusunda yaplan akl yrtmeler asndan hayati bir neme sahip olduu dnlmektedir. nk, bu soruya verilen yanta gre sz konusu srelerin farkl ekillerde ilemesi gerekmektedir. Bylece bu almann amac da belirlenmi olmaktadr. almann amac; belirli bir metodolojik yaklamla PostKeynesyen iktisatlarn bir ekonomide nominal cretlerin kat olduu konusundaki grlerinin analizidir. Daha nce belirtildii zere, bu almann ncelikli vurgusu metodolojidir. Bu balamda ncelikle Keynes metodolojisinin aklanmasnda yarar grlmektedir. Keynesin sistematik bir metodolojisi bulunmamaktadr. Bu nedenle Keynesin ktisada yaklamn metodolojik olmaktan ok felsefi olarak adlandrmann daha doru olaca dnlmektedir. Keynes, bilimsel hipotezlerin deneylerle dorulanmas dncesine fazlaca taraftar deildir. Bu temel inanc nedeni ile Ekonometriye de uzak durmutur. Keynese gre bir teorinin en nemli yn verimlilii ve dnrn sezgilerine uyumudur. Dier yandan, rakamsal veriler de dnrn sezgilerini ekillendirmesi asndan son derece nemlidir. ktisat iin teorinin en nemli aamas gzlemleridir. statistikler hipotezleri dorulamak iin deil, fakat sezgilerin snrlarn belirlemek iin nemlidir. Rakamlarn sezgilere tamamen kar olduu durumlarda ise sezgiler yanl demektir (Snowdon ve Vane, 2006: 93-94). Friedman ise daha sistematik bir metodoloji ortaya koymutur. Friedman (Hetzel, 2007: 8) a gre "Bir teorinin geerlilii faraziyelerinin gerekle ilgili olup olmadklarna deil, hipotezlerinin yanllanabilir olup olmadklarna baldr" Bu hipotezlerin testleri ise "hipotezlerin ortaya att imalarn veya n

224

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

deyilerin gzlemlenebilir olaylar ile uyum iinde olup olmadklar kriterine gre yaplmaldr" (Feiedman. 1953). Bu nedenle Metodolojik adan M. Friedman'n 1953 tarihli "The Methodology of Positive Economics" balkl makalesindeki yntem seilmi ve Post-Keynesyen ktisat sadece nominal cretlerin katl konusundaki kabullerinin geerlilii asndan irdelenmitir.

KLASK KTSATTA NOMNAL CRETLER Klasik ve Keynesyen iktisatlar arasnda ekonomilerin denge noktasndan ayrlabilecei konusunda gr ayrl yoktur. Bu iki okul arasndaki gr ayrlklar dengeden uzaklaan ekonomilerin bu dengeye tekrar nasl geri dnecekleri konusunda balar. Klasik iktisat asndan dengeden sapmalar geici ve ksa dnemlidir. Bunun nedeni piyasa mekanizmasnn ekonomiyi dengeden saptran faktrleri hzla ve etkili bir ekilde bertaraf etmesinde yatmaktadr. Yine, piyasa mekanizmasna duyduklar gven nedeni ile bu iktisatlar dengesizlie kamu mdahalesini de gereksiz bulur, hatta bu mdahalelerin daha fazla dengesizlie neden olacan savunurlar. Klasik iktisatlar toplam talebi ekonomik dengesizliklere neden olabilecek bir unsur olarak grmez ve bu nedenle de incelemezler. Tam istihdam ekonomik faaliyetin normal ileyiinin doal bir sonucudur (Snowdon ve Vane, 2006: 38).

Klasik iktisatlar bu iyimser grlere bir balang hipotezi olarak deil, fakat piyasa mekanizmas hakknda yrttkleri baz faraziyeler ve bu faraziyelerin sonucunda ilediini dndkleri mekanizmalar nedeni ile ulamlardr. Bu faraziler ksaca unlardr: - Bir ekonomideki tm iktisadi birimler (irketler ve hane halk) aklcdr ve kendi karlarn ya da faydalarn maksimize etmeye alrlar, - Btn piyasalarda tam rekabet hkimdir, yle ki tm ekonomik birimler neyi ne kadar alacak ya da satacaklarna tamamen esnek ve veri olan bir fiyat seti zerinden karar verirler, - Tm ekonomik birimler fiyatlar ve piyasa koullar hakknda kusursuz bilgiye sahiptirler, - Ticaret ancak denge fiyatlar tm piyasalarda oluunca gerekleir, - Ekonomik birimlerin beklentileri kararl bir dengededir. Bu faraziyelere gre, emek piyasas dhil, tm piyasalarda effaflk hkimdir. Ekonomideki makro dengelerin analizi iin tm ekonomi reel ve parasal sektr olmak zere iki sektre ayrlr. Reel sektr oluturan emek ve mal piyasalarndaki dengelerin analizi "Klasik istihdam ve kt belirlenmesi teorisi" ile gerekletirilir. Parasal, yani nominal, sektrdeki denge ise "parann miktar teorisi" aracl ile yaplr. Bylece bir ekonomideki reel ve parasal sektrler dikotomik olarak ayrlr olur ve para miktarndaki deiiklikler reel ekonomideki deikenler zerinde etkide bulunmam olur. Bylece Klasik iktisatlar parann ntr olduu yargsna da ulam olurlar (Snowdon ve Vane, 2006: 38).

225

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

Neoklasik arz kuramnda cretler, ktnn daima tam istihdam dzeyinde olmasn salayacak ekilde annda uyarlanmaktadr. Ne var ki kt her zaman tam istihdam dzeyinde deildir ve Philips erisi, isizlikteki deiiklik karsnda cretlerin daha yava uyarlandn ileri srmektedir (Dornbusch ve Fischer, 1998: 218). Klasik iktisatlara gre bir ekonomideki istihdam dzeyi ekonomideki para miktarndan bamsz olarak oluur. Bir ekonominin ksa dnemindeki sermaye, teknoloji ve organizasyon yaps veri olarak kabul edilirse istihdam dzeyi tamamen kullanlan emek birimlerine bal olacaktr. Bu nedenle istihdam ve toplam gelir arasnda pozitif bir fonksiyonel iliki olacaktr. Ancak, sadece emek miktarna bal bir istihdam art emein lee gre azalan getirilere tabi olmasn, yani marjinal retim kapasitesinin giderek dmesi sorununu da birlikte getirecektir. Bir ekonomideki emek talebi ise reel cret ile ters orantl olarak belirlernir, yani reel cret ne kadar dk ise emek talebi o kadar yksek, veya reel cret ne kadar yksek ise emek talebi de o kadar dk olacaktr (Snowdon ve Vane 2006, 42). Klasik ekonomistlerin vard yargya gre, byle tablo sonucunda ekonomide gnll ve friksiyonel isizlik olsa bile tam istihdama ulalabilecektir. Ancak, gnlsz eksik istihdam mmkn deildir. Reel cretler emek piyasasndaki arz ve talebe gre tespit edilecek ve bu cret seviyesinde gnlsz isiz bulunmayacaktr. Tm bu grlere karn bir ekonomide gnlsz eksik istihdamn bulunmas da mmkndr. Bunun tek nedeni ise, sendikalarn gc veya asgari cret konusundaki hkmet politikalar gibi nedenlerle, reel cretlerin piyasa denge seviyesinin zerine kmasdr. Bu durumun tek zm yolu ise nominal cretlerin drlmesi olarak grlmektedir (Snowdon ve Vane 2006: 45).

KEYNESYEN KTSATTA NOMNAL CRETLER Keynes'e gre milli gelir istihdam hacmine dayanmaktadr. Ancak, fiyatlarn ve cretlerin tamamen esnek olduunu kabul eden Klasik iktisatlarn aksine Keynesyen makro dengede gnlsz isizlik bulunmas da mnkndr. Denge noktasndaki bu isizliin nedenlerinden biri cretlerin kat olmas, yani drlememesidir. Ancak Keynes dengeden olumsuz bir sapmann, isizliin milli gelirin denge seviyesindeki miktarndan daha fazla olmas durumunda bile nominal cretler kat olmasa da eski denge seviyesine otomatik olarak gelmenin mmkn olamayacan savunmutur. Keynes'e gre ekonominin eski seviyesine tekrar gelebilmesi ancak toplam talebin art ile mmkn olabilecektir. Yine Keynes'e gre mal fiyatlarnda nominal cretlere oranla gerekleecek kk bir art hem bu cret seviyesinde almak isteyen kiilerin saysnda hem de bu cret seviyesindeki toplam emek talebinde mevcut istihdamdan daha fazla bir arta neden oluyorsa ekonomide gnlsz eksik istihdam var demektir. Ksacas, reel cretlerin dnn emek talebini artrmas ve bu talebin bir arz karl bulmas ekonomideki gnlsz isizliin varln gstermektedir. Reel cretlerin d ayrca kar maksimizasyonu peindeki irketlerin daha fazla emek talep etmeleri mant ile de tutarldr (Snowdon ve Vane. 2006, s. 66). Dengeden sapan ve daha dk bir gelir dzeyinde yeni dengeye yerleen bir ekonomininin tekrar eski dengeye gelebilmesi iin reel cretlerin drlmesi bir zm yoludur. Reel cretler ya dorudan nominal cretlerin drlmesi ya da genel fiyat dzeyinin ykseltilmesi ile drlebilir. Keynes cretlerin toplu i szlemeleri gibi kollektif pazarlklar ile tespit edildii bir ekonomide nominal

226

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

cretlerin drlmesi abalarnnn sosyal adalet ve ekonomik gereksinimlerle izah edilemeyeck "israf ve tatsz mcadelelere" neden olacan dnm ve dorudan nominal cret ile oynanmasna kar kmtr. Bunun aksine, iiler ve sendikalar reel cretlerin dne ayn oranda kar kmamaktadrlar. Reel cretlerin fiyatlar genel seviyesindeki art yolu ile drlmesinin dier bir avantaj da bu yolla nispi fiyatlardaki mevcut dengelerin bozulmamasdr. Keynes temel almasnda (Genel Teori) nominal cretteki kesintilerin hangi yolla genel tam istihdam dengesine tekrar dn salayabileceinin bir erevesini de vermitir. Buna gre, nominal cretlerdeki dn denge seviyesine faizler yolu ile tekrar ulalmasn salayabilme olasl vardr. Eer cret kesintileri fiyatlar genel seviyesinin tekrar dmesini salayabilirse bu durum para stokunun reel deerini artracak, dolays ile faizleri indirecek ve yatrmlar tevik edecektir. Bylece fiyat mekanizmas kamu mdahalesi olmakszn toplam talebi ykselterek tekrar dengeye ulalmasn salayacaktr. Bununla birlikte Keynes iki neden yznden bu mekanizmann almayabileceini de belirtmitir. lk neden, faiz orannn dmesini engelleyen "likidite tuza" ikinci neden ise faizlere kar inelastik olan ve den fiyatlarn toplam talebi faizler yoluyla artrmasn engelleyen retim yapsdr. Keynes'e gre veri bir para stounda nominal cretlerin dmesine izin veren bir politika ile veri bir nominal cret dzeyinde para stounun artmasna izin veren baka bir politika ayn etkilere sahiptir. Bununla birlikte, para politikalar da istihdam artrmak iin nominal cretleri drmek ile ayn snrlamalara sahiptir. Dier yandan fiyatlardaki hzl veya deflasyonist bir d de, istihdam artrmak yle dursun, i aleminin beklentilerinin ktlemesine dolays ile yatrmlarn azalmasna da neden olabilmektedir. Sonu olarak Keynes esnek bir cret sisteminin esnek bir para politikasna tercih edilmesini aklszlk olarak nitelemekte, tamamen esnek ve laissez-faire mant iindeki byle bir cret sistemini gerein tam kart olarak tanmlamaktadr (Snowdon ve Vane, 2006: 68).

KEYNES'N ZLEYCLERNDE NOMNAL CRETLERN KATILII Ortodoks Keynesyen iktisatlarn temel faraziyelerinden biri de hem fiyatlarn hem de nominal cretlerin ksa dnemde esnek olmamasdr. Bu nedenle toplam talepdeki deiiklikler ksa dnemli etkilerini nominal deikenler yerine reel ktlar zerinde gsterirler (Snowdon ve Vane, 2006: 145). Dier yandan nominal cretler ekonomi tam istihdam dzeyine eriinceye kadar sabittir ve ancak bu dzeye eriildikten sonra artma eilimi gsterirler. Ksacas, nominal cretlerin aa doru katl Ortodoks Keynesyen iktisatlarda da kabul grmektedir ve bu bu katlk ayn zamanda ksa dnemdeki isizliin temel nedenidir. Yeni Keynesyen iktisatlar genel olarak gerek dnyada ortaya kabilecek tm piyasa olumsuzluklarn kabul ederler. Bu piyasa olumsuzluklarnn banda asimetrik bilgi dalm, birbirine benzemeyen piyasa oyuncular, kusurlu ve eksik piyasa yaps saylabilir. Buna paralel olarak Yeni Keynesyen iktisatlarn temel amac fiyat ve cret katlklar rasyonelize edilerek tutarl bir toplam talep modeli ina etmektir. Bu erevede fiyat ve cret katlklar nominal ve reel gstergeler alarndan

227

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

ele alnmaktadr. Nominal katlk veya yapkanlk, nominal fiyatlarn herhangi bir nedenle nominal talepdeki deiikliklere uyum gsterememesi nedeni ile olumaktadr. Reel katlklar ise nispi olarak reel cretlerin ile nominal cretlere uyum gsterememesinden kaynaklanmaktadr (Snowdon ve Vane, 2006: 365-366). Yeni Keynesyen teori temelde cret ve fiyat katlklarn sorgulamakta ve bunlara bir cevap aramaktadr. cret yapkanl igc piyasasnn dengesizliine dayanan modellerle aklanmaktadr. Dier yandan fiyat yapkanl fiyat ayarlamasnn yksek marjinal maliyetine dayanarak mal piyasasndaki dzensiz rekabetle aklanmaktadr (slatince, 2007: 212). Yeni Keynesyen iktisatlara gre nominal cretler uzun dnemli istihdam kontratlar nedeni ile katdr. Bu kontratlar uzun dnemli olmalar nedeni ile bir talep oku durumunda para politikasnn etkinliini azaltrlar. Bu tr kontratlarn sresi ise lkeden lkeye deimektedir. Bu sre Amerika Birleik Devletleri'nde ortalama yl iken ngiltere'de daha ksadr. Japonya'da ise birer yllktr ve ayn anda sona ermektedirler. Bu adan baknca Japonya sistemi toplam talep deimeleri konusunda daha esnek grnmektedir. Kontratlarn bir yldan uzun olmas durumunda nominal cretler daha da fazla katlamaktadr. Kontratlarn uzun sreli tutulmasnn birka nedeni bulunmaktadr. Her eyden nce ii ve iveren arasndaki kontrat grmeleri maliyetlidir. Taraflar memnun edebilecek bir kontrat oluturmak iin hem bugnn nispi fiyatlar hem de verimlilik, enflasyon, talep, karlar ve fiyatlarn gelecekteki yaplar konusunda salam bir fikir olumas gerekir ki bu aratrmalar son derece masrafldr. Bu nedenle kontrat sresi ne kadar uzun olursa sene bana isabet eden aratrma maliyeti o denli dk olacaktr. Bu tr grmelerde her zaman grev olasl vardr. Bu olaslk hem anlamada optimal bir denge kurulmasn engeller hem de ii ve iveren asndan fazladan maliyet yaratr. Post-Keynesyen iktisatlar da temelde Yeni Keynesyen iktisatlarla benzerlikler gsterirler. Yeni Keynesyen iktisatlardan belirgin farklar para politikasnn etkinliine daha az gven duymalarnda yatmaktadr. Kullandklar nemli bir kavram ise mark-up fiyatlamadr. Parasal fiyatlama ara mallarnn gemi fiyatlar, cretler ve reticilerin bunlar zerine koyduklar mark-uplardan olumaktadr. Maliyetler zerine konulan mark-uplar rne ve sektrn yapsna gre deimektedir. Post Keynesyenlere gre fiyatlar cret maliyetleri zerine bir mark-up koyularak hesapland iin emek piyasasnda nominal cretlerin ayarlanmas reel cretler zerinde azaltc bir etki yapmaz. Sonu olarak para arz yaratlan nominal ilem talebini karlamak iin ayarlanacaktr. Fiyatlar cretler ile birlikte artp azaldndan para arzndaki deimeler sadece bir yansmadan ibaret kalacaktr (Parasz, 2006: 487). Fiyatlar cretler ile birlikte ykselip dtnden nominal cretlerdeki deimeler reel cretlerde deimeye neden olmamaktadr. Bu nedenle nominal cretlerin esnetilmesi reel cretleri de daha esnek yapmayacaktr ve dolays ile nominal cretlerin azaltlmas yoluyla eksik istihdam azaltmak da mmkn olamayacaktr. Ayrca alanlarn parasal cretlerdeki dlere kar direnmeleri de sz konusudur. Sendikalarn gl olduu sektrlerde veya kamu kesiminde ise nominal cret indirimi neredeyse olanakszdr. alanlarn ortak veya milli bir hedef uruna nominal cretlerinde indirime raz olmalar senaryosu da mahkum ikilemi nedeni ile Post-Keynesyenler tarafndan kabul grmemektedir. Post-Keynesyenlere gre para otoritesi veya dier alanlarn muhtemel davranlar hakknda yeterli bilgiye sahip olmayan, hatta ktmser beklentileri olan, alanlarn byle bir fedakarl bakalarna transfer etmeyi isteme olaslklar hem yksek hem de mantkldr (Parasz, 2006: 489).

228

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

DEERLENDRME VE SONU Keynesyen iktisatlarn nominal cretler konusundaki grleri bunlarn katl veya yapkanlndan, deimelerinin tam istihdama dn asndan etkin olup olmadklarna kadar uzanan bir yelpazede deimektedir. zellikle Post-Keynesyen iktisatlar byle bir deiim mmkn olsa bile bir talep oku sonucunda ulalan eksik istihdamn tekrar eski seviyesine gelmesi iin nominal cretlerdeki bir dn etki yaratmayaca grndedirler. Sonu olarak tm Keynesyen iktisat okulu nominal cretlerin katl konusunda gr birlii iindedir. Byle bir katln zaman iinde olumas aslnda ilk bakta mmkn grnmektedir. zellikle II. Dnya Sava sonrasnn ekonomik "boom"lar ve sendikal hareketin glenme evresinde nominal cretlerin Genel Teori'nin yaynland 1930'lu yllardan daha kat olmas muhtemeldir. Dier yandan, kontratlarn uzun vadeli oluunun nominal cretlerde katlk yaratt gr ise bir ka adan geree tam bir uygunluk gstermemektedir. Her eyden nce nominal cretlerin uzun vadeli kontratlarla olumas geleneinin evrensel bir gerek olmadnn gz nnde tutulmas gerektii dnlmektedir. 4. Blm'de ayrntlar verildii gibi bu gelenek zellikle Amerika Birleik Devletleri'nde yaygn grnmekte, Avrupa lkelerinde kontrat dnemleri ksalmakta Japonya'da ise bir yla inmektedir ki bu zellik bile kontrata dayal bir cret tespitini deil ulusal dzeydeki toplu i szlemelerini hatrlatmaktadr. Kontratlar genel bir uygulama olsa bile bunlarn kapsamlarnn Keynesyen teoride ihmal edildii dnlmektedir. Bu kapsam u ekilde aklayabiliriz. Her eyden nce kontratlar "temel cret + prim" esasna gre dzenlenmektedir. Kontratlardaki enflasyon endeklenmesinden sz edildii zaman bu endekslemenin sadece temel cret iin sz konusu edildiini belirtmek gerekir. Primler ise genellikle irket karnn bir yzdesi olarak ifade edilir ve standart bir szlemede nominal olarak rakamla belirtilmezler. Byle bir sistem iinde-bir lke veya irket fark etmeksizin-sabit bir nominal cretten bahsetme olana yoktur. Ekonomideki tm nominal cretler, sre kst olmakszn, kontratlarla tespit edilse bile, bunlar sz konusu primlerin irkette irkete veya dnemden dneme deikenlik gstermesi nedeni ile, tamamen esnek olacaktr. Kontrat sistemindeki bir dier esneklik unsuru da iverenlerin kayp veya kazan senaryolarndaki tutumlarnn asimetrik olmasndan kaynaklanmaktadr. veren, lkeden lkeye veya kurumdan kuruma deimekle beraber, standart koullarda az kar ettii zaman daha az prim datmay hakl olarak istemekte fakat ok kar ettii zaman da daha az prim datma endiesine dmemektedir. Byle bir yola sapt takdirde alanlarnn balllklarnda nemli bir kayb gz nne almas gerekir. Tam tersine az kar ettii dnemlerde az prim datmasnn alanlar zerinde byle bir etki yaratmas daha dk bir olaslktr. Kurum alanlar az prim almalarnn irketin faaliyete devam edebilmesi asndan nemli olacan fark edeceklerdir. Nominal cretler ve firmalar asndan dier nemli bir konu da dnem veya vade sorunudur. ok byk lekli irketler dndaki firmalarn byk bir ounluu iin en nemli vade "bir bilano dnemi"dir. Her firma bilano dnemi sonunda ya karn maksimize etmek ya da zararn minimize etmek zorundadr. Negatif bir talep oku sonucunda satlar den bir firma eer dnem sonu bilanosunda kar gsteremezse bir sonraki dnem kredi almnda zorluklar yaayabilecei gibi alsa bile

229

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

nemli bir risk primi demek zorunda kalacaktr. Bylesine maliyetli bir kredinin ise kredi alnan dnemdeki firma maliyet yapsn daha da olumsuz etkileme olasl yksektir. Byk irketler asndan da ayn durum sz konusudur. Byk irketlerin tamam uluslararas derecelendirme kurulularndan "rating" almak zorundadrlar, aksi takdirde uluslararas borsalarda kote edilme veya bu piyasalardan kredi alma olanaklar bulunmamaktadr. Bylece, negatif bir talep oku durumunda sorun maliyetlerden mi yoksa "mark-up"lardan m fedakarlk edilecei konusunda dmlenmektedir. Yl sonu bilanosu kst altnda olan firmalarn "mark-up" yerine maliyetlerden, zellikle nominal cretlerden, tasarrufta bulunmalar aklc bir davran olacaktr. Nominal cretler ilk bakta aaya doru kat grnmelerine karn en sk sosyal gvenlik rejimine sahip lkelerde bile bunlarn drlmesi mmkndr. Personele kullandrlan cretsiz izinler, dorudan iten karmalarla daha dk crete raz insanlarn ie alnmas, primlerin kesilmesi yntemler bir ok lkede yasaldr. Ayrca holding irketlerin fazla cret alan irketlerindeki karlar baka irketlerine transfer ederek bunlarda iten karmalar iin etik veya yasal meruiyet zemini hazrlamalar da mmkndr. Uluslararas piyasalarda eskiden beri Trkiye'de ise zellikle 2001 krizinden sonra uygulanan bir yntem de zellikle ilgi ekicidir. Bu ynteme gre bir firma alanlarn baka bir ii bulma irketinden, ki bu irkette insanlar asgari cret zerinden kontrat yapmaktadrlar, kiralamakta ve asgari cretten daha fazla cret demesi gerektiinde bunu kazanlm hak tekil etmeyecek prim demeleri yoluyla yapmaktadr. Dier yandan Mukerji ve Tallon (Mukerji ve Tallon, 2002) tarafndan yaplan bir analizde cret endekslemesinin, yksek enflasyon yaayan lkeler hari, son derece nadir olduu bulgulanmtr. rnein, Amerika Birleik Devletlerinde enflasyonun en yksek olduu zamanlarda bile byk sendikalarn gerekletirdii kontratlardaki enflasyon klozlar en fazla %60 seviyesine kabilmitir. Dk enflasyon yllarnda bu oran daha da dm, kk ve orta lekli sendikalar ise bu enflasyon klozlarn hibir kontrata koyduramamlardr. Amerika Birleik Devletleri genelinde enflasyon klozlar olan kontratlarn toplamn %10u civarnda olduu dnlmektedir. Bu analizde, byle bir duruma firma ve alanlarn tek bir endekse gvenerek znel faydalarn maksimize etmeye almaktan ok belirsizlikten kanarak fayda maksimizasyonuna ulamay tercih ettikleri savlatrlmaktadr. Belirsizlikten kanmak isteyen taraflar sonular ya da yararlar hakknda belirsizlik olan riskli kararlardan kanacaklardr. alan asndan, eer mevcut bilgi seti ile tutarl olan birden fazla olasln gerekleme ihtimali varsa bu kii bir belirsizlik iinde olacaktr. Byle bir durumda alan asndan hem alaca kararn sonucu hem de yararlar kukulu olacaktr. Bu duruma yle bir rnek verilebilir. Fiyat risklerinin iki ekilde birden gelebilecei bir durum dnelim. Ekonomide genel fiyatlar dzeyi artabilir veya bir arz veya talep oku neticesinde sadece bir mal veya mal grubunun fiyat artabilir. Genel fiyatlar dzeyinin artt bir durumda enflasyona endekslenmemi nominal cretler reel olarak decektir. Enflasyona endeksli olanlar ise fiyat artlarndan etkilenmeyecektir. Nominal cretlerin enflasyona endeksli olmas cretlerin enflasyon sepetindeki bir mal grubu olarak dendii anlamna gelmektedir. Buna karn, enflasyonu lmek iin oluturulan mal ve hizmet sepetinin nominal cretini buna gre hesaplanan endeks zerinden alan bir alann gerek tketim kalb ile akmas olasl ok zayftr. Bylece enflasyona endeksli bir nominal cretin bile tm risklerden arnm olma olasl ok zayftr. Byle bir durumda alan asndan en optimal davrann cretin yalnz bir blmmn enflasyona endeksli olduu bir kontratn tercih edilmesi olduu belirtilmektedir (Mukerji ve Tallon, 2002: 2).

230

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

Ksaca zetlemek gerekirse Post-Keynesyen teorideki cretlerin katl kavram yukarda aklanan bilano kstlar ve cretli alanlar arasnda kontrat uygulamalarnn yaygn olmad gz nnde tutulduu zaman ok fazla gereki grnmemektedir. Nominal cretlerin kat olup olmamasnn Keynesyen genel zerinde de nemli etkileri vardr. Neredeyse tm Keynesyen okulda genel denge analizleri nominal cretlerin aaya doru katl zerine ina edilmitir. Keynesyen genel dengenin nominal cretlerin ksa dnemli katl nedeni ile ne ynde kurulaca aadaki grafikler yardm ile grlebilir.

ekil 1.1. Fischer'e Gre Nominal cret Katl Varsaym Altnda Denge (Snowdon ve Vane, 2006: 368). ekil 1.1 kontratlar nedeni ile katlaan nominal cretler nedeni ile ekonomideki genel dengenin ne ynde ilerleyecei konusunda Fischerin yapt analizi gstermektedir (Snowdon ve Vane. 2006, s. 368, 369). Ekonomi balangta uzun ve ksa dnem arz erileri [(LRAS ve SRAS (W 0 )] ile ksa dnem talep erisi (AD 0 ) nin kesitii A noktasnda dengededir. Bir negatif talep oku sonucunda talep erisinin AD 1 e kaymas ile fiyatlar P 1 dzeyine ve ekonomi de B noktasna gelir. Eer fiyatlar ve nominal cretler esnek olsa idi ekonominin C noktasna gelmesi gerekecekti. Ancak nominal cretlerin katl nedeni ile para otoritesinin ekonomiye taze para enjekte etmesi sonucunda toplam talep erisi AD 1 den tekrar AD 0 a ekilir ve ekonomi tekrar B noktasndan A noktasndaki tam istihdam dengesine geri dner. Ancak, Post-Keynesyen iktisadn cretlerin katl konusundaki grlerine bu almada getirilen iki eletiri-bilano kst ve cret kontratlarnn yaygn olmay-gz nne alnrsa Fischerin ekli ekil 1.2deki hale gelecektir. cret kontratlarnn yokluu ya da tm ekonomiyi etkileyecek denli yaygn olmamas ve zel sektr firmalarnn bilano dnemleri sonunda kar elde etme gereksinimleri nedeni ile ekonomi ekil 1.1deki B noktasna deil ekil 1.2de ksa dnem arz ve talep erileri [SRAS (W 1 ) ve AD 1 ] nin kesitii C noktasna dorudan doruya gelecektir. Byle bir hareket sonucunda yeni fiyatlar genel dzeyi de ekil 1.1deki P 1 noktasnda deil ekil 1.2deki P 2 noktasnda oluacaktr. C noktas,

231

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

Yeni-klasik iktisatlarn iddialarnn tersine cretlerin d nedeni ile ekonomiyi tekrar A noktasna tayacak bir nokta olmaktan ok ekonominin kararl bir eksik istihdam dengesini temsil etmektedir.

ekil 1.2 Nominal cret Esneklii Varsaym Altnda Denge (Snowdon ve Vane, 2006: 368). Buna ilave olarak C noktasnda hem istihdam hem de fiyatlar genel dzeyi dk olmasna karn gelir eski Y N dzeyindedir. Bu paradoksal durumun, C noktasnda birok firmann faaliyeti terk etmesi ile oluan monopol veya oligopol karlar ile nominal cretlerin d nedeniyle mark-up fiyatlamann nispi olarak artmasndan kaynaklanan firma karlarnn ykselii ile aklanabilecei dnlmektedir. Ksacas, bir negatif talep oku ile oluan eksik istihdam dengesinde milli gelir iinde karlarn oran cretler aleyhine ykselmektedir.

232

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

ekil 1.3. Nominal cret Katl Varsaym Altnda Yeni Keynesyen Denge (Snowdon ve Vane, 2006: 397).

233

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

Ayn analiz Yeni-Keynesyen konjonktr teorisi yardm ile de yaplabilir. ekil 1.3.ada ekonomi E 0 noktasnda dengededir. Bir talep oku sonucunda toplam talep erisinin AD 0 dan AD 1 e kaydn dnelim. Eer ekonomide, nominal cretler bata olmak zere, nominal ve reel katlklar varsa fiyatlar genel seviyesi P 0 da sabit kalacaktr. Dolays ile yeni denge kayan ksa dnem talep erisi AD 1 in uzun dnem arz erisi LRASyi kestii E 2 noktasnda deil E 1 noktasnda oluacaktr. Bylece gelir ekil 5.3.bdeki Y 0 dan Y 1 e decektir. Bu miktar gelir iin gereken emek miktar da ekil 1.3.cdeki L 0 dan L 1 e decektir. Fiyatlarn ve cretlerin hala P 0 da sabit kalmas nedeni ile firmalarn toplam efektif talep erisi de ekil 1.3.cdeki NKL 1 erisine dnecektir. ekil 1.4.ada, Fischerin analizi iin getirilen varsaymlar ile, Yeni-Keynesyen konjonktr teorisi bu kez de esnek nominal cretler varsaym altnda incelenmektedir. ekil 5.4.ada AD 0 dan AD 1 e kayan toplam talep erisine toplam arz erisinin de aaya doru kayarak yant vermesi durumunda, ki bu aksiyomatik denilebilecek kadar mantkl bir davrantr, yeni denge noktas ksa dnem arz erisi [SRAS (P 1 )]in AD 1 i kestii E 3 de oluacak ve bu noktada fiyatlar genel dzeyi de P 1 olacaktr. Yeni denge geliri ise Y 3 olacaktr. Yeni istihdam dengesi ise ekil 1.4.cdeki L 2 dzeyinde gerekleecektir. Yeni cret dengesi de ekil 1.4.ddeki w 1 dzeyinde gerekleecektir. Bylece alanlar w 0 -w 1 kadar nominal cret kaybna uram olacaklardr. Sonu olarak ekonomi eksik istihdam, dk gelir, dk retim noktasnda dengeye gelmi olacaktr. Dengenin tekrar E 0 dzeyine tanmas iin kamunun toplam talebi artrc mdahaleleri Keynesyen bir zmdr. te yandan, kamunun mdahalesinin gecikmesi ve bu arada toplam emek arz erisinin bir yandan isizlik dier yandan doal nedenler (nfus art) yznden aaya kaymas halinde, ekonomi zel sektr yatrmlar ile yksek bir byme hzna ulasa bile isizlik ve nominal cretler w 1 deki dk seviyelerinde (zel sektrn statkoyu lehine kullanmak istemesi nedeniyle) kalabilirler. Byle bir modelin Trkiyede uzunca bir sredir gndemde olan istihdam yaratmayan byme sorununu da aklk getirdii dnlmektedir.

234

Say 31 Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Aralk 2011

ekil 1.4. Nominal cret Esneklii Varsaym Altnda Yeni Keynesyen Denge (Snowdon ve Vane, 2006: 397).

235

Ali TARHAN, Muhammed Veysel KAYA

Say 31 Aralk 2011

KAYNAKLAR

DORNBUSCH, R. ve FSHER, S, (1998), Makroekonomi, Akademi Yaynlar, Ankara.

FRIEDMAN, MILTON, "The Methodology of Positive Economics", 1953, http://www.marxists.org/reference/subject/philosophy/works/us/friedman.htm, 20.03.2009.

HETZEL, R.L., (2007), "The Contributions of Milton Friedman to Economics" Federal Reserve Bank Richmond Economic Quarterly, Volume 93, Number 1-Winter, Richmond. SLATNCE, Hasan, (2007), ktisatta Denge ve Dengesizlik Kavramlarna Ynelik Kuramsal Tartmalar, Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Say 19, Ktahya.

MUKERJI, S., TALLON, JEAN-MARC, (2002), "Ambiguity Aversion and the Absence of Wage Indexation" Department of Economics Discussion Paper Series, Say 111, Oxford University, Oxford. PARASIZ, lker, (2006), Makro Ekonomi, dokuzuncu bask, Ezgi Kitabevi, Bursa.

SNOWDON, B. ve VANE, H.R., (2006), Modern Macroeconomics, Edward Elgar, Cheltenham.

236

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

SEL VE DISAL DOYUMUN RGTSEL BALILIA ETKS: ESKEHR RETM SEKTR RNE

Cemile AIKALIN Aratrma Grevlisi ESOG ..B.F. letme Blm ZET: nsanlar ihtiyalarn karlayabilmek ve yaamlarn devam ettirebilmek iin almak zorundadr. Bu zorunluluk karsnda kiilerin yaptklar iten doyum salamalar rgte ve kendisine kar avantaj salayacak, hayata bak alar belirlenecektir. alann iini severek yapmas kendini rgtn bir paras olarak grmesine ve rgte ballna neden olacaktr. Bu almann amac, Eskiehir retim sektrnde faaliyet gsteren iletmelerde alan iilerin i doyumu ve rgtsel ballk dzeylerini belirlemek, alanlarn i doyumunun rgtsel ballklarn ne lde etkilediini tespit etmektir. Aratrmaya katlanlarn demografik zellikleri de belirlenmitir. Aratrmadan elde edilen sonulara gre; isel ve dsal doyumun, duygusal ve normatif ball etkiledii, devam ballna bir etkisi olmad tespit edilmitir. Anahtar kelimeler: Doyumu, sel Doyum, Dsal Doyum, rgtsel Ballk.

THE EFFECT OF INTERNAL AND EXTERNAL SATISFACTION ON ORGANIZATIONAL COMMITMENT: ESKISEHIR IS THE EXAMPLE OF PRODUCTIVE SEKTOR
ABSTRACT: People need to work for meeting their needs and continuing their lives. In relation to those necessities people need to be satisfied from the job they do and determine a view of life which can provide an advantage both for themselves and the organization. If employee does his/her job willingly this will cause to make him/her be a part of the organization and be loyal to it. The purpose of this study is to determine job satisfaction of the workers of Eskiehirs production sector and also to determine how employees job satisfaction can effect organizational commitment. The demographic features of the participants of the research are established as well. According to the results achieved by the research; internal and external satisfaction effects emotional and normative commitment and they have no effects on continuation commitment. Keywords: Job Satisfaction, Intrinsic Satisfaction, Extrinsic Satisfaction, Organizational Commitment.

237

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

GR letmelerin belirledikleri hedeflerine ulaabilmeleri, ncelikli olarak alanlarnn iiyle ve iyeriyle ilgili memnuniyet dzeylerini artrmalaryla mmkn olabilmektedir. Kii yaamnn nemli bir ksmn i yerinde geirmektedir. Bu yzden, yneticiler ve ynetim, alanlarnn ihtiyalarn nemsemeli, buna bal olarak da i yerini skntsz bir hale getirmelidirler. Salk nasl insann genel fiziksel durumunu gsteriyor ve nemli ise, i doyumu da alann genel durumunu yanstmas asndan nemlidir(Sevimli ve can, 2005:55). doyumu, alanlarn salklarn her ynden etkilemektedir. doyumu, alanlarn fiziksel ya da zihinsel salklarn etkiledii gibi psikolojik durumlarnda da olumsuz etkiler yaratmaktadr. doyumunun olumlu ya da olumsuz olmas alann iine kar tutumunu da etkilemektedir. rgt ve birey arasndaki kurulan balar, rgtn en deerli varl olan alanlarn ortak deer, ama ve kltr etrafnda toplanmalarn salad gibi, bireylerin aidiyet duygusunu da gelitirebilir(akr,2001:49). alann rgtne kar hissettii aidiyet duygusunun, kiinin verimliliini olumlu ynde etkiledii yaplan pek ok aratrma ile ortaya karlmtr. rgtsel ball yksek olan alanlarn ikayet etme, ie ge gelme ve ie devamszlk ikayetleri azalacak, kendisi ve rgtn karlar iin aba gsterecektir. rgtsel ball yksek olan alanlarn rgte katklar sonucu rgtn rekabet gc artacak, eitli kazanmlar elde edecek buna bal olarak da rgt de alanlarn maddi ve manevi ynden tatmin etme yoluna gidecektir. DOYUMU KAVRAMI doyumu, kiinin iine verdii deer sonucunda ortaya kan pozitif duygusal bir durum olarak tanmlanmaktadr(Charles ve Durick, 1998:64). doyumu, iin kapsam ve i ortamna kar bireyin olumlu tutumlarnn tmdr (zgen, 2002:327). doyumu, alann iyerindeki ihtiyalarn tatmin edilmesini ve buna bal olarak da kiinin iine ynelik duygusal tepkisini gsterir (Miner,1992:116). Luthansa gre i doyumunun nemli boyutu vardr (Luthans, 1992:114): a. doyumu duygusall ifade eden bir kavramdr. doyumu grlemez, sadece hissedilebilir. b. doyumu, genellikle ktlarn beklentileri ne lde karlayabildii ile tespit edilir. c. doyumu, birbiriyle ilikili birok tutumu da ortaya karr. Bu tutumlar ise; iin nitelii, cret, terfi imkanlar, ynetim biimi ve alma arkadalar eklinde sralanabilir. doyumu, kiilerin yaptklar ie kar hissettiklerini ifade eder (Robbins, 2005:85). doyumsuzluu ise alann yapt iiyle ve yaplan iin koullaryla ilgili olarak mutsuz eden, olumsuz etkileyen bir durumdur. doyumsuzluu, kiinin duygusal olarak sorun yaamasna neden olabilmekte, buna bal olarak da alanda birok olumsuz davranlar grlebilmektedir (Miner, 1992:119). Davran bilimcilerine gre iinde doyumsuz kii; ya rgtn retim normlarna uyar, ya rgtten ayrlr ya da retimini snrlandrr (ncir, 1990:18). inden doyum salayamayan kiide stres, yorgunluk hissi, mutsuzluk, iine kar isteksizlik, iyerine ve alma arkadalarna kar yabanclama, yesi olduu gruba kar uyum sorunu, ii ve iyeriyle ilgili

238

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

yaknmalar eklinde psikolojik tepkiler grlebildii gibi sk sk hastalanma ikayetleri de grlebilmektedir. Bu ikayetler sonucunda kiinin tepkisi, i deitirme hatta iini brakmaya kadar gidebilir. Ancak bu ikayetler kiiden kiiye farkllk gsterebildii gibi kiilerin iinden doyum salayamadklarnda gsterdikleri tepkilerin iddeti de eitlilik gsterir. doyumu yaayamayan kiinin sosyal ve ailevi hayat da olumsuzluktan etkilenebilir. Ayrca rgt asndan da sorunlar yaanacaktr. Firma asndan bakldnda, srekli olarak iinden ikayet eden, istenen verime ulaamayan alanlarla kar karya kalnacaktr. doyumu, iten elde edilen maddi karlar ve igrenin beraber almaktan zevk ald i arkadalar ile bir eser meydana getirmesinin salad mutluluk eklinde de tanmlanabilir. Eer ii almas sonucunda ortaya koyduu eseri somut olarak grebiliyorsa, bundan duyaca gururla doyum salayacaktr (imek vd., 2003:150). doyumu, iin zellikleri ile igrenin istekleri birbirine uyduu zaman gerekleir (Silah, 2005:115). Ancak insanlar her zaman isteklerine uygun ileri yapamamakta, yeteneklerine uygun ilerde alamamaktadr. Ayrca, i ile alann zellikleri birbirine uygun olsa bile bazen yaplan iin zorluu ya da basit oluu kiiyi olumsuz etkileyebilmektedir. Eer kii zor bir ii baaryorsa, bu durum karsnda kurumu ve stleri tarafndan takdir ediliyorsa alan kii yapt ie ve kendisine kar gven duyacak, bu da iten duyduu doyumu pozitif ynde etkileyecektir. Yksek verimlilikle dk i doyumunun birlikte olmas kesinlikle olanakl olsa da, bu koullar srdrmek uzun dnemde olanakl deildir (Davis, 1984:98). Belirli bir zaman dilimi iinde iini tanyan, onda aradn bulan igren i doyumu salayabilir, ama bu iini deitirmeyecei anlamna gelmez. Yapt ite gerekli doyumu bulan igren, daha st dzeyde doyum aradndan baka bir ie geebilir (Erdoan, 1996:233). Doyumu salayan artlar sabit kabul ettiimizde, yapt iin karl bekledii creti alan kii i doyumu salar. Eer ayn kii, yapt iin karl olarak bekledii creti ald halde baz i arkadalarnn yeteri kadar almad halde yksek cret aldn bilirse de i doyumsuzluu yaar (Erdoan, 1996:233). Baz aratrmaclara gre cretler alanlar iin ok nemlidir, buna karlk bazlar parasal tatmini listenin en altnda gstermektedir (Kolasa, 1979:455). alanlarn i ortamn deerli ve esiz, yaptklar ii anlaml ve kendilerini gelitirici bulmalarnn i doyumunu olumlu ynde etkiledii gzlenmektedir (Yetim, 2001:154). Ancak aalayc, skc, hayal krkl yaratan bir i yapmann, i doyumsuzluuna ve ruh salnn bozulmasna yol aabilecei sylenebilir (etinkanat, 2000:6). , alana cret ve stat asndan doyum salyor olsa bile iin toplumdaki alglan yznden kiide olumsuz tepkilere neden olabilir. Bu da kiinin iine ve iyerine kar olumsuz tepkisine, yeni araylar iine girmesine neden olacaktr. Doyum, iyerindeki olumlu beeri ilikilerle de ilgilidir. grenin grevlerini yerine getirdii iletmenin herhangi bir alt grubuna ait olmasndan dolay duyduu doyum da i doyumu iinde dnlr. Burada sz edilen grup, bireyin i arkadalarna olan sevgi ve ball asndan doyum duygusunu veren gruptur (Bingl, 1990:202). Erdil ve arkadalarnn yapt bir aratrmada arkadalk ortam ile i doyumu arasnda olumlu ilikiler tespit edilmitir (Erdil vd, 2004:17). Yaplan iin sevilmesi ya da alann ald cret, kiinin iinden doyum almas iin her zaman yeterli olmaz. Kii kendisini bir grubun paras olarak grmek ister. nsanlar sosyalleme ihtiyac hissettikleri iin alann

239

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

i yerindeki paylamlar kiide olumlu etkiler yaratabildii gibi tersi bir durum da sz konusu olabilir. Paylamlar ve yardmlamalar azald zamanlarda kiide yalnzlk hissi oluabilmekte ve yapt i ile ilgili olarak verimi yksek olsa bile iten ald doyum dk olabilmektedir. Birok alan iinde gvenlik unsurunun tam olarak var olduu ve kendisine deer verildiine inanyorsa, bu durum onun iinden doyum salamasna yardmc olacaktr (zgen, 2002:334). alma ile ilgili koullarn yerine getirilmesi, alann olumlu ya da olumsuz tepkilerine neden olabilmektedir. Yaplan baz aratrmalarda iyerindeki fiziksel artlar, bireysel zellikler, kiileraras ilikiler ve kurumsal faktrler alanlarn i doyumundaki artlar ya da azalmalarla ilikili bulunmutur (Batgn ve ahin, 2006:33). alma ortamnda gvenlik nlemlerinin alnm olmas, fiziki mekann alanlar asndan ergonomik olarak dizayn edilmesi gibi faktrler alann tutumunu etkileyen faktrlerdir. Amirin olumlu tutumu, alanna deer vermesi ve ikisi arasndaki olumlu ilikiler, bireyin iinden tatmin duymasna neden olan bir dier etmendir (Bingl, 1990:202). Astlar iin savam veren bir gzetimci yalnzca etkili kalmaz, ayn zamanda iilerinin i doyumuna da byk katkda bulunur (Kolasa, 1979:455). eker ve Zrhlolu (2009:20) yaptklar bir aratrmada, stleri tarafndan takdir edildiinde, alanlarn i doyumlarnn arttn tespit etmilerdir. Ayrca alanlar altklar firmada neler olup bittiini bilmek isterler. Ynetim ve amirler tarafndan bilgilendirilmek, alanlarda gven duygusunu arttracak ve kendisini o kurumun bir paras olarak hissetmesine neden olacaktr. doyumunu, isel ve dsal doyum olarak ayrmak mmkndr. Dsal doyum; almann karlnda elde edilen kazanmlara(cret, i gvencesi, vb.) bal doyumdur. sel doyum ise alma srasnda hissedilen doyumu ifade eder. alann kalite hedeflerine ulamas ya da iinde yeni teknikleri baaryla uygulamas onun isel doyumunu arttracaktr(Arsoy, 2007:75). RGTSEL BALILIK KAVRAMI rgtsel ballk, igrenin alt rgt ile uyum iinde almas, rgt amalar ynnde aba harcamas, rgtten de emeinin karln aldna inanmas ve rgtn bir yesi olarak kalma sorumluluunu hissetmesidir biiminde ifade edilmektedir(Gl, 2006:12). rgtsel ballk, kiinin rgtle zdelemesinin ve rgte katlmnn gcdr. Bir baka ifadeyle rgtsel ballk, bireyin kendisini alt rgtle zdeletirmesi ve i ie olma kuvveti olarak aklanabilir. rgtle zdeleme, dier rgt yeleri ile birlikte amalarn paylalmas, rgte ait olma duygusu ve rgtn amalarn, politikalarn desteklemeyi kapsayan sadakat boyutunu iermektedir (Yceler, 2009:448). rgtsel ballk, alann gelecekte de rgtte kalmak istemesinin bir lsdr (Newstrom ve Davis, 1993:198). rgtsel ballk, faktrle karakterize edilmektedir (Doan ve Kl, 2007: 39): rgtn ama ve deerlerine gl bir inan ve kabul gsterme, rgt adna anlaml aba gstermeye isteklilik gsterme, rgtte yeliin srdrlmesine gl bir arzu duymadr. Organizasyon alanlar dier tm retim faktrlerinden farkl olarak aktif bir zellik gsterir ve kendi amalarna ulaabildikleri oranda rgtsel amalar iin alrlar ve altklar organizasyona

240

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

balanrlar. Bu nedenle igrenin iletme amalarn benimsemesi ve rgtsel ballklarnn arttrlmas nemlidir (biciolu, 2000:13). rgtsel ballk duygusunun, rgtsel performans pozitif ynde etkilediine inanlmakta, rgtsel balln ie ge gelme, devamszlk ve iten ayrlma gibi istenmeyen sonular azaltt ileri srlmektedir (Bayram, 2005:125). alan rgtn ama ve deerlerine ne lde inanrsa rgte olan ballk duygusu da o denli gl olacaktr. Eer alan rgte salad katkya karlk aradn bulamazsa rgte kar gveni zedelenecek, bunun sonucunda rgte olan ball azalacak hatta rgtten ayrlmaya kadar gidebilecektir. rgtsel ballk rgte kar psikolojik bir aidiyettir. Bireyin bir rgtle gnll olarak almasna yol aan faktrn rgtsel ballk olduu ileri srlmektedir (Ko, 2009:203). gren, balangta gereksinimleri karland, gdlendii iin rgtne balyken, bu nedenler ortadan kalktnda da balln srdryorsa bu ballk, bamlla ve zdelemeye dnr (Baaran, 2000:233). Yksek rgtsel ballk bazen kiileri snrlamakta, i deitirme imkanlar olmasna ramen bunu gerekletirmelerini engellemektedir. Ancak her zaman rgtsel ballk rgtn amalarn ve deerlerini benimsemeyle gereklemeyebilir. Kiinin isiz kalma riski rgte olan ballna etki edebilir. Yksek rgtsel ballk; bireye, meslekte baar ve crette doyum salayabilecei gibi rgt, igrenin sadakatine karlk ona yetki devrederek ve onu st pozisyonlara getirerek bir ekilde dllendirmektedir (Bayram, 2005:136). Bir rgtte yksek seviyede ballk, aile ilikileri ve sosyal ilikilerde stresle ve gerginlikle sonulanabilir. Bir ie veya kariyere u snrlarda ballk rneklerinde, bireyler aile ve dier zorunluluklar pahasna zamanlarn ve enerjilerini ilerine yatrabilirler (Gl, 2006:33). Dk rgtsel ballk; sylenti, itiraz ve ikayetlerle sonulandndan rgtn adna zararlar gelmekte, mterilerin gveni kaybolmakta, yeni durumlara uyum salayamamakta ve gelir kayplar meydana gelmektedir (Doan ve Kl, 2007:54). rgtsel ballkla ilgili ilk aratrmalar rgtsel ball rgtsel deerlerin iselletirilmesini yanstan tek boyutlu bir yap olarak tasvir etseler de Meyer ve Allen, rgtsel balln farkl bileene sahip olduunu ortaya karmlardr. Sz konusu bu eler, duygusal, devamllk ve normatif ballktr (Yceler, 2009:448). Duygusal, devamllk ve normatif ballk olmak zere farkl ekilde ortaya kan rgte ballk boyutlarnn drt ortak zellii vardr (Uygu ve mrn, 2004:91): a. b. c. d. Psikolojik durumu yanstr. Birey ile rgt arasndaki ilikileri gsterirler. rgt yeliini srdrme karar ile ilgilidirler. gc devrini azaltc ynde etkileri vardr.

Duygusal ballk; grenin rgte kar hissettii duygusal ball, rgtle zdelemesini ve btnlemesini kapsamaktadr(Doan ve Kl, 2007:44). Devamllk ball; rgtten ayrlmann getirecei maliyetlerin farknda olma anlamna gelmektedir(Gl vd, 2008:3). Normatif ballk; alanlarn rgtte kalmaya kendilerini zorunlu hissetmeleri eklinde aklanr(akr, 2001:54).

241

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

Gl bir duygusal ball olan alanlar rgtte almaya, istekli olduklar iin; devam ball olan alanlar ihtiya duyduklar iin; normatif ball olan alanlar ise zorunlu hissettikleri iin devam ederler(Meyer ve Allen, 1997:11). Normatif ballk, bireyin rgtte almay kendisi iin bir grev olarak grmesi ve rgtne ballk gstermenin doru olduunu dnmesi ynyle duygusal ballktan, rgtten ayrlma sonucunda ortaya kacak kayplarn hesaplanmasndan etkilenmedii iin de devam ballndan farkldr (akr, 2001:54). DOYUMU VE RGTSEL BALILIK ARASINDAK LK doyumu ile rgte ballk ilikisini inceleyen baz almalarda balln i doyumuna yol at, dier baz almalarda da i doyumu ile ballk arasnda karlkl iliki olduu ne srlmektedir. Ancak, bir ksm almalarda ise rgte balln boyutu ile i doyumu arasnda anlaml iliki olduu; i doyumunun duygusal ve normatif ballk zerinde pozitif, devamllk ball zerinde ise negatif etkisi olduu saptanmtr (Uygu ve mrn, 2004:92). Literatre bakldnda, i doyumu ve rgtsel ballk arasndaki ilikiyi belirlemeye ynelik Regresyon analizi uygulanm birok alma bulunmaktadr. Ylmaz(2009), Izgar(2008), Samadov(2006), Ta(2011), Shore ve Martin(1989), Azeem(2010), ekmeciliolu(2006), Gl vd.(2008), Erdil vd.(2004), Yksel(2003), Uygu ve mrn(2004), Feinstein ve Vondrasek(2001) yaptklar almalarnda Regresyon analizi uygulam, i doyumu ve rgtsel ballk arasndaki ilikiyi tespit etmeye almlardr. DeCotis ve Summers (1987) yaptklar almalarnda rgtsel ballk ile i doyumu arasnda pozitif bir iliki olduunu, Kacmar ve arkadalar(1999) yaptklar aratrmalarnda i doyumu ve rgtsel balln ilikili olduunu, bu ilikinin de pozitif ynl gerekletiini, Vandenberg ve Lance (1992) aratrmalarnda rgtsel balln i doyumuna yol atn, Feinstein ve Vondrasek(2001) restoran alanlar zerine yaptklar aratrmada i doyumu ile uygulanacak politikalarn, cret artrmnn, terfi imkanlarnn, alma koullarnn iyiletirilmesinin rgtsel ball olumlu etkilediini, Igbaria ve Guimaraes(1993) ise rgtsel ballk ve iten ayrlma isteinde i doyumunun nemli olduunu tespit etmilerdir. Sr ve Basm (2006), almalardan elde ettikleri bulgular dorultusunda, zel sektr alanlarnn kamu sektr alanlarna gre daha yksek bir i doyumuna ve rgtsel ballk dzeyine sahip olduklarn belirlemilerdir. Akar ve Yldrm (2008) tarafndan yaplan bir aratrmada, i doyumunun duygusal, devam ve normatif ballk gibi tip rgtsel ballkla da pozitif ynl dorudan ilikisi olduu tespit edilmitir. Uygu ve mrn (2004) almalarnda, duygusal ve normatif ballkla i doyumu arasnda pozitif bir iliki olduunu saptamlardr. ekmeciliolu ise (2006) aratrmasnda, duygusal ballk ile i doyumu arasnda pozitif ynl bir iliki, buna bal olarak da duygusal ballk ve i doyumunun iten ayrlma niyetini negatif ynde, verimlilii pozitif ynde etkilediini tespit etmitir. Bu almaya benzer ekilde Gl ve arkadalar (2008), yaptklar aratrmalarnda i doyumu ve rgtsel balln iten ayrlma niyetini negatif ynde, performans ise pozitif ynde etkiledii

242

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

bulgusuna ulamlardr. nar ve Kavlak(2009) aratrmalarnda isel ve dsal doyumun rgtsel ballkla pozitif ilikili olduu sonucuna ulamlardr. grenlerin istihdam edildikleri grevlerin bireylerin yaamlarnn gayesi olarak ifade edebileceimiz deerleriyle atmamas gerekir. Aksi takdirde bireylerin i doyumu ve verimlilikleriyle beraber rgtsel ballklar da azalacaktr. rnein, radikal bir hayvan haklar savunucusunun bir et iletmesinin hayvan kesimi blmnde istihdam edilmesi, bireyin verimlilik ve rgtsel balln olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle organizasyon yelerinin deerlerinin analiz edilerek igren seim srecinde sz konusu deerlere uygun bireylerin istihdam edilmesi nemlidir (biciolu, 2000:19). Yksek dzeyde bir i gerilimi ve yetersiz bir i doyumu ve rgtsel ballk igrende stres, salk yaknmas ve rgtsel ortamda ise yksek i devri, devamszlk, dk i kalitesi, verimsizlik, rgte kar sadakatsizlik gibi olumsuz bireysel ve rgtsel sonulara neden olabilecektir. Bu nedenle rgtsel ortamda i tutumlarn etkileyen i gl deikenlerinin belirlenmesi, sorunun zm iin bir adm olabilecektir (Yksel, 2003:263). ARATIRMANIN YNTEM Aratrmann Amac Bu almann amac, Eskiehir retim sektrnde faaliyet gsteren iletmelerde alan iilerin i doyumu ve rgtsel ballk dzeylerini belirlemek, alanlarn i doyumunun rgtsel ballklarn ne lde etkilediini tespit etmektir. Aratrmann Evreni ve rneklemi Bu aratrmann evrenini; 2010 ylnda Eskiehir retim sektrnde faaliyet gsteren iletmelerde alan iiler oluturmaktadr. Bu iletmelerde alan iilerin tamam zaman, eleman ve maddi faktrler sebebiyle gzlemlenerek tam saym yaplamadndan basit tesadfi rnekleme yntemine gidilmi ve 2010 ylnda, Eskiehir retim sektrnde faaliyet gsteren 9 retim iletmesinde alan 600 kii bu almann rneklemini oluturmutur. Basit tesadfi rnekleme, tanmlanan evrendeki her elemann, eit ve bamsz seilme ansna sahip olmasdr. Yani, her eleman eit seilme ansna sahip olmal ve ayn zamanda birisinin seilmesi, dierinin seilmesine kesinlikle engel olmamal, etki etmemelidir(Altunk vd, 2001:70). Veriler ve Toplanmas Eskiehirde retim sektrnde faaliyet gsteren 9 retim iletmesinin ilgili birimlerine anket formlar gtrlerek alanlara ulamas salanm ve aratrmada kullanlan verilere ulalmtr. Uygulanan anket 37 sorudan olumaktadr. Anketin ilk blmnde i doyumu ile ilgili 20 soru(bunlardan 12 tanesi isel doyumu, 8 tanesi dsal doyumu len sorulardr), ikinci blmnde rgtsel ballkla ilgili 17 soru(bunlardan 6 tanesi duygusal ballk, 6 tanesi devam ball ve 5 tanesi de normatif ball len sorulardr) ve son blmde de iilerin demografik zelliklerini belirlemeye ynelik 5 soru

243

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

bulunmaktadr. doyumu iin gvenilirlii test edilmi Minnesota Doyum Anketi, rgtsel ballk iin gvenilirlii test edilmi Meyer ve Allenin gelitirdikleri lek temel olarak alnmtr. Doyumunu belirlemeye ynelik sorular iin ankete katlanlarn sorular 1. Hi Memnun Deilim, 2. Memnun Deilim, 3. Kararszm, 4. Memnunum, 5. ok Memnunum eklinde 5li Likert leiyle cevaplamalar istenmitir. Yaplan pilot almasnda Cronbachs Alpha deeri 0,89 olarak bulunmutur. rgtsel ball belirlemeye ynelik sorular iin ankete katlanlarn sorular 1. Kesinlikle Katlmyorum, 2. Katlmyorum, 3. Kararszm, 4. Katlyorum, 5. Kesinlikle Katlyorum eklinde 5li Likert leiyle cevaplamalar istenmitir. rgtsel ballkla ilgili olarak da yaplan pilot almasnda Cronbachs Alpha deeri 0,83 olarak bulunmutur. Eskiehir retim sektrnde alan iilere uygulanan anket formlar ierisinden 239 tanesi geerli olarak kabul edilmi ve deerlemeye alnmtr. 32 tane anket formu, istenilen bilgilerin alanlar tarafndan eksik doldurulmas nedeniyle deerlendirilmeye alnmamtr. Verilerin Analizi Bu almada, alanlarn i doyumlarnn rgtsel ballklarn etkileme boyutlarn belirlemek amalanm ve bu dorultuda hazrlanan anket almas statistiksel Paket Program olan SPSS 16.0 kullanlarak oklu Dorusal Regresyon analizi yaplmtr(%5 anlamllk dzeyinde verilerin analizi gerekletirilmitir). Eskiehir retim sektrnde alan iilerin demografik zellikleri Tablo 1 de, isel doyum ve dsal doyumun duygusal balla etkisi Tablo 2 de, sel doyum ve dsal doyumun devam ballna etkisi Tablo 3 de, isel doyum ve dsal doyumun normatif balla etkisi Tablo 4 de verilmitir. Tablo 1 de aratrmaya katlan Eskiehir retim sektrnde alan iilerin ya, cinsiyet, medeni durum, eitim durumu ve kurumdaki alma srelerinin frekans dalm gsterilmitir. Elde edilen verilere gre Eskiehir retim sektrnde alan iilerin en fazla 36-40 ya arasnda olduu(%38,5), en az ise 22 ve alt ya grubunda(%0,8) olduu tespit edilmitir. Cinsiyet asndan bakldnda %95,8 lik bir oranla erkek alanlarn daha youn olduu gzlenmitir. Katlmclarn medeni durumlarna bakldnda %77,4 oranla evli olduklar, %19,7 oranyla da bekar alanlar olduu saptanmtr. alanlarn eitim durumlar incelendiinde %60,7sinin lise mezunu, %25,5inin ortaokul mezunu olduu, en az da niversite mezunu alanlarn (%5) olduu belirlenmitir. Katlmclarn u andaki kurumda alma sreleri incelendiinde ise yakn sonular elde edilmitir. ilerin %27,6snn 2-5 yl ve 6-10 yldr alt tespit edilmitir. %0,4nn 20 yl ve zerinde ve %5inin de 0-1 yldr kurumda alt gzlenmitir. Bulunan verilere gre; Eskiehir retim sektrn erkek alanlarn, evlilerin, 36-45 ya arasndakilerin, lise mezunu olanlarn ve 2-10 yl arasnda kurumda alanlarn oluturduu tespit edilmitir.

244

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

Tablo 1: rneklemin Demografik zellikleri Deikenler Ya Frekans 22 ve alt 23-30 31-35 36-45 46 ve st Kadn Erkek Bekar Evli Boanm lkokul Ortaokul Lise niversite 0-1 yl 2-5 yl 6-10 yl 11-15 yl 16-20 yl 20 yl ve zeri 2 67 72 92 6 10 229 47 185 7 21 61 145 12 12 66 66 64 30 1 Oran(%) 0,8 28 30,1 38,5 2,5 4,2 95,8 19,7 77,4 2,9 8,8 25,5 60,7 5 5 27,6 27,6 26,8 12,6 0,4

Cinsiyet

Medeni Durum

Eitim Durumu

alma Sresi

sel Doyum ve Dsal Doyumun Duygusal Balla Etkisi alanlarn isel doyum ve dsal doyumlarnn duygusal balla etkisi Tablo 2de verilmitir.

245

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

Tablo 2: sel Doyum ve Dsal Doyumun Duygusal Balla Etkisi Bamsz Deikenler sel Doyum Dsal Doyum F R2 Baml Deiken Duygusal Ballk t p(Sig.) ,558 4,764 ,000 ,222 2,047 ,042 33,963 Sig.: 0,000 ,223

Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modelin genel anlamlln test etmek amacyla oluturulan hipotezler; H 0 : 1 = 2 =0 (Model istatistiksel olarak anlaml deildir. Duygusal ballktaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanamaz). H 1 : En az bir i dierlerinden farkldr. (Model istatistiksel olarak anlamldr. Duygusal ballktaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir). Yaplan analiz sonucunda Anova tablosundaki p (Sig.) deeri 0,000 bulunmutur. p=0,000<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. %95 gvenle modelin istatistiksel olarak anlaml olduuna karar verilir. Dier bir ifadeyle duygusal ballk, isel doyum ve dsal doyum ile aklanabilir. Belirlilik katsays olan R2, 0,223 olarak bulunmutur. Buna gre duygusal ballktaki deimelerin %22,3 isel ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir. Duygusal ballktaki deimelerin %77,7 ise isel ve dsal doyum dndaki faktrlere bal olarak aklanabilir. Coefficients(katsay) tablosuna gre oklu dorusal regresyon denklemi u ekilde formle edilir: Y=0,925+0,558.x 1 +0,222.x 2 sel doyuma ait regresyon katsays olan 1 =0,558, isel doyumdaki bir birimlik artn duygusal ballkta 0,558 birimlik bir art meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, isel doyum ile duygusal ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile isel doyum arttka duygusal ballkta da bir art meydana geldiini ortaya koymaktadr. Dsal doyuma ait regresyon katsays olan 2 =0,222, dsal doyumdaki bir birimlik artn duygusal ballkta 0,222 birimlik bir art meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, dsal doyum ile duygusal ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile dsal doyum arttka duygusal ballkta da bir art meydana geldiini ortaya koymaktadr. Regresyon katsaylarna bakldnda, isel doyumun duygusal ballk zerindeki etkisinin dsal doyuma gre daha fazla olduu grlmektedir. Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla isel doyumla ilgili oluturulan hipotezler;

246

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

H 0: 1 =0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. sel doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki yoktur). H 1: 1 0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. sel doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki vardr). Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda isel doyuma ait p (sig.) deeri 0,000 bulunmutur. p=0,000<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. Buna gre isel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dier bir ifade ile isel doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki vardr. Modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla dsal doyumla ilgili oluturulan hipotezler; H 0: 2 =0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. Dsal doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki yoktur). H 1: 2 0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dsal doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki vardr). Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda dsal doyuma ait p (sig.) deeri 0,042 bulunmutur. p=0,042<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. Buna gre dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dier bir ifade ile dsal doyum ile duygusal ballk arasnda bir iliki vardr. sel Doyum ve Dsal Doyumun Devam Ballna Etkisi alanlarn isel doyum ve dsal doyumlarnn devam balla etkisi Tablo 3de verilmitir. Tablo 3: sel Doyum ve Dsal Doyumun Devam Ballna Etkisi Bamsz Deikenler sel Doyum Dsal Doyum F R2 Baml Deiken Devam Ball t p(Sig.) -,131 -1,129 ,260 ,007 ,069 ,945 1,014 Sig.: ,364 ,009

Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modelin genel anlamlln test etmek amacyla oluturulan hipotezler; H 0 : 1 = 2 =0 (Model istatistiksel olarak anlaml deildir. Devam ballndaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanamaz).

247

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

H 1 : En az bir i dierlerinden farkldr. (Model istatistiksel olarak anlamldr. Devam ballndaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir). Yaplan analiz sonucunda Anova tablosundaki p (Sig.) deeri 0,364 bulunmutur. p=0,364>=0,05 olduu iin H 0 kabul edilir. %95 gvenle modelin istatistiksel olarak anlaml olmadna karar verilir. Dier bir ifadeyle devam ball, isel doyum ve dsal doyum ile aklanamaz. Belirlilik katsays olan R2, 0,009 olarak bulunmutur. Buna gre devam ballndaki deimelerin %0,9u isel ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir. Coefficients(katsay) tablosuna gre oklu dorusal regresyon denklemi u ekilde formle edilir: Y=3,823 - 0,131.x 1 + 0,007.x 2 sel doyuma ait regresyon katsays olan 1 = -0,131, isel doyumdaki bir birimlik artn devam ballnda 0,131 birimlik bir azal meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, isel doyum ile devam ball arasnda negatif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile isel doyum arttka devam ballnda azal meydana geldiini ortaya koymaktadr. Dsal doyuma ait regresyon katsays olan 2 =0,007, dsal doyumdaki bir birimlik artn devam ballnda 0,007 birimlik bir art meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, dsal doyum ile devam ball arasnda pozitif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile dsal doyum arttka devam ballnda bir art meydana geldiini ortaya koymaktadr. Regresyon katsaylarna bakldnda, isel doyumun devam ball zerinde negatif etkisinin, dsal doyumun devam ball zerinde pozitif etkisi olduu tespit edilmitir. Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla isel doyumla ilgili oluturulan hipotezler; H 0: 1 =0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. sel doyum ile devam ball arasnda bir iliki yoktur). H 1: 1 0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. sel doyum ile devam ball arasnda bir iliki vardr). Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda isel doyuma ait p (sig.) deeri 0,260 bulunmutur. p=0,260>=0,05 olduu iin H 0 kabul edilir. Buna gre isel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. Dier bir ifade ile isel doyum ile devam ball arasnda bir iliki yoktur. Modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla dsal doyumla ilgili oluturulan hipotezler; H 0: 2 =0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. Dsal doyum ile devam ball arasnda bir iliki yoktur). H 1: 2 0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dsal doyum ile devam ball arasnda bir iliki vardr).

248

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda dsal doyuma ait p (sig.) deeri 0,945 bulunmutur. p=0,945>=0,05 olduu iin H 0 kabul edilir. Buna gre dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. Dier bir ifade ile dsal doyum ile devam ball arasnda bir iliki yoktur. sel Doyum ve Dsal Doyumun Normatif Balla Etkisi alanlarn isel doyum ve dsal doyumlarnn normatif balla etkisi Tablo 4de verilmitir. Tablo 4: sel Doyum ve Dsal Doyumun Normatif Balla Etkisi Bamsz Deikenler sel Doyum Dsal Doyum F R2 Baml Deiken Normatif Ballk t p(Sig.) ,269 2,554 ,011 ,319 3,265 ,001 24,054 Sig.: 0,000 ,169

Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modelin genel anlamlln test etmek amacyla oluturulan hipotezler; H 0 : 1 = 2 =0 (Model istatistiksel olarak anlaml deildir. Normatif ballktaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanamaz). H 1 : En az bir i dierlerinden farkldr. (Model istatistiksel olarak anlamldr. Normatif ballktaki deimeler, isel doyum ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir). Yaplan analiz sonucunda Anova tablosundaki p (Sig.) deeri 0,000 bulunmutur. p=0,000<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. %95 gvenle modelin istatistiksel olarak anlaml olduuna karar verilir. Dier bir ifadeyle normatif ballk, isel doyum ve dsal doyum ile aklanabilir. Belirlilik katsays olan R2, 0,169 olarak bulunmutur. Buna gre normatif ballktaki deimelerin %16,9u isel ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir. Normatif ballktaki deimelerin %83,1i ise isel ve dsal doyum dndaki faktrlere bal olarak aklanabilir. Coefficients(katsay) tablosuna gre oklu dorusal regresyon denklemi u ekilde formle edilir: Y=1,484+0,269.x 1 +0,319.x 2 sel doyuma ait regresyon katsays olan 1 =0,269, isel doyumdaki bir birimlik artn normatif ballkta 0,269 birimlik bir art meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, isel doyum ile normatif ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile isel doyum arttka normatif ballkta da bir art meydana geldiini ortaya koymaktadr. Dsal doyuma ait regresyon katsays olan 2 =0,319, dsal doyumdaki bir birimlik artn normatif ballkta 0,319 birimlik bir art

249

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

meydana getirdiini gstermektedir. Bu durum, dsal doyum ile normatif ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduunu; dier bir ifade ile dsal doyum arttka normatif ballkta da bir art meydana geldiini ortaya koymaktadr. Yaplan oklu dorusal regresyon analizinde modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla isel doyumla ilgili oluturulan hipotezler; H 0: 1 =0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. sel doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki yoktur). H 1: 1 0 (sel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. sel doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki vardr). Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda isel doyuma ait p (sig.) deeri 0,011 bulunmutur. p=0,011<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. Buna gre isel doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dier bir ifade ile isel doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki vardr. Modeldeki katsaylarn anlamlln test etmek amacyla dsal doyumla ilgili oluturulan hipotezler; H 0: 2 =0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlaml deildir. Dsal doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki yoktur). H 1: 2 0 (Dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dsal doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki vardr). Yaplan oklu dorusal regresyon analizi sonucunda, katsaylar tablosunda dsal doyuma ait p (sig.) deeri 0,001 bulunmutur. p=0,001<=0,05 olduu iin H 0 red edilir. Buna gre dsal doyumun %5 anlamllk dzeyinde regresyon denklemine katks anlamldr. Dier bir ifade ile dsal doyum ile normatif ballk arasnda bir iliki vardr. SONU Bu aratrmada, Eskiehir retim sektrnde alan iilerin i doyumlarnn (isel ve dsal doyumun) rgtsel ballklarna (duygusal, devamllk ve normatif ballk) etkisi belirlenmeye allm ve u sonulara ulalmtr: Yaplan analiz sonucunda duygusal balln, isel doyum ve dsal doyum ile aklanabilecei tespit edilmitir. Duygusal ballktaki deimelerin %22,3 isel ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir. Duygusal ballktaki deimelerin %77,7 ise isel ve dsal doyum dndaki faktrlere baldr. Hem isel doyumun hem de dsal doyumun duygusal ballkla ilikili olduu belirlenmitir. sel doyum ile duygusal ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduu; dier bir ifade ile isel doyum arttka duygusal ballkta da bir art meydana geldii tespit edilmitir. sel doyum ve duygusal ballk arasndaki iliki gibi, dsal doyum ile duygusal ballk arasnda da pozitif ynl bir

250

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

iliki olduu, dsal doyum arttka duygusal ballkta da bir art meydana geldii belirlenmitir. Ancak, isel doyumun duygusal ballk zerindeki etkisinin dsal doyuma gre daha fazla olduu grlmektedir. Yaplan analiz sonularna gre devam ball, isel doyum ve dsal doyum ile aklanamaz. sel doyum ile devam ball arasnda negatif ynl bir iliki olduu; isel doyum arttka devam ballnda azal meydana geldii tespit edilmitir. Dsal doyum ile devam ball arasnda pozitif ynl bir iliki olduu; dier bir ifade ile dsal doyum arttka devam ballnda da bir art meydana geldii belirlenmitir. Yaplan analize gre normatif ballk, isel doyum ve dsal doyum ile aklanabilir. Normatif ballktaki deimelerin %16,9u isel ve dsal doyumdaki deimelere bal olarak aklanabilir. Normatif ballktaki deimelerin %83,1i ise isel ve dsal doyum dndaki faktrlere baldr. Hem isel doyumun hem de dsal doyumun normatif ballkla ilikili olduu belirlenmitir. sel doyum ile normatif ballk arasnda pozitif ynl bir iliki olduu; dier bir ifade ile isel doyum arttka normatif ballkta da bir art meydana geldii tespit edilmitir. sel doyuma benzer ekilde dsal doyum ile normatif ballk arasnda da pozitif ynl bir iliki olduu; dier bir ifade ile dsal doyum arttka normatif ballkta da bir art meydana geldiini tespit edilmitir. Aratrmadan elde edilen sonulara gre; isel ve dsal doyumun, duygusal ve normatif ball etkiledii, devam ballna bir etkisi olmad tespit edilmitir. KAYNAKA AKAR, C. ve T. YILDIRIM (2008); Yneticilerin rgtsel Ballk, Tatmini ve Rol Stres Kaynaklar Arasndaki likiler: Yapsal Denklem Modeliyle Beyaz Et Sektrnde Bir Alan Uygulamas; Gazi nv. ..B.F. Dergisi; 10(2). ALTUNIIK, R., R. COKUN vd. (2001); Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntemleri SPSS Uygulamal, Sakarya Kitabevi. ARISOY B.(2007); rgtsel letiimin Motivasyon ve Doyumu zerine Etkiler, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Marmara nv. Sosyal Bilimler Enstits. AZEEM S. M. (2010); Job Satisfaction and Organizational Commitment among Employees in the Sultanate of Oman, Psychology, (1). BAARAN .E. (2000); rgtsel Davran: nsann retim Gc; Ankara. BATIGN A. ve N. AHN (2006); Stresi ve Salk Psikolojisi Aratrmalar in ki lek: A-Tipi Kiilik ve Doyumu; Trk Psikiyatri Dergisi 17(1).

251

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

BAYRAM L. (2005); Ynetimde Yeni Bir Paradigma: rgtsel Ballk; Saytay Dergisi, Say:59, Ekim-Aralk. BNGL D. (1990); Personel Ynetimi ve Beeri likiler; Atatrk niversitesi Basmevi, Erzurum. CHARLES G: ve M. DURICK(1988); Predictors of Job Satisfaction and Organizational Commitment in Human Servise Organizations, Administrative Science Quarterly, Vol:33(1). AKIR . (2001); e Ballk Olgusu ve Etkileyen Faktrler; Ankara. EKMECLOLU H. (2006); Tatmini ve rgtsel Ballk Tutumlarnn ten Ayrlma Niyeti ve Verimlilik zerindeki Etkilerinin Deerlendirilmesi: Bir Aratrma; Endstri likileri ve nsan Kaynaklar Dergisi; C:8; S:2. ETNKANAT C. (2000); rgtlerde Gdlenme ve Doyumu; An Yaynclk. INAR . ve O. KAVLAK(2009); zmir linde alan Ambulans ve Acil Bakm Teknikerlerinde Doyumunun ve Buna Etki Eden Faktrlerin ncelenmesi, Akademik Acil Tp Dergisi, C:8, S:3. DAVIS K. (1984); (ev: Kemal Tosun) letmede nsan Davran: rgtsel Davran; stanbul. DECOTIS T. A.; T. SUMMERS (1987); A Path Analysis of a Model the Antecedents and Consequences of Organizational Commitment; Human Relations; Vol:40; No:7. DOAN S. ve S. KILI (2007); rgtsel Balln Salanmasnda Personel Glendirmenin Yeri ve nemi; Erciyes nv. ..B.F. Dergisi, S:29; Temmuz-Aralk. ERDL O., H. KESKN vd. (2004); Ynetim Tarz ve alma Koullar, Arkadalk Ortam ve Takdir Edilme Duygusu ile Tatmini Arasndaki likiler: Tekstil Sektrnde Bir UygulamaF; Dou niversitesi Dergisi 5(1). ERDOAN . (1996); letme Ynetiminde rgtsel Davran; stanbul. FEINSTEN A. H. ve D. VONDRASEK(2001); A Study of Relationships between Job Satisfaction and Organizational Commitment among Restaurant Employees, University of Nevada, Las Vegas, http://hotel.unlv.edu/pdf/jobSatisfaction.pdf. GL H. (2006); Turizm Sektrnde Durumsal Faktrlerin rgtsel Ballk zerindeki Etkisi; Anadolu niversitesi Yaynlar No:1681, Eskiehir. GL H.; E. OKTAY ve H. GKE (2008); Tatmini, Stres, rgtsel Ballk, ten Ayrlma Niyeti ve Performans Arasndaki likiler: Salk Sektrnde Bir Uygulama; Akademik Bak; Say:15. IGBARIA M. ve T. GUIMARAES(1993); Antecedents and Consequences of Job Satisfaction among Information Center Employees, Journal of Management Information Systems, Vol:9, No:4, Spring.

252

Say 31 sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir Aralk 2011 retim Sektr rnei

IZGAR H. (2008); Okul Yneticilerinde Doyumu ve rgtsel Ballk, Seluk niversitesi, Ahmet Keleolu Eitim Fakltesi Dergisi, S:25. BCOLU H. (2000); rgtsel Ballkta Paradigmatik Uyumun Yeri; Dokuz Eyll nv. ..B.F. Dergisi; C:15; Say:1. NCR G. (1990); alanlarn Doyumu zerine Bir nceleme; MPM Yaynlar No:401. KACMAR K. M., D. S. CARLSON ve R. A. BRYMER(1999); Antecedents and Consequences of Organizational Commitment: A Comparison of Two Scales, Educational and Psyhological Measurement, 59/6. KO H. (2009); rgtsel Ballk Ve Sadakat likisi; Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi; C:8; S:28. KOLASA B. (1979); letmeler in Davran Bilimlerine Giri; Fatih Yaynevi, stanbul. LUTHANS F. (1992); Organizational Behavior; Sixth Edition, New York: McGraw-Hill. MEYER J. P. Ve N. J. ALLEN(1997); Commitment in the Workplace; Theory, Research and Application, SAGE Publications Thousand Oaks, California. MINER John B. (1992); Industrial-Organizational Psychology; International Edition. NEWSTROM J. ve K. DAVIS (1993); Organizational Behavior Human Behavior at Work; Ninth Edition. ZGEN H. (2002); nsan Kaynaklar Ynetimi; Nobel Kitabevi. ROBBINS S. P. (2005); Organizational Behavior; International Edition. SAMADOV S. (2006); Doyumu ve rgtsel Ballk: zel Sektrde Bir Uygulama, Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi. SEVML F. ve . F. CAN (2005); Bireysel ve Ortamna Ait Etkenler Asndan Doyumu; Ege Akademik Bak, Ekonomi, letme ve Uluslar aras likiler ve Siyaset Bilimleri Dergisi; C:5; S:12. SHORE L. M. ve H. J. MARTIN(1989); Job Satisfaction and Organizational Commitment in Relation to Work Performance and Turnover Intentions, Human Relations, V:42, N:7. SIRI . ve N. BASIM (2006); Grenlerin Doyumu ile rgtsel Ballk Dzeylerinin Analizi: Kamu ve zel Sektrde Karlatrmal Bir Aratrma; S BF Sosyal ve Ekonomik Aratrmalar Dergisi; 6(12). SLAH M. (2005); Endstride alma Psikolojisi; Sekin Yaynclk.

253

Cemile AIKALIN

Say 31 Aralk 2011

EKER B. ve G. ZIRHLIOLU (2009); Van Emniyet Mdrl Kadrosunda alan Polislerin Tkenmilik, Doyumu ve Yaam Doyumlar Arasndaki likilerin Deerlendirilmesi; Polis Bilimleri Dergisi; Cilt: 11(4). MEK M. . , T. AKGEMC ve A. ELK (2003); Davran Bilimlerine Giri ve rgtlerde Davran; Yenilenmi 3. Bask. TA Y. (2011); Tatmini ve Bilgi Paylam Dzeyinin Duygusal Balla Etkisi: Kocaeli niversitesi Aratrma ve Uygulama Hastanesinde Bir Aratrma, Kocaeli niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 21/1. UYGU N. ve D. IMRIN (2004); DE Aratrma ve Uygulama Hastanesi Merkez Laboratuvar alanlarnn rgtsel Ballklarn ve ten Ayrlma Niyetlerini Etkileyen Faktrler; Dokuz Eyll nv. ..B.F. Dergisi; C:19; Say:1. VANDENBERG R. J.; C. E. LANCE (1992); Examining the Causal Order of Job Satisfaction and Organizational Commitment; Journal of Management; Vol:18; No:1. YETM . (2001); Toplumdan Bireye Mutluluk Resimleri; Balam Yaynlar, stanbul. YILMAZ E. (2009); lkretimde alan retmenlerin rgtsel Ballklarnn, Doyumlar ve Okullardaki rgtsel Yaratclk Asndan ncelenmesi, lkretim Online, 8(2). YCELER A. (2009); rgtsel Ballk ve rgt klimi likisi: Teorik ve Uygulamal Bir alma; Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enst. Dergisi; 22. YKSEL . (2003); Hemirelerin Gln Oluturan Deikenlerin Doyumu, Gerilimi ve rgtsel Ballk zerindeki Etkisinin Analizi; Frat niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi; C:13; S:1.

254

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

CUMHURYET DNEMNDE YAPILAN SZLK ALIMALARI VE TRKE SZLKLER ZERNE BR KAYNAKA DENEMES
Halit DURSUNOLU Do. Dr. Atatrk niversitesi Kzm Karabekir Eitim Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Eitimi Ana Bilim Dal ZET: Trkiye Cumhuriyetinin kuruluuyla birlikte, Atatrk sayesinde Trk kimliiyle beraber Trke de deta makus talihini yenmi; lyk olduu deeri grmeye balamtr. 1928 ylnda yaplan Harf nklb ve 1932 ylnda kurulan Trk Dili Tetkik Cemiyeti (Trk Dil Kurumu), Trkenin geliiminde ve kullanmnda milt oluturmutur. Atatrkn Trk dilini koruma ve kullanmada btn kurumlarn ve ahsiyetlerin hassas olmas gerektii konusundaki tavsiyesi Trkenin geliimine ve kullanmna ok nemli katkda bulunmu ve bu dorultuda ok nemli almalar daha o hayatta iken balam ve bu durum zaman zaman sekteye urasa da gnmze kadar devam etmitir. Trkeyi kendine dert edinen, Trkeye hizmeti ibadet bilen Trke sevdals ahs ve kurumlarn yapt en nemli hizmetlerden biri de szlk almalardr. Byk bir emek, zveri ve gayretin rn olan bu almalar, Trkeye yaplan en byk hizmetlerden biridir. Bu yazda bu hizmete katkda bulunan ahs ve kurumlar ile ortaya koyduklar eserler esas alnmtr. Anahtar kelimeler:Trke, szlk, dil, Trke szlk

DICTIONARY STUDIES DURING REPUBLIC PERIOD AND A RESEARCH ATTEMPT ON TURKISH DICTIONARIES
ABSTRACT: Turkish Language began to be worthwhile of it deserved and Turkish overcame its adverse fortune with Turkish idendity by courtesy of Atatrk by Turkish Republic foundation. Alphabet revolution in 1928 and foundation of Turkish Language Institution in 1932 were starting points in development and usage of Turkish. Atatrks advices for all individuals and institutions about being conscientious to preserving and usage of Turkish have significant contributions to the development and usage of Turkish and studies for this duty started when he was alive and this situation has continued up to now although there has been some occasional interruptions. One of the most important contributions made by individuals and institutions who love Turkish, is dictionary studies. This studies which are the result of a great effort, self-devotion and ardor are one of the most significant contiribution to Turkish. Individuals and institutions who have contributed to this duty and their works are the essence of this essay. Key Words:Turkish, dictionary, language, Turkish Dictionary 1. Giri Kamus bir milletin hafzasdr, yani kendisidir. der Cemil Meri. Szlk gemile bugn, bugnle gelecek arasnda ba kuran en nemli kltrel kaynaklarn banda gelmektedir. Szlk, atalarmzn aznda, yaamnda var olanlar bize bildiren; bizim azmzda, yaammzda var olanlar da gelecek nesillere ileten en nemli aktarm aracdr.

255

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

Kltrmzn ve dilimizin zenginliinin en nemli tan olan szlkler sayesinde, bir taraftan bu zenginlik korunurken bir taraftan da bu zenginliin artmas iin yeni almalar yaplmakta; bunun neticesinde de, yeni szlkler ortaya konmaktadr. Dilimizin geliimi iin de bu tr almalarn srdrlmesi zaten mecbur bir gereksinimdir. Trkeyi kendine dert edinen, Trke sevdals kurum ve kiiler sayesinde Trkenin hi de kmsenmeyecek kadar szl bulunmaktadr. Bu almalarn okluu, dilimizin geliiminin lehine bir durumdur. Dilimizi yabanc dillerin tehdidinden korumak ve yozlatrmann penesinden kurtarmak iin yaplabilecek en nemli almalardan olan szlk almalar, ok emek gerektirdii ve klfetli olduu iin bu almalar yapan kurum ve kiileri de minnet ve kranla anmak gerekir. 2. Szlk Szlk, bir dildeki kelimeleri, alfabetik olarak sralayp onlarn anlamlarn gsteren bir kelimeler kitabdr, denebilir. Kelimeler, dildeki harflerin alfabetik dizimine gre sralanr. Dillerdeki baz zel iaretler de bu sralamada esas alnr. Kelimelerin anlamlar verilirken zellikle hacimli ya da byk szlklerde kelimelerin tarih srete kazand gerek anlamlarn yan sra yan alamlara, mecaz anlamlara ve terim anlamlarna da yer verilir. Szlklerin bazlarnda kelimenin kkenin (etimolojik kkeninin) hangi dile ait olduunu, kelime tr olarak hangi tre girdiini, yap itibariyle nasl bir yapya sahip olduunu gsteren bilgilere de yer verilir. Baz szlklerde kelimenin anlam ya da anlamlar, cmledeki kullanmyla verilerek kavratlmaya allr. Seilen rneklerle ncelikle kelimenin anlam kavratlmaya allrken dier yandan da kullancnn bilgi birikimine, edeb zevkine katkda bulunulmaya allr. Alnt kelimelerin telaffuzuna yer veren szlkler de vardr. Bu da dilin doru kullanmnda szlklerin nemli bir yere sahip olduunu gsteren nemli bir delildir. Szlklerin kullanm kolayl da ok nemlidir. Bunun iin de deiik dizin ilemleri kullanlmaktadr. Bu almalar gnmzde de artarak devam etmektedir. Szlkler birer ba ucu eseridir, temel eserdir. Bu anlamda ok nemli kaynaklardr. Hangi alanda allrsa allsn bir ekilde szle muhakkak bavurulmaktadr. Eitim-retim hayatnda, bilimsel hayatta szlk kullanmak deta zorunlu bir ihtiyatr. zelikle dil ve anlatm almalarnda alann eli, aya gibidir szlkler. Bunun yan sra gnlk hayatta da sklkla szlklere bavurulmaktadr ya da bavurma ihtiyac hissedilmektedir. Bu ihtiyaca bal olarak da szlkler her zaman talep edilen kaynak eserler durumundadr. Szlk bir kltr taycs da olduu iin zellikle bunun farknda olan milletler tarafndan ok etkili kullanlmtr. Bu beyanda szlkler bir kltrel emperyalizm arac olarak da kullanlmtr. Bu nedenle zellikle baz szlklerin hazrlanmasnda zel kurullar oluturulmu ya da o dili ok etkili kullananlara bu ynde imknlar sunulmu; bu, ayn zamanda, bir devlet politikas hline de getirilmitir. Milletler, medeniyetler veya kltrler birok kiinin kafasnda szlklerle hatrlanr, anlr olmutur. Bu anlamda Hristiyan toplumlar iin, Latince ve Yunanca; Yahudi toplumlar iin, branice; Mslman toplumlar iin de Arapa ve Farsa baz szlkler hakl bir hretin sahibi olmulardr.

256

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Baka milletleri, kltrleri ve eserleri anlama abasnn bir rn olarak da szlkler byk bir geliim alan bulmutur. Baka medeniyetleri, kltrleri tanma ve anlama eviri eserlerle balad iin bu anlamda szlklere byk bir gereksinim duyulmutur. Dillerin zenginlii ya da fakirlii, gelimilii ya da gelimemilii gibi deerlendirmelerde ltlerden biri olarak szlklerin esas alnd da olmutur. Szlkler, dil tarihi asndan ok nemli eserlerdir. Dilin tarih seyri ile ilgili en somut verilere szlklerden ulalr. Kelimelerin tarih iindeki deiim ve geliimleri, kullanm durumlar hep szlkler vastasyla renilir. Szlklerin milletlerin tarihinde de ok nemli bir yeri vardr. Szlkler, bir milletin dilinin, kltrnn canl, yaayan hafzasdr. Dil ve kltr en canl hliyle szlklerde yaamakta ve yaatlmaktadr. Gemile bugn arasnda kurulan kltrel balarn birou da szlkler vastasyla kurulur. 3. Szlk almalarnn amac Szlk almalarnn u amalar dorultusunda yapld sylenebilir: 1. Dilin sz varln tespit etmek 2. Dilin mevcut sz varlna sahip karak zenginliini korumak 3. Dilin aslndaki zenginliine sahip kmak 4. Dilin mevcut zenginliini gelecek nesillere aktarmak 5. Dili yabanc dillerin etkisinden korumak 6. Dilin doru ve etkili kullanmna yardmc olmak 7. Dilin kullanmnda yaplan yanllarn nne gemek 8. Syleyi hatalarn nlemek 9. Baka dillerin renilmesinde yardmc olmak 10. Diller arasndaki ilikiyi ortaya koymak 11. Yresel azlarda var olan szleri derlemek, toplamak 12. Eitim-retim hayatnda dilin anlalmas hususunda yaanan sorunlar zme kavuturmak 4. Cumhuriyet Dneminde Szlk almalar Cumhuriyet Dnemi, Trke iin bir milat olmutur. Atatrkn Trkeye verdii nem ve gsterdii hassasiyet, Trke iin nemli atlmlarn yapld bir dnem olmutur. Atatrk dneminde, bir baka ifadeyle Cumhuriyetin ilk dnemlerinde, dil alannda yaplan en nemli atlmlar unlar olmutur: (Yeti, 2005) 1. Dil Encmenlii kurulmas 2. Trk yaz sisteminde Ltin harflerinin kabul 3. Trk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulmas 4. Dil Kurultaylar 5. Gne-Dil Teorisi 6. Trk dilini sadeletirme abalar 7. Gramer almalar 8. Szlk almalar Bunlar arasnda zellikle Trk yaz sisteminde Ltin harflerinin kabul ile Trk Dili Tetkik Cemiyetinin kurulmasnn ok daha ayr bir yeri ve nemi vardr. zellikle bu atlmlardan sonra, Atatrkn teviki ve nderlii ile, Trk dili ile ilgili almalar byk nem ve hz kazanmtr. En youn dnemlerinde

257

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

bile Trke ile ilgili almalara nclk eden ve hayatnn son dnemlerinde de yine en fazla hassasiyeti dil almalarna gsteren Atatrkn bu abalar Trke ile ilgili almalarn da ncs olmutur. Atatrk, Trk dili ile ilgili yerli ve yabanc aratrmalar bizzat kendisi incelemi; dnemindeki bilginleri de Trk dili zerinde aratrmalar yapmaya ynlendirmitir. zellikle Arapa ve Farsa kelimelere karlklar bulunmas konusuyla balayan ve szlk almalarnn Cumhuriyet dnemindeki balangcn oluturan dil almalar da yine onun bakanlnda yaplmtr. Atatrk dneminde yaplan nemli almalardan biri de 13. yzylda balayan Bat Trkesinin eski eserlerinin taranmasyla oluan Tarama Szl ve Anadolu azlarnda kullanlan kelimelerin derlenmesiyle oluturulan Derleme Szl almalardr. Bu dnemde, Trkenin btn kelimelerini aklamak gayesiyle ilk byk szlk kitab olarak MEB tarafndan Hseyin Kzm Kadri'nin hazrlad "Byk Trk Lugat" karlmtr. lk iki cildi 1927 ylnda eski harflerle, son iki cildi de 1942 ylnda yeni harflerle yaymlanmtr. Yeni Trk alfabesindeki sraya gre dizilmeyii ve iki cildinin eski harflerle yaynlanm bulunmas, yeni nesillerin bu byk eserden faydalanmasn hayli gletirdii iin bu szlk, kullanma pek de elverili olmamtr. (Akkuak, 2007) Atatrk dnemi sonrasnda ise, dil almalarnn nemli bir kolunu oluturan szlk almalar ilk rnn vermi ve Cumhuriyet dneminin ilk Trke szl 1945 ylnda TDK tarafndan baslmtr. O tarihten gnmze birok kurum, kurulu ve ahs eitli szlkler yaymlamlardr. Bu almalarn hepsini Trkeye yaplabilecek en byk hizmetlerden biri olarak kabul etmek gerekir. Szlk almalar denince, Trk dili ve edebiyat ile ilgili her konuda ok nemli hizmetleri yerine getiren TDKye de ayr bir yer ayrmak gerekir. Yasal grevleri arasnda szlk almalar ve yazm klavuzlar hazrlama bulunan TDKnin zellikle 1990l yllardan sonra yapt almalar her bakmdan takdire ayandr. Trke Szlk her basksnda daha da zenginletirerek yaymlayan Kurum, bunun yan sra Trkiye Trkesinin tarih szlkleri ve dier Trk lehelerinin szlkleri ile ilgili olarak da hummal bir alma ve abann ierisindedir. Trk Dil Kurumunun szlklerle ilgili ok nemli bir alma alann da sanal ortamdaki hizmetleri oluturmaktadr. Trk Dil Kurumunun katlm ve katklarla, imece usulyle, gelitirmeye devam ettii Gncel Trke Szlk, Byk Trke Szlk alanda ok byk bir hizmet sunmaktadr. TDKnin son yllarda yapt alma ve atlmlarla Trke szlk almalar deta altn an yaamaya balamtr. Bu almalardan bazlar unlardr: 1. Gncel Trke Szlk Trkenin en gvenilir, en gelimi ve en gncel szl durumundadr. Trk Dil Kurumu tarafndan 1945ten beri yaymlanan Trke Szlkn Genel A'daki srm olan Trke Szlk, dilimizde yaanan gelimelere bal olarak srekli gncellenmektedir. 2011 yl itibariyle szlkte 121.509 anlam bulunmaktadr. 2. Byk Trke Szlk Trkenin btn sz varln bir araya getiren ve ortak bir veri tabannda kullanma sunulan Byk Trke Szlk, yaz dilimizin sz varlnn yan sra btn bilim, sanat ve spor terimlerini, yer adlarmz, kii adlarmz, blge azlarmzdaki ve kaynaklarmzdaki szckleri, deyimleri iermektedir. 2011 yl itibariyle Byk Trke Szlkte sz, deyim, terim ve ad olmak zere toplam 616.767 sz varl bulunmaktadr.

258

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

3. Sesli Trke Szlk lk basks 1945 ylnda yaymlanan ve her basksnda gelitirilen, zenginletirilen Trke Szlke dayal olarak 2002 ylnda sanal ortamda hizmete sunulan szlktr. 4. Tarama szl Trk Dil Kurumunun 1965 ylndan 1977 ylna sekiz cilt olarak yaymlad XIII. yzyldan beri tarih Trkiye Trkesiyle yazlm kitaplardaki kelimeleri ierir. Eser, yine 8 cilt olarak 2009 ylnda yeniden yaymlanmtr. 5. Derleme Szl Trkiye Trkesi azlarndan derlenmi kelimeleri ieren Derleme Szl daha nce 12 cilt hlinde, 2009 ylnda ise 6 cilt hlinde birletirilmi ve tpkbasm yaplmtr. Trkenin sz varln veri tabanna aktarma almasnn bir paras olarak Derleme Szl de Genel A ortamna aktarlmtr. 6. Kii Adlar Szl Erkek ve kz adlarnn eitli kaynaklardan taranmasyla hazrlanm bir szlktr. 2011 yl itibariyle szlkte 3612 kz, 7230 erkek olmak zere toplam 10842 ad bulunmaktadr. 7. Terim szlkleri Trkenin bilim dili olarak daha da gelitirilmesi amacyla Trk Dil Kurumu, kuruluundan bu yana bilim terimleri zerinde almalar yrtmektedir. Trkenin btn sz varln bir veri tabanna aktarma almasnn bir paras olan Bilim ve Sanat Terimleri Ana Szl, Trk Dil Kurumunun kuruluundan bu yana yaymlad terim szlkleri ile yakn dnemde kurulan eitli terim alma gruplarnda hazrlanan terim szlklerinden olumaktadr. TDK'nin terim almalarnda nc, Atatrk'tr. Askerlik terimlerini treten Atatrk, matematik ve geometri terimlerinin tretilmesi almalarna bizzat katlm ve trettii terimlerle yeni bir geometri kitab yazmtr. Trke terim almalarna nclk etmesi dolaysyla Geometri kitabndaki terimler iinde getii cmle ile birlikte szlk veri tabanna aktarlarak aratrclarn kullanmna sunulmutur. u anda veri tabannda, geometri bata olmak zere Trk Dil Kurumunun yaymlad ve hazrlamakta olduu terim szlklerinde yer alan 185.332 terim bulunmaktadr. 8. Trk Leheleri Szl Trk Dil Kurumunun Kltr ve Turizm Bakanl ile Ahmet Yesevi niversitesinin i birlii ile gerekletirdii Trk Leheleri Szl yazlm Trk leheleri arasnda karlklar klavuzu olarak hazrlanmtr. 1991 ylnda Kltr Bakanl tarafndan yaymlanan Karlatrmal Trk Leheleri Szl adl eserin veri tabanna aktarlmasndan oluan bu almada Trkiye Trkesi ile birlikte Azerbaycan, Bakurt, Kazak, Krgz, zbek, Tatar, Trkmen ve Uygur lehelerinin sz varlndan seilmi szler bulunmaktadr. u anda 75.000 sz varlnn bulunduu bu karlklar klavuzu, Kurumumuzun yrtt Trk Leheleri ve iveleri Szl ve Grameri Saha Aratrma Projesi kapsamnda hazrlanan szln de katlmyla Trk lehelerinin en kapsaml szl ortaya konulmu olacaktr.

259

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

9. Trkede Bat Kkenli Kelimeler Szl Trk Dil Kurumu, Trkedeki Bat Kkenli Kelimeler Szln 12 Temmuz 2007 tarihinden itibaren Genel A ortamnda kullanma sunmutur. 10. Trkiye Trkesi Azlar Szl Trk Dil Kurumunun yaymlam olduu Derleme Szl'nn katklarla gelitirilerek yaklak 232.000 sz varlndan oluan biimi Trkiye Trkesi Azlar Szl, 25 Mart 2008 tarihinden itibaren Genel A ortamnda kullanma sunulmutur. Bunun yan sra Ataszleri ve Deyimler Szl, Trkede E ve Yakn Anlaml Kelimeler Szl, Resimli Okul Szl, lkretim Okullar in Trke Szlk ve Osmanl Trkesi Szl gibi szlk almalar; Trkiye Trkesinin Tarih Szlkleri gibi projeler de Trk Dil Kurumunun devam eden almalar arasndadr. Cumhuriyetin kuruluundan bugne birok kurum, kurulu ve ahs eitli szlkler yaymlamlardr. Bu almalarn hepsini Trkeye yaplan ok byk hizmetler olarak deerlendirmek gerekir. Tespit edebildiimiz kadaryla Cumhuriyet dneminde yaplan ilk szlk almas 1945 ylnda yaplmtr. Bu tarihten sonra yaymlanan szlk almalar ile bu almalar yapan kurum ve kiiler yledir: 5. Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar 5.1. 1945-1949 yllar Arasnda Yaymlananlar TDK (1945), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 669 sayfa. Perek, Faruk Zeki (1946), Latince-Trke Szlk, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 112 sayfa. Okugil, K.M. Vasf (1948), Telaffuzlu ngilizce-Trke Okul Lugati, stanbul: Kanaat Kitabevi, 942 sayfa. 5.2. 1950-1959 Yllar Arasnda Yaymlananlar Amerikan Bord Neriyat Dairesi (1950), Yeni Redhouse Lugati ngilizce-Trke, stanbul: Amerikan Bord Neriyat Dairesi, 1196 sayfa. Perek, Faruk Zeki (1952), zahl Latince-Trke Szlk, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yay., 376 sayfa. Sinanolu, Suat (1953), Yunanca-Trke Szlk, Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi, ADTCF Yaynlar, 374 sayfa. Aakay, M. Ali (1955), Trke Szlk, 2.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 828 sayfa. Aakay, M. Ali (1959), Trke Szlk, 3.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 856 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1959), Byk Osmanlca-Trke Szlk, Geniletilmi 3.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 780 sayfa. 5.3. 1960-1969 Yllar Arasnda Yaymlananlar Nabi, Yaar (1961), Klavuz Szlk: Osmanlca-Trke / Trke-Osmanlca Szlk, stanbul: Varlk Yaynevi, 166 sayfa. Aakay, M. Ali (1962), Franszca-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 632 sayfa. Develliolu, Ferit (1962), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lugat, Ankara: Dou Matbaas, 1440 sayfa.

260

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Ediskun, Haydar ve Drder, Baha (1963), Trke Konuan Szlk: Ortaokullar in, stanbul: Remzi Kitabevi, 672 sayfa. Demiray, Kemal ve Alaylolu, Ruen (1964), Ansiklopedik Trke Szlk, stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri, 590 sayfa. Aakay, M. Ali (1966), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 808 sayfa. TDK (1966), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 808 sayfa. Alkm, Bahadr ve dierleri (1968), Redhouse Yeni Trke-ngilizce Szlk, 1.bs., stanbul: Redhouse Yaynevi, 1292 sayfa. Kocabay, Yaln (1968), Trke-Franszca Byk Szlk, Ankara: Banur Matbaas, 828 sayfa. Tulac, Pars (1968), Byk Franszca-Trke Szlk, stanbul: Pars Tulac Yaynlar, 825 sayfa. Amerikan Bord Neriyat Dairesi (1969), Yeni Redhouse Lugati ngilizce-Trke, 7.bs., stanbul: Amerikan Bord Neriyat Dairesi, 1214 sayfa. TDK (1969), Trke Szlk, Gzden Geirilmi 5.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 832 sayfa. 5.4. 1970-1979 Yllar Arasnda Yaymlananlar Develliolu, Ferit (1970), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lugat: Eski ve Yeni Harflerle, 2.bs., Ankara: Dou Matbaas, 1440 sayfa. z, Fahir (1971), ngilizce-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 416 sayfa. Moran, A.Vahid (1971), Trke-ngilizce Szlk, stanbul: Milli Eitim Basmevi, 1368 sayfa. Olgun, brahim ve Drahan, Cemit (1970), Trke-Farsa Szlk, stanbul: Yeni Zamanlar Datm, 536 sayfa. Pskllolu, Ali (1971), z Trke Szlk, 2.bs., Ankara: Bilgi Yaynevi, 381 sayfa. Arkan, Necmettin (1972), Telaffuzlu ve Bol rnekli 50.000 Kelimeli Yeni ngilizce-Trke Szlk, stanbul: R. Zaimler Kitabevi, 1248 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1972), Osmanlca-Trke Szlk, 1.bs., Ankara:Bilgi Yaynevi, 863 sayfa. zn, Nijat (1972), Telaffuzlu Franszca-Trke Szlk, Geniletilmi Yeni Basm, stanbul: Remzi Kitabevi, 541 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1973), Byk Osmanlca-Trke Szlk, 5.bs., stanbul: nklap ve Aka Kitapevleri , 808 sayfa. Pnar, Reha (1973), Trke-ngilizce Szlk, stanbul: Remzi Kitabevi, 448 sayfa. Aydn, Mkerrem (1974), Franszca-Trke Telaffuzlu Szlk, stanbul: Fono Yaynlar. Pskllolu, Ali (1975), z Trke Szlk, 2.baskdan tpk basm, Ankara: Bilgi Yaynevi, 381 sayfa. Sara, Tahsin (1976), Byk Franszca-Trke Byk Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1379 sayfa. Kemal Demiray ve dierleri (1977), Resimli Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 685 sayfa. TDK (1977), Resimli Trke Szlk, 5.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 685 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1979), Byk Osmanlca-Trke Szlk, 6.bs., stanbul:nklap ve Aka Kitapevleri, 928 sayfa. Pskllolu, Ali (1979), z Trke Szlk, 6. bs., Ankara: Bilgi Yaynevi, 433 sayfa. TDK (1979), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 893 sayfa. Yalt, A.Rza (1979), ada Franszca-Trke Szlk, stanbul: Remzi Kitabevi, 1039 sayfa.

261

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

5.5. 1980-1989 Yllar Arasnda Yaymlananlar Agui, Kurti (1980), Trke-Srpa / Srpa-Trke Szlk, stanbul: Tekin Yaynevi, 381 sayfa. Pskllolu, Ali (1980), ada Trke Szlk, Ankara: Maya Matbaaclk Yaynclk, 886 sayfa. Alkm, Bahadr ve dierleri(1981), Redhouse Yeni Trke-ngilizce Szlk, 5.bs., stanbul: Redhouse Yaynevi, 1292 sayfa. Demiray, Kemal (1981), Trke Szlk, ilaveli 3.bs., stanbul: nklap ve Aka Kitabevleri, 758 sayfa. Doan, Mehmet (1981), Byk Trke Szlk, Ankara: Vadi Yaynlar,1424 sayfa. Aakay, M. Ali (1981), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 893 sayfa. Doan, Mehmet D.(1981), Byk Trke Szlk: Trke, Osmanlca Yabanc Dillerden Trkeye Geen ve En ok Kullanlan Kelimeler, Ankara: Birlik Yaynlar, 1088 sayfa. Aakay, M. Ali (1982), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 893 sayfa. Demiray, Kemal (1982), Temel Trke Szlk, stanbul: nklap ve Aka Kitabevleri, 1133 sayfa. Pskllolu, Ali (1982), z Trke Szlk, 7. bs., Ankara: Turhan Kitabevi, 575 sayfa. TDK (1983), Trke Szlk, Geniletilmi 7.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1353 sayfa. TDK (1983), Yeni Tarama Szl, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 476 sayfa. Olgun, brahim (1984), Farsa-Trke Szlk, Ankara: Elhan Kitabevi, 536 sayfa. Sak, Ziya (1984), Resimli ngilizce-Trke Szlk , [yaym yeri belli deil] :ngilizce retim Yaynlar, 526 sayfa. Bilgi Yaynevi (1985), Osmanlca-Trke Szlk, Ankara: Bilgi Yaynevi, 529 sayfa. Moran, A.Vahid (1985), Byk Trke-ngilizce Szlk, Gzden Geirilmi Geniletilmi 1.bs, stanbul: Adam Yaynlar, 1073 sayfa. Pskllolu, Ali (1985), ada Trke Szlk, 2. bs., stanbul: Milliyet, 886 sayfa. Metin Akar ve dierleri (1986), Temel Trke Szlk, stanbul: Tercman, 1532 sayfa. Pskllolu, Ali(1986), z Trke Szlk, Geniletilmi 8. bs., stanbul: ada Yaynlar, 590 sayfa. Redhouse (1986), Redhouse Yeni Trke-ngilizce Szlk, 8.bs., stanbul: Redhouse Yaynevi, 1292 sayfa. Tan, Asm (1986), talyanca-Trke Byk retici Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 1824 sayfa. Demiray, Kemal (1987), Temel Trke Szlk, 2.bs., stanbul: nklap Kitabevi , 1133 sayfa. Dergh Yaynlar (1987), Telaffuzlu Trke-Arapa Szlk, stanbul: Dergh Yaynlar, 248 sayfa. Milliyet (1987), Telaffuzlu Franszca-Trke Yeni Szlk, stanbul: Milliyet, 316 sayfa. Demiray, Kemal (1988), Temel Trke Szlk, 5.bs., stanbul: nklap Kitabevi , 760 sayfa. Kut, nci(1988), spanyolca-Trke / Trke- spanyolca Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 235 sayfa. Steuerwald, Karl (1988), Almanca-Trke Szlk, 1.bs., stanbul: ABC Kitabevi, 669 sayfa. TDK (1988), Trke Szlk, Geniletilmi Yeni Basm, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1679 sayfa.

262

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

ABC Kitabevi (1989), Yunanca-Trke / Trke-Yunanca Szlk, Ankara: ABC Kitabevi, 431 sayfa. Demirci, Muharrem (1989), Japonca-Trke Szlk, stanbul: ABC Kitabevi, 493 sayfa. Kavas, Yakup (1989), Okullar in Trke Szlk, stanbul: tken Neriyat, 566 sayfa. Moran, A.Vahid (1989), Byk Trke-ngilizce Szlk, Geniletilmi 3.bs, stanbul: Adam Yaynlar, 1073 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1989), Byk Osmanlca-Trke Szlk, 8.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 928 sayfa. Trpon, Grup (1989), Sper Pratik Japonca Dil Reetesi ve Trke-Japonca Szlk (2 cilt), stanbul: Sosyal Yaynlar, 337 sayfa. nl, Mahir (1989), Yabanc Karlkl E ve Yakn Anlaml z Trke Szlk, 2. bs., stanbul: nklap Kitabevi, 337 sayfa. 5.6. 1990-1999 Yllar Arasnda Yaymlananlar Arkan, Necmettin (1990), Altn Szlk ngilizce-Trke Szlk, 3. bs., stanbul: Altn Kitaplar, 887 sayfa. Arkan, Necmettin (1990), Altn Szlk Trke-ngilizce Szlk, Geniletilmi Yeni Basm, stanbul: Altn Kitaplar, 491 sayfa. Bilgi Yaynevi (1990), Osmanlca-Trke Szlk, Ankara: Bilgi Yaynevi, 530 sayfa. Demiray, Kemal (1990), Temel Trke Szlk, 2.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 1007 sayfa. Mazlum, Mustafa (1990), Trke-ngilizce Szlk, stanbul: Milliyet, 448 sayfa. Milliyet (1990), Byk Trke-Franszca Szlk, Milliyet, 527 sayfa. Milliyet (1990), Trke-Almanca Szlk, Milliyet, 391 sayfa. Taolu, Ylmaz(1990), lkokullar in Trke Szlk, stanbul: Risale Yaynlar, 388 sayfa. Dil Dernei (1991), renciler in Trke Szlk, 1.bs., Ankara: Dil Dernei Yaynlar, 664 sayfa. Ercilasun, Ahmet Bican (1991), Karlatrmal Trk Leheleri Szl I, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 1183 sayfa. Ercilasun, Ahmet Bican (1991), Karlatrmal Trk Leheleri Szl II, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 502 sayfa. Hrriyet (1991), Hrriyet Trke Szlk, stanbul: Hrriyet, 365 sayfa. Tulac, Pars (1991), Byk Trke-Franszca Szlk, 4.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 825 sayfa. elikkran, M. Yasin (1992), erkese-Trke Szlk, stanbul: Chiviyazlar Yaynevi, 196 sayfa. Dergh Yaynlar (1992), Lise ve Dengi Okullar in Trke Szlk, stanbul: Dergh Yaynlar, 572 sayfa. Grn, O. A. (1992), Trke-Franszca Szlk, stanbul: nklp Kitabevi, 596 sayfa. lm Neriyat (1992), Trke-Kazaka Szlk, stanbul: lmi Neriyat, 286 sayfa. TDK (1992), Trke Szlk, Yeni Basm, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1679 sayfa. Yein, Abdullah ve dierleri (1992), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Byk Lugat, stanbul: TRDAV, 1081 sayfa. Ylmaz, lter (1992), talyanca-Trke Szlk ve talyanca Fiiller, stanbul: Trkmen Kitabevi, 520 sayfa.

263

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

ankaya, Birsel ve Bayram, Ali (1993), Fince-Trke / Trke-Fince Cep Szl, stanbul: Fono Akretim Kurumu Yaynlar, 415 sayfa. Develliolu, Ferit(1993), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lugati (Eski ve Yeni Harflerle), 11.bs., Ankara: Aydn Kitabevi, 1195 sayfa. Kanar, Mehmet (1993), Byk Trke-Farsa Szlk, stanbul: Birim Yaynclk, 528 sayfa. Metro-Longman Yaynlar (1993), Longman-Metro Byk ngilizce-Trke /Trke-ngilizce Szlk, stanbul: Metro-Longman, 1762 sayfa. zen, Yaar (1993), Almanca-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar. Polsko Turecki, Slownik ve Ser, Aydn (1993), Lehe-Trke Szlk, Ankara: Bakent Yaynlar, 530 sayfa. Alova, Erdal ve Kabaaa, Sina (1994), Ltince-Trke Szlk, stanbul: Sosyal Yaynlar, 649 sayfa. Baskakov, N.A. ve dierleri (1994), Byk Rusa-Trke Szlk, stanbul: Multilingual Yabanc Dil Yaynlar, 950 sayfa. Berdak,Yusuf (1994), Szlk: zbekistan Trkesi-Trkiye Trkesi / Trkiye Trkesi-zbekistan Trkesi, stanbul: Trk Dnyas Aratrmalar Vakf, 417 sayfa. Demiray, Kemal (1994), Temel Trke Szlk, 3.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 1008 sayfa.. Korkmaz, Aladdin ve Korkmaz, Mjgn (1994), lkokullar in rnekli Trke Szlk, Ankara: TDV Yaynlar, 493 sayfa. Parlatr, smail ve dierleri (1994), Trk Dil Kurumu Okul Szl, Ankara: Trk Dil Kurumu Basmevi, 864 sayfa. Pskllolu, Ali (1994), Arkada Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 1215 sayfa. Pskllolu, Ali (1994), z Trke Klavuzu Yabanc Szcklere Trke, Trke Szcklere Yabanc Karlklar, Ankara: Arkada Yaynevi, 209 sayfa. Pskllolu, Ali (1994), z Trke Szlk, Geniletilmi 11.bs., Ankara: Arkada Yaynevi, 600 sayfa. Sara, Tahsin (1994), Byk Franszca-Trke Szlk, 5.bs., stanbul: Adam Yaynlar, 1492 sayfa. Demiray, Kemal ve Alaylolu, Ruen (1995), Ansiklopedik Trke Szlk, stanbul: nklp Kitabevi, 760 sayfa. Doan, Ahmet (1995), Osmanlca-Trke Szlk, Ankara: Aka Yaynlar, 608 sayfa. MEB (1995), rnekleriyle Trke Szlk, 4 Cilt, stanbul: Milli Eitim Bakanl Yaynlar. zn, Mustafa Nihat (1995), Kk Osmanlca-Trke Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 853 sayfa. Pskllolu, Ali (1995), Ortaokullar in Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynlar, 630 sayfa. Pskllolu, Ali (1995), Trke Szlk, stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 1696 sayfa. Tekin, Talat ve dierleri (1995), Trkmence-Trke Szlk, Ankara: Simurg Yaynlar, 725 sayfa. Tulac, Pars (1995), Okyanus: Ansiklopedik Trke Szlk, 8.bs., stanbul: ABC Kitabevi. Vasilie, V.Yuriy (1995), Trke-Sahaca (Yakuta) Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 312 sayfa Bac, Rza (1996), Okullar in Trke Szlk, zmir:Nil Yaynlar, 464 sayfa. Ceylan, Emine (1996), uva Ataszleri ve Deyimleri uvaca-Trke / Trke-uvaca Szlk, Ankara: Simurg Yaynclk Demiray, Kemal (1996), Temel Trke Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 1133 sayfa. Doan, D.Mehmet (1996), Byk Trke Szlk, 11.bs., stanbul:Yeni afak Yaynlar, 1169 sayfa.

264

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Ordulu, M. Akif (1996), lk Trke Szlk lkretim Birinci Kademe in, stanbul: Erdem Yaynlar, 557 sayfa. zdemir, Hikmet ve Cebeci, Suat (1996), Arapa-Trke Szlk, Ankara: Aka Yaynlar, 496 sayfa. Pskllolu, Ali (1996), ada Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 627 sayfa. Steuerwald, Karl (1996), Almanca-Trke Szlk, stanbul: ABC Kitabevi, 669 sayfa. Demiryan, Raffi (1997), talyanca-Trke Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 630 sayfa. Develliolu, Ferit (1997), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lugat: Eski ve Yeni Harflerle, (Yay. Haz: A.S. Gneyal), 14. bs., Ankara: Aydn Kitabevi, 1195 sayfa. Ganiyev, Fuat ve dierleri (1997), Tatarca-Trke Szlk, Kazan: nsan, 496 sayfa. Kuu, Hseyin (1997), Altn Trke Szlk(Lise), stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi, 528 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1997), Byk Osmanlca-Trke Szlk, 8.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 928 sayfa. Par, Arif Hikmet (1997), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Trke Szlk, stanbul: Serhat Kitap Yayn, 536 sayfa. Pskllolu, Ali(1997), ada Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 1215 sayfa. Pskllolu, Ali (1997), lkretim Trke Szlk (6, 7, 8. snflar iin), Ankara: Arkada Yaynevi, 551 sayfa. alan, mer (1998), Resimli ngilizce-Trke Szlk, stanbul: Genda Kltr Yaynlar, 621 sayfa. smail Parlatr ve dierleri(1998), Trke Szlk, 9.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 2522 sayfa. Parlatr, smail(1998), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar. TDK (1998), Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar. U, Tayyibe ve dierleri (1998), Trke Szlk, Ankara: Dil Dernei Yaynlar. Yaman, Erurul (1998), zbek Trkesi-Trkiye Trkesi/ Trkiye Trkesi-zbek Trkesi Karlklar Klavuzu, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 287 sayfa. Aakay, M.Ali (1999), Trke Szlk, 2.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 828 sayfa. Atalay, Hamit (1999), ngilizce-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar. Baskakov N.A. ve Tosakova T.M. (1999), Altayca-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 266 sayfa. Bayram, Ali ve Stolotneya, Galina (1999), Fono Modern Rusa-Trke, Trke-Rusa Szlk, stanbul: Fono Yaynlar, 768 sayfa. Doan, Ahmet (1999), Osmanlca-Trke Szlk, 2.bs., Ankara: Aka Yaynlar, 736 sayfa. Gne, Eve ve Schoonen, G.T.H. (1999), Hollandaca-Trke / Trke Hollandaca Szlk, stanbul: Alfa Basm Yayn, 499 sayfa. Grsoy Naskali, Emine ve Duranl, Muvaffak (1999), Altayca-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 266 sayfa. Kartal, Numan (1999), Aklamal Trke Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 572 sayfa. Kktrk, Kemal (1999), Yeni Trke Szlk-lkretim, stanbul: nklap Kitabevi, 488 sayfa. zn, Mustafa Nihat (1999), lkretim Okullar in ada Szlk, stanbul:nklap Kitabevi, 572 sayfa.

265

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

Pskllolu, Ali (1999), ada Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 1452 sayfa. Pskllolu, Ali (1999), z Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 776 sayfa. Redhouse(1999), Redhouse Trke/Osmanlca-ngilizce Szlk , 17.bs., stanbul: Sev Matbaaclk , 1370 sayfa. Sara, Tahsin (1999), Byk Franszca-Trke Szlk, stanbul: Adam Yaynlar, 1076 sayfa. Yurt, Zafer (1999), Resimli rnekli Trke Szlk, stanbul: Nurdan Yaynlar, 424 sayfa. 5.7. 2000-2007 Yllar Arasnda Yaymlananlar Akda, Ayta ve Sekin, Hidayet (2000), Yeni Trke Szlk, stanbul: lkretim Bahar Kitaplar, 511 sayfa. Altn Kitaplar (2000), ngilizce-Trke Szlk, stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi, 384 sayfa. Altn Kitaplar (2000), Trke Altn Szlk, stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi, 304 sayfa. Kuu, Hseyin (2000), Altn Trke Szlk ve mla Klavuzu, stanbul: Altn Kitaplar Yaynevi, 304 sayfa. MEB (2000), rnekleriyle Trke Szlk, 4 cilt, Ankara: Milli Eitim Bakanl Yaynlar, 3337 sayfa. Parlatr, smail ve dierleri (2000), Okul Szl, 2.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1124 sayfa. Pskllolu, Ali (2000), lkretim Trke Szlk (6, 7, 8. snflar iin), Ankara: Arkada Yaynevi, 626 sayfa. Szer, Vural (2000), Ataszleri Szl, stanbul: Epsilon Yaynlar, 271 sayfa. Ulusoy, Zafer (2000), Almanca Modern Szlk Almanca-Trke /Trke-Almanca Szlk, stanbul: Fono Yaynlar, 912 sayfa. Akdoan, Asuman ve Nakip, Mahir (2001), Aklamal letme Terimleri Szl, stanbul: Literatr Yaynlar, 326 sayfa. Alfa Basm Yayn (2001), lkretim Trke Szlk, stanbul: Alfa Basm Yaym, 504 sayfa. Claidze, Lia (2001), Trke-Grcce / Grcce-Trke Szlk, 2 cilt, stanbul: Grcistan Bilimler Akademisi, 1543 sayfa. ankaya, Birsen ve Gonzalez, Jose R. (2001), spanyolca-Trke / Trke-spanyolca Szlk, stanbul: Fono Akretim Kurumu Yaynlar, 558 sayfa. Pskllolu, Ali (2001), renciler in Trke Szlk, stanbul: 1352 sayfa. Tan, Asm (2001), Trke-talyanca Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 1366 sayfa. Turgut, Harun (2001), Zazaca-Trke Szlk, stanbul: Peri Yaynlar, 336 sayfa. Baykara, Ouz (2002), Temel Japonca-Trke Szlk, Ankara:Ayra Yaynevi, 1960 sayfa. Baykara, Ouz (2002), Temel Japonca-Trke Szlk, 1.bs., Ankara: Ayra Yaynevi, 951 sayfa. Bayrak, M. Faruk (2002), Alfa Szlk Almanca-Trke/ Trke-Almanca Szlk, stanbul: Alfa Basm Yaym Datm, 788 sayfa. Cihan Yaynlar (2002), Osmanlca-Trke Szlk, stanbul: Cihan Yaynlar, 491 sayfa. Doan, Ahmet (2002), Trke Szlk: lkretim iin, Ankara: Aka Yaynlar, 608 sayfa. Gltekin, Mevlt ve Yolda, M. Asf (2002), Afganistan zbekesi-Trke Szlk, Ankara: Nobel Yaynlar, 247 sayfa.

266

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Kumkale, Rknettin (2002), Aklamal Muhasebe Terimleri Szl, stanbul: Literatr Yaynlar, 320 sayfa. Pskllolu, Ali (2002), Trke Szlk, Gncellenmi 4.bs., Ankara: Doan Kitap, 1696 sayfa. Aksoy, Azmi (2003), Yunanca-Trke / Trke-Yunanca Szlk, 1.bs., Alfa Basm Yaym Datm, 1370 sayfa. Alfa Yayn Grubu (2003), Byk ngilizce-Trke /Trke-ngilizce Szlk, stanbul: Alfa Yaynlar, 1079 sayfa. Alova, Erdal ve Kabaaa, Sina (2003), Latince-Trke/ Trke-Latince Szlk, stanbul: Sosyal Yaynlar, 650 sayfa. ankaya, Birsen ve Barlas, Nevin (2003), talyanca-Trke / Trke-talyanca Modern Szlk, stanbul: Fono Yaynlar, 866 sayfa. Doan, Mehmet D. (2003), Doan Byk Trke Szlk: Trke, Osmanlca Yabanc Dillerden Trkeye Geen ve En ok Kullanlan Kelimeler, Ankara: Vadi Yaynlar, 1452 sayfa. Hrmzl, Habib (2003), Kerkk Trkesi Szl, stanbul: Kerkk Vakf, 383 sayfa. Kartal, Numan (2003), Aklamal Trke Szlk, Ankara: nklap Kitabevi, 671 sayfa. Kklgiller, Ahmet ve dierleri (2003), Trke Szlk, stanbul: Milliyet, 638 sayfa. Pskllolu, Ali (2003), Arkada Trke Szlk, 4.bs., Ankara: Arkada Yaynevi, 1121 sayfa. Pskllolu, Ali (2003), Resimli Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynlar, 1352 sayfa. TDK (2003), Moolca-Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1769 sayfa. Vardar, Berke (2003), Aklamal Dilbilim Terimleri Szl, stanbul: Multilingual Yabanc Dil Yaynlar, 227 sayfa. Akyaz, Aydn (2004), renciler in Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 594 sayfa. Aslan, Mehmet (2004), Rusa Standart Szlk Rusa-Trke Szlk / Trke-Rusa, stanbul: Fono Yaynlar, 649 sayfa. Cengiz, Metin ve Cengiz, Mnevver (2004), lkretim Trke Szlk, stanbul: Kare Yaynlar, 640 sayfa. Dil Dernei (2004), renciler in Trke Szlk, Geniletilmi 2.bs., stanbul: Tudem Kltr Yaynlar, 776 sayfa. Engin Yaynlar (2004), Trke Szlk, Ankara: Engin Yaynevi, 716 sayfa. Evdokimovna, Tamara (2004), Rusa Temel Szlk Rusa-Trke / Trke-Rusa, stanbul: Multilingual Yaynlar, 725 sayfa. Fono Yaynlar (2004), Franszca-Trke niversal Szlk, stanbul: Fono Yaynlar, 732 sayfa.. Fono Yaynlar (2004), Franszca-Trke niversal Szlk, stanbul: Fono Yaynlar, 836 sayfa. Fono Yaynlar (2004), ngilizce Byk Szlk (ngilizce-Trke / Trke-ngilizce ), 1.bs., stanbul: Fono Yaynlar, 1740 sayfa. Gltek, Vedat (2004), Rusa-Trke Szlk: 61.000 szck, Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar, 1960 sayfa. Gney, Salih (2004), Aklamal Ynetim-Organizasyon ve rgtsel Davran Terimler Szl, Ankara: Siyasal Kitabevi, 348 sayfa. rs, Derya ve dierleri (2004), Osmanlca-Trke Szlk, Ankara: Gn Yaynclk, 529 sayfa. Papatya Yaynlar (2004), Yeni Trke Szlk, stanbul: Papatya Yaynlar, 460 sayfa. Pskllolu, Ali (2004), Trke Szlk, 7.bs., Ankara: Arkada Yaynevi, 1533 sayfa.

267

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

Pskllolu, Ali (2004), Trke Szlk, Ankara: Doan Kitap, 1696 sayfa. Pskllolu, Ali (2004), Resimli Trke Szlk, Ankara: Arkada Yaynevi, 148 sayfa. Toven, Mehmet Bahaettin (2004), Trke Lugat, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1210 sayfa. Tudem Yaynlar (2004), renciler in Trke Szlk, stanbul: Tudem Eitim Hizmetleri, 776 sayfa. Tlek, Ahmet (2004), Ataszleri ve Deyimler Szl, Ankara: Aka Yaynlar, 364 sayfa. nl, Mahir (2004), Yabanc Karlkl Trke Szlk, 1.bs., stanbul: nklap Kitabevi , 460 sayfa. Ak Bilsev ve Trkan Memet (2005), Trke Szlk, stanbul: Genda Kltr Yaynlar, 895 sayfa. Ardananc, Ertan (2005), ngilizce-Trke Szlk, stanbul: Farkl Yaynclk, 268 sayfa. Arkolu, Ekrem (2005), rnekli Hakasa-Trke Szlk, Ankara: Aka Yaynlar, 558 sayfa. Ayverdi, lhan (2005), Misalli Byk Trke Szlk (3 cilt), stanbul: Kubbealt Neriyat, 7046 sayfa. Bu Yaynlar (2005), lkretim yeni Trke Szlk, stanbul: Bu Yaynevi, 512 sayfa. Cumakunova, Glzira (2005), Trke-Krgzca Szlk: 50.000 kelime, Bikek: Krgzistan-Trkiye Manas niversitesi, 999 sayfa. Develliolu, Ferit(2005), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lugat (Eski ve Yeni Harflerle), 22.bs., Ankara: Aydn Kitabevi. Doan, Ahmet (2005), Osmanlca-Trke Szlk, 3.bs., Ankara: Aka Basm Yaym Pazarlama, 736 sayfa. Doan, Mehmet (2005), Byk Trke Szlk, Ankara: Pnar Yaynclk, 685 sayfa. Gldiken, Kadir (2005), Moheg (Trke-Farsa / Farsa-Trke) Szlk, stanbul: Alfa Basm Yayn, 736 sayfa. Gltek, Vedat (2005), Rusa-Trke Szlk, Ankara: Bilim ve Sanat Yaynlar, 650 sayfa. Kanar, Mehmet (2005), Etimolojik Osmanl Trkesi Szl, stanbul: Derin yaynlar, 1024 sayfa. Kara, Selahattin (2005), Resimli Trke Szlk, stanbul: Berk Yaynlar, 442 sayfa. Kavcar, Cahit ve Hengirmen, Mehmet (2005), Trke Szlk, Ankara: Engin yaynevi, 800 sayfa. Koak, Emine (2005), Kelebek Trke Szlk stanbul: Kelebek Yaynevi, 501 sayfa. Kksal, Nilfer (2005), Rusa Standart Szlk Rusa-Trke Szlk / Trke-Rusa Szlk, 1.bs., stanbul: Engin Yaynevi, 536 sayfa. Olgun, brahim ve Drahan, Cemit (2005), Farsa-Trke Szlk, Ankara: Murat Kitap ve Yaynevi, 284 sayfa. Olgun, brahim ve Drahan, Cemit (2005), Trke-Farsa Szlk, Ankara: Murat Kitap ve Yaynevi, 536 sayfa. Redhouse (2005), Redhouse Yeni ngilizce Szl ngilizce-Trke /Trke-ngilizce, 16.bs., stanbul: Sev Matbaaclk ve Yaynclk, 702 sayfa. Tan, Asm (2005), Byk talyanca-Trke retici Szlk, 2.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 1365 sayfa. TDK (2005), Trke Szlk, 10.bs., Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 2244 sayfa. TDK (2005), Trke Szlk:lkretim Okullar in, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 228 sayfa. Uygur, Mualla (2005), lkretim Resimli ngilizce-Trke Szlk, Ankara: Engin Yaynevi, 383 sayfa. Abdullah Yein ve dierleri (2006), Byk Lugat: Osmanlca-Trke Szlk, stanbul: Sebat Yaynlar, 1070 sayfa. Ali Dndar ve dierleri [yaym tarihi belirtilmemi], Trke Szlk, Geniletilmi 2. bs., Tudem Kltr Yaynlar, 776 sayfa.

268

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Balta, hret ve Gkalp, Evrim (2006), lkretim Trke Szlk, stanbul: Bordo Siyah Yaynlar, 580 sayfa. Balta, hret ve Gkalp, Evrim (2006), lkretim Trke Szlk, 2.bs., stanbul: Bordo Siyah Yaynlar, 800 sayfa. Balta, hret ve Gkalp, Evrim (2006), Ortaretim Trke Szlk, stanbul: Bordo Siyah Klasik Yaynlar, 1000 sayfa. Balta, hret ve Gkalp, Evrim (2006), Ortaretim Trke Szlk, stanbul: Bordo Siyah Yaynlar, 3644 sayfa. Bayar, Nevnihal (2006), Aklamal Yeni Kelimeler Szl, Ankara: Aka Yaynlar, 395 sayfa. elikkanat, Didar (2006), Pratik Trke Szlk, Ankara: Gn Yaynclk, 656 sayfa Doan, Kenan (2006), Byk Almanca-Trke Szlk, stanbul: nklap Kitabevi, 760 sayfa. Hansoy, Ferit Namk [yaym tarihi belirtilmemi], Byk Franszca-Trke Szlk, stanbul : nklap Kitabevi, 896 sayfa. Kaya, Korhan (2006), Sanskrit-Trke Szlk, Ankara: mge Kitabevi, 307 sayfa. Maksudolu, Mehmet [yaym tarihi belirtilmemi], Arapa-Trke Szlk, stanbul: FAV Yaynlar, 544 sayfa. Morpa Yaynlar (2006), Trke Szlk: lkretim Okullar in, stanbul: Morpa Kltr Yaynlar, 687 sayfa. Multilingual (2006), Rusa Yeni Szlk Trke-Rusa Szlk, stanbul: Multilingual Yaynlar, 692 sayfa. Nazime Antel ve dierleri [yaym tarihi belirtilmemi], Trke-Osmanlca-ngilizce Szlk Redhouse Szlk, stanbul: Redhouse Yaynlar, 1370 sayfa. zkan, Yldz (2006), Trke Szlk, stanbul: Kare Yaynlar, 664 sayfa. zn, Mustafa Nihat (2006), Kk Osmanlca-Trke Szlk, 7.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 853 sayfa. Pskllolu, Ali (2006), Yeni Bin Yl Szlk Seti (6 cilt), stanbul: Angora Kitapl, 4434 sayfa. TDK (2006), lkretim Okullar in Trke Szlk, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 778 sayfa. Tulac, Pars (2006), Byk Trke-Franszca Szlk, 8.bs., stanbul: nklap Kitabevi, 825 sayfa. Bayram, Blent (2007), uva Trkesi-Trkiye Trkesi Szlk, Konya: Tablet yaynlar. Beneki, erif (2007), lkretim Trke Szlk, stanbul: Damla Yaynevi, 512 sayfa. akcolu, Erdal (2007), lkretim Trke Szlk, stanbul: Yakamoz Yaynevi, 608 sayfa. akcolu, Erdal (2007), Ortaretim Trke Szlk, stanbul: Yakamoz Yaynevi, 712 sayfa. Hengirmen, Mehmet (2007), Deyimler Szl, Ankara: Engin Yaynevi, 608 sayfa. Karol, Sevin ve Suludere Zekiye (2007), Biyoloji Terimleri Szl, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1067 sayfa. Sinanolu, Oktay (2007), Aklamal Fizik, Kimya, Matematik Ana Terimleri Szl, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar, 294 sayfa. Uslu, Mustafa (2007), Ansiklopedik Trk Dili ve Edebiyat Terimleri Szl, stanbul: Yamur Yaynlar, 382 sayfa. 6. Sonu Dil almalarnn en nemlilerinden olan szlk almalar, eitli trde hazrlanmtr. Dildeki mevcut sz varln ortaya koyan szlkler, kelimeleri kkenleriyle ortaya koyan szlkler (etimolojik

269

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

szlkler), Gemiteki kelimeleri gnmz nesillerine aktaran szlkler, ihtiyaca ynelik deiik alanlarda sz varln ortaya koyan szlkler, retim sonucu ortaya kan kelimelere karlk olan kelimeleri ortaya koyan szlkler, retim kademelerine hitap eden szlkler, dil eitim ve retimine ynelik szlkler, eviri ya da tercme faaliyetlerine ynelik olarak hazrlanan szlkler, dil ve leheleri karlatrmaya ynelik szlkler, deiik dil ve leheleri anlamaya ynelik szlkler, bunlardan bazlardr. ounlukla Trkeye ynelik hazrlanan szlkler deiik dillere ynelik olarak da hazrlanmtr. zellikle eviriye ve dil renimine ynelik szlklerin varl nemli bir yekn oluturmaktadr. ngilizce-Trke, Franszca-Trke, Almanca-Trke, Arapa-Trke, Farsa-Trke szlkler oka yaymlanm szlklerdendir. Bunun yan sra, son yllarda Trkeden dier dillere ynelik szlklerin de yaymlanmasnda art grlmektedir: Trke-ngilizce, Trke-Franszca, Trke-Almanca. Bazen de bunlar tek bir szlk ierinde toplanmtr. Trke-ngilizce, ngilizce-Trke Szlk gibi. Deiik bilimlere ait terim szlkleri de nemli almalardandr: Biyoloji terimleri, letme terimleri szlkleri gibi Btn bu almalar sayesinde dil hem korunmakta hem zenginletirilmekte ve gelitirilmektedir. Dier taraftan sz varl ile toplumun kltrn yanstan bu eserler, unutulmu, unutulmaya yz tutmu deerleri de gnmze kadar tamas itibariyle ok nemli kaynaklardr. Szlk almalarnn zor bir i olduu gerektir. Cumhuriyetin ilk yllarnda dil alannda nemli almalar yaplsa da szlk almas anlamnda byk atlmlar yaplamamtr. Trk Dil Kurumunun youn abalar sonucunda ilk szlk almasnn 1945te yaplmasyla beraber szlk almalar da hz kazanmtr. zellikle 1970li yllardan sonra szlk almalarnda belirgin bir art grlm ve bu, yldan yla artmtr. 1980li yllardan sonra szlk almalar daha da younluk kazanm; yle ki ayn ylda ok sayda szlk yaymlanm; baz szlkler ayn yl ierisinde birden fazla bask yapmtr. Kurumlar tarafndan hazrlanan szlklerin says da azmsanmayacak kadar oktur. Yabanc dil reniminin yaygnlamas ile karlatrmal szlk almalarnda byk bir art grlm; bu szlkler de ksa zamanda bask saylarn artrmtr. Trk Cumhuriyetlerinin bamszlklarn kazanmasyla szlk almalarnda yeni bir alan alm ve Trk leheleriyle ilgili ok sayda szlk art arda yaymlanmaya balamtr. Ali Pskllolu, Mustafa Nihat zn, Mehmet D. Doan, Ahmet Doan, Kemal Demiray, M. Ali Aakay, Mehmet Kanar gibi isimler szlklk tarihimize adlarn sayszca yazdrmlar ve bu ynleriyle ne kmlardr. Redhouse, Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lgat, Trke Szlk (TDK) gibi szlkler defalarca bask yapmtr.

270

Say 31 Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Aralk 2011 Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi

Yaplan almalar yeni almalarn bir balangc grp, yaplanlarla yetinmemek dilin zenginliine zenginlik katacaktr. Bunun iin de, Trk dilinin korunmas ve zenginletirilmesi konusunda Atatrkn dedii gibi btn kurumlarn ve kiilerin hassas olmas ve zveriyle almas gerekir. KAYNAKA Akkuak, Osman (2007), Trke'nin en byk szl: 246000 kelime, Yeni afak Gazetesi, 1 Temmuz 2007, http://yenisafak.com.tr/yazarlar Boz, E. (2006), Szlk ve Szlklk Sorunlar, Tartmalar ve neriler, Trkenin ada Sorunlar, stanbul: Divan Yaynevi, 9-46. Bler, Tuncay (2006), Trke Szlk (TDK) ile rnekleriyle Trke Szlk (MEB) Karlatrma Denemesi, Sosyal Bilimler Aratrmalar Dergisi, 1, (2006): 101-118 http://kitap.antoloji.com/kategori http://www.idefix.com/kitap http://www.kitapyurdu.com/kitap http://www.tdk.org.tr/TR/Genel laydn, H. (1953), Szlklerimize Dair, Trk Dili, Aralk, 27: 127-132. Kocaman, A. (1998), Dilbilim, Szlk, Szlklk, Kebike 6: 111-113. MEB (1995-1196), rnekleriyle Trke Szlk (1 ve 2. ciltler 1995, 3 ve 4. ciltler 1996) Ankara: MEB Yaynlar. TDK (2005), Trke Szlk (2005), Ankara: TDK Yaynlar. Uzun, L. (1999), 1945ten Bu Yana Trke Szlkler, Kebike 7-8: 53-57. Uzun, N. E. (2003), Modern Dilbilim Bulgular Inda Trke Szle Bir Bak, Dil ve Edebiyat Aratrmalar Sempozyumu 2003, Mustafa Canpolat Armaan (Yaymlayanlar: Aysu Ata, Mehmet lmez), Ankara: 281-293. Yeti, K. (2005), Atatrk ve Trk Dili , 3 cilt, Ankara: Trk Dil Kurumu Yaynlar. Zlfikr H. (2008), Szlklerin Teknik zellikleri ve Dil Bilgisi almalarnda Szlklerden Yararlanmak zerine, Trk Dili, Say: 681.

271

Halit DURSUNOLU

Say 31 Aralk 2011

272

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

IRAK TRKMENLER
Mehmet KAYIRAN Eskiehir Osmangazi niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Tarih Blm Selami SAYGIN Eskiehir Osmangazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits ZET: Bat Trklerinin yerletii yerlerden birisi de Kuzey Iraktaki Musul Vilayeti dier ad ile Trkmenelidir. Trkler buraya Emeviler ve Abbasiler dneminde gruplar halinde getirilip yerletirilmitir. Byk Seluklu ve Osmanl Devleti zamannda ise daha byk gruplar halinde ve fatihler olarak bu blgeye gelmeye yerlemeye devam etmilerdir. Mondros Mtarekesinden sonra ise Trkmeneli, ngiliz igaline uramtr. Trkiye bu igali kabul etmemitir. ki lke arasnda bir Musul Sorunu kmtr. Lozan Antlamasnda ise Musul kapsam d tutulmutur. Ankara Antlamas ile Musul, Trkmeneli blgesi Irak snrlar iinde kalmtr. Antlama da Trkmenler, kurucu asli unsur saylmadklar gibi aznlk ta saylmamtr. Bylece Trkmenler, ulusal yasa ve uluslararas antlamalara gre korunma hakkndan yoksun kalmtr. Trkmeneli 1950lere kadar daha ok Araplar tarafndan bu tarihten sonra ise hem Araplarn hem de Krtlerin youn iskanna ve saldrsna almtr. Irakn ABD tarafndan 2003te igal edilmesinden sonra ise bu igal ve saldrlar artmtr. Trkmenler bir beka sorunu ile kar karyadr. ABSTRACT: One of the places where Western Turks have settled is Mosul province or Trmeneli in other word. Turks have brought in groups and located here in Ummayad and Abbasid period. They have also gone on coming and settling on this area in bigger groups as conquerors in the Great Seljuk and Otoman periods. After Mondros Armistice Trkmeneli has been invaded by English. Turkey has not accept this and Mosul problem has occured between two countries.In the treaty of Lausanne Mosul has been excluded.Trkmeneli region has been remained within the boarders of Iraq. In the treaty Trkmen have been considered neither as a founding principal element nor minority.So that Turkmen have been deprived of the right to protect in according to national law and international treatiesTrkmeneli has been subjected to intensive occupation and attacks by Arabs up to 1950 and after this date ,by both Arabs and Kurds .After the invasion of Iraq by USA in 2003,these occupations and attacks have increased.Trkmen face with a survival issue. Anahtar Kelimeler: Trkmen, Trkmeneli, Misak- Mill, Antlamas. GR Mondros Mtarekesi ile birlikte Osmanl Devleti ve ngiltere arasnda bir Musul Sorunu ortaya kmtr. Her iki lkede Musul vilayetini kendi hkimiyeti altnda tutmak iin uzun sre uramtr. Kendi tezlerini meru ve makul gstermek iin bir takm tezler ileri srmtr. Mtarekenin yol at Musul Sorununu kendi lehine halletmek isteyen TBMM Hkmeti Lozanda, en ok Musulun nfus yapsn gereke gstermitir. Musulun etnik yaps itibar ile ve say ounluuna gre Krtler, Trkmenler ve Araplardan olumaktayd. smet nnde Cemiyet-i Akvam, Ankara

273

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

Lozan Grmelerinde verdii nfus rakamlarna dayanarak bu gr srarla savunmutur (Meray, 2009: 343). smet Paaya gre: Krtler Turanidir. Krtlerin Turan kkenli olduunu kabul eden Encylopedia Britannica ngiliz iddialarn yalanlamaktadr. Zaten Anadoluyu tanyanlar bilirler ki, gerek tre, gerek gelenek ve grenek bakmndan Krtler, hibir ynden Trklerden farkl deillerdir. Ayr diller konumakla birlikte, bu iki halk soy, inan ve grenek bakmndan tek bir btn meydana getirmektedirler(Meray, 2009: 344). smet Paann deerlendirmesine gre Krtler de Trktr. Musulda Krtler ve Trkmenler say bakmndan mutlak ounluu tekil ettikleri iin, Musulun Trkiyeye katlmas da kanlmazdr. Musulda Krtlerle Trklerin ounlukta olduunu ngiltere temsilcileri de kabul etmektedir. Ancak ngiltere, smet Paann Musul blgesinde plebisit yaplmas ynndeki kabul etmemitir. Lord Curzonun gerekesi de olduka dndrcdr. Curzona gre, blge halk oy verme alkanlna sahip olmadklar iin kendi kaderini tayin edebilme bilincinden de yoksundurlar. Bu ngiliz iddias gya haklarn savunduklar blge halkn cahiller topluluu olarak grdklerinin bir kantdr (Yaln, 1998: 163). Lozan Grmelerinde Musul Sorununun zm hususunda uzlama salanamad. Musul Sorunu kapsam d tutularak Lozan Bar Antlamas 24 Temmuz 1923te imzalanmtr. Lozan Antlamasnn nc maddesinin ikinci fkrasna gre ise: Trkiye/Irak snr konusu, Trkiye ile ngiltere arasnda ikili grmeler yoluyla zlecekti. kili grmeler yoluyla da sorun zlemez ise, konu Milletler Cemiyetine gtrlecektir.(Lozan Sulh Muahedenamesi, 1923: 4). Antlama metninde yer alan bu hkm sebebiyle Trkiye ve ngiltere temsilcileri arasnda 19 Mays 1924te Hali Konferans balamtr (Msrolu, 1972: 112). Trkiye bu konferansta TBMM bakan Fethi (Okyar) Bey, ngiltere ise Iraktaki ngiliz Yksek Komiseri Sir Perey Cox tarafndan temsil edilmitir. Trk Hkmeti, 26 Nisan 1924te Fethi Beye verdii talimatta: Sleymaniye, Kerkk ve Musul sancaklarnn Trkiyeye brakacak ekilde bir snr dzenlemesi yaplmasn, Trkiyenin bu talebinin yerine getirilmesi halinde ise blge petrollerinden iletilmesinde ngiltereye ortaklk tannmasn ngrmtr (Krkolu, Mondrostan Musula Trk ngiliz likileri, 2006: 290). Fethi Bey, Konferans esnasnda esas itibar ile bu gr savunmuken ngiltere temsilcisi Sir Percy Cox ise: Fethi Beyin grlerini reddetmi, Musulun Irakta kalmasn savunduu gibi, Hakkaride yaayan Nesturilerin hayat artlarnn iyiletirilmesi iin bu vilayetinde ngiltere mandas altndaki Iraka balanmasn ileri srmtr (PRO, FO. 371/10077 E 4305/7/65, 16. v. 1924; ke, 1995: 239). Taraflarn kendi grlerinde srar etmelerinden dolay Hali Konferans 5 Haziran 1924te hibir sonu elde edilemeden dalmtr. Bylece iki lke arasnda Musul Sorunu iin dorudan grmelerin kesildii bir srada 7 Austos 1924te Hangediinde Hakkri Valisi Nesturiler tarafndan esir alnp yanndaki jandarmalar ise ldrlmtr. Bu ekilde yeni bir Nesturi isyan balamtr. Cafer Tayyar Paa Komutasndaki Vlll. Kolorduya bal Trk kuvvetleri Nesturi isyann bastrr. Yenilen Nesturilerin byk ounluu ran tarafna kamtr (adillili, 1980: 60-67). Nesturiler yalnzca Trkiye snrlar iinde isyan karmakla yetinmemilerdir. 5 Austos 1923te Musulda yol atklar olaylar ve 4 Mays 1924te Kerkkte elli Trkmenin lmne yol aan

274

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

isyan mahiyetinde baka bir olaya da sebep olmulardr. Nesturilerin, Trkiye iindeki isyanlarna destek olan ngiltere, Iraktaki Manda idaresi ve Kraliyet idaresi dneminde ise, isyanlarnn iddetle bastrlmasn temin etmitir. Nesturilerin Irakta yol at olaylar sebebiyle Irak snrlar iinde otonom bir Nesturi blgesinin tesis edilmesine ngiliz destei giderek azalmtr (ke, 1995: 249; Saati, 1996: 192). MUSUL SORUNU VE MLLETLER CEMYET 6 Austos 1924te ngiltere hkmeti adna Sir Lancelot Oliphant Milletler Cemiyeti Konseyine mracaat ederek, ilk birleimin gndemine Lozan Antlamasnn 3. maddesinin 2. fkrasna gre, ngiltere ile Trkiye arasndaki Musul Sorununun ele alnmasn istemitir (PRO, 30/52/68, C396, 1924; ke, 1995: 251). ngilterenin isteini kabul eden Milletler Cemiyeti Konseyi, Musul Sorununu Konseyin gndemine almtr. Trkiye Babakan smet nnnn, grmelerin, Trk Delegesinin Cenevreye ulamasndan sonra balamas ve bunun iin Trkiyeye yirmi gnlk sre verilmesi isteini kabul etmitir. 5 Eyll 1924 tarihli bir mektupla Trk Hkmetinin Musul Sorunu hakkndaki gr Milletler Cemiyeti Konseyine sunulmutur. Buna gre (Ayn Tarihi, ClV,1341(1924): 134): Etnik, siyasi, iktisadi, corafi, tarihi ve askeri sebepler erevesinde Musulun Trkiyeden kopartlmasnn doru olmayaca vurgulandktan sonra: Lozan Muahedesinin 3/2. maddesinde mnderi hakkn istimali suretiyle ngiltere Hkmeti tarafndan icra olunan mracaat, ngiltere Hkmetinin dorudan doruya mzakerat tarikinden istifade etmek istemediini ve Musul Vilayeti zerindeki hukukunun Cemiyet-i Akvam tarafndan tayin edilen adilane vasta ile mevki-i meriyete vaz edilemeyeceine kni bulunduunu gstermektedir TBMM Bakan Fethi (Okyar) Bey bakanlndaki Trk Heyeti 10 Eyll 1924te Cenevreye hareket etmitir. 24 Eyll 1924te Trk Heyeti Milletler Cemiyeti Meclisi Genel Kuruluna katlmtr (Kandemir, 1965: 121). Trkiye Badelegesi Fethi Bey yapt konumasnda: Eer ortada Musul Vilayetinin mukadderat mevzubahis deilse bizi Cemiyet-i Akvam Meclisine sevk eden Lozan Konferansndan beri devam eden ihtilaf nedir? Mesele teden beri Musul Vilayetinin mukadderatn tayin suretinde ele alnmtr. Bu ihtilaf hal iin Musula gnderilecek bir komisyon, ahalinin hissiyatn hakkiyle tespit imkn bulamayacandan en iyi are plebisit yaplmasdr. Musul meselesi hudut meselesidir, hudut meselesi de Musul meselesidir. Mesele udur: Hudut Musulun imalinden mi, cenubundan m ekilecektir?(Ayn Tarihi, C.lV, 1341/1924: 140). ngiliz Temsilcisi Lord Parmor (ngiliz Adalet Bakan):Halledilecek anlamazln Musulun mukadderat deil, Trkiye Irak snrn tespit meselesi olduunu aklayarak: Musul oktan beri Irakn parasdr. Bu mukadderat burada mevzubahis olamaz. Bu halledilmitir. imdi bunun hududunu izmek lazmdr. te anlalyor ki, Trkiye ile aramzda bir ihtilaf vardr. Hem de hsnniyet zerine mstenit bir ihtilaf. Ben Trk arkadalarma suniyet isnat etmiyorum. Evvela bu ihtilaf halledilmelidir (Ayn Tarihi, C.IV, 1341/1924: 138). 29/30 Eyll 1924te toplanan Milletler Cemiyet-i Meclisi Genel Sekreterliinin hazrlad rapor erevesinde, Musul Meselesini tetkik edecek bir komisyonun kurulmas kararlatrlarak, komisyon yeleri tarafsz devletlerin vatandalarndan kii olarak Milletler Cemiyet-i Meclisi

275

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

tarafndan seilecekti. ngiltere ve Trkiye, komisyona yardmc olarak mavir tayin edebilecekti. Komisyonun masraflar Trkiye ve ngiltere tarafndan karlanacakt(Ayn Tarihi C.V, No. 17, 1341/1924: 137). Komisyon ise 1-Kont Teleki (Macaristan Eski Babakan), 2-Af Wirsen (Belikal, Bykeli), 3-A. Poulis (sveli, Albay) isimlerden olumutur. Komisyon, Londra, Ankara, Badat ziyaret ettikten sonra ulat Musul Vilayetinde yapt incelemeleri 16 Temmuz 1925te 91 sayfa halindeki raporunu Milletler Cemiyet-i Meclisine (Konseyine) sunmutur. Raporda Trkiye ve ngilterenin iddialar zetlendikten sonra be balk halinde bu iddialar incelenmitir. Rapor, a)Corafi ve etnik, b)Tarihi, c)ktisadi, d)Stratejik, e)Siyasi iddialar ele almtr (Ayn Tarihi, C.V, No. 17, 1341/1925: 315). Milletler Cemiyetine sunulan bu rapor ierik itibar ile Trkiye lehine grlere byk lde yer vermitir. Ancak zellikle raporda grlen baz tespitler ve teklifler elikilidir. Bir taraftan: Hukuki nokta-i nazardan Trkiye kendi hukukundan feragat etmedike komisyon mnazinfih arazinin Trk lkesinden madud telakki edilmesi icap ettii fikrindedir grne yer verilmiken, ayn raporda Irakn 25 yllna ve mandater olarak Milletler Cemiyetinin dolays ile ngilterenin idaresine braklmas teklif edilmitir (Dstur, III. Tertip, C.7: 1512/1519). Milletler Cemiyeti kendisine sunulan raporu inceleyerek bir karar almak zorunda idi. Ancak Cemiyetin yetkileri hakknda daha iin banda gr ayrl kmtr. Bu yzden cemiyetin raportr M. Unden, ngiltere Delegesi Lord Parmora, Cemiyetin alaca karar ne olursa olsun, ngiltere Hkmetinin kesin olarak bu karar kabul edip etmeyeceini sorduunda, kesin olarak kabul edilecei cevab almtr. Ayn soruyu Trkiye Delegesi Fethi Beye sorduunda; Fethi Bey, nce Milletler Cemiyeti szlemesinin on beinci maddesi erevesinde kabul edileceini bildirmesine karlk, Cemiyet raportr Undenin srar zerine: Mutlaka kabul edilecektir diye cevap vermitir. Fethi Beyin bu aklamas dnemin Trk Hkmeti tarafndan uygun grlmemitir. nk bu ihtilaf Milletler Cemiyetine arz edilirken, orada verilecek kararn kesin olaca kabul edilmi deildi. Bu yzden Trk Hkmetince Fethi Bey yerine Cenevreye delege olarak Tevfik Rt Bey (Aras) gnderilmitir. Trk tarafnn itirazlarna ramen Milletler Cemiyeti Meclisi, 20 Eyll 1925te Lahey Uluslararas Adalet Divanndan hususta gr ve mteala istemitir: 1-Milletler Cemiyeti Meclisinin Lozan Antlamasnn 3/2. maddesi gereince verecei kararn hukuki mahiyeti nedir? Yani bir hakem karar m, yoksa tavsiye mi, veyahut sadece bir tavassut mudur? 2-Byle bir karar iin tam oybirlii yani ittifak art mdr? Yoksa oy okluu yeterli midir? 3-lgili taraflarn temsilcileri, oy kullanma hakkna sahip midirler? (Msrolu, 1972: 155). Milletler Cemiyetinin tarafl tutumuna kar Trkiyenin direnmesi uzun srmedi. Bunda i ve d faktrlerin etkisi nemli rol oynamtr. Trkiye, bir kere Milletler Cemiyetine ye deildi ve bu cemiyet ngilizlerin hkimiyetinde bulunuyordu. Krt ayaklanmasnn kuvvet kullanlarak bastrlmas, Nesturilerin geri alnmamas, Estonyal General Laindonerin Trk blgesine sokulmamas Lahey Uluslararas Daimi Adalet Divanna Trkiyenin kmamas, Musul Meselesinin zm iin hep, Avrupal Hristiyan Devlet temsilcileri tarafndan incelenmesi, Trkiyeyi yalnzla itti. Trkiyenin tek Mslman devlet olarak, Avrupa rgtlerinde hak aramas, durumu biraz aleyhine gelitirdi.(Melek, 1983: 49). Milletler Cemiyeti Meclisinin Trkiye aleyhine alm olduu karar; Atatrke gre: Avrupa Devletlerinin ark milletlerini ezmek arzusundan vazgemediklerinin aka ve kesinlikle belli olmasdr. (Trkmen, 2003: 98).

276

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

Lahey Uluslararas Adalet Divan, kendisine sorulan sorular mzakere ederek 21 Kasm 1925te kararn zetle yle aklamtr: a)Milletler Cemiyeti Misaknn (szlemesinin) 15. maddesine gre, Cemiyet meclisi esas itibar ile balayc kar alamaz. Bununla beraber Lozan Antlamasnn 3. maddesinin 2. fkrasnn son cmlesindeki mukadderat- katiyesi bu kararla muallk olan tabiri ile taraflar Cemiyete bu konuda balayc kararlar almak yetisi tanmlardr. Bu yzden meclis bu konuda balayc karar almak yetkisine sahiptir. b)Cemiyet Meclisinde bu konuda kararn oy birlii ile alnmas gerekmektedir. Cemiyet Misaknn 5. maddesinin birinci fkras bu konuda amirdir. c)Misakn 15. Maddesinin 6 ve 7. fkralar uyumazlk durumlarnda oy birlii hesaplanrken ilgili devletlerin temsilcilerinin oylarnn hesap edilemeyeceini belirtmektedir. Bu mutealay Milletler Cemiyet-i Meclisi de onaylamtr. Trkiye ise szleme hkmlerinin inendiini ileri srerek Cenevredeki temsilcilerini geri ekmitir (ke, 1995: 294). MUSUL SORUNU N TRKYENN LEHNE OLAN DURUMLAR Ankara Antlamasna gelinceye kadar, Musul Sorunu etrafnda, Trkiye, ngiltere ve Milletler Cemiyetinde yaplan btn bu grmelerin Trkiye aleyhine sonulanmasna karlk, Trkiye ve ngilterenin arasndaki en nemli sorunlardan olan Musul iin taraflarn sahip olduklar imknlar ve zayf taraflar ise yle zetlenebilir: 1-Corafi Adan: Birinci Dnya Sava esnasnda 1916da ngiltere, Fransa ve Rusya D leri Bakanlar (Sykes, Picot-Sazanov) arasnda Osmanl topraklarnn paylalmasn ngren anlama yaplmtr(Hovard, 1966: 185; Adamof, 1972: 130; ke, 1995: 44). Bu antlamaya gre Mezopotamya ad ile Badat ve Basra vilayetleri ngiltereye braklrken, Musul Mezopotamyadan ayr tutulmu ve Fransaya braklmtr. Bu antlama ile ngiltere niin Musulu Fransaya brakmtr? ngiltere, Musul vilayetinden yalnzca Kerkk ve Sleymaniyeyi Mezopotamyaya katarak Fransaya brakmamtr. Fransa himayesine braklan Suriye demiryollarna byk yatrmlar yapan Levanten Bankerler, Suriye demiryollarnn ran demiryollar ile birletirilmesini bu yzden Suriye ile Musulun ayn devletin (Fransann) himayesinde olmasn istemilerdir. Nitekim Hindistan Smrgeler Bakanl da Musulun kaybnn ngiltere iin byk fedakarlk anlamna geldiini savunmutur (Kent, 1976: Giri; ke, 1995: 45). Sava sonunda Musul iin ngilterenin nnde ciddi engeller kmtr. Bir defa sava esnasnda Musulu igal edememitir. Mtarekeden sonra Musulu igal etmesi diplomasi alannda ngiltere iin nemli bir sorun oluturmutur. Gizli bir antlama ile Musulu alan ve muhtemelen bunu kendisinin doal hakk olarak gren Fransa, Musul iin ngiltereye kar olmutur. Birinci Dnya Savann sonunda tilaf Devletlerinin yannda taraf olan ABD ynetimi de, uluslar aras anlamazlk konularnn zm iin ortaya att tekliflerle ngiltere iin yeni zorluklara yol amtr. nk ABD eski Osmanl vilayetlerinin self determinasyon yntemi ile geleceklerinin tayin edilmesini bu dnemde savunmutur (ke, 1996: 169). ngiltere iin deinilen antlama ile resmen Fransaya devredilen Musul ayr ve nemli bir yere sahip olmutur. Smrgelerinde veya nfuz blgelerinde slamclk ve Trkln yol at itialar ngiltere iin bu antlamay deitirmeyi ve Musulu yeniden ngiltereye brakacak siyaseti tercih ettirmitir: Bu yzden Kafkaslarda oluturaca bir Ermenistan Seddi ile Dou ve Bat Trkleri arasnda bir duvar ekerken, Araplarla Trkler arasnda dostluunu kazanaca

277

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

Krtlerden bir tampon blge oluturmak bu iki Mslman kavmin ttihad- slm emsiyesi altndaki irtibatn da kesemez miydi? (ke, 1995: 46). Musulun Iraka dahil edilmesi hususundaki ngiliz direniinin belirleyici nedenleri ise blgenin petrol kaynaklar asndan zengin oluu, stratejik nemi ve ngilterenin imparatorluk yollar zerinde oluundan kaynaklanmtr (Trkmen, 2003: 94). Ayrca ngiliz siyaseti blgede smrgeciliini srdrmek amacyla Trk Krt ve Arap ayrmasna zemin hazrlamtr. Bl ve ynet stratejisini uygulamtr. ngiltere kendisi asndan ok gerekli grd Musulu Trkiyeye brakmamak iin byk bir gayret gstermitir. nceden deinildii gibi Musulun Irakn ayrlmaz bir paras olduunu, Musulsuz bir Irakn yaayamayacan iddia etmitir. Oysa hem Sykes-Picot-Sazanov hem de Sevr Antlamalarnda Musul vilayeti Irak snrlar dnda yer almtr. Bu iki antlama ile Irakn Musulsuz yaayabilecei kabul edilmiken, Musulun Trkiyeye braklmas ihtimali ortaya ktnda ise ayn ngiltere, Irakn Musulsuz yaayamayacan, corafi adan Irakn ayrlmaz bir paras olduunu savunmutur. Musul Tahkikat Komisyonu raporuna gre: Taraflarn en sk ileri srdkleri dier bir delil de arazinin ismi meselesidir. Musul vilayetinin Irak- Arabiye olmad fakat Cezirenin eczasndan olduunu syleyerek ve bilahare bir muhtrada, henz geenlerde dahi ngiltere hkmetinin, Musulu Irakn eczasndan olarak telakki etmediini ilave eyleyerek bu delili mnakaaya ithal eden smet Paa olmutur. Sykes-Picot namyla maruf olup 1916 senesinde akt edilen ngiliz Fransz itilafnamesinde Musul Iraktan tefrik edilmi olup Fransz mntkasna ithal edilmitir. Bu suretle mutelifeyenin teviki zerine erif Paa 1916 senesinde Krdistan hakkndaki talebini dermeyan ederken Musul yine Iraktan tefrik edilmiti. Musul ahalisi kendilerini hibir zaman Irakta yayor telakki etmemilerdir(Ayn Tarihi, C.V, 1925: 345). Yine Sykes-Picot Antlamas hakknda Musul Tahkikat Komisyon raporunda: Burada kaydetmek isteriz ki, Sykes-Picot tilafnamesi mucibince Musulun Iraktan hari braklmas icap edeceini beyan sadedinde Trk hkmeti tarafndan dermeyan edilen mddeiyat ancak ksmen muhikdir. Zira filhakika bu itilafnamede derpi edilen haliyle hudut, Kerkk ve Sleymaniye havalisini Iraka ve Musul ile Erbil havalisini Suriyeye terk etmek suretiyle elyevm mnazinfih olan araziyi iki ksma tefrik ediyordu. Bu hudut alelumum Kk Zap hattn takip eylemekte idi(Ayn Tarihi, No. 17, 1925: 352). 2-Musulun Nfus Yaps Asndan: ngilizler Musul vilayetinin nfus verilerini nemli lde deitirerek kendi siyasetleri iin bir ara olarak kullanmay tercih etmitir. ngilizlere gre: Krtler, Musul vilayeti nfusunun yarsn tekil etmektedir. Dier yarsnn yzde ellisini Araplar oluturur ve Irak hkmetine bal kalmay tercih etmektedirler. Gayri Mslimler ve Ekalliyetler ise (Hristiyanlar, Museviler ve Yezidiler) vilayet nfusunun yzde onunu tekil ederken ayn zamanda ngiliz Mandas altndaki bir Irak hkmetine bal kalmak kararndadrlar. Bir daha Trk idaresinde kalmak istemediklerini de izhar etmilerdir. Son olarak Trkmenler ise vilayet nfusunun yzde beini tekil eder. Bunlar ise hali hazr idarenin altnda refah iinde ve mesut bir hayat iindedir(Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 334). Grld gibi ngiliz hkmeti hi bir ciddi belgeye dayanmadan Musul vilayeti nfus verilerini deitirmitir. gal dneminde ngilizler Musulda bir nfus saym yaptrmamtr. ngiliz

278

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

istihbarat subaylarnn topladklar bilgilere gre bir nfus envanteri olumutur. ngilizler vilayetin olan nfus bilgilerini deil, olmasn uygun grdkleri nfus bilgilerini gereke gstermitir. Buna dayanarak da Musul ahalisinin Trk olmadn bu yzden Trkiyenin idaresine braklmayacan savunmulardr. Trkiyenin Miletler Cemiyetine sunduu nfus verilerinin ise, sava ncesinde askeri amalar iin, asker toplamak amacyla yapldn bu yzden gvenilir olmadn iddia etmilerdir. Komisyon raporunda ise Musulun nfusu hakknda: Trk hkmeti bize 1906 ve 1916 senelerinde Musul vilayetinde iki defa tahriri nfus yapldn bildirdi. Osmanl mparatorluunda yaplan nfus tahrirleri maatteessf beynelmilel istatistik konferansnn bu mesele iin kabul ettii kaidelere mutabk deildir. Binaenaleyh bu imparatorluun kuyudatnda ailevi ve ahsi bltenler mefkuddur. Musul vilayetinin mevcut istatistikleri ya asker toplamak yahut baz vergileri tahsil eylemek maksadyla yaplm tahkikat ve tahminatn hlasalardrngiltere atideki malumat bize tevdi etti. 1919 senesinde tahriri nfus ve daha dorusu tahmin, sene nihayetine doru yahut souk mevsimde yani seyyar airetler klaklarna yerletikleri zamanda yaplm idi. Baz seyyar Arap airetleri memleket hududu haricinde kalm idi. Fakat bunlarda senin sabka zarfnda yaplan tahminata gre tahakkuk eden yekna dahildirler. unu kayt lazm gelir ki 1919 senesinde takip edilen usul, bir tahriri nfus usul deil, bir tahmini usul idi. Grlyor ki 1919 senesinin defterlerinde Snniler, iiler ve dier edyan gsterilen yuvarlak adetler, 1921de Araplar, Krtler ve Trkler iin gsterilen adetlere son adede kadar tevafuk ediyor. Binaenaleyh 1921 ihsaiyat mnaznfih havalide rklarn ne suretle taksim olunduu hakknda verilecek hkme esas ittihaz edilemez(Ayn Tarihi, C.V, No. 17, 1925: 358). 3-Trkmeneli ad asndan: Telaferden balayarak, Erbil, Kerkk zerinden Badata uzanan ve Trklerin meskn olduu sahann ad bile ngilizlerin aleyhine olmutur. nk ngilizler gemite yapm olduklar uluslar aras antlamalarla bu blgenin Iraktan ayr bir blge olduunu kabul etmitir. Geri blgenin tamam iin deil ama Erbil, Kerkk zerinden Badata ulaan ve Tarik-i Kebir adyla bilinen saha Trkmeneli diye adlandrlmtr. Ancak Trk resmi belgelerinde bile bu ad zerinde fazla durulmamtr. Komisyon raporuna gre: Buna ilaveten yalnz bir mlahaza dermeyan edeceiz. Bu da zikrettiimiz ve etmediimiz bilumum menbaa mracaat ettiimiz halde bu havalinin veya bir ksmnn Trk hkmetinin iddias vehiyle halde veya mazide, Tataristan namyla yad olunduuna dair hibir kayda derdest olamadk. Zaten bu iddiasn nereden kardn kendisinden sual ettiimizde hkmeti marnileyhe cevap vermemitir. Civar arazi hakknda bazen Trkmeneli tabirine tesadf ettik. Fakat bu tabir daima imal menatkann ismi olarak zikrolunmaktadr. Vander Ann Asya Trkiyesi haritasnda (XVlll. Asr) Trkmenler Cezirede veyahut mnazinfih havalide deil fakat Van ehrinin imalinde, Rumiye Glnn cenubunda ve Fratn garbnda gsterilmektedir (Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 353). William Guthrie adl bir ngiliz corafyacs tarafndan 1785te izilen haritada bugnk Trkiye, Turchia veya Turcmenia diye adlandrlmken, haritann sol alt kesinde ise ngilizce olarak: Arap blgelerinde ve Asyada Trkler konusunda dakik bir harita, en yetkililerden alnan bilgilerle izilmitir. Haritada bugnk Kuzey Irak byk lde ve sar renkli olarak Turcmania diye gsterilmesine karlk, Krdistan ise Sleymaniyeden balayarak Bat

279

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

rann bir blmn kapsamaktadr. Kerkk ehri ise Karkuk diye ve Turcmania blgesinde yer almtr (Guthrie, 1937: 2; Ortayl, 2006: 85; Kerkkl, 2008: 13). Amerikal tarihi G. Le Strange tarafndan 1930da izilen ve Dou Halifeliinin Alanlar, Mslman Fatih Timur Zamannda Mezopotamya, ran ve Orta Asyadr aklamasna yer verilen haritada Trkmeneli blgesi Alcazireh Province diye gsterilirken, Krdistan ise gnmz ran snrlar iinde ve bat blgesinde yer almtr (Nakip, 2007: 174). rneklerde grld gibi, Musul mzakerelerinin yaplmasndan ok nce ve hatta Ankara Antlamasndan sonra bile bir dnem Trkmeneli ad kullanlmtr. Bu durum elbette ngiliz siyasetinin temel iddialarn ortadan kaldracak mahiyette ve salamlktadr. Trk resmi belgelerinde Trkmeneli ad yeterince yer almad gibi zamanla bsbtn literatrdeki etkisi de giderek azalmtr. MUSUL SORUNU N NGLTERENN LEHNE OLAN DURUMLAR 1-Trk Trkmen Ayrm. ngiltere hkmeti, Musul vilayetinde Trk nfusunu Asurilerden ve Yezidilerden daha az gsterdikleri gibi aslnda Trkmenlerin de Trk olmadn dolays ile Trkiyenin Trkmenler sebebiyle Musul vilayetinde bir hak iddia edemeyeceini savunmutur. Komisyon raporuna gre: Milletler Cemiyetince oluturulan Musul Tahkikat Komisyonunun raporunda ngiliz Hkmetinin grleri u ekilde zetlenmitir: Bu Trkler Osmanl deildir. simleri Trkmendir. Konutuklar Turani lisan, stanbulun ve Anadolunun Trkesinden ziyade Azerbaycan lehesine benziyor. Devleti Osmaniyenin tesisinden ok evvel Iraktan gelmilerdir. Ve alep ihtimal Hulefa-i Abbasiyenin cretle tuttuklar askerlerin ahfaddr. Trkmenlerin tarz inksam da bunlarn bir kadim maal asakir-i ecnebiye frkas ahfad olduunu iddia eden nazariyeyi teyit ediyor. Bir Trkmen ehri olan Telafer ller kenarnda bir muhafz gibi dikilmitir. Dier Trkmenlerin hepsi byk yol tesmiye olunan ktann ehirlerinde ikamet ederler. ngiltere hkmeti Musul Trk lehesi ile Ankara lehesinin bir olmadn da iddia ediyor (Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 382). ngiltere hkmetinin Trk ve Trkmen ayrm elbette resmi grmelerle mzakerelerle snrl kalmamtr. ngilterenin blgeye gnderdii grevlilerde ayn ayrm yapmaya zen gstermitir. Bunlardan birisi olan Claude J.Edmondsa gre: Kerkk ehrinin nfusu 25.000 iken kent nfusunun byk ounluunu Trkmenler, drtte birini Krtler ve geriye kalan ksmn da ok az bir nfusa sahip olan Hristiyan ve Yahudi topluluklar oluturmaktadr. Majesteleri Hkmetinin Trkler ve Trkmenler arasnda yapmaya alt ayrmn uygunluunu tartmaya atlar. Ben bu kitapta toplumun daha alt kesiminde yaayan ve dil olarak Trkeyi konuan kyllerden ve kasaballardan bahsederken Trkmen ismini, Osmanllarn devlet memurlar, subaylar ve aristokratik aile mensuplarndan bahsederken de Trk ismini kullandm (Edmonds, 2003: 349). ngilterenin bu iddialarna karlk Komisyon raporuna gre: Kerkk ve Erbil ile bunlar cenuba isal eden tarik-i kebir boyunca imtidat eden dier kk kasabalarn ehemmiyeti Trk hkmetince sureti mahsusada tasrih edilmi ve hkmeti marnileyhe ibu mahallerde ngiliz hkmetinin beyannamelerini Trke olarak neretmek suretiyle bunlarn Trk ehri olduklarn tasdik mecburiyetinde kalm olduu keyfiyeti zerine, nazari dikkati celp eylemitir.

280

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

ngiliz hkmeti buna cevaben 1919dan beri btn beyannamelerin Arapa olarak neredilmi olduunu sylemi ve bunlardan bazlarnn belki de ilk evvel nerolunanlarn, Trk memurlarna hitaben tanzim edilmi olduu takdirde Trke olarak neredilmi olmasnn daire-i imkndan hari bulunmadn ilaveten dermeyan eylemitir. ngilizlerin ifadesine gre o zaman bile byle bir ey ancak Kerkk ve Erbilde vaki olmutur. Nefsi Musulda da eski memurlarn mevcudiyeti sebebiyle ilk beyannameler belki Trke olarak dahi nerolmutur. ehirlerin Trklne gelince: Biz Trk ahalinin yzde nispetini tespite imkn bulamadk. Fakat raporun dier bir yerinde rakamla ifade-i hal imknszln izah ediyoruz. Mamafih uras zahirdir ki, tarik-i kebir dedikleri yolun boyunca imtidat eden ehirler ahalisinin nev-i kadimesi Trktr. Oralarda eraf ve mteheyyizan Trk olup bunlarn birounun evlerinde maaile Trke grtklerini sual sormakszn mahede eyledik. uras da tezekkre ayandr ki Kerkkte Hristiyanlar bile aralarnda Trke lisann kullanmaktadrlar. Birka misal vaziyeti daha iyi tenvir edecektir: Erbilde ehir yedi daireye taksim edilmitir. Biz bu nahiyelerin muhtarlar ile grtk. Milliyetleri hakknda vaki olan suale cevaben bunlarn bei Trk olduklarn, biri Trk ve o nispette Krt olduunu ve yedincisi ise Yahudi olduunu ifade etti. Kerkkte haftada iki defa olmak zere hkmetin kontrol altnda intiar eden yegane gazete Trke olarak kmaktadr. Evrak ve vesaiki resmiye Trke ve Arapa olarak neredilmektedir. ngiliz politika memuru olan zabit Trke bildii halde Arapa ve Krte bilmiyor. Btn tarik-i kebir boyunca az ok ehemmiyeti haiz kasabalarn kaffesinde Trke konuulmaktadr. Altunkpr namndaki kk kasaba btn manasyla Trktr. Tuzhurmtu halk, birka Yahudi aile istisna edilirse kmilen Trk yahut Trkmendir. Belediye reisinin ifadesine nazaran drt yz be aileden otuz be Yahudidir. Bizim tahminimize gre Karanpe ahalisinin yzde yetmi bei Trk, yzde yirmi ikisi Krt, yzde Araptr. Tuzhurmatu ve Tavuk ahalisi dahi ekseriyet itibar ile Trktr. Saliflbeyan ehirler civarndaki kylerin ahalisine gelince, Trkler bu kylerde ancak dank bir ekalliyet tekil ederler. Krt unsuru Dicleye doru ilerlemesinde, -ki bu ilerleme ayn zamanda ziraatn bir iktisat hareketidir- nasl Arap unsuruna tefevvuk ediyorsa mezkr unsur ayn vecihle ehirlerde Trk unsuruna mtefevvik bulunmaktadr. (Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 368). Musul vilayetinde bulunan Trklerin saysn ngiltere olabildiince az gstermeye almtr. Bunda nemli lde baarl da olmutur. Komisyon raporunda bile ngilterenin bu baars etkili olmutur. Ancak ngiltere bununla yetinmemitir. Her ihtimale kar Musul vilayetindeki Trklerin aslnda Trk deil Trkmen olduklar gibi bir iddiay srekli savunmutur. Trkmenlerin, etnik kken bakmndan Trklerden ayr bir kkene sahip olmalar ile birlikte artk, Trkiyenin onlar bahane ederek Musul zerinde bir hak iddia edemeyeceini savunmutur. Hibir ilmi temele dayanmayan, Musul Trklerinin grlerini yanstmayan, tmyle ngiliz smrge siyasetinin uzants olan bu gr ngilterenin dnda savunan baka bir lke de olmamtr. 2-Musulun TBMMde temsil edilemeyii. TBMMnin almas ile birlikte btn illerin temsilcileri milletvekili sfatyla hazr bulunmutur. Mondros Mtarekesine bal olarak

281

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

boaltlan Evliye-i Selasenin de milletvekilleri TBMMde hazr olmutur. Bu cmleden olarak Kars, Ardahan ve Batum milletvekilleri 13 Ekim 1921 Kars Antlamasna kadar illerini TBMMde temsil etmilerdir. Ancak bu dnemde Musul milletvekili sfatn tayan hi kimse TBMMde bulunmamtr (oker, 1995: 143-149). Mtareke sebebiyle boaltlan Batum ilini temsilen TBMMde milletvekili varken, yine mtareke sebebiyle boaltlm bulunan Musul ilini temsilen hibir milletvekilinin TBMMde hazr olmay, Trkiyenin Musul tezleri bakmndan olumsuz bir gelime olmutur. Nitekim bu durumu Trk tezinin bir zaaf gibi Lord Curzon, Lozan grmelerinde ska iddia etmitir. Gney Krdistan dedii Musul vilayetinin, Sleymaniyenin bir tek milletvekilinin Ankarada olmadn, dier Krt milletvekillerinin de seimle deil ancak Ankaradan atama ile milletvekili olduklarn iddia etmitir (Meray, 1969: 360). Gerekten evliey-i selasenin Anakarada milletvekillerinin bulunmas ile Musul vilayetinin ve bal sancaklarnn Ankarada bir tek milletvekilinin bulunmay karlatrldnda Trkiyenin tezleri bakmndan bir zaaf tekil ettii grlecektir. 3-Musulun ngiliz igali altnda bulunmas. Mondros Mtarekesinden balayarak, Trkiye Musulun ngilizler tarafndan igal edilmesini engelleyememitir. Anlamazlk blgesi olan Musulun idaresinin, anlamazla taraf olmayan nc bir lkenin idaresine, anlama salanncaya kadar braklm olmas gerekirdi. nk anlamazla taraf olanlardan birisinin idaresine Musulun braklmas demek, fiilen o tarafn kendi lehine oldubitti oluturmasnn da frsatn, zamann salam olacakt. Mtarekeden balayarak 5 Haziran 1926 Ankara Antlamasna kadar geen sekiz ylk sre iinde Musulun ngilterenin fiili igali altnda bulunmas ona byk lde siyasi, askeri kolaylklar salamtr. O kadar ki Musul Tahkikat Heyeti iinde bulunan Trk heyeti yelerinden Nazm Bey, Fettah Bey hatta Trk heyeti bakan Cevat Paann yaveri tutuklanarak bir ordugahta hapsedilmitir(Saati, 1996: 169). Tahkikat komisyon raporunda yer alan u bilgi, ngiliz igalinin halk zerinde ki basklarn anlatmas bakmndan dikkat ekici bir rnektir: Komisyonun Musula muvasalat gn olan 22 Kanunusani de Msy Roddolu ve Msy arrar refakatinde ehirde gezmek arzu ettim. Evimizden karken elbise-i resmiyesini labis olan Cevat Paa bana refakatini teklif etti. Bu elbise-i resmiyenin halk zerinde icra edecei tesiri grmek istediimden paann bu teklifini kemali memnuniyetle kabul ettim. Sokaa km ve polis memuru bizi takibe balamt ki Arap olduklarn zannettiim otuz kadar ahs paann etrafn alarak ellerini ptler. Ve bir taraftan yaasn Trkiye nidalar ykseliyordu. Arkamzda kalabalk artt. ki yz kii kadar olmulard ve barmalarda tezayt ediyordu. Kla nnden geerken birka polis memuru mdahale edip halk datmaa altlar. arnn nne geldiimiz zaman biri ngiliz olan polis zabiti bize mlaki oldular. Etrafmzdaki kalabalk ar nnde bulunan kimselerin de iltihakyla daha oald. Paa yeniden birok alk sadalarna ve muhabbetkrane nmayilere hedef oldu. Bu kalabalk olduka muhtelif anasrdan mteekkil gibi grnyordu. Bir ksm temiz giyinmiti. Bir ksm da ilerinde ocuklar karm dilencilere benziyordu. Polis memurlar halk datmak iin tekrar gayret ettiler. Halkta bunarn emrine tabiiyet eder gibi davrand. Tam o srada arkamzda iki polis memurunun bastonla ie mdahale ettiini ve bunlardan birinin ardaki dkknlardan birine iltica eden orta yal bir adamn zerine hcum ederek dvdn gzmzle grdk (Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 321). Halkn gr ve eilimlerini tespit etmek iddias ile bilgi toplamaya alan Milletler Cemiyeti komisyonunun yannda, Trkiyenin lehine tezahrat yaptklar iin veya baka gn ve mahallerde

282

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

ise Trkiyenin lehine bilgi verdikleri iin baskya, dayaa maruz kalan korumasz insanlarn, komisyonun olmad yerlerde ve zamanlarda ise ok daha byk basklara ve eziyetlere uramlardr. Btn bu bask ve zulm frsatn ise ngiltere fiilen Musulu igal etmi olmasndan elde etmitir. O srada Musul, Trkiyenin idaresinde olsayd veya soruna taraf olmayan nc bir lkenin idaresinde bulunsayd, komisyonun ok daha farkl bilgiler elde etmi olaca kuvvetle muhtemeldir. 4-Halk oylamasnn yaplamamas. Dnemin artlarnda Trk, Arap ve Krtler arasnda milliyetilik duygular yeterince gelimemitir. Musuldaki Arap nfus elbette Musulun Iraka balanmasndan yana olmutur. Ama eer bu olmayacak ise Musul Araplarnn ikinci tercihi Trkiyeden yanadr. Ayn durum Musul Krtleri iin de geerlidir. Krtler iinde bamszlk gr daha baskndr. Bamszlk olmaz ise tercihleri Trkiyeden yanadr. Musul Tahkik Komisyonunu Raporunda bu durum bir tespit olarak yer ald gibi Irakta ngiliz Yksek Komiseri Dou Sekreteri greviyle bir sre kalan Bayan Grutred Bellin mektuplarnda yer verdii bilgilere baklrsa, yalnzca Trkmenler deil ammar gibi Arap airetleri bile daha ok Trkiye taraftardr: Bir seferinde amar airet eyhi eyh Acil el-Yavere her zaman Trklerden yana olduu iin sitem ettim ve sebebini sordum. Cevab ise Lechman idi. Beni Musula ard. Konumak istediimde susmam syleyerek airet iindeki konumumu tanmadn ve ancak bir kadn gibi olduumu sert bir dille bana syledi. Ben Arap eyhlerinden birisiyim. Baka ne yapabilirdim?(Bell, 1927: 390; Hrmzl, 2006: 61). Hatrlanmaldr ki ayn ammar aireti Haziran 1920deki Telafer Trkmenlerinin ngilizlere kar olan Kaaka syanna byk lde destek olmutur. Araplardan gzlenen Trkiye taraftarlnn bir benzeri Musul vilayeti Krtleri iin de geerlidir. Grutred Bell, Iraka katlmay reddeden Sleymaniye Krtlerinin durumu ve Revanduzda meydana gelen olaylardan sonra ngilizlerin ad geen yerleri 20 uakla bombaladklarn, bu saldrlarn sebeplerinin ise kendi iddiasna gre Revanduzu koruyan 300 kadar Trke destek veren geri zekal Krt airetlerinin olduunu sylemitir (Bell, 1927: 476; Hrmzl, 2006: 62). Yine Janet Wllach ise: Musul konferansndan nce Trkiye taraftar Krtlerin, vilayetin Trkiyeye ilhakn istediklerini, Arap olmayan bir kavim olarak Irak ve Araplardan fazla Trkiye ve rana daha fazla yaknlk duyduklarn iddia etmitir (Walach, 1999: 330: Hrmzl, 2006, 62). Hem Araplarn hem de Krtlerin kendilerinin ilk istekleri olmad takdirde Trkiyeyi tercih ettikleri bilgisi ngiliz istihbarat raporlarnda da yer almtr (The National Archives, IOR, L/PS/10/782, P.7337, 17. viii, 1920; ke, 1995: 156). Trk tarafnn Musul Sorununun zm iin srarla teklif ettii Plebisit / Halk oylamas yaplmasn ise ngiltere, Musul Araplarnn ve Krtlerinin tercihlerini bildii iin reddetmitir: 1-Plebisitin netayici zerinde, yksek bir tahsile byk bir medeniyete ve mkemmel bir tekilata malik camialar mstesna olmak zere bizzarura srf siyasi ve rki mahiyette olan amiller veyahut arazi mesailinde yeni bir vergi tarhna kar konulmasna ne zamann ne frsatn msait olmayan tarafgirane propagandalar, geici veya mahalli tesirat icray hkm eder. Hududun tespiti iin plebisite karar verildii takdirde bu tahsil grmemi olan mntehibinin mlahazat sevkulceye, corafyaya, iktisada ve idareye gayri kfi bir surette nazar mtalaaya alaca tazammun eder.

283

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

2- Binaenaleyh ngiltere Hkmeti mezkr arazi dahilinde de rey-i amme mracaat edilmesini talep edecektir. Mezkr arazi Asurilerin iptidai mevasnn ksmi azam, Irak Hkmetine teklifatta bulunan baz Krt kabileleri ve bir takm Arap airetleri tarafndan ikamet edilmekte olan mntkay ihtiva etmektedir.Mevzubahis mntkada ikamet eden Asurilerin bir ksm imdi Irakta temkin etmektedirler. Fakat onlardan birou hali hazrda Rusyada, Kafkasyada vesair mahallerde dank bir halde bulunuyorlar. Tabii onlarnda temenniyatn renmee almak icap eder. Her halde plebisitin yalnz Musul vilayetine inhisar ettirilmesi hakkndaki Trk teklifini kabul etmek hakszlk olur (Ayn Tarihi, C.V, No.17, 1925: 333). Halk oylamasnn, halkn bu cehaletleri sebebiyle yaplmasnn sakncalarndan sz ederken ngilizler, btn umudunu Hristiyan Asurilere balamtr. Musul snrlar dnda bulunan Asurilerin bile grlerinin alnmasn, Rusyada, Kafkasyada bulunan Asurilerin bile Musuldaki halk oylamasnda oy vermelerini isteyecek lde akln snrlarn zorlamtr. Halk oylamasn engelleyerek, Trkiyenin lehine olan en nemli kozunu Trkiyenin elinden almtr. 5-zdemir Bey kuvvetlerinin geri ekilmesi. lgili blmde deinildii gibi, ubat 1922de Musul Vilayetinin kuzey blgesinde faaliyetlerine balayan zdemir Bey (Ali efik zdemir)in ngilizlerle az bir kuvvet ve gnll ile yapt savata byk baarlar elde etmesine ramen Nisan 1923te rana ekilmesi ile balatt mcadele yarm kalmtr ve amacna ulamamtr (Gn. Kur. ATASE, 1966: 267; ke, 1995: 182). zdemir Beyin mcadelesinin yarm kalmas Trkiyenin Musul tezini zayflatt gibi onunla birlikte mcadele ederek Trkiye ile beraber ngilizlere kar kader birlii yapan airet kuvvetlerini de g durumda brakmtr. zdemir Bey kuvvetlerinin mcadelesi, Musul mzakereleri boyunca devam edebilmi olsayd, Trkiyenin pazarlk gcn kuvvetlendirmi olurdu. Ancak bu mcadelenin Nisan 1923te bir sonu alnamadan hem de Lozan Grmeleri bile antlamayla sonulanmadan bitirilmi olmas, Trkiyenin Musul hakkndaki kararllnda bir duraksama grntsne yol am olmaldr. ngiltere hkmeti belki bu grnt sebebiyle, Musul hakkndaki tezlerinden vaz gemedii gibi, Hali Konferans esnasnda isteklerini daha arttrmtr. zdemir Bey kuvvetlerinin geri ekilmesine mukabil, Irak snrna Trkiyenin ciddi bir askeri hazrl da grlmemitir. Askeri faaliyetlerin duraksamas ve zamanla tmden ortadan kalkmas ngiltereyi isteklerinde daha kat tutuma yneltmi olmaldr. 6-Halifeliin kaldrlmas. Halifeliin Osmanl hanedanndan birisinin zerinde bulunmas da Trkiyenin Musul hakkndaki tezlerini kuvvetlendirecek unsurlardan birisi saylmtr. Nitekim mer Krkoluna baklrsa: Halifeliin kaldrlm olmas, Krtlerin ayaklanmasnda nemli rol oynad gibi, Krt unsurunun ounlukta bulunduu Musul zerindeki Trk iddiasn da zayflatmtrMusul sorununun zme kavuturulmam olduu bir srada Halifeliin kaldrlmas Sonuta Trkiyenin Musul tezine manevi bir darbe vurmutur (Krkolu, 1978: 309). Musul mzakerelerinin devam ettii bir srada Trkiyede Halifelik niin kaldrlm olabilir? Hem Krtler hem de Araplar nezdinde Halifelik Kurumu etkili iken bu dnemde halifeliin kaldrlmasnn amac ne olabilir? Yine mer Krkoluna baklrsa: Halifelii henz Musul sorunun zmlenmedii bir srada kaldrrken ya bu kararn Musul Sorunu bakmndan sonularn kestiremeyerek bir zaman seimi yanl yaplmtr; ya da tersine bundan yararlanmay dnm de olabilir. Bu son noktay yle aabiliriz: Trkiye, Musulu almakla yeniden Arap dnyasna uzanm olacakt. Musulun stratejik nemi gz nnde tutulduunda,

284

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

byle bir gelimenin ngiltere bakmndan endie douraca aktr. te Trkiyenin tam bu srada, slamla olan Halifelik ban ki bunu daha nce ngiltereye kar kullanmtkendiliinden sona erdirmesi, anlaml da olabilir. Trkiye Musulu baka nedenlerden dolay istediini ve ngiltereye kar slam etkenini kullanmay ise amalamadn vurgulamak iin bu yola hem de tam bu srada- gitmi de olabilir (Krkolu, 1978: 306). ngilterenin Musul vilayetindeki grevlilerinden birisi olan C. J. Edmonds: O zamana kadar Krdistan patlamaa hazr bir volkan gibi kaynatran Trk propagandasnn, Krtlerin Halifeye kesin ballklarna dayandrldn, Trklerin kendi bindikleri dal kesmelerinin ise ngiltere iin inanlmayacak kadar mkemmel bir ey olduunu belirtmitir (Edmonds, 2003: 382). Halifeliin kaldrlmas Musul Sorunu etrafnda Trkiyeye bir ey kazandrd phelidir. Ancak ngiltereye Musuldaki Araplara ve Krtlere ynelik byk bir propaganda imkn vermitir. ngilterenin manevra alan genilemitir. 7-Trkiyenin ierde inklaplara ynelmesi. Daha Lozan grmeleri balamadan 1 Kasm 1922de Saltanatn kaldrlmas Trkiyedeki kkl deiikliklerin balangc olmutur. Lozan mzakereleri dneminde bu deiimlere ara verilmitir. 1923te yaplan genel seimle birlikte TBMMdeki muhalefet byk lde tasfiyeye uramtr. Ayn yl Cumhuriyetin ilan edilmesi ve ksa bir sre sonra Halifeliin kaldrlmas gibi nemli byk inklablar gereklemitir. Misak- Milli snrlar iinde olmasna ramen, Trkiye Milletler cemiyeti kararndan sonra Musulu kuvvet yoluyla geri almak teebbsnde bulunmamtr. Byle bir teebbse girimek gerek i, gerek d dmanlarmza Trkiye zerindeki emellerini gerekletirmek iin yeni bir frsat verecekti. te yandan savatan yorgun ve bitkin kan Trkiye devrim ve kalknma hareketlerine girimiti. Yeni bir sava Trkiyedeki bu almalar sresiz olarak geri brakabilecekti (Edmonds, 2003: 383). Benzeri grlere yer veren M. Kemal keye gre: T.C. Lozan imzalamasna ramen, henz uluslar aras aileye kabul edilmedii gibi, ngilizlerin manevralar sayesinde, ciddi bir yalnzla itilmiti. stelik Milletler Cemiyeti ile Musul Sorununda kavgalydlar. ngiltere ise sadece Milletler Cemiyetini d politikasnda uluslar aras levye olarak kullanmyor; ayn zamanda Ankarann nne dnyaya entegre olabilmesi iin baz isel artlar da sryordu. Telkinleri arasnda Ankarann imparatorluktan, saltanattan ve hilafetten vazgemesi zmmi olarak1920lerden beri vard. M. Kemalin Milli Mcadele srasnda Gney Asya Mslmanlar ve Ortadoudaki Arap milliyetileriyle temas; bu dorultuda Kuvay- Milliyeye verilen slami hava ve global manada mcadelenin anti-smrgeci mahiyeti, Enver Paann Orta Asya maceralaryla birlikte Dilerine ulatka, Londra hayli tedirgin olmutu. Britanya, nasl komnizmi tek lkede snrlandrmay Sovyetlerle anlamaya balamsa, Trkleri de benzeri bir hedef daraltmasna tabi tutmak azmindeydi. Bu kalp Ankara iin, dahilde dzenlemeleri gerektiriyorsa; Trkiyenin yeni idarecileri, eer uluslar aras camia tarafndan kucaklanmak istiyorlarsa buna uymak zorundaydlar. Nitekim Linsday, ismet Paaya Trkiyenin Milletler Cemiyetine alnmasnn laiklemesiyle paralel gideceini aleni olarak vurgulamt (ke, 1995: 316; PRO, FO, 371/1068 E 1927/17286/44, 30, iii. 1926). Trkiyede balayan siyasal ve sosyal inklablar sebebiyle baz toplumsal tepkiler bu dnemde ortaya kmtr. Uzun yllar sren savan yol at ykmlarn yannda bir de bu toplumsal

285

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

tepkilerden dolay Trkiye iin Musul nedeniyle yeni bir savaa girmenin zorluklar artmtr. stelik balatlan inklablar da henz sonulanm deildir. Byle bir dnemde ya inklablarn tamamlanmas, benimsetilmesi abalar srdrlecek ya da inklablara ara verilerek ve sava da gze alarak Musul Sorunu, Trkiyenin lehine halledilecekti. Bylesi muhtemel bir sava Trkiyenin kazanma garantisi de yoktu. Btn bunlar muvacehesinde, Trkiye sava ihtimalini de bertaraf ederek ierdeki inklab hareketlerine ynelmitir. nk sava ihtimalini arttrm olarak bu inklablar srdrme imkn giderek zayflamtr. SONU Trkmenlere anlamada yer verilmeyii. Trkiye ve Irak arsndaki snr anlamazln ortadan kaldran 5 Haziran 1926 Ankara Antlamasnda Irak Trkmenlerine yer verilmemitir. Ankara Antlamasnn 4. maddesi ile Irak Trkmenlerinin istemeleri halinde ve anlamadan sonra iki ay iinde , Trkiye tarafna g etme ve Trkiyede yerleme hakkn elde etmilerdir. Ancak bu ksa sre iinde ve dnemin artlarnda Trkmenlerin bundan haberdar olmalar ve Trkiyeye g etmeleri sz konusu olmamtr. Antlamann Trkmenlerle ilgili tek maddesi ite budur. Ancak bu maddede de Trkmenlerin ad yer almamtr. Dolayl bir atf yaplmtr. Trkiyenin taraf olduu Lozan Antlamasnda Bat Trakyadaki Trklerin ve stanbuldaki aznlk haklarna sahip olduklar, lll. Fasl Ekalliyetlerin Himayesi Madde 37-45te yer almtr(Lozan Sulh Muahedenamesi, 1923: 57). 1925te Trkiye ile Bulgaristan arasnda imzalanm olan Dostluk Antlamas ve kamet Szlemesinde de Bulgaristandaki Trklerin aznlk haklarna genie yer verilmitir. 20 Ekim 1921 tarihinde Trkiye ile Fransa arasnda imzalanan Ankara itilafnamesinde de zellikle skenderun sancandaki Trklerin sahip olduklar kltrel ve sosyal haklar belirtilmiken, Trkiye ile Irak arasnda imzalanm bulunan 5 Haziran 1926 Ankara Antlamasnda Irak Trkmenlerinin adlarnn hi yer almamas onlara aznlk haklarnn bile verilmemi olmas nasl izah edilebilir? Tarih asndan ekalliyet veya aznlk denince Trkiyede hep gayri Mslimler kast edilmitir. Btn Osmanl Devleti tarihi boyunca yalnz Mslman olmayan unsurlar aznlk saylm, Mslmanlar ise hibir zaman aznlk olarak grlmemitir. Osmanl Devleti zulmden kaan Mslmanlara hep kucak am ve onlar kendisinden saymtr. Srp zulmnden kaan Bonaklar, Bulgar zulmnden kaan Pomaklar, Srp ve Yunan katliamndan kurtulan Arnavutlar, Ruslardan ve Ermenilerden kaan Krmllar, Kafkasllar vs. hep gelip Osmanl Devletine snm, vatandala alnm ve devletin asli unsurlar olarak kabul edilmilerdi. Trkiyede Mslman aznlk kavram yoktu hi olmamt. Lozan Konferansnda Mslman aznlk kavramna kar Trkiyenin vermi olduu diplomatik meydan savan da hi unutmamak gerekir. Biraz aalm, ngiltere ve mttefikleri Lozan Bar Antlamasna Mslman Aznlklar kavramn da sokmak istemilerdi. Trk heyeti ise yalnz Gayri Mslim ekalliyeti kavramn kabul etti. Mslman aznlk kavramn ise iddetle reddetti. Bu Trkiyenin milli btnln korumak bakmndan hayati derecede nemli bir konuydu. nk Mslman Aznlk kavram ile Trkiyede Bonak, Pomak, Arnavut, Abaza, Grc, Laz, erkez, Krt, Arap aznlklar gibi suni birok aznlk yaratlabilecekti. Hatta mezhep fark dolays ile Alevi Trkler dahi aznlk kategorisine sokulabilecekti (imir, 2004: 72-73).

286

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

Mslman Aznlk kavramn Batl lkelerin Trkiyeyi halla pamuu gibi atp datmak iin bir silah olarak kullanmaa altklar bilinmektedir (Nur, 1992: 259). Trkiyenin d ilikilerinde Mslman Aznlk kavramn ileri srmesinin kendi milli birliine zararl olaca grnn (imir, 2004: 72). Trkiye iin nemli bir deer tad aktr. Mslman Aznlk kavram ne Osmanl geleneinde ne de dier Mslman Trk Devletleri geleneinde yoktur. Aznlk kavram tmyle Mslman olmayanlar iin tahsis edilmitir. Tarihteki uygulamalarn, Mslman topluluklar iin bir aznlk kavramn ve aznlk haklarn garanti altna almaya ihtiya gstermedii de bilinmektedir. Ne var ki ulus devlet a ile birlikte yeni ihtiyalar ortaya kmtr. Irak Devletinin kuruluundan itibaren Trkmenler asli bir unsur saylmamtr. Asli unsur iin sz konusu olabilecek hususlar Trkmenler iin asla geerli olmamtr. Trkmenler asli unsur saylmadklar gibi aznlk da saylmamtr. Uluslar aras bir anlama ile sosyal, kltrel vb haklar garanti altna alnmamtr. Bu durum btnyle Trkmenlerin yok saylmas sonucunu dourmutur. Ancak ayn Trkmenler aznlk saylmadklar halde asimilasyon politikalar sebebiyle byk basklara maruz kalmtr. Arap nfusunun ounluk olduu alanlara bir ksm zorla gtrlerek oralarda asimile edilmeye allmtr. Geof Simons (Simons, 2004: 64). Trkmenlerin yabanc devletler tarafndan izilen snrlar sebebiyle sknt yaadklar tespitinde bulunarak Trkmenlerin iinde bulunduklar durumu belirtmitir. Ayn zamanda Trkmeneli blgesini, Krtler Krdistann bir paras saydklar iin onlarn basksna da maruz kalmlardr. Irakn ABD tarafndan igal edilmesinin sonunda Krtler elde ettikleri yeni haklar ve frsatlar Trkmeneli blgesini elde etme ynnde kullanmaya almlardr. Musul-Kerkk ve Bakubada anlamazlk blgeleri diye adlandrlanlarn byk ounluu Trkmeneli blgesi iindedir. Krtlerin igal sonrasnda elde ettikleri askeri ve siyasi glerinin yannda airetli toplum dzenleri ile evrelerine kar daha mtehakkim olmalarna karlk Trkmenler neredeyse tmyle airetsiz kk ailelerden oluan bir sosyal dzene sahiptir. Bu durum Trkmenleri daha savunmasz ve korumasz brakmtr. stelik uluslar aras antlamalar yoluyla sahip olduklar hibir garantileri de yoktur. Alevi-Bektai Trkmenlerin son yz yl iinde giderek nemli lde iilemi olmalar ve iileen Trkmenlerin de ii Araplarla birlikte hareket etmee eilimli olmalar, Trkmenlerin asimile edilmelerini kolaylatrd gibi sosyal direnlerini de zayflatmaktadr (Nakip, 2007: 212; zda, 2008: 75). 19 Mart 2003te ABDnin Iraka saldrmasndan bir gn nce Ankarada yaplan Irak Muhalefet Gruplar toplantsnda Trkmenlerde temsil edilmi olmalarna ramen ve ayn gn yaynlanan basn bildirisinde, Trkmenler Irakn kurucu halklar arasnda saylmalarna ramen (imir, 2004: 280), daha sonra hazrlanan Irak Anayasasnda Trkmenler, Irakn kurucu halklar arasnda deil ancak Asuri, Keldani gibi dier aznlklar arasnda saylmtr. 1968de Trkiyenin Badat Bykeisi Pertev Subann hazrlad bir rapora gre, Trkmenlerin ciddi ve etkili bir siyasi varlk ortaya koyamamalarnn sebepleri: Kendine gvensizlik, Dayanma eksiklii, lidersizlik ve mezhep farkllklar diye belirtilmitir (imir, 2004: 163). Trkmenlerin zaaf olarak tespit edilen bu durumlar gnmzde de aratarak devam etmektedir.

287

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

Btn bunlarn yannda Trkmenlerin, Trkiye ile olan balar devam etmektedir. leri gelen Trkmenlerin nemli bir ksm renimlerini Trkiyede yapmtr. Uzun zamandan beri Arap alfabesinin yannda, Trkiyenin de kulland Latin alfabesini de kullanmaya almalar da Trkiye ile olan kltrel balarnn devam etmesini kolaylatrmtr. 1960lardan beri belirli aralklarla da olsa yayn hayatna devam eden Kardalk Dergisinin, Latin alfabesini Trkmenler arasnda yayma abas nemli ve olumlu misallerdendir (imir, 2004: 161). KAYNAKA ARV BELGELER Ayn Tarihi, 1340/1341 - 1924/1925. Ankara. Dstur, III. Tertip, C.7, s.1512/1519. Ankara. Harp Tarihi Vesikalar Dergisi. IOR, L/PS/20/C. 191, Eastern and Central Asian Question: What to do Against Bolshevik Pan-

Lozan Sulh Muahedenamesi, (1923) Byk Millet Meclisi Hkmeti, Ankara. . PRO, FO. 371/10077 E 4305/7/65, 16. v. 1924 PRO. 30/52/68, C.396, 1924 VII, 14. viii, 1924. Seha L. Meray, S. L.(1969) Lozan Bar Konfrans, Tutanaklar-Belgeler, Kitap1, C.1, Ankara. The National Archives, IOR, L/PS/10/782, P.7337, 17. viii. 1920. Turanian-Pan-slamic Cooperaion. KTAPLAR ABBO, K. A. (1969) Al-Telaferi, Savrat Telafer 1920, Badat. Adamof, E.E (1972) Sovyet Devlet Arivi Gizli Belgelerinde Anadolunun Taksimi Plan, eviren: H. Rahmi, Sadeletiren: H. Mutlua, stanbul. AHMET, . P.(1993) Feryadm, stanbul. ARMAOLU, F. (1993) 20. Yzyl Siyasi Tarihi, C.l-ll, Ankara. ATATRK, M. K. (1973) Nutuk, stanbul. BATATU, H. (2004), The Old Social Class & The Revolutionary Movement n Iraq, Princeton University Pres. BAYATLI, N. (2000) XVI. Yzylda Musul Vilayeti, Ankara. Bayur, Y.H. (1973) Trkiye Devletinin D Siyaseti, Ankara. Bell, G. (1927) The Letters of Gertrude Bell, New York.

288

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

BLA, F. (2003) Sivil Darbe Giriimleri ve Ankarada Irak Savalar, Ankara. BRSEL, M. C. (1933) Lozan, C.2, stanbul. BURSLAN, K.(1943) Irak ve Horasan Seluklular Tarihi, stanbul. CANATAN, Y. (1996) Tr Irak Mnasebetleri (1926 1958), Ankara. CEBESOY, A. F. (2002) Moskova Hatralar Milli Mcadele ve Bolevik Rusya , stanbul. CEBEOY, A.F. (1957) Siyasi Hatralarm, stanbul. CEVDET, M. (1965) Petrol Emperyalizmi, Ankara. CLAUDE, J. E. (2003) Krtler, Trkler ve Araplar, eviren: Serdar engl, Serap Ruken engl, stanbul. oker, F. (1995) Trk Parlamento Tarihi, Milli Mcadele ve TBMM 1. Dnemi (1919-1923), Ankara. DEMR, . vd (1993) Musul Kerkk ile lgili Ariv Belgeleri, Ankara. DEMRBA, B. (1991) Musul Kerkk Olay ve Osmanl Devletinde Kuveyt Sorunu, stanbul. DOLBREAN, L. (2002) Mandadan zgrle, Beyrut. Durmu Y.(2003) Musul Meselesi Tarihi, Konya. EARLE, E. (1924) Trkey, The Great Powers and The Bagdad Railway, New York. ELLSON, G. (1928) Trkey To-day, London. EL-BELAZUR, (1987) Fth-ul Bldan, eviren: Mustafa Fayda, stanbul. ERHAN, . (2003) Yaayan Lozan, Ankara. ERM, N. (1964). Milletleraras Daimi Adalet Divan ve Trkiye, Ankara Hukuk Fakltesi Dergisi, Ankara. ERM, N.(1953)Devletleraras Hukuk ve Siyasi Tarih Metinleri, Ankara. GNLBOL, M. SAR C. (1993) Olaylarla Trk D Politikas (1919-1990), Ankara. GZTOKLUSU, M. (2006) El Cezire ve zdemir Harekat, Ankara. GUTHRE, W. (1937) A General History of the World, New York. HALL PAA (1972) Bitmeyen Sava, Haz. M. Taylan Sorgun, stanbul. HOVARD, H.(1966) The Partition of Trkey: A Diplomatic History (1913-1923), New York. HRMZL, E.(2006) Irakta Trkmen Gerei, stanbul. HOVARD, H.(1966) The Partition of Trkey: A Diplomatic History 1913-1923, New York. NN, . (1992) Hatralar, Ankara.

289

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

KARABEKR, K. (Tarihsiz) stiklal Harbimiz, stanbul. KARACAN, A. N. (1971) Lozan, stanbul. KARADA, R. (1979) Petrol Frtnas, stanbul. KANDEMR, F. (1965) Hatralar ve Sylemedikleriyle Rauf Orbay, stanbul. KAFESOLU, . (1956) Harzemahlar Devleti Tarihi, Ankara. KAFESOLU, . (1972) Seluklu Tarihi, stanbul. . KAYMAZ, . . (2003) Musul Sorunu, Petrol ve Krt Sorunlar ile Balantl Tarihsel ve Siyasi bir nceleme, Ankara. KENT, M. (1976) Oil and Empire: British Policy and Mesopotamian Oil 1900-1920, Londra. KIRZIOLU, F. (1993) Btnyle Erzurum Kongresi, Ankara. KOSOY, . (1991) Irak Trkleri, stanbul. KRKOLU, . (2006) Mondrostan Musula Trk ngiliz likileri (1919-1926), stanbul. KRKOLU, . (1978) Trk-ngiliz likileri (1919-1926), Ankara. LUKTZ, L. (1995) Irak: The Search For National Identity, Frank Cass, London. MEHMET, H. P. (1997) Seyahatname-i Hudut, eviren: Alaattin Eser, stanbul. MELEK, K. (1983) ngiliz Belgeleriyle Musul Sorunu (1890-1926), stanbul. MISIROLU, Kadir; Musul Meselesi ve Irak Trkleri, stanbul, 1972. MISIROLU, K. (Tarihsiz) Lozan Zafer mi Hezimet mi? stanbul. NAKP, M. (2007) Kerkkn Kimlii, Ankara. NUR, R. (1992) Hayat ve Hatratm, stanbul. OLSON, R. (1992) Krt Milliyetiliinin Kaynaklar ve eyh Said syan, eviren: Blent PekerNevzat Kra, Ankara. ORTAYLI, (2006) Osmanly Yeniden Kefetmek, stanbul. KE, M. K.(1995) Musul / Krdistan Sorunu, stanbul. KE, M. K. (1987) Musul Melesi Kronolojisi (1918-1926), stanbul. KE, M. K. (1996) Ermeni Sorunu, stanbul. ZDA, . (2008) Telafar, Bir Trkmen Kentinin ABD Ordusu ve Pemergelere Kar Direnii, (2003-2008), Ankara. RAWLNSON, A. (1923) Adventures in the Near East, London. SAAT, S. (1996) Tarihi Geliim inde Irakta Trk Varl, stanbul.

290

Say 31 Aralk 2011

Irak Trkmenleri

SAAT, S. (2009) Irak Trkmen Boylar Oymaklar ve Yerleim Blgeleri, stanbul. SABS, A. i. (1991) Birinci Dnya Harbi, Harp Hatralarm, stanbul. SEHLKLN, J. (1922) Anqora IAube de la Turquie Novelle (1919-1922), Paris. SOYSAL, . (1983) Trkiyenin Siyasal Antlamalar, (1920-1945), Ankara. SMER, F. (1999) Ouzlar / Trkmenler, Tarihleri / Boy Tekilat / Destanlar, stanbul. ADLLL, V. (1980) Trkiyede Krtlk Hareketleri ve syanlar, Ankara. MR, B. N. (1990) Lozan Telgraflar (1922-1923), Ankara. MR, B. N. (2004) Trk-Irak likilerinde Trkmenler, Ankara . SMSON, G. (2004) Future Iraq, Beyrut TENGREK, Y. K. (2001) Vatan Hizmetinde, Ankara . TOYNBEE, A. J.(1922) The Western Question in Greece and Trkey, London. TRKMEN, Z. (2003) Musul Meselesi: Askeri Ynden zm Araylar (1922-1925), Ankara. ULUAM, A. (1991) Iraktaki Trk Kltr Varl, Ankara. WALLACH, J. (1999) Desert Queen, New York. YAKUBOLU, E. (1976) Irak Trkleri, stanbul. YALIN, S. (1988) Misak- Milli ve Lozan bar Konferans Belgelerinde Musul Meselesi Misak- Milli ve Trk D Politikasnda Musul, Ankara. YILDIZ, H. D.(2000) slamiyet ve Trkler, stanbul. YILMAZ, D.(1995) Misak- Milliye Gre Musul, Konya. YURDAKUL, . (1975) Musul Meselesi, Ankara. ZABT, . S. (1961) Mucez Tariht-Trkman fil-Irak, Badat.

MAKALELER AAOLU, A. (ubat 1933) Misak- Millinin Tarihi Kymeti, lk, C.1, stanbul. ALP, . (1998). Misak- Milli, Misak- Milli ve Trk D Politikasnda Musul, Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara. ALP, . (2002). Misak- Milli Hedeflerinin Lozan Antlamasna Yansmas, Trkler Ansiklopedisi, C.16, Ankara. ALTU, S. (Ekim 2003). Misak- Milli: Snrlar Zorlayan Tartmalar, Toplumsal Tarih Dergisi, stanbul.

291

Mehmet KAYIRAN, Selami SAYGIN

Say 31 Aralk 2011

ATE, S. (Mart 1963). Irak Trkleri Hakknda, Trk Yurdu, stanbul. Baskn O. (2002). Trk D Politikas, Kurtulu Savandan Bugne Olgular, Belgeler, Yorumlar, C.I, stanbul. BLGN, M.S. (lkbahar 1996). Yakn Dnem Trk-Irak ilikilerinde Gvenlik Faktrnn Etkisi (1926-20029), 21. Yzylda Trk Dnyas Jeopolitii, Muzaffer zdaa Armaan-II, Cilt, Avrasya Stratejik Aratrmalar Merkezi-ASAM, Ankara, 2003. DARKOT, B. (1960). Musul, .A. MEB. stanbul. s. 740. EMZEN, M. (Austos 1985). Musul Vilayetinde Trk Airetlerinin Durumu ve ki Belge, Belgelerle Trk Tarihi Dergisi, Sa. 6. stanbul. GYN, N. (1998). Musul Misak- Milliye Dahil midir?. Misak- Milli ve Trk D Politikasnda Musul, Atatrk Aratrma Merkezi. Ankara. s.47. HARMANN, M. (1993). Irak. .A. C.5/II, MEB. stanbul, s.667. SPAHOLU, U. (2006). Musul Meselesi, T.D.V. .A. C.31. stanbul, s.367. D..A. (1999). Irak Trkleri, T.D.V. .A. C.19, stanbul, s.99. KAYA, E. (2002). Misak- Milli Snrlar, Trkler Ansiklopedisi, C.16. stanbul, s.71. TUNAY, M. (Austos-Eyll 1976). Misak- Millinin 1. Maddesi stne, Birikim Dergisi, stanbul. TRKMEN, Z. (2001). zdemir Beyin Musul Harekt ve ngilizlerin Kar Tedbirleri (1921 1923). Atatrk Aratrma Merkezi Dergisi, Sa.49, Ankara, s.49. KOCAMAN, R. A.(2002) Irak Trklerinin Sosyal Hayat, Trkler Ansiklopedisi, C.20, Ankara, s.617-624 TURAN, . (lkbahar 1996). Irak Anayasalarnda Aznlk Haklar, Avrasya Dergisi, Ankara., Yaln, S. (1998). Misak- Milli ve Lozan Bar onferans, Misak- Milli ve Trk D Politikasnda Musul, Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara. MARUFOLU, S. (2002). Irak Trkleri, Trkler Ansiklopedisi, C.20, Ankara. SEVGEN, N. (Kasm 1970). Kerkk Trkleri (1-3), Belgelerle Trk Tarihi Dergisi, 7-8(38), stanbul. TANYU, H. (Temmuz 1959). Irak Trkleri ve Kltrleri, Trk Yurdu, stanbul. TEVETOLU, F. (Kasm 1972). Atatrkn Musul, Sleymaniye ve Kerkkle lgili Bir Mektubu, Hayat Tarih Mecmuas, stanbul. UNAT, F. R. (1944). Misak- Milli Ahd- Milli Beyannamesi, C.1, Aylk Ansiklopedi, stanbul. YALIN, S. (1998). Misak- Milli ve Lozan Bar Konferans Belgelerinde Musul Meselesi, Misak- Milli ve Trk D Politikasnda Musul, Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara, s.156.

292

Say 31 Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi Aralk 2011

KTAHYA'DA H. 1317/ M. 1899 TARHL HACI MER AA VAKFYES


akir TURAN Okt. Dr. Dumlupnar niversitesi, Atatrk lkeleri Ve nklap Tarihi Blm ZET: slam dnyasnda toplum ihtiyalar deiik artlarda meydana getirilmi olan vakflar vastasyla salanmtr. Ktahya eriye Mahkemesi 28. sahife 98 numarada kaytl H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi ile Ktahyada Kk ar mevkiinde mevkf iyerlerinin bakm ve onarm devaml olarak yaplarak mevkf eserlerin harabe durumdan kurtarlmas ve bunun yannda bir takm dini vecibelerin yerine getirilmesi salanmtr. Anahtar Kelimeler: Hac mer Aa, Mevkft, Mtevelli, Kk ar, Kk hamam, Cedit Mahallesi, Lala Hseyin Paa,

HACI OMER AGA WAQF IN KUTAHYA FROM A.H.1317/C.1899


ABSTRACT: Waqfs are organizations in Muslim world to meet necessities of societies. Haci Omer Aga Waqf in Kutahya from A.H 1317/C.1849 is registered in the Kutahya sheria court in the page 28 and no 98. The purpose of the waqf was to continiously repair and maintain demaged shops that belongs to waqfs in the area of Ktahya old city and to conduct some religious obligations. Key Words: Haci Omer Waqf, Waqfiye, Kk ar, Kk hamam, Cedit Mahallesi, Lala Hseyin Paa, GR ehirleme devletlerin belli bir sre ierisinde meydana getirmek zorunda olduklar nemli ilerdendir. zellikle Anadolu gibi her noktas tarih kokan bir corafyada ehirleirken, yeninin yannda eskinin de zelliklerini kaybetmeden nakledilmesi gerekmektedir. Gnmzde baz istisnalar dnda tarihi eserlerin korunmas bir yana byk enkazlar halinde bekledii grlmektedir. Bu ise arpk ehirlemenin skntl havasnn yannda, ehirlerde harabe grntleri ieren dzensiz bir yaplamay meydana getirmektedir. Bugn zellikle tarihi bir gemie sahip vilayetlerimizde bu problem artarak devam etmektedir. ehirlerde meydana gelen bu terkedilmi, virane grntlerin olumasna ve problemin arlamasna yetkililerin olaya kaytsz kalmas byk lde sebep olmutur. Halbuki toplum hayatnn btn safhalarn kaplayan ve imknlar nispetinde ihtiyaca cevap veren vakflar incelendiinde vakfedilen eserlerin tamir ve bakmlarnn dzenli olarak yaplarak sonraki nesillere zelliklerini kaybetmeden ayn ekilde nakledildii grlmektedir. slm dnyasnda vakflar, sadece sknt ierisindeki insanlarn madd ihtiyalarn gidermek iin meydana getirilmemi, ehirlerin imar da hedeflenmitir( Sak, 2005: 8).

293

akir TURAN

Say 31 Aralk 2011

Vakfn asl gayesine ulaabilmesi, vakfedilen eserlerin ayakta kalmas ile mmkn olacaktr. Bu ise vakfiyelerde konu ile ilgili bir takm artlarn belirtilmesini gerektirecektir. Bu artlar yerine getirildii takdirde vakf, asli vazifesini yerine getirebilecek ve toplumun ihtiyalarna cevap verebilecektir. Dolaysyla vakfedilen eserler harabe durumdan kurtarlarak ehirlerin srekli mamr kalmalar salanacaktr. Bu ise ehirlerin dzenli bir ekilde yaplamasn meydana getirirken, devaml olarak grnt gzelliinin olumasn salayacaktr ( lken, 1971: 37). Bu makalede XIX. yzyl sonlarnda Ktahya da Kk ar mevkiinde bulunan i yerleri ve onlarn bakm ve onarm ile ilgili Hac mer Aa vakfiyesi deerlendirilecektir. Bu vakfiye, Demircirenli Hac mer Aaya ait 2 Receb 1317/ 6 Kasm 1899 tarihlidir. 68 numaral Ktahya eriyye Sicilinin 28. sahifesinde 98 numarada kaytldr. Vakfiye Trke olup, bandaki onay ksm ile sonundaki ahitler blm dnda 29 satrdan meydana gelmektedir ( 68 Num. KS: 28, 98,: 1-29). VAKFYENN TANITILMASI Vkf Yukarda genel zelliklerinden ksaca bahsettiimiz vakfiyeyi dzenleten, Ktahyann Cedid Mahallesinden Demircirenli Hac mer Aa bn Ali b. Abdlkadirdir. Hakknda vakfiye dnda bilgi bulunmamaktadr. Vakfiyenin Tescili Vakfiyenin tescilini Ktahya eriye mahkemesi yapmtr ( Gyn, 1991: 125). Vakfiyeyi onaylayann Ktahya Kads olduuna baklrsa, sz konusu vakfiyenin tescilinin Kad Mehmed Salihin naibi tarafndan yapld sylenebilir. Naibin ismi, imdilik belirlenememitir. Vakfiyeyi Onaylayan Kad ve ahitler Vakfn, vakfiyede belirtilen artlar erevesinde faaliyetlerine balayabilmesi, tescil ileminden sonra, Kad veya Kazasker tarafndan onaylanmasyla mmkn olmaktadr. Vakfiyeyi tasdik eden kadnn ad vakfiyenin bana kaydedilmektedir. H. 1317/ M. 1899 tarihli Hac mer vakfiyesini kaydeden Ktahya kads Mehmed Salih Efendidir ( KS, 68/98, A). Bu zatla ilgili imdilik vakfiyedeki dnda bilgi bulunamamtr. Vakfiyenin tescili srasnda bir grup insan mahkemede bulunur ve hazrlanan vakf senedini imzalard. Bunlarn adlar vakfiyenin sonuna yazlr ve tescil ilemi tamamlanm olurdu. H. 1317 / M. 1899 tarihli Demircirenli Hac mer Aa vakfiyesinin tescili yaplrken tank olarak Serktib-i er mekerremetl Ali Rza Efendi, Ketebeden Mehmed Emin Efendi, Ketebeden Mehmed Halid Efendi, Ser Muhzr Osman Aa, Hseyin avu isimlerine rastlanmaktadr (KS, 68/98, B). Vakfiyenin sonundaki ve gayrihim kelimesi, ad geenlerin dnda da tanklarn varlna iaret etmektedir. Yukarda isimleri belirtilen ahslarn tamam Ktahya mahkemesinde grev yapan kiilerdir.

294

Say 31 Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi Aralk 2011

Tescil Mtevellisi Demircirenli Hac mer Aa, vakfiyenin tescili iin Ktahya Lala Hseyin Paa Mahallesi ahalisinden Hac Ahmed olu Osman Aay tescil mtevellisi olarak atamtr (KS, 68/98, satr 6). Sz konusu vakfn tevliyeti vakfiyede belirtilerek sa olduu srece vkfn kendisinde olacaktr, onun vefatndan sonra tevliyetin nasl yrtleceini Ktahya kads tespit etme yetkisine sahip olacaktr. Ktahya kads tarafndan seilecek olan mtevellide bir takm artlarn aranmas , vakfiyede belirtilmemitir. Buna gre genel olarak mtevelli dindar, namuslu ve ahlkl olacaktr. Vakfiyenin yrtlmesi ancak seilen mtevelli eliyle gerekletirilecek bundan sonraki yllar iin ayn uygulama geerli olacaktr. Mevkuft Vkf Demircirenli Hac mer Aa, Ktahyada Kk ar mevkiinde Kk Hamamla snr olan kundurac dkkn ile ayn yerde bulunan drt taraf ana yol ile snrl saati dkkann icara verilmek suretiyle vakfetmitir (KS, 68/98, 7-11, sz konusu mevkuf dkknlarn kalntlarna bugn rastlanmamaktadr. Bu blge Kk Park diye bilinmektedir. Sz konusu vakfn kurulduu tarihlerdeki muhtemel grntsn hatrlatmas asndan bkz. resim 1). Elde edilen kira gelirleriyle ncelikli olarak dkkanlarn bakm yaplarak sz konusu mevkftn uzun mrll salanmtr. Vakfn Gelirlerini Harcama ekli Demircirenli Hac mer Aann vakfettii kundurac ve saati dkknlarndan elde edilen kira gelirlerinin bir ksm ile ncelikli olarak sz konusu mevkufun yllk vergilerinin verilmesi istenmektedir. Vakfn amacna uygun olarak faaliyetlerini yrtebilmesi vakfedilenlerin salam bir ekilde ayakta kalmalar artna bal olduu iin ncelikli olarak dkknlarn tamir ve bakma muhta olan ksmlarnn tanzimi vakfiyede zelikle belirtilmitir (KS, 68/98, 12-13). Bu uygulamaya vakfiyelerde oklukla rastlanmaktadr (Sak,2005: 14-48, Vakfiyelerde geen Tamiri gerektike evkf- mezbre gelirlerinden tamir oluna, tamir ve termmine sarf oluna, tathr ve ihtiya olduka termm ve tamr eklindeki ifadeler bunu gstermektedir). Elde edilen gelirlerin kalan ksmyla ise vakfiyenin dier artlar tespit edilmitir. Buna gre Lala Hseyin Paa Camiinde Rebiul evvel aynn ortasnda yani Hz. Peygamberin doumunu takip eden haftann ilk Cuma namazndan nce mevlid okunmas, mevlidi okuyan mevlidhana 20 kuru verilmesi, mevlidi dinleyenlere ikram edilmek zere 70 kuruluk eker alnp datlmas gerekmektedir ( KS, 68/98 : 13-16). Ayrca Lala Hseyin Paa Camiinde gn ar Kurandan bir cz okutulmas, okutulan czlerden 2 ayda bir Kurann hatmedilmesi, neticesinde hatim duas okutulmas, Kuran hatm eden ve duasn yapan kiiye yllk 120 kuru verilmesi vakfiyede belirtilmektedir (KS, 68/98, 16-18). Vkf, vakfiyede gelirlerden arta kalan paray vermektedir. kendi ilerine harcama yetkisini mtevellilere

295

akir TURAN

Say 31 Aralk 2011

VAKFYEDE DKKAT EKEN BAZI HUSUSLAR Vakfiyeye toponomik ynden bakldnda Kk ar, Kk Hamam, Lala Hseyin Paa Camii, Cedid Mahallesi, adlar gemektedir. Kk ar, mevkfatla vakf gelirlerinin harcanaca yerler belirtilirken Kk Hamamla birlikte zikredilmektedir. u anda Kk ar blge ismi olarak gemekle birlikte, hamama bitiik zikredilen dkknlarn, daha 1930lu yllarda ayakta olduu bilinmektedir. ( Resim: 1). u halde 1930dan sonra harabe durumdaki dkknlar ortadan kaldrlm olmaktadr ( Resim: 2). Gnmzde yerinde Kk Park bulunmaktadr. Kk Hamam, Kk arnn ve vakfedilen dkkanlarn yerini belirlemede nemli rol oynamaktadr. u anda zikredilen hamamla birlikte ayn mekan ierisinde Kk Park bulunmaktadr. Kk Hamam, 15.yy. balarnda Germiyanolu II.Yakup Beyin subas ve kader arkada olan Hisar Bey tarafndan yaptrlmtr. Hamam, Hisar Beyden oluna miras kalmtr. Daha sonra Osmanl Hkmdar II.Beyazid in izni ile hamama kk bir kadnlar blm ilave ettirilmitir. Hamam zamanla eitli onarmlar geirmi ve baka amalarla da kullanlmaya balamtr. Halen erkekler hamam olarak kullanlmaktadr ( Resim: 1). Lala Hseyin Paa Camiinin yaptrlmasn salayan Hseyin Paa, II.Selim' in Lalas olup, onun padiah olmas ile 1566' da Ktahya valisi, daha sonra da 1566-1568 arasnda Anadolu Beylerbeyi olmutur. Sz konusu caminin yapmna bu yllarda balanmas kuvvetle muhtemeldir ( Uzunarl, 1988: 413-420). Cami, karsnda bulunan hamam ile geni bir avlu iinde, aalar arasndadr. Cami ile birlikte sbyan mektebi de yaptrlmtr. Bu gn bu mektebin kalntlarna rastlanlmamaktadr. Tek kubbeli be blml son cemaat yerine sahip caminin, avlusunda iki adrvan ve tula minaresi bulunmaktadr. 16 yy. Osmanl Mimarisinin klasik zelliklerini tayan camide kesme ta kaplamal yap dikkat ekmektedir. Vkf, mevlid ve cz okutturulmas iinde sz konusu camii tercih ederken, halkn bu mekana olan ilgisini gzetmektedir. Bu durumla vkfn manevi kazan dnd sylenebilir (Evliya elebi, 2005: 15, Sz konusu camiyle ilgili Evliya elebi seyahatnmesinde; Yeni mahallede Hseyin Paa Camii gayet mesiregh ve mzeyyen ve bir rn yerde mebnidir. Ren bddr. Haremde azm nar- mntehlar var kim evce ser ekmitir ve gyet mferrihdir ve metindir musanna pk kurun rtl cmii latifdir. eklinde bahsetmektedir). Cedid Mahallesi, Ktahyada gnmzde de ayn isimle varln srdrmektedir. 1571de 13 hane ve 4 mcerredin varlndan sz edilmektedir (Varlk, 1998 : 199). Demircirenli Hac mer Aa vakfiyesinde, sz konusu mevkftnn bakm, onarm ve yllk vergilerinin verilmesi zerinde durulmutur. Vakfn artlarnda ncelikle, mevkfun ticaret met olmasndan dolay yllk vergisinin verilmesi gerektii ncelikli art olarak vurgulanmtr. Bu durum vkf Hac mer Aann doum yerinin Demirciren olduu, Ktahyaya yerleerek zamanla bu ehrin saygn erf haline geldii fikrini akla getirmektedir.

296

Say 31 Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi Aralk 2011

Vkf Hac mer Aa, vakfnn devamn salayabilmek iin vakfiyede mevkufun bakm ve onarmna kira gelirinden pay ayrmaktadr. Bu ekilde bakml ticaret merkezlerinin meydana getirilmesinin yannda kendisinden sonraki dnemlerde, vakfettii eserlerin sorumsuzca kullanlmasn nlemeye almtr. Gnmze gelinceye kadar vakf dkknlarnn bakmszl ve birilerine ulufe tarznda verilmesi gz nne alnrsa, vkfn hasssiyetinde ne derece hakl olduu ortaya kacaktr. Bu ekilde mevkfun icar bedeli gncellenirken dier taraftan bakml bir ehir grnts salanacaktr. Vkf kendi salnda mtevelli olarak kendisini belirtirken, kendisinden sonra Naib-ere mtevelli tayini yetkisini brakmtr (Yediyldz, 1997: 162, Trk Vakflarndan byk bir ksmnn (%56) bizzat kendilerini mtevelli tayin ettikleri , lmlerinden sonra bu vazifeyi ocuklarna , neslin inkrazndan sonra da akrabalarna ve azatl klelerine art kotuklar grlmektedir. Vakflarn ancak %11i tevliyet hizmetini ailelerine mensup olmayan kiilere tevdi ederken , dierleri ( %33) mtevellinin kad veya vakfn nzr tarafndan tayin edilmesini istemektedirler). Vakfiye artlarndan olan vkf adna mevlid ve cz okutma grevlerinin mahkeme nibine braklmas , onun ocuunun olmad ihtimalini dndrmektedir. Hac mer Aa Vakfiyesinde, kendisinin veftndan sonra mtevelli tayininde dikkat edilmesi gereken kurallar belirtirken mtedeyyin ve mstakim olmasna dikkat ekmektedir. Bu ifadeler, bu konularda problemlerin yaandn zellikle din sahada da hzl bir ahlk erozyonunun belirtileri olarak kabul edilebilir. SONU 2 Receb 1317 / 6 Kasm 1899 tarihinde tesis ettii vakfla Hac mer Aa, vakfettii dkkanlarnn periyodik bakmlarn yaparak ve kendisinden sonra yaplmasn salayarak Ktahya ehirciliine katkda bulunmutur. Bu vakfta veya benzer artlar tayan dier vakflarda eserler sonraki yllara dzgn bir ekilde tanrken aksi takdirde bu binalar p ynlar haline gelmeye balayacak ve topluma bu sayede verilen hizmetler aksayacaktr. Nitekim sz konusu vakfiyede belirtilen bu art sonraki dnemlerde yerine getirilemediinden binalarn harabiyetine sebep olunmutur. Benzer artlarn dier vakfiyelerde de belirtildii ve dikkate alnmad dnlrse ehirlerin tam bir tarihi yap enkaz ierisinde kaldklar grlecektir. zellikle vakf eserlerinin bugnk perian hali gz nne alnrsa vkfn ne kadar ince dnerek bu art koyduu anlalmaktadr. Dier taraftan sz konusu vakfn devam kira gelirlerinden salanaca iin dkkanlarn bakmszl dier hizmetlerin yrtlmesini de aksatacak veya tamamen bitirebilecektir. Bu dorultuda vakfiyede belirtildii zere kira gelirlerinden verilmesi istenen vergi verilemeyecek ve devlet gelirlerinde czi miktarda da olsa eksilme sz konusu olacaktr. Sistemin bozulmasyla vakfn ana amalarndan saylan dini faaliyetler icra edilemediinden insanlarn birbirleriyle grmelerinde aksaklklar yaanacaktr. Bu ise beeri mnasebetlerde bir takm zafiyetleri ortaya karmakla birlikte toplumda moral olarak tatminsizlii meydana getirebilecektir (ztrk, 2003: 40). Bunun yannda bu hizmetlerin yrtlmesi esnasnda meydana getirilen ticari hareketlilikler

297

akir TURAN

Say 31 Aralk 2011

kesintiye urayacaktr. Mevlit ve Kurandan czlerin okutturulmas suretiyle gerekletirilen dini istihdam salanamayacaktr. Vkf, binalarnn tamirinde sergiledii hassasiyeti dier hizmetlerin yrtlmesinde kullanlacak vazifelilerde de gstermitir. Sz konusu vazifeleri yerine getirmek zere seilecek olan grevlilerin azil ve tayininin bizzat vkfn, kendisinden sonra da tevliyet iinin mtedeyyin ve mstakim bir mtevelli eliyle gerekletirilmesini talep etmesi bu konuda bir takm skntlarn mevcudiyetini ortaya koymakta, kendisinin ise bu konudaki hasssiyetini gstermektedir. Bu ekilde ehil bir mtevelli eliyle bu iler yrtlecek, zellikle madd imkn snrl olan insanlar, rencide edilmeden vakfta istihdam edilecektir. KAYNAKA 68 Numaral Ktahya eriye Sicili, Sahife 28, Numara 98, sat. 1-29. Evliya elebi, (2005) ,Seyahatnme, YKY yay, IX, Hazrlayanlar, Y. Dal, S.A. Kalrom, R. Dankoff, stanbul. Gyn, N. , ( 1991), Vakf Tesisinde Devletin Katks ( 16.Yzyl inde), Osmanl Aratrmalar, stanbul, S.XI: 123-128. ztrk, N., ( 1999), Sosyal Siyaset Asndan Osmanl Dnemi Vakflar, Osmanl, Yeni Trkiye Yaynlar, Ankara, C.V: 34-43. Sak, . , (2005), eriye Sicillerinde Bulunan Konya Vakfiyeleri ( 1650-1800), Konya. Uzunarl, .H. , (1988), Osmanl Tarihi, C.II, Ankara. lken, H.Z. , ( 1971), Vakf Sistemi Ve Trk ehircilii, Vakflar Dergisi, S.IX, Ankara, : 13-37. Varlk,M.. , (1998) , XVI. Yzylda Ktahya ehri Ve Eserleri, M..FEF Trklk Ara. Der. III, 3 , : 197-205. Yediyldz, Bahaedin (1997), Vakf, slam Ansiklopedisi, ( MEB), CXIII : 153-172.

298

Say 31 Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi Aralk 2011

299

akir TURAN

Say 31 Aralk 2011

Hac mer Aa Vakfiyesi (Ktahya eriye Sicili 68 / 28 / 98) transkripsiyonu M fhi minel- vakfi vet- tescli vakaa ind ve sadril- hkmi minn limen bil- hilfilcr beynel- eimmetil- eslf ve enel- fakirun ileyh izz-i nh es- Seyyid Mehmed Salih el- mevl be Medne-i Ktahya. elhamdlillahillezi eazzl havss ibdeh bi sarfi emvlihim ilel- envil hayrt ve inihim alel- iktisbi esnfi l- mehmid vel- hayrt ves- salt ves-selm al Reslih ve Nebiyyih hayrul- beriyyt ve al lih ve eshbih il yevmi yestetilll- mer tahtes- sadakat emm bad. bu vakfiye-i cell-n ve cerde-i bedul unvnn tahrr ve insna bd ve tastr ve imlsna r oldurki, Medne-i Ktahyann Cedd Mahallesi ahlisinden shibul- hayrt vel- hasent verbul- cenne ved-derect Demirciviranl Hac mer Aa bn Ali bin Abdlkadir meclis-i er-i hatrde zikr-i t vakfna li -eclit- tescl mtevelli nasb ve tayn eyledii medine-i mezbrenin Lala Hseyin Paa Mahallesi ahlisinden Hac Ahmed olu Osman Aa bn el-Hacc Ahmed mahzarnda ikrr- sahih-i er ve itirf- mer edb vakf- tiz-zikrin sudruna dein silk-i milk-i sahihimde mlkm olan medine-i mezbrede Kk arda vki bir tarafndan Hadice bnete Abdullah dkkn bir tarafdan Kk Hammam bir tarafdan mlkm olan kundurac dkkn ve taraf- rbii tark- mm ile mahdd bir bb sat ve ary mezbrede vk bir tarafdan mezkr sati dkkn ve bir tarafdan mezkur Hammam ve bir tarafdan mlkm olan menzilim kapusu ile mahdd bir bb kundurac dkknyla ceman iki bb dkknlarm cem mlmdan ifrz hasbeten lillhis samed vakf- sahh-i mebbed ve habs-i sarh-i muhalled ile vakf ve habs edb yle art eyledimki; dekkn-i mahdd- mezkrlar b yed-i mtevelli hara icr olunub hsl olan gallesinden evvel verg-yi senevsi tediye ve tesviye ve muhtc- tamr olan mahalleri tamr ve termm olundukdan sonra galle-i bkiyesinden Lala Hseyin Paa Cami-i erfinde ehr-i Rebil- evvelin evstnda bir cuma gn bade edissalt-i cuma mnfe-i veldet-i Hazret-i Nebev krat olunub meclis-i mevld- erf i mezkrda hzr bulunan Cemat- mslimn iin yetmi guruluk eker bil- mbyea tevz ve it oluna ve yirmi guru mevld- erfi krat eden efendilere verile ve cm-i erf-i mezkrda gn aur bir cz-i Kurn- azm-n krat ve iki mhda bir hatm-i erf mea du icr oluna ve kari olan hfz efendiye senev yz yirmi guru verile ve hatm-i erfin ecr ve mesbtn ebeveynim ruhlar ile badelveft benim ruhma hediye oluna ve galle-i mezkrun fazlas mtevelli olanlar kendi umrlarna harc ve sarf eyleye ve hatm-i erfi tilvet eden hfzn azl ve tayni yedimde ola ve tevliyeti lbisl- libs- hayt olduka kendim olub badel- veft medine-i mezbrede nib-er bulunan efendilerin intihbyla mtedeyyin ve mstekm bir mtevell nasb ve tayn oluna dey tayin-i urt ve tebyn-i kuyd birle dekkin-i mezkrlar frian ani-evl mtevelli-yi mm ileyh teslm eyledikde ol dahi vakfiyet zere ahz ve kabz ve teslm ve evkf- sire mtevellilerinin tasarruflar gibi tasarruf eyledi dedikde gbbet- tasdki- er vkf- mezbr kelmn semt-i har srife olub dekkin-i mezkrlar kel- evvel mlkme istirdd ederim dey vakf- mezkrdan rc murd etdikde mtevellyi mezbr dahi redd teslmden ib ve imtin birle mterfian ve her biri mbtesnca faslu hasm tlibn olduklarnda tarefeynin kelmna nazar mnalil- hayr olmakdan hazer edb limen bilhilfil- cri beynel- eimmel eslf al kavli men yerh min eimmetil- mctehidn vakf- mezkrun evvel shhhatine ve sniyen lzmuna hkm-i er ve kaz-y mer merihim olunman vakf- mezkr sahh ve lzm ve mtehattem oldu femen beddeleh bade m semiah fe innem alel-lezne ybeddilne innellhe semun alm ve ecrul- vkf alel hayyil- cevvdil- kerm cer zlike hurrire fil- yevmis-sn fi ehri Recebil ferd li sene seba aer ve selse mie ve elf. uhdl- hl

300

Say 31 Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi Aralk 2011

Ser ktib-i er mekerremetl Ali Rza Efendi Ketebeden Mehmed Emin Efendi Ketebeden Mehmed Halid Efendi Ser Muhzr Osman Aa ve Hseyin avu ve gayrihim.

Resim : 1 Cumhuriyet Cad. Kk Hamam 1930.

301

akir TURAN

Say 31 Aralk 2011

Resim : 2 Kk Hamam Arkas 1972 (Bugnk Kk Park).

302

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

DEMOKRASLERN TCAR LKLER ARASINDAK EKM ETKS: TRKYE ZERNE PANEL EKM MODEL
Yrd. Do. Dr. Bilecik niversitesi, ..B.F. ktisat Blm

Hseyin ALTAY

ZET: Bu almann amac demokrasilerin ticari ilikiler arasndaki ekim etkisini incelemektir. alma Trkiye zelinde olup, Trkiyenin demokratik, ksmen demokratik ve demokratik olmayan lke gruplaryla ihracat ve ithalat ilikilerini karlkl demokrasi seviyeleriyle aklamaya almaktadr. 145 lkeye ait veriler kapsamnda panel ekim modeline gre hazrlanan veri seti 1996 ve 2008 yllarn iermektedir. Ulalan bulgulara gre; Trkiye ve ticari ilikide bulunulan lkelerin demokrasi seviyeleri karlkl olarak ihracat hacmini etkilemede farkl dzeylerde anlamldr. En yksek ekim etkisi demokratik lkelerle gerekleirken, demokrasi seviyesi dtke bu etki azalmaktadr. thalat asndan ise demokratik lkelerin tek tarafl ekim etkisi dnda anlaml sonulara ulalamamtr. Genel olarak ise, Trkiyedeki demokratikleme srecinin demokratik ve gelimi lkelerle olan ihracat hacmini dier lkelere oranla ok daha fazla artrmasna neden olaca sonucuna ulalmtr. Anahtar Kelimeler: Ticaret, Demokrasi, ekim Modeli

GRAVITY EFFECT OF DEMOCRACIES AMONG TRADE RELATIONS: PANEL GRAVITY MODEL ON TURKEY
ABSTRACT: The aim of this study is to analyse gravity effect of democracies among trade relations. The study which is specific on Turkey, tries to explain Turkey's export and import relations with democratic, partly democratic and nondemocratic country groups with their mutual democracy levels. The data set, prepared according to the panel gravity model of 145 countries covers the years 1996 and 2008. According to the findings attained; democracy levels of Turkey and countries trade relation associated with are significant in different levels in affecting export volume mutually. While the highest gravity effect is with democratic countries, as the level of democracy recedes this effect decreases. In terms of imports, there is no significant result except the unilateral gravity effect of democratic countries. Generally, the democratization process in Turkey is precipitated to increase the import volume with the democratic and developed countries proportionally other countries.

Keywords: Trade, Democracy, Gravity Model GR Siyasal ideolojiler toplum iin uygun grlen politik dzeni aklamaya alan, ortaya koyduu temel felsefe ekseninde haklln ve kendini ortaya karmada eitli sreler, kurumsal dzenlemeler ve programlar sunan inan sistemleridir. Bu kapsamda toplumun genel grn ve bu toplumun kuruluunda en temel yntemlerdir. Siyasal ideolojiler, bir politik dzende deiim, dnm, reform

303

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

ya da geliimin nasl olacana ilikin birbiriyle balantl rasyonel dncelerin pratie nasl dntrleceini ifade ederler. Ayn zamanda, tercih edilen siyasal dzenin geliiminde veya korunmasnda da bir rehber konumundadrlar (Christenson, 1971: 5). te bu adan Faizm, Sosyalizm ve Liberalizm; siyasal, ekonomik ve toplumsal dzen kurma felsefesi olan ideolojiler olarak bireye, topluma ve devlete bak alarna gre birbirinden ayrlrlar. Liberalizm, faizmin her eyin lsn belirleme yetkisini devlete verme anlayna kar kar. Farkl bir adan da toplumu bireyin stnde bir ama olarak gren sosyalizmi de reddederek bireyi bal bana bir ama olarak kabul eder. Bu adan liberalizm her ynden bireyi snrlandran, kazanmasna gelimesine ve ilerlemesine engel olan toplum ve devlet basklarna kar bireyin yannda yer alr. Bireyi her eyin temeline oturtmas sonucu onun her alanda zgr olmasn salamaya alr. Toplumu ve devleti bu alanlar snrlandran bask unsurlar olarak deerlendirir. Buna karlk devletin zorunluluunu kabul etmekte, toplumsal ilikilerin kanlmazln vurgulamakta ve bireyin zgrlnn baka bireylerin zgrl snrna kadar olduunu da belirtmektedir. Bu onu devlet anlay asndan faizmden, toplum anlay asndan sosyalizmden ve birey anlay asndan da anarizmden farkl bir yere oturtmaktadr. Liberalizm, tarihe de bireyin zgrlemesi ve devletin birey zerindeki egemenliinin snrlanmas sreci olarak bakar (etin, 2002: 93-94). Liberalizm merkeze yerletirdii insan iin, dnyevi konularda nce akl, akln yetersiz kald alanlarda da gzlem ve deneye dayal bilimi en temel yol gsterici edinmitir. Bu ynyle liberalizm hem ferdiyeti sosyal bir felsefedir, hem de geree hakikate akl-bilimle ulalabileceini iddia eden rasyonel ve pozitivist bir bilgi felsefedir. Ferdin en temel haklarndan biri olarak eitlik ilkesini esas ald iin de btn fertleri eit kabul etmi ve hukuk sistemini de bu temel ilkeye gre biimlendirmitir. Liberalizm ayn zamanda, hrriyeti ferdin tabii hakk olarak gren ve dnyevi sistemini hrriyet ilkesi zerine ina eden politik bir felsefedir. zet itibariyle liberalizm fertten, hrriyetten, eitlikten, akldan, bilimden yanadr. Baka bir ifade ile ferdiyeti, hrriyeti, eitliki, bilimci ve aklcdr. ktisadi sistemini ise, kutsal sayd zel mlkiyete dayandrmtr. Dolaysyla liberalizm, ferdin doutan getirdii temel haklara sayg duymayan, ifade hrriyetini engelleyen ve emeiyle kazand mlkne zarar veren her trl otoriteye, domaya, nyargya kardr. Bu bakmdan devletten, ferdin nndeki her trl engelin kaldrmasn ve ngrd temel haklarn da korumasn ister (Kodaman, 2011: 2-3). Zaman, mekan, doa ve insan algsn deitirerek insan temel felsefesi ierisinde merkeze alan, rasyonalizmi, bilim-teknii ve paray da insann eline veren liberalizmin ekonomik alandaki en byk etkisi Sanayi Devrimi eklinde ortaya kmtr. 1750-1850 yllar arasnda gelien Sanayi Devrimi (Teknik Devrim) liberal kapitalizmin oluup yerlemesini salayacak yapsal ve dnsel deiimlerin temelleri zerinde ve dorultusunda gelimitir. Uzun yllar etkisini devam ettirecek olan kapitalist deiim ve geliimin aamalarndan biri olan bu devrim, insan doaya egemen klacak, burjuvaziyi iktidara geirecek, liberal kapitalizmin en nemli slogan olan laissez faire-laissez passeri de merkeze yerletirecektir (Hamitoullar, 1982: 147-148). Sanayi devrimi giriimciliin aileden ayrlmas, iblmne dayal retim, byyen sermaye birikimi, rasyonel hesap ve karlar, sanayi giriimlerinden doan snfsal ayrmlar ile yeni bir toplumsal yap ortaya karmtr. Bu toplumsal yapnn bireyi de liberal kapitalizmin ngrd Homo Economicus

304

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

tur. Sanayi devrimi, ayrca serbest giriim, zel mlkiyet alanlarndaki gelimelerle liberalizmin ekonomik bir tabana oturmasna ve kapitalizmin glenmesine zemin hazrlamtr (etin, 2002: 88-89). Gelien liberal kapitalizm ortamnda toplumun tm alanlarnda glenen burjuvazi de kendini gl tutmaya devam ettirecek ynetim sistemlerini de belirlemeye balamtr. Feodal sistemde eksik olan ekonomik deerler zamanla demokratik sre ve rejimlerin olumaya balamasyla kapitalizmin etkisi altnda toplanmaya ve yaplanmaya balamtr. Demokratik rejimlere en iyi alt yapy oluturacak ve onunla en az sorunla alabilecek ekonomik sistem kapitalizm olarak ne kmtr. nk zel mlkiyet, kiisel karlar, rekabet ve serbest giriim kapitalist anlayn olmazsa olmazlardr. Bunlara paralel olarak demokrasi kavramnn znde de bireysel hak ve zgrlkler arlkl olarak yer aldndan kapitalizm ile demokrasi mutlak manada uyumasalar da birbirleri asndan vazgeilemez sistemler olarak alglanmlardr (Kuat, 2011: 127-128). Demokrasi Yunancadan gelme bir kelime olup, demos halk ve kratein egemen ya da iktidar olmak anlamna gelen iki kelimeden olumaktadr. Bu yapsyla demokrasi kelimesi halkn ynetimi ya da ounluun ynetimi anlamnda kullanlmaktadr. Abraham Lincolne gre de demokrasi halk tarafndan, halk iin halkn ynetimi olarak tanmlanmaktadr (Becker ve Raveloson, 2008: 4). Demokrasi; vatandalarn, toplumun, dolaysyla kendilerinin ynetime katlmasna dayanmakta ve esas olarak toplumun nasl ynetilecei ile kararlarn alnma biimi zerinde dururken, liberal yaklam ise birey ile devlet arasnda olmas gereken ilikiler zerinde younlamaktadr. Ancak liberalizm ile demokrasi arasnda bir snr izilmesi ou kez mmkn olmamaktadr. Ama nihai anlamda demokrasi, katlma yannda zgrlk ve eitlik esasna ve bireye dayandndan otoriter bir ynetimle uyum gsteremeyecektir. Yine demokraside bireyin ve zgrln korunmas esas olduundan ounluun istemesi ve desteklemesi halinde bile dierlerinin haklarna dokunulmayacaktr. Dolaysyla demokrasi, hibir halde snrsz ve keyfi bir iktidar kullanm ile uyum gstermemektedir (Demir, 2010: 604). Aksine demokrasi, dnce zgrl, zel mlkiyet, serbest piyasa ve serbet d ticaret gibi hususlarda iktidar gcnn snrlandrlmas konularnda liberal (kapitalist) anlayla paralellikler arz etmektedir (Nianc, 2001: 582). Liberal anlay temelde devlet otoritesinden ok fazla holanmaz, ancak liberalizm tamamen bireyci ve szleme esasl olduundan doabilecek atmalarn nihai ve adil zmn kendi karlarnn dnda, ounluun uzlama ve konsenssn tayan demokratik devlet kararlarnda bulur (Wallerstein, 1998: 25). Ksaca sylemek gerekirse, liberal anlay ekonomik alanda kapitalist dncenin, siyasal alanda da demokratiklemenin gelimesinde en belirleyici rl oynamtr (Albayrak, 1995: 96). Liberal kapitalizm ve liberal demokrasi arasndaki bu neden sonu ilikisi balamnda; tarihsel sre, ampirik bulgular ve mantksal ilikiye ynelik olarak yaplan almalar liberal demokrasinin liberal kapitalizmin ana rahminden doduu grn kuvvetlendirmektedir. Bu yaklam erevesinde, bir yandan kapitalizm demokrasinin ana nedenlerinden biri olarak sunulurken, daha geni bir bak asyla da aslnda bu iki sistemin birbirlerini retip besledikleri eklindeki grlerde yaygnlk kazanmaya balamtr (Bulut, 2003: 71-80). Bu gre gre zellikle az gelimi ve gelimekte olan lkelerdeki demokratikleme srelerinin hzlanmas bu lkelerdeki ekonomik aktivitelerin artmasn salayacaktr.

305

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

LTERATR NCELEMES lkelerdeki demokrasi seviyesinin artmas finansal yatrmlarn, dorudan fiziki yatrmlarn ve serbest d ticaretin nndeki engelleri azaltarak ekonomik byme ve kalknmay artraca gr kuvvet kazanmaktadr. Bu alanda yaplan almalarn byk bir blm demokrasi ile byme ve kalknma zerinde younlamaktadr. Biz ise bu almada demokrasi ve d ticaret arasndaki ilikiler zerinde durmay amalyoruz. Bu konuda yaplan aratrmalar incelendiinde demokrasinin lkeler arasndaki ticari iliki ve akmlar zerinde de olumlu etkilerinin olduu grlmektedir. Bliss ve Russett (1998), 1962 ve 1989 yllar aras verilere dayanarak yapm olduklar almada lkelerdeki demokratik rejimlerin ticaretin nndeki engelleri kaldrd ve buna bal olarak da uluslararas ticaretin gelitii sonucuna varmlardr. Gelimekte olan lkelere ynelik 1970 ve 1999 yllarn kapsayan almalarnda Milner ve Kubota (2005), gelimekte olan lkelerde son yllarda grlen demokratikleme abalarnn bu lkelerde ticaretin serbestlemesinde en nemli faktr olduunu ileri srmlerdir. Ayrca Milner ve Kubotaya gre gelimekte olan lkelerdeki bu demokratikleme abalar ticari kresellemeninde en nemli itici gcn oluturmaktadr. Benzer almalaryla Lim ve Decker (2007), ekim modeli kullanarak 1948 ve 1999 yllar arasn kapsayan analizlerinde demokrasi ile ticari ilikiler asndan pozitif ve kuvvetli bir iliki olduu sonucuna ulamlardr. Kreselleme srecinin lkelerdeki demokratikleme ve ticari liberalizasyon srecini hzlandrd grnden hareketle yaplan almada 1990 ncesi ve sonrasna odaklanlmtr. 1990l yllardan sonra zellikle gelimekte olan lkelerle gelimi lkeler arasnda, demokratikleme srelerinin hzlanmasyla birlikte ticari ilikilerin artmaya balad ynnde baz sonulara ulalmtr. Polachek (1997), demokratik lke gruplar arasnda ibirlii ilikilerinin yksek, buna karlk atma ve anlamazlklarn dk olmasnn nedenlerini aratrmtr. Polachek bunun en nemli nedenini bu lkeler arasndaki ekonomik ilikilerin kuvvetli olmasyla aklamaktadr. almada ulalan sonulara gre; demokratik lke gruplar arasnda dierlerine oranla ok yksek dzeyde ticari ilikiler mevcuttur. Uluslar aras ticaret yoluyla elde edilen kazanmlar kaybetmek istemeyen bu lkeler daha az atmac ve daha fazla ibirlikidirler. Konuya farkl almlar kazandran Kono (2006 ve 2008), almalarnda demokratik lkelerde demokratik olmayan lkelere gre ok daha liberal ticaret politikalar uygulandn ileri srmektedir. Dier bir ifade ile Konoya gre lkelerin ticari politikalar demokratik seviyeleriyle yakndan ilikilidir. Konoya gre ayrca demokratik lkeler ticaretin nndeki engelleri kaldrma eiliminde iken zellikle tarife d engelleri ise artrma eilimindedirler. Yksek kalite ve rn standard uygulamalar ticari ilikilerin benzer yapdaki lkeler arasnda kalplamasna ve gruplamasna, buna karlk demokratik olmayan dk gelirli lkelerin ise ticari anlamda dlanmasna neden olmaktadr.

306

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

Morrow ve di (1998)de 1907 ve 1990 yllar aras ticari verilerle yaptklar analizde demokratik lkeler arasndaki ticari akmlarn demokratik olmayan lkelere oranla ok daha fazla gerekletiini belirtmilerdir. Mansfield ve di. (2002), i siyasi koullar balamnda lkeler arasndaki ekonomik ibirlikleri ve anlamalarn nedenlerini incelemilerdir. almada ulalan sonulara gre lkelerdeki demokrasi seviyeleri ykseldike ekonomik yaknlama ve ticari ibirlikleri ve anlamalar art gstermektedir. Ayrca almada demokratik lkelerde demokratik olmayan lkelere oranla iki kat daha fazla tercihli ticaret dzenlemeleri gerekletirilmitir. Mansfield ve di (2000), benzer baka bir almalarnda demokratik lkelerin dier demokratik lkelerle olan ticari ilikisinin, demokratik bir lkenin demokratik olmayan baka lkelerle kurduu ticari ilikiden ok daha kuvvetli olduunu ispatlamlardr. Konuyla ilgili almalar incelendiinde demokrasinin ticari ilikiler zerinde olumlu etkilerinin yannda demokratik yapdaki lkeler arasndaki olumlu etkiyi demokratik olmayan lkelere oranla daha da artrd grlmektedir. Ayrca dikkat ekici en nemli nokta; demokrasinin benzer yapdaki demokratik lkeler arasnda ekim etkisi oluturarak bu yapdaki lkeleri ticari ilikiler balamnda gruplatrd dierlerini ise dladdr. Bu almann amac bu sonular Trkiye asndan analiz etmektir. Dier bir ifade ile almada; demokrasilerin karlkl ekim etkisi oluturaca dncesinden hareketle, Trkiyedeki demokrasi seviyesinin artmas sonucu yksek demokratik seviyelere ulaan gelimi lkelerle olan ticari (ihracat ve ithalat) ilikilerinin ve hacminin artaca hipotezi snanacaktr. METODOLOJ ve VER SET almann belirlenen amac erevesinde, yorumlanabilecek bulgulara ulalmas asndan Panel ekim Modelinden yararlanlacaktr. ekim modeli ekim modeli, Newtonun Genel ekim Kanunu ndan tretilerek lkeler arasndaki gerekleen ikili ticaretin temel belirleyicilerini aklamada kullanlan bir yntemdir. Bu yntemi ilk olarak gelitiren ve uygulayan Tinbergen (1962) ve Pyhnen (1963) dir. Bu haliyle model standart ekim modeli olarak adlandrlmaktadr. Daha sonralar lkeler arasndaki ticareti aklamada fakl deikenlerin kullanlmasyla model gelitirilmeye allmtr. lk gelitirme Linneman (1966)n almalaryla balamtr. Sonrasnda ise Anderson (1979), Bergstrand (1985), Helpman ve Krugman (1985) ve Deardorf (1995)n almalaryla model uluslararas ticaret teorileriyle daha uyumlu bir hale getirilmitir. Gelitirilen bu modeller de genelletirilmi ekim modelleri olarak adlandrlmaktadr. Newtonun ekim kanununa gre, iki cisim birbirlerini ktlelerinin hacimleriyle doru, aralarndaki uzakln karesiyle ters orantl olarak ekerler. Bu yaklamdan hareketle lkeler arasnda gerekleen ticari ilikilerin lkelerin ekonomik byklkleriyle doru, aralarndaki uzakla bal olarak da ters ynl geliecei dnlr. Buna gre standart ekim modeli aadaki ekliyle formle edilir:

307

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

(1). Formlde yer alan T ij iki lke arasndaki ticaret hacmini, K sabit oran, Y i ve Y j ticari ilikide bulunan iki lkenin ekonomik bykln (GSMH, GSYH, KBMG), U ij de lke bakentlerinin birbirlerine uzaklklarn gstermektedir. Formln dorusal forma dntrlmesi iin eitliin her iki tarafnn da logaritmas alnr ve denklem aadaki forma dntrlr

(2). Denklemin bu formunda K*,

ve

tahminlenecek parametreleri,

hata terimini ifade

etmektedir. Denklemin (3). Formunda yer alan D ise, yaplan almann amacna bal olarak incelenmesi dnlen deiken ya da deikenler vektrdr. Panel Veri Analizi Panel veriler kabaca zaman serileri ile yatay kesit verilerin birarada kullanlmasdr. Dier bir ifade ile panel veriler, ok saydaki kesite bal zaman serileri ya da zaman boyutuna sahip olan kesit veriler olarak tanmlanrlar (Grene, 2003: 612). Panel veri analizinde kullanlan veri setinde oluturulan her bir kesit iin eit zaman uzunluklar mevcutsa dengeli (balanced), baz kesitlerde veri ekskliine bal olarak eit olmayan zaman uzunluklar mevcutsa bu seriler dengesiz (unbalanced) panel veri olarak adlandrlr. Bir panel veri denklemi u ekilde gsterilebilir:

(4). Denklemde yer alan i gzleme konu olan lke, blge, ehir, sektr, firma ya da tketicileri, dier bir ifade ile modelin yatay kesit ksmn, t ise modelin zaman serisi ksmn gstermektedir. Panel veri uygulamasna gemeden nce uygulamada kullanlan serilerin duraan olup olmadklar incelenmedir. Levin, Li ve Chu (LLC) (2002) ile Im, Pesaran ve Shin (IPS) (2003) testleri serilerdeki birim kk srecini aklamada en ok kullanlan testlerdir. Duraanlk testinin yansra veri setinin otokorelasyon ve deien varyans sorunlarn tayp tamad da test edilmelidir. Panel veri analizleri iin Bhargava, Franzini ve Narendranathan (1982) dengesiz (unbalanced) veri setlerine kolayca adapte edilebilen bir otokorelasyon test yntemi gelitirmlerdir. Bu ynteme gre eer bir veri setinde otokorelasyon sorunu mevcutsa deikenlerin birer geikmeli deerleri alnr. Gecikmeli veriler sabit etkiler metodu ile altrlarak otokorelasyonun ortadan kalkp kalkmad test edilir. Deien varsans

308

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

sorunun varl da Breusch-Pagan testi ile belirlenmeye allr. Tespit edilen deien varyans sorunu White dzeltme testiyle giderilmeye allr. Panel veri uygulamalarnda ayrca veri setinin yapsna bal olarak temelde iki yntem kullanlmaktadr. Bu yntemlerden biri sabit etkiler (fixed effects) dieri ise rassal etkiler (random effects) yntemidir. Kullanlan veri setinin bu iki yntemden hangisiyle test edilmesi gerektii konusu ise Hausman Testi sonularna gre belirlenmektedir. Veri Seti almada kullanlacak olan deikenler ve bu deikenlere ait deerlerin elde edildii veri kaynaklar aada yer almaktadr. lgili deikenlere ait olan veriler yllk bazl olup 1996 ile 2008 yllar arasn kapsamaktadr: i) Trkiyenin alma kapsamna alnan lkelerle gerekletirmi olduu hracat ve thalat verileri D Ticaret Mstearlndan 1 ii) Trkiye ve dier lkelerin Nominal GSMH verileri Dnya Bankas 1ndan, iii) Trkiye ve dier lkelerin Demokrasi verileri Freedomhousedan 2 iv) Trkiyenin dier lke bakentleri arasndaki Uzaklk deerleri Geobytes 3 adl internet sitesinden elde edilmitir. MODELN BELRLENMES VE UYGULAMA almann temel amac genel olarak lkelerdeki demokratik seviyelerin ticari ilikileri arasnda bir ekim ya da yaknlatrma etkisi meydana getirip getirmediini aratrmaktr. zelde ise bu durum Trkiye asndan sorgulanmaktadr. Bu ama erevesinde panel ekim modeli aadaki ekliyle belirlenmitir:

Modelde yer alan deikenlere ait aklamalar ise u ekildedir: = Trkiye ile ilgili dier lke arasnda gerekleen hracat (thalat) = Trkiyenin GSMH bykl

1 1

http://www.ekonomi.gov.tr/index.cfm?sayfa=79192159-19DB-2C7D-3D5AE56731D11E50 http://databank.worldbank.org/ddp/home.do? 2 http://www.freedomhouse.org/template.cfm?page=439 3 www.geobytes.com/citydistancetool.htm

309

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

= lgili lkenin GSMH bykl = Trkiyenin Demokrasi Seviyesi = lgili lkenin Demokrasi Seviyesi = Trkiye ile ilgili lke bakenti arasndaki mesafe (ku uuu km) Modelde kullanlan ihracat ve ithalata ait veriler ABD Dolar cinsindendir. lkelerin ekonomik byklkleriyle ilgili olarak kullanlacak GSMH verileri ekim Modeli uygulamalarnda ciddi bir tartma konusudur. Buna gre bir lkenin ekonomik bykl nominal, reel ya da satn alma gc paritesine gre hesaplanm GSMH rakamlaryla ifade edilebilir. D ticaret teorik olarak uluslararas piyasalarda oluan fiyatlar kapsamnda gerekletii iin satn alma gc paritesi bu anlamda bir lkenin ekonomik bykln tam olarak yanstmayacaktr. Reel olarak hesaplanan GSMH deerleri de bir lkede bir yl ierisinde retilen nihai mal ve hizmetlerin parasal deerini ve bu deerlerin deiimini gsterir. Bu adan ekim modellerinde genelde kabul gren yaklam nominal GSMHnn bir lkenin ekonomik bykln en doru ekilde yansttdr (Christie, 2001: 4). almada kullanlan Demokrasi verileri Freedom House tarafndan yaynlanan Politik Haklar ve Sivil zgrlkler 4 endekslerinin toplamnn ortalamas olarak belirlenmektedir. Freedom Houseun politik haklar, sivil zgrlkler ve bu deerlerin elde ediliinde kulland alt endeksler siyasal, kiisel ve ekonomik anlamda demokrasi kavramn en temel biimde yanstmaktadr. Dier bir ifade ile bu endeks lkelerdeki klasik liberal demokrasi seviyesini yanstan en iyi endekstir (Blum ve Guimaraes, 2003: 8). Endekse gre 1 ile 2,5 puan arasnda yer alan lkeler Demokratik, 5,5 puana kadar Ksmen Demokratik, 7 puana kadar deer alan lkeler ise Demokratik Olmayan lkeler olarak tanmlanmaktadr. almada bu deerler 1e blnerek kullanlacaktr. Ayrca almada 1996 ile 2008 yllar ortalamalarna gre lkeler Demokratik snfna gre belirlenecek, analizler her bir snfta yer alan lke gruplar iin ayr ayr deerlendirilecektir. Dolaysyla Trkiyenin fakl demokratik sevilerde yer alan lkelerle olan ticari ilikilerinde, demokrasiyle ilgili olarak aklayc bilgiler retilebilecei dnlmektedir. Demokrasi deikeninin gecikmeli etkiler douraca dncesinden hareketle almada gecikmeli modellere de yer verilecektir. Yukarda yaplan aklamalar erevesinde modele uygun olarak veri seti hazrlanmtr. Birim kk testleri sonucunda serilerin duraan olduu tespit edilmitir. Tahmini genelletirilmi en kk kareler (Estimated Generalized Last Squares - EGLS) yntemiyle de otokorelasyon ve deien varyans sorunlar elimine edilmitir. Kullanlacak veri setinin panel veri analizinin hangi yntemine uygun olduunu belirlemek iin ise Hausman Testi yaplmas gerekmektedir. Ancak Baltagi (2005)ya gre
4

POLTK HAKLAR: Seim Sreci, Siyasi oulculuk ve Katlm, Fonksiyonel Devlet SVL ZGRLKLER: fade ve nan zgrl, Derneksel ve rgtsel Haklar, Hukukun stnl, Kiisel zgrlkler ve Bireysel Haklar alt endekslerinden olumaktadr

310

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

alma kapsamna alnan lke saysnn yl saysndan fazla olmas ve ekim modelinin ana deikenlerinden biri olan uzakln yllara gre deimeyen bir zellik gstermesi sabit etkiler modeli yerine rassal etkiler modelinin tercih edilmesini gerektirmektedir. Bu adan tm uygulamalarda rassal etkiler modeli tercih edilecektir. alma kapsamnda yer alan lkelere ait deikenlerin baz yllarnda eksiklikler bulunduundan panel veri seti dengesiz (unbalanced) niteliktedir. BULGULARIN DEERLENDRLMES ve SONU Analiz sonular 5 yorumlanrken demokrasi deikenine ait katsaylar hem Trkiye hem de dier lkenin toplam eklinde, dier bir ifade ile ticari ilikinin (ihracat ya da ithalat) gereklemesinde hem Trkiye hem de dier lke demokrasinin ilgili ticari ilikinin gereklemesine yapt katk beraber dikkate alnmaktadr. Buradaki ama ksmi demokratik seviyede olan Trkiyenin farkl demokratik sevilerdeki lkelerle olan ticari ilikisini demokrasilerin karlkl ekim gc balamnda aklamaya almaktr. lk analizler ihracat deikeni asndan yaplmtr. Buna gre karlkl olarak demokrasi seviyelerinin Trkiyenin ihracat hacmine yapt en yksek katk demokratik lkelerden, daha sonra srasyla ksmi demokratik ve demokratik olmayan lkelerden gelmektedir. Ayn analizde gecikmeli modeller gz nne alndnda Trkiyenin belirli bir ylda ulat demokrasi art seviyesinin ihracat hacmine etkisi demokratik lkelere kar 2 yl sonra, ksmi demokratik lkelere kar 1yl sonra, demokratik olmayan lkelere kar ise ayn yl en yksek etkiyi gstermitir. Bu durum tersinden incelendiinde demokratik lkelerdeki demokrasi geliimi ayn yl, ksmi demokratik lkelerde 2 yl ve demokratik olmayan lkelerde ise 1 yl sonra Trkiyenin ihracat hacmine en yksek katky yapmlardr. Demokratik ve ksmi demokratik lkelere gerekleen ihracatta her iki tarafn da demokrasi seviyesi ihracat zerinde olumlu etkilere sahipken, demokratik olmayan lkelere gerekleen ihracatta genel olarak bu lkelerdeki demokrasi geliimi etkili olmutur. Ayrca gecikmeli modellerden elde edilen bulgulara gre Trkiyenin en ge 2 yl sonunda demokrasi seviyesini artrma eiliminde olmas gerekmektedir. Bu durum Trkiyenin ihracat asndan olumlu etkiler douracaktr. thalat deikeni asndan yaplan analizlere bakldnda, ithalatta sadece demokratik lkelerden yaplan ithalatta demokrasi etkisi tespit edilmitir. Ksmi demokratik ve demokratik olmayan lkelerden yaplan ithalatta hem Trkiye hem de dier lkelerin demokrasi seviyeleri ithalat zerinde herhangi bir aklaycla sahip deildir. Demokratik lkelerden yaplan ithalatta ise Trkiyenin demokratik seviyesi ya da demokratikleme srecindeki iyilemeler bu ithalat aklamamaktadr. Analiz sonularna gre, demokratik lkelerden yaplan ithalat dier faktrler yannda demokratik lkelerin demokrasileriyle aklanabilmektedir. Ayrca, thalatla ilgili modellerin aklayclk gc ihracat modellerine oranla daha kktr. Analiz sonular ekim modelinin temel deikenleri olan ekonomik byklk ve uzaklk deikenleri asndan incelendiinde ekim modelinin temel felsefesine paralellik gstermektedir. lke byklkleri t zamanl modellere gre katsay toplamlar eklinde incelendiinde lke byklkleri

Panel ekim Modellerine ait tm analiz sonular Ekler blmnde sunulmutur.

311

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

toplamnn ihracat ve ithalat zerine etkisi yine demokratik, ksmi demokratik ve demokratik olmayan lkeler eklinde sralanmaktadr. Panel ekim modeli uygulamas sonucunda elde edilen bulgulara gre genel olarak; lkelerdeki demokrasi seviyelerinin birbirleri arasndaki ticari ilikiler zerinde karlkl ekim etkisi balamnda aklayc etkilere sahip olduu sonucuna ulalmtr. Trkiye zelindeki bulgulara gre de Trkiyedeki demokratikleme srecinin demokratik ve gelimi lkelerle olan ihracat hacmini dier lkelere oranla ok daha fazla artrmasna neden olaca grlmektedir. Bu durum, Trkiyedeki demokratikleme srecinin politik haklar ve sivil zgrlkler yannda ekonomik anlamda da nemini ortaya koymaktadr. KAYNAKA ALBAYRAK, M. (1995). Atatrk Dnce Sistemi ve Liberalizm Ekonomik ve Siyasal Bakmdan Bir Karlatrma Denemesi, Ankara niversitesi Trk nklap Tarihi Enstits Atatrk Yolu Dergisi, C:5, S:18. ANDERSON, J.E. (1979) A Theoretical Foundation for the Gravity Equation, American Economic Review, 93 (1), 170-192. BALTAGI, B. H. (2005), Econometric Analysis of Panel Data, 3rd ed., John Wiley & Sons. BECKER P., RAVELOSON J.A. (2008). What is Democracy, Friedrich-Ebert-Stiftung (FES), Antananarivo. BERGSTRAND, J.H. (1985) The Gravity Equation in International Trade: Some Microeconomic Foundations and Empirical Evidence, Review of Economics and Statistics, 67 (3), 474-481. BHARGAVA, A., FRANZINI, L., NARENDRANATHAN, W. (1982). Serial Correlation and The Fixed Effects Model, The Review of Economic Studies, Vol:49, No: 4, pp. 533-549. BLISS, H. ve RUSSETT, B. (1998). Democratic Trading Partners: The Liberal Connection, 1962 1989, The Journal of Politics, 60 (November): 112647. BLUM, S. ve GUIMARAES, R (2003); Do the Poor Need Democracy? Tracing The Debate On Democracy And Pro-Poor Development ZEF Bonn Zentrum fr Entwicklungsforschung Center for Development Research Universitt Bonn. BULUT, N. (2003). Kapitalizm-Demokrasi likisi (Demokrasinin Ekonomik Temelleri zerine Bir nceleme), A.. Erzincan Hukuk Fakltesi Dergisi, C:7, S: 1-2, ss. 69-88. CHRISTENSON, R. M. (1971). Ideologies and Modern Politics, Nelson, New York. CHRISTIE, E. (2001), Potentional Trade in Southeast Europe: A Gravity Model Approach, The wiiw Balcan Observatory, Global Development Network Southeast Europe, Working Papers No. 11. ETN, H. (2002). Liberalizmin Tarihsel Kkenleri, Cumhuriyet niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Dergisi, C: 3, S:1.

312

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

DEARDORFF, A. V. (1995) Determinants of Bilateral Trade: Does Gravity Work in a Neoclassical World?, NBER Working Paper, No. 5377. DEMR, N. (2010). Demokrasinin Temel lkeleri Ve Modern Demokrasi Kuramlar, Ege Akademik Bak, 10 (2), ss.597-611. GRENE, W. H. (2003). Econometric Analysis, 5th, Prentice Hall, New Jersey. HAMTOULLARI, B. (1982). ada ktisadi Sistemler, Strktrel ve Doktrinal Bir Yaklam, Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi Yaynlar, 3. Bask, No: 508. HELPMAN, E., KRUGMAN, P. R. (1985). Market Structure and Foreign Trade: Increasing Returns, Imperfect Competition, and the International Economy, The MIT Press, Cambridge, London. IM, K.S., PESARAN, M.H., SHIN, Y. (2003). Testing for Unit Roots in Heteregeneous Panels, Journal of Econometrics, Vol: 115, pp:53-74. KODAMAN, B. (2011). Liberal Demokrasinin Zemini, Sleyman Demirel niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi Sosyal Bilimler Dergisi, S: 23. KONO, D. Y. (2008). Democracy and Trade Discrimination, The Journal of Politics, Vol. 70, No. 4, October 2008, pp. 942955. KONO, D.Y. (2006). Optimal Obfuscation: Democracy and Trade Policy Transparency, American Political Science Review, Vol. 100, No. 3. KUAT, N. (2011). Demokratikleme Srecini Tamamlayamam Toplumlarn Ekonomik ve Siyasi Adan Deerlendirilmesi: Srdrlebilir Demokrasi, Celal Bayar niversitesi ..B.F. Ynetim ve Ekonomi Dergisi, C: 18, S: 1. LEVIN ,A., LIN, C.F., CHU, C.S.J. (2002) Unit Root Tests in Panel Data: Asymptotic and FiniteSample Properties, Journal of Econometrics, Vol: 108, pp:1-24. LINNEMANN, H. (1966). An Econometric Study of International Trade Flows, North Holland, Amsterdam. LIM, J.J. ve DECKER, J.H. (2007). Democracy and Trade: An Empirical Study, Munich Personal RePEc Archive (MPRA), No: 6077. http://mpra.ub.uni-muenchen.de/6077/ MANSFIELD, E. D., MILNER, H. V., ROSENDORF B. P. (2002). Why Democracies Cooperate More: Electoral Control and International Trade Agreement ,International Organization, 56 (3), pp: 477514. MANSFIELD, E. D., MILNER, H. V., ROSENDORF B. P. (2000). Free to Trade: Democracies, Autocracies, and International Trade American Political Science Review, 94 (2), pp: 305321. MILNER, H. V. ve KUBOTA, K. (2005). Why the Move to Free Trade? Democracy and Trade Policy in the Developing Countries. International Organization 59 (Winter): 10744.

313

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

MORROW, J.D., SVERSON, R.M., TABARES, T.E., (1998). The Political Determinants of International Trade: The Major Powers, 190790, American Political Science Review, 92 (3), pp: 649661. NANCI, M. (2001). Liberal Demokrasi ile Poplist Demokrasi Arasndaki Gerginliin Ekonomik Nedenleri, A.. Erzincan Hukuk Fakltesi Dergisi, C:5, S: 1-4, ss. 579-597. POLACHEK, S.W. (1997). Why Democracies Cooperate More and Fight Less:The Relationship Between International Trade and Cooperation, Review of International Economics, 5(3), pp. 295-309 PYHNEN, P. (1963). A Tentative Model for the Volume of Trade Between Countries, Weltwirtschaftliches Archiv, 90, 23-40. TINBERGEN, J. (1962). Shaping The World Economy: Suggestions for an International Economic Policy. New York: The Twentieth Century Fund. WALLERSTEIN, I. (1998). Jeopolitik ve Jeokltr, (ev: Mustafa zel), z Yaynclk, stanbul.

314

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

EK 1: Panel ekim Modeli Analiz Sonular Demokratik lkelerle hracat Analizi t t-1 -11,713*** -7,237** Sabit (2,522) (3,004) 0,483*** 0,316*** lnGSMH (0,088) (0,114) 0,913*** 0,913*** lnGSMH J (0,041) (0,042) 1,154*** 1,397*** lnDEM (0,223) (0,269) 1,358*** 1,165*** lnDEM J (0,403) (0,355) -1,421*** -1,418*** lnU J (0,139) (0,140) 0,66 R2 0,66 361,250 F-istatistik 359,740 (0,000) F-olaslk (0,000) 655 Gzlem 655

t-2 -1,839 (3,146) 0,119 (0,123) 0,916*** (0,040) 1,875*** (0,286) 0,797** (0,324) -1,432*** (0,136) 0,66 370,472 (0,000) 655

t-3 -18,914*** (2,505) 0,874*** (0,098) 0,934*** (0,042) -0,117 (0,233) 0,934*** (0,287) -1,403*** (0,142) 0,65 338,976 (0,000) 655

1) ***, **, * srasyla deikenlerin %1, %5, %10 dzeyinde anlaml olduklarn gstermektedir. 2) Parantez iindeki deerler deikenlere ait katsaylarn standart hatalardr. 3) almada Eviews 6 paket program kullanlmtr. Ksmi Demokratik lkelerle hracat Analizi t t-1 Sabit -6,657** -0,421 (3,475) (4,170) lnGSMH 0,562*** 0,287 (0,142) (0,177) lnGSMH J 0,865*** 0,867*** (0,072) (0,076) lnDEM 1,296*** 1,787*** (0,335) (0,397) lnDEM J 0,484*** 0,529*** (0,164) (0,154) lnU J -1,856*** -1,859*** (0,209) (0,208) R2 0,57 0,57 F-istatistik 138,405 141,971 F-olaslk (0,000) (0,000) Gzlem 667 667

t-2 -3,433 (4,502) 0,446** (0,190) 0,855*** (0,076) 1,297*** (0,426) 0,655*** (0,149) -1,874*** (0,208) 0,57 140,889 (0,000) 667

t-3 -14,339*** (3,717) 0,949*** (0,151) 0,878*** (0,077) 0,071 (0,354) 0,348** (0,148) -1,853*** (0,208) 0,55 131,053 (0,000) 667

315

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

Demokratik Olmayan lkelerle hracat Analizi t t-1 Sabit 0,774 -3,462 (4,369) (5,309) lnGSMH 0,300* 0,509** (0,172) (0,212) lnGSMH J 1,029*** 1,038*** (0,087) (0,088) lnDEM 1,040** 0,235 (0,406) (0,496) lnDEM J 0,535** 0,665*** (0,226) (0,222) lnU J -2,340*** -2,334*** (0,313) (0,313) R2 0,55 0,55 F-istatistik 121,579 119,729 F-olaslk (0,000) (0,000) Gzlem 541 541

t-2 -4,574 (5,738) 0,566** (0,234) 1,037*** (0,088) 0,069 (0,529) 0,629*** (0,202) -2,329*** (0,314) 0,54 119,558 (0,000) 541

t-3 -2,330 (4,689) 0,467** (0,186) 1,030*** (0,088) 0,474 (0,434) 0,429** (0,193) -2,332*** (0,314) 0,54 118,238 (0,000) 541

Demokratik lkelerle thalat Analizi t t-1 Sabit -18,368*** -17,066** (4,160) (4,996) lnGSMH 0,535*** 0,507*** (0,152) (0,195) lnGSMH J 1,208*** 1,206*** (0,060) (0,061) lnDEM -0,209 -0,104 (0,384) (0,462) lnDEM J 1,586** 1,304** (0,677) (0,594) lnU J -1,408*** -1,401*** (0,201) (0,202) R2 0,48 0,48 F-istatistik 159,150 158,329 F-olaslk (0,000) (0,000) Gzlem 655 655

t-2 -20,525*** (5,312) 0,643*** (0,213) 1,207*** (0,061) -0,510 (0,492) 1,532*** (0,548) -1,401*** (0,202) 0,48 159,303 (0,000) 655

t-3 -21,807*** (4,095) 0,731*** (0,165) 1,211*** (0,061) -0,861 (0,392) 1,382*** (0,475) -1,405*** (0,205) 0,48 158,044 (0,000) 655

316

Say 31 Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi: Aralk 2011 Trkiye zerine Panel ekim Modeli

Ksmi Demokratik lkelerle thalat Analizi t t-1 Sabit -16,955*** -23,412*** (5,606) (6,891) lnGSMH 0,693*** 0,991*** (0,235) (0,298) lnGSMH J 1,252*** 1,253*** (0,111) (0,112) lnDEM 0,143 -0,671 (0,558) (0,672) lnDEM J -0,508 -0,406 (0,296) (0,275) lnU J -1,665*** -1,665*** (0,294) (0,296) R2 0,34 0,34 F-istatistik 65,011 64,842 F-olaslk (0,000) (0,000) Gzlem 667 667

t-2 -20,964*** (7,471) 0,868*** (0,322) 1,255*** (0,112) -0,360 (0,726) -0,316 (0,263) -1,675*** (0,296) 0,34 64,336 (0,000) 667

t-3 -14,281*** (5,898) 0,555** (0,245) 1,245*** (0,112) 0,503 (0,591) -0,263 (0,260) -1,675*** (0,295) 0,34 64,398 (0,000) 667

Demokratik Olmayan lkelerle thalat Analizi t t-1 Sabit -0,960 -2,990 (6,604) (7,980) lnGSMH 0,319 0,414 (0,263) (0,329) lnGSMH J 1,065*** 1,068*** (0,133) (0,133) lnDEM 0,837 0,336 (0,612) (0,736) lnDEM J -0,459 0,002 (0,351) (0,336) lnU J -2,177*** -2,188*** (0,465) (0,464) R2 0,33 0,33 F-istatistik 48,805 48,060 F-olaslk (0,000) (0,000) Gzlem 541 541

t-2 -16,893* (8,656) 1,037*** (0,353) 1,086*** (0,134) -1,384 (0,795) 0,342 (0,307) -2,181*** (0,468) 0,33 48,717 (0,000) 541

t-3 -1,907 (6,945) 0,390 (0,278) 1,038*** (0,134) 0,386 (0,640) 0,409 (0,295) -2,230*** (0,471) 0,33 48,047 (0,000) 541

317

Hseyin ALTAY

Say 31 Aralk 2011

EK 2: alma Kapsamnda Yer Alan lkeler DEMOKRATK LKELER (51) ABD Arjantin Avusturya Bahamalar Belika Brezilya Kanada ili Kostarika ek Cumh KISM DEMOKRATK LKELER (52) Moldovya Fas Mozambik Nikaragua Nijer Nijerya Paraguay Rusya Senegal Seyeller Banglade Bosna H. Ort Afrika Kolombia Komorlar Kongo Cibuti Etiyopya Fiji Gabon Gambiya Grcistan Guatemala Ginebissau Honduras Endonezya rdn Kuveyt Krgzistan Liberya DEMOKRATK OLMAYAN LKELER (42) Afganistan Cezayir Angola Belarus Buhutan Brunei Burundi Kamboya Kamerun ad Lbnan Libya Maldivler Umman Katar Ruanda Sud. Arab Sudan Svaziland Suriye Tacikistan Togo Tunus Trkmenistan BAE zbekistan Vietnam Zimbabve Yemen Pakstan

Lksemburg Arnavutluk Mali Hollanda Y.Zelanda Norvec Panama Portekiz Romanya Srbistan Slovenya

Avustralya Malta

Burkinafaso Nepal

Azerbaycan Moritanya

Bulgaristan Polonya

P. Yeni Gine Burma

Hrvatistan Slovakya

Danimarka G. Afrika Estonya Finlandiya Fransa Almanya zlanda rlanda srail talya Japonya Letonya Litvanya G. Kore spanya svec svre ngiltere Uruguay Macaristan Meksika Peru Filipinler

Sierra Leone in Kongo Singapur Dem Sri Lanka Tanzanya Tayland Tonga Uganda Ukrayna Venezuella Zambya Msr Ekvator Gin Eritre Gine Irak Kazakistan Laos

Yunanistan Tayvan

Makedonya Kenya Madagaskar Ekvator Malavi Malezya Haiti Bahreyn

318

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

LKRETM 6. SINIFTA BLGSAYAR DESTEKL RETMN DL BLGS BAARISINA VE KAVRAM YANILGILARINA ETKS*
Erhan DURUKAN Ar. Gr. Dr. Karadeniz Teknik niversitesi Fatih Eitim Fakltesi Trke Eitimi Blm ZET: Bu aratrmann amac, bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin ilkretim 6. snf rencilerinin baarlarna ve kavram yanlglarna etkisini deerlendirmektir. Uygulama iin aratrmac tarafndan yaplandrmac yaklama ve dil bilgisi retimi ilkelerine uygun bir retim yazlm hazrlanmtr. Yazlmda; isimler, zamirler, hl ekleri ve iyelik ekleri konular rneklem olarak seilmitir. Aratrmada n test son test kontrol gruplu deneysel desen kullanlmtr. Aratrmada hem nicel hem nitel veriler toplanmtr. Nicel veriler; Dil Bilgisi Baar Testi ile, nitel veriler Ak Ulu Soru Formu ile toplanmtr. Nicel veriler SPSS 16 programnda frekans, yzde, Mann Whitney U ve Wilcoxon analizleriyle; nitel veriler ise ierik analizi ile deerlendirilmitir. Aratrma sonunda, bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin geleneksel retime gre baary daha fazla artrd, dil bilgisi kavram yanlgsn ise azaltt sonularna ulalmtr. Anahtar szckler: Bilgisayar destekli retim, dil bilgisi retimi, kavram yanlglar.

THE EFFECT OF COMPUTER ASSISTED TEACHING AT PRIMARY SCHOOL 6TH GRADE ON GRAMMAR SUCCESS AND MISCONCEPTIONS
ABSTRACT: The aim of this study is to evaluate the effect of computer assisted grammar teaching on the success and misconceptions of primary school 6th grade students. For the application, a software that is suitable for constructivist approach and principles of grammar teaching was developed by the researcher. In the software; nouns, pronouns, case suffixes and possessive suffixes were chosen to be sample. In the study pretest posttest control group design was used. Both qualitative and quantitative data were collected at the study. Quantitative data were collected with Grammar Success Test; qualitative data were collected with Open-ended Question Form. Quantitative data were evaluated with frequency, percentage, Mann Whitney U and Wilcoxon analyses at SPSS 16 program; qualitative data were evaluated with content analysis. As a result of the study it was concluded that computer assisted grammar teaching increase success more than traditional teaching, decrease grammar misconceptions. Keywords: Computer assisted teaching, grammar teaching, misconceptions. GR nsan; dnen, dndkleriyle yeni eyler reten, sonra da rettiklerini bakalaryla paylama gerei duyan sosyal bir varlktr (Ccelolu, 1979: 308). Bu nedenle insan kendini ifade edebilmek ve

319

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

bakalarn anlayabilmek iin okuma, dinleme / izleme, konuma ve yazma becerilerine ihtiya duyar. Bu ihtiya dolaysyla dil retiminde temel olarak dil becerilerinin gelitirilmesi hedeflenmektedir. Etkili dil becerilerinin (okuma, yazma, konuma, dinleme) geliimi temelde iyi bir dil bilgisine dayanmaktadr. Nitekim bilgi olmadan becerinin belirli bir seviyenin stnde geliemeyecei unutulmamaldr. Bu nedenle rencilerin iyi bir dil becerisine sahip olmasn isteyen eitim sistemi, ncelikle rencilerine temel dil bilgisi kurallarn ilevsel biimde kavratmakla ie balamaldr (Durukan, 2010: 145). Sar da dil bilgisinden yararlanlmadan dncelerin, duygularn daha doru ve daha eksiksiz anlatlmasnn mmkn olmadn (2002: 19) ifade eder. Bu gerekeler dorultusunda lkretim kinci Kademe Trke Dersi retim Programnda temel dil becerilerini tamamlayc bir renme alan olarak dil bilgisi ele alnmtr. Trkiyede ilkretimden yksekretimin sonlarna dein ana dili olarak Trke eitimi yaplsa da rencilerin ana dili kullanmlarnda sorunlar yaad veya szl ve yazl olarak Trkeyi verimli kullanamad; bunun yan sra yabanclara Trke retimi hususunda da istenilen dzeye ulalamad bir gerektir (Alylmaz, 2010: 729). Baarya ulalamamasnn nemli nedenlerinden birisi de dil bilgisi retiminde gerekli baarnn salanamamasdr. Trkiyede 2004-2005 eitim retim ylnda yeniden yaplandrlan retim programlarnda yaplandrmaclk, aktif renme, oklu zek kavramlar yer almtr (MEB, 2005: 14). Bu kavramlarn temelinde renci merkezli yaklam bulunmaktadr. Bireysel gereksinimlerin dikkate alnarak, rencinin kendine uygun hzda ve biimde renmesi, renci merkezli eitim sistemlerinin kanlmaz olarak benimsemesi gereken bir olgudur (Akpnar, 1999: 4). renci merkezlilik ise rencilerin ilgi ve ihtiyalarna uygun retim ortamlarnn hazrlanmasn gerektirmektedir. Dil bilgisi retiminin baarya ulamas iin rencilerin ilgisini ekebilecek, ihtiyalarna cevap verebilecek, dil bilgisi konularn somutlatrarak onlarn olumlu tutum sergilemelerini salayabilecek, teknolojiye dayal ara gere ve yntemlerin kullanlmas gerekmektedir. 2010 ylnda gndeme getirilen ve Mill Eitim Bakanl tarafndan yrtlen FATH Projesi (Frsatlar Artrma Teknolojiyi yiletirme Hareketi) de eitim retimin her kademesinde bilgisayar teknolojisinin kullanlmas ihtiyacndan hareketle yaplmtr. Proje ile yl ierisinde btn eitim kademelerinde (srasyla: ortaretim, ilkretim ikinci kademe, ilkretim birinci kademe ve okul ncesi) bilgisayar teknolojisinin yaygnlamas planlanmaktadr. Dil bilgisinin dil becerilerinin geliimi asndan nemi ve eitimde teknoloji kullanmnn artrlmas almalar gz nnde bulundurulduunda, bilgisayar destekli retimin dil bilgisi baars zerine etkisiyle ilgili deneysel nitelikli bir almann literatrde yer almamas nemli bir eksikliktir. Bu eksikliin yan sra, Trke derslerine ynelik hazrlanan retim yazlmlarnda yaplandrmac yaklama gre hazrlanan 2005 Trke Dersi retim Programnn dil bilgisi retimi ilkelerine dikkat edilmedii grlmektedir. Hlbuki yaplandrmac dil bilgisi retiminde rencilerin; zihinsel olarak derse hazrlanmalar, nceki bilgilerini harekete geirmeleri, konular grsellerle somutlatrlm biimde renmeleri, dil bilgisi konularn cmle ve metin iinde grerek anlamla ilikilendirmeleri ve etkinlikler araclyla ders srecinde aktif olmalar nemlidir.

320

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

Aratrmann Problemi Gerek Trke dil bilgisi retimiyle ilgili literatrde BDye ilikin deneysel nitelikli bir almann olmamas gerekse Trke derslerine ynelik hazrlanan retim yazlmlarnda yaplandrmac dil bilgisi retiminin ilkelerine dikkat edilmemesi, aratrmann gerekesini / problem durumunu oluturmaktadr. Aratrmann Amac Bu aratrmann amac, yaplandrmac yaklama gre hazrlanm bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin ilkretim 6. snf rencilerinin dil bilgisi baarlar ve kavram yanlglar zerindeki etkisini deerlendirmektir. Snrllklar Bu aratrma ilkretim 6. snf dil bilgisi konularndan isimler, zamirler, iyelik ve hl ekleriyle; rencilerin dil bilgisi baarlar ve kavram yanlglaryla; Trabzon ili Hayrat ilesi Hayrat Yatl lkretim Blge Okulu ile snrl tutulmutur. YNTEM Aratrma, iki yntemin karlatrlmasn esas aldndan deneysel metotla; verilerin nicel ve nitel aralarla toplanmasyla nedeniyle oklu yntemle yaplmtr. Aratrmann Modeli Aratrmada n test son test kontrol gruplu deneysel desen kullanlmtr. n test-son test kontrol gruplu desen, deneysel ilemin baml deiken zerindeki etkisinin test edilmesiyle ilgili olarak aratrmacya yksek bir istatistiksel g salayan, elde edilen bulgularn neden sonu balamnda yorumlanmasna olanak veren ve davran bilimlerinde sklkla kullanlan gl bir desendir (Bykztrk, 2001: 27). Dil bilgisi konular kontrol grubunda geleneksel retim ile, deney grubunda ise bilgisayar destekli retim ile ilenmitir. Aratrmada veriler hem nicel hem nitel tekniklerle toplanmtr. Bu nedenle alma oklu metotla yaplm bir aratrmann rndr. oklu metotlar, eitimde aratrlmaya gerek duyulan konularn eitli ynlerden deerlendirilmesine elverilidir. oklu metotlar bir olayn pek ok farkl ynn ortaya kardndan eitim aratrmalarnda sklkla kullanlmaktadr (Louis ve Lawrence, 1997: 240; Silverman, 2000: 50; Yaman, 2005: 118). Her iki grupta (kontrol ve deney) da dersler ayn Trke retmeni tarafndan yrtlmtr. Kontrol ve deney gruplarnda retmen Klavuz Kitabnda yer alan ders planlar esas alnmtr. Bylece gruplarn baarlar zerinde, kullanlan yntem (geleneksel ve BD) dnda farkl deikenlerin etkili olmas engellenmeye allmtr. Bilgisayar destekli retim ve sre boyunca kullanlacak yazlm hakknda uygulama retmenine bilgiler verilmitir. Yazlmn dersin hangi aamalarnda ve nasl kullanlaca aratrmac ve uygulama retmeni i birliiyle belirlenmitir. Bu ekilde uygulama srecinin belli bir program dhilinde ve sorunsuz yrtlmesi amalanmtr. Uygulama, nitelendirilmi Yllk Ders Planna uygun olarak toplam 12 hafta (Aralk, Ocak, ubat ve Mart aylar ierisinde) yaplmtr.

321

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

Aratrma sresince kontrol ve deney gruplarna uygulama ncesi, esnas ve sonrasnda birtakm ilemler uygulanmtr. Bu ilemler Tablo 1de gsterilmitir: Tablo 1. Uygulama Sreci n test Sre Son test 1. Kiisel Bilgi Formu 1. Dil Bilgisi Baar Testi 2. Dil Bilgisi Baar Testi (DBBT) (DBBT) 2. Ak Ulu Soru Formu 3. Ak Ulu Soru Formu Bilgisayar destekli dil bilgisi retimi 1. Kiisel Bilgi Formu 2. Dil Bilgisi Baar Testi (DBBT) 3. Ak Ulu Soru Formu Geleneksel retim 1. Dil Bilgisi Baar Testi (DBBT) 2. Ak Ulu Soru Formu

Grup Kontrol

alma Grubu Aratrmann alma grubunu Trabzon ili Hayrat ilesinde bulunan Mill Eitim Bakanlna bal Hayrat Yatl lkretim Blge Okulunun 6. snfnda renim gren 53 renci oluturmaktadr. Okulun seiminde iki faktr etkili olmutur: 1) Seilen okulun yeterli teknolojik altyapya (bilgisayar, projeksiyon cihaz, akll tahta vb.) sahip olmas, 2) Okuldaki Trke retmeninin Trke eitimi alannda yksek lisans derecesine, yeterli deneyime ve akademik bilgiye sahip olmas. alma grubuna 6. snf rencilerin seilme nedeni ise bu dnem rencilerinin ilkretim ikinci kademenin (6-8. snflar) balang seviyesinde olmalardr. 2005 ylndan itibaren uygulanan Trke Dersi retim Programyla (1-5. snflar) birlikte ilk kademede dil bilgisi konularna ok az yer verilmitir. Bu nedenle ikinci kademeye geen rencilerin ne seviyede dil bilgisine sahip olduklar ve bilgisayar destekli retimin dil bilgisinin kazanlmasnda ne derece etkili olabilecei 6. snf seviyesinde daha ak grlebilecektir. alma grubunu oluturan 53 rencinin 27si kontrol grubunda (6-A ubesi), 26s ise deney grubunda (6-B ubesi) yer almaktadr. Veri Toplama Aralar ve Verilerin Toplanmas Bu blmde aratrmada kullanlan veri toplama aralar ile aralarn hazrlanma aamalarna ve zelliklerine (kapsamlarna, geerlik, gvenirlik ve madde analizlerine) yer verilmitir: Dil bilgisi baar testi (DBBT) alma grubundaki rencilerin uygulama kapsamna alnan dil bilgisi konularyla (isimler, zamirler, iyelik ekleri, hl ekleri) ilgili bilgilerini lmek amacyla aratrmac tarafndan Dil Bilgisi Baar Testi oluturulmutur. DBBTnin oluturulmas srecinde u aamalar izlenmitir:

322

Deney

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

Soru seimi: Testin oluturulmas iin gemi yllarda yaplan Ortaretim Kurumlar Snav (OKS), Seviye Belirleme Snav (SBS), Devlet Parasz ve Yatllk Snav (DPY), zel Okullar Snav (OS) gibi merkez snavlarda kan, uygulama kapsamndaki konularla ilgili dil bilgisi sorularndan yararlanlmtr. Bulunan sorular hakknda Trke retmenleri ile akademisyenlerin grleri alnm ve pilot uygulama iin 30 soru seilmitir. Madde analizi (glk ve ayrt edicilik) ilemleri: DBBT, ana uygulama ncesinde pilot olarak 106 7. snf rencisi zerinde uygulanm; rencilerin grleri alnm, gvenirlik ve geerlilik analizleri yaplm, madde glk (p) ve ayrt edicilik (r) endeksleri hesaplanmtr. Madde gl testte yer alan her bir maddenin doru yantlanma yzdesini gstermektedir. Bu yzde bir maddeyi doru yantlayan saysnn, toplam yantlayc saysna blnmesiyle elde edilir ve 0.00 ile 1.00 arasnda deien deerler alabilir. Bir madde iin bu deerin 1e yaklamas maddeyi test uygulanan kiilerin ounun doru yantlad ve kolay bir madde olduu; 0a yaklamas da o maddeyi test uygulanan kiilerin az bir ksmnn doru yantlad ve g bir madde olduu eklinde yorumlanr (Tekin, 2000). Ayrt edicilik endeksi -1.00 ile +1.00 arasnda deien deerler alr. Madde ayrt ediciliin negatif deer almas, o maddeyi dk puanl kiilerin yantlad, sfra yakn deerler almas yksek ve dk puanl e sayda kiinin maddeyi yantlad, pozitif deer almas ise o maddeyi yksek puanl kiilerin yantlad anlamna gelir. Bu nedenle ayrt edicilii negatif ve sfr civarnda olan maddelerin testte hi kullanlmamas gerekir (zelik, 1989). Bu dorultuda, madde glk endeksi 0,20nin altnda ve 0,90n stnde olanlar ile ayrt edicilik endeksi 0,20nin altnda olan 6 adet soru DBBTden karlmtr. Geerlik ve gvenirlik almalar: Testi oluturan maddelerin, llmek istenen davran (zellii) lmede nicelik ve nitelik olarak yeterli olup olmadnn gstergesi, kapsam geerliliidir. Kapsam geerliini test etmede kullanlan mantksal yollardan biri, uzman grne bavurmaktr (Bykztrk, 2006: 167, 168). Bu amala, sorularla ilgili Trke eitimi akademisyenlerinin (2) ve Trke retmenlerinin (4) grleri alnarak testin geerlii salanmaya allmtr. Trke eitimi akademisyenlerinin ve Trke retmenlerinin grleri dorultusunda, soru kknn anlalabilirliinin dk olmas nedeniyle, 1 soru DBBTden karlmtr. DBBTye seilen sorularn uygulama kapsamndaki dil bilgisi konularna dalmlarna da dikkat edilmitir. Testin son hlinde yer alan 20 sorunun isimler (ve alt kategorileri), zamirler (ve alt kategorileri), iyelik ekleri ve hl ekleri konularna birbirine yakn oranlarda dalma sahip olduu grlmtr. Testte ikiden fazla ayn kkn art arda gelmemesine zen gsterilmitir. Gvenirlik, bireylerin test maddelerine verdikleri cevaplar arasndaki tutarllk olarak tanmlanabilir. Gvenirlik, testin lmek istedii zellii ne derece doru lt ile ilgilidir. Bir test iin hesaplanan gvenirlik katsaysnn ,70 ve daha yksek olmas test puanlarnn gvenirlii iin genel olarak yeterli grlmektedir (Bykztrk, 2006: 169). Yaplan gvenirlik analizi sonunda DBBTnin Cronbach alpha katsays ,837 bulunmutur. Gvenirlik analizinde, DBBTnin gvenirlik katsaysn dren (Cronbach alpha katsays ,837nin altnda olan) 2 soru DBBTden karlmtr.

323

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

Bu ilemlerin ardndan DBBTde 21 soru kalmtr. Puanlama kolayln salamak amacyla, konu dalm gz nnde bulundurularak 1 soru daha karlm ve DBBTye 20 soruluk son ekli verilmitir. 20 soruluk bir baar testi, 6. snf rencilerinin girdikleri merkez snavlardaki Trke soru saylar (SBS: 19 soru) gz nnde bulundurulduunda yeterli grlmtr. DBBTye alnan sorularn hangi konulara ynelik olduu, madde glk (p) ve ayrt edicilik (r) endeksleri Tablo 2de dikkatlere sunulmutur: Tablo 2. DBBT Sorularnn Konular, Madde Glk (p) ve Ayrt Edicilik (r) Endeksleri Soru Konu p r Soru Konu p r isimler 0,78 0,55 11 zamirler 0,63 0,65 1 iyelik ve hl zamirler ve hl 2 12 0,37 0,34 0,47 0,23 ekleri ekleri isimler zamirler ve hl 3 13 0,50 0,5 0,46 0,23 ekleri zamirler 0,48 0,31 14 zamirler 0,66 0,61 4 hl ekleri 0,45 0,27 15 isimler 0,55 0,66 5 isimler 0,33 0,28 16 zamirler 0,44 0,23 6 isimler 0,69 0,65 17 isimler 0,75 0,57 7 isimler 0,83 0,45 18 zamirler 0,42 0,37 8 hl ekleri 0,49 0,21 19 hl ekleri 0,86 0,35 9 iyelik ve hl zamirler 10 20 0,39 0,23 0,65 0,72 ekleri DBBTnin ortalama glk endeksi (p) 0,56; ortalama ayrt edicilik endeksi (r) ise 0,42 olarak hesaplanmtr. Elde edilen madde analizi deerleri, DBBTnin uygulama iin kullanlabilir olduunu gstermektedir. Ak ulu soru formu (AUSF) rencilerin dil bilgisi konularyla ilgili kavram yanlglarn grmek ve DBBTden elde edilen verilerin gvenirliini artrmak amacyla aratrmac tarafndan Ak Ulu Soru Formu hazrlanmtr. Kapsam geerliliini salamak amacyla sorularn hazrlanmas srasnda, 2005 Trke Dersi retim Programnda yer alan ilgili dil bilgisi kazanmlar ile bunlarn aklamalar blm gz nnde bulundurulmutur. Ayrca sorular hakknda alan uzmanlarnn ve Trke retmenlerinin grleri alnmtr. Formda 3 adet soru sorulmutur: Birinci sorunun amac rencilerin, iyelik ve hl ekleri ile bu eklerin anlam zelliklerini kavrayp kavramadklarn tespit etmektir. Bu amala karlkl konumaya dayal ksa bir metin verilmi, metinde baz szckler koyu yazlarak belirgin hle getirilmi ve bu szcklere gelen eklerin neler olduklar, szce nasl bir anlam zellii kazandrd rencilere sorulmutur. kinci sorunun amac rencilerin, zamir sfat ve kii zamiri iaret zamiri kavramlarn anlayp anlamadklarn tespit etmektir. Bu amala rencilere drt adet cmle verilmi ve bu cmleler ikier gruplara ayrlmtr. Her

324

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

iki grupta da ayrm yaplmas istenen szckler koyu ve alt izili yazlarak belirgin hle getirilmitir. Birinci grup cmlelerde rencilerden kii ve iaret zamir ayrmn yapmalar; ikinci grup cmlelerde ise zamir ve sfat ayrmn yapmalar beklenmitir. nc sorunun amac rencilerin, isimler ve zamirleri ne kadar kavrayabildiklerini tespit etmektir. Bu amala rencilerden bir metin yazmalar ve yazdklar metinde geen isim ve zamirleri belirlemeleri istenmitir. Ak Ulu Soru Formunda yer alan sorular bilgi, kavrama, uygulama, analiz ve sentez basamaklarna uygun olarak hazrlanmtr. Bu ekilde, rencilerin dil bilgisel kavram yanlglarn ortaya karrken onlarn, st dzey zihinsel becerileri kullanmalar da salanmtr. Verilerin Analizi Aratrmada toplanan veriler hem nicel hem nitel olduundan verilerin zmlenmesinde nicel ve nitel teknikler bir arada kullanlmtr. Dil Bilgisi Baar Testi ile toplanan veriler nicel tekniklerle; Ak Ulu Soru Formu ile toplanan veriler nitel tekniklerle analiz edilmitir. Gerek deikenlerin normal dalm gstermemesi gerek gruplardaki renci saylarnn 30dan az olmas (Kontrol: 27; Deney: 26) nedeniyle aratrmada parametrik olmayan (non-parametrik) istatistikler kullanlmtr. Kontrol ve deney gruplarnn DBBT n testleri arasndaki iliki ve son testleri arasndaki iliki Mann Whitney U testi ile; n test son test karlatrmalar Wilcoxon testi ile analiz edilmitir. Ak Ulu Soru Formunda rencilere yneltilen soru iin cevap anahtar hazrlanmtr. Bu cevap anahtarna gre rencilerin dil bilgisi kavramlar zerinde ne tr yanlglara dtkleri, hangi kavramlar arasnda karmaa yaadklar belirlenmeye allmtr. rencilerin soru formuna n testte ve son testte verdikleri cevaplar hem kendi gruplar ierisinde hem de gruplar arasnda karlatrlmtr. Bu ekilde hem rencilerin sre boyunca nasl geliim gsterdiklerinin hem de hangi grubun kavram yanlglarnn daha az olduunun karlatrmal olarak grlmesi amalanmtr.

BULGULAR Bilgisayar Destekli Dil Bilgisi retiminin Baarya Etkisiyle lgili Bulgular n test sonularna gre kontrol ve deney gruplarnn dil bilgisi baarlar Mann Whitney U testi ile karlatrlmtr. Karlatrma sonular Tablo 3te gsterilmitir: Tablo 3. Kontrol ve Deney Gruplarnn n Test Karlatrmas Sra Sra Grup N U ortalamas toplam DBBT n test Kontrol Deney 27 26 26,71 27,28 694,50 736,50 343,500

p ,893

325

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

Tablo 3te n test sonularna gre kontrol ve deney gruplarnn dil bilgisi baarlar bakmndan istatistiksel olarak anlaml farkllk gstermedii grlmektedir (p > 0,05). Bu nedenle gruplar baar ve tutum asndan da benzer nitelik tamaktadrlar. Geleneksel retim ve bilgisayar destekli retimin dil bilgisi baars zerinde ne kadar etkili olduunu grebilmek iin kontrol grubu DBBT n test son test ve deney grubu DBBT n test - son test verileri Wilcoxon testi ile karlatrlmtr. Geleneksel retimin uyguland kontrol grubunun DBBT n test ve son test karlatrma sonular Tablo 4te verilmitir: Tablo 4. Kontrol Grubunun DBBT n Test - Son Test Karlatrma Sonular Son test-n N Sra Sra Z p test ortalamas toplam 1 1,50 1,50 Negatif sra 21 11,98 251,50 Pozitif sra -4,099 ,000 5 Eit 27 Toplam Tablo 4te kontrol grubu rencilerinin DBBT n test ve son test verileri zerine yaplan Wilcoxon testi sonular gsterilmitir. Tabloya gre n test ve son test sonular arasnda son test lehine anlaml bir farkllk vardr (Z= -4,099; p< ,05). Geleneksel yntemle yrtlen dil bilgisi retiminin baary istatistiksel olarak anlaml dzeyde artrd grlmektedir. Son testte; kontrol grubundaki toplam 27 rencinin 21inde puan artm (pozitif sra), 5inde eit kalm (eit), 1inde ise dmtr (negatif sra). Bu durum, geleneksel retimin tm rencilerin baarsn artramadn gstermektedir. Bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin uyguland deney grubunun DBBT n test ve son test karlatrma sonular Tablo 5te verilmitir: Tablo 5. Deney Grubunun DBBT n Test - Son Test Karlatrma Sonular Son test-n N Sra Sra Z p test ortalamas toplam 0 ,00 ,00 Negatif sra 26 13,50 351,00 Pozitif sra -4,486 ,000 0 Eit 26 Toplam Tablo 5te deney grubu rencilerinin DBBT n test ve son test verileri zerine yaplan Wilcoxon testi sonular gsterilmitir. Tabloya gre n test ve son test sonular arasnda anlaml bir farkllk vardr (Z= -4,486; p< ,05). Bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin baary istatistiksel olarak anlaml dzeyde artrd grlmektedir. Son testte; deney grubundaki toplam 26 rencinin hepsinin puan artmtr (pozitif sra). Bu durum, bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin tm rencilerin baarsn artrdn gstermektedir.

326

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

Tablo 4 ve 5te hem geleneksel retimin hem de bilgisayar destekli retimin dil bilgisi baarsn artrd grlmektedir. Kontrol ve deney gruplarnn n test ve son test karlatrma sonular Tablo 6da verilmitir: Tablo 6. Kontrol ve Deney Gruplarnn DBBT n Test ve Son Test Karlatrma Sonular Sra Grup N Sra ortalamas U p toplam DBBT n test DBBT son test Kontrol Deney Kontrol Deney 27 26 27 26 26,71 27,28 16,56 37,85 694,50 736,50 447,00 984,00 343,500 69,000 ,893 ,000

Tablo 6da kontrol ve deney grubu rencilerinin DBBT n test ve son test verileri zerine yaplan Mann Whitney U testi sonular gsterilmitir. n testte kontrol grubu rencilerinin sra ortalamas 26,71; deney grubu rencilerinin sra ortalamas 27,28dir. n testte kontrol ve deney gruplar arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllk olmad grlmektedir (U= 343,500; p> ,05). Son testte kontrol grubu rencilerinin sra ortalamas 16,56; deney grubu rencilerinin sra ortalamas ise 37,85tir. Son testte kontrol ve deney gruplar arasnda deney grubu lehine istatistiksel olarak anlaml bir farklln olduu grlmektedir (U= 69,000; p< ,05). Bu sonu, bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin geleneksel retime gre daha baarl olduunu ortaya koymaktadr. Kontrol ve deney gruplarnn DBBT n test ve son test puan ortalamalar arasndaki iliki ekil 1de daha ak grlmektedir:

ekil 1. Kontrol ve deney gruplarnn DBBT n test ve son test karlatrmas n testte kontrol grubu rencilerinin aritmetik ortalamas 30,74; deney grubu rencilerinin 30,77 iken son testte kontrol grubu rencilerinin aritmetik ortalamas 42,41; deney grubu rencilerinin ise

327

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

63,85e ykselmitir. Bu art, bilgisayar destekli dil bilgisi retiminin geleneksel retime gre baary daha fazla artrdn ortaya koymaktadr. Ak Ulu Sorulardan Elde Edilen Bulgular rencilerin, dil bilgisi kavram yanlglarn tespit edebilmek amacyla DBBTnin ardndan rencilere adet ak ulu soru yneltilmitir. Birinci soruda; rencilerin iyelik ekleri, hl ekleri ve bunlarn anlam zelliklerini kavrayp kavrayamadklar tespit edilmeye allmtr. rencilere bir karlkl konuma paragraf verilmi ve onlardan bu paragrafta yer alan koyu yazlm szcklerdeki ekleri ve bu eklerin anlam zelliklerini belirtmeleri istenmitir. Paragrafta 11 adet szck koyu olarak yazlm ve tablo rencilere bo olarak verilmitir. Tabloda, rencilerden ek(ler)i ayr ayr gstermeleri ve bu eklerin anlam zelliklerini ilgili stuna yazmalar istenmitir. Tabloda toplam 34 veri istenmektedir. stenen veriler st simge olarak 1den 34e kadar tabloda kodlanmtr. Tablodaki her bir ek ve anlam zellii 1 puan kabul edilmitir. Tabloda toplam 34 adet veri istendiinden bir rencinin tablonun tamamn doru doldurmas hlinde alaca puan 34 olmaktadr. Kontrol ve deney gruplarnn AUSF n test ve son testlerindeki birinci soru baar yzdelerinin karlatrmas ekil 2de sunulmutur:

ekil 2. Kontrol ve deney gruplarnn AUSF n test ve son test birinci soru karlatrmas ekil 2de grld zere; kontrol grubunun AUSF n test birinci soru baar yzdesi 7,73 iken son testte 61,65e ykselmi; deney grubunun AUSF n test birinci soru baar yzdesi n testte 8,71 iken son testte 74,20ye ykselmitir. n testte gruplar arasnda nemli farklln olmad, son testte ise deney grubu lehine nemli farklln olduu grlmektedir. ekil 2, dil bilgisini kavramlarn renmede bilgisayar destekli retimin geleneksel retime gre daha etkili olduunu gstermektedir. AUSF ile elde edilen nitel veriler, DBBT ile elde edilen nicel verileri desteklemektedir. kinci soruda; rencilerin kii zamiri - iaret zamiri ve sfat zamir kavramlarn anlayp anlayamadklar ve bu konulardaki kavram yanlglar tespit edilmeye allmtr. rencilere iki bekte ikier cmle verilmi ve onlardan bu beklerde yer alan koyu ve alt izili yazlm szcklerin hangi szck trnde olduunu belirtmeleri istenmitir. kinci soruda, istenen her

328

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

bir veri 1 puan kabul edilmitir. Soruda toplam 8 veri (4 szck tr, 4 neden) istendiinden bir rencinin soruyu tam doru cevaplamas hlinde alabilecei puan 8 olmaktadr. Kontrol ve deney gruplarnn AUSF n test ve son testlerindeki ikinci soru baar yzdelerinin karlatrmas ekil 3te sunulmutur:

ekil 3. Kontrol ve deney gruplarnn AUSF n test ve son test ikinci soru karlatrmas ekil 3te grld zere; kontrol grubunun AUSF n test ikinci soru baar yzdesi 0 iken son testte 53,70e ykselmi; deney grubunun AUSF n test ikinci soru baar yzdesi n testte 0,48 iken son testte 68,75e ykselmitir. n testte gruplar arasnda nemli farklln olmad, son testte ise deney grubu lehine nemli farklln olduu grlmektedir. ekil 3, dil bilgisi kavramlarn renmede bilgisayar destekli retimin geleneksel retime gre daha etkili olduunu gstermektedir. AUSF ile elde edilen nitel veriler, DBBT ile elde edilen nicel verileri desteklemektedir. nc soru; rencilerin isim ve zamirleri ne kadar kavrayabildikleri ve bunlar kurduklar cmleler iinde tespit edip edemediklerini belirlemeye yneliktir. Soruda, rencilerden ksa bir yaz yazmalar ve bu metin ierisindeki isim ve zamirleri iaretlemeleri istenmitir. Kontrol ve deney gruplarnn AUSF son testte nc soruya verdii cevaplar Tablo 7de karlatrlmtr: Tablo 7. Kontrol ve Deney Gruplarnn AUSF Son Test nc Soru Karlatrmas Toplam Toplam Toplam aretlenen Doru aretlenen Doru szck isim zamir isim yzdesi zamir yzdesi Kontrol Deney 1025 785 368 225 116 92 221 139 92,30 91,37 82 67 87,93 92,54

Tablo 7de grld zere, kontrol ve deney gruplarnn AUSF son test nc soru baar oranlar arasnda nemli farkllk bulunmamaktadr. Kontrol grubunun isimler konusunda doru oran %92,30; zamirler konusunda % 87,93tr. Deney grubunun ise isimler konusunda doru oran % 91,37; zamirler konusunda % 92,54tr. Bu veriler, kontrol ve deney gruplarnn isimler ve zamirler konusunda kavram yanlglarnn dk olduunu gstermektedir.

329

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

Gerek geleneksel retim gerek BDDB isimler ve zamirler konusunda rencilerin kavram yanlglar bakmndan olumlu ynde benzer sonular gstermilerdir. Bu sonu, AUSF birinci ve ikinci sorularn sonularndan farkldr: BDDB; iyelik ekleri, hl ekleri ve bu eklerin anlam zellikleri ile kii zamiri iaret zamiri ve zamir sfat kavramlar ayrmnda geleneksel retime gre daha etkili iken isim zamir ayrmnda geleneksel retimle benzer etkiye sahip olmutur. SONULAR VE TARTIMA Aratrma sonunda elde edilen sonular literatrdeki benzer almalarn sonularyla karlatrlarak maddeler hlinde sunulmutur: 1. Kontrol (geleneksel retim) ve deney (bilgisayar destekli retim) gruplarnn DBBT n test verileri arasnda istatistiksel olarak anlaml farklln olmad ve her iki grubun baar ortalamalarnn ok dk olduu grlmtr (Kontrol: 30,74; Deney: 30,77). lkretim ikinci kademenin balangcnda rencilerin dil bilgisi baar puanlarnn olduka dk olmas, ilkretim birinci kademede dil bilgisi konularna yer verilmemesinden kaynaklanmaktadr. Yapc (2004)ya gre ilkretim birinci kademede dil bilgisi konularna yer verilmemesi gerekliliinin nedeni, rencilerin iinde bulunduu bilisel geliim evrelerinin (somut dnme evresi) soyut olan dil bilgisi kavramlarn renmeleri iin uygun olmamasdr. Bu nedenle 2005 ylndan itibaren uygulanan Trke Dersi retim Programlarnda dil bilgisi konular yalnz ikinci kademede ele alnmtr. Hlbuki birinci kademede dil bilgisi konularnn giri seviyesinde / basit dzeyde rencilere sunulmas (trlerine deinmeksizin eklerin ve szck trlerinin basit cmleler zerinden rencilere sezdirilmesi ve terimlere ainalk kazandrlmas gibi), ikinci kademede dil bilgisi kavramlarnn daha etkili renilmesi bakmndan faydal olacaktr. 2. Geleneksel retimin uyguland kontrol grubunda ve bilgisayar destekli retimin uyguland deney grubunda rencilerin dil bilgisi baarlar son testte n teste gre anlaml dzeyde artmtr. Bu bulgu hem geleneksel retimin hem bilgisayar destekli retimin dil bilgisi baars zerinde etkili olduunu gstermektedir. Ancak bu iki grubun son testleri karlatrldnda deney grubunun kontrol grubuna gre anlaml dzeyde daha yksek baar elde ettii tespit edilmitir (Kontrol: 42,41; Deney: 63,85). Bu tespit, dil bilgisi baarsnda BDnn geleneksel retime gre daha etkili bir yntem olduunu ortaya koymaktadr. Kontrol ve deney gruplarnn son testlerinde baar artmsa da bu art istenilen dzeyde deildir. rencilerin sre sonunda yksek dzeyde baar gsterememesinin nedeni, dil bilgisi konularyla ilk kez karlamalardr. Baar, istenilen dzeyde olmasa da BDnn geleneksel retime gre baary daha fazla artrd grlmtr (Geleneksel retim: % 37,96; BD: % 107,50). Literatrde BDnn dil bilgisi baarsna etkisiyle ilgili dorudan yaplan bir aratrmaya rastlanmamtr. Aratrmamzda, baar zerine varlan sonular literatrde BDnn baar zerine etkisiyle ilgili yaplan Trke retiminin dier alanlarndaki ve dier disiplinlerdeki almalarn (Abraham, 2008; Aksin, 2006; Buran, 2008; Grbz, 2007; Kara, 2009; Karalar ve Sar, 2007; Kwon

330

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

vd, 2010; Nabah vd, 2009; Neri vd, 2008; Pekta, 2008; Yumuak ve Aycan, 2002; Zobar, 2010 vb.) sonularyla benzerlik tamaktadr. lgili aratrmalarda BDnn geleneksel retime gre baary daha fazla artrd deneysel almalarla ortaya konulmutur. Aratrmamzla dier aratrmalarn sonular arasndaki benzerlik, farkl disiplinlerde ve Trke derslerinin farkl renme alanlarnda BDnn geleneksel retime gre baar zerinde daha etkili olduunu gstermektedir. 3. Kontrol ve deney gruplarnn kavram yanlglarn tespit etmek amacyla rencilere ak ulu sorular yneltilmitir. Her iki grubun da n testteki sorulara cevap verme yzdesi ok dktr. Bu durumun nedeni rencilerin dil bilgisi konularyla ilk kez karlamalardr. Son testte ise deney grubu rencilerinin kontrol grubuna gre daha az kavram yanlgsna sahip olduklar grlmtr. Bu sonu, BDnn dil bilgisi kavramlarn renmede geleneksel retime gre daha etkili olduunu gstermektedir. AUSFden nitel olarak elde edilen bu sonu, DBBT ile varlan nicel bulgular da desteklemektedir. Aratrmada kullanlan BDnn kavram renmede daha etkili olmas iki etkene balanabilir: 1) Kavramlarn grsellerle desteklenerek somutlatrlmas (renciler de gr formlarnda konularn grselletirilmesinin renme iin yararl olduunu belirtmilerdir.); 2) Yazlmda yer alan aamalarn (hazrlk, konu anlatm, etkinlik, deerlendirme) kavramlar pekitirici nitelikte olmas: Hazrlk blmlerinde konuyla ilgili n bilgiler verilmi, grseller ve rneklerle rencilerin ilgileri ekilmi; konu anlatmlarnda grsellerle birlikte konu ierii, dikkat edilmesi gereken hususlar ve kurallara ynelik rnekler sunulmu; renciler etkinlikler vastasyla rendiklerini oyunlatrarak pekitirmiler ve deerlendirme blmnde de sorularla kendilerini test edebilmilerdir. Zihinsel hazrlktan deerlendirmeye kadar giden bu sre, rencilerin kavramlar daha iyi renebilmesinde etkili olmutur. Aratrmamzda kavram yanlglar zerinde BDnn etkisiyle ilgili ulalan sonular literatrdeki dier disiplinlere ilikin almalarn (Grbz, 2007; Kara, 2009; Kse, Ayas ve Ta, 2003 vb.) sonularyla benzerlik tamaktadr. Bu durum, dil bilgisi retimiyle birlikte farkl alanlarda da BDnn kavram yanlglarnda geleneksel retime gre daha etkili bir yntem olduunu gstermektedir. NERLER Aratrmadan elde edilen sonular dorultusunda retmenlere, yneticilere, ilgili makamlara, retim yazlm hazrlayclarna ve aratrmaclara sunulabilecek neriler maddeler hlinde u ekilde sralanabilir: lkretim birinci kademede (1-5. snflar) dil bilgisi konularna basit dzeyde / giri seviyesinde yer verilmeli; rencilerin ikinci kademeye geilerinde dil bilgisi konular hakknda n bilgi sahibi olmalar salanmaldr. lkretim rencilerinin geliim zellikleri, ilgi ve istekleri gz nnde bulundurularak dil bilgisi retiminde bilgisayar teknolojisinin kullanm artrlmal; bylece baarlarnn ve dil bilgisi konularna ynelik tutumlarnn artmas, kavram yanlglarnn ise azalmas salanmaldr. Trke dil bilgisi konular iin hazrlanan retim yazlmlarnda dil bilgisi retimi ilkeleri dikkate alnmaldr. Yazlmlarn hazrlanmasnda aamallk, zihinsel hazrlk; metinlerle, rneklerle, grsellerle, sesle ve etkinliklerle desteklenme gibi hususlar gz nnde bulundurulmaldr.

331

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

Yazlmlarn hazrlanmas srecinde Trke retmenleri, Trke eitimi akademisyenleri ve bilgisayar yazlm hazrlayclarnn i birlii iinde almalar salanmaldr. Trke derslerinin bilgisayar destekli olarak daha etkili yrtlebilmesi amacyla okullarda dil renimi / Trke dersi laboratuvarlar veya derslikleri oluturulmal; buralarda yeterli teknolojik altyap (bilgisayar, akll tahta, projeksiyon cihaz vb.) kurulmaldr. retmenlerin ve rencilerin bu imknlardan olabildiince yararlanmasna frsat verilmelidir. Trke retmenlerine hizmet ncesi / lisans renimi ve hizmet ii dnemlerinde bilgisayar teknolojisinin kullanm hakknda eitim verilmeli; onlarn, bilgisayar retim srecinde etkili biimde kullanabilmeleri, basit dzeyde de olsa retim ortamnda kullanabilecekleri bilgisayara dayal materyal hazrlayabilmeleri salanmaldr. Trke retmenlii Lisans Programnda yer alan Bilgisayar derslerinin ierii Trke retmenlerine pratikte faydal olacak ekilde iyiletirilmelidir. Trke eitimi lisansst programlarnda da bilgisayar destekli Trke / dil retimine ynelik dersler konulmaldr. Farkl snf seviyelerinde dil bilgisi konularnn retilmesinde bilgisayar destekli retimin baar, tutum ve kavram yanlglar zerinde ne kadar etkili olduuna ilikin aratrmalar yaplmal; aratrmalarn sonular ilgili makamlar ve yazlm hazrlayclaryla paylalmaldr. BDnn Trke derslerinin dier renme alanlarnda (dinleme / izleme, okuma, konuma ve yazma) baarya olan etkisiyle ilgili aratrmalar da yaplmal ve elde edilen sonular dil bilgisine ynelik yaplan almalarn sonularyla karlatrlmaldr. Bu ekilde, BDnn renme alanlar zerinde bir btn olarak (bilgi ve beceri dzeyinde) ne dzeyde etkili olduu tespit edilmelidir. BDnn farkl sosyoekonomik dzeydeki rencilerin dil renimleri / geliimleri zerinde farkl etkiye sahip olup olmadna ve bu rencilerin ynteme kar bak alarna ilikin nicel ve nitel aratrmalar yaplmaldr. Trke retiminde kullanlabilecek yazlmlarn yer ald, retmenlere ve rencilere ak bir genel a sitesi kurulmal; belirli aralklarla sitenin denetimi ve gncelletirilmesi ilgili makamlarca yaplmaldr. KAYNAKA ABRAHAM, L. (2008). Computer Mediated Glosses in Second Language Reading Comprehension and Vocabulary Learning: A Meta Analysis, Computer Assisted Language Learning, 21 (3): 199226. AKPINAR, Y. (1999). Bilgisayar Destekli retim ve Uygulamalar. Ankara: An Yaynclk. AKSN, A. (2006). lkretim Sosyal Bilgiler Dersinin retiminde Bilgisayar Destekli retimin Eriiye Etkisi, Eitim Aratrmalar, 25: 11-22. ALYILMAZ, C. (2010). Trke retiminin Sorunlar, Turkish Studies, 5 (3): 728-749. BURAN, S. (2008). Bilgisayar Destekli Dil reniminin Dinleme Kavrama Yetisi zerine Etkileri. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Atatrk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Erzurum. BYKZTRK, . (2001). Deneysel Desenler, n Test-Son Test Kontrol Grubu Desen ve Veri Analizi. Ankara: PegemA Yaynclk.

332

Say 31 Aralk 2011

lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi

BYKZTRK, . (2006). Sosyal Bilimler in Veri Analizi El Kitab. Ankara: Pegem A Yaynclk. CCELOLU, D. (1979). nsan nsana. stanbul: Altn Kitaplar Yaynlar. DURUKAN, E. (2010). Trkiye Trkesinde Szck Gruplar ve retimi zerine, Atatrk niversitesi Trkiyat Aratrmalar Enstits Dergisi, 43: 145-166. KARA, Y. (2009). zel retici Yazlmn Kullanld Bilgisayar Destekli retim Ynteminin renci Baarsna, Kavram Yanlglarna Ve Tutumlarna Etkisi, Gazi Eitim Fakltesi Dergisi, 29 (3): 651-672. KARALAR, H. ve SARI, Y. (2007). Bilgi Teknolojileri Eitiminde BD Yazlm Kullanma Ve Uygulama Sonularna Ynelik Bir alma, Akademik Biliim, 31: 1-9. KSE, S., AYAS, A. ve TA, E. (2003). Bilgisayar Destekli retimin Kavram Yanlglar zerine Etkisi: Fotosentez, Pamukkale niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 14: 106-112. KWON, D. Y., LIM, H. S., LEE, W., KIM, H. C., JUNG, S. Y., SUH, T. and NAM, K. (2010). A Personalized English Vocabulary Learning System Based on Cognitive Abilities Related to Foreign Language Proficiency, KSII Transactions On Internet And Information Systems, 4 (4): 595-617. LOUIS, C. and LAWRENCE, M. (1997). Research Methods in Education. London: Routledge Press. MEB (2005). lkretim Trke retim Program ve Klavuzu (1-5. Snflar). Ankara: Devlet Kitaplar Mdrl Basm Evi. NABAH, A., HUSSAIN, J., AL-OMARI, A. and SHDEIFAT, S. (2009). The Effect of Computer Assisted Language Learning in Teaching English Grammar on the Achievement of Secondary Students in Jordan, The International Arab Journal of Information Technology, 6 (4): 431-439. NERI, A., MICH, O., GEROSA, M. and GIULIANI, D. (2008). The Effectiveness of Computer Assisted Pronunciation Training For Foreign Language Learning By Children, Computer Assisted Language Learning, 21 (5), 393-408. ZELK, D. A. (1989). Test Hazrlama Klavuzu. Ankara: SYM Yaynlar. PEKTA, M. (2008). Biyoloji retiminde Yaplandrmac Yaklamn ve Bilgisayar Destekli retimin renci Baars ve Tutumlarna Etkisi. Yaymlanmam Doktora Tezi, Gazi niversitesi Eitim Bilimleri Enstits, Ankara. SAIR, M. (2002). Trke Dil Bilgisi retimi. Ankara: Nobel Yaynlar. SILVERMAN, D. (2000). Doing Qualitative Research. London: Sage Publications. TEKN, H. (2000). Eitimde lme Deerlendirme. Ankara: Yarg Yaynevi. YAMAN, H. (2005). lkretim kinci Kademe Trke Dil Bilgisi Derslerinde Kavram Haritas Tekniinin renci Baarsna ve Hatrlamaya Etkisi. Yaymlanmam Doktora Tezi, Marmara niversitesi Eitim Bilimleri Enstits, stanbul.

333

Erhan DURUKAN

Say 31 Aralk 2011

YUMUAK, A. ve ATCAN, . (2002). Fen Bilgisi Eitiminde Bilgisayar Destekli almann Faydalar, Atatrk Eitim Fakltesi Eitim Bilimleri Dergisi, 16: 197-204. ZOBAR, Y. (2010). Bilgisayar Destekli retimin lkretim nc Snf rencilerinin Baars ve Tutumuna Etkisi. Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Sakarya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Sakarya.

334

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

AVRUPADA RASYONEL-EKONOMK BREYCLN YKSEL VE MAX WEBERN PROTESTAN AHLAKI YORUMU


Krat Haldun AKALIN Dr. Osmaniye Korkut Ata niversitesi ZET: Orta a kilisesi, kendi tekeline ald ayinleriyle, geni halk kitlelerinin asla bilmedii bir lisan kullanmasyla; dinsel mizansen zerinde kesin bir hakimiyet kurmaktayd. Bylece, kapsaml bir hiyerarik yapy rgtlemekteydi. Dinsel konular zerinde de kiisel teebbste bulunan bireyin, ruhban snfndan gelmeyen bir kimsenin de Tanr ile dorudan balant kurabileceini aka ifade eden imanyla; kilisenin araclk ilevine hi gereksinim duyulmakszn, kanksanm kurumsal ynelilere tamamyla aykr derek, en iddetli cezalandrmalar zerine ekmitir. Luther, Tanr ile insan arasnda kurulan geleneksel biimlenmeleri hi dikkate almamtr. Calvin, evrenin Tanr annn sergilenmesi niyetiyle yaratld dncesi zerinde srarla durduundan, bireyin kendi bana Tanr anna daha fazla uyumlu olmasn salayacak akli niteliklere sahip bulunduuna inanmaktayd. Elbette kalvinizm kapitalist ruhu yaratmamtr. Ancak, kapitalistlerin gereksinimleri ve eilimleri, kalvinizmin yorumuyla ulalan eitli olanaklar iinden seilmi bir srecin gereklemesini de zorunlu klmaktayd. Nitekim, Lutherin keskin zekas, bu dnyadaki hayatn ktlklerinin nasl farkna varmsa; Calvinin esas ilgisi, kiinin kendisini vmesinin Tanr annn sergilenmesi emelini anlalmaz kld zerinde odaklam; Baxter ve Wesley ise, daha ok, bir orta snf kavram servetin Tanr adna ynetimi zerinde durmutur. Anahtar kelimeler: Ussal ekonomik eylem, kazan gayesi, protestan ahlak

THE RISE OF RATIONAL ECONOMIC INDIVIDUALISM IN EUROPE AND MAX WEBERS INTERPRETATION OF THE PROTESTANT ETHIC
ABSTRACT: In medieval church, organized into an elaborate hierarchy with a monopoly over sacraments, using a language unknown to the masses of people, dominated the religions scene. Individiul initiative in religious matters, the expression of the belief that the layman could have dealings directly with God, without the need for the intercession of the church, were heretical acts, taking upon himself the severe punishment. Luther, ruling out the conventional forms of mediation betwen God and man. Calvin gives emphasis to the idea that the purpose of the universe is to glorify God, that man has reason only that he may more fittingly glorify God. Calvinism did not create the spirit of capitalism, but the needs and tendencies of capitalists were involved in the process which selected from the various possibilities of interpretation of Calvinism. Luthers keen awareness of the evil of life, Calvins concern lest the glory of God be obscured by self-glorification, Baxters and Wesleys attention is the more middle class conception of the stewardship of wealth for the name of God. Key Words : Rational and economic action, the pursuit of gain, the protestant ethic

335

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

1.GR Ussal ekonomik etkinliin ilk grnmn ve rgtsel tarzdaki ilk oluumunu ve uygulann ifade eden kapitalizmin, reformla ileri srlen yeni bir ruhunun bulunduunu savunmak, protestanlk domadan nce kapitalist etkinliin olmad sonucunu beraberinde getirmitir. Oysa, reform ncesinin katolik dnyasnda kapitalist etkinliin grnmlerine rastlanlm, kurumsal gelimesine de tanklk edilmitir. Orta a katoliklii, Avrupadaki btn uluslar kendine balayan bir birlik olarak dnldnde, bu dnem boyunca ussal ekonomik etkinliin byk lde var olmayaca eklinde bir kan edinilir. Oysa orta aa zg hayat tarznn deien etmenleri irdelendiinde, daha farkl izlenimleri edinmesi, ok mmkndr. Ancak orta a yaamnn, bireyin gelimesinin nne engeller koyduu da, kimsenin yadsyamayaca bir gerektir. Orta aa zg sosyal ilikilerin tipik kavramsal anlam, yaam iindeki etkinlikleriyle bireyin, Tanrsal buyruklarla dzen altna alnm topluma uyum salamasn gerektirmektedir. Orta a hayatnn ilkeleri, tamamyla, retmeye uyumlu olarak elde edilmitir. lkenin hemen her yerine, serbestlie asla olanak tanmayan otoriter feodal sistem hakim olma eilimini gstermi, aka dikkat ektii toplumsal derecelendirme yapsyla geleneklere ball beraberinde getirmitir. Bir derece daha fazla bireycilie olanak salasa dahi, kent yaamnn genel ilkeleri, esas olarak, al ile sat hakkn belirli bir zmreye has klan tekelci yapya dayanm, ticaretin otorite tarafndan dzenlenilmesini ve denetim altna alnmasn gerektirmitir. Kent ve lke iinde bir dereceye kadar siyasal ve sosyal eitlik anlay hissedilse dahi, snf ayrmcl daima dikkatleri zerine eken toplumsal bir zellik halini almtr. nsanlar, her biri kendi maddi koullarn eitliiyle belirlenmi fonksiyonel gruplarn yeleri olarak dikkate alnmtr. 2.KATOLK AVRUPADA USSAL EKONOMK ETKNLK Orta aa zg ekonomik yaam gz nne getirdiimizde, malikane ve lonca rgtlenmesi dnda sylenebilecek ok az eyimizin olduu, kanlmaz bir ekilde hemen fark edilir. Her ikisi de, ussal ekonomik etkinliin temeli olarak grlen bireycilie kesinkez kardr (Eldridge J.E.T., 1971 ; 97). Gnmzde pek ok yazarn ne srd ekliyle, hayatn bireysel tasarm ile orta aa zg toplumsal dzenlenii arasnda kesin bir farklln olduu, toplumsal idealler iinde bireycilie hi yer verilmedii kans, pek ok ynden doru deildir. Bireyciliin, ok farkl ortamnn olduu ve farkl hedefleri gtt, asla yadsnlamaz. Bir reti olarak bireycilik, bireyin hedeflerinin ve kiisel yeteneklerinin toplumun ekonomik rgtlenmesinde zorunlu bir etmen olarak alnmasn gerektirdii gibi; bireylerin ussal seime ve ekonomik davrana dayanan eylemlerinin, toplumun ekonomik rgtlenmesinde beklentileri karlayabileceine beslenilen inanc da ifade ettiinden; bireyin ykselmesi sayesinde toplumun ilerlemesinin yollar aratrlr, bu maksatla, kiisel teebbs ile kendini gelitirme sahalar tamamyla serbest klnr (Eisenstadt S.N. , 1968 ; 78). Bireyciliin gereklemesi, ekonomik hrriyeti (yeni teebbs zgrln). ve zel mlkiyeti zorunlu klar.

336

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Farkl yetenekler snrnda kendini gelitirme azmini hisseden farkl bireylerin, kabiliyetlerini ve glerini ilerletmelerinin en iyi yolunun birbirleriyle rekabete girerek yarmalar gerektii fikrine inanlmaktadr. Rekabetin olmad, bireylerin birbirini geerek ileriye gitme arzusunu hissetmedii bir ortamda, gelime de bireycilik de bulunmamaktadr. Bundan dolay bir sistem olarak bireycilik, hr ticaretin, serbest rekabetin, zel mlkiyetin dzenidir (Eldridge J.E.T., 1971 ; 103). reti ve sistem ynyle bireycilik ise, hayat tarznn orta aa zg sk denetim altnda tutulmas eilimine kesinlikle kardr. Orta a Avrupasnda zel mlkiyetin varlna baklarak bireycilii ierdii asla ne srlemez. Kald ki, zel mlkiyetin orta adaki yaps bile, modern dnyann dayand tarzda deildir. Orta a boyunca kazan maksatl ilere hi rastlanlmad nasl ne srlemiyorsa, reform ncesinde kapitalist ruhun grnmlerinin benimsendii ve yaygnlk kazand da hi kimse tarafndan yadsnlamaz. ayet ok fazla genelletirilmezse, kapitalist eylem tarznn, orta alar iinde yle hi bilinmeyen bir davran olmadnn, bilinmesi gerekir (Eldridge J.E.T., 1971 ; 106). Kapitalist etkinliin reform tarafndan oluturulmu bir dnem biimi olarak deerlendirilmesi, ok zordur. M.Weber gibi, W. Sombart da modern kapitalizmin, orta alarda asla kendisine bir yer bulamayan ve kendisine zg saylan kapitalist ruh tarafndan oluturulmu olduu dncesine sahiptir (Plotnik M.J. , 1937 ; 41). W.Sombart, orta aa zg ekonomik yaamn temel ilkesinin, kiinin ihtiyalarnn giderilmesi maksadn ieren geim ekonomisi olduunu, hem de, modern kapitalist hayatn esas gds demek olan kazan peinde koma gailesiyle aktn ne srmekteydi (Sombart W. , 1951 ; 114). W. Sombart, kapitalist sistemi, aadaki nitelikleriyle ekonomik bir sistem olarak kabul etmekteydi; deiim temeli zerine kurulmutu, balca iki farkl snftan (igren ve iveren) ibirliine girmesiyle ilemekteydi. Bu sistem iinde retim aralarnn sahibi konumunda bulunanlar, sistemin subjeleri olarak dorudan bu srecin karar verici ilevini stlenirken; retim aralarndan yoksun kalan alan kesimler ise, sistemin saf ve basit objeleri durumundaydlar (Sombart W. , 1951 ; 117). Kapitalist sistem, kazan gayesi ve ekonomik rasyonalizm ilkeleriyle iletilmekteydi. Kazan maksad, ussal seim, serbest rekabet, bireysel karar vermenin dayand zgrlk ortam vs. gibi tanmlamalar; bir btn olarak orta a hayatnn, niin kapitalist ncesi dnem olarak anldn hakl klmaktadr. Yine de, bunlarn arasndan kazan maksadnn modern dnyann bir kefi olduu sylenemez. nsanlar, Avrupada neredeyse binlerce yldan beri karc bir toplum iinde yaamaktadr (Eisenstadt S.N. , 1968 ; 129). Modern kapitalizm, yalnzca, belirli bir zmrenin agzllk ve karclk gdsyle edindii servet biriktirme ilkesiyle kavranlamaz. Aristo, ok uzunca bir zaman ncesinden, ok ikna edici bir ekilde; speklasyon, i gc ve tefecilik gibi konulara aklk getirmiti. Bir baka deyile, bir kimse ya rasyonel bir tarzda kazan peinde koacaktr, ya da, W. Sombartn dikkate ald ekliyle, irrasyonel veya rasyonel tarzdan birine kaplacaktr (Plotnik M.J. , 1937 ; 29).

337

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Rasyonellik ve kazan gayesiyle aba gsterme lt, W.Sombart tarafndan, modern a btnyle kuatan eilimler olduu akland halde; kkensel bakmdan her ikisi de antik Yunanistanda bilinmekteydi. Oysa, orta a boyunca kazan maksad iinde ussal davrann gelitirilmesi eilimine hemen hi rastlanlmamt (Plotnik M.J. , 1937 ; 32). ok byk lekteki ticari teebbslerin, kazan maksad altnda rasyonel bir rgtlemeye gittiine, muazzam miktarlardaki parasal varlklarn toplandna tanklk edilmitir. Roma barnn gerekletii dnem boyunca ortaya kan smrnn kapitalizm olarak dnlmesi, Kartacallarla giriilen savalarn her eyden nce, ticaret mcadelesi olduu eklinde yorumlanmas, btn bunlarn, modern zamanlardaki kapitalizmle dorudan bir balantsnn kurulmas, asla gereki olamaz. Yine, Roma imparatorlarnn ve Gothik krallarn ynetimi altndaki Ravennann, Batda Bizansla kurduu kazanl ticaretle bal bana bir antrepo haline gelerek, daha beinci asrda modern kapitalizmi ortaya kartm olabilecei iddialarn kabul etmek de pek mmkn deildir. (Plotnik M.J. , 1937 ; 46). ok byk lekte gerekletirilen ve muazzam parasal serveti kazandran ticari teebbsn btn z ve rasyonel rgtlenmesinin gayesi, kazan salama olduundan; parann sermayeye dnerek i etkinliinde kullanlmasyla, kr etme anslarn daha da arttrm; ilk olarak dou Akdenizde ortaya kan ticari kazan fenomenini, daha da geniletmitir (Plotnik M.J. , 1937 ; 49). Akdenizde Mslman kavimlerin glenmesiyle, bu kapitalist gelimenin nne geilmitir. Ancak bu engelleme, dsal koullarda ortaya km, psikolojik bir deiime asla neden olmamtr. talyada kapitalist ruh zarar grmemi, Akdenizde uranlan ticari d g kaybna neden olduu halde kazan gds zerinde yok edici tesirlerde bulunmamtr. Tpk Avrupann byk bir ksmna hakim olan, tarmsal mlke dayanan ve kendi kendisine yeten bu geim ekonomisi; nce barbarlarn ve sonra da Saraken ile skandinavyallarn ykc saldrlaryla kent yaamnn kmesi ve ticaretinin de yresellemesi nedenleriyle, giderek yerlemi ve kk salmtr. Koullar ticari kazanca elverili bir hale gelir gelmez, ticaret ruhu da, Amalfi, Venedik, Cenova, Piza ve daha sonra Floransa gibi talyan kentlerindeki tccarlarn ilemleriyle ortaya kmtr. Benzeri gelimeler Kuzey Avrupada da grlm, Flanders, Artois ve Brabant gibi kentlerde uzak mesafeli ticaret gelime gstermi; nce balk, tuz ve Baltk rnlerinde, daha sonra da Belika sanayi blgelerinde al veri kazanl sonular dourmutur. Hi kukusuz ticaret, ikili merkezler arasnda birden bire ortaya km, elverili ticaret yollar boyunca servet ile refah ykselilerine neden olmutur. Campagne, Cenova, Lyon, Frankfurt, Strassburg, Ulm, Nuremberg, Cologne ve Aix-la-Chapelle blgelerinde oturan insanlar, kapitalist tacirleri ilerinden kartmlardr. (Plotnik M.J. , 1937 ; 53-54). Yaptklar kapsaml aratrmalaryla katolik Avrupadaki bu ekonomik etkinlikleri kapitalist olmaktan uzak bulan, gerekleen ticaret hacmini zamanmzn miktarlaryla kyaslayarak kapitalist gelimeye rnek olamayacan savunan, kimseler de bulunmaktadr (Eisenstadt S.N. , 1968 ; 184).

338

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

W.Sombart, orta alarda gerekletirilen ekonomik etkinliin asla byk miktarda olmadn, yaplan ticaretin de sadece kk lekli el sanatlar imalatna dayandn kantlayan, ok byk ldeki bulgular toplamtr (Sombart W. , 1951 ; 126). Ehrenbergin orta a ticaretinin doasnn kapitalist ierikte olduu hkmn, ok gl bir ekilde yalanlamtr. Sombartn grleri, u temellere dayanmaktayd. lk olarak, sayca ne kadar fazla olursa olsun, tccarlarn tamamnn ileri, son derece snrl ticaret hacmi iinde gereklemitir. kincisi, tccarlarn kurduklar ortaklk eklinde de olsa grdkleri etkinlik, son derece kk miktardaki sermayeye dayanmaktadr. Cenova ticaret defterine 1156 ylnda kaydolan ilk elli ortakl irketin ortak bana ortalama sermayesi yaklak 150 liredir. ncs, Basel ve Augsburg gibi ticari kentlerde oturan insanlarn sahip olduklar mlkiyetten dolay 15. asrda dedikleri vergilerini son derece az olduu ortaya kmtr. Drdncs, ok kk tonajl gemilerle tanlan glerin dieri de son derece azdr. rnein, demir, meyve ve yn tayan yedi spanyol gemisi, 1470 ngiliz sava gemileri tarafndan ele geirildiinde; ayl 40 ile 120 ton arasnda deien, deeri de zamannn parasna gre deien 70 ile 180 sterlin kadar olan ykleri tad ortaya kmtr. (Plotnik M.J. , 1937 ; 56). W.Sombartn ticaretle ilgili grne gelince, hemen her yerde ayn manzarayla karlalmaktadr, birka istisnai sefere baklmayacak olursa, meslekten tacir olmayanlar tarafndan yaplan ticaret son derece kk hacimli ve hi nem tamayan zellikte gereklemektedir (Plotnik M.J. , 1937 ; 57). Tacirlerin ou kentli iiler arasndan kmakta, yaama baklar arasnda asla bir fark bulunmamaktadr. Bunlardan hi biri kapitalist gdlerin tesiriyle ticarete girimemekte, kendi emek gayretlerinin bu sahada karln alabilmek iin ticarete girmeyi istemektedirler (Sombart W. , 1951 ; 196). Ticari gayretinin karln almakla, bulunduu toplumsal konum olarak seviyesini koruyabileceini dnmektedir. Asla, giderek daha byk kazanlar elde edebilmek midiyle sermaye biriktirmek gibi bir emeli bulunmadndan modern giriimci tipini temsil edememektedir (Sombart W. , 1967 ; 43). Orta alar boyunca gerekletirilen ticaret hacim ve tutar ynyle, asla gnmz al veri dzeyiyle kyaslanamaz. Tamaclk koullar, kent nfusunun kkl ve lke sathna dalml, halkn satn alma gcnn yetersizlii, ticareti snrlandran ciddi ekonomik sorunlardr. Dier taraftan teknik koullar da, son zamanlarda ortaya kan dzeyinin son derece gerisinde kaldndan, kapitalist bir yaylma iin asla uygunluk gstermemektedir. Bu bak asna sahip olan bir kimse, demir yolu a almadan nce, kapitalist etkinliin varln ok kolaylkla yadsr ve olmadn kantlar. Orta a ticareti byk kazanlar elde etmek gdsyle gereklemedii gibi, uzak pazarlara gidilmesine veya arz kaynaklarna ulalmasna da dayanmamaktadr (Sombart W. , 1967 ; 44). Ticaret koullar, kendilerini gvence altna almak isteyen tccarlarn sermayelerini paylara blmelerine ve birbirinden ayr teebbsler iinde kullanlmalarna yol amtr. Bylece ticaret, dzenli bir hat iinde srekli yinelenmek veya byk gemilerle gereklemek yerine; dzensiz bir ekilde ve derbeder bir vaziyette dolalarak yapldndan, kapitalist gelimenin bir aamasn oluturmaktan tamamyla

339

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

uzakt. Uzak mesafe ileri dzenli ve standartl klnamadnda, tesadflerle gerekleen ticaret balaryla elde etmekteydiler.

tacirler kendi baharatlarn,

Tamacln son derece yava ilemesi, al verilerin miktarca dk olmas sonucunda; al veri hz dmekte ve karlalan riskleri ykselmekte, orta halli seviyede edinilecek kr oran da pek fazla dikkat ekici bykle ulamaktayd. ngiltereden, kuzey Fransa ve Flanderse 1273 ylnda yaplan ihracatn, gnmz parasyla 1 milyon sterlini amayan 35.000 uvaldan ibaretti. Giovanni Medici 1429 ylnda, btn mlkiyetini ve iini iki oluna teslim ettiinde, iyelik deeri 179.000 altn Florin, i sermayesinin ise yaklak 140.000 altn Florin olduu tahmin edilmektedir. Firmalar, Avrupann hemen her yerinde faaliyette bulunmaktayd. Mediciler 1473 ylnda sadece bir gemiden 30.000 altn Florin kaybetmilerdi. Yaplan ilemlere ve insanlarn tutkularna baklarak, bu ticari uralarn kapitalizmin bir tarzn oluturduu ne srlse dahi, modern kapitalizmin trnde olmad kesinlik kazanmtr. Max Weber, endstri tarzndaki kapitalizmin, speklatif kazanlardan ok sebatl ve dakik almann bir rn olduu konusundaki fikrinde, son derecede hakl gzkmektedir. Ancak bu tarzdaki bir uraya, reform ncesi ada ve protestan ahlaknn benimsendii dnemler ncesinde de rastlanabilir. rnein Belika, ok nemli iki sanayi kolu, ihra pazarlarna ynelmi halde ok uzunca bir zaman ncesinde kurulmu, kapitalist ilkeler altnda iletilmekteydi. alanlar rettikleri rnn tketicileriyle balant kurmuyor, bunlar sadece tccarlarn grevlendirdikleri yksek dzeydeki kimselerle yz yze geliyorlard. Dinantn tencere ve aydanlklar, Flamanlarn elbiseleri, pek ok elden geip alnp satldktan sonra nihai tketicisine ulamakta; ok dikkate deer bir miktardaki araclk sermayesi, sat iin zorunlu hale gelmekteydi. gc, hammaddeyi alanlar arasnda datan tacirlerin idaresi altna girmekte, bitirilen ilere gre cret demesi yaplmakta, imalat srecinden gemi rnler sata arz olunmaktayd. Yine de iiler, modern zamanlarda grld ekliyle hepsi birden fabrikalar iinde rgtlenmi deildi. alanlar, kk iliklerde igrmekteydi. nsanlar, henz para sahibi kapitalistler tarafndan dorudan istihdam edilmemekteydi. Tccar ile imalat arasnda kesin bir ayrm belirmiti, kapitalisti belliydi, cretli iisi olumutu. Kapitalist de, tpk modern sanayici gibi kr etmekteydi. Alm ile satm en iyi bir ekilde pazarda gereklemekte, igcnn rasyonel organizasyonu olumu bir dzeydeydi. (Plotnik M.J. , 1937 ; 59-63). Orta a kentlerinde kazanca gdlenmi ekonomik rgtlenmenin bulunmad hakkndaki W.Sombartn gr irdelendiinde, zellikle de talyan kentlerinde kapitalist ruhun grnmlerine rastlamann olanakl olduu fark edilir (Sombart W. , 1951 ; 198). W. Sombart, orta a kentlerinde kapitalizmin asla bulunmadn ispatlamaya alrken, bu grne bir kant olarak, buralarda yaayan zanaatkrn saysnn ok byk miktarda olduunu ileri srer. Bu grne ok fazla deer verilmelidir. Ancak, ok byk miktarda el iisinin bulunmas ve bunlarn nemli bir ksmnn da loncalara ye olmas, kapitalist sanayi rgtlemesinin bulunmad grn ispatlamaz. Bu bak asnda, alan snflar arasnda farkl bir dnyann kurulmu olmas ok nemli bir etmendir.

340

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Orta a kentlerinin pek ounda halk, Flamanlarn elbise dokuyan ehirlerinde asla grlmeyecek bir etkinlikte, imalat ehirleri ya da madencilik kyleri olarak uzmanlam bir haldeydi. yelerinin ulatklar byk miktarlar ticaretle uraanlar ile kyaslandnda; kapitalist tarzda denetim altna alnm ihra sanayilerinin, kent pazar iin rn reten bamsz zanaatkrlardan tamamyla ayrlm olduu grlr. Floransada ynl kuma ve ipek sanayilerinde, benzeri kapitalist denetim altnda bulunmaktayd (Sombart W. , 1967 ; 52). Hammadde ve nihai rnler, uzaktaki eitli pazarlardan getirilmekte ve gtrlmekteydi. Yine de Sombartn belirttii dnceler, byk deer iermektedir. lk olarak, hallarn sonras dnemi boyunca, giriilen yamalar kapitalizmin tarihinde dikkatleri ekmektedir (Plotnik M.J. , 1937 ; 91). Yamaya dayal olarak yaplan ticari iler, sava dnemi iin harcanlan byk miktar; zamannn allm ticaret ile sanayi ilem kapasitesinin ok zerindeydi. lk birikmi sermayenin byk kaynaklarndan birisi de, yama ve ganimet kazanlaryd. Dou Akdeniz sahillerinden yaplan yama ve talanlar, ilk kapitalizmin tarihinde ok nemli bir yer tutmaktayd. W. Sombartn ifadesinden karlan ikinci tespit, ok daha fazla aydnlatcdr. Kapitalizmin gelimesi iin zorunlu bir koul olarak grd, finans biliminin ykselmesiyle; zel mlkiyet kurumu daha da genilemi, sermaye kaynaklarn ynlendirmi, farkl zamanlarda ve yerlerde grlen engellerden kendisini uzak klmtr (Sombart W. , 1967 ; 65). Rasyonel kapitalizmin ykselmesine neden olan en byk nedensel etmen, belki de, Bat Avrupallarn Mslmanlardan aldklar dnyevi bilimler olmutur. Hal seferleri, ticari stnlk salad iin devam ettirilmi, Venediklerin her eylemini yksek kazanla karln verdii iin benimsemitir. Kapitalist gelimenin kaynan oluturan bir dier etmen, ticari hedefleri byten ve ulama olanan veren koloni yaylmas olmutur. Koloniler, smry rgtleyebilmesi iin sekin yurttalara verilen zel izinlerle kurulmutur. Maona veya uzun sre ayakta kalabilmi hisse senet irketi, kapitalist tarzda iletilen bir rgtleme olup, 1347 ylnda Cenovada ortaya km, sakz adasn zapt eden bir grup insan tarafndan iletilmi ap arz iin deerli bir kaynak olarak grlerek, sonradan idaresi stlenilmitir. Bundan dolay, talyan kentlerinde grlen iler, ile, kapitalizmin saf kazan maksad dorultusunda rasyonel rgtlemesi arasnda ok gl balar bulunmaktadr. (Sombart W. , 1967 ; 52). 3.RASYONEL EKONOMK RGTLEMENN DZEY Orta alardan balayan ussal defter tutma yntemi kapitalizmin ykselmesine nemli katklarda bulunmutur. hayatnda rasyonel yntemlemesinin gereklemesi, bilimsel muhasebe tarzn da beraberinde getirerek; dinsel ahlakn rasyonellemesinden ok daha fazla, ussal ekonomik etkinlie katkda bulunmutur (Plotnik M.J. , 1937 ; 121). Ekonomik ilerlemenin en gl etmeni haline gelen sistematik rgtlemenin, belki de en etkili yaplanmas, sistematik muhasebecilik olmutur. Ussal rgtlemenin ve effafln artt bir ortamda, tasarrufta bulunma ve ele geirme arzusu da ykselir. Kendisini kt ynetim iinde bulan bir kimse, iini kat zerinde takip edemez ve denetim

341

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

altnda tutamaz. Sahip olduklarn btn bir halde gremez, bulanklk ve belirsizlik iinde savrulur gider. Dier taraftan, iyi bir yneticiden, gelien talihinin semerelerini her gn sorgulamasndan, denetim altnda tutmasndan baka bir ey beklemez. Bir zararn ortaya kmas halinde bile, ba derde girdiinde ve aknla uradnda, zihni asla karmaz; dier ilerinden hangi dzeyde kr ettiini, uranlan zararn etkisini ve olabileceini hemen tahmin eder. le ilgili dncelere en kk seviyede yabanc kalm bir kimse, ussal defter tutmann, protestanln meslek retisinden ok daha byk gle etkileyeceini gayet iyi bilir. (Bendix R. , 1959 ; 84-85). lemlerin ifte kayt usulne gre muhasebesinin tutulmas, gelir ile giderin birbirinden ayrlarak daima bakiye kazan ya da zarar gzler nne serebilmesi; toplumun kapitalist etkinlikte dzen altna alnmasna ve gelimesinin salanmasna, dikkat ekici tesiri olmutur. ifte kayt usul olmakszn kapitalizm, asla dnlemez. Biim olarak ve konu ierii ynyle ussal olan ifte kayt usul; harcama ile gelirlerin birbirleriyle kyaslamasna ve bir sonuca gidilmesine, daima olanak salar. Gerekten de, kapitalizmin kendi ilemlerini denetlemek iin ifte kayt usul gibi bir arac ortaya kardndan kuku duyan bir kimse; ussal muhasebenin bu ilk tarznn, kapitalizmin kendisine has rasyonel ve sistematik ruhunu nasl ykseltmi olabilmesini de, asla idrak edemez.' Gelir ile giderin birbirinden ayrld ifte kayt usulnn belki de en nemli etkisi, i etkinliinde tutulan parann, aile veya dier sahalar iin harcanan veya biriktirilen paradan kesinlikle ayrlmasn salamas olmutur. (Sombart W. , 1951 ; 204). ifte kayt usul sayesinde, parann i etkinliinde tutulmasnn, iin grlmesi srasnda kar ya da zarar sonularnn hesaplamasnn nemi, gerekten ok byk olmutur. Hi kukusuz, ussal ve sistematik muhasebecilik ortaya kncaya kadar, kilise hukukularnn geime dayanan eski yaam idealleri iinde tuttuklar kaytlara rastlanlmtr. Esas olarak ihtiyalarnn karlanmasyla snrl tutulan bu geim gailesinin i etkinliiyle srdrlmesinde, tccarlar, mal olarak nitelendirilen varlklarn alm satm olanaklarna kar yakndan ilgi duymulardr. Oysa, bu al veri ilemlerinin muhasebesini tutan kimsenin bir tek maksad olmutur, bu da, ii kayt zerinde takip ederken ve denetlerken; niceliksel olarak deerlerini hesaplayabilmek, gelir ile giderler arasnda bir uyum salayabilmektedir. Budayla veya ynle, pamukla veya elbiseyle, mallarn kargolar iinde tanmasyla, ayla veya toz biberle asla ilgilenmemilerdir. Ticaretin bu fiili gerekleri, muhasebeciyi yalnzca parasal ve rakamsal olarak ilgilendirmitir. Hibir kuma balyasn grmeden deerini ve maliyetini karmlar, al veriin krl gemesini salamak iin fiyatn belirlemilerdir. Tamamyla olaylarn glgesinde kalmlar, fiili i etkinliinde asla bulunmakszn, parasal olarak ii denetimleri altna almlar, tuttuklar defterlerle iin semeresini nceden hesaplayabilmilerdir. Sistematik muhasebe kaytlarn tutturan tccarlar, bu sayede, sadece rn fiyatlarn deil, alalan ve ykselen seviyeleriyle para deerlerini de hesaplatabilmilerdir. Sistematik muhasebe kaytlar

342

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

sayesinde, ilerde aklk salanlm; kii mlkiyetini ve servetini oluturan deerlerin eitli etmenleri, birbirinden tam olarak ayrlmtr. Her bir i, mahiyeti ve sonucuyla hesap edilebilir klnmtr. Biriktirilen servet iinde, birinden dierine gre farkl olan etmenler ve sonular hesap edilir olmutur. Kazanl iyeliklerin birikimi olarak sermaye kavram ortaya km, bilimsel muhasebenin analizine dayal olarak farkl ekilde sonular hesaplanmtr. Sombarta gre, bir kimse, ifte kayt usul muhasebe araclyla, kazanc ayr bir yerde tutarak, birikmi servet olarak iinde kulland sermayesini tanmlayabilir olmutur. (Plotnik M.J. , 1937 ; 124-127). Gelecekte daha da sistemleen ve ussallaan defter tutma usulleri sayesinde, ticari kazan ve sermaye kavramlar birer hesap olarak izlenebilmitir. Sistematik defter tutmann i hayatna girmesiyle, yalnzca ticari maksatlar daha belirgin bir hale gelmemi; ie aktarlan parann ve maln takibini olanakl klarak sonularnn grlmesine de kolaylk getirmitir (Sombart W. , 1967 ; 83). Deiime duyulan doal eilim iinde, sadece, bir kimsenin isteklerinin karlanmas yerine, kr edilerek biriktirilmesi gaye halini almtr (Plotnik M.J. , 1937 ; 132). Ele geirme gdsnn bu ekilde bir biriktirme emelini tayarak rasyonel temelde devam ettirilmesi; ancak, krn srekli rasyonel takibiyle olanakl olur. Uygun muhasebe sistemiyle izlenilen ve denetim altna alnan ilerin, sunduu kr frsatlar dikkatle deerlendirilir. Muhasebe sistemleri bilim tarafndan mkemmel bir hale getirilmedike, sermayenin sistematik kullanmnda sreklilik asla salanamaz, belirli sermayelerin karl i kollarna aktarlmas kesinlikle olanakl olmaz (Plotnik M.J. , 1937 ; 133). Belirli hesaplarn kullanlmasyla i zerinde kurulan denetim sayesinde iin belirli bir zaman iinde kalcl saland gibi, gelecekteki youn ilemleri kapsayan rasyonel planlarn kullanlmasn da kolaylatrr. Defter tutmann ierdii nem, sadece, teebbsn gemiteki faaliyetleri hakknda bilgi edinmek ynnde gerekleememekte; fakat bununla birlikte, gelecee ynelik ilerinde kiiyi bilgiyle donatmaktadr. Olaylarn gzlenmesi ve irdelenmesi, gelecekteki etkinlikler hakknda nceden karar verilmesini salamakta, ile ilgili salam muhakemede bulunulmasn kolaylatrmaktadr. (Sombart W. , 1951 ; 209). Kltrel konulardan biri haline gelen, srekli gelime gsteren, uygun bir defter tutma sistemi iinde ilerin izlenmesi ve denetim altna alnmas, kapitalizmin ortaya kmas iin zorunludur. Dnyevi iler iin bu denli nemli olan, ifte kayt usulyle balayan rasyonel defter tutma, orta alar iinde bilinmiyor da deildi (Sombart W. , 1967 ; 86). ifte kayt usul 14.asrn ikinci yarsndan itibaren talyada uygulanmaya balanmt. Byle olduu halde, yllk balans tutturma sonrasnda dzenlenen hesap zeti, 17.asrdan nce karlm deildi. Evet, ilerde kullanlan para gelir ile gider stunlarnda belirtiliyordu, ama, bunun sonucunda kar-zarar durumlar ayr tablolarda zetleniyordu. Avrupada 16.asrn ortalarndan itibaren hesap zetlerinin ve kr ile zarar tablolarnn kullanlmas bir anda hzl yaylma gsterdi. Hesap dzeninin oluturulmas, ekonomik etkinliin yaylmasna ve kapitalist ruhun ykselmesine byk ivme kazandrd. (Sombart W. , 1967 ; 88).

343

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Bilimsel defter tutmada ok fazla ilerleme gsteren lkelerin ekonomik gelimede en fazla ileri gitmi olmas, asla bir tesadf deildir (Weber M. , 1950 ; 63). Rasyonel muhasebenin gelii ile ekonomik ilerleme birbirine ok olumlu bir ekilde tesir etmektedir. Dier taraftan, Weberin almalarna yle bir gz atldnda, rasyonel muhasebe dzeninin yerini, kapitalist ruhun kkeni olarak sunulan protestan ahlaknn ald hemen dikkatleri eker (Bendix R. , 1959 ; 92). Oysa, kapitalist ruhun ykseliiyle, ekonomik rasyonalizmin ykselii arasnda ok az kukunun olmas gerekmektedir. Ekonomik rasyonalizm de, bir lde, ticari deneyimin ussal seim ve hesap zerine kurulacak, kilise retilerinden bamszlamasna bal kalmtr. Bu nedenle, kapitalist ruhun ykselmesine neden olan en byk etken, yine kapitalizmin kendisi olmutur. Ekonomik rasyonalizmin ykseliinin, genel kltrel koullar tarafndan snrlandrld, zellikle de i tekniindeki gelimelerin ve yasal kurumlar ile hkmet politikalarnn ekonomik hayata dorudan tesir ettii bir gerekse de ; protestan ahlaknn, zellikle de puritan meslek retisinin, orta adan kalma olumsuz kltrel snrlamalarn geersiz klnmasna yol amadn, hi kimse syleyemez. (Weber M. , 1950 ; 64). 4.PROTESTAN MESLEK AHLAKI M.Webere gre protestanln tesiri, katolik kilisesi tarafndan yasaklanan pek ok uygulamaya izin verilmesi ieriinde gerekletii iin, kazan maksatl ussal ekonomik etkinlik ile dinsel yorumlar arasnda bir uyum salanmtr. Dinin ieriinin kapitalist maksatlara uyumlu klnmasnn temel arac, protestanln meslek retisi olmutur. Bu meslek retisi, dini bir grev olarak ruhban snfndan gelmeyen inanan herkese ykledii ve ilekelik halinin (asketikizmin). dnyevi ura iinde yaand anlayndan kaynaklanmtr. Artk, asketikizm, manastrn hcrelerinde yaanlan mnzevi hayat iinde yaanlmamakta; ilekelik gnlk yaamn uralarna tanarak uygulanmakta, hi durmakszn ve asla ara vermeksizin srekli bir ekilde sk alma etkinliinde srdrlen mesleki etkinlik yoluyla ile ekildiine inanlmakta, kendi dnyevi istediklerine dknlk gstermekten vazgeilerek dinsel uygulamalarn gereinin yapldna ve niteliinin ykseltildiine inanlmaktadr. (Weber M. , 1984 ; 29). Protestan meslek anlaynn kalvinistler tarafndan benimsenilerek geniletilmesiyle, bir kimsenin mesleindeki baarsnn veya ekonomik urasndaki kazancnn, ruhani ltfa nail oluunun dtan ve grnen bir iareti olarak kabul edilmitir (Bendix R. , 1971 ; 36). Lutherle mesleki etkinlik bir Tanr yolu olarak kabul grr, Tanr uruna kullanlmas gereken zorluklar ve ileler dnyevi ura iine tanrken; J.Calvinle birlikte, bu zahmetli dnyevi urann sonucu olarak grlen baar veya kazan, seilmiliin bir kant olarak alglanmtr. M.Weber, felsefi yorumlaryla, meslek retisinin nemini gzler nne sermitir.; protestan Alman Beruf, protestan Hollanda Beroep ve protestan ngiliz Calling kelimelerinin ierdii, belirli bir almaya ynlendiren yaam grevi anlamndaki bir kelimeye, Roma ve katolik dnyasnda konuulan

344

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

lisanlar arasnda asla rastlanlmadn, aklamak istemitir. Lutherin balatt reform hareketinin, lkelere meslek kavramyla girmi olduunu ne srmtr. Mesleki etkinlik anlamndaki calling veya beruf kavramlarnn, kutsal kitabn latince versiyonundaki Herkes arld halde kalsn. Kardeler, herkes ne halde arld ise, Tanr ile o halde kalsn ifadesiyle kesin olarak ayn anlam iermekte, puritan meslek anlay da bu ekilde ortaya kmaktadr. Kutsal kitapta, sadece alma zerinde durulmam, mesleki etkinlik iinde srekli klnm bir almadan sz edilmitir. Yine de, katoliklerin yapt kutsal kitap evirilerinden, modern anlamyla meslek kavram aka ifade edilmi deildir. (Brubaker R. , 1984 ; 73-74). Dier taraftan, ilk protestanlarn meslek kavram, gnmz anlayndan olduka uzak olduu halde, kutsal kitap evirilerine daha yakndr. Weber, kapitalizmin ruhunun izine lutherizmde rastlam olsa dahi; baptist ve baz puritan mezhepleri arasnda, yani sadece kalvinizmde sezinleyebilmitir (Brubaker R. , 1984 ; 75). Kald ki, Cenova tarz kalvinizm, Fransz katolikliinin latince kkenli lisanna daha yakn olduundan; katolik ile kalvinist anlatm biimi arasnda temel bir eliki bulunmamtr. Meslein (beruf). yerine getirildii yer anlamnda office kelimesini irdelediimizde, ok arpc benzerliklerle karlarz. Fransada office, spanyolcada officio , talyancada officio olan bu iyeri kavram, zihinde hep ayn arma neden olmakta, dnyevi veya dini urann gerekletii yer olarak alglanmaktadr. rnein, Franszcada officenin anlam, istihdamn veya ibadetin yapld yerdir. yeri veya ibadet yeri anlamlar, bir kelimede byle i ie getii gibi; protestan ngilizlerin kulland calling ve protestan Almanlarn syledii beruf kelimelerinin kken itibaryla farkl olmayan bir anlamda kullanlmaktadr. (Brubaker R. , 1984 ; 78). M. Weberin Lutheri yorumlay tarz, calling kavramyla birlikte, mesleki etkinliin kabul edilmesinin yannda; yepyeni anlam iinde ve bir ideal halini alan yerlemi biimiyle asketikizmin dnyevi ilekelik olarak uygulanmasna da yol amtr. Protestanln meslek anlayna, ilk hristiyanln almaya verdii nem asndan bakldnda, yeni olan pek bir eyin olmad kans edinilir. Pauln, almayan, yemesin sz, hristiyanln ilk balangcndaki alma retisinin temelini oluturmutur. Orta a katoliklii de srekli uyku halini ldrc bir gnahkarlk olarak grm, almaya olduu kadar sezinlemeye kar da sava aldn ne srmtr. Srekli uyku halinin bu ekilde dikkate alnmasna, Augustine ve Benedictin mezhep kurallarnda da rastlanlm, manastr disiplinin temeli srekli zahmet ekmek zerine kurulmutur. Orta a katolikliinin tamamyla yabanc olduu, Tanr takdiri olarak grlen dnyevi meakkat, bylece asketikizmin temel bir unsuru halini almtr. Oysa Lutherin kendisi bile, bir Augustinci kei olarak tannmtr. Yine de Barentano, Lutherin keilii braktk tan sonra Augustine zerinde ayrntl bir alma iine girdii konusu da, benimsenmitir. almann tad neme, Augustinele ilgili yapt aratrmalardan sonra ulalmas da bir muhtemeldir. Ancak, orta alar iinde yceltilen asketikizmin, manastr hayat iinde tutulan mnzevilikle snrlandrld da, bir gerektir. Ruhban snfndan gelmeyen birinin bu ilekelie katlmas asla sz konusu deildir.

345

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Ancak, mesleiyle komularna hizmette bulunan katolikler halktan gelen bir kimsenin, mnzevi hayat iinde kendisini duaya adam bir keiten ok daha yksek derecelere nail olabileceine inanmlard. Bunlar arasndan Frankiskan mezhebinden olanlar, daha da ileri giderek, asketikizmin yalnzca manastrn mnzevi hcrelerinde deil, dnyann iinde ve insanlarn arasnda da uygulanabileceine inanarak, burjuva erdemlerinin beslenmesini de yelemilerdi. (Green W.R. , 1959 ; 71-75). Weber, bu burjuva erdemlerini, Benjamin Faranklinin dnyevi amentsnn neminden bahsederken, Franklinin yararclk mantn gerektiinden ok fazla vurgulamtr. Franklin, srarla demekteydi ki, zaman paradr, asla boa harcanmamaldr , baarlar disiplinli ve dzenli almalarda sakldr, yaanlan her an deerlendirilmeli, ilerin ise kesin kayd devaml olarak tutulmaldr. Frankiskan mezhebinin yeleri savurganlktan nasl men edilmilerse; puritanlar da taraftarlarn yortularda, balolarda veya danslarda vakitlerini boa geirmelerini kesinlikle yasaklamlard. Dnyevi grevlerini, bir dereceye kadar, kiliseye gitmekten ve ayinlerine dzenli olarak katlmaktan, daha stn grmlerdi. Bylece ticaret ruhuna daha fazla sadk kaldlar, Tanrnn inananlardan bekledii drstlk ve sevgi haline ilerinde her an bal kalmak istediler. Tanr iradesinin i hayatnda uygulanmasnda srarl olan baptist ve puritan mezhepler, dnyevi asketikizmi en gl bir ekilde yerine getirmi olmakla, kapitalizmin gelimesini ve himaye grmesini saladlar. ilekeliin disiplinini, mesleki etkinlik srasnda gerekletirilen btn i hayatna yklemekle, retileriyle baptistler daha fazla dikkat ekici bir konuma ulatlar. (Hillerbrand J. , 1974 ; 43). 5.PURTAN AHLAKINDA SELMLN ARET OLARAK ZENGNLK DEAL VE SERMAYE BRKM Puritanln meslek retisiyle ilgili yorumunda, 18. Asrn gerekleri iinde doru bir yorumlamada bulunan M.Weberin, daha gerilere gidildiinde savnn geerliliini kaybettii sezgileri; 16. yzylda tamamyla farkl bir toplumsal yapya ve eylemsel ierie sahip olunmas nedeniyle, yanlm olabilecei kukular, yaplan aratrmalarla ne srlmtr (Bendix R. , 1971 ; 83). Balangta, datlan adaletin ilahi ve doal varlnda yeni bir ifadeye rastlanlmamakta, farkl kiilerin ura iinde bulunduklar eitli mesleklerinde arlm olduklarna inanlmaktayd (Hillerbrand J. , 1974 ; 54). Bu, kapitalist teebbsn sergilenmesine Tanr inayetiyle kar klmas anlamn ieren bir inant. Bu inan, ok rabet edilen bir 18.asr ilahisinde ylece dile getirilmekteydi; zengin adam atosunda oturur, fakir ise kapsnda; Tanr onlar yksek ve alak klm, kaderlerine hkmetmi mlklerinde.

346

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Konuya bu adan bakldnda, katolikler ile puritanlarn retileri arasnda pek bir farkn olmad sonucuna varlr. Thomas Aquinasn datlan adalet hakkndaki grleri, zetle yledir : insanlarn farkl uralar iinde birbirinden ayrlmalarnn, bu ekilde koullarnn farkl klnmasnn ilk sebebi, sadece Tanrnn byle takdir etmi olmasdr. (Hillerbrand J. , 1974 ; 56). kinci neden ise, doal etmenlerde aranmal; farkl insanlar arasnda grlen eitli uralarn, herkesin kendi doal yeteneine gre daldnn bilincine varlmaldr. Aquinas'n kavramlarnn puritanlardan tamamyla farkl bir seviyede oluturmasna ramen; bireysel yetenekleri fark edilerek mesleki urann seilmesinde ve insanlarn dnyevi kaderlerinin belirleniinde bir takm doal nedenlerin etkisini kabul etmi olmas, 16. ve 17. asr meslek retileriyle ayn fikri ilerlemelere yol amtr. (Hillerbrand J. , 1974 ; 62). Puritanlarn meslek retilerinden karlan fiili dersler katoliklerin gelime tarzndan pek farkl deildir, her iki kesim de ihtiras ldrc bir gnahkarlk olarak grmektedir. Hibir sz, puritanlarn bu ilk retilerini, Robert Crowleyin u msralarndan daha ak bir ekilde dile getiremezdi : Fyrste, mesleinde yrrken, ksmetinin deimesini hi aklna getirmez; gnahkar ihtiraslar ve haris arzular, tamamyla yabancdr ona (Cohen C.L. , 1986 ; 62). Max Weber, protestan ahlakndan meslek anlayn ilk defa ne srd zaman, grlerini kantlayc pek ok bulguya zamannn puritan meslek kavramnda rastlanmt. Bir baka meslekte grev alan, dier insanlar, Tanrnn baka sahalarda gizledii hazinelerini gzler nne sermek zorundadrlar. Hkmeden sulh yarglar, ahlak bozukluunu ve gayri meru hayat cezalandrmal, iyi ahlakll ve erdemlilii de korumaldr. Cmertliiyle zengin insan, darlk iinde bulunan fakiri rahatlatmal, ihtiyalarn da gidermelidir. Mal alp satan bir tacir, maharetiyle rn imal eden bir zanaatkar; topluluun gnencini salamakla ykml olduu gibi, bolluu pazara getirmek zorundadr. (Obrien G. , 1928 ; 59). Arazi sahibi bir efendi, topra ileyenleri ekip bimeleri iin brakmal, evlerden ald kiradan farksz olan bir bedel karlnda iftilik yapmalarna izin vermelidir. Topra ileyen ve sr yetitiren iftiler, kira deyerek efendilerin arazilerinde kalmal; tahl ve dier hayati mamulleri bakas iin yetitirmeli ve satabilmelidir. Bu nedenle, her bir insan kendi grevini yerine getirirken, ayn zamanda mallarn ve menfaatlerin dalm dzenine ballk gstermeli, dier insanlarn haklarna saygl olmakla Tanrya olan inancn hissetmeli, btn grevlerinde daima imanl ve gayretli kalmaldr (Schneider H. 1958 ; 61). Mistik ahlaknn bu gerek yorumundan, kapitalist ruhun ok kk dzeyde de olsa himaye edilmi olduu, bunun da orta an dzen ruhu iinde snrlandrld hemen fark edilebilir. Gerekten de, srekli bir tema olarak meslek konusuna deinen vaizler dnsel eilimlerinde kamulcu anlay yadsmlardr (Schneider H. 1958 ; 64).

347

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Puritanlar meslek kavramn kullanmaya baladklar anda, imanlarnn bir gerei olarak kanlmaz bir ekilde, tamahkarl ve harislii, menfaatperestlik ile bencillii en kat bir tarzda yermi, bu uurda mritlerini en iddetli bir ekilde paylamlardr. Thomas Lever, yine Vaazlar (1550). isimli kitabnda, byk iftliklerin tahliyesi veya sat srasnda arazi ihtirasna kaplarak, dnyevi tutkular peinde olmamalar konusunda daima uyank kalmas iin gayret sarf etmitir. Lever, unlar yazmtr : eytann nefsine olan dknl ve kibirli hali, Tanrnn hizmetine girmeyi ve honutluunu elde etmeyi tmyle engellemektedir. Tanrya adayacan alma ve boyun eecein irade, sadece saya inanmak ve geleceini ellerine teslim ederek gvenmekle olur. Meslein yolunda sk almak, iinde zen gstermek, taahhtlerinize bal kalmak, daima drst kalmak; imannz gereidir ve hepsi Tanr armaandr. Bundan dolay eytan, tamahkar ruhuyla ve haris tabiatyla, seni kendisine benzetmek ister, kendisine tutsak ederek bencilce gdlere kaplman bekler. Mesleinle yetinirken, Tanrnn iradesini iinde uygulama zahmetine katlanrsan; Tanrnn tacir, efendi, hukuku, ifti, imalat vs. hemen herkesi mesleinde arm olduunu anlarsn. Yine de, Tanrdan gelen mesleini yerine getirirken, eytann yan banda durarak seni ayartmak istediinin farkna varabilmelisin. eytan gururuna kaplman istemekle, yok pahasna rnleri almana meylettirmekle; Tanrnn ismini vaaz eden vaizleri hayal krklna uratman, ev hanmlarnn kk kasalarndaki parann son kuruuna kadar gz dikmeni bekler. (Cohen C.L. , 1986 ; 74). Allm anlamnn dna karak, meslek anlaynn, servetin yol at gc ktye kullanlmasna kesinlikle kar olduu daima haykrlmaktadr. Puritan ilahiyatlarn 16. yzyldaki tavsiyeleri, daima, mesleinde knaatkar ol, iinden de honut kal (Tawney R.H. , 1980 ; 143). zdeyiiyle ifade edilmitir. Zamannn tarmsal glkleriyle karlamalar, bir kann kendi gayretinin semeresini grmesine engel olduu gibi, bu tavsiyeyi dikkate almamalarna da yol amaktayd. Zengin insanlar rneine baklacak olursa, Londrann tccarlarnn, zellikle mesleinde drst kalmaya zen gsterdikleri, ticari eyalarn kendilerine Tanr tarafndan emanet edildiine inandklar, drstlklerinin ve Tanrya ballklarnn bir sonucu olarak bolluk ve zenginlikle dllendirildiklerine iman ettikleri sezinlenir. inde servete ve baarya nail olmalar; imanlarnda asla gevemeye neden olamaz, kendi benliklerini ykseltmez, gururlarn tatmin etmez, zenginlik hali iinde dier insanlara yardm etmeyi, Tanrya kar sz verilmi bir grev bilirler. Ancak zenginlikleri, lke dndaki iftliklerden geliyorsa; bunlara imanl ve Tanrya saygl efendileri getirmeli, drst kahyalar grevlendirilmeli, fakir renperlerin karlar dikkatle seilmelidir. (Tawney R.H. , 1980 ; 146). Ekonomik uralar iinde en fazla hor grleni araclk ileri olmutur. rnn tketicisine ulatrlmas ilevini gren, alc ile satcy ya da mlk sahibi ile kiracy karlatran bu insanlar, bu gayretlerinden dolay horlanmlardr. Thomas Lever, Vaazlar (1550). kitabnda, tm komisyoncular, kira araclarn ve rn kabzmallarnn, kt ilerde bulunmakla itham ederek lanetlenmitir.

348

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Tacir, incitici bir davran iine girerek, tam bir hilekarlk iinde, zanaatkarn emeinden yararlanmakta ve kazancn sahiplenmektedir. rnleri ihtiya sahiplerine ulatrmamakta, sadece kendini kazanl klan kimselerle i yapmaktadr. (Cohen C.L. , 1986 ; 79). Lever, bu yaptklarndan dolay tccarlarn piman olmalarn ve znt duymalarn istemitir. Grdnz meslekleri, vaizlerden, piskoposlardan, sulh yarglarndan, kilise grevlilerden , arazi sahiplerinden, mlk sahiplerinden, zanaatkarlardan, tacirlerden ksacas herkesten sakl tutunuz; ilerinizin en az onlarn yaptklar kadar deerli olduunu biliniz; ayrca, kendinizi yalanclktan ve hilekrlktan, dinde sapknlk etmekten koruyunuz. (Cohen C.L. , 1986 ; 80). Hi durmakszn, meslek dncesi aktarlmak istenmektedir. Gerekte Leverin meslek grnn, esas itibaryla, orta a summa yaptlarndan farkl olan bir yan da bulunmamaktadr. Ticaretin daima meru dzenlemeler ve snrlamalar iinde gereklemesinde srar edilmi, arya kaan her kazan tamahkarlk olarak yerilmi, gnahkar melunlarn hali olarak betimlenilmitir. Al verilerde adaletin uygulanmasna, bor demelerde eitliin ve hakkaniyetin salanlmasna ok byk zen gsterilmitir. Eitlie dayanan adalete smayan her uray, gnahkarlk ve uygunsuzluk olarak grmlerdir. lk puritanlar, meslek retileriyle ayn ilkeleri savunmular, ayn halleri sapknlk olarak grerek yermilerdir. Lutherin ekonomik grleri, katoliklerden daha bir banazlk iinde kar kmlar ve snrlandrmalarla doludur. Avrupada 16. asrn sonlarna gelinceye kadar, meslek kavram yoluyla dahi, ekonomik deiime tam bir tutuculuk iinde yaklalmtr. (Cohen C.L. , 1986 ; 93). Puritan meslek anlaynn, kazan ve biriktirme gdsne ynlendirmedii, o dnemin rabet edilen yazarlarn kitaplaryla kantlanmak istenmitir (Tawney R.H. , 1980 ; 152). Lever, tutucu ve snrlayc bir ierikteki meslek inancnda, zamannn dier yazarlarnn vardklar sonularyla ve yaptklar betimlemeleriyle, yalnz braklmamtr. Mritleri ve vaizleri de kendisiyle ayn grleri paylamaktadr. Kral VI. Edwardn huzurunda verdii bir vaaznda, Hugh Letimer, imann ylece ikrar etmektedir : Bundan dolay hibir kimseyi hor grmeyiniz, hibir kimseye tepeden bakmaynz. Grd iinden ya da gelitirdii mesleinden dolay, bu kimseyi asla kk grmeyiniz. nsanlarn ihtiyalarn gidermek gailesiyle yeltendii bu iinden dolay alan takdis ediniz, i disipliniyle kendisini yararl ve dzenli klan, doasn biimlendiren insan takdis ettiiniz gibi; tm mesleki ve fenni uralar kutsaynz. Bu gayreti srasnda yeterli miktarda para sahibi olabilir, Tanrdan geldiine inanarak dnyevi mesleindeki ilerlemelerden honut kalabilir. manl biri abasnn mkafatn yalnzca Tanrdan umduundan asla kaybetmez; inanmayan ise, sadece kaybettii bir srada deil, kazandnda da kayba urar, hibir zaman fazla kazananlar arasnda deildir. (Tawney R.H. , 1980 ; 161-162). Bir kere daha protestanln meslek anlay ile kapitalizmin biriktirme ihtirasnn kar karya geldiine tank olunmaktadr. manl biri iin meslek, kendisinin dnyadaki konumunu belirlemekte ve dorudan Tanr tarafndan rasgele yerletirilmektedir ; ykselme frsat, yalnzca Tanrnn ann

349

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

sergilemesi maksadn iermektedir. Tanrdan gelen bir armaan zelliini tasa dahi her mesleki etkinlik bir takm dev ve ykmllkleri de beraberinde getirmektedir (Schneider H. 1958 ; 72). M.Weber, Tanr annda daha fazla pay sahibi olabilmek midiyle, puritann meslek retisinin tutumluluu ve dakiklii, sk almay ve drstl i hayatna uyarladn ne srmtr. Ancak, dnyevi uras iinde srekli kendine hakim olmaya ve bilinli kalmaya zen gsteren bir kimse iin, byle bir uyarlama, yaamn her kesitinde ussal olmasn ve aklc kararlar almasn zorunlu klmtr. Meslek kavramn ok daha geni bir kapsamda dikkate alan Latimer, Yedi Vaaz (1554). isimli kitabnda karlan frsatlar ylece deerlendirmektedir. Artk, insanlar kendi durumlarna daha fazla dikkat eder olmulardr. Fakirlerin iinde bulunduklar yoksunluk haliyle hi ilgilenmemekte, karlksz yardmlamay tembelliin ve aylakln dllendirmesi olarak grmekte, yalnzca kendi ocuklarna daha iyi bir gelecek hazrlamak iin alp didinmelerini sylemektedirler. Dedelerinin babalarna, babalarnn da kendilerine daha fazla dnyalk braktklar gibi kendileri de bu emelle arazi satn almakta, paralarn i etkinliinde kullanarak daha fazla zenginlemek istemektedirler. Mesleki etkinliin sk almak kadar biriktirmeyi de beraberinde getirdii, biriktirmenin ise daha ok zenginlik demek olduu gereini hi kimse yadsyamaz. (Schneider H. 1958 ; 76). Mesleki etkinlik iinde Tanr iradesinin uygulanmas inanc, alann yaamn ok daha dzenli ve disiplinli kld gibi, Tanr tarafndan buyurulan ahlaki ilkelere bal kalmasn da retmitir. etkinlii srasnda grlen btn grevlerin, balanlan btn ilkelerin ve uygulanlan btn kurallarn; ksaca drstlk ve sk almaya ynlendirecek ierikte olmasna yol almtr. 6.PURTAN YAZININDA KAZAN EMEL VE BAARI GDS Mesleki etkinlik bir Tanr yolu halini alnca; Tanrya ibadet ve balan da, dnyevi etkinlik srasnda iradesini uygulama temeline balannca; puritan meslek ahlak, ile, ussal ekonomik etkinliin idealleri arasnda kolay balant kurulur olmutur (Schneider H. 1958 ; 98). Robert Crowley, bir puritan sava olduu kadar, yazdn iirlerle meslek dncesinin daha kapsaml bir ekilde uygulanmasn da salamtr. Yazlar neredeyse yalnzca meslek kavramyla ilgilidir. Hi kimse kendisini fakirlerin korkusuz savunucusu olmakla sulamam, kurulmakta olan yeni toplumsal dzenin faal bir dman haline gelmitir. Kapitalist eilimli bir dzene ba kaldrd halde, mesleinde ilerlemeyi doru bulmutur. rnein kk iftiye verdii tte, topran zerinde alarak dodun, bu gayretinle yaayacaksn demekle; itaatkar, honut ve yardmsever olmasn tlemitir.

350

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Btn iirlerinde, kendi kar uruna iini veya mesleini kullanan kimseleri, lanetlenmi olmakla tehdit etmitir. Crowleyin tccara tavsiyesi, kapitalist ruhun uyarcs olarak grlen mesleki etkinlikte bulunan bu kimseye d, topra ileyenden farksz olmutur. Bir tccar, tpk kk arazisinde yetitirdii tahln satmak iin pazara gelen ifti gibi, aldklarn adil fiyat zerinden satmay kendi grevi bilmeli, kendi bireysel karn lkenin genel yararnn zerinde grmemelidir; mal biriktirmeden kanmal, pazarda darla yol amaktan saknmal, yasa d kazan sunan borlanmalara girmemelidir. (Schneider H. 1958 ; 104-107). Btn bunlarn tesinde, mesleini kazan gayesi iinde grmemelidir. M.Weber, meslein, puritan ahlak sistemi iindeki byk nemini vurgulam olmakla nasl gereki bir tanmlamada bulunmusa; bu meslek anlaynn neyi ifade ettiini derinlemesine irdelemede de o denli yetersiz kalmtr (Horton D. , 1948 ; 65). Puritan meslek anlaynn sk almay ve dakiklii, drstl ve tutumluluu tevik ettii ne derecede doruysa, tamahkarl ve kazan tutkusunu, mal biriktirme emeli iinde iddetle kr etme arzusunu yasaklad da o derecede bir gerektir. Mesleiyle yetinmeli, kendini iine adamalsn. inde Tanrya ynelmenin dnda; hibir heves tutkuyu kendin iin ho grmemelisin. indeki her an Tanrya yneli iinde geirebilmen ancak, Onun iradesini yerine getirmekle ve geim gailesini pek hissetmeksizin insanlara hizmet etmekle olanakl olduunu, artk anlamak zorundasn. (Horton D. , 1948 ; 68). Meslek retisi yoluyla, herkesin Tanr tarafndan gerekletirildiine inanlan iinde ykselmesi ve kendisini gelitirmesi istenmi; ar kira peinde koan arazi sahipleri, emeinin fazlasna tamah eden ve kazan salayan tccar, her tr araclk ilerinde bulunan btn komisyoncular ise, lanetlenmitir. Crowley, Servete Giden Yol (1544). isimli kitabnda unlar yazmtr : Hametli efendi, ben seni nasl aracam? Tccarlnla geiniyorsun, komisyonculuunla servetine servet katyorsun! Gerekte senin adn olmayacak, Tanr sana honutlukla bakmayacaktr. Seni pek ok ura iinde gryorum, alyorsun ve satyorsun; ancak, ne aldklarn kendin iin, ve ne de sattklarn sana ait, rettiin ve ortaya koyduun hibir ey yok. Bakasnn malndan veya rettiinden kendine pay kartan haris ruhlu birisin sen! Bu nedenle soylular iinde de anlmayacaksn! Harisliinle ve hasisliinle reddedileceksin! (Schneider H. 1958 ; 112). Yeni Ahitdeki herkes arld halde kalsn; herkes ne halde arldysa Tanr ile o halde kalsn (Kutsal Kitap , 2004 ; 196). ifadelerine balanarak, ierdii anlam dnyevi uralara ve toplumsal konumlara uyarlamak; tpk birer Lutherist gibi, puritanlar arasnda da, mesleini deitiren kimselere kar olumsuz duygularn beslendii, grlmedik ey deildir. Mesleinin snrlarn aanlar hakknda hi de iyi konuulmamakta, bunu arszlk ve hayaszlk olarak niteleyenler de kmaktadr. nk meslek, hibir ekilde ilerleme idealini oluturmam ve ykselme arac olarak da grlmemitir. Mesleki disiplin yoluyla dzen altna alnm hayatta, dnyevi asketikizm yceltilmi, bylece iinde ve alt her annda Tanrya ynelen insan vgye deer grlmtr (Schneider H.W. , 1982 ; 19).

351

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Puritanizm, byle bir meslek kavramn oluturmu olmakla, ak ve seik bir ekilde ifade etmi bulunmakla, bu dnyaya kapitalist doada bir mesaj vermemektedir (Schneider H.W. , 1982 ; 21). Her bir mesleki etkinlii, Tanr takdirinin bir sonucu olarak grdnden, uzunca bir dnem iinde deimez olduu kansna kaplmtr. On yedinci asrn ilahiyatlarndan birine ait olduu sanlan u ifadeye, British Museum kaytlarnda rastlanlmtr : lke halkn oluturan sizler, kutsanmsnzdr, hepinizin mutlu olmas gerekir. nk her biriniz, hangi ile uramanz gerektiini biliyorsunuz, ait olduunuz grevlerde nasl gayretli olmanz gerektiinin farkndasnz. Artk hi kimse, iini bir bakasna vermesin, mesleiyle baland Tanr hizmetinde snr amasn. Puritanlarda dahi, ilk meslekte sebat edilmesi duygusu bulunmaktadr. (Schneider H.W. , 1982 ; 26). Max Weber, protestan ahlak iinde meslek anlayn n plana karm olmasna karn, kapitalist gelimenin protestanlk zerine yapt kesin etkiyi irdelememitir. Batda 18.asra gelinceye kadar, ussal ekonomik etkinlii gdleyici zellikte bir meslek kavramna rastlanlmad, R.Baxterin grlerinin dahi en azndan bir asr sonrasnda reva bulduu ne srlmektedir. R.Baxterin Hristiyann Rehberi (1673). ve nsann Btn Grevi (1657). gibi kitaplar, sadece iman yoluyla kurtulua erme eilimine kar sk almay bir panzehir olarak ne srm, Tanrya iinde ynelmeyi ve daima drst kalmay yceltmi olan aratrmalardr. Bundan dolay, sk ve dakik almaya duyulan gereksinim, ok gl bir ekilde ne srlm, ancak, geleneksellemi ahlaki sistemin en kat bir ekilde uygulanmasna duyulan gereksinim, yeniden ngrlmtr (Horton D. , 1948 ; 102). Baxter, nsann Btn Grevi isimli kitabnda, geleneksel ahlak ile biraz daha zgrlk ortam arasnda bocalam kalm olduundan, ussal ekonomik etkinliin ykselmesi asndan pek fazla bir nemi iermemektedir (Horton D. , 1948 ; 103). M. Weber bile, protestan meslek ahlak ile kapitalizmin ruhu arasnda dorudan bir nedensellik ba kurduu tezini desteklemek iin geni lde Baxterden alnt yaparken, gerekte ok belirgin olan tutucu ieriini fark etmemi deildir. Baxter, herkesin, hayatn zorunlu gereksinimlerini karlayabilmesi ve kendi zamann deerli klarak kurtulua erebilmesi iin, mutlaka, mesleki bir disiplin altna girmesi gerektiini vurgulamaktayd. Ancak, kazan ruhu, kiinin mesleini semesine neden olmamal, kiiler Tanr tarafndan grevlendirildikleri bu uralarnda kalmada sebatkar davranmalydlar. Sadece Tanrnn hizmetine girebilmek veya daha ok Tanrya balanabilmek midiyle dnyevi urada bulunmak veya mesleki bir terbiyeden gemek zorundasn. ini asla zengin olabilmek midiyle veya dnyada hatr saylr yksek konumlu biri haline gelme beklentisiyle semeyeceksin. Ne olursa olsun, eer almanda zenli olursan ve insanlara kar da hep drst kalrsan, gnahkr doann hkmranlndan da kendini kurtarm olursun. (1673, 133). u halde bir kimse mesleini seerken, bunun, insanlara en fazla iyilii dokunacak bir iin olmasna zen gstermelidir. ayet her iki ura da bu bakmdan birbirine eit nemi iermekteyse, byle bir

352

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

durumda, daha ok kazan sunan deil, ruhunun kurtuluuna daha ok katk salayan ve nefsi daha ok terbiye eden seilmelidir. (Horton D. , 1948 ; 105-106). urasnda ile ekilmesine ve Tanrya ynelinmesine byk deer veren Baxter, bu konuda unlar demektedir : ayet mesleinizdeki almanz deer kazanmsa; dnyay asla sevmeyeceksin, ar ekilde iinin semeresiyle ilgilenmeyeceksin, edindiin iyeliklerinden dolay honut kalp gururlanmayacaksn; iinde karlatn zorluklardan veya sorunlardan bezginlik gsterip brakp kamayacaksn, iindeki sknt ve dertlere Tanrn iin gs gerecek, glkleri amasn bileceksin; bylece, Tanrya kar stlendiin hizmetinde ac ekmesini renip glklere tahamml edeceksin, fakir gibi yaamay benimseyerek kazandklarnn ounu iine aktarmay alkanlk edineceksin. (Horton D. , 1948 ; 115). M.Weberin ne kard, iinde giderek zenginleen bir insann, ltfun ve mafiretin iaretlerini tad eklindeki bir inantan Baxter tamamyla uzaktr. Dnyaperest bir kimse olmayacaksn, Tanrya hizmetinin karln bu dnyadaki zenginliklere ulamay dilemekle almayacaksn, ancak hibir gayri meru arac kullanmakszn mesleindeki aban seni zengin klabilir. Bu durumda, bedenin doyum ile honutluu iin servete beslemeyeceksin, dnyevi ilerin semeresine kendini kaptrmayacaksn, sonular ne olursa olsun, tm bu eilimler yasa ve ahlak ddr. (Horton D. , 1948 ; 119). Kazan peinde komay ve bu maksatla hesaba dayal ussal etkinlii gdlemeyi deersiz bulmasyla, R.Baxter; mesleki etkinlii ne kadar bir Tanr yolu haline getirmi olsa da, kapitalist ruhun ykselmesine asla taraftar olmamtr. Baxterin meslek anlay, hibir ekilde, gnlden kapitalizmden yana olmamtr. Bireyciliin mekaniklemesinden yana olmak yerine, maksada ynelik felsefesinde toplumsal idealist olarak grnmeyi yelemitir. uralarnda gelitirilecek tutumla ilgili olarak da, ahlaki t vermede srarl gzkmtr. Halkn gnenci, insanlarn pek oklarnn iyi hali, kiinin kendi konumunun yksekliinden ok daha deerlidir. Kendi gayretimizin veya rnmzn ok byk bir nem tadn bir dnelim, yine de tekelci konumuna ulamanz ya da ticari baka yntemlere bavurmanz, asla meru deildir. Sizin daha ok kazanmanz ve zenginlemeniz karsnda, ulusun zarara uramas veya halkn byk bir ounluunun yoksullamas, asla ho grlemez.(1673, 448). (Horton D. , 1948 ; 127). Sonu olarak Baxter, ile ilgili o ok eski kilise hukukularnn grlerini aklndan kartmamtr. Mterinin demeye raz olduu fiyat haktr ilkesini asla uygun bulmam, adil fiyat retisini biraz lmlatrarak yeniden tavsiye etmitir. Baxter demektedir ki, bir kimse, al veya sat srasnda, kesinlikle, yaygn olan kanaati dikkate almak ve pazar fiyatn gzetmek zorundadr (1673, 113). (Horton D. , 1948 ; 103). Ayrca, adil deerin objektif ekilde belirlenmesinden gnlden yana olmakla, tamamyla orta a tutumunu benimsemitir.

353

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

Sattn bu rn ar derecede arzu eden bir mteriyle karlaabilirsin, deerinin ok zerinde bir fiyat demeye raz olmu biriyle al verie girebilirsin; ancak her iki halde de mterinin bu elverililiinden veya arzusundan istifade etmeyeceksin, pazardaki deerinin stne kmayacaksn. (Horton D. , 1948 ; 103-104). Fakire gre zenginden biraz daha yksek fiyat istemeyi hakl bulmusa da, pazarda belirlenen adil fiyata uyulmasn ve rn bolluunun da dikkate alnmasn istemitir. Daima adil olmanz, sizin iin en uygundur (Horton D. , 1948 ; 141). demekle, Baxter, aslnda tavsiyelerinin de genel eilimini ortaya koymaktadr. Ticaretle ilgili sabit kurallarn lehine bir eilim gstermi, sadece kazan gailesiyle davranmann adaletsizlie yol aabileceine hkmetmi, kapitalist ruhun ykselmesine de neden olan kyasya rekabet dnyasnn kurallarn insafsz ve kabul edilemez bulmutur. SONU Kazan maksadna ynelik olarak ve tasarlanan hedeflere ulatracak aralarn ussal seimine dayanarak gerekleen rasyonel ekonomik faaliyetin izlerine, Avrupada reform hareketinin balamasndan ok nce rastlanlmtr. Ayrca, protestan meslek ahlak, sz edilen kapitalist ruhun dinsel ierii veya gds zelliine, ancak sanayi devrimi sonrasnda eriebilmitir. Btn bunlara ramen, kendi ahsi grmz ylece zetleyebiliriz; kurumsal ve ekilci ibadetin bireysel ve iten ynelie dnmesi, insanlardan kopuk ve belirli mekanlarda gerekleen ibadet ruhunun mesleki etkinlik iinde katlanlan ilekelik halini almas, bylece de dnyevi urann dinsel bir anlam ve zorunluluk zelliine kavumas, reform sayesinde olmutur. KAYNAKLAR Bendix R., (1959). Max Weber : An Intellectual Portrait , New York Bendix R., (1971). Scholarship and partisanship Essays on Max Weber , London Brubaker R., (1984). The Limits of Rationality : An Essay on the Social and Moral Thought of Max Weber , London Cohen C.L., (1986). Gods Caress : The Psychology Of Puritan Religious Experience, New York Eisenstadt S.N., (1968). The Protestant Ethic and Modernization London Eisenstadt S.N., (1963). Max Weber : On Charisma and Institution Building Chicago Eldridge J.E.T., (1971). Max Weber : The Interpretation of Social Reality New York

354

Say 31 Aralk 2011

Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu

Green W.R., (1959). Protestantism and Capitalism, Boston Hillerbrand J., (1974). The Protestant Reformation, New York Horton D., (1948) The worship of the English Puritans , London Kitab- Mukaddes irketi, (2004). Kutsal Kitap Eski ve Yeni Antlama, stanbul Obrien G., (1928). An Essay on the Economic Effects of Reformation, New York Plotnik M.J., (1937). Werner Sombart and his type of economics, New York Schneider H., (1958). Puritan Mind, Ann Arbor Schneider H.W. , (1982). Aspects of Puritan religious thought, New York Sombart W., (1951). The jews and modern capitalism, Glencoe Sombart W. , (1967). The Quintessence of Capitalism, New York Tawney R.H. , (1980). Religion and the Rise of Capitalism, London Weber M., (1984). The Protestant Ethic And The Spirit of Capitalism, London Weber M. , (1950). General Economic History, New York

355

Krat Haldun AKALIN

Say 31 Aralk 2011

356

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

RETMEN VE VELLERN KAYIT BLGELER UYGULAMASINA YNELK TUTUMLARININ NCELENMES


Grbz OCAK Dr. Afyon Kocatepe ni. Eitim Fak. Eitim Bil. Bl. Ahmet YAMA Ara. Gr. Afyon Kocatepe ni. Eitim Fak. Snf r. ZET: Tarama modeli niteliindeki bu aratrma, 2009-2010 eitim-retim ylnda uygulamaya giren kayt blgeleri uygulamasna ynelik retmen ve velilerin tutumlarn ortaya koyma amacyla yaplmtr. Aratrmann alma grubunu tabakal rnekleme yoluyla belirlenen, Afyonkarahisar merkez ilkretim okullarnda grev yapan, 96 snf retmeni ve 124 veli oluturmaktadr. Velilerin tutumlarn deerlendirmek amacyla bamsz deiken olarak gelir dzeyi ve renim durumu kullanlmtr. Aratrmada veri toplama arac olarak Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Tutum lei kullanlmtr. Veri toplama arac 5li Likert tipinde 20 maddeden olumaktadr. lein gvenirlii =0.90dr. Verilerin analizinde; ortalama, standart sapma, varyans analizi ve t-testi kullanlmtr. Elde edilen sonulara gre, retmenler ve velilerin tutumlar arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllklar vardr. Ayrca velilerin kayt blgeleri uygulamasna ynelik tutumlarnda, gelir ve renim durumu deikenlerine bal olarak istatistiksel olarak anlaml farkllklar saptanmtr. Anahtar kelimeler: Kayt Blgeleri, renci, Okul, Veli

THE EXAMINATION OF TEACHERS AND CAREGIVERS ATTITUDES TOWARDS RESIGTRATION AREAS APPLICATION
ABSTRACT: This survey research was conducted to explicit teachers and caregivers attitudes towards registration areas applications started to be done in the 2009-2010 academic year. The sample consisted of 96 classrom teachers and 124 caregivers in Afyonkarahisar selected through stratified sampling. Level of income and of education were considered as independent variables to assess caregivers attitudes. In this research, The Scale for Attitude Towards Registration Areas Application was used to collect data. This scale was a five point likert type scale consisting of 20 items. The reliability coefficient of the scale was 0.90. The data collected were analiyzed by mean, standard. deviation, t-test, analysis of variance . The result revealed that there were statistically significant differences between attitudes of parents and teachers. In addition, caregivers attitudes towards registiration area applications statistically sgnificantly differed on their level of income and of education. Key words: Registration areas, school, caregiver, student

357

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

GR Toplum, ortak bir ekini (kltr) kabullenen, bir corafi alanda yaylan ve kendi kendinin devamllk srecini kazanabilmi ilikiler btnldr. Dier yandan, eitim ise, toplumsal bir sretir. Bu sre ierisinde bireylerin bilisel yeteneklerinin gelitirilme ihtiyac, eitime younluk kazandrr. Eitim; Bireylerin toplumsal yeteneinin, en elverili dzeyde de kiisel geliiminin elde edilmesi iin seilmi ve deneyimli bir evreyi iine alan toplumsal bir sretir . Bireyin davrannda, istekli olarak davran deiiklii oluturmas sreci, bir eitimdir. Eitim; Bireyin davrannda, kendi yaants yoluyla ve amal olarak, istendik deime meydana getirme srecidir (Tezcan, 1981: 4). Her toplum varln srdrmek iin eitim kurumuna gereksinim duyar. O halde eitim, toplum yaamnn kurallara gre ve dzenli olarak srdrlmesi iin toplum tarafndan oluturulan temel toplumsal kurumlardan biridir. te bu noktadan sonra, toplum ve eitim birbirlerini tamamlayan iki kavram haline gelmitir (Aslan, 2001: 27). Gnmz ada toplumunda tm bireylerin zgr bir ortamda eitilerek kendisi ve toplum iin yeni deerler retebilmesi esastr. Eitimle ortaya kan eitsizlik reddedilip, bireyin tek ve deerli olduu dncesi zerine yaplandrlan; tm bireylere eit imknlar tanyan eitim anlay dile getirilir. Bylece her birey alm olduu eitim olanaklar sayesinde kltrel, sosyal ve bilisel ynden aa ayak uydurabilen, toplumun etkin bir paras olmu ve sosyal yapnn ileyen bir dinamii haline gelmi olur. Trk toplumunda, toplumun ihtiyalarna cevap veremedii iin toplumun geri kalmasna sebep olan siyasi ve toplumsal yaplanmann, terk edilip demokratik anlaya uygun devlet dzenine gei ile birlikte eitim sisteminde de eitliin n plana kartld; an ihtiyalarna uygun dnen, sorgulayan, aratran, eletiren, topluma ve insanla faydal yenilikler getirebilen bireyler yetitirilmesi ama edinilmitir. Devlet, bu amalarn gerekletirebildii takdirde, eitim bilincinin de etkisiyle deien dnya artlarn uygun bireylerden kurulu toplum oluturabilecektir. Yeni srete renci, eski dar kalplardan kp, retmenin rehberliinde renmeyi renen birey konumuna gelecektir (Numanolu, 1999: 347). retimin ilk basamandan son basamana kadar renciler, problemi belirleme, olas zm nerileri gelitirme, mevcut zm nerileri iinde en makul olan tespit edip uygulama ve elde edilen sonucu temel amalarla karlatrarak gerekli dzeltmeleri yapma becerileriyle tantrlacaktr. Genler, bu ekilde bilgiyi anlayan, yorumlayan ve gelitirebilen zelliklere sahip olarak yetitirilebilirler (Doan, 1997: 18). Bu gelimeler okulun ve okul yelerinin ilevini deitirmitir. Okul gerek renme yaantlarnn bir modelini oluturma grevini stlenmitir. Bu srete eitim uygulamalarnn yapld en nemli kurum olan okullara byk sorumluluk dmektedir. Okulun birinci grevi basitletirilmi bir evre salamaktr. Okul yeterli derecede temel olan ve ayn zamanda genlerin yeteneklerine uygun den zellikleri seer. Okulun ikinci grevi mevcut evrenin zihinsel alkanlklar zerine yapt deersiz etkileri olabildiince ortadan kaldrmaktr. Okulun nc grevi, toplumsal evrede bulunan farkl etmenleri dengelemek; her bireyin iinde doduu toplumsal grubun snrlamalarnda kendisini kurtararak daha geni bir evreyle canl bir ilikiye girmesini salayacak olanaklar bulmasna aba gstermektir (Dewey, 1996: 22). Okullar eitli sosyal statlere eleman datm yaparken ayn zamanda nesillerin deimesi srasnda olmas gereken sosyal hareketlilii de salar. Bugn baba ve olun renim dzeylerinin farkl

358

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

olmasndaki en etkileyici g okullardr. Bireylerin yetenek ve gayretlerine en uygun nesiller aras sosyal hareketlilik okullar vastasyla yaplmaktadr. Ancak baz sosyologlar okulu, egemen glerce sosyal snfn, yerletirilmesi ve merulatrlmasnda bir ara olarak grmektedirler. Okuldaki ans eitlii ocuklarn okul ncesi yetime tarzlar ve sosyal meneleri tarafndan nemli lde etkilenmektedir (Ergn, 1992: 95). Eitim ancak eitim olana bulabilenler iin eitleyicilik grevini belli bir yere kadar, belli bir lde yapabilir. ounlukla kyl ocuu ifti, ii ocuu ii olarak kalr. Temel eitimin desteklenmesi ve zorunlu klnmas bu olguyu sanldnn aksine pek az etkilemektedir. Anayasann herkese eitim olana salam olmas nemlidir; ama sonucu deitirmeye yetmez. lk olarak ocuklar okullara eit koullarda balamazlar sonra ayr toplum katmanlarndan gelenlerin karlat engeller ok deiik olur (Yrkolu, 1997: 128). Bu balamda gnmz toplum yapsnda eitim grevi devlete parasz ve tm bireylere eit artlarda verilmektedir. Ancak buna ramen eitim kalitesi, retmen kalitesi, okul imknlar gibi etkenler, okulun bulunduu blge, ehir, mahalle; ocuun bulunduu sosyal snf ve ailenin ekonomik durumu gibi sebeplerden dolay farkllk gstermektedir. Trkiye Cumhuriyeti Devletinin dayand temel ilkelerin banda sosyal hukuk devleti anlay yer almaktadr. Anayasadaki bu temel ilkenin yansmas, Trk Milli Eitim Temel Kanununda yer almaktadr. Trk Milli Eitim Temel Kanununa gre eitimin dayand temel ilkeler arasnda demokrasi eitimi, genellik ve eitlik, imkn ve frsat eitlii yer almaktadr. Trkiyede ilkretim, 714 ya grubundaki herkes iin zorunludur ve herkesi yeteneklerine gre eitmeyi amalar. Ancak yasalarda belirtilen durumlarn uygulamaya yansmas her zaman tartma konusu olmutur. Bu tartmalar daha ok sonulardaki eitsizlikler zerinde younlamaktadr (Tomul, 2009: 129). ok kltrl eitim ve eitimde sosyal adalet kavramlar farkl rk, etnik yap ve sosyal gruplardan gelen tm renciler iin eit eitim frsatlarnn salanmas gerektii ynyle benzerlik gstermektedir (Akt: Tomul, 2009: 129; Banks, 2001). ok kltrl eitim, farkl renci gruplar arasnda diyalog gelitirmeyi amalarken (Bohn & Sleeter, 2000), eitimde sosyal adalet farkllklarn eitimde yaratt dezavantajl durumlarn rencilerin akademik baarlar zerindeki etkisini tamamen gidermeyi veya azaltmay hedeflemektedir. Eitimde sosyal adalet anlay, politik etkiler ve finansal durumu glendirmenin yan sra, sosyal haklar gelitirme ve iyi bir eitim sistemi sunarak toplumda yenilenmeyi hedefler (Alsubry&Shaw, 2005). Eitimde sosyal adalet, eitim ortamnda daha ok sosyallemeyi salayarak ve rencileri daha fazla birlikte yaamaya tevik ederek farkllklar azaltr. Bu ekilde sosyal farkllklarn azaltlmasyla rencilere eit imknlar salanm olur. phesiz eit imknlar ncelikle okullar araclyla salanr. Trkiyede okul olanaklar incelendiinde de; okullarn maddi imknlar, baar farkllklar ve retmen kalitesi bakmndan birbirinden nemli lde farkllk gsterdii grlmektedir. Bu farklln blgeler arasnda ekonomik, sosyal ve kltrel sebeplerden kaynaklanmas bir dereceye kadar belki anlalabilir. Ancak ayn ehirde hatta ayn semtte bulunan okullar arasnda bu tr farkllklarn bulunmas dndrcdr. Yaplan incelemeler sonucunda okullar arasnda bulunan farkllklarn byk lde okulun sahip olduu veli potansiyelinden kaynakland tespit edilmitir. Tomul (2009)un yapt lkretim Okullarnda Sosyal Adalet Uygulamalarna Ynelik Ynetici Grleri adl aratrmaya gre, ilkretim rencilerin devam ettii okulun yneticileri, okulun yerleim evresinde nispi olarak sosyo-ekonomik dzeyi daha yksek olan ailelerin ocuklarn akademik baars daha yksek olan

359

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

okullara gnderdiklerini belirtmilerdir. Genel olarak ayn okula devam eden rencilerin sosyoekonomik zellikleri ve akademik baarlar arasnda fazla nemli farkllklarn olmadn belirtmilerdir. rencilerin devam ettii be okulun yneticisi sosyo-ekonomik ve akademik baarya gre okullarn ayrmasnn olumsuzluuna vurgu yapmlardr. Ayrca eitimde sosyal adaleti salamann okul ynetimini atn, ancak bir genel politika ile gerekletirilebileceini belirtmilerdir. Yani sosyal stats yksek ve ilgili ailelerin belirli okullarda younlamas, o okullarn imknlarn ykseltirken; dier okullar imkn ve baar bakmndan geri brakmaktadr. Bununla birlikte okul imknlarnn kstll ve aile ilgisizlii gibi sebeplerden dolay okullarn baarsz gibi grnmesi, hem toplumun okula bakn hem de retmenin eitime olan bakn olumsuz ynde etkilemesi beklenebilir. Dolaysyla iki farkl okulda okuyan rencilerin sahip olduu imknlar ayn mahalledeki okullarda bile farkllk gsterebilmektedir. Bu trden olumsuzluklarn giderilmesine ynelik olarak, MEB 2009/30 sayl bir genelge yaynlamtr. Buna gre, 2009-2010 eitim-retim ylndan itibaren lke genelindeki ilkretim okullarna renci kaytlar, Ulusal Adres Veri Tabanndaki adresler ve MERNS nfus bilgileri esas alnarak elektronik ortamda yaplacaktr. Bu uygulamann ailelere, retmenlere ve rencilere olan etkisi ile ailelerin ve retmenlerin bu uygulamaya bak alar ve eilimlerinin aratrlmasna ihtiya vardr. Aratrma gereksinimi de bu ihtiyatan kaynaklanmaktadr. ARATIRMANIN AMACI Bu aratrma ile 2009-2010 eitim-retim ylnda uygulamaya giren kayt blgeleri uygulamasna ynelik retmen ve veli tutumlar belirlenmeye allmtr. Bu ama dorultusunda kayt blgeleri uygulamasnn retmen ve veliler zerinde ne gibi bir etki yapt, farkl sosyal statdeki velilerin bu uygulamaya ynelik tutumlar ve retmen-veli tutumlar arasndaki anlaml farkllamalar belirlenmeye allmtr. ARATIRMANIN PROBLEM Kayt blgeleri uygulamasna ynelik retmen ve velilerin tutumlar nasldr? Alt Problemler retmen ve velilerin, kayt blgeleri uygulamasna tutumlar(Genel/Okul/renci/Veli) arasnda anlaml bir farkllk var mdr? ynelik

Velilerin, kayt blgeleri uygulamasna ynelik genel tutumlar arasnda, gelir ve renim durumu deikeni bakmndan anlaml bir farkllk var mdr?

YNTEM Aratrma Modeli Aratrmada tarama modeli benimsenmitir. Tarama modeli, ok sayda elemandan oluan bir evrende, evren hakknda genel bir yargya varmak amac ile, evrenin tm ya da ondan alnacak bir grup, rnek ya da rneklem zerinde yaplan tarama dzenlemeleridir (Karasar, 2009: 79). Bu aratrmada, 20092010 eitim-retim ylnda uygulamaya konulan kayt blgeleri uygulamasna ilikin retmen ve velilerin tutumlar genel tarama modelinde betimlenmeye allmtr.

360

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

Evren ve rneklem Aratrmann evrenini Afyonkarahisar Merkez ilkretim okullarnda grev yapan retmenler ve bu okullarda renim gren rencilerin velileri oluturmaktadr. Ancak alma evrenin ok byk olmas sebebiyle zmrelere gre rnekleme yntemi kullanlmtr. Bu rnekleme ynteminde tesadfi rnekler, rnekleme girer. Ancak bu tesadfi rnekler belirlenirken ana ktle belirli zelliklere gre kendi arasnda zmrelere ayrlr ve her zmreden o zmreyi temsil edecek say ve nitelikte rnek ayr ayr tesadfi olarak belirlenir (Yazcolu ve Erdoan, 2007: 62). Bu balamda kayt blgeleri uygulamasna ynelik toplumun alt, orta ve st zmrelerinde yer alan velilerin aratrmaya dengeli olarak katlmlarn salamak amacyla bu rnekleme yntemi kullanlmtr. Aratrmann alma grubu, Afyonkarahisar il merkezindeki, farkl sosyal evreye ve imknlara sahip 10 okulda 1. snf retmenleri ile bu okullardaki 1. snf renci velilerinden olumaktadr. Tablo 1: alma Grubunda Yer Alan Veli ve retmenlere Ait Frekans ve Yzde Deerleri retmen Veli Frekans 96 124 Yzde 43.6 56.4

Tablo 2: alma Grubunda Yer Alan Velilere Ynelik Betimsel Bilgiler Gelir dzeyi 0-1500 1500-3000 3000 ve st Frekans 37 56 20 Yzde 32.7 49.6 17.7 Eitim durumu lkretim Lise Lisans Frekans 21 33 54 Yzde 19.4 30.6 50

Aratrmaya 96s 1. snf retmeni ve 124 1. snf velisi olmak zere 220 kii katlmtr (Tablo 1). Aratrmaya katlan veliler gelir dzeyi bakmndan saysal olarak betimlendii zaman, 37si 0-1500 TL aras, 56s 1500-3000 TL aras ve 20si de 3000 TL ve st kazanca sahiptir. Bununla birlikte veliler eitim durumuna gre saysal olarak betimlendii zaman ise 21i ilkretim, 33 lise ve 54 lisans dzeyindedir (Tablo 2).

Veri Toplama Arac ve Gelitirilmesi Aratrmada veri toplama arac olarak tutum lei kullanlmtr. Tutum leinde yer alan maddelere; Hi Katlmyorum, Katlmyorum, Kararszm, Katlyorum, Tamamen Katlyorum arasnda deien likert tipi beli bir dereceleme yaplmtr. Tutum lei iki blmden olumutur. Birinci blmde baz deikenlere (retmen ve veli arasnda, velilerin de kendi arasnda ekonomik gelir ve renim durumu deikenleri) yer verilirken; ikinci blmde ise, retmenlerin ve velilerin tutumlarn ortaya karmak iin kapal ulu 20 maddeye yer verilmitir.

361

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

Aratrmada kullanlacak olan veri toplama aracnn maddelerini belirlemek iin ncelikle literatr taramas yaplm ve ardndan retmenler ile okul mdrlerine ak ulu sorular sorulmutur. Daha sonra buradan elde edilen verilere dayanarak taslak lek oluturulmutur. Taslak lek iin balangta 35 maddelik bir madde havuzu oluturulmutur. Geerlik ve gvenirlik analizleri sonucunda 15 madde atlmtr. Taslan gvenilirlik ve geerlik hesaplar iin n denemesi yaplmtr. n analiz sonucuna gre, Kaiser Mayer Olkin (KMO) .88 ve Bartlett testi deerinin (.00) dzeyinde anlaml olduu (p<.05) ortaya kmtr. Buna gre lein faktr analizine uygun olduu sylenebilir. lee ilikin yaplan faktr analizi sonucunda lek maddelerine ait faktr yk deerlerinin .51-.77 arasnda deitii grlmtr (Tablo 3). Ayrca gvenirlik almas iin hesaplanan i tutarlk katsays (Croanbach Alpha) genel iin =.90 olarak belirlenmitir. Bununla birlikte lee ilikin her bir alt boyutun da gvenirlik katsays hesaplanmtr. Buna gre, okul alt boyutu iin =.91, veli alt boyutu iin =.63 ve renci alt boyutu iin = .64 olduu tespit edilmitir. Ayrca madde toplam korelasyonunun .36 - .72 arasnda deitii grlmtr. Bu bulgular, lein, retmen ve velilerin kayt blgeleri uygulamasna ynelik tutumlarn lmekte kullanlabilir geerli ve gvenilir bir ara olduunu gstermektedir. Tablo 3: Tutum lei Maddelerinin Faktr Ykleri Madde Okul boyutu Veli boyutu 1 2 3 5 .56 .55 .62 .71 renci boyutu

Tablo 3 (Devam): Tutum lei Maddelerinin Faktr Ykleri Madde 7 8 9 12 15 17 Okul boyutu .78 .57 .64 .57 .58 .54 Veli boyutu renci boyutu

362

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

18 20 22 23 6 10 14 13 16 11

.68 .70 .67 .76 .61 .67 .63 .49 .75 .69

Verilerin zmlenmesi Deerlendirme, 220 katlmcnn tutum leine verdii yantlar zerinde yaplmtr. Verilerin zmlenmesinde, retmen ve velilerin verdikleri cevaplarn puanlarn hesaplamak amacyla lekte yer alan maddelere aada belirtilen puan aralklar uygulanmtr. Verilerin zmlenmesinde, aritmetik ortalama, frekans, yzde, faktr ykleri, one way anova ve t-testi istatistik ilemleri kullanlmtr. Bu aamadan sonra veliler ve retmenler arasnda anlaml bir farkllk olup olmadn saptamak amacyla t-testi; velilerin gelir dzeyi ve eitim durumlarna gre anlaml bir farkllk olup olmadn saptamak amacyla da tek ynl varyans analizi(One-Way Anova) uygulanmtr. Verilerin analizinde puan aralklar, Hi Katlmyorum 1.00-1.79, Katlmyorum 1.80-2.59, Kararszm 2.60-3.39, Katlyorum 3.40-4.19 ve Tamamen Katlyorum 4.20- 5.00 olarak belirlenmitir. BULGULAR VE YORUM retmen ve velilerin, kayt blgeleri uygulamasna ynelik tutumlar(Genel/Okul/renci/Veli) arasnda anlaml bir farkllk var mdr? lekte yer alan yantlarn retmenler ve veliler arasnda anlaml bir farkllk gsterip gstermediini tespit etmek iin yaplan t-testi sonularna gre; genel tutumlarda, okul boyutunda, veli boyutunda ve renci boyutunda retmenlerin lehine anlaml farkllklar vardr (p<.05)(Tablo 4). retmenler velilere nazaran bu uygulamaya daha olumlu bakmaktadr.

363

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 4: retmen ve Veli Tutumlarn Karlatran t-testi Sonular Alt Boyutlar Okul Boyutu Veli Boyutu renci Boyutu Genel Tutum Katlmc retmen Veli retmen Veli retmen Veli retmen Veli N 96 114 96 114 96 114 96 114

X
66.35 53.44 38.02 19.31 50.6 39.31 58.49 44.56

Ss 18.70 21.74 19.6 17.6 23.43 24.7 15.91 18.22

t -4.730 7.414 -3.463 6.043

p .000 .000 .001 .000

retmen ve velilerin okul alt boyutuna ynelik tutumlarna ait bulgular Tablo 4deki retmen ve velilerin kayt blgeleri uygulamasna ilikin okul boyutuna ynelik tutumlar deerlendirildiinde u sonularla karlalmaktadr: Tablo 4de belirtildii gibi, lein 2. maddesinde yer alan ocuun eitimi iin MEBin her okuluna gvenilmelidir ifadesine velilerin verdikleri yantlar 3.14 ortalama Kararszm aralna denk gelmektedir. retmenlerin ise 3.73 ortalama ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmen ve velilerin verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn belirlemek iin yaplan t-testi sonularna gre fark anlamldr (p<.05). Veliler okullara retmenlere gre daha az gvenmektedirler. Velilerin okullara ynelik tereddtlerinin temelinde okullar arasndaki imkn ve baar farkllklarnn yattn sylenebilir. Tablo 5de belirtildii gibi, lein 2. maddesinde yer alan Kayt blgeleri uygulamas eitimde frsat eitlii asndan nemlidir. fadesine lei cevaplayan velilerin verdikleri yantlarn ortalamas 3.40 ortalama ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin verdikleri yantn ortalamas ise 3.86 ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmen ve velilerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn saptamak iin yaplan t-testi sonucuna gre fark anlamldr(p<.05). Tablo 5de belirtildii gibi, lein 15. maddesinde yer alan ocuun eitimi iin okullar arasnda seim yaplmasn ho karlamam ifadesine, velilerin verdikleri yantlarn ortalamas 2.54 ile Katlmyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin ise verdikleri yantlarn ortalamas 3.20 ile Kararszm aralna denk gelmektedir. retmen ve velilerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn saptamak iin yaplan t-testi sonularna gre, fark anlamldr (P<.05). Tablo 5de belirtildii gibi, lein 20. maddesinde yer alan Okullar arasndaki imkn farkllklar kayt blgeleri uygulamas ile giderilebilir. ifadesine lei cevaplayan velilerin bu maddeye ilikin

364

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

yantlarnn ortalamas 2.97 ile Kararszm aralna denk gelmektedir. retmenlerin yantlar ise 3.40 ortalama ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. Veli ve retmenlerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn belirlemek iin yaplan t-testi sonucuna gre, fark anlamldr (P<.05). Veliler okullar arasndaki farkllklarnn kayt blgeleri uygulamas ile giderilmesi ile ilgili maddeye verdikleri yantlarda kararsz kalmalarnn sebebi bu uygulamann tek bana bu farkllklar azaltmada yeterli olmayaca grnde olmalarndan kaynakland sylenebilir. retmenler ise veli desteinin okul imknlarn artrmada nemli bir faktr olarak gryor olabilirler. Velilerin verdiklerin yantlarn okul boyutuna ynelik 14 ifadeden drt tanesi katlyorum, dokuz tanesi Kararszm ve bir tanesi Katlmyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin okul boyutuna ilikin verdikleri yantlarn, 14 ifadeden 12 tanesi Katlyorum aralna denk gelirken, iki tanesi Kararszm aralna denk gelmitir (Tablo 5).

365

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 5: retmen ve Velilerin Okul Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Aritmetik Ortalama, T-testi ve Standart Sapma Deerleri
SN Maddeler rencinin yakndaki okula gitmesi okula kar tutumunu olumlu etkiler. N 124 96 124 2 ocuun eitimi iin MEBin her okuluna gvenilmelidir. 96 124 3 Kayt blgeleri eitimde frsat eitlii asndan nemlidir. 96 124 5 rencinin uzaktaki okula gitmesine karym. Bir velinin uzaktaki okula ocuunu gndererek kendi mahallesindeki okulu gz ard etmesi ho deil. Her okulun sadece kendi evresindeki hanelerden renci almas okul ekonomisini olumlu etkiler. 96 124 96 124 96 Kat. Veli r Veli r Veli r Veli r Veli r Veli r f % f % F % F % f % f % f % f % F % f % f % f % 1 8 6.5 4 4.2 13 10.5 17 7.7 9 7.3 2 2.1 11 8.9 6 6.2 11 8.9 4 4.2 14 11.3 7 7.3 2 37 29.8 8 8.3 36 29 52 23.6 23 28.5 14 14.6 43 34.7 11 11.5 40 32.3 17 17.7 45 36.3 21 21.9 3 12 9.7 5 5.2 18 14.5 31 14.1 22 17.7 12 12.5 14 11.3 20 20.8 20 16.1 9 9.4 19 15.3 21 21.9 4 35 28.2 41 42.7 34 27.4 65 29.5 35 39.5 35 36.5 30 24.2 33 34.4 27 21.8 38 39.6 31 25 29 30.2 5 32 25.8 38 39.6 23 18.5 55 25 33 16.9 33 34.4 26 21 26 27.1 26 21 28 29.2 15 12.1 18 18.8

X
3.37 4.05 3.14 3.73 3.40 3.86 3.13 3.64 3.13 3.71 2.90 3.31

ss 1.3 1.0 1.3 1.2 1.1 1.1 1.3 1.1 1.3 1.1 1.2 1.2

t -4.20

p .00

-3.45

.00

-2.94

.00

-2.95

.00

-3.396

.00

-2.449

.01

Kat:Katlmc

366

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

Tablo 5(Devam): retmen ve Velilerin Okul Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Aritmetik Ortalama, T-testi ve Standart Sapma deerleri
SN Maddeler Kayt blgeleri uygulamas toplumsal btnlk ve istikrarn salanmasnda nemli bir rol stlenir. rencinin gittii okulun evine yakn olmas okul ile etkileimine olumlu katk salar. ocuun eitimi iin okullar arasnda seim yaplmasn ho karlamam. Bu uygulama ile ocuklarn okullara eit datlmas okullar arasndaki baar farkllklarn azaltacaktr. ocuun uzaktaki okula gidebilmesi iin harcanan para mahalledeki okula harcanmaldr. N 124 96 124 96 124 96 124 Kat. Veli r. Veli r. Veli r. Veli r. Veli r. f % f % f % f % f % f % f % 96 124 96 f % f % f % 1 9 7.3 6 6.2 10 8.1 5 5.2 23 18.5 6 6.2 16 12.9 2 2.1 12 9.7 9 9.4 2 29 23.4 7 7.3 26 21 12 12.5 50 40.3 27 28.1 40 32.3 12 12.5 39 31.5 10 10.4 3 23 18.5 26 27.1 18 14.5 13 13.5 21 16.9 18 18.8 21 16.9 22 22.9 24 19.4 15 15.6 4 49 39.5 42 43.8 41 33.1 38 39.6 5 14 11.3 15 15.6 29 23.4 28 29.2

ss

t -2.08

p .03

3.24 1.15 3.55 1.04 3.42 1.27 3.75 1.16 2.54 1.18 3.20 1.18 2.91 1.24

-1.93

.05

12

15

21 9 16.9 7.3 31 14 32.3 14.6 33 14 26.6 11.3 40 20 41.7 20.8 31 25 45 18 14.5 17

-4.14

.00

-4.82

.00

17

3.66 1.01 3.03 1.24 3.53 1.17 -3.04 .00

18

Kat: Katlmc

46.9 17.7

367

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 5(Devam): retmen ve Velilerin Okul Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Aritmetik Ortalama, T-testi ve Standart Sapma deerleri
SN Maddeler Okullar arasndaki imkn farkllklar kayt blgeleri uygulamas ile giderilebilir. N 124 96 Dier okullara nazaran aileler, kendi mahallesindeki okulla daha fazla ilgilenmelidir. Kayt blgeleri uygulamas okullara kar n yarglar kracaktr. 124 96 124 96 Kat. Veli r. Veli r. Veli r. f % f % f % f % f % f % 1 15 12.1 5 5.2 9 7.3 2 2.1 14 11.3 4 4.2 2 40 32.3 20 20.8 27 21.8 11 11.5 35 28.2 20 20.8 3 20 16.1 21 21.9 19 15.3 8 8.3 28 22.6 15 15.6 4 31 25 31 41 33.1 46 47.9 27 21.8 35 36.5 5 18 14.5 19 28 22.6 29 30.2 20 16.1 22 22.9 3.40 3.41 3.92 3.03 3.53 1.1 1.2 1.0 1.2 1.1 -2.98 .00 -3.22 .00

X
2.97

ss 1.2

t -2.58

P .01

20

32.3 19.8

22

23

Kat: Katlmc

retmen ve Velilerin Veli Alt Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ynelik Bulgular retmen ve velilerin kayt blgelerine ilikin veli boyutuna ynelik tutumlar deerlendirildiinde u sonularla karlalmaktadr: Tablo 6de belirtildii gibi, lein 6. maddesinde yer alan Her bir adresin sadece bir okulla ilikilendirilmesini ho karlamam ifadesine, velilerin verdikleri yantlar 4.06 ortalama ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin ise verdikleri yantlarn ortalamas 3.55 ile Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin ve velilerin bu maddeye ynelik yantlarnn arasndaki farkn anlaml olup olmadn belirlemek iin yaplan t-testi sonularna gre, fark anlamldr (P<.05). Velilerin, veli boyutuna ynelik verdikleri yantlarn, ifadeden iki tanesi Tamamen Katlyorum aralna denk gelirken, bir tanesi Katlyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin ifadeye verdikleri yantlarn, iki tanesi Katlyorum aralna denk gelirken, bir tanesi Kararszm aralna denk gelmektedir.

368

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

Tablo 6: retmen ve Velilerin Veli Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Aritmetik Ortalama, T-testi ve Standart Sapma deerleri
SN 6 Maddeler Her bir adresin sadece bir okulla ilikilendirilmesini ho karlamam.* Ailelerin ocuklarn istei okula gndermek istemesi nemlidir.* ocuun eitimi iin okullar arasnda seim yaplmaldr.* N 124 96 124 96 124 96 Kat. Veli r Veli r Veli r f % f % f % f % f % f % 1 2 1.6 6 6.2 0 0 3 3.1 3 2.4 5 8 2 10 8.1 13 13 8 6.5 13 13.5 7 5.6 21 21.9 3 13 10.5 21 21 6 4.8 17 17.7 7 5.6 21 21.9 4 5

X
4.06 3.55 4.34 3.65 4.21 3.36

ss .9 1.1 .8 1 .9 1.1

t -3.54

P .00

52 47 41.9 37.9 34 22 34 22 45 65 36.3 52.4 44 19 45.8 19.8 50 40.3 57 46

-5.41

.00

10

5.96

.00

14

Kat: Katlmc * : Olumsuz madde

32 17 33.3 17.7

retmen ve Velilerin renci Alt Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Bulgular retmen ve velilerin kayt blgeleri uygulamasna ilikin renci boyutuna ynelik tutumlar deerlendirildiinde u sonularla karlalmaktadr: Tablo 7da belirtildii gibi, lein 16. maddesinde yer alan rencinin gittii okulun eve yakn ya da uzak olmas rencinin baarsn etkilemez ifadesine velilerin verdikleri yantlar 3.70 ortalama ile Katlmyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin ise bu maddeye ynelik verdikleri yantlar 2.88 ortalama ile Kararszm aralna denk gelmektedir. retmenlerin ve velilerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn belirlemek iin yaplan t-testi sonularna gre fark anlamldr (p<.05). lein 11. maddesinde yer alan rencinin okuldaki arkadalarnn ayn mahalleden olmamas onun uyum sorunu yaamasna sebep olur ifadesine velilerin verdikleri yantlar 2.59 ortalama ile Katlmyorum aralna denk gelmektedir. retmenlerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlar 2.90 ortalama ile Kararszm aralna denk gelmektedir. retmenlerin ve velilerin bu maddeye ynelik verdikleri yantlarn arasndaki farkn anlaml olup olmadn belirlemeye ynelik yaplan ttesti sonularna gre fark anlaml deildir (p<.05). Velilerin renci boyutuna ilikin verdikleri yantlarn bir tanesi katlmyorum, bir tanesi Katlyorum aralna denk gelirken, bir tanesi de Kararszm aralna denk gelmektedir. retmenlerin renci boyutuna ilikin verdikleri yantlarn 3 de Kararszm aralna denk gelmektedir.

369

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

Tablo 7: retmen ve Velilerin renci Boyutuna Ynelik Tutumlarna Ait Aritmetik Ortalama, T-testi ve Standart Sapma deerleri

SN

Maddeler Okulun eve uzakl renci baarsnda nemlidir. rencinin gittii okulun eve yakn ya da uzak olmas rencinin baarsn etkilemez.* rencinin okuldaki arkadalarnn ayn mahalleden olmamas onun uyum sorunu yaamasna sebep olur.

N 124

Kat. Veli r Veli r Veli r f % f % f % f % f % f %

1 21 16.9 10 10.4 8 6.5 9 9.4 21 16.9 12 12.5

2 39 31.5 17 17.7 23 18.5 29 30.2 56 45.2 32 33.3

3 22 17.7 20 20.8 12 9.7 16 16.7 14 11.3 19 19.8

X
2.82 3.29 3.70 3.11 2.59 2.90

ss 1.31 1.23 1.30 1.27 1.26 1.27

t -2.71

p .00

13

96 124 96 124 96

25 17 20.2 13.7 33 16 34.4 16.7 36 45 29 36.3 26 16 27.1 16.7 18 14.5 19 19.8 15 12.1 14 14.6

3.35

.00

16

-1.79

.07

11

Kat: Katlmc * : Olumsuz madde Velilerin, kayt blgeleri uygulamasna ynelik genel tutumlar arasnda, gelir ve renim durumu deikeni bakmndan anlaml bir farkllk var mdr? Velilerin kayt blgeleri uygulamasna ynelik tutumlarnn gelir deikenine gre anlaml bir farkllk gsterip gstermediini tespit etmek amacyla yaplan one way anova sonularna gre, velilerin tutumlarnda anlaml farkllklar vardr (F=3.573, p<.05)(Tablo 8). Farklln hangi gruplar arasnda olduunu tespit etmek iin varyans eitlii (p>.05) gz nne alnarak Scheffe testi kullanlmtr. Ekonomik geliri 0-1500 TL ile 3000 ve st TL olan velilerin tutumlar arasnda ekonomik geliri 0-1500 olanlarn lehine anlaml bir farkllk vardr. Bu da bize gstermektedir geliri yksek aileler ocuun daha iyi bir eitim alabilmesi iin okul seimine nem vermektedirler. Okullar arasndaki baar ve imkn farkllklarnn olmas ve ocuunun eitim olanaklar bakmndan kstl olan okullara gitmek zorunda kalmas bu aileleri endielendiriyor olabilir. Geliri dk aileler ise ocuunu daha iyi bir eitim alabilmesi iin uzaktaki bir okula gnderemediinden dolay kayt blgeleri uygulamasna daha olumlu bakyor olabilir.

370

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

Tablo 8: Velilerin Ekonomik Gelirlerine Gre Tutumlarn Karlatran Tek Ynl Anova Sonular Varyans Kayna Gruplar aras Gruplar ii Toplam Kareler Toplam 1723.813 25678.224 27402.032 Kareler ortalamas 861.906 233.438 13.78 Anlaml Fark 0-1500 ile 3000TL st

sd 2 110 112

3.573

.038

Velilerin kayt blgeleri uygulamasna ynelik tutumlarnn renim durumu deikenine gre anlaml bir farkllk gsterip gstermediini tespit etmek amacyla yaplan one way anova sonularna gre, velilerin tutumlarnda anlaml farkllklar saptanmtr (F=5,092 p<.05)(Tablo 9). Farklln hangi gruplar arasnda olduunu tespit etmek iin varyans eitlii (p>.05) gz nne alnarak Scheffe testi kullanlmtr. renim durumu lisans ve lise olanlar arasnda anlaml bir farkllk saptanmtr. Buna gre renim durumu lisans olanlar, lise ve ilkretim olanlara nazaran bu uygulamaya daha olumsuz bakmaktadrlar. Tablo 9: Velilerin renim Dzeylerine Gre Tutumlarn Karlatran Tek Ynl Anova Sonular Varyans Kayna Gruplar aras Gruplar ii Toplam Kareler Toplam 2300.594 23720.936 26021.530 Sd 2 105 107 Kareler Ortalamas 1150.297 225.914 5.092 .008 F P Anlaml Faruk LiseLisans

SONU TARTIMA VE NERLER Bu alma ile 2009-2010 eitim-retim ylnda uygulamaya giren kayt blgeleri uygulamasna ynelik retmen ve velilerin tutumlar tespit edilmeye allmtr. retmen ve velilerin bu uygulamaya ilikin tutumlarnn deerlendirilmesinde, retmenler ( X =58.49) genel anlamda bu uygulamay velilerden ( X =44.56) daha olumlu karlamaktadrlar. Veliler tarafndan okullarn kalite bakmndan snflandrlmas retmenlerin de kalite bakmndan snflandrlmas anlamna gelmesi anlam tayabilir. Dolaysyla, bu uygulamaya retmenler destek verirken velilerin bu durumdan ok honut olmamas beklenebilir. retmenlerin veli profili yksek olan A snf okullarda alyor olmalar, retmenler arasnda da bir sosyal stat fark oluturuyor olabilir. Bunun doal sonucu olarak retmenler velilere nazaran kayt blgeleri uygulamasn daha olumlu karlyor olabilir. Bununla birlikte velilerin de okullara ynelik nyarglar ve tereddtleri bu uygulamaya ynelik tutumlarn olumsuz etkiliyor olabilir. Yldrm (2008)n okul aile ibirliine ynelik aratrmasnda retmenler: Okul aile ibirliinin, okulun finansman bakmndan

371

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

rahatlamasn, yknn azalmasn ve baarnn artmasn salar. nk veliler okulun ileyii bakmndan sz sahibi olurlarsa okula daha ok yardmc olurlar. Okula kar nyarglar kalkm olur. Eer veliler okula inanrlarsa maddi ve manevi bakmdan destek olurlar. Ancak bu imknlarn yeterli seviyede olmamas devletin okullar aracl ile bireylere eit standartlarda eitim olana sunmasn engellemektedir. Bu durum da velilerin ve retmenlerin okullara kar kararsz bir tutum sergilemesine sebep olmaktadr eklinde yargya yer vererek; retmenler, okul-aile ibirliinin gelitirilmesi ile veli-okul arasndaki etkileimin nemli derecede artacan, dolaysyla da okullara kar n yarglarn krlacan belirtmilerdir. lein 2. maddesinde yer alan ocuun eitimi iin MEBin her okuluna gvenilmelidir ifadesine gre retmen ve velilerin tutumlarnn karlatrlmasnda; retmenler (

X =3.73) katldklarn

belirtirken, veliler ise ( X =3.14) kararsz kaldklarn belirtmilerdir. Ayrca retmen ve velilerin verdikleri yantlarn arasndaki fark anlamldr (p<.05). Sonulardan da grlecei zere velilerin ilkretim okullarnn verdii eitime kar bir kararszlk yaad aktr. Okullar arasndaki baar ve imkn farkllklar velilerin okullara ynelik n yarglarnn olumasna sebep olabilir. Okullara kar oluan nyarglarn en nemli etkenlerinden birisi de okul ile aile ibirliidir. Okul ile aile arasnda ibirliinin tam manasyla gereklememesi velinin okullar hakknda n yarglar oluturmasna sebep olabilir. Ancak retmenler okullar arasnda ayrm yaplmamasn ve her okula gvenilmesini belirtmektedirler. lein 3. maddesinde yer alan Kayt blgeleri uygulamas eitimde frsat eitlii a s nd a n nemlidir. fadesine verilen yantlara gre veliler ve retmenler kayt blgelerinin bu imknlarn eitlenmesinde nemli bir rol alacan dnmektedirler. Hem veliler (

X =3,4) hem de retmenler

( X =3,8) katldklarn belirtmilerdir. Ayrca retmenlerin ve velilerin verdikleri yantlarn arasndaki fark anlamldr (p<.05). Toplumdaki bireylerin daha st statlere hareket edebilmeleri byk lde kendilerine salanan eitim olanaklar ile yakndan ilgilidir. Bir baka ifadeyle eitim yoluyla dikey hareketlilik eitimde frsat eitlii ile salanabilir. Dier taraftan eitim kurumlarnn niteliklerinin blgelere gre deimesi toplumun alt sosyo-ekonomik snfnn nitelikli eitim olanaklarndan yararlanmasn nlemektedir (Sarta, 2006: 231). Yukarda da deinildii gibi ada ve sosyal bir devletin en nemli grevlerinden biri de, bireylere ortak ve eit eitim imknlar sunarak bireyin sahip olduu potansiyel ve yeteneiyle toplumda nemli bir stat elde etmesini salamaktr. Okullar arasnda baar ve imkn farkllklarnn olmas, bireylerin sahip olduu eitim olanaklar bakmndan farklla sebep olmaktadr. Okullar toplumdaki bu farkllklar artrc deil eitleyici bir rol stlenmelidir. Her birey kendisine sunulan eit sosyal ve ekonomik imknlar erevesinde toplumda stat elde etmelidir. Bu durum ise eitimde frsat eitlii kavramna vurgu yapmaktadr. lein 6. maddesinde yer alan Her bir adresin sadece bir okulla ilikilendirilmesini ho karlamam ifadesine ynelik velilerin ve retmenlerin tutumlarnn karlatrlmasnda, hem veliler ( X =4.06), hem de retmenler ( X =3.55) katldklarn belirtmilerdir. Ayrca retmenlerin ve velilerin verdikleri yantlarn arasndaki fark anlamldr (p< .05). Kayt blgeleri uygulamasnda her adres sadece bir okulla ilikilendirilmekte, rencinin kendi blgesi dnda bir okulda renim grmesini engellenmektedir. retmen ve velilerin dncelerine baktmz zaman her ikisi de hemen hemen ayn dnceyi paylamaktadrlar. Buna gre renciye yalnzca bir okula gidebilme hakknn verilmesine

372

Say 31 retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Aralk 2011 Tutumlarnn ncelenmesi

kar klmaktadr. Bunun sebebi de okullarn imkn, baar ve retim kalitesi bakmndan farkllk gstermesi olabilir. Farkl sosyal statdeki velilerin bu uygulamaya ynelik tutumlar incelendiinde; gelir ve renim dzeyi arttka velinin uygulamaya dnk tutumu olumsuzlamaktadr. Yksek gelir dzeyine sahip olan bireylerin (3000 ve st: X =36.25, 1500-3000: X =43.39, 0-1500: X =49.04 ortalama ile) lein genelinden aldklar puanlar dierlerine gre daha dktr. Gelir dzeyi yksek olan ailelerin okul seme zgrlnn kstlanmas onlarn bu uygulamaya ynelik tutumlarnn olumsuz olmasnda etkili olabilir. Tutumlar velilerin renim dzeyi deikenine gre incelendiinde; lisans dzeyinde olanlarn tutumlar

X =48.71) ve lise ( X =49.46) dzeyinde olanlara gre daha dktr. ocuunu daha iyi imknlara sahip okullarda okutmak isteyen lisans dzeyinde ( X =38.58) eitime sahip olan velilerin bu
uygulama ile okul seme ansnn elinden alnmas ya da uygulamann toplumda sosyal bir tabakalama oluturuyor gibi grnmesi onlarn uygulamaya ilikin tutumlarn olumsuz etkilemi olabilir.

ilkretim (

Sosyal hayatta insanlar arasnda bir ok start eitsizlikleri vardr. Okul, bu eitsizlikleri daha da artrc ynde deil kapatc ynde almal; okul retiminde geri kalanlar veya baarsz olanlar eitli nlemlerle desteklenmelidir (Ergn, 1992: 105). Trkiyedeki eitim veren devlet kurumlarna gz attmz zaman ayn ehirde, ayn semtte hatta ayn mahallede olan okullar arasnda sosyal, ekonomik ve baar ynnden kayda deer farkllk saptayabiliriz. Bu farkllklarn olumasnda phesiz birok etken sz konusudur. Bu etkenlerin balcalar okul imknlar, okulun bulunduu evrenin sosyokltrel seviyesi, okuldaki ynetici ve retmenlerin mesleki becerileri ve eitime ynelik tutumlar olarak gsterilebilir. neriler Kayt blgeleri uygulamas eitimde frsat eitlii bakmndan nemlidir. Bu uygulama ile toplumun farkl kesimlerinin eitim toplumda farkl statdeki bireyleri ayrtrc deil birletirici bir rol stlenmelidir. Kayt blgeleri uygulamas ile okullar sadece kendi blgelerindeki hanelerden renci alp ve ok baarl okullarn kontenjanlar azalmas, sosyal ve kltrel bakmdan st dzey ailelerin rencilerinin belirli okullarda younlamasnn nlenmesi ile okullar arasndaki imkn ve baar farkllklarnn dengelenmesi salanabilir. Toplumun st sosyal snftaki velilerinin kayglar dikkate alnmaldr ve okullar arasndaki farkllklar azaltc nlemler alnmaldr. Okul-toplum ilikisini glendirici etkinliklere yer verilerek, kt imaja sahip okullarn daha yakndan tannmas ve sahiplenilmesi salanmaldr. Farkl sosyal statdeki velilerin okullara ynelik alglamalarn derinlemesine belirlemek amacyla nitel almalar yaplabilir. Ayrca okul yneticilerinin kayt blgeleri uygulamasna ynelik alglamalar aratrlabilir.

373

Grbz OCAK, Ahmet YAMA

Say 31 Aralk 2011

KAYNAKA Aslan, K.(2001) Eitimin Toplumsal Temelleri, Balkesir niversitesi Dergisi, 5: 16-30, Sosyal Bilimler

Alsbury, T. L. & Shaw. N. L. (2005). Policy mplications for Social Justice in School District Consolidation, Leadership and Policy in Schools, 4, 105126. Bohn, A.P., & Sleeter, C.E. (2000). Multicultural education and the standards movement: A report from the field. Phi Delta Kappan, 82(2), 156161. Dewey, J.(1996) Demokrasi ve Eitim, zmir: Ege niversitesi Basmevi. Ergn, M.(1992) Eitim ve Toplum(2.Bask), Ankara: Ocak Yay. Doan, H.(1997) Eitim Program ve retim Tasarm, Ankara: Doan yay. Karasar, N.(2009) Bilimsel Aratrma Yntemleri, Ankara: Nobel Yay. MEB 26/03/2009 tarih ve 2009/30 sayl genelgesi,<iogm.meb.gov.tr/files/mevzuat/101.pdf>. Adresinden 10 Aralk 2009 tarihinde alnmtr.

Numanolu, G. (1999). Bilgi Toplumu-Eitim-Yeni Kimlikler-II: Bilgi Toplumu ve Eitimde Yeni Kimlikler. Ankara: Ankara niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi Dergisi. 32, (1-2), 341-350. Sarta, M.(2006). Eitimin toplumsal temelleri, K. Keskinkl(ed.), Eitim Ankara: Pegem A yay. Tezcan, M. (1981) Eitim Sosyolojisine Giri, Ankara: Ankara niv. Tomul, E.(2009) lkretim Okullarndaki Sosyal Adalet Uygulamalarna Ynetici Grleri, Eitim ve Bilim, 152: 126-137 Yazcolu, Y. ve Erdoan, S.(2007) SPSS Uygulamal Bilimsel Aratrma Ankara: Detay yay. Yldrm, C.(2008) Okul-Aile birliine Ynelik Bir Aratrma, Elektronik 7: 98-115. Yrkolu, A.(1997) Aile ve ocuk(5. Bask), Ankara: zgr yay. likin Yntemleri, Sosyal Bilimler Dergisi, Bilimine Giri(2. Bask),

374

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

MOBL LETMN YAYINCILIK VE PAZARLAMA LETMNE ETKS


Osman KROLU Dr. Fatih niversitesi, stanbul MYO Halkla likiler Program ZET: Bu makalede, mobil yaynclk, mobil ierik, mobil pazarlama ve reklamclk, mobil ierik ve yaynclkta izne bal pazarlama modelinin kullanm konularnda uzmanlara ve yaynclarla yaplan derinlemesine mlakatlarla ilgili konular incelenmitir. Bunun iin 42 mobil yaync ve uzmanla derinlemesine mlakat yntemiyle grlmtr. Mobil iletiim ortamnn yaynclk, reklamclk ve pazarlama alanlarndaki etkileri ve bunlarn sonular, uzman grleriyle ortaya konulmutur ve mobil ierik ve yaynclkta izne bal pazarlama modelinin tutarll da uzmanlarca onaylanmtr. Anahtar kelimeler: Mobil yaynclk, ierik, reklamclk, izin tabanl pazarlama. ABSTRACT: This article analyse mobile communication and usage of permission based marketing in the mobile content and publishing via interviews with in-depth interview method. Interview subjects were 42 specialists from mobile publishing, broadcasting, narrowcasting, mobile content, mobile marketing and advertisement fields. Specialists were approved consistency of usage of permission based marketing in the mobile content and publishing. Keywords: Mobile publishing, broadcasting, content, advertising, permission based marketing. GR Mobil iletiim sektr tm dnyada internet sektrnden de dinamik. Bu yzden her gn yeni uygulamalar, teknolojiler, kurallar, i modelleri ortaya kmakta. Bu hareketlilik ve allm modellerden gelen krlln srmesi karar verici konumundaki devlet yetkilileri, operatrler, yazlm ve donanm reticileri, yaync ve reklamclar nezdinde belirsizlie ve yenilik ve farkl modellere uyumla ilgili yavala yol amakta. Bireyin gn boyu temel ekran, televizyon, bilgisayar ve mobil iletiim donanmdr. Mobil ierie bilgisayardakinden farkl bir ortam olan mobil webden de eriilir. Bilgisayarla bir oturumda 1 saatlik bir eriim sz konusu olabilirrken, mobil donanmlarda bu 5 dakikaya kadar der. Saysallama ve kullanc odakllkla gerek yaknsama grldke, bu ekranlar da bir araya gelmektedir. Dnya medyas bu ekran bir arada deerlendirerek uygulama gelitirmekte, her ortama haber iletebilen bilgi ve uzmanlkta muhabirler, gelimi donanmlar kullanarak ne kmakta, bireyler de muhabirlemekte. Mobil ierik ve yaynclk medya ekonomisi asndan yeni ufuklar gstermekte, sadece teknik yenilik ve yaynclara sunduu olanaklarla deil, yeni ekonomi ve i tanmlarndaki ereveyle de sosyal ve bireysel hayat etkilemekte. Mobil iletiim, ierik ve uygulamalar sadece Web'in uzants veya tek bana bir sektre ait, eitli lisans ve altyaplarla korunan teknolojiler de deildir. Tersini dnmek kavram ve i modellerini, bunlarn sosyal ve bireysel etkilerini anlamay gletirir. Mobil iletiim, ierik, uygulamalar ve Web, bir ortakyaar-simbiyotik ilikiyle birbirini etkiler; birbirinden ayr ve tekil deerlere sahiptir, ancak birlikte renip geliirler. Mobil iletiimin poplerliine ramen, bilimsel almalar en ok teknoloji ve pazarlama odakldr; mobil iletiimle ilgili bireysel ve toplumsal almalar daha geridedir. zellikle mobil iletiimle ilgili

375

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

bireysel ve toplumsal erevedeki akademik almalarn azl ve bilgi tabannn baz noktalarda sfrdan kurulmasnn gerekmesi bu makalenin hazrlanmasnda karlalan bir sorundur. Konuyla ilgili akademik almalarda arlkl olarak temel alnan teknolojik belirlenimcilik, teknolojinin deiimi topluma dayattn ve deiimin gerekleecei ortam da belirlediini ne srer. Teknolojik belirlenimcilik yaklam, insana seme ans brakmaz ve kulland teknolojiden sorumlu tutmaz. Bu makalenin kuramsal temelleri aratrlp dnsel erevesi oluturulurken, insanlarn her zamankinden ok daha fazla bilinli seimler yaptklar, en azndan seimlerini ussallatrma ynnde artk her zamankinden daha belirgin bir aba gsterdikleri dnlmtr. Dnyada 5 milyar akn mobil iletiim donanm kullancs, 1.2 milyar sabit telefon kullancs ve 1.9 milyar Internet kullancs var (Milliyet, 16.7.10; Internet World Stats, 31.07.10; ITU, 2010). Bu rakamlar nda dikkate deer bir alan olan mobil iletiim konusunda akademik anlamda teknik, toplumsal, yaynclk ve pazarlama odakl almalar da yaplmaktadr (Agar, 2003). Mobil iletiim youn kullanlsa da, mobil ierik tketimi ekonomik deikenlere ok baldr (Butcher, 03.06.10). Mobil ortamda dier ieriklerden ok ses ve SMS tketilir (McClatchey, 2006 ve Marketingcharts.com, 11.05.10). Bu alanda ierik tketimini kolaylatrp tevik edebilecek alternatif yntemler ve i modelleri de vardr (Juniper Research, 2008). Bunlardan birisi de mobil ierik ve yaynclkta izne bal bireysel pazarlama modelidir (Krolu, 2009):

ekil 1 - Mobil Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama Modeli, (Krolu, 2009) Mobil Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama Modeli u taraflardan oluur: Kullanc mobil iletiim hizmetlerinden yararlanan gerek kii. Yaync mobil iletiim ortam iin ierik reten ya da uyarlayan gerek ya da tzel kii. Operatr mobil iletiim altyaps ve/veya frekans lisans sahibi olup hizmet sunan tzel kii. Reklamveren mobil iletiim ortamnda rrn, hizmet veya fikrin tantm, sat ya da imaj glendirme amacyla reklam yaynlatan gerek ya da tzel kii. Pazarlamac-reklamc mobil iletiim ortamna uygun pazarlama iletiimi mesajlar reten tzel kii. Mobil Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama Modelinde taraflarn aralarndaki ilikilerin yle gerekleecei ngrlr: Kullanc profil bilgisini paylar, karlnda belli miktarda cretsiz ierik alr, ayn zamanda kendisine zel hazrlanan belli miktarda pazarlama iletiimini okur/dinler/izler/kullanr. Yaync mobil ortamda ieriklerini hedef kitlesine ulatrr. Operatr mobil iletiim altyaps sunar. Reklamveren mobil ortamda mesajlarn hedef kitlesine ulatrr. Pazarlamacreklamc iletilecek mesajlar hazrlar, ieriklerle birletirir. Modeli bir rnekle aklamak gerekirse: A medya kuruluu (yaync), hedef kitlesine (kullanc), B pazarlama-reklam firmasyla anlaarak zel cretsiz ierikler sunmay hedefler. Bunun iin A ve B ilgili operatrlerle altyap anlamas yapar. B reklamverenlerin, Ann sunaca kullanc profil bilgilerine ulamn ve pazarlama ieriinin iletimini

376

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

ynetir. lgili lkenin telekomnikasyon denetleme kurumu, profil bilgilerinin gvenliini ve kullanc szlemesine uygun kullanmn denetler. Gelir aktarm reklamverenin Bye, Bnin de Aya ve operatre cret aktarmasyla gerekleir. Operatre altyap kullanm bedeli de verilir. Taraflar arasndaki ilikiler ngrlenden daha karmak veya farkl da olabilir. rnein bir operatr kendi ierik ekosistemiyle yaync rolne brnebilir veya reklamveren ya da pazarlama irketi kendi rettii ierikleri kullanclara sunmak isteyebilir. Ayn biimde kiisel yaynclk yapmak isteyenler oluturulabilecek bir altyap ile reklam ve pazarlama sistemlerini gelir elde etmede kullanarak kendi ieriklerini ilgililerle paylar. Tm bu durumlarda, savunulan model alternatif biimlerde kendini yeniler. Modelin deimeyecek z, izne bal bireysel pazarlama karlnda mobil ierik tketimidir. Modelde kullanc zellik ve tercihlerine ilikin verilerinin bulunduu yer nemlidir. Artk ister yaync, ister reklamveren olsun hemen her irketin belli seviyelerde CRM sistemi vardr. Ancak etik adan ve rekabet koullarnn tam salanmas iin modelde kullanlan zel verilerin kullanclarn eriip gncelleyebilecekleri biimde, kullancnn vatanda olduu devlete ve/veya uluslararas gvence altna alnm biimde, ilgili tm taraflarn belirleyecekleri koullar ve zellikler erevesinde ileyen bir veritabannda korunmas gerekir. Kullanc mahremiyetinin korunmas iin her kullancya vatandalk veya sosyal gvenlik numaras gibi bir tekil kimlik numaras da verilir. Kullanc bu modelden istee bal yararlandndan, ierik kullanm karl kiisel bilgi paylamnda bireysel tercih yapar. Yaync mobil ortamda ieriklerini hedef kitlesine ulatrr. Dier taraflarla salayaca grevdelik ve sinerji ile ek bir ortamda daha ierik sunar. Kullanclarn isteyecei ierikleri retir ve reklam gelirlerini artrr. Operatr mobil iletiim altyaps sunar. Taraflarn tamamnn veri iletiimi iin kullanmas gereken altyap salaycdr. Bluetooth, WiFi ve wireless mesh gibi teknolojiler dnda mobil iletiim donanmlarnn veri iletiimi iin kullanabilecekleri a altyaps ve ilemlerin cretlendirilmesi operatrlerce salanr. Reklamveren mobil ortamda mesajlarn hedef kitlesine ulatrrken hedefli iletiimle daha verimli kampanyalar retir. Pazarlamac-reklamc iletilecek mesajlar hazrlar, ieriklerle birletirir, hedefli iletiimle daha verimli kampanyalar retir. Bunlar modelin ilgili taraflarn yararlarna olan zellikleridir. Mobil ierik ve yaynlar ekonomik adan kullanclara yk getirmeden bu modelle daha etkin sunulabilir. ARATIRMANIN AMACI Aratrmann amac, Trkiyedeki mobil ierik ve yaynclk alann anlamak ve izne bal bireysel pazarlama modelinin mobil yayncla uyarlanmas modeline uzmanlarn baklarn aratrmak, elde edilecek bulgulardan yola klarak kullanclara ynelik hazrlanacak bir anketin faktrlerini belirlemektir. Uzmanlardan u bilgiler elde edilmeye allmtr: Mobil ierik ve yayn kullanc profili, mobil yaynclk ve pazarlama, mobil ierik kaynaklarnn zellikleri ve saladklar hizmetler, sorunlar, i modelleri.

ARATIRMANIN YNTEM Aratrma yntemi derinlemesine mlakattr. Deerlendirmelerini almak amacyla mobil yazlm, operatr, donanm, ierik-yayn, pazarlama ve danmanlk sektrlerinden karar verici ve uzmanlarla grlmtr. Kaynak kiinin teknik ya da ierikle ilgili bilgisinin yeterliliine dikkat edilerek

377

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

grlp bilgiler alnmtr. Grmeler iin ilgililerle e-postayla iliki kurulmu, randevular alnm, Nisan-Kasm 2008 tarihleri arasnda, izin alnp ses kaydedilerek grlm ve kaytlar zlerek yazya aktarlmtr. ARATIRMANIN KAPSAMI Gerekletirilen derinlemesine mlakatlarla karar verici ve uzmanlardan alnan bilgiler, ses kaytlarndan metne aktarlmtr. Sorulan sorular ve katlmclarn temel demografik bilgileri makalenin ekinde grlebilir. Bu grmelerde u temel balklar stnde durulmutur: Mobil ve internet yaynclnn farklar, mobil ve internet pazarlama ve reklamclnn farklar, mobil ierik i modelleri, mobil pazarlama ve reklam i modelleri, mobil yayncln Trkiyede geliimi, mobil pazarlama ve reklamn Trkiyede geliimi, mobil ierik ve yaynclkta izne bal bireysel pazarlama modeli, mobil ierikler ve internet reklam modeli, mobil yayncln sorunlar, mobil reklam ve pazarlamann sorunlar. Aratrma iin 74 kiilik mobil operatr, 55 kiilik yayn, 78 kiilik pazarlama ve reklam, 94 kiilik yazlm, 50 kiilik donanm ve 169 kiilik genel uzman bal altnda karar verici ve uzmanlardan oluan toplamda 516 kiilik bir gruba e-posta ve yzyze grmelerle ulalmtr. Bu grubun mobil iletiim alannda i yapma deneyimi olan kiilerden seilmesine dikkat edilmitir. Ulalan uzman ve karar vericilerden aratrmaya katlmay kabul eden toplam 26 tanesiyle yzyze derinlemesine grlm, 16 tanesinden e-postayla yantlar alnm ve bylece 42 kiilik uzman aratrma rneklemine ulalmtr. Ulalan grubun saysna ramen aratrmaya katlmn az oluunun nedenleri arasnda bata ticari mahremiyet endiesi yer almaktadr. 32si erkek, 10u kadn olan katlmclarn ya ortalamas 33,9dur. Katlmc meslek gruplar mhendis, tasarmc, irket sahibi, pazarlamac, danman, yaync ve irket yneticisidir. Katlmclarn biri doktora, 26s lisans, 8i lisansst, 6s MBA seviyesinde eitime sahipken, biri de lisans terktir. Grlen uzmanlarn altklar firmalar unlardr: Mobil pazarlama ajans Electric Agency, pazarlama ajans Trafo, mobil teknoloji gelitirme irketi Medianova, Dnya Mobil letiim Teknolojileri ve Danmanlk, online ierik ve pazarlama irketi Yourt Bilgi Teknolojileri, uluslar aras iletim sistemi ve ofis ve verimlilik yazlmlar firmas Microsoft, grsel yaynclk irketi Doan TV Holding, mobil yazlm irketi ODC Software, uluslararas tasarm yazlmlar ve sistemleri firmas Adobe, kurumsal biliim sistemleri firmas Sun, evrimii ve mobil tasarm ve ierik ajans Emedya, mobil donanm ve altyap firmas Ericsson, Trkiye Sinema Eseri Sahipleri Meslek Birlii SESAM, Kapital Medya grubundan Digitalage Dergisi, mobil operatr Avea, Ciner Yayn Holding, Kadir Has niversitesi, uluslararas mobil medya ve reklam haberleri sitesi Mobiadnews.com, mobil teknoloji firmas Loodos, evrimii ve mobil ierik odakl Internet Holding, saysal yayn platformu Digiturk, evrimii tasarm ve ierik ajans Overteam Technologies, mobil teknoloji firmas Mobinex, mobil ierik gelitirme ve yatrm grubu Retromedya, uluslararas teknoloji organizasyonu ve topluluu Mobile Monday, biliim yayncl ve aratrmalar odakl Interpro Holding, son kullanc dergisi Mobillife, mobil teknoloji firmas Pozitim, evrimii ve mobil sanal topluluk sitesi Zurna.com, mobil donanm ve altyap irketi Desnet, mobil pazarlama ve proje irketi Vodera, mobil proje irketi Done letiim Bilgi Sistemleri, mobil teknoloji ve proje irketi 4Play, haber sitesi Maxihaber.net, son kullanc dergisi Mobimag, danmanlk, aratrma ve eitim irketi Crenvo, mobil operatr Turkcell, e-i irketi Vendio, Bankas, gazete eki Milliyet Mobil.

378

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

ARATIRMANIN BULGULARI Katlmc uzmanlar mobil iletiim, operatr, yaynclk, donanm, pazarlama, yazlm alannda dnyada ve Trkiyede gncel durumu ieren niteliksel verileri szl olarak paylatlar. Uzmanlara yneltilen sorular makalenin ekinde grlebilir. Katlmclara sorulan sorularla internet ile mobil ortamda yaynclk ve pazarlamann farklar, uygulanan ve uygulanabilecek yaynclk ve pazarlama i modelleri, Trkiyedeki mobil yayncln geliimi ve bugn, mobil yaynclkta izne bal pazarlama modelinin kullanm, internetteki reklam modelinin mobil ortama tanmas ve bu alanlardaki sorunlar renildi. Bu bilgiler aadaki altbalklarda okunabilir: Mobil iletiimde teknik, ekonomik altyap: Internet ve mobil ortamda zengin ierie ve zellikle videoya dayal ierik yatrmlarnn yaplmas dier ortamlardan daha ucuza mloluyor. Ancak altyaplarn gelimesi ve sabit cretli tarifelerin yaygnlamasyla bu ieriklerin mobil ortamda rahatlkla tketilmesi sz konusu. Televizyon yaynclndaki gibi gelimii hukuki altyaplar mobil ve internet iin szkonusu deil. Altyap, DRM ve ierik szlemeleri mobil yaynclkla ilgili sorunlar arasnda. Mobil iletiimde de bilgisayar bandaki gibi deneyim ve bunu etkileyen tasarm nemli. O yzden geni ekranl ve gelimi zellikli akll telefonlarn satlar artyor. Bu da ierik kullanmn olumlu etkiliyor. Basl yayn internet yaynndan ne kadar farklysa, internet yayn da mobil yayndan o kadar farkl. Telekomnikasyon belli bir tarihe kadar Ericsson, Nokia, Alcatel, Siemens gibi firmalarn ynettii son kullanc talepleriyle ekillenmeyen bir sektrd. Sonralar kullanc gereksinimleri incelenmeye baland. Mobil iletiim donanm kullanclar spam ierikli SMSlerle rahatsz edilip dolandrlabildiklerinden, mobil pazarlama noktasnda kirli bir mecra olarak grlmeye balanmt. Ancak operatrler ibirlii yapacaklar kurumlar daha dikkatli semeye baladlar, baz kurallar ve yaptrmlar getirdiler. Ancak bundan sonra rahatsz edici durumlar sonland. irketler ekonomik olarak belli aamalardan geerler: Startup-yeni kurulan, Star-rakibi yoktur ve para kazanr, Cash cow-rakibi vardr ama halen para kazanr. Bu Trkiyedeki operatrler iin de geerli. rnein Turkcell sonuncu aamadadr. lgili kurumlarn ynetici ve sahipleriyle devlet bnyesindeki ilgililerin verdii kararlarn olumsuzluu dier ierik alanlarnda olduu gibi mobil ieriin geliimini de yavalatyor. zellikle mobil iletiim donanm reticileri, tketici gereksinimlerinden ok sat pazarlama avantajn dnerek yeni rnlerini tasarlayp retiyor ve pazara sunuyorlar. 800den fazla birbirinden farkl zellikte mobil iletiim donanm modeli var. Mobil ieriin bunlara uyumlu hazrlanmas standartlar oturmadndan gelitiricileri zorluyor. Mobil iletiimde pazarlama: Reklam destekli pazarlama mobil ierik ve yaynlarn tketimini artrr ancak dikkat edilmesi gereken konular var. Bunlar, her aamada kullanc onayna bavurularak kullanc izninin alnmas, profillemeyle elde edilen verilerin reklamlarn kullancya uygun olmasn

379

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

salayacak biimde kullanlmas, mecrann ve kullanm alkanlklarnn gz nnde bulundurularak kullancnn rahatsz edilmeden gereksinimleri dorultusunda ieriklere ve reklamlara erimesinin salanmas. Trkiyede aktif mobil pazarlama almalarnn balay 2002ye dayanyor. Operatr Turkcell bu alanda en ok yatrm ve ibirlii yapan kurulu. Internette hemen hi dzenleme yaplmazken, mobil ortamda operatrlere bal pazarlama almalar yapldndan ilgili taraflarn operatrlerin belirledii kurallara uymas gerekiyor. denen yksek telifler nedeniyle ieriklerin mobil ortamda sadece reklam gelirine dayal olarak satlmasnda zorlanacaklarn dnen yaynclar, sponsorluk modelinin zm olabileceini sylyor. Mobil pazarlamann nemi bilinmiyor, bilenler de Trkiyede yeterince faydalanmyor. ou yerde sadece SMS pazarlama olarak kullanlyor, dier mobil pazarlama eitleri kullanlmyor. Pazarlama iletiimi ajanslar, markalar kazanmak iin konkurlara ve kendilerini gstermek iin i yerlerine harcadklar ekonomik ve dnsel deeri yeni teknolojilerin uygulanmasyla mterilerine salayabilecekleri faydaya odaklayarak daha ok verim elde edebilirler. Pazarlama iletiimi iinde bir daha bu iletiime girmek istemeyen kullanclara ynelik ynlendirme olmal. SMS mesajlarnn sonuna kmak iin XYZye SMS atn yazabilir. Mobil iletiimde yaynclk: Mobil yaynclk ierik, donanm ve sreler asndan internet yaynclndan farkl, ancak uyarlanabilir zellikte. Mobil ortam pazarlamada kullanlmakta ve yaplan baz hatalar geliimi engellemekte. Veri tarifelerinin ykseklii ekonomik adan kullancy zorlar. Donanmlar gelitiinden eriimde bir sorun tekil etmiyorlarsa da ieriklerin uyarlanmasnda farkl standartlar yznden uyum yok. Zamanla mobil ieriin internet ieriiyle btnleecei, uygulanaca dnlenler arasnda. Mobil ortamda ok pazarlama ve ierik almalar yaplabiliyor. Bu yzden alanda pazarlama irketlerinde tasarm, kreatif, mobil hizmetleri uzmanlar birlikte alyor. internet i modellerinin mobil alanlarda da insan olsa da internette ok daha gelimi iki ortam ilikilendirmek en etkili yol. Bu ve internet altyap uzmanlar ile mteri

Mobil yaynclkta operatr denetimi yksek. erik alan mobil veri tketimini artrmak asndan operatrler iin nemli. Mobile has ierik retilmezse veri tketimi dyor. Trkiyede ierikler zellikle mzik alannda, kresel deil yerel zellikteyse daha ok tketiliyor. Talebe uygun rn ve hizmet sunulduunda, mobil ortamda internetten ok daha hzl gelir elde edilebiliyor. Bu anlamda yaynclk asndan internetten daha krl. Ancak telif haklar yayncl zorluyor. Gelir paylamnda yars ierik retende yars operatrde kalyor. Dnya rakamlarysa ierikiler lehine daha yksek. erik eriimi ve erime kolayl asndan cep telefonu bilgisayardan daha fazla sahipleniliyor. Bu yzden cep telefonu deil kiisel iletiim donanm da deniyor.

380

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

Mobil yaynclkta son kullancdan ve reklamverenden gelir elde edilebiliyor. Internette ou ierik bedava olduundan kullanclar kendilerini daha hr hissediyor. Trkiyedeki mobil ierik ve yaynclk uzmanlar ve altklar kurumlar alanlaryla ilgili dnyadaki gelimeleri ve uygulamalar izliyorlar ancak uyarlamada geride kalyorlar. Mobil ierik donanma ve kullanc gereksinimine uygun, hap zellikli, adeta attrmalk ve kolay kullanlan biimde olmaldr. Mobil yaynclk ilk bata SMSe dayal geliti. Zamanla video gibi zengin ieriklerle srd. Kullanc ve yaynclarn etkileim ve aktifliklerini artrd. Srayla szl, yazl ve grsel iitsel kltr medyada yaand. Ardndan etkileimli siber kltr egemen oldu. Artk mobil iletiim medya sektr iin nem kazanan yaygn ortamdr. Mobil yaynclkla anlk ve zaman asndan hassas bilgiler sunulup, hedefli ve dar evrelere daha uygun pazarlama yaplabilir, kullancnn rettii ierik asndan potansiyel daha yksektir. 12-24 ya aras genler sadece mobil deil birok platformdan ierie eriir. Mobil internet kullanm dk ama artyor. eriklerin farkl donanmlara uyarlanmas zor. Farkl yazlm, donanm ve altyap standartlar kitlesel ierik ve hizmetlerin retimini ve tketimini zorlatryor. Mobil televizyon yayncl ya normal yayn aynen mobil ortama iletmekle veya mobile has ierik retmekle szkonusudur. 3-4 dakika, en fazla 10 dakika izlenir ierikler. Reklam destekli oyunlar da 10 dakikalk elence sunar. Fikir, i plan, ekip, altyap, i ortaklklar ve finansal destek uygun olduunda mobil ierik ve hizmetler alannda dikkate deer iler kartlyor. Yaynclk ve pazarlama asndan mobil ortamn sunduu belki de en nemli zellik kiisellik. Bu alanda yatrm yapanlar ierik bombardmannda kullancya uygun filtrelemeyi iyi yaparlarsa rn ve hizmetleri rabet grr. Uzun vadeli olarak dikey yaynclkla bireysel ihtiyalara odaklanarak yaynclk yaplmas gerekiyor. Uzmanlar mobil yayncln Trkiyede operatr gdml gitmesini olumsuz buluyor. Kullancnn rettii ieriklerin deeri artyor. Profesyonel anlamda belli bal uluslararas pazarlama ve datm yapabilen markalarn ierikleri baarlarn srdryor. erik sunumunda kullanc profili esas alnabilir. En gvenilir profiller mezuniyet gruplar ve i a sitelerinden kaynaklanyor. Internet eriimi gerektirmeyen ierikler dnldnde, mobil ierikler daha yerel zellikte retilir ve tketilirken, PCden eriilen Internet ieriklerinde kresel zelliktekiler daha youndur. SMS, belki de tarihin en ksa ve z yaynlarn, ayn zamanda karakter bana cret alndndan en pahal ieriklerini ortaya karmtr.

381

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

Donanm, a eriimi ve ierik creti bir arada deerlendirildiinde mobil iletiim alannda ierik eriimi dier ortamlara gre daha pahaldr. Baarl mobil yayn, mobil olmann doasna uygun, yeniliki, yaratc zellikte ve kullancnn hkim olduu fikirlerden ortaya kar. Mobil iletiimde i modelleri: Operatrler dakika kullanmndan ok, VAS denilen katma deerli hizmetlerden gelir elde eder. Bu alanda rekabet yksektir. Deer zinciri ekosistemleri kesimektedir. Internette sayfa gsterimini artrp reklam satmak gelir kazanmada esas kabul ediliyor. erik sat ok dk oranda kalyor. Ancak mobil ortamda bu mmkn olabiliyor. Reklam destekli mobil cretsiz ierik iin, eriimin de cretsizletirilmesi gerekir. Eriim creti ierik cretinden fazla gerekleebilmektedir. Alternatif i modelleri konusunda fizibilite almalar tm sektr firmalarnca srdrlyor. Hukuk, teknik ve mteri altyaps belirleyici kstaslar arasnda. Operatrler ve dier kurumlar gelir erevesinde karar veriyor. Ancak ilk bata bir ekosistem oluturmaya ynelik aklc kararlar alnrsa bu deer zincirindekileri gelitiriyor. erik ve hizmet paketleri operatrlerce sunulabilir. ndirilen ierik ba cret alnabilir. rnler reklam destekli sunulabilir. Oyunlarn her seviyesi iin ayr cret alnabilir. Web 2.0 btn duvarlar ykt. Artk internetten kimseden para alnamyor. Mobilde de benzer eyler grlmeye balad. Ses tarifelerinde bile hepsi bir arada modeli grlmekte. Sabit bir rakama ses ve veri kullanm mmkn. Haber, elence, eitim, i hangi alanda allrsa allsn, triple play denilen mobil, internet ve televizyon ekranlarn dnmek gerekir. Bunlarn hepsini bir arada dnen i modelleri baarl olur. Veri veridir. Ses, grnt, video ya da uygulama her ortamda, ekranda dner dolar. Dizst ve mobil iletiim donanm bir oldu artk. Bunlar ayrlamyor, convergence buna deniyor. Kullancya ynelik sofistike rnler bile, yeni dnemde bedava olacak. Mobil ierik cretsiz olacak. Reklam ve sponsor karlayacak. erik retenle tketen arasndaki retimle ilgisi olmayan kii ve kurumlarn kalkmasyla, mobil ve internet ieriklerinde retici ve son kullancnn bulumas salanabilir. erikten gelir elde etmede gncel anlamda en etkin yntem abonelik. cretlendirme ve faturalandrma operatr faturas stnden yaplyor. Tekil ierikler abonelikle ulalabilenlere gre daha pahal kalyor. Mobil ve internet ieriinde araclar ortadan kalkyor, reticiler ve byk firmalar gelir elde etmeye balyor. Mobil iletiimde kullanc zellikleri: Internet tketici davranlarn etkiliyor, sosyalleme, i ve haberlemek iin youn kullanlyor. Bu dinamizmin mobil ortama da tanmas szkonusu.

382

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

Telekomnikasyon alannda 80lerden sonra srayla 800l hatlar, sesli mesaj brakabilmek ve SMS nemli uygulamalardr. Trkiyede yksek abonelik rakamlar, tketim alkanlklar ve eitimli kullanclar uygun olsa da Gney Afrika ve srail gibi lkeler mobil yazlmda daha ileri. Bunun ardnda serbest rekabeti engelleyen ortam ve devlet politikasn lobicilikle etkileyebilen kurumlar var. Ancak yine de oyun, logomelodi, IVR, haber paketleri, bilgi servisleri stnden mobil uygulamalar gelitiriliyor. eriklerin ve mobil iletiimin V ile vergilendirilmesi kullanclarn deyecekleri son rakam ykseltiyor. Bu da tketim orann azaltyor. Kullancnn ve mobil iletiim ortamndan beklentilerinin anlalp ona gre rn ve ierik sunulmas nemli. SMS kullanm konusunda Trkiye 2007 ylnda Avrupa birincisi olmutu. Avrupa MMS ve mobil uygulamalara yneldi. Trkiye kullanclar SMSte kald. Teknoloji penetrasyonu az, markalar daha renememi, operatrler gelitiricilerin vizyonunu desteklemiyor. Czdan, anahtarlk ve mobil iletiim donanm evden karken unutulmamaya allan nemli eyadr. Mobil iletiim donanm dierlerini ierebilecek zelliktedir. Mobil iletiim donanmndan veri kullananlar Trkiyede yzde bir seviyesindeyse Japonya ve Finlandiyada bu rakam halkn tamamna yakndr. Son kullancnn teknolojik dil ve altyaplar anlamas zordur. simlendirir, sunar ve kullandrrken bunlarn kolaylatrlmas gerekir. Uzmanlara gre Trkiyede mobil ierik tketicilerinin ounluu D ve E sosyoekonomik profilindedir. Akamlar alternatif elence imkn olarak mobil ierik kullanlyor. Kullanclar mobil ierik iin harcamasnda nce fiziksel ve elence gereksinimlerini tatmine yneliyor. Haber ve teknoloji ierikleri Maslow hiyerarisi dnlnce daha st seviyede kalyor. Bu yzden tketimleri daha az. Ortama has kstlamalardan tr mobil ierik sade, kiiye zel ve amaca dnk hazrlanr. Internet okuma alkanln deitirdi. Eskiden kitaplar okunurdu. Artk taranyor, okunmuyor, seyrediliyor, baklyor. Okuma alkanl azald. Okuyanlar da hzl hzl geiyor sayfalar. Balklar okuyor. Mobil haberler de o balklar getiriyor. Trkiyedeki tekil mobil iletiim donanm kullancs rakam 50 milyon civarndadr. SMS veri ierii olarak en ok kullanlandr. Ancak ierik ve hizmet farkllatrmas olmay yznden kullanclarn ilgisi azalyor. Internet ve mobil ortamdaki ieriklerin cretsiz olmasn istiyor Trk kullanclar. erik salayclarn kr etmesi zor. Vergiler ve operatrlerin yzdelik paylar yznden tabir yerindeyse rgat gibi karn tokluuna alp aaya her eyi veriyorlar.

383

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

SONU Katlmc 42 uzmann 40 Mobil erik ve Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama Modeline olumlu bakmakta ve modelin ileyeceini dnmekte. Olumsuz bakan bir katlmc bu modelin uzun vadede izinsiz mesajlarla kirlenecei ve reklamverene yararnn olmayacan, dieri de mesajlarn etkisinin lmlenemeyeceini dnmekte ancak ikisi de reklam esasl cretsiz ierik uygulamasn yine de desteklemekte. Katlmclar u koullarn salanmas gerektiinde hemfikir: Kullanclarn kiisel bilgilerinin gizliliinin korunmas, gerekten profile ve kullancnn gereksinimine uygun reklam iletilmesi, istendiinde sistemden klmas ve bir daha reklam gelmemesi, istenmeyen mesajlarn kesinlikle gelmemesi, gelecek reklam saysnn fazla olmamas ve verilen ieriklerin kiinin seecei, isteyecei ierikler olmas. Uzmanlar verdikleri bilgiler ve seimleriyle baz konularn da nemini vurgulamlardr: * Kiisel bilgi ve seimler sadece izin verilen kimselerce bilinmeli. Mahremiyet kayglar kullanc seimlerinde nemli. * Mobil iletiim donanmlarndan eriilen reklam ve pazarlama ieriinin seime bal olmas zellikle kullanclar asndan nemli. * Mobil iletiim donanmlarndan eriilen ieriin dier medya ierikleri yannda sralamada sonda yer almasna ramen, taraflara salad ortama has tekil yarar yznden nemi. Tm ilgili taraflar asndan dnldnde mobil ierik ve yaynclkta izne bal bireysel pazarlama modelindeki dengelerin ok hassas olduu grlmektedir. Bu yzden model, gerekli yasal altyap ve dzenlemelerin dnda, ilgili tm taraflarn zerlerine deni yerine getirmesiyle ancak uygulanabilir. Salanan bilimsel katk asndan bu makalenin nemi, mobil yaynclk ve pazarlama alannn sektrel ve sosyal boyutlarn ortaya koymasdr. Yakn gemie kadar alternatif ortam olarak grlen mobil yaynclktaki ileyi ve bu alann uzmanlar tarafndan alglanmasyla ilgili deikenler bilimsel balamda ortaya konulmutur. Kullanclar, ekonomik, konum ve balam tabanl, kullanc dostu ve kiiselletirilebilen mobil ierikleri ister. Yaynclar da ieriklerini istedikleri zaman ve yerde hedef kitleye ulatrmak, okutmak, izletmek, dinletmek veya kullandrmak ister. Uygun i modeli yaynclar asndan, pahal ve iyi hazrlanmam ierikler de kullanclar asndan nemli engellerdir. Mobil ierik ve mobil yaynclk iki tarafn isteklerini nceki yaynclk teknolojilerine gre daha iyi karlar. Mobil erik ve Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama modeli, yani kullancnn istedii mobil ierik karlnda profiline uygun, belli sayda pazarlama unsuru okumas, izlemesi, dinlemesi veya kullanmas ideal modeldir. zellikle bireysel haklar ve etik erevesinde yaync ve reklamverenlerin, kullanclara spam SMS gnderimini de ieren dier modellerdense, bu modeli uygulamas gerekir. Model, makale sonular nda geerli ve tutarldr. Ancak iletmeciler kr amacyla farkl modeller de uygularlar. rnein mobil operatrler modeldeki dier taraflar stnde hkim ve bazen neredeyse tekel konumdadr; altyap iletmecileri olarak pazar koullarnn ana belirleyicisidirler. Sosyo-ekonomik ve hedef farklar modeldeki taraflarn gereklilikleri yapmasn zorlatrabilir veya gereksizletirip katlm olumsuz etkileyebilir. Yine de uzmanlar mobil ierik ve yaynclkta izne bal

384

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

bireysel pazarlama modeline olumlu bakmakta, modelin uygulanmasnn dier modellerden ok daha yerinde olacan dnmektedir. Mobil ierik ve yaynlar elence, birey ve toplumun mobillemesi, anlk bilgilenme ve sesli iletiim dnda ou kullanc iin gereksiz grlebilir. Ayrca gnlk hayatta, reklam ve pazarlama sektrlerinde yeni donanm modellerinin ve tketime ynelik hayat tarzlarnn mobil iletiimle ilikilendirilmesinden yola klarak masast smrgeciliin sonraki adm olarak mobil smrgecilik de gzlemlenebilir. Saysal blnme, kamusal katlmda saysal kaynak kullanp kullanmayanlar; enformasyon zengini ve yoksulu arasnda uurumu; lkeler arasnda eriim ayrmn retip farkllatrr. erik ve uygulamalara mobil eriim ve kullanm da, yaynclkla sunulan ierikler dnda mobil eylemcilik ile kamusal ortamda dnce ve grlerini aklamak ve rgtlenmek de byledir. Mobil iletiim donanmlar sadece iletiim iin deil, bilgilenme ve elenme iin de kullanlr. Bunlarn hangi oranda gerekletii, kiinin profiline gre deiir. Ya, cinsiyet, meslek, eitim, gelir dzeyi, lke, kltr vb. deikenler burada belirleyicidir. Bu durumda mobil iletiim, bir kullancya gre sadece sesli konuma ve SMS iletiimi iin kullanlr, baka amala kullanlmaz. Bir dierine greyse, iletiim, elence ve bilgilenme iin srekli kullanlr. Mobil iletiimdeki gelimeler ile birey ve toplumlarn bunlara ynelik olumlu olumsuz tepkileri kukusuz bu makalenin ele ald erevede ve noktada durmayacaktr. Bu makalenin erevesi gerei az deinilse de savunma, salk, alveri, gvenlik, ulam, hukuk ve e-devlet mobil iletiimden etkilenenmekte olan alanlardr. Bu yzden bu makale mobil ierik, yaynclk ve medyada sadece teknolojik deil, ayn zamanda birey ve toplumu da ele alan bilimsel adan da nemli bir adm oluturup sonrakilere zemin hazrlamaktadr. Bireyler, mahremiyet kayglaryla, ok deerli kiisel seimleri ieren veritabanlarnn bir veya daha ok zel irketin elinde olmasn istemez. Bu da devletlerin mobil ortamda yaynclkta ayr ynetmelikler ve lisanslar dzenlemesini gerektirir. Kullanc profillerinin kamu veya zel sektrde olmasnn, ilgililere kurallar erevesinde veri sunulmasn nasl etkileyecei merak edilebilir. Verilerin oluturulacak veya varolan bir dzenleyici kurumda barndrlmas en uygun zmdr. zellikle gen kullanclar vakit geirme, elence ve sosyalleme iin mobil iletiim donanmlarn ellerindeki bir arkada gibi grr, bu yzden mobil pazarlamaya daha az aktr. Bu durumda pazarlama iletiiminin baarlabilmesi iin mobil ortam seiliyorsa marka, rn veya hizmeti arkadalk erevesinde bir ba ile sunmak gerekir. Modelin tketiciye yararnn dier taraflardan ok olduu da, tersi de savunulabilir. Hedef kitleye bu modelle ok daha verimli ulalr. Soru udur: erik, rn, hizmet veya fikri, kim, hangi senaryoyla, neden, nasl, ne zaman, nerede sunuyor? Mobil iletiim ve pazarlamaya ilikin nceki akademik almalar, pazarlama ve reklamclk alannda mobil iletiimin salayacaklar erevesinde, yarar elde edilmesinde hangi yollarn izlenmesinin ve nelerden kanlmasnn daha iyi olaca balamndadr. Bu makaleyle ilk olarak, yaynclk mobil iletiim ve izne bal pazarlama alanlarnn odana getirilmi, ortaya farkl bir model konulmutur. Gnmz ekonomik sisteminin temelinde tketim yer alr. Ar tketim, gereinden fazla kaynak kullanmna yol aar. Yenilenemeyen doal kaynaklarn bilinsiz tketimi srdrlebilirlikle eliir. Pazarlama varolan gereksinimlerin tesinde varolmayan gereksinimler de retir, varolanlarla ilikilendirerek olabildiince fazla tketimi tevik eder. Dolaysyla, aslnda ar tketimi olumlayp

385

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

tevik eden tm pazarlama almalar, gnmz ekonomik sisteminde geerli ve olumlu grlse bile, srdrlebilirlikle eliir. Bu yzden sadece mobil ierik ve yaynclkta deil, basl, grsel ve iitsel tm yaynclk uygulamalarnda izne bal bireysel pazarlamann kullanlmas dnlmelidir. Bunun yaplmasnda mobil iletiim ortam nc olabilir. Makale iin yaplan aratrma bulgularna gre, yaygn teknolojiler her ne kadar kullanc yararna grnse de, ondan daha ok irketlerin yararnadr. irketler bu yzden pazarlama yapar ve kullanclar rn ve hizmetlere gereksinimleri varmasna ynlendirilir. Kullanc bilinlenirse aldanmama olasl doar; sorun kullancnn bilinlenmesidir. Bunun iin seimlerin duygusal ve anlk deil, enine boyuna lp bierek, yarar veya zarar tahminiyle yetinmeyip, bunlar tam bilinerek yaplmas esas olmaldr. Medya ve birey ilikisinde de medyann olumlu zellikleri verili kabul edilerek yaklalmamaldr. Medya okuryazarl olmayanlar medyadan daha olumsuz etkilenir. Mobil ierik ve mobil yaynclk dnldnde de bu byledir. KAYNAKA Kitap AGAR, J. (2003). Constant Touch: A Global History of the Mobile Phone. Cambridge: Icon. Makale MCCLATCHEY, S. (2006) The consumption of mobile services by Australian University Students, International Journal of Mobile Marketing, vol. 1, no. 1, s. 19. Tez KROLU, O. (2009). Mobil erik ve Yaynclkta zne Bal Bireysel Pazarlama, yaynlanmam doktora tezi, Marmara niversitesi S.B.E., 2009, stanbul Internet BUTCHER, Dan (03.06.10) AT&T decision to end unlimited data plans threatens mobile content consumption, mobilemarketer.com/cms/news/carrier-networks/6447.html, Eriim: 03.06.10 INTERNET WORLD STATS, (31.07.10), Internet Usage Statistics, internetworldstats.com/stats.htm, Eriim: 31.07.10 ITU, (2010), Measuring the Information Society - The ICT Development Index 2010, itu.int/ITUD/ict/publications/idi/2010/index.html JUNPER RESEARCH (2008) Mobile Content Strategies mindbranch.com/listing/product/R399-229.html, Eriim: 19.07.10 & Business Models,

MARKETINGCHARTS (11.05.10) Top Mobile Content UsageMarch 2010, marketingcharts.com/topics/wireless/top-mobile-content-usuage-march-2010-12855/, Eriim: 19.07.10

386

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

MLLYET, (16.7. 10) 5 milyardan fazla cep telefonu kullancs milliyet.com.tr/Yazdir.aspx?aType=SonDakikaPrint&ArticleID=1264456, Eriim: 31.07.10

var,

EKLER Ek1- Derinlemesine Mlakat Sorular Yaynclara sorulan sorular 1. Mobil yaynclk ile internet yaynclnn farklar nelerdir? 2. Mobil ierikten hangi i modelleriyle ve nasl gelir elde edilir? 3. Mobil yayncln Trkiyedeki geliimini ve u anki durumunu zetler misiniz? 4. Mobil ierik gelirlerinizin yzde kan dorudan son kullanclardan elde ediyorsunuz? 5. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 6. Mobil ieriklerin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmas nasl olur? 7. Mobil yaynclkla ilgili sorunlar nelerdir? 8. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir? Pazarlama ve reklam uzmanlarna sorulan sorular 1. Mobil ve internet ortamlarndaki pazarlama ve reklamcln farklar nelerdir? 2. Mobil pazarlama ve reklamda hangi i modelleriyle ve nasl gelir elde edilir? 3. Mobil pazarlama ve reklamn fikirden sunuma geirdii aamalar anlatr msnz? 4. Mobil pazarlama ve reklamn Trkiyedeki geliimini ve u anki durumunu zetler misiniz? 5. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 6. Mobil ieriin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmasyla ilgili ne dnyorsunuz? 7. Kurumunuzda hangi mobil pazarlama i modelini, hangi zellii sebebiyle uyguluyorsunuz? 8. Mobil pazarlama ve reklam mteri/kullanc saynz ve Trkiye genelindeki say nedir? 9. Mobil pazarlama ve reklam gelirlerinizin yzde kan dorudan son kullanclardan elde ediyorsunuz? 10. Mobil reklam ve pazarlamayla ilgili sorunlar nelerdir? 11. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir? Yazlm uzmanlarna sorulan sorular 1. Mobil yazlmda hangi i modelleriyle ve nasl gelir elde edilir? 2. Mobil yazlmn Trkiyedeki geliimini ve u anki durumunu zetler misiniz? 3. Mobil yazlm kullanc ve mteri saynz ve Trkiye genelindeki say nedir? 4. Mobil yazlm gelirlerinizin yzde kan dorudan son kullanclardan elde ediyorsunuz? 5. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 6. Mobil ieriin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmasyla ilgili ne dnyorsunuz? 7. Mobil yazlmla ilgili sorunlar nelerdir? 8. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir? Donanm uzmanlarna sorulan sorular 1. Mobil donanmlardan hangi i modelleriyle ve nasl gelir elde edilir? 2. Mobil donanm kullanmnn Trkiyedeki geliimini ve u anki durumunu zetler misiniz? 3. Mobil donanm kullanc ve mteri saynz ve Trkiye genelindeki say nedir? 4. Gelirlerinizin yzde kan dorudan son kullanclardan elde ediyorsunuz?

387

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

5. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 6. Mobil ieriin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmasyla ilgili ne dnyorsunuz? 7. Mobil donanmla ilgili sorunlar nelerdir? 8. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir? Operatr uzmanlarna sorulan sorular 1. Kurumunuzda hangi mobil ierik i model ya da modelleri kullanlyor? 2. Kullanlan mobil ierik i modellerinin karlatrmal avantajlar nelerdir? 3. Mobil ierik gelirlerinizin yzde kan dorudan son kullanclardan elde ediyorsunuz? 4. Kullanclarnzn mobil ierik tketimleriyle ilgili aratrmanz varsa paylar msnz? 5. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 6. Mobil ieriin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmasyla ilgili ne dnyorsunuz? 7. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir? Dier uzmanlara sorulan sorular 1. Kullancnn izniyle, profiline uygun mobil pazarlama unsuru gsterilip cretsiz mobil ierik sunulmas nasl olur? 2. Mobil ieriklerin Internetteki gibi reklam destekli cretsiz olmas nasl olur? 3. Konuyla ilgili genel yorum, eletiri ve dnceleriniz nelerdir?

388

Say 31 Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Aralk 2011

Ek2- Katlmc Uzmanlarn Demografik Verileri


1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 Ad-Soyad Ali Haydar nsal Arda Kutsal Aslhan Sipahiolu Aykut Altnda Behi zel Bora Uygun Burak Bayburtlu Cemil Trn Ece Kocabak Elif Fidan Emin Altn Evren Arn Fatih Ylmaz Feride Babu Funda nc Gkhan Karaku Grkem Gnay Hakan Uysal Hseyin Gmleksizolu brahim zdemir rem Atik Gren smail Hakk Polat Jim Cook Kaan Erdemir Kubilay Erdoan Mehmet Arslantunal Meri Ekmeki Mert Sevin Mert Yksel Metin Solmaz Murat Bahar Natali Elmasolu Natali Yeilbahar Nuray uman Onur Baran alar Onur Gnday mer Ekinci zge Sartosun zgr Zan Refik alayan Resul Buksur Serhat Ayan C E E K E E E E E K K E E E K K E E E E E K E E E E E E E E E E K K K E E E K E E E E Ya 30 29 34 40 24 33 29 43 33 36 32 36 30 37 37 42 25 47 29 34 30 43 54 29 36 35 34 37 34 39 31 27 24 43 32 29 25 33 32 24 36 37 Grev Gelitirme Mdr Genel Mdr Kurucu Ortak GYY, nternet Danman ve Teknoloji Gelitirme Mdr Genel Mdr Mobil Projeler Gelitirme Kurucu Service Enablement Lead nteraktif Kanallar Direktr Managing Partner Gelitirme Mdr Alternatif Kanallar Yneticisi nteraktif Kanallar Gelitirme Yazlm Ortaklar Mdr Kurucu Ortak Yazlm Uzman Teknoloji Direktr Analist Developer Yaz leri Mdr Kdemli Gelitirme Uzman Mobil Hizmetler Genel Koord, r.Gr. Founder Managing Partner Genel Mdr Genel Yayn Ynetmeni Director of Telecom & Mobility Mobil Projeler Birim Yneticisi Sanat Ynetmeni Tasarmc Kurucu Ortak Gelitirme Direktr Proje Yneticisi Gelitirme Direktr erik Hizmetleri Yneticisi Genel Mdr GSM Editr Kurucu irket Orta irket Sahibi Business Manager Kurucu Ortak Kurucu Yayn Ynetmeni Kurumsal likiler Firma Vendio A.. Crenvo Biliim Electric Agency Maxihaber, Maxionline Medianova Dnya Mobil letiim Teknolojileri Digiturk Yourt Bilgi Teknolojileri Microsoft MEA Blgesi Doan TV Holding ODC Software Adobe Turkcell Doan TV Holding Sun Microsystems Emedya Bankas Ericsson SESAM Digitalage Avea Ciner Yayn Holding, niversitesi Mobiadnews Loodos ITS Biliim Mobillife, Milliyet Mobil Internet Holding Digiturk Emedya Overteam, Gayet.net

Eitim Lisansst MBA Lisans Lisans Lisans Lisansst Lisansst Lisans Lisansst Lisans Lisansst Lisans Lisans Lisansst Doktora Lisans Lisans Lisans Lisans Lisans Lisans Has Lisans MBA Lisans Lisans Lisans Lisansst MBA Lisans Lisans Terk Lisans Lisans Lisans Lisans MBA Lisans MBA MBA Lisansst Lisans Lisans Lisans

Kadir

Mobinex Trafo letiim Retromedya, Mobile Monday nterpro Holding Pozitim-Mobillife Zurna.Com Desnet-Vodera Microsoft MEA Blgesi Done letiim 4play Mobimag Turkcell

389

Osman KROLU

Say 31 Aralk 2011

390

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

BANKACILIK SEKTRNDE KATILMALI YNETM UYGULAMALARI: ZEL VE KAMU BANKALARI ZERNE ARATIRMA
Taha COKUN r.Gr. Mula niv., Yataan Meslek Yksekokulu Aydn KAYABAI Yrd.Do.Dr. Dumlupnar niv., BF. letme Blm ZET: Bu almada, bankaclk sektrnde katlmal ynetim biimine ynelik zel ve kamu bankalarnn uygulamalar analiz edilmektedir. Aratrma verileri katlmal ynetim lei kullanlarak Ktahya ilinde faaliyette bulunan kamu ve zel bankalarda alan personel zerinden elde edilmitir. Alan aratrmas sonucu elde edilen veriler tek ve ok deikenli istatistiksel test teknikleri ile analiz edilmitir. Kullanlan analizler frekans dalmlar, ortalamalar, t-testi ve kmeleme analizleridir. Aratrma sonular katlmal ynetim uygulamalarnda kamu ve zel bankalar arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllklar olduunu gstermektedir. Alan aratrmas sonucu elde edilen bilgilerden zel ve kamu bankalarnn ou uygulama da farkllat ve orta dzeyde bir katlmcl benimsedikleri belirlenmitir. zerinde vurgu yaplan bu sonulara gre bankalarn alma ortamlarn daha motive edici bir hale getirmeleri iin katlmal ynetim uygulamalarna byk nem vermeleri gerekmektedir. Anahtar Kelimeler: zel ve Kamu Bankalar, Bankaclk Sektr, Katlmal Ynetim. ABSTRACT: In this paper is analyzed the practices of the private and public banks on participative management style in the banking sector. The research data was obtained from personnel working in the public and private banks active in Ktahya through the participative management scale. Data obtained as a result of the field study were analyzed by univariate and multivariate statistical test techniques. The analyses used are frequency distributions, averages, t-test and cluster analysis. The results of the research have pointed out that there are significant differences regarding participative management practices between public and private banks in terms of statistics. In accordance with the information obtained as a result of the field study, it has been determined that private and public banks have differences in most practices and adopt medium level of participation. According to these focused results, the banks are required to attach more importance to participative management practices in order for their work environment to be more motivational. Anahtar Kelimeler: Private and Public Banks, Banks Sector, Participative Management. GR Trkiyede nemli hizmet salayc kurululardan oluan ve nemli bir istihdam alan oluturan bankaclk sektr finans sektrnn en byk temel tan oluturmaktadr (Akn ve Ece, 2009:163). Yaratlan deer, yararlanlan teknolojinin gelimilii, oluturulan istihdam alan ve ube says olarak incelendiinde bankaclk sektr nemli bir yap ta niteliindedir. Son 10 ylda sektrde yaanan

Bu alma, Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel ve Kamu Bankalar zerine Bir Alan Aratrmas, balkl, Dumlupnar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits letme Anabilim Dalnda hazrlanan yksek lisans tezinin derlenmi ve gncellenmi halidir.

391

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

hareketlilik dikkate deer niteliktedir. yle ki, 2001 ylnda yaanan krizden sonra 81 olan banka saysnn 53e dt ve daha sonra 2003 yl itibariyle bankaclk sektrndeki istihdamn srekli bir ekilde artt grlmtr. 2007 yl ortalarna gelindiinde ABDde balayan ve kresel bir boyut kazanan ekonomik kriz sonrasnda Trk bankaclk sektrndeki art ynndeki ivmenin yavalamasna ve az da olsa dmesine neden olmutur. Trkiyede bankaclk sektrnde Haziran 2009 tarihi itibariyle 46 bankada toplam 171,255 kii istihdam edilmektedir (Akn ve Ece, 2009:163). Bu say Aralk 2010 itibariyle 10,066 ubede toplam 191,180 kiiye ulamtr (www.bddk.org.tr:5). Verilerden de anlalaca zere, Trk bankaclk sektr nemli bir insan kaynan bnyesinde istihdam etmektedir. Uygulama ve teknoloji olarak srekli kendisini yenileyen sektrn ayn zamanda en gncel ynetim modellerini kullanmas sektrn gelecei iin byk nem tamaktadr. Bu uygulamalardan birisi de katlmal ynetim olmaktadr. Bankalarn hizmet alanlarnn eitlilii farkl bilgi ve deneyime sahip insan kaynaklarn istihdam etmelerini gerektirmektedir. Tketici ve reticilere ynelik hizmet veren kurululardan olan bankalarn hizmet kalitesi standartlarn ykseltmesi ve alanlarnn rgtsel baln arttrarak i tatmini yaratmalarnn yolu katlmal ynetim modelini uygulama kararllna baldr. Katlmal ynetim, ynetim literatrnde yaygn bir ekilde incelenen konulardan birisi olmutur. zellikle 1970 sonras yerel ve uluslar aras rekabetin artmas yznden byk lde rgtsel performansn arttrlmas iin Amerikan yneticileri tarafndan gereksinim duyulan i uygulamalar olarak ortaya karak geleneksel uygulamalar kaldran yntemlerden birisidir. Endstriyel ilikiler ve personel ynetiminin yakn tarihi incelendiinde katlmal ynetim ve stratejik insan kaynaklar ynetiminin teori ve gemi uygulamalarndan nemli bir gemie sahip olduklar ortaya kmaktadr. lkel formdaki uygulamalardan insan kaynaklar ya da rgtsel varlklar olarak alanlarn nemi zerinde younlaan yeni paradigmaya ynelme olmutur. Yeni ynetim tarznn merkezi bir i paras ilemindeki alan katlmnn salanmas ve stratejik bir i anlamnda rekabet avantaj salanmas amacyla insan kaynaklar uygulamalarn btnletiren bir set olarak ak bir ekilde yaplandrlmtr (Kaufman, 2001:506). II. Dnya Savandan sonra ynetim ve alan ilikilerinde endstriyel demokrasi ve katlmal ynetim olarak ifade edilen iki belirgin eilim gelime gstermitir. Bu iki eilim alanlar ve ynetim arasnda karar alma paylamnn arttrmaya ynelik aba yollaryd. Bu iki kavram ayn m? Eer ayn deilse fark nedir? lk olarak, iki yntemin farkl heveslerle ve farkl lkelerdeki farkl sonularla uyumlatrlm olmasdr. Bu ekilde katlmal ynetim Amerikada grlrken endstriyel demokrasi daha sk Avrupada grlmtr. Ancak, i yntemlerinde ortaya kan deiimlerin uyumlatrlmas ve uluslararaslamaya ynelik eilimlerin artmas sonucu Amerikan ynetimine ynelik olmay muhtemel klabildi. kincisi, ama benzerlii nedeniyle yntemin temel farkllklarn temsil etmektedir. Endstriyel demokrasi, genellikle eitli ynetim karar alma dzeylerinde alan temsiline ynelik yasal olarak onanm formal bir yapdr. Katlmal ynetim ise, yz yze liderliin informal eklidir, ancak alan-ynetici ibirliine ynelik bu iki model birbirinin yerini almaktan ziyade birbirini tamamlayabilen yntemler olmutur. Ulusal farkllklar, durumsal faktrler ve mesleki seviyenin gz nnde tutulmasyla birlikte, her iki modelin bir btnlemesi salanabilmi olabilir. Endstriyel demokrasi ve katlmal ynetim ynetimin farkl durumlarna ynelik birlikte en iyi yarar oluturabilecek uygulamalardandr. Her iki uygulama belirli trdeki problemlere ynelik uyarc olabilir. Bir yntemden ziyade dier yntemin kullanlmasn etkileyen baz faktrlerin anlalmas modern ynetim asndan aka byk nem tamaktadr (Bass and Shackleton, 1979:393).

392

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

LTERATR NCELEMES Yneticilerin astlarna kararlara katlma frsat tand karar verme biimine katlmc karar verme denilmektedir. Baz aratrmaclar, katlmcln kapsam ok geni olan bir konu olmasna ramen alanlarn her trl faaliyete katlmlarn salayan uygulamalar ile karar verme sreciyle ilgili uygulamalarn birbirinden ayrtrlmas gerektiini savunmaktadr. Katlmclk, birlikte karar verme, st ile ast arasnda karar verme yetkisinin paylam veya alanlarn karar verme srecine katlma olasl eklinde tanmlamaktadr (Bakan ve Bykbee, 2008:33,34). Katlmal ynetim uygulamalar, alanlarn zihinsel sal ve i tatmini zerine ve organizasyonun ileyi alanlarna ynelik eitli faydalar sunan bir uygulama olarak yaygn bir ekilde alglanmaktadr (Benoliel and Somech, 2010:286). ok yaygn kullanlan ynetim kontrol ilemleri de katlm kapsamaktadr. Bunlara, temelden balayan bteleme, amalara gre ynetim ve katlmc standartlar oluturma rnek olarak verilebilmektedir (Baiman and Evans, 1983:371). Kkeni davransal bilim adamlar tarafndan tasarlanan yaklamn, amalarn belirlenmesi, grev nceliklerine karar verme, grevlerin baarlmas iin kendi yaklamlarnn ortaya karlmas halinde daha yaratc ve verimli i sonular iin kiinin ii zerine kendi yeterliliklerini koymas ve bulmas fikri zerine dayal olduu ifade edilmektedir. Bu anlamda, katlmal ynetim kontrol almalar, amalarn belirlenmesi, karar alma, kiiler aras faaliyetlerde ilgi uyandran, iletiimi kolaylatran ve motivasyon salamaya ynelik yeni teknikleri kapsayan rgtsel liderlik yaklamnn btnsel yeni bir ekli olarak grlmektedir (McLeod and Bennett, 1972:55). Katlmal ynetime ilikin balangtaki gerekeler u ekilde incelenmektedir (Leidecker and Hall, 1974:28); Katlmal ynetime ilikin ilk gerekelerden biri, alan tatmini ve moralini ykseltmek ou yneticinin, katlmal teknikleri sadece ynetimin kararlaryla alanlarn uyumluluunu salama olarak grm olmalar Baz yneticilerin ise katlmay, daha iyi kararlar alma olarak grmeleri Katlmal ynetim, alanlarn kendi yksek dzeydeki ihtiyalarn karlarken rgtsel amalar baarmak iin yeteneklerinin tamamn sergileyebilmesine ynelik bir iklim kurulmas dorultusunda kullanlabilmektedir.

Karar alma eitli alardan bir alma alann oluturmaktadr. nceki almalar karar alma sreci taktiklerinin analiz, deerlendirme ve katlmc taktikler olarak tanmlanan ve temel tr iinde snflandrlabildiini gstermektedir. Ayrca karar almann kavramsal zellikleri ise aciliyet, risk dzeyi, karmaklk, dinamizm, karar alcnn dzeyi, isel veya dsal destek olarak ifade edilmektedir (Ogbeide and Harrington, 2011:6). Katlmal karar alma sistemlerine ilikin oluturulan temel varsaymlar aada tablo 1de gsterilmektedir.

393

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

Tablo 1. Katlmc Karar Alma Sistemlerine likin Varsaymlar 1. Demokratik toplumlarda, insanlar yaamlarn etkileyen kararlarda katlmaya hak sahibidir. 2. Biz-onlar ilikilerini ynlendiren merkeziletirilmi karar alma sistemlerinin aksine, katlmal karar alma sistemleri karlkl ilgi ve sayg artlarn ynlendirmektedir. Katlmal sistemler hiyerarik organizasyonel sistemlerde yksek 2a. potansiyelli sonulara sahiptir. Katlmal sistemler, balangta aleyhte olan rgtsel sistemlerde 2b. yksek potansiyelli sonulara sahiptir. En azndan balangta katlmal sistemler, daha nce ellerinde 2c. bulunan karar alma srecinde dierlerinin kapsanmasnn bir sonucu olarak yetki ve glerinin kaybolduunu hissetmeleri sisteme diren gstermelerine yol amas olasdr. 3. Merkezi karar alma sistemlerinin aksine, katlmal karar alma sistemleri karar alma srelerinde kullanlabilecek daha fazla bilgi ve uzmanla yol aacaktr. stelik katlmal karar alma sistemleri mevcut olan uzmanln karar alma dnda olan bireylere de uzanaca varsaylmaktadr. 4. Merkezi karar alma sistemlerinin aksine, katlmal karar alma sistemleri tm katlmclardan daha fazla sorumluluk yklenmelerine yol aar. Bylece, bireylerin daha iyi anlayabilmek ve etkileyebilmek iin alnan kararlara uymas daha olasdr. 5. Merkezi karar alma sistemlerinin aksine, katlmal karar alma sistemleri toleransl, cesaretlendirici, daha esnektir. Bu varsaym, tekdze kurallarn, dzenlemelerin, ya da politikalarn deien koullar karsnda uygun olmadn belirtmektedir. Kaynak: McCaffrey, vd., 1995:607. Katlmal ynetim sistemi gelitirilmesine ilikin srecin 5 aamas aadaki gibidir (Fisher, 1986:461): 1. 2. Kavramlatrma: Bu ilk aamada, yeni balayan katlmc i sistemini gelitirmeye ya da var olan bir organizasyonu katlmc biriyle deitirme fikrinin dnlmesi ortaya atlmasdr. Kuluka: Bu aamada, organizasyon baarl bir dnm iin gerekli olan planlama, tasarm ve gelitirme ynnde hareket eder.bu mkemmel bir vizyona ynelik rgtsel destein ortaya koyulmasn ve gsterilmesi aamasdr. Uygulama: Yeni i yaps ynetim paradigmasndaki deiimin belirtilerinin domasdr. Deien ya da gelien i tasarm, i kurallar, i etii ve deerlerinin formal ifadelerinin geliimi, politika ve ilemler, performans izleme sistemleri temel ya da eylem iletiim takmlar, apraz fonksiyonel problem zme takmlar, esnek i tanmlama, deme ve promosyon politikalar, yetenek gelitirme uygulamalar, bilgi paylam mekanizmalar vb. olumaktadr. Gei: Bu aama, yeni i sisteminde uygulamann bitirilmesi ve ayarlamalarn balamas ve yeterli hale gelmesine iaret etmektedir. takmlar kendi kendilerine maksimum etkinliin salanmasna ynelik gerekli sorumluluklar alabilmek iin bymektedir. Garanti edilen yetenekler iin yetki ve otonomi st dzeylerden alt dzeylere transfer edilmektedir.

3.

4.

394

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

5.

Olgunluk: i sistemlerindeki fonksiyonelliin tamamlanmasna ramen, sistemler srekli olarak olgunluk aamasndan evrimleme ve deime aamasna ilerlemektedir.

Katlmal ynetimin olas faydalar alanlarn motivasyonu/tatmini zerine olumlu etkilerinin olmas, yaplan ie ynelik yetenek kazanma, karar alma kalitesini arttrma olasl olarak ifade edilmektedir (Ogbeide and Harrington, 2011:6). Katlmal ynetim i tatmini ve verimliliin salanmasnda yaygn olarak kullanlan uygulamalardan birisidir (Benoliel and Somech, 2010:286,287). Katlmal ynetimin grup performans ve rgtsel performansla ilikili olduu ifade edilmektedir. Ancak, yetkilerini uygulamalarda kullanarak mutlu olan yneticilerin astlar, emsalleri ile yetki ve g paylam yapmas kolay deildir. Bu nedenle uygulamada ok zor bir ynetim biimidir (Jain and Premkumar, 2010:332). Uygulamann salad faydalar ksaca u ekilde ifade edilebilmektedir (Margulies and Stewart Black, 1987:386): Astlar tarafndan kararlarn kabul ve daha iyi anlalmas salanabilir Uygulanan kararlar iin daha fazla mutabakat salanabilir Amalarn daha iyi anlalmas salanabilir Psikolojik ihtiyalar daha iyi karlanabilir ve bylece daha yksek tatmin salanabilir Kararlara uyulmas iin tm yeler zerine daha fazla sosyal bir bask oluturulabilir Daha fazla takm kimlii, ibirlii ve koordinasyon oluturulabilir Daha iyi yaplandrc atma zmleri salanabilir Daha rasyonel kararlarn alnmas salanabilir.

Katlmal ynetimle ok eitli almalar yaplmtr. Burada birkana ksaca deinilmektedir. Kim (2002), gerekletirilen alan aratrmasnda, yerel hkmet ajanslarnda stratejik planlama ve i tatmini kapsamnda katlmal ynetimin ilikisini analiz etmektedir. Bu erevede, yneticilerin katlmal ynetim modeli kullanmas ile i tatmini ve katlmc bir stratejik planlama sreciyle pozitif bir ilikiye sahip olduu belirlenmitir. Aratrmada beklendii zere, yneticilerle etkili bir iletiimin de, i tatmini ve katlmc bir stratejik planlama sreciyle pozitif bir ilikiye sahip olduu belirlenmitir. Bakan ve Bykbee (2008), kararlara katlm konusunda alanlarn dnceleri, kararlara katlm dereceleri, kararlara katlma tevik eden unsurlar, kararlara katlmann alnan kararlara etkisi ve salayaca faydalarn belirlenmesine ynelik bir aratrma gerekletirmilerdir. Eddleston, Otondo ve Kellermanns (2008) kuak sahiplii dalm dzeyini aile firmalar dzeyinde katlmal ynetim ve atma ilikisini ve bireysel dzeyde analizle karlkl ilikilerini deerlendirmeyi amaladklar bir alma yrtmlerdir. Katlmal ynetim ile bilisel atma arasndaki pozitif iliki olduu ileri srlen hipotezleri red edilmitir. Bunun yerine, yksek katlmal ynetim dzeyi bilisel atmay nemli dzeyde arttrmaktadr. Katlmal ynetimin atma ile negatif ynde ilikili olduuna ynelik hipotez kabul edilmitir. Bu alma ek olarak, kuaksal sahiplik dalm kapsamndaki ilikilerin karmakln da gstermektedir. Khruasuvan, Dastoor, Baumanis ve Mujtaba (2009), katlmal ynetim almalar ile Taylandn kltrel deerleri ve katlmal ynetime ilikin tutumlar amalayan bir alma gerekletirmilerdir. Sonu olarak, paternalizm ile katlmal ynetim arasnda pozitif iliki olduu, katlmal ynetim ile katlmal ynetime ynelik olumlu tutumlar arasnda iliki olmad ve kltrel deerler asndan beklendii zere kolektivizm ile katlmal ynetim arasnda pozitif iliki

395

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

olduu belirlenmitir. Kuye ve Sulaimon (2011) almasnda, Nijeryada retim sektrndeki firmalarn karar almada alan katlm ile firma performans arasndaki ilikiyi incelemektedir. ARATIRMA METODOLOJS Aratrmann Amac, Anaktlesi ve Yntemi Aratrmann amac, kamu ve zel bankalarda katlmal ynetim uygulamalarnn karlatrmal analizini yapmaktr. Bu amala, Ktahya l Merkezinde faaliyet gsteren Mart-Nisan 2011 tarihleri arasnda Ziraat Bankas, Halk Bankas, Vakfbank, Garanti Bankas, Akbank, ekerbank, Trk Ekonomi Bankas (TEB), Finansbank, Denizbank, BankAsya, Trkiye Finans Katlm Bankas, Kuveyt Trk Katlm Bankas ubeleri alanlar zerine alan aratrmas gerekletirilmitir. Dier banka ubeleri aratrmaya katlmak istememilerdir. Aratrmann anaktlesini Ktahya l Merkezinde faaliyet gsteren kamu ve zel bankalardaki alanlar oluturmaktadr. Yaklak 250 kiinin istihdam edildii belirlenmitir. Aratrmann amac dorultusunda tm alanlara 250 kiiye ulalmas hedeflenerek 250 anket formu datlmtr. Toplamda elde edilen anket says 168 adettir. Anket geri dnme oran %67dir. Aratrma tanmlayc aratrma modelinde alan aratrmas eklinde yaplandrlmtr. Aratrmada veri toplama arac olarak anket yntemi kullanlmtr. Elde edilen veriler tek ve ok deikenli istatistiksel analiz teknikleriyle deerlendirilmitir. Anket formu Serinyel, 2008 ve Kahnwiler ve Thompson, 2000 almalarndan adapte edilerek hazrlanmtr. fadeler 5 dereceli likert tipi lek (1=kesinlikle katlmyorum 5=kesinlikle katlyorum) eklinde verilmitir. Anket formunun banka ubelerinde tm kademelerdeki alanlar tarafndan doldurulmas salanmaya allmtr. ARATIRMANIN BULGULARI Demografik Bulgular Demografik deikenlerle ilgili olarak, banka alanlarnn cinsiyet, ya, eitim dzeyi, altklar banka, alma sreleri ve altklar bankalarda bulunduklar konumlar analiz edilmeye allmtr. Aada tablo 2de bulgular gsterilmektedir. Tablo 2. alanlarn Demografik Dalmlar Demografik Deikenler Fr. % Kadn 59 37,3 Cinsiyet Erkek 99 62,7 25ten az 20 12,7 25-30 aras 81 51,3 Ya 31-48 aras 53 33,5 49-60 aras 4 2,5 Lise ve dengi 4 2,5 nlisans 19 12,0 Eitim Lisans 116 73,4 Dzeyi Yksek lisans 16 10,1 Doktora 3 1,9 Kamu 72 45,6 Mlkiyet

396

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

alma sresi

Stat

zel 1-5 yl aras 6-10 yl aras 11-15 yl aras 16 yldan fazla Alt kademe Orta kademe st kademe

86 94 29 22 13 69 81 8

54,4 59,5 18,4 13,9 8,2 43,7 51,3 5,1

Tablo 2de grld zere katlmclarn %37,7sini kadnlar, %66,3n ise erkekler oluturmaktadr. Katlmclarn ya durumlarna gre dalmlar ise; 25 yan altnda olan %12,7, 25-30 ya aras %51,3, 31-48 ya aras %33,5, 49-60 ya aras ise %2,5 eklindedir. Aratrmaya katlan alanlarn %51,3 lk ksmnn 25 ile 30 ya aras olduu grlmektedir. Katlmclarn, %2.5 lise ve dengi, %12 nlisans, %73,4 lisans, %10.1 yksek lisans, %1,9 doktora eitimi almtr. Katlmclarn %45,6s kamu bankalarnda almakta iken, %54,4 ise zel bankalarda almaktadr. Katlmclardan %59,5lik ksm 1-5 yl aras, %18,4 lk ksm 6-10 yl aras, %13,9luk ksm 11-15 yl aras, %7,8lik ksm ise 16 yldan fazla bankaclk sektrnde almaktadr. Katlmclarn %43.7si alt kademe, %51,3 orta kademede, %5,1i ise st kademede almaktadr. Katlmal Ynetim Hakknda Genel Dncelerin Analizi Bu ksmda, alanlarn katlmal ynetime ilikin genel dnceleri analiz edilmeye allmtr. Elde edilen bulgular tablo 3te gsterilmektedir Tablo 3. alanlarn Katlmal Ynetim ile lgili Genel Dnceleri Organizasyonunuz demokratik bir alma ortamna Fr. GD1 sahip midir? Evet 102 Hayr 36 Bazen 20 Toplam 158 Karar verme aamasnda alan katlmnn baarya GD2 etkisi ne seviyededir? Yksek 78 Normal 72 Etkisiz 8 Toplam 158 Karar verme aamasnda alan katlmnn GD3 organizasyonunuza katks ne seviyededir? Yksek 61 Normal 81 Etkisiz 16

% 64,6 22,8 12,7 100

49,4 45,6 5,1 100

38,6 51,3 10,1

397

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

GD4

GD5

GD6

Toplam alanlarn kendi alma koullarn etkileyen kararlara katlmnn ne derecede nemli olduunu dnyorsunuz? Son derece nemli Olduka nemli nemli ok nemli deil nemsiz Toplam Organizasyonunuz, alanlarn karar verme aamasndaki srece dahil eder mi? Tamamen dahil eder Bazen dahil eder Nadiren dahil eder Hi dahil etmez Toplam Organizasyonunuz, alanlarn etkileyen konulardaki karar verme aamalarna alanlarn dahil eder mi? Tamamen dahil eder Bazen dahil eder Nadiren dahil eder Hi dahil etmez Toplam

158

100

53 70 30 5 0 158

33,5 44,3 19,0 3,2 0 100

25 93 34 6 158

15,8 58,9 21,5 3,8 100

29 85 30 14 158

18,4 53,8 19,0 8,9 100

Tablo 3te aratrmaya katlan banka alanlar genel olarak altklar ortamn demokratik olduunu dnmektedirler. Aratrmaya gre %49,4lk kesim karar verme aamasnda alan katlmnn baarya etkisinin yksek etkisi olduunu dnrken, %45,6lk kesim normal, sadece %5,1lik kesim ise etkisiz olduunu dnmektedir. Karar verme aamasnda alan katlmnn organizasyona katksnn seviyesi hakknda %38,6lk kesim yksek olduunu dnrken, %51,3lk kesim normal, %10,1lik kesim ise etkisiz olarak deerlendirmitir. Katlmclarn kendi alma koullarn etkileyen kararlara katlmnn ne derece nemli olduuyla ilgili soruya, katlmclarn % 33,5i son derece nemli olduu yantn, %44,3 olduka nemli olduu yantn, %19,0 nemli olduu yantn, %3,2si ok nemli olmad yantn iaretlemitir. nemsiz kkn seen bir katlmc olmamtr. Burada yaklak %97lik bir kesimin katlmal ynetimin kendi alma koullaryla ilgili konularda nemli olduunu dnd grlmektedir. Tablo 3te katlmclarn, herhangi bir konuda karar verme aamasnda bu srece dahil edilip edilmedikleri ile ilgili soruya %15,8i tamamen dahil edildiini, %589 u bazen dahil edildiini, %21,5i

398

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

nadiren dahil edildiini ifade etmitir. Katlmclarn % 3,8i karar verme srelerini hi dahil edilmediklerini ifade etmitir. Tablo 3te katlmclarn, alanlarn etkileyen konulardaki karar verme aamalarna dahil edilip edilmedikleri ilgili soruya ise %18,4 lk kesim tamamen dahil edildiini, %53,8lik kesim bazen dahil edildiini, %19,0lk kesim nadiren dahil edildiini ifade ederken %8,9luk kesim ise hi dahil edilmediklerini ifade etmitir. Tablo 4. GD1 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm Organizasyonunuz demokratik bir alma ortamna Kamu zel sahip midir? Fr. % Fr. % Evet 44 61,1 58 67,4 Hayr 16 22,2 20 23,3 Bazen 12 16,7 8 9,3 Toplam 72 100 86 100 Tablo 4e gre aratrmaya katlan kamu bankas alanlarnn %61,1i altklar bankann demokratik bir ortama sahip olduunu dnrken %22,2si demokratik olmad dnmektedir. zel banka alanlarnn %67,4 altklar ortam demokratik olarak deerlendirirken %23,3 ise demokratik olmadn dnmektedirler. Tablo 5. GD2 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm Karar verme aamasnda alan katlmnn baarya Kamu etkisi ne seviyededir? Fr. % Yksek 37 51,4 Normal 31 43,1 Etkisiz 4 5,6 Toplam 72 100,0

zel Fr. 41 41 4 86 % 47,7 47,7 4,7 100,0

Kamu ve zel banka alanlarnn katlmal ynetim uygulamalarnn kendi baarlarna olan etkisinin seviyeleri hakknda bilgi toplanmak istenmitir. Verilen yantlarn yzdeleri tablo 5 incelendiinde kamu bankas alanlar katlmal ynetim uygulamalarnn baarya olan etkisinin, zel banka alanlarna gre azda olsa daha yksek olduu ynnde yant verdikleri grlmektedir. Tablo 6. GD3 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm Karar verme aamasnda alan katlmnn Kamu organizasyonunuza katks ne seviyededir? Fr. % Yksek 26 36,1 Normal 36 50,0 Etkisiz 10 13,9 Toplam 72 100 zel Fr. 35 45 6 86 % 40,7 52,3 7,0 100

Banka alanlarnn katlmal ynetim uygulamalarnn, altklar bankalara katksnn ne seviyede olduu ya da olacann yantn aranmaktadr. Verilen yantlarn yzdeleri incelendiinde zel banka alanlar kamu bankas alanlarna oranla katknn daha fazla olaca ynnde cevap vermilerdir.

399

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

Tablo 7. GD4 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm alanlarn kendi alma koullarn etkileyen kararlara Kamu katlmnn ne derecede nemli olduunu dnyorsunuz? Fr. % Son derece nemli 29 40,3 Olduka nemli 20 27,8 nemli 20 27,8 ok nemli deil 3 4,2 nemsiz 0 0 Toplam 72 100

zel Fr. 24 50 10 2 0 86 % 27,9 58,1 11,6 2,3 0 100

zel ve kamu bankas alanlarnn katlmal ynetim uygulamalarnn kendi alma koullarn etkileyen kararlarda ne derece nemsediklerinin belirlenmesine ynelik; zel ve kamu bankas alanlarnn katlmal ynetimi ne derecede uygulanmasn arzuladklar asndan ipucu verebilecek nemli bir ayrntdr. Yantlar incelendiinde kamu bankas alanlarnn, zel banka alanlarna gre kendi alma ortamlarn etkileyecek kararlarda katlm daha ok nemsedikleri grlmektedir. Ancak hem kamu bankas alanlar hem de zel banka alanlar genel olarak kendi koullarn etkileyecek kararlarda katlmn olduka nemli olduunu dnmektedirler. Tablo 8. GD5 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm Organizasyonunuz, alanlarn karar verme aamasndaki srece dahil eder mi? Banka Tr Tamamen Bazen dahil Nadiren Hi dahil dahil eder eder dahil eder etmez Kamu 4 %5,6 44 %61,1 21 %29,2 3 %4,2 zel 21 %24,4 49 %57,0 13 %15,1 3 %3,5 Toplam 25 %15,8 93 %58,9 34 %21,5 6 %3,8 = 12,569, p = 0,006 H 1 : Desteklenmitir

Toplam 72 86 158 %100 %100 %100

Banka trne gre katlmal ynetim dzeyi arasnda ilikinin varlnn test etmek amacyla ki-kare bamszlk testi uygulanmtr. = 12,569, p = 0,006 Deerlere gre banka tr ile katlmal ynetim arasnda iliki olduu belirlenmitir. Elde edilen bulgulara gre %5 anlamllk dzeyinde (0,006<0,05) aratrmaya katlanlarn altklar banka tr ile karar verme srelerine katlmlar arasnda anlaml bir iliki mevcuttur. Aratrmaya katlanlardan zel banka alan olanlar kamu bankas alanlarna gre karar verme srelerine daha yksek dzeyde dahil olduklar grndedir.

400

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

Tablo 9. GD6 fadesine Ait Grlerin Banka Trne Gre Dalm Organizasyonunuz, alanlarn etkileyen konulardaki karar verme aamalarna alanlarn dahil eder mi? Banka Tr Tamamen Bazen dahil Nadiren Hi dahil dahil eder eder dahil eder etmez Kamu 8 %11,1 41 %56,9 15 %20,8 8 %11,1 zel 21 %24,4 44 %51,2 15 %17,4 6 %7,0 Toplam 29 %18,4 85 %53,8 30 %19,0 14 %8,9 = 5,018, p = 0,17 H 2 : desteklenmemitir

Toplam 72 86 158 %100 %100 %100

Banka tryle alanlarn etkileyen konulardaki karar verme aamalarna alanlarn katlmnn ilikisinin analizinde ki-kare bamszlk testi uygulanmtr. Elde edilen bulgulara gre %5 anlamllk dzeyinde (0,17>0,05) aratrmaya katlanlarn altklar banka tr ile karar verme srelerine katlmlar arasnda anlaml bir fark bulunamamtr. Yani analiz sonucuna gre aratrmaya katlan kamu ve zel banka alanlar kendilerini etkileyen konulardaki karar verme aamalarna bazen dahil edildikleri grndedir. Tablo 10. alan Katlmnn Uygulanmas Gereken Alanlarn Analizi Evet Hayr Fr. % Fr. % alan brifingleri 43 27,2 115 72,8 irket gazetesi 18 11,4 140 88,6 neri tasarlar 53 33,5 104 65,8 alan anketleri 56 35,4 102 64,6 Kalite dnemleri 29 18,4 129 81,6 alma takmlar 47 29,7 111 70,3 alan forumlar 24 15,2 134 84,8 Toplam Fr. % 158 100 158 100 158 100 158 100 158 100 158 100 158 100

Tablo 10da katlmclarn altklar organizasyonda hangi alanlarda katlm olmas gerektii ile ilgili dnceleri yer almaktadr. Buna bal olarak banka alanlarnn neri tasarlar, alan anketleri ve alma takmlar gibi konularda daha ok katlmn olmas gerektiini dnmektedirler. irket gazetesi ve alan forumlarna ise bu oran yar yarya daha dk olarak belirlenmitir. Tablo 11. alan Katlmyla Hedeflenen Sonularn Analizi Sonular Evet Fr. % retkenlii arttrmay 115 72,8 Mteri servisini gelitirmeyi 40 25,3 Motivasyonu artrmay 78 49,4 tatminini artrmay 48 30,4 yi bir pratik sergilemeyi 9 5,7 Hayr Fr. % 43 27,2 118 74,7 80 50,6 110 69,6 149 94,3 Toplam Fr. % 158 100 158 100 158 100 158 100 158 100

Tablo 11de katlmclarn, organizasyonlarnn alan katlm ile hangi konularda baar salamaya alt ile ilgili dnceleri yer almaktadr. Burada en ok iaretlenen seeneklerin retkenlii ve motivasyonu artrmak olduu dikkat ekmektedir.

401

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

zel ve Kamu Bankalarnda KY Uygulamalarnn Deerlendirilmesi 1 Kamu ve zel bankalar arasnda KY uygulamalar arasndaki farkllklarn analiz edilmesinde bamsz rnekler t testi kullanlmtr. H 3 : Kamu ve zel Bankalar Arasnda KY Uygulamalarnda Farkllk Vardr, elde edilen veriler Tablo 12de gsterilmektedir. Tablo 12. zel ve Kamu Banka KY Uygulamalarnn T Testi Sonular Kod KY1 KY2 KY3 KY4 KY5 KY6 KY7 KY8 KY9 KY10 KY11 KY12 KY13 KY14 KY15 KY16 Banka Tr Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel N 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 0,87 0,84 0,78 0,95 0,82 1,03 0,81 0,99 1,17 1,03 0,96 1,01 0,88 1,05 0,84 0,92 0,99 1,06 0,96 1,03 0,95 1,36 1,13 1,36 1,06 1,48 1,16 1,41 0,98 1,39 1,04 1,16 t 7,54 4,01 7,30 3,47 4,24 2,40 5,71 3,15 4,68 4,39 4,40 4,19 4,58 3,61 4,58 5,76 p 0,000 0,000 0,000 0,001 0,000 0,018 0,000 0,002 0,000 0,000 0,000 0,000 0,000 0,000 0,000 0,000 Hipotez H 3-1 kabul H 3-2 kabul H 3-3 kabul H 3-4 kabul H 3-5 kabul H 3-6 kabul H 3-7 kabul H 3-8 kabul H 3-9 kabul H 3-10 kabul H 3-11 kabul H 3-12 kabul H 3-13 kabul H 3-14 kabul H 3-15 kabul H 3-16 kabul

2,65 3,68 3,40 3,96 2,41 3,48 3,37 3,88 2,75 3,50 3,38 3,76 2,59 3,48 3,47 3,91 2,97 3,74 3,19 3,89 1,44 2,25 2,01 2,86 1,72 2,65 2,44 3,19 1,86 2,75 2,25 3,26

lekte yer alan ifadeler (deikenler) kodlaryla birlikte eklerde verilmektedir.

402

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

KY17 KY18 KY19 KY20 KY21 KY22 KY23 KY24 KY25 KY26

Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel Kamu zel

72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86 72 86

3,54 3,84 2,02 2,62 2,47 3,13 2,56 3,13 3,31 3,94 2,26 2,98 3,23 3,63 3,18 3,66 3,12 3,67 3,18 3,68

0,96 0,87 1,26 1,39 1,30 1,28 1,21 1,11 0,96 0,85 1,01 1,21 0,93 0,94 0,84 1,01 0,69 0,90 0,76 0,84

2,09 2,82 3,24 4,03 4,32 4,03 2,69 3,26 4,23 3,92

0,037 0,005 0,001 0,000 0,000 0,000 0,008 0,001 0,000 0,000

H 3-17 kabul H 3-18 kabul H 3-19 kabul H 3-20 kabul H 3-21 kabul H 3-22 kabul H 3-23 kabul H 3-24 kabul H 3-25 kabul H 3-26 kabul

Gerekletirilen analizden elde edilen deerlere gre, kamu ve zel bankalarn KY uygulamalar arasnda istatistiksel olarak anlaml farkllk olduu (p<0,05) belirlenmitir. zel bankalarn kamu bankalarna kyasla KY uygulamalarna daha fazla arlk verdikleri ifade edilebilmektedir. Kmeleme Analizi Bulgular Kmeleme analizi, ele alnan deikenlere gre birbirine benzer ya da nesneleri bir grup altnda toplayan ok deikenli bir analiz tekniidir (slamolu, 2009: 236-237). Hiyerarik kmeleme teknikleri, birimlerin benzerliklerini dikkate alarak belirli dzeylerde birbirleri ile birletirmeyi amalayan tekniklerdir. Hiyerarik kmeleme tekniinde verilerin normal dalml olmas gerektii varsaym olmakla birlikte bu prensipte kalmakta; uygulamalarda uzaklk deerlerinin normallii yeterli grlmektedir (Doan ve Baoku, 2010: 66). Bu almada, kmeleme analizinin kullanlmasnn amac; banka alanlarnn altklar ubelerde katlmal ynetim uygulamalar ile ilgili dncelerini aklayan ifadelere verilen cevaplar dorultusunda bu ifadelerin kmelenme eilimlerini ortaya koymaktr. Aratrmaya katlan katlmclarn KY ile ilgili ifadelerin hangilerini birbiriyle ilikili olarak algladna, eer kmelenmeler anlaml kyorsa her kmenin(grubun) katlmal ynetimin hangi alanna ve konusuna ait olduunu belirlemektir. Bu bakmdan kmeleme analizi ile, uygulanan anketin KY asndan daha iyi anlalmas ve yorumlanmas amalanmtr. Bu almada hiyerarik kmeleme yntemlerinden Ward teknii uygulanmtr. En kk varyans yntemi olarak da isimlendirilen Ward tekniinin seilmesinin nedeni; birey saysnn ok olduu durumlarda (n>50) dier aamal yntemlere gre daha iyi sonu veriyor olmasdr (Kzgn, 2009: 104). Dendogram (aa diyagram) sonrasnda banka alanlarnn

403

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

katlmal ynetim uygulamalar ile ilgili ifadelerin alglama kmelenmeleri aada yer alan grafikte gsterildii ekilde olmutur. ekil 1: Ward Tekniiyle Elde Edilen Dendoram
Dendrogram using Ward Method Rescaled Distance Cluster Combine 0 5 10 15 20 25 CASE '+-------------+--------------+--------------+--------------+---------------+ Label Num ky25 25 ky26 26 ky24 24 ky1 1 ky3 3 ky5 5 ky7 7 ky9 9 ky2 2 ky4 4 ky8 8 ky6 6 ky10 10 ky21 21 ky23 23 ky17 17 ky20 20 ky22 22 ky16 16 ky18 18 ky19 19 ky13 13 ky15 15 ky11 11 ky12 12 ky14 14

Dendogram sonular incelendiinde sorular arasndaki kmelenme yedi ekilde olumu anlaml kmelerdir. Bu kmeler: A Kmesi: A1: ky25, ky26, ky24; A2: ky1, ky3, ky5, ky7, ky9; A3: ky2, ky4, ky8, ky6 ky10; A4: ky21, ky23, ky17 B Kmesi: B1: ky20, ky22, ky16, ky18, ky19; B2: ky13, ky15, ky11; B3: ky12, ky:14 A1 Kmesi Deerlendirmesi: Katlmal ynetim, etkinlik ve verimlilik ile yakndan ilikilidir ve ayn zamanda demokrasinin de bir gereidir. Fikirlerin sayg grmesi demokrasi ile, dncelerin beeni toplamas gven ve etkinlik ile, ii nasl yapacana astn karar vermesi ise verimlilik ile yakndan

404

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

ilikili olduu sylenebilir. Bu anlamda katlmclarn bu ifadeyi benzer olarak alglamalar katlmal ynetimin olgusunun bu boyutlaryla deerlendirilebilir. Bu ifadeye verilen yantlara gre, banka alanlarnn alma ortamlarnn (ya da rgtlerinin) katlmal ynetime ne kadar yatkn olduunu belirlemektedir. Bu ifadelere verilen yantlarda ortalama deerleri yksek ise bahsi geen rgtte katlmal ynetimin etkin olduu sylenebilir. Dk kmas durumunda ise o rgtn dikey bir yaplama gsterdii, ynetimin merkeziletii ve katlmcln azaldn sylemek doru olacaktr. Tablo 13. A1 Kmesinde Yer Alan fadeler KY25 Fikirlerim ciddi olarak sayg grr KY26 Dncelerim beeni toplar. KY24 imi nasl yapacama kendim karar veririm. A2 Kmesi Deerlendirmesi: A2 kmesinde toplanan ifadeler incelendiinde, ifadelerin i ile ilgili katlmann i ile ilgili boyutlaryla yakndan alakaldr. Katlmclar i ile ilgili konulardaki katlmla ilgili sorular birbiriyle alakal olarak benimsemi ve birbirlerine yakn yantlar vermilerdir. Katlmcln temel alanlarndan birisi ama belirlemedir. Buna gre alanlar bir amacn belirlenmesi, bir i dizaynnn yaplmas ve hatta iin yaplma hznn kararlatrlmasnda katlmda bulunabilirler Tablo 14. A2 Kmesinde Yer Alan fadeler KY1 Mdrm/idarecim iin nasl yapld hakknda grm ister. KY3 Mdrm/idarecim kaliteyi nasl denetleyeceim hakknda fikrimi sorar. KY5 Mdrm/idarecim ilerin nasl hzl yapld hakknda fikrimi sorar. KY7 Mdrm/idarecim iin nasl tahsis edildii hakknda fikrimi sorar. KY9 Mdrm/idarecim iin ne zaman yapld hakknda fikrimi sorar. A3 Kmesi Deerlendirmesi: A3 kmesinde toplanan ifadeler, aratrmaya katlan banka alanlarnn altklar ortamlarda i ile ilgili konularda katlmay hangi dzeylerde arzuladklar hakknda ipular iermektedir. A2 kmesiyle katlmclarn altklar bankalarda katlmal ynetim uygulamalarnn uygulanma boyutlar tespit edilirken, A3 kmesinde de katlmclarn bu uygulamalar ne dzeyde arzuladklar ile ilgili sonular ortaya konmaktadr. Tablo 15. A3 Kmesinde Yer Alan fadeler KY2 Mdrm/idarecimden ilerin nasl yapld hakknda bana grm sormasn isterim. KY4 Mdrm/idarecimin kaliteyi nasl denetleyeceim hakkndaki fikrimi sormasn isterim. KY8 Mdrm/idarecim iin nasl tahsis edildii hakkndaki fikrimi sormasn isterim. KY6 Mdrm/idarecimin ilerin nasl hzl yapld hakkndaki fikrimi sormasn isterim. KY10 Mdrm/idarecimin iin ne zaman yapld hakkndaki fikrimi sormasn isterim. A4 Kmesi Deerlendirmesi: A4 kmesindeki ifadeler incelendiinde katlmclarn rgtsel hedefler, politikalar, kurallar, eitim ihtiyalar ile ilgili fikrine bavurulmasn bekleyen kiiler ifade edilmektedir. fadeler genel anlamda alanlarn planlama, yrtme gibi st ynetim fonksiyonlarna dahil olma istekleriyle lgilidir.

405

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

Tablo 16. A4 Kmesinde Yer Alan fadeler KY21 Mdrm/idarecimin organizasyonel hedefler hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecimin organizasyonel politikalar ve kurallar hakkndaki fikrimi sormasn KY23 isterim. KY17 Mdrm/idarecimin eitim ihtiyalar hakkndaki fikrimi sormasn isterim. B1 Kmesi Deerlendirmesi: B1 kmesindeki ifadeler incelendiinde katlmclarn rgtsel hedefler, politikalar, kurallar, eitim ihtiyalar ile ilgili fikrine bavurulan kiiler ifade edilmektedir. fadeler genel anlamda alanlarn planlama, yrtme gibi st ynetim fonksiyonlarna dahil olmalaryla ilgilidir. Tablo 17. B1 Kmesinde Yer Alan fadeler KY20 Mdrm/idarecim organizasyonel hedefler hakknda fikrimi sorar. KY22 Mdrm/idarecim organizasyonel politikalar ve kurallar hakknda fikrimi sorar. KY16 Mdrm/idarecim eitim ihtiyalar hakknda fikrimi sorar. KY18 Mdrm/idarecim nemli satn almalar yapmadan nce fikrimi sorar. KY19 Mdrm/idarecimin nemli satn almalar yapmadan nce fikrimi sormasn isterim. B2 Kmesi Deerlendirmesi: B2 kmesindeki ifadeler deerlendirildiinde insan kaynaklaryla ilgili alanlarda fikrine bavurulan kiilerin oluturduu grup deerlendirilmektedir. Kmeye giren ifadeler aratrmaya katlanlarn altklar bankalarda ynetime bu boyutuyla katlmn olup olmadn belirlemede yardmc olmutur. Tablo 18. B2 Kmesinde Yer Alan fadeler KY13 Mdrm/idarecim bir alan disipline etmeden nce fikrimi sorar. KY15 Mdrm/idarecim bir alann performansn deerlendirmeden nce fikrimi sorar. KY11 Mdrm/idarecim ie birini almadan nce fikrimi sorar. B3 Kmesi Deerlendirmesi: B3 kmesinde yer alan ifadeler, insan kaynaklar almalar konusunda ynetime yardmc olabileceini dnerek ynetimden fikirlerine bavurulmasn bekleyen kiiler ifade edilmektedir. Tablo 19. B3 Kmesinde Yer Alan fadeler KY12 Mdrm/idarecimin birini ie almadan nce fikrimi sormasn isterim. KY14 Mdrm/idarecimden bir alan disipline etmeden nce fikrimi sormasn isterim.

SONU Trkiyede bankaclk sektr finansal sistemin en nemli kilometre talarndan birisini oluturmaktadr. Bankaclk ekonomi ierisinde finansal sistemin ilerlii asndan son derece nemli bir konumdadr. Dier taraftan ekonomik kriz sonrasnda hzl bir bymeye girerek ube says ve alan says asndan nemli bir bykle ulamtr ve ileri teknolojik uygulamalarn yan sra istihdam alan olarak da nemli bir yerde durmaktadr. fade edilen bu zellikler ynetim felsefesi olarak ada ynetim uygulamalarnn sektrde yaplandrlmasn gerektirmektedir. Bu uygulamalarn banda da katlmal ynetim gelmektedir.

406

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

Bu almann amac, kamu ve zel bankalarda katlmal ynetim uygulamalarnn karlatrmal analizini yapmaktr. Bu ama dorultusunda, literatrdeki almalardan faydalanlarak oluturulan anket formundaki ifadeler 5 dereceli likert tipi lek eklinde verilmitir. alma, Ktahya linde faaliyet gsteren kamu ve zel bankalarnda alan ve aratrmay kabul eden bankalarn ubelerindeki alanlar zerinde gerekletirilmitir. Aratrmann ana hipotezi katlmal ynetim uygulamalarnn kamu ve zel bankalar arasnda farkl olduudur. Ana hipotez dorultusunda katlmal ynetim uygulamalarnn kamu ve zel bankalar arasnda farklln test etmek amacyla t testi kullanlmtr. Elde edilen sonulara gre tm uygulamalarda zel bankalarn kamu bankalarna kyasla daha fazla katlmay tevik edici olduu belirlenmitir. Gerekletirilen kmeleme analizi sonularna gre; 1. Kme: Fikirlerine sayg duyulan, dnceleri beeni toplayan ve iini nasl yapacana kendi karar verenlerden olumaktadr. Bu kme, kendisinin deerli grlmek istendii, sayg duyulan ve gvenli olan kimseleri ifade etmektedir. 2. Kme: le ilgili planlama ve uygulamalara ynelik yneticilerin fikirlerine bavurduu kiilerden olumaktadr. Bu kme, ilerle ilgili planlamalarda grlerine bavurulanlar ifade etmektedir. 3. Kme: le ilgili planlama ve uygulamalara ynelik yneticilerin kendilerine fikirlerini sormasn bekleyen kiilerden olumaktadr. Bu kme, ilerle ilgili planlamalarda grlerine bavurulmasn bekleyenleri ifade etmektedir. 4. Kme: rgtsel politika, hedef ve eitim ihtiyalarna ynelik yneticilerin kendilerine fikirlerini sormasn bekleyen kiilerden olumaktadr. 5. Kme: rgtsel politika, hedef ve eitim ihtiyalarna ynelik yneticilerin fikirlerine bavurduu kiilerden olumaktadr. 6. Kme: Dier alanlarla ilgili olarak, disiplin, ie alma ve performans alanlarnda yneticilerin fikirlerine bavurduu kiilerden olumaktadr. 7. Kme: Dier alanlarla ilgili olarak, disiplin, ie alma ve performans alanlarnda yneticilerin grlerine bavurulmasn bekleyenleri ifade etmektedir.

Elde edilen kmeler incelendiinde, alanlarn fikirlerinin beenilmesi, sayg duyulmas, kendi kararlarn verebilme, fikirlerine bavurulmas beklentisini tama, fikirlerine bavurulan bireyler olma, rgtsel politika, hedefler, tahsisat vb alanlarda kendilerine danlmas beklentisini tama gibi zelliklerde gruplandklar grlmektedir. KAYNAKA AKIN, F. ve ECE, N., (2009), Kresel Finansal Kriz ve Bankaclk Sektr stihdam zerindeki Etkileri, Marmara niversitesi BF Dergisi, Cilt:XXVII, Say:II, ss.153-168. BAIMAN, S. and EVANS, J. H. (1983), Pre-Decision Information and Participative Management Control Systems, Journal of Accounting Research, Vol:21, No:2, Autumn, pp.371-395. BAKAN, . ve BYKBEE, T., (2008), Katlmc Karar Verme: Kararlara Katlm Konusunda alanlarn Dncelerine Ynelik Bir Alan almas, Sleyman Demirel niversitesi BF, Cilt:13, Say:1, ss.29-56.

407

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

BASS, B. M. and SHACLETON, V.J. (1979), Industrial Democracy and Participative Management: A Case For A Synthesis, Academy of Management Review, Vol:4, No:3, pp.393-404. BENOLEL, P. and SOMECH, A., (2010), Who Benefits From Participative Management?, Journal of Educational Administration, Vol:48, No:3, pp.285-308. DOAN, N. ve BAOKU, T. O., (2010), statistik Tutum lei in Uygulanan Faktr Analizi ve Aamal Kmeleme Analizi Sonularnn Karlatrlmas Eitimde ve Psikolojide lme Dergisi, 1(2), Ss. 65- 71. EDDLESTON, K. A., OTONDO, R. F. and KELLERMANNS, F. W., (2008), Conflicts, Participative Decision-Making and Generational Ownership Dispersion: A Multilevel Analysis, Journal of Small Business Management, 46(3), pp.456-484. FISHER, K. K., (1986), Management Roles in The Implementation of Participative Management Systems, Human Resource Management, Fall, Vol:25, No:3, pp.459-479. SLAMOLU, A. H., (2009), Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntemleri, Beta Basm Yaym Datm, stanbul. JAIN, R. and PREMKUMAR, R. (2010), Management Styles, Productivity & Adaptability of Human Resourrces: An Empirical Study, The Indian Journal of Industrial Relations, Vol:46, No:2, October, pp.328-344. KAHNWEILER, M. William ve THOMPSON, A. Margaret (2000), Levels of Desired, Actual, and Perceived Control of Employee Involvement in Decision Making: An Empirical Investigation Journal of Business and Psychology, Vol.14, No: 3, pp.407-427. KAUFMAN, B. E. (2001), The Theory and Practice of Strategic HRM and Participative Management Antecedents in Early Industrial Relations, Human Research Management Review, 11, pp.505-533. KHRUASUVAN, M., DASTOOR, B., BAUMANS, L. O. and MUJTABA, B. G. (2009), The Application of Participative Management Training and Its Relationship to Thai Cultural Values: Is There a Good Fit, China-USA Business Review, Feb., Vol:8, No:2, pp.46-54. KIM, S., (2002), Participative Management and Job Satisfaction: Lessons for Management Leadership, Public Administration Review, March/April, Vol:62, No:2, pp.231-241. KIZGIN, Y., (2009), Tketicilerin Kredi Kart Marka Tercih Nedenlerinin Kmeleme Analizi ile ncelenmesi: Mula rnei Celal Bayar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Cilt:7, No:2, ss.93110. KUYE, O. L. and SULAIMON, A. A. (2011), Employee Involvement in Decision Making and Firms Performance in the Manufacturing Sector in Nigeria, Serbian Journal of Management, 6 (1), pp.1-15. LEIDECKER, J. K. and HALL, J. L. (1974), A New Justification For Participative Manegement, Human Resource Management, Spring, pp.28-31. MARGULES, N. and BLACK, S., (1987), Perspectives on the Implementation of Participative Approachs, Human Resource Management, Vol:26, No:3, pp.385-412.

408

Say 31 Aralk 2011

Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma

MCCAFFREY, D. P., FAERMAN, S. R. and HART, D. W. (1995), The Appeal and Difficulties of Participative Systems, Organization Science, Vol:6, No:6, pp.603-627. MCLEOD, I. H. and BENNET, J. E. (1972), When Participative Management, McKinsey Quaterly, Winter72, Vol:8, No:3, pp.54-62. OGBEIDE, G.C.A. and HARRINGTON, R. J. (2011), The Relationship Among Participative Management Style, Strategy Implementation Success, and Financial Performance in the Foodservice Industry, International Journal of Contemporary Hospitality Management, Vol:23, No:6, pp.1-38. SERINYEL, S., (2008), Definition and Discussion of Employee Involvement and Employee Participation within Is Bank Business School University of Glamorgan, Ss. 131-137. http://www.serhatserinyel.com/serhatserinyeldiss .pdf (25.04.2011) ---------------, (2010), Trk Bankaclk Sektr Genel Grnm, BDDK, Say:2011/1, s.5. http://www.bddk.org.tr/websitesi/turkce/Raporlar/ Diger_Raporlar/9105tbs_genel_gorunum_aralik_2010.pdf

409

Taha COKUN, Aydn KAYABAI

Say 31 Aralk 2011

EK-1 Kod KY1 KY2 KY3 KY4 KY5 KY6 KY7 KY8 KY9 KY10 KY11 KY12 KY13 KY14 KY15 KY16 KY17 KY18 KY19 KY20 KY21 KY22 KY23 KY24 KY25 KY26 Deikenler/fadeler Mdrm/idarecim iin nasl yapld hakknda grm ister. Mdrm/idarecimden ilerin nasl yapld hakknda bana grm sormasn isterim. Mdrm/idarecim kaliteyi nasl denetleyeceim hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin kaliteyi nasl denetleyeceim hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim ilerin nasl hzl yapld hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin ilerin nasl hzl yapld hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim iin nasl tahsis edildii hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecim iin nasl tahsis edildii hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim iin ne zaman yapld hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin iin ne zaman yapld hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim ie birini almadan nce fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin birini ie almadan nce fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim bir alan disipline etmeden nce fikrimi sorar. Mdrm/idarecimden bir alan disipline etmeden nce fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim bir alann performansn deerlendirmeden nce fikrimi sorar. Mdrm/idarecim eitim ihtiyalar hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin eitim ihtiyalar hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim nemli satn almalar yapmadan nce fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin nemli satn almalar yapmadan nce fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim organizasyon hedefleri hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin organizasyon hedefleri hakkndaki fikrimi sormasn isterim. Mdrm/idarecim organizasyon politikalar ve kurallar hakknda fikrimi sorar. Mdrm/idarecimin organizasyon politikalar ve kurallar hakkndaki fikrimi sormasn isterim. imi nasl yapacama kendim karar veririm. Fikirlerim ciddi olarak sayg grr. Dncelerim beeni toplar.

1: Kesinlikle katlmyorum 5: Kesinlikle katlmyorum (Kahnwiler ve Thompson, 2000) almasndan uyarlanmtr.

410

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

RENC MALYETLERNN BELRLENMESNDE FAALYET TABANLI MALYET SSTEM: YAPRAKLI OK PROGRAMLI LSES RNE
brahim BOZKURT

retim Grevlisi, ankr Karatekin niversitesi MYO

Rfat KARAKU Sezer KSZ

retim Grevlisi, ankr Karatekin niversitesi MYO retim Grevlisi, ankr Karatekin niversitesi MYO

ZET: Kt kaynaklarn etkili ve verimli bir ekilde kullanlmasnn nemi, bilinen bir gerektir. Tm harcamalarda olduu gibi, bir lkedeki eitim harcamalarnda da bu gerek gz nne alnmaldr. Dier bir ifadeyle ilgili harcamalar, eitim sisteminin srekli olarak gelitirilmesine ve eitim hizmetlerinin niteliinin de srekli olarak iyiletirilmesine ynelik olmaldr. Bu hususun uygulanabilmesi iin ise Milli Eitim Bakanlnn hangi eitim kurumuna ne kadar fon salayacan belirlemesi gerekmektedir. Bu balamda bu alma, almaya konu olan eitim kurumundaki renci maliyetlerinin belirlenmesini amalamaktadr. Maliyetlerin belirlenmesinde ise ynetime hem verimsiz faaliyetleri gstermesi asndan hem de eitim sistemini denetleme imkn vermesi asndan, Faaliyet Tabanl Maliyetleme Sistemi seilmitir. alma sonucunda bulunan maliyetler, geleneksel maliyet yaklamna gre farkl sonular vermitir. Yine Faaliyet Tabanl Maliyet sistemi sayesinde kurum yneticileri, eitim hizmetinde yer alan tm unsurlar denetleme ve deerlendirme imknna da sahip olmulardr Anahtar szckler: eitim, maliyet,geleneksel maliyet, faaliyet tabanl maliyetleme,

ACTIVITY BASED COSTING SYSTEM TO DETERMINE STUDENTS COSTS: THE CASE OF YAPRAKLI MULTI-PROGRAM HIGH SCHOOL
ABSTRACT: The importance of effective and efficient use of scarce resources is a well known fact. This fact should be considered also on the education costs of a country as with all expenditure. In other words, related expenditures should be directed to improve the education system and its quality continuously. In order to implement this point, Ministry Of Education needs to know how much fund will provide for each educational institution. In this context, this study aims to determine student costs of education institution which is the subject of the study. To determine the student costs, activity based costing system is chosen in an effort to show the managers the inefficient and shortcoming points of education system and also auditing the education system. The results of the study show differences with the traditional costing system. Also, through activity based costing system, institution managers had the opportunity of supervising and evaluating the all aspects of the education system. Keywords: education, cost,traditional costing, activity based costing

411

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

1. GR Trk Dil Kurumunun Byk Trke Szlnde (2010) eitim kavram; ocuklarn ve genlerin toplum yaaynda yerlerini almalar iin gerekli bilgi, beceri ve anlaylar elde etmelerine, kiiliklerini gelitirmelerine, okul iinde veya dnda dorudan veya dolayl yardm etme olarak tanmlanmtr. Eitimin yakn, uzak ve genel amalar kiisel ve toplumsal anlamda eitli faydalar salar. Bu balamda eitim, sosyal adan gl bir toplum yaratmaya yardmc olurken, eitilmi insanlardan oluan retim gcyle de ekonomik adan kuvvetli bir lke oluturulmas iin destek olur. Bu da eitimin ne denli nemli olduunun bir kantdr(Ta&Yenilmez, 2008, s.159). Eitim harcamalar, kamu sektr tarafndan gerekletirilen en nemli sosyal harcamalardandr. Birok gelimi lkenin btesi incelendiinde, byklk olarak, savunma harcamalarndan sonra ikinci srada eitim harcamalarnn yer ald grlr (Trkiye statistik Kurumu [TUIK], 2010). Bunun nedeni, eitim faaliyetinin dier alanlarn temel yapsn ve iktisadi byme ile kalknmann belirleyici unsurunu oluturmasdr(Karaarslan, 2005). Eitime daha fazla kaynak tahsis edilmesiyle beraber, eitim sektrnde birok adan olumlu etki ortaya konulmasna ramen, ayrlan kaynak ile eitimin ktlar arasnda net bir korelasyondan sz edilememektedir. Bu noktada eitimin ktlarn belirleyen daha nemli bir deiken kaynaklarn nasl kullanld ve ynetildiidir(Rao, Naidu&Jani, 2008, s.98). O halde bir lkedeki eitim harcamas bu nemli hizmeti gerekletirmek iin eitim sisteminin srekli olarak gelitirilmesine ve eitim hizmetlerinin niteliinin de srekli olarak iyiletirilmesine ynelik olmaldr. Dier bir ifadeyle lkenin Gayri Safi Milli Haslasnn ierisindeki eitim harcamalarnn payndan ziyade eitim harcamalarnn ne derece verimli kullanld daha nemli olmaldr. Ayrca bilinmektedir ki gnmzde kamu hizmetlerinin sunumunda verilen hizmetin maliyetini tespit ederken geleneksel yntemlerden uzaklap yaplan faaliyetlerin verimliliine ynelik maliyet tespiti yaplmaktadr (Mensah, Schoderback, Werner, 2009). Burada nemli bir husus, eitim faaliyetlerine ait dnem giderleri ile zararlarn en doru biimde belirleyecek maliyet sisteminin seilmesidir. Maliyet ynetimi bir taraftan maliyetleri belirlemeye alrken, dier taraftan da maliyet elerindeki deiimlerin izlenmesiyle srekli olarak denetimi olanakl klmaktadr. Bu sayede kaynaklarn kullanmndaki verimsizliin nlenmesi, performans denetimi gibi almalarla iletmede verimlilik ve iktisadilik salanmaktadr (Alkan, 2001, s.180). Bu almada, geleneksel maliyet sisteminin eksikliklerinden bazlarn ortadan kaldran Faaliyet Tabanl Maliyetleme (FTM) sistemi seilmitir. Faaliyet Tabanl Maliyetleme doru maliyet bilgisi sunmann yan sra, iletme ynetimine iletme aktiviteleri ile ilgili geni ve ayrntl bilgi sunan bir sistemdir(Eker,2002,s.239). FTM, eitim hizmetleri maliyetlerinin belirlenmesinde kullanlmakla birlikte, eitim faaliyetlerinin sistemli bir biimde analiz edilmesine de imkn salayacandan dolay bu alma; zelde okul ynetiminin genelde ise Milli Eitim Bakanlnn verdii eitim ve eitim yannda yrtlen yardmc hizmet faaliyetlerinin planlanmasna, etkili bir ekilde yrtlmesine ve sonularnn deerlendirilmesine imkn salayacak veriler sunacaktr. alma ayrca; Milli Eitim Bakanl, Eitimi Aratrma ve Gelitirme Dairesi Bakanlnn, Ocak 2011 Eitim Aratrmalar Destek Program erevesinde Destek Verilmesi Planlanan Aratrma Konular Listesinde yer alan, Okul Trlerine Gre renci Maliyetlerinin Belirlenmesi konulu aratrma almalarn yapacak olan

412

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

aratrmaclara ynelik de bir fikir sunacaktr. Son olarak bu alma; gerek eitim kurumlarnn etkin bir ekilde ynetilmesi iin gerekse de kaynaklarn doru bir ekilde tketilerek milli eitimin niteliinin arttrlmas iin FTM sisteminin, uygulanmas gerekli bir sistem olup olmadn ortaya koyacaktr. 2. YNTEM ve VERLER almann uygulama ksmnda kullanlacak yntem, FTM sistemidir. Bu yntem ile ankr ili Yaprakl ilesinde faaliyet gsteren, Yaprakl ok Programl Lisesinde verilen eitim hizmeti ile okul bnyesinde rencilerin konaklamasna hizmet eden pansiyon hizmeti maliyetlerinin 2010 yl Ekim ayna ait ksm belirlenecektir. almann ana dncesi, FTM sisteminin geleneksel maliyet sistemine gre daha faydal olduudur. Bu dncenin ortaya konmas asndan ncelikle FTM sistemi hakknda ksa aklama yapldktan sonra; nce geleneksel maliyet sistemine gre, sonra da FTM sistemine gre maliyet belirlemeleri yaplacaktr. Her iki ynteme gre maliyet belirlemeleri sonulandrldktan sonra FTM sisteminin uygulanmas ile salanacak faydalarn deerlendirilmesi, deerlendirme ve sonu ksmnda yaplacaktr. 2.1. Faaliyet Tabanl Maliyetleme Sistemi ok eitli mamul ya da hizmet reten iletmelerde, genel retim giderlerinin mamullere yklenmesi hususunda yaplan hatalar, maliyetlerin yanl belirlenmesine ve bu maliyet bilgilerine gre alnan kararlarn da yanl verilmesine, dolaysyla da iletmelerdeki karllk ve rekabet edilebilirlik dzeyinin azalmasna yol amtr (Grdal, 2007). rnlerden/hizmetlerden ziyade faaliyetlere odakl olan FTM sistemi, geleneksel maliyetleme sistemlerinin kullanmndan kaynaklanan hatalar nlemeye yardmc olan ve daha doru bilgi salayan bir yaklamdr. FTM sisteminin temel ilkesi, bir organizasyonun faaliyetlerini tanmlamak ve her bir faaliyetin maliyetini ve sonra faaliyetlerin tketimine dayal rn/hizmet maliyetlerini hesaplamaktr(abuk, 2003, s.113). FTM; rnlerin, servislerin ve faaliyetlerin maliyetlerini doru bir biimde hesaplayan bir maliyet sistemi olmann tesinde toplam kalite ynetimi iin gerekli olan alt yapnn kurulmasna da hizmet eden bir sistemdir (ker, 2003). Faaliyet tabanl maliyetleme yaklam stratejik amalar iin gelitirilmi bir maliyet sistemi olup mteri ve rn karllk analizleri mamul ve hizmet fiyatlandrmas gibi stratejik kararlar iin uygun ve doru bilgiyi salamaktadr (Demir, 2009, s.33). Geleneksel maliyetleme de genel retim giderleri bir i ls yardmyla mamul ya da hizmetlere aktarlrken; FTM de genel retim giderleri, nce mamullere deil, faaliyetlere aktarlarak faaliyet maliyetleri belirlenir, daha sonra ise her faaliyetin maliyetinden mamullere o faaliyetten yararlanma derecesine gre pay verilir (Bykmirza, 2009; Hilton, 2005). Geleneksel maliyet sistemi ile faaliyet tabanl maliyet sistemi arasndaki farkllklar aadaki tabloda zetlenmitir:

413

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

Tablo 1. Geleneksel ve Faaliyete Dayal Maliyetleme Sistemlerinin Karlatrlmas Maliyet Ykleme ls 1. Kullanlan kaynaklar etkileyen faktrler Geleneksel Maliyet Sistemi Yalnzca retim hacmi Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi Harekete geirme says veya retim siparileri says gibi birka faktr Kaynaklarn kullanmn etkileyen her bir faktr iin bir adet olmak zere ok sayda Her bir maliyet havuzu iin bir adet olmak zere ok sayda

2. Maliyet havuzlar Bir says 3. Maliyet datm anahtarlar says 4. rnlerin nasl maliyetlendirildii Bir

Maliyet datm anahtar Maliyet datm anahtarlarnn olarak retim hacminin her birinin ilgili maliyet kullanlmas havuzu iin kullanlmas Kaynak: Reat Karcolu, Stratejik Maliyet Ynetimi, Aktif Yaynevi, Erzurum, 2000, s.155 (Yazar bu tabloyu, J. Edward Ketz, Terry L. Campbell ve Sidney J. Baxendalenin Managemenet Accounting (Harcourt Brace Jovanovich Inc., San Diego, 1991) adl eserinin 292. sayfasndan aktarmtr). 2.2.alma Kapsamndaki Kurum le lgili Veriler ve Maliyetler Yaprakl ok Programl Lisesi; 1 okul binas ve 1 renci pansiyonu ile toplam 1210 m2 kapal alana sahip olup, 2010 yl itibariyle 89 renciye hizmet vermektedir. 1 lgili eitim kurumunun maliyetlerinin belirlenebilmesi iin gerekli olan temel bilgiler Tablo 2te verilmitir. Tablo 2. Eitim Kurumu le lgili Temel Bilgiler. Maliyet Analizi Yaplacak Hizmetler Eitim Hizmeti Pansiyon Hizmeti Maliyeti Hesaplanacak Sre Eitim Hizmeti: 1 ay Pansiyon Hizmeti: 1 ay renci saylar Eitim Hizmeti: 89 renci Pansiyon Hizmeti: 65 renci

1 Bu eitim kurumuna ait btn bilgiler, ankr Valilik Makamnn 25.10.2010 tarih ve 013661 sayl izinleri ile okul mdr ve mdr yardmclarnn yardm sayesinde temin edilmi olup detayl bilgiler yeri geldiinde almann ilgili yerlerinde verilecektir.

414

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

Eitim kurumunun muhasebe sisteminde yer alan hizmet retim maliyetlerine ilikin bilgiler ise yine eitim kurumunun 2010 ylna ait tahakkuk ve tediye cetvelinde yer almakta olup Ekim ayna ait tutarlar yledir: a) Personel giderleri: Kurumda 1 mdr, 1 mdr ba yardmcs, 1 mdr yardmcs, 1 rehber retmen, 9 kadrolu retmen, 3 cretli retmen ile baka okulda grev yapmakta olup da kurumun renci pansiyonunda nbet tutmak amacyla okula gelen 5 grevli retmen bulunmaktadr. Kurumda ayrca, 1 memur ve 8 hizmetli almaktadr. Btn bu personele ait maa ve cret giderleri Tablo 3te verilmitir. Tablo 3. Ekim Ay Maa ve cret Giderleri (TL). Net Maalar ve cretler Mdr 1 kii 1 870,56 Mdr Ba Yardmcs 1 kii 1 740,11 Mdr Yardmcs 1 kii 1 699,34 Rehber retmen 1 kii 1 437,44 retmen (Kadrolu) 9 kii 12 937,86 retmen (cretli + Grev) 8 kii Memur 1 kii 1 353,94 Hizmetli 8 kii 9 682,06 TOPLAM 30 kii 30 721,31

Ek crteler Eitim Pansiyon 871,58 891,39 660,29 2 799,30 1 349,64 6 572,20 2 081,14 880,48 2 961,62

TOPLAM 2 742,14 2 631,50 2 359,63 1 437,44 17 818,30 2 230,12 1 353,94 9 682,06 40 255,13

Tablo 3te yer alan net maa ve cret stunundaki rakamlar endirekt gider niteliinde iken ek cretler, bizzat girilen ders saati bana yada pansiyonda tutulan nbet saati bana yaplan bir deme olduundan dolay, direkt 2 maliyet kalemleri ierisinde yer alacaktr. Bu nedenle okulda eitim hizmetini veren
Burada ki direkt ve endirekt szckleri, ilgili giderlerin kurumun faaliyetleriyle dorudan ilikilendirilebilirliini belirtmek iin kullanlmtr (Bykmirza, 2009). Bu nedenle, bu almada yer alan direkt ve endirekt maliyet kavramlarnn deiken ve sabit maliyet kavramalar gibi alglanmamas gerekmektedir. Kald ki bir ok durumda; direkt maliyetler deiken maliyetler yerine, endirekt maliyetler de sabit maliyetler yerine kullanlabilmektedir. Ancak baz durumlarda ise endirekt maliyetler deiken olabilmektedir. rnein; retim srecinde endirekt olarak kullanlan enerji giderleri, deiken maliyet unsurudur. Bu husus ile ilgili direkt maliyetler iin de benzer rnekler verilebilir (Schnsleben, 2007). Zaten bu almada, deiken ve sabit maliyetlerin belirlenmesinden ziyade direkt ve endirekt maliyetlerin belirlenmesi gerekir. Bu husus, u ekilde aklanabilir: Daha nce de belirtildii gibi, geleneksel maliyetleme de genel retim giderleri bir i ls yardmyla mamul ya da hizmetlere aktarlrken; FTM de genel retim giderleri, nce mamullere deil, faaliyetlere aktarlarak faaliyet
2

415

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

kadrolu retmenlerin sadece girdikleri ek ders saatleri ile cretli olarak okulda alan retmenlerin tm ders saatleri, eitim-retim hizmeti faaliyeti asndan direkt maliyet kalemleri arasnda yer almaktadr. Pansiyon nbeti hizmetine geldiimizde ise tutulan nbetler karlnda yaplan btn demeler, pansiyon hizmeti faaliyeti asndan direkt maliyet kalemleri arasnda yer almaktadr. b) Sosyal gvenlik kurumlarna denen devlet pirimi giderleri: Kurumun 2 453,98 TL lik bu gideri, kurum personeli iin Sosyal Gvenlik Kurumu (SGK)na yaplan demeler ile lise son snfta olup da staj yapan renciler iin yaplan demeleri kapsamaktadr. renciler iin denen Ekim ay pirimi 259,84 TL dir. Bu tutar, eitim-retim faaliyeti asndan direkt maliyet niteliindedir. c) Mal ve hizmet almlar: Kurumun ekim ayna ait mal ve hizmet almlar yledir: Krtasiye ve Bro Mlz. 164,99 TL Su Gideri 204,05 TL Temizlik Mlz. Alm 110,00 TL Yakacak Alm 1 390,58 TL Elektrik Gideri 594,37 TL renci Giyecek Alm 503,75 TL Personel Giyecek Alm 65,00 TL TOPLAM 3 032,74 TL d) Yolluk giderleri: Yolluk ve seyahat giderleri, okulun resmi ilerinin yrtlmesi ile hasta olan personelin tedavisi amacyla gerekli olan ulam cretleri karl yaplan bir harcama olup Ekim ay tutar 268,58 TL dir. e) Haberleme giderleri: Kurumun aylk internet ve telefon giderlerini oluturmakta olup 125,95 TL dir. f) eitli giderler: Bu gider kalemi ierisinde; rencilere verilen yemek hizmetinin anlamal bir irkete sundurulmas karl denen 938,83 TL, dergi ve dokman giderleri karl denen 337,93 TL ve 182,66 TLlik bakm onarm giderleri ile 330 TLlik demirba alm yer almaktadr.

maliyetleri belirlenir ve sonrasnda ise faaliyetlerden mamul ya da hizmetlere pay verilir. Genel retim giderlerinin faaliyetlere yklenmesi ise geleneksel maliyetleme sisteminde yaplan, giderlerin gider yerlerine datmna benzer (Bykmirza, 2009). Bu nedenle; FTM de, giderlerin faaliyetlere yklenmesi aamasna gelindiinde yaplacak ilk ilem, her bir faaliyet ile ilikili direkt ve endirekt maliyetlerin saptanmasdr. nk FTMde kurum faaliyetleriyle dorudan balants kurulabilen direkt maliyetler dorudan doruya, kurulamayan endirekt maliyetler ise birtakm anahtarlar yardmyla faaliyetlere yklenecektir (Bykmirza, 2009). Sonu olarak faaliyet maliyetlerinin belirlenmesi iin faaliyetlerle olan ilikisi asndan direkt ve endirekt maliyet ayrm, nemli bir husustur.

416

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

g) Toplam hizmet retim maliyetleri: Kurumun 2010 Ekim ayna ait hizmet retim maliyetlerinin dkm Tablo 4te verilmitir. Tablo 4. Toplam hizmet retim maliyeti. HZMET RETM MALYETLER Personel Giderleri SGK Primleri Krtasiye ve Bro Malzemesi Su Gideri Temizlik Malzemesi Alm Yakacak Alm Elektrik Gideri renci Giyecek Alm Personel Giyecek Alm Yolluk Giderleri Haberleme Giderleri Yemek Giderleri Dergi ve Dokman Giderleri Bakm Onarm Giderleri Demirba alm TOPLAM Endirekt Maliyetler 30 721,31 2 194,14 164,99 204,05 110,00 1 390,58 594,37 503,75 65,00 268,58 125,95 938,83 337,93 182,66 330,00 38 132,14 Direkt Maliyetler Eitim Pansiyon 6 572,20 2 961,62 259,84 6 832,04 2 961,62 TOPLAM 40 255,13 2 453,98 164,99 204,05 110,00 1 390,58 594,37 503,75 65,00 268,58 125,95 938,83 337,93 182,66 330,00 47 925,80

3. UYGULAMA 3.1. Geleneksel Maliyetleme Sistemi le Maliyetlerin Belirlenmesi Geleneksel maliyet sistemine gre, renci birim maliyetleri hesaplanrken datm anahtar olarak Tablo 2de verilen renci saylar dikkate alnacaktr. Buna gre; Endirekt Maliyetleri Ykleme Oran: 38.132,14 TL / 154 renci = 247,61 TL/renci eklinde hesaplanmtr. Bu sonuca gre oluturulan ve kurumun eitim ve pansiyon hizmetinin maliyetini veren tablo aadaki gibi olacaktr:

417

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

Tablo 5. Geleneksel maliyet sistemine gre renci maliyetleri. Eitim Pansiyon 89 renci 65 renci renci Saylar 6 832,04 TL 2 961,62 TL Direkt Maliyet 22 037,41 TL 16 094,73 TL Endirekt Maliyet TOPLAM MALYET 28 869,45 TL 19 056,35 TL

TOPLAM 154 renci 9 793,66 TL 38 132,14 TL 47 925,80 TL

Tm bu hesaplamalar sonucu; bu kurumda eitim alan bir rencinin yine bu kuruma maliyeti (28.869,45 TL / 89renci) 324,38 TL iken bu okulun pansiyonundan yararlanan bir rencinin kuruma maliyeti ise (19.056,35 TL / 65 renci) 293,18 TL olarak belirlenmitir. 3.2.Faaliyet Tabanl Maliyetleme Sistemi le Maliyetlerin Belirlenmesi almann bu ksmnda; ilgili kurumun renci maliyetleri, be aamada hesaplanmtr. 1. AAMA: Faaliyet ve Faaliyet Havuzlarnn Belirlenmesi FTM sisteminin uygulanmasndaki ilk aama, faaliyetlerin belirlenmesi ilemidir. Bu faaliyetler Tablo 6da gsterilmitir. Burada alt izilmesi gereken konu, bu faaliyetlerin tarafmzca yaplan gzlemler sonucunda belirlendiidir. Dolays ile baz eksikliklerin olmas gayet doaldr. Aslnda bu faaliyetlerin eitimretim alannda uzman kiilerce belirlenmesi, renci maliyetlerinin doru bir ekilde hesaplanmas asndan ok nemli ve gereklidir. Ancak bu faaliyetlerin uzman bir kii tarafndan belirlenmemesinin, almann nemini azaltmayaca kanaatindeyiz. Nitekim bu almann amac, bu kurumun renci maliyetlerini salt doru bir biimde belirlemek deildir. almann banda da dile getirildii gibi bu almann amac, gerek eitim kurumlarnn etkin bir ekilde ynetilmesi iin gerekse de kaynaklarn doru bir ekilde tketilerek milli eitimin niteliinin arttrlmas iin FTM sisteminin, uygulanmas gerekli bir sistem olup olmadn ortaya koymaktr. Tablo 6. Kurumun Faaliyetleri ve Faaliyet Havuzlar. FAALYET HAVUZLARI FAALYETLER Kurumun i temizliinin yaplmas F1 - Temizlik ve Laboratuarlarn, snflarn ve renci pansiyonlarnn temizlii. Tm Dzenleme birimlerin almaya hazr hale getirilmesi. F2 - Eitim-retim Hizmeti F3 - Pansiyon Hizmeti Ders verilmesi. lme deerlendirme ilemlerinin yaplmas. Veli toplantlarnn yaplmas. Danmanlklarn yaplmas rencilere yemek hizmetinin sunulmas. rencilere ett eitim hizmetinin sunulmas.

418

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

F4 - Rehberlik Hizmeti F5 - Kulp ve Sosyal Etkinlikler F6 - Ynetim Hizmetleri F7 - Tadilat Hizmeti

Psikolojik rehberlik hizmetinin verilmesi. Kiilik testlerinin uygulanmas. Problemli renciler ile grme yaplmas. Yardma muhta rencilerin belirlenmesi. Kulp faaliyetlerinin dzenlenmesi. Okulun ve pansiyon ile tm birimlerin idare edilmesi. Evrak takibinin yaplmas ve muhasebenin tutulmas. Yardma muhta renci ve personele yardm edilmesi. Okul tadilatnn yaplmas. Ara ve gerelerin bakm ve onarmlarnn yaplmas.

2. AAMA: Birinci Aama Datm Anahtarlarnn Belirlenmesi FTM sisteminin uygulanmas iin ikinci aamada yaplmas gereken; kuruma ait endirekt maliyetlerin birinci aamada datlmas iin, datm anahtarlarnn belirlenmesidir. Bu datm anahtarlar ve datm anahtarlarnn faaliyetlere gre kullanm srasyla Tablo 7 ve Tablo 8de verilmitir Tablo 7. Birinci Aama Datm Anahtarlar. ENDREKT HZMET RETM MALYETLER Personel Giderleri SGK Primleri Krtasiye ve Bro Malzemeleri Su Gideri Temizlik Malzemesi Alm Yakacak Alm Elektrik Gideri renci Giyecek Alm Personel Giyecek Alm Yolluk Giderleri Haberleme Giderleri Yemek Giderleri Dergi ve Dokman Giderleri Bakm Onarm Giderleri Demirba alm BRNC AAMA DAITIM ANAHTARLARI Faaliyetlerdeki alma sresi Faaliyetlerdeki personel giderleri F2ye, F3e, F4e, F5e ve F6'ya direkt olarak aktarlmtr. Kullanlan alan (m2) Kullanlan alan (m2) Kullanlan alan (m2) Kullanlan alan (m2) F4e ve F6'ya direkt olarak aktarlmtr. F4e ve F6'ya direkt olarak aktarlmtr. F6'ya direkt olarak aktarlmtr. Tm faaliyetlere direkt olarak aktarlmtr F3'e direkt olarak aktarlmtr. F2'ye ve F4'e direkt olarak aktarlmtr. F7'ye direkt olarak aktarlmtr. F6'ya direkt olarak aktarlmtr.

419

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

Tablo 8. Birinci aama datm anahtarlarnn faaliyetlere gre dalm. Hizmeti Alan alma renci Kullanlan alan Sresi Alan (Zaman says FAALYET HAVUZLARI Personel Says (ay) (kii) (m2) x Alan) F1 - Temizlik ve Dzenleme 8 Hizmetli 0,9 118 1210 1089 F2 - Eitim-retim Hizmeti 1 Mdr 0,22 118 46 10,12 1 Mdr B. Yrd. 0,38 118 15 5,7 1 Mdr Yrd. 0,36 89 14 5,04 9 Kadrolu retmen 0,63 89 344 216,72 F3 - Pansiyon Hizmeti 1 Mdr 0,08 94 46 3,68 1 Mdr B. Yrd. 0,08 65 15 1,2 9 Kadrolu retmen 0,07 65 650 45,5 1 Memur 0,2 65 14 2,8 yemek 65 F4 - Rehberlik Hizmeti 1 Rehber retmen 1 118 14 14 F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler 1 Mdr B. Yrd. 0,1 65 15 1,5 1 Mdr Yrd. 0,2 89 14 2,8 9 Kadrolu retmen 0,3 89 344 103,2 F6 - Ynetim Hizmetleri 1 Mdr 0,7 118 46 32,2 1 Mdr B. Yrd. 0,44 118 15 6,6 1 Mdr Yrd. 0,44 118 14 6,16 1 Memur 0,8 118 14 11,2 F7 - Tadilat Hizmeti 8 Hizmetli 0,1 89 1210 121 3. AAMA: Faaliyet Maliyetlerinin Hesaplanmas Bu aamada Tablo 4te verilen endirekt maliyetler Tablo 7 ve Tablo 8 yardmyla faaliyetlere datlacaktr. a) Personel giderlerinin faaliyetlere datm (30 721,31 TL): 8 Hizmetli 0,9 ay F1 - Temizlik ve Dzenleme 1 Mdr 0,22 ay F2 - Eitim-retim Hizmeti 1 Mdr B. Yrd. 0,38 ay 1 Mdr Yrd. 0,36 ay 9 Kadrolu retmen 0,63 ay 1 Mdr 0,08 ay F3 - Pansiyon Hizmeti 1 Mdr B. Yrd. 0,08 ay

x 9 682,06 TL x 1 870,56 TL x 1 740,11 TL x 1 699,34 TL x 12 937,86 TL x 1 870,56 TL x 1 740,11 TL

= = = = = = =

8 713,85 TL 411,52 TL 661,24 TL 611,76 TL 8 150,85 TL 149,64 TL 139,21 TL

420

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

Kadrolu retmen 0,07 ay x 12 937,86 TL = Memur 0,2 ay x 1 353,94 TL = Rehber retmen 1 ay x 1 437,44 TL = Mdr B. Yrd. 0,1 ay x 1 740,11 TL = Mdr Yrd. 0,2 ay x 1 699,34 TL = Kadrolu retmen 0,3 ay x 12 937,86 TL = Mdr 0,7 ay x 1 870,56 TL = Mdr B. Yrd. 0,44 ay x 1 740,11 TL = Mdr Yrd. 0,44 ay x 1 699,34 TL = Memur 0,8 ay x 1 353,94 TL = Hizmetli 0,1 ay x 9 682,06 TL = TOPLAM b) SGKya denen devlet primlerinin faaliyetlere dam (2 194,14 TL): ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 8 713,85 TL F1 - Temizlik ve Dzenleme F2 - Eitim-retim Hizmeti ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 9 835,38 TL ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 1 465,29 TL F3 - Pansiyon Hizmeti ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 1 437,44 TL F4 - Rehberlik Hizmeti F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 4 395,24 TL ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 3 905,90 TL F6 - Ynetim Hizmetleri ( 2 194,14 TL / 30 721,31 TL ) x 968,21 TL F7 - Tadilat Hizmeti TOPLAM 9 1 1 F4 - Rehberlik Hizmeti F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler 1 1 9 1 F6 - Ynetim Hizmetleri 1 1 1 8 F7 - Tadilat Hizmeti c) Mal ve hizmet alm giderlerinin faaliyetlere datm (3 032,74 TL): - Krtasiye malzemesi alm giderlerinin datm (164,99 TL); 32,998 TL F2 - Eitim-retim Hizmeti 32,998 TL F3 - Pansiyon Hizmeti 32,998 TL F4 - Rehberlik Hizmeti F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler 32,998 TL 32,998 TL F6 - Ynetim Hizmetleri TOPLAM 164,99 TL

905,65 TL 270,79 TL 1 437,44 TL 174,01 TL 339,87 TL 3 881,36 TL 1 309,39 TL 765,65 TL 747,71 TL 1 083,15 TL 968,21 TL 30 721,31 TL = = = = = = = 622,3503 TL 702,4505 TL 104,6523 TL 102,6631 TL 313,9113 TL 278,9626 TL 69,15003 TL 2194,14 TL

- Su gideri, temizlik malzemesi alm, elektrik ve yakacak giderlerinin faaliyetlere datm (2 299 TL); ( 2 299,00 TL / 1678,42 m2 ) x 1089 m2 = 1 491,65 TL F1 - Temizlik ve Dzenleme 2 ( 2 299,00 TL / 1678,42 m ) x 237,58 m2 = 325,42 TL F2 - Eitim-retim Hizmeti ( 2 299,00 TL / 1678,42 m2 ) x 53,18 m2 = 72,84 TL F3 - Pansiyon Hizmeti 2 ( 2 299,00 TL / 1678,42 m ) x 14 m2 = 19,18 TL F4 - Rehberlik Hizmeti 2 107,5 m2 = 147,25 TL F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler ( 2 299,00 TL / 1678,42 m ) x 2 ( 2 299,00 TL / 1678,42 m ) x 56,16 m2 = 76,92 TL F6 - Ynetim Hizmetleri

421

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

( 2 299,00 TL / 1678,42 m2 ) x 121 m2 = 165,74 TL TOPLAM 1678,42 m2 2 299,00 TL - renci ve personel giyecek alm giderlerinin faaliyetlere datm (568,75 TL); 284,375 TL F4 - Rehberlik Hizmeti 284,375 TL F6 - Ynetim Hizmetleri TOPLAM 568,75 TL F7 - Tadilat Hizmeti d) Yolluk giderlerinin faaliyetlere datm (268,58 TL) ; 268,58 TL F6 - Ynetim Hizmetleri TOPLAM 268,58 TL e) Haberleme giderlerinin faaliyetlere datm (125,95 TL); 17,993 TL F1 - Temizlik ve Dzenleme 17,993 TL F2 - Eitim-retim Hizmeti 17,993 TL F3 - Pansiyon Hizmeti 17,993 TL F4 - Rehberlik Hizmeti F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler 17,993 TL 17,993 TL F6 - Ynetim Hizmetleri 17,993 TL F7 - Tadilat Hizmeti TOPLAM 125,95 TL f) Yemek giderlerinin faaliyetlere datm (938,83 TL); 938,83 TL F3 Pansiyon Hizmeti TOPLAM 938,83 TL g) Dergi ve dokman giderlerinin faaliyetlere datm (337,93 TL); 168,97 TL F2 - Eitim-retim Hizmeti 168,97 TL F4 - Rehberlik Hizmeti TOPLAM 337,93TL h) Bakm onarm giderlerinin faaliyetlere datm (182,66 TL); 182,66 TL F7 - Tadilat Hizmeti TOPLAM 182,66 TL i) Demirba alm giderlerinin faaliyetlere datm (330 TL); 330,00 TL F6 - Ynetim Hizmetleri TOPLAM 330,00 TL Hizmet maliyetleri, yukarda sz edilen ilgili kriterlere ve bilgilere gre faaliyetlere datldktan sonra, maliyetlerin faaliyetlere dalm Tablo 9da bir btn halinde verilmitir.

422

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

Tablo 9, her bir faaliyetin toplam maliyetini gstermektedir. Kurumun renci ve personel says gibi dier deiken unsurlar da dikkate alnarak incelenmesi gereken bu tablo verileri, nceki dnemlere ait verilerle ya da standart verilerle karlatrldnda, zel de kurum yneticisine genelde ise Milli Eitim Bakanlna aada belirtilen faydalar salayabilecektir: - Kurumun/kurumlarn stratejik planlarnn daha etkili ve gereki bir ekilde belirlenmesini salar. - Daha faydal bir maliyet denetimine imkan salar. - Kaynak ihtiyacnn hesaplanmasnda ve bu kaynaklarn kullanlaca alanlarn belirlenmesinde daha verimli olunmasn salayarak kaynaklarn verimsiz kullanmn nler. - Hangi faaliyetlerin daha verimli olduunun yannda hangi faaliyetlerde ne tr aksaklklarn meydana geldiinin, hangi faaliyetlerin deer yaratmadnn grlmesini ve ksa zamanda nlemler alnmasn salar. - Mevcut faaliyetlere alternatif faaliyetler oluturularak kurumun srekli olarak gelimesini salamasna imkan verir. - n yarglar ortadan kaldrarak, ynetime daha objektif bir ekilde hareket kabiliyeti salar. Tablo 9: Faaliyetlere ait maliyetler (Ekim ay)(TL).
F5 - Klp ve Sosyal Etkinlikler F2 - Eitimretim Hizmeti F1 - Temizlik ve Dzenleme F4 - Rehberlik Hizmeti F3 - Pansiyon Hizmeti F6 - Ynetim Hizmetleri F7 - Tadilat Hizmeti

Personel Giderleri SGK' ya denen Devlet Primleri Krtasiye ve Bro Malzemesi Su Gideri, Temizlik Malzemesi Alm, Elektrik ve Yakacak Giderleri renci ve Personel Giyecek Alm Yolluk Giderleri Haberleme Giderleri Yemek Giderleri Dergi ve Dokman Giderleri Bakm Onarm Giderleri Demirba alm TOPLAM

8 713,85 622,35 -

9 835,38 702,45 32,998

1 465,29 104,65 32,998

1 437,44 102,66 32,998

4 395,24 313,91 32,998

3 905,90 278,96 32,998

968,21 69,15 -

30 721,31 2 194,14 164,99

1 491,65 17,99 10 845,84

325,42 17,99 168,97 11 083,21

72,84 17,99 938,83 2 632,61

19,18 284,38 17,99 168,97 2 063,61

147,25 17,99 4 907,39

76,92 284,38 268,58 17,99 330,00 5 195,74

165,74 17,99 182,66 1 403,75

2 299,00 568,75 268,58 125,95 938,83 337,93 182,66 330,00 38 132,14

423

TOPLAM

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

4. AAMA: kinci Aama Datm Anahtarlarnn Hesaplanmas almann bu aamasnda, faaliyetlerde toplanan maliyetlerin ilgili hizmetlere yklenilmesi, dier bir ifadeyle hizmet maliyetlerinin hesaplanmas iin ikinci aama datm anahtarlar belirlenecektir. Kurum da yaplan incelemeler neticesinde belirlenen datm anahtarlar Tablo 10da verilmitir. Tablo 10: kinci aama maliyet anahtarlar. FAALYET MERKEZLER KNC AAMA DAITIM ANAHTARLARI (Maliyet Hesab in) F1 - Temizlik ve Alan (m2) ; (okul verilerine gre; okulun alan: 560 m2 Dzenleme ve pansiyonun alan da 650 m2 dir. F2 - EitimToplam renci says (toplam 154 renci) retim Hizmeti F3 - Pansiyon Direkt datlacak Hizmeti F4 - Rehberlik Toplam renci says (toplam 154 renci) Hizmeti F5 - Kulp ve Toplam renci says (toplam 154 renci) Sosyal Etkinlikler Yneticilerin alma sreleri; (pansiyonda da mesai veren mdr, mdr ba F6 - Ynetim yardmcs ve memurun bu ksmdaki alma sreleri toplam, Tablo 9a gre Hizmetleri 0,36 aydr) F7 - Tadilat Alan (m2) (okul verilerine gre; okulun alan: 560 m2 ve pansiyonun alan da 650 Hizmeti m2 dir. 5. AAMA: Faaliyet Tabanl Maliyetleme Sistemine Gre Maliyetlerin Hesaplanmas Tablo 11: Faaliyetlerde toplanan endirekt giderlerin hizmetlere yklenmesi. Faaliyetlerde Biriken Maliyetler Datm Anahtarlar Pansiyon Eitim Eitim Hizmetinin Maliyeti

Pansiyon Hizmetinin Maliyeti

F1 F2 F3 F4 F5

10 845,84 11 083,21 2 632,61 2 063,61 4 907,39

M2 Kii Kii Kii

560 89 89 89

650 65 65 65

8,96 71,96 13,40 31,86

5 019,56 6 405,23 1 192,61 2 836,09

5 826,28 4 677,98 2 632,61 871,00 2 071,30

10 845,84 11 083,21 2 632,61 2 063,61 4 907,39

424

TOPLAM

Ykleme Oran

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

F6 F7

5 195,74 1 403,75

Ay M2

0,64 560

0,36 650

5195,73 1,160 TOPLAM

3 325,27 649,67 19 428,43

1 870,46 754,08 18 703,71

5 195,74 1 403,75 38 132,14

4. DEERLENDRME ve SONU Tablo 10 incelendiinde de grlecei zere bu kurumda eitim alan bir rencinin bu kuruma maliyeti, geleneksel maliyet sistemi ile (28.869,45 TL / 89renci) 324,38 TL iken, FTM sistemine gre (26 260,47 TL/89) 295,06 TL bulunmutur. Bu okulun pansiyonundan yararlanan bir rencinin kuruma maliyeti ise geleneksel maliyet sistemi ile (19.056,35 TL / 65 renci) 293,18 TL olarak belirlenirken, ayn maliyet FTM sistemine gre 333,32 TL olarak bulunmutur. Bu farkllklarn nedeni ise endirekt hizmet retim maliyetlerinin farkl maliyet sistemleri kullanlarak hesap edilmesinden kaynaklanmaktadr. Tablo 12: Maliyet sistemlerine gre karlatrmal maliyetler GELENEKSEL MALYET SSTEMNE GRE MALYETLER; ETM PANSYON TOPLAM renci Saylar 89 renci 65 renci 154 renci Direkt Maliyet 6 832,04 TL 2 961,62 TL 9 793,66 TL Endirekt Maliyet 22 037,41 TL 16 094,73 TL 38 132,14 TL TOPLAM MALYET 47 925,80 TL 28 869,45 TL 19 056,35 TL FAALYET TABANLI MALYET SSTEMNE GRE MALYETLER; ETM PANSYON TOPLAM renci Saylar 89 renci 65 renci 154 renci Direkt Maliyet 6 832,04 TL 2 961,62 TL 9 793,66 TL Endirekt Maliyet 19 428,43 TL 18 703,71 TL 38 132,14 TL TOPLAM MALYET 47 925,80 TL 26 260,47 TL 21 665,33 TL FTM sisteminin kullanlmas yardmyla yaplan analizlerden de anlalaca zere; FTM sistemi kurumun hizmet retim maliyetlerini daha doru bir yaklamla hesaplamakla kalmam, ayn zamanda kurumun btn faaliyetlerinin sistemli bir biimde analiz edilmesine de olanak tanmtr. FTM sayesinde kurumlar daha doru maliyet hesaplamalarnda bulunacaklar iin kaynaklarn da doru bir ekilde ynetme imknna sahip olacaklardr. Kabul edilmelidir ki eitim kurumlarnn, kaynaklarn doru bir ekilde ynetmesi dolayl da olsa eitimin kalitesini artran bir unsur olacaktr. Yukardaki durum, eitimin kalitesini arttrabilmenin ekonomik boyutudur. Ancak bir lkenin kalknmasnda ok nemli bir yere sahip olan eitim hizmetinin niteliinin arttrlmas iin, bu hizmet

425

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

ile ilgili doru ve tarafsz, nicel verilerin yannda nitel verilere de ihtiya olduu phe gtrmeyen bir gerektir. te bu veriler, FTM sisteminin profesyonel bir ekilde uygulanmas ile ortaya kabilir. Bu noktada; 3797 sayl Milli Eitim Bakanlnn Tekilat ve Grevleri Hakknda Kanunun 2. maddesine istinaden, Milli Eitim Bakanlna den grev; hizmet ii eitim kurslar dzenleyerek, okul yneticilerine bu sistemi anlatmak ve onlardan bu sistemin uygulamasn istemek olabilir. Son olarak dnlmesi gereken bir dier husus da bu faaliyetin maliyet boyutudur. FTM sisteminin olumlu ve olumsuz yanlarn dikkate alarak yaplacak bir deerleme sonrasnda, tahmin edilen faydalar ile maliyetler arasnda olumlu ynde bir fark varsa bu sistemin btn kurumlarda uygulanmaya balatlmas, Trk Milli Eitim Sistemi iin yararl bir faaliyet olacaktr. Kanmzca; doru bir FTM sistemi ile kurumlar; maliyetlerinin daha doru belirlenmesini, kaynaklarnn optimum bir ekilde ynetilmesini, ve ynetimsel adan verimsiz faaliyetlerinin hzl bir ekilde dzeltilmesini salayabilirler. KAYNAKLAR Alkan, H., (2001). letme Baarsnda Maliyet Ynetiminin Rol Ve Maliyet Ynetiminde Yeni Yaklamlar, Sleyman Demirel niversitesi Orman Fakltesi Dergisi, Seri: A, Say: 2, Sayfa:177-192. Bykmirza, H.K. (2009). Maliyet ve Ynetim Muhasebesi (14.bask). Ankara:Gazi Kitabevi. abuk, Y.,(2003). Geleneksel Maliyet Sistemlerine Alternatif Bir Yaklam: Faaliyet Tabanl Maliyetleme, ZK Bartn Orman Fakltesi Dergisi, Cilt:5 Say:5 Demir, ., (2009). Srece Dayal Faaliyet Tabanl Mteri Karllk Analizi: Bir Eitim Kurumunda Uygulama,Yksek Lisans Tezi. ukurova niversitesi Sosyal Bilimler Enstits letme Anabilim Dal Eker, M. ., (2002). Genel retim Giderlerinin Faaliyete Dayal Maliyet Yntemine Gre Datm ve Muhasebeletirilmesinde 8 Nolu Ana Hesap Grubunun Kullanm, Uluda niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, Cilt XXI, Say 1, s. 237-256 Grdal, K. (2007). Maliyet ynetiminde gncel yaklamlar. Ankara: Siyasal Kitabevi.

Hilton, R. W., (2005). Managerial Accounting: Creating Value In Dynamic Business Environment. McGraw-Hill Irwin, New York

426

Say 31 Aralk 2011

renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei

Karaarslan, E. (2005). Kamu Kesimi Eitim Harcamalarnn Analizi, Maliye Dergisi, Say 149. Karcolu, R. (2000). Stratejik Maliyet Ynetimi. Erzurum: Aktif Yaynevi.

Mensah, Y.M., Schoderback M.P. & Werner, R.H. (2009). A methodology for evaluating the costeffectiveness of alternative management tools in public-sector institutions: An application of public education, Journal of Management Accounting Research, (21): 203-239. Mill Eitim Bakanlnn Tekilat Ve Grevleri Hakknda Kanun. (1992). T. C. Resmi Gazete, 3797, 12 Mays 1992.

Rao, R. R., Naidu, R. S. & Jani, R. (2008). A Critical Review of the Methods Used to Estimate the Cost of An Adequate Education, Journal Of Sustainable Development, Vol.1, No.3

Schnsleben, P. (2007). Integral Logistics Management: Operations and Supply Chain Management in Comprehensive Value-Added Networks (Third Editions). Taylor and Francis. ker, F. (2003). Faaliyet Tabanl Maliyetleme. stanbul: Literatr Yaynclk. Ta,U. & Yenilmez, F. (2008, Haziran). Trkiyede Eitimin Kalknma zerindeki Rol ve Eitim Yatrmlarnn Geri Dn Oran, Eskiehir Osmangazi niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 9(1) Trkiye statistik Kurumu. (2010). (10 Kasm 2010), http://www.tuik.gov.tr/VeriBilgi.do?tb_id=14&ust_id=5 Trk Dil Kurumu. (2010). Byk Trke szlk. 13 Kasm 2010, http://tdkterim.gov.tr/bts/

427

brahim BOZKURT, Rfat KARAKU, Sezer KSZ

Say 31 Aralk 2011

428

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

OVALIK KLKYADA M.. I. YZYIL ROMA YNETM OLGUSU VE TARKONDMOTOS KRALLII


Mehmet KURT Yrd. Do. Dr. Karamanolu Mehmetbey niversitesi Edebiyat Fakltesi Tarih Blm ZET: Soli (= Viranehir) yaknlarndaki Lamos (= Limonlu) aydan Issos (= Kinet Hyk)a kadar olan sahaya Antik ada Kilikia Pedias (= Ovalk Kilikya) ad verilmekteydi. Pompeiusun Ovalk Kilikyann birok ehrine yenmi olduu korsanlar yerletirmesi, blge tarihinde yeni bir dnemin de balangc olmutur. te yandan Pompeiusun dzenlemeleri jeopolitik konumu, yer alt ve yer st kaynaklar nedeniyle bir ekim merkezi olan blgenin, Anadolu ve Mezopotamya arasndaki konumundan kaynaklanan stratejik nemini daha da artrmtr. Btn bu sebeplerle Ovalk Kilikya, Romann blge ynetim olgusunda nemli bir yer tutmutur. zellikle M.. I. yzylda Romallar, Anadolunun Roma hkimiyetindeki dier blgelerinde olduu gibi Ovalk Kilikya iin de yerel glerin n plana kartld dolayl ynetimi tercih etmilerdir. Bu balamda blge, Romann oluturduu baml krallklar vastasyla Suriye ve Parthlarla olan ilikilerde tampon bir saha ve ileri bir karakol ilevi grmt. Ovalk Kilikyada Roma ynetim olgusunun btn inceliklerini ise, Tarkondimotos ve krallnn tarihinde grmek mmkndr. te bu makalede Antik kaynaklar ile epigrafik ve nmizmatik bulgular nda Tarkondimotos Krallnn Romann blge ynetimindeki rol ele alnmtr. Anahtar Kelimeler: Ovalk Kilikya, Roma Ynetim Olgusu, Tarkondimotos Krall, Marcus Antonius, Kilikya Eyaleti.

THE FACT OF BC I. CENTURY ROME GOVERNMENT AND THE KINGDOM OF TARKONDIMOTOS IN CILICIA PEDIAS
ABSTRACT: The zone lying from Soli, which is near Lamos Creek, to Issos was called as Cilicia Pedias in the Ancient Age. The fact that Pompeius set the defeated pirates in many cities of Cilicia Pedias was a beginning of a new period in the history of the region. On the other hand; Pompeius regulations were increased the strategic importance, that originating from the regions location which is between Anatolia and Mezopotamia; of the region, that is a centre of attraction via its geopolitical position, its subterranean and terrestial resources. Because of all these reasons, Cilicia Pedias was important in the fact of Roman Government. Especially in BC I. century, Romans preferred indirect management in Cilicia Pedias as it has been so in other regions of Anatolia which are under the sovereignty of Romans, in which the local forces were put forward. In this respect, the region served as a buffer area and an advanced police station via the dependent kingdoms in the relationships between Syria and Parathions. It is possible to see all the all details of the fact of Roman Government in the history of Tarkondimotos and his kingdom. In this article, the role of Tarkondimotos Kingdom in the regional Roman Government is discussed under the light of ancient resources with epigraphic and numismatic findings.

429

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

Keywords: Cilicia Pedias, the Fact of Rome Government, Kingdom of Tarkondimotos, Marcus Antonius, Cilicia Province. GR Bilindii gibi Antik ada Korakeison (= Alanya)dan Issos (= Kinet Hyk)a kadar uzanan ve kuzeyde Toros dalaryla snrlanm olan saha Kilikya olarak adlandrlmaktayd. Blge, Soli (= Viranehir) yaknlarndaki Lamos (= Limonlu) ay snr olmak zere jeomorfolojik adan birbirinden tamamen fakl yapda iki blmden olumaktadr (Harita) 1. Batda kalan engebeli ksma Kilikia Trakheia (= Dalk Kilikya) denilirken, doudaki dz ksm ise Kilikia Pedias (= Ovalk Kilikya) olarak adlandrlmtr (Strabon, XIV, 5, 1). Ovalk Kilikya ad verilen blge, en byn ukurovann oluturduu ovalar yannda, sahip olduu Toros ve Amanos dalar, Seyhan ve Ceyhan nehirleri, Amanos ve Kilikya geitleriyle corafi bir eitlilie sahiptir. Bu corafi eitlilik, blgede politik eitlilii de beraberinde getirmitir (Jean, 2001: 5). te yandan blge ran, Mezopotamya, Msr, Kbrs ve Dou Akdeniz dnyalarnn merkezinde yer alan ve ayn zamanda imparatorluklarn ve kltrlerin kava durumundaki konumuyla daima bir cazibe merkezi oluturmutur. Ovalk Kilikya, M.. I. yzylda olduka karmak politik ilikilerin yaand ve sk sk dzenlemelerin yapld sahalarn banda gelmitir. Bu balamda gerek Seleukoslar mparatorluunun son zamanlarnda ortaya kan otorite boluu, gerek korsanlk sorunu ve gerekse Parth tehdidi, Romann blge ynetiminde belirleyici unsurlar olmutur. Romallar, Anadoludaki dzenlemeleriyle henz Roma egemenliine alnarak bir eyalete dntrlememi dou blgelerini yerel hkmdarlara brakmlardr. Bir baka ifadeyle Anadolunun verimsiz, ynetilmesi g, konumu itibaryla kontrol zor ve her zaman ba artacak sahalar Romaya baml krallara braklmtr (Syme, 1939: 325; Levick, 1967: 25). Romann Anadoluda uygulad dalk blgeleri yerel hkmdarlara brakma politikasnda baml krallar, bu blgelerden ahsen sorumlu tutulmakta, ancak buralar istedikleri gibi ynetebilmekteydiler. Fakat bu kk krallklarn hibirisi, halklarndan kuvvet toplamak iin gerekli g ve vastalara sahip deillerdi. Bunun sonucu olarak baml krallklar sistemi, Romann Anadolu egemenlii srasnda sorunsuz ve dzenli bir ekilde ilemitir (Shaw, 1990: 229). te Romann Anadolu ynetim olgusu, banda Romann gvenini kazanm yerel nderlerin ya da rahip-krallarn bulunduu prensler vastasyla ynetim esasna dayanmaktadr. Genellikle yerel glerin ve kltlerin n plana kartld ve kiisel dostluk balaryla glendirilmi bu ynetim tarznn en karakteristik rneini Dou Kilikyada M.. I. yzyl ortalarndan M.S. I. yzyl balarna kadar hkm srm olan Tarkondimotos Krall oluturmaktadr.

Haritann hazrlanmasnda Arslan 2000, Harita VIdan faydalanlmtr.

430

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

ROMA CUMHURYETNN DOU AKDENZ YNETCLER VE TARKONDMOTOS KRALLII Pompeiusun Kilikyadaki Dzenlemeleri ve Tarkondimotos Krall Romann Dou Kilikya blgesiyle ilikisi, aslnda sosyolojik, politik ve ekonomik olmak zere birden fazla boyuta sahip bir olgu olan korsanlk sorunuyla balamtr 2. M.. 67 ylnda korsanln son haddine ulamas ve Romay tehdit eder bir duruma gelmesi sonucu Pompeius, hazrlanan Lex Gabina (= Gabinius Yasas)nn kendisine tand ok geni yetkilerle 3 Kilikya korsanlarn cezalandrmak iin grevlendirilmitir (Mutafian, 1988: 196). Ksa bir sre ierisinde Akdenizin bat ve dou blgelerindeki korsanlk faaliyetlerine son veren Pompeius, iyi gemilerden olumu bir donanmayla Kilikya zerine yrmtr (Plutarkhos, Pompieus, 28, 3). Korakesion aklarnda Pompeiusun donanmasna yenilen korsanlar geri ekilmek zorunda kalmlar, eli gndererek teslim olduklarn bildirmilerdir. ay ierisinde korsanlardan bin yz geminin ele geirilmesi ve otuz bin mrettebatn ldrlmesi sonucu, tm Kilikya korsanlardan temizlenerek Roma etkisi altna girmitir (Houwink ten Cate, 1961: 36). Sorunun asker boyutunun bu ekilde zlmesinden sonra Pompeius iin yaplacak i, ynetim zmne bir baka ifadeyle Kilikyaya verilecek yeni statye karar vermekti (Mutafian, 1988: 196). Bu amala M.. 64 ylnda Amisos (= Samsun)ta Anadolu eyaletleri iin olduka kapsaml idar dzenlemeler yapmtr. Bu eyaletler ierisinde tahmin edilecei zere Kilikya da bulunmaktadr 4. Pompeius tarafndan yaplan dzenlemelerle Kilikya Eyaleti, son fetihlerden dolay geniletilmi ve daha nemli hale getirilmitir. Romal general kendisine Senato tarafndan verilen Imperium consulare maius yetkisine dayanarak, bakent Tarsus olmak zere Pamphylia blgesi de dahil, Khelidonia (= Krlang) Burnundan Issos (= Kinet Hyk)a kadar tm ky blgesiyle i kesimde Isauriay kapsayan bir Provincia Cilicia (= Kilikya Eyaleti) oluturdu (Syme, 1939: 299 vd.; Kaya, 2005: 18) 5. Bu ekilde Pompeius, Kilikya Eyaletini adn tad blgeyle ilikilendirmi ve ismen
Korsanln ortaya k, sebepleri ve yayl konusunda detayl bilgi iin bkz. Rauh vd., 2000: 151 vd.; nalGirginer, 2007: 226 vd. 3 Mithridates ve Tigranese kar yaplmakta olan savan idaresiyle Kilikya, Bithynia ve Asia eyaletleri valilikleri de onun yetki alan ierisindeydi. Pompeiusun yetkisi iin bkz. Cicero, leg. Man., 35; Piganiol, 1930: 352. 4 Pompeiusun yapt bu dzenlemede Kilikya, gneydouda Suriye Eyaleti ve kuzeyde Kappadokia Krall arasnda stratejik bir konumda yer almaktadr. erilerde yer alan ve daha az Hellenlemi kark sahalar ise, Galatia kral Deiotaros, Kappadokia kral Ariobarnazes ve Kommagene kral I. Antiokhos gibi polis grevi yklenmi yerel ve Romaya baml krallara emanet edilmitir. Ayrca Kilikya Eyaletinin ierisindeki dalk sahalarda mehur Olba Tapnak Krall gibi Pompeiusun devamna izin verdii kk prenslikler vardr. Yine Isauria dalk blgesinde kendilerine nemli grevler verilmi yerel yneticiler sz konusudur (Mutafian, 1988: 196). Antik kaynaklarda Pompeiusun Kilikyada yapm olduu dzenlemeler iin bkz. Appianos, Mithridates, 96; Plutarkhos, Pompeius, 28; Strabon, XIV, 3, 3. 5 M.. 57-51 yllar aras Kilikya Eyaleti valilii grevinde bulunan P. Cornelius Lentulus Spinther, Apameia (= Dinar), Synnada (= uhut) ve Kibyra (= Glhisar) conventuslarn da bu eyalete katt. Eyalete sonradan ilave edilen bu yerleim, Anadolunun batsndan gelerek Kilikya Eyaleti zerinden Suriyeye ulaan nemli bir asker yolun zerinde bulunmaktayd (zsait, 1985: 78). Yine Spintherin proconsul olduu M.. 56 ylnda Kbrs Adas da eyalete katld (Cassius Dio, XXXIX, 12-16). yle anlalyor ki bu son ilaveler, Kilikyann Roma iin stratejik nemini daha da artrmt. Zira bu eyalet, Asiann dier eyaletlerinden daha az zengin olmasna ramen ki bu
2

431

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

Seleukoslar hkimiyetinde gzken Kilikia Pedias da Kilikya Eyaleti topraklarna eklemi oldu (nalGirginer, 2007: 232). Pompeiusun yapm olduu btn bu dzenlemeler sonucu tarihinin en geni snrlarna ulam olan eyalet, her iki Kilikyay da kapsamaktayd (nal, 2006: 82). Pompeiusun korsanlar yenmesi sonucu Dalk ve Ovalk Kilikya corafi olarak birletirilmi olmasna ramen, ayn eyalet iersisinde ynetim asndan paralanm bir yapnn ortaya kt dikkatlerden kamamaktadr. Gerekten tapnak devletleri, ehirler ve hanedanlara bakld zaman bu uygulamann birden fazla politik gc bir arada barndrd anlalmaktadr (Jean, 2001: 6). Pompeiusun Kilikya iin yapm olduu dzenlemelerdeki amac, daha nceki merkezi devletlerin yapt gibi, ncelikle ky eridini ve Adana Ovasn kontrolne almakt (Shaw, 1990: 222). Bunun ilk somut admn esir ald korsanlar buradaki eski ve yeni ehirlere yerletirerek atm oldu. Bu ekilde insansz durumda bulunan Dou Kilikya ehirlerini iskna amak suretiyle stratejik adan Roma iin son derece nemli olan blgede g sahibi olmay amalamtr. Korsanlara kar verilen mcadeleler srasnda ehirlerin ou byk lde tahribata uramt. Pompeius, ktlklerinden deil, ancak yoksulluk nedeniyle bu hayata bulam korsanlar Mallos (= Kzltahta), Adana, Epiphaneia (= Burnaz Han) ve Soli (= Viranehir) gibi bo veya az nfuslu ehirlere yerletirmitir. Nitekim antik kaynaklar Pompeiusun korsanlardan byk bir ksmn Soliye yerletirip, ehre kendi adn vererek Pompeiopolise evirdiinden sz etmektedirler (Strabon, XIV, 3, 3; Cassius Dio, XXXVI, 37, 6) 6. Bu ekilde M.. 67 ylnda Romal komutan Pompeius tarafndan kesin olarak yenilgiye uratlan Kilikya korsanlarnn Dou Kilikya sahillerine ve sahile yakn yerlere yerletirilmesi blgenin tarihinde yeni bir dnemin balamasna sebep olmutur (Sayar, 2000: 3). te yandan Kilikia Trakheia ve Kilikia Pediasta Roma hkimiyetini pekitirerek daha salam temellere oturtmak ve blgede g sahibi olmak iin alnan bu tedbirler, Ovalk Kilikyann stratejik adan ne kadar nemli olduunu gstermesi bakmndan da byk nem tamaktadr. nceleri Kappadokia kral Arkhaleosun denetimine verilen Dou Kilikya kentlerinde Seleukoslar mparatorluunun son zamanlarnda ortaya kan ynetim sorununun devam ettii grlmtr. te bunun zerine Romallar, blgedeki iktidar boluunu doldurmak ve otorite boluundan kaynaklanan sorunlarn bir daha yaanmasn nlemek iin Kilikyann dou blmlerinin kontroln Kastabala (= Bodrum Kalesi) 7
dnem Roma yneticileri Anadolu eyaletlerine sadece gelir kayna olarak bakyorlard- her zaman consuller tarafndan ynetilmitir. Pompeius Kilikyas da denilen ve sahip olduu snrlarla birinci derecede asker neme sahip bir blge durumunda olan M.. 56 Kilikyas, zellikle M.. 50 ylna kadar Bat Anadoludan Suriyeye ana yol olmutur. Bir sahil koruma merkezi durumuna gelmi olan Kilikya, korsan saldrlarn nlemede de nemli roller stlenmitir (Magie, 1950: 1595). 6 yle anlalyor ki Pompeius yenilmi korsanlar sadece Kilikyann bo kalm ehirlerine yerletirmekle kalmam, ok daha uzaklara da datmtr. Zira antik yazarlarda M.. 35 ylnda Gney talyada yer alan Tarentede orak bir araziyi ilemeye alan ve muhtemelen Korykoslu deniz korsan olan bir ihtiyardan sz edilmektedir (Gough, 1954: 53; Mutafian, 1988: 221). 7 Kastabalann Hititlerden balayarak kutsal bir merkez ve Kilikyann blgesel bakentlerinden birisi olduu dnlmektedir (Casabonne, 2002: 33). Nitekim M. C. Trmouille, Hitit metinlerinde geen kutsal ehir Kummaniyi Kuzey Kataoniadaki Komana/ara eitleyen genel gre kar karak, onu Dou Kilikyada yer alan Kastabalaya eitlemitir (Trmouille, 2001: 66 vd.). Karatepe civarndaki kylerde bulunan Aramice yaztlardan burada ana tanra Kubabaya tapnld anlalmaktadr (Dupont-Sommer, 1964: 7-15). Kastabalann kutsal ehir statsnn Hellenistik ve Roma anda da devam ettii anlalmaktadr. Zira Karatepenin 10 km kuzeyinde yer alan Bahadrl Kynde Kastabala hakknda bilgi veren M.. V.-IV. yzyla ait bir snr ta

432

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

merkez olmak zere Tarkondimotos adnda yerel bir lidere brakmlardr (Jones, 1971: 203 vd.; Sayar, 2001: 373 vd.). Kralln ilk dnemleri hakknda ne antik kaynaklarda, ne de sikkelerde bir bilgiye rastlanmamaktadr. Bu konuda tek bilinen ey, Kastabalada bulunan bir onurlandrma yaztnda (Heberdey-Wilhelm, 1896: 28, no. 63) geen Stratonun Tarkondimotos 8un babas olduudur. Nitekim oullarndan birisinin de bu ad tad hanedanln soyaacndan anlalmaktadr 9. Tarkondimotos Krallnn ilk zamanlar ve kkeninde olduu gibi, Kastabala merkezli bu kralln kesin snrlar da maalesef tam olarak bilinememektedir. Antik kaynaklar ve arkeolojik buluntular, Tarkondimotosun hkimiyetindeki blgenin genilii konusunda kesin bir bilgi vermemektedirler. Ancak Kastabalada bulunan bir yaztta (Heberdey-Wilhelm, 1896: 28, no. 66) Tarkondimotosun toparch (st ynetici) olarak onurlandrlmas, Tarkondimotosun kontrolndeki blgenin Seleukoslar Devrindeki yerel ynetim birimlerinden olan toparchialardan birinin devam olabilecei eklinde yorumlanmtr (ambel-Akman, 2008: 127). Sz edilen yazttan Kastabala ehrinin Kastabalis adnda bir blgeye sahip olduu da anlalmaktadr (Sayar, 2001: 377). I. Tarkondimotosun hkmdarl srasnda Kastabalis byk ihtimalle Anazarbusa ait olup ehrin kuzeyinde yer alan blge, Toros sradalarna ve muhtemelen Epiphaneia (= Burnaz Han) civarna kadar uzanmaktayd. HieropolisKastabala ve Anazarbus (= Kozan-Dilekkaya)un kuzeyinde bu dnemde Augusta, Flaviopolis ve Eirenopolisten oluan sadece kent kurulmutu. Daha kuzeyde yani Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli istikametinde Komana/ar ve birka merkez dnda henz bir kente rastlanmamaktadr. Buralara ne Tarkondimotos ne de Roma hkimiyeti girebilmiti. yle anlalyor ki blge tpk Dalk Kilikyann kuzey kesimlerinde ve Isauriadaki Ketis blgesinde olduu gibi eitli boy ve kabileler tarafndan ynetilmekteydi (nal-Girginer, 2007: 232). O halde henz yeni Roma hkimiyetine girmi olan Ovalk Kilikyann Toroslara doru uzanan kuzeydeki i kesimlerinin Romallar ve Tarkondimotos tarafndan ne derece kontrol edilebildii
bulunmutur. Ahamenidler ana ait Aramice yazt, Pirvaua adn da tayan Anadolu Ana Tanrasnn arazisinden Kastabala olarak sz eder (ambel-Akman, 2008: 125). te Seleukoslar kral IV. Antiokhos Epiphanes (M.. 175-164) kentte uzun zamandan beri tapnm gren ve kkleri Ge Hitit dnemine kadar uzanan Pirvauadan tretilmi olan tanra Perasia tapnandan tr kente kutsal ehir adn vermitir. Burada tanra Artemis Perasia adna grkemli trenlerin yapld bilinmektedir (Strabon, XII, 2, 7; Robert, 1964: 53 vd.). te yandan yine burada bulunan yaztlar yardmyla ehrin antik dnemdeki bir dier adnn da Hieropolis olduu anlalmtr (Bent, 1890: 234 vd.; Heberdey-Wilhelm, 1896: 25-31). M.. I. yzyl ile M.S. I. yzyl arasnda Tarkondimotos yerel krallnn bakentliini yapm olan Kastabala hakknda XX. yzyl arlkl olmak zere yaplm gezi ve aratrmalarla geni kaynaka iin bkz. Robert, 1964: 17-43; Syme, 1995: 153 dn. 3; Sayar, 2000: 12, dn. 3; Casabonne, 2002: 31 vd. 8 Ne antik kaynaklarda, ne sikkelerde ne de yaztlarda Stratonun kral olduuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmad iin, Kastabala yerel krallnn kurucusu olarak kabul edilen Tarkondimotos iin bkz. Stein, 1932: 2297-2298; Calder, 1912: 105-109; Syme, 1995: 161-165. 9 Tarkondimotos Krall, eski Seleukoslar mparatorluunun enkazndan domutu ve grld kadaryla da Grek tarz bir ynetim uygulamt. Tarkondimotos hanedanlnn soyaac incelendii zaman Grek makam ve nvanlarnn kullanld, eitli Grek ve Romal isimlerin seildii grlmektedir (Magie, 1950: 1240, dn. 53; Tobin, 2001: 382). Tarkondimotosun babansn ismi Strato, olununki ise Laios idi. Bir baka olu da babasnn ismini ald halde tipik Hellenistik hanedanlk nvan olan Philapatoru tamaktayd. Sadece Tarkondimotosun kendi ad zellikle Kilikia Trakheiada yaygn olan eski Luwi Frtna Tanrs Tarhunttan geliyor ve onun kkenine iaret ediyordu (Syme, 1995: 163). Tarkondimotos hanedanlnn soyaac iin bkz. Tobin, 2001: 382, dn. 15.

433

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

tartmaldr. Muhtemelen Tarkondimotos, Pyramos (= Ceyhan) Nehri kysndaki Mopsuhestia (= Misis/Yakapnar), Mallos, Magarsos ile birlikte liman ehri Aigeaiyi kontrol altnda tutuyordu 10. Tarkondimotos, bu ekilde Issos Krfezi yoluyla denize bir balant salamay dnm olmaldr (Gough, 1952: 93, dn. 30). te yandan Tarkondimotosun bir filoya sahip olmas hkimiyet sahasnn bat snrnn sahile balants olduuna phe brakmamaktadr. Ayrca bu filoya gemi yapm byk kereste kaynaklar gerektirdiinden hkimiyetinin bu yndeki snr hi olmazsa Kalykadnos (= Gksu) Havzasnn dou blmlerine kadar uzanm olmaldr (Syme, 1995: 162). Nitekim Antik yazarlardan Cassius Dioya gre II. Tarkondimotos, Elaiussa-Sebaste (= Aya)ye kadar olan btn sahil eridini kontrol altnda tutmaktayd (Cassius Dio, LIV 9).

Ciceronun Kilikya Eyaleti Valilii ve Roma Savalar Srecinde Kral Tarkondimotosun Rol M.. 51 ylnda Kilikyaya proconsul olarak atanan Marcus Tullius Cicero, ayn yln 18 Eyllnde Lykaonia-Kappadokia snrnda bulunan Kybistra (= Ereli)ya ulamtr (Cicero, ad. Fam., XV 4, 3; Hunter, 1913: 80). Burada iken kendisine Toroslarn tesinde Roma halknn en iyi dostu ve en sadk mttefiki olarak dnlen Amanos dalar kral Tarkondimotosun bir mektubu ulatrlmtr 11. yle anlalyor ki Ciceronun Kybistradaki ssnden ayrlmasndan sonra Roma gzetim ve kontrol, byk lde dalardaki g sahibi insanlarla kurulan kiisel temaslara balyd. Amanoslar evresinde bu grevi stlenmi kii ise, Tarkondimotos idi 12. Bu arada Cicero bir baka baml krallk olan Kappadokiann kralndan Parthlarn Kappadokiay deil, ama Suriye ve Kilikyay tehdit eden daha gneyde bir yolu izlediklerini renmitir (Cicero, ad. Fam., XV, 4, 7). Pacoros liderliindeki byk Parth ordusu, Suriyenin kuzeydousundan Frat geerek doudan Ovalk Kilikyaya girmi ve Ciceronun eyalet snrlarna dayanmt. Bunun zerine artk Kappadokia tehdit altnda olmadndan Cicero ve birlikleri Parthlar Ovalk Kilikyada karlamak zere harekete gemilerdir. Cicero, on be gn sonra 5 Ekimde Tarsusa ulamtr (Cicero, ad. Att., V, 20, 2-3). Yollardan geerken Kilikya ilerine kadar szm olan Parth svarileri, Epiphaneiadaki Roma birlii ve dier Roma svarileri tarafndan ortadan kaldrldlar (Magie, 1950: 397).
Genellikle Yumurtalka eitlenen (Jones, 1971: 203; Magie, 1950: 1241; Sayar, 2001b: 198) Aigeia kentinin fakl olarak skenderun Krfezindeki Muttalip Hyk (= Mutlubake)ye lokalizesi iin bkz. Tobin, 2001: 386. 11 Sz konusu mektupta Parth kral Orodesin olu Pacorosun kalabalk bir svari birliiyle Frat at bildirilmektedir: in finibus Lycaoniae et Cappadociae mihi litterae redditae sunt a Tarcondimoto, qui fidelissimus socius trans Taurum amicissimusque populo Romano existimatur, Pacorum Orodi regis Parthorum filium cum permagno equitatu Parthico transisse Euphratem et castra posuisse Tyabe magnumque tumultum esse in provincia Syria excitatum (Cicero, ad. Fam., XV, 1, 2). te yandan Tarkondimotosun M.. 64-31 yllar arasn kapsayan blge ynetiminde en dikkate deer nokta, Romallar ve Parthlar arasnda salncak politikas izlemek durumunda kalm olmasdr. nk Tarkondimotos Krall, Seleukoslar mparatorluunun yerini alma mcadelesi veren iki g arasnda tampon bir saha oluturmaktayd. Bu konuda bkz. Sayar, 2000: 6; Sayar, 2001a; 374. 12 Aslnda durum Isauria blgesi kesiminde de ayn olup, Antipater adnda bir tiran Derbedeki kalesinden Isauria dalarnn kuzeybat eteklerini kontrol etmekteydi. Her ne kadar Antipater, bir ekya olarak tanmlansa da Cicero, M.. 51 yl Eyll aynda blgenin bu yerel ve en gl beyinin misafiri olmu ve onunla kiisel dostluk kurmutur (Belke-Restle, 1978-1980: 7; Shaw, 1990: 226).
10

434

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

Her ne kadar Parth tehdidinin Ovalk Kilikya iin nemsiz olduu anlalmsa da olaylar evre sakinlerini kartrmaya yetmitir. Bundan dolay M.. 51 yl sonbahar balarnda Cicero, Amanos dalarnda yaayan ve Romann ezeli dman olan isyanc kabileler zerine yrmtr. Ovalk Kilikyaya gelmesinin zerinden ok fazla bir zaman gemeden Tarsustan Mopsuhestiaya yryen Cicero, Epiphaneiadan balayarak dalk blgede aralarnda Erenann da yer ald ok sayda gl kaleye saldrlar dzenlemitir. Buradaki kabile mensuplarndan kimisi ldrlm, kimisi de esir edilmitir. ou ky yerlemeleri yerle bir edildikten sonra askerler Issosa ekilmi ve burada Romal galip komutan imparator ilan edilmitir (Cicero, ad. Att., V, 20, 3; Tobin, 2004: 6). Cicero, bir hafta sonra kendilerine Eleutherokilik (= zgr Kilikyallar) adn veren ve ne Seleukoslar ne de Pompeius tarafndan hakimiyet altna alnamam olan dal kabileler zerine yrmtr. Bizzat Cicero tarafndan medeniyetten mahrum kalm yabani vahiler olarak tanmlanan (Cicero, ad. Att., 20, 5) bu kavmin topraklar, Ciceronun seferleri nedeniyle ovadan kaanlar iin iyi bir snak oluturuyordu. Cicero, bu yerel halkn direncini krmak ve Roma ynetiminin blgedeki itibarnn iadesini salamak iin onlarn ezilmesi gerektiini dnyordu (Shaw, 1990: 225). ki aya yakn sren bir kuatmadan sonra blgedeki ehirler ele geirilmi ve buradaki kavimler itaat altna alnmtr (Cicero, ad. Fam., XV, 4, 10). te yandan Ciceronun Amanoslara yapt sefere dair kaytlar, Roma kontrolndeki Adana Ovasnn her tarafnn muhaliflerle evrili olduunu ortaya koymaktadr. Bu arada blgenin etrafn evreleyen dalar zerinde egemenlik kurmak sz konusu olmadndan bu dalar, ova iin srekli bir tehdit unsuru oluturmutur. Bu adan Amanos dalar, Roma ynetiminin yerletirilmesi abalar karsnda otonom bir yapya sahip dalk blgelerin sebep olduu sorunlar btn aklyla gzler nne sermektedir. Ciceronun asker g kullanma ve cezalandrmada bavurduu sertlik de Romann soruna verdii tepkinin boyutunu ortaya koymas bakmndan nemlidir. Adana Ovasnn evresindeki bu sahalar, Parthlarn batdaki nc kuvvetleri karsnda Romann uzak dou snrndaki en zayf noktasn da oluturmaktayd (Shaw, 1990: 224). Ciceronun sz konusu kaytlarnda Romann bu blgedeki sadk mttefiki Tarkondimotosun katksndan hi sz edilmemi olmas da dikkat ekicidir. Burada Tarkondimotostan henz bir kral olarak sz edilmemektedir. Onun kral nvann almas, Ciceronun Kilikya Eyaleti valilii grevinin sona ermesinden yaklak on yl sonra gerekleecektir. O halde Tarkondimotos hala Amanos dalarnn kontroln bile tam anlamyla salayamam olmalyd (Syme, 1995: 161). M.. 49 ylnda Caesar ve Pompeius arasndaki i sava, Ovalk Kilikyada da yank bulmu ve blge bir yl sonraki Pharsalus Savanda Pompeiusun yannda yer almtr. Bu balamda Kastabala kral Tarkondimotos, sz edilen mcadele srecinde pek ok doulu hkmdar gibi Pompeius tarafnda yer alm ve onun donanmasnn hazrlanmasnda en byk yardmcs olmutur 13. Her ne kadar kendisi dorudan Pompeius iin savamam olsa da ona yardm iin gemiler gnderdii bilinmektedir (Cassius
Tarkondimotos, gemiler iin kereste temin etmiti. Bunun yannda Galatia kral Deiotaros ve Kappadokial Ariobarnazes birliklerini Pompeiusun emrine vermilerdir. Aslnda btn bu abalar bir filo oluturmaya ynelik olup Pontostan Kilikyaya kadar olan btn Anadolu ehirlerine ve Rodos bata olmak zere adalara, ellerinde bulunan her trl gemiyi verme ykmll getirilmi ve ilave gemilerin yaplmas emredilmitir. zellikle gemi vermeyen i blgelerdeki ehirlerden para da istenmiti. Tahtlarn Pompeiusa borlu olan krallklarnn bu mcadeledeki rol ve onlara getirilmi olan ykmllkler konusunda detayl bilgi iin bkz. Magie, 1950: 402-403.
13

435

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

Dio, XLI, 63, 1). Tarkondimotos, Pompeiusun yenilmesi ve Msrda ldrlmesinden sonra, Pompeiusun taraftarlarn tuzaa drerek Caesara teslim etmitir. Muhtemelen bu davranyla Caesarn gvenini kazanmay ve kendi konumunu glendirmeyi amalamtr ki bunda da baar kaydettii anlalmaktadr (Sayar, 2000: 4). M.. 47 ylnda Caesar, muzaffer bir komutan olarak Msrdan Anadoluya giderken, btn eyalet ehirlerinin temsilcilerini Tarsusta toplam ve burann idaresini bir dzene balamtr (Mutafian, 1988: 203; Tobin, 2004: 6). Affedilen ve toplantya katlanlar arasnda muhtemelen Caesar tarafndan kendisine vatandalk verilmi olan Tarkondimotos da bulunmaktayd (nal-Girginer, 2007: 237). Caesarn Tarkondimotosu affnn ayrntlar tam olarak bilinmemekle birlikte, Tarkondimotosun bu dnemde doan bir kzna Julia adn vermesi ve torununun Gaius Julius Strato adn tamas dikkatlerden kamamaktadr. Tarkondimotosun kzna kendisini affetmesinden dolay Pharsalus Savann galibinin adn verdii tahmin edilmektedir. Ayrca Tarkondimotosun Strato adndaki torununun ilk ve ikinci adnn Gaius Julius olmasn da ayn erevede deerlendirmek gerekmektedir (Tobin, 2001: 383). M.. 44 ylnn 5 Martnda cumhuriyetilerden M. Brutus, G. Cassius ve arkadalar tarafndan Caesarn ldrlmesiyle Romada yeniden savalar (Bellum Italicum) balamtr (Plutarkhos, Caesar, 72). Romada durumun aleyhlerine dnmesi zerine douya kaan Brutus ve Cassius, Anadoluda Antonius ve Octavianus ile yapacaklar sava iin gerekli para, gemi ve techizat teminine balamlard. Bu arada M.. 43 ylnn 27 Kasmnda M. Antonius, Octavianus ve Lepidus aralarnda anlaarak II. Triumvirlii (= l Ynetim) kurdular (Akit, 1976: 31). M.. 43 yl, yaplan Triumvrat antlamas gereince Caesarn lmyle sonulanan komployu hazrlayanlarn takibiyle gemitir. te Caesarn ldrlmesiyle balayan i savalar srecinde Kilikya Eyaletindeki dzen bir kez daha bozulmu ve karanlk gnler yeniden geri gelmitir. Her eyden nce Tarkondimotos, kendisini bir kez daha Roma i savalarnn ierisinde bulmutur. Romadan kaarak Suriye Eyaletini ele geiren suikasti Gaius Cassius, Tarsus halkn ve Tarkondimotosu kendisiyle ittifaka zorlamtr. Philippi Sava ncesi Tarkondimotos, Cassiusa asker vermeyi reddetmesine ramen, Brutusun kuvvet kullanmas nedeniyle isteksiz de olsa Cassiusun safnda yer almak zorunda kalmtr (Cassius Dio, XLVII, 26; Mutafian, 1988: 203; Ramsay, 2000: 112).

Marcus Antoniusun Kilikya Politikas erevesinde Ovalk Kilikya ve Tarkondimotos Krall M.. 42 ylnda Philippide yaplan savata Caesar katillerinin yenilerek ortadan kaldrlmasndan sonra kurulan triumvirlikin yeleri, Roma hkimiyet alanlarn paylamlardr. Bu paylamda Dou Akdeniz ve dolaysyla Kilikya blgesi, Antoniusun kontrolne braklmtr (Sayar, 2001a: 374). Antonius, Anadolunun birok yerinde olduu gibi, elinde bulundurduu Ovalk Kilikyann dou kesiminde de byk ve gl krallar yerine, banda Romann gvenini kazanm yerel nderlerin bulunduu krallklar yoluyla egemen olma politikasn tercih etmitir. Bu politika gereince Antonius, Kastabala kral Tarkondimotos ile ibirlii halinde olunmasnn avantajlarn grm ve Roma karlar dorultusunda onu kendisine balamtr (Sayar, 2001a: 373). Tarkondimotos, Pompeiusun korsanlar Dou Kilikya sahil kentlerine yerletirmesiyle balatt baml krallar tayin etme politikasnn bir

436

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

sonucu olarak blgeyi uzun zamandan beri elinde tutmaktayd. Tarkondimotos, Antoniusu kendisinin dman olan Caesar katillerinin yannda yer almaya zorlandna ikna ederek M.. 40 ylnda onun mttefiki olmutur (Levick, 1996: 647). Bylece Antonius, bu zamana kadar blgesel bir hkmdar olan Tarkondimotosa Romaya olan ballndan ve cesaretinden dolay krallk nvann vermitir (Sayar, 2001a: 374). Blgenin antik a konusunda nemli bilgiler veren Strabon, kronolojik olarak belirsiz bir pasajnda Tarkondimotos ve krall konusunda unlar kaydetmektedir: Mallostan sonra, demirleme yeri bulunan ve kk bir ky olan Aigeaiye ve bundan sonra gene bir demirleme yeri bulunan Amanides kaplarna gelinir. Burada Toroslardan aaya sarkan ve Kilikya zerinde douya doru uzanan Amanos dalar son bulur. Buras, daima kaleleri eline geirmi olan eitli, kuvvetli tiranlar tarafndan ynetilmitir. Fakat benim zamanmda nemli bir kii hepsinin efendisi olarak kendini kabul ettirmi, doruluu ve drstl nedeniyle Romallar tarafndan kral ilan edilmiti. Krall soyundan gelenlere veraset yoluyla brakm olan Tarkondimotosu kastediyorum (Strabon, XIV, 5, 18). Strabonun bu ifadelerinden, Tarkondimotosun Ovalk Kilikyann dousundaki baz yerel halk topluluklarnn banda bulunan airet reisleri zerinde kontrol salayarak buralarn hkimi olduu anlalmaktadr. te yandan Tarkondimotosun Romallar tarafndan blgenin lideri olarak tannmasnn ve blgenin hkimi ilan edilmesinin nedenlerinin banda Strabonun bahsettii kahramanlklarndan daha nemlisi, Roma iin gvenilir bir mttefik olduunu defalarca kantlam olmas gelmekteydi 14. Ayrca Tarkondimotosun paralar zerindeki Romal tarz resimler de onun Romadan bulduu destek yannda yeni bir kral olarak Romaya olan sadakatinin delilleri olarak kabul edilmelidir 15. Anadolu ve Mezopotamya arasnda stratejik bir konumda yer alan Dou Kilikya ve Amanoslar blgesinin kontrol, Romallar iin byk nem tamaktayd. Bunun iin blgede ok gvenilir bir yerel gce ihtiya duymaktaydlar. Tarkondimotosun Toros ve Amanoslar blgesindeki yerel kabileler zerindeki etkisi nedeniyle Romallar ona scak bakyorlard. Ayrca Tarkondimotos, nceden bir korsan efi olmasna ramen hem araziyi hem de Dou Akdeniz ve Kilikya sahillerini iyi tandndan Romallarn hizmetinde onlara ok yararl olmaktayd (Syme, 1995: 163; Sayar, 2001a: 374). Antonius, M.. 39 ylnda Anadoluyu yeniden dzenlerken Kilikia Pedias Suriye Eyaletine balamt. Ovalk ve Dalk Kilikya arasndaki blgede Tarkondimotos ynetiminde bakenti Hieropolis-Kastabala olan baml bir krallk oluturuldu (Strabon, XIV, 5, 18; Hild-Hellenkemper,
14 Tarkondimotosun Seleukoslar mparatorluunun yklmasndan sonra ortaya kan iktidar boluunu zamannda grd ve politikasn Roma ile iyi ilikiler kurma temeline oturttuu, bu amala da Romann Dou Akdenizdeki yneticilerine sadakatten hibir zaman ayrlmad anlalmaktadr. Gerekten de M.. 64 knda Pompeiusun legat Afraniusu, Lucullusun Amanos dalarna yerletirmi olduu Arap kabilelerinin saldrlar srasnda desteklemesi ve M.. 51 ylnda Ciceronun Kilikya Eyaleti valilii srasnda Parthlarn Kilikyay istila etmek zere ynak yaptklarn zamannda bildirmesi Romallarn Tarkondimotosun sadakatine inanmalar iin yeterli sebeplerdi. Bu konuda bkz. Sayar, 2000: 4. 15 Tarkondimotosun parasnn zerindeki portresi, onu Yunan krallarnn kraliyet tacn giymi halde tasvir etse de o, ksa kesilmi sa, krk aln ve kntl enesiyle Romal bir grnm almtr. Bu nedenle yeni kral olarak Romaya kar sadakat ve balln Roma tarz resmiyle de gstermitir (Tobin, 2001: 384).

437

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

1990: 32; Sayar, 2004: 27). Muhtemelen onun ynetimine daha ok Ovalk Kilikyann kuzeydousunda bulunan ve ksmen Kappadokiaya snr olan i kesimdeki blgeler verilmitir. Bu dnemde rnein Tarsusun Romallar tarafndan ynetim merkezi olarak seilmi olmas yznden bu kentin Tarkondimotoslarn egemenlik sahas ierisine girmedii anlalmaktadr (Zorolu, 2001: 427). Antoniusun bu krall oluturmaktaki amac, blgedeki ynetim sorunlarn gidermek ve AnadoluSuriye balantsn devam ettirmekti. Pompeius ve Cicero, Roma devlet geleneine uygun olarak bu dnemde tm baml krallarda olduu gibi Tarkondimotosu da Roma halknn dostu ve mttefiki olarak tanmlamlard. Bu ekilde dolayl kontrol devlet mekanizmalar araclyla uygulanmt. Ama Romada yaanan i savalar yznden bu kritik ba kopmu, bu defa kiisel balarla Marcus Antonius ve dolaysyla Romaya bal bir kral haline getirilmitir. Bu dnemde Tarkondimotos, Octavianus ile yapt mcadelede kendisinin tarafnda yer almt. Ayrca Romaya stn hizmetlerde bulunmu ve zellikle Parth savalar srasnda Antoniusa sadakatini ok belirgin bir ekilde gstermi olmalyd ki Antonius tarafndan Philantonius nvanyla dllendirmitir. Bylece Tarkondimotos kendisini Antoniusun izniyle Antoniusun kral ve dostu olarak tanmlamtr (Piganiol, 1930: 434; Sayar, 2001a: 374) 16. M.. 50li yllarn sonunda ve 40l yllarn banda Roma devleti, i savalar nedeniyle yaad blnme srecinde, Anadolunun gneyindeki dalk blgelerin kontrol konusunda bir takm glklerle karlamtr. Romal yneticiler, bu blgelerde kiisel ajanlar araclyla aamal olarak dolayl bir kontrole doru bilinli ekilde geri ekildiler. Bu sadece Isauriada deil, Toroslarda ve Adana Ovasn evreleyen Antitoroslarda, kuzeyde Kataonia dalk blgesi ve douda Amanos dalarndan oluan dalk blgelerde de uyguland (Shaw, 1990: 227). Baz Olba paralar zerindeki ifadelerden anlalmtr ki kutsal Hieropolis-Kastabala ehrinin Tarkondimotosu nitelemek iin kullanm olduklar toparch nvan, onlarla snrl da olsa iliki halinde olan Olba Tapnak krallar tarafndan da kullanlmtr (Casabonne, 2002: 35). Bununla birlikte Teukroslar ve Tarkondimotidler olarak adlandrlan iki Kilikya hanedanl arasnda nemli bir fark dikkat ekmektedir. Gerekten de Tarkondimotos ve halefleri, Kataoniann yneticileri ve Dalk Kilikya tiranlarnn aksine asla Byk Rahip (Archiereus) unvann tamamlardr (Robert, 1963: 436-437; Casabonne, 2002: 35). Bununla birlikte kuvvetle muhtemeldir ki Tarkondimotos, Kastabaladaki Kubaba/Artemis Perasia kltnde kmsenmeyecek bir rol oynam ve Kastabala krallar, Kastabala Tapnann rahipliini de stlenmi olmaldrlar (Casabonne, 2002: 35-36). Bu balamda Olba blgesi iin geerli olan Roma ynetim olgusunun ayn zamanda Ovalk Kilikyada da uyguland anlalmaktadr. Bu bakmdan Dalk Kilikyada Seleukoslar iin Teukroslarn ilevi ne anlama geliyorsa Ovalk Kilikyann dousunda kendilerine bir egemenlik blgesi oluturan Tarkondimotoslar da Romallar iin ayn anlama geliyor olmalyd. Ancak Caesarn ldrlmesiyle balayan Roma i savalar srecinde Tarkondimotoslar gibi yerel yneticilerin Antoniusun Romaya kar balatt isyana katlmalar, Antoniusun ortadan kaldrlmasndan sonra ise, Roma ile yeniden

Tarkondimotosun Antoniusa olan sadakati ve dostluu bastrm olduu paralarda kendisini kral Tarkondimotos Philantonius olarak adlandrmasndan da anlalmaktadr. Tarkondimotosun Philantonius nvanl ve M.. 40-36 yllar aras dneme ait sikkeleri iin bkz. Hill, 1900: 129 vd., 237, Lev. XXXIX, 8; Head, 1911: 735; Magie, 1950: 434, 1283, dn. 18.
16

438

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

ittifak kurmalar gibi olaylardan kartlan dersler, Romallarn yaklak yarm yzyl sonra dou politikalarn deitirmelerinde nemli rol oynamtr (Zorolu, 2001: 427).

Octavianus (= Augustus)un Kilikyay Yeniden Dzenlemesi ve Tarkondimotos Krallnn Sonu Bilindii gibi Antonius, M.. 31 ylnda Actium Savanda Octavianusa yenilerek tarih sahnesinden ekildi. Ayrca sz konusu sava, Romada altm yl sren i karklklar sona erdirerek Principatus (= imparatorluk) devrini balatt (Akit, 1976: 31; Mutafian, 1988: 207). Kastabala kral Tarkondimotos ise, Antoniusun Octavianus ile yapt Romann tek hkimi olma mcadelesinde yine kaybeden taraf olan Antoniusun yannda yer ald (Plutarkhos, Antonius, 61). Octavianus ile Antoniusun Actiumda kar karya gelmeleri srasnda Tarkondimotos hamisine kar sadakatini bir kez daha gstermiti. Hatta Pharsalusta Pompeiusa yardm iin sadece gemilerini gnderdii halde, bu kez bizzat kendisi bir filonun banda mcadeleye katlmt. Ne var ki Actium Savandan ksa bir sre nce Agrippada girdii kk bir deniz savanda lmtr (Cassius Dio, LI, 14, 2). Actium Savandan sonra Romann tek hkimi durumuna gelen Octavianus, hi vakit kaybetmeden M.. 29 ylnda Roma barn salama dncesinin sonucu olarak blgede bir takm idari dzenlemelere giriti. Octavianus, daha nce Caesar rneinde grld gibi malup olanlar hogryle karlayarak dou hanedanlarnn ounluunun krallklarn korumalarna izin verdi. Bu organizasyon erevesinde Galatia kral Amyntasn krallna dokunulmad gibi, son savataki hizmetlerinin karl olarak Isauria ile Antonius tarafndan Kleopatraya hediye edilmi olan Dalk Kilikyada verilerek snrlarn geniletmesi saland (Shaw, 1990: 208). Ancak burada dikkat ekici istisnalardan birisini Kastabala Krallnn oluturduu anlalmaktadr. yle ki Tarkondimotos, son savata ldnden yerine olu Tarkondimotos Philopatorun gemesi beklenmekteydi. Ama babasnn bir zamanlar Antonius taraftar olmas ve muhtemelen Antonius taraftar kamplamalarn devam ettii phesiyle Octavianus bu tahta k on yl geciktirdi (Cassius Dio, LI, 2, 2; Magie, 1950: 445) 17. Nitekim Cassius Diodan Augustusun, M.. 20 ylnda Parthlar tarafndan herhangi bir tehlikenin gelmeyecei konusunda ikna olunca, Tarkondimotos Philopatora ky blgesinde bulunan ve lmnden nce babasnn elinde bulundurduu topraklar ynetme hakkn verdii anlalmaktadr (Cassius Dio LIV, 9, 2). Ayrca Anazarbusta M.S. III. yzyl balarnda yaptrlm takn i yzndeki talardan birinde yer alan bir heykel kaidesi zerindeki yazttan, heykelin II. Tarkondimotos Philopator onuruna dikildii anlalmtr (Sayar, 2001b: 277) 18. Bu ekilde Actium Sava sonras on yllna son verilen Tarkondimotos Krall yeniden canlandrlmtr. Ancak Tarkondimotos babasnn krallnn bir blmn kaybetmiti. yle ki Augustus, Marcus Antoniusun Tarkondimotostan ele geirip Kleopatraya hediye ettii ky eridini Kappadokia kral Arkhaleosa vermitir (Cassius Dio, LIV, 9, 1; Syme, 1995: 162). Bu nedenle Tarkondimotos Philopatora verilen blgelerin dorudan denizle balants kalmamtr.

Actium Savandan sonra Tarkondimotos Krallnn durumu konusunda detayl bilgi iin bkz. Syme, 1995: 164; Tobin, 2001: 385; Sayar, 2004; 28. 18 II. Tarkondimotosun Anazarbusta onurlandrldna dair bir portre ba iin bkz. zgan, 1988: 369-380.
17

439

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

te yandan Augustus M.. 19 ylnda Kilikia Pedias ziyaret etmi, bu ziyaret srasnda II. Tarkondimotos, kral onurlandrmak iin Anazarbusa Kaisereia adn vererek kentin yeniden kurulmasn salamtr (Sayar, 2001b: 208). Dolaysyla Tarkondimotos hanedanlnn bakenti olan Kastabalann yannda ikinci bir merkez gelimeye balamtr. Tarih boyunca Kastabala din yn ar basan bir kent 19, Anazarbus ise siyas nitelikli bir merkez halini almtr (ambel-Akman, 2008: 128). Anlald kadaryla uzun ve olaysz bir hayat srm olan II. Tarkondimotos, M.S. 17 ylnda lmtr. Zira Tacitus, anlan ylda Philopator adnda Kilikyal bir soylunun ldnden sz etmektedir (Tacitus, Annales, II, 42, 7). Tarkondimotos Philopatorun lm zerine onun ynetimindeki topraklar, imparator Tiberius zamannda Germanicus tarafndan Romann Suriye Eyaletine balanmtr (Sayar, 2001a: 378; Tobin, 2004: 6). Luwice bir isim tamayp, byk babas ve babasnn aksine para bastrmayan Philopatorun kz Julia, baz yaztlarda kralie nvanyla onore edilmektedir (Robert, 1964: 45, dn. 6; Dagron-Feissel, 1987: 71). Bununla birlikte II. Juliadan sonra Tarkondimotos hanedanlnn sonu bilinmemektedir (Casabonne, 2002: 35). Ancak Tacitus, M.S. 19 ylnda hanedanlktan Juliann oullarnn Kilikyay ynettiklerini yazmaktadr (Tacitus, Annales, XII, 78, 80). M.S. 38 ylnda Calicula, Kilikyann bat kesimlerini ve Tarkondimotosun hkimiyeti altndaki Kilikya lkesi ile Amanoslar blgesini Kommagene kral IV. Antiokhosa brakmtr. Bu kii de Kilikya Eyaletinin kuruluuna kadar blgeyi bakent Tarsus ile beraber kral Vespasiann yardmyla M.S. 7273 yllarna kadar kontrol altnda tutmutur (Sayar, 2004: 28). M.S. 72 ylnda Kommagene Krallnn ilhakyla Vespasian, Ovalk Kilikya Blgesini Suriyeden ayrarak Dalk Kilikya ile birletirdi. Yeni eyaletin bat snr Syedra ve Iotape ehirleri arasnda bulunmaktayken, dou ve kuzey snr birbirini izleyen Amanos ve Toros sradalaryla doal olarak ekillenmiti. Bu dnemde daha nce Tarkondimotos hanedanl tarafndan ynetilmi olan Kastabalis blgesi eyalete katld (Tobin, 2004: 6). Kilikya, bu ekilde bir Roma eyaleti olunca Tarkondimotos slalesinin bekilik grevine ihtiya kalmad iin ortadan kaldrlmtr. Tarkondimotos Krall, Romann tarihinin en karmak dnemini yaam olduu eyrek yzyl boyunca Roma ile dostane ilikiler srdrerek bamszln koruma mcadelesi vermitir. Bu ekilde imparatorluk i savalarnn frtnasna dayanarak kk krallklarnn devamn saladlarsa da M.S. I. yzylda Tarkondimotos Krallnn halk, gerek ynetici gcn krallklarnn ok dnda ve ok uzaklarda olduunu grerek Roma hkimiyetini istemilerdir (Tobin, 2001: 385). Kastabalann Roma hkimiyetine girmesiyle blgenin Seleukoslar mparatorluunun son yllarnda ve Tarkondimotos hanedan dneminde yaad belirsizlik ve bunun getirdii sosyal ve ekonomik skntlar yerini refah dnemine brakmtr 20.

Hititlerden Romallara kadar toparchlarn ve yerel hanedanlarn blgesel bakenti olan Kastabala, Kubaba ve Artemis Perasia gibi iki tanrnn klt merkezi olmas nedeniyle daima kutsal bir merkez zellii de tamtr. Bu konuda bkz. Casabonne, 2002: 38. 20 Blgedeki refah ortamnn kantlarn oluturan byk yaplar iin bkz. ambel-Akman, 2008: 129-142.
19

440

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

SONU M.. I. yzylda Ovalk Kilikyada Roma egemenliini ekillendiren temel unsurlar, blgenin jeomorfolojik yaps, Parth tehdidi, Roma i savalarnn yansmalar ve yerel gler olmutur. Romallar, Anadolunun Roma hkimiyetindeki dier blgelerinde olduu gibi Ovalk Kilikya iin de dolayl ynetimi tercih etmilerdir. Dorudan Roma ynetimine dahil etmek istemedikleri ve kabilesel younluun bulunduu blgeleri, Romann gvenini kazanm ve sadakatini ispatlam yerel hkmdarlara brakmlardr. Romallar, Anadolu-Suriye balantsnda stratejik bir neme sahip olan ve Parth tehdidine kar bir ileri karakol ilevi gren blgenin ynetiminde, yerel beylere istedikleri lde zerklik tanma esasna dayanan ynetim mekanizmasn uygulamlardr. darenin btn yknn kiisel dostluk kurulan yerel beylere braklm olduu bu ynetim olgusunun en somut rneini Tarkondimotos ve krall oluturmutur. Romann blgede karlam olduu olaylarn iddeti ve eyaletin stratejik nemiyle, Tarkondimotosun kullanm olduu unvanlar arasnda bir paralelliin varl gzlenmektedir. nceleri sadece bir toparch olarak onurlandrlm olan Tarkondimotos, Cicero zamannda Roma halknn en iyi dostu ve en sadk mttefiki olarak anlrken, Antonius dneminde kral ve Philatonius nvanlarn kullanmtr. Bu durum, Roma i savalar ve Parth tehdidinin artmas sonucu Romallarn Tarkondimotosa daha fazla ihtiya duymalaryla ilikili olmaldr. te yandan Tarkondimotosun Roma ile olan ilikilerinin geliimi ve boyutu konusunda Tarkondimotos hanedanlnn soyaacndan da bir takm karmlarda bulunmak mmkndr. Burada geen hanedanla dair ahs isimleri kralln Roma ile olan siyasal ve kltrel ilikilerine de k tutmaktadr. yle ki Tarkondimotosun kendi ismi Luwi Frtna Tanrs Tarhunttan gelen yerli bir isim olduu halde, soyaacnda geen birok isim, yerli ve kraliyet kkenli olmayp Romal isimlerdir. Bu durum Romann Tarkondimotos Krall zerindeki siyasal ve kltrel etkisinin gstergeleri saylmaldr. KAYNAKA Antik Kaynaklar APPIANOS, Romaika (Appians Roman History), ev. H. White, London: The Loeb Classical Library, (1955). CASSIUS DIO, Historia Romana (Dios Roman History), With an English Translation by E. Car, London: The Loeb Classical Library, (1961). CICERO, Marcus Tullius, ad. Fam., Epistulae ad Familiares, Letters to his fridens. With an English Translation by W. G. Williams, London-New York: The Loeb Classical Library, (1927). CICERO, Marcus Tullius, ad. Att., Ciceros Letters to Atticus, edited D. R. Stackleton Bailey, Volume III, Cambridge: At The University Press. CICERO, Marcus Tullius, leg. Man., Pompeiusun Yetkisi Hakknda (De Imperio Cn. Pompei), eviri: U. Fafo Telatar, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, (2002).

441

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

PLUTARKHOS, Bio Paralelloi (Plutarchs Paralel Lives), ev. B. Perrin, London: The Loeb Classical Library, (1948). STRABON, Antik Anadolu Corafyas (Geographika; XII, XIII, XIV), ev: A. Pekman, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, (1993). TACITUS, Annales (The Annals of Tacitus), ev.: J. Jacson, London: The Loeb Classical Library, (1963).

Modern Literatr AKT, O. (1976). Roma mparatorluk Tarihi (M.. 27-M.S. 192), stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar. ARSLAN, M. (2000), Antika Anadolusunun Sava Kavmi Galatlar, stanbul: Arkeoloji ve Sanat Yaynlar. BENT, J. Th. (1890). Recent Discoveries in Eastern Cilicia, Journal of Hellenic Studies, XI: 231-235. CALDER, W. M. (1912). Colonia Caesareia Antiocheia, Journal of Roman Studies, II: 105-109. CASABONNE, O. (2002). Dans Les Pas DAlexandre Le Grand: Divinits, Sanctuares et Pouvoirs Locaux En Cilicie, Hethitica, XV: 19-41. AMBEL, H.-AKMAN, M. (2008). Kastabala Vadisi Kastabala Kutsal Kenti Ku Cenneti, Kaleler ve imento Fabrikas, Arkeoloji ve Sanat, 128: 125-148. DAGRON, G.-FEISSEL, D. (1987). Inscriptions de Cilicie, Paris: De Boccard. DUPONT-SOMMER, A. (1964). Une Inscription Aramenne et La Desse Kubaba, La Desse De Hirapolis Castabala (Cilicie), Paris: Dpositaire Librairie Adrien Maisonneuve 11, Rue Saint-Sulpice: 7-15. HEBERDEY, R.-WILHELM, A. (1896). Reisen in Kilikien, Wien: Denkschriften der kaiserlichen Akademie der Wissenschaften in Wien Band XLIV. HEAD, B. V. (1911). Historia Numorum, A Manuel of Grek Numismatics, Oxford: New and Enlarged Edition. HILD, F.-HELLENKEMPER, H. (1990). Kilikien und Isaurien, Tabula Imperii Byzantini, Wien: Verlag der sterreichischen Akademie der Wissenschaften. HILL, G. F. (1900). Cataloque of the Grek Coins of Lykaonia, Isauria and Cilicia, London: Printed by order of the Trustees.

442

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

HOUWINK TEN CATE, P. H. J. (1961). The Luwian Population Groups of Lycia and Cilicia Aspera During the Hellenistic Period, Leiden: Brill. HUNTER, L. W. (1913). Ciceros Journey to his Province of Cilicia in 51 B.C., Journal of Roman Studies, III: 73-97. JEAN, . (2001), La Cilicie Pluralit et Unit, . Jean et al. (eds), La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica, XIII: 5-12. JONES, A. H. M. (1971). The Cities of The Eastern Roman Provinces, Oxford: At the Clarendon Press. KAYA, M. A. (2005). Anadoluda Roma Eyaletleri: Snrlar ve Roma Ynetimi, Ankara niversitesi Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Tarih Aratrmalar Dergisi, 24/38: 11-30. LEVICK, B. (1967), Roman Colonies in Southern Asia Minor, Oxford: Oxford At the Clarendon Press. LEVICK, B. (1996). Greece (inclding Crete and Cyprus) and Asia Minor from 43 B.C. to A. D. 69, The Cambridge Ancient History, X: 641-675. MAGIE, D. (1950). Roman Rule in Asia Minor, I-II, Princeton, New Jersey: Princeton University. MITFORD, T. B.-ANDREWS, St. (1980). Roman Rough Cilicia, Aufstieg und Niedergang der Rmischen Welt, II, 7. 2: 1230-1261. MUTAFIAN, Cl. (1988). La Cilicie au Carrefour des Empires I-II, Paris: Les Belles Lettres Histoire. ZGAN, R. (1988). Ein Herrscherbildnis aus Kilikien, Jahrbuch des Deutschen Archologischen Instituts, 103: 369-380. ZSAT, M. (1985). Hellenistik ve Roma Devrinde Pisidya Tarihi, stanbul: stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar. PIGANIOL, A. (1930). La Conqute Romaine, Paris: Presses Universitaires de Frances. RAMSAY, W. M. (2000). Tarsus, Aziz Pavlusun Kenti, ev. L. Zorolu, Ankara: Trk Tarih Kurumu Yaynlar. RAUH, N. K.-TOWNSEND, F.-HOOF, M.-WANDSNIDER, L. (2000), Pirates in the Bay of Pamphylia: an archaeological Inquiry, Olivier, G. J., Brock, R., Cornell, T. J. And Hodkinsons, S. (EDS.), The Sea in Antiquity, Biblical Archaeology Review, 899: 151-180. ROBERT, L. (1963). Noms indignes dans lAsie Mineure grco-romaine, Paris: Dpositaire: A. Maisonneuve in Paris. Written in Fench.

443

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

ROBERT, L. (1964). La Desse De Hiropolis Castabala A Lpoque Grco-Romaine, La Desse De Hirapolis Castabala (Cilicie), Paris: Dpositaire Librairie Adrien Maisonneuve 11, Rue Saint-Sulpice: 17-100. SAYAR, M. H. (1999). Antik Kilikyada ehirleme, XII. Trk Tarih Kongresi Bildirileri, I: 193-216. SAYAR, M. H. (2000). ukurovann Kutsal Kenti Kastabala, Arkeoloji ve Sanat, 99: 2-14. SAYAR, M. H. (2001a). Tarkondimotos, seine Dynastie, seine Politik und seine Reich, , . Jean et al. (eds), La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica, XIII: 373-380. SAYAR, M. H. (2001b). Kilikyada Epigrafi ve Tarihi Corafya Aratrmalar, 1999, Aratrma Sonular Toplants, XVIII/1: 275-287. SAYAR, M. H. (2004), Das Ebene Kilikien vom Tod Alexanders des Groen bis zur Grndung der Provinz Cilicia durch Kaiser Vespasian (323 v. Chr. 72-73 n. Chr., Kulturbegegnung in einem Brckenland, Gottheiten und Kulte als Indikatoren von Akkulturationsprozessen im Eben Kilikien, Bonn: Asia Minor Studien 53. SHAW, B. D. (1990), Bandit Highlands and Lowlands Peace: The Mountains of Isauria-Cilicia, Journal Economic and Social History of the Orient, XXXIII/2: 199-233. SHERWIN-WHITE, A. N. (1994). Lucullus, Pompey and the East, The Cambridge Ancient History, IX: 265-274. STEIN, E. (1932). Tarcondimotos, Paulys Real-Encyclopdie der Classischen Altertumswissenschaft, IVA: 2297-2298. SULLIVAN, R. D. (1990), Near Eastern Royality and Rome 100-30 B.C., Toronto-Buffalo-London: University of Toronto Press. SYME, R. (1939). Observations on the Province of Cilicia, Anatolian Studies Presented W. H. Buckler (Edited W. M. Calder, J. Keil), 299-332. SYME, R. (1995). Anatolica Studies in Strabo, Oxford: Oxford University Press. TOBIN, J. (2001). The Tarcondimotid Dynasty in Smoot Cilicia, . Jean et al. (eds), La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica, XIII: 381-388. TOBIN, J. (2004). Black Cilicia, A Study of the Plain of Issus During the Roman and late Roman Periods, London: BAR International Series 1275. TRMOUILLE, M.-C. (2001). Kizzuwatna, Terre De Frontire, . Jean et al. (eds), La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica, XIII: 57-78.

444

Say 31 Aralk 2011

Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall

NAL, A. (2006). Hitit mparatorluunun Yklndan Bizans Dneminin Sonuna Kadar Adana ve ukurova Tarihi, ukurova niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 15/3: 67-102. NAL, A.-GRGNER, K. S. (2007). Kilikya-ukurova, lk alardan Osmanllar Dnemine Kadar Kilikyada Tarihi Corafya, Tarih ve Arkeoloji, stanbul: Homer Yaynevi. ZOROLU, L. (2001). Dalk Kilikya-Ovalk Kilikya, . Jean et al. (eds), La Cilicie: Espaces et Pouvoirs Locaux, Varia Anatolica, XIII: 425-428. Ek-1

445

Mehmet KURT

Say 31 Aralk 2011

446

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

ETK KARAR VERME VE CNSYET FARKLILIKLARI ZERNE BR ARATIRMA


Atilla AKBABA Do. Dr. Dzce niversitesi Akakoca Turizm letmecilii ve Otelcilik Yksekokulu Esra ERENLER Ar. Gr. Dr. Dzce niversitesi Akakoca Turizm letmecilii ve Otelcilik Yksekokulu ZET: Bu alma, gelecekte turizm sektrnde aktif rol oynayaca dnlen turizm blm rencilerinin etik karar verme srelerinin hangi faktrlerden etkilendiini belirlemeyi ve rencilerin yaamlarnda karlaabilecekleri durumlara ilikin etik deerlendirmelerinin cinsiyete gre farkllk yaratp yaratmadn ortaya koymay amalamaktadr. Belirtilen ama dorultusunda 10 farkl senaryo kullanlmtr. rencilerden senaryolardaki eylemleri etik/etik deil/etikle ilgili bir problem deil eklinde deerlendirmeleri ve eer belirtilen pozisyonda kendileri olsalard nasl bir davran gstereceklerini ifade etmeleri istenmitir. Sonular aile, din, sektr tecrbesi gibi faktrlerin etik karar verme zerinde etkili olduunu gstermitir. Ayrca, cinsiyetin etik karar verme davran zerinde nemli derecede farkllk yaratmad ortaya konmutur. Anahtar Szckler: Etik, etik karar verme, cinsiyet

AN INVESTIGATION ON ETHICAL DECISION MAKING AND GENDER DIFFERENCES


ABSTRACT: This study intends to determine which factors influence the ethical decision-making process of tourism students who are thought to play active roles in tourism sector in the future, and whether ethical assessments of students relevant to the situations that they can come accross during their lives creates a difference with regards to gender. Toward this purpose, ten scenarios were used and the students were asked to evaluate the scenarios and indicate if the actions were ethical, unethical or not a question of ethics, and to indicate what they would do if they were in this situation. At the conclusion of the research, the results showed that factors such as family, religion, work experience are have strong influence on ethical beliefs. Besides, it is found that the gender does not create a significant difference on ethical decision making behaviour. Keywords: Ethics, ethical decision making, gender GR Felsefenin balangcndan beri yaklak 2500 yldr tartlmakta olan (Ukun, Ukun ve Latif, 2004:9) etik kavram son yllarda srekli artan bir ilgi grmektedir. Baz yazarlar 21. Yzyln etik a olacan dahi ileri srmektedirler (Gen ve Yava, 2006:120). Yaln bir anlatmla; insan eylemlerini inceleyen ve neyin doru neyin yanl olduuna cevap bulmaya alan bir felsefe dal olan etik, son

447

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

yllarda ivmelenen kreselleme, insan haklar konusundaki gelimeler, iletiim alanndaki gelimeler, toplumlarn rgtlenme dzeylerindeki gelimeler (sivil toplum kurulular, sendikalar, gibi), yaam standartlarnn ykselmesi gibi nedenler sonucunda daha fazla nem kazanmtr. Etik, sadece kuramsal bir disiplin olarak deil, uygulamal bir etkinlik olarak da ele alnmakta (Mahmutolu ve obanolu, 2009:64), kamu ynetimi etii, tp etii, biliim etii, i etii, meslek etii, hukuk etii, evre etii, kiisel etik, kurumsal etik, toplumsal etik, biyoetik, siyaset etii, bilim etii, iktisat etii, ekoloji veya evre etii, bar etii gibi kavramlar gnlk hayatta sklkla kullanlmaktadr. letmeler asndan bakldnda da, yaanan skandallar, davalar, denmek zorunda kalnan byk tazminatlar etik konusuna daha fazla nem verilmesi sonucunu dourmutur. letmeler yazl etik kodlar gelitirme, etik eitim programlar dzenleme, denetleme sistemleri gelitirme, etik davranlar dllendirme gibi uygulamalarla etik konusunda ilerleme salamaya almaktadrlar. letmelerin bavurduklar yollardan birisi de, ie alma aamasnda gerekli incelemeleri yaparak alma hayatnda etik davranlar sergileyecek igrenleri ie almaktr. Bu balamda ok sayda akademisyen ve iinsan, okullarda etik konusunun daha geni retilmesinin ve rencilerin etik olarak hazrlanmasnn gereklilii zerinde durmaktadrlar (Knotts, Lopez ve Mesak, 2000:158). Turizm iletmeleri asndan bir inceleme yapldnda ise, turizm sektrnn kendine zg ok sayda zellii ile dier sektrlerden ayrlmakta olduu grlmektedir. Bu zellikler arasnda yer alan, emek youn bir sektr olma, ok sayda mteriye hizmet sunma ve alan-mteri arasnda yksek iliki dzeyi gerektirme zellikleri, sektrn etik noktasnda hassas bir konumda bulunmasna yol amaktadr. Etik adan eksiklikler, yanllklar ve/veya hatalar ieren kararlarn veya uygulamalarn ok sayda insan, gerek alan olsun gerekse mteri olsun, etkileyecei de grnen bir gerektir. Bu noktadan bir deerlendirme yapldnda, etik adan skntlarn ortaya kmasna neden olabilecek olas kaynaklarn nceden belirlenmesi byk nem tamaktadr. Bu nedenle almada, gelecekte turizm sektrnde aktif rol oynayaca dnlen turizm blm rencilerinin etik karar verme srelerinin hangi faktrlerden etkilendii ve rencilerin yaamlarnda karlaabilecekleri durumlara ilikin etik deerlendirmelerinin nasl oluaca ortaya konmaya allmtr. ETK, ETK KARAR VERME ve ETK KARAR VERME SRECN ETKLEYEN FAKTRLER Pek ok farkl tanm yaplan, tarih boyunca dnrler tarafndan farkl yaklamlarla aklk getirilmeye allan ve kkenleri 2500 yl ncesine kadar dayanan etik kavramna gnmzde insan unsurunun var olduu her alanda ska rastlamak mmkndr (Azizolu vd., 2008:149). nsan sosyal bir varlktr ve bir arada yaamas iin bir takm kurallara uymas gerekmektedir. Bu kurallar ahlak kurallardr. Zamanla, kiiler neyin iyi ve doru olduunu sorgulayp felsefe yapmaya balamlar, bylece etik kavram ortaya kmtr. Etik, ahlaki olann zn ve temellerini aratran, insann kiisel veya toplumsal yaamndaki ahlaki davranlar ile ilgili sorunlar ele alp inceleyen, iyi nedir?, veya ne yapmalyz? gibi sorular sorgulayan bir felsefe daldr (Eli ve Alpkan, 2006:143). Dier bir ifade ile etik, neyin yaplabileceinin ve yaplamayacann, neyin istenebilecei veya istenemeyeceinin, neye sahip olunaca veya neye sahip olunamayacann bilinmesi anlamna gelmektedir (Krel, 2000:2). Etik kavram; iyi ile ktnn, doru ile yanln arasnda fark olduunu, bu

448

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

farkllklar ayrt ederek, bireyin elinden gelenin en iyisini ve her zaman doru olan yapmas gerektiini ifade etmektedir (Aslan ve Kozak, 2006: 50). Etik, gemi ve bugne ilikin doru ve yanl llerin anlatmdr. nsanlarn tresel ya da ahlaksal ilikilerini, davran biimlerini ve grlerini anlatmaktadr. Kullanlan ahlak terimlerini ya da ahlaki yarglarn statsn analiz eden etik, taknlan ahlaki tutumlarn ardnda yatan yarglar ele almaktadr (Gzener, 2009). Etik tartmalarnn temeli insann eylemlerini ahlaki bakmdan deerli ya da deersiz klann ne olduudur. nk insan, yaps gerei, istekleri dorultusunda dierleri ile gr birlii ierisinde olamamakta, elimekte (Gzener, 2009), deiik karar ve tepkiler verebilmektedir. Etik, elien istekler konusunda bireylerin atmalarn zmleyecek ilkelerin belirlenmesi srecine odaklansa da, alternatifler arasndan seim yapma ilemi olan bireyin karar verme seiminin etik ereveler ierisinde olmas her zaman mmkn olamamaktadr. Bu balamda her kararn etik sonulara neden olmayacandan sz etmek mmkndr (Ergeneli ve Mert, 2003:641). Etik karar verme, bir davrann ya da etkinliin eitli yollarn ve/veya sonularn etik ilkelere gre sistematik bir ekilde gz nne alarak ve deerlendirerek seim yapma srecidir (zdemir, 2009:132). Dier bir anlatmla etik karar verme, birbiriyle atan seeneklerin olduu bir durumda, sistematik bir dnme biimiyle ahlaki adan en doru eyleme karar verilmesini ieren mantksal bir sreci ifade etmektedir (Berggren vd., 2002:15). Bu sre, dier karar verme sreleri ile benzerlik gstermekle birlikte dier karar verme srelerinden daha fazla dnme ve daha st dzeyde muhakeme yapabilmeyi gerektirmektedir (Bekta ve Kseolu, 2007:105). Etik karar verme srecinde, olas seenekler arasnda bir deerlendirme yaplmakta ve etik ilkelerle tutarllk gsteren seenek tercih edilmektedir. Karar verme srecinde en nemli unsurlardan birisi karar verici olduundan, etik karar verme srecinde alanlarn zellikleri olduka nemlidir. Dolaysyla karar vericinin kiisel, sosyal, ekonomik ve kltrel zellikleri karar verme srecinin tamamn dorudan veya dolayl olarak etkileyebilmektedir. Ayrca, kiinin sahip olduu etik alg da bu srete etkili olmaktadr (Ford ve Richardson, 1994:206; Bekta ve Kseolu, 2007:96). Etik alg, etik karar verme srecini ynlendiren bir katalizr ilevi grmektedir (Karande vd., 2000; Hunt ve Vitel, 1986). Bireylerin kiisel zellikleri, etik sorunlarn alglanmasn etkilemekte, sonrasnda etik sorunlarn deerlendirilmesiyle birlikte etik yarglamalara rehberlik etmektedir (Ay, 2005:34). Her bireyin alglama ve yarglama yetenei birbirinden farkl olduundan benzer durumlarda farkl kararlar verebilmekte ve farkl davranlar sergileyebilmektedirler. Dier taraftan, etiin temel talarndan birisi olarak kabul edilen deerler sistemi de kiilerin davranlarnda belirleyici olmaktadr. Bir kiinin fikir, davran, durum ve prensiplerini geni lde o kiinin deerleri belirlemekte ve bu deerler kiinin hareketlerine, tutumlarna, karlatrmalarna, olaylar deerlendirmelerine ve yarglamalarna rehberlik eden standartlar oluturmaktadr (Azizolu vd., 2008:150). Yukarda bahsedilen zellikler yannda ekonomik olmayan kurumlar (aile, din vb.), yneticiler, iverenler, rakipler, tketiciler de bireylerin etik karar verme davran zerinde rol oynamaktadrlar (zdemir, 2009:139). Etik ilkelerle uyumlu kararlarn alnabilmesini salamaya ynelik birok etik karar verme modeli gelitirilmitir (Bekta ve Kseolu, 2007:106). Bireyler farknda olsun ya da olmasn bu modellere gre karar almakta ve uygulamaktadrlar (zdemir,2009:135). Karar verici bireyin ya da grubun

449

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

verecei kararn etik olup olmayaca nceden bilinemese de, etik karar verme modelleri; karar vericiye verecei kararn etik olmas iin bir takm yollar gstermektedir (Wagner ve Sanders, 2001). Genel olarak etik karar verme modelleri, bireyin karar verme davrannda var olduu dnlen etkileri iki ana kategoriye ayrmaktadr. lk kategori bireysel karar verici ile ilgili deikenleri kapsarken, ikinci kategori bireyin karar verdii durumu ekillendiren ve tanmlayan deikenlerden olumaktadr. Bireysel karar verici ile ilgili faktrleri kapsayan ilk kategoride cinsiyet, ya, uyruk, kiilik, tutum, deerler, eitim, din gibi faktrler yer alrken, ikinci kategori refarans alnan grup (i arkadalar, tepe ynetimi), dl, yaptrm, rgt bykl, endstri tr, rekabet gc gibi faktrlerden olumaktadr (Ford ve Richardson, 1994:206). Bir ok karar verme modelinin ortak yn nihai karara ulalmadan nce etik yarglamalarn yaplmasdr. Konuyla ilgili literatr gzden geirildiinde bireylerin etik karar verme srelerini etkileyen faktrlerden ya, eitim, cinsiyet, uyruk, din gibi zelliklerin etik literatrnde olduka detayl bir ekilde incelendii (Ford ve Richardson, 1994; Perryer ve Jordan, 2002; O Fallon ve Butterfield, 2005) grlmektedir. Bununla birlikte, cinsiyet ile etik karar verme sreci arasndaki ilikinin ok net olarak ortaya konulamad ve eitli aratrmaclarca farkl sonular elde edildii dikkat ekmektedir. Ford ve Richardson (1994) almalarnda etik karar verme ile ilgili deneysel literatr detayl bir ekilde gzden geirmiler ve konuyla ilgili yaplan almalarn bazlarnda kadnlarn erkeklerden daha etik davranlar sergilediini (Beltramini vd. 1984; Ferrell ve Skinner, 1988; Ruegger ve King, 1992), bazlarnda ise (Browning ve Zabriskie, 1983; Dubinsky ve Levy,1985; McNichols ve Zimmerer, 1985; Callan, 1992) cinsiyet ve etik davranlar arasndaki muhtemel ilikinin dorulanmadn gzlemlemilerdir. Buckley, Wiese ve Harveyin (1998) iletme lisans rencilerinde etik olmayan durumlarda yer alma davranndaki cinsiyet farkllklarn ele alan almann sonular da etik olmayan davranlarda bulunma eiliminin kadnlarda erkeklere oranla daha az olduunu gstermitir. Bu alma ayn zamanda, katlmclarn, i dnyasndaki bireylerin rencilerle kyaslandnda, etik olmayan davranlarda bulunmaya daha az eilimli olduklarna inandklarn ortaya koymutur. Loe ve Wekksin (2000) byk ounluu pazarlama blmnde okuyan niversite rencileri zerinde yapt almada kz renciler etik senaryo envanterlerinde daha yksek skorlar elde etmilerdir. Stedhamn (2007) Alman renciler zerinde yapt alma, cinsiyet deikeninin eitli senaryolarda tanmlanan etik olmayan davranlar sergileme eilimleri ile anlaml bir ekilde ilikili olduunu gsterirken, Knotts, Lopez ve Mesak (2000)n almas ise, etik yarglamalarn cinsiyet, renim grd ana dal ve dinsel ballkla anlaml bir iliki ierisinde olduunu, ya ve mensubu olduu din ile etik yarglama arasnda ise bir iliki olmadn ortaya koymutur. Lynn vd. (2007) tarafndan yaplan almada arlama sektrndeki rencilerden, verilen senaryolardaki kararlarla ayn fikirde olup olmadklarn belirtmeleri istenmi ve bu kararlarn aslnda etik olup olmad sorulmutur. Bu almann sonular, erkeklerin kadnlara oranla etik olmayan davranlara daha eilimli olduu gereini desteklemitir. Literatrmzde turizm sektrnde etik kavramnn deiik ynleriyle incelendii ok sayda alma bulunmasna karn, turizmde etik davran ve cinsiyet ilikisi konusunda yaplan almalarn snrl olduu grlmektedir. Meneke (2007) tarafndan yaplan bir aratrmada, seyahat acentalarnda almakta olan personelin tketiciye kar etik davranlarn alglama dzeyleri tespit edilmeye allmtr. Ankarada faaliyet gsteren A Grubu seyahat acentalarnn igrenleri zerinde yrtlen almada,

450

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

cinsiyet faktrnn alanlarn etik alglamalarnda nemli bir deiken olduu ortaya kmtr. ncel (2010) tarafndan turizm blgelerindeki havalimanlarnda grev yapan polislerin meslek etii kavramn alglama ve uygulama biimlerinin incelemesi, bununla ilgili var olan sorunlarn tespit edilmesi amacyla yrtlen almada, cinsiyetin fark yaratan bir etken olmad belirlenmitir. Pelit ve Ger (2007) tarafndan, otel iletmeleri ve seyehat acentalarnda staj yapm ve halen turizm eitimi gren bireylerle gerekletirilen almada, rencilerin, yneticilerinin alanlarna kar davranlarn i etii kapsamnda alglamalarna yer verilmitir. almann sonucunda, alanlarn cinsiyetleri ile yneticilerinin davranlarn deerlendirmeleri arasnda farkllk olduu, kz rencilerin erkek rencilere oranla yneticilerinin davranlarn daha etik bulduklar ortaya konmutur. YNTEM Turizm eitimi alan rencilerinin etik karar verme srelerinin hangi faktrlerden etkilendiini belirlemeyi ve rencilerin yaamlarnda karlaabilecekleri durumlara ilikin etik deerlendirmelerinin cinsiyete gre farkllk yaratp yaratmadn ortaya koymay amalayan bu alma nitel bir aratrmadr. Aratrmann Amac Bireylerin etik ikilemlerle karlatklarnda kararlarn etkileyen faktrleri ve zellikleri anlamak, ayrca kariyerleri srasnda karlaacaklar karmak etik kararlarla baa kmaya rencileri hazrlamak son derece nemlidir. Bu nedenle bu almann amac, turizm rencilerinin yaamlarnda karlaabilecekleri durumlara ilikin etik deerlendirmelerinin nasl olabileceini, bunun yan sra rencilerin etik deerlendirmelerini etkileyen faktrlerin cinsiyete gre deiiklik gsterip gstermediini ortaya koymaktr. Aratrma Yntemi Birok akademisyen, gerek yaamdaki alma ortamnda karlalan durumlarn aratrlmas gerektii konusunda hemfikirdir. Bununla birlikte genellikle niversite rencileri alma hayatndaki i ikilemlerini yanstan anket sorularn uygun bir ekilde cevaplayabilecek gerekli bilgi ve deneyime sahip deildir. Bu nedenle almada ele alnan etik olarak sorgulanabilir maddelerden bir ksm i dnyas ile ilgili davranlar, bir ksm ise rencilerin akademik evrelerine yakn kabul edilebilecek davranlar rnekledii iin seilmitir. Bu aratrmada Wilborn, Brymer ve Schmidgall (2007) tarafndan gelitirilen soru formu kullanlmtr. Soru formunda rencilerden, (1) verilen durumu etik, etik deil, ya da etikle ilgili deil eklinde deerlendirmeleri (2) o durumda kalsalard nasl hareket edeceklerini belirtmeleri istenmitir. Soru formu 10 deiik senaryoyu kapsamaktadr. Senaryolarn yars; - muhasebe dersi esnasnda o gn iin teslim edilmesi gereken ksa ev devi problemine bir zm hazrlamadnz fark ettiniz. Arkadanzn devini kopyaladnz ve ders sonunda kendi devinizmi gibi teslim ettiniz rneinde olduu gibi rencilerin akademik hayatlarna yneliktir. Kalan 5 senaryo ise mezuniyet sonrasnda iletme sahibinin belirli bir politik aday destekledii orta lekli bir firmada balang seviyesinde bir ynetici pozisyonunu kabul ettiniz. Politik adayn seimin yaplaca pozisyon iin en iyi aday olduuna siz de inanyorsunuz. irket sahibi her ynetici zerinden adaya biner dolar aktararak kampanya fonu kanununu ihlal etmek istiyor. Patronun plann uygulamay kabul ettiniz rneinde olduu gibi i hayatyla ilgili problemlere yneliktir. rencilerin her senaryonun etik uygunluunu fark etmeleri ve

451

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

bu tip bir davranta yer alp almayacaklarn belirtmeleri istenmitir. Ek olarak, derslerin ve eitli referans gruplarnn rencilerin inan sistemleri zerindeki etkileri de deerlendirilmitir. Bahsedilen faktrlere ait sorular 0 hi etkisi yok dan 5 ok gl etkisi vara 6l lekte sorulmutur. Cevaplar cinsiyet baznda deerlendirilmitir. Anketin mantksal geerliliini gelitirmek, dn orann ykseltmek ve yantlarn gvenilirliini salamak amacyla Sekaran (2000) tarafndan getirilen neriler dikkate alnmtr. Sz konusu neriler anket tasarm, n uygulama, anketlerin datm ve geri toplanma sreci gibi konular iermektedir. almada kullanlan anketin gelitirilmesi aamasnda ncelikle konuyla ilgili Trke ve ngilizce bilimsel yaznda yer alan aratrmalar incelenmi, Wilborn vd. (2007) tarafndan yaplan alma anketin oluturulmasnda temel oluturmutur. Uygulamada kullanlan anketin geerliliinin ve gvenilirliinin salanmas iin aamal bir n alma gerekletirilmitir. Geerlilik, belirli bir kavram lmek iin gelitirilmi bir lein gerekten bu kavram lp lmedii ile ilgilidir. Gvenilirlik ise, gelitirilen lein zamana ve yere gre deiiklik gstermemesi, tutarl ve dengeli sonular retmesi ile ilgilidir (Sekaran 2000:204). aamal n alma ile anketin lein grn geerlilii ve mantksal geerlilii salanmtr. Anket formu ilk olarak ilgili alanda alan akademisyenler tarafndan (birinci aama) ve sonrasnda renciler tarafndan (ikinci aama) incelenmitir. Bu incelemeler sonrasnda bir de n uygulama gerekletirilmitir (nc aama). Hazrlanan anket formu, kullanlan dil, yap ve btnlk alarndan aamada deerlendirilmi ve her aamada yaplan neriler dorultusunda gerekli dzeltmeler yaplmtr. nc aamada gerekletirilen n uygulama erevesinde 15 renciden anket formlarn doldurmalar istenmitir. Bu n uygulamada anket formlarnn renciler tarafndan anlalmasnda ve doldurulmasnda hi bir zorlukla karlalmad ve ankette kullanlan dilin kolayca anlald gzlemlenmitir. n uygulama sonrasnda uygulama aamasna geilmitir. Uygulamann ana kitlesini almann yrtld Dzce niversitesi Akakoca Turizm letmecilii ve Otelcilik Yksekokulunda okuyan renciler oluturmaktadr. Turizm rencileri, renimleri srecinde gerek stajyer olarak, gerekse sradan bir alan olarak turizm iletmelerinde grev almaktadrlar. Turizm rencileri, mezuniyetleri sonrasnda da turizm endstrisinde rol alacak ve yneticilik pozisyonu da dahil olmak zere deiik kademelerde hizmet vereceklerdir. Bugnn rencilerinin yarnn uygulayclar olaca mant ile bu alma turizm rencileri zerinde yrtlmtr. Uygulama 2011 yl Mart ve Nisan aylar ierisinde yrtlmtr. rnekleme yntemi olarak kolay rnekleme yntemi seilmi, aratrmaclar derslerin balangcnda snflara girerek rencilere anket formlarn datm ve anketlerin doldurulmas sonrasnda yine aratrmaclar tarafndan anket formlar geri toplanmtr. Anketler uygulanrken katlmclar herhangi bir ynde etkilememek amacyla anketin sadece bilimsel bir almaya veri toplanmas amacyla yapld sylenmi, ancak zellikle etik kavramndan bahsedilmemitir. almann yrtld dnemde Yksekokulun toplam renci says 425dir. Bu rencilerin 110u birinci snf, 115i nc snf ve 200 drdnc snf rencileridir. Uygulama sonrasnda toplam 200 adet forma ulalm, yaplan n deerlendirme sonucunda bunlardan 194 adedi kullanlabilir bulunmutur. Geerli soru formlar dikkate alndnda dn orannn %45.6 olduu grlmektedir. Tablo 1de her bir snf iin elde edilen soru formu saylar incelendiinde, ulalan saylarn temsil yeteneine sahip olduu da grlmektedir. Yantlar, veri olarak bilgisayar ortamna aktarlm SPSS 11.0 (Statistics Programme for Social Sciences) paket program yardmyla gerek duyulan analizler uygulanmtr.

452

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

Bulgularn Deerlendirilmesi Deerlendirme kapsamna alnan katlmclarn genel profili Tablo 1de gsterilmektedir. Katlmclarn ounluu 21-24 ya grubunda yer almaktadr. 21-24 ya grubu arasndaki rencilerin %81.2si erkek, %74.2si kz rencilerden olumaktadr. Tablo 1: Katlmclarn genel profili (n = 194) Deikenler Erkek rencilerin Kz rencilerin says ve yzdesi says ve yzdesi rencilerin ya 17-20 10 (%9.9) 22 (%23.7) 21-24 82 (%81.2) 69 (%74.2) 25 ve zeri 9 (%8.9) 2 (%2.2) rencilerin snf 1. snf 41 (%40.6) 33 (%35.5) 2. snf 3. snf 26 (%25.7) 33 (%35.5) 4. snf 34 (%33.7) 27 (% 29.0) 101 (% 100) 93 (% 100) Toplam Katlmclarn %40.6s 1. snfta, %25.7si nc snfta, %33.7si ise drdnc snfta okumakta olan erkek rencilerden olumaktadr. Birinci ve nc snfta okumakta olan kz rencilerin oran eit olup bu oran %35.5dir. 2009 ylnda yabanc dil hazrlk eitimi uygulamasna geildiinden anketin uyguland dnemde okulda 2. snf rencisi bulunmamaktadr. Katlmclarn etik konularla ilgili inanlarnn hangi faktrlerden etkilendiini ortaya koymak amacyla ncelikle, hayatlarndaki kii, grup ya da dersleri ieren on alt faktrn etik inanlarn etkileme derecesini 6l lekle belirtmeleri istenmitir. Karar vericiler olarak bireylerin hangi faktrlerden etkilendiklerini len sorulara verilen cevaplar Tablo 2 ve Tablo 3de verilmitir. Tablolar bireylerin etik inanlarn etkiledii dnlen faktrlerin her birinin cinsiyete gre katlmclar zerindeki etkisinin miktarn gstermektedir.

453

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

Tablo 2: Erkek rencilerin etik inanlarn etkileyen etkenler (n = 101) nanlar zerindeki etki kaynaklar Erkek renciler iin ortalama puanlar 1. Anne ve baba 3.9208 2.Din 3.5248 3.Sektr tecrbelerim 2.8614 4.Din ile ilgili kii ve kurumlar 2.8218 5.Yakn arkadalar 2.6535 6.niversite retim elemanlar 2.2772 7.nsan davranlarn temel alan dersler 2.2772 8.Etik dersi 2.2277 9.lkokul retmenleri 2.0198 10.letme ynetimi dersleri 2.0099 11.Lise retmenleri 1.8911 12.Anne baba dndaki dier akrabalar 1.8218 13.Tarih dersi 1.7525 14.Dier arkadalar ve tandklar 1.6634 15.Edebiyat dersi 1.4950 16.Felsefe dersi 1.4059 Tablo 3: Kz rencilerin etik inanlarn etkileyen etkenler (n = 93) nanlar zerindeki etki kaynaklar Kz renciler iin ortalama puanlar 1. Anne ve baba 3.8495 2.Sektr tecrbelerim 3.0753 3.Din 2.9677 4.nsan davranlarn temel alan dersler 2.8495 5.Etik dersi 2.6667 6.Din ile ilgili kii ve kurumlar 2.4731 7.niversite retim elemanlar 2.4409 8.Yakn arkadalar 2.3656 9.lkokul retmenleri 2.0968 10.Lise retmenleri 1.9785 11.letme ynetimi dersleri 1.9677 12.Felsefe dersi 1.7312 13.Tarih dersi 1.5376 14.Anne baba dndaki dier akrabalar 1.4731 15.Edebiyat dersi 1.3226 16.Dier arkadalar ve tandklar 1.2151 Tablo 2 ve 3e gre ebeveynler hem kz (3.84) hem de erkek (3.92) rencilerin etik inanlar zerinde en gl etkiye sahip olan faktrdr. ki grup arasndaki baka bir benzerlik, din ve sektr tecrbelerinin hem kz hem de erkek rencilerin etik inanlar zerinde orta derecede kuvvetli bir etkiye sahip olmasdr. Bu faktrleri, erkek renciler iin din ile ilgili kii ve kurumlar, yakn arkadalar, niversite

454

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

retim elemanlar, insan davranlarn temel alan dersler, etik dersi, ilkokul retmenleri, iletme ynetimi dersleri gibi faktrler takip etmektedir. Kz renciler ise etik inanlar konusunda aile, sektr tecrbeleri ve dini inanlardan sonra srasyla insan davranlarn temel alan derslerden, etik dersinden, din ile ilgili kii ve kurumlardan, niversite retim elemanlarndan, yakn arkadalardan, ilkokul retmenlerinden, lise retmenlerinden ve iletme ynetimi derslerinden etkilenmektedirler. Tablolar incelendiinde insan davranlarn temel alan derslerin her iki cinsin de etik inanlar zerinde orta derecede bir etkiye sahip olduu grlmektedir. Edebiyat dersinin hem kadnlarn (1.32) hem de erkeklerin (1.49) etik inanlar zerinde olduka dk bir etkiye sahip olduu grlmektedir. Verilen her bir etik senaryo konusunda katlmclarn grlerini yanstan cevaplar Tablo 4te gsterilmektedir. Tablo 4: Etik senaryolar hakknda katlmclarn grleri (n = 194) Senaryolar1 Senaryonun ynelimi Etiktir % Etik deildir % 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 Genel ortalama Ortalama Ortalama 1 Senaryolar ekte sunulmutur. = , = renci 5.7 8.3 20.1 5.1 27.8 2.5 19.6 7.2 4.6 8.8 10.9 9.1 12.7 76.8 76.8 52.6 79.4 36.1 82.0 49.0 78.4 90.3 65.5 68.7 74.9 62.4

Bir etik sorunu deildir % 17.5 14.9 27.3 15.5 36.1 15.5 31.4 14.4 5.1 25.7 19.7 15.8 23.6

Tablo 4e gre, rencilerin ortalama %109u senaryolardaki davranlarn etik olduunu dnrken, %68.7si belirtilen ekilde davranmann etik olmadn savunmaktadrlar. %19.7lik bir kesim ise durumun etikle ilgili bir sorun olmadna inanmaktadr. hayatna ynelik be senaryoyu rencilerin %9.1i etik olarak deerlendirirken, %74.9 gibi byk bir ounluk durumu etik bulmadklarn belirtmilerdir. rencilerin %15.8i ise durumu etik ile ilgili bir sorun olarak grmemektedirler. renci ynelimli be senaryoda etik, etik deil ve etik sorunu deil eklindeki cevaplarn ortalamas ise srasyla %12.7, %62.4 ve %23.6 eklindedir. rencilerin byk bir ounluu belirtilen ekillerde davranmann etik olmadna inanmaktadr.

455

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

rencilerin etik senaryolara bak alarnda cinsiyete gre bir farkllk olup olmadn deerlendirmek amacyla Ki-kare analizi yaplmtr. Ki-kare analizinin sonular Tablo 5de sunulmaktadr. Tablo 5: Kz ve erkek rencilerin etik senaryolara verdikleri cevaplarn karlatrlmas (n = 194) Senaryolar Senaryonun Ki-kare P deerleri ynelimi deerleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 * % 5 dzeyinde anlamldr. 2.714 7.019 1.558 2.223 0.585 1.663 5.838 0.472 0.814 1.214 0.257 0.030* 0.459 0.329 0.746 0.435 0.054 0.790 0.666 0.545

Tablo 5de i hayatna ynelik olan ikinci senaryonun anlamllk deerinin p=0.030 olduu grlmektedir. Bu deer p<0.05 artn karladndan ikinci etik senaryo ile cinsiyet arasndaki ilikinin anlaml olduu sylenebilir. Bu bulgulardan hareketle, irketin satn alma eleman olarak, tedarikilerden biri ile nemli bir anlama yaptnz. irketin politikas alanlarn irketin i yapt kii ya da kurumlardan bahi veya benzeri herhangi bir ey almalarn yasaklyor. Tedariki, yaplan i anlamasna teekkr mahiyetinde size 100 dolar gnderdi. Paray kabul ettiniz eklindeki etik senaryonun cinsiyete gre farkllk gsterdii sonucuna varlmtr. Dier senaryolarda cinsiyet baznda anlaml bir farklla rastlanmamtr. Katlmclarn kendilerine verilen her bir senaryodaki frsat nasl deerlendireceklerine ilikin cevaplar Tablo 6da gsterilmektedir. Tablo 6: Etik senaryolarda katlmclarn eylemleri nasl olurdu? (n = 194) Senaryolar1 Senaryonun ynelimi Eylem Evet % Belki % Hayr % 1 12.3 45.4 42.3 2 24.7 19.6 55.7 3 47.5 30.9 21.6 4 30.4 37.6 32.0 5 55.7 25.7 18.6 6 29.9 36.1 34.0 7 47.5 27.8 24.7

456

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

8 9 10 Genel ortalama Ortalama Ortalama 1 Senaryolar ekte sunulmutur. = , = renci.

11.9 24.2 24.2 30.8 24.1 37.5

35.0 27.8 48.0 33.4 31.7 35.0

53.1 48.0 27.8 35.8 44.1 27.4

Tablo 6da da grlebilecei gibi rencilerin yaklak %30.8i belirtilen senaryolara evet ben bunu yapardm, %33.4 belki, %35.8i ise hayr ben bunu yapmazdm eklinde cevap vermilerdir. Katlmclarn %24.1i i ile ilgili etik senaryolara evet ben bunu yapardm eklinde cevap verirken, akademik hayatlaryla ilgili etik senaryolara evet ben bunu yapardm eklinde cevap verenlerin oran %37.5dir. ile ilgili etik senaryolara hayr, ben bunu yapmazdm eklinde cevap verenlerin oran %44.1 iken, rencilerin sadece %27.4lk bir ksm akademik hayatlaryla ilgili senaryolara hayr, ben bunu yapmazdm eklinde cevaplandrmlardr. Buckley vd. (1998) byle bir durumun rencilerin, i dnyasnda etik olmayan davranlar engelleyecek cezalarn daha sert olduu ynndeki alglarndan kaynaklanabileceine dikkat ekmilerdir. Bu almann sonular da benzer ekilde rencilerin akademik hayatlaryla karlatrldnda i hayatnn olumsuz sonularndan daha fazla endie duyduklarn gstermektedir. Katlmclarn verilen senaryolar karsnda nasl hareket edeceklerinin cinsiyet baznda deerlendirildii tablo aada sunulmaktadr. Tablo 7: Kz ve erkek rencilerin etik senaryolar karsndaki eylemlerinin karlatrlmas (n = 194) Senaryolar Senaryonun Ki-kare P deerleri ynelimi deerleri 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 * % 10 dzeyinde anlamldr. 4.621 4.569 1.121 0.172 0.232 0.141 1.123 4.322 2.585 2.333 0.099* 0.102 0.571 0.917 0.890 0.932 0.570 0.229 0.275 0.311

457

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

Tablo 7de grld gibi sadece bir senaryoda katlmclar arasndaki eylem farkll (p < 0.1) istatistiksel olarak anlamldr. hayatyla ilgili birinci senaryoya verilen cevaplar cinsiyet baznda Tablo 8de gsterilmektedir. Tablo 8: Kz ve erkek rencilerin senaryolara verdikleri cevaplardaki anlaml farkllklar Senaryo Senaryonun Eylem ynelimi Evet % Belki % Hayr % 1 K E K E K E 17.2 7.9 39.8 50.5 43.0 41.6 Tablo 8de de grlebilecei gibi senaryo 1 iin, kzlarn evet ben bunu yapardm cevab erkeklerden belirgin bir ekilde daha yksek kmtr. Dier taraftan hayr ben bunu yapmazdm cevaplarna bakldnda da kzlarn ok az bir farkla daha yksek olduu grlmektedir. Konuyla ilgili bilimsel yaznda kadnlarn etik kararlar vermeye ve etik davranlar sergilemeye daha eilimli olduu ifade edilmektedir (Wilborn vd., 2007). Tablo 8de sunulan bu sonu, bilimsel yaznda ifade edilen durumla eliki gstermektedir. SONULAR, NERLER ve KISITLAR Etik problemlerle ilgili seimlerle karlaldnda bireyin karar verme dinamikleri olduka karmaktr. Bu almann balca amac cinsiyetin, karar vericilerin etik ve etik olmayan davranlar semesinde etkili olup olmadn belirlemek ve bireylerin inan sisteminin hangi faktrlerden etkilendiini ortaya koymakt. rencilerin inanlarnn nelerden etkilendiini belirlemek iin katlmclar, iliki ierisinde olduklar kii ya da gruplar, dersler, sektr tecrbeleri gibi 16 farkl kayna deerlendirmilerdir. likili olunan kii ya da gruplar arasnda anne- baba, yakn arkadalar, akrabalar, retmenler, din, din ile ilgili kii ve kurumlar yer almaktadr. Aratrma, ailenin, dinin ve sektr tecrbesinin bireyin deerler sistemini ekillendirdiini ve etik inanlarn etkilediini ortaya koymutur. Trk toplumunda yaayan bireylerin ebeveynlerinin beklentilerine son derece duyarl olmas byle bir sonucun ortaya kmasnda etkili olmu olabilir. Dier taraftan anne-baba ve ocuklar arasndaki ban gl olmas da bu sonucu douran bir neden olabilir. Ortaya kan sonu Bartelsin (1967) grleriyle rtmektedir. Bartels (1967)e gre, etik, iletme eylemlerini doru ya da yanl olarak yarglayabilmek iin gelitirilmi bir standarttr ve etik standartlarnn en temel belirleyicileri aile, din, eitim, hukuk, bireye sayg, deerler ve geleneklerdir (Akt. Ay, 2005). Bu alma ayn zamanda din unsurunun, rencilerin inan sistemlerinin gelitirilmesinde etkili rol oynadn gstermitir. Din, her iki grup renci iin de, bireylerin etik inanlar zerinde etkili olan ilk faktrden birisi olarak ortaya kmaktadr. Bu durum, din unsurunun, insanlarn uymas gereken temel esaslarla birlikte, bir takm ahlaki deerleri ve kurallar iermesinden kaynaklanyor olabilir. nk bu kurallar, kiinin hem kendisini ilgilendiren hem de toplumla olan ilikilerini belirleyen bir zellie sahiptir. Wilborn vd. (2007) tarafndan gerekletirilen, rencilerin etik inanlarn etkileyen faktrlerin aratrld benzer bir almada din ve din ile ilgili kii ve kurumlarn etik inanlar zerindeki etkisinin son derece dk olduu ispatlanmtr. Sz konusu almada aile, yakn arkadalar ve iletme ynetimi dersleri rencilerin etik inanlar zerinde en etkili faktrler olarak ne karken, din ve din ile ilgili kii ve kurumlar son sralarda yer almtr. Bu almada din unsuru rencilerin etik inanlar zerinde nemli rol oynayan

458

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

faktrlerden birisi iken, Wilborn vd. (2007) tarafndan gerekletirilen almada din faktrnn son sralarda yer almas olduka ilgintir. Bu durum Trkiyede din unsurunun, yelerinin deer sistemi zerinde nemli lde etkili olmasndan kaynaklanm olabilir. Dinin, davranlar deerlendirmede bir referans noktas olarak, yelerini daha ahlaki davranmaya ynelttii ifade edilebilir. Dier taraftan karlatrlan aratrmalarda katlmclarn mensubu olduklar dinler iki farkl dindir. Sonular deerlendirilirken bu farkllk da gz nne alnmaldr. Turizm eitimi alan niversite rencilerinin, mesleki yaamlarnda karlaabilecekleri etik konulara ynelik yaklamlarnn nasl ekillenebileceini de aratran bu alma, cinsiyet faktrnn etik karar verme davran zerinde nemli derecede farkllk yaratmadn ortaya koymutur. Katlmclarn %24.1i i ile ilgili etik senaryolara evet ben bunu yapardm eklinde cevap verirken, akademik hayatlaryla ilgili etik senaryolara evet ben bunu yapardm eklinde cevap verenlerin oran %37.5dir. ile ilgili etik senaryolara hayr, ben bunu yapmazdm eklinde cevap verenlerin oran %44.1 iken, rencilerin sadece %27.4lk bir ksm akademik hayatlaryla ilgili senaryolara hayr, ben bunu yapmazdm eklinde cevap vermilerdir. nemli bir farklln ortaya kmamas ilgin bir bulgudur zira, literatr ksmnda da deinildii zere kadnlarn erkeklerden daha etik olduu konusunda bir takm almalar mevcuttur. Katlmclarn ya, eitim durumu asndan birbirlerine ok yakn olmas byle bir sonuta etkili olmu olabilir. Zaman, karar vericiler zerinde psikolojik bir bask unsurudur. rencilerin yetitirememe korkusu onlar daha kolayc yollara srklemi ve etik d davranlara meyilli hale getirmi ve byle bir sonu ortaya km olabilir. Ayrca bu durum tek bir kiilik deikeninin etik karar verme davrann aklayamamasndan kaynaklanm olabilir. Karar verme srecini etkileyen birok faktr bulunmaktadr. Aratrmada bu faktrlerden sadece biri incelenmitir. Gelecek almalarda, ya, medeni durum, kdem gibi faktrlerinde etik karar verme davran zerindeki etkileri ele alnabilir. Aratrma verileri yalnzca anket yntemiyle ve tek bir okuldaki katlmclardan elde edildii iin bulgularn genelletirilmesinde dikkatli olunmas gerekmektedir. Bulgularn genelletirilebilmesi iin farkl corafi blgelerde bulunan bireylerden de verilerin elde edilmesi faydal olabilir. Katlmclarn kendilerini daha uygun etik davran ierisinde gsterme eilimleri pek ok almada olduu gibi bu almann da nemli kstlarndan birisidir. almada sadece cinsiyet deikeninin karar verme davran zerinde anlaml bir farkllk yaratp yaratmad incelenmitir. Bu durum aratrmann bir dier kstn oluturmaktadr. Konuyla ilgili almalarda karar verici tarafndan kullanlan etik karar verme sreci zerinde bu almada ele alnan faktrler dndaki faktrlerinde incelenmesinin faydal olaca dnlmektedir. KAYNAKA ASLAN, Alper ve Metin KOZAK; (2006), Turizmde Gelime ve Etik Sorunlar: niversite rencileri zerine Bir Aratrma, Ege Academic Review, 6 (1), ss. 49-61. AY, Canan; (2005), letmelerde Etik Karar Almada Kltrn Rol, Celal Bayar niversitesi ..B.F. Ynetim ve Ekonomi Dergisi, 12 (2), ss. 31- 52.

459

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

AZZOLU, znur, Esra ERENLER, Leyla SEVM ve Kubilay ZYER; (2008), Etik Alg ve Kontrol Oda Arasndaki likiyi Saptamaya Ynelik Bir alma, 21. European Business Ethics Network Annual Conference, Antalya, ss.149-157.

BARTELS, Robert, (1967), A Model for Ethics in Marketing, Journal of Marketing, 31(1), ss. 20-26. BEKTA, etin ve Mehmet A. KSEOLU; (2007), Etik Kodlarn Ynetsel Karar Alma Srecine Etkileri ve Bir Model nerisi, , G Endstri likileri ve nsan Kaynaklar Dergisi, 9(2), ss. 94- 115.

BELTRAMINI, R.F, R.A PETERSON ve G. KOZMETSKY; (1984), Concerns of College Students Regarding Business Ethics, Journal of Business Ethics, 3, ss. 195-200.

BERGGREN, Ingela, Ingrid BEGAT ve Elizabeth SEVERINSSON; (2002), Australian Clinical Nurse Supervisors Ethical Decision-Making Style, Nursing and Health Sciences, 4 (1-2), ss. 15-23.

BROWNING, J. ve Noel B. ZABRISKIE; (1983). How Ethical are Industrial Buyers Journal of Business Ethics, 12(4), ss. 219-224.

BUCKLEY, Michael R., Danielle S. WIESE ve Michael G. HARVEY; (1998), An Investigation in to the Dimensions of Unethical Behavior, Journal of Education for Business, 73(5), ss.284-290.

CALLAN, Victor, J.; (1992). Predicting Ethical Values and Training Needs in Ethics, Journal of Business Ethics, 11 (10), ss. 761-769.

DUBINSKY, Alan, J. ve Michael LEVY; (1985), Ethics in Retailing : Perceptions of Retail Salespeople, Journal of Academy of Marketing Science,13 (1), ss. 1-16. EL, Meral ve Ltfihak, ALPKAN; (2006), Etik klimin rgtsel Vatandalk Davranlarna Etkileri, Hacettepe niversitesi ..B.F. Dergisi, 24 (1), ss. 141-170. ERGENEL, Azize ve brahim S. MERT; (2003), Dnme Stilleri ve Etik Alg Arasndaki liki: niversite rencileri zerine Bir Uygulama, 1. Trkiye Uluslar aras ve Meslek Ahlak Kongresi Kitab, Hacettepe niversitesi, Ankara, ss. 640.

460

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

FERRELL, O.C. ve Steven J. SKINNER; (1988). Ethical Behavior and Bureaucratic Structure in Marketing Research Organizations, Journal of Marketing Research,25(1), ss. 103-109.

FORD, Robert C. ve Woodrow D. RICHARDSON; (1994), Ethical Decision Making: A Review of the Empirical Litarature, Journal of Business Ethics, 13, ss. 205-221. GEN, Nurullah ve Adem YAVA; (2006), Aristotalesi Sorgulamak: Etik Dersleri Daha Ahlakl alanlar Yaratr m? 14. Ulusal Ynetim ve Organizasyon Kongresi, Bildiriler Kitab, Erzurum, ss. 119-127. GZENER, Evrim; (2009), Etik ve letme Etii zerine, http:// www.egitisim.gen.tr/site/arsiv. 01.04.2011

HUNT, Shelby D. ve Scotti VITELL; (1986), A General Theory of Marketing Ethics, Journal of Macromarketing, 8, ss. 5-16.

KARANDE, Kiran, Mahesh SHANKARMAHESH, Cp RAO ve Zabid RASHID; (2000), Perceived Moral Intensity, Ethical Perception and Ethical Intention of American and Malaysian Managers: A Comparative Study, International Business Review, 9, ss. 37-59. KIREL, idem; (2000), rgtlerde Etik Davranlar, Ynetimi ve Bir Uygulama almas, Anadolu niversitesi Yaynlar, Eskiehir.

KNOTTS, Tami, Tara Burnthorne LOPEZ ve Hani MESAK; (2000), Ethical Judgments of College Students: An Empirical Analysis, Journal of Education for Business, ss. 158-163.

LOE, Terry W. ve William A. WEEKS; (2000), An Experimental Investigation of Efforts to Improve Sales Students Moral Reasoning, Journal of Personal Selling and Sales Management, 20(4), ss. 243248.

LYNN, Christine, Richard, HOWEY ve Thomas COMBRINK; (2007), Students Responses to Ethical Dilemmas, FIU Review, 25(2), ss. 1-14.

461

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

MAHMUTOLU, Abdulkadir ve Nesrin COBANOLU; (2009), Etik ve Ahlak; Snrlar, Kapsam, Farkllklar ve likiler, Trkiye Biyoetik Dernei V. Tp Etii Kongresi Bildiriler Kitab, Rulo Matbaaclk, Ankara, ss. 63-70.

McNICHOLS, Charles, W. ve Thomas, W. ZIMMERER; (1985), Situational Ethics: An Exploratory Study of Differentiators of Student Attitudes, Journal of Business Ethics, 4(3), ss.175-180. MENEKE, Ramazan; (2007), Ankara'da Faaliyet Gsteren A Grubu Seyahat Acentalarnda almakta Olan Personelin Tketiciye Kar Etik Davranlarn Alglama Dzeyleri zerine Ampirik Bir Aratrma, Gazi niversitesi Eitim Bilimleri Enstits Turizm letmecilii Eitimi Ana Bilim Dal, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Ankara, 2007.

OFALLON, Michael J. ve Kenneth M. BUTTERFIELD; (2005), A Review of the Empirical Ethical Decision Making Literature: 1996-2003, Journal of Business Ethics, 59, ss. 375-413. NCEL, Ahmet; (2010), Turistik Blgelerde Hava Limanlarnda Grevli Gvenlik Personelinin Etik Kurallar Alglama Biimlerinin Deerlendirilmesi(stanbul Ve Antalya rnei), Sakarya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits letme Blm Turizm letmecilii Anabilim Dal, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Sakarya, 2010. ZDEMR, Erkan; (2009), Pazarlama Aratrmasnda Etik Karar Alma, Ankara niversitesi SBF Dergisi, 64(2), ss. 119-144. PELT, Elbeyi ve Evren GER; (2007), letme Yneticilerinin alanlarna Kar Davranlarnn Etii Kapsamnda Deerlendirilmesine likin Bir Aratrma, Seyehat ve Turizm Aratrmalar Dergisi, ss. 32-49.

PERRYER, Chris ve Catharina JORDAN; (2002), The Influence and Gender, Age, Culture and Other factors on Ethical Beliefs: A Comparative Study n Australia and Singapore, Public Administration and Management: An Interactive Journal, 7(4), ss. 367-382.

RUEGGER, Durwood ve Ernest W. KING; (1992), A Study of the Effect of Age and Gender Upon Student Business Ethics, Journal of Buseiness Ethics,11(3), ss. 179-186.

462

Say 31 Aralk 2011

Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma

SEKARAN, Uma; (2000). Research Methods for Business: A Skill-Building Approach, 3. Bask. New York, NY: John Wiley & Sons, Inc.

STEDHAM, Yvonne R., Jeanne YAMAMURA ve Rafik I. BEEKUM; (2007), Gender Differences in Business Ethics: Justice and Relativist Perspectives, Business Ethics, 16(2), ss. 163-174. UKUN, C.G., UKUN, S. ve LATF, H. (2004). Turizmde Etik. Adapazar: Sakarya Kitabevi.

WAGNER, Suzanne C. ve Lawrence SANDERS; (2001), Consideration in Ethical Decision-Making and Software Piracy, Journal of Business Ethics, 29, ss. 161-167.

WILBORN, LaChelle R., Robert A. BRYMER ve Ray SCHMIDGALL; (2007), Ethical Decisions and Gender Differences of Europen Hospitality Students Tourism and Hospitality Research, 7, ss. 230-240.

EK1 Senaryolar 1-irket politikalarn ihlal etse de herkes kendi mektuplarn irket hesabndan gnderiyor, bu yzden sizde aynsn yapyorsunuz. 2-irketin satn alma eleman olarak, tedarikilerden biri ile nemli bir anlama yaptnz. irketin politikas alanlarn irketin i yapt kii ya da kurumlardan bahi veya benzeri herhangi bir ey almalarn yasaklyor. Tedariki, yaplan i anlamasna teekkr mahiyetinde size 100 dolar gnderdi. Paray kabul ettiniz. 3-Byk bir kamu kurumunun finans yneticisi olan eniteniz yaplacak olan byk bir irket satn alma hakknda size bilgi veriyor. Bu bilgi gizli, zel ve kamuya ak deil. Kamuya aklanmasndan sonra irketin hisse fiyatlarnn ikiye katlanmas bekleniyor. abuk davrandnz ve haber aklanmadan 1000 adet hisse aldnz. 4-Bir muhasebe dersi esnasnda o gn iin teslim edilmesi gereken ksa ev devi problemine bir zm hazrlamadnz fark ettiniz Bir renci arkadanzn cevabn kopyaladnz ve ders sonunda kendi devinizmi gibi verdiniz. 5- ay iinde mezun olmanzdan ksa bir sre sonra balayacanz bir i pozisyonunu yeni kabul ettiniz. Pozisyonu kabul ettiinizde 2 yllk resmi bir anlama yaptnz. Bu srada kararnz hakknda bilgi sahibi olmayan byk bir firma San Franciscoda ki merkez ofislerini ziyaret etmeniz iin sizi davet etti. Seyahatin ekiciliinden ve btn masraflar o irket karlad iin San Franciscoya gitmeye karar verdiniz. 6- Daha uzun bir yaryl tatili yapmak iin niversiteyi erken terk ettiinizden pazarlama dersinin dnem sonu snavn kardnz. niversitenin bulunduu ehirde doktorluk yapmakta olan amcanz size

463

Atilla AKBABA, Esra ERENLER

Say 31 Aralk 2011

hastalnz iin bir rapor veriyor. Amcanzn sahte raporunu snava girmeme bahanenize destek iin kullanyorsunuz. 7-Pazarlama dersinde 2 gn iinde raporunu tamamlamak zorunda olan 5 kiilik bir grubun yesisiniz. Btn yeler projeden ayn notu alacak. Hoca btn grup yelerinin projeye eit aratrma ve yazm katlmnda bulunmas gerektiini aka belirtti. Ekibiniz programn gerisinde kald ve sizden aratrmann size denden daha byk bir blmn tamamlamanz ve btn raporu yazmanz istedi. Bu fazladan ii yapmay kabul ettiniz. 8- Mezuniyet sonrasnda iletme sahibinin belirli bir politik aday destekledii orta lekli bir firma da balang seviyesinde bir ynetici pozisyonunu kabul ettiniz. Politik adayn seimin yaplaca pozisyon iin en iyi aday olduuna siz de inanyorsunuz. irket sahibi her ynetici zerinden adaya biner dolar aktararak kampanya fonu kanununu ihlal etmek istiyor. Patronun plann uygulamay kabul ettiniz. 9- Gen bir giriimci olarak, yabanc lkelerde i yapan yeni bir irket kurmaya karar verdiniz. ABD ve i yapmak niyetinde olduunuz lkelerin kanunlarnn rvet vermeyi ve almay yasakladn biliyorsunuz. yapmak niyetinde olduunuz lkelerden birindeki memurlardan biri sizin iin harcad abalarn karlnda kranlarnz ifade etmenizin devletin arklarn ok daha hzl bir ekilde dndreceini ak bir ekilde ifade ediyor. karlarnz dnerek memurun istedii paray verdiniz. 10- Okulunuz ak ve net bir biimde duyurulmu bir bilimsel telif politikasna sahip, fakat iletme dersi hocanz bu konuyla ilgili snfta veya ders bilgilendirme formunda bir aklama yapmad. Bir aratrma projeniz iin hocanzn muhtemelen bilmedii bir web sitesinde birok materyal buldunuz. Projenize entegre etmek iin vaktiniz olmadndan materyalin byk bir ksmn trnak iareti kullanmadan ve kaynak gstermeden kullandnz.

464

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

ADAY SINIF RETMENLERNN UYUM VE SOSYALLEME SRECNN NCELENMES


Erol DURAN Yrd. Do. Dr. Uak niversitesi Eitim Fakltesi Ferudun SEZGN Yrd. Do. Dr. Gazi niversitesi Gazi Eitim Fakltesi Okan OBAN Snf retmeni, Ankara l MEM ZET: Bu aratrmada, aday snf retmenlerinin snf ii srelerin ynetimi, atanlan yrenin farkl sosyal yaantsna uyum, kurum kltr ve rgtsel sosyalleme sreleri ile ilgili yaadklar sorunlar belirlenmeye allmtr. almada nitel aratrma yntemi kullanlm ve verilerin analizi betimsel analiz teknii kullanlarak yaplmtr. Veriler, Ar ilinde 2010 ylnda greve balayan 194 aday snf retmenine Aday Snf retmenlerinin Uyum ve Sosyalleme Sreci adl yar yaplandrlm grme formu uygulanarak elde edilmitir. Aratrma sonularna gre, aday snf retmenlerinin byk ounluu snf ii renme ve retme srelerin ynetimi, atanlan evrenin sosyal yaantsna ve kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme ile ilgili baz sorunlar yaamaktadrlar. Bu sorunlar, aday snf retmeninin kendisinden, renciden, veliden, evreden ve okulun kurumsal yapsndan kaynaklanmaktadr. Anahtar Kelimeler: Aday snf retmeni, adaylk eitimi, uyum, sosyalleme

EXAMINING CANDIDATE CLASSROOM TEACHERS COMPLIANCE AND SOCIALIZATION PROCESS


ABSTRACT: In this research, it was tried to determine the candidate classroom teachers problems about managing the learning and teaching process and complying with the different social life of their assigned area, organizational culture and socialization process. The study used qualitative research methods and data was analyzed by using descriptive technique. The data were collected from 194 classroom teacher candidates in the province of Ar who was assigned in 2010. A semi-structured interview form named as "Compliance and Socialization Process of Candidate Classroom Teachers was applied. According to the results, the majority of candidate classroom teachers experienced some problems about managing the learning and teaching processes, complying with the different social life of the assigned area and school organizational culture and socialization process. These problems were originated from classroom teacher candidates themselves, students, parents, and the organizational structure of the school environments. Keywords: Candidate classroom teachers, candidate training, compliance, socialization

465

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

GR retmen, meslek hayatna balad ilk gnden emekliye ayrld son gne dein nemli sorunlarla karlamakta ve byk fedakrlklar yapmaktadr. Bu sorunlar ve fedakrlklar meslein farkl dnemlerinde eitlenmektedir. Meslein ilk ylndaki meslek sorunlar ve retmen fedakrlklar, meslein dier yllarna gre farkl zellikler tamaktadr. Aday snf retmenlerinin byk bir ounluu, yetitii evreden farkl bir sosyal ortamda grev yapmak zorunda kalmaktadr. Bir meslek erbab olma fikrine ve kurum kltrne alma zorluu aday snf retmenlerinin yaadklar dier sorunlar arasnda saylabilir. renme zerine kurulu bir okul hayatndan retme ve ynlendirme sorumluluuna geile birlikte meslektalar ve stler ile ilikilerde ve resmi yazmalarda baz sorunlar sz konusudur. Bunlar, aday snf retmenlerinin meslein ilk ylndaki nemli stres kaynaklar olarak grlebilir. retmenlerin eitim sistemine uyum salamasnda, sistemdeki deer, norm ve tutumlara uygun hareket edebilmesinde sosyalleme srecinin nemi yadsnamaz. Bu adan bakldnda gerek i grenin yapt iten doyum salamas gerekse kurumun amalarnn gereklemesi, sosyalleme srecinin etkililiine baldr (Balc, 2003; Kartal, 2008). Aday retmen retmenlik, 1739 sayl Mill Eitim Temel Kanununun 43. maddesinde, Devletin eitim, retim ve bununla ilgili ynetim grevlerini zerine alan zel bir ihtisas mesleidir. retmenler bu grevlerini Trk Mill Eitiminin amalarna ve temel ilkelerine uygun olarak ifa etmekle ykmldrler. eklinde tanmlanmtr (Mill Eitim Temel Kanunu, 1973). retmen, Mill Eitim Sistemin merkezinde yer almaktadr. Eitimin temel tadr. Eitimde yakn ve uzak hedeflerin gereklemesi, byk oranda retmenin eitim retim srecindeki yeterliliine ve performansna baldr (Balolu, 2001; Kahyaolu ve Yangn, 2007). Mill Eitim Bakanl Aday Memurlarn Yetitirilmelerine likin Ynetmelikte (MEB, 1995) aday retmen (memur), temel, hazrlayc ve uygulamal eitimlere tabi tutulmak zere Bakanlk merkez ve tara tekilatndaki grevlere ilk defa devlet memuru olarak atananlar; adaylk eitimi ise, aday memurlarn yetitirilmesi amacyla dzenlenen temel, hazrlayc ve uygulamal eitim devrelerini iine alan eitim olarak tanmlanmtr. Adaylk eitimi, retmenin rgtsel aidiyetini, mesleine balln ve uyum salama srecinin salkl olarak gereklemesini salayc en kritik dnemdir. Bu sebeple retmenlerin meslei benimsemelerinde ve sosyallemelerinde adaylk dnemi nemli bir aamadr. nk bu sre mesleki sosyallemede bir gei dnemidir (Balc, 2003; Hoy ve Woolfolk, 1990). Bu dnemde retmenler, gelecekteki baarlarnn temelini ekillendirecek beceri ve alkanlklar kazanmaya balarlar. Bu gei dneminde pek ok retmenin mesleine ilikin bak as ekillenmeye balar. Bu dnemde aday retmenin mesleine ve alma ortamna ilikin olumlu bir bak kazanabilmesi ve uygulamaya ilikin temel yeterlikleri edinebilmesi bata okul yneticileri olmak zere meslektalar ve okul evresi ile sosyal etkileimine baldr (Baar, 1993; Baaran, 1994; Ekinci, 2010).

466

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

Aday retmenin kuruma ve retmenlik mesleine daha kolay uyum salamas amacyla yaplan adaylk eitimi aslnda retmen eitiminin nemli bir kesitini oluturmaktadr. nk bu eitimle, aday retmenin hizmet ncesi eitiminde rendiklerinin stne retim ilke ve yntemleri, ders ara ve gereleri, planlama, rehberlik, lme ve deerlendirme, retmenlik mesleine ilikin ynetmelik ve yasalar, zlk haklar gibi konularda ek bilgi, beceri ve tutumlar kazandrlmakta ve ayn zamanda bunlarn uygulamas da yaptrlmaktadr. Bu adan adaylk eitimi, hizmet ncesi retmen eitiminin bir devam niteliini tamaktadr (Atakl, 1992; Hacolu, 1991; zonay, 2004; Poyraz, 2007). Aday retmen Mill Eitim Bakanlna bal resmi veya zel bir eitim kurumuna atamas yaplm ve meslee balam ancak asaletini almam retmendir. Adayl sresince retmen, deneyimli bir retmeni izlemekle ykmldr. Ancak, retmen a nedeniyle her yl ok sayda stajyer retmene snf verilmektedir. Aday retmenlerin Sosyalleme Sreci Tm mesleklerde olduu gibi retmenlik asndan da nemli olan rgtsel sosyalleme, igrenin rgtn bir yesi olarak gerekli tutum, deer, norm, davran, strateji ve bilgileri rendii bir sre olarak tanmlanabilir (Robbins, 1990; Cable ve Parsons, 2001). Bu sre, bireyin rgtsel roln kabullenmesi ve rgtn bir yesi olabilmesi iin rgtn deerlerini, kendisinden beklenen yeterlikleri ve davranlar, gerekli bilgileri edinmesi anlamna gelmektedir (Kraimer, 1997). rgtsel sosyalleme, igrenlerin yeni bir ie ve rgtsel rollerine uyum saladklar bir sre olarak kabul edilebilir. Ksacas, rgtsel sosyalleme, birey ile rgtn btnletirilmesi anlamna gelir (Balc, 2003). rgtsel sosyalleme sayesinde rgte yeni katlan igrenler, rgtn deerlerini, normlarn, politika ve prosedrlerini renirler ve kendilerinden beklenenlere ilikin bilgi edinirler. Bu adan, rgtsel sosyalleme srecinin temel amacnn, igreni rgtn etkili bir yesi haline getirmek olduu belirtilebilir (Can, 2002). Hem bir deiim hem de bir renme zellii olan rgtsel sosyalleme srecinde, eski tutum, deer, inan ve davranlar deitirilerek yenileri kazanlabilir. Bu deiimle birlikte, rgtn amalar, bu amalara ulatracak aralar, grevin gerektirdii sorumluluklar, rgtsel norm ve deerler renilebilir (alk, 2003). rgtsel amalarn ve deerlerin renilmesi, rgte yeni gelen igrenlerin sosyalleme srelerinin nemli bir boyutunu oluturur (Kraimer, 1997). rgtsel sosyalleme uygulamalar, yeni igrenlerin deerlerini etkileyerek, onlarn zaman iinde rgtle daha uyumlu hale gelmelerini salamaktadr (Chatman, 1991). Bu nedenle, birey-rgt uyumu, rgtsel sosyalleme ile geliir. Bu balamda, aday retmenlerin rgtsel sosyalleme srecinin nemi yadsnamaz. rgtsel sosyalleme sreci, yeni igrenlere rgt ortamndaki olaylar alglamalar ve dier igrenlerle iletiime ve etkileime gemeleri iin bir ereve sunarak, rgtn gerekli temel deer ve normlarnn srekliliini salar. rgt asndan nemli deer ve normlarn devamn salamas bakmndan, rgtsel sosyalleme, nemli bir sre olarak grlmelidir. Ayrca, sosyalleme sreci yeni igrenlerin kiisel deerleri ile rgtn deerlerinin uyumuna yardmc olduundan, igrenlerin rgtsel ballklar daha gl olur. Bylece, rgtn insan kaynaklar boyutunda igren seme ve eitim yatrmlarndan elde edecei getiriler de artar (Cable ve Parsons, 2001). Aday retmenlerin baarl bir rgtsel sosyalleme sreci yaamalar onlarn okula ve meslee ballklarn olumlu ynde etkileyebilir.

467

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

Bireyin belirli bir sosyal grubun ya da toplumun oluturulmu normlarn ve yollarn renmesi ya da bunlar genel olarak kabul etmesi sreci (Kartal, 2003; Parlak, 2005) olan sosyalleme; sosyal, kltrel, politik, ekonomik, antropolojik, psikolojik, ynetsel ve felsefi ynleri bulunan dolaysyla birok bilim daln ilgilendiren karmak bir kavramdr (Balc, 2003). rgtsel sosyalleme, kurallar renme, eitilme ve bir rgtte ya da baz alt birimlerinde nelerin nemli olduunu retme srecidir (Can, 2002; elik, 1993). Bir eitim rgt olarak okulda sosyalleme, rgt yelerinin okulun deer ve normlarn renmesi ve uymas srecidir. Sosyalleme, okul yneticisinin iini ve tepkisini (koruyucu ya da yeniliki) ekillendirir. retmenlerin sosyallemesi; mesleki deer, tutum ve ilgilerini kabul etme ve bunlarn nasl deitirileceini renmeyi kapsar (Kartal, 2007; Memduholu, 2008; Parlak, 2005). Trkiyede aday retmenlerin kurum kltrne uyum ve sosyallemeleri iin baz uygulamalar yaplmaktadr. lkretim Genel Mdrlnn Ho Geldin retmenim adl uygulamas, retmenlere verilen adaylk eitimleri, vb. Ancak bu uygulamalarn ne derece etkili olduu ve bir plan dahilinde yaplp yaplmad tartmaldr. AMA Bu aratrmann amac, aday snf retmenlerinin snf ii srelerin ynetiminde ve ynetiminde, atand yerin farkl sosyal yaantsna uyumda ve kurum kltrne almada (meslek erbab olma, paydalarla ilikiler, resmi yazma, vb.) ne tr sorunlar yaadklarn belirlemektir. Bu sorunun cevabn daha derinlemesine irdeleyebilmek amacyla ilgili literatr taramasnn sonucunda u alt sorular ortaya kmtr: Aday snf retmenleri snf ii srelerin ynetiminde ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? Aday snf retmenleri atandklar evrenin sosyal yaantsna uyum ile ilgili ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? Aday snf retmenleri kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme ile ilgili ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? Aday snf retmenlerinin sz konusu bu alanlarda karlatklar sorunlarn kaynaklar nelerdir? YNTEM almann yukarda belirtilen amac ve aratrma sorular erevesinde, sosyal bir olguyu derinlemesine anlamlandrmak ve irdelemek ihtiyacndan hareketle nitel aratrma yntemi kullanlmtr. Yldrm ve imeke (1999) gre, nitel aratrma bir olguyu ilgili bireylerin bak alarndan grebilmeye ve bu bak alarn oluturan sosyal yapy ve sreleri ortaya koymaya olanak vermektedir. almada, amal rnekleme yntemi ve buna bal olarak lt rnekleme kullanlmtr. Ar ilinde 2010 ylnda greve yeni balayan snf retmenlerinden 194ne, temel eitimleri srasnda Aday Snf retmenlerinin Uyum ve Sosyalleme Sreci adl yar yaplandrlm grme formu uygulanmtr. Verilerin analizinde, betimsel ve ierik analizi teknikleri kullanlmtr. Aratrmann alma grubunu, 194 aday snf retmeni oluturmaktadr. Bu retmenlerin 63 (%32.4) kadn, 131i (%67.6) erkektir.

468

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

Veri Toplama Arac ve Verilerin Toplanmas almann amalar nda nitel veri toplama aralarndan biri olan yar yaplandrlm grme formu kullanlmtr. Bu balamda, kavramsal ereveyi oluturmak ve grme sorularn nitelikli hazrlamak amacyla kapsaml bir alanyazn taramas yaplm, genel tema belirlenmi ve veri toplama arac olarak alt sorularla birlikte 22 maddelik yar yaplandrlm bir grme formu hazrlanmtr. Grme ynergesinin pilot denemesinden sonra baz sorularn ierik ve biimlerinde deiiklikler yaplm ve veri toplama srecine geilmitir. Grme srecinin niteliini arttran kriterlere (grme srecinde yantlarn amatan sapmamasna dikkat etmek, notlar almak, yantlarn sorulardan ok daha uzun ve detayl olmas, zengin ve derinlie sahip yantlar elde etmek ve katlmcnn fikirlerine mdahale etmemek) sadk kalnmtr (rc ve imek, 2011). BULGULAR Alanyazn ve verilerin analizinden ortaya kan temalar, snf ii srelerin ynetimi, aday retmenlerin atandklar evrenin sosyal yaantsna uyum ve kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme ile ilgili sorunlar eklinde zetlenebilir. Grme sonularnda ortaya kan temalar ve kodlar ayrntl olarak Tablo 1de sunulmutur. Tablo 1 erik Analizinden Ortaya kan Temalar Temalar Kodlar Snf i Srelerin Ynetimi - renme retme sreleri - rencileri okula ve derse motive etme - rencilere danmanlk ve rehberlik yapma - Ders ara gerelerinin ve retim materyallerinin kullanm - renci baarsn lme ve deerlendirme evrenin Sosyal Yaantsna - Aileden uzak olma Uyum - Arkadalarndan ve dostlarndan uzak olma - Alt ehir hayatndan uzak olma - Barnma - Beslenme - Teknolojiden ve teknolojik gelimelerden uzak olma - Sosyal faaliyetlerden (sportif ve sanatsal faaliyetler, vb.) uzak kalma - Yre halk ile iletiim kurma - Yrenin kltrne uyum Kurum Kltrne Uyum ve - Grev, rol ve sorumluluklar rgtsel Sosyalleme - zlk haklar - Ynetici, meslekta, veli, vb. ile iletiim - Okulda dzenlenen tren ya da kutlamalar - Kurum iindeki uzmanlk alanlarn alglama - Ortak kurum dili (teknik terim, jargon ve ksaltmalar) - Temel ve hazrlayc eitim sreci

469

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Snf i Srelerin Ynetimine likin Sorunlar Aratrmaya katlan retmenlerin, Aday snf retmenleri snf ii srelerin ynetiminde inde ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? sorusuna verdikleri cevaplar Tablo 2de zetlenmitir. Tablo 2 Aday Snf retmenlerinin Snf i Srelerin Ynetiminde Karlatklar Sorunlar Karlalan Sorunlar f 179 renci baarsn lme ve deerlendirme 166 rencileri okula ve derse motive etme 142 renme retme sreleri Ders ara gerelerinin ve retim materyallerinin 136 kullanm rencilere danmanlk ve rehberlik yapma 121

% 92.3 85.6 73.2 70.1 62.4

Aratrmaya katlan aday retmenlerin snf ii renme ve retme srelerinin ynetimi konusunda daha ok renci baarsnn deerlendirilmesi (f = 179, %92.3) ve rencileri okula ve derse kar motive etme (f = 166, %85.6) konularnda sorun ve sorun yaadklar grlmektedir. Dikkati eken dier sorunlar arasnda renme ve retme srecinin ynetimi, ders ara ve gerelerinin kullanm ve rencilere danmanlk ve rehberlik yapma gibi konularda yaanan sorunlar yer almaktadr (Tablo 2). renme ve retme sreleri ile ilgili sorunlarla karlatklarn belirten retmenler bunun sebeplerini yetersiz retmenlik meslek bilgisi ve becerisine sahip olmak ve birletirilmi snflarda retmenlik yapyor olmak eklinde ifade etmilerdir. retmenler birletirilmi snfta nasl retmenlik yaplacana ynelik aldklar eitimin ok yetersiz olduunu sylemektedirler. Ayrca, retmenlik uygulamas eitimlerini merkezi okullarda yapm olmalarnn yanl olduunun farkna vardklarn belirtmektedirler. retmenler, meslek bilgisi ve becerisi eksikliklerinin en ok ilkokuma yazma dersinde ortaya ktn vurgulamaktadrlar. lkokuma yazma retimi zel nem gerektirmektedir. Deneyim sahibi ilkretim birinci snf retmenleri, birletirilmi olmayan tek snfl dersliklerde bile ilkokuma yazma retiminde olduka zorlanmaktadr. Ortada byle bir gereklik varken, retmenlik meslei, birletirilmi snflar ve ilkokuma yazma retimi ile ilgili hi bir tecrbesi olmayan aday retmenlere renci teslim etmek byk bir hatadr. Ayrca, aday snf retmenleri birletirilmi snflarda ders ieriklerini yetitiremediklerini ve sre yetersizliinin renme retme srecinde nemli bir sorun olarak karlarna ktn sylemektedirler. Rehberlik yapacak bir meslekta veya yneticinin olmay baka bir sebeptir. Aratrmaya katlan retmenler tek retmenli okullarda almaktadrlar. Bu sebeple onlara rehberlik yapacak bir meslekta eksikliini srekli hissettiklerine vurgu yapmaktadrlar. Lisans eitimindeki yetersizlikler, rencilerin hazr bulunuluk dzeylerinin dk olmas ve renci seviyesine inememek de aday retmenlerin bu alanda yaadklar sorunlar nedenleri arasndadr.

470

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

Aday retmenlerde snf ii srelerinin ynetiminde, tecrbesizlik, gereki olmayan beklenti, deer ve amalarn olduu sylenebilir. Adaylk srecinin banda retmen, rencilerin sosyal ve psikolojik olarak retime hazr olmadklarn grmektedirler. Bunun yannda okulun isteklerini verilen zaman sresi iinde en iyi ekilde yerine getirdiklerine ve rencilerin yetenek dzeyi ve problemleri konusunda kendilerini yeterli grmemektedirler. retim yntem, teknik ve materyallerini uygulamada sorunlarla karlamaktadrlar (Blase, 1985). retmenler, rencileri okula ve derse motive etmede ve danmanlk ve rehberlik yapmada zorlanmalarnn sebeplerini u ekilde sralamlardr: 1. Gurbette ve yetersiz artlar altnda mesleklerini yapmaya alan retmenlerin kendileri, okula ve derse kar motive olamamaktadrlar. Bu sebeple renciyi derse ve okula motive etme ikinci planda kalmaktadr. 2. Kalabalk ailede yaayan rencilere anne ve babalar gerekli ilgiyi gstermemektedirler. Bu sebeple kendini deersiz hisseden rencileri okula ve derse motive etmek neredeyse imknszdr. 3. rencilerin evrelerinde eitim alarak meslek sahibi olmu bir model bulunmadndan retmenler modellerin etkileyici ve itici gcnden faydalanamamaktadrlar. 4. rencilerin ounluu neden eitim almas gerektii bilincine sahip deildir. 5. renciler, okul d zamanlarda ailelerinin yorucu ilerinde almak zorunda kalmaktadrlar. rencilere danmanlk ve rehberlik yapma konusunda yetersiz olduklarn belirten retmenler, bunun sebepleri olarak lisans dzeyinde aldklar eitimin eksikliine ve rehberlik ve ynlendirmenin tecrbe gerektiren bir beceri olduuna vurgu yapmaktadrlar. retmenler renci sorunlaryla nasl baa kacam bilmiyorum, bana dantklarnda ne yapacam aryor ve korkuyorum. eklinde duygularn ifade etmektedirler. retmeler ayrca, evrelerinde danacaklar rehber birinin olmadna da tekrar tekrar vurgu yapmaktadrlar. Ders ara gerelerinin ve retim materyallerinin kullanm ile ilgili sorunlar yaadklarn belirten retmenler, okullarnda ders ara gereleri olmadn veya olan ders ara gerelerinin ise kullanlamaz hlde olduunu belirtmilerdir. Bu nemli bir sorundur ve retim materyalinin kullanlmad renme retme sreleri ok verimli gemeyecektir. renci baarsn lme ve deerlendirme ile ilgili sorun yaadklarn belirten retmenler, KPSSye alrken lme deerlendirmenin teorik ynn ok iyi rendiklerini ancak i bu bilgilerin pratie dklmesine gelince ok zorlandklarn belirtmektedirler. Ayrca retmenler, snfta kalmann olmaynn renci baarsn lme ve deerlendirmede nemli bir sorun oluturduunu ifade etmektedirler. retmenler rencinin karne notunu verirken kanaatlerini kullandklarn fakat bunu el yordamyla yaptklarn sylemektedirler. Aday retmenler, meslein ve konu alannn uzmanl ile snfn ve retimin ynetimde, retim stratejilerinin yntem ve tekniklerinin kullanlmas, renme-retme srelerinin planlanmas ve gerekletirilmesi, lme ve deerlendirme durumlarnn dzenlenmesi; renci renme glklerini saptama ve zm bulma, renci danman, arkada ve rol modeli olma gibi karmak grevleri yerine getirmesi gerekmektedir. Bunun yannda bireyler aras ilikilerde, okul evre ilikilerinde ve eitsel almalarn ynetiminde glkler yasayan aday retmen, ayrca bireysel gereksinimlerini

471

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

karlamak ve yaamn var olan koullar iinde srdrmek zorundadr (Ouzkan, 1982:36). retmenin bu kadar sorunla ba etmesini beklemek olduka gtr. Aday Snf retmenlerinin Atandklar evreye Uyum Sorunlar Aratrmaya katlan retmenlerin Aday snf retmenleri atandklar evrenin sosyal yaantsna uyum ile ilgili ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? sorusuna verdikleri cevaplar Tablo 3te belirtilmitir. Tablo 3 Aday Snf retmenlerinin Atandklar evreye Uyum le lgili Sorunlar Karlalan Sorunlar Barnma Alt ehir hayatndan uzak olma Teknolojiden ve teknolojik gelimelerden uzak olma Sosyal faaliyetlerden (sportif ve sanatsal faaliyetler, vb.) uzak kalma Beslenme Aileden uzak olma Arkadalarndan ve dostlarndan uzak olma Yre halk ile iletiim kurma Yrenin kltrne uyum

f 184 165 127 105 74 66 63 61 49

% 94.8 85.0 65.0 54.1 38.1 34.0 32.5 31.5 25.3

Aratrmaya katlan aday retmenlerin atandklar evreye uyum konusunda daha ok barnma (f = 184, %94.8) ve alt ehir hayatndan uzak olma (f = 165, %85.0) konularnda sorun ve sorun yaadklar grlmektedir. Dikkati eken dier sorunlar arasnda teknolojiden ve teknolojik gelimelerden uzak olma, sosyal faaliyetlerden (sportif ve sanatsal faaliyetler, vb.) uzak kalma, aileden uzak olma, arkadalarndan ve dostlarndan uzak olma, yre halk ile iletiim kurma ve beslenme gibi konularda yaanan sorunlar yer almaktadr (Tablo 3). Aileden, arkadalarndan ve dostlarndan uzak olma zorluunu yaayan retmenler, u an altklar yerin memleketlerine ok uzak olduunu belirtmektedirler. Memlekete gidi gelilerin zor oluunun hlen nemli bir sorun olduunu sylemektedirler. Adayln ilk haftalarnda aile, arkada ve dostlarn ok zlediklerini ve bu yzden derse ve okula kar hi motive olamadklarn ve kendilerini ok yalnz hissettiklerini belirtmektedirler. retmenliin ilk gnlerinde bu meslei setiklerine ok piman olduklarn syleyen retmenler, zamanla burada yeni arkadalar edindiklerini ve evreye uyumla birlikte bu sorunlarn aldn ifade etmektedirler. Alt ehir hayatndan uzak olma zorluunu yaayan retmenler, bu sorunu derinden hissetmektedirler. Srekli ev ve evresinde yaamak zorunda olduklarn belirten retmenler, barndklar lojman veya evlerin ok kk ve eski olduunu sylemektedirler. Doalgaz veya kaloriferli bir evde yaamaya alkn olduklarn ancak imdi sobal bir evde yaamak zorunda kaldklarn belirten retmenler, bu durumun kendileri iin nemli bir sorun olduunu

472

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

vurgulamaktadrlar. retmenler, beslenme ile ilgili nemli bir sorun yaamadklarn ve yre halknn kendilerini sk sk misafir ettiini belirtmektedirler. Yaadklar evrenin teknolojiyi kullanmaya ok msaade etmediini syleyen retmenler, teknolojik gelimelerden de haberdar olmalarnn mmkn olmadn ve iinde bulunduklar yaam standartlarnn da buna msaade etmediini ifade etmektedirler. Sosyal faaliyetlerden (sportif ve sanatsal faaliyetler, vb.) uzak kaldklarn belirten retmenler, bu durumun kendilerini bireysel yaama ittiini belirtmektedirler. Okul d zamanlarnn ounu, kitap okuma, sinema ve TV izleme ile geirdiklerini belirten retmenler, kendilerine olduka fazla zaman ayrdklarn ifade etmektedirler. Yre halk ile iletiim kurmada ve onlarn kltrne almada ok zorlanmadklarn belirten retmenler, halkn scakkanl olduunu ve onlarla iletiim kurmak iin onlara bir selam vermenin yeterli olduunu belirtmektedirler. retmenlerden ve halktan bazlarnn bir birlerine kar nyargl olduunu, bu durumun karlkl uyumu ilk balarda zorlatrdn ancak zamanla taraflar birbirini tandka bu durumun aldn ifade etmektedirler. Aday Snf retmenlerinin Kurum Kltrne Uyum ve rgtsel Sosyalleme Sorunlar Aratrmaya katlan retmenlerin, Aday snf retmenleri kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme ile ilgili ne tr sorunlarla karlamaktadrlar? sorusuna verdikleri cevaplar Tablo 4te belirtilmitir. Tablo 4 Aday Snf retmenlerinin Kurum Kltrne Uyum ve rgtsel Sosyalleme le lgili Sorunlar Karlalan Sorunlar f % Temel ve hazrlayc eitim sreci 154 79.4 Velilerle iletiim kurma 142 73.2 zlk haklar 141 72.7 Kurum iindeki uzmanlk alanlarn alglama 136 70.1 Ynetici, meslekta, vb ile iletiim kurma 83 42.8 Grev, rol ve sorumluluklar 74 38.1 Ortak kurum dili (teknik terim, jargon ve ksaltmalar) 24 12.4 17 8.8 Okulda dzenlenen tren ya da kutlamalar Aratrmaya katlan aday retmenlerin kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme konusunda daha ok temel ve hazrlayc eitim sreci (f = 154, %79.4), velilerle iletiim kurma (f = 142, %73.2), zlk haklar (f = 141, %72.7) ve kurum iindeki uzmanlk alanlarn alglama (f = 136, %70.1) konularnda sorun yaadklar grlmektedir. Dikkati eken dier sorunlar ynetici, meslekta, vb ile iletiim kurma, grev, rol ve sorumluluklar, ortak kurum dili ve okulda dzenlenen tren ya da kutlamalar gibi konularda yaanan sorunlar yer almaktadr (Tablo 4). Grev, rol ve sorumluluklar ile ilgili sorunlar yaayan retmenler, gerekli gereksiz birok grev, rol ve sorumluluklarnn olduunu ve bunlar yapmak zorunda olmann kendilerine sknt verdiini sylemektedirler. renciden de, okulun atsndan da, okul bahesinde ki amurdan da retmenin

473

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

sorumlu olduunu belirten retmenler: Okulda hem mdr, hem retmen, hem memur, hem hademeyiz. eklinde yaknmaktadrlar. Gereksiz dosya ve evraklarla uratklarn ve yazma kurallar ile ilgili bilgi eksiklerinin mevcut olduunu syleyen retmenler, bu eksikliin giderilme sreci ierisinde yaplan hatalarda yneticilerin ho grl olmadn ifade etmektedirler. retmenler, gereksiz grev, rol ve sorumluluklarla uramaktan gerek grevleri olan retmenlii yapamadklarn ifade etmilerdir. Ayrca, okul giderleri iin bir bte olmadn ve yneticilerinin bu duruma kaytsz kald iin okulla ilgili harcamalar kiisel btelerinden yaptklarn belirtmektedirler. zlk haklar ile ilgili sorun yaayan retmenler, bunun sebebi olarak unlar sralamaktadrlar: zlk haklar ile ilgili gerekli eitimi alm olmamalar zlk haklarn anlatan mevzuatn anlalrlnn dk olmasnn farkl yorumlara sebebiyet vermesi Mevzuatn srekli deimesi sonucu takip edilememesi

Ayrca retmenlerin byk bir ounluu zlk haklar konusunda, meslektalarnn ve yneticilerin de ok bilgisi olmadn ve konu ile ilgili sorulan herhangi bir soruya net cevap alamadklarn ifade etmektedirler. Ayrca retmenler, maalarnn ok yetersiz olduunu ve ihtiyalarn karlamadn sylemektedirler. Yneticileri ve meslektalar ile iletiim kurmakta sorun ektiklerini belirten retmenler, okulda ve derste karlatklar sorunlarda yneticilerin kendilerine ok yardmc olamadklarn veya olmadklarn belirtmektedirler. Kendi sorununu kendiniz zeceksiniz. anlaynn hakim olduunu syleyen retmenler, bu durumda kendilerine meslektalarnn greceli olarak yardmc olduunu ancak sorunlarn tam olarak zlemediini ifade etmektedirler. retmenler okulda dzenlene tren ve kutlamalarla ilgili ok fazla sorun yaamadklarn ancak kutlama ve trenlerin ok fazla olduunu ve tekrar tekrar ayn eyleri yaptklarn belirtmektedirler. Kutlama ve trenlerde kendilerinin ve rencilerinin youn bir hazrlk yaptklarn ancak yre halknn bu kutlama ve trenlere yeterince katlmadn, bu durumun hem kendi hem de rencilerin morallerini bozduunu ifade etmektedirler. retmenler kurum iindeki uzmanlk alanlarn alglamay akllarndan bile geiremediklerini ifade etmektedirler. Karlatklar ve zmek zorunda kaldklar sorunlarn merkezi okullarda okul yneticileri, memurlar ve hizmetliler tarafndan zldn, dolaysyla orada retmenlerin asl grevleri olan retmenlikte uzmanlk alanlarn alglayabileceklerini ama bunun u an altklar okullarda mmkn olamayacan vurgulamaktadrlar. Aday eitimleri srasnda aldklar temel ve hazrlayc eitiminin kendilerine hi bir ey katmadn syleyen retmenler, bu eitim ieriinin ve yaplma biiminin deitirilmesi ynnde gr belirtmektedirler. Eitim ieriinin faydal ve gncel olmadn dile getiren retmenler ayrca eitim zamanlarnn hafta sonu olmasndan da rahatsz olduklarn ifade etmektedirler. Bu eitim iin Cuma gn kyden ileye; Pazar gn ileden kye yolculukta ok zorlandklarn ve hi dinlemediklerini bu

474

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

sebeple hafta ii okulda verimli olamadklarn sylemektedirler. Yldrm (1997) ve Kocadan (2001) aday retmenler ile ilgili yaptklar aratrmalarda elde etikleri sonular bu aratrmann sonularn desteklemektedir. Velilerin okula ve okul kltrne duyarsz olduunu, eitime ve eitimin faydalarna inanmadklarn belirten retmenler, velilerin ilgisizlii nedeniyle okul aile birlii faaliyetlerinin yrtlemediini ve veli toplantlarnn yaplamadn ifade etmektedirler. Kck ky yerinde veliye ulamann olduka zor olduunu belirten retmenler, onlara ulatklarnda ise okuldan ve eitimde konumak istemediklerinden yaknmaktadrlar. SONU VE NERLER Aday snf retmenleri, snf ii srelerin ynetiminde, atandklar evrenin sosyal yaantsna ve kurum kltrne uyum ve rgtsel sosyalleme ile ilgili nemli sorunlarla karlamaktadrlar. retmenlerin mesleklerinin ilk ylnda baz sorunlar yaamalar doal kabul edilebilir. Ancak, eitim sistemimizin yaps ve lke koullar gerei bu sorunlar katlanmaktadr. Aday snf retmenleri doal olarak yetersiz retmenlik meslek bilgisi ve becerisine sahipken bir de birletirilmi snflarda retmenlik yapmak zorunda olmamaldrlar. Onlara rehberlik yapacak bir meslekta veya yneticinin olmay, rencilerin hazr bulunuluk dzeylerinin dk olmas ve renci seviyesine inememesi renme retme srecinin verimsiz gemesine sebep olacaktr. Meslein ilk ylnda retmenlere snf verilip verilmemesi konusunda dikkatlice dnlmesi gerekmektedir. retmenlik mesleine yeni balayan bir retmenin hizmet ncesinde ald eitim arlkl olarak teorik dzeyde gereklemektedir. Oysa retmenlik, teorik bilgi birikiminin yannda uygulamaya dayal deneyim ve yaant ile bir btnlk gsteren; sanatsal, sosyal ve liderlik boyutlar arlkta olan bir meslektir. Bu bakmdan, meslee yeni balayan retmenlerin ilk yln ifade eden adaylk sreci uygulamaya dayal etkin ve ilevsel bir planlama ile yeterli deneyim ve beceri kazandracak nitelikte olmaldr (Ekinci, 2010; Sarta, 2007). Bu dncelerden hareketle eitim fakltelerindeki ders ieriklerinin teori-pratik dengesi dzenlenerek retmen yetitirme programlar yeniden yaplandrlmaldr. Ailelerinden, arkadalarndan ve dostlarndan uzak olmann getirdii skntlar, evreye uyumla birlikte zamanla ksmen almaktadr. Ancak, ehir hayatna alkn bireylerin krsalda yaamlarn kolaylatrc tedbirler alnmas gerekir. Dersliklerin ve lojmanlarn yapsnn iyiletirilmesi, teknolojik alt yapnn salanmas bu tedbirlerden bir ka olabilir. Sosyal faaliyetlere (sportif ve sanatsal faaliyetler, vb.) alkn olan ve srekli bu faaliyetlerde bulunmas zaruri olan retmenlerin bu ihtiyalar le ve l Mill Eitim Mdrl yneticileri tarafndan giderilmelidir. retmenler, gereksiz grev, rol ve sorumluluklarla uramaktan gerek grevleri olan retmenlii tam olarak yerine getirememektedirler. Gereksiz dosyalar, evraklar, yazmalardan bir an nce vazgeilmelidir. retmenler zlk haklarn bilmemektedirler. Bunun sebepleri olarak mevzuatn

475

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

anlalr olmamas ve srekli deimesi gsterilebilir. Ayrca meslektalarnn ve yneticilerin mevzuat farkl yorumlamalar da aday snf retmenlerinin zihninde karmakla sebep olmaktadr. Aday snf retmenleri yneticileri ve meslektalar ile iletiim kurmakta sorun ekmektedirler. Okulda ve derste karlatklar sorunlarda yneticiler onlara ok yardmc olamamakta ya da olmamaktadrlar. Kyde birletirilmi snfta grev yapan retmenin, ile merkezindeki retmenden daha ok yardma ihtiya duyduu bilincinin gelimesi gerekmektedir. Aday retmenlerin aldklar temel ve hazrlayc eitim, onlarn mesleki ve kiisel geliimini destekleyecek nitelikte deildir. Bu eitim ieriinin gncelletirilmesi ve sunulma biiminin deitirilmesi gerekmektedir. Eitim fakltelerinde ders ieriklerinde teorik ve pratik dengesi pratik lehine deitirilmelidir. Ayrca, retmenlik uygulamalar ve okul deneyimi derslerinin program ierisindeki arl artrlmal ve bu derslerin uyguland okullar merkezi okullardan ky okullarna kaydrlmaldr. Aday snf retmenlerinin atandklar evreye ayak uydurmak iin velilerle ve halka belirli bir mesafe ierisinde olmak kaydyla samimiyet gelitirmelerinde fayda vardr. Bu amala dn trenlerine ve cenaze merasimlerine katlmal, toplu yemeklere itirak etmelidir. retmenler, velinin okula gelmesini tevik edici etkinlikler dzenlemeli ve veliyi bu etkinliklere dhil etmelidir. Aday retmenlik srecinde deneyimli-deneyimsiz retmen ilikisi usta rak ilikisine dntrlmeli ve ada uygulamada rnekleri olan mentrlk eklinde gereklemelidir. retmenlik performansnn meslein ilk ylnda ortaya kmas beklenemez. Bu sebeple, retmen adaylar mesleklerinin en azndan ilk ylnda merkezi bir okulda, tecrbeli retmenlerin rehberliinde yardmc retmenlik grevi yapmaldrlar.

KAYNAKA Atakl, A. (1992). Verimlilik iin ie altrma eitimi ve nemi. Verimlilik Dergisi, 21(3), 7-22. Balc, A. (2003). rgtsel sosyalleme: Kuram, strateji ve taktikler. Ankara: Pegem A. Balolu, N. (2001). Etkili snf ynetimi. Ankara: Baran. Baar, H. (1993). Eitim denetisi. Ankara: Pegem. Baaran, . E. (1994). Eitime giri. Ankara: Kadolu. Blase, J. J. (1985). The socialization of teachers: An ethnographic study of factors contributing to the rationalization of the teacher's instructional perspectives. Urban Education, 20(3), 235-256. Cable, D. M., & Parsons, C. K. (2001). Socialization tactics and person-organization fit. Personnel Psychology, 54(1), 1-23. Can, H. (2002). Organizasyon ve ynetim. Ankara: Siyasal.

476

Say 31 Aralk 2011

Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi

Chatman, J. A. (1991). Matching people and organizations: Selection and socialization in public accounting firms. Administrative Science Quarterly, 36(3), 459-484. alk, T. (2003). grenlerin rgte uyumu (rgtsel sosyalizasyon). Trk Eitim Bilimleri Dergisi, 1(2), 163-177. elik, V. (1993). Eitim ynetiminde rgtsel kltr ve nemi. Verimlilik Dergisi, 1, 15-27. Ekinci, A. (2010). Aday retmenlerin i banda yetitirilmesinde okul mdrlerinin rol. Dicle niversitesi Ziya Gkalp Eitim Fakltesi Dergisi, 15, 63-77. Hacolu, F. (1991). retmen adaylarna retmen nitelii kazandrmada retmen uygulamalarnn ilevi. stanbul: Eitimde Araylar I. Sempozyum Bildiri Metinleri. Hoy, W. K., & Woolfolk, A. E. (1990). Socialization of student teachers. American Educational Research Journal, 27(2), 279-300. Kahyaolu, M. ve Yangn, M. (2007). lkretim retmen adaylarnn mesleki zyeterliklerine ilikin grleri. Kastamonu Eitim Dergisi, 15(1), 73-84. Kartal, S. (2003). lkretim okulu ynetici ve retmenlerinin rgtsel sosyalleme dzeyleri (Ankara ili rnei) (Yaymlanmam yksek lisans tezi). Ankara niversitesi, Ankara. Kartal, S. (2007). Eitimde rgtsel sosyalleme. Ankara: Maya Akademi. Kartal, S. (2008). Eitim alanlarnn rgtsel sosyallemelerinde ilkretim okulu yneticilerinin katklar ve iki rnek olay. nn niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 9, 75-88. Kocada, Y. (2001). Aday retmenleri hizmet iinde yetitirme sorunlar (Yozgat ili rnei) (Yaymlanmam yksek lisans tezi). Ankara niversitesi, Ankara. Kraimer, M. L. (1997). Organizational goals and values: A socialization model. Human Resource Management Review, 7(4), 425-447. MEB. (1995). Mill Eitim Bakanl aday memurlarn yetitirilmelerine ilikin ynetmelik. Tebliler Dergisi. 30.1.1995/2423. http://mevzuat.meb.gov.tr/html/42.html. Memduholu, H. B. (2008). rgtsel sosyalleme ve Trk eitim sisteminde rgtsel sosyalleme sreci. Yznc Yl niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 5(2), 137-153. Mill Eitim Temel Kanunu. (1973). Resmi gazete. Say, 14574. Ouzkan, A. F. (1982). retmenliin yn. Ankara: Gl. rc, D. ve imek, H. (2011). Akademisyenlerin gznden Trkiyede eitim ynetiminin akademik durumu: Nitel bir analiz. Kuram ve Uygulamada Eitim Ynetimi, 17(2), 167-197. zonay, . Z. (2004). retmenlerin adaylk eitimi programnn deerlendirilmesi. XIII.Ulusal Eitim Bilimleri Kurultay. Malatya: nn niversitesi Eitim Fakltesi. Parlak, C. (2005). Stajyer retmenlerin formal ve informal sosyalizasyon sreleri (Idr ili rnei) (Yaymlanmam yksek lisans tezi). Gazi niversitesi, Ankara.

477

Erol DURAN, Ferudun SEZGN, Okan OBAN

Say 31 Aralk 2011

Poyraz, A. (2007). lkretim okullarnda grev yapan aday retmenlerin snfta karlatklar disiplin sorunlar (Yaymlanmam yksek lisans tezi). Gazi niversitesi, Ankara. Robbins, S. P. (1990). Organization theory: Structure, design, and applications. New Jersey: PrenticeHall. Sarta, M. (2007). Okul Deneyimi I uygulamasnn aday retmenlere salad yararlar konusundaki grlerin deerlendirilmesi. Uluda niversitesi Eitim Fakltesi Dergisi, 20(1), 121-143. Yldrm, A. ve imek, H. (1999). Sosyal bilimlerde nitel aratrma yntemleri. Ankara: Sekin. Yldrm, M. (1997). Aday retmenleri yetitirme programnn uygulanmasnda karlalan sorunlar (Yaymlanmam yksek lisans tezi). nn niversitesi, Malatya.

478

YAZIM KURALLARI

DP Sosyal Bilimler Dergisi Yazm Kurallar


1. Makaleler, bilgisayar ortamnda Winword 6.0 ya da st versiyonda yazlm olmaldr. 2. Makale metni, A4 kada soldan 2 cm, sadan 2 cm, st 4 ve alttan 3 cm olarak yazlmaldr. Yaz, izim ya da grafiklerin yazm alan iinde olmalarna dikkat edilmelidir. 3. Makale metni kadn n yzne, 11 punto ve Times New Roman yaz karakteri ile tek satr aral kullanlarak yazlmaldr. 4. Makale ismi stte ve ortada olacak ekilde, bold ve 11 punto harflerle yazlmal. Yazarn ismi, nvan ve kurumu, makale isminin altna ortaya gelecek ekilde yazlmaldr. 5. Makale, ilk sayfada Trke ve ngilizce balklar ve zetler ile bu zetlerin altna yerletirilmi en az 4 ve en fazla 7 kelimeden oluan anahtar kelimeler iermelidir. zet blm 9 punto ile yazlmal ve 150 kelimeyi gememelidir. 6. Makale ierisindeki balk ve alt balklara herhangi bir numara verilmemelidir. Ana balklar byk harfle ve bold, alt balklar ise sadece ilk harfleri byk harf olmak zere bold ve italic olarak yazlmaldr. 7. Makale metninde paragraf ba yaplmamal, paragraf aralar bir satr boluk braklarak belirginletirilmelidir. 8. Alnt yaplan eserlere atfta bulunulduunda aadaki metod uygulanmaldr: a) Belirli bir cmle, kavram ya da paragrafa gnderme; ........... (Tek, 2004: 12) b) Bir makale veya kitabn btnne gnderme; ........... (Odaba, 1998) veya Odaba (1998)nn belirttii gibi ..... c) Yazar says iki olan yayna gnderme; .......... (Aktan ve Vural, 2001: 3037) d) Yazar says ikiden fazla olan yayna gnderme; . (Kara vd., 1991:29) veya Kara vd. (1991:29)ne gre ........ e) Ayn gnderme ayr yaynlara yapldnda; ........... (Ylmaz, 2002: 3740; Bozkurt, 2005: 29) f) Ayn gnderme ayn ylda ayn yazarn iki yayna yapldnda; ........... (Birlik, 2002a: 24-30; b:120-130) g) Ayn yazarn iki ayr yaynna gnderme; ........... (Demircan, 1999:12; 2000: 3840) h) Soyadlar ayn olan iki yazarn yaynna gnderme; ........... (Kara ve Kara, 2001: 51) ) Yazar belli olmayan yayna gnderme (yayna bal yazlarak gnderme yaplr); ........... (Pazarlama Kuram, 2008:12) i) Anonim yayna gnderme; ........... (Anonim, 1998: 16) j) Grmeye gnderme; .......... (A. Karaaslan, grme, 18 Kasm, 2008) k) Gazetede yaynlanm yazarsz makaleye gnderme; .......... (hracatmz Geen Yla Oranla % 50 Artt, Sabah, 12.10.2008) l) Yazar belli internet yayml makaleye gnderme; ........... (Akman, 2008) m) Kuruma gnderme; ........... (Devlet Planlama Tekilat, 2007) n) web adresine gnderme .(www.kayadibi.com.tr, 2008) veya (www.die.gov.tr, 2007) o) Yayn tarihi belirsiz yayna gnderme; . (Erylmaz, t.y.: 25-30)

479

9. Makalelerde yararlanlan eserler, metnin sonunda yer alacak KAYNAKA blmnde aadaki ekilde belirtilmelidir: ALPAY, G. (1983). Holding Ynetimine Gelince. stanbul: Beta. Makaleler KABASAKAL, H. ve BODUR, M. (2002). Arabic Cluster: A Bridge Between East and West, Journal of World Business, 37: 4054. 10. Makaleler 20 sayfay gemeyecek ekilde yazlmal ve 3 nsha kt ve CD ile birlikte dergi sekreterliine teslim edilmelidir. Teslim edilecek 3 nshann 2 tanesinde yazarnn isim ve kurumu yer almamaldr. Yukardaki formatta teslim edilmeyen eserler ierik asndan deerlendirilmeye tabi tutulmayacak ve editr tarafndan yazarna iade edilecektir.

480

dumlupnarniversitesisosyalbilim lerdergisidumlupnarniversitesis osyalbilimlerdergisidumlupnarn iversitesisosyalbilimlerdergisidum lupnarniversitesisosyalbilimlerd ergisidumlupnarniversitesisosya lbilimlerdergisidumlupnarnivers itesisosyalbilimlerdergisidumlupin aruniversityjournalofsocialscience sdumlupinaruniversityjournalofso cialsciencesdumlupinaruniversityj ournalofsocialsciencesdumlupinar universityjournalofsocialsciencesd umlupinaruniversityjournalofsocia
1.Multicultural Society And Islamic Fundamentalism: My Son The Fanatic By Hanif Kureishi Hatice Elif Diler 2.niversite rencilerinin Bilgilendirici Metinlerde Dnceyi Gelitirme Yollarn Kullanma Durumlar Mehmet Temizkan 3.MKB Kurumsal Ynetim Endeksindeki irketlerin Ynetim Kurulu Yaps Ve letme Performansnn Deerlendirilmesi Evren Dilek engr, Seden zbek Pskl 4.Spor Kulplerinin Ynetim Modellerinin Deerlendirilmesi Sebahattin Deveciolu, Bilal oban, Yunus Emre Karakaya 5.Chromium Mines In Kyceiz And Mine Operation Grants In 19th And 20th Centuries Arzu Baykara Takaya 6.Piyano Eitiminde Sosyal Durum lei Geerlik Ve Gvenirlik almas M. Kayhan Kurtuldu 7.rgtsel Sosyalleme Taktiklerinin Sosyalleme ktlar zerindeki Etkisine Ynelik Bir Aratrma Ercan Ergn, Yunus Emre Tagit 8.Takipteki Kredilerin zel Sektre Verilen Krediler Ve Yatrmlar zerindeki Etkisi Cneyt Koyuncu, Berrin Saka 9.Rengin Kltrel armlar zge Mazlum 10.Trkiyenin Afrika le likilerinde Proaktif Politikalarnn Teorik Analizi: Konstrktivist Teori, Eletirel Teori Ve Uluslararas Toplum Teorisi Asena Bozta 11.Ortaretimde rencilerinin Sahip Olduklar nsani Deerler le Akademik Erteleme Davranlarnn Baz Deikenler Asndan ncelenmesi Ruhi Yiit, Blent Dilma 12.Food Or Love? Mothering, Feeding, Eating And Desire In Fay Weldons Remember Me Tatiana Golban 13.James Joyce And The Condition Of Modern Man: Hunger, Food And Eating Revealing Self-Identity And Inter-Human Relationship In Lestrygonians Petru Golban 14.Karbon Piyasalar Ve Trkiye Perspektifi Hakan elikkol, Nasf zkan 15.Keynesyen ktisatta cretlerin Katl Sorunu Ali Tarhan, Muhammed Veysel Kaya 16.sel Ve Dsal Doyumun rgtsel Balla Etkisi: Eskiehir retim Sektr rnei Cemile Akaln 17.Cumhuriyet Dneminde Yaplan Szlk almalar Ve Trke Szlkler zerine Bir Kaynaka Denemesi Halit Dursunolu 18.Irak Trkmenleri Mehmet Kayran, Selami Saygn 19.Ktahya'da H. 1317/ M. 1899 Tarihli Hac mer Aa Vakfiyesi akir Turan 20.Demokrasilerin Ticari likiler Arasndaki ekim Etkisi:Trkiye zerine Panel ekim Modeli Hseyin Altay 21.lkretim 6. Snfta Bilgisayar Destekli retimin Dil Bilgisi Baarsna Ve Kavram Yanlglarna Etkisi Erhan Durukan 22.Avrupada Rasyonel-Ekonomik Bireyciliin Ykselii Ve Max Weberin Protestan Ahlak Yorumu Krat Haldun Akaln 23.retmen Ve Velilerin Kayt Blgeleri Uygulamasna Ynelik Tutumlarnn ncelenmesi Grbz Ocak, Ahmet Yama 24.Mobil letiimin Yaynclk Ve Pazarlama letiimine Etkisi Osman Krolu 25.Bankaclk Sektrnde Katlmal Ynetim Uygulamalar: zel Ve Kamu Bankalar zerine Aratrma Taha Cokun, Aydn Kayaba 26.renci Maliyetlerinin Belirlenmesinde Faaliyet Tabanl Maliyet Sistemi: Yaprakl ok Programl Lisesi rnei brahim Bozkurt, Rfat Karaku, Sezer ksz 27.Ovalk Kilikyada M.. I. Yzyl Roma Ynetim Olgusu Ve Tarkondimotos Krall Mehmet Kurt 28.Etik Karar Verme Ve Cinsiyet Farkllklar zerine Bir Aratrma Atilla Akbaba, Esra Erenler 29. Aday Snf retmenlerinin Uyum Ve Sosyalleme Srecinin ncelenmesi Erol Duran, Feridun Sezgin, Okan oban 112 1332 3350 5168 6984 8596 97112 113124 125138 139158 159178 179190 191202 203222 223236 237254 255272 273292 293302 303318 319334 335356 357374 375390 391410 411428 429446 447464 465478

You might also like