Professional Documents
Culture Documents
T H E J O U R N A L OF C O N S E R V A T I V E T H O U G H T 9
ISSN 1304-8864
Kadim Yayınları Adına Sahibi/Owner: Serhat Buhari Baytekin
Genel Yayın Yönetmeni/General Director: Selman Salim Kesgin
YÖNETIM YERI/CONTACT
Rabat Sok. No: 27/2 Gaziosmanpaşa, Çankaya/ANKARA
Telefon/Phone: 0-312 431 21 55
E-posta/E-mail: dergi@muhafazakar.com - muhafazakardd@gmail.com
Genel ağ/Web: www.muhafazakar.com
ABONELIK/SUBSCRIPTION
Telefon/Phone: 0- 312 431 21 55
HAZIRLIK/PREPARATION
Uluslararası Piri Reis kültür Ajansı www.pirireisajans.com - info@pirireisajans.com
Telefon/Phone: 0-312 446 21 56
BASKI/PRINT
Baskı Tarihi/Print Date: Nisan 2016
Baskı Yeri/Print Address: Mega Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş.
Cihangir Mah. Güvercin Cad. No: 3/1 Baha İş Merkezi A Blok Kat: 2 34310 Haramidere/İstanbul
Tel: 0212 412 17 00 Sertifika No: 12026
Muhafazakâr Düşünce Dergisi, Kadim Yayınları adına, Orient Yayıncılık Reklamcılık Bilg. Arş. tarafından yayımlanmaktadır.
Muhafazakâr Düşünce ulusal hakemli bir dergidir. Yılda 3 sayı yayımlanır ve Türkçe ve İngilizce makalelere,
çevirilere, analizlere ve kitap tanıtımlarına yer vermektedir. Dergide yayınlanan makalelerden yazarları
sorumludur. Yayımlanan makaleler EBSCOhost tarafından taranmakta ve makalelerin İngilizce özetleri
indeksin servisinde yer almaktadır.
bu sayıda
muhafazakâr düşünce’den Muhafazakâr Düşünce’den / 5
preface
Takdim / 9
TA K D İ M
fe ve tasavvuf gibi ilahî (spekülatif) disiplinleri kapsarken mo-
dern çağa ilişkin olarak hikmet-i ameliye alanına giren sosyoloji
ve ideoloji gibi beşerî disiplinleri kapsar. Nitekim çağdaş İslâm
düşüncesinde hikmetin nazarî ve amelî boyutları arasındaki bu
tefavüt açıkça görülür. Çağdaş İslâm düşüncesi, hikmet-i naza-
riye alanında neredeyse Hint ve İran coğrafyasında yetişen Hâdî
Sebzevârî (1797-1873) ve Muhammed İkbal (1877-1938) gibi
isimlere inhisar ederken hikmet-i ameliye alanında adeta patla-
ma gösterir. Mian Mohammad Sharif (1983) tarafından yayına
hazırlanan, klasik ve modern İslâm düşüncesini kapsayan A His-
tory of Muslim Philosophy adlı eserde bu tefavütü açıkça görmek
mümkündür.
Aslında bu, Batı ile ondan etkilenen İslâm dünyasının ortak
gerçeğidir. Kant gibi Batı’nın son büyük filozoflarının damgasını
vurduğu “Hikmet Çağı”nın geçişinden sonra XIX. asır “İdeoloji
Çağı” olmuştur. Hegel, nazarî ve amelî hikmete mütekabil iki
çağı temsil eden Kant ile Marx arasında köprüdür. XIX. asrın
“İdeoloji Çağı” olması, Fransa ve İngiltere’de gerçekleşen siyasî
ve iktisadî iki devrimin doğurduğu meşruiyet kriziyle başa çıkma
arayışından kaynaklanır. Aynı gerçek, İslâm dünyası için de ge-
çerlidir. Modern İslâm düşüncesi, 1789 Fransız İhtilali ve onun
1798’de Napoleon ile Mısır üzerinden İslâm dünyasına gelişinin
yol açtığı içtimaî ve fikrî sarsıntıdan, meşruiyet krizine çözüm
arayışından doğmuştur. Bu açıdan çağdaşı Batı düşüncesi gibi
ideolojik karakterdedir. Ondan farklı olarak akültürasyon denen
hâkim ve mahkûm kültürler arasındaki etkileşimden kaynaklan-
dığı için tepkici ve apolojetiğin zaaflarıyla malûldür.
Mutlak mânâda kullanıldığında “ideoloji” ile hikmet-i ameli-
ye alanına giren “siyasî ideoloji” kasd edilir. Ancak epistemolojik
temeli itibariyle ideoloji, hikmet-i nazariye alanına da girer. İde-
oloji, usûl (doktrin), esas (program) ve söylem (nutuk) olarak bir sa-
cayağından oluşur. Burada usûl (doktrin) hikmet-i nazariye, esas
(program) ise hikmet-i ameliye alanına taalluk eder. Mesela Com-
te/Marx ilişkisinde olduğu gibi pozitivizm, XIX. asırda Marksizm
ve nasyonalizm gibi siyasî ideolojilerin dayandığı felsefî ideolo-
ji olmuştur. Ahmed Han, Cemâleddîn Afgânî ve Muhammed
TA K D İ M
yantalistler tarafından yapıldığı gibi, “çağdaş İslâm düşüncesi”nin
“modern İslâm düşüncesi”ne hasr edilmesi, Ahmed Han, Afgânî
ve Abduh gibi modernist düşünürlerin düşüncesinin zâtî kali-
tesinden ziyade bahs ettiğimiz “yeninin lezzeti ve şiddetinden”
kaynaklanır.
Hâlbuki Tunuslu Hayreddîn, Ahmed Cevdet ve Namık Ke-
mal gibi düşünürler, Batılı modernliğin tahaddisine çok daha
aktif ve sağlam bir cevap vermişlerdir; onların ortaya koyduğu
muhafazakâr=sünnî düşünce, daha derin ve dinamik bir karakter
arz eder. Muhafazakârlık, Edmund Burke’ün başını çektiği düşü-
nürler tarafından Fransız İhtilali’ne tepkiden doğduğu için “yeni
düşmanlığı” gibi pejoratif bir anlam kazanan bir siyasî ideoloji
olarak bilinmiştir. Türkçe’ye “tepki” olarak tercüme edilen “re-
aksiyon” kelimesinin İngilizce’de aynı zamanda muhafazakârlığa
bitişik “irtica” anlamı kazanmış olması, muhafazakârlığın uğradı-
ğı bu semantik tedenninin tipik göstergesidir.
Oysa bizim dikkat çektiğimiz gibi muhafazakârlık, aslında
sünnîcilik=hikemîcilik, ihyâ-i sünnet, keşf-i hikmet teşebbüsü-
dür. Bu anlamda fıtrata dönüş hareketi olarak muhafazakârlığın
önemi, ancak insanlığın neyi kayb ettiğini ve ona nasıl yeniden
kavuşabileceğini sorgulamaya başladığı postmodern çağda anla-
şılmıştır. Modernlikten postmodernliğe muhafazakârlığın sey-
rini dört kavram, disiplin ve figürle temsil edebilirim: Hikmet,
sünnet, cemaat, edeb, felsefe, teoloji, sosyoloji, ahlak, Coleridge,
Eliot, Nisbet, MacIntyre. Bu kavramlar, disiplinler ve figürler
etrafında muhafazakârlığın seyrinin anlaşılması, modernlikten
postmodernliğe insanlığın mukadderatının anlaşılması demektir.
Ancak modern çağda yeninin tasallutu, muhafazakâr düşün-
cenin hakkıyla değerlendirilmesini önlemiş, çoğu kez, Namık
Kemal hakkında olduğu gibi zıt, ambivalant değerlendirmelere
yol açmıştır. Çağdaş İslâm düşüncesinde Afgânî-Abduh’un başı-
nı çektiği bid’î=modernist düşüncenin öne çıkarılması, sünnî=-
muhafazakâr düşüncenin zenginlik ve derinliğinin gölgelenmesi-
ne yol açmıştır. Muhafazakâr düşüncenin zenginlik ve derinliği,
daha rafine tasniflerle daha iyi görülür. Biz, Ahmed Ziyaeddîn
Gümüşhânevî ile Ahmed Cevdet’in temsil ettiği içtimaî/siyasî
TA K D İ M
lında Bulak’ta basıldı. Tanzimat Fermanı’nın ilan edildiği 1839
yılında basılarak nüshaları İstanbul’a gönderilen eser, Babıâli’nin
hayli ilgisini çekti.
Ancak yeni araştırmalar, çağdaş İslâm dünyasında modern-
likle hesaplaşmanın öncüsünün Cezayir asıllı Mısırlı alim İb-
nü’l-‘Annâbî (1775-1851) olduğunu gösterdi. İbnü’l-‘Annâbî, II.
Mahmud’un askerî ıslahatını meşrûlaştırmak üzere Tahtâvî’nin
Paris’e gönderildiği 1826 yılında Mısır’da es-Sa’yü’l-Mahmûd fî
Nizâmi’l-Cünûd adlı Arapça eserini yayınladı. Eserin Üsküdar
kadısı Esad Efendi (1789-1848) tarafından şerhli tercümeyle
1829 yılında İstanbul’da el-Kevkebü’l-Mes’ûd fî Kevkebeti’l-Cünûd
adıyla yayınlanması, İslâm dünyasındaki güçlü kültürel etkileşi-
mi gösterir.
Batı’da modernleşme süreci, sinoesizm ve kapitalistikleşme gibi
siyasî ve iktisadî bakımlardan değişik kavramlarla anlatılmıştır.
Modern ulus-devleti bir savaş makinesi olarak doğduğundan as-
kerî modernleşme, modernleşmenin lokomotifi veya buzdağının
ucu olarak görülebilir. Dolayısıyla Batı’nın Napoleon ile vatan-
daş ordusuna geçtiği 1791 ile Osmanlı’da Yeniçeriliğin kaldırıl-
dığı 1826 yılları, modernleşme sürecinin dönüm noktaları alı-
nabilir. Sultan II. Mahmud tarafından Yeniçeri Ocağı’nın imha
edildiği Vak’a-i Hayriyye, 16 Haziran 1826’da gerçekleşmiştir.
İbnü’l-‘Annâbî, çok kısa bir süre içinde haberdar olduğu bu re-
formu dinen temellendirmeye, meşrûlaştırmaya çalıştığı eserini
aynı yıl içinde yayınlamıştır. Böylece Tanzimat Fermanı’nın ilan
yılı 1839 ve Islâhât Fermanı’nın ilan yılı 1856’dan önce 1826,
İslâm dünyasında içtimaî=askerî modernleşmeye karşılık fik-
rî-dinî modernleşme sürecinin de başlangıç yılı olmuştur.
İşte Muhafazakâr Düşünce’nin Modern İslâm Düşüncesini
konu alan bu sayısında yer alan “Modern İslâm Düşüncesinin
Teşekkül Devrinde İstanbul-Mısır Etkileşimi: İbnü’l-Annâbî-E-
sad Efendi Örneği” başlıklı makalesiyle Mahmut Dilbaz, İb-
nü’l-‘Annâbî’nin çağdaş İslâm düşüncesindeki öncülüğünü gös-
terdiği gibi, onunla Esad Efendi örneklerinde Osmanlı ile Mısır
arasındaki etkileşimi değerlendiriyor. Sadece daha doyurucu bir
“Modern İslâm Düşüncesi” sayısının çıkması için yaptığı hasbî
Kaynakça
AHMED CEVDET (BOA). Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Yıldız Evrak Esası, (BOA. YEE),
32/44.
BLACK, Deborah L. (2006). “Knowledge (‘Ilm) and Certitude (Yaqīn) in al-Fārābī’s
Epistemology,” Arabic Sciences and Philosophy 16/01 (March): 11-45.
EL-CÜRCÂNÎ, Seyyid Şerîf (2003). Kitâbü’t-Ta’rîfât. M. Abdurrahman el-Mar’aşlı
(yay.), Beyrût: Dâru’n-Nefâis.
GENCER, Bedri (2014). İslâm’da Modernleşme, 1839-1939. Ankara: Doğu Batı.
SHARİF, M. M. (ed.) (1983). A History of Muslim Philosophy, I–II. Karachi: Royal
Book Company.
ÜLKEN, Hilmi Ziya (1983). İslam Felsefesi, İstanbul: Ülken.