You are on page 1of 85

Charles Bukowski _ Byk Zen Dn

Charles Bukowski BYK ZEN DN Charles Bukowski 1920 ylnda Almanya'da dodu, iki yandayken ailesiyle birlikte ABD'ye, Los Angeles'a g etti. ilk yksn yirmi drt yandayken yaymlayan Bukowski, otuz be yanda iir yazmaya balad. Bugn Kaliforniya, San Pedro'da yaayan Bukowski'nin iir ve yklerini toplayan krk be kitap yaymlanm, yaptlar bir dzinenin zerinde dile evrilmi, yk ve iirleri dnyann pek ok lkesindeki dergilerde yer almtr. lkemizde daha nce Sokak dergisinde kan ykleriyle tandmz Charles Bukowski'nin son yaptlar arasnda unlan sayabiliriz: Barfly filminin senaryosu (1987), The Roominghouse Madrigals: Early Selected Poems 1946-1966 (1988), Hollywood (roman, 1989; Hollywood, Yap Kredi Yaynlan, 1992, ev. Avi Pardo), Ham on Rye (1991). Yazann bir yk sekisi de Kasabann En Gzel Kz adyla yaynevimizce yaymlanmtr (1992, ev. Avi Pardo).

Metis Yaynlan Bamusahip Sokak 3/2, Caalolu / stanbul Metis Edebiyat Dizisi: 54 Byk Zen Dn, Charles Bukowski Metis Yaynlar, stanbul 1993 Bu sekideki yklerden Byk Zen Dn, Bir Teksas Genelevinde Yaam, Battaniye, Zirveden Notlar, ki Orta, Dknler Kouunda Yaam ve lm, 25 Pejmrde Sefil, Bir Dolar ve 20 Sent, 3 Kadn, Ak Problemi, Koca Gtl Annem Erections, Ejaculations, Exhibitions, and General Tales of Ordinary Madness adl kitaptan; Pis Moruun Notlarindan Semeler ise Notes of a Dirty Old Man adl kitaptan alnmtr. yklerin zgn basmlanndaki yazm biimlerine sadk kalnmtr. Birinci Basm: Temmuz 1993 kinci Basm: ubat 1994 Bu evirinin btn yaym haklan Metis Yaynlan'na aittir. Yayn Ynetmeni: Mge Grsoy Skmen Kapak dzeni: Semih Skmen ISBN 975-342-030-7

Charles Bukowski

BYK ZEN DUGUNU


\J

ngilizce'den eviren: AV PARDO

Dizgi: Metis Yaynclk Ltd. Bask: Yaylack Matbaas, Cilt: rnek Mcellithanesi

3)
METS YAYINLARI

indekiler

i
Byk Zen Dn Bir Teksas Genelevinde Yaam 25 Battaniye 37 Zirveden Notlar
48

ki Orta , 53 Dknler Kouunda Yaam ve lm


63

25 Pejmrde Sefil
75

Bir Dolar ve 20 Sent 87

3 Kadn
91 Ak Problemi 101 Koca Gtl Annem 108 Pis Moruun Notlar Wan Semeler 115

Byk Zen Dn

Arka koltuktaydm, Romanya ekmei, cier ezmesi, bira ve merubatlarn arasna skm; on yl nce len babamn cenazesinden bu yana ilk kez baladm yeil kravatmla. imdi bir Zen dnnde sad olacaktm. Hollis saatte 130 kilometre sryor, Roy'un iki metrelik sakal yzme uuuyor. Benim 62 model Comet arabamdayz ama ben kullanamyorum sigorta yok, iki kez alkoll araba kullanmaktan enselenmiim ve zaten sarho olmaktaym. Hollis'le Roy senedir beaber yayorlar, Hollis salyor geimlerini. Arka koltukta oturmu bira iiyorum. Roy bana tek tek Hollis'in aile fertlerini anlatyor. Roy daha becerikli entelektel palavralarla, az laf yapyor. Evlerinin duvarlar ilgin fotoraflarla kapl. Bir de Roy'un otuzbir ekerken boalnn fotoraf. Roy tek bana ekmi o fotoraf. Otomatik kamera ile. p balayarak, tel filan. Tekilat. Mkemmel pozu yakalayncaya kadar alt kez patlatmak zorunda kaldm iddia ediyor Roy. Bir gnlk bir alma. Duvarda duruyor. Stl bir poz. Hollis karayolundan kyor. ok uzak de7

gilmi. Baz zenginlerin evlerinde bir kilometre kadar bir giri vardr. Bu pek uzun deildi: 300 metre kadar. Dar kyoruz. Tropik baheler. Drt veya be kpek. ri, kara, bol tyl, salya smk yaratklar. Sonu gelmeyen merdivenler. Kapya varamadk bir trl ite ordayd, zengin insan, verandada durmu bize bakyor, elinde ikisi. Ve Roy bard, "Hey Harvey, seni orospu ocuu, seni grmek ne gzel!" Harvey bir ufak glmsedi, "Seni grdme sevindim Roy." ri oban kpeklerinden biri sol bacam iniyor. "Kpeini ar Harvey, orospu ocuu, seni grmek ok gzel!" diye banyorum. "Aristo, kes artk!" Aristo uzaklat, tam zamannda. Ve. Merdivenlerden inip kmaya baladk, elimizde salamlar, tuzlanm Macar kedibah, karides. Istakoz kuyruu. Kyma halinde doranm gvercin k. Her eyi ieri tadk. Oturup bir bira kaptm. Tek kravatl insan bendim. Tek dn hediyesi getiren de. Aristo'nun inedii bacakla duvarn arama sakladm hediyeyi. "Charles Bukowski..." Ayaa kalktm. "Ah, Charles Bukowski!" "Hi, h." Sonra: "Bu Marty." "Merhaba Marty." 'Ve bu Elsie."

"Merhaba Elsie." "Siz gerekten," diye sordu, "sarho olunca eyalar ve camlar knp ellerinizi paralar msnz?" "H, h." "Bu iler iin biraz yalsnz." "Bak Elsie, kafam bozma benim..." 'Ve bu Tina." "Merhaba Tina." Oturdum. Adlar! ilk karmla iki buuk yldr evliydik, bir gece misafirlerim gelmiti. Kanma: "Bu yanm-k Louie, bu Marie, Saksofon Kraliesi, bu topal Nick," demitim. Sonra gelenlere dnp, "Bu kanm... bu kanm... bu ..." deyip durmutum. Sonunda kanma dnp sormutum: "Neydi senin adn allahakna?" "Barbara." "Bu Barbara," dediydim onlara. Zen stad henz gelmemiti. Oturup bira imeyi srdrdm. Birtakm baka insanlar gelmiti. Merdivenlerden kp duruyorlard. Hollis'in akrabalan. Roy'un bir ailesi yoktu anlalan. Zavall Roy. mrnde bir tek gn almamtr. Bir bira daha aldm. Merdivenlerden yukan kyorlard: sahtekrlar, dzenbazlar, sakatlar, deiik aldatmaca alanlannda alan pazarlamaclar. Aile fertleri ve dostlar. Dzinelerle. Dn hediyesi yok, kravat yok. Biraz daha ekildim keme. Adamn biri baya kt durumdayd. Merdivenleri kmas 25 dakika srd. zel koltuk denekleri yaptrmt kendine. Gl aletler, koltuk altlan lastikli filan. Al9

minyum ve lastik. Bu yavruya tahta olmaz. Olay zdm: sulandrlm uyuturucu veya zamannda yaplmam bir deme. Berberde sakal tra olurken knvermi-lerdi diz kapaklarm, yznde slak ve scak havlu ile otururken. Birka hayati yerini skalamlard sadece. Bakalar da vard. Bir tanesi UCLA'da retim yesiydi. Bir dieri San Pedro Krfezi'nden in balk tekneleri ile uyuturucu sokuyordu. Bu yzyln en byk katil ve tccarlar ile tantrlyordum. Ben, u anda isiz. Sonra Harvey geldi yukar. "Bir sulu viskiye ne dersin Bukowski?" 'Tabii Harvey, tabii." Mutfaa doru yrdk. "Bu kravat neyin nesi?" "Pantolonumun fermuar bozuk ve donum ok ksa, kravatm kmn stndeki kllar rtyor." 'Yaayan en byk yk ustas sensin bence." 'Tabii Harvey, viski nerde?" Harvey bana ieyi gsterdi. "yklerinden birinde bu markann szn ettiinden beri bu markay iiyorum." "Ama baka marka iiyorum imdi Harvey. Daha iyisini buldum." "Nedir ad?" "Hatrlayabiliyorsam allah belam versin." Yksek bir su barda bulup yansm su, yansn viski doldurdum. "Sinirlere iyi gelir," dedim, "biliyorsun." 'Tabii Bukowski." 10

Bir dikite itim. "Bir tane daha?" 'Tabii." Bir tane daha alp ieri gittim, keme ekildim. Bu arada yeni bir heyecan yaanyordu. Zen stad GELMT! stat ok fiyakal bir kyafet giymiti ve gzlerini ksarak bakyordu. Veya yleydi gzleri. Zen stad ok sakin grnyordu. kimi dipleyip tazelemeye gittim ve dndm. Altn sal bir ocuk girdi ieri. On bir yalannda. "Bukowski," dedi bana, "yklerinden bazlanm okudum. Bence, okuduum en byk yazar sensin!" Uzun san bukleler. nce bir beden. 'Tamam yavrum, yeterince bydnde evleniriz. Senin paranla geiniriz. Ben yorulmaya baladm. Beni kk hava delikleri olan cam bir kafesin iine koyup herkese gsterirsin. Gen ocuklarla dp kalkmana izin veririm. zlerim bile sizi." "Bukowski! Salanm uzun diye kz olduumu dnyorsun hemen! Adm Paul! Tantnlmtk! Hatrlamyor musun?" Paul'un babas, Harvey, bana bakyordu. Gzlerini grdm. Benim o kadar da iyi bir yazar olmadma karar verdiini anladm o anda. Belki de kt bir yazar olduuma. Kimse sonsuza dek saklanamaz. Ama olan iyiydi: "Ziyan yok Bukowski," dedi, "yine de okuduum en byk yazar sensin! Babam baz yklerini okumama izin verdi..." Sonra elektrikler kesildi. Hak etmiti bunu olan gevezelii ile... Ama her yer mum doluydu. Herkes eline bir mum alp

11

yakyordu. "Allah kahretsin, sigorta atm olmal, sigortay deitirin," dedim. Biri sigorta ile ilgili olmadn syledi, baka bir eydi, ben de vazgeip, mumlarn yaklmas srerken mutfaa gittim, kendime bir iki koymaya. Hay allah, Harvey or-dayd. "Nefis bir olun var Harvey. Olun Peter..." "Paul." "Afedersin. incil adlan karyor." "Anlyorum." (Zenginler anlarlar; sadece bir ey yapmazlar anladklar eyler iin.) Harvey yeni bir ie at. Kafka'dan sz ettik. Dos, Turgenev, Gogol. Kabz konumalar, can skc. Ortalk mumlardan geilmiyordu. Zen stad artk balamak istiyordu. Roy bana iki yzk vermiti. Yokladm. Hl urdaydlar. Herkes bizi bekliyordu. O kadar viskiden sonra Har-vey'nin yere ylacam umuyordum. Bouna bekliyordum. Benim her iiime karlk iki tane imiti ve hl ayaktayd. Pek sk olmaz bu. On. dakika kadar sren mum yakma seansnda yanm ie devirmitik. Dar ktk. Yzkleri Roy'a verdim. Roy gnler nce Zen stad ile konuup benim ayyan biri olduumu anlatmt gvenilmez ya umursamaz ya da saldrgan dolaysyla yzkleri Bukowski'den isteme tren srasnda, orda olmayabilir. Veya yzkleri kaybedebilir veya Bukowski'yi. te ordaydm, nihayet stat kk kara kitabn parmaklamaya balad. Pek kaln grnmyordu. 150 sayfa kadar sanyorum. 'Tren esnasnda iki ve sigara iilmemesini talep edi2

yorum," dedi Zen. kimi dipledim. Her yerde ikiler dipleniyordu. Sonra Zen stad kk ve boktan glmsedi. Hristiyan dnlerini deneyim yoluyla tanyordum maalesef. Zen treni Hristiyan trenlerini andryordu aslnda, biraz daha tantanalyd sadece. Bir sre sonra kk ubuklar yakld. Bir kutu dolusu vard Zen'de iki yz veya yz tane. ubuklar yakldktan sonra bir tanesi bir kum kavanozunun ortasna dikildi. O Zen ubuuydu. Sonra Roy'a yanan ubuunu Zen ubuunun yanna dikmesi sylendi, Hollis'e de dier yanna dikmesi. Ama ubuklar iyi yerletirilmemiti, Zen stad, glmseyerek uzand ve ubuklar dzeltti, yeni bir derinlik ve ykseklie. Sonra Zen stad kahverengi bir tespih kard. Tespihi Roy'a verdi. "imdi mi?" diye sordu Roy. Allah kahretsin, diye dndm, Roy her konuda okuyup bilgi sahibi olan biriydi, kendi dnyle ilgili bilgiyi neden edinmemiti? Zen uzanp Hollis'in sa elini Roy'un sol elinin stne koydu, bylece tespih ikisinin de elini evrelemiti. "Kabul ediyor musun..." "Ediyorum..." (Bu mu Zen, diye dndm.) "Ve sen Hollis, kabul ediyor musun..." "Ediyorum..." Bu arada mum nda gtn biri fotoraf ekip duruyordu, yzlerce. Canm skm, beni huzursuz etmiti, FBI olabilirdi. "Klik! Klik! Klikr 13

Hepimiz temizdik tabii ki. Ama tedbirsizlik sz konusuydu, sinir olmutum. Sonra mum nda Zen Ustad'nn kulaklarn fark ettim. Mum kulaklarnn iinden geiyordu, son derece ince tuvalet kdndan yaplmlard sanki. Bir erkekte imdiye kadar grdm en kk kulaklara sahipti Zen. Onu kutsal yapan buydvl Bu kulaklar mutlaka benim olmalydlar! Czdanma koyabilir, erkek kedime verebilir veya an olarak saklardm. Yastmn altna da koyabilirdim. Tabii ki biliyordum kendimle bu ekilde konumamn nedeninin viski olduunu, ama bir yandan da hi bilmiyordum bunu. Zen Ustad'nn kulaklarna bakp duruyordum. Birtakm baka konumalar yapld. "... ve sen Roy, Hollis ile beraberliin sresince uyuturucu kullanmayacana sz veriyor musun?" Roy duraksad. Sonra tebihin iinden kenetlendi elleri: "Sz veriyorum, uyuturucu kullanmayacam," dedi Roy. Ksa bir sre sonra bitmiti. Zen stad dorulup, glmsedi hafife. Roy'un omuzuna dokundum: 'Tebrikler." Sonra eilip Hollis'in bam iki elimle tuttum ve o harikulade dudaklarndan ptm. Herkes oturmaya devam ediyordu. Geri zekllardan olumu bir millet. Kimse kprdamad. Mumlar geri zekl mumlar gibi yanmay srdrdler. Zen Ustad'nn yanma gittim. Elini skm: 'Teekkrler. Treni ok gzel ynettiniz." Houna gitmiti, kendimi daha iyi hissettim. Ama dier 14

gangsterler, Oryantal'in elini skmayacak kadar aptal ve gururluydular. Sadece bir kii daha pt Hollis'i. Sadece bir kii skmt Zen Ustad'nn elini. Yldrm nikh yapsalar da olurmu. Bo bir aile kalabal! Dn bitmiti ve daha bir soumutu ortalk. Birbirlerine bakp duruyorlard. nsan rkn asla anlayamayacaktm, ama birilerinin arlatan oynamas gerekiyordu. Yeil kravatm karp frlattm:
"HEY! OROSPU OCUKLARI! NZDE ACIKAN YOK MU?"

Masaya gidip peynir attrmaya baladm, birka yerinden kalkp, bana katld, yapacak baka bir ey bulamayan insanlar gibi. Onlar orda brakp viski iin mutfaa gittim. Mutfakta ikimi tazelerken Zen Ustad'nn, "Benim artk gitmem gerek," dediini duydum. "Aaa, gitmeyin..." diyen tiz bir kadn sesi geldi son yln en kapsaml, gangster toplants kalabalnn iinden. O bile inandrc olamamt. Ne iim vard benim bunlann arasnda? Veya ULA profesrnn? Yok, ULA profesr oraya aitti. Bir pimanlk gsterisi yaplmalyd. Olanlar balatacak bir ey. stat'n kapdan ktn duyar duymaz ikimi dipleyip dar frladm. Orospu ocuklar ile dolu, mum ile aydnlatlm odada, insanlarn arasndan koarak (hi de kolay olmamt) kapy atm, kapadm ve ite... Bay Zen'in on be basamak gerisindeydim. Aa inmek iin 45 veya 50 basamak daha vard. Onun her admna iki adm sendeleyerek peine dtm. Bardm: "Hey! stadm!"

15

Zen dnd, "Evet, ihtiyar?" ihtiyar? Kvrlarak tropikal baheye inen merdivende durmu birbirimize bakyorduk. Daha samimi bir iliki kurmann zaman gelmiti. "Ya koduum kulaklarm vereceksin bana ya da kyafetini stndeki o neon kl robu!" "Delirmisin sen ihtiyar!" "Byle deersiz ve pein hkml yarglarda bulunmaktan te bir eyler olduunu sanrdm Zen'de. Beni hayal krklna urattn stat!" Zen yukar bakarken avularn bititirdi. Basamaklardan aa braktm kendimi ona doru uarak, yere dmek zereyken bir yumruk savurdum ama yn olmayan bir devinimdim, skaladm. Zen beni yakalayp dzeltti. "Olum, olum..." ok yakndk. Bir yumruk kardm, iyi yakaladm onu bu sefer. Tslad. Bir adm geri ekildi. Tekrar salladm butane, skaladm. Yarm metre solundan gemitim. Cehennemden ithal edilmi baz bitkilerin iine dtm. Kalktm, ona doru yrdm tekrar. Ve ay nda pantolonumun nn grdm kan, mum ve kusmuk lekeleri. "Sen de kendi stadn ile kar karyasn orospu ocuu," diye bir aklama yaptm stne yrrken. Bekledi. Yllardr ayak ilerinde almak tamamen ldrmemiti kaslarm. Boluuna iyi bir yumruk yerletirdim, 110 kilo arlmla destekli. Zen kk bir nefes brakt, bir kez daha gkyzne danp Dou dilinde bir eyler syledi ve bana kk bir karate darbesi indirdi, efkatle, ve o anda bana Brezilya 16

ormanlarnn insan yiyen bitkileri gibi grnen birtakm sama Meksika kaktslerinin arama dtm. Ay nda iyice gevedim, mor bir iek stme doru eilip nefesimi kesmeye alncaya dek kaldm ylece. Allah kahretsin, Harvard Klasikleri iin 150 yl gemesi gerekmiti. Seim yoktu: Yattm yerden kalkp srnerek merdivenleri trmanmaya baladm. Tepeye vardmda ayaa kalktm ve kapy ap ieri girdim. Kimse farkma varmamt. Boktan muhabbetlerini srdryorlard. Keme yldm. Karate darbesi sol kam amt. Mendilimi buldum. "Allah kahretsin! Bir ikiye ihtiyacm var!" diye bardm. Harvey elinde bir iki ile geldi. Susuz viski. Bir dikite itim, insan vzlts nasl bu kadar anlamsz olabiliyordu? Bana gelinin annesi diye tantrlan kadnn bacaklarm iyice atm fark ettim, fena deildiler, naylon oraplar, pahal topuklular, art u ksmndaki kk mcevherler. Geri zekl birini bile tahrik etmeye yeterdi, ve ben sadece yan-geriydim. Ayaa kalkp gelinin annesinin yanma gittim, eteini kalalarna kadar yrtp hzla dizinden balayp yukar doru pmeye baladm. Mum nn yaran olmutu. Her eyin. "Hey!" diye kendine geldi birden, "ne yaptm sanyorsun sen?" "Kndan boklar kana kadar dzeceim seni! Ne dersin?" Beni itti ve srt st yere dtm, debelenip ayaa kalkmaya altm. "Allahm cezas Amazon!" diye bardm ona.

17

Nihayet iki veya dakika kadar sonra kalkabildim. Biri gld. Kendimi tekrar ayakta bulunca mutfaa yollandm. Kendime bir iki koydum, dipledim, sonra tazeleyip dar ktm. Urdaydlar ite: Lanet akrabalar. "Roy veya Hollis?" diye sordum, "Neden hediyenizi amyorsunuz?" Hediye 50 metre folyo kdna sarlmt. Roy folyoyu ap duruyordu. Nihayet at hepsini. "Bir yastkta kocayn!" diye bardm. Herkes grmt hediyeyi. t kmyordu. ispanya'nn en iyi el ii sanatlarndan biri tarafndan yaplm kk bir tabuttu. Alt ksm pembemsi-krmz bir kaplamayd. Gerek bir tabutun kk bir kopyasy-d, ancak bu sevgi ile yaplm belki. Roy bana ldrc baklarndan birini att. Tahtann nasl cilalanmas gerektiine dair talimat kdn tabutun iine atp kapam kapad. Kimse tek kelime etmiyordu. Dnn tek hediyesi ho karlanmamt. Ama ksa srede toparlanp iki paralk konumalarna dndler. Suskunlamtm. Kk tabutum ile gurur duymutum oysa. Saatlerce hediye aramtm. ldrmak zereydim ki raflarn birinde tek bana duran tabut gzme ilimiti. stnde elimi gezdirmi, ters evirip iine bakmtm. Fiyat yksekti ama iilik mkemmeldi. Tahtas, kk menteeleri, her ey. Ayn zamanda karnca zehiri-ne ihtiyacm vard. Karncalar n kapma yuva yapmlard. Arka tarafta karnca zehiri bulup her eyi kasaya gtrdm. Gen bir kz duruyordu kasada. Tabutu iaret edip sordum. 18

"Bunun ne olduunu biliyor musun?" "Ne?" "Bir tabut." Ap gsterdim ona. "Karncalar beni deli ediyorlar. Ne yapacam biliyor musun?" "Ne?" "Karncalan ldrp bu kk tabutun iine koyacam ve gmeceim!" Gld. "Gnme renk kattn!" Gen insanlara taklmak mmkn deil artk; tamamen stn bir rk. Paray deyip dar ktm... Ama imdi, dnde, kimse glmemiti. Krmz bir kurdele e ambalajlanm ddkl bir tencere onlar mutlu edebilirdi oysa. Yoksa etmez miydi? Harvey, zengin olan, aralarnda en nazik oland nihayet. Belki de nazik olabilecek kadar paras olduu iin. Sonra okuduklarmn arasndan Eski in'e ait bir ey hatrladm: "Zengin olmay m yelersin, sanat olmay m?" Zengin olmay nk sanatlar srekli zenginlerin n kaplnda bekleiyor." ikimi itim ve umursamadm artk. Birden her ey bititi. Kendi arabamn arka koltuundaydm tekrar, Hol-s direksiyondayd yine, Roy'un sakal yzme uuuyor-QU; Eli mdeki ieye asldm. fitini?83111^' bCnm kk tabutumu cPe attnz? de seviyorum, biliyorsunuz bunu! Neden attnz Demm kk tabutumu?" "Ite Bukowski! Tabutun burdal"

19

Roy bana doru uzatp, gsterdi. "Ah, iyi!" "Geri almak ister misin?" "Hayr! Hayr! Sizin tek hediyeniz! Saklayn! Ltfen!" "Peki." Yolun geri kalan ksm olduka sessiz geti. Oturduum semtte park yeri bulmak gt. Evimden iki sokak ilerde bir yer buldular. Arabam park edip, anahtarlar elime sktrdlar. Sonra karya geip kendi arabalarna doru gidilerini izledim. Kendi yerime doru yrrken onlan izlemeyi srdrdm ve pantolonumun paalarndan birine basp elimde Harvey'nin iesi ile kapaklandm. Tepe st derken igdsel olarak elimdeki ienin krlmamas gerektiini dndm (anne ve bebek) ve asfalta derken bam ve ieyi yukarda tutup, omuzlarmn stne inmeye gayret ettim. ieyi kurtardm ama bam kaldrma arpt. KT! kisi de dm izlemilerdi. Kendimden geecek kadar sarslmtm nerdeyse ama onlara seslenmeyi baardm: "Roy, Hollis! Beni kapma kadar gtrn ltfen, yaralym!" Bir an durup bana baktlar. Sonra arabalarna binip, altrdlar ve arkalarna yaslanp gzelce uzaklatlar. Bir eyler iin cezalandrlyordum. Tabut? Her neyse arabamn kullanlmas, veya arlatanlm ve/veya sadlm... lerine yaramazdm artk. nsanlk iren-dirmitir beni hep. Aslnda, onlan zellikle iren klan o akraba-ilikisi hastalyd, ki buna evlilik, g dei to-kuu ve yardmlama, mahalleniz, blgeniz, ehriniz, lkeniz, devletiniz, milletiniz de dahil... Herkes birbirini kndan yakalam bu hayvanca-korku aptall ile vzlda20

dklan kurtulu kovarmda. Her ey pnl pnld, beni orda yardmlarm isterken terk ettiklerinde her eyi kavramtm. Be dakika daha diye geirdim aklmdan. Kimse beni rahatsz etmeden be dakika daha yatabilirsem burda, kendimde kalkabilecek gc bulabilecek, evime doru yryp ieri girebilecektim. Kanunsuzlarn sonuncu-suydum ben. Billy the Kid elime su dkemezdi. Be dakika daha. zin verin de inime varaym. Yaralann kapanr. Bir dahaki sefere beni bu tr toplantlara ardklarnda onlara ne yapmalan gerektiini sylerdim. Be dakika. Hepsi bu. ki kadn yaklat. Dnp bana baktlar. "Ah, una bak? Nesi var?" "Sarho." "Hasta olmasn?" "Hayr, ieye nasl sanlm baksana. Bir bebek tutar gibi." Allah kahretsin. Bardm onlara: "KNZ DE YALARIM! KURUYUNCAYA KADAR EMERM KNZ DE, KANCIKLAR!" "Oooooh!" kisi de oturduklan binaya doru kotular. Cam kapdan girip kayboldular. Ve ben hl kalkamyordum, bir eylerin sadc. Tek yapmam gereken ey evime ulamakt elli metre ilerde bir milyon k yl kadar yakn. Kiralk bir kapdan elli metre uzakta, iki dakika daha ve kalkabilecektim. Her deneme ile biraz daha gleniyordum. Eski bir ayya her zaman ayaa kalkar, yeterince zaman tanyn yeter ki. Bir dakika daha ve kalkmtm. Ve gelmilerdi. Dnyann kak aile yapsnn iki ferdi. 21

Yaptklarn neden yaptklarm sorgulamayan iki deli. Tepe m ak brakp bir arabann yanna yanatlar. Dar ktlar. Birinin elinde el feneri vard. "Bukowski," dedi elinde fener olan, "ban belaya sokmadan duramyorsun deil mi?" Adm biliyordu bir yerden, baka seferlerden. "Bak," dedim, "tkezledim sadece. Bam arptm. Bilincimi asla yitirmem, tehlikeli deilim. Kapma gitmeme yardmc olur musunuz? zin verin de yatama girip uyuyaym, her eyi unutaym. Doru olan da bu olmaz m sizce?" "iki kadn onlara tecavz etmek istediinizi ihbar etti efendim." "Beyler, asla iki kadna ayn anda tecavz etmeyi dnmem." Polislerden biri elindeki aptal feneri yzme dorulttu. Ona mthi bir stnlk duygusu veriyordu. "Hrriyetimden elli metre uzaktaym! Bunu anlayamyor musunuz?" "Kasabann en byk elencesi sensin Bukowski. Bize bundan daha iyi bir neden gstermen gerek." "Durun, dneyim kaldrmda serilmi olarak yatarken grdnz bu ey, bir dnn sonucudur, bir Zen dnnn." "Biri seninle evlenmek mi istedi?" "Benimle deil gt..." El fenerini iyice yzme yaklatrd. "Kanunu korumakla grevli memurlara daha saygl olman isteriz." "Afedersiniz, bir an iin unuttum." Kan boynumdan aa inmi, gmleimden ieri sz22

yordu. ok yorgundum her eyden. "Bukowski," dedi el fenerini yzme tutan, "neden bam belaya sokmadan duramyorsun?" "Kesin bu boktan muhabbeti," dedim, "kodese gidelim." Kelepeleri takp arka koltua frlattlar beni. Alk olduum eyler. Yavaa sryorlard, mmkn ve delice eylerden sz ederek n balkonu geniletmek gibi, veya bir havuz, anneanneleri iin bir oda ilave etmek. Spora gelince bunlar gerek erkektiler Dodgers hl ampiyon olma ansna sahipti, onlar zorlayan birka takma ramen. Tekrar aileye dn Dodgers kazannca onlar da kazanyordu. Bir adam aya ayak basmca onlar da basm oluyorlard. Ama alktan len biri onlardan kuru istemesin kimlik yok, s..tir git, bok kafal. Sivil dolatklar zaman tabii ki. Bir polisten para isteyen bir a grlmemitir henz. Bu konuda pheniz olmasn. Bir ekilde su ilemilerin kuyruundaydm bir kez daha. Gen olanlar kendilerini ne beklediini bilmiyorlard henz. ANAYASAL haklarndan filan sz ediyorlard. Gen polisler, ehir kodeslerinde olsun, kasaba kodeslerinde olsun, sarholarn stnde alp eitimlerini tamamlyorlard. Kendilerini bu ekilde ispatlyorlard. Gzmn nnde birini asansre bindirip bir aa bir yukar inip ktlar, dar ktklarnda adam tannmaz haldeydi NSAN HAKLARI diye baran bir siyaht asansre binmeden nce. Sonra beyaz bir adam ANAYASA ile ilgili _ eyler barmaya balad, onu tutup o kadar hzl g-urdler ki yryemedi, ayaklan yere demeden gitmiti. en getirdiklerinde onu duvara yasladlar, ylece dur-mu titriyordu, vcudunun her yerinde krmz lekeler

23

vard, titremesi kesilmiyordu bir trl. Fotoraf ektirdim tekrar. Tekrar parmak izi alnd. Ayyalarn hcresine gtrdler beni, kapy atlar, gerisi odadaki 150 kiinin arasnda bir yer bulmaktan ibaretti. Bir lam ukuru. Kusmuk ve sidikten geilmiyordu yerler. Hemerilerimin arasnda kendime bir yer buldum. Charles Bukowski'ydim ben, Santa Barbara'nn Kaliforniya niversitesi'nin ktphanesinde kitaplarm bulunuyordu, orda benim bir dhi olduumu dnen biri vard. Tahtalara uzandm. Gen bir ses duydum. Bir delikanl. "Bir eyree flerim sizi baym!" Bozuk paralarn, banknotlar, kimliini, anahtarlarn, ban ve sigaralarn ahp sana bir depozit kd verirlerdi. Ki ya kaybederdin ya da aldrrdn. Ama hep para ve sigara olurdu ierde. "zgnm evlat," dedim ona, "son kuruumu bile aldlar." Drt saat sonra uyumay baardm. ite. Bir Zen dnnn sadcydm ve bahse girerim ki gelin ile damat o gece dzmediler bile. Ama birileri d-zlmt.

Bir Teksas Genelevinde Yaam

Teksas'ta bir yerde otobsten indim ve souktu ve kabzdm, ve nceden bilemezsiniz, ok geni bir odayd, temiz, haftada sadece 5 dolar, ve minesi vard, ve yeni soyunmutum ki yal bir siyah hzla odaya girdi, demiri kapp mineyi kartrmaya balad. minede odun yoktu, elindeki demirle ne kartrdm merak ettim. Sonra bana bakp taaklann svazlad ve "isssss, issssss!" gibi buses kard. Her nedense beni olan sanmt herhalde ama deildim ve ona yardmc olamazdm. Dnya bu, diye dndm, bu dnyann bin bir trl hali vard. Elindeki demirle birka kez doland, sonra kt odadan. Yataa girdim. Otobs yolculuklar beni her zaman kabz eder ve uykusuzluk yapar ki, o bende zaten vardr. Neyse, yal siyah dar kt ve ben yataa uzanp belki birka gn sonra sabilirim, diye dndm. Kap tekrar ald ve ieri ok iyi yapl biri girdi, dii, dizlerinin stne kp yer tahtalarn silmeye balad. Silerken km durmadan alkalyor, alkalyor, alkalyordu. 25

24

"Gzel bir kza ne dersin?" diye sordu. "Hayr. ok yorgunum. Otobsten yeni indim. Tek isteim uyumak." "iyi bir sevime uyumana yardmc olur. Hem de sadece 5 dolar." "ok yorgunum." "ok gzel, temiz bir kz." "Nerde bu kz?" "Kz benim." Ayaa kalkp bana bakt. "Kusura bakma. Yorgunum, gerekten." "Sadece 2 dolar." "Hayr, kusura bakma." Dar kt. Birka dakika sonra bir erkek sesi duydum. "Adama bir ey satamadn m sylyorsun? En iyi odamz 5 dolara verdik ona ve sen hibir ey satamadm diyorsun, yle mi?" "Bruno, denedim! Yemin ederim Bruno, elimden geleni yaptm!" "Seni pis kanck!" O sesi tanyordum. Tokat sesi deildi. yi pezevenklerin ou kzlarn yzlerinin moranp imesini istemezler. Az ve gzlerden uzak durur, yanaa tokat atarlar. Bru-no'nun ahin geniti anlalan. Kesinlikle baa atlan bir yumruk sesiydi duyduum. Kz hayknp duvara arpt ve geri gelirken Bruno ona bir tane daha akt. Kz yumruklar ve duvar arasnda haykrarak gidip gelirken ben yatamda gerinip, hayat bazen ilgin olabiliyor, diye dndm ama pek de duymak istemiyordum bunlan. Olacak-lan nceden kestirebilseydim kzla biraz i tutardm. 26

Sonra uyudum. Sabah kalkp giyindim. Tabii ki giyindim. Ama samamtm hl. Sokaa kp fotoraf stdyosu aramaya baladm, ilk grdm yere girdim. "Buyrun, fotoraf m ektirmek istiyorsunuz?" Nefis bir kzld, bana gld. "Byle bir yzle neden fotoraf ektirmek isteyeyim? Gloria Westhaven adnda birini anyorum." "Gloria Westhaven benim," dedi ve bacak bacak stne atp eteini dzeltti. lmeden cennete gidilmez sanyordum. "Neyin var senin?" diye sordum. "Sen Gloria Westhaven deilsin. Gloria Westhaven ile Los Angeles otobsnde tantm." "Nedir onun zellii?" "Annesinin bir fotoraf stdyosu olduunu rendim. Onu bulmaya alyorum. Otobste bir ey oldu." "Otobste hibir ey olmad demek istiyorsun." "Onu otobste tandm, inerken gzlerinde yalar vard. New Orleans'a kadar gidip, bir sonraki otobsle geri dndm. Hibir kadm alamamt benim iin imdiye kadar." "Belki de baka bir eye alyordu." "Dier yolcular bana eein biriymiim gibi bakana kadar ben de yle dnmtm." "Ve tek bildiin annesinin bir fotoraf stdyosu olduu ylemi?" 'Tek bildiim bu." "Peki, dinle, bu kasabann en nemli gazetesinin editrn tanyorum." "Bu beni artmad," dedim, bacaklanna bakarak.

27

'Tamam, adn ve kaldn yerin adresini ver bana. Hikyeyi ona telefonda anlatrm ama biraz deitirmemiz gerekecek. Bir uakta tantnz anlyor musun? Havada ak. Ve ayrldnz ve birbirinizi kaybettiniz, tamam m? Ve New Orleans'dan bir uaa atlayp geldin, tek bildiin ey annesinin bir fotoraf stdyosu olduu. Kavradn m? M .... K ..... 'nn stununda yann sabah okursun. Tamam m?" Tamam," dedim. Bacaklarna son bir kez bakp dar karken o numaray eviriyordu. Teksas'n en byk 2. veya 3. kasabasndaydm ve kasaba benimdi. En yakn bara girdim... Gnn o saati iin bir hayli kalabalkt. Tek bo tabureye oturdum, hayr, iki bo tabure vard ve ikisi de ok iri bir adamn iki yanndayd. 25 yalarnda, 1,95 boyundayd, 130 kilo vard rahat. Taburelerden birine oturup bira istedim. Biray dipleyip bir tane daha syledim. "te imek diye.buna derim ben," dedi iri gen. "Buraya gelen gt olanlar bir bira syleyip iki saat otururlar. Senden holandm yabanc. Ne yaparsn ve nerden geldin?" "Hibir ey yapmam," dedim, "ve Kaliforniyal'ym." 'Yapmak istediin bir ey var m?" "Hayr, yok. Srkleniyorum." kinci biramn yansn itim. "Holandm senden yabanc," dedi iri ocuk, "sana bir srrm aacam. Ama ok yava sylemem gerekiyor, nk iri biri olmama ramen korkarm ki sayca bizden stnler." "Syle," dedim, ikinci biram bitirirken. ri gen kulama eildi: 'Teksasllar boktan herifler,"

diye fsldad. Etrafma bakndktan sonra, evet anlamnda yavaa bam salladm. Yumruunu yediim gibi barmenin gece servisi yapt masalarn altnda buldum kendimi. Masann altndan kp azm bir mendille sildim, kahkahadan knlan insanlara bakp dan ktm... Otele geri dndmde ieri giremedim. Kapya bir gazete sktnlmt ve ok az aralkt. "Hey, kapy a," dedim. "Kimsin sen?" diye sordu adam. "102 numaradaym. Bir haftalk kiram dedim. Adm Bukowski." "izme giymiyorsun, deil mi?" "izme mi? O da neymi?" "Kovboy." "Kovboy mu? Nedir o?" eri gel," dedi... Odama gireli on dakika olmutu ve alarn iindeki yatakta yatyordum. Yatan tamam ats olan byk bir yatakt bir a ile evrelenmiti. Alan indirmi, etrafmda bu alarla yatyordum. Byle bir ey yaptm iin ib-nemsi hissediyordum kendimi, ama ilerin gidiatna bakarak kendimi baka trl hissedeceime ibnemsi hisset-sem de olur diye dndm. Yeterince kt deilmiim gibi, kapda bir anahtar sesi duydum ve kap ald. Bu kez ksa boylu ve geni bir siyah kzd, mfik bir yz ve acayip geni bir k. Ve bu geni mfik siyah kz benim ibnemsi alanm 29

28

ekitirip, "tatlm, araflarn deimesi lazm," dedi. "Ama daha dn girdim ben bu odaya." 'Tatlm, araf deiimini senin programna gre ayarlamyoruz. imdi kk pembe km ktmldat ve iimi yapmama izin ver." "H-h," dedim, ve yataktan frladm, rlplak. Hi tepki vermedi. "Byk, gzel bir yatak bu tatlm," dedi, "otelin en iyi odas sende." "anslym herhalde." araflan serdi ve muhteem kn sergiledi. O muhteem km sergiledi ve dnp, "tamam tatlm, araflarn serildi, baka bir ey?" "Evet, 12 veya 15 kutu bira iime yarar." "Senin iin alrm. Para pein." Paray verdim ve geri gelmeyecek diye dndm. 1b-nemsi bir hareketle alan indirip parann stne uyumaya karar verdim. Ama geni siyah hizmeti geri geldi ve alan tekrar kaldrdm; oturup bira itik, konutuk. "Kendinden sz et bana," dedim. Gld ve anlatt. Tabii ki kolay bir hayat yoktu. Ne kadar itiimizi bilmiyorum. Sonunda yataa kt ve hayatmn en iyi dzlerinden birini verdi bana. Ertesi sabah kalkp sokaa ktm, gazeteyi aldm; gerekten de nl ke yazarnn stunundaydm. Adm geiyordu. Charles Bukowski, romanc, gazeteci, seyyah. Havada tanmtk, ho kadn ve ben. O Teksas'ta inmi ben de grevim icab New Orleans'a gitmitim. Ama geri umutum, ho kadn aklmdan kmyordu. Tek bildiim annesinin bir fotoraf stdyosu olduuydu. 30

Bir ie viskiyle 6 kutu bira alp otele dndm ve nihayet stm. Ne cokulu bir eylem! Yaz fayda etmiti belki de. Alarn iine kuruldum. Telefon ald. Dahili telefon. Uzanp ahizeyi kaldrdm. 'Telefonunuz var Bay Bukowski, ...................... gazetesinin editr. Konuacak msnz?" "Evet," dedim, "alo?" " "Charles Bukowski mi?" "Evet." "yle bir yerde ne iin var?" "Nasl yani. Burdaki insanlar sevdim ben." "Oras kasabann en berbat genelevi. 15 yldr bu kasabadan atmaya alyoruz onlan. Nasl dtn oraya?" "Hava souktu. lk grdm yere girdim. Otobsle geldim ve hava souktu." "Havadan geldin. Hatrlamyor musun?" "Hatrlyorum." "Peki, bu hanmn kald yerin adresi var bende, istiyor musun?" "Evet, senin iin mahzuru yoksa. Tereddt ediyorsan unut gitsin." "yle bir yerde nasl kaldn anlayamyorum bir trl." "Tamam, sen kasabann en byk gazetesinin editrsn ve benimle telefonda konuuyorsun ve ben bir Tek-sas genelevindeyim. imdi, her eyi unut gitsin. Kadn alyordu ite. Kafama takld. lk otobsle terk ederim bu kasabay." "Bekle!" "Neyi bekleyeyim?"

31

"Adresi veriyorum. Stunu okumu. Satr aralarn da. Bana telefon etti. Seni grmek istiyor. Nerde kaldn sylemedim ona. Biz Teksashlar misafirperver insanlarz." "Evet. Geen gn barlarnzdan birindeydim. renmi oldum." "ki de mi iersin?" "mek ne kelime, ayyan tekiyim." "Bu hanmn adresini sana vermesem daha iyi olur." "S..tir et yleyse," dedim ve telefonu kapattm... Telefon tekrar ald. 'Telefonunuz var Bay Bukowski ........................gazetesinin editrnden." "Balayn." "Bakn Bay Bukowski, bu hikyenin devamna ihtiyacmz var. Bir sr insan ilgileniyor." "Ke yazarna hayal gcn kullanmasn syleyin." "Bakn, ne i yaptnz sormamda bir saknca var m?" "Hibir ey yapmyorum." "Otobslerde seyahat edip gen hanmlar m alatrsnz?" "Herkes beceremez yle bir eyi." "Bakn, bir riske gireceim. Size adresi vereceim. Gidip grn onu." "Belki de riske giren benim." Bana adresi verdi. "Oraya nasl gidileceini sana anlatmam ister misin?" "Bover, genelevi bulan adresi de bulur." "Sende pek de holanmadm bir yan var," dedi. "Unut gitsin. yi bir para ise seni tekrar ararm." Kapattm...

Kk, kahverengi bir evdi. Yal bir kadn at kapy. "Charles Bukowski'yi aryorum," dedim ona. "Hayr, pardon, Gloria Westhaven'i aryorum." "Ben annesiyim," dedi. "Uaktaki adam siz misiniz?" "Otobsteki adamm ben." "Gloria stunu okudu. Siz olduunuzu hemen anlad." "iyi. Ne yapyoruz imdi?" "Ah, ieri girin." ieri girdim. "Gloria," diye bard yal kadn. Gloria ieri girdi, iyi grnyordu. Teksas'n shhatli kzllarndan biri daha. "Bu tarafa gelin ltfen," dedi. "zin verir misin anne?" Beni yatak odasna ald ama kapy ak brakt. kimiz de oturduk, birbirimize uzak. "Ne yaparsn?" diye sordu. "Yazarm." "Oh! Ne iyi! Nerde yaynlandn?" "Henz yaynlanmadm." "yleyse, bir anlamda yazar saylmazsn." "Evet, yle. Ve bir genelevde kalyorum." "Ne?" "Haklsn," dedim, "bir anlamda yazar saylmam." "Hayr, ikinci sylediin?" "Bir genelevde kalyorum." "Genelevlerde mi kalrsn hep?" "Hayr." "Neden askerde deilsin?" "Psikiyatra takldm." "aka ediyorsun." "Etmediim iin mutluyum."
33

32

"Dvmek istemiyor musun?" "Hayr." "Pearl Harbor' bombaladlar." "Duydum." "Adolph Hitler'e kar dvmek istemiyor musun?" "Sanmyorum. Bakalarnn dvmesini yelerim." "Sen bir korkaksn." "Evet, yleyim, birini ldrmek bana zor geldiinden deil, barakalarda kalmay sevmem, bir sr horlayan insan, sonra bir ahman fledii bir boru sesi ile uyanmak. O, inam kandran bok yeili kyafetleri de sevmem; cildim ok hassastr." "Hassas bir yerin olduuna sevindim." "Ben de, ama cildim olmasayd keke." "Belki de cildinle yazmalsn." "Sen de yangnla." "ok aalksn. Ve korkak. Bmlerinin faist ordulara dur demesi gerekiyor. Birleik Devletler Donanmas'nda bir temenle nianlym ve eer burda olsayd sana iyi bir sopa ekerdi." "ekerdi herhalde, ve ben daha da aalk biri olurdum." "Kadnlarn yannda bir beyefendi gibi davranmay renirdin en azndan." "Haklsn sanrm. Mussolini'yi ldrsem bir beyefendi olur muyum?" 'Tabu." "Hemen katlaym o zaman." "Seni istememilerdi, hatrladn m?" "Hatrladm." kimiz de uzun bir sre konumadan oturduk. Sonra,

"Bak, sana bir ey sorabilir miyim?" dedim. "Sor," dedi. "Neden otobsten seninle inmemi istedin?" 'Yznle ilgili. Biraz irkinsin, biliyor musun?" "Evet, biliyorum." "irkin bir yzn var ama ayn zamanda trajik bir yz. Trajik yanndan ayrlmak istemedim. Acdm sana, onun iin aladm. Yzn nasl bu kadar trajikleti?" "Aman tanrm," dedim, sonra ayaa kalkp dar ktm. Geneleve kadar yrdm. Kapdaki adam beni tamd. "Hey, ampiyon, nerde iirdiler dudam?" "Teksas'la ilgili bir durum." "Teksas m? Teksas'tan yana miydin yoksa kar m?" "Teksas'tan yanaydm tabii ki." "reniyorsun, ampiyon." "Evet, biliyorum." Yukar kp telefonu atm Ve santrala gazetenin editrn balamasn syledim. "Ben Bukowski, dostum." "Kadnla bulutun mu?" "Bulutum." "Nasl gitti?" "iyi, ok iyi. Bir saat kadar dzdm onu. Stuncuna syle." Telefonu kapattm. Aa inip dar ktm ve ayn ban buldum. Deien bir ey yoktu, iri gen ordayd yine ve iki yannda bo birer tabure. Oturup iki bira syledim. Birincisini bir dikite itim. Sonra ikincisinin yansn. "Seni hatrlyorum," dedi iri gen, "neydi senin mese35,

34

len?" "Cilt. Hassas." "Beni hatrladn m?" diye sordu. "Hatrlyorum seni." "Hi geri gelmezsin sanmtm." "Geldim. Kk oyununu oynayalm." "Burda, Teksas'ta oyun oynamayz yabanc." "yle mi?" 'Teksasllar' boktan buluyor musun hl?" "Bazlarn." Yine masann altndaydm. Masann altndan kp doruldum ve dar ktm. Geneleve yrdm. Ertesi sabah gazete gnl maceramzn baarsz olduunu yazd. Uaa binip New Orleans'a umutum. Eyalarm toparlayp otobs terminaline doru yrdm. New Orleans'a vardm, yasal bir oda tutup vakit ldrdm. Gazete yazlarn kesip birka hafta sakladm, sonra attm. Siz olsanz atmaz mydnz?

Battaniye

Son gnlerde iyi uyuyamyorum ama szn etmek istediim bu deil tam olarak. Uykuya daldm sandm anda olan bir ey. "Uykuya daldm sandm," diyorum nk aynen yle. Son zamanlarda giderek daha sk, uyuduumu hissediyorum ama dmde odam gryorum, uyuduumu dlyorum ve her ey yataa girmeden nce braktm gibi. Yerdeki gazete, komodinin stndeki bo bira iesi, anann iinde dnp duran tek balm, sam kadar bana zel olan baz eyler. Ve birok kez uykuda deilken, yataa uzanm, duvarlara bakp uykuyu beklerken acaba gerekten uyank mym yoksa uyuyor ve odamn ryasn m gryorum, diye dnrm. Her ey ters gidiyor son zamanlarda. lmler; kt koan atlar; di ars; kanama ve dier sz edilemeyen eyler. Bazen, daha kt bir durumda olamam, diye dnyorum. Ama sonra, en azndan bir odan var diyorum. Sokaklarda deilsin. Sokaklarda olmay umursamazdm bir zamanlar. imdi tahamml edemiyorum so37

36

kaklara. ok az eye tahamml edebiliyorum artk. Vcuduma ineler batnld, neterlendim, ve evet, bombalandm bile... yeter artk diyorum genellikle; daha fazlasna katlanamam. imdi olay u: Uyuyup kendimi odamda dlediimde veya gerekten odamda oturmu uyankken, bilemiyorum, ite o sralar bir eyler oluyor. Dolap kapsnn biraz aralk olduunu gryorum, oysa biraz nce kapak olduundan eminim. Sonra kapnn aral ile vantilatrn (hava scak olduu iin yerde bir vantilatrm var) ayn izgide olup bam nianladklarn fark ediyorum. Ani bir fke ile yastmdan uzaklayorum, fke diyorum nk genellikle beni ortadan kaldrmak isteyen bu eylere okkal bir kfr sallyorum. imdi sizin, "ocuk delirmi," dediinizi duyar gibi oluyorum, gerekten delir-dim belki de. Ama yle olduunu sanmyorum her nedense. Bu benim lehime ok kk bir art, eer bir art say-labilirse. nsanlarla beraberken kendimi rahatsz hissediyorum. Benden uzak eylerden sz edip, benim duymadm heyecanlar duyuyorlar. Ama kendimi en ok onlarla beraberken gl hissediyorum. yle dnyorum: Onlar btnn bu kk paralar ile varlklarn srd-rebiliyorlarsa, ben de srdrrm. Ama yalnzken ve kendimi bir tek duvarla, nefes almakla, tarihle, kendi sonumla kyaslayabildiimde baz tuhaf eyler olmaya balyor. Anlalan ben zayf bir adamm, incil'i denedim, filozoflar, airleri, ama bir ekilde hepsi hedefi armlard. Tamamen baka bir eyden sz ediyorlard. Ben de okumay kestim uzun sre nce. iki, kumar ve seks biraz ie yaryordu ve bu yaantmda cemiyetin, ehrin, lkenin herhangi bir ferdi gibiydim; ancak tek fark, benim "baar-

mak" istei duymamamd. Bir aile istemiyordum, ev istemiyordum, saygm bir i istemiyordum. Byleydim ite: entelektel deilim, sanat deilim, alelade bir insan kurtaran kklerden de yoksunum. Arada derede kalm bir ey gibiyim ve sanrm bu da deliliin balangcdr. Ve ne kadar kabaym! Elimi kma atp kanyorum. Basurum var acayip. Cinsel ilikiden daha keyifli. Kanayana kadar karm, ac beni durmaya zorlayana kadar. Maymunlar, goriller yapar bunu. Hayvanat bahesinde grdnz m onlar hi kanayan krmz klar ile? Ama izin verin devam edeyim. Garipliklere meraklysanz size cinayetten sz edeyim. Bu Oda Dleri, yle diyelim bunlara, birka yl nce balad, tik olduunda Philadelphia'daydm. O sralar pek almyordum ve kiray dert ettiim iin olmutu belki de. O zamanlar biraz arap ve bira iiyordum sadece, seks ve kumar da tm gleri ile girmemilerdi kanma. Bir sokak kadn ile yaamama ramen, her gece 2 veya 3 deiik erkekle beraber olduktan sonra benimle seks veya kendi deyimiyle "ak" yapmak istemesi tuhafma gidiyordu; her Sokak valyesi kadar avarelik etmi, hapiste yatm olmama ramen o deiik erkeklerden sonra oraya girmek beni rahatsz ediyordu... beni etkiliyordu ve zorlanyordum. "Tatlm," derdi, "seni SEVDM anlamalsn. Onlarla hibir ey deil. Bir kadn ANLAMIYORSUN. Kadn seni ieri alabilir, orda olduunu sanrsn ama orda deilsindir bile. Seni, iime alyorum." Bu sylediklerinin pek yaran olmuyordu. Duvarlar yaklatryordu sadece. Ve bir gece, d gryor veya grmyordum, uyandm ve yanmda yatyordu (veya uyandm dlyordum) etrafma bakndm ki bir sr kk adam bizi yataa balyordu, 30-40 taneydiler, g39

38

m renginde bir teli yatan altndan geirip stmze saryorlard. Kadnm huzursuz olduumu hissetmi olmalyd. Gzlerini ap bana bakt. "Sessiz ol!" dedim. "Hareket etme! Elektrik verip ldrmek istiyorlar bizi!" "KM BZE ELEKTRK VERMEK STYOR?" "Allah kahretsin, sana SESSZ ol dedim! Kmldama!" Bir sre daha almalarna izin verdim, uyuyormu gibi yaparak. Sonra tm gcmle dorulup telleri paraladm. armlard. Bir tanesine bir yumruk salladm ama skaladm. Nereye gittiklerini bilmiyorum ama onlardan kurtulmutuk. "lmden kurtardm bizi," dedim kadnma. "p beni sevgilim," dedi. Neyse, bugne dnelim. Sabahlan kalktmda vcudumda izler oluyor, mavi rkler. zellikle izlediim bir battaniye var. Bu battaniye ben uyurken canma okuyor. Uyanyorum ve bazen battaniye boazma sarlm oluyor, zor nefes alyorum. Hep ayn battaniye. Ama ben bir ey yokmu gibi davranyorum. Bir bira ayor, yan bltenini alp baparmamla aralyor, yamur yaabilir mi diye pencereden bakp her eyi unutmaya alyorum. Beladan uzak ve rahat yaamak istiyorum sadece. Yorgunum. Bir eyler hayal etmek veya uydurmak istemiyorum. Ama o gece tekrar uyuz etti beni battaniye. Ylan gibi hareket ediyor. Trl biimlere giriyor. Yatan stnde ak ve dz olarak durmay reddediyor. Ertesi gece de ayn. Kanapenin nne, yere frlatyorum. Sonra kmldadm gryorum. Bam yana evirdiim anda kmldadn gryorum, inanlmaz bir hzla. Ayaa kalkp btn klan yakyorum ve gazeteyi alp okumaya balyorum, ne olursa olsun, son modalar, keklii nasl piirirsiniz, bahelerde bryen yabani otlardan nasl kurtulursunuz; 40

editre mektuplar, politik stunlar, kk ilanlar, lm ilanlan ve gerisi. Bu arada battaniye kmldamyor ve ben 3-4 bira iiyorum, bazen gn iiyor ve uyumak kolaylayor. Geen gece olan oldu. Veya akamst balad. Uykusuz olduum iin akamst drt gibi yataa girdim ve uyandmda veya odam dlediimde, karanlkt ve battaniye boazma sarlmt, beklenen ann bu olduuna karar vermiti! Bu iin gizlisi sakls yoktu artk! Beni haklamaya kararlyd ve glyd, veya ben gszdm, dte gibi, ve nefesimi kesmesini nlemek iin tm gcm sarfetmek zorunda kaldm, ama stmdeydi yine de, kk ama gl ataklar yapp beni hazrlksz yakalamaya alyordu. Alnmdan ter akmaya balamt. Kim inanrd byle bir eye? Bylesine lanet bir eye kim, nasl inanrd? Canlanp beni bomaya teebbs eden bir battaniye? Hibir ey ilk kez yaanmadan inanlr olamaz atom bombas veya Ruslar'n uzaya insan yollamas veya Tann'nn dnyaya inip kendi yaratt insanlar tarafndan armha gerilmesi. Gelmekte olan eylere kim inanr? Son ate zerresine? Uzay gemisindeki 8-10 kadn ve erkek, Nuh'un yeni gemisi, insanln yorgun tohumunu baka bir gezegene ekmek? Ve bu battaniyenin beni ldrmeye altna inanacak adam veya kadn nerde? Bir tek kii yok, lanet olsun! Bu da ileri bsbtn zor-latnyordu bir ekilde. Kitlelerin hakkmda ne dnd konusunda ok az bir hassasiyetim olmasna ramen, onlarn battaniye gereini idrak etmesini istiyordum. Tuhaf m? Nedendi bu? Ve tuhaftr; sk sk intihar dnmeme ramen, battaniyenin bana yardm etmeye almas mcadele etmeme neden oluyordu.

41

Sonunda mereti yere aldm ve btn klan yakm. Bu son verecekti ie! IIK, IIK, IIK! Ama hayr, n altnda hl kprdayp birka santim ilerlediini grdm. Oturup dikkatle izledim. Tekrar kmldad. Yarm metre vard bu kez. Kalkp giyinmeye baladm, ayakkab ve oraplarm bulmak iin tamamen uyanm bir ekilde battaniyenin yanndan getim. Sonra giyindim ve ne yapacam bilemedim. Battaniye hareket-sizlemiti. Bir akam yry iyi olurdu belki. Evet kedeki gazeteci ocuklara yryecektim. O da ktyd aslnda. Mahallenin btn gazeteci ocuklar entelekteldiler: G.B. Shaw, O. Spengler ve Hegel okurlard. Ve gazeteci ocuklar deildiler: 60, 80 veya 1000 yandaydlar. Lanet. Kapy arpp dar ktm. Sonra merdivenin basma geldiimde, bir ey bam evirip koridorun sonuna bakmama neden oldu. Doru tahmin ettiniz: Battaniye beni izliyordu, ylamms hareketlerle, kvrmlar ve nndeki glgeli ksmda ba, az, gzler. Size unu syleyeyim, bir dehetin dehet olduuna inandnz anda nihayet daha AZ dehete dersiniz. Bir an iin battaniyemi bensiz, yalnz olmak istemeyen yal bir kpek gibi dndm, beni izlemeliydi. Ama sonra bu kpein, bu battaniyenin, beni ldrmeye altn hatrladm ve sratle merdivenlerden aa indim. Evet, evet, peimden geldi! stedii kadar hzl hareket ederek basamaklar indi. Sessiz. Kararl. nc katta oturuyordum. Aa izledi beni. kinci kata. Birinci kata. nce dar kp komay dndm ama dars ok karanlkt, geni caddelerden uzak, sessiz ve tenha bir mahalleydi. En iyisi birilerinin yannda olup durumun gerek olup olmadndan emin olmakt. 42

Gerein gerek olabilmesi iin EN AZ iki oy gerekiyordu. Yaadklar zamann ilerisinde olan sanatlar bunu bilirler, deliler ve halsinasyon grenler de yle. Bir hayali bir tek sen gryorsan adama ya aziz derler ya da deli. 102 numaral dairenin kapm aldm. Mick'in kans at kapy. "Selam Hank," dedi, "ieri gel." Mick yataktayd. Her yeri imiti, bilekleri normalin iki misli, karn hamile bir kadnnki gibiydi. ok ierdi ve karacieri iflas etmiti. Su doluydu Mick. Askeri Hasta-ne'de bir oda boalmasn bekliyordu. "Selam Hank," dedi, "bira getirdin mi?" "Bak, Mick," dedi kans, "doktorun ne dediini biliyorsun: Damla yok, bira bile." "Battaniye ne i?" diye sordu Mick. Aa baktm. Battaniye fark edilmeden ieri girebilmek iin koluma dolanmt. "Bende bir sr var, iinize yarar diye dndm." Kanapenin stne frlattm mereti. "Bir bira getirmedin mi?" "Hayr Mick." "Bir bira ok iyi gelirdi." "Mick," dedi kans. "Bunca yldan sonra ak diye kesmek kolay deil." "Bir tane olabilir," dedi kans, "bakkala gidip geleyim." "Gerek yok," dedim, "ben gider dolabmdan alnm." Ayaa kalkp, kapya doru yrdm, gzm battaniyenin stndeydi. Kprdamad. Kanapeden ylece bakt bana. "Hemen dnerim," dedim ve kapy kapatm. Her ey kafamda olmal diye dndm. Battaniyeyi yanmda tam, beni izlediini hayal etmitim. nsanlar43

la daha fazla grmeliydim. Dnyam ok dard. Yukan kp 4-5 bira aldm, kesekdna koyup aa inmeye baladm. kinci kattaydm ki banmalar, kfrler ve bir el silah sesi duydum. Kalan basamaklar koarak inip 102'ye daldm. Mick, o iik hali ve duman tten .32 bir magnum ile ayakta duruyordu. Battaniye ka-napede, braktm yerdeydi. "Mick, sen delisin!" diyordu kars. "Haklsn," dedi Mick, "sen mutfaa gider gitmez bu battaniye, Tanr yardmcm olsun, kapya doru gitti. Kapnn tokman evirmeye alyordu, dar kmak istedi ama tokma kavrayamad. lk oktan knca yataktan kalkp stne yrdm ve iyice yaklatmda tokmaktan srad, grtlama dolanp beni bomaya alt!" "Mick biraz rahatsz," dedi kars, "ine yapyorlar. Baz eyler gryor, ierken de baz eyler grrd. Hastaneye yatnca dzelir." "Allah kahretsin!" diye bard Mick pijamalarnn iinde ok i, "bu ey beni ldrmeye alt diyorum, iyi ki magnum doluydu, dolaba koup kardm, tekrar stme geldiinde vurdum onu. Srnerek uzaklat. Srnp kanapeye kt, imdi de orda ite. Merminin at delii grebilirsin. Hayal filan grmedim." Kap alnd. Yneticiydi. "ok fazla grlt yapyorsunuz," dedi. "Saat 10'dan sonra televizyon ve grlt yok." Sonra gitti. Battaniyenin yanna gittim. Gerekten de bir delik almt. Battaniye hareketsizdi. Bir battaniyenin can alc noktas neresidir? 'Tanrm, bir bira ielim," dedi Mick, "lp lmemek umurumda deil."

Kars 3 ie a, Mick ve ben birer Pall Mall yaktk. "Hey, moruk," dedi, "giderken bu battaniyeyi de gtr." "htiyacm yok Mick," dedim, "sende kalsn." Birasndan byk bir yudum ald. "Bu allann cezas eyi burdan gtr!" "iyi de, LD deil mi?" diye sordum. "Nerden bileyim?" "Bu battaniye samalna inandn m sylemek istiyorsun Hank?" "Evet, bayan." Ban geriye doru atp gld, "iki kak orospu ocuu tanyorsam, sizlersiniz," dedi. Sonra ekledi, "Sen de iiyorsun deil mi Hank?" "Evet, bayan." "ok mu?" "Bazen." 'Tek istediim bu allann cezas battaniyeyi burdan dar karman!" dedi Mick. Biramdan byk bir yudum alp keke votka olsayd diye geirdim aklmdan. 'Tamam, dostum," dedim, "battaniyeyi istemiyorsan alrm." iyice katlayp kolumun stne koydum. "iyi geceler." "iyi geceler Hank, ve biralar iin teekkrler." Merdivenlerden yukan kmaya baladm; battaniye ok hareketsizdi. Mermi canna okumutu belki de. Odama girip bir sandalyenin stne frlattm. Bir sre oturup izledim onu. Sonra aklma bir fikir geldi. Bulak kabn alp iine biraz gazete kd doldurdum. Sonra patates soyma ban aldm. Sonra da iskemleye oturdum. Battaniyeyi kucama alp ba kal45

44

drdm. Ama zordu battaniyeyi kesmek. skemlede oturup kalmtm, Los Angeles'n berbat gece ayaz enseme vuruyordu ve zordu kesmek. Nasl bilebilirdim ki? Belki de bir zamanlar beni sevmi bir kadnd bu battaniye, battaniye klna girip benden almaya alyordu, iki kadn dndm. Sonra tek bir kadn dndm. Sonra mutfaa gidip bir ie votka atm. Doktor sert ikilere taklrsam leceimi sylemiti. Ama gizliden alyordum ona kar, ilk gece bir yksk dolusu. Ertesi gece iki yksk, derken... Bir bardak doldurdum bu kez. lm deildi rahatsz edici olan, hzn ve merakt. Gece alayan bir iki iyi insan. Bir iki iyi insan. Belki de battaniye beni lme, kendi yanna almaya alan bir kadmd veya bir battaniye olarak beni sevmeye alyor, nasl yapabileceini bilemiyordu... veya beni izlemek isteyince kapdan kmasn engelledii iin Mick'i ldrmeye almt? Delilik mi? Neden olmasn? Ne delilik deildir ki? Yaam delilik deil mi? Kurulmu oyuncaklar gibiyiz... birka kez kuruluyoruz, bitince gle gle... ve ortalkta dolanp varsaymlarda bulunur, planlar yapar, valiler seer, imlerimizi bieriz... Delilik tabu ki, ne delilik DELDR? Votka bardan bir dikite iip bir sigara yaktm. Sonra son kez battaniyeyi elime alp kestim! Kestim, kestim ve kestim, nerden kesildii belli olmayacak kadar kk paralara kestim onu... paralan bulak kabna koyduktan sonra, kab pencerenin yanna yerletirdim ve duman flemesi iin vantilatr altrdm. Kap alev alrken ben mutfaa gidip bir votka daha koydum. Geri dndmde krmz ve iyi yanyordu, eski Boston cadlar gibi, herhangi bir Hiroima gibi, herhangi bir ak gibi, btn aklarn iinden bir ak gibi, ve kendimi hi iyi hissetme46

dim, hi. ikinci barda itim ve nerdeyse hibir ey hissetmedim. Bir tane daha koymak iin mutfaa gittim, ba yanmda gtrmtm. Ba lavaboya frlatp ienin kapan atm. Lavabodaki baa baktm tekrar. Yan tarafnda belirgin bir kan izi vard. Ellerime baktm. Elimde kesik olup olmadn kontrol ettim, isa'nn elleri harikulade ellerdi. Ellerime baktm. Kesik yoktu. izik yoktu. entik bile yoktu. Gzyalanmm yanaklarmdan szldn hissettim, bacaklar olmayan, ar ve anlamsz eyler gibi srnerek. Deliydim ben. Gerekten delirmi olmalym.

47

Zirveden Notlar

Cevap almad. Blaine kuun bacaklarndan birini kesmeye balad. Gl erkekler balarn evirdiler. Kua yakn olan birkann ellerini akaklarna bastrp bakmamaya altklarn grdm. "Neyiniz var sizin?" diye bardm onlara. "Samza ve gzmze smalarndan bktk! Bu kuu halledip dama frlatacaz ki dierlerine anlatsn, 'Bu orospu ocuklarnn akalar yok! Yanlarna bile yaklamayn!' desin. Bu gvercin dierlerine stmze smaktan vazgemelerini syleyecek." Blaine kuu dama frlatt. e yarayp yaramadn hatrlayamyorum imdi. Ama yeri silerken iki kesik ku bacana rastladm hatrlyorum. ok tuhaf grnyorlard tek balarna. Boklarla beraber sprdm onlar.

Yeni gelenlere gvercin boku temizletirlerdi ve gvercin boku temizlerken, gvercinler gelir sama, yzne, elbiselerine biraz daha sarlard. Sabun falan verilmezdi sadece su ve fra ve zor kard boklar. Daha sonra, saati 3 sentten atlyeye yollarlard ama yeni gelmisen nce gvercin boku temizlemen gerekirdi. Blaine'in aklna parlak bir fikir geldiinde ben yanndaydm. Kede, uamayan bir gvercin grmt. "Dinle," dedi Blaine, "kularn birbirleri ile konutuklarn biliyorum. Bu kua, dierlerine anlatabilecei bir ey yapalm. Onu halledip atya frlatalm ki dierlerine basma ne geldiini anlatabilsin." 'Tamam," dedim. Blaine gidip kuu yakalad. Elinde kk, kahverengi bir jilet vard. Etrafna baknd. Avlunun glgeli bir ke-sindeydi. Scak bir gn olduundan mahkmlarn ou ordayd. "inizde bu ameliyat iin bana asistanlk yapacak biri var m beyler?" diye sordu Blaine. 48

n
Hcrelerin ou an kalabalkt ve birka kez rk ayaklanmalar olmutu. Ama gardiyanlar sadistti. Blaine'i benim hcremden alp, siyahlarla dolu bir hcreye koydular. Blaine ieri girdiinde siyahlardan biri, "Bu benim gt olanm! Evet, bu adam benim gt olanm olacak! Aslnda hepimiz istifade edebiliriz! Sen mi soyunursun yavrum, yoksa yardma m ihtiyacn var?" demiti. Blaine elbiselerini karp yzkoyun yere uzanmt. Etrafnda dolanp duruyorlard. 'Tanrm! Hayatmda bu kadar RKN bir k delii grmedim!" "Sertlemiyorum Boyer, inan bana sertlemiyorum!" "rk domatesi andryor!" Hepsi uzaklam ve Blaine ayaa kalkp elbiselerini 49

giymiti. Avluda anlatt bana, "ansm varm. Beni paralayacaklard!" dedi. "iren k deliine kret," dedim. III Bir de Sears vard. Sears'i siyah dolu bir hcreye koydular; Sears etrafna bakmp en irisini seti ve onunla dvt. Adam ranzasnda uzanm yayordu. Sears havaya srayp iki dizi ile kt adamn gsne. Dvtler. Sears adam marizledi. Dierleri sadece izlediler. Sears hibir eyi umursamyordu. Avluda bacaklarnn stne melmi, izmarit iiyordu. Siyahlardan birine bakt. Glmsedi. Duman fledi. "Sen benim nerden olduumu biliyor musun?" diye sordu siyaha. Siyah cevap vermedi. 'Two Rivers Mississippi," dedi Sears, bir duman ekti, iinde tuttu sonra brakp glmsedi, bacaklarnn stnde salnarak. "Severdin oralar." Sonra izmaritini frlatp kalkt, avlunun kar tarafna doru yrd.

rv
Sears beyazlara da takmt. Sears'in salar tuhaft, kafasna yaptrlm gibi dururlar ve havaya dikilirlerdi, kirli bir krmz. Yanann birinde bak yaras vard ve gzleri yuvarlak, ok yuvarlakt. Ned Lincoln 19 yanda gsteriyordu ama 22'ydi az ak, kamburca ve sol gznde yanm perde. Geldiinin ilk gn Sears onu avluda fark etti. 50

"HEY, SEN" diye bard. ocuk dnp bak. Sears parman ona doru uzat. "SEN! HARCAYACAIM ULAN SEN! HAZIRLIKLI OL, YARIN BTRECEM N! HARCAYACAIM ULAN SEN!" Ned Lincoln ne demek istediini anlamam, ylece durdu. Sears her eyi unutmu gibi baka bir mahkmla sohbete girdi. Ama unutmadm biliyorduk. Tarz buydu. Aklamasn yapmt, ite o kadar. ocuun hcresinde kalanlardan biri o gece onunla konutu. "Hazrlkl ol evlat, akas yoktur. Kendine bir eyler tedarik et." "Ne gibi?" "Musluk kulbunu skp iindeki demiri asfalta srterek bir i yapabilirsin kendine. Veya iki dolara ok iyi bir i satabilirim sana." ocuk ii satn ald ama ertesi gn avluya kmad. "Korkuyor kk bok," dedi Sears. "Ben de korkardm onun yerinde olsaydm," dedim. "Sen dar kardn," dedi. "Ben ierde kalrdm," dedim. "Sen dan kardn," dedi Sears. "Doru, ben dar kardm," dedim. _ Sears ertesi gn duta kesti ocuun nefesini. Kimse bir ey grmedi, su ve sabunla beraber akan taze kann dnda. V Baz insanlar pes etmezler. ukur bile onlar yola getiremez. Joe Statz onlardan biriydi. Srekli ukurdayd.

51

Gardiyann rnek kt oyuncusuydu. Joe'yu adam edebilirse dierlerini daha iyi kontrol edebilecekti. Bir gn gardiyan iki adamn yanma alp ukurun kapan at ve dizlerinin stne kerek bard: "JOE! JOE, YETT M? IKMAK STYOR MUSUN JOE, UZUN BR SRE GELMEYECEM BURAYA!" Yant gelmedi. "JOE! JOE! DUYUYOR MUSUN BEN!" "Evet, duyuyorum." "CEVABIN NEDR JOE?" Joe i ve bok dolu kovay kapt gibi gardiyann yzne frlatt. Gardiyann adamlar ukurun kapan kapattlar. Bildiim kadaryla Joe hl orda, canl veya l. Gardiyana yapt, mahkmlar arasnda yayld. Joe'yu dnrdk, daha ok geceleri. VI Dar ktmda, diye dnrdm, bir sre bekleyeceim, sonra geri dnp dardan bakacam buraya ve orda neler olup bittiini tamamen bilmi olacam, ve o duvarlara uzun bir sre bakp bir daha asla buraya girmemeye yemin edeceim. Ama ktktan sonra hi dnmedim oraya. Hi bakmadm dardan. Kt bir kadn gibiydi. Geri dnmenin fay-das yoktur. Bakmak bile istemezsin. Ama ondan sz edebilirsin. O kolay. Ben de biraz yle yaptm bugn. Kolay gelsin arkadam sana, ierde veya darda.

ki Orta

Jeffi Flower Soka'nda bir yedek paracda alrken tanmtm, belki de Figueroa Soka'yd, ikisini hep kartrrm. Neyse, ben gelen paralardan sorumluydum, Jeff daha ok ayak ilerine bakard. Eski paralan boaltr, yerleri sprr, helaya tuvalet kd filan koyard. lkenin muhtelif yerlerinde bu tip iler yaptm iin k-'msemem bu adamlar. Beni nerdeyse mahvetmi bir kadnla ilikimi yeni bitirmitim. Yeni bir iliki istemiyordum, at yarlar, otuzbir ve iki ile dolduruyordum boluu. Samimiyetle, byle takldm zamanlar hep daha mutlu olmu, bu dnemlerde kadnlara son vermeyi dnmmdr, tvbe, asla, demiimdir kendi kendime. Tabii ki biri kverirdi seni avlarlard, ne kadar ilgisiz olursan ol. Sanrm gerekten ilgisiz olduun zamanlar yaprlard yakana, seni bunalma sokmak iin. Kadnlar yapar bunu; erkek ne kadar gl olursa olsun bunu baarrlar. Ama neyse, Jeffi tandmda durumum buydu kadnsz ve ilikimizin hibir homoseksel yan yoktu. anslarna gvenerek yaayan, seyahat eden, kadn53

52

larm yakt iki adam. Hatrlyorum, bir keresinde The Green Light'ta oturmu bira iiyordum, masadaydm, at yarlar sonularn okuyordum ve bir grup insan konuurken kulama yle bir ey geldi, "Evet, Kk Flo fena yakt Bukowski'yi. Fena yakt seni deil mi Bukowski?" Bam kaldrdm. Glyorlard. Ben glmedim. Biram kaldrp, "Evet," dedim, sonra bir yudum alp masaya koydum tekrar. Bam tekrar kaldrdmda gen bir siyah kz elinde biras ile masamdayd. "Bak moruk," dedi, "bak moruk..." "Merhaba," dedim. "Bak moruk, bu Kk Flo'nun canm skmasna izin verme, izin verme seni paralamasna. Toparlanabilirsin." "Biliyorum toparlanabileceimi. Vazgemek gibi bir niyetim yok." "Gzel. Sadece ok zgn grnyordun, yle zgn grnyordun ki." 'Tabii, zgnm, iime iledi, kanma. Ama geer. Bira?" "Evet. Ama benden." O gece bana gidip sevitik ama kadnlara veda ettim onunla 14 veya 18 ay kadar srd. Peine dmezsen byle dnemler yaayabilirsin. Her gece iten sonra iiyordum, evde, tek bama, hafta sonlar at yarlarna da biraz param kalyordu, hayat sadeydi ve fazla ac ekmiyordum. Belki yaamak iin fazla bir neden yoktu ama ac ekmemek yeterli bir neden saylmal. Jeff i grr grmez nasl biri olduunu anladm. Benden gen olmasna ramen, kendimin bu gen modelini tamdm. "Acayip akamdan kalmasn evlat," dedim ona bir sa54

bah. "Baka yolu yok," dedi, "unutmak gerek." "Haklsn galiba," dedim, "tmarhaneye dmektense akamdan kalmak yedir." O gece iten sonra yakn bir bara gittik. Benim gibiydi, yemek dnmyordu, erkekler yemei dnmez. Aslnda, fabrikann en gl erkeklerindendik ama hi durup dnmezdik bunu. Yemek skcyd ite. Barlardan da baya sklmtm o dnem onlan cennete gtrecek kadnn ieri girmesini bekleyen geri zekl yalnz erkekler srs. En can skc iki kalabalk, at yarlar kalabal ve bar kalabaldr. Erkekler zellikle. Srekli kaybeden ve durup toparlanamayan kerizler. Ve ben tam or-talanndaydm. Jeff iimi kolaylatryordu. Demek istediim, bu tarz onun iin henz yeniydi ve heyecan duyuyordu, nerdeyse gerekmi gibi yayordu, sanki aldmz iki kuruu ikiye, kumara, ucuz odalara harcamyor da anlaml bir eyler yapyormuuz gibi; srekli iten kovuluyor, i aryor, kadnlar tarafndan yaklyorduk ve cehennemdeydik srekli, ama umursamyorduk. Hibir eyi. "Dostum Gramercy Edwards ile tanman istiyorum," dedi. "Gramercy Edwards?" "Evet, Gram darda olduundan ok ierdedir." "Kodes mi?" "Kodes ve tmarhane." "lgin. Gelmesini syle." 'Telefon edeceim, ok sarho deilse gelir..." Gramercy Edwards bir saat sonra geldi. Neyse ki o zamana kadar durumu daha iyi kontrol edebilecek bir du55

ruma gelmitim, nk Gramercy Edwards kapdan ieri girdi slahane ve hapisane kurban. Gzleri yukar doru yuvarlanp duruyordu, beyninin iine bakp ters giden eyin ne olduunu grmek ister gibi. st-ba paavra, pantolonunun yrtk cebinde bir ie byk arap. Korkun kokuyordu ve aznda sarlm bir sigara vard. Jeff bizi tantrd. Gram arap iesini cebinden karp bana ikram etti. Aldm. Kapana kadar itik. Sonra Gramercy'nin oteline doru yrdk. O gnlerde, sanayi blgeyi istila etmeden nce, yoksullara oda kiralayan eski evler vard ve bu evlerden birinin sahibesi, kymetli mlkn korumas iin buldog kpeini geceleri salard. Orospu ocuunun hi akas yoktu: Birok sarho gecemde dm patlatmt, yolun hangi yannn onun hangi yannn benim olduunu reninceye kadar. Onun istemedii yan ben semitim. 'Tamam," dedi Jeff, "bu gece haklayacaz o orospu ocuunu. Bak Gram, yakalamak benim iim. Eer yakalayabilirsem gerisi sana kalyor." "Sen onu yakala," dedi Gram, "elik yanmda. Yeni bileylettim." Yrdk. Ksa bir sre sonra bir hrlt sesi duyduk ve buldog bize doru geliyordu. But dilemekte ustayd. Bekilikte stne yoktu. Kendinden ok emin bir ekilde bize doru geliyordu. Jeff nerdeyse stmze gelene kadar bekledi, sonra yan dnp kpein stne atlad. Kpek kayd ve hemen geri dnd ama Jeff sraynn altndan kaarken yakalad onu. Kolunu buldoun n bacaklarnn altndan dolayp ayaa kalkt. Buldog aresiz bir ekilde hrlayp kvranyordu, kam akta kalmt. "Hehehehe," diye gld Gramercy, "hehehehe!"
56

Ve ba saplayp bir drtgen kesti. Sonra 4 paraya ayrd drtgeni. Tannm," dedi Jeff. Her yer kana bulanmt. Jeff buldou yere brakt. Buldog kprdamad. Yrdk. "Hehehehe," diye gld Gramercy, "o orospu ocuu kimseyi rahatsz edemeyecek artk." "reniyorum sizden," dedim. Odama kp zavall kpei dndm. Jeffe kzgn kaldm birka gn, sonra unuttum... Gramercy ile karlamadm bir daha ama Jeff ile imeye devam ettim. Yapacak baka bir, ey yok gibiydi. Her sabah ie hasta gidiyorduk... Bize zel bir akayd. Her gece tekrar sarho oluyorduk. Yoksul adam baka ne yapabilir? Kzlar alelade iileri kovalamaz, doktorlarn, bilim adamlarnn, avukatlarn, iadamlarnn filan peindedirler. Onlar ilerini bitirdikten sonra sra bize geliyordu ve artk kz deildiler bize kullanlm, deforme, hasta ve kaklar dyordu. Bir sre sonra skartalar al-maktansa vazgeiyordun. Veya vazgemeye alyordun, ikinin yaran oluyordu. Jeff barlar seviyordu, ben de ona taklyordum. Jeff in problemi itii zaman kavga karmay sevmesiydi. Bana bulamyordu neyse ki. yi dvyor, yumruktan kamasn iyi biliyordu, ve glyd, belki de imdiye kadar tandm en gl adamd. Kabaday deildi ama birka tane yuvarlad m ldnyordu. Bir gece kiiyi hakladna ahit oldum. Ara sokakta yere serdii kiiye bakp ellerini cebine sokmu, sonra bana bakp, "Hadi gidip bir eyler ielim," demiti. Szn edip kaslmamt.

57

Cumartesi akamlan en iyi akamlard tabii ki. Pazar gnleri akamdan kalmalmz stmzden atabiliyorduk. Genellikle yine sarho olup tazeliyorduk akamdan kalmalmz ama hi olmazsa pazar sabah o durumda, kle maa ile altmz, bir gn kovulacamz veya ayrlacamz iimize gitmek zorunda deildik. O cumartesi akam Green Light'ta oturuyorduk ve sonunda karmmz ackt. inli'nin yerine yrdk, olduka klas ve temiz bir yerdi, ikinci kata kp arkalarda bir masaya oturduk. Jeff sarhotu ve lambay devirdi. Byk bir grlt ile krld lamba. Herkes bakt. Baka bir masaya servis yapan inli garson bize zellikle memnuniyetsiz bir ekilde bakt. "Sakin ol," dedi Jeff, "hesaba ilave et. derim." Hamile bir kadn Jeff e bakp duruyordu. Yaptndan tr ok mutsuz olmu gibi bir hali vard. Anlayamamtm. O kadar da vahim bir ey deildi. Garson bize servis yapmak istemiyordu, veya bizi bekletiyordu ve bu hamile kadn bize bakmay srdryordu. Jeff iren bir su ilemiti sanki. "Ne var gzelim? Biraz ak m istiyorsun? Arka kapda bekleyeyim seni istiyorsan. Yalnzlk m ekiyorsun yavrum?" "Kocam aracam. Aaya, tuvalete indi. aracam onu. Gidip getireceim. O sana gsterir!" "Neyi gsterecek?" diye sordu Jeff, "pul koleksiyonunu mu? Yoksa kelebek koleksiyonunu mu?" "Gidip aracam onu! imdi!" "Hanmefendi," dedim, "ltfen yapmayn. Kocanza ihtiyacnz vardr. Ltfen yapmayn hanmefendi." 'Yapacam," dedi, "yapacam." 58

Ayaa kalkp merdivenlere doru kotu. Jeff peinden koup onu yakalad, evirdi ve "Aa inmene yardmc olaym," dedi. Sonra enesine bir yumruk att ve kadm merdivenlerden aa yuvarland. Midem bulanmt. Kpekli gece kadar korkuntu. "Aman tanrm Jeff! Hamile bir kadm merdivenlerden aa yuvarladn! Bu dleke ve aptalca! iki kiiyi ldrm olabilirsin! Acayip saldrgan oluyorsun, neyi ispatlamaya alyorsun?" "Kes sesini," dedi Jeff, "yoksa sen de yiyeceksin bir tane!" Jeff delicesine sarhotu, merdivenin banda durmu, sallanyordu. Aada kadnn etrafna toplanmlard. Hl hayatta grnyordu, bir yerleri krlmamt ama bebein durumunu bilmeye imkn yoktu. Bebee bir ey olmamasn mit ettim. Sonra kocas tuvaletten kt ve karsn grd. Ona olanlar anlatp Jeff i iaret ettiler. Jeff dnp masaya doru yrd. Kadnn kocas basamaklar roket gibi kt, iri bir adamd, Jeff kadar iri ve onun kadar gen. Jeff e kzmtm, onu uyarmadm. Adam arkadan Jeff in stne saldrp boyundurua ald. Jeff nefessiz kald ve yz kpkrmz oldu ama yznde bir tebessm vard, tebessm belirmiti yznde. Kavga etmeye baylyordu. Bir eli ile adamn kafasn kavrad sonra dier elini de kullanarak adam yere paralel bir konuma getirdi. Jeff adam merdivenlere doru gtrrken adam hl Jeff in boazm skyordu. Jeff merdivenlerin banda durdu ve adam stnden frlatt. Adam havaya kaldrp bolua frlatt. Adamn yuvarlanmas kesildiinde hi hareket etmedi. Ordan toz olmay dnmeye ba59

lamtm. Sonra birtakm inliler aada dolanmaya balad. Kouup birbirleri ile konuuyorlard. Alar, garsonlar, patronlar. Sonra koarak yukar kmaya baladlar. Ceketimin cebinde bir cep viskisi vard, masaya oturup elenceyi izlemeye karar verdim. Jeff onlar merdivenin banda karlayp bir yumrukla aaya yolluyordu. Saylar giderek artyordu. Bu kadar inli nerden kmt bilemiyorum. Sayca bu kadar fazla olular Jeff i geriletmiti, odann ortasnda durmu onlar yere seriyordu. Jeff e yardm ederdim ama kpei ve hamile kadn dndke orda oturup ikimi iiyor, izliyordum. Nihayet iki tanesi Jeffe arkadan sarldlar, bir dieri kolunu yakalad, baka biri bacan, biri de boynunu. Bir kannca srsnn bir rmcei aa indirmesine benziyordu. Sonra yere kerttiler, onu yerde tutmaya alyorlard, hareket etmesini engellemeye. Dediim gibi, mrmde grdm -en gl adamlardan biriydi. Onu yere yaptrmlard ama hareket etmesini engelleyemi-yorlard. Arada srada inliler'den biri grnmez bir gcn etkisi altndaymasna havalanp uuyordu. Tekrar stne atlyorlard. Onu yakalamlard ama yapabilecekleri bir ey yoktu. Mcadele edip duruyordu ve inliler vazgememesinden tr ok mutsuz grnyorlard. Bir yudum daha alp iemi cebime soktum, kalkp yanlarna gittim. "Hareketsiz tutabilirseniz iini bitirebilirim," dedim, "daha sonra canma okuyacak ama baka yolu yok." melip gsne oturdum. "Hareket etmesin! imdi bam tutun! Bu ekilde, hareket ederken vuramam ona! Allah kahretsin, sk tutun!
60

Bir dzine adamsnz, allah kahretsin! Bir insan hareketsiz tutmay beceremez misiniz? Sk tutun! Sk!" Yapamyorlard. Jeff yuvarlanp sallanyordu. Tkenmek bilmeyen bir gc vard. Vazgeip tekrar masaya dndm, bir yudum daha aldm. Be dakika kadar devam et. Sonra Jeff birden hareketsiz kald. Kprdamyordu. inliler onu tutup izlemeye devam ettiler. Alama sesleri duydum. Jeff alyordu! Yalar akyordu yznden. Yz bir gl gibi panldyordu. Sonra haykrd, ulurcasna tek kelime: "ANNE!" O anda sirenleri duydum. Ayaa kalkp, yanlarndan getim ve aa yrdm. Yan yolda polislerle karlatm. 'Yukarda memur bey! Acele edinl" Yavaa n kapdan ktm. Sonra bir ara sokaa saptm, ve komaya baladm. Baka bir sokaa ktmda ambulans sirenlerini duyabiliyordum. Odama gidip, perdeleri ektim ve sndrdm. ieyi yatakta bitirdim. Pazartesi gn Jeff ie gelmedi. Sal gn Jeff ie gelmedi. aramba da. Neyse, onu bir daha grmedim. Ha-pisanelere de bakmadm. Bir sre sonra devamszlktan kovuldum ve ehrin batsna tandm. Sears-Roebuck'ta bir depo ii buldum. SearsRoebuck'taki ocuklar akamdan kalmyorlard, terbiyeliydiler, narindiler. Hibir ey rahatsz etmiyordu onlar. Yemeimi yalnz yiyip, onlarla ok az konuuyordum. Jeff iyi bir insan deildi sannm. ok hata yapyordu, vahim hatalar, ama ilgin biriydi gerekten, yeterince il6i

gin. imdi hapistedir herhalde veya birileri onu ldrmtr. Bir daha onun gibi bir iki orta bulamayacam. Herkes uyuyor, akllar balarnda ve olmalar gerektii gibiler. Arada srada onun gibi gerek bir orospu ocuuna ihtiya duyuyor insan. Ama arkda dedikleri gibi Nereye gitti herkes?

Dknler Kouunda Yaam ve lm

Ambulans doluydu ama yukarda bir yer buldular bana ve yola koyulduk. Azdan kan kusuyordum, bol miktarda ve akmdaki insanlarn stne kusacamdan korkuyordum. Sireni dinleyerek yol alyorduk. Uzaktan geliyormu gibiydi, bizim ambulanstan gelmiyordu sanki. Belediye hastanesine gidiyorduk, hepimiz. Yoksullar. Dknler. Hepimizin bir yerlerinde bir eyler vard ve bazlarmz geri dnmeyecekti. Tek ortak yanmz yoksul oluumuz ve fazla bir ansmz olmayyd. Istiflenmitik. Bir ambulansn bu kadar insan alabildiini bilmiyordum. 'Tanrm, yce Tanrm," dediini duydum altmdaki siyah kadmm, "BENM bama byle bir ey gelebileceini dnmemitim hi! Asla dnmedim yce Tanrm..." Ben ayn duygulan tamyordum. Uzun bir sredir oynayordum lmle. ok iyi dost olduumuzu syleyemem ama birbirimizi iyi tanyorduk. O gece abuk davranp epey yaklamt bana. Uyanlar almtm: mideme kl batinyorlarm gibi sanclar ama ihmal etmitim. Dayankl biri olduumu dnmtm, ac benim iin ta62 63

lihsizlikti. nemsememitim. Sanclarmn stne viski iip iimi srdrmtm. im sarho olmakt. Viski at bama bunu; arapla yetinmeliydim. erden gelen kan, o parmak kesiinden akan berrak krmz deildir. ten gelen kan, mor, nerdeyse siyahtr ve berbat kokar, boktan daha berbat. Bize hayat veren sv, bira smndan daha berbat kokar. Tekrar kusacak gibi olduumu hissettim. Yediiniz bir eyleri kusmaktan farkl deildi bu duygu, kan geldiinde insan biraz rahatlyordu. Ama sadece bir yanlsamayd bu... her az dolusu insan lm Baba'ya biraz daha yaklatryordu. "Ah Tanrm, Tanrm, hi aklma gelmezdi..." Kan geldi ve azmda tuttum. Ne yapacam bilemiyordum. Bulunduum yerden aadaki dostlarm fena halde slatabilirdim. Kan azmda tutup ne yapacam dndm. Ambulans bir ke dnd ve kan azmn kenarlarndan szmaya balad. nsan lrken bile edepli olmak zorundayd. Kendimi toparlayp yuttum kan. renti. Ama problemi halletmitim. Bir sonrakini sallayabileceim bir yere abuk varmay mit ettim sadece. Gerekten lm dnmyor insan; tek dncem uydu: Bu ok rahatsz edici bir durum, olaylar kontrol edemiyorum artk. Seimlerinizi kstlayp itip kakyorlard insan. Ambulans nihayet hastaneye vard, bir masann stndeydim ve bana sorular soruyorlard: dinim neydi? nerde domutum? daha nceki ziyaretlerimden belediyeye borcum var myd? ne zaman domutum? annem babam sa myd? evli miydim? bildiiniz eyler. nsanla hibir eyi yokmu gibi konuurlar; her an lebilirsin endiesini

oynamyorlard bile. Ve hi acele etmezler. nam sakin-letiren bir tavrd bu ama onlarn amac sizi sakinletirmek deildi. Artk bkmlardr ve lp lmediin umurlarnda deildir, utuun veya osurduun bile. Hayr, osur-maman yelerler. Sonra bir asansrdeydim ve kap, karanlk bir bodrumu andran bir yere ald. Dar kardlar beni tekerlekli yatakta. Bir yataa yerletirip gittiler. Birden bir hademe kt ve bana kk beyaz bir hap verdi. "l bunu," dedi. Hap yuttum, bana bir bardak su verdi ve kayboldu. Uzun zamandr bu kadar efkat gstermemiti kimse bana. Arkama yaslanp etrafm inceledim. 8 veya 10 yatak vard, hepsinde erkek Amerikallar yatyordu. Hepimizin teneke kovada suyu ve komodinimizin stnde bir barda vard. araflar temizdi. ok karanlkt oras ve souk, bir apartman dairesinin kileri gibi. Tek bir ampul yanyordu, plak. Yanmzdaki yatakta ok iri biri yatyordu, yalyd, 55 gibi, ama azmand; cssesinin byk ksm yad, ancak ok gl bir grnm de vard. Yatana balanmt. Dmdz tavana bakp konuuyordu. "... ve yle ho bir ocuktu ki, yle temiz ve ho, ie ihtiyac olduunu syledi, ben de 'grnmn houma gitti, iyi bir zgara asna ihtiyacmz var, iyi ve namuslu birine, ve namuslu yz grdm m tanrm evlat, karakteri okurum, ben ve kannla al, kendine mr boyu bir i buldun evlat...' dedim, 'Olur efendim,' dedi, aynen byle syledi, ie alnd iin mutlu olmutu ve dedim ki, 'Martha, iyi bir ocuk bulduk, temiz ve iyi biri, dier orospu ocuklar gibi kasay trtklamayacak.' Gidip zel bir fiyata tavuk aldm, ok hesapl. Martha tavukla ok eit65

64

li eyler yapabilir, i tavua gelince elleri sihirlidir. Albay Sanders eline su dkemez. kp hafta sonu iin 20 tavuk satn aldm. yi bir hafta sonu olacakt, tavuk spesiyal. 20 tavuk aldm gidip. Albay Sanders'in mesleini elinden alacaktk, iyi bir hafta sonu 200 dolar net kr brakabilirdi. ocuk tavuklar yolup temizlememize bile yardmc oldu, kendi zamanndan feda ederek. Martha ve ben ocuksuzduk. Giderek seviyordum ocuu. Neyse, Martha arka tarafta tavuklar piirdi, btn tavuklar hazrd... 19 deiik tarzda tavuk yapmt, kmzn deliinden tavuk kacakt nerdeyse. ocuun tek yapmas 'gereken, hamburger, stek gibi dier eyleri kzartmakt. Tavuk hazrd. Ve allah iin iyi bir hafta sonuydu, cuma akam, cumartesi ve pazar. ocuk ok iyi alyordu, ve iyi huyluydu. Yannda olmaktan zevk duyuyordunuz. ok komik espriler yapyordu. Bana Albay Sanders diyordu, ben de ona olum diyordum. Albay Sanders ve Olu, buyduk biz. Cumartesi akam kapattmzda hepimiz yorgun ama mutluyduk. Tek para tavuk bile kalmamt. Acayip dolu olmutuk, bo masa bekleyenler, grlmemitir byle bir ey. Kapy kapattm ve bir ie viski kardm, hepimiz orda yorgun ve mutlu oturup birka tane itik. ocuk bulaklar ykayp yerleri sprd. 'Tamam Albay Sanders, sabah kata tekmil veriyorum?' dedi. Glmsyor-du. 'Sabah 6.30,' dedim ona ve kepini alp gitti. 'Mthi iyi bir ocuk bu, Martha,' dedim ve paralar saymak iin kasaya gittim. Kasa BOTU! Ve dier iki gnn haslatnn iinde olduu puro kutusu gitmiti, onu da bulmutu. yle temiz pak bir ocuk... anlayamyorum... mr boyu alabileceini sylemitim ona, yle demitim. 20 tavuk... Martha tavuklarn iyi bilir... Ve o ocuk, o be

para etmez dlek orospu ocuu, lanet paray alp kat, o ocuk..." Sonra bard. Birok insann bardna ahit olmutum ama hibiri byle barmamt. Kaylar koparacakt nerdeyse. Yatak yerinden oynad, duvarlar bar bize geri yanstt. Adam tam bir srap iindeydi. Ksa bir bar deildi. Bir trl kesilmedi. Sonra durdu. Biz, 8 veya 10 Amerikan erkei, hasta, yataklarna uzanm, sessizliin tadn kardk. Sonra tekrar konumaya balad. "yle iyi bir ocuktu ki, grnm houma gitmiti. mr boyu bir ii olduunu sylemitim. Komik espriler yapyordu, yannda olmak keyifliydi. Gidip 20 tavuk aldm. 20 tavuk, iyi bir hafta sonunda 200 dolar kaldrabilirsiniz. 20 tavuumuz vard. ocuk bana Albay Sanders diyordu..." Yatamdan dan eilip bir az dolusu kan kustum... Ertesi gn bir hemire gelip tekerlekli bir yataa yatmama yardmc oldu. Hl kan kusuyordum ve gszdm. Beni asansre soktu. Teknisyen makinesinin arkasna geti. Gbeime bir sivri u dayayp orda durmam sylediler. ok gsz hissediyordum kendimi. "Ayakta duramayacak kadar gszm," dedim. "Sadece dur," dedi teknisyen. "Durabileceimi sanmyorum," dedim. "Kmldama," dedi. Arkaya doru yavaa dmeye baladm hissettim. "Dyorum," dedim. "Dme," dedi. "Kmldama," dedi hemire.
67

66

Srt st dtm. Lastik gibi hissettim kendimi. Yere arptmda hibir ey hissetmemitim. ok hafifmiim gibi geldi bana. yleydim herhalde. "Allah kahretsin!" dedi teknisyen. Hemire ayaa kalkmama yardm etti ve makinenin sivri ucunu gbeime dayadlar tekrar. "Duramyorum," dedim, "galiba lyorum.' Ayakta duramyorum: zgnm ama duramyorum." "Kmldama," dedi teknisyen, "yle dur." "Kmldama," dedi hemire. Dtm hissettim. Srt st dtm tekrar. "Kusura bakmayn," dedim. "Allah belan versin!" diye bard teknisyen, "iki film harcattn bana! Bu kahrolas filmler para ile alnyor!" "zr dilerim," dedim. "kar onu burdan," dedi teknisyen. Hemire kalkmama yardm edip tekrar tekerlekli yataa yatrd beni. Bir ark mrldanarak asansre soktu. Beni o bodrumdan aldlar ve geni bir odaya koydular, ok geni bir odaya. Orda lmekte olan 40 kadar insan vard. ar dmelerinin telleri kopanlm ve her iki taraf kurun levhalarla kapl tahta bir kap bizi doktor ve hemirelerden ayr tutuyordu. Yatamn kenar demirlerini kaldrmlard ve srg kullanmam istenmiti ama holanmyordum srgden, zellikle iine kan kusmak ve hele smak zorunda olduumda. Kullanl bir srg icat eden kii, doktor ve hemirelerin sonsuza dek nefretlerine hedef olacak. Sma istei duyuyordum ama olmuyordu. Tabii ki tek besinim st olduu ve midem yrtk olduu iin makata fazla bir ey yoUayamyordum. Bir hemire bana sert bir 68

rosto ile yan halanm havu ve yan pre halinde patates teklif etmiti. Reddettim. Bo bir yataa ihtiyalar olduunu biliyordum. Neyse, sma isteim gemiyordu. Tuhaf. Ordaki ikinci veya nc gecemdi. ok gszdm. Yatamn bir yann indirmeyi baardm ve yataktan kalkabildim. Helaya gidip oturdum, ilandm ve oturdum orda ve kndm. Sonra kalktm. Hi! Sadece biraz kan. Sonra bir atl karnca dnmeye balad beynimde, bir elimle duvara yaslanp bir az dolusu kan kustum. Sifonu ekip dan ktm. Yan yolda kan geldi tekrar azma. Dtm. Sonra yerde bir az dolusu daha kustum, insanlarn iinde bu kadar kan olduunu bilmiyordum. Bir az dolusu daha saldm. "Seni orospu ocuu," diye bard yal bir adam yatandan, "sus da uyuyalm biraz." "Bala yolda," dedim, ve kendimi kaybettim. Hemire fkeliydi. "Sana yatann yanlarn indirme demedim mi orospu ocuu? Gecemi pi edip duruyorsunuz pis herifler!" "Bacaklannn aras le gibi kokuyor," dedim ona, 'Tijuana kerhanelerinde olmalydn." Samdan tutup bam kaldrd ve yzmn sol yanna sert bir tokat att, elinin tersi ile bir tane de saa. "Szn geri al!" dedi, "Geri al szn!" "Florence Nightingale," dedim, "seni seviyorum." Bam tekrar yere koyup dan kt. Kadnn iinde ruh ve ate vard; houma gitmiti. Kendi kanmn stnde yuvarlanp, hasta gmleimi kirlettim. Bu ona iyi bir ders olurdu. . Florence Nightingale baka bir dii sadist ile geldi ve beni bir tekerlekli iskemleye oturtup yatama gtrdler.

69

"ok fazla lanet grlt var!" dedi yal adam. Haklyd. Beni yataa yatrdlar ve Florence yan parmakl kaldrd tekrar. "Orospu ocuu," dedi, "yataktan kma yoksa canna okurum." "Em beni," dedim, "gitmeden nce em beni." Demir parmaklklarn stnden bana doru eildi ve yzme bakt. ok trajik bir yzm var. Baz kadnlara ekici gelir. Gzleri iri ve tutkuluydu, benimkilere bakyorlard. araf indirip, gmleimi kaldrdm. Yzme tkrp dar kt... Sonra bahemire geldi. "Bay Bukowski," dedi, "size daha fazla kan veremiyoruz. Kan krediniz yok." Glmsedi. Beni lme terk edeceklerini bildiriyordu bana. \ "Peki," dedim. "Bir rahip grmek ister misiniz?" "Ne iin?" "Giri kartnzda Katolik olduunuz yazl." "ylesine yazdm." "Neden?" "Katoliktim. Ama 'dinsiz' yaznca insanlar bir sr soru soruyorlar." "Biz sizi Katolik olarak kaydetmi bulunuyoruz, Bay Bukowski." "Dinle, konumakta zorluk ekiyorum. lyorum. Tamam, tamam, Katoliim, yle olsun." "Size daha fazla kan veremiyoruz, Bay Bukowski." "Babam belediye iin alyor. Onlarn bir kan program olmal. Los Angeles Belediye Mzesi. Bay Henry Bukowski diye biri. Benden nefret eder." 70

"Aratralm."... Ben yukardayken evraklarmn aa inmesi gerekti. Drdnc gnme kadar doktor grmemitim, drdnc gn benden nefret eden babamn i g sahibi iyi biri olduunu, ii olmayan ve lmekte olan ayya bir olu olduunu ve kan programna kan verdiini renmilerdi, bir ie kan engele takp bana verdiler. 13 ie kan ve 13 ie glikoz verdiler, aralksz. Hemire ineyi sokacak yer bulmakta zorlanyordu... Bir keresinde uyanmtm, bamda bir rahip duruyordu. "Peder," dedim, "ltfen gidin. Bunsuz da lebilirim." "Gitmemi mi istiyorsun olum?" "Evet, peder." "nancm vitirdin mi?" "Evet, inancm yitirdim." "Bir kez Katoliksen, hep Katoliksindir olum." "Samalyorsun peder." Yanmdaki yatakta yatan yal adam, "Peder, peder, ben sizinle konuurum, benimle konuun peder," dedi. Rahip yanma gitti. Ben lmeyi bekledim. lmediimi gayet iyi biliyorsunuz, yoksa size bunlar anlatyor olamazdm imdi... Beni bir siyah ve bir beyaz ile ayn odaya koydular. Beyaz adama her gn taze gller yolluyorlard. Gl yetitirip iekilere pazarlayan biriydi. O sralar gl ml yetitirmiyordu. Siyah olan benim gibi i kanama geirmiti. Beyaz adamn kalbi ktyd, ok kt. ylece yatp duruyorduk ve beyaz adam gl yetitirmekten sz edip duruyordu; bir sigara iin neler vermezdi. Ben artk kan kus-

71

muyordum. imdi kan syordum sadece. Yrttm hissediyordum. Bir kan iesini yeni boaltmtm ve ineyi karmlard. "Sana sigara bulabilirim Harry." 'Tanrm, saol Hank." Yataktan kalktm. "Biraz para ver." Harry bana biraz bozukluk verdi. "Eer ierse lr," dedi Charley. Charley siyah adamd. "Palavra Charley, birka sigarann kimseye zarar olmaz." Odadan kp koridorun sonuna gittim. Bekleme odasnda bir sigara makinesi vard. Bir paket alp geri dndm. Sonra Charley, Harry ve ben uzanp sigaralarmz tttrdk. Bu, sabah oluyordu. leden sonra bir doktor geldi ve Harry'yi bir makineye balad. Makine tkrd, osurdu, kkredi. "Sigara iiyorsun deil mi?" diye sordu doktor Harry'ye. "Hayr doktor, yemin ederim, imiyorum." "Hanginiz aldnz ona sigaralar?" Charley tavana bakt. Ben tavana baktm. "Bir sigara daha i ve ldn," dedi doktor. Sonra makinesini alp dar kt. O kar kmaz sigara paketini yastnm altndan kardm, "Ver bir tane," dedi Harry. "Doktorun ne dediini duydun," dedi Charley. "Evet," dedim, harikulade bir mavi duman bulutu fleyerek, "doktorun ne dediini duydun 'bir sigara daha i ve ldn.' " "Byle ekmektense mutlu lmeyi yelerim," dedi Harry. "Senin lmnden ben sorumlu olamam Harry," dedim, "bu paketi Charley'ye frlatyorum, isterse o sana bir

tane versin." Sigaralar orta yatakta yatan Charley'ye frlattm. 'Tamam, Charley," dedi Harry, "ver onlar bana." 'Yapamam Harry, seni ldremem." Charley sigaralar bana geri frlatt. "Hadi Hank, bir tane." "Hayr, Harry." "Ltfen, yalvarrm, bir tane, tek bir tane!" "Off, Tanrm!" Paketi frlattm ona. Bir tane karrken elleri titriyordu. "Kibrit yok. Kibritler kimde?" "Allah kahretsin," dedim. Kibritleri frlattm... eri girip yeni bir ie kan baladlar bana. On dakika kadar sonra babam geldi. Vicky yarmdayd, sarhotu, ayakta zor duruyordu. "Sevgilim!" dedi, "Akm benim!" Yatan kenarna doru sendeledi. ihtiyara baktm. "Orospu ocuu," dedim, "onu buraya sarho getirmen gerekmezdi." "Sevgilim, beni grmek istemiyor musun, ha? Ha, sevgilim?" "Byle bir kadna bulama diye uyarmtm seni." "Be paras yok. Ona viski alp sarho ettin ibne, sonra da buraya getirdin." "iyi bir kadn olmadm sylemitim sana Henry. Sylemitim kt bir kadn olduunu." "Beni sevmiyor musun artk sevgilim?" "kar onu burdan... HEMEN!" dedim ihtiyara. "Hayr, hayr. Ne tr bir kadnn olduunu grmeni isti73

72

yorum." "Ne tr bir kadnm olduunu biliyorum. Hemen kar onu burdan yoksa Tanr yardmcm olsun, bu ineyi kolumdan ekip kn tekmeleyeceim!" ihtiyar onu dar kard. Ben yastma yldm tekrar. "Gzel kadn," dedi Harry. "Biliyorum," dedim, "biliyorum." Artk kan smyordum; yiyebileceim eylerin bir listesini verdiler bana ve bir kadeh daha iersen lrsn dediler. Ameliyat olmazsam da leceimi sylediler. Ameliyat ve lm hakknda Japon bir kadn doktor ile korkun bir tartmaya girdim. "Ameliyat yok," demitim ve fkeli kn sallayarak dar kmt. Ben taburcu olduumda Harry hl hayattayd, sigaralar saklyordu. Gne nda biraz yryp kendimi nasl hissettiime baktm. yi hissettim. Trafik akyordu. Kaldrm her zaman olduu gibi kaldrmd. Otobse binmek ile telefon edip, birinin beni almasn istemek arasnda kararszdm. Telefonu olan bir yere girdim. nce oturup bir sigara itim. Barmen yanma geldi ve bir bira syledim. "Ne var ne yok?" diye sordu. "Pek bir ey yok," dedim. Uzaklat. Bardaa bira doldurdum, bir sre barda izledikten sonra yansm itim. Birileri mzik dolabna para atmt, mziimiz oldu. Hayat daha iyi grnmeye balamt. Bardam bitirip bir daha doldururken, kamm bir daha sertleir mi acaba diye geirdim aklmdan. Etrafma bakndm: kadn yok. En iyi ikinci eyi yaptm: Bardam kaldrp dipledim.

25 Pejmrde Sefil

at yarlarna taklanlar nasldrlar bilirsiniz, ansn alr ve yrttm sanrsn, arka tarafta bir evim vard, kendi bahem bile, inamlmaz ve harikulade byyen laleler dikmitim, elim bereketliydi, paradan yana ansm dnmt, yeiller bendeydi, nasl bir sistem uyguladm hatrlayamyorum ama ie yaryordu ve ben almyordum ve bu yeterince iyi bir yaam tarzdr, ve Kathy vard. Kathy donanmlyd, yanmzda oturan moruk onu grdnde aznn salyalar akard, srekli kapy alp duruyordu. "Kathy! heyy, Kathy! Kathy!" kapy ben aardm, stmde sadece don. "aaa, ey sanmtm..." "ne istiyorsun lan?" "sanmtm ki Kathy. "Kathy syor, mesajn var m?" "ben... kpeiniz iin kemik getirmitim." elinde koca bir torba dolusu tavuk kemikleri. "bir kpee tavuk kemii vermek, ocuklarn elma ekerlerine krk jilet paralan koymaktan farkszdr, kpe75

74

gimi ldrmeye mi alyorsun lan?" "oh, hayr!" "yleyse kemikleri kna sok ve kaybol." "anlamyorum." "o tavuk kemiklerini knn deliinden ieri sok ve defol burdan!" "ben sadece Kathy..." "dedim ya, Kathy SIIYOR!" yzne kapy kapattm. "bu yal osurua bu kadar sert davranmamalsn Hank, ona kznn genliini hatrlatyormuum." "tamam, kzm dzm olabilir, gitsin, svire peyniri dzsn, kapma gelmesini istemiyorum." "sen hipodroma gittikten sonra onu ieri aldm da dnrsn sen, deil mi?" "onu merak etmem bile." "neyi merak edersin?" "hanginizin stte olduunu." "orospu ocuu, git artk." gmleimi ve pantolonumu giyiyordum, sonra orap ve ayakkablarm giyecektim. "ben sokan sonuna varmadan birbirinizin kollarna atlm olacaksnz." bana bir kitap frlatt, bakmyordum, kitap sa kama isabet etti. yarlmt, sa ayakkabm balarken elime bir kan damlas dt. "zr dilerim Hank." "YANIMA gelme!" dar kp arabaya bindim ve geri viteste saatte 50 kilometre ile parktan karken sol amurluum itin bir ksmn ve ndeki evden bir miktar sva gtrd, gmlei76

me kan bulamt, mendilimi karp kama tuttum, hipodromda kt bir cumartesi bekliyordu beni. tepem atmt. atom bombas yoldaymasna oynuyordum, on bin yapmay hedefliyordum, olmayacak eyler denedim, tek doru tahminde bulunamadm. 500 dolar ieri girmitim, yanma aldm parann tamam, czdanmda bir dolarm vard, ar ar srdm arabay, korkun bir cumartesi gecesi olacakt, arabay park edip arka kapdan girdim. "Hank..." "ne?" "l gibisin, ne oldu?" "gitti, hepsi gitti. 500 dolar." "tanrm, zgnm," dedi, "benim suum", yanma gelip kollarm boynuma dolad, "allah kahretsin, zgnm ba-biko. benim yzmden, biliyorum." "bover. atlar sen semedin." "kzgn msn hl?" "hayr, hayr, o yal hindiyi dzmediini biliyorum." "yiyecek bir eyler hazrlayaym m sana?" "hayr, hayr, bir ie viski ve gazete al." ayaa kalkp zulama gittim. 180 dolar paramz kalmt, daha g durumlarda bulunmutuk, birok kez, ama fabrika ve depolarn yolu grnmeye balamt bana, onu da bulabilirsem, bir onluk aldm, kpek hl honuttu benden, kulaklarn ektim, ok para veya az para fark etmiyordu onun iin. nefis bir kpek. evet. yatak odasndan ktm. Kathy aynann karsnda dudaklarn boyuyordu. kna bir imdik atp, kulann arkasndan ptm. "birka bira ve puro da al. unutmam gerek." gitti ve topuk seslerini dinledim, imdiye kadar buldu-

77

um en iyi kadnlardan biriydi, bir barda bulmutum onu. iskemlenin arkalna yaslanp tavana baktm, serserinin biri. serseriydim, almaktan nefret etmitim hep, ansma gvenmeyi yelemitim. Kathy dndnde bir iki koymasn syledim, biliyordu, puromu jelatininden karp yakt bile benim iin. komik ve ho grnyordu, seviecektik, hznn iinden seviecektik, kaybetmek istemiyordum: evi, arabay, kpei, kadn, sakin ve rahat bir hayat olumutu. iyice sarslm olmalydm nk gazeteyi ap KK LANLARA baktm. "hey, Kathy, bir ey buldum, eleman aranyor, pazar gn iin. ayn gn deme." "aman, Hank, dinlen yarn, salya atlarn hakkndan gelirsin, her ey daha iyi grnr o zaman." "allah kahretsin, her kuruun nemi var gzelim! pazar gnleri komuyorlar. Caliente'ye gidebilirim ama yzde yirmi be kesinti ve yol varken kazanmak imknsz. bu gece iyice kafay ekip yarn bu boktan ii kvrabilirim, birka kuru ekstra ok iimize yarayabilir. Kathy bir tuhaf bakt bana. daha nce byle konutuuma ahit olmamt, her zaman, bir yerden para gelecekmi gibi davranmtm, ama 500 dolar kayp beni ser-semletmiti. bir iki daha koydu bana. bir dikite itim, ok, ok, tanrm, tanrm, fabrikalar, ziyan edilen gnler, anlam olmayan gnler, patronlar ve geri zekllarla geirilen gnler, ve ar ve acmasz saat. sabahn ikisine kadar itik, barlarda olduu gibi, sonra yataa girip sevitik ve uyuduk, alar saati sabahn drdne kurmutum, kalktm, arabaya atladm ve drt buukta ordaydm. 25 pejmrde sefille kede duruyordum. 78

ttn sarp, arap iiyorlard. para iin, diye dndm, toparlanacaktm... bir gn Paris veya Roma'da tatil yapacaktm, s..tir et bu herifleri, buraya ait deildim. sonra iimde bir ses HEPS senin gibi dnyor, dedi. ben buraya ait deilim, HER BR KENDN dnyor ve hakllar, yleyse? kamyon bei on gee gibi geldi ve trmandk. tanrm, Kathy'nin scak kna yaslanm uyuyor olabilirdim imdi, ama para iin, para iin. adamlar yk treninden yeni indiklerini sylyorlard birbirlerine, korkun kokuyorlard, zavalllar, ama bedbaht grnmyorlard, bedbaht grnen tek kii bendim. bu saatlerde kalkar, iimi eder, mutfakta bir bira ierken gnee bakar, lalelerime bir gz atp Kathy'nin yanna, yataa dnerdim. yanmdaki, "hey, ahbap!" dedi. "evet," dedim. "ben bir Fransz'm," dedi. cevap vermedim. "saksofon ister misin?" "hayr," dedim. "bu sabah bir arsada bir herif baka birinin borusunu flyordu. adamn UZUN NCE bir kam vard, dieri hl emiyordu ve azndan bel damlyordu, izleyip durdum, ok istiyorum, fleyim mi borunu moruk?" "hayr," dedim, "hi havasnda deilim." "o zaman sen beni flemek istersin belki." "s..tir git!" dedim. Fransz kamyonun arkasna doru ilerledi, daha 5 kilometre, gitmemitik ki birini flyordu. kzlderiliye benze79

yen yal biri, herkesin gz nnde. "HAD YAVRUM, HEPSN AL!!!" diye bard biri. sefillerden biri gld ama ounluk sessizdi, araplarn iip, sigara saryorlard, yal kzlderili hibir ey olmuyormu gibi davranyordu. Vermont'a vardmzda Fransz hepsini almt ve aa atladk, Fransz, kzlderili, bendeniz ve dierleri, hepimizin eline birer fi paras tututurdular ve kahveye girdik, file bir rek ve bir kahve alnabiliyordu, garson kz bam yksekte tutup, burnunu bizden uzak tutmaya alyordu, korkun kokuyorduk, pis borucular. sonra, biri bard nihayet, "herkes dar!" pelerinden dar ktm, byk bir odaya girip okul iskemlelerini andran iskemlelere oturduk, daha ziyade kolejlerde olur, mzik dersinde filan, sa kolunda, defterini koyup yazabilecein byklkte tahta bir blm, neyse, krk be dakika gibi oturduk orda. sonra elinde biras, smkl bir olan gelip, "hadi, aim TORBALARINIZI!" dedi. sefiller ANDEN ayaa frlayp arka odaya doru KOTULAR, ne oluyor? diye dndm, yavaa ilerleyip arka odaya baktm, sefiller orda itiip kakarak en iyi torbalar kapmaya alyorlard, lmcl ve anlamsz bir aba. son adam ktktan sonra ieri girip elime ilk gelen torbay aldm, ok kirli ve delik deikti, dar ktmda sefiller torbalarn srtlarna asmlard, bir iskemleye oturup, torbam kucama aldm, sanyorum daha nce isimlerimizi almlard, kahve ve rek filerini vermeden nce almlard isimlerimizi, otururken, 6 veya 7'lik gruplar halinde arlmaya balandk, bu ilemin tamamlanmas bir saat srd gibi geldi bana. birka kii ile kamyonun ar80

kasna bindiimde gne iyice ykselmiti, her birimize ktlar datacamz mahallenin kk bir haritasn verdiler, haritam atm, sokaklar bana hi de yabanc deildiler: AMAN ALLAHIM, KOCA LOS ANGELESTAN BANA KEND MAHALLEM DMT! kendime gre bir namm vard mahallede: kumarbaz, ikici, rahatna dkn, kadnlarn srtndan geinen biriydim, imdi, srtmda pis bir torbayla m GRNECEKTM? reklam gazetesi datrken? kede braktlar beni. tamdk bir evre, hem de nasl, ieki, bar, benzin istasyonu, her ey... keyi dnnce, iindeki scak yatakta Kathy'nin uyuduu evim. kpek bile uyuyordur. neyse, diye dndm, bugn pazar, kimseler grmez beni. ge saatlere kadar uyurlar, koarak datrm unlar, ve yle yaptm. 2 soka koarak bitirdim, kimse bu yumuak, beyaz elli, mthi derin gzl, klas adam grmedi, kvracaktm bu ii. sonra 3. sokaa baladm, iyi gidiyordu, kk bir kzn sesini duyana dek. bahesindeydi, 4 yalarnda filan. "hey, bakar msnz?" "ha, evet, kk kz? nedir?" "kpeiniz nerde?" "aa, ha ha, hl uyuyor." "ha." kpeimi o sokakta gezdirirdim srekli, kakasn yapt bo bir arsa vard orda. her ey mahvolmutu, kalan gazeteleri, otoyolun giriinde terk edilmi bir arabann arka demesine frlattm, araba aylardr ordayd, tekerlekleri gitmiti, ne anlama geldiini bilemiyordum ama gazeteleri frlattm arka demeye, sonra keyi dnp, evime 81

girdim. Kathy hl uyuyordu, onu uyandrdm. "Kathy! Kathy!" "aa, Hank... her ey yolunda m?" kpek koarak geldi, kafasn okadm. "o orospu ocuklar ne yaptlar biliyor musun?" "ne?" "gazeteleri datmam iin kendi mahallemi verdiler bana!" "ha, neyse, ho deil ama kimse umursamaz, eminim." "anlamyor musun? benim bir NAMIM var! ktnn biriyim! srtmda bir bok uval ile grnemem!" "aa, yle bir NAM filan olduunu sanmyorum! hepsi kafanda senin." "baksana, canm skmaya m alyorsun? ben orda bir sr borucu ile urarken senin kn scak yatakta fazla kalm!" "sinirlenme, iemem gerek, bekle bir dakika." uykulu dii iini yapmasn bekledim, tanrm, ne kadar YAVATILAR! kadn organ yetersiz bir ieme makinesiydi, kam be ekerdi. Kathy dar kt. "ltfen endielenme Hank, stme eski bir elbise geirip sana yardm edeceim, abucak bitiririz, insanlar pazarlar ge kalkarlar." "ama GRLDM bile!" "grldn m? kim grd seni?" 'Westmoreland Soka'nda, bahesinde otlar olan kahverengi evdeki kk kz." "Myra'y m diyorsun?" "ismini bilmiyorum!" "o sadece 3 yanda."

"ka yanda olduunu bilmiyorum! kpei sordu!" "ne olmu kpee?" "NERDE olduunu sordu!" "hadi, gel de gazeteleri bitirmene yardm edeyim." Kathy eski, yrtk bir elbise geiriyordu stne. "kurtuldum onlardan, terk edilmi bir arabann arkasna frlattm." "yakalanr msn?" "S..TR ET! kim takar?" mutfaa gidip bir bira aldm, geri dndmde Kathy yataa girmiti tekrar, iskemleye oturdum. "Kathy?" "hu?" "kiminle yaadnn farknda deilsin! klas biriyim ben, gerekten klas! 34 yandaym ama 18'imden bu yana toplasan 6 veya 7 ay almmdr en fazla, ve param yok. ellerime bak! bir piyanistin elleri var bende!" "klasm! sarhoken KENDN bir DUYSAN! korkunsun, korkun!" "mesele karmaya m alyorsun Kathy? Alvarado Soka'ndaki o cin tekkesinden kardmdan beri krkler iinde yaattm seni. bir elin yada bir elin balda." Kathy cevap vermedi. "hatta," dedim, "ben bir dhiyim ve benden baka kimse bunun farknda deil." "bunu kabul edebilirim," dedi ve bam yasta gmp, uykuya dald. biram bitirip bir tane daha itim, sonra 3 sokak ileriye gidip henz almam bir bakkaln basamaklarna oturdum, haritada buluma yeri olarak belirtilmiti, sabahn onundan len iki buua kadar oturdum orda. skc, 83

82

kuru, aptalca ve anlamsz bir ikenceydi, iki buukta kamyon geldi. "hey, ahbap?" "hmm?" "bu kadar abuk mu bitirdin?" "evet." "hzlsn!" "he." "birinin ii bitirmesine yardmc olman istiyorum." hassiktir. kamyona bindim ve beni oraya gtrd, adam ordayd, SRNYORDU, her gazeteyi byk bir dikkatle balkona atyordu, her balkon zel bir muamele gryordu, ve iinden zevk alyor gibiydi, son sokaa gelmiti. 5 dakikada hepsini dattm, sonra oturup kamyonu bekledik, bir saat. bizi ofise gtrdler ve okul iskemlelerimize oturduk yine, sonra ellerinde biralar ile iki smkl ocuk geldi, biri isimleri okuyor dieri ismi okunana parasn veriyordu. smkllerin balarnn arkasndaki tahtada bir mesaj vard: "TEK GN ATLAMADAN BZM N 30 GN ALIAN HERKESE BEDAVA BR TAKIM KULLANILMI ELBlSE VERYORUZ." parasn alan adamlar izliyordum, gerek olamazd, her birine 3 dolar verildii ANLAILIYORDU, o sralar asgari cret saatte bir dolard, sabah drt buukta kede olmutum ve imdi leden sonra drt buuktu. 12 saat eder. en son arlanlardan biriydim, sondan ncydm sanyorum, sefillerden biri bile azn ap tek laf etme84

misti. 3 dolan alp kmlard kapdan. "Bukowski," diye bard smkl. yanlarna gittim, br smkl 3 adet gcr dolar sayd. "bak," dedim, "asgari cret diye bir ey duymadn m sen? saatte bir dolar." smkl birasn kaldrd, "ulam, kahvalt filan kesiyoruz, ortalama bir alma sresi dyoruz ki bizim hesabmza gre 3 saat gibi tutuyor." "hayatmdan 12 saat eksildi benim hesabma gre. ve arabama ulaabilmek iin otobse binmek zorundaym, ordan da evime srmeliyim." "araban olduu iin anslsn." "sen de o bira kutusunu kna sokmadm iin." "irket politikasn ben saptamam efendim, beni sulamayn." "alma Bakanl'na ikyet edeceim sizi!" "Robinson!" diye bard dier smkl. sondan bir nceki sefil 3 dolarn almak iin ayaa kalktnda ben kapdan kp Beverly Bulvar'na yrdm, otobse binmek iin. eve dnp elime bir iki aldmda saat alt olmutu, iyice sarho oldum, canm yle skmlard ki Kathy'e 3 posta gittim, bir pencere cam krdm, krk cama basarak ayam kestim. Gilbert ve Sullivan'dan arklar syledim, sabahn 7'sinde. ngilizce dersi veren kak bir ngilizce retmeni retmiti onlar bana. L.A. City College. Richardson'd ad. belki de kak deildi, ama bana Gilbert ve Sullivan retip, sabahlan akamdan kalma bir vazyette 7.30'dan nce gelmediim iin ngilizce'den "d" vermiti, o da GELEBLDM ZAMANLAR, ama o baka hikye. Kathy ile epey gldk o akam, birka ey krmama ramen genellikle olduum kadar ap85

tal ve saldrgan deildim. ve o sal yarlarda 140 dolar kazandm, bir kez daha rahat k, kat, kumarbaz, slah olmu pezevenk ve lale yetitiricisi kimliime brnmtm, park yerine yavaa ktm, akam gneinin tadna vararak, sonra arka kapdan ieri girdim. Kathy bol soanl ve soslu bir et yemei piiriyordu, tam sevdiim gibi. eilmi frna bakyordu, arkadan sarldm ona. "ooooo..." "bak gzelim..." "evet?" elinde kocaman, damlayan bir kakla duruyordu, elbisesinin yakasndan ieri bir onluk sokuturdum. "bana bir ie viski alman istiyorum." "tabii, tabii." "biraz da bira ve puro. yemei ben gzlerim." nln karp bir an iin banyoya girdi, bir melodi mrldanyordu, bir dakika sonra iskemlede oturmu topuk seslerini dinliyordum, bir tenis topu vard, topu alp yere yle attm ki, duvara arpp havaland, kpek, bir buuk metre uzunluunda, bir metre yksekliindeydi, yan kurt, havaya srad, dilerinin sesi geldi ve yakalamt topu, tavana yakm bir noktada, bir an iin havada asl kald, ne harikulade kpek, ne harikulade bir hayat, yere indiinde yemee bakmak iin kalktm, iyiydi, her ey iyiydi.

Bir Dolar ve 20 Sent

en ok Yaz sonunu seviyordu, hayr Sonbahar, Sonba-har' belki de, her neyse, kumsal serin oluyordu ve gn batmndan hemen sonra kyda yrmek houna gidiyordu, kimseler olmazd ve su kirli grnyordu, lmcl grnyordu su, ve martlar uyumak istemezlerdi, nefret ederlerdi uyumaktan, martlar stne doru utu, gzlerini, ruhunu, ruhundan arta kalani ister gibi utular stne doru. ruhundan geriye pek bir ey kalmamsa ve bunun farkndaysan, biraz ruhun vardr yine de. sonra kumlara oturup suya bakard ve suya baknca her eye ZOP inanlrd, in diye bir lke olduuna veya ABD veya Vietnam gibi bir yere, bir zamanlar ocuk olduuna, hayr, aslnda buna inanmak zor deildi, onu unutamazd, bir de erkeklik am: iler ve kadnlar, sonra kadnszlk, ve imdi isizlik. 60'mda bir berdu, bitmi, hi. nakit olarak bir dolar ve yirmi sent'i vard, bir haftalk kira denmi, okyanus... kadnlar dnd tekrar, bazlar ona iyi davranmlard, dierleri kurnaz, grlt87

86

c, biraz deli ve ok zor kadnlar, odalar ve yataklar ve evler ve Noeller ve iler ve arklar ve hastaneler ve donukluk, donuk gn ve geceler ve anlam eksiklii, ve fr-satszlk. imdi 60 yln karl: bir dolar ve yirmi sent. sonra arkasnda onlarn gldn duydu, battaniyeleri, ie ve kutu biralar vard, kahve ve sandvileri. gldler, gldler, iki delikanl ve iki gen kz. ince, esnek bedenler, tek kayg yok. sonra biri onu grd. "hey, NEDR O?" "Tanrm, bilmiyorum!" kprdamad. "insan m o?" "nefes alyor mu? dzer mi?" "NEY dzer mi?" hepsi gld. arap iesini kaldrd, biraz kalmt iede, imek iin iyi bir zamand. "KIMILDADI! bak, KIMILDADI!" ayaa kalkp, pantolonundaki kumlan silkeledi. "kollan ve bacaklan var! yz var!" 'YZ M?" tekrar gldler, anlayamyordu. byle deildi genler, gen insanlar kt deildiler, neydi bunlar? yanlarna gitti. "yalln utanlacak bir yan yoktur." genlerden biri kutu birasn bitirip frlatt. "harcanm yllarda vardr babalk, harcanm biri gibi grnyorsun bana." "iyi bir adamm hl evlat." "kzlardan biri altna yatsa ne yaparsn babalk?"

"bu ekilde KONUMA, Rod!" uzun kzl sal bir gen kzd konuan, rzgrda sala-nn dzeltiyordu, rzgrda uuuyor gibiydi, ayak parmaklan kumlara gmlmt. "ne dersin babalk? ne yaparsn? ha? ne yaparsn kzlardan biri altna yatsa?" yrmeye balad, battaniyelerinin etrafndan dolanp kumda yrd, kaldnma doru. "neden o zavall adamla byle konutun, Rod? bazen NEFRET ediyorum senden.!" "GEL BURAYA, gzelim!" "HAYIR!" arkasna bakt ve Rod'un kz kovaladn grd, kz bir lk att, sonra gld, sonra Rod kz yakalad ve kumlarda yuvarlandlar, greip glerek, dier iftin ayaa kalkp ptklerini grd. kaldnma ulat, bir banka oturdu ve ayandaki kumlan temizledi, ayakkablarn giydi, on dakika sonra odasndayd, ayakkablarn kard ve yataa uzand. k yakmad. biri kapy ald. "Bay Sneed!" "evet?" kap ald, ev sahibesi Bayan Conners'd gelen. Bayan Conners 65'indeydi, yzn gremiyordu karanlkta, karanlkta yzn grememesi iyiydi. "Bay Sneed?" "evet?" "orba yaptm, gzel bir orba, size bir tas orba getirebilir miyim?" "hayr, istemiyorum." 89

88

"hadi Bay Sneed, nefis bir orba, ok gzeli bir tas getireyim size!" "eh, peki." ayaa kalkp iskemleye oturdu ve bekledi, kadn kapy ak brakmt, ieri k szlyordu, bir k demeti, bacaklarna ve kucama den bir k demeti, kadn orbay oraya yerletirdi, bir tas orba ve bir kak. "seveceksiniz Bay Sneed. iyi orba yaparm." "teekkr ederim," dedi. oturmu orbaya bakyordu, i saryd, tavuk suyu orba, etsiz, orbadaki ya kabarcklarna bakyordu ylece, bir sre oturdu, sonra ka karp ifoniyerin stne koydu, sonra orbay pencereye gtrd, tel rgy ap sessizce dkt orbay topraa, kk bir buhar bulutu olutu, sonra dald, tas ifoniyerin stne koydu, kapy kapatt ve yataa girdi, her zamankinden daha karanlkt, karanl severdi, karanlk anlamlyd. ok dikkatli dinleyerek okyanusu duydu, okyanusu dinledi bir sre. sonra i geirdi, derin bir i geirdi ve ld.

3 Kadn

McArthur parknn tam karsnda oturuyorduk, Linda ve ben, ve bir gece iki ierken penceremizin nnden aa uan bir adam geti, tuhaf bir grntyd, aka gibi bir ey, ama adam kaldrmda patladnda iin hibir aka yan kalmamt, "tanrm," dedim Linda'ya, "rk bir domates gibi dald! barsak, bok ve kaygan bir eylerden olumuuz! gel buraya! gel! bak una!" Linda pencereye geldi, sonra banyoya koup kustu, dan kt, dnp baktm ona. "allah belam versin, gzelim, yere dklm bir tencere kymal makarnadan fark yok, yrtk bir takm elbise ve bir gmlek giydirmiler kymal makarnaya!" Linda tekrar banyoya koup kard. ben oturup arabm itim, ksa bir sre sonra siren sesini duydum, aslnda yapmalar gereken, p arabasn yollamakt, neyse, s..tir et, hepimizin kendine gre problemleri vard, kirann nerden geleceini asla bilemezdim ve srekli akamdan kalma olduumuzdan gidip i arayacak durumda deildik, ne zaman endieye kaplsak, endielerimizi unutmak iin yapabildiimiz tek ey d91

90

zmekti. bu bize bir sre iin problemlerimizi unutturuyordu, deliler gibi dzyorduk, ve ansm vard nk Linda yatakta mthiti, otel tamamen bizim gibi insanlarla doluydu, arap iip, dzen ve yarn ne olacaklarn bilmeyen insanlar, arada srada bir tanesi pencereden atyordu kendini, ama bir yerden para bulurduk hep, tam kendi bokumuzu yemeye hazrlandmz bir anda, bir keresinde lm bir amcadan 300 dolar, baka bir sefer gecikmi bir vergi iadesi, bir keresinde otobsteydim ve nmdeki koltukta 50 sent'lik madeni paralar duruyordu, ne anlama geliyordu, kim niye brakmt bilemiyordum, hl bilmiyorum, n koltua geip bozuk paralan cebime doldurmaya baladm, ceplerim dolunca dmeye bastm ve ilk durakta indim, kimse bir ey demedi veya beni durdurmaya almad. Ayyasan ansl olmak zorundasn demek istiyorum, ansl biri deilsen bile ansl olmak zorundasn. her gn bir sre parkta oturup rdekleri izlerdik, inann bana, srekji imek ve yetersiz beslenme salnz bozmusa, unutmak iin dzmekten yorulmusanz, rdekler en iyisidir. yani, dar kmak zorundasnzdr, yoksa derin bir bunalma girer ve pencereden atlayan siz olursunuz, tahmin edebileceinizden ok daha kolaydr bunu yapmak, ite, Unda ve ben bir banka oturup rdekleri izlerdik, rdeklerin tek bir endiesi yoktu kira yok, elbise yok, bol yiyecek ortalkta dolanp sar ve vaklar-lard. kibirli halleri ile srekli yerlerdi, arada srada otel kiraclarndan biri gece bir rdek yakalayp ldrr, sonra odasnda temizleyip piirirdi, biz de birka kez dndk ama yapmadk, ayrca yakalamak ok zordu; iyice yaklardnz ve FA! su fkrtp kaard orospu ocu92

u! genellikle un ve su ile yaptmz rekleri yerdik, veya arada srada birilerinin bahesinden msr alardk msr yemek adama nasip olmamtr bence ve manavdan sebze alardk bazen, bir domates veya salatalk, ama kk hrszlklar, daha ok ansa ihtiyacmz vard, en kolay sigarayd bir gece yry arabasnn camn ak brakm biri bulunurdu her zaman ve iinde dolu veya yarm dolu bir paket, tabii ki arap ve kira asl problemdi ve dzp endieleniyorduk bu konuda. tm mitlerin tkendii gnler nasl gelip atarsa, bizimki de yle geldi, arap yok, ans yok, hibir ey yok, kira iin ev sahibesinden veya iki iin bakkaldan kredi yok. saati sabah be buua kurup, tarla ii yapan iilerin topland yere gitmeye karar verdim, ama saat bile doru almyordu, bir keresinde krlmt ve iini ap tamir etmeye almtm, yaylardan biri kopmutu, yay tekrar iler hale getirmenin tek yolu bir ksmn krp tekrar birletirmek olmutu ve saati tekrar kapatmtm, imdi, ksa bir yayn bir saate neler yapm bilmek istiyorsanz size anlataym, yay ne kadar ksalrsa, akrep ve yelkovan o kadar daha hzl dner, deli saatin biriydi bizimki, inann, endielerimizi unutmak iin dzmekten yorulduumuzda saati izleyip zaman tahmin etmeye alrdk, gerek zaman, yelkovann dnn gzlerinizle izleyebilirdiniz ok glerdik. sonra bir gn hesaplamak bir haftamz almt saatin, her gerek 12 saatte, otuz saat ilerlediini kefettik, bir de her 7 veya 8 saatte bir kurulmazsa duruyordu, bazen uyanrdk ve saate bakp saatin ka olduunu bilmek isterdik, "yavrucuum," derdim, "zemedin mi hl? saat gerekte olmas gerektiinden 2 buuk kez daha hzl, basit." 93

"evet, ama, en son ayarladmzda saat kat?" "eer biliyorsam allah belam versin, sarhotum." "sen onu imdi kur yoksa duracak." "peki." saati kurardm ve sonra dzrdk. bu yzden i aramaya gitmeye karar verdiim akam saati kuramadm, bir yerden bir ie arap bulup yava yava imeye baladk, saati izliyordum arada srada, ne anlama geldiini bilmeden ve sabah ge kalacam diye endie ederek, yataa uzanp, sabaha kadar gzm krpmadm, sonra kalkp giyindim ve San Pedro Soka-'na yrdm, herkes dikilmi, bekliyordu, tezghlarda kalm domatesler vard, iki- tane alp yedim, byk bir yaz vard: BAKERSFELD'E PAMUK TOPLAYICILARI ARANIYOR. YEMEK VE YATACAK YER. ne biim iti bu? Kaliforniya, Bakersfield'de pamuk? Eli Whitney ve pamuk cini oralar kurutmam myd? sonra byk bir kamyon yanat ve domates toplayclar aradklar anlald, allah etsin, Linda'y tek bana yatakta brakmak hi houma gitmiyordu, kahr yatakta yalnz yatmay hi sevmezdi, ama denemeye karar verdim, herkes kamyona trmanmaya balad, bekleyip, kadnlarn binmesine yardmc oldum, bazlar baya iriydi, herkes binmiti, ben de trmanma durumuna getim, ustaba olduu anlalan iri bir Meksikal kamyonun kapan kaldrmaya balad "zgnm senyor, dolduk!" bensiz gittiler. saat nerdeyse dokuza geliyordu, otele dn yry bir saat srd, btn o iyi-giyimli, aptal-grnml insanlarn yanndan getim, ve Cadillac sren fkeli bir adamn tekerleklerinin altna giriyordum nerdeyse. neydi onu bu kadar fkelendiren bilemiyorum, belki hava. s94

cak bir gnd, otele dndmde yukar yrmek zorunda kaldm nk asansr ev sahibesinin kapsnn nndeydi ve srekli bir eyler yapyordu asansrle, gm ksmlar parlatrd veya gireni kan gzlyordu dpedz. 6 kat yukardaydk, kapya vardmda ierden kahkaha sesleri geliyordu. Linda orospusu pek fazla bekleyememi-ti. onun da, adamn da kn tekmeleyeeektim. kapy atm. Linda, Jeanie ve Eve ierdeydiler, "tatlm!" dedi Linda, bana doru geldi, giyinmi, sslenmiti, ayanda topuklular, bol dilli bir pt beni. "Jeanie isizlik sigortasndan ilk ekini alm. Eve zaten bir sredir alyor! kutluyoruz!" bol miktarda porto arab almlard, ieri girip bir du aldm, sonra ortumu giyip dar ktm, bacaklarmla hava atmay sevmiimdir hep. bir erkekte grebileceiniz en iri, en gl bacaklara sahibim, bacaklar dnda pek bir ey yok. ortum stmde oturup bacaklarm sehpaya uzattm. "hey! u bacaklara bak," dedi Jeanie. "evet, evet," dedi Eve. Linda glmsedi, bana bir arap koydular. bu iler nasldr bilirsiniz, itik ve konutuk, konutuk ve itik, kzlar arap almaya gittiler, konumay srdrdk, saat dnp duruyordu, hava karard, tek bama iiyordum, stmde hl yrtk ortum. Jeanie yatak odasna gitmi, yatakta szmt. Eve kanapede, Linda ise holde, banyo kapsnn yanndaki kk deri kanapede uyuyordu, o Meksikal'nn kamyonun arka kapam yzme kapatmasn hl hazmedememitim. mutsuzdum. yatak odasma gidip Jeanie'nin yanna yattm, yapl bir kadnd ve plakt, memelerini pp, emmeye baladm. 95

"hey, ne yapyorsun?" "yapmak m? dzcem seni!" parmam bacaklarnn arasna daldrp ileri geri okamaya baladm, "dzcem seni." "Linda beni ldrr!" "haberi olmayacak!" stne ktm ve yaylarn gcrdamamas iin YAVAA YAVAA SESSZCE gidip gelmeye baladm OK YAVA ve boaldmda hi bitmeyecek sandm, hayatmn en iyi boalmalarndan biriydi, araflara silinirken insanlar asrlardr yanl dzyor belki de diye dndm. sonra gidip karanlkta oturdum, biraz daha arap itim, orda ne kadar oturduumu hatrlamyorum, epey itim, sonra Eve'in yanna gittim, iman bir eydi, biraz buruuktu, ama ok seksi dudaklar vard, iren seksi dudaklar, o korkun ve harikulade azm ptm, hi kar koymad, bacaklarn at ve girdim, kk bir dii domuzdu, osuran, koklayan, hrldayan, k sallayan bir domuzcuk, boaldmda Jeanie gibi olmamt uzun ve titrek bir anlk bir eydi ve bitmiti, stnden kalktm, daha iskemleme oturmadan horlamaya balamt, acayip nefes alr gibi dzyordu bytlecek bir ey yoktu, her kadn biraz farkl dzyordu ve buydu erkein devam etmesini salayan, erkein dt tuzak buydu. oturup biraz daha itim ve o pis orospu ocuunun kapa yzme nasl kapattm dndm, nazik olmayacaksn hayatta, sonra isizlik sigortasn dndm, evli olmayan bir adamla bir kadm isizlik sigortas alabilir miydi? tabii ki hayr, alktan lseler bile. ve ak kirli bir szckt, ama Linda ile benim aramda olanlarn bir ksmyd o ak, onun iin alktan lyorduk, beraber ii-

yorduk, beraber yayorduk, evliliin ne anlam vard? evlilik onaylanm bir DZME demekti ve onaylanm DZME'ler, hi amaz, sonunda SIKICI olmaya balyor, bir haline geliyordu, ama dnya bunu istiyordu: zavall orospu ocuunun biri, kapana kslm, ve bir ii var. lanet olsun, seflhane'ye tanp Linda'y Koca Eddie'nin yanna yollamay yelerdim. Koca Eddie aptaln biriydi ama hi olmazsa stne bir eyler alr, kamn doyururdu ki bunlar benim yapabildiimden fazlayd. Fil Bacak Bukowski, sosyal felaket. ieyi bitirip, biraz uyumaya karar verdim, alar saati kurup Linda'nn yanna uzandm, uyanp bana srtnmeye balad, "ne oldu bana bilemiyorum!" dedi. "neyin var yavrum? hasta msn? hastaneyi aramam ister misin?" "oh, hayr, tahrik oldum, STYORUM! OK STYORUM!" "ne?" "ate gibiyim diyorum! DZ BEN!" "Linda..." "ne? ne?" "yle yorgunum ki. iki gecedir uyumuyorum, sabahki uzun yry ve dn, gnein altnda... bouna, i yok. km oynatacak halim yok." "ben sana YARDIM ederim!" "nasl yani?" eilip kamm yalamaya balad, bitap bir ekilde inledim, "balm, gnein altnda saatlerce... tkendim." devam etti. zmpara gibi bir dili vard ve nasl kullanacan iyi biliyordu. "balm," dedim, "sosyal bir sfrm ben! seni hak etmiyorum! ltfen vazge!" 97

96

dediim gibi, iyiydi, kimileri bilir, kimileri bilmez, ou genellikle eski usul kafa sallayp dururlar. Linda kamla balar sonra brakp taaklara inerdi, sonra tekrar yukar, KAMIIN BAINI Ht ELLEMEDEN, sonunda inlemeye ve ona bir sru palavra skmaya baladm, kendimi toparlayp serserilie son verecek, onun iin neler neler yapacaktm. nihayet ban ald, te birini azma alp dileri ile hafife srp emdi, kurt sr ve TEKRAR boaldm gnn drdnc dzmesiydi ve bitmitim, baz kadnlar tp biliminden daha ok ey bilirler. uyandmda kalkm, giyinmilerdi iyi grnyorlard Linda, Jeanie ve Eve. yorgann stnden beni mncklayp gldler, "hey. Hank, gidip canl birini arayacagizi bir eyler iip uyanmak istiyoruz. Tommi-Hi'de olacaz!" "tamam, tamam, gle gle!" gittiler, klarn sallayarak ktlar kapdan. erkeklerin hibir ans yoktu. tam uyumak zereydim ki dahili telefon ald. "evet?" "Bay Bukowski?" "evet?" "kadnlar grdm! sizin odanzdan ktlar!" "nerden biliyorsunuz? bina 8 kat ve her katta on veya on iki oda var!" "ben kiraclarm iyi tanrm Bay Bukowski! saygn ve ii olan insanlar kalr burda!" "yok ya?" "evet, Bay Bukowski! yirmi yla yakn bir sredir iletiyorum buray ve sizin dairenizde olup bitenleri asla baka dairelerde grmedim! burda her zaman saygn insanlar barndrmzdr Bay Bukowski." 98

"evet, yle saygndrlar ki, iki haftada bir, orospu ocuunun biri atya kp o sahte sakslarn arama, imento girie balklama atlar." "lene kadar oday boaltn Bay Bukowski." "saat ka?" "sekiz." "teekkr ederim." telefonu kapatp bir alka-seltzer aldm, kirli bir bardakta itim, sonra biraz arap buldum, perdeleri ap gnee baktm, dnya zordu, o konuda deien bir ey yoktu, ama sefilhane'den nefret ediyordum, kk odalar severim, bir ekilde kavgan srdrebilecein kk odalar, bir kadn, bir iki. ama her gn gidilecek bir i istemem, tahamml edemem, yeterince zeki olmadm hibir zaman, pencereden atlamay dndm ama yapamadm, giyinip Tommi-Hi'ye gittim, kzlar bann sonunda iki adamla glyorlard. Marty, barmen, beni tanrd, elimle olumsuz bir iaret yaptm, para yok, oturdum. sulu bir sko kondu nme, bir de not. "Roach Otel'de bulualm, oda 12, gece yans, bizim iin oda ayrttm, sevgiler, Linda." ikiyi iip ayak altndan ekildim, gece yans Roach Otel'e gittim, resepsiyonist, "yok byle bir ey, Bukowski adna 12 numara rezerve edilmemi," dedi. saat birde tekrar gittim, gnm parkta geirmitim, gecemi de, ylece oturarak, ayn ey, "12 numara adnza rezerve edilmemi efendim." "bu isim veya Linda Bryan adna rezerve edilmi baka bir oda var m?" deftere bakt. "hibir ey yok efendim."

99

"12 numaraya bakmamda bir salanca var m?" "kimse yok orda efendim, size syledim." "m moruk, kusura bakma, bir gz ataym, ltfen!" 4. snf salaklara nasl baklrsa, yle bakt bana. kap anahtarm nme brakt. "be dakika sonra burda ol, yoksa ban belaya girer." kapy ap, elektrik dmesini evirdim Linda! hamambcekleri grnce duvar kdnn altna katlar, binlerce, sndrdmde tekrar dar ktklarm duyabiliyordum, duvar kd hamambceklerinden olumu bir deriyi andryordu. asansre binip resepsiyona indim. "teekkrler," dedim, "haklymsn. 12 numarada kimse yok." ilk kez sesinde biraz anlay vard. "zgnm moruk." "saol," dedim. dar ktmda sola dndm, baya yani, sefilhaneye doru, ayaklarm beni yavaa oraya gtrrken merak ettim, insanlar neden yalan sylerlerdi? imdi artk merak etmiyorum ama hl hatrlyorum, ve artk yalan syledikleri anda hissediyorum yalan sylediklerini, ama yalann her yerde olduunu bilen Roach Otel'in resepsiyonisti kadar akllanmadm hl, veya rdeklerin hl yakalanp, ldrlp, yendii McArthur parknn karsnda, Los An-geles'ta, akamstleri scak porto arabm ierken penceremin nnden aa uan insanlar kadar. Otel hl orda, kaldmz oda da, bir gn gelirseniz size gsteririm, ama bir anlam olmaz deil mi? bir gece 3 kadn dzdm veya dzldm diyelim, bu da ykmz iin yeterli olsun. 100

Ak Problemi

Ona bir iki smarladm, sonra bir tane daha ve sonra barn arkasndaki merdivenlerden yukar ktk, birka tane byk oda vard orda. kz beni azdrmt, dilini karmt bana. merdivenleri karken oynap durmutuk, ilk postay ayakta, kapnn arkasnda aldm, klotunu yana syrd ve girdim. sonra yatak odasma getik, dier yatakta bir ocuk oturuyordu, iki yatak vard, ocuk "merhaba," dedi. "kardeim," dedi kz. ok ince ve tehlikeli bir grnm vard ocuun, ama dnrsen herkesin tehlikeli bir grnm vard bu dnyada. yatan balnn stnde birka ie arap duruyordu, bir ie atlar, ikisi de ieden iene kadar bekledim, sonra ben itim. komodinin stne bir onluk frlattm. ocuk araba iyi yumuluyordu. * "abisi byk bir matadordur, Jaime Bravo," dedi kz. "Jaime Bravo'yu duydum, daha ok Tijuana civarnda

101

greir," dedim, "ama bana martaval atmanz gerekmez." "peki," dedi kz, "martaval yok." bir sre iip konutuk, undan bundan, rahat bir konuma, sonra kz klan sndrd ve kardei yan yatakta iken bir posta daha gittik. Czdamm yastn altna koymutum. i bittiinde yakt, ben kardei ile ieyi paylarken banyoya gitti, kardeinin bakmad bir anda arafa ilindim. banyodan geldi, hl iyi grnyordu, iki postadan sonra demek istiyorum, hl iyi grnyordu, gsleri kk ama diriydi: olduu kadaryla baya ne kmlard, ve k iriydi, yeterince iri. "neden geldin buraya?" diye sordu yataa doru gelirken, yanma girip araf stne ekti, araba asld. "sokan kar tarafnda akm arj ettiriyorum." "son postadan sonra," dedi, "sen de arj edilmelisin." hepimiz gldk, kardei bile gld, sonra ona bakt. "tekin mi bu?" diye sordu kardei. "tabu ki tekin." "ne demek bu?" diye sordum. "dikkatli olmak zorundayz." "ne demek istediinizi anlayamadm." "kzlardan biri nerdeyse ldrlyordu burda geen yl. adamn biri barmamas iin azm tkayp, aks ile her yerine halar kazd, kan kaybndan lyordu." kardei ar hareketlerle giyinip dan kt, kza bir belik verdim, onluun yanma frlatt. arab getirdi, iyi arapt, Fransz, kusacak gibi olmuyordun. bacan benimkinin stne att. ikimiz de yatakta otu-

ruyorduk. ok rahatt. "ka yandasn sen?" diye sordu. "lanet bir yarm asr nerdeyse." "iyi i tutuyorsun, ama ok ypranm bir halin var." "zgnm, pek gzel saylmam." "ah, hayr, harikulade bir adam olduunu dnyorum, kimse sana sylemedi mi?" "dztn herkese sylyorsundur bunu bahse girerim ki." "hayr, sylemem." bir sre oturup ieyi paylatk, aadan, bardan gelen mzik dnda ok sessizdi, bir d haline girdim. "HEY!" diye bard, gbek deliime uzun trnan batrarak. "ah! lanet olsun!" "BAK bana!" dnp baktm ona. "ne gryorsun?" "Meksika-Yerlisi ok ho bir kz," "nasl grebiliyorsun?" "ne?" "nasl grebiliyorsun? gzlerini amyorsun, gzlerini ok ksk tutuyorsun, neden?" adil bir soruydu. Fransz arabndan bir frt ektim. "bilmiyorum, korkuyorum belki, her eyden korkuyorum, yani, insanlar, binalar, eyler, her ey, daha ok insanlar." "ben de korkuyorum," dedi. "ama senin gzlerin ak. seviyorum gzlerini." araba acayip aslyordu, bu Meksika-Yerlisi kzlar biliyordum, hrnlamasn bekliyordum. 103

102

sonra kap alnd ve nerdeyse stme stm, aniden ald, saldrgan bir ekilde, Amerikanvari, ve barmen kapdayd iri, krmz, kaba, banal bir orospu ocuu. "bu orospu ocuu ile iin bitmedi mi hl?" "biraz daha istiyor sanrm," dedi kz. "istiyor musun?" diye sordu Bay Banal. "sanyorum." gzleri bir kartal gibi komodinin stndeki paralan seti ve sonra kapy arpp gitti, para toplumu, sihirli bir ey olduunu zannediyorlard. "o benim kocamd, yle bir ey." "bir posta daha gitmek istediimi sanmyorum." "neden?" "bir kere 48 yandaym, ikincisi bir otobsn bekleme salonunda dzmek gibi bir ey bu." gld, "senin gibilerin 'orospu' tabir ettikleri kzlardanm, haftada 8 veya on kii dzmek zorundaym, en az." "bunun bana hi yaran yok." "bana var." "evet." ie gidip geliyordu. "kadnlan dzmeyi seviyor musun?" "onun iin burdaym." "peki, erkekler?" "erkeklerle dzmem." ieden bir frt ald. ienin drtte birini gtrm olmalyd. "belki arkadan yemek istersin? belki bir erkein seni arkadan dzmesini istiyorsun?" "saptmaya baladn." dmdz nne bakyordu, kar duvarda kk, g104

m bir Isa vard, armhna gerilmi isa'ya bakyordu, ok gzel bir sa'yd. "belki de isteini basnyorsun. birinin seni ktan dzmesini istiyorsun." "peki, senin dediin gibi olsun aslnda istediim budur belki de." tirbuonu alp yeni bir Fransz iesinin mantarm ekip kardm, arabn iine mantar paralan drerek, her zaman yaptm gibi. sadece filmlerdeki garsonlar onlar problemsiz aabilir. ilk yudumu aldm, mantar filan, ieyi ona geirdim, bacan ekmiti, yznde bir balk ifadesi vard, iyi bir frt ald. arab ondan geri aldm, kk mantar paralan ienin iinde nereye gideceklerini bilemiyorlard, birkan yuttum. "seni ben dzeyim kndan, ister misin?" diye sordu. "NE?" 'YAPABLRM!" yataktan kalkp komodinin st ekmecesini at ve beline bir kemer takp bana dnd ve karmda, bana bakan KOCA bir selloit yarak duruyordu. "25 santim!" diye gld, karnm ne doru kanp aleti bana sallayarak, "ve hi yumuamaz, hi eskimez!" "seni br trl tercih ederim." "abimin byk matador Jaime Bravo olduuna inanmyor musun?" karmda yapay bir yarak ile durmu bana Jaime Bra-vo'dan sz ediyordu. "Bravo'nun spanya'da tutunabileceini sanmyorum," dedim. 105

"sen tutunabilir misin spanya'da?" "lanet olsun, Los Angeles'ta bile tutunamyorum ben. ltfen bu sama yapay aleti kar..." karp tekrar ekmeceye koydu. yataktan kalkp dz arkalkl bir iskemleye oturdum, arab yudumladm. o baka bir iskemleye oturdu, karlkl oturmutuk, plak, arab geirerek. "bu bana eski bir Leslie Howard filmini anmsatt, bu blm ekmezlerdi ama. Howard deil miydi Somerset Maugham'n eyinde oynayan? NSANLIA DAR?" "tanmyorum bu insanlar." "doru, ok gensin." "Howard, Maugham, sever misin bu insanlar?" "ikisinin de stili vard, ama bir ekilde, ikisiyle de, saatler veya gnler veya yllar sonra aldatlm hissediyorsun kendini sonunda." "ama bu 'stil' dediin eye sahiptiler?" "evet, stil nemlidir, gerei haykran birok insan var ama stil yoksa hibir ie yaramaz." "Bravo'nun stili var, benim stilim var, senin stilin var." "kapmaya baladn." sonra yataa girdim tekrar, yanma geldi, bir kez daha denedim, kaldramadm. "emer misin?" diye sordum. "tabu." azna ald ve ii bitirdi. bir belik daha verdim, giyindim, araptan bir frt daha aldm ve aa inip karya getim, benzin istasyonuna girdim, ak tamamen arj etmiti, adama parasn verip geri geri ktm, 8. Cadde'ye girdim, motorsikletli bir polis beni 2 veya 3 kilometre izledi, torpido gznde bir paket 106

CLORETS vard, alp 3 veya 4 tane attm azma, polis beni izlemekten vazgeip Wilshire Bulvan'nda sola sinyal vermeden ani bir dn yapan bir Japon'un peinden gitti, birbirlerini hak ediyorlard. yerime dndmde kadm uyuyordu ve kk kz SU-ZAN BEBE'NN TAVUU balkl bir kitaptan okumam istedi, korkun ktyd. Boby tavuklarn iinde uyuyabilme-si iin karton bir kutu buldu, mutfaktaki ocan arkasnda bir keye koydu, ve Boby, Suzan Bebe'nin mamasndan koydu kk bir tabaa ve dikkatle kutunun iine yerletirdi, civcivler yesin diye. ve Suzan Bebe gld, tombul ellerini rpt. daha sonra 2 civcivin horoz ve Suzan Bebe'nin harikulade bir yumurta yumurtlayan dii bir tavuk olduu anlalr, bak sen. kk kz yere indirip banyoya gittim, kvete scak su doldurup iine girdim ve bir daha ak problemim olduunda bir sinemaya giderim diye dndm, sonra scak suyun iinde gerindim ve unuttum her eyi, nerdeyse.

107

"sen tutunabilir misin spanya'da?" "lanet olsun, Los Angeles'ta bile tutunamyorum ben. ltfen bu sama yapay aleti kar..." karp tekrar ekmeceye koydu. yataktan kalkp dz arkalkl bir iskemleye oturdum, arab yudumladm. o baka bir iskemleye oturdu, karlkl oturmutuk, plak, arab geirerek. "bu bana eski bir Leslie Howard filmini anmsatt, bu blm ekmezlerdi ama. Howard deil miydi Somerset Maugham'n eyinde oynayan? NSANLIA DAR?" "tanmyorum bu insanlar." "doru, ok gensin." "Howard, Maugham, sever misin bu insanlar?" "ikisinin de stili vard, ama bir ekilde, ikisiyle de, saatler veya gnler veya yllar sonra aldatlm hissediyorsun kendini sonunda." "ama bu 'stil' dediin eye sahiptiler?" "evet, stil nemlidir, gerei haykran birok insan var ama stil yoksa hibir ie yaramaz." "Bravo'nun stili var, benim stilim var, senin stilin var." "kapmaya baladn." sonra yataa girdim tekrar, yanma geldi, bir kez daha denedim, kaldramadm. "emer misin?" diye sordum. "tabu." azna ald ve ii bitirdi. bir belik daha verdim, giyindim, araptan bir frt daha aldm ve aa inip karya getim, benzin istasyonuna girdim, ak tamamen arj etmiti, adama parasm verip geri geri ktm, 8. Cadde'ye girdim, motorsikletli bir polis beni 2 veya 3 kilometre izledi, torpido gznde bir paket
106

CLORETS vard, alp 3 veya 4 tane attm azma, polis beni izlemekten vazgeip Wilshire Bulvan'nda sola sinyal vermeden ani bir dn yapan bir Japon'un peinden gitti, birbirlerini hak ediyorlard. yerime dndmde kadn uyuyordu ve kk kz SU-ZAN BEBE'NlN TAVUU balkl bir kitaptan okumam istedi, korkun ktyd. Boby tavuklarn iinde uyuyabilme-si iin karton bir kutu buldu, mutfaktaki ocan arkasnda bir keye koydu, ve Boby, Suzan Bebe'nin mamasndan koydu kk bir tabaa ve dikkatle kutunun iine yerletirdi, civcivler yesin diye. ve Suzan Bebe gld, tombul ellerini rpt. daha sonra 2 civcivin horoz ve Suzan Bebe'nin harikulade bir yumurta yumurtlayan dii bir tavuk olduu anlalr, bak sen. kk kz yere indirip banyoya gittim, kvete scak su doldurup iine girdim ve bir daha ak problemim olduunda bir sinemaya giderim diye dndm, sonra scak suyun iinde gerindim ve unuttum her eyi, nerdeyse.

107

108

Koca Gtl Annem

ki iyi kzdlar, Tito ve Baby, ikisi de 60 gibi grnyorlar- ^P di ama 40'lanndaydlar. arap ve znt, ben 29 yandaydm ve 50 gibi gsteriyordum. arap ve znt, daireyi .1 nce ben tutmu, sonra onlar tanmlard, ynetici honut deildi, biraz grlt oldu mu hemen polis aryordu, tedirgindik, klozetin ortasna iemeye korkuyordum. en keyifli ey AYNAYDI, kendimi izliyordum, gbeklenmi, Baby ve Tito ile, gnlerce sarho ve hasta, hepimiz, ucuz radyo alp duruyordu, tpleri ypranm, eski hah- } nn stnde, ve AYNA, izliyordum. V 'Tito, arkandaym imdi, hissedebiliyor musun?" "oh, evet. oh VUR! hey! nereye GDYORSUN?" "Baby, senin nndeyim imdi, ummm? hissettin mi? kocaman mor bir ba, aryalar syleyen bir ylan gibi! his- sediyor musun beni akm?" T "oooh, sevgilim, galiba geliyo... HEY! nereye GDYORSUN?" 'Tito, arka koltuuna dndm, ikiye blyorum seni. hibir ansn yok!"

"oooh tanrm oooh, HEY, nereye GDYORSUN? gir oraya tekrar!" "bilmiyorum." "neyi bilmiyorsun?" "hanginize boalmak istediimi bilmiyorum, ne yapabilirim? ikinizi de istiyorum, ama ikinize de BOALAMAM! ve karar vermeye alrken, kendimi tutabilmek iin bir lm ve strap deheti yayorum! kimse anlayamyor mu ektiim acy?" "hayr, bana ver bitsin!" "hayr, bana, bana!" SONRA KANUNUN KOCA YUMRUU. bang! bang! bang! "hey, neler oluyor orda?" "yok bir ey." "bir ey yok mu? bu inlemeler, barmalar, armalar nedir? sabahn buuu, drt kat insan uyandrdnz ve merak iindeler..." "yok bir ey. annem ve kz kardeim ile satran oynuyorum." "ltfen gidin, annemin kalbi var. onu korkutuyorsunuz, ve sadece bir tek piyonu kald." "senin de yle dostum! henz farknda deilsen, Los Angeles Polis Departman'ndan geliyoruz..." "tannm. hi aklma gelmezdi..." "imdi geldi, tamam, kapy a yoksa krarz!" Tito ve Baby yemek odasnn bir kesine katlar, diz km titriyorlar, elleri ile, yalanm, burumu, kak ve arap vcutlarm rtmeye alyorlard, aptalca sevimliydiler. "a u kapy dostum, son bir buuk haftada drt kez 109

geldik buraya ve hep ayn ikyet, insanlar ieri tkmaktan holandmz m zannediyorsun?" "evet." 'Yzba Bradley siyah veya beyaz olman bir ey deitirmez diyor." 'Yzba Bradley'e ayn duyguyu paylatmz syle." sustum, iki orospu, kedeki lambann yanna sinmi, kollarn buruuk tenlerine dolamlard, dlek ve merhametsiz bir k, st yaprann tatl ve boucu sessizlii. anahtar yneticiden almlard, kap 10 santim kadar akt ama srm olduum zincir engelliyordu tamamen almasn, polislerden biri benimle konuurken dieri bir tornavida ile zinciri yuvasndan karmaya alyordu, polisin zinciri nerdeyse karmasna izin verip son anda tekrar aa indiriyordum, plaktm ve nm kazk gibiydi. "haklanma tecavz ediyorsunuz, arama izniniz olmadan buraya giremezsiniz, kendi iradenizle giremezsiniz buraya, neyiniz var sizin?" "bunlarn hangisi senin annenmi?" "gt byk olan." dier polis zinciri kartmak zereydi, parmamla aa ittim tekrar. "hadi, brak da girelim, konuacaz sadece." "ne hakknda. Disneyland m harikalar hakknda m?" "hayr, hayr, ilgin bir adama benziyorsun. ieri girip konumak istiyoruz." "geri zekl olduumu dnmelisiniz, bilezik takacak kadar ibneleirsem onlar Thrifty'den alrm, tek suum, nmn kalkk ve radyonun ak olmas ve ikisini de kapatmam sylemediniz bana." "brak girelim, konumak istiyoruz." 110

"dinle; haneye tecavz ediyorsunuz, izniniz yok, avukatm bu ehrin en iyisidir..." "avukat m? avukatla ne iin var senin?" "yllardr kullanrm onu asker kaa, tehircilik, alkoll ara srmek, evreye rahatszlk vermek, tecavz ve dvme, kundaklama ciddi eyler hepsi. "kazand m bu davalar?" "ok iyidir, dinle, size dakika tanyorum, ya kapy kurcalayp beni rahatsz etmekten vazgeersiniz ya da avukatm aranm. sabahn bu saatinde rahatsz edilmek hi houna gitmeyecektir, rtbelerinizi sktrr." polisler geri ekilip koridorda biraz uzaklatlar, dinledim. "ne dediinin farknda m bu sence?" "bence farknda." geri geldiler. "annenin gt gerekten bykm." "ne yazk ki sen elleyemezsin, eh?" "tamam, gidiyoruz, ama sessiz olun orda. radyoyu kapatp, inlemeleri ve banlan kesmenizi istiyoruz." "tamam, radyoyu kapatrz." gittiler, gittiklerini duymak ne byk bir rahatlkt, iyi bir avukat tanmak da yle. hapisten uzak olmak. kapy kapattm. "tamam, kzlar, gittiler, yanl yol semi iki gen. bakn imdi!" nme bakm. "gitti, yok oldu." "evet, tamamen gitmi," dedi Baby, "nereye gitti? yazk." "allah kahretsin," dedi Tlto, "l bir Viyana sosisinden fark yok." iskemleye oturup, bir arap koydum. Baby 3 sigara sard.

111

"arap ne durumda?" diye sordum. "son 4 ie." "byk m kk m?" "kk." "tanrm, ansl olmak zorundayz." 4 gn ncenin gazetesini aldm elime, karikatrlere bir gz atp spor sayfasna getim, okuyordum, Tito yanma gelip halya kt, almaya balad, tkanm lavabolar amak iin kullanlan pompalardan farksz bir az vard, arabm yudumlayp, sigaram tttrdm, izin verirsen beynini bile emerlerdi, ben dardayken birbirlerini emiyorlard sanrm. at yanlanna getim, "bak," dedim Tito'ya, "bu at eyrek mili 22 1/5'de yarm mili 44 4/5'te ve bir mili bir dakika dokuz saniyede kouyor. vurp virp sloooom visaaa ooop vop bop vop bop vop "bir millik bir yar olduunu sanm oysa bir mil ve eyrek kouyorlar, dierlerinden syrlmaya alyor, son dnte 6 boy nde ve yavalyor, at tkenmi, ahrna dnmek istiyor" slllurrrp vip vop vop sllurrrp vip vop vop "imdi jokey'e bakalm eer Blum ise burun fark ile alr yans; Volks drtte boy fark ile. Volks'mu. drtte ile alyor, salam para. halk Volks'dan nefret eder. Volks ve Harmatz'dan nefret ederler, eer bu ikisi olmasayd imdi 5. Sokam batsnda srnyordum" "oooh, seni aptal orospu ocuu!" diye bard Tito ba-

n kaldrarak, gazeteyi elimden ekip ald ve ie koyuldu tekrar, ne yapmam gerektiini bilemiyordum, fkelenmiti gerekten, sonra Baby yanma geldi. Baby'nin bacaklan ok iyiydi, mor eteini kaldnp naylonlara bir gz attm. Baby uzanp pt beni, dilini boazma kadar daldrarak, elimi kalasna koydum, kapana kslmtm, ne yapacam bilemiyordum, bir ikiye ihtiyacm vard, birlikte kenetlenmi geri zekl, hey inilti ve son maviku'un gnein gzne uuu, bir ocuk oyunuydu, aptal bir oyun. ilk eyrek mil 22 1/5, yarm mil 44 4/5, ii zd, ba fark ile zafer, Kaliforniya, bedenimin yamuru, gnete barsaklar gibi gzelim alm incirler ve hrriyete emilmi, annen senden nefret edip baban seni ldrmeye alrken ve arka bahenin itleri yeildi ve Amerikan Ban-kas'na aitti, Tito ii bitirdi ben Baby'yi parmaklarken. sonra zldk, banyoya girip cinsel burunlanmz silmek iin sraya girdik, en son ben girerdim, dan kp arap iesini aldm ve pencereden baktm. "bana bir sigara daha sar Baby." en st kattaydk, drdnc katta, bir tepenin stnde, ama Los Angeles'a bakp bir ey hissetmeyebilirsiniz, hibir ey. uyuyan, kalkp ie gitmeyi bekleyen insanlar, ap-talcayd, aptal, aptal ve korkun, doru yoldaydk: diyelim ki, yeil stne mavi fasulye tarlas eritlerine bakarak, birbirimizin iine, gel. Baby sigaray getirdi, bir duman ekip uyuyan ehri izledim, oturup gnei ve ne olacaksa onu bekledik, dnyay sevmiyordum, ama temkinli ve rahat anlarda ner-deyse anlayabiliyordum onu. Tito ve Baby'nin imdi nerde olduklarn bilmiyorum, lp lmediklerini, ama gzel akamlard onlar, o topuklu 113

112

bacaklar ellemek, naylon dizleri pmek, rengrenk elbise ve klotlar, ve Los Angeles polisine maalarn hak ettirmek. lkbahar veya iekler veya Yaz bir daha asla yle ol mayacak.

Pis Moruun Notlartndan Semeler


4

Red," dedim ocua, "kadnlar iin yokum ben artk, su bende daha ok. danslara gitmiyorum, kilise kermeslerine, iir dinletilerine, sevgi ayinlerine gitmiyorum, bu tr boklarn hibirine gitmiyorum ve orospular oralarda hep. eskiden barlarda veya Del Mar'dan dn treninde bitirirdim ii, iki iilen herhangi bir yerde, barlara tahamml edemiyorum artk, ylece oturup saatlerin gemesini bekleyen yalnzlar, frengili bir kancn ieri girmesini mit ederek, insan rk iin utan verici bir durum." Red bira iesine havada bir perende attrp yakalad ve sehpamn kenarn kullanarak kapan at. "her ey beyninde Bukowski, ihtiyacn yok aslnda." "her ey kammn ucunda, ihtiyacm var Red." "bir keresinde yalca bir kadn yakalamtk, arap, yataa balayp 50 sente insanlar kuyrua dizdik, mahalledeki btn sakatlar, kaklar ve sapklar sradayd, gn gece, 500 kii faydalanmt." "tannm, Red, midem buland." "Pis Moruk deil miydi senin lakabn?" 115 114

"her gn orap deitirmediimden tr, kk ve byk aptes iin zmediniz mi onu?" "aptes nedir?" "s..tir et, yemek verdiniz mi?" "araplar yemez, arap verdik ona." "imdi kusacam." "neden?" "canavarca insanlk d, canavarca acmasz, bir canavar bile byle bir ey yapmaz aslnda." "250 dolar topladk." "ona ne verdiniz?" "hi. orda braktk onu, kirann bitimine iki gn kalmt." "zdnz m?" "tabii, cinayetle sulanmak istemezdik." "zmekle nezaket gstermisiniz." "rahip gibi konuuyorsun." "bir bira daha i." "sana bir kanck bulabilirim." "50 sentliklerden mi?" "hayr, biraz daha fazla." "kalsn, saol." "grdn m, aslnda istemiyorsun." "haklsn galiba." ikimiz de birer bira aldk, ikiyi iyi kaldryordu, sonra ayaa kalkt, "her zaman yanmda kk bir jilet tarm, tam surda, kemerimin altnda, berdularn ounun sakal tra ile problemleri vardr, benim asla. ben hazrlkk-ymdr. yollara dtm zaman st ste iki pantolon giyerim bak ve ehre indiimde dtakini karr, tra olur, denizci mavisi gmleimin iine giydiim yka ve giy

cinsi beyaz gmleimi lavaboda ykar, izgili kravatm balar, ayakkablarm siler, bir eskici dkknndan pantolona uygun bir ceket alr, iki gn sonra kendime bir memuriyet kapp, o boklarn arasna karrm, yk treninden indiimi bilemezler, ama tahammlm yok o tr ilere, kendimi yk treninde bulurum bir sre sonra." ne diyeceimi bilemediim iin sessiz kalp imeyi yeledim. "ve srekli yanmda bir i tarm, kolumun st ksmnda bir lastikle tuttururum onu, bak." "evet, gryorum, bir arkadam bira aacann mthi bir silah olduunu syler." "arkadan hakl, polisler beni evirdiinde hemen ii frlatr atarm, kollarm havaya kaldrp bannm, 'ATE ETMEYN!' " (Red halnn stnde durumu canlandrd.) "ve ii frlatp atanm. asla bulamazlar stmde, imdiye kadar ka i frlatp attm bilemiyorum, saysz." "hi kullandn m o ii Red?" tuhaf bir bak att bana. "peki," dedim, "unut soruyu." biralanmz yudumlayp sustuk bir sre. "bir pansiyon odasnda, yazdn stunu okudum bir keresinde, byk bir yazarsn bence." "saol," dedim. "yazar olmay denedim ama da karamadm, oturuyorum ve da kmyor." "ka yandasn?" "yirmi bir." "zaman tan." orda oturmu yazar olmak stne dnyordu, sonra elini arka cebine att. 117

116

"enemi tutmam iin verdiler bunu." lime lime olmu deri bir czdan. "kim verdi?" "iki kiinin birini ldrmelerine tank oldum, susmam iin bunu verdiler bana." "neden ldrdler onu?" "bu czdann iindeki 7 dolar iin." "nasl ldrdler?" "tala, arap iiyordu, sarho olunca ban tala ezip czdann aldlar, ben izliyordum." "cesedi ne yaptlar?" "sabahn erken saatlerinde tren su ikmali iin durunca cesedi dar karp otlaa frlattlar, imlerin stne, sonra trene dndler ve tren hareket etti." "hmmmm," dedim. "polisler daha sonra byle bir ceset bulunca, elbiseleri ne, arap yzne bakarlar, kimlik yok, unutup giderler, bir ayya daha. fark etmez." ^H birka saat daha imeyi srdrdk ve birka tane de ben anlattm, onunkiler kadar iyi olmasa da. sonra ikimiz de sustuk, dncelere daldk. sonra Red ayaa kalkt. "hadi moruk, benim kamam gerek, iyi bir gece oldu ama." ayaa kalktm. "hem de nasl Red." "tamam, grrz." "evet Red, grrz." gidiinde bir tereddt vard, iyi bir gece olmutu bir ekilde. "kendine iyi bak evlat." 118

"saol Bukowski." allklardan sola doru gidiini izledim, Normandie'ye doru, iki gnlk kiras kalm odasnn bulunduu Vermont'a doru, ve gitmiti, ay son ile ierisini aydnlatt, evet yle yapt, ve kapy kapattm, son bir bira iip, klan sndrdm, yataa gittim, elbiselerimi karp iine girdim, onlar raylarn arasnda dolanp vagon seerken, yeni yerler, yeni istikametlerin beklentisi iinde daha iyi ehirler, daha iyi aklar, daha iyi anslar, daha iyi bir eyler, asla bulamayacaklar, asla vazgemeyeceklerdi. uyudum.

her yerde dnyann duvarlarna tutunmaya alrz, ve akamdan kalmalmn en kt saatlerinde, bana deiik intihar yntemleri tavsiye eden iki arkadam gelir aklma, sevgi dolu bir dostluun bundan daha iyi bir kant olur mu? arkadalarmdan birinin sol kolu batan aa jilet izleri ile kapl, dieri koca bir sakalla evrelenmi azna kovalar dolusu hap attryor, ikisi de iir yazyor, iir yazmann insan uurumun kenarna srkleyen bir yam var. ihtimal mz de doksanlarmz grrz yine de. dnyay .S. 2010 ylnda dnebiliyor musunuz? tabii ki birok ey Bomba ile ne yapacaklarna bal, sanrm insanlar sabah kahvaltsnda yumurta yemeyi srdrecekler, seks problemleri olacak, iir yazacaklar, intihar edecekler. son intihar giriimim 1954 senesindeydi sanrm. Ku119

zey Mariposa Bulvan'nda bir apartmann nc katnda yayordum, btn pencereleri kapatp, oca ve fnn atm, yakmadan tabii ki. sonra yataa uzandm, szan gazn insan teskin eden bir sesi vardr, uyudum, ie yarayacakt ancak iime ektiim gaz bam ylesine artt ki uyandm, yataktan kalkp glmeye, kendi kendime konumaya baladm, "sersem herif, kendini ldrmek istediin falan yok." gaz kapatp btn pencereleri atm, glp duruyordum, olup bitenler bana ok komik bir aka gibi gelmeye balamt, allahtan ocan otomatik akma almyordu, o kk alev beni cehennemde geirdiim o deerli mevsimin dna uuracakt. birka yl nce bir haftalk bir sarholuktan sonra uyanm ve kendimi ldrmeye baya karar klmtm, o sralar ok tatl bir kzla yayordum ve almyordum, para bitmi, kira gelip atmt, bir yerde serserilerin yapt trden bir i bulabilirdim ama bu da lmenin baka bir ekliydi, kz odadan kar kmaz kendimi ldrmeye karar verdim, bu arada gnlerden ne olduunu biraz merak ederek, sadece biraz, sokaa kp dolamaya baladm, itiimiz zaman gnler ve geceler birbirine karyordu, srekli iip seviiyorduk, le sularyd ve hangi gn olduuna gazeteden bakmak dncesi ile yokuu inmi, kedeki gazeteciye doru yryordum, cuma, diye yazyordu gazete, cuma en az baka bir gn kadar iyiydi, sonra maneti grdm. MILTON BERLE'tN KUZENNN BAINA TA DT, byle manetler atlrken insan nasl kendini ldrr? bir gazete alp odaya dndm, "bil bakalm ne olmu?" diye sordum, "ne?" diye sordu kz. "Milton Berle'in kuzeninin bana ta dm." "yok ya?" "evet." "ne tr bir tat acaba?" "dzgn, yuvarlak bir sar tat 120

herhalde." "evet, bence de." "Milton Berle'in kuzeninin gzleri ne renktir sence?" "kahverengi olsa gerek, ok ak bir kahverengi." "ak kahverengi gzler, hafif, san ta." "KT!" "evet, KT" dar kp ceketimin kol ilerine birer bira zulalayp geri dndm ve gnn geri kalan ksm baya keyifli geti, sanrm o maneti atan gazete "The Express" veya "The Evening Herald" gazetesiydi. emin deilim, hangisi ise o gazeteye ve ayn zamanda Milton Berle'in kuzenine ve o yuvarlak san taa teekkr etmeyi bir bor bilirim. intihardan sz amken, bir keresinde rhtmda alyordum, rhtmda oturup bacaklanmz sallandm, le yemeimizi yle yerdik, neyse, bir gn orda oturmuum, yanmdaki adam ayakkablarn ve oraplann kanp gzelce yanma kmeledi, tam yanmda oturuyordu, sonra birden fo diye bir ses duydum ve sudayd, ok tuhaft, "MDAT!" diye barmt kafas suya girmeden nce. sonra kk bir girdap olutu suda, hava baloncuklarn izleyip, pek de bir ey hissetmediimi hatrlyorum, adamn biri yanma gelip barmaya balad, "BR EYLER YAP! NTHAR ETMEYE ALIMAYA ALIIYOR!" "allah kahretsin, ne yapabilirim?" "bir ip bul, bir ip at ona!" ayaa frlayp, yal bir adamn paket ve koli balad barakaya kotum. "BANA BRAZ P VER!" bana ylece bakt. "ALLAH KAHRETSN, BRAZ P VER BANA, ADAM BOULUYOR, ONA P ATMALIYIM!" ihtiyar dnp bir ey ald ve bana uzatt, iki parmann arasmda duruyordu, bzlm kk bir para beyaz iplik. "SEN ALLAHIN CEZASI OROSPU OCUU!" diye bardm ona. bu arada bir gen donuna kadar soyunmu, denize atlayp, intihar giriimcimizi sudan karmt, gen, o gn121

k yevmiyesini alp izinle dllendirildi, adam suya kaza ile dtn sylemiti ama ayakkablarn ve oraplar n neden kardn izah edemedi, bir daha grmedim onu. belki o gece kafasna koyduu ii bitirmiti, bir insa n neyin yiyip bitirdiini asla bilemezsiniz, belli bir kafa durumuna gelmiseniz en basit eyler bile korkun prob* lemlere dnebilirler ve en kt endie/korku/ac yorgunluu, aklayamadn, anlayamadn, aklna bile gelmeyendir, stnze metal bir levha gibi ylr ve ondan kurtulu yoktur, saatte 25 dolar vermeye raz olsanz bile, biliyorum, intihar m? eer siz, kendiniz, intihar etmeyi dnmyorsanz, intihar anlalabilir bir ey deildir, kulbe katlmak iin airler Dernei'ne ye olmanz gerekmez, daha gen bir adamken ucuz bir otelde kalyordum, dostum da daha yal biriydi, eski bir dolandrc, o sralar ii ekerleme yapan makinelerin ilerini temizlemekti, pek yle yaamaya deecek bir ura gibi grnmyor deil mi? neyse, akamlan beraber iiyorduk ve iyi birine benziyordu, 45 yalarnda bir ocuk, rahat ve kaygsz, hi saldrgan deil, ad Lou'ydu, eski kaya madencisi, kartal burun, iri, kocaman eller, buruuk ayakkablar, dank salar, kadnlarla benim kadar becerikli deildi o sralar, neyse, bir gn iki yznden ie gidemedi ve ekerci patronlar onu sepetlediler, ieri girip bana syledi, "unut gitsin," dedim, i insann deerli saatlerini yiyip bitiriyordu zaten, kendi rettiim felsefem onu pek etkilemedi ve gitti, birka saat sonra birka sigara otlanmak iin odasna gittim, kapy vurdum ama cevap alamadm, sarho olmutur diye dndm, kapy denedim ve ald, havagazn ap yataa uzanmt. Gney Kaliforniya Havagaz irketi ne kadar ok insana hizmet ettiinin far-

knda deildir herhalde, neyse, pencereleri ap, havagaz ofbenini kapattm, oca yoktu, ekerleme yapan makineleri temizleme iini, bir gn ie gitmedii iin kaybeden, eski bir dolandrcyd, "patronum bana en iyi iisi olduumu sylyor, ama ok fazla gn kaytanyorum geen ay iki gn, bir gn daha kaytanrsan iin bitik dedi." yataa gidip onu sarstm, "seni k kafall" ne...r "bana bak sersem, bir kez daha byle bir ey denersen kn tekmeleye tekmeleye srerim seni bu ehirden!" "hey, Ski, HAYATIMI KURTARDIN! HAYATIMI BORLUYUM SANA! HAYATIMI KURTARDIN!" bu "hayatm kurtardn" tantanas birka haftalk sarholuumuz boyunca devam etti. o engel burnunu kz arkadama iyice yaklatrp, elini elinin stne ve daha kts dizinin stne koyar, "hey bu orospunun evlad HAYATIMI KURTARDI! biliyor muydun?" derdi. "defalarca syledin bunu bana, Lou." "EVET, HAYATIMI KURTARDI!" birka gn sonra gitti, iki haftalk kiray dememiti, bir daha hi grmedim onu. bu tuhaf bir akamdan kalmalk olmaya balad, ama intihardan sz etmek intihar etmekten ok daha iyidir, veya yle midir? son biray iiyorum, yerdeki radyoda Japon mzii alyor, imdi telefon ald, ehirleraras, sarhoun biri, New York'tan. "dinle moruk," diyor, "elli senede bir, bir Bukowski karsa, ben bu ii kvrrm." bunun tadna varma izni veriyorum kendime, iime yaramasna, nk gkyzm ok kara, ustura-ucu havasndaym. "itiimiz o geceleri hatrlyor musun moruk?" diye soruyor, "evet, hatrlyorum," "bu ara ne yapyorsun, yazyor 123

122

musun hl?" "evet, intihar stne yazyordum imdi." "intihar m?" "evet, yeni bir gazeteye ke yazs gibi bir eyler yazyorum, yeni bir gazete, OPEN CITY." "bu intihar yazsn basacaklar m?" "bilmiyorum." biraz daha konuuyor ve kapatyoruz, ne akamdan kalmalk, ne ke yazs! hatrlyorum, ben ocukken BLUE MONDAY diye bir ark vard, Macaristan'da popler olmu bir arkyd sanyorum, ve her aldklarnda birileri intihar sokana sapyordu, sonunda o arknn alnmasn yasaklamlard, ama benim radyomda da en az onun kadar kt bir ey alyorlar, nmzdeki hafta gazetede bu stunu bulamazsnz, bu, konu ile ilgili bir nedenden tr olmayabilir, bu arada cenaze levazmatlannn ilerine sekte vurduumu sanmyorum.

bilemiyorum, belki minik k delikleri olan in salyangozlaryd nedeni, belki de mor kravat ineli Trk veya kendisiyle haftada yedi veya sekiz veya dokuz veya on bir kez sevimek zorunda olmam veya baka bir ey ve baka bir ey ama bir zamanlar bir milyon dolarn varisi olan bir kadnla, bir kzla, evliydim, sadece birilerinin lmesi gerekiyordu ancak' Teksas'n o ksmnda hava kirlilii yok, iyi beslenir, en kaliteli ikiyi ierler ve bir yerleri i-zilse veya haprsalar doktora giderler, kz doyumsuzdu, boynu ile problemleri vard ve zetlemek gerekirse iirlerime fena halde arplmt, iirlerimin Black, hayr Blake demek istiyorum, Blake'den bu yana yazlm en mthi eyler olduklarn dnyordu, bazlar yledir de. veya 124

baka bir ey. mektup yazp duruyordu, bir milyon dolan olduunu bilmiyordum. Kuzey Kingsley Drive'daki odamda oturuyorum, mide ve barsak kanamas yznden girdiim hastaneden yeni kmm, kanm hastanenin her yerine aktmm ve dokuz ie kan ve glikozdan sonra bana, "bir iki daha ve ldn," demiler, intiharcl birine byle laf edilmez, her gece etrafmda bo ve dolu bira ku-tulan ile oturmu iirler yazyor, ucuz purolar iiyorum, ok solgun ve gsz, son duvarn kmesini bekleyerek. bu arada mektuplar geliyor, yantlyordum, iirlerimin ne denli mthi olduklarn belirttikten sonra kendi iirlerinden birkam eklerdi (pek de kt saylmazlard) ve sonra hep ayn ey: "kimse benimle evlenmez, boynum, boynumu eviremiyorum." srekli ayn eyi yazp duruyordu, "kimse benimle evlenmeyecek, kimse benimle evlenmeyecek, kimse benimle evlenmeyecek." ben de sarho bir gecemde bir halt yedim: "tann akna, rahatla, ben evlenirim seninle!" mektubu postalayp unuttum ama o unutmad, daha nceleri ok iyi grnd fotoraflarn yollamt, teklifimi yaptktan sonra korkun fotoraflar gelmeye balad, o fotoraflara baknca gerekten sarho oluyordum, halnn ortasna diz kp, dehete kaplm biri gibi kendimle konuuyordum, "bundan byle kendimi feda ediyorum, bir tek insan mutlu etmek bile yaamn hakkm vermeye yeter." kendimi bir ekilde teselli etmek zorundaydm, fotoraflara bir gz atnca ruhum hayknp titremeye balar, bir kutu biray daha mideme indirirdim. veya belki de minik, yuvarlak k delikleri ile in salyangozlan deil de resim dersleriydi nedeni, nerdeyim ben? neyse, otobse binmiti, annesinin haberi yok, babas-

125

mn haberi yok, bykbabann haberi yok, bir yerlere tatile gitmilerdi, ve yarmda sadece biraz bozuk para tayordu, onu otobs terminalinde karladm, sarho bir vaziyette oturmu, hi grmediim bir kadnn otobsten kmasn bekliyordum, hi konumadm bir kadn bekliyordum, evlenmek iin. delirmitim, sokaklarda do-lamamalydm. anons yapld, otobs yanamt, kapdan kan insanlar izledim, ve sansn, eker, seksi bir ey, yksek keler, nefis bir k, salnyor ve gen, gen, 23, bana doru geliyor ve boynu hi fena deil, bu o olabilir mi? otobs m kard? yanna gittim. "Barbara sen misin?" "evet," dedi, "sen Bukowski olmalsn." "yle olmalym, gidelim mi?" "olur." benim klstre bindik ve eve yollandk. "az kalsn otobsten inip geriye dnyordum." "seni sulayamam." eve gittik, ben biraz daha itim ama evlenmeden nce benimle yatmayacan syledi, biraz uyuduk ve araba ile Vegas'a gidip dndk, evlenmitik, hi dinlenmeden gidi dn araba srmtm, yataa girdiimizde, dedi... LK sefer, bana doyumsuz olduunu sylemiti, inanmamtm, drdnc postadan sonra inanmaya baladm, bam beladayd, her erkek doyumsuz bir kadn yola getireceini sanr ama o yol mezara kar erkek iin. sevkiyat memurluundan ayrldm ve Teksas otobsne bindik, milyoner olduunu o zaman rendim; havalara sradm syleyemem, her zaman biraz deliydim, ok kk bir kasabayd, uzmanlar tarafndan birilerinin atom bombas atmak zahmetine katlanaca son Ameri126

kan kasabas olarak gsteriliyordu ve uzmanlar haklyd, frsat bulup yatak odasndan kabildiim zamanlar kk yryler yapyordum, takatsiz, solgun, bkkn; herkesin gz benim stmdeydi tabii ki. zengin kz oltasna drm uyank bir ehirliydim ben. MUTLAKA bir eyler vard bende, ve vard: ok yorgun bir kam ve bir bavul dolusu iir. katmn belediyede kolay bir ii vard, bir masa ve yapmas gereken hibir ey. ben de pencerenin nnde oturup gneleniyor, sinekleri kovuyordum, babas benden nefret ediyordu ama bykbaba benden holanmt. ancak parann ou babasndayd. ben oturup sinekleri kovuyordum, bir gn, iri bir kovboy girdi ieri, izmeler, yksek bir kovboy apkas ve gerisi, "lanet olsun Barbara," dedi ve bana bakt... "syle," diye sordu, "ne i yaparsn sen?" 'YAPMAK MI?" "evet, NEDR YAPTIIN?" uzun bir sre bekledim, pencereden dar baktm, bir sinek kovdum, sonra ona dndm, tezgha yaslanmt, 1.90 boyunda, krmz suratl Teksasl Amerikan kahraman, erkek. "ben mi? ah, ben... kendimi rzgra brakr, ansm denerim." arkaya doru gerilip tezgha bir kafa att ve keyi dnp kayboldu. "onun kim olduunu biliyor musun?" "hayr." "kasabann belasdr, herkesi marizler, benim kuzenim o." "bana bir ey YAPMADI ama. YAPTI MI?" dedim, tane tane.

127

biraz tuhaf bakt bana ilk kez. iimdeki beslenmi canavar grmt, hassas air kimlii, Noel'de azma aldm bir gld sadece, blue-jean gnnde tek takm elbisemi giyip, kasabada bir aa bir yukar dolamaya baladm, bir Hollywood filmi gibiydi, blue-jean giymeyen herkesi gle atyorlard ama kulaa geldii kadar kolay bir durum deildi, yrrken midemde birka kadeh vard ve gl filan grmedim, kasaba benimdi. kasabann doktoru benimle ava ve bala kmak istiyordu, karmn akrabalar gelip, bira kutularn p tenekesine nianlarken anlattm fkralar dinliyorlard, intiharcl umursamazlm cesaret diye alglyorlard, gn benimdi. ama karm Los Angeles'a dnmek istedi, byk ehirde yaamamt hi. vazgeirmeye altm, kasabada aylaklk etmekten honuttum, ama hayr, gitmemiz gerekiyordu, bykbaba bize ykl bir ek yazd ve otobse binip Los Angeles'a dndk, otobslerde srnen potansiyel milyonerler, daha da kts, kendi kendimizi geindirmemiz konusunda srar etmeye balad, ben yine bir sev-kiyat memurluu buldum; o da evde oturup bir i de o bulur diye mit ederek vakit geiriyordu, her gece i sonras kafay ekiyordum, "tanrm," derdim, "bak ne yaptm, gerek bir kyl ile evlendim." bu onu deli ederdi, bir milyon dolar iin k yalayamyordum, iimde yoktu k yalamak, bir tepenin doruunda bir evde yayorduk, kk bir evdi, kiralk, ve arka bahede uzun imler vard; sinekler uzun imlerin arkasna saklanrlar, sonra kp baheyi istila ederlerdi, 40 000 sinek, beni deli ederlerdi, byk bir kutu sprey ile kp her gn binlercesini ldryordum ama ok fazla dzyorlard; biz de yle. bizden nce orada yaam olan kaklar yatan etrafna e-

peevre raflar akmlard ve raflarn st sardunya sak-slanyla doluydu, kk sakslar, byk sakslar, hepsi de sardunya, dztmzde yatak duvarlar titretir, sonra raflar titremeye balar, sallanan sakslarn seslerini duyardnz: dayanamayp yklmak zere olan raflarn volkanik grlts ve dururdum, "hayr! HAYIR! DURMA! OH TANRIM, DURMA!" devam ederdim ve raflar aa inmeye balard, srtma, kma, kafama, bacaklarma, kollanma ve o gler, barr ve BOALIRDI, sakslar ok seviyordu, "o raflar duvarlardan skp atacam," derdim, "ah, hayr," diye yalvarrd, "AH, LTFEN YAPMA!" yle tatl yalvarrd ki, yapamazdm, raflar tekrar yerine akar, sakslar yerletirir, bir dahaki seferi beklerdim. kk, geri zekl bir kpek alp, adn Bruegel koydu. Peter Bruegel bir ressamd, bir zamanlar yleymi. ama birka gn sonra kpee olan ilgisini yitirdi, yoluna ktnda kpei tekmelerdi, sert, ayakkabsnn sivri ucu ile, "ekil yolumdan, pi!" diye tslayarak, biram itiimde Bruegel ile yerlerde yuvarlanp, bouurdum, yapabilecei tek ey buydu boumak, ve dileri benimkilerden salamd, bir milyonun giderek benden uzaklatn hissediyor ama bir ekilde umursamyordum. bize yeni bir araba ald. 57 model bir Plymouth, ki halen kullanyorum, ona belediyeyi denemesini syledim, bir smava girdi ve erifin yannda almaya balad, sonra iimden kovulduumu syledim, her gn arabay ykadktan sonra gidip onu iten alyordum, bir gn uzaklamak zereyken, iekli gmlekler giymi, uuk benizli, dk omuzlu, aptal gll bir sr gen, liseli yryleri ile binadan ktlar. "kim bu serseriler!" diye sordum. 129

128

"onlar polis memurlar," dedi, kibirli, kk kanck tonu ile. "aman, boversene! bunlar geri zekl! polis filan deil bunlar! ne? hadii, BUNLAR polis olamaz!" "onlar polis ve hepsi ok HO ocuklardr." , "S..TR," dedim. ok kzmt, o gece sadece bir kez dztk. ertesi gn yeni bir ey kt. "Jose geiyor," dedi, "o bir ispanyol." "spanyol mu?" "evet, ispanya'da domu." "fabrikalarda beraber altm Meksikallar'in yans ispanya'da doduklarm sylerlerdi, numara bu. ispanya babadr, sk-matador, o eskinin Byk Ryas." "Jose ispanya'da domu, yle olduunu biliyorum." "nerden biliyorsun?" "bana kendi syledi." "S..TR," dedim yine. sonra akamlan resim derslerine gitmeye balad, srekli resim yapyordu, kasabasnn dhisiydi. belki de lkenin, belki de deil. "seninle snfa gireceim," dedim. "SEN M? NE N?" "kahve molalarnda sana elik etmek iin, hem seni gtrp getirmi olurum." "iyi, peki..." ayn snfa girmeye baladk ve ikinci veya nc gnden sonra fena halde hiddetlenmeye balad, ktlan yrtp yrtp yerlere atmalar, ben orda oturup onu izlememeye altm, herkes ok meguld, kendilerini tamamen yaptklan ie vermilerdi ama yine de kkr kkr, aslnda 130

bir oyun oynuyorlar, resim yapyor olmaktan utanyorlar-m gibi. resim retmeni arka sralara geldi, "baksana Bukows-ki, bir eyler yapman gerekiyor, neden orda oturmu nndeki kda bakp duruyorsun?" "fra almay unuttum." "peki. size dn bir fra vereceim Bay Bukowski, ama dersin sonunda iade edin ltfen." "tamam." "imdi iinden iekler kan u saksy resmedin." bir an nce bitirmeye karar verdim, hzl alp tamamladm ama herkes hl meguld, baparmaklann havada tutup, mesafe, renk gibi bir eyler lp duruyorlard, dan kp bir sigara yaktm, kahve itim ve geri dndmde resmimin etrafnda byk bir kalabalk vard, srf gs, sansn bir hatun (anladnz) bana dnp gslerini dayayarak, "ah, daha nce resim yapmtnz deil mi?" diye sordu, "hayr, bu ilk resmim." gslerini sallayp bana saplad ve "ah, CDD olamazsnz!" azmdan tek kan, "hmmmmmmm," oldu. prof resmi alp n duvara ast. "imdi, BENM STEDM BU!" dedi. "DUYGUYA bakn, AKICILIA, DOALLIA!" aman tannm diye dndm. kanm fkeyle yerinden kalktktan sonra malzemelerini toplad ve yan tarafta kt kesmek iin kullanlan kk odaya geip kt yrtmaya, etrafa boya samaya balad, hatta zavall bir moronun eseri olan bir de kolaj yrtt. "Bay Bukowski," diye yaklat prof, "o kadn sizin... karnz m?" "aa, evet." "burda bu prima dona'lara tahammlmz yoktur. 131

kendisine sylerseniz iyi olur. bir de resminizi sergide kullanabilir miyiz?" "tabu." "ah, teekkrler, teekkrler, teekkrler!" profesr kakt, yaptm her eyi sergi iin istedi, boya kartrmay bile bilmiyordum, renk tekerleini becerememitim. mor ile portakal, kahverengi ile siyah, beyaz ile siyah kartrmtm, fra nereye dmse, yaptklarmn ou, stne baslm kpek bokunu andryordu ama profesre gre ben... tanrnn taaklanydm. iyi. karm dersleri brakt, ben de dersleri ve resimleri. sonra iten eve gelip Trk'n nasl bir beyefendi olduunu anlatmaya balad, "mor bir kravat inesi, mor bir kravat inesi takyor, bugn beni alnmdan pt, yle yumuak bir insan ki, ve bana HARKULADE olduumu syledi." "dinle tatlm, reneceksin, bu tip eyler Amerika'nn btn ofislerinde olur. bazen bir eyler olur, ama ounlukla hibir ey olmaz, bu heriflerin ou dolapta 31 ekerler ve Charles Boyer filmlerine giderler, gerekten i tutanlar bu konuda ok sessizdirler, belli etmezler, seninle bire-yz bahse girerim ki senin gen ok film seyretmi, taaklann sk, kaar." "H OLMAZSA o bir BEYEFEND! ve YLE yorgun ki! onun iin zlyorum." "NEDEN yoruluyormu! Los Angeles Belediyesi iin almaktan m?" "bir drive-in sinemas var ve gece alyor, istirahat edemiyor." "ben de domuzun gtym!" dedim. "kesin ylesin," dedi tatllkla, ama o gece sakslar iki 132

kere devrildi. sonra in salyangozlarnn gecesi geldi, belki de Japon salyangozlarydlar, her neyse, spermarkete gitmitim ve ilk kez zel bir tepsi ile karlatm, olduu gibi satn aldm, minik bir ahtapot, salyangozlar, ylanlar, kertenkeleler, bcekler, ekirgeler... nce salyangozlar piirdim, masaya koydum. "tereyanda kzarttm," dedim, "kursam doldur, fakir boklar bunlar yer, sras gelmiken." azma birka salyangoz attktan sonra sordum, "bizim Mor Kravat inesi nasld bugn?" "bunlarn tad lastik gibi..." "lastik, mastik... YE!" "minicik k delikleri var... minik k deliklerini grebiliyorum... ah..." "yediin her eyin k delii var. senin k deliin var, benim k deliim var, hepimizin k delikleri var. Mor Kravat nesi'nin k delii var..." "g..." masadan kalkp lavaboya kotu ve kusmaya balad. "minik k delikleri... g..." - gldm, minik k deliklerini azma doldurup bira ile mideme indirdim. birka gn sonra, bir sabah biri kapm, onun kapm alp elime boanma ktlarm tututurunca pek armadm. "yavrucuum, bu ne?" ktlar gsterdim, "artk beni sevmiyor musun tatlm?" alamaya balad, alayp durdu. "tamam, tamam, zlme, belki de Mor Kravat nesi'dir aradn, dolapta otuzbir ektiini sanmyorum, o olabilir

133

aradn pekl." "ooooooh, ooooooh, ooooooh." "byk olaslk kvette aslyordun" "of, iren bokun tekisin!" alamay kesti, sonra son bir kez tm sakslar indir dik, banyoya gidip arklar mrldand, ie gitmeye hazrfr lanyordu. o gece tanmasna yardm ettim, o evde kalmak istemiyordu, hznleniyormu. pis kanck, dnte bir gazete alp kk ilnlarda bana uygun ilere baktm: sevkiyat memuru, depocu, kapc, sakata bakc, telefon rehberi datcs, sonra gazeteyi yere atp dar ktm, bir ie viski alp bir milyon dolara gle gle dedim, birka kez grdm onu tesadfi, saks falan yok. bana Mor Kravat nesi ile sadece bir kez yattn ve iinden ayrldn syledi, resim yapmak ve yazmak istiyordu, "ciddi olarak." daha sonralar Alaska'ya gidip bir Eskimo ile evlendi, bir Japon balksyla, arada srada sarhoken birilerine akasn yaparm: "bir keresinde Japon bir balkya bir milyon dolar kaybettim." "atma, senin hibir zaman bir milyon dolarn OLMADI!" haklydlar sanrm, hi olmamt. senede bir-iki mektup yazar, uzun mektuplar, genellikle Noel'den nce, "yaz," der. Eskimo adlan olan iki veya ocuu var, bir kitap yazm, raflarda bir yerdeymi, bir ocuk kitab ama onunla "gurur" duyuyor, imdi de "kiilik paralanmas" stne "ciddi" bir roman yazacak-m. KLK PARALANMASI STNE K ROMAN yazacak-m. ah, sannm biri benim iindi, dieri de Eskimo iin. veya belki de Mor Kravat nesi iin. resim dersindeki iri memeli hatuna taklmahydm belki 134

de. ama bir kadm memnun etmek zor. hem belki o da minik k deliklerinden hazzetmezdi. ama o kk ahtapotu denemenizi isterdim, tereyanda erimi bebek parmaklan, deniz rmcekleri, pis sanlar, ve sen o parmaklan emerken intikam alrsn, bir milyona veda eder, bir bira iersin ve elektrik irketinin cam cehenneme, daktilolarn ve pantolonlann klarnn stnde giyen Teksasllar'n ve boyunlann dndremeyen kak kadnlarn, ki nce alayp, sonra dzerler, terk ederler seni, Noel'den nce zlem mektuplar yazp, sen artk bir yabanc olduun halde unutmana izin vermezler, Bruegel'i, sinekleri, pencerenin nnde duran 57 Plymouth'u, ziyan ve deheti, hzn ve baanszl, sahnelenen oyunlan ve oyunbazlklan, yaamlanmz, derek kalkarak, her ey yolundaym gibi yaparak, sntarak, hkrarak, minik k deliklerimizi sileriz, ve dierlerini.

Mary, bildii tm numaralan ekiyordu, o gece gerekten gitmek istemiyordu, banyodan ktnda san yandan topuz yapmt, "bak!" bir arap daha koydum "orospu, lanet orospu..." sonra dudaklann boyayp kt, kaln boyanm dudaklar, "bak! Bayan Johnson ile tanm miydin?" "orospu, orospu, lanet orospu..." gidip yataa uzandm, bir elimde sigara, yatak balnn stnde her an devrilebilecek arap barda, yalnayaktm, stmdeki ort ve fanilay bir haftadr giyiyordum, kir iinde, yanma gelip durdu.

135

"SEN TM ZAMANLARIN BR NUMARALI SIANISIN!" "ah, hahahahaha," diye kkrdadm. "peki, ben gidiyorum!" "bu beni ilgilendirmez, sana bir tek uyarm var!" "neymi o?" "karken kapy arpma, kaplarn arplmasndan usandm, o kapy arparsan okurum canna." "CESARET edemezsin!" karken kapy korkun arpt, yle bir arpt ki ok oldum, duvarlarn titremesi kesilince yerimden frladm, ikimi dipledim ve kapy am. giyinecek vakit yoktu, kapy atm duyup komaya balamt ama ayanda topuklular vard, stmde ortumla holde koup merdivenin banda yakaladm onu. evirip, yanana, ak el, sk bir tokat aktm, bir lk ap yere dt, derken en son bacaklar gitti ve eteinin iini, o naylon bacaklar grdmde delirmi olmalym diye dndm, ama geriye dn yoktu, ar admlarla kapya yrdm, atm, kapadm ve oturup kendime bir arap koydum, darda aladm duyabiliyordum, sonra bir kapmm aldm duydum. "neyin var gzelim?" baka bir kadnd. "VURDU bana! kocam bana VURDU!" (KOCAM?) "oh zavall ey, kalkmana yardmc olaym." "teekkr ederim." "imdi ne yapacaksn?" "bilmiyorum, kalabileceim bir yer yok." (yalanc kanck) "dinle, kendine bir gecelik bir oda tut, sonra o ie gitti- j inde buraya dnersin." 136

" mi?" diye bard, "! O OROSPU OCUU MRNDE TEK BR GN BLE ALIMAMITIR!" bu matrakt, yle matrakt ki kendime hkim olamayp glmeye baladm. Mary'nin beni duymamas iin yzm yasta gmm glyordum, glmem kesildiinde yzm yastktan karp ayaa kalktm ve hole baktm, kimse yoktu. birka gn sonra geri dnmt ve ayn hikye, ben ortum stmde giderek bozuluyor, Mary sslenip psle-nip kmaya hazrlanrken bana ne kaybettiimi gsteriyordu. "bu sefer geri dnmeyeceim! bana gerekten yetti! yetti! zgnm, artk sana tahamml edemiyorum, sen sapna kadar rm birisin ve hepsi bu." "orospunun tekisin, bir orospudan baka bir ey deilsin..." "orospuyum tabii, yoksa seninle yayor olmazdm." "hmmm, hi bu adan bakmamtm:" "bak yleyse." bir bardak arap dipledim. "bu kez kapya kadar ELK edeceim sana, kapy ap, KENDM kapatacam ve sana iyi dileklerimi sunacam, hazr msn canm?" kapya gidip durdum, elimde tazelenmi arap barda, stmde ortum, bekleyerek, "hadi, btn gece dikilemem burda. bitirelim u ii artk deil mi? Hmmmmmm?" houna gitmemiti, kapdan kt, dnd ve bana bakt. "hadi artk, sendele geceye doru, belki frengili yangn bir buuk dolara dardaki plastik maskeyi andran yzl, baparma kopuk gazeteci ocua tezghlayabilirsin, hadi yavrum, yryver." kapy kapatmaya balamtm ki antasn bann s-

137

tne kaldrd, "seni PS orospu ocuu!" antann geldiini grm, yzmde sakin bir tebessmle durup beklemitim, korkun adamlarla dvm biriydim; bir kadn antas beni endielendirecek son eydi, bama indi. hissettim, hem de nasl, antasn doldurmutu ve n kesinde, kafama inen yerde, beyaz bir krem iesi duruyordu, tatan farksz. "yavrum," dedim, hl srtyor, kapnn tokman tutuyordum, ama hareket edemiyordum, donmutum. antay kaldrp tekrar vurdu. "dinle, yavrucuum." tekrar. bacaklarm kesilmeye balamt, yavaa yere ylrken daha iyi vurabilecei bir mesafe olutu, iyice kaptrmt, giderek hzlanyordu, beynimi datmak istercesine, pek parlak olmayan kariyerimde nc kez nakavt oluyordum, ama bir kadna ilk kez. uyandmda kap kapalyd ve yalnzdm, yerde benim kanmdan kk bir gl olumutu, allahtan yerler muambayd, kann stne basp mutfaa yrdm, zel durumlar iin bir ie viski zulalamtm. zaman gelmiti, ieyi ap bir ksmn bama dktkten sonra bir bardak doldurup bir dikite itim, pis kanck beni LDRMEYE almt! inanlr gibi deildi, polise ihbar etmeyi dndm, ama ie yaramazd, ihtimal frsat deerlendirip beni de ieri atarlard. drdnc katta oturuyorduk, biraz daha viski itikten sonra gardrobuna gittim, elbiselerini, ayakkablarn, pantolonlarn, klotlar, sutyenleri, jartiyerleri, elime ne getiyse hepsini alp pencerenin nne kmeledim ve viskimi yudumlarken birer birer attm onlar aaya, "alla-

hm cezas orospu, beni ldrmeye alt..." pencereden aa uurdum onlar, aada, kk bir evin yannda bo bir alan vard, apartman derin bir ukurun yanma ina edilmiti, aslmda sekizinci katta gibiydik, klotlarn elektrik kablolarna isabet ettirmeye altm ama skaladm, sonra iyice fkelenip elime ne gelirse rasgele atmaya baladm, her yer ayakkab, klot ve elbise dolmutu... allar, aalar, tel rgnn br yan. ondan sonra kendimi biraz daha iyi hissedebildim, viskiye devam ettim, bir bez alp yerleri sildim. sabah uyandmda bam fena halde acyordu, sam tarayamadm iin ellerimle geriye doru slattm, bamda on santim uzunluunda bir yara olumutu, saat 11 gibiydi, merdivenlerden birinci kata inip arka taraftan ktm ve frlatp attm eyleri aramaya baladm, gitmilerdi, aklm ermemiti, kk evin arka bahesinde elindeki krekle bir eyler yapan yal bir osuruk duruyordu. "baksana," dedim yal osurua, "buralarda elbiseler grdn m?" "ne tr elbiseler?" "kadn elbiseleri." "her yere salmlard, dknler evine vermek iin topladm onlar, telefon ettim, gelip alacaklar." "karmn elbiseleri onlar." "birileri frlatp atm onlar gibi geldi bana." "bir yanllk." "kutunun iinde duruyorlar." "yle mi? geri alabilir miyim onlan?" "tabii, ama birileri frlatp atm gibi geldi bana." yal osuruk eve girdi ve elinde bir kutu ile dnd, tel 139

138

rglerin stnden bana verdi kutuyu. "teekkr ederim." "bir ey deil." arkasn dnp yere meldi ve kreini topraa daldrd. o gece Eddie ve Des ile geri geldi, arap getirmilerdi. ;, bardaklar doldurdum, "ev tertemiz allah iin," dedi Eddie." "bak Hank, kavga etmeyelim artk, usandm bu kavgalardan! seni sevdiimi biliyorsun, gerekten seviyorum seni," dedi Mary. "evet." Des, salar yznn her yerinde, ylece oturuyordu, oraplan delik deikti, aznn kenarlarnda tkrk birikmiti, onu haklamay kafamda not ettim, o hastalk-l-seksi grnm vard onda. Mary ve Eddie'yi biraz daha arap almaya yolladm ve kap kapanr kapanmaz Des'i yakalayp yataa frlattm, srf kemikti ve ok dramatik grnyordu, zavall ey haftalardr bir ey yememiti belki de. iine girdim, fena saylmazd, ksa kestim, geri dndklerinde iskemlelerimizde oturuyorduk. bir saat kadar imitik ki Des birden salarnn ara- ! sndan bana bakt ve o kuru, l parma ile beni iaret etti. konumamzda boluk olduu bir and. parma ile beni iaret edip duruyordu, sonra "bana tecavz etti, siz arap almaya gittiinizde bana tecavz etti," dedi. "bak Eddie, byle bir eye inanmayacaksn herhalde, deil mi?" "tabii ki inanacam." "arkadana gvenemiyorsan ek git burdan!" "Des yalan sylemez, eer Des senin ona..."
"IKIN DIARI! ALLAH BELANIZI VERSN, OROSPU OCUK-

LARI!" ayaa kalkp bardam kuzeye bakan duvara frlattm. "ben de mi?" diye sordu Mary. "SEN DE!" parmam ona dorultmutum. "oh Hank, bu kavgalara bir son vereceiz sanmtm, bktm bu ayrlklardan..." sraya girip dan yneldiler. Eddie nde, sonra Des, arkasnda Mary. Des srekli, "bana tecavz etti, tecavz etti diyorum, tecavz etti, bana tecavz etti..." deyip duruyordu, kakt. Mary'yi bileinden kavradmda kapnn nndeydiler. "ieri gir kanck!" onu ieri sokup kapnn zincirini srdm, sonra uzun uzun ptm onu, elimle kn svazlayarak. "oh Hank..." holanmt. "o kemik torbasn dzmedin deil mi Hank?" cevap vermedim, onu yemeyi srdrdm, antasn yere drttm, bir eli ile taaklanm svazlad, bam beladayd, dinlenmeye ihtiyacm vard, bir saat kadar. "btn elbiselerini pencereden aa frlattm," dedim. "NE?" elini taaklanmdan ekti, gzleri bymt. "ama sonra gidip topladm hepsini, izin ver de anlataym." gidip iki arap koydum. "beni ldrecektin nerdeyse biliyor musun?" "ne?" "hatrlamadm m sylemek istiyorsun?" ikimi alp iskemleye oturdum ve yanma gelip bama bakt. "oh, zavall bebeim, tanrm, zgnm." 141

140

eilip kanl yaray efkatle pt. sonra ben eteinin altna elimi daldrdm ve tekrar kenetlendik, krk be dakikaya ihtiyacm vard, odann ortasnda, sefalet ve krk cam paralarnn arasnda durmu srtyorduk, o gece kavga kmayacakt, hibir yerde orospular ve berdular yoktu, ak kazanm, yerdeki temiz muamba glgelerimizle canlanmt.

bir taksi irketi iin alan ofrlerin benzin almaya geldikleri bir yerdi, ben benzini verir sonra paray alp kasaya koyardm, gecenin byk bir blmn iskemlede oturarak geiriyordum, ilk iki- gece i iyi gitmiti, patlak lastiklerini deitirmemi isteyen birka ofrle tartma dnda, kalyan bir olan patronu arayp, orda hibir ey yaplmadn sylemi, barp armt, ama ben niin orda olduumu biliyordum paraya gz kulak olmak iin, ihtiyar bana silahn yerini ve nasl kullanlacan gstermiti, ofrlerin benzin ve ya paralarn dediklerinden de emin ol demiti, ama benim haftada 18 papele, dolarlara bekilik etmek gibi bir niyetim yoktu, ite Sunderson burda yanlmt, paray kendim de alabilirdim ancak birileri kafama, almann yanl olduuna dair aptalca bir fikir sokmutu ve ben nyarglarm amakta glk ekiyor, giderek onlar deitirmeye, onlara kar gelmeye, onlan kabullenmeye alyordum, bilirsiniz ite. drdnc gece kapnn nnde ufak tefek, siyah bir kz duruyordu, ylece durup bana glmsedi, dakika kadar karlkl bakm olmalydk, "n'aber?" diye sordu, 142

'lenim adm Elsie." "pek iyi deilim, benim adm Hank." ieri girip eski bir masaya yasland, stnde bir kk kz elbisesi vard, tavrlar ve gzlerindeki oyun isteiyle de kk bir kz andryordu, ama kadnd, kahverengi, temiz bir kk kz elbisesi iinde bir nabz gibi atan mucizevi, elektrik bir kadn, "bir merubat alabilir miyim?" "tabu." bana paray verdi, dolabn kapam an izledim, ok ciddi bir kararszlktan sonra bir ie seti, sonra kk bir tabureye oturdu, merubat iiini izledim, elektrik nn altnda, ienin iinden geen hava kabarcklarn, vcuduna baktm, bacaklarna, onun kahverengi efkati iimi kaplad, haftada on sekiz dolar iin her gece o iskemlede oturmak yalnz bir iti. bo ieyi bana verdi. "teekkrler." "bir ey deil." "yarn gece kz arkadalarmdan birkan getirebilir miyim?" "biraz olsun sana benziyorlarsa tatlm, hepsini getir." "hepsi bana benzer." "hepsini getir." ertesi gece -drt tanesini getirdi, konuuyor, glyor, merubat iiyorlard, tanrm, ok tatlydlar, gen ve hayat dolu, gencecik siyah kzlar, her ey gln ve gzeldi, gerekten yleydi, ben de yle hissediyordum, bir sonraki gece sekiz veya on kz vard, daha sonra on -on drt. cin ve viski getirip merubatlara katmaya baladlar, ben kendi ikimi getiriyordum. ilk gelen kz, Elsie, aralarnda en tatl olanyd, kucama oturur sonra bir 143

lk atarak srard, "hey, tanr akna, bu olta kam ile BAIRSAKLARIMI deleceksin!" kzm gibi davranrd, gerekten kzm gibi, kzlar da glerlerdi, ve ben akm, srtkan ama mutlu bir ekilde ylece dururdum, benim iin ok fazlaydlar, ama iyi bir gsteriydi, ben bile yava yava gevemeye balamtm, ofrlerden biri korna aldnda biraz fkeli ayaa kalkar, ikimi bitirdikten sonra silah alp Elsie'ye verir, "bak imdi Elsie tatlm, sen u kahrolas kasay benim iin gzet, kzlardan biri davranmaya kalkarsa hi durma, bacaklarnn arasna bir delik a benim iin olur mu?" derdim. ve Elsie'yi orda, elindeki koca silaha bakakalm vaziyette brakp dar kardm, tuhaf bir ikili olutururlar^ di, silah ve o. olaylarn gidiatna gre bir adam ldrebilir veya kurtarabilirlerdi, erkek, kadn ve dnyann tarihi, ve ben dar kp benzin pompalardm. sonra bir gece, italyan ofr, Pinelli, merubat imek iin ieri girdi, ismini severdim ama onu sevmezdim, patlak lastikleri deitirmediim iin en fazla tantana eden o olmutu, ltalyanlar'a kar bir eyim yoktur ama o ehre geldiimden beri bama gelen talihsizliklerin altndan srekli bir talyan fitne kyordu. rklkla ilgisi olmadn, daha ok matematiksel bir durum olduunu biliyordum. Frisco'da yal bir talyan kadn byk olaslkla hayatm kurtarmt, ama o baka bir hikye. Pinelli sinsi bir ekilde ieri girdi, hem de ne SNS, kzlar her tarafa dalm, konuuyor, glyorlard, merubat dolabna yryp, kapam at. "ALLAH KAHRETSN, MERUBAT KALMAMI VE BEN SUSADIM! KM BTRD MERUBATLARI?"

"ben itim," dedim. t kmyordu, kzlarn hepsi bizi izliyorlard. Elsie yarn bamda durmu, gzn ondan ayrmyordu, ok uzun ve derin bakmazsan Pinelli yakkl saylrd, kartal burun, siyah salar, Prusya subay havas, darack bir pantolon, olan ocuu fkesi. "BU KIZLAR MERUBATLARI BTRYORLAR VE BU KIZLAR BURDA OLMAMALI. MERUBATLAR SADECE OFRLERE ATTR." sonra bana iyice yaklat ve ylece durdu, bacaklarn smak zere olan bir tavuk gibi amt. "BU KIZLARIN KM OLDUKLARINI BLYOR MUSUN UYANIK?" "tabii, onlar benim arkadalarm." "HAYIR, OROSPU BUNLAR! CADDENN KARI YAKASINDAK RANDEVUEVLERlNDE ALIIRLAR ANLADIN MI? OROSPU BUNLAR!" kimse tek kelime etmedi, hepimiz oturduumuz yerden italyan'a bakyorduk, uzun sren bir bak, sonra dnp dar yrd, gecenin gerisi tatsz geti. Elsie beni endielendiriyordu, silah ondayd, yanma gidip silah aldm. "o orospu ocuuna yeni bir gbek delii amama ramak kalmt," dedi, "onun anas orospu!" sonra, birden ortalk boald, oturup uzun uzun itim, sonra kalkp kasaya baktm, paralar yerinde duruyordu. sabah be gibi ihtiyar ieri girdi. "Bukowski?" "evet Bay Sunderson." "sana yol vermek zorundaym." (aina szler) "neden?" "ocuklar buray gerektii gibi iletemediini sylyor145

144

lar. orospular burda fink atyor ve sen onlarla oynayormusun. gsleri meydanda, aplar akta dolayorlarm ve sen onlar yalayp duruyormusun. sabahn erken saatlerinde byle eyler mi oluyor burda?" "ey, pek de yle deil." "neyse, daha gvenilir birini bulana kadar senin yerini ben alacam, burda neler dndn bilmek istiyorum." "peki Sunderson. sirk senin." sanrm iki gece sonrayd, bardan ktktan sonra eski benzinliin nnden bir geeyim dedim, ortalkta iki- ekip otosu vard. Marty yi grdm, anlaabildiim ofrlerden biriydi, yanna gittim. "neler oluyor Marty?" "Sunderson'u bakladlar, ofrlerden birini de Sunderson'un silah ile vurdular." "tanrm, filmlerdeki gibi. vurduklar ofr, Pinelli miydi?" "evet, nasl bildin?" "gbekten mi?" "evet, evet. nasl bildin?" sarhotum, uzaklap odama doru yrdm. New Orleans'da dolunay vard, bir sre yrdm ve ok gemeden yalar akmaya balad, ay nda bir gzya seli. ve sonra kesildi, yalarn yzmde kuruduunu hissedebiliyordum, cildim geriliyordu, odama vardmda yakmadm; ayakkablarm ve oraplarm karp elbiselerimle ve Elsie'siz kendimi yataa braktm. Elsie, benim harikulade siyah orospum, ve uyudum, her eydeki hzn ardmda brakp uyudum, uyandmda imdi srada han146

gi ehir var diye dndm, hangi i? kalktm, oraplarm ve ayakkablarm giyip bir ie arap almak iin ktm, sokaklar iyi grnmyordu, genellikle yledir, insanlar ve fareler tarafndan planlanm bir yaplan vard ve siz ilerinde yaamak ve lmek zorundaydnz. ama bir arkadamn bir keresinde bana syledii gibi, "sana hibir ey vadedilmedi, szlemen yok." arabm almak iin dkkna girdim. pis bozukluklarn beklentisi iinde ne doru eildi orospu ocuu.

en iyi dostlarmdan biri en azndan ben onu dost sayyorum zamanmzn en iyi airlerinden, u aralar, Londra'da, bu hastala yakalanm durumda. Yunanllar ve Antikler bu hastal bilirlerdi, herhangi bir yata yakalanabilir insan bu hastala ama en tehlikeli yalar krk sonlan, elli gibidir, ve ben bu hastal EYLEMSZLK olarak tanmlarm eylem eksiklii, umursamazlk ve merak azalmas; Donuk Adam Duruu diye adlandnyo-rum bu hastal, aslnda bu bir DURU saylmaz ama bu ekilde adlandnrsak cesede BRAZ mizah ile yaklaabiliriz; aksi takdirde karanlk basacak, tm insanlar bir dnem Donuk Adam Duruu'na yakalanmlardr ve belirtileri u dz ifadelerde kendini gsterir: "canma tak etti." veya: "her eyin cam cehenneme." veya: "Broadway'e selamlanm iletin." ama abucak toparlanp iba yapar, kanlanm dvmeyi srdrrler. ama dostum iin Donuk Adam Duruu, yle, bir ocuk oyunca gibi kanapenin altna atlr cinsten bir ey deil. 147

keke yle olsayd! svire, Fransa, Almanya, talya, Yunanistan, spanya, ngiltere'deki doktorlar denedi ve hibiri yardmc olamad, biri onda kurt olduunu syleyip tedavi uygulad, baka biri, ellerine, boynuna ve srna minicik ineler batrd, "bu kez tamam galiba," diye yazd bana, "ineler bu ii halledecek." bir sonraki mektupta VOODOO manya birini denediini rendim, bir sonrakinde hibir ey denemediini. Kesin Donuk Adam. zamanmzn en iyi airlerinden biri, kk ve kirli bir Londra odasmda, yatann stnde talam, alktan lmek zere, bakalarnn merhameti ile yayor ancak; tavana bakyor ve ne tek kelime yazabiliyor, ne de syleyebiliyor, ve umursamyor yazamayp, konuamamasn. ad dnyann her yerinde biliniyor. bu byk airin koca bir bok fsna dn gayet iyi anlayabiliyorum, nk, tuhaftr, ben Donuk Adam Duruu ile DOMUUM, anmsadm eylerden biri, korkaka acmasz ve zorba biri olan babamn, banyoda beni uzun, deri bir kay ile dvmesidir. sk sk dverdi beni; evlilik ncesi domu bir ocuktum ve sanrm btn problemlerinden beni sorumlu tutuyordu, ortalkta "ah ben evlenmeden nce, mgrdard paralar cebimde!" arksn syleyerek dolard bazen; ama pek sk ark sylemezdi, beni dvmek ok fazla vaktini alyordu, bir sre, yedi veya sekiz yama kadar iime bir sululuk duygusu yerletirdi, nk beni neden dvdn anlayamyordum. inanlmaz bahaneler buluyordu, haftada bir gn imleri bierdim, bir kez enine, bir kez boyuna, sonra da kenarlar makasla dzeltirdim, ve n veya arka bahede BR tek im tanesi atlamsam lmne dverdi beni. dayaktan sonra gidip baheleri sulardm, dier ocuklar
148

beyzbol veya futbol oynayp normal insanlar olmaya doru giderken. byk an, moruun bahede yere uzandktan sonra, gzlerini imlerin hizasna getirip bakt and. mutlaka bulurdu bir tane. "ite, GRDM! ATLADIN BR TANE! ATLADIN BR TANE!" sonra banyonun penceresinden izleyen anneme, mkemmel bir Alman hanmefendisiydi, "ATLAMI BR TANE! GRDM! GRDM!" diye seslenirdi, sonra annemin sesi gelirdi: "ah, bir tane ATLAMI yle mi? ah, utan, UTAN!" sanrm o da beni btn problemlerinden sorumlu tutuyordu. "BANYOYA!" diye barrd babam. "BANYOYA!" banyoya girerdim, kay ortaya kar ve vurmaya balard, ama korkun acya ramen ben ok ilgisizdim, gerekten ilgilenmiyordum; benim iin bir anlam yoktu, aileme bal deildim, dolaysyla bir sevgi, scaklk veya gven ihanetine uradm hissetmiyordum, en zor yan alamakt, alamak istemiyordum, zahmetli iti, bahe imlerini bimek gibi. daha sonra, dayaktan ve bahenin sulanmasndan sonra, bana stne oturmam iin yastk verdiklerinde de yask falan istemezdim, alamay istemediim iin ben de alamamaya karar verdim bir gn. tek ses, plak kma inen kaynkiydi. o sessizliin iinde ok tuhaf, etli, iren bir sesti ve ben yerdeki talara baktm, gzmden yalar iniyordu ama gkm kmad, babam vurmay kesti, genellikle on be veya yirmi kez vururdu, yedi veya sekizi gememiti durduunda, banyodan dar kt koarak, "Anne, Anne, olumuz DELRD galiba, onu krbalarken alamyor!" "delirdi mi dersin, Henry?" "evet, Anne." "ah, ok yazk!" bu sadece Donuk Adam'n ilk FARK EDLEBLR belirtisiydi, bende tuhaf bir yan olduunu biliyordum ama deli 149

olduumu dnmyordum, insanlarn nasl bu kadar kolay fkelendiklerini, sonra da fkelerini ayn kolaylkla unutup nasl neeli olabdiklerini anlayamyordum sadece, ve nasl HER EYE ilgi duyabildiklerini, bu kadar skcyken her ey. sporda, veya arkadalarmla oynadm oyunlarda ok baarl deildim nk yeterince deneyimli deildim, muhallebi ocuu saylmazdm fiziksel bir zayflm veya korkum yoktu ve zaman zaman herhangi bir eyi onlardan iyi yapabiliyordum, ama ksa srelerde, her nedense benim iin nemli deildi, arkadalarmdan biri ile yumruklatm zaman gerek anlamda fkelenemiyor-dum. gerektii iin dvyordum, baka yolu yoktu. Donuktum, rakiplerimin FKE ve KIZGINLIINI anlayamyordum. dvtm ocuun yzne ve hareketlerine taklr, onu marizlemem gerekirken akn akn izlerdim, arada srada, yapp yapamayacam anlamak iin sk bir tane indirir, sonra tekrar uyuuk halime dnerdim, sonra mutlaka babam evden dar frlar 'Tamam! Dv bit! Kaput! Son!" diye barrd. ocuklar korkarlard babamdan, kaarlard. "ne biim erkeksin, Henry? yine dayak yedin!" cevap vermezdim. "Anne, olumuz Chuck Sloan'dan dayak yedi!" "bizim olumuz mu?" "evet, bizim olumuz." "ne ayp!" sanrm, babam, iimdeki Donuk Adam' fark etmiti ve bu durumu lehine kullanyordu, "ocuklar grlmeli ama duyulmamal," derdi, bana uyard bu. syleyecek tek bir eyim yoktu, ilgilenmiyordum. Donuktum, erken, ge, ve 150

sonsuza dek. 17 yandayken, benden daha byk sokak serserileri ile imeye balamtm, benzin istasyonlar ve marketleri soyuyorlard, her eyden bkmhm bir korkusuzluk belirtisi olarak gryorlar, hibir eyden ikyet etmememi ruhsal bir cesaret olarak alglyorlard, poplerdim ve popler olup olmamak umurumda deildi. Donuk'tum. nme byk miktarlarda viski, bira ve arap koyuyorlard, hepsini ierdim, hibir ey beni sarho edemiyordu; gerekten ve kesin olarak sarho, dierleri yerlere yuvarlanr, dvr, arklar syler, sendeler, bense sessizce masada oturur, bir bardak daha diker, giderek onlardan kopar, kaybolur, ama ac ekmezdim, sadece elektrik , sesler, bedenler ve birka ey daha. ama hl ailemle yayordum ve bunalm zamanyd, 1937, 17 yanda biri iin i bulmann olanaksz olduu bir dnem, eve, gerektii iin deil de, alkanlktan gider, kapy alardm. bir gece annem kapdaki kk pencereyi ap bakt ve barmaya balad: "sarho! yine sarho!" ve odann iinden babamn mthi sesi: "YNE M sarho!" babam kk pencereye geldi: "seni ieri almayacam, annenin ve bu memleketin erefini lekeliyorsun." "souk dars, a kapy, yoksa krarm, ieri girebilmek iin yrdm buraya kadar, baka yolu yok." "hayr olum, evimi hak etmiyorsun, annenin ve bu memleketin..." birka adm geriledim, omuzumu eip saldrdm, davranmda fke yoktu, sadece basit bir matematik yaptn hesaplarn sonucunda bir sayya varmak gibi. kap-

151

ya yklendim, almad ama tam ortasnda bir a olutu, kilit de yan-knk grnyordu, tekrar geri gittim omuzumu edim. "tamam, gir ieri," dedi babam. ieri girdim ama yzlerindeki ifade, bo, korkun ks buslardan kma karton yzler, alkol dolu midemi kaldr di. rahatszlandm, Hayat Aac ile dekore edilmi o de erli hallarna kustum, bol miktarda. "halya san bir kpee ne yaparlar bilir misin?" diye sordu babam. "hayr," dedim. "BURNUNU BOKA srterler! TEKRAR yapmasn diye!" cevap vermedim, babam yanma gelip elini enseme koydu, "sen bir kpeksin," dedi. cevap vermedim. "kpeklere ne yaptmz biliyorsun, deil mi?" bam aa doru zorluyordu, Hayat Aac'mn stndeki kusmuk glne doru. "burunlarm boka srteriz ki bir daha smasnlar, asla." annem, mkemmel bir Alman hanmefendisi, orda, sabahl ile durmu, sessizce izliyordu, benden yana olmak istedii duygusuna kaplrdm hep ama bir zamanlar memelerini emmi olmamdan kaynaklanan, tamamen yanl bir duyguydu bu. stelik benim bir yanm yoktu. "dinle baba," dedim, "DUR!" "hayr, hayr, biliyorsun ne yaptmz KPEKLERE!" "sana dur diyorum." bam aa zorlayp duruyordu, aa, aa, aa, aa, burnum nerdeyse kusmuun iindeydi. Donuk Adam olmama ramen, Donuk Adam ayn zamanda Do152

nuk ve erimemi demektir, burnumun kusmuuma sr-tlmesi iin hibir neden yoktu ite. olsayd kendim sr-terdim burnumu kusmua, bir UMURSAMA veya EREF, veya FKE meselesi deildi, kendime zg MATEMATMN dna itiliyordum, en sevdiim deyimi kullanacam, irenmitim. "dur," dedim, "son kez sylyorum, dur!" burnumu nerdeyse kusmua daldrmt, topuklarnm stnde doruldum, akl ve sihirli bir aparkt ile yakaladm onu; sert ve dolu yakalamtm, tam enesinden, ar ve beceriksiz bir ekilde srtst yld, btn bir zorba imparatorluk paralanmt nihayet, divanna ylmt, kt, kollar ak, gzler uyuturulmu bir hayvann gzleri, bir hayvann m? kpek geri gelmiti, divana doru ilerleyip kalkmasn bekledim, kalkmad, bana bakp duruyordu, kalkmayacakt, tm fkesine ramen babam dlek kmt, armamtm. sonra, babam dlek olduuna gre ben de dlein biriyim herhalde, diye dndm, ama Donuk Adam iin bu dncede hibir ac yoktu, nemsizdi, annem yzm trmalayp tekrar tekrar "BABANA vurdun! BABANA vurdun! BABANA vurdun!" diye barrken bile. nemi yoktu, sonunda yzm ona tamamen dnp, trmalayp, barmasna, trnaklan ile yzm kazmasna izin verdim, yzmn derisi soyuluyor, kan boynumdan ieri, gmleime damlyor, szlyor, koduum Hayat Aac'na et paralan dyordu, bekledim, ilgisiz. "BABANA VURDUN!" sonra trmklar daha aa indi. bekledim, sonra kesildi, tekrar balad, bir veya iki kez, "sen... babana... vurdun... babana..." "bitirdin mi?" diye sordum, sannm on yldr "evet" ve 153

"hayr" dnda ona sylediim ilk szlerdi. "evet," dedi. "yatak odana git," dedi babam, divandan, "seninle sabaha grrz, sabaha konuacam SENNLE!" ama ertesi sabah Donuk Adam ben deil, BABAMDI, ancak, onun kendi tercihi deildi sanrm.

bir kitabevinde grmtm onu ilk kez. ok ksa ve ok dar bir etek giyiyordu, yksek topuklular, ve stndeki mavi, bol kazaa ramen gsleri olduka belirgindi, yz ok sivriydi, sade, makyajsz, biraz tuhaf bir alt dudak, ama byle bir vcut iin ok ey gzard edilebilir, etrafnda.onu sahiplenerek dolanan koca bir boa olmamas garipti, sonra gzlerine baktm tanrm, gzbebek-leri yok gibiydi sadece derin bir karanlk parlts, orda ylece durup, eilip kalkm izledim, defalarca, melip kitaplara bak veya uzanarak bir kitap al, ksa etei yukar kalktka o dolgun ve sihirli butlar ortaya kyordu, mistik kitaplar kartryordu, elimdeki At Yarlarnda Kazanmann Sun kitabm yerine koyup yanma gittim, "afedersiniz, beni bir mknats gibi ekiyorsunuz, sanrm gzleriniz," diye yalan syledim. "inan Tann'dr," dedi. 'Tanr sensin, Sensin benim nancm," diye yantladm, "sana bir iki smarlayabilir miyim?" "tabu." yandaki bara geip kapana kadar orda kaldk, onun konutuu gibi konuuyordum, baka aresi yok diye d154

sunmutum, yoktu, evime gtrdm, yatakta harikayd. 3 hafta beraber olduktan sonra evlenme teklif ettiimde bana uzun sre bakt, yle uzun bir sre bakt ki ne sorduumu unuttuunu sandm. nihayet konutu: "peki, olur. ama seni seviniyorum, sadece seninle evlenmemin... zorunlu olduunu hissediyorum, bir tek sevgi olsayd, reddedebilirdim sevgiyi, ancak bil ki... pek iyi olmayacak, ama olmas gereken olur." "anlatk tatlm," dedim. evlendikten sonra ksa etekler ve topuklular grnmez oldu, ayaklarna kadar inen krmz, uzun bir kadife sabahlkla dolayordu, pek temiz bir sabahlk deildi, ayanda da yrtk mavi terlikler, bu ekilde sokaklara kyordu, sinemaya, her yere yle gidiyordu, ve zellikle sabah kahvaltlarnda sabahlnn kollarn yal ekmeinin stnde gezdirmeye baylyordu. "hey!" derdim, "her tarafna ya bulayor!" cevap vermezdi, pencereden dar bakp, "AAAAA! bir ku!" derdi, "orda, aata bir ku! GRDN M kuu?" "evet." veya, "AAAAA! bir RMCEK! yce Tann'nm yaratna bak! ok seviyorum rmcekleri! rmceklerden nefret eden insanlar anlayamyorum! sen nefret eder misin rmceklerden Hank?" "pek kafa yormam onlar stne." her taraf rmcek doluydu, bcek, sinek, karafatma. Tann'nn yaratklar, berbat bir ev kadnyd, ev temizliinin nemli olmadn sylyordu, bana kalrsa tembelin biriydi, ve biraz da kak diye dnmeye balamtm, yatl bir hizmeti tutmak zorunda kaldm, Felicia, karmn ad Yevonna idi. 155

bir gece eve geldiimde ikisini ellerindeki aynalarn arkalarna ya gibi bir sv srerken yakaladm, ellerini aynalarn stnde gezdirip garip eyler sylyorlard, beni grnce ikisi de yerlerinden frlayp aynalar saklamak iin bir yerlere kotular. "aman tanrm," dedim, "neler dnyor burda?" "sihirli aynaya insann kendi gzlerinin dmda gz dmemeli," dedi kanm Yevonna. "doru," dedi hizmeti Felicia, ama Felicia ev temizliini brakmt, nemli olmadn sylyordu, fakat ondan vazgeemiyordum nk yatakta neredeyse Yevonna kadar iyiydi ve ayrca ok iyi bir ayd, bana neler yedirdiinden pek emin olamyordum geri. Yevonna'nin ilk ocuumuza hamileyken her zamankinden daha tuhaf davranmaya baladn fark ettim, acayip ryalar gryor, bana eytann iine yerlemeye altm sylyordu, orospu ocuunu bana tarif etti. iki ayr ekilde grnyordu kedi. birinde bana ok benzeyen bir adam, dierinde insan yzl, kedi bedenli, kartal bacakl, kartal peneli ve yarasa kanatl bir yaratk eklinde, yaratk asla konumuyordu ama kanm ona bakarken tuhaf dnceler beliriyordu kafasmda. bu tuhaf dnceler, ektii aclardan benim sorumlu olduum ve onda kar koyulmaz bir yok etme istei uyandrdm eklindeydi, karafatmalar, sinekleri, karncalar, kelerde birikmi pislik ynlarn deil para ile satn aldm eyleri, eyalarn yzlerini yrtt, perdeleri paralad, ka-napeyi yakt, odann her tarafna tuvalet kd frlatt, kveti su ile doldurup tard, nerdeyse hi tanmad insanlarla ehirleraras konuarak inanlmaz telefon faturalar detti bana. byle olduu zamanlar Felicia ile yata156

a girip her eyi unutmaktan baka yapabileceim bir ey yoktu. 3 veya 4 posta gidiyordum, kitaptaki btn numaralan uygulayarak. sonunda Yevonna'ya bir psikiyatra grnmesini istediimi syledim, "tabii," dedi, "ok iyi olur, ama hepsi samalk, her ey senin kafanda; iki eytan da sensin ve SENSN deli olan!" "tamam yavrum, ama gidip u adam grelim mi yine der "arabada bekle, hemen geliyorum." bekledim, dar ktnda stnde ksack bir etek, yksek topuklular, yeni naylon oraplar vard, makyaj bile yapmt, evliliimizden bu yana ilk kez san taramt. "bir pck ver yavrum," dedim, "ta gibi oldum." "hayr, gidip doktoru grelim." doktorun karsnda daha normal davranamazd, eytann adn bile anmad, aptal akalara gld ve hi gevezelik etmedi, konumay srekli adamn ynlendirmesine izin verdi, doktor fiziksel ve ruhsal olarak onu shhatli buldu, fiziksel olarak shhatli olduunu biliyordum, eve dndk, ieri koup eteini, ayakkablarm kard ve iren sabahln giydi tekrar. Felicia ile yataa girdim ben de. ilk ocuumuz doduktan sonra bile (benim ve Yevonna'nin), Y. eytana inanmay srdrd, eytan da ona grnmeyi, izofreni balamt, bir an sessiz ve mfikken, aniden apal, geveze, can skc, dncesiz, hatta kt biri olabiliyordu. hi durmadan abuk sabuk konumaya balard birden. bazen o mutfakta dururken acayip bir grlt duyardm, ok yksek, bir erkek sesini andryordu, ok ksk ama yksek. 157

mutfaa gidip, "neyin var tatlm?" diye sorardm. sonra, "allan benim belam versin," der, kendime bir iki koyup salona geer, otururdum. kendini kt hissettii bir gn eve gizlice bir psikiyatr , sokmay baardm, ruh hastas olduunu kabul etti ve onu bir deli evine kapatmam nerdi, gerekli evraklar imzaladm ve duruma iin gn aldm, bir kez daha ksa etek ve topuklular ortaya kverdi, ancak bu kez sradan ve sade hatunu oynamad, entelektel kadn oynad, kendini ok parlak bir ekilde savundu, beni, karsn bandan savmak isteyen bir koca gibi gsterdi, ahitlerin ifadelerini rtmeyi baard, mahkeme doktorlarnn kafasn iyice kartrmt, hkim doktorlarla grtkten sonra, "mahkeme Bayan Radowski'nin bir deli evine kapatlmas gerektiine dair yeterli delil bulamamtr, dolaysyla dava dmtr," dedi. onu tekrar eve gtrp, iren sabahln giymesini bekledim, dar ktnda, "sen de BEN delirtmezsen al-lah belam versin!" dedim. "sen ZATEN delisin," dedi, "neden Felicia ile yataa girip basklarndan kurtulmaya almyorsun?" aynen yle yaptm, ama bu kez Y. izliyordu, yatan yannda durmu, fildii bir azlkla uzun bir sigara iiyor- du. belki nihai kaytszlna ulamt, aslnda houma gitmiti. ama ertesi gn iten dndmde evsahibi beni kapda '' karlad: "Bay Radowski! Bay Radowski, karnz, KARINIZ komularla tartmalara girip kavga ediyor, evinizin btn camlarn krd, sizden tanmanz istemek zorundaym!" eyalarmz toparlayp, ben, Yevonna ve Felicia, Yevon-

na'nn annesine, Glandale'e gittik, kadmn durumu iyiydi ancak byl aynalar, syledikleri arklar ve yaktklar ttsler sinirlerini bozunca, Frisco yaknlarndaki iftliine gitmemizi nerdi, bebei annesine brakp yola ktk ancak oraya vardmzda, iftlii, topra ileyenlerden biri tarafndan igal edilmi bulduk; kara sakall, iri biri. Final Benson, adnn bu olduunu sylemiti kapnn nnde dururken, "hayatm bu topraklarn stnde geirdim, kimse beni burdan karamaz, KMSE!" dedi. bir doksan boyunda, 160 kiloya yakn bir arlktayd ve pek yal deildi, biz de topran snrlarna yakn bir ev kiralayp resmi manevralara giritik. daha ilk gece olan oldu. Felicia 'run stne km yeni yata denerken, yan odadan korkun inlemeler ve hkrmalar duydum, ayrca salondaki kanapeden her an kr-lacakm gibi sesler geliyordu. 'Yevonna rahatszland galiba," dedim, dar kardm, "hemen dnerim." rahatsz olduu doruydu, hem de nasl rahatsz. Final Benson stndeydi ve drt erkee bedeldi, korkuntu, yatak odasna dnp ufak iimi srdrdm. sabah kalktmda Yevonna'y bulamadm, "bu apal hatun nerde acaba?" Felicia ile kahvalt ederken ilk kez pencereden dar baktm ve Yevonna'y grdm, stnde bir kot pantolon, solmu yeil bir gmlek vard ve dizlerinin stne km toprakta alyordu. Final yam bandayd, bir eyler toplayp bir sepetin iine dolduruyorlard. algamd sanyorum. Final kendine bir kadn bulmutu, "aman al-lahm!" dedim, "gidelim, hemen gidelim burdan, abuk!" Felicia ile toparlandk. Los Angeles'a vardmzda bir motele yerleip ev aramaya karar verdik, "kr tatlm," 159

158

dedim, "skntlarm sona erdi! neler ektiimi bilemezsin!" kutlamak iin bir ie viski aldk, sonra seviip huzurlu bir uykuya daldk. birden Felicia'nn sesi ile uyandm: "defol ac veren ifrit!" diyordu, "lme kadar huzur yok mu senden? Yevon-na'm benden aldn ve beni burda buldun! yok ol iblis! di- ; an k! sonsuza dek terk et bizi!" doruldum. Felicia'nm bakt yere baktm ve sanrm grdm onu: kocaman bir yz, alt ksmlar portakala kaan parlak bir krmz, korlam bir kmr gibi, yeil dudaklar, iki uzun sar di, karmakark, panldayan salar ve bize sntyordu. gzleri bize kt bir akaym gibi bakyordu. "allah bin trl belam versin," dedim. "git!" dedi Felicia, "yce Ja adma git. Buda ve binlerce tann adna seni lanetliyor, ruhumuzdan sonsuza ve on bin yl teye kadar kovuyorum!" elektrik dmesini evirip yaktm. "viskinin etkisinden olmal, tatlm, kt kalite viski, art uzun yolculuun yorgunluu." saate baktm, len bir buuk olmutu ve fena halde bir ikiye ihtiyacm vard, giyinmeye baladm. "nereye gidiyorsun Hank?" "iki almaya, tam zaman, o koca yz unutmak iin imeliyim. acayip bir, eydi." giyinmitim. "Hank?" "syle canm." "sana sylemek zorunda olduum bir ey var." "tabii gzelim, ama abuk ol. iki alp dnmem gerekiyor." "ben Yevonna'nm kz kardeiyim." 160

"yle mi?" "evet." uzanp ptm onu. sonra dan kp aa indim, arabama bindim ve srdm, uzaklara. Hollywood ve Nor-mandie kavanda iemi aldm ve durmadan batya srdm, motel doudayd, Vermont yaknlannda. insan her gn bir Final Benson bulamaz, yle bir alete pek sk rastlanmaz, bazen bu deli hatunlan bir balanna brakp kendini toparlaman gerekir, hibir erkein bedeline katla-namayaca kadnlar vardr, ama birinin brakt yerden devam edecek bir ahmak kar mutlaka, o yzden onu terk etmekten tr bir sululuk duymadm. Vine Caddesi yaknlarnda otelimsi bir yer bulup l>ir oda istedim, anahtanm beklerken lobide etei kna km bir vaziyette oturan bir kadn grdm, mthi, kese-kdndaki ieye bakp duruyordu, ben de kna, inanlmaz, asansre bindiimde benimle beraberdi, "o ieyi bir banza m ieceksiniz, baym?" "yle olmaz umanm." "olmayacak." "gzel," dedim. asansr en st kata vard, dan karken hareketlerini izledim, salnarak, szlerek; beni sarsmt, titriyordum. "anahtann stnde 41 yazyor," dedim. "tamam." "bu arada, mistisizm, uan daireler, cadlar, iblisler, oklt retiler, byl aynalar gibi eylerle ilgilenmezsin, deil mi?" "NE gibi eyler?" "unut gitsin yavrum!" holn lo nn altnda kvnp, topuklarn tkrdatarak yryordu nmde, sabnm tkenmiti. 41 numaray bulduk ve kapy atm, yaktm, iki bardak bulup 161

alkaladm, viskileri koydum, bardan birini ona verdim. kanapeye oturup bacak bacak stne att, glms-yordu bana. iyi olacakt. nihayet. bir sre iin.

162

* '

CHARLES BUKOWSKI BYK ZEN DN Bukowski'den ykler


"Arka koltuktaydm, Romanya ekmei, cier ezmesi, bira ve merubatlarn arasna skm; on yl nce len babamn cenazesinden bu yana ilk kez baladm yeil kravatmla. imdi bir Zen dnnde sad olacaktm. Hollis saatte 130 kilometre sryor, Roy'un iki metrelik sakal yzme uuuyor. Benim 62 model Comet arabamdayz ama ben kullanamyorum sigorta yok, iki kez alkoll araba kullanmaktan enselenmiim ve zaten sarho olmaktaym. Hollis'le Roy senedir beraber yayorlar, Hollis salyor geimlerini. Arka koltukta oturmu bira iiyorum. Roy bana tek tek Hollis'in aile fertlerini anlatyor. Roy daha becerikli entelektel palavralarla, az laf yapyor. Evlerinin duvarlar ilgin fotoraflarla kapl..."

BUYUK ZEN DN
Seme ykler

Metis Edebiyat ISBN

9 l7857 53"420303l

ngilizce'den eviren: AV PARDO

75-342-030-7 Metis Yaynlan, Bamusahip Sokak 3/2, Ca Ji

METS EDEBYAT

55U

You might also like