You are on page 1of 320

ORHAN KEMAL

CEMILE

Roman

:::::::::::::::::

1934 yiliEyll sonlarinin berrak bir gecesiydi.

Kuvvetli ayin altinda bembeyaz pamuk tarlalarigz alabildigine uzaniyor, kyleri sehre bagliyan tozlu yollarda ktl denilen, tohumlu pamuk hararlariykl Dolar, Sevroleler, Fordlar, yagsiz tekerleklerinin gicirtisiaydinlik geceyi dolduran kz, camiz arabalari,Inegl ift atlilari, ykl deve dizileri sehre akiyordu.

Deveci opur Halil, dokuz deveyi ekmekte olan eseginden yere atladi, kara donunun cebinden Serkdoryan cigara paketini ikardi, bir cigara yaktiktan sonra p bas ve sahadet parmaklariyle kirip firlatti.

Testekerlek ay ta yukardaydi.

YoI boyunca uzanan meseligin hemen gerisinde tok bir akal, hazdan gerilmis sirtiyla yumusak toprakta debelenmekte, arada sehvete gelerek, ince ve bembeyaz disleriyle ava dogru pavlamaktaydi.

akal tekrar pavlayinca, uzaklarda bir kpek grler gibi sesiyle havlamaga basladi. Bunun zerine sagdan soldan, inceli kalinlikpek sesleri ogaldi. akal safi kulak kesilmisti. Bcek itirtilariykl geceyi huzursuzlukla dinledi.

Tam bu sirada esen nemli bir rzgar Deveci Halil'i iten ie titretmisti ki, karsida, ta karsidaki kalabalik meseligin hemen gerisinden kalkan drt insan karaltisina dikkat etti. Karaltilardan ayriynlerde kaybolurken, drdnc karaltiyola indi, bir cigara yakti.

Sehir uzaklarda bir izgi,isiktan bir izgi gibi gzkmekteydi.

Klevand pamugunun devsirildigi bu mevsimde tarlalar insan dolu oldugu iin, Deveci Halil aldirisetmediyse de, geenlerde sehrin burnunun dibinde evrilip soyulan otomobili hatirlayarak, eli kara donunun sagcebindeki

parlak demirli sustalisina gitti.

Yolun kenarindaki adamin hizasina gelince:

- Selamnaleykm! dedi.

Kasketi ensesine yikiliadamin yz pek belli olmuyordu. Makinist kilikli, uzun boylu, zayif biri.

- Aleykmselam, Halil aga!

Cevabiniverince, Deveci Halil durdu, egildi, adamin yzn grmege alisti.

Beriki:

- Ne o dedi, taniyamadin mine?

Sivri eneli, uzunca bir yzd.

Sesten alan Deveci Halil:

- Vay, dedi.Izzet ustaymis! Ben de belledim ki...

Beriki gld:

- Ne belledin? Eskiya mi?

- Olur olur...

- Olsa napardin?

Parlak demirli sustalisinisakirtiyla aan Deveci Halil:

- Habibini sasirirdim! dedi.

Glstler.

Deveci Halil:

- Bu saatta buralarda ne ariyon? diye sordu.

- Hi.. Su karsiiftligin bozuk Hanomaginitamir ettim, piston rektifiyesi..

- Niye? Fabrikadan ayrildin mi?

- Ayrildim. Var bir yirmi gn..

- Demek ayrildin?

- Ayrildim...

- Simdi ne is gryon?

Henz muayyen bir isim yok. Surda burda alisiyorum.

- Gndeligi dogrultuyorsun ya?

- Eh. Dogruluyor demektir..

- Sen issiz kalman canim, kurt gibi adamsin.

- Belli olmaz.

- Ne belli olmaziyahu.. Geen gn bir yerde konusuluyordu, senden laf aildi, bu ukurova'da stne zor bulunur dediler!

- Senin kroglu da alisiyor mu?

- alisiyor..

- Hastaliginoldu?

- Bildigin gibi.

- Yahu sen akilliadamsin.. Hasta avrat, hasta hasta alistirilir mi?

- Beni dinledigi var miki.. Evde bunaliyorum diyor, leceksem makinemin basinda lim diyor..

- Ne avrat be! Demek yle diyor.. Hadi gidek, ne bekliyon?

- Simdi bir kamyon gelir nerdeyse..

Deveci Halil sgd.

Izzet usta:

- Makineye sgme, faydasiyok! dedi.

Deveci Halil bu sefer hem kamyona, hem de kamyonu icat edene, kamyonu memlekete sokana, kamyonla is grene, grdrene uzun uzun sgdkten sonra:

- Ben her yil bu vakitlar paraynan oynardim! dedi, bu cenabetler memlekete girdi gireli bizim rizklarin yn degisti..

AnlayislianlayisliglmseyenIzzet usta:

- Sat develerini, bir kamyon da sen uydur! dedi.

- Tbe de.. Baba, dede, ecdat yadigari, peygamber mahluku onlar.. Gnah degil mi? Sen ona buna bosver de, su Bosnak kizindan haber ver bana.. Gene o avluda mioturuyorsunuz?

- Evet...

- Kapikomsu musunuz gene?

- Kapikomsuyuz.

- Kirk yilda bir isimiz dst, bos verdin bire usta.. Halbuki babasiynan aran iyi!

- Sen bunu zaman zaman tekrarlar durursun Halil, ille beni grdn m aklina gelir..

- Kim?

- Kiz...

- Gece dsmde, gndz hayalimde vallaha.. her daim aklimda.. Allah emri, Paygamberin kavli zere, kendime aile yapacagim..

- Kizin gnl yok!

- Sen babasinin gnln ettikten sonra kizin esamisi mi okunur bire usta?

-Iste bunda yanildin..

- Niye?

- Senin bildigin babalardan degil ki bu. Kizinigznden ziyade sever.. Sonra o adamin kafasibaska.. Yerliye kiz vermez. ocuklarinitoplayip, ukurovadan savusmak istiyor..

- Savusup da nolacok?

- Bes on dnm tarlasivarmis, zamaninda hkmet vermis..Isliyecek..

- Bes on dnmnen is mi olur? Tbe geinemez.

- Eee.. Uzun ettin amma. Sonra biliyorsun, kiz baskasini

seviyor..

- Katibi degil mi? Otuz kaat ayliknan avrat misevilir? Bana varsin, gzmn yaginiyesin! boynunu bogazini besibirliknen, kollarinialtin burmaynan doldurim!

- Kizin byle seylerde gz yok.Isterse, senin yapacaginin on mislini yapacaklar var.. Amma istemiyor...

- ...develerimi satar, ugruna harcardim tekmil.. Feda olsun.

- ...kollarinialtin burmaynan doldururum, kpe alirim, kendine, besibirlik alirim.

- Ben onu Allahin emriynen kendime aile yapacam, kapatma degil ya..

- Bos laflar Halil.. Olmayacak sey, bosuna nefesini tketme. Kiz katibi seviyor diyorum, sen hala...

- Otuz kaat ayliknan avrat misevilirmis?

- Fazla gelmege basladin amma..

Birdenbire sinirlenen Halil:

- Ne fazla gelecekmisim, dedi, bir gn dayarim tomafili...

- Eeee?

- Attigim gibi yallah...

Deveci Halil develerinin nne dst, esegine atladi:

- h..

Izzet usta da bir cigara yakti.

II

Devrini tamamlayan ay silinmisti.

Ulucami'de sabah ezaniokunmaktaydi.

Sehrin hareketsiz, agir ve eski sokaklariyabanciya Ortaagihatirlatarak agarirken, bir kapiusullacik ailip kapandi, sonra bir baska kapi, daha sonra bir baskasi... Zlcelale ibadete kosusan Mslman glgeler peydahlandi duvarlarda. Bogula bogula ksrp, yere agiz dolusu bir balgam tkren ihtiyar bir Mslmanin birdenbire:

- Allah Cellecelalehu!

Diyen sesi isitildi.

Bu sirada Deveci Halil'in deve dizisi, caminin arkasindaki karanlik sokaga girmekteydi.

III

Fabrikanin kursuni boyalidemir kapisinnden e ayirarak her biri bir baska mahalleye giden yollar kz, camiz arabalari,Inegl ift atlilari, boy boy, renk renk kamyonlar ve ykl deve dizileriyle doluydu. Geit vermiyecek sekilde tikali yol, fabrika kapisinda birlesip kalin bir kol halinde ieri giriyor, Malzeme Yedek Anbarini sagina, demirhaneyi soluna alip, tohumlu pamuklarin tohumundan ayrilma isinin grldg irir Dairesinin de nnden geerek, fabrikanin arka magazalarinda yanyana kantarin oraya uzaniyordu.

kantarda katip, fabrikaca satin alinan tohumlu pamuklari tartip teslim almaktaydilar.

Ortalikta keskin bir mayis kokusu vardi. kz, camiz bgrtleri, hamallarin yaygarasi, telas, toz ter...

Katiplerden birisi saatine bakti:

- Altiya geliyor! dedi, sonra haber verdi:

- ...Saat altiya geliyor milleet!

Fabrika sahibi ekseriya altida, pek pek altiyi eyrek gee fabrikaya gelirdi.

Kantar sakirtilari artti, terli hamallarin konusmasi hizlandi.

IV

Bu saatta degisecek yedek, yani vardiya olmadigindan, isi mahallesi uyuyordu. rms, tahta, pasli teneke ve kerpi yiginlarindan ibaret evleriyle isi mahallesi sanki bir seldi, bir seldi de bu sel, uzak, ok uzaklardan yuvarlana yuvarlana, kpre kpre, korkun anaforlar yapa yapa gelmis, yillardanberi mahallenin nabzi gibi atan fabrikanin agir, beyaz taslarla rl; kalin saglam ve yksek drt duvarina drt yandan yklenmis, ama duvarlari asamadan, takilmis kalmisti.

Evler.. Yan yatmis, diz kms, bagdas kurmus, kapaklanmis, yahut tam yuvarlanacakken tutunuvermis, evler, isi evleri.

Bu evlerin rk kapilari arada ailiyor, ya dal gibi bir kiz, bir kadin, yahut kocaman takunyalariyla kck bir ocuk, uyku dolu gzleriyle ikiyor, fabrika kapisindaki Fabrika Memur ve Isileri Mahdut Mes'uliyeti Istihlak Kooperatifinin bakkalindan ieri giriyordu.

Fabrika bas makinistinin babasi olan kipkirmizi, ablak yzl, ihtiyar bakkal, tezgahina dayanmis, gms ereveli beyzi gzlgnn stnden bakarak, Deveci opur Halil'le ene aliyordu.

Bir ara:

- Aha, dedi, seninkinin avradi geldi...

opur Halil dnd, bakti. Uzun boylu, sapsari, zayif bir kadin. Elinde siyah bir zeytinyag sisesi..

opur Halil:

- Sen Izzet ustanin avradi misin baci? diye sordu.

Yorgun gzlerini opur Halile eviren kadin basini salladi.

Beriki:

- Hastasin galiba? dedi. Allah iyilik versin...

- Hasta miyim, sag miyim bildigim var mi ki...

- Iyi olur baci, iyi olur isallah.. Allahdan mit kesilmez!

- Amaaan.. Iyi olmusum ki, bundan sonra it olup kuyruk mu salliyacagim?

Sisesini bakkalin tezgahina birakti..

- Suna on iki buukluk zeytinyagi koy bakalim..

- Kocani yolda grdm, dedi Halil, bir patoz tamir etmis.. Iyi bir para geer elinize gayri.

Kadin:

- Elimize ne geer bilmem, dedi, gitmeye gitti.

- Geer geer.. Koskoca usta yahu...

- Insallah..

iragin uzattigi siseyi aldi:

- Yaz duvara kalsin bahara!

ikti gitti.

Veresiye defterine borcu kaydettikten sonra bakkal:

- Ustaligina diyecek yok amma, sebatsiz, dedi, yoksa bu ukurova'da az bulunur.. gn orda, bes gn tede...

- Bir insan bir yerde sebat etmeli! Su Bosnak kizini sordum, madem bir avluda oturuyorsunuz, kapi komsunuz, babasini gr, su isimi bitir, dedim..

- Ne dedi?

- Katibi seviyor diyor.. Otuz kaat mayisnen avrat mi sevilir? Kollarini altin burmaynan doldururum, gzmn yagini yesin dedim.. Sonra dedim ki, sehirde konak bile tutarim kendine, dedim, develerimi satar, ugruna harcarim dedim... Hem de satarim emmi! Kizin babasi aksiymis. Dogru mu?

- Hangi kizin?

- Bosnok kizinin...

- Cemile'nin mi?

- Heye...

- Aksi olup da canim... Anayi kizdan ayiran para... Lakin kiz bildigin gibi degil.. Kabadayi.. Ardinda da firlayanlar ok ya, dnp bakmiyor...

- Katip nasil?

- Katip de eyi oglan, hatirnaz.. Zorlu da iki ier hani.. Benim su mahzene girer, pencerenin nne oturur, salari malari da tarar mi sana...

- Otuz kaatnan avrat mi sevilir?

- Neye sevilmesin? Iki gnl bir olduktan sonra samanlik seyran olur derler bize oglum..

- Bu kiz kisminin da isine akil, sir ermez... Bir heye dise yani... Kollarini altin burmaynan doldururum!

- Yok mu ierde bir tanidigin?

- Nerde?

- Iplikhanede.. Ver elina bir ka kurus...

- Var. Senin Camgz'n halasinin kizi var, Karakiz..

- Daha eyi metettin ya.. Karakizin zenaati ne ki?

- O degilden amis meseleyi, agzini magzini aramis bir iki.. Lakin su katip olmasa...

- Demek kiz da onu seviyor?

- Sevse ki ne yahu.. Otuz kaatnan avrat mi sevilir bire Mamid emmi? Yarin evlenseler mesela, avrat tuz dedi mi, cigeri ciz der! Hele bir iki de ocuklari oldu mu, birak.. Halbuki beni sevse...

- Korakiz, dediklerini tekmil sylemis mi?

- Sylemis sylemiye ya...

- Ee?

- Deli kafa.. Bana byle seyler syleme, seni idareye sikayet ederim demis...

- yleyse mesele kalmamis... Sen de elini yu...

- Otuz kaatnan avrat mi sevilir? Nerden baksan bir katip parasi... Halbuki beni bir sevse...

Bakkal:

- Ahmet! diye iragina seslendi, kaldir su darabalari!...

irak, dkkanin yari inik kepenklerini tam kaldirmisti ki, aga kooperatif berberinin yanindaki kseden ikti. Genis kenarli hasir sapkasi altinda prsk yanaklari, sarkik alt dudagi, ggsnden baslayan kocaman karni ve ince bacaklariyla yan yan yryor, bir rdegi hatirlatiyordu.

ukurova'ya yarim pabulari; kulaklarina gemis yagli fesi ile irgatlik iin geldigini, Mahmutpasa Haninin kapisinda, apakli gzleriyle btn gn dikilip, dag kyllerinin getirecegi tabaklanmamis tavsan derisi bekledigini, derileri tabaklayip sattigini, kazandigi bes kurusa dgm stne dgm attigini, ekmek peynir, ekmek tursu, ekmek kara zeytin yahut kaynamis kimyonlu nohutla gnn gn ederek santimle yasadigini herkes bilirdi.

Aganin geldigini gren Bosnak kapici, mahalle bekilerininkine benzeyen elbisesinin ceketini yanlara ekti, kendine eki dzen verip, ellerindeki anaklara yerlerden hayvan pisligi toplamak iin itisen yalinayak ocuklari kovaladiktan sonra, esas vaziyete geti ve fabrika kapi iindeki kulbesinin nnde put kesildi.

Aga btn bunlarin farkinda bile degildi. Ktl hararlari ykl araba, kamyon ve deve dizilerinin tikadigi yollari atik kaslarla gzden geirerek:

- Ne demiye birikmis bunlar? diye sordu, yollari tekmil kitlemisler! Katipler dartmiyor mu?

Kantar basindaki katibin btn gece yarisircasina is grdklerini bildigi halde, gene de sormustu.

Kapicinin verecegi cevabi beklemeden, fabrikaya girdi, odasina geldi. Sapkasiyla ceketini ikarip odacisina verdi, her sabah fabrika islerini kontrola giderken giydigi uzun, beyaz is gmlegini sirtina, lacivert beresini de tysz ama kuvvetli basina geirdi, her gnk gibi, fabrika ilerini kontrola ikti.

Ktl denilen tohumlu pamugun irirlandigi, yani tohumlu pamugun tohumundan ayrilma isinin yapildigi irir Dairesi'ne, tahtalari basila basila yenmis, rk, su gibi sallanan bir merdivenle ikiliyordu.

Katip, tohumdan ayrilmis pamuk balyalarini tartiyor, deveci opur Halil de bacak bacak stne atmis, odada cigara iiyordu.

Aganin akli gitti. Zaten katip de isi birakmis, aganin yanina kosmustu. Birlikte merdivenleri ikarlarken aga birdenbire durdu, pesi sira gelmekte olan katibe:

- Gzlerine barnaklarima daktigim gibi ikicigini birden alirim, kosnk! dedi, palikemi mi yakdiracan? Ne dimeye sylemeyon palike iinde cuvara imenin yassah oldugunu?

Altmislik bir Selanikli olan katip sarsildi.

- Syledim, dedi, vallaha, billaha syledim!

- Syledin de ne dimeye sndrmedi?

- ...?

- ...agasinin hatiri kalir diye mi korhdun? Kalsin... Beni alakedar itmez.. Get, syle usulynen, sndrsn cuvarasini!

Odasina fkeyle dnen katip:

- Arkadas sndr cigarani! diye serte sylendi.

opur Halil:

- Tadini kairdin be! dedi, deminden beri sndr sndr.. Iki firrik kaldi surda zati..

- Iki firrik miki firrik bilmem, sndr.. Aga demedigini komadi bana.. Ne mecburiyetim var el iin laf isitmege?

- Aga bana birsey dimez, ben mstesnayim!

- Burasi fabrika.. Burda hi kimse mstesna degil.. Sndr cigarani! Had!.. Bak her taraf pamuk dolu.. Bir kivilcim, tamam. Sndr, sndr yahu!

Katibe ters ters bakan opur Halil yere attigi cigaranin dibini ayakkabisinin ucuyla ezdi. Bunu bir yenilgi

saymisti. Salvarinin cebinden ikardigi iri taneli sari kehribar tesbihini sakirdatarak ekmege basladi. fkesi gittike artiyordu. Katibe gz ucuyla bakti.

- Yer yer olmali ki... diye sylendi.

Balyacilarin kantara koyduklari pamuk balyalarini tartip numaralariyla kilolarini nndeki deftere kaydetmekte olan katip, gzlgnn stnden opur Halil'e bakti, lahavle ekti.

Beriki:

- Ne lahavle ekiyorsun lan? diye horozlandi.

Katip:

- Ben lan degilim, dedi, efendiyim ben!

- Suratindan belli...

- Belli tabii...

- Kes lan! Simdi efendinin de, beyinin de anasindan avradindan ektirirsin ha!

Gzlgn ikarip rahlesinin zerine hirsla birakan katip, kalkti devecinin karsisina dikildi:

- ek bakalim hadi!

opur Halil de kalkti, tesbihini salvarinin cebine koydu.

- Kadan asagi olmaz yani?

Katibi ggsnden syle bir itti. Birka adim gerileyen katip:

- Kadan asagi dersen o kadar ulan. Varsa bir marifetin gster!

Deveci Halil'i itmek istedi. Katibin eline serte vuran deveci:

- Biimli otur, bak, felerim ha! dedi.

Itismege basladilar. O onu itti, o onu. Sonra birdenbire karakucak oldular. opur Halil, ihtiyar katibi bir savurusta, rahlesine firlatmisti ki, yetisen hamallar araya girdiler, deveci Halil'i disari ikardilar.

Eli ayagi zangir zangir titreyen katip kkryordu. Basbas bagirarak odasinin kapisini arpti, arkasindan srgledi.

opur Halil'se hamallarin arasinda:

- Birazdan, diyordu, birazdan isterim bunlari: Eger bunu senin kesene korsam bu biyiklar anamin...

Bir bardak su ien katip, rahlesinin basina gemisti. Titreyen eline kopya kalemini aldi, gzlgn gzne takti.

opur Halil hala sgp sayiyordu.

Kantara konulan balyayi aliskin elleriyle tartiveren katip, hi de lzum yokken:

- Yz on kaldir!

Diye balyanin kilosunu seslendi.

Kendisine cevap vermege tenezzl edilmedigini sanan opur Halil gene sgd.

Ayni hareketi bu sefer mahsustan tekrarliyan katip:

- Yz sekiz, kaldir! diye bagirdi.

opur Halil ildiracak hale gelmisti.

- Ulan senin Isani, Musani, yedi gbek sonraki zrriyetini Iskenderin ordusuynan.. diye sgerek hamallarin elinden kurtuldu, katibin oda kapisina mthis bir tekme atti.

- ss ayi oglu ayi! dedi katip.

Deveci Halil fabrika sahibinin odasina taraf hizli hizli yrd.

Az sonra irir merdivenlerini inen agaya durumu anlatan katip:

- Beni size sikayete gitti! dedi.

Aga:

- Kulagasma.. cevabini verdi, yarin benim palikem yanarsa, tebastan yrek sogudur dmbkler!

Iplikhaneye taraf yolunu degistirdi.

VI

4 numaradan 24 numaraya kadar yumusak, ekstra, her katta bkl ve tier renkte pamuk iplikleri yapan iplikhane, erkek aptesanelerinin yaninda, mavi boyali kapilari ieri disari ailip kapanan, yksek atisini saglam demir kollarin tuttugu, aydinlik, tertemiz, piril piril bir atlyeydi.

Kapidan girince sagda RIETER markali banko makineleri... Fitil makinelerinden gelen pamuk kolonlari bankolarda isteniien numaraya gre incelir ve masuralara sarilirdi. Her bankoda nc ve Arkaci denilen isiler alisir. Islak betonun zerinde yalinayak veya takunyalarla alisan kiz, oglan, gen, ihtiyar, kadin, erkek isiler... Bilhassa ocuklar.. Dokuz, on yaslarinda, gzleri uyku dolu, renksiz seylerdir ki, is kanununa uysun diye, annelerinin, teyze, hala, dayi yahut ta tamamiyle yabanci bir byk insandan parayla satin alinmis nfus kaatlariyla ise girmislerdir.

Bankolarin yesil uha kapli ince silindirleri zerinde su gibi dagilip, sonra birleserek piril piril engellerden geen iplikler, masuralara bas dndrc bir hiz ve yumusak bir viniltiyla sariliyorlardi.

Her gn on iki saat ayakst alisan ufakli bykl isilerin vazifesi, arada kopuveren bu ince telleri Yapistirmaktir. Isiler bu yapistirmada yle ustadirlar ki...

Aga sagdan birinci bankonun yaninda durdu. Makinelere karsi tkenmez bir hayranligi vardi. Gzlerini yesil silindirlere dikti.

Aganin iplikhaneye geldigi haberi her zaman abucak yayildigindan, birer ksede ene alan, gazoz, ay, kahve imege sivisan, kizlarla dalga geen usta veya usta muavinlerine haberler uardi.

Gene yle oldu. Iplikhanenin koca gbekli, zampara ustasi atlyenin arka kapisindan usullacik girdi, arka makinelerden birinde szde tamire basladi.

Agaysa banko isileriyle konusuyordu.

Babasinin patlak yenli sari postallarini incecik ayaklarina geirmis, on iki yaslarinda bir bankocuya:

- Eee... dedi, memnun musun Italyan'in dzeninden?

Iri kulakli, yamyassi basini iki yana sallayan oglan:

- Birak be aga, dedi, nerden ikardin basimiza bu gavuru?

- Niye lan?

- Niyesi var mi bire aga.. Byle iplik olur mu? Kop ha kop!

- Ee.. Herif mehendis, gavur.. Senden benden eyi agnar tabi..

Gene boydan boya kopan iplikleri yapistirmaga kosan oglan:

- Onun gavurlugunu da, mhendisligini de... diye sgd.

Aganin yanibasinda beliriveren koca gbekli usta:

- Btn amele sikayeti! dedi, millet kan agliyor.. Hele dokumahane.. Byle giderse herifin Allahini sasiracaklar...

Aga glmsedi:

- Bana ne? Palikenin sahabi yalniz ben deelim ya.

Herifi palikeye de ben almadim...

- Vallaha bilmem.. Byle giderse isi tekmil ayaklanacak!

- Numan Serif Beyefendi dsnsn.. Gaviri bes seneligine konturatinan palikeye bagliyan o. Herif bana bile kafa tutuyor yallah deyince...

Aganin etrafini bir kisim isilerle, usta muavinleri almisti.

Avurtlari birbirine gemis bir usta muavini:

- Millet boyuna Smerbank fabrikasina kaiyor! dedi.

Aga:

- Nriym? diye omuz silkti, bana gre hava hos..

- Bereket versin Smerbank fabrikasinda da kadrolar dolu. Yoksa alistiracak adam bulamiyacaktik..

Aga kesti atti:

- Numan Beyle Italyan'dan sorun. Bana hi gelmeyin!

Yrd. Son derece memnundu. Yanibasinda yryen iplikhane ustasina:

- Akillari varsa, evirsinler gaviri, syle bir tenhada..

- Olacak, dedi usta, o da olaca..

- Insallah..

- Sen hi merak etme.. O, dokumacilardan bulacak belasini.. Sgen sgene...

Aga Kelep'lere geerken, iplikhanenin nihayetindeki odayi, Italyan'in alisma odasini enesiyle isaret etti:

- Gelmedi mi daha?

Usta:

- Dokuzdan evvel gelmez, dedi, herif Avrupali mhendis kolay mi? Bizim gibi degil ya. O yokken fabrika islemiyordu sanki, pek bir lzumu varmis gibi..

Kelepler, yani zgler, bankolardan dar bir beton yolla ayriliyordu. Bankolardan gelen iplik masuralari koca koca teknelerle keleplere tasinir, keleplerde zlr,

ileler haline getirildikten sonra paketlenip pazara sevkolunurdu.

Beyaz rtl baslari nlerine egik, siyah ggslkl isi kizlar haril haril alisiyor, ikide birde kopan iplikleri baglayiveriyorlardi.

Kelepi kizlar da bankodakiler gibi, fazla iplik kopmasindan sikayetiydiler.

- Ipliklere bir seyler oldu, diyorlardi, bu kadar senedir biz bu fabrikadayiz, bylesini grmedik..

Aga hemen cevapliyordu:

- Avrupali mehendisten eyi mi bileceksiniz? Akliniz ondan ok degil ya?

Kizlar:

- Pis cenabet, diyorlardi, nerden ikti basimiza?

- Ben ikarmadim, benim suncacik kabahatim yok.. Palikenin sahabi bir ben olsam, kuyrugundan duttugum gibi, yallaaah!..

Araya gene hemen koca gbekli ustayla usta muavinleri giriveriyorlardi:

- Belasini o, ekmekleriyle oynadigi isilerden bulacak... Yazik gnah degil mi su ana kuzularina? On iki saat ayak st alismak kolay mi?

Aga kurnazca glmsedi:

- Asinlar gzlerini! Aglamiyan ocuga meme var mi? Gedip Numan Beyefendiye sylediniz mi?

- Dogumacilar gitmis, sikayet etmisler... Dinlemis bir iki... Sonra kizmis. Avrupali bir fen adamina karsi sizin sikayetinizi dinlemem, haydi yallah mars demis..

Bosnak Cemile'nin yaninda duran aga:

- Koskoca Numan Bey.. dedi, bir ayagi Avrupada, bir ayagi Emelikende... Sen ben kim oluyok?

Bosnak kizinin yaninda aganin gene durdugunu gren iplikhanede Italyan hemen unutuldu. Sagda, solda fisiltilar basladi.

makine asagida alisan Arabusagi Karakiz, ayni

makinede alistiklari Arnavut Meryem'le Giritli Hatice'ye:

- Papaz, diye fisildadi, kiza nasil da bakiyor!

Ufacik burnunun ucu havaya kalkik Giritli Hatice:

- Heye, dedi, papaz ki papaz.

Daracik omuzlu, kara, kuru, irkin bir kiz olan Arnavut Meryem:

- Ya beriki? dedi, kaslara bak.. Babasinin ogluna surat ediyor sanki.. Bellersin ya babasi ya da..

Hatice:

- Kocasi! diye tamamladi.

- Vallaha.. Gzel olmaynan sanki..

- Hi canim.. Koskoca bir aga mesela.. Sen yle bir adama surat asacak insan misin? Kim oluyorsun sen?

Karakiz:

- Ondaki onur, kibir kimde var. Burnu kafdaginda.. dedi, su deveciden tr byle byle dedim, herif sana yangin dedim, kollarini burmaynan doldururum, gzmn yagini yesin diyor dedim de emkiriverdi!

- Katip yarin onun agzinin iine...

- Vallaha.. Deveci diyor ki, otuz kaat maasnan avrat mi sevilir, diyor.

- Bunnari hep kendine dedin mi?

- Cemileye mi? Dedim..

- Ne diyor?

- Hi. Seni idareye sikayet ederim diyor.. Etsin, korkum mu var? Onun feristahindan korkmam ben.. Ben kain kurrasiyim.. Lakin gttgm nokta baska...

Cemile'ye nefretle bakan Meryem:

- Tiskit, dedi. Ayagina gelmis bir kismet.. Su senin deveci beni almaz mi kiz?

- Seni ne yapsin kuru cenabet..

Arnavut Meryem iini ekti:

- Dogru bacim.. Beni napsin.. Kara, kuru..

Tam bu sirada elinde bir takim kaatlarla Cemile'nin katibi iplikhaneden ieri girdi.

Kara kiz:

- Aha, dedi, Asli'nin Kerem'i... Aklima da geldiydi ha.. Usta bir gicik aliyor ki..

Koca gbekli usta da katibi grmst. Yz derhal asildi, aganin kulagina:

- Senin Numan Beyin adami... dedi, saat basi burda.. Halbuki iplikhaneyle hibir alakasi yok.. Eline bir iki kaat alir, dolasir. Maksat kizlarla angaje etmek..

Agayi karsidan gren katip de sasirmisti. Geri dnmek istemis, spheyi bsbtn ekecegi iin vazgemisti.

Aganin yanindan geerken:

- Nirye gidiyon? diye aga sordu.

Katip durdu. Yeni tirasli yanaklari kizardi. Salari briyantinden isil isildi.

- Sinyor Orlandonun raporlarini gtryorum efendim! dedi.

Iplikhane ustasi:

- Italyan'in saat dokuzdan nce gelmedigini kendisine daha dn sylemistim!..

Katip sasaladi.

Aga serte :

- Dn, sylemis sana..

Katibin gz Cemile'ye kaydi.. gzgze geldiler. Verilecek kandirici bir cevabi yoktu. Bununla beraber, birseyler sylemeliydi herhalde. Gz tekrar kiza gitti.

Bu sirada aga:

- Hadi bakalim, dedi, yallah! Burasi angace yeri deel!

Mahvoldugunu sanan katip dnd, birbirine dolasan bacaklariyla, ikti gitti.

Usta:

- Bu (A) yedegi is basinda mi? Gece demez gndz demez, burda!

Yan gzle Cemile'ye baktiktan sonra:

- Ne hikmetse, diye tamamladi.

Aga aldiris etmemisti, tekrar Cemile'nin yanina sokuldu. Cemile'yse hirsindan titriyor, yasaran gzlerini saklamak iin basini egdike egiyordu.

Aga:

- Ee.. dedi, begenmiyon mu Italyan'in dzenini?

Cemile cevap vermedi. Basini az daha egdi, titreyen elleri makinenin iplikleri arasinda simsek gibi dolasti.

Aga:

- Sana sylyorum! dedi.

lslak kirpikleriyle agaya ok gibi bakan Cemile:

- Neblim ben, cevabini verdi.

Byle bir karsilik beklemiyen aga, iplikhane ustasina bakti. Usta glmsyordu, soguk, hain bir glmseyis..

- Bu ne tevir cuvap kiz? Sende hi terbiye yok mu?

Cemile:

- Yok, dedi.

Kizi uzun uzun gzden geirdikten sonra, basini salladi, fkeyle yrd. Iplikhane ustasi da pesinden gitti, disari iktilar,

Aga:

- Bu kiz kimin nesi? diye sordu, niye emkirdi yle?

Usta gene o hain glmseyisle:

- Sevgilisini kovdun ya! dedi.

- Ya... diye sasti, madem biliyordun bunu oglani ne dimeye kovdurdun bana?

- Bosver.. Bura katip ketebe takiminin angace yeri degil, iyi ettin!

- Yoksa...

- Yok vallaha aga.. Benim onun boyunda kizlarim var..

- Bana ne bok oldugunu belletme..

- Yok vallaha aga.. Inan ki degil..

- Bana ne bok oldugunu belletme Skr...

- Vallaha degil aga, billaha degil..

- Haydi yle olsun.. Kimin nesi bu?

- Bu muhacir esas, Bosnak.. Babasi uzun boylu bir adam. Lakin, memleketinde ok ileri, hanedandanmis.. Bilenler

anlatiyor, etebasiymis herif, bir tabur gavuru nne katar kovalarmis.. Tabi zengin adam, mal mlk ok.. Din ugruna, pir askina Sirplarnan bogusurmus. Lakin, zorlu dis eker ha. (Agzini ati, magara gibi oyuk bir dis yerini gsterdi) Bak, bu disimi ekti. Eli yle hafif ki.. Sonra, kirik, ikik, yara, bere.. Elinden her bir sey gelir.. Bu kizin bir anasi vardi aga, eh.. Allah isini gcn birakmis, bu avradi yaratmis derdin grsen.. Tevatr gzeldi. Bir sai vardi, topukta, beyaz beyaz, kar gibi. O kas, o gz..

- Ballandir ha ballandir gayri..

- Niye, kizi meydanda degil mi? Bir de kardesi var bu kizin, dokumalarda..

- Bizim dokumalarda mi?

- Heye, bizim dokumalarda..

- Babasinin zenaati madem bu kadar zorlu.. Ne dimeye alismiyor da ocuklarini palikede isletiyor?

- Vallaha bilmem amma, grms geirmis adam, derebey ocugu.. Dis eker beles, agri keser, kirik sarar, sa tiras eder, sakal kazir metelik almaz. Alsa halbuki,

ocuklarinin ikisinden de ziyade para kazanir amma, gel anlat.. Derebeyi adam, kimbilir.

Kendi ortagini hatirlayan aga:

- Bizim sogan erkegi gibi degil mi diye gld. Lakin aferin kiza.. koca bir patrona emkirmek..

Dokumahaneye taraf yrd.

VII

Agam tam dokumahane kapisina gelmisti ki, Italyan mhendis Orlondo, fabrikanin Memurlar Kapisi nda grnd. Beyaz kolonyal sapkasi, piposu, kurt azmani iri kpegi, budakli bastonu, kisa pantalonu ve sari sari tyl kipkirmizi bacaklariyla..

Aganin yz nefretle burustu. Sgd, yere tkrd, ieri girdi.

yz otomatik dokuma tezgahinin kulaklari sagir eden bir sakirtiyla alistigi dokumahane toz iindeydi. Basik atidaki pancerelerden birer stun gibi betona vuran sabah gnesinde pamuk tozlari uusuyor, dokumahane

kola koyuyordu.

Agayi kapida karsilayan dokumahane ustasi, gzleri burun kklerine akmis, oklava gibi upuzun, kupkuru, hilekar bir Arabusagi, aganin sol gerisinde yrrken, ona istemedigi bir sr sey anlatiyordu:

- ...isi galeyan halinde. Smerbank fabrikasina kaan kaana. Bereket versin oranin kadrolari dolu da.. Isi ne, yapsin? Kopani ekip baglamaktan bez dokuyamiyor ki! Bir sey degil, yarin biimsizlikler de olabilir.

- Ne gibi?

- Italyan'i istemiyor isiler! Anan yahsi, baban yahsi, g halle idare ediyorum herifleri.. Aga:

- Sana ne? dedi, niye idare ediyorsun? It isi, domuz derisi. Ko serhosu yikilana kadar!

- Herifi ldrrler aga..

- Bubayin oglu mu?

Sevinle alkalanan dokuma ustasi:

- Vicdan, dedi, insanda vicdan var da..

Aga syle bir bakti, yrd.

Iplikhanede oldugu gibi, dokumahanede de tezgahlari teker teker dolasirken, sinirli bir halde, kendilerini tutamayip Italyan mhendise kfr basan isilere:

- Siz Numan Begden daha mi eyi bileceksiniz? diyordu, herif ne Avrupasini kodu gezmedik, ne Emelikenini...

Isiler:

- Onun Avrupayi, Amerikayi gezmesi, babasinin bayraktar olmasindan bize ne? Biz ekmegimizi biliriz...

- Hakkinizda bu hayirli zahar ki.. Neden dirsen, basiniza koskoca bir mehendis getirdi hem de Italyan... O gelmeden bu palike isliyor muydu? Siz bez dokumasini biliyor muydunuz? Italyan geldi, her birseyler dzelmedi mi?

Arkasindan gevrek gevrek glyordu, Isiler de basiyorlardi kfr.

Dokuma ustasi agayi, yegeni Camgz Sadigin tezgahina

gtrd. Isilerinden isik geirilmis gazoz bilyalarini hatirlatan gzleriyle Camgz Sadik, aganin emrini bekliyordu.

Aga:

- Kos, dedi kos bakalim tezgahini!

Aliskin ellerle mekigine yeni masura koyan Camgz, tezgahini kostu, isletti. Sert sakirtilarla islemege basliyan tezgahta mekik yildirim gibi gitti, geldi... ve istop etti. Bes iplik kopmustu. Camgz Sadik kopan iplikleri abucak ekti, bagladi, tezgahini tekrar isletti. Az sonra makine tekrar istop etti. Drt iplik birden kopmustu.

Aga:

- Niye byle ediyor? diye sormaga kalmadan, Camgz eliyle, koluyla, kasiyla, gzyle basladi:

- Bu Italyan'in dzeni gibi bombok dzen grmedim aga. Bu kadar senelik dokumaciyim, basima bylesi gelmediydi.. Iplik ekip baglamaktan bez dokuyamiyoruz. On iki saat ayak st dikil, hava.. Bu gidisle ekmege, dilenecegiz.. Evvelce ne iyiydi! Hepimiz memnunduk.. Simdi?

Dayisina bakti. Beriki: ..devam et, devam et! demek isteyerek, aganin omuzu stnden basini salladi.

- ...simdi gnde bir tek top bile ikaramiyoruz.. Biz de insaniz, bizim de ekmek bekleyen oluk ocugumuz var.

Dokuma ustasi:

- Btn dokumahane byle dsnyor! dedi, herifler hakli. On iki saat alis, didin, tatli uykundan ol, sonra...

Aga:

- Peki ne yapalim? diye sordu.

Camgz:

- Kovun gitsin.. dedi.

- Kovun amma, Numan Bey bes senelik konturatnan palikeye bagladi. Istesek bile kovamayiz..

- Isi konturat monturat dinlemez aga. Isinin surasina geldi, biak kemige dayandi.. Burada yle isiler

var ki, anam avradim olsun biagi ekti mi...

Dokuma ustasi:

- Ne biim laf bu? diye gya sertlesti, kanuna, nizama karsi gelinir mi?

Gz kirpti.

Aga birdenbire:

- Su, dedi, iplikhanedeki Bosnak kizinin kardesi hangisi?

- Hangi Bosnak kizi? Cemile mi?

- Heye..

Orta makinelerden tarafi parmagiyla gsteren dokumahane ustasi ne dst.

Agayla ustanin kendinden tarafa gelmekte olduklarini gren Sadri'nin yanaklari kizardi, korkmustu. Tipki kizkardesi gibi basini nne egdike egdi.

Aga:

- Senin iplikhanede bacin var mi? diye sordu.

On alti yasindaki Sadri'nin sari tylerle kapli tombul yanaklari kizarip bozariyordu.

- Var.. dedi.

- Baban?

- Babam da..

- O bacina hi terbiye vermiyor mu baban?

Sadrinin kaslari atildi. Agaya, sonra ustaya bakti, daha sonra da yanindaki tezgahta alisan arkadasi dokumaci Musa'ya. Hibir sey anlamamisti.

Aga:

- Kiz eksigidir, diye devam etti, yarin elin eline dserse sikinti eker!

Sonra:

- Isler nasil gidiyor? dedi.

Sadri omuz silkti:

- ok kt aga..

- Niye?

- Boyuna iplik kopuyor.. Kopani ekip baglamaktan bez dokuyamiyoruz ki..

- Italyan'in dzenden sonra mi byle oldu?

Sadri:

- Yook... diye basini sallayinca, aganin omuzu zerinden bakmakta olan dokuma ustasinin yz kiristi.

- Yok!..

Sadri rkt. Adeta nutku tutuldu.

Aga:

- Niye durdun? diye sordu, Italya'nin dzenini begeniyorsun demek!

Bir kere ok yaydan ikmisti.

- ...Ilk zamanlar Italyan'in dzeni iyiydi... diye devam etti, kaymak gibi bez dokuyorduk, tbe iplik kopmuyordu.. Drt, bes gn byle gitti. Ondan sonra.

Dokuma ustasi:

- Bu agizlar Izmirlinin agizlari! dedi, birak bu agizlari da dogru konus!

Sadri:

- Dogru konusuyorum! diye israr etti.

- Konusmuyorsun!

- Dosdogru konusuyorum ben!

- Sen dogru konusuyorsun da, bu kadar isi yalanci mi?

Israrda fayda grmeyen Sadri, tezgahina dnd, isiyle ugrasmaya basladi.

Aga:

- Izmirli de kim? diye usullacik sordu.

Arka tezgahlardan birinde alismakta olan kisa boylu, yusyuvarlak birini parmagiyla isaret eden usta:

- Orda.. dedi, ta orda iste!

Aga o tarafa yrynce, usta bir is bahane ederek, makinelerden birinde szde tamire basladi, aganin pesisira gitmedi.

Bir kedi kadar evik, aikgz olan Izmirli Nusret, lisenin onuna kadar okumus, cin gibi bir delikanliydi. Iplik ve bez randimanlarinin niin birdenbire dstgn kisaca anlatti:

- ...kolaya zimpara tozunu usta beyin adamlari atiyor.. Malum a, zimpara tozu asindiricidir.. Tel gcle asiniyor, asinan tel gcler de iplikleri zedeleyip kopariyor.

- Ustanin ne menfaati var bunda?

- Italyan'i sepetletip eskisi gibi tek basina kalmak!

Aga btn bunlarin farkinda degilmis gibi, renk vermiyordu.

Dokumahane kapisina dogru giderken, usta endiseyle bakiyordu. Gzyle gel! yapan aganin pesi sira dokumahaneden ikti, iplik ambarindan ieri daldilar.

Sagli sollu, tavana karar istifli iplik paketlerinln arasinda daracik yol, giris kapisi gibi kck bir kapliyla disari ikiyordu.

Aga bir ara durdu. Dokuma ustasinin gzlerinin iine bakarak:

- Italyan'in ayagi byle alinmaz! dedi.

Dokuma ustasi gene itiraz etmek isteyince:

- Patirdiyi birak! dedi, surda bizbizeyiz... Senden, benden gayri kimse yok: Agnadin mi?

- Sana diyom.. Agnadin mi?

- Anladim aga..

- Lafima eyi kulak vir.. Italyan'in ayagi byle alinmaz!

- ...?

- Elimden gelse, bi gasik suda bogarim dmbg? Amma, asil zorum tekinde, onu burya getirende.. Agnadin mi?

- Anladim aga..

- Numan beg, Numan beg... Ne Avrupasini kor, ne Emelikenini.. Sifatini grmyon mu? Gavudan fark var mi? Yazinin kabiklisini tebelles etti basimiza.. Ayda bin lira para, pirim, ikramiye, virt zirt.. Sana bisey deyim mi? Amma aramizda kalacak...

Gzleri parlayan usta:

- Yanimda adam bogazla istersen aga dedi, benden sir ikmaz!

- ...ben bu Numan dmbgn de bir biimine getirip, yallaah...

- En saglami o zati.. Nedir yle.. Muhasebeyi mektepli memurnan doldurdu.. Eskiden iki, katip.. Is gene bu isdi, hesap kitap gene bu hesap kitapdi...

- Tabi canim... Bi sr it doldurdu palikenin iine..

- Haklisin aga...

- Yenisden sylyorum, szme kulak vir, a gzn; Italyan'in ayagi byle alinmaz!

Bir mddet bakistilar.

- ...nasil alinacagina gelince... sen bi selamet zamanda gel de, beni gr... Istersen eve gel.. Gece gel.. Agnadin mi?

- Anladim aga, emredersin, basimla beraber...

- Haydi get isiyin basina!

Iplik ambarlarinin alt kapisindan ikti, muhasebeye taraf gitti.

Bu kadarini kabil degil tahmin edemiyen dokuma ustasi, sevin iindeydi. Ay benimle olduktan sonra, yildizin kuyruguna arpim! diye sylenerek dokumahaneye girdi. Hala korku iindeki Sadri'nin yanindan kayitsizca geti yegeni Camgz'n omuzuna dokundu. Yegeniyle birlikte odasina gittiler.

VIII

Muhasebe servisine geldigi zaman aga, saat dokuz buugu gsteriyordu. Onun muhasebe servisine girisi her zamanki gibi merasimle baslarini kocaman kocaman defterlere indirmis alisan memurlar ayaga kalkmislardi.

Okumus insanlari huzuruna alip, onlarla alay etmege, maas verdigi memurlardan mutlak bir saygi grmege bayilirdi. Ille doktor, mhendis, avukat gibi giptayla karisik bir haset duydugu kimselere karsi ok daha hasindi. Surda burda lafi gelince, hemen tasi gedigine koyuverirdi: ...tohtur oldular, mehendis oldular, abukat oldular da ne derdi, huzuruma vardilar mi, el felemiyorlar mi?

Bugn de her zamanki gibi, muhasebeye girince btn memurlar ayaga kalkmis, yalniz birisi, iplikhaneden kovdugu katip aldiris etmemisti. Fabrikaya ortagi Numan Beyin aldigi bu katibin babasini da, ortagi Numan Bey kadar sevmezdi. Gemisini bilip, surda burda yzne vuran cahilligiyle alay eden, bilhassa, soy, sop, asalet filan karistiranlardan nefret ederdi.

nndeki deftere basini egmis, bir seyler yazar grnen katibe fkeyle bakarken: Kogdum diye zoruna

getti, onun iin degil mi? Tabi kogarim. Mayisini ben viriyom! diye dsnyor, fkesi artiyordu.

Katipse onu sahiden grmemisti: Btn milletin, bilhassa Cemile'nin nnde rezilce kogulusunu bir trl hazmedemiyor, annesinin yillarca nceki szlerini dsnyordu.

Btn hayati boyunca kocasina kayitsiz sartsiz bagli kalmis, onun fkesine, kfrne, hatta dayagina tahamml edip boyun egmis olan annesi, belki de hayatinda ilk ve son defa kocasina isyan etmisti.

Iri yari babasi konagin genis sofrasinda, rugan iskarpinlerini cizirdata cizirdata dolasirken:

- ...okumasinlar efendim, diye bagirmisti, benim ocuklarim da okuyup tahsili ali grmeyiversinler, kiyamet kopmaz ya! Hem okuyup ta ne olacak? Gzleri ailip, hisleri incelip, etrafin irkinleri karsisinda adim basi zlmektense, neme lazimci birer kk zenaatkar olup oluk ocuklarinin ekmeginden baskasini dsnmeyi bilmesinler daha iyi!

Tam bu sirada ufak tefek, halim selim annesi, bir elinde bir bas sogan, br elinde bir biak, mutfaktan disi

bir pars gibi firlamis, kocasinin karsisina dikilmis:

- Okuyacaklar! diye haykirmisti, evlatlarimi baskalarinin karsisinda el ovalamaga mahkum birer snepe grmektense, lmeyi tercih ederim. Benim ocuklarim okuyacaklar, babalari gibi..

Iplikhaneden koguldugu halde sesini bile ikaramayisiyle, annesinin o zaman szn ettigi Snepe oldugunu saniyor, bundan kurtulmak iin ne yapmasi gerektigini dsnyordu ki, omuzu drtld. Dnd. Aga. Ayaga firladi ama is isten gemisti. Tipki iplikhanedeki gibi, kalin, kiril kaslarini atan aga, hisimla bakiyordu.

Neden sonra:

- Senin adin ne? diye sordu.

Katip ismini syledi. Aganin bunu bilmezmis gibi davranisi tuhafina gitmisti.

Beriki hep ayni agirlikla:

- Senin buban, anan yoh mu? diye sordu. Basinda bir bgyn yoh mu?

Her seyi gayet iyi bilen aganin bu trl davranisi katibi bsbtn sasirtmisti.

- Var efendim.

- Sana he mi terbiye virmediler? Dimediler mi ki, bir insanin bir byg bir yerden ieri girdi mi, zippadan ayaga kalkilir, hrmet gosdrdlr demediler mi?

Katip kekeledi:

- Mesguldm efendim, grmedim affedersiniz.

- Mesguldn, gormedin. Mesgullgnzen beni ehya ettiniz. Siz yokken bu palikenin hesabini kitabini divarlara yazdirirdim ben... Genede isim yrd.. Ne bu masebe musebe, defter, kalem virt zirt... Fuzuli masraf.. Aybasi olsun, kosun kasadara.. Ne is grdgnz var sankim? Beni ehya mi ettiniz?

Katibi bakisiyla ezmek istiyordu.

Katipse, gene cevap veremiyordu. Snepe! diye dsnd. Baskalarinin karsisinda el ovalayip, susmaga, haksizliklar karsisinda susmaga, vicdani emrettigi halde

susmaga, kfre karsi bile susmaga, velhasil 24 lira 95 kurusun hatiri iin, en susulmamasi gereken haller karsisinda bile susmak zorunda bir snepe!

Oysa, hi de byle olmak istemeyen bir suuru vardi. Eger Cemile olmasa, 24 lira 95 kurusa bile bos verir, masasindaki defter, kalem, hokka, hesap makinesi ne varsa herifin suratina firlatir, sonunu dsnmezdi bile.

Fakat... O kadar yalnizdi ki..

Aga:

- Terbiyesiz!

Dedi, btn muhasebe servisine ken agirligini da birlikte srkleyerek, agir agir yrd, gitti.

Masasina ken katip basini avulari iine almisti.

Sagda, uzun bir masada yanyana alisan primanota, defteri kebir ve muavin hesaplara bakan iki arkadas - biri tombul, beyaz yakisikli, teki esmer, kuru, irkin, stelik kendini begenmis - kaplarina sigamiyorlardi.

Kurunun bacagi, tombulun bacagini:

- Senin ukala dmbelegine bak!

Demek isteyerek drtt.

teki cevap verdi:

- Farkindayim.. Hani izzeti nefis, haysiyet, kabadayilik?

Iki adamin bacagi konusmaya devam etti:

- Fasarya.. Adamsa o laflari yemeseydi! Yenecek laf mi o laflar? Terbiyesiz dedi be!

- Der.. Maas veriyor..

- Hadi be sen de.. Maas veriyor diye?

- Ne o? Sen de mi?

- Ne ben de mi?

- Sana sylese sen cevap verebilir miydin?

- Tabii verirdim!

- Cart.

- Cart sana, senin slalene...

- ...!!!

IX

Bir ayibaligini hatirlatan genis omuzlu, kocaman kocaman elli Umum Mdr Yahudi Salomon, iri burnunu nndeki kaatlara indirmis, yanibasindaki koltukta, Italyan kirmali Fransizcasiyla hararetli hararetli konusmakta olan Sinyor Orlando'yu dinliyordu. Orlando:

- Sabote ediliyorum, farkindayim! diyordu, imalati dsrmek iin ellerinden geleni yapiyorlar... Bir tasla iki kus vurmak!.. Bu suretle hem fabrika idaresi, hem de isi, bilhassa buna ehemmiyet veriyorlar, aleyhime dnecek.. Btn yeniliklere karsi ayni reaksiyon, malum.. Numan Beye her seyi anlattim.. Numan Bey kibar adam, kltrl adam, bir Avrupali kadar ileri anlayisli adam!

- Orasi muhakkak.

- Ama teki? Tam bir feodal, hem de en fenasindan..

Niin dolasir fabrika ilerini? Alakadar olmasin, biraksin size ve bana.. O istesin bizden randiman!

ukurovaya altlari delik desik pabulari, kirli atlet fanilasi, pis hasir sapkasiyla talihini denemek iin gelen Yahudi Solomon, anbar memurluklari, kantar katiplikleri yapmis, sonralari ukurovanin esitli kasaba ve sehirlerinden uzun uzun srtms; aikgz; hinoglu hin, yas yere basmaz biriydi ki nasilsa bu fabrikaya kapilanmis tirnaklarini adamakilli geirmisti:

Syle byle Fransizcasi; biraz Almancasi ve diger alafranga anlayis tarafiyla Numan Rst Beyi; sirasinda karacahil bir bakkal kadar hesabiligi, vurdumduymazligiyla da Kadir Agayi avlamis, gzlerine girmisti.

Fabrikada arpisan menfaatlerin farkindaydi. Ama o taraf tutmayi kendi ikari disinda buldugu iin, kkleri ta Numan Rst Beyle Kadir Agaya kadar uzanan bu zitligi anlamaz grnyordu.

Kipkirmizi yz bsbtn kizaran ve bir makineli tfek gibi konusan Italyani sakin sakin dinlerken, bir yandan da o gn postadan ikan mektuplara gz atiyor, iplik ve bez siparisleriyle ilgilileri, ticaret masasina verilmek

zere, bir kenara birakiyordu.

Sinyor Orlondo:

Siz Agaya syleyin ltfen, diye devam etti, zahmet edip girmesinler fabrika ilerine.. Bu fabrikanin mhendisi benim. Sorulacak bir sey varsa, agirsinlar beni, icabeden izahati vereyim kendilerine!

Birdenbire basini kaldirdi Salamon:

- Yorma kendini, dedi; Kadir Agaya bu sylenmez.. Sylense bile hi bir tesiri olmaz. Kadir Aga bir bakkal, karacahil bir bakkal kadar iptidaidir. Orta Anadolulu bir bakkal nasil her sabah dkkanini besmeleyle aar, kavanozlarinin tozunu alir, onlari oksar, severse, Kadir Aga da byledir. Kolaya zimpara tozu karistirildigi meselesine gelince.. nemli, ok nemli bu. Siz bu hususta ne biliyorsaniz ondan bahsedin.. Yoksa, Kadir Aga syle, Kadir Aga byle.. Bu skmez. Kolaya zimpara tozu atandan haberiniz var mi? Kimdir bu sabotr?

- Bunu kimin yaptigi, daha dogrusu yaptirdigi, bence malum..

- Kim?

- Dokuma ustasi!

- Onun tesvikiyle olmasi gayet tabii.. Ama atan kim?

- Anonim bir is bu.. Filandir diyemem henz.. Tertibatimi aldim ben de, sust yakalatacagim... Mamafi, btn bunlar grlmemis, bilinmeyen seyler degil.. Basta iplik ve dokuma ustalari olmak zere, btn usta muavinleri ve btn bunlarin hatta Kadir Aganin propagandasiyla da isilerin yzde doksan sekizi aleyhimde... Ters ters bakiyorlar, homurdaniyorlar, beni istemiyorlar!

Umum Mdr gld:

- Demek Kadir Aga da?

- Elbette... Yoksa niin dolassin fabrika ilerini?

- Ne yapalim? Siz Italya gibi yerde, fabrika umuruyla ugrasmis insansiniz. Elbette bunun da hakkindan geleceksiniz!

- Italya, Fransa, Hindistan...

- Mesele yok..

Yan kapidan Kadir Aga giriverince, Italyan mhendis usulcacik kalkti, br kapidan ikti, gitti.

Arkasindan nefretle bakan aga:

- Gene ne patirdatiyordu? diye sordu.

Umum Mdr sadece gld.

- Beni ekistiriyordu deel mi?

- Malum sikayetler efendimiz..

Masasi zerindeki kaatlarla mesgul olmaya devam etti.

Masaya az daha sokulan aga:

- Ne diyor? diye gz kirpti.

- Malum sikayetler dedim ya.. Atlyeleri gezip dolasmaniza kiziyor. grenmek istedigi bir sey varsa beni agirip sorsun diyor.

fkeyle dogrulan aga:

- Sen o kabikliya dirsin ki, kendini palikeme nc ortak deyi almadim diyor Kadir Aga dirsin! Mal benim.. Istersem alar kibriti yaharim.. Agnadin mi?

- Haklisin aga... Amma...

- Ne amasi?

- Ona bunu anlatmak zor... Avrupa'da...

- Burasi Avrupa mavripa deel! Burasi Trkiye, asin gzn, amazsa aarlar... Begenirse byle, begenmezse ekilir gider melmeketine.. Burayi begenmiyor da ne dimeye gelmis?

Milliyet meselelerinin ailmasindan hi hoslanmayan Yahudi Salomon, cevap vermedi.

Onu uzun uzun gzden geiren aga:

- Yohsa sen de mi onda yanasin?

Etine igne drtlms gibi irkilen Salamon:

- Ne mnasebet efendimiz? dedi. Ben sadece onun zihniyetinden bahsettim...

- Sen de gavirsin mesela... Amma gavirdan gavira...

- Hayir, ben gavir degilim...

- Niye? Kabikli deel misin sen?

- Yooo..

- Essahdan mi lan Salamon? Essahtan kabikli deel misin?

- Ben yarim snnetliyim.

- Yarim gavir yani..

Glstler.

Aga birdenbire:

- Dur hele, dedi, sennen de arayi aaciyk gayri..

- Niye?

- Sen nesin birada? Umum Mdr msn, yogsa esekbasi mi?

Piskin Salamon gayet sagukkanliydi:

- Niin? diye sordu.

- Palikeynen hi alekadar degelsin!

- Mesela?

- Meselasi var mi canim? Ameliye tekmil sikayeti Italyandan. Herifin dzenini begenmiyorlar, tbe begenmiyorlar. Ameliyeleri agirip ifadelerini aliyon mu?

- Baska?

- Katipler iplikhane kizlariynan angace ediyor..

- Baska?

- Anayin dini! Mtteymum gibi ifademi mi aliyon?

- Estagfurullah. Siz msterih olun..

Deveci Halil'i odasinda, maroken koltuklardan birinde, bacak bacak stne atmis bulan aga:

- O ne? diye sordu, hayrola?

Ayaga kalkan Halil:

- Ben sana kstm! dedi.

- Niye?

- Ben bu palikede mstesna miyim, degil miyim?

- Bu da laf mi bre Halil? al kibriti yak!

- Madem yle.. Ne dimeye mayetindeki itlerini baglatmiyon?

- Ne var ki? Nolmus ki?

- Ben kendimi bu palikenin sahibi bilir senin de beni evladin gibi sevdigini zannederdim... Meger...

- Eyi amma niye sylemiyon noldugunu bre Halil?

- So bir katibin var senin, irir katibi midir, nedir.. Herif tuttu bizi odasindan kovdu be!

- Kovdu mu? Nasil kovar?

- Kovdu iste, basbayagi kovdu...

- Nasil kovar yahu?

- Basbayagi kovdu bre aga.. Lakin hatir saydim, senin gl hatiriyin depemde yeri var.. Yogsa Allahimi inkar edim, on iki dene miralayi tokati.. Zati iki sikimlik cani var.

- Niye kavga ettiniz?

- He yahu.. Fasofiso! Kendini adam belledik, gettik odasina, bir iki oturduk moturduk. Sndr carani! Dedim ki, benim caramin atesi, bu palikeyi yakmaz, merak etme dedim.. Yok, ille sndr.. Aganin emri var filan fistik.. Aga bana bir sey dimez, aga beni kendi belinden inme, z evladi gibi sever dedim, gene yok.. O sira sen getin, ardindan getti, geldi, sndr carani, aganin emri byle.. Depem atti. Lan dedim, senin habibini... Lakin,

olmaz.. Itin degil, sahabinin hatiri var, seni saydim... Essahdan sen mi dedin?

- Tbe Halil, habarim bile yok vallaha...

- Peki, nasil cesaret eder bu byle?

- Cebimden harcamis.. Senin agan benim kardasimdan ileri mesela..

- Ona bi dene konsam yarisi bosa gider. Lakin saydigim nokta baska.. Anliyon a?

- Nefesini tketme.. Cebimden harcamis ksnk. Elli olsa lafimi yimem. Dedim dedim, dimedim dimedim.. Nefesini tketme... Palike iinde ara imenin yassahidigini tamim ettik a, sana gre deel tabi..

- Bisey degil, o kadar hambali stme gldrd.. Sana bisey deyim mi? Beni sevdigini anlayim ki, onu simdi agirmalisin, benim nmde agzinin bi gozel kayarini vermelisin!

- Kulagasma bre herif.. Bunnar ecir takimi, maysi kismi.. Nirden bahsan igeri bes para itmez.. Sana benim cebimden harcamis..

- Yok, dedi opur Halil, sen onu igir benim yanimda..

- Mayisi kismi bre herif, nereden baksan...

- Yok, ille agir onu, benim nmde...

aresiz masasina geti, zile basti; ieri giren odaciya, irir katibini agirmasi emrini verdikten sonra, altin ereveli gzlgn gzne takti.

- Agan nryor? Alemleri eyi mi?

- Agamin alemi Sultan Sleyman'da yok.. Iki dene bar kizi kapatdi kii.

Aga gld:

- Iki dene ha? Zorlu mu bari?

- Ne diyon bire aga.. Lokman Hekimin yi dedigi..

- Dimek iki dene,

- ...Iki dene ki feryat! Biri sari sali, biyaz; tekinin

salari zmrt gibi, esmer..

- iftlikte mi eylesiyorlar?

- Heye.. Hani raki itiydiniz, st kat var ya... Orayi tekmil bosalttirdi, avradini mavradini, ocuklarini mocuklarini da mektebe kayit iin geldilerdi..

Kapi vuruldu, irir katibi girdi.

Surati derhal asilan aga:

- Ben size benim cebimden harcamak yassah, herkes kendi cebinden harcasin dimedim miydi?

opur Halil'e bakan katip:

- Demistiniz efendim.

- Demistim de, ne dimeye benim cebimden harcadin?

- Sigara iiyordu, sndrmesini rica ettim, dinlemedi. Ben de...

- Sen de.. Aga byle byle diyor didin?

Katip basini egdi.

- Buyur, dedi aga, dimedim miydi? Sana benim cebimden harcamis.. Elli olsa yimeni lafimi.. Didim didim, dimedim dimedim.. (Katibe) Bundan kelli, istemem! Herkes kendi cebinden harcasin.. Hadi, yallah isiyin basina!

Agayi selamlayan katip, odadan geri geri ikti.

opur Halil:

- Bylelerine Allah kel virsin de tirnak virmesin aga.. ingeneye beylik vermisler, pesin babasini asmis..

- Dogru.. It kapida zebun gerek.. Babalarimizdan, dedelerimizden byle duyduk, byle belledik...

Deveci Halil ikip gittikten sonra, aga odacisini agirdi, deveci Halil'i odasina biraktigi iin sgd, saydi.

Odaci:

- Dinlemedi aga, dedi. aga beni kendi z evladindan ziyade sever, dedi...

- Desin, birakma!

- Siz huylanirsiniz diye..

- Benim huylanmama bakma.. Bir daha istemem... Hadi!

Odaci ikti. nne bir tomar parsmen eken aga, yeni grendigi imzasini atmaga basladi. Bu imzalar, birbirine paralel drt, bes izgiydi.

Elinde piril piril stilo, gznde gzlk, imza isine yle dalmisti ki.. Kapinin ailip ortagi Numan Serif Beyin ieri girdiginin bile farkinda olmadi.

Cahil ortagini kapida uzun uzun seyrettikten sonra Numan Serif Bey:

- Ulan, dedi, ulan Kadir.. Hani yakismiyir da degil ha! Bir yabanci grse seni sahiden de umum mdr sanir! Kelle, kulak, heybet...

Sapkasini ikardi, odaciya verdi, sonra geti maroken koltuklardan ksedekine kendini birakti.

Karakulak zadelerin mkellef konaginda gzlerini dnyaya aan Numan Serif Bey, btn mr boyunca hesapsiz

bir refah iinde yasamis, elli bes yaslarinda, gerekten bir erkek gzeliydi. Yasamasini, yemesini, imesini, oturup kalkmasini, grsp konusmasini bilir, yalniz Trkesiyle degil, Italyanca, Fransizca ve Almancayla da meramini anlatabilirdi.

Istanbulda yazlik, kislik kskleri, bir de yalisi vardi. Btn bu ksk, apartman ve yalisinin duvarlarinda Paris'ten, Londra'dan, Felemenk'ten getirilmis esitli tablolar asiliydi. Amerika'dan otuz ksur bin liraya satin aldigi kahverengi motr yalisinin nnde her an tertemiz, piril piril bekler. Numan Serif Bey, bilhassa tasavvuf siirine dskn, sapkayi fes, Trkeyi Osmanlica, ve bu dnyanin hayi huyu iinde eski gnleri tahayylden zevk alan dostlariyla mehtap alemlerine ikardi.

Her yil hayir cemiyetlerine dedigi binlerce liradan baska, evinin kapisini alan hibir fikarayi ters yz evirtmez, para, yiyecek, eski su bu verdirir, hatta fazla ihtiyar olanlari salona ikartip, karsisina oturtarak, altin yaldizli fincanlarla kahve ikram eder, grsr, konusur, giderken de ihtiyarin kuru avucuna bir miktari mnasip birakirdi.

Bu yzden memlekette ok sevilir, fukara babasi denilirdi.

Btn mr Paris. Londra, Berlin, Roma, Kahire v.s. de gemistir denilebilir. Fabrikayla ilgisi yilbaslarinda bilanoyu tetkikten sonra, hissesinin ayri bankadaki cari hesaplarina naklinden ibarettir.

Odanin iine agir bir lavanta kokusu yayilmisti.

Nesesi gene iyice kaan Kadir Aga, masadan kalkmis, gzlgn mahfazasina, stilosunu da yerine koymustu..

Numan Serif Bey:

- Otur, otur, niye kalktin? Pek yakisiyordu, dedi.

Aga:

- Birak taskalayi beyefendi, biz ne kadar olsa malum a...

- Canim bunu herkes bilmez... Hi kimse asalet nisanlarini dogarken birlikte getirmez.. Btn bunlar sonradan yakistirilan seyler... Otur hadi otur.. Hazir yakisiyordu da...

- Birak, canim sikiliyor beyefendi.

- Niin sikiliyor canin bakim?

- So palikenin ehvali...

- Fabrika demeyi grenemedin gitti.

- Dilim dnmyor.

- Ne varmis fabrikanin ahvalinde.

- Italyan'nan gonus da sana diyiversin!

- Gonus degil konus, diyiversin degil, deyiversin...

- Neyse iste...

Birdenbire ayagi kalkan Numan Serif Bey:

- Konustum, diye Kadir Aganin gzlerinin ta iine bakti. Italyan'la da konustum, diger icap edenlerle de aga hazretleri.. Edindigimiz kanaat su ki, sen iyi insan degilsin!

Kadir agadan iki karis daha uzundu, daha iri, daha heybetli..

- ...?

- ok fena insansin sen Kadir.. Eger bana gelip, seni ortaliktan...

- Kim demis? Seni ortakliktan ikarmak istedigimi kim demis?

- Patirdi etme.. Bana gelip, hisseni satin almak istiyorum, bana devret deseydin, belki razi olurdum.. Amma simdi arikli erkaniharp zekanla giyabimda dalavereler evirdigini isitince..

- Ne dalaveresi? Kim demis?

Numan Serifi Bey kesti atti:

- Neyse, fazla laf istemiyorum, Italyan burada kalacak ve fabrikada ben bulunmadigim zaman beni temsil edecek!

Kadir aga, Numan Serif Beyin heybeti karsisinda ufalmisti.

- Bunu amelelere agnat! dedi, bana gre hava hos.. Zatiniz herifnen bes senelik mukavele imzaladiniz..

- Herif degil o, mhendis, Avrupali yksek mhendis, fen adami!

- Neyse, beni ilagedar etmez...

- Ilagedar degil, alakadar...

- Ne ise...

Odadan ikan ortagina birdenbire her zamandan ok fkelenen Numan Serif Bey, zile basti, odaciya:

- Bana umum mdr agir! dedi.

Az sanra koca burunlu umum mdr, ellerini ovaliyarak ieri girdi.

- Buyrun beyefendi.

Numan Serif Bey grledi:

- Sana emir veriyorum, a kulagini. Ben fabrikada bulunmadigim zamanlar Sinyor Orlando dogrudan dogruya benim sahsi mmessilimdir... Bu bir, ikincisi onu saymiyan, verdigi emirleri harfiyen yerine getirmiyen kim olursa olsun, derhal kapi disari edilecektir.. Italyanin aleyhine kurulmak istenen ve gnlerden beri hazirlanan komplodan

gnn birinde onun kilina zarar gelirse...

Umum mdr ellerini ovaladi:

- Bu vaziyet karsisinda bendeniz ne yapabilirim beyefendi?

- Ne mi yapabilirsin? Derhal Emniyete haber verir...

- Elbette beyefendi, orasi malum...

- Senden baska bir sey istemiyorum ki...

Odanin iinde kseleme dolasmaga basladi.

- ...Budala, sersem, hayvan herif.. A kpek, kara cahil, meymenetsiz.. Tuttuk kendimize ortak aldik, gittik fabrikayi satin alma isini Ankara'da hallettik, sonra herif.. Alacagin olsun ulan yazinin yarim pabulusu. Unuttu Mahmutpasa Haninin kapisinda tavsan derisi bekledigi, yapilara esekle kum, akil tasidigi, peynir, ekmek, tursuyla srttg gnleri..

Pencerenin nne dikilen bir insan karaltisina dikkat ederken, umum mdre sordu:

- Kimdir orada dikilen? Ne istiyor?

Umum mdr gitti, bakti, geldi.

- Bizim katiplerden biri..

- Ne istiyormus?

- Sizinle grsecekmis..

- Ne grsecekmis benimle?

- Bilmiyorum efendim.

- agir gelsin!

Sabahleyin Kadir Aganin iplikhaneden kovdugu, sonra da muhasebede azarladigi katipti. Iki sene nce fabrika muhasebesine aldigi Milli Mcadele arkadaslarindan birinin oglu olan delikanliyi taniyan Numan Serif Bey:

- Buyurun, dedi, bir arzunuz mu vardi?

- Evet efendim.. Size bir maruzatim vardi.

Yan gzle umum mdre bakti.

Numan Serif Bey:

- Buyurun! dedi.

Katip ilkpesin agir agir baslamisti, gittike fkelenerek yle bir hinla anlatti ki, Numan Serif Bey:

- Vay it vay! dedi, vay iki paralik serseri vay! Senin baban bu memleket ugruna alisirken, o... Atirmasin agzimi, kefen soyucu rezil.. Servetini nereden topladigini bilmeyenlere yuttursun. Kpek!

Katibe, fkeyle yiyecekmis gibi bakan umum mdr, basiyle, disari ik! demek isteyen bir isaret yapti. Katip tereddt etti. Umum mdr isareti tekrarlayinca, katip disari ikmak iin hazirlanmisti ki, Numan Serif Bey:

- Hirsiz, katil... diye mirildandi. Umum mdre dnd:

- ... Fabrikamin iinde neler oluyor Salamon?

Katibe:

- Peki, siz gidin isinizin basina!

Tekrar umum mdre dnd:

- Bundan sonra benim bulunmadigim zamanlar bu ocugun himayesi de sana ait, anlasildi mi?

Umum mdr hi de memnun grnmyordu.

- Anlasildi mi diyorum sana?

- Anlasildi beyefendi, elbette, vazifem.

- Ver surdan bana bir kaat...

Demin Kadir aganin imza denemeleri yaptigi parsmen tomarindan bir kaat eken umum mdr, Numan Serif Beye uzatti.

Zarif stilosuyla sinirli sinirli yazan Numan Serif Bey, deminki katibin maasina on lira zam hakkinda bir rapor tanzim etmis, altini imzalamisti. Umum mdre uzatti.

Raporu abucak gzden geiren umum mdr:

- Usulszlk olmaz mi beyefendi? teki memurlar..

Diye itiraz etmek istediyse de, Numan Serif Bey gene grledi:

- Senden mtalaa istemedim, yallah hadi, mars!

Umum mdr elinde kaat, ikti.

XI

Fabrikanin Amele Kapisi zerindeki yuvarlak saat glenin on bir buugunu bes geeyi gsteriyordu. Tam on bir buukta dokumahane paydos olmustu. Simdi iplikhanenin kadin isileri, siyah ggslk, beyaz basrt kalabaligi halinde, yorgun ikiyorlardi.

Fabrikanin n, pazar yeri gibiydi: zm kuru yemis, portakal, esit esit tatli, kuru kfte, simit saticilarinin haykirislari birbirine karisiyor, kuvvetli gnesin altinda hazla uusan besili karasinekler yiyeceklere inip kalkiyorlardi.

On iki saatlik yorucu bir isten sonra kavustuklari hrriyetin nesesiyle gnese karsi gerinen, birbirini kovaliyan, yahut birbirlerine yaslanarak iplikhane kizlarini seyreden, laf atan delikanli dokumacilar, fabrika meydan hamallari, yalin ayak ocuklar, btn bu grlt, samata ve kaynasmayi alismamis, yadirgi gzlerle seyreden yayla memleket usaklari.

Parampara stbaslariyla bunlar yle oktu ki...

...

Dokumaci Sadri, Kooperatif bakkalina girdi. Her paydosta oldugu gibi, dkkan gene agiz agizaydi. Gms ereveli beyzi gzlgn alnina kaldirmis bakkalla, kipkirmizi bilekli iragi, on kurusluk tahin helvasi, kara zeytin, on iki buukluk pirin, mercimek, tuz tartip, lamba cami, kzbasi ivit boya, somun yahut cigara vermek iin didinip duruyorlardi.

Msteriler sabirsizlandilar.

- Mamid aga!

- Daha bekliyeciyk mi Mamid emmi!

- Mamid emmi be.. Ben hepsinden nce geldim, hepisinden arda kaldim...

- Mahmut amuca!

Mahmut aganin gene basucu sancimaga baslamisti.

- Vay Mahmut aganizin anasini avradini diye okkali bir kfr savurdu. Kahkahalar ykseldi.

Bir fii gibi yusyuvarlak biri olan dokumaci Musa:

- Arrr!!! dedi.

Camgz Sadik agziyla zort ekti. Deveci Halil:

- ek kardes, dedi, bir yokusun kaldi!

Mahmut aga glverince, tekrar kahkahalar ykseldi. Firsattan faydalanan Mahmut aga, terazinin oraya sikistirdigi kirk dokuzluk rakisini aldi, dikti, dogranmis hiyar tursusundan da agzina attiktan sonra, ellerini birbirine srterek:

- Demimizi aldik, dedi, syleyin simdi!

Gene her kafadan bir ses ikmaga basladi:

- On iki buukluk pirin..

- Iki dene ivit boya ver hele surdan...

- Bizim lamba camini Mamid emmi..

- yle mi bee.. Bizim somunnari verecegin..

- ...?

- ...!

Dokumaci Sadri cigarasini hala alamamis; elinde para bekliyordu. Hi istemedigi halde gz, az ilerisinde, kendisine bakmakta olon Camgz'e kaydi. Deveci Halil'le bir seyler konusuyorlardi.

Arkasini dnd.

atmaga firsat kollayan Camgz, yanina geldi, Sadri'nin omuzunu drtt:

- Arkani niye dndn lan?

Sadri cevap vermedi..

- Sana sylyorum lan; bacisi gzel! Arkani neye dndn?

Az daha tezgaha sokulan Sadri:

- Mahmut emmi be, diye parayi uzatti, surdan bir cigara ver hele!

Camgz gene drtt:

- Laf soruyoruz ulan, ayi. Bos mu veriyorsun yani?

- Arkani niye dndn, lan.

Hirsla dnen Sadri:

- Ayi sensin! dedi sennen konusan var mi?

Yumrugunu kaldiran Camgz:

- Bak, dedi, baslarim anandan, bacindan ha! Anam avradim olsun tepelerim! Sabahinan agaya yedigin b... dan haberim yok mu belliyorsun? Dayimin sznden ik da gr.. Seni bu memlekette yasatanin kibriyasini...

Iki sise siyah sarapla yanlarina sokulan Deveci Halil:

- Ne o? dedi, kaynimi ne sikistiriyorsun gene?

Camgz yle bir kahkaha atti ki, dkkan inladi. Kalabaliktan biri:

- Gl kardas gl! dedi, anan seni gl ayinda dogurmus, belli!

Cigarasini alan Sadri, aglayacak kadar hirsli, dkkandan ikti. Berikiler de pesinden iktilar. Yolun alt basindaki kebapinin yolunu tuttular.

Sadri arkalarindan nefretle bakti, yere tkrd, bir cigara yakti... Babasina bin kere sylemisti:

...Alalim su kizi fabrikadan baba, alalim su kizi fabrikadan.. Onun kazanacagi para yerin dibine gesin.. Basimiza bela olacak.. Yok. Olmaz. Benim kizim syle, benim kizim byle.. Bu zamanda.. Anama bile gvenmem diyor Musa. Dogru. Kiz kismi degil mi? Ne ana tanirlar, ne baba, ne de kardas.. Gzlerine birini kestirdiler mi bir gn yallaaah.. Onun iin bos ver...

Belki yznc sefer dokumaci Musa'ya hak verip, bacisi Cemile'ye bos verdigi halde, bir trl ekilip gidemiyor, altlari delik kaba postallari zerinde yorgun, fabrika kapisi nnde dolasarak cigara iiyordu.

Saate bakti. On ikiye geliyordu.. Iplikhane tekmil bosalmis, Bosnak kapici kapinin demir kanatlarindan birisini kapamisti.. Kizin, ikip da kalabaliga karisarak eve gidip gitmedigini dsnd, ihtimal vermedi. Gzn kapidan ayirmamisti ki.. Son gnlerde hep byle oluyordu. Tekmil isiler ikiyor, o neden sonra.. Katiple konusuyordu herhalde.. Bunu istemiyor da degildi. nk, oglan ne de olsa bir katipti, okumus yazmisti, laf sz bilir, medeniyetten anlardi. Deveci Halil ya? Sonra katip Idman Yurdunda sagaik oynuyordu, memlekette en iyi penalti atan kisi varsa biri oydu..

Basinin agrisi gene baslamisti. Su cenabet iksa da gidip eve kafayi vursam! diye dsnyordu ki, bakkaldan ikan dokumaci Musa'yi grd. Gamsiz diye dsnd.

Yanina gelen Musa:

- Ne bekliyon? diye sordu.

- Hi.. dedi Sadri, bizim enayiyi..

- Neye? ikmadi mi?

- ikmadi.

Musa gz kirpti.

- Neye?

Cigarasinin dibini bir fiskeyle firlatan Sadri:

- Neblim ben.

- Herkes ikali milyon oluyor yahu..

- Oluyor amma...

- Haydi birer ay iek!

- Canim istemiyor.. Eve gidip vuracam kafayi..

- Bacin ikana kadar iek iste birer ay...

- Bosver..

- Senin Nusret musret ierdeler, mnakasa girla gidiyor..

- Simdi neredeyse ikar Cemile.. Hem basim agriyor benim..

- ay parasi benden.. Korkma..

- ay iecek paramiz da mi yok artik..

- Zimpara tozu dalgasini agaya itlatmis misin ne?.

- Kimden duydun?

- Camgz'den.. Onun habibini sasiracam diyor..

- ...

- Sana ne de karisiyon bire oglum.. Onlarla ugrasilir mi? Bana baksana.. Sakala gre tarak vururum.. Neme lazim elin keisiynen koyunu.. Simdi yeni dalgalar dnyor. Para gn Italyani dvecekler. Ona bak sen..

- Sahi mi?

- Onun iin, girek de birer ay iek dedim sana, dinlemedin. Hem Italyani, hem de Izmirli Nusret'i filan.. Sen geri dur, benden de duymus olma.. Bizim dokuma ustalari el altindan ameleyi krklyorlar, iplikane ustasi da iplikane amelesini.. Tekmil ustalarnan amele birlik oldu, agiz birligi.. Hani haksiz da degil.. Hangimiz memnunuz? Git gel sakizin dibi.. Iplik kopugunu baglamaktan

bez dokuyamiyoruz. Bu paradan hi umudum yok. Izzet'e bakarsan, sizi alet etmek istiyorlar, karismayin, size bir faydasi yok diyor amma, yle degil kazin ayagi.. Italyan'in kabahati olmasa bile, madem onun yznden kazanlarimiz azaliyor, bassin gitsin, gitmezse Allahini sasirmak lazim! Amma, gene de geriden seyirci olmak en iyisi... Sen zimpara tozu lafini agzindan kairmasan iyi ederdin!

- Aga sordu, ben de syledim.

- Aga sordu diye, karnindakileri hemen dkmek mi lazim?

- Nusret daha beter yapmis..

- Ona ne bakiyon sen? Batagina gidiyor, o.. Atilganlik her zaman iyi degil.. Suyu saman altindan yrtmek marifet. Nusret'in gidisini begenmiyorum ben!

- Nolur?

- ocuksun.. Noluru var mi be? Bura fabrika... Ne olmaz? Her bir sey olur.. En biri para gn.. Millet Italyan'i dverken, bunu da kim vurduya getiriverir! Hadi birer ay iek..

Sadri'yi kolundan ekmek istedi, o gene direndi:

- Simdi nerdeyse ikar.. eyrek geiyor on ikiyi!

Musa:

- Benim bacim olsa... dedi.

- Napardin?

- Bacagina bastim mi ayirirdim.. Bennen oynuyor musun sen?

- Bacin Zahide'nin bacagi onun iin mi ayrik?

- Dalga mi geiyan lan, toy. Benim bacilarim benden ok byk oglum.. O Zahide bacim yok mu, ben su kadarmisim anam lms, bana analik etmis.. Benim kgm olmali, byle gecikmeli ki.. Avrat kismi degil mi, anam olsa sphelenirim.. Kafalarindan yumrugu eksik etmege gelmez. Kizini dvmiyen, dizini dver..

- Dogru...

- Babani zorla, alin fabrikadan onu. Su meseleyi biliyon ya? Babanin kulagina bir giderse, Allahima hem

onu, hem de seni dilik dilik eder!

- Bana ne? Bin kerre syledim fabrikadan alalim diye.

- Lan ne gnler be.. Senin baban da, benim babam da, memlekette Karun gibi zenginmisler.. Ne vardi sanki o zenginligi birakip da buraya gelmekte. Saray gibi evimiz varmis... Tarlalar, baheler, tuuu...

- Simdi olmali ki, dedi Sadri, sirtst yat... Benim babam da tutturmus Karagl'.. Sekiz on dnm tarladan ne ikacak?

- He canim.. Vizirti... O, bu degil ya, senin baban, istese oturdugu yerde zengin olur.. Degil mi?

- Sylemiyor muyum? Bize hi acidigi yok... Sa keser beles, sakal kazir beles, dis eker beles...

- Kirik sarar, yaki yakar beles degil mi?

- Vallahi be.. Halbuki para alsa da o paralari biriktirse..

- Kye giderken dolu paraniz olurdu..

- Kim gidiyor kye? Bos ver yahu.. Ne isim var benim? Sehir dururken.. Istiyorsa kendi gitsin.. Su kizi bastan bir atsaydik, gerisi kolaydi.. Babam da eker kye giderdi, ben burda oooh.. Her hafta stadyuma giderdim, sinemaya giderdim... Degil mi?

- Heye.. Bu kiz isi tadsiz. Demin, bakkalda Camgz' o silik deveci kiskirtti. Git su Sadri'ye at, ben gelip ayiririm, dedi.

- opur Halil mi?

- Heye..

- Bacisi gzel dedi, kaynim dedi, sesini ikarmadi.. Insan yer mi bu laflari?

- Ne yapim Musa? Kolum kanadim kirik. Syle saglam bir arkam olsa.. Ggsne vurmuslar da vay arkam demis...

- Benim bacim olsa alistirmam, acimdan lsem gene alistirmam!

- Senin bacin alismamis mi?

- Ben ocukmusum.. Simdi olsa..

- alismasa benim kazancim yetmez. Aha geliyor.. Yanindaki kim? Halime mi? Heye, Halime.. O kiz da benim hosuma gidiyor efendi...

- Sil agziyin salatasini lan! dedi, Musa, deftersiz.

Sadri gld.

Pamuk tozuyla agarmis siyah nlkleri, beyaz basrtleriyle kizlar hizli hizli geliyorlardi.. Musa:

- Eyice sikarla ha! dedi, kiz kisminin basindan yumrugu eksik etmege gelmez, eyice sikarla!

- Dur sen, dedi Sadri, bak simdi napacam ona!

Fabrika kapisinin oraya dikildi, kaslarini atti; ellerini arkasina koydu, bir ayagini ne atti... Hindi gibi kabarmis bekliyordu.

Kizlar geldiler geldiler... Sadri'nin nnden geerken dnp bakmadilar bile.

Sadri:

- Sist, efe! dedi.

Cemile derhal durdu, dnd:

- Ne var?

- Nerdeydiniz bu vakte kadar?

- Sana ne?

- Ne demek bana ne? Herkes ikali milyon oluyor.. bir saattir bekliyoruz..

- Beklemiyeydin.. Bizi bekle dedik mi sana? Yr kiz, yr...

Halime glverdi, Musa da. Kizlar yryp gittiler.

Musa:

- Kizin yaninda he piyasan yogmus bire herif! dedi. Aftos piyos geti. Ben olsam, bacagina bastigim gibi...

Kizlarin arkasindan fkeyle bakmakta olan Sadri, yere tkrd.

- Ne fayda.. Ben napim? Bir baba kizina bu kadar yz verirse...

- Bu kiz senden erkek arkadas.. Seni tbe piyasaya almiyor!

- Sen de ne gicik veriyon adama yahu?

Kahkahayla glen Musa:

- Almiyor iste, dedi, seni tbe piyasaya almiyor!

Gzleri dolan Sadri:

- Beni kimse piyasaya almaz arkadas; ben dnyanin en asagilik insaniyim... Sokaktaki itler bile piyasaya almaz beni... Var mi daha bir diyecegin? Konusma bennen!

ayhaneye taraf yrd.

Musa pisman olmustu, kostu boynuna sarilmak istedi. Sadri silkindi.

- Birak lan... Sen de...

- Lan saka ettik.. Hi de sakaya gelmezsin bire herif..

- Ble saka mi olur yahu? Konusma bennen.. Saka ediyormus.. Deyyusun kizini ekip vurim mi, onu mu istiyorsun?

Tekrar koluna giren Musa onu ayhaneye ekti.

XII

Camgz Sadik'la deveci opur Halil isi mahallelerine giden yolun dnemecindeki kebapi dkkaninda sarap imekteydiler.

Camgz Sadik kebapiya seslendi:

- yle mi be yigenim?

Iriyari bir Arabusagi olan kebapi, tezgahindan cevap verdi:

- Emret Sadik Bey!

- Su bizim sisleri gnderecegdin...

- Derhal.. Kosdur sisleri kk!

Dumani tten sis kusbasi kebapla irak geldi, sisleri kirli tabaga siyirdi.

Camgz Sadik:

- Hala ierde.. dedi, bir bahane bulup katipnen konusuyor!

- Ne diyor karakiz?

- O kadar laf ettim razi gelmedi, diyor..

- Kollarini burmaynan dolduracam diyor demis mi?

- Demis.

- Sehirde konak tutacagmis diyeydi..

- Demis, hep demis..

- Gzmn yagini yesin diyor da demis mi?

- Demez olur mu? Hani teyzemin kizi diye degil. abukat gibi laf bilir..

- Bir heye dese halbuki.. Anam avradim olsun, tekmil develerimi satar, ugruna harcarim!

- Katip olmasa..

- Otuz kaat mayisnen kiz mi sevilir yahu?

- Kizin akli iste. Haydi iek, serefe!

- Serefin var olsun..

Sarap bardaklari kalkti, tokustu, iildi.

Yumrugunun tersiyle agzini silen deveci:

- Sana bir sey deyim mi? dedi, biz bu katibe bir mektup yazak. Diyek ki, sen o kizdan elini ekdin ekdin, ekmedin kendini yok bil! Katiptir, efendiden adam.. Efendiden adamlar korkak olur, kiza bosverir..

Camgz Sadik:

- Bu ayak fos.. dedi, oglan pek de yle rkeceklerden

degil. Gz bayagi kanli..

- Ne gibi?

- Muhasebede yumruk atmadigi katip yok!

- Katiplere yumruk attigina ne bakiyon sen? Biz onun yumruk attigi katiplerden miyiz?

- Degiliz, dedi Sadik, onun gibi iki dene daha olsa fos, fos ya.. Oglani bsbtn kiskirtiriz sonra, sevmiyecekse de sever bu sefer.. Aha, bizim kiz geliyor!

- Hani?

Karsi evlerin ksesinden ikan Karakizi parmagiyla isaret etti:

- Deyha... Egil benden taraf..

- Grdm..

- agirak mi?

- Gelir mi?

- Ben agiririm da nasil gelmez? Dezzemin kizi taa..

- Daha ne duruyon bire Sadik..

Camgz firladi. Kizla dkkana geldiler. Karakiz:

- Ooo.. dedi. Halil agam da burdaymis. Dirabizayi kurmussunuz...

Sandalye ikram ettiler. Karakiz masaya geip oturdu. Selam, sabah, hos besten sonra Deveci Halil:

- E.. dedi, ne var ne yok bakalim?

- Sagligin vallaha kardas..

- Keyifler gicir mi?

- E.. Knc gneni.. Surdan bir tel fira alim dedim.. Tahta silecem de..

- ... Bugn, dedi, senin katibe aga yle bir is etti ki, deme gitsin! Tadindan, balindan yinmez.. Bizim iplikhane ustasi siliktir, heye amma, kertesine de geldi mi,

tasi gedigine kor!

- Noldu?

- ... aga kelepleri dolaniyordu, o sirada Cemile'ynen konusuyordu.. Katipdir zip diye iplikaneye girmesin mi? Bizim usta; kafir, agaya bir seyler fisildadi, agadir katibe bir bakti, oglanin rengi mengi geti.. Yani bir kursun siksalar suncacik kani ikmazdi!

Camgz:

- Ne dedi?

- Sen ne geziyon burda katip? dedi.

- Beriki ne dedi?

- Hik mik.. Aga da yallah, dedi, yallah burdan.. Seni bir daha grmiyecem buralarda!

Deveci Halil:

- Bah hele yigenim! diye kebapiya seslendi, baci da geldi bak! Temiz bir bardak, eyi bir kebap mebap...

Karakiz:

- Beni mazur grsen Halil aga..

- Niye baci?

- Eve gidecem vallaha kardas, tahta mahta silecem..

- Btn fosilmissin bire baci! dedi Halil, bir iki bardak at, sonra git.. Tekmil kan taa!

- Huyum kt.. Agzima degdi mi gerisi gelmeli.. Zati canim da isteyip duruyordu..

- Daha ne allahci.. (Kebapiya seslendi) Yigenim akiyon ya, bacinin kebabi beyti olacak, biberi miberi, sumagi mumagi.. Sen bilin ha!

Tezgahindan glen kebapi basini salladi.

- Sonra? dedi opur Halil.

Karakiz:

- Senin dediklerini tekmil anlattim... Allahin emri,

Peygamberin kavli zre, kendini aile yapacam diyor, dedim...

- Hkumat nikahi da kiydiracak dedin mi?

- Dedim..

- Kollarini burmaynan dolduracagimi?

- Onu da dedim.. Sehirde konak tutacak sana dedim, seni hanim gibi ksede oturtacak dedim..

Camgz Sadik:

- Der, dedi, dezzemin kizi taa!

- Ne dedi?

- Bir kizdi ki...

- Essahdan mi? Demek kizdi? Katibe yangin efendi.. Akil diyor ek dabancani; lan lan lan...

Camgz lafa karisti:

- Katibin ne kabahati var? Esas mesele kizda.. Kiz

istemese katip sorda kalir.. Bunnar muhacir oglum.. Kafalari bir seye yatti mi, tbe eviremezsin!

Karakizin bardagi gelmisti. Deveci Halil sarap doldurdu, hep birlikte kaldirip tokusturduktan sonra itiler.

Camgz devam etti:

- Hani biliyon mu Halil su senin is olmasa, onlarin tekmil Allahini sasiracam amma, belimi sen bkyon! Yogsa.. O kardasi var ya a Sadri, onu bugn eyi bir felemekdi niyetim. Ulan, dayim mesela degil mi, koskoca bir dokumahane ustasi.. Ona karsi agiz kullanilir mi? Dayim bir agirdi odasina, gittim, dedim buyur dayi! Dedi byle byle, senin Sadri de Izmirlinin agzini kullandi.. Ulan depem atti, dedim emret dayi, senin iin... Dayim yahu! tesi varmi? Anamin agasi.. Dayi demek ne demek?

Bardaga sarildi. tekiler de bardaklarini aldilar, gene tokusturup iildi.

Agzina iri bir et parasi atan Camgz:

- Belimi sen bkyon kardas! diye devam etti, su senin is bir tkezsin, gr.. Bunnara acimaga gelmez... Enselerinden kr biaknan kesecen!

Soluk, esmer yanaklari kizarmaga baslayan Karakiz:

- Bacisi da bacisi da.. dedi, o bacisi yok mu, kardasindan bes beter. Aga katibi kovdu diye grsen, yznn egrisi dizine indi. Agaya bile emkirdi be!

- Yoh be! dedi Halil.

- Yaa, grsen... Agaya bir emkirdi ki...

Camgz Sadik:

- Bunnar byle! dedi, bunnara acimaya gelmez! Sen ne yapacan, su senin is foslasin, bilirim ben yapacagimi!

Karakizin kebabi sicak sicak tterek geldi. Ortaliga kuvvetli bir nane ve pismis et kokusu yayildi.

Bardaklar tekrar doldu, serefe kalkti, iildi.

Ceketinin i cebinden btn bir on liralik ikaran Deveci Halil:

- Yigenim! diye seslendi.

Kebapi kosarak geldi.

- Bize iki sise siyah sarap daha aldiriver surdan..

- Emret gzm..

Karakiz:

- Anlasildi, dedi, beni bugn zil zurna edip ortaya dsreceksiniz.. Anlasildi..

- Caniyin blbl sag olsun bire baci dediler.

- Sizin de caniniz sag olsun.. Pilavdan dnen kasigin sapi kirilsin!

Karakizin sirtini avucuyla oksayan Camgz:

- Hani, dedi, dezzemin kizi deyi sylemiyorum, bu fabrikada bi dene! Sebebine gelince.

Karakiz:

- Amaaan.. dedi, bacinda hayir mi kaldi? Siz beni drt, bes sene evvel greydiniz!

Deveci Halil:

- Neyin var? dedi, gene iyisin!

Kiza istekle bakti.

Beriki gerdan kirarak:

- Bir salarim vardi, topuklarimda! Simdi nerdeee... Bu fabrika insanda insanlik mi koyuyor...

irak yeni siseleri de getirdi. Birini atilar bardaklara bldler.

Karakiz:

- Hizli gidiyoruz ocuklar! dedi.

Deveci Halil aldiris etmedi..

- Sabahnan elimden bir kaza ikiyordu efendi, az kaldi..

- Noldu? Hayrola?

Bardagina sarilan Deveci Halil:

- Hele, dedi, bi firt daha iek..

Itiler.

- ..su irir katibi var ya, o iste.. Adam belledik kendini, girdik yanina oturduk bir iki. Bir de cara yakdik.. Tutturdu sndr carani, burda cara imek yassah.. Bir syledi, iki syledi, bes syledi.. Yahu arkadas, dedim,. herkese yassah olabilir, ben bu palikede mstesnayim, aga beni evladindan ziyade sever! Yok.. Bura palike, aganin babasina bile yz yok.. Depem bir atti. Lan dedim senin istavrozunu, Isani, Musani, sin kef... Bir karakucak bir savurdum. Cani zati bilmem neresinden, basimiza adamdan sayacaklar.. Birsey degil, bsbyk basiynan yalan sylyor. Gya aga diyesiymis ki, syle ona carasini sndrsn. Byle mi dedi dedim. Heye dedi.. Gettim agaya, dedim aga, sen mi emir verdin bu katibine byle byle? Dedi vallaha tbe Halil! Kanim su gibi aksin yalan! Senin agan benim kardasim, sense zati kendi belimden inmis evladimdan irelisin..

- al kibridi yak palikeyi! Biliyorum efendi dimez. Seni evladindan ireli sever, bir, bir de bizim agaynan itikleri

ayri gider.. Neyse, dedim madem yle agir katibini! agirdi tabi derhal.. Lan, dedi. ben mi sana byle byle emir verdim? Katiptir hik mik, hik mik.. Aga bir huylandi efendi, dellendi.. Dedi adam var, adamcik var, her kusun eti yenmez! Ben bunu kendi z evladimdan ireli severim, agasi dersen benim kardasim.. Bunnar kibridi alar, yakarlar palikemi isterlerse.. Ne ana kodu, ne avrat... Elinden almasaydim, habibini sasiracagdi.. Araya girdim de, dava teps oldu.. Lan syle bir zihnine fur... Her kusun eti yenmez, bu adami aga z evladindan ireli seviyor.. Hi? Agasi da palike sahabinin arkadasi, kardasindan ireli.. Hi?

Istahli bir agiz sapirtisidir gidiyordu.

Bir ara Deveci Halil:

- Aklimdan baska bir sey geiyor! dedi, dsnek, tasinak da..

Camgz:

- Ne gibi? diye sordu.

- Su kiz disini kat'i olarak eksin atsin..

- Ee?

- Esi sagligin.. Bir gn bir tomafil, al tomafile..

Camgz'le Karakiz bakistilar.

Karakiz:

- En temizi bu! dedi, amma yasi ufak daha..

- Ka?

- Ya on drt, ya on bes..

- Olsun, dedi deveci, onun ugruna mapis da yatarim, ipe de giderim! Hadi, serefe!

Itiler.

- Paradan yana, denizde kum, bizde para.

- Agzi pek sofr de ilazim..

- Var, o da var.. Yaninda adam bogazla.

- Daha ne yleyse? Kesenin agzini atiktan, agzi pek sofr de bulduktan sonra..

Dkkana Arnavut mer girdi. Etrafa bakinirken onlari grd. Onlar da onu grmslerdi zaten.

Deveci Halil:

- Buyrun kardas! dedi, gelsene!

Uzun mer ufak bir tereddtten sonra bir sandalye alip geldi.

- Merhaba!

- Merhaba, merhaba, merhaba.. Cmleten merhaba..

- Ne var ne yok bakalim?

- Hi, dedi mer, saglik.. Sennen biraz konusmak istiyorum Sadik..

- Emret kardas, ne zaman istersen...

- Sonra, burdan iktiktan sonra...

- Olur kardas, ne zaman istersen...

Karakiz:

- Canin sikkin gibi duruyon mer Aga?

- Sorma baci.. Burnumu tutsalar canim ikacak..

Deveci Halil kebapiya gene seslendi:

- Yigenim be.. Temiz bir bardaknan bir de kebap yap bizim kardasa!

Kebapinin genis agizli kocaman biagi tahta zerinde keyifle tikirdamaya baslamisti.

XIII

Cemile'ler dokumaci Musa'larin avlusunda oturuyorlardi.

Tapu ve kadastro kayitlarinda Bir bap hane olarak gzken 268 plaka numarali ev, mahallenin teki evleri gibi maili inhidamdi. Yagmur yiye, gneste kuruyup atliya, firtinalara ggs gere kaditlesmis, ne kaykilmis, tekmil tahtalari rmst.

st kattaki yanyana iki odadan sagdakinde dokumaci

Musa, karisi ve drt ocugu: soldakinde de Musa'nin babasi, analigi ve babasinin doksan beslik annesi Tetka Bilelka (Bilelka teyze) oturmaktaydilar. Iki odayi birbirinden ayiran duvar, delik desikti, damin paslanmis kiremitleri de kirik veya atlak oldugundan, kuvvetli yagmurlarda tavan yer yer akar, hemen hemen hi kaldirilmayan yataklar sirilsiklam olurdu.

Alt kattaki odalardan birinde Izzet Usta, brnde de Cemile'ler ayligi ikiser buuk liraya oturmaktaydilar.

Bundan baska, kocaman avluyu evreleyen yanyana odalar da birer buuk, ikiser lira aylikla fabrika isilerine kiralanmisti. Otuz, kirk aileyi barindiran btn bu avluya kisaca Musalarin avlusu denirdi.

Oda kapisini itip giren Cemile. babasini pencere nne bagdas kurmus, bileyi tasinda ustura bilerken buldu.

- Babilo, kolay gelsin!

Beyaz ereveli gzlgnn stnden kizina bakan ihtiyar Malik, karsisindaki rafta atirdiyla islemekte olan alar saate gzlerini evirdi.

Babasinin ne demek istedigini anlayan Cemile:

- Isim vardi! dedi, idareye iktik. Halime'yle... yle iplik kopuyor ki, sasirdik kaldik. Hi is ikaramiyoruz. Bu Italyan geldi geleli islerimiz adamakilli bozuldu.. Byle giderse yandik..

Usturasini bilemege devam eden ihtiyar Malik, isinden basini kaldirmaksizin:

- Senden baska idareye ikacak kimse yok muydu? diye bosnaka sordu.

Cemile:

- Yoktu! dedi, arkadaslar illaki beni istedi...

- Agabeyin nerde?

Cemile'nin kaslari atildi. Basrtsn sinirli sinirli ikarip merdivenin tirabzanina atti.

- Ha? Nerde agabeyin?

- Neblim ben?

- Nasil bilmezsin?

- Kahyasi degilim ya!

Kizina uzun uzun bakan ihtiyar Malik baska bir sey sormadi.

Neden sonra Cemile:

- Bin kere sylyorum, diye devam etti, sokakta yanimda, arkadaslarim varken benimle konusma, diye. Hayir, inadima, konusacak! Ellerini arkasina koymus, kaslarini da atmis, bellersin dnyayi fetedecek! Neredeydiniz? Herkes ikali milyon oluyor...

- Kendini piyasaya alan varmis sanki.. Tepem bir atti, sana ne ulan, dedim yrdm.. O yle kabadayilik yapamazdi ama, yaninda akil hocasi vardi gene, hep ondan!

- Kimmis o?

- Su Musa serserisi..

- Demek ellerini arkasina koymus...

- Vallaha be.. Sana ne ulan, dedim yrdm. Bir bozuldu ki...

Dissiz agziyla uzun uzun glen baba:

- Oglumun hatirina dokunma! dedi.

- O niye benim inadima is yapiyor?

- O senin bygn... Oglumun hatirina dokunursan, karismam Cemka! Klahlari degisiriz.

- Inadima is yapmasin, dokunmayim hatirina... Cin damarima niye basiyor? ocuk muyum ben?

Kizina kskn kskn bakan ihtiyar, basini hafife salliyordu. Cemile kosarak merdiveni ikti, gitti babasinin kalin kemikli dizine oturdu, boynuna sarildi.

Ihtiyar Malik:

- Oglumun hatirina dokunmazsan, basimin stnde yerin var! dedi, dokunursan... nk, bu dnyada onun senden, senin ondan baska kimseniz kaldi mi? Yarin ben de gzlerimi yumuverirsem...

Cemile babasinin boynuna daha kuvvetle sarildi, ihtiyarin

kisa, sert sakalli, kupkuru yzn pmeye basladi.

- Babilom benim, seker babilom... Kizkonu kimlere birakacaksin? Kizkon aglar sonra!

- Eeeh... Anamiz. babamiz bizi kimlere biraktiysa kizim... Yer yarigindan ikmadim ya ben de... Benim de bir babam vardi, anam vardi, dedem, halalarim, dayilarim, teyzelerim... Hani? Nerdeler? (Iini ekti) Hepsi de kara toprak oldular.. Fani bir dnya bu.. Bir varmis bir yokmus!

Cemile'nin salarini oksuyordu.

- ... her sey yalan her sey rya.. Sekiz kardastik biz... Karagl'dekinden gayri altisi nerde? Onun iin, birbirinize sahip olun birbirinizin kalbini kirmayin, aci sz sylemeyin, sevin birbirinizi! Gn gelecek, sizin de ocuklariniz olacak, siz de onlari dizlerinize oturtup...

- Amaaan sen de be babila!

- ... seveceksiniz...

Ihtiyar Malik'in gzleri parladi:

- ... kymze gidince, ooh! Dnyaya kapimi kapiyacagim.. ocuklarim itin kpegin serrinden kurtulacaklar... O zaman Cemka istedigin kadar uyu! Hi karismam.. Istersen glene kadar... Amma inekleri sagmayi unutmak yok ha!

Kizi omuz baslarindan kuvvetle kavradi.

- ... sen inekleri sagacaksin Cemka, bir de yemegimizi pisireceksin.. Agabeyinle ben de ift srecegiz, patates, bugday, nohut ekecegiz, mahsulmz kaldiracagiz... Senin isin kolay, inek sagmak, yemek pisirmek, arada sirada duvara tezek kapamak...

- Bulasik yikamak, amasir yikayip tahta silmek... Bunlari niye unuttun?

Ihtiyarin gzleri daha ok parladi:

- ... sonra Cemka, ne dsnyorum biliyor musun? Seni istedigim gibi birine syle helal st emmis, bes vakit namazinda birine vermeyi...

- Baba!

- ...fakir olsun, fakirlik ayip degil, biz de fakiriz. Yeter ki damadim namuslu olsun...

- Sana ksdm ben babilo!

- ... ogluma da namuslu, helal st emmis bir kizcagiz buldum mu.. Eh gayri.. Ondan sonra beklerim torunlarimi... Onlari ellerinden tutsam, kahveye gtrsem.. Kahvede sorsalar, neyin diye... Ggsm gere gere: torunlarim! desem... Omuzuma tirmansalar, gzmden gzlgm alip yere atsalar... Gzlgmn cami kirilinca sen amma da ifrit olursun ha! Halbuki sen onlardan bes beterdin... Annen hamur yugururdu, sen ikide birde burnunu sokardin da annen oklavayi vururdu sana... Hele bir gn? Bir sepet yumurtayi atmis atmis kirmis, atmis atmis kirmistin da sofanin deliklerinden sari sari akmisti.. Sen onlardan daha ziyankardin, hinzir seni derim, dvdrmem torunlarimi...

- Baba yeter be baba!

- ...aletlerimi de karistirsinlar isterse, isterse ilalarimi da birbirine katsinlar...

- ... onlara hi darilmam ki ben!

Kizinin salarini pt.

- ... bir de ne istiyorum biliyor musun? Disarda adam boyu kar, firtina, kurt srleri... bes ihtiyar toplanmaliyiz bizim ocagin basina, srmeliyiz cezveleri, tttrmeliyiz cigaralarimizi, baslamaliyiz memleketten, eski gnlerden konusmaga!

Avularini ati:

- Hey Yarabbi. Sen bilirsin!

Gzleri daldi. Son gnlerde bu trl hayallere kendini fazlaca kaptiriyor, Trkiye'ye ilk geldikleri zaman hkumetin iskan edip verdigi on bes dnmlk tarlanin bulundugu Karagl kyn dilinden dsrmyordu.

Babasinin hayallerini dagitmamak iin Cemile kalkmiyor, hatta kimildamiyordu... Halbuki bugn ne kadar ok is vardi...

Ihtiyar Malik:

- Bir de; diye devam etti, karicigimin yanina gmlmek istiyorum.. Mezarimi kendi elimle kazip hazirliyacagim..

E mi Cemka? Beni karimin yanina gmeceksiniz degil mi?

Babasinin dizinden kalkan Cemile:

- Beni gene aglatmak mi istiyorsun? diye ikisti, mezar, lm, ne bu? Lanet olsun mezara da lme de! Tekrar usturalarini bilemege koyulan ihtiyar Malik, basini isine egdi.

Cemile, yamali, ama tertemiz sofra bezini yere yaydi, yuvarlak hamur tahtasini stne koydu, byk bir masrapayla su getirdi. Ekmegi dogradi. Sonra asagi indi. Isli, kocaman yemek tenceresini aldi geldi, kapagi ati. Odanin iine sicak bir sogan yahnisi kokusu yayildi.

Cemile:

- Oooo babilo! dedi, ellerine saglik.. Mis gibi kokuyor. Su kocaoglan gelse de baslasak atistirmaga!

Birdenbire aklina baska bir sey geldi, kalkti. Merdivenleri kosarak indi, gitti bulasiklar iin ocaga su oturttu, altini yakti.

- Babilo, diye seslendi, bugn yemekten sonra sen

de, agabeyim de yikanacagiz.. Uyutma.. stn degissin...

- Sen?

- Ben de yikanacagim amma, amasirdan sonra... Bu sirada avlu kapisinda berrak bir kahkaha... Izzet ustanin kizkardesi bankocu Gll'yd. Cemile'nin yanina geldi.

- Seninkiler kebapida kafayi kafaya vermisler...

Cemile:

- Yavas syle.. dedi benimkiler kim?

- Deveci, Camgz, Karakiz...

- Karakiz da mi? Allah belasini versin. Utanmiyor da...

- amasir mi yikayacan?.

- Heye bacim.. Dnya kadar islm var bugn.. Hem yikanacagiz, hem de amasir..

- Ge kalmissin..

- Napim, ge iktik fabrikadan..

Glverdi, Gll:

- Edepsiz! dedi, babana syleyim mi?

Gll'nn boynuna sarilan Cemile, kadinin hafif illi, tombul yanaklarini pcklere bogdu.

Beriki:

- Yeter yeter.. dedi, tketme hepsini, katibe de lazim!

- Tuh.. Edepsiz kari!

- Iplikaneden kovuldugu iin ne diyor?

- Hii.. Numan beye ikmis anlatmis, maasina on lira zam kazanmis..

- Aferin.. Gz aik desene.. Nenesini ne zaman gnderecekmis?

- Bilmem bacim.. O hemen gndermek istiyor amma.. Babama gvenemem ki.. Kadini kovar diye dm kopuyor..

Tutturmus bir Karagl...

- Allah kahretsin Karagl'! dedi, herkes Karaglden ukurova'ya kaiyor, bu, ukurova'dan Karagl'e.. Bu adamin her isi ters ha Cemile.. Hi akil yok.. Ila verir beles, sa tiras eder beles, sakal kazir beles...

- Gene ver ediyor ustura biliyor!

- Akil yok onda bacim, tbe yok... Kiz, isteresen bu katibin meselesini babana aim?

- Valla bilmem ki Gll.. Sen istersen abine a, o da babama.. Izzet abimin sznden hi ikmiyor babam..

- Olur. Abime aarim..

- Sen nerye gidiyorsun simdi?

- Hi. Abimlere.. Yengem gene hastaymis.. lecek lemiyor o da.. Kt kt ksryor, kan tkryor, dispansere gitmez.. Neymis, hava vereceklermis.. Koskoca kadin, korkuyor. Bir sey degil, su fabrikayi birak bari diyoruz, yok birakmaz.. Makinesinin basinda lecekmis.. Herkes bir trl deli bacim.. Bakiyorum da, herkesin kafasinda bir baska sey..

Cemilelerin bitisigindeki odaya dogru yrd.

Ocagi parlattiktan sonra Cemile tekrar ieri girdi. Babasi hala ustura bilemekteydi.

- Nerde kaldi bu abim de baba?

Ihtiyar Malik cevap vermedi. Gzlgn ikarip mahfazasina koydu. Usturalarini sildi bileyi tasini kuruladi, kk el antasina tam yerlestirirken, Sadri dargin yzyle ieri girdi.

Babasina gz kirpan Cemile:

- Teh! dedi, kocaoglan'daki alima bak!

Yumruklari belindeydi.

Sadri cevap vermedi, bakmadi da.. Merdivenin alt basamagina oturdu, kabarali postallarinin baglarini zmege basladi.

Cemile devam etti:

- ...kaslarini atmis, ellerini de arkasina koymus mu? f.. Dnyayi fetedecek!

Babasina tekrar gz kirpti:

- ... sanki kendinden de korkan varmis. Ulan uyuz, seni piyasaya alan kim?

Baglari zk postallari zerinde birdenbire dogrulan Sadri:

- Nerde senin gibi namussuz bir baci var, Allah bin trl belasini versin! dedi.

- Senin belani versin.. Ne biim laf o?

- Alacagin olsun senin bundan sonra..

Cemile dilini ikardi.

- ... ikar ikar, dilini ikar sen... Bundan sonra degil beklemek, grsem ki kolundan tutmus sryorlar, yanina sokulanin Allah belasini versin!

Cemile:

- Sen bacina acirsin; dedi, bilmem mi ben seni?

Senin yregin yufkadir...

- Yufkadir heye, yufkaymis!... Grrsn sen bundan sonra...

Birdenbire sinirlenen Cemile:

- Amaan.. dedi, benim hi kimseye eyvallahim yok arkadas! Kimmis beni kolumdan tutup srdecek? Adamin alnini karislarim! Kolumdan tutup srdreceklermis.. Yagma vardi, dag basiydi burasi.. Bir insanin kendinden olmazsa hi kimse bir sey yapamaz...

- Sen yle bellersin.. Herkes Sadri degil...

- Srtsnler de grelim...

- Eh belli olmaz...

Postallarini ikarinca odaya pis bir ayak kokusu yayildi.

Cemile:

- Amman abi, dedi kurban olim... Git yika so les ayaklarini!

Sadri merdivenleri yari ikmisti. Hi itiraz etmedi. Kocaman bir ocuk uysalligiyla merdivenlere indi, ayaklarini yikamaga gitti.

- Kocaoglan tam kizmis ha babilo! dedi.

Babasi:

- Ogiumun hatirina dokunma! diye tekrarladi, oglumun hatirina dokunursan hakkimi helal etmem sana!

Ayaklarini yikayip dnen Sadri:

- Ulan namussuz, dedi, seni bekliyorsam fenaligina mi bekliyorum? Bu dnyada benim senden, senin benden baska kimimiz var?

Agabeyisinin boynuna sarilan Cemile:

- Canim abicim, dedi, sekker abicim benim!

Sadri itti:

- Hadi, hadi.. Canim agabeycimmis.. Ben senin canin degil, en byk dsmaninim!

Cemile agabeysini zorla pt.

- Ulan, dedi, huyumu bilirsin... Cart curta gelebilir miyim ben hi?

- Sana kim cart curt etti. (Babasina dnd) Bir saat kendini bekledik, ayak st.. Yaninda da su Halime vardi.. Neden sonra iktilar. (Kizkardesine) Ulan grdn iste, kardasin bu, esek basi degil ya! Insan dner bakar... Su Musa'nin yaninda, dogru muydu yaptigin? Herif zati lafinin biri... Bellersin alay kumandani! Bir tavir; bir tavir. Herif bizi yirtip geiyor.. (Kizkardesine) Arslanim, elin oglu yarin bozar fiyakani! Herkes Sadri degil!

- Simdi kafana bir sey indiririm ha! Terbiyesiz.. Basucuna otursun elin oglu!

Sessiz sessiz glmekte olan babalari:

- Birbirinizi incitmeyin ocuklar! diye tekrarladi, birbirinizin hatirina dokunmayin!

- Neye terbiyesiz laf sylyor?

- Ne dedim? Elin oglu fiyakani bozar dedim.

- Derdin dibi!

- Karnina!

- Artani da koynuna!

- It it! dedi Sadri, suna bak, haza it!

- Itim evet.. Cart curta gelemem ben. Cart curt oldu mu, it damarim kabarir! Bunu byle bilmeli, ona gre..

Babayla ogul kahkahalarini saliverdiler. Cemile de gld. Mesele kalmamisti...

Sofraya oturuldu. Ekmeklerinin ilerini babalarina verdiler, kabuklari kendilerine kaldi., Ihtiyar adam sert lokmalari ignemekte zorluk ekiyordu.

Odanin iine istahli bir agiz sapirtisi yayilmisti. Sulu bir lokmayi agzina atarken Sadri stne damlatti. Cemile grd:

- Terbiyeli ye ulan!

- Ne o? Basladin mi gene?

- Baslarim tabii... stne dkyorsun... Terbiyeli yesene!

- Hani?

- Iste, kr msn?

Sadri bakti, grd, gld.

- Bacimin cani sag olsun, dedi, yikar...

- Evet yikar. Babanin usagi vardi. Btn gn makine basinda anam agliyor benim, bir de...

Bu sirada tavan yukaridan vuruldu. Dokumaci Musa'nin sesi:

- Ne o toy? Baristin mi ne?

Cemile:

- Su heriften de hi rahatlik yok! diye sylenerek entarisinin etegiyle, aik dizini rtt.

Sadri:

- Napim kardas? diye cevap verdi, yznde seytan ty var!

- Ayip ayip.. Insan tkrdg tkrg yalar mi?

Ihtiyar Malik'in kalin kaslari birden atildi, yz azginlasti:

- Ne yapsin? diye bosnaka bagirdi, eksin vursun mu?

Musa'nin babasinin kalin sesi duyuldu:

- Musaa!

Birka lokma sonra ihtiyar adam sofradan ekildi. Zaten pek bogazsizdi. Sirtini duvara dayadi. ocuklarinin kurt gibi yeyislerini hazla seyre basladi. Bir ara iki kardes sahanda iri bir et parasini ayni zamanda grp atildilar. Biri bir ucundan tuttu, biri bir ucundan...

- Birak!

- Sen birak!

- Asil sen birak!

- Neye? Sen birak asil!

- Vaaay, benden nce grms.. Asil ben senden nce grdm!

- ...!

- ...!

Diz st kalkan Cemile:

- Ulan birak sunu diyorum sana iste, birak sunu!

Ihtiyar adam yle gld ki, gzlerinden yas geldi.

Nihayet et koptu, Cemile ki st oturdu.. Iri para Sadri'ye gitmisti, agzina ativerdi.

Cemile:

- Terbiyesiz! dedi, dert ye!

Sadri aldiris bile etmedi.

XIV

Yemekten sonra Sadri elini agzini sabunladi, koca bir tas su iti, pencerenin nnde daima serili duran kola kokulu yatagina girdi uyumaga hazirlandi.

Cemile:

- Aman abi, dedi, gzn sevim yatma. Degis amasirini ondan sonra...

Sadri'nin bohasini sandiktan ikardi, agabeysine temiz amasir verdi.

Sadri istemiye istemiye kalkti. Gene basinin agrisi tutmustu. Gz kapaklari agirlasmis, sakaklari zonkluyordu. Sirtindakileri ikarip temiz amasir giydikten sonra tekrar yatarken, Cemile:

- Ders n'oluyor? dedi. Izzet abi uyandirir vallahi, karismam!

- Basim agriyor..

- Bilmem, uyandirir.. Ben de uyandiracam zaten, yikanacaksin!

Sadri homurdandi, yorganin altinda saga sola kimildadi, sonra hareketsiz kaldi.

Cemile sofrayi kaldirdi. Disarda, dokumaci Musa'nin ocuklarinin elik omak oynadiklari avlunun kenarindaki ocakta kaynayan bulasik suyunu yere indirdi sonra amasir kazanini istemek zere, st kata, dokumaci Musa'lara ikti.

Musa'larin odasi her zamanki gibi karmakarisikti.

ivilerden dsms entariler, altst yataklar.. Odanin ii sidik kokuyordu.

Musanin karisi Zahide kisa boylu, egri bacakli, karni burnunda bir kadindi. Cemile kendini bildi bileli bu kadini hep karni burnunda hatirlar.. Kapinin esigine oturmus, kocasinin gmlegini siyah tireyle dikiyordu. Sari basi darmadagindi. Aik yakasindan grnen memeleri bosalmis ve prsmstler.

Karisinin tam tersi olan yusyuvarlak Musa'ysa, otuzunu askindi. Yataginda yari iplak uzanmisti. Cemile oda kapisinda grnnce toparlanmaga bile lzum grmedi:

Cemile sakininca, beriki:

- Zarar yok, zarar yok.. dedi, yabanci degiliz!

Sonra:

- Aferin! diye ilave etti, aferin Cemka! At da sana avrat da...

- Niye?

- Oglanin fiyakasini tam bozdun!

Cemile dudak bkt:

- O, benim kusuruma bakmaz.

Zayifliktan egri egri bakan Musa'nin karisi:

- Vallahi ki.. dedi, kardasi degil mi? Benim bacim bana yle emkirse...

Cemile serte dnd:

- N'apardin?

- Ne mi yapardim? Bacagina bastigim gibi...

Cemile:

- Hadi be Zahide abla! dedi, sonra dikersin. Ver su kazani!

Kocasinin gmlegini esige birakan Zahide, egri bacaklariyla sofanin avluya bakan demir parmakliklarina dogru gitti. Kazani ordaydi. Iinde birtakim bezler, kirli amasirlar isliydi. Mavi damarlari firlak, kupkuru elleriyle kazani bakir bir legene bosaltti:

- Al! dedi, alkalayiver..

Ayakst fisiltiyla konusmaga basladilar.

Kadin:

- Gnm doldu! dedi, bugnlk, yarinligim.. senden baska gvenecek kimsem yok bacim...

Kadinin irkin bir sekilde firlamis, ykl karnina bakan Cemile:

- Sanci geliyor mu? diye sordu.

- Gelmiyor daha amma, yakin herhalde..

- Vaktin ne zaman tamam olursa, bana seslen, tavani vur, gelirim.. Gnn, saatini bilsem, ise de gitmezdim...

- Allah razi olsun bacim.. Bu iyiligini hi unutmayacam!

- Insan insana lazim olur.

- Bu sefer korkuyorum, Cemka!

- Niye?

- ryasini grdm!

- Nasil grdn?

- Kimseye sylemezsin degil mi?

- Huyumu bilmez misin Zahide abla?

- Hem ryamda grdm, hem de karnimda agladi!

- Hadi!

- Vallaha.. Iki sefer agladi.. ryasini da grdm..

Bu sefer benden hayir yok... ocuklarima aciyorum, dklp kalacaklar...

- Kaynananla hala ks msn?

- Allah belasini versin yle kaynananin.. lyorum desem, bir yudum su vermez!

- Tavani vur, beni agir bacim.. Uyursam bile gene agir..

- Allah razi olsun, Allah her tuttugunu altin, seni iki cihanda aziz etsin!

Koynundan kck bir ikin ikardi.

- Bunu al! Iinde bir altin yzk var.. Sende dursun.. Anneme annesi daha memleketteyken yadigar etmis, annem de bana.. Ben de kizima birakmak istiyorum, lakin belki de lveririm.. Kizim kk, takamaz, saklayamaz da. Babasi dersen gtrr satar. Sende kalsin, kizim byynce verirsin, sdne...

Cemile gzlerini ikina dikmisti, almak istemiyordu.

Kadin:

- Al! diye israr etti. Senin sdn temiz, sana gveniyorum!

- Allah gecinden versin bacim.. Agzini hayra a...

- Ben ryasini grdm, hem de karnimda agladi.. Al!

Cemile ikini aldi, koynuna soktu. Kazanla birlikte merdivenleri inmege basladi.

Arkasindan yari fke, yari arzuyla bakmakta olan dokumaci Musa, ieri giren karisina:

- Fis fis ne konustunuz gene? diye sordu.

Kadin tersledi:

- Sana ne? Iki kisiye bir laf!

Az evvel kalktigi esige tekrar oturdu, kocasinin gmlegini aldi.

Musa:

- Lakin, dedi, Lokman Hekimin ye dedigi oldu bu kiz ha!

Duru mavi gzleriyle kocasina halsiz halsiz bakan kadin, kiskanmadi. ocuk dogurmak, sif denilen kurumus koza kabugu, yahut tezek atesinde tencere kaynatmak, boklu bez veya amasir yikamak, Musa'nin isi ters gittike de ocuklarini ortaya dkp fabrikaya gitmekten baska her seyi unutmustu.

- Malik amucadan isteyelim sana! dedi.

Musa gld:

- Onun katibi var!

- Hadi hadi.. Girme gnahina kizin.. Altin gibi kiz o!

- Biz bakir demedik.. Gnahi da boynunda kalsin, bana ne? Pesine dsen dsene.. Hele bir deveci var, hepsinden beter...

- Parali mi bari?

- Kim? Deveci mi?

- Katip?..

- Katip diyorsun, parali mi diye soruyorsun.. Parali olsa katip olmaz.. Otuz kaaat bir maasi var...

- Yeter.. Iki gnl bir olduktan sonra...

Burnundan kil koparip hapsiran Musa, bir camiz yavrusu gibi, bir yandan bir yana dnd.

Cemile amasir kazanini iyice alkaladiktan sonra ocaga oturttu, suyu doldurdu, altini da gzelce parlatti. Daimi bir hareket halinde olan avluda Musa'nin sari sali ogluyla mahalle ocuklari elik omak oynuyorlardi. Cemile havaya bakti. Kirli, para para bulutlar birbirini kovaliyarlardi Yagmur var galiba diye aklindan geirdi. Ge kalmisti. Simdiye kadar su oktan isinmis amasira da oturmus olmaliydi.

Odaya geldi. Babasi, gznde gzlk, orap yamiyordu.

- Yassa be babilo! dedi. Su babilom akletse de kocaoglana birka ift orap yamasa diyordum ben de...

Babasi usullacik gld.

- Oglan uyur mu ne?

Ihtiyar Malik isinden basini kaldirmaksizin:

- Basi agriyormus... dedi.

- Niye?

- Bilmem? Sylemiyor ama, birseyler var bu oglanin basinda... Bana yle geliyor..

Cemile merdivenleri ikti, gitti yorgani kaldirdi, agabeyisinin ates gibi yanan terli alnina avucunu koydu.

- ok atesi var!

Babasi da bakti, basini salladi. Kaslari gene atilmis, yz korkunlasmisti.

Cemile:

- Aspirin versek mi? diye sordu.

- Yikanmaga uyandirdigimiz zaman veririz.

- Yregime batiyor be babilo...

- Ne?

- Keske hatirina dokunmasaydim..

Babasi iini ekti, gzlgnn stnden bakti.

Cemile, agabeyisinin terli ve sicak alnini pt.

- Keske onun yerine ben hasta olsaydim..

Ihtiyar adamin aklindan gene Karagl geti; ... ne yapip yapmali, bu ocuklari fabrikaya yem olmaktan kurtarmali!

Cemile yorganlarin yzn skt, pencerenin perdesini ikardi. Bu perdeleri yesil, pembe, mor ipliklerle geen yil Gll islemisti.

Bohasindan kendine de amasir ikarip alt eve indi, amasir degisti. Sonra, duvarin kovuguna soktugu adet bezlerini tomariyla aldi, amasir sepetinin altina sakladi. Bunlari babasi, yahut agabeyisi grecek diye d kopardi. Oysa, babasi bir gn alt evde keser ararken bunlari bulmus; glms, tekrar yerine sokmustu.

Geen yil dikilen, simdiyse iyice dar ve kisa gelen mavi zerine kirmizi iekli pazen entarisini giydi. Ggs

iki sert yuvarlak gibi firlamisti. Utandi. Sonra: ... Adam sen de... gibilerden elini sallayarak, uzun kara donunu stne ekti, kirli sepetiyle alt evden ikti, ocagin yanina geldi.

Su henz ilinmamisti bile.. Iyice isinana kadar ne yapacagini dsnrken, aklina alfabesi gelince; tekrar odaya kostu.

- Babilo... Sandiktan alfabemi versene!

Ihtiyar adam:

- Bugn de mi? dedi. Kalsin bugn...

- Ver ver... Kalmasin... Su isinana kadar...

Ihtiyar, adam kalkti, yesil boyali tahta sandigi ati, bohalarin stnde duran alfabeyle defteri alirken, Cemile'nin bestasi bohalarin arasina dkld.

Ihtiyar Malik alfabeyle defteri kizina uzatti.

XV

Pencerenin nne yanst uzanmis, gznde gzlk,

kalin bir kitabi okumakta olan Izzet usta, basini bir an kitaptan kaldirdi, tatli tatli gerindikten sonra, karsisindaki yatakta sirtst uyumakta olan karisina uzun uzun bakti. Kadin hafif hiriltilarla uyuyordu. Yz balmumu gibi sariydi. Izzet usta birden rkt. Sariligi her zamandan ok bulmustu, bu kadar sari olmamasi lazimdi. Karisinin ayakucunda bir seyler dikmekte olan kizkardesi Gll'ye:

- Su perdeyi kaldir! dedi.

Yengesinin yanindaki pencerenin perdesini kaldiran Gll, agabeysine bakti, bakistilar. Izzet usta:

- Ne diyor? diye sordu.

Gll:

- Hi.. Inadim inat... lrsem makinemin basinda lrm, diyor.. dedi.

Iki kardes bakislariyla konusurlarken, kapi usulcacik aildi, elinde alfabesiyle defteri, Cemile girdi.

Kitabin yapragini kivirip pencerenin iine kaldiran Izzet usta, gzlgn de ikarirken.

- Nerede agabeyin? diye sordu.

- Hasta..

- Nesi var?

- Bilmem. Basi agriyormus..

Izzet usta, yanibasindaki pencereden ila kutusunu aldi, gzlgn takti, birtakim irili ufakli kutularin, ila siselerinin arasinda kck bir sise ayirdi. Sisede ufak, beyaz haplar vardi. Cemile'ye:

- Ben simdi geliyorum! dedi, odadan ikti.

Ihtiyar dostu Malik'i orap yamarken buldu.

- Merhaba eskiya!

Ihtiyar Malik siradi, gzlgn, yamadigi orabi bir kenara birakarak, Izzet ustaya yer gsterdi.

- Nesi var delikanlinin?

- Vallahi bilmem Izzet.. Basim agriyor dedi, yatti...

Yorganin ucunu kaldirdi. Boncuk boncuk terleyen alniyla Sadri uyuyordu.

Babasi omuzundan sarsti. Sadri kurumus dudaklarini diliyle yalayarak bir seyler mirildandi, sonra bir yandan bir yana dnd. Babasi tekrar sarsinca:

- Tbe usta, diye sayikladi, vallaha tbe!.

Izzet ustayla ihtiyar Malik bakistilar.

Izzet usta:

- O namussuz dokuma ustasi, dedi, bu ocugu fazlaca tazyik ediyormus.. Bizim Nusret anlattiydi, ikide bir odasina agirip...

- Ee?

- Belki de dvyor.. Maksadi yildirmak, kendisiyle agiz birligini temin etmek!

- Belki de dvmyordur ama.. Bilmem...

Ihtiyar Malik'in yz korkunlasti. Kalin kaslari fkeyle

atildi. Yugoslav daglarinin yillarca nceki azgin ete reisi olmustu.

- Allah belami versin, diye grledi, Allah belami versin ocuklarima dokunanin kanini imezsem!

Izzet usta, ihtiyar dostunun mthis gzlerinden korktu. Yolunu tuttu. Bu bir ihtiyar kolu degil, bir labut, bir demir parasiydi.

- Bana niye sylemez, niye anlatmaz bana?

Izzet usta alttan aldi:

- Belki de dvmyordur ama.. Bilmem... Bana yle geliyor...

- Demin ge geldi isten. Kiz da ge geldi oda... Niye geciktiniz? diye sordum, bana yalan attilar... Benden gizledikleri bir sey var. Anliyorum ama, eselemiyorum simdilik... Sabrediyorum...

- Hibir sey yok Malik aga. Senin ocuklarinin ikisi de elmas parasi! Ikisi de agirliklarinca altin ederler... Hi korkma!

- Korkuyorum, Izzet, fabrikadan korkuyorum! ocuklarimi gnn birinde fabrikaya yem edecegim gibi geliyor.. Korkuyorum!

- Korkma, bir sey olmaz...

Tasi gedigine koymanin sirasi geldigini sanan Izzet usta:

- Cemile byd artik masallah... dedi. Yarin uygun bir talip zuhur ediverirse...

Ihtiyar Malik gene parladi:

- Allah gstermesin! ocuklarimi alip Karagl'e gidecem ben... Onlari sehirde birakmak istemiyorum...

- Ne yapacaksin Karagl'de?

- Iki odali bir hug dami akacagim, kendi elimle ocuklarimi kurtaracam buralardan...

Gzleri gene parladi:

- ...Yasim altmis, ama bakma... Daha on sene ift srebilirim... Topragimi kendim srer, kendim eker, kendim bierim... Ne bulduk bu fabrikalarda? Ha? Sen ne

buldun? Senelerden beri alisirsin, iste tuttuklari gibi attilar. Karin verem, oglun tren altinda kesildi. Neden? Hep fabrika yznden... Anasi basinda olsaydi, ocugunu dizinin dibinde oturtsaydi... Su avluya bak.. Hak tu, hak tu'dan geilmiyor...

Izzet usta:

- zlme, dedi, zlme.. Iyi olur, iyi olacak..

- ...Gl gibi karimi yuttu bu fabrika benim! Benimse... Nah!

Kolunu emirledi. Hala bir makine dislisinin izleri belli olan damarli, bzk bzk kolunu gsterdi:

- ...Makinenin disleri arasindan ektim! Ondan sonra da tvbe fabrikaya! Amma ocuklarimi alistiriyorum... Yokluk, ne yapim?

Ihtiyarin sirim gibi koluna bakmakta olan Izzet usta:

- Demek, dedi, sen de alistin?

- Birka sene... Nasil ki kapti kolumu, yuttu dirsegime kadar.. Kemikler oldu klufak.. On bes ay ektim,

tam on bes ay!

Izzet usta Sadri'yi uyandirdi. Kipkirmizi gzleriyle Sadri:

- Su! dedi.

Babasi gitti bir masrapa dolusu su getirdi.

Elindeki kk sisedeki yuvarlak haplardan ikarip uzatan Izzet usta:

- Al! dedi, bas agrisina, atese birebirdir. Dilinin stne koy, suyla yut..

ylece yapan Sadri ilaci yuttu, sonra bir masrapa suyu gurt gurt gurt... diye iti bitirdi, yatagina tekrar devrildi. Babasi stn gzelce rtp arkasini bastirdiktan sonra oglunun yanibasina oturdu.

Izzet usta kalkmisti. Birdenbire kendine gelen ihtiyar Malik de firladi:

- Olmaz, dedi, imkani yok.. Birer kahve imeden...

Izzet ustayi zorla oturttu.

- Cemile'nin dersi var, eskiya!

- Buraya gelsin..

- Gll de orda...

- O da gelsin...

Gitti, Gll'yle, Cemile'yi aldi, geldi. Cemile alfabesini aarken, ihtiyar Malik raftan kahve, seker kavanozlariyla drtlk yesil cezveyi ispirtolugu indirdi.

XVI

Ceniile dersi yari buuk yapip kalktigi zaman saat ikiye geliyordu. Su isinmisti. Babasina alt evde yikanma suyu hazirladi. Her zaman burada yikanirlar, toprak hibir zaman kurumaz, alt ev rutubet kokardi.

- Haydi babilo, diye seslendi, sen yikana dur arkani sabunlamaga agir beni... Ben amasira oturacagim.

Ihtiyar Malik igneyi oraba saplayip kalkti, alt eve indi.

Bir trk mirildanarak amasir legenini ocagin yanina yerlestiren Cemile, kll su dkt, amasirlari isladi, adet bezlerini de legenin altina saklamadan nce etrafi kolladi, sonra alak iskemleyi ekip amasira oturdu.

Kll suda sabun iyi kpryordu. Kalin kemikli, saglam bilekli elleri, kk yastan beri fabrikada alisan birok isi kizlarda oldugu gibi, nasirliydi, parmaklari egri bgr kemikleri ikik ikik. amasirlari suya basiyor, sabunluyor, itiliyor, sikiyor, sonra kuvvetli yumruklari arasina aliyordu. Dilinde trk, yle istahla, yle canli yikiyordu ki. Etrafa neseli kpkler saiyordu. Trk zaman zaman ykseliyor, zaman zaman alaliyor, arada duruverdikten sonra tekrar basliyordu. Bosnaka bir halk trksyd bu. Bu trkde bir Avsar kilimindeki renklerin cmbs vardi. Bu trkde hasret vardi, bu trkde arzu, bu trkde ask... Bu trknn motifleri Hintte, in'de, Kazablanka'da, Nevyork'ta, Po vadisinde, Cenubi Amerika pampalarinda, Orta Anadolu'da da vardi. Bu trk insanligin hasretlerini, arzularini belirten nakislarla isli bir trkyd.

Ama Cemile bunu ne zaman, nerede, kimden grendigini bilmez, sadece syler, sylerken cosar, costuka da yregi tasar, en zor isleri bir ty hafifligiyle grverir,

nasil grverdigini bile farketmezdi.

Dilinde hala bu trk, alninda ter tomurcuklari... Bu tomurcuklar gittike artti, yuvarlak yanaklari kizardi. Kendinden geti, ise kendini yle verdi ki... Hele amasirlardaki pire tersleri.. Bu tersleri mutlaka ikaracakti! Tersler de inat ediyorlardi.. Terslerin inadina Cemile'nin inadi daha baskin ikmaliydi. Onlari mutlaka ikaracakti! Hirsli hirsli egilip kalktika. Belinden asagilara inen kuvvetli rgleri hopluyor, tokasindan kurtulan kahkl de gzne girip duruyordu. Buna yle sinirlendi ki.. Bir ara kahkl bilegiyle itti. Olmadi. Dert! diye dogruldu. Hinzir! kahkl islak parmaklariyle kivirdi kivirdi, teki salarinin arkasina soktu, tokaladi, sonra gene amasirlarina egildi, pire terslerini suya basti, sabunladi, itiledi, tekrar basti, tekrar itiledi, sonra tekrar itiledi... Bu isi stste tekrarladi. Neden sonra pire tersleri Cemile'nin inadina pes ettiler. Cemile'nin gzlerinin ii gld, deminki trky daha kuvvetle tekrarladi.

Btn bunlari deminden beri st kat sofanin demirleri gerisinde gnesliyerek seyreden Musa'nin doksan beslik ninesi Tetka Bilelka, kendini Cemile'nin trksne kaptirmis, gzlerini yummustu.

Tetka Bilelka da genliginde bu trky sylerdi. Bu trk Tetka'ya genligini, Saraybosna'yi, ykl meyva agalarinin hafif hafif sallandigi aydinlik Bosna gecelerini hatirlatmisti. Yillardan beri yitirdigi piril piril bir i alemi baslamisti...

Trk birdenbire durunca, Tetka Bilelka gzlerini ati. Heyecanlanmisti. Kupkuru avulariyla gzlerinin yasini sildikten sonra:

- Allah sana kt gn gstermesin evladim, dedi. Allah seni aglatmasin!

Cemile yle dalmisti ki.. rkt. Basini kaldirdi. Bir elma kurusuna benzeyen yzyle Tetka Bilelka glmsyordu.

Cemile:

- Diline saglik Tetka! dedi.

- Allah seni inandirsin Cemka, seni grdke lecegimi unutuyorum!

Cemile'nin pek hosuna gitti. Berrak bir kahkaha saliverdi. Sonra daha istahla, daha canli, daha kuvvetli, amasirlari yumruklarinin altina aldi.

Arkasini sabunlamasi iin babasi alt evden seslendigi zaman Cemile'nin yz terden yikanmis gibiydi. Kalkti, gitti, babasinin arkasini kuvvetli kuvvetli sabunladi, kupkuru ihtiyarin firlak kemikli sirtini avucuyla sivazladi. Onun bir gn lecegini ...beni karimin yanina gmn e mi Cemka! deyisini hatirlayinca gzleri doldu. Babasi da bu trl szleri son zamanlarda boyuna tekrarliyordu. Onun iin babasi uyurken grse sanki lms de yatiyor gibi geliyor, basliyordu aglamaga. Hele bir gece, babasi camiye giderken ensesine dikkat etmisti... Nasil da kurumus, burusmustu! Babasi namazdan dnnceye kadar yataginda aglamisti.

Tekrar amasirlara dnd.

Temiz amasirlarini giyip gelen ihtiyar Malik de yumruklari belinde, kizini seyre basladi.

Yanindaki ktg iten Cemile:

- Otur babilo, dedi, karsima otur da gren.. Belki lazim olur...

Ktg altina alip kizinin tam karsisina oturan ihtiyar

Malik, bir cigara yaktiktan sonra:

- Olacak kizim, dedi, o da olacak...

Cemile dogruldu, babasina serte bakti. Yoksa yanlis mi anlamisti? Dzeltmege alisti:

- Belki lrm de...

Ihtiyar adam basini salladi:

- Eh, o da olacak amma, sira sende degil!

Cemile'nin iinde gene bir tasma oldu. Yasaran gzlerini babasindan saklamak iin, basini amasira adamakilli egdi, kendini ise bsbtn verdi.

Ihtiyar Malik'se kizini gururla seyrediyordu. Onda karisina benzeyen taraflar buluyordu. Ucu hafife kalkik, ufacik burun, etli dudaklar yuvarlak yanaklar.. Ya kalalar? Tombul bileklerin rengine varana kadar tipki tipkisina karisi. Yalniz, kizin salari daha sari, daha da grd. Anasi da byle, hamur yugurur, amasir yikarken tipki kizi gibi terler, agiz kenarlari tipki tipkisina byle titrerdi.

Tetka Bilelka yukardan, gene Bosnaka seslendi:

- Ooo Mali! Biliyor musun, Cemka ne kadar benziyor annesine!

Ihtiyar Malik basini agir agir salladi, cevap vermedi.

- Allah gzyasi dktrmesin, Allah kt gn gstermesin!

Sirtina vuran gnesin sicakligi iinde uyuklamaga baslayan ihtiyar Malik, hafif hafif sallaniyordu.

Koca avlu dinmeyen bir kimilti halindeydi. Yanyana, sira sira odalara girenler, ikanlar.. Kapisinin nnde kizinin basini sabunlayan, amasir yikayanlar... Basta dokumaci Musa'nin sari oglu, alayla ocuk elik omak oynamaktaydilar. En irkin kfrler bazan birer simsek gibi akiyordu. ocuklarin eligi ok defa Cemile'nin yakinlarina dsyordu. Birinde geldi, bakir legenin kenarina arpti.. Cemile siradi:

- Piler!

Koca kafasi sifir numara makineyle trasli, Musa'nin oglu karsilik verdi:

- Ne sgyon kiz?

Bu kusak, torunlar kusagi, tipki yerliler gibi konusuyordu. ogu anadilini unutmustu. Yerliler gibi konusuyor, yerliler gibi sgyor, yerliler gibi giyinmege zeniyorlardi.

Cemile:

- Ya gzme degseydi! dedi.

- Degdi mi? Degsin sonra..

Ihtiyar Malik de uyanmisti. Uykulu gzleriyle ocuklara bakti, agir agir kalkti. Basta Musa'nin oglu, ocuklar il yavrusu gibi dagildilar. Ama az sonra sari oglan, elinde omagi, avlu kapisinda gene peydahlandi. Uzaktan dik dik bakisina Cemile yle kiziyordu ki.. Kalkip yakalamak, kulaklarini ekmek, tokatlamak, tokatlamak!

Bu sirada Gll kasarak geldi:

- amasira oturdun da bana niye haber etmedin kiz?

Cemile omuz silkti.

Gll:

- Benim bir isim oldu mu sen yardim etmiyor musun? Yalniz basina bu kadar amasiri aksama kadar tbe bitiremezsin!

Ihtiyar Malik'ten bosalan ktg altina ekip oturdu, kollarini emirledi, ise giristi. Iki gen, yarisir gibi yikamaga basladilar. Bu arada Cemile'nin kelep arkadasi Halime'yle dokumaci Musa'nin yegeni Semsa da gelmislerdi.

- Kolay gelsin.. Biz de yardim edek mi?

Gll:

- Istemez, istemez.. dedi, yardiminizla ok yasayin!

Cemile:

- Siz de serersiniz!

Altlarina birer iskemle uyduran iki kiz, amasir legeninin etrafinda siralandilar. Cemile'yle Gll, berikileri imrendiren bir istahla yikiyorlardi. Halime kollarini emirledi:

- Ben de yikiyacam bacim, niyeymis?

Ise giristi.

Glsmeler, sakalar, kahkahalar ykseliyor, arada birbirlerine sabunlu su serpiyor, basiyorlardi igligi.

Cugla'nin kizi Semsa'ya bir avu kpk atan Gll:

- Mektepli, dedi, anlat bakalim... Sinemaya gidiyon mu gene?

Kivir kivir bir kucak sari saiyla Semsa gzel kizdi. Ilk okulun son sinifinda. Gzne kpk kamis, yakiyordu.

- Gll abla, dedi, yle seysin ki...

Bir avu kpk daha atan Gll:

- Neyim? diye sordu, ha? Neyim?

- Hi, hi.. Tbe.. Sana demedim...

- Seni mektepli senii... Legene sokarim seni vallaha!

Halime:

- Sinemaya gidiyor musun? diye sordu.

Gll:

- Gitmez olur mu? dedi. Sevgilisi koluna takip gtryordur..

- Tuh! dedi, Semsa, mektep gtryor...

- Sizi somun dsmani mektepliler siziii... Her birinizin er, drder tane var...

- Hadi ordan...

Cemile:

- Ben hi sinemaya gitmedim mrmde dedi. Pahali mi?

Semsa:

- Balkon yirmi bes, asagi kirk.. Amma asagisi iyi degil, terbiyesiz bir sr adam doluyor...

- Resim gibi mi kiz? Nasil sey?

- Bir perde var, stnde.. Resim gibi amma, canli

resim... yle gzel, sik kadinlar geliyor ki.. Geen gn bir film oynadi, eh.. Herkes agladi yani.. yle gzel, yle gzeldi ki! Kadinin kocasi, karisinin sevgilisini vurdu!

Cemile:

- Dert! dedi: Karisinin sevgilisi mi?

- Canim sinema iste yani.. Kadin yle gzeldi ki.. Kocasi ekti tabancayi, adami vurdu da, adam lrken bile glmsyordu!

Gll:

- Yalan oldugu bundan belli! dedi. Kursunu yiyecem de, glecem... Akil var, yakin var...

- Canim sinema iste Gll abla, roman gibi... Essah degil ya.. Sonra bir memleket gsterdi, gece, eh.. bizim bildigimiz gibi gece degil ha, mavi bir gece.. Sessiz, her taraf uyuyor, sokaklar dersen bal dk yala.. Deminki gzel kadin kocasini uyuttu. Onlar bizim gibi ana, baba, oluk ocuk hep bir odada yatmiyorlar ki. Kadinin odasi ayri, erkegin ayri..

Gll:

- Sinema, dedi. bakma... Kadin ayri, erkek ayri, yatar miymis?

Cemile:

- Bizim gibi gece-gndz alissinlar da grelim... Isden bas mi kaldirabiliyoruz? yle oldugu halde, sirasi geliyor iki lirayi iki kardes zor tutuyoruz.

- Dogu bacim, dedi Gll, onlar bizim yerimizde olsa, hastayiz diye yataktan kalkamazlar..

- Biz de agzimizin tadini biliriz... Insani insan eden paradir. Paran yok mu? Senden rezil, senden adi kimse yok...

- Vallaha...

- Neyse.. Kadin uyuttu kocasini, evde yavasa ikti, sevgilisiyle szlesmisler nce herhalde ki, bir araba bekliyordu, kadin bindi yallah!

Cemile:

- Kadin salarini taramadi mi?

- Bilmem.. Orasini gstermedi.. Salari taraliydi.

- Salari taraliydi da kocasi sphelenmedi mi? Salarini niye zmyorsun, yatmiyacak misin, demedi mi?

- Sinema canim iste.. dedi Gll.

Halime:

- Tabi canim..

Gll:

- Yalan oldugu bundan belli. Bizim herifler... Hele benimki.. Durusumdan anlar vallaha... Saim-basim tarali, pudrali-mudrali onu uyutacam da anlamiyacak!.. Bir insan esek olmali ki..

Halime:

- Sinema canim..

Semsa:

- Cemile abla, sinemada bir oglan vardi tipki Sadri abim.. Bir elmanin yarisi o, yarisi Sadri abim!

Cemile'nin kaslari atildi.

- Benden habersiz sinemaya mi gidiyor yoksa?

- Yoook.. yle degil.. Filmde...

- yle syle hele.. Benden habersiz gitsin de bak.

Gll:

- N'aparsin?

- Kiyameti koparirim...

- Yavas geel..

- Hele gitsin.. yle yerlere para verilir mi? Bak su yatak arsaflarinin haline! Su donlara bak, su gmleklere.. Parayi oraya verene kadar bir derdimizi grrz!

- Sizin fabrikanin kizlari da geliyor..

- Karakiz'lar, marakizlar, degil mi? Onlar gider, onlarin dostlari var, masraflarini ekerler.

Cemile bir avu kpk atti:

- Edepsiz!

O ona, o ona.. Gene kahkahalar, igliklar tam ykselmisti ki, sokakta birtakim sarhos naralari! Kizlar kulak kesildiler.

Gll:

- Camgz'n sesi! dedi.

Cemile'nin nesesi uuverdi. Gzleri endiseyle babasini aradi. Bereket versin grnrlerde yoktu..

Gll:

- Korkma, dedi, baban yok. Ben gelirken demin, arsiya dogru gidiyordu..

Naralarsa gittike yaklasiyordu:

- Atalim ataliiiim!

- Nereyeee?

- Herkesi sevdiginin kucaginaaa!

- Eheeeeeeyyyy!!

Gll:

- Sana demedim mi? dedi. Oturmus iiyorlardi demin! Deveye binmisler tekmil...

- Karakizlarla beraberdi demek?

- Tabi... Asagi kurtarir mi?

Sarhoslar tam avlu kapisina gelmislerdi ki, Karakiz tehlikeli bir yalpayla ieri girdi.. Avlu halki kulak kabartmis, kapi nlerinde bakisip glsmeler, er beser kisi halinde toplanip fiskoslar baslamisti.

Karakiz:

- Deeeey Allah! diyerek legenin yanina geldi. Ayakta durmaga alisti, olmadi. melmek istedi, gene olmadi. Devriliyordu. Yere dayanip melebildi nihayet, legenin

ucunu siki siki tuttu. Glyor, sis gzlerinin kapaklarini zorla aiyordu.

Gll:

- Bu halin ne kiz? diye sordu. Utanmiyormusun?

Beriki:

- Utanacak ne var? dedi, namisimnan oturdum itim..

- stne bi nokta koy kayip olur...

- Uuyorum, alls! On sise, on siseyi kisi devirdik... Basim timarhane gibi firlaniyor...

- Kimnen itiniz?

- Bizim emmoglu, bir, bir de sunun (Cemile'yi gsterdi) devecisi!

Cemile:

- Dert! dedi. Niye benim devecim oluyormus?

Kahkahayla glen Karakiz:

- Sana yangin! dedi, develerimi tekmil satar, ugruna harcarim, diyor.

- Develeri basinda paralansin...

Bu sirada ihtiyar Malik avlu kapisindan girdi. Az daha Cemile'nin yregine inecekti.. Ya babasi isin farkina varirsa? Ya disardakiler gene nara atar, ismini karistirirlarsa?

Elinde pespembe, piskin bir somunla babasi avluyu agir agir geip odasina girdi.

Cemile:

- Gll, dedi, bacim, bacim.. Dehle sunu gitsin! Simdi bir biimsizlik yapacak... N'olursun Gll!

Gll kalkti, Karakiz'i omuzlarindan ekti, ayaga kaldirdi, simsiki tuttu:

- Hadi bize gidek!

Karakiz:

- Bu da gelecek mi? diye sordu.

- Gelecek dedi Gll, bitirsin amasiri, o da gelecek.

- O gelmezse gitmem, tvbe gitmem...

- Gelecek, o da gelecek...

Bugulu gzleriyle Cemile'ye bakan Karakiz:

- Gelecen mi? diye sordu.

- Gelecem, gelecem.. dedi Cemile.

- Sen de gelirsen giderim... Gelmezsen... Oglanda para tonla. Seni ksklerde, konaklarda.. Ksklerde konaklarda seni...

- Ayy Gll, n'olursun...

- Kiz hadi bee!

Kolundan ekiverince, Karakiz sendeledi yere yzkoyun kapandi, sizdi kaldi. Halime'yle Gll basindan, ayaklarindan yakalayip, Izzet ustanin odasina tasidilar.

Semsa:

- zlme abla, dedi, n'apacan.. Bir beladir geldi atti.

Cemile'nin yz hala kire gibiydi.

- Herifi bilmem, tanimam, isimde gcmdeyim surada...

Cemile blr agittir tuttturdu. Iini eke eke, hikira hikira aglarken, bir yandan da babasinin ikiverip, niin agladigini sormasindan korkuyor, kendini tutmaga alisiyordu.

- ... Fakirlik, ah fakirlik! dedi. Herkesin gc bize yetiyor..

- Sus, dedi Semsa, aglama...

- ... Bir insanin kendinde olmasa derler bir de.. Iste grdn, benim onlarla bir alakam var mi?

Gll'yle Halime dndkleri zaman Cemile hala agliyordu.

- Sus bacim, sus.. Aglama.. Zibardi yatiyor.. Gznn yasina yazik..

Izzet usta da geldi. Legenin basinda, Cemile'nin yanina meldi.

- Sus, dedi, aglama..

- Btn gn is, isden eve dn, evin isine otur... Kimseyle hibir alakam yok, konusmuslugum yok.. Sokakta abim bile konussa terslerim.. dm kopar ki birisi grp babama haber verecek diye.. yle oldugu halde.. Suna bak! Ya babam duysaydi?

Izzet usta ayaga kalkti, iini ekti, gzlerini kisti:

- Ben, dedi, babanla aik aik konusacagim.. Bu byle devam edemez.. Hi merak etme sen...

Cemile uzun kirpikli gzleriyle islak islak bakti.

- Evet, dedi Izzet usta, o meseleyi...

Bir mddet bakistilar. Cemile:

- Siz ne iyi insansiniz...

Izzet usta cevap vermedi, odasina dnd.

...

Babasi Sadri'yi zorla uyandirdi. Oglanin uykusu ok agirdi. Kalkti, sallaniyordu.

- Basin nasil?

- Iyi...

Merdivenleri indi, alt evde iki kat ola ola soyundu, yikanmaga basladi. Oglan yikanirken ihtiyar Malik gzlgn gzne takti, oglanin yorganini yere serdi, bit arayacakti. Uzun uzun, yorganin tekmil kivrimlarina inceden inceye baka baka aradi, yoktu. Cemile byle seylere karsi ok titiz oldugundan, her hafta, pek pek iki haftada bir amasir yikar, herseyleri gzelce kaynatirdi. Amma belli de olmazdi.. nk odalarina girip ikanlarin, oturup kalkanlarin hesabi yoktu.

Yorgani katlayip yatagin ayakucuna koyan ihtiyar Malik, tekrar orap yamamaga oturdu. Ikinci ifti eline almisti ki, Sadri asagidan seslendi. Arkasini sabunlamasi iin agiriyordu. Gzlgn ikardi, igneyi oraba sokup kalkti, asagi indi. Oglanin arkasini sabunlarken:

- Gusletmeyi unutma! dedi.

Kulaklarina kadar kizaran Sadri cevap vermedi.

- Yoksa bilmiyor musun?

- ...?

- Mslman ocugusun elhamdlillah... insan gusletmeyi bilmez mi? Madem bilmiyorsun, sor!

Gusl aptesti ile mazmazayi tarif etti.

Kizlar amasirlarini sererken saat bese eyrek vardi. Cemile:

- Abim yikanmis, dedi, simdi sira bende...

Gll:

- Arkani sabunlamaga agir beni, e mi?

- Eh...

Kazandan sicak su aldi, ilistirdi, yikanmaga basladi. Bembeyaz vcudu, dolgun kollari, ykl ggs... Bit korkusundan basini bol bol sabunluyor, sa diplerini kanatircasina

tirnakliyordu. Onuncu sabundan sonra Gll disardan seslendi.

Cemile:

- Gel, gel hadi...

Gll yavasa girdi, kapiyi arkasindan srgledi.

Fisiltiyla konusmaga basladilar.

Ihtiyar Malik yamadigi oraba dalmis, duymuyor, duymak iin heves de etmiyordu.

Cemile:

- Benim yzmden sen de uykusuz kaldin! dedi.

Cemile'nin bembeyaz, simsiki arkasini sabunlarken:

- Maya maya! diye avucunun iiyle vurdu. Katibin talihi varmis.

Cemile gururla gld.

- ...Seni alan, seni giydirip kusatip ksede oturtmali!

- Olur. Beles ekmek vardi!

Sicak bir bugu alt evi kaplamisti.

- Hadi, ben gidiyorum...

Diye Gll kalkti. Cemile:

- Eline saglik! dedi. amasir yikadigin gn beni de agirmazsan...

- agiririm... agiririm...

Cemile, babasiyla agabeysinin kurulandiklari hala islak havluyla iyice kurulanmaga alistiktan sonra, giyindi. Gitti, babasinin elini pt. Babasi da onu alnindan, iki yanagindan.. Sonra alt evden tenekeleri, sabunu, su tasini, ktg kaldirdi, birikmis sulari sprd, asagiya dzen verdi. Salarini taradi, tokaladi. Simdilik baska isi kalmamisti, yatarlardi, kendisi ayri bir yatakta, yalniz.

Disari ikti. Islak havluyu da teki amasirlarin yanina serip mandalladi. Rzgar ikmisti. Havaya bakti, cani sikildi. Gene yagmur yagacaga benziyordu. Kirli bulutlar gittike byyor, sisiyorlardi.

Odaya dnd.

- Ben yatacagim babilo, ama havada yagmur var... Yagmur yagarsa amasirlari topla, sonra berbat olur!

Ihtiyar Malik yanindaki pencereden disarilara bakti. Havada gerekten de yagmur vardi, gk gittike karariyordu. Uzaklarda harap evler, kerpi rms tahta kalabaligi, yikik duvarlar... Daha arkada, yaz kis yosunlu suyu bir trl kurumayan konca gl. Bu glden her yaz mahalleye milyonlarca sivrisinek dagilirdi.

Ihtiyar Malik perdeyi indirdikten sonra uzandi, kizinin arkasini, yorganla, gzelce bastirip. orap yamamaga koyuldu.

XVII

nndeki mangalda atese srl iki fincanlik cezveye seker koyan ihtiyar Malik, rafta itirdiyla islemekte olan alar saate bakti: Gecenin onunu gsteriyordu. Demek ki, Cemile drt saattir uykudaydi, ocuklar daha yarim saat uyuyabilirlerdi.

Tam kahveyi koyarken oda kapisi usullacik aildi,

koltugunda, telleri at kilindan, bir esit saz olan guslisi ile ihtiyar Muy girdi.

- Selamnaleym!

Malik:

- Vealeymsselaaam!!

Diye kalkti, eski silah arkadasinin elinden guslisini aldi, merdiveni ikmasina yardim etti, kendi yerine oturup, kahve kavanozuyla kasigi nne koydu.

Tam bu sirada pencerenin caminda bir simsek akmisti.

Kizinin gndzki tenbihini hatirlayan ihtiyar Malik:

- Yagmur yagiyor mu? diye sordu.

Bir bacagi topal, ufacik bir ihtiyar olan Muy'un bir gzde krd. Bu gz sanki oyarak ikarmislar ve sanki bu is yapilirken ihtiyar o kadar bagirmisti ki... Yz bir iglik gibi kuruydu.

- Tek-tk atiyor! dedi.

- Hizli gelecek rahmet... Ben toplayim amasirlari. Ihtiyar Muy; ihtiyar Malik'in hemserisi, ocukluk arkadasiydi. Tara irmagi boyundakl (...) kasabasinda birlikte bymsler, birlikte silah kullanmaga baslamislardi. Itikleri su ayri giderdi yalniz. Malik onu hala o kadar severdi ki onun iin kan dkebilir, bu ihtiyar yasina, Sadri'ye, Cemile'ye ragmen, hapislere girebilirdi.

Muy'un bir tek oglundan baska kimsesi kalmamisti. O da Dogu'da uzak, ok uzak bir yerlerde askerdi.

Memleketin esrafindan Amir aganin tesvikiyle Karadag Milletvekili Bosko Boskovi'in ldrlmesi zerine baslayan katliamdan kurtulmak iin kamadan nce, Malik ve Muy ismi, Sirplar zerinde yildirim etkisi yapardi. O kadar ki, Malik ve arkadaslarinin korkusu yalniz Hiristiyanlarin degil, Mslmanlarin da ilerinde sarsintilar yaratirdi.

Yagmurlu, firtinali gecelerde, uguldayan rzgarin iinden nal sesleri duyulurdu. Dehsetle byyen gzleriyle kasaba ocuklari yorganlarinin altina saklanir, geceyi rpertiyle dinlerlerdi. Kasabanin Hiristiyan mahallelerinde igliklar kopar, kapilar arpilir, bir yerlerde tahtalar atirdar, tfekler parlar, sonra gecenin zifiri karanligini kizil dilleriyle yalayan alevler ykselirdi.

Ertesi gn kasaba korkuyla grenirdi ki, Malik ve Muy etesi, kaptan falan ve filanin kanli kesik baslariyla drtnala ekilmisler..

Aradan ok gemezdi.. Gene simsekli, yildirimli; firtinali bir gece, kasabanin bozuk parkelerinde drtnala atlilar gelirdi. Bu sefer mslman mahallelerinde kadinlarla ocuklarin igliklari ykselir, kapilar kirilir ve alinmis bir c'n ilik dumani tten kanli kesik baslar, terkelere baglanip, rzgar gibi gidilirdi.

Cami ve kilisenin hatiri iin islenen cinayetlerin haddi hesabi yoktu.

Bir gece bir ormanda pusuya dsrlmslerdi. Otuz tfegin agzindan ikip geceyi otuz yerinden yakan kursunlar, o sirada bir kenarda su dkmekte olan Malik'e degmemis, bes arkadasi lms, Muy da bacagindan yaralanmisti.

Tara irmagi kenarindaydilar.. Sag kalanlar irmaga atlamislar, yze yze asagilara gitmisler, oradan da karaya vurmuslardi.

Ihtiyar Muy'un bacagi o gn bugn sakat kalmisti.

Milletvekili Boskovi'in ldrldg gn ertesi gece

Malik ryasinda kendi kesik basini grd. rkt. Mslman halkin trklerinde ismi geen bu cesur adam korktu. Ani bir kararla malini, mlkn birakip karisini, ocuklarini toplayip Trkiye'ye g etti. Muy'da karisi ve ocuklariyla beraberindeydi.

Istanbul limanina blrka para mcevherle ayak basan kalabalik iki ailenin elindeki, avucundakiler sasilacak bir hizla eriyiverince, Malik'le Muy hayatlarinda ilk defa geim derdi diye bir sey oldugunu grendiler.

Iki erkek ekmek kavgasina atildi, olmadi. Ata binmek, silah kullanmak, pusu kurup, kelle bimekten baskasini bilmiyorlardi. Sehir ise bundan anlamiyordu.

Fabrikalar ve pamuk tarlalariyla nl bu Gney Anadolu sehrine gld. Ne yapilsa bos. Beceriksiz derebey torunlari elleri bgrlerinde kaldilar. O zaman talihlerini denemek sirasi kadinlara geldi. O kadinlar ki, dallari yerlere degen koyu glgeli meyve bahelerinde glp trk sylemek, sslenip salina salina dolasmaktan baskasina alismamis, rahatliktan semirmis kadinlardi. Fabrikada hizla kuruyup irkinlesmege basladilar. Gn geldi ellerinde mendil, kt kt ksrerek, iki iyilikten birini dilediler.

Daha sonralari kadinlar topraga verildi, ocuklar fabrikalara...

ok gemeden Muy'un byk kizi bir ingene algicinin pesine takilip gitti. Kge gelince.. Bu sessiz, akilli bir kizdi. ok da gzeldi. Paydoslarda pesine delikanlilar dserdi de o hibirine yz vermezdi.

Bir gece yarisi saat onikiden sonra, firtina, yagmur.. Yer yerinden oynarken, Muy'un kizi, kendi kendine sokularak mahallenin dar sokaklarinda yapayalniz isden geliyordu ki, nne birtakim insanlar ikti, kizin agzini sikica kapayip ksede bekleyen eski bir Ford'a sokup uzaklastilar.

Gidis o gidis...

Yemek, imekten kesilen Muy, haftalarca ilgina dnd, sokaklarda yari deli, dolasti durdu. Neden sonra bir gn bir oban, barsaklarini kpeklerin ekistirdigi, basi tasla ezilmis bir cesetten sz ainca, hersey anlasildi.

Ihtiyar Muy o gn, bugn yari delidir. Guslisi koltugunun altinda, cani istedigi zaman alar, syler, aglar.

Ihtiyar Malik bir kucak amasirla dnd:

- Rahmet hizlaniyor!

amasirlari odanin bir ksesine birakti. Cezve atese tekrar srld, cigaralar yakildi.

Oda sicakti. Sadri'nin horultusunu dinliyorlardi. Ihtiyar Malik'in kafasinda ocuklari, daima ocuklari... Bu ocuklari fabrikaya yem olmaktan kurtarmak lazimgeldigine inaniyor, ge kalmis gibi bir huzursuzluk duyuyordu. Aksi halde, Izzet ustanin syledigi gibi, dokuma ustasi gnn birinde biimsiz bir is yapar, oglani dver, dvdrr.

Muy'a bakti. Hafif hafif sallaniyordu. Onu tetkik etmege basladi. Ya gnn birinde Cemile'yi de Muy'un kizi gibi kairirlarsa?

Bir ara Muy'la gzgze geldiler. Bakislariyla konusuyorlardi adeta.. Yukardan dokumaci Musa'nin kaba ksrg duyuldu, birseyler sayikladi, bir yandan bir yana dnd.

Tam bu sirada Cemile de sayiklamisti:

- Kurban olim gtr sunu... Babam duyacak!

Iki ihtiyar spheyle tekrar bakistilar. ocuklarinin basinda bir tehlikenin dolastigina birdenbire yle kanaat getirmisti ki...

- Korkuyorum! dedi. Korkuyorum, Muy. Iim titriyor... Bu ocuklarin basinda birseyler dolasiyor.. Benden sakliyorlar, benden sakladiklari birsey var...

- Yok canim... dedi Muy, sana yle geliyor.. Hi birsey yoktur Allahin izniyle...

- Bilmem, korkuyorum... Onlar ise gitti mi, bende uyku arama... Oniki saat, tam oniki saat dakikalari sayarim! Bir haber geliverecekmis gibi oluyor... Aci bir haber, bir lm, bir kaza haberi, ne bileyim ben, ugursuz bir haber gelecekmis gibi oluyorum.. Korkuyorum...

- zme kendini, hibir sey olmaz...

- ...Okuyorum, flyorum... Namazda onlar iin dua ediyorum... Amma gene de...

- Hibir sey olmaz insallah...

Gzleri mangaldaki atese daldi.. Sadri'nin gndz sayikladiklarini hatirladi, Izzet ustanin szlerini...

- O fellah, dedi, oglumu sikistiriyormus, belki de dvyor.. Bana bu yastan sonra kan dktrecekler...

Gzleri vahsi vahsi parladi:

- Allahin bir ismi hakki iin Muy, ocuklarimin kilina dokunanin skerim cigerini!

Ihtiyar Muy rkt. Karsisinda yillarca ncenin Malik'ini bulmustu birdenbire.. Yreginde bir degisme, iinde bir kimilti oldu. Derken bir ykselme, bir heyecan...

Yanibasindan guslisini aldi, gzleri arkadasi Malik'in hala korkunlugunu kaybetmeyen yznde, basladi almaga. Ses gittike hizlanarak odayi kapladi, doldurdu, tasti, yukari, yanlara, tekmil avluya, daha sonra isi mahallesine yayildi. Lambanin sari isiginda parlayan islak kirpikleriyle Muy gene kendinden gemisti...

... Artik memlekettedir. Besiden atlayacak hale gelmis beygirlerinin zerinde dimdiktirler. Kasaba halkinin anlattiklarini hinla dinlerken avurtlari hirstan titremektedir. Kesilen kellelerin hayali gzlerinde canlanir.. Kuvvetli ayaklariyla yeri eseleyen beygirler sabirsizdir. Ve ani

olarak atlarini mahmuzlayip karanliga dalarlar!.

Gusli sesinde kin, alinmamis vardi!

Gusli sesinde hasret!

Gusli sesinde, yitirilmis sevgililere seslenis vardi!

Gusli sesinde...

Kapinin usulcacik ailip ieriye birka kisinin girdigini farketmediler.

Sonra birka kisi daha, daha sonra oda doldu, tasti.

Ihtiyar Muy aliyordu. Gusli, ormanlardan, derelerden, aylardan, ay isiklarindan, sevgililerden, hasretten bahsediyordu. Gusli haykiriyor, inliyor, dislerini gicirdatiyor, yas tutup neseleniyordu. Guslide gnes, gece, firtina, bora, kar vardi, guslide dn vardi, bugn vardi, guslide keder, istirap, guslide sefalet vardi.

Kuvvetli rzgarin savurdugu yagmur pencerenin camini alabildigine kamilarken, gecenin onbuugunda Ihtiyar Muy'un guslisini artik btn bir mahalle dinliyordu. Mahalle safi kulak kesilmisti. Mahalle etten, kemikten az

sonra dsecekleri amurlu yollarin dehsetinden siyrilmis, antenlerini germis, Muy'un guslisini dinliyor, mahalle agliyordu.

Tam bu sirada mahallenin tekmil alar saatleri birden almaya baslayinca, Muy'un guslisi sustu. Mahallede bir kendine gelis, bir kimildanma oldu. Karanlik camlarda isiklar yanmaga basladi, mahallede insan sesleri ogaldi.

Ihtiyar Malik odayi dolduranlar arasindaki Izzet ustayi biraz ge farkederek, yukari ikmasini syledi.

O:

- Hayir, dedi, gidip yatacagim... ok gzel aliyorsun Muy amca, fevkalade aliyorsun, yassa; ellerine saglik, var ol!

Ihtiyar Muy duymadi..

Hala heyecanli Izzet usta odasina dnd.

...

Ihtiyar Malik ilkpesin oglunu drtt:

- Sadro, ooo, Sadro!

Oglanin uykusu ok agirdi. Anlasilmayan birseyler mirildandi.

- Sadroooo, ooo, Sadroooo!!

Sadri bir yandan bir yana dnd.

Cemile uyanmisti, yataktan firladi. Siyah ggslgn abucak giyindi, basrtsn basina aldi.

Mangalin bir kenarinda aydanlik kaynamaktaydi. Cemile sofra bezini yere serdi, ekmegi dilimledi, bardaklara seker koydu.

ok zor uyanan Sadri zorla kalkti, gerindi, esnedi, tekrar esnedi.. Sonra oraplarini giydi, gzlerini ovaladi... Sofraya geldi.

Cemile:

- Uyan artik be! dedi.

Sadri ters ters bakti.

Yukardan tavan vuruldu. Musa'nin sesi:

- Uyandi mi kocaoglan?

Kimse cevap vermedi. Cemile homurdandi, kaslari atildi.

Iki kardes, ekmek, ay ve kara zeytinden ibaret yiyeceklerini isteksizce yiyorlardi. Cemile, Sadri'ye nazaran daha istahli grnyordu. Bir sira bembeyaz disleriyle ekmegi isiriyor, agzina bir zeytin attiktan sonra sicak ayi yudumluyordu.

Sadri birinci bardagi bitirmeden, Cemile ikinciyi de yuvarlamis, sofra bezinin kenariyle agzini silerek ekilmisti.

Sadri de ayini bitirmisti ki, yandan tavan gene vuruldu:

- Kocaoglan! Hazir misin?

- Hazirim usta!

Merdiveni indi, postallarini giyindi.

Isi mahallesi isbasina hazirlaniyordu.

Sadri kapiyi ati. Soguk bir rzgar odaya doldu. Avluya kuvvetli bir yagmur inmekteydi. Avlunun sagli sollu kapilari ailip kapandika zifiri karanliga sari sari isik paralari vuruyor, amurlar aydinlaniyordu.

Cemile de beyaz keten lastiklerini giyip agabeyisinin pesisira ikti. Babalari elinde lamba kapidan isik tutuyordu.

Musa'larin yagmur almayan sofalarinin altina avlunun kadin, erkek, ocuk isileri birikiyordu. Biriken kalabalik ugultulu ve sabirsizdi.

Birisi:

- Hazir miyiz diye? sordu.

- Haziriz, haziriz, haziriz! sesleri ykseldi.

Musa:

- Uygun adim mars! dedi.

Sicim gibi yagmurun altinda kadinli, erkekli, ocuklu isi kalabaligi avlu kapisina dogru yrd. Hala isik tutmakta olan ihtiyar Malik:

- Allah vi daa kuvvet (Bosnaka Allah kuvvet versin) dedi.

Disari ikildi. Baska avlulardan gelen kalabalikla dakikadan dakikaya byyerek yola devam edildi.

Aci poyraz kuvvetle esiyordu. Erkekler nden yryor beyaz basrt kalabaligi halindeki kadinlar peslerinden. Egri bgr sokaklarda amurlara bata ika gidilirken, inceli, kalinli sesler, glmeler, haykirislar ykseliyordu. Kaypaklasmis bir tmsek inilirken bazan ayaklar kayiyor, yuvarlananlar oluyordu. O zaman: sler, Ohaaa!lar ykseliyor, basiliyordu kahkahalar.

Cemile en arkadaydi. Bir yaninda Halime, bir yaninda Gll..

Cemile:

- N'oldu soyka kiz? diye sordu.

Gll:

- Kim?

- Karakiz...

- Bilmem.. Abimin orda zibardiydi...

Bir bahenin kenarindan geiyorlardi. Sag yanlari su dolu bir hendek. Daracik yolda birerle kolla gidiyorlar, islak toprak ayaklarinin altinda kayiyordu.

Cemile, Gll'nn arkasindaydi, Halime de Cemile'nin arkasinda... Birden Cemile'nin ayagi kaydi, sagindaki hendege dirsegine kadar batti. Bu, o kadar ani olmustu ki... Hendege yan vermesiyle kalkmasi bir oldu. Sirilsiklamdi.

Bir erkek gibi svd:

- ... Allah kahretsin byle hayati, kahretsin!

- Amiiin! dediler.

Cemile ellerini siyah nlgnn etegiyle sildi. Yirmi metre sonra mahallenin bozuk yolu bitiyor, genis bir meydanliktan sonra parke cadde basliyordu.

Su birikintileriyle vicik vicik meydani getiler. Mahalle ocuklari yazin burada futbol oynar, kumarcilar barbut atar, kaatilar kaat aar, seker kamisi somurulur, ikolata kartlari zerindeki numaralarla mektep ocuklari

bir esit kumar oynarlardi. Meydanliga tam ikmislardi, yle kuvvetli, yle aci bir poyrazla karsilastilar ki, Ah!lar ykseldi.

Cemile islak stbasi iinde donuyordu.

- Allah Yarabbi! diye bagirdi.

Erkekler cevap verdiler:

- Allah de kizim, Allah de ki bahtin ailsin.

Bir baskasi:

- Ayip ayip! dedi, demir gibi isilersiniz. Sogukta snr m?

Dokumaci Musa:

- ocuklar, dedi, bu soguk neden biliyor musunuz?

- Neden? diye sordular.

- Sicagin olmadigindan!

- Laf syledi balkabagi!

Musa svd. Birisi agziyla zort ekti, kati. Musa kovaladi. amurlarin iinde bir kovalamaca baslamisti. Glsmeler, kahkahalar, eheyler. Ehey ve kahkahalarin ilgin bir hal aldigi sira, amurlu yol bitmek zereydi. Soldaki karanlik sokakta motr tek alisan bir otomobil sesi isitildi. Arkasindan kuvvetli bir islik. Ehey ve kahkahalar dindi. Islik tekrarlaninca, Musa:

- O ne? diye kendi kendine sordu.

Sadri:

- Cemile! diye seslendi.

Cemile, Halime'yle, Gll'nn arasindaydi, arkadaslarinin kollarini simsiki tutmustu.

- Buradayim abi...

Tek alisan motr sesi birdenbire hizlandi ve geceyi kapladi.

Sadri tekrar:

- Cemile! dedi.

- Burdayim abi.

nc isliktan sonra motrn homurtusu daha artti ve 1927 model siyah bir Ford nlerinden agir agir geti.

Isiler durmuslardi. Ford'un gemesini beklediler. Ama Ford geip gidecegine durdu, isilerin girecegi sokagi boylu boyunca kapadi. Musa:

- E.. dedi, nolacak.

Arabadan sinirli biri cevap verdi:

- Anayin dini olacak!

- Senin anayin dini olacak.

- Lan kes.. Inersem Allahini sasiririm ha!

Camgz'n sesini taniyan Sadri hemen Cemile'nin yanina geldi:

- Korkuyor musun?

- Korkmuyorum.. Kimden korkacak misim?

Gll:

- Titriyorsun ama..

- fkemden.. Akil diyor..

Halime:

- Yr bacim yr..

Arabanin arkasindan zorla getiler. Geride kalan Musa'nin fkeli sesi isitilmekteydi. Cemile:

- Allah vere de kavga etmese Musa!

Sadri:

- Sen yr hele.. diye arkasindan itti. Cemile kizdi:

- Yryorum ya.. Ne itiyorsun?

- Baslama gene..

- Baslarim tabi.. Adam bize arka ikiyor. Dsnmeyim mi?

- Yahu btn arkadaslar yaninda. Onu yalniz birakirlar mi?

Ford arkalarindan agrr agir geliyordu. Adimlarini atilar.

Sadri'nin yanina sokulan Musa:

- akiyorsun ya? dedi.

Sadri geriledi:

- Camgzd degil mi?

- Tabii...

- tekiler kimdi?

- Karanlikta taniyamadim.. Lakin Camgz iyice tanidim..

- Ah o babama ne deyim..

- Niye?

- Niyesi var mi yahu? Ver katibe olsun gitsin..

- Tabi canim. Durdugu hata.. Biz olmasaydik saglama kairacaklardi.

- Saglam...

- Sana bir sey deyim mi Sadri? Ben katiple konusacagim. Ne dersin?

- Ne diyeceksin?

- Arkadas, diyecegim, adamini gnder, kizi istet. Elini abuk tut!

- Evet?

- Kairacaklar, diyecegim.

Sadri cevap vermedi. Gecenin iinden fabrikanin iniltili sesi geliyordu.

Musa:

- Konusacagim arkadas! diye kesinlikle tekrarladi. Bugn kairamadilarsa yarin kairirlar, yarin kairamazlarsa

brgn.. Muy'un kizini bilmiyor musun? Ben konusurum, olsun gitsin.. Dgnlerinde bari kana kana bir raki ierim..

Tadsiz tadsiz glen Sadri:

- Ben dnden raziyim, arkadas.. Bana gre hava hos. Onun yznden her gn itten kpekten bir araba laf isitiyorum, ne mecburiyetim var? gle degil mi amma?

Son kseyi dnnce isiklar iinde fabrika grnd.. Karanlik gge uzanan kalin bacasindan savrulan dumanlari aci poyraz dagitiyordu.

XVIII

Gecenin ikisine dogru bardan yikilarak ikan katip Necati, kisa boylu arkadasina:

- Ben fabrikaya gidecegim! dedi.

Bir eski binbasi oglu olan ve annesinin nesi var, nesi yoksa satip barda yiyen bu arkadasi Necati'yi ok severdi.

- Ne var fabrikada?

- Ne mi var? En yakin arkadasimsin gya.. Bilmiyor musun?

- Ha, su mesele. Bosnak kizi degil mi?

- Tabii..

- Fabrikada mi simdi?

- Iki saattir is basinda olmasi lazim. Bu kafayla gidersem konusabilirim gibi geliyor bana..

- ok utangasin. Alt tarafi bir isi kiz. Konusamiyacak ne var? Nesinden utaniyorsun?

- Teessf ederim..

- Niye?

- Sen de babaannem gibi, konusuyorsun. O da dudak bker, bir isi kiz, der..

- Gcne mi gitti?

- Gitti tabii..

- O halde affedersin kardesim.

Necati'nin boynuna sarildi, yanaklarindan pt.

- Affettin mi?

- Bir daha bu tarzda konusmamak sartiyla...

Islak caddeyi karsidan karsiya getiler. Sehrin bu en byk caddesi bombostu. Elektriklerden ogu snmst. Uzaklarda beki ddkleri.. Az sonra sarhos kahkahalari tasan iki araba, alli, yesilli, morlu bar kizlariyla geip gitti.

Bir kse basinda arkadasindan ayrilan katip Necati fabrikanin yolunu tuttu. Basi agriyordu. Barda gene bir sr sarhosla tanismis, ismini bildigi, bilmedigi esitli ikiler imisti. Bu ikileri isteyerek degil, yeni tanistigi, daha dogrusu tanistirildigi kimselerin zoruyla imek zorunda kalmisti. Oysa, artik bari, birka saat can ciger olup sonra unuttugu dostlari sevmiyor, sevemiyordu. O istiyordu ki, Cemile'yle evlensin, ikisiz, dalaveresiz, her trl hercailikten uzak bir aile yuvasi kursun. Sabahleyin evden ikarken karisi onu kapidan ugurlasin, aksam zeri paydoslarda kapida karsilasin.. Derli toplu bir ev, tertemiz, saf bir kadin, tertemiz kadinin ihtimami, samimi

sevgisi...

Fabrikanin simsiki kapali demir kanatlari nnde durdu. Bu saatte fabrikada hibir isi yoktu, olamazdi. Bunu, baskalarinin, mesela iplikhane ustasinin adamlarinin pekala dsnebileceklerini gayet iyi bilmekle beraber, aldiris etmiyordu. Fabrika sahibi Numan Serif Bey ona aiktan aiga arka olmus, Ortagi Kadri Agaya ragmen tutmustu.

Demir kapiyi yumrukladi. ikinci yumruklayista kapi aildi. Bosnak kapici:

- Ooo.. Eniste! dedi, hos geldin yahu..

O her zaman gerek kapicilar, gerekse isilerle senli benliydi, onlarla konusmaktan, sakalasmaktan hoslanirdi.

- Hos bulduk.. dedi.

Ieri girdi.

- Hayrola byle gece vakti?

- Hi. Isim var biraz da..

Kapici gz kirpti:

- Ne isi?

Necati sadece gld.

Sonra kapicinin kulbesine girdi, birer cigara yaktilar. Ama, Necati'nin basi ok fena agriyordu. Kulbe duvarinda asili el aynasini aldi yzne bakti. Yeni trasli, tombul, kipkirmizi yanaklar.. Yandan ayrilmis briyantinli salar, inceltilmis biyik.. Favorileri uzun urundu. Dilini ikarip bakti: pasli bir dil.

Aynayi yerine asarkan:

- Basim ok fena agriyor! dedi.

Kapici:

- Yut Aspirin! tavsiyesinde bulundu.

Cigaralar sessiz sessiz iiliyordu. Bir ara kapici:

- Seninki ierde! dedi.

- Kim benimki?

- Yapma be Necati bey..

- Kim sahi, benimki kim?

- Numara yaparsin?

Necati gld.

Kapici:

- Tanirsin babasini, yoksa tanimazsin? diye sordu.

- Tanimam...

- Var bir baba onda, drt yz dirhem!

Ve basladi, kaynatasinin ne adam oldugunu sundan bundan ok dinlemisti. Kizi, babasinin asaleti, susu, busu iin sevmemisti ki.. o kck bir memurdu. Aldigi maas ok azdi. Bu kck memurun azicik maasiyla yetinecek bir kiz istemisti. Akrabalari iinde zengin kizlar yok degildi. Isterse onlardan birini alabilirdi. Ama bunu zaman hibir zaman istemedi.

Kalkti, kulbeden ikti. Iplikhaneye girip girmemekte

tereddt ediyordu. Iplikhaneden kogulusu yregine islemisti: Saniyordu ki, kizlar bunu hatirlayip glsecekler, alaya alacaklardi. Gene de iplikhaneye taraf yrd.

Dokumahenenin nnden geerken, kisa boylu, sisman bir adam, uzun boylu, zarif bir delikanliyla yaninda durdular. Zayif, uzun boylu delikanli kizarip bozariyordu. Nihayet ayrildi, dokumalara girdi. Beriki:

- Arkadas, dedi, ben Cemile'nin ev sahibiyim. Sennen konusmak istiyorum biraz..

Necati hayretle bakti.

- Ne konusacagiz?

- Benim adim Musa. Hadi su aptesane araligina gidek, birer cara iek...

Dokumaci Musa'nin babacan hail Necati'nin hosuna gitti:

- Hadi gidelim.

Bir ari kovani gibi uguldayan aptesane araligina girdiler..

Cigara paketini ikarip ikram eden Musa:

- Ben, dedi, harbiciyim arkadas, efendice laflar bilmem, kusura bakma.. Demin yanimda tysz bir oglan vardi ya hani.. O da Cemile'nin agabeysi, adi Sadri'dir. Gel dedim gelmedi, utandi, toy.. Lakin seni ok seviyor.. Babasi olmasa isin iinde, bacisini sana hemen verirdi bir iki demeden..

Dokumaci Musa katip Necati'nin o kadar hosuna gitti ki..

- k bakalim arkadas!

Dedi, meldiler, sirtlarini duvara dayadilar.

- Sonra?

- Sonrasi sagligin.. sana kardasa bir tavsiye.. Eger bu kizi ciddi olarak seviyor, kendine aile yapmak istiyorsan, elini abuk tut, bir iki deme, kizi istet. Yoksa...

Necati huylandi:

- Yoksa?

- Kizin basinda bir bela firlaniyor...

- Ne gibi?

Dokumaci Musa gece ise gelirken, nlerini kesen otomobil olayini bire yz katarak anlatti. Necati adamakilli telaslanmisti. Gzleri byd. Elleri titremege basladi.

- Kim diye sordu, kim bunlar?

- Kim olacak.. Bizim dokumalardaki Camgz filan..

- Fellahlar mi yani?

- Esas kendilerine degil. Bir Halil var, deveci, opur Halil...

- Ee?

- Ona, oglan bayagi vakitli, para dkyor. Onun iin, elini abuk tut arkadas...

Necati ilgina dnmst. Yeni bir cigara yakti. Babaannesine birdenbire fena halde ierledi. Kizi gidip grmesi, hatta babasindan istemesi iin ka kere yalvarmisti.. Her seferinde de, sen bir bey ocugusun, alelade bir

isi kiziyla evlenmek sana yakisir mi? Senin yoksa bile babanin serefi, var, elalemin yzne nasil bakarim sonra? Ben byle ise girisemem diye bastan atmisti. Babaannesini karistirmadan bu isi kivirabilecegini, akli kesse, gider babasindan kendi isterdi ama...

Dalmisti. Birden:

- Aha aha.. dedi, Musa, seninki geliyor!

Necati bakti. Siyah ggslk, beyaz basrtsyle onunki, su imege, karsi musluklara taraf gidiyordu. Yaninda iki arkadasi vardi.

Elindeki cigarayi atip firladi. Kizlarin yanina gelince durdu. Gzleri karariyor, basi dnyordu. Kizlarin hemen arkasindaydi, ama, kizlar farkinda degildiler. Necati pisman olmustu. Geri dnecekti ki, onunki basini evirdi, bir an gzgze geldiler. Kiz hafif bir iglikla kaindi, basrtsyle agzini kapadi. Cemile'nin yanindakiler de isin farkina varmislardi.

Yz hafif iek bozugu olan, Bankocu Gll:

- Burada konusmak olmaz, grrler!

Dedi.

Necati:

- Bir sey sormak istiyorum.. diye kekeledi.

- Ne soracaksin?

- Kendisini babasindan istetecegim.. Ne diyor?

Gll:

- Cevap versene kiz!

Cemile glverdi. Gll steledi:

- Cevap versene kiz, domuz!

Basini birdenbire eviren Cemile serte:

- Madem byle bir niyetin var ne duruyorsun? diye ikisti.

Gll:

- Elini abuk tutmazsan, karismam sonra?

Cemile:

- Nolur? diye sordu.

- Geceyi unuttun mu? Tomafili?

Cemile omuz silkti:

- Hi kimseden korkmuyorum ben.

Iplikhaneye taraf yrd. Halime de pesi sira. Arkada kalan Gll:

- Ben Izzet ustanin bacisiyim, dedi, sen onunla grs en iyisi.. Agbimin sznden ikmaz Cemile'nin babasi.. E mi?

Cemilelerin pesinden kostu.

Az ileride bekleyen Musa:

- Konustun mu? diye sordu.

Necati:

- Konustum.

- Neye karar verdiniz?

- Izzet ustanin bacisiymis o kadinlardan biri..

- Heye, Gll.. Ne dedi?

- Agabeyim, Cemile'nin babasiyla konusacak, dedi...

- Hah... Simdi oldu iste, tamam. Malik aga Izzet ustayi gz gibi sever, bir dedigini iki etmez.. Hadi ben gidiyorum...

Musa dokumahaneye taraf yrd. Sadri dokumahane kapisinda bekliyordu.

- Noldu? diye sordu.

Musa:

- Bize kim derler yahu? dedi.

- Konustun mu?

- Bak hele bak.. Lakin iyi oglan arkadas, sapina kadar delikanli..

- Niye?

- Gel birer cara iek, dedim, hadi dedi, bennen hela araligina bile geldi. teki memurlar olsa...

Dokumahaneden ieri girdiler.

XIX

Karakiz gzlerini atigi zaman saat sabahin sekizine geliyordu. Kitap okuyan Izzet usta Karakiz'in uyandigini grnce:

- Gnaydin! dedi.

Karakiz ilk pesin her seyi yadirgadi. Etrafina saskin saskin bakti.

- Beni buraya kim getirdi?

Izzet usta kisaca anlatti. Karakiz:

- Bismillahirrahmanirrahim.. dedi.

Sonra her seyi hatirladi. Izzet ustaya ekinerek bakiyordu.

- Ben burada dn ikindiden beri mi yatiyorum?

- Tabii..

- Btn gece burada miydim?

- Evet..

- Vay basima gelenler..

- Niin? Ne oldu?

Telasla kalkti, stn basini dzeltti. Hemen gitmek niyetindeydi.

- Olmaz, dedi, Izzet usta, kahvalti etmeden gidemezsin.

- Ziyade olsun usta.. Ise de gidemedim. Tuh, oldu mu ya? Beni niye uyandirmadin?

- Denedim, olmadi. ok sarhostun.

Kalkti, ekmek, peynir, ay getirdi. Karakiz simdiye kadar hi kimseden grmedigi bu yakin ilgi karsisinda sikiliyor, yaptiklarina pisman oluyordu. Kk bir tepsi iinde getirdigi kahvaltiyi nne birakarak Izzet usta hasta karisinin basucuna ekilmis, kitabini amisti.

Karakiz:

- Usta be, dedi amma da ok kitabin var!

- yle mi?

- Niye katiplik almiyon?

Izzet usta uzun uzun gld.

- Essahdan niye almiyon? Daha rahat degil mi? Yaz, kis bir masanin basinda, oh...

- Vermiyorlar baci, vermiyorlar.. Rahatligi kim sevmez?

- Madem vermiyorlar, ne diye okuyorsun? Gzlerine yazik degil mi? Katip olamadiktan sonra..

Izzet usta cevap vermemeyi uygun buldu.

Karakiz onu gz ucuyla uzun uzun tetkik ettikten sonra, agzini sofra beziyle sildi.

- Ziyade olsun, usta.. Allah yokluk kederi gstermesin..

- Afiyet olsun. Doydun mu?

- Skr, doydum. Ziyade olsun.

Kalkti. Pabularini giydi.

- Hosa kal usta..

- Gle gle baci.. Gene gel. Burasi yabanci yer degil..

- Eksik olma...

Disari ikip kapiyi ekti. Kim ne derse desin, su adam ok hosuna gitmisti. Gece ilisip ilismedigi aklina geldiyse de, ihtimal vermedi. Izzet ustanin byle seyler yapmiyacagina inaniyordu. Kebapinin oraya geldi. Camgz tek basina oturmus iiyordu. Karakizi grnce:

- Nerdesin lan hey Allahsiz oglu Allahsizin kizi, nerdesin?

- Sorma dayi oglu.. dedi, mestolmus kalmisim..

Ieri girdi, bir iskemle ekip oturdu. Camgz:

- Bir uval inciri berbat ettik.. dedi, seni gryon mu seni.. Ensesinden kr biakla kesilecek seysin Allahima..

- Ne yapayim kardas, kendimden gemisim... Madem bir ise karar verdik, insan o kadar iirir mi? Zorladiniz zorladiniz...

- Seni erkek belledik ne bileyim...

- Erkegim oglum, gene de erkegim ama..

- Ee?.

- Sarap afyonlu muymus neymis.. Mestetti beni.

Basindan geenleri anlatti. Camgz'n akli gitti:

- Demek Izzet'in evinde kaldin?

- Sabahleyin gzlerimi bir atim ki ne aayim? Saat sekiz, Izzet usta da kitap okuyor.. Ulan bir dsndm? Lakin Sadik, syle, byle diyorsunuz ama, herif sapina

kadar adam!

- ek lan sen de.. Adammis. Onun adamliginin da.. Sana fazla iltifat etti galiba? Aksam tam tertibati aldik, yolu kestik, bir islik, bir islik daha.. Gya bacimiz isaret verecekti...

- Ne yapayim kardas, mest olmusum dedim ya.. Halil nerde?

- Gitti..

- Kye mi?

- Kye ama, birka gne kadar gene gelecek.. Allahin gn tkenmedi ya.. Bu sefer fosa arptik, bir de ayik kafayla tecrbe edecegiz bacimizi. Nasil?

Karakiz syle bir dsnd. Aklina Izzet usta geldi. Cevap vermedi. Camgz:

- Neye cevap vermiyorsun?

- Ne bileyim vallaha kardas..

- Korkuyor musun yoksa?

- Korkmuyorum ama..

- Korkmuyorsun.. Amasi ne?

- Kiz Halil'i sevmiyor ki...

- Anlasildi, senin aklina girmisler... O Izzet deyyusu mu girdi aklina yoksa?

- Benim aklima hi kimse giremez. Ben insan degil miyim? Benim aklim yok mu?

- Hasa baci, estagfurullah.. Ama, dn peki diyordun.. Bugn hava degisti..

Karakiz cevap vermedi.

Camgz el irpti. Garson kosarak geldi.

- Bak baciya, ne yiyecek? Bir ufak ier misin?

Karakiz:

- Yok babam yok.. dedi, hala iim bulaniyor. Imem..

Tekmil mest olmusum...

- Kebap ye!

- Eh, bir kebap yerim hatirin iin...

Garson ekildi.

Camgz:

- Sen essahdan mi bos veriyon yani? dedi.

- Neye?

- Cemile isine?

- Ne bileyim Sadik, sonu iyi mi olur, kt m? Bunun ardinda mapislik de var!

- Yahu sana gre hava hos. Islik aldik mi sen ksrecen... st basina karisma... Herif para koyuyor, yahu... Enayllik etme baci. Kiz gibi tane onluk sana..

kirmizi onluk, Karakizin kafasinda canlandi. Onluklar ailip kapaniyorlardi. Onluklar o kadar canli, ylesine

kudretliydiler ki... Izzet usta ve onun iyiligi yavas yavas silinmege basladi. Kebabini yeyip bitirdigi zamansa, eski Karakiz olup ikmisti. Camgz:

- Nasil Mutabik miyiz?

Diye sorunca:

- Bakalim, cevabini verdi, kismetse.

Bunun peki demek oldugunu anliyan Camgz'n nesesi yerine geldi:

- Yassa baci! diye bagirdi, sen kimin bacisisin! Garson oglum, bir yarim daha getir...

Yeni gelen yarim kiloluk saraptan Karakiz da bir bardak itikten sanra kalkti.

- Nereye?

- Fabrikaya gideyim hele..

- Kizi gr, o degilden davran, gir sakalinin altina akarsin ya?

- Orasini bana birak teyze oglu. Az ok bilirsin bacini...

Kebapidan ikti.

Saat dokuza geliyordu. Onbir buukta millet paydos edecekti. Bunu bildigi halde Cemile'yi grmek, ondan zr dilemek, sakalinin altina girmek itn adimlarini ati.

...

Karakizla iplikhane kapisinda karsilasan koca gbekli usta:

- Masallah hanimefendi, dedi, feneri nerede sndrdn?

Karakiz gld:

- Fabrika kapisinda!

- Nerdeydin?

- rtmn altinda..

- Sakayi birak, neredeydin sahi?

- Sorma, bizim teyze ogluyla kafayi ekdiydim, biraz

fazla kairmisim...

- Yalansin..

- Yalan miyim? Yalanci senden rezil olsun be!

Kahkahayla gld. Usta:

- Git benim odaya, geliyorum.. dedi.

Karakiz gz kirpti:

- Nolacak?

- Git, geliyorum.

- Yok babam yok, odanda isim yok senin!

- Sahi git, bir sey syliyecegim..

- Burada syle!

- Kiz git, kafami kizdirma ha!

- Benim isim var, gidemem.. Hem sen bennen ks degil misin?

Yrd.

Karakizin kendilerine dogru geldigini gren Cemile:

- Geliyor! dedi.

Yani basindaki Halime bakti:

- Pis cenabet...

Gll de bakti. Cemile'ye:

- Yz verme ha! dedi.

- Yz yzlsn...

Arsiz arsiz glerek Cemile'nin yanina sokulan Karakiz:

- Aman bacim, dedi, yznze bakamiyorum vallaha.. Beni affedin. Neydi o halim degil mi?

Cemile cevap vermedi. Kaslarini atmisti. Karakiz:

- Yoksa hemen kstn m? diye sordu.

Gll:

- Tabii kst.. dedi.

- Niye? Ben ona ne yaptim?

- Daha ne yapacaksin?

- Ne yaptigimi bilmiyorum ki.. Bir suum, bir gnahim varsa syleyin!

Cemile:

- Neyse, fazla uzatma! dedi. Bir daha benimle konusur, bana laf atar, yanima gelirsen ben bilirim yapacagimi...

Karakiz hinla bakti. Cemile'nin stne atilip, salarini eline dolayabilirdi ama, aklinda onluk, kirmizi onluk... Isi sakaya vurdu:

- Abo.. Amma da kizmis ha! Demek ben ne haltlar etmisim? Vay bacim vay.. Ayagim kirilaydi, dilim tutulaydi da...

Usulcacik savustu.

- Pis cenabet! dedi.

Gll:

- Gene bir domuzlugu var.. Yoksa bu szleri yemezdi o.. Aman tetik dur Cemile.. Degil mi?

Cemile:

- Dogru.. dedi.

Baslarini nlerine egerek islerine koyuldular..

...

Cemile gle paydosunda eve dndg zaman, babasi fakir bir bosnagi tiras ediyordu. Her zaman iki eli kanda bile olsa kizina bakar, gler, laf atardi. Babasinin bu ilgisizligi Cemile'nin gznden kamadi. Usullacik yukari ikti, rtsn, tozlu nlgn filan sulu sulu ikardi. Babasinin bugn yemek bile pisirmedigi anlasiliyordu. Her gn odadan ieri girdi mi mis gibi bir yemek kokusuyla karsilasir, istahi ailirdi.

Tiras bitmisti. Bekar tesekkr stne tesekkr ederek

ikarken odaya Sadri girdi. Cemile'ye laf olsun diye:

- Bugn beklemedim, dedi, memnun oldun mu?

Cemile bakmadi bile.

Ihtiyar Malik tiras legenini yikadi, bileyi tasini, kayisi, usturayi gzelce silip kk antaya yerlestirdi.

Btn bunlari kapida, ayak st seyreden Sadri:

- Bugn yemek de pismemis galiba? dedi.

Ihtiyar Malik cevap vermedi.

- yle mi baba? Yemek pisirmedin mi bu gn.

- Pisirmedim..

Cemile'yle Sadri bakistilar. Bir seyler sezmislerdi. Isini bitiren ihtiyar Malik merdiveni ilgisizlikle ikti, geti ksesine oturarak pencereden disarlara bakmaga basladi.

Sadri de postallarini ikarip babasinin yanina geldi, ayak ucuna diz kt.

- Zorun nerenden baba?

Ihtiyar adam disarlara bakmaga devam etti.

- ...Eksik bir hareketimizi mi grdn? Yoksa birisi bir sey mi syledi? Benim hakkimda mi?

Birden bire kizina dnen ihtiyar:

- Izzet'ten duyduklarim dogru mu? diye sordu.

Cemile sapsari kesildi.

- Sana sylyorum!

- Sana sylyorum, cevap versene!

Basini serte eviren Cemile islak kirpikleriyle ok gibi bakti:

- Evet, dogru!

Yerinden kalkti, yatak yiginina kapandi, hngr hngr aglamaya basladi. Ince gen kiz omuzlari sarsila sarsila, hikira hikira agliyor, firtinaya tutulmus gibi, gittike

artan bir hikirikla agliyordu. Onbes yildir kizini ilk defa bu kadar aglatan ihtiyar Malik'in yregi para para oluyor, kalkip onu eskiden oldugu gibi kucagina, almak, gzyaslarini silip, pmek istiyordu. Buna ragmen, biraz da zorla:

- Cehennem beri sen daha te! dedi, bundan sonra benim Cemile isimli kizim yok artik. Basimi alip gidecegim, kyme gidecegim.

Ogluna dnd:

- Benim oglum yeter bana. Birlikte eker gideriz. Kiz kismi degil mi? En iyisinin tirnagina kpek sisin! Yreklerine eloglu girdi mi, birak.. Bir gn bir tekme baba evine.. Zarar yok. Ben de bundan sonra dnyada Cemile isimli kizim yok derim biter gider.. Oglum var ya, yeter. Birlikte ift srer, ekin bieriz.. Kendi ellerimizle aktigimiz iki gz bir hugumuz olur... Gel benim oglum, benim vefakar oglum...

Sadri'yi kucagina aldi. Cemile'ye gz ucuyla bakti. O hala hikiriyordu. Kizinin hikirmasindan vahsi bir zevk alan ihtiyar Malik, onu iyice zmek isteyerek, devam etti:

- ...Sadri'm benim, arslan oglum. Kisin, degil mi Sadro, atariz ocagimiza odunlari, sreriz cezveyi... Muy da bizimle olur, ha?

Sadri:

- Bu Musa dangalak mangalak ya, bazan kitap gibi laf sylyor.

- Ne syledi gene?

- Kiz kismi degil mi dediydi...

- Hi canim, en iyisinin tirnagina.. (Cemile'ye gz ucuyla bakti) ElogIu iin, ne baba, ne ana, ne de kardes..

fkeyle dnen Cemile:

- Simdi gidip kendimi irmaga atarim ha! diye bagirdi, ne istiyorsunuz benden?

Sadri kahkahayla gld. Ihtiyar Malik'in artik dayanacagi kalmamisti. Kalkti, kizinin yanina gitti. Eskiden oldugu gibi onu kucagina aldi. Yasli gzlerini pmege basladi. Ama bu, eski Cemile onun sevgili kizi, kizkosu Cemka degildi... Yabanci bir vcudu kucaklamis gibi irkildi. Sonra kafasindan her seyi atarak onu tekrar bagrina basti:

- Cemkam benim! Yavrum benim, kukam (disi kpek) benim..

Kucaginda kizi, az evvel kalktigi yere geldi, oturdu. Cemile artik aglamiyordu. Islak gzleriyle nne bakiyordu. Basini babasinin ggsne dayamisti. Ihtiyar Malik kizinin salarini oksuyor, onun agirligini tatli tatli duymaktan memnun, syleniyordu:

- ...Torunlarimi, alir, kye gelirsiniz. Sadri'nin karisi inekleri sagar, yogurt alar, yayikta ayran dger... Ben de gzmde gzlk, torunlarima oyuncaklar yaparim.. Ama geleceginizi bize evvelden telgrafla bildirirsiniz, sizi Sarkisla'da trende karsilamaga geliriz. Sadri'nin karisini getirmeyiz ama.

Sadri:

- Neye? dedi. Bizim karinin suu ne?

Cemile katila katila gld:

- Senin karin pis, elleri mayis kokar!

- Hadi kiz, sen de.. Elleri mayis kokarmis...

- Kokar tabii..

- Benim karim sizi begenecek mi bakalim. Karnim acikti benim babilo, ne yiyecegiz?

Ihtiyar Malik davranirken:

- Beni yeyin.. dedi, koca kiz, dur syle bakalim...

Kalkti, asagi indi..

- Pastirmayla yumurta alip geleyim bari...

Her seye ragmen iinde bir sizi, kizinin erge gidecegini dsnmekten gelen bir sizi, disari ikti, kapiyi usullacik ekti.

Sadri:

- Aksam ne konustun? diye sordu.

Cemile gzlerini kimbilir kainci defa silerek:

- Ne biliyorsun?

- Bilirim ben..

- Sahi ne biliyorsun?

- Musa'yla beraberdik, onu grdk, Musa dedi ki gidip konusacagim, dedi, gitti konustu. Onu sana Musa gndermis...

Cemile tavana dogru minnetle bakti:

- Ne iyi adam su Musa degil mi?

Kapi aildi, Izzet usta grnd. Sadri'yle Cemile:

- Buyur, dediler, buyur abi iksana!

Izzet usta:

- Hayir, dedi, ikmiyacagim.. Babana atim meseleyi. Hi sasmadi. Zaten byle blr sey bekliyordum, dedi. Merak etme Cemile...

Cemile agabeysine bakti, glmsedi. Sadri:

- Eksik olma usta! dedi, her sey olup bitti.

- Sahi mi?

- Firtina esti, simsekler akti, sonra bir yagmur...

- Mesele yok.. Sunu da syleyim. Necati'ye vaziyeti btn inceligiyle anlattim: Ne yapip yapacak, babaannesini gnderecek. (Cemile'ye) Evi ok temiz, tertipli tut. Onlar her seye inceden inceye bakarlar, baskalarinin gzlerindeki p grmege pek meraklidirlar.. (Sadri'ye) Ne oluyor? Fabrikada ne var, ne yok?

Bunu birdenbire hatirlayan Sadri:

- Bombok! dedi.

- Bombok ha?..

- Millet iin iin kayniyor usta.. Bu para gnnden ok korkuyorum.. Sefin adamlari el altindan ver yansin ediyorlar!

- Kadir Aga?

- O da bir taraftan.

Izzet usta uzun uzun dsndkten sonra:

- Yazik, dedi, ok yazik... Sen sakin karisma!

- Neye usta?

- Italyan'i dgmek isteyeceklerdir, yahut da...

Sadri dehsetle bakti. Bakistilar. Cemile:

- Yahut da Izzet abi? diye sabirsizlandi.

Izzet usta cevap vermedi. Kafasi mesguld. Sonra ikti gitti.

Cemile:

- Izzet usta ne demek istedi abi?

- Italyan'i belki de ldrrler demek istedi ama, pek zannetmem. O kadar ileri gidemezler, ama gene de belli olmaz...

- brgn para alacagiz degil mi?

- Evet... Bosver ona da...

Gld. Kizkardesine mitle bakti:

- Ee? dedi Cemile...

- Sen de benim isimi yapacan ama!

Cemile hayretle:

- Ne isi? dedi.

- Ben kye mye gitmek niyetinde degilim... Babama bosver. Herkes kyden sehire geliyor, ben sehirden kye mi gidecegim? Ne isim var kyde. O kyde kim adam olmus ki ben olayim? Benim kym de, sehrim de, anam da, babam da fabrika.. Benim baska zenaatim yok. Ben fabrikadan baska is gremem. Onun iin...

Cemile'ye tekrar mitle bakti, gld. Gz bebekleri sari sari parliyordu.

- Evet, onun iin?

- Onun iin, burda kalip, senin yerine birisini getirmeyi dsnyorum!

Cemile her seyi anlamisti.

- Kimi? diye sordu.

- Kimi mi? Benim gibi bir isiyi tabii.. Mesela kim olabilir?

- Ne bileyim ben!

- Dsn. Tahmin et bakalim..

Cemile dsnd, lt.. Abisine denk olabilecek kim vardi? Bazi isimler syledi. Sadri:

- Bilemedin.. dedi.

- Kim ya?

- Kim mi? Senin arkadasin!

Cemile bir iglik atti:

- Halime mi?

Sadri usulcacik gld. Cemile:

- Imkani yok abi.. dedi, imkan yok...

- Neye?

- Onun yle cadi bir annesi var ki...

- Ben onun annesini de bilirim, babasini da...

- Tabi bilirsin ama, bes yz lira almadan kizini vermiyecegini de biliyor musun?

- Beni ok seviyor, her zaman gel diyor. Babasi da iyi adam, yatalak. Okumus adam hem de, dolu kitaplari var. Annesi beni ok seviyor, kizini bana vermek ister. Senin neyine gerek? Sen yap aramizi, st yanina karisma!

Cemile'yi bir dsncedir almisti. Yapmaya yapardi ama, Halime'nin annesini gayet iyi biliyordu. Bir tuzcuda uval tamir isinde alisan Zeynep hanim, kirkinda, kalin bacakli, srmeli, rastikli bir kadindi. Abisiyle niin konustugunu, ona niin yz verdigini, maksadinin ne oldugunu tahmin etmisti. Yanindaki pencereden disarlara bakti. Ortalik gnlk gneslikti.

Sadri:

- Oldu mu? dedi.

Cemile iini ekerek:

- Bana gre hava hos.. cevabini verdi.

XXI

Para gn sabahtan itibaren isi mahallesi sinirli bir halde, fabrikadan gelecek haberlere kulak vermis, bekliyordu. Ne amasir yikaniyor, ne ocuklarin baslari sabunlaniyor, ne de yari karanlik izbelerde birtakim islerle ugrasiliyordu.

Bekleniyordu, fabrikadan gelecek, gelmesi gerekli bir haber bekleniyordu.

Izzet usta:

- Arkadaslar, demisti, kardesler, demisti, Agayla ustalarin dalaveresine alet olmayin!

Ama kimsenin dinledigi yoktu.

- Artik yeter! deniyordu. Biak kemige dayandi, illallah!

- Ne istediginizi iyice tayin ettiniz mi?

- Ettik. Italyan defolup gitmeli!

- Italyan'in suu yoksa ya?

- Var veya yok. Madem ki onun gelmesi isimize sekte verdi, su halde basip gitsin, yahut da Numan Bey agir bassin, Italyan'in dzenini bozanlarin kkn fabrikadan kazisin. Her iki sekle de raziyiz. Italyan gelmeden nceki kazanlarimiza kavusuruz hi olmazsa!

- Italyan gelmeden evvelki kazanlarinizdan memnun muydunuz?

- O da ayri mesele.

Onun iin mahalle, dakikadan dakikaya artan bir sinirlilik iinde bekliyordu.

Fabrika da ayni sinirlilik iindeydi. Kapilar simsiki kapanmis, kadin, erkek ocuk isiler, para dagitilan meydanligi doldurmuslardi. Siyah ggslk, beyaz basrt kalabaligi halindeki kizlarla kadinlar bir kenardaydilar. Birbirlerine sokulmuslardi. Byyen gzlerinde endise, nefes almaktan korkuyorlardi. Mavi tulumlari pamuk tozu

iinde dokumacilarsa en n siradaydilar. atik kaslari. asik yzleriyle, azgin bir homurtu halinde bekliyorlardi. Bekliyorlardi ama, beklemenin de bir haddi vardi.

Upuzun, kupkuru Arnavut mer:

- Saat drde geliyor!

Diye homurdandi.

Herkes sesin geldigi yne bakti.

Daha ne zamana kadar bekliyeceklerdi? Eskiden saat dedi mi paralar dagilmis olurdu. Herkesin isi, gc, olugu-ocugu vardi.

Dokumaci Camgz Sadik:

- Daha ne kadar bekliyecegiz Allahsiz oglu Allahsizlar!

Diye bagirdi. Iplikhaneyle dokumalarin nndeki meydanligi dolduran isi kalabaligi, durgun suya atilan bir tas gibi dalgalandi. Huysuzluk artti. Kfrler ykseldi... Sabirsizligin fkeli bir ugultu haline geldi bir sira, meydanliga ailan iplik ambarinin kapisinda para zarflarini tasiyan arabalar grnd.

Isiler:

- Hele skr! dediler.

Birisi:

- Ne skrediyorsunuz? diye bagirdi, skre zaman var daha!..

- yle ya, zarflarin iinden ne ikacak bakalim, ayi mi, kurt mu?

Arabalar yerlerine yerlestirildi. Kapaklar aildi, bordrolar yayildi ve baslandi. katip isilerin numaralarini okuyor, numarasi okunan isi, elindeki kartla gidiyor, bordroyu imzaladiktan sonra, iinde onbes gnlk kazanci bulunan mavi zarfi alip kenara ekiliyordu.

Zarflar merakla ailiyor, paralar avulara dklp, fkeyle sayiliyordu. Italyan gelmeden nceki kazantan ok dsk oldugu grlnce, yzler bsbtn asiliyor, sinirler gerildike geriliyordu.

Paralar teker teker sayildiktan sonra, gruplar peydahlandi.

er, beser kisilik gruplar birlesip, sekizer, onar kisilik gruplar; yirmiser, otuzar kisilik gruplar haline geliyor, fkeden zehir zemberek bir kalabalik gittike byyp genisliyordu.

Bir saat iinde tekmil paralar dagitilmis, arabalarin sandik kapaklari kapatilmis, bordrolar drlp katlanmis, gidilmege hazirlanilmisti. Hazirlanilmisti ama, ellerindeki mavi zarflarla isiler geit vermiyordu ki...

Katiplerden birisi:

- Msaade edin de geelim! dedi.

Kimse tinmadi.

Bir baska katip:

- Ne bekliyorsunuz arkadaslar? diye sordu.

Basta Camgz Sadik'la arkadaslarinin bulundugu isi kalabaligi katiplerin etrafini aliverdi.

- Ne mi bekliyoruz? Ne bekledigimizi akmiyor musunuz?

- Bizim ne suumuz var arkadaslar, biz de sizin gibi...

- Evet!

- cretliyiz..

- yleyse ne bekledigimizi ne soruyorsunuz? Basin gidin!..

Katipler adamakilli sersemlemislerdi. Arabalardan birisine kuvvetli bir tekme atan bir isi:

- Basin ulan burdan zppeler, diye bagirdi, basin hadi!

Katiplerden birisi firladi. Muhasebeye kostu. Muhasebeciye durumu nefes nefese anlatti, dokumacilarin mthis gzlerinden bahsetti. Telaslanan muhasebeci de umum mdr Salamon'un yanina gitti, katipten duyduklarini bir irpida anlatti.

Uzun boylu, iri yari Salamon, dudagini yiyerek muhasebeciyi dinledikten sonra, Kadir Aganin odasina geti.

Kadir Aga, elleri arkasinda, kaba tyl Isparta halisinin zerinde agir agir dolasiyor, kapinin yaninda dikilmis duran dokuma ustasinin anlattiklarini dinliyordu.

Salamon ieri girince dokuma ustasi sustu.

Kadir Aga:

- Ne var? diye sordu.

Salamon:

- Isiler galeyan halindeymis efendimiz! dedi.

Hibir seyden haberi yokmus gibi davranan Kadir Aga:

- Niye? diye sordu.

Dokuma ustasina syle bir bakan Salamon:

- Malum meseleler efendimiz, dedi, biliyorsunuz.

Kadir Aga cevap vermedi. Kseden kseye gidip gelmesine devam etti. Sinirli blr memnunluk iindeydi.

Neden sonra:

- Bana isi mmessilini agir, emrini verdi.

Umum mdr disari ikti.

Dokuma ustasina dnen Kadir Aga:

- Sen de ortalarda grnme, evine git! dedi.

...

Isilerin fkesi anbean artmaktaydi. Ugultunun grlt halini aldigi bir an, para sandiklarindan birini ekip stne sirayan Camgz:

- Arkadaslar! diye bagirdi, elinize geen paradan memnun musunuz?

Basta Camgz Sadik grubu olmak zere, isiler:

- Degiliz! diye grlediler.

- Bu gavur gelmeden nce aldiginiz paradan bir sikayetiniz var miydi?

- Yoktu. Gl gibi geiniyorduk!

- O yokken fabrikanin isleri geri mi kaliyordu?

- Ne mnasebet? Islerimiz saat gibiydi...

Peki bu gavura ne lzum var yleyse?

- Lzum yok. Cehennem olup gitsin!..

- Onun da, onu basimiza ikaranin da Allah belasini versin!

- Istemiyoruz, bu kabuklu gavuru istemiyoruz!

Ortalikta milyonluk kilovatlarin nabzi atiyordu.

Camgz Sadik:

- yleyse daha ne duruyorsunuz?

Diye, Italyan'in odasini parmagiyla isaret edince, meydan karisti. Gz dnen, zangir zangir titreyen kalabalik, dokumahane kapisindan ieri akti. Ugultu, igliklar, kfrler ykseldi. Dokuma tezgahlarinin mekikleri, ele geirilen birtakim demirler, tahta paralariyle Italyan mhendisin saglam duvarli odasina yklenildi.

Elinde para zarfiyla Cemile bir kenarda, sapsari, titriyordu.

Ne yapacagini sasirmisti. Agabeysini arandi, gremedi.

- Agabey! diye bagirdi.

Dokumahane kapisina kostu. Ierisi ana baba gnyd.

- Agabey!!

Isiler birbirine girmisti. Yerlere yuvarlananlar, eli yz kan iinde, ilginca kosusanlar..

- Agabeycigim!

Hngr hngr aglamaga basladi. Birdenbire aklina babasi geldi. Uan basrtsne aldiris etmeden, eve kostu.

Amele Kapisi simsiki kapaliydi. Kapiyi yumruklamaya basladi.

- Ain, ain kapiyi!

Bosnak kapici:

- Ne olacak? diye sordu. Nereye gideceksin?

- Eve gidecegim, a kapiyi!

- Aamam, yasak!

- A diyorum sana!

Kapici rkt, kapiyi ati, Cemile disari firladi.

XXII

Ihtiyar Malik'le ihtiyar Muy oda kapisi nne melmislerdi. Cemile'nin avludan ieri ilgin gibi girdigini grnce firladilar.

Cemile bar bar bagiriyordu:

- Kos baba, kos kos kos!

Ihtiyar Malik kizini kollari arasina aldi.

- Ne var?

- Fabrikada kan gvdeyi gtryor!

- Agabeyin nerde?

- Bilmiyorum!

- Nasil bilmezsin?

- Bilmiyorum iste, aradim, bulamadim.

- O da ilerinde miydi?

- Bilmiyorum. Su, biraz su!

Oraciga meliverdi.

Ihtiyar Malik'in kafasinda bir seyler oldu. Yanibasinda dikilmekte olan eski silah arkadasina bakti, bakistilar. Ihtiyar Malik'in gzleri dnmst. Artik ne kizi, ne de dnya. Aklinda Sadri, yalniz o.

Alt eve girdi, saglam bir odunla ikti.

- ldk m biz Muy?

Muy fkeyle, Bosnaka:

- Hayir, dedi, lmedik Malik!

Cemile'nin getirdigi haber, sabahtan beri beklenen

kt haberdi, ulasmisti. Isi mahallesi syle bir sarsildi. Tehlikede olduklari hissedilen evlatlar, sevgililer iin alt evlere dalindi, odunlar, tahta paralari, taslarla ikilip ihtiyar Malik'le, Muy'un pesinde, yan yatmis, bagdas kurmus, diz kms kerpi ve ahsap kalabaliginin dar, egribgr sokaklarina dsld. Ihtiyar Malik'le, Muy'un pesinde tekmil bir mahalle.. Karni burnunda gebe kadinlar, yalinayak ocuklar, romatizmali, burus burus ihtiyarlarin sokak ve sokakta byyen kalabaligi fabrikaya akiyordu..

Bir ara nlerine Izzet usta ikti. Seli durduracagini umarak ihtiyar dostunun odun tutan havadaki kolunu yakalamak istedi. Ama artik bu kol yetmislik bir ihtiyarin zayif kolu degildi.

- ekil Izzet!

arpti, devirdi. Sonra yz elli metrelik mesafe hizla geilip fabrikanin demir kapisina yklenildi. Elindeki odunu kapiya vuran ihtiyar Malik:

- Oglumu verin! diye bagirdi, Sadri'mi verin!

Arkadan:

- Ogullarimizi, kocalarimizi, evlatlarimizi!!!

Sesleri ykseldi.

XXIII

Cemile hafif bir bayginliktan sonra kendine gelmis, kalkmisti, ieri girdi, bir bardak su iip ikti, rtsn arandi. Tam bu sirada avlu kapisinda Izzet usta belirmisti. st basi amur iindeydi.

Cemile kostu.

- Noldu Izzet abi?

Izzet usta cevap vermedi, basini esefle salladi.

- Noldu? Dstnz m?

- Dsmedim, dsrldm...

Agliyacak gibiydi. Durumu kisaca anlattiktan sonra:

- Yazik, dedi, ok yazik oluyor.. (Ve mirildandi) Ne abuk aldaniveriyorlar!

Odasina yrd.

Cemile tekrar rtsn arandi. Fabrikaya gidip babasini filan bulmaya niyetleniyordu ki, yasli iki hanimefendinin avlu kapisinda dikildiklerini grd, sasti. Bu kadar iyi giyinmis insanlarin bu mahallede isi neydi?

Kadinlar eteklerini tuta tuta, iskarpinlerinin ularina basa basa, yzlerini eksite eksite avluya girdiler. Cemile ne yapmasi gerektigini kestiremiyordu. Karsidan karsiya bir mddet bakistiktan sonra, iki kadindan sismani:

- Insan grmedin mi kizim? dedi, ne bakiyorsun yle yaban yaban.. Gelsene!

Cemile kostu.

- Ne bakiyorsun yaban yaban? Insan grmedin mi?

- Buyurun efendim...

- Ne olmus bu mahalleye byle? Evler, sokaklar bombos. Hi kimseler yok..

- Birisini mi aradiniz efendim?

- Elbette birisini aradik. Bu pis sokaklara hevesli degiliz ya!

- Kimi aradiniz?

- Cemile diye bir isi kiz varmis buralarda.

Kulak memelerine kadar kizaran Cemile her seyi anlamisti.

- Benim efendim!

Basini egdi. Sonra sevinle parliyan gzlerini kadinlara kaldirdi:

- Buyurun, dedi, buyurun efendim!

Odaya kostu. Merdiveni bir solukta ikti. Civisinden dsms entarisini yerden aldi, asti, perdeleri dzeltti. Gene bir solukta merdiveni inip disari ikti.

- Buyurun efendim, babamlar simdi gelirler, buyurun!

Kadinlar etrafa kmsiyerek bakiniyorlardi. Bu bakislar Cemile'yi sasirtmisti. Izzet ustanin odasina kostu.

- Izzet agabey!

Dedi. Ggs heyecanla inip inip kalkiyordu.

- Efendim?

- Bak, kimler geldi!

- Kim?

- Onlar iste...

- Onlar kim evladim?

- Byk annesi, onun... Nolur biraz geliver..

Her seyi kavriyan Izzet usta gld.

- Ne o? dedi, ne var? Noluyorsun bu heyecan ne? Buyur etsene gidip!

- Sen de geleceksin degil mi Izzet agabey?

- Gelecegim, gelecegim.. Buyur et, hadi.

Cemile neredeyse bayilacakti. Kadinlarin yanina dogru

yrd, durdu.

- Buyurun efendim!

Kadinlar hala, sadece bakiyorlardi. Necati'nin babaannesi olan sismani, yanindaki uzun, zayif komsusuna usullacik sordu:

- Nasil?

Beriki dudak bkt:

- Fena degil ama...

- ok fakir insanlar degil mi?

- ok...

- Su avluya bakin, su odalara, kir pas iinde.. Byle yerlerde byyen bir kiz...

- Ya bu koku? Burnum dsecek ayol!

- Deli oglan. Beni yerlere geirmek iin elinden geleni yapiyor!

Izzet usta amurlu st basini degistirmisti, disari ikti. Kadinlarin yanina gitti.

- Buyurun efendim, dedi, niin buyurmuyorsunuz?

Iki kadin gene eteklerini tuta tuta, iskarpinlerinin ularina basa basa, yzlerini eksite eksite avluyu getiler.

Cemile'lerin oda kapisi nnde durdular. Ileriyi adeta kokliyarak gzden geirdiler.

Cemile merdiven basinda bekliyordu. Yanaklari al aldi. Gzlerini indirmisti. Birdenbire egri parmaklarina gz ilisti, telaslandi. Onlari gstermemek iin kollarini yanlara sarkitti, gzlerini kaldirdi. Ihtiyar kadinin ela gzleriyle karsilasinca sikintisi artti, sasirdi, glmsedi.

- Yukari buyurun efendim!

Ihtiyar kadin:

- Senin kimsen yok mu? diye sordu.

- Var efendim.

Izzet usta:

- Babasi var, dedi, agabeysi var...

- Siz nesi oluyorsunuz?

- Ben mi? Komsusu.

- Sade komsusu mu?

- Evet.

- Akraba filan degilsiniz yani?

- Hayir..

- O halde bizi yalniz birakin da kendi aramizda konusalim.

Izzet usta ekilirken, Cemile yerlere geti.

Ihtiyar kadin:

- Senin byklerinde hi mi dsnce yok? dedi, kiz ocuk evde yalniz birakilir mi?

Cemile cevap vermedi.

- Byklerin seni her zaman byle yalniz mi birakirlar?

- Hayir, efendim, birakmazlar..

- Birakmazlar da nerdeler ya?

- Fabrikadalar efendim..

- Baban da mi alisiyor?

- Hayir efendim, alismiyor. Ihtiyar o..

- Hibir is yapmaz mi?

- Tuhaf sey. Sen alisirsin, baban yer yle mi?

- Agabeyim de alisir efendim.

- Baban da?

- Babam da yemegimizi pisirir..

- Annen yok mu?

- Yok efendim..

- Ne oldu?

- lms. Memleketten geldikten sonra lms. Ben alti yasimdaymisim...

- Koskoca kizmissin. ldgn bilmiyor musun?

- Bilmiyorum efendim.

Necati'nin babaannesi yanindaki komsusuna dnd:

- Bes yasindaydim, dedi kafir Moskofun bizim memlekete girdiginde. Bugn gibi hatirlarim.. dedemi, dayilarimi alip gtrdler. Biz de ablamla nur iinde yatsin, korktuk, el ele tutustuk, katikti. Bugn gibi hatirlarim. Hatta o kadara kadar ki, yolda uzun, sari biyikli bir kafir yolumuzu kesti, bizi sevdi, para verdi.. (Cemile'ye) Ya, byle iste. Sense alti yasindaymissin...

Cemile:

- ldgn bizden gizlediler.. dedi. Hastaydi. Karagl'e gnderdi babam.. Biz orada saniyorduk, meger lms. ok sonra haberimiz oldu..

Cemile'nin gzleri dolmustu. Basini evirip koluyla sildi.

- Hastaligi neymis?

- Cigerlerinden hastaydi efendim..

- Allah sen gsterme Yarabbi.. Teverrm yani?

- ...?

Iki kadin bakistilar. Sonra odayi, odanin duvarlarini, dsemeleri filan gzden geirdiler.

Cemile tekrar:

- Ieri buyursaniza efendim! dedi.

Kadinlar istemiye istemiye girdiler. Igrenip kmsiyerek merdiveni iktilar. Ihtiyar Malik'in geceleri Sadri'yle birlikte yattigi, gndzleri minder vazifesini gren dsege oturdular.

Cemile el pt. Aklina kahve pisirmek gelince, asagi indi. yle heyecanliydi ki, asagi niin indigini unutuverdi.

Dudagini yiyerek dsnmege basladi. Asagi, bir sey iin inmisti. Ama su parmaklari.. Acaba grmsler miydi? Ya grdler de begenmedilerse?

Asagiya kahve pisirmek iin indigini hatirlayinca ge kalmis blr huzursuzlukla, davrandi. Cezveyi ivisinden aldi. Acaba parmaklarini grmsler miydi? Herhalde grmemislerdi. Grseler o parmaklarin niin egri egri yle kizim, diye sorarlardi. Amma da tuhaf kadindi. Zavalli Izzet usta.. Oysa, Izzet usta ne iyi insandi!

Tekrar aklina kahve geldi. Geldi ama, kahve nasil piserdi? Kafasini bir trl toparliyamiyordu. Cezveye su koydu. Kibriti bulamadi bu sefer de.. Hay aksi seytan... Yalniz kibrit degil, sekerle kahve kavanozu da yukaridaydi, alar saatin bulundugu rafta.

Yukari firladi.

Kadinlar Cemile'yi gz hapsine aliverdiler. Kiz rafa uzaninca, yukari kalkan etegi altindaki bacaklarina baktilar, biraz ince buldular. Topuklari da begenmediler. Ya ayak parmaklari?

Tertemiz, ama biraz kaba ve byk ayaklar nlerinden

geip merdivende kayboluncaya kadar baktilar.

Merhum yzbasi hanimi:

- Yz fena degil..

teki:

- Kafi mi? Yz gzelligi kafi mi?

- Degil ama.. Genlik.. cahillik iste..

- Aaah ah! Yregimden kanlar gidiyor kanlar... yle bir babanin evladi...

- Dogru.. Benimki de bir baska trls degil mi?

- Ama seninki gidip de bir isi kizina gnl indirmedi...

- Evet, evet ama... Kismet, alin yazisi...

Cemile kahveleri tam verirken, babasi, agabeysi, ihtiyar Muy, katip Necati avlu kapisindan giriyorlardi. Fabrikanin demir kapisindan oglunu isteyen ihtiyar Malik'in karsisina katip Necati ikmis, firsati kairmiyarak, gitmis Sadri'yi bulup getirmisti. Ihtiyar Malik bu Necati'nin

kim, ne, neci oldugunun farkinda degildi. Fabrikadan beri konusa konusa geldikleri halde hala Necati'nin farkinda degildi. Avlu kapisindan girince birdenbire farkina vararak durdu. Hayretle bakti. Bu da kimdi? Kendileriyle niin gelmisti? Hala niin ayrilip gitmiyordu?

Ihtiyar arkadasi Muy'la bakistilar. Evet... Kimdi bu? Ne istiyordu?.

Tam bu sirada Cemile kosarak geldi.

- Geldiler! dedi.

Ihtiyar adam sasti.

- Kim geldi?

- Onlar iste!

Necati:

- Babaannemler mi?

Cemile:

- Evet! dedi.

Babasinin killi, kocaman elini yakaliyan Cemile pt.

Sadri:

- Damadin! dedi.

Cemile babasina az daha sokuldu ve babasinin koluna sikica sarildi. Ama bu kol artik o eski kol degildi. Izzet ustayi bir itiste deviren Ihtiyar Mallk'te bir gevseme, bir zlme oldu. Sanki kolu, kanadi kirilmisti.

Ihtiyar Muy'un:

- Oh, oh, oh.. Allah Mes'ut bahtiyar etsin. Ne mutlu sana!

Dedigini duymadi. Dimdik, kaskatiydi. Kimildamiyordu. Kolunu sanki tamamen Cemile'ye terketmisti. Bakiyor, bombos gzlerle bakiyor, odaya, odadakilere sadece bakiyordu.

- Haydi gidelim baba!

Duymadi. Yregi yaniyordu. Demek.. Demek bu gelenler... Demek Cemkasini, sevgili Cemkasini alip gtreceklerdi?

Birdenbire bir depresme oldu iinde, bir kabarma. Sonra bosandi. Cemile de babasina sarilmis, hikiriyordu. Baba kiz bir zaman aglastilar.

Sadri:

- Ayip, vallahi ok ayip! dedi.

Tecrbeli Muy:

- Birak, diye Sadri'yi ekti, elleme!

Sonra her sey eski halini aldi. Ihtiyar Malik gzlerini ceketinin yamali koluyla sildi. Elini Sadri'ye uzatti. Sadri babasini odaya taraf ekti. Ierdekileri grveren ihtiyar Malik, koskoca adam, utandi, birdenbire bir ocuk halini aliverdi. Ieri girmekten ekiniyordu.

Sadri:

- Ayip baba! dedi. ok ayip ediyorsun. Gir, gir yahu!

- ocuk gibisin... Gir hadi be!

Muy:

- Gir, dedi, gir Malik!

Malik dnd, Muy'a bakti:

- Sen de gel! dedi.

Hep birlikte girdiler. Ihtiyar Malik titriyordu. Merdiveni rkek rkek ikti. Titreyen sesi bozuk Trkesiyle mirildandi:

- Hos geldiniz!

Kadinlarin tuhaf bakislarindan rahatsiz olarak sulu, masum, dizst oturdu, avularini iki bacagi stne koydu. Sadri'yle Muy da, biri bir yanina, teki br yanina, tipki onun gibi oturdular.

Musa'nin karisiyla Gll avluya girdikleri sira Cemile oda kapisinin yanina sinmis, babasiyle tekilerin ne konustuklarini isitmege alisiyordu. Onlari grnce kostu:

- ...tabancayi agzina dayamis Kadir Agam. Vuracakmis da elinden zor almislar!

Cemile:

- Kim kiz?

- Numan Bey.

- Demek agzina dayamis tabancayi? Ne zaman?

- Haberin yok mu?

- Yoook...

- Ohooo.. Neler oldu da neler. Numan Bey otomofiliyle bir geldi. Kadir Agadir sian deligi aradi saklanacak. Grenler anlatiyor, herif tabancasini ekmis odaya girmis. Kadir'in tebdili sasmis. Kirmizi kasasinin yanina kisilmis. Numan Bey demis ki: Btn bunlar senin basinin altindan ikti namussuz. Geberteyim mi seni?

- Sonra?

- Sonra, elinden zorla almislar. Yoksa vuracakmis. ok yalvarmis. Numan Beyin eline ayagina dsms. Simdi fabrikanin nn grme. Numan Bey dokuma ustasini, Camgz mamgz tuttu tuttu atti.

- Sahi mi? Demek hepsini atti?

- Hepsini.

- Italyan'a bir sey yapabildiler mi?

- Yapamadilar. Polisler sardi fabrikayi. Lakin herif kurt. O kadar insan odasina yklendigi halde kapiyi kiramadilar. Kafir, yle saglam yaptirmis ki odasinin kapisini.

Yalniz kaldiklari bir ara Cemile sevinle haberi verdi:

- Geldiler ha Gll!

Gll hala fabrikanin ugultusu iindeydi, duymadi bile. Cemile tekrarlayinca dikkat etti:

- Geldiler mi? Kim?

- Babaannesi!

- Sahi mi? Ne zaman?

- Demin.

- Ierdeler mi?

- Ierdeler.

- Sahi mi kiz? Gidip bakayim hele..

iplak ayaklarinda takunya kapiyi itip girdi.

- Hos geldiniz!

Sisman hanim cigara iiyordu. Gll'ye syle bir bakti, aldiris etmedi. Gll'nn tepesi atti. Ne byklkt bu? Selam bir tanri selami. Ne diye almamislardi sanki?

Takunyalarini merdivenin altbasinda birakip yukari ikti.

Kadinlar konusmayi kesmis, Gll'ye bakiyorlardi. Ne bakiyorlardi yani? Adam grmemisler miydi?

- Konusmanizi niye kestiniz?

Sisman hanimin da tepesi atti:

- Siz kimsiniz ki konusmamiza karisiyorsunuz?

Ihtiyar Malik Bosnaka:

- Ters bir laf etme, dedi.

Dedi ama, Gll de alinmisti. Sisman hanimi cevapladi:

- Allahin kulu!

- Anladik Allahin kulu oldugunu. Kizin akrabasi makrabasi misin?

- Eh iste, yle sayilirim.

- Akrabasi degilsen...

- Ee.. Disari mi ikayim?

- Ayol sen ne biim kadinsin?

Gll kalkti. Merdiveni inmeden nce:

- Sizler gibi kadin, dedi. Elli, kollu, ayakli bir beni beser!

Takunyalarini ayagina geirip ikti.

Avlu halki Cemile'nin etrafini almisti. Gll yanlarina yaklasinca konusmayi kestiler.

Gll:

- O sisman kari kaynanan mi kiz? dedi.

Cemile basini salladiysa da hemen dzeltti:

- Kaynanam degil, kaynanamin kaynanasi.

- ok alimli kadin, ekecegin var!

- Niye?

Bir irpida anlatti.

Cemile:

- Bana ne ondan?

Bir ihtiyar kadin:

- Hi, dedi. Ona oglan lazim.

Konusma birden umumi bir hal aliverdi:

- Lazim ki lazim.

- yle mi kiz, Cemile, bizi dgne agiracak misin?

- agirmaz olur mu?

- Cemile iyi kizdir, agirir.

Karakiz bir kenarda, konusulanlara kulak vermis, sinirli sinirli sakiz igniyordu. Cemile'ye hinla bakti. Kafasinda tane onluk... Neye yarardi. Camgz'le tekileri isten atmislardi. Kimbilir belki de caninin derdine dser, Deveci Halil'in isine bosverirdi.

Sikintiyla kapiya gitti. Ieriyi gzetliyen kadinlarin arasina karisti.

Ierdekiler konusacaklarini konusmus, ikiyorlardi. Karakiz hanimefendilere hirsla bakti. Sismani Cemile'nin yanina durmustu. Cemile sisman hanimin elini aldi, pt. Sonra tekinin.

Sisman:

- Artik benim kizim oldun, dedi. Bundan sonra fabrika mabrika yok!

Cemile kipkirmizi kesildi.

Iki kadin geldikleri gibi, eteklerini tuta tuta, iskarpinlerinin ularina basa basa avlu kapisina yrdler. Necati de peslerinden gitti. Cemile onlari sokagin alt basina kadar yolcu edip dndkten sonra kapida durdu. Etrafi gene hemen alindi.

Gll:

- Fabrika mabrika yok, dedi, sonra? Ne yapacaksin kiz?

Bir baska isi kadin:

- Ne yapacak, hi, dedi. Madem alismasini istemiyorlar, aylik verirler, alismaz. yle degil mi Cemile?

Cemile ne diyecegini bilemiyordu. Kapinin araligindan ieriye usullacik gz atti: Babasi pencerenin nnde bagdas kurmus disariya bakiyordu. Ihtiyar Muy'sa herhalde teselli etmekteydi.

Birden Sadri, disari ikti. Kapi nnde sinirli sinirli dikildi. Gz Karakiz'a ilisince siniri artti. Kizkardesine:

- Babanin yanina git! dedi.

Cemile yavasa ieri girdi, merdivenleri kedi sessizligiyle ikti, babasinin dizi dibine oturdu.

Ihtiyar Muy glmseyerek bakiyordu.

Kolunu babasinin omuzuna koydu pesin, sonra basini ggsne dayadi. Btn bunlardan habersiz davranan ihtiyar Malik, disarlari seyre devam etti.

Disarda ortalik yavas yavas karariyor, amurlu sokaklar yikik duvarlarla evrili kerpi evler ve karanlik yz bir deniz gibi kirisan kocaman gl, boylu boyunca yatiyordu.

Ortalik iyice kararincaya kadar uzun uzun oturdular.

Ihtiyar Malik dargin gibiydi. Birdenbire ihtiyarlamisti sanki. Cemile'sine sz kesmislerdi. Bu evden ikip gidecek, baskalarinin olacakti.

Islak kirpiklerini gstermemek iin kalkmadan nce kizini hafife itti:

- Lambayi yak!

Cemile yavasa kalkti.

XXIV

Numan Serif Beyin kirmizi hususisini pencereden gren Kadir Aga, lacivert beresiyle kostu, beyi kapida karsiladi. Agzina tabanca dayandigi gnden sonra ylesine kpeklesmis, ylesine yumusamisti ki.

Kalin, kiril kaslariyla Numan Serif Bey'se, ortagina bakmadan odaya girdi. Ftr sapkasini, bastonunu filan askiya asti. Fabrika islerini kontrola giderken giydigi beyaz gmlegi askidan aldi. Giyecekti. Kadir Aga almak istedi. Numan Bey vermedi. Riyakar ortagindan igreniyordu.

Kadir Aga dayatti:

- Ver Loman bey, tutim. Cenabi Allah bile kulunun ayibini yzne vurmazmis!

Numan Bey cevap vermedi. Gmlegini kendi kendine giydi. Sonra geti ceviz masaya oturdu. Masanin zerinde

duran imalat raporlarini tetkik etti. Iplik, bez imalati iyice dsmst. Ortagina nefretle bakti. Tkrr gibi:

- Bir haftadir imalat dsebilecegi kadar dst sayende, dedi.

Kadir Aga iri taneli siyah tesbihini ikarmis, gzlerini sulu sulu indirmisti. Oturdugu koltukta sinerek ortagina bakiyor, gzgze gelmemek iinse hemen yere indiriyordu bakislarini.

Numan Bey bir ara gene tok tok konustu:

- Daha da kimbilir ne kadar dsecek. Neyse, verilmis sadakan varmis. Yoksa...

Kadir Aganin gzleri yerden kalkti, ortaginin iri siyah gzleriyle karsilasti:

- ...cartayi ekmistin oktan!

Zile basti. Ieri giren odaciya:

- Bana umum mdr agir, dedi.

Az sonra uzun boyu, genis omuzlariyle umum mdr Salamon ieri girdi. Beyefendiyi yere kadar egilerek

selamladi.

Numan bey serte sordu:

- Ilanlari gazetelere gnderdin mi?

Salamon hemen cevap veremedi. Tereddtle bakiyordu.

- Ne bakiyorsun?

- Hi efendimiz.

- Niin cevap vermiyorsun?

Salamon yutkunarak sokuldu:

- Seyy...

Gzleri Kadir Agaya gitti. Ondan imdat bekliyordu sanki. Oysa basini egdike egmis, tesbih ekiyor, bakamiyordu bile...

- Cevap versene be!

- Efendimiz, Istanbul veya Izmir'den isi celbi kolay.

Fakat bunun doguracagi neticeleri tahmin etmiyor musunuz?

- Ne gibi?

- Trkiye'nin en uyanik isi blgelerinden celbedilecek isiler... Onlar bizim yerli isilerin katlandiklari hayat sartlarina tahamml ederler mi?

- Nasil?

- Her seyden nce cret meselesi.. Yerli isilerin aldigi parayla alismazlar. Yksek cret isterler!

- Evet?

- Medeni ihtiyalar arttika malum ya...

- Elbette..

- Izmir, yahut Istanbul'dan gelecek isiler hemen hemen bizim muhasebe servislerindekilere muaddildirler. Gzleri aiktir. Amirlerinin azarina, dayagina filan kolay kolay boyun egmezler. Asil fenasi, Izmir yahut Istanbul'dan gelecekler gelirken, danslari, mzikleri, banyolari, haftalik temiz elbiseleriyle, filan gelecekler, bizim sakin, durgun, kendi halinde, fazlasini istemeyi bilmeyen

yerli isilerimize tesir yapacak, gzlerini aacaklar. rnek olacaklar bizimkilere. ok gemeden, malumu aliniz, bir isi buhraniyla karsi karsiya gelecegiz.

- Sonu?

- Tahmin edersiniz...

Numan Serif Bey Salamon'u hakli bulmustu. Hinzir Yahudinin szleri dogruydu. Bunu kendisi de dsnmemis degildi ama, bir sefer ok yaydan ikmis, emir vermisti. Sadece emir vermis olmasi da degil, byk bir kisim isiyi de isten atmisti.

- Ne olursa olsun, dedi. Sen benim emrimi yerine getir hemen. Isi celbi hususundaki ilanlari hemen simdi tape ettir ve yolla. Mars!

Salamon hala tereddt iindeydi. Kadir Agaya bakti. Hayir yoktu. Basini nne egmis, tesbihini ekmekteydi. Bir ara basini kaldirdi. Salamon'la gzgze geldi. Sasaladi. Sonra Allah! diye iini ekti.

Numan Bey tekrar bosandi:

- Ne dikiliyorsun hala?

Salamon kekeledi:

- Seyy... Birka gn beklesek...

- Sebep? Niin bekliyecekmisiz?

- fkeyle kalkan zararla oturur da...

- Derhal odana ge ve sana verdigim emri harfiyen yerine getir, haydi!

Artik ne sylenecek sz, ne de geirilecek vakit kalmisti. Salamon yikilircasina odadan ikti. Kendi odasina geldi. kms avurtlariyla bir kenarda dikilen dokuma ustasina bakmadi bile. Masasina geip oturdu.

Dokuma ustasi ekinerek yaklasti, hibir sey sormadi.

Salamon:

- Ne yapsak bos, dedi.

Dokuma ustasi endise iindeydi:

- Bos ha?

- stelik hala mthis de sinirli.

- Demek yanina girmiyeyim?

- Sakin ha!

- Bense... Eline ayagina kapanirim diyordum.

- Sakin, sakin, sakin..

- Kadir Aga ne diyor?

- Ne diyebilir? St dkms kedi gibi oturuyor.

- Peki, sonu ne olacak bunun?

- Izmir'den, Istanbul'dan isi getirtecegiz!

Dokuma ustasi beyninden vurulmusa dnd:

- Izmir'den, Istanbul'dan gelecek isi yerli isinin dsk cretine alisir mi? Yatacak iyi yer ister, iyi yemek ister...

- Syledim, hepsini syledim.

Uzun uzun bakistilar. Dokuma ustasi byk bir mitsizlik iindeydi. Mirildanmiya basladi:

- Ah Kadir Aga ah! Bize yle bir halt ettirdi ki, arap sabunu temizlemez. Neme lazimdi benim yazinin kabuklusuyla tepismek. Iyi, kt, yuvarlanip gidiyorduk.

Kurnaz Salamon gz kirpti:

- Kadir Aga seni kollamiyor mu?

- Beni kollamakla is biter mi? Isiler canavar gibi. Herifler bana kandi. Bana deyince, ben de Kadir Agaya kandim ama, gel de isiye anlat. Btn gn kahve kselerinde homurdanip duruyorlar. Benim iin hava hos.. Basar Tarsus'a, Kayseri'ye giderim. Nazilli'ye giderim.

- Niin gitmiyorsun?

- Isiler ne olacak?

Salamon omuz silkti:

- Ne olursa olsun. Babanin oglu degiller ya!

Dokuma ustasi cevap verecek, bir seyler syliyecekti ki, Numan Beyin kalin ksrg. Salamon'un odasina geliyordu herhalde. Madem sinirliydi, gzne grnmemesi lazimdi. Tam zamaninda, muhasebeye ailan kapidan ikti. Fabrikanin karsisindaki isi ayhanesine geldi.

Basta yegeni Camgz'le teki isiler, hemen etrafini aldilar.

Camgz merakla sordu:

- Ne oldu dayi?

- Simdilik bir sey yok!

- Peki. Ne olacak?

- Bilmem.

Homurtular oldu. Homurdananlarin gzlerine endiseyle bakti, rkt. Bir zamanki uysal, itirazsiz bakislar degildi. Kinle parliyorlardi.

- Benim ne suum var? dedi. Ben elimden geleni yaptim.

Homurtu tekrarlandi.

Camgz:

- Sen de mi Sadik?

- Ne yapayim dayi? Elde yok, avuta yok...

- Durun bakalim, gn dogmadan neler dogar...

Kalin kemikli, sert bakisli bir isi:

- Alik, sefalet, lm dogacak! dedi.

Bir baskasi mirildandi:

- Yapacaginizi yaptiniz!

Usta korkuyla dnd:

- Ben ne yaptim? Benim ne suum var?

- Dogru. Senin ne suun var? Su bizim, su bizim

gibi dangalaklarin ki sizin gibilerin igvasina kapildik!

Koyu, korku verici bir sessizlik oldu. Dokuma ustasi titriyordu. Bereket versin Istanbul'dan, Izmir'den gelecek isilerden haberleri yok.. diye geirdi.

Belinin ortasindan bosanan soguk terle ayhaneden ikti gitti.

XXV

Necati'yle Izzet usta konusarak ayhaneye girdiler. Bir kenara oturdular.

Izzet usta:

- Istanbul'dan gelecek isiler haberini millet senden duymasin, dedi.

- Niin?

- Hem fabrika, hem de isiler nazarindaki durumun sarsilabilir.

Isiler kendilerine taraf gelmekteydiler, Izzet usta lafi

degistirdi:

- Demek babaannen kizi almana taraftar degil?

- Degil ama, onu dinleyen kim?

- Dinlemege mecbursun!

- Belki ama...

- E?

- Aklima ne geliyor, biliyor musun? Babaanneme bosverip...

- Evet?

- Nikah yapmak ve pilimi pirtimi toplayip...

- Kizin evine kapagi atmak ha?

- O kadar. Aksi halde bu is yrmiyecek.

- Ihtiyar ne diyor?

- Ne demiyor ki? Tereddt iinde. Mahalle dedikodudan

alkalaniyormus. Babama yazmaliymisim... Fabrikada alisan bir kizi almaya hakkim yokmus. Bir de asil kizdigim, kiz fabrikadan iksin diyor. Ne dsncesiz insan! Kiz fabrikada keyfinden alismiyor ki. Artik alisma dedigim andan itibaren...

- Dogru. Hi olmazsa ayda on lira vermen lazim!.

- Degil mi ya? Veremem. Yirmidrt doksanbes bana bile yetmiyor. Kaldi ki...

Etrafini almis sinirli isilerden biri:

- Usta, dedi, Izzet usta.. Biraz da bizi dinle. Ne olacak su halimiz kardas? Bizi yek ekmege muhta ettiler.. Bir akil ver bize!

Izzet usta Dertli isiye dnd. Adamin gzleri yuvalarinda kinle parliyordu. Parliyordu, acinacak haldeydi ama, ne gelebilirdi elinden? Elinden pek bir seyler gelmemekle beraber, kuru tesellinin de zamani olmadigini biliyordu. Geri onlari nlemiye alismis, yalana uymamalarini yalvarmisti ama, bunu hatirlatmanin da sirasi degildi. Uzun uzun srecegini bildikleri issizligin verdigi istirabi aiklayan bakislari, kk avurtlari, uzamis sakallari,

kara sari yzleri...

Tavindaydilar. Neler yaptirilamazdi onlara! Kilitleri mi kiramazlardi? Demir kapilari mi teneke gibi yirtamaz, omuzlariyla apartmanlari mi deviremezlerdi?

Bir baskasi:

- Iim alip alip veriyor, dedi. Burnuma kan kokuyor. fkemi alamadim mi agliyorum. Koskoca herifim heye ama agliyorum gene de. Su ellerime bak. Tm yara. Eve gitmek canim istemiyor. ocuklarin kara kara bakmasi.. Geen gn hirsimdan evin kerpi duvarlarini yumrukladim!

Kirpikleri yavas yavas parliyordu.

- ... ille en kk. Su kadar. Bir de zayif mi sana.. Btn gn h h h. Bogmaca dedi millet hastahanesindeki doktor. Reete verdiler, ila almiya param yok. Sabahlara kadar horoz gibi tyor!

Izzet ustanin kafasinda tren altinda ezilen ocugunun cesedinden ayrilmis sari sali basi. O da byle bogmaca olmustu. Sabahlara kadar horoz gibi tmst..

Iini ekti.

- ...eve gitmekten korkuyorum, karimin, ocuklarimin yzne bakmaktan korkuyorum usta. Basimi yastiga koyup da yorgani tepeme ekmiyor muyum? Allah Allaaaah... Sabaha kadar l bi, l bi...

fkeyle Izzet ustaya bakti:

- ek vur kendini, lakin...

Izzet usta kizdi:

- Ne biim sz bu be? Issiz kaldiniz mi hemen lmek, ldrmek. Marifet lmek, ldrmekte degil, bu kt sartlarla mcadele etmekte!

- Nasil?

- Nasili var mi? Baska yerlerde, bir baska is mesela!

- Dokuma ustasi bekleyin diyor. Bir mit. Camgz yok mu Camgz? Bekleyin diyor. Kadir Aga gya demis ki, Numan Beyi yatistiririm ben. Beklesinler, tekrardan ise aldirtacagim demis. Kimbilir?

Necati syle bir bakti. Derine gmlms gzleriyle isi, bastan ayaga sinir kesilmisti. Kadir Agadan filan hi bir medet olamiyacagini syleyip son midini de sndrmek istemedi. Kalkti.

Izzet usta:

- Gidiyor musun?

- Gidiyorum, dedi. Eyvallah.

ayhaneden ikti. Camgz iskemlesini ayhanenin beton kaldirimina atmis, kara kara dsnyordu. Necati'ye gz takildi. Aklina Cemile geldi. Sahi, su mesele ne olmustu? Deveci Halil neredeydi? Niin grnmyordu?

Iskemlesinde dogruldu.

Deveci'yi bulsa, bor istese... Hi de fena fikir degildi. Su sira tam da isine yarardi hani. Borcunu demeye gelince...

Birden Karakiz:

- Merhaba teyze oglu!

- Merhaba baci. Hayrola?

- Seni Halil agam agiriyor.

Camgz'n iinden ferahlik, bir rzgar gibi, geti. Gene de:

- Ne yapacak? dedi.

- Bilmem. Acele istiyor.

- Kiz dalgasi mi?

- Bilmiyorum.

- Ben kendi canimin derdine dsmsm. O hala...

- Getmiyor musun?

Kendini naza ekmekte fayda vardi:

- Gelmiyorum.

Karakiz; isi mahallelerine uzanan caddenin ksesindeki kebapi dkkaninda Camgz' sabirsizlikla bekliyen Deveci'ye durumu haber verince, Deveci:

- Demek gelmiyor? dedi. Niye?

- Bilmem.

- Bir sebebi olmali.

- Sebebi... Issiz, sikintili. Ben kendi canimin derdine dsmsm diyor!

Deveci isi anladi. Herhalde parasizdi. O da zaten bunu haber almis, kosmus gelmisti.

- Sen otur. Ben alir gelirim.. dedi, hizla uzaklasti.

Karakiz yalniz kalinca rtsn ikarip yanindaki iskemleye atti. Bugn isinden alikoyduguna gre, Deveci yevmiyesini verecek miydi acaba? Hibir ikari olmadan elalemin keyfi iin ne diye isinden olacakti? Sonra, neye varacakti bu isin sonu? Kiz istemiyor, oglan istiyor. Sz kesilmis. Deveci hala ne umuyordu?

Deveci'yle Camgz gelince toparlandi.

Deveci:

- Sen getiremedin amma, bak. Ben nasil getirdim?

Karakiz Camgz'e kskn kskn bakti:

- Askolsun teyze oglu. Demek senin yaninda hi hatirim yokmus!

Hep o sikintili haliyle Camgz:

- Bir sey degil, arada biz kt olduk, dedi. Bu dnyada dayi mayi fosmus meger. Tuttu beni ne dsrd. Ameleyi kiskirtti. Simdi de.. Meteliksiz gezilir mi? Milyoner miyim ben?

Deveci ilgiyle sordu:

- Medem seni kiskirtti. Simdi de zarina bakmasi lazim. Para vermiyor mu?

Kebaplar, sarap sylendi.

Camgz:

- Vermiyor, dedi. Sabredin, diyor. Sonu iyi olacakmis. Ne iyi oldugu var, ne de olacagi. Halbuki Italyanlar korkak olur, dvdnz m kaar, is eskisi gibi bize kalir.

Kadir Aga, o zaman dilesinler benden ne dilerlerse diyor dediydi. Isler ktye varinca o da bosverdi. Ne yapacaksin kardas, harcandigimizi anladik!

Sicak kebaplarla kocaman bir sise sarap geldi. Camgz'n sarap filan grdg yoktu. Gnlerden beri midesine sicak bir sey girmemisti. Iri bir kebap parasini kuvvetli disleri arasinda ignerken:

- Arkadaslarin arasinda yleleri var ki, dedi, yek ekmege muhta. Herifler kahve parasi bulamiyor!

- Haydi serefe!

Itiler Camgz devam etti:

- Agliyorlar be, anam avradim olsun agliyorlar!

Karakiz:

- Ayip ayip, dedi. Erkek aglar mi?

Camgz kizdi:

- Erkeklik, yigitlik mangirla olur kizim. Yok iste, yok! En biri ben. Su kebapi bile tavrini degistirdi. Eskiden

nasildi? Sokakta grse halimi hatirimi sormadan edemezdi. Simdi?

Deveci, Cemile meselesini amak iin firsat kolluyor, ama Camgz'n dertli halinden rkyordu. Bir ara:

- Yeter, dedi, yeter be Camgz. Suraya oturduk ki karsilikli iki satir ene alak, glek diye...

- Iimden gelmiyor emmoglu, iimden gelmiyor!

- Haklisin. Issizlik kt sey, malum. Malum ya...

- E?

- Fabrikadaki isin anlasildiktan sonra bir aresini dsnrz.

- Nasil?

- Nasilina karisma.

Camgz'de piril piril bir mit.

- Fabrikadan hi umudum yok, dedi. Fabrika kapisi

bizim iin temelli kapandi!

- Kapandiysa, ben de arkadasligimi yaparim.

- Ne gibi?

- Ne gibi olacak? Ortaklama bir dkkan kiralariz. Sermaye benden, emek senden!

Camgz heyecanla sordu:

- Kahvecilik yapar miyiz?

- Niye yapmiyalim?

- yleyse...

- Var mi bos kahve?

- Bak hele, bak.

- Nerede?

- Bizim Silo'nun kahvesi var. Bos. Kiraya verir bize.

- Bu mahallede mi?

Camgz egildi, isi mahallelerine giden ana caddenin solundaki mavi boyali dkkani pencereden gsterdi.

- Epeyce byk.

- Gnde birka yz marka yapariz.

- Iyi ya. Birazdan gidip bakalim.

- Birazdan mi? Sahi mi? Hemen tutar miyiz?

- Isimize gelirse tutariz.

Camgz birdenbire sarhos olmustu. Artik ne dayisi, ne de islerinden atilmalarina sebep olduklari issiz, gz yasli isiler. Bardagina sarap doldurdu, bir nefeste dikti.

- Senin yolunda lmiyenin anasini da, avradini da, sinsile slalesini de...

Deveci:

- Yok canim, dedi, o kadar degil.

- Kim? Senin yolunda lmiyenin...

- Peki peki. lmeye lzum yok. Su meseleyi dzenliyek yeter.

Karakiz'a bakti, gz kirpti. Karakiz hirsindan mosmordu. Su meseleden ona neydi? Camgz kahve sahibi olacak, kendisi?

Camgz'n sarhoslugu gittike artiyordu:

- Geen sefer bacimizin yznden fosa arptik, kizi kairamadiydik, amma bu sefer.. Deli misin? Anam avradim olsun, babasinin dizinin dibinden ekip srtrm bu sefer. Degil mi baci?

Karakiz cevap vermedi. Camgz yle keyifliydi ki, ne Karakiz'in sikintisi, ne de cevap vermeyisi!.. Dikkat bile etmedi.

- Alls... Kayfemiz olunca; tamam! Gnde en azdan yz marka yapsak, er kurustan, eder dokuz kaat. Yarisini masrafa ik, kalir drt buuk lira. Drt buugun da yarisi senin yarisi benim... Ha!

Deveci:

- Ben istemem, dedi. Sen bana borcunu dersin

bes. Borcunu dedikten sonra...

Camgz'n heyecani artti:

- dedikten sonra?

- Kayfe senin olur?

Camgz masadan firladi. Tezgahi basindaki kebapiya bagirdi:

- Yigenim!

Kebapi isteksizce cevapladi:

- Emret!

- Derhal iftetelli plagini koy gramofona!

Gramofona iftetelli plagi kondu. Camgz parmaklarini usta bir kadin engi gibi sikirdata, gbek alkaliya iftetelliye basladi. Gzleri dnmst. Ar, haya, utanma filan silinmis, dnyor, boyuna dnyordu. Boru muydu? Kahve sahibi olacakti. Dayisinin olanca himayesine karsilik dokuma tezgahlarinda eline geenin en azdan birka misli ok para kazanacakti.

Dnyayi yikabilirdi!

Arada masaya yaklasip Deveci'nin doldurdugu sarap bardagini aliyor, oradakilerin serefine kaldirip dikiyor, sonra daha iten, daha canli, devam ediyordu.

Karakiz'sa somurttuka somurtmustu. Ona neydi? Btn bunlardan ona neydi, nesine lazimdi? Kizin ikinci sefer kairilmasi iin istenecek yardimi ne diye yapacakti? Camgz'n ikari vardi, onun? Ne ikari vardi? Zorla kiz kairmanin sonunu biliyordu. Hapislik vardi ucunda, Camgz'e gre gene de hava hos olabilirdi. Kahveyi kardesine, yahut hatta karisina birakip bes ay yatabilirdi. Kendi? Kendisi ya? Ihtiyar, kiris kiris annesinden baska kimi vardi. Ieriye dserse kim bakardi, Deveci mi Camgz m? Hibiri. Fikara anasi lr, kendi de...

Isli, issiz, gen, ihtiyar insanlar kebapevini lahzada doldurmus, Camgz'e elleriyle tempo tutuyorlardi.

Usulcacik kalkti. Kalabaligin bir kenarindan disari siyrildi. Ortalik gnlk gneslikti. Arkasindan kosacak, geri evireceklermis gibi bir korku iindeydi. Istemiyordu, ne Camgz, ne Deveci, ne de saraplariyla kebaplari. Baskalarina alet olmadiktan baska, durumu kiza da anlatacakti.

Yuva yikanin yuvasi yikilirdi. Kizi madem istemislerdi, o halde bir yuvaya sahip olacakti. Madem olacakti, yuvasini yiktirmamaliydi.

Birden Izzet usta:

- Nereye baci?

Durdu. Itigi saraptan basi hafife dnyor, sallaniyordu.

- Cemile'lere, dedi.

Izzet usta ilgilendi:

- Ne yapacaksin?

- Hi..

Yoksa gene herhangi bir rezalet, yahut bir pusu pesinde miydi? Agzini aramak iin:

- Yakinda Cemile'nin nisani var, dedi.

Yoktu, henz byle bir sey yoktu. Necati'nin babaannesinin boyuna fikir degistirdigini biliyordu. Necati daha

dn, haminnesiyle kavga ettigini anlatmis, gerekirse yatagimi alir, kizin evine dserim demisti.

Karakiz:

- Ne zaman? dedi.

- Bu yakinda.

- Insallah kardes. Insallah ama...

Usta pirelendi:

- Ee?

- Ellerini abuk tutmazlarsa...

- Ne olur?

Her seyi bir irpida anlatti. Izzet usta sarsildi. Demek Deveci bu karardaydi? Camgz' diledigi gibi kullanabilmek iin Silo'nun su sira bos kahvesini kiralamayi bile gze almisti ha?

- Cemile'yi bunun iin mi greceksin?

- Evet. Yuva yikanin yuvasi yikilir. Vebal altinda kalamam ben kardes.

Izzet usta syle bir dsnd: Kizin elinde ne vardi ki? Btn is Necati'de bitecekti. En dogrusu, meseleyi Necati'ye amak, kizi bu yakinlarda ikmasi mmkn felaketten kurtarmakti.

- Cemile'ye bundan bahsetme, dedi.

- Niye?

Anlatti, uzun uzun anlatti. Karakiz'in akli yatmisti.

- yleyse gitmeyim?

- Git, git ama, bu meseleden bahsetme.

- Peki.

Ayrildilar. Karakiz isi mahallelerine giden uzun toprak yolu hizla geti. Kseler dnd. Cemile'lerin avlusundan ieri girdigi zaman gen kiz, Musa'larin merdiveni basinda, kanli elleriyle avlu halkina mjde veriyordu:

- Gzmz aydin!

Avlu halki hemen bir agizdan sordu:

- Nesi oldu?

- Oglu, oglu!

Merdiveni kosarak indi. Avlunun bir kenarindaki pasli tulumbaya giderken Karakiz'la karsilasti. Kaslari hemen atildi.

Karakiz:

- Ellerin niye kanli, Cemile? diye sordu.

Cemile cevap vermedi.

opur gld:

- Cemile dogurttu, dedi. Ebe oldu artik o!

- Essahdan mi?

- Hibirimiz cesaret edemedik bacim.

- Ebe yok muydu?

- Vardi ama, doguma gitmisti.

Karakiz heyecanla mirildandi:

- Askolsun, askolsun vallaha!

Cemile ellerinln kanini yikamisti. Yzne dsen bir tutam sai basinin sinirli hareketleriyle geriye atiyor, ama sa inat ediyordu.

Az evvel tek basina dogurttugu kadinin, ev sahibi Musa'nin karisinin yanina gitmek zere merdivene hizla yrd.

XXVI

Fabrikanin Istanbul ve Izmir'den isi getirecegi haberi mahallede bomba gibi patladi. Olur muydu? Olabilir miydi, olsa bile yle byk sehirlerin kibar isileri bu kadarcik cretle alisabilir miydi?

Islerinden atilanlarinsa agizlarini biak amiyor, yzlerinden dsen bin para oluyordu. Basta Camgz'n dayisi dokuma ustasi olmak zere, iplikhane ustasi, usta

muavinleri, dzenciler, velhasil italyan mhendise karsi koyduklari iin islerinden atilanlarin tmnn ayaklari suya degmis, tekrardan ise alinmak gibi hafif de olsa bir mit besliyenlerin son mitleri de kirilmisti.

Ustalarla usta muavinlerini Kadir Aga zaman zaman , bes kollamisti ama, bununla is bitmemisti. Hepsi evli, oluk ocuk sahibiydiler. Aga'nin sadakaya benzeyen kollamasiyla geinememislerdi. Bundan sonraysa , bese de hasret kalacaklar, kara, korkun bir sefalet baslayacakti.

Bir gn dokuma ustasinin Nazilli mi, Kayseri mi ne, bir yerdeki fabrikalardan birine ustalik bulup savustugu isitildi. Avurtlari kk, gzleri yuvalarina gmlms a insanlara kuvvetli bir yumruk oldu bu.

- Yaa, dendi; demek byle?

Byleyli, malesef byleydi.

- Demek atildik?

- Hem de it enikleri gibi!

Kiris kiris yzler canlanmis, yuvalarina gml gzler ates samaya baslamisti.

Kalin kemikli, iri yari bir isi; yanardag gibi grledi:

- Aldatildik arkadaslar!

Iten, taa iten kopup gelen inancin feryadi cevapladi:

- Aldatildik!

- Bunu keselerine koyacak miyiz?

- Kimin?

- Bizi aldatanlarin!

Hinli sesler gittike artan bir kinle sagdan, soldan cevaplamaya basladi:

- Koymiyacagiz!

- Koymiyalim!

- Nasil koruz? ldk be!

- ldk ki ldk.

Bir kenardan itidalli bir ses sordu:

- Ne yapmak niyetindesiniz?

Izzet ustaydi. Btn gzler ona dnd. O, sapsari yzyle dimdikti. Sorusuna cevap alamayinca, tekrarladi:

- Ha? Ne yapmak niyetindesiniz?

Kalin kemikli sert isi cevapladi:

- Ekmegimizi elimizden alip bizi srndrenlerin evlerini baslarina yikacagiz!

- Kim bunlar?

- Dokuma ustasi, muavini, iplik ustasi, dzenciler...

Kupkuru bir ses:

- Camgz, dedi. Camgz' unutmayalim!

Camgz sz son damla oldu. Dayisi basip gittiyse o vardi. Hem de sefaletleriyle alay edercesine isini yoluna koymus, kahve amisti.

Deminki ses tekrar konustu:

- Bizi kahvesine sokmuyor, ay imeyeni kahveden it kovar gibi kovuyor. Ne suumuz vardi? alisip gidiyorduk. Bizi kiskirtti. Simdi de...

Bir baskasi:

- Kahveyi nasil ati? dedi. Parayi kimden buldu?

- Dayisi vermistir!

- Dayisi ha?

Kalin kemikli isi oturmakta oldugu tahta sandiktan ayaga firladi:

- Uzun lafin kisasi... Kahvesini basina yikalim, var misiniz?

Gk grltsn andiran korkun bir ses kalabaligi Izzet ustayi filan silip geti. Gnlerden beri issiz, sinirleri gergin, gzleri yuvalarina kms a insanlari zaptedilemeyen bir fke kasirgasi halinde kalin kemikli isinin pesine dstler.

Cadde abucak geildi. Gittike byyen bir insan seli yan yatmis. bagdas kurmus, diz kms ahsap evlerin aralarindaki egri sokaklari zorlayarak akiyor, akiyordu. Ortaliga bir homurtu hakimdi: ok degil, bir hafta sonra yabanci isiler gelecek, fabrikanin Isi eksikligini fazlasiyla tamamlayacakti. Ondan sonra ne olacakti?

Izzet usta gerilerde kalmisti:

- Evet ama, Camgz'n kahvesini paralamakla ellerine ne geecek? diye soruyordu. are bu mu? Kurtulus bu mu?

Akli basinda ihtiyar bir isi:

- Haklisin, dedi. are bu degil, kurtulus bu olamaz amma...

Kalabalik silindir gibi geip kaybolmustu.

Tam Camgz'n kahvesi nnde insan seli bir an durakladi. Ne yapacaklarini gayet iyi bilmekle beraber, o an sasirmislardi. Hi kimse pesin davranmak istemiyordu.

Camgz, gazoz bilyalarini hatirlatan duru yesil gzleriyle kapiya firladi. Birseyler sezer gibi olmustu. Renkten

renge giriyor, kalabaligin baskisi altinda eziliyordu.

- Buyrun, dedi. Ne var? Ne istiyorsunuz?

Dili dolasiyordu.

Kalin kemikli, sert bakisli isi kalabaliktan ayrilip karsisina dikildi:

- Fabrika isi getirtiyormus, dogru mu?

Camgz mahvolmuscasina bakiyor, konusamiyordu.

- Dogru mu ulan?

- Bilmiyorum.

- Nasil bilmezsin?

- Bilmiyorum.

- Dayin nerede?

Bildigi halde:

- Bilmiyorum, dedi.

- Bilmiyorsun ha? Bizi kiskirtip isimizden etmeyi bildin, bildiniz ama?

Camgz dehset iindeydi. Saga bakti, sola bakti. Sonra ani bir kararla geri sirayip kahveye daldi, arka pencereden deli gibi atladi, su dolu hendeklere bata ika kamaya basladi.

Kalabalik mars mars emrini almis, kahveye korkun bir silindir gibi dalmisti. Cam, ereve. masa, sandalye, fincan, tabak, semaver ne bulduysa ezdi, ezdi.

Hersey bir anda olup bitmis, semt karakolundan polis ekipleri gelinceye kadar ekilinmis, hatta rahatlanmisti. Yalinayakli ocuklar, ani darbeden pek de haberi olmayan sis karinli kadinlar, burus burus ihtiyarlar hayretten byms gzleriyle saskin, bakiyorlardi.

Bu sirada kerusa denen ift atli fayton kseden ikti. Agir agir geldi. Kalabaliga takilip durdu. Pesin Necati atladi yere, sonra Cemile. Hi birseyden haberleri yoktu. Yanlarina sokulan Izzet ustadan ne oldugunu sordular. Izzet usta bir irpida herseyi anlatti.

Cemile yle heyecanlanmisti ki:

- Yazik, dedi, yazik olmus!

Sonra hep beraber arabaya bindiler. Araba isi mahallesinin amurlu, tenha sokaklarindan geti, ana caddeye ikti.

Izzet usta, Necati'ye sordu:

- Haminnen nihayet razi oldu demek?

- Oldu..

Cemile'ye dnd:

- Baban? Baban ne alemde ya?

Cemile'nin gzlerinden yuvarlanan damlalar birbirini kovaliyordu.

- Ha?

- Bilmiyorum.

Ihtiyar Malik oda kapisini arkadan srglemis, pencere nnde sessiz sessiz agliyor, mahallenin sirtini dndg

kocaman gl ise, ikindi gnesinin lgn sarisi altinda kocaman bir denizi hatirlatarak hafif hafif dalgalaniyordu.

SON

:::::::::::::::::

OVERDRIVE Leading the World of eBooks This eBook was created using eBookExpress by OverDrive, Inc. For more information about OverDrive's eBook tools and services visit www.overdrive.com. "We make .lit happen!"sm

You might also like