You are on page 1of 112

SAKN YATAN ALTNA BAKMA J JOSE MILLAS SAYFA: 147 2002 KITAP ARKASI Gen Savc Elena Rincon'un

i llerin zabt kaytlarn tutmaktr; babasnn teikiyle seti savclk meslende aradn bulamam gece nbetlerinde, karartc Madrid metrosunda cesetlerin izini srmekten bkp usanmtr. Bir gn ayn metronun bask tnellerinden birinde, Teresa isimli bir gen kzla tanr ve hayat der. Masr Teresa, ayak bakm uzman Vicente Holgado, Elena ve yasak a yad adli tabibin iliileri sarpa sararken, bir de ayakkab ve oraplar dile gelip a, birliktelik, yam ve lm hakknda felsefi sorgulamalara girince, em gldren hem de dndren, arikulade bir yk kar ortaya... *** YAZAR HAKKINDA Valencia domlu Juan Jose Millas, aapanyol edebiyatnn en dikkat ekici romanclarndan biri. Kitaplar panyol bestseller listelerini altst eden yazar, ilk roman Cerbero son las sombras' 1975 senesinde yaymlad. 1990'da La soledad era esto isimli romanyla Nadal dln kazand, l 999'daysa Mariano de Cavia dlne der grld. On bir romanndan yz binin stnde bir satrakamna ula, romanlar birok dile evrildi. Juan Jose Millas ayn zamanda El Sol, El Pais gibi panya'nn nde gelen gazetelerinde k yazarl yapmaktadr. *** SAKIN YATAN ALTINA BAKMA

B Savc Elena Rincon ile grevli adli tabip, Lopez de Hoyos'da bir cesetle ilgilenmier, resmi arabayla nbeti mahkemeye dnyorlard. fr n suratl, gencecik bir delikanlyd; yanndaki koltukta uyuklayan zabt ktibinin ba ikide birde nne dyor, kucandaki bond antaya arpyordu. Saat sabahn yd, aklanmas mmkn olmayan bir ilgiyle ssz kaldrmlar incelermigibi grnen savcnn zihninde, yz onun yz, elleri onun elleri, boynu onun boynu, bacaklar onun bacaklar olan bir ceset morga kaldrlyordu. Darp izi yoktu. Adli tbba gnderilse, sonu temiz kard mutlaka. Bu lmn nedeni bir hayal krkl, bir yrek yarasyd kuusuz. Babas, mutluluk iinde olmasa bile, kzn Madrid'e tayin olmubir savc olarak grmenin huzuru iinde aylar nce lm. Babas hukukularn tm dnyay yerinden oynattklarna inanrd, kzn da buna inandrm. Adamn grev yapt, kuzeydeki kk kasabada durum byleydi belki de, Elena da orada yamve snavlarn verdikten sonra bir sre kasabada al; ama Madrid'de durum hi de babasnn sand gibi deldi; insann orada her gn mahkemelerde can kar, nbetler ruhunun derinliklerine kurn gibi kerdi. Nbeti oldu gnler, zellikle gecenin byle ge saatlerinde, bir an gelir, sululukla hn aras bir duyguyla mutlaka babasn hatrlard. Cenazesine istemeye istemeye katlm cenaze treninden sonra eve girmeye tenezzl etmemii. Sanki babas hl orada oturuyormugibi, kapy arkasndan ekip km. Madrid'e dnerken kafas karmakarkt, sanki babasnn ealarna dokunmazsa, adam yamaya devam edecek, bylece Elena o srada yapmak istemedi hesaplaay daha ileri bir tarihe erteleyebilecekti. Bir gece babasn telefonla aram tam yapt samaln farkna vard anda elindeki almac telefonun yanna brakmve l adamn telesekretere mesaj braklmasn isteyen sesini dinlemii. Savc allak bullak, telefonu kapatm yine de

merhumla bir iletim yolu buldunu dnm. Bylece hl cann actan konulan onunla konubilecekti. rnen hukukular dnyay yerinden falan oynatamazlard. Bir yaland bu ve bu yalan uydururken o kadar arzulu ve kararlyd ki, sanki yaklan tufandan korunmak iin bir gemi in ediyordu. Ama tufan yamn ta kendisidir, baba: Sonuta yarata yarata, kendimi varoluan soyutlayan bir fanus yarattm. mdi ne sokaklar anlayabiliyorum, ne de varlmn klerini mesken tutan gizli duygular. Baba. Tepe lambalar snk bir polis arabas einde hzla adliyeye dnen otomobilin iindeki savc ie byle dnyordu. Babasyla konuaya yle bir kaptrm ki kendini, andan bir yler kamolabilecenden korktu, nk sayannda yolculuk eden adli tabip dnd, yznde geceye zg bir yardmseverlik duygusuyla, "Bir y mi oldu?" diye sordu. "Hibir y," dedi savc, "kendi cesedimi kaldrdm." "Sana otopsi yaplmasn istersen, sonra ofisime bir uayver." Daha nce de nbetlerde karlaoldu adli tabip bunu dedikten sonra bir sigara karm yakmadan nce filtresini baarmann trnayla tam dibinden koparm. Asla sigara imek iin izin istemezdi, savc otoriter bir baka ona engel olmaya kalkndaysa yaramazlk yaparken yakalanmbir oan ocu ifadesi taknarak kadnn silahm etkisiz hale getirirdi. Elena Rincn'un babasna benziyordu bir anlamda. Babas boyunda, sradan, kalifiye ii olabilecek tipte bir adamd; iyi bir elektriki ya da becerikli bir kalorifer tamircisi falan. Son derece uzun parmaklan vard, orta ya bir adam olmasna karn hareketleri evikti. Elena Rincon ile birlikte pek ok ceset kaldrmar, kadn onun kadavralarn evresinde yarann ya da lmn nedenini bulmasna yardmc olabilecek bir ipucu aramasn, darbn gerekleiolabilece, gzlerden rak kleri inceleyerek dnp durmasn izlemii.

La Castellana caddesi boyunca gidiyorlard mdi. Adli tabip kadnn yzndeki strap ifadesinin silinmedini fark edince koluna iki kez arkadaa dokunmu bu da savcnn kafasn karrm. Byle cesetlerle uaklar nbet gecelerinin devamnda Elena Rincn'un gl bir cinsel arzuya kaplmas ve bunun da ruhsal durumunu tmden allak bullak etmesi, hi de az rastlanr bir olay deldi. Plaza de Castilla'ya vardklarnda, savc kararllkla kendi dairesine dou yrm kendini nbeti savc odasna bitik odadaki yatan zerine atm. O geceye kadar kendisiyle hi bylesine kararl, bylesine sert yzleemii. Her y bir yalandan ibaretti. Peki mdi ne olacakt? ancn yitiren ve ini, inancn yitirmeden nce yaptndan daha rahat yapan bir rahip hakknda bir kitap okumuu enciyken. Elena da yapt i inanmad halde, onurunu koruyarak alaya devam edebilir miydi peki? Bir anda zerine ken duygulardan rahatsz olmuu, girdi odadan hzla kt ve yandaki ofise geerek babasnn telefon numarasn evirdi. Babasnn telesekreterdeki sesini duydu, ardndan sinyal sesi ve sessizlik. Bitmek bilmez birka saniye boyunca evin skunetini ve ddnyadan gelen bu istila karsnda etrafa n n bakan ealar hayal etti. An amadan telefonu kapatt, birka saniye tamamen kendi dncelerine gmlmbir halde, ylece ayakta durdu. Nbetin bitmesine daha besaat vard. Kayg ve tedirginlikle dolu bir sonsuzluk, upuzun bir gece vard nnde. Ofisinden kp onu bekleyen adli tabibe gitti. "Seni bekliyordum." Kalp kalbe karym diye dnd. "u351 te buradaym," dedi Elena. "Sana mdi otopsi yapmam ister misin?" "Elbette." Adli tabip, otopsileri genelde nbetlerin ertesi gn enstitde

yaptn aklarken Elena'y iinde kk bir yatak ve beyaz bir dolap olan bir odaya gtrd; dolapta tecavz ya da saldr ihbarlarnda teis koymada kullanlan bir iki ara gere duruyordu. Adli tabip, "Buras otopsiye pek uygun bir yer del elbette," diye devam etti, "gerekli ara gere olmasa da becerimizi kullanarak stesinden gelebiliriz. Ceketini kar ltfen." Elena rpermii. Ceketini kard. Adli tabip ceketi yatan zerine yayarak santim santim incelemeye baad. Parmaklarnn i ksmlaryla savcnn bedeninin brakt bou, kadnn yoklunun hatlarn arayarak kumaaki her kvrm ellemeye koyuldu. "Biliyor musun," dedi doktor, "iyi bir adli tabip giysilere de otopsi yapmal, hatta bedenden nce giysilere bakmal. ular en beklenmedik yerde kar insann karsna. Bluza bakalm." Savc bluzunu bir uzvunu uzatrmgibi uzatrken bir demi tamamladn biliyordu. Bu demin tm evreleri artk gerilerde kalm. mdiyse gizemli bir gelecen efendisi oldunu ve yanndaki adamn, doktorun, onu bir adm yukar karacak bir basamaktan baa bir y olmadn seziyordu. Yamn bir yerinden bir baa yerine varmak iin bir kpr. O geceden sonra savc ile adli tabip gelece olmayan bir iliiye girdiler: Elena Rincon srarla byle tarif ediyordu, adam iin de fark etmiyordu. Dnya bitip tkenmii, onlarsa geren crufu, klleri, korlarydlar. "Bu kollarda," dedi Elena sert, ieleyici bir ifadeyle, "bekr bile olsan senden benimle evlenmeni istemek aklma gelmezdi. Neyse, sen de bekr delsin zaten." Birbirlerini otel odalarnda grmeye baadlar. Adli tabibin rahat tavrlar, bu tr yerlere aln oldunu dndrtyordu. Nadiren de olsa, Elena'nn evinde buluyorlard; doktor,

inatla kadnn zel alanlarn ial etmeye alyor, kadnsa ayn inatla o alanlar korumaya uayordu. Arzu, ortaya ktnda kendini tam da ortak bir gelecen yoklu ve ufkun darlyla besliyordu. Savc, bir gn, tavan aynalarla kapl bir otel odasnda (doktor bunun hobir espri oldunu dnm), kendi bedenine ve tuhaf bir biimde zerine abanan doktorun bedenine baktktan sonra, farkl iftlere ait iki ayakkabya benzediklerini dnd. Aynalara raen pek de kendilerini vermeden seks yapmard. Belli ki doktor otopside ata oldundan daha becerikliydi. mdi srt st yatyor, doktorun iti sigarann tavana dou ykselerek cival camn iine girermigibi grnen dumann izliyorlard; sanki iki dnyay bir arada tutan incecik bir sicimdi duman. "Farkl iftlere ait iki ayakkab gibiyiz," dedi Elena. "O zaman bu i yatan altnda yapmalyz belki de," yantn verdi adli tabip, "belki de iyi olmamasnn nedeni dou yerde olmamamz." Doktor srarla baa bir yere gitmelerini nerdi, ama Elena Rincon aynalarn hakkn vermek gerektini syleyerek bu neriyi reddetti. "Baa bir gn, o zaman," diyerek konuay bitirdi adam. "Baa bir gn." Bu farkl iftlere ait iki ayakkab imgesi, dos gere bamsz bir birim olan insanounun, bir btnn yarsymasna kendisini tamamlayacak bir earama merakn dndrd savcya. sanlarn bana gelen tatszlklarn onun nedeni -buna i gere her gn tank oluyordu-, bu earay ya da bulunan e kaybetme korkusuydu. Kendi kendine yatan altndaki ayakkablarn sol tekinin saan ya da san soldan bamszln ilan etmeyi ve bamsz, farkl bireyler haline gelmeyi isteyip istemediklerini sordu. Ama sigarasn sndrr sndrmez bir sigara daha yakan adli tabibe bir y sylemedi bu konuda; belli ki o karsyla iyi uyuyordu, belki

biraz kaba ve yontulmamard, ama ayn numara ve ayn kalitedeydiler. "Kuusuz," diye ekledi adam, "doma aykr kalplar denemekten hoanyorum, bu da arya kaabilecek elimlerimi sradan bir sapknl indirgiyor. Hukun hibir ye yaramad saplants, geren tkenmesiyle baantl. Biraz dikkatli bakarsan geren tamamen tasfiye edildini greceksin. ylerin gerekten var oldu zamanlarda, yamda birtakm amalar da vard; savc ya da doktor olmak gibi. Baban haklydi ama biraz gecikmii. Byk olaslkla dnyann sonundan haberdar deldi, kimse olamaz." Elena Rincon adli tabibin kahinlik konusundaki bu srarn, iktidarszlna baad. Geren kk kurumua adamn kendinden bir y vermemesi de tuhaf saylmazd. Nedeni her neyse kesinlikle tatmin olamamard. Savc bu bulualarn onu, enimi sresince ayr d yama yaklardn sezdi. Bu gelie ve yeni bir yin kysnda bulunma durumu onu formda tutuyordu. Keyfi yerine gelmese bile en azndan evresinde olanlara katlyordu; konualar, hareketler, scaklk ya da ruh hali demleri, karlaalar, uyuazlklar. enim yllar Elena'ya esasl bir konsantrasyon yetene kazandrm ve mdi bu yetenek onu sokakta, metroda, mahkemelerde ele geiriyor, Elena iretin nereden, ne zaman geleceni bilemiyordu. Arada bir babasna telefon ediyor, baba evinde her yin eskisi gibi olup olmadn yokluyor, bir iki dakika bu beklenmedik istilann nlna kaplan solgun mobilyalarn mrltsn dinliyor, telefonu kapatyor ve dnyaya geri dnyordu. Bir gn metroyla adliyeye giderken vagonun iinde bir cam fanusa hapsedilmisinekler gibi kprdan yolcularn vzltsn dinliyordu. Gzlerini yerden kaldrnca tam karsnda uzun sre nce yzn kendi yz olarak hayal etti bir kadnn oturdunu fark etti. Kadn arada bir gzlerini okudu kitaptan bir iki saniyeline kaldrp bou bakyor, sonra yine kitabna geri dnyordu. Kanatsz bir melek, bir tanrayd. Elena kendini bu kadnla, tavanlar ayna kapl otel odasnda

hayal etti, sanki bir ift oluurmuard. Kadn Elena'dan bealt yagen olmalyd, yirmi sekizlerinde diye hesaplad savc; sahiplerinin yrme biimlerine gre, ayak kablardan bir teki her zaman biraz daha fazla ypranr diye dnd. Karsndaki kadnn zerinde yaratt beklenmedik etkiyi hafifletmek iin bunlar biraz da kayla kark dnmeye al. Kadn tpk Elena Rincon gibi o sabah salarn at kuyru yapm. Scak, onlu hl kk giysileri iinde olan yolcular gafil avlam. Pek bir gariban, ykk dkk grnyorlard. Okuma merakls melek herkesin aksine beyaz bir gmlekle sanki zerinde hibir y yokmuizlenimi veren ksack, siyah bir etek giymii. Kadna dair her y yokmuizlenimi veriyordu aslnda; boynu ipinceydi, sanki kopuverecek gibi; bedeninin uzuvlar ele gelmez bir ekirde evrelemigibi duruyor, yerekimi yasalaryla eliyorlard sanki. Srann zerinde sanki oturmuyor da yzyordu kadn. Savc bu narin bedenin iinde gereklen sindirim srecini dnd ve ona hi yakrmayp annda dnmekten vazgeti. Kadnn kendine dnk halini frsat bilen erkekler gzlerini dikmisrarla bakyorlard. Savc Rincon bu durumu tahamml edilemez buldu. Gen kadn evresinde neden oldu felaketlerden tmyle habersiz grnyordu. Baknda bir zellik vard, belki de hafif bir hlalk tm yzne bir nlk, bir kuu ifadesi veriyordu. Sanki bu vagondaki, hatta dnyadaki hi kimsenin yantn veremeyece bir soru sorar gibiydi. Birden o ana kadar organik bir madde gibi dalp zlen ve sreyle ilgisi olmayan bir devamllk oluuran zaman, saatlerle ifade edilme zellini geri kazand, saniyeler yeniden ilerlemeye baad ve tanra, bir kz bcenin evikliyle yerinden kalkarak Gregorio Maranon duranda indi. O gn Elena Rincon iin bir gn del, ertesi gne dou cesaret krc bir yavakla iinde yolculuk etti bir kapsl oldu. Akm bitkin halde evine dnd. Buray hukukulu,

varolun gerek sna, hatta motoru sand gnlerde dekore etmii. Fuencarral'de, Tribunal'in zerinde oturuyordu. O akmsa ona artk bir alay gibi gelmeye baam bu. Tm odalar ar, koyu renkli mobilyalarla doldurmu pencereleri, pilileri asalet aran uzun, ar perdelerle donatm. Yapay bir minesi bile vard. Bu ahptan yaplma, kapakl minenin iinde, gzlerden gizlemek istedi televizyon duruyordu. Bir gn, oturma odasnda, aln televizyonunun karsnda bir yldr oturmakta olan bir kadnn cesedini kaldrdktan sonra kendi televizyonunun rengini ve sesini ksm minenin kapaklarn rtm televizyonu orada yaynma kesintisiz devam etmek zere ak brakm, minede ebediyen duran kller gibi. Otopsisinin sonucunda karnndan hazmedilmemihalde, karmakark haber krntlar, yaralar, diziler fran zavall kadncazn iinde bulundu durumu kendi salonunda canlandrmak istemii savc, ama biraz deirerek. O zamandan beri ne zaman salonundan gese, minenin kapsnn altndan kayg verici bir aydnlk szar, Elena kendi kendine orada siyah beyaz geren ya da geren korlarnn yandn sylerdi. Belki de adli tabip haklyd, geren soyu tkeniyordu. O gece evinin odalarndan birine, savc ala odas olarak dekore etti odaya ekilerek bir metro haritas at nne. Elena, metroya Tribunal'den binip adliye binalarnn bulundu Plaza de Castilla'da iniyordu. Belki kitap okuyan kadn da Tribunal'den binmii metroya, ama bunu enmenin yolu yoktu. Ne olursa olsun, Gregorio Maranon'da inmii. Savc Madrid'i pek tanmyordu. Gregorio Maranon'dan ne tr sokaklara kldn bilmiyordu. Ama kitapl kadn burada metrodan indine gre, alarla evrili genibir caddenin, heykellerin, lks otellerin oldu bir yer olmalyd. Yoksul ya da sapk insanlarn yamad bir yer... Gen kadn Gregorio Marann'da yedi numaral hatta bir aktarma yaparak, Guzmn el Bueno'ya kadar gitmide olabilirdi elbette; pek ok olaslk vard. Metro plan insanlarn birbirlerini kaybedecekleri bir a dnyordu birden. sann

bu tnellerde bir nceki, belki de bir sonraki trene binse bir iki dakikayla karaca ikiziyle karlaasnda ytani bir yn vard. Savc dakik biriydi. Hep ayn kilde, ayn saatte, birinci vagona binerdi. Kitap okuyan kadnn da bu kadar dzenli oldundan emin olunamazd elbette. Belki de tanralarn dzenli olmaya ihtiyalar yoktu. Ama onu yeniden grebilme umudunu srdrmek iin kadna gvenmesi gerekiyordu. Baz gnler drt bedakika ge, baz gnler drt dakika erken, her gn farkl vagonlara bindini ve belki de hi gerekleeyecek bir karlaay kovaladn hayal etti ve daha ortada fol yok yumurta yokken, iini szlatacak kadar kendine acd. Madrid haritasnn zerine eldi, kentin yeralt dehlizlerinin sundu, yol kaybetmenin sonsuz olaslklarn incelerken akln karmann ene gelmekten korktu. Bir gece takntl bir fikre saplanan, sabaha kadar uyuyamayan ve fak skerken ilerinde hi grlt karmakszn bir yin alt st olup yklmaya baad normal grn insanlar dnd. Savc, babasn arad ve almac tutar tutmaz bir eliyle kapatp adli tabibin zamann sonuna dair syledi usandrc szleri dnd. Ende durdu dnya yok olmuu, evet dou. Ama metrodaki kadn grdnden beri savc iin llerin dirilme zaman da gelmii. Acaba merhuma bir y ifade ediyor muydu bunlar? Etmeyeceni dnerek, babasna yam hakknda haber gndermek istedinde hep yapt gibi, almac ses etmeden yerine koydu. Evinin tm odalarn yavayavadolarak salona gitti, minenin karsndaki koltu oturdu. Kan krmz alevler arasnda, o gece geren ta kendisi cayr cayr yanyordu. Savc ertesi gn, bir nceki gnn hareketlerini bir robotun kesinliyle yineledi. yle ki, bu robotsu hareketlerin mantki sonucu, kitap okuyan kadnn yeniden metroda belirmesini saamak olacakt sanki. Her zamanki saatinde uyanmgibi yapt, ama aslnda gzne uyku girmemii. Giyindi. Her sabah kt saatte evden kt. Kafasnn iinde, zamann

daha hzl gemesini saayabilirmigibi, tm hareketlerini hzlandrmaya niyetli lgn bir arkn varln duyuyordu. Ama kendini tuttu metro istasyonunun, sanki sradan bir gnmgibi, o saatin ana yzleriyle birlikte kendisini de yutmasna izin verdi. Peronda melen oralarda ortaya kp kmayacan grmek iin evresine baknmak istediyse de, belki de hayal krkln ya da hata yapt duygusunu bertaraf etmek iin kendini yere bakmaya zorlad. l bir balk grd; bir ak byklndeki bal ayann ucuyla yavaa tren yoluna dou iterken her yerden bolluk, ama dengesiz bir bolluk frdn dnd. Birinci vagonun kaplar birbirlerinden ayrlr ayrlmaz gzlerini yukar kaldrarak ieri girdi ve sefil bedenlerin arasndan kendine yol aarak kaygyla bir utan tekine ilerledi. Tam umudunu yitirmek zereyken grd tanray. Bu kez ayaktayd, sol eliyle demiri tutmuu, saelindeki ak kitaba bir nceki gnk kadar kendini kaptrm. Giysisini deirmemii ama sanki ilk kez giyiyormuhissi uyandryordu. Elena Rincn grg snrlarn ihlal etmeden, gen kadnn dibine sokulup, bir yandan morfolojisinin narinlini inceleyip, boynunu ve salarn koklarken, te yandan da omzunun zerinden kitabn birka satrn okudu. Kadna olan yaknl alglama yeteneni yok ediyor, ok derli olmas beklenen o an da dahil her yi yakp kle dnryordu; bylesi bir deniz kazazedesinin sarlabilece tek bir can simidi yoktu ortalarda. Tren ac iinde kvranan Elena'ya gre neredeyse tm bir varolun tesindeki, ama aslnda iki durak sonraki Gregorio Maranon'da durunca, gen kadn bou bir bakfrlatp, savcya da ne oluyor gibisinden bir el hareketi yaparak vagondan indi. Savc, "Bundan sonra yamaya nasl devam edebilirim?" diyerek kalakald. Daha sonra bu ayrln yapt tahribat dnrken savc, zararn bykl karsnda hayrete d; bir kutuda unutulmue olmayan bir eldiven gibi ortada kalm. Ortadan ikiye blnmbir yenge gibi kendinden arta kalan srkleyerek, bir an bile olsun unutun ve uykunun

tesellisine snamadan, her anyla gn ve geceyi yad. Sonraki gnlerde tanra ortalarda grnmedi. Baz durumlarda ruhun bedenden ayrlmasna dair deneyimlerden haberdar olan savc yamn bir ucundan tekine, evin bir yanndan dirine, ruhunu bedeninin drt adm ardndan srkleyerek doland durdu. Kendine ve bedenine incecik bir iplikle ba olan bu ruh, ekti strab sona erdirmek iin pek ok kereler bu ipi kesmeye yeltendi. Elena nc gnn sonunda metro istasyonlarn gezmeye karar verdi. Belki de tanra buralarda bir yerde yayordu ve onunla istasyonlardan birinde karlacakt. Eline birka gn nce tnellerin mantn zmeye al haritay alarak aya, dehlizlere indi. Davalardan zaman alarak iki gn tnellerde dola durdu. Cin arpmbir karncay andryor, caddelerin zerindeki deliklere dzenle girip kan karnca srsn izlemektense kt aydnlatlmgalerilerde bir kr gibi dolayor, tm kadnlarn, zellikle de elinde bir kitap tutanlarn yzlerini inceliyordu. Belki de bu yeralt dehlizlerinde gerek karnca yuvalarnda oldu gibi hkmran karncalarn oturdu hcreler vard ve kitap okuyan gen kadn bu hcrelerden birinde hkm sryordu. Byle bir hcre varsa bile, kimi zaman bedenini ruhunun, kimi zaman da ruhunu bedeninin ardndan srkleyerek dola metro hatlarnn hibirinde rastlamad. Bedeni ve ruhu durmadan yer deiriyor, ancak savc, kitap okuyan kadnn kaybolarak ardnda brakt eksiklik duygusu nedeniyle hangisinin daha kasvetli oldunu kestiremiyordu. Ertesi gn nbeti vard. Ceset kaldrma (belki de kendisininkini) bahanesi dnda adliyeden kmasna olanak yoktu. Tkenmii. u351 ten dnerken, tnellerden dr kt, gn nda lseydi kee; bir telefon kulbesine ynelerek babasna bir veda mesaj brakmak istedi. Karsna bir kitap kt. Bir kitap. Birden beyninde bir mk akt! Aklna metrodaki kadnn okudu kitabn ad geldi: Sakn Yatan Altna Bakma! Yre ana gelerek dkkna girdi, kitab istedi, hemen

getirdiler. Kitap tanrann yerini dolduramazd geri, ama Elena Rincn kitapla dkkndan karken sanki elinde bir protez tutuyordu; kitabn dokunu melen yoklunun neden oldu, iindeki, organ kesilmiik, koparlmk duygusunu biraz olsun hafifletmii. Savc kitapla evine kapand. Kitab okumadan ona sarlarak uyudu ve ertesi gn kitab i gtrerek nbeti savc odasna kapand, baa bir boyutun kaplarn aar gibi kitabn kapan at. Kentin yeralt dehlizlerinde, kendi yarsnn pende kou lgnlk haliyle kitabn sayfalar arasnda kaybolup gitti. Tam satrlarn tadn kartmaya baam ki, adli tabip kapdan ieri ban uzatarak, "Ben de nbetiyim, ne tesadf, istersen sonra sana bir otopsi yaparm," dedi. "Bugn olmaz," diye yant verdi savc ve sayfalardan birinde gen kadnla karlaak umuduyla, metro tnellerine girer gibi kitabn iine dald. Vicente Holgado'nun saayakkabs bir orab tek lokmada yuttuktan sonra diliyle dudaklarn yalad. Sol tek, kendininkini yavayavayiyor, orabn, elinden kurtulmak iin yapt umutsuz hareketlerinin tadn karyordu sanki. Ayn belli belirsiz yatak odasnn tabanna arparak dolabn zerindeki aynaya giriyor, srn stnde gz alc yalmlar oluuruyordu. Vicente Holgado'nun ayakkablar siyah, sivri burunlu ve baklyd. Yatan altndan aynada olun harika killeri izliyor, tembel tembel duruyorlard. Karnlar hl at aslnda, ama grnrde baa orap yoktu. Yatan altnda bir ift de kahverengi, alak topuklu, sivri burunlu kadn ayakkabs vard. Pek ok gecedir ayn kadn ayakkablarn gren Vicente Holgado'nun ayakkablar onlara yaklacak bir yol bulup kompliman yapmann ve evi dolarmann zaman geldini dnyorlard. Ama, bunu hibir heyecan duymadan, sanki kmldayamayacak kadar

yorgunlarmya da kmldayabilmek iin pek bilinmeyen bir biyolojik yoksunlukla ba kmak zorundalarmgibi bir tavrla yaptlar. Sonra beraber koridora ktlar, ama fazla gezinmeden banyoya gittiler. yle bir bidenin evresinde dolalar, ta ki evsahibi ayakkablar sa sola kan hamambcekleri grene kadar; o an satek, bcekleri yere mhlad. Kadn ayakkablar hibir y sylemeyip, ansz nesnelerin zelli olan bir iine kapanmkla kapnn arkasnda durmakla yetindiler. Bu davranar bir tr sansr olarak kabul edilebilirdi. Bir sre baa bcek grnmeyince Vicente Holgado'nun ayakkablar kadn ayakkablarna mutfa gitmeyi nerdiler. Orada bazen bir araya geldikleri eski bir ift terlik ve i avlunun oluklarndan trmanp amar odasnn pencere kafesinden ieri girmeyi becerebilen son derece kvrak bir ift spor ayakkabs vard. Tana faslndan sonra spor ayakkablar birbirlerine, gn nerede ve nasl geirdiklerini tahmin etmeleri iin tabanlarn gsterme oyunu oynamay nerdiler. Ama bu oyunda genellikle tabanlarn ilk gsteren Vicente Holgado'nun ayakkablar olurdu, sonra da hemen sklrlard. Birden pencere kafesinin oradan bir ses geldi ve ieriye topal bir ayaktaymgibi sekerek siyah bir mokasen teki girdi. Belli ki ok yapl bir bedenin sol ayana aitti ve o kadar hor kullanlm ki, dikiyerlerinden patlamak zereydi. Vicente Holgado'nun ayakkablar her sabah asansrde karlaklar, dengesiz varln anlaya inceledikleri bu ayakkaby hemen tandlar. Nasl ki kaza geirip sakatlanan bir dostu, bu zor zamanlarnda destek olmak iin, bana basar insan; ie yle aldlar onu aralarna. Durum gerekten de buydu: Ayakkab binada yayan tek bacakl birine aitti. Eski terlikler mokasenin bu toplantlardan nasl haberdar oldunu enmek istediler.

Mokasen, "Mutfak balkonunda hava alrken amar ipine asl iki yn orabn aralarnda konuuklarn duydum," dedi, "ama trmanmay beceremem, drim, dedim, nk saak ok dar." Vicente Holgado'nun ayakkablar ne zamandan beri oraplarn ayakkablarn etkinlikleri hakknda birbirlerine bilgi aktarp yorum yaptklarn merak ettilerse de, konuyu amadlar; pek spontan davranmazlar, konuadan ya da bir karar vermeden nce dnmeyi yeerlerdi. Ama e olmayan ayakkab ok booz kt ve hemen iini dkmeye baad. Sahibi bir ikazas geirmive bir bacan kaybetmi o ve evdeki tm ayakkablar da bylece bu ackl dullu mahkum olmuard. Spor ayakkablar, "br teke ne oldu peki?" diye sordular. "Kesik bacakla birlikte gmld, o zamandan beri kendimi blnm paralanm yarm hissediyorum. Eskiden sizler gibi iki tane grnrdk ama aslnda birdik, mdi tek grnyorum ama biliyorum ki yarmm." Hepsi bu konuda hemfikirdi, bamsz teklerden olur gibi grnseler de aslnda hepsi iftken bir btndler ve teklerden birinin yok olmas bir uzvun kesilmesi anlamna gelirdi. Birbirlerinin fantezilerine ve bamszlna sayg duyan Vicente Holgado'nun ayakkablar, genel kanya kar kmadlar ama mokasenin durumunun avantajlarn ortaya koymak istediler: "Her y o kadar da kt olamaz. Bize kyasla kvraklk kazanmndr mesela." "Duydum srekli yoksunluk hissini ortadan kaldracak hibir y olamaz, hem daha kts de var..." Mokasen sanki anlatmak istemezmigibi nazlandndan kadn ayakkablar, spor ayakkablarnn da desteyle ona gaz vermeye allar.

"Peki anlataym," dedi dul mokasen, "en zoru kendi acma dayanmak del, emin acs. Uzaktaki bir ac, uzaktan verilen bir zarar gibi. Bu duyguyu yatrmann yolu yok; kendi acma katlanabilirdim, ama ikizimin paralanm daha ok canm yakyor." Tm ayakkablar duygularn bu denli plak ortaya konmas karsnda ilerine kapandlar, nutuklar tutuldu. Tarifsiz bir ience gibi toplanty karartan bu duruma bir son vermek isteyen kadn ayakkablar sessizlin ciddiyetini krmak iin atldlar: "Peki evdeki br teki olmayan ayakkablarla ift oluurmaya yeltenmedin mi?" "Evet ama dnyada bir ift oluurmaya kalkn iki sol ayakkab kadar gln bir y olamaz, ikimizin de burnu d bakyor, dnsene. Benim evimde biri kee, br deri iki terlik var, sk sk bir iftlermigibi birlikte dolarlar ama grntleri o kadar yrek paralayc ki, bamz dik tutarak yalnz kalmaya karar verdik biz geri kalanlar. Ayrca ben evdeki tek mokasenim; br ayakkablar bakl, aramzda husumet yok ama, bir araya geldimizde farkllmz daha da gze batyor." Vicente Holgado'nun ayakkablar da baklydlar ve bu yorum hoarna gitmedi, burunlarn sinirli bir hareketle yukar a oynattlar. Ortamn gerginlini yumutma ine soyunan yine kadn ayakkablar oldu. Satlmadan nce, meriler tarafndan denendikten sonra ayakkabcnn arada bir yanlarak kendilerini daha kk bir numarayla, 35 numarayla (onlar 36'yd) eeirip farkl kutulara yerleirdini sylediler. Durumu idare etmeye alalar da, bu deklikten hoanmaz, yaplan yanlfark edilip de dou biimde eeirilene kadar kendilerini dayak yemigibi hissederlermi Vicente Holgado'nun ayakkablar bu hikyeyi pek sama buldular. Arada bir edeirmek, hatta daha byk ya da

kk bir numarayla yamak gibi bir fantezileri vard. Bu fikir hi de kt deldi. Varolukavramna bu denli duygusal yaklaklar iin br ayakkablar kmsediler. Vicente Holgado'nun da mokaseni vard ve bakl ayakkablar onlarla pek anlamazlard, nk mokasenler fazlasyla duygusaldlar. Eski terlikler, tecrbelerine dayanarak, varolu byle ikili tarif edilen baa bir yaratk tanmadklarn sylediler. oraplar hari elbette, onlar sk sk baa oraplarla karrlr ve eeirilirlerdi. "Peki ya eldivenler?" diye sordu Vicente Holgado'nun ayakkablar. "Bir eldiven iftinin aralarnda konuuklarna hi tank olmadk. Derinli olan varlklar gibi grnmelerine karn belki de bilinleri yoktur." "Belki de," dedi spor ayakkablar, "peki tek grnp de ift olan yaratklar da var m?" "Bilmiyoruz." "Peki ya ayaklar?" diye atld dul ayakkab. "Tek midir, ift mi?" Vicente Holgado'nun ayakkablar kimsenin kar kmaya yeltenmedi "Onlar ift," yantn verdi. Varoluhakkndaki bu atei fikir beyanlarndan sonra toplant biraz duruldu. Spor ayakkablar amar odasna gitmeyi nerdiler. Kirli sepetinde azlarna layk birka orap olabilirdi. Herkes bu fikre katld, bir blgeyle tekini ayran ince duvar aak iin havalandrma borusunun iinden geerlerken biri ynl, teki pamuklu iki orapla karlalar. Dul mokasen bir iki klot yemeyi tercih edeceni syleyince, bu, tm gruba epeyce tuhaf, hatta sapka grnd. Terlikler bir y yemek istemediklerini sylediler. Kadn ayakkablarysa naylon kadn oraplarn ya da kadn klotlarn tercih ettiklerini sylediler. Ama bu oraplar da

kaliteliydi ve kocamand. Kabalk etmemek iin onlarla yetineceklerini sylediler. Azlarnda oraplarla mutfa dnp, pr pur yediler. Gn armaya baaynca spor ayakkablar saa aak iin dul ayakkabya yardm etmeyi nerdiler; dul ayakkab bu neriyi ylesine bir hzn ve minnetle kabul etti ki, Vicente Holgado'nun ayakkablar bu teklifi son derece ackl buldu. Sonraki gecelerde kadn ayakkablar yine misafirli geldiler. Vicente Holgado'nun ayakkablaryla artk samimi olmaya baadlar, onlarn nevi hsna mnhasr birer kundura olduklarn kabul ettiler. Hamambce ldrme saplantlarn onaylamamalarna karn mutfak toplantlarna seve seve katldlar. Gnlerden bir gn mokasen yine ortaya kt ve sohbet tekrar varolusorunsal evresinde dnmeye baad. Dolapta sra bekleyerek astarlarnda bir ayan scakln duymadan aylar geirmektense, ok kullanlan ayakkablar olmay tercih ettikleri konusunda hepsi hemfikirdi. Bir ayak olmadan hayat bou. Terlikler protez diye bir y duyduklarn sylediler. Suni bir ayakt bu, scaklk vermese de bou dolduruyor, uzun sren bouklarn yaratt kaygy hafifletiyordu. Kadn ayakkablar tartay sonulandrrmasna, "Bir ayakkabnn ruhu ayaklardr," dediler. "Daha da fazlas," diye ekledi spor ayakkablar, "ayak, ayakkabnn tanrsdr." "Ruhu!" diye srar etti kadn ayakkablar. "Geceleri bedenlerinden, yani bizlerden ayrlrlar, arflarn yumuk dnyasnda gezinirler. Ama mdi oldu gibi ayaklardan ayr oldumuzda bile, bizi ayaklara baayan grnmez bir kordon vardr. Eski terlikler, "Gnl ba," dediler. "Benim tesellim saemin iinde kesik bacan olmas. Bobir

ayakkabdan daha hznl bir y olamaz. Vicente Holgado'nun ayakkablar tm bu sohbeti belli bir mesafeden dinliyorlard. Ayaklarn ruhanili konusunda ekinceleri vard. Bu tuhaf, sert ve parmakl olumlara metafizik zellikler atfetme yanls dellerdi pek. Kadn ayakkablar, "Bir ayakkab bir kez ayaklarn scakln hissetmeyegrsn, artk kolay kolay vazgeemez, hele bir de bizim gibi nslysa, arada orap olmadan scakl doudan hissedebiliyorsa," dediler. Spor ayakkablar oraplarn ayakla aralarna mesafe koyduklar konusunda kadn ayakkablarna katlyorlard. Terliklerin ekleyecek pek fazla yi yoktu, arada bir konuya giriyorlar, ama pek di dokunur bir y sylemiyorlard. Vicente Holgado'nun ayakkablar dnyann tm dolaplarnda ok az kullanlan ayakkablar oldunu ama bu durumun szkonusu ayakkablarn anlamsz oldunu gstermedini syleyerek bu konudan duyduklar rahatszl ifade ettiler. Kadn ayakkablar, "Elbette. Tpk etrafta ruhtan fazla beden olmas gibi," yantn verdiler. Spor ayakkablar da, "Ayaklar yamlar boyunca pek ok ayakkabya girerler, ama biz yalnzca bir ift ayan iimize girmesine tolerans gsterebiliriz," diye atldlar. "Bizim evimizde bir lye ait ayakkablar vard. nce dolaptan dolaba kaldrldlar, sonra da ortadan kayboldular. Onlardan bir daha haber almadk. lnn ayaklarn ok zlemierdi ve ilerine baa ayaklarn girece dncesi onlar korkudan titretiyordu," diye eklediler. "Ne ien!" dedi kadn ayakkablar. "Bizleri baa ayaklar giyerse, lrz." Vicente Holgado'nun ayakkablar kuulu bir tonla, "Ayaklar arasnda ne fark var ki?" diye sordular.

"Nasl aklayacamz bilemiyoruz, ama bu dncenin son derece rahatsz edici olmasn engellemiyor bu." Vicente Holgado'nun ayakkablar topuklu ayakkablarn inanlarn savunmasndan hem hoanyor hem de hoanmyorlard. Dul ayakkab lafa karrak bir lnn ayakkablaryla tann syledi. Sahip deirmier, yeni sahibin teriyse iilecek gibi delmi Vicente Holgado'nun ayakkablar sinirli, "Samalamayn, tm terler iilebilir!" yantn verdi. Dul ayakkab, "Grnd kadaryla yle del," dedi. Vicente Holgado'nun ayakkablar bu sohbetin anlamn zmeye alyor, ama baramyorlard. Dirlerinin laflarndan bu kadar emin olmalar canlarn skyordu. Satek, sol teke kagz edip duruyordu. te yandan kendi ierinde o kadar blnmerdi ki, ayakkab iftlerinde normal oldu zere monolog biiminde del, diyalog biiminde konuyorlard bir sredir. Artk bir del, ikiydiler ve bu durum hem hoarna gidiyor hem de onlar korkutuyordu. Birden yatak odasndan grltler geldi ve ayakkablar cansz nesneler durumuna getiler. Tehlike geince ilk olarak dul mokasen konuu, brlerine onlarla iletim kurmasnn asl nedeninin eni kurtarmak oldunu syledi. "Ayan gml oldu mezarl yryerek gitmeyi biliyorum, ama bu i tek bama yapamam, unutmayn ki ben bir btnn yalnzca yansym." Atl durumlarndan kan terlikler, "Biz sana yardm etmek isterdik," dediler, "ama bizler evde yrmek iin yaplmz. Sokakta i yaramayz." Kadn ayakkablarysa, "Bizler bu topuklarla uzun mesafeleri amayz," dediler, "ayrca bu evde fazla zaman geirmedik

ve blgeyi de tanmyoruz. Kaybolmaktan korkarz. Ayrca hi l bir bacak grmedik ve dncesi bile homuza gitmiyor, sana yardm edebilecemizi sanmyoruz." En istekli olanlar spor ayakkablaryd. Mezarln nerede oldunu da biliyorlard nk sahipleri sk sk orada koya kard. "Seve seve geliriz," dediler. Vicente Holgado'nun ayakkablar bandan beri mokasenden hi hoanmamard, ama kadn ayakkablarnn karsnda kk demek iin neriyi kabul ettiler. Bu karar verdikten sonra, kaytarmann hibir yolu da kalmaynca o fkeyle eski terliklerin zerine bastlar. Terlikler onlardan kamak iin mutfaktan kp, koridoru geerek banyoya girdiler ve Vicente Holgado'nun ayakkablarnn yeterince esnek olmadn bildiklerinden, lavabonun ayann arkasndaki aral gizlendiler. Ayakkablar mutfa geri dndkleri zaman kadn ayakkablar onlarn terliklere kar olan davrann eleirdiler. "Her zaman ezeriz onlar, tpk hamambcekleri gibi." "Neden iletim kurmak iin baa bir yol denemiyorsunuz, diliniz yok mu!" diyen kadn ayakkablar Vicente Holgado'nun ayakkablarnda ana olmadklar, rahatsz edici bir i karklna neden oldular. Spor ayakkablar tartann daha da uzamamas iin araya girdiler ve mokasenin eni aramak iin ertesi gece buluay nerdiler. Gn armaya baaynca, her zamanki gibi amar odasna giderek kirli amarlarn arasnda orap aradlar. Mokasen brlerinin n bakar arasnda afiyetle birka klot yuttu. Terlikler de bu lene yeniden Vicente Holgado'nun ayakkablarndan kamalar gerekirse diye temkinli hareketlerle katldlar. Ama bu kez bir olay kmad. Ertesi gece yeniden mutfakta buluular. Sonra yapacaklar

kefle ilgili birka ayrnty tartktan sonra, avluya ulaann en gvenli yolunu gsterecek olan spor ayakkablarnn penden hep beraber amar odasna gittiler. nc kattaydlar; saaklar, oluklar ve kablolar inierini kolaylaracakt. Kk balkonda kadn ayakkablarna ve Vicente Holgado'nun ayakkablarna en kk bir kin beslemez grnen terliklere veda ettiler. Aksine terlikler kef grubuna dikkatli olmalarm ve faktan nce dnmelerini tlediler. Bu klevari davran kk drc bulan kadn ayakkablar tam eleirecekken terliklerin hibir neden yokken ieri, bulak makinesinin yanna gidip, nesnelerek yan yana durduklarm grdler. Bunun zerine onlar da aresiz yatak odasna kop, yatan altndaki cansz nesnelerin karanlk dosn benimsediler. Bunun gibi bir sr maceradan sonra avluya varan kef grubu, soka kyolu bulamaynca ks ks eve geri dnmeye karar vermii ki, bir gider borusunun iinde gzden yiten bir fare grd ve onu izlemeye karar verdi. En nde mokasen, ardnda boruya zar zor sn spor ayakkablar ve grubun en arkasnda boyu a yukar kendilerininki kadar olan bu hayvan formunun kvrakln ve bamszln hayranlkla izleyen Vicente Holgado'nun ayakkablar. Borunun sert bir a yaparak dnd birka noktada biraz sknt yadktan ve hacimleri byle bir evre iin devasa olan spor ayakkablarn ite kaka geirdikten sonra, borudan kurtulduklarnda dar bir sokakta buldular kendilerini. Biraz durup hem yadklarn gzden geirdiler hem de izleyecekleri rotaya karar verdiler. Yolu bildini iddia eden mokasen aksayarak en nde, onu izleyen spor ayakkablar arkada, yola koyuldular. Korteji sanki grnmez ayaklarca yrtlyormugibi sallana sallana takip eden Vicente Holgado'nun ayakkablar tamamlyordu. Her bir tek, farenin bamsz hareketlerini taklit etmeye alrak kendi bana hareket etmeye alyordu, ama bu tr bir bamszlk dolarnda yoktu: i olma drtlerine karn tek bir beden oluurmaya mahkmdu onlar.

Sokak lambalarnn klar karanl yumutacana sis yznden sadece delebiliyor, havaya karanlk bir gaz grnm kazandryordu. Ayakkablar bir tehlike annda binalarn bir parasymgibi grnmek iin cephelere yapk yryorlard. Sokaklara mutlak bir sessizlik hakimdi. Tek duyulan arada bir uzaklardan geen bir arabann grltsyd. Klerde temkinle birka dakika duruyor, caddeleri arabalarn klarna yakalanmamak iin bin bir nlem alarak geiyorlard. Byle bir y olursa sanki felce uuyor, hemen duran bir konuma geiyorlard. Vicente Holgado'nun ayakkablar bu konumdan, azlarnda ac bir tat brakan anlalmaz bir bouk duygusuyla kyorlard. Vicente Holgado'nun ayakkablar ilerinde bulunduklar duruma kar kesif bir kin besliyor, gelecekte kendilerini asla byle aresiz, kontrol edemeyecekleri bir durumda bulmayacaklarna yemin ederek kendilerini teselli etmeye alyorlard. Dul mokasen ve spor ayakkablarnn byle varoluat dertlerinin olmad ve benliklerinin silindi byle zamanlan alelade bir y saydklar akt. Bu nedenle belki de Vicente Holgado'nun ayakkablarndan daha kvraktlar, nk bakllar sk sk kuuya kaplp, durumlarn sorgulamaya baadklar iin ayn zamanda bir kabna smama hali iine dbiliyorlar, mesela allmadk bir hamambce bollu sergileyen p kutularnn yannda durmadan edemeyip, iki tanesini eziveriyorlard. Yegne deri tekrar bir fareyle karlaakt, nk farenin, kendi dolarna en yakn yam formu oldunu hissetmierdi. Gecenin tek kei bu deldi elbette: Belirli bir zamanda, rnen bir otomobil lastinin yan banda hareketsizken, dul mokasen ve spor ayakkablar izleyecekleri yolu tartrlarken, bunlar ularn kauu srtyor ve lastikten kan tandk bir koku alyorlard. Otomobil lasti daha przsz ve daha ince bir malzemeydi, ama belli ki tabanlar da benzer bir maddeden yaplm; hatta belki de kkenleri aynyd. Lastikle konuaya ve bir iletim kurmaya alyorlard, ama belli ki tekinin bilin seviyesi pek dkt, bizimkilere o kadar zayf sinyaller gnderiyordu ki, kayna lastin bir etkinlinden ziyade

Vicente Holgado'nun ayakkablarnn hayal gc olabilirdi ancak. Sonunda mezarln parmaklklarna ulalar. O zamana dek sokkanlln korumuolan mokasen, ene bu denli yaklanca sknetini tmden yitirdi ve kef gezisinin liderlini spor ayakkablarna brakt. Kap kapalyd, duvarda da trmanmay kolaylaracak ok az girinti knt vard. Ancak mezarln evresini dolanca duvarn ykk bir yerini keettiler. Spor ayakkablarnn zerinde imrenilecek bir rahatlkla hareket etti bu moloz ynnn zerine trmanp, birka mezarn zerinden atlayarak mezarl girdiler ve hem biraz g toplamak hem de yeniden bir araya gelmek iin bir mezar tann zerinde soluklandlar. Sokak klar uzakta kald ve mezarln klandrmas olmad iin her yere kesif bir karanlk hakimdi. Vicente Holgado'nun ayakkablar mokaseni azarlar gibi, "Peki mdi kesik bacan nerede gml oldunu nasl bilecez bakalm?" diye sordular. Mokasen heyecanla, "Biliyorum!" dedi. "Kendimi daha btn hissetmeye baadm bile! Byle gelin." Yeniden aksayarak ne geti mokasen ve birbirine ok benzeyen bir sr patika katederek kk bir mezarn nne geldiler. Mezar ta yoktu, mezar atetuasyla kaplanm. Mokasen kendini mezarn zerine atarak hkrd. "Yayor!" dedi. "En az benim kadar." Vicente Holgado'nun ayakkablar kendilerine bir varln yars canlyken, br yansnn nasl lebileceni sordular, geri tam da bu belirtilere uyan, ad fel mi ne, ie yle bir hastalktan sz edildini de duymamdellerdi. Ama artk dnecek zaman yoktu. Mokasen umutsuzca tualarn zerinde zplayarak onlar krmaya ve br yarsna ulaaya alyordu. Bir glge Vicente Holgado'nun ayakkablarnn arasndan kaverdi: Bir fare. Spor ayakkablar mokasene

yaklarak bir tekme savurdular. Mokasen yere kapakland. Douldunda biraz olsun sakinleii. Spor ayakkablar ciddi bir tavrla, "Dnelim," dediler. Vicente Holgado'nun ayakkablar, ieri bir dzene sokmann spor ayakkablarndan ok daha ciddi bir grnmleri olan kendilerine dnn farkna vardlarsa da, akllarn bir trl fareden alamadklar iin sorumluluklarn yerine getiremiyorlard. Spor ayakkablar mezar enine boyuna inceledikten sonra en zayf yerini belirlediler. Satek, topuyla tualara darbeler indirerek atlaklar meydana getirdi. Bir sre sonra mokasenin izin almadan iine dald bir delik amay bardlar. Spor ayakkablar ylmadan ykm ine devam ettiler. Bir sre sonra mezar ortaya kt. Sis neredeyse yere yap; ay nda mezar taarnn zerinde uucu bir gaz gibi grnyordu. Tualarn altnda yar rmbir kutu vard. Mokasen bu sefer onun stnde zplamaya baad, ama ibitirici hareket kutuyu bir tekmede toza eviren spor ayakkablarnn darbesi oldu. Ortaya simsiyah, mumyalanmbir bacak kt, ayanda rmenin ileri amasnda bir mokasen vard. Pasiflikleri canlarn skmaya baayan Vicente Holgado'nun ayakkablar kadavraya yaklarak inisiyatifi ele aldlar ve spor ayakkablarnn yardmyla ayakkaby rmayaktan skmeye baadlar. Ayakkab o kadar kt bir durumdayd ki, bacakla birlikte iinde gml oldu kutu gibi dalverecekti sanki. Dul mokasen yarm metre kadar tede, korkudan fel olmugibi duruyordu. l bacaktan kurtarlan lime lime olmue ac iinde uludu: "Siz ne yaptnz zannediyorsunuz?" Birden herkes bu rmayakkabnn serbest braklmak istemedini anlad. O kadar uzun sredir, gnler ve geceler boyu, bir aya sarmalam ki, artk o olmadan yayamazd. Vicente Holgado'nun ayakkablar byle bir ar ayak bamllndan sz edildini duymuard. ok uzun sreleri bir an bile karlmadan bir aya sararak geiren baz ayakkablar bu

bamllktan mustarip olabiliyorlard. Ama anlatlanlarn bir efsaneden ibaret oldunu dndkleri iin tank olduklar manzara karsnda dehte derdi. Pejmrde ayakkabnn eyvahlanmas o kadar i paralaycyd ki, bu sefer kendi e onu mumyalanml aya geirmek iin yalvarmaya baad. Alelacele ayakkaby rk aya geirmeye uarken baz paralarn kopardlar. u351 lem bittinde l ayan baarma ayakkabnn ucundaki bir delikten frlam, topuk ayakkabdan kopmak zereydi, ama rmpabu, anestezi altna alnmbir hasta gibi sknete kavuuu. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn her bir teki kendi hesabna, teki tekten bamsz olmann bir samalk olmadn anlad tm bu keekearasnda. Satek, sol teke telepatik olarak, "Ama ne bedelle!" dedi, sanki ikiymier gibi ilk kez byle konubilmierdi. "Yolun sonunda bireysellik elde edilebilecekse, denen bedelin bir nemi yok," dedi sol tek, "snrlar, mdi oldu gibi seninkilerle del de, yalnzca benimkilerle belirlenen tam bir birey olabilmek iin yamm verirdim." Save sol en arasnda geen bu konualar onlar hem rtan hem de korkutan bir dollkla akyordu. nk iki olma drtleri ilk kez bir blnme deneyimiyle kar karya kalyordu, ama fiziksel hareketleri ortak hareket edecek kilde dzenlenmeye devam ediyordu. Onlar bu ilerine kapanmdurumlarndan kartan spor ayakkablar oldu. "Gitmemiz gerek, gn aracak." Mumyalanmayan yan banda, e gibi harabeye dnmdul mokaseni gstererek, "Peki onu ne yapacaz?" diye sordu tekiler. "Srkleyip gtrmeyi deneyelim."

Spor ayakkablar mokasenin iki yanna geerek her biri bir yanndan tuttular ve zar zor yerinden skp Vicente Holgado'nun ayakkablarnn yanna kadar srklediler. "Gitmemiz gerek. la istiyorsan kal burada. Ama seni tanmad bile, yannda kalman aptallk olur; artk bir ift falan delsiniz, senin de grdn gibi iki tek ayakkabsnz." Dul mokasen, "Biz biriz," diye inledi. "isiniz, grdn ie! Ama rmbir pabucun yannda bir oldunuz hayaliyle yamak istiyorsan bizim amzdan bir sorun yok! Bu saksz ortamda iki ayda onun gibi pejmrde olur karsn. Hemen kararn ver, seni daha fazla bekleyemeyiz!" Eiz kalmmokasen biraz bocaladktan sonra grupla birlikte geri dnmeye karar verdi. Fakat ene yrek paralayc olmas amacyla sylenen, ama retorikten teye geemeyen birka veda szc sylemeyi de ihmal etmedi. Vicente Holgado'nun ayakkablar, bu ac ve strap dolu sahne bir yana, makosenin rmekte olan enden bamsz bir bireye dnoldunu fark ettiler ve ilerinden onu tebrik ettiler. Dnyolunda, mezarln duvarnn ykk oldu noktada, tam soka kmak zereyken, asker botlarn andran gl ayak sesleri duydular. Bu kez ne bilinlerini kaybetmigibi yaptlar ne de devinimsiz duruma getiler; bilakis gayet canl bir kilde kop molozlarn arasna gizlendiler. Bu durumda beklerlerken Vicente Holgado'nun sol ayakkabs, iinde aniden bir aya saryormuasna, ama ok daha yumuk ve esnek bir his duydu. Bunun bir fare oldunu anlaynca, burnundan topuna, hayvann kuyrunu en mahrem klerinde hissederek tarifsiz bir mutlulukla doldu. Sis kalknca kendilerini korumasz hissettiler. Dnyolunda daha fazla araba vard. Arada bir ilerinde ayaklar olan ayakkablarla karlayor, tekme yememek iin bina

cephelerine yapyorlard. Bu yabanc bacaklar ok yakndan getinde devinimsiz nesnelerin karakteristik durgunluna brnyorlard. Ancak bu hal deirme sreleri giderek ksalyordu; sokakta yadklar bu deneyim biyolojilerinde birtakm demlere neden olmuu sanki. Vicente Holgado'nun ayakkablar mezarlkta yadklar ikiye blnme deneyiminin heyecannn etkisi altndaydlar; organik olarak birbirlerine ba olmaya devam etseler de, aralarnda sanki iki varlkmar gibi sohbet edebiliyorlard. Ksa bir sre sonra, bu zgrleirici hareketin kisel bir kini de beraberinde getirdini fark ettiler; artk biri iinde hissetti huzursuzluk iin tekini sulayabiliyordu mesela. Sol tek, farenin ialinin verdi zevki kendine saklam. Kendini hi bylesine dolu hissetmemii. Ne de bylesine hasis. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn evinin yaknnda bir yerde ac bir fren cayrts duydular. Sesin geldi yne baktklarnda bir insan bedeninin kaldrmn zerinde srt st yattn grdler, ayakkablarnn burnu havadayd. Adama arpan otomobil bir iki saniye durakladktan sonra zerinden geip saygszlk etmek istemez gibi cesedin evresinden dolanarak kat. Kaf ayakkablar bir sre sessiz beklediler. Karanlk sokakta baa bir hareket olmadndan emin olunca, saknarak cesede yaklalar ve evresinde dolanarak olan biteni kavramaya allar. Vicente Holgado'nun ayakkablar cesedin de tpk kendileri gibi tehlike anlarnda dkleri cansz ve hareketsiz duruma mahkm oldunu anlaynca, bana ve boynuna basarak zerine ktlar. Bu grntden rahatsz olan spor ayakkablar, "O hamambce del," diye uyardlar. Vicente Holgado'nun ayakkablar, "Birinin cesedini iemek gibi bir deyiduymadnz m?" diye sordular. Mezarlktan ktklarndan beri sus pus olan mokasen "Evet," yantn verdi. "Bazlar istedini elde etmek iin babasnnkini

bile ier." "Diyelim ki bu da birinin babas. Hadi gelin, herkes yukar!" Spor ayakkablar bu teklifi duymazdan gelip lnn yannda durmaya devam ettiler. Birden canlanan mokasense lnn bozna atlp sanki aclarn boak istermiesine lgn bir neyle zplamaya baad. Yorulunca cesedin zerinden indiler, biraz sakinleierdi, ayakkablarn zgr brakmak iin cesedin bacaklarna yneldiler. Siyah, bakl, ok sivri burunlu ayakkablard, Vicente Holgado'nunkileri andryorlardi, ama tabanlar kauuk del, kseleydi. Daha kaliteli grnyorlard ve ok daha yeniydiler. Yeni ayakkablar ayaklardan karlr karlmaz sokan ortasnda inlemeye baadlar. kyeti bir tonda, "Siz ne yaptnz zannediyorsunuz?" diye sordular. "Sizi kurtaryoruz, zgr brakyoruz. Bu adam lm" Spor ayakkablar kurtardklar ayakkablarla tartdursunlar, Vicente Holgado'nun ayakkablar lnn ayaklarna yaklarak rtc bir beceriyle oraplarn mideye indirdiler: Yzde altmyn, yzde krk naylon karm, tam azlarna layk, hazm en kolay bilem. Tm ayakkablar, haetli bir kilde gkyzne dnmplak ayaklarn manzarasna kendilerini kaptrdlar; bir sre izleyip, tadn karmak arzusuna yenik dler. Spor ayakkablar saygyla, "Ayaklar hakikaten insan bedeninin en asil paras, zaten bu nedenle bizim zel korumamza gereksinmeleri var," dediler. Vicente Holgado'nun ayakkablar da, "Evet insan gvdesi ne kadar byk olursa olsun, nereye gidecene ayaklar karar verir," diye sze katldlar.

"Ayaklar tanrdr," dedi lnn ayakkablar. "Bedenin geri kalanna ihtiyalar yoktur, beden, acdklar iin gece gndz tadklar bir arlktan baa bir y deldir. Gzlerini krpmadan bedeni baarndan atabilirler." Dul mokasen, "Bir oyun var," diye sze kar, "futbol. Ayaklar kafay kullanarak futbol oynar, ama kafann ayaklar kullanarak oynad tek bir oyun bile yok. Ayaklarn kafaya kar stnlkleri ie buradan belli zaten. Benim tandm kramponlar vard, ayaklarn kafay alet edip canlarnn istedini yaptklarn sylemii. Kafa buna itiraz etmezmi" Spor ayakkablar, "Bizim ayaklarmz bazen bizi giyerek futbol oynarlar, menden yaplmbir kafaya tekme savurmaktan ibaret, aptal bir oyun," dediler. lnn ayaklarnn girinti ve kntlarn aydnlatan sokak klar onlara fantastik bir grnt kazandryordu. Trnaklar parmaklarn etine yle gmlmerdi ki, snrsz hatta zalim bir egemenlin habercisi gibiydiler. Vicente Holgado'nun sol ayakkabs ayaklarn neredeyse farelerin yceline ericek bir organik karmakl sahip olduklarn dnd. Ama bilekten kurtulup da kendi baarna hareket edip edemeyeceklerinden emin deldi. Tam bu srada yaknlardaki bir sokaktan gelen bir araba sesi duyuldu, cesedin ayakkablar hari hepsi hayran hayran ayaklan szmeyi brakp kalar. Cesedin ayakkablar yerlerinden edilmier de geri dnmek arzusundaymar gibi, ayaklarn yan banda durmaya devam ettiler. Fare sayesinde keettikleri oluktan ieri girip, binann i avlusunda birbirlerine veda ettikten sonra, her ayakkab saaklardan ap, elektrik kablolarndan trmanarak kendi evini gitti. Vicente Holgado'nun ayakkablar amar odasna vardklarnda ilerinde garip bir duygu vard. Sokakta ancak bir iki saat kalmalarna karn, hem birlikte hem de ayr ayr tuhaf deneyimler yamard ve kendilerini ok uzun bir

yolculuktan dnmgibi hissediyorlard. Artk eskisi gibi deldiler sanki. Sol e "Dnmek zorunda deldik," dedi. Sae "Bunu daha nce sylemeliydin," yantn verdi, "ben senin iin dndm." Eve dnmeleri birbirlerine duyduklar nefreti pekiirmii. Nefretleri bireysel de olsa, bilemi aynyd. Belki de bilinleri ikiye blnd iin, ayn makinenin iki farkl paras gibi davranyorlard. Mutfa girip de terlikleri bulak makinesinin yannda yan yana grnce, terlikler daha bilinsiz nesne konumlarndan kmaya frsat bulamadan zerlerinde tepinmek geldi ilerinden. "Bunlar da iyice ihtiyarladlar, ne zaman grsem uyuyorlar," dedi sol pabu. "Uyumuyorlar bence, lmer," dedi sa Entelektel bireyselli ulaktan sonra aralarnda ilk kez lm szcn telaffuz etmierdi; szcn kendilerine zarar verdini fark ettiler, mdi daha farkl, daha derin ve dramatik bir anlam vard sanki. Belki de ayrlmalarnn diyeti buydu. Yeni farkna vardklar bu bilgi onlar rahatsz etti, yatan altndaki yerlerine getiler. Orada cansz bir nesne konumuna gemeden nce, br yanda duran kadn ayakkablarna baktlar, ama onlar istiflerini bozmadan hareketsiz durmaya devam ettiler. Aradan birka saat geti. Yatan altna dn gn yla uyandlar ve Vicente Holgado tarafndan giyilmemiolduklarn fark ederek irkildiler. evrelerine baknca kadn ayakkablarnn da ortalarda olmadn fark ettiler. Yatan altndan dikkatle kp yar aralk giysi dolabna gittiler ve Vicente Holgado'nun siyah mokasenlerinin yerinde olmadn grdler. Adam aylardr

mokasenlerini giymemii oysa. Sol ekeyifsiz bir tavrla, "Ayaklar bugn mokasenleri tercih etmier," dedi. "Tuhaf," yantn verdi br, "bu mokasenler vuruyor halbuki." Evde sessizlik hkm sryordu, ilerindeki tasann kurban olmasalard, gndz vakti hibir nlem almak zorunda kalmadan boevde at kourmak nasl da keyifli olurdu. Aslnda o kadar korkuyorlard ki, durumun farknda olmalarnn, yadklar biyolojik bamszlaa srecine engel olmasn tercih ederlerdi. te yandan ayaklarn baa ayakkablar giyerek onlara uygulatt perhiz, geici ve demin tamamlanmas asndan gerekliydi belki de. Yatak odasndan karak koridora dou gittiler ve aynada yansmalarn grnce Vicente Holgado'nun ayaklarnn neden kendilerini semedini anladlar. Kirliydiler, syrk iindeydiler, her zamankinden eski grnyorlard. Mezarl gitmenin faturas. Her yin bir bedeli vard. tiyarlk konusuna gelince, bu da yeni farkna vardklar bir huzursuzluk kaynayd. Araba altnda kalan adamn ayakkablarnn genlini ve parlakln hasetle hatrladlar. Kendilerinin derileri yzlm atlam; atlaklara dolan kirler bu yalk izlerini oldundan da derin gsteriyordu. Keyifsizce koridorda yrdler, banyoya gidip bidenin arkasnda tepeleyecek hamambce olup olmadna bakmak istiyorlard. Mutfak kapsnn nnden geerken organik bir grlt duyup, ieri girdiler. Terlikler canlanm ve her biri bir yn orap yemekle meuld. oraplar ok lifli, ok iyi kaliteydiler. Ancak yine de bu keeden yaplma avclar iin fazla kalndlar. Vicente Holgado'un ayakkablarnn sol teki her iki terli de yle bir tekme indirdi ki, zavalllar oraplar brakp amar odasna katlar. Ayakkablar oraplar hi acele etmeden, sindire sindire mideye indirdikten sonra banyoya dou yollarna devam

ettiler. Hibir y yoktu grnrlerde. Bu nedenle lavabo ayann dibine yerlerek bidenin evresinde bir hareket olmasn beklemeye baadlar. Satek biraz huzursuz olmuu nk sol ayakkabnn orab yeme itiraz etmemesine karn terlikleri tekmelemedini fark etmii. "Terlikleri tekmelemekten kandn fark ettim." "Canm istemedi." Satek sessiz kald, artk yoldandan nefret ediyordu, nk bu isteksizlini kendisinin dand bir ahlaki koda uymak gibi alglam. "Sen benden daha iyi delsin." "Biyolojik olarak birbirimize ba olsak da, bir yerine iki olacaksak, en bandan farkl olabilecemizi de kabul etmemiz gerekir. Sen cann her istedinde terliklere tekme atabilirsin. Ben atmayacam. Nokta." Satek, enin kendisinden daha net dndn fark etti. Tam uad hayal krklna dair bir sz edecekti ki, birden bidenin arkasnda bir hareket gzne arpt ve oraya dou seyirtti. Enin yanna dnerken kzgnlkla, "Bir y yokmu" dedi. Sol tek, "Fark ettin mi, tek bana hareket ettin," dedi. Saayakkab, sol tek kendini izlemedi halde gidip geldinin farkna vard. Bir kez daha denedi, bu kez banyoyu dolarak geri dnd, sonu aynyd. Yeniden yerine dnd ve korku iinde, "Sanrm artk birbirimizden bamszz," dedi.

Sol tek "Ben de deneyeyim," dedi ve hibir sorun yamadan kapya kadar gitti. Satek yerinden kmldamadan, "Koridora kmay denesene," dedi. Sol hibir zorluk ekmeden banyodan karak koridora gitti. San ruhsal olarak da kendinden uzaklan hissediyormugibi bir duyguya kapld. Bu tr bir zgrlk, son derece heyecan verici olmakla beraber zcyd de. Lavabo ayann yanna dndnde ende bir rahatlama hissettini sand. Birbirlerinden bu biimde ayrlabilmelerinin kendilerine verdi zarara hi denmeden ylece yan yana durdular. Hibir hamambce gremeyince sol tek evde dolaalarn nerdi. Yan yana yrdler ama hareketleri aln olduklar gibi eamanl del, bireyseldi. Arada bir birbirlerine srtnyorlar, hi aln olmadklar bir utanma duygusuyla hemen ayrlyorlard; Salona varnca igdsel olarak fiskos masasnn altnn gvenlini aradlar. Bir yerine iki olmalar nedeniyle organik bakmdan zerlerine ken yorgunlu atmak istiyorlard. Satek samimiyetle, "Sana anlatmadm ama," dedi, "mezarlkta iime fare girdi, yaklak bizim byklmzdeydi, gerek ki kendimi hi bylesine tam hissetmemiim, scaktan ibir ayak bile benzer bir duygu yaratamyor. Sen de bir eksiklik hissetmiyor musun?" "Evet ama bir fare del." "Dndm ki, bizler belki de ii bofareleriz, kusurlu varlklarz, yle delse, neden iimizde byle bir bouk var ki?" "Ayan sas iin." "Ama ayak hem karmak bir y hem de sert, sanki iinde

kemiklerden baa bir y yok. Oysa fare guddelerden, bir mideden oluubir yaratk, bir memeli. Tam olmas gerekti kadar scak. Sok bir aya stmann ne kadar zor oldunu bilirsin." Sol tek, "Bana kalrsa hamambcekleriyle ortak noktamz farelerle oldundan daha fazla," dedi. "Beden smz da, hareketlerimiz de hamambceklerininkine daha yakn. Neyse, ben gerek tanrlarn ayaklar oldunu dnenlerdenim." "Farelerin avantaj da bu, onlar tanr del." inde akla hayale gelebilecek her trl paracn uuu bir gne huzmesi pencereden ieri szlerek, masann altna, Vicente Holgado'nun ayakkablarnn satekinin burnuna d. Masann glgesine snmaya aln ayakkab, "Gneen giderek daha az hoanyorum," dedi. Sol tek de igdsel bir hareketle onu izledi. Tek baarna hareket edebildiklerini keettiklerinden beri ayrlmak istemiyorlard sanki. Birden dairenin girikapsnda bir grlt duydular, biraz bocaladktan sonra korak yatak odasna gidip, yatan altna gizlendiler. Vicente Holgado'nun hizmetisinin ayak seslerini tamdlar. Kadn geligzel evin iinde dolaktan sonra yatak odasna girdi. Byle tehlikeli bir durumla karlaklarnda dol olan bilinlerini kaybetmeleriydi, ama hibiri bilincini yitirmedi. Yatan altndan, topuklar akta brakan ortopedik terlikler iindeki plak ayaklarn sa sola gidip gelini izlediler. Bu tr terliklerin varln duymuar, ama hi yakndan grmemierdi. ok prtkl olan taban tahtaya benziyordu. Terlin yz gzenek gzenekti (boylarna bakarak bunlara delik demek daha dou olur), dikiyerleri altn yaldzl raptiyelerle sslenmii. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn ban dndren baan karc bir iticilikleri vard. Bu tr

ayakkablar deformasyon sorunu olan ayaklar giyer diye biliyorlard ve daha nce byle bir sorunu olan ayak grmemierdi. Kadnn akta kalan topuklar nasr ve atlaklarla doluydu ki, bu hem muhtem hem de bir anlamda muhtemliyle ayakkablara ience eden bir grntyd. Ayan geri kalannn coafyas da byle arzalysa, etkileyici bir organ olmalyd. Hizmeti ortopedik terlikleri ayakkablarn birka santim tesinde kard ve plak ayakla koridora yneldi; admlar hafif ve sngerimsiydi, sol ayann yry bir farenin saknml hareketlerini aryordu. Ortalk sessizlence ayakkablar yatan altndan karak kendine ait bir can yokmugibi grnen ortopedik terliklere yaklalar. Belki de terlikler cansz nesne durumlarn byle yabanc bir evde ve deforme ayaklarn bu kadar yaknnda terk etmek istemiyorlard. Galiba bu terliklerin duygusuz bir dos vard ve tuhaf, heykelsi bir hava yaratmalarnn nedeni de buydu belki. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki terlikleri burnuyla iteledi. Bu onun nesneleri yoklama biimiydi; sol teke gelince, baklarnn arasndan dilini kartarak terlikleri yalad ve raptiyelerin brakt elektrikli tattan hi hoanmad. Satek ok rm: "Neden byle bir y yaptn?" Sol tek ortopedik terlin seksi tenini yalamaya devam ederek, "Nesnelere tekme atmaktan ve zerlerine basmaktan skldm, baa bir ilii biimi deniyorum," dedi. Satek olan bitenden bir y anlamad zamanlarda yapt gibi kindar bir sessizlin iine gmld. Tam o srada yumuk ayak seslerini duyarak yeniden yatan altna gizlendiler. Oradan deforme olmuayaklar hayranlkla ve imrenerek izlemeye baadlar. Zorunlu perhiz yapmaktaydlar ve bu arpk ayaklarn ilerine girerek en gizli sakl bouklarn doldurmalar iin her yi yapmaya

hazrdlar. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki bu ayaklarn pembe farelere benzediklerini dnd. Acaba ayaklarn ve ayakkablarn gayesi ayn myd: karlarnda duran barl biyolojik forma ulacak bir evrim geirmek. Deforme ayaklar ortopedik terliklerin iine girdiler; kesin, sert admlarla koridor boyunca grnmez bir izgi izerek uzaklalar. Dkapnn kapandn duyan Vicente Holgado'nun ayakkablar yatan altndan ktlar ve igdsel bir hareketle, sanki atalarndan kalma, ikisini de ayn anda etkisi altna alan bir hatrayla evin girindeki aralk dolaba dou yneldiler. Kilidin dili bozuk oldu iin kap aralk duruyordu, bu yzden dolab rahata ap girdiler. erisi karmakarkt, st ste ylmealarla doluydu. Aralarnda uzun zamandr orada duran basit bir ift ayakkab kalb da vard. Bir kalp ok matik olmasna karn aslnda yapma bir ayaktr. Ptrl ve esnek bir maddeden yaplmgvdenin ucunda plastikten yaplma bir burun ve arkasnda da, yine plastikten yaplma bir topuk vard. Ayakkablar kalplar ivedilikle ilerine soktular; bylece iinde bulunduklar perhiz durumunun yaratt kayg biraz olsun hafifledi. "Belki de ayaklarn rprodksiyonlar yaplsa asllarndan vazgeebiliriz. Ama bunlardan daha iyi bir yler olmalar rt," dedi satek. "Neden byle bir y istiyorsun?" "Daha bamsz olabilmek iin. Dndm de, ayaklar aslnda kusurlu farelerden baa bir y deller." "Taktn fareleri kafaya!" Satek ikisinin mantklarnn farkl iedini dnerek yant vermemeyi yeedi. Hl dolabn iindeydiler, kullanlmayan, krk dkk nesnelerin zerinde duran bir askda asl eski bir kabann etekleri duruyordu tepelerinde. Toz kokuyordu, o nedenle varln hemen belli ediyordu. Ama ayakkablar

anlamn kendilerinin de zemedikleri bir zevk iinde orada ylece durmaya devam ediyorlard. Birden sol tek pani kaplarak, "Buras bir nesneler mezarl," dedi. "Emin misin?" "Grrsn." isi de aslnda byk oranda nesne olduklarn itiraf etmeye cesaret edemedi. Sonra aceleyle dolaptan karak kalplarn ansn yamak zere banyoya gittiler. Ertesi gece, son zamanlarda sk sk grdkleri ve artk alaya baadklar kadn ayakkablar geldi. O gn Vicente Holgado'un bakllarn yerine giydi mokasenler de yatan altndaydlar. Baktlar, artk alanlk oldu zere kadn ayakkablarnn yanma giderek onlar mutfak toplantsna davet ettiler. Di ayakkablar, "Mokasenler gelmeyecek mi?" diye sordular. Vicente Hogado'nun bakl ayakkablar, "Burada yarlar ama bizle grezler," yantn verdiler. Hareketsiz duran makosenler sanki ta zamann baangcndan kalma organik bir kayg iindeydiler; sanki evrim geirirken yollarn kaybetmier, bitkisel bir durumda kalakalmard. Bu durumlar kadn ayakkablarna fena halde itici geliyordu. Diler yatan altndan karlarken, "Ay ne sinir!" yorumunu yaptlar. Vicente Holgado'nun ayakkablar, "bugn karlamz ortopedik terliklerle karlarnca bunlarn durumu hibir y," yantn verdiler.

Her iki ift de koridora karak mutfa dou yneldiler. Spor ayakkablar, kom dairede yayan dul mokasen ve Vicente Holgado'nun ayakkablarnn geldini grnce korkudan ya da saygdan biraz tedirgin olan eski terlikler oradayd. Bakl ayakkablar sanki birlermigibi davranmalarna karn, arkadaarn grnce iki birey haline geldiklerini itiraf etmeden duramadlar. "Sre dn baad," diye eklediler dul mokasenin sorulan zerine, "mezarlk ziyareti srasnda. Baangta yalnzca farkl yler dnebiliyorduk, ama bu sabah baryla tek bamza hareket ettik. Artk iki bireyiz." "Grelim bakalm," dedi spor ayakkablar. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn bir teki bir yana, br teki dir yana giderek, bcekleri ezme konusunda farkl gralan varmgibi aralarnda konuaya baadlar. Mokasen heyecanlanm ama hem kadn ayakkablar hem de spor ayakkablar sanki anormal bir duruma tank oluyormuasna, anlamak ister gibi bakyorlard. Terlikler seslerini karmadan duruyorlard. Hokarlanmadklarn gren Vicente Holgado'nun ayakkablar yeniden gruba katlarak birmigibi davranmaya baadlar. Ortamn gerginlini yumutmak isteyen Vicente Holgado'nun ayakkablar mezarlkta baarndan geenleri tartay nerince, kadn ayakkablar bu neriyi sevinle karladlar. Hem dul mokasen hem Vicente Holgado'nun ayakkablar hem de spor ayakkablar yadklar servenin umduklarndan daha korkutucu oldu konusunda hemfikirdiler. Kadn ayakkablar mumyalanmbacan bulununu heyecanla dinlediler, hatta hikye ilerledike terlikler bile canlanp sabrszlk belirtileri gstermeye baadlar. Ayak parmaklan gkyzn gsteren cesede sra geldi zaman anlatclarn bile tylerinin rperdi sylenebilir. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki lafa karp, bir rpda iine giren fareyle ilgili deneyimini aktarnca herkes rd.

Sol tek, "Bu, ayaklarn kusurlu fareler olduklarn dnyor," dedi. Bu durumu frsat bilen kadn ayakkablar ve spor ayakkablar, Vicente Holgado'nun ayakkablarnn ayr ayr davranmalarndan duyduklar rahatszl hareketleriyle belli ettiler. Terlikler, "Biz uzun sreden beri fareleri biliriz," dediler. "Bu evde lavabonun altnda bir yuvalan vard. Bedenlerinin biimi ve dar yerlerden geerken esneyebilme yetenekleri bizi andrr. Ama ilerinde her birinin ayr bir ievi olan organ ve guddeler vardr. Bizim ayaklardan baa i organmz yok, onlar da arada srada iimize girip kyorlar, ama farelerinki hep ilerinde. Bir kundura dnyann en tuhaf formudur." Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki bu alaklarn, fare muhabbetini tekellerine almalarndan hi hoanmad. Houtsuzlu, ortamda kunduralarn tuhaf bir biyolojisi oldu konusunda hemfikirmigibi bir etki uyandrd. Kadn ayakkablarysa memnuniyetsizliklerini topuklaryla yere vurarak, spor ayakkablar da ksrerek belirttiler. Ne ksrmenin ne oldunu biliyorlard ne de ne i yaradn, ama terliklerin yapt aklamalarn getirdi olumsuz havay datmaya yeter bir grlt oldunun farkndaydlar. Vicente Holgado'nun ayakkablarnn sateki sonunda dayanamad: "Bu bir tahminden te bir y del, bana kalrsa bedeni olmayan ayaklar olsa ve srekli bizi giyseler, sonunda birer i organa dnrler." "Peki ya oraplar?" diye sordu spor ayakkablar. "Onlarda smks bir zara dnrek duyarl blgeleri korurlar, bylece farelerinki gibi tamam bir grntmz olur. Bu, onlarn kvraklna erieden nceki adm olur. Demek ki yapmamz gereken, ayaklarn ihtiyalarmz gz ard ederek iimize girip kmalarna izin vermemek. Sol em ve ben bu

sabah zorunlu perhiz duygusunu yenmek iin eski bir ift kalptan yararlanmak zorunda kaldk, nk ayaklarmz bir ift ien, stelik de vuran mokasen giymierdi." Dul mokasen, "Bylece yamlarmzdan tmyle biz sorumlu oluruz," dedi. "Elbette," diye onaylad Vicente Holgado'nun sol ayakkabs. "Koloniler oluurabilir, gruplara ayrlr, ilgi alanlarmza gre dzenlemeler yapabiliriz. Bugn hibir kilde bilinci olmayan bir ift ortopedik terlikle karlak. Son derece tuhaf, stelik de deforme ayaklara boyun eek zorundaydlar. Gerekten durumlarna zldk." Terlikler rmbir ifadeyle, "Ayaklarn durumuna m zldnz?" diye sordular. "Ayaklarn del, ortopedik terliklerin." "mdi oldu, nk deforme ayaklar sperdir." Vicente Holgado'nun saayakkabs, "Nasl yani?" diye sordu. "Deformasyonlar, farkl organik ievlerde uzmanlabaz i organlarn varlnn gstergesidir." Ksa bir tartann ardndan evdeki ayaklarla baant kurmaya ve onlar toplantlarndan birine davet ederek organik bir btnlk oluurmak konusunda anlaann yollarn konuaya karar verdiler. Dul mokasen tercihen siyah bir ift a sk orabn eli olarak grev yapmasn ve hemen mesaj iletmesini nerdi; vakit henz erken oldundan belki de hemen o gece toplanabilirlerdi. Herkes bu neriyi kabul edince spor ayakkablar amar odasndaki kirli sepetine atlayarak bir ift orapla dndler; oraplar tmyle naylondu ve umutsuzca yakalarn kurtarmaya alyorlard.

Arba bir tavrla oraplara yaklan Vicente Holgado'nun saayakkabs, "Kimse size zarar vermeyecek," dedi; "tam tersine ok incelik gerektiren bir diplomatik greviniz var. Barrsanz size asla yenmeme garantisi." Siyah oraplar biraz olsun rahatlayarak, "Ne yapmamz gerek?" diye sordular. inisiyatifi kaybetmemeye kararl olan satek, onlardan yatak odasna gitmelerini ve yatan iindeki tm ayaklan, ayakkablarn mutfakta yaptklar toplantya davet etmelerini istedi. "Yalnz gelmelerinin ve genellikle birlikte, hareket ettikleri bedenleri peerine takmamalarnn ok nemli oldunu syleyin." oraplar bu grevi kabul ettiler ve gizlenerek yatak odas ynnde yerde srnmeye baadlar. Arkalarnda oraplara pek gvenmeyen ve koridorda kap gideceklerinden kuulanan Vicente Holgado'nun ayakkablar vard. oraplar sanki geniaklklardan korkarmgibi sprgeli yaprak ilerliyorlard. Yatak odasna varan oraplar yatan bacaklarndan birine dolanarak rtc bir kolaylkla birbiri ardna arflarn arasna szldler. Saayakkab sol teke, "Biz de bylesine esnek olsaydk, onlara ihtiyacmz kalmazd," dedi. Sol tek, "Bizim kimseye ihtiyacmz yok," dedi; "fareye dnnce tm bu sorunlar zme kavuuolacak." arfn kvrmlar arasnda, ayaklarn oldu blgeye giden yolu bulan oraplar, sabrszlkla grenin sonucunu bekleyen Vicente Holgado'nun ayakkablarnn gralanndan kayboldular. Sonsuz bir pazarlkmgibi grnen bir srecin sonunda siyah oraplar arflarn arasnda belirdiler, arkalarnda Vicente

Holgado'nun ayaklan vard. Bir srktan a inermiesine yatan bacandan aya kaydlar. Davranar ayakkablarnkini andran save sol ayak, grnmeyen bir bedenin hizmetinde olan tek bir birey gibi eamanl hareket ediyorlard. Yere inip durumu gzden geirdikten sonra yata dnp bir yler fsldadlar ve arkalarndan iki kadn aya grnd. Kendilerine hi gveni olmayan ve aya inmek iin yatan bacan nasl kavramalar gerektini bilmeyen bu ayaklar yere atlamay tercih ettiler, parke tabanda kardklar ses herkesi yerinden sratt. Bir araya gelince yatak odasndan karak srayla koridorda ilerlemeye baadlar: Siyah oraplar (hemen sprgeli bulup yaplar; rtc biimde grnmez olmuard); Vicente Holgado'nun ayakkablar ve ayaklar (yan yana ilerliyor ve arada bir alak sesle bilgi alerinde bulunuyorlard); kadn ayaklar (sanki plaklklarndan ekiniyormugibi onlar da sprgeli yaprak ilerliyorlard). Mutfa varan topluluk, kadn ayakkablar, dul mokasen ve spor ayakkablar tarafndan saygl bir sessizlikle karland. Terlikler yine ilerine kapanmard. Vicente Holgado'nun saayakkabsnn zor hakim oldu bir ddetle toplantdan dandlar. Mikrodalga frnn dijital saati toplantnn yapld kyi fosforlu bir kla aydnlatyor, ayn soluk amar odasna alan cam kapdan i avluya szlerek yansyordu. i ift ayan varl ayakkablar sessiz durmaya itiyordu sanki. Vicente Holgado'nun ayaklarnn baparma ve kk parma ie dou kvrlm. Kemiksi bir kabu andran trnaklarla korunmaktaydlar. Ayan tabanna dayanyorlard ve ayakkablarda neredeyse taparcasna bir sayg uyandran uzunlamasna bir nasrn zerinde duruyorlard; kabu andran st ksmlarnn derisinin rengi krmzya alan bir pembeydi. Kadn ayaklarnn parmaklar daha uzun ve kibirliydiler geri, ama kendi glgesinden korkar gibi davranan kk parmaklar korunmak istermigibi yzk parmann altna girmii. Trnaklar da Vicente Holgado'nun trnaklarndan daha ksa ve bakmlydlar, krmzya boyanmard. Daha yumuk ve hafif bir grnmdeydiler,

topuk ile burun arasnda genie bir oyuk vard. Vicente Holgado'nun ayaklar, ayakkablarn bu neredeyse dinsel sessizli uzun zaman bozamayacan anladlar. Bunun zerine aceleyle yatan dnda pek zamanlarnn olmadn nk tuvalete gitmeye yeltenen gvdenin ayaklarn yoklunda bileklerin zerinde yere kapaklanacam akladlar. Spor ayakkablar utanga bir tavrla, "k kez mi gvdeden ayrlyorsunuz?" diye sordular. "Hayr, hayr, geceleri kendi hayatmz yarz," yantn verdi Vicente Holgado'nun ayaklan; "ama arflarla pikelerin arasndaki karanlk blgeden ayrlamayz. Buras ayaklarn dol blgesidir, gvde uyurken burada rahata gezeriz. Bu blgeden uzaklabiliriz istersek, ama bu kez enfeksiyonlara ak oluruz. arflarn arasnda gvencedeyiz." Erkek ayaklar, kendilerine hayran hayran bakan kadn ayaklarndan feyz alp anlatmaya devam ettiler. Gvdenin yokluklarnn farkna varmadm, nk yerlerine gerek organlarnkine ebir duygu uyandran hayaletler braktklarn da akladlar. "Tek sorun," diye szlerine devam ettiler, "bu maddesel olmayan ayaklarla yrnememesi. Bu nedenle gvde uyanmaya baad zaman yerimize gemek iin her zaman yaknlarda olmalyz." Kadn ayaklarysa susuyorlard, sanki bir an nce yerlerine dnme kaygs iindeymigibi sinirliydiler. Bir biimde plaklklarm Vicente Holgado'nun ayaklarndan daha fazla duyumsuyor gibiydiler. Onlarn sinirlerini yatrmak isteyen Vicente Holgado'nun ayakkablar gn madan ne adamn ne de bir sredir onunla uyuyan kadnn gvdelerinin uyanacan sylediler. Kadn ayaklan, Vicente Holgado'nun ayakkablarndan ok

ayaklarna hitap ederek, "yle olsa bile," dediler, "buras bizim alk oldumuz bir yer del." Kunduralar bu tmcede bir kmseme sezdiler. Ayaklar ayakkablara kyasla stndler sahiden de. Hatlarna bakmak ve derilerinin altndaki formlar incelemek ayakkablarda olmayan ilgin bir karmak yapya sahip olduklarn grmek iin yeterliydi. Vicente Holgado'nun ayakkablar bir sre daha kendileriyle kalmalarn rica edince, kunduralarn anlalmaz hrmetinin farkna varmolan erkek ayaklar, kadn ayaklarnn yanna giderek alak sesle bir yler konuular. Sonra tanlar. Dul mokasen huyu oldu zere kendini andrd. Bunu asimetrik ya da tekil durumu nedeniyle yapyordu belki de. Kadn ayaklar grubun dnda kendi ilerine kapanm belki de nesneleihalde duran eski terlikleri sorunca, Vicente Holgado'nun ayakkablar hor grerek, "Onlar eski," dediler. Vicente Holgado'nun ayaklarnn "Ama ok rahatlar," yant tm ayakkablarn terlikleri kskanmalarna neden oldu. Yn belli olmayan ksa bir sohbetten sonra sz alan Vicente Holgado'nun ayakkablar, bu ikili dnyada bireysel davranarak sorun yaratmamak iin sanki hl tekmier gibi davranarak ilerinde bir ayak olmad zaman yadklar bouk duygusunu anlattlar; ayaklarn, ayakkablarn ruhu ya da tanrs olup olmad konusunda yaptklar tartalar aktardlar. Vicente Holgado'nun ayaklar, durumdan duyduklar memnuniyeti gizleyemediler dousu. Kadn ayaklarna gelince, ya korkunun ya da o yl her zamankinden daha scak bir yl oldu halde bir me duygusunun etkisi altndaydlar. Kadn ayakkablar ayaklara yaklarak saygyla ilerini sundular. Ayaklar tereddt etmeden bu topuklu ayakkablarn iine atlayarak rahata yerleiler.

Vicente Holgado'nun boayakkablar bylenmigibi onlar izledikten sonra, bir araya gelip, farelere benzer bamsz varlklar olma yolundaki dncelerini ayaklara amadan edemediler. Sanki anlalmak iin trajik bir vurguya ihtiyalar varmgibi abuk abuk konuyorlard. Vicente Holgado'nun ayaklan, "Ama bu bizim ilelebet gvdeden ayrlmamz anlamna gelir," dediler. Arkadaarnn heyecanna kaplmolan mokasen, "onlara ne ihtiyacnz var ki?" diye sordu. Spor ayakkablar da, "gvdenin tm zeks ayaklarda toplanmr. Onun size ihtiyac var, sizin ona del," diye sze kar. "Bizim dnyamzda tanr olacaksnz," dedi Vicente Holgado'nun ayakkablar, "bu gnlerde avludaki fareleri inceledik, biraz pratik yaparsak onlar gibi olabiliriz." "Ya da bokbcekleri gibi," dedi dul mokasen. Spor ayakkablar, "Biz beyaz fare olacaz," dediler. Vicente Holgado'nun ayaklan kuuluydular sanki, dnmeleri gerektini sylediler. Tm gn i yaramaz bir bedenin arln tamak, onu istedi yere gtrmek zorunda olsalar da, yamlar fena gemiyordu. Geri ayakkablarn sundu iirli varoluar asndan yeni ufuklar ayordu, ancak dikkatle zerinde dnlmesi gerekirdi. Bunu, yeni edindikleri stnlk taslayan, ilahi ifadeyi hi bozmadan sylediler. Ancak zaman dur durak bilmeden geiyordu ve yatan uurumuna geri dnmeleri gerekmekteydi. Vicente Holgado'nun ayakkablar bir gndr yadklar ve dolapta bulduklar kalplarn biraz olsun dindirmeyi bard aln izlerini silmek iin ayaklardan birka saniyeline bile olsa ilerine girmelerini istediler. Ayaklardan her biri ayakkablarn iindeki bou zplad. Ayakkablar oraplarn aracl olmadan zlerini, i organlarn oluuran bu varlklar

ilerinde hissedince ylesine rahatlambir soluk koyuverdiler ki, eski terlikler nesnesel uykularndan uyandlar. Ayakkablar kendilerini hi bylesine dolu ve hafif hissetmemierdi, nk zerlerinde kule gibi ykselen gvdenin arl yoktu. Sakngan davranarak hibir y sylemedikleri halde, bylesi bir btnlk duygusuyla tm dnyay hi yorulmadan, bir kemirgenin kvraklyla dolabileceklerini dndler. gdsel olarak hem sol hem de satek baklarn sktlar ki, ayaklar ilerine tam olarak yerlep her klerine sinsinler. Hatta bir ara ayaklarn kmasn nlemek iin baklarn hi gevtmemeyi bile dndler. Ya ayaklara olan sayglarndan ya da bu biyolojik servenin psikolojik basksyla ayaklarn, iirlinden ekinmelerinden korktular. amar odasnn bir delinden kap ko ko aya, binann i avlusunda yayan farelerin yanna gitmemek iin kendilerini zor tuttular. Tam bu anda yatak odasndan bir ses duyuldu. Sanki bir beden gecenin karanlk sessizlinde olan bir gmbrtyle yere d ona da ac dolu bir k eik etmii. Vicente Holgado'nun ayaklan gvdenin aya kalkmak istedini anladlar; belki banyoya gitmek istemi ama ayaklar olmad iin odann parkesine yap. Bu tehlikeli durum karsnda ayakkablar baklarn gevttiler ve erkek ayaklan kadn ayaklar peerinde, bir ko yatak odasnn yolunu tuttular. Biyolojik dnyaya dnmolan terlikler de, sanki ellerinden bir y gelirmigibi ayaklarla birlikte koular. Kunduralarn her biri byle bir durumda kendileri iin uygun grdkleri bir kye ekildiler, ancak Vicente Holgado'nun ayakkablar biraz nce tattklar mthizevki dnerek yan yana, olduklar yerde kalakaldlar. alar saatin sesini duyan Vicente Holgado, sersemlemihalde arflarn arasnda douldu, dirseklerini dizlerine dayayp yzn ellerinin arasna alarak yatan kenarna oturdu. Biri sanki bir kuman rld tek ipi ekmide, kumagzlerinin nnde sklp gidiyormugibi uykudan uyankl

srkleniyordu. Arkasndaki kadn esneyince, bilincinin dipsiz bouklarnda avare dolan bir ipe dnn bu del kumayok oldu. Gzlerini kapad parmaklarn aralayarak ayaklarna bakt ve yerinden srayarak gzlerini yumdu. Kadn adamn rahatszln fark ederek ne oldunu sordu. Adam nefesini tutup, her y yolunda m diye yine parmaklarnn arasndan bakarken, "Hibir y," yantn verdi; "sanki ayaklarm bacak deirmier gibi, saayam sol, sol ayam sabacamdaymgibi geldi." Kadn yatan kenarna kadar gelip, ban uzatarak adamn ayaklarna bakt. "Bir yin yok," dedi glerek, "yerinde olmayan kafan. Neden gece yars o kadar patrt kardn?" "Ayaklarm yerinde yoktu, ikisi de. Banyoya gitmek istedim ama elbise askln devirdim ve yere yapm." Vicente komodinin zerinde duran bir kitab iret ederek, "Metroda okudun ayakkablar hakkndaki kitap yznden kbus grdm," dedi. "Sakn Yatan Altna Bakma!" dedi kadn. "Her ne haltsa! Dn gece sen uyuduktan sonra uyku tutmad, uykum gelsin diye biraz okudum. Uyuyacama kitaba kaptrdm. Beni fena etkiledi, bir de stne scak..." "Ryan nasld?" "Ne bileyim, hatrlamyorum ki!" Vicente ayaklaryla yeri yoklayarak terlikleri arad, bulunca ayana geirip koridora kt. ok yksek tavanl eski bir evde yayordu. Banyo ebeveyn yatak odasndan epeyce uzaktayd. Dierini fralarken az dinde kendi ayla ilintili, ama anlalmaz biimde baa bir azdan gelir gibi uzaktan

uza bir ac duydu. Bir an durdu ve ne oldunu anlamak ister gibi, sanki ilk kez gryormuasna lavabo deline bakt. Kenarlar metal bir halkayla evrili gider deli adam ksa bir sreline hipnotize ederek, gndelik yamn kvrmlar arasnda onu bekleyen gizemli bir kader oldunu haber verdi sanki. Du girdi. Suyun altnda, Teresa orada kalmaya devam edecekse bir takm dzenlemeler yapmas gerekeceni dnd. rnen kadn kaps iyi kapanmad iin banyoda rahat edemedinden yaknm. Hibir kap dou drst kapanmyordu ki, ne yatak odasnnki, ne de mutfanki. Hele taban dmesinin amas hali... zellikle de banyoda bidenin evresi atlak doluydu, yakar yakmaz oraya buraya bcekler kayordu. Aslnda Holgado'nun daireden fazla bir kyeti yoktu, kiras makuld. Madrid'in, Fuencarral Caddesi'nde, Tribunal'in yaknndayd. Hep yamak istedi yerdi buras. Tek sorun, Arturo Soria'da byk ve modern bir alerimerkezinde evvelki sene at ayak bakm merkezinden ok uzak olmas ve Vicente'nin ine nefret etti bir ulam aracyla, metroyla gitmek zorunda kalmasyd. te yandan yer dmesindeki atlaklar, koridordaki ei blk, pencerelerin dou drst kapanmamas ve binann genel dknt hali, Vicente'nin ilecilin medeni bir versiyonuyla iliilendirdi gsteriiz bir varolu iret ediyordu. Sok suyun ensesine arpp terinin yan sra sabah iinde uyand nl da aktmasn umarak dun altnda dururken, banyo kvetindeki ayaklarn dnceli dnceli inceledi. Onlara acyordu. Hem kzarmard hem de bir trl iyileiremedi bir mantar yznden pek iyi grnmyorlard, ayaklarna yeterince zen gsterdi de sylenemezdi zaten. Terzi kendi skn dikemezmi Yatak odasna dnnce, Teresa adndaki kadn arflarn arasnda yan uyur yar uyank durumda buldu. Yznde bo neredeyse ktcl bir glmseme vard. Vicente giyinmeye baamaya kalmadan adamdan yata gelmesini istedi. Adam yata girince tm uzuvlaryla birbirlerine sarldlar ve fazla

bir deklik gstermeden onon begndr sregelen tutkulu sahneyi yinelediler. Ancak kadn Vicente'nin kendisini hl sevmedinden emin olmak istiyordu ve bunu tekrarlamasn istedi. "Seni sevmiyorum," dedi adam, "bunu bal gibi biliyorsun." Teresa, "Arada bir sanki birbirimize kmz gibi projeler yaptn seziyorum," dedi. "Proje del, hesap." Sevielerinin rktc ddetini birbirlerini sevmemelerinin gvencesine borluydular bir nevi. Her biri tekinin bir varnoktas del, daha kesin, daha saam, daha ayaklan yere basan bir ye giden yolda bir duraklama, bir geioldunu biliyordu. Bu bilgi ikisine de yadklar iliide bir stnlk kazandryor, bu stnlk de cinsel bir yarara dnyordu. Yadklar asndan cinsel bolmalar kadar birbirlerine ettikleri szler de nemliydi; nk bu szler bu konular hakknda sradan, gelip geici bir tana, bir taksi srcsyle ya da bir trendeki kompartman arkadayla konulanlarla ayn snftand, bu nedenle de dokunaklydlar. Bir gece nce, kadn adamn ryasnda grd roman hakknda bir iki yorum yaptktan hemen sonra Vicente kadna bir srrn am ama kadn ciddiye bile almam. "Neden yatan altna bakmamak gerektini biliyor musun?" "Daha o blme gelmediysem de," dedi Teresa alayla, "neden?" "Aslnda ok yaknmzda olmasna karn bize ok uzak bir boyuttan sz ediyor." "Sen bu konulardan ne anlarsn?" "nk ben yatak alt canavarym."

"O zaman burada, yukarda ne yapyorsun peki?" "kmak gibi bir yanlyaptm. Daha dousu karldm, o zamandan beri strapl bir yamm var, dikkat ekmemek iin bu kaslar, bu sinir ular ve bir trl iine tkmadm bu deriyle insan klna girdim." Teresa yle karanlk bir kahkaha att ki, kahkahas sanki yanlkla ieri girmibir yarasa gibi yatak odasnn penceresinden uup gitti. O yl scaklar erken bastrm, daha mays ba olmasna karn haziran sonu kadar scakt. fak vaktinin serinlinden faydalanmak iin pencere ak yatyorlard. Sabahn cinsel alerini bitirdikten sonra Vicente Holgado giyindi, ayana siyah oraplarm geirdi ve bir gn nce giydi mokasenlerle bakl ayakkablar arasnda kararsz kald. Bakl ayakkablar daha rahattlar, ama ok kirliydiler. Sonunda bakl ayakkablarda karar kld, ama epeyce sylendi. Seks sersemlini atlatmaya aln Teresa, "Yine ne var?" diye sordu. "Mokasenlerim ayam vuruyor, bakl ayakkablarm da ok kirli." "Bakllar temizle o zaman." Vicente ayakkablarn giydikten sonra ayakl elbise asksna dnerek gece ona taklp d iin zr diledi. Teresa onun mobilyayla kalan grnce, asknn bir casusa benzedini syledi. "Babamn da bir tane byle asks vard. Ama bu daha ciddi, eminim ki babamnkinin patronu." Vicente kahve hazrlarken Teresa zerinde Vicente'nin bir

pijamasyla mutfa geldi, iinde kollar ve bacaklar kayboluyordu. Salarn o kadar sk at kuyru yapm ki, bakarnn zelli olan soru ya da nlk ifadesi iyice ortaya km. Kahvalt srasnda iine kapand, nedense Vicente'nin grd kbusu sordu yine. Vicente, "Romandaki gibi ayakkablarla ilgiliydi," dedi, "ama ryamdakiler benim ayakkablarmd. Sanrm seninkiler de vard." "Belki de yatak alt canavar masalyla kitabn konusunu birbiriyle karrdn ve patlayc bir karm yarattn." "Yatak alt canavar bir masal del, varl bilimsel olarak kantlanm" "Benim yatamn altnda hibir zaman canavar olmad," dedi Teresa, "benimki dolabn iinde." "Yatan altndakiyle dolabn iindeki ayn canavar. Odada yayann karakterine gre yatak altnda ya da dolapta olabilir. Benimkisi yatamn altnda yayor. Korkumu geirmenin tek yolunun canavara dnek oldunu keettim. Kkken somyann altna saklanr, saatlerce terliklere, ayakkablara, okul botlarna bakardm. flesen canlanacak gibi dururlard. Hayatmda grdm ilk l de o dneme denk gelir; belki de tabuta yerleirilibiiminden dolay bana devasa ayaklan var gibi grnm." Teresa alayc tavrn brakmadan, eliyle adam sen de der gibi bir hareket yapt ve "Biraz tuhafz galiba?" dedi. Belki de bu kann fazla ileri gittini anlatmak istiyordu. "Tuhaf. Hi de del, sadece yatan altna girdim. Orada olanlar grdm ve yasalaryla, yasa bouklaryla tm biyolojik topluluklar gibi bir ekosistem oldunu fark ettim. Neden mdi birbirimize k olmadmz anlyorum. Senin Mavi Sakal'n ben delim."

Kadn kay uzatarak, "Benimkinin dolaptan m kmas gerek k olmamz iin?" diye sordu. "Elbette. Belki de kitabnda ayakkablar hakknda bilgi vardr." "Grdm kadaryla bu sende saplant olmu Yatan altna girme adetin ka yana kadar srd?" Vicente yerinden kalkt, damlatan muslu skt, yeniden yerine oturmadan nce dolaptan bir yort ald. "On bir, on iki yaarma kadar, hatrlamyorum. Denizden bir ahtapot kartr gibi beni yatamn altndan zorla skmek zorunda kaldlar." Teresa yzn bir korku ifadesiyle kacktan buruurarak elindeki galetay Vicente'nin yzne dou sallad, sussun diye. "Tamam, en baarda arada bir yatamn altna saklanrdm," diye itiraf etti adam, "ama bir gn annemle babamn dnin altnda terliklerle oynuyordum ki, odaya annem girdi. nce yatan altndan kmay dndm ama sonra annemin dn patlatacam dnerek vazgetim ve yatan altndan topuklu ayakkablarn iinde bir o yana bir bu yana gidip gelen ayaklarn izledim. Sonra yatan kenarna oturdu. Sanrm ayordu. Ayakkablarnn topuklar amn sadece birka santimetre tesindeydi, yalasam annem farkna bile varmazd. Birden annemin ayaklarnn yzne ok uzak oldunu dndm. Ayaklarn baa hi ilgisi olmayan bir dnyalar vard. Benim orada, yatan altnda oldumu bilmelerine karn hibir y sylemediler, syleyemezlerdi nk o anda ayn dnyaya aittik. Birbirimizi korumak, birbirimizle dayanak zorundaydk." "Bu anlattklarn gerekten oldu mu? Bir karabasan falan del, del mi?" diye sordu Teresa; kahve fincan elinde, havada asl kalm, anda bir korku atacak ya da

kahkahalara bolacak gibi arada derede bir ifade vard. "Elbette," diye devam etti Holgado, kadnn tepkilerinin pek farknda olmad belliydi, "sonra somya, annem kendini stne brakverince gcrdad. Bir sre sonra annem yine douldu ve ayak bileklerinin dibine bir klot d. Klodunu saelinin iki parman kullanarak tek bir harekette kard. Ayakkablarn da kartarak klodunu birinin iine koydu ve yatan altna itti. Ayakkabnn klotu yutacan dndm, nk ben ayakkab olsam yle yapardm. Bu sahneyi grmemek iin ko ko oradan kamak istedim ama dayandm. Annem kalkt, hareketlerinden ev elbisesini giydini kardm nk yatan altna elini sokarak terliklerini arad, ona terlikleri uzattm, farkna bile varmad ve daha sonra yatak odasn terk etti. Uzaklaasn bekledim, ama birden oradan kmak istemedimi anladm, nk o yer bana aitti ve kmadm." "kmadn m?" "Hayr yatan altnda yamaya baadm. Evden katm sandlar. Bir okul arkadam bir ay kadar nce evden kam, benim de aynsn yaptm varsaydlar. Gnlerce sokaklarda, istasyonlarda beni arayp durdular, oysa evde, onlarn yatann altndaydm. Orada yamaya alm. Beni zorla kardlar, psikolojik tedaviye soktular, kas erimesi ve cilt tedavileri falan verdiler. Ben de elimden gelenin en iyisini yaptm, ama asla sizler gibi hissetmedim o olaydan sonra. Sonra bydm ve bu olanlar unuttum, szn bile etmedim hatta, ama bir gn kpemi yatan altnda l buldum, sana geen gn anlatmm ve birden her y kafama dank etti. Hemen ardndan elinde ayakkablar hakknda bir romanla sen ortaya ktn..." "Kes, kes artk, tamam korkudan hoanrm ama kk dozlarda..." Kirli tabaklar ykamak iin lavaboya gtren Vicente, "hepsi bu del," dedi.

"Tamam, tamam, yamda her yin bir aklamas var elbet, mdi ayaklara duydun tutkuyu anlyorum." "Ayaklar olup bitenleri bilir." Vicente ykadklarn bulakl yerleirdikten sonra Teresa'ya tek bacakl bir hastasn anlatrken saa solda buldu bardaklar alkalamaya koyuldu. Hl Vicente'nin pijamalarnn iinde uyuklamakta olan Teresa sanki olup biten bir ryaymda uyanmak istermigibi ban sa sola sallad. "Tekrarla bakaym," dedi. "Duydun ie. Ona durmadan rahatszlk veren hayali bir aya var, bir sreden beri tedavi ediyorum." "Ne yapyorsun peki?" "Bir lenin iinde tuz ve bikarbonat banyosu hazrlyorum. Oturuyor ve grnmeyen ayan lk suya sokup, acs dinene kadar ieride tutuyor. Bunlar, diyabete ba damar tkankl belirtileri. Masaj iin onu sana gndermeyi dnyorum." "Olmayan aya masaj yaptrmak i yaramaz ki!" "Elbette." Teresa masaj uzmanyd ve Vicente'nin iyerine bitik kk bir muayenehane amay dnyordu. Hl srmekte olan dekorasyon alalar srasnda Teresa, Vicente'den bir iyilik istemi o srada tanard. Teresa bir y sylemeyince, Vicente bir uzvu eksik, zellikle de masaj yaplacak yeri eksik bir hastay ona gndermeyi dnmenin samalk oldunu fark etti. Yine de kendi kendine sylediklerini gzden geirerek, tkrdn yalamamas gerektine karar verdi, ste kmann baa yolu yoktu.

Teresa birden konuyla ilgilenmigibi, "Onu gerekten de bana gndermeyi dndn m?" diye sordu. Kadnn ani ilgisinden rahatsz olan Vicente, "Elbette," dedi; Teresa kar kmaynca adam bozuldu. Bu omurgas olmayan bir canly kemik uzmanna gndermek gibi bir ydi. Muslu kapatt ve bir mutfak beziyle ellerini kuruladktan sonra evden kacan syledi. Teresa dnceliydi, olmayan bir aya masaj yapmak konusunu enine boyuna lyordu sanki, birden: "ene dou marangozla bulucam. Gelince sana uarm. Annemlere gidip zerimi deirmem gerek. i gndr ayn yleri giyiyorum," dedi. Her zaman byle ayrntl aklamalarda bulunurdu. Vicente, ikisi de istemese de durumlarn bir dzene sokmalar gerektini dnd. Hem reddedilme korkusundan hem de Teresa'nn hemen tanacandan ekindi iin beraber yamay nerip ilk adm atan olmak istemiyordu. Varlnn yalnzca yars hatta belki de yzde krk Teresa'yla yamak istiyordu. br yars yalnzlndan houttu, ama her iki yary da memnun etmek kolay grnmyordu. ok zaman nce bu tr kayglarndan bir kadna sz etmi kadn da onun sz vermekten korktunu sylemii. Ama varlnn yalnz yamak isteyen yarsyd sz vermekten korkan. br yans bunu istiyordu. Belki de Teresa'nn da byle iki yars vard, bu nedenle sz vermeye dou bir adm att anda yle bir hzne kaplyordu ki, iinden kmas ok g oluyordu. Vicente glmseyerek en iyisi bu yarlarn birbirleriyle anlaas diye dnd: Bir yar Teresa'yla evlenir, teki de yatan altnda yamaya devam ederdi. Bu tpk "Koridorun sonundaki oda hari evimin tm odalarna girebilirsin" demek gibi bir ydi. Acaba Teresa bu tr bir neride bulunsa Vicente ne derdi? indeki yasa delebilir miydi? Hangi yaryla? Fethedilmiolanla m, serbest olanla m? Gerek olan her ikisinin de iinde tekinin giremedi gizli bir blgesinin

olmasyd; coafyas olmayan bir yer, dili, anayasas, tarihi olmayan topraksz bir lke. Teresa kapnn nnde Vicente'nin dudaklarna kocasn urlayan mutlu bir eedasyla bir pck kondurunca, adam bunun hem iyi hem de kt oldunu dnd. Vicente metroyla ine giderken, her ne kadar ypranmolsalar da, bakl ayakkablarn daha rahat oldunu bir kez daha teslim etti. Bir gn nce giydi mokasenler ayaklarn szm szm szlatm. Baz ayakkablarn kalp gibi aya uyma zelli varken, bazlar da bir kap olmaktan teye gidemezdi. tasyonlarda vagona yeni insanlar bindike ayaklarn izliyor, olas rahatszlklarn tahmin etmeye alyordu. Dnya trl rahatszlktan mustarip ayaklarla dolup tayordu ama Vicente'nin muayenehanesi nedense bou. sanlar damar sorunlar olunca kardiyologa, kemikleri aynca travma uzmanna giderlerdi, ama kimse ba ciddi biimde derde girmeden bir ortopediste baurmazd nedense. Oysa Vicente tp etimi almamolmasna karn pek ok doktordan daha fazlasn bilirdi. Ayaklarna en iyi bakan adamn bile, onlara en fazla bir protez kadar der verdini dnd. Kendi de, bir sredir klasik tedavilere direnen bir mantar hastalndan mustarip olan ayaklan iin herhangi bir tedavi giriminde bulunmam. Teresa'nn ayaklar mesela gayet bakml, tertemizdi, ama kk parmann ie bklme elimi vard. Teresa nceki gece anne ve babasnn Vicente'yi tanmak istediklerini sylemi adam da kar kmam. Bilakis, mutlu ift rolne soyunacaklardysa, neden bu tr oyunlar oynamasnlard ki? Karakterleri hakknda biraz bilgi toplamayla snrlam ana kadar bu insanlarla iliisini. Teresa'nn annesi hastalk belirtilerine, babas da alet edevata kafay takm (hatta bunlarla yatp bunlarla kalkyorlar da denebilirdi). Her ikisi de Esperanto konun bir toplulun yesiydiler ve kzlarna da bu dili akc biimde konuay etmierdi. Teresa annesinin migren alarndan ve bbrek taarndan

sz etmeye bayldn sylemii. Babasnn dnyasysa yldz tornavidalar, matkaplar, yuvarlak ulu penslerdi. Hrdavat dkknnn vitrinini butik gibi dekore etmii. Vicente bu hastalk hastalnn ve alet edevat bamllnn ardnda ahlaki bir dzen ittifak oldunu dndyse de bir y sylemedi. gintir, onu her ikisi de, ilgilendiriyordu, hem belirtiler hem alet edavat... nk bu iki saplantnn bir anlk formu aray ierisinde birbirlerini tamamladklarn dnyordu. Yllar nce ok amal bir aleti grnce duydu hayranl anmsad: Bir sapn iinden akla hayale gelmeyen bir sr pratik alet, aaca, bak, trnak trps falan kyordu, sihirbazn pkasndan kar gibi. Bu aleti hemen satn alm ve komodininin ekmecesinde saklyordu, evde onunla zemeyece bir sorun yoktu. Vicente gzel bir pens ya da her derde deva bir cmbzla oldu kadar genel anlamda hastalklarla, zel olarak da ayaklarda meydana gelen hastalklarla ilgileniyordu. Bu zelliklere baklrsa Teresa'nn daha iyi bir anne ve babas olmas beklenemezdi (Esperanto'yu hesaba katmam, ama bu, tezini olumsuzlayan bir ayrnt deldi, sonuta o da pratik bir alet, bir arat). Geirdi tuhaf gecenin ardndan metroyla ine giderken, Teresa'ya istedi zaman ebeveynleriyle tanaya hazr oldunu sylemiolmay istedi. Trajik bir rya grm. san tketen uykular vardr. Ayan kaybetti duygusunu, dn, elbise asksna arpmasn anmsad ama bu talihsizliklerin ncesini ve sonrasn anmsayamyordu. Yeniden kpenin lmn dnd. Saa solda kouran minik bir yavruydu, heyhat, geen ay bir sabah uyandnda kpenin yatan altnda korkudan titredini grm zavall hayvan bir iki dakika iinde korkun bir y grmya da koklamgibi oluvermii. Gregorio Maranon ve Avenida America'da hat deirdi. Alonso Martinez'de de inebilir ve drt numaral hatla dosdou Arturo Soria'ya gidebilirdi, ama on durak gitmesi

gerekiyordu ve bunun ursuzluk getirecene inanyordu. Baa bir bakasndan da hat deirmenin rahatszlna karn bedurak tasarruf etmioluyordu. Bunu hesaplayan Teresa'yd. Vicente'yle ayn zamanda evden kyor, iyerinin bulundu arya Vicente'den daha ge varyordu. Hangi yolun daha iyi oldunu tartard bir keresinde. Sonunda Teresa hat deirmenin batl inanlar nedeniyle del de, zamandan tasarruf etmek asndan daha olumlu olduna karar vermii. Bu polemik Vicente'nin anda ac bir tat brakm, demek ki varolual sorunlar ya da pek ok gndelik karar, durak saylar ya da hatlar arasnda seim yapmaktan teye gidemiyordu. Mantksz olmasna karn belki de batl inanlar da i karrmakta fayda vard, nsszln nne geemeseler bile, en azndan verilecek karar karmaklarabiliyorlard. Kafas bu kark dncelerle dolu, istasyonda indi ve Arturo Soria Caddesi'ni kat ederek, henz pek ok iyeri ve dkknn halka kapal oldu alerimerkezine vard. Giysi dkknlarnn gen tezghtarlar ellerinde kahve kupalaryla bir o yana bir bu yana gidiyorlar, ene alyorlar, ekingen bir itenlikle birbirlerine selam veriyorlard. Vicente'nin muayenehanesi ikinci kattayd. AYAK BAKIM ATLYES Kapnn zerinde yel neon kl harflerle byle yazyordu. u351 yerini bu kadar saldrgan bir biimde, insanlarn gzne sokmaya karar vermesi kolay olmam. Sahtekarlkla sulanmamak iin tbbi bir unvan kullanmam ancak nasr skc gibi bir tanm da bilgisini gz nnde bulundurunca, gzne yetersiz grnm. AYAK BAKIM ATLYESjenerik bir isimdi. Sorunu ciddi olsun olmasn herkesi ekebilirdi. Gelen hastalarn onun rahatszlklar son derece sradan ylerdi ve yarm saatlik bir tedavinin ardndan, gelmeden nce tahmin edebileceklerinden ok daha fazla rahatlamolarak muayenehaneden kp giderlerdi. Vitrininde her trden taban, ortopedik ayakkab, dek hastalklar olan yapma ayak vard. Bir maskot dkknn

andryordu; ocuklarn vitrinine yapp hayvanlarn dikkatini ekmeye alklar dkknlardan... Teresa'nn dkknndaysa daha tadilat vard, o nedenle henz almam. Dkknna bir ad takmam henz. Kadn, fizyoterapist falan deldi; o da Vicente gibi yapt in etimini grmemii. Bu konuda sk sk ka yapard, ama ticari iznini alana kadar epeyce sknt ekmii. Sonuta kapsnn zerine MASAJ yazan bir tabela asmakla yetinmii. Vicente bunun iyi bir fikir olmadn nk fahilin bir dalnn bu unvann arkasna saklandn sylese de Teresa aldrmam bile. Belki "terapi" terimini ekleyebilirdi bir yere, TERAPMASAJI, ama Teresa byle afili szcklerden nefret ettini syleyerek konuyu kapatm. Vicente o gn dkknna girerken ayaklar geri geri gidiyordu. Aal bir yl olmuu neredeyse, insanlarn yediden yetmi ayak bakmnn ne kadar nemli oldunu kavramolmas gerekiyordu oktan. sanlar dzenli biimde dihekimine grnmeye alard. Bu bir ilerlemeydi elbette. Genlerin pek onun dierine tel taklyd. Baz gnler Vicente Holgado bu tellerden taklmazlar sayar, bir telin parasyla az saysn arpar, diendstrisinde dnen parann miktarna r kalrd. stelik de insanlarn sadece bir azlar varken hal byleydi. Ayak gibi iki azlar olsayd, bu rakamlar astronomik olurdu. Ama sokakta ayn miktarda ortopedik ayakkab gremiyordu dousu; ayaklarn diere gre daha az dzeltilmeye ihtiyac oldundan del, sak kltr bedenin bu blgesine ulamamoldundand bu. Muayenehanesine giren ayaklar bir elin parmaklarn gemezdi. Bazen de, tek ayakl hasta rnende oldu gibi teker teker gelirler ya da kimi hastalar olan ayayla del, olmayanla uard. Ksacas klinik iyi iyapmyor, banka verdi krediyi uzatmak iin ayak diretiyor, Vicente de ulsuz geziyordu. Vicente, insanlar neden ayaklaryla, bacaklaryla ilgilenmiyorlar, onlar kenar mahalle gibi alglyorlar diye kyet eder dururdu. Pek ok insan nemli organlarnn dizden yukarda yer aldn sanard.

Tabelann klarn sndrdkten sonra st cebinde krmz renkle ad ii doktor gmleni giydi. Baa kimseyi beklemedinden hayali ayakl hastas iin bir zelti hazrlamaya koyuldu. Bu kez denemek iin tuzla bikarbonata bir para da inko ekledi. Gerek ayaklar yerine olmayan ayaklar zerinde deney yapmak daha iyiydi. Bir sreden beri inkonun anestezik bir etkisi oldunu dnyordu, ama kendinden baa kimsede denememii henz bunu. Bu deneyde amac mantarlarn verdi rahatszl azaltmakt. Arada bir her derde deva mucize bir ila keetmenin hayalini kurard. Formln Japon laboratuvarlarna satacak, kazand parayla mrn ararma yapmaya adayacakt. zelti dinlenirken iinde dek hastalklar temsil eden altandan ayaklarn durdu bir vitrini at ve teker teker tozlarn ald. arpk, atlak, krk, nasrl ayaklarn her birine avutacak bir iki szck fsldad. Kentteki en iyi al ayak koleksiyonlarndan birine sahip olmasnn nedeni yalnzca arda her rastladn almas del, kendisinin de dkknn arkasndaki kk bir atlyede gizlice imalat yapmasyd (aka yapacak profesyonel yeterlilikten yoksundu). Hasta ayaklar yapyor, bazen yapt ayaklara olmayan hastalklar atfediyordu. nk Vicente'ye gre hastalktan haberdar olmak iyileirmekten daha nemliydi. Bu ayaklar arasnda en sevdinin tek bir devasa trna vard; bu trnan altndaki parmaklar sanki korkmugibi yataklarnda bzlmer, birbirlerine sokulmuard. Baz merileri bu ience grmayaklardan ienirler, yine de bakmaktan kendilerini alamazlard. Bu davranar Vicente'nun kafasn karrrd. Kafasnda Akhileus'un topuna sahip bir ayak yapmak vard ama hastal nasl simgeleyeceni bilemiyordu. Kendi uydurdu bir hastal sahip bir ayak yapt m kalb krard ki, eseri tek olsun. Tp Fakltesi'ne yazm etim grevlilerini encileriyle birlikte koleksiyonunu grmeye davet etmii, ama henz ses seda kmam. Saat onbirde hayali ayak geldi. Ba oldu bacan dizden yukars grlmeye derdi dousu. Pantolonun paas ayan evresinde dalgalanyor, konturlarna pek sadk olmasa da,

arada bir aya resmediyordu sanki. Koltuk deeklerini bir koltun zerine brakp oturan adam, "Allah'tan baa y isteseymim," dedi, "ikazas geirdim iin hem ykl bir tazminat aldm, hem de sakat maa almaya hak kazandm. Canm ne isterse onu yapabilirim artk." "Peki ne yapmak istiyorsunuz?" diye sordu Vicente, bir yandan da zeltinin scakln kontrol ediyordu. Adam gzlerini ayaklarn sergilendi vitrinden ayrmadan, "Omurgaszlar. Bir gn sizin al ayak koleksiyonunuz gibi bir kabuklu koleksiyonum olmasn ok isterdim." Ayak bakm uzman zeltiyi dkt leni adamn ayann altna srd. Paasn svayp hayali ayan suya sokan adam, "Oh! Dnya varm" dedi. "Bu gn karma inko da ekledim. Anestezik bir etkisi var, banyodan sonra da sryor." Vicente zr dileyerek dkknn arkasna geti ve ahp bir arv kutusu kartarak hastann fini inceledi. Tekrar teisini okudu: Diyabetik damar tkankl. Kendine yanlmolup olamayacan sordu. Yeni hazrlad zeltiye koydu inko miktarn kaydettikten sonra, yapt ien pek memnun, n tarafa geti. Tam o srada kapdan merkezin alt katndaki butiklerden birinin mdirelini yapan, son derece ekici, orta yan zerinde bir kadn girdi. i aydr tabannn altndaki nasrlar tedavi etmekteydiler. Holgado nasrlar ponza tayla ovuyordu, ama nasrlar, anlayamad bir inatla annda yeniden oluyorlard. Vicente kk bir paravan aarak hayali ayakl hastay arkasna gizledi ve alak bir tabure ekip kadnn nne oturdu. Kadn dz, son derece ciddi grnml siyah

ayakkablar giyiyordu, ayakkablarn karp kenara koydu. Vicente kadnn saayan alarak ne oldu anlalmaz, mphem bir nesne gibi bir elinden brne aktard. Hasta durumdan kuuland. "Durum vahim mi?" diye sordu. "Hayr, ama ar, belki de daha spor ayakkablar giymelisin." Kadn plaj terlikleriyle bir modaevini ynetemeyeceni syleyince Vicente ona katld. Yksek sesle, sesinin titremesine engel olmaya alrak "Sana taban yapaym," dedi, ortopedist deldi ama bu unvana sahip pek oklarndan daha fazlasn bilirdi. "Bylece daha az nasr tutar, nk taban ayan baa bir adan hareket etmeye mecbur eder." Taban fikri hastann hona gitti, yine de Vicente'den sertlikleri taamasn istedi. Vicente nce zel bir bakla al, daha sonra, en hassas kata varnca, ponza tayla srtt. Pek ok profesyonel bu yntemi modas gemibulsa da, Vicente zellikle nasr tedavisinde hl tartlmaz bir yntem oldunu dnyordu. Kadn siyah ipekten bir pantolon giymii, paalar bileklerinde bir yara izi gibi duran bir kurdeleyle bzlm. Paravann br tarafndaki hayalet ayakl hasta Vicente'ye ocuklunu anmsatan eski bir rk mrldanyordu. "O nasl gidiyor?" diye fsldayarak sordu kadn. Vicente eliyle ne iyi ne de kt anlamna gelen bir iret yapt. Kadn irete yant olarak gerek olmayan ktlkleri ortadan kaldrmann daha zor oldunu syledi. Vicente gerek olmayan ktlklerin de gerek oldunu sylemek istedi, ama hastasnn onlar duyup, arkasndan konuuklarn dnmesinden ekindi iin konuyu baa ynlere kaydrd. Kadn saatine baktktan sonra korak gitmesi gerektini, yeni

bir elbise sipari bekledini syledi. Ertesi gn yine gelecekti, tam karken inli bir toptancsnn oldunu syledi, mutlaka ayaklan sarglyd, nk aksayarak yryordu. "Belki de sarglar karmaya ve sana gelmeye ikna edebilirim, ok paras var." Vicente ok tekkr etti. Ayaklarn bymemesi iin bu kilde sarglanmasnn kemikler zerinde yaratt etkileri incelemii, ama bu ienceyi ekmiherhangi bir ayakla hi karlaam. Kapy kapatt, geri dnd ve paravan katlayp duvara yaslad. Saatine bakt. Hayali ayakl hastaya sanki sre de en az inko kadar nemliymigibi davranarak, "On dakika daha," dedi. Belki de gerekten nemliydi. yle veya byle, her yin Vicente'nin kontrol altnda gibi grnmesini sayordu. Tam bu srada Teresa geldi. Giysi deirmii, salar yeni ykanmgibi nemliydi. Vicente ona nlk hatta biraz da ala bakt, bu kadar arzulanas bir kadnn kendisini benmesine rmgibiydi. Teresa, "Saat on bir buuk ve marangoz ortalarda grnmedi," dedi, yznde ier pek yolunda gitmiyormuve dkknn zamannda aamamaktan korkuyormugibi bir ifade vard. Davetiyeleri bile gndermi bir hazr yemek rketiyle kokteyl iin anla. Konurlarken gzlerini topaln, lendeki suyun iine batm grnmeyen bir kaplumbaya benzeyen hayali ayandan alamad. Vicente onlar tanrd ve Teresa'nn fizyoterapist oldunu syledi, syler sylemez de pian oldu, nk bu dou deldi. Ama andan km bir kez ve geri alamazd. Kadn profesyonel bir ilgiyle grnmez ayan zerine eldi. Ellerinin arasna alarak,

"in verir misiniz?" dedi. Hasta izin verdi. Teresa'nn yapt masaj karsnda yzn bir rahatlama ifadesi kaplad. "Bu bir diyabetik damar tkankl del," dedi kadn. Alak sesle konuuu ama hem Holgado hem de hasta, ayak bakm uzmannn tansyla hemfikir olmadn duydular, ortam danca bir gerginlik kaplad. "Zarar grmbir sinir var," dedi Teresa kendinden emin. "tiyacnz olan rehabilitasyon ve masaj. Ayak taranzda duyarszlabir ksm var." Vicente durumu kurtarmak iin sze kar, Teresa'nn tansnn diyabetik damar tkankl ile eliedini syledi; zaten bir masaj tedavisi nerip nermeyeceni enmek iin Teresa'ya danak istedini de ekledi. Ayak uzman ve masaj uzmanyla ayn zamanda birlikte alak fikri hastann da hona gidince, Teresa dkknn amolacan varsayarak bir sonraki haftaya adama randevu verdi. Topal knca Vicente, Teresa'ya olan bitenden hoanmadn ve bunu yapmaya yetkisi olmadn syleyecekti, ama her yin bir de ya da romanda olup bittini dnmeyi yeedi. Srf bu oyunu devam ettirmek iin: "Diabetik damar tkankl oldunu hi dnmedim aslnda, ama bu, kalbi ilgilendirdi iin insanlarn ok hona giden bir tan," dedi. Terasa, "Kalbin eskisi kadar prestiji kalmad, insanlar karacirleriyle ilgili bir sorunu tercih ediyorlar," dedi. Vicente, "Ne olursa olsun e olmayan organlar iftlere gre daha fazla kredi sahibidir," yantn verdi. Teresa da bir asimetri tutkusunun oldu konusunda Vicente'yle hemfikirdi, bunun bireysellin ykselen der

olmasyla ilgisi vard belki de. Tam o srada Teresa'nn marangozu kapdan kafasn uzatarak gecikti iin zr diledi. Teresa, Vicente'ye veda ederken anne ve babasnn onu o gece yeme beklediklerini syledi. Glmesini bastrarak yalancktan tehditkr bir sesle, "Seni tanmak istediklerini sylemiim," dedi. Vicente e yemeni birlikte yemek istediyse de, Teresa'nn tm gn alerimerkezinin dnda yapacak ieri vard. "Gece bizimkilerde grrz, ge kalma." Teresa'nn ailesinin yad ev Hortaleza'da, Marfa Moliner'in ksinde, Holgado'nun evinden fazla uzak olmayan eski bir apartmandayd. Babas evin altnda bir hrdavat dkkn ietiyor, annesi de kasada oturuyordu. Bina dklyor, ziyaretilerin zerinde tarihi bir kalntya girmier etkisi brakyordu. Teresa'nn babas girieki rutubet lekelerine "klcal damarlar" diyordu, ama Vicente Holgado adamn ne demek istedini pek anlamam dousu. Tanktan sonra hep birlikte mutfa, akm yeme iin zel bir y piren annenin yanna gittiler. Vicente, girer girmez bir karnca srasnn lavabonun altndan kp, bulak makinesinin altnda kayboldunu fark etti. O kadar kktler ki gidiyorlar m, geliyorlar m, belli deldi. Vicente sraya yaklarak brlerine sezdirmeden, istemeden olmu sanki kendisinden ziyade ayakkabsnn kararymgibi karncalar eziverdi. Teresa olan bitenin farkna vard ve Vicente'ye engel olamad iin gzle grlr biimde gerildi. Bu srada annesi kzna dnerek lavabonun altnda bir karnca yuvas keettini, ama bozmaya kyamadn syledi. "Bazlarn gre," diye szlerine devam etti, "karncalar tm dnyann evresinde, alerie kullandmz fileye benzer bir aoluuruyorlar, ama iinde karpuz yerine Dnya var,

yeterince byk bir delik aarsak, dseriz. stelik de insan rahatsz etmiyorlar ve eski mobilyalarn dkntlerini de ortadan kaldryorlar." Vicente temizlemeyi unuttu bakl ayakkablarnn durumundan utan duydu ve insanlarn dikkatini anatomisinin daha st blgelerine ekmeye al. O eden sonra alerimerkezindeki dkknlardan birinden maddi olanaklarna gre fazlasyla pahal olan mavi bir kravat satn alm. Bir doktor kravat diye dnd ya da bir dedektif. Teresa'nn babas odann bir ksinde, yemek masasnn yannda oturmu bir bardak rabn tadn kartrken bir yandan da elindeki kk tornavidayla bir fndk kracan kurcalyordu. Arada bir tatminkr bir ses karyordu. Ddnyaya uyum saamakta sorunu olmayan kendine ait bir dnyann iinde yayordu sanki. Vicente birden ilk kez birlikte oldu bir kadnn ebeveynleriyle tann fark etti ve bu ilii gzne hi olmad kadar gerek grnd. Teresa'yla ierin byle geliceni dnmemii, ama hona gitmiyor da deldi dousu. Aslnda bu ziyaret bir mikrokozmosun iine dalmasna ve onlardan biriymigibi davranarak bu dnyann sakinlerini mikroskop altnda incelemesine olanak tanyordu. k rabn bitirdikten sonra kendine gveni geldi ve bir sraya mutfak tezghnn zerine oturdu; biraz yksek gelmii galiba, nk ayaklar havada sallanyordu. Bu samimi hareket ailenin hona gittiyse de, Vicente kirli ayakkablarnn grntsnden fena halde rahatsz oldu ve sanki ayaklan bileklerinden ayrlverecekmigibi mthibir korkuya kaplarak hemen yere atlad. Vicente'nin ailesine karasndaki doll dayanarak, "Yeme burada yiyelim," dedi Teresa. Ebeveynler yapmacktan bir itiraza giriilerse de ayak bakm uzman mutfan scakln yemek odasnn resmiyetine yeedini syleyince itirazlarndan vazgetiler. Tam o srada

sokak kaps alnd ve ieri minicik bir kpekle bir masal postacsn andran gen bir kz girdi. Julia. Teresa'nn kz karde. Kodan geliyormugibi yelek ve spor ayakkablar giymii. Herkesi bilgi bir tavrla selamlad, tm dnyaya ailesinin tm fertlerinin ona bir borcu oldu mesajn yayyordu sanki. Konurken dierindeki tel gzkt. Bu, Vicente'nin duygularnda tuhaf bir dalgalanma yaratt. Ayak bakm uzmanna sanki onu baa bir yamdan, baa bir romandan tannmgibi baktktan sonra cannn akm yeme yemek istemedini syleyerek kpeyle birlikte odasna ekildi. Son kez Vicente'yi szerken de nlk, hatta korku dolu atlak bir sesle, "Ayrca, son derece yorgunum," diye ekledi. Vicente birdenbire Teresa'nn neden baa bir yere giden yolda bir duraklamadan baa bir y olmadn anlad. Bu yer Julia'yd, artk biliyordu: Julia. Gen kzn gzlerinden geen bir k huzmesi ya da dierindeki tel Vicente'yi orackta, tm ailenin nnde mahvetmii; adamn ykl ya da zaferi o kadar kesindi ki... evresinde soluk almas imknsz bir atmosfer oluuu sanki. Sessiz geen birka ann ardndan Teresa'nn annesi Vicente'ye dnerek yznde mahrem bir ifadeyle, "Kk kzmn giydi ayakkablar dikkatinizi ekti mi? Hava blmeleri var. ok rahatmar yle diyor, ama bende tuhaf bir duygu uyandryorlar. Sanki cirleri varmgibi. Geen gn ykarken nefes aldklarn sandm," dedi. "Vicente'ye byle yler syleme sonra ayakkablar kbuslarna girer anne," dedi Teresa. Yznde glmesini tutmak istermigibi tuhaf bir ifade vard, ya da belki aamasn. Annesi, "Ayakkablarla ya da ayaklarla ilgili ryalar grmesi normal del mi, bir ayak bakm uzman eninde sonunda," yorumunu yapt.

"yle del," diye atld Vicente, "kznzla ayakkablarn kendilerine ait kilikleri oldu hakknda bir kitap okuyorduk, belli bir miktar yamlar varm dn gece bir dgrdm, ayakkablarm canlanm," dedi. Herkesin ilgi alanndan hl biraz uzakta duran baba, "Ayakkablarn bir yam olmas bana o kadar da masals gelmiyor," dedi. "o kez ayamz kanr ve karken kandrann ayakkab oldunu fark ederiz. o ki ayakkabm kanyor ya da ayakkabm vuruyor der, ayn y. san derisine ok yakn olan nesneler bunlar. Ama acaba bunlar canl m yoksa cansz varlklar m? Ben ikisinin arasnda bir snrda olduklarn dnyorum; tpk deniz yldz gibi... Hayvan mdr, bitki mi? Bazen belli belirsiz itersin, hemen bir kolunu uzatr. Ayakkablar canl varlklar olmayabilir, ama tamamen l de deller." Vicente Holgado bir y syleyecek gibi oldu. Tm yzler ona dnd, ama o, hl kk kz karden yznn ve annenin kzn spor ayakkablar hakknda yapt organik benzetmenin etkisi altnda oldundan an aamad. Julia'nin kk kpekle ieri giri nceki samimi havay bozmuu sanki, sohbet eskisi gibi dol akmyordu. Teresa, Vicente'den sofray kurmak iin yardm istedi; kimin nerede oturaca konusunda kalalar, bu havay biraz yumutt belki. Anne kznn zel durumlar iin saklad bardaklar del de, gndelik bardaklar kullanmasna yalancktan ierlemigibi yapt ama, pek sevdi kristallerinin bir kazaya kurban gitme ihtimali ortadan kalkt iin rahatlam besbelli. Masa kurulduktan sonra Teresa'nn kardene fena halde abay yakmasna karn hl ayakkablarnn kirini dert etmeyi srdren ayak bakm uzman tuvalete gitmek istedi, baba kaybolmamasn syleyerek ka yapt. "Koridorun sonunda saa, tm evlerde oldu gibi." Koridor iyi aydnlatlmam ama Vicente evin plann hemen kavrad. Salon koridorun bir uundayd, mutfak teki ucunda;

bu, bu tr eski evlerde sk rastlanan bir durumdu. isinin arasnda yan yana odalar diziliydi. Ebeveyn yatak odasnn kapsnn nnden geerken ieri ban uzatt ve yatan br yannda kendisininkiyle ayn aileden, belli bir amac varmgibi grnen, zerinde bir iki erkek pantolonu asl ayakl bir elbise askl oldunu grd; Holgado'ya kalrsa pantolonlar nlerindeki aklktan yeterince iyi soluk alamamaktaydlar. inden, "Zavalllar, strap ekiyor olmallar," diye geirdi ve pantolonlara talep etmedikleri bir mahremiyet saamak iin kapy biraz itti. Biraz daha ileride, saa, altndan k szan kapal bir kap grd. Kk karden odasyd kuusuz. Onu yatanda uzanmkitap okurken ya da dierindeki teli karrken hayal etti ve o gne kadar tatmad bir tutkunun penesinde kvranmaya baad. tiyat elden brakarak anahtar delinden oday gzetlemeye baad. yle bir heyecana kapld ki, allak bullak olmubir suratla kendini kk, buzlu camdan kapsyla br odalardan ayrlan banyoya att. Banyo genii. Kvet demirden ayaklaryla yer dmesinin stnde ne oldu belirsiz bir hayvan, belki bir aslan gibi duruyordu. ok eski lavabonun zerinde yer yer oksit lekeleri olan genibir ayna aslyd. Duvarda, tam bidenin zerine denk gelen yerde bir sra askda soyu tkenmekte olan hayvanlar andran bornozlar aslyd. Bornozlar ayak bakm uzmannn bir nevi pani kaplmasna neden oldular. Bornozlardan Julia'nn oldunu dndne sarld. Gzlerini yere dikmi kendinden gemiylece dururken lavabonun ayann dibinde kk kz karden kpenin cesedinin yattn grd. Gzlerini yerden kaldrd, tekrar indirdinde grmeyeceni dnd bir illzyon oldundan emindi kpek lsnn. Kendi kendine, "Tekrar baktmda orada olmayacak" diye telkin ederek yeniden bakt, l kpek yerli yerindeydi. Gerekle yzleek ve bir karar vermek zorunda oldunu hissetti. Eldi, uyuyup uyumadndan emin olmak iin hayvana dokundu. l kpen tam nnde, mutfaktayken

ience iindeki ayaklarn sezdirmeden izledi Teresa'nn annesinin oldunu dnd hafife topuklu siyah, simsiyah ve ok eski bir ift ayakkab grd. Kpen pani kaplarak ldn anlad ve nedenini aklayamazd ama bu cinayetin sorumlusunun ayakkablar oldunu dnd. Ayakkablardan birini tiksinerek eline aldnda biraz nce olup bitmibir biyolojik hareketin kalntlarn sezdi sanki. k dncesi banyodan kp keini duyurmak olduysa da, bunun hem yeme mahvedeceni hem de daha o sabah Teresa'ya kendi kpenin de tuhaf kollarda ldn anlatmoldunu dnerek vazgeti. Kadn, kpekleri ldrenin Vicente oldunu dnebilirdi. Bu tr kaklar yok deldi, kck bir hayvan ldrmek iin ana burnuna bir iki dakika havlu bastrmak yeter de artard. Teresa'nn yargsndan ziyade andaki diteli dahil her yine k oldu kk kz kardeen ekiniyordu. Bu srada zamann getini fark etti ve bir yler yapt izlenimini yaratmak iin muslu at. Bir para tuvalet kadn slatarak ayakkablarn sildi, zaten bunu yapmak iin banyoya girmii. Mutfa geri dnmeye ve grdnden sz etmemeye karar verdi (cesedi ayayla birazck itmesi lavabonun ayann arkasnda kalp gzlerden gizlenmesine yetecekti). Kd tuvalete atarak sifonu ekti. Kafasnn zerinde dnp duran bir karasinek yel bir plastik bardan iinde duran drt difrasndan birine kondu. Sine eliyle kovan Vicente sifonun dou drst yerine oturmadn ve aktmaya baadn fark edince, tpann yerine tam oturmasn umarak pek ok kez farkl miktarlarda su aktarak sifonu ekti, ama bir i yaramad. Sifonun sap mekanizmann geri kalanndan bamsz hareket ediyordu sanki. Kapa kaldrarak neyin yolunda gitmedini anlamaya al, ama sifon mekanizmasyla uzaktan yakndan alakas olmad iin oldu gibi brakmaya karar verdi. Aynada kendisine baknca srtnn ter iinde kalmve yzne bir panik ifadesi yerleioldunu grd. Ne kadar zamandr mutfaktan uzak kaldn bilmiyordu, ama bir kpe

ldrmeye ve bir sifonu bozmaya yetecek bir sreydi kuusuz. Kpen minicik cesedini eline alarak banyodan kt. Neyse ki kk karden odasnn altndan k szmyordu artk. Kendini gizlemeye alrak koridorda ilerledi, ebeveyn yatak odasnn biraz nce kendi kapatt kapsn aarak odaya girdi ve kpek cesedini yatan altna brakt. Ayayla ileri dou iterken pantolonlarn hzl hzl soluk alp verini duydu. Gzlerini asklktan ayrmadan, kendine eki dzen verdi ve mutfa dnd. Mutfa girince annenin kocaman bir tencere duman tten kabuklu deniz hayvann masaya tadn grd. Teresa ve babas acilen yerlerine oturmuard, nk annenin yz ifadesinden kaln mutfak eldivenlerine karn fena halde ellerinin yand anlalabilirdi. Kimsenin zel bir ilgi gstermemesinden faydalanan Vicente, kaygyla iti bir bardak rabn da yardmyla kendini toparlamaya al. Baba gururla kabuklular gstererek, "Evimizin zel yeme," dedi. Vicente huzursuzlunu ardna gizleyebilece bir konua konusu bulmann telayla aya hayali hastay ve kabuklulara olan dnln anmsad; o sabah Teresa'yla karlaalarn anlatmaya koyuldu. Dncesini, l kpek ve bozuk sifondan uzaklarmaya alrak, "Teresa adamn olmayan ayana masaj yapt," dedi. Teresa'nn annesi kznn olmayan uzuvlara masaj yapmas dncesinden hoanmam (dierinin ucuyla bir deniz hayvann kabundan kartrken kzna dnp iki ayann yere basmas gerekti konusunda bir t verdi), ama yine de iyamnn baangcnda insann pek ok zorlukla karla, bunlar da her zaman bertaraf etmenin mmkn olamad konusunda Vicente Holgado'yla hemfikirdi. Teresa'nn keyfi kam, konuyu deirmek istedi, ama ayak bakm uzman at konunun ortamda yaratt huzursuzlu fark etti halde, biraz gndz Teresa yznden yad skntnn biraz da o srada yad kaygnn intikamn almak iin, konuyu mahsus

zalimce uzatt; aslnda iinde bulundu durumda anda o olanst tel aletiyle kk kz kardeJulia'dan baa kimsenin suu yoktu. Kendi i dnyasndan km benzeyen baba, deniz kabuklular bulamasnn en ok sosunu sevdini syleyerek bir para ekme sosa band, ana gtrrken rty lekeledi ve Vicente'den olmayan uzuvlardan sz etmeyi brakmasn istedi. Aileye verdi skntya zlen ve kendini hl banyodaki ev felaketleri dizisinden sorumlu hisseden Vicente, intikam hrsn bir yana brakarak ev sahibesine kabuklu deniz hayvanlarnn sahte ayaklarn anlatmaya koyuldu. O srada dierinin ucuyla bir kabukluyu ayordu. "Aslnda yakndan bakarsanz bu hayvann minyatr bir ayakkab taban oldunu fark edersiniz. Esnek bir taban yapmak istiyorum, biyolojik grnml, kabuklunun vantuzlu tabanna benzer bir y, her tr yzeye uyum saayacak bir taban." Bir sre sonra Vicente konuay ayaklara ekti, bu hem kendini daha rahat hissetti bir aland hem de Teresa'nn anne babasyla, Julia'y (hepsi bir yana Julia'y!) etkileyerek kendisinden gurur duymalarn saayabilirdi. Ama annenin ayaklara aldrd yoktu, varsa yoksa kafayd derdi. Sonunda sz kendi ilgi alanna getirdi. "Eikli migrenim var," dedi, hastal bu ad verilmii, zira her zaman baa belirtilerle beraber ortaya kyordu bu hastalk. "Eskiden bam aynca gzlerimin nnde, yleri evreleyen haleleri andran klar belirirdi. Sonra bu klar derinlini yitirdi ve onlar bir resimmigibi bir dzlemde grmeye baadm. Sonra dilim eye baad ve szckleri yanltelaffuz etmeye baadm. Kocamdan bir y isterken samalyorum," dedi. "Aslnda samalamyor, bilinmeyen bir dilde konuaya bayor" dedi Teresa.

Baba sze karrak karsnn bu kollar altnda kendini Esperanto dilinde ifade etmeye baamasnn ok da tuhaf olmadn syledi. "Yenim iyi bir Esperanto uzman," diye szlerine devam etti. "Bir dilbilgisi kitab yazd, hrdavat dkknnn vitrininde duruyor." Bylece konua gizemli bir tona brnd. Kimse konuyu ak ak dile getirmese de, Holgado hem Teresa'nn hem de babasnn kadnn andan kendilerine aktarlacak Esperantoca gizemli bir mesaj bekledikleri kanaatine vard. Bir sre sonra sohbet yine tavsad. Vicente yeniden l hayvan ve bozuk sifonu anmsad, rengi soldu. Onun bu durumu, Esperanto muhabbetinden don samimi ortam bozdu. Yemen geri kalan boyunca o konudan bu konuya atladlar. Vicente, anne babann kzlaryla olan iliisine dair bir aklama yapmasn beklediklerini dnd. Byle bir aklama yapp yapmamak onun iin fark etmiyordu, ama l kpe bulduklar zaman kacak rezalete engel olacaksa, elinden geleni yapmaya hazrd. Ne diyeceni bilemiyordu. Ellerine bir dileke verse, olayn tm parlts snecekti. Kafasndan geen alternatiflerse uygun grnmyordu. Mahremle genele ak olan arasnda Vicente'nin bilmedi bir ara dil var myd acaba? Tatllar bitip de sra kahveye geldinde Vicente Holgado bir aya kapda, kamaya hazrd oktan. Birden ekte kk kz kardeuykulu uykulu belirdi. Anda diteli yoktu, tr tkenme tehlikesi iinde olan bornozlardan birine sarnm (ne yazk ki Vicente'nin sarld del). Sinirli sinirli birinin sifonu bozdunu, su sesinden uyuyamadn syledi. Vicente kekeleyerek, "Ben yapmolmalym," deyince ailenin tm yeleri ona dndler. Kk kz kardeona gizemli bir bakfrlattktan sonra kapnn arkasnda bir y ararmgibi baknarak kpemi

gren var m diye sordu. "Gece boyunca buralarda grnmedi, salona bak, bfenin altna gizlenmekten hoanyor," dedi anne. Vicente'nin rengi ylesine solmuu ki, Teresa'nn babas onu sakinleirmek iin sifonun mekanizmas zaten bugn yarn bozulacakt dedi. "Zaten deirmek istiyordum, ama zamanm olmad, bana yardm edersen mdi bile yapabiliriz." Adam aya kalkt, Vicente Holgado kayg iinde yardm ister gibi Teresa'ya bakt, kadndan sessiz bir emir alnca, ks ks adam izledi. Teresa'nn babas koridorda, "Dkkna gidip gereken paralara bakmamz gerek," dedi. Binann ana girikapsna inip, merdiven altndaki fena halde cilas dklmkk bir kapdan dkkna girdiler. Dkknn iinde Vicente, Julia'nn andaki telle ilintilendirdi iin son derece huzur verici buldu bir hrdavat kokusu ald. Teresa'nn babas klar yaknca, Vicente, gayet oturmubir ortam buldu. AYAK BAKIM ATLYESnin bu seviyeye ulaak iin daha krk frn ekmek yemesi gerekirdi. O srada Vicente'ye kafasndaki dkkn modelinin, hatta yam modelinin ne oldunu sorsalar, hi tereddt etmeden bu dkkn oldunu sylerdi. Gerek bir heyecanla, "elik ya da demirin bu kadar hokokabilecen! hayal bile edemezdim," dedi. "Sadece metaller del," dedi Teresa'nn babas, "baz aletleri korumakta kullanlan parafin, bazlarnn alasn kolaylaran ya.. Ayrca bol bol bakr, biraz da boya var, ama haklsn: Sonuta bunlarn bilemi gzel kokuyor. Bir hrdavat dkknnn hrdavat gibi kokmas hobir y. Halbuki, senin dkknnda ayaklarn kokmas pek

hokarlanmaz herhalde." i adam eski, ahp raflarn oluurdu koridorlarn arasnda dolarken gller. Mallar Vicente'nin anlayamad, bildik snflandrma kriterlerinden farkl, ama ilerledike hrdavatnn yapt aklamalardan da anlalaca zere son derece ievsel biimde yerleirilmierdi. Sifon mekanizmas bu karmak grnml btnn iinde tematik bir adack olan muslukuluk blmndeydi. Teresa'nn babas, "Aslnda shhi tesisat ieri homa gitmiyor, ama her yden anlamak lazm bizim ie," dedi. "Bu alet edavat merak yznden insanlar kendi baarna evlerindeki muslu deirmeye bile cesaret ediyor artk, senin anlayacan ufaktan tesisatl bile soyunuyorlar. u351 te Fluidmaster. Sifon mekanizmalarnn h. Buray nasl buldun?" Vicente Holgado tezgha yaslanarak hayranlkla dkknn arka tarafn seyre koyuldu. Geni yksek tavanl, zerlerinde el yazs etiketler olan ana kadar vr zvrla dolu karton kutularn durdu raflarn dar geitler oluurdu bir labirent. Her y, hatta bol miktarda bulunan ahp bile zamanla demire benzemii; parmaklarn tezghn zerinde gezdirince insann eline talayapyordu. Vicente orann zn ya da gizini yakalamak istermigibi gzlerini bir utan bir uca gezdirirken samimiyetle, "hane," dedi. Hrdavat da Vicente'nin yanna geldi ve beraber bir katedralin mimari zelliklerini incelermigibi nlerindeki mekna bakmaya baadlar. "Bu ne byk spermarketlerin ne de alerimerkezlerinin el atabildikleri nadir ierden biri," dedi adam. "sanlar bir tornavida almak istedikleri zaman vidalarn da getiriyor ve deneyerek dou aleti aldklarndan emin olmak istiyorlar. Merilerin sorularn duysan, arsn. Bazen buras bir

hrdavat dkknndan ok doktor muayenehanesine benziyor. Sadece rn satmak yetmiyor, hastalara, pardon merilere bir kilidin kap kasasna nasl taklacan da anlatmak gerekiyor; bir lambay tavana asmak iin nasl bir takoz gerekir, damlayan bir muslun contas nasl deirilir... sanlar sana gelip dolaplarnn, prizlerinin, sifonlarnn, frn kaplarnn yara berelerinden dert yanyorlar. Sen de her birine uygun bir tedavi bulmak zorundasn. Hoanrsan tutkulu bir ua" Vicente Holgado rm hatta imrenmii; belli ki mthiolanaklar sunan bu dkkna kendi muayenehanesinin tersine btn gn insanlar girip kyordu. Teresa'nn -ve ayn zaman da Julia'nn- babas "Benim gibi tbbi bir yaklam yerine sanat tavr iindeysen, hrdavat dkkn bulunmaz bir yerdir," dedi, "bunu kk kzm Julia'ya da syledim, kpe olan; bir ara heykeltraolmak istiyordu. Bir giliz anahtarndan daha iyi bir heykel grmedim ben." Adam koridorlardan birine dalarak elinde dev bir giliz anahtaryla kt ve Vicente Holgado'ya neredeyse dinsel bir vkle gsterdi. Vicente anahtar eline alarak saygyla aletin ann geniini inanlmaz bir kesinlikle ayarlayan viday evirmeye baad, aletin dudaklar vidann hareketine yant vererek alp kapanyorlard. Sanki dost gleri olan bir azd ve birazdan gndz olmasn emredecekti. Teresa'nn babas, "Aletler konubilselerdi, Esperanto konurlard," dedi. "Neden?" diye sordu Vicente. "nk Esperanto tek bir ortak dil zlemini temsil eder. Biz, Babil Kulesi'ni in etmeye yeltenmeden ve Tanr, dillerimizi karrmadan nce konuumuz dil. Esperanto ve aaaletlerin becerisiyle bu kuleyi hi sorun yamadan in edebilirdik. Belki bir gn yaparz."

Vicente'ye adam bir y neriyormugibi geldi. Belki de bir sr verecekti. Ne yazk ki Vicente bu ziyaretten ald zevkin tadn tam anlamyla kartamyordu, nk arada bir kk kz karden l kpe aklna taklyordu. Kpen lmyle hi bir ilgisinin olmamas biraz olsun iini rahatlatyordu rahatlatmasna, ama yine de cesedi ana babann yatak odasna saklamolmak kurtulamad bir sululuk duygusunun altnda ezilmesine neden oluyordu. Ancak adam en ok kayglandran, o sabah Teresa'ya yatak altnn kendisi iin ifade etti yleri anlatmolmasyd: Kadna kardenin kpenin de tpk kendi kpe gibi gidip yatak altnda lmesinin bir tesadf oldunu aklamak kolay olmayacakt. Bu kadar ksa srede nasl bu kadar acemilik yapabilmii acaba? Bir yandan ya adama ilgi gsterirken bir yandan da henz bulmamarsa, eve dner dnmez cesedi ortadan kaldrmann daha akllca olup olmayacan dnyordu. Kk bir yaratkt, el kadar bir y. Her yere sbilirdi, aklna bir fikir geldi. Teresa'nn babasna dnerek aka, "Benim bir alet antasna ihtiyacm var," dedi, "ama iine neler koymam gerektini hi bilmiyorum. O kadar ok pens, tornavida, zmpara ya da testere edi var ki... Geenlerde bir ak grdm, zerinde her tr alet vard, ama almaya cesaret edemedim, evde oradan oraya atlan, i yaramaz oyuncaklardan birine dnesinden ekindim. Beni biraz ynlendirirseniz, kendime mdi mtevaz bir alet antas dzebilirim." Adam yardm etmeye ok hevesliydi, en iyi markalar ve ev ortamnda i yarayacak baca aletler konusunda bilgi verdikten sonra, iki katl metalik bir alet antasn doldurmaya baad. Ayrca para almay da reddetti. Vicente, rahat bir soluk alm. "Ben en gereklilerini hediye ediyorum, antan

zenginleirmek istersen, kendi paranla yaparsn yavayava" Vicente tezghn altnda grd byk naylon torbalardan birini istedi, antay torbaya yerleirdikten sonra biraz yat. mdi dkknn huzurlu havasn iine ekebilirdi biraz. Birden tavana bakt ve floresan lambalarn grnce rd. Aslnda beyaz ve ibir k veren ve iyerlerinde hi raet edilmeyen bu lambalar, hrdavat dkknnn ortamnda son derece sevimli ve scak bir k yayyorlard sanki. Teresa'nn babas, hadi deyince, dkkndan ktlar. Merdivenlerden daireye dou ynelirlerken, adam Vicente'ye ayak bakm atlyesinin bulundu, kznn da bir masaj merkezi amak zere oldu Arturo Soria'daki imerkezinin gelece hakknda sorular sordu. "Ben de arada bir dnyorum," diye ekledi, "acaba bir kundurac amak iin uygun bir yer mi? Acil tamirler iin, hem aletler fazla pahal del, hem de vasfsz bir ii her yi yapabilir, ayrca ayn dkknda anahtar oltlp, tabela da hazrlanabilir. Hrdavatl ek bir i stelik riski de az." Vicente Holgado, adamn kendisine bir neride bulundunu dnd, baa kollar altnda tereddt etmeden kabul ederdi, ama kimi dkknlarn tekilere kyasla daha iyi iyaptklarn sylemekle yetindi. Alerimerkezi genel olarak iyiye gidiyordu. Szlanr grnmemek iin kendi durumundan sz etmedi. Baba, tek ayakl bile olsa kzna ilk merisini gnderdi iin ona tekkr etti ve sesini alaltarak bu masaj ine gvenmedini syledi. "Teresa'nn aletlerle ilgilenmesini yeerdim, ama ok inat, her zaman kendine uygun olan da yapmaz stelik. Annesi ve ben ona bir yere kadar yardmc olacamz syledik, artk ini gcn belirlemesi lazm. Ben gen delim. Ak konuak gerekirse, siz ikiniz de artk gen delsiniz." Ayak bakm uzman, adamn hem korktu hem de bekledi

konuyu atn dnd. Adam Vicente' nin anlamad bir nedenle asansrle kmak istememii, biraz soluklanmak iin sahanlkta durmuard. Ama Vicente, Teresa'nn babasnn kayglarna derman olacak durumda deldi. Belki tam o srada Teresa da annesiyle Vicente'den konuyordu. Evet, gerekten yleydi. stelik bu sand kadar kt bir y de deldi. inde bulundu ortamda kendini gvende hissediyordu, ayrca hrdavat da iyi bir insana benziyordu. Teresa ile iliisi resmiyet kazanrsa, kz kardeher zaman elinin altnda olacakt. Ne diyeceni bilemeden adamn dkkndan ald sifon mekanizmasnn markasn okudu. Fluidmaster. Bir sifon mekanizmasnn adnn gilizce olmasna bir anlam veremedi, belki de dousu Esperanto olmasyd. "Esperanto'da Fluidmaster nasl denir?" diye sordu. "Esperanto mu? En ufak fikrim yok." Vicente Holgado o kollar altnda adama fazla bir y vaat etmeyen szler syleyerek daireye varmay bard. Mutfa girince yzlerdeki ifadelerden kpek lsnn hl bulunmamoldunu anlad (kk kardearamaktan vazgemi yatana geri dnm). antay havaya kaldrarak yznde bir fetih ifadesiyle: "Baban bize bir alet antas arman etti," dedi. "Bize" szcn bilerek kullanm, etkili de oldu. Tek yapmas gereken yatak odasna gitmek iin bir bahane bularak kk kpen cesedini elbise asklnn saldrsna uamadan alet antasna yerleirmekti. Istrap iindeki pantolonlarysa durumun vahametini artrmamak iin aklna bile getirmemeye al. Fliudmaster' karton kutusundan kartp, kutuyu p tenekesinin yanna brakan hrdavat, "Siz kadn kadna sohbet ederken, biz sifonu tamir edecez," dedi.

Vicente Holgado, "Ben de alet antam getireyim de siftah yapaym," dedi. Teresa'nn babas Vicente'nin, bir ran saf ve hevesli halini andran bu davran karsnda yrekten glmsedi; iki adam karanlk koridora karak banyoya vardlar. Hrdavatnn ilk yapt su vanasn kapatmak oldu. Bidenin kenarna oturarak sifonun iindeki sznty kesti. Sonra dr kp, kk bir tabut byklndeki kendi ahp alet kutusunu getirdi; sap olmadndan koltunun altnda tayordu. Adam ar antay tuvaletin zerine braktktan sonra Vicente'ye, "Kapy kapat da, grlt patrtyla Julia'y yeniden uyandrmayalm," dedi. Vicente bir eliyle kapy kapatt, br elinde iinde kk alet antasnn durdu plastik torba vard. Daha nce grd sinen yine bir difrasnn zerine konmuoldunu fark etti, frann zerindeki mikroskobik etkinlini bitirmek zereydi. Tpk ay yzeyinde duran bir adam gibi, diye dnd. Daha sonra bidenin zerinde asl tehditkr bornozlar ve kk kpen cesedinin yannda buldu derisi atlamayakkablar grd. Kendi kendine bir kez daha, ie gerek bu dedi. Ancak birdenbire sabahn birinde kendisininkine ok uzak bir banyoda, hemen hemen hi tanmad bir adamla bir sifon tamir etmekte oldunu fark etti, yetmezmigibi bir kpen cesedini ortadan kaldrmak iin gizlice ebeveyn yatak odasna gidebilece bir frsat kolluyordu. Tm bunlarn nedeniyse dierinde tel olan bir gen kza k olmasyd. Gerek bu olamaz, diye dzeltti. "Tam tahmin ettim gibi," dedi Teresa'nn babas, sifonun iindeki mandray karrken. Dikkatle yere koydu. "u351 te sap rm tutmaz olmu nemi yok, zaten kendini amorti etmii oktan, artk bu sistemler de kullanlmyor. Fluidmaster daha etkili, daha sessiz, su miktarn ayarlayabiliyorsun ve ok uzun mrl." Vicente Holgado Fluidmaster adndaki aleti eline ald, onun

iin hibir y ifade etmiyordu. Ama yapt in Teresa'nn babas iin ev iinde ufak tefek tamirattan daha fazla bir anlam oldunu anlam oktan. Kh silahlanyor, kh silahlarn elinden brakyor, ya da bu aletini tantyor, ek yerlerini yaltc teflon mu, taflan m bir bantla saryordu. Bir mekanizmay tamir etmiyor da, kendi yarasn iyileiriyordu sanki. Vicente aletlerin barsnn bize hayali olarak pek ok kez varlmz tamir etme frsat vermekte yattn dnd. Altandan ayaklara yaklamn dnd. Yapt ibedeninin birbirinden ayr duran blgeleri arasnda eklemler in etmekti sanki. Teresa'nn babas, Vicente'yi sifonun iine bakmaya davet ederek, "Bir sifonun mekanizmas ytanidir," dedi. "Bir sifonun grevi taaktr. Bu nedenle su dolmaya baar, ama su miktar arttka bu mandra da suya aktrmadan ykselir, gryor musun? Bylece musluk, su, farkna bile varmadan yavayavakslr. Belli bir anda, yani su, kendi ykselmek istedi del de, bizim karar verdimiz seviyeye gelince de hop, kapanr. Suyun taa tutkusu muslu kapatr, ama bu tutku olmasayd, sifona dolmaya bile baayamazd. Yani onu yatan ayn zamanda da ldrendir. Bu pek ok insan iinde geerli del midir? Sana dedim, ytani, sapk bir mekanizma. u351 leyine bak ne gzel!" Ayak bakm uzman hrdavatnn bu mekanik dram yorumlaybiiminden bylenmii ama zamann geinden de kayg duymaya baam. Tam o srada Teresa'nn babas "Bana bir iyilik yap, mutfa git de karm sana bir versin, kak bak ekmecesinde, o hangisi oldunu bilir. Alet kutumdakiler ksa, buray biraz kazmam gerekecek," dedi. Vicente Holgado hibir y demeden hatta soluk bile almadan elinde plastik torbasyla kt, kapy ardndan kapatt. Koridor bekledi gibi sessiz ve karanlkt. Kz karden oda kaps da kapalyd ve altndan korktu gibi uyank oldunu gsterecek bir k szmyordu. Vicente kzn yanma uzanmak, daha da

iyisi yatann altna girmek iin cann verebilirdi, ama koridorun br ucundaki mutfaktan floresan lambalarn aydnl gzkyor, sanki Teresa'yla annesi hl yemek masasn topluyorlarmgibi tabak anak sesleri duyuluyordu. Vicente kulaklarn dikti ve iki kadnn konualarn duydu, sesleri fslt gibi geliyordu. Tehlikeli bir durum yoktu. Vicente mutfak ynnde ilerledi, ebeveyn yatak odasna ulanca kapsn itti. Bir iki saniye bekleyince gzleri karanl al ve elbise askln seti ama pantolonlarn hrltlarn duymuyordu. Belki de lmerdir diye dnd, elbise askl cesetlerini yemekle meul oldundan Vicente'ye sataazd bylece. Bir iki adm atp ieri girdi. Yatan yannda melip el yordamyla kpe aramaya baad. Bir yandan da elinin l bedenle temas edece dncesinden irkiliyordu. Eline yumuk bir y dence bunun kk kpek oldunu dnd, ama yatan altndan kard ona ok tandk gelen bir y oldu: Belki de kendininkilerin ayns bir terlik. Terli bir yana atarak kolunu omzuna kadar yatan altna soktu ve kpe bulmadan nce bir ift ayakkab daha kard. Yatan altndaki tm kunduralar kk srngenler gibi l memelinin evresine erdi sanki. Kpek lsn kartnca hemen alet antasnn iinde durdu plastik torbann iine att. Sonra koridora kt ve pantolonunu silkeleyip alnnda biriken teri kuruladktan sonra, normal davranmaya alrak mutfa gitti. "Bir verir misin? Mutfak ekmecesinde varm" dedi. Anneye hitap ederken, gece boyunca ilk kez "sen" demii galiba. Teresa elinde plastik torbayla bir ona yana bir bu yana gittini grnce glerek, "Alet antan burada brakabilirsin," dedi, "kimse almaz merak etme!" "Olmaz gerekebilir!" diye yant veren Vicente yatak odasnda kaybetti zaman telafi edebilmek iin bir elinde torba tekinde hzl admlarla banyoya dnd. Hrdavat yardmyla sifonun iindeki su giderinin

kenarlarnda birikmikireci temizledi. Derken, Fluidmaster'in homurtusu duyuldu. Adamn yznde tatmin olmubir ifade vard. Tuvaletin evresine iki giliz anahtar, bir pense, tornavida ve ad teflon mu, taflan m her neyse plastik bant paracklar salm. Hrdavat "mdi deneyelim," diyerek eldi, bidenin yanndaki muslu at. Sifonun iinde grltl bir etkinlik baad. "antay raya koy da yakla" dedi hrdavat. Vicente Holgado antadan bir dakika olsun ayrlmamak konusundaki kararllnn kuu uyandracan anladndan onu bir anlna kapnn yanna brakt ve sifonun iindeki dram izlemeye gitti. "Bak," dedi hrdavat. Vicente bakt ve su seviyesi artmaya baaynca mandrann suyla birlikte, suya ihanet edercesine ykseldini grd, mandra Teresa'nn babasnn belirledi noktada suyu kesti. Ancak ne yazk ki gerek dram sifonun dnda olacakm Banyonun kaps ald ve kk kz kardeerkek pijamalar iinde, ditelini karm yznde azarlar bir ifadeyle kapda belirdi. "Tm bu grlt patrtnn nedenini sorabilir miyim?" Vicente Holgado plastik antaya yznde ylesine korku dolu bir ifadeyle bakt ki, bak Julia'nn dikkatini ekti. Gen kz biraz eldi, torbann andan iinde tuhaf bir y oldunu grd. "Bu ne?" Kz antann iinde grdn sand yi gerekten grdne o kadar inanamam ki, sorusunda nlk bile yoktu. "Bir alet antas," dedi hrdavat dol bir tonla. Kk kz kardeelini plastik torbaya daldrmve minik kpenin lsn karm bile. Banyonun iinde nce sessiz bir grlt dalp paraland sonra bir dn, Vicente Holgado'nun kafasndan geerek koridora kt, dr, soka ta, galaksileri a ve evrenin snrlarn zorlayarak saniyenin onda biri kadar ksa bir srede banyoya geri dnd. Bir

yavaekimi andran alakgnll bir sonsuzlun sonunda kapda Teresa ve annesinin baan grnd. Gzlerine inanamayarak kk kz karden bir elinde, akla hayale sayacak bir zafer ganimeti gibi havada tuttu, iinden can ekilmityl deriye bakakaldlar. Gen kz umutsuzlukla br elini sryor, gzleriyle Vicente Holgado'yu suluyordu. Ayak bakm uzman kpek cesedine imrendi birden. O anda onun yerinde olmay tercih ederdi gerekten de. Ancak zaman olarak adlandrlabilecek bir y yavayavagn delip, kendisi olmaya devam ettini hatrlatnca, Vicente banyonun girini tkayan bedenlere dou atld. Teresa ile annesini itti; korak koridora kt, oradan evin girikapsna vard ardndan annenin klar geliyor, anlamad bir yler sylyordu, belli ki Esperanto dilinde. Vicente Holgado, Vicente Holgado idi yine. Vicente Holgado, yani barsz bir ayak bakm uzman. Daha sonra, zaman kendine zg esnekli yeniden kavuu. Vicente, evinin kapsn at ve yatan, hatta tm yataklarn altndaki canavarn ta kendisi olduna inanarak ieri girdi. Sanki bu iyiliksever hrdavat ailesi, ininden kmama yasan ieyerek iinde bulundu duruma dn Vicenre'nin tm foyasn ortaya karm ve onu az daha kurtaracakt. Mutfanda bir bardak suyun nnde solunu toparlamaya alrken, belki de artk gere yolculuklar yapmamas gerektini dnd. Yatak odasna gidince giysilerini karmadan kendini yatann zerine att, zmler retip reddetmeye, ykntlar iinde bir gelecek tasarlamaya baad. Teresa'nn, zellikle kz kardenin ans, onu yani onlar kaybetmeden nce hayal bile edemeyece biimde gn yakyordu. Umutsuzlu dayanlmaz olunca aklamalar, zrler, yeni dzenlemeler dnerek biraz avunmaya alyordu. Ama rahatlamaya baar baamaz kt dnceler yeniden iemeye bayor, ncekinden de zalim bir kilde zerine kyordu. Tam bu srada dairesinin kilidinde bir anahtarn dndn duydu. Kendisinden baa bir tek Teresa'da vard anahtar.

Baas olamazd. Belki aklama istemeye gelmii, belki onu affedecekti, ama neden ne olursa olsun, Vicente onunla karlaak fikriyle rperdi; sonra birden frlayarak yatann altna girdi ve kadnn koridordaki ayak seslerini dinledi. "Vicente?" dedi Teresa, yatak odasnn n yakarak, temkinle "Vicente?" Holgado orada deldi. Yatan altndaki canavar, kadnn ayak bileklerini ve sabrszca yatan kenarna dou gelen ayakkablarn grd. Teresa oturdu ve aamaya baad. Ayak bakm uzman korkmuu, hi kmamolmas gereken yere geri dndn dnerek solunu tuttu. Tpk hayaletler gibi yavayava sessizce nefes alp vermeye baad. Teresa'nn ayaklar topuklu ayakkablarnn iinde ve o kadar yaknndayd ki, bileklerinden yakalayabilir, kendi boyutuna ekebilirdi. Ama kadn kar koyar ve k atard kuusuz nk dolar farklyd. Holgado bunlar dnrken kadnn ayaklarnn dibine beyaz bir klot d ve bir sre orada oyalandktan sonra, bir el tarafndan ayakkablarndan birinin iine tklp yatan altna itildi. Vicente Holgado korku iinde kundurann kadnn i amarn yalayp yutunu izledi. Birden kendi ayaklarnn onu gereklikten uzaklardn, bir yere dou ektini, saysz yatan altndan gemeye zorladn fark etti. Sanki bu sonsuz geionu kk kzkardeJulia'nn odasna gtryordu; ya da Vicente yakaland hezeyan iinde byle oldunu sanyordu. Tam o anda, dokusu bir hayaletin dokusuna dneden nceki o anda, o sabah lavabo giderinin evresindeki metal halkann neden ylesine srarla dikkatini ektini anlad: Bu halka yastn te yannda korkuyla soluk alp vererek kendisini dinlermigibi duran kk kz karden an vaat ediyordu. DRT Teresa yatan altndaki Vicente'nin cesedini, adamn ortadan yok olunun nc gnne dek keetmedi. nc gece

yattktan bir sre sonra tuhaf bir hisle yerinden douldu ve yznde korku dolu bir ifadeyle komodinin zerindeki masa lambasn yakt. Elip bakt rktc delikte Holgado'dan baasna ait olamayacak bir ceset vard. Cesedi kaldrmak ve ilk soruurmay yapmak da savc Elena Rincon'a d. Savc, Teresa'y, Teresa Albor adndaki kadn lgn gibi nce metroda sonra Sakn Yatan Altna Bakma! adl romann sayfalan arasnda aram ama nedense onunla kitabn ve metronun dnda, gerek hayatta, can skc, sradan bir nbet esnasnda karla. stelik kuusunu da doulam: Tanrann bedeni tuhaf bir durum, az rastlanr bir olumdu. Belki de btnn kusursuzlunu vurgulamak iin gerekli bir kusurdu. Duygularnn badndrc etkisi altnda olan savc tan, yatan altna bakmasna sezgiden baa bir belirtinin (kt bir koku, kan, yerinde delmigibi duran bir giysi paras...) neden olmuolup olamayacan sordu. Ama Teresa Albor'un yant olumsuzdu, sezgisi dnda her y yerli yerinde grnyordu. Bu aklamann savcya yetersiz geldini fark edince, iliileri srasnda bir gn Holgado'nun hayalperest insanlarn yataklarnn altnda yayan canavarlardan biri olduna inandn akladn syledi. "ka yapyordu elbette, ama ciddiydi de. Bu nedenle orada olabileceni dndm ve yatan altna baktm." Savc iindeki huzursuzlu karn tarafsz, kaytsz grnmeye alrak, "iide oldunuz birinin aslnda bir canavar oldunu iddia etmesini nasl karladnz?" diye sordu. "Bilmem, benimkinin dolabn iinde yadn syledim." "Yani sizin de dolabnzn iinde yayan bir canavarnz m var?" "Gelip gider, duruma gre; ama ben kkken her zaman eteklerimin arasnda saklanrd."

Savc bakarn Teresa'nn yznden baa tarafa evirerek, "Hi onu grdnz m peki?" diye sordu. "Bir gn eteklerin arasnda gzlerini grdm, ardna kadar am ama hemen kapatt ve ortadan yok oldu," diye yant verdi Teresa kendini aklar gibi bir glmsemeyle. Ne ilgi alanlarnn birbiriyle akn ne de savcnn bu sorularyla nereye varmak istedini anlamgibi bir hali vard. Belki bu samimi itiraflarn uygun olup olmadn dnyordu kadn. Kafay bu hayalet meselesine takmgrnen Elena Rincon, "Er Vicente Holgado'nun grevi hayali olmak ve her zaman yatan altnda yamaksa, neden drda yayordu ve gerekti?" "nk kkken onu yatan altndan kmaya ve normal insanlarn davranaryla alanlklarn benimsemeye zorlamar. Byle demii. Ama syledim ya hepsi kayd bunlarn." "Bana kalrsa ciddi bir ka." "Vicente yle bir adamd ie." Elena Rincon ya sabr anlamnda, ok prova edilmi tanklarn genellikle tehditkr bir hava sezmelerine neden olan bir el hareketi yaparak, "lmek iin asl meknna dnmolabilir mi?" diye sordu Bunun zerine Teresa aamaya baad. i kadn, nbeti mahkeme ofisindeydiler. Pek bir ciddi grnen ala masasnn nndeki yuvarlak bir masada karlkl oturuyorlard. Klimalar tehditkr bir hrltyla durmadan alyor, ortam sotuyorlard gya. Yine de hava bocuydu. Bir sekreter legibi bir bilgisayara notlar alyordu. Savc, kadndan oday terk etmesini istedi. Yalnz kaldklar zaman tekrar Teresa'ya dnerek,

"adenizi bir avukat einde vermek istemedinizden emin misiniz?" diye sordu. "Hayr, hayr!" dedi Teresa gz yaarn tutmaya alrak, "Saklayacak hibir yim yok ki." "Size sakinleirici verdiler mi?" "Sanrm adli tabip bana bir iki hap verdi." "O zaman biraz dinlenin. Yarn kafanz bu kadar kark olmayacaktr. Belki de aileniz bir avukat bulur. O zamana kadar sizi burada tutmak zorundayz." "Burada m?" "Yani mahkemenin nezaretinde." Teresa, nezarette zaten birka saat geirmi allak bullak olmuu. Elena Rincon, acaba kz burada tutmak iyi bir fikir mi, diye dnd. "Bakn bu ne bir cinayet ne de benzeri bir y," dedi Teresa. "Ama durum o kadar karmak ki, nlem almaktan baa arem yok," diyen savc kendisinin yapmaya muktedir olmad aklamann tm sorumlulunu tann omuzlarna ykt. "Yeniden baayalm," diye rica etti Teresa, "size her yi anlatacam, bylece belki olaylar yerli yerine oturur. Elena Rincon bu davay ararrken davranmas gerekti gibi davranmadn biliyordu, ama risk almaya karar verdi. Tuhaf bir fikre kaplm. Er Teresa'nn anlataca hikyenin bir anlam varsa, bunun kendi yamnn anlamyla bir ilintisi olabilirdi. "O zaman not almayalm. Bana ana kadar anlattklarnzdan

durumun ok karmak oldunu karyorum. Sanki bu ifade hi verilmemigibi davranalm." "Nasl isterseniz." "Tamam yeniden baayalm. Ne kadar zamandr Vicente Holgado'yu tanyorsunuz?" "Yaklak bir ay. u351 yeri amak iin, Arturo Soria imerkezinde onunkine kom dkkn kiraladm. Dekorasyon ieri yaplrken pek ok kez ondan ufak tefek yardmlar istemek zorunda kaldm. Ayrca sk sk telefonunu da kullandm. Dkknna girip kyordum yani. iimiz ok hzl gelii. On on begndr onun evinde birlikte kalyorduk. Bana bir anahtar vermii, bazen eve farkl zamanlarda gidiyorduk." "Peki neden ortadan yok olduktan sonra da onun evinde kalmaya devam ettiniz?" "Dneceni dndm. Yatan altnda olabilece nasl aklma gelebilirdi ki?" Teresa Albor hi gerek yokken, Holgado'nun, annesinin beyaz klotunun bileklerine dn yatan altndan izledini de anlatt. Sonra merhumun ortadan yok oldu gece anne babasna yeme davetli oldunu bir mantk sras izlemeden, karmakark anlatt. Son olarak da kz kardenin kpenin lmnden sz etti. "Ama kpe Vicente'nin ldrmedinden eminim, o yle biri deldi," diye ekledi. "Olayn baa bir aklamas olmalyd, bu nedenle hem o gece hem de daha sonraki geceler onun evine gittim. Onu beklemek ve aklama yapmasna frsat tanmak istedim." "Arturo Soria'daki bu merkezde Holgado ne iyapard?" "Ortopedistti, yani y deldi aslnda, ortopedist deldi, ayak

bakm uzmanyd, ama pek ok ortopedistten fazlasn bilirdi. sanlarn ayaklaryla ilgilenirdi." Savc, elinde olmadan pani kapldn gsteren bir hareket yapt ve hareketini ok hzl bir soru sorarak gizlemek istedi. "Yatan altndaki cesedi bulunca incelediniz mi?" "Hayr, bedeni grdm ve korkuyla bam ektim nk biliyordum ki Vicente'den baas olamazd." "Demek istedim ... Cesette tuhaf bir y ilginizi ekti mi?" "Ne demek istiyorsunuz?" Savc tylerinin rpermesine engel olamadan, "Cesedin ayaklar yoktu," dedi, "ne cesedin yaknndaydlar ne de evin baa bir yerinde. Bir ayak bakm uzman iin tuhaf bir durum." Teresa sandalyesinden frlayarak rmeye baad ama andan bir y kmad. Elena Rincon gen kadna yaklarak elini alnna koydu ve ne oluyor bu kadna, diye dnd. indeki bu acma hissi nereden kaynaklanyordu? Yani tankta beden bulan parasna dokunmann dayanlmaz arzusu del de acma hissiyse er tabii bu. Korkusu nereden kaynaklanyordu peki, nk korkmuu. Durdu yerden gen kadnn burunlar iemeli ayakkablarn, ksa, siyah eteni, zerinde bir markann amblemi ii beyaz gmleni grebiliyordu. Aceleyle giyinmii ya da onu aceleyle giydirmierdi. Giysisindeki buruklar kadar saysz saatler boyunca ifadesinin alnacan umuyordu belki de. Terliyordu; savcnn elinin teri kadnnkine karyordu. Bunca ter nereden geliyordu? rmeleri geince Teresa Albor savcnn alnna koydu elini iki elinin arasna alarak yalnzca kendisine del, ayn zamanda Elena'ya da ait bir yorgunlukla aamaya koyuldu. Elena kadnn dkt gz yaarnn ikisine birden ait oldunu

dnd. Savc hayatnda hi kusmam, ok uzun sredir aamam, mdi her ikisini de kendisinden daha gen bu kadn araclyla yapyordu sanki. "Peki Vicente Holgado'nun dkknnn yannda nasl bir iyapmay dnyordunuz?" diye sordu, soru sormaya devam ederse, ne oldunu anlamad o yin kendisine dokunamayacan dnyordu. Teresa, "Masrm," dedi ve birden savcnn irkildini hissedince ekledi: "Terapi masaji." Ge kalm. Elena Rincn tanktan uzakla, neredeyse baylmak zereydi, anlalmaz bir yler geveleyerek ala odasndan kt. Savc Elena Rincon, iinde ok fazla ahp, ok fazla koridor olan, yksek tavanl, eski evinde, adalet savunuculunun zelli olan ahlaki bir atmosferin hkm srmesi iin gereken her yi yapm. Pencereler kaln emprime kumaan perdelerle rtlyd, renkleri ylesine anlalmaz ve tarafszd ki; tam da bu nedenle gzle seilmeleri olanakszd. Gn pencerelerden ieri huzmeler halinde szlyor, tozlar felsefi dnceyi tetikleyici bir seyirlik gibi bu k huzmelerinde dans ediyordu. Koyu renkli, oturakl mobilyalar biyolojik bir snrda yer alyor, geceleri scaklk dnce, bir takm gurultular karyorlard; organik bir barsak etkinliyle ilgili sesler deldi tabi bunlar. Elena Rincon o gece hi bilmedi bir huzursuzlukla evine geldi ve br odalarn ahlaki yonlundan kanarak mutfana snd. Elena bu atmosferi bir gn gzne normal grneceni umut ederek yaratm, ama kaln perdeler, koyu renkli koltuk takmlar, deri kapl kitaplar, her y, sanki kendilerine dan bir iklimin kurbanymgibi giderek bitkinleyordu. Evindeki her y, zellikle de kapan anca iinden televizyon grnen ahp mine gzne yanlgrnyordu. Bir savcnn televizyon izlememesi ya da en azndan televizyonu mobilyalarnn bir paras yapmamas

gerektini dnd iin onu mineye gizlemek gibi parlak bir zm bulmuu. Ama artk bu dekorasyon kendisine ience etmeye baad halde deirmeye gc yetmiyordu. Arada bir ekrann karsnda oturuyor ve minede yanan resimleri izlerken onun gibi insanlarn dekoratif sapknlklarla kendilerini tatmin ettikleri srada, dnyada gerekten ok nemli yler oldunu dnyordu. Bunun etkisiyse, ekrandaki zgn alevlerin siyah beyaz olmasndan dolay azalyordu. Birgn televizyon karsnda lp kalmbir cesedi kaldrdktan sonra, televizyonunu soylu ahbn iine yerleirip her zaman ak brakmaya karar vermii. O gnden sonra hi televizyon izlememii, ancak minenin ahp kapaklarnn atlaklarndan sanki ieride ateyanyormugibi bir parlaklk szmaya baam. Aslnda yanan, Elena Rincn'un kysndan ksinden, hi bir yerinden tutunamad dnyayd. Savc, siyah beyaz ekran nedense daha onurlu, insanlarn daha mutlu oldu bir a ait bulur, renkli televizyon izlemeyi su addeder, renklerin kls bir zelli brndn dnrd. Elena'nn yapt dekorasyon sayesinde tm ev siyah beyaz grnyordu. Meknda tek bir renk bile gze arpmyordu. Savc, yatak odasndaki maun dolabn aynasna bakt zaman kendini de siyah beyaz gryordu. Her zaman, siyah beyaz ya da gri giyinirdi. plakken ya da i amarlarylayken bile derisinin eski filmlerdeki gibi siyah beyaz bir ton aldn grr, bundan belli bir sabrla besledi ve daha sonra hukuk ilmine dair bir utanma duygusuyla kand bir huzursuzluk duyard. Evin odalarnda kendi eliyle yaratt dekoratif karabasandan kurtulmak iin mutfa snd. Geceleri oturup bir yort yedi masada nnde bir su bardayla oturdu. Akln Teresa Albor'dan alamyordu. Albor: Yatan altndaki cansz ve ayaksz adamn zerindeki kadn. Elena o gne dek meslek hayatnda pek ok cesetle karla ama ayakszn ilk kez gryordu. Cesedin ayaklan birinin czdann yrten bir yankesicinin ustalyla yok edilmii sanki. Cesette ne darp izi vard ne de kan. Byle bir cinayet, er ortada bir cinayet

varsa, anda adliyenin nezarethanesinde bulunan ve yegne tank olan Teresa Albor tarafndan ienmiolamazd. Savcnn gnden yle bir ac geti ki, savunma olarak uslamlamaya snd aresiz. l bir ayak bakm uzman, ayaksz... Vicente Holgado'nun aslnda bir insan del de yatan altnda ya da belki de dolapta gizlenen hayali bir canavar olduna iliin inanmas imknsz bir hikye... ki tipik bir hesaplaa riteline benziyordu. Ya ikincisi? Tam bir samalkt. Gnlerce altnda bir ceset olan yatakta uyuyan kadn da bir masr oldunu sylyordu. Savc, tannn gazetelerde masr ilanlar arkasna gizlenerek reklam yaplan trden bir fahilikle iigal ettini dnm. mdi kendini sulu hissediyordu, belki de gerekten bir masrd, bunun arkasnda baa bir anlam filan aramamak lazmd. Ayrca baz arkadaar da rahatlamak, dinlenmek iin masaj yaptryorlard. Elena da bu konuda uzman bir merkeze baurmak istemi ama istemekle karar vermek arasnda bocalamve o gn tann mesleni duydundakine benzer bir igdsel bir ret drtsyle hi gitmemii. Kaygyla mutfak kapsnn yannda duvarda asl duran telefona gitti ve adli tabibin ev numarasn evirdi. Telefon ald, ama ses vermeden kapatt. Vicente Holgado'nun cesedi hakkndaki kansn duymak ve otopsi raporunun ne zaman hazr olacan enmek isterdi, ama bu vakaya zel bir ilgi gsterdini belli etmekten de ekiniyordu. Ayrca telefonu adli tabibin kars aabilir ve savcnn sesini tanyabilirdi, bir ara kocasyla Elena arasnda bir y oldundan kuulanm belki de; belki hl kuulanyordu. Telefonu kapatnca buzdolabna gitti, bir yort karp yavayavayeme koyuldu. Yemeni bitirince (bu, yemeydi onun nk sindirim srecinden nefret ediyordu) mutfaktan kp evin geri kalanyla, yalnzca kitap raflar dizili, normalin iki kat dar koridorla del, yatak odasyla da karlaas gerekeceni biliyordu; belki de o gece yatann altnda uzun

yllardr, ocuklundan beri aklna gelmeyen yatak alt canavar olacakt kim bilir... Tam bu srada telefon ald, Elena babasnn olmamasn diledi. Babasnn l oldunu ve telefon edemeyeceni biliyordu, ama yine de diledi; arayan adli tabipti. Soru ve onay aras bir tonla, "Arayp da telefon almadan kapatan sendin del mi?" diye sordu. "Nasl anladn?" "teki dnyadan gelen bir ay ayrt etmeyi beceremezsem, lanet olsun benim adli tabiplime!" Savc, korkuyla titreyerek mutfa gzden geirdi ve orackta uyumann ya da adli tabibi gece yatya davet etmenin daha iyi bir fikir olup olmadn sordu kendi kendine. Birka saniye iinde, yamnn bir gerilim yks oldunu anlad. Biraz kulak verse, evinin odalarnda korkunun uludunu ve iine girmek iin i organlar aradn, zellikle kendininkilerin pende oldunu duyacakt sanki. Mikrodalgann tehditlerine ya da erzak dolabnn kehanetlerine karn bir tek mutfak bu lgnln dnda kalyordu. Hangi yam bir korku hikyesi, bir terr yks deldi ki? Kaytsz bir tonda, "Ayaklar olmayan kadavray atn m?" diye sordu. O na kadar kendisine sauyu gstergesi gibi gelen bu tonlama birden gznde bir hezeyana dn. "Evet." "Nasl bir y?" "Gelince anlatrm, sana geliyorum." Adli tabip ile savc, savcnn yatanda, plak uzanmar, tavann ayrntlarn inceliyorlard. erideki tek k ak pencereden gelen sokak lambalarnn yd. In yan sra o

saatlerde artan, tm kentin iinde yzd bunaltc, soluk aldrmayan bir balona dnn asfaltn scakl da ieri doluyordu. Adli tabip hi de kibar olmayan bir biimde sigara iiyordu. Sigarasnn filtresini baparman bir bisturi gibi kullanarak kopartm, kln de kllk gibi kendi karnnn zerinde tuttu avucuna silkeliyordu. Adam elbise asklna asl, etekleri yere srnen siyah cppeye bakarak, "Bir kugibi," dedi, "kara, byk bir ku bir akbaba." "Bu rktc bir ea," yantn verdi kadn, "baro snavn verince, babam cppemi asmam iin arman etti." "Sinir bozucu bir mobilya oldu kesin, insann zerine atlmak iin geren ahenginin bozulmasn bekliyor sanki." Savc bir ya sabr ekti, nk adli tabibin en sevdi konu olan dnyann sonundan sz amasndan korkuyordu. Yastn dndrp altnn serinlini arayarak, "Ne scak!" dedi. Doktor, "Benim gzlemlerime gre, cansz nesnelerin de bir yamlar var, istersen gizli yam de; bizler yani grn gre canl varlklar, ayakkabmn satekinin sol tekiyle yadndan daha fazla iletim sorunu yayoruz inan ki. Bana kalrsa ayakkablarmz yatan altnda bizim zerinde geirdimizden daha keyifli zaman geiriyor." Elena Rincn bunun cinsel pasifline yneltilen bir kyet oldunun farkndayd, adli tabip onun kaytszln kullanarak bu tr retorik kyetler retiyordu besbelli. Aslnda zevk alyor ama pian oluyor, bu pianln zerine kadnn hor grmesi ekleniyor, bylece giderek birbirlerinden daha az y aldklar dzensiz bir ilii srp gidiyordu. Elena, Vicente Holgado hakknda konuak iin sabrszlansa da, nden hara olarak adli tabibe inen vahiy zerine kk bir sylev dinlemesi gerektini biliyordu.

"Peki dnyann sonu geldiyse," dedi, sanki i hzlandrmak istercesine, "neden bu sca katlanmak zorundayz?" "nk lmden sonra da yam var. Hatta lmden sonra lm de var. sanlar canl olmasalar da lmeye devam ediyorlar." "llerden sz almen," dedi Elena ve tam ortasndan konuya dalarak doktorun da kendini konunun iinde bulmasn saad, " Vicente Holgado'nun cesedini grdn m?" Adam iret parmann ucuyla bir tkrk damlasn izmaritin zerine kondurup izmariti yatan altndaki siyah ayakkabsnn iine brakmadan nce, "Ayaklar olmayan m?" diye sordu. "Evet ayaklar olmayan. maritler iin mutfaktan bir kahve taba alamaz msn?" "Sen bir kl tablas satn alsan nasl olur?" "Bu konuda batl bir inancm var. Bir kl tablas satn aldm gn herkes gelip burada sigara iecek gibi geliyor. Aslnda sen de o herkesten birisin ve her kolda burada sigara iiyorsun. Ceset hakknda ne dnyorsun?" "Korkmu Bunu sadece ak gzlerindeki ifade, yz kaslarndaki kaslma nedeniyle sylemiyorum. leli gn olmasna karn kaslarndaki adrenalin miktar ok yksek, ayrca kanndaki glikoz zenginli bir pastane zincirine bir yl yetecek kadard. Neden ldn sorarsan sana kesinlikle syleyebilirim: Korkudan." "Korkudan m?" "Bu terimin, zavallnn yatan altnda ruhunu teslim etmeden nce yad korkuyu anlatmaya yetecek arlkta olmadn sylemeliyim. Ama zavally atmda, bana hl

titriyormugibi geldi." "Peki sence yatan altnda m lm yoksa baa bir yerde ldkten sonra m oraya tanm" "Herhangi bir tanma emaresi grmedik. Yatan altnda bir yden o kadar ok korkmuki, orackta lm" "Peki ayaklar?" "Ayak yok." "Biliyorum, demek istedim... Ne demek istedimi biliyorsun." Adli tabip komodinin zerinden sigara paketini ald, iinden bir sigara ektikten sonra filtreyi ayn profesyonellikle, baarman bisturi gibi kullanarak kopard. Bu kez sigaray yakmadan nce paketin jelatinini kard, kl tablas niyetine kullanmaya baad. "Ayaklar yoktu, ama testereyle de kesilmemier. Edebiyata kamadan raporumun bu blmn nasl yazacam bilmiyorum." "Neden?" "nk ayaklar kesilmekten ziyade sanki sklmer, bir motorun paralarn sker gibi. Ne grnrde bir zarar var ne de kula, dili olmayan cesetlerde oldu gibi bu tr olaylarda uygulanan tipte bir ddet uygulanm "Peki neden hi kan yok?" "Bunun bir aklamas yok, ama duruma uygun olarak yle denebilir: Kan damarlarnda donmu Gerek yamda bu olmaz ama bir romanda neden olmasn? Ben raporuma byle yazacam, inandrc bir rapor yazmak kolay olmayacak bu kez. Senin kannn damarlarnda dondu olmad m hi?"

"Sanrm anda donuyor! feci sca raen..." "te yandan, ayaklarn bedeni kendi z iradeleriyle terk ettiklerine yemin edebilirim. Ya da olgun bir meyve gibi kendi yamlarn yamak iin bedenden kopmuar. Gere enmek istersen, polisleri sokaklarda bu ayaklan aramaya yolla, bulduklarnda da onlar sorgula. Byk ihtimalle ayakkablarn, hatta oraplarn iinde bulurlar, nk cesedin tm giysileri zerindeydi. Kaybolan bir ayakkab olup olmadn arardn m?" "Hayr, ararmadm." "Olmad ie." Savc birden kendi ayaklarnn da arfn altnda bir bireysellik kazandklar hissine kaplarak, sola dou uzatp adli tabibinkileri arad, adam da korkmuolmalyd ki ayaklarn birbirlerine doladlar. Savc, aya tuhaf bir ye srnmgibi bir duyguya kapld. Sanki benci bir ayak arfn altna girmi br drdyle bir konuda pazarlk ediyordu, korku dolu bir hareketle arf kaldrd. Adli tabip, "mdi ne oldu?" diye sordu. Savc ayaklar saydktan sonra arf rtt. "Hibir y, adamn ayak bakm uzman oldunu biliyor muydun?" Doktor bir kahkaha savurarak, "Bir baant daha!" dedi, tkrkle nceden slatt jelatinin zerinde sigarasn sndrmekle meuld. "Adam korkak insanlarn yataklarnn altndaki canavar olduna inanrm" "Yatak alt canavar m?"

"Evet." "Aman Tanrm! sanlara neler oluyor byle?" adli tabip nlkla yerinden douldu, "Kkken ierin bydke basitlecene inanrdm!" "Hangi anlamda basit?" "Bu anlamda. Yatak odalarndaki hayaletler yok olacak ve insanlar bana ve arkadaarma gre daha mantkl hareket edeceklerdi. Ama dnya bydke ktye gidiyor, biz bydke." "Senin de bir canavarn var myd?" "Benim bir lm vard. llerin hayaletlerinin biz canllar oldumuzu dnerek kendimi avuturdum. Bylece onun beni korkuttu kadar ben de onu korkuturdum. Bylece ller ve canllar koridorda karlaazd." Sokaktan bararar duyuldu, bir de yaur sesine benzer bir ses. Savc, "Bu saatte soka ykyorlar," dedi. Sonra yataktan yznde korkmubir ifadeyle kalkt, plak bedenine siyah, ipekli bir sabahlk giydikten sonra odann lambasn yakt. Ayaklarn altna alp, kadife bir koltun zerine otururken, "Korkuyorum," dedi. Adli tabip de korkmugrnyordu, ama belli etmek istemedi. "Neden?" "Ayak bakm uzmannn sevgilisini tutukladm. Adliyenin

nezaretinde anda. Masum oldunu sanyorum, ama gece cesedin zerinde uyumu Ayrca Vicente Holgado'nun yatan altna dnmeye karar verdi gece kzn anne babasnn evinde yemek yemier ve grn gre adam kk kz kardenin kpeni ldrm Ayrca ana babas da Esparanto meraklsym" "Tm bunlarn Esperantoyla ilgisi ne Allah ana?" "Ne bileyim, l kpek, Esperanto, ayaklarn kesilmesi... Sanki her y bir psikopatn i gibi, ya da, bir tarikat falan. Tm bu verilerle baa ne olabilir ki?" Adli tabip yatan kenarna oturdu, rlplakt. Birden sanki yatan altndan iki el uzanp bileklerini yakalayacakmgibi bir duyguya kaplarak odann ortasna zplad. Azarlar gibi ellerini aarak, "Beni de korkutmay basardn, aferin!" dedi. Savc Rincn bzlm titriyordu, gzlerini yatan kenarlarnn yerde oluurdu karanlk dikdrtgene dikmii. Doktor yaklarak kadn omuzlarndan tuttu. "Endilenme, mdi sakinleen iin yatan altna bakacam." "Hayr! Sakn yatan altna bakma!" Doktor komik olmasna ua, ama dramatik kan bir sesle, "Nasl yani?" diye sordu, "Ne gizliyorsun orada?" "Ben bir y gizlemiyorum ama ayaksz Vicente Holgado orada olabilir." "Vicente Holgado adli tabiplikte, buzdolabnda." Elena bir tepki gstermeyince doktor douldu, komodine dou gitti, zerindeki kibriti alarak yakt ve elinde kibritle ban rktc, karanlk bou soktu. Bir anda hem kibritin

alevi hem de plak adamn yam snd. Kalp krizi geiren adam yatan ayaklarnn dibine yld. Elena donup kald. Sokaktan gelen yaur grlts kesilip, adamlar kendi aralarnda anlalmaz bir dollkla konup glrek gidene dek orada ylece durdu. Daha sonra olaylar, sreklilik yasalarn deiren statik bir mdiki zamann zerine ken bir karabasann ritmine girdi. Her y gemie kalm ama Elena yine de babasn ve savc Rincon'un yatak odasnda bir adli tabibin plak olarak l bulunmasnn neden olaca prestij kaybn dnd. Tm geleceni gznde canlandrd. Aslnda kefen olan beyaz bir arfn iine tm zaman yasalarn geren, ekiiren mdiki zaman sarmalanm. Dikkatle yatan kenarna oturdu, komodinin zerindeki telefona uzanarak zalim bir dollkla, adli tabibin canl olmas olasln gz nnde bulundurarak bir ambulans istedi, ama byle olmadn biliyordu. Her y bir anda olup bitti iin daha elinden telefonu brakmadan doktoru giydirmeyi dnd, ama en deneyimsiz adli tabibin bile cesedin sonradan giydirilmioldunu annda anlayacan biliyordu. Hayr. Ambulans gelmeden nce giyinmesi gereken kendisiydi. Elena da lyd, ama korkudan. Gayet profesyonelce hareketlerle aya kalkt, giysilerini aramaya baad, iinde frtnalar kopuyordu. Hl babasn, ambulans arn, l adli tabibe klotunu giydirip giydirmemeyi dnyordu. Kendi kendine hayatnn bittini syledi ve bunu kayg giderici bir ila alr gibi kabul etti. Ama tm olup bitene baklrsa lmden sonra da yam vard. lmden sonra lm de vard. Doktorun ailesini, ocuklarn, karsn, dnyann te ucunda olup biten buna benzer olaylar dnd. Dul e telefon etmesi gerekiyordu. Sutyenini takm klodunu giymii bile. mdi iindeki yatan dibinde l bir adam yatan bir yatak odasnn maun giysi dolabn aan siyah beyaz bir kadnd. fak vakti len bir zina zanls ve siyah beyaz bir zina zanls daha. Eteni ve o gn ya da bir asr nce

adliyeden eve dndnde zerinde olan k ceketini giydi. zerindeki cppe bir vampirin kanatlarn andran elbise askl odann bir ksinden Elena'y izliyor, ama geren yeteri kadar znmedini dndnden olacak, sesini karmyordu. Savc, ayakkablarn giymeyi unuttunu fark etti. Eve gelirken giydi ayakkablar giyemezdi, nk yatan altndaydlar ve yatan altnda adli tabibin korkudan lmesine neden olan bir canavar vard besbelli. Bir kez daha dolabn at ve bu tr oyunlar oynamadklarn dnd baa ayakkablar seti, o gn olan biten hibir y oyun deldi aslnda. Ayakkablar giyer giymez, derdeki ylerin olup bitti yalnlkla saayanda bir sorun oldunu fark etti, bacann ucundaki ayak kendisinin del, galiba l adli tabibindi. Ya da biraz nce arflarn arasnda kendininkiler ve doktorunkilerle tartn benci ayakt. Aya ve parmaklarn oynatabiliyordu oynatmasna, ama ne ayak kendi aya ne de parmaklar kendi parmaklaryd. Tm blgede sanki anestezi etkisindeymigibi bir his hakimdi, sanki mantardan yaplmbir aya daha geliminin ok banda bir sinir sistemiyle donatmard. Geceyi, ayaklarnn arfn altnda adli tabibin ayaklarnn korumasn arayn anmsad ve garipseyerek, ama hi korkmadan, belki de tam o srada ayaklarn ait olduklar bacaklar karrdklarn dnd. Uzaktan cesedin ayaklarn inceledinde, sabilen altndaki ayan kendi aya olabilece kansna vard. Bir savcdan ziyade bir ayak bakm uzmanna yakn bir fantezinin kurban myd, yoksa gerekten bir dem mi olmuu, bilemiyordu. Adli tabibin ayaklarnn da babasnnkiler gibi kk oldunu dnd, bir kadn ayakkabsna scak kadar kk. Ayakkablarm giydi ve yeni uzvuna alak iin topallayarak odann bir ucundan tekine gitti. Cesede orap giydirmesinin uygun olup olmayacan dnd, kimsenin cesedin saayann aslnda savcya ait oldunu anlamasn istemiyordu. Ne ml bir durum! Hi bir savc, yani bir cesedi kaldran bir savc oraplarn sonradan giydirildini ilk baka anlayamazd, ama tam davranmak zereyken evde bu dn sonunu haber veren bir nlama duydu, biraz kulak kesilince nlamann dkapnn otomatik ziline ait oldunu anlad. Deli gibi yatak

odasndan karak koridoru a, salonu geerken minenin kapaklarnn atlaklarnn arasndan ierideki kl etkinli grd. Siyah beyaz klarn dans dr szyordu, demek ki dnya sona ermemii, korlar kalm en azndan. Bir sre daha da yanaca benziyordu. Kapya vard ve kim olduna bakmadan at. Beyaz giyimli iki gen adam ve yine beyaz giyimli, boynunda stetoskop asl, bir enci olacak kadar gen bir kadn ieri girdi. Savc, bu kzn fazla bir deneyimi yok, diye dnd. Nabznn attn sylersem, adamn l oldunu bile sylemeye cesaret edemez. Ben bir savcym, pek ok ceset kaldrdm. lyle diriyi ayrmasn bilirim. Kaldrn nu. Kaldrn nu! Gen doktor adli tabibin cesedini inceledi, bir sonda takt ve yumruyla gne vurdu, sanki ieniyormugibi. Elena, adamn saayann kendi aya olmadn anlamalarndan korktu. Kendi aya olmadn. Gen adamlardan biri ne oldunu sordu Elena merhumun (merhumun) oraplarn aramak iin yatan altna eldini ve bir y grp ok korktunu syledi. Gen doktor cesedin gne vurmaya devam ederken adam yatan altn inceledi, sonra arkadayla tuhaf bir biimde bakrak orada hibir y olmadn syledi. Doktor bu erkek dayanasna rd ve yardm ister gibi savcya bakt. Hi konuadan anlalar ve gen doktor ly ambulansa gtrmelerini emretti. Cesedin kaldrlmas iin bir savcya gerek yoktu. En kt karabasanlarda bile bir solukluk rahatlama anlar vardr. Bylece herkes karanlk evin dar koridorlarndan geerek kapdan kt, bir lnn yamn kurtarmak iin... Salonu geerlerken gen doktor yalanc minenin kapaklarnn tahtalar ardnda parlayan klan grd ve savcya: "Bu scakta atemi yaktnz?" diye sordu. "Televizyon," yantn verdi Elena. Saaya topallyordu, minenin iinde yanann yam oldunu da syleyebilirdi; drda yanansa, metroda bir yolcunun omuzunun zerinden okumaya baad ve anlalmaz bir delikten ieri drek giderek gerek varoluan ve televizyonunkinden uzakla

gizemli bir romand. Elena daha nce hi topal olmadndan grubu izlemekte glk ekti (ceset asansre yatay sam). Doktor acyarak Elena'ya bakt, merdivenleri inmesine ve ambulansa, yardmclarnn giysilerini zerine geligzel geirdikleri yar plak l adamn yanna binmesine yardm etti; hl yatan altnda olmas gereken ayakkablar ve oraplar hari. Kimse cesedin iki ayann farkl oldunu fark etmemii. Otopsiye gerek kalmad. Gen doktor sradan bir lm raporu yazd, alt taraf bir kalp krizi daha. Bylece Elena'nn ifade vermesine ya da hibir aklamada bulunmasna gerek kalmad. Elena Rincon adli tabibin ailesine haber verdikten sonra, dul eve yetim iki ya da ocuk hastaneye gelmeden kat, kendini gnn armaya baad sokaklara att. Varlnn yeni bir gizemli blgesine girer gibi sokaklara kmaya hazr myd, bilemiyordu. Anlalmaz bir mutlulun penesinde saayan sryerek Francisco de Sales'den Reina Victoria'ya dou yrd; topalln uzamsal alglama sisteminde anlamlandrdndan beri yamnn nceden varln bile bilmedi blgelerine giriyordu sanki. Bir caddeyi geerken kaldrmn zerinde ters dnmbir spor ayakkabs grd. Hava blmeleri vard, strap iindeymigibi duran bu ayakkabya acd. Ayakkaby bandan tutarak bir p kutusuna att, gz nnde lmektense, tek bana mahremiyet iinde lmeyi yeeyeceni dnd. Sakn Yatan Altna Bakma! adl romanda nefes darl eken hava blmeli spor ayakkablarna iliin bir blm oldunu hatrlad. Roman bitirmemii, hl okuyordu, okumalyd; sonradan olma bir topal olarak zorlukla bindi takside biraz okudu. Kent hareketlenmeye baarken evine dnd. Daha pler toplanmam, p tenekesinin yaknnda ok ok hasta bir ift siyah ayakkab ve kafas kark gibi grnen yksek tabanl bir sandalet grd. Genlinde snavlar arasnda okudu pek az sayda romandan birini anmsad. Ayakkablarn yataklarn altndan kmaya baamalar gibi, fareler de lamlardan kmaya baamard romanda ve bu

durum veba salgnnn habercisiydi. Hi korkmadan evine girdi. Vicente Holgado'nun, tm olas Holgado'larn, yatann altnda toplandklarn biliyordu. O durmadan alrken, Devlet'in en karanlk organna, Adalet'in iine szmak iin sama sapan yasalar okur, ezberler, kafa patlatrken de hep ordaydlar. Banyoya gitti, siyah beyaz soyundu, buz gibi dun altna girdi. Sngeri ald, sinir sistemine uyum saama srecinde olan tahtadan bir organ gibi alglad saayan sona brakarak tm bedenini sabunlad. Adli tabibin karsnn, kocasn, adama ait olmayan bir organla gmdklerini anlamamasn umarken, kendi ayann baa bir bedenin paras olarak mezara girmesi dncesinin hona gittini fark etti. Ayn anda pek ok kadn, hatta pek ok adam olmay kabul etmek gibi bir ydi bu. Duan knca tabureye oturarak adli tabibin ayann -tabii ayak adli tabibinse- ok ihmal etti trnaklarn kesti. Sonra mutfaktan yer frasn ald ve yatan yanna elip, hi altna bakmadan frann sapyla adamn ayakkablarn ve oraplarm kard. Yalnzca bir tek orap buldu. brn yemier diye dnd. Ayakkablar bakl, siyah ve ok eskiydiler. Sateki denedi, ayana bir eldiven gibi oturdu. Ayakkab ayandayken daha az topallyordu, yatak odasndan minede geren yanmaya devam etti salona kadar yrd. Savc fkelenerek dnyadaki tm yataklarn altnda ve tm dolaplarn iinde anlalmaz yler olageldini ve insanlarn bunlardan son derece bihaber olduklarn dnd. Bir an bir ayana adli tabibin ayakkabsn tekine kendininkini giyerek adliyeye gitmeyi dndyse de, ayakkab teklerini birbirinden ayrmay zalimce buldu ve doktorun ayakkablarn gnn birinde dul ene gndermek zere dolabna kaldrd. Giyindikten sonra topallayarak soka kt ve bu kez adliyenin nezaretinde oldunu bildi Teresa Albor'u aramann kaygsn duymadan metroya bindi. Bu yokluk romann en heyecanl yerine gelen okurun birdenbire bombosayfalarla karlaas kadar rezalet geldi Elena'ya. tasyon says kadar bosayfa. Adliyeye girince ne mahkmla

konuaya ne de grevli savcya haber vermeye gerek grerek Teresa Albor'un serbest braklmas iin gereken evraklar imzalad. Sonra nbeti odasndaki masann ekmecesinden Sakn Yatan Altna Bakma! adl kitab alarak antasna koydu. Elena kitabn derinlerinden gelen, az di ekildikten sonra ene keminde uzaktan uza duyulan strab andrr bir ac duyuyordu. Aradan birka gn geti. Scak hi azalacak gibi grnmyordu; sokaklar, bar ve kafelerin kaldrmlara att masalarla capcanlyd; her yer donuk kmevsiminin ardndan atei atei sohbet eden merilerle doluydu. Savc Rincn sanki organik olan, bilinmez bir mutluluk pnarndan tap, iyi kapanmambir musluk gibi bedeninde akan bir iyimserli kaplm. Kendine gmsapl bir baston alm, akm zerleri farklln hissederek dolaaya kyordu. Kafelerin taraalarnn nnden geerken bastonunun ucuyla kaldrma gizemli bir kaligrafiyle bir yler yazyor, zerinde o gne kadar hi olmayan n ya da imrenen bakar hissediyordu. Artk evine de yatak odasna da kar korku duygusunu yitirmii, adli tabibin lm Vicente Holgado'nun hayalinin saldrlarn engelleyen bir bedeldi sanki. Yatann altndaki canavarla ok sakin olmasa da hibir tehlike iermeyen bir ilii geliirmii. Yatak odasna girdi zaman ilk iayakkablarn kartyor (saaya tamamen bir erkek aya), plak ayakla ve bastonunun yardmyla odann iinde gezinerek karanlklara ait o yaratn varln iine sindiriyordu. Sonra hem bir heyecan hem de ihtiya duyarak yatan kenarna oturuyor, eteni kaldrp beyaz klotunu bileklerine dryor, biraz orada tuttuktan sonra bir ayakkabsnn iine koyuyordu. Tm bu hareketlerin verdi mutlulu kendisine aklamaya kalknda, hukuk etiminin onu uzak tuttu bir takm zihinsel yollar keettini sylyordu. Arada bir adli tabibin bedeniyle birlikte gmlen saayan anmsad oluyor, kitaptaki teki olmayan ayakkab gibi gidip

onu aramak istese de, ayana duydu zleme direniyor ve insanlarn uzuvlarna duyduklar zalim ve anlamsz bal yenmekten dolay bir tatmin duyuyordu. Elena insann ayaklar, eller, gzler gibi ift organlarnn farkl cinslerden olmalar gerektini, nk dnyay genietirmigibi yaparken aslnda yanstmaktan baa bir i yaramayan sapkn simetrilerinin bozulmas gerektini dnyordu. O sralar her bir teki baa renk olan yazlk ayakkablar moda olmuu. ok gen insanlar iin tasarlanmolmalarna karn savc bu ayakkablardan bir ift alm, soka karken hatta bazen adliyeye giderken bile giyiyordu. Sk sk Teresa Albor'u dnyordu. Ama onun iine girme sreci bitmeden ve tm uzuvlar tamamlanmadan gen kadn aramay dnmyordu. u351 e taksiyle gidiyor ve src ne kadar dinlemez grnse de olsa ona sanki yeni bir felsefeden, hatta yeni bir dinden sz edermigibi nasl topal kaldndan, sakatlndan sz ediyordu. Bir gn topallndan sz etti kadar byk bir heyecanla, bir gznn kr olundan sz eden bir taksi srcsyle karla. Adam ehliyetini alrlar diye kimseye sylemiyormu "Tek gzl olunca," dedi, "derinlik yok oluyor. Her yi tek bir dzlemde gryorum, sanki gereklik bir resimmigibi, ama mdiye dek hi kaza yapmadm." Birinin ksmi krlnn, brnn topallnn onlar asimetriyle, etsizle, orantszla ilintilendiren bir mucize oldu konusunda fikir birline vardlar. Bu orantszlk duygusu, daha nceki bakalarna gre sosyal olarak olanaksz grnen inisiyatifleri almalarna da yardmc oluyordu. Bylece savc bir gn kendini, elinde bir kutunun iine koydu adli tabibin ayakkablaryla adamn dul karsn ziyaret ederken buldu. Kadn kapy anca, sol eliyle pek de dol olmayan ve saelindeki bastonun varln vurgulayan bir hareketle kutuyu uzatarak, "Enizin ayakkablarn getirdim," dedi.

Dul eyznde n bir ifadeyle kutuyu ald ve savcy eve davet etti. Adli tabibin evi de bir zamanlar doktor olmann ciddiyetine inanmbiri tarafndan ar perdelerle dekore edilmii ve ahlaka uygun bir atmosfer sunuyordu. i kadn karanlk, serin bir salonda oturdular. "Gneknca panjurlar kapatyorum ve batana kadar da amyorum. Bylece oda fazla snmyor," dedi kadn, gzlerini yere indirirken. Savc Rincn kadnn kocasnn ayan tanmasndan korkarak saayan sol ayann ardna gizledi. Kadn tandysa bile sesini karmad. Savc, kadnla sylebilecem sezdi, nk meslek yam sresince kimi zaman tanklarla yad, en son adli tabibin lm raporunu veren gen doktorda deneyimledi o kadn dayanasnn varlnn farkna varm. Dul ebastonuna n bir bakfrlatnca savc, "Tm bu tatsz olaylardan sonra topal oldum," dedi. "Kocam yarken topal del miydiniz?" "Hayr, daha sonra oldum." Kadn l kocasnn savcda ne buldunu anlayamamgibi n, hatta hayal krklna uambir ifade taknd. "Erkekler topallardan hoanr," dedi. Sonra savcnn getirdi kutuyu at, ayakkablarn satekini kartarak bir ka saniye yznde dnceli bir ifadeyle bakt: "Kendimi byle hissediyorum ie," dedi, "e olmayan bir ayakkab gibi. Bombo Sadakatsizliklerine raen bir btnn iki yars gibiydik." Savc ona moral vermek iin, "Ama yalnzln da avantajlar var," dedi, "yle dnn." " ana kadar herhangi bir avantaj grmdelim. Tam bir

kadn delim ben." "Zamana ihtiyacnz var," dedi savc. Dul eayakkabnn sol tekini tmyle yalnz brakarak kutunun kapan kapatt ve sateki savc Rincon'a uzatt. "Aln, bu sizin olsun. Hatra." Savc, sol elinde adli tabibin ayakkablarnn sateki, evden kt, bir telefon kulbesine giderek babasn arad. Dnyay yerinden oynatanlarn hukukular del, topallar oldunu syleyecekti. "Ama zlme baba, ben topal oldum," diyerek mesajn, aracl sayesinde ok daha yukarlarla iletim kurdu telesekretere kaydetti. Tam bu srada kaldrmdan herkesten farkl grnen topal bir kadn geti. Savc, babasna aceleyle veda ederek telefon kulbesinden kt ve sol elinde adli tabibin ayakkabsnn sateki, kadn izlemeye karar verdi. Kadnla konurak yeni katld bu evrenle bir iletim kurmann mmkn olup olmadn grmek istiyordu, ama kadn zerinde Esperanto dilini konunlar dernenin tabelas bulunan karanlk ve eski bir kapdan ieri girerek gzden yitti. Elena evine dnnce adli tabibin ayakkabsnn iini inceledi, ama ok derin oldu iin snrn gremedi. Dul bir ayakkab gibi duruyordu, dilinde kaygl bir ifade vard; sanki uzun sreden beri iki olduktan sonra, tek olmann varolual skntlarn yayormugibiydi. Ayakkabya mutfakta amarlar ast balkona yakn bir yer yapt ve yemesi iin ucuz, siyah naylon oraplar ald. oraplar ya yere brakyor ya da yars dr sarkar biimde kirli sepetine atyordu. te yandan adli tabibin ayakkabs sokakta grd tek ayakkablar toplamak gibi bir alanlk geliirmii. Scak ya da hastalk onlar gizli klerinden kartyor, yzlerinde pani kaplmbir ifadeyle kaldrmlarda brakyordu. Bylece ayakkabnn ksa zamanda kendi gibi dul ya da tekini yitirmipek ok arkada oldu ve kayg ifadesi yerini huzur ve durumu kabule brakt. Savc, bunu ayakkabnn dilinden

anlam ya da en azndan yle dnyordu. Vicente Holgado'ya gelince, polis soruurmas bir sre daha bir sonuca varmakszn devam etti, hibir y akl kavuurulamad. Ne ayaklar ne de ayakkablar bulundu. Ararmalara gre yatan altnda da dellerdi, muhtemelen ilerinde lnn ayaklaryla kaybolmuard. Elena Rincn, polisin Teresa Albor ve ailesini bir sre daha rahatsz ettini, ama cinayet iediklerine iliin hi bir kant bulamaynca onlar rahat braktn biliyordu. Savcnn zerinde zel bir etki brakan bu dava arve kaldrld, tpk, cbbesinin cebinde, bir yrek gibi atan Sakn Yatan Altna Bakma! adl kitap gibi. Elena, bir gn evinin salonuna girince mine biimindeki dolabn iindeki hareketin arttn fark etti. Geren kendi sonunu hazrlarmgibi allmadk bir fkeyle yandn grmek iin kapaklar amasna gerek bile yoktu. Bylece vaktin geldine karar verdi. Ayn gn eden sonra Arturo Soria'daki alerimerkezine gitti ve Teresa Albor'un dkknn arad, ama bulamad; onun yerine tabelasnda AYAKKABI HASTANESyazl bir ieri vard. Yaral ya da ciddi biimde hasta ayakkablar ahp raflarda dinleniyorlard. Dkknn her yeri ayakkabyla doluydu, demirden yaplma pek ok kalp, ilerinde ayak olmayan ayakkablar rahatlatmakta kullanlyordu. Savc Rincn tezgha yaklarak Teresa'y hafif bir irkilmeyle selamlad. Kadn da ayn biimde sok bir i rpermesiyle selamna karlk verdi. "Masaj yaptrabilecemi dnerek gelmiim," dedi savc. "O ien vazgetim," diye yant verdi Teresa, "yer uygun deldi, babam bu kundura tamircisini amam nerdi. Hzl tamir." "nemli del," dedi savc, "sol ayakkabm da fena vuruyor

zaten." Teresa Albor savcy tezghn arkasna alrken elindeki baston hakknda bir yorum yapmamasna karn, Elena Rincn topal oldunu vurgulamak zorunda hissetti kendini. "Topal oldum," dedi. Teresa onu bir tabureye oturttu, ayakkabsn yadrgatc bir dikkatle kardktan sonra iret parman iine sokarak sanki zel bir organ yoklarmgibi en derin noktalarn ararp nemli bir y olmadn syledi. "Biraz beklerseniz, ayakkabnzn skntsn giderebiliriz." Savc, kalplarn yannda duran bir kitabn bana gzlerini dikerek acnacak bir sesle, "Tm yamm boyunca bekleyecem," dedi. Teresa savcnn Sakn Yatan Altna Bakma! adl kitaba ilgiyle baktn grnce, "Yoksa okudunuz mu?" diye sordu. "147. sayfadaym," yantn verdi Elena. "Ben de. Ben de ayn sayfadaym. Ne tuhaf." SON

You might also like