Glenn Meade Seytanın Muridi

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.
html
ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
eytann Mridi Glenn Meade eviren: Cumhur Oranc

1 Greensville, Virginia Bylesine souk bir gece, bylesine beyaz bir k, bylesine dondurucu bir lm olamaz. Greensville Cezaevi'nin dndaki, dolmak zere olan park yerine arabam braktmda kar yayordu. Arabadan darya admm atar atmaz, ocak aynn buz gibi havas akcierlerimi ate gibi yakt. Sekiz yandaki Bronco marka arabamn kapsn kilitleyip hapishanenin giriine doru yrdm. Lapa lapa yaan kar, haber kanallarndan gelen ekim ekiplerinin stlerinde dans ediyordu, televizyoncularn aralar ve uydu anak antenleri buz kristalleriyle donmutu. Ayaklarn sertlemi kan stnde atr utur sesler karyordu, ne stmdeki yn manto ne de kakolm insann kemiine ileyen souktan beni korumaya yetiyordu. Ayaklarmda eski deri izmeler vard, mantom ak bej rengiydi, yani lm karas deildi. Bir idama tanklk etmek zere burada olsam da biraz sonra bir insan lecek diye atlar yakmyordum; bu lm kutluyordum. Bir katil birazdan zehiii bir ineyle lecek ve ben, infaz sabrszlkla bekliyorum. nk bu adam yle sradan bir katil deildi. Bir televizyon muhabiri beni tand, seslendi, "Kate, Kanal Be izleyicilerine sylemek istediin herhangi bir ey var m?" Soruyu duymazlktan gelip yrdm. "Bayan Moran, birka kelime sadece. Ltfen. Constantine Gamal birazdan idam edilecek, Tanr akna!" Gazete muhabirleri ilgimi ekebilmek iin ellerini kollarn salladlar, ama ben medyay grmezden geldim ve projektrlerle klandrlan girie vardm. Birka cezaevi grevlisi kapnn yannda duruyordu, kakollar takmlar ve askeri paltolar giymilerdi, havann soukluundan azlarndan buharlar kyordu. Grevlilerden biri kapy at, cezaevi kabul salonunun scak havas yzme arpncaya kadar bana elik etti. Sra sra plastik iskemleler ziyaretileri bekliyordu, bir kede 12 de ikolata ve merubat makineleri duruyordu. Salonun ucundaki hapishanenin i ksmna girilen metal detektrl kapy ve kapnm yanndaki masay grdm. Masada bir grevli oturuyordu, masann nne geldim, kimliimi gsterdim ve cezaevi mdr Lucius B. Clay'in bir tebligatn imzaladm. Onu telefonla zel olarak aram bu gece burada tank olarak bulunma izni talep etmitim. "Sayn Bayan Moran, bu belgeyle 13 ocak, cuma gn saat 21.00'de gerekletirilecek olan Constantine Ganal'n idamnn infazna tanklk etmenize izin verildii teyit edilir." Belgenin altnda da, "eytann piinin lklar atarak cehenneme gitmesine tanklk ederken merubat ikram edilecektir" diye yazsn istesem de byle bir ey yazmyordu tabii ki. Fakat yine de idam tanklar arasnda nasl olsa birka kii kp Constantine Gamal'n idamm bir kara mizah olarak nitelendirir diye geirdim iimden.
Cezaevi grevlisi belgelerimi gzden geirdi, ardndan da yzm inceledi; belgelerimin hepsi sahte olabilirmi gibi bir tavr vard, hatta ne FBI belgelerimi nemsedi ne de cezaevi mdrnn bana gndermi olduu davetiyeyi ciddiye aldm belli etti. Cezaevi grevlisi yzme bakp "Uzman Ajan Katherine Moran m?" dedi. Aslnda cezaevi grevlisine, hayr ben burada federal hkmet grevlisi bir ajan olarak deil, Kate Moran adnda sade bir vatanda olarak bulunuyorum, demek geti iimden, ama ii fazla uzatmak istemedim; grevliye, "Evet, benim" dedim. "Dier tanklar L nitesi'ndeki infaz odasna cezaevi minibsleriyle gnderildiler." "Richmond'a gelene kadar trafik ok youndu, o yzden ge kaldm." "Tabii, anlyorum, kar yznden bu gece herkes ge kald. Merak etmeyin, ben sizi gtrecek bir minibs bulacam. Ama nce izin verirseniz cezaevi mdrn arayp sizin burada olduunuzu sylemem gerekiyor Han'fendi." Grevli, belgelerimi bana geri verdi, ksa bir telefon grmesinden sonra telefonu kapatt. "Hepimiz hazrz. Cezaevi mdr yola kt ve birazdan bir minibs gelip sizi alacak. En fazla be dakika srer." "Teekkr ederim." Tanrm, hep bu an bekleyip durdum. Constantine Gamal cehennem frnnda piirilecek ve ben de bu alay ma seyreder gibi tribnden seyredeceim. Kafam geriye doru evirdim, pencereden darya, haber kanallarnn buz tutmu park yerindeki ekiplerine baktm. Muhabirler, kameramanlar, teknik grevliler kahvelerini yudumluyorlar, snmak iin ayaklarn yerlere vururken azlarndan da buharlar karyorlard. Karl k manzaras park yerini aydnlatan gl klarn altnda gz kamatrc bir beyazlkta parldyordu. te tam o srada bu geceyle ilgili tuhaf bir durum olduunu fark ettim. Radarlarmn alglayabilecei ola13 anstlkte bir eydi bu, ama birtakm nedenlerden tr (belki ge kaldm iin, belki de diken stnde olduum iin) alglayamamtn. infaza krk be dakika kalm olmasna ramen cezaevi dnda, tek bir idam cezas kart grlmyordu. Bir tekinin bile olmamas olaanst bir eydi. Genellikle protestocu gruplar olurdu; byk bir ounluu iyi niyetli kiilerdi; bazlar mum yakarak idam protesto ederlerdi: CNAYETLER DURDURUN ve DAM AHLAK DIIDIR gibi sloganlarn yazl olduu pankartlar tarlar, dualar edip ilahiler sylerlerdi. Ama ocak aymm bu buz gibi gecesinde hibiri yoktu. Dorusunu sylemek gerekirse, idam cezas kartlar arasndan bir kii bile ksayd da Constantine Gamal'n birazdan gerekleecek olan infazn bir trajedi olarak grseydi aardm, idam cezas kartlar arasndan bile bu adamn damarlarna zehir aktmaya gnll birilerinin kacandan emindim. Ama bu idam yle sradan bir idam deil. Ayrca birazdan idam infaz edilecek olan adam da sradan biri hi deil. Aslnda, bu katili tanmlayabilecek en gzel ismi Washington 'lu bir gazeteci koydu: eytann Mridi. Onu Arizona'da bundan bir yl nce yakaladm gn, hayatm boyunca hi unutamayacam bir dnm noktas oldu. Gerekte, o gn iki ok nemli ey meydana gelmiti, ilki, kafama kurun skp intihar etmek isteyiimdi.
2 Arizona
Saat gecenin ikisi, hava allmadk derecede souk ve rzgrl, Se-dona'nn bir uundaym, beylik otomatik silahm kafama dayal, zerinde kara kara yamur bulutlarnn gezindii uzaklardaki le bakyordum. Yamur kaldm Comfort Inn Moteli'nin lamn dvyordu. Yorgunluktan btn kemiklerim szlyordu ve uykusuzluktan imi gzlerim bulank gryordu. Penceremin tesindeki scaktan kavrulmu doa manzaras, insanda sanki dnyann sonunun geldii duygusunu uyandran, ufuk izgisinde imeklerin akt, bardaktan boanrcasna yamurlarn yad Arizona frtnalarndan biriyle dvlyordu. Dnyam duygudan yoksundu, yklmak zereydi, her ey ters gitmiti. Glock marka tabancam yanama dayadm, souk demiri yumuak tenimin stnde hissettim. Bu bana David'in parmaklarnn tenimde dolamasn anmsatt. Tanrm. Bana bunu neden ektiriyorsun? Onsuz zaten ok kt bir yl geti ve bu acnn bir sonu yok. Ne olursun Tanrm, buna bir son ver artk. Silah yeniden akama kaldrrken gzlerimin yalarla dolduunu fark ettim. Dzensiz bir uyku uyumutum ve on dakika nce de bana ok yabanc gelen iddetli, baa klmas g bir aresizliin penesinde uyanmtm. Drt yl boyunca lesiye almak bana aclardan ve sinir bozukluklarndan baka bir ey vermemiti. Kafamn iindeki bir ses bana buna bir son vermemi, David ile Megan'a, yani hayatta en ok sevmi olduum iki insann arasna katlmam sylemiti, ama yine baka bir ses de, David ile Megan'n katillerini yakalamak gibi bir borcun var senin, demiti. Boandm eim Paul benim genellikle sert biri olduumu, ama krk yln banda da olsa bazen yumuadm sylerdi. te o srada da yumuadm hissetmitim. Ama bu durum hi de bana gre deildi. Yatak odamn kapsnn anszn yumruklanmasyla yerimden sradm, az kalsn tetii ekecektim. 15 "Kini o?" diye seslendim ve Glock marka otomatik silahm komodinin zerine braktm. "Kate, ben Lou." Tandk birinin sesini iitmek beni rahatlatmt; gzlerimi sildim, yataktan kalkp kapy atm. Lou Raines karmda duruyordu, gneten teni biraz yanm gibiydi, ama yorgun grnyordu, gmlei ve kravat biraz perianlamt. Huysuz Lou, yani benim patron, azna geleni syleyen, ineleyici konuan bir adamd. O, yirmi be yllk hizmeti czdannda tayan, derisi bir jokeyin k kadar sertlemi. Washington DC ynetim brosunda grevli mfetti ajand. Ama FBI'ya katldm gnden beri bana kar bir baba gibiydi, ben de onu her zaman sevmitim. Hatta onunla hep ayn eyleri hissettiimizi bile dnrdm. "u yamura bak, amma da kasvetli yayor, deii mi mio? Hey, yle paldr kldr ieriye girdiim iin kusuruma bakma arm gibisin." Lou'ya oturmas iin yer gsterdim. David'in aabeyi Patrick'in bir yelkenli yat vard, bir gn David'le birlikte Lou'yu bu yatla gezintiye davet etmitik, ite o gnden beri bana ne zaman taklsa hep "mio" derdi. "Ben de seni Mag'larla Hawa'de haftalk tatildesin sanyordum." Lou ceketindeki yamur sularm silkeledi, homurdanarak kapy kapatt. "Biz dn sabah dndk" dedi. "Karm, ba baa tatilimize bir gn daha devam edersek, birimizin cinayetle yarglanacana karar verdi, ben de madem yle, o zaman gidip soruturma ne durumda bakaym dedim. Brodan da senin burada olduunu rendim." "Buraya ne zaman geldin?" "Dn gece Phoenix'e vardm, son dakikada uakta yer bulabildim ve bir araba kiralayp buraya geldim. Dayak yemi gibi bir halin var. Seni uyandrdm m?" Lou'nun hi de can skld iin kalkp da buralara kadar gelmi gibi bir hali yoktu, bu yzden de gardm almaya karar verdim. "Biraz dinleniyordum" dedim. "Sen de iyisindir umarm."
Odann iini gzden geirdi, komodinin zerinde duran kahve fincanm ile Glock'uma, krklndan, almadan zerinde yatld anlalan yatak rtlerine ylesine bir bakt. "imden sana, en son ne zaman yle gzel bir uyku ektin, diye sormak geliyor." Bir haftadan beri geceleri saatten fazla uyku uyuyamamtm. "Durup dinlenmeden ii bitirmeye alrsan ne hale geleceini biliyorsun." Lou'nun kalar atld. "Be yldan beri bu ii bir an nce bitirmeyi umut edip duruyoruz. Benim yokluum srasnda bir eyler oklu gibi geliyor bana. Anlatmak ister misin?" "Katilimizle ilgili teorimizi hatrladn m?" Lou slak ceketini kard, bir iskemlenin arkasna ast ve eliyle kel kafasn kad. "Bir sr farkl teorimiz vard Kate. Hangisi olduunu hatrlatsana bana." 16 Lou'nun oraya gelmesi fkemi de yattrmt, yatan zerine oturdum. "u ana kadar Mrit'le ilikilendirdiimiz yirmi sekiz maktuln tamam ikier ikier ldrld, cesetleri de yakld. Bunlar ounlukla ya baba kzdilar ya da aralarndaki ya fark nedeniyle, yal adam olan baba ve gen bayan olann da kz olarak kabul ettik; sadece vakada, ldrlen ikililerden gen olan bulu andaki erkeklerdi. ounluu Amerika'da ldrlse de ikierli maktullerden onu yurtdndaki ehirlerde ldrldler. Bu ehirler Paris, Londra, Roma, Viyana ve stanbul'du. te bu yzden de balarda katilimizin ya bir uak pilotu ya uluslararas b iadam ya da st dzey holding yneticisi olduunu dnmtk. Ya da kurbanlarn ldrmeden nce benzodiazepinle uyuturduuna gre tp ya da veterinerlik eitimi alm biri olabileceini dnmtk." Lou ban "evet, yle" anlamnda sallad. "O zamanlar bu bize makul bir deerlendirme olarak gelmiti; nk tamamen yanmam baz kurbanlarn cesetlerinde bu ilacn izine rastlamtk. Bu da bizi kmaza sokmaktan baka bir ie yaramad Kate. Ancak, her cinayetini bir ncekinden daha profesyonel bir abayla ve cinayetlerini en mkemmele ulamaya abalayarak ya da dengesiz beyninin kusursuz olarak niteledii biimde ilemesi seri katil mantna uygundu. Sen ne diyorsun bakalm?" "Elimizde yeni ipular olmadn grnce ben de geriye doru gitmeye karar verdim. Her eyi bir baka adan yeniden ele alacaz." "Ne as bu?" diye sordu Lou. "Mrit'in cinayetleri hep aa yukar alt ay aralklarla meydana geldi, en fazla bir aylk bir oynama olmutur, ite bu yzden ben de nmzdeki bir iki ay ierisinde bir dizi yeni cinayet meydana geleceini tahmin ediyorum. Senin izne gitmenden hemen sonra, bir buuk ay ierisinde lkede yaplacak olan her uluslararas konferans gzlemlemeye karar verdim. Toplam say elli iki. Aratrma birimini be ekibe bldm ve bu konferanslarn hepsini izlemeye baladk. Sadece bu hafta iinde, sekizinci kongreyi gzlemledik." Lou bir kan kaldrd. "Bir sr i yani" dedi. "Sedona'daki ne toplants peki?" "Sheraton'da otuz lkeden yz yirmi delegenin katlmyla akl ve. ruh sal uzmanlar iin bir sempozyum dzenleniyor." Lou, "Peki o zaman strateji nedir?" dedi. "yle balayalm, Mrit'in kurbanlarnn ldrlp paralandklar yerlerin byk bir ounluu uzak, sapa yerlerdeki yer alt mahalleri, genellikle de maaralar ya da tneller, terk edilmi maden kuyular, yeralt metro istasyonlar, mahzenler, gzden rak, kapal ve karanlk neresi varsa oras. Kurbanlarn cesetlerini tyler rpertici trenlerle yakyor, iki maktuln arasna, siyaha boyal ahaptan kk bir Isa'l ha brakyor. Cesetler olaydan epey bir sre geinceye kadar bulunamyorlar, bulunamad sre zarfnda
da katilin kulland ulam aracnn geride brakt izler eitli etkenlerden tr silinmi oluyor. Bulduu17 muz iki adet belli belirsiz araba tekerlei izi de cinayet mahallerinde yaan saanak yamurdan tr hibir iimize yaramad. Ayrca, Isa'l halar bulduumuz mahallerde, geride hibir iz braklmamt." Lou kafasn "evet" anlamnda sallad. "Isa'l halarn ne anlama geldii konusunda geerli bir neden bulamadk, tek dndmz ey bunun dini bir gerekesi olabilecei. imdi bana araba kiralayan delegeler stnde younlatnz falan sylemeyeceksindir herhalde? Bir de hani dini konularda gemii falan olanlarla ilgilenmemisinizdir umarm. Eski rahiplerle ya da halen grevlerini srdrenlerle ya da pastrlerle demek istiyorum." Bam "hayr" anlamnda salladm. "Dini gemilere girebilmek iin daha fazla zamana gereksinimimiz var Lou. Armut pi azma d olmad, zanl karmza rahip yakalyla kmad srece bu konuyu bir tarafa brakmalyz. Ama arabalar konusunda haklsn. Delegelerden yirmi drd araba tuttu. delegeyi kadn olduklar iin saymadk nk profil uzmanlarmz aradmz kiinin bir erkek olmas gerektiini sylyor, bir de bir nc kiiyi ya profilinin dnda olduu iin listeden kardk." Lou kafasn sallad. "Tamam. Konuya gelelim." "Katilin yirmi be ile krk yalar arasnda bir Amerikan vatanda olduunu dnyoruz, nk cinayetlerin byk bir ounluu Amerika'da ilendi, bu niteliklerde araba kiralayanlar arasnda drt kii bulundu. Ben bu drt kiiden setikleri araba tipine gre eksiltme yaptm, iki kii st ak spor araba kiralad, bu tr arabalarda ceset tayacak genilikte bagaj bulunmuyor, ayrca bu tr arabalar ok lks grnml arabalar olduklar iin dikkat ekiyorlar, bu yzden de birilerini karmaya uygun arabalar deil, ite geriye gzmz zerinden ayrmamamz gereken iki delege kald. Bu arada bir ikinci ekibim de Chicago'daki Hilton'da bu gece yaplacak olan dii kongresinin kat-lmclaryla ilgili inceleme yrtyor." Lou'nun dudaklarnda bir glmseme belirdi, bir kan kaldrd. "Btn bu emeklerin harcamalarnn faturasn grnce patronun ataca boklar temizlerken epey ter dkecek olsam da almandan etkilendim. ok almsn." "Ben bir de orman bekilerinin uyarlmalarnn iyi olacan dndm, zellikle de Sedona blgesinde, maaras olan doal koruma alanlarnda alanlarn, nk bunlar katilimizin iine yarayabilecek trden yerleri oluturuyor. Orman bekilerine nmzdeki birka gn boyunca gzlemlerinde biraz daha dikkatli olmalarn, karlarna kan biri en ufak bir phe ektiinde hemen bizimle temasa gemelerini ya da polisi armalarn syledim. Onlar da en ufak bir phede bizi bilgilendireceklerine sz verdiler." "Gzel bir alma yapmsn. Peki Vance Stone nerede? 0 da bu ite mi?" 18 "Hayr, o birka gnlne izinli." Lou kalarn att. "Onu da armay dnmedin mi? Stone bence ok iyi bir uzmandr Kate." Vance Stone alma arkadalarmdan biriydi, ama aramzda birtakm meseleler vard. "Tabii ki yle, ama aramzn nasl olduunu da biliyorsun, kedi kpek gibi kavga edip duruyoruz. Bu yzden de yaplacak en iyi iin birbirimize ayak ba olmamamz olduunu dndm." Lou kafasn iki yana sallad. "Seninle hemfikir deilim. Peki senin u izlemeye aldn iki adam kim?" "te beni heyecanlandran da bu nokta Bunlardan biri arap rengi bir Toyota Camry kiralad, dieri de ak mavi bir Ford Taurus. Aralarnda grn beni daha ok heyecanlandran Taurus'u kiralayan."
"Neden seni heyecanlandrd ki?" "nk bu arabay kiralayan Constantine Gamal adnda bir psikiyatrisi. Ermeni asll bir gmen, bu lkeye on be yl nce renci olarak gelmi ve burada kalmaya karar vermi. Soyad aslnda Gamalyan ama ksaltm, ayrca vatandalk bavurusunda ocukluunu stanbul'da geirdiini sylyor. Bakn ite, bana fakslanan bilgi burada." Dosyamdan bavurunun bir kopyasn karp Lou'ya verdim, Lou da eline alp kd inceledi, kafasn kaldrp bana bakt. "Bence ihtimal dahilinde. Baksana. Adam psikiyatrist olduuna gre kendini kaptrp acmasz bir katile dnm olabilir. Bu benim de aklma yatt. Bana undan biraz daha bahsetsene." "Burada grmezden gelinmeyecek kadar nemli bir tesadf sz konusu. Mrit'in cinayetlerinden ikisi Virgi-nia'da ilendi, bir de stanbul'da. Gamal'n bu her iki blgeyle de balants var." Lou'nun gzlerinde imekler akt. "Peki Virginia'yla balants ne?" "Bilmem inanacak msn ama Bellevue Akl ve Ruh Sal Enstit-s'nde alyor, Angel Krfezi yaknlarnda, yani evimden on dakika uzaklkta. Ayrca profile de ok uyuyor. ok iyi eitim alm bir profesyonel, otuzlu yalarn sonlarnda, evlenmemi, deerlendirme yapabileceimiz bir ailesi de yok ortada Dahas var, hani tesadf demitim ya, aslnda ben bu adamla karlatm bile." Lou'nun kalar atld. "Ciddi misin?" "Paul'le evliliimiz kmaza girmeden nceydi travma sonras bozukluu yaayan ve kendi isteiyle Bellevue'ye yatan bir polis arkada ziyaret etmemiz gerekiyordu. Gamal onun psikiyatrisiydi, Paul'le birlikte onunla ksa bir grme yapmtk." "Nasl birine benziyor?" "Hani renciliinde inekleyip duran hanm evlatlar vardr ya, biraz yle ve biraz da hayattan bezmi, mlayim bir muhasebeciye. nce yapl, kaln ereveli gzlkler takan, varlyla yokluu bir biri. Hani kimsenin gzne arpmayan, silik tiplerden." 19 Lou elindeki vatandalk bavurusunu bana geri uzatt. "Peki adamn izlenmesinden herhangi bir ey kt m?" Bam "hayr" anlamnda salladm ve elimdeki belgeyi dosyann iine koydum. "te zaten sorun da burada, darya admn bile atmad. Zannederim yatanda uyuyakald. Bugn leden sonra yaplan izofreni hastalklarnn tedavisi zerine panelin ardndan akam yemeini erken bir saatte yedi ve akam saat dokuzda da perdelerini ekti, sonra da odasndan ayrlmad. Adam biraz daha izlememiz gerekiyor. Belki de epeyce." "Bakarz. Peki ya Toyota'y kiralayan kim?" "Ondan da bir ey kmad. Drt saat nce odasna bir fahie getirtti. Byk gsleri olan bir kadn, salar uzun, bacaklar da uzun, ayrca yksek keli ayakkablar giyiyor. Kadn yarm saat sonra odadan kt ve sonra bir baktk adam sedyeye koymular, lobide ambulans bekliyor, gs arlar varm, kalp krizi geirmesinden pheleniyor-larm. O saatten beri de hastanede." Lou yorgun yorgun iini ekerek, "Mthi dorusu" dedi. "Bu orospu ocuunu asla yakalayamayacakmz gibi bir his dodu iimde. Hani bir tane Green River katili vard, ancak yalandnda ele geirilmiti, ama ele geirildiinde cinayet ilemeyi de oktan brakmt, bu da onun gibi olacak galiba." Yatamn yanndaki sandalyeye kt. "Bence artk benim de bir eyler sylememin zaman geldi de att Kate."
iimden bir ses Lou'nun buraya esas geli nedenini birazdan iiteceimi syledi. "Seni dinliyorum." Pencerenin tesinde bir imek akt ve Lou bir an kafasn evirip imee doru bakt; bakarken yznde sanki bana syleyecei eyleri kafasnda tartp biiyormu gibi bir ifade belirdi, derken bana dnd. "Bizim FBI u eytann Mridi'ni yakalayabilmek iin alt buuk yldan beri elinden geleni yapyor, bu katilin radarmza taklmasndan sonra Chicago ve DC'deki ifte cinayetlerini ilintilendirdik, zel bir aratrma ekibi kurup onu yakalamaya altk. Bu alt buuk yln drt ylnda ekibin banda sen vardn, ben terfi alnca ynetimini sana devretmitim, nk bu vakann bana yeni birinin gemesini istemitin. Vakay sana devrederken bir soruturmay senden daha iyi kovalayabilen birini de tanmyordum. Greve geldiin andan itibaren haftann yedi gn yirmi drt saat altn. Kiisel olarak byle bir eyi nasl yapabildiini bilmiyorum. Ben de senin ekipteki baka biri de bu kadar kouturmacya dayanamaz havlu atard." htiyatl davranmam gerekiyordu. "Sanki ufukta bir 'ama' varm gibi bir hisse mi kaplyorum acaba?" Lou bir "P dedi. "Kate, bence senin de atn zerinden inip dizginleri bir bakasna devretmenin zaman geldi." Lou'ya kuku dolu gzlerle baktm, birka dakika nceki ylgnl20 mn yerini fke almt, onurumun krld hissine kaplmtm. "Yerime sert mi geiyorsun?" www.cizgiliforum.com "Kate, sen Washington ynetim brosuriri bugne kadar yapt en nemli soruturmalardan birini yrttn. Ama kendi iyiliin iin birazck ara vermen gerekiyor. Sen sadece yirmi sekiz kiiyi ldnn bir seri katilin peinde komuyorsun. Sen son alt ay iinde hem nianln hem de nianlnn on drt yandaki kzm katletmi bir katilin peinde kouyorsun. tamamen kiisel bir kovalamacaya dnt. te bu adam Tilerken kendini kmazda bulup durmann nedeni de bu." Komodinin zerinde duran Glock'uma bir gz attm, eer on dakika nceki perianlm bilse Lou ne der diye geirdim iimden. David'in takt nian yz hl parmamdayd; beyaz altn halkann zerinde basit bir elmast bu. Bu yzk bana David ile Megan'm ldrlmelerini hep hatrlatp duruyordu, zaman zaman da bu olay asla kafamdan silip atamayacam dnyordum. Lou'yla gz gze geldim. "Bunu kiiselletirenin Mrit'in kendisi olduunu ikimiz de biliyoruz. Vakadan medyaya yansyanlardan emberi daralttm ve onu yakalamaya ok kararl olduumu biliyordu. Bu yzden de beni sarsmak amacyla David ile Megan' ldrd. Ama onlar ldrerek onu yakalama konusundaki kararllm daha da pekitirdi. Beni bu vakadan alarak istediini elde etme frsat tandn grmyor musun? Ben vakadan ekilirsem, kazanan o olacak." uKate..." Lou kafasn iki yana sallad. "Kate, senin onca iyi abana karlk bu soruturmann hibir sonuca varamayaca gereiyle yzlemek durumundasm. Bu katili bulabilmek iin src koltuuna yeni birini oturtmamz gerekiyor. Tabii bir de yle bir gerek var Eer kendine dikkat etmezsen katili yakalayaym derken kendini ona ldrteceksin." imden bir ses Lou'nun hakl olduunu syledi: Varln hissettirmeye balayan gerginlik beni korkutuyordu. Biraz nce yaptm gibi beylik tabancamla oynamak pek bana zg bir davran deildi. Hatta intihara teebbs etme dncesi bile kiiliime aykr bir eydi. "Lou, bana birka ay daha bir sre tanan." "Keke tanyabilsen, ama kararm kesin." "Ya sen karmazsan, karan ben verirsem?" "Zaman israfndan baka bir ey olmaz. Patron gider benim yerime biri bulur."
"Peki o zaman ben de tay ykseltiyorum." "Kate, mantkl ol biraz..." "Benim yerime kim gelecek?" "Senin yerine Vance Stone'u dnyorum. Bu sayede o ok istedii terfisine de bir an nce kavuur, tabii eer katilimizi yakalayabilirse'' Stone'un terfisiyle bir sorunum yoktu, ama Lou'nun beni byle silip atmas yzme bir tokat gibi ylesine inivermiti d syleyecek bir sz 21 bulamyordum. Kap alnd. Atmda karmda aratrma birimi ajanlarndan birini salar yamurdan srlsklam bir halde buldum. "Rahatsz ettiim iin kusura bakma Kate..." "Ne var?" diyerek ajann szn azna tkadm. "Sedona'nn d tarafnda bulunan doal koruma alanndaki orman bekilerinden imdi bir haber geldi. lklar iitmiler, birinin maaralarn yaknlarnda gizlice dolatn dnyorlar. Polisler adam keye sktrmlar. Biz de bunun adammz olabileceini dndk Kate. Kt haber ise, adamn elinde gen bir kz rehine olarak tutmas." 3 Tim elemanlar avlarna yaklayorlard. Mrit kireta maaralarn ilerinde gen kz peinden srkleyerek kayordu. Kpeklerin havlamalarn iitince daha da hzland, bedenindeki btn gzeneklerden ter fkryordu. Boynundaki kordonun ucunda sallanan ey profesyonel amal bir el feneriydi ve sol elinde skca tuttuu az trtkl bak kan iindeydi. Durmadan kouyordu. Peinden gelenlerle arasndaki mesafeyi elinden gelebildiince korumaya alyordu, ama on yandaki kzn sk sk tkezleyip durmas hzn kesiyordu. Kzn ad Melanie Colleen Jackson'du, kz ve babasn kardktan sonra kzn eyalarn kartrdnda ancak bu kadar bir bilgiye ulaabilmiti. Kzn ellerini ve azn gri renkli ambalaj bandyla balamt, ama kzn korku dolu inlemeleri etraftan duyuluyordu. Bakla kzn iini bitirip ondan kurtulmak istese de iinden bir ses kz elinde rehine olarak tutmasnn daha iyi olacan sylyordu. Tnelde bir atala vard, nnde tnel ikiye ayrlyordu, biri sa tarafa gidiyordu, dieri de sol tarafa her an yakalanabilecei korkusunu duyarak bu tarafa daha nce gelmi miydi gelmemi miydi hatrlamaya alt, ama tepelerinden sarkan parlak floresan lambalarn sarp duvarlar aydnlatt maaralann ileri hep birbirlerini andnyordu. Mrit'in atletik bir vcudu vard, kasl ve yaplyd, ayrca birka saniye durmas nefesini yeniden toparlamasna yetiyordu. Kaybolmu olduundan emin olsa da kamaya devam etmesi gerektiinin farkndayd, kurtul maktan baka bir ey dnmyordu. Kzn yzn mengene gibi kavrad, adamn eliyle kapatt azndan zar zor nefes alabilen gen kz kanl bak yanana dayandnda acdan inledi. "eneni kapayp komazsan baban doradm gibi seni de dorarm, anladn m Melanie?" Kz ban "evet" anlamnda sallad, nemli gzleri lm korkusuyla kocaman kocaman almlard. Adam ba kzn yznden eldi, geriye krmz bir iz kald. "Merin sana kk kz. u gzel bacaklarn altrmaya devam et bakalm." 23 Mrit yine komaya, kz da peinden srklemeye balamt. Polis kpeklerinin lgnca havlamalarn iitti, bunun bir lm kalm ka olduunu artk ok iyi biliyordu ve geriye sadece tek bir soru kalmt.
Nasl oldu da her ey bylesine ters gitti? Sheraton Oteli'nden gece saat on birde ktnda her ey yolunda gidiyordu. Peruk ve byk takarak klk deitirmi, Dockers marka siyah bir anorak ile mavi bir kuma pantolon giymiti, ince, suni deriden kahverengi eldivenler takmt, ayanda da ayak izi brakma ihtimali karsnda cinayet yerinden, ok uzakta bir yerlere atabilecei ucuz bez ayakkablar vard. Siyah renkli doktor antasnda ihtiyac olan malzemeler vard: ten rengi deriden stnde bir bak takmnn dizili olduu kasap kemeri, testereler ve kurbanlarn paralara ayrmaya yarayan satrlar, ameliyat eldivenleri, sabun ve daha sonra kendini temizlemek zere ielenmi su. Otelinden ayrlmadan nce her eyi en kk ayrntsna kadar planlamt. Her zaman olduu gibi iki odal bir kral dairesi ayrtmak istemi, rezervasyon yaptrrken, "ki odal bir site ihtiyacm var. Ailemden iki kii daha sonra bana katlacak" demiti. 0 sitte ondan baka kalan yoktu, ama bu taktik sayesinde phe ekmediinden, gerek kimliine tanklk edilemeyeceinden emin, bitiik dairenin kapsndan kabilecekti. ehri tanmak amacyla araba kiralayp dolayor, ka yollarn planlyor, ama kurbanlarn karmadan nce kiralad arabay otelin garajnda brakyordu. ite yine arabasn otel garajna braktktan sonra bir taksiye binerek ehrin dousuna gitmi, bir bilardo salonunun dndaki dar bir sokakta duran byk bagajl alt yandaki mavi bir Pontiac' gzne kestirene kadar caddelerde yrmt. Arabann kaps kapalyd, ama anahtarlar kontak kilidinin zerinde duruyordu. Pontiac' alp sokak tede arabann plakalarm mknatsl sahte plakalarla deitirdi, ardndan ehrin gney tarafna gidip bir benzincide durdu. Plastik bir benzin bidonu satn alp iini yirmi litre benzinle doldurdu, bidonu arabann bagajna koydu, Birinin kalkp arac tespit etmesi halinde alnt araba kullanmak onu koruyacakt. Stetoskop ile siyah anta yolcu koltuunda duruyordu, bunlarn yannda bir harita, ince bir el feneri, deri alt rngas ile kaln bir deriyle rtlm ince demir ubuktan oluan lm aletleri kullanlmak zere hazr bekliyorlard. Derken Sedona'nn arka sokaklarnda dolamaya balad, yeni kurbann aryordu, nk ldrme arzusunu midesindeki alk gibi hissediyordu. En azndan ikier ift potansiyel kurban tespit etti, ama sokaklar ya ok kalabalkt ya da etrafta tanklar vard. Geceyars olduunda, frtna bulutlan karanlk gkyznde toplanm, caddeler, sokaklar boalmt. Tam o gece kendine yeni kurbanlar bulma umudunu yitirip Pontiac' Sheraton'dan on cadde tede bir yere brakp sahte plakalar da 24 skmeyi dnrken ans donuverdi. zerinde yanp snen pembe bir neon kla "Dans Stdyosu" yazan yerin nnden geerken bir adamn ve gen bir kzn kapdan kaldrma ktklarn grd. Adam karanlk stdyonun n kapsn kilitlerken kz da n tarafa park etmi To-yota'ya binmek zereydi. Mrit caddedeki klarn ounun sndrlm olduunu, yolun da bombo olduunu grd; etrafta ne bir yaya vard ne de oradan gemekte olan bir araba. Cinayet ileyebilecek olmann umuduyla kalp atlarnn hzlandn, avularnn terlemeye baladn hissetti, bedeni heyecandan yanyordu. Pontiac' durdurdu, arabann yan camn indirdi ve potansiyel kurbanlarn abucak inceledi. Kzlms salar, yumuak dudaklar ve masum baklaryla kz on iki on yalarmdayd. Adam kzn paltosunun altnda yeil renkli bir stre dans giysisi olduunu fark etti. Baba kz m bunlar? yle olmasn umuyordu. Kurbanlarn akrabalk derecesinin yaknl lsnde cinayetin heyecan artyordu. Mrit stetoskopu koltuktan alp boynuna takt. Alet basit bir tuzaktan baka bir ey deildi, insanlarn karlarnda bir doktor grdklerinde psikolojik olarak savunma mekanizmalarn kullanmadklarn biliyordu. Kafasn arabann penceresinden darya kard. "Merhaba. Mmknse bana StCatherine Hastanesi nin yolunu tarif edebilir misiniz? Zannederimyolu kaybettim." Adam karanlk gkyznde bir imek akarken iyerinin kapsn kilitlemeyi bitirdi. Yabanc adamn stetoskopunu fark etti, Pontiac'a yaklat ve ban sallad. "Hi duymadm, Beyefendi, ismin doru
olduundan emin misiniz?" Mrit adamn bedeninin ince, ama yapl olduunu fark etti. Kz gibi, herhalde bu adam da bir dansyd. ok fazla zorlanmadan adamn iini grebileceini dnd. "Evet, zel bir hastane. Ben doktorum, acil bir vaka iin hemen oraya gitmem gerekiyor. Ama burada yollar bilmiyorum. Haritam var, ama bir ie yarar m, bilmiyorum." Mrit adama haritay ve el fenerini verip arabadan indi. Kzn yolcu koltuu tarafndaki kapdan be adm tede durduunu grmek adam rahatlatt -kzn iini de hi sorun yaamadan hemen grebilecekti- bu arada kurbanlarn karma kararn kesinletirmeden nce bo sokaa bir kez daha gz att. Birazdan olacaklarn beklentisi iinde sanki elektrik akmna kaplm gibi tepeden trnaa titredi. Yamur iselemeye baladnda adam da haritay inceliyordu. "Ben burada St Catherine diye bir yer gremiyorum, Doktor Bey." Hi yant vermeden Mrit kolunu kaldrd ve gz ap kapayncaya kadar deri alt rngasn adamn boynuna saplad. "N'oluyor be..." Adam elini boynuna gtrd, aknlkla geri gerigitti ve sanki un uval gibi yere yld. Korku iindeki kz eliyle azn kapatt. "Baba!" 2', Mrit hoyrata boynundan tuttuu kz kolundan itti. Kz inleyerek yere yld. u benzodiazepin mthi bir eydi. Ksa syleniiyle benzo, uygulanr uygulanmaz uyku veren gl bir narkotikti, genellikle zorluk karan psikiyatri hastalarn saketirmede kullanlrd. Mrit kan ter iinde kalmt; bilincini kaybeden kurbanlarn teker teker yerden kaldrp Pontiac'n bagajna koymu, azlarn ve ellerini ambalaj bandyla bantlamt. Kurbanlarn bagaja kilitledi, sonra da yerden haritay ve adamn arabasnn anahtarlarn alp cebine att, ama el fenerini elinde tuttu. Artk hzlanan yamur bo sokaa yayordu. Elindeki fenerle yere bakt, acaba o ya da kurbanlar yere herhangi bir kant drm myd; bir ey bulamaynca da Pontiac'a bindi ve oradan uzaklat. Gece saat birde maaralara varmt. Arabay birka aacn bulunduu bir yerin arka tarafna park etti, ayakkablarna kaln galolar takt, baygm durumdaki kurbanlarn maarann elli metre kadar iine teker teker srkleyerek gtrd, yamur yamaya devam ediyor, frtna da gittike iddetleniyordu. Uyuturduu kurbanlarn yere yan yana sralama iini bitirdiinde yamurdan srlsklam olmutu. Cinayet blgesine daha nceden kez gelerek her taraf gzden geirmiti. Buras duvarlarndaki Apai Kzlderililerinin resimleriyle ne kan turistik bir yerdi; kamyonetlerle gelip park evresinde bira ierek kafa eken genler dnda kimsecikler olmuyordu. Ama saatlerin geceyarsn getii byle rzgrl bir gecede buras tamamen terk edilmiti. Mrit yzndeki yamur damlacklarn sildi. imdi kesme iine balayabilirdi. inin tam orta yerinde kzn inleyerek aylmaya baladn grd. Adamn cesedi kanlar iindeydi ve Mrit cesedin yanna el byklnde siyah tahtadan bir ha koymutu, yannda da bir benzin bidonu duruyordu, kzn iini bitirdikten sonra bidondaki benzinle cesetleri yakacakt. Mrit her cinayetinde kurbann kesip dorarken hissettii mthi canll, kzn babasn keserken de hissediyordu. i coku doluydu, tm bedeni heyecandan deta yanyordu. Adam doramak iin kulland bak takm ile satrlar' talarn zerine dzgn bir ekilde sralanmt, kurbannn gvdesinden bir cerrah titizliiyle kartm olduu organlar ise yerde kanlar iinde st ste ylm bir halde duruyorlard: kalp ve akcierler, pankreas ve dalak, karacier, barsaklar ve mide. Kzm zerine eildi, kzn gzkapaklan titrerken yeniden almaya balamak zereydi, Kz ayld, sersem sersem etrafna baknd. Ne kzn bu kadar abuk aylacan hesaplamt, ne de kzn azndaki bandn
26 geveyebileceini; kulland benzo miktarnda bir ekilde hata yapmt. Kz yannda yatan babasnn ii boaltlm cesedini grr grmez korkun bir lk att, lk maarann her yerinden bir siren gibi duyuldu. Mrit el yordamyla siyah antann iinden ambalaj bandn karp kzn azn byk bir glkle bantlad. Sesi duyulmaz hale gelen kz artk ta kesilmi gibi kaskatyd. Tam bak setinden eline bir bak alp kesip bime iine yeniden balayacakken ta tkrtlarna benzer bir ses iitti. Kalarn atp sese kulak kabartt, ama baka bir ey duyamad. Kzn l ya birilerini harekete geirmiti ya da vahi maara hayvanlarndan birini rahatsz etmiti? Emin olmas gerekiyordu, bu yzden de kz orada bal bir halde brakt, el fenerini ald ve inceleme yapmak iin maarann azna doru elli metre kadar yrd, trtkl ban elinde sk sk tutuyordu, att her admda hisleri biraz daha fazla evikleiyordu. Hi ummad bir anda akan gl bir projektrn na yakalandnda niformal iki orman bekisi karsnda bitivermiti. "Dur! Olduun yerde kal!" Maarann ii bir anda apaydnlk oluverdi, bir elin arteli "klik" sesi kartarak kaldrmasyla duvarlara belli aralklarla monte edilmi flo-resan lambalar bir dizi titrek yanp snmelerin ardndan maarann iini aydnlatmaya balad. Mrit neye uradn anlayamad, panik halinde hemen kzn yanna gitti ve kz peinden srklemeye balad. Kouyor, bir galeriden kp dierine koarak giriyordu, ama on be dakika sonra kendini balad yerde buldu, buras kzn babasnn lsnn durduu k yeriydi. Bir galeriden dier galeriye daireler izerek gemi ve sonunda buraya varmt. Mrit kz yere doru itti ve kendisi de bir kaya kntsnn zerine yld. Vcudunun btn gzeneklerinden ter fkryor, kayann stne km solumaktan baka bir ey yapmyordu. Nadiren silah tard, baklan ve kurbanlarn uyutan deri alt rngasn silaha tercih ederdi, ama imdi keke bir silahm olsayd, diye geiriyordu iinden. Orman bekileri ortalkta grnmyorlard, ama seslerinin kireta galerilerde yanklandn iitti, peindekilerin maara duvarlarnda uuup duran glgelerini grd ve uzaklardan bir yerlerden kulana kpek havlamalar geldi. Yaklayorlard, hisleri ona birazdan ellerine debileceini sylyordu. Peki ama onu nasl bulmulard'/ Tuzaa dmt, ama henz her ey bitmi saylmazd. Kolunu kzn boynuna dolad, elindeki ba da kzn tomurcuklanan gslerinin arasna bastrd. Birazck bask yapt m bak kzn kaburga kemiklerinin arasna tereyana girer gibi girecek ve kzn kalbini delecekti. Kz artk onun rehinesiydi. Buradan knn biletiydi. Az kapal kz iin iin alyor ve terler dkyordu, o srada adam kzn kulana, "Ben ne dersem aynen onu yapacaksn Melanie" dedi. "Sakn kprdama da buradan sa salim bir an nce kalm. Yoksa senin o gzel 27 kalbini skerim. Anladn rai?" Kz alamay kesti. Gen bedeninin tir tir titrediini hissetti ve kzn korkusu adam heyecanlandrd. Peindeki adamlara bir neride bulunacakt, adamlar neriyi kabul etmek zorunda kalacaklard, aksi takdirde rehinesi lecekti. Kzn gsne dayad baa bakarak dmanlarn bekledi. ittii birtakm seslerin ardndan adam ve bir kadn ortaya kt. Hepsi silahlydlar ve zerlerine FBI yazan ak mavi rzgrlk giymilerdi, ar admlarla maarann iine girerlerken silahlarn katilin zerine dorulttular. O anda kadn tand, yzn televizyonda ve gazetelerde grmt. Kate Moran bu muydu? Demek yllardan beri onun peinde koan, onu ele geirip adalete teslim edeceini orada burada syleyip duran orospu buydu. Kadnn gzlerindeki nefreti grd; bu nefretin younluu kadn yiyip bitiriyordu. Katil ba gen kzn gslerinin arasnda tutuyordu. "Orada durun yoksa kz da babas gibi lr."
Sivil polislerin kiretamdan kntnn zerinde duran paralanm cesede bir an baktklarn grd, Moran'a doru, "Sen" dedi. "Silahn klfna koy ve ne doru yr. Dierleriniz olduunuz yerde kaln. Siz de silahlarnz yere koyun ama koymadan nce arjrleri karp ileriye atn, yoksa kz ldrrm. Tartma yok." Polisler ne yapacaklarn bilemez bir haldeydiler, ama ksa sren aknln ardndan ekibin banda olduu izlenimi veren yalca, gne yan tenli adam, "Kate, sen bu ii bana brak..." dedi. Ancak Moran adamn lafna aldr etmedi. "Bu benim iim Lou. Herkes silahn yere braksn." Kate tabancasn klfna koydu ve meslektalarnn arjrleri silahlarndan kanp atmalarn, sonra silahlar yere brakmalarn bekledi. Mrit uzaklardan gelen kpek havlamalarn iitti. "Seslere baklrsa buraya bir ordu getirmisiniz." Moran hi duraksamadan, "Maaralarn btn klar kapatld. Buradan k yok, Gamal." Mrit ban iki yana sallad, ban ucunu yava bir hareketle kzn gsleri zerinde kaydrd. "Yanl dndn sana birazdan kantlayacam. Bana doru on adm at Moran. Dierleri kprdamasn." Moran gzlerini maarann duvarlarnda gezdirdi ve ileriye doru on adm atmadan nce gzlerini bir an kapatt. Mrit kadn ajann yznn ter iinde kaldn, ellerinin titrediini ve nefes alp veriinin sklatn grnce glmsedi. "Kapal yerlerden hep koktun sen, deil mi Moran?" "Ne... Bunu da nereden kardn?" 28 "Yllarca hastalarla uratktan sonra klostrofobi semptomlarn belirlemek ok kolaydr. Solumalar, titreyen eller... Bu arada sanki cehen-nemdeymisin gibi bir ifade var yznde. /Eminim maara duvarlarnn stne ylacamdan da korkuyorsundur." "Belki de beni byle sinirlendiren senin eytanla olan ilikin, Doktor Gamal." Mrit bouk bir sesle kahkaha att. "Bilmem. En sonunda yz yze geldik ite. Ama her nedense sanki seninle daha nceden karlatk gibi bir his var iimde." "Bellevue'de. Be yl nce." "Bak ite bu ok ilgin. Senin fobi sorunlarn vard deil mi?" "Hayr. lgisi de yok zaten. Kz neden brakmyorsun Doktor?" Mrit kalarn att. "Sen beni geri zekl falan m sandn? O kadar korktuun halde yine de maarann iine girebilmen ok cesurca bir davran. Ama bu karar vermekle ne kadar aptallk ettiini imdi greceksin." "Sen ne demek istiyorsun?" "Birazdan anlayacaksn ne demek istediimi. Sen benim yerimi nasl tespit ettin Moran? Yok, yok. Sen bu soruya en iyisi cevap verme. nk burada oyalandmz srece polisi buraya yacaksn, kam da tehlikeye girecek." Moran, "Sen ne kandan bahsediyorsun?" dedi. "Hibir yere gidemezsin. Darda seni helikopterler de
bekliyor, yerel polisler de, Federaller de. Burada olmayan tek birim Ulusal Muhafzlar." Mrit bam iki yana sallayp kadn ajann yardmclarna bakt. "Kaamayacam zannetmen ok yanl. Bak imdi senden neler istediimi syleyeyim, yoksa Melanie'yi ldrrm. nce, ok yava bir ekilde silahn klfndan karp nne koy, sonra da ben sana dur diyene kadar geri geri git. Haydi bala, yoksa kz keserim." Mrit bam ucunu kzn gsne bastrd, kz gzlerini acyla yumdu. Moran tereddt etti, ardndan silahm klfndan kard ve geriye doru adm atmadan nce de silah yere koyup n tarafa doru kaydrd. Mrit, "Tamam, yeterince geri gittin" diyerek kadn ajana durmasn emretti. Kolunu kzn boynuna dolayarak ileriye doru eildi, yerden Mo-ran'n Glock marka silahn alarak doruldu, elindeki silah kadna doru evirip srtt. "Ne diyeceim biliyor musun? insan gdleri stne ister Freud'dan rnekler ver, istersen de Maslow'dan, benim tercihim hani u ismi lazm deil Amerikan cumhurbakannn konu stne syledii olacak. nsan hayalarndan tutup ekersen, peinden kafas da gelir, kalbi de." "Sen her cinayetten nce klk deitirdin, deil n Doktor Gamal? ok akllca. Eminim kiraladn arabalar otel nnde brakmay, sonra baka araba alp ona da sahte plaka takmay alkanlk haline getir29 din, ayn dardaki araba gibi, deil mi?" "Neden soruyorsun ki?" "nk yllardan beri cevaplarn aradm bir sr sorum olacak sana. Neden ldrdn btn bu kurbanlarn? Neden kurbanlarn ifter ifter kestin? David ile Megan' da m ayn nedenden tr ldrdn? Bir tr intikam iin mi?" Mrit, Moran'n gzlerinde fke kvtlcmu grd, onu kmser bir ses tonuyla, "Senin asla anlayamayacan bir ey bu, Moran. Ayrca, imdi psikanalitik tartmalar yapacak zamanm yok. Bana bir helikopter ayarlaman iin on dakikan var, helikopterle birlikte ben de buradan gidiyorum, giderken sen de benimle geliyorsun. Helikopteri getirtmezsen, kz da lr. Eer biri peimizden gelmeye kalkarsa ya da bir eylerden phelenirsem kz yine lr. Hata ne olursa olsun, yaptnz anda kz da lm bilin. Anlald m? Dokuz dakika kald. Zaman boa harcyorsunuz." "Bir sorun var" diye cevaplad Moran. "Senin bu dediklerini yapamam." Mrit tabancann namlusunu kzn akana dayarken ter iinde kalmt. "Joker bende Moran. Ya verdiim talimatlar yerine getirirsin ya da bu kk Melainie'yle burada vedalarsm. Galiba sen benim bu kz oturup burada kesmemi istiyorsun. Yapmadm i deil, bunu sen de biliyorsun." Moran derin bir nefes ald. "O tetii ekmeden nce ya da o ba kullanmadan nce senin de bir ey bilmen gerekiyor, nk imdi syleyeceklerim senin buradan l ya da sa olarak kman belirleyecek." Mrit kalarn att. "Sen ne diyorsun be!" "Sen silah konusunda uzman deildin, deil mi? Emniyet kilidi, kabzann yanndaki u kk krmz dme var ya. O ak ite. Yani ate edemezsin." Mrit panikledi, elindeki silah inceledi. Silahn zerinde kadnn bahsettii krmz dmeyi gremedi. Mrit'in silahn zerinde krmz nokta nerede diyerek oyalanmas en fazla iki saniye srse de Moran'n elini arkasna gtrmesine, yar otomatik bir tabanca kartabilmesine yetti. "Ben bunu acil durumlar iin
saklarm. Bir ey sylemeyi de unutmutum. Glocklann gvenlik kilidi olmaz. Silahm yere brak imdi. Haydi, hemen, yoksa vururum." "Kaltak seni!" Mrit Glock'u kzn kafasna bastrd. Saniyenin binde biri kadar bir sre iinde de bir silah ate ald. 4 Virginia Greensville Cezaevi yksek gvenlikli hapishanelerdendi. Alt metre yksekliinde elik tel duvarlar, gl projektrlerle donatlm gzetleme kuleleri ve her tarafta kaln dikenli tel rleleri vard. Ziyaretilerin cezaevine giri ve klarnda beden tarama ilemleri elektronik olarak yaplyordu. Bugn grebilmek iin tam bir- yl bekledim. Karla kapl hapishane avlusu geildi mi, lm odasnn bulunduu, yaltlm bir haldeki, duvarlan kasvet dolu L nitesi'ne kldn biliyordum. te buras idam mahkmlarnn be metrekarelik odada onlar bekleyen elektrikli iskemleye veya elektrikli yataa balanmadan evvel yaamlarnn son be gecesini geirdikleri yerdi. Mahkm hangi yntemle leceini semekte serbestti, ama herhangi bir seim yaplmazsa o zaman da devlet infaz lmcl eyeksiyonla gerekletiriyordu. Bu gece, sra Constantine Gamal'dayd. Gemite idam cezasna pek yle inanan biri deildim, ama on yl akn bir sre polislik yaptktan sonra aramzdaki birtakm canilerin bu dnyada serbeste dolamay hak'etmedii gereini anlyorsunuz. Gamal da ite bunlardan biri. Federal ajan olarak geirdiim on ylda bu adamdan daha eytan, daha acmasz bir katile rastlamadm rahatlkla syleyebilirim. Kimisi bulu anda, masum yirmi dokuz insan ldrd, hepsinin onlar seven aileleri vard. lmleri geride kalanlar gzyalarna bodu. Kurbanlarn hibirine, en ufak bir acma gsterilmedi. Ayrca bu insanlarn katili zerre kadar pimanlk duymad. Bu katilin birazdan idam edilecek olmas beni hi zmyordu; aslnda dorusunu sylemek gerekirse, onun can ekierek lmesini arzuluyordum. Bir kadn olarak azmdan byle bir eyin kabileceini hi dnmemitim, ama hunharca katledilen kurbanlarn yakmlannm da benim gibi dndklerinden emindim: Gebertin u pislii de cehennemde tiryiip gitsin. Cezaevi grevlisinin telefon grmesini bitirmesinden hemen son31 ra, koridorun benim sol tarafmda kalan ksmndaki ofisten biri kt. Cezaevi mdrn gazetelerde kan fotoraflarndan tandm. Lucius Clay altm yalarnda, uzun boylu, slak slak bakan mavi gzleri, hayat boyunca azna tek bir damla iki koymamlarn ipeimsi soluk cildiyle kibar bir beyefendiydi. Ama bugn sanki btn dnyann dertlerini omzunda tayormu gibi olsa da Tanr'nn kendi tarafnda olduundan emin bir ruh hali iindeydi. "Bayan Moran?" Clay elimi hafife, sanki benimle karlamay pek istemiyormu gibi bir tavrla skt. "Balamaya hazr myz Sayn Mdr?" desem de aslnda birazck tepinip kurtlarmz dktkten sonra u pii zehirleyelim mi, gibi bir ey sylemek istiyordum. Bu akam keyfim yerindeydi, bir insann birazdan lecek olmasn bu kadar ekici bulabileceime inanamasam da iin dorusu ok ekiciydi. Derken bir eylerin yolunda gitmediini fark ettim: Lucius Clay'in yz hafife kzard ve orada bulunuumdan duyduu rahatszl baklaryla belli etti. "Zannederim kk bir prz kt Bayan
Moran." Kalbimin hzla arpmaya baladn hissettim. Gamal'n bu dnyadan abucak defolup gitmesini, bu konuda en ufak bir ertelemenin bile sz konusu olmamasn istiyordum. "Nasl bir prz kt?" "Eyalet valisinden idam cezasnn infaznn bir sre bekletilmesini talep edebileceim bir durum ortaya kt." Kulaklarma inanamyordum. "Peki hangi nedenle?" Lucius Clay iini ekti. "Bunun bir olaslk olduunu vurguladm size Bayan Moran. Gamal birtakm ok aklamalarda bulunacan sylyor." "Ne aklamas yapacakm?" "On be dakika nce idam infaz ekibinin bakanna iki cinayetini daha itiraf etmek istediini sylemi." Bamdan aa sanki kaynar sular indi. damdan nceki lm yata itiraflarna ok rastlanldn biliyordum. Ayrca Gamal' da bildiimden, onun baka cinayetler de ilemi olabilecei fikri bana hi de artc gelmemiti. Ancak bir son dakika itiraf yapabilecei de hi aklma gelmemiti; iime bir phe dverdi. "Sizce samimi mi?" "Gerekten de bilmiyorum Bayan Moran." "u bahsettiiniz infaz bekletme olayndan birazck phe duyuyorum. Bunu Gamal m talep etti?" Gamal yaklak sekiz aydan beri idam srasndayd ve bu sre ierisinde herhangi bir bavuruda bulunmamt. Yasalara gre, idam sras gelmi ve birka saat iinde infaz gerekletirilecek biri kalkp da yeni bir tanklkta bulunamazd. Kurtulabilmesi iin tek ans eyalet valisinin bir af karmasyd -bu da temmuz ortasnda kar yamas gibi bir eydi- bir de mahkeme veya valilik kararyla idam otuz gn sreyle ertelenebilirdi. 32 "Bu durum bana ok tuhaf geliyor" dedi. "Gamal ertelemeyi talep etmedi. Kantlan ortaya koymak istediini, infazn sonra olabileceim sylyor. Ertelemeyi neren de benim zaten, bu arada yeni kantlarn toplanabileceini dnyorum. Ama yine de bu sadece bir olaslk, belki de hi gerek duyulmaz." "Kantlar ortaya koymakla neyi kastediyor?" "Ben bilmiyorum. O da bu konuda ayrntya girmedi. Ama aynen bu kelimeleri kulland Bayan Moran." Cezaevi mdrnn bana baktn ve endielendiimi grdn fark ettim. "Bilmem neden ama sezgilerim bu iin iinde bir bit yenii olduunu sylyor." Clay bir i ekti. "Sizden bakasyla konumayacam sylyor. kiniz, ba baa, cesetleri nereye gmdn sylemesi iin tek artnn bu olduunu syledi. "Siz bana aka m yapyorsunuz acaba? ikimiz, hem de ba baa?" Constantine Gamal benim karma kan en kurnaz, en gaddar katildi ve bu pislik heriften hep korkmutum. Kaderin alarm rd Arizona'da-ki o sabah vakti onu vurup yaralayarak yakaladktan sonra bir de sorgulama ve yarglama aamalarnda onun insan rahatsz eden eytani varlnn yalannda olmak gibi korkun bir eye katlanmtm. Bu herifin karsna kan herkesin ama herkesin huzurunu karmak gibi bir yetenei vard. Byle bir katille bir odada tek bama m kalacaktm? Hem de izini geride brakmak iin kurbanlarn kasabn et doramas gibi dorayan bu katille. Tek isteim onun lmesiydi. Hem de hemen, imdi.
Cezaevi mdr anlayl bir sesle, "Ben salisen bir idam mahkmunun bir ziyaretiyle yalnz braklmasna izin vermem, hem de asla, zellikle de Gamal gibi tehlikeli bir mahkmla. Ama bu adam bu konuda srar ediyor, aksi takdirde srlarn da birlikte mezara gtrecek." "O bunu syledi mi?" Clay bam "evet" anlamnda sallad. "Aynen byle dedi Bayan Moran." Ben de cevap vermeden nce kafamda ksa bir durum deerlendirmesi yaptm. "Eer bize itirafta bulunup yeni kantlar sunacaksa, zannederim elimizden ona konuma frsat tanmaktan baka yapacak bir ey gelmez, nk sonuta onun yapaca bu itiraflar kurbanlarn ailelerini rahatlatabilir." Clay ban sallad. "Sizinle hemfikirim, ancak oday her ne kadar tamamen gvenli bir hale getireceksek de, sizi byle bir adamla bir odada yalnz banza brakmaktan byk bir rahatszlk duyacam sylemeye mecburum. Bu adamn anlatacaklarn dinlememek istiyorsanz sakn dinlemeyin, sonuta kimse kalkp korkak olduunuzu syleyemez." "dam ne kadar bir sre ertelemeyi dnyorsunuz?" diye sordum. "Bu durumda valilik makamndan izin almam gerekecek. Ama eer Gamal herhangi bir aklamada bulunmak isterse aklamay almas 33 iin bir avukat hazr tutuyorum. Siz ne dnyorsunuz Bayan Moran? Byle bir eyi yapmak ister miydiniz? Eer hayr, yapmam diyorsanz bunu gayet anlayla karlarm." Clay'in sylediklerini kafamda tartp bitim. lkenin drt bir tarafndan kalkp idam cezasnn infazna tanklk etmek iin buraya gelen kurban yaknlarnn byle bir ertelemeden memnun olmayacaklarn dndm. Peki ya Gamal'la konuarak kaybettikleri yaknlarnn akbetlerini bilmeyen insanlara bir yardmda bulunabileceksem? te bunun ok daha nemli olduunu dndm. "Odann gvenli olabileceinden emin misiniz?" Clay ban "eminim" dercesine sallad. "Hem de adm gibi eminim. Ayrca Gamal zincirlenmi ve kelepelenmi olacak. Ama yine de konuda karar siz vereceksiniz. Ben bu konuda pek istekli deilim." "Onunla konuacam. Peki kurbanlarn yaknlarna bu gecikmeyle ilgili bilgi verdiniz mi?" "Ben de imdi bu konuda onlara bilgi vermek zereydim" dedi Clay. "Bana infazn gereklemesini drt gzle bekliyorlarm gibi geldi. Dorusunu sylemek gerekirse, onca yldan beri cezaevi mdrl yapyorum, meslek hayatm boyunca bir idam seyretmeye gelen ne bu kadar ok insan grdm ne de mahkmun lmesini bu kadar sabrszlkla bekleyenler. Kusura bakmayn, ama iimden u insanlara merubat ve patlam msr falan ikram etmek geliyor." Bu itiraf zerine benim de iimden, bu insanlarn bu idam neden bu kadar byk bir arzuyla istedikleri anlalabilir bir ey Sayn Mdr. Bu cayavarn bu dnya zerinden ekip gitmesini istiyorlar, demek geti. Ama demedim. Zaten Clay iimden geenleri baklarmdan okumutu. Cezaevi mdr saatine bakt. "Ve imdi, eer benimle gelirseniz Bayan Moran, sizi Gamal'la ba baa kalacanz odaya gtreceim." 5 Cezaevi mdryle birlikte bir minibse binerek ksa bir yolculuk yaptk, derken gl klarn
aydnlatt karla kapl bir hapishane av hsma vardk. Silahl gardiyanlarn nbet tuttuu kaln elik kaplar geerek Yaltm nitesi L ye girdik. Duvarlar griye boyanm, iinde kaln pleksiglastan tek ynl ayna olan zel bir odann kapsna geldik. Beyaz plastik masann etrafna sekiz adet yeil plastik iskemle konmutu, duvarda bir hoparlr ve tavan-da da florasan lambalar vard. Bu odadan mtemilata kaim elikten iki kapyla geiliyordu ve infaz odas da bu odadan be on adm tedeydi. Oda ile mtemilat bir cam pencere ayryordu ve camn tesinde iki adamn olduunu grdm, bunlardan biri uzun boyluydu, gmi bir kravat vard ve siyah kaln ereveli bir gzlk takmt, birazdan yaplacak olan idam videoya ekecekmi gibi video cihazlarn kuruyordu. zel odaya girer girmez Lucius Clay oturdu. Beyaz ellerinde nasr, sertlemi deri veya srlm trnak olmadn grdm. Rafine grnne karn, duygusuz kobalt gzleri meslek yaam boyunca insanoluna zg ne kadar zayflk, kusur ve bozukluk varsa gren bir adamn gzleriydi, iimden gelen bir ses de onun tm bunlar karsnda Tan-'ya snarak yoluna devam ettiini sylyordu. "Buyurun, oturun Bayan Moran" diyerek Clay bana oturmam iin yer gsterdi. "Gamal yanm saat kadar nce son yemeini de yedi. Son yemekler genelde pizza olur, ama Gamal burada da bir gurme olduunu kantlad. st f oie grasparalaryla ssl, tavada zeytinyayla az kzartlm dana yrek. Garnitr olarak sarmsak ve biberiye yayla halanm patates. Yannda crerne bruee tatls. Yarm ie Kaliforniya Merlot arab. Ah, bir paket de meyve suyu dolgulu iklet." Clay omuz silkti. 'Hayatmda ilk kez dana yrek siparii verildiini grdm." Clay'le birlikte masaya otururken tylerim diken diken oldu. "ok iren." 'Beni affedin, size kahve imek ister misiniz, diye soramadm Bayan Moran." www.cizgiliforum.com Hayr, teekkr ederim." 35 Clay kadna lr dileyen gzlerle bir an bakt. "Ben idamlardan nce hi yemekyemem de. Ama kahve beni ayakta tutar. Saba/ saat altda uyandmdan bu yana on on be fincan kahve imiimdir. Bir on on be tane daha iebilirim." "Sinirlerinize iyi mi geliyor?" Clay karakalemle ekilmi kadar dzgn ve krlam kalarn kaldrd. "Hayr, sinirden deil. Herhalde kafein banlsym, ondan olsa gerek." Bir kahve bamls olduu halde cezaevi mdrnn yle ok gergin biri olmadn dnyordum ki narin parmaklaryla masann zerine pat pat diye vurduunu fark ettim. "Aklnz kurcalayan bir ey mi var Sayn Mdr?" Clay bombo beyaz duvarn zerindeki belli belirsiz bir noktaya kendinden pek honut olmayan gzlerle bakt, derken donup tekrar bana bakmaya balad. "Zannederim siz de benim gibi GamaJ'n son dakika itiraf nerisi karsnda armsnzdr. Bilmem siz de benim gibi, neden bu son ana kadar beklediini dnyor musunuz? damndan ok nce her trl aklamay yapma frsat verilmiti ona." "Ben idam sehpasndaki son dakika itiraflarna az rastlandn dnmyorum." "Bu tr eyler olur. Ama yine de bylesine acmasz bir katilden beklemezdim." Ben de beklemezdim. Bu da aklma unu getirdi: Gamaln gmleinin kotunda bir ey mi sakl? Bu
soruya yant veremeden nce, Clay gzlerimin iine bakt. "nsann aklna her ey gelebiliyor" dedi sakin bir sesle, "hani Tanr'yla bir trl uzlama da olabilir. Belki de bu itilafta bulunmasnn nedeni Tann'dan af dilemek de olabilir." Benim asla ikna olamayacam szlerdi bunlar. Birazdan idam infaz edilecek olan bu adam belki de John Gacy veya Ted Bundy'den bu yana gelmi gemi en eytani seri katillerden biriydi. Ekibim son on iki ayda u katlarm renmiti: On be yl nce, yirmi yandayken, Constantine Gamal Amerika Birleik Devletleri'ne g etmi ve g ettii gnden itibaren de yirmi dokuz insann yaamn yitirmesyle sonlanan uluslararas bir cinayet oyununa balamt. Gamal adam ldrme yntemini bundan yirmi yl kadar nce, babasn ve kz kardeini ldrd ilk cinayetinde gelitirmeye balamt. Bu cinayetlerden dolay sulanmamt -Trk polisi hi kimseyi sulamanut- ve Gamal'n hep bir davran sorunu olmutu. Babasnn Trkiye'de yaayan Ermenilerden biri olduunu ve bir kasap dkkn ilediini biliyordum. Babas dkknn alt kattaki deposunu hayvan kesimleri iin de kullanrd ve Gamal ocukluk yllarnda gizlice buraya inip babasnn almasn izlerdi. Bodrum katndaki bu karanlk mezbaha ve hayvanlarn acmaszca ldrlmesi Gamal'n sapkn kafasn36 da bozuk bir tohumun yeermesine neden oldu. Daha sonra iledii her cinayette de bodrum katndaki o mezbahada babasn ve kz kardeini ldrrken yaad o karanlk anlara yknd. Babas ile kz kaidesini ldrdkten sonra panie kaplm ve iledii suun izlerini ortadan kaldrmak amacyla bodrum katn atee verip yakmt. Cesetleri ve kantlar ortadan kaldrmak iin byle bir yola bavurmak umarsz, ocuka bir abayd, ama yangn alevlerin yaylmasn nleyen komular tarafndan sndrlmt. te bu ilk cinayetten sonra Ga-mal ldrmek iin artk dayanlmaz bir arzu duymaya balad. "Gamal gibi insanlar sapkn bir insan trdr Bay Clay. Bunlar insan doasnn karanlk ve lmcl tarafdrlar ve Tanr'ya uzak, eytana yakndrlar. zellikle de kurbanlarn ldrrken uyguladktan acmasz yntemleri gz nnde tutarsak bunun byle olduunu anlarz. Byle bir adamn anszn dine yaklamas bana hi inandrc gelmiyor, bilmem size geliyor mu? Ya da belki cezaevi deneyimi size leoparlarn son dakikada yer deitirebileceklerini retmitir." Clay sesimdeki ac dolu tny fark etmekte gecikmedi ve hassas bir damarma bastn anlam olacak ki, elini uzatp elimin zerine koydu. Soluk teninden yumuaklk yerine artc bir sertlik hissediliyordu. "Katillerin iledikleri sulardan tr son dakikada af dilemeleri veya baka sular ilediklerini itiraf etmeleri pek rastlanmayan bir ey deil. Aslna bakarsanz bu hapishaneye girdiinden bu yana Gamal' merak etmediim sylenemez. Sizin sylediklerinize ramen, ben onun vakasnda belli bir trajedinin olduu hissine kaplyorum." "Ne demek istiyorsunuz?" "Psikiyatriyi ve karmak beyinleri ok iyi bilen bylesine entelektel birinin byle acmasz bir katile dnmesinde kaderin cilvesinin byk bir rol olmal. Ama benim bu dncem sizin zlmenize veya kendinizi kt hissetmenize neden olduysa gerekten ok zr dilerim. Sizi zmek gibi bir amacm yoktu. Kiisel olarak sizin ok ac ektiinizi biliyorum Bayan Moran. Her ne kadar yle ok byk bir teselli vermese de, bu geceki idam acnzn fkesini dindirecektir." Clay'in szlerinin samimi olduundan gayet emindim, ama elimi elinden ekerken yzndeki ifadeden grlerinden onun da pek yle emin olamadn grebiliyordum. Anszn cezaevi mdrnn arkasndaki kap ald ve niformal bir cezaevi grevlisi kapda belirdi. Clay grevlinin bayla verdii iareti yine bayla iaret vererek yantlad, ardndan ayaa kalkt, odann panjurlarn at ve bana, "Gamal' buraya getirmeye hazrz" dedi. "Size bir konuda daha gvence vennem gerekiyor Bayan Moran. Her ikiniz de tek ynl aynalardan izleneceksiniz ve konumalarnz kaydedeceiz. Rahatsz olmanz halinde be alt silahl gardiyan bekliyor, zaten size bundan sonra kiisel olarak bir zarar verebilmesi sz
konusu deil. Gerekten de deil." 6 Cezaevi mdr dar kt. Drt gardiyan ieri girdi, aralarnda da turuncu hapishane tulumu giymi Constantine Gamal vard. El ve ayak bileklerinden zincire vurulmutu, masaya oturup benimle yz yze gelene kadar zincirler sakrdayp durdu. Gz gze geldiimizde midemin bulandm hissettim. Gzleri tehlike doluydu, buz gibi souk beyaznn ortasnda kapkara birer nokta. Gardiyanlardan biri rahatszlm hissetmi olacak ki, sakin bir sesle: "yi misiniz Bayan Moran?" diye sordu. "iyiyim." Gamal gzndeki tel ereveli gzl kard ve tam karmdan bana bakt. Sadece bakt, tek kelime sylemeden, kl kprdamadan. Bununla gcn gsterdiini biliyordum: Bakalm ilk kim gzn krpacak, bakalm ilk kim konuacak, bakalm ilk kim kaybedecek bekleyiiydi bu. Gamal'n ilk bakta sradan biri gibi grn onu grenleri artyordu. nce bedenliydi, sinekkayd tra olmutu ve gayet salkl grnyordu; hapishanede bile kou ve meditasyon yaptn duymutum. Geni, zeki bir aln ve yumuak yz hatlar vard. Ale-xandria'da oturduu apartman dairesinde bulduumuz kantlar arasnda, iren cinayetlerini ilerken izini kaybettirmesinde byk rol oynayan basit klk deitirme aralar da vard. Yatak odasnda ve Ford marka arabasnda saklanm, ok sayda, eitli ekillerde peruk ve takma byk, sa boyas, bir postac niformas, bir subay niformas, bir rahip kyafeti, eitli modellerde gzlkler, renkli kontak lensler, asklar dolusu giysi ve torbalar dolusu sahne iin makyaj malzemesi bulunmutu. Deneyimli bir psikiyatr olan Gamal'n ilk bakta katile benzer taraf yoktu, ama gzlerine baknca, karanlk, cani, derin baklar bana Charles Manson'u hatrlatyordu. Her iki n kolunda da ylan dvmesi olduunu, ylanlarn siyah mrekkeple izildiini, balarnda ise krmz renkli mrekkeple eytan boynuzlarnn izili olduunu biliyordum. Ama bugn kollarn zerindeki turuncu tulum kapatyordu. Gardiyanlar ekildiler ve kap angrdayarak kapand. Gamal'n a38 zindan hibir ey kmad, sadece bakp durdu; her tarafma bakyordu, yzme, ellerime, bedenime, derken bir dakika kadar sonra ustura keskinliindeki dudaklar kprdad ve Avrupa'nn dousundan gelenlerin konutuu aksana yakn bir aksanla konutu. "Durumlar nasl bakalm Kate? Hayalndan memnun musun?" Benimle senlibenli konumasna sinirleunitim, zaten onun amac da beni sinirlendirmekti, o yzden yant vermedim. Gamal' sorgularken rendiim bir ey vard, o da onun al konumasn birka ett edici soruyla yapma alkanl olmasyd; sorduu sorunun ardndan hemen bir yenisi gelir, tm bu sorularn sakin ve kontroll bir ses tonuyla sorard. "Daha nce hi idam infazna katlm miydin?" Hi sesimi karmadan oturdum, o ise sakin bir sesle, "Anladm kadayla senin ok holandn bir deneyim olmal, deil mi? Herhalde hep byle bir ey yaamay umut edip durmusundur. Ha?" Satamalarn duymazlktan geldim. "Bana ne syleyeceksen syle bakalm." "Sen bir eyi unutuyorsun Kate." "Neyi?" Gamal sakin bir saldrganlk iindeydi. "Aslnda bu lafna yle bir ey eklemek istedin: 'Bana ne syleyeceksen syle bakalm, pistik.' te bunu demek istemedin mi sen bana Kate?"
Sabrn tkenmek zereydi. Buraya bu adam benimle dalga gesin diye gelmemitim ve artk bu kadar yeter de artard bile. Gitmek zere ayaa kalktm. "Sana cehennemde ok gzel bir hayat dilerim Gamal." Saldrgan ifade yznden hi. eksik olmuyordu. "Benden nce gidenlerin tersine, ben oraya gitmek iin can atyorum. Ama ben eytann koynuna girmeden nce senin de bir ey bilmeni istiyorum Kate," Yaiut vermedim. Gamal'n benimle oynadndan emindim ve bunun nedenini de bilmiyordum -bu adam hastann tekiydi ve belki de tek neden buydu- ama benimle alay ederek elenmesine izin veremezdim. Tam kapya ulamtm ki beni en zayf yerimden yakalad. "Vay be, bakyorum da hl nian yzn parmanda tayorsun. O David'in sana verdii yzk deil miydi? Gzel bir yzk. Onlar gerek elmas m? Eminim gerektirler." Gamal'n sesi yatak odas esprisi tonuna geti. "David'i zledir mi? Ya Megan'? Eminim zlyorstn. Onlar ne kadar zlediin aklna gelince ac duyuyorsun, deil mi? Gnler geceler geiyor, ama bu ac peini brakmyor. in yanyor, biliyorum." Sanki bana, hapishane kyafetinin rtt, mermi yarasnn izini gstermek ister gibi sa omzunu kaldrd. "yi bir att Kate. Krek kemiimde delik atn, o da beni yere drmeye yetti. u emniyet kilidi oyununu gayet gzel oynadn. Ayrca kk dostumuz Melane de sa kalarak hikyesini anlatt." "0 kzn ruhunda atn cehennemden sonra sa kalmak denirse ta39 bii. O ocuun bir daha normal bir yaam sreceini hi sanmyorum" yantn) verdim. Mrit glmsedi. "Herkes gnn birinde izginin tesine geer. Ama bizimkine izgi dna kmak denir. Ben yle dnyorum: Birok meslektam Freud'u modas gemi olarak gne eiliminde olsa da ben Freud'un, kendini seven birini kaybetmenin insan bunalma iten nedenlerin banda gelir diyerek zntnn gerekesini gayet gzel bir ekilde zetledii dnmmdr hep. Sence de yle deil n?" Arkaya doru baktm ve Garaal'n gzlerinin zerimde olduunu grdm, hem de kprtsz bir ekilde bana bakyordu. "Sen eytani, hasta ve duygusuz bir pisliksin" dedim. "Bana cannn istediini syle, ama onlar ldren ben de Kale " Ona isteksizce baktm. "Kimi ldren?" "David ile Megan'. ikisini de ben kesmedim." "Nasl yani?" "Bu cinayetlerden tr yanl adam ldryorsunuz." 7 Gamal'm syledikleri karsnda olduum yerde aklp kaldm. Azmn kuruduunu hissettim. Yedi ay nce yaplan ve be hafta sren bir yarglama sonucunda aralarmda David ile Megan'm da bulunduu drt kiiyi taammden ldrmekten sulu bulunmutu. Gamal mahkemenin tam ortasnda avukatn azletmi ve her ne kadar son kurbann kestikten ksa bir sre sonra yakalanm olduu halde, yneltilen cinayet sulamalarnn hibirini kabul etmemiti. Aslnda, mahkeme srasnda hi de yle fazla konumam, ifadesiz bir yzle orada yle oturmutu. Bu arada bir dizi psikolojik testten geirilmi ve testler sonucunda ona, mahkemeye kamayacak lde deli olduu tans konmutu. Gamal kontroll baklaryla tekrar iskemlesine oturdu, otururken zincirleri yine angrdad. "Dediimi duydun. Onlar ben ldrmedim. Sulandklarm ben ldrdm, hatta sulanmadklanm da, listenizdeki cinayetleri de ben iledim, ama o iki cinayeti ileyen kesinlikle ben deilim."
Dnp hayret dolu gzlerle ona bakp iimden unu geirdim: in iinde ne var bilmiyorum ama burada bir oyun oynanyor. Ga-mal'n b" eyin peinde olduunu biliyordum, acmasz ve korkun bir eydi bu; son darbeyi indirmek ve ac vermek iin g toplamaya abalar gibiydi; onun yntemiydi bu nk, heyecan duyduu ey buydu ite. Ama ben onun kafasndan geenleri derinlemesine bilebilecek bir durumda da deildim. Tek ynl aynaya baktm. Acaba u aynann arkasnda oturan cezaevi mdr ile gardiyanlar ve avukat, Gamal'm sylediklerinden bir ey karabiliyorlar m? Onlar da benim gibi armlar mdr, diye geirdim iimden. "Eer bu bir tr tuzaksa..." diye baladm. Gamal'n derin bir kuyuyu andran gzleri yine bana doru dnd. "Tuzak deil Kate" dedi. "Ben en sonunda senin de gerei bilmeni istedim. Gerei birinci elden sana anlatmann zaman geldi diye dnyorum. Sen ve arkadalarn beni sorgularlarken, Bryce'taki su mahallinde grlen birtakm tutarszlklarla ilgili sorular sordunuz. rnein benim ha kurbanlarm arasna yerletirdiimi bildiinizden bu su ye41 rinde neden farkl bir yere koyduumu sordunuz, ayrca senin nianln kafasndan vurulmutu, benim dierlerini bu yntemle ldrmediimi biliyordunuz. Bu rneklerden yola karsan, sence ben gerei sylyor olamaz mym? ilediim cinayetler konusunda ok tutarl olduumu sen de biliyorsun. Belki her keresinde cesetleri yakmam olabilirim, eer ldrdm birinin cesedini yakmamsam yakmaya vakit bula-mammdr da ondan. Ama hibir kurbanmda silah kullanmadm. Ben her zaman kendi baklarm kullanmay tercih etmiimdir." Derin bir nefes aldm, iim fke doluydu ve Gamal'n syledikleri de kafam kartrmt. "Sen bana bir ey anlatmaya alyorsun, ama bu sylediklerinden ben hibir ey anlamadm." "Bana bu iki cinayeti ilemediimi nasl kantlayacam sorabilirsin istersen." Yant vermedim. Gamal'n souk baklar iimi rpertiyordu. "Haydi, sorsanaKate." "Nasl kantlayacaksn?" "nk sevdiklerin ldrlrken ben baka bir yerde baka bir cinayet iliyordum." Gamal bunu duygudan yoksun bir ifadeyle, ylesine kat, ylesine hissizce sylemiti ki dizlerimin ba zlverdi. Bundan nce hayatmda hi bylesine eytani ruhlu bir adamla karlamamtm; nk onda insani duygu denilen eyin zerresi bile yoktu. Baklarn bana dikti. "Sen hl bana inanmyorsun, deil mi? Ama gerek bu. kran Gn'nde olan da ayn eydi, yaklak ayn saatlerde meydana gelmiti, ama benim cinayet ilediim yer Washington'du." "Sen yalan sylyorsun" dedim. "Gerekten de yalan sylediimi mi dnyorsun?" Ona ikna olmam baklarla baktm. "Peki bunlar neden avukatna sylemedin?" Gamal elini "ne olacakt ki?" der gibi sallad. "Bir ie yaramazd. Gerek bile grmedim." "yi ama bana bunlar neden imdi anlatyorsun?" diye sordum. Ban evirdi, ardndan bana bakt. "Dorusunu sylememi ister misin? nk seni ciddiye almadm da ondan. nk senin beni yakalaman kadar moralimi bozan bir ey olmad da ondan. Ve ben de sana bunu detmek istedim."
Bu iin iinde baka bir ey olduunu zaten biliyordum, bu kadarn zaten tahmin etsem de hepsini tahmin etmemitim. "O zaman bu grmenin nedeni de bu muydu? Yani intikam myd?" Gamal hibir ey demedi, yznde duygudan eser yoktu, orada ylece oturuyordu. "Peki demeyi nasl yapacam?" diye zerine gittim. 42 Gamal gzlerimin iine sakin baklarla bakt. "Hl anlayamadu, deil mi?" dedi. "Btn o ektiin aclar yeni batan ekerek deyeceksin. imdi gerek katilin peine deceksin, eer yakalayabilirden yakalayacaksn, mahkemelere kacaksn, katili mahkm ettirmek iin urap duracaksn. Ne kadar berbat bir ey, deil n? Bu dava stne alrken yine uykusuz geceler geireceksin, yine hafta sonlarnn iine edilecek. Sinirlerin ypranacak, ba arlar ekeceksin, suluyu yakalayabilecek miyim acaba, diye srekli olarak endie iinde olacaksn. Sen yine de iin art tarafna bak, zannederim bir sr fazla mesai alacaksn, maa bordron epey iecek." Midemde bir eylerin dmlendiini ve kendimi kontrol edemeyecek bir duruma geldiimi hissettim. Ama ona yine de inanmadm. Bu herif neyin peimle? tiraflarn yemedim Gamal. Birinci nedeni, sen bir yalancsn. Ve ikincisi, David ile Megan cinayetinde her tarafta senin tarzna uygunluk grld. Zaten suu senin ilediin de kantland." Yine omzunu silkti, sanki btn bunlar fkeyle sylediimi ifade eden baklarla bakyordu bana. "Benim tarzmn grlm olmas hibir eyi kantlamaz. Bunu sana ka kere syleyeceim, yoksa sen geri zekl falan msn? Ben sana gerei sylyorum. 0 srada ben baka bir yerde cinayet iliyordum." Gamal'm ruhsuz baklar karsnda midem buland, kusacak gibi oldum. "Kurbanlarn kimlerdi?" Omzunu silkti. "Nerede olduklarn kimsenin, en azndan polislerin merak etmedii birileri. nemsiz sokak insanlar; evsiz bir zenci adam ve ocuu. Kz on bir yalanndayd, belki de on iki. Onlar da kendi tarzma uygun bir ekilde ldrdm." Tiksinti iinde yutkundum. "Nerede?" "kisini de Chinatown metro istasyonu yaknndaki tnelde ldrp oraya gmdm. Dierlerini yaktm gibi onlar yakacak frsat bulamadm." "Neden bulamadn peki?" "Tamir ekipleri geldi ve adamlara grnmeden oradan hemen uzaklatm." www.cizgiliforum.com "Demek yle. Peki o zaman syle bakalm metronun neresine gmdn?" "Onu da sen bulacaksn geri zekl. Ya da teki dnyada tekrar karlaana kadar bekleyeceksin." lci cinayetini daha bylesine soukkanl bir ekilde itiraf etmesi karsnda hi armadm. Ancak henz iddiasnn doruluunu kestirebilecek dununda deildim. "Peki neden o iki kurban setin?" Gamal rahatlam bir halde sandalyeye srtm yaslad. "Yanl zamanda yanl yerdeydiler. Bu kadar basit Kate. Ayrca onlar da bundan sekiz yl nce ldrmeye neden baladnsa yine ayn gerekeyle see43 tekldrdm. Bunu da becerip paay kurtarabilecek iniyim acaba sorusunu yantlama frsatn, kz
kardeimin ve bizim moruun ilerini bitirdiimde duyduum heyecann aynsn duyma frsatn bana tand iin ldrdm. Bu kadar aklama yeterli mi acaba Kate?" Bana soyadlnla deil ismimle hitap ederek yine beni sinirlendiriyordu, ama bu adama sinirlenmek vakit kaybndan baka bir ey deildi. Anlatt eyler tyler rperticiydi. "Senin gibi katillere yeni bir hayat olduunu hi sanmyorum" dedim. Gamal bouk bir sesle, "Bak ite imdi yanldn" dedi. "ok yanldm Kate. Bak, eytan gerektir. teki dnyada yaamaya devam edeceimi biliyorum." "Cehennemin dibinde olmandan mutluluk duyacam." "Cehennemle alay etme. Ayrca bu yolculuk giri cretim demeye deer. Ayn stadn dedii gibi, 'eytann lmszlyle karlatrldnda lm kck ve ac dolu bir ey deil midir?'" "Edgar Allan Poe." Gamal dnp bana bakmadan nce parmak ularn inceledi. "Benim en sevdiim yazarlardandr. Richmond'daki evini hi ziyaret ettin mi? Gitmeye deer bence. Acaba bir gn benim iin de bir yerlerde bir mze aarlar m? "Hi sanmyorum. " Bu adamn Looney Tunes'tan bir fark yoktu. Hukuki adan deliliin smmnda olabilirdi, ama bence deliliin snrn herhangi bir deliden ok daha fazla ap ok daha telere gitmiti. Ayrca bana gerei sylediinden, benimle oynamadndan hl emin okutuyordum. "Senin oyunlarnla uraacak durumda deilim." Gamal sakin bir sesle, "Sence bu bir oyun mu?" dedi. "Sence ben buraya elence olsun diye mi geldim? Git cesetleri ortaya kar, o zaman anlayacaksn." Gamal'n tavrlar beni ldrtyordu, stne stlk kasntlsndan da bkmtm. Sabrm tkendi. "Midemi blardryorsun. Sende insan onurunun zerresi bile yok. Senin hakknda baka neler dnyorum, biliyor musun? O senin minik eytana tapnma ritellerin arlatanlktan baka bir ey deildi Tm bunlarn altnda, sen korkak, acmasz, adi bir seri katilsin." Gamal'n boynunda eflatun damarlarn ortaya ktn grdm. "Senin gibileri okltn gcn hep kmserler. Senin asla anlayamayacan baz eyler var Kate." Ayaa kalktm. "Siktir git. Senin asla anlayamayacan birtakm eyler var. nsan onuru, sevgi ve sayg gibi. nk sen hibir zaman insanla yaklaamadn. Yllarca senin gibi mikroplarn peinden koarken hangi dersi kardm, biliyor musun? Bu dnyada yaamay hi ama hi hak etmeyen birtakm insanlar var ve ite sen de onlardan biri44 sin. Senin ekip gitmenden sonra bu dnya ok daha gzel bir yer olacak. Ve ben de senin ekip gitmende rol oynam olmaktan mutluluk duyuyorum." Gamal, "te zaten beni de ilden karan ey bu. Eer sen bu ie ka-nmasaydn ben de uzun yllar boyunca iimi byk bir zevkle yapmay srdrecektim. te zaten sana bunu detmem gerekiyor, hem de tam detmem gerekiyor" dedi. Bu sefer gzlerinin iine bakabilmek iin cesaretimi topladm. "deyecek biri varsa o da sensin Gamal. Sen artk yoksun."
"Ben olsam o kadar emin konumazdm Kate." "Eminim" yantn verdim. "Sen o sadiste cinayetleri elence olsun diye iledin, deil mi? Bakalm kim akllym, kim daha kurnazm yansna girdin. Eh, kaybeden sen oldun Gamal ve neden kaybettin biliyor musun? nk o senin kendini beenmiliinin, o senin kstah zeknn ardnda hep bir kaybeden oldun da ondan. Ben de seni psikiyatrist falan sanmtm, Doktor Gamal. Ama sen kendi kusurlarm bulup dzeltmeyi beceremedin. Adna mze falan almasn da unut. Alt ay sonra unutulup gideceksin. Mezar tanda adn bile yazmayacak, topran iinde kemiklerin kalacak geriye." Her ey ylesine anszn olup bitmiti ki yerimden kprdamaya frsat bile kalmamt. Gamal ayaa kalkvermi ve zincirlerinden angr ungur sesler kararak masay kapm, masay itip kap tokmann altna dayayarak tokman almasn engellemiti. Panik iinde geriye doru sramaya altm, ama Gamal zerime ulland ve onun vcudunun olanca arl altnda ezilmekten baka bir ey hissedemedim. Nefes alamadm, ayaklarm yerden kesildi ve Gamal zerime bindi, ikimiz birlikte yere yldk, kollarmz, bacaklarmz ve zincirler birbirlerine dolanmlard. "Orospu!" Bu kelime azndan zehir gibi kmt ve hastalkl gzlerle bakt. "Siktiiminin orospusu! Seni geberteceim!" Barmaya altm, ama zerimdeki bedeninin arl altnda g-sm eziliyordu, eki eki kokan nefesini duydum. Gardiyanlar elik kapy amak iin zorlayp duruyorlard; lgnca sesler karyorlard, cezaevi mdr, "tin itin, Tanr aknal" diye baryordu. Derken Gamal'n dilerinin omzuma gmldn hissettim, kemik kracak kadar derinden sryordu. Bak gibi bir ac btn bedenime yayld, her tarafm yksek voltaja tutulmu gibi acdan sarslyordu. Gamal etimden para koparmaya alan kurdunnu bir hayvan gibi kvranrken gzlerim kararmaya balad; ac dayanlr gibi deildi, leceimi hissettim. Tanrm, bu gardiyanlar neden bir ey yapmyorlar? Neden bana yardm etmiyorlar? Masann hl kapya dayal olduunu grdm. Acdan gzlerim kararsa da tm gcm topladm ve masay ayaklarmla arka arkaya tek45 melemeye baladm. ok az bile olsa masa yerinden kprdad; kapnn alma sesini ve gardiyanlarn elleri Gamal' kavrarken zincirlerin kard angrty hatrlyorum. Copla kafatasna vururlarken sert sert arpma sesleri kyordu. En sonunda dilerinin etimden ayrldn hissettim, hemen ardndan da omzumdan btn bedenime nce bir rahatlama, sonra da dayanlmaz bir ac dalga dalga yayld. Gamal'n bilinci hl yerindeydi, dudaklarnda benim kanm bana buz gibi gzlerle bakyordu. Yine sakinlemiti ve bouk bir sesle, "Sen elen bakalm. Unutma, bunu deteceim sana. nanmyorsun, deil mi? Bekle bak greceksin. lm yeneceim, geri gelip seni de yanmda cehenneme gtreceim Kate. Sz veriyorum, bak greceksin." Tam dp baylmak zereyken gardiyanlarn Gamal' srkleyerek odadan karp gtrdklerini grebildim. 8 Ardndan geen birka dakika boyunca sanki dnya bama yklmt. Gardiyanlarn beni koridorun sonundaki bir odaya gtrp bir sandalyeye oturttular. Biri ilk yardm paketini deta paralayarak at, dieri de her taraf kan iinde kalm bluzumu amama yardmc oldu; gardiyan yaram incelerken ac iindeydim. "Sizi ok fena srm Hau'fendi."
Gardiyan morarm srk izini inceledi ve elini etimin zerine dedirdiinde bak acs gibi bir ac iime kt, acdan trnaklarm adamn koluna gmdm. "Tanrn..." "Kusma bakmayn, Han'fendi. Arkada doktor armaya gitti." En sonunda kap ald ve akn baklarm arasnda cezaevi mdr Olay odaya zarif bir kadnla girdi. ok k kmr karas bir dpiyes giymiti ve limonlu sabun kokuyordu. Brogan Laey, David'in eski karsyd, uzun boylu, elli yalarnda, gzel grnml esmer bir kadnd ve Richnond Adli Tbb'nda bakan yardmcs olarak grev yapyordu. Yaram incelemeden nce bana bayla pek samimi olmayan bir selam verdi. "Cezaevi mdr bana bir kaza geirdiinizi syledi ve benden yardm etmemi istedi." Clay, "Kusura bakmazsnz umarm Bayan Moran. Doktor Laey ulaabildiim ilk doktordu. Buraya da infaz tan olarak gelmiti." Brogan Lacy'yi tanmamtm -biz tantmzda David'den aynlal' bir yl olmutu- ama Gamal'm malkemesi bitene kadar kendisiyle pek ok kez karlamtm. Aramz gayet souktu; ben ona ne kadar yaklamaya alrsam alaym o hep araya bir mesafe koymutu. Ama acsnn ok byk olduunu alayabiliyordum; nk tek ocuu olan kzm kaybetmiti. "Neden kusura bakacakmm ki? Ama kaza geilmedim, basbaya saldrya uradm" dedim Lacy'nin lafna karlk olarak Clay sakin bir ses tonuyla, "Evet" dedi, "ben aklama yaptm. Ama siz hanmlar bana bir dakika izin verirseniz, imdi bir iim var, onu halledip geleceim. Sizi gnl rahatlyla Doktor Lacy'nin deneyimli ellerine brakyorum." Clay bize elik etsin diye gardiyanlardan birini yanmzda brakp 47 gitti, Lacy de ilk yardm kutusundan bir ameliyat eldiveni karp giydi, kaba dokunularla omzumu inceledi. Ya benden holanmadndan ya da canllardan ok lleri incelemeye alkn olduundan byle actarak dokunduunu dndm. Geri ekildim. "Ayyy!" Lacy souk bir sesle, "Grnd kadar kt durumda deil, birazck derine kam irkin bir yara." "Diki atlmas gerekecek mi?" "Hayr, insan srmalarna diki atlmas akllca bir ey deil, eer diki atlrsa yarann tedavisi de zor olur. Birazck daha acyacak. Dayanmaya aln." Lacy almaya balad, yaraya biraz antiseptik srd, ben de ektiini acy belli etmemeye altm. Gazl bezi yara bandyla sard, sonra da bir ine yaparak iini bitirdi. "Ary dindirmek iin Diclofenac yaptm. Ama yine de kendi doktorunuza baktrsanz daha iyi olur, ayrca nlem olarak da bir miktar antibiyotik alman gerekir. nsan sr genelde kpek srndan ok daha tehlikelidir." Elimi hafife kaldrp omzuma koydum, acy parmak ularmla yokladm. "aka m yapyorsunuz?" Lacy ameliyat eldivenini karp p kutusunun iine att. "Hayr, aka yapmyorum Bayan Moran. nsan aznn ii ok tehlikeli bakterilerle doludur. Ama nemli olan da u, lmeyeceksiniz, lecek biri varsa o da size saldran adan olacak." Kap ald ve cezaevi mdr Clay ieri girdi, alnnda boncuk boncuk ter damlalar birikmiti. "Nasl oldu, Doktor?" "srk kemie yakn bir yere inmi, ancak hanmefendinin yle ok uzun bir sre fiziksel bir ac ekeceini sanmyorum."
Laey'ye, "Teekkr ederim" dedim. "Size bir kahve borcum var." Kan att. "Hi gerek yok Bayan Moran." Lacy gitti. Clay'in yznde sanki grevini ihmal ettii iin ona ve hapishanesine kar tazminat davas aacaknum gibi korkulu bir bak vard. Zorlanarak da olsa sandalyeden kalktm. "O odaya girmek iin karar ben verdim, yani merak etmeyin, dava falan amayacam Sayn Mdr. Ama siz bana gvenlikte olduumu sylemitiniz yanl hatrlamyorsam." Clay elindeki kt mendille alnn sildi ve zr dileyen bir sesle, "Bayan Moran, ok zr dilerim" dedi. "Byle bir ey olabilecei aklmn ucundan bile gemedi. Gamal zincirlenniti, onun size bir zarar verebileceini hi dnemedim, ayrca her ey ok hzl bir ekilde olup bitti..." Sinirlenmitim. "Bu mazeret olamaz. ldrlebilirdim." "yle bir ey olamazd. Birka saniye iinde hcreye girdik. Zannederini o srada bu size saniye gibi grnmedi. Size mahkmlar ile ziyaretilerin gardiyanlarn olmad bir yerde ba baa kalmasna normal48 de hi izin vermediimi sylemitim. te zaten benim isteksiz oluumun nedeni de buydu." Clay bama gelenler karsnda gerekten de ok zlmt, bu yzden de adamn zerine gitmeden konuyu deitirmek istedim. "Peki Gamal'a ne oldu?" diye sordum. "Tekrar bekleme hcresine kondu." "Sylediklerini duydunuz mu?" "Evet, ayrca syledii her ey kaydedildi." Clay iini ekti ve bir kere dala alnn sildi. "Tabii ok huzur bozucu eyler. Bence bunlar syleyerek sizin carmz yakmak istedi. Onun bu davrannn altnda yatan biliyorum; nk siz onu yakalayp tutukladnz. Peki ama sizce doru mu sylyor?" Ayakta glkle durabiliyordum, omzuma ar yeniden saplandnda az kalsn acdan iki bklm olacaktm. "Bilmiyorum. Hani belki beni gaza getirir de olmayacak bir iin peine koturur, sonra da oturur benimle alay eder diye hesaplam olabilir, ama yine de Gamal'n adnn getii her yerde her ey mmkn olabilir. Peki imdi ne olacak?" "Valiyle konutum. Gamal David ile Megan' syledii gibi ldrmemi bile olsa, yine de dier cinayetten idama mahkm olduu konusunda srarc. Her ne kadar byle bir eyi imdiye kadar hi kabul etmediyse de, bu itirafn biraz nce yeniden teybe kaydettirdik. Ama Gamal'n sessizliini bozmamas ona bir ey kazandramayacak, vali bu katilden iledii cinayetlerle ilgili daha fazla bir bilgi alacamzdan pheli."www.cizgiliforum.com "Yani ksaca ne demek istiyorsunuz Sayn Mdr?" "dam cezas planland ekilde infaz edilecek." 9 Gznzde kk bir tiyatro salonu canlandrn. eride drt adet tahta sra sahneye kar dizili olsun. zleyicilerin sralardaki yerlerine oturduunu, perdenin almasn ve gsterinin balamasn beklediini gznzde canlandrn. Burada tek fark izleyicilerin ne bir tiyatro oyunu ne de bir okul piyesi izleyecek olmas, burada tanklk edecekleri olay bir insanolunun idam.
Greensville'de, "sahne"ye bakan iki adet izleyici salonu bulunuyor. Bunlardan birincisi on iki devlet grevlisi iindi; benim bulunduum oda ise kurbanlarn yaknlaryla tklm tklm dolu olan odayd, ouyla Gamal'n mahkemesi srasnda tanmtm. sra tede de Ore-gon'da ocuuyla dul kalan anne Gaby Stenson oturuyordu. Kadnn otuz sekiz yanda olduunu biliyordum, ama zntden yz on ya kmt. Kadn incecikti, meli kahverengi salarn arkadan toplamt, gzleri ruhsuzdu: Gamal bu kadnn kocas Mack ile kocasnn on yedi yanda gzel bir kz olan yeeni Marie'yi ldrmt. Onun yaknnda Chicagolu bir bankac olan Rob Mercier oturuyordu, onun da kars ile kz bundan drt yl nce Gamal tarafndan vahice ldrlmt; adam ince izgili, ok dzgn bir takm elbise, krem rengi ipek gmlek giymi, ak mavi bir kravat takmt. Ac Mercier'in tm ifadesine sinmiti: az sk sk kapalyd, gzleri kararm, yapayalnzd. Melanie Jackson annesiyle nc srada oturuyordu. Onu burada grmek ok houma gitmiti, o benim kurtardm bir kurband ve dul kalm annesi kzn kurtard iin FBI'ya her zaman teekkr etmiti. Melanie beni grd ve el sallad. Bir yl ierisinde ok daha bym grnyordu, ama imdi biraz daha zayflamt, ayrca babasnn ldrlne tanklk etmenin travmasyla imdi yana gre daha olgun bir kz olduunu biliyordum. Ama Melanie'de fark ettiim bir ey tylerimi diken diken etti. Bunu da ilk olarak o maarada bandan geen korkun olaydan sonra ifadesini aldm gnlerde fark etmitim; bu kz esrarengiz bir ekilde Megan'a benziyordu. Melanie de Megan gibi ela gzl, kuzguni salyd, o da buday tenliydi ve onun da dilerinde tel vard. Bir de evresindeki herkese nee saan scack kiilii. Bir yandan Melanie'yi yeniden grmek bir yandan da Megan' dnmek ty-lerimi bir kere daha diken diken etmiti* Bogan Laey'nin son srada oturduunu fark ettim; kadnn gergin ,yznde bombo bir ifade vard. Belki de Gamal yznden ac ekenlerin yzndeki ifade byleydi. Keder belki soluklayordu, ama izi asla yok edilemiyor, lekesi insan yreinden silinemiyordu. Tanklardan ba-zlar beni selamlyorlar, fsltyla, "Merhaba Kate" diyorlard. Ben de elmle, bamla selamlarn alyordum. Biz artk bir aile saylrdk. Bir katilin vahice iledii cinayetlerde kaybettiimiz sevdiklerimizin acsn ve mahkeme koridorlarnn stresini beraberce yaamtk. Ayrca hepsinin benim gibi artk bu olaya bir nokta koyarak yaamlarn srdrmeyi istediklerini dnyordum. Ama Gamal birazdan idam edilecekti, karmakark duygular iindeydim. Onun lmesini tm kalbimle istiyordum emindim, ayrca idamm da doru buluyordum. Ama Gamal'n kalbi ktlkle doluydu ve ondan nefret ediyordum, iledii sular affedemesen de idamna tanklk etmek isteimden rahatszlk duyuyordum. Cezaevi grevlilerinden biri izleyicilere seslendi. "Bayanlar Baylar, gecikme iin hepinizden ok zr dileriz, ama artk balamaya hazrz. Ltfen unu unutmayn, eer aranzda idam srasnda salondan ayrlmak isteyen olursa hi tereddt etmeden buradan kabilir. Hepinize teekkr ederim." Zehirli enjeksiyonla idam konusunda elime geen hemen hemen her eyi okumutum. Uzun zamandan beri kendimi bu ana hazrlyordum, ama gerek olayn bambaka bir ey olduunu, byle bir deneyime nceden asla hazrlamlamayacam anladm. Kaln, tek ynl aynann ardnda, ak, lacivert plastik perdelerin arasndan bir hastanenin ameliyat odasn andrabilecek sterillikte grnen bir oda. eride ha eklinde, "kollar"n aaya doru bir ayla sarkt, paslanmaz elikten bir sedye ya da "lm yata" grnyordu. Yatan yannda zerinde saydam plastikten bir gzetleme delii olan lacivert plastikten bir perde vard. Perdenin arkasnda da mahkmun cellatlar zehirli kimyasallar ve elektronik kalp at gsterge cihazlaryla hazr dununda bekliyorlard, infazlarn ldrc dozda farkl ilacn idam mahkmuna damardan verilmesiyle gerekletirildiini biliyordum. lk nce, mahkm yataa balanacak, bacaklar, kollar ve bilekleri kaylarla emniyet altna alnacakt. Serumlar taklacak, ardndan kalp atlarn monitrde grntlemek iin bedenine elektrotlar taklacak,
bunlar da mahkumun her bir koluna er adet enjeksiyon borusunun damarlara taklmas ilemi izleyecekti. Tuzlu serum verilmeye halandnda, mahkmun st gsne kadar bir rtyle rtlecekti. Ardndan serum borular karlacak, sodyum tiyopenlal enjekte edilerek 51 idam mahkmunun derin bir uykuya dalmas salanacakt. kinci kini yasal, pakuronym bromit mahkmun kaslarn gevetip akcierlerini fel edecek, bylece mahkmun nefes alp vermesi duracakt. Son olarak verilen potasyum kloritle de kalbi durdurulacakt. Her zamanki gibi tm bu ilemler ile on dakika arasnda olup bitecekti. nfaz sona erecek, lm olan mahkmun cesedi ceset torbasna konulacak, ayak parmana etiket taklacak ve mahkemenin ald karara gre Gamal'n cesedi bir ambulansla hemen Richmond'daki Adli Tp Kurumu'na gtrlecek, gece boyunca ceset orada bekletilecek, ertesi gnn sabah yaplacak otopsinin ardndan gmlecekti. Zehirli ine en insani idam etme yntemi olarak kabul edilebilirdi, ama baz hekimler idam mahkmlar arasnda uyuturucu kullanmndan ya da eker hastalndan tr damarlar hasar grm ok sayda mahkm olduunu, bunlann infazlarnda zorluklarla karlaldn belirtmekteydiler. Bu arada, Arkansas'taki zihinsel zrl katilin idamnda olduu gibi baz korkun eylerin de meydana geldiini okumutum. Hastane hademeleri zihinsel zrl mahkmun kollarnda serum takmak iin bir saat boyunca damar aramlard, en sonunda cellatlarn serum takmalarna mahkmun kendisi yardmc olmak zorunda kalmt. Teksas'taki baka bir idam srasnda da rnga mahkmun damarndan km ve lmcl kimyasal madde cezaevi grevlilerinin zerlerine sram, idama tanklk edenler bu yaanan kaosu grmesinler diye perde on be dakika kadar kapal kalmt. idam mahkmlarnn enjekte edilen zehirli ilalara iddetle kar koyduklarn ve bazlarnn lm hi de sakin karlamadklarn biliyordum. Fakat ben bu rahatsz edici dnceleri bir tarafa brakp bu geceki idamn przsz bir ekilde gereklemesini umut etmeye alyordum. Salondakiler, travmadan nasiplerini almlard; buras tiyatro salonu falan da deildi, ayrca hibirimiz bir drama tanklk etmeyi istemiyorduk. Ama her zaman olduu gibi, Constantine Gamal birazdan hepimizi bir kere daha autmak zereydi. 10 Ardnda cellatlarn durduu perdenin almasn beklerken aklma annemin bir laf geldi: Her gnahn bir intikam melei olur. Constanti-ne Gamal rneinde ise, birazdan yirmi dokuz intikam melei onun stne kecekti. Ama dakikalar geti, hibir ey olmad, tanklar ksrmeye, bacaklarn kprdatmaya baladlar. Herkes tedirgindi ve bu iin bir an nce bitmesini istiyordu. Derken anszn sa taraftaki elik kap gcrdayarak ald ve Gamal uzun boylu, iriyan alt gardiyan arasnda kurbaa admlaryla lm odasna girdi. Seyircilerden sesler ykseldi, burada bulunanlar birazdan izleyecekleri idam acaba tatmin mi edecekti yoksa irendirecek miydi, ne kadar dndysem de herhangi bir sonuca varamadm. Bundan sonraki her ey abucak olup bitti. Gamal lm yatana yatrld, ellerinden, kollarndan ve ayaklarndan skca baland. Ardndan lacivert plastik perde birka dakikalna kapatld ve tekrar aldnda serum sondalarnn damarlarna takl olduunu grdk; her bir kola er adet tpler balanmt. dam mahkmlarnn lme sakin bir ekilde gittiklerini duymutum, ama Gamal sakin sakin gidenlerden olmayacakt. Son bir meydan okuma abasyla serte srtn kamburlatrd, deri kaylarndan kurtulmaya
alt, yz mosmordu, odann iini kolaan eden siyah gzleri yuvalarndan frlayacakm gibiydi. lmekten korkmadn syleyen birine hi yakmayacak biimde davrandn dndm. Derken yzndeki ifadenin korku olmadn fark ettim; nk gzlerini zerime diktiinde grdm ey korkun bir fkeydi. Gamal'n zerime diktii yakc, nefret dolu baklar bana onun szlerini anmsatt: "Sen elen bakalm. Unutma, bunu deteceim sana. inanmyorsun, deil mi? Bekle bak greceksin. lm yeneceim, geri gelip seni de yantnda cehenneme gtreceim. Kale. Sz veriyorum, bak greceksin." Aslnda aklmdan o srada kalkmak, ne demek istediini ona sormak geti, ama lmcl ila kokteyli anszn etkisini gstermeye balad. Gamal gzlerini bozulan bir ampul gibi krptud ve kafas aniden sedye53 tn zerine dt. Sanki ani bir komaya girmi gibiydi ve kulak trmalayc bir horultu karmaya balad. O srada sodyum tiyopentaln enjekte edildiini, ilacn etkisiyle derin bir uykuya daldn geirdim aklmdan. Birka dakika sonra, bir ksrk nbetine tutuldu, gsnn stnden geen kaylar inip kalkmaya balad. O srada ikinci zehirli kimyasal olan pankuronyum bronit svsnn damarlarnda dolamaya balayarak akcierlerini fel ettiini dndm. Nefes almak iin mcadele ediyor, havay iine ekmeye alyordu, eer sedyeye kaylarla balanmam olsayd, iddetli sramalarla belini bile krabilirdi. Ardndan dudaklan titredi, bedeni son bir kez daha iddetli bir ekilde sarsld ve son nefesini de verip kprtsz bir ekilde kald. En son olarak verilen potasyum klorit de kalbini durdurmutu. zleyicilerin bulunduu salona derin bir sessizlik kt, gardiyanlardan biri perdenin arkasna girdi, sonra yeniden ortaya kt ve lm odasnn teki tarafndaki cezaevi mdr Clay'e doru yrd, Clay, Gamal odaya girer girmez elini duvardaki krmz telefonun stne koymu, ylece duruyordu, gardiyan Clay'in kulana bir eyler fsldad. Clay gardiyann sylediklerini dinledi, sonra kafasn "oldu, anlald" der gibi sallayarak gardiyan gnderdi, kol saatine bakt ve ahizeyi kaldrp infaz Departman'nn direktryle konutu. "Bay Direktr, mahkm Constantine Gamal saat yirmi bir on dokuz itibaryla lmtr." Gamal'n lmn teyit eden bu kelimeleri hep anmsadm. Hep ama hep. nk daha sonralar yle eyler oldu ki, gerekten ld m, hep sorgulamam gerekti, her defasnda da bu kelimeler aklma geldi. Ama o srada kafam kurcalayan tek ey hissettiim bir tuhaflk oldu; sanki salondan hava tamamen ekilip gitmi, havayla birlikte eytann varl da yok olmutu. Bu duyguyu anlatabilecek baka szckler bulamyorum. Tanklarn ayaa kalkp tek sra halinde salondan darya karken "oh" ekmeye benzer bir rahatlama sesini topluca kardklarn fark ettim. Melanie Jackson annesinin yanndan ayrlp yanma geldi ve bir elini kolumun zerine koydu. Annesinin.bana el salladn grdm, ben de ona doru el salladm. "Naslsn Kate, neler yapyorsun?" diye sordu Melanie. "iyi olmaya alyorum" diye yantladm ve bunu sylerken kzn yzn endieli bir ifadenin brdn grdm. "yle mi?" dedi kz ksk bir sesle. Bir kere daha kzn yznde Megan' grdm, ela gzleri tpk onunkiler gibiydi, kzn eline dosta dokundum, dokunur dokunmaz gzlerim yalarla doldu, ama kendimi tuttum. "yle, gerekten yle Melanie. Birazck sarsldm. Sen kendini nasl hissediyorsun?"
Kz zayf omuzlann silkti. "Bir yl boyunca bu gn bekleyip dururken aclanmn bir anda hafifleyeceini falan zannetmitim. Zannettiim gibi 54 olmad, ama yine de bence onun ldrlmesi ok doruydu, buna tm klbimle inanyorum. O ldnde sanki bir eytann hayaleti de salonu terk etti gibi hissettim. Bilmem ne demek istediimi anlyor musun?" Melanie karmda yetikin biri gibi duruyordu, ayrca ne demek istediini de gayet iyi anlayabiliyordum. Bana bir kt paras uzatt. "Kendine dikkat et Kate. Eer Arizona'ya yolun derse, beni grmeye geleceine sz ver, olur mu? Seni yeniden grmeyi ok isterim." ok duygulanmtm. "Teekkr ederim Melanie. Ben de ok isterim." Birbirimize sarldk, Melanie de annesinin yanna gitti. Dier yaknlar da birbirlerine sarlyorlar ve tm bu yaadklarndan sonra hissettikleri rahatlamayla alayorlard. Btn bu rahatlama duygularyla dolu salonda ok souk bir hava hissettim, kmay dndm. Cezaevi mdrnn benimle konumak isteyebilecei de aklma geldi, ama byle bir grmeyi yapacak durumda olmadm hissettim. Brogan Lacy'yi son bir kez grmek istemitim, yaralarm sard iin ona teekkr etmeliydim, bylesine gerilimli bir anda onun yannda olmalydm, ama etrafma bakndmda onun orada olmadn grdm. kp gitmi olabileceini dndm. Darya admm attm, hapishaneden kar kmaz medya mensuplarn atlatmakta kesin kararlydm; onlarla konumak istemiyordum, nk Ganai'n lmn eeleyip durmann artk hibir anlam yoktu. Vigua'un karanlk gklerinden lapa lapa kar yayor, kar tanecikleri hayaletimsi parmaklar gibi suratm trmalyordu. Birka tank benim peim sra geldiler, aralarnda fsldayarak konuuyorlard, yzleri bir kar askt, ayrca etrafta gergin bir hava vard. Ama ok gemeden bunun nedenini anladm; tanklk ettiimiz ey hepimizi birer enkaza evirmiti. Cezaevi mdr haklyd; bir baka insann lmn seyretmek vahi bir deneyimdi, hatta bu len Constantine Gamal gibi cani bir eytan olsa bile. Bir yerlerde okuduum bir dize aklma geliverdi. eytana uzun uzun bakarsan bir sre sonra o da sana bakar. Gamal'n en nihayet lmesiyle birlikte ektiimiz aclarn da bitmi olmas beni rahatlatm . Ama kaderin cilvesi peimi hl brakmamt, adam kendi idamyla bizi de ktlklerin tarafna kendi ayamzla gtrmt ve ite bu yzden de fkeyle doluydum. Ama tm bunlarn tesinde halimden ok memnundum. nk artk her ey sona ermiti 11 Hapishanenin dnda medya mensuplarn grmezden gelip benim Bronco'ya bindim. Interstate 95 karayoluna kp kuzey ynne saptm, Richmond ile Fredericksburg'dan getim, sonra da Quantico'nun hemen yaknndan douya saparak Widewater Beach'e devam ettim. Gece buz gibi souktu, ama kuzeye doru ilerledike yollardaki kar da azalyordu. Widewater, alabildiine uzanan geni kumsallaryla yazn gneli gnlerinde ok gzel bir yerdi, biraz ilerideki Chesapeake Krezi'ne aheste, aheste akan Potomac Nehri ile krfezin etrafna yaylan rnarinalarn, zenginlerin yaad yallarn manzarasnn seyrine doyum olmazd.Ama bu souk k gecesinde, deniz kenarndaki caddede ilerlerken kendimi insana rperti veren, krba gibi rzgrlarn estii bir yerde bulmutum. Geceyarsna doru bir saatte, nnde kk tahta iskeleli bir rhtm olan kara tal bir yazlk evin bahe duvar nne geldim, arabay girie ektim. te buras evim dediim yerdi, buraya iki buuk yl nce David'le ve Megan'la tanmtm. David'le Washington'dan buraya arabayla ilk geldiimiz gn anmsadm. O zamanlar onu tanyal henz
drt ay olmutu ve bu drt ayn ounu Georgetovra'da ilettii sanat, galerisinde geirmitik, oturduu daire de galerinin st katmdayd, sonra bir gn bana doup byd yerleri gstermek istemi, beni buraya getirmiti. Yazlk evden yz metre kadar tede Brook Maliknesi vard, buras onlarca dnm bir arazi zerine kurulu muhteem grnml neogotik stilde bir Victoria dnemi eviydi. David'in bir kasaba doktoru olan dedesinin babas tarafndan 1800'l yllarn sonlarnda ok yaygn olan Vanderbilt stiliyle ina edilmiti; binann kaim granit talar, ta rtenleri, bir gzetleme kulesi ve ar bir kilise kapsndan girii vard. Malikne uzun yllardan beri bakmszd, ama ayn arazi zerinde David'in kz Megan'la oturduu iki odal mtevaz yazlk ev vard, ayrca rhtm gren manzaras da ok gzeldi. Buraya o ilk geldiim gn David'le durup manzaray, kendi aralarnda oynayp elenen komu ocuklarn, sahilde balk tutanlar gpta ederek seyretmitim. 56 David'in Bronco'dan inmesini, deniz manzarasn incelemesini, salarnn alnnn zerine perem perem dn anmsadm. Ta ilk grdm andan itibaren atletik vcuduyla, zarif elleriyle, mavi gzleriyle benim iin ok dikkat ekici bir adamd o. 0 bir ressamd, ayrca ald byk komisyonlarla gayet iyi bir biimde geinip gidiyordu. Onlarca yalboya tablosu lkenin drt bir tarafndaki byk irketlerin ofislerinde asl duruyordu -yaptlar Londra'da bile sergilenmiti- ve dier ressamlarla kyaslandnda, gelecek vaat eden biriydi o. Ama David'de benim en sevdiim ey -beni ona eken iyi tarafndan birinezaketiydi, sakin, gsterisiz kendine gveniydi ve yznde hep hazr bir glmsemenin olmasyd. O ayrca benim karma kan en seksi erkeklerden biriydi, ama o taraf onu tanyana kadar hep gizli kalmt. "Sence ok gzel deil mi Kate?" stmzden bir kaz srs geti, geerken kazlarn kard insann iini rperten sesler krfez kys boyunca uzanan sazlklarn zerinde sanki tek bir meleme sesiymi gibi acl bir sese dnt. David, "Kazlar Kanada'dan buraya k geirmeye geliyorlar" dedi. "K aylarnda onlar ok grrsn ve tabii seslerini de duyarsn. Ben ocukken kazlarn seslerine baylrdm; akamlar yatak odamn penceresini ak brakrdm ve kazlarn geiini dinlerdim. Kendimi, nasl derler, hani rahat falan hissederdim." "Buras harika bir yere benziyor. Neresi buras byle?" David bir akl tan rhtmdan denize atp tan su zerinde sekmesine bakarken gzlerini gneten korumak iin eliyle siper yapt. "Burann ad Angel Krfezi. ocukken resim yapmay rendiim yer ite buras, ie karakalemle nhtm resimleri yaparak baladm. Annem ile babam kaybedene kadar maliknede oturuyorduk, sonra ben yazlk eve tandm; buradayken evin arkasndaki oday atlye olarak kullanyorum. Malikneyi elden geirmek iin ok hayaller kurdum, planlar yaptm, ama ite bunlar gerekletirmek iin ne zaman bulabildim ne de para. Bu arada Brogan'la boandk, boannca yazlk ev Megan'la bana yeter de artar diye dndm. Haydi gel seni gezdireyim." O zamanlar ben de Falls Church'te iki odal bir apartman dairesini bir kadn ajan arkadamla paylayordum, tabii Brook Maliknesi o bakmsz haline ramen gzme bir saray gibi grnmt. Davidlerin zel arazisinde dolamaya baladk, bir zamanlarn zenle baklan bahelerini imdi otlar brmt, bir de arazinin iinden aldayarak geen dereler bu eski evin bir zamanlar muhteem gzellikte olduunu anlatmaya yetiyordu. "Olaanst" dedim; nk gerekten de iimden yle gemiti. "Birazck ilgi ve sk bir almayla buras yine ilgin bir ev olabilir. Tabii biliyorum buras biraz tenha bir yer ama yine de senin Washing-ton'da oturduun apartmandan ok daha gvenli. Burada yaayan in57 sarlarn ou evlerinin kaplarn kilitlemeye bile gerek duymaz." "Hey, yoksa benim iin endieleniyor musun?" dedim.
"Belki de. Arada srada senin gvenliinden endie etmiyor deilim." David'in sesindeki endieyi fark edince duyduum sevinci saklamaya hi gerek gnueden glmsemitim. Onun benimle ilgilendiini bilmek ok houma gitmiti. "Yok yahu, bizim mahalle hi de o kadar kt bir yer deil. Yine de, ben zaten kendimi koruyabilecek dunmdaym. Artk polis niformas giymesem de, silah ve polis kimlii tayomm." David elini belime dolad ve gzleri ldayarak bana, "Haklsn," sen artk ablasn, siz FBFclarn uan bir sinei bile elli metreden gznden vurabileceinize eminim" dedi. "Elli deil ama krk metre olur, tabii sinek de biraz irice bir ey olmal." Glmsemesi btn yzne yaylmt. "Aklmdan ne geiyor biliyor musun?" "Ne geiyor?"www.cizgiliforum.com "Seni polis niformas giydiin zamanlar tanmak isterdim. Eminim ok ilgin olurdu." Dudaklarna kocaman bir pck kondurdum. Tannm, onun dudaklarn ok severdim. Uruna lnesi dudaklard onlar. "niformal kadnlardan holandn hi sylememitin bana." pcme yumuak bir pckle cevap verirken glmsedi. "Erkek adam sr saklamasn bilmelidir." Onun alt dudam srdm. "O zaman bana hatrlat da, bir gece senin iin niforma kiralayaym. Ayakkablar da yksek keli olur, belki jartiyer de takann. Houna gider mi?" David'in yz ldad. "Kk bir ba belas olduunu sana syleyen oldu mu hi?" Aslna baklrsa byle bir ey syleyecek biri hi olmamt. Ama David'le flrt etmek doal bir eydi. Geriye ekildim, ellerini tuttum. "Bilmem, belki de canm kelepe falan takmak ister." "Beni tahrik etme sakn, yoksa alr seni yataa gtrrm. Haydi, bu kadar flrtlenek yeter, bak imdi seni gezdireyim." David beni akll bir yoldan yazlk eve gtrd. Kendimi ona ok yakn hissediyordum, sanki artk birlikte yaayan bir ift gibiydik ve yanl bir evlilikten yllar sonra, bu kez doru adam bulmu olmay umuyordum. ncir aalarndan kk bir koruluk yazlk evi Potomac rzgrlarndan koruyordu ve bu koruluun hemen arkasnda da st tenteyle kapal bir yoldan geilen ayn bir resim atlyesi vard. Yz metre kadar ileride, ky aaya doru eim yapyor, buradan da alabildiine uzanan ince kumlu kumsala geiliyordu. David n kapnn kilidini at, ksa bir koridordan geerek scack ve rahat bir salona girdi. Duvarlarda yandan yelkenli skunalarn, firkateynlerin karakalem izimleri asly58 di, her taraf denizcilikle ilgili biblolarla, ss eyalaryla doluydu, ayakt bir sehpa zerinde duran pirinten eski, kocaman bir teleskop nefes kesici krfez manzarasna doru evrilmi duruyordu. "Eeee, ne diyorsun bakalm?" Salonun dekorasyonuna bakmaktan kendimi alamyordum, ierisi tertemizdi, ama biraz eskimiti ve bir kadn elinin demesi artk art olmutu. David'in koluna neeyle vurdum. "Herhalde denizcilikle ilgili bunca vr zvrla seni gemiciler sendikasna eref yesi olarak alrlar."
Glmseyerek beni arka tarafa, iinde bir masa ile telefonun da bulunduu, hem ofis hem de atlye olarak kulland odaya gtrd. Atlyenin ii boya kutular, tuvaller ve srdrd almalarla tka basa doluydu. "Hey, komik olmay brak artk. Buras gerekten de harika bir eski ev, Kate." "Anlatsana." "Aabeyim Patrick'le yaz aylarn plajda yzerek, istiridye kararak ya da burunda annemle dut toplayarak geirirdik. Brook Maliknesi ok zel bir yerdi. O gnleri hep anarm." "Peki ya baban, onunla aran iyi miydi?" sordum. David'in yznde, ac dolu bir ifade beliriverdi. "Pek deildi. Zor bir adamd diyebilirim, sertti, disiplinliydi, bir de kasvetli bir adamd, iki tane hayat dolu ocukla baa kamayacak lde sertti. Yirmi yln askeri gemilerde doktorluk yaparak geirdi, sonra da buraya yerlemeye karar verdi." "Senin babanla aranda sorun oldu mu?" "Birbirimize pek tahamml edemezdik diyebilirim. Annem babamn kusurlarn telafi ederdi, annemle ben birbirimize daha yakndk. Galiba anneme acrdm da. Annem yalandka evliliinden duyduu mutsuzluk artt, honutsuzluunu votka iesinde bomaya alp durdu. Ama yine de gzel bir ocukluk geirdim diyebilirim." "Bence sen nee dolu bir ocuktun." avid glmsedi. "Belki haklsn. Ben babamla ilgili her zaman konuman. Grdn m benim zerimde yaptn etkiyi?" Beni atlyede dolatrd, en sevdii tablolarn gsterdi, bunlardan biri Angel Krfezi'nin rengrenk bir yalboya tablosuydu. "Peki ya ben Kate'in eski hatralarm dinleyebilecek miyim acaba?" O srada elinin bana doru uzandn anmsadm; parmaklar benim parmaklarma dolanyordu. Onun gemiiyle ilgili anlattklar kendimi ona ok yakn hissetmemi salamt. "Herhalde ben de sorunsuz, mutlu bir ailem olsun isterdim, ama hi olamad" dedim. "Anlatsana." David'e gemiimi anlattm. Babam kumarbazn teki eski bir dedektifti, ben on bir yandayken evi terk edip gitmiti. Annem az sevgi, ok disiplinle aileyi bir arada tutmaya almt, ama on iki yl nce rahim 59 kanserinden ldkten sonra aile de paralanmt. Benden kk iki kz kardeim liseyi bitirdikten sonra Kaliforniya'ya tand, ondan sonra da ilikimiz Noellerde, kran Gnlerinde telefonlamaktan ibaret kald. Aabeyim Frank'la ben birbirimize daha yakndk, balantmz hep srdrmtk, ama onun banda bir sr dert vard, o yzden yle sk sk gremiyorduk. "Mkemmel aile diye bir ey yok, olanlar da ilevsiz, hatta bazlar dierlerinden ok daha ilevsiz durumdalar ve sonu olarak btn aileler birbirinden farksz." David ok samimi bir ses tonuyla, "Ne demek istediini biliyorum" dedi. Gzlerini bana evirdi. "Aile konusunda ok haklsn. Belki bir gn bizim de kendimize ait bir ailemiz olur." aknlkla David'e baktm. Bu kelimeleri ylesine ikna edici bir tonda sylemiti ki, ne demek istediini hemen anlam, kpkrmz kesilmitim. "Dikkat et bak, yoksa kzn seni ciddiye falan alr." David gayet ciddi bir ses tonuyla, "Ben de ciddiyim zaten" dedi. "ocuk yapmak istiyor musun?"
"Tabii ki istiyorum." "Ben de ok istiyorum. Ama ocuu sadece Megan kendisini bir aileye ait hissetsin diye istemiyorum." Szne devam etmeden nce bir an durdu, bir eyler dnd. "Biliyorum, yaklak drt aydan beri birlikteyiz ama bu sre benim seni tanyabilrneme yetecek bir sreydi. Bilmem sen ne dnyorsun, ama bence biz birbirine ok uygun bir iftiz. Seninleyken kendimi ok iyi hissediyorum Kate. Gerekten de ok iyi hissediyorum. Benimle evlenir misin?" Sen benimle dalga m geiyorsun? Benim de islediim bu zalendedim iimden. Ayrca onun benimle dalga gemediini biliyordum. Ayrca yllar sonra ilk defa karma ciddi bir iliki yaayacan bir erkein ktn dnyordum. Ama otuz be yandaym ve biyolojik saatim dolmak zere diye de evlilie yle balklama atlamak istiyormu-um gibi bir hava yaratmak istemiyordum. "Bana yle bir iki gn kadar dnme sresi verebilir misin?" "Tabii ki. Ama yle ok dnme yoksa meraktan lrm." "Sz veriyorum, ok dnmeyeceim." Ama David'in elini skmdan, szlerimi syleyi biimimden kararm vermi olduumu biliyordum, bu arada onun da bunu bildiini dnyordum. "Bu akam birlikte yemek yemee ne dersin? Buradan be kilometre ileride, sahilde gzel bir balk lokantas var. Bekler misin, yer ayttaym." Atlyenin bir ucundan teki ucuna yrd, telefonu ap lokantay arad. Akam saat yedide oradaydk, karides ve biftekten sonra limonlu cheesecake ile konyakl kahve geldi, sonra yazlk eve dndmzde David arap at, sonra da beni alp st kata gtrmesine izin verdim, birbirimizi soyduk, dokunularmz yumuack ve enerji doluydu, dili 60 dilimi bulmutu. Boynuma minik minik pckler kondurdu, sonra da gsme, en sonunda da iime girdi ve ben byk bir hazla inledim. Sonra da byk pirin yatanda uzandk, hem Norah Jones'u dinledik, hem de Potomac Nehri'nin zerinden geen k kazlar srlerinin havay dven kanat seslerini. Ama bu gece karanlk nehre bakarken kendimi yklm hissediyordum. David'in cenazesinden hafta sonra Da-vid'in avukatnn beni Georgetovvn'daki brosuna davet etmesiyle buras da benim evim olmutu. Avukatn syledikleri karsnda neye uradm armtm: David vasiyetnamesinde Manor Maliknesi'ni bana brakmt. Malikne hl harap bir haldeydi, iinde oturamayaca-m kadar da bykt, o yzden ben yazlk evde oturmay setim. Avukat ayrca David'in bana en sevdii tablolardan on, on be tane kadarn, bir de yarm milyon dolar nakit olarak braktn syledi. Bu benim iin ok byk bir parayd, ama parann henz tek bir kuruuna bile dokunmamtm. Ne yapacama karar verene kadar paray bankada faizde tutacaktm. O paraya dokunamazdm. O parann benim iin hibir anlam yoktu, kafamda David'in adyla bir yoksullara yardm amal vakf kurma fikri kabaca da olsa belirmiti, belki srf byle bir ey iin harcayabilirdim o paray. Ama o da, baka bir gn ele alp halledeceim, bir iti. Bu gece kafamn ii karmakarkt. Kendime bir stl kakao yaptm, ayakta durup souk krfeze bakarak fincanm yudumlarken gemie gittim, David ile Megan'n ldrldklerini rendiim o korkun gn canland gzlerimde... 12 Mrit'le ilgili alman bir ihbar deerlendirmek zere kovalamaca yaparak Philadelphia'da bir haftay bouna geirmitim. Kaldm motelden David'i arayp ertesi gn len saatlerinde evde olacam syledim, yani kran Gn'nde evde olacaktm, ayrca hangi gerekeyle olursa olsun, bayram tatilimi
mutlaka kullanmak istiyordum. Gnde on sekiz saat alyordum, Mrit'in peinden koup durmak beni yorgun drmt, bu yzden de David'le ve Megan'la birazck birlikte olmak istiyordum. Ama ertesi gn Philadelphia'dan eve arabamla giderken yorgunluktan perian bir halde olduumdan direksiyonun zerine ylp uyuyakalmtm. Gzm atmda hatrladm ilk ey deliler gibi alan bir korna sesi olmutu, daha neye uradm anlayamadan gm renginde bir TIR kamyonunun zerime doru mermi hzyla geldiini grdm. leceimi dndm. Direksiyonu tm gcmle saa kvrdm, btn gcmle frene bastm, yana savrularak durdum. Ellerim titredi; lmden kl pay kurtulmutum. Araba yolun ters tarafna srklenmiti, doru tarafa geeceim diye kendimi tehlikeye atmak istemiyordum, arabay yolun kenarna ektim, koltuu arkaya yatrdm. Gzleri mi kapar kapamaz uyuyup kalmm. Uyandmda saat gemiti. Derken sonunda eve vardmda David'in arabasn evin nnde gremedim. Yazlk eve girdiimde Megan' da gremedim. kran Gn iin hazrladklar yemek mutfak masasnn zerinde bayatlam bir halde duruyordu. Atlyeye baktm, ama orada da kimse yoktu. Masann zerindeki telefonu kaldrp David'i cep telefonundan aradm, ama gn boyu olduu gibi yine sesli mesaj servisi kt. Akam saat alt olmutu, ama David ile Megan ortalkta yoktu; endielenmeye balamtm. Ortalktan yok olup bana haber vermemek David'in yapabilecei bir ey deildi. Tek bir aklama olabilirdi, o da belki samimi arkadalarndan birini grmeye gitmiti, cebinin de ya arj bitmiti ya da bulunduu yer kapsama alan dmdayd, o yzden ona ulaamyordum. Bir saat sonra Lou beni telefonla arad. "Neredesin Kate?" dedi. "Yazlk evdeyim, David'i ve Megan' bekliyorum, gelsinler de bir an nce ye62 inek yiyelim diyorum, ama sura kadem basmlar, neredeler bilmiyorum. Hey, baksana, kran Gnn kutlu olsun. Beni kran Gn iin n aradn?" * Lou'nun ikircikli bir hali vard. "Kate, eve gelebilir miyim? Ben yaknda bir yerdeyim. Msait misin?" Anszn iimde kt bir his belirdi. "Hayrola? Kt bir ey mi var?" "Gelince sylerim Kate. Birazdan oradaym." Lou bunu gizemli bir ses tonuyla syleyip telefonu kapatmt. Lou yazlk evin kapsn aldnda ben de artk David ile Megan'n balarna bir eyler geldiine inanmaya balamtm, Lou'nun kire gibi olmu yzn grr grmez hakl olduumu anlayverdin. Lou elini hafife omzuma koydu. "Kate, bunu nasl syleyeceimi bilemiyorum, ama artk ne biliyorsam onu syleyeceim. Buradan alt buuk kilometre tede kullanlmayan bir ta oca var, birka gen orada trekking yaparlarken yetikin bir erkek ile gen bir kzn cesedine rastlamlar. Czdanndan kan src ehliyetinden adamn David olduunu anlamlar. Czdanda bir de gen bir kzn resmi varm, l-diulen gen kza benziyormu. Ben de cesetleri biraz nce grdm. Cesetlerin Megan ile David'e ait okluklarndan tamamen eminim ve biraz nce de David'in yaklm arabasnn yaknlarda bulunduunu rendim. Olay yerindeki kantlardan ve ldmlme ekillerinden bunun Mrit'in ii olduu hemen anlalyor. ok zgnm Kate." Dizlerimin bir anda zlverdiini, elimi azma gtrp bouk bir sesle, "Hayr!" diyerek lk attm anmsyorum. Lou'nun kollarna ylverdim. Her ey gzmde bulanklat. Gz-yalam, acn, zntm bulanklat, derken btn vcudumun hissiz leini fark ettim. Ertesi sabah David ile Megan'n kimlik tespitini yapmam gerekmiti kimlik tespiti srasnda acdan leceimi sanmtm. Yzleri tannabile cek haldeydi, ama bedenleri paralanm ve yaklmt. Su mahallindeki kantlar ve cinayetin ilenme tarz hep Mrit'i iaret ediyordu. Cinayet yntemi -ksmen yaklm ve i organlar boaltlm cesetler- -ile siyaha boyanm tahtadan ha, bu cinayetin adresi olarak Mrit'i gsteren iaretlerdi. Ancak bu kez bu cinayette iki anlalmaz tutarszlk bulunmutu. Cesetlerin
tan ortasna konulacana, ha Megan'n ayak ucuna braklmt ve David kafasna iki el ate edilerek ldrlmt. Gamal sorgulamas srasnda hibir sulamay kabul etmemiti ve tutarszlklara hibir aklama getirilememiti. deta trans halinde polis morgundan ktm ve arabama binerek An-gel Krfezi'ne gittim. Vardmda sis basmt, arabay evin nne park edip silinmek zere olan bir izi takip ederek plaja vardm, buras Megan'la ve David'le arada srada yry yaptmz yerdi. O gzel hatralarn acsyla kumlarn zerinde yrmeye baladm, znt iindey63 dini, straptan yanp tututuum bir srada sislerin arasndan Megan'n sesine benzer bir ses iitir gibi oldum; sanki birbirimize komik bir fkra anlatmz da kkr kkr glyormuuz gibiydi ve sanki David de bizimle birlikte kahkaha atyordu. En sonunda bu sesler dayanlmaz bir hal aldlar, kumlarn stne diz ktm ve ikisinin adlarn grtlam paralanana kadar avazm kt kadar haykrdm. Mrit'i yakalamann bedelini kendi hayatmla deyecek bile olsam bunu byk bir zevkle yapmaya yemin ettim, nk o anda hayatmn benim iin hibir anlam kalmamt. David ile Megan kesinlikle benini yzmden ldrlmlerdi, bundan emindim ve kendimi ne kadar zorlarsam zorlayaym, sululuk duygusundan bir trl kurtulamyordum. Her eyi gze alarak bir karar vermitim ve ite onlarn benim yzmden ldrlmelerinin nedeni olarak da bu karar gryordum. Medyada Mrit'in nceki alt ayda iledii cinayetlerle ilgili onlarca rapor yaynlanmt ve ben de soruturmann banda olduumdan adm bu raporlarda hep birinci srada gemiti. zellikle de Washington Post gazetesinde hafta nce kan haberi hi unutamyordum: FBI UZMAN AJANI KATMERNE HORAN TOPRAK ALTINDAN IKARILAN CESETLERDEN SALANAN BULGULARLA EYTANIN MRlDl'NlN YANI BU LKENN EN TEHLKEL SER KATLNN EVRESNDEK EMBERN DARALMAKTA OLDUUNU SYLEMEKTEDR. Ama aslnda soruturmamz yerinde sayyordu, bu srada Mrit'in kafasn kartrp onu tereddde drmek iin kendi aramzda "k st oturtmak" faktr olarak adlandrdmz eyi deneyerek onu caydrmak aklma gelmiti. Washington Post'zve baz televizyon kanallarna yanltc mlakatlar verip soruturma ekibimizin bir kantn peinde olduunu, bu kant ele geirdiimizde Mrit'i yakalamamzn an meselesi olacan syledim. Bu kantn Virginia'da bir mezarlkta olduunu, burada gml olan Mrit'in kurbanlarnn mezarlarnn alabilmesi iin nmzdeki gnlerde mahkemeye bavuruda bulunacamz akladm; ayrca, eer cenazeler iyi durumdaya ve beklediimiz kantlara da ulaabiiir-sek o zaman cinayetlerin srrn zebilmemiz tamamen kolaylaacak, dedim. Btn bunlarn Mrit'i ok youn bir strese sokacan dndk. Srekli olarak endie duyacak, bir an bile yerinde duramayacakt. Cesetlerin ne durumda olduunu hep merak edecek, acaba geride onu ele verecek bir ipucu brakt m brakmad m kendine sorup duracakt. Her eyin tesinde, mezar alrken onun oralarda dolamasn umuyorduk. Katillerin kurbanlarnn mezarlarn ziyaret etmeleri bilinen bir eydi, bunun yan sra gazetelerde kan mezarn alma haberi zerine merak uyanm olabilirdi. Bu nedenle mezarlk yaknlarndan gelen 64 geen herkesin videokameralarla grntlerini almaya karar verdik, Mezar alrken mezarlk yaknndaki semte yerletirdiimiz otuz be, krk kadar sivil polis etraf kontroI*ediyordu. Gzetleme ii tam drt gn srd ama aldmz grntlerden hibir ey kmad. Mrit tuzamza dmemiti.
Ama bir sonraki ortaya kn David ile Megan' ldrerek gerekletirmiti. Bu katili yakalamak iin yapm olduum plann geri teptiini ve bunun bedelini dnyada en sevdiim iki insann canyla dediini dnmeye baladm. im iimi yiyor, fkeden kuduruyordum. Bu cinayetle katil bana u mesaj vermiti: Sen kendini akll zannediyorsun, ama ben senden ok daha akllym, ite o zaman, onun benden akll olduuna artk ikna olmutum. Nasl olmutu da onu tespit edememitim? Nasl olmutu da onun peime takldn anlayamamtm? Bu adam evimin etrafnda dolamt, byk bir olaslkla da beni takip etmiti, ayn David ile Megan' ldrmeden nce takip ettii gibi. Hatta ondan sonra kendime bir yedek tabanca bile aldm ve srekli yanmda tamaya baladm. Geceleri yastmn altnda saklyor, klfna takl bir halde, balya sicimiyle yatan madeni erevesine balyordum. Kadnlar iin retilmi bir Glock tabancayd bu, beylik silah olarak tadm 9mm'lik Glock'un yannda ok kk kalyordu, ayrca bu tabancay klfn ttn aar amaz elime alabiliyordum. Mrit yine kalkp benim evime gelsin istiyordum. Onun yle gecenin bir karanlnda evime girmeye kalkmasn yle istiyordum ki, ite o zaman bu pii meru mdafaa diye vurup ldrebilirdim. Kalbim kaybettiklerimin acsyla kurumutu. Hl da yle. Aslnda hibir ey deimedi; David ile Megan' hl zlyorum, gzm yollarda belki dnerler diye bekliyorum, seslerini zlyorum. lmlerinden beri beni rahatsz eden bir soru sk sk kendimi kt hissetmeme yol at: Eer Philadelphia'dan dnerken o kadar yorgun olmasaydm, arabay yol kenarna ekip uyumasaydm, onlar kurtarabilir miydim? Ama imdi de beni rahatsz eden bir baka soru iareti taklp duruyordu kafama: Peki ya Gamal doruyu sylyorsa ve onlar bir bakas ldrdyse? O zaman kendime bouna ikence etmi olmayacak mydm? imden bir ses byle bir eyin olamayacan haykryor. Katilin Gamal olduundan adm gibi emindim. Atlyeye admm attmda saatler gecenin ikisini gsteriyordu. Buraya alt ay sonra ilk kez geliyordum, bu arada yazlk evi haftann iki gn temizleyen kadnm burann tozlarn genelde hi almazd. Ama atlyenin ii David ile Megan'n ldrd gnk gibi duruyordu: sehpada yarm kalm bir tuval, Manor Maliknesi'nn ykntlannn bir yalboya tablosu, boyalar, kurumu fralar, David'in alrken yere damlatt boyalarn parlak izleri... Bir de yere salm kan eklinde 65 kurumu, beni her bakta rahatsz eden boya lekesi. Yarda kalan Manor Maliknesi tablosuna ilk kez dokundum, elimi resmin zerinde dolatrdm, boyann kaba ularm, tuvalin dz sathlarn elimde hissettim. Hl David'in ktlaryla dank durumda bulunan masaya doru dndm. Geliigzel konmu dosya ktlarnn zerinde, sonra da masadaki telefonun zerinde parmaklarm dolatrdm, dolatrrken David'in beni evin i hattmdan arayp henz bitirdii tablonun haberini veriini, gelip tablosuna bakmam isteyiini anmsadm. Heyecandan gen bir delikanl gibi kan sesi yankland kulamda. Bu oda bylesine canl hatralar anmsatmt bana ve artk anlar dayanlmaz bir hale geldiinde mantomun yakasn kaldrdm, atlyeyi kilitledim ve akll yoldan tekrar yazlk eve yrdm. Yatak odama gidip soyundum, gzlerimi sildim ve kapattm. Bu i artk bitti, dedim kendi kendime karanlkta uzanm yatarken. David ile Megan' ldren kasap bunu hayatyla dedi. Melanie, kendimi yle ok da iyi hissetmedim, ayrca onlar geri de getirmeyecek, derken haklyd galiba. Ama gemii artk bir tarafa brakmak ve kendime yeni bir hayat kurmak istediimden emindim. Ac ekmeye artk bir son vermek istiyordum. Yeniden normal bir yaama dnmek istiyordum. Huzur istiyordum. ok fazla ey mi istiyorum?
Alamamaya alarak yatakta uzanm yatyordum, kederden kurtulmay bekliyordum, ama bir trl kurtulamyordum. Derken harika bir ey oldu: Gzlerimi yumdum ve aylardan beri uyuyamadm derin bir uykuya daldm. 13 Buck Ryan cezaevi gardiyanl iini seven biriydi, zellikle de idam cezasnn infazndaki ayrntlar ok severdi. dam edilmi mahkmlarn llerini Richmond Adli Tbb'na tamak onun iin ocuk oyunca gibi bir iti, ama bu gecekine tamamen farkl gzle bakyordu. Birinci sebep, havann kar yal olmasyd; Interstate 95 karayolundan Rich-mond'a uzanan ve sk aralklarla yerletirilmi aydnlatma direklerinden yansyan lgn kla aydnlanan yol bir kurdele gibi bembeyazd, ikinci sebep, o akamki mesai arkada her eyden ikyet edip duran Mzmz Jackie Dole'du. Ryan, Interstate 95 karayolunda yol alrken Ford ambulansn direksiyonunu sk sk tutuyordu, hz gstergesi otuzu bile gstermiyordu, bu arada yannda oturmu yaan kara bakan Dole'un yznde hi de mutlu bir ifade yoktu. "Bu hzla kahvalty Richmond'da yaparsak kendimizi ansl sayarz" dedi neesiz bir sesle. Ryan homurdand. "Elimden baka bir ey gelmiyor. Bu artlarda ar srmem gerekiyor. nemli olan oraya canl olarak varabilmek, arkadaki arkada gibi deil." Ryan arabann silecekleri kar tanelerini camn zerinden temizlerken 95'in sandaki ve solundaki karla kapl am ormanlarna bakt. Yol bombotu ve karl yolu bir tek Ford'un farlarnn yayd korku dolu bir k konisi aydnlatyordu. "Bu dnyada sanki bizden baka kimse yokmu gibi hissediyorum, ya sen?" Jackie Dole umursamaz grnyordu. st taraftaki okuma lambasn am, USA Today gazetesinin spor sayfalarna gz atyordu. "Grdn m Reds kaybetti. Adiler. O maa on dolar yatrmtm." "Baka gzel haber yok mu?" Dole gazeteyi can skntsyla elinden brakt. "Var, kpeimin teslisleri iti, veteriner hayvann cevizlerini kesip alacan syledi. Operasyon bana yz dolara mal olacak. Hey, o da neydi be?" ikisi birden ambulansn arka tarafndan pat diye bir sesin geldiini duydular, Ryan aracn hzn hemen yavalatt. "Sanki bir ey arpt." "Sence ocuklar kar topu falan atyor olmasn?" 67 "Bu saatte mi? stelik de sszln ortasnda. Sen iyi misin Dole?" "yi ama ses sanki yleymi gibi geldi. Hey, yine ayns" dedi Dole." Aracn arkasndan yine pat diye bir ses duyuldu, Byan, "Ne oluyor yahu?" dedi. Tabancasn klfndan kard. Dole, "Tabancayla ne yapacaksn?" dedi. "Arkada u pis l var. Yoksa lden falan m korkuyorsun sen?" Ama Ryan aracn kapsn aarken yanndaki arkadan dinledii falan yoktu, kapy aar amaz yzne lapa lapa yaan kar arpt. "Amma da berbat bir gece yahu." Aratan indi, Dole da onu takip etti. iki adam dikkatlice ambulansn arka tarafna dolandlar. Ryan etraflarndaki ssz manzaraya bakt, durup yolun her iki yakasndaki kaln bir kar tabakasyla kaplanm devasa am aalarn hayranlkla seyretti. Sanki bu yeryznde onlardan baka hi kimse kalmam gibi bir hisse kapld. Aracn arka kapsn gzden geirirken grd manzara karsnda neye uradn ard. Aracn arka kaps akt. "Nasl olur ama?" "Ne oldu?" "Bu oldu ite." Ryan eliyle kapy gsterdi. "Rzgrda ald herhalde,onun iin arpp duruyormu. Ama ben bunu kilitlediimden eminim."
"Sanki kilitlenmemi gibi." Dole donmu kap kolunu kavrad -kol buz gibiydi- ve kapy kendine doru ekip at. Beyaz ceset torbas, idam edilmi mahkmun siluetini alm duruyordu. "eytan'n Mridi ha? Artk o kadar korkun bir grn yok, deil mi?" "Yok." "u eyi kilitleyelim." Ryan kafasn kad. "Peki ama bu kap nasl ald byle?" "Souk havadan. Daha nce de grdm, yine byle bir k vakti ly Richmond'a gtriiyorduk. Buzlanmayla metal genleiyor ya ondan oluyor ite. Dondurucu havada alan kilitli kap ok grdm ben." Ryan geride braktklar yola bakt ve birden "Herhalde yle. Hey, u arkadaki klan gryor musun?" "Nerede?" "Yolun gerisinde. Mesafesini kestirebilmek zor. Birka yz metre olabilir. "Evet, ift araba far grdmden eminim." "Eeee?" dedi Dole. "Kayboldular. Sanki biri n dmesini kapatt. Biraz nce arkamzda k grdmden eminim. Sanki biri bizi takip ediyor." Dole gzlerini ksp karl karanla bakt. "Yaan kar dnda bir ey grdm yok. Akln bana topla olum. Bizi kim, neden takip edecekmi ki?" "Gazeteciler olabilir mi? u gazeteci milletinin nasl hikye peinde kotuklarn biliyorsun." 68 "Ne hikyesi yahu? Adam lm gitmi ite. Yola devam ediyor muyuz, etmiyor muyuz? Benim ayaklarm dondu burada." Ryan farlar grdn zannettii tarafa bakarken kalarn att, ama imdi k diye bir ey kalmamt, sonra ambulansn arka kapsn hzla iterek kapatt, kapnm kapanma sesi beyaz ormanda yankland. Ses yitinceye kadar durup etrafa, karlarla kapl manzaraya bakt; klarn yansd alabildiine karlarla kapl usuz bucaksz arazide rpertici bir yalnzln ortasnda buldu kendini. Tepeden trnaa titredi, ban aracn n tarafna doru sallad. "Haydi, ekip gidelim buradan." 14 Saatler gecenin n gsteriyordu, ay Angel Krfezi'nin stn bir utan dier uca kaplam olan dondurucu sis bulutlarnn ardndan hzla svyordu. Ak mavi i tulumu ve balk yaka kaln bir kazak giymi bir adam yazlk evden yz metre kadar ileride, lacivert renkli Bronco marka bir arabann iinde oturuyordu. Evi, karanl limon yeili floresan bir kla renklendiren gl gece grl bir drbnle izliyordu. Kate Moran perdeleri ekip kapatana kadar izlemesini srdrd, evin ii kararnca da drbn indirdi. El freninin arka tarafndaki bozuk para kutusundan bir anahtar takm kard. Anahtarlan eline ald. Bunlar Kate Moran'n yazhk evinin anahtarlarnn alarm kod etiketli kopyalarydlar. Moran kodu hi deitirmemiti. Ama Angel Krfezi hrszlk riskinin olduu en yakn byk ehirden fersah fersah uzaklkta bir yerdeydi ve burada oturanlar kaplarm kilitlemeye bile gerek grmeyen insanlard. Bu adam da istediinde yazlk eve girebilirdi. Zaten yazlk eve girmi, evin iini dolam, kadnn parfmn kok-lamt. Kadnn zel eyalar arasndan gereksinimi olanlar alm, hatta srf elence olsun diye ince dantelli klotlarndan bir tanesini de can almak istemi, ama cinsel arzularn kontrol altnda tutmutu. Plann berbat etme niyetinde
deildi. Eyalar Moran yazlk evden ktktan sonra yerlerine koyacakt. Ama bu gece baka bir ii vard. En ince ayrntsna kadar planlanm cinayetlerdi bunlar. Ama tam o srada planlarnda yer almayan bir ey oldu. Mavi mavi yanp snen yla bir polis arabasnn arkasnda durduunu grnce kalbi yerinden frlayverecekmi gibi arpt. Siren sesi duyuldu ve kapand. Drbn hemen koltuun altna saklad ve cep telefonunu eline ald. Polisler el fenerlerini adamn yzne tuttular, adam da bunun zerine Bronco'sundan inmeye karar verdi ve polisleri eliyle dosta selamlad. Polislerden biri mavi-beyaz polis arabasndan indi, elinde el feneri, dier eli gerekli olduu an ekebilmek zere silahnn zerinde ona doru yaklat, "iyi akamlar Beyefendi. Neden burada park ettiinizi sorabilir miyim?" 70 Adam glmsedi ve elindeki cep telefonunu gsterdi. "Cep telefonumu kullanmak iin arabay kenara ekmitim. Srerken cep telefonuyla konuup kendimi tehlikeye atmak istemedim. Konusaydm zannederim yasalar da inemi olurdum." "ok iyi yapmsnz Beyefendi." Polis el fenerini adamn yzne tuttu, ardndan da arabaya; tekrar adamn yzne evirmeden nce, "Ehliyetiniz yannzda m?" diye sordu. "Cebimde." "Bir bakaym efendim." "Tabii." Adam cebinden sahte bir ehliyet karp polise uzatt. Kararn vermiti, eer polisler ondan phelenirlerse, ikisini de ldrecekti. ok da yazk olacakt, nk bu durumda btn planlar suya decekti, ama baka aresi de yoktu. Polis resmi inceledi, ardndan el fenerini tekrar adamn yzne tuttu ve ehliyeti adama geri verdi. "Teekkr ederim efendim." "Rica ederim." Memur tereddt etti, sanki bir eyden emin deil gibiydi. "Hey, seni birine benzettim. Sen buralardan msn?" "Hi sanmyorum. Buraya eski bir dostumu ziyarete gelmitim, Kate Moran'. Kendisi FBI ajandr. Bilmem tanyor musunuz?" Polis kafasn "evet, tanyorum" anlamnda sallad. "Onu ahsen tanmyorum, ama kim olduunu biliyorum." Dnp yazlk eve doru bakt, sonra tekrar adama doru dnd. "Hey, ben seni birine benzetiyorum, ama kime benzediini bir trl hatrlayamyorum. Sen buralardan bir yerden olmadna emin misin?" "Ben Washington'danm." "Eer oraya gidiyorsan o zaman ok dikkatli sr. Bu gece baz yollarda ar buzlanma var." Polisin yznde hl tereddtl bir ifade vard; ban iki yana sallayp duruyordu. "Yemin ederim ben seni bir yerlerde grdm." Adam glmsedi. "Hey, insan insana benzer yahu. Ayrca uyan iin de teekkr ederim." Ucuz atlatmt; imdi terliyordu. Polis haklyd, onu daha nce grmt, ama salak herif nerede grdn bir trl hatrlayamamt, tabii hi hatrlayamamas daha iyi olurdu. Bronco'yu altrd, Washington'un kuzeyine doru yarm saat kadar srecek bir yolculua kt, 270'ten dnd, derken Rockville'de bir karavan park yerine geldi. Yoldayken bir mola yerinde durmu, ihtiyac olan her eyi almt, sonra sahte plakalarn takt, kadn peruunu bana geirdi ve kadn giysileri giydi. Karavan
parkna ok yava bir hzla girdi, eski bir Suncruiser karavann yannda durdu. Karavann yan tarafndaki posta kutusundaki ismi okudu: 0. Fleist. Karavandan televizy anu mavi-gri geliyordu; evet, Fleist ierideydi; stelik komu karavanlarn klan da yanmyordu. Koltuunun 71 arkasna uzand ve bir bez srt antas kard; bu antann iinde ince bir Maglite marka el feneri, bir rulo gri plastik ambalaj band ve trtkl kasap ba vard. Fermuarl ceplerden birini at ve ksa bir plastik rnga ile iki ampul saf benzodiazepin sv kard. rngann pistonunu ekerek ampullerden birinin iindeki svy mnganm deposuna doldurdu, sonra da rngay cebine koydu. Bronco'dan inmeden nce, ayakkablarna galo takp suni deriden siyah eldivenler giydi. Sonra karavann n tarafnda doland ve kapy hafife ald. Birka saniye geti, perde kprdad, derken bir adam kapya geldi. Traszd, sersemlemi bir hali vard, sanki televizyon seyrederken uyuyakalm gibiydi, stne kirli bir hrka ve pijamasnn altn giymiti. Kapsn alan ziyaretiye bakt ve bakar bakmaz da az bir kar ak kald; sanki karsnda bir ceset grmt. "Tanrm..." "Beni tanm olmandan ok etkilendim, Otis. stelik bu kyafetime ramen. Aferin sana." "Nasl yani... Hem sen ne yapyorsun o kyafetlerle? Ben seni ldn sanmtm." Ziyareti sntt ve karavandan alamakl bir ses duyar gibi oldu. "Artk l deilim, Otis. Kzn hl yannda m? Yatakta uyuyor mu?" Ad Otis olan adam endieleniverdi. "k... k git buradan manyak herif." Kapy kapatmaya alt, ama ziyareti ayan skca kapya dayamt. "insan eski dostlarna byle mi davranr Otis?" Otis'in yzn hem aknlk hem de korku brd. "Anlamadm ki. Sen nasl oldu da dirildin?" "Anlamana gerek yok pis moron. Amortisman sresi diye bir ey vardr." Ziyareti adamn gsne rngay batrd. Adam sersemleyerek geriye doru bir adm att ve bo bir uval gibi yere yld. Ziyareti karavann iine girdi ve girer girmez bir Alman oban kpeinin kanepede yattn grd, hayvan kulaklarn havaya dikmi, azn da hrlamaya hazr bir ekilde amt. Ziyareti parmaklarn tlatt, kpee irin gzkmeye alt, ama hayvan yine hrlad ve drt aya zerine dikildi. Ziyareti hayvana ans tanmad. Kasap ban kpein boynuna daldrd. Hayvan ac dolu bir ses kararak olduu yere yld. Ziyareti yrmeye devam etti ve kzn yatak odasna girdi, eski hal adamn ayak seslerini bouyordu. ok tatl, dedi iinden. Kzn sar salar yastn zerine yaylmt; on drt yamda, pembe geceliyle irin bir kzd. rngann ii yar yanya benzoyla doluydu, adam nngay kzn koluna batrrken barmamas iin br eliyle kzn azn kapatt. Ama kz tepki veremedi; tek yapt ey biraz mrldanmak oldu, derken birka saniyede kaskat kesildi. 72 Baygn bedenleri Bronco'ya tamak ziyaretinin dakikasn ald. Kz ve babasn aracn arka tarafna koyar koymaz ikisini de iplerle sk sk balayp azlarn ambalaj bancyla bantlad, kaplar kilitledi.
Yan taraftaki karavanlardan birinin nn yandn grd. Perdenin kprdadn fark edince srtt. Tam istedii gibiydi. Grltc komular ok severdi. Zaten onun istedii de bundan baka bir ey deildi. Kendi kendine konuuyordu, derken sesi kadn sesi perdesine kt, karavana doru kadns bir sesle daha nceden planlam olduu szleri syledi, szlerine bir de "ite ben adam byle yaparm" gibi bir ilave de yapt, sonra da Bronco'suna bindi. Elinde olmadan kendi kendine pis pis srtt. Her ey planlad gibi gitmiti. Kontak anahtarn evirdi, yavaa karavan parkndan karken ksa farlarn yakt. Kendini mthi iyi hissediyordu. ldrmek capcanl olduunu hissetmesini salamt, sanki bir tatanm yaamn almakla kendi varlna can katyor gibiydi. Btn bunlar eytann iinin paralanydlar. Toplamma ok ksa bir sre sonra iki daha eklenecekti, tabii bu arada urada bekleyen srsyle kurban vard. eytann Mridi tekrar ibandayd. kinci blm 15 Cep telefonumun ziliyle uyandm. Gzlerimi ksarak komodinin zerindeki saate baktm; saat 15:00'ti. On iki saat uyumaktan kendimi sersem gibi hissediyordum. Yorgunluktan bitkin dmtm, deta pestilim kut. Telefonu el yordamyla ararken az kalsn gece lambasm yere devirecektim, derken Lou Kaines'in sesini iittim. "Hey, bir eyin yok ya Kate? Gazeteleri okumadn m bu saate kadar?" diye sordu bouk bir sesle benim bir ey dememi beklemeden. Arka taraftan gelen seslerden Lou'nun Washington'da Adliye Meydan yaknlarndaki ynetim brosunda, masasnda olduunu dndm. Onu gzmde ofisinin bir ucundan teki ucuna volta atarken canlandrdm; cep telefonunu kulana yaptrm, kamburlam srt yznden bezgin, yal bir baykuu andran grn, burnunun zerine konmu siyah ereveli bifokal ereveli gzlyle bir o uca bir bu uca gidip geliyordu. Gzlerimi ovuturup sabahlm stme geirdim. "Uyuyup kalmm Lou. Senin telefonunla uyandm." "O zaman gzn a bakalm. Bugnk gazetelerin manetlerinden bir derleme yaptm senin iin, belki okumam istersin: Riehmond Ti-mes-Dispatch gazetesinde manet u: 'Seri katil psikiyatrist idam edildi.' Bence birazck yumuak olmu. Washington Post'un maneti de pek gzel saylmaz: 'Maara katili ld'. Ama benim en houma giden yaz Charlottesvilk Daily Progress'te km. Charlottesvilk'teki arkadalar sa olsunlar byle samalamamlar. 'eytann Mridi cehenneme gnderildi' demiler. Bence gzel, ya sence?" "Gayet gzel olmu." Yazlk evin penceresinden darya baktm. Birka saat sonra hava yeniden kararacak olsa da, Angel Krfezi'nin tesinde, Potomac'n buz gibi sularnn zerinde serin bir k gnei parl-dad. Lou'nun sylediklerini duymutum ama gemii geride brakmaya kararlydm. Tabii bu da kafamda Constantine Gamal'la ilgili ne var ne yoksa her eyi silip atmak iin var gcmle aba gstereceim anlamna geliyordu. Gazete manetlerini unutmay denedim. "Sen iyi misin?" diye sordu Lou. "Biraz yorgunum galiba. Peki ya sen naslsn?" 76
"Pislii idam ettiklerinden beri kendimi canavar gibi hissediyorum. Sen neredesin?" "Angel Krfezi'nde." ..,
"Zannederim dn gece senin iin zor oldu, ha? Yoksa Greensville'e giderken destek olsun diye ben de mi seninle gelseydim?" Karsnn menopoz skntlar baladndan beri, Lou gnde on sekiz saat bkp usanmadan alma alkanl edinmiti. Ben de adamcaz bir gece dinlensin bari diyerek Greensville'e yalnz gitme konusunda srarc davranmtm. "ok nemli deil Lou. Sonu itibaryla iyi bir gn geirdim saylr. u anda yapmak istediim tek ey her eye yeniden balamak. te zaten iin en zor taraf da bu." Derin bir nefes aldm, yava yava verdim, terliklerimi sryerek mutfaa gittim ve kahve makinesini Costa Rican Gold'la doldurdum. "Ama infazn ok elenceli bir ey olduunu da syleyemem." Lou'nun iini ektiini iittim. "te zaten ben de seni bundan dolay aryorum. Dn geceyle ilgili birtakm eyler duydum. Bir de birinci elden dinleyebilir miyim?" Lou'ya Gamal'n inkrndan, iki baka cinayeti kabullenmesinden ve stme korkun bir ekilde saldrmasndan bahsettim. Ama bana yapm olduu o tyler rpertici tehdidi sylemedim. nk sylersem, durumu kafa kartrc bir hale getirebileceimi dndm. "Aman Tanrm" dedi Lou, "anladm kadaryla dn gece epey elenceli gemi. Sen nasl oldun?" "Isrk izlerinin dnda, iyi saylrm." "Bence cezaevi mdr dava aarsn diye korkudan altna etmitir. Onun seni Gamal'la asla yalnz brakmamas gerekirdi." "Benim karannd ve dorusunu sylemek gerekirse Clay de byle bir eyi gnlszce kabul etmiti. Ama benim de fazla bir seeneim yoktu. Gamal bunu n koul olarak koymutu." Lou, "Peki, Chinatown metrosu cinayetleri konusunda sana gerei sylediini dnyor musun?" "Emin olamyorum. Onun David ile Megan' ldrdnden eminim, bu konuda en ufak bir phem yok. nk ayn gn iinde iki farkl yerde cinayet ileyebilecek biri o." "Sana katlyorum" diye yantlad Lou. "Metropolitan polis rgtyle ilikiye gemek ve onlara bu iddiay aratracamz sylemeye karar verdim. FBI'm bu vakada ncelikle yetki salbi olarak grlmesi bir sorun olmamal." Gamal alt farkl eyalette cinayetler ilemiti ve ikinci ifte cinayetinden soma, yani bundan yedi buuk yl kadar nce, katilin yakalanmas iin Amerika'nn btn eyaletlerinde almalar balatlmt. "Bu ie en abuk ne zaman el atabiliriz?" diye sordum. Lou neesiz bir ses tonuyla, "Galiba hemen ie koyulmamz gereki-. 77 yor. Sanki bamuzda yeterince i yokmu gibi. Pisliin mezarnda daha ls soumad, ama canmz skmaya devam ediyor. Bamza nasl bela olacan ok iyi biliyormu." "Mezarndan bamza dert olmaya devam etmesinde bir saknca yok bence." 0 gn benim izin gnmd, ama izinde de olsam arabama atlayp Washington'a gidebileceimi, Chinatown metrosundaki soruturmaya katlabileceimi syledim. nk btn iin Lou'nun omzuna yklmasn istemiyordum.
Ama o kararlyd. "Buraya falan gelemezsin sen. Biz burada her eyi gzel gzel hallediyoruz. Ben seni sadece naslsn, bir hatrn soraym diye aradm, zaten buradaki arkadalar da seni merak ediyorlard, hepimiz senin dn gece byk bir badire atlattn biliyoruz, Tann'ya kr bu dertten de kurtulduk. Aslnda dorusunu sylemek gerekirse, ben senin bir sre dinlenmeni istiyorum. Bu dava iin ok ter dktn, artk dinlenmeye ihtiyacn var. Benim sana birka haftalk cretli izin vermem gerektiini dnyorum, ama biliyorum, ben ne dersem diyeyim, sen iznini gne indirmek iin benimle pazarla oturacaksn. Hafta sonunda izinli olduunu biliyorum, ama ben seninle nmzdeki perembe gn grelim derim." "Lou ciddi sylyorum izne falan gerek yok..." "Ben metro soruturmas iin baka birini grevlendiriyorum. Ve cevap olarak da olmaz lafn duymak istemiyorum. Bu bir emir, nmzdeki perembeye kadar istirahattasn ve bu konuda benimle pazarla girmen yasaklanmtr. Anlald m?" Lou'nun benimle bu kadar ilgilenmesi beni duygulandrmt. "Biliyor musun, gzmde ok ana biri olarak canlanverdin; acaba bu adam karsnn hormon ilalarndan falan m yutuyor diye dnmeye baladm." "Srnm zdn. Hem de gnde iki kere. Ben de zaten diyorum ki, memelerim de bysn, bak o zaman ofistekiler haftalk ilerleme toplantlarna nasl canla bala katlyorlar." "Tamam Lou, ama tek artm var, eer canm sklrsa kalkp hemen gelirim." "Hi ansn yok mio." "Peki ya metroda bir ey ortaya karsa ne olacak?" "Ben seni ararm. Ayrca halini hatrn sormak iin seni zaten arayacam. imdilik bu metro olay ile Gamal'm itirafn kendimize saklayacaz, basn uzak tutacaz, hani aptal durumuna falan dmeyelim diye diyorum. Ama hadi sen imdi kalk benim iin yle birka gn bir yerlerde bir hava alp gel. imden bir ses kk bir deiikliin sana iyi geleceini sylyor." "Sen ok tatl bir adamsn Lou." "Bunu bakalarna syle de seni iten ataym. Ha bu arada aklma 78 gelmiken syleyeyim, sen buraya dndnde senin yanna yeni bir arkada vereceim." www.cizgiliforum.com "Yeni arkada m?" Lou, "Sana daha nceden bahsetmemi miydim?" dedi. "Hayr, bahsetmedin." "Ya bak bu ok sk olmaya balad bende, doktora gidip Alzheimer m oldum diye soraym m acaba diyorum" diye yantlad Lou. "Demek sonunda geen yl bizi terk edip giden Galvin'in yerine bir bakasn tayin edebildiler. Bu arkada benim tandm biri mi acaba? Yoksa yine ba belasnn tekini mi bama kakalamaya alyorlar?"
Lou, "Kendisi iyi bir ajandr Kate" dedi. "Ad Josh Cooper, zaten sen de reneceksin, buraya New York ynetim brosundan tayin edildi, ama sen buraya dndnde btn ayrntlar anlatacam. Baksana, beni teki telefondan aryorlar, ben kapatyorum. Kendine iyi bak, grmek zere." Hat kapand, Lou gitmiti ve ben yine tek basmaydm, tki tane daha Gamal cinayeti ortaya kmamasn son dakikada yapt itirafn iren bir tertip olarak kalmasn diledim. Ancak kafama taklan bir ey vard, infaz edilmeyi bekleyen sanki Gamal deil de, benmiim gibi bir hisse kaplmtm. Bu duygunun nedenini de bir trl zemiyordum. Gzlerimi yumdum, kafamda dolanan bu soruya bir yant bulmaya altm, ama bulamadm. Ac feryatlar iinde suya dalan martlarn kard sesleri dinledim. Gzlerimi atmda, ne yapacam artk ok iyi biliyordum. 16 Arabamla mezarla gittim; mermerden, bronzdan mezarlann aralarndan getim. Mezarlann arasndan yrrken burnuma yeni kazlm topran kokusu geldi; bir mezann banda iki bklm dua eden gz yal insanlar grdm. David ile Megan hu aalarnn glgesinde kalan kk bir tepecikteki mezarlannda yatyorlard; mermerden mtevaz mezarlarna bir demet iek koydum. Dualar okuyup onlara sylemek istediklerimi, yani onlan ok zlediimi, onlann hayatmdan aynl-malannn beni byk bir zntye boduunu, onlann bir gn karma kvereceklerini bekleyip durduumu syledim. Hu aalarnn glgesinde dururken, dz mermerin zerinde kayan gzlerim basit altn varak harflerle yazlm aclarm depretiren bir yazya takld. David Bryce ile sevgili kz Megan Bu mezarda yatyor Huzur iinde uyusunlar Onlann lmlerinin ardndan ok uzun bir sre mezarl ziyaret etmi ve onlar orada sanki canllarm gibi hissetmitim. Mezann kena-nnda oturup onlarla konuurdum, ama bazen de gzmn nnde cesetleri beliriverir, Constantine Gamal'n onlan hunharca katlediini grr gibi olurdum, sonra bu grnty kafamdan silmeye alrdm, ama gnler boyunca da etkisinden kurtulamazdm. David benim hayran olduum, taptm bir insand, Megan da sanki kendi z kzmm gibi sevdiim bir kzd; bu iki insann yaamlar gaddar, eytan ruhlu bir canavar katil tarafndan mahvedilmiti. Sonralar, mezarla yaptm ziyaretlerimi giderek seyrekletirmitim. David yaamma yl nce girmiti; yani, eim Paul'n beni terk ediinden, yazn sonuna doru bir hafta sonu geride bir mektup brakarak hayatmdan ekip gitmesinden sonra: "Kate, bu evlilik benim iin yrmyor ve senden boanmak istiyorum. Bunun nedenini sana tam olarak aklayamam, ama zannederim bir bakasn bulmam gerekiyor. so Syleyecek fazla bir ey yok, syleyebileceim tek ey seni hi unutmayacam. Kendine iyi bak." Bir yl boyunca sorunlar yaamtk, bu arada danmanlk hizmeti de almtk, ancak bir ie yaramamt. Paul'le tantmzda ikimiz de on yedi yanda birer lise rencisiydik. Gizemli bir yakkll olan, neeli bir genti, stelik futbol takmnn da kaptanyd. Ona k olmamn bir nedeni de onun okulun tiyatro atlyesinde gelecek vaat eden bir aktr olmasyd. Daha sonra her ikimiz de er ay arayla Washington Metropolitan polisine katldk. Ben FBI'ya transfer oldum, ama Paul Metropolitan'da kalp cinayet masas dedektifliine ykseldi. Her ne kadar daha sonralar onun insanlara tahakkm etmeyi seven biri olduunu rendiysem de, o benim delice sevdiim bir adamd. Belki de o drst davranmt, ama o mektup kadar beni zen bir ey hayatm boyunca okumamtm. Kalbim parampara olmutu, perian bir haldeydim. Aslnda, hi de doru bir ey yapmamtm; hayatmda ilk kez bir ie sakinletiriciyi iip kafay bulmu, sonra da kendimi datmtm Paul'n kendi
dairesinde szlemeli eleman olarak alan yirmi yandaki Suzanne adnda bir sekreter kzla ilikisinin olmas beni ileden karmt. Her eye yeniden balamak iin enerjimi toplamam gerekiyordu, ama aylar boyunca bunu baaramadm. Derken yamurlu bir cuma gn, iten ktktan sonra bir kadn i arkadam bana acd ve beni deta peinden srkleyerek davetli olduu Georgetovvn galerilerinden birine gtrd. "Kendini toparlaman gerekiyor canm. Yzn sanki on be gnlk mrn kalm gibi bir grnyor" demiti, ben de, "Sanattan pek anlamam, Adele" demitim. "Yahu ben de yle ok anlamam. Ama adam ok yakkl. Ad David Bryce ve ablamn alt yerdeki kadn avukat bu adamn almalarndan birini satn ald. Sanat eletirmenleri onun iin gelecein en byk ressamlarndan biri diyorlarm. Ayrca bir de bedava arap ile attracak bir eyler var. Tabii bu arada kim bilir bakarsn karmza birka tane gzel adam kar." Adamlar dndm en son eydi. Galerinin krem rengi boyal odalarnda dolatm, Bryce'n resimlerine ylesine bir gz attm. leride bir tane su sebili vard, oraya doru yneldim. Kendimi bitkin hissediyordum, avucumun iine birka tane hap koyup bir kt barda da suyla doldurdum. Yanmdan bir adam geiyordu. Pastel mavisi gzl, sevecen yzl, koyu siyah, ksa sal bir adamd bu, avucumun iinde duran haplar grnce durdu. "Zor bir gn myd?" diye sordu. "Epey zordu." "Banz m aryor?" Ona aklama yapma gereksinimi duydum ve hap kutusunu kaldrp gsterdim. "Ciprimil. Doktorum verdi." 81 Aslnda Ciprim gece rahat uyumak iin aldm bir kas geveticiy-di, ama ben bu ilac kt geen gnlerde rahatlamak iin de kullanmaya balamtm. Karmdaki adam gzlerini gzlerimin iine dikti ve elini uzatt. "Adm David Bryce" dedi. Bu ismi hatrlamtm. "Siz ressam msnz?" "Maalesef. Daha nce hi karlamamtk galiba..." Onun elini sktm ve onu biraz daha inceledim; zarif elleri ve atletik vcuduyla ekici grnyordu, kalabalkta gze batan trde biriydi, ayn zamanda sradan biri gibi de grlebilirdi. "Benim adm da Kate Moran." Bana sanki kitap okuyormu gibi dikkatli baklarla bakt. "Ciprimil, ha? Burann en iyi eczanesi neresidir, biliyor musun Kate?" Ne demek istediini anlayamamtm. "Hayr, nerede?" Parmaklaryla akana dokundu. "Kafann iinde. te sorunlarn tek zm yeri buras. Kendine bir iyilik yap ve u ilalardan uzak dur, yoksa o ilalar seni zombiye dndrr." Onun bu davran o srada beni bir ekilde rahatsz etmiti. Belki kt niyetli deildi, ama szleri yznden beni bir ekilde denetlemek istiyormu gibi gelmiti, ben de bu yzden, canm ne islerse onu yaparm, seni ilgilendirmez, dedim iimden. O kim oluyordu da bana akl veriyordu? Biri bana kalkp ne yapacam sylerse delirirdim, o gn de yle olmu, aklm oynatacak gibi olmutum. "Siz bir profesyonel tp adam olarak m konuuyorsunuz yoksa uyank bir igzar olarak m?"
Bryce glmemek iin kendisini zor tuttu. "Ha yle ha byle, ne fark eder?" "Bence de fark etmez." Gzlerimdeki buz gibi baklar grd. "Yok yahu, iinize burnumu sokmak niyetinde falan deilim, istediinizi yaparsnz. Ama bir yaknm yllar nce ilalar byle sizin gibi alp durdu ve bir daha da kafasn kaldracak enerjiyi bulamad kendinde. nann bana, eer mmknse, yapacanz ilk i kendinizi ila dolabndan uzak tutmak olmal. Bence siz bunu yapabilirsiniz, nk yapabilecek gte birine benziyorsunuz. Grmek zere. Umarm bir gn yine gelirsiniz buraya." Yanmdan yryp giderken arkasndan bakakaldm. O gn onu her eye burnunu sokan ukalann teki sanmtm, stelik fikirlerine de ihtiyacm yoktu ve onu bir daha greceimi hi ummuyordum. 0 sabah haplar aldm, ertesi sabah da aldm. Ama nc sabah David Bryce'n nerisini dnmeye baladm. Adam belki de doruyu sylemiti. Kk, beyaz haplar almaya baladktan sonra kendimi uyurgezer gibi hissetmitim, stelik bu haplarn koltuk denei ilevi grdklerini de biliyordum. Bir baka konuda da ok haklyd; en iyi eczane benini kafamn iindeydi ve ite mcadelenin balamas gereken yer de orasyd, te bylece haplar almay braktm ve kendi kendime mantk y82 rtmeye baladm. Bu i zannettiimden daha da g bir iti, stelik bir sr aba sarf etmek gerekiyordu, ama bir ay kadar sonra Ciprimil denilen haplar hayatmdan silip atmtm. Paul'le boanmamzdan alt ay sonra ilemler de tamamlanmt. Katlan ald gn beni telefonla araynca ok armtm. Yklm ve mutsuz bir adamd karma kan, sanki evliliimizin sona ermi olmasn bir trl kabullenemiyor gibiydi. "Kate, sana bir ey sylemek istiyorum, u bizim boanma konusunu acaba yeniden gzden geirsek mi?" arp kalmtm. "Yeniden gzden geirmek mi? Sen neden bahsediyorsun? Biz bir yldan beri ayryz Paul. Biz ayr hayatlar yayoruz." "Ben seni hl seviyorum Kate." "Sana inanmyorum. Sana n'oldu Paul?" iini ekti. "Suzanne'le ayrldk. Kar onu kontrol altnda tutmakla, iddet uygulamakla beni sulad, benim byle bir ey yapabileceim senin hi aklna gelir mi? Gitti Oll'i arayp polise onu dvdm syledi, ama yemin ederim doru deil. Bu kz benim meslek hayatm mahvedecek. Baksana Kate, drste btn hatalarm kabullenip kuyruumu sktrrsam beni yeniden kabul eder misin? Her eye yeniden balarz. Bu sefer her ey ok daha gzel olur." Paul'n asabi biri olduunu, ok abuk sinirlendiini biliyordum, ama bana asla iddet uygulamamt. Yoksa akl bana m gelmiti? Ama hi umurumda deildi. Kprnn altndan ok sular gemiti. "Paul, her ey bitti, bunu ikimiz de biliyoruz. Eer bu gerei kabul etmiyorsan, o zaman senin bir sorunun var demektir. kimiz de yollanmz ayrp bu ie bir son verelim. Belki ileride bir gn yine arkada oluruz." "Ben seninle arkada olmak istemiyorum. Ben seninle karkoca olarak kalmak istiyorum." "Mantkl ol, byle bir ey iin artk ok ge Paul." Ses tonundan bana ok sinirlendiini, ama kendisini tuttuunu fark ettim. "Bana gre, ne olursa olsun, sen hep benim karm olarak kalacaksn. Hl u Bryce denilen ressamla m kyorsun?" "Sen David'i nereden biliyorsun?"
"Polislerin kulaklarna hep bir eyler gelir. Kate, yeniden denemeyi dneceksin deil mi?" Ona ak ak syledim, "Paul" dedim, "ayrla karar verip ayrlan sendin. Artk bu iin yeniden denemesi falan olamaz, bence ser, mantk-szlayorsun ve kendini acnacak bir duruma dryorsun. Karna yeni bir tr knca yeniden denemeleri falan unutup gideceksin." Elimde olmadan byle incitici szler sarf etmitim, ama iimi dkmeye hakkm olduunu dnmtm. Bunun stne Paul'n siniri tepesine kt. "Sana bir ey diyeyim mi? Senin de piyasadaki u kaltak karlardan bir farkn yok. Greceksin bak, beni reddettiin iin bir gn piman olacaksn. Siktir git." 3 Paul telefonu suratma kapatt. 0 gn evliliin ok sama bir ey olduunu dnmtm. Ve eer biri bana kalkp David Bryce'la ay iinde evlenmeyi planlayacamz syleseydi, ona akln kardn sylerdim. Derken bir gn yine kalkp galeriye gittim, David beni yemee davet etti ve ite her ey o zaman balad. David, yumuak elleri ve efkatli gzleriyle, hayata yeniden tutunmam salayan insan oldu. Ayrca Megan'a yaknlamak bana anneliin nasl bir ey olduunu hissettirdi, ayrca bu hissi de benimsettirdi. imdiyse o ok sevdiim iki insan kaybediimin zerinden yaklak iki yl geti ve ben onlarn yokluunun acsn hl iimde hissediyorum. Mermer mezar tana dokundum. Ben buraya sadece David'le ve Me-gan'la birlikte geirdiim gnleri anmak iin gelmitim, ama mermerin buzulumsu soukluunun iime akmas beni kederlendirdi. Hayatmda yeni bir sayfa amam gerektiini biliyordum. Canm istedi diye deil, gemie bir izgi ekmem gerektii iin hayatmda yeni bir sayfa amam gerekiyordu, eer byle bir sayfa aamazsam ldracakmm gibi hissediyordum. En ok sevdiim bu iki insan terk edip gitmiyordum: David de benim her eye bir izgi ekip her eye yeniden balamam isterdi, ite ben de onun istediini yapmaya alyordum. Ama bu sefer bunu kendi bama yapacaktm, bu da gzm korkutuyordu. Seni zledim David. Seni zledim Megan. llerimle fsldayarak konumam bitirip vedalatktan sonra parmaklarmla dudaklarma dokundum, parmak ularm ptm ve elimi onlarn mezar tana dokundurdum, sonra kalkp tepeden aa indim, Bronco'ma yrdm. Mezarln nnde, yolun kar tarafnda ampanya renkli bir GM minibsn koyu renk camlarnn gerisinde Mrit oturmu dary izliyordu. Kate Moran'n Bronco'ya bindiini grd. Takip edildii, kadnn aklnn ucundan bile gemiyordu. Mrit gzlerini ksa bir sre Bronco'dan ayrp mezarla, yani David ile Megan'n gml olduu yere evirdi. Sonra baklarn tekrar Moran'a yneltti ve Bronco'yu altrrken kadnn bitkin olduunu grd. Bronco'nun sinyal lambas yand ve kadn caddeden gemekte olan trafiin arama dald. Mrit de minibs altrd, bir U dn yaparak kadn takip etmeye koyuldu, kendi kendine srtmaya balad, nk kadn bekleyen aclarn bugne kadar ekmi olduklaryla kyaslanamayacak kadar byk aclar olacan ok iyi biliyordu. Ama iin en gzel yan, hayatnn en korkun kbusunu yaamak zere olduundan kadnn habersiz oluuydu. 17 O hafta sonu hemen hemen hibir telefona cevap vermedim, kimseyi de aramadm. Cumartesi gn doktoruma gittim Brogan Lacy'nin tavsiye ettii antibiyotii yazdrdm ve aylar boyunca sinirleri darmadank bir halde yaam bir insann dalabilecei en derin uykuya dalarak bol bol uyudum. Yorgunluktan veya hastalktan ypranm bir bedeni onaran trden bir uykuydu bu benim uyuduum.
Kendimi toparlamaya balamtm, imdi daha iyi yiyordum, ama kilo almyordum. Bunun da sebebi yaptm yrylerdi. Her sabah kahvaltdan sonra komumun siyah Labrador kpei Banjo'yu dn alp yamur, amur, kar demeden kumsal boyunca ta Miser's Burnuna yryp geri dnyordum. Bob ile Janet Landesman iki yz metre ileride oturuyorlard ve evlerinden muhasebecilik yaparak geiniyorlard. Bu yzden de azndan salyalar saan otuz kiloluk koca kpei ayaklarnn altndan birka saatliine de olsa almama ok seviniyorlard. Banjo'nun da gtrlmekten hi ikyeti yoktu; benim evimde de kendi evinde olduu gibi apal apal dolanp durmaktan baka bir ey yapmyor, beni ikinci sahibi zannediyordu. Banjo'yu alp Miser's Burnu'na yrmek beni ok elendiriyordu. Buras ok iyi bildin bir gzerght. Eskiden yaknlardaki baka bir patikada jogging yapyordum, ama orada oturanlar o patikaya "Psiko-Patika" gibi bir isim takarak insafszlk etmilerdi; nk krfezin teki yakasnda bulunan Bellevue'nn psikiyatri hastanesinin kapal blm burna bakan bir tepenin zerine kurulmutu. Bu hastane de Manor Maliknesi gibi 1894 ylnda yine ayn sert granit ta bloklardan ina edilmiti. Ama ben Bellevue'den uzak durmaya alyordum; nk buras Ga-mal'n kadolu bir psikiyatrist olarak alt yerdi; bu ilinti de uzanda durmaya altm anlar tetiklemekten baka bir ie yaramyordu. Bir sabah kar yad ve Banjo'yla ben sadece bir, iki kilometre kadar gidebildik, ama en azndan yry programm uygulayabilmi oldum. Eski salma tekrar kavuuyordum, ama kafamn ii hl karmakarkt. Gamal'm "itiraf" beni ok rahatsz etmiti, ama Lou'dan da hibir haber kmamt. Sal gn Lou'yu aramaya karar verdim. ss "Hey, ben sana ii misi unut dememi miydim mio?" "Drst olmak gerekirse, ben de unutmaya alyordum. ler nasl gidiyor Lou?" Neden bilmiyorum, ama Lou, gzmde glmserken canland. "Yani sen imdi aslnda Chinatown'da herhangi bir kant bulduk mu bulmadk m onu mu renmek istiyorsun?" "Galiba yle. Buldunuz mu peki?" "Hibir halt bulamadk." Bulamadklarna kretmitim. "Harika, Lou." "imdilik verebileceim tek iyi haber bu. Yann seni arayacam, biraz laflarz Kate." Aslnda kt bir haber vard, yeniden kbuslar grmeye balamtm. Hep ayn eylerdi: Bu grntlerde Gamal, David'e ve Megan'a cesetlerinin bulunduu ta ocanda korkun ikenceler yapyordu. Ga-mal'n kurbanlarnn olay yerinde ekilmi olan fotoraflar hayatmda grm olduum en korkun eylerdi, bu yzden de neden kbus grdm hi merak etmiyordum. Hatralar ylesine taptazeydi ki, yataktan srayarak uyanyor, korku dolu yzleri gzmde canlanyordu. Ta ocann iindeki nemli kayalarn girintili kntl grnmleri gzmn nne geliyor ve hayatta en sevdiim iki insanm lklar kulaklarmda yanklanyordu. Bir de, baz zamanlar David'in ve Megan'm yerini bana tamamen yabanc olan, yzlerini hi grmediim insanlar alyordu. Kbuslar beni altst ediyordu. Derken aramba sabah Lou Raines telefon etti. Gcme yeniden kavumutum. Ar duyarllktan vazgemitim ve kafamn ii de sanki kendini tedavi etmeye balamt. Kahvaltdan sonra, Miser's Burnu'na gitmek zere Banjo'yu alm ve dndmde
gzel bir du yapm, parlak gri renkte bir Ntre Dame tirtt, beyaz-lam mavi Levi's'larum giymitn ki telefon ald. Arayan Lou'ydu ve yine nazik bir ses tonuyla konuuyordu. Lou konusunda gerekten de endielenmeye balamtm. "yle bir arayaym, ne yapyorsun, ne ediyorsun diye bir hatrn soraym dedim. Kendini imdi biraz daha iyi hissediyor musun?" dedi. "Daha iyi mi, deil mi bilmiyorum, ama kendimi imdi daha gl hissediyorum. ok yryorum ve kendime dikkat ediyorum. Artk hazrm Lou." "Bunu duyduuma sevindim." "Zannederim dnp iba yapabilecek durumdaym." "Yahu ben seni acele ettirmek iin aramadm. Senin imdi misyonun dinlenip toparlanmak." 86 "Ben kendimi gerekten de iyi hissediyorum. Ve yine hareketlenmeye balamam gerekiyor, yoksa pas tutacam." "Aslnda dorusunu sylemek gerekirse, ben de seni bu yzden aramtm. Bakalm gerekten de ie gelmek istiyor musun istemiyor musun renmek istemitim." Lou'nun sesini hattn te ucunda iittiimde zaten kalp atlarm hzlanmt, imdi daha da hzl atmaya balamt. "Neden? Chinatown istasyonunda bir ey mi buldunuz?" Lou, "Oraya gnderdiim ekip bir hafta boyunca alt, ama bir kpein iskeletinden baka hibir ey bulamadlar, o da adli tptakilere gre ok eskiden beri oradaym. Giri klarn engelledik diye metroya binenlerden bir yn azar iittik, istasyon mdr de bana bir sr dert atk diye bize sylemediini brakmad. Haftaya kadar bir ey kmazsa, adamlarm geri aracam." Rahatladm hissettim. "Bak bu iyi haber ite. Umarm hep byle haberler gelir." "Ama seninle konumak istediim baka bir ey var mio. nemli bir ey. Buraya gelebileceinden emin misin?" "Tabii ki. Neden sordun?" "Bugn leyin gelmeye ne dersin? Sence yetiebilir misin?" armtm; nk Lou benim acele etmemi ister gibiydi ve kafamn iinde derhal alarm zilleri almaya balamt. "Neler oluyor Lou? Sylesene." Lou'nun oflayp puflama sesleri kardn iittim. "imdi de bamza bir tane kopyac katil kt. Biri Gamal'n cinayet tarzn ve su izlerini taklit ediyor." "Nasl?" Lou'nun sesi aknd, "ok tuhaf bir durum Kate" dedi. "Culpeper kasaba eriflii bu sabah bize bir ifte cinayet tespit ettikleri bilgisini geti. Fredericksburg'un otuz kilometre batsndaki kullanlmayan bir madende iki ceset bulmular. Biri yetikm, dieri de gen biri. Kimliklerini henz tespit edemedik, ama maktullerin zerinde Gamal'n adam ldrme tarznn uygulandn sanyoruz, ayrca su yerinde birtakm garip durumlara rastladk." "Nasl yani?
Lou bir kez daha i ekti. "Kate, galiba bu konulan yz yze konusak iyi olacak." Kalbim sanki gs kafesimden frlayacakm gibi atyordu. "lene kalmaz oraya varrm. Maktullerin lmnden bu yana ne kadar sre gemi?" "erif iki gn diyor." 18 Washington, DC iinde yzlerce zel eitimli ajann alt FBI'm ynetim brosu Adalet Meydan'ndaki belediye bakanl yaknlarnda, Drdnc Cadde zerindeki gz kamatrc bir binadayd. Buras Washington Blgesi'ne bakyordu ve Beyaz Saray'dan yedi cadde tede bulunan, ii vzr vzr alan be bin grevliyle tka basa dolu olan FBI'n J. Edgar Hoover Binas'nda bulunan genel merkeziyle kyaslandnda ufak tefek bir yer olarak kalyordu. Asansre binerek Lou Raines'in ofisine ktm, ama ofiste kimse yoktu. Belki birka dakikalna kmtr ya da toplantda falandr diye dndm ve kendi masama doru gitmek zere koridorda yrmeye baladm. Yrrken masalarnda oturan birka ajan arkadan telefonda hararetli hararetli bir eyler konutuklarn grdm, tam bana gelen mektuplara bakyordum ki ajan arkadalar bana dnp el salladlar. ou reklam amal mektuptu bunlarn, aralarndan nemli olanlar alp, nemsizleri pe attm, oradan da kahve makinesine gidip kendime koyu bir kahve yaptm. "Tatili bitirdin mi Moran?" Kafam evirip baktmda Vance Stone'un brolardan birinin kap erevesine dayanm bana baktn grdm. Stone krk yalarnda, am yarmas gibi bir New Yorkluydu, kollarndaki kzla alan tylerle ve dikkatli bakl yeil gzleriyle bana gemiinden gelen irlandal kannn damarlarnda dolat izlenimi veren bir adamd. Aramzda gemie uzanan bir gerginlik vard. 0 mkemmel bir soruturmacyd ve ben de onunla iyi geinebilmek iin elimden gelen ier eyi yapmtm, ama Stone sonuta hem berbat ve hem de kompleksli herifin tekiydi. Bir dzeltmede bulunmam gerekiyordu. "Tam olarak bir tatil deildi" dedim. "Lou'nun emriydi." Stone srtt. "Her neyse ite. Biz tuz madenlerinde kmza kadar terlerken sen de gidip bir hafta cretli izin yapmsn, iyi vallahi, ne di-.. m Demek Lou'nun gzne girmek varm burada." 88 "Ben bu Gamal vakasnda be yl boyunca gece gndz altysam tatili de hak etmiimdir Stone." Stone hl srtyordu. "Yok yahu, yle mi? Demek bir tek sen altn burada senden baka kim varsa kn kaldrmad, yle mi?" Stone'un cannn yine birileriyle dalamak istediini dndm. O oltay atmt ama ben de yemi kapmantm. Onun bu tavr yznden moralimi bozmamaya altm; Stone'un karsnda insann moralini bozmamas ok zor bir eydi. "Kahve almak ister misin?" Stone ikramma bir yant verme gerei bile duymad. Baz gnler domuzun teki olup kard. Belki de ben fazla yumuak davranmtm. Zaten bugnlerde de herkese epey yumuak davranyordum. Stone bana doru sahana sahana birka adm att. "dam tankl yaptn duydum." "yle." Kendime bir fincan kahve aldm, masama gittim, masann stnde duran baz evraklar gzden geirdim; o srada tek dileim Stone'un bamdan ekip gitmesiydi, ama adam tepeme dikilmi duruyordu.
"Bence Gamal'n inelendiini, dava dosyasnn gzel bir ekilde kapandn grmek seni rahatlatmtr." "Stone ltfen, rica ediyorum sana. im gcm var benim. Bu konumay baka bir zaman baka bir yerde yapalm, olur mu?" Ama Stone gidecei yerde kendine bir koltuk ekip oturdu. Her ne kadar iyi bir soruturmac olsa da, kariyer yapacak ya gemiti, bir de iki byk soruturmada iin bana getiriliim, onun da benim altmda kal yznden benden deta nefret etmiti. Bir de bizim blmdeki tek kadn eleman bendim ve bandan geen iki baarsz evliliin ardndan adam deta kadn dman kesilmiti diyebilirim, ikinci kars hakknda erkeklere irkin imalarda bile bulunuyordu: "Benim u eski kanda altn madeni vard, bende de aft." "Eee, Gamal' cehennemin dibine giderken grmek nasl bir duyguydu?" Ters ters baktm. "Syledim sana Stone, ekil git bamdan." "Hey, aklma ne takld biliyor musun? Gamal sana Bryce cinayetlerini ilemediini sylemi galiba." "Doru duymusun" diye yantladm. Stone yine srtt. "ok ilgin bir durum deil mi sence? Belki ben de Bryce vakasyla ilgili kendi grlerimin doruluunu artk kantlayabilirim bu arada. O gece adaletin gerekten de yerine geldiine dair bir soru iareti yok artk deil mi kafanda?" Grdm kadaryla bu sohbet benim hi de gitmesini istemediim bir istikamete doru gidiyordu. Rahatszlk hissetmeye balamtm ve ayaa kalktm. "Lou nerede, biliyor musun?" Stone sert bakl yeil gzlerini, ceketine evirmeden nce zerime dikti. "Culperer Kasabas'ndaki olay yerine varmtr. Erkenden gitme89 si gerektiini dnmt. Aslna bakarsan, sen giderken benim de seninle gitmemi istemiti. Yani duruma baklrsa sen ve ben birlikte yola kacaz imdi, ne ho ama deil mi?" "steyebileceim en son ey de bu Stone. Senin gibi gzel bir yol arkada bulamam herhalde." "Bak ama bu arada iimden bir ses nmzdeki gnlerde birbirimizi ok daha sk greceimizi sylyor." "yle mi? Peki bu ne anlama geliyormu?" "Eh, ne anlama geldiini sana sylediklerinde renirsin" dedi Stone sanki sr saklyormu gibi bir sesle. "Be dakika sonra atdan bir helikopter kalkyor. Hemen oraya gel Moran." Her zamanki gibi, Stone'un o kendini beenmi ses tonu tepemi attrd. "Sen benim amirim falan deilsin Stone" dedim. "Sen bana emir veremezsin." Stone etrafna baknd, sanki etrafta birileri var m syleyeceklerini duyan olacak m kontrol eder gibiydi, derken sanki son atm yapacakm gibi alak sesle, "Deilim ama olsaydm ne gzel olurdu, deil mi?" dedi. "Eer amirin olursam ok dikkat et Moran. nk byle bir ey olursa ne yapp edip bu ifte cinayeti senin ilediini ortaya karacam. Be dakika kald, gecikme haydi." Stone hemen asansre doru ilerledi. Syledikleri karsnda hi a-nnamtm, ama sinirlenmitim; ceketimi kaptm gibi ben de onun peinden gittim. Constantine Gamal vakasnda birlikte alrken Stone, David ile Megan'n Gamal tarafndan ldrldne hi inanmamt.
Daha dorusu, onlar benim ldrdm dnmt hep. 19 Fredericksburg'un bat taraf, Virginia Bell model helikopter ini yapmadan nce havada bir daire izdi. Pervanelerin dnme sesi kesildikten sonra helikopterden indim. Eski bir ta oca ya da maden gibi bir yeri andran karla kapl bir tarlann ortasna inmitik. David'in ve Megan'n da ldrlm olduklar cinayet mahallini andran byle bir yere inmi olmak tylerimi rpertmiti. Canm skan bir baka ey daha vard: Lou, Gamal'n bir kopyasnn ortaya ktn sylemi ve ben de Gamal'n David ve Megan cinayetlerini stlenmemesini ciddi ciddi dnmeye balamtm. Kafama syledii ey doru olabilir mi acaba, sorusu taklmaya balamt. Ben de bu soruyu kafamn iinden skp atmaya almtm. Stone ksa sren o uu srasnda ok az konumutu, ama sylediklerini de bir trl unutamamtm: Ne yapp edip bu ifte cinayeti senin ilediini ortaya karacan. Stone gibi birinin benim ifte cinayete ileyeceime inanmas zor bir eydi, ama o inanyordu. Neden benim David'i ve Megan' ldrm olabileceimden kukulanyor sorusuna yant ise bambaka bir hikyeydi. Lou Raines'in ikimize de el salladn grdm ve onu karlamaya doru giderken aniden esen bir rzgr helikopterin pervanesindeki karlar onun yzne frlatt. Bana doru gzlerini ksarak, "Sras myd sanki, diyeceksin" dedi. "Kusura bakma seni daha ilk gnnde paldr kldr buraya getirttiim iin Kate, ama bunu senin de grmen gerekir diye dndm." Lou arkamdan gelen Stone'a bayla iareti ederek, "Uu nasld Vance?" "Daha da ktlerini grdm ben. Burada manzara ne durumda Lou?" insann iine ileyen souk havadan korunmak iin stnde FBI yazan lacivert montumun yakasn kaldrrken benim de kafamdan ayn soru geiyordu. Be on tane erif arac ile FBI aralarnn madene yakn bir yerde park etmi olduklarn, niformal polislerden oluan bir grubun etrafta durduklarn, aralarnda sohbet edip ellerini ovutur91 duklarn grdm. Birka meslektam da bu grubun biraz ilerisinde, gruptan ayr duruyorlard. Yerel ynetimden bir erif elinde telsizle bize doru yaklarken Ra-ines bize, "Burada nasl bir manzara olduunu imdi ikiniz de reneceksiniz" dedi. Yaklamakta olan erif uzun boylu, gl kuvvetli, bira gbekli bir adamd, bize birka adm kala parmak ulanyla apkasna dokundu ve kibar bir ekilde, "iyi gnler efendim" dedi. Raines, "Sizi tantraym, erif Moby" dedi. "erif size anlatr. Buralarda dolaan evsiz bir adam sabah saat yedi gibi onlar araynca adam-aryla buraya gelip cesetleri bulmu. erif, bu hanm zel Ajan Kate Moran. Bu bey de zel Ajan Vance Stone." Stone, Moby'e homurdanarak bir eyler syledi, ben de adamn elini aktm. "Merhaba erif." "Ajanlarmz bu blgeyi biliyorlar m?" diye sordu Moby. "Ben pek bildiimi syleyemem" diye yantladm.
Stone ban "bilmiyorum" der gibi iki yana sallad. erif parmak ucuyla apkasn arkaya itti. "O zaman size yle tarif edeyim, Culperer kasaba snrndan yaklak sekiz kilometre bat tarafnda bulunanAcrebeldesi yaknlanndayz. Burada bir zamanlar ok zengin deerli ta madeni vard, ama talar biteli ok oldu." Yaklamakta olduumuz maden giriine doru elini sallad. "Buray ileten son irket buradan aynlal otuz yl olmutur; buray byle kaderine terk edip gittiler." erif bunlar bizeciddi ciddi anlatyordu. Zemin karla kapl olduu halde, sada solda hurda ynlanolduunu grebiliyordum; rmeye terk edilmi keresteler etrafayaylmt; orada burada hurda halinde eski makineler duruyordu; paralaralnp soyulup soana evrilmi birka adet eski Ford kamyonunak kalm motor kapaklar pasl bir canavarlann esneyen aznandryordu. Pas iindeki kocaman bir tabelada MADEN NO 2 yazyordu; ama tabela tabancayla at yapanlann hedef tahtas haline gelmitiO harfinin iinde yumruk byklnde birdelik almt. erif eldivenli ellerini ovuturdu. "u karolmasn, buras gznze daha da korkum; grnecektir. Kar geenhafta yamaya balad, iki gn ncesine kadar da aralksz yad." "Bir de cesetlerden bahsetsene" dedim. "Eskiden burada gece bekisi olarak alan bir adam vard, yal biri, o bulmu cesetleri. Ad Billy Adans'tr. Maden kapandnda irket onu buraya gz kulak olsun diye bir yl kadartuttu. irkettamamen kapannca o da burada yatp kalkmaya balad, ikici bir adamdr." "Yani burada m yayor?" "Hayr efendim, ama onun gibi bir ey. urada bir kulbesi var, eski 92 den oras irketin ofisi olarak kullanlyordu. Ayk olduunda, bazen eski Harley'iyle ehre iner." erifin eliyle iaret ettii ykk dkk kulbeyi grdm. Sekiz, on metre kadar ilerideydi, yana yatm bir haldeydi, damndan pasl bir soba borusu kyordu ve eskilikten her taraf dklen siyah bir Harley de kapnn nnde park edilmiti. "Devam edin." "Bu sabah saat alt buukta cesetleri bulmu. Sylediine gre madenin giriinden burnuna gazolin kokusu gelmi, gidip bir bakaym demi. Cesetleri madenin giriinden yaklak otuz metre kadar ieride bulmu. Cesetlerin i organlar sklm ve tannmayacak lde yanmlar." Birden titredim, ama beni titreten souk hava deildi. Cinayetler Gamal'a zg yntemlerle ilenmilerdi; kurbanlarn i organlar boaltlm, doranm ve ceset paralar yaklmt. "Kimlik tespiti yapabildiniz mi?" erif Moby apkasn karp alnn sildi. "Yapamadk. Adli tptan gelenler birinin orta yal bir erkek, dierinin de gen bir kadn olduunu sylediler; gen bir kz da olabilirmi, ama adli tp almas bitene kadar size bu konuda bir ey syleyebileceimi sanmyorum." Lou Raines be alt metre ilerimizde bulunan maden giriine doru, "haydi girelim" gibisinden bir ba iareti yapt. "Hibir eimin olmad maden, dorudan kayaya oyulmu. Olay yeri incelemeden arkadalar imdi ieride alyorlar." Tnelin iinde krlgan kireta duvarlara, dirseklere ve kirili tavan destekleyen, rmeye balam tahtalara baktm. "Buraya girmek gvenli mi?" diye sordu Stone, sanki benim kafamn iini okuyormuasna
erif ban sallad. "Gvenli. Billy'nin sylediine gre maden sert kiretana alm, ayrca mee kiriler de hl iyi durumdaym." "Sen Billy'nin deerlendirmesine gveniyor musun?" diye sordum. erif omzunu silkti. "Eer paras varsa sabahtan akama kadar kafay eker, o yzden de yapt deerlendirmeler biraz bulanktr, ama bu konuyla ilgili syledikleri bence doru. Maden bildiim kadaryla delinerek ald." erifin adamlarnn tneli aydnlatmak iin seyyar bir elektik jeneratrnden elektrik kablolar ektiklerini grdm. Giri yaklak metre geniliindeydi, sa taraftaki girip kmaya yarayan dar bir alan dnda tnelin giriine sar renkte olay yeri eridi ekilmiti. Stone nden girdi, Lou da durup bana endieli gzlerle bakt. "Umarm bu ie hazrlanabilmisindir mio." Lou bu lafyla birazdan tanklk edeceim iren manzaray m kastetti yoksa benim fobime mi gnderme yapt bilmiyordum. Ben kapal alanlardan her nefret etmiimdir. Yedi yandayken kz kardeim beni bizim evin arka bahesindeki kocaman eski buzdolabnn iine yanllkla kilitlediinden beri klostrofobim vard. Buzdolabnn iinde kapal .93 kalmtm, delirmi bir halde buzdolabnn iini tekmelemi, nefes alp vennekte zorlanmtm. Yanm saat sonra aabeyim Frank lklarm duymu, beni kurtarmt; buzdolabndan ktmda fiziksel ve zihinsel olarak harap olmu bir halde nefes almaya alyordum. Lou benim dar alanlarda alrken ok zorlandm gayet iyi biliyordu. te bu madendeki de byle bir alma olacakt. Ancak Lou askerlikte grd eitim yznden korkulara ya da fobilere kar diren kazanm biriydi. Korku ve fobilere kar direnme forml kelimeyle zetlenebilirdi. Yzle. Dv. Yen. Beni Gamal soruturmasnda grevlendirdiinde, beni fobimle yzlemeye zorlad; hatta beni pohpohlayp glmsediini ve "Olay yerinin alt yapsn ben iyi bilirim Ka-te, ama ben seni bu vakada alabilecek en iyi ajan olarak gryorum; haydi, yolun ak olsun" dediini anmsyorum. Ancak her sava kazanlacak diye bir ey yoktur ve ben de her ne kadar mcadele ettiysern de, korkumu silip atamadm. Ta en bandan beri, yreimin gm gm attn, avularmn terlediini, ahdarnan-nun zonkladm hissettim. Korkularm mideme safra gibi yaylveri-yordu. "Umarm bu ie hazrlanabilmisindir" demekle Lou ite bunu kastediyordu. Korkumu sanki duyumsuyormu gibi, Lou beni kolumdan sk sk tuttu ve beni tnele soktu. 20 Maaraya girdik, erif el fenerini yakarken elektrik kablolarnn zerinden atladk. Tneldeki hava daha lk saylabilirdi, ama scak denemezdi; nk azmzdan buharlar kmaya devam ediyordu. Kireta duvarlar birden altm santim kadar daralmca kalbim hzl hzl arpmaya balad. Panie kaplversem de yanmda biri olduunda korkularma hkim olabileceimi biliyordum. Ama yine de bu dar geitten otuz metre ieriye girme dncesini benimseyememitim. Byle dar bir yerden geecek oluum aklma gelince derin derin i ektim ve nefes alp veriimin hzlandn fark ettim. Stone yaklak on adm kadar nmden yryordu; Lou yzme endieli gzlerle bakt. "yi misin mio?" "Merak etme, bu ii becereceim." Ama bu, kuruskdan baka bir ey deildi; nk kalbimin hzl hzl arptm, azmn kuruduunu hissediyordum. erif Mob benim huzursuzluumu fark etti. "Bir eyiniz mi var?"
"Kapal yerler beni rahatsz eder" itirafnda bulundum. "Ama yanmda birileri varsa, o kadar da zor olmuyor." "Merak etmeyin burada bir sr arkada var. Bizim ekipten kii, sizden de en az alt kii burada." erif el fenerini Stone'un n tarafna tuttu; biraz ileride nemli kireta duvarlar halojen lambalar parlak bir kla aydnlatyorlard; geit, sanki bir film seti gibi prl prld. Geitte ilerlerken iim anszn korku dolu bunaltc bir hisle doldu. Onun kopyas kelimeleri kafamda yankland. unun urasnda drt, be gn nce ayn cinayet yntemlerini kullanan bir katilin idamnn infazn izlemitim. imdi benzeri bir vakayla kar karya olduumuzu dnyorduk. Gamal gibi isim yapm katillerin sapk hayranlarnn kp katilin yntemlerini taklit etmeleri hi karlalmam bir ey deildi. Bir dnemecin basma geldik ve burada gzleri kr edici gte bembeyaz bir k bizi karlad. Bir evin salonunu andran genilikte bir blmedeydik, kaya duvarlar nemden parldyordu. Duvarlar be, alt metre kadar ykseliyordu ve zemin kk kk kireta parackla-ryla kaplyd. Gl halojen zemini aydnlatyordu, burasnn byk 95 bir ksm olay yeri eridiyle evrilmiti, birka ajan ile emniyet grevlileri olay yerinde dikkatli bir ekilde alyorlard. Olay yeri incelemeden iki teknisyen fotoraf ekme iini henz bitirmilerdi, biraz tedeki kede de beyaz tulumlar giymi dier iki teknisyen de ellerindeki fralarla yerde kant aryorlard. Burnuma sert bir benzin kokusu geldi. Lou elini kaldrarak Latin Amerikal'ya benzeyen, ayaklarnn dibindeki siyah doktor antas ak ve fularl ve gzlkl adam sessizce selamlad. Armando Diaz adli tptand ve azndan buharlar kara kara yanmza yaklat. "Selam arkadalar. Sen naslsn Kate?" "Yuvarlanp gidiyoruz. Senden ne haber Armando?" Gz krpt, ama sadece Latin Amerikallarn krpabilecei ekilde, imalarla dolu bir gz krpt bu. "Eskimo kna dnm durumdaym. Buras buzdolab gibi yahu. Benim ansma mdr nedir, hep en berbat yerler bana kar zaten." "Ksmet ite, ne yapacaksn" dedim. Diaz bizim en iyi adli tp pato-loglarmzdand ve ok apkn bir adam olarak n salmt. Dikenimsi salar tamamen krlamt ve sol kulanda altn kpe vard. Ofisteki dedikodulara baklrsa meme ularna da gm halkalar taktrmt. Diaz her haliyle lgn genleri andryordu. Lou da bize onunla ilgili olarak hep, "Adam iyerine deriye yapan Speedo kayak kyafeti ve stne de kask ba giyip kaykay yaparak geliyorsa, o adama 'lgn delikanl' denir" derdi. Diaz benim fobimden habersizdi, ama o anda korkun grndm hissettim; nk nabzmn dakikada yzn stnde attndan emindim. Bu blmede saylan onu bulan bir kalabaln olmas rahatszlm azaltsa da tam anlamyla rahatlayamyordum. Diaz siyah antasndan gl bir el feneri kard ve kafasyla maarann orta ksmn iaret etti. "Gel bak gstereyim sana" dedi. "ikisi de u kede yatyor. Ama sana imdiden syleyeyim; hi de sevimli bir grnt kmayacak karna" Lou'nun gzlerinde "aman dikkat et" gibisinden baklar grdm, sanki beni ok rahatsz olacam bir duruma hazrlyor gibiydi. "Ne kadar sevimsiz bir manzara peki?" Lou azn sanki midesi bulanyormu gibi buruturdu. "Gzlerinle greceksin." 21
Diaz' ve Stone'u takip ettim ve geni bir yemek masas byklnde dz bir mermer parasnn zerinde duranlar grnce ilk okumu yaadm. Bunlar iki cesetten geriye kalan yanm paralard. Grdm manzara karsnda donup kaldm. Sanki iki iskelet birbirlerine doru ellerini am gibiydi; etler korkun bir ekilde yanmt ve ikisi de tannmayacak bir haldeydi. Son on, on be yl iinde bir sr ceset grmtm, ama her olay yerinde iim irenmeyle ve acmayla dolmutur hep. Bu seferde de farkl eyler hissetmiyordum. Aklma ilk gelen ey, bunlar da insan, bunlarn da sevenleri, yollarn gzleyenleri var oldu. Elimi azma gtrdm; yank et kokusu mide bulandrcyd ve stne stlk bu kokuya bir de ar bir benzin kokusu karmt. Ne zaman yeni cinayet ilenmi bir olay yerine gitsem kendimi hep kt hissederim. Burada da, bu buz gibi havada, korkunluklarla dolu kapkara srlan hissedebiliyordum. Cesetler ylesine korkun bir ekilde yanmlard ki cinsiyetlerini bile syleyebilmek mmkn deildi. Yaklak yirmi santim uzunluunda tahtadan siyah bir kk ha iki cesedin tam ortasna yerletirilmiti. Gzlerimi yumdum, sonra yeniden atun ve yanm insan kalntlar ile haa bakarken derin derin nefes alp verdim. erif, "Ben Culperer dndaki bir Gamal vakasyla bundan alt yl kadar nce almtm. Mathew ile Carol Brians'n vakasnda. Baba ve kz ta ocanda bulunmulard. O vakay biliyor musunuz?" diye sordu. O zamanki ekiple o vakada almamtm, ama Gamal'n bilinen tm vakalarna ainaydm. "Biliyorum" dedim ve anlatmaya devam etmesini syledim. "Ben bu iki olay yeri arasnda ok fazla benzerlikler olduunu dnyorum. Eer Gamal'n geen hafta idam edildiini dnrsek, bu da bana ok tuhaf grnyor, ite zaten olay sizlere bildirmemizin nedeni de bu benzerlik oldu." "Bildirmeseydiniz daha m iyi olacakt?" Zoraki glmseyecekmi gibi yaptm, her ne kadar bize kar ar .97 nazik davransa da, kendi vakasna FBI'u karmasndan pek de honut grnmyordu; zaten yerel emniyet grevlilerinin genelde pek holanmad bir durumdu bu; ama bu erif honutsuzluunu belli etmekten kanmyordu. "Ben sizinle temas kurmann en doru yol olacan dndm, o yzden sizi aradm efendim." Stone, Diaz'a, "Maktullerle ilgili olarak ne syleyebilirsin?" dedi. "Laboratuvara gtrlene kadar fazla bir ey syleyemem. Deri dokusunun byk bir ksm ile i organlar yanp kl olmular; o yzden iimiz zor. Kokuya baklrsa, burada ispirto kullanlma benziyor. Ama etrafta bidona benzer bir ey bulamadk." Bu olay yeri gerekten de bana Gamal'n cinayetlerini anmsatan tyler rpertici grntlerle doluydu: Burada da iki ceset vard; biri genelde baba dieri de yetime andaki kz oluyordu; kurbanlarn etleri paralanyor, genellikle de bu paralar tannmayacak derecede yanm oluyorlard. Bazen de kurbanlarn el ve kollar ldrlmeden nce kesiliyordu. Yanm bedenlere baktm ve daha korkun bir lm olamaz, diye geirdim iimden. ldrlmeden nce benzoyla uyutulmu olmalarndan baka bir dileim olamaz. Bu tipik bir Gamal vakasy-d. En azndan aclarnn artk sona ermi olmas benim iin kk de olsa bir avuntu vesilesiydi. Eer lmemi olsalard, ektikleri ac dayanlmayacak derecede ar olacakt. Elimle Diaz'n fenerini iaret ettim. "Alabilir miyim?" dedim. "Buyurun." Diaz el fenerini bana uzatt, feneri alp huni eklindeki gl n iki cesetten daha byk
olana tuttum. Erkein tyler rpertici kararm kafatas bana bakt, derisi katran rengindeydi ve sanki dokunulduunda dalacakm gibi kmrlemi, enesi son ln atarken sonsuza dek ak kalmt. Bir anda korkuya kapldm ve aklma gelen tek ey oradan ekip gitmek oldu. 'Tanrm" dedim iimden. "Bu grnt bana u Munch denilen deli ressamn tablolarndan birini andryor" dedi Lou. "0 delirmi gibi dolanan eyin ismini hatrlayamyorum bir trl." "lk." Lou kafasn "evet" dercesine sallad. "Oydu ite. nsann aklna lm getiren bir tablo." Diaz anszn, "Kafanz kaldrn da yukarya bir bakn" dedi. Kafam kaldrp baktm; Lou ile Stone da kafalarn kaldrp baktlar. Bulunduumuz blmenin tepesinde, tavanda, lgn bir gn nn ieri girdii bir daire vard. Buras maarann tavannda alm bir delikti. Bulunduumuz yerden yksekliini hesaplayamadm; bu delik kayalarda doal olarak m olumutu yoksa ok nce mi almt anlayamadm. Deliin zerinden geen beyaz bir bulutu grebiliyordum. Bulut ekilince maarann iine beyaz bir gn girdi, kireta duvarlar a boarken Lou Raines elini yukarya doru kaldrd. "Delik 98 yaklak on metre kadar yukarda ve yaklak bir metre geniliinde. Zannederim gne ile ay gkte bulut olmadnda bu mermer blokun zerine dik bir ayla dyor." * Lou'nun aklndan neler getiini ok iyi biliyordum. Gamal'm cinayet ileme tarzlar arasnda bir de kurban etme riteli bulunuyordu. Maarann iine dik bir ayla giren k da onun sapk beyninde byle bir riteli artrm olabilirdi. Ama Garnal ld ve gmld, dedim kendime. Tekrar cesetlere dndm. Kafalar kapkara olmutu; burun, dudaklar, kulaklar, yanaklar hep katranl bir tutkal andryordu. El fenerini kzn cesedinin yzne tuttum. Tyler rpertici bir manzarayd bu; yanm, kararm sa tutamlan kzn alnna yapmt. Kafa klmt, diler adamnkine gre daha iyi durumdaydlar, kemikler daha az gelimilerdi. Ergenlik ana gireli henz birka yl olmu gibiydi. "ki gn nce ldrldklerini mi sylyorlar?" dedim Lou'ya. "Otopsiye kadar kesin bir ey sylenemez" cevabn verdi. "Ama erifin adamlar tann ifadesine dayanarak yle diyorlar. Tank cesetleri bulmadan nce buraya en son kez krk sekiz saat nce gelmi ve geldiinde cesetler burada deilmi." Tam tankla ilgili o anda aklma gelen bir eyi sormak zereyken gzme yerdeki bir ey takd. "Burada zemini gzden geirdiniz mi?" diye sordum. Diaz souktan donmu ellerine hohlad, ellerini ovuturdu. "Tabii ki" dedi. "Peki ne kt?" "Hibir ey, yanm giysilerin dnda. ldrlmeden nce stlerindeki giysiler kartlm ve giysiler ayr ayr yaklmlar." "Nerede?" diye sordu Stone. "Tam urada." Diaz biraz ilerideki duvar dibinde duran effaf plastikten kant poetlerini bayla iaret etti; ben de gidip torbalardan birini kaldrp baktm. Torbann ierisinde karman orman bir halde kapkara giysiler duruyordu. "Buradaki iimizi bitirir bitirmez laboratuvar-' da inceleyeceiz" dedi Diaz.
Kant torbasn Stone'a uzattm, tir tir titriyordum. Souktan titremiyordum; kendimi sanki an scaa maruz kalmm gibi hissediyordum; iinde bulunduum durum yznden titrediimi biliyordum. Kapal alan, yanmda birileri olmasna ramen, beni kelimenin tam. anlamyla ileden kanyordu; ancak bu kadar uzun bir sre dayanabildiim iin kendimi ansl sayyordum. Avucum terliyordu, azmn ii kuruyordu ve kalbim hzl hzh arpyordu. Bir an nce buradan ktp gitmeliyim, diyordum iimden. "Sen tankla konutun mu Lou?" Lou kafasn sallad. "Henz konumadan. Bizim Billy Adans yle bir travma geirdi ki, buradaki polislerden birinin onu alp bir blge hasta99 nesine gtrmesi gerekti. Sen de gidip onu bir yoklayver Kate. Vance'n bugn leden sonra katlmas gereken bir durumas var, benim de saat teki bir toplant iin hemen Washington'a dnmem gerekiyor." "Ben kalacak mym?" "Sen davay almak ister miydin?" diye sordu Lou. iin aslna baklrsa, Gamal vakas zerine drt yl boyunca geceli gndzl altktan sonra bu sorunun cevabn ben de bilmiyordum. "Senin baka bir seenein var m?" "Sonuta sen grevini yapp bitirdin, bu vakayla ilgili olarak da sana bunu alman emretmiyorum Kate. Ama sen Gamal' bulmak gibi bir ii basardn, bu yzden de kendini yapabilecekmi gibi hissedersen senin bu vakay da alman isterim. Bana kalrsa bamza imdi de Gamal'n bir kopyas kt. Ne dnyorsun? Halledebilir misin?" Hibir ey sylemedim. Lou, David ile Megan'n da ayn ortam ve artlarda ldrldklerinin farkndayd ve eer bu vakay almay kabul edersem duygularmn ar basacan biliyordu. Ama bunun yan sra Lou'nun tavrnn ne olacan da biliyordum: Yzle. Dv. Yen. Blmenin iini yeniden gzden geirdim. Cinayet yerinde kendimi hep birtakm sorularla evirili olarak bulurdum, bir kere daha bu soru iaretleri kafamn iine dolumulard ve ben bu sorulara kafamda yantlar ararken fobilerimi birka dakikalna daha kontrol altnda tutmaya altm. Kim, ne, ne zaman, nasl? Burada nasl bir ktlk yaanmt, kim yaatmt bu ktl, ne zaman ve neden yaatmt? Burada karmza kan bu tyler rpertici yapboz oyunundan ortaya bir resim karabilecek durumda mydk? Kabak yine bama patlamt anlalan. "Eer yapabileceimi dnrsem sana haber veririm." Derken birdenbire aklma hayati nemdeki bir ey geldi, aslnda byle bir eyi benim daha ilk etapta dnmem gerekirdi, ama her nedense akl edememitim. "Peki ya ayak izleri? erif burada iki haftadan beri kar yadn, henz iki gn nce durduunu syledi." Lou bana bir bak att. "erif de cinayetler ilenmeden birka saat nce kar yann durmu olabileceini dnyor, ama bu konuda yerel bir televizyon kanalnn hava durumu programcsndan onay bekliyor. Bence de katilin karda ayak izi brakm olmas gerekir. Ama erife gre bu esrarengiz bir vaka ve esrarengiz olmasnn nedenlerinden biri de ite bu Kate." "Anlamadm, ne demek istiyorsun?" "Kar stnde Billy Adams'n ayak izlerinin dnda, iz yokmu gibi grnyor." 22 Darya ktmzda olay yeri inceleme teknisyenleri ile erifin adamlarnn kant bulabilmek iin her taraf kolaan ettiklerini grdm. Lou'nun Ford Galaxy'sine doru yrdk. Biraz nce iittiklerimin doru olabileceine inanmakta zorluk ektim. "Birinin bu maarann iine girip sonra da dna kmas
gerekir Lou. Buraya havadan uarak girmedi bu katil herhalde. Bence burada baka ayak izleri olmal." Lou iini ekti. "Tek bir tane bile yok. Ya da belki bulacaz. Ama u ana kadar Billy'nin ayak izlerinden baka hibir ayak izi bulamadk. Tnelde de Billy'nin lastik ayakkablarnmkine benzer baka ayak izleri bulduk; adamn bir ift ayakkabdan baka ayakkabs yok ve bizim de u dakikaya kadar tespit edebildiimiz ayak izleri ite o ayakkabya ait." "Eer zeminde kar varsa, bu maaraya girip kan kim olursa olsun geride ayak izi brakmas gerekir" dedim srar ederek. Lou bam "evet" dercesine sallad. "Bizim u katil maarann tepesindeki o delikten geerek aaya inmi olsa bile, mermer blokun etrafnda birtakm izler bulmamz gerekirdi, ama hibir ey yok, inan bana. Ve baka bir ey daha var." "Neymi?" "Bizim Billy kulbede yatp kalkyor, kulbe de tam maarann giriinde. Ama Billy btn gece uyank olduunu ve cinayetlerin ilendii srada, rzgr sesi dnda en ufak bir ses duymadn iddia ediyor. Ne kurbanlarn lklarn iitmi ne de bir ey." "Sarho muymu yoksa uyuturucu mu alm?" Lou dondurucu souktan korunmak iin paltosi'nun yakasn kaldrd. "Sylediine gre deilmi, ama biraz itiini kabul ediyor. Adamn kannda ne var ne yoksa hastaneden renmesini erife syledim. Hastaneye gittiimizde tahlil sonularn isteyebilirsin." Araziyi gzden geirdim. "Sence Billy'de phe uyandrc bir durum var m?" "Onun bu olayla zerrece ilgisi olmadna eminim, zater onu gzlerinle grnce neden bu kadar emin olduumu da anlayacaksn. Bu 101 adamn psikopat bir katil olmadna emekliliim zerine iddia ederim Kate" yantn verdi Lou. "Ne ayak izi. Ne lk. Ne kant. Ne de mantk var." "te durum byle" dedi Lou omzunu silkerek. Kvnla kvnla nmde uzanan dar yola baktm. Arka k olduunu dndm yerden de bir yolun uzandn fark ettim. "Arkada bir k var m?" "Var. Oraya da baktk." "Yeni tekerlek izlerine baktnz m?" Raines ban sallad. "Evet ve elde var sfr." "Bu ok sama. Peki ama katil buraya nasl girdi? Buraya helikopterle gelmi bile olsa bir kant bulabilirdik." "Biz de zaten aynsn dndk. Ama hibir iz bulamaynca biz de ti kamp kaldk." Araziyi yeniden gzden geirdim. Maden cra bir yerdi. nmzde uzanan tepelerde tek bina bile yoktu. "Buras yle herkesin bilebilecei bir yer deil. Bence bilse bilse bir tek burann yerlileri ile madenin
iletildii dnemde burada alanlar bilebilir buray." "Evet, ben bunu da dndm" dedi Lou bam sallayarak. "Burada eskiden alm olup hl hayatta olan madencilerin listesini karmaktan bir zarar gelmez kansndaym. Belki ehirde bize bu konuda yardmc olabilecek birileri kar" dedim. Lou arabasna bindi. "irket otuz yl nce kapanm. Byle bir listeyi ancak sen uraarak karabilirsin. Bu arada sana kt bir haber vereyim, bu vakada Stone'la birlikte alacaksn." Bamdan aaya kaynar sular dklvermi gibi hissettim. "Lou, zannederim bu konuda oturup konumamz gerekecek..." "Kusura bakma Kate, ama sen elimdeki en iyi elemansn ve senin onunla birlikte alman istiyorum." Lou glmsedi. "Ayrca birazck rekabetin bir zarar olmaz." Stone'la birlikte alma fikri hi houma gitmemiti. Dorusunu sylemek gerekirse esprisi bile moralimi bozmutu. Ama Lou bir kere bir eye karar verdi mi, onu kimse bu kararndan dndremezdi. "Peki bana verecein baka kt haber var m?" "Kt haber yok, iyi haber var, onu da sona saklamtm. Yeni elemanmz, Josh Cooper sen izindeyken bizim blmde almaya balad ve o da ekipte. Kendisi New Yorkludur, babasyla birbirimizi ok eskiden beri tanrz, o yzden bana 'Amca' falan diye hitap ederse sakn arma Onu yannda bir adamla birlikte bizden nce hastaneye gnderdim. Seni de erif gtrecek. Kusura bakma, tantrma fasl iin orada olamayacam." "Cooper nasl biri?" Lou motoru altrd. "Tam da doktorunun tavsiye edecei tipten. 102 Kltrl, yakkl ve seksi ya da karm onu hep byle tanmlar. Bir de karsndan boand. Var m baka bilmek istediin bir ey?" "Ben i asndan sormutum."www.cizgiliforum.com "
Lou glmsedi ve gaz pedalna bast. "Btn bu zelliklerinin yannda i konusunun pek nemli olmayacan sanmtm, onu da sana brakyorum. Haydi mio, yolun ak olsun. Sonra konuuruz." 23 Acre topu topu on be dakika uzaklktayd, ama on be dakika iinde erif krk tane soru sormutu. Adam her eyi sorgulayan gerek bir polisti. "Federallerle alah ok oldu mu?" diye sordu. "On yl." "Washington'lu musunuz?" "Baltimore'luyum." "Orada m dodunuz?" "Hayr, Clarkson Hava ss'nde."
"Vay canna! Babanz Hava Kuvvetleri'nde miydi?" "Bir sre iin, sonra polis oldu." erif bana yle bir bakt. "Benim babam da Clarksville'deydi, galiba be yl kald. Peki FBI'ya nasl girdiniz?" "Las Vegas'ta stsz dans etme iini braktktan sonra, iyi bir emekliliim olsun diye bu ie girdim." erif bu yantm zerine durup bana uzun uzun bakt. Ardndan erif Moby'nin yznde bir glmseme belirdi. "Az kalsn yiyordum. Peki nerede oturuyorsunuz? Washington'da m?" erifin sorularna kibar kibar cevap vermitim, ama bu kadar yeterdi, ona biraz dnmem gerektiini syledim, o da istemeyerek de olsa sesini kesti. Maaradaki o korkun sahnelere tanklk ettikten sonra kafamn ii atlayacakm gibiydi. Cinayet yerini grdkten sonra kafamda dolaan soru iaretleri yznden boulacakmm gibi geliyordu bana: Kurbanlar kimlerdi? Birbirlerini tanyorlar myd? Cinayet mahallinde neler olmutu? Bir de o lzumsuz, sam bam yoldurtan soru kafama taklp duruyordu: Nasl olur da karn stnde ayak izleri bulunmaz? Bana hi mantkl gelmiyordu byle bir ey. Seyrek aralklarla sralanan ve iftlik evlerini andran ahap evlerin nnden getike kafam dald, ardndan karayolundan ktk ve Ac-re'ye vardmz duyuran HO GELDNZ tabelasn grdm. Buras birka maaza ile birka resmi binann yan yana dizildii bir caddeden ibaret bir yerdi, bir de caddenin bir banda bir de sonunda birer kilise bulunuyordu. Herhalde maden burada ok nemli bir eydi, diye geir104 dim iimden. erif arabay iki katl svasz bir binann nnde durdurdu. "Geldik" dedi. imenlerin ortasndaki bir tabelada ACRE HASTANES yazyordu. "Sonuta bir hastaneniz var" dedim. "yle, bu arada beldenin yarma da buras hizmet veriyor." Kapy atm. "Billy'yi sorgulanu miydin?" "Tam anlamyla sorgulamadm efendim. Dorusunu sylemek gerekirse, adam travma geiriyordu, o yzden de sadece on dakika kadar yannda kalabildim. Onun sylediklerini Ajan Raines'e de zetleyerek anlattm, ama umarm BiUy imdi sakinlemitir, bize olan biten her eyi anlatr." "Sence tutarl bir tank mdr?" erif bayla onaylad. "Biliyorum iesini ok sever, ayrca genliinde barlar datmakla n yapmtr, ama samalayan biri deildir." "O zaman bakalm Billy bize neler anlatacak." 24 Hastanenin.lobisine girer girmez meslektam Mack Undervvood'u bagelini yerken ve kahve makinesinden ald kahveyi yudumlarken grdm. Beni erifle birkte grr grmez bagelini bana doru sallad. Mack'la birka davada birlikte almtm, deniz kuvvetlerindendi ve tam bir gemici gibi kfrederdi. Bir keresinde, btn bir gn azmdan tek kelime kfr karmadan edemezsin sen diyerek onunla iddiaya girmitim ve Mack be dakika sonra iddiay kaybetmiti, ben onun be dakika bile dayanabilmesine armtm. Beni gz krparak selamlad. "Vay be, en sevdiim hatunla i yapacam demek. N'aber ulan mio?"
"Madenden biraz nce geldiimi dnrsek pek de iyi olduumu syleyemem. Neler oluyor burada Mack?" "Billy Adams' greceim diye iki saatten beri burada oturup beklemekten kma arlar girdi, bunun dnda da bir ey olmad." Mack kt peeteyle azn sildi, yarsn yedii bagelini elinden brakt ve ben erif Moby'yi onunla tantrrken parmaklarn yalad. erif, "Durum nedir gidip bir bakaym" dedi. "Bak buna sevinirim" dedi Mack; Moby, Acil Servis'in otomatik alan kaplarnn ardnda gzden kaybolurken Mack elindeki kt peeteyi p kutusuna att. "Eee, yeni adam nerede?" diye sordum Maka. "Cooper m?" Mack plastik kahve bardan tuttuu eliyle koridorun sonundaki kahve makinesine para atmakta olan orta boylu, ksa, siyah sal adam gsterdi. "0 orada ite. Kendine kahve almaya gitti." Cooper otuz, otuz be yalarnda grnyordu, geni omuzlar vard, mavi bir spor gmlek giymi, ipek kravat takmt, bir de zerinde gayet k siyah bir pards vard, ayakkablar ise porselen gibi parlatlmt. "Sence nasl biri?" diye sordum. Mack bana pis pis srtt. "Bir ey sylemek zor" dedi. "Fena birine benzemiyor, ama bir New Yorklu olarak o kadar da uyank biri deil gibi, ama tabii onu henz tanmyoruz. Bana sorarsan, ne yaptn bilen biri. Tabii bu arada iyi de giyiniyor." Pek yle herkesi beenmeyen, genelde her nne gelenle alay eden 106 biri olarak Mack'n onu byle methetmesi artc bir eydi. "Bana kalrsa sen bu adam seveceksin Mack." "Tabii, zaten sal gn gidip bir yerde imeyi kararlatrdk. Bu arada, duyduuma gre New York ofisindeyken bir ara Stone'la birlikte almlar. Hani sana syleyeyim dedim." "Bak ite bu benim iin nemli bir haber." Peki Lou bana neden bundan bahsetmemiti? Stone gibi biriyle almak zaten yeterince zor bir iti, imdi stelik bir de onun eski mesai arkadalarndan biriyle alacaktm. Yeni eleman elinde kahve bardayla bize doru gelirken ben de ona doru dndm. imdi biraz daha yakndayd, benden bir iki ya byk olduunu tahmin ettim, ama yzndeki izgiler yan gsteren birine aitti. Kendine iyi bakmt; ak mavi gzlerinde ou kadnn ekici bulabilecei bir prlt olduunu grdm. Kendinden emindi, kendine gveniyordu. Ayrca Lou'nun kars haklyd, Cooper seksi bir adamd, ama bana ok fazla kendinden emin gibi gelmiti. Mack bizi tantrd. "Kate, seni Josh Cooper'la tantraym, mahallemize yeni taman ocuk. Vakayla ilgili yeterince bilgilendirildi. Coop, bu da Kate Moran." El skrken Cooper bana olduka gven verdi. "Ajan Moran, sizinle tantma sevindim. Lou Raines bana sizden ok bahsetti." Elimi gl bir ekilde sktn, ama ellerinin yumuak olduunu fark ettim. Bir de, sanki epey uykusuz kalm gibi, gzlerinin altnda siyah halkalar olduunu grdm. Lou bana onun boanm olduunu sylemiti. Gece hayat olduunu dndm bir an. "yle mi? iyi eyler mi anlatt, yoksa kt eyler mi?" Onun beni uzun uzun incelemesinden birazck
rahatszlk duymaya balamtm. "Genelde iyi eyler anlatt diyebilirim." Mack alayl bir ses tonuyla, "Seni yanl ynlendirmiler arkadam. Kate etin cevizdir. Ama ondan ok ey renirsin. Ama kalkp da sana benim terfi alamadm iin yaknp durduumu sylerse pek inanma. nk her eyden yaknp durmak benim doamda olan bir ey." Cooper, "Zannederini siz ikiniz epey uzun bir zamandan beri birlikte alyorsunuz." Mack kahvesini bitirirken srtt. "Be yl bence epey uzun bir zaman saylr." Cooper'n gzlerinde deerlendirme yapan bir bak yakaladm. "Demek bu sizin buradaki ilk haftanz. Nasl buldunuz?" Baparmayla ve iaretparmayla gzlerini ovuturdu. "imdilik iyi gidiyor saylr. Kusura bakmayn, ama dn gece ge uyuyabildim. Sabahtan beri ayakta durabilmeye alyorum." "Bence bir kadn meselesi" dedi Mack. "Korkun bir gerek var, bilmem biliyor musun? Seks aslnda sadece krk be yan altndakiler iindir. O yzden u son gnlerinin keyfini kar derim ben sana." 107 "Sence de yle mi?" diye yantlad Cooper glmseyerek. Gayet ciddi, iyeri sesiyle, "Bu ekipte gece ge yatp sabah erken kalkmalar pek mmkn olamyor maalesef dedim. Mack gz krpt. "Yani Kate sana unu demek istiyor, eer bizim orkestrada alacaksan uyank olacaksn." Cooper bana drst bir ifadeyle, "Bu tavsiyenizi aklmda tutmaya alacam Ajan Moran" dedi. "Merak etmeyin; zel yaantmn iime engel olmasna izin vermemeye alacam. Bu arada, ses tonunuzdan karabildiim kadaryla bu vakay siz stlenmisiniz gibi geldi bana. Ben soruturmay Lou yrtecek sanmtm, yle mi?" "Son yarm saatten beri bu grev bana verilmi durumda. Neden soruyorsunuz, sizce benim stlenmem uygun deil mi?" "u an iin bir ey diyemeyeceim" yantn verdi Cooper gzlerini benden ayrmadan. ""Ama bir phem olduunda bunu dorudan size syleyeceime emin olun." Cooper'n gayet uyank bir taktikle beni denedii phesine dtm, ama nme att yemi yemedim. Bu kopyac katil meselesinin sinirlerimi bozmaya baladn dnyordum, Cooper'a kar pek samimi davranamamamn bir nedeni de muhtemelen bu sinir bozukluuydu. Dier bir nedeni de onun Stone'un eski i arkada olmasyd. Mack elinde tuttuu bo kahve bardan p kutusuna atp suratnda pis bir smtla, "Arkadalar byle tatl tatl hizaya sokman houma gitti" dedi. Cooper'm omzunun stnden erif Moby'nin otomatik kapdan geerek yanmza yaklatn grdm. "Billy yeterince sakinlemi, imdi yanna gidip onunla konuabiliriz" dedi. Mack tam kapya ynelirken erif onu kolundan yakalad. "Durun bir dakika, burada hepinizin renmesi gereken bir konu var." "Ne konusu erif?" dedim.
"Billy, Dr. Farley'a bir eyler anlatm, yani onu tedavi eden doktora. "Dinliyorum" dedim. "Doktor, Billy'nin ksa bir sre nce madende birini grdn sylyor. Yani katili grm olabileceini sylyor." 25 Bir polisi darya gvenlik iin koyan erif bizi tek kiilik odalardan birine gtrd. eriye girdiimizde bir hemirenin Billy Adams'n tansiyonunu ltn grdk. Bakmsz beyaz salar ve trasz yzyle yal bir berdutu. Kollarnda soluklam dvmeler vard ve biz odaya girdiimizde nemli gzlerini bize evirdi. Hemire iini bitirdi, Billy'nin yastklarm kabartt ve bize bayla selam vererek kapya yrd, "ihtiyacnz olduunda beni arn erif. Bir de iiniz bittiinde bana haber verin." "Tabii Thelma." erif yatan ayakucuna geti. Billy Adams bize sessiz sessiz ba sallad; iimden bir ses bu adamn hl sakinletiricilerin etkisi altnda olduunu sylyordu. erif apkasn kard. "Seninle konumam gerekiyor Billy. Bu arada bu arkadalar da FBI'dan geliyorlar. Fazla uzatmamaya alacaz." Billy'nin yznde bezgin bir ifade vard; beni rahat brakamaz msnz, der gibi bakyordu. "ok ktym erif. Canm pek konumak istemiyor." Billy bana sanki onunla yaplacak bir grmeye hazr olmad izlenimini verdi -uykulu bir hali vardama elimizdeki tek kaynak da oydu, bu yzden de serte, "Bay Adams" dedim, "eer nemsiz bir ey olsayd buraya gelmezdik. Geen her dakika bizim iin ok nemli, nk madende ldrlen insanlarn katili her kimse onu bir an nce yakalamamz gerekiyor." Adam'n gzleri yalarla doldu ve yzn evirdi. "Bu konuya bir sre iin girmek istemiyorum." "Anlyorum, iyileebilmen iin bir sre yalnz kalman gerekiyor Billy" yantn verdim. "Ama baz eyler kafanda henz canlln kaybetmeden oturup konumann iyi olacan dnyorum. Ayrca bu katil elini kolunu sallayarak dolat srece, cinayet ileyebilir. Senin sayende buna engel olabiliriz Billy. insanlar kurtarabilmemiz iin bize yardm et. unu bil ki bize syleyeceklerin bakalarnn hayatlarn kurtaracak nemde bilgiler olabilir." Szlerim bir ie yaram myd, yoksa yaramam myd bilmiyorJ09 dum; nk BiUy yine suskundu. Travma geiren tanklara bask yapmamak ve bildiklerini kendiliklerinden anlatacaklar bir yol bulabilmeleri iin beklemek bazen yaplabilecek en iyi eydi; hatta bu bekleme biraz zaman alsa bile. Hem yantlar bulabilmek iin sabrszlanyordum, hem de baka bir taktik bulmaya alyordum, bu adam konu-turabilecek herhangi bir ey olabilirdi, derken ite o srada Cooper Billy'nin sol kolundaki Redsocks takmnn renkleri solmu dvmesini iaret etti. "Sen Redsocks taraftar msn BiUy?" "ok eskiden Socks'lar tutardm." En azndan onu yeniden konuturabilmitik, ama Cooper san ban yolacakm gibi bana bakyordu. "Artk tutmuyor musun?" diye sordu. "Seyretmekten bktm."
"Peki o zaman imdi hangi hobilerin var?" diye sordu Cooper. "Param olursa ierim, olmazsa kuru kuru otururum." "Peki ya dn gece? Dn gece de itin mi?" BiUy omzunu silkti. "itim, birka tane bira yuvarladm." "Ka tane yani?" diye sordu Cooper. "Bir mi, iki mi?" "Bardak m?" "Srahiyle. Belki birka ie de srahi bitince imiimdir." "Nerede itin?" Bu soru zerine BiUy bize tuhaf tuhaf bakt. "Silver Lagoon Ban'nda. Barmene sorabirsin. Yaklak gece saat on ikiye kadar oradaydm." Sanki biz onu pheli olarak gryormuuz gibi BiUy kendisini savunma ihtiyac hissetmiti. "Ondan sonra ne oldu peki?" diyerek ben girdim lafa. "Harley'ime binip madene dndm. Eski ofisin nne park ettim her zaman yaptm gibi." BiUy yine susmutu; bu sefer, "Peki madene dndnde ne oldu?" "Uyumaya altm. Ama iki itikten sonra prostatm azyor, tuvalete kalkma ihtiyac hissetmeden birka saatten fazla uyuyamam. Kapnn hemen dnda eski bir kova var, iimi ona hallederim, ite geceleyin ya da drt kez yataktan kalkp oraya gidip geldim. Son kez-kalktmda saat yaklak be buuktu, tte o zaman oldu." Yine sessizlik. "Peki ne oldu?" "Benzin kokusu duydum. Bu da bana ok tuhaf geldi, nk daha nce madenden koku geldiini hi duymamtm; bunun zerine el fenerimi alp madene girdim." "Devam et" dedim hemen. "te cesetleri de o zaman buldum. Ben oraya gittiimde cesetler hl yanyorlard, stlerinden duman ttyordu." Billy'nin gzleri yaarmaya balamt. Sorularmza cevap verebil110 mek iin yorulmutu, omzuna elimi koydum. "Sa ol Billy. Gayet iyi gidiyorsun." Birazdan kendisini tutamayacan grebiliyordum; gzleri iyice dolmutu; ama ben bu sreci sekteye uratmak istemiyordum. "Madene girdiinde gzne olaand herhangi bir ey arpt m? Mesela karanlkta hareket eden herhangi bir ey grdn m? Dikkatini eken bir ey oldu mu?" "Han'fendi, ne bir ey grdm ne de iittim."
Kafam karmt. Dnp erife baktm, erif de bana bakp omzunu silkti. Tekrar BiUy'ye dndm. "Duyduum kadaryla doktora madende birini grdn sylemisin." "Evet ama onu bu sabah grmedim. gece nce grmtm." "Demek ben yanl anlamm. O zaman bana kimi grdn ve nasl grdn anlat Billy." "Akam be sularyd, yani hava kararmak zereydi, ben de o srada madenin giriinden kan siyahlar giymi bir adam grdm. Bazen buraya evrede oturanlar fare, opussum falan vurmaya gelirler, ama bu adamn grdm kadaryla elinde silah falan yoktu, ayrca onu daha nce hi grmemitim." "Peki ne yapyordu?" "Sylediim gibi, sadece madenden darya karken grdm. eride ne yaptn artk bilemem. Tam o srada hava karanyordu, ben de pek iyi gremiyordum, ama sanki bir anda gzden kaybolup gitti. Ertesi sabah madene girip baktm, ama olaand bir ey grmedim." "Yok olup gitti mi?" "Evet, ayn hayalet gibi. Yani bana yle geldi. Ama maden hurdalktr. Belki adam hurdalardan birinin arkasna falan gemitir, ben de o yzden onu grememiimdir." "Madende ne kadar sklkla bakalarn grrsn?" "yle ok sk deil. Ylda birka kere." "Bu adam nasl birine benziyordu?" "Sylemek ok zor, dedim ya yle ok net grmedim. Ama orta boyluydu diyebilirim, siyah salyd. Hani yle yuvarlak izgileri vard." "Tek hatrladn bu mu?" "Evet Han'fendi, hepsi bu." "Peki o seni grd m?" "Beni grdn hi zannetmiyorum. Kulbeye bakmad." "Peki bir ressam getirsek, bu adamn resmini ressama izdirtebilir misin?" "Herhalde izdirtebilirim." Billy'nin sesi gergindi, kendinden pek emin olmayan bir tonda kmt. "Han'fendi, artk baka bir ey konumak istemiyorum... Yani imdilik." Billy elinin tersiyle gzlerini sildi. ok yorulduu her halinden belU liydi. erifle gz gze geldik; erif, Billy'ye dnd ve "Pekl" dedi. erif, "Sonra yine konuuruz Billy. Sen biraz dinlen imdi, duydun mu?" "Dinlenmeye alrm."
Ben gitmek zere kalktm. "Yardmlann iin sa ol Billy. Biliyorum ok zor bir gn geirdin, ama bugn ressammz buraya gelse, sen dinlendikten sonra, olur mu?" "Olur Han'fendi." Bunun zerine erif odadan kp hemireyi ard; ardndan biz de oradan ayrldk. 26 "Peki o zaman Washington'a neden tayin oldun? Terfi mi ettin yoksa?" Kiralk, yeil Ford Taurus'la beni Washington'a gtrrken Cooper'a pat diye soruverdim. Mack Undervvood hastanede kalmt ve Billy Adams'tan robot izim alndnda bizimle temasa geecekti. Interstate 95 karayolundaydk, VVashington'a yarm saatlik bir yolumuz kalmt, bu arada son otuz dakika boyunca maara cinayetleri dnda hibir ey konumamtk, bu yzden de artk konuyu deitirmenin gerektiini dnmtm. "Aslna bakarsan Washington'a gelmek isteyen ben deildim, ama o da baka bir hikye" yantn verdi. Tam Cooper'a cevap vermek zereyken cep telefonumdan bip sesi geldi. Ekrana mesaj sembol kmt. "una bir bakaym" dedim. "nemli deil. ine bak." Mesaj servisinin ar dmesine bastm ve telefonu kulama gtrdm. "Bayan Morun, ben Lucius Clay. Eer beni hemen arayabi-lirseniz ok memnun olacam. " Bu mesaj beni artmt. Greensville'deki cezaevi mdrnn neden benimle grmek istediini merak etmitim. "Bir sorun mu var?" diye sordu Cooper. Bam salladm. "Sonra birini aramam gerekecek. Bu arada, zel hayatna burnumu sokmak istediimi falan dnme sakn." Cooper glmseyerek yant verdi. "Byle bir ey dnmemitim zaten. Ekibe yeni gelen birini herkes tanmak ister, bu da ok doal bir ey." Glmsediinde onu ok ekici bulduumu kendime itiraf etmek zorunda kalmtm. Parmak boumlarnn boksrlere zg bir biimde yaral olduunu, bir de kendini ok iyi kontrol ettiini fark ettim. imdi yzne biraz yakndan baknca burnunun bir zamanlar krlm olduunu grdm; krk kemiin tam olarak kaynayamad izgi zerinde ok kk bir iz vard. Ama bu da ona biraz ekici bir hava veriyordu. "Lou bana babann eski arkada olduunu syledi." Cooper bam sallad. "Birlikte bymler, dostluklar da mr bo113 yu snn. Lou evimize o kadar ok gelirdi ki, ona bazen ikinci babam gzyle baktm bile olurdu." "O kadar yakn msnz birbirinize?" Cooper, "yle denebilir" dedi. "Hani dost olduumuzu syleyebilirim. Lou benim amcam gibidir. O am yarmas gibi cssesinin altnda altn gibi bir kalbi vardr onun."
Ne dernek istediini ok iyi biliyorum."Washington'a tayin olman iin sana torpil yapt m?" Cooper biraz gcenmi gibiydi. "Byle eylerden pek holanmam, ayrca Lou'nun da tarz deildir. Bence herkes hak ettiini elde etmeli." "Peki ama VVashington'a neden tayin oldun ki? Ykselmene yardmc olur diye mi?" "Hayr, mesele o deildi" dedi Cooper. Ama herhangi bir aklama da yapmad; bunun yerine kafasn camdan darya evirdi, ben de hi konumadm, byle sessiz sessiz, aramzdaki gerginlii hissede hissede karayolunda ilerledik. imden, herhalde sylemek istemedii bir ey var, diye geirdim. Her nedense onun buraya kariyer yapmak iin geldiine inanmamtm. Be on dakika sonra VVashington'a girdik, dn pastas eklindeki Kongre Binas artk karmzdayd, derken Cooper, "Lou bana senin Gamal vakasnda altn syledi. Yzn o zaman basnda kan haberlerden hatrlyorum." "Demek ok mehur olmuum, ama galiba o sralarda kamuoyunun ok gndeminde olan bir konuydu bu." "Uzun bir sre boyunca bir vaka olarak kald. Lou bana senin David Bryce'la nianl olduunu syledi." "Megan'la birlikte bir hafta nce ldrlmemi olsayd evlenmi olacaktk" yantn verdim. "Lou sana sadece bu kadarn m anlatt?" "Birazck daha fazlasn anlatmt galiba." Yzne yle bir baktm, "nemli deil Cooper, bana syleyebilirsin" dedim. Cooper isteksiz isteksiz konutu. "Lou, Gamal'n olaylar kiiselle-tirdiini ve David ile kzm evresindeki emberi daralttn iin ldrdn syledi. Gamal seninle hem alay etmek, hem de onu yakalamaya alman sana detmek istemi. ok zgnm; ama eminim David ile kznn ldrlmeleri seni ok sarsmtr." Hem de nasl,demek geti iimden. Gamal'n David ile Megan cinayetini ilemedii iddiasn Lou, acaba Cooper'a sylemi miydi, merak etmitim. "Grne baklrsa Lou sana ok ey anlatm." Adalet Meydan'na girdik, Cooper frene bast. Ford tekerleklerini gcrdatarak ba aa yer alt otoparkna indi. Cooper, "Lou'nun bana bunlar iyi niyetle anlattndan adm gibi eminim" dedi. Lou'nun Cooper'a hakkmda bu kadar ok ey anlatmasna kzmam 114 gerekir miydi bilemiyordum, ama ok da houma gittiini syleyemezdim. "Senin Billy'nin sorgulamasna karman gibi yani." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Cooper. Ciddi bir sesle, "Billy'yi konuturmakta gayet baarlydn, ama gelecekteki sorgulamalarda ya da grmelerde kafamla sana iaret vermemi beklemeden byle bir eye balamaman rica edeceim." Cooper hibir ey demedi, sanki onunla alay ediyormuum gibi bir hisse kaplmt; otoparka girmi, arabay park edecek bir yer ararken ileriye doru bakp kafasn "peki, olur" der gibi sallad. "Arabay park edecek yer ararken de senden izin almam gerekiyor mu Ajan Moran, yoksa kendim bulsam olur mu?"
"Alnganln sras deil Cooper." "Yani ben imdi inisiyatifimi kullandmda beni alnganlkla m sulayacaksn?" Cooper tam arabay bo bulduu bir yere yanatrrken cep telefonum alnca, buna cevap veremedim. Bu sefer telefondaki Armando Diaz'd. "Kate, benim en favori FBI hatunum naslm bakalm? Ben de seni arayp duruyordum bebek." FBI'n kadn alanlar Latin Amerikal Armando'nun en favori hatunu olmaktan asla kurtulamazd. "Alt kattaki park yerine park etmek zereyiz. Hayrola Armando?" "Zannederim maktullerden birinin zerinde kimliini belirleyebileceimiz bir ey buldum." "Bakyorum ok hzlsn." "Eer insan dhiyse, hemen zyor byle eyleri bebek." "Ne buldun peki?" "Be dakika iinde laboratuvarda bulualm. Galiba bu sefer ansmz yaver gidiyor." 27 "Yakndan bak" dedi Diaz. Diaz, Cooper ve ben bodrum kattaki laboratuvardaydk. Beyaz nlkler giymi birka teknisyen masalarna oturmu alyorlar, bizimle hi ilgilenmiyorlard. "Ben bir ey grmyorum" dedim elektron mikroskobunun merceklerinden bakarken. Diaz, "Bak odaklamay nasl kullanacan sana gstereyim" dedi ve dmeyi ayarlad, derken belli belirsiz grebildiim, yan yana sralanm bir sr rakam beliriverdi nmde. Sanki bir fiin zerindeki saylara bakyor gibiydim. Fi de iyice yanmt ve oryinal renginin ne olduunu syleyebilmek imknsz gibiydi, ama elektron mikroskobunun altnda, lgn rakamlar bir anda canlanvermiti. "Rakamlar imdi grebiliyor musun?" diye sordu Diaz. "Evet, grebiliyorum." "Fiin tamamna yakm yanmt, rakamlar da okunamyordu. Kimyasallar kullanarak ancak bu kadarn ortaya kartabildik." Harf ve rakamlara baktmda yle bir ey okudum: M442379. "Ne fii bu?" Diaz, "Ben bunun kuru temizlemeciye ait olduunu dnyorum. Kzn eteinin iine ineyle tutturulmutu. Hani bilirsin kuru temizlemeye bir giysi verdiinde bir fi ilitirirler, sonra da genelde bu kd skmeyi unuturlar. Bence rakamlar karlatrarak bunun hangi kuru temizlemeciye ait olduunu bulabiliriz." Cooper'n da mikroskoba bakabilmesi iin gzm mercekten ayrdm ve Diaz'a dnp kukuyla baktm. Diaz yakkl bir adam olmasnn yan sra, vcudunu saran Speedo kayak giysisi giymediinde de tiki giyinen bir adamd: bugn deiiklik olsun diye krk haki kumatan pantolon, beyaz spor gmlek giymi ve altn sars ipek kravat takmt. "Sen giysilerini ne kadar sklkla kuru temizlemeye veriyorsun Armando?"
Srtt. "ok sk deil. Pahal da ondan. Elbiselerimi ykama iini karm yapar." "Senin karn da m var? Hi bilmiyordum da." 116 Diaz srtt. "aka yapyorum yahu. Yoksa kskandn m bebek? Kz arkadam, ama ben karm diyorum. imdilik birlikte yaadm biri. Ama dorusunu sylemek gerekirse, pek de yle uzun srecek bir eymi gibi grnmyor. Zannederim yeni bir aday iin ilan verip bavurularla mlakatlar yapmam falan gerekecek." "Her neyse. Washington'da ka adet kuru temizlemeci olduuna dair bir fikrin var m?" "Bence yz tane falan olmal." "Yzlerce yani. Eer iin iine New York da girerse, o zaman binlerce var demektir. Bu bahsettiimiz yerler giyim kuamna nem veren yz binlerce -hatta milyonlarca da diyebiliriz- askeri personelin, niformal devlet memurlarnn, FBI alanlarnn, giyinmeye ok merakl politikaclarn, lobicilerin, hukukularn yaad bir blge, tabii bu arada zel irketlerin ofislerinde alan milyonlarca kiiyi saymyorum. Washington kuru temizleme konusunda Amerika'nn en nde gelen ehri olmasa da, New York ve Los Angeles'ten sonraki ehdir." Diaz omuz silkti. "Tamam, ama en azndan elimizde bir ey var Kate. Eer bu numaray hangi kuru temizlemecinin kullandn bulabilirsek mterinin adna da ulaabiliriz." "Galiba ben daha da fazlasn bekliyordum" dedim d krklm belli eden bir sesle. "Ve hemen bulmak isterdim. Buradan yola karsak, numarann hangi kuru temizlemeciye ait olduunu arayp durmaktan baka bir i yapamayz." Diaz umursamaz bir yz ifadesiyle omzunu silkti. "Tamam, demek fazlasyla iyimsermiim. Keke sana, umarm bu ipucu nmz aar falan deseydim. Ama ben u son yl iinde, kuru temizlemecilerin giysilere taktklar filerin iki vakada maktullerin kimliklerini aydnlatmaya yaradn grdm. Tabii bu arada, o filer bunun gibi yanmamlard, ama yine de nmz atlar ve bence nemli olan da bu. Ve bunun yan sra, son iki vaka srasnda gerekli olduu iin btn kuru temizlemecilerin bir listesini karmtm, imdi onlar arayp fikir danabilirim. Hani, hemen bulmak isterdim, demitin ya." Diaz gz krpp-bana glmsedi. "Senin iin, eer gerekirse, btn gece bu i zerinde alrm. Sen de bana katlmak ister misin?" Cooper gzlerini mikroskobun merceklerinden ayrd, bana doru bakt ve Diaz'n nerisini iittiinde glmsedi. "ok isterdim, ama benim de bir sr iim var Armando" dedim. Kadnlara bu kadar dkn bir adam grmemitim dorusu; elimde olmadan glmsedim. Tabii bu arada kzn etekliinde kalan o kuru temizlemeci kdnn ok eski olma olasln da sylemem gerekiyordu. Eer yleyse, elbisenin sahibini bulma umudumuz iyice azalrd. Bir baka konu da, bir sr kuru temizlemecinin ayn trden f kullanyor olmasyd. Ayrca biz bu kuru temizlemecinin Washington ile New York 117 ve evresindeki bir yerde bulunacan, varsayyorduk, aslnda lkenin herhangi bir yerinde olma olasl da mevcuttu. Heyecanlanabilmem iin fi koanndan ok daha fazlasna ihtiyacm vard. Btn bunlar Diaz'a anlattm. "Bu arada kayda deer baka bir ey buldun mu?"
"Han zerinde parmak izi olmad kesin, ama kzn trnaklarnn iinde birtakm siyah giysi paralar var. Bunlann cinayetle bir ilgisi olabilir, olmayabilir de. Ama henz iin banda saylrz. Daha alnacak ok yol var." "Peki ya cesetlerin zerlerindeki izler?" diye sordu Cooper. Diaz, "Onun zerinde de alyoruz. Yanm deriyi yumuatmak iin sabun kullanmay seviyorum, ama iimden bir ses maktullerin elleri ar derecede yandndan parmak izlerinin kalmayacan sylyor." Parmak izinin bulunamamas demek, kayp kiiler listesine girilmesi, bu iki maktuln DNA'larna gre tasniflerinin yaplmas demekti. Yani, daha da zor bir iti. Son gnlerde kaybolan kiilerin listesini bir gzden geirmeyi dndm. "Hepsi bu mu yoksa canm biraz daha skmak m istiyorsun?" "Evet, bir ey daha var." Diaz masasnn zerindeki kt tomarlarnn arasnda bir eyler arand, derken zerine notlan ald bir kt parasn bulup kard. "Mack Undemood madendeki almasn bitirdiini sylemek iin on be dakika nce arad. Aramzda kurbanlarn lm saatlerinin ne olabileceini konutuk, o da yerel televizyon kanalndaki hava raporlan sunucusunun blgedeki kar yann bizim u tank Billy Adams'n cesetleri bulmasndan iki saat nce durduunu onayladn syledi. Mack sana bir mesaj iletmemi istedi." "Ne mesaj?" "Diyor ki, Billy'nin ayak izlerinin dnda tek bir tane bile ayak izi bulamamlar. Bu durumu sana yle aklamam istedi: Billy dnda o maaraya her kim girmise, havadan uarak girmi." Saat akam alt sulanyd ve ben kantinde Cooper'la oturmu, berbat bir cafe latte'yi yudumluyor ve yamurun slatt camlara bakyordum. "Senin cann skkn" dedi Cooper kahvesini kartnrken yumuak bir sesle. "Skkn olmas da gerekmez mi?" dedim. "Tek bir- tane bile ayak izi bulunamyor. Bu da ok mantksz geliyor insana." "Zanl daha sonra kan sprm ya da izleri yalan bile alabilir" dedi Cooper. "Olmaz diye bir ey yok bence." "Doru, ama byle bir eyi yapmak iin uzun bir sre uramak ge118 rekir. Daha nceden bir sr hesap kitap yaplm olmas gerekir. Ayrca sprlm olsa geriye sprge izleri kalr, ama olay yeri inceleme hibir ey bulamad." "Peki senin akla yatabilecek bir nerin var m Ajan Moran?" imden bir ses Cooper'n topu bana attm sylyordu. Fincanm masaya koyup karmda duran Cooper'a uzun uzun baktm. "Henz yok. Laboratuvardayken fazla bir ey sylemedin." "Fazla konumam istemediini zannettim de ondan bir ey demedim." Tu!"Senin New York'tayken Stone'la birlikte altn duydum."
Cooper kafasn sallayarak onaylad. " yl. Bir yl da ayn blmde altk." "Aranz iyi miydi?" "Gayet iyiydi. Stone iyi bir soruturmacdr. Azimlidir, kararldr. Ayn Doberman gibidir, iin ucunu hi brakmaz." "Ona hayranln byle mi ifade ediyorsun?" "Ben yiidin hakkn yiide veririm." "Zannederim ikiniz eski dosttunuz." Cooper duvardaki saate bakt, kahvesini bitirdi ve ayaa kalkp sorular yantsz brakt. "Gitmem gerekiyor. Galiba yarn sabah greceiz." Gayet rahat hareketlerle paltosunu omzuna att ve kapya doru yneldi. "Ayrca merak etmene de gerek yok Ajan Moran, ge yatmamak iin elimden geleni yapacam." 28 Angel Krfezi, Virginia Bardaktan boanrcasna yamur yayordu ve ben o akamst saat yedide evime varabildim. Angel Krfezi'ne doru arabamla giderken frtnann kmak zere olduunu, siyah bulut kmeleriyle, sanki her an dnyann sonu gelecekmi gibi gkyznn karardn grmtm. Bir benzincide durup ev iin biraz market alverii yaparken feci bir gk grltsyle birlikte buz gibi de bir yamur yamaya balamt, arabay evin nne park edip koar admlarla eve girerken yamur ayn hzla yamaya devam ediyordu. Bir hafta iinde ilk kez gerek bir alk hissediyordum. Sanki be kilo vermi gibiydim, aslnda hi de fena saylmazd, ama kan ekerim dmt ve enerji seviyemin aalarda dolandn hissedebiliyordum. Mikrodalga fnmn iine bir tane Zesto Maryland tavuk atp tele-sekreteri dinlemeye baladm. Lucius Clay yine aram ve benden onu iyerinden aramam istemiti. Kalkp onu arayacak zaman bir trl bulamamtm. Clay ev numa-rasn brakmamt, o yzden de Greensville Cezaevi'ni arayp kim olduumu aklamak durumunda kaldm. Telefona kan resepsiyondaki sekreter cezaevi mdrnn iten ktn, evine gittiini syledi. imdi kalkp ev telefonunu istemenin bouna bir aba olacan dnp ona bir mesaj braktm, "Cezaevi mdrne Kate Moran'n ara dn ve yarm tekrar arayacan syleyin." "Peki Han'fendi. yi akamlar efendim." Telefonu kapattm ve mikrodalga frndan yemeimi kardm. Ayak izlerinin bulunamamas hl canm skyordu. Zanl ya da sanllar, ayak izlerini bir ekilde ortadan kaldrmlard. Cooper doru sylyordu: Peki ya izleri sprdlerse veyahut da izleri birtakm yntemlerle erittilerse? Ama byle bir eyi yapmak hem belli bir zaman alr hem de byk bir enerji sarf edilmesini gerektirirdi; geride hibir iz brakmadan oradan ekip gidebildiine de inanabilmek ok zordu. Tavuumu yemeye tan balamtm ki cep telefonum ald. Ekranda beli120 ren numaradan kimin aradn anlayamadm, telefonu atm. "Bayan Moran! Ben Lucius Clay." Clay'in beni bu kadar abuk aramasni'hi beklemiyordum, bu yzden de sesini duyunca ok ardm.
"Biraz nce cezaevini aradm, bana sizin ktnz sylediler. Size bir mesaj brakmtm, aldnz m?" "Hayr, Bayan Moran. Bir ansm deneyeyim diye sizi ylesine aramtm. Size daha nce de cep telefonunuzdan ulamaya altm." "Evet, aradnz grdm. Acil bir durum muydu Sayn Mdr?" "Eh, acaba kar karya oturup konuabilir miyiz Bayan Moran?" Clay'in ses tonunda bunu sylerken bir ikirciklenme sezdim. "Eer Gamal vakasyla ilgiliyse, omzum iyileiyor." "Bunu duyduuma sevindim, ama aslnda ben baka bir konu iin sizi aramtm." Clay'm benimle baka hangi konuyu oturup konuacan kafamda canlandramadm. "Konu nedir peki?" "Eer sizin iin bir mahzuru yoksa, bir yerde bulusak." "Ne zaman?" "Bu gece uygun olur mu?" Cezaevi mdrnn sesinin ok tedirgin kmasna armtm, ayrca sanki "sakn kimse duymasn" der gibiydi bunu sylerken. "u anda ok yorgunum Bay Clay. Yarn beklesek olmaz m?" "Yarn sabah erken saatte nemli bir konferans iin New York'a uuyorum. Dorusunu sylemek gerekirse, bu gece sizin mahalleye yakm bir yerden geeceim. Arkadalarla bri oynamaya gidiyorum, belki siz de uygunsanz diye dndm." Cezaevi mdr evimin adresini nereden biliyordu? Ayrca telefon numaram nasl bulmutu?Bu iki soruyu imdilik kafamn bir kesine attm. "Bri oyununuz saat kata?" "Dokuzda. Sizin oturduunuz yerden yaklak sekiz kilometre tede Jasper Johnson diye bir yer var, orada." "Oray biliyorum." "Sizinle orada saat sekiz gibi buluabilirim. Kahvesi pek iyi sayl-' naz, ama cevizli ikolatal pastas oraya kalkp gelmeye deer diye dnyorum." "Saat sekizde orada olmaya alacan. Peki ama bana bir de konunun ne olduunu syleseniz?" "Sizinle bu konuyu yz yzeyken konumay tercih ederim Bayan Moran. Ge kalmanz halinde aramanz iin size cep telefonumu vereyim." 29 Cezaevi mdrnn telefonu yznden tavuumu yiyecek zaman bulamamtm. Peki ama bu adam benimle ne konuacakt, ayrca benimle konuurken ses tonu, neden gizli kapakl bir i yapyormu gibiydi? Bir trl geveyemiyordum; kafam karmakarkt ve kafamn ii zonklamaya balamt. ki tane Tylenol aldm, buzluktan biraz buz kardm. Buz paralarn plastik bir torbaya sardm, yatak odasna gittim, yataa uzanp buz torbasn alnma koydum. Ben orada yatarken, eriyen buzun suyu da yastma damlamaya balad, ite o srada yatan altnda duran bir karton kutunun ucu gzme arpt. David ile Megan gmldkten sonra onlarn eyalarn atmaya bir trl cesaret edememitim, bu yzden
de fotoraflarn ve baz zel eyalarn karton kutular iinde saklamtm. Doruldum, buz torbasn bir havluyla baladm, karton kutuyu ektim ve kutunun kapan atm. Deri kapakl albmlerin zerinde bir tane tanabilir CD alar ile Megan'n ok sevdii CD'lerden oluan bir koleksiyon vard; David CD alar bir yaz gn Montreal'e yaptmz bir gezi srasnda Megan iin almt. Megan'n en sevdii Slipknot CD'si hl CD alarn iinde duruyordu. CD alan aldm, kutudan kardm yeni pilleri taktm ve dmesine basp altrdm. Rock mziiydi, eytan maskesi gibi maskeler takm birka lgn adamdan oluan bir grup ark sylyordu, benim ya da David'in sevecei trden bir ey deildi bu, ama Megan'n kuann delirdii trden bir mzikti ve ben genlerin ocukluktan ktklarm byle mzikleri dinleyerek kantlamaya altklarn dnrdm hep. Mzik alarken, gzyalarmn yanaklarmdan aaya szldn fark ettim, bu mziin Megan'n odasndan gmbr gmbr gelii canland gzmde; sanki Megan yatya ard kz arkadalaryla o srada odasndayd. Bunun kendime eziyet etmekten baka bir ey olmadn biliyordum, bu yzden de CD'yi kapattm. Zaman zaman, resimlere baktmda ya da Megan'm mziklerini aldmda canm oturup hngr hngr alamak istiyordu. Niye kendime byle eziyet edip duruyorum ki? Bu soruya verilebilecek en basit 122 yantn arada srada insann sevdikleri iin alamaya duyduu ihtiya olduunu dndm; insan olduumuzu ve bizi ta iliklerimize kadar titreten lm kendimize zaman zamaif hatrlatmamz gerekiyordu. te bu da yle anlardan biriydi. Ama bana en ok koyan da Stone'un acmaszca ettii laf olmutu. Ne yapp edip bu ifte cinayeti senin istediini ortaya karacam. Stone'un benden hi holanmad ok akt. Ama onu benim gzmde tehlikeli klan da onun gerekten de benim iki kiiyi ldrdme inanmasyd. Onun neden benden phelendiini iyerindeki dedikodulardan renmitim: David vasiyetinde bana mlk ve para brakmt. Aslna baklrsa Gamal'n ilemi olduu dier cinayetlerle karlatrldnda David ile Megan cinayeti arasnda birtakm tutarszlklar mevcuttu. Tabii bir de onlarn ldrld o saat zarfnda ben arabay otobanda bir kenara ekip uyuduum iin cinayetler esnasnda nerede olduumu da kantlayamyordum. Bir de bir baka gereke vard. Ben David'i ldrmekle tehdit ederken Stone duymutu. 30 David ile ben dnmz en ince ayrntsna kadar planlamtk; nikhmz bir mahalle kilisesinde mtevaz bir trenle kylacakt, sonra da ok sevdiimiz bir yer olan Blue Peppercorn Restaurant'ta az sayda dostumuzun katlmyla bir yemek yiyecektik; buras da yle atafatl bir yer deildi, ama yemekleri ok gzeldi, zellikle de et ve balk yemeklerinin tadna doyulmazd. Bir dnn youn bir kouturmaca iindeki haftalar, azalan zaman, bozulan sinirler, milyonlarca ayrnty son anda halletmeye almak yznden tehlikeyle doludur. Annemin bir laf vard, Dn hazrlklar insani ldrr, derdi. Dn, insanlarn gle oynaya elenerek bir evlilii kutlama amacndan bazen kp bir kbusu da dnebilirdi, ite o hafta sonu da yle olmutu. Elimde koca bir listeyle be gn boyunca kouturup kilisedeki nikh ilemlerini de yaptktan sonra, David'le birka arkada son dakikada New York'a bekrla veda partisine gittiler. David'le arkadalarnn kalkp New York'a gitmelerine syleyecek bir szm yolrtu, aslnda David'in arkadalaryla biraz datacak olmas houma da gidiyordu, ayrca ona gveniyordum da. Arkadalarndan bazlar stsz kzlarn barnda elenmeyi planlyordu, ona da kar kmamtm; David bana bundan bahsetmi ama sonuta ritelin bir paras olduu iin byle bir elenceye itiraz etmemitim.
Ben onu karlamak iin arabamla kalkp havaalanna gitmitim, ama o pazartesi gnnn sabah binmesi gereken uaa binmemiti. Bir gece nce ar imi -aslnda David'in yapaca bir i deildi bu, ama bekrla veda partisi olduu iin yine de benim hogrl davranabileceim bir durumdu- sonra da La Guardia Havaalan'rdaki sis yznden David'le arkadalarnn biletlerini o gn akamst uayla deitirmeleri gerekmiti. Bu arada ben de kendi bama iekiyle, rahiple urayordum; asabi bir soprano hanm bizi kendi tarzna uygun bulmad iin be yz dolar versek bile istediimiz arklar sylemeyeceini belirtmi, bana kapris yapmt; lokantann mdr de ecinsel kmt, adam 124 mndeki tm ayrntlar zerinde teker teker durdu; ve bu arada canm Megan'n da regl olaca tuttu. Sanki uyuturucu almm gibi btn.-pazartesi sabahn avare avare dolanarak geirdim ve leden sonra zar zor ofise vardmda David arad ancak akam uak bulabildiini ve bu yzden de tm ileri benim omzuma yklemek zorunda kald iin zr dilediini syledi. Ben de, "Eh ne yapalm, peki iyi vakit geirdin mi sevgilim" diye ona takldm. "Sylesem mi acaba?" dedi David glerek. "stsz kzlarla balayabilirsin mesela" dedim. "Sarndan m kumraldan m?" Bu da beni az da olsa rahatsz etti. "kisinden de. Yani her dizime bir tane oturttum falan demezsin umarm." David benimle grgr geti. "Aslnda, teker teker oturttum ve galiba kumral da benden holand." Onun bana takldn biliyordum -David'e tamamen gveniyordum- ama ona ciddi bir ses tonuyla yant verdim, "Eer o kzla yatty-san seni ldrrm!" David gld. "Sen beni biliyorsun. Zararsz bir elenceydi sadece. Benim gitmem gerekiyor yahu, galiba daha erken bir saate bir uak bulacaz. Haydi hoa kal, grrz, sevgilim." Ben daha hoa kal demeye frsat bulamadan David telefonu kapatmt ve telefonun ahizesini yerine koyup kafam kaldrdmda Vance Stone'un ofisimin giriinde durduunu grdm. Elinde kalnca bir rapor tutuyordu. Bana pis pis srtt. "Kimi ldreceksin Moran?" Ben de ona cevap olarak pis pis srttm. "Taklyordum. Nianlmla konuuyordum da. Bu rapor bana m?" "Evet. Elenceli bir ey. Sadece iki yz sayfa uzunluunda." Srtt. "Belki balay gecende okursun, tabii bu arada nianln ldrmezsen." Stone dnd ve ofisimden kt. Bir hafta sonra, David ile Megan ldrldler. Gamal'n yakalanp ieri atlmasndan sonra be Stone'un bana tuhaf tuhaf bakp durduunu ok iyi hatrlyorum. Tanklk ettii o telefon konumasnn kafasna taklm olduu muhakkakt. Benim salaka yaptn tehditten -laf olsun diye sylemi olsam bile- baka manalar karlabilirdi. Tek bana hibir anlam olmayan bir lafm gibi kulaa gelebilirdi, ama David'in vasiyetinde bana miras brakmas, cina-yetindeki tutarszlklar ve benim saatimi nerede harcadm akla-yaman gibi konular nda deerlendirildiinde, Stone gibi ok alkan bir soruturmacnn gvenirliimi en ufak ayrntsna kadar elden geirmesini, benim iin hi ho
bir ey olmasa da anlayabiliyordum. Ama btn i arkadalar Stone'un kskanlktan geberdiini biliyorlard; ayrca onun bu phelerini ciddiye alan olmadndan da emindim. Klen buzlar lavaboya boalttm. Ba arm hafiflemiti, ama tama125 men gememiti. Makyaj antam alp aynann karsma getim, sonra evden ktm, Bronco'ma atladm. Yirmi dakika sonra bir Amoco benzin istasyonunun yan tarafmda bulunan sandvii Jasper Johnson's'n dma arabam ektim. Her ne kadar cevizli pastalardan falan bahsettiyse de, cezaevi mdr bana pek yle gven verici bir i yapyormu gibi gelmemiti. Byle bir hisse kaplm olmamn bir nedeni de muhtemelen Jasper Johnson's'ta o akam bulunan on, on be kadar mterinin ounun sanki bir zamanlar Greensville'e girip kml olanlar andrmasyd. Lucius Clay ben geldiimde kahvesini iip ikolatal cevizli pastasn yiyordu. Oturduu blmeye yaklatmda kt peeteyle azn sildi, ayaa kalkt ve kibarca elimi skt. "Byle bu kadar ksa bir srede sizi grmem ok iyi oldu Bayan Moran. Sizi gecenin bu saatinde buraya srklediim iin ok zr dilerim." "Peki o zaman siz de syleyin neden beni buraya ardnz." Tezghta kollarnda dvmeler olan birka kamyon ofr oturuyordu, ama evremizdeki masalarn hepsi botu. Cezaevi mdr benekli papyon kravat, ak mavi gmlei, tvit ceketi ve Farah pantolonuyla hi de bu tarz sala lokantalarda grlenlerden saylmazd. "O konuya hemen gireceiz" yantn verdi Clay ben blmeye girerken. Yz kire gibiydi. Oturduu yerin yan tarafmda ynl klk palto ile siyah beyzbol apkas duruyordu. "Ben Ashland'a yakn oturuyorum, haftalk bri oyunu iin de byle dan ba bir yere geliyorum, belki buras ikimiz iin de uygun olur diye dndm. Sizi bu saatte darya kardm iin zr dilerim." "nemli deil. Siz de ta kalkp buralara kadar geldiinize gre fanatik bir bri oyuncusu olmanz gerekir." Clay glmsedi. "Kanmda olan bir ey galiba. Babam kulp kaptanyd. Babamn bir laf vard, derdi ki, briin en gzel taraf, oynayana akl banda biriymi havas veren tek iskambil oyunu olmasdr. Kahveyle pasta alr msnz?" "Kahve iyi olur." Clay kadn garsonu armak iin parman kaldrd, garson fincanma kahve koyup gittiinde Clay'in yzndeki ifade ciddileti. "imdi sizi neden buraya ardm sylememe izin verin Bayan Moran. Ama sylemeden nce, syleyeceim eyi akl almaz bir ey olarak grdm de size itiraf etmem gerekiyor." "Akl almaz m? Ne adan yani?" Clay'in kalar ac dolu bir ifadeyle atld. "Sanki kendimi bir lnn ulakln yapyormu gibi hissettiimi syleyebilirim." Kalarm attm. "Anlayamadm." "Gamal'm idam edildii o gece, ok tuhaf bir ey oldu." "Bana anlatmanza gerek yok, nk o olay olduunda ben de oradaydm." 126 Clay kafasn iki yana sallad, suratn buruturdu. "Grme odasndaki olaydan bahsetmiyorum size. Bir baka ey oldu Bayan Moran."
te bu bana ilgin gelmiti, kafam kaldrp Clay'e dik dik baktm. "Dinliyorum." "Gardiyanlarla Gamal' idam odasna gtrrken, adam benim kulama bir ey fsldad. Ben de, bunu sizm de bilmeniz gerekir diye dndm." Tylerim diken diken olmutu, tm dikkatimi cezaevi mdrne verdim. "Size ne syledi?" "Garnal aynen u cmleyi syledi: 'Syle o kadna, dediim olacak. Yani geri geleceim. Bunu iyi bilsin. ok nemli'." Bamdan aaya kaynar sular dkldn hissettim, kafam evirdim, lokantann penceresinin dndaki trafie gzlerimi diktim. u Gamal denilen herif, hayatmdan hi ekip gitmeyecekmi gibi bir hisse kapldm. ld halde varln hep etrafmda hissetmitim. Hi gitmeyecek mi? Cezaevi mdrnn elini elimin zerine koyduunu hissettim, kafam adama doru evirdim. Clay, "Gamal'n sizde ok youn bir nefret uyandrd ok belli Bayan Moran" dedi. "Ayrca bunu sylemekle sizi rahatsz etmisem eer gerekten ok zr dilerim, ama bunu sizin de bilmeniz gerekir diye dndm." Bir ey daha syleyecekken biraz tereddt eder gibi oldu. "damn ve dier olaylarn moralinizi bozmu olabileceini dndm, o yzden de size bunu sylemek iin biraz beklemeye karar verdim. Birka gn nce sizi bronuzdan aradm, ama sizin izinde olduunuzu sylediler." "Biraz tatil yaptm." "ok merak ediyorum Bayan Moran. Gamal bana o sz sylerken sesi ok ciddiydi. Bilmem ne demek istediimi anlyor musunuz?" Tam o srada Gamal'n bana syledii eyi cezaevi mdrne sylemek geti iimden, ama kendimi tuttum. "Hayr ama bence bunlar artk tm gcn kaybetmi bir adamn umarszlk dolu sayklamalar olsa gerek." Clay kalarn att ve sanki sorusundan biraz daha fazlas varm gibi bir ifadeyle bakt, ama kararn deitiriverdi ve hesab demek iin cebinden czdann kard. "Artk size iyi akamlar desem iyi olur Bayan Moran. Ne oyunumu karmak istiyorum ne de sizi burada daha fazla tutmak." "Oturduum yeri nereden biliyorsunuz Sayn Mdr?" Clay'in bana yant vermeden nce bir an parmamdaki alyansa baktn grdm, ardndan, "Size David Bryce'm annesini ve babasn tandm sylesem bilmem anr mydnz?" dedi. "Onlarla Brook Maliknesi'nde sk sk bri oynardm, ama uzun yllar nceydi, yani bina harabeye dnmeden nce. 0 zamanlar o bina muazzam bir yapyd, ya127 ni David'in annesi ve babas lmeden nce. Ama binann o hale gelmesine ylesine ok sayda zc olay yol at ki, zaman zaman acaba o bina lanetli iniydi diye sorarm kendime." "Yani ne demek istiyorsunuz?" diye sordum. "David ile Megan'n lmn biliyorsunuz tabii ki, bir de David'in aabeyi Patrick'in lm var." Clay sesini alaltt. "Bir de lmeden birka yl nce Patrick cinsel tacize teebbs ettii gerekesiyle ciddi bir biimde sulanmt. Bilmem biliyor muydunuz?" "Evet, biliyordum." Clay, "Benim olum ile Patrick, Virginia Eyalet niversitesi'ne ayn yl gitmilerdi. Patrick'in byle korkun bir sonla lmesi ok zc bir ey."
Ben David'in aabeyi Patrick'le sadece bir kez karlamtm. ok parlak bir rencilik dneminin ardndan tm yaamm ciddi psikolojik bunalmlarla geirmi biriydi. Aabey karde birbirlerine hep yakn olmulard, David aabeyini sk sk Bellevue hastanesinde ziyarete giderdi, Patrick orada, psikiyatri kouunun eski hastalarndan biriydi. Ama David ile Megan cinayetinden alt ay sonra, Patrick yaad bunalmn etkisiyle Bellevue'den km, Potomac'tan aaya yrm ve kendini suya brakm, nehrin azgn sular cesedini denize srklemiti. Patrick'i pek tanmazdm, ama buna ramen Patrick'in intihar acm daha da derinletirmiti. Bir de yle bir ey vard, ektiim ac yznden Patrick'e kardeinin ve yeeninin ldrlme haberini verme iini Lou ile Stone'a brakmtm. "David bana aabeyinin taciz olayndan bahsetti. Ama ben bunun gizli kalmas gereken zel bir mesele olduunu dndm. Bu taciz olayn bildiinize gre, siz herhalde ailenin yakn dostlarmdansnz Sayn Mdr." Clay grtlan temizledi. "Epey yakn saylrz." "Bir soru daha soraym. Gamal baka bir ey syledi mi?" "Hibir ey." Clay'm yz gerildi ve anlayamadm bir nedenle rahatsz olduunu fark ettim. Ben mi yle sanmtm yoksa cezaevi mdr benden bir ey mi saklyordu? Peki ama neden onun benden bir ey saklyor olabilecei dncesine kaplmtm? Cezaevi mdr gzn baklarmdan kard, saatine bakar gibi yapt, paltosunu ve apkasn ald. "zr dilerim, ben gitsem iyi olacak Bayan Moran." "Size telefon numaram nereden bulduunuzu sormay unuttum." Clay bir anlna kontrol elden brakr gibi oldu ama hemen ardndan salon bir ses tonuyla, "Siz telefon numaranz cezaevi giriinde yazdrmam mydnz?" dedi. Yazdrm mydm?Yazdrm olabilirdim, ama harlayamamm. "Herhalde yazdrm olmam gerekir." Clay durdu ve paltosunu giydi. "Kusura bakmayn Bayan Moran ama 128 sylemeden edemeyeceim, ok bitkin grnyorsunuz. Biraz uyuanz iyi edersiniz." "Sabahn altsndan beri ayaktaym, bir vaka zerinde alyorum." Cezaevi mdr apkasn kafasna geirdi. "Gerekten mi? Peki ilgin bir vaka m?" iimden geenleri sylemeden kafam iki yana sallamakla yetindim: Anlatsam inanmazsnz. 31 Baily's Kava, Alexandria, Virginia Mrit sabahtan beri alveri merkezinde kouturup duruyordu. len olduunda kaca yolculuk iin gerekli olan hemen hemen her eyi, bavulundan giysisine satn almt -zellikle de mmkn olduunca ok klk deitirebilmek iin bir sr giyecek almt- ardndan da Superphram Eczanesi'ne girip gereksinimlerini almt: bunlar, sa boyas paketleri, gzlkler, be farkl gne gzl, elektrikli tra makinesi, Vidal Sassoon marka sa tra makinesi ve birtakm yiyecek iecek. Peruklar ve makyaj malzemelerini nceden satn almt. Kk bir servet harcamt. Poetleri arabasna koydu ve Alexandria'daki apartman dairesine doru yola koyuldu. Ald her eyi yatan zerine serdi, bunlarn arasnda bir tanesi, en ok gereksinim duyduu ey yani
silahlar ok nemliydi. lm silah olarak insann aklna ilk gelen ya tabancadr ya da bak, ama onun nnde byk bir sorun vard; havayoluyla uluslararas seyahatlere kmak niyetindeydi ve bu gnlerde bu tr seyahatlerde bir sr gvenlik kontrolnden geilmesi gerekiyordu. Bu sorunla baa kabilmek iin, eker hastalarnm kulland sekiz santimetre uzunluundaki 26G'lik enslin rngas almt; nk bu hastalar inelerini ve ilalarn uakta yanlarna alabiliyorlard. Ama Mrit enslin ampullerinin ilerini boaltm, bunlarn ilerine benzo doldurmutu. Bir de bir baka silaha ihtiyac vard -havaalanlarnn metal detektrlerine taklmayacak csten bir silaht bu- ve bu konuda gayet iyi bir seim yapmt. Hem ldrmeye yarayacak hem de ele gemeyecek ideal bir silah. Uzunca bir kesekdn alp yatan zerine boaltt. inden sekiz adet, ince gri renkli plastikten rg ii kt. Plastik metal detektrlere taklmazd ve bu ileri el antasnn iskeletini oluturan tellerin yerine geirebilirdi. Bu ekilde kimseye yakalanmazd. Yurtdnda her gittii yerde kasaplarn kulland baklardan bir takm alacakt, ama nerede olursa olsun, silahsz dolamaktan hi ho130 lanmazd. imdi iler antasndayd. Ar bir alveri poetini kaldrrken srtt, iinden sar bir kavun kard ve sulu olgun meyveyi yatan zerine koydu. rg ilerinden birini ald, kafasnn zerine doru kaldrd ve kavunu iledi. i kavunun kaln kabuuna sanki tereyam iine girer gibi girip teki tarafndan kolayca kt. Bu kavunun yerinde bir insan kalbi de olabilirdi. i bir haner kadar sivri uluydu. Mkemmeldi. Daha sonra banyoya gidip tuvalet antasn at, ine ile iki ie Bo-tox kard. nenin incecik metal ucunu ielerden birinin iine soktu, renksiz svy ienin iinden ekti ve alnnn krk kvrmn parmaklarnn ucuyla ekti. Ahhh. Aralklarla enjeksiyon yapt, pamuk paralaryla ine deliklerinden kan kanlan sildi, sonra gzlerinin etrafndaki deri stnde, yanaklarm-daki krklklar zerinde alt. Tam bir klk deitirme ilemiydi bu. On dakika iinde iini bitirdi ve banyoda aynann karsna geip kendine bakt. u Botox harika i grmt dorusu! Havaalanndan yurtdna k yapana kadar alnndaki atk hatlar, gz kenarndaki krklar kaybolacak ve alt enesindeki atlaklar byk bir ihtimalle grnmez olacakt. Yandan bir on yl silip atmt ve imdi yepyeni biriydi. iki saat sonra Arlington'daki seyahat acentesine doru yola koyuldu. Internet zerinden rezervasyon yaptrmay sevmiyordu: Kiisel temasn yerini hibir ey tutmazd. "iyi akamlar efendim, size nasl yardmc olabilirim." Masann arkasndaki sarn gen hanm bir mteriyle ilgileniyordu, ama ii biter bitmez hemen ona oturmasn syledi. "stanbul iin bir bilet ayrtmak istiyorum. En azndan iki gn de Paris'te konaklama yapacam." "Baltimore'dan m umak istiyorsunuz?" "Eer mmknse."
Sarn hanm bilgisayar klavyesinde bir eyler yazd. "Sadece New York JFK Havaalan'ndan tek aktarma olacak." "Gayet gzel." Sarn hanm neeyle glmsedi, "istanbul ha, ooo, ok egzotik bir yer." Mrit "Bence mthi bir ehir. Tam bir Bizans, her taraf tarih ve entrika dolu" dedi coku dolu bir sesle, yapt enjeksiyonlardan enesi hl acyordu. "t iin mi yoksa tatil iin mi gidiyorsunuz?" I3J Mrit bu soruda sarn hanma glmsemekte biraz zorland. "Herhalde ikisi de desem doru olacak." Gen kadn monitre bakt. "Ne zaman seyahat etmeyi dnyorsunuz?" "nmzdeki birka gn ierisinde olursa iyi olur" diye yantlad Mrit. Sarn kafasn bilgisayardan kaldrd. "Hey, ok anslsnz. Bin alt yz dolara New York kalkh Air France uuu var. Hem de ok uygun, business class uacaksnz, stanbul'dan nce de Paris'te konaklamanza izin veriliyor. Bir sr bo yer var, hatta isterseniz bu akam bile uabilirsiniz. Ne dnyorsunuz?" Mrit suratnn davul gibi i olduunu hissetse de gzlerindeki parlt ona aitti. "Bence mkemmel." 32 Angel Krfezi, Virginia n kapnn kilidini atmda saat geceyarsn biraz geiyordu. Akam yemei yemeye frsat bulamadm iin karnm alktan zil alyordu, ama oturup bir eyler yemek iin de epey ge kalmtm. Ayrca, kafamn ii cezaevi mdrnn szleriyle allak bullakt. Uyku sorunu eken biri olduumdan ne tr olursa olsun ila almaktan pek holanmam, ama o gece bir tane Ambien hapn ikiye blp yansn bir bardak suyla itim. Ambien'i ok nadir kullanyordum, bu ilac almam iin ya vardiyalarmn bir sre dzensiz olmas gerekiyordu ya da uyumakta gerekten de byk bir sorun yaamam, Normalde on dakika ierisinde tesirini gsterse de bu sre bazen daha da uzun olabiliyordu; bu yzden kalkp kendime bir fincan stl kakao yaptm ve fincanmla birlikte yatak odasna getim. Nedenini bilmediim bir ekilde bir baka ey daha canm skyordu. Lucius Clay hapishaneye gittiimde telefon numaram verdiimi sylese de dndke telefon numaram orada brakmadma dala da emin oluyordum. Yoksa acaba ok yorgun olduum iin mi hatrlayamyorum? Ama cezaevi mdrnn benden bir ey sakladndan emindim ve radarm bunu hemen alglamt. Mdr David, Megan ve Patrick'in lmleriyle ilgili konumaktan bir ekilde ekinmi, rahatszlk duymutu. Peki ama neden? Benden saklayacak neyi olabilirdi ki? Soruyu kendime sorup biraz daha canm sktm, sonra da byle eyleri kafama takmaktan vazgemeye karar verdim. Peki ya btn bunlar kajam-dan uydurduum eylerse ve paranoyaklvm tutmusa? David ile benim fotoraflarm ve Megan'm CD alar hl yatamn zerindeydi, bu yzden de soyunmadan nce yatan zerindeki-leri toplayp kutunun iine koydum, geceliimi giydim ve
parmamdan alyansm karp komodinin zerine braktm. Saatimi sabah yediye kurdum, stl kakaomu iip bitirdim, kapattm, ardndan pencereyi atm. Karanlkta yatamda yatp krfezin klarn seyre133 derek Ambien'in etkisini gstermesini bekledim. Manzara her zamanki gibi olaanstyd ve yatak odas penceresinden giren gnele birlikte uyanmaya baylyordum, zellikle de denizden serin bir esinti geldiinde. Bu gece gkyz ak ve yldzlyd, deniz souk ve sakindi. Yava yava uykuya dalyordum; krfez klan bulanklamaya balamt. Uyku dolu gzlerle ay na bakarken, bu yatakta David'le birlikte, ayn manzaray paylatmz geceler geldi aklma Birbirimizin kollannda sarma dolaken yaban kazlarnn ac -lklaryla uyandmz sabahlar anmsadm. "Bu sesi sevmez misin?" diye sorard David hep. Bu sesi yava yava sevmesini renmitim nk bu ses, bana onun yannda yatarken hissettiim huzuru anmsatyordu. David'in bana sarlnn verdii rahatlamay anmsyordum; bazen ihtirasl, bazen erotik, bazen de yumuack sevime dolu sarlmalard bunlar. Bizim ilikimiz capcanl bir ilikiydi; anlamazlklarmz, ateli tartmalarmz, paylatmz akalan anmsadm. Genelde ya geleceimizden konuurduk ya da gemiimdeki bana ac veren olaylardan. Ama en sk aklma gelenler, David'in sevgisini bana hep hissettirii, ruhumu tatmin edii ve beni gldryd Bana gre bu dnyada herkes eninde sonunda mutsuzluu tadacak ve bundan kanamayacaktr. Bazlarmz ya kt bir ocukluk geiririz ya berbat bir genlik ya da aclarla dolu yetikinlik... Yani bir ekilde bu dnyada herkes mutsuzluk denilen eyden payn alr. Evet, ben de kt bir ocukluk geirmitim ve kt ocukluk geirenlerin ou gibi ben de o gnleri geride brakmtm. Ancak, David'le tantmda, tm arzularma ve umutlarma bir yant bulmutum; David scak, nazik bir adamd, espriliydi, sevecendi, ayrca duygularn bakalannn nnde belli etmekten asla kanmazd. Yani hep istediim bir hayat arkada kmt karma. Onun bana nian yzn takt akam ne zaman hatrlasam hep tuhaf bir duyguya kaplyorum. Arabayla kalkm hafta sonunu geirmek iin ta Virginia'ya gitmi ve eskiden iftlik evi olarak kullanlan, sala ama romantik bir pansiyonda kalmtk. Pansiyon sahibinin piirdii et yemeini yedikten sonra krlarda dolamaya kmtk. Ilk bir bahar akamyd, David beni kendisine ekmi, pm ve "Sana bir ey gstereceim" demiti. Kkrdamtm, nk iki kadeh arap imitim, bam dnyordu. "Tahmin edeyim mi?" David glmsedi ve alyans gsterdi. "Ciddiyim." Elmas tal beyaz altn yz parmama geirdiinde neye uradm armtm; hayranlk dolu baklarla ay nn altnda elmasn panltsma baktm. "ey... gerekten ne diyeceimi bilemiyorum." "Bana sadece tek bir ey iin sz ver" dedi David ciddi bir sesle. "Neye sz vereceim?" 134 Yzme dokundu. "Eer bir gn bir ekilde birbirimizden ayrlrsak, bu yz sakn takma. Bir iliki bittii halde yzk hl taklyorsa, takann basma talihsiz eyler gelir; belki sen de duymusundur bunu." Onun bu szleri karsnda arm ve yle dnmtm: David, ne tuhaf bir eyden baJsediyorsfun sen byle. "Sanki batl inanl bi-riymisin gibi konuuyorsun." "Bir sr renmek ister misin?" dedi
David. "Yllar nce annem bana bir ey anlatmt; annem ve babam nianlandktan hemen sonra aralarnda kavga etmeye balamlar. Babam gerek yzn gstermeye balam, bir anda karc ve dominant bir erkek oluvermi. Hatta bir ara bir sreliine nian bile bozmular, ama annem yzn karp babama iade etmemi. Babam bir sre sonra annemi yeniden aramaya balam. Derken en sonunda evlenmiler ve annemin hayatna girmi. Ama sonralar babam ne zaman sarho olsa, annem ald bu karardan pimanlk duymaya balam. Annemin en byk pimanl nian bozduklarnda yz karmadan hayatna devam etmi olmasym. Yani ben de sana unu sylemek istiyorum, eer aramzda birtakm eyler yolunda gitmezse, bir ekilde ayrlrsak, gemileri yakmaktan sakn ekinme." Bam iki yana salladm. "Aramzda byle bir eyin olabileceini hi sanmyorum. Ama eer byle bir ey olursa, istediini yapacam." imdi gemie dnp baktmda acaba David o gece olacaklar sezmi miydi diye kendime sormadan edemiyorum. Hani bazen nmzde bir pencere alverir ve biz de geleceimizi grr gibi oluruz ya; belki David de o an kendini yle hissetmiti, insann baz eyleri geride brakmas gerekiyor. Ama ben David'i asla geride brakamadm. Bu dnceleri kafamdan geirirken Ambien de etkisini gstermeye balamt, gzlerim kapanyordu ve haplar gibi kafa bulmaya baladm hissediyordum. Kafamn ii karmakarkt, tam derin bir uykuya dalacaktm ki komodinin zerinde duran telefonumun aldn iittim. Elimden geldiince aylmaya abaladm, nk artk her eyi rya gryormuum gibi alglamaya balamtm. El yordamyla ahizeyi bulup kaldrdm ve kulama dayadm. "Alo?" Yant olarak iitebildiim tek ey buz gibi bir sessizlik oldu. "Alo!" diye yineledim. Yant veren olmad. Ben de ya hat kesildi ya da telefon falan almad da ben ryamda aldn zannettim, diye dnmeye baladm. "Alo kimsiniz?" dedim. Sessizlik... Ama hemen ardndan bir mzik duydum. ok uzaktan geliyordu, belli belirsizdi, ama mzik olduu kesindi. Bu alann Me-gan'm sevdii paralardan biri olduunu fark ettim ve ite o anda tm bedenim buz kesildi. Slipknot grubunun "Circle" parasyd bu. En fazla be saniye kadar ald ve ardndan mzik sesi kayboldu, 135 hat da kesildi. Elim ayan uyumutu, bedenim canszlant. Yoksa bu mzii ve telefonu kafamdan m uydurmutum? Hayr, hem telefon sesini ve hem de mzii duyduumdan emindim, ama o srada ilacn ylesine etkisindeydim ve telefondan ylesine etkilenmitim ki, uykuda mym yoksa uyank mym, bilebilecek halde deildim. Anszn sanki dev bir elin altnda ezildiimi hissettim, bir ey beni bouyordu, beni kocaman bir kara dalgann iine zorla sokmaya alyordu. Aylabilmek iin elimden gelen tm abay gsterdim, ama kaybettim; ila sonunda etkisini gstermiti ve her tarafm saran byk bir karanlk beni kendi derinliklerine doru alp gtryordu. 33 Ertesi sabah gzlerimi ba dnmesi ve mide bulantsyla atm. Ara-bien sihirli etkisini gstermiti, ama ben sanki bir gece nce sarho olmuum gibi hissediyordum kendimi. Derken yataktan zar zor kalktm, banyoya kotum ve kafam buz gibi akan duun altna soktum.
te o anda her eyi hatrladm. Biri bana telefon etmiti. Byle bir ey gerekten de olmu muydu? Gerekten de biri bana Slipknot parasn m dinletmiti? Kafam karmakark oldu, korkuya kapldm. Yoksa aldm uyku hap halsinasyon grmememe mi neden olmutu, birinin beni aradn falan sanmtm? Kafamn iinde en mantkl yant ararken souk suyu scak suya doru evirdim. Peki neden biri kalkp bana Megan'n en sevdii paray telefonda dinletecekti ki? Byle bir eyin hibir mant yoktu. Scak suyun altnda kendimi sabunlarken kafama bir dnce sapland. Bir havluya sarnp kotura kotura yatak odasna gittim, yatan altna baktm. Karton kutu braktm gibi duruyordu, Megan'n CD alar da iindeydi. yle dndm: Acaba dn gece biri beni arad, ama karsna ben knca arad numarann yanl olduunu anlad, bu yzden de benimle konumad m? O srada beni arad yerde mzik alyordu, tesadfen de o mzik Megan'n en sevdii parayd. Bu kadar ok tesadfn bir araya gelebilmesi zordu. Ama karmakark kafamda her ey olasyd. Telefonda duyduum sese gelince, bence o konuda yanlmtm. Bir bakaym dedim. CD alarn dmesine bastm, alet hemen almaya balad. Biraz dinledikten sonra dmeyi kapattm, aleti hafife salladm, ama bir ey almad. Bu sefer aletin dmesinde herhangi bir bozukluk olabileceini dndm. Telefona dndm, ahizeyi aldm ve son arayan numaranm kim olduunu renmek iin "69"u tuladm. Ekranda Lucius Clay'in cep telefonunun numaras kt; arama saatine baktmda 7:20 yazyordu; yani, bulumak iin beni arad akam yemei saatiydi bu. Kot pantolonumun cebine baktm, bana verdii kk kt parasn buldum. Evet, bu onun numarasyd. Kafamn ii karmakarkt. Biri kalkp beni gecenin ge bir saatinde aram, bana telefonda mzik dinletmiti, ama arayann numaras kay237 dedilmemiti. Bu da, kafamdaki sorulan yantlamad gibi kafamn iini daha da bulanklatnyordu. Bir gece nce meydana gelen telefon olaynn mantkl bir aklamas olmalyd. Kesinlikle bir ey vard, ite tam o srada, bu sun kimin ortaya karabileceini buldum. Kurulanmay bitirdim, giyindim, hafif bir makyaj yaptm, vcut losyonu srdm ve salarm fraladm. Saat sekize doru ofise vardmda ierisi kalabalkt. Ajanlardan birka kahve iiyorlard, ama dierleri ya telefonlaryla konuuyorlard ya da bilgisayarlarna bir eyler yazyorlard. Kendi blmeme gittim, mantomu askya astm, ardndan Sterling Burke'nin telefon numarasn bulabilmek iin masamm stn kaplayan kt yn arasnda telefon defterini arayp buldum. Sterling Burke FBI'n teknik uzmanlarndan biriydi, onunla birka kere, telefon kaytlannn elden geirilmesi iinde almtm. Sterling nazik, ilgin biriydi, emekliliini bekliyordu, bu arada bir keresinde de bana imayla kark kma teklif etmiti, ben de kibarca reddetmitim, ama "sevgilim", "tatlm" gibi laflarla beni bir sre daha skmay srdrmt. Onun dnda yardmsever, tatl bir adamd. "Hey" dedi bir ses; kafam kaldrdmda Cooper' nmde dikilmi buldum. Spor giyinmiti; zerinde kot pantolon, ayaklarnda deri mokasen ayakkablar ve stnde ak renk bir set ceket vard. Bana glmseyerek bakt. "Sen hep byle erken mi gelirsin?" dedi. "Genellikle. Sen ge kaldn galiba" "Saat yediden beri buradaym." "Sen imdi raporlardan bahsedersin ya da fazla mesailerden."
Cooper gelip yanma oturdu, "iine bal biriysen byle eyleri sk sk konuursun; hatta dn geceyi hi uyumadan geirdim bile diyebilirim. Btn gece vakay dnp durdum." "Ben de senin gibi uyumam olmay isterdim, ama tren arpm gibi yataa serilip kaldm. Peki, herhangi bir ey buldun mu?" dedim. "Maalesef hibir ey bulamadm. Yardm edebileceim herhangi bir ey var m?" Cooper sanki gereinden fazla samimi olmaya alyor gibiydi. Belki de gerek yzn gstermeye alyordu, ama ona hibir ekilde gvenmiyordum. Saatime baktm. Sterling Burke masasnn bamdayd muhtemelen; bir an nce onu aramak istiyordum. "Belki bir ey kar. Stone nerede?" "Son grdmde acaba yeni bir eyler buldular m diye laboratuva-ra doru gidiyordu" yantn verdi Cooper. Cep telefonumu elime aldm. "Beni biri ararsa cevap verir misin?Ben on dakika iinde dnerim." 139 akamkinin ne olduunu bir rensem iyi olur diye dnyorum. Sen de bu konunun uzmansn zaten." "Herkes yle diyor zaten. Aranan numaralar bulmak bir sorun deil. Onlar hemen bulabiliyoruz nk sonuta faturada da yazyor. Ama arayanlarn numaralar biraz karmak ve zaman alan bir i, sen de biliyorsun. Ama sen bana sabit numaran, bal olduun telefon irketinin adn ver, ben de adamlarn bilgisayar kaytlarna bakaym." Ayrntlar verdim, Sterling, "Pekl" dedi, "bakalm ne kacak. Bir ey bulur bulmaz seni arayacam. Fazla uzun sreceini hi sanmam." "Sa ol Sterling. Beni cebimden arayabilir misin?" "Merak etme" dedi ve telefonu kapad. Ellerimi ykayarak tuvaletten ktm ve gidip koridorun sonundaki otomattan kendime bir kahve ile Kellogg's msr gevrei aldm. Tam msr gevreimi yemi, kahvemi bitirmitim ki Sterling arad. "ok zgnm tatlm, ama geceyansndan sonra senin numaran aram sabit numara kayd yok. Senin de dediin gibi akam saat yedi yirmide cep telefonundan biri seni aram." Sterling numaray syleyince bunun Lucius Clay'in numaras olduunu hatrladm. O da bulumamz iin yapm olduu aramayd. "Bunun beni arayan son numara olduuna emin misin?" "Tamamen eminim. Bilgisayarlar anza yapabilirler, ama pek yalan sylemezler. Senin servis salaycn numarann kmamasna neden olacak herhangi bir teknik sorun yaamam. Eer seni geceyansndan sonra biri aram olsayd numaras kesinlikle kayda geerdi." "Peki arayann numarasnn bilgisayarlarda grnmemesine baka bir ey yol am olabilir mi?" "ok dk bir ihtimal Kate. Bu arada bu durum benim biraz kafam kartrd. Eer sapn tekinin seni arayp rahatsz ettiini dnyorsan telefon irketine resmi bavuruda bulunabilirsin, eer istersen sana yol gsterip grecein kiinin adn verebilirim. Bana sorarsan byle bir bavuruda bulunursan sorununu hemen ele alrlar." "Gerei yok."
"Emin misin?" "En azndan imdilik gerei yok, eer yine bir sorun yaarsam seni ararm. Peki ama sadece unu renmek istiyorum, numarann kayda girmemesine neden olabilecek baka bir durum sz konusu olabilir mi?" Sterling iini ekti ve sorduum soruya verecei yant dnd. "Eer dahili telefondan arandysan byle bir ey olabilir. O zaman telefon irketinin bilgisayan senin numaran gremez." Bunu ben de dnmtm. Yazlk evde hat vard: biri yatak odasndayd, biri salonda ve biri de David'in atlyesinde. Baz dahili telefonlarn farkl zili vard, ama eski telefonumun zili yle deildi; dahili aramalarda da harici aramalarda da yksek perdeden sinir bozucu 34 Masamdan kalkp doruca kadnlar tuvaletine gittim. Kabinler botu, hemen Sterling'in numarasn evirdim. Duyan olur diye onu masamdan aramak istememitim. Telefon numaras alarken, Lou Raines'e ya da Cooper'a acaba dn geceyans arayan anlatsam m diye dndm. Ya beni deli falan zannederlerse? Ben tam bunlan aklmdan geirirken telefonun dier ucundan ksk bir ses duyuldu. "Teknik blm. Ben Sterling Burke." "Sterling, ben Kate Moran." "Kate! Naslsn tatlm?" "iyiyim. Senin sesin kslm gibi." "Berbat bir gribe yakalandm. Burada altm birtakm vatandalar kalkp evime gitmemi, mikroplar kendime saklamam sylyor, ama ben de her zamanki gibi paylamak iyidir diyerek yerimde oturuyorum." "Senden bir ricam olacak Sterling. Bu sefer biraz kiisel bir rica bu. Senin anlayacan bir teknik konuyla ilgili." "Tabii. Hallederim." Sterling burnunu ekti. "Gecenin ge bir saatinde biri beni arad. Telefon aldnda ben derin bir uykuya dalmak zereydim, ama telefonu kaldrdmda kar taraf telefonu kapatt. Bu sabah yldz altm dokuzu tulayp son arayana baktm, dn akam saat yedi yirmide beni arayan baka birinin telefonunu verdi, ama daha sonra arayann numaras kmad. Sana sormak istediim soru u, acaba telefon santralmdaki bilgisayarlar arayan numaray kaydetmemi olabilirler mi ya da hatlar karm olabilir mi?" Sterling'in burnunu smkrdn, sonra da ektiini iittim. Sterling bir sre konumad, ben de onu teknik bir soruya nasl yant vereceini dndn sandm, tam ona alo demek zereyken yant verdi. "Yani birinin seni arayarak rahatsz ettiini mi sylemek istiyorsun Kate?" Adam kafamn iinden geeni, deta okumutu. Bu adama ne kadar almalym? imdilik konuyu kimseye anlatma, uyarsn yaptm kendime. "Aslna bakarsan pek emin de deilim. Ama yine de dn 140 elektronik bir ses kyordu. Evde olan birinin dahili telefondan beni aramas olasl kanm dondurdu.
Byle bir ey gerekten de olabilir mi, yoksa btn bunlar ben gerekten de kafamdan m uyduruyordum? Biraz dndm ve sonunda alm olduum uyku ilacnn sanrya neden olan etkilerinden dolay btn bunlar kafamda uydurduuma kendimi ikna ettim. Ama kim kalkp srf telefondan aramak iin eve girip sonra da kp giderdi ki. Ayrca kaps kilitliydi. Hatta atlye bile her zaman kilitli dururdu. "ok teekkrler Sterling. Gerekten ok iime yarad." Sterling, "Tamam" dedi. "Ama eer tekrar meydana gelirse beni ara bu sefer resmi yoldan bir eyler yapmaya alaym." "Tamam, ararm" yantn verdim. "Dikkatli ol tatlm. Ayrca ne zaman bur kahve iin vaktin olursa beni aldr." Masama dndmde telefonum alyordu. "Moran." "Kate! Ben Paul." "Hangi Paul?" "aka yapyorsun galiba Kate. Ben, senin kocan. Yoksa o kadar abuk mu unuttun?" imi ektim. "Eski kocam. Peki ne istiyorsun?" "nsan bir zamanlar evli olduu adamla byle mi konuur?" Son birka ay iinde Paul beni birka kere aramt ve her araynda evliliimizin ne de gzel olduunu syleyerek sinirlerimi bozmutu. Peki ama madem ok iyi evliliimiz vard, o zaman neden ekip gitmiti? Hl Metropolitan cinayet masasnda alyordu. Orada alan bir kadn polisten Suzanne'in taciz davasndaki ikyetinden vazgetiini renmitim, ama kulama geldii kadaryla Paul'n tehditleri yznden kadn byle bir karar almt. "Ne istiyorsun Paul?" "Bir ifte cinayet olaynn daha baladn duydum. eytann Mri-di'nin kopyas tremi imdi de. ok tuhaf bir durum bu bence. Sen bu iin stesinden gelebileceini dnyor musun?" David ile Megan ldrldklerinde, Paul beni arayarak basal dilemiti, ama iimden bir ses Paul'n samimi olmadn sylemiti. Bunun doru olduunu cenazelerden bir ay kadar sonra rendim, nk Paul beni arama yzszln gstererek ilikimizi "yeniden alevlendirmek" iin beni yemee davet etmiti; bu "yeniden alevlendirmek" lafm da o uydurmutu. Paul yine samalyor, yine kontrol dna kyordu. Onun psikolojik tedavi almas gerektiini biliyordum ama o bunu her zaman reddediyordu. "Sana vakadan kim bahsetti?" "Hey, biliyor141 sun bu meslekte her ey tez duyulur. Bundan birka yl nce Washing-ton'da Mrit'in ifte cinayet vakalannda grev aldm unutma; ben o vakalara bakarken siz Federaller henz iin iinde deildiniz." "Sen imdi beni bu cinayet olay iin mi aradn?" "Hayr, sal gecesi iin caz konserine biletim var. Belki sen de bir akam benimle kmak istersin diye dndm, nce konsere gideriz sonra da bir yerde yemek yeriz." imi ektim. "Paul, benim hayatta tek istediim ey kendi bama kalmak ve hayatm kendi bama srdrmek. Bu konuda bana kar anlayl olabilir misin? Sonuta bizim artk boanm olduumuzu
hatrlaman gerekiyor." Ac dolu bir sesle, "Bana kar az da olsa bir eyler hissetmiyor musun?" dedi. "Biz be yl boyunca evli yaam bir iftiz Tanr akna. Biz birbirimizi uzun zamandan beri tanyoruz." "Bak Paul, sen artk skmaya baladn. Eer biriyle konumaya ihtiyacn varsa iyi bir terapist bulmana yardm edebilirim. Terapistin sana ne diyeceini bilmem biliyor musun? Sana benim dediimi diyecek, yani beni rahat brakman, hayatma karmaman syleyecek." Paul fkeli sesler kard. "Bilmem biliyor musun ama bir gn piman olacaksn Kate. likimize yeniden balamadn iin bir gn ok piman olacaksn." "Sen ne demek istiyorsun bakalm? Sen beni tehdit falan m ediyorsun?" "Bir gn ne dediimi anlayacaksn ama anladnda artk ok ge olacak." Paul telefonu suratma kapatt. Paul'n ok mutsuz olduu su gtrmez bir gerekti, ama o srada Paul'e kafa yoracak zamanm yoktu, nk kafam kaldrr kaldrmaz Vance Stone'un ofise girdiini Co-oper'a fsldayarak bir eyler anlattn grdm. Stone yznde aptalca bir srtla bana doru bakt. "Demek l mezarndan kp etrafta dolamaya balam." "Stone, ben buraya saat sekize doru geldim." "yi etmisin." "Birbirinizi tandnz duymutum, o yzden sizi tantrmaya gerek grmyorum" dedim. Stone bana doru geldi. "yle, Coop'la uzun sre birlikte altk." Stone'un elinde laboratuvar raporuna benzeyen bir kt tuttuunu fark ettim. "O da ne?" diye sordum. "Anladm kadaryla sen Diaz'a epey gaz vermisin" dedi. "O da btn gece alp kuru temizlemecilere toptan sat yapan yerlerin bir listesini karm. Bu irketlerden be on tanesinin mteri temsilcilerini aram ve en sonunda hangi toptancnn bu fii Washington dndaki kuru temizleneciye sattn bulmu." Kalbimin heyecandan gm gm attn fark ettim. "ok iyi alm." 142 "yinin de tesinde" dedi Cooper, "Dkkn saat yedi buukta ald ve ben de arayp elimizdeki fiin hangi mterilerine ait olduunu sordum. Dkkn sahibi etekliin temizlendikten bir ay sonra bir mteri tarafndan alndm, mterinin adnn Fleist olduunu, mterinin cep telefonu numaras ile bir adresin dkkndaki fi koannda yazl olduunu syledi." "Adres neymi?" Kalbim deta yerinden frlayacakt. Stone kahve itii kt barda avucunun iinde buruturup p kutusuna att. "Rockville'de bir karavan park. Haydi yola kalm Moran." 35 On dakika sonra kuzey istikametinden 270'e doru yola koyulmutuk. Cooper nde, ben de arkada oturuyordum. "Gittiimiz yerin neresi olduunu tam olarak biliyor musun?" diye sordum. Stone beni duymazlktan geldi, ama Cooper, "Rockville polisiyle konutum" dedi. "Karavan park ehrin
dnda, Royston anayolu zerinde."www.cizgiliforum.com Cooper'n bana torpido gznden karp verdii eyalet haritasna bakarak Rockville'in hemen dndaki Royston anayolunu buldum. "Zannederim bu yol boyunca gitmeye devam edersek karavan parknn tabelasn grrz." Stone otobanda hzn artrd. Haritay bir kenara koyduumda kafamn iinde bir sr soru iaretleri dolamaya balamt. Dn gece gerekten de biri beni aram olabilir miydi? Yoksa yava yava kafay m tyordum? Saat on sularnda Rockville'e vardk, halitaya bakarak Stone'a gidecei yolu gsterdim. Yamur yamaya balamt ve iseleyen yamurun altnda ileriye doru bakp karavanlarla dolu bir park yerini grdm. Billboard'lann birinde yle bir ilan vard: OK DK FYATLARA BRNC SINIF KONAKLAMA HZMET. Ama karavan parknn birinci snfa benzer bir taraf yoktu. Bakmsz bir yere benziyordu. Kapdan geince ynetim ofisinin olduunu zannettiimiz bir konteynr grdk. Stone konteynrn nnde durdu. Konteynrn kapsn ap ieriye admmz attmzda yzmze bir scaklk arpt; pencere camlar buharlanmt ve bir elektrikli stc ieriyi harl harl styordu. Iriyar, sert grnml, posbyklar krlam ve kafasnda ya kir iinde bir beyzbol apkas olan bir adam ofis masasnda oturmu eski bir paavrayla gm bir kupay parlatyordu. Adam yan ban alm bir bisikletiye benziyordu, pazl kollarnda birka tane dvme vard; ieriye giren ziyaretiye kukulu gzlerle bakt. "Merhaba. imden bir ses sizlerin buraya karavan yeri kiralamaya fatan gelmediinizi sylyor." 144 "Doru" dedim adama ve kimliimi gsterdim. "FBI. Sen ynetici misin?" "Yneticiyim, ayakym, kira toplarm, bekibaym, pba-ym, her bir ii yapan tek adam benim burada. Kendimi burann en iyi eleman semeyi ok severim. Bundan da gurur duyarm. Adm Roy Jargo. Sizin iin ne yapabilirim?" "Burada Fleist adnda biri hi kald m?" Jargo yava yava ayaa kalkarken gzlerini pheyle kst. "Parkn arka tarafnda, Suncrusier karavanda biri var. Adamn ad Otis Fleist." "Yalnz m kalyor?" Jargo ban sallad. "Hayr, kzyla. Kzn ad Kimberly. Yani kendi kz olduunu sylyor. Ama bu zamanda artk kimin ne olduunu bilmek zor. Dnya tuhaf oldu; siz hl farknda deil misiniz yoksa?" "Kz ka yanda?" "On drt ya da on be falan var herhalde ya da en fazla on altdr, iyi ama siz neden soruyorsunuz ki? Bu arkadalarn Federallerle ba belada m yoksa?" "Fleist'lar burada ne zamandan beri kalyorlar Bay Jargo?" diye sordum. "Yaklak aydr." "Nereli olduklarn biliyor musun?"
Jargo kafasn sallad. "Hayr, bilmiyorum. Ben hi sormadm onlar da hi sylemediler. Burada resmi ilemleri en asgaride tutarz. Tek derdimiz kirann zamannda denmesi ve kimsenin sorun falan karmamasdr." "Fleist'lar da bir sorun karmadlar yani." "Evet Han'fendi, imdiye kadar hi sorun karmadlar." "Onlar hakknda bize baka ne syleyebilirsin?" "Han'fendi, tm samimiyetimle sylyorum, bilmiyorum. Yani beni yanl anlamayn, ama burada iler byledir. Adam karavannda belki atom bombas yapyordur, ama ben ne yaptn bilmem." "Peki ama en azndan karavanda baka birinin daha kalp kalmad- ' m bilebilirsin, yani Fleist ile kznn dnda, deil mi Roy?" Adam omzunu silkti. "Dorusunu sylemek gerekirse, bilemem. Ama gerekten de hi hatrlamyorum. Tek bildiim o karavanda Fleist ile kznn kald. Peki ama neden soruyorsunuz?" "Sen onlar en son ne zaman grdn?" "Birka gn nceydi herhalde." Stone, "Peki bu karavan parknda kalan ayn isimle baka biri var m?" dedi. "Fleist m? Hayr, siz bana mesele nedir onu sylemediniz hl." "Karavann yedek anahtar var m?" Roy kafasn sallad. "Hayr, yok. Baz mteriler lazm olur falan di145 ye yedek anahtarlarn brakrlar, ama bazlan brakmaz. Fleist'lar da brakmamlard." Stone daylanarak, "Sen imdi en iyisi bize bir demir ubuk bul bakalm" dedi. 36 Parkn arka tarafna doru yryerek gittik ve mdr bize Suncru-iser karavan parmayla iaret etti: Ak krem rengindeydi, kiraz aacndan tahta kaplamas, yandan tentesi vard. Birka yllk bir mobil eve benziyordu. Pencereleri kapanm, perdeleri ekilmi vaziyetteydi. Jargo, "Galiba evde kimse yok" dedi. Stone perdesi ekilmi pencereden ieriye bakmaya alt. "Sen bu seyyar evde birilerini en son ne zaman grdn?" Jargo bir an durdu dnd, boynunu kad. "Ya drt ya da be gn nce faland. Tam emin deilim. Her kapy gzleyemem. Zaten iim bamdan akn." Kap tokman biraz zorladm, ama kap kilitliydi. Cooper ile Stone pencerelere baka baka mobil evin etrafnda dolanrlarken ben de kapy be on kere aldm. "Burada kalanlar grmeyeli drt be gn olduundan emin misin?" diye sordum Jargo'ya. "yle hatrlyorum. Ama zaten yzde yz emin olamam ki. Neden soruyorsun?"
Kapy biraz iterek amaya altm, ama kap kaya gibiydi, yerinden oynamyordu. "u son birka gn zarfnda buraya kalanlar dnda girip kanlar olduunu grdn m?" diye sordum. Jargo sakaln ekitirdi. "Grdm sanmyorum. yi ama siz benim hibir soruma cevap vermiyorsunuz ki." "Sonra oturur kafanda eksik kalan ne varsa anlatrm. u son birka gn iinde park etrafnda phe uyandran birilerini grdn oldu mu hi?" Jargo omuz silkti. "Senin bu verdiin ekal burada oturanlarn yansndan fazlasnda var." "ilerinde gze batan var m? Ya da daha nceden buralarda hi grmediin biri?" "Yok grmedim." Cooper ile Stone dndler. "Arka kap da kilitli" dedi Stone homurdanarak. "Tanr'mn cezas pencereler de yle." 147 Ben yine kapy aldm. "FBI'dan geliyoruz. Eer ieride biri varsa, kapy hemen asn ltfen." Yant gelmedi. Anonsumu tekrar ettim ve kapy iki kere daha aldm, ama yine ieriden ses seda gelmedi. Cooper ile Stone'a dnp bam salladm, Glock'umu kardm ve azna mermi srdm, ayn anda arkadalarmn da ayn eyi yaptklarn grdm." Mdrn yznde gergin bir ifade belirdi. "Hey, siz n'apyorsunuz be? Ben parkmda silah atelensin falan istemem." "Bay Jargo, sana kt bir haberim var. imdi Fleit'n kapsn krmamz gerekecek. Sen en iyisi git bir yerlerden bir tane demir ubuk falan bul." Jargo neye uradn armt, birka adm atp kapnn nne geti. "Bana bakn, kapy kracaksnz, ama hasar kim deyecek? Buradaki hasarlarn sorumlusu benim." Stone adam tuttuu gibi yan tarafa savurdu. "Ayak altnda dolama bakalm" dedi alayc bir sesle. Jargo itirazlarn srdrrken Stone kapya feci bir tekme indirmiti. Ama kap yerinden bile kmldamad, derken Stone kapya yeniden bir tekme savurdu. Bu keresinde tahtann atrdad duyuldu ve menteeler krld. Son bir tekme darbesi daha savurdu ve kap i tarafa doru uup yere devrildi. Ardndan hibirimizin beklemedii bir ey oldu. Hepimiz kokuyu fark ettik. ryen etin tatlms ekimsi kokuuydu bu. Elimi azma gtrdm ve Cooper ile Stone'a dndm. Onlar da aknd. "Nezaket kurallarna her zaman uymuumdur; o yzden hanmlar nden ltfen." Stone bunlar deta alayc bir ses tonuyla sylemi, ardndan da azn eliyle kapatmt. Teekkrler.Suncruiser'in iine girdim, silahm her eye hazrd, admlarm byk bir dikkatle atyordum. Kapdan girer girmez bir baka ok yaadm. Karanlk evde gzlerimi krptrp karanla almaya alrken yatan zerinde yatan birinin karaltsn fark ettim. Karaltya doru silahm dorulturken kalbim sanki yerinden frlayacakm gibi atyordu. Temkinli admlarla milim milim karaltya doru yaklatm, yaklarken iimden, karalt artk her kimse, elinde bana ate edecei bir silahn olmamasn diledim. "FBI" diye bardm. "Kalk yataktan ve ellerini kafann stne koy!"
Alak tavanl mobil evde byle bir eyi yapabilmenin zor olduu aklma geldi, ama yatan zerinde yatan karalt ne kalkmaya yeltendi ne de bana cevap verdi, bu arada koku ylesine artmt ki kusmamak iinkendimi zor tutuyordum. Gzlerimi kstm, ama hl gzlerim karanlaalamamt, ok zor grebiliyordum. Kahretsin. Aklm o kadar bamdan gitmiti ki lambann dmesini amay ancak dnebildim. Stone 148 arkam kolluyordu, o yzden arkama doru, "I asana" diye bardm. "Ya u elektrik dmesini a ya da u Tanr'nn cezas perdeleri." Stone duvardaki elektik dmesine vurarak at ve tepemizdeki floresan lamba gz krparak ald, ieriyi sert bir neon doldurdu. Gzlerimi krptrdm, nk aniden alan k gzlerimi kamatrmt, derken yeniden gzlerimi atm. "Hassiktir!"dedi Stone, az bir kar ak donup kalmt. Cooper da ieriye girdi ve mz durmu yatan zerinde ryen cesede bakyorduk. Bu bir Alman oban kpeiydi, bir tahta gibi dmdzd. Hayvan kurumu kan glnn ortasnda yatyordu, koku o kadar ekimsiydi ki, azm kolumla kapatmaya mecbur kaldm. Stone ile Cooper da benim gibi yapmlard. "Kokudan anladm kadanyla bu hayvan birka gn nce ldrlm." Stone tabancasnn namlusuyla kpein leini drtt. Hayvann boaz kesilmiti. Siyah, sar tyleri donmu kanlarla lekelenmiti ve yarann etrafnda sinek srleri vzldayarak uuuyordu. Artk ieride k olduundan mobil evin iini de grebiliyordum, ierisi darmadankt. Yerlere giysiler atlmt mutfak lavabosunun ii ykanmam bulakla doluydu. Etrafta kanl bir bak aradm; nk Alman oban kpeinin keskin bir aletle ldrldn dnyordum. Byk bir olaslkla da kpein ldrlmesine kullanlan keskin alet Fleist ile kznn ldrlmesinde de kullanlmt. Mutfak tarafna dndm. Raflarn birinde bir adamn fotorafn grdm. Ardndan baka bir resim grdm, bu da gen bir kza aitti: Fleist ile kz Kimberly. Ne adamn ne de kzn yznde mutlu bir glmseme vard; zellikle de kzn... Kz bana kederh gzlerle bakyordu. Odann arka tarafnda banyo kaps olduunu zannettiim bir kap vard. Cooper'a oraya bakmasn iaret ettim. Onun da silah hazr durumdayd, dikkatlice kapya doru yaklat, ardndan iterek at ve kap aldnda nmde bir tuvalet ile bir du yeri belirdi. "Buras bo bir hela" diye bard Cooper. Geriye dndmde Stone silahn beline takt, burnunu parmak u-laryla kapatp l hayvan inceledi. "Iyyy, bu da buray amma kokutmu be. Kt bir kpekti herhalde." Stone'un Alman oban kpeini ayakkabsyla drterken pis pis srttn grdm. "Bu adi oban kpeklerinden hep nefret etmiimdir. Bence Doberman gibi kpek yoktur; ok saldrgan oluyorlar." Elimle stmdeki cep telefonumu aradm. "Stone bilmem biri kp da sapn teki olduunu hi sana syledi mi?" "Tabii ya, hep sylerler. Kimi aryorsun?" "Olay yeri incelemeyi." Olay yeri incelemenin numarasn evirirken Cooper'a dndm, "imdi de etraf inceleyelim, bakalm ne bulacaz"dedim. 149
"Pekl. Ben gidip arabadan eldiven getireyim." Olay yeri incelemeye ulatm ve arkadalara Royston Park' bir ziyaret etmelerini syledim. Ardndan aklma gelen en nemli eyi yaptm. Lou'yu aradm. 37 Lou ile olay yeri incelemeyi beklerken mobil evde grsel bir inceleme yapmamz istedim. Ama sonra bir Suncruiser karavann iinde kiinin ok kalabalk olacan fark ettim; sonuta aratrma yapacaa derken kantlan ineyerek yok edebilirdik de. Bu yzden bu ii Stone ile Cooper'a braktm, onlar karavan incelerken ben de yeniden mdrle konumaya gittim. Mutfak rafmdaki Fleist ile kznn resmi bana bu iki kiinin yle mkemmel bir aile olduklar izlenimini vermemiti. Resimlerde ikisi de objektife bo bo bakyorlard; ne birbirlerine sarlmlard ne de glmsyorlard; bu durum merakm uyandrmt, bir an nce bu insanlarla ilgili bir eyler renmek istiyordum. Roy Jargo'yu ofiste bir Red Star burbn iesinin kapan aarken buldum. Yz l gibi bembeyaz kesilmi elindeki kadehi bana uzatt. "Bir tek atar msn?" "Roy, sen belki farknda deilsin, ama ben grev bandaym." "Ben de grevimin bandaym, ama insann bazen yle bir mara basmas falan gerekiyor." Jargo kadehi kafasna diktiinde gznde yalar belirdi. Defterimi kardm, "iyi misin?" Jargo'nun elleri titriyordu. "Karavan park yneticiliim boyunca bir. sr boktan olay yaadm, ama byle bir eye hi rastlamadm. Ben hayvanlar ok severim. ocukken benim on tane keim vard. Annem kutup kpei retirdi. Birka yl ncesine kadar benim de bir kpeim vard, ama sonra gitti hayvan bir kamyonun altnda ezilerek ld; kamyonun altndan tlenmi gibi dmdz kt. O kutup kpeini ok severdim. Acsndan kurtulabilmek tam bir ylm ald." Azn sildi, burnunu ekti ve kadehini yeniden doldurdu. "nsan nasl kalkar da Fleist'larn kpei gibi bir kpei byle hunharca katledebilir aklm almyor. Sapk bunlar." Ben en iyisi sana Fleist'larn bana gelenlerden bahsetmeyeyim.Kollan dvmelerle dolu sert, yal bisikletinin byle bir eyi kaldrabileceini hi sanmyordum. Roy hanm evladnn tekiydi. Fleist'larla ilgi151 li phelerimi ona sylemeyi bir sre ertelemeye karar verdini. "Bence ifadeni almay bitirene kadar u ieyi bir tarafa koysan iyi edersin." "Hey, o benim iem. Ayrca burada olup bitenler canm skmaya balad." Bir an iin Roy'un oturup alayacan falan zannettim; koca adam karmda ba belaya girmi on yandaki bir ocuk gibiydi. "Alkollyken alacam ifadenin mahkemede hibir yaran olmaz" dedim. "Yani sence o kpei ldrdler diye beni alp mahkemeye mi karacaklar?" "Bence evet." Bir de bana baka neler geleceini bir bilsen. "Sence o zavall kpei ldrenler cezalarn ekecekler mi?" "Eer yakalanrlarsa, onlara cezalarn ektireceime sz veriyorum, ama imdi sen urada oturup birazck rahatlasan nasl olur?" Roy kadehini brakp sandalyeye otururken elleri titriyordu. Defterimi ap sayfalarn kartrdm. "Bana Fleist ile kzndan biraz daha bahseder misin?" "Ne mesela?
"Buraya geldiklerinde yanlarnda kpek var myd?" "Vard. Fleist' ne kadar az grmsem kpei de o kadar az grn-mdr. Yani yle sk grmyordum. Baba kz, bir de Reno ounlukla karavanda kalyorlard. Reno kpein adyd." "Nedendi peki?" diye sordum. "Kpee neden mi Reno adn takmlard? Ben nereden bileceim ki?" "Yani neden genellikle karavanda kaldklarn sordum." Roy ofis masasnn altndan bu sefer bir su barda kard; herhalde bardaa iki dolduracak, diye geirdim iimden ama o, masann zerindeki srahiden su doldurdu. "Dorusunu sylemek gerekirse Kim-berly genellikle ok zgn grnyordu. Ayrca kzla rie zaman konu-sam ok dikkatli olmaya zen gsterdiini fark ettim. Ama o kz yle ite, o yzden Fleist'a sorman gerekir." * "Ak sylemek gerekirse Roy, Bay Fleist'n sorulara yant verebileceini hi sanmyorum. Kz da cevaplayamaz artk." Roy kalarn att, bir yudum su ald. "yle mi? Peki ama neden?" "Biz bu baba kzn ldrlm olduunu tahmin ediyoruz." Roy azndaki suyu pskrtt, odann her taraf pskren suyla sland. Kolunun yeniyle azn silerken bana bakt. "Tanrm, sen benimle kafa falan bulmuyorsun deil mi?" "Tabii ki hayr. Ayrca belki bana yardmc olursun." "Bu da ne demek imdi? Yani ben imdi pheli miyim?" "Henz deil. imdi Fleist'la ilgili hatrlayabildiin her eyi anlatrsan bana ok yardmc olursun. Yani her eyi. En kk ayrntsna kadar." 152 On dakika kadar Roy'dan Fleist'lan pek tanmadn, adamn fazla konukan biri olmadn dinleyip durdum. "Peki o kz sence kars ya da sevgilisi olabilir mi?" diye sordum. "Hey, tek bildiim ey buraya baba kz olarak giri yaptklardr. Ne Bayan Fleist diye birini grdm ne de sevgilisini." Kap alnd ve ieriye yznde ciddi bir ifadeyle Cooper girdi. Ba-parmayla karavana doru bir zafer iareti yapt. "Bir ey bulduk. Gelip gzlerinle grsen iyi edersin." 38 Mobil eve doru yrrken Cooper bana ayrntlar anlatt. Oraya vardmzda Stone giri kapsna yaslanm, kibrit p iniyordu. "Cooper anlatt m?" "Bana bir eyler bulduunuzu syledi" yantn verdim. Stone bayla Fleist'n evini gsterdi. "Gel bak. Akllara durgunluk verecek kadar tuhaf eyler." Onun peinden ieriye girdim ve gardrop kaplarndan birinin ak olduunu grdm. Stone, Cooper'n arabadan getirmi olduu kutudan bir plastik eldiven kard. "Etraf fazla danamaya alarak inceleme yaptk. Kapnn orada yerde birtakm izik izleri var, nemli bir ey olmayabilir, ama bir de kpein penelerinde insan yapm life benzeyen t>ir eyler grdm. Belki o da nemli deildir. Ama sen gel de una bir bak Moran." Stone mutfakta yere eildi ve mermer mavisi muambann kesini dikkatlice kaldrd ve yaklak yarm metre kadar geriye ekti. Altnda kk bir kapak olduunu grdm. Stone kapa kaldrdnda ortaya kk bir zula kt; yaklak yirmi santime yirmi santim geniliinde bir kp eklindeydi, motorun asesine kaynakla tutturulduu ok belliydi. Zulann ierisinde effaf bir plastik dosya vard, onun iinde
de birtakm ktlar grnyordu, bir de gazete kadyla sarlm bir paket gibi bir ey. "Peki o dosyann iinde ne var?" diye sordum. "Greensville Cezaevi'nin bir haritas." "Ne?" "Duydun ne dediimi. Ayrca anladm kadaryla resmi bir belge. Virginia Eyaleti Islah leri Komisyonu tarafndan mhrlenmi." Hemen elime plastik eldiven taktm ve dosyay dikkatli bir ekilde aldm, iinde mimari izimler vard, bir de kesine mavi mrekkepli bir mhr baslmt. Mhrde GREENSVLLE ISLAHEV yazyordu. Neye uradm armtm, Stone'a paketin iinde ne var diye sorarken haritann nasl bir nemi olabileceini kafamda hesaplamaya alyordum. Stone paketi kard ve ellerinin arasnda tuttu. "Bunu Cooper gittik154 ten sonra buldum. Nakit para, hepsi yzlk dolarlar halinde. Yaklak be bin dolar civarnda." "Baka ne buldun?" Stone srtt. "Senin ok sevecein bir eyi." Gardrobun kapsn amak zere yrd, ben de arkasndan geldim. Gardrobun iindeki ask ubuu ylesine tklm tklm giysilerle doluydu ki, sanki gardrobu patlatacakm gibiydi. Stone paketin iinden kapkara bir kuma paras kard, pelerin gibi bir eydi bu ve sol gsnn zerinde ilenmi bir motif vard. Motifin zemini griydi, zeminin zerine knk bir siyah ha ekli vard, ha hatlarn birletii yerde zikzakl bir ekilde krlmt. Han altnda da kan krmzs renkte bir damla vard. "Bunu hatrladn m Moran?" diye sordu Stone gzmn iine bakarak. Gzlerimi ne onun gzlerinden karabilmitim ne de pelerini grr grmez elimin ayamn titremesini engelleyebilmitim. Cooper arkamda belirdiinde ben de pelerini inceliyordum. "Bu da ne yahu?" diye sordu. "Constantine Gamal kurbanlarn keserken bazen bu trden siyah bir kaftan giyerdi" diyerek akladm. "Oturduu apartman dairesinde iki tane bulmutuk. Bu sembolleri o tasarlam; siyah bir kaftan, zerinde krk bir ha ve kollarnda gzya motifleri. imdi tabii en byk soru, pelerinin burada ne iinin olduu. Gamal ile Feist'n arasnda bir balant olabilir mi?" Cooper, "Mahkeme tutanaklarnda pelerini de okumutum. Knk han eytann glerini, krmz damlalar da kurban kesme treninde akan kan simgeliyor." "Dersini iyi almsn" dedi Stone pelerini yerine koyarken. "Ama sen yine de u eytan ii kara by safsatasna pek inanma derim Cooper. Byle bir eyi ne Gamal gerek anlamda yapt ne de Moran byle bir eye inand. Doru deil mi Moran? Lou'nun kk kz ne diyormu bakalm?" Stone'un sesindeki alayc tonu fark etmitim; evet Stone bana eziyet etmek istiyordu, bu yzden ben de ona cevap verme gerei duymadm. Bunlar konuulurken Cooper'n yzndeki ifadenin tuhaflatn grdm. kinizin arasnda neler oluyor bakaym? Kimsenin kalkp Co-oper'a Stone'la aramdaki soukluu anlatacan sanmyordum. Aynca Stone'un David ile Megan'n katili olduuma dair vazgemedii phesinden de Cooper'a sz eden olmamtr. evremdeki herkes onun bana kar bu gvensizliinin
temelinde profesyonel bir kskanlk yattn dnyordu. Ancak herkesin ortasnda bir tartmaya bulamak istemediim iin sesimi karmadm. Ancak suskunluum, Stone'u tatmin etmemiti, bana eziyet etmeyi srdrmek istiyordu. "Bu vakada Lou'nun seni ikinci adam yapm olJ55 masndan mutlu deil misin Moran? Ama ben Lou'yu tanrm, seni o pozisyona sadece kadn olduun iin seti." Stone'a ters ters baktm. "Sen ne zaman eneni dinlendireceksin Stone?" Suratnda aalayc bir glmseme belirdi. "Ortalkta kimseler yokken aranzda neler olduunu merak etmeye baladm dorusu. Diz st kp Lou'ya saksofon falan ektin mi hi? Kariyerinde ykselirken ona krann zel bir teekkrle gsterdin mi? Ona kran saksofonu ektin mi hi?" "Sen amma mnasebetsizsin byle." Bir anda sinirlerime hkim olamadm ve Stone'un suratna bir tokat attm. Geriye doru sendeledi, eliyle enesini tuttu, ona vurmama armt. "Sen orospunun tekisin!" Stone'un oka uradn grmek iimin yalann eritse de hata yaptm anladm. Lou Raines kap eiinde duruyordu. Lou akn gzlerle bana bakyordu. "Sizi rahatsz falan etmi olmayaym Ajan Moran?" 39 Raines mobil eve girdi. l Alman oban kpeinin kokusunu duymamak iin burnunu tkad. "Burada neler olmu byle? Bir de nedir bu it ls byle?" Stone'a yle bir bak attm; adam elini enesinden ekmiti, imdi yananda krmz bir amar izi ve dudaklarnda kan izleri grnyordu. Raines, "Sorumu tekrar m soracam yoksa alaynz sar msnz? Sen ne syleyeceksin Ajan Moran." Bir aptal, sanki retmeniyle ba derde giren liseli bir kz gibi hissettim kendimi. "Lou senin sandn gibi..." Sesi fkeden titriyordu. "Ne gibi olduunu ben sana syleyeyim. Burada soruturma uygun bir ekilde yrmyor demektir bu. Ben de buraya soruturma yolunda gidiyor diye geldim, ama soruturma yerine ilkokul ocuklarnn kavgasna tank oldum. Seninle daha sonra konuacam Ajan Moran. Stone, Moran'a kar disiplin soruturmas almasn istiyor musun?" Stone dudandan damlayan kan silmek iin kolunun yenini enesine dayad. "Bu konuda dneceim." Raines hem kzgn ve hem de zgn bir ifadeyle kafasn iki yana sallad. "O zaman siz ikyet dilekenizi dnrken bana burada neler olup bittiini bir zetleyin isterseniz." Lou, Alman oban kpeini parmayla gsterdi. "u l kpekten balayalm." Aklamay ben yaptm, Raines de yle bo bo bakt. "u pelerini bir grelim bakalm. Bana da bir ift eldiven versene Cooper." Cooper, Lou'ya bir ift plastik eldiven verdi ve Raines'i gardroba gtrd, Lou burada pelerini hibir yorum yapmadan inceledi. "tekiler nerede?"
Stone muambay kaldrarak yerdeki zulann iinde duran para ile haritay gsterdi. Raines diz st kt ve haritay incelemeye balaynca yz allak bullak oldu. "Bu herifin Greensviiie haritasyla ne ii var?" "te zaten bizi artan da bu oldu" yantn verdim. "aka m bu? Peki ama madem kavga ediyordunuz nasl oldu da bu konuda ayn fikirde olabildiniz?" 257 Buna yant vermedim. Zaten ne yant verecektim ki? Raines, Sto-ne'a dnd. "Eh, senin bir yantn var m Vance? Yoksa sen de mi dilini yuttun?" Stone dudaklarn kprdatt. "Galiba." Raines durdu. "inizde makul bir gzlemde bulunannz var m? Ajan Moran, sen bir ey syleyecekmisin gibi bakyorsun." Zuladan ieriye baktm. "Diyelim ki bulduumuz madendeki cesetler Fleist ile kzna ait, onlar her kim ldrmse ldrme amac byk bir olaslkla hrszlk olmamal. Katillerin de bu zulay bizim gibi gayet kolay bir ekilde bulabilmeleri gerekirdi." Raines herhangi bir yorumda bulunmad, plastik eldivenleri ellerinden kard. "Olay yeri inceleme buraya geldiinde bu mobil evdeki en ufak noktann bile incelenmesini istiyorum, hatta en ufak toz parasna kadar incelenecek." Anszn bana kt kt bakt ve kafasyla kapy iaret etti. "Ajan Moran, sen ve ben, biraz konusak iyi olacak." Onun peinden darya ktm, yine onun peinden hzl admlarla ynetim ofisine yrdm, ardndan Lou bana doru dnd, kalar atk bana bakyordu. "Ne halt etmeye Stone'la dalatn? Herife i olsun diye mi vurdun?" "Sen ne dnyorsun Lou?" "Saygszlk yapma Kate. Ben sana soruyorum." "Zannettiin gibi deildi." "Peki ne gibiydi o zaman? Sana eziyet mi etmeye kalkt? Yoksa aranzda bir ey mi tarttnz? Ne oldu?" lk aklma gelen her eyi olduu gibi aklamak olsa da uygunsuz eyleri anlatmak bana uygun bir ey deildi. "yle diyebiliriz: Stone ve ben yine farkl grteydik, ondan." Raines patlad. "Tanrm, Kate, sen benim en iyi ajanlarmdan biri olsan da i arkadalarmzdan birine hakaret etmene izin veremem. Sorduum soruya yant vermezsen Stone'u dinlemem gerekecek. Cevapla u adi soruyu. Stone seni tahrik mi etti, evet ya da hayr?" "Bu konuda canm konumak istemiyor Lou. Ben kendi savam kendim veririm." Raines imdi daha da sinirlenmi grnyordu. "Tabii ki verirsin, zaten bu konumay da ite bu yzden yapyoruz." "Bu meseleyi unutsak olur mu?"
Raines bana parman dorulttu. "Tek bir artla" dedi. "Uzlaacaksnz. Aranzda ne varsa artk. Bu mesele yznden iki gnde bir boks ma seyretmek falan istemiyorum. Eer mecbur kalrsam, bu konuda idari soruturma balatrm, anlald m?" Stone'u tanyordum, onunla uzlamak mmkn deildi. Ama Lou'nun iinde blnd ruh haliyle deerlendirildiinde, yaplacak 758 en iyi i Lou'yla hemfikir olmakt. fkemi iime attm. "Evet." "Bir ey hl cann skyor" dedi Raines. "Peki bana neden Cooper ile Stone'un eskiden birlikte altklarn sylemedin?" "Bunun bu olanla ne ilgisi var ki?" "lgisi olabilir."" "Sen paranoyak olmaya baladn Kate. O konu ile bu konunun hi ilgisi yok. Eer merak ediyorsan syleyeyim, Cooper, Stone'un tarafndan deilmi gibi grnyor, yani merak ettiin ey buysa. imdi mobil ev iini bitiriyor musun?" "Biz yapacamz yaptk, artk olay yeri incelemenin gelmesi lazm" yantn verdim. "Peki, o zaman Cooper'la birlikte benimle Washington'a gelmeni istiyorum senden. Stone burada kalp olay yeri incelemeyi bekleyebilir." "Seninle birlikte gitmem iin herhangi bir gereke var m?" Raines arabasnn anahtarlarm kard. "Var, u madendeki beki Billy Adams var ya..." "Evet, ne olmu ona?"www.cizgiliforum.com "Zanlnn yznn robot resmini izdirdi." 40 Washington, DC Randy Rinaldi FBI'n en iyi adli tp ressamlarndan biriydi. Elli, elli be yalarnda, doal meli sakal, kobalt mavisi gzleri, sanki gz kalemiyle izilmi gibi incecik kaslaryla yakkl bir adamd. Onun ynetim brosundaki blmesindeydik, ben baka bir odadan getirilmi bir iskemlede yannda oturuyordum. Kelimenin tam anlamyla bir aile babasyd, masasnn her taraf ailesinin resimieriyle sslenmiti, bir tanesinde Randy'nin kars ile gen ve gzel kz mezuniyet trenindeydi, birka tanesi de torunlar olduunu dndm bebeklerin resimleriydi. Randy, "Billy Adams'la iki saat geirdim Kate" dedi. "nan bana, bu ortaya kan yaplabilecek resimlerin en iyisi." Bilinmeyen Unsur'un resmi bana dz bilgisayar ekranndan bakyordu: Billy Adams'n hafzasnda kalanlarn, Randy'nin ustalnn ve kulland E-ft yazlmnn rn bir resim. Saat geiyordu ve ben henz le yemeini yiyememitim, bir koyu kahveyle ayakta duruyordum, bu arada midemi kasp kavuran alm duymazlktan gelmeye alyordum.
Randy, "Billy ok youn bir travma geiriyordu, konuabilmesi iin bile byk bir aba harcamas gerekti. Dur sana birka tane k alaym" dedi. Randy parmayla HP renkli yazcnn zerindeki bask dmesine bast ve yazcnn iinden be alt tane A4 byklnde basl ktlar kmaya balad. Ktlardan bir tanesini elime aldm ve Billy Adams'n madende grdn iddia ettii adamn resmine baktm. Billy grd adam oval, yz tral ve siyah sal biri olarak ifade etmiti. yle ok gze batan zellikleri olmayan biriydi; burnunda, gzlerinde, enesinde onun gzne batacak herhangi bir zellik hatrlamyordu, yani Bilinmeyen Unsur'un resmi sradan bir adamn herhangi bir versiyonundan ibaretti. Yani, hi kimseydi. "Bir ey mi oldu?" diye sordu Randy. "Sanki cann sklm gibi." Hayal krklyla iimi ektim. "Nasl neeli olaym? u tanmz 160 adamn yz hatlarn biraz daha belirgin syleyemez miydi?" Randy ksaltlm sakaln ekti. "O srada epey uzak bir mesafedey-mi Kate, ayrca tank Unsur'un yzn klandrlm stadyum ortamnda falan da grmemi. Ben bu iten fazla bir ey kmayacan biliyordum, ama ansmz bir deneyelim dedim, ilk etapta Billy bu adamn beyaz olduunu syledi, en nemli olan bilgi de buydu zaten." imden bir ses bu robot resmin soruturma aamasnda hi ie yaramayacan sylyordu. Tank, katilleri bazen yle tanmlar ki, syledikleriyle bazen hayalet bile izilemez. Yani tann grdklerinden ie yarayan hibir ey kmaz. "Kusura bakma, ama ben biraz daha fazlasn umuyordum." "iniz zor galiba?" Randy bunu sylerken bir kan da kaldrmt. "imden bir ses yle olacan sylyor." Randy dosyay diske kaydetti ve resim ekrandan kayboldu. Duvardaki saate bakt, saat e yaklayordu, masasnn ekmecesinde bir eyler arad ve effaf plastikten bir yemek kutusu buldu. "Atn azna yem torbas takma vakti gemi. Yarm saatliine dar kp biraz temiz hava alacam. Eer buyurmak istersen avdar ekmeinin zerine koyacam ekstradan bir salamm ve hardalm var-. Hatta elmam bile yiyebilirsin." Randy bana neeli neeli bakt. "Dileri daha kmam." "Yaknda geliyor." Randy durdu ve masasndan yeni domu gibi grnen bir bebein resmini gurur dolu bir tavrla ald. "te bu da yeni miniimiz. Kzm Dolores geen ay doum yapt. Benim altnc torun oluyor bu. Ad Christian. Sevimli, deil mi?" Resme hayran hayran baktm. "Sen ansl adamsn Randy" dedim. "Sa ol. ocuklar insann her eyi. Senin u yeni adamn Cooper nasl?" "Zannederim birbirimize katlanyoruz." "ocuu ok sorunlu deil mi?" "Nasl yani?" diye sordum.
"Bilmiyor muydun? Yedi yanda bir olu var, ama ocuun zel tedavi grmesi gerekiyor, ite bu yzden onun Washington'a tayinini istediini duydum. Bu lkedeki en iyi ocuk hastanelerinden biri Baltimore'daki John Hopkins Hastanesi. Aslnda Baltimore ofisine tayinini karmaya alm, ama orada bo kadro yokmu, o yzden de Was-hington'a gelmi, sonuta Baltimore buraya yakn." "Olunun neyi varm?" diye sordum. "SLE denilen bir hastalk. Yani sistemik kzartl lupus." "Byle bir hastalk duymutum. Bir tr baklk hastal deil miydi?" Rinaldi ban sallad. "Hastalk vcuttaki her organ ok fena etkili161 yor, En kt taraf da bu hastala neyin neden olduunun bilinmemesi, sadece hastal kontrol altnda tutabiliyorlar, o kadar." Demek seni gece kulplerinde sanarak hata etmiim,dedim iimden. Cooper'n neden yorgun grndn imdi anlayabiliyordum; bir yandan hasta bir ocukla uramak bir yandan da FBI'da almak kolay bir i deildi. Rinaldi torununun resmini masasna brakt. "Bugn yemek yedin mi Kate?" "Yedide kahvalt etmitim." "Hep ayn. Biliyor musun bu meslekte yllardan beri doru drst yemek yiyemedim, imdi midemde boa yumurtal byklnde lser var. Insanm n atlamas iyi bir ey deil, bu yzden imdi benim tavsiyemi dinle ve biraz ara ver." "u anda kafam ok dolu." "Hepimiz yleyiz, ama bu bahane olmamal. Haydi kalk da git biraz bir eyler attr." 41 Randy doru sylyordu. Bir kahve alp bir kede bir eyler attrp biraz kendime gelmem gerekiyordu. ki cadde tede sevdiim bir kafeterya vard, oraya gidip sandvi yiyeyim dedim. Ama Randy yemee gittikten sonra kendimi laboratuvarda oturmu Unsur'un kue kda baslm resmine bakarken buldum. Aslnda kimseye benzer bir taraf da yoktu. Ntrd. Hi kimseydi. Yolda yrrken karmza kan milyonlarca kiiden biriydi. Ve ben de oturmu keifte bulunmaya alyordum. Umuttan baka bir eyim yoktu. Randy'nin bo bilgisayar ekran nnde yle oyalandm durdum. Robot resim izen E-fit yazlmn biliyordum, birka vakada bu yazlmla birazck oynamtm, Randy'nin BILINMYNUNSR 819K ad altnda hafzaya kaydettii dosyay kopyaladm, sonra da kopyay ekranda atm. Cep telefonum ald, atm. "Moran." "Kate, ben Frank." Aabeyim Frank bundan bir buuk yl nce iki sorunlar yznden FBl'dan ayrlmt. Elimden geldiince ona yardmc olmaya almtm, sadece ona deil onun durumundaki baka i arkadalarma da yardmc olmaya almtm, ama birka tedavi denemesinden sonra bile elinden ieyi brakmamt.
Bir keresinde tedaviye baladktan on be gn sonra onu aradmda iki lemi yaparken yakalamtm. kiliyken Frank'la konumak imknsz bir eydi ve birka kere samaladktan sonra telefonu kapatmtm. Ama bu sefer Frank ayk gibiydi. "Salarn vatanna tekrardan ho geldin" dedim. "Hey, biliyorum bana ok kzyorsun, ama senden azar iitmeden nce unu syleyeyim, ok zr dilerim, biliyorum ben yine pisliin teki oldum." "Sen ayyan tekisin." "Evet ama imdi aym." "Ne kadar sreliine Frank. Sen kendini ldryorsun. Bu byle devam edemez, bu meredi brakman gerekir artk. Seni seven herkesin kalbini kryorsun ve bunun da farkndasn." "Biliyorum." 163 "Btn syleyecein bu muydu?" "Deniyorum" dedi Frank sakin bir sesle. "Hep ayn eyi syleyip duruyorsun, ama u meredi bir trl brakamadn gitti. ok ge olmadan bir an nce brak." Bazen Frank'la konuurken kendimi bir filmin felaket sahnesinde oynayan oyuncu gibi hissediyordum. Onu gzmde yanan bir binann tepesinde canlandryordum; her taraf alevler sarmt ve Frank'n k alevlerden tutumutu; ben helikopterle tepedeydim, ona kurtarma halat atyor ve halat tutmasn sylyordum, ama o, "Bana biraz zaman ver, halat tutabilir miyim, biraz dnmem lazm" deyip duruyordu. Frank'n sesi kmyordu. Ona daha nce milyonlarca kez vaaz vermitim ve vermeye de devam ediyordum, nk onu seviyordum. Onun bana bir ey sylemesini beklerken zanlnn donuk yz ifadesiyle oynamaya baladm, nce yanaklarm etle doldurdum, ardndan sa rengini siyahtan griye, sonra da kahverengiye deitirdim. ylesine oynuyor, bir yandan da umarm bir ey kar, yznde belirgin bir ey bulurum falan diye dnyordum. "Peki bu konuda neler yapmay dnyorsun Frank?" "cleri cehennemin dibine gndermeye alyorum Kate, inan bana. Ama ok kolay bir i deil... Bazen bir elin bana uzanmasn beklerken azar iitiyorum." Frank ayk olduunda krlganlamaya balamt ve imdi de yleydi. Onu azarlamann gereksiz olduunu dndm. "Peki ama beni neden aradn?" "Konumam gerekiyor Kate. Eer on be dakikan varsa ok memnun olacam." Robot yazlmnda zanlya sakal yaptm, ardndan sakal karp yerine kirli sakal koydum. "Ne konuacaz?" "Telefonda olmaz. Bugn beni evden arar msn?" "Frank, eer faturalarn deyecek paran yoksa sana bor vermiyorum, yani bir kere daha bor veremem ve bu konuda artk ok kararlym. Kendi ayaklarnn zerinde durmay ren artk ve iine dtn pisliin sorumluluunu yklenmeyi ren. Sert seveceksin, unutma. Samalklar istemiyorum, artk kendini acndrmay brak." Alt ay nce Frank'a borlarn temizlesin diye be bin dolar vermitim, borcunun yarsn geri demiti, ama dier yars sorun olmutu. Tabii o yars da ikiye gitmiti. Ama mesele ona para vermek deildi, prensip meselesiydi.
"Kate, mesele para meselesi deil, sz veriyorum sana. Ve senin sadece be dakikan alacam." Frank yalanlad halde ben yine de sorunun mali olduunu dnmeye devam ettim. Ama aabeyim benden yardm beklerken ona hayr demek bana ok zor geldi, iimi ektim. "Akamzeri ekip toplantm 164 var, o yzden daha sonraararm. Mesela alt gibi." "Sa ol, Kate. Grrz." Cep telefonumu kapattm ve tekrar bilgisayar ekranna dndm. Un-sur'un yz ifadelerini nemli oranda deitirmitim ve dz ekrana baktmda tylerim rperdi. Kafamn iinden bir soru iareti geti. Bilinaltn bir hayalet mi yaratmt yoksa bir ey mi bulmutum? Birka hayati parametreyi deitirdikten sonra -sa eklini ve rengini, gz rengini deitirdikten sonra- imdi ekranda beni epey rahatsz eden, aina olduum birinin grnts belirmiti. Bana ekrandan bakp duran yz Constantine Gamal'nd. 42 Springfield, Virginia Springfield'de Frank'n evinin nnde park ettiimde saat alty eyrek geiyordu ve hava kararmak zereydi. Bu tek katl ev bir yllna yurtd grevine tayini kan FBI alanna aitti ve Frank da eve gz kulak olsun diye orada oturuyordu. Bahe kapsndan girip eve doru yrrken sinirden hl tir tir titriyordum; Gamal'n bilgisayar ekranndaki grnts beni ok sarsmt; zellikle de onun klk deitirme konusunda bir uzman olduu aklma geldike delirecek gibi oluyordum. Kafamn bir kesinde tyler rpertici birtakm fikirler filizlenmeye balamt, ama bunlar dnmek pek istemiyordum. Kap zilini aldm ve Frank beni biraz beklettikten sonra suratnda sahte bir glmsemeyle kapy at; zerinde sadece kot pantolonu vard ve gneten sararm salarn havluyla kurutuyordu. "Erkenci-sin, dutaydm. Buyur gir." Aabeyim krk yandayd, ama daha yal grnyordu, yllar boyunca iki imek cildini bozmutu. arkadalarm aabeyimin aktr Tomrny Lee Jones'a benzediini sylerdi ve gerekten de benzerdi, ama Frank san uzatmt, atkuyruu yapar, lastik bir tokayla da sam tuttururdu. Ama genelde serseri gibi gezerdi, zellikle de sarho olduunda. Aabeyimin gzlerinin kan anana dnm olduunu fark ettim, ayrca kpkrmzyd. "Nasl oldun? Kendini nasl hissediyorsun?" diye sordum. "Dorusunu sylemek gerekirse iyi saylmaz." "Ancak byle uslanrsn sen." Frank beni salona gtrd. "Eh, eytan azapta gerek. Gel otur. Kahve ier misin?" "O fasl geelim. Sen benimle neyi konumak istiyorsun?" "Ar ol biraz kk kz. imdi bahsedeceim." Ben kanepeye oturdum Frank da iini ekerek kanepenin karsndaki rahat koltua oturdu. San kurulamay brakt ve sanki zerinde kpek uyumu gibi buru buru bir siyah tirt giydi. Frankn Bilimsel
166 Aratrma Blm'nn en iyi ajanlarndan biri olduuna insann inanabilmesi zordu, hele hele onun kriminal psikoloji zerine doktora yapm biri olduuna kimse inanmazd. Bir zamanlar Quantico'ya girip k-ml bile vard; NCAVC'ta -Ulusal iddet Sular Analizi Merkezi- cinayetlerde bilinmeyen unsur ile kurbanlarn psikolojik tahlillerini yaparak katil profilini karmaya ynelik almalarda bulunmutu. Ancak bir sr hunharca ilenmi cinayete tanklk etmek, cesetleri karmak, zellikle de ocuk cinayetleri onun psikolojisini sarsmt. Frank ikiyi hep severdi, ama ar iici olmaya balar balamaz evlilii paralanmt, boanmasndan bir sene sonra da byk olu Balti-more'da geirdii bir motosiklet kazasnda can vermiti. Hayat parampara olmutu, derken bir gn mesai saatinde ofisinden kt, iip iip zil zurna sarho oldu ve iine bir daha hi dnmedi. Son bir buuk yl sarholuk ve ayklk periyotlaryla geti; kafasn suyun zerinde g-bela tutabildi. "Senin u zerinde altn vaka var ya" dedi karmakark olmu salann eliyle toplayp parmak ularyla sana lastik toka takarken. "Sen hangi vakadan bahsediyorsun?" "u son vakadan. Acre yaknlarndaki madende bulunan cesetlerden." te bu beni artmt. "Sen nereden biliyorsun?" "Kahve ister misin?" diye sordu Frank tekrar. "Hayr, ben cevap istiyorum." Frank masann zerindeki kahvedanlktan kendine koyu bir kahve doldurup srtt, bu srt bana Tommy Lee Jones'un srtn anmsatt. "Sen beni aptal falan m sanyorsun? Ben de televizyon seyrediyorum. Birka yerel kanalda da bu konuda haberler kt." "Yani benim bu vakaya dahil olduumu sen nereden biliyorsun? Bildiim kadaryla adm artk gazete manetlerinde kmyor, deil mi?" Frank kahvesini yudumlad. "Eskiden altm arkadalarla taklmaya devam ediyorum. Yani sarhoken de aykken de, ben sar falan deilim kzm." "Dedikodu abuk yaylyor demek ki" yantn verdim. "Peki tam olarak ne duydun?" Frank fincann koydu ve geriye yaslanp yeniden iini ekti. "Madende iki ceset bulunmu, kesilip yaklm, ayn Gamal tarznda. Duyduuma gre bu herife Kebap Katil adn takanlar bile varm. Gamal kurbanlarn Ortadou usul kesip piirdii iin bu ad takmlar ona." "Canm skma Frank. Bu katilin cinayet tarz benim psikolojimi hl etkiliyor." Frank'n hemen piman olduunu yznden anladm; bana Gamal'n cinayet tarzn anmsatt iin zlmt. "Ya bazen densizlik yapyorum, azmdan kan kulam duymuyor. ok zr dilerim Kate. Ekibinizin toplants nasl gitti?" 167 "Bir ilerleme kaydedilemedi, eer bilmek istiyorsan. Hl iin bandayz. Peki, ama neden ilgini ekiyor bu konu?"
"Sana yardmc olmay teklif ediyorum." Hadi oradan sen de, der gibi baktm aabeyime. "Frank, sakn beni yanl anlama, ama senin nce kendine yardm etmen gerekiyor. Frank'n ellerinin titrediini fark ettim. Herhalde, dedim, cam iki imek istiyor, ama kendini tutmak iin mcadele ediyor. Ellerinin titrediini grdm anlad ve ellerini dizlerinin zerine koydu. "Senin gcenmeni istemem" dedim. "Amacm seni krmak deildi." "Tabii, biliyorum, ben de gcenmedim zaten" dedi. "Ellerimin havada olduunu, sulu olduumu biliyorum. Ama biz daha nce birlikte altk Kate, ayrca iyi i kardk birlikte." Gamal'n takibinden sekiz ay kadar nce Baltimore'da bir cinayetle ilgili federal bir soruturma yrtlyordu ve o soruturmada Frank bana, aramzda kalmas artyla yardm nermi, ben de onun uzmanlndan epey faydalanmtm. Aabeyim FBI'dayken arada srada birlikte altmz olmutu, ama ikiyi brakmamas bu sefer onu bu ie kartrmak konusunda tereddt etmeme yol ayordu. Aabeyim bana deta yalvarrcasna bakt, "irtibatm kaybetmedim. Ayrca eski kurallar aynen geerlidir, yani kimse haberdar olmayacak. Bana bu konuda bir ans tan." Bu vakada Frank gibi biriyle bilgi alveriinde bulunmamn bir zarar yoktu. O hl benim tandm en iyi soruturmaclardan biriydi. Sylenildiine gre en iyileri bir yalan hemen anlarlarm; iyi gnnde, yani Frank ayk olduunda duvarn arkasn bile grebilirdi. "Benim kafamda peki neden diye bir soru dolanp duruyor Frank. Bu ile sen neden bu kadar ilgileniyorsun?" "nk sen benim kz kardeimsin ve ben sana ok ey borluyum." Frank ne doru eildi ve elini elimin zerine koyuverdi. Aabeyim yle ok sokulgan biri deildi, ama onun beni sevip kolladn bana gstermeyi gerekten de istediini hissediyordum. "yi gnmde de kt gnmde de hep benim yanmda oldun. ou zaman sarholuktan sana teekkr bile edemedim. Artk sana olan borlarm de-sem diyorum." "Tek neden bu mu?" Frank glmsedi. "Tabii ki hayr, kendimi oyalayacak bir eyler bulmam lazm, burada bo bo oturursam kafay trm, Kate, ok drstm. Eer birka gn daha burada byle bo bo oturursam ya haly kemirmeye balayacam ya da iki imeye." "imden bir ses iin iinde baka bir ey olduunu sylyor..." Frank derin bir nefes ald ve bana bakt. "Dorusunu bilmek ister misin?" "Tabii." 168 "Bir zamanlar orada olan biri olarak konuaym yleyse. Bence sen yoruldun Kate. Bunu gzlerinde okuyorum. Artk dayanacak gcn kalmad. Senin srtn dayayacak birine ihtiyacn var. Dayanabilecein, seni rahatlatacak birine." "ok teekkrler." "Doru sylyorum. Gamal vakas senin iliini kemiini smrd. Eer bana sorarsan, az kalsn bu vaka yznden sen de lecektin, sadece vazgemediin iin kurtuldun. Hani ocukken yapboz oyunu oynardk ya, son paray bulmadan oyunu kesinlikle bitirmezdik, ayn yle ite."
ocukluk anlarmdan kalan unutamadm bir ey varsa o da pazar akamlar oynadmz oyundu. Annem ablasna gittiinde babam da arkadalaryla evunizin salonunda ciddi ciddi poker partileri yapard. Babam bizi de mutfaktaki am aacndan eski masaya oturtur, nmze bin paralk bir yapboz koyard. Ama bu oyunu koymadan nce paralardan birini nceden mutlaka alm ve evin bir yerine saklam olurdu. Biz yapboz oyununu istediimiz kadar tamamlayalm, sonuta bir para eksik kalrd. Frank'la o paray arayp bulmaya abalamaktan hi vazgemezdik, evin altn stne getirir, ne yapar eder, o sonuncu paray da bulurduk, o paray bulduumuzda yaadmz delice heyecan hl ok iyi hatrlarm. Bazen oturur, babamzn bizim gibi byle iki inat soruturmacy bilerek mi yetitirdiini dnrm. "Ne demeye alyorsun?" diye sordu Frank. "Kanmca senin toparlanabilmen iin bir keye ekilip dinlenmen falan gerekir. Ama hayr, Raines seni dorudan baka bir soruturmann gbeine atar." "Birka gn izin yaptm." "Ne olacak ki! stne stlk her eyi berbat edercesine ortaya bir de kopya cinayetler kt. Her neyse, ite ben de burada oturmaktan skldm iin sana analizci zekmdan faydalanman neriyorum." Frank'n yznde hafif bir glmseme belirdi. "Bu kadar gereke yetmez mi?" Frank bir konuda haklyd: Birine almam gerekiyordu, son zamanlarda olup biten tuhaf olaylar birine anlatmam gerekiyordu. nerisi de bu yzden bana ok cazip geliyordu. Belki de birilerinin kalkp bana delirmediimi sylemesini falan fena halde istediim bir dnemden geiyordum. Ama yine de onu bu ilerin iine kartrmak konusunda ihtiyatl olmam gerektiini dnyordum. Ayk olduunda, aabeyim mthi bir soruturmacyd, ama sarho olduunda bam derde sokmaktan baka bir ie yaramayan ayyan biri olup kard. "nerin iin ok teekkr ederim, gerekten de beni duygulandrdn, Frank, ama kabul edemem, bu sefer olmaz." Frank yle ok sk sinirlenen biri deildi, ama imdi fkelenmi, si169 nirini masaya yumruk atp kahvesini saarak karmt. "Kahretsin Kale, ben seni biliyorum. Sen bana gelenleri birileriyle konumay seversin. Ve bir eyleri birileriyle paylanca rahatlarsn." Aabeyim byk bir olaslkla doru sylyordu. Bana, "Bunun dnda, peine dmen gerektiini dndm zanlnn kimliiyle ilgili baz fikirlerim var" diyerek beni en can alc noktamdan vurdu. Bak ite bu ilgimi ekmiti. "Ne tr fikirler?" "nce teklifimi kabul ettiini syle" dedi Frank srar ederek. "Sen benimle kafa bulmuyorsun ya?" "Asla." mehmetalper Biraz dndm. "Bir artla ama." "Syle." "Bana yardmc olacaksan iki imeyi de brakacaksn. Tek bir tane bile alkoll iecek yok. Hatta Scope az gargaras, hatta likrl ikolata bile yok. ok ciddi sylyorum Frank. Yoksa sen kendi yoluna gidersin ben de kendi yoluma." "Bakyorum sk pazarlksn."
"Senin iyiliin iin." Frank bana elini uzatt ve hafife glmsedi. "Elimden gelen abay gstereceim. Oldu mu?" Elimi geri ektim. "Olmaz, ya hep ya hi Frank." "Tamam! Tamam! Anlatk, haydi imdi bala bakalm, bildiin ne var ne yoksa anlat." 43 Ona her eyi anlattm. Son krk sekiz saat ierisinde bama gelmi her eyi, geceyars alan o tyler rpertici telefona kadar her eyi en ufak ayrntsna kadar anlattm ve Frank'n da dedii gibi anlatr anlatmaz rahatladm hissettim. Tabii rahatlama srem be saniyeyi asay-d daha iyi olacakt. "Sence ben deli miyim?" "Hi deli olmadn" dedi srtarak. "Ama Gamal'n hl yaadn dnmen aklma byle bir soru getirmiyor deil. Kendini toparla Kate. Sen bu adamn idamn grdn deil mi? Damarlarna zehir enjekte edildiini grdn ve muayene sonucu l olduunu sylediklerini iittin, deil mi?" "Evet. Peki ama idamdan sa kabilmeyi baardysa? imde tuhaf bir ses bu iin iinde birtakm karmak doast olaylarn olduunu sylyor. Madendeki cinayetlerde Gamal'n cinayet yntemleri aynen uygulanm, ayn izler braklm. Sonra karn zerinde hibir ayak izi bulunamad ve bilgisayardaki robot resimden onun grnts kt. Btn bunlar garip ve aklayamayacam eyler." Frank kafasn iki yana sallad. "O zaman aklama. Gerekleri gzden geir. Islah leri Komisyonu byle bir hatay hi yapmad. Herif imdi mezarnda ryor, o yzden iindeki kukudan kurtul. Bence bugne kadar damarlarna potasyum klorit enjekte edilip de sa kalabilen biri yok, stne stlk bu idamn infaznda baka kimyasal maddeler de kullanld. in doast tarafna gelince, byle bir samal oturup da ciddi ciddi konuacak deilim." Yine rahatlamtm. Frank aykken olaylara ok net bir gzle bakabiliyordu ve onunla bunlar konumak beni rahatlatmt. "Haklsn. Yani, u ayak izleri meselesi. Ben bunun basit bir yantnn olmas gerektiini dndm, eminim basit bir yant da vardr. Bence biri kalkp epey uraarak bu izleri ortadan kaldrmtr." "Doru sylyorsun" dedi Frank. Bir kere daha delirdiimi dndm, derken kafamn ii dncelerle doldu ve midem altst oldu. "Ama yine de fra izleri gibi bir kantn geride kalmas gerekiyordu. Bir de dn gece telefonla aranmama 171 ne diyorsun? Peki ya mzie ne diyorsun?" "Ya bunlar senin kafanda olup bitti ya da biri seni gerekten de arayp sana mzik dinletti." "Peki ama neden?" "te buna cevap veremiyorum. Eer gerekten de olduysa.." "Oldu, Frank. Sabahtan beri bunun aldm uyku hapnn ya da dlerimin bir rn olduuna ikna olmaya alyorum. Ama dndke phelerim daha da artyor, telefonun geldiine daha da ikna oluyorum."
Frank, "O zaman zanl belki senin hakknda epey ey biliyordur. Belki de sana di biliyor ve seni rahatsz ederek senden intikam almak istiyordur. Ama bunlarn kim olduklar ve neden Gamal'm cinayet yntemlerini kullanarak adam ldrdklerini sorarsan, bunlar ayrca dnp deerlendirmemiz gerekir. Bunun iin de katille ilgili olarak yeteri derecede bilgi edinmemiz gerekir. Bu katil medyada yer alan haberleri takip eden sapn teki de olabilir; adam Gamal'm iledii cinayetlere hayranlk duymu da olabilir." Bam sallayarak onayladm. "Gamal'm izinden gitmeye karar vermi biri imdi oyununu oynamaya balam olabilir." "Aynen" dedi Frank. Panie kaplmtm. "Eer sen haklysan, o zaman bunlar evime de girmi olabilirler, dahili hatt kullanarak beni aram da olabilirler. Sterling Burke bunun en mantkl aklama olduunu syledi bana, telefon irketinin arayan kaydetmemesinin nedeni de bu olabilir, dedi." "Sen o yedek Glock'u hl yastn altnda saklyor musun?" "Evet." "imdilik onu orada tutmaya devam et, bakarsn ahsi bir durum ortaya kar. Biliyorsun oralarda dolaan bir sr it kopuk var tpk biraz nce konutuklarmz gibi. O yzden kaplarn kapal tut ve alarm da alr vaziyette brak. Tabii bu arada Gamal'm bir beden iinde ya da ruh olarak dolat dncesini de kafamzdan silip atalm." Frank yine doru sylemiti. kimize kahve doldurdu. "Bu seni uyank tutar. Uykun dzenli mi?" diye sordu. "Berbat." "Yarm ie Dewar al. Bana ok iyi geliyor." "ok komik. Ben de uyku hapna sarlp duruyorum. Sen bana bilinmeyen unsurla ilgili bir takm fikirlerinin olduunu sylemitin." Frank kahvesini yudumlad, bir an durdu dnd ve ardndan bir kan kaldrp bana bakt. "Pekl, bak ben yle dnyorum. Bu aradmz adam -tabii ben bir erkekle kar karya olduumuzu dnyorum- psikiyatrik gemii olan biri, yirmi be ile krk yalarnda, fiziksel olarak sal yerinde, hatta gl bir fizii bile olabilir. Bana sorarsan, btn bu cinayetler paranoyid izofren tehisi konmu birine ait: denetliyor, oynuyor, kazanmak iin mthi bir arzu duyuyor 172 ve aklnca o hep en doru olan yapyor." Frank durdu, biraz dnd ve ekledi, "Her halkrda, bu adamn zek dzeyi ortalamann ok zerinde, olaslkla da niversite mezunu. Hani gerektiinde sevimli davranabilecek biri. Bu adamn hapishane gemii olabilir. Belki de ierideyken Gamal' tanyan biridir, onunla birlikte hapis yatm, ona hayranlk duyan biri de olabilir. Ayrca bu adamn kendine ait eski, ama salam bir kamyoneti ya da bir cipi olabilir, olaslkla da ok kullanlm bir arabadr bu. Ama ben bu adamn daha nce de insanlar ldrdn ya da yaraladn, ama bir sredir oyun d kalm olduunu dnyorum." "Tabii yanlmyorsan." "Yanlabilirim tabii. Bu bilim hatasz deildir. Ben sadece olgular ve igdler zerinde yol alabilirim.
Ama bence bu adam her kimse, bir an nce bulsan iyi edersin." "Neden?" "nk ben btn bunlarn oyunun henz balangc olduundan adm gibi eminim. Bana kalrsa bu adam yeniden ldrmeye balayacak. Hatta ok ksa bir sre iinde balayacandan eminim." 44 Yanm saat kadar daha Frank'la vaka zerinde konutuk ve derken artk yorulmutum. Frank beni kapdan geirdi. Bana zerinde dnlmesi gereken birtakm eyler vermiti. "Telefon konusundan emin olduunu syledin ya, peki ama d grmediinden de gerekten emin misin?" diye sordu. "Telefonu duydum, Frank. Cevap da verdim; ne d gryordum ne de kbus. Slipknot grubunun mziini de duydum. Tyler rperticiydi. Bana inanyorsun, deil mi?" "Eer sen byle bir ey olduuna bu kadar eminsen, o zaman ben de eminim. Peki ya madende ya da karavanda herhangi bir ipucu bulundu mu?" "u ana kadar bulduumuz tek ey bizi karavan parkna ynlendiren kuru temizlemeci fii oldu. Ayrca kzn parmaklarnn iinde ve kpein penelerinde bir takm lifler bulduk, ama bunlardan bir ey kar m bilmiyoruz." "Cesetler zerinde tanm yapan yok mu henz?" "Hayr, henz yok, ama ok ksa bir sre iinde onu da bulacamza inanyorum, ya DNA'yla ya da di kaytlaryla." "Peki ya karavanda bulduunuz Greensville Hapishanesi'nin haritas hakknda ne dnyorsun?" Bunlar hep Frank sormutu. "ite o da ok garip. O ve gardroptan kan pelerin bana Fleist ile Gamal arasnda birtakm balantlarn olabileceini sylyor. Ancak her neyse, henz bunu bilebilecek durumda deiliz." "Peki adli tp pelerin ile izimleri inceledi mi?" Bam salladm. "Senin eski dostun Diaz bana bunlarn her ikisde de ie yarar bir iz bulamadn syledi. Sadece ne olduu anlalamayan birtakm lekeler varm. Pelerini inceliyor, ama u ana kadar insan temas izine rastlamam, tabii bu da bana ok garip geliyor. Ben Diaz'in en azndan Fleist'tan ya da kzndan bir sa teli bulacan falan zannetmitim." Frank'n aln dnceyle krt. "Belki de ne adam ne de kz o pelerini giymitir." 174 "O zaman o pelerinin karavanda ne ii vard?" Frank glmsedi. "Hey, sen soruturmacsn, byle bir sorunun cevabn da senin bulman gerekiyor. Peki sen Fleist'la ve kzyla Gamal arasnda herhangi bir balant kurabiliyor musun?" Gzlerimi ak tutmakta zorlanyordum. "Hayr, ama bu konuda bir ey bulmak iin elimden gelen her eyi yapacam." "Peki bana sylemen gereken baka bir ey var m?"
Cezaevi mdr Clay'den bahsettim, bunun zerine Frank bir kan kaldrd. "Peki bu adam senden neyi saklamaya alyor dersin?" "Bilmiyorum. stersen sen buna soruturmac igds de, ama aramzda geen konumalar hatrladka adamn baz konularda bana alamamaktan rahatszlk duyduundan daha da emin oluyorum. Sanki benim bilmediim bir eyler biliyordu da bu bildiklerini benden saklyor gibiydi. ok saf, ok tatl bir adam, belki de adamn davran ekli bu. Ona gvenmiyorum." Yzmde zoraki bir glmseme belirdi. "Tabii zavall adama iftira da ediyor olabilirim. Daha nce de yaptm byle eyler." "Peki balang olsun diye Clay'in gemiini birazck eelememe ne dersin? Benim Islah ileri Komisyonu'nda hl grtm birtakm arkadalarm var." "Ama ok dikkatli ol, tamam m? Cezaevi mdrnn kulana bir ey gitmesini istemiyorum." "Kesinlikle gvenebilirsin bana." Frank yorgunluktan ayakta duramayacak halde olduumu fark etti ve koluma dokundu. "Tamam imdilik bu kadar yeter. Senin uyuman lazm. Git dinlen hadi." "Bak buna itirazm yok ite." "Seninle yeniden almak gzel olacak Kate." kmak zere dndm. "Ama biliyorsun, bu ie bulatn bilen olmayacak." Frank beni kapya kadar geirdi, "izci yemini. Kendine dikkat et." Evden ktm, binmek zere arabama doru yrdm. Frank kapda durup el sallad. Arabamla evin nnden uzaklarken benden yana birinin olduunu bilmenin rahatln hissettim. Yirmi dakika sonra, Eisenhower Otoban'nda dn yaptmda, dlerim acaba fazla mesai mi yapyordu merak etmeye baladm. Dikiz aynasnda siyah, Ford kamyonet grr gibi oldum. Bu kamyonetin beni ta Frank'n evinden beri takip etmekte olduundan emindim. Araba ok geride olduu iin ne srcsn grebiliyordum ne de plakasn, ama Ford'un en azndan be kilometreden beri peimde olduundan emindim, derken aniden aralarn arasndan syrlarak gece trafiinde izimi kaybettirdim. 45 Angel Krfezi, Virginia Evimin n kapsn anahtarla aarken kafamda hl kamyonet vard. Yorgunluktan dp baylmak zereydim ve gidip banyo yapmak istiyordum, nk suyun altna girmem artk kanlmaz olmutu, ama nce n kapy iyice kilitlediimden emin olmam gerekiyordu. Sonra gittim arka kapy da gzden geirdim, btn pencereleri de, sonra atlyeye getim ve orann kapsnn da kilitli olduunu grdm. Tekrar yazlk eve yrdm ve ev alarmn atm. Alarmn atlyeye balants yoktu, ama yazlk ev yeterince gvenliydi, bundan tamamen emindim. Scak suyun kveti doldurmasn beklerken mineyi atm. Sonra kendime biraz mayonezle tavuk salatas yaptm, bir kadeh Napa Valley Merlot arab doldurdum ve televizyonun kumandasn elime aldm. Televizyonda bir eyler seyredecek halim olmasa da kafam datmak, gndelik hayatma yeniden dnmek istiyordum. Ama haberler ile Jay Leno'ya on dakika kadar baktktan sonra skldm, bu arada kvet de dolmutu. Soyundum, kvetin iine turun iekleri ile jojoba kremi dktm ve scak, kpkl suyun iine admm attm. Mthi bir rahatlama hissetmeye baladm. On be dakika kadar suyun iinde kaldm, kokulu scak suyun
iinde uyuklarken peime takldn zannettiim Ford kamyonetin d gcmn bir rn olduuna karar verdim. Sonunda banyodan ktmda, havluya sarndm ve minenin yannda uykum gelene kadar bir kadeh Merlot daha itim. Saatimi 6:30'a kurdum ve yatak odasnn penceresini atm. En sevdiim ey byle souk gecelerdi, byle gecelerde David'le ok gzel hatralarm olmutu, o zamanlar Norah Jones'un CD'sini koyar, karanlkta uzanr, birbirimize dokunur, sohbet eder, glerdik. Ama kalkp da Norah Jones'u alamadm; zaten almaya kalksaydm kendimi ok berbat, hissederdim, emindim. Ayrca, yeteri kadar bitkindim uyumak iin mzie ihtiyacm yoktu, uykuya dalmak zereydim, gzkapaklanm artk iyice arlamt. Gzlerimi karanlkta kapadm, 176 sahili yalayan souk dalgalarn sesini, krfezdeki yaban kazlarnn uzaklardan gelen sesini dinlemeye koyuldum. Uykuya dalal ne kadar olmutu, bilmiyorum, ama yangn alarm gibi bir sesle uyandm hatrlyorum, iyice uyandmda kalbim gm gm atmaya balamt, karanlkta el yordamyla saatimi buldum, saatin zerindeki yeil rakamlar sabahm 4:04'n gsteriyordu. Demek drt saattir uyuyordum. Ama ses bir trl susmak bilmedi. te o zaman bu ac ac ten sesin telefonun zili olduunu fark ettim. Kendimi uyuturucu alm gibi hissediyordum, yataktan kalkamayacak haldeydim; byk bir aba sarf ederek yorgann altndan doruldum ve telefonun ahizesine uzandm. Ahizeyi elime alrken aklma ilkin ya ofisten aradklar ya da Frank'm arad geldi, ama birdenbire dikkatli olmam gerektiini hatrladm ve telefonun zerindeki ekranda arayan numaraya baktm. Ekranda numara yoktu. Telefonu hemen atm, ahizeyi kulama dayadm ve ok net bir ekilde bir mzik sesi duydum: Slipknot grubunun bir paras alyordu ve ses tamamen netti. Bamdan aaya sanki kaynar sular dklyormu gibi hissettim kendimi ve derken Megan'n bir zamanlar almaya alt paray iittim: Bunun "Killers Are Quiet" adndaki lirik olduundan emindim, nk Megan arkadalarm odasna topladnda kzlar hep birlikte bu arknn szlerini sylerlerdi. Albm anmsadm; kendini bulmaya alan bir sr gen gibi Megan da iire dknd ve ark szleri onun hayatnn nemli bir parasyd; ayrca Megan' tanmaya alrken onun bu en favori ark szleri zerinde konutuumuzu hatrladm. Bir gece nce beni telefonda arayann bu konseri tekrarlayaca hi aklma gelmemiti dorusu. Sanki kafama ekile vurulmutu; yatakta doruluverdim. "Kimsin sen? Aloo? Kimsin? Cevap ver bana!" diye bardm. Birka saniye sonra mziin sesi hafifledi ve beni iliklerime kadar rperten sesi iittim. "Beni duyuyor musun tatlm?" Ses sanki baka bir dnyadan geliyor gibiydi ve hemen ardndan . Slipknot paras geri planda yeniden almaya balad ve ayn ses yeniden konutu: "Beni duyuyor musun tatlm?" Aman Tanrm,dedim iimden. Buna inanamam ite! Bu ses ayn David'in sesine benziyor. Az kalsn baylacaktm. Ben deliriyordum. Ylp kalmak zereydim, ama panik duygum daha ar bast, telefonu kapattm, elimi yastmn altna soktum ve yedek Glock'umu elime aldm. Yataktan kalktm, stme bornozumu geirdim. Yzm terden srlsklamd, korku ve panik iindeydim. Telefonun ekrannda arayan numara yazmyordu. Peki ya telefon dahili hattan geldiyse, diye dndm ve elimde Glock'la salona yrdm. Hole ktm ve alarma baktm. Alarm alr durumdayd. AtlyeABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
177 deki dahili telefonu gidip kontrol etmem gerekiyordu, bu yzden de alarmn ifresini tulayarak aleti devre d braktm, ardndan anahtarlarm aldm, yazlk evin arka tarafna ktm ve arka kapy kilitledim. Darda hava souktu, denizden buz gibi bir esinti geliyordu. zerimde bir tek bornoz vard ve souktan bacaklarm buz kesilmiti. Bir ses iittim, sanki aa dallarndan biri krhyormu gibi bir sesti bu. Rzgr sesi mi yoksa orada biri mi var? Glock'umla ileriye doru nian aldm, akll yolu getim, atlyenin kapsn kontrol ettim. Kap kilitliydi, klar snkt. Kilidi atm ve kapy sessizce araladm, ardmdan elektrik dmesine bastm. Atlyenin klar yand; ierisi braktm gibiydi: souk ve bo, yerde de dklm boyann kurumu izleri vard. Telefona baktm. Telefon da braktm yerde duruyordu. te tam o srada delirmek zere olduum aklma geldi. Btn bunlar kafamn rn myd? Ve ite o srada atlyedeki telefon almaya balad. 46 Bu sefer tamamen uyanktan. Bu sefer arayan her kimse onunla konumaya hazrdm. Ama korkumu yenip de ahizeyi kaldrmadan nce telefonun on, on be kere almas gerekti. Ahizeyi yavaa kulama doru kaldrdm hattn statik vzldama sesini iittim. Ama ses yoktu. Hibir ey yoktu. Yoksa biri hattn dier tarafndan dinliyor muydu? Yoksa birileri beni bilinli olarak delirtmeye mi alyordu? ite bunlar aklmdan geirir geirmez biri yle yksek sesle konutu ki, neredeyse yreim azma gelecekti: "Kate! Orada msn?" Yerimden sradm. Arayan Lou Raines'ti. Onun sesini iitmek beni ylesine rahatlatmt ki, az kalsn oturup alayacaktm. "Lou..." Lou sesimdeki panii hemen fark etmi olacak ki, endieli bir sesle, "Hey, her ey yolunda m? Kt bir ey yok ya" dedi. "Yok... Hibir ey yok." Gzlerim dolmutu ve artk dayanacak gcmn kalmadn, alamak zere olduumu fark ettim. Lou'ya kalkp olan biten her eyi anlatmak iimden getiyse de bana inanmazsa kendimi salak gibi hissedeceim aklma geldi. nk bu telefon konusunda mantkl bir aklama yapabilecek bir durumda deildim. "Sen hl orada msn Kate?" "Evet.. Buradaym." "Hey, bir eyinin olmadndan emin misin?" "ey... uykuya dalmm. Bu saatte biri araynca ardm. Hayrola Lou? Bir ey mi var?" "Seni uyandrdm iin kusura bakma, ama ok nemli bir gelime oldu o yzden bekleyemedim." "Ciddi misin?" Lou'nun nce derin bir nefes aldn, ardndan nefesini boalttn iittim. "Birka dakika nce Bob Dbcon arad beni. 0 ge saatlerde alyor."
"Islk Bob" diye takldmz Bob Dixon bizim ekipten, yirmi be yllk hizmeti olan deneyimli biriydi. Ayrca gecenin ge saatlerine kadar alan bir baykutu, mutlu kanaryalar gibi slk ala ala iini yap\Ti may severdi. Dedikodulara baklrsa o ve dirduc kars yllardan beri yatmyorlarm ve ite bu yzden de bizim Bob byle cvl cvl tyor-mu. "Dinliyorum." "Saat buuk sularnda, eskiden beri tandmz Paris'teki Mfetti Maurice Delon adl meslektamzdan ilgin bir mesaj alm. Mesaja baklrsa Fransz emniyetinin elinde yepyeni bir cinayet vakas varm. Cesetler Amerikal bir baba ile kzma aitmi, on drt saat nce kimliini aklamayan birinin yapt telefon ihbar zerine cesetler Paris kanalizasyonunun bir blmnde paralara ayrlm olarak bulunmu. Delon bizden maktullerin kimliklerini onaylamamz istemi, bir de bu cinayetlerle Gamal'n bundan be yl nce Paris katakomplarnda iledii cinayetler arasnda ok gl benzerlikler bulunduuna da dikkat ekmi." Lou'nun bana telefonda syledii Paris katakomplar olayn biliyordum. Gamal uluslararas bir psikiyatri konferansna katlmak iin gittii Paris'te hunharca cinayetler ilemiti. Tabii bu arada Paris'in tarihi kanalizasyonlar gibi bir yer onun hastalkl duygularn tatmin etmesi iin ok uygun bir zemin oluturmutu. Bir Amerikal turist ile on yedi yandaki kzn karp ldrm, cesetleri de Paris caddelerinin altnda birbirine paralel bir sr tnelden oluan yer alt geitlerine atmt. Kurbanlarn kimlikleri DNA testleriyle saptanabilmiti. Mfetti Delon soruturmalar ahsen yrtm, ama cinayetlerin zerindeki sr perdesi ancak biz Gamal' Amerika'da yakaladktan sonra kalkmt. Kalbim yine gm gm atmaya balad. "Devam et." "Delon'a gre, cinayetlerde Gamalvari cinayetlerin izleri var; yani cesetler paralanmlar ve yaklmlar. Hatta olay yerinde bir de la bulmular. Btn bunlar Delon'u artm, tabii beni de artt." Neye uradm armtm. Raines yine iini ekti. "imdikiler de dierlerine ok benziyor Kate. ok tuhaf. te bu yzden gidip bir bakalm diyorum." "Yani Paris'e mi seyahat edeceiz?" "Evet, Cooper'la. Birka gnlne de olsa seninle Stone'un birbirinizden uzak durmanzda fayda var diye dnyorum. Eline geen ilk frsatta adam seni bir kak suda boacak." "Cooper'a bundan bahsettin mi?" "Onu be dakika nce aradm." . "O zaman yola m kyoruz?" "Paris biletlerinizi aldrttm, uanz bu sabah saat alt buukta Baltimore Uluslararas Havaalan'ndaa kalkyor. Yani bavulunu hazrlasan iyi olur." nc Blm 47 Washington, DC zel Ajan Gus Norton'un araba camnn buharn kolunun yeniyle silmek gibi bir alkanl vard. Taurus marka araba Rockville'e doru ilerlerken o da srcnn yannda oturuyordu, arabay srmekle megul Stone'a bam aniden evirdi. "Sylesene bana, da banda ne halt yiyeceiz ki?"
Stone, "Syledim sana" dedi, "bu sabah karavan parkndan biri bana telefon etti." "Onu biliyorum, ama kim arad seni, bir de hangi konuda arad? te bu ksmlar bana aklamadn" dedi Norton homurdanarak. "Hatunun tekinden; ad Emily Jenks. Otis Fleist'la ilgili birtakm eyler biliyormu; belki ilginizi eker, dedi." "Yok yahu? Peki neden ille de seni aradna dair bir ey syledi mi?" Stone ceketinin kap tarafndaki cebinden bir sigara paketi karp iinden bir sigara ald. "nk dn Moran ve Cooper'la mobil evi inceledikten sonra, parktaki dier karavanlarn kaplarn alp kartm verdim. Konutuklarm arasnda Fleist'larla ilgili bir ey bilen yok gibiydi, ama sonra bu Jenks adndaki hatun bu sabah beni arad. Kadnn kimliini park yneticisine dorulattm. Emekliymi, yetmilerindeymi, genellikle yalnzm." Norton haltercilere zg kasl vcuduyla am yarmas gibi bir adamd, iki yl boyunca Stone'un yannda mezlik yapmt, ama Stone sigarasn yakmak zere akmaa her uzannda burnunu tkard. "Hey, hl beni ldrmeye mi alyorsun Vance? Eer sigara ieceksen bari u cam biraz arala Tanr akna" Stone yan cam yarya kadar indirdi. "Mutlu oldun mu imdi?" "Eer sayende akcier kanseri olmazsam daha da mutlu olurum. Peki o yal hatun sana tam olarak ne syledi?" "Telefonda konumak istemedi. zel olarak anlatmak istedi." Norton srtt ve Stone'a bakt. "Ben bir zamanlar byle diyen yal bir hatun tanyordum. htiyar ku seksen yandayd ve eer gnndey184 se mutlaka polise anlatacak bir eyi olurdu. Arada srada polis karakolunu arar, birinin evinin etrafnda dolaarak onu rahatsz ettiini sylerdi. Polisler gelir gelmez de onu rahatsz eden adamn imdilik gittiini, daha sonra tekrar gelebileceini syler, polislere bazen kurabiye ikram eder, bazen de saksofon ekme teklifinde bulunurdu. Dnebiliyor musun? Belki de bu yal hatun Jenks de hayatna biraz heyecan katma niyetindedir, ha?" "Tabii, yledir" yantm verdi Stone. "Sa taraftayd." Stone saa dnd ve karavan park karlarna kt. Norton, "Hey, sen de duydun mu, Gamal ineyi yemeden nce Mo-ran'a hokus pokus yapm, biliyor muydun?" Stone'un yznde pheci bir ifade belirdi. "Sen o tr samalklara inanyor muydun?" Norton srtt. "Peki ya Cooper'la Paris'te mercimei frna verirler mi dersin?" "Siktir et onlar." "Sen bu kadndan nefret ediyorsun, deil mi, Vance?" Stone, Norton'a kt kt bakt. "Dinle, eer bana sorarsan Bryce cinayetlerini stne almadnda Gamal doru sylemiti." "Sen ne zamandan beri Gamal gibi bir bok torbasna inanyorsun? Sen ne sylediinin farknda deilsin
Vance." Stone arabay karavan parkna srd, artk iyi bir tamir isteyen eskice bir karavann nnde durdu, el frenini ekti. "Sen benim Moran iin hissettiklerimi biliyorsun. imdi kalkp bunlar sana tek tek sayacak deilim." Norton iini ekti. "Vance, bizim departmanda Moran'n srf maddi karlar yznden nianls ile nianlsnn ocuunu ldreceine inanan tek kii sensin. Aramzda seni ciddiye alacak tek i arkadan olduunu sanmyorum, ben de dahil. Sana yle syleyeyim, sen byle dnyorsun diye arkadalar seni deli falan zannediyorlar. Herkes seninle Moran arasndaki rekabeti biliyor, ikiniz ta ezelden beri birbirinizin san ban yolup duruyorsunuz. Ama ajan arkadalarmzdan birinin cinayet ilemi olduunu, stelik de profesyonel biri olarak iddia ederek, bur arkadamz ok ar bir itham altnda buakm oluyorsun. Millet senin arkandan neler sylyor, biliyor musun? Herkes senin ok ileri gittiini dnyor. Bana sorarsan, ben Moran'm sabrna hayranlk duyuyorum. Hakknda su duyurusunda bulunmamasna ayorum. Peki ama bu arada sana hep ayn eyi sorup duruyorum: Kantn nerede bakalm?" "Ben on be yldan beri bu iin iindeyim ve igdlerim asla ama asla yanlmaz Gus. Bryce ldrlmeden bir hafta nce bu kadnn telefonda ona syledii eyi duymutum, bunu sana da syledim. Han yanl yere kondumu biliyorsun, bir de Gamal'm dier kurbanlarnn 185 tersine David Bryce tabancayla ldrlmt. "Evet, bana syledin, bana yzlerce kere anlattn bunlar, ama bu i lafla, igdlerle olmaz, inandrc olabilmen iin ta gibi kantlar sunman gerekir." Stone el frenini elinin tersiyle itti ve fke dolu bir sesle, "Lafm bir tarafa yaz, bana lazm olan kant bulmam sadece zaman meselesi. imdi bakalm bu yal hatun bize neler anlatacak." mehmetalper 48 Stone karavann kapsn ald ve ltl bir gece elbisesi giymi yalca bir kadn kafasnda bigudileriyle kapda belirdi. "Evet?" Stone kimliini gsterdi. "Emily Jenks? Benim adm Stone, Federal ajanm ve bu da i arkadam Ajan Norton. Galiba sizinle telefonda konumutuk Han'fendi." Kadn, Stone'un kimliini inceledi. "Yani ben sizi bu kadar abuk beklemiyordum." "Fazla bir trafik yoktu." "Gelin ieri ltfen." Kadn karavann perdesini at ve misafirlerini karavann oturma odasna davet etti. Kede bir resim sehpas duruyordu ve kk, st boyalarla kapl bir masann zerinde fra, su kab gibi be tane ressam ara gereci vard. Kadn ajanlar ieriye buyur ederken, Stone duvarlara aslm on-on be kadar ereveli tabloyu inceledi; bunlarn ou msr tarlalarnda ter dken Meksikal kyllerin ya da Amerika yerlilerinin resimleriydi. "Ressam msnz Han'fendi?" diye sordu. "Bir tr. Aslnda hobi olarak yapyorum. Esas ilgilendiim konu kalpazanlktr. Yirmi dolarlk bir banknotun aynsn yapabilirim. Ama elli dolarlarla bir sorunum var. Grant'm sakaln doru yapmak ve emniyet teli byk sorun oluyor." Stone kadna iini ekerek bakt. "Han'fendi!"
"Federallere aka yapmasanz. Artk otursak." Norton, bir Kzlderili koruma alanndaki Amerikan Yerli ocuklar tablosunu inceledi ve hayranlk dolu bir sesle, "Hey, bu ok gzel" dedi. "Ben de bir zamanlar resim yapardm, ama hi bu kadar gzelini yapamadm. Sizde byk bir yetenek var." "yle mi, teekkr ederim delikanl, ok naziksin." "Doru sylyorum." "Bu grdnz almalarmn byk bir ksm satlktr" dedi kadn byk bir umutla. "Demeyin." Norton ksrd. "Tabii ya, kim bilir, bakarsnz belki satlr. Belki bir gn buradan geerken bir urarm." 187 Stone, Norton'a kes artk u muhabbeti dercesine bakt ve dikkatini tekrar yal kadna yneltti. "Bizi buraya neden ardnz aklama zahmetinde bulunur muydunuz acaba Bayan Jenks?" Jenks ikirciktendi, sanki nasl balayacan bilemiyormu gibi bir hali vard kadnn ve Stone kadm cesaretlendirmek amacyla, "Acele etmeyin Han'fendi. Yava yava anlatn" dedi. "Siz bana hatrladm herhangi bir ey var m diye sormutunuz. Eh, yaklak drt gece nce Bay Fleist'n karavanndan birinin ktn grdm. Dn gece aniden aklma geldi, ama siz oktan gitmitiniz." "Karavandan kan kimdi?" "Bir ziyareti. ok iyi hatrlyorum, televizyonumu kapatmtm, yataa girmeye hazrlanyordum, ite o srada kar pencereden sesler iittim ve ziyaretinin Bay Fleist'n karavannn dnda hararetli hararetli bir eyler sylediini grdm." Stone not defterini at. "yle mi? Devam edin." "Aralarnda bir anlamazlk varm gibiydi." Norton, "Nasl bir anlamazlk Bayan Jenks?" "Tam olarak duyamadm. Para para birtakm laflar duydum. Hibir anlam veremedim. Ama aralarnda bir ey tarttklarndan adm gibi eminim." "Peki ne grdnz?" diye sordu Stone. "ey, hava ok karanlkt, bir ey seebilmek olanakszd, sadece ay vard, ama ziyaretinin bir kadn olduundan tamamen eminim." "Yok yahu?" dedi Stone. "Kadn aracna bindiinde harita lambas ald, kyafetinden ve hatlarndan onun bir kadn olduunu dndm. Kadnn stnde hani i yerlerinde giyilen trden bir dpiyes etek vard. Kollarnn kenarlarnda gm ilemeler vard, hani sarmak gibi, ta dirsek ksmna kadar uzanyordu. Bu giysi benim zellikle ilgimi ekti nk benim kzm da bunun benzerini Bethesda'daki Jasmine Butik'ten satn almt." "Butiin adresi nedir?"
"Tam olarak bilmiyorum, ama galiba ana caddede." Stone, "Tam hatrlamasanz bile birtakm laflar duyduunuzu sylediniz. Peki tam olarak ne iittiniz?" diye sordu srarla. "Kadn ayrlrken, 'Azn aarsan ban derde girer' gibi bir eyler dedi hatrlayabildiim kadaryla." Emily Jenks glmsedi. "Hani bunu sylerken arada bir yerde de s harfiyle balayan bir ey sylemi olabilir. Aslna bakarsanz, syledi de. Hani sikerim seni falan dedi..." Norton glmsedi. "Eer sizi rahatsz ediyorsa, sadece s harfi deyin yeter Bayan Jenks." "Yok yok, beni hi de rahatsz etmez" yantm verdi Jenks. "len kocam Newt, s harfiyle balayan laflan sabah akam sylerdi. ok dknd bu laf sylemeye, zellikle de yatak odasnda." 188 Norton yeniden ksrd ve kalarm atarak, "Sizce kadm bu lafla ne demek istemi olabilir?" "Bilmiyorum. Ayrca ben ne Bay Fleist' ne de kzn tanrdm. Onlar herkesten uzak dururlard." Norton, Stone'a bakt, Stone da kafasn Emily Jenks'e evirdi ve "Peki iittiiniz kelimelerden emin misiniz?" dedi. "Evet, eminim. Bir sonraki doum gnmde yetmi iki yana basacak olsam da doktorum ok iyi iittiimi ve gzlerimin de gayet iyi durumda olduunu sylyor." "Peki Fleist cevap verdi mi?" "Hayr, onun bir ey sylediini iitmedim, yani bir ey dedi mi demedi mi bilmiyorum. Onu yle ok iyi gremedim, nk o srada Fleist kapnn i tarafnda duruyordu." "Peki kulanza gelen baka bir ey olmu olabilir mi? Hani nemli olabilecek herhangi bir ey?" Jenks durup dnd, sonra, "Eee, evet, kadn giderken, kulland arabay grdm." "Neydi o?" "Lacivert bir Bronco'ydu, Virginia plakalyd, ama numarasn kaydetmedim." Stone kalarn att ve Norton'a bakt, Norton neye uradn armt. Stone tekrar Jenks'e dnd. "Bundan emin mismiz? Yani arabann lacivert renkli ve Virginia plakal olduundan." "Evet, adm gibi eminim. Ayrca Bronco olduundan da eminim." On dakika sonra, Taurus marka arabalarna binerlerken, Stone, Emily Jenks'in karavanna bakt. "imdi ne demek oluyor bu?" Norton omzunu silkti. "Onu bilmem ama, bir ressam olarak, kadmm senden holandn syleyebilirim Vance. Bir ara baktm ve kadnn gzlerinde o bak yakaladm." "Sen neden bahsediyorsun yahu?" "Bence kadn senin plak resmini yapmak iin llerini alyordu, seni anadan doma bir halde gznde canlandryordu."
"Yani ok komiksin. Ksa bir sre de olsa ciddi olsak ne dersin?" Norton srtt, ardndan ok daha ciddi bir sesle, "Bu yal kuun Bronco konusunda yanlmad ne malum" dedi. "Bana sorarsan kadn bundan ok emindi." Stone, Norton'un gznn iine kendinden emin bir bakla bakt. "Sana sylyorum, Moran da bu iin iinde diye." "Kabul, biraz kuku uyandrc bir durum. Ama yal bir kadnn ay altnda uzak bir mesafeden grp iittikleri yle kant olarak su189 nulacak bir ey deil Vance. Ben kadmm ifadelerinden yola kp bir ilem balatamam. Tamam, kadmm ifadesi akla birtakm kukular getiriyor, doru, ama kadnn grp iittiklerinin karl yok." Stone motoru altrd. "O zaman ben de karlk bulmanm bir yolunu biliyorum." 49 Fransa Aylak aylak gezdiim gen kzlmdan beri hep Paris'i grmeyi hayal etmiimdir. Ve sonunda hayalim gerek oluyordu. Tek sorun, bu ziyaretimin dten ok bir kbus oluuydu. Sabah saat yedide Amerikan Havayollar uann camndan darya uykulu gzlerle baktm. Fransa kylar zerinde alalmaya balamtk ve uzaklarda un ufak olmu kumta yamalar, girintili kntl toprak paralarn, kutu eklindeki yeil tarlalar grmeye baladm. Normandiya'nn zerinde bir yerlerde olduumuzu tahmin ediyordum. Yanmda oturan Cooper esnedi ve gzlerini aarken gerindi. "Gnaydn" dedi. "Yoksa bonjour mu demem gerekirdi?" "iki yandaki bir ocuk gibi uyudun Cooper, biliyor musun?" diye yantladm. Okyanus zerindeki uu sresinin byk bir ksmn uyuyarak geirmi, bir tek trblans olduunda gzn amt; gzlerini krptrd ve birazck daha gerindi. "Uularda hep uyurum. Vicdann rahat olmasnn bir iaretidir uakta uyumak. Ya sen?" "Hemen hemen hi" dedim. "Ben umaktan nefret ederim. Herhalde kontroln bende olmamas duygusu yznden olmal. Ama yine de yirmi dakika kadar uyuyabilmeyi becerebildim. Bu arada benim sana bir zr borcum var." "Ne hakknda?" "Gece ge yattn iin seni eletirmitim. Lupus'tan mustarip bir olun olduunu duydum. Cooper kafasn sallad, ama hibir ey demedi. Gzlerinde ac grr gibi oldum. "Olunun resmi var m?" diye sordum. Cooper czdann at ve iinden kard renkli bir resmi bana gururla verdi, "ite Neal bu. Hayatmn ." Gzel bir ocuktu bu, siyah salyd, yznde i burkan utanga bir glmseme vard, ak tenliydi, yedi yandan daha kk gsteriyordu. Yz sanki imi gibi gryordu. Arka plandan, ocuun bir hasABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
191 tane odasnda olduu anlalyordu. "Bu resim ne zaman ekildi?" "Birka hafta nce. Johns Hopkins'e check-up iin gtrmtk, bu arada steroit inesi veriliyordu, bu yzden de resimde imi grnyor. Neal lupus semptomlarn bundan drt yl nce gstermeye balad. Bitkinlik ve solunum sorunlar yayordu, derisi iltihaplanyordu, eklemleri iiyordu ve mide kramplan ekiyordu. Bunlarn etkisini en aza indirgemek epey zaman ald. Tedavi epey uzun bir sre alacak, ama oturduumuz yerde iyi bir doktor bulduk, steroit verilecei zaman eve aryoruz ve hastane de hastal daha geni bir adan izliyor. Kk bir ansla Neal hl normal denilebilecek bir hayat srdryor. Sen lupusu nereden biliyordun? Pek yaygn bir hastalk deildir de." "Annemin bir akrabas da yakalanmt bu hastala, tabii yllar nceydi." Cooper armt. "Ciddi misin? Bu arada, artk bana soyadmla deil de admla hitap etme zaman gelmedi mi?" "Geldi mi sence?" Cooper bana glmsedi ve gzlerinde bir lt grdm. "Bence geldi." "Bu durumda inie yaklak on be dakika kald Josh." "yle mi?" Gzlerini ovuturdu, uan gvdesinin sarsld bir esnada kafasn camdan aaya uzatp Paris'e yaklarken grlebilecek ne varsa grmeye alt, ardndan kanatlarn alalrken kard uultulu sesi iitmeye baladk. Anszn uzaklarda bir yerde Eiffel Kule-si'nin ince bir bulut tabakasnn iinden kan tepe ksmn grdm. "Ne gzel deil mi?" dedi Josh gzlerini on yandaki bir ocuun gzleri gibi kocaman aarak. Sen Nehri'ni fark ettim; grimsi bir su kurdelesi altmzda bir ylan gibi kvrlyordu. "Ben Paris'i hep grmek istemiimdir, ta ocukluumdan beri" dedim. "Ya sen?" Josh camdan bam evirdi. "Buraya daha nce geldim, genlik yllarmda. Srt antamla" "Sana sylemem gereken bir baka ey daha var. Geen gn benimle Stone arasndaki mnakaaya seni ahit olmak zorunda braktm iin ok zr dilerim. Byle bir eyin hi olmamas gerekirdi." "Bo ver. nemli deil" yantn verdi. "nemli ama Stone'la aramdaki uyumazlklar sr deil. Josh bir elini kaldrd. "Hey, aklama yapman gerekmiyor. Dnden sonra, kim ne dedikodu yapyor renmeye karar verdim. Ofisteki herkes onun meselesini ve neden byle davrandn biliyor bence. Anladm kadaryla bu adam sana kin kusuyor." "Bu seni rahatsz etmiyor mu? Ben de senin onunla arkada olduunuzu zannetmitim." "Stone'la ben mi? Dorusunu sylemek gerekirse ortak i yaptmzda aramz hi iyi olmad" dedi Josh itirafta oulunarak. 192 "Gerekten mi?"
"Gerekten. Hani belki aramz iyidir diye falan dnyorsundur, ondan dedim." "Dndm de." "Eh, yanl dnmsn." Cooper'm bana dman olmadn yava yava anlamaya balyordum. Onun da tesinde, Cooper iyi birine benziyordu. Ayrca onu gzmde iyi bir aile babas olarak da canlandryordum artk. Bunun bir zeti olarak, Cooper'm her eye ilgiyle bakan gzleri vard. Camdan darya baktn grdm. "Eee, ne dnyorsun?" "Paris'le ilgili mi?" Cooper bana dnd. "Yani u Tanr'nm cezas vakayla ilgili demek istiyorum. Vaka imdi tamamen farkl bir boyuta brnyor. Eer biri kalkp bundan on iki saat nce bana uaa atlayp soruturma iin Fransa'ya gideceimi syleseydi deli misin falan derdim." "Eh, ben de yle." Josh ciddi bir sesle, "Gamal'n lmnden kuku duymuyorum, ama kafam kurcalayan ey hangi sapk onun cinayet yntemlerini kullanyor, bir de neden biri kalkp byle bir eye giriiyor?" Bu soruya benim verebileceim bir yant yoktu. Anszn kemerlerinizi balayn lambalar yand ve uyar sinyali ald. Uak inie getiinde heyecandan karnmn iinde kelebekler uuyordu, o srada aklma Josh'n sorusu takld. Kim kalkp da Gamal'n cinayet yntemlerini taklit edebilirdi ki? Camdan darya baktmda, aalarda bir yerlerdeki Baron Haussmann'n Parisi'nde bu soruya yant bulabilmeyi umut ettim. Uan koca gvdesi piste dedi ve on be dakika sonra da uaktan indik. Bavullarmz alp gmrkten getikten sonra var blmne adm attk. Bir stunun yannda iki adamn durduunu ve ellerindeki kartta "MORAN+COOPER" yazdn fark ettim. Adamlardan biri uzun boyluydu ve yakalar kalkk bir kaban giymiti. Yanndaki arkada ise daha ksa boyluydu, filtresiz sigara iiyordu. Josh'la birlikte adamlara doru yrdk. "Zannederim siz bizi bekliyorsunuz." "Ajan Moran m? Ajan Cooper m?" dedi kabanl adam. Adamlar isimlerimizi Fransz aksanyla Mor-An ve Ku-per diye telaffuz etmilerdi. Hayatmda ilk kez soyadmn Fransz aksanyla telaffuz edildiini duyuyordum ve bu kulama birazck seksi gelmiti. "Moran benim. Bu da Ajan Cooper." "Bonjour, Madame, Monsieur"dedi yannda duran arkada nazike. "Ho geldiniz. Ben Mfetti Delon ve bu da i arkadam Dedektif 193 Franois Laval. Darda bir arabamz var. Ltfen bavulunuzu tamama izin verin Madam." "Merci beaucoup." Mfetti gr byklyd ve sa kulann memesinde gm bir kpe vard; bizi terminalden karmak iin yol gsterirken bir kan kaldrd. "Siz Franszca biliyor musunuz Madam?" "Sadece teekkr etmesini biliyordum, onu da duydunuz Mfetti." Delon'un dudaklarnda bir glmseme belirdi ama tam o srada Josh bir eyler sylemeye balad; ne
konutuunu nce anlayamadm, sonra, onun gayet gzel Franszca bildiini fark ettim. Mfetti Josh'm Franszca konumasndan etkilenmiti. "Mais tres bien, monsieur." Delon'un peinden terminalden darya doru yrrken Josh'a bir bak attm. "Sen bana Franszca bildiini sylemedin." "yle o kadar heyecanlanma. Sadece derdimi anlatacak kadar biliyorum... Zaten mfettie de bunu syledim." "Benim kulama gayet akc konuuyormusun gibi geldi." "Annem Kanada Fransz'yd, bu yzden de ocukken yaz aylarn genelde Quebec'te geirirdik. Fransz ninem bizim hep Franszca konumamz isterdi." "Peki saklamak istediin baka srlarn da var m?" Josh yzme bakp srtt. "Belki de. Ama srlar imdilik bir tarafa brakmay dnyorum." Mfetti bizi kaldrmda park halinde duran ak mavi Renault'ya gtrd, Laval da valizlerimizi arabamzn bagajma koydu. Delon arka kaplar at, bizi arabann arka tarafna oturmaya davet etti. Ardndan kendisi n tarafta, src koltuunun yanna oturdu ve yzn bize doru evirdi. "Vakada baz gelimeler oldu, eer sizce bir sakncas yoksa dorudan Emniyet Mdrl'ne gideceiz." Laval, Renault'yu hareket ettirdiinde kalbim arpmaya balad. "Ne tr bir gelime?" diye sordum. Delon endieliydi. "ok ilgin bir gelime. Cinayetlerle ilgili adli tp raporlarn aldm. Btn kantlar bu cinayetlerin Constantine Gamal'm bundan be yl nce Paris'te iledii cinayetlerle ayn zelliklerde olduunu gsteriyor; tabu aradaki tek fark geen seferkilerin katakompta, bunlarn da kanalizasyonda gerekletirilmesi. Aslna baklrsa, en ufak ayrntsna kadar aynlar. Ayrca han cesetlerin arama konduunu sadece polis biliyordu nk biz bu bilgiyi geen sefer basma vermemitik. Cinayetlerin ilendikleri yer dnda, birbirine tpatp benzeyen cinayet vakalaryla kar karya olduumuzu syleyebiliriz." 50 Mrit, Boulard Caddesi'nden dar bir sokaa sapt. Bu onun Paris'teki ikinci sabahyd ve hayatn keyfini karyordu. Dn kanalizasyonda iki kii daha ldrm, ardndan ankesrl bir telefondan kanalizasyon bakm servisini aram, onlarn da polise ihbarda bulunmalarn salamt. Stratejisi Kate Moran' tuzaa drmekten ibaretti. imdi fantezisini gerekletirecekti. Bu kadm ldrmenin nasl bir duygu olabileceini gerekten de bilmek istiyordu. Ama nce bu kadndan intikam almalyd. Her eyin planland gibi yryebilmesi iin roln ok iyi oynamalyd. Bu da kurbannn yerine baka bir kurban seecei anlamna geliyordu. Onu da nerede bulacan ok iyi biliyordu. Buras genelevleriyle nl, beyaz kadn ticareti yapan adamlarn, fahielerin, mterilerinin cirit at, gmen Franszlarn, Araplarn ve zencilerin tka basa yaad fakir apartmanlarla dolu Sebastopol Bulvan'nn yalanlarnda bir yer deildi. Buras Denfert Rochereau semtindeki darack sokaklardan oluturduu bir labirentti, yani Paris katakomplarnn merkeziydi. Mrit iki kanatl tahta kapdan dar sokaa girdi, metal bir merdivenden ikinci kata kt ve dairelerden birinin zilini ald. Kapy otuz yalarnda, alml bir kadn at. San salyd ve darack bir etek giyiyordu, kadnn harika bacaklar vard. stnde gbeini akta brakan bir atlet vard. Gbeine de elmastan piercing yaptrmt, burnunda da bir tane vard ve ak tannasnn dudaklanndan, sk memelerinden cinsellik
akyordu. Mrit bu kadn bir gece nce sokakta bulmu ve sonunda bunun kafasndaki plan iin ok uygun olduuna karar vermiti. Birazck deiik bir makyaj ve san salarla Kate Moran'a tpa tp benzetebilecekti. "Msy!" Kapnn arkasna emniyet zinciri taklydi. Mrit at pat bir Franszcayla, "Ka... ka para harcanr seninle kalmak iin?" Etkili olsun diye sanki tereddt ediyormu gibi konumutu, hani utanga bir mteri havas vermek istiyordu kendine. Kadn glmsedi; sanki byle erken bir saatte mteri bulmaktan memnun olmu gibiydi. "O size bal Msy. zel bir isteiniz var m?" 195 Ban utanga utanga sallad. "Birazck... oyun oynamak istiyorum." Ama kadn endieleniverdi. Mrit, kadnn o gn baka sapklarla da karlam olabileceini dnd. Ve imdi kadn hayatnn en korkun kbusunu yaamak zereydi. "Msy'nn aklnda ne gibi oyunlar var acaba?" diye sordu kadn. Adam elinde tuttuu poeti gsterdi ve utanga bir sesle Franszca olarak, "Sert bir ey deil. Giyinme oyunu gibi kk bir oyun... Yanmda baz kyafetler getirdim, onlar giymeni istiyorum." "Saatine yz avro cret alyorum." Adam somurttu. "O kadar pahal m?" Anszn gen kadn emniyet zincirini yuvasndan kard, krmz ojeli manikrl trnaklarn adamn kll gsnde dolatrp gz krpt. "Belki. Ama o kadar paraya deerim." Adam sinirli sinirli yutkunarak kendine daha da sarm havas verdi. "Tamam. yz deyeceim." Kadn adam ieri girsin diye geriye ekildi. Kadnn oturduu dairenin ii gayet sevimli bir ekilde dekore edilmiti; madeni ayakl gece lambalar, yumuak bir k, iskandinavya ii sehpann zerinde de beyaz mermerden bir vazo, iinde bir demet taze papatya duruyordu. Ayrca ierideki her ey adamn sandndan ok daha temizdi. imdi elenmenin ve oynamann zaman gelmiti. "Banyo bu tarafta Msy. Ltfen nce du aln. Ve sonra size ok zel anlar yaatacama sz veriyorum." Mrit saatine bakt. Buradan ayrlmadan nce fantezisini tamamlamak iin yeterince zaman vard. Evvelki gn kanalizasyonda gerekletirdii cinayetler henz bir balangt. nk bu fahieyle iini bitirdikten sonra yeraltnda baka cinayetler ilemesi gerekiyordu. 51 Paris banliylerinden geerken ehirde be yl nce meydana gelen Constantine Gamal cinayetleri aklma geldi. Gamal psikiyatri konferans iin geldii Paris'te Hilton Oteli'nde bir hafta kalmt. Ne tuhaftr ki, Gamal'n konferansa sunduu bildirinin bal da "Katil Beyninin Kefi"ydi. Bir hafta iinde Gamal'n iki kiiyi kesip bimeyi baarabildi-i bir yerde byle bir bildiri sunmu olmas hastalkl bir akayd. Bir baba ve kz; Ohio'lu Walter J. Liephart ile on yedi yandaki kz, Becky. Baba kz Paris'e ilk kez gelmilerdi, Becky'nin lise mezuniyetini kutluyorlard. Bu baba kzn karlp ldrlmeleri baz kurbanlarn ne kadar saf insanlar olduklarn gsteriyordu.
Gamal baba kz Paris'in metro istasyonlarndan birinden almay baarabilmiti; baba kzm Amerikan aksanyla konutuklarn iitmi, onlar gizlice takip etmi, baba ile kzn kurbanlarnn arasna katmadan nce iyice incelemiti. Liephart'lar yollarm kaybeder gibi olduklarnda, Gamal baba kzn yanma yaklam, kendini Fransa'da alan Amerikal bir tarihi olarak tantm, sonra da sempatik tavrlaryla saf baba kzla dolamaya balamt. O gn leden sonra Ganjal baba kz alp Paris'te arabayla gezmeye karmt. Ardndan, daha nceden planlanm bir stratejiyle, bir de iinde cinayet aletleri olan kasap ba, kendi iini grmek zere hazrlam olduu kay ve lmcl darbelerde kullanaca baltay saklad srt antasyla baba kz rehberli tur yaptraca bahanesiyle Paris sokaklarnn altndaki katakomplara gtrmt. Gamal'n bu iki kurbanna yapm olduu eyler Fransz emniyetinin en deneyimli cinayet masas dedektiflerinin bile tylerini rpertmiti: Becky'nin kafas gvdesinden baltayla koparlm, korkun balta darbeleriyle kzm boynundan frlayan kemik paralar yer alt mezarlnn zeminine aklmlard. Paralanm cesetler bir hafta sonra bulunduunda polisler iki ceset paralan arasna bir de ha konmu olduunu grmlerdi. Cesetlerin hemen yaknnda bir ie ispirto bulunmutu, ama cesetler yaklmamt. Baz grlere gre, Gamal ritelin o ksmn, katakomplar turist gruplaryla dolu olduu, byle bir eyin dikkatleri iledii suun zerine 197 ekebilecei ve ka ansn azaltabilecei iin, yerine getirmemiti. Gamal'm Paris cinayetlerini aratrrken katakomplarn ehrin caddelerinin altnda aa yukar iki kilometre uzunluundaki bir mesafeye yayldn renmitim. Buras yaklak alt milyon Parislinin kemik ve iskelet kalntlarnn sakland kabirlerle dolu bir tneller labirentiydi. XVII. yzyln sonlarna doru Fransa bakentinin Baron Ha-ussmann tarafndan yeniden inaas srasnda, btn evre tamamen yklmt. Kilise mezarlklarnn da boaltlmas gerekmiti ve kalntlar saklamak iin de ehrin altna katakomplar ina edilmiti. imdi buras turistik bir blge haline gelmiti. Parisliler bu tnellere l imparatorluu derlerdi. Bu tyler rpertici kemerli kilise bodrumu Gamal'm cinayetleri iin mkemmel bir mekn tekil ediyordu. Mfetti Delon kt kt kokan bir Fransz sigaras yakt ve araba Sen kprs zerinde hzla giderken cam at. "Ortaya karabildiimiz kadaryla, cinayetler otuz alt saat nce ilenmi. Cesetler belediyenin kanalizasyon bakm hizmetlerinde grevli mhendisler tarafndan cinayetten hemen sonra bulunmu; aradan sadece yarm saat kadar bir sre getiini zannediyoruz. Adn vermeyen bir erkek, mhendislerin ofisine telefon edip lleri grdn sylemi, sonra da telefonu kapatm. "Arayan numaray tespit edebildiniz mi veya arama kaydedildi mi?" "Maalesef hayr. Her ne kadar medya araclyla ortaya kmasn rica ettiysek de, kimliini bize aklamad." "Kurbanlar kimmi?" diye sordum. Delon sigarasndan derin bir nefes ekti, dumanlar ak camdan darya daldlar. "Kansasl bir baba ile gen yataki kz. Bildiimiz kadaryla, Sol Yaka'daki otellerinde kalrken phe uyandran biriyle birlikte grlmemiler. Anlald kadaryla bu baba kzn ikisi de baklarla ldrlm, vcutlar baayla paralanm ve ceset paralar yarm yamalak bir ekilde yere dizilip benzinle slatlm birka odun paras zerlerine konmu. ki cesedin tam ortasnda tahtadan bir ha bulduk." Tylerim rperdi. "Peki olay yeri hakknda baka ne biliyorsunuz?"
"ansmza cesetler tamamen yanmamlar; mhendisler polisi aramlar ve atei sndrmeyi baarmlar. Ayrca baba kzn pasaportlarn, zel eyalarm da bulduk, ama bunlar atein zerine konulmamlard. Olay yeri tamamen koruma altna alnd." Anszn Delon'un cep telefonun mzikli zili dikkatimizi datt. Delon telefonda abucak bir eyler konutu ve sonra bize dnd, yz endieliydi. "Merkezden aradlar. Galiba iki kii daha karlm ve ldrlmeye yeltenilmi." "Nerede?" "Denfert Rochereau semtindeki katakomplarda, yani Gamal'm bun198 dan beyl nce kurbanlarnldrd yerde. Buras dn cesetleri bulduumuz kanalizasyontnellerinden yaklak bir kilometre uzaklkta bir mesafede. Galiba bu seferelimizde tanklar da var." Kalbimin hzla arpmayabaladn hissettim. "Kimmi onlar?" "Bir kadn turist ile genkz tnellerden birinde eli bakl bir adam grmler. Adam kadna vekzma saldrmaya alm, ama turdaki dier turistler adamn karsnaknca saldrmaktan vazgeip kam." "Bu olay ne zaman meydanagelmi?" diye sordum. "On dakika kadar nce."Delon elini koltuun altna gtrp mavi lambay kard. Lambayarabanm stne koyup dmesini at ve sirenin nii-naaa sesleri kulaklarmznzarn patlatt. Mfettiin gzleri fkeyle parldyordu. "Katakomplaren fazla be dakika uzaklkta. Jandarma kaan olmasn diye btn birblgeyi, yani aasn da yukarsn da kordon altna alyor. Eerkal aadaysa, onu bulduk demektir." 52 Renault siren ala ala Paris caddelerinden hzla geerken kalbim yerinden frlayacakm gibiydi. Katakomplar arabayla be dakikadan daha uzak bir mesafede deildi, ama bu ksack mesafe gzme hi bitmeyecekmi gibi grnd. "Paris fazla deimedi" dedi Josh iki tarafna aalar sralanm, kk kk pastanelerin, lokantalarn, ttn dkknlarnn ve kap nlerinde kk, yuvarlak masalaryla barlarn bulunduu kalabalk bir caddeden geerken. "Buraya en son en zaman geldin?" "On dokuz yanda bebek yzl bir niversite rencisiyken." "imdi bana kalkp da zamannn byk bir ksmm on yedi yandaki kz rencilerin peinden koarak geirdiini mi syleyeceksin yoksa?" Josh ban sallarken yznde bir glmseme belirdi. "Belki hayal krklna urayacaksn, ama kendimden gen kadnlarla aram hi iyi olmad, hatta o yllarda bile. Ben kendi ya grubuma taklrm, ylesi daha rahat." Benden ekindii ya da bana bir ey sylemeye alt,geti aklmdan. Ama bu konu zerinde fazla dnp tanacak zaman bulamadm, arabamz ciyak ciyak sesler kararak, her tarafn polis aralarnn doldurduu epey gzel bir caddenin sonunda durdu. Trafik her iki uta da kesilmiti ve onlarca silahl jandarma polis minibslerinden atlyor, kaldrmlarda kouuyor, ara sokaklara dalyordu.
"Geldik" dedi Delon duvarnda Fransz bayrann asl olduu, yzlerce yllk, sapasalam durumdaki bir ta binann nne park ettiimizde. Bina birka bek aacn bulunduu kk bir parkn da yer ald meydann bir parasyd. Biraz ilerideld banklarda baklar kasvet dolu araplar ve evsizler oturuyordu. Delon arabadan indi, biz de onun peinden gittik, biraz ileride siyah elikten giri kapsnn yannda bir grup sivil polis ile niformal jandarma durmular ayakst bir brifing alyorlard, Delon da oraya yrd. Ak duran elik kapdan sararm kireta merdivenlerden aaya ini grlyordu. 200 Delon bir sigara yakt ve grevli polis memuruyla bir eyler konuurken fkeyle sigarasndan bir nefes ald, ardndan yanmza geldi, elinde mhrl bir plastik poetin iinde muhafaza edilen bir harita tutuyordu. "Voila! Katakomplarn krokisi var burada u ana kadar buradan, Port Royal Bulvan'ndan, ta buraya, Dareau Soka'na kadar tnelleri kapatm bulunuyoruz." Delon parman haritann zerine bastrd, ben de Josh'la birlikte krokiyi inceledim. Krokiye baknca futbol sahas geniliindeki bir alan zerinde altmz anladm; stelik bu futbol sahas byklndeki alan, muhtemelen bir yeralt labirenti oluturan karmak geitlerle doluydu. Delon szlerini srdrd "Operasyonun bandaki arkadamz katilin buralarda bir yerde olduunu sylyor" dedi. "Nasl o kadar emin olabiliyor?" diye sordum. Delon parman haritaya bastrd. "nk burada belli sayda k var. Bu klarn her biri kapatlm durumda ve elik kaplarda jandarmalar bekliyorlar. Bugne kadar bu kaplardan geen olamad." "Yani katin kapana ksldn m sylemek istiyorsunuz?" diye sordu Josh. Delon'un ses tonu kendinden emindi. "Om, katilin kapana sktna inanyorum." Mfetti kendisinden gayet emin gzkyordu ama ben, zanl elleri kelepeli bir ekilde karma karlmad srece bu tr hava atmalar pek ciddiye alan biri deildim. zellikle de Gamal vakasnda; nk o, bir tilki kadar kurnazd. Kafamdan geenlerin ne kadar sama olduunu anlayverdim: Sanki Gamal hl hayattaym gibi dnyordum. Yoksa delirdim mi? Elinde telsiziyle bur polis kageldi, koa koa Delon'un yanna gitti ve heyecan dolu bir sesle bir eyler anlatt. "Neler oluyor?" diye sordum o srada polisin anlattklarna kulak kabartan Josh'a "Anladm kadaryla unsurun yeri yeniden tespit edilmi" diye yant verdi. "Nerede?" "ok hzl konuuyorlar, o yzden ne konutuklarn tam olarak anlayamyorum." Delon bize doru dnnce heyecanlanverdim. "Buradan bir sokak tede, eski St-Vincent Hastanesi'nin hemen yannda, katakomplara inen ta merdivenleri tutan iki polis bir ey grmler. Elinde bak olan bir adam merdivenlerden yukarya km ve polise saldrmaya alm, ama sonra tekrar aaya inip gzden kaybolmu." "Polisler adamn yzn grmler mi?" Delon ban sallad. "Zanl otuzlarnda ya da krkl yalarn balarnda Koyu sal. Akdenizli grnmlym, kolunda dvmeler varm."
201 Bir kere daha kulaklarma inanamyordum. Ayn Gamal'a benziyor. Mfetti kafasn kad, sanki kafas karm gibiydi. Mfetti de benim gibi dnyor muydu, merak ettim. Tylerimin diken diken olduunu fark ettim, ama herhangi bir yorumda bulunmadm. Yorum yapsam ne ie yarayacak ki? Josh bana bakt, ardmdan da Delon, "Katilimizin bir k arad besbelli" dedi. "u anda bence tm umutlarn kaybetmek zere ve eer mecbur kalrsa yeniden cinayet ileyecek." Mfetti belindeki tabanca klfndan bir otomatik silah kard ve katakompun giriine adm att. "Siz ikiniz yukarda bekleyin en iyisi." "Olmaz, Mfetti. Ben de sizinle aaya geliyorum" dedim ve der demez delirdin mi sen, diye dndm. Avucumun slanmaya baladn fark ettim, kalbim sanki gsmden frlayacakm gibi atyordu. "kimiz de geliyoruz" diye ekledi Josh. "ok zr dilerim ama bu ok tehlikeli" dedi Delon. "Ama biz yine de sizinle birlikte geliyoruz Mfetti" dedi Josh srar ederek. "Ayrca bizi hibir ekilde durduramazsnz zaten." Tam o srada Dedektif Laval ortaya kt, elinde iki tane plastik kaplamal el feneri ve birka tane el telsizi tutuyordu. Kapya doru yneldi ve Delon tekrar bize dnd, derin derin iini ekti. "ok iyi. Ama sorumluluun size ait olduunu peinen syleyeyim." 53 Delon ile Laval bizi dnel, ta merdivenlerden katakomplara indirirken dizlerimin tutmadn fark ettim. Paris'in ta barsaklarna iniyor olma fikri kalp atlarm daha da hzlandrd. Neden ben de iniyorum ki? "Bu katakomplarda kaybolmak ok kolaydr, o yzden bana yakn durun" dedi Delon haritay elimden alarak. "Bir keresinde bir turist burada kaybolmutu ve cesedi on bir yl boyunca bulunamad." "aka yapmyorsunuz ya?" dedim, panie kaplmtm ve duvarlarn zerime zerime geldiini hissetmeye balamtm. Bir adm daha atmak istemesem de Josh'a mmkn olduunca yakn durmaya alyordum. "Pardon?" "Yani, doru sylyorsunuz deil mi?" Delon byk bir gayret gstererek kafasn iki yana sallad ve telsiz; nin sesini kst. "Evet, Madam, doru sylyorum. Ayrca asla unutmayn, eer e. ufak bir tehlike hissederseniz, hemen uzaklasn ve sorunun zmn bana ve adamlarma brakn." Tabii tabii, hemen uzaklap giderim; zerimde silahm yok, ayrca lmeye niyetim de yok. Merdivenlerin kireta duvarlar Delon'un el feneriyle aydnlanyordu. Epey bir derine inmitik. Havada rutubet kolcusu vard ve elimde olmadan titriyordum. Yz basamak kadar aaya indiimizi tahmin ettim ve merdivenlerden tamamen inince karmza tavan bombeli bir tnelin az kt. Tavandaki kemerlere tel kafeslerden blmeler iinde korunan floresan lambalar yerletirilmiti ve bu lambalar sularn damlad rutubetli duvarlar aydnlatyordu. Zemin ise mcrla kaplyd. Ve derken hayatmn en byk oklarndan birini yaadm. Tnelin teki tarafnda kilise dehlizlerini
andran duvara gml kemerler vard ve bunlarn stleri insan kafataslaryla ve kemiklerle tka basa doldurulmutu, bu kafatas ve kemiklerden iki metre yksekliinde ve ile drt metre geniliinde tepecikler meydana gelmiti. Burada binlerce l vard, yz binlerce l ve bu uursuz kemerler sanki hi bitmeyecekmi gibi uzayp gidiyordu. Buras olaanst bu205 yklkte bir yeralt mezarlyd ve hayatmda hi byle bir manzara grmemitim. "Tanrm." Delon elindeki feneri bu korkun kemerlerden birine tuttu. "Bu iskeletlerden bazlar bundan iki yz yl nceki Fransz htilali srasndaki ayaklanmalarda lenlere ait Vurularak ldrlenlerin kafalarndaki mermi deliklerini grebilirsiniz." "Tanrm." Josh tyler rpertici kemik tepeciklerini inceledi ve ardndan kafataslarndan birine parmayla dokundu. "Tarihe dokunuyorum." "Biraz ileride biz Parislilerin lmn Dnemeleri dediimiz yere varacaz" dedi Delon. "Neden yle diyorlar?" "Greceksiniz" dedi Delon gizemli bir sesle ve Laval' takip etti. Titredim. Hangi akla uyup buraya inmek istedim? Ya bilinaltnda korkumla yzlemeye kalkmtm ya da elim ayam tutulmutu. Yant bilmiyordum, ama korkum imdilik depreivermiti ve iki Fransz nmde yrrken ben panikten donup kalmtm. Josh, "Hey, sen iyi misin?" dedi. "Birazck sarslm gibisin." "ey... iyiyim." "Kapal alanlardan rahatsz m oluyorsun?" Zannederim Josh derdimi anlamt, ama kafam iki yana salladm. "Hayr, ben iyiyim, doru sylyorum." Ama aslnda iyi deildim. Neredeyse aklm karacakm gibiydim. Kafamn iindeki dnceleri databilmek iin tnel kemerinin stndeki, Franszca bir eylerin yazl olduu siyah ta bloku parmamla gsterdim. "Ne diyor burada?" Josh gzlerini ksarak okudu. '"Delisin sen, daha bir gn bile yaamay bilmeden kendine koca bir mr sz veriyorsun.'" "Ne anlama geliyor?" Bu soruyu sorarken zaman kazanmaktan baka bir amacm olmadn iin iin biliyordum; katakomp tnellerine girmek gzme ok korkun grnyordu. Aklm baka bir eye vermem gerekiyordu. Josh, "Kate" dedi, "u anda iir eletirisi yapabilecek durumda deilim. Ama ne olduunu bilmek istiyorsan, galiba Dante'den bir dize; yanlyor da olabilirim." leride, Delon el fenerini sabrszca sallad. "Madam, Msy. Ltfen benden uzaklamayn. Emniyetiniz iin." Anbean korkumun arttn hissediyordum ve her attm admda tnele girdiime biraz daha piman oluyordum. Siyah granit zerindeki yazya tekrar baktm. "Sen bunu bir uyan gibi alglyor musun?" "Nereden alglayacam. Haydi, aray amayalm." Ve bunu syler sylemez Josh beni kolumdan tuttu ve
beni tnelin keskin dilerle dolu aznn iine soktu. 54 "Uzaklama" dedi Josh fsldayarak ve elimi tuttu. Elimi kavrar kavramaz kendimi gvende hissetsem de attm her admda korkum bydke byd ve hzl hzl nefes alp vermeye baladm. Delon ile Laval nmzden yryorlar, el fenerleriyle rutubetten sanki smk-lym gibi grnen duvarlarda k oyunlar yapyorlard. Hava nemliydi ve tavandan aaya sular damlyordu. Her admmzda siyah, dz bir tan zerine yazlm ve duvarlara imentoyla monte edilmi eski Paris sokaklarnn adlarn okuyorduk. "Bu grdkleriniz Paris'in eskiden kalma cadde adlar. Cadde tabelalarn da llerle birlikte buraya koydular" dedi Delon elindeki haritaya bakarken. "phelinin grlm olduu geit buradan yaklak iki yz metre ileride olmal." "Bu adamn kapana ksldndan emin misiniz?" diye sordum yaadm korkuyu belli etmeden. "Katakomplardan kaamaz m?" Delon bam haritadan kaldrd. "Kt zerinde, katakomplar etraftan kapal tneller dizisinden ibaret. Ancak, birtakm sylentilere baklrsa, buralardan ehrin kanalizasyonlarna, yani tnel sisteminin dndaki baka bir sisteme kan birka tane elik kap da bulunuyor. Ama birka yl nce kaplar, ehri terrist saldrlardan korumak amacyla belediye mhendisleri mhrledi." "O kaplarn hl mhrl olduuna emin misiniz Mfetti?" diye sordu Josh. Delon bam sallad. "Laval'a mhendisler yle demilerdi. Ama tabii ki, kanalizasyonlarda yatp kalkanlar bu mhrlerden birini krabilir her zaman." "Yatp kalkanlar m?" diye sordum. "Uyuturucu ii yapanlar, polis tarafndan aranan sabkallar arasnda bazen kanalizasyonlarda kalanlar olur. Kanundan katklarndan emin, yer altnda geici olarak yaptklar odalarda saklanrlar. in dorusunu sylemek gerekirse, bize cesetleri ihbar eden ve adn vermeyen adamn da onlardan biri olabilecei kafam kurcalyor. Belki aranan biri olduu iin polise kimliini vermemitir." Josh da, "Bir dier ey ise, buralarn toplumun marjinal kesimlerinin 205 rabet ettii yerler olmalar; mesela travestilerin, sadomazoistlerin, ite aklna ne gelirse onlarn." "aka m yapyorsunuz?" dedim. "Aklna gelen her eyi burada bulursun" diye eklemede bulundu Josh. "Bu kanalizasyonlarla ilgili ok ey okudum; ok garip bir yer buras. Zannederim btn bir yer alt kltr burada yayor. Tabu bu tr bilgileri turist rehberlerinde falan bulamazsn." "Kesinlikle yle" diyerek yantlad Delon glmseyerek. "Haydi gecikmeyelim." Kafatas ve kemiklerle dolu maarams kemerli yollardan getik. Bu grnt benim klostrofobimi daha da artrmt; sanki beynime kan f-kryordu. Baylacakmm gibi hissediyordum ve bir adm daha atabilecek miydim bilemiyordum. "Nereden gidiyoruz Mfetti?" diye sordu Josh. Delon haritasna bakt ve el fenerini sol tarafa doru tuttu. "Buradan zannederim. Yaknmda durun ltfen.
Katakomplarn bu taraf olaanst tehlikelidir. Tneller buradan farkl ynlere atallamaya balar." Karmzdaki duvarlara aniden ksa bir glge dt ve ardndan yok oldu. Tnelin iinde bir kama sesi iitildi. "leride biri var" dedim fsltyla, kalbim gm gm atyordu. Delon o srada silahn hazr hale getiriyordu; yz boncuk boncuk terliyordu. "Peimden ayrlmayn" dedi rica eden bir sesle ve temkinli admlarla ileriye doru yrd. Bir keyi dndk ve orada tnelin iki geide ayrldn grdm. "Hangi taraftan?" dedi Josh fsldayarak. Delon kan ter iinde kalmt, haritaya bakp duruyordu, ama yzndeki ifadeden ne yapacana karar veremedii anlalyordu. "ok emin deilim, o yzden de dalsak iyi olur diye dnyorum. Matmazel, size Laval'la gitmenizi nereceim. Msy, siz de benimle gelin. Ve ltfen dikkatli olun. Eer herhangi bir ey grrseniz, telsizle balantya geebiliriz." Tnelin daha da derinine ilerlemek fikri, yanmda Laval olsa bile, hi houma gitmemiti. Orada yle, hibir ey yapmadan duruyordum; tek isteim bir k yolu bulmakt ve iimden geen korku dolu sesler bana glgeler tarafndan izlendiimizi sylyordu. Ben de kendime btn bunlarn kafamn rn sama sapan fikirler olduunu sylemeye alyordum. Anszn Delon'un telsizinden sesler gelmeye balad ve Delon telsizi dudaklarna gtrp fsldayarak cevap verdi. "Oui?" Delon telsizde sylenenlere hzl hzl konuarak cevap verirken Josh da el fenerini yzme tuttu. "ok iyi grnmyorsun. yi olduundan emin misin?" "Bilmem..." Boncuk boncuk terliyordum ve korkularmn her geen saniye biraz daha azgnlatn hissediyordum. Kontrolm tamamen 206 kaybetmek zereydim, her an dp baylabilirdim. Delon telsizdeki konumasn bitirip, "pheli ahs tekrar grlm" dedi. "Nerede?" diye sordu Josh. Ben korkudan hibir ey yapamayacak durumdaydm, bu yzden de Delon, "Buradan yz adm kadar tede, bu ynden gidiliyor" derken sesimi bile karamadm. "En iyisi ikiye ayrlalm. pheli bu tnellerden birini kullanarak bize doru gelecek. Madam, siz Laval'la gidin, msy de benimle gelsin. Ve Tanr akna ltfen dikkatli olun." Delon saa dnd Josh da Delon'la birlikte tnelin iinde gzden kaybolmadan nce bana el sallad. Dedektif Laval bana dnd. "Hazr msnz Madam?" Hayr,diye avaz avaz barmak istedim. Bir milim bile kprdaya-mam. Korkudan aklm karacak gibiyim ve u anda tek dndm ey buradan kmak, ite bunlar haykrarak sylemek istedim. Ama bunlar syleyeceime dedektife kendimi zorlayarak glmsedim. "Tabii. Peinizden geliyorum." Laval pek ikna olmu gibi grnmyordu, ama omzunu silkti. Sonra silahn hazrlad ve tnelin iine girdi, ben de onun peinden gittim. Kemerli yolun gerisinde saldrgan, kadnn dedektifin arkasndan gidiini izledi ve iinden kfretti.
Yznden terler akyordu. Katakomplarda kouturup durmaktan nefesi kesilmiti, yakalanmamak iin var gcyle abalyordu. Polis btn klar kapatmt. Sol eline az trtkl kanl bir bak ald. Peinden gelenleri ldrmedii srece burada byle kapal kalacan biliyordu. Gzleri karanla almt ve sakland stunun nnden nce dedektifin, onun ardndan da kadnn getiini grd ve gzleri ldad. Kadnn silahnn olmadn fark etmiti, ilk len kadn olacakt. Dedektif ile kadn ilerledi, ayak sesleri de uzaklat. Kanl ba ceketinde sildi ve kendi kendine srtt; her ikisinin iini de bitirebileceinden emindi, ii, ban onlarn etlerine saplama arzusuyla, onlar kvranp aclar iinde can ekiirken grme arzusuyla yanp tutuuyordu. Ama nce kurbanlarna yaklamas gerekiyordu; ayrca onlar hangi yntemle artacan ok iyi biliyordu. Bulunduu yerdeki duvarda tepedeki lambalara enerji salayan bir elektrik devresi vard. Bann madeni tarafyla elektrie ksa devre yaptrabilirdi. Bann ucunu vidaya dayad ve kutunun kapan amaya balad. 55 Bir uyurgezer gibiydim, karanlk bir blmedeydim, buradan nasl kacam bilmiyor, kendi kendime aptalca yol aryordum ve o srada yanmdaki tek ey, mantkd korkulannd. Her ne kadar kendime defalarca endie edecek bir ey yok desem de, kapana kslmadm telkin etsem de, buradan istediim an kacam sylesem de, hibir ie yaramyordu. Sonsuz bir korkudan kurtulamyordum. Terden srlsklam olmutum, bacaklarm tir tir titriyordu bu arada Dedektif Laval'm sinir krizi geirdiimi anlamasndan endie edip duruyordum. imdi kendime bir k yolu bulmam gerekiyordu; delirmeden kalabilmemin tek yolu buydu. Tam o srada korkun bir ey oldu. drt dakika boyunca keleri dnp durup tnel labirentinin biraz daha derinlerine indikten sonra, Laval'm kaybolmu olduu fikrine kapldm. Tepedeki lambann nda haritay gzden geirdi, ben de bu arada onun burnundan boncuk boncuk terlerin damladn fark ettim. "Bir eyiniz yok ya?" diye sordum sesimin titremesine hkim olmaya alarak. Umutsuzca korkulanm yenmeye alrken kavga ya da uu drtmn glendiinin de farkndaydm, yani damarlarma adrenalin hcum ediyordu. Laval bana zgn bakl bir dachshund cinsi kpei andran bir ift kocaman, kahverengi, Fransz gzleriyle bakt. "ey, pek emin deilim Madam." "u haritaya bir bakaym." "Bir ekilde buradan danya kabileceimizden bir phem yok." "Bir ekilde mi?" imden, Tanrm, Laval, buras akam gezisi yapmaya ktmz kr bahesindeki labirent falan deil, diye geirdim. imdi gerekten de panie kaplmaya balamtm. Laval'a uzattm elim tir tir titredi, korku sesimi bouklatrd. "Ltfen... kafa kafaya verirsek daha iyi olur." "Kafa kafaya m?" diye cevap verdi Laval, anlayamamt. "Eer iki kii bir mesele zerinde alyorsa, izlenecek yntemi birlikte kararlatrdklarnda anslar daha fazla olur demek istiyorum. "Tabii, tabii." Laval bana el fenerini verdi, haritay inceledim ve ada208
mm kafasnn karmasnn ok doal olduunu dndm. Bu harita mhendisler iin hazrlanm gibiydi, her taraf anlalmas olanaksz kck sembollerle doluydu: hatlar, kutular, garip kk genler, btn bunlar kafes kafes kaim, deiken izgilerle buluuyorlar, ortaya sanla sarho bir rmcek tarafndan yaplm gibi grnen bir a kyordu. Haritann orasn burasn doldurmu Franszca kelimeler ise benim kafam kartrmaktan baka bir ie yaramyordu. "Kutularn ve sembollerin anlam nedir?" "Pek emin deilim" dedi Laval itiraf ederek. "Emin deil misiniz?" Laval kafasn kad. "Mhendislerle grp fikir alacak zaman olmad. Ben de haritay takip edebileceimi sandm, ama imdi kafam kart Madam." "Mthi." Yumuak bir p sesi duydum, yere baktmda yukardan akan suyun ayaklarmn dibindeki genie bir su birikintisine damladn grdm. Yoksa tavan kecek de ieriyi su mu basacak? imdi paniim mantk d olmaya balamt. Tanrm, kar beni buradan, bir an nce... Ve ardndan aklma gelebilecek en kt ey oldu. Bir kazma sesi duydum ve yaknlarmda bir eyin varln hissettim. Dndm ve glgelerin arasnda elektrik kvlcmlarnn saldn grdm. Hemen ardndan da tnelin ii karanla gmld. 56 Panie kapldm, el fenerini elimden drdm ve k kapand. Eilip almak istedim, ama olduum yerde aklp kalmtm. Karanlkta cesaretimi toplayabilecek gc kendimde bulamyordum ve ne yapp edip cesaretimi topladmda, dokuna dokuna slak duvara dokundum. "Laval!" dedim fsldayarak, ama aslnda lk atmak istiyordum. "Ben buradaym Madam" yantn verdi onun sesi. kr Tanr'ya."Neredesiniz?" "Yaknnzdaym Madam. Ltfen olduunuz yerde kaln; ben size geleceim." "El feneri!" "Ben bulurum" yantn verdi. Sesimden muhtemelen korku iinde olduumu anlamt. Laval'n sesi yakndan geliyordu, ama bulunduu yeri anlayabileceim bir yaknlk deildi bu. Sesi kontroll ve korkusuzdu, zaten yle olmasayd benim de aklm karmama neden olurdu. Iklar snmeden nce kvlcm grdmden emindim. Ayrca, karanlkta sanki biri varm gibi tuhaf bir duyguya kaplsam da zorlanarak alp verdiim nefesimden ve Laval'm sigarasn ekerken kard sesten bakasn duymuyordum. Sonra bir ey bana dokundu ve sradm. "Benim" dedi Laval bouk bir sesle. "Siz iyi misiniz Madam?" "Sesi duydunuz mu? Bir de kvlcmlar grdnz m? Iklar snmeden nce" dedim fsldayarak. "Ses mi?" diye sordu Laval. "Kvlcm m? Hayr Madam, ne grdm ne de duydum." Rahatlamtm. Ses muhtemelen kafamn rnyd. Ama kvlcmlar grdmden adm gibi emindim. "Iklarn snmesine ne yol am olabilir?"
"Tanr bilir. Ama bunlar olan eyler. El feneri nerede?" "Drdm. imdi eilip yerde bulmaya alacam." Btn cesaretimi toplayarak, dizlerimin stne ktm. Etrafm saran karanlkta sanki ayakkabl biri adm atm gibi, gcrtl bir sesi duyar gibi oldum. "Laval, siz misiniz? Siz hl orada msnz?" 210 "Evet Madam." Tann'ya kr."Bir santim bile kprdama." "Tabii." Elimi amurlu suda dolatrdm. amurlu suyun ii kk ta paralar ve pislikle doluydu, elimi soktuum eyin baka bir ey olmasmdan korksam da neyin iinde olursa olsun, el fenerini mutlaka bulmam gerekiyordu. Hangi cehenneme gitti? Sol tarafma dndm, yerde feneri arayan elim heyecandan tir tir titriyordu. Elime fare falan deecek diye dm kopuyordu. Karanlkta kt dnceler kafama yordu, bir tabutun iindeymiim gibi skntlydm. Sanki diri diri gmlmtm. Ve derken elim sert bir eye dokundu. O nesneyi parmamla drtmeden nce korkuyla geri ekildim. EL feneriydi bu. Tann'ya kr. "Buldum" dedim ve feneri skca kavradm. Cam krlmam gibiydi, ayrca dmesi hl akt. Dmeye birka kere bastm, ama almad. Kahretsin. Ya ampul yanmsa? Ya da piller gevediyse? Tam o srada arkamda bir angrt duydum; sanki madeni bir nesne yere dm gibi bir ses kmt. Korkudan sradm, kalbim yine gm gm atyordu. "Laval? Siz miydiniz? Ne oldu?" Ama cevap veren olmad. Delirmi gibi el fenerine sarldm ve birden k yand. Tann'ya kr. Tnelin ii aydnlanverirken gzlerimi krptrdm. Ardndan insann elinin ayann kesildii ok geldi ve kalbim yerinden frlayacakm gibi att. Blme bombotu. Laval yok olmutu. 57 Gsm tkanmt. Blmenin iinde tek bama kalmtm. Ya baka biri varsa? Sanki yaknmda biri varm gibi garip bir duyguya kaplmtm. O ey neyse grmyordum, ama varln hissedebiliyordum. Ardndan Laval'm otomatik silahm amurlu su birikintisinin iinde grdm. Herhalde silahn elinden drmt; madeni ses de demek silah yere dtnde kmt, iyi ama Laval langi cehenneme gitmiti? "Laval? Orada msnz? Cevap verin ltfen..." Cevap veren olmad. Sorumu lk atarak sormak geti iimden. Yoksa Laval karanlk tarafta myd? Peki ama neden byle bir ey yapsn ki? Ayrca karanlk taraftaysa bile, bana imdiye kadar cevap verirdi. Yok oluunun ardnda ok daha ktcl nedenler olmalyd. Eilip Laval'n yerde duran silahn alrken dizlerim titredi.
Ve o anda bir ey grdm. Siyah bir ayakkabyd bu. Ayakkab bir stunun arkasndan kt, be metre kadar bir uzaklktan. Yoksa Laval o stunun arkasnda m saklanyordu? Peki ama neden saklanyordu ki? Korkudan ta kesilmitim, tam Laval'n silahn sk sk tutmutum ki stunun arkasndan bir ayan ne dora kaydn grdm ve Laval karma kverdi. Olduum yerde aklp kaldm, rahatlamtm. "kr Tanrt'va. Siz orada ne yapyordunuz?" Laval'm boynuna bir kolun dolanm olduunu grdm Tyler rpertici bir kasap ba Laval'm grtlana dayanmt. Dedektifi rehin tutarm yzn gremedim -yz karanlkla kalmt- ama Laval korkudan baylacak gibiydi. Alnnda terler panldyordu ve boulacakm gibi bir sesle konutu. "Ltfen Madam, yanl bir ey yapmayn,.." Bir ey yapma niyetinde deildim, ama tepeden trnaa uyumu bir halde artk ayrntlar tek tek ortaya kan rehin alma sahnesine bakarken Laval' rehin alana, "Sen kimsin?" dedim. Bana cevap vermedi, ama Laval'm boazndaki kolunu biraz daha skt, dedektifin sesi bouk bir fsltyla kmaya balad. "Ltfen Madam, silah brakn yoksa beni ldrecek." 212 El fenerini Laval'n yzne tuttum, sonra da ani bir hareketle katilin yzne. Katil stunun arkasnda kendini ok iyi gizlemiti. Sadece yznn karanln iindeki tarafn bir an grebildim, ama hemen geriye ekildi. Kim bu, dedim iimden. Aniden ban ucunu Laval'n boazna batrd ve kan damlamaya balad. "Ltfen Madam..." Laval bouk bir sesle yalvaryordu. Eer silah elimden atarsam katilin ikimizin iini de bitireceini biliyordum. Katilin Laval'n kulana sesini deitirmeye alarak bir eyler fsldadn duydum.www.cizgiliforum.com Dedektif bouk bir sesle, "Diyor ki" dedi, "eer silah brakmazsanz imdi boazm kesecekmi..." Laval'n yz korkudan morarrken baklarnn gaddarca olduunu grdm ve Franszlarn ne kadar cesur insanlar olduklarn anladm. "Tamam, silah brakyorum" dedim. Silah yere yava yava brakrken el fenerinin n da sabit bir ekilde Laval'n yznde tuttum ve Laval'n yzyle bana belli belirsiz hayr, silah brakma, demeye altn grdm; onun verdii emirlere uyma, diyordu dedektifin baklar. Silah brakma, diyordu sanki. Onun hakl olduunu biliyordum; ikimizin de sa kalabilmesinin tek yolu o silahn bende olmasyd. Ve hemen harekete gemem gereken bir an geldi. Laval homurdand ve byk bir g harcayarak saldrgann elini kavrayp kurtulmaya alt. "Vur onu!" diye haykrd bouk bir sesle. Ama der demez de sesi kesildi. Saldrgan bakla dedektifin boazn kesti ve fskiyeden fkrr gibi bir kan dedektifin boynunu krmzya boyad. Ama ite o ksack anda saldrgann yz el fenerimin na yakaland ve katilin yznde siyah kar maskesi olduunu grdm, kafasna nian aldm. ki el ate ettim, saldrgan karanln iinde kayboluverdi.
Tekrar ate ettim, bir el daha, tnelde onu yaylm ateine tuttum, mermilerden biri saldrgann tam kafasnn arkasna yle bir hzla isabet etti ki, kafatas duvara arpt. Ardndan bir uval gibi yere ylp kald. 58 Havalara uuyordum. Garnal'n kopyasn ldrmtm. Ama feneri Laval'a tuttuumda sevincimden eser kalmad. Laval'n boazndan kan akyordu; gmlei ve ceketi krmzya boyanmt. Dedektif hl sad; dudaklarnn arasndan hrltl bir ses kt; elimi abuk tutmazsam adamn kan kaybndan leceini biliyordum. Boynumdan fularm karp kanamay durdurmak iin boazna bastrdm. "Beni duyabiliyor musun Laval?" Gzkapaklan kprdad ve zor duyulan bir sesle yant verdi. Tam o anda arkamdan bir ses duydum sanki, silah kaptm gibi arkama dndm, el fenerinin katilin bedenini aydnlatt. Hareketsizdi. Gerekten de l m? Kalbim skt, ama karanlk ve kapal yer korkumdan imdilik eser kalmamt; katilin yzn grmek istiyordum, beni ve Laval' ldrmek isteyenin kim olduunu grmek istiyordum. Fransz'n sa elini alp fularn zerine skca bastrdm. "Boynuna bastr, kanamay keser. Beni anlyor musun?" Laval'n gzleri kapand, ama elini boazna bastnyordu. Katilin bedenine biraz daha yaklatm, yaklarken elimdeki el feneri karanln iinde dans etti. I sabit hale gelene kadar maskeli adamn suratna tuttum; maskeden adamn sadece gzleri grnyordu. Boazmda bir ekime hissettim. Sol gznn zerinde merminin kt deliin izi vard ve sol enesinin zerindeki paralanm etten ve kemiklerin arasndan kan akyordu, buras da sktm mermilerden birinin ynl maskeden girdii yerdi. Anszn katilin sa eli hafif bir spazmla titredi. Kalbim yerinden frlayacak gibi oldu, silahm katile tuttum ye dudaklarnn arasndan snen balon gibi kan bir hava sesi duydum ve gs indi. Eli dt ve orada bklm bir pene gibi hareketsiz kald. Tnellerden birinden ayak sesleri yanklanmaya balad. Arkam dndmde Delon ortaya kt, Josh da onun arkasnda, silahl jandarmann, arasndayd. Ben hl oktaydm, ama artk bildiim bir ey varsa o da Josh'n yanmda olmas ve kolunun omzumda olmasyd. "Merak etme buradaym." "ldrdm onu Josh. ldrdm onu!" dedim bouk bir sesle. Ama 214 gzlerim Laval'a kaynca gereklerle yz yze geldim. "Hemen bir ambulans ve salk ekibi lazm. Laval'n kanamas ok kt." Delon hemen Laval'n yardmna kotu ve nabzm yoklad. Jandarmalardan biri telsizinden bir eyler syledi ve birka dakika ierisinde baka bir tnelden niformal baka bir jandarma yannda iki salk grevlisiyle birlikte kageldi. Salk grevlileri hemen Laval'n bana ktler ve sonunda Delon yanma geldi ve bir elini omzuma koydu. "yi misiniz Madam Moran?" , "yi saylrm. Ben Laval'dan endieleniyorum. Yaayacak m?" Delon'un yznde endieli bir ifade vard, Laval'a doru bakt, salk grevlileri abucak Laval' sedyeye koydular ve gtrdler, iki jandarma da ellerinde fenerlerle salk grevlilerinin peinden gittiler. "Elimden sadece dua etmek geliyor. O benim en iyi dedektiflerimden biriydi. Ne oldu burada?"
Olanlar Delon'a anlattm. Karanlkta yerde serilmi yatan maskeli bedene bakarken Delon'un alnnda boncuk boncuk terlerin biriktiini grdm. Silahn beline takmamt henz. "una bir bakalm." Josh'la birlikte Delon'u takip ettik. Mfetti fenerini katilin kafasna tuttu ve kanl kar maskesini syrarak karmaya balad. Beklentimin ne olmas gerektiini bilmiyordum, ama mantkd bir dnceye kaphverdim: Yoksa Gamal'n yzn m greceim? Delon maskeyi kard. Katilin yznn sol taraf benim attm mermilerle parampara olmutu. Onun da ayn Gamal gibi siyah salar vard, Akdenizlilere zg buday tenliydi, ama benzerliklerinin bittii yer de burasyd. l adam Gamal'dan daha yalyd, daha iri yaplyd ve omuzlar daha geniti. Ayrca her iki kolunda bacaklarn ayrm kaba saba kadn dvmeleri vard. "lgin" dedi Delon katilin yzn incelerken. "Bu adam tanyor musunuz?" diye sordu Josh. Delon ban sallad. "Evet, tanyorum." "Kimdi?" diye sordum. Delon'un baklar acmaszlat, ban katakomplara doru evirdi". nsanda dehet uyandran ryen kemik grntsne artk dayanam-yormu gibiydi. Silahn beline takt. "Gelin, biraz temiz hava alsak iyi oLcak." 59 Be dakika sonra ta basamaklardan serin Paris gneine ktk. Bir ambulansn hzla uzaklatn grdm. Byk olaslkla Laval' tayordu, Delon durdu siren sesleri yanklanan ambulansn uzaklamasn izledi. Laval'n silahnn hl elimde olduunu fark ettim, arjr kardm, emniyetinin kapal olup olmadna baktm ve silah mfettie iade ettim. "Peki imdi ne olacak?" Delon tabancay ve arjrn cebine att. "Doal olarak olayla ilgili resmi bir soruturma olacak. Bu soruturma Fransa'dan ayrlma zgrlnzn nnde bir engel oluturmasa da yaplmas gerekiyor, anladnz m?" "Tabii ki." "Laval evli bir adam, ocuu var, eer lrse ok kt olur. ansmza siz saldrgan vurabildiniz."Delon cebinden bir paket Gauloises kard ve Josh'a ve bana ikram etti. "Sigara?" ikimiz de kafamz sallayarak imediimizi belirttik. "Vurduum adam kimdi?" diye sordum. Delon sigarasn ucuz, plastik bir akmakla yakt ve dumann fledi. ini ekti ve caddenin kar tarafndaki bank kafasyla iaret etti. "uraya oturalm." On adm yryerek caddenin karsna geip banka oturduk. Yan ta-rafmzdaki bankta bir grup arap oturmular, aralarnda sohbet edip, esrarlarn saryorlard yanlarnda polislerin olduunu fark etmeden. Delon, Gauloises'dan bir nefes ekti. "Ad Pierre Jupe, kaak bir katildir. Bir yl nce iki kadnn vahice tecavze urayp ldrlmelerinden sulu bulunup mebbet hapse mahkm olmutu. Bir ay kadar sonra da Paris'in dndaki ok iyi korunan bir cezaevinden kamay baarabilmiti. Btn polis alarma geti ve byk bir arama operasyonu balatld, ama Jupe bulunamad. imdi onun yer altnda saklanm olduunu anladm. Acmasz bir katilin iini bitirmekle bize byk bir iyilikte bulundunuz."
"Peki ama neden Constantine Gamal tarz cinayet ilemi olabilir?" Delon omuz silkti. "Cinayeti onun ilediinden gerekten de emin 216 miyiz? Size sylediim gibi, polis tarafndan aranan sabkallar bazen Paris kanalizasyonlarnda saklanrlar. Zannederim dn katili yer altnda arama almamz srasnda ona ok yaklatk ve belki de Jupe kendi gvenlii iin bir ekilde katakomplara girdi. Belki de bunu karlmamas gereken bir frsat olarak grm olabilir. Onun ans yokmu, ama bizim varm." "Jupe'un kanalizasyondaki ifte cinayeti ilemi olduu dncesinde deil misiniz?" diye sordum. Delon dnd. "Adli tp soruturmasnn sonucunu beklemeden bu sorunun cevabn vermek ok zor. Ama baz phelerim var. Jupe kurbanlarn dn ldrlen iki Amerikal'nn ldrlme tarzyla ldrmezdi. Peki ben de FBI'n neden iki ajann bu kadar abuk bir ekilde Paris'e gnderdiini sorabilir miyim? Galiba, ikiniz de bu vakayla zel olarak ilgileniyorsunuz." Josh, "Biz Gamal'n kopyasnn faaliyette olduunu dnyoruz. Geen hafta Amerika'da iki kiiyi ldrd" dedi. Delon kalarn atarak yzmze bakt. "Anladm. Meraktan yani." "Bizim vakamz ile sizinki arasnda bir ilinti var m, renmek istedik. Varm gibi grnyor. Han konumu akla ayn katili getiriyor." Delon ayaa kalkt ve sigarasn ayakkabsyla ezdi. "Yani ortaya kacak. Ve katil, maalesef hl kaak. Ancak sorumlusu her kimse, onu yakalamak iin elimizdeki tm imknlar kullanacamza sizi temin ederim. FBI'yla ibirlii iinde olacamzdan emin olabilirsiniz." Serin bir rzgr esmeye balad, yakam kaldrdm. Delon iyimser grnse de katilin bulunacandan pek emin deildi. "Kanalizasyonlar-daki cinayet mahallini grmek istiyorum" dedim Delon'a. "Btn bu olanlardan sonra oraya gidebilecek gcnn olduundan emin misin?" diye sordu Josh. "Evet, ben iyiyim. Tabii sizin iin bir sakncas yoksa Mfetti?" Delon ban sallad. "Tabii ki. ok uzakta deil, yaklak bir kilometre uzaklkta. Oraya hemen gidebiliriz." Josh'la birlikte Delon'un Renault'suna bindik ve birka dakika sonra kendimizi heybetli, eski ta binalarla evrili bir ticari blgede, arnavut-kaldrm deli bir sokakta bulduk. Sokan ortalarnda bir yerde iki jandarma kordonla evrilmi olay yerinde nbet tutuyorlard; biz arabadan inerken jandarmalar bizi selamladlar. Delon, "in kt taraf bu blgede genellikle ofisler var, akamlar bo bir blge, bu yzden soru sorabileceimiz bir tank bulabilme ansmz olmad. Cesetler biraz ileride bulundu." Mfetti kaldrmlardaki ar madeni bir zgaray iaret etti. El fenerini hl elinde tutuyordu, bana ve Josh'a da birer el feneri verip jandarmalarla konumaya gitti, jandarmalar zgaay kaldrdlar, ortaya aaya uzanan ta basamaklar kt. Delon, "Buras kanalizasyonlara bakm onarm girilerinden biri. Mhendislere gre, zgarann kilit mekanizmas ok basitmi, fazla zorlanmadan alabilirmi."
Delon'un peinden, merdivenlerden aaya, karanla doru indik; ierisi kanalizasyon ve biraz da benzin kokusuyla doluydu. Sokan altndaki devasa kanalizasyon tnelinin iindeydik; tnelin her iki tarafnda da eski zamanlardan kalma tatan yry yollar vard. Lamdan pis bir nehir ortadaki oluktan hzla akyordu. El fenerimi tuttuumda smks kahverengi duvarlar ve rutubetten parldayan bombeli bir tavan kt karma. Yukarya uzanan ta basamaklardan sadece birka adm uzaklktaydk ve gn maviliini bulunduum yerden grebiliyordum; zaten klostrofobimi yattrmam da gkyzn gryor olmam salyordu. Biz sol taraftaki yry yolu zerindeydik; Josh birka adm arkamda durmu, iren kokuyu maskelemek iin azna, burnuna kt mendil tutarken ben de bulunduumuz yeri inceledim. Ancak grlebilecek fazla bir ey yoktu. Cesetlerin yaklm olduu noktada beton arlklarn zerine tanabilir metal borular dikilmi, bunlarn evresi de olay yeri eritleriyle kordon altna alnmt; tebeirle daire iine alnm betonun zerindeki kararm alan katilin ate yakt yerdi. Kararm beton zeminin bir ksm koyulam katran gibi grnyordu. El fenerimi o koku yayan karanla doru tuttum; Delon bize byk daire iindeki tebeirle izilmi kk daireleri gsterdi; bu kk daireler kurbanlarn baltayla paralandktan sonra ayrlan kemiklerinin yerlerini gsteriyordu. Bu olay yerinin grnts benim tanklk ettiim Gamal'n cinayet mahalleri grntsnn ayns olsa da tylerimi diken diken etmeye yetiyordu. Be dakika kadar sessiz sedasz bir denetimden sonra, Delon o korkun kokuya dayanamayacak gibi oldu ve, "Yeteri kadar baktnz m?" diye sordu. "Bence baktk. Ya sen Josh?" Josh ban sallad ve kt mendili azndan ekti. "Bence de." "imdi sizi otelinize gtrmem gerekiyor, non?" dedi Delon. Kanalizasyona uzun uzun baktm ve benzeri sorularla kendi kendime eziyet edip durdum: Burada ldrlenler kimlerdi ve neden ldrlmlerdi? Tepemden, Paris'in trafii skk ilek caddelerinin sesleri hafif hafif geliyordu. Katilimiz alt milyon cann yaad bir ehirde hl elini kolunu sallayarak dolayordu; her nedense bizimle oynadn ve bu oyunun da eytani bir plannn paras olduunu syleyen tuhaf bir duygu vard iimde. Josh elimi tuttu, beni dlerimden ekip ald ve burnunu buruturdu. "Zannederim mfetti bizim otele gitmemiz konusunda hakl Kate. Burasn ziyaret ettikten sonra iyi bir du alsak gzel olur diye dndm." 60 Mrit yataa oturdu, kadnn soyunmasn seyretti. Lo bir kla aydnlatlm oda temizdi, yatak rtleri yeni serilmiti ve havada lavanta kokusu vard. Kadn gayet ekiciydi; kadn giysisini karrken dikkatle incelemiti; kadn onun nnde klot ve sutyenle kalmt. Adam Franszca, "Gerisini de kar" dedi. Kadn adama glmsedi ve sutyeninin kopasm at. ri memeleri itah acyd; tam da istedii gibiydi. "Her eyi kar" emrini verdi, nefes alp verii sklamt. Kadnlarn soyunmasna baylrd; kadnm incecik klotunu yava yava karp ayayla hem klotu, hem de sutyeni yatan zerine atmasn zevk dolu baklarla seyretti. "Kafanzda tam olarak nasl bir oyun var Msy?" Mrit srt antasn yerden ald ve iindeki eyalar yava yava kard; san renkte bir peruk, pastel kremi gece elbisesi, Clinique marka No. 31 pembe "style" bir dudak ruju, siyah dantelli bir klot ile sahte altndan zincir. Bunlarn hepsi Kate Moran'n yazlk evinde grd eyalarn aynsyd; ayn olmayan tek ey peruktu. teki eyler ise hl adamn srt antasnn iindeydi.
Kadn eyalar inceledi ve glmsedi, sanki senaryoyu biliyormu gibiydi; bu herif de teki John'lar gibiydi; bunlarn tek derdi bir zamanlar sulandklar komu karsna ya da beceremedikleri bir kadna benzeyen birini bulmakt. Moron herif, kim bilir kime benzeteceksin beni. Kz adamn yataa serdii eyalara bakarak kafasn sallad ve eyalarn arasnda duran peruu ald. "Btn bunlar giymemi mi istiyorsun?" "Evet." Mrit srt antasn kapad. antada kalan eyalar byk final iindi. Kzn knta knta gece elbisesini, sonra da klotu giyip zinciri takmasn seyretti, aynann karsna geti, peruu kafasna takt ve pembe ruju dudana srd. Ellerini kalalarnn zerine koydu, ileriye doru uzand, memelerini gsterdi. "imdi beni s.....k istiyor musun, cheri Kaltak karnn iini iyi bildiinden hi phe yoktu. Mkemmeldi. Lo k altnda ve birazck da hayal gcyle ayn Kate Moran'a benzeyebilirdi. "Evet. Gel buraya" emrini verdi adam bouk bir sesle. Kz kvrtt, parmaklarn adamn salarnda dolatrd ve adamn gznn iine gzlerini dikti. "Sen en iyisi beni bir gzel ..k, cheri." "Merak etme, merak etme, s......im" dedi sz vererek. "Ama birazck sert olmak istiyorum." "Bana bak, ben acayipliklerden, ar eylerden holanmam, tamam m?" Bir anda adam deiiverdi. fke adamdan yanarda patlamas gibi boald, kadnn kollarn yakalad, kadn ters evirdi ve acmaszca arkadan girdi, kadnn salarn kavrad. Kadn biraz korkmu gibiydi, ama fazla ikyet etmedi; kzn sert sekse alkn olduu ok belliydi. Be dakika kadar srd, boaldktan sonra srtst yataa uzand. "Gzel miydi?" diye sordu kz adama dnm salarn toplarken. "Tabii." Kaltan hi de umurunda deil diye dnd adam. Kan sadece sohbet ediyordu. Adam kafasn sallad. "Sen bir saat dedin, benim de canm bir kere daha yapmak istiyor." Kadn omzunu silkti, hafife iini ekti, sonra dnp adamn suratna "yetmedi mi" dercesine bakt. "Nasl istersen." "Eil. Sana yine arkadan geirmek istiyorum" emrini verdi Mrit. Kadn eildiinde adam abucak srt antasna uzand ve iinden incecik, sekiz santimlik bir deri alt inesi kard, ineyi kzn sa kalasna daldrd, sonra kzn kafasnn arkasna sert bir darbe indirdi, kz sersemleyerek yataa dt. Kz acdan inliyordu, darbeyle fel olmutu. Kala gz arasnda adam az tkac ile ipi ald. Kzn bilinci hl yerindeydi, tam lk atacakken adam kza tekrar vurdu. Kzn kafas bir tarafa dt ve bedeni hareketsiz kald. Bir dakika sonra kz skca balad, azna tkac soktu ve kaim bir iple kzn elleri ile kollarn skca balad. Adam kz tokatlayarak ayltt. Bu sefer bilinli olarak daha kk bir doz kulland. Kz ldrrken kzn gzlerinin beyazlarn da grmek istiyordu, nk ayn eyi Kate Moran'a da yapacakt. Kz ald ilatan dolay sersemlese de karsndaki adam a, sanki o mlayim, saf bakl mterisinin bir anda vahi bir canavara d nmesine inanmak istemiyormu gibi korku dolu gzlerle bakyordu. ite adam en ok bunu seviyor, kurbanlarnn korkuyla fel olmala. -na baylyordu. Kurbanlarnn gzlerindeki yalvaran baklar kendini bir tanr gibi hissetmesini salyordu. Srtt. "Hani holanacam sylemi -tin ya ok haklymsn, cheri. ite zaten elence de burada balyor." plak bir panik kadnn yzne yayld ve tkaca ramen lk atmaya alt. Kzn yznn kpkrmz kesilmesi adamn fkesini kabartmt, kzn damarlar patlayacak gibiydi. Ama ne yaparsa yapsn, bir ie yaramazd. Yardm isteyen haykrlarn duyuramazd.
Mrit srt antasndan kasap ba takmm kard. 220 Mrit leden nce Air France havayollarnn Zafer Tak'ndan kalkan servis otobsyle Charles de Gaulle Havaalan'na doru yola kmt. Gl olduunu hissediyordu, sanki yeniden domu gibiydi; yeniden baka bir grnme brnm, temiz temiz giyinmiti, sana krlam bir renk vermiti ve briyantinle arkaya yatrmt, gzlerinde deniz mavisi kontak lensler vard. ok k, keten yazlk takm elbise giyiyordu ve deriden pahal bir bavul tayordu. Rue Boulard Soka'na cinsel iliki amacyla giren, srt antal birine onu benzeten kmazd. Otobs Charles de Gaulle D Hatlar Kalk Terminali'ne yanatnda, dier yolcularla birlikte otobsten indi ve yoldan karya geerek terminale girdi. Air France'n rezervasyon masasna ulat ve olduka gzel, koyu krmz bir ruj srm Fas asll gen bir kadn ona kahverengi gzleriyle kocaman glmsedi. "Msy?" "Uu iin check-in yaptrmak istiyorum. Business class biletim var." Kadn kalarn att. "Uuunuz nereye Msy?" "stanbul'a." 61 Otelimiz Sol Yaka'dayd. Krk yln bamda da olsa yle ucuz bir motel odasnda deii, adam gibi drt yldzl bir otelde kalacaktk. Her birimizin Msr ii pamuklu yatak rtleriyle kapl, iki kiilik geni yatakl birer odas vard, aynca iebildiimiz kadar ay ve kahve tepsisi ile bir de bir mini bar vard. Hatta birazck da olsa Sen Nehri ile Eiffel Kulesi manzaras da vard ve farkl koullar altnda buraya gelmi olsaydk Normandy Oteli romantik bir tatil iin kusursuz bir yer saylabilirdi. Josh benimle odama geldi ve beyaz mermerli Montmarte Katedra-li'ne kadar uzanan artc manzaray seyrettik, iimden oooo falan demek geti ama kendimi tuttum. "Hi byle bir yerde olacan aklna gelir miydi?" diye sordu Josh. "Umduumdan ok daha iyi." Tabii bir de yle bir ey eklemek isterdim, ama eklemedim: Eksik olan tek ey buray paylaacak bir sevgili. Arkama dnp baktm, Josh omzuma bir elini koydu. "atmadan sonra kendini iyi hissettiine emin misin?" Onun dokunuunu tenimde kk bir elektrik akm gibi hissetmitim. "Gayet iyiyim" diye yalan syledim, ama bu konu zerinde daha fazla konumak istemedim. Onun dokunuu ok iyi gelmiti, ama elini ekmiti. "Sen tnellerden ok rahatsz oldun bence." Josh'm gzlemine erh dmem gerekiyordu. "Beni birazck rahatsz etti, ama imdi iyiyim. Peki sen bu akam ne yapmak istiyorsun?" Dn biletimiz akt; daha sonra Delon'la ayrntlar hallederdik; ama imdilik nmzde Paris vard ve artk u ldrdm adamla ilgili bir ey dnmek istemiyordum. Beni teselli eden tek ey Jupe'un acmasz bir katil olmas, masum kurbanlanna akl almaz ikenceler yapm olmasyd. Ama bir insann cann almak gibi bir ar sululuk duygusu bu tr eylerle ortadan kalkmyordu.
Josh, "Uakta fazla uyumadm grdm, herhalde epey yorgun d-msndr" dedi. "Ben biraz olsun dinlenebildim. Birazck kestirmek ister misin? Sonra saat yedide buluuruz, olur mu?" "Bana uyar." Delon bizi o akam yemee davet etmiti ve akam sa222 at 7:15'te lobide bulumay kararlatrdk, ama Delon'un kafasnn La-val'n salk durumuna taklacan ve ziyaretileriyle sosyallemede zorlanacan dndm. "O zaman saat yedide buluuyoruz." Josh kapya doru yneldi, ama anszn dnd. "Bir soru sormamn mahzuru var m?" Gzleri yzme taklp kald. "istediini sor." "Bundan nce vurup ldrdn biri oldu mu?" "Hayr. Bir keresinde birini yaraladm. Ya sen?" Josh ban sallad. "Yedi yl nceydi. Eer iinde birazck insanlk varsa, byle bir ey hi de katlanlabilecek bir ey deil. Kendimi toparlamam aylar ald. Hep uykuna girer, bir sre kbuslar grrsn, hatta kendinden phe etmeye bile balayabilirsin, yeteneklerinden, davranlarndan phe duyarsn." Kafam salladm. "Btn bunlarn benim de bama gelmesini bekliyorum Josh." "te o zaman mcadelenin yarsn kazandn demektir. Zaten ben de unu sylemek istiyorum, eer cann oturup konumak isterse, ben iki kap tendeyim. Biliyorum biz i arkadayz, ama arkada da olabileceimizi dnyorum." Onun koluna dokundum ve gzlerinin iine baktm. Gerekten de efkat ve ilgi doluydu. "ok sa ol." Ve derken Josh hi umulmadk bir ey yapt. Elini uzatt ve elinin ayasyla hafife yanama dokundu. Byle bir hareket karsnda arp kalmtm ve gzleriyle gzlerimin iine bakmaya balaynca ileriye adm atp onun kollar arasnda rahatlama ve onu pme istei geti iimden. Ama Sen Nehri'nden geen bir barann anszn ac ac alan dd btn byy bozdu ve kendimizi orada ylece durmu birbirimize salak salak bakarken bulduk. "Eer bana ihtiyacn olursa sadece seslen yeter" dedi Josh sessizce. Elini sktm, o da elimi skp ekildi. "Teekkrler Josh." "Hadi sen uyu, tamam m?" Josh gittikten sonra pencerede durdum ve Sen Nehri'ne baktm. Souk yeil nehirde baralar gelip gidiyordu. Yamur yamaya balamt, caddeleri, sokaklar hafiften yaan bir yamur yalyordu. Henz len vaktiydi, ama Paris'e indiimizden beri bir sr ey olmutu ve tm bu olanlann gerek olduuna inanabilmem iin kendimi imdikleraem falan gerektiini dnmeye balamtm. Evet, Paris'teyim. Ve evet, biraz nce de bir adam vurarak ldrdm. 223 Ama beni en ok rahatsz eden ey bizim kopyac katilimizin hl ortalkta dolayor olmasyd. imdi neler yapacan merak ediyordum. Uyumak ok zor olacakt. Gzmn nne karanlk katakomp
grntleri gelip duruyordu ve tnele girip btn bunlar yaadma hl inana-myordum. Ama byle bir eyi bir daha yapmay hi istemediimi biliyordum. Korkunun zerinde ah, diyordu aklm bana Korkuyu avantajn iin kullan. Tabii ya, ok kolayd, insan korkuya kaplnca anlyordu neyin ne olduunu, iimi bir hzn kaplayverdi, sonra maskeli adamn bam Laval'm boazma dayay gzmn nne geldi, kafasma kurun skarak ldrdm an hatrlaynca rahatladm hissettim. Pencereden uzaklatm, parampara olduumu hissediyordum, yatan zerine serildim. Bir be dakika sonra uyku sard bedenimi. Her nedense, Josh'n avucunun yzme dokunuunu hayal ettim. Eer onun daha ileri gitmesine izin verseydim ne olurdu? O konuya girmemeye altm. Sonunda uykuya daldm, kafamda karanlk tnellerin ve biraz nce ldrdm adamn mermiyle dalm yznn grntleri dolap duruyordu. 62 Angel Krfezi, Virginia Stone arabasn Kate Moran'n evinin nne ekti. Gus Norton bakml bahelere, lks semtin evlerine ve ana binaya durup bir an bakt ve slk ald. "Vay be, ne gzel bir yer buras. Moran ne zamandan beri burada oturuyor?" "Tanmalarndan alt ay sonra buraya yerleti. Sonra Bryce ld ve vasiyetinde tm mlkn Moran'a brakt." Norton yine slk ald. "Buras milyon dolarlk bir yer yahu. Peki ama sen Moran'n zel yaam konusunda nas bu kadar ok ey biliyorsun?" "nk benim iim bilmektir. ay nce krfezin tesinde Victoria tarz bir ev bir buuk milyona gitti. Sen buray hesapla artk." "Demek Moran iyi bir i yapm." Stone'un yznde gcenik bir bak belirdi. "O rakama bir yarm milyon daha ekle, bir de Bryce'm brakt tablolar, bence bu kadn FBI'da kalarak sadece zamann doldurmay bekliyor. Bana sorarsan, hatun tam bir hazine avcs." Arabadan inmek iin emniyet kemerini zd. "Sence mantkl bir i mi yapyoruz Vance" diye sordu Norton. "O yurtdnda. Bu elimize geen en iyi frsat." Norton kendinden pek emin deilmi gibiydi. "Yani onu demek istemedim. Yapmay planladn eyin tam olarak yasal olmadn sylemeye altm." Stone i ekti. "Dinle, dallamalk yapma. Bu Moran bugne kadar hep bize gol att. imdi gol atma sras bizde." "iin yasad taraf haricinde Vance. Hrsz gibi kapy knp eve gireceiz Tanr akna." Stone pis pis glmsedi. "Ve bunu bizden baka bilen olmayacak tabii sen eneni amazsan. Tamam m? Haydi imdi yazlk eve girelim." Norton isteksizce ban sallad. Stone ona, bir ift plastik kant toplama eldiveni verdi, dier ifti kendi cebine att ve yazlk evin n tarafna gidip diyafon dmesine bast. 225
"Madem Moran Paris'te o zaman neden zili alyorsun?" Norton eldivenleri takt. "Kadn yalnz yaamyor mu?" "Haftada iki kere temizliki kadn geliyor ve bugn de kadnn temizlik gn. Normalde kadn bu saatlerde gitmi oluyor, ama bamza bir i almamak iin gittiinden emin olmamz gerekiyor. Eer kadn cevap verirse, yanl adrese geldiimizi syler ve daha sonra yeniden geliriz." "Peki ya alarm varsa?" "ifresi David Bryce'n doum gn." "Peki sen btn bunlar nereden biliyorsun?" diye sordu Norton. Stone iaretparmayla Norton'un burnuna vurdu. "Ben ev devimi yapyorum." "imdi kafam kartrmaya baladn. Bana kalrsa sen epeydir bir sr ev devi yapp duruyorsun Vance." "Tamam, bir sre nce Kate'in ekmecesine yle bir gz attm. ifrenin not defterinde yazl olduunu grdm. Ayrca evine ait bir adet yedek anahtar buldum, gidip kendime yedeini yaptrdm. Mutlu musun imdi?" "Hayr, deilim Vance. Kadnn zel eyalarn kartrarak fazla ileri gitmi olmuyor musun? Bu senin yaptn sahtekrla girer. Eer Lou renirse senin canna okur. Peki baka ne haltlar kartrdn bakalm?" Stone aniden i arkadana dnd ve tehditkr bir bakla bakt. "Hibir ey, iittin mi? Ve eer sen eneni tutarsan Lou hibir ey renemeyecek. Ben de biz i ortayz zannetmitim Norton. Sen kimin taraf ndasn?" "Tabii ki i ortayz, ama.." "O zaman bana gven. Syledim sana, Moran bir sr su iledi ve ne pahasna olursa olsun ben onun bu iledii sular ortaya karacam." Stone kar taraftaki bo arsalara bakt, sonra kap zilini birka kere ald. Kimse cevap vermedi. Ardndan ceketinin cebine elini soktu, bir anahtar takm kard ve Norton'a, "Moran'n inine girip bakma zaman geldi" dedi. 63 Yazlk evin antresine girdiler, Stone yaptrd anahtarlar elinde tutuyordu. Stone alarm kapatrken Norton da kapy kapatt. n odaya getiler. Salondaki geni pencerede krfez manzaras ayaklar altndayd. "Hey be, manzaraya bak" dedi Norton. "Biz buraya almaya geldik, krfezi seyretmeye falan deil, haydi i bana" dedi Stone. "Ayrca ok dikkatli ol Gus. Birilerinin buraya geldiini anlasn istemiyorum bu kadn." "Tabii. Her eyi bulduum gibi brakacam." "Sen alt kata in, ben yatak odasna." Be dakika sonra Norton mutfak ekmecelerini ekip amaya, mektup ve fatura ynlarn kartrmaya balamt, derken Stone'un yukardan ona seslendiini iitti. "Hemen kalk gel buraya." Norton merdivenlerden yukarya kt. Kate Moran'n yatak odasna girdiinde Stone dolaplardan birinin
nnde duruyordu, yz boncuk boncuk terlemiti. "una bir bak" dedi. Tahta bir askda bir dpiyes asl duruyordu. Norton ceketin kollarnda gm ilemeleri grd ve "Hassiktir" dedi fsldayarak. "Ayn Emily Jenks'in dedii gibi. Gm ilemeli ak mavi dpiyes." "Biz imdi ne yapacaz bununla?" diye sordu Norton ne yapacan bilemez halde. "Kant torbasna atp yanmzda gtreceiz. Diaz'a inceleteceiz, Fleist'n kznn trnak altnda ve kpein penelerinde bulduumuz kuma paralaryla bu dpiyesinkiler birbirlerini tutuyor mu diye baktracaz. Diaz'a bu giysinin kime ait olduunu sylemem gerekmiyor." "Nasl yani? Bizim bu evi arama iznimiz bile yok Vance. Kimse kabul etmez byle bir kant." Stone bir kant torbasn cebinden dikkatlice kard, ardndan giysiyi katlad ve torbann iine att. "Baka seeneimiz yok. Moran bunlardan kurtulmann bir yolunu bulabilir. Birazck daha arama yapalm." "Neyi arayacaz?" "Gzmze arpan ilgin ne varsa. Sonra da buradan ekip gideceiz." 227 Yirmi dakika sonra ev alarmn yeniden altrdlar ve Taurus arabalarna bindiler. "imdi ne olacak?" diye sordu Norton. Tek bulduklar ey bir dpiyesti, ama Stone'un keyf yennde gibiydi, keyifle kontak anahtarn evirdi. "Hatrlyor musun kz ile eski kocasnn ldrlmesinden sonra Brogan Lacy'yle konumutuk." "Evet." "Aklma o kadnla tekrar konumak geliyor, tabii bu sefer Moran'n durumunu gz nnde tutarak. Belki de eski kocasyla evlenmek isteyen kadnn syleyeceklerini bir kere daha duymak iyi olabilir. Ve belki de Lou'yu da gtrrm." "yle mi?" "yle. Sonra da ona bulduumuz eyi sylerim." 64 Paris, Fransa Sen Nehri'nden geen barann ddk sesiyle uyandm. Darda hava souktu ve saatime bakarken sersem gibiydim. Saat akamn akyd. Birazck daha uyuma umuduyla perdeleri ektim, ama topu topu saat uyuduktan sonra bir saa bir sola dnp durdum. Lou'yu en ksa zamanda aramam gerektiini biliyordum, o yzden kendime bir Nescafe yaptktan sonra Lou'yu zel numarasndan aradm. nc zilden sonra sesli mesaj kt. Onu tekrar arayacam, eer onun beni acilen aramas gerekiyorsa cep telefonumdan bana ulaabileceini telesekretere kaydettim. Katakomplarda olanlardan ona bahsetmedim; onu bir araya geldiimizde anlatacaktm. Ona Franszlarn soruturma yapacaklarn sylemekten ekmiyordum: Lou ajanlar hakkndaki her trl soruturmadan
nefret ederdi ve byle bir eyin onu ok sinirlendireceini dnyordum. Sonra kalkp cep telefonu mesajlarma baktm. tane vard, eski kocam Paul'dendi bunlar ve mesajlarn benim Atlas Okyanusu zerinde utuum srada cebim kapalyken gnderilmi olduklarn dndm. "Baksana, geen gn iin ok zgnm. Hakikaten pislik yaptm." Ama sesinde herhangi bir pimanlk yokmu gibi geldi bana, yalnzca kendi haline acyordu sanki. "Bir yerde oturup bunlar konumaya ne dersin Kate? Dorusunu sylemek gerekirse, ben sensiz yaayamam. Ayrca beraberliimizi bozmamamz gerekiyordu, boanmak byk bir hatayd." Bir sonraki mesaj ok daha ksayd ve onu cevapsz brakmamdan iki saat sonra gnderilmiti. "Sorun nedir, neden aramyorsun? Ara beni Tanr akna." ncs saat sonra gnderilmiti ve hakaret ieriyordu. "Neden aramyorsun ulan? Sen beni neden grmezlikten geliyorsun bakaym? Bana bak, sen beni grmezlikten falan gelemezsin, duydun mu? Sikerim seni." Paul'e neler oluyordu byle? Suzanne hayatndan kp gittiinden 229 beri kadnlara kar saldrgan olmaya balamt. Sinirlerine hkim olamayacandan korkmaya balamtm; davranlar gittike ktlei-yordu. Eer dikkatli olmazsa, ban derde sokacakt. Kalkp onu aramann anlamsz olacan dndm. Yediye eyrek kala duumu almtm, sam ykam ve akam yemei iin krem rengi pantolon ceket giymitim. Be dakika sonra Josh'n kapsn aldm. zerinde kollar dirseklerine kadar uzanan ak gri bir eofman vard ve spor kyafet iinde onun ok daha yakkl grndn kendime itiraf ettim; gri renk onun gne yan tenini, kasl kollarn ve kvrck olduu kesin bir gnlk kirli sakaln ortaya karyordu. "Erkencisin. Uyuyamadn m?" diye sordu. "Hayr. Yorgunluktan geberiyordum, ama en fazla saat uyuyabildim. Ya sen? imdi kalkp da ml ml uyudum falan deme bana." Josh glmsedi ve beni ieriye buyur etti. "Olduka iyi uyudum. imdi bir du alp tra olacam, en fazla on be dakika sonra hazrm." Ayn dedii gibi, on be dakika sonra asansrden aadaki lobiye iniyorduk. Josh yazlk kumatan spor bir pantolon ve siyah mokasen ayakkablar giymiti, zerinde mavi bir spor ceket ve ak yaka mavi bir ynl tirt vard, ayrca yzne srd tra sonras losyonu gayet gzel kokuyordu. "A msn?" diye sordu. "Pek deil. Zannederim silahl atma bende itah falan brakmad. O yzden neresi olursa ben uyarm, hatta sandvi, patates falan da olur." Kafamn iinde onca mesele varken yemei dnemezdim. Biz lobiye girerken Josh glmsedi. "Delon'a sandvi, patates kzartmas yenen yerlere gidelim falan demeyelim sakn, yoksa adam kriz geirir. Franszlar biliyorsun, onlar mutfaklarn ok ciddiye alrlar. Sen Lou'yu aradn m?" "Evet, ama masasnda bulamadm." "atmayla ilgili mesaj braktn m?" "nemli bir ey olduunu, k frsatta beni aramasn syledim."
Lobide Delon'dan iz yoktu ve on dakika bekledikten sonra caddeye kp orada beklemeye karar verdik. "Ben de acaba Stone herhangi bir gelime kaydetti mi diye merak ediyorum" dedi Josh. Stone aklma bile gelmemiti. Tek dileim gelecekte de karma k-mamasyd. Ama Josh'a yant verecek zaman bulamadm, nk kaldrma kar kmaz beyaz bir Citroen yanmza yaklat ve Delon srcnn yan tarafndan indi. Arka kapy ap bizi arabaya davet etmeden nce ellerimizi skt. "Ge kaldm, iin zr derim, ama Laval' grmek iin hastanedeydim." "Nasl oldu?" "Sa, ok kr, ayrca doktorlar da umutlu, bu da iyi haber tabii." Delon bizi arka tarafa oturttu. Restoran Latin Mahallesi'ndeydi, ara230 bayla be dakika kadar gittik ve bu kadar ksa bir yolda mfetti kck arabay cin arpm gibi aralarn arasndan geirerek srd; ama Paris'te herkes kafay ekmi gibi araba kullanyordu. "Maalesef baka bir haber yok benden, sadece katili ve kantlar bulmak iin katakomplarda arama yapmaya devam edildiini syleyebilirim. Yirmi kadar arama ekibim var, gece gndz alyorlar, bu yzden zaman alacak." "ki kurbanla ilgili olarak adli tptan herhangi bir rapor geldi mi?" diye sordum. "O konu zerinde hl alyoruz. Aslnda, eer bu konuyla ilgileniyorsanz Paris'teki kalnz bir iki gn uzatabilirsiniz, belki o sre ierisinde biz de bir eyler bulmu oluruz." Josh, "Mfetti" dedi, "eer patronumuz izin verirse, seve seve kalrz." Ama Paris'te fazladan bir iki gn kalalm deyince Lou'nun ne cevap vereceini biliyordum: Knz kaldrp hemen buraya gelin, pronto. Lks ve iyi klandrlm, Sen'e bakan bir restorann nnde durduk. Delon, Citroen'i n tarafa park etti ve hep birlikte ieriye girdik. Birden itahm alverdi ve masaya oturduktan sonraki iki saat boyunca taze pavurya salatas, barbunya bal ve buharda halanm sebze yedim, arkasndan da creme brulee tatls geldi. Yarm ie beyaz arap ve yemekten sonra itiim bir kadeh konyakla keyfim de yerine geldi. Her ne kadar kafas hep Laval'n salk durumuna taklp dursa da, Delon bizi ok iyi arlad, ok gzel elendirdi. Restorandan karken otelimize brakmay nderdi, ama Josh bana, "Nehir kysnda biraz yrmeye ne dersin? Temiz hava iyi gelir. Sonra da bir taksiye atlarz" dedi. Sen Nehri'ndeki kprler kk yeil lambalarla klandrlmt ve bazlarnda nehir kysndaki yry yoluna inen merdivenler vard. nmzden bir turist baras hzla geti, baray donatan gl halojen lambalarn XII. yzyldan kalma Ntre Dame Katedrali'ni l l aydnlatverdi. Josh'n teklifi kafama yatmt, Delon'a dnp, "Eer kusura bakmazsanz biz yle bir yrsek olur mu Mfetti?" dedim. "Sonra otele dneriz." Delon omzunu silkti ve elini uzatt, "istediiniz gibi. Eer benimle temasa gemek isterseniz numaram var sizde. Yarn konualm o zaman." Delon'un elini sktm. "Yardmlarnz iin ok teekkrler Mfetti." "iyi geceler Madam, Msy." Delon kibarca eildi, Citroen'ine bindi ve uzaklarken bize el sallad. Dnp Josh'a baktm. O da durup bana bakt, ama baklarnn anlamnn farkl olduunu dndm, sonra kibarca bana kolunu uzatt. "Haydi biraz dolaalm."
65 Richmond, Virginia Stone, adli tbbn karsndaki belediyeye ait park yerine girdi. "Lacy bize sadece on be dakika ayrabileceini sylyor, saat ikide iba yapacak." Lou Raines le yemei iin yannda getirdii baharatl tavuk tikka sandviini bitirdi ve azn bir kt peeteyle sildi. "Hangi akla uyarak onunla konumak istediini bana sylemedin. Senin derdin ne?" Stone park edecei yere geri geri giderek girdi. "Belki de Brogan Lacy neden eski kocasnn vasiyetini deitirip eer Megan da lrse Kate Moran' tek vris olarak atadna bir aklk getirebilir." Raines sandvi paketinden kan stre filmi elinde top yapt, kl tablasna att ve derin derin iini ekti. "Moran' pasif greve almaktan sana bahsetmitim galiba. Aranzda bir kan davas gdeceiniz hi aklma gelmezdi. Senin teorine kredi mredi veremem Vance. Ben Kate'i tanyorum. O entrikalardan anlamaz, hele hele cinayet iinden hi anlamaz. Bu teorinin sama sapan olduuna dair seninle her trl iddiaya girerim." Stone fkesini kontrol etti ve kapy at. "Asla gz ard edemeyeceimiz bir gerek var, o da Gamal'n Bryce cinayetlerini ilemediini iddia etmesi. O zaman u anda elini kolunu sallayarak dolaan kopyac katil herhangi biri de olabilir. te bu yzden bu grmeyi yapmama izin versen ne olur, Lou? Bakalm neler anlatacak bu kadn bize?" "imdeki ses bu grmenin yzde yz vakit israfyla sonulanacan sylyor" dedi Raines homurdanarak; bu srada caddenin kar tarafna gemiler ve adli tp binasna girmilerdi. Stone odalarn yan yana sraland bir koridora girdi ve kaplardan birini ald. "Gelin" dedi bir kadn sesi. Adamlar ieriye girerken Brogan Lacy kafasn dizst bilgisayarndan kaldrd. Kadnn masasnda yenmemi bir sandvi ile bir ie maden suyu, defterlerin, kalemlerin arasnda duruyordu ve kadn ziyareti grmekten pek memnun olmam gibi bakyordu. Stone, "Sylemenize gerek kalmadan yakanzdan deceimize sz veriyorum" dedi. 232 Lacy birtakm ktlar dosyaya yerletirirken dalgn grnyordu; gzln kard. "Telefonda da size izah ettiim gibi, Ajan Stone, saat ikide bir otopsiye girmem gerekiyor." "Evet, Han'fendi, anlyorum. Bu fazla zamannz almayacak." Stone Raines'i tantrd. "Zannederim amirimle tantnz kendisi Ajan Raines'tir." "Evet, bir yarglama srasnda karlamtk." Brogan Lacy, Ra-ines'in elini skt ve misafirlerine iskemleleri gsterdi. "Buyurun oturun Beyler." Stone bir sandalye ekip oturdu, ama Raines ayakta kalmay tercih etti. "Sizi megul ettiimiz iin gerekten ok zr dileriz Bayan Lacy. Son karlamamzdan bu yana naslsnz?" Anszn i gerei yzne takt maske dt ve Brogan Lacy'nin yznde ac dolu bir ifade belirdi, "lyileiyorum Bay Raines. insanlar genelde doktorlarn lm acsna daha dayankl olduunu zanneder, nk lm doktorlarn meslek yaamlarnda gndelik bir eydir. Ama korkarm hibir eitim bu dnyadaki tek evladnzn acsn hafifletemez." "Eminim hafifletemez. yle bir kayp insann bana gelebilecek en byk acdr" dedi Raines iten bir
sesle. "Zannederim David'in lmn daha kolay kabullendim, nk biz zaten boanmtk ve ayr hayatlar yayorduk, ama insan ocuklarndan boanamaz ki." Raines, "Boanamaz, tabii" diye cevap verdi. "ok zgnm, belki sormamam gerekirdi. Acnzn hl iinizi yaktndan eminim." Lacy, "Aslnda, departmannzn David ile Megan'n katilini yakalam olmasndan dolay size kran borlu olduumu sylemenin de zaman gelmitir bence." "Teekkr ederiz" yantm verdi Raines. "Peki imdi sizlere nasl yardmc olabilirim?" Stone, "Eski kocanzn vasiyetiyle ilgili bir konu. Bu sabah sizinle konutuumuzda bana David'in btn mlklerini Megan'a braktn sylediniz. Ancak Megan'n lm halinde tek vris Kate Moran olacakt." "Evet, doru." Stone ciddi bir ses tonuyla, "Bayan Lacy, David'in Kate Moran' bu ekilde vris yapmas size garip gelmedi mi? stelik onu bir yl gibi ksa bir sredir tanyorken?" "Garip derken neyi kastediyorsunuz?" "pheli bulmay kastediyorum" yantn verdi Stone. Brogan Lacy, bir Raines'e bakt, bir Stone'a ve kalarn att. "Bu konumann nereye varacan sormama izin var m?" Stone, "Aklamalar daha sonra yapabiliriz Bayan Lacy" dedi. "Eer imdi sorularmza yant verirseniz ok memnun olacaz." Brogan Lacy kalarn att. "Yani siz imdi Kate Moran'n eski koca233 mn vasiyetinden fayda salamak iin yanl bir ey yapm olduunu mu sylyorsunuz? Yani, kocamn lmyle elde ettikleri yznden ondan phe mi ediyorsunuz?" "Byle bir ey syleyen olmad Dr. Lacy" yantn verdi Raines. "Sylenmesi de gerekmiyor, ama eer ben sar deilsem byle bir ey kastedildi." Lacy bir Raines'e, bir Stone'a bakt, bir yant bekledi. Stone bir cevap vermeye mecbur kald. "Birtakm balantlar kurmaya alyoruz diyebiliriz." Lacy kalarn att. "Ne balants? Ben soruturmann kapandn zannediyordum. Eski kocam ve kzm ldren adam idam edildi." "Evet, yle Bayan Lacy, ama sorumuza dnecek olursak, siz bu durumu garip bulmuyor musunuz?" diye sordu Stone yeniden.
Lacy, "Bakn" dedi, "btn bunlarn ne anlama geldiini bilmiyorum, ama bir konuyu netletirelim. David Kate'e kt. David en sonunda ruh ikizini bulduuna inanyordu ve ben de onu sevecek biriyle olmasndan ok mutluydum. Deneyimime bakarak sylemem gerekirse, onunla yaamak ok zor bir iti. ou sanat gibi, o da deiken mizal bir insand, zellikle de baarl olduktan sonra byle olmutu. Ama ben Kate Moran'n eski kocamla evlenmeyi paras iin istemediinden eminim. Sorunuzu yantlam oluyor muyum?" "Bundan ok emin grnyorsunuz." "Ajan Stone, ben hazine avclarn tanrm ve Kate Moran kesinlikle onlardan biri deil, hani belki siz de Kate Moran' yle sanmsnzdr diye sylyorum." Stone ellerini masann zerine dayad ve yeni sorusunu sormak iin kadna doru eildi. "Onunla David'in ilikisi cannz hi skm myd?" Lacy kalarn att. "Bu soruyu neden sorduunuzu merak ettim." Stone bu soruya karlk olarak hafife glmsedi. "Nedeni yok, sadece merak." "Dorusunu sylemek gerekirse, en iyi dnemlerimizde bile Da-vid'le birlikteliimiz frtnal oldu. Ama ne mutlu ki, boanmamzn ardndan iyi bir evli ift olamasak da ok iyi arkada olduumuzu kefettik. Ve tabii aramzda bir de Megan vard, ikimiz de byle bir ocuumuz olduu iin ok mutluyduk. O ok iyi bir evlatt, kesinlikle her ikimizin de en iyi taraflarn almt. Ve biz onu hep derinden sevdik. ok derinden hem de." "phesiz" dedi Raines hafife. Lacy bir an durdu. "Tuhaf olan ey nedir biliyor musunuz? Ben her gn otopsi odasnda lmlerle, cinayetlerle urayorum. Meslek hayatm boyunca akla gelebilecek her trl lm grdm, ama David ile Megan'n lleri buraya geldiinde onlar grmeye cesaret edemedim. 234 Eer grseydim kalbim parampara olacakt. Ama tuhaf olan sevdiini kaybedenler iin her trl terimin kullanlyor olmas Ajan Raines. Bir ocuk anne babasn kaybedince biz ona yetim deriz. Bir kadn kocasn kaybedince dul olur. Ama bir anne babann ocuunu kaybettiinde hangi terim kullanldn bilmiyorum, siz biliyor musunuz?" Raines ban "bilmiyorum" dercesine sallad. Brogan Lacy'nin sesindeki plak duyguyu fark etti ve doktorun kendini tutamayp hngr hngr alamak zere olduunu anlad. Kadnn arkasnda bir kitap raf grd ve sadece kadnn dikkatini datmak iin rafa gidip Zehirler ve Tedavileri adn tayan bir kitab ekip ald. "Siz her trl zehirlenme vakasyla urayorsunuz, deil mi?" "Ne?" Raines elindeki kitab gsterdi. "Zehirlenme vakalar. Size gelen ok tr var deil mi?" Lacy konunun deimesini frsat bilerek kendini toparlad, bir kt mendille gzlerini sildi. "zr dilerim. Evet, sk yaadmz bir ey. ocuklar tehlikeli ev temizleyicileri ya da ilalar kazaen yutuyorlar. Maalesef baz durumlarda kayp veriyoruz." "Zehirler konusunda uzman msnz?" "Hayr, ben zehirbilim uzman deilim, ama otopsi odamda bir sr zehirlenme vakasyla altm. Neden
soruyorsunuz?" "Bir nedeni yok." Raines kitab yerine koydu. Lacy sabrsz bir sesle, "Anladm kadaryla ikiniz de bana gerekesi olmayan sorular soruyorsunuz. Sorularnz hl bitmedi mi?" Stone, "Hemen hemen bitti. Ben yine orijinal soruma dneceim. Eski kocanzn Kate Moran' ok az bir sredir tanmasna ramen vasiyetinde vris olarak gstermesinde bir tuhaflk olduunu dnmyor musunuz?" Lacy biraz fkeli bir ifadeyle kafasn iki yana sallad. "Hayr, dnmyorum. Aslna bakarsanz, eer onu vrisi yapmasayd iin iinde bir tuhaflk olduunu dnrdm. David kibar bir adamd, hayatm boyunca karlatm en kibar adamd, zellikle de para konusunda Ve benim kiisel olarak, onun parasna ihtiyacm yoktu, benim kendi param vard. Ama Kate Moran' David ile Megan'n lmyle ilikilen-dirmeniz ilgimi ekti." "Biz yle bir eyi asla sylemedik" yantn verdi Raines. "Ben yle bir eyi asla sylemedim." Lacy, Stone'a ayn cevab beklercesine bakt, ama Stone azn amad. "Benimle ayn fikirde deilmisiniz gibi bakyorsunuz Ajan Stone." Stone'un az deta mhrlenmiti, Raines'e serte bakt. "Zannederim amirim sorunuza yant verdi Bayan Lacy." "Sizden kark mesajlar duyumsuyorum Ajan Stone" dedi Lacy. Stone hi sesini karmad. Gzle grlr bir neden olmadan Lacy 235 telaa kaplverdi ve saatine bakt. "Eer kusura bakmazsanz girmem gereken bir otopsi var. Normalde otopsiye girmeden nce bir kenara ekilip kafam toparlamaya alrm, o yzden de eer artk beni yalnz brakrsanz ok memnun olacam." "Bize zaman ayrdnz iin ok teekkr ederim Doktor" dedi Sto-ne, ama bunu derken hayal knklyla doluydu sanki. Lacy ziyaretilerini kapya kadar geirdi, Raines doktora elini uzatt ve ok iten sempatiyle, "Size en iyi dileklerimi sunuyorum Bayan Lacy. Dualarmda olacaksnz." O ve Brogan Lacy duygularna hkim olmakta zorlandlar. "Teekkr ederim Bay Raines. Ama bana hayat, dualarn bir eyi deitirmediini retti." 66 Brogan Lacy ziyaretilerinin ayrlmalarm bekledi, ardndan pencerenin nne geldi. Birka dakika sonra iki ajann binadan kp park yerine doru yrdklerini grd. Bu iki ajann buraya hangi ama ve drtyle gelip onu sorguladklarn merak etti. Sorduklar sorularla neyi ortaya karmann peinde olduklann anlayamamt, adamlar sanki karanlkta yollarn bulmaya alyorlarm gibi gelmiti ona. Pencerenin nnden uzaklat ve yemedii sandviini kedeki p kutusuna att. Bu gnlerde pek itah yoktu. Son bir buuk ylda on drt kilo vermiti ve eer dikkatli olmazsa herhalde bir on drt kilo daha verirdi. Ama gcn kaybetmemesi gerektiini biliyordu, kznn hatr iin kendini uurumlardan aaya atmamas gerekiyordu. Sevgili Megan'sz hayat onun iin gnden gne glemese.
Lacy tek evladn kaybetmenin nasl bir ac olduunu renmiti. Dnya zerinde cehennemi yaamakt bu. Sanki binlerce haner kalbine saplanyordu. Onun geride brakt boluu hibir ey doldura-maz. Gencecik yata gitti o. Lacy gelecek doum gnnde krk sekiz olacakt ve artk ikinci bir ocuk sahibi olma ansn tamamen yitirmiti, zaten olsayd bile o gzelim Megan'n yerini nasl doldurabilirdi? Arada srada, kznn glmseyii, kahkahas, esprileri ve incelikleri aklna geldiinde bebekliini, kollarnda tuttuu ve kollarnda sallayarak uyuttuu gnleri hatrlyordu, arada srada Megan'n mezarna diz kmek, kafasm taa vurmak geiyordu iinden. Constantine Gamal'n acmaszlnn yreinde at yara kapanmamt ve asla kapanmayacakt. Bu yzden aclarnn sorumlusunun kim olduunu ok iyi biliyordu. Neden baz insanlar hep ac verirler ve neden fatalanm dnmezler? Neden verdikleri aclarn mzminleeceini dnmezler?Lacy pencere nnden tam ayrlacakt ki orta yal bir kadnn hastanenin patika yolunda yrdn grd, kadnn kolunda gen bir kz vard, kzna ok benziyordu. Kz ok sevimliydi, on -on drt yalanndayd ve kzn san salan ayn Megan'nkiler gibi dalmt. Brogan Lacy gzyalarna bogulaca257 m hissetti ve pencerenin nnden ayrld, zorlukla kendini tutuyordu. Elleri titredi ve hatralarn ac verdiini hissetti. la tedavisi oluyordu, ayakta kalabilmesi iin baka aresi yoktu, nk yreindeki ac ok bykt. Bugn oyalanabilecei bir ii vard ve iini yaparken kafasnn din olmas gerekiyordu. Ama evine dndnde geceyi geirebilmesi iin ila almaya mecbur kalacan biliyordu. Kap alnmadan alverdi. Elinde bir yaz tahtas tutan gen bir kadn ofise girdi ve endieli bir sesle, "Siz iyi misiniz Dr. Lacy?" dedi. "Evet, Anne. Demin gzme bir ey kat da. Ama imdi iyiyim. Teekkr ederim." Kadn, "Otopsiye hazrz" dedi. Brogan Lacy yle dnd: Ne paftasna olursa olsun gl olmalym. Kendimi toparlamalym. Akl saln korumaya abalarken tkezlediini hissettiinde bunlar geirirdi kafasndan. Aslnda, her geen gn akimi biraz daha kardn hissediyordu. Gzlerini sildi, elleri titriyordu. "Teekkr ederim Anne. hemen geliyorum." 67 Paris, Fransa Josh beni kardan karya geirdi oradan da ta basamaklardan yry yoluna indik. Nehir kenarndaki banklara oturmu pen birka sevgilinin nnden getik. Onlar hayranlkla seyrettim. Bir erkekle pmeyeli, bir erkek tarafndan sevilip istenmeydi ok zaman olmutu. Hi alk olmadm kadar lk bir akamd ve yrrken Paris'in Da-vid'le birlikte halaymz geirmeyi istediimiz yer olduu aklma geldi. Bunu sylerken onun sesindeki heyecan kulaklarmda yankland: "Ritz'de kalrzKate. Baylacaksn." "Jupe'u ldrdn diye kendini hl zlyor musun?" Josh, dncelerimi datmt ve nehirden anszn esen rzgrdan korunmak iin kollarm nmde kavuturdum. "Galiba ben o engeli atm." Josh ban sallad. "Gzel. Ama kafanda baka eyler var herhalde. Gzlerin hep uzaklara taklp kalyor."
iimden, gemite kalan aclardan bahsetmek istemiyorum, dedim. Ama kendime ramen, konutum. Alkol birazck fazla karmtm ve ahverdim. Josh'a David'le yaptmz balay planlarndan bahsettim ve bunlardan konuunca birazck rahatladm hissettim. "Bir lmn ardndan insann kendini toparlayabilmesi ok uzun srer" dedi Josh. "Byle bir ey aceleye getirilemez. Ama bence insann kaybettiklerinin acsna gs gerebilmesinin tek yolu hibir ey dnmeden hayata devam etmek, aclan umursamamak. Ancak bunu yapabilirsin." Nehre baktm. "Bazen bu acnn stesinden hi gelemeyeceimi dnyorum. Baz gnler acm kafamdaki kk bir sanda kapatyorum, hatta aclar artk yok oldu diye kendimi kandrabiliyorum, ama hi ummadm bir anda sandn kapa alyor ve ac kp boazma yapyor. Bir insann k olmas ve o insan kaybetmesi nasl bir duygu bilmem biliyor musun?" "Nasl bir duygu?" 239 "Bazen insann yreini paralar; sonra da insana hayatnn geri kalannda o paralan toplatr. David'i kaybettiimde byle hissettim." Josh ok anlayl davranyordu. "Aka sylemem gerekirse ben de eski karm Carla yznden ayn eyleri dndm, insann bazen kendini nasl hissettiini biliyorum saylr. Herhalde asla saalmayacak yaralar da oluyor insann hayatnda. Ben on iki yandayken benden kk kz kardeim ld. ok tatl bir kzd ve ben onu ok severdim. Yirmi yl nceydi, ama kz kardeim aklma her geliinde iimde bir burkulma hissediyorum." Josh aniden yrmeyi brakt ve hafife bir kolunu omzuma koydu. "Herhalde gerek olan u ki, iimizde bir yerlerde aclar, yaralar yatyor ve bizler aclarmz saklamak iin elimizden gelen her eyi yapyoruz. Ama birileriyle konuma ihtiyac hissettiinde git bir yabancyla konu. Konumak ila gibidir. Sanki iindeki arl bakasyla paylatn hissedersin." Josh'n yumuak tavr ona duyduum yaknl artrd ve iim szlad. Katakomplardaki olay bizi birbirimize daha da yaknlatrsa da byle bir duygu yznden kendimi az kalsn sulu hissedecektim. "ok naziksin Josh." Eli bir sre omzumda kald, sanki bana baka bir ey syleyecekmi de fikrini deitirmi gibiydi ve elini omzumdan ekti. Benimle ilgilendii iin dokunduu hissine kapldm. Hibir ey konumadan bir sre yrdk, sonra, "Bana kendinden bahsetsene" dedim. Josh omzunu silkti. "Ya aslnda bahsedecek fazla bir ey yok. Benim hayatm ok skc." "Peki o zaman beni istediin kadar skabilirsin." "Peki ama sen istedin." Josh glmsedi. Be dakika boyunca bana gemiinden bahsetti. New York'ta domutu, anne babas krk yldan beri mutlu bir evlilik srdryordu. Babas televizyon kanallarnda metin yazarl yapm, annesi de bir devlet dairesinde sekreter olarak alm ve emekli olmu, iki aabeyi varm, onlar da televizyonculuk yapyormu, bir de kz kardei varm, ad Marcie imi, o da prodksiyon asistanl yapyormu. lk etapta bana evliliiyle ilgili pek bir ey anlatmad, sadece iki yl srdn ve Carla'dan boandm syledi. "Neden boandn?" diye sordum. "Bir sr neden vard. Genelde Carla'dan kaynaklanyordu, ama benim de bir ilikim oldu." Kalakaldm. Byle bir itiraf iitmek hi de ho olmasa da bana gerei sylemesinden bir bakma holanmtm. Josh, "oke olmu gibisin. Hey, hi de senin sandn gibi bir durum deildi" dedi.
"Aklama yapmana gerek yok." "Kate, gerek u ki, insanlar bir sr farkl nedenlerden dolay ilikiye giriyorlar-. Bazlar bencilliklerinden, bazlarnn da geerli bir nedeni var. Bahane bulmaya altm dnebilirsin, ama yle deil. Yanl bir ey yaptm biliyorum. Ama o dnemde biriyle duygusal bir ba kurmam gerekiyordu, ite ben de bu yzden ilikiye girdim. Carla o srada beni terk etmiti, ama yasal olarak evli gzkyorduk. Karma kan hanm ok iyi biriydi. Boanmt, birka ocuu vard, ilikimiz birka aydan fazla srmedi, ama bence beni delirmekten kurtard, ite evliliim bu kadar ktyd." "Nasl olur ama?" Josh omuz silkti. "Carla ona ok yakn olmama asla izin vermedi. O yle ok 'sokulgan' tarzda bir kadn deildi. Hatta Neal'le bile. Oluna kar annelik duygularn belli etmemesi beni deli ediyordu, iin dorusunu sylemek gerekirse bence Carla benimle hayatnda yeni bir dnem alsn diye evlendi, bana asla k olmad, hatta annelii bile sevmedi. Zaten Neal'in vesayetini almak istememesi de bunu kantlyor." "Ama bir iliki yaadn." Josh elini havaya kaldrd. "yle bir ey yaptm iin suluyum. Ama o dnemde doru olan yaptm dnyordum, yoksa delire-cektim. Carla'ya gerei syledim, olan biteni anlattm, o da bunu boanma bahanesi olarak kulland." Anszn cep telefonum ald, telefon iki kere titreti. Cep telefonumu antamdan kardm, ekrana baktm ve bir sesli mesaj geldiini grdm. Lou'dand. "Ben Lou, bana not brakmsn, ondan aryorum Kate. u anda katlmam gereken birka tane ok nemli toplantm var, ama seni daha sonra arayacam. Seninle konumam gereken birka mesele var. Sonra konuuruz." Mesajn ne olduunu syleyince, "Onu imdi aramak ister misin?" diye sordu Josh. "Otele dnene kadar bekleyeceim." Lou'nun sesinden benimle zel konumak istediini sezmitim. Nedenini de merak ediyordum. Josh'a dndm. "Haydi bir taksi evirelim." 68 Yirmi dakika sonra Normandy Oteli'nin nnde durduk. Asansrle yukarya karken yalnz kalmay istemediim duygusuna kaplver-dim: Josh'n sohbeti houma gitmiti ve sohbete devam etmek niyetindeydim, ama kapmn nne geldiimizde Josh bana dnd ve, "Eh, sana iyi geceler Kate" dedi. Bir an ne diyeceimi bilemeden durdum ve Josh'n odama girmeyi istemediimi hissettiini biliyordum. Derken bana doru eildi ve hafife yanamdan pt- Kpkrmz kesildim. Teninin yzme srtnmesi ok ho duygular uyandrmt bende. Kolonyas vanilya ve limon kokuyordu. Derken az benim azm buldu ve ptk, yava yava, uzun uzun bir pme oldu bu. En nihayet kendimi hafife kopardm, dorudan gzlerime bakt, hani u hibir eyi saklamayan, her eyi anlatan gz gze bakmalardand bu. Sanki kafamn iini okuyor gibiydi. Elini kaldrd ve parmaklarndan birini enemin etrafnda dolatrd. "Sana bir ey diyebilir miyim?" dedi. "Neden bilmiyorum, ama gitmek istemiyorum."
"Neden bilmiyorum, ama ben de gitmek istemiyorum" yantm verdim. "ieri gelip sana sarlmam ister misin? Sadece sarlmam?" Canm glmsemek istedi. "Ben bu dizeyi bir yerlerden hatrlyor muyum acaba?" "Ciddiyim. Sadece sarlacam." Aslnda yznn renkten renge girdiini grdm ve her nedense bu da bende ona sarlma arzusu uyandrd. "Birine sanlmayal epey uzun bir zaman oldu. Tabii bir artla..." "Ne art? Kural m var bu iin?" Josh glmsedi ve abucak, "Bir ajan baka bir ajan teselli edemez diye bir ey hibir yerde okumadm ben." "yle mi olacak?" Bana ciddi ciddi bakt. "Dorusunu sylememi ister misin? Zannederim senin birine sarlmaya ihtiyacn var. Ve dorusunu sylemek ger^ kire, galiba benim de var." 242 Cevap vermedim. Onun yerine braktm Josh beni odasna gtrsn. Kapy kapatt. Yatann yannda hafif bir k yayan, kk bir gece lambas yanyordu. Elimi brakmadan yatan stne oturdu, ben de onun yanma oturdum. Sonra kollan yukar kalkt ve beni sard. ok huzur verici bir duyguydu bu. Josh, dorusunu sylemek gerekirse sarlmakla yetinmek istemiyorum... Yzne baktm ve aklmdan geenleri ona sylemeye altm. Kendimi hl ok sulu hissediyordum. David leli bir buuk yl olmutu ve ben baka bir adama cinsel ilgi duymutum. Josh konumad, tek kelime bile sylemedi, ama bana yaknlatka onun nefesini boynumda duymaya baladm ve kendimi ok iyi hissettim. En sonunda alnm pt, sonra da gzkapaklarm, yanaklarm, dudaklar aaya indi, boynuma ufack, kaamak pckler kondurdu. "ok gzel kokuyorsun" dedi ve dudaklan enemin alt ksmn pmek iin aaya indi, sonra da boynuma. Her tarafm zevkten uyutu, inledim, bu da Josh'a daha ileriye gitme cesareti verdi. Beni dudaklarmdan pt ve dilinin dilime dediini hissettim. pmek ok ho. ok gzel pyor. Elleri vcuduma dedi ve ben onun dokunuundan aldm hazla titredim, ardndan bir elini bluzumdan ieriye soktu ve mememi avula-d. Geri ekilmeye altm, ama ekilemedim. Duygularm sonsuza kadar kilit altnda tutacak deildim. Btn hayatm korkular iinde bekleyerek geiremezdim her ne kadar korkuyor olsam bile. Meme ucumu parmaklarnn arasnda yuvarlad ve elimi gsme koyduumda kalbimin hzl hzl attn fark ettim ve bu duygu ok houma gitti. Ve sonra anszn kendimizi yatan zerinde yatarken bulduk, eli bluzumu amak zere hafife uzand. ok yumuak bir ekilde gslerimi pt, meme ularm azma alp emdi. Josh durdu, yzme bakt. "Bir ey yapmamz gerekmiyor, tabii sen istersen o baka." "stiyorum." Ona gvendim. ok gzel eyler hissediyorum. Josh dikkatli, sevgi dolu bir adam. Beni kendisine ekti, az yine azmla bulutu ve bu sefer uzun uzun ptk, sonra dudaklar gbeime doru indi. Elimi aaya uzattm ve pantolonunun zerinden avulayarak onun ereksiyonunu hissettim. ok sert, ok erkeksi. Artk daha fazla bekleyecek durumda deildim. Aniden basan bir ehvet duygusuyla birbirimizi soyduk ve ardndan yava, ama bilinli bir yumuaklkla Josh benim zerime kt ve dilini azma aldm; elimle iime soktum.
69 Otel penceresinin dndan gelen bir ambulansn ac sireniyle uyandm. Be saat gemiti, saat neredeyse be olmutu. Josh yanmda yatm derin derin uyuyordu. Onun temiz, taze kokusunu ok sevmitim. Gece lambas hl yanyordu ve onun vcudu plakt. Ona bakmak beni heyecanlandrmt. Geni gs, yumuak, ama kasl gbei, kaim telli salar, atletik bacaklar iimi kprdatmt. Ve sonra penisini grdm, artk sert deildi, iimden ona dokunmak ve sertletirmek geti, ama kendimi tuttum. Bir erkein bedenini yanmda hissetmek ok gzel bir duygu. Onun erkeksi kokusunu duymak gzel bir his. Zannederim byle bir ey olmasn ben istedim. Yeniden arzu edilmek istemitim. Bir adamn bana sarlmasn istemitim.Sonra birden aklma David geldi ve tepeden trnaa sululuk duygusuyla doldum. Hl alyansn tayorum. Derken beni rahatsz eden baka bir ey takld kafama: Lou beni cep telefonumdan aramamt, peki ya bana odamdan ulamaya altysa? Bunu renmeli miydim yoksa ona telefon etmeye mi almalydm? Onunla silahl atma konusunu konumak istiyordum. Yataktan ktm, Josh'n gdsn ptm, giyindim ve odadan ktm. Odama girer girmez hemen Lou'yu cebinden aradm ve ikinci alta telefon ald. "Kusura bakma, sana dnemedim, ok youn bir gn oldu" dedi Lou yorgun bir sesle. "Sen evde misin?" "Hayr, hl ofisteyim. Ben de seni birazdan aramay dnyordum. Sana baz haberlerim var." Lou'nun sesini iitmek beni rahatlatmt, ama anlattklarn dinledike tylerim rperdi. "Kate ifte cinayetler istanbul'da da olmaya balad, yani Gamal'm eskiden dolat yerlerde. Kurbanlar bir day ile kz yeeni ve her ikisi de Yerebatan Saray denilen nl bir turistik yerde vahice baklanarak ldrlm, iki cesedin arasnda tahta bir ha bulunmu." aknlktan yataa oturmak zorunda kaldm. Yerebatan Saray 244 hakknda baz eyler okumutum; buras Romallar tarafndan ina edilmi tarihi bir su deposuydu ve Gamal'n cinayetlerinden biri de burada ilenmiti. "Bu olay ne zaman meydana geldi?" diye sordum. Lou'nun sesi telefon hattnda yankland. "Yaklak sekiz saat nce." Nutkum tutuldu. En sonunda Lou, "Sen hl orada msn?" dedi. "Evet, buradaym." Kafamn iinde alarm zilleri ald. stanbul Gamal'n ilk cinayetlerini iledii yerdi; orada babasn ve kz kardeini ldrmt ve imdi de tesadfen hem Paris'te ve hem de stanbul'da yeni yeni cinayetler ilenmesi kafamn iinde frtnalar estirdi. "Peki bunu nasl rendiniz?" "Delon'un amiri beni yarm saat nce arad. Katakomp cinayetini In-terpol'n 24-7 bilgi ilem merkezine asm ve Trkler de bunu hemen okuyup ona sorular sormaya balamlar. Paris'tekiler stanbul'da da yeni bir ifte cinayet ilenmi olabileceini dnmler. Ksa bir sre iinde de cesetler bulunmu ve Delon'un patronu cinayetlerde kasap bann ya da satrnn kullanldn renmi" dedi Lou. Midemin bulandn hissettim. Bu vahet daha ne kadar devam edecekti byle? Katili yakalayana kadar devam edecek, dedim kendi kendime. "Biz imdi ne yapacaz?" diye sordum Lou'ya.
"Biz mi?Hibir ey yapmayacaz." "Ama cinayet yntemine baksana, yer ve kurbanlarn profillerine, ha simgesine. Btn bunlar Gamal'm tarz. Burada karmza yine bir kopya kyor." "Belki yle, ama bu vakay artk Trk polisi soruturacak" dedi Lou stne basa basa "Burnumuzu sokmak iin henz ok erken. En iyisi bekleyelim ve bakalm nasl bir gelime yaanacak." "Ama bizim soruturmalarmza k tutabilecek bir soruturmay grmezden gelemeyiz." Lou'nun can sklmt sanki. "Grmezden gelmiyoruz, ama sen de stanbul'a gitmiyorsun Kate ve bu i burada bitiyor. zellikle de bugn Paris'te olanlardan sonra." "Delon beni ikyet mi etti?" "Tam tersi. Bence senin kn kurtarmaya alt. Ama buraya geldiinde sen de olay kendi andan anlatrsn." Canm sklmt ve sinirlenmitim ve Lou sanki bu kadar yetmezmi gibi bir de bir bomba patlatt. "Ve senin hemen buraya gelmeni istiyorum. Buraya gelir gelmez seninle zel olarak bir mesele zerinde konumak istiyorum" dedi. "ok hassas bir konu ve bu konuda seninle benim konuacak olmam canm ok skyor, ama Stone burnunu bir eylere sokmu ve Fleist'm lmyle ilgili birtakm sonular karm, imdi senin baz yantlar vermen gerekiyor." 245 Kalbim skt. "Yani imdi bu ne anlama geliyor?" Lou aniden, "Byle bir konuyu telefonda konuacak durumda deilim Kate" dedi. "Stone'un ii gc benim ismimi lekelemek nk bu adam benden nefret ediyor Lou. Ben de bu durumu hepinizin bildiini zannediyordum. Sen ne demeye alyorsun acaba? O ne diyor?" "Buraya geldiinde btn bunlar konuacaz." Parampara oluverdiimi hissettim; sanki en yaknmadaki insan kaybetmitim. "Neler olup bitiyor Lou? Neden bunu bana dosdoru sylemiyorsun? Lou sustu, ardndan iini ekti ve iini ekii telefon hattnda yankland. "Kate, aksini renmediim srece senin masum olduuna inanyorum ve bunlara Stone'un seni karalamak iin att iftira gzyle bakyorum." "Bana ne iftiras atyormu peki?" "Bunu sen buraya gelince konuacaz. Ama sana ok samimi olarak sylyorum, akla kavuturman gereken baz meseleler var, zaten benim btn bu sylediklerim de bunlarla ilgili, o yzden beni sktrma." fke iinde bir of ektim. "Peki, senin dediin gibi olsun o zaman, Lou. Ama Trkiye buradan drt saatlik bir uu mesafesinde bile deil. En azndan u cinayetler neymi bir ona bakaym, ltfen." "Olmaz"dedi stne basa basa. "Syledim sana unut gitsin. Ve bu sanaemrimdir."
Lou'nun sesindeki acmaszlk karsnda arp kalmtm. Daha azm amaya frsat bulamadan Lou, "aramba sabah iin Air Fran-ce'n DuUes uuunda yerlerinizi ayrttm. Ofise gelince bu meseleyi enine boyuna tartacaz." fkeden kuduracak gibiydim. "Sana u anda bir ey sylemem gerekiyor Lou, artk seni sevmekte zorlanyorum." "Sert oldu." Son bir aba gstermem gerekiyordu. "Lou, Tanr akna, bence istanbul'u grmezden gelerek byk bir hata yapyoruz." Ama ricam duymuyordu, kulaklar sarlamt. Lou abucak, "Bouna urama" dedi, "grmezden gelmiyoruz, sadece konuyu Trk yetkililere brakyoruz. Bu arada sen de aramba gn uaa atlayp buraya geliyorsun, duydun mu?" 70 On dakika boyunca yatamda oturup Lou'nun szlerini dndm. ncinmi, akn ve fkeliydim. Lou'nun konumasnn gidiat beni ok endielendirmiti; her ne kadar bana gvence verir gibi konusa da Lou'nun tam olarak arkamda olmadn hissetmitim. Stone burnunu bir eylere sokmu ve Fleist'n lmyle ilgili birtakm sonular karm, imdi senin baz yantlar vermen gerekiyor. Peki Lou bunu derken ne ima etmiti? Stone yine arkamdan pis pis konumu, soruturmay yrt biimim konusunda birtakm pheler mi ortaya atmt? Bu konuyu zmlemeye kesinlikle kararlydm. Lou'nun dedii gibi istanbul elimizi kolumuzu sallayarak girip ktmz yerlerden olmasa da dndke stanbul olaynn soruturmamzla ilgili hayati bir nemi olduu sonucuna vardm. Tabii, bu Lou'nun emirlerine bir ekilde itaatsizlik etmemi gerektiriyordu; byle bir itaatsizlik de derhal iten atlmamla sonulanabilirdi. stanbul uakla drt saatlik bir mesafedeydi. Kafamda hesaplar yapmaya baladm. Peki ya ayn gn iinde oraya gidip gelirsem ne olur? Lou'nun byle bir eyi bilmesi gerekmez. Yaklak on bir saatlik bir yolculuk yapacam hesapladm, tabii buna havaalanlarna gidi geli de dahildi. Dinlenmeyi uakta uyuyarak hallederdim, dier zamanm da cinayetlerin soruturmasnda geirirdim ve sonra hemen Paris'e dner, Josh'la birlikte New York'a uardm. Bu konuyu dndke kafama yatmaya balad. Charles de Gaulle Havaalanndaki danmay aramaya karar verdim. Tek kelime bile Franszca bilmiyordum, ama bana cevap veren adam ingilizce konutu. "Madam, size nasl yardmc olabilirim?" diye sordu. Ona o gn stanbul'a umamn, yine ayn gn Paris'e dnmemin gerektiini syledim. "Byle bir ey mmkn m?" "phesiz uabilirsiniz Madam. Ama havayollarnn sat brolar henz almad." "Yani imdi siz u anda bugnk uuum iin bilet alamayacam m sylyorsunuz?" "Buras danma masas efendim, biz bilet sat yapmayz. Internet. 247 zerinden bilet satn alabilirsiniz." Otel odasnda televizyona bal bir bilgisayar klavyesi olduunu grmtm. "Bana bu sabah stanbul'a
kalkacak ilk uan saatini syleyebilir misiniz?" Adam iini ekti. "Bir dakika ltfen." Birtakm tulama sesleri duydum. En sonunda, "Trk Hava Yollan'mn uuu Charles de GauUe'den istanbul'a bu sabah saat sekiz otuzda, var saati ise yerel saatle len on iki otuz." "Son dn ua saat kata?" "Paris'e son uak stanbul'dan bu akam saat sekiz krk be yerel saatte, Charles de Gaulle'e van yerel saatle geceyans. Ben ekranmdan her iki uu iin de uaklarda ok sayda bo yerin olduunu gryorum. Eer havaalanna gelirseniz buradan biletinizi almanz konusunda hibir sorun yaamazsnz. Trk Havayollar'nn bilet sat giesi saat be otuzda alacak." "Bana ok yardmc oldunuz, teekkrler." Eer umaya karar vere-ceksem havaalanna gitmek iin iki saatim vard. Ahizeyi yerine koyar koymaz Josh arad beni. "Hey, naslsn? Kapm kapattn duydum, seni telefondan aradm, ama srekli olarak meguld. Lou'yu aradn dndm." "Biraz nce onunla konutum." "Buraya gelip neler konutuunuzu bana anlatmak ister misin?" diye sordu Josh.www.cizgiliforum.com imden bu teklife hayr demek geti, ama taksiye binip havaalanna gitmeden nce Josh'la bir araya gelmeye mecbur olduumu biliyordum. "Hemen geliyorum." Odamdan karken bir gnlk ortadan yok oluumu nasl aklayacam dndm. Josh'a ne istanbul'a gitmek istediimi syleyecektim ne de gerekelerini aklayacaktm. Bylece, eer stmze bir pislik atlrsa, Josh aklanm olurdu. Ama eninde sonunda stanbul'a gittiim ortaya kacak ve Josh neden cinayetlerden ona bahsetmediimi soracakt. Ama bu etrefilli durumla da vakti gelince urardm. Josh'm kapsn aldm. Bu sefer zerinde tirt ile ort vard ve odadaki hazr kahvelerden yapm iiyordu. "Cann ne imek isterse syle" dedi glmseyerek. "Yllanm konyak ister misin? Ya da on yllk bir Porto mesela?" "Eer Lou harcamalar listemizde bir de onlan grrse herhalde bizi Washington Ant'ndan aa sallandrr." "Bo ver yahu. Uyumak iin byle bir ey imen gerekebilir." "Bana bir stl kakao yeter." "Stl kakaonuz hazrlanyor." Josh benim kakaomu yaparken Davd'in lmnn ardmdan ilk kez bir erkee bana bu kadar ok yaklama frsat verdiim aklma geldi. 248 Josh nazik biriydi, hassast, sokulgand. Bir erkekte istediim her ey onda vard. Ama sonra onun benim i ortam olduu gereini unutmamam gerektiini dndm. arkadamla yattm iin sululuk duymaya baladm. Ve imdi onu yanl ynlendireceim iin sululuk duygum daha da artt. Josh bana kakaomu*'verdi ve "Beni merakta brakma. Ne dedi Lou sana?"
"Delon tneldeki atma konusunda ismimi aklam." "Sa olsun" dedi. "Grdn m, sana sylemiti zaten. Peki ya uutan bahsetti mi?" "Lou bize yarn sabah saat on uanda bilet alm. En erken o uakta yer bulabilmi." Josh heyecan dolu bir sesle, "Bunun anlam Paris'te yirmi drt saatimiz var demektir. Belki Louvre'a gideriz ya da Les Invalides'teki Napol-yon'un mezarna. Peki ya Jim Morrison'un gml olduu Pere Lachaise Mezarl'na gitmek elenceli olmaz m sence? Oradan da Montmartre ile Cezayir Mahallesi'ne gideriz, kk bir Fas lokantas buluruz..." te beni en fazla zen de bu oldu. Yalan sylediim iin kendimden nefret ediyordum -bir de stanbul konusunu sakladm iin- ama baka bir seeneim de yoktu. "Gerekten ok zgnm Josh, ama Paris'te yaayan bir kz arkadam var. Ben onunla ve Fransz kocasyla bulumay planlyordum. Kendilerini dn aradm ve bu sabah buluabilir miyiz diye sordum. Galiba ben btn gnm onlarla geireceim." Josh'n yzn hayal krkl kaplayverdi. "ey... tabii, tabii" dedi. "Sen ne yapacaksn?" Josh kendini toparlayarak omzunu silkti. "Sen beni bo ver, ben kendimi oyalayacak bir sr ey bulurum. Laval' grmeye giderim. Eer vakit bulursam ziyaret edilecek bir sr turisttik yer var. Kim bilir, belki bir yerde karlarz bile. Ya da belki hep birlikte bir yerde le yemei de yiyebiliriz." Yzmn kzardn hissettim. "ey, zannederim Beth baz planlar yapmt. Eer kusura bakmazsan Josh..." "Hey, nemli deil yahu, anlyorum. Aramzda olanlar yznden rahatszlk hissediyor musun?" "Tabii ki hayr." Koluna dokundum ve dokunur dokunmaz iimi bir sululuk duygusu sard, ama bunu Josh'a syleyemezdim. "En iyisi sen biraz daha uyu" dedi. Beni kapya gtrd. Onu aldattm iin kendimden nefret ediyordum. Ben bu deilim. "Bana Paris'te gezme nerisi yaptn iin teekkr ederim. Gerekten de ok gzel olurdu." v Josh samimi bir ifadeyle, "Tabii, belki baka bir zaman gezeriz, nemli deil. Sen imdi biraz uyu. Umanm arkadalarnla gzel bir gn geirirsin." Drdnc blm 71 Charles de Gaulle Havaalan, Paris, Fransa Sabah saat yediyi on geiyordu ve ben gzlerimin yaardm hissediyordum. ok erken bir saat olmasna karn havaalan ana baba gnyd ve Trk Havayollar'nn bilet sat giesine vardmda gie nnde kuyruk olduunu grdm. Sram geldiinde ayn gn iin gidi dn bileti aldm. Uak parasnn ekilmesi MasterCard'mda byk bir gedik oluturdu; bu yolculuun bir ie yaramasn ummaktan baka yapacak bir ey kalmamt artk. Bir saat sonra uaa bindim, elimde valiz olarak biraz byke el antam dnda bir ey yoktu, ii makyaj malzemeleri ve i a-marlaryla doluydu; bavulumu otel odamda brakmtm, tam cep telefonumu kapatacaktm ki bir sms mesaj alm olduumu grdm. Mesaj Frank'tand: "Kate, benim. Sana baz haberlerim var, beni hemen ara."
Haberin ne olduunu merak ettim, ama tam o urada hostesler uu ncesi gvenlik nlemlerini yolculara gstermeye baladlar ve cep telefonlarnn kapatlmas anonsu yapld. Telefonumu kapatrken abucak bir sms mesaj yazdm: 4 saat boyunca megulm. lk frsatta arayacam. On be dakika sonra uak kalk iin piste doru hareket etmeye balamt. Havalandktan sonra kahvaltm yaptm ve uaktaki ekrandan film seyrettim, sonra nasl oldu bilmiyorum ama, birka saat kafam vurup uyudum. Uyandmda tuvalete gittim, elimi yzm ykadm ve hatrladm bir sonraki ey hostesin btn yolcular ini iin yerlerine oturmaya davet etmesi oldu; stanbul'a inmek zereydik. Gidip cam kenarndaki yerime oturdum. Josh ile Lou benim imdi nerede olduumu bir bilseler, diye dndnv Lou'nun annda kalp krizi geireceinden emindim. Josh da... ne yapard bilmem. Ona sonunda gerei sylediimde umarm beni anla?: Emniyet kemerimi baladm. Avrupa'nn yamurlu gkyz artk burada yoktu; Marmara Denizi'nin sularna gne vuruyordu. Avrupa ile Asya'y birbirine balayan Boazii zerinde alaldk ve alca252 lirken saysz gzelim cami kubbesinin sabah gnei altnda altn renginde parldadn grdm. stanbul, on milyon insann yaad bir ehirdi. Ve aada bir yerlerde Gamal'n kopyac katili dolayor olabilirdi. Be dakika sonra, Airbus uak piste mkemmel bir ini yapt, o anda iimde bir eylerin kprdandn hissettim. stanbul'a varmtm, buras Constantine Gamal'n cinayetlerine tanklk etmi bir ehirdi, ayrca Bizans entrikalarnn antik ehriydi. Hibir sorun yaamadan pasaport kontrolnden ve gmrkten getim. Ama imdi karmda byk bir sorun olduunu biliyordum: Hibir resmi polis izni almadan imdi nasl kalkp cinayet mahallinde ve kurbanlarn cesetleri zerinde inceleme yapabilecektim? Lou, Einstein'in bir lafn ok severdi: Bir soruna uzun uzun bakarsanz yant da kendiliinden gelir, ite ben de sabahn krnden beri kafam altrp duruyordum ve yant da sonunda gelmiti. Bu sorunun stesinden nasl geleceimi gayet iyi biliyordum. Var terminalinde cep telefonumu atm ve hizmet salaycmdan bir mesaj aldm; yani telefonumun istanbul'da altn artk biliyordum. Bir dviz brosu buldum ve broda iki yz dolar bozdurdum. Biraz da bozuk Trk paras aldm. Ama cep telefonumu kullanmak yerine Frank' aramak iin terminalin dier tarafndaki ankesrl telefonlara doru yrdm. Terminalin Akdeniz kentlerinde insann yzne arpan hummal ve sakinlik karm bir havas vard. Sanki milletin yars aceleyle bir yerlere yetimesi lazmm gibi kouturup dururken, dier yars da artk bu dnyada yapacak ileri gleri kalmam da akbetlerini bekliyor-mu gibiydi. Terminalin yans kouturup duran insanlarla doluydu, dier yars da smklbcek hzyla hareket ediyordu. Telefona vardmda birka dakika durup siyah bir elbise giymi yalca kadnn yksek sesle barp ararak telefonda konumasn bitirmesini bekledim. Kadn en sonunda telefonu arparak kapatt, bana kibarca glmsedi sonra ayaklarn sryerek oradan uzaklat. Telefonun ahizesini kaldrdm, Frank' aramaya altm, ama kar taraf megul ald. Sonra ajandamdan istanbul Emniyet Mdrl-'nn telefon numarasn buldum ve numaray evirdim. Birka saniye sonra kar tarafn zili ald ve biri telefona cevap verdi. "Komiser Ahmet Uzun mu?"
"Evet, ben Komiser Ahmet Uzun. Siz kimsiniz?" "Komiser, ben FBI'dan Kate Moran. Umarm benihaturlamsmzdr?" Uzun armt. "Kate Moran m?" derken sesi kulak zarm patlatacakt az kalsn. 253 Uzun'la uzmanlk eitimi iin Quentico'ya geldiinde tanmtm. Trkiye'nin en nemli cinayet masas dedektiflerinden biriydi. "Tabii ki hatrladm. Naslsnz? Bu zevki neye borluyum?" "Bilmem acaba bugn bana ayrabileceiniz zamannz olabilir mi?" "Ne demek, tabii ki. Ama ltfen bana Ahmet de. Beni nereden aryorsun?" "istanbul havaalanndan." Ksa bir sessizlik oldu; o sre iinde Uzun'u gzmde alnn krtrarak benim burada ne aradm dnrken hayal ettim? "Trkiye'ye tatil iin mi geldin?" "Keke yle olsayd. Hayr, dn Yerebatan Saray'nda ilenen ifte cinayetle ilgili olarak geldim ve senin yardmna ihtiyacm var Ahmet. Bir yerde seninle zel olarak konuabilir miyim?" Uzunca bir sre konumad, sanki bir eyler dnyormu gibiydi; sonra, "Pekl, gzel bir otel biliyorum. Tarihi bir mekn. Bir eyler attrp sohbet etmek iin ideal bir yer." "Peki bana Emniyet Mdrl'nn adresini ver, seninle orada buluaym, olmaz m?" Uzun endielenmiti. "Olmaz, en iyisi seninle otelde bulualm. Oras daha uygun olur. Otelin ad Pera Palas. Bir saat sonra orada bulualm." Bana otele nasl gideceimi tarif etti ve ardndan bombay patlatt. "Ha bu arada senin patron Lou Raines beni yarm saat nce arad." 72 stanbul Sar taksi beni Pera Palas Oteli'nin nnde brakt, buras Hali manzaral bir yerdi. Mermer zemin ve ykselen stunlar arasnda ssl bir lobiye admm attm. ehri abucak renmem gerekiyordu o yzden havaalanndan ayrlmadan nce kendime bir rehber almtm. Taksideyken rehberin sayfalarn kartrdm ve Pera Palas'la ilgili blm buldum; buras Orient Express tren yolu hattmn en byk otellerinden biriydi, Agatha Christie istanbul'u ziyareti srasnda burada konaklaynca n artmt. Otel ynetimi bu nl yazarn kald oday minyatr bir mzeye dntrmt; ieride Agatha Christie'nin kiisel eyalarn grmek mmknd. Ama ben buraya mzeleri dolamaya gelmemitim. Lobide be dakika kadar bekledikten sonra vakit geirmek iin tam elime rehberi alp kartracaktm ki Komiser Ahmet Uzun otele girdi. Uzun boylu, kr salyd, tertemiz glmsemesiyle yakkl bir Trk't. Elimi skt. "Seni tekrar grmek ok byk bir zevk Kate. istanbul'a geleceini keke bana daha nceden haber verseydin, seni havaalanndan alacak bir araba gnderirdim." "Dorusunu sylemek gerekirse, ben de son dakikada karar verdim. Ve bunun gizli bir ziyaret olmas gerekiyor Ahmet."
"Gizli mi?" Uzun, kalarn att ve mermer stunlu koridoru bayla gsterdi. "Buyurun, ieride bir kahve ielim, orada konuuruz." Lou Raines'in onu neden aradn aklamad; ama iimden bir ses bunu renmek iin ok beklemeyeceimi sylyordu. Rehberde Pera Palas Oteli'nin yz elli yllk olduu yazlyd ve salona getiimizde karma yz elli yl ncesinin ihtiam kt. Victoria dnemine adm attm hissettim; duvarlar koyu maun kaplamayd, stunlar mermerdi, tavandan aaya krmz kadife perdeler sarkyordu. "Benimle bu kadar abuk bulumaya geldiiniz iin ok teekkr ederim" dedim. "Rica ederim. Size iecek bir eyler syleyeyim." Uzun, bir sigara yakt; Trkiye'de, hemen hemen herkes sigara iiyor gibi bir manzara vard; 255 hatta byle bir alkanlk yznden yllar nce lmesi gereken seksen ksur yandaki adamlar sokakta keyifli keyifli sigara ierken grdm. Uzun, "Trk kahvesi imek ister misin? Biraz serttir, ama alt fincan imediin srece lmeyeceini garanti ederim." "Bir denesem iyi olur." Uzun, beyaz niformal garsona iki kahve ve sandvi syledi. Pera Palas'n muhteem bir Hali manzaras vard, mehur Sultanahmet Camii uzaklarda grnyordu, balk motorlar rpntl sularda yol alyorlard. Garson elinde gm bir tepsiyle geldi; tepside iki tabak gayet kaliteli sandvi ile iki kk fincanda gayet koyu kahve getirdi ve komiser fincanlardan birini bana uzatt. Kahvesinden kendi tarzyla bir iki yudum iti ve bu arada sandvilerden birini afiyetle yedi. "Peki neden stanbul'a geldin?" Komisere nce Yerebatan Saray cinayetlerini nasl duyduumu anlattm; sonra da Virginia'da ve Paris'te ilenen kopya cinayetleri. Komiser zerindeki sandvi krntlarn temizledi ve yznde anlattklarmn ilgisini ektiini gsteren bir ifade belirdi. "Bunlarn korkun eyler olduklar kesin. Peki ama sizin ziyaretiniz neden gizli?" "Dorusunu sylemek gerekirse Ahmet, ben buraya gayri resmi bir ekilde, kendi hesabma geldim." Uzun armt. "Anlamadm." Tatl, kadifemsi koyu kahveyi yudumladm. "istanbul cinayetlerinin bir ekilde Virginia cinayetleriyle ve Paris'teki dier cinayetlerle balants olabileceini dndm. Ama nasl bir balant var ve neden var elimde kantlayacak bir ipucu yok. ite o yzden buraya geldim. Cinayet mahallini ve elinizde ne tr kantlarn ve bulgularn olduunu grmem gerekiyor. Bunlar arasnda baz balantar kurabileceimi umuyorum." "Anlyorum" diye yantlad Uzun, ama anlattklarma pek inanm gibi de gzkmedi. "Bana sormak istediin bir soru varsa sor Ahmet, istediin soruna cevap verebilirim; ama belki sen nce bana cinayetlerle ilgili bilgi verebilirsin. Bu gece Paris uayla dneceim, o yzden zamanm ok kstl." Uzun yine kalarn att. "Bu gece mi?" "Burada sadece drt saatim var, sonra kalkp havaalanna gideceim. ok karmak bir durum Ahmet, ama ltfen bu konuda bana gvenmeye al. Bu vakayla ilgili olarak bana ne kadar bilgi verirsen o kadar iime yarayacak."
Uzun, ceketinin stndeki sandvi krntlarn silkeledi ve omzunu silkti. "Bu vakaya ben bakmyorum. Sen tam olarak ne istiyorsun?" "Olay yerini ve cesetleri grmek. Bu arada bu ziyaretimi gayri resm tutmak." Uzun bir sre dnd, ardndan garsonu arp hesab istemeden nce dudaklarn bkt. "Pekl. Arabam darda, kahveni bitirir bitir256 mez seni morga, oradan da olay yerine gtrebilirim." Fincanm braktm. Uzun, hesab dedi ve czdann cebine koydu. "Peki ya cinayetler konusunda ne yapacaksn?" diye sordum. Uzun, otomobilinin anahtarlarn kard. "Sana sadece u kadarm syleyebilirim; akllara durgunluk veren bir cinayet bu, yle ki cinayet masasndaki herkes ok oldu." 73 Uzun, canl, kalabalk caddelerden, rengrenk arlardan hzla geti, sonra sahile doru indi, karmza Topkap Saray'nm muazzam manzaras kt. Farkl artlar altmda olsayd, onun bu tarihi ehirdeki ilgin yerleri bana gstermekten byk bir keyif alacandan emindim, ama imdi hi de yle bir keyfi yoktu. "Akllara durgunluk veren derken neyi kastettin?" diye sordum. "Cinayetlerin ilendikleri yeri biliyorsun, oras ehrin nl Yereba-tan Saray." Bam salladm. "Evet, Gamal ilk cinayetlerinden birini orada ilemiti. Yerebatan Saray hakknda baz eyler okudum, ama hi grmedim." "Belki grmsndr. James Bond'un Dnya Yetmez ya da Rusya 'aan Sevgilerle filmlerini grdn m?" Balantnn ne olduunu anlamasam da "Evet, neden sordun?" dedim. Uzun, aniden bir viraj dnd, ben de eyvah kaza yapyoruz galiba diyerek sk sk ttndm ama bir ey olmad; Uzun o srada "Yerebatan Saray her iki filmde de kullanld. Hatrlamyor musun?" yantm verdi. "Hayr" dedim, gerekten de hatrlamyordum. Ama komiserin hatrlad kesindi; yeniden konuya dnd. "Buraya Yere&atan Saray diyorlar, ama gerekten de yle bir yere benziyor. Bir yer alt hisar, istanbul'un nl Ayasofya Kilisesi'nin yaknnda bulunuyor." Kiliseyi rehberde okumutum. Ayasofya, M IV. yzylda, ehrin Romallar tarafndan ynetildii dnemde ina edilmiti; asrlardan beri ayakta kalan muhteem gzellikte bir tarihi eserdi. Uzun, "Her ne kadar saray diyorlarsa da, aslnda bir zamanlar istanbul'un su deposu olarak hizmet vermi koskoca bir yer al sarnc buras ve imparator lustinianos tarafndan VI. yzylda ina edilmi. Alt ksm inanlmaz bir genilikte" dedi. Sarncn yksek stunlar ve yontma tatan Medusa balarnn da bulunduu geitlerden bir a olduunu anlatt. O korkutucu geitleri anlatrken tylerim diken diken oldu. 258
Uzun, "Cesetler dn akam orada alan biri tarafndan dehlizlerin birinde bulundu. lenler bir day ile kz yeeniymi ve ldrldkten ok ksa bir sre sonra bulunmular, olaslkla ldrlmelerinin zerinden yarm saat gemi, Yerebatan Saray'nm yangn alarm alnca bulunmular. Alarm zerine yaplan gvenlik denetiminde cesetler ortaya km. Bu sula ilgili hibir tank bulunmuyor, ama ben cesetleri grr grmez elimizde ok ilgin bir vaka olduunu anladm" dedi. "Devam et." "Cesetlerin ilerinden barsaklar boaltlm ve ayn Gamal'n kurbanlarnda olduu gibi, ldrlmelerinden ksa bir sre sonra cesetler yaklmaya allm. Atein duman da yangn alarmlarn altrm. Ayrca cesetler arasnda tahtadan bir ha bulduk, ama zerinde herhangi bir parmak izine rastlamadk. Ayrca katilin o blme kurbanlarn nasl gtrebildiini de bilmiyoruz. Belki de turistler tarafndan kullanlmayan bir girii kullanm olabilir, ama emin deiliz. Ancak yine de, bu cinayetler ile Gamal'n iledii cinayetler arasnda ok fazla benzerlikler bulunduunu grnce, herhalde bunu kopya bir katil iledi diye dndm." Yine tylerim rperdi. Ayn Virginia'da ve Paris'te olanlar gibi. Uzun, anlatmaya devam etti: "Ben de bu sabah Gamal'n hayatta kalan ablas Yeta'y aramaya karar verdim ve kza erkek kardeinin yakn bir arkada var m diye sordum; belki bir tandk ya da akraba ya da belki ona hayran biri olabilirdi. Bu ekilde kopyac katile bizi ulatrabilecek bir yol buluruz diye umut ettik. Biliyorum, boa krek sallyorduk, ama bu meslekte olay zmek iin insan nne gelen her eye sarlyor." Gamal'n kz kardeiyle hi karlamamtm, ayrca bu kadnda baz tuhaflklar vard. Aabeyinin mahkemesine gelmemiti, stanbul'da ifade vermeyi de reddetmiti. "Peki Yeta size ne syledi?" "te zaten tuhaf olan da o." "Ne peki?" Uzun'un yznde anlamsz bir ifade belirdi ve syledikleri eyler karsnda tylerim bir kez daha diken diken oldu. "Yeta zaten travma geirmiti, ddia ettiine gre len erkek kardei onu telefonla aram." 74 Uzun'un anlatt bu son ey beni ok rahatsz etmiti. phelerimin kayda deer olduu ortaya kvermi gibi olsa da belli etmemeye altm. "Ama Gamal ld. Onu idam olurken grdm" dedim. Uzun, "Biliyorum" dedi, "Zaten inanlmaz olan da bu, ayrca lme-mitir gibi bir dnce de tamyorum. Ancak Yeta telefonda arayann ayn erkek kardei gibi konutuunu syledi. Ben evine gittiimde kz korkudan polisi aramak zereydi." Nabz atlarmn hzlandn hissettim. "Arayan ne demi?" "Gamal olduunu iddia etmi ve istanbul'a yarm kalm baz ileri bitirmek iin dndn ve Yeta'y grmek istediini sylemi. Anladm kadaryla aynen bu kelimeleri kullanm." Beynime kan hcum etti ve kafam zonklamaya balad; kt bir ba arsnn balamak zere olduunu hissettim. "Ne ii?"
Uzun, kafasn iki yana sallad. "Adam sylememi. Ama arayan artk her kimse, Yeta'nn moralini bozma amac tad ok ak. Yeta yle kolay kolay sinirlenebilecek bir kadm deil; gl bir kadn ayrca aabeyinin iledii cinayetlere ramen ayakta kalmay, yaama drt elle sarlmay bilmi biri. Ama kadnn sarsld ve ard ok akt." "Arayan kii baka neler demi?" "Yeta girdii ok yznden baka neler sylediini hatrlamadn belirtti. Sylediine gre adam syleyeceklerini bitirdikten sonra yaklak bir dakika boyunca telefonu kapatmadan hatta beklemi. Arayan kii ngilizce konumu, Amerikan aksan kullanyormu, ayn Cons-tantine gibi." "Bu kadm arayan ahsn aabeyine benzediine emin mi?" "Ben de ayn soruyu sordum. Aabeyiyle son on yl iinde hi konumadn belirtmiti ben de ona nasl bu kadar emin olabildiini sordum. Ancak Yeta duyduu sesin Constantine ait olduundan gayet emin." "Ben kendisiyle tanp konumak istiyorum." Uzun omzunu silkti. "Rica edebilirim. Ama kadn pek iyi deil, eer 260 seninle konumay reddederse hi arma" "Ona kim olduumu syle. Onunla konumay ok istediimi syle. Onu ikna edebilmek iin elinden gelen her eyi yap ltfen Ahmet." "Deneyeceim." Bir kprden getik, sonra da bir Trk hamamnn ve mee aacndan byk kaplar olan byk bir ta binann nne geldik, binada Trke bir tabela vard. "Neredeyiz?" "Buras polis morgu." Arabay durdurdu. Mee kapdan uzun, tertemiz, duvarlar mavi-beyaz fayanslarla deli tertemiz, uzun bir koridora girdik. Mslman lkelerde llerin ok abuk gmldklerini biliyordum, eer kii gnein battktan sonra lmse, en ge ertesi gn, gndou-mundan sonra gmlrd genelde. Belki ok sama gelecek, ama cinayet vakalarnda her zaman otopsi yaplmaz ya da yaplsa bile stnk-r yaplr. Ama Trkiye bu konuda daha ileriydi; Uzun, polisin yabanc lkelerdeki deneyimleri ok sk bir ekilde takip ettiini syledi. Koridorun sonunda, zerinde Trke bir yaznn bulunduu koyu renkli bir kapnn nnde durduk. "Patologun ad Hakan Saym. Hazrla kendini Kate. Birazdan hi de houna gitmeyecek eyler greceksin." Uzun kapy iterek at, ben de onun peinden ieriye girdim. Morgun bir tarafnda elikten soutucu dolaplar vard. Eviyelerin yaknnda metal terih aletleri duruyordu, bunlar patologlarn mesleklerini icra ederlerken kullandklar tyler rpertici eylerdi: neterler, baklar, paslanmaz elikten leenler ve eitli ebatlarda elektrikli testereler. Kan oluu olan iki metal masa odann ortasna konmutu ve bu masalarn stlerinde beyaz plastik rtlerle rtlm iki ceset duruyordu. Kel kafal, gzlkl ve enesinde derin yara izleri olan bir adam lavaboda ellerini ykyordu. Ellerini kurulamay bitirdikten sonra bize dnd ve Uzun, "Kate, tantraym, Profesr Hakan Sayn. Kurbanlarn otopsilerini yapt." Sayn elini uzatt ve mkemmel bir ngilizceyle, "Ahmet bana sizin Amerikal olduunuzu syledi, FBI'danmsnz."
"Evet." "Benimle gelin ltfen." Profesr masalara doru yneldi, rtlerden bilini tuttu ve bana, "Bu iki cesedin korkun bir durumda olduklarn sylemem gerekiyor. Hazr msnz?" "Evet." Profesr rty geriye doru ekti ve ben masann zerinde yatan vcudu yanm adam grdm; ayn Virginia'daki cesetler gibiydi, etlerinin ou kmrlemiti. Gsnn ortasnda bir oyuk vard, buradan 261 kalbi ve organlar karlmt. Profesr, "Dier kurban da grmek ister misiniz?" dedi. Kafamla olur, dedim. Profesr ikincisinin de rtsn kaldrd. Uzun, "Bu da adamn yeeni" derken nerdeyse gzyalarna boulacaktm. "On be yalarnda Daysyla ayn kaderi paylam." Kurbann yanm gsnde kocaman bir delik vard, midemin bu (andn hissettim. Bu haldeki kurbanlara bakmaya hi tahamml edemiyordum, zellikle de gen olanlara, ne kadar ok grrsem greyim, hi fark etmiyordu. Uzun, "Yeterince grdn m?" dedi. "Zannederim." Profesrden ayrldk. Uzun beni darya kard ve bir sigara yakt. "Yerebatan Saray'n da grmek istiyor musun?" Kanmn donduunu hissettim. Yok, hayr. Yer altnda bir lm odasna gitmenin dncesinden bile nefret ediym-um. Ama cinayet mahallini grmem gerektiini biliyordum, hatta Yerebatan Saray'na admm atar atmaz panie kaplacam bilsem de. Saatime baktm: Havaalanna gitmeme sadece saat kald. Zaman su gibi akp gidiyor. "Evet, grmek istiyorum." 75 Uzun'la ehir iinde giderken telefonu ald. Arabay kenara ekti ve telefonuna cevap verdi, hzl hzl Trke konutu. Konuurken kalarn atp bana bakp durmas beni endielendirmeye balamt. Kiminle konuuyor? Birka dakika sonra telefonunu kapatt ve durup bana bakt. "ok artc bir grme yaptm." Kayglanmtm. "Ne demek istiyorsun?" Uzun cep telefonunu bir yere koyup arabay tekrar hareket ettirirken kafas karm gibiydi "Arayan Gamal'n kz kardeiydi. Grnd kadaryla ansn yaver gidiyor. Yeta seninle grme talebini kabul etti. Aslnda, ok ilgin bir durum, ama bir ekilde seninle greceini biliyordu. On dakika sonra kendisiyle Yerebatan Saray'nn nnde bulumak zere randevulatk. Evi buradan uzakta deil." Rahatlamtim. Geni bir bulvarda ilerlerken Uzun parmayla belki yirmi kat yksekliinde devasa bir kilise gsterdi. "Ayasofya, dnya stndeki en eski kilise, ayrca Roma mhendisliinin harikalarndan. sa'dan sonra IV. yzyldan kalma." Glmsedi. "Aslnda kle iiler tarafndan ina edilmi, Romallar da mimarisini yapmlar." Kilise insana hayranlk veriyordu, Roma'nn insan kendine hayran brakan Colosseum'u kadar muhteemdi, hatta ondan daha iyi korunmu durumdayd. Uzun, ilerisini iaret etti. "Yerebatan Saray'na yaklatk saylr."
Birka dakika sonra sert meeden kaps olan tek katl ta bir binaya girdik. Kapnn zerinde "Ziyareti Girii" yazyordu. Uzun, "Genellikle gnn bu saatlerinde turist kuyruklar grlr, ama cinayetlerden sonra ziyaretilere kapatld ve birka gn boyunca da kapak kalacak" dedi. Kaldrma kar kmaz Uzun'un cep telefonu yeniden almaya balad. "Kusura bakma" dedi ve ekranda arayann kim olduuna bakt. "nemli deil." zel konumak iin benden birka adm uzaklat, ben de yer alt gi263 riine bakndm. Binaya yaklatka, bir deil, iki kap olduunu ve kaplardan birinin o srada ak durduunu grdm, ieriye giden yol demir parmaklklarla kapatlmt. Demir parmaklklarn gerisinde ksa bir sahanlk vard, oradan da fildii renginde anm ta basamaklardan yapnn iine giriliyordu. Klostrofobim depreti, avucumun slandn hissettim. Kalp atlarm hzlanmt, eski korkularm geri gelmiti. Tanrm, bunlar artk bir daha yapmak istemiyorum. imdi gerekten de kalkp aaya inmem mi gerekiyor? Uzun'un telefonu kapattn ve bana endieli gzlerle baktn grdm. "Korkarm ieri giremeyeceiz." Sesindeki ani deiiklik karsnda armtm. "Hayrola, ne oldu?" Uzun sert bir sesle, "Kate, arayan benim amirimdi. Kendisi biraz nce Lou Raines'le konumu." Btn keyfim kat. Yzmn kpkrmz kesildiini hissettim, oyunun imdi baladn anladm. "Ne... ne demi?" "Senin stanbul'da olduunu biliyor ve senin tutuklanman istiyor." Bir an iin Uzun'un syledii eyi anlamakta zorluk ektim. "Tutuklanmak m?" Hangi gerekeyle? Uzun'un kafas karmt. "Amirim nedenini sylemedi. Sadece seni gzaltna almam istedi, eer gerekirse zorla ve seni Amerika'ya kalkan ilk uaa bindirmem gerekiyor. Neler oluyor Kate?" "Raines senin amirlerine aklama yapmam m?" "Belki aklamtr, ama bana sylemedi. Amirimin bana syledii tek ey senin emirlere uymadn ve stanbul'a FBI'n izni olmadan geldiin." Lou benim stanbul'da olduumu nereden biliyor? Yoksa Josh durumu anlayp Lou'ya m syledi ya da Lou kendi bana mantk yrterek mi buldu?Birden sinirlendim. "Peki bu durum tutuklanmam gerektirir mi?" "Ben emir aldm Kate." "lkenizi ziyaret etmek iin Raines'in iznine mi ihtiyacm var?" Uzun aknd. "Sen syle. Neler oluyor?" iimi ektim. "Drst olmak gerekirse nereden balayacam bilemiyorum. Her ey ok tuhaf Ahmet."
Uzun elini dosta omzuma koydu, yznde bana, merak etme, her ey hallolur, der gibi bir ifade vard. "ok tuhaf olduundan eminim, peki ama neden en batan balamyorsun? Haydi, gel otur uraya." Beni caddenin kar tarafna gtrd ve Ayasofya'ya bakan banklardan birine oturttu. Birka dakika boyunca her eyi aklamaya altm. "ok tuhaf olduunu sana syledim. Beni yine de tutuklayacak msn?" Uzun burnunu buruturdu. "Ben bu iten hibir ey anlamadm, ama korkarm seni gzaltna almak zorunda kalacam. zr dilerim." "Ahmet, benim Yeta'yla konumam gerekiyor. Bunun ne zarar var 264 ki? En azndan bana ne yapabileceimi syle." "Emir emirdir" dedi Uzun serte. "Ve emirlere itaatsizlik edersem btn kariyerim sfrlanr." aresizlik iindeydim; derken Uzun'un alt dudam inediini grdm, sanki zor bir karar vermek zere gibiydi. "Ama benim sana sylemeyi unuttuum bir ey daha var" dedi. "Nedir o?" "Amirime seninle bulutuumu sylemedim" dedi Uzun. "Dorusunu sylemek gerekirse, amirim byle bir ey sormad. Herhalde senin benimle henz balantya gememi olduunu dnd. Galiba sen bu oyunda bir say ndesin." Uzun'un bana bir eyler sylemeye alt dncesine kapldm. "Ne demek istiyorsun Ahmet?" Durdu. "Aramzda kalsn, ben seni hi grmedim. Ve eer ben senin yerinde olsaydm, stanbul'dan hemen ayrlrdm. Kendimi emniyete alabilmem iin tutuklanman iin bir bildiri yaynlamam gerekiyor. Ve bu da adamlarm buraya, seni aramalar iin Yerebatan Saray'na gndereceim anlamna geliyor. Raines senin cinayet yerini grmek isteyebileceini sylemi." "nce Yeta'yla konumam gerekiyor ve sonra da olay yerini grmem gerekiyor. Onca yolu i olsun diye gelmedim ben." "Delilik olur bu. Senin tutuklanma tehliken var ve eer tutuklanrsan sana hibir ekilde yardmm dokunamaz." nadm tutmutu. "Bunu biliyorum. Ama ben kararm verdim Ahmet" Uzun iini ekti. "Pekl, ekipleri alarma geirmeden nce sana otuz dakika sre veriyorum. Ondan sonra bir saniye bile yok." "Teekkr ederim." Bayla demir parmaklklarla kapal olan girii iaret etti. "Sarncn girii oras. Kapnn i tarafnda bir gvenlik odas var ve orada olay yerinde nbet tutan iki polisin olmas gerekiyor. Onlar biraz ilerideki ankesrl telefondan arayabilirim. Kim olduumu sylemem, sadece Emniyetten olduumu sylerim. Senin yabanc bir polis memuru olduunu, olayla ilgili inceleme yaptn syler ve onlardan seni cinayetin ilendii yere gtrmelerini isterim. Ama oraya yannda ben olmadan gitmen gerekecek. Senin yannda grlme riskini gze alamam." Giderek artan bir korkuyla giri kapsna baktm. "Sence oradaki polis dediklerini yapacak m?"
Uzun omzunu silkti. "Denemek gerekir. Olay yeri inceleme oradaki vazifesini tamamlad o yzden fazla bir sorun olmamas gerekir." "PekiyaYeta?" Uzun saatine bir gz att. "Be dakika sonra burada bizimle buluacan syledi. Ama polisleri arayacaksam eer benim imdi gitmem gerekecek." 265 "Peki ben Yeta'yla nasl konuacam? Ben Trke bilmiyorum ki?" dedim Uzun'a "Merak etme, Yeta ok iyi ingilizce biliyor. O da len aabeyine ok benziyor." Byle bir tarif ok korkun geldi bana Uzun'un koluna dokundum. "Bir kez daha sa ol." Ciddi bir ifadeyle yzme bakt. "Bu dakikadan itibaren kendi ba-nasn Kate. Dikkatli olmaya al. Aynca Raines'le arandaki meseleyi bir an nce halletmeni dilerim." Bakalm halledilebilecek bir mesele mi,diye geirdim iimden. ok sa ol gibisinden baum salladm, ardndan Uzun, Renault'suna bindi ve motoru altrd. "Unutma, otuz dakikan var, baka yok." 76 Uzun'un arabas trafie karr karmaz yalnz ve korumasz olduumu hissettim. Ayrca tutuklanmam istedii iin Lou'ya ok sinirlendim. Onun byle bir ey yapabilecei hi aklma gelmezdi. Belki de disiplin suu iledim diye byle bir karar vermi olabilirdi. Yani onun da idare edemeyecei baz durumlar ortaya km olabilirdi. Gereke her ne olursa olsun, ciddi bir ey olduunu biliyordum ve Stone da benim bir am bulmak iin artk Tanr bilir ne haltlar kartryordu. Anlalan o sapk herif yine bir ktlk peindeydi. "Bayan Moran!" Arkama dndm. Kaldrmda yanmdan bir sr insan geiyordu, ama adm ilerimde bir kadnn durduunu grdm, grr grmez de oke oldum. Me sal bir kadnd, koyu renk yn bir ceket ve pantolon giymiti, cildi gnee kmayan insanlarn stbeyaz rengindeydi. Benzerlikler hemen gze arpyordu. Orada durmu Gamal'a bakyordum. "Evet, ben Kate Moran" dedim kekeleyerek. "Ben Yeta" dedi utangaa, elini uzatt. Aksan Amerikan aksanyd. Onun da gzleri ukurdayd, elmackkemikleri kkt ve ayn aabeyi gibi baklar deliciydi. Rahatsz ediciydi. Ancak Yeta Gamal'n gzlerinde hissizlik grmediimden ac grdmden emindim. Nefret yerine acma grdm. Yann krk beten daha fazla olmadn fark ettim, ama krlam salar ve keder dolu derin krkhklaryla erkenden yalanm bir kadna benziyordu. Elimi uzattm. "Merhabalar. Benimle bulumaya gelmeniz ok iyi oldu." Yeta da benim elimi skt ve durup bana bakt. "Komiser Uzun bana sizden ok bahsetti Bayan Moran." Bu kadnn neler hissettiini merak ediyordum, nk ben onun bu dnyadaki tek kardeinin idamnda kalk bulunan biriydim ve imdi kar karya gelmitik. Benden nefret ediyor muydu, benden intikam almak istiyor muydu?"
Kadnn gzlerinde bir tepki aradm, ama bulamadm. Ama bir de u geldi aklma; bu kadn aabeyinin yarglanmas srasnda mahkemeye 267 tank sfatyla gelmeyi reddetmiti. Aabeyi hakknda asla kt bir ey sylememiti, aabeyinin iledii sular ne kadar ar su olursa olsun aabeyi hakknda tek kelime iyi ya da kt bir ey sylememiti. Yoksa Yeta Gamal'n aabeyiyle yakn bir ilikisi mi vard? Kafamda dolaan bir soru daha vard: Benimle neden burada konumay kabul etmiti? "Zannederim ieri girmeyi denesek iyi olacak." Kapya yneldim ve "Bakar msnz, kimse yok mu burada?" diye seslendim. Yayalar yanmdan gelip geerken ben de Yerebatan Saray'nn giriine baktm ve sa tarafta ak bir kap grdm. Televizyonun mavi duvarlara yansyor, futbol malarna zg sesler duyuluyordu sanki ve hemen ardndan biri elli yalarnda, dieri ise gen iki polis memuru Yerebatan Saray'nn giriinde belirdi. Bize doru geldiler, yal olan demir parmaklklar cebinden kard uzun bir zincire takl anahtarla aarken bize glmsedi. Hzl hzl Trke bir eyler syledi. Yeta cevap verdi, ardndan da bana, "Hangimizin Madam Moran olduumuzu sordu. Ben de sizin olduunuzu syledim. Biraz nce Emni-yet'ten aranm ve sizin cinayet mahallini grmek istediiniz sylenmi." Yeta'nn yzne baktm. "Bir ricam olacak." "Buyurun?" "Siz de benimle Yerebatan Saray'na gelir misiniz?" Yeta aaya uzanan merdivenlere bakt, yznde sanki iin iinde bu yoktu, der gibi bir ifade vard. "ey, ben dnmemitim." "Biliyorum, ama kapal meknlardan korkan biriyim ben ve eer gelirseniz bana ok yardmnz dokunmu olacak" dedim samimi bir sesle ve polisleri gsterdim. "Ayrca, tek kelime Trke bilmiyorum. Birilerinin eviri yapmas gerekecek. Ltfen?" Uzunca bir sre tereddt etti ve isteksiz isteksiz bakt, ama en sonunda, "Pekl" dedi. "Ben de sizinle geliyorum." Kadnn yine de isteksiz olduunu grebiliyordum. Yal polise bir eyler syledi ve polis bizi ieriye ald. lk giren Yeta oldu, sonra yal polis beni de ieriye ald. Ofisteki televizyondan heyecan dolu barma sesleri ykseldi ve yanmzdaki polis gen polise bararak bir eyler syledi, gen polis tekrar ofisin iinde gzden kayboldu. "Ne syledi?" diye sordum Yeta'ya. "Gol kim att diye sordu. Galiba futbol merakls." Polis birdenbire ciddileti ve bizi merdivenlerden aa indirdi. Yine yer altnn derinliklerine girme fikri iimi korkuyla doldurdu ve korkudan avularm yine terlemeye balad. Byle bir ey yapmam gei'ehiyor mu?
Yeta bana akn gzlerle bakt. "Bir eyin mi var? iyi grnm-yorsun." "Bir eyim yok... iyiyim." 268 Yeta ve polisle aaya inmeye kendimi zorlayp basamaklar teker teker inmeye baladm. Caddenin kar tarafnda Mrit, Kate Moran ile Yeta'run birlikte Yerebatan Saray'na giriini izledi. RayBan Aviatr gne gzl takmt, bamda motosikleti kask vard; lacivert renkli Yamaha 250cc motorundan indi. Yeta'y ta evinden beri takip ediyordu; arada hep bir mesafe brakmt ve yapt plan artk tutmaya balamt. Yerebatan Saray'nda iledii cinayetleri, Yeta'y telefonla aradn Moran'n abucak reneceini ve renir renmez de stanbul'a geleceini dnmt. Moran' tuzaa drmek iin bir strateji daha uygulamt. O da ldrd kurbanlarn yakmakt; bylece polisin cesetleri abucak bulmasn salamt. Ve Moran yemi yutmutu ayn umduu gibi. Motosikletim kilitlerken fkeden kuduruyordu. Gereksinim duyduu her ey srtndaki antann iindeydi; tabii kasap baklar da Birka dakika oyalanacak ve ardndan caddenin kar tarafndaki Yerebatan Saray'na doru yrmeye balayacakt. Birazck ans yeterdi ve tabu her ey planlad gibi giderse, imdi yine ldrecekti. 77 Basamaklardan aaya indik ve ayak seslerimiz merdivenlerin tarihi ta duvarlarnda yankland. Polis ve Yeta sakindiler, ama ben aaya doru her adm atta biraz daha fazla titriyordum; aslmda ierisi ok iyi aydnlatlmt, ama ne kadar iyi aydnlatlm olursa olsun kendimi kontrol edemiyordum. "Daha nce Yerebatan Saray'na hi gelmi miydiniz?" diye sordum Yeta'ya. nk konumam gerekiyordu, yanmda birilerinin olduunu, birilerinin bana yardm edebileceini bilmek ve korkumu kontrol edebilmek istiyordum. "Evet, ocukken" yantn verdi l gibi bir sesle. Bunun dnda bir aklama yapmad ve iimden bir ses onun da benim gibi yeraltna inmekten korktuunu syledi. Aaya doru indike hava biraz daha serinledi ve sonra anszn dz bir alana ktk ve ite orada, benim hayatmda grdm en mthi grntlerden biri karma kt. Buras devasa bir blmeydi, dev bir katedrali andryordu. nmze koskoca bir koridor kmt, yzlerce dev gvdeli, en azmdan on iki metre yksekliinde ta stunlar alabildiine uzanyorlard. arp kalmtm. "Burasnn bu kadar byk bir yer olabilecei hi aklma gelmemiti." "Romallar zamannda, buras Konstantinopolis'in su deposuydu, btn ehre buradan ime suyu salanrd" diye aklad Yeta. Sarncn ii hl suyla doluydu; dikdrtgen biiminde onlarca dev havuz kireta duvarlara konmu gl klarla prl prl aydnlatlyordu. Sar k bu sarayn iine altn rengi vermiti. Islak ta duvarlardan aaya sular damlyordu ve havuzlarn zerinde tahta iskelelerden yrnyordu. Buraya neden Yerebatan Saray dediklerini anladm; buras sanki ii suyla dolmu tarihi bir kaleyi andryordu. Polis memuru bize keyi gsterip konutu, polisin sylediklerini yine Yeta tercme etti. "Cinayetin iledii yerin evrildiini ve bizim polis kordonunu geemeyeceimizi sylyor. Bakn ta orada." "0 da bizimle geliyor mu?" "Yalnz basma gidemeyeceini sylyor, aslnda ok da uzak deil" diye yantlad Yeta omzunu silkerek.
270 Polisin dnp merdivenlere doru baktn grdm, sanki bir nce televizyonun karsna gemek ister gibi bir hali vard. Bir an unuttuum klostrofobim yeniden dnmt ve kalbim yine korkuyla arpmaya balamt. "Ona teekkr ettiimi syle." Yeta tercme etti ve adam kafasn sallayp bizi orada brakt, ta basamaklardan karken ayak seslerinin yanklandm iittim. Blmenin iinde daha fazla aaya inmek istemiyordum, ama baka ne tr bir seeneim olabilirdi ki? Yeta'ya dndm ve aaya gvenli bir ekilde inebilecek miyiz der gibi baktm. "Daha nceden buraya geldiini sylemitiniz. Peki, yolu bulabilir misiniz?" "Tabii ki. Belki de size Constantine Aabeyimin Yerebatan Saray'na kar zel bir ilgisi olduunu sylemem gerekir." inde bulunduum tehdit dolu atmosferde hi de armamtm. "Anlatsanza" "Bizansllar zamannda burada trensel cinayetlerin ilendiine dair eyler anlatlrd, bu hikyeler aabeyimin ok ilgisini ekmitir. Aslnda, buras Constantine Gamal'n iki korkun cinayet iledii yer, ama bunu sizin de bilmeniz gerekir, deil mi?" "Evet, biliyorum." Yeta'ya telefon konumasyla ilgili soru sormak aklmdan geerken Yeta eliyle bana son basamaklar iaret etti. "Buradan gelin, ama dikkatli olun. Bu kadar ok suyun olduu bir yerde basamaklar da kaygan olabilir. Bamza bir de kaza gelmesin." 78 Merdivenlerin sonuna kadar indik, prl prl aydnlatlm sarncn her taraf buradan grnyordu. "Bana aabeyinizin ocukluk yllarndan bahseder misiniz?" dedim. Gamal'n zel yaamna dair ok az ey biliyorduk ve sorgulamalar ile mahkeme srecinde bu konuda konumay hep reddetmiti. FBI'n elindeki tm bilgiler de Komiser Uzun'un soruturmasndan alnmt. Yeta azn bzd. "Duyduuma gre herkes Constantine ismini bir felaketi anar gibi anyormu. Nasl olur da byle yetenekli bir psikiyat-rist byle acmasz bir katile dnebilir, bilmiyorum. Ama ortada bir felaket yok. Yant basit. Constantine ok kkken bile onda eytan bir eyler vard. Kk hayvanlara ikence edip ldrerek balad. nceleri kurbaa ve fareleri. Sonra kedileri, kpekleri korkun bir ekilde kesip doramaya balad, anlamsz ritellerdi bunlar ve en sonunda da babam ve kz kardeimi katletti. Hatta aabeyimin sadece kendi hastalkl ruhunu incelemek iin psikiyatri okuduunu bile syleyebilirim. Tabii ona iyi geldiini syleyemem. O hi deimedi." Constantine Gamal'n hemen hemen btn seri cinayetler ileyen katililerde grlen ok temel iki zellii gstermi olabileceini ben de dnmtm; hayvanlara ve ocukluk arkadalarna eziyet etmenin yan sra, tehlikeli yangnlar karm ve ocuklar iin belli bir yaa kadar normal karlanan yatak slatma alkanln daha ileriM yalara kadar gtrm olabilirdi. Ancak, babas ile kz kardeini neden ldrdn bilmiyorduk. Neden byle davrandna hibir aklama getirilememiti. Bu soruya tekrar dnmeyi kafamn bir yerine not ettim. Tahta iskele zerinden olay yerine doru yrdk, yrrken admlarmz tarihi kireta duvarlarda yankland. "Aabeyinizin buraya kar zel bir ilgisi olduunu sylyorsunuz." Yeta ban sallad. "On bir yandayken babamla birlikte burasn ziyarete geldiler. Constantine insana rperti veren yerleri severdi, ayrca ocuk olmasna ramen lme kar bir tutkusu vard bir de karanlk, yer altndaki meknlar houna giderdi. Buraya geldikten ksa bir sonra benim yavru kpeimi bir torbaya
koyup hayvan trenle kesip 272 dorad. Ben kpeimin hep katm sandm, ama Gamal yllar sonra byk bir zevkle bana bunu anlatt. Byle bir ey yapt iin ondan nefret etmitim." Bu korkun ans aklna geldiinde Yeta dudaklarn bzd. Keyi dnerken olay yeri incelemenin cinayetlerin ilendii yere koyduklar fosforlu sar eritlerin sarkk vaziyette durduunu grdm. Yerebatan Saray'nn karanlk ve uzak bir kesindeydik. "Siz ve aabeyiniz birbirinize yalan mydmz?" Yeta'nn yznde alayc bir somurtma ifadesi belirdi. "Hayr. Cons-tantine pek yle sevimli bir ocuk deildi." Gemie baktmda, onun hep farkl olduunu ve ac vermekten holanan bir ocuk olduunu grebiliyorum." Kafamn bir kesine yazdm, aabeyinin drtleriyle ilgili soracam soruyu anmsadm. "Sizce babanz ve kz kardeinizi neden ldrm olabilir?" Yeta bam "bilmiyorum" der gibi sallad. "lk bata, babamn onu dvmesine balamtm bunu. Biz kkken annemiz ld, bu da bizim amzdan kt oldu, ama Constantine'in doasnda bir eytanlk vard ta doumundan beri." "Babanz acmasz biri miydi?" "Zaman zaman sert davrand olurdu. Ama Constantine gibi bozulmamt." "Ne gibi bir sertlii vard?" "Constantine stn zeklyd ama ok zor bir ocuktu ve inatyd, bir de yaramazlk yaptnda babam onu uslansn diye et kestii bodrum katma kilitlerdi. Dier zamanlar Constantine babam alrken izlerdi, babamn hayvanlar kesme iini hastalkl bir hayranlkla seyrederdi. Aabeyim hayvanlarn kesilerek ldrlmelerinden sapka bir haz alrd." Buzluk konusunu biliyordum, Komiser Uzun'un Constantine Ga-mal'm gemiiyle ilgili ortaya kard tyler rpertici gereklerden biri de buydu, ama bunu onun kz kardeinin azndan byk bir ilgiyle dinledim. "Peki, aralarndaki iliki nasld?" Yeta omzunu silkti. "Aralan pek de iyi saylmazd. Constantine babam hi sevmezdi ve onun aptal olduunu dnrd. Srekli olarak tartrlard. Derken bir gn kasap dkknnn bodrumunda bir yangn meydana geldi. Komularn yardmyla alevler sndrld ite o gn babam ve kz kardeim buzlukta bulundu, bedenleri kt bir ekilde yanmt ve hunharca bir ekilde doranmt. Kz kardeim lmt, ama babam birka saat komada kalarak hayata tutunmaya alt. Cinayetlere soygun amacyla yaplm ss vermiti; dkkndan para alnmt ve baz ahsi eyalar kaybolmutu. Kimse Gamal'dan phelenmedi, ama soruturma srasnda polis beni sorgulad gibi onu da 27S sorgulad. Cinayetlerin nedeni Constantine'in Amerika'da yakalanp tm cinayetlerinin ortaya kmasna kadar hi renilemedi. Ama bu son cinayetlerle Ugili kiisel bir fikrim var." "Syleyin." "Zannederim babam ve kz kardeimi dorayarak ldrmekten hastalkl bir zevk ald. Aynca ayn profile sahip dier kurbanlarn benzer evre artlarnda ldrmekle ilk cinayetinden ald hazz tekrarlamay seti. Yani sanki btn cinayetlerini ilk cinayetinin bir yansmas olarak iledi. Bilmem siz de ayn fikirde
misiniz?" Bam salladm. "Bu ok klasik bur seri katil davran biimi; yani suu tekrarlamak, hani belki iini mkemmelletirmek, ilk ald haz-zn dozunu artrmak da diyebilirsiniz." Cinayet mahalline varmtk. Oturulacak yer olarak kullanlan eski bir ta blok grdm. Tan st krmz kan lekeleriyle doluydu. Ye-ta'ya dndm ve onun gzlerini sildiini fark ettim, "iyi misiniz?" diye sordum. "Evet zr dilerim. Kim bilir bu insanlar ne aclar ekmilerdir diye dndm. Komiser Uzun bana sylediinde donup kalmtm. ok zc bir ey." Yeta rahatsz olmutu. "O kadar tyler rperticiydi ki, kulaklarma inanamadm. Beni arayan kii tpk Constantine'di." "Ama siz aabeyinizle yaklak on y boyunca hi konumadnz. Sizi arayan kiinin tpk aabeyinize benzediinden nas emin olabilirsiniz?" Yeta yant vermeden nce biraz durup dnd. "Haklsnz, ok da emin olmamam lazm. ok tuhaf bir durum, ama onunla konuurken sanki telefon hattnn teki ucunda eytan varm gibi bir hisse kapldm, konutuum kiinin Constantine olduundan adm gibi emindim, histeri krizi geirmek zereydim sanki. Ama dndke bana daha da mantksz gelmeye balad. Constantine ld, o yzden de beni arayan bir bakas olmal. Kin dolu biri belki de." "Kin mi?" "Arayan her kimse normal biri deildi, muhtemelen hastalkl biriydi. Biri birtakm sapka nedenlerle benimle pis bir oyun oynuyor olabilir." "Neden byle bir ey yapsnlar ki?" "Constantine ylesine aclara neden oldu ki, onun ldrd insanlardan birinin bir akrabas beni rahatsz etmek istemi olabilir. Baka bir aklamas yok Bayan Moran." "Yani biri aabeyiniz sanki hl yayormu gibi numara yaparak sizi rahatsz m etmek istemi olabilir?" Yeta ban sallad. "Evet, yle." Dikkatini olay yerine evirdi. "Siz btn bu yolu bu cinayet iin mi kat ettiniz?" "Aslnda ok kark bir olay." "Nasl yani?" 274 Yeta'ya her eyi anlatmaya karar verdim ve bitirdiimde kadn akna dnmt. "Peki, ama neden biri kalkp benim aabeyimin sularn taklit etmek istesin ki?" "Ben de bilmiyorum." Konumaya balamadan nce durup kafamn iini toparladm. "Biliyorum size ok sama gelecek, ama btn bunlardan sonra belki de aabeyiniz idamdan sa olarak kurtulmu olabilir." Yeta sylediklerimi anlamaya alyordu; yz kire gibi olmutu. "Ciddi olamazsnz." "Ben sadece byle bir olaslktan bahsediyorum. Onun ldn gzlerimle grdm. Doktorlar tarafndan muayene edilip ld resmen akland. Ama btn bu yeni cinayetler kafam kartrd. Ben
aabeyinizin bir tr panzehir kullanarak lmden kurtulmu olabilecei ihtimalini dnmeye baladm. Biliyorum hi inandrc deil. Siz bir biyokimyacsnz. Sizce byle bir eyin gerekleebilme olasl var m?" Hayrola neyiniz var? Kt grnyorsunuz." Yeta hl bembeyazd. "Evet, ldrc zehirlerin bile panzehiri vardr." "Yani aabeyiniz sa kalm olabilir mi demek istiyorsunuz?" Yeta gzlerini su havuzlarna dikip benim sorduum soruya kafasnda bir yant arad. "imdi siz beni korkutmaya baladnz Bayan Moan. Ben byle bir eyin sadece teknik olarak mmkn olabileceini syledim; yani panzehirlerin retilebileceini." Yeta yeniden durdu, alnn krtrarak bir eyler dnd. "Zannederim sizin de bilmeniz gereken bir ey var. Biz ocukken Gamal'da kalp atlarn yavalatma yetenei vard, bazen siz onu sanki lm sanana kadar o kalp atlarn yavalatrd." imdi aknla urama uras bana gelmiti. "Nasl yani?" "O ok glyd ve her gn Boazii'nde yzerdi. Suyun altnda uzun sre nefesini tutarak bize hava atard; kendi kendine uzun sre nefesini tutma teknii gelitirmiti, be dakika kadar su altnda kalabiliyordu. Zaman iinde, tbben l saylana kadar bir sre kalp atlarn durdurabiliyordu. Zannederim lme kar ok ilgili oluu yznden byle bir yetenek kazanmt; lme yaklamaktan byk zevk alrd.'-' Olduum yerde kalakalmtm ve imdi byk bir endieye kaplmtm. Tylerim diken diken olmutu. O anda aklma gelen ilk ey Washington'a dner dnmez hemen bir mahkeme karar aldrp Ga-mal'n mezarn atrmakt. Onun ldn kantlamann tek yolu buydu. "Bana anlattnz ey ok rahatsz edici. imdi acaba aabeyiniz idamdan kurtulmu olabilir mi diye dnmeye baladm." O srada nn ilikleyen Yeta'nm surat asld. "Kiisel olarak, Cons-tantine'in gmldn gzlerimle grmediim srece, hibir eye inanmam. imdi gitmem gerekiyor. Yanm saat iinde bir derse girmem gerekiyor, tabii kafamn iini toparlayabilirsem." "Ltfen biraz bekleyin." 275 "zr dilerim, gerekten de gitmem gerekiyor. Ge kaldm. Siz de benimle gelirseniz iyi olur." Yeta merdivenlere doru yrmeye balamt, ayak sesleri iskelenin tahtalarnda yanklanyordu. Ben de onun peinden yrmeye baladm, bylesine tyler rpertici bir yerde bir an bile yalnz kalma dncesi karsnda panie kaplmtm. Ama bir saniye kadar sonra en byk kbusum gerek oluverdi. Iklar snm ve Yerebatan Saray batan aa karanla gmlmt. *** Pat. Mrit devre kesiciyi kapatt ve kendi kendine srtt. Yerebatan Sara-y'nn alt katma elektrik veren datm kutusunu devre d brakmt. Ama yukarda kendi durduu gvenlik odasmda klar hl akt, panelin nnden geriye dnd. Yerde kalbine i saplad gen polisin cesedi yatyordu. Kaybolmu turist rol oynam, parman stanbul caddelerini gsteren haritaya koymu ve gen polisi kandrmt. Yal polis bir sandalyeye ylm duruyordu. O da gen arkadayla ayn akbete uram, kalbinden ilenmiti. Mrit yerde yatan cesede yrd ve srt antasndan gece grl gzlklerini
kard. ndi elenme zaman gelmiti. Yerebatan Saray'na inen merdivenlere doru yrd, karanlk basamaklarn tepesinde durdu, gece grl gzln takt ve dmesini at. Artk aadaki her eyi grebiliyordu, ama sadece limon yeili tonlarda Sihir gibi. Gece gndz olmutu. Aaya doru inerken kauuk tabanl spor ayakkablar ses bile karmad. 79 Zifiri karanlkta avaz avaz barmak istedim. Korkudan donup kalmtm, kprdayacak halim kalmamt ve tek aklma gelen ey, Tanrm, byle bir ey benim bama gelmemeliydi, oldu. Tek admm bile hatal atmamam gerekiyordu. Peki ya imdi tahta platformun zerinde yanl bir yere basarak suyun iine dersem ne olur? Kalbim gs kafesinden kacakm gibi oldu. Bir kere daha katakomplarn iindeydim sanki. Peki ya. neden klar snd? nsezilerim birazdan ok kt eylerin meydana geleceini sylyordu bana "Yeta, neredesiniz?" "Buradaym." kr Tanr'ya, yalnz deilim. Bir baka insann sesi birazck da olsa beni rahatlatmt. "Bayan Moran... Size bir itirafta bulunaym. Benim karanlk korkum var." Yeta'nn sesinin sinirden tir tir titrediini fark ettim. Ah ne gzel, sen de ben de bu karanlkta gzel bir ikili oluturuyoruz demek ki. "Yava yava nefes alp ver, eer panik gelmeye balarsa ok ie yaryor. Kendini panie kaplm hissediyor musun?" "Evet." "Yukarya seslenmemiz gerekiyor. Polislerin bizi duymas lazm." "Duyarlar m sence?" Yeta korkudan donup kalmt, o yzden de hibir ey yapabilecek durumda deildi; avazm kt kadar bardm: "Orada biri var m? Beni duyuyor musunuz?" Sesim karanlk bolukta yankland, ama hibir yant gelmedi. "Yaknlarda bir yerdeki elektrik dmesini bulmamz gerekiyor ya da bir el feneri." "antamda akmak var." "antan nerede?" "Yerde. Iklar sndnde elimden yere dt." "Olduun yerde kal Yeta. Ben sana geleceim. Ben bulmaya alacam." 277 "Kprdamyorum" dedi Yeta sz verircesine.
Karanlkta mesafe belirlemek zor bir iti, ama sesi yakndan geliyor gibiydi, belki de birka metre ilerimdeydi. Platformun zerinde diz st ktm ve milim milim ilerlemeye baladm, ellerimi yerden ayrmadan, parmaklarm ileri gtrerek ilerliyordum. "antay buldun mu?" diye sordu Yeta, sesinden ok sinirli olduu hemen anlalyordu. "Yok, hayr, henz bulamadm." Parmaklarm yerde aabildiim kadar atm ve bir saa, bir sola dndrerek antay aradm, ama hibir ey bulamadm. Allah kahretsin. Nerede bu anta? Ardndan kouan fare gibi bir ses iittim. Tanrm, bir fare eksikti.Panie kaplmamak iin kendimi zor tuttum, eer Yeta'y kaybedersem, hap yutacam biliyordum. Biraz daha aradm. Kouturma sesi iyice artt, ardndan derin derin nefes alnyormu gibi bir ses duydum. Yeta herhalde ok hzl soluyor, diye geirdim iimden. "Sakn panie kaplma antann buralarda bir yerde olmas gerekir" dedim. Yant gelmedi. "Yeta!" Hl yant gelmiyordu. Damarlarm zonklamaya balad. "YETA!" Sesim karanlkta tyler rpertici bir ekilde yankland. Mideme bir yumruk oturmutu sanki. Bu Yeta'nn da neyi var? Bu kadar ok korktuu iin mi hi sesi kmyor? leriye doru srndm ve anszn elimin altnda yumuak bir ey hissettim. Deri gibi bir eydi bu. anta bu ite. Karanlkta antay iki elimle kavradm. kr Tanr'ya. "Buldum" dedim yksek sesle. Yeta'dan hl bir ses gelmiyordu. Panik iinde elimi antann iine attm ve akmak gibi bir eyi parmaklarmn arasnda buldum. Yakmaya altm ve bir anda bir alev karmda parldad. Anszn avazm kt kadar barmak istedim, ama lm boazmda dmlenip kald. On adm temde Yeta platformun zerinde yatyordu, boynundaki yaradan kan fkryordu. 80 Birka saniye boyunca olduum yerde donup kaldm. Sonra Yeta'nm dudaklarndan hrltl bir ses geldiini duydum ve gzkapaklannn kprdadn grdm; demek henz lmemiti. Ama kanamadan lmek zereydi. Ne yapabileceimi dndm. Panikten kprdayamyordu ve kafama sorular mt. Yeta karanlkta ani bir saldrya uramt. Ona saldrann da orada karanlkta bir yerde olmas gerekiyordu. Derken byk bir tehlike iinde olduumu anlayverdim. Yapayalnzun, silahszm ve imdi sra bende. akman alevini karanla tuttum. Grdm ey su, yksek stunlar ve karanlkta beliren akmak alevi oldu. Ama kimseyi gremedim. Hi kimseyi. Katil neredeydi? Kalbim ylesine hzl hzl arpyordu ki, sanki patlayacakm gibiydi. Kafam korkularla dolmutu, en ufak bir ey yapabilecek halim kalmamt. Yeta'nm gzkapaklar artk ok az kprdyordu, soluu da hafiflemiti. Boynundaki yarktan kan akyordu. Kalbinin zerinde de bir yark olduunu fark ettim, bluzunun stnde daire eklinde kan lekesi vard. Her iki yara da kama tipi bir bakla alm gibiydi. Korkudan ellerim zangr zangr titriyor, akma tutmakta zorlanyordum, ama abucak bir eyler yapmazsam Yeta'nm an kan kaybndan leceini biliyordum. Srne srne kadna doru gittim, ama tam yanna ulamtm ki dudaklarnn arasndan fs diye bir
nefes verdi, kafas yan tarafa dt. Bileini yakaladm ve nabzna baktm. Yeta lmt. Arkamdan yeri kazma sesi gibi bir ses geldi, arkam dndm; karanlkta bir eyin hareket ettiini hissedebiliyordum. akma yukarya doru tuttum ama grebildiim tek ey glgeler ile ta stunlar oldu. akman alevi azald. akman gaz bitiyor diye dm koptu. Bir katille birlikte neyin nereden geldiini kestiremediira zifiri karanlkta tek bana kalm olmak kanm donduruyordu. Silahm yoktu, zayf dmtm ve korkudan tir tir titriyordum ve ok ge olmadan oradan bir an nce kp gitmek istiyordum. Yeta'ya artk yardm edemezdim 279 ve imdi de katilin yeni kurban olmaya niyetli deildim. Yeta'nn cansz elini braktm ve ellerime dayanarak ayaa kalkarken yine bir ses duydum. Yumuak bir sesti bu, sanki tahtaya bir sandaletin srtnmesi gibi. Ya da bir fare. Ama sezgilerim bu sesin fareden gelmediini sylyordu. Bu ses Yeta'nn katilinden geliyordu; katil darbesini vurmak iin bekliyordu. Peki ya Constantine Ganal gerekten de hl sa ise ve u stunlardan birinin arkasnda saklanyorsa? Budnce panie kaplmama yol at. Eer bu dndklerim doruysa, o zaman katil beni de ldrecek demekti. Onun nefret dolu gzlerini anmsadm, diinin omzumu vahice srmasn hl hissedebiliyordum. Sol tarafmdan bir sesin geldiini duyduumda korkudan baylacak-m gibi oldum ve akma o tarafa doru tuttum. Hibir ey yoktu.Yoksa u stunun arkasndan bir glgenin seirttiini mi grdm? Bu soruya yant vermek iin beklemek istemiyordum. akman alevini avucumun iine alarak merdivenlere doru olanca gcmle kotum. Mrit dev ta stunun ardndan seyrediyordu. rg iini avucunda sk sk tuttu. Gece gr gzlkleriyle, aniden Moran'n merdivenlere doru kotuunu grd. Eleniyordu, kedinin fareyle oynad gibi onunla oynuyordu. Geri zekl kaltak kap kurtulmaya alyor, kr bir panik iinde kouyordu. Her tarafndan korku ve panik akyordu, ite zaten onun grmek istedii de bu manzarayd. Bu da oyunun bir parasyd. Kadn merdivenlerden yukarya doru kmaya balad, basamaklar ikier ikier kyordu, ama adamn kadnn peinden komas gerekmiyordu. Cebine doldurduklar arasnda polisten ald anahtar takm da vard. Darya kan demir parmaklklar kitlemiti. Bakalm kaltak kar yine de kendine bir k yolu bulabilecek mi? imdi kendi zeksyla kadnn zeksn karlatrmak ve kadnn korkularndan alabildiince haz almak istiyordu. Srtt, ardndan stunun arkasna doru bir adm att ve kadna doru yrd. 81 Basamaklar ifter ifter karak yukarya ulatm. akmam gaz bitmi, alevi snmt; akma frlatp attm. Bir yandan polisleri bulmak istiyor, bir yandan da bu binadan bir an nce kp gitmek istiyordum. imden bir ses doruca ka ynelmemi sylyordu, ben de yle yaptm, demir parmaklklar amaya altm, ama kilitliydi. Arkamdan birinin geldiini duymuyordum, ama Constantine Ga-mal'n peimden geldiine ve merdivenlerden yukarya kacana, yanma varmasnn an meselesi olduuna adm gibi emindim. Panik iinde dnp gvenlik odasna baktm. Kapnn ak olduunu ve televizyonun mavi nn duvarda
glge oyunu oynamay srdrdn grdm. "Kimse var m orada?" diye seslendim. Cevap gelmedi. Odann kapsna yrdm ve polislerin cesetlerini grdm; biri yerde yatyordu, dieri de iskemlenin zerinde lp kalmt. Yerdeki fayanslarn stnde kan glc olumutu. Korkudan az kalsn kalbim duracakt. Yal polise baktm ve belindeki anahtarlarn yerinde olmadn grdm ve ite o anda lmmn artk ok yakm olduunu anladm. Biri anahtarlar alm, ieriye kilitli kaldm ve artk buradan kocamam. n kap dnda baka bir k kaps bilmiyordum. 0 srada elektrik panelinin kapann sonuna kadar ak ve btn artellerin indirilmi olduunu grdm. Biri alt katn elektriini kesmiti. Ve o birinin kim olduunu biliyordum. Bir saniye kadar sonra uzaktan ayak sesleri geldi. Merdivenlerde gerekten de biri mi var yoksa artk yerinde olmayan aklm m uyduruyordu bunu? Kafamn ii o kadar karkt ki, neyin ne olduunu bir trl kestiremiyordum. Panikten kurtulamyordum. Tuzaa dtm ve buradan artk k yok. Mantm bana bir yerlerde yedek anahtarlarn olmas gerektiini syledi ve deliler gibi odann iinde anahtar aramaya baladm. Oda yaklak metrekarelik bir yerdi, iinde bir masa, iki iskemle, stnde yemek de piirildii belli olan eski bir gaz sobas vard. Yere bakmamaya alsam da masanm ekmecesini gzden geirmek iin masaya 281 doru giderken polislerin kanlarna da basmak istemiyordum. Orada anahtar falan bulamadm. Odann iini abucak gzden geirerek yedek anahtarlarn bulunabilecei gzden kaabilecek bir yer var m baktm ve kede ahap bir dolap grdm. Dolabn kapam deta krarcasna atm ve iinde bekilerin yemek yerken kullandklar tabak bak takmn buldum; dolabn iindeki rafta hazr konserve yiyecekler, cam kavanozlar iinde tuz, karabiber, eker, ay, kahve vard; bir de tencere, tava, en altta da be litrelik bir teneke kutu iinde yemeklik ya duruyordu. Elimi raflarda dolatrdm, ama hibir ey bulamadm derken dolabn sol tarafnda elim bir eye dokundu. Elime bir halka ve bir anahtar takm geldi. N'olursun Tanrm, biri kapy asn... Metal halkay ektim, halkada be tane anahtar olduunu grdm. Peki ya anahtarlardan hibiri kilide uymazsa? Zaman kazanmal ve katili yavalatmalydm. Aklma bir fikir geliverdi ve sv ya aldm. Teneke tamamen dolu gibiydi, eke eke odadan darya kardm. Ayak sesleri gittike yaklayordu. Tenekenin stndeki plastik kapa atm, aar amaz merdivenlerden aaya dktm. Tenekenin iini boalttmda dosdoru demir parmaklklara kotum, kalbimin hzl hzl atmasndan artk gs kemiklerim anmaya balamt. Anahtarlardan birini demir parmakln zerindeki kilide sokmaya altm, ama anahtar kilide uymad. Kfrettim. teki anahtar denedim. O da uymad. Bir sonrakini denedim; bu seferde anahtar kilide girdi, ama eviremedim. Tanrm. www.cizgiliforum.com mehmetalper Ayak sesleri artk iyice yaklamt. Birka saniye sonra da kesildi. Birka saniye sonra ar ar alp
verilen nefes sesleri iitmeye baladm. Kalp atlarm artk kulak zarlarm dvmeye balamt ve tekrar dinlemeye altmda hibir ey duyamadm. Derken anszn ar, ll ayak seslerinin merdivenlerde ap ap sesleri karmaya baladn fark ettim, bunun ardndan da tok ayak sesleri geldi ve daha da soma bir sessizlik oldu. Sanki katil ya yznden merdivenlerden yukarya karken zorluk ekmi ya da kaymt. Ama ap ap sesi yine balad, ama bu sefer daha hafifti. Katil yukarya kmaya devam ediyordu. Aman Tanrm. teki anahtar soktum, sonra da tekini, ama ikisi de kapy amad. Son anahtar denediimde kilit hi zorlamadan ald. yle rahatladm ki az kalsn baylacaktm. Demir parmakl ellerimle tutup atm. Caddeden gelen youn trafiin grlts beni selamlad. Birka saniye sonra mermer basamaklarda ayak seslerinin sklamaya baladm fark ettim ve kendimi kalabalk caddeye attm. 82 Kaldrmda yryenlerin akn baklar arasnda deliler gibi kouyordum. Sonra aptalca bir i yaptm fark ettim; su mahallinden kamak dikkat ekmekten, bir sulu gibi grlmekten baka bir ie yaramazd. Yrmeye baladm ve maazalarn vitrinlerine bakar gibi yaptm. Nefes alp veriimin normale dnmesi birka dakikam daha ald, ama rahatlama fazla uzun srmedi. Gamal'm klk deitirerek kalabala karm olabilecei ve etrafmda dolanabilecei aklma geldi. Arada srada arkama dnp bakyordum, ama onca kalabaln ortasnda katil ban istedii an gsme saptayabilirdi. Yanmdan geenler arasnda Gamal'a benzeyen var m bakyordum ve birden byk bir ok geirdim; nk yaklak on adm gerimden siyah sal, gne gzlkleri takm, srtnda srt antasyla bir adam yryerek geliyordu. Adamn boyu ve vcut yaps tpk Gamal'a benziyordu. Adamn gzlerini kararak vitrinlere bakyonnu gibi yaptn fark ettim. Bu adam Gamal m yoksa ben paranoyak m olmaya baladm? Gamal'n sa m yoksa l m olduunu anlayabilmem iin gidip onun mezarn atrmam gerektiini, kafamn ancak o zaman rahatlayacan biliyordum. Tabii, bu ii ne kadar abuk yaparsam o kadar iyi olacakt. Ama nce kalkp Amerika'ya dnmem gerekiyordu. Birka saniye sonra polis aralarnn ac siren seslerini iittim. Komiser Uzun ile adamlar Lou'nun istei dorultusunda beni tutuklamak zere Yerebatan Saray'na m gidiyorlar? Eer dnp onlara olan biteni anlatrsam, benim masum olduuma inanrlar m, yoksa kendimi daha da berbat bir durumda m bulurum? Bu riski almak iin bekleyemezdim; en azndan on dakikadan beri gvenlikteydim ve peimden gelen yoktu. ar gibi bir yere kan kemerli bir kap grdm. Kapnn zerinde altn varakla yazl yazy okudum: KAPALIARI. Havaalanndan aldm turist rehberinde burasnn stanbul'un nl kapal ars olduunu, XV. yzyldan kaldn hatrladm. Kendimi kemerli kapdan ieriye atp Kapalar'ya girdim. Buras grltl ve gz kamatrc bir pazaryeriydi, kck dkknlarla tka basa dolu darack bir sr yolu olan, egzotik parfmlerin 283 koktuu bir aryd. arnn iine girdike her iki tarafn da kuyumcularla, deri ii eyalar, rengrenk kumalar satan dkknlarla dolu olduunu grdm. Bazlar geleneksel cppeler giymi, tespih eken satclar gm ay ya da kahve tepsilerinin zerine eilmiler, yoldan geenleri kendi dkknlarna ekmeye alyordu. Aklma yine kendi meselelerim geldi. Ben masumdum ve Trk polisiyle ibirliinden korkmuyordum,
ama Trk polisinin beni gzaltna almasna izin verirsem, haftalarca istanbul'da kalarak Trk polisi tarafndan sorgulanacak ve derdimi anlatabilmek iin akla karay seecektim. En kts de, Yeta ile bekileri ldrmekle sulanma olaslmd. Komiser Uzun'un bana kar bir tavrda olmayacan biliyordum, ama yine de aklamam Lou'ya yapmak istiyordum ve iimden bir ses bir an nce istanbul'dan ayrlmam sylyordu. Kendimi Gamal'n doup byd bir ehirde gvende hissetmiyordum ve Yeta'nn lm de gvende olmadm kantlyordu. Komak beni belki sulu konumuna sokacakt, ama igdlerim hi durmamam gerektiini sylyordu. Sonuta, o Tann'nm cezas mezar amak istiyordum. nce, havaalanna ulamam gerekiyordu. Toplu ulam arac en gvenli oland; bir taksi ofr beni hatrlayabilirdi. Turist rehberinin arka sayfalarn kartrdm ve havaalanna kalkan otobs servisini buldum; haritaya gre, o cadde on dakika kadar bir yry mesafe-sindeydi. Kapalar'nn kapall klostrofobimi depretirmiti. Labirenti andran yollardan bir an evvel kmam gerektiini dndm. Satclar mallarn burnumun dibine sokuyorlar, gm kaplama mutfak musluklarndan deri cekete kadar her eyi satmaya alyorlard. Gne gzl takm siyah sal adam bir daha gremedim. Ama onu grememi olmam onun burada olmad anlamna gelmiyor. Her an srtma ba yiyebilirdim. nnden getiim bir tezghtar benden badem ekeri almam istedi, ama fazla uzatmasna izin vermeden, "En yakn k nerede?" diye sordum. nce Trke bir eyler syledi, tabii hibir ey anlamadm, ama tam o srada baka bir satc bana keyi gsterdi. "k u tarafta Madam" "Teekkr ederim." "Sizin gibi gzel bir hanm ok gzel bir fiyata deri ayakkab alr m acaba?" Adamcazn bana bir eyler satmaya almasna kzmadm, ama imdi alveriin sras deildi. Sonra satcnn tezghnda bir tarafnda gne gzlkleri ve dier bir tarafnda da earplar olduunu grdm. Her birinden birer tane aldm. "Bu gne gzl ile earp ka para?" "Madam size ucuza brakrm." Ruh halim satcyla pazarlk yapmaya uygun deildi. "Satn alyorum." 284 Satc aldklarm sarmaya balad, ama ben "Hayr, bunlar imdi takacam" dedim. "Madam nasl isterse." Satcya parasn dedim ve siyah earp ile siyah gne gzln taktm, tam gitmek zere arkam dnmtm ki ilerideki bir kuyumcu dkknnda bir adamn oyalandn fark ettim; adam yaklak 20 adm nmdeydi. Siperlikli siyah bir apka giymiti, siyah bir fular ve Ray-Ban gzl vard. Bu adamn o grdm adam olduundan emin olmasam da beni izlediinden adm gibi emindim. Bu adam Gamal myd deil miydi anlamak iin bekleyecek zamanm yoktu. Mteri kalabalnn arasna daldm ve ka doru hzla yrdm. Kalabalk arda saklanan Mrit Kate'in earp giydiini ve gne gzl taktn grd. Motosikletini bir tarafa brakm ve kadnn peine taklarak ta Yerebatan Saray'ndan buraya kadar yaya gelmiti. Kaltak karnn bylesine korktuunu grmek adama ylesine bir haz veriyordu ki, onu yavalatmasna, yedek anahtarlar bir ekilde bularak kamasna hi aldrmyordu. Hatta yalanm merdivenlerden kayp, birka basamak dp sa dirseini duvara arpmasna bile aldr etmiyordu. Koluna dokunduunda dirseinin
hl acdn fark etti. Btn bunlar oyunun riskleri arasndayd. Srt antasndan kard bir tirtle stn bam temizlemesine ramen ellerinin ve stnn hl ya iinde olduunu hissediyordu. Kaltak kan epeyce akllyd; bunu artk kendine itiraf etmeliydi. Ama benim kadar deil. Kadnm korkularndan beslendi, yerden havaya ykseldiini hissetti, ama kadn elinden kurtulabileceini zannediyorsa, imdi yeni bir eyin geldiini grecekti. Adamn Kate Moran'la ilgili planlan vard. Ona yaptkla-n yznden kadn aclardan ac beenecekti. Kadnm ar klarndan birine doru aceleyle yrdn grd ve peine takld. Trk Havayollan otobsnn kalkt dura buldum. ki otobs durakta durmutu, yolcular otobslere inip biniyorlard. Srtlarnda srt antalaryla bir grup svelinin arkasnda kuyrua girdim ve otobs iin bilet aldm, sonra da otobsn ortalannda bir yerde oturdum. Ta istasyona kadar etraf gzden geirdim, ama peimden gelen birini grmedim. apkal ve gzlkl esrarengiz yabanc grnmyordu. Ama otobsteki yolculara bakarak otobste olmadndan emin olmak istedim, ama ite tam o srada korkun bir korkuya kapldm. ini bi285 len her polis mdr gibi Uzun da havaalann adamlaryla dolduracakt. Ve eer havaalan izleniyorsa, pasaportumdan beni bulacaklar. Tam check-in yaptrrken damga yemi bir kadn olacam. Tuzaa dtm hissettim, ama fikir deitirmek iin artk ok ge kalmtm; tam o srada ofr otobs caddenin akna brakmak zere altrmt. Be dakika sonra otobs ehrin dna km havaalanna doru hzla ilerliyordu. Btn bu olaylan geride brakabilmem iin bir saatten daha az bir zamanmn kaldn dndm, yoksa kalk terminaline adm atar atmaz hap yutacaktm. 83 Alexandria, Virginia Lou Raines komodinin zerinde duran telefonu deta krarak kapatt ve yatandan kalkt. zerine sabahln giydi ve sinirli sinirli soluyarak hzl admlarla yatak odasnn penceresine yrd. Kars Baltimore'deki kznn yannda kalmaya gitmiti, moralinin bozuk olmasnn bir nedeni de buydu. Bardaktan boanrcasna yamur yayordu, Washington ehri gkte akan imeklerle aydnlanyor, ufuk izgisi zerine yldrmlar dyordu, yamur sularyla pencereler srlsklamd. Yantlanmasn bekledii be-on tane soru iareti kafasmm iinde dolanp duruyordu, ama telefon grmesinden sonra bu sorular teke inmiti: u Kate Moran ne haltlar kartryor? Raines'in izinli kt haftann henz ilk gnyd ve evdeyken rahatsz edilmekten nefret ederdi, ama onu arayan Komiser Ahmet Uzun'du, acil bir telefondu. Telefon ayrca onu son derece endielendirmiti. stanbul'da kii daha ldrlmt: bunlardan biri de Constantine Gamal'n kz kardei Yeta'yd ve dier iki kii de polislerdi, bu cinayet Yerebatan Saray'nda ilenmiti. Yeta'nn cinayetinde Gamal'n yntemlerinin izi vard; karanlk bir yeralt mekn ve ayn onun kulland bak trlerinden biri. akan imeklerden biri pencereyi aydnlatt, Raines dilerini gcrdatp kafasn sinirli sinirli iki yana sallayarak doann k gsterisine gzlerini dikti. Moran'a cep telefonundan en az on-on be kez ulamaya alm, sonunda aramaktan bkp ahizeyi arparak telefonu kapatmt, ama siniri tepesine kmt. Cep telefonu akt. Moran'la irtibata gemeden orada neler olup bittiini tam olarak anlayamayacakt. Komiser Uzun'a gre, Kate Moran srra kadem basmt. Grg tanklar Kate Moran'a benzeyen bir kadn Yerebatan Saray'ndan kaarken grmlerdi. Raines, herhalde tehdit altnda olduu iin kayordur, demiti. Ama Uzun kadnn peinde biri olmadan ana caddelerden birinde kayor-mu gibi koarken grldn iddia etmiti. Raines yle dnd:
287 Btn bunlarn iinde manta uymayan bir ey var. Bu belal olaylar baladndan beri Kate'in davranlar tuhaflat. Kate'in kendisine, Gamal belki idamdan kurtulmu olabilir, dediini anmsad. te, kadnn aklna byle bir delilik bile gelebiliyorsa? idam edilmi biri lmden dnemez. Cinayetler bir kopyanm ii olmal, nokta. Peki ama kim ve neden?Sonra aklna bir soru takld, aslnda herkesin aklna taklabilecek bir soruydu bu: yi ama nasl oluyor da hep onun getii yerlerde cinayetler ileniyor? Ofise gitmek zere pijamalarn karp giyinmeye balarken kafasna bir ey takld, aslnda srekli olarak taklan bir konuydu bu. O da Moran'n onun verdii emirlere itaat etmemesi ve istanbul'a umasyd. Ekibinde alanlarn emirlere kar gelmesi kadar onu sinirlendiren baka bir ey olamazd. Disiplin iyi alan bir departmann olmazsa olmazyd. Herkes kendisine verilen emre uyacak, uymayan da cezasn ekecekti. Tekrardan i ekti. Kz mio, ne halt yemeye gidip ortalklardan kay boldun? Millet imdi bu cinayetlerin senin bann altndan ktn zannetmeye balayacak. Raines bu soruya kendi bana cevap verebilecek bir durumda deildi. Ama her nedense iinden bir ses Stone'un bu soruya onun adna bir cevap bulmaya alacan sylyordu. 84 stanbul Otobsle havaalanna giderken ac ac ten siren sesleri duydum; polis arabalarnn oluturduu bir konvoy yanmzdan geti. Aralar yanmzdan geip havaalan istikametine doru giderken ben de koltua iyice gmldm. te tam o srada, Komiser Uzun'u arabalardan birinin arka koltuunda oturmu grmek benim iin tam bir ok oldu. Komiser cep telefonuyla konumakla meguld ve ifadesinden telal olduu anlalmyordu. Kahretsin. Artk havaalanna varsam bile ka ansmn olmadn biliyordum. Orada Uzun beni tanyacak ve tanr tanmaz da iim bitecekti. Sanki bir bataklktan kurtuluyor, baka bir bataklkta batyordum. Havaalanna varmadan nce polis noktasnda belki arama yaplr diye geirdim iimden ama on dakika sonra otobs biraz yokuumsu bir yola girip d hatlar kalk terminalinin nnde durdu. Yolcular indiler, ama ben koltuuma deta yapm gibi oturuyordum. Eer aratan inersem arkama da "beni yakala" diye ilan asm olacam biliyordum. Otobsteki son yolcu da indi ve benimle birlikte zerinde bir tr havaalan niformas olan, boynuna kokart asl gen bir kadm otobste kald. Gen kadm da yerinden kmldamamt, bundan da otobsn bir durak daha ileri gideceini anladm. ofr baklarn zerime dikti ve Trke bir eyler syledi, sanki burada inmen gerekiyor, der gibiydi. Kafam "hayr, inmeyeceim" anlamnda iki yana salladm. Adam omzunu silkti, direksiyonun basma geti ve tekrar trafie dald. ofrn otobs sol taraftaki yoku aa inen bir yola soktuunu grdm. Derken nereye doru gittiimizi anladm. Var terminaline gidiyoruz. Bulunduum yerden asansre bindiimde d hatlar kalk terminaline kabilirdim, ama ksam ne
olacakt ki? Uzun, beni orada yakalayacakt. ofr otobs durdurdu ve ben de en sonunda otobsten indim, niformal gen kadnn peinden kalabalk terminale girdim. 289 Ama etrafta yle yzlerce polis falan yoktu; Uzun nlemlerini kalk terminalinde alm olabilirdi. Ben yine de rahatlayamyordum, kafamn tepesinde kapkara endie dolu bulutlar dolanp duruyordu. Uaa binip istanbul'dan kama riskini mi gze alaym yoksa gidip teslim mi olaym? Ama aklma gelen tek ey bizim FBI'cardan nce harekete geip Gamal'm mezarn atrmak ve sama sapan hibir ey yapmadm kantlamakt. Var/Kalk ekrannda uaklara baktm ve New York uann saat sonra kalkacan grdm. Ama New York iin pasaport polisinden gemem gerekiyordu, ayrca uaa bilet alsam bile baa kamayacam bir sr sorunla kar karya kalacaktm. Bir yerde oturmam sakin sakin dnerek ne yapacama karar vermem gerekiyordu, kede tuvaletler olduunu grdm, bo tuvaletlerden birine girip oturdum. Hem ruhsal bir knt yayordum, hem de fiziksel bir knt. Hl serbesttim, ama Uzun'un st kattaki kalk terminalinde nlemlerini alm olduundan da emindim. Eer yzm gsterirsem beni bir kilometre teden tanyacaklard. Ayrca polis pasaportuma da el koyabilecekti. Bilet kontuannda gzktmde beni gzaltna alacaklard. Bu yzden de terminalin kalk blmnden uzak durmam gerekiyordu. Ancak o srada aklma bir fikir geldi. Belki de kendimi btn bu karmakark olaylarn ortasndan kurtarmann bir yolu var. Kafamn zerindeki kara bulut birazck ykseldi. stanbul'dan km salayacak planm yapmaya balamtm. Peki, ama baarabecek miydim? 85 Washington, DC Sabah saat dokuz otuzda Raines masasnda oturmu ekersiz kahvesini yudumlarken ofisinin kaps ald ve Stone ieri girdi. "Beni mi grmek istedin Lou?" "Evet. Moran'n kaybolduunu renmek seni ok mutlu edecek." Stone kalarn att. "Paris'te mi?" "Hayr, stanbul'da" yantn verdi Raines. "imdi srra kadem bast." "Nasl?Ben de senin ona, oraya gitmemesi iin emir verdiini zannediyordum." "Verdim" dedi Raines ve ardndan stanbul'da olanlarla ilgili rendii her eyi Stone'a anlatt. Stone dilerini gcrdatt. "Peki, bu kar ne haltlar kartryor? imden bir ses bu lln bizimle oyun oynadn sylyor." Raines, Stone'un ifadelerinden sklmt. "Diline hkim ol Stone. Ve de iimden sylettirme sana imdi." Stone fkesini saklamaya hi gerek grmeden, "Daha baka ne halt istiyorsun sen Lou, kalkp sana imzal itiraf m getireyim? Her trl kant nne koydum, giysileri, yazlk evi... Diaz imdi bu kantlar inceliyor. Ayrca karavan parkndaki kadn Kate'in grnmnde birini ve bir Bronco arabay grdn syledi." Raines, kafasn iki yana sallad. "Hi de senin sandn kadar gzel kantlar deil bunlar. Giysiler iin arama izni almaman da zaten hi ho deil. Ayrca karavan parknda hanm yetmi yanda ve gzleri de iyi grmyor, ayrca Norton'un sylediine gre akln karm biri bile olabilir."
"Peki ya bana biraz nce bahsettiin kantlar? Yani Moran'n stanbul'da cinayetin iledii yerde grlmesi ve tanklarn onu kaarken grmelerine ne diyeceksin? Trk polisinin Moran' sorgulamak iin aramasna ne diyeceksin peki? Yani btn bunlar nemli eyler deil mi?" Raines, "Birtakm eyleri yaldzlamakla olmaz bu i Stone. Ayrca se291 nin phelerini rten birka ey daha var. Robot resim bunlardan biri. Robot resimdeki erkekti, kadn deil. Ve ikincisi, karavan parknda baran bir kadn. Bir kadn, iki cesedi madenin iine sokmak iin elli metre tayabilir mi?" "Yani o madende Moran bizi yanltmak iin klk deitirmi olamaz m? Ayrca Moran'n cesetleri tamaya gcnn yetmeyeceini de syleme sakn bana. Ben onu spor salonunda grdm, nasl snav ektiini ok iyi biliyorum." Raines ban iki yana sallad. "Her ey bir yana, Kate Moran'n zaten ba yeterince dertte ve kalkp da yeni cinayetler ileyecek motivasyonu olamaz. Bir de, ortada bir kopyac katilin olduunu biliyoruz. u anda Trk polisinin yapmaya alt tek ey onunla konumak. Kate'in istanbul'da yapm olduu tek ey mantksz davranmaktan ibaret." Stone sulayc bir ses tonuyla konutu. "Bana kalrsa sen de bu konuda pheler tayorsun Lou. Dorusunu sylemem gerekirse benim de aklma baka eyler geliyor. Yani giysiler ve Bronco. Benim bulunduum noktadan bizim elimizde onu tutuklatmak iin daha eitli ve somut kant mevcut. O yzden biz kurallara bal kalalm derim, protokol uygula ve bu kadm tutuklat." "Bana verecein baka akl kald m Stone?" dedi Raines souk bir sesle. "Evet, bazen mantksz insanlar delice eyler yapabilirler." Stone ne eildi ve parmaklarn Raines'in masasnn zerine koydu. "Bu ite sonuca ulaabilmemizin tek yolu var, o da senin bu kadn ieri attrman. Tabii bu arada ikinizin arasnn ok sk fk olduu gereini de grmezlikten gelecek deilim. Yoksa bilmediimi mi zannediyordun?" Raines imdi savunmaya gemiti. "Ne gibi?" "Yani seninle onun arasnda bir eyler olup bitmesi senin tarafsz hkm vermeni engelliyor gibi. Yani bu kadn senin ok yakn bir arkadan olduu iin yapman gerekenleri yapmaya cesaret edemiyormusun gibi." Raines ayaa kalkt, yz kpkrmz kesilmiti. "Byle bir eyin imasn bile etme! Onunla benim aramda profesyonel bir iliki dnda hibir ey yok, eer varsa da kantlarsn Stone, kantlayamazsan sana dnyann ka bucak olduunu gsteririm." "Sen ona kar iltimasl davranyorsun. Bunu grmyor deilim." Stone geri ekildi ama sylediklerine piman olmu gibi grnmyordu. "Sen byle dnyorsun." Raines pencereye yrd ve bardaktan boanrcasn yaan yamura bakt; elleri belindeydi, yznde fke vard, arkasn dnmeden konutu. "Siktir git ofisimden. Hemen!" Stone kapya doru yrd ve morali bozuk bir sesle, "Bu kadn ieri attracam Lou. Daha toplayacam bir sr kant var, daha ok kemik sayacam, ama eninde sonunda bu kadn ieri tktracam. 292
Belki senle o arkada olabilirsiniz, ama o kadn katil bir orospu ve ben de bunu kantlayacam. Bu kadnn stanbul'dan da kaabileceini, kaak dolaabileceini hi dndn m?" Raines arkasn pencereye dnd ve fke dolu sesle, "imi senden renecek deilim Stone. Komiser Uzun btn snr kaplarn alarma geirdi, ehirdeki yollara barikatlar kurdu ve havaalann kontrol altna ald. Havaalanndan k yapan her yolcuyu ahsen izliyor. Moran'n istanbul'dan bir yere kaamayacana emin." 86 stanbul Tuvaletten ktm ve tekrar var terminaline girdim. Bilet satn almak iin pasaportumu gsterir gstermez tutuklanacamdan emindim; bu durumda eer Trkiye'den ayrlma umudumu korumak istiyorsam klm deitirmem ve kendime sahte bir pasaport edinmem gerekiyordu. Bunu nasl gerekletireceimi kafamda planlamtm, ama bu plan gerekletirmek hem ok zor olacakt hem de ok tehlikeli. Gne gzlm taktun, earpla da bam Trk kadnlarnn rtt gibi rttm, yiyecek iecek satlan bir bfeye yrdm, kendime kt bardakta kahve aldm. Sonra bo bir yer buldum, gidip oraya oturdum. Kafamdaki plan gerekletirmek iin aradm bulmak umuduyla nmden geenlere tek tek bakmaya baladm. Washington'daki Dulles Havaalan'nda polislik yaparken iin ayrntlarn iyice renmitim, burada da bir yankesiciyi i stndeyken tespit etmek sadece yirmi dakikam ald. Yirmi yalarnda bir erkekti, bebek yzlyd, hafif topallyordu. Koyu takm elbisesiyle saygn, gen bir iadamn andryordu ve sa elinde deri bir valiz, sol omzunda da bir el antas tayordu. Bebek yzl ayrca hayatmda grdm en hzl yankesiciydi; elinin hareketini gzle izleyebilmek imknsz gibi bir eydi. ini yapan yolcularn gmrkten terminalin iine getikleri kap her alnda yeni inen uaklardan gelen yolcular gruplar halinde kapdan kyor, benim bebek yzl de hemen faaliyete geiyordu. Kapdan kan yolcularn arama karyor, onlarla birlikte terminalden k kapsna doru yryordu. Ksa bir sre sonra tekrar ortaya kyor ve yine ayn ii bu sefer yeni gelen yolcularla yapyordu. Srtna ast antann altnda duran elinin kmldadn bile grmediimi syleyebilirim, ama igdlerim bu bebek yzlnn kalabala arasna her kartnda avlandn sylyordu; yani czdanlar, antalar, kiisel eyalar, parmaklarnn uzand her eyi aldn sylyordu. Havaalanlar yankesiciler iin ideal avlanma alanlaryd. Yankesiciler kurbanlarn 294 acelesi olan ve kendilerini savunmaya gerek grmeyen bu yolcular arasndan seerdi. Bu arada bu bebek yzl de birinci snf bir operatrd; yani ansn riske atmaz, bal anann etrafnda srekli olarak dnp dururdu. Gvenlik tarafndan enselenene kadar aldn havaalan dna karmann bir yolunu bulurdu. Ve ite tam bunlar aklmdan geerken, bebek yzlnn k kapsna doru yrdn grdm. Kahve bardam p kutusuna attm ve yankesicinin peinden terminalin dna ktm, onun taksi durann otuz metre kadar uzanda park etmi prl prl siyah bir Mercedes'e doru yrdn grdm. Iriyar, sert grnl, kafas sfr numaraya vurulmu, kulanda altn kpe olan bir adam aracn src koltuunda oturuyordu. Adam sigara iiyordu ve ben bebek yzlnn arabann yan tarafndaki cama doru eilip src koltuundaki adamla bir eyler konutuunu grdm. Ardndan el antasn srcye verdiini fark ettim. Dazlak srcnn bebek yzlnn taycs olduunu anladm. Dazlak adamn ii alnma mallan toplamak ilerini bitirdiklerinde de kamaya hazr olmakt. deta dndklerimi onaylarcasma, src el antasn arabann arka koltuuna koydu ve bebek yzlye arkaya koyduu el antann ayns bir el antas
uzatt. Bu el antasnn bo olduunu ve bebek yzlnn bunun iini yeni iiyle dolduracan dndm. Terminaldeki tm polis ve zel gvenlik elemanlarnn kalk ksmnda younlat dnlrse bu yankesici de frsattan istifade abucak antalar dolduruyordu muhtemelen. Bebek yzl sohbetini bitirdi, srcnn yanndan ayrld ve terminalin arka tarafnda yeniden avlanmaya kt. Brak gitsin, dedim iimden; nk benim iim onun su ortaylayd. En byk korkum srcnn silahl olmasyd. Adam benden en azndan elli kilo daha ard, am yarmas gibiydi ve tehlikeli biri olduu her halinden belliydi. Onun ingilizce konuamayacan dndm; yle oturup herhangi bir dili renmek iin aba harcayacak birine benzemiyordu. Ama iimden keke konuabilseydi dedim, nk kafamdaki plan gerekletirebilmem konuursak daha kolay olacakt. Ama baka ansm yoktu. Eer stanbul'dan bir an nce ayrlmak istiyorsam bu adamla iimi halletmeliydim. Derin bir nefes alarak toparlandm, ardndan siyah Mercedes'e doru yrmeye baladm. 87 Mercedes'in yanna vardmda src koltuundaki adam sigarasn yakmt. Arka kapy birden atm ve arabann iine dalp, el antasnn yanma oturdum. "Taksi!" dedim srcnn arkaya dnd srada. Adam neye uradn armt, akman elinden brakt, Trke bir eyler sylerken gzlerinin kocaman kocaman aldn grdm ve bana eliyle arabasndan inmemi iaret etti. Yerimden hi kprdamadm ve "ingilizce biliyor musun? Beni otelime gtrecek bir taksi aryorum" dedim ngilizce. Adam durup beni batan aa szd, baparma ile iaretparma-n birbirine yaklatrd. "Az ngilizce. Ama bu araba taksi deil Bayan. Git!" dedi. imden, ingilizce biliyormu bak grdn m, dedim. "Taksi orada" Src otuz metre gerideki taksi duran gsterdi, sonra gzleri yanmdaki siyah el antasna takld. Yznde sabrsz ifadeyle, "Git, git!" dedi. Gz ucuyla el antasna baktm. "Bana sorarsanz sen ve arkadan bugn iyi alyorsunuz. ok aldnz m?" Kimliimi karp yzne tuttum, "Varn oradaki kapy grdn m? Bak birazdan o kapdan polisler gelip seni tutuklayacaklar, o yzden abuk buradan ek git" der demez adamn az bir kar ak kald. Src sylediklerimi anlad m, hatta kimliimdeki FBI harflerini okudu mu bilmiyordum, ama bunu renmek iin orada oyalanacak zamanm yoktu; el antasn elime aldm. Ama onun gibi bir adamn ektiim bu numaraya kolayca kanacan sanmak byk bir hatayd. Adamn gzleri nefretle doldu ve zerime doru atld, ben de kendimi Mercedes'ten darya attm. On metre kadar gittikten sonra arkama dnp baktm ve srcnn koca gvdesini arabadan karmaya uratn grdm. Yz fkeden kpkrmz kesilmiti; adam arabadan ktnda dndmden daha 296 iri ve kasl olduunu fark ettim. Yolculann arasndan geerken berbat anlamlar tadn zannettiim bir eyler sylyordu ve sanki fkeden kudurmu bir ay gibi zerime doru geliyordu. Kahretsin. Kalabalk terminale daldm. Mrit var terminali giri kapsnn dndan bakt ve Kate Moran' siyah el antas elinde Mercedes'ten
kendini aceleyle dar atarken grd. Kaltak kar demek bu kadar cesurdu, bu konuda kadn takdir etti. Kadn bir taksiyle otobs durandan ta havaalanna kadar takip etmi ve onu aksayarak yryen, bebek yzl adam uzaktan izlerken grmt. Olup bitenleri anlamak iin paralan bir araya getirmesi biraz zamann alsa da Moran'n kafasndan neler getiini artk biliyordu. Kadnn izledii adamn yankesici olduunu ve Moran'n derdinin de yankesicinin ald pasaportlardan birini ele geirmek olduunu anlamt. Adam az kalsn kendi kendine glecekti; kadnn ondan korkup kamasn, kaarken de yasalan inemesini izlemek ona byk bir keyif veriyordu. fkeli srcnn arabadan abucak kp kadn yakalamak iin kalabalk terminale doru yneldiini grd. Mrit srcnn elini cebine gtrdn fark etti. Srcnn cebinde ya bak ya da silah olduunu dnd ve fkeli baklarndan adamn Kate Moran'a ciddi bir zarar vermek zere olduunu anlad. inden kfretti; byle bir eyin olmasma izin veremezdi. Kusura bakma dostum, ama bu kaltak kar benim. Mrit rg iini sa eline alp o srada kalabaln iine dalan Mercedes srcsnn arkasndan gitti. Adama yetiti ve ii adamn nc kaburga kemiinin altndan sokup kalbini deti. Kocaman Trk boulur gibiydi, nefes alamyordu. Kurban kalabaln ortasnda ylp kalrken Mrit yrmeye devam etti. Kala gz arasnda iin zerindeki kan silmi ve ii tekrardan kolunun iine saklamt. Kalabalktan birinin lk attn duydu; src yere ylmt, gsndeki yaradan kan akyordu. Src yere dtnde Mrit on metre kadar ileride Moran'a yetimeye alyordu. 88 Arkamdan bar ar sesleri duydum, kafam arkaya evirip baktmda kalabalktaki insanlann kafalarmdan ve yzlerinden baka bir ey gremedim. Kalabalktan birinin ln duyduumdan emindim ama srcy grememitim. Yoksa src vaz m geti? O bartlarn neyin nesi olduunu anlamaya hi niyetim yoktu. Terminalin ta en dibindeki kadnlar tuvaletine girdim. Bo bir kabin buldum, el antasn atm ve ganimetimi incelemeye baladm. antann ii farkl farkl alnt eyalarla doluydu; be on tane czdan ve kadn antas vard, bunlarn iinde de en az drt farkl dviz, iki cep telefonu ve be pasaport vard. ilk pasaportu atm, gen bir Alman erkee ait bir pasaporttu bu. Bunu bir tarafa koyup dierlerini elden geirdim: bir tane daha Alman pasaportu vard, bundaki siyah sal, gzlkl, otuz be yalarnda, ama Trk soyad tayan bir kadnd. Kadnn Almanya'da yaayan Trklerden olabileceini dndm. Dier pasaportlar yirmi yanda bir ingiliz erkeine, dieri de krk be yandaki sarn bir italyan kadna ve sonuncusu da yal, Amerikal bir profesre aitti. Yani antadan yle zannettiim gibi bir pasaport madeni kmamt. Kadnlardan birini almam gerekiyordu; ya italyan kadnm pasaportunu alacaktm ya da Alman-Trk'n. Peki ya pasaportlarn alnd ya da kaybolduu polise bildirildiyse? Pasaportlarn yeni alndn gz nnde tutunca byle bir olasln ok zayf olduunu dndm, ama yine de emin deildim. Pasaport resimlerini inceledim ve Alman-Trk'te karar kldm. Kadnm ad Sevim Yaver'di. Salar benimkinden daha koyuydu, ama yzm ve bam earpla Mslman kadnlar gibi kapatabileceimi dndm. Pasaportunu cebime attm ve kadnm antasndan kan dier kiisel eyalar incelemeye baladm; bunlar arasnda siyah ereveli bir gzlk, birka tane ruj ve aynasyla bir makysy takm vard. Cep telefonlarn cebime attm; geri kalan pasaportlar ve eyalar terminalde grdm ilk posta kutusuna atmaya karar verdim, bu eyalar herhalde bir ekilde sahiplerini bulurlard. Kendi pasaportumu el
antamn 298 iine koydum, kendi czdanmla kendime ait olan cep telefonunu kot pantolonumun ceplerine tktrdm. Sonra, makyaj takmn kardm ve elimden geldiince kendime makyaj yapmaya altm, rujlardan birini srdm; ak krmz renkti bu, yani tam benim rengim deildi ama bu rengi kullanrsam yzmn geri kalan ksmnn dikkat ekmeyeceini umuyordum. Sonra earbm btn salarm iine alacak ekilde bama baladm ve gzlm taktm. Her ey bulanklat. imdi ben bu gzlkle nasl greceim? Gzl burun kemiimin zerinde en azndan sam solumu grebileceim ekilde ayarladm. Makyaj takmnn aynasnda kendime bakp pasaporttaki resimle karlatrdm. yle tpa tp benzeme sz konusu deildi tabii, ama biri kalkp beni yle inceden inceye incelemedikleri srece anlalacak gibi de deildi. imdi ansm denemenin zaman gelmiti. 89 Asansre binerek kalk terminaline ktm. Asansrden darya adm attmda her yerin niformal ve sivil polislerle dolu olduunu grdm. Moralim bozuluvermiti. Hrsla beni aryorlar. Etrafta Ahmet Uzun'un izine rastlamadm. N'olursun Tanrm, bu adam havaalannda olmasn. Yaknda bir yerde bir posta kutusu grdm, pasaportlarla dier eyalar posta kutusunun aralndan ieriye attm. Ardndan kalkan uaklarn listesine baktm. Amerika'ya Sevim Yaver pasaportuyla dorudan uamayacam fark ettim nk Amerikan gmen dairesi vize ve yolcularm parmak izlerini istiyordu. Kanada zerinden umay dndm, ama orann pasaport polisinin kl krk yarmak gibi bir n olduunu hatrladm ve zaten Kanada'ya dorudan uu olmad iin bu alternatifi kafamdan sildim. Lufthansa Havayol-lan'na ait bir uan bir saat sonra Frankfurt'a kalktn grdm. Sevim Yaver'in Alman vatanda olduunu gz nne alarak oraya umann benim iin daha iyi olacan dndm. Frankfurt'a varnca oradan da Amerika'ya umay planladm, ama Frankfurt'ta kendi pasaportumu kullanacaktm. Yolculuun o aya tehlikelerle dolu olacakt, ama aklma baka bir seenek gelmiyordu. Lufthansa bilet sat giesine yaklatm. Gen bir kadn grevli bir mterinin iini yapyordu ve sram geldiinde ingilizce olarak, "ilk uakla Frankfurt'a tek ynl bilet istiyorum. Bo yeriniz var m?" dedim. Kadn grevli beni byk bir merakla inceledi, nk basmdaki trban grnce benim Trke konuacam zannetmiti, ama sonra "Evet, Madam, zannederim var ama yine de bir bakaym" demekle yetindi. Be dakika sonra kendime business class bir bilet almtm. Kadnn kredi kartn verdim ve kayp ya da alnt olarak bildirimde bulunulmadn umdum, ama sat grevlisi kredi kartn makinesinden sorunsuz geirdi ve benden slipi imzalamam istedi. Kredi kartm ve biletimi bana verirken kafasn kaldrp yzme bakmad bile ve bana 300 check-in yapacam kontuan gsterdi. "Yirmi dakika iinde uaa binilecek. Bagajnz var m Madam?"
"Sadece el antam." "O zaman size buradan uaa bini kart verebilirim." Bilgisayarnn klavyesinde bir eyler yazd ve bana uu kartm verdi. "yi uular Madam." Bu kadar kolay olabileceini hi dnmemitim. Sevim Yaver'in kredi kartn kullandm iin iimde buruk bir sululuk duygusu hissettim, ama bankann benim verdiim zarar tazmin edebileceini dnerek kendimi rahatlattm. Pasaport kontrol srasna girdiimde kalbim gm gm arpmaya balad. Bu kadar ksa bir sre iinde tek yne bir bilet alarak yetkilileri zaten alarma geirdiimi biliyordum; imdi benim profilim uyuturucu madde kaaklarnn profilleri arasnda aranacakt. Ama artk buradan dn yoktu. Yirmi metre tede, iinde pasaport polislerinin bulunduu localarn nlerinde on-on be kiilik kuyruklar vard. Her bir locann nnde niformal polisler bekliyor, pasaport kontrolnden geen yolcular yakndan inceliyorlard. Eer yzm pasaporttaki resimle karlatrrlarsa iim bitmi demekti. Birka saniye sonra pasaport kontrolndeki kuyruklardan birine girdim, birazdan orada duran polisin karsnda olacaktm. Ama kuyrua admm atar atmaz iimin bittiini anladm. Benim kuyrukta beklediim pasaport kontrol srasnn sonunda bekleyen polis Komiser Ahmet Uzun'du. 90 Panie kaplmtm ve avularm terlemeye balamt. Nefes alp vermekte zorlanyordum ve doru drst dnemiyordum. Ama kuyruktan kp komaya balarsam gze arpacam da biliyordum. Ve kuyrukta kalmaya devam edersem, bu sefer de Uzun beni tanyacak. yle ya da byle, iim bitti. Kuyruk hareket etmeye balad. Uzun'un nnden geen her yolcuyu dikkatle incelediini fark ettim. Artk kama ansmn kalmadn dndm. En sonunda gidip teslim olmaya karar verdim. Hibir ey yapmamken kalkp da aranan bir sabkal gibi davranmama hi gerek yoktu. Ama sen kalk da bunu polise anlat.Uzun'a yaklarken hibir ey dnmemeye karar verdim ve birden otuz metre kadar ileride anke-srl telefonlar gzme arpt ve ite o anda aklma bir ey geldi. Uzun tm dikkatini pasaport polisinin nne gelen yolculara veriyordu ve onun dnda benimle ilgilenebilecek biri yoktu etrafta. Ajandamn sayfalarn kartrdm ve bana gerekli olan sayfay buldum. El antamn iinden cep telefonlarndan tekini aldm, atm ve numaray tuladm. Aradm numara almaya baladnda ileriye doru baktm ve Uzun'un cebinden telefonunu kardn grdm. Dudaklarnn kprdadn gryordum. Uzun telefona cevap verdi. Grmemizi mmkn olduunca ksa ve z tutmaya karar verdim. Eer benim havaalan iinde olduumu renirse tek br anonsla beni yakalattrabilirdi. "Ahmet, ben Kate Moran." Otuz metre kadar ilerimde onun aknlktan olduu yerde donup kaldn grdm. "Kate, nereden aryorsun?" "nce benim Yeta Gamal'n lmyle hibir ilgimin bulunmadna inanman istiyorum." Uzun'un zorlukla yutkunduunu grdm. "Sylediin eye inanyorum, ama neden kayorsun?" "Anlatmas uzun srer. Ama bir ey diyeyim, kendimi gvende hissetmiyorum Ahmet Yeta'nm bana gelen benim de bama gelebilir." "O zaman seni koruma altna almama izin ver."
302 "Her eyi gzden geirdiimde, byle bir eyin hibir ie yaramayacan dnyorum. Kulaa ok tuhaf geliyor ama yle, Yeta'y ldren kiinin birtakm paranormal gc olduuna artk inanmaya baladm. Kendi arkam kendim korursam kendimi daha gvende hissedeceim. Sence ben delirdim mi?" "Bence sen stres altndasn ve Yeta'nn ldrlmesinin okunu hl yayorsun. Ama ok insana mantk d eyler yaptrr, mesela kamak gibi. Sen neredesin? Bizim konumamz gerekiyor Kate." Ahmet'in sesinde endie vard ve benimle konuurken birka metrelik bir alanda volta atmaya baladn grdm. "Ahmet, zetle sana unu syleyeyim, zannederim biri bana kumpaslar kurup duruyor, ite sana syleyebileceim en samimi gerek bu" yantn verdim. "Sana inandm syledkn Kate. Ama konumamz gerekiyor. Sorgulama iin teslim olmalsn." "Raines benim tutuklanmam isterken nasl bir gereke sundu?" "ilk olarak senin emirlere itaatsizlik ettiini syledi. imdi de FBI'daki arkadalarn seni ok ciddi sularla balantlandracak baz kantlar bulmular." te sarslma sras imdi bendeydi. Kendime bu telefon grmesi iin ok ksa bir sre tanmtm, ama kapatmak elimde deildi, merakm yenemiyordum. "Ne tr kantlar? Ne suu?" "Bilmiyorum Kate. Tek bildiim senin teslim olman gerektii." Eminim bu iin arkasnda Stone vardr. Derin bir nefes aldm ve "Seninle bir saat sonra Pera Palas Oteli'nde bulualm" dedim. Cep telefonunu kapattm. Uzun'un adamlarn bir araya topladn grdm ve bir dakikadan daha ksa bir sre sonra hep birlikte k kapma doru yrmeye baladlar. Uzun yanmdan geerken kafam evirdim. ktlm ie yaramt. Uzun onu kandrdm anlaynca herhalde bana ok kzacakt; ama baka ansm da yoktu. Kuyrukta beklemeye devam ettim. Polislerin gitmesinin ardndan pasaport polisleri imdi daha da rahatlamlard. Sram geldiinde pasaport polisi pasaportuma yle bir bakt ve gememi syledi. On be dakika sonra Lufthansa uanda Frankfurt'a uuyordum. Mrit, Kate Moran'n pasaport kontrolnden geiini izledi. Amma da akll bir karyd bu, ama Mrit zaten bu karnn akllnn teki olduunu hep kendine sylemiti. Srada beklerken kadndan sadece birka metre geride duruyor, elinde pasaportunu ve Frankfurt uana bini kartn sk sk tutuyordu. Moran'n bilet aldn grdkten sonra 303 kalk ekrannda kalkmak zere olan uaklara bakm ve akamzeri Frankfurt'a bir uan hareket edeceini renmiti. Bunun stne gidip ayn uaktan bilet almt. Kadnn cep telefonuyla bir numaray aradn ve telefonda konuurken polislere bakp durduunu, sonra da polislerin aceleyle oradan ayrldklarn grmt ve olan biteni anlamt. Amma da akll kan bu... Tek telefonla polisleri oradan baka bir yere gnderdi. Ama zeksn kullanabilecei fazla zaman kalmad. Bu kadn u andaki zgrln Mrit'in byle bir karar vermesine borluydu. Bu onun oyununun bir parasyd, kadnn korkusunun dorua ulamasn istiyordu, nk Kate Moran' lm korkusu iinde
cann kurtarmak iin kaarken grmek ona muazzam bir haz veriyordu. Ama artk intikamn alma zaman gittike yaklayordu. Ve o an gelip attnda, ok zel bir eyler tasarlyordu. Kadna dokunacak kadar yaknd. Elini uzatt, kaltak kary sandan tutmak istedi can, ama korkudan elini hemen geri ekti. ntikam souk servis edildiinde tad kan bir yiyecektir. Moran'n pasaport kontrolne giriini ve Trk grevlinin kadna eliyle gemesini iaret ediini izledi. uras geldiinde Mrit pasaportlarndan birini kard ve pasaport polisine kibarca glmsedi. Adam pasaportu dikkatlice inceledi ve eliyle gemesini iaret etti. Bu sefer Mrit sut antasyla tatile km bir turist klndayd, kafasna gri yn bere takm, haki renkli avc kyafetleri giymiti. Gznde koyu caml pahal bir gzlk vard ve enesinin ortasna takt kck san bir sakal paras onu daha da gen gstermeye yetiyordu. Mrit Moran'n on adm gerisindeydi, kadnn vcut hatlarna bakyor ve kendi kendine .sntyordu. Bu kadn ona ok ac ektirmiti ve ite bu yzden de tm kurbanlan arasnda en ok ac ekerek len de bu kadn olacakt. Bu kadn ldrmek iledii zevk cinayetleri arasnda zevkin doruuna trmand cinayet olacakt. te zaten o da byle bir ey aramyor muydu? 91 Washington, DC "Eeee, syle bakalm neler bulduk Diaz?" Stone Juicy Fruit paketinden bir tane sakz kard ve Armando Diaz'a bakt. Laboratuvardayd-lar, Diaz beyaz ceketini giymi, kaln alminyum ereveli gzln takm, parmaklaryla sol kulandaki altn kpeyi okarken bir mikroskobun merceine eilmi bakyordu. Stone kulak kpesi-ve piercing gibi pisliklerden nefret ederdi. Byle eyleri takanlar ona gre ya ruh hastalarydlar ya acdan zevk alan bir mazoist ya da her ikisi birden. Diaz'da ocuksu bir deliliin olduu kesindi; vcudunu tamamen saran Speedo kayak kyafeti giymi ie skating yaparak gelirken grmt. imdi bile laboratuvarda ceketinin altna Speedo giymiti. Hem de tek para fosforlu yeil ve siyah. Bu herif hakikaten de kafay yemi olmalyd. "Kendine yle adam gibi kyafetler alsan olmaz m Diaz?" Diaz kafasn mikroskoptan kaldrd. "Ne diyorsun?" "Sar msn sen? u giydiin ey ofiste giyilecek ciddiyette bir ey deil, hani dans kyafeti gibi bir ey" dedi Stone. "Hey, kyafetime karma olum. Hi kimse Speedo 'yu bir Latin erkeinin giydii tarzda giyemez. Ayrca kzlar da baylyorlar buna. Ne var ne yoksa bununla maln meydandadr. Senin de denemen gerekir. ansn artrabilirsin." Stone homurdand. "Peki, ne bulduk Diaz, bana syleyecek misin?" "Biz be yldan beri birlikte alyoruz, zannederim bana Armando demenin zaman geldi." Diaz tekrar mikroskobuna bakmaya balad. Biraz can sklmt, adamn piercing'e ve Speedo kyafete dknlnn dikkat ekme abasndan kaynaklandn dnd. "Pekl, Armando, anlat bakalm." "lgin bir ey buldum. Aslnda ok ilgin bile saylr olum." "yle mi? Dinliyorum" Stone Juicy Fruit sakzn dudaklarnn arasna alp inemeye balad.
308 Diaz kafasn kaldrp bakt. "Fleist'n karavannda kpek stnde bulduumuz lifler ile kzn trnak altnda bulduumuz lifler ve senin bana verdiin kollar gm ilemeli dpiyesin kuma ayn." Stone inemeyi kesti ve srtt. "Bundan emin misin? Hata yok, deil mi?" "Eer bana inanmyorsan kendin bak. Mkemmel bir benzeme sz konusu. Eer iine yarayacaksa baka bir yolla da bunu ortaya karabilirim." "kar o zaman." Stone gzn ksarak mercee dayad ve iki adet bytlm lifin kuba kar tanelerinden ipler halinde sarktm grd. Her ikisi de birbirine benziyordu, ama bundan emin olabilmesi iin Diaz'n incelemesinin bitmesi gerekiyordu. "Onaylanmas ne kadar zaman alabilir?" "Yanm saat iinde onayn alabilirim." "Diaz, aslanm benim, bundan daha gzel bir haber veremezdin bana." "Peki, bu giysi kime ait?" "Dur sen daha neler olacak... Arkadan Kate Moran'n." Diaz armt. "Biz burada olay yerindeki kantlardan sz ediyoruz, deil mi?" "Hayr, eer ansmz yaver giderse cinayet ve cinayete tevik sularndan bahsediyoruz" yantn verdi Stone ve koar admlarla laboratu-vardan dar kt; Diaz'n az bir kar ak kalmt. Asansre binip ofisine kana kadar Stone'un yznden kibirli bir srt hi eksik olmad. Asansrden darya admn atar atmaz Lou Ra-ines'in koridorda ona doru geldiini fark etti; elinde bir sr kt vard, Stone'un peinden geldiini, ofisine kadar onu takip ettiini grnce fkeden kuduracakm gibi oldu. "Sana yeni haberlerim var Lou." "Benim de var. Otur" dedi Raines sert bir sesle. Stone oturdu, baz sorunlar olduunu hissetti. "Neler oluyor? Bana sylemek istersin belki, sanki kn hemoroitler doldurmu gibi Lou." Raines elindeki ktlar sallad. "Hayr, ama anam alatacak kadar dert var bamda, istanbul'dan yine aradlar." Stone gayet istekli bir ekilde, "Anlatsana, dinliyorum" dedi. "Uzun havaalannn her tarafn polislerle doldurmu, hani belki Mo-ran' grrm diye dnm, derken srpriz bir ey olmu, Mo-ran'dan bir telefon alm. Moran komisere stanbul'daki bir otelde bulumalarn, orada kendisine birtakm aklamalar yapacan sylemi. Uzun oraya gitmi, ama Moran' grememi. Ya fikrini deitirmi ya da Uzun'u bilinli olarak oyalam." Stone sevinten havalara uuyordu. "Bu kadnda bir i olduunu sana sylemitim Lou. Ve bu yaptyla da grtlana kadar boka batm olduunu kantlyor." 309
Raines ineleyici bir ses tonuyla, "Altk her ne halt yiyor bilmiyorum, ama canm skt kesin." "Uzun'un, onun nerede olabileceine dair bir tahmini var m?" diye sordu Stone. Raines koltuuna kt, bir ekmece at iini kartrd ve derken bir tane plastik Tylenol iesi kard. "Yok, ama bence ehirden kamann yollarn aryor. Tabii bu arada Uzun, Moran'n pasaportunu arananlar listesine aldrm, eer Trkiye'den ayrlmaya alrsa hemen yakalanacak. stanbul'dan kalkan btn uaklarn listesini gzden geirdi, hatta zel uaklarla attr uaklarnn, ama Moran adn hibir manifesto zerinde gremedi. Yani istanbul'dan herhangi bir hava tatma binmemi." "Komiser, Moran'n hl stanbul'da olduunu mu sylyor?" Raines azna iki adet hap att, kafasn arkaya yatrd ve masasnda duran Aquafna pet iesinden su ierek haplar yuttu. "Uzun hibir ey sylemiyor, sadece Moran' bulamadn sylyor. Moran'm klk deitirerek bir uaa binmi olma ihtimalini de gz nne alarak k yapan yolcular gvenlik kameras kaytlarndan izleyecekmi. Eer klk deitirerek k yaptysa, onu yakalamak iin yeterli sremiz var demektir. Bu arada, Moran'n adn ve fotorafn Gmen Dairesi'ne verelim de, eer Amerikan havaalanlarndan birine inerse, pasaport kontrolnden gemeden yakalansn. Peki, senin u pislik haberin neymi bakalm?" Stone masasna oturdu, Gmen Dairesi'ni telefonla arad ve iini bitirince kendinden memnun bir halde srtt. Moran ayan Birleik Devletle?- topraklana atar atmaz cinayet zanls olarak gzaltna alnacak. Ve bu arada o da zaman iyi kullanacak. En sonunda da Moran' mahkm ettirecek. Liflerin Moran'n giysisinin kumayla ayn olduunu renince artk Raines bile phelenmeye balamt. Norton ofisine aceleyle girdiinde Stone telefon grmesini henz bitirmiti. "Ceketini giysen iyi olur Vance, bir de gidip Lou'yu grelim. Chinatown metro tnelindeki aratrma ekibinden biraz nce telefon aldm." "Bir ey mi bulmular?" Norton ban sallad "Evet, iki ceset bulmular. Anlald kadaryla Gamal doru sylemi." 92 Avrupa Uan penceresinden aaya, tepeleri karlarla kapl dalara baktm. Avusturya Alpleri'nin ortalarnda bir yerdeydik. Lufthansa pilotu birazdan Frankfurt'a inie geeceimizi syledi. Moralim ok bozuktu, sorunlarla nasl baa kacam bilemiyordum. Peki ya Trk polisi benim posta kutusuna attm pasaportlar bulursa? Uzun aptal deil ya, benim nasl bir plan uygulam olduumu hemen anlayacak, gidip alnt pasaportlarn listesine bakacak ve eer anslysa kullanm olduum pasaportu tespit edecek. Eer yleyse imdi Alman polisi beni tutuklamak iin havaalannda bekliyor olabilir. Uu sresi boyunca bir ar bile rahatlayamamtm, gerginlikten ge-beriyordum. Uak motorunun sesinin deitiini duydum ve ksa bir sre sonra da uan alalmaya baladn hissettim. On koltuk geride oturan Mrit scak kahvesini yudumlad ve Kate Moran'n kafasna bakt. Zevkten ii iine smyordu. Peinde olduu Moran'n aklma bile gelmiyordu. Can kendini alklamak istedi, ama alk yerine ks ks gld.
Uakta gsterilen filmi izlemiyordu; Tom Craise filmlerinden holanmazd; ayrca kulakln da takmamt, yannda yal bir kadn oturuyordu ve adam kendi kendine glnce yal kadm kafasn okuduu kitaptan kaldrp adama bakt. Yal kadn ona sanki bir deliye bakyormu gibi bakt. Mrit de kadna dik dik bakt. Ben deliyim Hanmefendi. Bana byle bakp durmaya devam edersen o pis gzlerini oyarn senin. Yal kadm adamn baklarndan korktu ve kafasn kitabna evirdi. Mrit dikkatini tekrar Kate Moran'n kafasnn arkasna yneltti. ok ksa bir sre sonra intikamn alacakt. 311 Artk bekleyemeyeceini hissediyordu. Uak Frankfurt'a indikten on dakika sonra dier yolcularla birlikte havaalannn transit otobsne bindim, otobs bizi ana terminale gtrd. imdilik her ey yolunda gidiyor. Eer lstanbul'dakiler katm ortaya karmlarsa Alman polisi alanda beni bekliyor olacakt. Tabii, beni var terminalinde tutuklamak iin bekliyor da olabilirler. Birka saniye sonra otobs terminalin giriine vardnda hidrolik kaplar fslayarak alnca heyecanm had safhaya vard. Uak yolcular kapya doru ilerlerken birka niformal ve sivil polisin kapda yolcular beklediini grdm. Mrit gzn Kate Moran'a dikmiti. Kadn yedi-sekiz metre kadar nndeydi ve iki kere otobsn arka tarafna doru baksa da onu tanyamamt. Zaten nasl tanyacakt ki? Klk deitirme iini ok iyi beceriyordu; kadnn onu tanyamayacamdan emindi. Otobsn kaplar aldnda sivil ve niformal polislerin terminal kapsnn hemen i tarafnda beklediini grnce kalbi duracakm gibi oldu. Ama sadece bir saniye ve hemen ardndan kendini toparlad. Beni tanyamazlar. Peki ya Kate Moran iin bekliyorlarsa? Kadnn kapdan ieriye giren yolcular arasna katlmakta tereddt ettiini grd. Birka saniye bekledi ve kadnn arkasndan hzl admlarla yrmeye balad. 93 Frankfurt, Almanya Kalabala karp kapdan geerken niformal polislerden biriyle gz gze geldim. Polis uzun boylu, yeil niformas iinde yakkl biriydi ve karlatmz andan itibaren gzleriyle beni takip ettiini grdm. Demek benden phelendi,diye geirdim iimden. Bana uzun uzun, delici baklarla bakt ve midemin altst olduunu hissettim. imdi gelip beni tutuklayacak. Ama polis gzlerini baka tarafa evirdi, kalabalktaki baka birini izlemeye ald. Rahatlayverdim ve kalabalkla birlikte pasaport kontrolne girdim. Elli metre geriye baktmda polislerin dier yolcular izlediklerini ve benimle artk ilgilenilmediini grdm. Sezgilerimde yanlmaktan ok mutluydum. Elimde bir el antasndan baka bir ey olmadndan pasaport polisine ulaan ilk yolculardan biri oldum. Pasaportumu vermek iin srada beklerken heyecandan lyordum. Derken sonunda sram geldi, niformal pasaport polisi pasaportumu inceledi, bilgisayarmda tarad ve pasaporttaki resim ile yzm
karlatrd. Bir eyden emin olamam gibiydi, nk bir kere daha pasaport resmine ve sonra da yzme bakt. Ama bir an sonra ban sallad ve pasaportumu bana geri verdi. "Danke Sehr, Fraulein. Nclst, bitte!" Var terminaline girdim, kendime bir kafeterya buldum ve bir duble espresso smarladm. Kahvemi yudumlarken gevemeye baladm. Eer bu noktaya kadar gelebildiysem, belki buradan da Washing-ton'a ulaabilirim. Ancak iinde bulunduum durumda kaldn srece yakalanma ihtimalimin yksek olduunun da farkndaydm. Elektronik panolardan kalk yapan uaklar inceledim ve Amerika'ya pek ok uuun olduunu grdm, bunlardan ikisi New York, dierleri Atlanta ile Mi-ami'yd. 313 Ayrca bir saat sonra Baltimore-Washington uuu yapan bir Lufthansa ua vard. Burada sorun pasaportumu ve kredi kartm kullanarak bir bilet almam gerekmesiydi. ite iin en tehlikeli taraf da buydu; bu da Amerika'ya iner inmez yakalanmam demekti. Ama baka seeneim de yoktu. Kanada zerinden usam da, yine Amerikan snr gmrnden gemem gerekecekti. Bu arada Alman pasaportunu kullanamazdm; zerinde Amerikan vizesi olsa bile parmak izinin pasaport sahibine ait olduunun onaylanm olmas gerekiyordu. Her nedense aklma Josh geldi ve sululuk hissettim. Ona kar byle davrandm iin bana bir daha inanmayacak. Hl Paris'te miydi merak ediyordum. Aklma cep telefonundan onu aramak geldiyse de byle bir ey yaptmda bulunduum yerin ortaya kmasndan korktum. Ve artk, Baltimore-Washington seferini yapan uaa binmekten baka meselem kalmamt, pronto, kahvemi bitirdim, el antam aldm ve Lufthansa bilet sat giesine gittim. Erkek sat grevlisi glmsedi. "Fraulein!" "Baltimore'a kalkan ilk uakta gidi iin bilet almak istiyorum." Sat grevlisi bilgisayarna bir eyler yazd. "Korkarm sadece busi-ness class'ta yer var." Bilgisayarna bakp bana bilet fiyatn syledi, irkildim. "aka m yapyorsunuz? Tek ynl bilet iin mi?" "Maalesef yle, Fraulein. Zaten sadece on tane koltuk kalm, isterseniz alternatif bir uu bakaym?" "Hayr, Baltimore biletini alyorum." istanbul Ahmet Uzun havaalanndaki kk polis ofisinde oturmu video ekranna bakyordu. O sabah erken saatlerden itibaren istanbul'dan k yapm binlerce yolcunun gvenlik kameras grntlerim saatten beri tek tek inceliyordu. Yorgun gzlerini ovuturdu ve skntl skntl iini ekti. Amirinin verdii emir kesindi: Kate Moran' bul Ama hibir yere ulaamyordu. Bu onun seyrettii altnc kasetti ve nnde drt tane daha duruyordu. Arada srada grnty donduruyor, phesini eken yolcularn yzlerini inceliyordu, ama o ana kadar talihi yzne glmemiti. Kate Moran'a benzeyen birine rastlamamt. Nereye kayboldu bu kadn? Kate Moran'n istanbul'dan ayrldndan emindi; nk onu yanltmak amacyla arayp otelde bulumaya davet etmi, otele doru gittii srada Moran da havaalanndan yurtdna k yapmt. Peki, ama nasl kam olabilir ki? 314 Uzun, esnedi ve gzlerini tekrar ovuturdu. Bu kadar ok kaseti inceledikten sonra, artk yolcularn yzlerini birbirlerine kartrmaya balamt. Bu i beni delirtecek. Yannda oturan polis memuru srada bekleyen kasetlerden birini ald. Uzun, ban sallad. "Yenisi koy
bakalm." Polis yeni kaseti balatt ve Uzun, monitrn banda grntleri incelemeye tekrar balad. Eninde sonunda Kate Moran' bulacam. Ve bir aylk maama iddiaya girerim ki bu kadn bu kasetlerden birinde. Peki, ama onu zamannda bulabilecek miydi? 94 Frankfurt Kalk terminaline getim ve antamda cep telefonumu aradm. Bilet ve pasaport kontrollerinden en ufak bir sorun yaamadan gemitim, bu da bana umut vermiti. Btn sorunlarn vatan topraklarna adm atar atmaz balayacan biliyordum; Lou byk bir ihtimalle adm Gmen Dairesi'ne bildirmiti ve pasaport kontrolnden geerken yakalanacam kesindi. Baka bir seeneim kalmad iin bu yolu kullanmay gze aldm. Baltimore-Washington ua iin yolculara uaa binme anonsu yaplyordu, ama telefonlarm etmeyi tercih ettim. Ev telefonumu arayp telesekreterdeki mesajlar dinledim. Paul iki tane taciz mesaj brakmt. Sinirli bir ses tonuyla konumutu. Telesekreter alr almaz, Zannederim sen beni aramayacaksn, demiti. Sen kendini ok nemli zannediyorsun Kate, bilmem bunu biliyor muydun? Beni hi umursamyorsun. Zannederim evliliimizin bittiini sylerken haklymm. Ben de sana bir araya gelmemiz iin ikinci bir ans tanmak istedim, ama sen, elinin tersiyle ittin. Ama unutma, her kpek bir gn srr. Piman olacaksn." Paul'n ne demek istediini anlamamtm, ama bana ynelik iddeti giderek artryordu. Szleri tutarszlklarla doluydu. Aklmdan Metropolitan Polisi'ni arayp onunla konumak geti. Onu sevdiimi falan deil, artk dengesini kaybetmeye baladn syleyecektim. "Dedektif Paul Malone ltfen." Tandk bir ses, "Dedektif Malone izinde. Kim aryor?" dedi. "Siz Komiser Yardmcs Kovralski misiniz?" "Kate! Naslsn tatlm?" "idare ediyorum, Paul' aramtm Sarge. Onun nerede olduunu biliyor musun?" "Evet, biraz izin alp ehir dna kt. Birazck kafasn dinlemek istediini syledi." "Sana yle mi dedi?" 316 "Evet. Bana sorarsan boanmanzdan sonra kendini hi toparlaya-mad. Artk o bizim bildiimiz Paul deil, kurduu ilikilerde saygnlktan eser yok. Baka neler dndm de bilmek istiyorsundur, deil mi? zel yaam sona erdii andan beri bu adam kendini tamamen iine verdi. O hl iyi bir polis Kate, ama ruhsal adan yoku aa inie geti." "Onun nerede olduunu biliyor musun?" "Bilmiyorum. Sen Paul' tanyorsun, ne yapp ettiini hi anlatmaz. Ama havaalanndaki arkadalardan biri onu birka gn nce Dulles Havaalan'nda check-in yaptrrken grm. Sanki bir yerlere uuyor gibiymi." Sarge'e teekkr ettim ve Paul'u imdilik kafamdan atmaya karar verdim, iki mesaj da Frank'tan gelmiti,
onu aramam istiyordu. Frank' cep telefonundan aradm ve ikinci alta telefona cevap verdiini duydum. "Evet?" "Frank, ben Kate." Hatta ksa bir sessizlik kt ve ardndan Frank, "Sabahtan beri sana ulamaya alyorum. Meraktan ldm. Hangi cehenneme kaybol-dun sen?" "Frank anlatsam bile inanmazsn." "Syle bakalm." "Paris, stanbul, Frankfurt ve u anda Frankfurt, Almanya'daym." "Benim glmemi bekliyorsun, deil mi?" "aka yapmyorum. Tam u anda Frankfurt Havaalan'ndaym, ama tamamen aramza kalsn. zellikle de FBI'dan kimseye syleme." "Oralarda ne halt kartryorsun?" diye sordu Frank. "Eve gelene kadar beklemen gerekecek. Tabii eve gelebilirsen!. Beni aramann nedeni bu muydu, yani kz kardeini merak ettiin iin mi aradn?" "Aslnda yle, nk telefonuma cevap vermedin de ondan, hey bak dinle, Lucius Clay'le ilgili bir aratrma yaptm. Cezaevi mdr hakknda Islah Ileri'ndeki arkadalarma sorular sordum. Bana kalrsa bu adam, savunduu birtakm grler yznden dairedeki byk balarla byk bir sorun yayor." "Nasl yani?" "Dedikodulara baklrsa Clay son yllarda gizli liberallerden olmu ve baz idam cezalarn yerine getirmekten rahatszlk duymu. Bu idamlardan birinin hemen ardndan Richmond Times-Dispatch gazetesine bir mlakat vermi ve o mlakatta Clay'in idamlar konusunda pek istekli bir devlet yetkilisi olmad havas okunuyormu. Tabii haber dairede byk bir tepkiye yol am ve bir devlet memuru olarak zel grlerini basna aklad iin bakanlktan uyar alm." "Baka bir ey olmu mu?" 317 "Savunmasnda Clay, gazetede kan yazda szlerinin yanl anlaldm sylemi. Ama dairedeki arkadalarna bakarsan, bakanlktan azar iitmesi cann epey skm. Tabii bunlar gizli bilgiler. O zamandan beri Clay azna kilit vurmu, basna hibir aklama yapmyormu. Gazetecilere olan saygsn kaybettiini sylyormu." "Baka ne rendin?" Frank, "Fazla bir ey yok. Ha bir de Clay u anda bir konferanstay-m, yarn dnecekmi. Onunla konumam ister misin?" Frank'n bana syledii her eyi kafamda lp bitim ve "Aman ok dikkat et" dedim. "Ona aabeyim olduunu syleyebilirsin, bylece onunla iletiim kurman kolaylar, ama sakn kopya meselesinden bahsetme. Ban yeterince belada zaten." "Neden ama?"
"Frank, u anda sana her eyi anlatamam, ama gven bana, derdimi aabileceim tek kii sensin." "Ciddi bir durum var galiba." "yle. iinde bulunduum durumdan kurtulabilmem iin bir plan var kafamda, ama bunu gerekletirmem Amerika'ya varta tutuklanmamama bal." "Tutuklanmak m?" "O konuya girmeyelim Frank, o hikyeyi baka bir zaman anlatrm. imdi beni dinle, senin Greensville Cezaevi'ne gidip orada benim iin baz sorular sorman istiyorum..." Mrit, Kate Moran'n yapt telefon grmesini bitirip Baltimore-Washington uana doru gidiini uzaktan izledi. Mrit Moran'dan yirmi adm kadar gerideydi, kadm okuyormu numaras yapt bir gazetenin gerisinden izliyordu. Ayn uak iin o da bilet almt; Moran'n Lufthansa bilet sat giesine gittiini grm, kadnn giede iini bitirmesini beklemi ve kadnn arkasndan ayn gieye gitmiti. "Umarm ge kalmammdr?" diyerek Lufthansa bilet sat grevlisine glmsemiti. "Buyurun?" "Biraz nce arkadam Bayan Moran'a bilet kestiniz. Ben de ayn uakla umak istiyorum." "Siz de mi Baltimore-Washington'a tek yn bilet istiyorsunuz?" "yle." Mrit kredi kartn uzatt ve Moran'n sekiz koltuk arkasndaki bir koltuu seti. imdi, kadnn uaa doru yrmesini uzaktan izlerken telefonda kiminle konutuunu merak ediyordu. Ama ok da nemli deildi. Sonuta bu kadn artk kimse kurtaramaz. Kadnn vcudunu hayranlkla seyretti; geni kalalarma, biimli hatlarna ii 318 giderek bakt. Bu kadn ikenceden geirip ldrmeden nce biraz keyif yapmay dnyordu. Moran'n uaa binmeden nce son bilet kontrolnden de getiini grd. Birka dakika sonra o da pasaportunu ve biletini ayn kapdaki grevliye gsterdi, seyahat belgelerini inceleyen Lufthansa'nm gzel kadn grevlisine glmsedi. "Teekkr ederim" dedi kibarca. Grevli de adama glmsedi ve uu kartnn yansn kesip verdi. "yi uular Beyefendi." "Tabii tabii iyi bir uu olacak." 95 stanbul Uzun, kafasna duvarlara vurmak zereydi. Artk bir kaset daha seyretmek niyetinde deildi, yaad srece de bu kasetlerden bir tane daha seyretmek istemiyordu. Gvenlik kameras grntlerini alt saatten beri inceliyordu, yorgunluktan artk kolunu kaldracak hali bile kalmamt. Ekrana bakmaktan gzleri kan ana dnmt ve ba armaya balamt. Kasetteki grntleri seyrederken aklna cann skabilecek bir fikir geldi: Peki ya Kate Moran trban takp Mslman bir kadn klna girdiyse? Moran' andran bir kadna bile rastlamamt. Tek bir tane bile kmad. Ama artk an derecede yorulduunu ve bundan sonra da salkl alamayacan biliyordu. Yoksa kadn gzmden mi kat?"
Ve Uzun, koltua ylp kald. Artk bu kadn bulmak falan istemese de iini bitirmesi gerektiini de biliyordu. nnde duran soumu Trk kahvesinden bir yudum ald ve ac ile alama aras bir ses kararak esnedi. Yannda oturan yardmcs, "iyi misiniz Komiserim?" dedi. Uzun yorulmutu. "Hayr, iyi deilim. imdi btn bu kasetleri seyretmeye yeniden balayacaz." "Yeniden mi?" "Ne dediimi duymadn m?" "Evet, efendim." Bir saat kadar sonra Uzun, birka kadn tespit etti, bunlardan biri siyah barts takm, Frankfurt uama binen bir kadnd. Kadn Kate Moran'm klk deitirmi hali olabilirdi. Ama aslna baklrsa, bundan da pek emin deildi. Tam kaseti geriye sanp kadnn grntsn yeniden bakmak zereyken kap aniden ald ve ieriye yldrm hzyla emrinde alan polis memurlarndan biri elinde plastik bir alveri poetiyle girdi. "ok zr dilerim efendim, ama ortaya acil bir durum kt." "Ne acil durumu?" dedi Uzun sinirden deliye dnmt. 320 "Var terminalindeki posta kutusunda drt adet alnt pasaport bulundu efendim." Uzun, birden konuyla ilgilendi. "Dinliyorum." Polis memuru pasaportlarn nasl bulunduunu anlatt ve "Havaalan polisi bulunan pasaportlarn son drt saat iinde kayp olarak rapor edilmi pasaportlar olduunu syledi" dedi. "Ancak, havaalannda rapor edilenler arasnda kayp ya da alnt bir beinci yabanc pasaport varm, ama bu beinci pasaport bulunanlar arasnda deilmi." "Pasaport kime aitmi?" "Alman vatandalna gemi bir Trk kadnn pasaportuymu." "Ad ne?" diye sordu Uzun serte. "Sevim Yaver, otuz yedi yanda." Uzun, pasaport sahibinin profilini duyunca kalbinin sktn hissetti. "Bu pasaportlarn kayp olduklarnn bildirilmelerinin ardndan herhangi biri bu pasaportu kullanarak yurtdna k yapm m?" "Evet efendim, ite zaten ben de sizin bunu renmek isteyeceinizi dndm. Kadnn pasaportu Frankfurt'a uan bir Lufthansa uana bini iin kullanlm, uak akam saat altda hareket etmi." Uzun'un gzlerinde deta imekler akt, dnp masann mana oturdu ve kasette ilgisini eken o siyah trbanl kadnn grntsn yeniden oynatt. Allah kahretsin ite o. Kadn earb yz hatlarn gizleyecek ekilde ustalkla kullanmt. Ama kasette kaytl saat 17:34't. Uan kalkndan yirmi alt dakika ncesini gsteriyordu. iinden bir ses bu kadnn Kate Moran olduunu sylemiti zaten.
96 Greensvitie, Virginia Frank Moran Interstate 95 karayolundan kt ve Greensville Ceza-evi'nin gzetleme kulelerini gren tel rg duvann hizasndan arabasn srd. Camaerro marka arabasn ziyareti park yerine ekti ve cezaevinin giriine yrd. Elindeki yaz tahtasn sallandran kadn cezaevi grevlisi resepsiyon masasnda oturuyordu ve birinin geldiini grnce ban kaldrd. "Merhaba, size nasl yardmc olabilirim efendim?" "Yzba Gary Tate'le len grmek iin randevu almtm. Adm Doktor Frank Moran." "Bir kimlik grebilir miyim?" "Tabii ki." Moran src ehliyetini karp gsterdi. Grevli ehliyeti inceleyip iade etti. "Yzba Tate sizi bekliyor Dr. Moran. Siz buyurun oturun ben kendisine geldiinizi haber vereceim." Yzba Gary Tate uzun boylu, gl bir fizii olan ve grn insanda sayg uyandran oturakl bir zenciydi. Moran' koridordaki ofisine doru gtrrken mesafeli bir tavrla, "Zannederim siz bir aratrma yapyorsunuz Dr. Moran" dedi. "Doru. Size birka soru sormama izin verir misiniz?" Tate omzunu silkti. "stediinizi sorun Doktor. Islah leri'ndeki arkadamz bana telefon edip size her trl kolayl gstermemi syledi." "Greensville'de ne kadar zamandan beri alyorsunuz Yzba?" "Gelecek ay on yl olacak. Neden?" "Birka infazda bulunduunuzu duydum." Tate bam sallad. "Duyduklarnz doru." "Ka idam cezasnn infaznda bulunduunuzu sormamda bir saknca var m?" "Tan say seksen dokuz" yantn verdi Tate sakin bir sesle. "Bunlardan ka tanesi zehirli ineyle gerekleti?" 322 "Byk ounluu. Alts elektrikli iskemledeydi, eskiden Sparki dediimiz eyle." Moran, "O zaman konumam gereken kii sizsiniz dedi. "Syler misiniz Yzba, bir uzman olarak, idam cezasna arptrlm bir mahkmun zehirli ineyle gerekletirilen bir infazdan kurtulabilmesi mmkn m?" 97 Birleik Devletler Dou Sahili aklar Omzumda bir el hissettim ve korkuyla uyandm. Bam kaldrp baktm ve mavi takm elbiseli, ince
yapl gen bir adamn bamda durduunu grdm. Panie kaplmak zereydim, "iecek bir ey ister misiniz Madam?" Adam iki arabasn iten bir kabin grevlisiydi, ama korkudan dm koparmt. "Bir bardak su ltfen." "Buz ve limon da ister misiniz Madam?" "Evet, teekkr ederim." Grevli bir bardaa su koydu, sonra buz kpleri ile bir dilim limon paras ekleyip barda bana uzatt. Souk suyu hemen itim, ama kendimi hl sersem gibi hissediyordum; ne zamandr uyuduumu merak ediyordum. Saatime baktm; saat altya yaklayordu. O kadar yorgundum ki, uu boyunca uyumutum. Tuvalete gidip elimi yzm ykadm ve yerime dndmde pilot krk be dakika iinde Baltimore Havaala-n'na ini yapacamz anons etti. Pencereden danya baktm ve Birle-ik Devletler anakaras zerinde utuumuzu grdm ite yeniden tedirginlemeye balamtm Lou Raines beni havaalannda bekliyor mudur? Frank 'a sylediim ey doruydu; kafamda iine dtm bu pislikten beni kurtaracak bir plan vard, ama planm bitirebilmem iin kafamn sakinlemesi gerekiyordu. Titreyen ellerle emniyet kemerimi baladm ve kendimi inie hazrladm. Mrit, Artk fazla bir zamann kalmad, diye dnd. Adam hl Kate Moran'n sekiz koltuk arkasnda oturuyordu. Bu kadnla son kez hesaplaaca yerin neresi olduunu da gayet iyi biliyordu. Buras doal bir maara ya da tnel olmayacakt, ama daha uygun, eve daha yakn bir yer olacakt. Kadn alp oraya gtrmek byk bir sorundu, ama bu ii de kafasnda ayrntlaryla planlamt. ar dmesine bast ve ksa bir sre sonra yarana bir hostes geldi. "Buyurun?" 324 "Buzlu bir viski rica edeceim. Bir de u minyatr ielerden birka tane. Bir tanesini an, ama tekinin kapa kapal olsun." "Tabii efendim." Birka dakika sonra hostes elinde minyatr iki ieleriyle geldi. Hostes gittiinde kapa kapal olan cebine koydu. Sonras iin. Bu da plannn bir parasyd. Viskisini doldururken Kate Moran'n unun urasmda on adm ileride oturuyor olmas, ama hibir eyden haberinin olmamas ona heyecan verdi. www.cizgiliforum.com u aptal kar bir de ona birazdan ektireceim aclar bir bilse. Hesap verme saati geldi bebek. Byk uan sarsldn hissedip inie getiklerini anlaynca ikisini bitirdi, srtn koltua dayad, kemerini balad ve yznde aptalca bir srt belirdi. ok ksa bir sre sonra bu karya canmn istedii her eyi yapacam. Sabrszlktan yerinde duramyordu. 98 GreensviUe, Virginia "Bakn bu meseleyi hi dolambal yollara girmeden dorudan konualm. imdi siz bana zehirli bir ine enjekte edilerek gerekletirilen bir idamdan sa kan olabilir mi diye soruyorsunuz, yle mi?" Ta-te'in kalar aknlktan atlmt. "ok doru" yantn verdi Moran. "Bu konuda akademik bir alma yapld m, bilmiyorum. Sizce byle
bir ey mmkn m?" "Siz tp doktoru musunuz?" "Doktorluum kriminal psikoloji zerine" yantn verdi Moran. "Ama olaya sizin bak anzla bakarsam, infaza mdahale edebilecek herhangi bir teknik hata mmkn m, merak ediyorum." Tate omzunu silkti, cezaevi apkasn kafasndan kard, elini salar seyreklemi kafasnda dolatrd. "Bir sr hata olabilir Doktor, ama ok nadiren. Gerei sylemek gerekirse bir idam mahkmunun idamdan kurtulabilmesi sz konusu olamaz. Yani byk bir olaslkla." "Ama olabilir, deil mi?" dedi Moran stne basa basa. "Olabilir. Ama baka bir sr eyin de bu arada yanl yaplmas gerekir." "Mesela infaz srasnda kullanlacak ilalarn yanl ilalarla yer deitirmi olmas ihtimali mevcut mudur?" Tate ban "hayr" dercesine sallad ve apkasn kafasna takt. "Byle bir ey gerekten de olamaz. damda kullanlan ilalar Islah ileri Komisyonu tarafndan salanyor. Bunlar mhrlenmi bir ekilde gelir ve kullanlaca ana kadar kilit altnda tutulur, bu yzden yerlerine baka ilalarn kullanlmas mmkn deildir." " kimyasal kullanlyor, deil mi? Sodyum tiyopental, pankuronyum bromit ve potasyum klorit, zaten o da en son olarak kalbi durduruyor" Tate ban sallad, "Dersinize iyi almsnz Doktor Mahkma serum taklp gsne rt rtldkten sonra kimyasallar verilir. Peki, neden soruyorsunuz?" Moran kalarn atarak bir eyler dnd. "Sadece merak ediyo326 rum, peki ya serumun iine panzehir katlrsa?" Tate glmsedi. "Siz ok roman okuyorsunuz galiba. Bu kimyasallarn panzehiri var m onu bile bilmiyorum." "Yzba, bildiim kadaryla btn zehirli kimyasallarn birer panzehiri var. Hatta VX ve sarin gaz gibi en tehlikeli sinir gazlarnn bile var. Yani bir kayla koca bir ky ortadan kaldrabileceiniz gteki kimyasallarn bile panzehiri mevcut." Tate bir eyler dnd ve omzunu silkti. "Bu sylediklerinizi aklmda tutacam. Ancak idam mahkmu birine herhangi bir ekilde panzehir verilmesi durumunda cezaevi iinden bir yetkiliyle kar karya gelirsiniz." "Burada ad geenin seviyesi ne kadar yksek olabilir? Mesela Cezaevi Mdr Clay kadar m yksek?" Tate omzunu silkti. "Zannederim daha yukarya gidemezsiniz. Eer yanl ilalar bilinli bir ekilde tatbik edilmise, baka bir yne sapmak her eyi karmak bir hale getirir. Bilmem sylediimi anladnz m? Ama biz burada konuyu romanlardaki dnyaya saptrdk Doktor. Byle bir eyin ieriden olabileceini asla dnemem. Tabii cezaevi grevlisinin ok nemli bir nedeni yoksa." "Peki, idamn gereklememesi iin neler yaplmas gerekir?"
Tate bu soru zerine nce biraz dnd. "Kt durumdaki kimyasallar kullanlabilir. Ama byle bir eyin olduunu hi duymadm. Ya da mahkmun ok gl bir yaps vardr ve zehirlere kar bir ekilde dayankldr. Ama tekrar ediyorum, gerekleme olasl imknsza yalan bir durum bu. Aklma gelebilecek tek ey kimyasallarn tp iinde bazen kristalletii oluyor, o zaman kimyasal tortulap tp iinden akmaz. Ama biz her idamdan nce tpleri kontrol ederiz." Moran bu bilgiyi iine sindirdi. "Peki ya idam esnasnda? Tplerde kristalleme var m bakar msnz?" "Yok, baklmaz. Ama ben byle bir sorunun ortaya ktn hi duymadm." "Peki, yolunda gitmeyen baka bir ey olabilir mi?" Tate bir an durup dnd ve omzunu silkti. "Her mahkmun farkl bir vcut arl ve kimyasallara kar tolerans var. Tolerans derken eer mahkmun gemiinde uzun sreli bir barbitrat kullanma alkanl varsa, o zaman vcudu da ilaca kar daha direnli olacaktr, bu durumda onun ldrlmesi iin normalden daha fazla ila verilmesi gerekecektir. Bence eer cellat kullanlacak olan kimyasal orannda bir hata yaparsa, byle bir faktr ortaya kabilir. Ama yine de, doktor tarafndan yaplan muayene neticesinde l olduu resmen ilan edilmeden idam odasndan kamaz, yani cellatlarn lm gerekleene kadar kimyasallar mahkma pompalamaya devam etmesi gerekir." "Siz hi apnoeist diye bir ey iittiniz mi Yzba?" 327 "Ap... ne?" "Apnoeist bir insann nefesini olaanst uzun bir sre tutmasna denir, baz durumlarda sekiz dakikaya kadar tutanlar olmutur. Audrey Ferrera serbest dal yapan bir kadn; bu kadn yz yirmi be metre suyun altna dal yapma ve bu arada da kalp atlarn yavalatma dnya rekorunu elinde tutuyor. Ayrca Hindistan'daki Sadhu ruhbanlar medi-tasyon yoluyla metabolizmalarn denetim altna alabilme yeteneine sahipler. Bu ruhbanlar zihin kontrol yntemiyle solunumlarn ve barsak hareketlerini yavalatabiliyor, kalp atlarn durma noktasna kadar getirebiliyorlar." Tate bu bilgilerden ok etkilenmiti. "Siz yle diyorsanz yledir." Moran glmsedi. "Kk bir aratrma yaptm da." "Ayrca verdiiniz bilgiler iin teekkr ederim Doktor. Yani imdi sizin bana sorduunuz soru, eer bir idam mahkmu infaz esnasnda byle bir ey yaparsa bunu anlayabilir miyiz anlayamaz myz?" "Ben de aynen bunu soruyordum." Tate bu soruya yant vermek iin biraz enine boyuna dnd. "imdi bakn bu farkl bir durum. Eer mahkm kalp atlanm sfra yakn bir seviyeye getirebiliyorsa ilalar tatbik etmekle grevli kii kalp at seviyesinin dtn ECG monitrnde grecek, bu durumda ekranda miyokardiyal lm olan dz izgi gzkecek ve ite o zaman mahkmun gitmek zere olduunu, yeterince ila alm olduunu dnecek, ite o zaman tpleri erken karabilir." "Yani mahkm idamdan kurtulmu mu olur?" "Evet, ok uzak bir olaslk bile olsa byle bir ey olabilir" dedi Tate omzunu silkerek; ardndan srtt. "Ama daha sonraki aamada baka biri bu durumu anlar. nk mahkmun idamdan sonra ceset torbasna konularak otopsiye gtrlmesi gerekir, deil mi?" Yzba saatine bakt, sanki baka bir yerde ii vard da hemen kalkmas gerekiyormu gibiydi.
"Aklma gelmiken idamlar videoya kaydediliyor mu?" diye sordu Moran. "Hayr efendim, kaydedilmiyor." "Peki ya Constantine Gamal'n idamnda? Zannederim onun idam srasmda bir video aleti kullanld." Tate pheli bir sesle, "Bunu size kim syledi?" dedi. "Tanklardan biri. Gamal'n idam zerine akademik bir alma yapmaya karar verdim." Tate biraz dnd, sonra, "Tabii o idamn istisnai bir taraf vard." "Niin?" "Adli tptan bize idamn videoya kaydedilmesi iin izin verilmesi talebi geldi. Zannederim aratrma amalyd. Bir kereliine yaplan bir eydi." 328 Moran ne cevap vereceini bir sre dnd. "Peki mahkmun ldnn ilan edilmesinden sonra tam olarak ne yaplr?" Tate, "Mahkumun lsn daha soumaya bile frsat vermeden buradan gtrrz. Bir anda l beyaz ceset torbasna konup fermuar ekilir, ayak parmana knyesi taklr, et arabasna konur ve buradan yz kilometre kadar uzaklkta bulunan Richmond'daki adli tbba gtrlr." "Otopsi hemen mi yaplr?" Tate sallad. "Hayr, hemen yaplmaz. Mahkm ertesi sabah saat yediden nce torbadan karlmaz, ancak o saatten sonra otopsiye alnr." "Adli tp uzman m girer otopsiye." "Her zaman girmez." Moran kalarn att. "Ne demek istiyorsunuz?" "Bu konuda emin olabilmek iin Richmond'daki adli tp merkezine danmanz gerekiyor, ama ben orada otopsilere genelde stajyer doktorlarn girdiklerini biliyorum. Yani ileride adli tp uzman olacak olan doktorlarn eitimi iin. nk idam mahkmlarnn otopsileri ok nemli vaka olarak grlmez orada. nk biz o mahkmun nasl ldn biliriz. Adli tp uzmannn lm metodunun idam olduunu bilmesi yeterlidir." Moran bu bilgiyi kafasnn bir yerine kaydetti. "Bir soru daha, Yzba. Bugne kadar Greensville'den hi kaan oldu mu?" Tate glmsedi. "Biri kamt, bundan birka yl nce. Gece vakti personel k kapsndan kamt. Mevsim kn ortas olmasna ramen zerinde turuncu renginde hapishane tulumu vard, o halde ana yola kadar kabilmi." "Ona ne oldu?" "Geri zekl orospu ocuu kamyonun tekini durdurup ofre Ver-mont'a nasl gidileceini sormu. Kalkp kamyonu karmaya teebbs bile etmemi, ofre teekkr etmekle yetinip kalkp kuzeye doru yrmeye balam. Adam bir saat iinde yakaladk."
Moran, "Bana zaman ayrdnz iin teekkr ederim Yzba. Ama ' birka sorum daha olduunu imdi hatrladm." "Hemen sorun." "Cezaevi Mdr Clay katld konferanstan ne zaman dnecek?" "Galiba bugn dnyor. Ama ertesi gne kadar izinli kalacak. Neden sordunuz?" "Onunla konumak isteyebilirim. Ev adresini biliyor musunuz?" Tate gzlerini kocaman kocaman ap ziyaretisine bakt. "Bu tr bilgiler gvenlik gerekesiyle kamuya verilemez." Moran glmsedi. "Tabii, anlyorum. Son bir soru. Adli tp merkezinde Gamal'n idamnn videoya kaydedilmesini tam olarak kim talep etti?" 329 "Cevap veremem efendim." "Ama talebin bir st makamdan gelmi olmas gerekir deil mi? Yani byle bir eyi ancak adli tp bakan talep edebilir, yle mi? Ya da bakan yardmclarndan biri. Yani en tepeye ok yakn olan biri." "Evet efendim, bence de yle." 99 Chinatown, Washington, DC Stone iki s mezarn zerini elektrikli el fenerini tutarak aydnlatt. rm cesetlerin kokusu burun deliklerini dolduruyordu. O ve Ra-ines, Chinatovm istasyonundan seksen metre uzaklktaki bakm onarm tnellerinden birindeydi. Olay yerini birka tane gl halojen lambann aydnlatyordu. Yakn bir yerde bir rgar vard. Yere yaan yamur buradan aaya akyor, sular tam tepelerindeki metal havalandrma zgarasndan aaya ve tnel zeminini kaplayan yumuak kayalarn stne dklyordu. Diaz, Raines'e, "Yaklak bir metre derinliinde, yan yana konularak gmlmler. Bunu her kim yaptysa on be santimlik kaya parasn kaldrmaya mecbur kalm, sonra da birka metre topra kazp cesetleri gmdkten sonra stn de yine ayn kayayla rtm." Raines, iskelete dnmek zere olan yan yana konmu, iler acs durumdaki iki insan kalntsn mezarlarnda inceledi. Biraz ileride st ste yl bir halde rmeye terk edilmi kuma paralar ve dier kantlar incelenmek zere torbalara konulmay bekliyordu. Raines etraf inceledi ve tnelin bir aasna bir yukarsna gz att. "Yerdeki gevek kayalar epey sert, o yzden pek kolay bir i saylmaz. Katilin bu pis ii bitirebilmesi iin kazma, krek bir sr de zamana ihtiyac ol-' mutur. Yani bu olay bakm ekiplerinin burada bulunmad ve metro trenlerinin almad bir srada meydana gelmi olmal." Diaz kafasn sallayarak Raines'in sylediklerini onaylad. "Aksi takdirde katilin grlmesi riski vard." "llerin cinsiyetlerini belirleyebildin mi?" Raines paltosunun yakasn kaldrd. Arabadan inip koar admlarla metro istasyonuna girerken yamura yakalanm, st ba slanmt ve imdi de eliyle yzn siliyordu. Cesetler byk oranda rmlerdi, ama kurbanlardan birinin yetikin olduu anlalyordu; ikinci iskelet de bulu andaki birine benziyordu.
Diaz, "Biri erkek, otuz be ile elli yalarnda, dieri de yetime a331 nda bir kz, on be ile yirmi yalan arasnda Laboratuvar almalarmz sona erene kadar yapabileceim en iyi tahmin bu" yantn verdi. Eliyle saydam plastik torbalar iaret etti. "Giydikleri kyafetler buradaki an rutubet yznden byk oranda rm, ama giydiklerinin yle pahal eyler olduunu syleyemem. Erkein paltosunun cebinden bir hayr kurumunun etiketi kt. Washington'daki Baptist kilisesinin giyim yardm maazasnn etiketi. Bak grdn m?" Raines diz st kp kant torbalarndan birine yakndan bakt, torbada basks solmu sararm bir kt paras vard. Baptist kilisesinin yoksullara giysi datan maazasnn logosunu tand. Gamal'n kurbanlarn bulduklarna emindi ve iinde fke kazanlan kaynamaya balad. "Byle evsiz barksz bir baba ile ocuunu ldrmek gibi bir zalimlii yapsa yapsa eytan ruhlu bir canavar yapabilir. Tann gnahla-nn affetsin." Stone yamur geirmeyen naylon pantolonla arkasnda parlak renklerle FBI yazan bir yamurluk giymi olan Diaz'a dnd ve acaba iinde hl Speedo takm var mdr, diye merak etti. "Dikkatini eken baka bir ey oldu mu?" Diaz gz krpt. "Yani u giydiin boktan ceket dnda m?" "ok komiksin Armando." "unlar gzme arpt." Diaz diz st kt ve bir cmbz kullanarak kant torbalarna doldurulmay bekleyen rmekte olan kant yn arasmdan iki slak kt paras ekti. Daha iyi grebilmek iin bunlar beyaz plastikten kare eklinde bir rtnn zerine koydu. "Ne var burada?" diye sordu Raines. "Selamet Ordusu yurdunda kalanlara kesilen makbuzlar, iki yataklk makbuzlar, Gamal'n kurbanlarn ldrdn syledii tarihten bir gece ncesine ait. Zannederim tahminlerimiz tutuyor, en azndan zaman asndan. Kasm yirmi , yani yaklak on be ay nce. kran Gn'nde, eer yanl hatrlamyorsam." Raines birbirine kenetledii dileri arasndan derin bir nefes alp skntl bir ifadeyle nefesini brakt. "Tabii o srada metroda da dzenli seferler yaplmyordu, bylece kurbanlar gmmek kolay oldu." Stone tatmin olmu grnyordu. "Zannederim artk Gamal'n dorulan syledii gereiyle yzlememiz gerekecek Lou. Cesetler konusunda kesinlikle doru sylemi." Raines Stone'un sylediklerini duymazdan geldi ve Diaz'a kafasn sallad. "Sa ol Armando." "Hey, siz imdi bana u laboratuvardaki dpiyes hikyesinin ne olduunu bir anlatsanza. Stone onun Kate'e ait olduunu sylyor. Birazck kafam kant da ondan soruyorum." Stone tam bir ey sylemek zereyken Raines, Stone'a bir bak att ve ilkin o konutu. "Biz de yle, o yzden bu bilgi imdilik aramzda 332 kalsn Armando. ncelikle Kate'le aramzda akla kavuturulmas gereken baz meseleler var, oldu mu?" "Artk her neyse." Diaz ald yanttan tatmin olmadn ifade etmek ister gibi kalarn att, sonra omzunu silkip iinin basma dnd.
Raines kafasn kaldrp ieriye yamur damlalarnn akt rgara bakt, yznde bombo bir ifade vard, sanki akl uzaklara bir yere gitmi gibiydi. Stone da ona katld. "Tamamen emin olabilmemiz iin ncelikle birtakm soruturmalar tamamlamamz gerektiini biliyorum, ama ben Bryce'lan bir bakasmm ldrdn iddia ediyorum. Ve belki de bir baka iddiada bulunup bu olayda parmaklarn kimi iaret ettiini syleyebilirim. Sen ne dnyorsun Lou?" "Biliyorsun, ben iddiac bir adam deilim. Bence sen dereyi grmeden paalar svyorsun Stone. Bryce vakasnda pein hkm veriyorsun ve bundan emin olduunu sylyorsun, ama kuvvetli deliller de sunamyorsun. Belki de Garnal'n Bryce'lan ldrmedii konusunda hakl olabilirsin, belki de bu konuda seni dinlemem gerekir." Raines'in cep telefonu vzldad. Telefona cevap vermek iin birka adm geri gitti, telefon grmesini bitirince kapatp cebine koydu, o srada yanna Stone geldi. "Bir sorun mu var?" Raines elini ceplerine atp alabann anahtarlarn ararken yznde gergin bir ifade vard. "stanbul'dan Komiser Uzun arad. Moran'la ilgili bir bilgiye ulam. Moran uaktaym, buraya geliyormu." Stone'un yz panldad. "Nereye?" "Baltimore Uluslararas Havaalam'na inecekmi. Haydi yola koyulalm." 100 Baltimore Uluslararas Havaalan, Maryland Uak piste indiinde koltuumda kaskat kesilmitim. Be dakika sonra uak havaalannda ilerleyerek kaplardan birine vard, bedenim gerilmi bir yay gibiydi. Aklma ilk gelen Josh oldu. Ona baz eyleri aklamak ve ondan zr dilemek artk boynumun borcu olmutu, stelik uaktan iner inmez onu hemen aramak istiyordum, peki ama ya telefonum dinlenirse, yakalanma ihtimalimi ykseltmez mi?" Uak personeli uan k kapsn iterek at. Yolcular koltuklarndan kalkmaya ve st blmedeki eyalarna uzanp almaya baladlar. Ama ben koltua aklp kalmtm. Polisler imdi beni tutuklamak iin uan kapsnda bekliyorlar mdr? Yoksa pasaport kontrolnden getikten sonra m zerime ullanp kelepeleyecekler?" Bir ey biliyordum. Eer imdi tutuklanrsam Gamal'n l m yoksa diri mi olduunu kantlama abalarm boa gidecekti. Bunu bir an nce renmek istiyordum ve renmek iin de tutuklanmamam, serbest olmam gerekiyordu. Lou'yla yzleme meselesini halledebilirdim; sonuta karlamamz kanlmaz bir eydi; ama bu yzlemeyi kendi artlarmda yapmak istiyordum. Koridoru dolduran yolcular nmden gemeye baladlar. Derin bir nefes alp, kalkmaya ve yukardaki gzden antam almaya kendimi zorladm. Gz ucuyla bir hareketlenme grdm ve kafam uan arka tarafna evirip baktm. Son yolcu ben deildim. Gne gzl takm bir yolcu sekiz koltuk geride oturuyordu. Kafasna takt gri yn berenin altndan sar salar kmt ve enesinin ortasnda parmak byklnde sar,bir sakal paras brakmt. zerinde gri renkte bir Reebok anorak vard ve srt antasyla dolaan bir turisti andnyordu. Telala glmsedi ve eyalar toparlamaya alrken kafas koltuklarn arasnda kayboldu. Kafam k kapsna doru evirdim. kabin personeli durmu byk bir sabrla uaktan inmemi bekliyorlard. antam alp koridora karken her tarafm korku sard. 334 Mrit Kate Moran'n uaktan indiini grd, ama ondan nce kadn ona bakm ve o da kadna
glmsemiti. Salak kar! Ben seni gryorum, ama sen beni gremiyorsun. Demek klk deitirmede ok baarlym! Kadnn zgrlnn bitecei srece artk girilmiti. Yanndaki koltukta duran antasn ald ve antann iini kartrarak deri alt rngasn buldu. rngann iini benzoyla doldurmutu... inde yz kiloluk bir adam uyutmaya yetecek oranda benzo vard. Moran'n vcudu gibi bir vcudu olan kadn ise hi sorunsuz uyuturdu. Sonra antasnn astanndan iki tane plastik rg ii kard. ilerden birini cebine att ve dierini de anorann sa kolunun iine soktu. Ayaa kalkp yeni kurbannn peinden yrd. 101 Washington-Baltimore Interstate karayolu Stone var gcyle gaz pedalna bast ve Ford'un motoru fkeli bir hayvan gibi homurdand. Sirenler avaz avaz alyordu. Hz gstergesi yz seksen kilometreyi gsteriyordu ve on be dakika iinde krk kilometre yol yapmlard. "Be dakika sonra oradayz" dedi Stone; havaalan uzaktan belirmiti ve bir uan inie gemek zere olduunu grmt. Src koltuunun yannda oturan Raines yapt telefon grmesini bitirdi ve cep telefonunu kapatt. "Havaalan polis mdr elindeki btn adamlar var terminaline gnderiyor. Lufthansa uann yirmi dakika nce ini yaptn ve baz yolcularn pasaport kontrolnden gemi olabileceklerini syledi." "Kahretsin.Onu ellerinden karm olabilirler mi?" diye sordu Stone endieli bir sesle. "Olabilir. Mdr bu ihtimali de biliyor. Ama Moran'm halen terminalde olduundan emin." Baltimore Uluslararas Havaalan, Maryland Pasaport kontrol iin sraya girdiimde kalbim piston gibi almaya balad. Etrafta her zaman grlen grevliler dnda kimseyi gremedim, tabii bir de orada burada silahl havaalan polisleri vard. Bunlar zerime ullanmak zere mi bekliyorlar yoksa? Belki phelerini ekerim diye polislerle gz temas kurmamaya karar verdim. Kuyrukta nmde birka yolcu bekliyordu: ayakta zor durabilen yal bir karkoca ile srt antas tayan, yrtk kot pantolonlu gen bir kzd bunlar. Yal kankocanm ileri arabuk bitti ve pasaport polisi srt antal gen kza ileriye gelmesini iaret etti. Gen kz pasaportunu grevliye verirken benim de avularm terlemeye balad; pasaportumu gsterir gstermez tutuklanmaktan ok korkuyordum. Arkamda herhangi bir polis gremedim, ama uaktaki yolcunun arkamda olduunu fark ettim; sar sal adamd bu, incecik bir sar sakal 356 ve yn beresi vard. Bulunduum kuyruun yan tarafndaki kuyrukta bekliyordu, ama bu sefer benim ona baktm grmedi. Bilmiyorum neden, ama iimden bir ses bana, bu adamda tuhaf bir ey var, dedi. Ama o srada bununla uraacak vaktim yoktu. "Sradaki ltfen!" nme dndm ve pasaport polisinin eliyle bana iaret ettiini grdm. Pasaportumu avucumda skp bir adm ileri atarken bacaklarmn titrediini hissettim. 102 Pasaportumu pasaport polisine verdim ve grevlinin pasaportumu incelemesini bekledim. Korkudan
geberecek gibiydim. Kadn grevli pasaportumu inceledi, kafasn kaldrp bana bakt ve sonra da pasaportumu bir bilgisayarda tarad. imdi tutuklanacak mym? Birka saniye sonra grevli kafasyla serte tamam iareti yapt, pasaportumu geri verdi ve gr bir sesle, "Vatana ho geldiniz, Bayan Moran. Sradaki!" dedi. Mrit, Kate Moran'n pasaport kontrolnden getiini grd. imdi onun pasaport kontrol sras gelmiti ve ilemleri yapan memur ok yavat. Adam iriyaryd, am yarmas gibiydi, da gibi bir gbei vard ve sanki gnde on n yiyordu. Mrit Moran'n gmrk ksmna doru ilerlediini grnce ter dkmeye balad; nk kadnn gr alannn dna kmasn istemiyordu. Pasaportunu rehavet iinde taraycdan geiren pasaport polisine sabrszlkla bakt. abuk olsana ulan. Ama memur hl ardan alyordu. En sonunda pasaportu kapatt ve ona uzatt. "Sradaki!" "Tembel gt" dedi Mrit mrldanarak. Memurun yz kpkrmz kesildi. "Bir ey mi dedin birader?" "Ben mi?Yoo, bir ey demedim." Mrit el antasn yerden ald ve gmrk kontrolnden gemekte olan Kate Moran'a doru yrd. 103 Stone arabann tekerleklerine patinaj yaptrarak var terminali nnde durdu. O ve Raines Ford'dan atlarken karlarna bir havaalan polisi kverdi. "Hey, buraya park edemezsin birader. Buras zel park yeri. Araban hemen ek buradan!" Raines verilen emri duymazlktan geldi. "Telsizin alyor mu?" Polis ona sorulan soruyu anlayamad. "Sana araban buradan ek dedim, deil mi?" dedi. "Havaalan polis mdryle temasa ge. Ona var terminalinin kordona alndn teyit etmesini syle." Polis ellerini kalalarnn zerine koyup otoritesini kantlamaya alt. "Sen de kimsin Baym?" Raines kimliini adamn suratna tuttu. "Sana sylenenleri yapmazsan senin hayatn kaydracak adamnum ben, pronto. Burada bir kadn var, ad da Kate Moran, biraz nce Frankfurt'tan gelen uaktan indi, o kadnn grlr griilnez tutuklanmasn istiyorum." Gmre doru yrrken iimi yeniden bir korku sard. Alt yedi kadar niformal polis memuru yan tarafta durmulard. Hi durdurulmadan gmrkten dosdoru getiime inanamyordum. ime birdenbire bir umut doldu. Kimse beni tutuklamak iin beklemiyordu. Ka da var terminalinde zerime ullanmak zere bekliyor olabilirler mi? Var terminalinin kaps ald ve nmde havaalanndan kanlar bekleyen bir sr insan yz grdm: zel ofrler, li-muzin ofrleri, irket temsilcileri, ou ellerinde stne isim yazan kartonlar' tutuyorlard; ama aralarnda tek bir tane nifomal polis gremedim . Rahatlayverdim. Yoksa Uzun, benim stanbul'dan katm akozlama-d m?Ama Uzun gibi uyank bir polisin byle bir eyi anlamam olmas imknszd. Hemen ortaya karm olmas gerekirdi. Yani bu da, onun bu durumu, l.ou Raines'e bildirdii anlamna geliyordu, o da kesinlikle hava359 alanlarnda tedbir aldrm olmalyd. Samdaki solumdaki yolcularla birlikte van terminalinin ortasna doru yrrken korkulannn gerek olduu ortaya kt ve olduum yerde donakaldm.
Tam benim nmde, yedi sekiz metre kadar ilerimde niformal alt polis yoiculann nn kesti. Bunlarn birkann ellerinde telsiz vard ve silahlarn her eye hazr bir halde ellerinde tutuyorlard. Sakinlemeye altm, ama bacaklarm titremeye balad ve hastalkl bir yenil-milik duygusuna kapldm: Buraya kadar, yakalandm,. Bu polislerin beni tutuklamak iin orada beklediklerinden hi phem yoktu. Ama benim serbest dolamam gerekiyor. Polislerden bir tanesi yolcular arasnda yzm grnce aniden kalarn att. Yanndaki polisi dirseiyle drtt ve iki polis dier polislere bir eyler syleyip hep birlikte bana doru yrdler. "Kate Moran!" dedi ilerinden biri yksek sesle. Cevap vermedim ve yolcularn arasna doru yumdum, bir anda eilerek bariyerin altndan getim ve kalabalk terminalde komaya baladm. 104 Kate Moran kalabaln arasnda yrrken Mrit de onun peinden geliyordu. Sol cebinde deri alt rngas vard, sa cebinde de minyatr viski iesi. Doru andan baka bir eye gereksinimi yoktu. Kahretsin. Bekleyen polisleri grr grmez her eyin bittiini anlayverdi. Mo-ran'm havaalan polislerinin bariyeri nnde anszn aklp kaldn grd. Planlarn en ufak ayrntsna kadar yapmt; kadn k kapsna kadar takip edecek, rngasn kadna saplarken viskiyi kadnn stne dkecekti. Bir anda kadn yryen l gibi olacakt. te o anda o da kars uakta iip iip sarho olmu sinirleri tepesinde koca roln oynayacak ve karsn eve gtrmek zere bir taksiye bindirecekti. Hatta kadn arabadan karrken taksi ofrne utanan gzlerle bakp, kann uaa binmekten ok korktuu iin ok iti, falan diyecekti. Hatta taksi ofrnn de glmseyerek kafasn sallayp sylediklerini tabii ya, karn iyice kafay bulmu, diyerek onaylayacan hayal etti. Tabii btn bu planlar bu durumda yatmt ve bu yzden fkeden kuduruyordu. Moran'n istanbul cinayetlerinin phelileri arasnda olduu kesindi, ama Baltimore'da polislerin gelip onu tutuklayacaklarn hi beklemiyordu. Kfretti; yoksa oijinal planna m dnmeliydi? Ama imdi onun iin de ok geti. Moran'n bir an tereddt ettiini grd, ama tam o srada niformallardan biri bir adm ne kp, "Kate Moran!" diye bard. Polis kadna doru adm atarken Mrit Moran'n eilip metal bariye-rin altndan getiini ve terminal kalabalna daldn grd. Kadn deli gibi kouyor, polisler de kadnn arkasndan kouyorlard. Kahretsin. Polislerden nce ben yakalamahym. O da polislerin peine takld. 105 Kalabala daldm. Elli metre kadar ilerledikten sonra cesaretimi toplayp arkama doru baktm. Polislerden ikisi yirmi metre kadar ge-rimdeydiler, yolcu kalabaln yara yara bana ulamaya alyorlard. Polisler tabancalarn ellerine alm koarlarken millet de lklar atmaya balamt. Anszn bir ses duydum: "Dur yoksa ate ederim!" Merminin gelmesini bekledim, ama gelmedi. Polisin beni blf yaparak durdurmaya altn anladm. Akl banda bir polis memuru kalabaln iindeki silahsz bir pheliye ate etmezdi. Bu da benim iin bir avantajd; imdi biraz daha hzlanm, polislerle aram amtm. Zikzaklar yapmaya, eilerek komaya
baladm, "ekilin, ekilin!" diye bararak kalabaln arasnda kouyordum. nsanlar kenara ekilerek bana yol ayorlard. Bir elli metre kadar ilerledikten sonra arkama dnp baktm, ama kalabaln arasnda beni kovalayan polislerin kafalarm gremedim, ileriye dnp baktm ve sa tarafmda upuzun, geni bir koridorun uzandn grdm. Tam yar yolda, bu koridorun knn olmadn fark ettim. Yan taraflardaki kaplar amaya altm. Kaplar kilitliydi. Kaplardan birinin zerinde TEMZLK MALZEMELER diye yazyordu. Son kapnn zerinde erkekler tuvaleti simgesi vard. Bayanlar tuvaletini grememitim. Kapnn ak olduunu grdm. Gidebileceim baka bir yer yoktu o yzden ieriye girdim, lavabolarn, kabinlerin ve pisuarlann nlerinden getim, umarsz bir ekilde bir yerlerde bir pencere falan aryor, oradan srnerek kp kurtulmay umut ediyordum. Tuvalette kimse yok gibiydi. Yukarda bir pencere grdm. Pencerenin nnde metal bir kapak vard ve kapak yar ak durumdayd, ama oraya kadar trmanamadm, nk tam o srada koridordan ayak seslerinin geldiini iittim. Kabinlerden birine daldm ve kapy kilitledim. Bir saniye sonraayak sesleri tuvalete girdi. Fayanslarla kapl zeminde deri ayakkab tabanlarnn i gcklayc seslerini iittim. Sonra nefes nefese kaldklarn, biraz durup soluklandklarn anladm. Kfrederek dilerimi gcr342 dattm. u pencereye kabilseydim hemen kaacaktm, sadece on saniye kadar bir zaman yetecekti ve buradan kurtulmu olacaktm, diye geirdm iimden. Tuvalete sessizlik kmt. Kabin kapsnn aralndan darsn incecik bir izgi halinde grebiliyordum. lk grdm ey beyaz fayanslar oldu, ama birka saniye sonra mavi niformalar grdm ve yreim azma geldi. Artk yakalanacamdan adm gibi emindim; yakalanr yakalanmaz da her eyin biteceini biliyordum. Yeniden kap aralndan darya baktm ve polism ileriye doru uzatt kolunu, silahn siyah eklini, ardnda da polisin yzn bir an grdm; bu, daha nce de grdm iriyan adamd, kalabala daldmda bana doru ilk hamleyi yapan o olmutu. Polis ileriye doru gitti ve hemen ardndan kaplardan birinin aldn duydum ve kalbim gmbrdemeye balad, artk btn kama umutlarm yitirdiimi biliyordum. Polisler tuvalet kaplarm amaya alyorlar.Kabinde geriye doru ekildim ve dua etmeye baladm. 106 Polis memuru Chuck Delano elinde Glock tabancasyla tuvalete girdiinde nefes nefese kalmt. Lavabo blmn, pisuarlan ve kabinleri gzleriyle tararken ter iindeydi. Delano duvarn en sonundaki pencerenin yar ak olduunu grd. Aklna kp pencereyi gzden geirmek geldiyse de iinden bir ses nce tuvaletteki iini bitirmesini syledi. Eer kadn buraya girmise pencereye trmanarak kaacak zaman bulamam olabilirdi; muhtemelen kadn, kabinlerden birinde saklanyordu. Delano polis arkada Maguire'i geride brakm, kalabaln arasnda bir kadnn kotuunu grnce hemen ona doru komaya balamt ve imdi Maguire'nin de arkasndan geleceini dnyordu. Bu Maguire de nerede kalmt? Silahn iki eliyle smsk kavrayarak tuvaletin arka tarafna doru yrmeye balad, birden bir ses duyunca arkasn dnd.
Karsnda grmeyi bekledii Maguire yerine tuvalete bir adam girdi. Adamn enesinde incecik sar bir sakal, kafasnda da yn bere vard ve srtnda bir srt antas tayordu. Adam srtt ve birden ileriye doru eliyle hamle yapt. Delano keskin bir eyin etine girdiini hissedince homurdand. Tanrm! Korku dolu gzlerle aaya baknca kaburga kemikleri arama bir iin saplanm olduunu grd. Gsne dayanlmaz bir acnn yayldn hissetti, kk bir lk atmaya alrken uval gibi yere yld. Mrit ii karmad, eildi ve Glock'u polisin elinden ald. u Morun da nereye kayboldu? Onun burad-a bir yerde olduunu biliyorum. Kabinlere, doru yrd ve kaplardan birini dikkatlice at. 107 Bir homurdanma duymutum, acdan kvranan birinin bouk bouk kan sesine benziyordu. Tuvaletin iinde bir yerlerden geliyordu. armtm, cesaretimi toplayp yeniden kap aralndan darya baktm. Grdklerime inanamadm; yerde bir polis yatyordu. Gsnn ortasna bir i saplanmt, gsnden akan kanlar beyaz fayanslardan kabinlere doru ilerliyordu. Aman Tanrm... Kzl rengin bacaklarmn arasndan kabinin iine girdiini grdm. Ardndan yeniden bir ses duydum, bu sefer duyduum ses kabin kaplarnn alma sesiydi, ite o anda kafama balyoz yemi gibi oldum; katil tuvalette! Avazm kt kadar barmak isterken katilin kaplar aarken kard sesi duydum. Peki ama burada olduumu nereden biliyor? Panik iinde nefes alp veriimi kontrol etmeye abaladm. Silahm yoktu. Hibir eyim yok. aresiz olduumu hissettim. Kendimi nasl koruyabileceimi bile bilmiyordum. Ama katilin kabinin iine dalmasn da bekleyemezdim, biliyordum. Peki ne yapabilirim? Kapy aarsam ldrlebilirdim. Klik. Kabinlerden birinin daha kapsnn aldn duydum, derken uzun bir sessizlik oldu. Klik. Bir kabin daha ald. Klik.Ve ardndan ok garip bir ey oldu. Uzaktan baz sesler kulama geldi ve seslerin iddeti giderek artt. Derken sesler oald; artk sesler tuvaletin iinden geliyordu; hzl hzl adm sesleri, bir iki homurtu sesi sonra gcrt sesi. Neler olup bittiini anlayamyordun, o yzden de sinirlerime hkim olmaya alarak kap aralndan darya baktm. Polisin hl yerde yattn grdm, gsndeki iten kanlar akyordu. Gzkapaklan kprdyordu ve nefes alp verdiini duyduumdan emindim. Hl yayor. Btn cesaretimi toplayarak klozetin zerinde 345 ayaa kalktm ve kabin kapsnn zerinden aaya baktm. O grm olduum pencerenin sonuna kadar ak olduunu grdm.
Katil gitmi miydi? Yoksa benimle oynuyor, beni tuvalette kimsenin kalmadna inandrmaya m alyordu? Peki, eer gittiyse neden pencereden kp gitti? Klozetin zerinden indim, kapy atm ve kafam karp merakl gzlerle darya baktm. Tuvalette baka kimse yok gibiydi. Peki ya katil kabinlerden birinde saklanm da zerime saldrmak iin bekliyorsa? Ama aradan birka saniye gemesine ramen kimse ortaya kmaynca, katilin artk tuvalette olmadn dnmeye baladm. Dier kabinlere baktm. Botu. Ne olduunu anlayamadm. Katil beni avucunun iine drmken neden ekip gitsin ki? Polisin dudaklarndan hrltl sesler geldiini duydum ve polisin yannda diz ktm. Polisin nefes alp verii yavalamt ve acilen tbbi mdahale olmazsa ksa bir sre iinde lecei belliydi. Anszn sol eli havaya kalkt ve gsne gml olan ii kavrad. Elini yakaladm. "N'olur dokunma ona! Hi kmldamadan yat, hareket etme." "ok... acyor. Acyor... ok fena. Ah Tanrm!" Polisin sesinden ok ac ektii anlalyordu, derken anszn bedeninin titrediini, aznn aldn, sanki kusacakm gibi rdn grdm; ama boazndan kusmuk yerine kan geldi. Gzkapaklar kprdamaya balad, elleri titredi ve onun artk lmek zere olduunu anladm. "lme. N'olursun!" diye yalvardm. Birka saniye sonra gzleri kaymaya balad ve dudaklarnn arasndan son nefesini verdi. Kendimi aresiz hissettim. Ardndan arkamdan ayak seslerinin geldiini iittim, aniden arkama dndm. "Ellerini havaya kaldr ve bir milim bile kprdama!" Bir polis silahm bana tutuyordu. Sonra bir baka polis ortaya kt, silahn ekmi bana bakyordu. "Yakaladk onu!" diye kkredi biri. Bamn dndn hissettim. Koridorda bartlar artlar yanklanyordu. imdi katilin neden katn anladm... Takviye glerinin sesleri geliyor. Drt adam daha silahlar ellerinde tuvalete girdi. Bunlardan ikisi havaalan polisiydi, dierleri Raines ile Stone'du. Beni l polisin nnde diz km bulunca ok geirdiler; yerler kan iindeydi. "Kalk ayaa!" diye bard Stone. Ayaa kalkmaya altysam da, Stone'un salarmdan bana ac verecek ekilde tutup ayaa kaldrmasn nleyecek kadar abuk davrana-madm; kelepeleri karrken yznden zafer sarholuu okunuyordu. "Kate Moran, seni Otis ve Kimberly Fleist cinayetlerinin phelisi olarak tutukluyorum." 108 Virginia Frank Moran kiralk kamyoneti Bellevue psikiyatri kliniinin nne ekti. Gzlklerini takt ve cebinden kard takma dileri azna yerletirdi ve dikiz aynasnda srtarak nasl grndne bakt. "Vay be, kk st diler bana ok yakt." Bellevue'ye doru bakt ve bir an tereddt etti, sonra yeniden aynadaki grntsne bakt ve kendine kzd. "Bu kadar basit bir ey iin lp lp dirilmekten utanmyor musun! Cesur ol ve git hallet u ii." Gary Vasem uzun boylu, kasl, salar permal ve bembeyaz dileri olan yakkl bir adamd. Bellevue Akl ve Ruh Sal Enstits'nde gece nbetisi olarak grev yapyordu ve mavi tulum giymi orta yal bir adam ieriye girdiinde nnde duran dosyalar kartryordu. Vasem kafasn kaldrp glmsedi. nndeki adam Tommy Lee Jones'un uzun boylusuydu, tabii onun dileri daha dzgnd. "Buyurun?" Adam, Vasem'in yakasndaki isim kartna bakt. "Buradaki yetkili sen misin Gary?"
"Evet, efendim, benim." "Profesr Jenks buralarda m?" "Burada deil efendim, evinde." Ziyareti kimliini karp gsterdi. "ansl adam demek gece nbetlerine kalmyor. Benim adm Moran. telefon irketinin mhendisiyim. Aslnda orijinal santral buraya ben kurdum. Ama yllar nceydi. Sen burada yoktun o zamanlar delikanl." Vasem adama glmsedi, ona delikanl denmesinden holanmt, nk sonuta krk yama gelmi saylrd. Geenlerde botox iin sekiz yz dolar harcamt ve bunun harcad paraya dediini gryordu. "O zamandan bu yana epey deiiklik olmutur herhalde efendim." Moran ban sallad. "yle, zannederim santrala birazck yeni boya 347 ekmenin zaman gelmi. Hey, sen gl kuvvetli bir delikanlya benzi-yorsun Gary. Spor yapyor musun?" Vasem'in gzleri parldad. "Hemen hemen her gn." Fiziiyle gurur duyuyordu, gnde en azndan iki yz kere mav ekiyordu; baldrlar ve pazlar ta gibiydi. Moran hayran hayran, "ivi gibisin. Ama telefonlarn arzal baksana. Herhalde durum ok acil." Gen hastabakc kalarn att. "Hatlarda bir sorun yok diye biliyordum ben. Servis aran kim?" Moran elindeki yaz tahtasna bakt. "Burada Profesr Hicks'in bakm istedii yazyor. Birka telefonda aralklarla vnlama sesi duyulmu. Btn gn baka yerlerde ilerimiz vard. Buraya ancak bu saatte gelebildim." Gary pheli gzlerle bakt. "Sizin telefon hatlar zerinde almanza izin verme yetkisine sahip deilim efendim." Moran omuzlarn kaldrd ve arsz bir yz ifadesiyle, "Benim hi umurumda deil Gary, ama beni ardnz iin servis cretim de denecek. Balant kutusu bodrumda deil mi? Belki de Dr. Hodge sana izin verebilir. O kadn geen seferden hatrlyorum. Doktoru arayp Moran'n burada olduunu syle ona." "Dr. Hodge bir haftalna Vegas'ta, bir tp konferansna katlmaya gitti efendim." Moran srtt. "ansl kar. Eminim bo vakitlerinde fndk knyordur." Vasem glmsedi. "Sizce yle midir efendim?" "Kesinlikle. Peki, benim ne yapmam istiyorsun Gary? Gideyim mi, kalaym m? Burann amiri u anda sensin. Konuma sras sende." Hastabakc omzunu silkti. "Eh, bence bir sorun yok." Moran kafasn sallad, "ite erkek adam byle senin gibi kararl olmaldr Gary. Gidip u kablolara bir bakaym."
109 Baltimore Uluslararas Havaalan, Maryland Tutuklanmamdan be dakika sonra beni var terminalinin dnda bekleyen, ama kime ait olduunu bilmediim yeil bir Ford'a gtrdler. Stone ile Raines beni aralarna alm havaalannn kapsndan karrlarken ellerim kelepeliydi. Yanmda Raines'in olmasndan rahatszlk duyuyordum. El antam o, tayordu, iini arayp kimliime el koydu, yznde sanki aramzdaki dostluun sona erdiini gsteren bir ifade vard. Ama her eyi aklamaya byk bir ihtiya duyuyordum. "Lou, konumamz gerekiyor..." Lou bana buz gibi baklarla bakt. "Konuacamzdan hi kukun olmasn Kate. Cevaplaman gereken baz sorularmz var. Arabada konuuruz." Ford'a ulatk, Stone beni arka koltua itti ve ieriye dalarak yanma oturdu, Raines de direksiyona geti. "Bu kelepeler gerekten de gerekiyor mu?" dedim yalvaran bir sesle. Raines bana gzlerini dikti. "Peki ya sence gerekmiyor mu Kate? Seninle Fleist cinayetlerinin ilendii yer arasnda balant olduunu gsteren kantlar bulduk. Tabii bu arada biraz evvel tuvalette grdm manzaraya daha gelmedim." "Ne kant be?" Stone, "Masumum numaralarn yemezler senin Moran. Senin giydiin bir kyafete ait lifleri Fleist'larn karavannda bulduk. Ayrca tanklardan biri Fleist'larn ldrldkleri gece senin adamla tarttn grdn syledi. Bizim merak ettiimiz konu u, neden adam ve kzn ldrp cinayete kopyac katil ss vermeye altn?" Kulaklarma inanamyordum, ok iindeydim. "Tamamen sama bunlar. Ben ne Fleist' ldrdm, ne kzm, ne de baka birini." Stone, "Greceiz bakalm" dedi. "Peki ya havaalanndaki polisi?" "Katilin yzn gremedim, siz gelmeden az nce tuvaletin camndan kat. Ama onun istanbul'da cinayetler ileyen katil olduunu biliyorum." Stone kmseyen bir tavrla, "iyi numara. Neden sana inanacak349 mm ki Moran? Sen bize birinin kalkp dnyann drt bir yannda cinayetler ilediini ve tek amacnn sana iftira atmak olduunu sylyorsun." "ite ben de size tam tarama bunu sylyorum. Ve bana inanmak zorundasnz Stone." "iyi ama ben inanmyorum. Benim tek inandm ey kantlardr. Haydi anlat bakalm Moran, Otis ve Kimberly Fleist cinayetleri hakknda ne diyeceksin bakalm." fkeden kuduruyordum. "Stone belki bana kar nefret duygularyla dolu olmasaydn benim Fleist'lan asla ldrmeyeceimi de bilirdin." "Sen onu git elinde gn gibi kantlar tutan savcya anlat. Olaylar zannettiinden ok daha ileri bir boyutta Moran."
Raines'e dndm. "Lou... senden beni dinlemeni istiyorum." Raines arabay altrd, sinirliydi, "Doru sylyorsun, konumamz gerekiyor. Ayrca bir sr konuda aklama yapman gerekiyor, istersen aklamalarn yapmaya imdi bala, ister misin?" Mrit var terminali yolcu salonunun dndayd; Kate Moran' elleri kelepelenerek gtrlrken grd. Aptal kar bu kez kendisini yakalatm ve btn planlarn suya drmt. Tuvaletin penceresinden son anda kaabilmiti; eer bir saniye daha gecikmi olsayd ba byk derde girecekti. Pencereden iki bina arasndaki dar bir alana inmiti; birka dakika sonra terminalin yan tarafndaki personel kapsndan darya kyordu. Tombala.Polislerin Moran' n taraftan alacaklarn dnmt ve tahmini doru kmt. Peki ama imdi bu kadn nasl ele geirecekti? ki Federal'in kadn bir arabann arka tarafna bindirdiini grd ve elini abuk tutmaya karar verdi. Dikkat ekmemeye alarak taksi durana geldi, srann, fosforlu krmz papyon kravat takm zenci bir taksi ofrnn taksisinde olduunu grd ve ofre, "Hey, eer istediimi yaparsan sana iki yz dolar bahi veririm" dedi. ofr ciddi bir yz ifadesiyle, "Sen yanl adam buldun birader. Ben senin sandn tiplerden deilim." "Senden bir arabay takip etmeni istiyorum." Taksi eski bir eydi ve Mrit arabann artk hurdas km olduunu grd, krmz koltuk derisi atlam ve yrtlmt. Adamn byle bir ie atlayacam dnmt. Srcnn gzleri parldad. "O zaman olay farkl, iki yz dolar bahi dedin, deil mi? Atla bakalm ieri." Mrit arabann arka tarafna geti, tam o srada yeil Ford'un yolun kar tarafna doru hareket ettiini grd ve ofre, "u yola kan yeil Ford'u grdn m?" dedi. 350 Src kafasn arka tarafa evirip ilerideki arabaya bakt. "Grdm. Gz testi falan m yapyorsun? Ben kr falan deilim Baym." "ki yz deil. O Ford'u karmazsan sana be yz dolar veriyorum." 110 BeUevue Akl ve Ruh Sal Enstits, Virginia Frank Moran bir saat boyunca bodrum kattaki dosyalar kartrd. Bellevue'ye gelmek aklna gelmi ve Kate'e bundan bahsetmemiti, ama bu ziyarete deeceini ummutu Baz dosyalan kutularndan karm ve masann zerine yaymt, ama lgn kl, kirli floresan lambalar pek iine yaramyordu. Telefon santralnn balant panelinin kapan ak brakmt, ortaya bir sr renkli teller karmt, bunu da hastabakcnn phelenip kontrole gelme ihtimaline kar yapmt. Tam baka bir kutudaki dosyalar karmak zereyken merdivenlerden inen ayak sesleri duydu. Byk bir telala belgeleri toplayp masann altna saklad. Permal sal Gary merdivenlerin bamda belirdi; tam yan yolda durdu ve ieriye doru seslendi. "Orada bir sorun yok ya?" Moran adama doru dilek dilek glmsedi ve adama eliyle karanlk tarafa gelmesini iaret etti. "Gayet
iyi gidiyor. Bir tek klar ok zayf burada, ama burada ne grdm bir bilsen, aklnn ucuna bile gelmez." "Ne?" "Fare grdm, burada fare var." "Fare mi?" "Evet efendim. Burada bir sr fare var, o yzden de haere servisini armanz gerekiyor galiba. O kk eylerden nefret ederim, beni korkuturlar. Hep beni sracaklarndan sonra da kemirgenlerin yol at o hastalklardan birine yakalanacamdan korkanm. Benim grdm koskocamand." Gary irkildi ve huzursuz admlarla merdivenlerden yukarya kmaya balad. "Ben sadece siz iyi misiniz diye sormaya gelmitim." Moran tekrar dilek dilek glmsedi. "Sen beni bo ver evlat. im biter bitmez yukar geliyorum." "Peki, tamam." Hastabakc geri geri birka adm gitti ve kapy Mo-ran'n yzne kapatmadan nce belli belirsiz glmsedi. Moran dosya ynlar arasndan eski ve kaln saylabilecek, kahve352 rengi bir dosya kard, dosyann sayfalarn evirmeye balad ve suratn buruturdu. Dosyay masann zerine brakt ve el feneriyle sayfalan gzden geirdi. Yirmi dakika boyunca dosyann iindeki belgeleri okudu ve san sayfal bir not defterinden kopanlp sayfalardan birinin arkasna ilitirilmi bir kt parasn grnce neye uradn ard. Kdn zerindeki el yazsn okudu ve yz kire gibi oldu. "sa H. Mesih." Moran yznde akm bir ifadeyle not defterinden kopanlm kda bakt ve kendi kendine, "Olum Frank, bire on bahse girerim, akllara durgunluk verecek bir ey buldun sen." 111 Washington-BaLtimore Karayolu Lou Raines'e her eyi anlattm, ta en bandan en sonuna kadar, ayrca emirlerine neden uymadm da akladm. Raines sk sk dikiz aynasndan bana bakt. Stone da dinledi, ama sylediklerime zerrece ilgi gstermedi; sulu olduuma kesin kararm vermi olduunu dndm. "Bitti mi Moran?" diye sordu Stone duygusuz bir sesle. "Size bildiim her eyi anlattm. Bir tann beni karavan parknda nasl grm olabileceini anlam deilim. Buna bir yant bulamyorum, bana komplo kurulduu dnda." Gzlerimi kocaman kocaman ap dikiz aynasndan Raines'e baktm, ama Raines baklarm grmezden geldi. Artk kendimi tutamayacak bir noktaya gelmitim. "Neden bana artk inanmadn anlayamyorum Lou?" Raines cevap vermekten kand. "imdi sence bu iin iinde bir komplo mu var?" Sesimin umutsuz ktn fark ettim. "Fleist cinayetlerinde bana bir komplo kurulduuna adm gibi eminim. Ama neden byle bir komplo kurulmu, bunu bilemiyorum, tek bildiim, bunlar Gamal'n yapm olabilecei." Raines bana "haydi oradan sen de" der gibi bakt. "Bu delice bir ey. Yemezler. Sen hi zehirli ineyle
idam edilen bir insann idamdan kurtulduunu duydun mu?" "Duymam olmam byle bir eyin olamayaca anlamna gelmez Lou." "Bu tamamen boktan bir teori" yorumunda bulundu Stone ve Lou'ya dnerek, "Sana sylemitim bu kadn deli diye. Baka kant gerekir mi?" dedi. Raines aynadan bana bakt. "Bence sen o konuyu salon ama Kate, nk bu konumaya bile demez. Gamal'a otopsi yapld, l olduu ilan edildi ve gmld." Israrlydm. "lsnn gmldnden nasl emin olabiliriz? Ga354 mal'm mezar almadan byle bir eyi nasl bilebiliriz?" Raines sklmt. "Sabrm tarma. Syledim sana, o ld." "Peki ya yazlk evdeyken aldm o tyler rpertici telefonlar kim at bana?" "Zaten gerekten telefon mu edildi yoksa bunu uydurdun mu, sen bile tam olarak emin deilsin, bunu sen sylemitin." "Ama ikinci telefondan adm gibi eminim" dedim. "Belki eminsin, ama u anda beni dndren tek ey verdiim emirlere uymaman ve yzne baka baka Cooper'a yalan sylemen." "Kt bir amacm yoktu ben sadece istanbul'daki cinayet mahallini grmek istedim Lou." "Cooper'n ban da belaya soktun. Bugn dnd, erken bir uak bulabildi." Tam Cooper'n bana nasl bir bela geldiini soracaktm ki Stone lafa girdi, "Olgular tartamazsn Moran... Lifleri bulduk ve tanmz var." Stone'a sert sert baktm. "Ben bir soruturmacym Stone. Su mahallinden adli tp kantlarnn nasl toplanacan biliyorum. Sen gerekten de benim Fleist'lar ldrebileceimi mi sanyorsun ya da artk aklna ne trl sama bir dnce geliyorsa, byle bir ey yapsam bile geriye kant brakacam m sanyorsun?" Stone, "Benim yantm yok Moran, ama senin var. Ama bana zaman ver ve en nemli sorunun yantn bulaym... Peki David ile Megan' neden ldrdn ve neden kopyac katil ldrm ss verdin bu cinayete?" Kendimi kaybetmek zereydim, eer ellerimde kelepe olmasayd Stone'un azm burnunu datrdm. Stone'un keyfi yerindeydi. "Elimdesin Moran. Artk iin bitti, neden itiraf etmiyorsun? Tatlmzn zerine bir de kocaman bir dondurma paras koyduk." "Ne dondurmas?" Stone, "Grnd kadaryla dier iki cinayeti de ayn itiraf ettii gibi Gamal ilemi. Kantlar bulduk." Kalbim kt kt atyordu, Raines'e dndm, "Bu ne kantndan bah-. sediyor?" dedim. Raines laf dolandrmad, "Gamal cesetler konusunda doruyu sylemi. Cesetleri Chinatown tnelinde
bulduk, tam onun syledii yerde ve adli kantlar zerinde almaya devam ediyoruz. Ama grnd kadaryla David ile Megan'n ldrld sralarda onun da China-town'daki cinayetleri iledii ortaya kacak." 112 "Hey, cebinde be yz dolar nakit olduuna emin misin Baym?" Ford arabay Baltimore-Washington yolunda on kilometre kadar takip ettikten sonra taksi ofr biraz phelenmi baklarla arkaya bakt. "Tabii ki var." "Kusura bakmazsan grebilir miyim? Bu taksiye her trl insan biniyor da Baym. Ortalkta bir sr dolandrc var. Ben sana sen de ylesin falan demiyorum, ama eer o yeilleri gsterirsen memnun olacam, bilmem anlatabildim mi?" Mrit'in aklnda o srada baka eyler vard ve dalgn baklarla arabann n camndan ileriye bakyordu. Taksi, Ford arabann yaklak yz metre kadar gerisindeydi ve Kate Moran' arabaya bindiren bu iki adamn Washington'a gittiinden artk emindi; byk bir olaslkla da Adalet Meydan'ndaki FBI ynetim brosuna gidiyorlard. Kadn durdurmas gerekiyordu. Peki, ama nasl? "Baym, sen beni dinliyor musun?" dedi taksi ofr. "Evet, nakitim var ve paray da greceksin. imdi Ford'u ge ve ilk cepte dur" komutunu verdi srcye. Cebinden czdann kard ve banknotlar saymaya balad. "Geecek miyim?" "Sana ge dedim. Hem de hemen" dedi Mrit sabrszlanarak. Src gaza bast, taksi sol eride geti ve Ford'un hizasndan gitmeye balad. Ford'un yanndan geerlerken Mrit arabann iine bakt. Moran' arka koltukta Federallerden biriyle grd, dieri arabay sryordu. Taksi yeniden yavalad. "Devam et!" dedi ofre. "Edemem Baym, klara geliyoruz." Mrit ileriye bakt ve ilerideki trafik klarnn yeilden sarya getiini grd. Th be! Ford'la yan yana gelmek istemiyordu. ofr hl frene basyordu, Mrit kkredi. "Devam et. Bo ver klar!" "Baym, polis byle bir ey yaptm grrse siker beni..." "Ge dedim sana, Tann'nn cezas, geersen bin dolara karyorum paray." 356 "Bin dolar m?" "Duydun ite. imdi dediimi yap." ofrn a gzll Mrit'in iine yarad; gaz pedaln kkleyen ofr, k tam krmzya dnecekken drt yol azndan geti. Mrit yz metre kadar ileride bir cep grd ve eliyle oray iaret etti. "uraya ek." "Hey, senin yznden yasalar inedim Baym, senin derdin ne?" diye sordu ofr.
Mrit czdan cebine koydu. "Planda kk bir deiiklik oldu. Sen beni burada brak." "Baym istersen seni ta Kentucky'ye brakrm, yani burada inmen gerekmiyor ille de, sen sadece bana sz verdiin binlii de yeter." Mrit taksiden darya admn att ve arabann camndan ofre bir deste banknot uzatt. "ok teekkrler." "Ben teekkr ederim." ofr desteye bakt. Mrit botaki eliyle abucak rngay kapt ve ineyi ofrn boynuna batrd. "N'oluyor be..."ofr inledi, kafas yana dt ve gzleri kayd. Mrit ofr kapsn at. Eski taksinin n taraf epey geniti, ama bilincini kaybeden adam yan koltua tamak iin epey bir manevra yapmas gerekti, ardndan da direksiyona geti. Dnp arka camdan bakt ve trafik klarnn yeil yandn grd. Birka saniye sonra da Ford nnden geti. Kate Moran dmdz ileriye bakyordu, arka koltukta dimdik oturuyordu, "ite buraya kadar kaltak kar" diyerek tkrd Mrit ve arabay altrp Ford'un peine takld. 113 Raines'in sylediklerini kaldramamtm. Gamal cesetler konusunda doru sylemi. Cesetleri Chinatoum tnelinde bulduk, tam onun syledii yerde. Bam dnd ve baylacak gibi oldum. "Sen beni dinliyor musun?" dedi Raines. "E...Evet." "Kurbanlar evsiz bir zenci ile on iki yandaki kzym, Selamet Ordu-su'nun snma evinde kalyorlarm. Chinatovvn blgesinde grlmler ve David ile Megan'n ldrld sralarda ortalktan kaybolmular." Raines'in yapt aklamann oku bende kusma istei uyandrd. "Midem bulanyor. Kenara ekebilir miyiz?" Stone ifadesizce bakt. "Merkeze varana kadar arabada kalacaksn. Senin numaralarnla uraacak halimiz yok Moran." "Numara yapmyorum. Midem bulanyor." Stone kararlyd. "Eer kusman gerekiyorsa kus, nk bu araba Washington'a varana kadar durmayacak." Raines de mdahale etmeyince kendimi yapayalnz hissettim. Ona dndm, "Ben... ben Gamal'n yalan sylediinden emindim. Metroda bir ey bulabileceimiz hi aklma gelmedi." Raines, "Ama bulduk" dedi. "Adli tp bulgularndan ve cinayetin ileni tarzndan kurbanlarn katilinin Gamal olduu anlalyor ve bylece David ile Megan'n ldrldkleri srada Gamal'n Chinatovra'da olduu ortaya kyor." Gittike artan bir panie kaprtaya baladm hissettim ve nefes alp vermede zorlanmaya baladm. "Ama o iki ayr ifte cinayeti de ilemi olabilir."
"Olabilir" dedi Raines beni onaylarcasna. "Byle bir ey her zaman olabilir. Ama emin deilim. Sen anlat, Stone." Stone, "Gamal gmerken bir metro alan tarafndan grlm, iinin ifadesi Gamal'n iddialarn destekliyor; nk ii Garaal'i o gn leden sonra saatlerinde tnelde grm. Yani onun ayn saatlerde David ile Megan' ldrm olma olasl bylece ortadan kalkyor. Ama biri ldrm." 358 Stone'un sesinde ak bir sulama vard. Masumiyetime Raines'i ikna edebilme umudunu hzla yitirmeye balamtm. "Lou, Tanr akna, sen benim David ile Megan' ne kadar sevdiimi biliyorsun. Ben onlar neden ldreyim ki?" Stone lafa girdi, iine dtm ikilemden byk bir keyif alyormu gibi bir hali vard. "Neden ldrdn biliyor musun?" "Nedenmi?" "Para iin. nk byk bir mirasa kondun da ondan." "O parann tek kuruuna dokunmadm ben. Ayrca beni mirass olarak gstermek David'in fikriydi." Stone parman bana uzatrken pis pis srtt. "Ona bu fikri alamadndan emin misin Moran?" "Cehennemin dibine kadar yolun var." Stone'la konuarak sadece zamanm boa harcyordum, bu yzden de Raines'e dndm. "Lou, katili tuvalette grdm. Yanlmyorum." Raines bana dikiz aynasndan bakt. "Grmedin demiyorum, ama havaalan polisi etrafta arama yapt ve hibir ey bulamad. Ayrca kamaya alan pheli kimseye rastlamadlar." "Baltimore Havaalan byk, kalabalk bir yer. Katil kolayca izini kaybettirmi olabilir." "Btn havaalan gvenlik personeli olaylara kar alarma gemiti ve onlara grdn adamn profili verilmiti. Gvenlik amiri eer bir ey ortaya karsa bize haber verecek. Beni dinle Kate. Biz seninle ok uzun zamandr dostuz, ama cevaplanmad srece bam byk derde sokacak bir sr soru iareti var. Ayrca senin mesleinde birinin yllar iinde bir sr dman edindiini gayet iyi biliyorum, o yzden biri sana komplo kuruyor da olabilir. Bu olas kabul ediyorum, yani seni yalnz brakyorum sanma sakn. Ama ofise varnca kaldmz yerden balayalm. Stone sen de ofise varana kadar eneni kapa Tamam m?" Stone geriye yasland, yznde hl alayc bir srt vard. "Sen ne derseu o our." "Lou, sana tamamen drst olduumu ve sadece gerei sylediimi bilmeni istiyorum." "Kapa bu konuyu imdilik Kate. imdi varana kadar biraz kafam dinlemek istiyorum." Raines dikkatini direksiyona verdi. Beni yalnz brakmadn sylemiti, ama yanmda olduunu da pek hissedemiyordum. aresiz olduumu, ihanete uradm dnyordum; Raines'in aklamalar bana ar gelmiti. Midem altst olmutu, boazm ekidi ve rdm. "Tanrm, Moran" diye bard Stone ve kafasn evirdi. Raines derdimi anlad ve arabay kenara ekmek zere yavalad. "kar onu arabadan Stone, Tanr akna! u siktiimin arabasnda koltuklara istifra etmeden dar ksn."
114 Mrit ortalama yz yirmi kometre hz yapyor ve Ford'un yz metre kadar gerisinden gidiyordu. enesindeki kk sakal skm, gzlklerini karmt. Taksi ofrnn apkasn takt ve rngay yine eline ald. Direksiyonu kontrol edebilmek iin dirseklerini kulland ve inenin ucunu kauuk tpal ieye daldrd ve rngann pistonunu ekti, hazneyi benzoyla doldurdu. imdi yapmas gereken tek ey Ford'a yaklamak ve plann uygulamakt. rngann iini doldurunca ieyi cebine att, sonra da rngay dizinin stne koydu, direksiyonu tekrar iki eliyle kavrad. Ford karayolundan ktnda iini halletmek iin gaza basp orospu ocuklarnn arabasna arkadan bindirecekti, sonra da taksiden kacak, zr dili-yormu gibi yapacak ve taksideki yolcusunun hasta olduunu syleyecekti. Hasta yolcu iin onlardan yardm isteyecek ve ite o anda, Federaller yardma gelip ofr darya karmaya alrlarken ineyle ilerinden birinin iini bitirecek, teki Federal'in iini de silahla halledecekti. Birazck tehlikeli bir i yaptn biliyordu, ama baaracandan emindi. Sonra da Moran'la arasndaki meseleyi halledecekti. ofrn ar ar horuldadn duydu, adam hl baygnd. Herhalde fazla benzo kullanmt, bu yzden de adamm fel olduunu dnd. Ama umurunda bile deildi. Elini yan tarafa uzatt ve ofrn nabzna bakt. Zayft. Ve gittike de zayflyordu. Src koltuuna srtn dayad. Hey! Bu da ne? ncecik, siyah bir nesnenin yerde yattn grd. Demir bir cop olduunu anlad; sallaynca uzayan ve sertleen yayl metalden yaplma bir ubuktu bu. Mrit ofrn bunu arabasnda kendini korumak iin tuttuunu dnd. Copu kltp cebine koydu. Federallerle urarken iine yarayabilirdi. Bir yol iaretinin yanndan hzla geti. Tabelaya gre Claremont Crossroads dmdz ilerideydi ve Eisenhower Freeway'e gelmeden nceki dnemete bir alveri merkezi vard. Ama Ford araba anszn frene basp yavalamaya balaynca kalbi duracak gibi oldu, araba ar360 dndan sert bir sa yapp alveri merkezine doru dnd. Araba bo bir park yerine doru ilerledi ve kaplar ardna kadar ald. Moran'm arabadan kp eildiini grd, sanki kusacakm gibi bir hali vard. Federallerden biri arabadan km kadnn yanna geliyordu. Bu ite mkemmeldi. Frenlere bast, saa doru viraj serte alp park yerine doru srd. Hemen hemen Ford'dan yz metre uzaa varnca yavalad. Kafasnn ii imdi motor gibi alyor, planlarn deitiriyor, yeni bir plan yapmaya alyordu ve ne yapacan artk ok iyi biliyordu, imdi btn plan kafasnda ekillenmiti. Moran hl iki bklmd, kusacakm gibiydi, Federallerden biri de yannda duruyordu. Mrit emniyet kemerinin iyice takl olup olmadna bakt ve aniden gaz pedalna bast, motor homurdand ve Moran'a doru deta aha kalkt. Birka saniyede hedefiyle arasnda el metreden az bir mesafe kalmt. Artk kadnn kaacak zaman kalmamt. Moran kafasn kaldnp arabann hzla ona doru geldiini korku dolu gzlerle fark edince Mrit srtt. ok ge, orospu. Mrit ayam gaz pedalna iyice bastrd ve araba ileriye ok gibi frlad. 115 Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayaym bir trl kusamadm. Kuru kuru ryordum, sinir, korku hep
bir araya gelmiti. Gzyalarna boulacakmm gibi hissediyordum. Lou Raines'i katil olmadma ikna edemediimin farkndaydm. "karacak msm yoksa btn gn burada m duracaksn?" dedi Sto-ne parman bana uzatarak. Tam benim yanmda duruyordu, ak halde duran arka kapy tutuyordu. Raines ofr koltuundayd, sabrszca bekliyor, parmaklanyla direksiyonda tempo tutuyordu. "iim bitmedi" dedim. Stone gerilmiti. "O zaman bir tarafn siktirtmeden yr bakalm Moran." Alveri merkezine doru baktm ve aklmdan bir ey geti. Peki ya oraya doru koarsam ne yapar? Raines seslendi, "Nasl oldu?" Stone cevap vermedi, parman bana doru sallamaya devam etti, ama bu sefer yumruunu da skyordu. "Haydi Moran. Ya kus ya da arabaya gir." Stone'dan yaklak iki adm tedeydim ve Stone'un eli hl arabann ak kapsndayd. Arl yz kilo kadar vard ve hantal bir adamd. Alveri merkezi iki yz metre ilerideydi; depara kalkarsam onun bana yetiemeyeceini dndm. Ama bileklerimde kelepeler vard ve Stone'un iyi bir nianc olduunu biliyordum. Ben daha elli adm atamadan iimi bitirirdi. Tam arabaya doru yrmek zereyken tuhaf bir ey oldu. Eski, gri bir taksinin kar taraftan bize doru an hzla geldiini grdm. Arabann n camnn gerisinden ofrn yz seilemiyordu. Grdm eye inanamyordum; taksi Ford'la arpmak zereydi. "Stone! Arkanda! diye bardm. Stone hemen elini tabancasna att. "Bana oyun oynamaya kalkma Moran." Oradan ekilsin diye avazm kt kadar barmak istedim, ama 362 herhalde Stone taksinin motorunu duymu olacak ki aniden kafasn evirip bakt, ama o kafasn evirip bakana kadar taksi tepemize kmt bile. Kendimi yere attm ve yuvarlanarak uzaklatm. Bir saniye sonra frenlerin ac feryadn duydum ve taksi muazzam, metalik bir arpmayla Ford'un iine girdi. 116 Ford'la arpmadan saniye nce, Mrit frene bast. Bylece arabann hz azald, ama arpma etkisini hissettiinde araba hl elli be kilometre hz yapyordu. GM! arpma gk grlts gibi duyuldu. Mrit bedeninin havaya frladn hissetti, taksi Ford'a arkadan bindirirken emniyet kemeri onu tam zamannda arkaya dayad. Bir an sonra, taksinin motor kapann altndan dumanlar kmaya balad. Mrit bu antika taksinin hava yastnn olmadn dnd ve byle dnmekte haklyd da. arpmann etkisiyle her taraf sarslmt, ama hl tek para halindeydi. Mthi!Sonunda becermiti.
Moran son anda yerde yuvarlanmt, ama Mrit Federallerden birinin arpmann etkisiyle havaya frlayp yan taraftaki Buick'in zerine dtn grmt. Federal arabann zerine arpm top gibi srayp yere dmt. Dieri de hava yast alnca src koltuunda skp kalmt, imdi oradan kurtulmak iin urayordu. Mrit taksiden atlayarak indi, tam o srada yerdeki Federal dorulmaya alt. aknd, bilinci tam olarak yerinde deildi, burnundan kanlar akyordu. Mrit adama arkadan yaklarken srtyordu. "Sen nereye gittiini sanyorsun?" Kurban daha arkasn dnmeye frsat bulamadan Mrit yayl copunu at ve Federal'in kafasna vurmaya balad. ini iyice grm olmak iin iki kere daha cop indirdi. Federal homurdand ve yere yld. Kafatasnn arka tarafndan parmak geniliinde kan akyordu ve akan kan yal, kzl bir glck oluturuyordu. Mrit Moran'n olay yerinde grdklerinden dehete kaplm, topallayarak katn grd. Onun iini birazdan grecekti; ama nce buradaki iini bitirmesi gerekiyordu. Diz kt, Federal'in ceketini at ve belindeki Glock silah grd. Silah belinden kard, tabanca klfnda duran iki adet ii dolu yedek arjr ve FBI kimlik kartn ald. Ayaa kalkt ve Ford'a doru yrd. 364 Lou Raines'i src koltuunda otururken grnce onu tand ve srtt. Hava yast tamamen imiti, Raines'in kafasn cama doru bastnyordu, Raines'in cama yapm suratmda bir gz yar ak, dier gz kapalyd, cama yapm dudaklarn geriye doru ekerek hava yastndan kendisini kurtarmaya alyordu. Ne komik. Ayn filmlerdeki gibi. Tabii aradaki tek fark bu sahnenin trajediyle son bulacak olmas. Mrit srtarak, "Hey, Lou" dedi. "Bak yine karlatk. eytana merhaba demeye hazr msn?" Raines ban kaldrp bakmaya alt, katilinin kim olduunu grnce gzleri korkudan fal ta gibi ald. Mrit Glock'u kaldrd ve Raines'in kafasna iki el ate etti, mermiler arabann camn ve hava yastn deldi. Hava yast fslayarak indi ve krem rengi bez kpkrmz kesildi. Mrit kendi etrafnda yz seksen derece dnd ve Moran'n yetmi adm kadar ileride olduunu, canm kurtarmak iin alveri merkezine doru kotuunu grd. Mrit kadnn peinden komaya balad. 117 ok iinde alveri merkezine doru komaya baladm. arpmay kafamda baa sarp duruyordum; taksi Ford'a arpyordu, Stone havada uuyordu, yandaki arabann stne ylyordu, oradan da bedeni yere kayyordu.www.cizgiliforum.com Ardndan taksinin src tarafndaki kaps ardna kadar alyordu. Neye uradm armtm, bulank bir ekilde taksiden bir adamn indiini grdm. Adamn kafasnda taksici apkas vard ve kaslarak Stone'a doru yrd ve Stone'un kafasna copla vurmaya balad. Kafamn iinde alarm zilleri alyordu: Bu yle sradan bir kaza falan deil. Gerisin geri sendeledim; akn gzlerle hayatmn korkun olaylarndan birine tank oldum; Lou Raines soukkanl bir katil tarafndan ldrld. Ardndan katil bana dnp bakt, ite hayatmn en byk okunu da o zaman yaadm. Bu adam uakta grdm adam. O olduundan emindim. Benim grdm adamn kafasnda gri yn bere ve enesinde sakal vard, ama imdi bere ile sakal yoktu. Derken aklmdan mermi hzyla bir dnce geti. Dernek adam klk deitirdi. Demek bu adam Gamal; demek Gamal klk deitirip
duruyor. Yoksa paranoyaklatm iin mi byle bir sonu karyorum? Ama hi de paranoyaklatm falan sanmyordum. Emin olamasam bile adam klk deitirme konusunda ne kadar maharetli olduunu gstermiti ve bu adam da Gamal'la ayn boyda ve ayn yapdayd. Katil bana doru yryordu. Ben de alveri merkezine doru komaya baladm. Mrit otoparktan geerken admlarn sklatrd. Bedeni bir atlet kadar salklyd, ayrca akcierleri hzla koabilecei kadar glyd. Moran'n alveri merkezine daldn grd. Park yerindeki birka kii dnp ona bakt, ama o tabancay ceketinin iine saklamt. Hzl hareket etmesi gerektiini biliyordu; birazdan polislerin ve alveri merkezinin zel gvenlik ekiplerinin ortaya kacaklarn biliyordu. 366 Birka saniye sonra ana giri kapma admn att ve onu havalandrma sisteminin pskrtt scak hava karlad. Gzleriyle alveri merkezinin iini tarad ve Moran'n elli metre tede kotuunu grd, derken kadm yana sapt ve gzden kayboldu. Bir avc gibi, ilerlemeden nce etraf gzleriyle kolaan etti. Alveri merkezinde birka mteri dolayordu ve etrafta gvenlik elemanlar grnmyordu; bebek arabalaryla dolaan birka anne, birka da yal mteri vard, alveri merkezinde alan birka gen de skmt dolu yz ifadeleriyle maazalarnn kapsnda duruyordu. Mrit ava balamann keyfini karyordu, birazdan Moran' avucunun iine dreceinden gayet emindi. Glock'a dokundu, elini cebine gtrd, teki cebinde de deri alt rngas duruyordu. Bu sefer onu yakalamt. 118 Stone inledi, bilinci yava yava yerine geliyordu. Yrmeye alt, bulank gryordu. En sonunda Ford'a yaslanarak dik durabilmeyi baard. Sanki kafasna balyozla vurulmutu ve ba arsndan kusacak gibiydi. Ardndan kafasndan akan svy hissetti ve kannn yere aktn grd. Tanrm. Sarho gibi sallanarak elini kafasnn arkasna koydu. Kafa derisinin para para olduunu hissetti ve elini derisine srer srmez dayanlmaz bir ac duymaya balamt. Kafatasnda krk olmamasn umdu. Yava yava, kafasnn iindeki sisler dalmaya balad ve sana soluna bakt, gzlerini krptrd. Lou Raines'in kanlar iindeki surat parampara olmu src camndan darya sarkmt. Kafasmda iki mermi delii vard; biri sol gznn stnde, dieri burnunun hemen zerindeydi, kan ve beyin paralan arabann i tarafna sramlard ve artk inmi olan hava yast da kanlar iindeydi. Stone arabaya doru akn gzlerle sendeledi. ok ge kalndn biliyordu, ama yine de Lou'nun nabzna bakt. lmt. Peki ama ne oldu burada? Tek hatrlad ey arkadan saldrya uradyd ve sonra her ey kararmt. Parampara olmu gri taksiye doru gitti; arabann motor kapa ile motoru sanki dev bir preste ezilmi gibiydi. Arabann n tarafndaki yolcu koltuunda orta yal bir zenci bilinsiz bir halde ylmt. Stone adamn nabzna bakt ama atmyordu. Arabann gneliinde duran l adamn kimliine bakt. Yoksa taksici kalp krizi geirip kaza m yapt? yi ama o zaman adam neden yan koltukta duruyor? Peki Raines'i kim vurdu? igdsel olarak elini silahna gtrd. Yerinde yoktu. Yere bakt, ama silahn hibir yerde gremedi. Kafas ardan atlyordu, ama el yordamyla cep telefonunu bulup karp bir numaray tulayabilmeyi
becerdi. Burundan gelen bir ses cevap verdi. "Norton." "Gus, benim, Stone." "Hayrola Vance? Sesin biraz komik geliyor." 368 "Ama benim glecek halim yok, Gus, buras kesin. Raines vurularak ldrld. Zannederim Moran ldrd onu ve imdi de kayor. Silahl, tehlikeli ve ne yapaca belli olmaz." "Moran m?" "Beni duydun. Etrafta tetii ekebilecek tek kii oydu. Hatta orospunun benim silahm kullandn tahmin ediyorum. Silahm kayp." "Moran, Lou'yu mu vurdu?" Stone fkeden grledi. "Sen sar msn? Sana ka kere anlatacam?" "Peki hangi cehennemdesiniz?" Stone nerede olduklarn anlatt. "Tam nmde bir alveri merkezi var. Moran oraya girmi olabilir. Ulaabildiin herkese haber ver, orada burada artk ne polisi varsa kalkp gelsin. Ayrca alveri merkezinin gvenliiyle irtibata gemeye al. Her taraf kontrol altna alnsn. Ve ben Moran' istiyorum, l ya da diri." "Hey, ar ol, Vance." "Ben ne diyorsam hemen yap. Ben hatta kalyorum. Bir de bana ambulans ar." "Yaral msn?" "Tabii ki! Gebermek zereyim ben burada! Moran kafam parampara etti. imdi sana ne diyorsam onu yap." Stone cep telefonunu kulana dayad ve kafasn alveri merkezine doru evirdi, sonra byk bir abayla tek dizinin stne oturdu. Tanrm, kafas ok acyordu. Pantolonunun sa paasn ekti ve uzanp ksa namlulu 38 mm apndaki toplu tabancasn ald. Acil durumlar iin hep yedekte tutmutu bunu. Moran' bulur bulmaz 38'liini kullanacakt, ne uyan ne de ans verecekti ama. Artk iler rndan kmt. Ayaa kalkt ve topallayarak alveri merkezine doru yrmeye balad. Her adm bin bir glk iinde atyor, her admda kafasndaki ar biraz daha iddetleniyordu. Pembeler giymi yalca bir kadnn parlak mavi boyalan dklen, kir pas iindeki eski bir Cadillac'la nnden yavaa getiini grd. Stone elini kaldrd, silahn arabaya dorulttu, ama kimliini gstermek iin elini czdanna gtrdnde yerinde olmadn fark etti. Hadi be. "FBI. Dur, kadnj" Kadn aniden frene basp durdu, korkudan elini azna gtrd. Stone arabann yan kapsn yle serte at ki yal kadn korkudan avaz avaz barmaya balad, sanki kafasnn iindeki an yetmiyormu gibi imdi de bu kadnn bartsn ekiyordu. Arabaya bindi ve arka koltukta Wal-Mart alveri merkezinin ileri dolu byk kesekatlann grd. "Sakin ol be kadn! Ben FBI ajanym. Beni alveri merkezine gtrmeni istiyorum senden."
Kadn ona akn gzlerle bakt. "Nedenmi? Sen yryemiyor musun?" ite o zaman Stone kendini tamamen kaybetti, elini kafatasnn 369 arkasna gtrd, parmaklar kanland. "Yryemiyorum tabii, nk kafamn arkasnda bombok bir delik var, kadn bak ben aranan bir sulunun peindeyim. imdi sen beni u siktiimin alveri merkezine gtr arabanla!" 119 Alveri merkezine girdim ve her eyi gze alarak arkaya baktm. Katili yaklak yz metre geride grdm. Bana doru hzla kouyordu. Kalbim duracak gibiydi. Etrafa bakndan, ama gvenlik eleman gremedim; alveri merkezi bombo saylabilirdi; ama ite tam o srada zel gvenlii alarma geirmenin hibir anlam olmadn, kendimi ele vermekten baka bir ie yaramayacan dnp komaya devam ettim. Buradan hzla uzaklamaktan baka bir ey yoktu aklmda, bir ekilde Frank' araman gerekiyordu. Cep telefonumu denedim ama telefon ekmiyordu. Toys "H"s maazasn getikten on metre sonra bir tabelann sa tarafta tuvaletler ve ankesrl telefonlar iaret ettiini grdm. Tabelay takip ettim ve koridorunun tam orta ksmmda, yryen merdivenlerin altndaki telefonlar buldum. Bozuk para karmak iin el yordamyla czdanm aradm, sonra omzumun zerinden arkama baktm, ama peimden gelen kimse gremedim. Cep telefonumun rehberinde numarasna baktktan sonra Frank' cebinden aradm. Telefon ald, ama cevap vermedi. Frank FBI'dan ayrldktan sonra cep telefonunu yannda tama detini brakmt. Ev telefonunu aradm. Ona da cevap vermedi. Kahretsin, ne cehennemde bu? Umarm kafay ekmeye falan gitmemitir. Bu sefer ona bir mesaj brakarak indiimi, onunla acilen grmem gerektiini, onu cep telefonundan arayacam syledim. Ardndan ba-' na yardm edebileceini dndm tek insan olan Josh' aramak geldi aklma. Jsh. Onur. telefonunu da cep telefonumun rehberinde buldum. Bana nasl davranacak? Bana kzp telefonu suratma m kapatacak yoksa sylediklerime inanacak m?Bunu anlamann tek bir yolu vard. Tereddt ettim, onunla telefonda konumaktan deta korkuyordum, ama sonra kalkp onun numaralarn tuladm. ikinci zilde Josl'm sesini duydum. "Cooper." "Josh, ben Kate." Uzunca bir sessizlik oldu "Demek sonunda aramaya karar verdin. Neredesin?" 371 Josh'm sesinden artk onun gznden dm olduumu hemen anladm. Raines ile Stone acaba ona katil olduumdan phelendiklerini sylemiler miydi? "Claremont Mail Alveri Merkezi diye bir yer, Doksan bein knda. Hi duydun mu?" "Tabii, Neal'in alveriini genelde oradan yaparm. Sen orada ne yapyorsun?" "Josh, bir ey demeden nce, imdi sana syleyeceklerimi dikkatlice dinlemeni istiyorum, nk ok nemli. Baltimore Havaalan'na yaklak bir saat nce indim."
Olan biten her eyi ona anlatmak iin deli oluyordum, zellikle de Raines'in ldrln anlatmak istiyordum, ama sululuk duyuyordum ve bir ekilde kelimeler bir trl azmdan kmyordu. Bu sululuk duygusunu amam gerektiini de biliyordum. Josh'n tepkisini bekledim, ama hatta hibir ses duyulmuyordu. Herhalde tutuklanmamn istendiini biliyor, diye geirdim iimden. "Seninle konumam gerekiyor Josh. Neler olup bittiini sana anlatmam gerekiyor. Hl orada msn?" "Evet, buradaym" yantn verdi Josh sesi duygudan yoksundu. Sesinden bana kar mesafeli olduu anlalyordu, aslnda souk davrandm bile syleyebilirdim. Ya da belki merkezdeydi ve o yzden de benimle rahat konuamyordu. "Sen ofiste misin?" "Hayr evdeyim. Ama bir ey anlayabilmi de deilim. Lou mu sana beni araman syledi? nk eer Paris'te braktn bavulunu aryorsan, onu yanmda getirdim ve ofiste braktm, tabii Lou'nun talimat zerine." Evde demek.Evi Gretchen Woods'dayd, yani buradan be kilometre tedeydi. Gerei azmdan kardm. "O yzden aramadm. Ben havaalannda Lou ve Stone tarafndan tutuklandm, ama katm." "Katn m?aka yapyorsun galiba? Sen deli misin? Senin derdin ne?" "Seni grdmde her eyi anlatacam. Senin yardmna ihtiyacm var Josh, beni bu byk beladan ancak sen kurtarabilirsin. Son zamanlarda benimle ilgili duyduklarnn hibiri doru deil. Biri bana komplo kuruyor, ama neden kurduunu da bilmiyorum. Ama ltfen inan, ben masumum." Yine ksa bir sessizlik oldu, ardndan Josh sakin bir sesle, "Senin neden bahsettiini bilmiyorum Kate. Dinle, seni sulamak gibi bir niyetim yok, ama Paris'ten katnda beni bombok bir durumda braktn. Lou beni geici olarak grevden ald. Soruturma yaplmasn istiyor." "ok zr dilerim Josh. Senin bam derde sokmay aklmn ucundan bile geirmedim." , Eer Josh kzaa ekildiyse o zaman olan biten hibir eyin de farknda deildi. En azndan bana admla hitap ediyor, bu da benim iin bir ey, diye geirdim iimden. Ama Lou'nun adn telaffuz ettiin372 de iimde bir eylerin koptuunu hissettim. Kendimi ne kadar zorlar-sam zorlayaym, ona Lou'nun ldrldn syleyemedim. "zr dilemek iin ok ge olduunu biliyorum, ama cinayet mahallini grmek iin benim ahsen kalkp istanbul'a gitmem gerekiyordu. Cinayetleri aydnlatabilecek bir ipucuna ulaabilmeyi umut etmitim. Ama cinayetler zlecei yerde her ey rayndan kt. Senden imdi tek isteim bana yardm etmen Josh. Gerekten de yardmna ihtiyacm var. Alveri merkezine gelip beni buradan alman gerek. Bunu benim iin yapar msn? Sana olanlan anlatmak istiyorum, belki seninle ortak bir noktada buluuruz." Hatun dier ucunda sessizlik kt, ardndan bir i eki duyuldu. "Evde olmamn bir baka nedeni var Kate. Neal hasta. Srekli olarak mide kramplar geirip terliyor. Lupus hastalmda ok grlen bir ey bu, u anda da doktor yannda, ine yapyor. Gelip seni alamam." "Neal'e ok zldm." O anda Josh'm beni kurtarmak iin yapabilecei hibir eyi olmadn anladm, yani artk tamamen yapayalnzdm. "Haklsn, orada, olunla kalman ok daha nemli. Zaten kalman da gerekir." "Kate, kendini dn, aslmda ben de dahil herkesi dn ve teslim ol. Benim iin byle bir ey yapar msn?" Sesi endie doluydu ve onun beni dndn ok iyi biliyordum, tabii bu arada ok gzel bir ilikinin
iine ta en bandan ettiimin de farkndaydm. te o anda her eyi, ama her eyi, Lou'nun ldrlmesi de dahil her eyi ona anlatmak istedim, onun her eyi bilmesini istedim. Lou'nun sahla ldrldn grdm, biri Lou'nun kafasna ate etti, bence ate eden Gamal'd. iyi ama byle bir eyi imdi ona anlatmak neye yarayacakt ki? Josh sonuta yardm edemeyecekti. Hatta bana inanmakta glk bile ekebilirdi. "Bunu dneceim" diyerek yalan syledim ve alayacak gibi oldum. "Bence" dedi Josh. "Herkesin iyilii iin yapman gereken teslim olmak." Umudumu tamamen kaybetmi bir ses tonuyla, "Gerekten de bana yardm edemez miydin?" diye sordum. "zr dilerim Kate, gerekten de edemem, zaten olumu u anda brakp gidemem. Hi kimse ve hibir ey iin." "Anlyorum... Tlab." imden kalkp ondan ayn eyi istemek gelmedi. Josh'n olunu brakp bana baka dertler almam bekleyemezdim. "En yalan polise teslim ol Kate. Haydi durma Ltfen." Ah Josh, olaylar neden bu hale geldi ki?"Dilerim Neal iyileir." "Ben de. Doktor beni aryor. Gitmem gerek." "Kendine dikkat et, Josh." "Sen de" diye geldi yant ve bir an sonra kar taraf telefonu kapatt. 120 Ahizeyi yerine koydum ve Josh'la ilgili iimde sakladm btn umutlarn uup gidiverdiini hissettim. Onda sevdiim, beendiim bir sr ey vard, ama belki de ok ey beklemitim, iimden bir ses, Josh' unut, dedi. Bu iliki bir yere gitmez. Tabii eer masumiyetini kantlayamazsan senin de gidecein tek bir yer var, o da hapishane. Umutsuzca elimi salarmda dolatrp ne yapacam dnmeye baladm. ok fazla seeneim yok. Belki de alveri merkezine teslimat yapan bir kamyona gizlice binerek buradan kaabilirim ya da belki bir araba alabilirim. yle ya da byle yakalanmam abuklatracaktm sadece. Tam Frank'n numarasn yeniden aramak zereyken gereklik duygusu zerime bir beton duvar gibi kt. Yoksa Josh hakl m? Yoksa teslim olmann zaman geldi mi? Ayak sesleri duydum, arkaya baktm ve en korkun kbusumun okuyla elim ayam tutmaz oldu. Otuz adm kadar ilerimde, gzlerimin iine bakan adam katilin kendisiydi. Mrit Toys "R" Us maazasna geldi ve sa tarafa dnd. Kendini bir koridorda buldu. Kate Moran'n bu koridora doru kotuunu grmt. Ama koridorun sonu, alveri merkezinin eitli blmlerine ayrlan yollarn kesime noktasyd. Hassiktir. Moran'n bu yollardan birine sapm olmas gerekiyordu. Mrit'in hepsine tek tek girip kmas gerekiyordu. Cebinden FBI rozetini kard, sonra da silah. ans yzne glverdi. Sa tarafa dndnde kadn orada grd, yryen merdivenlerin altmda ankesrl telefonda konuuyordu. Kadn berbat bir haldeydi, sa ba. darmadankt, gzlerinin alt morarmt. Bir saniye sonra kadn banf kaldrd ve baklar karlat. Adam kadnn aznn korkuyla aldn grnce pis pis srtt.
Kadnn ondan bylesine korkmasndan byk bir haz duymutu.
" 374 Kadn geri geri gitti, topuklar zerinde geriye dnd ve koridorda komaya balad. Mrit de kadnn peinden kouyordu. 121 Koarken geriye dnp arkama gz attm, beni ldrmek isteyen katilin nasl biri olduunu bir an da olsa grmek istiyordum. ok emin deildim, ama igdlerim bu katilin Gamal'n klk deitirmi hali olduunu sylyordu. Tabii buna benden baka inanan karsa! Adam krk adm kadar gerimdeydi ve aramzdaki mesafeyi kapatmaya alyordu, ama karsna kan bebek arabal birka annenin onun hzm kestiini grdm. imdi alveri merkezinin tam ortasmdaydm btn personel ve mteriler durmular benim kouuma bakyorlar, ama mdahalede bulunan kmyordu. Tabanlar iyice yaladm ve kendimi asansrlerden birine attm, oradan da maazalar arasndaki geni bir yoldan geip en sonunda baka bir asansrle aaya indim. Ne cehenneme doru gittiimi hi bilmiyordum. Ama katil hl peim-deydi, ayak seslerini duyabiliyordum; artk kafam evirip arkama bakmak aklma bile gelmiyordu. Yryen merdivenlerden aaya koarak indim ve inerken grei gibi iriyar bir zel gvenlik grevlisi yoluma kverdi. Elini kaldrp, "Hey! Hanmefendi! Dur, duydun mu?" dedi. O bana, "Dur, kal orada, dur bakalm Hanmefendi" diye barrken ben de bir sama bir soluma bakp adamn ne tarafndan kaacam kestirmeye altm. Gvenlik grevlisi beni ceketimden yakalad, ama ben ani bir hareketle adamn elinden kurtuldum; komaya balamtm ki bir adamn bardn duydum. "FBI. O kadn tehlikeli bir sulu." Geriye dndm ve katilin elinde silahyla gvenlik grevlisine kimlik gsterdiini grdm. Bu silah Stone'un Glock'u mu? imdi hem gvenlik grevlisi hem katil peime taklmt. Tamm, ne kadar da sama bir durumdu bu. Bir alveri merkezinin ortasnda gz dnm bir katil ve bir gvenlik grevlisi tarafndan sanki sabkal biriymiim gibi kovalandm aklm almyordu bir trl. Buradan kp kurtulmann bir yolunu bulmalym yoksa leceim. Birden iki gvenlik grevlisi daha karma kt, nm kesti. Epey hzl kotuum iin adamlarn ellerinden teet geerek syrlmay beABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
376 erdim. On saniye sonra alveri merkezinin k kapsna ulatm, nefesim tamamen tkenmek zereyken otomatik kaplardan hzla getim ve Stone'u grp tekrar oka uradm. Yal bir kadnn kulland hurdas km, mavi bir arabadan zorlanarak inmeye alyor, bir yandan da sol eliyle kafasnn arkasn tutuyordu. Durmadm ve o da fal ta gibi alm gzlerle bana bakt. Birka saniye sonra arkamdan bardn duydum. "Moran!" Tam o srada benden otuz metre gerideydi, park etmi arabalarn arasndan zikzaklar yaparak geiyordum, cierlerim yanyor, bacaklarm aryordu. Anszn iki el ate sesi duydum. Pat! Pat! Seslerin yanmdan getiini iittim, mermilerden biri ilerimdeki asfalta isabet etti, ama ben kafam eerek ve zikzaklar izerek komaya devam ettim, cierlerimin yanmasna aldrmyordum, derken park yerine geldim ve hzm yavalattm. Geriye dnp baktm ve nefesimi toparlamaya altm. Katil ile gvenlik grevlisinden eser yoktu, ama Stone seke seke gz dnm bir halde bana doru geliyordu. Yz metre kadar kotum, sonra bana ate ederek vurabilecei mesafenin dna ktm dndm. Ama tam o anda iimde bir ey koptu ve tm irademi, kap kurtulma isteimi yitirdiimi hissettim. Niin? Niin yapyorum btn bunlar kendime? Neden kendimi l-drtmeyi gze alyorum? te o an kesin kararm verdim ve Stone'a teslim olmaya karar verdim. Asfaltn zerine yldm, sanki cierlerimin ii suyla dolmu gibi bedenimden oluk oluk ter boalyordu ve Stone'un yanma gelip beni tutuklamasn bekliyordum. Perian bir halde orada yle otururken bir aracn bana doru yaklatn duydum. Alveri merkezinin zel gvenlii olabilecei geti aklmdan. Kafam evirdiimde mavi bir Landcruiser'in durduunu grdm. "Gir ieri" dedi src. Gzlerime inanamyordum. Azm bir kar ak, src koltuunda oturan Josh'a baktm. "Sar msn sen? Buraya gelebilmek iin akla karay setim Kate. Gir ieri hemen. Eer Stone biraz daha yaklarsa beni hemen tanr." Tek kelime etmeden yerden kalktm, arabaya bindim kapy hzla ekip kapattm. Josh ac ac patinaj sesleri kara kara geri geri gitti, Landcruiser'i 180 derece dndrd ve alveri merkezinden hzla uzaklat. 122 Alt dakika sonra Gretchen VVods'ta iki katl irin bir evin nnde durduk. Josh uzaktan kontroln dmesine bast. Garaj kaps ald ve Landcruiser'i ieriye srd. Briket duvarlardaki raflara boyalar ve aletler sralanmt ve bir kede eski bir buzdolab rmeye terk edilmi duruyordu. Josh, "Landcruiser'i kz kardeimden dn aldun, nk benimkini tamire vermitim. Endieleniyor musun bilmem, ama Stone epey uzakta olduu iin arabann plakasn grememitir." "Peki ya srcy grdyse?" Garaj kapsnn otomatik olarak kapanma sesini duydum, ama arabadan inmedim. "O zaman onu birazdan reniriz. Ama hi sanmyorum. Zaten havada hi polis helikopteri de grmedim,
o yzden sakinle. imdi bana orada olan bitenleri anlatacak msn? Grdm kadaryla Stone seni ldrmek zereydi." "Sadece Stone deil." Bir anda hem duygusal hem de Fiziksel olarak tkendiimi hissettim. "Uzun ve korkun bir hikye Josh, ama bana inanacandan eminim. Ama ok samimi olarak sylyorum seni olunun yanndan ayrmay istemezdim. 0 her eyden nce gelmeli, ama bana yaptn bu iyilii asla unutamam. Olun nasl?" Josh bitkin bir halde elini yzne gtrd. "Seninle telefonda konumamz bittiinde doktor da iini bitirmiti. Neal steroyid inelerini yediinde hep toparlanyor, doktor da zaten dzeleceini syledi. Kz kardeim Marcie acaba bir yardmm dokunur mu diye arad, zaten u anda yukarda, Neal'in yannda, ona bakyor. Arka sokakta oturuyor." "Birbirinize bal bir ailesiniz demek?" Josh srtt. "Yok, her zaman yle saylmayz. Ama zorda kaldunda en azndan bana ellerini uzatrlar tabii." "Peki neden fikrini deitirip beni kurtarmaya geldin?" Dosdoru nne bakt, bu soruya ne cevap vereceini biraz dnd ve sonra dnp bana bakt. "ok samimi sylyorum, bu soruya nasl cevap vereceimi bilmiyorum, belki de imdi verebilecek durumda deilim. Bam byk bir derde sokup mesleimi mahvedebileceimi 378 gayet iyi biliyorum, ama bir yandan da sanki her ey altst olmad m diye de dnyorum. Belki de Paris'te aramzda olanlarla ilgili bir ey bu. Benim iin anlamnn byk olduunu dnyorum. Sana gveniyorum ve bana her eyi anlatman istiyorum. Ta beni Paris'te brakp gittiin andan itibaren. Tamam m?" Brakp gitmek mi?Bunu yle vurgulayarak sylemiti ki, sanki ben Josh' terk etmitim ve belki de hakikaten terk etmitim, ana olaya bu ynden bakmak istemiyordum. "Peki, brakp gitmek yerine sadece gitmek desek olur mu? Bylece kendimi bir kaltak gibi hissetmemi olurum." Josh glmsedi ve Landcruiser'den inmeye davrand. "Paris'te ya-nundan ayrldktan sonra, diyelim o zaman.Mutlu musunimdi?" Kelepeli ellerimi kaldrdm. "Bunun haricinde." "Garajda bu sorunu zecek alet edevatm var. Sonra da ieri gireriz. Sen artk bir aklama uydurursun eminim." 123 On dakika sonra Josh kelepelerimidemir testeresi ve kaln birmakasla keserek ellerimden kard, sonra garajdaki bir kapy aarakmutfaktan ieri adm at. Josh ile Neal'in resimleri duvarlarda aslyd,bir tanesi okuldaki beyzbol ma srasnda ekilmiti, bir dieri de Dis-neyland'de. Nealdebabas gibi siyah sal, kahverengi gzlyd.Bakml imenlerde gayet bakml bir okalipts grdm, aacn dallarndanbirine salncak kurulmutu ve yerde san plastikten bir taneocuk kaykay duruyordu. Josh ceketini kard. "GalibaMarcie hl yukarda. Gel haydi sizitantraym." Merdivenlerden yukar karakasma kattaki bir yatak odasnagirdim. Neal tek kiilik bir yatakta yatyordu ve tpk fotoraflardakigibiydi, tabii steroyidler yznden imdi biraz imiti. Otuz yalarnda, kestane
rengi sal, ekici bir kadn da olann yannda, yatan zerindeoturuyordu. Biz ieri girince o da ayaa kalkt. "Hey, Marcie. Nasl bizim delikanl?" dedi Josh Neal'in yatanadoru yrrken. Yatak odasnn duvarlarna futboltakmlarnn posterleri aslyd ve bir deFBI beyzbol apkas ile Neal'in bir resmi vard. Raflarda FBI semboll baka hediyelik eyalar da vard; mesela bir tanesi sahtebir kimlik rozetiydi ve bence Neal babasnn bir FBI ajan olmasn ok nemsiyordu. Bakede de ereve iindeki bir resimde Josh ile oluFBI mezuniyet gnnde FBI direktryle birlikte poz vermiti. Neal bana tereddt dolu bir bak att sonra babasna dnp, "Ben iyiyim baba" dedi. Josh oluna sarld ve kz kaidesi de Josh'n koluna dokunup sakin birsesle, "Gayet iyi" dedikten sonra bana dosta glmsedi. "Doktor vcut ssna srekli dikkat etmemiz gerektiini syledi, sonra tekrararayacakm. Ama endielenecek dzm yok, rahatlayabilirsin." Josh'n yznde beliriveren byk rahatlamay fark ettim ve beni al maya gelerek nasl bir fedakrlkta bulunduunu anladm. Akl hastaolunda kalmt demek. "Teekkrler, Marcie, geldiin iin ok sa oi. 380 Size i arkadam Kate Moran' tantraym." Marcie elini uzatt. "Josh bana senden bahsetti." "Seninle tantma sevindim Marcie." Josh'n benden ne kadar bahsettiini merak ettim. "Pekiyi eyler sylememitir herhalde?" Marcie glmsedi. "Dorusunu sylemek gerekirse fazla bir ey anlatmad Sadece birlikte ahtmz syledi. Ama inan bana, Josh'tan bu kadarm bile duymak byk bir komplimandr. En keyifli olduu zamanlarda bile azndan tek kelime alamazsn." Az kalsn kalkp, "Senin kardein iyi bir insan ve ben de ona ok ey borluyum" diyecektim ama bunun dangalaka olacam dndm ve sustum. "Kzlar hemen beni ekitirmeye baladnz" dedi Josh, Neal'in yanna otururken. Olunun salarn okad ve uzanp yanandan pt. "Naslm bizim delikanl? Hayrola? Dilini mi yuttun? Bayan Moran'a merhaba demeyecek misin?" Neal yorgun gzlerle odadaki yabancya bakt, ama konumad, sadece bam sallad. "Bana Kate de" dedim. "Bakyorum futbolu seviyorsun Neal. Byynce ne olmay dnyorsun? Futbolcu mu yoksa FBI ajan m?" En sevdii konulardan laf alnca Neal'in gzleri canland ve masum masum, "Zannederim her ikisini de olmak isterim. Hem ajan hem de Redskins oyuncusu, o zaman harika olur" dedi. "Peki, ama neden ikisi birden?" "Hem kt adamlarla dvebilirim hem de ma yaparm." 1
Dnp Josh'a baktm. "Bence olunun nnde ok parlak bir kariyer dnemi var." "Yani babasnn tam tersi" dedi Josh kuru bir sesle. "Ajan olmak houna gidiyor mu Kate?" diye sordu Neal ciddi ciddi. I
"Bazen gzel yanlar da var tabu." Neal'in kalarm attn grdm, sanki ne dediimi anlamam gibi bakyordu bana, bunun zerine oturup aklama yapmaya altm. "Aslnda unu demek istiyorum, ou zaman yaptm ii seviyorum Neal. Ama baz gnler ilerim ok zorlayor." Neal kafasn sallayarak bana hak verdiini gsterdi. "Babam da zaten yle diyor, bazen seviyormu o da." "yle mi? Ama baban ok zel bir ajan. Deil mi?" Neal ciddi bir yz ifadesiyle kafasn "evet" dercesine sallad ve Josh da yznde yarm bir glmsemeyle kalarn atarak bana bakt. Marcie, "Neal ile baba biraz yalnz kalsalar olur mu? Bu arada biz de Ka-te'le mutfaa iner birer kahve ieriz" dedi. "Kahve iyi olur, teekkr ederim." Marcie odadan kt. Tam ben de Marcie'nin arkasndan gelmek zereyken Josh gz krpt. "Gvenoylamas iin teekkrler. Ben de biraz381 dan aa geleceim. Bu arada banyo koridorun sonunda, hani elini yzn ykamak falan istersen." stm bam muhtemelen darmadankt. "Her ey iin teekkrler Josh. ok samimiyim. Neal hastayken beni kurtarmaya geldin... Ne diyeceimi bilemiyorum.'' "Birazdan konuuruz." Birka saniye baktk. Tekrardan Neal'in salarm okad. "Haydi git kahveni i." 124 Banyoda elimi yzm ykayp salarm fraladktan sonra aaya mutfaa indim. Marcie kahve yapmt, gidip masaya oturdum. "Stle eker burada, al ltfen" dedi. O anda beni canlandrabilecek tek ey gzel bir kahveden baka bir ey olamazd, bir kak eker koyup stsz kahvemi aldm. "Byle zor bir zamanda, Neal hasta yatanda yatarken kardeini sokaklara srklediim iin ok zr dilerim." Ama Josh' neden sokaklara srklediimden bahsetmedim, nk onun gerek nedeni kz kardeine aklamadn dnyordum. Zaten Marcie de bir yorumda bulunmad, sadece kafasn hafife sallad. "Neal iyileecek. Bu krizleri arada srada yayor, bazen de endie verici bir hal alyor, ama her defasnda paay syryor." "Senin ocuun var m Marcie?" "ki tane, bir olan bir kz, olan be, kz sekiz yanda" dedi Marcie. "ocuklar hayatmda bama gelen en gzel ey, arada srada annelerini flceden kudurtsalar c';. Eim Dean iinden bir hafta izin ald, ocuklarla New York'a utu, bykannesi ile bykbabas grsn diye. Ben de evde kaldm, nk evde ufak tefek deiiklikler oluyor, ustalarn banda duruyordum. Senin ocuun var m?" Soruyu sorar sormaz da morard, bir eli azna gitti, teki eliyle de beni avutmak ister gibi elime dokundu. "zr dilerim Kate. imdi konuunca hatrladm. Josh bana nianlnn ve kznn bana gelenlerden bahsetmiti. Ve o srada olaylar gazetelerde okuduumu hatrlamtm." "Hi nemli deil. Zannederim sen ve Josh ok iyi anlaan kardelersiniz."
"Olduka yaknzdr. Sen bizi bir de lisedeyken grseydin, dua kim girecek diye bir kavgaya balardk, birbirimizin san ban yolardk. Josh ok iyidir, iini hep ciddiye alr ve her zaman da almtr. Bana sorarsan adam gibi adamdr, bilmem ne demek istediimi anladn m? Skdr, gvenilirdir, arada srada lgnlklar yapan bir taraf olsa da" Hayranlm belli etmemeye altm. "Josh lgnlk yapyor mu?" "Sana rock'uluk yularndan bahsetmedi mi? Springsteen hayran383 dr. ok iyi elektrogitar alar. niversitedeyken arkadalarndan birinin sevgilisinin kurduu rock grubunda ald. Gruba... dur neydi... 'Jo-anie Salt and Shakers' adn vermilerdi." Marcie glerken azn kapatt. "Ne isim ama deil mi? Ona sakn bunu benden duyduunu syleme. Bana sorarsan ben Rhythm and Blues kzym. Rock kulam trmalamaktan baka bir ie yaramaz." "Seni ok iyi anlyorum." Marcie kahvelerimizi tazeledi. Birbirimize snmaya balamtk. "Josh da bana evliliinden biraz bahsetti" dedim hafife, azn arar gibi olmamaya zen gsteren bir tavrla syledim bunu. Karlamamzdan bu yana Marcie'nin yznde hep grdm esprili ifadeden bir anda eser kalmad. "Onun iin ok zor oldu tabii. Erkeklere zor gelir, istatistik olarak erkekler boanmalar ve ayrlmalar sonrasnda kendilerini kadnlardan daha zor topluyorlar. Buna inanyor musun?" nanyordum, nk sonuta boanmann David ile Paul zerinde nasl bir zarara yol atn biliyordum. "Nasl baa kabildi?" "Boandktan sonra yaklak bir yl boyunca Josh iine kapand, bu konudan hi bahsetmedi. En sonunda tnelden ktnda, durumu iyiydi. Ama bana sorarsan o ve Carla birbirlerine hi uymuyorlard. niversiteyi bitirdikten birka yl sonra bir rock konserinde tanmlard." "Nasl biriydi?" Bu soruyu sorar sormaz Marcie muhtemelen Josh'a kar bir ilgi duyduumu anlamt, ama bunu belli etmedi. "Carla pek sk rastlanmayan trden bir kz, yar Porto Rikolu, egzotik ve ateli dersem onu ok iyi anlatm olurum herhalde. Josh kzn cazibesine kaplmt, ama kz ayn zamanda aksi, kaprisli, huysuz, bencil ve zalimdi, biraz da kafadan kontakt. Carla annelie ve evlilik hayatna uygun bir kz deildi. Derken bir gn yakkl ve zengin birine rastlad, havada takla att ve her ey bitti. Adamla San Franeisco'ya gitti, Josh'a da 'ok zgnm' diye bir mektup brakt. Oluyla vedalamad bile. Gerisini artk sen dn." "Neal iin ok zor oldu herhalde." Marcie kahvesini yudumlad ve fincan masaya koydu. "Zavall ocuk annesini ok zledi, aslmda annesinden bir annelik grmedi, ama ocuk zlyor tabii. Uzun bir sre annesinin neden gittiini anlayamad, geceleri hep alard. Ama Josh ona hem annelik, hem de babalk yapt, hani baz zamanlar yle ok kolay da oldu saylmaz." "Carla olunu hi arayp sormad m?" "ilk gittiinde, birka hafta telefonla arayp sordu, ama sonra telefonlar kesildi. Dorusunu sylemek gerekirse, bence Carla'nm knn gzelliinden baka bir derdi yoktu, kndan baka da bir eyi zlenebiJecek bir kadn deildi o," Marcie'nin sylediklerine gldm. Drste konuuyordu ve sevABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
125 Josh'a anlattm ve bitirdiimde iimi dkm olmann rahatln hissettim. Josh kafasn iki yana sallad ve derin bir of ekti. "u son drt gnde olanlarn ok garip olduuna kesinlikle inanyorum. Ama senin bam FBI'la hl byk dertte, Kate." "Bunu kafama vurman gerekmez." "Belki vursam iyi olur. Belki de teslim olmak yaplabilecek en iyi ey. Dn bunu." Kafam "olmaz" dercesine salladm. "Josh, bunu dndm. Eer teslim olursam bu soruturmay derinletirme frsatn asla bulamayacam. Kendimi hapishanede buluvereceim ya da ansm yaver giderse kefaletle tahliye edileceim, ama savcnm verecei bir kararla evimin nnden uzaklaamayacam. Bir de senin bilmen gereken baka bir ey daha var." Ona Lou Raines'ten henz bahsetmemitim. Ama her eyi tm acmaszlyla konumanm zaman gelmiti. Josh'm gzlerinin iine baktm. "Lou ld." Josh yle kalakald. Oturmu bana bakp duruyordu, gzlerini kocaman kocaman amt, ona her eyi, hatrlayabildiim en ufak detayna kadar anlatrken bana bakp durdu. Koluna dokundum. "ok zgnm Josh. Onun sana ve ailene ok yakn olduunu biliyorum." Josh alnna avucunu dayad. "Tanrm." "Sana anlattklarma inanyorsun, deil mi?" dedim. Kafasn iki yana sallad. "u anda ben sadece Lou'nun ldne inanmakta zorlanyorum." "Katil onu bandan vurdu, en ufak bir acma duymadan. Kurtulabilmesinin hi yolu yoktu. Bunu yapan da Gamal'd, adm gibi eminim." Josh yant vermedi. "Sence beni deli zannederler mi?" dedim. "Onu demek istemedim." Ama bunu dedikten sonra Josh kalarn att ve bana endieli gzlerle bakt. "Stone'a ne oldu?"4 Stone'u saldrya urarken grdm syledim. "Ama yine de bana ate etmeye alt, o yzden fazla bir eyi olmadma inanyorum. ar384 mistim onu. "Peki ya imdi? Hi aramyor mu? Hani en azndan Noel'de ya da Neal'in doum gnnde" diye sordum. "Hi. Belki gnn birinde sululuk hissedecektir, ama imdilik byle bir eyin sz konusu olduunu sanmyorum." Marcie kahvesini bitirdi. "Ben kalkp Neal'e baksam iyi olacak. Eer istersen biraz daha kahve al, ben u kardeim denilen adam getireceim. zel bir eyler konumak isteyeceinizi dnyorum." Mutfakta oturup Marcie'nin merdivenlerden yukarya kan ayak seslerini dinledim. Btn bu karmaadan kurtulabileceim bir planm olduunu zannederek kendimi kandrmtm, ama aslnda planm tutmamt. Bu hem riskli ve hem de tehlikeli bir plan ve benim Josh'n yardmna ihtiyacm var. Peki, ama
yapmak istediim eyi ya delice bulursa? Kendime biraz daha kahve koyarken Josh aaya inip mutfaa geldi. "Neal nasl?" diye sordum. "yi, yatp uyudu. Zannederim bugn onun iin epey zor bir gn oldu." Josh kahvedanlk ile fincanlara bakarken yznde gergin bir ifade vard. "Marcie sana yiyecek bir ey ikram etti mi?" "Sohbete dalmtk herhalde o yzden unutmutur, ama ben iyiyim, doru sylyorum. Peki ya sen?" "Birazck souk su isem olur. Bitkin dtm." ' "Sana su koyaym. Musluk suyu olur mu?" "Tabu." Bardana su ve buz koydum, o da benim karma oturdu, barda alnnda dolatrp kendini serinletti ve sonra endieli bir sesle, "Peki sen ne durumdasn?" dedi. "Gerekten de bilmiyorum. Biraz nceye kadar iyi olduumu zannediyordum, ama imdi kafamda bir sr soru dolamaya balad" itirafnda bulundum. "Hangi konuda?" "Masumiyetimi kantlayabilmek iin yaptm plan konusunda. Ve senden tek istediim bana yardm etmen, ama o zaman da delir1diimi zannetmenden korkuyorum."demek istiyordum. Dndke bamn zerinde kapkara bir bulut dolanyormu ve ben altnda ezili-yormuum gibi hissettim. "Her eyle ilgili. Ben yanl hibir ey yapmadm Josh, gerekten de yapmadm. Bana bu konuda inanman ok istiyorum. u son gnlerde hayatmda neler olup bittiini anlayamyorum. Her ey beni korkutuyor ve kafam bsbtn kart." Josh elimi sk sk tuttu, onun btn gcn hissettim. "Balanabilecek en iyi yer her eyin ta en badr. 0 zaman neler olduunu bala anlatmaya Kate. Btn bu samalklar belki ancak o zaman anlayabilirim. Ta en bana dn ve ne olup bitti, bana her eyi anlat" 386 pmaya ok ard, herhalde o aknlkla kafasna vurann ben olduumu sanmtr." Josh derin derin iini ekti, baz pheleri olduunu hissedebiliyordum. "Lou'ya ate edeni net olarak grdne emin misin?" "Yzn yle ok yakndan grdm syleyemem. Zamanm olmad. Ama Gamal'la ayn boyda ve yapdayd; ayrca klk deitirmiti. Zaten bu yzden onu uakta hemen tanyamadm. Onun aslnda neyin peinde olduunu tam olarak anlayamyorum." Josh kafasn iki yana sallarken yz hl kire gibiydi. "Haydi Kate. O adamn Gamal olmas imknsz." "Anlattm sana, Yeta aabeyinin idamdan kurtulduuna inandn syledi. Ayrca ben de grdm adamn o olabileceinden artk tamamen eminim." "Ne anlattn biliyorum, ama ite, grdn katilin Gamal olmasna bir trl kafam basmyor." Josh ayaa kalkt, pencereye doru yrd ve baheye bakt, parmaklarnn boumlarn mutfak tezghnn zerine koydu. Uzaklara doru bakt durdu. O srada igdsel olarak benden uzaklamaya m alyordu, merak ettim. "Ne dnyorsun?" dedim.
"Bana yardm ettiin iin piman m oldun? Paris'te aramzda geenlere piman msn,.hani belki her eyi zora soktu diye dnebilirsin?" Bana doru dnd ve kafasn yavaa sallad. "Hayr, yle bir ey aklmn ucundan bile gemedi." "O zaman dndn ey nedir?" "ki ey. Nedir bu uursuzluk ve battn bu pislikten seni nasl ekip karacaz? Bu konuda oturup biraz kafa yormamz gerekiyor Kate. Olaylara gereki bir gzle bakalm. Eer Gamal deilse, o zaman btn bunlarn ardnda kim olabilir? u anda sana di bileyen herhangi biri aklna geliyor mu?" "Stone geliyor. Ama onun kaza srasnda ok ardn grdm." Josh omuz silkti. "Ak etmemek iin ok arm da olabilir bir ekilde bu ilere karmam da olabilir. Baka biri var m?" "Biliyorum belki tuhaf gelecek sana, ama Paul var, yani ayrldm kocam, son aylarda bana kar akl almaz lde tuhaf davranyor. Sal-drganlat, bana tehditler savurmaya balad." "Sence byle bir iin iine girebilecek biri mi?" Bu soruya yant vermeden nce uzun uzun dndm. "Eskiden olsa byle bir soruya hemen 'hayr, yok' diye cevap verirdim ama imdi pek emin olamyorum. Sanki Paul' hi tanmamm gibi. O artk tmyle farkl biri. Onunla ilgili bir ey daha bilmen gerekiyor. Bundan alt yl nce Washington'da Gamal'n ifte cinayet vakalarndan birinde alt, o yzden Gamal'n cinayet yntemlerini ve iledii sularn ayrntl dkmn biliyor. Paul ayrca u anda izinde ve onun u anda 387 nerede olduunu bilen yok. Onun en son Dulles Havaalan'nda grldn rendim." Josh alnn krtrd. "Bu da ok ilgin bir tesadf." Ayaa kalktm. "Baz sorularmza yant olabilecek bir fikrim var." Bir kam kaldrd. "Dinliyorum." "Gamal'n mezarn aalm." "Sen benimle aka yapyorsun galiba?" "Onun gmldnden kesinlikle emin olmalyz. Baka yolu yok." Josh akn gzlerle bana bakt. "Byle bir ey yaparsak ikimizin de ba fena halde derde girer." "Bana yardm edecek misin? Ha, bir de bana cevap vermeden nce, eer bana hayr dersen bunu anlayla karlayacam bilmeni istiyorum." Josh bir elini itiraz edercesine kaldrd. "ok fazla ey istiyorsun Ka-te. Dnmem gereken olum Neal var. Onun da ii gc olan bir babaya ihtiyac var, FBI'dan atlm isiz bir babaya deil. O benimle gurur duyuyor. Benim iin hi nemli deil, ama iten atlmam onun zerinde ok kt bir etki yapabilir." Baparma ile iaretparman kaldrd ve iki parmak ucunu birbirleri arasmda ok az bir aklk kalacak kadar yaknlatrd. "Zaten olan bitenler yznden sulanp iten atlmama bu kadar kalmt." Josh'n isteimi reddetme gerekesini gayet iyi anlasam da suratma amar yemi gibi olmutum, ama
yine de hissettiklerimi ona belli etmedim. Ondan benim iin kariyerini mahvetmesini bekleyemezdim. Hatta hapse bile girebilirdi ve zaten bana yeterince yardm etmiti. "Anlyorum. Kt bir ey hissetmiyorum." "Peki, imdi ne yapacaksn?" "Bu ii kendi bama yapmaya alacam. nce biraz dinlenmem gerekiyor eer izin verirsen. Sonra hava kararnca; yakandan deceim." Yaadm onca stres ve yaptm yolculuklarn yorgunluunu hissetmeye balamtm; sanki iliim kemiim ekilmi gibiydi. Josh kafasn iki yana sallad. "ok kavgacsn, biliyor musun?" "Annemden gemi bana ocuu kendi bana bytt de ondan." "Gereki ol Kate. Vazge bu iten. Byle bir eyi tek basma yapamazsn." "Belki yapamam, ama en azndan deneyebilirim." 126 Josh beni misafirlerin kald yatak odasna gtrd. Neal hl uyuyordu ve Marcie gitmi, giderken o gn akamst dneceine sz vermiti. "Kt haber, bu oda evin en kt odas. Yandaki komularn liseye giden ocuklar heavy metal almaya baylyorlar." "Hi merak etme, u anda ip zerinde bile uyuyabilirim." Josh'm yznde dalgn bir ifade belirdi, sanki bir ey kafasn kurcalyor gibiydi. "Fikrimi deitirebilir miyim?" "Hangi konuda?" diye sordum. "Mezarla gitme konusunda" "Olmaz, gerekten de artk senin bamn derde girmesini istemiyorum Josh." "Batt balk yan gider derler, artk hibir ey umurumda deil. Ayrca, senin byle bir eyi kendi basma yapamayacana karar verdim. Bu konuda ok katym." arp kalmtm. "Aniden fikir deitirmenin nedenini merak ettim, renebilir miyim?" Josh iini ekti ve gzlerimin iine bakt. "imden bir ses o mezarla gidersem bamn derde gireceini sylemeye alt almasna ama bir ie yaramad. Eer kendime kar drstsem ki bana da yakan o olmaldr, senin doruyu sylediine inanyorum. Bu da zaten her eyi zetliyor." "Bana da yakan o olmaldr dedin." te zaten benim de iitmek istediim byle bir eydi, ayaa kalktm ve ona sarldm. Yanam pcklerle doldurdu, sonra boynuma inip beni boynumdan pt. Kar koymadm. Yumuak ve sevgi dolu pyordu, anszn dudaklar dudaklarmla bulutu. Uzunca bir zaman orada durup ptk, onun kollarnda bir ileri bir geri sallanp durdum; yeniden bir erkein kollarnda olmak, onun tarafndan sevilmek, korunmak bana ok iyi gelmiti. En sonunda pmeyi braktk. "Sen iyi misin?" diye sordu Josh. "Byle bir eyi tekrar balatmak niyetinde deildim" yantm verdim.
Srtt. "Ben de yle, ama hissettiklerim ok gzeldi. yle gzeldi ki, 389 tekrar yapmak isterim. Farkl artlar altmda, benimle sevimeni bile isteyebilirim senden." "Farkl artlar altmda, kabul edebilirim." Josh'n yzne dokundum. Elini uzatp elimi tuttu. "imdi Neal'in yaranda kalmam gerekiyor, nk Marcie'nin de biraz dinlenmesi gerekiyor. Olumun iyi olduundan emin olmak istiyorum." "Anlyorum. Sen iyi bir dostsun, Josh Cooper." Bana gz krpt. "Ve sen de iyi pyorsun. Seni saat dokuz gibi uyandrmam ister misin? Bylece alt saat uyumu olursun." "Peki ya Neal? Biz gittiimizde o ne olacak?" "Marcie onunla kalr." Josh odadan kmadan nce dnp bana bakt; yznn endieli olduunu fark ettim. "Tann'dan tek dileim mezarlkta yakalanmamak yoksa bu olaydan sonra sepetle cehenneme doru yol alrz." "Fikrini deitirmek iin hl zamann var." Kafasn "hayr" dercesine sallad. "Ben kararm verdim. Haydi sen biraz uyumaya al." Bana gz krpt, sonra usulca odadan kt, kapy sessizce kapatt. Yorgunluktan gebermek zereydim hemen yataa serildim. Sonra tekrar Amerika'da olduumu hatrladm ve Stone'un cep telefonu sinyallerinden yerimi tespit edebilecei aklma geldi; nk cep telefonunu kullanmasam bile alc merkezlere kendisini tantan bir iaret gnderiyordu. Telefonu kapattm, SM kart ve pili kardm. Bylelikle telefon sinyal gnderemeyecekti. Daha sonralar, eer cep telefonumu kullanacaksam konumalar ksa tutup, konutuktan sonra SM kart ve pili hemen kartrdm. Kafamm ii Josh'a Stone ve Paul hakkmda sylediim eylerle meguld, ikisinden biri bu iin iinde olabilir miydi? Peki, ama neden? Kafamdaki sorunlar bir kenara brakp uyumay denedim. Tekrar yataa uzandm ve gzlerimi yumdum. Yumar yummaz da dudaklarmzn bulumasn, Josh'n nefesini boynumda hissediimi ve byle bir olaylar zincirinde barolde oynamak iin nasl bir hata yaptm dndm ve dnrken uyuyakaldm. Altnc Blm 127 Claremont Alveri Merkezi, Virginia Alveri merkezi kameralarn bulunmad bir film setini andryordu. Stone alt tane erif arabas, iki ambulans sayd, birka helikopter de havada dolanyordu. Helikopter pervanelerinin grltleri de onun ba arsn hafifletmeye yetmemiti; salk grevlilerinden biri kafasn bantlam ve onu hastaneye gtrmek iin srar etmiti, ama Stone kabul etmemiti. Salk grevlisi, "inat etmeyin, kafatasnzda bir sorun meydana gelmi olabilir, efendim. Rntgen ektirmelisiniz" dedi. "Sonra ektiririm, imdi yapacak iim var" dedi Stone stne basa basa Salk grevlisi kzp, "Kafan hakikaten de odun gibiymi" dedi.
Stone park yerindeki bo yere doru ayaklarn srye srye yrd, neye uradn aran salk grevlisi arkasndan az bir kar ak bakakald. imdi havada nc bir helikopter vard, Bell helikopter inie geiyordu, Stone kafasn kaldrp helikoptere bak, helikopter siyah asfalta desteklerini koymadan nce havada bir tur att. Pervane motorlar durunca, uzun boylu, kambur bir adam helikopterden indi. Adamn arkasndan Gus Norton geliyordu, ileriye doru kotular, kafalarm pervanenin altndan geerken ediler. Stone elini Washington ynetim brosundan Ajan Bob Fisk'e uzatt, iki adam birbirini ok uzun bir zamandan beri tanyordu. "Buraya bu kadar abuk geldiiniz iin ok teekkr ederim efendim." Fisk yakld, sert yz hatl, Harvard mezunu biriydi. Ayrca sa solu belli olmayan ve dikkatli davranlmas gereken bir pislikti. "Tanr aslana burada ne oldu byle? Buras sava alanna dnm." Fisk, Stone'un bandajl kafasna, ambulanslara ve sak grevlilerine, arpm iki otomobil ile stleri rtl taksi ofrnn ve Lou Raines'in cesetlerine bakt. Alveri merkezine alveri yapmaya gelenlerin ve maazalarda alanlann oluturduu kalabalk yerel polis ve alveri merkezinin zel gvenlii tarafmdan olay yerinden uzak tutuluyordu. 394 Stone, Fisk'i arpma yerine doru gtrd. "Size gstereyim efendim." Lou Raines'in kafasndan rty ekti. Kafas bir tarafa kaymt, az akt. Fisk cesedi inceledi. Duygulanmt, sesi bouk bouk kyordu. "Lou'yla ayn tarihlerde katlmtk FBI'a" dedi, "hatta ayn zamanlarda mezun olmutuk. O benim gerek dostumdu, sapma kadar da iyi bir adamd. Bu vahetin sorumlusunun kim olduunu ve bu vaheti neden yaptn biliyor muyuz?" Stone rty tekrar rtt. "Ajanlarmzdan biri olduundan phe etmekteyiz." Fisk neye uradm armt. "Bu da nereden kt?" "Ad Katilerine Moran." "Ben Moran' tanrm. Sen onun Raines'e ate ettiini gzlerinle grdn m?" "Hayr efendim. O srada aldm darbeden dolay bilincimi kaybetmitim. Ama olay yerinden katn biliyorum ve u anda da kayor. Zannederim benim silahm da ald ve belki de onu Raines'i ldrmekte kulland. Onun alveri merkezinden kayla ilgili gvenlik kameras grntlerini edindiimizde ayrca konuuruz. Hemen hemen her yerde kameralarnn olduunu sylyorlar." "Peki Raines'i neden ldrsn ki?" "Bunu henz bilmiyoruz efendim" yantn verdi Stone. "Peki buradaki cinayetle ilgili kamera grntleri var m?" diye sordu Fisk. "Herhalde kameralar buraya kadar ulamyorlardr. Kameralar sadece alveri merkezinin evresini grntleyecek ekilde kurulmular, giri ve klar ve de birka park yerini." Fisk iini ekti ve alveri merkezinin ne kadar geni bir alan kapsadn dnd. "Peki ya tanklar var m?" "Park yeri olayn olduu srada bombo saylrd ve ortaya kp da olay grdm diyen de olmad." Stone bandajl kafasna eliyle dokundu. "Ate edilirken bilincim yerinde deildi, bu yzden de emin
olabilmemiz iin Lou'nun kafatasndaki mermilerin balistik incelemesini bekleyeceiz." Fisk bu sylenenlere pek itibar etmemi gibiydi. "Ben byle bir eye inanamam. Ajanlarmzdan biri. Pek mantkl gelmiyor bana" "Moran'dan bakas deildi efendim. Yoksa neden kasn ki? Onu kovaladm, ate ettim ama emirlerimi ciddiye almad ye kat." "Her eyi tek tek anlatsan iyi olacak. Alveri merkezine vardnda tam olarak ne grdn?" "Moran'n mavi Landcruiser'in n koltuuna oturup hzla uzaklatn grdm. Bulunduum yer ok uzak olduu iin birinden yardm m ald yoksa srcy rehin mi ald, gremedim. Yollan helikopterlerle 395 taryoruz, ama u ana kadar ne onu ne de Landcruiser'i bulabildik." Fisk arm grnyordu. "Neye inanacam arm durumdaym... Lou'nun soukkanl cinayetine mi yoksa Moran'n elimizdeki en nemli pheli olmasna m? Bu kadmm bir psikiyatrik gemii var m?" "Gemite terapi grdn biliyorum" dedi Stone. "O ok nemli deil. Memleketin yars terapi gryor. Nianls ve nianlsnn ocuunun Gamal tarafndan ldrldn biliyorum. Moran son zamanlarda psikolojik olarak garip davranlar, tutarszlklar gsterdi mi? Herhangi bir ekilde dengesizlik yapt m?" "Belki siz de Gamal'n iddiasn duymusunuzdur, Gamal, Bryce cinayetlerini ilemediini sylemiti." Fisk ban sallad "Bunu Lou'dan duymutum, peki ama bunun btn bu olaylarla ilgisi ne?" "ey, siz bana Moran'n psikiyatrik gemii var m diye sordunuz. Bu sabah Moran, Lou'ya Gamal'n idamdan kurtulmu olabileceine inandn ve btn bu kopya cinayetleri onun ilediini dndn syledi." "Ne? Sen benimle dalga geiyorsun galiba?" "Bu kadn deli efendim. Ama siz olaylarn dndaydmz, o yzden kardnz taraflar size anlatmama izin verin." Stone ayrntlar anlatt ve Kate Moran'n Baltimore'daki tutuklanmasyla balayp alveri merkezindeki cinayete kadar her eyi anlatt. "Bilmem Lou size syledi mi, ama benim teorim nianls ile nianlsnn kzn Moran ldrd. Biz kendisini Fleist'larm ifte cinayetini iledii phesiyle tutukladk ve bence tutuklanmas onu byle ldrtt." Fisk dehete dm bir halde kafasn iki yana sallad. "Lou hibir eyden sz etmedi." "Bir de bir gerek var, Moran ile Lou yakn arkadatlar ve Lou bizim ekipten birinin cinayet ileyebilecei gereini kabullenmede zorland. Ama ben Moran' ilenen sula ilikendiren bir kant ve bir tank buldum." "Devam et." Stone her eyi abarta abarta anlatt, o anlattka Fisk aknlktan donakald. "Btn bunlar ilk kez duyuyorum. Peki, btn bunlar neden benim kulama gelmedi?" "Bence Lou inanamyordu." Stone, Raines'in cesedine bakt. "Maalesef, eer inansayd imdi hl yayor olacakt. Eer benim grm sorarsanz, Moran imdi btn foyalarmm ortaya dkldn ve bizim de onun peinde olduumuzu biliyor. Bu sahne de bunu kantlyor."
Fisk l srcy parmayla gsterdi. "Peki btn bunlarda bu ne rol oynad?" "Salk grevlileri onun kalp krizi geirip aracn hkimiyetini kaybetmi olabileceini dnyorlar. Anlald kadaryla Moran arpmay kamas iin bir frsat bildi." Fisk dudaklarn bzd ve avucuna 396 yumruuyla vurdu. "En ge bugn leden sonra btn bu olaylarla ilgili bir raporu masamda grmek istiyorum. Bu ii kiisel olarak ben stleniyorum, anladn m?" "Anlyorum efendim." Fisk helikoptere doru dnd. "Seni bu soruturmayla grevlendiriyorum Stone. Moran'n tutuklanmasn istiyorum. Ne gerekirse yap." "Evet efendim." Fisk hekoptere doru yrrken Stone bandajl kafasn eliyle tutup Norton'a, "Moran'n yardma ihtiyac olacak. Bu durumda kime koabilir?" dedi. "Sen onu benden daha iyi tanyorsun." Stone parmaklarn ktrdetti. "Onun erkek kardei vard. Evini dikizle, yirmi saat izle, haydi hemen. Kardeiyle temasa gemeye alabilir. Cooper nerede? Elimizdeki btn ajanlara ihtiyacmz olacak." "Lou onu kzaa ekmiti unuttun mu?" "Nerede oturuyor?" diye sordu Stone. "Gretchen Woods'un oralarda bir yerde." Stone adresin neresi olduunu rendiinde kalarn att. "Buras arabayla on dakikalk bir mesafe." "E ne yapalm?" "Onun Moran'la aras iyi gibiydi, deil mi? Cooper'n arabas ne marka?" "Eski bir BMW." "Bundan emin misin?" "Eminim, neden?" Stone dnceli dnceli enesini ovuturdu ve dilerini gcrdatt. "nk aklma baka bir ey geldi, o yzden. Onun ak adresini bul." "Herhangi bir gereke belirtecek miyim?" "Samalama, onu ziyarete gideceiz." 128 Richmond, Virginia Lucius Clay, Richmond'un kuzeyindeki evinin bahesinin n tarafndaki glleri budamakla meguld.
zerinde dirsekleri deri yamal byn hrka vard, ayana eski izmeler giymiti ve glleri budarken yan taraftaki kulbelerinde Alman oban kpeklerinin havladm duydu. Mavi bir Camarro garaj yolunun nnde durdu ve bir adam arabadan indi. Clay eve doru yaklaan bu adamdan phelendi. Kpekler delirmi gibi havlyorlard. Mlknn drt bir tarafnda gvenlik kameralar vard; eski ya da yeni mahkmlardan biri gelir de hesap sormaya kalkar diye evin her tarafna silahlar gizlemiti. Ziyareti uzun san arkadan atkuyruu balamt, yz iekbozuuydu ve eski bir mahkmu andryordu. "Olduun yerde kal Baym" diye seslendi Clay. Adam glmsedi. "Gzel bir bahe. Bu gller de ok zel." Clay ziyaretisini bezgin baklarla batan aa szd. "Eer bir ey satyorsan karm mutlaka almtr. Eer almamsa eminim ihtiyacmz da yoktur." "Mdr Clay! Ben satc deilim. Adm Doktor Frank Moran, eski bir FBI mensubuyum." Clay bu adam daha nce bir yerlerde grdn dnd ya da bir artiste benzetiyordu. Neydi u, Tommy Lee Jones mu? Ama bunun incecik atkuyruu sa vard. "Seni tanyor muyum?" "Hayr, ama kz kardeimi tandnza eminim, kendisi Ajan Kate Moran'dr. Acaba konuabilir miyiz Beyefendi?" Clay slk ald, kpekler sakinletiler. "Kimliiniz var m Dr. Moran?" Adam src ehliyetini buldu ve cezaevi mdrnn grmesi iin czdann ak tutup gsterdi. Clay kimlii inceledi, ama hl dikkatliydi. "Hangi konuda konumak istiyorsun?" Moran ehliyeti pantolonunun arka cebine koydu. "Eer size birka soru sorabilirsem ok memnun olacam, Mdr Bey. Bana yardmc olabileceinizi dnyorum." 398 "Btn bunlar sana Yzba Tate mi syledi?" "Evet Mdr Bey, o syledi." Clay derin bir of ekti. "O zaman Tate'in ok byk bir d gc varm da bizim haberimiz yokmu. Doktor Moran, idama mahkm olmu biri infazdan hibir ekilde kurtulamaz. Bir sr ihtiyat tedbirleri alnr. u yazdm sylediin akademik kt da neyin nesi?" "Saygn bir tp dergisi" dedi Moran ylesine. "Bir gn bu konuyu Ka-te'e amtm o da sizin fikrinizi renmemi nermiti bana." Clay kpek kulbelerine yrd, o yaklarken kpekler alamakl sesler kardlar. "Bayan Moran'n yurtdnda olduunu sylemitin, deil mi?" "Evet, yle dedim." "Ne zaman dnecek?" Moran, "Tam bilmiyorum. Neden sordunuz?" dedi. Clay kafasn iki yana sallad. "Gerekesi yok. Ama senin tartmana dnecek olursak, idama mahkm edilmi birinin idamdan kurtulmas imknsz. l numaras yapamaz. Byle bir ey olamaz."
Moran, "ierideki yneticilerden birinin yardm varsa peki?" dedi. "Birinin yetkisini yasad olarak kullanabilecei aklma geliyor. rnein sizin konumunuzdaki birinin, Mdr Bey. Eer isterseniz byle buseyi gayet gzel yapabilirsiniz." Clay kpek kulbesinin nnde durdu ve ziyaretisine ters ters bakt. "Sen ne ima etmeye alyorsun Doktor?" Moran cezaevi mdrnn srarla ona bakmay srdren gzlerine dikti baklarn. "Ben sadece varsaymlardan bahsediyorum. Tate byle bir eyin sadece ieriden bir yardmla mmkn olabileceini syledi. Ben de fikrinizi renmek istedim." "Fikrimi rendin ite" dedi Clay serte. "Yani siz imdi bana bir cezaevinde sizin gibi yksek rtbeli bir grevlinin yetkisini suiistimal edeceine inanmadnz m sylyorsunuz Mdr Bey?" Clay Moran'n sabit baklarndan gzlerini kard, sonra tekrar dnp Moran'a bakt, bu sefer baklar phe doluydu. "Tate'in istedii gibi dnme zgrl var. Bir ey sylersem, bir mahzur olur mu acaba?" "Katiyetle." "Bence bu grmenin birtakm akademik almalarla hi ilgisi yok, peki sence ben neden byle bir hisse kaplm olabilirim?" Moran basite, "Neden byle bir hisse kapldnz Mdr Bey?" dedi. Clay pervaszca konutu. "nk kafamda bir bok detektr var da ondan. Sen imdi bana martaval okumay brak da derdin ne onu syle bana. Bana kalrsa sen buraya belli bir amala geldin, deil mi Doktor?" Moran kafasn evirip Alman oban kpeklerine bakt; hayvanlar 399 onu byk bir ilgiyle seyrediyorlard, sonra, kafasn kaldrp Clay'e bakmadan nce ayakkabsyla birazck akl eeledi. "Sylediklerime ok dikkat ettiimi dnyordum, ama grdm kadaryla bundan sonra ihtiyatl konumam zor olacak. Sylentilere baklrsa Islah le-ri'yle banz dertteymi, nk lm cezasnn bir faydasnn olmadn dnyormusunuz. Kendi idarenizde bulunan mahkmlarn lm cezalarn infaz etmede etik sorunlar yayormusunuz." "Ben bu szlerle nereye varmaya altnz anladm sanmyorum." "Ben sadece iittiim bir dedikodudan bahsediyorum" dedi Moran. "iittiklerim doru deil mi yoksa?" Clay kpkrmz kesildi. "Yani sen imdi benim birtakm kiisel inanlarmdan dolay idamn infazna mdahalede bulunabileceimi mi ima etmeye alyorsun?" "Siz syleyin Mdr Bey." Clay'in tepesi atmt. "Ne syleyeceim? J3u senin kafandan ktysa epey komik bir ey uydurmusun diyebilirim sadece." Moran srarlyd. "Peki ya Constantine Gamal'n idam konusunda ne diyeceksiniz? Bu idamda siz neler hissettiniz?"
"Sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun Moran ve ayrca neden bu konular seni bu kadar ilgilendiriyor? Yoksa azmdan kan cmleleri arptan gazetelerden biri hesabna m alyorsun? Bence yle." "Bu konuda baltay taa vurdunuz Mdr Bey" dedi Clay serte. "Artk syleyecek bir eyim yok. Ayrca senin ne ima etmeye altn da bilmiyorum, tabii szlerimi arptmaya alman dnda. Bakasnn zel mlkne girdin Moran ya da her ne boksan. imdi zel mlkmden hemen kman istiyorum yoksa kpeklerimi salarm seni ta arabana kadar kovalar." "Ben gazeteci deilim Mdr Clay, doru sylyorum. Eer bana birka dakika daha konuma frsat verirseniz, aklayacam." "Sana k git dedim." Clay kpek kulbesinin kancasna elini gtrd ve tel rgl kapnn kancasn yukar kaldrr gibi yapt. Moran, Clay'in yzndeki buz gibi kararll grd, parmayla alnna dokunarak mdr alayl bir ekilde selamlad. "Her neyse Mdr Bey. Merak etmeyin, ben kendi yolumu bulabilirim." 129 Gretchen Woods, Virginia Uyumaya altm, ama bir saa bir sola dndkten sonra sersemlemi bir halde yataktan kalktm. Gzlerimin nnde Paris ve stanbul'da grdm korkun grntler belirip duruyordu: Jupe'a ate ettiim aklma geldi, sonra gzlerimde hunharca katledilmi Yeta ile bekilerin cesetleri canland. Yzleri gzlerimin nne gelip duruyordu. Ter iinde kalmtm. Sonra aklma Josh geldi. Bana yardm ederek byk bir cesaret rnei gstermi, hatta kariyerini bile tehlikeye atmt. Ona fazla bir seenek tanmadm dnerek sululuk hissettim. Aniden garaj yolunda bir arabann durduunu iittim, ardndan arabann kaplar alrken kan ses ve patika yoldaki ayak sesleri duyuldu. Kalp atlarm hzland. Yataktan kalkmay ve pencereden danya bakmay dnrken Josh'n yukanya koturduunu iittim. Kapm aniden at, yz kire gibiydi, sesi endie doluydu. "Stone ile Norton, evin nndeler." Hemen ardndan da kapnn zilinin alndn iittik. Kalbim yerinden oynad. "Burada ne ileri var?" Josh'n alnnda boncuk boncuk terler birikmiti, terleri elinin tersiyle sildi. "Bilmiyorum Kate. Ama bu odadan kma, ses de karma." Josh aaya inerken korkudan elim ayam kesilmiti. n kapy atn duydum ve holde aralarnda bir eyler konuuyorlard, ko-numalan bana mrlt halinde ulasa da normal bir tondayd, yle barp armyorlard. Neler konuuyorlar acaba? Josh'n uyarsna ramen yava yava kapya yaklarken Neal'in asma kattaki odasndan ktn grdm. ocuk pjjamalanylayd ve karsnda beni grnce ard, yksek sesle, "Babam nerede?" dedi. Donup kaldm; ocuun sesi aadan duyulabilirdi. Panie kaplver-dim, ne yapacam bilemedim; sonra tehlikelerden kurtulma igdm harekete geti. "Neal, kprdama tatlm. Baban imdi yukan geliyor..." "Hemen gelsin ama. Karnm ok acyor."
401 Tanrm. Peki ya Neal imdi aaya inip benden bahsederse ne olacakt? "Kate neden hl yukarda baba?" Byle bir eyi dnmek bile istemiyordum. ocuk merdivenlere doru adm att, ama hemen elini tuttum. "Neal, tatlm, n'olursun dediimi yap." Ama ocuk dinlemiyordu. Elini kurtarmaya alt, sonra da alamaya. "Neal, hibir yere kmldama" dedim fsldayarak. "Olmaz, ben babam greceim..." ocuun aaya inmesine izin vermek lmeyi gze almak demekti. ocuun elini aldm, ama bu sefer benden kurtulmak iin elini ektiinde fsldayarak, "Ben kk kzken hasta olduumda ne yapmay severdim, biliyor musun?" Neal elimden kurtulmaya almaktan vazgeti, kafas karmt, ama alamaya devam ediyordu. Kafasn iki yana sallad. "Ben babam grmek istiyorum." www.cizgiliforum.com Sonra szlanmaya balad. Sesimi olduka alak tutmaya altm. "Neal, baban aada alt yerden gelen birileriyle ok nemli bir ey konuuyor, rahatsz edilmemesi gerekir, ama baban sana gz kulak olmam syledi, karmmn iyilemesi iin ne istersem yaparm. stersen ovarm. Annen senin kanm hi ovdu mu?" Neal bana bakt, ne cevap vereceini bilemiyor gibiydi. Elimi uzattm ve ocuun karnn yumuak yumuak ovmaya baladm. "Anne sana eer iyi ocuk olursan srpriz yapacana hi sz verdi mi?" te bu ocuun ilgisini ekmiti. Neal gzlerini kocaman kocaman at. "Ne tr bir srpriz?" "Kocaman bir srpriz." Kk kk dairler yaparak olann karnn hafife ovmaya devam ettim. "Gzel mi canm?" Olan ban sallayarak onaylad ve uykulu uykulu sol gzn ovuturdu. "Evet, ama ben babam istiyorum." "Biliyorum istiyorsun, ama ok sessiz olmamz gerekiyor Neal." "Karnm hl acyor." "Biraz daha ovarsam ok iyi gelecek. Ve eer sessiz olursan sana ok gzel bir srpriz sz verebilirim. ster misin canm?" Neal ban sallad, hallolmutu. Birden aadan gelen seslerin ykseldiini iittim. Stone bizi duydu mu yoksa? Peki, ya yukar gelirse? Kafamdan bir ka plan gemeye balad. Sama soluma bakndm ve yan tarafta bir pencere grdm, elimle oray gsterdim. "O pencerenin dnda ne var Neal?" "Bahe." Pencerenin zar zor da olsa geebileceim byklkte olduunu grdm. Ama Neal'in doruyu sylediinden emin deildim. Arabayla buraya gerken Josh'n evinin grdm kadaryla krokisini gzmABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
402 de canlandrmaya altm ve pencereden aasmm beton zemin olabilecei ihtimali aklma geliverdi, rperdim. Ama eer i oraya gelirse, aaya atlayacam. Stone yukarya gelmesin diye dua etmeye baladm. 130 Stone kap zilini yeniden ald, Norton yanndayd ve buzlu camn ardnda birinin silueti belirdi. Cooper kapy at, zerinde eofmanlar vard. Stone o ok nadir glmsemelerinden biriyle glmsedi. "He>, Ccojj, rahatsz ettiimiz iin zr dilerim. Ama buraya yalan bir yerdeydik, u& rayp bir ey konualm dedik." "Ne hakkmda konuacaksnz?" dedi kalarn atarak Cooper. "BaK, olum hasta. Daha sonra olur mu?" "Zannederim olmaz. ok acil bir sorunumuz var" yantn verdi Stone herhangi bir aklama yapmadan ve Cooper'a gzlerini dikti. "Bizi ieri buyur edecek misin, Coop?" Cooper skmtl skntl iini ekti. "Dedim size, olum hasta diye. Btn gece onunla uratm..." Norton lafa girdi. "Sen bizi dinlemiyorsun, Coop. Vance bir ey acil diyorsa o ey acildir. Konu Moran'la ilgili." "Ne olmu ona?" Stone Cooper'n tepkisini lt. "Eer bir mahzuru yoksa bu meseleyi ieride konumak isterim." Cooper isteksizce salona geti ve kanepeye oturmalarn iaret etti. "Peki Kate'e ne olmu?" "Onu yaknlarda grdn m?" diye sordu Stone. "Paris'te grdm, ama bunu siz de biliyorsunuz zannediyordum." Cooper suratm buruturdu. "Bakn, bana bir aklama yapacak msnz?" "Senin ocuk nasl?" diye sordu Norton. "Size syledim ite. Neal hasta. Doktor yaklak bir saat nce kt." "Sence ocuk iyileecek mi?" diye sordu Norton. "Doktor iyileeceini sylyor, ama zen gsterilmesi gerekiyor; ben ve kz kardeim ocuun banda nbetlee kalyoruz. Peki, bundan size ne arkadalar? Bu ile ilgili bir sorun mu yoksa baka bir ey mi?" Stone suratn ekitti. "Tamam bir sorunumuz var Coop. Birinci snf hem de" dedi, olup bitenleri zetledikten sonra da tepkisini grmek iin Cooper'm yzne bakt. 404 "Lou Raines ld m?" Cooper oke olmu gibiydi. Stone pencereye doru yrd, perdeyi ekti ve darya bakt. "ld ite. Byk bir olaskla da ldren senin arkadan Moran. u anda elimizdeki tek phe ahs
o." "Bu ok sama bir ey. Ben Kate'in Lou'yu ldrebileceini hi sanmyorum. Asla." "Neden?" "O kadn katil deil. Haydi Stone, samalama" Norton baklarn kaldrd. "Katil de mi? Peki onunla Fleist cinayetleri arasnda bulduumuz balantlara ne diyeceksin?" Cooper, "Belki elinizde bir eyler olabilir, ama byle bir eye inanabilmek ok zor. Ben yerinizde olsam sonulan beklemeden byle konumazdm. Ama Kate Moran'n Lou'yu ldrmesine gelince, bu biraz haddini aan bir sulama gibi geliyor bana arkadalar. Korkun bir durum bu." Stone odann iinde dolamaya balad, tembel tembel kitap raflarna, Cooper'n CD koleksiyonuna bakyordu. "Sen de bu meslekte benim kadar uzun sre kalrsan olaylara farkl gzle bakmay renirsin. Cinayeti bu kadn iledi Coop ve bu konuda hi phem yok ve bu kadn yakalayp ieri atacam." Stone, Cooper'n bir resmini ekti, resimde Cooper olu ile bir BMW'nin yannda poz vermiti. "Sen hl BMW mi kullanyorsun?" Cooper kalarn att. "Tabii... Neden?" "Gzel araba. Sende Landcruiser var m?" "Yok." Cooper armam grnmeye alt. "Hey, siz laf nereye getirmeye alyorsunuz? Eer bir ey diyeceksiniz syleyin." Stone kafasn iki yana sallad, resmi yerine koydu. "Sadece merak ettim, iin iinde baka iler var, Coop. ite bu yzden mmkn olduunca geni yardm almamz gerekiyor bu soruturmada Yirmi drt saat alyoruz ve senin de tekrardan iba yapman istiyoruz. imdi soruturmann bamda ben varm ve senin kzaa ekilme durumunu kaldryorum. Belki senin iin ok zor bir durum, ama Moran tutuklanana kadar hepimizin bir eyler yapmas gerekiyor. Kz kardein olunun yannda kalabilir mi?" Cooper omuz silkti. "Belki sonra, iten ktnda gelebilir, yani on birde." Stone kapya doru yrd. "0 zaman seni saat on bir otuzda ofiste bekliyorum. Yardmlarn iin imdiden sa ol, Coop." Stone yannda Norton'la patika yolda yrrken dnp arkasna bakt. Cooper kapy arkalanndan kapar kapamaz buzlu camn ardnda 405 kaybolmutu. Stone dudaklarm dnceli bir ifadeyle bzd. "Gus sen de benim aldm elektrii aldn m?" "Yemek yemekten baka bir ey hissetmiyorum. len yemeini karmtm. Peki, sen ne elektrik aldn?" "Ben Cooper'da bir rahatszlk hissettim. Lou'nun ldn duyunca ok oldu, tamam, bana sorarsan o kadar da fazla ok olmad. Arkada biraz rol yapt. Ve iyi de yapt roln, onu bu konuda tebrik ederim." Arabaya bindiler ve Norton omzunu silkti. "Ben byle bir ey grdm syleyemem. Peki sen nasl bir tepki bekliyordun? Halun zerinde gzyalar iinde yuvarlanmasn m?"
"igdlerim Cooper"n bir ey sakladn sylyor, bu konuda kmn stne iddiaya girerim." "yle mi dnyorsun?" "yle dnyorum. Ben bu adam tanyorum Gus. Ayrca onun bana gvenmediini de hissettim." Norton Stone'un bandajl kafasna bakt. "Sence kafandaki o bantlar sana btn bu hayali eyleri grdryor olmasn Vance?" "ok komik. Bekleyeceiz ve benim hakl olduumu greceiz. Evi yirmi drt saat yedi gn izleyelim. Ama bunu tamamen gizli yap, en iyi adamlar kullan. Cooper profesyonel biri ve izlenmenin kokusunu bir kilometre teden alr. Yani adamlar da ok dikkatli olsunlar. Bir ey daha." Norton motoru altrd. "Evet?" "Bak bakalm Cooper'n ailesinde ve evresinde mavi Landcruiser'i olan biri var m?" 131 Holde baz mrltlardan sonra n kapnn kapandn duydum. Josh koa koa yukarya kt, yznde endie dolu bir ifade vard, benimle Neal'i asma katta grd. "Siz iyisiniz deil mi?" "Kate benim karnm ovdu" dedi Neal, sonra babasnn kollarna atld. Josh olunu bir hamlede havaya kaldrd sonra yanandan pt. "Grdn m bak baz erkekler ansl oluyorlar ite. Sen iyi inisin Kate?" "Galiba Neal beni birazck endielendirdi." Olanlar anlattm. Josh olunun midesine bakt. "Doru mu? Hl acyor mu?" "Belki birazck. Ama Kate bana bir srpriz sz verdi." Josh glmsedi. "Bak grdn m drt ayak stne dtn. Hem karnn ovuldu hem de hediye kaptn. Sence kamn iyileecek mi asker?" "Zannedersem. imdi biraz daha iyi." "ok iyi. Seni slak bezle serinletmemi ister misin, epey bir faydas olur bence." Josh Neal'i tekrar pt ve bana gz krpt. "Ben bu kk adam yatrr yatrmaz geleceim." Neal'i yatak odasna tad, ben de odama dndm. ok gergindim ve Josh'n yanmdan aynlmasn istemiyordum, ama perdenin arkasmdan dary gzetlemek Stone ile Norton gittiler mi bakmak geldi aklma Bir arabann motoru alana kadar bekledim sonra perdenin aralndan darya baktm ve arabann uzaklatm grdm. Yatan ze-. rine oturdum ve Josh merdivenlerden yukarya karken yznde grdm endieli baklar hatrladm. Bir sorun olduunu dndm. On dakika sonra Josh elinde bir leen souk su ve slak havluyla geldi. Bunlar kedeki masaya koydu. "Nasl oldu?" diye sordum. "Birazck gergin, ama imdi uyur." Josh yatan ucuna oturdu.
"Tanrm, az kalsn her ey ortaya kacakt." "Peki neler konutunuz?" Byk bir merakla anlatmasn bekliyordum. Josh'n yz gerginleti. "Stone ayn fare avna km bir teriyer kpei gibi, tek derdi bir an nce seni bulmak. Zannederim senin iin yaptklarm renirse, benim de FBI'la iim biter. Ondan sonra isiz gsz dolarz artk." 407 "Josh ok zr dilerim..." "Yahu ben pimanm falan demedim ki, sadece grm syledim." "Ama seni bu iin iine ben soktum." "Hayr, sen sokmadn. Son nokta burasyd ve ben de kendi kararm verdim." Cesurca glmsedi. "Eer elektrikli iskemleye oturursam elimden tutar msn?" "Sz. Ayrca sa modelini de deitirebilirim." Josh gibi ben de durumu biraz hafife almaya alsam da gerginlikten elimden glmsemekten baka bir ey gelmedi. Elini elimin zerine koydu. "Biliyorum, pek komik deil, ama arada srada insann kendini glmeye zorlamas gerekiyor." "Peki Stone sana ne anlatt?" "Hemen hemen ayn eyleri, aradaki tek fark onun olaylara senin ba sulu olduun gzyle bakmas. Senin kelleni tepside istediinden hi phe yok ve elindeki btn ajanlar bu operasyonda altrmay dnyor. Bu adamn sana komplo kurduunu sylemek ok zor, ama ben bu adama yle tam anlamyla gvenmiyorum. Sadece nilerimden bahsediyorum." fke ve aresizlik arasnda skmtm, alamak zereydim. Josh bunu hissetti herhalde, nk elimi skt. "Senin sulu olmadn biliyorum. Bu konuda hi phen olmasn. Ama kafam kurcalayan birka ey var. "Nedir?" "Sezgilerim bana Stone'un sana yardm ettiimi anladn sylyor." "Peki bundan emin misin?" "Yok, o kadar da deil. Hi mavi Landcruiser kullandm m, diye sordu." Kalbimi saran korku biraz daha byd. "Sen ne dedin?" "Hayr, dedim, ama onun baklarndan kardm kadaryla, aadaki bu ksa konumann ardndan evi gzetlemeye aldrabilir. Benim evime gelmesini de beni ibama armak olarak aklayabilir. Bence ok ironik bir durum var ortada, deil mi? Ben sana saklanmanda yardmc olurken bir yandan da senin saklandn yeri bulmaya alyorum." Yataktan kalktm. "Ben burada kalmyorum Josh. Gamal'm mezarn atktan sonra senin yakandan dyorum. Ne bulursak bulalm."
"yle bir ey yapmana gerek yok" dedi gven dolu bir sesle. "Evet gidiyorum. Seni ve Neal'i daha fazla tehlikeye atmak istemiyorum." "Peki, nereye gideceksin?" "Bir yer bulurum" yantn verdim. Josh havluyu ve leeni ald. "Bunu sonra konuuruz. Gidip Carla'nm eski kyafetlerinden getireyim. Sana olur onlar. Sonra Marcie'ye saat 403 sekiz gibi gelmesini sylerim. Mezarlkta iimizi yapmaya gideriz sonra ben de saat on birde ofise giderim." Odadan kt, o karken endielendiimi hissettim. "Nereye gidiyorsun?" Josh, "Garaja gidiyorum" dedi. "Eer Gamal'n mezarn kazacaksak kree ihtiyacmz olacak." 132 Yenilginin o bok gibi hissi hayatta en nefret ettiim eydir. Kaybetmekten nefret ederim.Ama Kate Moran bana yaptklarnn hesabn mutlaka verecek. "Burada m iniyorsunuz Baym?" Mrit baklarm onu dncelerinden ayran servis aracnn ofrne evirdi. "Teekkrler." Src ileriyi iaret etti. "Taksi dura tam urada, uradan da Was-hington'a otobsler kalkyor, tabii oraya gitmek isterseniz Baym." "ok naziksiniz." Arada srada biraz nezaket ie yaryordu, insanlarn senden phelenmelerini nlyordun. "Rica ederim." ofr parmak ucuyla kafasndaki beyzbol apkasnn siperliine dokunup Mrit'i selamlad. Mrit alveri merkezinin servis otobsnden aaya indi. Biraz ileride de ehir ii otobsleri kalkyordu. ok az bir mesafe kalmt. Eer o facia olmasayd ve Federaller ortaya kmasayd Moran' yakalayacakt, ama Federaller bir uval inciri berbat etmilerdi Moran' alveri merkezinin k kapsna kadar kovalam ve kadnn darya frladm grmt. Tam kadnn peine dmek zereyken Federal yal bir kadnn srd eski, mavi bir Cadillac'tan inmiti. Ben de bu herifi ldresiye copladm zannetmitim. Ardndan Fe-deral'in silahn karp Moran'a ate ettiini grd, ama kadn kamay srdrd, alveri merkezinin nndeki alanda kotu ve mavi bir Landcruiser'e binip oradan kat. Peki, o Landcruiser'i kullanan kimdi, ayrca Moran'n kana neden yardm etmiti? Bu da onu artmt. te o zaman alveri merkezinden hemen uzaklamaya karar vermiti; nk orasnn ksa sre sonra Federallerle ve polislerle dolup taacam biliyordu. Eski hesaplan greceim diye planlarn tehlikeye atmak istemiyordu. Alveri merkezinin kaplarndan birinden km, servis otobsn grm ve otobse atlarrut. imdi otobs bir taksi durann kar tarafnda duruyordu, otobsten indi.
imdi son kez taarruza gemeden nce hazrlklarn tamamlayabil410 mesi iin gvenilir bir yere ihtiyac vard, bu yerin neresi olduunu da artk ok iyi biliyordu. Peki, ama Moran ne olacakt? Moran nerede saklanacakt? Kadnn onun alkanlklarm bildii kadar o da kadnn alkanlklarn biliyordu. Kalkp yazlk eve gitmeyeceini biliyordu, nk Federaller ve polisler peindeyken kalkp evine gidemezdi. Fazla da bir seenei kalmyordu. Mrit bu seeneklerden birinin Moran'n erkek kardei Frank olduunu dnd. Ama Federaller imdi onun da evini ablukaya almlard muhtemelen, tabii bu arada Frank da Moran'a gvenli bir yer bulma konusunda yardm edebilirdi. Yine de, neresi olursa olsun, Kate Moran'n sakland yeri o kadar kolay bulamayacan dnd. Cebindeki Glock tabancann, rngann ve yedek ielerin ikinliini hissetti. Elence yine balayacakt. Beklemekte olan taksilere doru yrd. Srann bamdaki taksinin srcs bir Pakistanl'yd, altn dili, yakkl bir adamd. Mrit arabaya bindi, ofr, "Nereye gitmek istiyorsunuz?" diye sordu. "Washington'a doru sr. Yolda karar vereceim." 133. Washington, DC Park, Adalet Meydan'ndaki FBI ynetim brosundan yrme mesa- fesindeydi. Frank Moran bankta oturmutu, elleri koyu renkli kabannn ceplerindeydi ve parmaklarn nefesiyle styordu. Bir sana, bir soluna bakt ve be dolarlk gne gzlklerini dzeltti. Gne gzln ihtiyac olduu iin takmyordu, kara bulutlann gerisinden bir trl kamayan gnee baktnda frtnann yaklatn fark etmiti zaten. Diaz'n caddenin sa tarafndan ona doru kaykay yaparak geldiini grd. Diaz, siyah Speedo ve kaln siyah bir sveter giymiti, bale danssn andran atletik vcudu kaldrmda yryenler arasnda hemen gze arpyordu. Moran'n yannda durdu ve srtt. "Hey Frank, n'aber arkada?" "dare ediyoruz Armando. Elimden geldiince eytana uymamaya alyorum.". Diaz'm gznde ince bir RayBan gzlk vard. Banka kt ve selamlama mahiyetinde Moran'n avucuna bir aplak indirdi. "Yani ate suyundan uzak m durmaya alyorsun?" "Deniyorum. Seni uzaktan grdm. Byle kaykay yapmaya devam edersen gnn birinde arabann birinin altnda kalrsn, biliyorsun, deil mi?" Diaz srtt. "Sence yle mi?" "Tabii ki." "Telefonda seninle konuamadm. zel konumamzn daha iyi olacan dndm." Moran elini yine nefesiyle stt. "nemli deil." "Sen Kate'i aradm sylemitin" dedi Diaz. Moran bam "sallad. "Telefonuma bir iki mesaj brakt, ben de ona ulamaya alyorum, ama telefonunu amyor. Belki onun nerede olduunu biliyorsundur diye dndm. Ve senden bir iyilik yapmam istiyorum Armando. Seninle uzun zaman altk ve bir sr soruturmay beraber gtrdk,
seninle eski arkadaz da, imdi gemiin hatn iin 412 senden u kopyac katil vakasn bana biraz anlatmam rica ediyorum." Diaz kalarm att. "Niin? Sen artk oyuna dahil deilsin ki." "Diyelim ki profesyonel bir ilgi duyuyorum. Kate'ten haberin var m? Onu bir trl bulamyorum." Diaz'n yz gerildi. "FBI'n yans da onu aryor zaten." Frank kalarn att. "Ne demek istiyorsun?" "Kate'i aryorlar." "Anlayamadm" dedi Moran. Diaz siperliini kard. Baklan ciddiydi. "Biliyorsun ben Kate'i severim Frank. Bu ii en iyi yapanlardan biridir o.- Ama duyduum kada-nyla senin kz kardein birinci snf bir boka batm." Moran, "Neden bahsediyorsun sen olum?" dedi. Diaz iini ekti ve siperliini tekrar kafasma geirdi. "Sana anlatmad m? O zaman sana bir zet geeyim." 134 Gretchen Woods, Virginia Du yapp Josh'm eski karsnn giysilerini giydim: siyah bir Levi's ve lacivert balk yaka bir yn kazakt bunlar. Carla ile ben ayn llerdeydik. Tam sam balamtm ki Josh kapy ald, kafasn kapdan ieri uzatt ve bana yarm yamalak glmsedi. "Fikrini sorabilir miyim?" dedim. "Bu kyafetlerin zerinde Carla'da durduundan ok daha gzel durduunu syleyebilir miyim?" "iltifatn iin teekkrler, ama bence yalan sylyorsun." Josh'n glmseyii odaya girerken btn yzn kaplamt. "Doru sylyorum. Mezarlk ziyareti iin koyu renkler. Yasl grnmemiz gerektiini dndm." "Sen hep byle uyank msndr?" "Olmaya alyorum." zerine siyah balk yaka bir kazak, koyu renkli kot pantolon ve eski bir izme giydiini fark ettim. Koyu renk giysiler iinde gayet yakkl grnyordu; nk bu renk onun vcut hatlarn ortaya karyordu. "Keyiflerimiz nasl?" diye sordu Josh. "Biraz gerginim."
"Galiba Gamal'm lsn mezardan karmak zere olmak herkesin sinirlerini altst eder." "ls orada m deil mi bahse girelim ister misin?" diye sordum. Josh bir kan kaldrd. "Ben genelde kumar oynamaktan holanan biri deilim, ama Stone'un etrafa gzc diktiine dair her eyime iddiaya girerim." Perdeye yrd, perdeyi hafife aralayarak darya bakmak istedi ama bakmad. Ona zarar verme korkusuyla yine sululuk hissediverdim. "Josh, senin bana yardm ederek daha fazla risk alman istemiyorum." "Ben de yle." Glmsedi, glmserken ne kadar kararl olduunu da gstermiti. "Ama syledim sana, biz anlamamz yaptk, o yzden kendini yorma." 414 Onunla tartmann yarar olmayaca sonucuna varmtm. "Neal nasl?" "imdi gidip bakacam. Sen de benimle gelebilirsin eer istersen." Yatak odasna girdik, Neal orada yatm uyuyordu. Pyamas zerindeydi, para eklinde yeil bir yasta sarlmt. Salar terlemi ve yana yatmt, bir baca rtnn dna kmt. Josh olunun bacam alp rtnn altna soktu, yanandan pt. "Bu kk adam domadan evvel millet bir ocua hayat vermelisin falan derdi, yani bir ocuk dnyaya getirmem gerektiini sylerdi herkes. Ama olaym aslnda tam tersi olduu hi aklma gelmezdi. nk esas onlar sana hayat veriyor-Jar. Bilmem ne demek istediimi anladn m?" Onun sesindeki heyecan duyunca yeniden gl bir sululuk dalgas sard beni. "Senden byle bir ey yapman isteyemem Josh. Hayatndaki nemli eyleri tehlikeye atman isteyemem. Neal'in gvenlii, meslein..." "Sen bu tartmay hl srdrmek mi istiyorsun?" "Hayr, ben srdrmek istemiyorum, ama ltfen dinle beni." Josh iini ekti. "Kate, sonuta hep ayn kapya kyoruz. Ben senin masum olduuna, Fleist'lara da David ile kzma da zarar vermediine inanyorum; Stone ne derse desin ben sylediklerime inanyorum. Bunu kantlayabilmen iin de sana yardm etmek istiyorum." O kadar duygulanmtm ki, uzanp onu yanandan ptm. "Hey, sa ol. Ama bu i bir kere sona erdi mi ve tabii teki taraftan tek para halinde dnersek, bu sana bir pckten ok daha pahalya patlayacak." "Ne gibi?" "Birlikte hafta sonu bir yerlere gideceiz, hani ciddi ciddi yatak odas oyunlar oynamaya, tabii bu sadece bir balang olacak." "Sen hep byle sk pazarlk msn?" Gz krpt. "Sadece nemsediklerimle." "Anlatk" diye sz verdim. Josh kapya doru yrd. "Bence sen u giyinme iini bitir, sonra aaya ineriz. Marcie buraya her an gelebilir ve bu evden tek para hat nde kmak istiyorsak ka planlarmz da yapalm.
Birka dakika sonra Josh'la birlikte mutfaa indim; mutfakta iki adet genie bahe krei ve kapnn arkasnda da bir kazma duruyordu. Bana masann zerinden ekip ald birka tane eski bahvan eldiveni verdi, bir de gl bir el lambas ile akyle alan bir matkap. "Sen bunlar toparla, ben kaz aletlerini toparlayacam. Zannederim ihtiyacmz olabilecek her ey var burada." Akyle alan matkaba dokundum, sonra da kazmaya. "Neden boy415 le korkun grnen bir kazma alma ihtiyac hissettin?" Josh, laf dolandrmadan, "Dorusunu sylemek gerekirse, boanma ilemleri srasnda Carla'y ldrmeyi ciddi ciddi dnmeye balamtm. O yzden de bu kazmay aldm" dedi. aka yapyorsun der gibi ona baktm. "aka m?" Mutfak iskemlesinin arkasndan eskimi bir yn sveteri ekip alrken bana srtarak bakt. "Wal-Mart'ta indirimli sattayd. Hani bir iime yarar diye alrsn sonra hibir ie yaramadan yle durur ya, ite bu da yle bir ey. Ama bak sonunda kullanacak bir yer buldum." Josh'in ifadesi ciddileiverdi. "Aklma gelmiken, sen giyinirken ben de yatak odama gittim, karanlkta perdenin aralndan baktm." Kalbim hzland. "Bir ey grdn m?" "Sokan ucunda kablo tv tamir minibs var, daha nce grdm hi hatrlamyorum. Ama ben Stone'un byle eski bir numaraya bavuracan hi tahmin etmiyorum, ama aresizlikten de yapm olabilir. Bir de elli metre tede daha nce hi grmediim iki zel ara var. Belki de komulara misafir gelmitir falan, ama ben yine de pek sanmyorum. Ama hi umursamyorum, kafamda bizi bu kovboylarn arasndan geirecek bir strateji var." Tam nedir o diye soracaktm ki n kapnn zili ald ve kalbim yerinden oynad. Josh, "Marcie herhalde" dedi. Mutfak kapsnn arkasndaki askdan koyu renk bir kaban ile bir earp alp bana uzatt. "Bunlar giysen iyi olur, dars souk olacak. kmadan nce ben gidip Marcie'yle biraz konuaym." "Ona nereye gittiimizi syleyecek misin?" "Sylemeyeceim. Ne kadar az ey bilirse o kadar iyi." Matkab inceledim. "Bu arada bu ne ie yarayacak?" "Tabut kapan amaya." 135 Josh n kapya cevap vermeye giderken ben de mutfakta bekledim. Marcie'yi yukarya gtrrken aralarnda konutuklarn, ksa bir sre sonra da seslerinin birazck ykseldiini duydum, ama tartyormu gibi de deillerdi. Birka dakika sonra Josh yannda kz kardeiyle mutfaa geldi. "Bu cinler sana ok yakm" dedi Marcie bana. "Keke ben de kk bedenlere girebilseydim Belki btn bu sorunlar bitince ben de biraz kilo verebileceim." Marcie erkek kardeine dnd ve aknd, kalarm atarak, "Neden bana ne planladnz sylemiyorsunuz?" dedi.
"Marcie, sana kar saygszlk etmek niyetiyle deil, ama ne kadar az bilirsen o kadar iyi olacak" dedi Josh. Marcie hayal krklna uram gibiydi. "Tamam. Eer yle istiyorsanz yle olsun." "En iyisi yle. Seninkiler nasl?" "Dean' aradm, ocuklar bykannelerindeler, keyifleri yerindey-mi. Zannederim Dean birka gn ayamn altnda dolamad iin hayatndan memnun." Marcie erkek kardeinin hazrlad aletlere ve eldivenlere bakt. "Sanki arka baheye bir ey ekecekmisiniz gibi geliyor bana. Bu arada benim kk bahemi de halledersiniz belki." imdi bu kza ne diyecektim ki? Hayr, biz bir ly mezarndan karmaya gidiyoruz mu diyecektim? "zr dilerim ama sana syle-, yemeyiz Marcie. Ama Josh hakl, sen ne kadar az bilirsen o kadar iyi olacak." Marcie omzunu silkti. "Neyse nemli deil." "Tehlikeli bir ey deil" diyerek yalan syledi Josh, glmsedi. "Birazck bahe ii, ayn senin dediin gibi." Erkek kardeiyle konuurken Marcie'nin sesi sulaycyd. "Peki ama neden byle kaamakl konuuyorsunuz? Bence siz bu gece ok dikkatli olun, tek syleyeceim bu. Neal'in hatr iin buraya tek para halinde gelmenizi istiyorum. Bu ocuun senden baka kimsesi yok." Marcie'nin syledikleri sululuk duygularm yeniden depretirdi, ama Josh kolumu tutuverdi. "Tamam, haydi arkadan kalm. Marcie sen 417 de kendini topla yukar k. Sen ne yap, biliyor musun? Eer herhangi bir sorun olursa beni cep telefonumdan ara." "Dikkatli olun." Marcie dar kt ve hemen ardndan yukarya ktn duydum. Josh bana bakt. "Hazr msn?" "Josh, Marcie haklyd..." Ben tek bir ey daha syleyemeden o beni kararl bir ekilde arka kapya doru gtrd. "Bak ite yle olacak. Sen imdi beni takip et ve gerekmedike hi konuma, tamam m?" Iklar kapatt ve mutfak karanla gmld. Sonra arka kapy at ve zifiri karanla ktk. 136 Patika yoldan bahenin sonuna kadar Josh'n arkasndan gittim. Aniden kan rzgr bir frtnann habercisi gibiydi, ayn yz kara yamur bulutlarnn ardndan zaman zaman kyordu. Aa eve geldik ve Josh'n komusunun duvarn tesindeki evini grdm; iki katlyd, yukardaki odalardan birinde, kapal perdelerin ardnda k vard. Josh fsldayarak, "Buras Calvinlerin evi" yalnz oturuyorlar. Marcie'nin evi kar tarafta kalan sokakta. Tek yapacamz i bu duvar amak, yan kapdan kmak ve oradan Marcie'nin arabasna yrmek" dedi. "Gren olmayacandan emin misin?" "Sana Calvinlerin kula ok iyi duyan bir Alman oban kpei olduunu sylemi miydim?" "Aman Tanrm, Josh..."
Josh srtt, duvara trmand ve beni de yanma ekti. "Merak etme, Rufus da aileden. Ayrca, onu megul edecek bir ey var bende." Ceketinin cebinden gazete kdna sarlm bir ey kard, atnda etrafa taze et kokusu yayld. "Yarn akam yemekte pirzola vard. Bak grdn m senin iin neler yapyorum. A bile kalyorum." "Gurur duydum." Alman oban kpeinin de et kokusunu alm olduunu dndm, nk bir kere havladktan sonra otlarn arasnda yaklaan pati seslerini duydum. Karanlktan, siyah ve san renklerde, iri bir kpek kt. "Gel bakalm Rufus, gel olum." Josh et parasn allarn zerine brakt ve kpek eti deta paralarcasna gvdeye indirmeye balad. "Peimden gel." "Gvende olduumuzdan emin misin?" "Kpek grnd kadar tehlikeli deil." Bunu kantlamak iin, Josh bahenin iine atlad. Kpek Josh' umursamad bile ve Josh gelip elime uzand. Elini tuttum, aaya atla- dun; tam kpein yanma inmitim, kpek aniden kafasn kaldrp bakt ve hrlad, sanki yanndaki yabancnn kim olduunu karmaya al- r gibiydi. Josh bir para kemik daha kard. "Al olum." Eti bahenin biraz ilerisine att, kpek de koa koa etin peinden gitti, ardndan 419 Josh kolumu tuttu ve beni yan kapya doru gtrd. Kapnn kancasn at, kapdan getik ve kancay tekrar yerine takt. nmzde bir yol vard, buras her iki taraf da ift katl, bahe iinde gzel banliy evlerinin olduu bir sokakt, sokak lambalar yanyordu. "Bekle burada" dedi Josh ve srtm bahe duvarna dnk bir halde beni brakp sokaa bir gz atmaya gitti. Fazla gecikmeden de dnd. "Grnd kadaryla hibir ey yok. Bu sefer Marcie'nin kocasnn arabasn alacaz." Yine peinden gittim, bu sefer cumbal pencereleri olan bir evin nne vardk, evin nnde park etmi mavi bir Volvo steyn vagon vard. Josh arabann anahtarlarm karrken rzgr yzmz yalad, arabann kaplarn at, src koltuuna geti ve yan kapy at. Kontak anahtarn yerine takarken ben de bindim arabaya, te tam o srada Josh'n cep telefonu ald. Ekrandaki numaraya bakt. "Stone" dedi. "Acaba ne istiyor?" "Cevap verecek misin?" Josh telefonu sessize ald. "Siktir et. Brak terler dksn." Hava buz gibiydi ve gkteki kara bulutlar yamura gebe gibiydi. Rzgr gittike ktleiyordu, gl esinti arabay sarsyordu. "Grnd kadaryla berbat bir gece." Tam o anda gk grldedi ve saanak bir yamur Volvo'nun tavanna yamaya balad. "Mezarlk ziyareti iin mkemmel bir hava" "Bo ver yahu." Josh arabay altrd, silecekleri at ve arabay kaldrmdan indirdi. iki FBI ajan termoslarndaki scak kahvelerini iiyorlard, ikisi de lacivert Ford Taurus'un iine gmlmler ellerindeki kupalarla oyalanyorlard. Cooper'n evine bir kadnn girdiini grdler. Ajanlardan biri, "Anlald kadaryla adamn kz kardei geldi. Ne yapmamz istiyorsun?" dedi.
Meslekta saatine bakt. "Biraz bekleyelim. Bakalm Cooper ie gidecek mi?" On be dakika sonra Ford'un tavann yamur damlalar dvyordu, ama evden kan olmamt. Ajan cep telefonunu kard ve numaray talad, ikinci alta telefon ald. "Stone konuuyor." "Ben Jackson. Cooper'n kz kardei on be dakika nce geldi, ama Cooper hl ortaya kmad ya da kma giriiminde bulunmad." Stone biraz zgnd. "Onu telefonundan arayaym nce. Bakalm geliyor mu?" Birka dakikalk sessizlikten sonra Stone, "Sesli mesaj servisi kyor. Cevap vermiyor." 420 "Sen ne dnyorsun, Vance?" "Arabas hl garajda m?" "Garajda olmas gerekir. Biz buraya geldiimizden beri kimse arabay dar karmad." "Kz kardei yryerek mi geldi yoksa arabayla m?" "Yryerek. Kusura bakma, ama buraya sanki bardaktan boalrca-sma yamur yayor. Bu yamurun altmda nasl dan klr bilmiyorum, ama gidip kz kardeiyle konumamz ister misin?" Ksa bir sessizlikten sonra Stone, "Hayr" dedi. "Beni bekleyin. Geliyorum." 137 Interstate 95, Richmond'un gneyi, Virginia Yan aynadan bakp duruyordum, ama peimizde kimseyi gremiyor-dum. imdi Gamal'm mezarn kazacamz iin iyice gerginlemitim ama Josh kontroll grnyordu. "Byle sakin ve derli toplu kalabilmeyi nasl becerdiini sormamda bir mahzur var m?" dedim. Josh eliyle gsne vurdu. "Hey, sen de ok abuk kanyorsun. Belki yle grnyorum, ama iimde frtnalar esiyor." "Aman yine de sknetini bozma. imizden birinin sakin olmas gerekiyor." Arabay srerken Josh'a dikkatlice baktm ve soracam sorunun onu rahatsz etmemesini diledim. "Bana Carla'dan bahsetsene." "Neyinden bahsedeyim?" Josh soruyu sorarken bana dnp bakt, sonra dikkatini tekrar yamurla slanan asfalta evirdi. "Onu ok sevdin mi?" "Hani akn ne olduunu byle bir deneyimin sonunda rendim diyebilirim." "Peki neymi?" diye sordum. Josh sileceklerinin hzm iki katma kard. "Olmas gerekenin dnda bir eydir; yani sevin, karlkl destek, arkadalk gibi; sonsuz bir affeditir. Her gne birlikte yepyeni bir hayata balar gibi her trl acdan, kavgadan uzakta balamak demektir. Ama Carla yle deildi. Bir teriyer kpein l farenin
tepesine dikilmesi gibi bir mnakaay srdrr dururdu. Ben ise aramzdaki herhangi bir anlamazln hemen o gn zlmesini isterdim, ama Carla tartmay aylarca srdrmeye baylrd. Neal iin ok zlyorum nk zaman zaman annesini ok zlyor. Bazen de Neal byrken yannda deil diye Carla iin zlyorum, ama bu onun seimiydi." Josh'n cep telefonu ald. Ekrana bakt, ama cevap vermedi. "Stone. iddiaya var msn, bence o imdi mesaj brakacak." Demeye kalmadan telefon bipledi ve mesaj geldi haberini verdi. Josh glmsedi. "Aynen yle, 'Sen ne cehennemdesin Cooper? He422 men beni ara. ok acil.' Nasl beendin mi? Amirim ok sinirli." phelendim. "Bu ifadelerden kardm kadaryla Stone imdi peimizde." "Bo ver, yle olsa Marcie arard" dedi Josh. "Eer Stone tekrar evi arayp soru sorarsa Marcie konuur mu onunla?" Josh gld. "Stone'un Marcie'yi korkutmas biraz zordur. Bizim kzda mangal gibi yrek var. Eee, ne cehennemde bu mezarlk?" Gamal, Chesterfield Beldesi, Virginia'daki Sunset Memorial Park'ta Interstate 95 stndeki zel mezhepsizler mezarlnda gmlmt. Haritaya baktm. "Bir sonraki sadan sap ve dz devam et Orada grmemiz gerekiyor." Josh direksiyonu saa kvrd ve karmza birka dkkn olan kk bir belde kt, dkknlarn arasnda Cracker Barrel adnda bir lokanta ve birka tane zincir motel vard. Oraya varmamzla yamurun iddeti de artm, gk grlts oalmt, tepemizdeki kara bulutlarn iinde imekler akp duruyordu. "Mezarlk sol tarafta herhalde" dedim. Geni bir caddeye ktmzda "Grdm" yantn verdi Josh. Mezarl ben de grdm. Mezarlk ileride soldayd. Kahretsin. Mezarhm tam karsnda yerel eriflik binas vard; buras bej rengine boyal ahap bir binayd; klar da akt. Artk iimde kalan kuruluk kendine gven de orada yok olup gitmiti. Josh, "ansmz yaver gitmiyor. teki dnyaya gmler grld kadaryla ok iyi korunuyorlar. Hatta yolun kar tarafndaki bir polis maazas, ileri daha da tehlikeli bir hale sokuyor." Mezarl inceledim. Mezarl granitten bir duvar evreliyordu, duvarn zerine de ilemeli, sivri demirler konmutu. Duvarlann ardmda mezar talarnn karanlk ekillerini grdm; akan imekler altmda mezarhm iindeki halar bir anlna parldyorlard. Gamal'n mezarm amaya kararlydm. Burada ne bulacaz? Karmza onstantine Gamal'n rm ls m kacak yoksa ii bo bir tabut mu?" Kayglanmtm nk yle ya da byle her iki sonu da beni korkutuyordu. Ve sanki bamzda yeterince dert yokmu gibi erifin ofisinde panjurlarn hareketlendiini grdm. Peki, bizi i stnde yakalarlarsa ne olur? www.cizgiliforum.com "Tedirgin gibisin" dedi Josh.
"yle. ok tedirginim" yantn verdim. "Biraz da hrn msm yoksa?" Korktuum ok belliydi, nk trnaklarm Josh'm koluna gmmtm. "zr dilerim, acaba ne bulabiliriz diye dnyordum." "Ne bulacamz birazdan greceiz, yani polisler kafalarm ieriye sokar sokmaz." Josh mezarhm nnden geti ve ileride birka aacn 423 glgeledii karanlk bir yola rastlayana kadar da yola devam etti. Dnp o yola girdi, otuz metre kadar srd, arabay durdurdu ve el frenini ekti. Sulu kar arabay dvyordu. "Buradan daha fazla yaklaanlayz, yi ki yanmzda yamurluk da getirmiiz. Arka tarafa yryp mezarlk duvarndan atlayacaz." Arabadan darya admmz atar atmaz srlsklam olacamz aklma geldiyse de o anda kafam baka sorunlarla doluydu. Josh kendi kapsn at ve "Mecbur kalmadn srece el fenerini kullanma, yoksa polisler bizi caddenin teki tarafndan grrler. Ben bagajdan eyalar karacam, haydi gidip u srr zelim." 138 Arabadan kar kmaz sulu kar zerimize ulland ve yamurluklarmz savurdu. El fenerini, matkab, eldivenleri ve kreklerden birini aldm, Josh da dierlerini ald, yelken bezinden antay srtna vurdu. Mezarla doru yrdk. Josh parmaklklara trmand ve elini bana uzatt. Beni yukanya ekti ve ikimiz birden duvara trmanp mezarlk tarafndan aaya indik. Yzlerimize sulu kar vurmaya balad. Josh, "Hani ocukken grdn o korku filmlerindeki gibi tpk" dedi. "Ne vard o filmlerde?" "Korku; o filmlerin toplamndan daha fazla korku duyacaz." "Sen de bir kz neelendirmeyi ok iyi biliyrmsn." "Alkanlktan ite." Josh slak yzn sdi, ben de onun peinden patika yola girdim, mezarlarn arasndan geerek mezarln iyice i tarafna girdik. "Seni bilmiyorum, ama ben hayatunda hi mezar amadan." "Ben de amadm" dedim. "Peki mezar nerede?" Mezarln arka tarafna doru yrmtk, sokak lambalarnn sayesinde etrafmz zar zor da olsa grebiliyorduk ve varacamz yere ok az kaldn dnyordum. "Mezarln kuzeydou kesinde, zerinde baz rakamlardan baka bir ey olmayan tahta bir iaret olmal. Mezarn yeri kamuya aklanmad, ama Lou Islah tleri tarafndan bilgilendirilmiti." El feneri elimdeydi; gerek grdke dmesini ap kapatyordum. Arkam yz metre kadar ilerideki mezarln duvarna vermitim. Polisin el fenerini grmemesini umuyordum. Yeni kazlm birka mezarn yanndan getim ve en nihayetinde zerinde sadece No. 1134562 yazan tahta tabelay grdm.
te bu Constantine Gamal'm cezaevi numarasyd, imdi de mezarnn iareti olmutu. Tam onun yannda yeni bir mezar kazlmt ve iine girecek tabutu bekliyordu. Gamal'n mezar iaretinin yanna toprak ylmt ve ak mezarn st yeil muambayla kapatlm, muambann zerinde yamur sularndan kk bir glck olumutu. imdi birazdan yapmak zere olduumuz i aklma gelince midem altst oldu. 425 Josh ellerine eldivenleri geirdi ve topuuyla topra tekmeledi. "Zemin yumuak gibi, belki kazma kullanmamz gerekmeyecek. Ama en iyisi hemen balayalm yoksa btn gece burada kalrz. Bu arada madem bu senin fikrindi, bu iin erefine de sen nail olmak ve ilk krei sen daldrmak istiyor musun?" "ok naziksin ortak." Josh daylanr gibi yaparak glmsedi. "Hanmlara nasl davranlma-s gerektiini ok iyi bilirim." Krei slak zemine daldrdm, ayamla topraa doru ittim ve yukar kaldrdm. Toprak yumuakt ve kolayca geliyordu, ilk krei yandaki allarn zerine boalttm. Sonra Josh kendi kreini daldrd, ikimiz birden canla bala yeri kazmaya baladk, var gcmzle. 139 Gretchen Woods, Virginia iki ajan siyah Chrysler'n kendi arabalarnn nne park ettiini grd. Farlar sndrlmt ve Stone arabadan kp bardaktan boanr-casma yaan yamurun altnda peinde Norton'la birlikte onlara doru kotu, iki adam Ford'un arkasndan ieriye girip stlerindeki sulan silkelediler. "Ne haltlar dnyor burada?" diye sordu Stone. Ajanlardan biri, "Hibir deiiklik yok" dedi. "Kz kardei hl ieride, ama Cooper darya kmad, en azndan grebildiimiz kadanyla kmad. Onu cebinden aradn m?" Stone dilerini gcrdatt. "Aradm, hatta ona mesaj da braktm, ama gt herif cevap vermedi." "Sizin tarafta baka neler oldu?" Stone yzndeki sulan sildi. "Biz Frank Moran'n evini kuattk, ama kz kardei ortaya kmad. Benim bama baka bir ey geldi, bu kadn Lou'ya Gamal'm mezannn almas gerektiini sylemiti. Sizce byle bir ey mantkh m? Zannederim karnn kafasnda bir tahta eksik. Ama ben yine de Moran ortaya kar diye mezarl da gzetlettiriyorum." "Biz burada oturup moralimizi bozmaktan baka bir i yapmayacak myz?" diye sordu ikinci ajan en sonunda. Stone kafasn kaldnp eve bakt. "Hayr, bence imdi kz kardele konumann sras geldi, bakalm ne anlatacak bize." Stone saanak halde yaan yamura dald, patika yola sapt, arkasndan da Gus Norton ve iki ajan geldi. Stone Cooper'n kz kardeinin ziyaretilerin kim olduuna gz deliinden bakacan dnd ve zili ald. "Evet, kim var orada?" dedi bir kadn sesi en sonunda. Stone kimliini gz deliine kaldrd. "Ben Uzman Ajan Stone, Han'fendi, erkek kardeinizin i
arkadaym. Kiminle konutuumu sorabilir miyim?" Sessizlik. "Ben Marcie, Josh'n kz kardei." "Ben onunla konumak istiyorum Han'fendi. Gerekten ok nemli." 427 "Josh burada deil. Yarm saat nce ie gitti." Stone gzlerini iki ajana evirdi ve kadna, "yle mi?" dedi. "0 zaman sizinle bu konuda konumam gerekiyor Han'fendi." "zr dilerim, ama Josh'm olu hasta, yatakta ve onu brakamam. Siz Josh'la telefonda grn." Stone kabaca, "Han'fendi, telefonla ulamaya altm zaten. imdi ya bu adi kapy aacaksnz ya da biz krarak aacaz. Karar vermeniz iin sadece be saniyeniz var, anladnz m?" Stone'u belirsiz bir sessizlik karlad, tek iittii ey kap saakh-nm stne vuran yamur damlalarnn sesiydi. Derken sonunda n kap kestane sal bir kadnn salarnn grnecei kadar araland, kadnn kzgm bir ifadesi vard, adamlarn ieriye giremeyecei bir ekilde kapda durdu. "Ajan Stone, btn bunlar ne anlama geliyor bilmiyorum, ama ben yasal haklarm ok iyi biliyorum. Buraya girebilmeniz iin arama izni almanz gerekir. Eer arama izniniz yoksa size tavsiyem ekip gitmeniz yoksa hemen polis arrm." "Syledim size, kardeinizle konumam gerekiyor." Stone sabrl olmaya alyordu. "Ve size syledim, Josh ie gitti diye..." Stone kapy itip ieri girdi. "Her ne cehenneme gittiyse, iine gitmedi hanm. Zannederim sen ve ben imdi oturup biraz konuacaz." 140 Sunset Memorial Park, Chesterfield Beldesi, Virginia Kazmaktan kemiklerim anmt, o yzden kreime yaslanp dinlendim, insann belini koparan bir iti bu ama bir metre kadar bir topra kazp kanlar Gamal'n mezarnn yanndaki toprak birikintisinin zerine ydk. "Akl banda hangi insan kalkp mezar kazcs olmak ister?" dedim. Josh nefesini toparlamak iin durdu ve botaki eliyle alnn sildi. "Artk mezar kazclar bellerini krmyorlar, mini kazc aletler kullanyorlar." Yzme gelen yamur sularn silmek iin sveterimi kullandm. "O zaman gelecek sefer unutturma da kendimize bir mini kazc kiralayalm." "Sence yeni bir mezar daha olacak m?" diye glmsedi Josh, ama glmsemek gerginliine are olmaya yetmedi ve sanki iimizi daha da zorlatrmak istercesine sulu sepken tepemize yaan kar bir trl durmak bilmiyordu. Kara bulutlarda imekler akyordu ve mezann ii buzlu suyla doluyordu. Tekrar kazmaya dndk ve be dakika sonra bir buuk metreye inmitik. Toprak peltemsiydi yan tarafa ydmz topraklar imdi yandaki kazl mezarn iine dklmeye balamt. Sulu kar yzmz yakyordu ve arada srada durup gzlerimi silmem gerekiyordu, ama Josh krei sert bir yere deinceye kadar kazmaya devam etti. "Zannederim tabuta ulatk" dedi.
Biraz daha toprak kardk ve el fenerini tutup mezarn iine baktk ve ucuz bir tahta tabutun vernikli kapan grdk, iinde ne bulacaz? Josh kapan zerinden topra kazd, ama su seviyesi hzla ykseliyordu ve ak delik amurlu bir batakla dnyordu. "Tabutu karmaya alacamza sadece kapan aabiliriz. Genelde kapa yerinde tutan vidalar oluyor ama fazladan vida kullanm olma ihtimaline kar ben yanmda akl matkap getirdim." "Bu benim fikrimdi Josh. Ben yapacam." "Sen hayatnda hi akl matkap kullandn m?" "Bir kere kullanmtm, banyoya raf takmaya altmda" dedim. 429 "ok etkilendim, ama madem aaya ben indim o zaman bu iin erefine de ben nail olaym." El fenerini aaya tuttum ve Josh da tabutun kapann zerindeki vidalar skmeye balad. Bir sre sonra durdu. "Zannederim hepsini atm, yani matkaba gerek kalmad. Kapan imdi kolayca almas gerekiyor. Buna hazr msn?" Kalbim gs kafesimden frlayacakm gibi arpyordu. "aka m yapyorsun? Byle bir eye asla hazr olamam." "Ayorum." Josh mezarn yan tarafndaki iki basamaa ayaklarn yerletirdi, imdi tabutun yarm metre kadar zerine kt. Ayaklarn basamaklara iyice dayad ve dengesini salama ald, sonra eilip kazmann ucuyla kapa kanrtt. Tahta nce yerinden bile kprdamad, ama birka kere denedikten sonra kapak atrdayarak ald. "Oldu." Josh eldivenli elleriyle kapa kaldrd ve kaldrr kaldrmaz burnumuza iren bir koku geldi. "Korkun... ok kt kokuyor." ryen et kokusu burnumun direini krd. Kt bir gaz gibi kokuyordu. oka uramtm. Aklma gelen tek ey, demek ki Gamal'm ls mezardaym, oldu. Azm kapattm ve Josh kapa kanrtarak tamamen aarken ben de el fenerini tabuta tuttum ama ylesine korkuyordum ki, tabutun iine bakamadm. Josh, "Tanrm! Kate, el fenerini tabutun iine tut." Kendimi zorlayarak el fenerini tabutun iine tutmaya altm ve ryen bir ceset grdm, ama bu grdm cesedin insan lsne benzer bir taraf yoktu. Toynaklar olan bir tr bir hayvand bu ve postu iren grnyordu. Yaratn kafasndan iki tane kvrk boynuz kmt. ok iinde geriye ekildim. "Ne... Tam akna nedir bu?" "Bir ko" diye cevaplad Josh. "Hayvann boaz kesilmi." Hayvann boynunun kesilmi olduunu grdm ve donuk kan hayvann postunu krmzya boyamt. Geirdiim ok yznden azm ap konuamadm bile ve hemen ardndan Josh kolumu tuttu. Bir arabann motor sesini duyduk ve bir ift far yolu tarayarak mezarla doru yneldi.
141 Gretchen Woods, Virginia i "Peki kardein hangi cehennemde?" Stone mutfaa girip durdu ve Cooper'n kz kardeine delici baklarla bakt. "Ben sana bir soru soruyorum kadn ve sana bana cevap vermeni tavsiye ediyorum. Cooper bana olunun hasta olduunu ve senin de buraya gelip ocua bakacan syledi. Ondan sonra da bu gece iba yapacakt. Ama u ana kadar ortaya kmad." Marcie Stone kmseyen baklarla bakt. "Senin Josh'n evine byle paldr kldr girme hakkn yok..." "Benim her trl hakkm var. Ben ok nemli bir cinayet vakasn soruturmakla grevliyim. Senin kardeinin de bu vakada almas gerekiyordu, ama tabii imdi ortalkta olmadna gre, pheli koullarda kat saylr." "pheli koullar da ne demek?" "Benim adamlarm bu evi gzlyorlard. Cooper bu evden hi kmad. Ya da ktysa bile, n kapdan kmad, bu da gizlice evden kat demektir. Peki, ama neden byle bir ey yapm olabilir? Ayrca yukarda oluyla birlikte de deil, nk evin iini aradk. Bu adi evin hibir tarafnda deil. O zaman hangi cehennemde?" Marcie hi de boyun eecek gibi deildi. "Ajan Stone, acaba biri size pis azl bir adam olduunuzu hi syledi mi?" Stone saldrgan baklarla kadnn yzne bakt. "Bana bak kadn, bana sorarsan Cooper itaatsizlik suu ilemi bulunuyor. Ve bu ok ciddi bir sutur, bundan dolay iinden de olabilir. O yzden sorduum soruya doru drst cevap ver." "Vermezsem ne olacak? Suratm m tokatlayacaksn?" dedi Marcie pabu brakmayan bir sesle. "Hayr, ama seni engel olma suundan tutuklayacam" yantn verdi. Gus Norton odaya girdi. "Bunu yatak odasnn birinde iskemlenin arkasnda buldum." Bir kadn pantolonu ile gri styd bu. Stone giysileri inceledi ve pis pis glmsedi. "Bak bak sen Marcie. 431 Bak ne bulduk burada? Bunun kime ait olduunu biliyor musun?" "Josh'n eski karsnn." "Bu sefer doruyu syle." "Ben sizin neyin peinde olduunuzu bilmiyorum..." Gus Norton, "Ben bu kyafeti hatrladm. Bunlar Kate Moran'n. Onu tanyorsun, deil mi?" Marcie kpkrmz oldu. "Hayr, ben..."
Stone saldrgan bir sesle, "Bizimle kafa bulma kadn. Bunlarn kime ait olduunu syle, bunlar senin yataklk ettiin aranan sulu Kate Mo-ran'a aitler. O yzden ne halt biliyorsan syle bize yoksa seni beon sutan hemen tutuklarz. O zaman kardeinin ocuuna kim bakar?" Marcie alt dudan srd. Bir an sonra garaj kaps ald ve arabadaki iki ajandan biri geldi. Yz prl pnid. "Ne bulduumuzu asla tahmin edemezsiniz." "art beni" dedi Stone ksaca. "Mavi bir Landcruiser." 142 Sunset Memorial Park Arabann farlarnn mezarlk kapsnn dna vurduunu grdm. "Aletleri sakla" dedim; o srada Josh da mezardan kp yanma gelmiti, ikimiz birden eildik. Elimizdeki btn aletleri, el feneri dnda, yan taraftaki ak mezarn iine attk. El fenerinin dmesini kapattm ve Josh'la birlikte pis amurlann arasnda srnerek mezar talarnn arkasna meldik. Koyu renkli cipten bir karaltnn indiini ve mezarlk kapsndan ieriye girdiini grdk. Cipin kaps ak duruyordu ve elindeki gl el feneriyle mezar talarn taryordu. "Herhalde etraf kolaan eden gvenlik grevlisi olmal bu" dedi Josh fsldayarak. Ben ikna olmamtm. "Byle bir gecede mi?" "Belki de bulunduumuz el fenerini grd ve gidip bir bakaym dedi." "Th." Adam mezar talar arasnda dikkatlice dolat, el fenerini saa sola tuttu ve bulunduumuz tarafa doru yrd. Birka dakika sonra adam tepemizde olacakt. Josh fsldayarak, "Ben tekrar Gamal'n mezarna gireceim. Sen de benimle gelirsen iyi olur. Eer muambay zerimize ekersek ikimiz de korunuruz." "Bo ver, ben aaya inmiyorum. Kazdm yeter zaten." Titredim, aklma ryen hayvan lei geldi. "Tylerim rperiyor." "Oras saklanabileceimiz tek yer Kate, Tanr akna." Gamal'n mezarna baktm, ak taraflardan aaya su damlyordu. Josh aniden elimi kavraynca kar koyacak zaman bulamadm, Josh beni mezarn kesine ekti yan taraftaki mezarn stndeki muambay bizim bulunduumuz tarafa aktard. "Benimle birlikte ieri gir" dedi ve amurlu mezarn iine girdi. Ayaklarn tabutun iki yanna koydu, gs mezarn az hizasmdayd, o ekilde elini bana uzatt. Bize yaklamakta olan adamn el feneri nn gittike glendiini gryordum. Ama ben hl yerimden kpr433 dayamyorum. Sanki bedenim olduu yere aklp kalmt.
Neyin stnde durduumuzu biliyordum; koun kurtlanm leiydi bu zerinde durduumuz ey. O an beni neyin korkuttuunu bilmiyorum, bir mezarn iine srnp girmek mi, yoksa Gamal'n hl sa olduundan artk emin olmak m? 'Tanr akna Kate, gir uraya..."dedi Josh. Kendimi mezarn kesine girmeye zorladm ve Josh beni deliin iine doru ekti. rm et kokusu mide bulandrcyd. Josh muambay kafalarmzn zerine ekti ve karanlkta gizlendik. Josh'm tepesinde durduum halde yzn zar zor gryordum. Rahat bir pozisyon bulmaya alrken bedeninin bedenim altnda ezildiini hissediyordum. Arlmn altnda kald belliydi. "Cann actyor muyum?" diye sordum. "Konuma" dedi fsldayarak. Muambann aralndan ieriye yamur giriyor ve yzmzden yol yol akyordu. Yzm Josh'm boynuna srtyordum ve mis gibi sabun kokan tenini koklayabiliyordum, bu da bana ok iyi geliyordu, nk altmzdaki ryen hayvann iren kokusunu az da olsa maskeleyebiliyordum bylece. "Hi sesini karma, Kate" dedi fsldayarak. Bir eyin sol bacamn zerinden hzla geip gittiini hissettim. Neydi o, bcek mi yoksa fare mi? tam geriye doru ekiliyordum ki amurda ap ap sesler karan admlan iittim. Sanki ziyaretimiz tam da tepemize geliyor gibiydi. Muambann incecik aralndan el fenerinin gmms akan n grdm. Ik bizim saklandmz yeri deti ve ben igdsel olarak kafam evirdim ve ite o srada koun solucanlar basm kafasn Josh'n omzunda grdm. Kusacak gibiydim, ama Josh eliyle azm kapad. Birka saniye sonra el fenerinin grnmez oldu ve adamn uzaklatn iittim. Hl yerimizden kmldamyorduk. Be dakika daha orada yle bekledikten sonra adamn arabasnn hareket ettiini duyduk, derken Josh, "Yavaa kalk" dedi. Mezarn yan taraflarna tutunup kendimi yukarya ittim, sonra Josh da ayaa kalkt ve muambay ekip ald. "Pek de hatrlanacak bir gece olduu sylenemez. Bekle burada, ben bakaym arkadamz gitmi mi" dedi. "Ben de seninle geleceim." "Olmaz, birimiz yeter, grlmemeliyiz." Josh mezardan darya kt ve mezar talan arasnda kayboldu, beni iren kokulu delikte yapayalnz brakt. Paniimi kontrol etmekte zorlanyor ve mezardan dar kmak istiyordum. Josh fazla gecikmeden gelince sevindim. "Tamamdr, etrafta bir ey yok. O her kimse artk, arabasna binip gitti." Josh bana elini uzatp beni mezardan darya karrken krmz arka lambalarn yolun alt tarafnda gzden kaybolduunu grdm, iin434 de Gamal'm lsnn yatyor olmas gereken mezara baktmda, btn o hapsedilmi korkular ve irenmeler depreti ve geri ekildim. Josh elini arkama koydu. "Takma kafaya, bitti artk. Kendini daha iyi hissediyor musun?" dedi. Mezara baktm. "Hayr. Drst olmak gerekirse, Gamal'n yayor olduunu bilmek korkudan lmeme yetiyor. Katilin o olduundan artk eminim." Josh aletleri toplamak iin diz kt. "Dur yahu, o konudan henz tam olarak emin deiliz. Bir eylerin tuhaf olduu ok ak, ama dereyi grmeden paalar svama Kate. Ben de, havadan nem kapan biri olarak, onun cellatlar kandrabileceine pek inanamyorum." "Ama kandrm ite."
"Kate, mantkl ol, u anda akl banda kararlar veremeyecek kadar sarslm durumdasn." Belki de Josh hakl.Aadaki l koa baktm. "Baka biri ortaya kmadan mezarn stn rtelim." "Toprakla doldurmak istemiyor musun?" "Ne ie yarayacak ki? Bizimkilere bulduumuz eyi gstermek istiyorum. Belki o zaman bana inanrlar. Sadece muambayla rtmemiz yeterli olacak, sonra da sen ie gidersin Josh, yoksa Stone nereye kaybolduunu merak edecek. Belki de phelenmeye balamtr bile." "Peki ya sen ne yapacaksn?" "Ben de Frank' greceim ve ona ne bulduumuzu syleyeceim." "Tamam, mantmz kaybetmemeye alalm. imdilik planlarmza bal kalalm olaylarn nereye gittiine bakalm." Josh mezarn iine girdi ve tabutun kapan kapatt, ardndan da muambay atmz deliin zerine ektik. "Ben ofise gittikten sonra arabay alabilirsin." "Josh sen zaten bana yeterince yardm ettin, daha fazlasn istemiyorum..." dedim. Kafasn iki yana sallad. "Otobse binmek istiyorsan buyur bin, ama araba senindir. Bu gece sen beni ok garip baz eylerin olup bittiine ikna ettin." Bulduumuz kanta karn hl ok zorlu bir mcadelenin ortasnda olduumuzu biliyordum. "Peki Stone'u nasl ikna edeceiz?" Josh krei skca kavrad ve kafasn M yana sallad. "Eer bunu da inandrc bulmuyorsa, neyi inandrc bulur bilmiyorum artk." 143 Washington, DC Elli dakika sonra Adalet Meydam'ndaki ynetim brosunun nnde durduk; Josh kapy aarken, "Stone'u ahsen konuup ikna etmeyi istemediine emin misin?" Kafam iki yana salladm. "Ona gvenmek demek kolayca teslim olmak demektir, ama sana iyi anslar dilerim." Josh ileriye doru eildi ve beni yanaklarmdan ptkten sonra yamurun iine dald. "Elimden geleni yapacam. Araalm, duydun mu?" "Sz." O n kapya varana kadar bekledim ve sonra arabay altrp srmeye baladm. Tam yz metre kadar gitmitim ki cep telefonu mesajlarma bakmak aklma geldi, kaldrma ktm, SM kartm cep telefonuma taktm, pilini de yerine yerletirdim ve cep telefonumu atm. Birka dakika sonra telefonda be-on kere bip sesleri duyuldu. Sekiz sesli mesaj almtm, mesajlar dinlemek zere dmeye bastm. Mesajlarn Paul'n cep telefonundand, ama hi konumam, sadece dinleyip telefonu kapatmt. Dier be mesaj Frank'tand, son birka saat boyunca beni aramt, onu acilen aramam sylyordu ve her mesajnda sesi biraz daha gergindi. En son mesajn yirmi dakika nce brakmt. Telefonu kapattm, SM kartn ve pili kardm ve arabay altrdm, on-on be cadde kadar gittim ve Potomac'a bakan bir benzincide durdum. Darya ktm, ankesrl telefonlardan birinin tepesindeki plastik kubbenin altna girdim ve Frank' cep telefonundan aradm, ikinci alta at. "Moran."
"Frank, benim." Sesi tela iinde kyordu. "Kate! Saatlerden beri sana cep telefonundan ulamaya alyorum. Hangi cehennemdesin?" "Mesajlarn henz aldm. Dinle beni Frank..." "Hayr, sen beni dinle. Diaz'la konutum. Bana Lou Raines'in vurularak ldrldn syledi. Stone bunu senin yaptn sylyor ve her 436 yerde seni aryor, hatta elinde kant bile olduunu sylyor." "Lou'nun lm benim iim deildi..." Frank gven vermeye alarak, "Bak canm, ben de zaten baka trlsn dnemiyorum. Peki, ama Tanr akma orada neler olup bittiini bana bir anlatr msn?" "ok sansasyonel bir gelime oldu. Bunu telefonda konuamam ve gvenli bir yerde bulumamz gerekiyor. Zannederim Stone seninle buluacam dnp seni ya izletiyor ya da telefonunu dinletiyordur." Frank ksa bir sre konumad. "Nerede bulumay dnrdn?" "le yemeklerinde gitmeyi sevdiin yeri hatrladn m?" Neresi olduunu tahmin edeceini dnmtm: Falgo's adndaki bir Cajun lokantasyd, Constitution Bulvar'nn kndayd. Frank, "Pekl. Bir saat sonra diyelim" dedi. Bu da bana Brogan Lacy'yle ok nemli bir telefon grmesi yapabilme zamanm kazandnyordu. "Frank, nemli bir ey var, eer takip edildiin hissine kaplrsan gelme ve cep telefonuma bir mesaj brak. Sonra ben seni tekrar ararm." "Artk bakalm ne olacak. Bu arada, sansasyonel haberi olan bir tek sen deilsin." Frank'm sesindeki heyecan duyabiliyordum. "Ne demek istiyorsun?" "te zaten ben de seni bu yzden aryordum. Bir ey buldum Kate. ylesine tuhaf bir ey ki, duyduun zaman akln duracak." 144 Arabayla Falgo's lokantasna gittim, Volvo'yu caddenin kar tarafndaki bo yere park ettim ve lokantaya yrdm. Pencereden sar masa lambalar ve masalaryla, masalarnda yemek yiyenlerle scak ve konforlu bir yer gibi grnyordu. Karla kark yaan yamur kesilmiti, ama darda hl buz gibi bir hava vard. Bir an ieriye girip gzel bir kahve sylemek, iimi stmak istedim, ama geri dnp Volvo'nun iinde bir on be dakika daha bekledim. Derken randevu saati geldi ve be dakika geti ve kalbimi her saniye birazck daha heyecan sard. En byk korkum Frank'n takip edildiini anlamas ve bulumaya gelmekten vazgemesiydi. On dakika daha geti, ama Frank'tan hl eser yoktu. Cep telefonumu karp SM kartm ve pili yerlerine takarken aresiz olduumu hissettim. Tpk beklediim gibi, birka saniye sonra bir mesaj zarf ekranda yanp snmeye balad. Mesaja baktm: Frank'tan bir sesli mesajd bu.
"Kate, umarm bunu alrsn. Takip edildiimden eminim. O yzden de buluma saatini deitirmemiz gerekecek. Beni ara." Mesaj dokuz dakika nce braklmt. Frank'n numarasn ararken kalbim heyecandan kt kt atyordu. Daha ilk alta cevap verdi, sesi panik iindeydi. "Buluma yerinde misin?" diye sordu. "Olduun yerde kal. Belki biraz bekleyeceksin, ama bir yere gitme. Telefonunu hemen kapat Kate. Seni izlemelerini istemiyorum. On dakika sonra mesajlara bak." Kahretsin, hibir ey yolunda gitmiyor.SM kart ve pili kardm. Bir on dakika daha parmaklarm kemirdikten sonra, kart yerine takaym m takmayaym m diye dnp dururken birden Frank'n mavi Camarrosunun hzla solumdan getiini, geerken de ac ac fren yaptn grdm. Falgo's'un nnden geip giderken egzoz borusu souk havaya beyaz bir duman brakt. Son dakika sadaki araba park yerine doru sert bir dn yapt ve bana doru gelirken farlar sndrd. Frank'n artk benim Volvo'ya arpacandan emindim, kendimi dar attm, ama anszn Frank Camarro'vu iki araba arasndaki karanlk 438 bir yere ekti. Arabadan hemen indi, kapy kilitledi ve bana doru kotu. "Takip ediliyorum" diye bararak kendisini Volvo'nun iine att. "Arabann iine gir, bam yere e." Arabann iine atladm, tam arabann iine kerken byk, lacivert bir araba farlaryla etraf tarayarak keyi dnd. Araba dnerken savrulmutu, src arabay sa eride geirdi, elli metre kadar sonra yavalad. Arabann iinde iki adam grmtm. Araba tekrar hzlanp uzaklamadan nce adamlar caddeyi gzleriyle taradlar. Frank'a dndm ve suratnn boncuk boncuk terlerle kapl olduunu grdm. "Piler beni evden ktmdan beri takip ediyorlar. Stone herhalde seni yakmay kafaya koymu olmal." "yle grnyor." "Bekle bir dakika. Arabamda bir eyler braktm." Ben beklerken Frank arabamn n koltuundan hzla inip jet gibi Camarro'ya geti. Arabasnn iinden spor antas gibi bir eyle byk bir sar zarf ald, arabay kilitleyip yine ayn hzla benimkine dnd, "idamn videoya kaydedilmesi konusunda haklymsn. Bu talep Rich-mond Adli Tp Kurumu tarafndan aratrma amal yaplm. Tate kimin olduunu bilmiyordu. Ama bence adli tp bakan ya da oradaki st dzey grevlilerden biri tarafndan yaplm." Kalarm attm. "Bunu yaptran sence Brogan Lacy olabilir mi?" "Kim olduu konusunda herhangi bir isim veremeyeceim, belki de arayp ona sorabilirsin." "Peki, yaptrdysa neden yaptrm olabilir?" "te ben de bunu merak ediyorum. Bu kadnla grmeyi ister misin?" Bam salladm. "Bu akam saat sekizde. Onu bir saat nce aradm ve Gamal'm otopsisi konusunda onunla konumak istediimi ve ok acil olduunu syledim. O da bana ge saatlere kadar adli tpta olacan syledi ve orada grmeyi kabul etti. imdi oraya doru yola ko-yulsak iyi olur." "Tamam, ama ben de birka fikrim zerinde almaktaym" dedi Frank. "Ne demek istiyorsun?"
"Srayla gidelim. nce sen" dedi Frank zarf ceketinin cebine sokup antay da arka koltua atarken. "Bana inanmayacaksn Frank." Volvo'yu altrdm ve sol yapp park yerinden ktm. Frank gaddarca, "Sen de bana, bakalm hangimizinki daha akl almaz." Kiralk yeil Nissan araba keyi dnerken sulu sepken yaan kar durmutu. Src arabay kaldrma ekti ve motoru alr halde b439 rakt; yamur sularnn bulanklatrd n camdan dary seyretmeye koyuldu. Camarro'yu ta Frank Moran'n evinden beri takip etmiti, arada hep gvenli bir mesafe brakmt, ama Camarro imdi ortadan kaybolmutu. O kadar dikkatli olmasna ramen, aradaki mesafeyi gayet iyi korumasna ramen takip ettii arabay kaybetmiti, imdi kendine kfrler yadrp caddeyi gzleriyle taryordu. Grnrde tek bir tane bile krmz arka lamba yoktu. u Tan-n'nn cezas ey kayboldu gitti. Bir lokanta grd, neon klarla FALGO'S yazan tabeladaki yaz karanlkta yanp snyordu, sonra lokantann karsndaki park yerine gitti gzleri. Park yerindeki aralar gzleriyle tarad, ama Camarro'nun izine rastlayamad. Hey, dur bir dakika... Volvo'nun n tarafnda, src koltuunun yannda bir adamn kafas belirdi, ardndan yanndaki koltukta da bir kadnn ba. Hava ok karanlk olduu iin arabadaki kadn ile erkein kim olduunu anlayabilmek zordu; ama grd bir sonraki ey adamn Volvo'dan inip kar taraftaki bir baka arabaya gemesi oldu; bu koyu renkli bir Camarro'ya benziyordu, arabann bulunduu yere hi k dmyordu. Mrit bir bakta Moran'n erkek kardeini tand ve adam Canarro'dan bir ey alp koa koa tekrar Volvo'ya dnerken zafer kazanm olmann sevinciyle srtt; Volvo adamn arabaya girmesinin ardndan hareket etti, park yerinden kt ve Potomac'a doru ilerledi. Mrit Nissan'n motorunu yavaa altrd, n far sndrd ve Volvo'yu takip etti. 145 Birka kilometre boyunca iimi dkp durdum; Frank'a Paris'e indiim andan itibaren yaadm her eyi, istanbul'daki cinayetleri ve Josh'la mezarlktaki kefimizi anlattm. Btn bunlan dinledikten sonra Frank allak bullak oldu. "Peki doru mezar atnzdan emin misiniz?" "Adm gibi eminim." "Tannm, akllara durgunluk verecek bir ey bu." "Gamal hl hayattaysa hayatm tehlikede demek." Son iki gndr gzme uyku girmiyordu, srekli korkulara kaplyordum, kafam sanki mengeneyle sklyormu gibi hissediyordum. Arabay srerken alnm ovdum. "Sanki savatan km gibi bir halin var senin" dedi Frank, Eisenho-wer Ekspress Yolu'nda gneye doru giderken. "Ne halde olduumu sen zetledin ite. Peki, senin rendiin o nemli ey ne?"
Frank hl oktayd, kafasn iki yana sallad. "Dorusunu sylemek gerekirse, ben de ok sansasyonel bir ey yakaladm sanyordum, ama seninkinin yannda benimki solda sfr kalr." "Anlatsana." Frank, "iki ey var" dedi. "nce Clay. Onu grmeye evine gittim. Onun bir ey sakladn dnyordum hep. Ona bir mahkmun ieriden yardm alarak idamdan kurtulmas mmkn m diye sorduumda bana kar epey hrnlat. Bir de benim onu boka batrmaya alan bir gazeteci olduuma inandrmt kendini. Ya da beni bandan savmak iin byle bir numara yapt. Sonra bana, ya zel mlkmden karsn ya da kpeklerimi stne salarm, dedi. Ne menem bir adam olduunu gryor musun?" "Tantm Lucius Clay'e hi de uygun olmayan tavrlar. Ne saklamaya alyor sence?" Frank dudaklarn bzd. "te en nemlisi de bu. kincisi Belle-vue'ye gittim. Eer elime geirebilirsem Gamal'n alrken tuttuu kaytlara bakmay dndm. Hani belki dosyalardaki baz notlar bizi 441 baka taraflara ynlendirebilir dedim. Acaba Gamai'm Bellevue'de tand ya da tedavi ettii, sonra da iledii cinayetlere zendii bir psikopat var m dedim." "FBI hastaneden o dosyalan alabilmek iin mahkemeye bavurmutu" dedim. "Biliyorum, ama ben daha kolay bir yola bavurdum ve orijinal belgeleri ele geirdim, tabii bu orijinallere hasta gizlilii yznden FBI'm asla elde edemeyecei bir sr hasta dosyas ve kayd da dahil." "Bunu nasl basardn." "Sevimlilikle ve kandrarak." Frank'n dizinde duran kaim dosyaya baktm. "Bahsettiklerin burada m?" Bayla onaylad. "Hepsini oturup tek tek inceleme frsat bulamadm, ama mthi bir ey buldum. Ve ite iin bu ksmna arp kalacaksn." "Neymi?" "Brogan Lacy bir zamanlar Constantine Gamai'm hastasym." Frank'n bu sz zerine donup kaldm ve arabay otobanda kenara ektim. "Ne zaman?" "Yaklak alt yl nce boanmasnn ardndan ruhsal sorunlar yaam. Bellevue hastanesinde birka ay hasta olarak kalm ve bu kadn tedavi eden psikiyatristlerden biri de Gamal'm. Belki ok nemli bir bilgi olmayabilir, ama ironik bir durum olduu kesin, yle deil mi sence? David sana onun byle bir tedavi grdnden hi bahsetmedi mi?" "Tek kelime bile etmedi. Ama bence eski karsnn zel hayatna kar saygl davranmak istemi de olabilir." Frank'n ortaya kard ey karsnda irkilmitim ve kafam evirip arka koltua att antaya baktm. "Onda ne var?" "Benden deitirmek iin elbise getirmemi istemitin ya, onlar."
Arka koltuktan antay aldm, fermuarn atm ve iinden mavi bir sveter, yeil bir tayt ve uzun, kahverengi izmeler kt. Elbiseler en azndan bir beden byk grnyorlard. "Sende gz nizam olmadn syleyen olmad m sana?" Frank srtt. "Biliyorsun yahu, ben renk krym, elimden ancak bu kadar geldi. Bunlar bir arkadamn eski karsnn." Tekrar otobana ktm. Sekize eyrek kala adli tp binasna varmtk. Caddenin karsndaki park yerine arabay ektim. Otopark bombo saylrd, sadece drt araba duruyordu. "Benim de seninle ieri gelmemi ister misin?" dedi Frank. stm deitirmeye baladm. "Hayr, bu ii tek bama halledeceim. Birlikte olursak zor olabilir. Neyin var? Endieli grnyorsun." Frank kalarn att. "Brogan Lacy'nin bir zamanlar Gamai'm hasta442 s olmas durumu karmaklatnyor. Sence kadnn bu olaylarda parma olabilir mi?" "Tek bildiim, bir kadnn kzn ldren bir adama yardmc olmaya kalkacan aklmn almayaca." "Ama Gamal o cinayeti ilemediini syledi" diye hatrlatt Frank. O srada bir eyden emin olabilecekmiim gibi hissedemiyordum. Bir tek Brogan Lacy'nin baz nemli sorularn yantn bulmamda bana yardmc olabileceini dnyordum. Frank'n getirdii sveteri stme giydim. "Benim bu kadnla konumam gerekiyor. Ayrca Stone'un peimi brakmasn salamak iin FBI'da tandm kim varsa onunla grmem gerekiyor." "Gamal mezarnda deil Tanr akna, bu da yeterince nemli deil mi?" Frank, Yzba Tate'in idam mahkmu birinin idamdan nasl kurtulabileceine dair anlattklarndan bahsetti. "Zannederim Gamal'n lm stne byk bir soru iareti koymak iin elimizde yeterli sayda kukulu nokta var." "Kabul ediyorum." Frank'a Yeta'nn bana sylediklerini anlattm. "Ama emin olmamz istiyorum. Her eyi sk skya garantiye almak istiyorum, bylece elimde yeterli sayda kant var diyebilirim." Frank adli tp binasna doru bakt. "Tamam, ama eer Lacy'den phelenecek olursan hemen binadan k. Ayrca eer yarm saat iinde darya kmazsan seni cebinden arayacam, o yzden cep telefonunu ak tut. Sen beni merak etme, burada bir sr okuyacak ey var." Arka koltuktaki antay ald, tavan lambasna doru tuttu. "Burada daha dosyalarn yarsn okumadm bile. Zannederim btn bunlar gzden geirmek birka saatimi alr, ayrca bunlardan baka neler kacan hi bilmiyoruz." stm deitirmeyi bitirmitim. "Bana ans dile." Frank eliyle kolumu skca tuttu. "Sakn telaa kaplma, tamam m? Ayrca ok dikkat et." "Ben de sana dikkat et diyorum." Vblvo'dan indim. 146 Richmond, Virginia
Adli tp merkezinin lobisine doru yrdm, ieride bir gvenlik grevlisi bulacam sanmtm, ama kimseyi gremedim. Cep telefonuma pil ile SM kartm taktm, telefonumu atm ve numaray tuladm. ilk alta ald. "Brogan Lacy" "Ben Kate Moran, dardaym" dedim. "Hemen geliyorum oraya" yantn verdi Lacy. Telefonu sadece on saniye kadar ak tutmutum, o yzden Stone'un bulunduum yeri belirleyebilmesi iin yeterli zaman bulamayacan dndm. Hemen ardndan da Lacy holn dier tarafnda grnd. Koyu renkli bir dpiyes giymiti ve elinde be-on tane anahtar tayordu. Bana doru yrd ve kapy amadan nce duvardaki elektronik kilidin zerinde birtakm tulara bast. "Buyurun, Bayan Moran." Epey souktu beni ieri alrken. "Burada gvenlik grevlisi nbet tutmuyor mu?" diye sordum. "Evet, ama Mac herhalde etrafta tur atyordur" dedi Lacy, beni ofisine ald ve oturmam iin yer gsterdi. "Siz beni Gamal'n stnde yaplan otopsi iin mi grmek istediniz." "Bu otopsiyi ahsen mi yaptnz Dr. Lacy?" Sanki kt niyetle sylemiim gibi alglad sorumu. "Hayr, ben yapmadm. Gen bir uzmand, John Murphy adnda bir arkada." "Yani ortada bir ceset olduu kesindi, deil mi?" Kadn kalarn att. "Tabii ki bir ceset vard. Siz ne demek istiyorsunuz?" "Size daha sonra aklayacam. Peki, otopsiden ne kt?" "Ne kabilirse o kt. Yani lm zehirli ineyle enjeksiyon yaplarak gereklemitir." "Sizde otopsi resimleri var m?" "Evet, tabii ki Bakn, btn bu sorularla nereye varmak istiyorsunuz?" "Bunu daha sonra konuuruz. nce, fotoraflar grebilir miyim?" Lacy isteksiz grnd. "Fazla zamanm yok Bayan Moran. Bir i ar444 kadamla yemek iin szlemitim ge kalacam." "Ltfen" dedim srar ederek. "Bu beni birok dertten kurtaracak, ayrca sizin cannz daha fazla skmam olacam. Ne siz ne de ben adli tp ile FBI arasnda bir sorun ortaya kmasn istemeyiz, ama gerekten de resimlere ihtiyacm var Dr. Lacy." "Gerekeniz nedir?" "Bu konu zerinde imdilik ayrntlara giremem." Brogan Lacy iini ekip saatine bakt. "Burada bekleyin." Odadan kt ve birka dakika sonra byk, sar bir zarfla geldi. Zarf at ve on-on be tane renkli resmi
masann zerine yayd. "Vcut zerinde ekilen resimler; otopsi ncesi, otopsi srasnda ve otopsiden sonra." Resimlere doru elimi uzattm ve ilerinden bir tanesini aldm; paslanmaz elik masa zerinde yatan bir adamn ba-omuz resmiydi bu ve adamn kapal gzlerinden l olduu anlalyordu. Resimde adamn yz ok yakn plandan kmt. Adamn profilini gsteren iki resim daha aldm. Derin derin nefes aldm. Hata olduunu gsteren bir durum sz konusu deildi. Tabii tek olaslk bu resimlerin sahte olmasyd, onun dnda resimdeki adam lyd. Baktm adam Constantine Gamal'm ta kendisiydi. 147 Orada birka dakika oturup kaldm, neye uradm armtm. Gamal'n l olduu ok net grlyordu, ite burada uvallamtm. Mermer masa zerinde baka bir l grmeyi bekliyordum, birazck da olsa. Acaba resimler Gamal'a sanki l havas verildikten sonra ekilmi yani sahte olabilir miydi?" "Neyiniz var?" diye sordu Lacy. Resimleri incelerken tepkimi belli etmemeye altm, ardndan resimleri toplayp zarfa koydum. "Bir eyim yok. Adli tp kurumunun idam videoya kaydettiini zannediyorum. Tabii aratrma amal." Lacy'nin buna tepkisi armak oldu. "Siz... siz bunu nereden biliyorsunuz?" "Cezaevi mdr beni gzlem odasna gtrdnde orada birinin tek ynl aynann arkasndan video kamerasn ekime hazr hale getirmek iin altn grmtm. damlar genellikle videoya kaydedilmezler, o yzden de basit bir mantk yrterek bunun adli tp tarafndan talep edilmi olabilecei sonucuna vardm." Lacy sakin bir sesle, "Zannederim adli tp kurumu bakan cezaevi mdr Clay'e ahsen byle bir talepte bulundu, ama bu bilgiyi teyit etmem lazm." "Siz deil miydiniz?" "Hayr, tabii ki deildim." "Siz kaseti seyrettiniz mi?" Lacy ban sallad. "Hayr, seyretmedim, idam yeniden izleme cesareti gsteremedim." "Ben grebilir miyim?" Lacy isteksiz grnd. "Bunun mmkn olabileceini hi sanmyorum." "Neden olmasn?" Lacy saatine bakt. "Sylediim gibi, benim randevum var. imdi idam seyretmenin zaman deil ve baz protokollerin yerine getirilmesi gerekir. Resmi bavuruda bulunmanz lazm zaten." "Siz benden bir ey mi gizlemeye alyorsunuz Dr. Lacy?" 446 Lacy rahatsz olmutu. "Bir ey mi sakhyormuum? Ne demek istiyorsunuz?"
"Bakn, ben de idama tanklk ettim. O gece olan her eyi ben de grdm. Bunu bir kere daha grsem ne olacak ki? ikimizin resmi dilekelerle ve ilemlerle uramas da gerekmeyecek bu durumda. Bu durumda kimseyle de uramam olacaz." Lacy bir an durdu dnd. Hl isteksizdi, ama en sonunda yelkenleri suya indirmi gibiydi. "Pekl. O zaman benimle gelin bakalm". "Nereye?" "Holn sonunda bir izleme odas var, video aleti orada duruyor." Dr. Lacy beni holn sonundaki bir odaya gtrd. Byke bir dolaptan daha da geni deildi, bir tane masa, iskemleler, elektronik kayt cihazlar ve bir de elik kasa duruyordu. elik kasay elektronik ifre girerek at. erisinde gayet dzenli olarak videolar sralanmt. Yan taraflarnda kasetlerin tantm etiketleri vard. Dr. Lacy kenarnda OCAK 14 LSTE NO 2315B yazan bir kaseti ekip ald. Lacy video aletinin zerindeki bir dmeye bast ve yeil bir k yand. Kaseti iine srd, ama kaset balamadan durdurdu. "Hazr myz?" Kendimi toparladm. "Buyurun, balayalm." 148 Ekranda bir mavilik gitti geldi. dam odasnn ereve iinde belirmesi birka saniye ald; sonra iinde madeni sedye dnda bir ey olmayan oda ekranda belirdi. Grnt biraz bulank gibiydi. Odadaki kapnn aldn iittim, kr sal bir adam kafasn kapdan ieriye uzatt ve videokameraya doru, "Hazr msn, Tod?" dedi. "stediiniz zaman balayabilirim" yant geldi kamerann arkasndan. Lacy, "Burada kameray kuran Tod Simpson ile Fred Banks' gryoruz, ikisi de adli tp kurumu personelidir." Adamlardan biri lensleri ayarlarken birka kere ekranda parmaklar dolat, parmak grntleri bir netleti, bir bulanklat. En sonunda grnt odakland, sonra grnt sanki kamerann dmesi bir sreliine kapatlm gibi kapand. Grnt iki dakika kadar sonra yeniden baladnda kap tekrar ald ve Gamal idam odasna, ellerinden kurtulmaya alt alt gardiyan tarafndan sokuldu, sonra da sedyeye baland. Gamal'n elleri, kollan deri kaylarla baland ve mavi plastikten perde birka dakikalna kapatld. Perde tekrar aldnda Gamai'm kollarna serumlar balanmt ve her bir koluna tp taklmt. Srtn serte arkaya atarak kaylardan kurtulmaya alt, odada dolaan gzleri fal ta gibi almt. Gamal'n nefret dolu baklarnn bana yneldii an hatrladmda tylerim diken diken oldu. "Sen elen bakalm. Unutma, bunu deteceim sana. inanmyorsun, deil mi? Belde bak greceksin. lm yeneceim, geri gelip seni de yanmda cehenneme gtreceim Kale. Sz ver'yorum, bak greceksin." Bu sahne gzlerimin nnde tekrarlandnda aklma bu szler geldi ve sanki elektrik arpm gibi oldum, tepeden trnaa sarsldm. Ksa bir sre sonra, zehirli maddelerin karm ldrc kimyasallar verildi. Gamai'm gzleri alp kapand ve onu uyutacak olan sodyum tiyo-pental damarna eryekte edilirken kafas sedyenin zerine dt.
Ardndan ksrk nbetine tutuldu, nk pankuronyum bromit akcierlerini fel etmeye balamt. Nefes almaya abalad, bedeni 448 iddetle sarsld. Ardndan dudaklar titredi ve en sonuncusu potasyum klorit kalbini durdururken son nefesini verdi ve hareketsiz kald. Gardiyanlardan biri perdenin gerisine adm atarken ortala bir sessizlik kt, sonra gardiyan yeniden ortaya kt ve odann dier ucuna geip cezaevi mdr Clay'in kulana bir ey fsldad, Clay kolundaki saate bakt ve krmz telefondan nfaz Departrhan'nn direktryle konutu. "Bay Direktr, mahkm Constantine Gamal saat yirmi bir on dokuz itibaryla lmtr." Cezaevi mdr oday terk etti ve ardndan bir gardiyan grnt perdesini kapatt. Ben acaba soluk alacak m diye dikkat kesildim, ama Gamal'n gs kprtsz kald. En ufak bir yaam belirtisi yoktu, en ufak bir kprt bile. Gamal l gibiydi. Ama bu pislik ld m? Herkesi kandrd m? Yanmda oturan Brogan Lacy, "Neyiniz var?" dedi. "Bir eyim yok... iyiyim." Ama vcudumun titrediini hissedebiliyordum. Lacy ne doru eildi ve videonun dmesini kapatt. "Bu kadar ite." "Daha baka grnt yok mu?" "Ne demek istiyorsunuz?" "Yani idam sonrasnn." "Zannederim hastane grevlilerinin ly kaldnrlarkenki video grntleri var" yantn verdi Lacy. "Onlar da kasette mi?" Lacy omzunu silkti. "Zannedersem, ama tam bilmiyorum." "Kaseti en sonuna kadar grmek istiyorum." Lacy kalarn att. "Bilmem falcnda msnz, ama siz hl bana bu kaseti grme nedeninizi aklamadnz. Neden bana bunun nedenini sylemiyorsunuz Bayan Moran?" "Size bunu daha sonra syleyeceime sz veriyorum. Tekrardan ta en baa dnebilir miyiz?" "Tam olarak ne aryorsunuz?" "Eer bunu bulursam, ilk bilen de siz olacaksnz." Atladmz bir ey olduundan emindim. Gamal'n hepimizi bir ekilde kandrdn biliyordum. Ama nasl, onu bilmiyordum. Lacy baa sarma dmesine bast. 149 Gretchen Woods, Virginia "Kaybettin mi onu? Sen onu nasl kaybedebilirsin? e gnderdiin adamlar kr mydler?" Stone cep
telefonunda avaz avaz baryordu. fkesinden bir iskemleyi Josh Cooper'n mutfann ortasnda tekmeledi, iskemle paldr kldr yere dt. Saat gecenin onuydu ve Cooper'm kz kardeinin sorgulanmasndan hibir ey kmamt; kadmm hibir ey bilmedii ortaya kmt ve sadece orada ylece oturmu, arsz arsz bakarak, tutuklama tehditlerini ciddiye almadan durmutu. Marcie Cooper yeenine bakmak iin st kata kmt ve Gus Norton da kadn hemen telefona sarlmasn diye peinden gitmiti. st kata ktktan bir dakika sonra Stone'un cep telefonu titreim yapmt ve yapt grme onu fkeden kudurtmutu. "Frank Moran ortalktan kayboldu Vance" diye telefondaki ajan ekingence devam etti. "Ve kz kardeinin evini hl izliyoruz, ama kz kardei henz ortaya kmad." "Sen bana erkek kardeinden bahset" diye kestirip att Stone. "iki ekibimiz evini izliyordu. Krk dakika nce arabayla yola kt ve bizimkiler arabasn takip ettiler, ama onu kaybettiler." Stone kplere bindi, "iki ekip mi? Ama hibir bir ie yaramyor; bu i hele bir bitsin birinin cann ok fena yakacam. Bokun iinde aklp kaldk. Ne yne gittii konusunda en ufak bir fikriniz var m bari?" Ajan, "Eisenhower Ekspres Yolu'na doru gittiini zannediyoruz." "Mthi. Bunun anlam bu herif cannn istedii her yere gidebilir demek. Her eyine iddiaya girerim ki bu herif kz kardeiyle bulumaya gitti. Bu adam bu kadnn hayatta tutunabilecei birka daldan biri ve biz adamn izini kaybediyoruz." "Denemelerimize devam ediyoruz. Kate Moran eninde sonunda radarmza yakalanacak. Ve yakalandnda, elimize geireceiz." Ajann sesi kendinden gayet emindi. "Tabii sizden bir i karsa" dedi Stone serte. "imdi neredesiniz?" 450 , "Yeni geldik, ofisteyiz." Stone hattn dier tarafnda seslerin kartn duydu. Sanki arka plandan baz sesler gelir gibiydi ve hemen ardndan ajan tam bir aknlkla "Bir dakika bekler misin Vance?" dedi. "Neden, ne oldu?" "Bir dakika bekleyiver ltfen..." Stone hattn dier tarafndan gelen bouk seslere ancak on saniye kadar dayanabildi, ardndan kkreysn bir sesle telefona, "Hey, ne haltlar kartryorsunuz siz orada?" dedi. Birka saniye daha getikten sonra ajan hatta yeniden belirdi. "Vance! Burada kim var, sylesem inanmazsn. Cooper burada. Seninle hemen konumak istediini sylyor." Richmond, Virginia Frank Moran harita nn altnda Volvo'da oturmu elindeki dosyalan kantnyordu. Yaklak yansn elden geirmiti ve hl ilgisini ekebilecek bir eye rastlamamt.
Volvo'nun dndan bir ses iitti ve sanki bir karalt hareket ediyormu gibi geldi ona. Kalarn att ve arabann n camndan kararmakta olan otopark gzden geirdi ve hibir ey gremedi, derken daha iyi grebilmek iin yan kapnn camn indirdiYoksa hayal mi grmt? Hayr, bak yine kt, bir karalt arabala-nn arasnda hareket ediyor. Tam ne oluyor diye Volvo'nun arka tarafna bakacakt ki birden bir tabancann namlusunun boynunu drttn hissetti. Bir ses, "Mermiyi kafana yemek istemiyorsan arkan sakn dnme. Anladn m?" dedi. Frank Moran kafasn sallad. "Evet." "Sylediklerimi yaparsan hayatta kalrsn Moran. Eer yapmazsan kalbini deerim senin." 150 Washington, DC "Peki Cooper, anlat bakalm arkadam." "Ben Stone'un buraya gelmesini istiyorum, nerede bu adam?" diye banp anyordu Cooper FBI'n ynetim brosunda nc kattaki odasnda otururken. Karsnda iki ^jan duruyordu, bunlardan biri Jeb Walsh adndaki hastalkl suratl bir kdemli ve dieri de Branson adnda bir ajand, ikisiyle de greve balad gn tantnlmt. Walsh, "Stone yolda. Ama vakitten tasarruf iin syleyeceklerini bana sylemeni istedi." Cooper sesini karmad. Walsh, "Btn gece uyumadk Cooper. Ya konu yardm et bana da kafana bir ey frlattrma, bak raflar kafana atlacak kitaplarla dolu. Konu Coop." Cooper hikyesini anlatt ve mezarlkta olan bitenlerden ayrntlaryla bahsetti. ki ajan birbirlerine akn gzlerle baktlar ve ardndan Walsh ciddi bir sesle, "Sen ila falan m kullanyorsun Cooper? Sen hi madde kullandn m, elence amacyla ya da baka bir amala?" "Hayr." "Bu anlattklarn batan sona palavra olum." "Size bu sylediklerimin tamam doru" yantn verdi Cooper. Walsh iini ekti ve bir elini salksz yznde dolatrd. "Bak, btn bu mezarlk martavalnn inanlacak bir taraf yok, sen imdi btn bu palavralar brak da, ksaca syle bakalm Moran nerede? Bu kadna yardm edebilmenin tek yolu onun nerede olduunu sylemen ve ancak o zaman senin bu anlattklarn teyit edebiliriz. Sana bir ey diyeyim mi, gidip o kadnla ahsen konuacam ve onu buraya getireceini, yani Stone penelerini kadna geirmeden ben her eyi halledeceim." "Sana nasl gvenebilirim?" dedi Cooper. "Senin gvenebilecein baka kimse yok. Sana son bir ans veriyorum Coop. Ya konuursun ya da yrrsn. Sen gerekten de FBI'dan atlmak m istiyorsun?" 452 "Eer FBI u Stone denilen adamlarla doluysa, atlmak hi de fena bir fikir saylmaz." "Sen bu adam hi sevmiyorsun, deil mi?"
"Ona gvendiimi syleyemem. Onu New York'ta tandmdan bu yana ok deiti. Kin ve nefret dolu bir adam oldu kt." Walsh ne doru eildi, parmaklann masaya dayad. "Yahu Stone o kadar da kt biri deil. Sen bu ii onun istedii gibi yap o da sana iyi davranr, sz veriyorum bak." "Ama Moran' sen getireceksin, Stone getirmeyecek, tamam m?" "ite aynen yle olacak. Haydi syle nerede Moran?" Cooper biraz dnd, ardndan, "Kate Richmond'daki adli tp kurumuna doru yola kmt." "Niin?" "Orada Dr. Brogan Lacy'yle Gamal stnde yaplan otopsi konusunda konumas gerekiyordu." "Moran'n orada ne zaman olmas gerekiyor?" diye sordu Walsh. "Richmond'a doru bir saat nce yola kt. imdi oraya varm olmas gerekir." "Sen bana dorayu sylesen iyi olur Coop. Yoksa Stone senin hayalarn koparp golf topu niyetine oynar." "Doruyu sylyorum. imdi sz verdiin gibi git ara onu ve ahsen gr onunla." Walsh glmsedi ve telefonu eline ald. Numaralar tulamaya balad ve Cooper, "Sen kimi aryorsun?" dedi. "Stone'u." "Yalanc pisliin tekisin sen Walsh!" Walsh omuz silkti. "Bana daha kt kfrler de edildi bugne kadar. Ama bu iin banda Stone var evlat. Ben sadece onun emirlerine uyuyorum." 151 Richmond, Virginia Video yeniden balad ve Brogan Lacy'ye yle fazla dnp tanmadan "Gamal'a ilalarn ilk verildii ksmdan balamanz isteyebilir miyim?" dedim. Lacy tereddt etti, sonra hzl ileri sarma dmesine basarak kaseti gardiyanlarn Gamal'a sonda takmaya hazrlandklar ksma getirdi. "Tam buradan balayalm" dedim. Lacy baka bir dmeye bast ve kaset normal hza geti. Gamal'n sedyeye kaylarla ellerinden, kollarndan ve ayaklarndan balanmasyla ben de gzlerimi drt aarak olan bitenleri izlemeye koyuldum. Sonra mavi plastik perde birka dakikalna kapand ve tekrar aldnda Gamal'n damarlarna serum sondalan taklmt. Lacy'ye, "Bu ilem size dzgn yaplm gibi geliyor mu? Yani, ilacn uygulanma ekli" dedim. Lacy, "Evet. Niin?"
"Daha sonra aklarm" dedim ve izlemeye devam ederken kaset sodyum tiyopentalm verildii yere geldi. "Bu da size normal geliyor mu?" "Her ey normal." Ekrana byk bir dikkatle baktm, ufack bile olsa kurald bir ey aryordum. "Bence bu grntleri izleyen biri ne tr ila verildiini tahmin edemez. Bilebilmek imknszdr, deil mi? Gamaln damarlarna enjekte edilen ielerde herhangi bir ey de olabilir." Lacy kafasn iki yana sallad. "Byle bir ey mmkn deil. Ben ilalarn verilmesi esnasnda btn protokollerin en ince ayrntsna kadar uygulandna manyorum. Burada ilac kartrmalar mmkn deil, eer sizin meseleniz buysa." "Ltfen Doktor, yanl ila uygulanabildiim hepimiz biliyoruz. Hastanelerde olmuyor mu?" dedim. Lacy kalarn att. "Evet, ama cezaevi ve infaz uygulamalar sz konusu olduunda sadece ila belli bir uayla uygulanr, o yzden 454 de kartrma ihtimali yok. Byle bir eyin daha nce olduunu hi iitmedim. Sizin niyetiniz nedir?" "Ben sadece yksek sesle konuuyorum. Devam edelim." Gzlerimi ekrana diktim ve en sonunda nc ila, potasyum klorit Gamal'm koluna verildi. Birka saniye sonra Gamal'n bedeni katlamaya balad. Nefesini tutmaya bu noktadan itibaren mi balad? Yok, buras deildi. Gamal'n yz morard ve ardndan gzkapaklan kprdad. Onun ite bu noktada ld konusunda ikna oldum ve burada anormal hibir ey grmedim. Hem de hibir ey. Ama kafamn bir yerinde bir soru beni drtp duruyordu. Neyi karm olabilirim? Bir eyi kesin kardm. 152 Tm d grnmyle Gamal artk l olarak sedyenin zerinde yatyordu. Sa tarafta cezaevi mdrnn telefonda direktrle konumasn tekrar izledim. Ardndan cezaevi mdr odadan kt ve muhafz izleme perdesini ekti. zleyiciler karken ayak srme sesleri duydum ve ardndan infaz odasnn kaps tekrar ald ve beyaz ceketli erkek hastabakclar ieri girdi. Hastabakclardan biri gzlk takmt ve koyu byklyd, ama ikinci hastabakcnn yzn srekli olarak birinci kapatyordu, srt da kameraya dnkt, o yzden de yzn gremedim. Serumlar Gamal'n kolundan karlmt ve hastabakclar Gamal'n yzn beyaz bir rtyle rtp ly ceset torbasna koydular, sedyeyi kapya doru gtrdler. "Bu adamlardan herhangi birini tanyor musunuz?" diye sordum Lacy'ye. Lacy kalarn att. "Bunu biliyorum..." Parmayla ekrandaki koyu sal adam gsterdi. "Zannederim ismi Buck Ryan. Cezaevi gardiyanlarndan biri. Ama ikinci adam tanmyorum. Nasl olur? Adamn yzn gremiyorum ki." ikinci adama baktm; ban baka tarafa dndrmt, yz profilden bile grnmyordu. Yoksa yznn kameraya gzkmemesi iin bilerek mi kafasn eviriyor? Bu bana yleymi gibi geldi. Adamn yzn yakalamak imknszd. Adam kapya doru yryp odadan karken sedyeyi kapnn eiinden geirebilmesi iin hafife saa dnmesi gerekmiti, ama yine de adamn yzn yakalayamamtm. Bir ey mi yakaladm yoksa konuyla ilgisiz bir eyin mi peindeyim? Kafam karmt, bir cevap bulamyordum
Konuyu deitirdim ve ok samimi bir ekilde, dorudan, "Siz neden bana bir zamanlar Bellevue'de yattnz ve Gamal tarafmdan tedavi edildiinizi sylemediniz?" diye sordum. Lacy'nin yz kire gibi oldu. "Siz bunu nereden biliyorsunuz?" "Soruya cevap verecek misiniz?" Kadn aniden savunmaya geti. "zel hayatma burnunuzu sokmaya hakknz yok. Hi doru deil." 456 "Ben bir aklama yapmanz beklerdim. Yoksa benden bir ey saklamaya altnz m dneyim?" Lacy byk bir aknlk iinde, "Saklayacak neyim olabilir?" dedi. "Onu siz syleyin" dedim. Lacy bana dmanca gzlerle bakt. "Size hibir ey sylemem gerekmiyor. Ama ille de bilmek istiyorsanz, David'den boandktan sonra depresyona girmitim. Evliliimi sona erdirme kararn vermek benim iin kolay olmad." "Buna inanabileceimden emin deilim. David bana boanma kararn kendisinin verdiini sylemiti." Lacy sinirli bir tavrla, "Cannzn istediine inanabilirsiniz. Ama Bel-levue'de kalmam sizi hi ilgilendirmez" dedi. "David ile Megan'n lmlerini aratrdmzda eer FBI sizin Ga-mal'la aranzda bir ilinti olduunu bilseydi o zaman beni de ilgilendirirdi." Lacy bana kalann atarak bakt. "Ne demeye alyorsunuz?" "Hibir ey demeye almyorum. Sadece yksek sesle dnyorum." "O zaman burnunuzu zel hayatmdan ekmeye ne dersiniz Bayan Moran? zel hayatm sizi asla ilgilendirmez." lk kez Brogan Lacy'nin bir baka tarafm gzlemliyordum. Tamamen farkl bir kadm gibiydi. zel hayat ihlal edildii iin gerekten de sinirlendi mi yoksa iin iinde baka bir i mi var? "Sadece son bir sorum var. Niin Bellevue?" "Ben bunun neden olduunu bildiinizi sanyordum" dedi Lacy hr-mlamt. Kafam karmt. "Ne demek istiyorsunuz?" Video cihaznn zerindeki bir dmeye bast ve kaset videodan kt. "Bellevue oraya bir ekilde girmemden dolay ok mutluydu, nk Da-vid'in babas bir zamanlar hastanenin vakf yneticisiydi, ayrca hastaneye cmert balar yapan biriydi. David'in erkek kardei Patrick'e kar da bana davrandklar gibi davranmlar ve onun ileri derecedeki ruhsal bozukluklarnn tedavisine ayn ekilde yardmc olmaya almlard." "Nasl yani?" Lacy bana sanki aptalmm gibi bakyordu. "Baka eyler arasnda, Patrick'te blnm kiilik bozukluu vard... yoksa David size bundan bahsetmedi mi?"
armtm. "Hayr. Bana sadece Patrick'in depresyon geirdiini syledi." "Depresyondan ok daha derindi. Patrick'te ok sayda komorbid psikiyatrik bozukluklar saptand, bu yzden de btn bir yetikinlik yaam boyunca Bellevue'ye girip kt. Bunun en kts de ondaki psikopatla olan eilimdi. Ama dorusunu sylemek gerekirse, Pat-rick kim olduunu bilmiyordu. Durumu ktletiinde farkl seslerle 457 konuur ve kendisi dnda herkesi, bir sr farkl karakteri taklit ederdi. Onu bu durumda izlerken insan karsnda rol yapan bir aktr olduu sansna kaplabilirdi. Blnm kiilik bozukluu genliklerinde cinsel taciz ya da dayak gibi travmalar geirmi kiilerde grlen bir durum. Anladm kadaryla lerek aclardan da kurtulmu oldu." "Siz Patrick'e ocukluunda bir ey olduunu mu sylyorsunuz?" "Byle bir eyi tartmak bana dmez." Lacy bir anda ketumlarrut. "Patrick, Gamal tarafndan da tedavi edildi mi?" "Zannederim edilmitir, nk Gamal Bellevue'de ciddi vakalara bakan nde gelen psikiyatristlerden biriydi." Lacy ayaa kalkt, sabrnn sonuna geldii ok belliydi, sesinde hl sinirli bir ton vard. "imdi ltfen gitmenizi rica edeceim, bitirmem gereken ilerim var." David'in erkek kardei hakknda hemen hemen hibir ey bilmiyordum ve renmek iin can atyordum. "Patrick'in meslei var myd?" Lacy kaseti videonun iinden ald. "Babas onun tp fakltesine gitmesini istemiti, ama rencilii srasnda sinir krizleri younlamaya balaynca mezun olamad." Daha baka eyler sormak istiyordum, ama Brogan Lacy saatine bakt ve souk bir sesle, "Ve imdi iimi bitirmem gerekiyor. Siz de buradan ksanz iyi olur." Videokaseti kasaya koyarken cep telefonum ald ve telefona cevap verdim. Ksa bir sessizlik oldu ve sonra Frank'n sesini duydum. "Kate, hemen buraya gelmeni istiyorum. Dosyada bir ey buldum." "Ne buldun?" Yeniden bir sessizlik oldu ve ardndan Frank, "Bence sen gel kendi gznle gr Kate, sakn..." Hat kesildi. Frank'n sesinde bir tela vard. antam aldm. "Benim gitmem gerekiyor" dedim Lacy'ye. "Hani bana aklama yapacaktnz?" dedi. "Sizi sonra arayacam Doktor." Elimden geldiince abuk kapya doru yneldim. 153 Gvenlik grevlisi beni n lobinin kapsndan darya kard, ben de caddenin karsndaki otoparka doru komaya baladm. Kasetten hibir ey karamam olmam sinirlerimi bozmutu. Ayrca David'in gerei benden saklam olmas da moralimi bozmutu. Hi ona yak-tramayacam bir durumdu bu. Ama. belki de kardeinin ruh hastaln konumakta zorluk ekmitir.
David ile Megan ldrlmelerinden alt ay sonrasna gitti aklm: Bel-levue'deki doktorlardan birinden bir telefon almtm ve doktor telefonda Patrick'in kardeini kaybettikten sonra derin bir bunalma girdiini, Potomac Nehri'ne yrdn ve suda boularak intihar ettiini anlatmt. stndeki giysiler Headland Burnu'nda kyda terk edilmi bir durumda bulunmutu. Odasnda da bir intihar notu brakm, notta artk aclara dayanamadn yazmt. Ancak cesedi asla bulunamam, nehrin gl akmtlanna kaplarak denize srklendii sonucuna varlmt. Ve ardndan kafam karmakark dnceler dolduruverdi ve ayaklarm titremeye balad. Frank'n unsurumuzla ilgili izmi olduu profillerden birini anmsadm: erkek, yirmi be ile krk yalarnda ve fiziksel olarak sal yerinde, psikopatlk eilimleri olan paranoyid izofren tehisi konmu, zek seviyesi ortalamann zerinde, niversite mezunu. te profilin bu ksm Patrick'e tamamen uyuyordu. Uymayan tek ey Patrick'in yaamyor oluuydu. Ama kafamdan bir sr dnce geti. Patrick tp eitimi grmt o yzden tehlikeli zehirler konusunda bilgisi vard. Ayrca o, byk bir olaslkla Gamal' tanyan bir Bellevue hastasyd. Polis cesedinin gl akntlarla denize srklenmi olabileceini sylemiti, ama bu iddiay dorulayabilecek tek bir kant yoktu. Peki ya Patrick hl yayorsa ve btn bu olaylara karmsa? Peki ya bizim kopyac katil Patrick'se? Ya da Gamal'n kana yardm ettiyse? Ama eer Patrick yayorsa ve bu olaylara bulamsa niin Cons-tantine Gamal'n cellatlar kandrmasna yardmc olacak kumpas kuracakt ki? Ayrca neden herkesi ldne inandrarak kandracakt ki? 459 Kafam yle karmt ki, mantkl olabilecek tek bir neden bile gelmiyordu aklma Park yerine doru yaklarken ileride duran Vlvo'yu grdm. Eer bunlar Frank'a sylersem benim delirdiimi zanneder mi? Arabaya biraz daha yaklanca ierideki harita lambasnn ak olduunu grdm, ama arabada kimseyi gremiyordum. Arabann iine baktm. Bo. Anahtarlarn hl arabann zerinde olduunu grdm. Frank nereye gitti? Bir iki saniye kadar korkudan donup kaldm, ama sonra belki iini yapmaya falan gitmi olabilecei aklma geldi, bam evirip karanlk arsaya baktm. te o an tuhaf bir ey grdm. Daha nce arsada drt araba grmtm, ama imdi araba says bee kmt; bunlardan biri de yars glgede olan yeil bir Nissan arabayd. Direksiyonda karanlk bir siluetin oturduunu grr gibi oldum. Bir saniye kadar sonra bir Taurus tekerleklerinden ac ac patinaj sesleri kararak arsaya girdi, arabann farlar gzlerimi kamatrd. Panie kapldm, tam Volvo'ya doru koarken Taurus grleyerek durdu ve Stone arabadan indi, onu iki dedektif takip etti. Stone silahn elinde tutuyordu. "Seni tutukluyorum Moran! Hemen yere yzkoyun yat, ellerini arkaya al, haydi! Volvo'dan be metre kadar uzaktaydm. Eer kamaya teebbs edersem Stone'un beni vuracandan adm gibi emindim... Adamn yzndeki ifade bana onun hi de tartacak bir ruh hali iinde olmadn sylyordu. Onda mantk aramann artk hi gerei yoktu. Ama kamam gerektiini de biliyordum. Tam da ihtiyacm olduu bir srada Frank nerede? Zaman kazanmaya alarak, "Tamam, ne dersen yapacam" dedim. Stone silahn bana dorultmutu, ben de ellerim havada duruyordum ve Stone bana eliyle yere yatmam gerektiini iaret ediyordu. Ama ben kendimle Volvo arasndaki mesafeyi kapatyordum ve arabaya yeterince yaklatm an kapy bir hamlede ap kendimi arabann iine attm. Stone bir arjr mermiyi arabaya boaltt. Mermilerden birinin arabann n camn paraladm grdm, byk bir aba harcayarak kontak anahtarn evirdim ve arabann motoru aniden canland. Stone'un bir boa gibi bana doru atldn grdm, btn gcmle gaz pedalna bastm, tam o esnada bir el daha silah sesi duydum; bir mermi bam syrarak geip arabann tavann deldi. Ardndan bir el daha ate edildi, o da sol
omzumu syrarak geip arka pencereyi paralad. Ate eden Stone muydu, yoksa adamlarndan biri miydi anlayamadm, ama onun avaz kt kadar bararak "Dur yoksa seni gebertirim Moran!" dediini duydum. Gaz pedaln kkledim, Volvo'nun motoru vahi bir hayvan gibi kk-redi ve yanan lastiin ac lklanyla park yerinden hzla ktm. 154 Volvo'ya mermi daha isabet etti; n camdan bir mermi daha geti ve dier iki mermi tavan delip geti. Var gcmle gaza basp yars paralanm n camdan dary grmeye altm. Arabann farlar kapalyd ve nasl yaptm bilemeden sol tarafa doru savruldum, yksek bir hzla park yerinden ktm ve kaldrmdan srayarak indim. nme kan her trl trafik n ezip getim ve bu aada silah seslerinin artk kesilmi olduunu fark ettim, ama iki yz metre kadar ileride, tam bir dnemece yaklatm srada, dikiz aynasndan gzlerimi kamatran farlar grdm. Bunlarn Stone ile adamlar olduundan adm gibi emindim. Ama aramzda epey bir mesafe vard. nmdeki yola dikkatimi verdim, nmdeki dnemece kadar ayam gaz pedalndan hafife kaldrdm, sonra yine btn gcmle gaza bastm. Volvo'nun motoru hz almaya balarken bir kez daha kkredi ve Ford Taurus'u artk peimde grmez oldum. Stone, Ford'un yolcu koltuundayd ve arabay Norton sryordu, iki araba arasndaki yz metrelik mesafeyi kapatmaya alrken arabasnn motoru da homurdanp duruyordu. Stone fkeden kuduruyordu; ate edebilmek iin Volvo yeterince yakn deildi. Anszn Norton dikiz aynasndan bir ift gl farn onlara doru yaklamakta olduunu grd. "Bu da ne be?" "N'oluyor?" diye sordu Stone. "Tam arkamzda dallamanm teki var. Sanki bize arkadan bindirecek gibi geliyor!" Stone daha iyi grebilmek iin yolcu koltuundan arkaya doru eildi, lks bir yeil Nissan araba hzla yanlarna yaklat, uza gsteren farlar prl prl gz kamatryorlard. Srcnn yzn gremedi; nk glgede kalmt; ama src her kimse bile bile sol yapt ve Ford'a taslad. Madeni bir ezilme sesi duyuldu ve Norton direksiyonu kontrol et461 meye alrken araba sarsld. "Tanrm, bu herif delinin teki..." Stone ileride bir viraj grd ve panik iinde, "Yola dikkat et Gus..." dedi avaz kt kadar. Ama araba onlara yeniden, bu sefer ok daha gl bir ekilde tos-lad ve Ford yolun kar tarafndaki bariyere doru yan yan srklenmeye balad. Stone lk att. "Tanrm..." Norton lgnca direksiyonu dzeltmeye alt, ama kontrol kaybetti. Korkun bir patinaj sesi duyuldu ve Ford bariyere arpt. 155 Tekrar aynaya bakmadan nce yz metre kadar gitmitim. Sanki iki araba ayn anda viraj almaya alyor gibiydi, ama derken arabalardan biri aniden yolun kar tarafna savrularak gzden kayboldu. Gzlerimi krptm, nk grdklerim gerek mi deil mi artk anlayamayacak bir durumdaydm, ite o srada arabalardan birinin bariyere arpm olduunu kavrayabildim.
imdi arkadan bir arabann ift fan geliyordu. Cep telefonum aniden titreti. Herhalde Frank aryordur diyerek bir elimle direksiyonu kullanp bir elimle de antamn iinden telefonumu bulmaya altm, ama telefona cevap verdiimde kar tarafn sesini duyamadm. "Frank! Sen misin?" Ksa bir sessizlikten sonra bir adamn bouk sesi, "Kate" dedi, "Sonunda konuabildik." Bu ses Frank'n sesi deildi, tandm birinin sesi de deildi, paniim gittike artyordu. "Kimsin sen?" "Ben de sesimi hemen tanrsn sanmtm Kate. Tamyamadysan syleyeyim mi?" Ses imdi kulama daha aina gelmiti: hemen hemen David'in sesi gibi. Derken jeton dt ve kalbim yerinden frlayacakm gibiydi. "Patrick!" "Kim bu akll kz bakaym?" "Neredesin?" O kadar armtm ki aklma gelen tek ey onun nerede olduunu sormak oldu. "Arkandaki arabada, ama arkana bakman tavsiye etmem sana Senin hurdaha olman istemeyiz ama deil mi?" Dikiz aynasndan geriye baktm ve farlarn arkamdan bana iyice yaklatn grdm. "Frank nerede? Ne yaptn ona?" Patrick ciddi bir sesle, "Kapa eneni, yolun kenarna ek ve telefonunu ak tut." "Frank nerede?" diye tekrar sordum. "Arka koltuumda. Ama onun hayatta kalmas ya da kalmamas se463 nin ibirliine bal bir mesele Moran. Eer canm skarsan tek kurunda kafasn datacam. Anladn m?" "Evet... Anladm." "O zaman ben ne dersem yapacaksn. ek kenara, motorunu stop et ve arabadan darya k. Kapy kapat, ellerini yan tarafnda tut ve benim arabama bak. Hemen imdi! ek kenara." Arabay kaldrma ektim ve bana ne dediyse yaptm; arabadan aaya indim, Volvo'nun kapsn kapattm ve arkama dndm. Koyu yeil lks bir Nissan arabann frenlere basarak yavaladn ve tam lapa lapa kar yamaya balarken arkamda durduunu grdm. Src darya kt ve uaktaki adam tandm. Bu adamn Patrick olduunu biliyordum, ama deimiti; sa daha seyrekti ve yz fotoraflarda grdm yznden daha inceydi; ama ona bakar bakmaz Da-vid'in erkek kardei olduunu anlamtm. Elinde otomatik bir silah tutuyordu ve Nissan'n yolcu koltuu tarafna yrd, kapy sonuna kadar at ve bana src koltuuna gememi iaret etti. "Direksiyon basma ge bakalm." Arabaya bindim, o da yanma oturdu. Arkama bir gz attm ve Frank'n bedeninin arka koltukta boylu boyunca uzanm yattn grdm. Elleri arkadan kaln, mavi, naylon iplerle balanmt. Frank l m yoksa sa m, anlayamadm.
Patrick, "Sr" dedi. "Nereye?" Yzme bakt ve tabancay kaburga kemiklerime dayadnda yznde delirmi bir ifade grdm. Smt btn yzne yayld. "Derinde bir yerlere ve kendini evinde hissedecein karanlk bir yerlere Moran." 156 Kar daha da youn yamaya ve Nissan'n n camn kaplamaya balamt. Sileceklerin yerlerini bulabildim, dmesine bastm, ama slak yola dikkatimi vermekte byk bir zorluk ekiyordum. Patrick silahn bana doru tutmaya devam ediyordu ve direksiyonu sk sk kavrayan ellerim titriyordu. www.cizgiliforum.com mehmetalper Patrick, "Interstate karayolunda kal, gneye git. Ve eer bana bir numara yapmaya kalkarsan seni de kardeini de krbalarm." "Ben senin ldn sanmtm." Patrick glmsedi. "Herkes yle sand. Mthi bir ey deil mi? ntihar notuma da herkes hznlensin diye David'i ne kadar zlediimi yazmtm. Ne de komik be. Ben ondan hep nefret ettim." armtm. "Neden?" "Merak etme, belki lmeden nce gerekelerini de reneceksin. Ben senin tepkilerini merak ediyorum sadece. Srmeye devam et." Arka koltukta, Frank aniden inlemeye balad, sonra tekrar hareket-sizleti kald. "Ne yaptn ona?" diye sordum. Patrick elleriyle rngay iaret etti. "Ona tekiladan birazck daha serte bir ey verdim. Merak etme, birazdan aylr." "Gamal'a ne oldu? ld m, sa m?" Benim merakm Patrick'e ok elenceli geliyordu. "renmek isteyeceini hi sanmyorum. Ama sana imdilik unu syleyebilirim; eski dostun Constantine seninle karlamay bekliyor." Bir anda her tarafm bir korku dalgas sard. "O nerede? Ona panzehir vererek lmemesini mi saladn? damdan bu yolla m kat?" Patrick tabancay sallad. "Birazdan onu grdnde bunlarn hepsini reneceksin. Ayrca eer nasl bir plan yaptmz merak ediyorsan, onu da reneceksin. imdilik, sen arabay srmeye devam et." Midem altst olmutu. Demek Gamal yayor. Frank'in da benim de ksa bir sre sonra ldrleceimizi ve benim ldrlmeme Gamal da katlacaksa, lmmn ok byk aclarla gerekleeceini biliyordum. Araba yamuru hzla delip geerken, gerinzde kalan slak yola krmz klar yansrken kalbim deli gibi arpyordu. "Benim sana ne 465 zararm dokundu ki? Gamal'n bana olan nefretini anlayabilirim, ama senirkini anlayamam." Bir anda Patrick'in baklarndan saf zehirler fkrd, baklar o kadar youndu ki, sanki kendi
baklarndaki zehirle zehirlenecekmi gibiydi. "Sen hibir ey anlamyor musun aptal kan? Yoksa salak numaras m yapyorsun?" "Sen neden bahsediyorsun?" Patrick'in az iren bir grnm ald. "Bana saf numaras yapma salan. Benim annem babam bana tek kuru para brakmad. Her eyi benim kk kardeime braktlar. Hem de her eyi. Benim olmas gereken para David'e gitti ve o lnce de btn para sana kald." armtm, "Peki btn mesele para myd?" Patrick'in nefret dolu baklar fke dolu baklara dnmeye balamt. "Benim olmas gereken her eyi sen aldn! Sonra da kalkm senden neden nefret ettiimi soruyorsun bana!" te o zaman her eyi anlamtm, fkem kabarmaya balarken kafamdaki btn paralar da yerine oturmaya balamt. "Peki, o zaman z kardeini ve yeenini soukkanllkla nasl ldrdn?" Patrick'in yznden zehir yayld. "David ile o orospu kz lm hak ettiler. Her zaman David aa, David yukaryd. David mavi gzl ocuktu, David her eyi en mkemmel yapand, en iyi sporcu oydu, en iyi meslek sahibi oydu, en iyi ilikileri o gtryordu. Onun her eyi vard ve benim de karanln iinde yaamam gerekiyordu. Peki, bana annemden ve babamdan ne kalmt? i parampara olmu bir kafa kalmt, onun da bir tmarhaneye tkl kalmas gerekiyordu." Patrick manyak manyak gld. "Hey, ama hi merak etme, David bana yaptklarnn cezasn ok fena ekti. Megan da ekti, o yzden de ben berabere kaldmz dnyorum. Belki de bunu bilmek istersin." Patrick'in acmasz szlerini duyduka ona kar gittike artan bir nefret hissetmeye baladm. Oturup hngr hngr alamak istiyordum, Patrick'i btn bu yaptklarndan dolay ldrmek istiyordum. David ile Megan'a ac ektirdii aklma gelince gsme berbat bir ar saplanmt. Nasl olur da bir insanda bylesine korkun bir ktlk yapma kapasitesi olabilir? eytandan baka kim kalkp da on drt yandaki bir kzn aclar ekerek lmesini rahat rahat izleyebilir?" "David sana yardm etmekten baka bir ey istemedi. Ve sen onu bu yzden mi ldrdn?" "Hey, belki onu ldrmmdr, belki de ldrmemiimdir." "Ne demek istiyorsun." "Anlayacaksn. u anda David benim eyimde bile deil. O bana yardm edecek ne yapt ki? Hafta sonlarnda gelip kapm m ald? Karde kardee bir dayanmaya girdi de benimle, ben devamn m getirme466 dim? Ama Gamal, ite bu adam karanlk ve tehlikeli bir beynin neler yapabileceini bana gsterdi." "Ne demek istiyorsun?" Patrick alay etti. "Artk onu da kendin bul. Ana yoldan sola dn." Virginia'nm krsal kesimlerine doru yol almaya balamtk ve ana yola doru ilerlerken Patrick'in dnyaya mantkl bakabilmesinin olanaksz olduunu anlamaya balamtm. Yirmi yl boyunca akl hastanesine girip kmalar bir ie yaramamt, o yzden de fazla bir umudum kalmamt. "Gamal bizi gideceimiz yerde mi bekliyor?" diye sordum.
Patrick bana eytani gzlerle bakt. "Aynen yle, bizi bekliyor. Dur yahu, siz ikinizi tekrar birlikte grmek ok komik olacak. O yzden sen u pislik gzlerini yolda tutsan iyi edersin." 157 Washington, DC Josh Cooper iinde tutulduu ofisin kilidine anahtar sokulduunu iitti. Kap ieriye itildi ve Ajan Walsh aznda inedii sakzyla kap erevesinde durdu. "Burada rahatn yerinde mi sevgilim?" Cooper omzunu silkti. "Bir yatak olsayd iyi olurdu. Birka dergi, kablo TV ve biraz da yiyecek iecek olmal bence." Odann iine adm atar atmaz Walsh'n yzndeki srt kayboldu. "ok komik ama bu tr bir lkse ihtiyacn yok senin Cooper. Baz kt haberler yznden buradan kyorsun." Cooper adama bakt. "Sen neden bahsediyorsun?" "Stone, Richmond'da bir kaza geirdi. Arabas hurdaya dnd, ama o ve Norton kurtuldular, ayrca kazay birka yara bereyle atlattlar. Galiba Tanr hakly koruyor." Cooper ayaa frlad. "Ne oldu?" Walsh azndan sakz ald, iki parmak ucu arasnda yuvarlad ve p kutusuna att. "Duyduum kadaryla, senin u Moran yine ortalklardan kaybolmu. Bu kadn Scarlet Pimpemel romanndaki gibi; burada aryoruz, orada aryoruz, her yerde aryoruz. Bu kadn bulacaz diye kafay yiyoruz. Sen bu kadnn kayboluuyla ilgili bir ey biliyor musun Cooper?" "Nereden bilebilirim ki? Ne biliyorsam anlattm ite." Walsh avularm birbirine srtt, baparman kapya doru kaldrd. "Stone seni grmek istiyor, bizimle Interstate 95'te buluacak. Hey, biraz akl ister misin Coop? Bence siz ikiniz karlatnzda bu adama doruyu syle. nk Stone senin dilini kndan kartacak kadar fkeli." Krk dakika sonra, Cooper beraberinde Walsh'la birlikte Rich-mond'un sekiz kilometre kuzeyindeki Comfort Inn Oteli'ne doru gidiyordu. Norton onlara kapy aarken Stone da yatakta cep telefonuyla 468 konuuyordu. Boynunda bir boyunluk vard, ayrca yzne de birka tane bant yaptrlmt. Sol bilei sarlmt, sa gz morarmt, kan anana dnmt. Stone telefon grmesini bitirdi ve gzlerini ziyaretisine evirdi. "Sana bir uyan Cooper. Bana biraz bilgi vereceksin Cooper, ben de sana bir kyak yapacam." Bir iskemleyi ekip ald ve Cooper'n karsna oturdu. Norton ikolata yiyordu, Cooper'a, "Bir ey ister misin? Kahve, Kola. Biraz biskvi falan" dedi. Cooper, "Kahve iyi olur. Az stl olabilir. Belki stne birazck tarn da serpebilirsin. Tatlandrcl olsun, eker istemez. Yannda da kek olur mu? Hani u stnde kk kk bir eyler olan ahududulu keklerden." "Ben Stone'a soruyorum salak" yantn verdi Norton. Stone homurdand ve yumruuyla masaya vurdu. "Bo verin imdi " kahveyi, keki falan, Gus. Otursana Cooper."
"Ben de ne istediimi sordu zannettim. Ben de ona syledim." Stone'un yz kpkrmzyd. "Tepemi attrmayn. imdi sen bana batan anlat bakalm, mezarlkta ne oldu?" Cooper Stone'a bakt. "Walsh'a anlatmtm." "Bana anlat, Cooper. Ve abuk anlat, nk ne zamanm var ne de sabrm." "Ben sana gvenmiyorum Stone. Bence senin kafanda kt var." Stone sabrszca, "Cooper, cann nasl hissetmek isterse yle hissedebilirsin, ama ben bu soruturmann bandaym ve sana unu sz veriyorum, eer ieri boylamak ve olunu ancak kocaman bir adam olduunda grmek istemiyorsan, en iyisi tmeye bala, hem de abuk. Anlald m?" Cooper bir Norton'a bir Stone'a bakt. "Stone'un derdi ne bilmiyorum, ama siz umarm adilsinizdir." "Bununla ne demek istedin?" diye sordu Norton. "Yani, Stone'a gvenmiyorum, demek istedim." "Konu Cooper, yoksa sabrm tkenir" dedi Stone. "Bana her eyi anlat." Cooper birka dakika konutu ve lafn bitirdiinde Stone ayaa kalkt, iini ekti ve elini yaral yzne gtrd. Derin bir dnceye dalm gibiydi ve karar vermekte zorlanyordu sanki. Cooper, "imdi bana inanyor musunuz?" dedi. Stone Cooper'a dnd. "Sen beni ne zannediyorsun? Mezarla gidip bakmadan hibir eye inanmam. imdi oraya bakalarn gnderdim. Tek aklma gelen ey sizin yanl bir mezar atnz. Ayrca imdi ncelik Moran' bulmaktr. Bana kalrsa kardei Frank ona yardm ediyor; nk o da ortalktan kayboldu. telefonuna, ev telefonuna son birka gn iinde gelen telefonlara bakacaz, bir de e-postalarn gzden geireceiz, bakarsnz bize ipucu veren bir ey kar. Cooper, sence bu kadn nerede olabilir?" 469 Cooper sinirlenerek ayaa kalkt. "Bilmiyorum. Sen imdi bana Mo-ran'n masum olduuna hl inanmadn m sylyorsun?" Stone Cooper'n yzne bakt. "Lou'nun ldrlmesinden sonra m? stnde onca phe varken mi? Hadi araba kazasyla beni bile bile ldrmeye almasn saymyorum. Bana kalrsa yoldan ktmzda Gus'n arkasndaki arabay da Frank sryordu." "Bunu hi sanmyorum Stone. Ayrca Kate'in Lou'ya bir zarar verebilecei aklmn ucundan bile gemez. Sen ta en bandan beri her eyi tersinden okuyorsun. Ne Kate ne de Frank kalkp birini ldrebilecek insanlar dr." "Sen de ok dokunakl konutun yani." Stone boynundaki boyunluu gsterdi. "Sence ben bunu fiyaka olsun mu diye takyonm? Dinle beni Cooper. Sen bana martaval anlatp duruyorsun. Bana sorarsan, o kaltak btn bu olaylarn tek sorumlusu. Bugn beni ikinci kez ldrme giriiminde bulundu. Dahas, bu kadn bir kere daha karma kar yine benimle kavgaya tutumaya kalkrsa, bu sefer kendini ld bilsin." Cooper, "Seninle bu kadn arasnda ne var Stone? Tamam, bu kadn seni aptal yerine koyuyor ve ayrca az kalsn lyordun da. Ama derdin ne senin, gze gz, die di mi?"
Stone, Cooper'a bakt. "Ben iki gz de alan tipte adamlardanm." Cooper iini ekti. "Senin derdin ne biliyor musun? ylesine nefrete gmlmsn ki, artk gerei kabul edemiyorsun. Aptallk ediyorsun Stone. Cidden aptallk ediyorsun. Ya da belki ok akllsn da hepimizi kandnyorsundur." "Yani ne demek istiyorsun?" "Kate'ten ylesine nefret ediyorsun ki, bu kadn ortadan kaldrmak iin her yolu kullanmaya alyorsun. Belki de btn bunlarn altnda byle bir neden yatyordur." Stone'un yz fkeden allak bullak oldu, Cooper'n boazna sarld ve serte duvara itti. "yle mi sanyorsun? O zaman ben de sana ne dndm syleyeyim. Sen moronun tekisin Cooper. nk bu olaydan sonra FBI'dan kovulacam sana garanti ederim." Cooper'n yakasn brakt ve Norton'a, "Bu dallamay gvenli odaya geri tkn ve gidip Moran' bulup bu ii bitirin." 158 Virginia Virginia eyaletinin krsal kesimine doru arabay srerken ellerim titriyordu. Kar durmutu, ama hava yle souktu ki ksa bir sre sonra karn, daha da youn bir ekilde tekrar yamaya balayacan dndm. Yanmzdan aralar gelip geiyordu, hatta bir polis arabas bile geti, ama Patrick'in beni vurmasn gze almadan hibir ey yapamazdm. "Peki Gamal'n kama neden yardm ettiini anlatacak msn bana?" Sesimdeki korkuyu kontrol edebilecek durumda deildim. Silah bana doru tuttu. "Gittiimiz yere vardmzda anlayacaksn. Srmeye devan et hadi." Adam konuturmaya almann bouna olduunu fark ettim, nk benim hep bir bilinmezlik iinde kalmam istiyordu. Gamal gibi, o da g kullanmaktan zevk alan biriydi. Ama hl baz sorulan cevaplasn istiyordum. "Peki, beni neden beni bou bouna koturup durdunuz? Sizdiniz deil mi? Sen ve Gamal." Patrick'in srt btn yzne yayld. "Sen kedi fare kovalamaca-sndan hi?holanmaz msn Moran?" "Pek deil, ben sadece bu oyunu neden oynadnz merak ediyorum." "ok kolay. Seni bir hayvan gibi avlamak nasl bir ey grmek iin, yani senin Gamal' avladn gibi senin de avlanman grmekti btn mesele. Tabii kafann iini kartrmak, kimin kazanacan grmek fikri de ok houmuza gitti. En mthi taraf da neydi, biliyor musun? stediim an seni ldrebilecek olmamd Moran. stediim an hem de. lecein an istediim gibi kararlastrabilirdim. ite en elenceli taraf da buydu." "Yeta da bu yzden mi ldrld? Elence olsun diye mi?" Patrick'in suratnda yine kin dolu bir ifade belirdi. "O kaltak kendi kardeine ihanet etti, o yzden de lm hak .etti," "Kim ldrd onu? Sen mi, Gamal m?" Patrick alayc baklarla bakt. "Hl anlayamadn, deil mi? Sen hl ne olup bittiini, seni nelerin beklediini bilmiyorsun." 471 "Neyi bileceim ki?"
Cevap vermedi. Bir dnemece yaklatm ve anszn Angel Krfezi yaknlarnda bir yerde olduumu fark ettim; daha nceden bilmediim bir yoldan yaklamtk oraya Aalk bir yere geldik, ara ara kar yayordu. Toz karabiber renginde kirli bir yol izgisi aalarn arasna doru uzanyordu. "O yola gir" diye emretti Patrick parmayla yolu gstererek ve tereddt ettiimde sinirlendi. "Sen beni duymadn m?" Ellerim titrediinden direksiyonu yola eviremiyordum. "Seni duydum. Btn bu cinayetlerin bir anlam yok Patrick. Niin ilediniz? Neden?" Korku iinde, imdi beni ve Frank' iki psikopat katilin beklediini, hayatlarmzn artk onlarn insaflarna kaldn dnyordum. Patrick hibir uyanda bulunmadan fkeyle dnd. Silah arka koltua dorultup tetii ekti. Susturuculu silahtan bouk bir ses kt. Mermi bir eye isabet ettiinde pof diye kuru bir ses kt, ama Frank'tan herhangi bir ses gelmedi. Patrick Frank' ldrd m? Korku iinde arkaya baktm ve merminin Frank'n kafasnn biraz zerinde arabann koltuk demesini deldiini grdm. Dumansz bir barut kokusu arabay doldurdu. "Gelecek sefere kafasna isabet edecek" dedi Patrick fkeyle. "u siktiiminin yolundan gitmeye devam et!" Direksiyonu tutarken ellerimin titremesini engellemeye altm, ama Patrick'in korkumdan byk bir zevk aldn grdm. "Neden benim adm David ile Megan'n cinayetlerine kartrdnz anlamyorum." "Oyunu daha keyifli bir hale getirebilmek iin, salak. Eer seni onlarn cinayetlerinin zanls olarak grrlerse ortaya mthi bir ironi kar diye dndk. Seni eziyet dolu bir kovalamacaya sokmak ve en sonunda Constantine ile benim kucama drerek bedeli sana hayatnla detmek iindi hepsi. Yavala burada Moran." Dar bir nehir zerindeki bir ta kprye yaklarken yavaladm. Kprnn teki tarafnda dikenli tellerle evrili bir duvarda demir parmaklkl bir kap vard. te o zaman Manor Maliknesi'nin arka tarafnda olduumuzu anladm. Buras eski ve kullanlmayan bir yoldu ve bir keresinde David'le birlikte burada yry yapmtm. "Srmeye devam et" emrini verdi Patrick. "Sana dur diyene kadar srmeye devam et." Kprnn zerinden geerken araba srad ve arka koltuktaki Frank inledi, sonra da sessizlie gmld. Yz metre kadar sonra maliknenin arka tarafna geldik. Arabann farlar binann talarn aydnlatt. Ev karanlk ve kasvetli grnyordu. "n arabadan" dedi Patrick. Kanm dondu ve birazdan bama geleceklerin korkusuyla sanki koltua yaptm hissettim. "k dar!" diye bard Patrick silah bana dorultarak. Arabadan ktm, bacaklarm tutmuyordu. 472 Patrick yanma geldi ve aaya, bodruma inen merdivenleri iaret etti. "ite oraya gidiyoruz. Bir kamaya al, nce kardeini vururum, sonra da seni arkadan vururum." Cebinden bir el feneri kard. "Kardeini arabadan kar." Bunu kendi bama yapamazdm. "ok ar ama..." Patrick silahn kaldrd ve arabann arka koltuunda boydan boya yatan Frank'a doru nian ald. "ok
kt; ya onu bodruma tarsn ya da hemen burada ldrrm. Sen karar ver. Nasl istersin, sa m l m?" Frank' koltuktan ekmeye altm, iki elimle var gcmle ektim, ama yerinden kmldatamadm bile. Patrick silahn sallad ve fkeyle, "Ge arkaya" dedi. "N'olursun ldrme onu" diye yalvardm. "Ge arkaya dedim sana!" Silah yzme dorulttu ve beni geriye doru itti, sonra arabann iine uzanp Frank' yakasndan tutup darya ekti. Zannettiimden ok daha glyd, Frank' tek eliyle tutup bodrumun basamaklarna doru srkledi. "Ayaklarndan tut" dedi. Frank'm bacaklarndan tutmaya alrken yeniden kar yamaya balad ve Frank' merdivenlerin dibine srkleyip rmekte olan, menteelerinden sarkan tahta kapnn nnde durduk. Frank hl kendinde deildi, gzleri kapalyd, az akt, vcudu uval gibiydi. Onu tamak iin aba harcamaktan belim kopmutu, ama azm ap en ufak bir ikyette bulunamazdm. "Brak onu" dedi, Frank'n bacaklarn tutmay braktm. Sonra Patrick kapy tekmeleyerek at. Karma baka bir merdiven kt, Pat-rick'in elindeki el feneri basamaklar aydnlatyordu. Hayatmda hi hissetmediim kadar korku iindeydim. Patrick, "ikinizin iini birlikte halletmek harika bir ey olacak. ifte lm, Constantine'in en bayld eydir. Ama bu sefer erkek karde, kz karde olacak" dedi. Herhangi bir uyarda bulunmadan Patrick Frank'm kendini brakm bedenini itti. Frank kapkara merdivenlerden aaya bir uval gibi yuvarlanarak indi ve birka saniye sonra kuru bir dme sesi geldi, sanki Frank sert bir yere arpm gibiydi. Midemin azma geldiini hissettim. Ya kafatas atladysa? "Gaddar herif!" diye bardm. Patrick beni salarmdan acmaszca tuttu, iine dtm korku onu ok elendiriyordu, yzm yznn hizasna kadar kaldrd. "Dur bakalm, elence henz balamad bile Horan. Bence seni aada nelerin beklediini merak ediyorsundur. Ama biliyor musun? Birazdan siktiiminin hayatndaki en byk srprizi yaayacaksn." 159 Patrick beni kabaca itti, merdivenlerden aaya paldr kldr yuvarlanarak indim. Bir dmeye bast ve k ald, bodrum katn aydnlatt. Frank merdiven boluunun dibine yakn bir yerde yatyordu. Bilinci hl yerinde deildi ve alnndaki bir yaradan kanlar akyordu. Diz st kp nabzna baktm. Yayordu ve onun yaadn bilmek beni rahatlatmt. "Yr hadi" dedi Patrick ve silah arkama dayad. "Sen Frank' merak etme. Dosdoru yr bakalm." Yanan tts kokusu burnuma geldi. Tts kokusunun altnda yatan baka bir koku daha olduundan emindim, ama o kokunun ne olduunu bir trl karamadm. Patrick Frank' ceketinin yakasndan tutup yerde srklemeye baladnda ben de istemeden de olsa yrdm. "leriye bak Moran. Ve de acele et yoksa kardein mermiyi yer." leriyi grebilmeye abaladm ve kemerli bir geit grdm, geidin yan tarafndaki tozlu raflara arap ieleri dizilmiti, buradan da bodrumun baka bir tarafna klyordu. Yerde bir tane pasl mutfak tulumbas ve krlm porselen bir anan paralar duruyordu. Kafamda tek bir soru dolanp duruyordu: Gamal nerede? Hatralar- tekrar gzmde canlandnda kalbim yerinden frlayacak gibi oldu; her su mahallinde
Gamal'n kanl eliini grp duruyordum. Birazdan yaayacam ikencelerle ilgili her trl dnceyi kafamdan atmaya alyordum, ama yapamyordum. lm beni bu mahzende bekliyor. Kemerli geidin sonuna ulatk ve genie bir odaya girdik. Patrick Frank'n yakasn brakt. Kafas yere arparken bilinci hl yerinde deildi, ileride bir mumun yandn grdm, ama Frank birden inleyerek aylmaya balaynca dncelerim dald. Ama daha fazla ayla-mad, nk Patrick tabancasnn kabzasn Frank'n kafasna indirdi. enesine doru kan akmaya balad. Gzleri kapalyd ve azndan hrltl sesler geliyordu. Frank'n kafas yar tarafa yuvarlandnda midem altst oldu. Onu kurtarmak iin umarsz bir aba harcadm, ama Patrick beni yine samdan tuttu ve ileriye doru frlatt. "Sen imdi hemirecilik oyunu oynamay brak Moran. Gelip onun iini halledece474 im. Yr bakalm. Seni ileride gzel bir srpriz bekliyor. Yznn ne hale geleceini grmek iin sabrszlanyorum." Bir baka kemerli yoldan sendeleyerek yrdm. Patrick elini uzatp duvardaki bir elektrik dmesini yakt, bir saniye sonra da bir elektrik jeneratrnn uultuyla altm duydum. Zemin kat gl halojen lambalarla aydnlanverdi. Odann kesindeki duvarda bir ameliyat masasn andran elik bir masa grdm. Masann yanndaki tahta sehpann zerinde cerrah aletleri ve kasap baklar diziliydi. Aralarnda bir matkap, elektrikli testereler, ekiler, korkun grnl, testere dili baklar, et satrlar vard. Bu lm ara gerelerinin yannda bir de ten renginde bak bileme kay duruyordu. "Geldik" dedi Patrick. Kafam korkuyla iki yana sallarken Patrick'in bunu bana sylemediini fark ettim. Gzlerimi Patrick'in bakt tarafa, odann kar duvarna, byk mumlann yand daireye doru evirdim, ite orada grdm ey kanm donduruverdi. Dairenin iinde duran, yz mumlarn titrek yla aydnlanan ve ellerini sanki kutsal bir rahip gibi iki yana am adam Constantine Gamal'd. 160 Sunset Memorial Park, Chesterfield Beldesi, Virginia iki zel ajan saanak halde yaan yamurun altndaki arabalarnn iinde oturuyorlar, mezarl izliyorlard. Sulu sepken kar durmutu, adamlardan biri kahvesini yudumlarken dieri de mezarla gzlerini dikmi bakyordu. Mezarln nne park etmek zere olan bir aracn lgn far n grd. Arabadan bir karalt indi, karalt elinde el fene-riyle mezarla girdi. Ajan kahvesinden son bir yudum ald ve kahvesini bardakla koydu, sonra arka koltukta duran yamur apkasn ald ve yandaki koltukta uyuklamakta olan arkadan dirseiyle drtt. "Hey, Sullivan, kaldr kafan, galiba i kt." Silahlarn ektiler ve ak kapdan mezarla girdiler. El fenerinin mezarln arka tarafn taradn grdler ve iyice yaklatklarnda yamurluk giymi karaltnn mezarlardan birinin banda el fenerini mezara doru tutarak durduunu grdler. Karalt da onlar grmt muhtemelen, nk arkasna dnm, el fenerini yukarya kaldrmt. Silahn karaltya dorultan ajanlardan biri "FBI" dedi bararak. "Bir tarafna bir ey yapmadan u suratmdan ek ve ellerini de grebileceimiz bir yere koy!" Karalt emre hemen itaat etti ve iki ajan hedeflerine yaklatlar. Ajanlardan biri yamurluu ekti ve korku iinde onlara bakan orta yal bir adam ortaya kt; adamn kafasndaki apkann stnde ATLAS GVENLK diye yazyordu.
"Senin burada ne iin var bakalm?" diye sordu ajanlardan biri. "Ben sadece iimi yapyorum. altm irket mezarlklarda bekilik ilerine bakyor." "Senin kimliin var m?" "Aslnda ayn soruyu ben size soracaktm." Federaller kimliklerini gsterdiler. "Mutlu musun imdi?" "Zannederim." Beki de boynundaki plastik muhafaza iinde duran kendi kimliini gsterdi. "Kusura bakmayn, ama sizin gibi Federallerin 476 byle bir havada burada ne aradklarn sorabilir miyim?" "Zannederim nce ben sana soru sordum" diye yantlad ajan. Beki omzunu silkti. "Mezarlkta k grldne dair bir bilgi geldi bize. Ben de birka keredir gelip bakyorum." "Ik m? Ik demekle neyi kastediyorsun?" dedi ajan. "El feneri gibi bir k. Ama ben anormal bir ey grmedim, tam arkanzdaki mezar dnda." Mezarlk bekisi el fenerini yerinden oynanm yeil muambaya tuttuklarnda ajanlar da kafalarn o tarafa evirdiler, muamba tam orta-' dan batmt ve yans amurlu suyla dolmutu. zerinde birtakm rakamlar olan bir ha orada bir mezarn bulunduunu gsteriyordu. Beki, "Sizin gibilerin mezarlklarda d koparken ite benim iim de bunlara bakmak. Aslnda mezarlklar korkulacak yerler deildir arkadalar." "Sen anormal derken neyi kastettin?" "Gamal adnda idam edilmi bir katil birka hafta nce buraya gmld. Biri geldi mezarn stn muambayla rtt. Muambay kaldrdm baktm, adamn mezarnn kazlm olduunu grdm." "Neeee?" "Evet ya, ayrca mezarn iinde ne olduu aklnza bile gelmez arkadalar." 161 Washington, DC Josh Cooper fke iinde hcrede volta atyordu. Walsh'n yan tarafta bir eylerle oyalandn, kendisine kahve yaptn iitebiliyordu. Hcrenin demir parmaklklarnn ardnda koridorun duvarnda ilk yardm dolabnn asl olduunu grd ve "Walsh!" dedi, "buraya gelsene." Walsh antrenin giriinde elinde sandviiyle belirdi. "Ne oldu, Cooper?" "Gardiyanlk nbetini tek tutan sen misin?" Walsh az dolu bir halde konutu. "yle gibi. Neden sordun?"
"Susadm da ondan. Biraz su imek istiyorum." Walsh sandviini bitirdi ve ellerini kt peeteyle sildi. "Sen sonra da kalkp dardan yemek getirin falan dersin." "Su kfi." Walsh gzden kayboldu ve ii souk su dolu plastik bir bardakla dnd. "Sonra kalkp da bana bakmadlar falan deme." "Sa ol dostum." "Ben senin dostun deilim Cooper." "Bence de deilsin." Walsh tam gitmek zere dndnde Cooper bayla duvar iaret etti. "Ama yine de sen bana bir kereliine mahsus bir iyilik yap da u duvardaki ilk yardm kutusundan bana bir bandaj ver." Walsh duvardaki ilk yardm kutusuna bakt. "Neden verecekmiim M?" "Galiba Stone beni duvara ittiinde elimi incittim. ok kt acmaya balad." Walsh srtt ve gzlerini pheyle kst. "Dinle Cooper, ben dn domadm. Nbetim srasnda komiklik istemiyorum, oldu mu? Stone seni hibir art altnda karmamam syledi ve ben de seni buradan karmayacam, eer bu hcrede yangn karsa, sen de frnda rosto et olup kacaksn olum." "Ben sana beni buradan kar demiyorum ki. Bak, bana uradan bandaj ver sadece, ben de kolumu sararm. Stone geldiinde bana do478 ru drst bir tbbi tedavi uygulanmasn isteyeceim. Haydi, abuk ol, tamam m? Canm fena acyor." VValsh kalarn att. "Bilmiyorum..." "Sence ben buradan kamay deneyecek kadar aptal mym? Karnemde yeterince krk notum var zaten." "Evet, ey, aslna bakarsan Moran'a yardm etme salaklnda bulunmaman gerekirdi" dedi Walsh. "nsan ne olacan her zaman kestiremiyor. Byk bir hata yaptm. Haydi Walsh, ben bu boktan hcreye tkl bir haldeyim ve hibir yere gidecek deilim. uradan bir tane bandaj ver Tanr akna. Ne yapacam, kendimi mi asacam yani?" Walsh, Cooper'n yzn inceledi, acaba yalan m sylyor diye bakt, ardndan ileriye doru adm tt ve duvardan ilk yardm kutusunu ald. Kutuyu at ve kalnca bir gazl bez buldu. "Bu iine yarar." "Sa ol. Arm gittike ktleiyor." Walsh gazl bezi verdi ve Cooper gazl bezi eline sard. "u kitin iinde bir de makas olmas lazm Walsh. Hadi bana bir iyilik yapp u bezi kesiver. Bunu tek elimle yrtamam." VValsh tedbiri elden brakmamaya kararlyd. "Makas m? Sence ben kafay m yedim?" Cooper sklm bir sesle, "O zaman makas bo ver, u gazl bezi yrt, yeter."
VValsh gazl bezi yrtarken, Cooper'n elleri aniden demir parmaklklarn arasndan uzand, VValsh' boazndan tuttu ve kolunu VValsh'in boynuna dolayarak ac verecek derecede skt. "Beni bouyorsun!" dedi VValsh bouk bouk kan bir sesle. Cooper, VValsh'm silahm kalasnn stndeki tabanca klfndan ekip ald, ardndan VValsh'm ceplerini el yordamyla kartrd ve hcrenin anahtarlarm buldu. VValsh kurtulmak iin debelendi, ama hibir ie yaramad ve sesi artk fstyla kyordu. "Sen delirdin galiba Cooper. Stone bunu rendiinde, boku yiyeceksin." "ocuklarn sana Kurbaa Kermit'e benzediini syledi mi hi VValsh?" te tam o srada kap sonuna kadar ald ve karlarna Stone kt, Norton da onun arkasndayd. Stone hemen toparland ve elini Glock'una gtrd, silah Cooper'a dorulttu ve serte, "Sen ne bok yediini sanyorsun Cooper?" dedi. "At u silah ve VValsh' da brak." Cooper yerinden kmldamad. "Zaten grtlama kadar boka battm. Silah atmam iin artk bir neden mi var Stone?" "Var. nk anlald kadaryla sana bir zr borcum var." 162 Angel Krfezi, Virginia Gamal'a gzlerimi diktim. Tyler rpertici grnyordu, yerlere kadar sarkan siyah bir cppe giymiti ve kollan iki yana alm duruyordu. Her tarafmdan buz gibi terler boand. Patrick'in yznden sevin fkryordu. "Hey, ok korktun galiba Moran." Ta kesilmitim. Gamal benden intikamn alacak. Frank'la birlikte ekeceim aclar dnmek midemi bulandrmt. Gamal'n ikencelerine maruz kalacama aniden ldrlmeyi tercih ederdim. Patrick, Gamal'a dnd ve sesi zemin katta uuldad. "Bu kaltaa neler yapacamz sylememi ister misin benden Constantine? Ne dnyorsun? Sra sende ortak." Ama Gamal daha cevap vermeden, Patrick kahkaha att. "Hey Moran, en dibine kadar gideriz, grup seks ve iddetin lsn yaparz. Seni merhamet iin yalvarana kadar dzeriz. Sonra da seni canh canl kesip finali yaparz. Ne dnyorsun? Buna dayanabilir misin Katie, bebeim?" Sendeleyerek geri geri gidip duvara dayandm, bu adamlarla ayn odada bulunmak beni korkutuyordu. Hafif hafif dalgalanan mum klarnn altnda kaabileceim bir yer olmadn grdm. Patrick bana biraz daha yaklat, yz bana ylesine yaknd ki, le gibi kokan nefesini duyabiliyordum. "Bir kadnn yalvarmas beni ok tahrik eder. O yzden eer yaamak istiyorsan bana yalvarmay ren. nk, eer yalvarmazsan, durumun iyice ktleecek. Deil mi Constantine?" Yzmden aaya boncuk boncuk terler akarken gzlerimi Gamal'a evirip baktm. Gamal hl yant vermemiti, gzleri dmdz ileriye bakyordu sanki imdi neler yapacan kafasnda tasarlyormu gibi. Patrick yksek sesle, "u karya bana ne tr kt eyler geleceini sen mi syleyeceksin Gamal, yoksa ben mi syleyeyim?" Ve ite o anda aklma bir ey geldi ve kokulu mumlarn altndaki iren kokunun ne kokusu olduunu anlamaya baladm. Bu koku rABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
480 mekte olan etin kokuuydu. Gamal'n ayaklarna baktm, ayaklarnn altnda mumlardan baka bir ey yoktu. Gamal'm kprtsz yzne bakmaya devam ettim. Mumun glgeli nn altnda Gamal'm derisi solmu parmeni andryordu. Ve ite o anda korkun bir gerekle kar karya olduumu anladm; artk iren kokunun nereden geldiini biliyordum. Gamal ona sorulan sorulara cevap veremez tabii. Azm bir kar ak Patrick'e baktm ve kekeledim. "O... l..." Patrick'in zevkten az kulaklarna varyordu; duvardaki elektrik dmesine elini gtrd, kemerlerin zerindeki lambalardan biri yand ve Gamal'm cansz bedenini aydnlatt. Sonra Patrick masaya uzand ve masann zerinden korkun grnen bir kasap ba ald. "Hey, sonunda anladn durumu Kate. Zannederim oyun bitti; ite bu noktadan itibaren de gerek elence balyor." 163 "Neler oluyor Stone?" Taurus, Virginia'nn krsal kesimine doru yola koyulduunda Josh dehet iindeki gzlerle arabann n camndan darya bakt. "Sylesene!" Josh' apar topar bir asansre bindirmiler, oradan da hzla garaja indirmilerdi ve imdi de sirenleri alan, Stone'un delirmi gibi srd, Norton ile Walsh'm arkada oturduu bir arabann iindeydi. Alt araba daha otoparktan hzla hareket etmi ve ikierli ikierli farkl ynlere dalmlard. Araba Eisenhower Ekspres Yolu'na dnerken Stone, "Adamlarm mezarlktayd ve mezar grdler" diyerek deta bir itirafta bulundu. Josh da fke dolu bir sesle, "Sana sylemitim Stone" dedi, "neden dinlemedin sen beni?" Stone iini ekti, keyifsizce bir parmam grtlak borusunun alt ksmna koydu ve "nk ben geri zekl gtn tekiyim de ondan" dedi. "Ayrca bilmen gereken baka bir ey daha var. Karavanda len Otis Fleist hakknda. Bu adam eskiden Bryce ailesinin yannda alyordu." "Ciddi misin?" "Be yl nce, annesinin ve babasn lmnn hemen ardndan, Da vid Bryce, Fleist'i maliknen bahe ilerine yardm etsin diye tuttu. Her ey en akrak gidiyordu, derken Fleist baz naho ikyetlerde bulunmaya balad." "Hangi konuda?" Stone gaz pedaln iyice kkledi ve motor kkredi. "Buna cevap vermeden nce baka bir ey bilmen gerekiyor. David Bryce'm Patriek adnda b'aabeyi vard." Josh kalarn att. "Bunun konuyla ilgisi ne?" "ok ilgisi var. Patriek uzun bir sredir psikiyatri tedavisi gryordu ve Bellevue'nn eski hastalanndan biriydi. Ben onu bir keresinde grmtm, Lou'yla birlikte ona erkek kardeinin ve yeeninin ldrld haberini vermeye gitmitik. Hatta adama Kate Moran'la ilgili sorular sorduumuzu bile hatrlyorum, Kate'in kardeiyle ilikisi konusunda bildiklerini renmeye almtk. Ama Patriek zntden kahrolnuABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html
482 tu karmza ktnda, ayrca gzeneklerinden bile ila fkmyordu." Stone nndeki arabaya farlarn yakp sndrd. "ekil nmden be arkada," "Dinliyorum, Stone." "Ama imdi ok merak ediyorum, yoksa btn o alamalar szlamalar numaradan myd diye. Neyse, senin renmen gereken hikye Fle-ist'n sulamalar. Patrick'e yeni bir tedavi uygulanyordu ve ok ciddi dzelme belirtileri gsteriyordu, o yzden de David Bryce aabeyinin tmarhaneden karlmas iin gerekli imzay verdi ve yasal adan aabeyinin velisi oldu; dzelmenin kalc olmasn diliyordu." Josh kafasn sallad. "Devam et." "Ama kalc olmad. Bir ay kadar sonra Fleist yerel polislere Patrick Bryce'm o zaman dokuz yanda olan kzma cinsel taciz teebbsnde bulunduunu syledi. ocuun travma geirdii ve psikiyatrik yardm almas gerektii anlalm. Mahkeme kararyla David aabeyi Patrick'i dava sonulanana kadar Bellevue'ye geri gndermek mecburiyetinde kald. Sonra Fleist kznn tacizden dolay psikolojik olarak kt iddiasyla David'i aleyhine dava amakla tehdit etti. Fleist'n avukat Da-vid'den Patrick'in sorumlusu olduu iin hatr saylr bir sus paras kopard ve bir hafta sonra da Fleist davadan vazgeti ve olay hi mahkeme aamasna gelmedi. Herhalde imdi Kimberly Fleist'n neden karavann dnda pek grlmedii anlamsndr." "Peki, sen btn bunlar nereden biliyorsun Stone?" "Moran bir bildiri yaynlayarak tekilat iinde alanlardan Otis Fleist hakknda bilgisi olanlarn bildiklerini rapor etmelerini istemiti. Bundan birka gn nce Angel Krfezi mntkasnda grev yapan yerel bir polis bizimle temasa gemi ve be yl evvel Fleist'n cinsel taciz vakasnda altn sylemi. Bugn Moran'n ses kaytlarn gzden geirirken polisin mesajn bulduk, onunla temasa getik ve bize iin iyzn anlatt." "Peki, bana sylemek istediin baka bir ey var m?" "ok tuhaf bir ey syledi bize. Bundan birka hafta nce gece nbe-; tinde devriye gezdiini ve Moran'n yazlk evinin yaknna park etmi bir arabadaki adam sorguladn anlatt. Polisin iddiasna gre adam cep telefonuyla konumak iin arabasn durduunu ve Moran' ziyaretten dndn sylemi. Polis ertesi gn olay tekrar gzden geirirken bu adam ile Patrick Bryce arasnda benzerlik olduunu fark etmi. Daha dorusu konutuu kiinin Patrick Bryce olduuna ikna olmu." "Sen ciddi misin?" "Ayn adamn boularak lm olmas gerektiini, stelik cesedinin de asla bulunamam olduunu dnrsen tabii byle bir karlama insann ok tuhafna gider." Josh kalarn att. "Btn bunlar ne anlama geliyor?" 483 Stone'un kafas kark gibiydi. "Bilseydim zaten oktan mdr olmutum. Sonuncu artc olaya gelince, ben Patrick'in alveri merkezinde olduu ve orada Moran' ldrmeye alt kansndaym. Hatta bu arada Lou'yu ldrecek zaman ve benim silahm alma zamann bile buldu. Kamera grntleri var. Alveri merkezinin gvenlik grevlilerinden biri bize kaseti verdi ve Moran'm peinden koan adamn bir FBI ajan olduunu iddia etti. Gster Josh'a btn kareleri Gus." Norton ceketinin i cebinden bir zarf kard ve Cooper'a gvenlik kameras grntlerinin yazc
klarn uzatt. Cooper grntlerdeki adam inceledi; adam krk yalarndayd, kot takm ve spor ayakkablar giymiti ve zerinde koyu bir kaban vard. "O olduundan nasl bu kadar eminsin?" diye sordu Cooper. "Emin deilim" yantn verdi Stone. "Ben sezgilerime gvenirim." "Senin eski sezgilerinin yanl olduu kantland." "Haklsn Cooper. Ama bu seferkine emeklilik maam zerine iddiaya girerim." Josh resimleri geri verdi ve nlerinde uzanan Virginia kurlarna bakt. "Byle acele acele nereye gittiimizi syler misin bana? Ayrca bizimle ayn anda otoparktan ayrlan dier aralar nereye gidiyorlar?" Stone Norton'a dikiz aynasndan anlaml bir bak att, "Gerisini sen anlat, Gus" dedi. 164 Angel Krfezi, Virginia Garnal'n lsne bakp durdum; l gl halojen lambalarn yla aydnlanyordu, ayrca koku da gittike dayanlmaz bir hal alyordu. Garnal'n derisi kurtlar tarafndan kemirilmiti. Patrick'in suratnda bir srt belirdi ve ona korkumun byk bir haz verdiini anladm. Aklma gelebilen tek bir soru vard ve oriu da sormak istiyordum, ama o soruya yant vermek zereydi zaten. "Sen de kendine neden diye soruyorsun, deil mi Kate? Garnal'n cesedini neden kazp kardm, neden btn bunlan yaptm merak ediyorsun, deil mi?" "E...evet." "nk btn bunlar plann bir parasydlar Katie bebeim." "Ne plan?" Patrick sorumu duymazdan geldi. "Ona yakla haydi. kinizin kar karya gelmenizi istiyorum." Sen hastann tekisin,demek geiyordu iimden. Yerimden kmldamadm ve Patrick elinin tersiyle aniden azma vurdu ve tabancann namlusunu kafama dorulttu. "Sana ne dediimi duymadn m? Yakla haydi, yzle onunla. kinizin eskiden olduu gibi yine tanmanz istiyorum." Dudaklarmdan kan tad aldm ve kendimi Garnal'n lsne doru yaklamaya zorladm. Ttslerin rayihas bile rm et kokusunun korkunluunu bastramyordu ve ben orada kusmak istiyordum.. . Patrick gld. "Uzan ve dokun ona. Senin eytann Mridi'yle el skman istiyorum." Parmam bile kprdatamazdm, geri ekildim, ama Patrick'in eli havaya kalkt, silahn sallad. "u gzel .suratna bir mermi akmam m istiyorsun? Kararn ver artk sevgilim." Onun btn bu tehditlerinin sadece gle ilgili olduunu biliyordum: Patrick gibi katiller bakalar zerinde hkimiyet kurmaktan byk haz alyorlard ve bakalarnn ac ektiini grmek qnlara byk zevk veriyordu. 485 "Sana ne bok diyorsam onu yap. Elini sk onun, kaltak."
Patrick actana kadar silah akama bastrd. Gzlerimi kapattm ve elimi Gamal'n eline doru uzatrken gcm kaybetmemeye altm. O an sanki kbustaym gibi yaadm; korkuntu... Gamal'm l eti rmt. Patrick tekrar kahkaha att. "Sk unun elini! Hani ona yaptn eyden dolay zr dilediini sylesen ok iyi olur." O an yaadklarm korkun eylerdi ve yaptm ey gzlerimi kapatarak ryen eti tutmak oldu. Hareket etmedi. Gzlerimi atm. te o anda Gamal'n elinin ayasna bir inaat ivisinin akl olduunu fark ettim. teki en de ayn ekilde ivilenmi olduunu grdm ve tyler rpertici gerei anladm. Gamal'm iki eli birden onu havada tutan, tahtadan siyah haa ivilenmi, iviler uzun cppe kollarnn ardna saklanmt. Patrick benim tepkimi grd ve ks ks gld. "Beendin, deil mi Moran? Siyah han gzel bir ayrnt olduunu dndm." Patrick tabancasyla suratma vururken geri ekiliverdim. iime ileyen bir acyla gzlerim grmez oldu ve ardndan sol koluma bir ey geirdiini hissettim. Kelepelendim. Bilincimi toparlayabilmem birka saniyemi ald, ama tam direniyordum ki Patrick ikinci kelepeyi de teki bileime geirdi, ellerimi nden balad. Suratma yediim darbeden dolay enem yanyordu, Patrick beni salarmdan vahice tutup kaldrd ve yzme bakt. "Neden olduunu merak ettin deil mi Kate? Belki de sana btn bir hikyeyi anlatmann zaman geldi." 165 Patrick nmde durdu ve tabancay pantolonunun beline soktu. "Onlar ben ldrmedim. Constantine ldrd." "Neyi?" "Btn bunlar yapan oydu. David ile Megan' kran Gn yazlk evden o kard. David ile kz akam yemeini hazrlarken eve girdi, ikisinde de ine kulland ve David'in arabasyla gtrd onlar ve madende ldrd. Onun son anda yapt itiraf bir yaland, oyunumuzun bir parasyd. Sana ne oldu Moran?" Yine donup kalmtm. "Su mahallinde hi anlayamadm tutarszlklar vard. Orada ha Megan'n ayann dibine konmutu. Ve David silahla ldrlmt..." Patrick glmsedi. "Ben sadece Constantine'in bana sylediklerini biliyorum, Moran. David'i madene srkleyip gtrdnde David aylm ve mcadele etmeye balam, o yzden de Constantine kafasna iki el ate ederek David'i ldrm. Ha kimin umurunda ki? Belki hayvann teki yerini deitirdi ya da Constantine aceleyle ha oraya atp gitti, Ama ha yle ha byle siz yine de mesaj aldnz." "Peki ya Chinatown metrosundaki cinayetleri kim iledi? nk Ga-mal onlar kabullendi." Patrick, "Onlar da o iledi" dedi. "Constantine, David ile Megan'n iini hallettikten sonra kafasnn iyi olduunu ve cannn biraz daha ldrmek istediini syledi. O gn leden sonra da zenci adamn ve ocuunun iini halletti, gn krl kapatt." Patrick'in sesindeki buz gibi acmaszl duyunca iim isyanla doldu. "Nasl bylesine kalpsiz olabilirsiniz?" Onun masann zerinden bir ey aldn ve arkasna koyduunu grdm. Gremeyeceim derecede hzl hareket etti, merakm uyand. Baklardan birini mi seti? Bacaklarmn beni tayamadn hissettim.
Patrick gzlerini zerime dikti. "Senin ne hissettiin sanki ok mu umurumda? Bak, mesele u, bence btn bunlar kader, David ile Megan zaten leceklerdi." "Ne demek istiyorsun?" 487 "Constantine onlar halletmeden nce, ben ldrmeyi planlyordum. Annem ve babam vasiyetlerinde onu tek miras olarak gsterince eer onu ve Megan' ldrrsem istediim her eye kavuacam dndm. Para, kadn, gzel bir hayat. Hatta Bellevue'den ka planlarm da yapmtm, rgar kapam kullanarak oradan kaacaktm. Hi kimsenin ruhu bile duymadan hastaneden kap, onlar ldrp, yine ayn ekilde hastaneye geri dnecektim. Hatta bunu Constantine'in iiymi gibi yapacaktm. Senin arkadalarn Stone ile Raines beni Bel-levue'de grmeye gelip de, David ile Megan'm ldrldklerini sylediklerinde, benden kesinlikle phelenmediklerinden emindim. Ama bir ey bilmek ister misin? O gn gayet iyi hatrlyorum. Senin arkadan Stone, seninle ilgili bir sr soru sordu, hatta bana Gamal'm bu ii yaptna pek de ikna olmad hissini verdi. Ben de salak numaras yaptm, kendimi ok kt hissediyormuum gibi davrandm; bu haber karsnda ykdm zannettiler benim. Ama iin gerei, ben kardeimi ldrmeyi yllardan beri tasarlyordum, hatta sen ortaya kmadan nce bile. Tatl, parac Kate." Patrick'in yznde zehir gibi bir ifade grdm ve "Ben David'in parasn asla istemedim" yantn verdim. "Onunla paras iin evlenme-yecektim." Patrick masadan ya bir paavra ald. "yle mi? Ama sen yine de paray aldn Kate." "O parann tek kuruunu bile harcamadm" yantm verdim. Patrick arkasndan az trtkl bir bak kard ve ba paavrayla parlatmaya balad. "Eminim zaman bulsaydn harcayacaktn. Benim en byk hatamn ne olduunu biliyor musun? Benim ev devlerimi yapmam gerekiyordu. Constantine'in David'i ve veledini ldrmesinin ardndan aile avukat beni grmeye geldi ve ben ne kefettim, biliyor musun? Senin her eyi aldm, David'in her eyi sana braktn. Peki ya ben? Ben ak hastasydm, o yzden de miras olamazdm. yi i becermitin Kate. Gerekten de iyi i. Ama bu Constantine'in hatas deildi. Bu senin hatand." Az trtkl ba Patrick'in elinde grnce az kalsn yp kalyordum. "David vasiyetini kendi bana yazd, bunun benimle bir ilgisi yoktu. Yemin ederim..." Patrick suratma yine can yakc bir darbe indirdi ve sendeleyerek geri geri duvara gittim. "Bana yalan syleme. Baka bir ey daha bilmek ister misin? Eer miras bana kalmasayd, baka kimseye de kalmayacakt. O paray sonuna kadar hak etmitim nk o moruk babam bana yapmadn brakmamt." Ellerim kelepeliydi, kaamadm, ama yine de Patrick kasap baklarn kullanmaya baladnda kap kurtulmaya abaladm. Konuyu deitirdim. "Sen Gamal'la nerede tantn?" 488 "O beni Bellevue'de tedavi etmiti. Constantine'in beni anladm hissetmitim, bana bok kadar deer vermeyen berbat bir aileden sonra beni anlayan tek insan oydu. Ama sen onu yakalayana kadar onunla aramzda ortak noktalar olduunu bilmiyordum. Sonra onunla ilgili her eyi gazetelerde okudum. Akllara durgunluk veren eylerdi, vahiy gibi bir eydi. Ben ocukken yaramazlk yaptmda benim moruk beni eek sudan gelinceye kadar dver sonra da kmrle kapatrd, ite o yzden Constantine'le ortak noktalarmz olduunu anladm. Korkun babalar ve sana hi deer vermeyen kardeler." "David sevgi doluydu..." dedim.
Patrick fke iinde, "O bir bok yemedi" dedi. "Ama Gamal bambaka biriydi. Sen prl prl bir adam ldrdn Kate. Hep kafamda olup da yapamadm eyleri yapmaya cesareti vard; yani hayatn mahveden aileyi ortadan kaldrmak gibi. Senin hatan yznden benim tapndm bir adam idam edildi, ite bu yzden Constantine'e intikamn alacam szn verdim." Patrick'in Constantine'e sayg dolu gzlerle baktn grdm, onun bsbtn kafadan atlak olduunu artk biliyordum. "Peki, ama nasl grdn Gamal'? Sen Bellevue'de yatyordun." Patrick ba parlatma iine yeniden balad. "Greensville'deki cezaevi mdr Clay tesadfen ailemin eski bir dostuydu. Ben Belle-vue'ye geri gnderilince bana mektup yazd, eer istersem hapishanenin deli doktorlarndan birinin ynettii cinsel tacizci programlanndan birine katlmay bana teklif etti. Programn iyi sonular verdiini sylemiti, ama ben bu mektuba cevap vermeyi bile dnmedim. Ama Constantine'm Greensville'e transfer olduunu renince fikrimi deitirdim. Onu tekrar grmek istiyordum, o yzden de Clay'e yazarak eer teklifi hl geerliyse, gelip katlmaktan byk memnunluk duyacam syledim. Salladm, tuttu. Ama benim tek derdim Constantine'le karlamakt." Patrick'in ba parlatmasn seyrederken kalp atlarm hzlanyordu. "Clay sana yardm m etti?" Patrick ban sallayarak onaylad. "Salak herif her trl ilemi tamamlad ve benim Greensville Cezaevi'nin psikiyatri blmne yatmam salad, o blmde Constantine bulunuyordu. Havalandrma srasnda mahkmlar birbirlerinden ayr tutuluyorlard ve avludaki zel kafeslere konuluyorlard, ama elik parmaklklar arasndan ona yazl notlar verebiliyordum. Ona yardmc olmak istediimi syledim. Teklifimle ilgilendi. "Nasl yardm yani?" Patrick srtt. "Onu hapishaneden karmaya alacaktm. Bu benim byk planmd, ama tutmayan bir plan olarak kald. Eer Greens-ville'in krokilerini incelersen, ieriden bir yardm almadan kaabilme489 nin imknsz olduunu anlarsn. Bu yzden de baka bir plan yaptk, bu seferki planda idamdan sonra seni ele geirmek vard. Benim intiharm ve kopya cinayetler, hepsi bu plann birer parasyd." Patrick kahkaha att, bu sefer ben de, "Neye glyorsun?" dedim. "Clay'e. Anlamadn m? Onun sayesinde rehabilitasyon programna gittim ve sonra da kendimi ldrdm. Salak herif bence hl lmme neden olduunu sanyordur." Clay'in konumay istemeyiinde sululuk duygusunun pay var myd acaba. Bu arada Frank'n aclar iinde olduu, kanamas yznden gittike lme yaklat aklma geldi ve endielenmeye baladm, ama ya kafamn iindeki dnceleri skp atacaktm ya da bu dnceler yznden aklm karacaktm. "Peki daha sonra hayatn srdrebilmek iin paray nereden buldun?" "Constantine, Frederickburg'daki kullanmayan madenin dna bir anta saklamt. antann iinde aceleyle kamas gerekirse eer, birka yz bin dolar para vard. O paray istediim gibi kullanmama izin verdi. Hatta Washington'da sahte pasaport ve klonlanm kredi kart yapan adamn adn da verdi. O yzden de ilerim yolunda gitti, kendime yeni bir kimlik kardm, Alexandria'da bir apartman dairesi tuttum ve orada planlarm yaptm. Constantine ve ben kopya cinayetlerin akimi kartracan dnmtk, bu sayede onun hl yaadn ve ldrmek iin senin peinden geldiini sanacaktn: Yani deyecektin. Byle de oldu zaten. lmekten amma da korktun deil mi?" "ly kazp karmak kimin fikriydi?" Patrick yeniden srtt. "Byle bir eyin senin kafan tamamen kartracan dndk. zellikle de
cesedi yerine l kou mezarda bulunca, ite seninle yine bir oyun oynayacaktk. Ama onu da baardk deil mi?" "Gamal'm gml olduu yeri nereden rendin?" Patrick parlatt ba masann zerine brakt. "damdan sonra adli tp arabasn ta hapishaneden Richmond'daki adli tbba kadar takip ettim, nk lnn oraya gtrldnden iyice emin olmak istiyordum. Ertesi sabah adli tbb aradm ve cenaze levazmats numaras yaptm ve lnn ne zaman alnacan sordum. Akllca deil mi? Ondan sonra yaptm tek i cenaze arabasn Sunset Memorial Park'a girene kadar takip etmek oldu. O gece mezarla girdim ve Constantine'i mezardan kardm. Temiz i, deil mi?" Hl baz yantlara ihtiyacm vard. "Madenin giriinde ayak izleri yoktu. Onu nasl becerdin? Frayla m yok ettin yoksa yaktn m?" "Tabii, lehimci lambas kullandm ve karken izleri hafife yaktm. Bunlar eer o zaman akl edemediysen th sana derim. Sen de kendini krninal soruturmac falan sanyorsun deil mi?" Patrick masadan bir nesne ald. Ald eyin ne olduunu greme490 dim, ama arkasnda tuttu. Yoksa baka bir bak m semiti? "Bence sen Fleist' da anlamamsndr" dedi. "Be yl nce bu adam David'in yannda alyordu, sonra kzma tacizde bulunduumu iddia etti. Ettim de, zaten onlar plann bir paras olarak sememin nedeni de oydu, bir dmanla daha hesaplamtm. Akllca, deil mi?" "O zaman yanl yere ynelmemize neden olan kantlan koyan da sendin. Karavan evdeki eyalar, Greensville hapishanesinin krokileri ve kara cppe, onlarn hepsini sen koydun oraya." Patrick ban edi. "Hepsi senin o pislik kafan kartrmak iindi Moran. Sen de soruturmay yanl noktaya ynelttin." "Hatta Fleist'la tartr gibi yaptn" dedim. "Bak ite grdn m sonunda anlamaya baladn sen de. arkadalarnn katil olduunu zannetmesi ban daha da fazla belaya sokacakt. Amma da akllym deil mi?" "Ve geceyars telefonlar? Onlar da yazlk evden mi yaptn?" Patrick bana akn gzlerle bakt. "Sen neden bahsediyorsun be?" Saatine sabrszca bakt. "Zaman doldu. Haydi, imdi gsteriye balayalm ve biraz kesme ii yapalm, Katie, bebeim. nce senin, sonra da Frank'n iini bitireceim." Verdii yant kafamn iini allak bullak etmiti, etmesine, ama zaten baka bir ey dnecek vaktim de kalmamt nk o srada Patrick zerime ullanmt. Geriye doru sendeledim, ama beni kendine doru sk sk tuttu ve deri alt rngasn koluma batrd. nenin derime girdiini hissettim ve birka saniye sonra btn vcuduma dalgalar halinde tuhaf bir duygu yayld. Bodrum fini fini dnyordu, gl halojen lambalar snyordu ve derken her ey zifiri karanla gmld. Uyandmda duvann yanndaki tahta masaya kaylarla balanm bir halde buldum kendimi. Bam dnyordu, ne kadar sredir soukta olduumu bilmiyordum. Kmldamaya altm, ama kollanm ve ellerim kaylarla balyd. "Yine ho geldin Kate. Grnd kadaryla gsteriye balayabiliriz artk."
Kafam evirdim Patrick'i masann zerindeki ameliyathane aletlerini dizerken grdm. Geri ekildim. Bu bir kbus deil. leceim. imdi beline kasap kemeri taklyd, kemerin st korkun grnen baklarla doluydu. Patrick paslanmaz elikten yeni bir bak kardnda ve parmann ucunu ban kenarnda dolatrdnda kendimi ok aresiz hissettim. "Sence bunlara bir btn olarak baktnda ok temiz bir i yapmyor muyum? Bu ekilde seninle hem Constantme iin ve de hem kendim iin hesaplayorum. Aslnda ilk bata senin stnde bak kullanmay dnyordum, ama ne oldu biliyor musun? Senin 491 zerinde birazck daha ilgin bir ey denemeye karar verdim." Patrick ba kemerindeki yerine koydu ve daire eklinde keskisi olan minyatr bir elektrikli testere kard. Dmesine bast ve testere vzldayarak korkun bir hzla almaya balad. "Bunda elmas ulu bir bak var, kemikleri kesmek iin. Kesilip biilme deneyimlerinin en muhteemine hazr msn Kate?" 166 "Gittiimiz yer neresi?" diye sordu Josh. Norton, "Angel Krfezi" dedi. "Patrick'in eski malikneye gitmi olabileceini dnyoruz." "Neden byle dnyorsunuz?" Bu sefer Stone cevaplad. "Onun iin oras bir yuva Patrick gibi katiller bask altnda olduklarnda yuvalarnda olmay tercih ederler. Orada kendilerini gvende hissederler. Ve u anda ben onun bask altnda olduunu dnyorum. Peine takldmz ok az zaman kaldn biliyordur." www.cizgiliforum.com "Peki ya yanl bir karar vermiseniz?" diye sordu Cooper endieli bir sesle. "Peki ya evde deilse?" Stone, "Haklsn" yantn verdi. Bu yzden de kendimizi salama alalm diye alt arabay Gamal'm gemite bu blgede kulland farkl yer alt blgesine gnderdik, Patrick'in ldrmeden nce Moran'la elencesini uzatmak iin bu yerlerden biline gitmesi olaslna kar. Biz bunun son oyun olduunu dnyoruz. Oyunun ortaya k eklinden, onun Moran' ldrmek istedii sonucuna varyoruz, ama ldrmeden nce Moran'la oyunlar oynamak isteyecek. Onun gerekelerini bir tek Tanr bilir. Bana sorarsan, hi bilmiyorum." Cooper'n sesi fkeliydi, "Btn bunlar byk bir oyundu, ama sizin bu oyunu zebilmeniz epey bir zaman ald. Kate'i dinlemeniz gerekirdi." . "Evet, yle, ben hatalarn kabul edecek kadar erkek adamm" diye itiraf bulundu Stone. "Tabii bu arada senin hatalarn yznden Moran ldrlm olabilir." Stone yzn ekiterek, "Farkndaym o yzden yarann stne tuz basma. Ve aptal olma, grdn gibi ben de endieliyim Cooper." Telsiz akt ve Cooper madeni bir sesin, "Ckarlie 'ten Alfa Bir'e, orada msnz, tamam?" dediini duydu. Stone telsizin mikrofonunu eline ald ve "Alfa Bir'den Charlie 'e. Ne buldunuz?" dedi. "Biz ikinci mevkideyiz ve burada her ey normal, Bryce'n izi yok, tamam."
493 "Orada kaln, Charlie ve irtibat kesmeyin, grme bitti." Stone mikrofonu elinden brakt ve Cooper, "Yerel polisleri alarma geirdiniz mi?" dedi. Stone kafasn "evet" dercesine sallad. "Her halkrda. Oraya varmzdan nce sivil aralarla belirttiimiz mevkilerde izleme ii yapacaklar, ama sadece bizim talimatmzla harekete geecekler yani acil bir durum olduunda." "Peki ya Gamal? Onun hl yayor olma ihtimali var m?" Norton, "Hi ihtimal yok Cooper" dedi. "lsne ne oldu bilmem, ama mezarndan kp gitmedii kesin, idam gecesi ld o, bu kesin. Onun otopsisini yapan adli tptaki stajyer doktorla grtm ve Ga-mal'n katlam olduunu, sa olma olaslnn sfr olduunu syledi bana. Hatta mermer masann zerinde lnn ekilmi resimlerini gsterdi bana. O yzden de biz cinayetleri Patrick'in ilediini zannediyoruz, ama niin diye sorarsan, ayn Vance'm dedii gibi, elimizde hibir ipucu bulunmuyor.Patrick eskiden Gamal'n hastalarndan biriydi, ama elimizdeki tek balant bu." Stone yavaa frene basarken Taurus da yavalad. Cooper yazlk evi elli metre kadar ileride grd, klar yanyordu. Sivil bir ara yolun stnde park halinde duruyordu, aracn farlar sndrlmt. Cooper yakmlancaya kadar arabadakileri grmedi, arabada bir ift oturuyordu, sanki pyof gibiydiler. Federaller durduunda ift de darya kt. Stone Cooper'a silahn geri verdi. "Al unu Cooper, ii dolu. Sabah olmadan kullanman gerekebilir." Cooper silah ald ve Stone arabadan inerken arjr kontrol etti. Hava souktu, krfez sakindi. Arabadaki ift onlara doru geldi ve Stone kendini tantt. "Peki, bir ey grdnz m?" "Ben de tam sizi armak zereydim arkadalar" dedi sivil kyafetli erkek polis. "Maliknenin arkasnda bir tur atmaya karar verene kadar hibir ey grmedik. Arka tarafta bir araba park etmi duruyor." "Ne tr araba?" diye sordu Stone. "Koyu yeil bir Nissan. Sanki kaza geirmi gibi bir hali var, yolcu tarafnda biraz hasar var, n taraftaki panel km. Plakasn da aratrdm, tam sizi aramak zereydim. Araba Washington'da Hertz'den kiralanm bir hafta nce, kiralayann ad Patrick Swan'm."' Stone bir kan kaldrd. "Eh, en azndan adn kullanm. Bu aracn onun ilk kiralad ya da ald ara olduunu sanmyorum. Etrafta. herhangi birinin izine rastladnz m?" Polis ban sallad. "Hayr, ayrca hibir ey de duymadk. Sadece mahzen kapsn andran bir kapnn arka tarafta ak olduunu grdm. Ama ieriye kendi bama girmektense hemen buraya gelip size rapor edersem iyi olur diye dndm." Stone tabancasn kard. "Sen ve arkadan burada kalp k kapatn." 494 "Nasl isterseniz" yantn verdi sivil polis. "Peki, plan nedir?" diye sordu Cooper gergin bir sesle, tam o srada Angel Krfezi'nden esen buz gibi bir rzgr yzlerini yalad. "in kts planmzn olmamas" dedi Stone, arabadan ald Mag-lite el fenerini aarken. "Bir bakp greceiz."
"Maliknenin n ve arka taraflarna m dalacaz?" diye sordu Cooper el fenerini alrken. Stone bam sallayarak onaylad. "Cooper, sen Gus'la git ve arkadaki bodrum kapsna bak, Walsh sen benimle gel. Telsizleri sadece mecbur olduunuzda kullanm ve Tann akna dikkat edin, ses karmayn. Eer Patrick Bryce ierideyse, o pisliin geldiimizi anlamasm istemiyorum yoksa Kate'i hemen o anda ldrr... Tabii eer henz ldrmediyse." 167 Suratma atlan ac bir amarla tekrar ayklmda Patrick'in kahkahasn iittim. "Uyan, duydun mu beni? Uyansana be!" Bana tekrar, bu sefer yumrukla vurduunda enem acd. Elektrikli testerenin l andran sesi mahzenin drt bir tarafnda yanklanrken Patrick'in suratnda manik bir ifade grdm. Buradan ka yoktu, buradan dn yoktu. Eer leceksem Tanrm ne olur bir an nce olsun. Bilincimi kaybedeyim ki bir ey hissetmeyeyim. Ve ite o an bir ey oldu: lmeyi artk ylesine kabullenmitim ki, artk korkmuyordum. Birka saniye sonra Patrick'in yzndeki alayl srtn yok olduunu grdm ve testereyi kapatt, kesme aletinin grlts durdu. Ne olup bittiini anladm. Yzmde korkudan eser olmaynca zevk almyor. lm artk kabullendiimi fark etmi olmalyd; haz alabilmesi iin bana tekrar korku duymam gerekiyordu. Sanki bunu kantlarcasna elektrikli testereyi masann zerine brakt ve ardndan keskin kenarl bir et satnn dikkatlice seer gibi yapt. Patrick tekrar gzlerimde ona daha nce verdiim adrenalini, yani terr arad. Satrn keskin ucunu kolumun yumuak etine bastrp kanl bir izgi izerken iimde korku yeniden uyand. Ac iinde sradm. Kahkaha att. "Hey, actt m?" Kanlar elime doru akarken konuamadm. Patrick sanki her ann keyfini karyormu gibi yzme bakt, ardndan baklarn mahzenin iine yneltti. "Houna gidiyor deil mi? Buras tavan yuvasdur. Ben ocukken yaramazlk yaptmda bizim moruk beni ayn Gamal'n babas gibi buraya kapatrd. Derken sonunda buray sevmeyi rendim, nk burada istediim her eyi yapabiliyordum. Ormanda yabani hayvanlar yakalayp buraya getirir, burada onlar keserdim. Ayn tekileri kestiim gibi. Ayn seni de keseceim gibi." Botaki eli bluzumun dmelerini koparmaya balad." "Hayr!" "stediin kadar lk at, kimse seni duyamaz." Patrick bluzumun nn at, satr sutyenimin ortasndan kaydrd ve keskin tarafyla 496 sutyenimi kesip kopard, gslerim ortaya kt. Ardndan eildi ve sol meme ucumu yalamaya balad. "Houna gitti mi Katie? Heyecanlanyor musun? Syle bana tatlm." Parmaklar pantolonuma doru inmeye baladnda korkudan sesimi karamadm. Bitsin artk bir an nce. Patrick pantolonumu serte ekip beni klotumla ortada brakt. "imdi elenme zaman." Srtt, dilini bir ylan gibi uzatt. "Partiye balayalm." . 168 Cooper maliknenin arka tarafna doru ilerledi, olabildiince hzl hareket ediyordu. Tabancas elinde
hazrd. Norton da arkasndan geliyor, tabancay iki eliyle birden tutuyordu. Ta basamaklara geldiklerinde Cooper el fenerini aaya tuttu, crm:, tahta kap menteeden sarkyordu. "uraya bir bakalm" dedi Coopdr, "Ben nden gireceim." "Tartacak halim yok" dedi Norton fsldayarak. Cooper basamaklardan aaya sessizce indi, aa, a inerken el fenerini dikkatlice tuttu. Aaya geldiinde rk kapya bakt, el fenerini saa sola sallad, bir merdiven boluu daha grd. Kulak kesildi, ama bir ses duyamad, sonra kafasn evirip Norton' > bakt, Norton onun arkasn yukardan koruyordu. Cooper kafasyla i taraf iaet ettiinde, Norton aceleyle onun peinden aaya inmeye balad ve burnunu kapatt. "Tanrm. Sen de duydun mu? Kokulu mum gibi bir ey bu. Ama baka tr bir koku daha var." , Cooper havay koklad. "Duydum. Koru beni." Kapd n geti ve merdivenlerden indi. Merdiven boluunun sonunda Mag ite feneri yakt ve farkl ynlere birka tane geidin olduunu grd. Norton tam onun arkasndayd, el fenerini duvarlarda dolatryordu, derken fsldayarak, "Yukardaki maliknenin hacmiyle kyaslarsak bu mahzenin de ok geni bir alana yaylyor olmas gerekir. Hey, sen de duydun mu Coop?" "Neyi duydum mu?" dedi Cooper heyecanla "Dinle. Bana sanki biri konuuyor" dedi Norton. Cooper dinledi ye kulana fsltyla konuuluyormu gibi gelen sesleri iitti; gerginleti. "Orada biri var" dedi. Norton, "Dur yaknlaaym, bakalm neler konuuyorlar." Norton, Cooper'n nnden geerken madeni bir eye bast ve grlts geitlerde angr ungur yankland. "Hadi be!" dedi Norton fsldayarak. El fenerini yere tuttu ve pasl bir tulumbaya arptn ve yere salm porselen paralarn grd. 498 "Tanrm Norton" dedi Cooper korkuyla fsldayarak. "Grlt yapmann zaman myd!" te tam o srada bir lk iittiler; lk mahzende peri kznn inlemeleri gibi yanklanmt. "Siktir!" dedi Norton dilerinin arasndan. "Bu Moran olmal!" Cooper yant bile vermedi. O srada Cooper kemerli yollardan birine girmiti, silah elindeydi ve kalbi piston gibi atyordu. 169 Patrick'in parmaklar bacaklarmn zerinde dolarken sesimi karamamtm. Ondan nefret ediyordum, onun beni aalamasndan nefret ediyordum. Bitsin bu i artk. "Holanyor musun Kate?" Parmaklarnn baaklarmm arasnda dolamaya baladm hissedince az kalsn kusacaktm. Aklma,
"N'olursun bunu yapma demek" geldi. .. Tabii byle bir ey demem onu daha da tahrik edecekti. Patrick'in yznn zevkten drt ke olduunu grdm. Beni aalamaktan byk bir zevk alyordu. Gaual, David ile Megan'a ikence yaparken de byle mi davranmt? Megan' ldrmeden nce kirletmi miydi? Ya da daha da kts, babasnn nnde mi kirletmiti? Onlarn balarndan geebilecekleri dnmek bile bir eziyetti. fkeyle deri kaylar koparmaya altm, ama faydaszd, kaylar sk sk balanmlard. Patrick ne eildi, elindeki satn sallad. "Hey, bak imdi Gamal sedyeye balandnda tpk byle hissetmitir. imdi sen de ayn yerdesin, deil mi Moran?" Onun alayc szlerine artk tahammlm kalmamt. "Cehennemin dibine kadar yolun var!" Patrick'in gzleri neeyle parldad. "Cehenneme gidecek olan sensin tatlm ve seni oraya gnderecek olan adam da benim, tabii cann azar azar almadan nce." Anszn mahzende bir grlt duyuldu, kk bir patlamaya benzeyen, madeni bir ses kmt. Bedenim yay gibiydi ve imdi daha da gerginlemiti; kafamdan bambaka eyler hzla gemeye balad. Bu sesi kartan neydi? Yoksa Frank aylm myd? Patrick gerginleti mahzende bir yerlerden fkeli bir haykr duyulurken arkasna bakt. "Hassiktir!" Ses geitlerin birinden gelmiti. Ve Frankn sesi deildi, tnanam-yodum. Orada biri var. Elimden gelen tek eyi, yaptm ve avazm kt kadar haykrdm. Patrick fkeden kudurdu ve eneme vahice bir yumruk att, yedi500 im yumruk yznden kulaklarm nlad. "Kes eneni Moran!" Yediim darbeden sersemlemitim, o srada Patrick geitten gelen sesi dinlemek iin odann teki tarafna gitti. Bir saniye kadar sonra da koan birilerinin ayak sesleri anlalr netlikte kulama gelmeye balad. te o anda Patrick aklm karr gibi oldu, elencesinin yarda kalm olmasna fkelenmiti; zerime elinde bakla ulland. "ldn sen!" O bana doru gelirken hayatta kalabilme igdlerim almaya balad. Dn! Bir eyler yap! Bedenim hemen igdsel olarak tepki verdi. Gvdemi kvrdm, iki bklm oldum ve ellerimle kollarmla yle bir tepinmeye baladm ki, tahta sehpa yere devrildi ve ben de yan tarafmdan, hl kaylara bal bir biimde yere dtm. Patrick'in masay tekmelemesi hatrladm bir sonraki eydi; tekmeleriyle dier yanma yuvarlandm. Tepemde durdu, baklar nefret doluydu, suratn ekitti, satan hl elinde tutuyordu. ldm. Artk ka yok. Patrick satr kaldrd ve havada sallad. Ben tekrar dndm ama satar feci bir darbeyle stme sapland, satr kolumun etini keserken btn vcuduma scak bir ar yayld. Patrick zafer kazanm olmann sevinciyle kahkaha att ve beni doramak zere elindeki satr tam havaya kaldumt ki bir ses, "At onu, Bryce" dedi, "Hem de hemen yoksa seni vururum." Josh geitlerden birinin aznda duruyordu, Glock'u iki eliyle tutuyordu. "Haydi, at onu Bryce kendini cehenneme yollatma!" Patrick hareket etmedi ve tm yzne bir srtma yayld. "Son ansn Bryce!" diye kkredi Josh.
Patrick pis pis srtt. "Hey, sen ne diyorsan yle olsun. Galiba yakaladn beni." Satn brakmak iin yere doru eildi, ama bir kolu inerken dier kolu kalkt ve duvardaki elektrik dmesini kapatt, mahzenin ii zifiri karanla gmld. Josh'n silah ate ald, ierisi silah sesiyle sarsld, silahn namlusundan kan ate bir an fla gibi patlad, mahzenin ii bir saniyeliine gm beyazna dnd ve tekrardan kararda gmld. 170 Bir iki saniye hibir ey olmad. Kalbim lgn gibi arpyordu. Ve ardndan Josh el fenerini yakt ve Patrick'in geitlerden birine katn grdm. "Onun kamasna izin verme!" diye bardm. Josh tnele doru kotu, el fenerini geidin karanlna doru tuttu ve dnd. "Kahretsin, kam." "Onu yakalamamz gerekiyor Josh." lgna dnmtm. "Frank yaral, o da geitlerin birinde..." Josh eildi ve beni bal tutan deri kaylar zd. "Biliyorum, zerine bastmzda aylm buraya gelmeye alyordu. Norton onunla ve tbbi yardm armaya alyor; Stone ile Walsh dardalar, Patrick bir yere kaamasm diye bekliyorlar." Ellerimi balayan kaylar zd ve sonra elbiselerimin dmelerinin koparlm olduunu ve kolumdaki yaray fark etti. "Sen iyi misin? Sana bir zarar verdi mi?" Deliler gibi uraarak Josh'n kalan kaylar ayaklarmdan karmasna yardm ettim, yrtlm giysilerimi dzelttim ve kot pantolonumun nn ilikledim. "Sadece kolum, ama beni ok korkuttu. Josh buras tavan yuvas gibi tnellerle dolu bir yer ve Patrick evin her noktasm biliyordur, kendine bir ka yolu bulacaktr." "Sakinle Kate. Onu sardk biz." Josh kolumdaki yaraya bakt ve ayaa kalkmama yardmc oldu. "ok kt bir durumda deil sanki." "Bana silahn ver." Ayaa kalktm. "Ne?" "O herif benim. O pii istiyorum" yantn verdim. Josh cebinden bir telsiz kard. "Kate salaklama." "Mahzeni birlikte ve dierleriyle birlikte arayacaz ve onu bulacaz." Telsizi azma gtrd. "Stone, orada msn?" "Evet, buradaym" hemen yant geldi. Josh tam telsizle megulken ben de onun silahn kaptm. 'Yapma! Kate, samalama!" lgnca davranm Josh' artmt. Josh'n koluna atlp silah almaya alrken kendimi eytan ruhlu bir kadnm gibi hissettim. "Onu bana ver dedim sana!" 502
Josh benimle bouurken el fenerini ve telsizini elinden drd, ikimiz de Stone'un arka plandan atr utur parazitli sesler arasnda gelen sesini az da olsa duyabilmitik. "Orada msn Coop? Neler oluyor orada?" Josh beni arkadan kavramt ve bana kar koyduka enemin altndan geirdii kolunu daha da skyordu. "Kate, delirdin mi sen... Mantkl ol ltfen... eer dikkatli olmazsan silah ate alacak!" Ama artk bende akl mantk diye bir ey kalmamt. Btn bu yaptklar yznden Patrick'i ldrmeyi istiyordum. "Brak silah!" diye bardm. "Kate, deli misin sen? Kendini ldrtmek mi istiyorsun?" "lmek umurumda deil, sen bana silah ver sadece!" O anda aklm-daki tek ey Patrick'i bir an evvel yakalamakt. En sonunda Glock'u Josh'n elinden almay baardm, ama silah elime getiinde ikimizden birinin lmne kazaen neden olmamak iin silah kendiliinden braktn hissettim. "Kate!" diye kar kt bana. "Dinle beni Tanr akna!" Ama onun bar bir kulamdan girip teki kulamdan kt, elime el fenerini aldn gibi Patrick'in arkasndan geide daldm. 171 Klostrofobim yok olup gitmiti. Kafamn ii pnl prld ve tek bir amacm vard. O da Patrick'i bulmak. Sanki Gamal tekrar canlanm gibiydi ve madalyonun bir yznde Patrick'in yz varsa teki yznde de Gamal'm yz vard. Geitte hzla ilerledim, Glock'u elimde sk sk tutuyordum ve her girinti knty el fenerimle aydnlatyordum. On adm kadar gerimden Josh'n peimden geldiini iittim. "Kate... dinlesene! Bunu yapamazsn..." "Syledim sana, o benim." Josh srar ediyordu. "O senin olsun, ama kendini ldrtme. Akln basma toplayp silahm bana iade etmeye ne dersin? Artk biraz sakinlemenin ve ll olmann zaman geldi, aklmz karmann sras deil. fkenin mantna hkim olmasna izin verme sakn." Yavaladm. Patrick'i ldrmeye can atyordum, hayatta hibir eyi bu kadar ok istememitim ve bunun bedelini canmla demek hi umurumda deildi artk. David ile Megan' o ldrmemiti, ama onca insann hayatn parampara eden eytanla ortakt o ve bunu ona detmek istiyordum. Ama Josh'n hakl olduunu biliyordum. fkemin beni ele geirmesine izin veriyordum ve biraz sakinlemem gerekiyordu. Biraz daha yava nefes alp vermeye alrken kalbim hzl hzl arpmaya devam ediyordu: "Kendini biraz iyi hissediyor musun?" diye sordu Josh. "Birazck." Yoksa deil mi? Ve derken ayn anda iittik. nce yere basan deri ayakkabnn sesini, ardndan gittike uzaklaan ayak seslerini. El fenerini sesin geldii yne doru tuttum. Buras dar bir girintiydi, on metre kadar ilerimdeydi. Mahzenin baka bir ksmna kan siyaha boyal elik bir kap akt. Ayak sesleri hzla uzaklatktasn zerinden ap ap sesleri gelmeye balad ve ardndan bir sessizlik oldu. "Bu o, Josh!" "Kate bir dakika durur musun ltfen, yoksa ikimizin de lmne neden olacaksn!" Ama Josh bunu diyene kadar ben kap giriine doru komaya balamtm bile. 172
Kapnn dnda durdum ve Glock'u hazr bir durumda tuttum. El feneriyle duvarlara baktm ve kelerde eski zamanlardan kalma tahta kutularn st ste yl olduu kocaman bir oda grdm. Bu kutularn byk bir ounluu rmek zereydi. Buras depo gibi bir yere benziyordu. Burada baka bir k gremiyordum. Patrick burada m? Onun burada olduundan emindim. Alnmdan yzme akan terleri sildim. "Kate" dedi arkamdan gelen Josh fsldayarak, "bir durup toparlanalm, Stone her an burada olabilir..." Parmam dudama koyarak ona sessiz olmasn iaret ettim. Pat-rick'in orada olduunu tenimde hissediyor gibiydim. Ardndan ar ar soluk alp vermeyi andran bir ses duydum. I odaya tuttum ve yerde yeni akm kan izleri grdm. Bunlar krmz noktalard, bazlar kuru byklndeydi, her tarafa yaylmt. "Herhalde mermi ona isabet etmi, burada bir yerde" dedim Josh'a fsldayarak. Josh daha yant vermeden ikimiz de bir inilti duyduk. El fenerini sese doru tuttum ve yerde daha youn oranda kan grdk. Imla kan izlerini takip ettim ve ite o zaman Patrick'in bir keye skm olduunu grdm. Kan izleri Patrick'in ayaklarnn dibindeki bir kan glcnde sonlanyordu. Gsnn sol tarafndan vurulmutu. Hl iim fke doluydu, Patrick'in yapt ktlklerin cezasn demesini istiyordum. Ama suratnm ter iinde kaldn, kan anana dnm gzlerinde ac eken, uzak baklar olduunu grdm. Bizi tanmam gibiydi. Bana sanki korkular iindeki on yandaki bir ocuk gibi bakyordu. "N'olursun... n'olursun vurma bana. Canm actma benim, baba. Artk iyi bir ocuk olacam, sz veriyorum" diye yalvar-yordu. "Sen ne dersen ben onu yapacam, ama beni sopayla dvme." Neler oluyor? Bask altnda ortaya kan bir tr ocuklua dn durumu mu bu? Babasnn onu kapatp dvd yer buras m?" "Ne olur baba..." Patrick yalvard ve elleriyle yzn kapatt. "Ltfen bana artk vurma." imdi bir ocuk gibi alyordu, yanaklarndan aaya yalar szl505 yordu ve grn ok acklyd, ama iimdeki alarm zilleri almaya balad. Bu rol m yapyor yoksa gerek mi? "Cinnet geiriyor galiba" dedi Josh. "Bir tr trans durumu." "Josh ben emin deilim" dedim fsldayarak. Jsh dikkatlice, "Ben de yle" dedi. "O yzden burada dikkatli olalm ve panie kaplmayalm. Patrick, beni duyuyor musun? Sana tbbi yardm getireceiz." Patrick tepki vermedi, ama alamaya devam etti. Bizi tandna dair hibir emare yoktu baklarnda Hl elleriyle yzn kapatm bir haldeydi ve korkmu bir ocuk gibi baparmam azna sokmu emiyordu. Sanki kendine ait bir korkuyu yayor gibiydi. Yarasndan akan kanlarn gittike arttm fark ettim. Josh, "Sanki ok iddetli bir oka girmi gibi, ok kan kaybetti. Ama unun bir stn arayaym ben en iyisi." Josh yeniden Patrick'e seslendi. "Ellerini benim grebileceim bir ekilde duvara daya ve u bacaklarn da ayr" emrini verdi, ardndan - kafasn arkaya evirip bana, "Beni koru" dedi.
Ama Josh ok abuk hareket etti; Glock'la onu korumama frsat brakmad ve "Josh, ate hattmdan ekil!" diye bardm. Herhalde hatasn anlad, ama ok ge kalmt. Patrick ileriye doru hamle yapt, elinde bir bak panldad. Josh' salarndan yakalad ve dier elindeki ba Josh'n boazna dayad. Patrick srtt. "Seni aptal herif. Dmanna asla gvenmeyeceini bilmiyor musun?" Ba Josh'n boynuna bastrd. "Geri git ve arkadann lmemesini istiyorsan o silah elinden brak Moran. Yoksa kan grrsn." ki adm geriledim. Patrick'in yz ve vcudu net bir ekilde nian almam engelleyecek yaknlktayd. Ate edersem byk bir riski de gze almam gerekecekti ve eer hedefi vuramazsam bu sefer ben daha ikinci mermiyi skmaya vakit bulamadan Patrick Josh'n boazn kesecekti. Patrick bo eliyle Josh'n zerini yoklad, silah arad, ama sadece kimliini ve czdann buldu. Czdan at ve czdann iindeki Neal'in resmini bana gsterdi, sonra da czdan frlatp att. "Arkadann ocuu mu? Eer sen imdi o silah elinden hemen brakmazsan artk babas olmayacak. Anladn m beni Moran? Yoksa ayn Constantine'in David ile Megan'a yapt gibi arkadan kesmemi mi istiyorsun? Patrick'in alayl konumasn duyduumda bamdan aaya kaynar sular boalr gibi oldu. Josh'n gzlerini bana diktiini fark ettim ve Josh gzleriyle saa bakt ve sa eliyle yine ayn yne doru bir hareket yapt. Bana ne sylemeye alyor? Hareketini iki kere daha tekrarlad, o zaman ben de, ayn Paris katakomplarndaki Laval gibi. Josh bana hareket edeceini anlatmaya alyor, diye geirdim aklmdan. Eer sa tarafa doru yeterince gidebilirse bana Patrick'i ak bir 506 hedef olarak vurabilme ans verirdi, ama yine de boazn kestirme riski tayordu. Sanki, beni anladn m, der gibi gzlerimin iine srarla bakyordu. ok ksa bir ekilde bam "evet" dercesine salladm ve tam o srada Patrick bararak, "Sen beni dinliyor musun Moran?" dedi. "Evet, dinliyorum." "O zaman at o silah yoksa bu herifi ldrrm!" Yava yava silah yere doru koymaya baladm, ite tam o esnada Josh btn gcyle kendini sa tarafa doru att. Bu hareketi ylesine ani yapmt ki, Patrick ne olduunu anlayamamt bile. Bakla bir eyler yapmaya ve kendisini Josh'n arkasmdan atmaya alt, ama bir iki saniyeliine kafasnn sa tarafn bana gsterdi. Hedefe nian aldm ve tetii ektim, ekerken, N'olursun Tanrm skalamayaym, diye dua ettim. Glock patlad. Mermi Patrick'in kafasnn yan tarafna girdi, kulann bir tarafn kopard ve eliyle yarasn tutmaya alrken ac iinde haykrd. Josh kendini kurtard ve Patrick'in teki elini tuttu ve arkaya kvrd. "Seni kaltak orospu!" diye haykrd Patrick, avucunu kafasnn yan tarafna bastrd, paralanm kulandan kanlar akyordu. "Seni geberteceim Moran." Ama Josh kolunu boynuna dolayarak onu yakalad ve hemen ardndan Stone ile Walsh ellerinde silahlarn sallayarak koar admlarla ieriye girdiler ve bir anda mahzenin ii bar arlar ve el
fenerleriy-le doldu. Walsh Josh'n Patrick'i kelepelemesine yardmc olurken Patrick de vahi bir hayvan gibi hrlayp duruyordu. "Seninle iim bitmedi Moran! Greceksin! Sana bunu deteceim!" Artk kalkp cevap vermeye gerek grmedim, ama fkemi zapt edemedim, gittim Patrick'in suratna bir yumruk attm. Kafas arkaya doru gitti, duda yarld ve kanad; baklarn grdm. "Senin bana borcun var bu senin dediin ilk taksit" dedim. "Bunu deyeceksin. Umarm hayatnn bundan sonrasn hapishane hcresine tklm olarak geirmek ok houna gider, eytan herif." Ardndan Stone ile Walsh kollarndan skca tutup avaz kt kadar baran Patrick'i gtrdler. 173 Kolumu Mary Washington Hastanesi'nde sardlar ve o gece saat on biri gee eve gittim. Frank benim kadar ansl deildi. Kafasna diki atlmas gerekmiti, ayrca beyin sarsnts phesiyle hastaneye yatrlmt, ama doktorlar durumundan umutluydular. Yatann kenarmda beklerken Frank'm elini tuttum ve olan bitenleri konutuk. Onun lmemesi beni sevinten lgna dndrmt ve srekli olarak onu ne kadar sevdiimi syleyip durdum. Frank kafasn yastna dayad ve bana hafife glmsedi. "Hey, benim ldm falan yok yahu. En iyisi sus, yoksa beni gzyalarna boacaksn. Sonra oturur her eyi konuuruz, ama nce biraz uyu. Birazck akl vermemi ister misin sana?" "Ne akl?" Endieli bir sesle, "Bu gece Josh'm evinde kal. Ya da bir otele git. Ama tek basma yazlk eve gitme. Btn bu yaadklarmz yemden hatrlamana gerek yok." "Bu konuda dneceim" dedim ciddi bir sesle. "Bu da sadece dneceksin anlamna gelir. Yapma byle bir ey Ka-te. Sadece kendine eziyet etmi olursun." "Sen beni merak etme. Sen doktorlarn szne uy, tamam m?" Dnmeye mecbur olduumu biliyordum. Kendime ait gerekelerim vard. Kardeimin elini sktm, sarlp vedalatk ve bir sre sonra Josh beni arabayla eve brakt. Sahilden gelen rzgr buz gibiydi ve Josh arabadan inmeme yardm ederken kar yeniden yamaya balad. Bitkin bir haldeydim ve yazlk eve admm attmda ylp kalacaknum gibi hissettim. Josh benimle n salona geldi ve salonun klarn yakp perdeleri benim iin ekmeden nce onun dalgn gzlerle krfeze doru baktn grdm. "Sanki aklnda bir ey varm gibi Josh" dedim. "Lou'yu hatrladm" dedi ve dnp benimle gz gze geldiinde baklarnn keder dolu olduunu grdm. "Bizim delimen moruun ekip gittiini kabullenmem zor olacak. Onu ok zleyeceim." im hznle doluverdi, oturup hngr hngr alamak istedim. "Hep zleyeceiz onu. 0 olmadan bizim ekip bir daha eskisi gibi olma508 yacak. Yarn benimle karsna basal dilemeye gelir misin?" Josh kafasn sallad. "Tabii. Ama imdi sen yataa girip uyuyana kadar yannda durmann iyi olacan dnyorum. Sen ne diyorsun?" "Sen beni merak etme. Senin Neal'in yannda olman gerekiyor." Buyann Josh'n yanmda kalmasn istiyordu; ayrca benimle ilgilenmesinden dolay honut olduumu da belli etmek istiyordum, ama kafamn ii ylesine karmakarkt ki biraz toparlanmam gerektiini biliyordum. "Birazck yalnz kalmak
istiyorum. Umarm beni anlarsn. Ama seni yarn grmek ok gzel olacak." Josh elini kaldrp yzme dokunurken gzlerini gzlerime dikti. "Bu gece bizim evde misafir olman teklifi hl geerli." Bir bilsen byle br eyi ne kadar istediimi.Byle bir eyi canm ok istiyordu, ama yapmam gereken baka bir ey olduunu da biliyordum. "ok isterdim, ama burada kalmam gerekiyor Josh." "Gerekiyor mu?" "Hani yar arabas srcsnn kaza yapmas gibi. Eer src kazadan kurtulursa ne yapar biliyor musun?" "Ne yapar?" diye sordu Josh. "Hemen yar pistine dner ve arabasn srmeye balar, ite Manor Maliknesi de benim iin byle. Korkuyu yendiimi kendime kantlamak istiyorum. Ne Patrick'in ne de Gamal'm burada David ve Megan'la yaadm gzel hatralar yok etmesine izin vermeyeceim." "Bu konuda tamamen haklsn." Josh elimi tuttu ve avucumun iini pt. Birbirimize sk sk sarldk, bana fsldayarak, "Eer bana ihtiyacn olursa, bir telefon etmen yeter. Ben len gibi gelip seni bir yoklarm, oturup biraz daha konuuruz, oldu mu?" dedi. Yanmda kalmasn ne kadar ok istesem de kafamn iindeki kavgayla hesaplaamayacam dnyordum ve o hesaplama artk her neyse, yapmak istiyordum. "Bence de ok iyi olur." Beni dudaklarmdan pt, kafasn sallayarak bana veda etti ve ben de onu kapya kadar geirdim. Arabasna bindi ve gitti, arkasndan el sallarken krmz stop lambalar akll yolda gzden kayboldu. n kapy kapattm, buzdolabna gittim ve kendime bir kadeh souk Chardonnay arab doldurdum. ieyi alp salona getim. Lapa lapa yaan karlarn camma vurmasn seyrederken kendimi yeniden huzursuz hissetmeye baladm; telefonlardan bahsedince Patrickin neden bahsettiimi anlayamadn hatrladm ve bu konu bir teneke kutunun iindeki ta gibi kafamn iinde takrdamaya balad. "Sen neden bahsediyorsun be?" Pencerenin nnde durdum ve krfeze baktm. Hayatmn en delice on be gn olmutu bu ve dncelere dalverdim: Paris'i, istanbul'u ve Patrick'i hatrladm, her eyden de te David ile Megan' hatrladm. Kafamn iindeki bir ses sanki aclarm hafifletmek istercesine ayn 509 cmleyi srekli olarak tekrar edip duruyordu. Artk her ey bitti ve sulu cezasn buldu. Bu kelimeleri iimde tekrarlayarak kendi kendimi rahatlatmaya alyordum, ama sulunun cezasn ekmesinin asla yeterli olmadm da biliyordum; nk duygusu ne acy alyordu ne de insann kaybettiklerinin strabn skp atabiyordu. Ve ardndan Patrick'in laf bir kez daha aklma geldi ve bir kez daha allak bullak etti. "Sen neden bahsediyorsun be?" Patrick telefon aramalar konusunda yalan m sylyordu? Cevap verirken sesinin ton doru sylediine iaret ediyordu. Peki, ona gvenebilir miydim? igdlerim gvenmemem gerektiini syledi. Kafam geriye evirir evirmez kalbim duracak gibi oldu. Yatak odamn kap eiinde, elinde silahla duran kadn
Brogan Lacy'ydi. 174 Salonun iine admm att. Yznde hibir duygu izi yoktu. "Kadehi elinden brak" emrini verdi. oke olmutum. Yoksa telefonla beni arayan Lacy miydi? Peki, ama neden? Aynca Patrick'e bir ekilde yardmc olmu olabilir miydi? ok delice bir eydi bu. Peki, ama kzm ve eski kocasm ldren bir adama neden yardmc olacakt ki? Lacy beni dikkatlice izlerken silahyla iaret etti. "Kadehini yere koy ve camn orada otur." Sesi renksiz ve l gibiydi, sanki uyuturucu alm gibi kyordu. Kendimi savunabileceim silahm yoktu, Josh da u anda yolun yarsnda olmalyd, ayrca cep telefonum da kanepenin zerindeki antamdayd. Ama tabii yzme biri silah dorulturken telefonumu antamdan alp kullanamazdm. Yastmm altmdaki yedek Glock aklma geldi, ama yatak odas uzakt. arabm yere koyarken ellerim titredi ve bir iskemleye oturdum. "Nasl ieri girdin sen?" Lacy elinde bir anahtarlk sallad. "Buras bir zamanlar benim evim-di, bilmem hatrladn m?" Sesimdeki rpertiyi fark etmitim. "Ne zamandan beri yatak odam-dasn?" "Uzun zamandan beri. Ama artk buradasn ve biz de artk bu ii biti- . rebiliriz." Kadna gzlerimi dikip baktm. "Sona erdirmek mi? Ben sana beni ldrmeni gerekecek ne yaptm ki Brogan?" Kederli bir sesle, "Ben de bunu imdiye kadar anlamsndr diye dnmtm." "Benim anladm tek ey bana ii dolu bir silah dorulttuun ve muhtemelen beni ldrecek olduun." "Muhtemelen deil, kesinlikle." Boazm kurudu. "Peki, neden diye sorabilir miyim?" "Sen benim ocuumu ldrdn. Sen benim iin her eyin anlam olan bir insan ldrdn." "Megan' ben mi ldrdm? Nasl yani?" 511 Kadnn dudaklar fkeyle bzld. "Sen Gamal' yakalamak iin ylesine kararlydn ki, David ile Megan'n hayatlarn da tehlikeye attm. Kendi bencil inatln yznden onlan hedef haline getirdin. Onlarn kurban olmalarna neden oldun." Kadnn gzlerini inceledim. Gzler bombotu, sanki hibir ey alg-lamyormu gibiydi, mantk snrlarn amt, ama ben yine de kadnn mantkl olabilmesini umut ettim. "Brogan, belki de sylediin bir para doru olabilir. Belki de benim Gamal' yakalamakta gsterdiim kararllk onlarn hayatlarn tehlikeye atm olabilir. Ama benim asla byle bir niyetim olmad. ldrldkleri gnden beri ac ekmediimi mi sanyorsun? Neden olduum sonutan tr vicdan azab ekmediimi mi sanyorsun? Ama hayatm srdrmem gerektiini rendim. Brogan, bugn olan bir eyi sana aklamam gerekir. Belki sana ok sama gelecek, ama yine de beni dinlemeni istiyorum... Patrick Bryce lmemi, yayor. ntihar etmemi..."
Kadnn yznde nefret dolu bir bak belirdi. "Beni artp kafam kartrmak isteyeceini biliyordum. Sakn bana byle sama sapan yalanlardan bahsetme. Sen Megan' ldrdn. Senin onun hayatna girmen onun lmne neden oldu. Beni ilgilendiren tek mesele de bu." "Brogan senin travma geirdiini biliyorum ve acm hafifletebilmek iin elimden hibir ey gelemeyeceini de biliyorum, ama beni dinlemen gerekiyor. Ben sence neden videokaseti grmek istedim? Yeni seri cinayetler ilendi, bu sefer katil Patrick'ti..." Kadn nme geti, silahyla alnmn ortasna nian ald. "Hibir ey dinlemeye mecbur deilim. Ben bana gerekli olan biliyorum. Senin arkadalarn Stone ve Raines beni grmeye geldiler. Senin David ile Megan cinayetlerinde parman olduu konusunda pheler tayorlard. Onlann bu ziyaretinden sonra tamamen hakl olduumu anladm." "Ne konusunda haklydn?" "Cretkrln yznden kzmn hayatn gencecik yanda mahvettiinden. Ve bu ii burada bitirmekten baka hibir ey zmez bunu. Sesini karma ve diz k." Mantk hibir ie yaramamt, ama umutsuzluk beni yeniden bir eyler yapmaya zorlamt. "Brogan, ne yaptm bir dn. Beni ldrmekle neyi baarm olacaksn?" "Diz k yoksa hemen eker vururum seni." Eilirken ayaklarm titredi. Kadn kararl... Beni ldrmeyi kafasna koymu. Bana doru yaklat, silahn namlusunu akama dayad. Souk elii tenimde hissettim ve gzlerinin yalarla dolduunu grdm, "insann hayattaki tek ocuunu kaybetmesi nasl bir duygu biliyor musun sen?" dedi. "Megan' ben de kaybettim." Azm iddet dolu bir ifadeyle bzd. "Beni etkilemeye alma. Sen 512 sadece tandk birini kaybettin. Megan senin kzn deildi. Benim ne hissettiimi sen nereden bilebilirsin ki?" Gzlerimi yumdum ve darda esen rzgrn sesini dinledim, artk yapayalnz olduu biliyordum, artk kimsenin beni kurtaramayacan biliyordum. Hayatta kalabilmek iin bir eyler yapmam gerekiyordu. Bulunduum yerden yatak odama nasl gidip Glock'u alabilirim diye dnmeye baladm. Gzlerimi atm ve Brogan Lacy'nin gzlerinin iine baktm ve samimi bir ses tonuyla, "Seni avutabilmemin hibir yolu olmad biliyorum, ama senin neler ekmi olabileceini hep hissetmeye altm. Senin aclarnn ne kadar korkun olduunu anlamaya altm. Ama inan bana, Patrick konusunda sylediim doruydu..." "Yalanc. Sen benim kafam kartrmaya alyorsun, ama ie yaramayacak. Syledim sana, sakn beni kandrmaya ya da etkilemeye alma diye. Halin ok ackl." ' "Bana telefonlar sen ettin deil mi? Ama ben David'in sesini duydum. Bunu nasl yaptn?" Lacy'nin parmann tetik stnde gerildiini grdm. Gzleri yalarla doldu ve "Ben her gece yatmaya gitmeden nce ne yapyorum sen biliyor musun? Bir zamanlar David ile Megan'n Angel Krfezi'nde ektiim videokasetini seyrediyorum. Seyrederken bir zamanlar ne kadar mutlu olduumuzu dnyorum, onlar yeniden grmek ve iitmek bana mutluluk veriyor. Bu bana ac verse de yine de seviyorum o kaseti seyretmeyi. Bu acy hissetmeye mecburum, nk bu ac sayesinde kzm ne kadar
ok sevdiimi hatrlyorum ve bir zamanlar David'e nasl k olduumu da." Lacy'nin bo baklar anszn tiksinti doldu, "ite senin de o acy paylaman istedim, ite bu yzden atlyeye geldim ve telefondan sana kasette David'in konutuu ksm dinlettim. lk bata seni ldrmek aklma gelmedi. Sadece yaptklarndan dolay ac ekmeni istedim, iki kere gelip Megan'n en sevdii paray aldm ve David'in sesini sana dinlettim, ama seni ortadan kaldrmaya cesaretim hl yoktu. Ama imdi senin lmeni istediimi anladm. Bu sana daha uygun bir ceza" "Cana can m?" diye sordum bouk bir sesle. Lacy kafasn "evet" dercesine sallad ve derin bir nefes ald sanki bir eyin sonuna ulam gibi. "Anlamyor musun? Kendimi rahatlata-bilmenin tek yolu bu, Megan'n lmnn en byk sorumlusu olarak grdm birine gnahn dettirmek." ite o anda Brogan Lacy'nin mantn tamamen kaybetmi olduunu anladm ve kafamn iindeki bir ses, Belki de ben buna mstaha-km, dedi. Belki de benim de David ile Megan'n yanna gitmem lazm. Ama anszn fkelendim. David ile Megan' ben ldrmemitim ki. Ben yanl bir ey yapmamtm. "Beni ldrmek Megan' nasl geri getirecek?" dedim. "Nasl?" 513 Rzgrn sesini iittim ve sonra da perde esintiyle dalgaland. Bro-gan dnd ve odann dier tarafna bakt, ben de bunun tam zaman olduunu dndm. Kadnn zerine doru bir hamle yaptm, ama kadn dnd ve silahn ateledi. Sa kolumda iime ileyen bir scaklk hissettim, tam o srada ben de Lacy'nin midesine ktm. Kadn derin derin solurken ben de kadmn zerine dtm, sehpay ve arap iesini devirdim. Silah elinden dm odann teki ucuna kaymt. Sendeleyerek ayaa kalktmda vurulduumu biliyordum. Lacy'nin tabancasnn nerede olduuna baktm, ama gremedim, bunun zerine yatak odama doru hzla kotum. Daha kapya bile ulamaya frsat bulamadan kadnn tm arlyla bana arptn hissettim ve ikimiz birden yere yldk. Kadn ellerini boazma geirdiinde yere aklmtm. Kadn zannettiimden ok daha glyd ve boazma geirdii elleriyle beni bomaya balamt. Yatamdan sadece bir metre uzaklktaydm ve kollarmla rpnarak kurtulmaya, sakl duran Glock'a ulamaya altm, ama Lacy'nin eli aniden arap iesini kavrad. ienin havada slk alarak kafama indiini hatrlyorum. Ardan gzlerim karard, Lacy'nin yz bulanklat ve dnyam karard. Bir el suratma bir amar indirdi, sersem bir halde ayldm. Yatak odasnn zemininde yatyordum ve Lacy elinde tabancasyla tepemde dikiliyordu. "Niin ldrmedin beni?" diye sordum. Kadnn gzleri yalyd, silah bana doru tuttu. "nk senin ac ekmeni istiyorum; Megan ne kadar ac ektiyse, senin de aynsn yaamam istiyorum. Onun ektii straplarn hepsini teker teker ekeceksin. Ve bundan da kurtuluun olmayacak, sz yeriyorum sana." Silahndan kan mermiyle yaralanmtm: merminin etimi detii yerde dirseimin bur ucundan dier ucuna kpkrmz bir kan izi vard. Kanm damlaya damlaya halnn zerinde kk bir birikinti oluturmutu ve kendimi zayf hissediyordum. Glock sadece bir iki metre tedeki yastmn altndayd, ama eer kprdarsam, Lacy'nin bana ate edeceini biliyordum. Aniden iddetlenen rzgr perdeleri uurdu. Bu sefer Lacy rzgrn sesine hi aldrmad, ama sonra holn dndaki kapnn zangrdadm duyduk. Kadn bir an kafasn evirip yatak odasnn kap eiine bakt Ve ben de bunu frsat bildim. Sol elimi yastn altna kaydrdm ve Glock'u klfndan karp aldm. abucak emniyet kilidini ap Lacy'nin yzne nian aldm. Kadn tepemde, ben yerdeydim ve kadn silahn elimde olduunu grmt, ama kendi silahn da, ne olursa olsun diye bakan gzlerle, bana doru tutmaya devan ediyordu.
514 ,"Brak u silah Brogan. Ltfen. " "Brakmam hibir eyi deitirmez" dedi bn bn bakarak. "Hani ikimiz birlikte lrsek o baka." ite tam o esnada odann baka bir yerinde bir erkek sesi duydum. "Ne diyorsa yap Brogan; at silahn elinden." Lacy akm baklarla kafasn kaldrp bakt ve Stone'un kap einde belirdiini grdm. Stone bana gz ucuyla bakp tm dikkatini Lacy'ye evirdi. "Brogan, mantkl ol ve brak u silah. Kate'in cann almann hibir anlam yok, haydi, brak unu." Stone'un birdenbire ortaya kmasndaki ironiye inanmakta zorlanyordum, ama Lacy bir an bile gzn krpmadan silah bana doru tutmaya devam etti. "ok yanlyorsun. Ayrca sakn beni bu kadm ldrmekten vazgeirmeye alma." Stone kafasn iki yana sallad. "nan bak ben senden daha iyi niancym. Eer yle bir ey yapmaya kalkarsan seni nce ben vururum. 0 zaman zafer bu iin neresinde? Koy u silah yere Brogan. Ltfen. Sana ate etmek istemiyorum. Silahn yere brak, hemen imdi." Brogan Lacy tereddt etti, ardndan delilie yakn bir bak gzlerinde akt ve parma tetiin zerinde hareketlendi. "Artk ok ge. i iten geti..." www.cizgiliforum.com "Hayr!"diye lk attm ve silahn patladn duydum. 175 Bylesine karanlk bir gece, bylesine souk bir k olmamal. Saatlerin geceyansna yaklat bir srada verandada oturmak iin darya ktm. Gardrobumdan kardm bir paltoyu zerime geirmitim; oturup Angel Krfezi'ni seyretmeye koyuldum; yaan kara baktm, polis aralarnn karanln iinde yanp snen mavi klarna baktm ve sanki her biri merhametsiz birer gzm gibi beni seyreden Angel Kr-fezi'nin milyonlarca na baktm. Yaadm son bir saat gzmde sadece bulank bir grnt olarak canlanyordu ve oktan henz kurtulamamtm. Stone'un cep telefonuna yapp 911'i aradm, benim de o srada yatak odasndan getirdiim arafla Lacy'nin gsnden akan kana tampon yapmaya altm, salk grevlilerin gelmelerini beklediimi hatrlyorum. Sonra salk grevlisi kolumu sard ve bir ambulans Lacy'yi hastaneye yetitirmeye alt. Kafam ylesine karkt ki, ondan sonra olan bitenleri hi hatrlamyorum. Ayak seslerini iittim ve Stone'un sallana sallana evden ktm grdm. Yanma oturdu ve hrltl bir sesle konutu. "Btn kemiklerim szlyor. Sen ne durumdasn Moran?" "Sadece berbatm. Sence bu kadn kurtulacak m?" Stone omuz silkti. "Belki. Ama asl sorulmas gereken soru, eer kurtulursa bir daha mutlu olacak m. Bence olamayacak. Ama sen de tek ocuunu kaybetsen mutlu olamazdn bir daha" iyi niyetli gzlerle bana bakt. "Yani Megan'm lm seni hi etkilemedi demek istemiyorum, ama sen onun annesi deildin..." "Ne demek istediini biliyorum. Anladm." Stone iini ekti. Ve bir elini yorgun yorgun yzne gtrd. "Baka bir seeneim yoktu, ona ate etmek zorundaydm."
"Onu da biliyorum" yantn verdim. Stone ceketinin cebinden sigara paketini karp bir sigara yakt ve dumann souk havann iine fledi. "Ve sen de haklydn. Ben de duygulanma hkim olamayp izmeyi atm." "Seni affediyorum. Canm kurtardktan sonra artk affedilmeyi hak ettin." 516 Stone samimi bir ifadeyle glmsedi. "Oooo, teekkrler Moran. Bu geceyi asla unutamayacam. Ama belki sen hl benim pisliin teki olduumu dny rsndr." "Belki grlerimi ileride deitiririm. Peki, ama unu merak ediyorum, neden kalkp buraya geldin? Lacy'nin beni ldrmek niyetinde olduunu bilemezdin." Stone kafasn iki yana sallad. "Bu gece halletmem gereken iki iim vard. Birincisi Lacy'nin evine urayp ona Patrick'le ilgili haberi vermekti. nk bu kadnn olan biten her eyi bilmesi gerekir diye dnmtm. Dier iim seni arayp zr dilemekti, nk bunun tam zaman olduunu dnyordum, ilk nce Lacy'yi aradm, evde deildi, cep telefonundan da ulaamadm, o yzden de o ii yarma ertelemeye karar verdim ve kalkp arabamla buraya geldim, ite gelir gelmez de silah sesini iittim. Ama bilmem biliyor musun? imdi dnyorum da, ta en bandan beri Lacy'de tuhaf bir ey olduunu hissetmitim." "Nasl yani?" dedim. "Lou'yla onunla grmeye gitmeden nce telefonda konutuumda, sanki loruma noktasna yakn bir kadnm gibi gelmiti bana. Ardndan onu dn arayp hatrn sordum o da iyi olduunu syledi. Ama sesi bana iyi gelmedi, sanki keye skm bir kadn gibiydi sesi, sanki ok ciddi sorunlan varm da youn bir ila tedavisi gryormu gibiydi. O yzden de Norton'a adli tptaki bir balantmz zerinden bu kadm aratrmasn syledim, ite o zaman Lacy'nin son bir yl iinde srekli olarak ak hastanesine girip ktn rendim. ok kt bir dnem geirmi ve zannederim kafasnda baz hasarlar meydana gelmi." Stone'a uzun uzun baktm. "Bu nmde duran Stone yeni ve insan sevgisi olan Ajan Stone mu? Biliyor musun, bu yeni Stone senin nn lekeleyecek." "Beni anlamaya al Moran. Ayrca ktlk yapma." "Ben hl oktaym. Beni bir daha rahatsz etmeyeceine sz veriyor musun? Bir daha dediimden asla phelenmeyeceine sz veriyor musun?" Stone gzlerini yukarya dikti. "Sen de ok ey istiyorsun yahu. Ama dinleyeceim." "Zannederim sende i var." Stone yakasna dokunup srtt. "Avukatmla konuana kadar byle bir ey deme. Belki de senin aleyhine dava amam syler bana. Hastaneye gidip u koluna ciddi ciddi baktrmamz ister misin?" Kafam salladm. "Birka saat sonra. Zaten ok kt durumda olsayd salk grevlileri beni gtrrd. u anda tek isteim uyumak. Son iki gn hi uyumadm ve zannederim birazdan uyuyup kalacam." Stone ayaa kalkt ve dosta bir hareketle koluma dokundu. "Fazla uyuyabileceini hi sanmyorum, yani pek uyuyamayacaksn sen bence." 517
"Neden M?" Stone pantolonunu dzeltti ve bana sabit baklarla bakt. "nk Cooper' aradm, yola kt, buraya geliyor. Zannederim o, seni hastaneye gtrmek isteyecek." "Bunu neden yaptn?" Stone gz krpt. "Hepimizin bizi teselli edecek bir arkadaa ihtiyac var. Grrz Moran." "Sa ol Vance." "Sonra bana bir kahve smarlarsn" dedi Stone. "Sana borcum olsun, iki ekerli mi?" "Alt, ama kartrma." Ve Stone parman alnna gtrp aka yollu beni selamladktan sonra yryp gitti. Aradan gn getikten sonra kendimi yeniden iyi hissetmeye balamtm. gnm ksa bir tedavi, dinlenme ve Frank' ziyaretle ve bir de Brogan Lacy'yi ne zaman ziyaret edeceim diye dnmekle geti. lm tehlikesini atlattn duymutum, imdilik hastaneden kalyordu, aslnda on saat komada kalm, tam btn mitler tkendiinde iyilemeye balamt, bir sreliine hastaneden kamayacakt. Vcudunun durumunu bilmiyordum, ama ruhunun iyileeceinden hi umudum yoktu. Tek ocuunu kaybeden bir insan nasl tamamen iyileebilir ki? Elimden gelen tek ey ona dua etmekti. Frank hastaneden kamyor diye szlanp duruyordu, ama durumu her geen gn biraz daha iyiye gidiyordu ve onu hastanede ziyaret edip eve dndkten sonra Paul'n.beni telefonla aramasyla yeni bir aknlk yaadm, tabii bu sefer zr dilemek iin aramt. Telesekreterime bir mesaj brakmt: "Sana olanlar duydum Kate. Umarm iyisindir. Dinle, sana kar yaptklarmdan tr kendimden utanyorum. Biliyorum, izmeyi haddinden fazla atm, ayrca bana profesyonel psikolojik yardm almam gerektiini sylediinde hakhydm. te zaten ben de son birka gnden beri terapi gryorum. Burada Phoenix'te bir klinie bavurdum. Zannederim senden boanma karar vererek byk bir hata yaptm ve iine dtm pimanlk beni baka taraflara savurdu. Kendimi toparlamak iin elimden geleni yapyorum ama ben yine de seninle bir gn yeniden arkada olmay umut ediyorum." Ayn gn leden sonra Paul'den bir buket iek geldi, kartta sadece, "Sana kur yapmaya almyorum. Ama sadece birlikte geirdiimiz o gzel gnler iin sana teekkr etmek istiyorum." Bu kelimeleri okurken gzlerim yaard. Birka gn iinde Paul'n yine eskisi gibi olacan ve yine beni rahatsz etmeye balayacan biliyordum, ama yine de rahatlamtm. 518 O akam Josh beni krfezin oradaki Starlights Bistro'da yemee gtrd, sonra da yazlk eve brakt, eski BMW'sinin iinde birbirimize sarlp ptk. Kendimi yeniden on yedi yandaymm gibi hissettim. Bir ey ier misin diye ieriye davet ettim, kadehlerimize krmz arap doldurdum ve geceyansn gee yatak odama gidip sevitik. Onunla yaadm David'le yaadmdan farklyd. Farkl, ama gzeldi. Arka planda yumuak sesiyle Norah Jones ark sylemiyordu, o gece krfezde rzgr da esmiyordu, ama hava sakindi, ay karanlkt. Norah yerine Josh'n fsdayarak beni tanmay ne kadar ok istediini sylediini duydum; benimle sevimeyi ne kadar ok sevdiini syledi bana, ben de aynsn syledim ona. Ayrca sevimemiz duygu doluydu, yumuackt, parmak ular hayalet gibi dolamt tenimin zerinde, srtmda, ayaklarmda, karnmda ve yzmde.
Bu adam beeniyorum,dedim iimden. ok beeniyorum, hatta zannettiimden de ok. Sonra, ok haklyd, dedim iimden. Bizler incinen, yaralanan yaratklarz. Ve baz yaralar vardr ki asla saalmazlar. Ve bir de onun hakl olduu baka bir ey daha vard: hayatta kalmann tek sun hayata devam etmekti. Eer dayankl olmak istiyorsak yapacamz tek ey ite budur. Bir sonraki gnn bir nceki gnden daha iyi olmasn ummaktr. Umutlar ve dler bizleri hayatta tutan eylerdir. Sevitikten sonra uyuyup kaldk. Uyandmda afak skyordu. Josh'n uyuyuunu seyrettim ve yznn yumuak hatlarna bakp durdum, onu perdelerden ieriye dolan platin rengi kta seyrettim ve yatak odasndan ktm, giyindim, yazlk evden ktm, imlerin zerinde birka adm atp durdum. Gzlerimi limana doru evirdiimde hava souktu. Ardndan yapmaya bir trl cesaret edemediim bir eyi yaptm; verdiim bir sz yerine getirmem gerekiyordu. David'in alyansn parmamdan kardm. Yz elimde tutup kaldrdmda gzlerim yalarla dolmutu. Birazdan yz durgun suyun iine atacaktm, yzk culp diye bir ses karacak, halkalar oluturacak, suya batacakt ve iimden buraya kadar, diyecektim. Ama bir ey beni engelledi. Buna hazr deildim. Henz gemii silip atmaya hazr deildim. Henz hazr olmamak da gzel bir eydi. Yz parmama tekrar takarken arkamdan ayak sesleri duydum ve Josh'm bana doru yaklatn grdm. Bana kollaryla arkadan sarld, beni o halde tutup uykulu uykulu boynumu pt. "Seni buraya getiren ey ne?" "Bir sz." "Neyi yapmak iin verilmi bir sz peki?" dedi kulama fsldayarak. Ona anlatmak istiyordum, ama ona da hazr olmadm dndm. Yeterince birbirimize yaknlatmzda. Yreim saaldnda. ite o zaman sana btn srlarm, btn umutlarm anlatacan. 519 Tek istediim senin de srlarn, umutlarn anlatman bana. "Bana anlatmak ister misin?" diye sordu Josh. Cevap vermedim ve bir eyler sylemeye balaynca dnp dudaklarma parmam koydum ve fsldayarak, "Bir gn birbirimizi daha iyi tandmzda" dedim. Hibir ey sylemedi, bir ey de sormad ve bu da houma gitti. Onun bana kar sabrl oluunu seviyordum; bu da iyi bir iaretti. Kollarm onun boynuna doladm. Beni pt ve ardndan elimi tutup beni yazlk eve gtrd. Yeniden uyuyup kaldk suyun sesini dinleyerek. Huzurlu bir unutuluun iine dalmadan hemen nce iittiim son ey Potomac Nehri zerinden hzla geen bir yaban kaznn kanat sesleri oldu. Yaban kazlarnn hi durmayan mzii Angel Krfezi'nin uzaklarnda, souk bataklklarnda dolat, derken yaban kazlar uup gittiler ve her ey ve her yer yeniden sessizlie gmld. iimden bir ses doann bu seslerinin David'le ilgisinin olmadn syledi bana. Ama bir yanm hep yle sanacakt.
SON

Glenn Meade Seytanın Muridi

Uploaded by

Document Information

Original Title

Copyright

Available Formats

Share this document

Share or Embed Document

Sharing Options

Did you find this document useful?

Is this content inappropriate?

Copyright:

Available Formats

Glenn Meade Seytanın Muridi

Uploaded by

Copyright:

Available Formats

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

eytann Mridi Glenn Meade eviren: Cumhur Oranc

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html

ABC Amber LIT Converter http://www.processtext.com/abclit.html