You are on page 1of 106

TEZER ZLNN OCUKLUUN SOUK GECELER VE YAAMIN UCUNA YOLCULUK ROMANLARINI Z-ANLATIMLI KADIN BLDUNGSROMANI OLARAK OKUMAK

EVEN MERCAN

BOAZ UNIVERSITY

2009

READING TEZER ZLS OCUKLUUN SOUK GECELER ANDYAAMIN UCUNA YOLCULUK NOVELS AS SELF NARRATED FEMALE BILDUNGSROMAN

Thesis submitted to the Institute for Graduate Studies in the Social Sciences in partial fulfillment of the requirements for the degree of

Master of Arts in Turkish Language and Literature

by Even Mercan

Boazii University

2009

Reading Tezer zls ocukluun Souk Geceleri andYaamn Ucuna Yolculuk Novels as Self Narrated Female Bildungsroman

The thesis of Even Mercan has been approved by

Yrd. Do. Dr. Zeynep Uysal (Advisor)

______________________________

Do. Dr. Nur Grani Arslan

_______________________________

Yrd. Do. Dr. Erol Krolu

______________________________

September 2009

Thesis Abstract Even Mercan, Reading Tezer zls ocukluun Souk Geceleri and Yaamn Ucuna Yolculuk Novels as Self Narrated Female Bildungsroman Tezer zl is an effective figure in Turkish literature who writes short stories, novels, a scenario and makes translations between 1970-1980. zls literary works are constructed by some basic themes such as inner world of the individual, identity crisis, social-political-historical-ideological pressure and survival efforts of a woman under these circumstances. In this thesis, I show how authors ocukluun Souk Geceleri and Yaamn Ucuna Yolculuk novels can be read as female bildungsroman which narrated by a first person narrator by the help of the theoric readings and giving examples from novels. In the first novel the story of the self narrator ends on thirty years age and in the second novel same story are brought fourty years age. In this way, the whole story ends with an individual growth.

Tez zeti Even Mercan, Tezer zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk Romanlarn z-anlatml Kadn Bildungsroman Olarak Okumak Tezer zl, Trk edebiyatnda 1970-1980 yllar arasnda ksa hikyeleri, romanlar, evirileri ve bir senaryosu ile etkili olmu bir figrdr. Bireyin i dnyas, kimlik bunalm, toplumsal-siyasi-tarihi-ideolojik dayatmalarla byle bir ortamda kadn olarak var olmaya almann zorluu gibi temalar zlnn eserlerinin temelini oluturur. Bu tezde de yazarn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarnda birinci tekil ahs anlatc azyla aktard hikyenin btn halinde ele alndnda nasl bir kadn bildungsroman olarak okunabilecei iddias, teorik okumalar ve metinlerden rneklerle gsterilmeye alld. lk romanda z-anlatml hayat hikyesi otuzlu yalara kadar getirilen anlatc-karakterin ikinci romanda krkl yalara ulaan hikyesi, bir btn halinde bireysel olgunlamayla sona erer.

ii

NDEKLER NSZ....iv BRNC BLM:GR...1 Tezer zlnn Hayat..........................................1 1960-1980 Yllar Arasndaki Toplumsal ve Edeb Atmosfer......4 Bildungsroman Tr ve Kadn Bildungsromannn Ortaya k....6 KNC BLM: KADIN BLDUNGSROMANI OLARAK TEZER ZL ROMANLARINDA ANLATICININ ROL.15 NC BLM: KADIN BLDUNGSROMANI OLARAK TEZER ZL ROMANLARINDAK ATIMA ALANLARI .......24 Evdeki atma Alanlar......................25 Okuldaki atma Alanlar .47 Cinsellikle lgili atma Alanlar.......57 Orta Snf Hayatyla lgili atma Alanlar....68 DRDNC BLM: OLGUNLAMA ve BYMENN BREY ULATIRDII ZMLER: DNM NOKTALARI..72 ntihar....73 Yolculuk........80 BENC BLM: SONU.87 KAYNAKA.93

iii

NSZ

Tezer zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk Romanlarn z-anlatml Kadn Bildungsroman Olarak Okumak balkl tezimde ncelikli k noktam, Tezer zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarndaki birbirini fazlasyla artran anlatc-kadn karakterin varlyd. Yakn okumalarm esnasnda ise bu anlatc-kadn karakterin hikyesinde ocukluk tecrbelerinden toplumla yaanan uyumazla kadar birok noktann benzer olduunu grdm. En temel ortaklk ise anlatc-karakterin kendi istekleriyle toplumun beklentileri arasnda kalmaktan dolay yaad kimlik bunalmyd. elikileri ve bunalmlaryla toplumda tutunmaya alan ayn birinci tekil anlatc-karakter, ilk romanda ocukluktan otuzlu yalara kadar anlatt hayat hikyesini ikinci romanda krkl yalarn ortalarna kadar getirdiinden konu balm, Tezer zlnn romanlarnn birlikte ele alnarak z-anlatml kadn bildungsroman olarak okunabilecei iddiasna dnt. Anlatc-karakterin iki roman boyunca aktarlan byme hikyesinin bir kadn olarak ataerkil toplumda var olma mcadelesi vermenin zorluklarn ierdii tespit edildiinden, anlatcnn byme ve bireysel olgunlama hikyesine paralel olarak toplumla yaad atmann ve kimlik bunalmnn ipularna da ulamann mmkn olduu grld. Bu nedenle bu almann temel amac, zlnn romanlarnn protagonistin fiziksel ve duygusal anlamda bymesini anlatan bildungsromann kadn bildungsroman trne nasl dhil edilebileceini incelemektir. Tezin ilk blm Girite yukarda bahsedilen iddiay mmkn klan sreci anlamlandrmak iin ksaca zlnn hayatndan sz edildikten sonra srayla yazarn

iv

varlk gsterdii yllardaki edeb atmosfere ve bildungsroman trnn tarihi geliimine deinildi. Bildungsromann 18. yzylda ortaya kt dnemde devrin idealize ettii insan tipini yaz dzleminde kurgulayp bireyin genlikteki bireysel hrslarndan, beklentilerinden syrlarak bydke toplumun isteklerine uygun biri haline geliini anlatt, ancak ilerleyen dnemlerde sosyal artlarn farkllamasna bal olarak trn de dnt sylendi. 20. yzyln ortalarna gelindiinde kadnn toplum iindeki direniinin ve grnrlnn artmasyla artk kadn bildungsroman denen trde rnekler verilmeye baland ve bunlarn kadnn byrken toplumla yaad atmay merkeze ald ifade edildi. Birinci tekil ahs anlatcnn kadn bildungsromanndaki rol ise tam bu noktada devreye girdiinden ikinci blm olan Kadn Bildungsroman Olarak Tezer zl Romanlarnda Anlatcnn Rol balnda romanlarda neden birinci tekil anlatckaraktere yer verildii, onun yaadklarn nasl almlayp yanstt sorularna yant verilerek, yani anlatc seiminden yola kp kadn bildungsromanna varmann nasl mmkn olaca gsterildi. Ksacas bu blmde toplumsal beklentilerle bireysel beklentileri arasndaki farktan tr areyi tek bana var olmay baarabilmekte gren zlnn romanlarndaki anlatc-karakterin anlatsnn her eyi bilen nc tekil ahs tarafndan deil de, kendine odaklanan birinci tekil ahs tarafndan yaplmasnn kadn bildungsromanyla kurduu iliki gsterildi. nc blmde Kadn Bildungsroman Olarak Tezer zl Romanlarndaki atma Alanlar bal altnda ayn anlatc-karakterin iki roman boyunca anlatlagelen hayat hikyesindeki kimlik bunalmnn, dayatmalara kar gelmenin ne trl atma alanlar sonucunda ortaya kt evdeki, okuldaki, cinsellikle ve orta snf hayatyla ilgili atma alanlar olarak adlandrlan alt balklar zerinden incelendi. Anlat ilerledike anlatc-karakterin duyguca ve zihince olgunlap

byd ancak sonuta toplumun beklentilerine uygun bir insan haline gelmedii, aksine tezin nermesinde ne srld gibi onun mr boyunca sren hatta durmadan byyen bir atma yaad dile getirildi. Drdnc blm ise bireysel olgunlamann, zmlerin ya da baka bir deyile zlmenin yaand Olgunlama ve Bymenin Bireyi Ulatrd zmler: Dnm Noktalar bal oluturur. Toplumsal kalplarn iinde yaayamayacana iyice ikna olan anlatc-karakter, kendince bireysel zmler retir. Bylelikle ona dayatlan her eye kar durduunu gstermeyi hedefler. Bu dnm noktalarndan ilki intihar olduundan bu blmde nce bu kavramn tanm yaplarak nasl toplumsal bir olgu olduu akland. Akl hastanesi ve kapatlma mevzular ise Michel Foucaultnun disiplin ve ceza kuramndan yararlanarak incelendi ve ele alnan meknn da ev, okul, hastane anlatc-karakter iin benzer tecrbeleri temsil ettii vurguland. Sonuta da bu intihar, anlatc-karakterin aidiyetsizlik isteiyle ilikilendirildi. ocukluun Souk Gecelerinde intiharn baarszlkla sonulanmasnn ardndan Yaamn Ucuna Yolculukta anlatckarakterin sevdii yazarlarn peinden kt Avrupa seyahati, tam anlamyla ikinci dnm noktasn yani toplumla kesin kopuu yaattndan bu iki romann birden, kadnn erkek egemen toplumda tutunmak iin hayat boyunca verdii mcadelenin anlatld kadn bildungsromannn bir rnei saylabilecei sylendi. almann sonunda sz edilen atma alanlar ve dnm noktalar araclyla, Tezer zlnn iki romannn da ayn anlatc-karakterin z-anlatmla aktard bir kadn bildungsroman olarak okunabilecei nermesine varld. stelik kadn bildungsromann klasik bildungsromandan ayran en nemli nokta olan, protagonistin bencilliine sahip kp i yolculuuna ynelmesinin ancak iki roman birlikte ele alndnda anlaml hale geldii de belirtildi. nk bu iki roman bir

vi

yandan zlnn yazma srecinde hemen her eserinde ele ald, benzer zellikler tayan anlatc kadn karakterlerin hikyesinin bir btn halinde okunabilmesine imkn salarken te yandan Trk edebiyatnda ky edebiyat eiliminin devam ettii bir dnemde kadnn ataerkil toplumda yaad atmalar ve kimlik bunalmn grnr hale getirmeleri ynyle mevcut daarckta bir farkllamaya yol aar. Tez danmanm Yard. Do. Dr. Zeynep Uysala emeinden, ilgisinden ve yardmlarndan tr teekkr ederim. Ayrca bu alma sresince bana hep destek olan babama, kardeime, zellikle anneciime ve sevgili arkadalarm Dilek, Derya, Semiha ve Haluka da ok teekkr ederim.

vii

BRNC BLM GR Tezer zlnn Hayat

Tezer zl, 1942de Simavda retmen anne babann ocuundan sonuncusu olarak dnyaya gelir. Aabeyi Demir zl, ablas da Sezer (zl) Durudur. Yazar, ailenin stanbula tayininin kmasnn ardndan Avusturya Kz Lisesine kaydettirilir ancak okulu yarm brakr. Daha sonra stanbul Erkek Lisesinin at snavlara girerek bu liseden mezun olur. 1964te Pariste tant tiyatro sanats Gner Smerle evlenerek Ankaraya tanr ve AST (Ankara Sanat Tiyatrosu) iin eviriler yapar, ayrca bir oyunda rol alr. Yazar, Ankarada kald yllarda dnemin nemli sanatlaryla temas halindedir. Smerden boandktan sonra stanbula dner ve 1968de sinemac Erden Kralla evlenir. iftin 1973te Deniz isminde bir kzlar olur. Bu esnada Tezer zl Kral, burslu olarak bir buuk yllna Berline gider. Burada tant fotoraf sanats Hans Peter Martiyle 1984te Zrihte evlenen zl, 18 ubat 1986da yakaland kanser nedeniyle vefat eder. 1 lmnn ardndan Gergedan dergisi 13. saysnda yazarla ilgili bir fotobiyografi yaymlar.2 Ayrca yazar, Yap Kredi Yaynlar nclnde 1 Mart-8 Nisan 1996 tarihleri arasnda Bir Usta, Bir Dnya: Tezer zl balyla fotoraflarnn, el yazlarnn ve kiisel eyalarnn da yer ald bir sergiyle anlr. zlnn eitli hikyeleri, 1960larn bandan itibaren birok dergide yaymlanmaya balar. Yazar, krk yllk yaamnda yalnzca kitapla okuyucusuyla bulumasna ramen edebiyat dnyasnda kendine has bir yer edinmeyi baarr. Dergilerde yaymlanan hikyelerinden derlenen Eski Bahe
1 2

Haz. Sezer Duru, Tezer zlye Armaan (stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 1997), s. 11-20. Berlin Notlar, Gergedan, no. 13 (1988), s. 84.

1978de, ilk roman olan ocukluun Souk Geceleri 1980de ve Auf den Spuren eines Selbstmords [Bir ntiharn zinde] adyla ilk olarak Almanca yaymlanan ardndan yazarn kendisi tarafndan Yaamn Ucuna Yolculuk adyla Trkeletirilen ikinci roman ise 1984te yaymlanr. Yazarn lmnden sonra yeni ykleri eskileriyle birletirilir ve Eski Bahe-Eski Sevgi adyla yeniden baslr. Geride kalan Almanca kimi an ve gnce paralar da yazarn ablas Sezer Duru tarafndan Trkeletirilerek Kalanlar adyla kitaplatrlr. Tek senaryosu olan Zaman D Yaam da Sezer Duru tarafndan Almancadan evrildikten sonra baslr. Yazar hakknda yazlanlar belge ve fotoraflarla yine ablas, Tezer zlye Armaan adyla birletirir. Tezer zlden elimizde kalan son yaz paralar olarak yazarn 1982-1986 yllar arasnda Avrupada yaarken arkada yazar Leyla Erbile yazd mektuplarn ve gnderdii kartpostallarn bir araya getirilmesiyle oluturulan Tezer zlden Leyl Erbile Mektuplar saylabilir. Ayrca eitli dergilerde yaymlanan Kafka, Enzensberger, Krger, Rmkopf evirilerinin yan sra Ingmar Bergmannn Yaban ilekleri ve Aynadaki Gibi kitaplarn kendi adyla, Ossip Piatnizkinin Bir Boleviin Anlarn ise Tuncay Gkmen adyla evirir. Bir de Sezer Duruyla birlikte evirdii Heinrich Blln Fotorafta Kadn da Var vardr.3 Yazar hakknda yaplan almalar ise iki kolda ele alnabilir. Birincisi, eitli yazarlarca yaplan bamsz incelemelerdir. Bu gruba dhil olabilecek rnlerin banda Tezer zlye Armaanda yazarn yakn evresince kaleme alnan yazlarla Yazko, Hrriyet Gsteri, Trk Dili, Nokta, Varlk, Milliyet Sanat, Kitap-lk gibi dergilerde ve Hrriyet, Milliyet, Radikal, Taraf gibi gazetelerde kan denemeler, eletiriler gelir. Bunun dnda Nurdan Grbilekin Ev devi kitabndaki yalnzca adyla bile pek ok ey ifade eden Memur ocuklar, Ev devleri, Pazar leden
3

Yazarn yabanc dillere evrilen roman ve hikyeleri iin bkz. Duru, a.g.e., s. 155.

Sonralar makalesi4 ve Ayla Gkmenin Bir Ruh zmsel Okuma: Tezer zlnn sel Dnyasna ykleriyle Yaklam5 adl ilk olarak Mays 1996da Uluda niversitesi Eitim Fakltesinde yk Bildiriimleri Sempozyumunda sunulan bildirisi saylabilir. kinci grupta ise yazar hakknda yaplm, akademik almaya rastlanmaktadr. Bunlar, Yksel Tekinin 1995 ylnda stanbul niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Alman Dili ve Edebiyat blmnde hazrlad Die Bilder des todes und der sexualitaet bei Elfriede Jelinek und Tezer zl (lnn Resimleri ve Elfriede Jelinek ve Tezer zlde Seksualite)6 adl yksek lisans tezi, Baak zdoan Pirimin 2003 ylnda Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Sahne Dekorlar ve Kostm Ana Sanat Dal Dekor ve Kostm Tasarm Programnda hazrlad Sahne Tasarmnda Psikodrama Yntemi ve Tezer zlnn Zaman D Yaam Adl Senaryosunun Mekn Tasarm7 adl yksek lisans teziyle son olarak yazarn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk adl romanlar zerinden eserlerinde betimledii aydnn i dnyasna ve bir birey olarak aydnn kendi dneminin politik yaantsndan nasl etkilendiine odaklanan Zeynep Simavinin 2006 ylnda Orta Dou Teknik niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Medya ve Kltrel almalar blm bnyesinde hazrlad Tezer zl: A Marginal Voice Against the Approved Notion

4 5

Nurdan Grbilek, Ev devi (stanbul: Metis Yaynlar, 2005), s. 59-77.

Ayla Gkmen, Bir Ruh zmsel Okuma: Tezer zlnn sel Dnyasna ykleriyle Yaklam, Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, no. 5 (2001), s. 109-124.
6

Yksel Tekin, Die Bilder des todes und der sexualitaet bei Elfriede Jelinek und Tezer zl (master tezi, stanbul niversitesi, 1995). Baak zdoan Pirim, Sahne Tasarmnda Psikodrama Yntemi ve Tezer zlnn Zaman D Yaam Adl Senaryosunun Mekn Tasarm (master tezi, Mimar Sinan niversitesi, 2003).

of the Intellectual 8adl yksek lisans tezidir. Elimizdeki bu akademik almaya baktmzda Tezer zl adnn akademik camiada tartlmasna olanak salamalar sebebiyle nemli olduklar dnlmekle beraber bunlarn hibirinin temelde Tezer zlnn edebiyatn irdelemedikleri grlr. Bu tezde ise Tezer zl, yazar kimliiyle irdelenecektir. Yazarn sorunsallatrd varolu, benlik, sknt, kadnn kendiyle ve evrenin deer yarglaryla giritii mcadele gibi anlatc-karakterin toplumla yaad atmann temelini oluturan unsurlar, ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarnn ikisinin de merkezindedir. Anlatcnn fiziksel ve ruhsal geliimine paralel olarak artan arada kalmlk duygusu birinci tekil ahs anlatc azndan hikye edilir. Tezin nermesi de anlatc-karakterin ocukluundan orta yaa kadarki dnemde eitli atma alanlar zerinden yaad birey-toplum mcadelesinin ve bir zm olarak grd dnm noktalarnn, zlnn romanlarn birinci ahs anlatml kadn bildungsroman olarak okumaya olanak saladdr. Bu noktada zlnn bireyin i dnyasna bakan edebiyat anlayn anlamlandrmak iin yazlarn yaymlamaya balad yllardaki toplumsal ve edeb atmosfere ksaca da olsa deinmek yerinde olur.

1960-1980 Yllar Arasndaki Toplumsal ve Edeb Atmosfer

1970 ve 1980ler her alanda olduu gibi edebiyat alannda da temelleri 1960larda atlan birtakm sosyal, tarihsel gelimelerin mirassdr. Bu sre iindeki dnm noktas, 27 Mays 1960 darbesidir. ok partili demokrasiye geilmesinin ardndan yaanan bu olay, toplumdaki hkim ideolojinin zlmeye balamasnn iareti
Zeynep Simavi, Tezer zl: A Marginal Voice Against the Approved Notion of the Intellectual (master tezi, Orta Dou Teknik niversitesi, 2006).
8

olarak da okunabilir. Ayrca DP iktidar srasnda yaanan ekonomik gelimeler kapal, devleti ekonomi modelinden liberal ekonomiye dnmek deien yaam standartlar, ardndan anayasayla desteklenen geni kii hak ve zgrlkleriyle ii ve renci eylemleri bu yllarn temel dinamikleridir.9 Toplumsal alanda bu gelimeler olurken edebi alanda da 1940lardan itibaren Sait Faik, Yusuf Atlgan gibi yazarlar araclyla varoluuluun, bireyciliin nemi artar. Bu durum da edebiyat alannda bireyin psikolojisinden ok olaylarn geliimine odaklanan, belirli bir ablonu ve karakter yaps olan ky edebiyat dnemi iinde bir krlmaya iaret eder. Artk bireyin ruh halini, kalabalklar iindeki yalnzln, kendini ifade edememe skntsn anlatan eserler retildiini ve yeni anlatm teknikleri denendiini de gsterir. Atilla zkrml, Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisinin 3. cildinde yer alan Ana Hatlaryla Edebiyat makalesinde Yusuf Atlgan, Ferit Edg, Leyl Erbil gibi bu dnem yazarlarnn gerekiliin inkr edilmesi deil, ona yeni bir yorum getirilmesi gerektii dncesinde birletiklerini syler.10 Bir nceki dnemden farkl olarak orijinal, bireyin i dnyasna, varolusal sorunlarna, toplum iindeki konumuna deinen eserler yazlmaya balanr. 1960larn banda yazmaya balayan ve 1980lerin ortasna kadar yazan Tezer zl iin de topluma yabanclama, toplumsal deerlerle uzlaamama ve zellikle bir kadn olarak bu skntlara maruz kalma temel izleklerdir. Bu nedenle yazarn yaratt karakterlerin neredeyse tamamnn bahsedilen sorunlardan muzdarip bireyler olduklar grlr.11
9

Daha detayl bilgi iin bkz. Feroz Ahmad, Modern Trkiyenin Oluumu, ev. Yavuz Alogan (stanbul: Kaynak Yaynlar, 2006), s. 147-176 ve Erik Jan Zrcher, Modernleen Trkiyenin Tarihi, ev. Yasemin Saner Gnen (stanbul: letiim Yaynlar, 2000), s. 321-351.
10

Atilla zkrml, Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi, cilt. 3 (stanbul: letiim Yaynlar, 1983), s. 594-599.

11

1950lerden itibaren poplerliini koruyan ky edebiyat karsnda tutunmaya alan yeni edebiyatn nclerinden Tezer zl ve Leyl Erbilin yazm tarzlarnn kamuoyunda kabul grp

zlnn romanlarndaki anlatc-karakterin toplumla atma halinde geen hayatnn anlatdaki yeri ve nemi, ancak bu anlatlarn kadn bildungsroman olarak nerede durduunu tespit etmekle anlalr. Bu nedenle de zlnn romanlarnn bildungsroman tryle ilikisini doru kurabilmek adna trn tanmn yapp, ortaya k koullarna bakmak ve kronolojik geliimini detaylandrmak yerinde olur.

Bildungsroman Tr ve Kadn Bildungsromannn Ortaya k

Bildungsroman, 18. yzyl Avrupasnda zellikle Almanyada aydnlanma ann akl ve insan merkeze alan felsef alt yapsnn etkisiyle doar.12 Bu nedenle tr iin laik, ilerlemeci ve dini geri plana atan modernitenin szcsdr denebilir. Franco Moretti, The Way of The World: The Bildungsroman in European Culture kitabnda trn modernitenin sembol olduunu ifade eder.13 Batan sona erkek bakahramannn ocukluundan itibaren besledii umutlar, yaad hayal krklklarn, bymenin zorluunu, edindii tecrbeleri, hayattan ald dersleri ki bu durum bazen bir nc kii araclyla salanr bu dersler sonucunda olgunlap isteklerine ulamasn, toplumla kaynamasn ve ann olumlad bir kii haline gelmesini anlatan roman trne bildungsroman denir.14 Asl hedef, bireyin geliimindeki toplumsalla odaklanarak onun romann sonunda olumlanan bir kiilie nasl kavutuunu gstermektir. dealize edilmi bir dnya ve burjuva
grmeyeceine daha dorusu kymetinin anlalp anlalmayacana dair kukular vardr. Onlarn bu konudaki grlerine birinci azdan ulamak iin bkz. Tezer zl, Tezer zlden Leyl Erbile Mektuplar, haz. Leyl Erbil (stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 1995), s. 25-26, 35, 50, 53-54.
12 13

Bildungsroman, Almanca bir edebiyat terimi olmasna ramen btn dnyada bu adla anlr.

Franco Moretti, The Way of The World: The Bildungsroman in European Culture, ev. Albert Sbragia (London: Verso, 2000), s. 6.

Bir sanatnn kendi alanndaki geliimini ncesi ve sonrasyla anlatan tr ise Knstlerromandr. Bkz. Mikhail Bakhtin, Speech Genres and Other Late Essays, der. Caryl Emerson, Michael Holquist, ev. Vern W. McGee (Austin: University of Texas Press, 1986), s. 16.

14

kahraman vardr 15ve onun farkllap olgunlat, dnm yaad gsterilir. Goethenin 1795te baslan Wilhelm Meister'in raklk Yllar roman, bu trn prototipi saylr. Moretti, bildungsroman kahramanlarnn kendi kararlaryla toplumun beklentileri arasnda skp kaldklarn ve sistemin normalletirmesiyle romanlarn sonunda kahramanlarn bencil isteklerinden syrlp olmalar istenen kiiye dntklerini, mutlu ve tam bireyler haline geldiklerini syler. Bu adan trn geliim (entwicklungsroman) ve eitim (erziehungsroman) romanlarnn bir sentezi olduunu ileri srerken,16 idem nal ise geliim (entwicklungsroman), eitim (erziehungsroman) ve byme romannn (bildungsroman) bakahramann geliim yksn merkeze almalar dolaysyla benzerlikler gsterdiklerini ifade eder. Geliim romanlarnda bildungsromandan farkl biimde kahramann bir dneminin rnein ocukluktan ergenlie kadarki dnem anlatldn, eitim romannda ise kahramann bir eitim-retim kurumunda yetitirilmesi zerinde durulduunu syler. Yazar, bu zellikleri gz nnde bulundurarak geliim roman ve byme roman arasnda daha byk bir koutluk olduunu iddia eder.17 Trn benzerleri arasndaki snflandrma sorununda farkl yazarlarn farkl grleri yalnzca yukarda belirtilenlerle snrl deildir. rnein, Mikhail Bakhtin ve Russell A.
Marc Redfield, kiinin kendi kendini yaratt tr dedii bildungromann eitimi ve estetii birletiren yaps iin tasavvur edilen, zihinde kurulan sfatlarn kullanr. Kiinin bu trde adeta bir dnceye dntn syler. Ona gre trn yksek kltre ait oluu da estetik kaygnn nemini artrr ve okuyucunun da romann sonunda kendi ideal olgunlamasn yaamas ngrlr. Ayrntl bilgi iin bkz. Marc Redfield, Phantom Formations: Aesthetic Ideology and the Bildungsroman (Ithaca, London: Cornell University Press, 1996), s. 38-62. Russel A. Berman da benzer bir dnceyle trn tematik temsiliyeti (kahramann byme hikyesi) ve estetik kabul (okuyucunun deneyimi) arasnda ikili bir iliki olduunu, bildungsun sanatsal eitimin bir paras olduunu ve bildungsromann kiisel potansiyelin bir btn olarak tamamlanmasn nerdiini syler. Bkz. Russel A. Berman Modernism and the Bildungsroman: Thomas Manns Magic Mountain, The Modern German Novel iinde, der. Graham Bartram (Cambridge, UK: Cambridge University Press, 2004), s.77, 83, 92.
16 17 15

Moretti, a.g.e, s. 16.

idem nal, Bildungsroman Trne Kavram Temelinde Bir Yaklam, Littera Edebiyat Yazlar, no. 17 (Aralk 2005), s. 55-57.

Berman eitim romanyla bildungsroman ayn tr olarak ele alrken 18 Grsel Ayta ise bildungsromann manevi biimlenmeye, kltre nem vermesi ynyle eitim ve geliim romanndan ayrldn iddia eder.19 Protagonistin taradan byk ehre gelip, ocuka hayallerinden kurtulup toplumla btnleerek bir kimlik kazand ve klasik bildungsromanda bunun evlilikle saland sylenir. ve d dnya arasndaki devamllk ruhun en yce taraflaryla toplumun beklentisinin kaynamasyla salanr. Nedensellik ve btnlk erevesinde protagonistin yaam yks anlatlrken deneyimlerinden edindii olumlu tecrbeler sonucunda ki bunlara malubiyetler de dhildir topluma uyum salayp yer edinebildii kabul edilir. Doal olarak bu tip romanlarn sonu nettir, yoruma ak deildir. Roman, ina edilmesi hedeflenen kimliin ortaya kmasyla grevini tamamlar.20 Burada bir parantez aarak Bakhtinin bildungsromanlarda kahraman ve dnya arasnda tam anlamyla karlkl bir etkileimden sz edilemeyecei ynndeki grlerini hatrlamakta fayda var. Bakhtin, dnyann kahraman deitirme gcnn olmadn onu yalnzca test ettiini, kahramannsa dnyay etkileyemediini ifade eder. Hatta bildungsromann kahramann test edilmesi fikri zerine ina edildiini syler 21 ki, Morettinin yorumlar da dikkate alndnda bu iddiann geerli olduu grlr. nk bildungsromann sonunda yaamla ilgili snavn veren protagonistin

Bakhtin, a.g.e., s. 19 ve Russell A. Berman, a.g.m., s. 77-92. Ayrca Bakhtin zuhur etme roman da dedii bildungsroman trnn be farkl tipi olduundan sz eder. Birincisi, kahramann kendisinin ve karakterinin merkezde olduu tr; ikincisi, hayatn kahraman daha ll ve uysal hale getiren bir deneyim, bir okul gibi ele alnd tr; ncs, biyografik ya da otobiyografik tr; drdncs, didaktik-pedagojik tr; beincisi ise kahramann ortaya kyla tarihsel ortaya kn kesitii trdr. Bkz., a.g.e., s. 21-23.
19 20 21

18

Grsel Ayta, Edebiyat Yazlar I (Ankara: Gndoan Yaynlar, 1990), s. 276. Moretti, a.g.e., s. 15-70. Bakhtin, a.g.e., s. 15-16.

hibir ekilde dnyann deiimine katkda bulunamad grlr. Moretti yukarda ad geen kitabnn ilerleyen blmlerinde ilk rnekleri Almanyada verilen bildungsroman trnn ilerleyen yzyllarda Fransa, Rusya ve ngilterede nasl ele alnp yeniden yorumlandn aklar ve ge bildungsroman adn verdii bu dnem rneklerinin klasik olanlardan ayrld ynleri yle sralar: lk rneklerden farkl olarak ge bildungsromanlarda kahraman ideal bir olgunlama yaamaz. Yani bu romanlarda bireyselle toplumsaln sentezinin mutluluu yerine krlmalar ve savalar gzlemlenir. Kark kiisel istekler ve duygular vardr. Protagonistin yararc felsefeyle snf deitirme abasna ve bu anlamda bir iyileme yaama gayretine rastlanr. yi ve kt yanlaryla ele alnan kahramanlar okuru artr. nk onlar klasik bildungsroman protagonistleri gibi an yaratt eyler deil, insandrlar. Kim olduu ve olmas gerektii sorular arasnda kalan kahramann psikolojisini modern insann elikilerine benzetmek mmkndr ki bu zellik ge bildungsromanlarn daha gereki olduu anlamna gelir. Yani bireyin ve toplumun ilerlemesindeki devamllk da sekteye urar. Anlatcnn bak as snrldr. Klasik bildungsromanda varlmas beklenen sonu daha nemliyken, ge bildungsromanlarda nceki yaam da nemlidir. Bu nedenle de olay rgsnn ak zaman zaman geriye dnlerle kesilir. Varlan son da klasik bildungsromandaki gibi yorumlanamaz ve mutlak mutlu bir son deildir.22 Bildungsromann 18. yzyldan 20. yzyla kadar geirdii deiiklii arlkl olarak Morettinin vastasyla ve kronolojik olarak grdk. Ancak herhangi bir edeb trn geliimini ya da deiimini belli bir tarihle snrlandrmak mmkn olmayacandan bildungsroman trnn ge bildungsroman formundan sonra da farkllamaya devam ettiini sylemek gerekir. Alastair Fowler, bununla ilgili
22

Moretti, a.g.e., s. 72-147.

olarak Mevcut daarca her bir yeni balk eklendiinde tr deiir. Genelde de var olan trle beraber yeni bir baln geliiminden sz etmek mmkndr der.23 Yani ge bildungsromann bu trn niha hali olduu sylenemez. Esther Kleinbord Labovitz, buna paralel olarak trn kadnlarn amalar ve beklentileri dorultusunda yeniden tanmlanmaya ihtiyac olduunu ve kadn bildungsromannn (female bildungsroman/bildungsromane) bu nedenlerle doduunu syler.24 Nitekim zellikle 20. yzyln ikinci yarsndan sonra deien toplumsal arka plana ve sosyal dnmlere bal olarak kadn bildungsromanndan bahsedilmeye balanr. Yirminci yzyln bandan itibaren hz kazanan kadn hareketlerinin ve feminist ideolojinin de etkisiyle bata kadn yazarlar olmak zere pek ok yazar, kadn bakahramann byme hikyesini yazmaya heveslenir. Bu artlar altnda ortaya kan kadn bildungsroman erkek bildungsromanndan farkl olarak protagonistin byme srecinde bir kadn olarak ataerkil toplumda ne gibi zorluklar yaadna odaklanr. Kadn bildungsromannda da tpk erkek bildungsromannda olduu gibi kahramann eitimi temel temadr25 ancak bu defa bir kadn bakahramandan sz edilir. Ayrca gcn toplumsal ihtiya ve koullardan alan kadn bildungsroman, tam da bu nedenle sahici bir bireyin anlatsna izin verir. Baka bir deyile kadn bildungsromannda protagonist; deiken duygular, arzular, hayal krklklar, aclar ve toplumsal engellere kar verdii mcadeleler sonucunda toplumsal olan her eyden kopmay tercih ederek ulat bireysel olgunluuyla bir btn halinde
23

Alastair Fowler, Transformations of Genres, Modern Genre Theory iinde, der. David Duff (Singapore: Longman, 2000), s. 233.
24

Esther Kleinbord Labovitz, The Myth of the Heroine: The Female Bildungsroman in the Twentieth Century (New York: Peter Lang, 1986), s. 8. Elaine Hoffman Baruch, The Feminine Bildungsroman: Education Through Marriage, Massachusetts Review, no. 22 (1981), s. 335.

25

10

deerlendirilir. Protagonist, fiziksel ve duygusal byme dneminin sanclar neticesinde kendine kimlik kazandrmak iin uraan kiilerden ve toplumsal her trl kurumdan uzaklamas gerektiini anlar. Yani klasik bildugsromann erkek odakl yaz politikasna karn kadn bildungsroman bireyin kendini gelitirmesi, byme, toplumla atma ve kaynama gibi temalar kadnlarn ataerkil bir toplumda var olabilme mcadelelerini dnerek bir daha yorumladndan bu trde uyumun, birlemenin aksine uyumsuzluk, toplumsal deerlerle atma ve toplumdan kopu vardr. Bu nedenle de kadn bildungsroman protagonistinde benlik duygusu baskndr. Toplumla yaanan atmann romann sonunda uyuma evrilmemesi de intihar hemen her kadn bildungsromannda rastlanabilen bir izlek haline getirir. Ksacas kadn bildungsroman, domestik deerlerle eitlik ve bamszlk istei arasnda skan kadn yanstr. 26 Bu nedenle bu tre ait romanlarda inili kl seyri olan bir hayat hikyesi, protagonistin dalgal dnce dnyas, yaad kimlik bunalm, i dnyasna yapt yolculuk, sonuta kendini kefederek aydnlanmas ve deierek bireysel olgunlua erimesi gze arpar. Kadn kahramann hikyesinin erkeinkine nazaran kati bir sonla bitmeyii yani yoruma ak oluu ve ideal bir bulumay nermeyii iin Ellen Morgan sonu kesilmi (truncated) terimini kullanr.27 Tm bunlarn dnda kadn bildungsromann erkek bildungsromanndan ayran en nemli unsur, evlilik kavramnn ileni ve yorumlanma biimidir. Yani erkek bildungsromannda merkez bir yer tekil eden evlilik, kadn bildungsroman

26

Beverly R. Voloshin, The Limits of Domesticity: The Female Bildungsroman in America, 18201870, Womens Studies: An Interdisciplinary Journal, no. 10 (1984), s. 284. Labovitz, bu terimi sz edilen yazardan aktararak kendisi de kullanr. Bkz. a.g.e., s. 6.

27

11

sz konusu olduunda daha kenardadr.28 Toplumda var olmaya alan kadnn ancak yapaca doru bir evlilikle olgunlamasnn doruuna ulaaca inancnn kadn bildungsromanlarnda altnn oyulduu grlr. nk kadn protagonist, evlilikle mutlulua ve tamla eriemez. Aksine evlilik sonrasnda toplumsal basky ve geleneksel rolleri stlenmesi iin yaplan telkinleri daha ok hisseder. Evlilik, kahraman talandran bir kavram olmad gibi stne stlk onu kstlayan bir kavramdr. Ayrca kadnn literatrde ocuk, hayvan, hizmeti, melek, gzelliiyle can yakan kadn olmaktan kp insan haline gelmesi de kadn bildungsromann sonucudur. 29 Bu durum, kadna toplumsal dzlemde uygulanan fiziksel ve psikolojik iddetin, onu kltmenin, aalayc yaktrmalarn yazn dzleminde de varlk gstermesinin kadn bildungsromanyla krldna iaret eder. Toplumun her kademesinde olduu gibi edebiyat sz konusu olduunda da erkeklerin bak asnn ve empoze etmeye altklar grlerin hkim olduu grlr. Ancak kadn bildungsromannn daha gereki, topik bir insan yaratma fikrinden arndrlm yaklam, bu noktada da gerekilii ve hayata yakn duruuyla kendini belli eder. Kadn bildungsromanyla ilgili imdiye kadar ele alnan unsurlar Esther Kleinbord Labovitz, drt kadn yazarn (Dorothy Richardson, Simone de Beauvoir, Doris Lessing, Christa Wolf) eserlerini bu tre hangi ltlerden dolay uyup hangilerinden dolay uymadklarn inceledii The Myth of the Heroine: The Female Bildungsroman in the Twentieth Century adl almasnda bir araya getirerek yle sralar: Kendine yaplacak yolculukla, kendini kefetmekle ulalan farkna varma, kadn-erkek rollerini ve rol modelleri ieren cinsiyet rolleri, eitim ve kadnn

28 29

Baruch, a.g.m., s. 335. A.g.m., s. 337.

12

okumas mevzusu, i ve d ynlendiriciler, din krizi, kariyer, evlilik, felsefi sorular ve otobiyografik unsurlar. Bu kstaslar btn bir kadn bildungsroman klliyatna temel kazandrmada nem arz ettikleri gibi, bu tezde de Tezer zlnn romanlarnn kadn bildungsroman olarak irdelenmesinde yardmc olmulardr. Son olarak Linda W. Wagnern kadn bildungsroman kavramn nemli feminist yazarlardan Sylvia Plathn Sra Fanus roman zerinden inceledii Plath's The Bell Jar as Female `Bildungsroman' makalesinde kadn bildungsromanyla ilgili sylediklerini arka arkaya grmek bu blm toparlamak adna yardmc olacaktr. Wagner; farkl olduunu bilmenin, toplumun deerlerine uyum salayamamann, geleneksel rolleri reddetmenin, klielerle mcadelenin ve eitim aldka delirmenin kadn protagonistin balca zellikleri olduunu syler ve kadn bildungsromannn kadnn nasl huzura kavutuunu deil, toplumla nasl mcadele ettiini anlattn syler. 30 Yani toplum kadnlarn iyi birer vatanda, rnek anne ve fedakr e olmalar iin eitilmelerini ngrrken kadn bildungsromanlarnda kadnn ald eitimin sonucunda bireyselliini kefettii, bu yzden toplumsal kurallarla rl aa dhil olmaktan kat ve toplumun da onu dize getirmek iin eitli yollara bavurduu grlr.31 Kadn bildungsroman, yukarda bahsedilen zellikleri nedeniyle kadnn kendi i yolculuunu ve bireysel byme-olgunlama servenini anlatmasna msade ettiinden bu aamada ncelikle birinci tekil anlatcyla bu tr arasndaki ilikiyi grmek, ardndan kadn bildungsroman zelliklerini ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlar zerinden incelemek tezin iddiasn amlamada

30

Linda W. Wagner, Plath's The Bell Jar as Female `Bildungsroman', Women's Studies: An Interdisciplinary Journal, no. 12 (1986), s. 55-68.

Kadn bildungsromanyla ilgili burada sralanan kaynaklarn dnda daha ayrntl bilgi iin bkz. Laura Sue Fuderer, The Female Bildungsroman in English: An Annotated Bibliography of Criticism (New York: The Modern Language Association of America, 1990).

31

13

faydal olacaktr.

14

KNC BLM KADIN BLDUNGSROMANI OLARAK TEZER ZL ROMANLARINDA ANLATICININ ROL

Tezer zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarndaki anlatc-karakter, erkek egemen toplumda kadnca varlk gsterebilmenin skntsn mr boyunca ektiinden yani kendi olmak istedii ve evresinin olmasn bekledii kii arasnda sktndan youn bir kimlik bunalm yaar. Anlatc-karakter iki roman boyunca z-anlatmla ocukluktan orta yaa kadarki yaam hikyesini bu dnemde etkili olan kii ve kurumlar araclyla aktarrken aslnda sz edilen bunalmn, srekli atmann ve arada kalmann hikyesini yanstr. Anlatc ocukluundan beri tank olduu ya da bizzat yaad toplumsal dayatmalar yznden hayatnn odana kendini alr. Yani kendi bana ve kendi istedii gibi yaayabilmek en byk amacdr. Dolaysyla zlnn kendi gibi yaayabilmenin hikyesini iki roman boyunca bireysel olgunlamaya paralel biimde aktaran bir anlatc-karakter semesi yani okurun birinci tekil ahs anlatc-karakter grmesi artc deildir. Bunun dnda romanlarda bu tip anlatcnn yaadklarn nasl almlayp yanstt, kullanlan anlatm teknikleri, seilen kip ve ahs ekleri de kendi iine dnen, yaad bask ve korku yznden hayatnn merkezine kendini koyan anlatc-karakter sz konusu olduunda olduka anlamldr. Bu balk altnda esas ama, anlatc-karakterin kendisi ve evresiyle yaad sorunlar, kendi hayat zerinde sz sahibi olabilmek iin verdii ura da gz nnde bulundurarak yukardaki tm teknik sorularn yantlarn bulmaya almak ve alnan yantlarn nda romanlarn kadn bildungsroman olarak okunmasnda

15

anlatcnn nasl bir grev stlendiine bakmaktr. Bu aamaya geilmeden nce tartmal bir konu olan, kadn yazarlarn birinci tekil anlatclarnn kendilerini yanstt, bu nedenle de birinci tekil anlatcnn var olduu metinlerde otobiyografik gndermelerden de phelenmek gerektii grne ksaca deinmek gerekir. Baz eletirmen ve yazarlar kadnn kiisel anlatcsnn kendi temsili haline geldiini32 sylerken bazlar da kurgunun iin iine girmesi nedeniyle dorudan bunun ne srlemeyeceini dnr. nk otobiyografik anlatc, kendini dntrme ansna sahiptir.33 Yani seilen ayrntlar, ne karlan zellikler ve dier insanlarla kurulan ilikilerdeki pozisyonlar yazarn inisiyatifine baldr. Ayn tartmaya Tezer zlye Armaanda yer alan yazlarda da rastlanr. Kimi yazarlar zlnn kendini yazdn iddia ederken kimi de bir karakterin ya da bu tezde kullanlan adyla bir anlatc-karakterin hikyesinin yazldn dnr. rnein Leyl Erbil, yaratt karakterle yazar arasnda benzerlikler bulunduunu iddia ettii Tezer zly daha iyi anlamak iin onun zyaamyksn bilmenin yardmc olacan dnrken, Sennur Sezer ise zl gibi youn, net ve uzatmadan yazan birinin yazdklarn an olarak alp kendi yaamyla rttrmeden deerlendirmenin daha salkl olacan syler. Gerekesi de udur: zl kadnn sancl yaamna dair yle kesitler sunar ki, bunu yalnzca tek bir kiinin hikyesi olarak okumak mmkn deildir. Karmzda ok daha derin, kapsaml bir anlat vardr.34 Ayrca Hicll Demir de anlatlanlarn metinlerde sanatsal boyutuyla var olmasndan tr romanlardaki anlatc-karakterle yazar zdeletirmeden
32

Judy Long, Telling Womens Lives: Subject/Narrator/Reader/Text (New York: New York University Press, 1999), s. 7. Stanton Wortham, Narratives in Action: A Strategy for Research and Analysis (New York: Teachers College Press, 2001), s. 153.

33

34

Leyl Erbil, Bir Roman Okurken: ocukluun Souk Geceleri, a.g.e., s. 30-35 ve Sennur Sezer, Tezer zlnn Dnyas, a.g.e., s. 50-53.

16

incelemenin daha doru olacan syler.35 Romanlarn anlatc-karakteriyle zlnn yaam hikyesi arasnda gzle grnr baz paralellikler olmasna ramen bu almada da romanlardaki anlatckarakter, yazarn kendisi olarak deil kurgulad biri olarak ele alnacaktr. nk anlatc-karakter, yazar tarafndan biimlendirilir. zlnn romanlarnda yazarn deil, tutarl ve devamllk iinde kendini anlatan bir anlatc36nn grld fikrinden hareketle bu tezde otobiyografik anlatc-karakter yerine birinci tekil ahs anlatc-karakter kavram kullanlacaktr. Bu anlatc kendi yaam hikyesini anlattndan ayn zamanda romanlarn bakarakteridir. Ancak ayn bedenin farkl zamanlardaki duruu ve bak as iin iine gireceinden anlatan benlikle deneyimleyen benlik arasnda kanlmaz olarak fark olacaktr. Tam da Dorrit Cohnun effaf Zihinler: Kurmaca Eserlerde Bilincin Sunumu adl kitabnda belirttii gibi: zne ile nesne, anlatan benlikle deneyimleyen benlik arasndaki mesafenin nitelii ve kapsam slubu ve teknii belirler. () Bir birinci ahs anlatc gemiteki bilincini yeniden retmek iin aklndan geen dnceleri harfi harfine alntlamak ve anlatmak gibi daha dolaysz yntemlere bile bavurabilir. 37 Mesela deneyimleyen benliin gemie dnp o gnleri detaylaryla hatrlama avantaj varken anlatan benliin de ileriye gitme, gelecekte bana ne geleceini bilme avantaj vardr. Ayrca kullanlan zarflar, kipler ve ironik dille anlatabilme ans anlatan benlii deneyimleyen benlikten ayran ve aralarndaki zamansal mesafeyi vurgulayan elerdir. Bu nedenle anlatan benliin deneyimleyen benlie
35 36

Hicll Demir, Yaamn ve Yaznn Ucuna Yolculuk, Hrriyet Gsteri, Aralk (2000), s. 46.

Kim L. Worthington, Self as Narrative: Subjectivity and Community in Contemporary Fiction (New York: Clarendon Press, 1996), s. 13. Dorrit Cohn, effaf Zihinler: Kurmaca Eserlerde Bilincin Sunumu, ev. Ferit Burak Aydar (stanbul: Metis Yaynlar, 2008), s. 157-158.

37

17

bilisel stnlnden bahsetmek mmkndr. 38 Dorrit Cohn bu noktada ahenksiz z-anlat ve ahenkli z-anlat olmak zere birinci ahs anlatlarn ikiye ayrr. Ahenksiz z-anlat, birinci tekil ahs anlatcnn zaman zaman anlatt andan koparak yorum yapt, bilme avantajndan yararland z-anlat biimiyken ahenkli z-anlat, anlatcnn olaylar yaad zaman sahip olduu bilgi ve grn dna kmad yani hibir biimde yorum yapmad zanlat trdr. Cohn, bu anlatlarn gemii bugnn bak asyla deerlendiren yazlar olarak grlrse zayf kalacan, ancak bu anlatlarda kendini gemile zdeletirebilen ve mdhil olmayan anlatc varsa yazlarn ok kymetli olacaklarn belirtir.39 Cohnun asl zerinde durduu anlatcnn anlat esnasnda yorum katp katmamasdr ki Tezer zlnn anlatc-karakteri, yorum yaptndan bu snflandrmaya gre ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlar ahenksiz z-anlat grubuna dhildir. Kullanlan anlatm yntemi de z anlatml monolog40 deil aktarmadr, yani anlatc gemiteki olaylar bugnden bakp hatrlayarak okuyucuya iletir. Anlatcnn yorumlarn ise i konuma yoluyla yapt grlr. zlnn romannda birinci tekil ahs anlatc zelliklerinin ne biimde yer aldn ksaca grdkten sonra tezin amacna uygun olarak bu romanlardaki birinci tekil ahs anlatc-karakterin kadn bildungsroman mevzusunda nasl bir ilevi olduunu tespit etmek gerekir. Bu konuda temel k noktas, anlatcnn ister bugne ister gemie odaklansn her zaman iin anlatsnn merkezine kendini koymas, benlik problemlerini ana sorun olarak ele almasdr. Bu da zlnn
38 39 40

A.g.e., s. 165. A.g.e., s. 168.

Bu terim, anlatcnn anlk olarak gemiteki benliiyle zdeletii, zamansal adan uzaklam bak asn ve bilisel ayrcaln brakarak gemiteki zamana-baml aknlklarna ve bocalamalarna dnd anlatm teknii olarak aklanr. Bkz. a.g.e., s. 180.

18

anlatc-karakterinin yaamn her dneminde kendi kararlarndan, hatalarndan mesul olma gayretleriyle rtr. ocukluun Souk Gecelerinin birinci ahs anlatc-karakteri yetitirilme koullarn, toplumun farkl dnenlere tahamml olmadn deneyimleme zamannn bak as ve duygusuyla otuzlu yalarndayken yazar. Arada geriye dnler olmakla birlikte genelde ocukluk-genlik-yetikinlik dnemlerini srasyla aktarr. Kararlarnn, hareketlerinin zapturapt altna alnmaya allmasndan duyduu rahatszlkla intihara dahi kalkan anlatc-karakter, yaad atmalar olaylarn dna kp yorum da katarak anlatr. Hatta anlatcnn kendi hayatna muktedir olmak adna verdii mcadelenin ya ilerledike sonlanmad, bir trl iindeki boluu dolduramad ve bu nedenle kendi hikyesini anlatt anlalr. Bu da neden nc tekil ahs anlatcnn deil de kendi z hikyesini anlatan birinci tekil ahs anlatcnn tercih edildiini gsterir. Bu anlatc, anlat anndan kopup yorum yapt ou zaman, dncelerini parantez iinde ve gelecei bilmenin avantajndan yararlanarak aktarr. Mutfakta bir tr, konuk odasnda da bir kauuk evi sslyor. (Kauuk aacn bugn de hi sevmem. Orta snf evlerinin ar, bunaltc, ya da hibir iin yrmedii, memurlarn btn gn gazeteleri evirip evirdii, duvarlara bakt brolarn sigara dumanl havasn anmsatr bana.)41 pasajnda grld gibi, ayn objenin ya da olayn yllar nce ve sonra uyandrd intiban arka arkaya grld sahneler olduu gibi, romanda bunlarn i ie getii yerler de vardr. O yaz gn, Sirkeci Garnda Gnk geirirken insan ve erkei renmenin bu denli g olduunu hi bilmiyorum. Erkei renmek iin, ok erkek tanmak gerektiini de bilmiyorum. Mutluluun, insann kendi kendisiyle honut olmasyla balayacan da bilmiyorum. (SG, 31) rneinde ise deneyimleme ve
41

Tezer zl, ocukluun Souk Geceleri (stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2008), s. 11. (Btn alntlar bu baskdan olacandan, bundan sonra sayfa numaralar alntnn ardndan parantez iinde verilecektir.)

19

anlatma zamanlarndaki benliklerin i ie olduu, anlatcnn bugnden bakarak deneyimini aktard grlr. Bir nceki rnekten farkl olarak yaanan olayn yllar sonra uyandrd etki, deneyimleme anndan dar kp parantez iinde verilmez; bu iki an birbirinin iine yedirilerek aktarlr. Burada nemli olan, anlatcnn kiinin kendi i huzurunu yakalamasyla mutlu olabilecei gereini o dnemde henz anlamaddr. Anladnda ise yalnz ve yalnz kendinden sorumlu olduu, kimsenin ona karmad ve onun da kimseye karmad bir dnyann peine dt, bu amacna hi deilse anlat dzleminde ulamak iin de kendi hikyesini kendi azndan anlatmaya karar verdii anlalr. Anlatcnn ailede, okulda, toplumda stlendii rol ya da edindii kimlik, anlatm biimi zerinde etkilidir. Yani neyin, nasl, ne kadar anlatlacan seimler belirler.42 Bu anlamda zlnn kendine bakan anlatcsnn domestik grevler, kariyer, annelik heyecan gibi temalar yerine en ok kendine, kendi gelgitlerine yer vermesi doaldr. Yani anlatc kimlii, dierlerine ve dierlerinin hikyelerine verilmi bir cevap43 nitelii de tar. nk ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculukun anlatc-karakteri krk yllk yaam serveni iinde hep kendiyle bouur ve toplumun ona benimsetmeye alt iyi vatanda, iyi renci, terbiyeli gen kz, sadk e, vefakr anne sfatlarndan hibirini kabullenmez. Hatta bunlar bile bile reddeder. Anlatc-karakter, ufak gndermelerle yaad evi, ailesini, eitim ald okulu zihninde iz brakan anlar/anlar arpc biimde aktarr. Burada Gerard Genettein sre (duration) kavramndan bahsetmek aklayc olur. Genette bu kavram bir hikyenin iindeki olaylarn yaanma sresini ve anlatlma sresini

42

Jens Brockmeir, Introduction, Narrative and Identity: Studies in Autobiography, Self and Culture iinde, der. Jens Brockmeir, Donal Carbaugh (Amsterdam: John Benjamins Publishing Company, 2001), s. 18-19. Maureen Whitebrook, Identity, Narrative and Politics (London, New York: Routledge, 2001), s. 23.

43

20

karlatrmak iin kullanr ve diyalogun bu ikisinin en yaklat an olduunu syler.44 Ancak ocukluun Souk Geceleri, gsterme (narrative of events) tekniiyle deil aktarma tekniiyle (narrative of words) yazldndan romanda diyaloga ok az yer verilir. Sylenebilecek olansa Genettein ngrd drt anlatm dinamiine gre45 romanda anlatc-karakterin en ok ocukluk yllarna ait sahnelere (scene) odakland yani bunlar ileri yalardakilere nazaran daha yava ve detayl anlatt, bylelikle yaamnda en nemli dnem olan ocukluunu en uzun anlatmay tercih ettiidir. (Zaten nc blmde Kadn Bildungsroman Olarak Tezer zl Romanlarndaki atma Alanlar detayl olarak ele alnrken en ok ocukluun evi ve okulu zerinde durulmu olmas da tesadf deildir.) Anlalr ki, anlatc-karakter, kendine dnp z anlatsn oluturmaya baladnda bunalml bir kimlie sahip olmasnda en etkili neden olan yllarn zerinde durarak, hayat boyunca neden kendi olabilmenin savan verdiini merulatrmak ister. lk romann ardndan Yaamn Ucuna Yolculuka gelindiinde de kendi bana, kendi kurallaryla var olma mcadelesi veren, bu defa krkl yalarna geldii grlen anlatc-karakter gze arpar. Birinci ahs anlatc romann zellikle ilk yarsnda teki beniyle konuuyor gibidir. Yani olaylar birinci ahsn azndan duyulurken bu birinci ahs, pek ok yerde kendine sen diye seslenerek yaadklarn, hissettiklerini bir de onun/ senin gznden deerlendirir. Anlatcnn iindeki beni ve seni farkl farkl yorumlamak olasdr. Bazen ben hayat yaayan, sen ise bu benlie dardan bakan kii olarak kurgulanr. Anlatc-karakterin kendi kararlar ve toplum dayatmalar arasndaki atmasn anlatmak iin setii bu

Gerard Genette, Narrative Discourse, ev. Jane E. Lewin (Ithaca, New York: Cornell University Press, 1980), s. 86. Anlatm hzna gre aktarlan anlar; pause ok ok yava, scene daha yava, summary hzl, ellipsis ise en hzl eklinde gruplandrlr. Bkz. a.g.e., s. 94.
45

44

21

yntemi, bir tr benlik paralanmasnn ya da kiilik blnmesinin ifadesi olarak okumak da mmkndr: zlem duymuyorum. Bir beklediim de yok. Ac da duymuyorum. Alk da. Uyku da. Ama belki de her eyi bryen bir ac. Beni. Caddemi. Odam. Resimlerimi. Anlarm. ocukluumu. ocuumu. Kanm. Benliimi. Ah, derinliinde duygular aradm benliimden de te, benliimden de byk. O zaman uzun gecelerin o gzel teni ile karlayorum. Sonunda bizi gne klarnn bulduu gecelerin. Ya da arka avludaki plak aacn. imdi sen l bir an olmak istiyorsun. Baka kentlerin baka snrlarndan aryorsun. Daha uzaklara gitmek istiyorsun. Benim gemiimin kentine. 46 Bu alntda aka grld gibi ben ve sen ok seri biimde ayn pasaj iinde yer deitirir ki bu kullanm anlatcnn farkl duygular yaadn, bilincinin blndn gsterir. Ayrca anlatc-karakterin kendini tekiletirdii byle sahneler, onun toplumsal dayatmalar nedeniyle kendine yabanclat anlardaki ruh halini yanstmak iin bilinli olarak kurgulanr. nk anlatcnn yaamak istedii ama izin verilmeyen bir hayat tarz, stlenmesi gereken sorumluluklar, uymas beklenen kurallar vardr. Btn bunlarla kendi bilinci, duygular arasnda skt iin de kimlik bunalm yaamas kanlmazdr. Doal olarak bu, romann anlatc seimine de yansr ve kendine bakma hikyesini paral bir birinci ahs anlatc anlatr. te yandan baz durumlarda aka ben ve sen, deneyimleyen benlikle anlatan benliktir. Sen tm kentten daha yalnzdn. Okyanus gibi bir yalnzlk. Otele yeniden dnmeden nce, drtyol aznda bir kahvede oturmutun. Ne itiini anmsyor musun. Bira. (YUY, 8) rneinde olduu gibi yaayan ve anlatan kiilerin hiyerarik konumlar belli olur. nk anlatc (ben) senine sorduu sorunun yantn zaten biliyordur. Her iki kullanmda da bu parallk halinin anlatcnn kimlik bunalmndan ve toplumla yaad atmadan kaynakland grlr. Bu durumda Yaamn Ucuna Yolculukun sevdii yazarlarn peinden gitmekle aslnda kendi i
Tezer zl, Yaamn Ucuna Yolculuk (stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2008), s. 22. (Btn alntlar bu baskdan olacandan, bundan sonra sayfa numaralar alntnn ardndan parantez iinde verilecektir.) Vurgular bana ait.
46

22

yolculuuna kan anlatc-karakterinin neredeyse her sayfada kendi olabilmenin huzurundan, bu duygunun kiiyi glendirdiinden sz etmesi, yazarn kendi hikyesini anlatan birinci ahs anlatc seimini anlaml klar. nk anlatc-karakter her eyden ok kendi olabilmenin, kendi olgunlamasnn mcadelesini verir. Sonuta tezin nermesinde iddia edildii gibi, Tezer zlnn iki romanndaki anlatc-karakterin ocukluktan yetikinlie kadarki srede toplumla mcadelesinden doan bunalml kimlik yapsnn ve ataerkil toplumda kadnca var olabilme mcadelesinin hikyesi, kendine bakan birinci ahs anlatc ile kurulur. Anlatckarakter kendi byme-olgunlama hikyesini anlatrken birinci ahs anlatcnn kadn bildungsroman olarak bu romanlara katks, karakterin ie bakn ve hayatnn merkezine her eyden ve herkesten ok kendini koymasn pekitirmesidir. Bu tip anlatc seimi, hayat boyunca toplumsal dayatmalar karsnda kendi iradesiyle durmaya alan zlnn anlatc-karakteri dnldnde onun dnsel dzlemin yan sra yaznsal dzlemde de ben olma duygusunu beslemesi ynyle anlaml ve gereklidir. Ksacas snrlarn kendi olarak belirleyen bir karakter iin kendi hikyesini anlatmak artc deildir. Bu aamadan sonra sra, sz edilen zellikleri tayan birinci tekil anlatckarakterin toplumla yaad uyumazla iki roman boyunca hangi atma alanlarnn neden olduunu incelemeye gelir.

23

NC BLM KADIN BLDUNGSROMANI OLARAK TEZER ZL ROMANLARINDAK ATIMA ALANLARI

Tezer zlnn ilk roman ocukluun Souk Gecelerinde anlatc-karakterin ocukluu, ergenlii, gen kzl ve orta yaa adm att yllar anlatlr ve roman protagonistin otuzlu yalarndaki haliyle sona erer. kinci roman olan Yaamn Ucuna Yolculukta ise benzer ocukluk tecrbelerini deneyimlemi anlatckarakterin krkl yalardaki bilinle kendi hikyesini anlatmaya devam ettii grlr. ki protagonistin gemilerine ait paralelliklerin gzlemlenmesi ve hayat hikyesi anlatsnn ancak ikinci romann sonunda btnlk tayan bir hale gelmesi zlnn romanlarnn ancak birlikte deerlendirildikleri takdirde bir bymeolgunlama roman olarak okunabileceinin iaretidir. Burada kastedilen, tek bir anlatc-karakterin kendi byme macerasn iki roman boyunca anlattdr. lk roman anlatcnn daha toy dnemiyle biterken ikincisi onun kald yerden devam ederek anlaty tamamlar. Bir protagonistin bahsedilen biimde ocukluktan erikinlie gei dneminin anlatld roman trnn bildungsroman olduu ve bu trn ortaya kt 18. yzyldan beri gsterdii geliim giri blmnde anlatlmt. Trn geldii son nokta olan kadn bildugsromannda (female bildungsroman/bildungsromane), erkein byyp toplumda yer edinmesini merkeze alan klasik bildungsromanlarn tersine kadn bakarakterin ocukluu, bymesi, bireysel istekleriyle toplumun beklentilerinin uyumadn fark etmesi, toplumla atmas ve bireyselle toplumsal olan bir trl ayn dzlemde buluturamamas gibi dnemler, kadnlarn ataerkil bir toplumda var olabilme mcadeleleri de dnlerek yeniden

24

yorumlanr. Yani kadn bildungsromannda da protagonistin fiziksel ve ruhsal ynden bymesi, olgunlamas romann temelini oluturmakla beraber bu trdeki romanlarn sonunda klasik bildungsromann aksine atma devam etmekte ve ideal olgunlama deil, bireysel olgunlama gereklemektedir. zlnn romanlarnda anlatc-karakterin yaam yks kendi azndan anlatlrken mensubu olduu ailenin, yetitii evrenin, ald eitimin kiilik geliimi ve kimlik yaps zerindeki etkisi gz ard edilmez. Protagonist ocukluktan itibaren fikirleri ve arzularyla ona evresince dayatlanlar arasndaki farkllk nedeniyle toplumla kaynaamayacann bilincindedir. zellikle kural koyanlarn, bunlar uygulayanlarn ve uymayanlar yarglayanlarn hep erkek olmas, anlatc-karakterin toplumsal deerlerle atmasndaki en byk pay sahibidir. Sonuta da anlatc-karakterin ya olarak byyp, toplumla giritii diyaloglar karmaklatka bencil isteklerinden vazgeip toplumun ve ann idealine uygun biri haline gelmek yerine, btn bu atmalarla birlikte/atmalarn sonucunda bireysel bir olgunlama yaad ve dayatmalara kendince klarla karlk verdii grlr. Bu blmde ama, anlatc-karakterin yetitii evden balayarak toplumsal kuatmalara maruz kalp nasl skntlar yaadn ve bunlarn onu nasl bir olgunlama ve bymeye gtrdn karakterin bildungunu oluturan belli bal atma alanlar araclyla ortaya sermektir.

Evdeki atma Alanlar

zlnn iki romannn birlikte bir kadn bildungsroman oluturduunu kabul ettikten

25

sonra atma alanlarn analiz etmeye olma romannn tanm gerei protagonistin ocukluuyla balamak gerekir. ocukluk dnemi ele alnrken bir gen kzn ocukluunun evine, orada yaadklarna dair anlarla balayp onun okul yllarndaki ve ilk genlikteki cinsellik tecrbelerine, kadn- anne - aile olmak hakkndaki dncelerine ve srf kendi bedeni zerinde hak sahibi olabilmek adna intihara dahi ynelmesine deinerek ilerleyen ocukluun Souk Geceleri roman, ana kaynak olacaktr. Klasik bildungsromanlarda bakarakterin kendi arzularn kefetmesi ve bunlarn toplumunkilerle rtmediini anlamas sonucunda ac ektii, hrpaland fakat sonunda tm bunlarn dl olarak kendi istekleriyle toplumun isteklerini ortak bir paydada toplayabildii, yani toplumun beklentileriyle uyum salayp olgunlamasn tamamlad varsaylr. Hlbuki protagonistin eitli yollarla ve kiilerce hizaya sokulmaya alldnn anlatld Tezer zlnn ocukluun Souk Gecelerinin anlatc-karakteri iin ocukluk srecinin etkisinden kurtulmak mmkn olmadndan toplumla giriilen mcadelenin yalnzca bu dnemi deil, anlatcnn btn hayatn etkiledii sylenmelidir. Dolaysyla anlatcnn dardakilerle bir kadn olarak srdrd kavga, hayatn herhangi bir dneminde bitmediinden toplumun beklentileriyle btnlemesinden de bahsedilemeyecektir. Anlatc-karakterin ocukluktaki bunalml anlarla zdeletirdii iki ana mekn vardr. Bunlar ev ve okuldur. Kronolojik olarak nce evin daha sonra da okulun anlatcnn yaad atmalarn ve toplumun onu disipline etme gayretinin nesnesi olarak nerede durduklarna baklacaktr. ocuklua ait anlarn iinden yalnzca evin ve okulun seilmesinin nedeni, bunlarn ikisinin de kapal meknlar olmalar dolaysyla sknt, korku, bask ve eitimin sreklilii gibi temalar barndran hatta onlar krkleyen alanlar olmalardr. Anlatc-karakterin stanbula tayini kan ailesiyle birlikte taradan byk

26

ehre gelmesi hayatndaki dnm noktalarndan biridir. Bildungsroman tr iinde sembolik bir anlam olan taradan ehre gelme izlei, protagonistin renme merkezine geldiini dolaysyla uyanmann baladn gsterir. Bu anlamda anlatckarakterin stanbuldaki ehrin daha mutaassp saylabilecek bir semtindeki yeni evi de zaten bir nevi kimlik kazandrma merkezidir. ocukluun evi dendiinde anlatc-karakter, evin nce fiziksel zellikleriyle, ardndan da burada aile yeleriyle kurulan ilikinin yapay ve sevgisiz oluu nedeniyle boucu olduunu dnr. Alt kiinin yaad bu ev; karanlk, souk, st ste eya yl haliyle anlr. Evin yerleim dzeni de mfetti babayla retmen annenin orta snf yaam standardna uygun biimde yaplr. Sadece misafir gelince alan misafir odas, erkek ocua ayrlan tek kiilik oda ve onun dndakilerin birlikte uyumak zorunda olduu, azna kadar eya dolu, iki skk odayla mutfak, hol ve banyo bunun gsterenleridir. Eski hibir eyin atlmaya kylamad, kap arkalarnn eya dolu olduu bu yer; anlatcda birliktelik, yaanmlk duygusu uyandrmaz. Aksine evin onun ruh ve dnce dnyas zerindeki etkisi sknt, bunalm olarak gzlenir. Evin anlatc-karakterin hayatndaki ilk ve belki de en nemli atma alan saylmasnn temel nedeni, anlatcnn bu at altnda aile bireyleriyle kurduu sorunlu ilikidir ve bu konuda en etkili figr ise babadr. Yani erkek bildungsromannda kadnn merkezi nemi yokken, kadn bildungsromannda erkein nemli bir konumu vardr. nk kadn ve erkein ataerkil toplumdaki atmasyla beslenen bu tip byme hikyesi iinde erkek, olmazsa olmazlardandr. Mfetti olan babann anlatc-karakterle kurduu iliki mesleiyle dorudan ilintilidir. Meslei icab retme ve kontrol altnda tutma kavramlar, otoriter babann mizacnn bir paras haline geldiinden srekli olarak anlatc-karaktere kendi dnya gr dorultusunda kimlik kazandrmaya alr. Babann Kemalist rejimle olan ba

27

da onun bu abasn anlamlandrmada kullanlabilecek bir anahtardr. Cumhuriyet rejiminin hararetli savunucularndan olan baba, ilk dnem aydnlanmac ve cumhuriyeti retmen modelidir.47 Baba; vatan, millet sevgisini her frsatta dile getirip sert bir slupla cumhuriyetin doktrinlerini sorgusuz sualsiz evdekilerin de uygulamasn ister. Baba sk sk cumhuriyetin Trkiyeye neler kattn; toplumun, genliin ve bedenin eitimi, kadn haklar, aile ahlak gibi politikalarla zellikle bunlar halka yaymakla mkellef olan eitimci ailelerin grevini ve nemini tekrarlar. Giyimi, tavrlar ve sylemleriyle de kendini Cumhuriyet kadrolarnn nemli bir neferi addeder. Bu haliyle baba, Trokinin Stalinin evresini saran mritlerini anlatmak iin kulland epigon tipini andrr. Troki, epigonun tanmna unu da ekler: Epigon yalnz nderini izleyen deil, onun belirleyici zelliini abartarak taklit eden kiidir. 48 Bu karakterdeki bir babann ocuklarn yetitirirken dayatmac olmas da kanlmazdr. Anlatc-karakter ise babasnn iselletirdii bu tarz hamasi duygular kolayca benimseyemez. Yani olmas beklenen kiiden farkl olduunun bilincindedir, mizac gerei babasnn ondan bekledii kii haline gelemez. Toplumun erkek egemen dzene uygun beklentilerine ilk kez babas araclyla maruz kalan anlatc-karakter, ayn zamanda bu beklentileri bir kadn olarak karlamann daha da zorluunun farkndadr. Bu nedenle anlatc-karakterin romana u cmlelerle balamas artc deildir: Bir zamanlar beden eitimi retmenlii yapm babam, ddn saklam. Sabahlar izgili, bol pijamasn karmadan ddn ttryor:
Yeni yaam tarz konusunda geni halk kitlelerine rehberlik ederek inklplarn benimsetilip yaygnlatrlmas, halkn bu dorultuda biimlendirilmesi amacyla rejimin zellikle retmenleri grevlendirdii ve bu dnemde eitimin nceki dnemlere nazaran daha da kymetlendii bilinir. Bkz. Yahya Akyz, Trkiyede retmenlerin Toplumsal Deimedeki Etkileri (Ankara: Doan Basmevi, 1978), s. 221. Hatta Atatrkn ahsen baretmenlie soyunduu ve bu hareketiyle retmen ve eitimcilere ok deerli bir manevi destek salad bilinir. Bkz. Yahya Akyz, Trk Eitim Tarihi (Ankara: Pegem Akademi, 2008), s 327.
48 47

Murat Belge, Mustafa Kemal ve Kemalizm, Modern Trkiyede Siyasi Dnce: Kemalizm, cilt. 2 iinde, der. Murat Belge (stanbul: letiim Yaynlar, 2002), s. 38.

28

-Nazlydn niin geldin askere? Haydi kalk! Haydi kalk! Borazan gibi bir sesle baryor. Uyanp, sabahn ilk klaryla birlikte kendimi Smn koynunda buluyorum. Babamn bu evle, askerlik arasnda ne gibi bir balant kurabileceini dnyorum. Babam ev yaamnda askeri bir dzen istiyor. Bu kesin. Zengin olsa belki de kapda borazanlar aldracak Babamn kuandaki Trk erkekleri ne byk bir ordu ve askerlik sevgisi besliyorlar. (SG, 7) Babasnn zerinden kendinden nceki kuaa kar tavrn byle anlatan gen kz, alayl anlatmyla babasnn akl erdiremedii uygulamalarn yererken, alttan alta rejime de gnderme yapar. Bu alntdan hareketle iki karakterin ayn koullar iinde sunulduklarnda hareketlerindeki benzerlik ve farkllklarn ikisinin karakteristik zelliklerini vurgulad 49 sonucuna rahatlkla varlabilir. Yani baba ve anlatc-karakter ayn evi paylar, ayn aile yaps iinden gelir ve baba kzna hayatla, ideolojiyle ilgili yol gstericilik yapar. Buna ramen anlatc-karakterde babann istedii etki uyanmadndan ikisinin Kemalist rejimle olan mesafeleri, hayata baklar farkldr ve bu farkllk ayn olay karsndaki birbirinden deiik tepkileri zerinden grlebilir. Ayrca baba kendi kimlii hakknda hareketleriyle okura ipucu verir. Yani giyimi, hareketleri, setii szckler stlendii misyonu eksiksiz yanstrken aslnda anlatcnn onu anlatmak iin herhangi bir yorum yapmasna bile gerek yoktur. nk baba kendi karakterizasyonunu kendi kurar. Ayrca babann kendini, hareketlerini, inandklarn sorguladna ya da bunlar zerinde durup dndne dahi rastlanmaz. Bu durum babay, karakteristii romann bandan sonuna dein deimeyen dz/duraan karakter kategorisine sokar.50 Baba, kurallar erkeklerce konmu Kemalist ideolojinin sadk bir savunucusuyken bir kadn olarak anlatc-karakterden istenen, byle bir toplumsal
49

Shlomith Rimmon-Kenan, Narrative Fiction: Contemporary Poetics (London: Routledge, 1983), s. 70. A.g.e., s. 40-42.

50

29

yap iinde farkllklarn unutup bu dzene angaje olmasdr. Dnce ve duygu ayrlklar grmezden gelinerek zellikle kadnlardan yalnzca geleneksel rolleri sorunsuzca benimseyip, kendilerine sunulan hayat yaamalar beklenir. Sz konusu ocukluun Souk Geceleri romann anlatc-karakteri gibi sorgulayan ve nne konulana raz olmayan biri olduundaysa toplumla atma kanlmaz hale gelir. Bu temel atmann anlatc iin mr boyu srmesi metnin kadn bildungsroman olarak kurulmasnda nemli bir yere sahiptir. Buradaki bildungsun oluumunda evde babayla temsil edilen toplumsal-siyasi dzlem51, Kemalist uygulamalarn anlatc-karakterin yaad atmalarn ideolojik-politik boyutunu oluturduunu gsterir. Ayrca kadnn toplumsal-tarihsel arka planla olan problemli ilikisi ocukluun Souk Gecelerinin anlatc-karakterinin konumu sz konusu olduunda iyice belirginleir. nk retmenler ynetimin kendilerine ykledii modern kuak ina etme sorumluluunu eksiksiz biimde yerine getirmeye, her trl frsattan istifade ederek Kemalist ideolojinin retilerini halka ulatrmaya alr.52 Bu nedenle baba da evinde- kendi otoriter-totaliter ynetim biimini kurmaya alr. Cumhuriyet Trkiyesinde grlenlerin ayns anlatc-karakterin evinde de grlr. Babann retmen kimlii ile Kemalist vatansever mrit kimlii bu noktada i ie geer. Ancak tartmasz byk bir grev stlendiini dnen
51

Bu durum, babann kltrel ve tarihi koullar yanstan bir karakter olarak kurgulandn gsterir. Bkz. Uri Margolin, Character, Narrative iinde, der. David Herman (New York: Cambridge University Press, 2007), s. 67.

1929 tarihli lkmektepler Talimatnamesine gre ilkretimin amalarnn ocuklarn milli hayata laykyla intibak etmeleri olduunu syler. Bu amala milli hislerin beslenmesi ve kuvvetlenmesi iin her frsattan istifade edilmesi gerektii belirtilerek Cumhuriyet ve 23 Nisan bayramlar gibi byk milli gnlerde okullarda piyesler oynanp enlikler dzenlenmesi nerilir. Okullarda haftann ilk gn sabahleyin ve son gn leden sonra bayrak treni yaplmas gerektii ifade edilir. Ayrca ilkokul program ve talimnamelerinin ngrd bu amalar dorultusunda Bakan Dr. Reit Galip de ilkokullarda her sabah rencilerin bir azdan okumalar iin bir and yazar. Bkz. Akyz, Trk Eitim Tarihi, s. 347. ocukluun Souk Gecelerinin babas da bu rnekte grld gibi milli eitimin bu beklentilerine kendi yetime tarzna, ald eitime dayanarak ve frsatlar iaret edildii lde deerlendirerek cevap vermeye alr. Zaten anlatc-karakterin anlarndan da anlalaca zere vatandalk eitimini okuldaki retmenlerinden deil de evdeki retmenden babasndan alr.

52

30

baba, kznn hayatnda nasl bir atmann ve takntnn kahraman olduunun farknda deildir. Anlatc-karakterin beklentisi daha sivil bir hayat ve kendini ilgilendiren konularda karar alp uygulayabilme zgrldr. Ancak srekli sahip olmaya alt kimlikle, ailesi (zellikle de babas) tarafndan ona dayatlan kimlik arasndaki atmay hisseder. Bu iki ballk durumunda bakalarnn istedii gibi deil yalnzca kendi istedii gibi olabilmesi gleir. Anlatckarakterin kimlik bunalmnn, huzursuzluun ilk ipularna bu nedenlerle ocukluk dneminde rastlanr. Roman ilerlediinde otoriter babann ekirdek ailesini askeri disiplinle yetitirme gayretinin devam ettii grlr. ocukluun zerinde temellendii toplumsal ayaklarla anlatcnn bireysel grnn taban tabana zt olduu yani iinde bulunduu koullarn anlatcy sarp kuatt fakat onun kesinlikle byle bir hayata sahip olmak istemedii grlr:
Holdeki gmme bfenin nn, babam Atatrk kesi yapyor. Burada Atatrkn altn yaldzl bir bst duruyor. Yannda kk bir maden ubua ekilmi, ipek krmz saten zerine ine oyas ile ay yldz ilenmi bir Trk bayra ykseliyor. Babam, ara sra, zellikle ulusal bayram gnlerinde hep birlikte stiklal Marn sylememizi istiyor. Kimse katlmaynca da, borazan sesiyle mar sonuna dek sylyor. Radyoda da stiklal Mar aldnda, hazr ol duruyor. Bizim de durmamz istiyor. -Evde hazr ol durulmaz, diye direniyoruz. Harbiye ve serhat trklerinden de heyecan duyuyor. (SG, 12. Vurgu bana ait.) 53

Askeriye mantnn ev iinde kendini yeniden nasl ina ettiinin gsterenlerine ilave edilebilecek bu pasaj, ehir meydanlarnda ya da devlet dairelerinde heykellerle, portrelerle ve fotoraflarla ululatrlan Atatrkn bu orta snf evinde

Babann baat kltrn belirleyici elerini vurgulad bu hareketleri, ailenin dier bireylerinin grlerini nemsemeksizin herkesin fikrini kendi potasnda eritmeye altnn kantdr. Artun nsaln deyiiyle baba, grup ortak kimliini ne karmaktadr. Ayrca babann ev iinde tren dzenleme gayreti, yine onun her trl frsat deerlendirerek ideolojinin telkinlerini yayma gayretinin bir parasdr. Bkz. Artun nsal, Yurttalk Anlaynn Geliimi, 75 Ylda Tebaadan Yurttaa Doru iinde, der. Artun nsal (stanbul: Tarih Vakf Yaynlar, 1998), s. 22.

53

31

de nasl yceltildiini gstermektedir.54 Her zaman sayg uyandracak gte olan; ileri grll, modernlii vlen Atatrkn bilinli retmenlerin evinde adna hazrlanm bir keyle anlmas alacak bir durum deildir. Baba, asker tutkusunun Atatrk zerinden cisimletii bu keyle vatana millete hayrl bir evlat olmann ba devini yerine getirir. Nasl ki vatan onu hayrl bir evlat olarak yetitirdiyse o da kendi ocuklarn en uygun biimde yetitirecektir. Bu keyi ve orada yaplan trenleri bu yzden ok nemser. ocuklaryla muhatap olurken ve marlar okurken anlatc-karakterin tabiriyle borazan sesiyle srekli barmas da kontrol altna alma abasnn sonucudur. Anlatc-karakter iinse bir kadn olarak bu askeri dzenin paras olmaya almak daha sancldr. nk her eyin erkeklere gre biimlendii bir toplumda kadnn varl iyice silik ve verdii var olma mcadelesi daha zorludur. Kendini ait hissetmedii bir topluma adapte etme mecburiyeti, anlatc-karakterin ocukluunun getii evden ve zellikle babasndan nefret etmesine neden olur. Hatta Handan nci Eliye gre Trk edebiyat iinde, yabanclam bireyin ev nefretini en keskin ekilde da vuran eser, ocukluun Souk Geceleri adl kitabdr.55 Anlatcnn ocukluunu geirdii evin ats altnda karlat biimlendirme politikalarn yalnzca babann Kemalist gryle ilikilendirmek ise doru olmaz. Vatann yararna olacak her trl hareket baba tarafndan dikte edilir. rnein, tasarruflu olma retisi de kontrol mekanizmasnn uzantsdr:

Atatrkn zellikle lmnn ardndan onun azmetinin, heybetinin ve ebediyetinin simgeleri olan antlar, bstler pek ok ehrin meydannda ina edilir. Bkz. Sibel Bozdoan, Modernizm ve Ulusun nas (stanbul: Metis Yaynlar, 2002), s. 306. Hatta bu ululatrmann ahikas olarak Yakup Kadri Karaosmanolunun 1934te yaymlanan Ankara romannda Atatrkn dorudan Tanr sfatyla anlmas gsterilebilir. Bkz. Yakup Kadri Karaosmanolu, Ankara (stanbul: letiim Yaynlar, 2007), s.174. ocukluun Souk Geceleri romanndaki babann evde yapt Atatrk kesi de onun ideolojinin birok beklentisini evde uygulamasyla badatrlabilir. Bu rnek, babann lke genelindeki rejim yansmalarn kendi otorite alan olan eve aynen aktarma abalarnn birebir gstergesidir.
55

54

Handan nci Eli, Trk Romannda Mekn: Ev (stanbul, Arma Yaynlar, 2003), s. 241.

32

Yavrularm: 1. Ik soldan gelmeli. 2. Kitap gznzden 30-45 cm uzaklkta durmal. 3. alma biter bitmez klar kapatlmal vb Bu vatana hayrl evlatlar olmanz istei ile baarlar dilerim. Sevgili cefakr babanz. Ad. Soyad. mza. (SG, 10. Vurgu bana ait.) Babann gerekten inanm ciddiyetine karn gen kzn ironik dili gsteriyor ki ev nefreti baba nefretini doal olarak kapsar. Babann kendisi iin cefakr sfatn semesi, babann stlendii grevden ne kadar gururlandna iaret ederken te yandan bu inanmln anlatcya tam aksi ynde yansd grlr. Yani babann zorluklarna karn doru bildiklerini sylemekten vazgemeyeceini syledii not, anlatc-karakter tarafndan alayl bir tonla okunur. Babann hayatnn merkezindeki idealleri, kz iin toplumsal dayatmalarla bireysel istekler arasnda kalmasna neden olup sonuta da onu toplumun beklentilerinden tamamen uzaklaarak bireysel olgunlamann eiine getiren eylerdir. Zaten roman boyunca anlatcnn en ok babayla ilgili anlarn aktarmas kimlik bunalmndaki baba rolne iaret eder. Burada dikkat eken en nemli eler, babann stteki otoriter-ataerkil sylemi evin iinde devam ettirmesi ve anlatc-karakterin babasnn sylemlerini ironik bir tonla aktararak onun neden olduu atmann etkisini azaltmaya almasdr. Bunun iin toplumsaln temsilcisi olan babann hikyesi aktarlrken anlatcnn ironik tonu kendini hissettirir. Yllarn geirmek zorunda olduu bu evle ilgili anlar ironiye snarak anlatmak anlatcnn hissettii basky azaltmak iin bavurduu bir yntemdir. Baba, anlatc iin yetime dneminde toplumsal kurallarn ev iindeki aktarcs olduundan onun buyurgan dilinin, denetleme giriimlerinin iddetine karlk anlatcnn alayc tutumu gze arpar. Anlatcnn hayatndaki ilk renme merkezi ve atma alan olan evin en baskn kiisi olarak ocuklarn buyurgan bir tonla denetim altna almaya alan baba, anlatcnn yaad uyum sorununda da en nemli figrdr. Babadan sonra sra

33

anneye geldiinde ise ok konuan babann aksine romanlarda annenin sessizliinin bir iki sahne dnda hi krlmad grlr. Anne, anlan bir iki yer dnda ne sylemleriyle ne de hareketleriyle adeta yoktur ve anlatc-karakterin toplumla yaad atmada sessizliiyle etkili olur. stelik anne, cumhuriyet ideolojisince bir kadn iin en olumlanan meslek olan retmenlii yapmasna ramen roman boyunca yokluuyla vardr. Baba-annenin iletiimsizlii ve evde kadnn sz sahibi ol(a)mamas da rejimin kadna kamusal alanda grev vermi, zgrlk tanm gibi gzkmekle birlikte aslnda onu hep ikinci plana attnn gstergesidir. Kadn darda yalnzca eklen grevlendirilmitir; oysaki zel alanda yine erkein glgesindedir. Annenin bu dilsizliinin karsnda babann yerli yersiz ve gereinden ok kan sesi, rejimin ynetim anlaynn eve yansmas gibidir. Aslnda annenin bir retmen olarak hi deilse belli kavramlarn altn izdiini grmemiz gerekirken onun bu sessizlii bir yandan mesleiyle tezat oluturur te yandan da babann daha nce zerinde durulan hareketleriyle uyumsuzluunu ortaya serer. Annenin suskunluu onun babaya itaat ettii, onu onaylamad, umursamad ya da onaylamasa bile kar kacak gten yoksun olduu gibi farkl biimlerde yorumlanabilir. Ama her biimde onun kendi tavrn ortaya koyamadn gsterir ki bu da anlatc-karakterin kabul edemeyecei bir durumdur. Belki bu yzden anlatc kendi hikyesini anlatt bu iki romanda kadnn byle pasifize edilmesini mmkn olduunca az gsterir ya da gsterdii yerlerde de yorum yapmayarak suskun kalr. Ancak bu suskunluk, anlatcnn durumun farknda olmamasndan ya da umursamamasndan kaynaklanmaz. Zaten anlatcnn genliinde dile getiremedii yanllar, kabullenemedii dayatmalar ileriki yllarda ifahen deil fiilen reddettii grlr. Ksacas babann dayatmalarnn da annenin yokluunun da anlatc-

34

karakterin geleneksel rolleri reddetme isteini krkledii sylenebilir. Baba evde tren dzenlerken, ocuklara tasarruf konusunda tler verirken anne hi grnmez. Yani ne babann yannda sessizce durup itaat ettiini ne de onu ocuklara kar desteklediini okuruz. Bu durumda annenin babann otoriter dzenine getii ya da pasif bir direni gsterdii kantlanamaz. te annenin tm bu davranlar, anlatckarakterin annesi zerinden kadnn ataerkil toplumda ayakta durma mcadelesinin ne kadar zor olduuna iaret eder. stelik anne gya aydn bir kadn olmasna ramen yine de toplumun snrlar erkeklerce belirlenen kurallarna koulsuz riayet eder. Anlatc ocukluktan ergenlie getii dnemde gerek annesini tek bana gerekse babasyla kurduu diyaloglar araclyla gzlemlediinde ileride kesinlikle onun gibi olmamas gerektiine ikna olur. nk ocuun hayatnda annenin farkllklar ve kimlikleri bartrma, blnme iinde birlie ulama gibi sembolik grevleri vardr.56Ancak zlnn anlatc-karakteri iin anne byle bir rnek tekil edemediinden edilgen anne figr; uyumun, btnletirmenin deil aksine ayrln, paralln semboldr. Tpk bu romanda olduu gibi devam niteliindeki Yaamn Ucuna Yolculukta da anlatc-karakter, lk kez annemi dnyorum. Yaamn kendine zg sessizlik iinde srdren, o kimseye benzemeyen kadn. (YUY, 51) diyerek annesini sessizliiyle anar. Uzun zamandr aklna getirmedii annesini hatrladnda onunla ilgili aklna gelen tek ey yine, suskunluudur. Hele anlatcnn etrafndaki en baskn karakter olan babann btn otoriter hareketleri ve sylemleri dnldnde annenin bu tavryla kimseye benzemeyii daha belirgin hale gelir. Yani burada kimselere benzemeyi, annenin olumlanmas anlamnda deil anlatcnn onun bu tutumuna akl erdirememesi anlamnda kullanlr.
Allison Weir, Sacrificial Logics: Feminist Theory and the Critique of Identity (New York, London: Routledge, 1996), s. 182-183.
56

35

ocukluun Souk Gecelerinde annenin kendi iindeki sonsuz dilsizlii babayla olan ilikisi dzleminde de deimeden srer gider. Aralarndaki iletiimsizlie dair babann ya da annenin bir ey syledii, onlarn bu durumdan yaknd grlmezken durumu anlatc-karakterin anlatt kadaryla reniriz. Aralarndaki kopukluk da bir anlamda anlatcnn kk yatan itibaren klielemi kadn erkek rollerinin iinin boalmlna olan inancn pekitirir. Bunu da Annemle babam arasnda hibir scaklk yok, hibir sevgi yok gibi. Annem onu erkek olarak sevmediini her davranyla belli ediyor. Btn kk burjuvalar gibi, sorumluluklarn zorunluluu ile ballar birbirlerine. Her sabah ve her gece yle sevgisiz ki. (SG, 11) diyerek dile getiren anlatc-karakter, toplumun beklentilerinin sorgulanmadan uygulanmasndan ikayetidir. Bu durum da onun ileride anne baba ve ev temsillerini reddetmesine dahas ne olursa olsun onlar gibi, onlardan biri gibi olmama gayretine dnecektir. Zaten anlatc-karakterin kendi ocuuyla olan ilikisinde de bu anne modelinin etkisi olduu grlr. Edilgen anne nasl ki bu toplumda kadn olmann ne demek olduunu sorgulamakszn anne ve e olmusa, anlatc-karakter kadn olarak doan herkesin doal olarak anne olmas gerektii fikrini kabul etmez. Evlilii de toplumun beklentileri dorultusunda yaanmas gereken bir tecrbe olarak grmez. Bu nedenle o, bandan geen iki evliliinde de bildik ana rollere girmez ve kendi kzyla organik balarnn dnda ok samimi bir ba kurmaz. Yani anlatc-karakteri yemek yapmak, bulak ykamak gibi herhangi bir domestik ile megulken ya da ocuuyla ilgilenirken grmek mmkn deildir. Bir tek babaannesinin cenazesine gittiinde elinde ocuk arabas olduunu syledii sahnede anlatc-karakter ve kz bir arada grlr. Hatta ocukluun Souk Gecelerinin devam niteliinde okunabilecek Yaamn Ucuna Yolculuk romannda anlatc-karakterin daha da ileri giderek ailesini, evliliini, kzn

36

terk ederek bir yolculua kt grlr. Yani anlatc-karakterin ilk romandaki yetime koullar gz nne alndnda toplumsal beklentilerin dna karak evlilii ailesinden kurtulmann alternatifi olarak dnd ve boanmaktan korkmad grlrken ikinci romanda yllar iinde toplumsalla giritii mcadelenin artmas neticesinde bireysel isteklerini daha fazla n plana karmaya balad, hakknda sylenebilecek her eyi kulak ard edip yaamna istedii biimde yn verebilmek iin ailesini, lkesini geride brakt grlr. Bu nedenle birbirinin devam niteliindeki iki romanda ayn anlatc-karakterin hayat hikyesi anlatlmasna ramen anlatcnn dayatmalarla insan yetitirmeye alan toplumsal dzene besledii nefret ve atma alanlarnda karlat muamele yznden sonuta toplumun deerleriyle bulumu, tam ve mutlu bir insan deil, toplumsal her trl retiden uzaklam biri haline geldii grlr. Bu anlamda zlnn romanlarnn anlatc-karakterinin byrken toplumla verdii mcadele herhangi bir yerde sonlanmaz. Hatta muhatap olduu her kii ve kurumla birlikte yaad atma daha da byr. Anlatcnn bireysel byme-olgunlama hikyesine kout olarak toplumsalla bireyselin atma hikyesi hem babann otoriter tavryla yaanan uyumsuzluk hem annenin edilgenlii zerinden yaanan ona benzemememe istei hem de anne-babann arasndaki iletiimsizlik ve sevgisizlik zerinden kuvvetlenerek srdnden, romanlarda kadn olarak ataerkil dzenle ve orta snf alkanlklaryla mcadele etmenin izleri srlr. Bu mcadele, yaama ve seme hakkn bandan beri kullanmak isteyen anlatcnn kendi beklentileriyle toplumsal beklentiler arasndaki skmln artrdndan romanlarn anlatc-karakter asndan mcadele iinde geen bir bymenin anlats olarak okunmasna neden olur. Anlatc-karakterin arada kalmaktan doan bunalml kimlii zerinde en az anne babas kadar etkili bir e de mensubu olduu orta snf alkanlklar ve

37

yaama biimidir. Bu noktada anlatcnn ailesinin ilikide olduu aileler nezdinde bir btn halinde orta snf alkanlklar eletirilir, reddedilir. Anlatcnn kendi ailesi dnda da tek tip bir insan orta snf memur vatanda grmesi bu reddediin temel gerekesidir. nk anne babann evin iinde bakalaryla kar karya kaldklarnda gelitirdikleri davranlar da anlatcnn toplumsal kurallarla kuatlmasnda ve bunlarla uyum sorunu yaamasnda pay sahibidir. Bunun sonucu ise btn bir snfn ve onu artran her eyin anlatc tarafndan yok saylmas olacaktr. Anlatc-karakterinki gibi her konuda en mkemmel, en asri olma isteklerini ocuklarna dayatan ebeveynlerin esas ideali, bata kendi ocuklar olmak zere dier ocuklar da baarl, mevki sahibi ve vatana hayrl kiiler olarak yetitirmektir. Bunun iin eitimci iftlerin tpk kendileri gibi eitimci olan ahbaplar vardr. Halk bilinlendiren eitimcilerin orta snf evlerinde kiiler deise bile tecrbeler neredeyse ayn kalr. Bu nedenle anlatc-karakter, Gnk adyla and arkadayla ksa bir konumadan sonra eit dzeyde ailelerin ocuklar olduklarn anlad iin onun ekinmeden evine getirdii ilk arkada olduunu syler (SG, 21). Hatta Gnkn aabeyini bile kendi aabeyi gibi fazla konumayan, odasndan pek kmayan biri olarak anlatr. kisi aabeylerinin bunalmlarndan sz ederler (SG, 22). Nitekim anlatc gen kz, en yakn arkada Gnkn evini grdnde buradan kendi evinden farksz bir tonda bahsedecektir: Annesi ve babas da kalkm, retmenlik yaptklar okullara gitmek iin hazrlanyorlar. Annesi okula, rencilerine, baarya ve zellikle yurduna ok dkn bir retmen. Her sabah, vatann bizden bekledii grevlere deiniyor Gnkn ve bizim evin tm bireyleri (Bunni dnda) okula gidiyor. Kimse fabrika, dkkn, bro, atlye gibi bir yerde almyor. Bu nedenle tm yaantmz okul. Bir renme merkezi (SG, 21-22. Vurgular bana ait.) Anlatc-karakter arkada Gnkn evini de kendi evini anlatrken vurgulad noktalar zerinden tasvir eder. nk onlarn yetitii bu evlerdeki retmenlerin

38

nicel okluu mekna yar ev yar okul nitelii kazandrr. Bunun iin ocukluk dendiinde anlatc-karakter bu yllarn evini ve okulunu ayn zellikler zerinden tanmlar.57 Yani anlatcnn kuandaki ocuklarn gerek evde gerekse okulda iyi vatanda olmann ltlerinden uzak kalma ihtimalleri yoktur; hep ayn retilerle kuatlrlar. Ancak anlatc kendine dayatlan iyi ve dzgn evlat, vatanda, renci olma ltlerini ya ilerledike de kabullenemez. Yani anlatc ocukluktan ve bencil isteklerinden syrlp olumlu ya da olumsuz yaad her eyden ders kararak ancak toplumun beklentilerine uyum gsterdiinde mutlu olacan anlamak yerine kendine retilenleri ilerleyen yllarda da reddetmeyi srdrr. Bu nedenle anlatc mr boyunca samimiyetsiz bulduu orta snf memur ailelerine zg yaam biiminden, dnce tarzndan kaar. Ayrca ailelerinin misafirlik ve arkadalk anlaylar da kadna, erkee ve ocuklara toplum tarafndan biilen rolleri yanstr: Eve gelen konuklar ne az ne de ok. Bunlar ounlukla grev ve vatanlarna dkn kar kocalar. Konuklar bu odada arlanyor. Kolonya dklyor, eker tutuluyor, sonra tatl biskvi ile ay sunuluyor. Bayramlarda da likr ve ikolata veriliyor. Konuklar geldiinde en ok babam konuuyor. Konular hep ayn. Okul. Grev. Baar. Ynetici ile ekimeler. ocuklarn baarlar. Gene okul. Gene grev. (SG, 11. Vurgu bana ait.) Anlatc-karakterin bu anlarnda da annenin edilgenlii ve babann otoriterlii hep n plandadr. Anne misafirlerin arlanmasnn anlatld bir parada bile hizmeti yapan kii olmasna karn siliktir, aka ortalarda grlmez. Hatta kendinin de mensubu olduu meslek dalnn sorunlar hakknda konuulurken bile varlk gstermez. Ksacas otoriter baba ve edilgen anne hem tek balarna hem de dier insanlarla iliki iindeyken grldklerinde her zaman anlatc-karakteri belli bir
57

Fsun stel, okulu devletin ideolojik aygtlarndan biri olarak bilginin, ulusal deerlerin ve zellikle de ulusal kimliin belkemii olan Trkenin aktarmnda temel neme sahip bir yer olarak tarif eder. Bkz. Fsun stel,Makbul Vatandan Peinde (stanbul: letiim Yaynlar, 2008), s. 127. Anlatc-karakterin ise bahsedilen bu retime, evde babas tarafndan tabii tutulduu grlr. Bu durum evin en az bir okul kadar retim kurumu olma grevi stlendiini anlatr. Yani baba iyi vatanda olmann temeli olan vatanseverlii toplumsal alanda olduu kadar zel alannda da alama gayretindedir.

39

kalba sokmaya almann abas iindedirler ve onlarn bu abas daha nce de sylendii gibi Kemalist ideolojiyle ve orta snf hayata sahip olmakla ilgilidir. Fakat anlatc-karakterin toplumsal kurallar ocukluundan itibaren reddetmesine neden olan, bir dier kii de babaannedir. Yukardaki alntlarda Bunni takma adyla anlan babaanne, anlatcy yetitirme konusunda anne babadan farkl olarak dini retileri ne karr. Bu da anlatcnn toplumsal ve ahlaki her trl zorlamaya kar gelitirdii reddediin kuvvetlenmesine ve anlatcnn zihninin de kimliinin de iyice paralanmasna yol aar. Aile bireylerinin farkl beklentileri ve retileri arasnda kalan anlatc, babaannesini de zerinde brakt olumsuz etkiden dolay en az anne ve babas kadar souk, sevgisiz bir tonla hat rlar: Banyo pazar gnleri yaklyor. Srayla ykanyoruz. Souk gnlerde, soba yanan odaya byk bakr leen getiriliyor. Bamz eip, salarmz ykyoruz. Sonra leene oturuyor, ok az bir suyla gvdelerimizi ykyoruz. Bu ilerin tmn Bunni yapyor. Kirli sular kovaya dkyor. Onlar banyoya gtrp, temiz scak su getiriyor. Bunni yorulmaz. Bunninin tm uras ykamak, kl dkmek, pislik temizlemektir. Yaam boyunca bunu yapmtr. Eliyle ate bile tutar. Onun dnyas amar, bulak, namaz, oru ve aramba Pazardr. Kimse ona fazlasn sunmaz. O da istemez. Bamza son suyu dkerken, bizleri Arapa dualarla kutsuyor. - Tanr yok ki! diye onu kzdryoruz. - Tvbe deyin, tvbe deyin. Yanacaksnz! diye yantlyor. (SG, 14. Vurgular bana ait.) Grld gibi babaanne ocuklar bytrken efkatten, annelikten arndrlm yalnzca grev olduu iin yapt hareketleriyle birlikte din sevgisini de korkutma yoluyla alamaya alr. Ayrca bu satrlarda anlatcnn babaannesinin isteklerini, bedenini, yaamn ksacas kendini hie saymasna hnl olduu sezilir. Kendinden bu derece vazgemesine, neredeyse hi kmamacasna eve kapanmasna anlam veremez. Babaannenin bu tavr, anlatcnn ya ilerledike toplumsal olana gsterdii direncin daha da artmasna neden olan faktrlerdendir. Bu nedenle anlatc, dier kadnlarn da Bunninin stlendii grevleri sorgulamadan kabullendiklerini grdke onlardan biri olamayacana iyice ikna olur. Bu anlamda 40

vurgulanan cmleler, anlatcnn genliinden itibaren sunma ve isteme meselesini sorguladn, her zaman kendisine toplum tarafndan sunulan reddederek bundan daha fazlasn/bakasn istediini gsterir. Yani anlatc, kklkten itibaren kendi olmak istedii kii, anne babasnn olmasn istedii kii ve babaannenin yetitirme tarz arasndaki mthi fark yznden ya ilerledike topluma uyum salama ynnde deil, toplumsaln nerdii her eyle mcadele etme ynnde adm atar. Anlatc-karakterin kendini tanmaya balad ocukluk dneminde ev iinde karakterinin ekillenmesinde son olarak kardeleriyle olan sorunlu ilikisi etkili olur. Tpk dier kiilerde olduu gibi kardelerle kurulan ba da anlatckarakterin kendini ifade etme ve toplum tarafndan kabul grme konularnda sknt yaamasna neden olur. Bir aabeye ve bir ablaya sahip olan anlatcnn onlarla iletiimini belirleyen temel unsur yine ataerkil toplum yapsdr. Kardelerin anlatcnn yaad kimlik krizinde nasl bir rol stlendikleri ocukluun Souk Geceleri romannn zellikle ilk yarsnda kendini gsterir. ki roman boyunca izleri srlebilen atma alanlarnn temellerinin aktarld bu ilk romanda anlatcnn en kk karde olmaktan tr herhangi bir ikyeti olmad grlrken en byk ikyeti aabeyinin erkek olduu iin hem ailede hem de toplumda imtiyaz sahibi oluudur. Aabey dier kardelerin aksine tek kiilik bir odada kalr. Ayrca hayatnn hibir dneminde anlatc karakterle birebir bir paylama girdii grlmez. Aabey ve arkadalar, stanbul kentinin o yllardaki boyutlarna smayan, (G, 27) 1960larn Paris a genlerindendir. Kafelerde buluup kitap okurlar, tartrlar, lke sorunlar zerine kafa yorarlar. lerleyen dnemlerde yani anlatc-karakterin ocukluktan kp gen kzla adm att yllarda ise aabeyinin arkadalaryla onlarn kafelerinde bir arada bulunduu grlse bile ayn mekn paylamak evde olduu gibi burada da onlar iin aabey-karde

41

ilikisi namna bir ilerleme vesilesi olmayacaktr. Grld gibi aabey dorudan anlatcya bask uygulamasa da onun toplumca kabul edilmi ayrcalkl konumu anlatcy rahatsz eder. Kadn ve erkein toplumda sahip olduklar haklar ve stlenmeleri beklenen grev dalm, ocukluun evinden balayarak srekli anlatc-karakterin karsna kar. Bu yzden sz edilen n kabulleri iselletiremeyen anlatcnn nce kendiyle daha sonra da toplumla olan mcadelesi hayatnn sonuna kadar srer. Dorudan erkek egemen dzenle ilikilendirilemese de anlatcnn ablasyla kurduu sorunlu ilikide de hayata farkl yerlerden bakmann pay vardr. Bu anlamda ablas Smle kurduu iliki belki de hemcins olduklarndan aabeyiyle olandan her zaman daha iyi olmakla birlikte bunun da yzde yz samimi ve ak olduu iddia edilemez. Anlatcnn taradan stanbula geldii sene ablasyla olduu ilk sahnede bymenin ve kendini kefetme serveninin gerei olarak ehir alkanlklarn renmeye alt grlr. Sm ondan bir sene nce byk ehre geldii iin anlatcya refakat edip ehir hayatnn gerekleri ve ehrin ileyii hakknda bilgi verir. Bunlar pastrize st imek ya da sinema knda kestane kebap yemek gibi basit eylerdir. Ancak Smn cokuyla yapp anlatcdan da tekrar etmesini bekledii iler onda hi de heyecan uyandrmaz. Yani klasik bildungsromanlardaki protagoniste yol gsterip ona hayat reten nc, bilge kii figr kadn bildungsroman sz konusu olduunda tersine dner. Artk ncnn tecrbelerinden ders kararak onun izinden gitmek, protagonistin hayat en doru ve sorunsuz biimde renmesinin yolu deildir. Aksine zlnn anlatc-karakteri kendi hatalarn yapp yolunu kendi izmeyi tercih eder. (Aslnda bunun en gzel rnei, anlatc-karakterin kendini en ok biimlendirmek isteyen kiiyi yani babasn ve onun rol modelliini telemesidir.) Ablann ocukluktaki nemsiz bytme

42

abalar, yllar sonra anlatcnn nazarnda bariz bir dnya gr farkllna dnr. Bu durum en rahat anlatc-karakterin yaad evreye adapte olamamas ve kurallar bakalarnca belirlenen bir hayattan kendi slubunca ayrlmaya karar vererek intihara teebbs etmesinden sonra akl hastanesinde yatp kt zaman Sme en doru tedaviye insanlardan izole edilerek deil, insanlarla bir arada bulunarak ulalacan sylediinde grlr. Smn srarla Sen hastaydn ve orada baklmalydn. demesinin ardndan anlatc-karakter yalnzca Anlatamayacam. (s. 40) der ki bu tek sz onun evresindeki insanlarn duyarszln en gzel biimde anlatr. Anlatcnn yaamas iin elinden geleni yapan, onu tekrar hayata dndren bu evre, artk doruya da yanla da tepkisizleerek sorgulamay brakr. O kadar ki ayn evi paylat ablas bile onun yaadklarn anlayamaz. En yaknndakilerle bile arasnda bu denli byk bir uurum olan anlatc iin toplumun koyduu herhangi bir kuralla ya da onun herhangi bir kademesindeki kiiyle bar salamak imknsz olduundan kendi olabilmek adna srdrd mcadele bir mr devam eder. Bu mcadele de toplamda z-anlatml kadn bildungsroman olma zellii gsteren ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarnn temelini oluturur. Anlatc-karakter ocukluunun evini nasl ki babas, annesi, bakalaryla kurulan balantlar ve babaannesi yznden mr boyunca yaad skntnn merkezi olarak grmekteyse kardeler de bu zincirin son halkasn tekil eder. Ksacas anlatc kendini tanmaya urat ocukluk yllarnda balayan bireysel yolculuu esnasnda ilk etapta anne-babas, babaannesi, aabeyi-ablas araclyla toplumsal dayatmalarn ve rollerin onun z benliiyle nasl bir tezat oluturduunu fark eder. Ardndan daha farkl ve etrefilli atma alanlarnda tekrar tekrar bu doku uyumazlnn yaratt bunalm yaamaya mecbur olur. Bylece

43

anlatc-karakterin bireysel olgunlamas atmalarn her aamada zmlenmesiyle deil, tersine onlarn katlanarak artmas ve belki de daha ok atmaya evrilmesiyle gerekleir. Tezer zlnn romanlarndaki anlatc-karakterin hayatnda ev, iindeki dier bireylerle ve onlarn yaptrmlaryla hatrlanan en etkili atma alandr. Bu nedenle anlatc, ocukluunun evinde geirdii yllar boyunca yaadklar yznden kendiyle ve toplumla mcadele halindedir ve bu mcadele anlatcnn evsizleme isteine dnr. Sregelen atmann krlma noktas; onu yaratan alandan, kiilerden ve alkanlklardan kamak biiminde belirir. Baka bir deyile evsizleme istei, anlatc-karakterin iki romandaki ortak zelliidir. stelik ocukluun Souk Geceleri romannda yalnzca ocukluktaki evden kap kurtulmakla snrlandrlabilecek bu istek, devam niteliindeki Yaamn Ucuna Yolculuk romannda sorumluluk ve ballk gerektiren, kurallar olan her trl evden ve mekndan kama isteine evrilir. Anlatc bu isteini Eve dnmek istemiyorum. Kentin uultuyla yaklaan akamnda herhangi bir yerde olmak istiyorum. Ama kararan gkyzyle birlikte, evin snk klarna, gerilimli, rahatsz havasna dnmek zorundaym. (SG, 25) diyerek dile getirir. Eve ancak mecbur olduu iin katlandn syleyen anlatcnn ilerleyen yllarda Aslnda hibir evi sevmem. Bir kez girilen, sonra klan ve bir daha ayak baslmayan evler benim iin en rahatlatc yerler. (YUY, 85) dedii, bu nedenle de lkesinden, evinden, evliliinden, ocuundan kap otostop yaparak ya da trenle dnyay dolaarak sevdii yazarlarn izini srd, otellerde kald, her gece baka bir yerde uyuduu, herhangi bir eve ve onun beraberinde gelen hibir sorumlulua da balanmad ksaca toplumsal kurallarn her trl balayclndan kat grlr. Bylelikle Trk edebiyatnn erken dnemlerinde gl bir maneviyat temsil eden

44

evler, son srete yeni neslin hibir toplumsal dayatmaya dhil olmama isteinin simgesine dnp kama istei uyandrmaya balar, denebilir.58 Romanlarn anlatc-karakteri de sistemi, toplumsal hayat temsil eden evi eletirdii ve ona ait olmak istemedii iin kopuu seer. Yllarn, meknn, kurumlarn ya da evredeki kiilerin deimesine karn anlatc-karakterde sabit kalan duygu, ait olmama duygusudur. Anlatc doup byd evin zorunluluklaryla kendi iradesi arasnda kald iin ikilem yaar. Buras onun iin bir yaam alan deil tam anlamyla bir atma alandr. 59 Dolaysyla ruhen ve bedenen ait olamayaca bu mekndan kamak, anlatcnn en kuvvetli ve samimi istei haline gelir. Yani protagonistin yaad tm bu hayal krklklarndan, farkllamalardan, mcadeleden ders alarak olgunlat ve ann rnek insan haline geldii sylenemez. stelik zellikle ocukluun Souk Gecelerinde anlatcnn evde maruz kald formasyon sreci dnldnde anlatc-karakterin toplumsal basklara kar knn bykl ve bireyselle toplumsal arasnda bir zdelemeden asla sz edilemeyecei rahata anlalr. Anlatc-karakterin deneyimleri ya da hatralar arasndan bazlarn seme ve kalanlar unutup yok etme ans olsa ilk etapta unutup kaacaklar arasnda evle ilgili olanlar hep ilk srada yer alr. nk toplumun ncelikli dayatmalarndan biri de eve ait olan koruyup sahiplenmek ynndedir. Ayrca retilen bilginin, verilen emein
Ev, her zaman kiiyi dardaki ktlklerden koruyan, kiinin kendi mahremiyetini yaayabildii zerk bir alandr. Tanzimat Edebiyatnda bu ynyle ilenen ev; modern an getirisi olan yalnzlama, insanlardan ve balanlacak herhangi bir yerden ka, kiinin kendini bile fazlalk olarak yorumlamas gibi sorunlar sebebiyle 1950lerden sonra okuyucunun ezberini bozan biimiyle edebiyatta yer bulur. Ev artk kiinin sorunlarn unuttuu yer deildir; aksine onu daha ok boan bir yer haline gelir. Modernizmin temel gsterenlerinden olan toplumdan ka isteinin sonucunda yabanclama ve yalnzlama kanlmaz hale gelir. Bunun sonucunda edebiyatta da evden ve bir eve balanmann getirdii sorumluluklarn tamamndan ka temas ilenmeye balanr. Yusuf Atlgan, Adalet Aaolu, Ouz Atay, Tezer zl gibi yazarlar, ev algsnn dnmnn, evi yadrgamann ve edebi karakterlerin yersiz yurtsuzluklarnn ilk rneklerini verir. Bkz. Eli, a.g.e, s. 225-244.
59 58

Evin soylulukla, dindarlkla bir arada anlmadna, tersine toplumun agzllnn yarglanp grlebilecei vitrin gibi bir yer olarak deerlendirildiine dair baka rnekler de vardr. Bkz. Voloshin, a.g.m., s. 299.

45

anlatc-karakterde herhangi bir karlk bulamamas da ocukluun Souk Geceleri romannda anlatc-karakterin her ne kadar ocukluktan orta yaa kadar olan hayat hikyesi anlatlsa da bunun geleneksel anlamda bir byme roman olarak okunamayacann kantdr. nk rendiklerimi unutacam. Okulun nnden bir daha hi gemeyeceim. kmaz sokaa ve retmen ana babaya da dnmek istemiyorum. Benimle evlenmek isteyen aabeyimin arkadalarndan biri var. Seviyor beni. Eve dnmemek iin ona gideceim. (SG, 30) diyen anlatcnn evden uzaklamak pahasna iyi tanmad biriyle evlilii bile gze almas, evden gitme isteinin ne denli kuvvetli olduunu gsterir. Nurdan Grbilekin de Memur ocuklar, Ev devleri, Pazar leden Sonralar yazsnda deindii zere ana babalar yllarca devlet hizmetinde bulunmu zlnn anlatc-karakteri gibi kimseler bydklerinde ebeveynlerinin tam tersi bir istee kaplarak evden kamak, devletten kurtulmak isterler. Buradaki anlatc-karakter hayatnn hibir dneminde devlet mekanizmalarna kar aktif bir mcadele iine girmemi olsa da evin dayatt gitmek ya da kalmak ikileminde hakkn dardakilere/toplumsala ramen hep gitmekten yana kullanmak ister.60 Grld gibi ele alnan iki romanda anlatc-karakter anlattklaryla mekn ve benlik arasndaki ilikiyi tersine evirmeye alr. zlnn romanlarnda toplumsal deerlerle atmann bu boyutta da srd ve ideal insann olma ltlerinin yerine gelmedii grlr. Gerekte varolu ve mekn arasnda bir ilikiyi bata Heidegger olmak zere pek ok dnr kurar. Bir yere balanarak aidiyet duygusu gelitirebilmenin ve sonrasnda var olmann n koulu olarak hep bir mekna sahip olmak gerektii dnlr. Anna- Teresa Tymieniecka da evin kiiyi

Grbilek, ocukluun Souk Geceleri romannn anlatc-karakterinin kuaktalarnn yetime koullar dorultusunda gelecek yaamlarnda ne tarz dnce ve davran biimleri benimsediklerini benzer ifadelerle anlatr. Bkz. a.g.e., s. 74-75.

60

46

darya kar koruyan, barnma amacyla edinilen herhangi bir mekndan te anlamlar tadn, burann kendi dnyamz yaayabileceimiz bir yer olduunu ifade eder.61 Oysaki bu incelemede mekn snak deil bizatihi hapsolmann, ait olamamann, kama isteinin nesnesi olarak deerlendiren anlatc-karakterin ancak atma alan olarak grd evden ve eve ait her eyden uzaklaarak varolu yolculuunu tamamlayp kendi olabilecei grld. Yani anlatc-karakter ev ve evdeki kiiler araclyla hissettii toplumsal baskdan uzaklamak adna her eyi gze alr. Ancak evin dndaki herhangi bir yerde kimsenin ondan sorumlu olmad ve onun da kimseye kar sorumluluk hissetmedii kendi olabileceine inanr. Bu yzden evde rendiklerini kabullenerek deil evde retilenleri reddedip geride brakarak tam olacann, olgunlaacann bilincindedir. Bu anlamda hayatnda onu sarp sarmalayan ilk atma mekn olarak ele alnabilecek evi ve ona ait tm sembolik deerleri terk etmekle hayat boyunca srdrd kendi olma abasna katkda bulunarak mcadelesine baka alanlarda devam eder.

Okuldaki atma Alanlar

ocuklua ait ikinci atma alan okuldur. nk romann anlatc-karakteri iin ocukluk dnemi ne kadar ev ve eve ait kiiler demekse bir o kadar da okul demektir. Anlatcnn evde aile bireyleri tarafndan belli bir kalba sokulmaya alld ve bu zorlamann anlatcy uyum gstermeye ikna etmek yerine onun iindeki bamsz ve zgr taraf koruma duygusunu daha da glendirdii yukarda sylendi. Okul ise zaten tanm itibariyle eitme, bytme ve sonuta da olgunlatrma misyonu

Anna- Teresa Tymienieckadan aktaran Zeynep Uysal, Sknetsiz Meskenler, Huzursuz Meknlar: Kiralk Konak ve Sodom Gomorede Meknszlama, Journal of Turkish Studies Trklk Bilgisi Aratrmalar, no. 28/II (2004), s. 259.

61

47

stlenir. Bu nedenle anlatcnn erken yalarnn anlatld ocukluun Souk Gecelerinde onun okul ats altnda da belli ltlere uymaya zorland grlr. Bu ltler zaman zaman evde nerilen modelinkine benzerken zaman zaman ondan ayrlr. Anlatc youn olarak hayat anlamaya, kavramaya alt dnemde evde karlat elikiler nedeniyle toplumun beklentileri dorultusunda dnp davranmay reddederken hissettii aidiyetsizlik ve bunalm duygusu okulda bir kat daha artar. Anlatc yaa byyp hayat rendike bireysel zevklerinin de farkna varr. Ancak klasik bir byme romannda olduu gibi bireysel dlerinin toplumsal olann arkasnda kalmasna izin vermez. Kadn bildungsroman zaten tam da bu sonlanmayan atmann, hayal krklklarna ramen srdrlen birey olma abasnn, kendi hayat zerinde sz sahibi olabilme isteinin hikyesi olduundan Tezer zlde bir retme merkezi olarak okula sembolik bir anlam yklenir. zlnn romanlarnda ilk kadn bildungsromanlarndaki gibi kahramann okuduu romanlardan etkilenerek romantik hayaller kurduu, kendini tamamyla adayabilecei bir ak arad grlmez. Burada okul ve okuma kavramlar, anlatckaraktere darda baka hayatlarn da olduunu, hi bilmedii yerlerin varln gstermez. Anlatc-karaktere kendini bulmann, olgunlamann, uyanmann kaplarn aan okul, ondaki kendine sunulandan ok daha fazlasn ve farklsn kefetme drtsn tetikler. Ancak toplumsal duvarlarla karlaan ve istedii gibi hareket etmekte sknt yaayacan anlayan anlatc-karakter, iinde uyananlar hayata geirememenin bunalmyla toplumsaldan iyice uzaklar, hatta sonunda delirir. ocukluun Souk Gecelerinde iki ayr okul anlr. Bunlar, anlatc gen kzn taradaki ilkokulu ve stanbulda gittii kz lisesidir. Tara ilkokulu yalnz bir

48

yerde retmenin bitli rencileri dvd ve garip, hastalkl, kaln parmaklara sahip olduu sylenerek anlr. Anlatcnn ky okulu ve retmeniyle ilgili aklnda kalan tek parann retmenin hastalkl parmaklaryla dayak atmas oluu dikkat ekicidir. Anlatc, retmenin yzn hatrlamazken dayak atan elleriniyse unutmaz. Taradaki bu ilk tecrbeden balayarak okul, sknt, korku ve zorla yola getirmeyle ilintilidir. Ancak zlnn anlatc-karakterinin kimlik bunalmnn asl filizlenip kklendii yer, tara okulu deil Karaky Bankalar Caddesindeki rahibelerin eitim verdii yabanc kz lisesidir. Anlatc-karakter yksek sesle, baskyla, karanlkla, zorla ezberletilmeye allan hamasi sylemlerle ve din bilgileriyle kuatlan ocukluun evinin olumsuz btn zelliklerini okulda da grecektir. Kk burjuva mahallelerinde, okul giysilerine bakp yabanc bir okulda okuduu iin kendine zenenler olduunu (SG, 21) syleyen anlatc-karakter, kendi bak asna gre aslnda hi de zenilmeyecek bir okulda okuduunu alayc diliyle anlatr. Anlatc-karakter, ocukluunun evinde neyi bunalmn nesnesi olarak deerlendiriyorsa bunlarn benzer biimde okula da aktararak toplumla yaad atmay bir meknda daha somutlatrr. Bu nedenle o, yaamnn ilerleyen dnemlerinde zihninde evi ve okulu ina eden her trl eden uzaklamak isteyecektir. Daha dorusu anlatcnn byme dneminde etkisinde kald basknn, korkunun kiiliinin temellenmesindeki olumsuz sonucu, bitmeyen bir kendini arama abas olacaktr. Anlatcnn bu aydnlanma abas, i yolculua kma isteine dnecektir. Bu aydnlanma yolculuunun balamasna neden olan atma alanlarndan biri olan okuldaki en baskn kimlik kazandrma figrleri ise rahibelerdir. Nasl ki evdeki sknt baz kiiler ve ilikiler zerinden analiz edildiyse benzer biimde okul da ncelikle rahibelerin yaratt kasvetli hava araclyla ele

49

alnacak. Rahibeler; d grnmleri, dersteki souk hareketleri, kendi aralarnda yaadklar gerilimler ve rencilerle aralarna koyduklar mesafe nedeniyle anlatckarakterin okul kbusunun bakahramanlardr. Allah ok sevdikleri iin rahibe olduklarn devaml sylemelerine karn anlatcya gre hayatlarnn hibir dneminde hibir eye kar sevgi besledikleri izlenimi uyandrmaz; aksine rahibelii de retmenlii de istemeyerek yapyormu izlenimi uyandrrlar. Kapal kaplar ardnda kimseyi kabul etmedikleri kk dnyalarna skp kalmlardr. Hatta renciler hi aralayamadklar bu kaplarn ardyla ilgili rahibelerin salarnn ksack kesilmi ve kafalarnda trala kazl bir ha olduu gibi eitli sylentiler retir. Kyafetlerinin yan sra, rencilere kar ders iindeki ve ders dndaki tavrlar da rahibelerin gizemliliklerini besler: Sonra onlar tespihlerini ekerek kimsenin yzne bakmadan, sabah solgunluklar iinde uuan kara bulutlar gibi yerlere varan giysileriyle nmzden hzla merdivenleri kyor, kendilerinden daha da derin, bir uurumu andran manastr karanlnda yitiyorlar (ders saatine dek). Odalarna girer girmez, kaplarn kilitliyorlar. Bir isteimiz olduunda kaplarn alyoruz. Burunlar ve azlar grlebilecek kadar aralyor, bir adm bile ieri girmemize izin vermeden, dileimizi geitirip, hemen kapy yzmze kitliyorlar. Yaamlarnn karanlk odasndan bir eyler grebilme istei bouna. (SG, 18) Rahibelerin bu tavrlar anlatcnn evde yaad skntya ve korkuya kouttur. Kapallk, karanlk, dorudan ve gereki olarak kurulmayan ilikiler, yaanan iletiimsizlik sonucunda anlatc evden olduu gibi bu mekndan da kap gitmeyi ister. Anlatc yllarca evde maruz kald kstlanma ve kapatlmlk duygusunu bu defa okul ats altnda yaamak durumunda kalr. Bylece sunduklaryla birbirinden hi de farkl olmayan iki meknda anlatcnn korkusu da sknts da artar ve bunlar kanlmaz olarak yaad atmann temeli haline gelir. Byle bir toplum iinde yaamaya almak da kadn bildungsromanlarnda ngrld gibi protagonist iin bitmeyen bir kavgaya dnr. Yine babann, annenin, aabeyin ya da ablann rol

50

model olarak benimsenmeyii gibi rahibelerin de bu grevi stlenemedikleri yani ideal olgunlama iin gerekli rnein bulunamad grlr. Bu durum da anlatcnn hayatta kendi hisleri ve tecrbeleri dnda klavuz kabul etmediinin gstergesidir. Anlatc-karakterin orta snf bir aileye mensup olmasnn gerei olarak yabanc meneli bir okulda okutulmas, byle bir okulun rencisi olmakla hedeflenen sonular doal olarak dourmaz. Yani beklendii zere daha Avrupai, daha modern bir eitim ya da daha iyi retmenlerden ders alma, daha iyi ailelerin ocuklaryla arkada olma frsat anlatc-karakterin baknca bu okulda okumann koulsuz artsz getirileri arasnda deildir. Aksine okul, anlatc-karakter tarafndan bir eitim ve retim merkezi olarak deil de hep karanlk hatralarn memba olarak anlatlr. nk kimliin dardan gelen dayatmalarla kurulmaya allmas anlatckarakterde isyana neden olur. Rahibeler rencilerle sevgiye dayal bir diyalog gelitiremedikleri gibi kendi ilerinde de hiyerarik problemler yaarlar. Anlatckarakterin deyimiyle aralarnda gzle grlr hibir dostluk yok, aksine birbirlerini ekememezlik var.dr (SG, 18). Rahibeler hem retmen hem de dini eitimi salayan kiiler olarak okulun kontrolrdr. rencilerin ne giydiini, ne sylediini hatta ne dndn ynetmek isterler. Bu ynyle okuldaki rahibeler evdeki babaya benzer. Tek farklar, otoriter baba kendi idaresini Kemalist ideolojiye dayandrrken rahibeler bunu dine, dinin de lmle kurduu baa dayanarak yapar. Din eitimi, her gn bir ders sren ve dini bir iletisi olan anlatlar araclyla yaplr. rnein, bir gn Tanry yadsd iin Tanr tarafndan ldrtlarak cezalandrlan Nietzschenin hikyesi anlatlr (SG, 20). Burada rahibe zellikle Nietzschenin Tanrnn gazabndan sonra uurunu nasl yitirip ldrarak ldne dikkati eker. Her gn bir ders dinsel konular ilendikten sonra Alman edebiyatndan seme eserler okutulur. lenen

51

eserlerde de temel e, lm ve insann Tanrsna kavumasdr. Anlatc-karakterin babaannesi vastasyla dinle karlat ilk yer, evdi. Bir atma alan olarak ev incelenirken babaannenin cehennemi, Allahtan korkmak gerektiini slami eleri kullanarak aktard anlatcnn anlar zerinden incelenmiti. Okul ise anlatc-karakterin dini kavramlarla karlat ikinci yerdir. Ancak rahibeler babaanne gibi slam dininden yola kmamakla birlikte anlatckaraktere yine dinin kucaklayc olmayan yzn gsterirler. Bu nedenle anlatc iin din, babaanne ve rahibelerle zdeleir. Din, onlarn ellerinde kendisini denetleme gayretinin bir paras haline dnp basknn arac haline geldiinden evle birlikte eve ait fertlerden, vatanperver retilerden uzaklamay istedii gibi okula ait kiilerden, retilerden ve dinden de uzak durmak ister. Gerek evde gerekse okulda kurallarla kuatlan anlatc-karakter iin kontroln, psikolojik iddetin bir dier unsuru da yksek sestir. Okuldaki yksek ses vurgusu romanda iki koldan ilerler: Okuldaki kilise mzii ve retmenlerin sylediklerinin rencilerce yksek sesle tekrar edilmesi. Romann ikinci blmn tekil eden okulun balama saatlerini Okula erken varmsak, kiliseden rahibelerin ayinleri iitiliyor. Org mzii ve rahibeler korosu. rkyoruz. (SG, 17) diyerek tarif eden anlatc-karakterin ocuklukla balayan skntsnn, korkusunun okulla ne kadar ilintili olduunu tek bana rkyoruz sz bile anlatmaya yeterken bu rkmenin kaynann ise kilise mzii olduu apak ortadadr. Okulun renciye yabanc gelen atmosferini kilise mzii bir kat daha artrr; o kadar ki korku vericidir. nk anlatcnn anlatt okul tam bir gotik mekndr. Sesin ykseklii, rahibe kyafetlerinin korkutuculuu ve onlarn tavrlarndaki esrarengizlik anlatcy okuldan iyice uzaklatrmaya yeter. Kendini asla bir paras gibi hissedemedii okulun Orta aa zg havas, fazla ulalmaz

52

bir yerden gelen kilise mziiyle zuhur eder. Anlatc-karakterin okul temelli skntsnn yksek sesle ilikili ikinci ayan retmenlerin sylediklerinin rencilerce yksek sesle tekrar edilmesi oluturur. Okul dnemine ait anlarnda rahibelerin rencilere bir eyi retmeye deil ezberletmeye ynelik tutumlar babann evdeki uygulamalarn andrr. nk rahibeler rettikleri her eyi ocuklara yksek sesle tekrar ettirir. Evin otoriter babas ocuklarnn kazanmasn istedii davran biimlerini nasl ki evde nce bizzat kendi uyguluyor ardndan aile yelerinden de aynsn yapmalarn bekliyorsa rahibeler de okulda ayn beklenti iindedir. Bu yzden anlatc-karakterin anlarnda tpk ocukluun evinde babann Atatrk kesindeki trenlerde yaptklarn evkle tekrar etmesi beklenen ocuklar olduu gibi, okulda da rahibeleri tekrar etmesi beklenen renciler vardr. Ksacas anlatc-karakter tam ergenlikten yetikinlie gemeye alt yani kiiliinin, dnya grnn ekillenmeye balad dnemde toplumda retme vasfn yklenmi kiiler tarafndan kuatlr ve onun kendi kararlaryla ba baa kalmasna izin verilmez. Bylelikle anlatcnn toplumca olumlanan karakterde biri olarak yetitirilmesi hedeflenir: yl sreyle Almanca derslerine ayn rahibe geliyor. Snfa birka dakika ge ve hzla giriyor. Yz pene pene kzarm. Karga burnunu ekiyor, omuzlarn silkiyor, bir yandan kollarn svarken bir yandan da kalasn yerine oturtmak istercesine iteliyor. Karatahtann nne geince, boynunu abartarak geriye atyor. Ban askeri blk denetleyen komutan gibi kaldryor. Bizler de ayn hareketleri yineliyoruz. Tanr sizlerle olsun, sevgili ocuklar! diye selamlyor. Tanr bizlerle olsun, sevgili ivester! diye yantlyoruz. Ne olacaksam, eksiksiz olmak isterim! diyor. Ne olacaksam, eksiksiz olmak isterim! diye baryoruz(SG, 19. Vurgu bana ait.) Her ne olacaksa eksiksiz olmak istediini tekrarlayan anlatc-karakterin eitim retim srecinin evdekine paralel biimde dayatmac ve otoriter bir anlayla devam ettii grlr. Bu tecrbeler sonucunda onun iin bir ey renmek demek, ezbercilik

53

ve bakalarn tekrar ederek onlarn kafasndaki kalba girmeye almak demektir. ocukluunun evinde babann borazan sesi araclyla tezahr eden yksek ses, okul iinde kilise mzii ve daha ok da ocuklarn barmasyla kendini gsterir. Tam da bu nedenle komutan benzetmesi bata olmak zere babaya atfedilen birok yaktrma rahibeler iin de geerlidir. Rahibelerin de tahakkmle protagonistin zel alannda hkimiyet kurma abalar ok belirgindir. Yani onlar babann evde kurmaya alt otoriter-totaliter ortam kendi meknlar olan okulda kurmaya alrken babannkine benzer metotlar izlediklerinden anlatc-karakterin sylemine ayn olumsuzlukla yansrlar. Anlatc-karakterden evde hibir ey dnmeden Kemalist ideolojiye ait verileri ezberlemesi beklenirken okulda da yine dnmeden yalnzca duyduunu tekrar etmesi beklenir. Bu nedenle bakalarnn gdmndeki ocukluk dneminde ortaya kan bireyselle toplumsaln kutuplamasnn ortak gsterenlerinin imdiye kadar ele alnan iki atma alannda da deimedii grlr. nk anlatckarakter ailesinin ve retmenlerinin beklentilerini karlayan biri olamayacann bilincinde olduundan ocukluundan beri kendisine evde ve okulda empoze edilmeye allan her eyden kurtulmaya alr. Bu noktada alntdaki Ne olacaksam eksiksiz olmak isterim. mottosu da anlamldr. nk ocukluun evinde baba anlatc-karaktere rnek vatanda olunmas gerektii telkinini yapyordu ve bunun eksiksiz gereklemesi iin gereken ltleri ona alamaya urayordu. Okulda ise eksiksizlik ve mkemmellik vurgusunu rahibeler srdrr. Ksacas mkemmel ve toplumun nerdii anlamda tam bir insan olma hali, anlatcdan hayat boyunca beklenen onunsa hep reddettii bir zellik haline gelir. ocukluun Souk Gecelerindeki okula anlatc-karakter nazarnda olumsuz nitelik kazandran nc zellik karanlktr. Romanda okulu okul yapan ilk iki unsurda da rahibelerin etkisinden sz etmek mmknken karanlkta daha fiziksel

54

artlardan ve bunlarn yaratt skntdan, kama isteinden bahsetmek gerekir. Yani karanlk, daha nceki unsurlar gibi toplumun denetim gayretinin bir paras olmamakla birlikte anlatcnn yaad uyum sorununu ve kendini yaad yere ait hissetmeme duygusunu pekitirir. Anlatc-karakter, okulu anlatmaya balar balamaz okul bahesine varana kadar geilen yolun (Bankalar Caddesinin) bile ne kadar lo olduunu vurgular. Bylelikle anlatcnn okulla birlikte onun yanndaki yresindeki her eyi de karanlkla ne kadar ilikilendirdii ve okulla birlikte ona ait her eyi ve yeri de olumsuzlad anlalr: K aylarnda yamur en ok bizim okulun beton avlusuna yayor. Karaky Alanndan, Kuledibine kan dik yokula birlikte, iki kysnda ykselen koyu gri yaplarn mimari zellikleri Orta Avrupa kentlerinin eski, karanlk sokaklarn andran Bankalar Caddesi balar. Kentin esintili havas, varsa gnei artk burada kesilmi, glgeler garip biimde koyulamtr. Yabanc bankalar, aznlk adlar tayan dkknlar, cam vitrinlerde sergilenen d lkelerden satn alnm makineler, caddeye birleen dar, meyilli sokaklar, sonra Kuledibine, oradan ihaneye, Tnele srp giden yokular (zellikle o yllarda) hibir yerli e tamyor. Bankalar Caddesinde ilerlerken, saa gizlenmi, bkml, gri ta merdivenler, Kartnar Soka bana kar. Buradaki okul, kilise ve daha ilerideki hastanenin byk eski yaplar gnei bir kez daha keser, glgeleri bir kat daha koyulatrr. Bu yaplar, snak gibi dar geitler ve gizli merdivenlerle birbirine balanmtr. Erkek Lisesindeki papazlar ve Kz Lisesindeki rahibeler, kilisede sabahn alacakaranlnda balayan dinsel ayinler, bu Orta Avrupa havasn, ortaaa dek geriye iter. (SG, 17. Vurgular bana ait.) Anlatc gen kzn okulu ve bulunduu soka tasvir ederken setii olumsuz sfatlar, kszla vurgu yapan szckler onun kimlik bunalmnn en belirgin gsterenlerinden olan skntsnn yalnz okulla snrlandrlamayacan gsterir. nk okul nefreti onunla birlikte iindekileri, soka hatta koca bir semti de kapsar. Bu yzden okulun soka anlatcya gre sanki Orta a Avrupasndan frlamtr. Koyu glgelerle rl sokan sevimsiz, rktc havasna bir de yabanc unsurlar eklenince buras ve kz lisesi anlatc-karakter iin hepten kalas bir yer haline gelir. yle ki btn kt zellikler okulun olduu yerde dorudan var olurmuasna 55

yamur bile bu sokaa daha ok yaar, gne buraya uramaz, glgeler kopkoyudur. Anlatc, labirentimsi hatta zamand-meknd bir yerden sz ediyormu gibidir. Yani okulun iindeki huzursuz ortamn darda da sonlanmayaca, ona gre okuldan kmann da bir kurtulu olmad anlalr. Okulun mimari zellikleri, loluu, kontrol mekanizmasnn ok sk iledii bir yer oluu ve son olarak da dinle olan ba gen kzn kapana kslmlk hissini pekitirir. Bu nedenle toplumsal deerlerle yaanan mcadeleyi krkleyen atma alanlarndan ikisinin (okul ve hastane) birbirine gizli geitlerle bal olduunu sylemesi nemlidir ki, benim kanaatimce bunlara evi de eklemek mmkndr. Anlatcnn belleinde zaten otoriter bir figr, din, karanlk, yksek ses gibi ortak gsterenler zerinden birbirine balanan bu yerlerin somut bir biimde i ie gemilii onun hayat boyu yaad toplumsal basknn evde balayp, okulda pekiip intihar giriimiyle hastanede nasl sonlandnn kantdr. Ev, okul, hastane; hepsi sknty kapatlmlkla, korkuyla tekrar tekrar besler. Ksacas ebeveynlerin beklentilerinin aksine okul hem eitim hem de retim asndan istenen sonucu dourmaz. Yani anlatc-karakter kiisel hedeflerini unutup evresindekiler tarafndan kendine retilenleri kabullenip bunlara gre yaamaya ikna olmaz. Hatta bydke kendi ocuksu heveslerinin gerekleemeyeceini, hayat hakknda sz sahibi olabilmesinin zorluunu daha net bir biimde anlamasna ramen ald dersler ve urad yenilgiler sonucunda klasik bildungsromanlarda olduu zere toplumun kabul edecei biri haline gelmez. Aksine kadn bildungsromanlarndaki protagonistler gibi ykmlarn tek bana gsleyip kararlarn kendi vererek mcadelesini srdrr. zetle Tezer zlnn anlatc-karakterinin kendi deerleri ve toplumun beklentileri arsnda bocalamasna neden olan atma alanlarnn banda gelen ev ve okul, benzer unsurlar vastasyla anlatcda etkisi mr boyu gzlemlenebilecek

56

hibir yere ait olmama ve sorumluluk isteyen her eyden kama arzusunun temelini atar. Bu yzden ocukluun Souk Gecelerinde oturduu semte, sokaa, odalara, eyalara fke iinde bydn syleyen anlatc-karakter hemen ardndan gzel olann, gerek olann d dnyada, dier lkeleri de aan bir yerde olduunu (SG, 23) syler. Ayrca Birbirini sevmeyen, sevimeyen anne babalar, Tanrsyla evlenen rahibeleri, kanna iletilen aile balarn, kanna iletilen vatan sevgisini ve bunlarla beraber rendii her eyi unutmak istediini de syler (SG, 30). ocukluun Souk Gecelerinde patlak veren Yaamn Ucuna Yolculukta kklenen kap gitme isteinin ilk romann sonunda byd ve anlatcnn intihar edip kurallarn bakalarnn koyduu bir dnyadan ekip gitmeyi tasarlad grlr. Bu ilk dnm noktasna sebep olan, anlatcnn kendini kefederken toplumsal deerlerden iyice kopmas ve etrafn mecburiyetlerle kuatanlara kendince kar karak, onlarn dayattklar hibir eyi benimseyemediini gstermek istemesidir. Anlatcnn mcadele etmek zorunda kald atma alanlar fazlalap karmaklatka, bireysellii zaman iinde kuvvetlenir ve Yaamn Ucuna Yolculukta ikinci dnm noktas olarak tamamen yersiz yurtsuzlama abas tezahr eder. Bu noktada anlatc-karakterin hayatndaki dnm noktalarna zemin hazrlayan ev ve okul dndaki atma alanlarn ele almak, zlnn romanlarnn bir zanlatml kadn bildungsroman olarak neden toplumsaldan ayrlmann anlats olduunun daha iyi anlalmasna yardmc olacaktr.

Cinsellikle lgili atma Alanlar

Anlatc -karakter, ev ve okulda balayarak kendi olmak istedii kiiyle toplumun olmasn bekledii kii arasnda skp kaldnn ve mizac gerei toplumun

57

taleplerine cevap veremeyeceinin bilincindedir. Kurallarla, yasaklarla ona kimlik kazandrmaya alan btn velilerine ve retmenlerine kar nefretle doludur. Her geen yl kendini daha iyi tanyp hayatn iinde nerede durmak istediini daha net bir biimde idrak ettike toplumsalla yaad atmay daha katlanlmaz bir engel olarak grmeye balar. stelik akl geliimine paralel olarak fiziksel geliimi ve bedenini tanmaya almas da hzlanr. Bu nedenle anlatc-karakterin cinsellik ve toplumsal cinsiyetle olan sorunlu ilikisi de zlnn romanlarnn kadn bildungsroman zellii gstermesini salayan atma alanlarndandr. Hatta kadn bildungsromann en nemli gstereni olan, kadnn ataerkil toplumdaki var olma mcadelesi en iyi bu atma alan araclyla tespit edilebilir. nk cinsellik sz konusu olduunda bunun ilk iki atma alannda olduu gibi protagonisti yalnzca toplumsal ve ahlaki kurallarla kuatmakla kalmad bir de kadn olarak erkek egemen toplumda cinsellii kendi seimleriyle yaamann ve geleneksel rolleri telemenin zorluunu da ortaya serdii grlr. nk cinsiyetin snrlarnn asl belirleyeni, toplumsal kodlardr. zlnn iki romanndaki anlatc-kadn karakterlerin cinsiyet kavramyla olan sorunlu ilikisi toplumsal rollerle kiisel tercihlerinin atmasndan doar. nk kadnn alan evi, yani zel alandr. Kamusal olansa erkeklere aittir. Habermas, zel ve kamusal alan ayrmndan da yola karak kadnlarn evlerinde annelik grevlerini yerine getirdiini erkeklerinse kamusal alanda etkileime geip toplum adna kararlar almak, tartmak gibi eitli grevler stlenebildikleri syler.62 Habermas bu ayrmla cinsiyeti yaklam sergilemi olur. Kadnlarn korunmaya muhta ve karar verme erkinden yoksun kiiler olduu grlerini de ieren bu

62

Belinda Davis, Reconsidering Habermas, Gender and the Public Sphere: the Case of Wilhelmine Germany, Society, Culture and the State in Germany 1870-1930 iinde, der. Geoff Eley (Ann Arbor, Michigan: University of Michigan Press, 1996), s. 398.

58

yaklamdan tr onlarn kamusal alana k erkeklerden ge ve sancl olur. Kadnlar eer kamusal alana kacaklarsa onlardan burada yine hemirelik, retmenlik gibi toplumsal yapyla uyuan, kadnca sorumluluklar almalar beklenir.63 Bu tarz kstlamalarla yaam standartlar toplumca belirlenen kadnlar iin cinsellik de yine bir tabudur, evlilik ncesinde ya da evlilik d yaanmamas gerekir. Hlbuki ocukluun Souk Gecelerinin ve Yaamn Ucuna Yolculukun anlatc-karakteri ocukluunda her ne kadar yukarda bahsedilen retiler dorultusunda yetitirilmi olsa da fazlasyla bireysel olan cinsellii kiinin drtleri ve duygularyla ekillenen, mutluluk veren ve en nemlisi istenen kiiyle yaanmas gereken bir tecrbe olarak grr. Toplumsal cinsiyetin ngrd iyi bir anne ve sadk bir e olma zorunluluunu reddederek belirlenen kurallarn dna isteyerek kar. Anlatc-karakter toplumun beklentisinin aksine kendisi doyuma ulamak zere cinselliini yaar. Hatta cinsel birlemeyi salt bir kadn ve erkek arasndaki ilikiden ibaret grmez, nemli olan yanndaki insann scakl ile kendi bedenini birletirmek, ikisinin kaynamas (SG, 35) der. Ancak anlatc-karakter bunlar yaarken zgr iradesini kullanm olmaktan hibir zaman sklp piman olmazken zaman zaman evresindekilerin ve elerinin ikiyzl, sorgulayc tavrlaryla ya da istismarlaryla karlar. Anlatc-karakterin ilk romanda yaad kt tecrbelerden sonra bireysel dersler karmas, yann ilerlemesi ve bireysel olgunlamas sonucunda ikinci roman olan Yaamn Ucuna Yolculukta evli olmay ya da anne olmay, toplumsal rolleri sorgulamadan kabul etmenin doal nedeni olarak grmedii okunur. Ayrca bunlar cinselliini yaamaya bir engel olarak grmez. Aldatmalar, aldatlmalar, terk etmeler, yeniden balamalar hayatn ak iinde olaandr. Bu
Linda McDowell da kadnlarn kontrole ihtiyalar olduundan onlarn temiz ve kutsal alanlarnda evlerinde evcimen melekler olarak kalmalarnn uygun grldn syler. Bkz. Linda McDowell, Gender, Identity and Place (Minneapolis: University of Minnesota Press, 1999), s. 78.
63

59

yzden anlatc-karakterin toplumsal cinsiyete ve cinsellie dair tm anlar, seimleri bu atma alannn hem ne kadar nemli olduunu hem de cinsellik nedeniyle yaamak zorunda kald elikilerin kimlik bunalmn besleyip toplumsal deerlerle uzlaamamasna neden olduunu gsterir ki bu da bir anlamda romanlarn kadn bildungsroman olmalarnn kanlmaz sonucudur. ocukluun Souk Gecelerinde anlatc-karakterin kk yalardan itibaren cinsellii kefettiini ve kendi bedenini, bir bakasnn bedenini tanmaya altn okuruz. lk acemi pmelerde, sevimelerde yannda genellikle ablas Sm ya da kuzenlerinden biri vardr. Bu anlarda henz bir erkekle yaanmam duygular tatmaya abalar: Sm, kuzenlerim ve benim aramdaki cinsel iliki, ocukluktan kmza dek sryor. Yalnz kalabilmek iin olanaklar yaratyoruz. Sonra soyunup birbirimizin stne kyoruz. Kuzenimin toplu gvdesi, karn ve kabark, klsz kadnlk organ ve organlarmz birbirine srtp eritiimiz boalmay uzun yllar unutamyorum. Sevimelerimiz ok doal. Boalr boalmaz biraz utanyoruz, ama hibir ey olmam gibi davranyoruz. (Hepimiz erkeklerle duyacamz boalmann ok daha baka, ok daha eriilmez bir duygu olduunu dlyoruz. Bunu bekliyoruz. Skntlarmzn znde, bu yasaklanan duygunun zlemi yatyor.) Kllarmz ktnda sevimeler kendiliinden bitiyor. Artk kendi kendine oynamaktan baka boalm yolu yok. Bu da insan bir yalnzla srklyor. Sevimeleri kendi gvdemizde tatmaya, kendi bedenlerimizde renmeye koullandrlyoruz. Erkek gvdelerine, erkek organlarna yabanclmz giderek byyor. Yllarn abas gerekiyor, erkee almak, erkeklik organn sevmek iin. (SG, 23-24) Anlatc ergenlie girene kadar kuzenleri ve ablasyla kz kza yaad cinsellikten bahsederken doyum annda her birinin kendiyle megul olduunu, bu hazz tanmaya altn ve hemen ardndan boalmann bitmesiyle bu yaknlamay yaam insanlarn birbirine yabanc gibi davrandn syler. nk zihinlerinin bir kesinde her zaman iin yaptklarnn yasak olduu fikri vardr. Zaten anlatcnn cinsellikle ilgili mr boyu srecek skntl ilikisinin ipularn da bu pasajda grmek mmkn. O, kstlamalarla yaad ilk tecrbelerden sonra byynce yaayacaklarnn daha farkl olacana inanr ya da inanmak ister. Fakat bydke 60

beklentisinin aksine cinselliini yaamak konusunda toplum kurallar erevesinde daha zgr deil aksine daha tutucu olmas gerektiini grecektir. Yine hibir konuda toplumun beklentisine uygun biri olmad gibi cinselliini yaarken de bakalarnca konan kurallara boyun emez. Bir yandan da kiinin bu ilk deneyimleri kendi vcudu zerinde yaam olmasn toplumdaki arpk kadn-erkek ilikilerinin, salksz evliliklerin ve mutsuz cinsel hayatlarn sebebi olarak deerlendirir. nk birbirine yllarca yabanc braklan kadn ve erkekten bir anda bir btn olmalarn beklemenin doru ve samimi olmadn dnr: Sevimek iin, ilkin nikh imzas m atlmal? Ya da yalnz kalp, erkek-kadn zlemiyle kendi kendilerine mi boalmallar? Erkekler, kadn resimlerine mi bakp heyecanlanmallar? lk kadn genelevde mi tannmallar? Kar-kocalar birbirlerinin gvdelerine mal gzyle mi bakmal? nsann doal yaps bu davranlarn tmne aykr. Bizim insanlarmzn insan sevmesi, insan okamas ocukluktan engelleniyor. Saptrlyor. arplyor. (SG, 44) Anlatc-karakter yllarca kendisi ve olmas beklenen kii arasnda kalr ki bu durum yaad bunalma zemin hazrlar. Yabanc okullarda okuyup, modern bir eitim alr, baka lkeleri, yaam biimlerini tanr; ama ondan asl beklenen gerek evlat, gerekse kadn ve anne olarak asla anne-babasnn kuann yaadklarnn dna kmamasdr. Tpk bunlar gibi cinsellik sz konusu olduunda da ald eitimin, sahip olduu vizyonun gereklerini uygulamas yasaktr; ondan geleneksel olana uygun davranmas beklenir.64 Onun kadn-erkek ilikilerindeki kopuklua dair
Tezer zlnn Tezer zlye Armaan kitabnda ocukluun Souk Geceleri zerine Sylemek stediklerim balkl yazda niye byle bir kitap yazdn bizzat aklad blm, anlatc-karakterin yaad elikileri, maruz kald bastrlmay ve kadn olarak ayakta durabilmenin gln hissettiini ok net biimde ortaya serer: Bu kitapta bir oku anlatmak istedim. On bir yandaki, bir Trk kk burjuva ailesinin ocuunun, 20 yana dek okumak iin gnderildii stanbul kentindeki eitli yabanc okullardan biri olan Avusturya okulunda karlat Bat kltr ve eitiminin yaratt oku. Kk Burjuva ana babalar, Trkiye ulusal bamszlk savandan sonraki heyecanl kuan vatansever kiileridir. Taradan stanbul kentine yeni gelip, burada kk yata Avusturya ve zellikle Alman kltr ile Katolik kilise okulunda karlaan bir Trk kz ne olur? Evinden kamak ister; nk bu evlerde sren durgun yaamn, sevgisiz yaamn, i ie yaamn dndne uymadnn okunu yaar. Okuldan kamak ister; nk okul karanlk bir kilisedir. Okulda retilen birok yalan, gerek yaamda hibir zaman gerekmeyecektir. Sevimek isteyince, evlenmek zorundadr, lkenin dzeni evlilii gerektirmektedir. Ama bu
64

61

dncelerini bizatihi kendi anne-babasnn ilikisi zerinden somutlatrd grlr. (Bkz. s. 35) Onlarn sevgisiz, mecburi birlikteliklerini grdke kendi yaamak istediklerinin bu olmadna iyice ikna olur. Bu nedenle bir yandan anne babas gibilerin ezberini bozacak trden seimler yaparken bir yandan da yaad toplumun genel kabullerini tamamen inkr edemez ve klasik evlilik tanmlarnn dnda kalsa da iki evlilik yapar. Neticede bu gelgitler genliinde de yetikinliinde de orta yallnda da arada kalmasna, sknt ve korkularndan bir trl kurtulamamasna neden olacaktr. lk genlik yllarnda bir erkekle ilk kez yalnz kalp onu plak grdnde korkudan aladn ve o gn onunla yatamadn syleyen anlatcnn hayatnda korkunun ok byk ve belirleyici bir his olduu bir kere daha anlalr. yle ki evde babasndan, babaannesinden; okulda rahibelerden, grltden ve karanlktan korkan anlatc-karakterin cinsellik sz konusu olduunda erkek bedeninden korkmas doaldr. nk bilmesi gereken her eyi ona korku ve baskyla retmeye kalkan toplum, kadnn cinsellii tanmas ve yaamas konularnda daha da katdr. Kadnn cinselliini hangi koullar altnda, ne zaman ve kiminle yaayaca yazl olmayan toplumsal kurallara baldr. Kadnn vaktinden nce, onaylanmayan bir kiiyle ve biimde yaayaca cinsellik, knamayla karlanr. Kadn bu muameleye maruz kalmamak iin korkutmayla ya da baskyla kendine dayatlan modele genellikle raz olur. Aksi takdirde ad ve konumu tehdit altndadr. Ancak cinsellii iradesi dorultusunda doal bir ey olarak yaamayp ondan kaan kadnn korkusu, ncelikle bir erkei tanmann ardndan da kendi bedenini tanmann glnden
insann ahlak anlay artk kendi lkesinin erkekleriyle nasl badaacaktr? Bu iki kltrl insan, yolunu izebilmek iin neyi seecektir? Ona, iinde yaad toplumun genel dzeyinden ok daha fazlas retilmi, sonra da ondan bu lkenin kurallarna uymas istenmitir. Syledii her ey lke deerlendirmeleri karsnda delilik de saylabilir. Kltrsz psikiyatri doktorlar imdi bu insan neye dayanarak yarglayacak, neye dayanarak iyi etmeye alacaktr. Psikiyatri kliniklerinde insanlar iyi edilebilir mi? Ya da iyice hasta m edilir? Bkz. a.g.e., s. 145-146.

62

kaynaklanr. Bu nedenle ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculukun anlatc-karakterinin kendi seimleriyle gelenek grenekler arasnda kaldnda hissettii ilk duygu, korkudur. Biraz daha ilerleyen yllarda baka bir ehirde, dokuz erkein barnd bir odada ilk kez bir erkekle olduunu syleyen anlatc-karakter evlilii beklemeye bile bile gerek duymaz. Yani ilk cinsel deneyim iin bir kocaya sahip olmay beklemez. Burada yine protagonistin toplumsal deerleri iselletirmek yle dursun isteyerek ykma uratt grlr. Evde, okulda karlat iyi vatanda, iyi renci olma zorunluluuna ya ilerledike bir de namuslu biri olmak eklenir. Ancak o, dier konularda olduu gibi bu konuda da ezber bozar. Farkllnn bilincindedir ve toplumun zorunluluklar yerine kendi dncelerini, duygularn sahiplenir; deyecei bedellerle ramen herkes gibi olmaya niyeti yoktur. Zaten evlilii dnmeye balamas da baka nedenlerle olur. Aabeyinin kendisine ilgi gsteren arkadalarndan biriyle evlenmeyi bir yandan evden, aileden, kurallardan kaabilmek iin isterken te yandan kendi deyimiyle , drt yandan beri bir erkee gereksinme duyduu ve yannda bir erkek olamadan uyuyamad iin ister. Bir erkee gereksinme duyma mevzusu, kadnn toplumdaki mulk pozisyonu ve kadna hep bir erkek zerinden kimlik kazandrlmaya allmasyla ilgilidir. Yani kadnn babasnn kz, aabeyinin kardei ya da kocasnn kars sfatlaryla anld bir toplumda anlatc-karakterin de kendini hayatndaki herhangi bir erkee muhta hissetmesi kanlmazdr. ncelemenin bandan beri iddia edildii gibi anlatckarakter, kiisel kararlar ve toplum dayatmalar arasndaki gerilimi mr boyunca hisseder. Ancak daha tecrbesiz ve nispeten kendine gvensiz olduu genlik yllarnda duyduu muhtal ocukluun Souk Gecelerinde dile getirirken kendini tanma yolculuunun sonuna gelip bireysel olgunlua eritii Yaamn

63

Ucuna Yolculukta yaamak, nefes almak ya da birlikte uyumak iin kesinlikle bir erkee ihtiya duymadn aksine tm yaamn erkeksiz hatta kimsesiz geirmeye karar verdiini syleyecektir. Paris a, tiyatro oyuncusu kocayla alelacele evlenip Ankaraya tanr fakat pek ok ey umduu gibi gitmez. Aralarndaki adn koyamad ilikiyi bu ne dostluk, ne evlilik, ne de sevgi (SG, 36) diyerek anlatr. Anlatc-karakter, cinselliini btn yasaklara kar karak hatta ou zaman umarszca yaayarak ona ne yaayacan dikte etmeye kalkan herkesten intikam almaya alr. Ancak evlendikten hemen sonra ok az tand kocasnn her gn onu artan bir baka tutucu ve yarglayc hareketini grr. Evlenemeden nce baka birinden hamile kalp ocuu aldrdn65 bilen ancak hibir ey demeyen kocasnn evlendikten sonra bu konudaki sulamalar, imalar ve geleneki ailesinin laflarna fazlasyla nem vermesi anlatc-karakterin yaad tezad bytr. Bunlara katlanmaya ve hayat byle devam ettirmeye almak anlatc-karakterin yaad sknty artrr. Ksacas yapt ilk evlilik de yaad arada kalmln bir paras haline gelir, umduu i huzuru bulamaz. (Bu nedenle de anlatc-karakterin doru erkei bulma istei devam eder.) Anlatcnn evliliinin henz banda ve grece eitimli, ak grl bir kocaya ramen bunlar tecrbe etmesi greneklerin, cinsellik ve namusla ilgili nyarglarn toplumun her kademesindeki insan tarafndan bilinli ya da bilinsiz nasl da iselletirildiinin gstergesidir. Yani ataerkil toplumda hayat hep kadn iin zordur. Evlilik ncesinde cinsel ilikiyi yaamaya kadn ve erkek birlikte karar vermesine ramen sonuta hamile kalnnca sulamalarn ve knamalarn tek
Erkeklerin kadnn bedenini hizaya sokma, onu zapturapt altna alma ksaca onun zlk haklar kapsamndaki bir konuda son sz syleme abalar ataerkil toplumda ska rastlanan bir durumdur. Krtaj da bu hususta en ok tartlan mevzularn banda gelir. nk krtaj, bedeni zerinde sz sahibi olmaya alan kadnn kanunlarla ya da yazl olmayan toplumsal kurallarla kontrol edilmesinin en nemli gsterenlerindendir. Bkz. Carol P. Christ, Margaret Atwood: The Surfacing of Womens Spiritual Quest and Vision, Signs, no. 2 (1976), s. 316-330. Ancak krtaj konusu zlde kadn bedeni zerinden deil, evlilik ncesi iliki yaam kadnn toplum nazarndaki konumu itibariyle ele alnr.
65

64

muhatab kadn olur. Bu nedenle ocukluun Souk Geceleri, anlatcnn ocukluktan orta yaa kadar olan dnemini anlatr ancak burada klasik anlamda bir olmadan bahsedilemez. Hatta ya ilerledike toplumla protagonist arasndaki uurumun daha da byd grlr. Anlatc yaad beraberliklerin ve evliliklerinin dnda cinsellii bir de akl hastanesinde tanmak zorunda kalr ki, burada hemireler ve doktorlar tarafndan maruz kald muamelenin irkinlii, korkutuculuu toplumsal olanla arasndaki mesafenin iyice artmasnda etkilidir. nk hem akl hastanesinde olmann hem de cinsel tacize uramann okunu ayn anda hisseden anlatc-karakter iin cinsellik kavramnn doyumsuzluu, btn olmay, zgr olmay anlatan taraflar olduu kadar zorlamaya, istismara dayanan ve korkuyla ilikilendirilebilecek taraflar da vardr. Anlatc-karakterin yirmi drt, yirmi be yalarndayken ilk kez yatrld bu niversite hastanesinde yaadklarna benzer tacizi yllar sonra yeniden intihara teebbs ettiinde getirildii ehrin dier niversite kliniinde de yaar. Ayrca buradaki doktorlardan birinin yllar ncesinde tand ve ona tecavz etmek isteyen bir doktor olmas, aradan geen zaman iinde profesrle ykselmesi de akl hastanelerinde yaanan durumun vahametini, doktorlarn etie aykr tutumlarn apak ortaya sererken anlatc-karakter kendi yaadklarndan yola karak asl tedavi edilmesi gerekenin kimler olduu sorularna madalyonun dier yzne bakarak cevap vermenin daha doru olabileceini dndrr. Kendine biim vermeye alanlarn aslnda nasl kiiler olduklarn sorgulamas, toplumsal kurallarn ve bunlar koyanlarn gvenilirliklerinin zayfln ortaya koyar: Buraya getirilip brakldm an, ardmda kilitlenen kapnn camlarn krmakla ne denli azgn bir deli olduumu kantlyorum. Buras, yllar nce, lm deneyinden sonra gzlerimi atm klinik. Artk kap almayacak. Gene hi tanmadm doktorlarn elindeyim. Onlara ne anlatabilirim? Nasl batan

65

balayacaz? Hem delilie? Hem akllanmaya? Kap yanndaki ilk odann, birinci karyolasnda yatyorum. Odada iki yatak, iki gen kz var. Ertesi gn, yllar nce, lise rencisiyken, beni odasna kilitleyen, zerime saldran doktoru gryorum. Prosefr olmu. Benimki herkese kalkmaz, ama sen ok ilgin bir kzsn, sana kalkt, demiti. Uzun sre odasnda komaca oynamtk. Bitiikte banyo da vard. Onunla yatmayacaktm. nk henz hibir erkekle yatmamtm. Onunla yatmak da istemiyordum. Beni neden odasna kilitleyip, bunu istiyordu? Barsam, belki buraya kapattrrd. Sonra muayenehanesine gelip, onunla yatacama sz verdim, beni brakmasn salamtm. te yllar sonra, onlar aklllmza alacak kaplarn kilitlerini ellerinde tutuyorlar. Yaptklarn, hi ekinmeden bugn arkasndan haykryorum. Artk naslsa kilitliyim. Hi ses karmyor. Beyaz nl ile ok ciddi yryor. Naslsa, hastalarn sylediine kimse inanmaz. (SG, 45) Anlatc-karakterin hastanede cinsellik yoluyla maruz kald sindirme ve dayatma politikalar kadnn ataerkil toplumlarda urad fiziksel ve psikolojik iddetin kantdr. Tm bunlar erken yata yaamak zorunda kalan anlatc-karakter hayal ettii, maruz kald ve yaamas beklenen farkl cinsellik modeli arasnda kalr. Evde ve okulda yaad basklarn ardndan cinsellik konusunda da yasaklarla karlaan anlatc-karakterin hayatndaki tm bu atmalarn sonunda baz dnm noktalar yaanr ki bunlar bir sonraki blmde detaylca tartacam. lk romann devam niteliinde olan Yaamn Ucuna Yolculukta anlatcnn krkl yalarn anlatt, byd ve toplumsal yaptrmlara kendi i yolculuuna kp lkesini, ailesini terk ederek kar kt grlr. Protagonistin ilk romandaki toy halinden syrlarak yaad elikilere, basklara dayanamayarak daha aykr kararlar verdii grlr. Bir anlamda atmann devam etmesiyle birlikte olgunlama ve intiharla yolculuun bireysel anlamda birer zme evrilmesi sz konusudur. Kadn olmann gerei olarak anne ve e olmak gerektii n kabuln reddederek evinden, ailesinden, lkesinden uzaklap ok sevdii yazarn ve onlarn kahramanlarnn pelerine der, Avrupay dolar. Eviyle zdeletirilen kadn imajn kabul etmediinden annesi gibi sessiz kalp ya da babaannesi gibi dine balanp sorgulamadan bir hayat srdrmeye tahamml edemez. Biroklar gibi de

66

srf evlendii ve bir dzen kurduu iin kendi adna kararlar almaktan korkmaz, geride braktklar iin anaa telalar duymaz. Anlatcnn ilk romandaki zgrlk ve bamszlk abas burada son eklini aldndan zellikle de cinselliini zgrce yaamay her trl toplumsal yaptrmn zerinde tutan hatta eini ve ocuunu geride brakarak kendi uyan yolculuuna kmay seen bir kadnla karlarz. Avrupa yolculuu esnasnda tren, otobs yolculuklar yaparken yeni, gen ve baka baka milletlerden erkekler tanr; onlarla hep istedii biimde balanma sorunu yaamayaca, sorumluluk almas gerekmeyen tek gecelik ilikiler yaar. Kendi deyimiyle bu genlerin, benim gemiini ve balangcn annda tayan bir kadn olduumu sezerek bana yaklatklarn anlyorum (YUY, 108) der. mzalar ya da yasal izinler olmadan yalnzca cinselliin kendisini yaar. ki romann benzerlik ieren atma alanlar dnldnde ocukluun Souk Gecelerinin ve Yaamn Ucuna Yolculukun birlikte bir kadn bildungsroman olduunu iddia etmenin doru olaca daha nce de sylenmiti. lk romanda anlatc-karakterin hikyesi otuzlu yalara kadar getirilirken ikinci romanda anlatcnn krkl yalarda yaad atmann ve toplumdan kopmann anlatld grlr. Ancak ya ilerledike toplumun beklentilerini ve kendininkileri orta yolda birletirmeyi renmi bir protagonistten ok kendi hayatnn hkimi olabilme arzusu kuvvetlenmi bir protagonist gze arpar. Dolaysyla ikinci romana gelindiinde anlatc-karakterin birinci romandaki haline oranla cesurlat, kendini ve yapabileceklerini iyice kavrad, cinselliini kendi inisiyatifiyle, herhangi bir onaya gerek duymadan yaad, bireyselliini vurgulamaktan ekinmedii ksaca olgunlat sylenmelidir. lkine oranla daha ileri yalarda ve daha ok toplumsal rolle kuatlm olmasna karn hayatnn seyrini deitirir. Anne babasnnkine benzemekten korktuu iin kurduu dzenden, aileden kaar. Zaten romanda ska

67

kurallar dorultusunda bir yaamn yalnzca durgunluk olduunu syler. Kendiyle ve hr iradesiyle olabilmek iin sevdii yazarlarn peinden gittii bu yolculukta bir anlamda kendi snrlarn kefeder ve hibir konuda istedii biimde yaamaktan kendini alkoymad gibi cinselliini de yine istedii gibi ve istedii kiiyle yaar. Sonu olarak toplumda zellikle kadnlar iin dokunulmazl olan cinsellik konusu, toplumsal cinsiyetin snrlarn amaya kalkan kadnlarn karlatklar sorunlar, kadnn ya ve stats ne olursa olsun cinsel kimlii yznden ok sk istismara urayabilmesi anlatc-karakterin iki romanda da ev ve okuldan sonra karlat en byk ve nemli atma alandr. Bu atma alanlarnn anlatckarakterin ruh ve dnce dnyasndaki derin izlerinin mr boyu srd, toplumla uzlamann bir trl salanamad ve tm bu yaanan gerginliin ilk romanda daha naif ikinci romanda ise daha iddial ve kiisel bir olgunlamann kant saylabilecek dnm noktalarna sebep olduu bunun da zlnn romanlarnn kadn bildungsroman zellii gstermesiyle badat sylendikten sonra anlatcnn yaad kimlik bunalmna neden olan son atma alan olan orta snf hayat incelenmelidir.

Orta Snf Hayatyla lgili atma Alanlar

Anlatc-karakter nasl Kemalizmle, dinle ya da cinsellikle ilgili dayatmalarn karsnda duruyorsa burjuva snfnn dayatmalarnn ve beklentilerinin de karsnda durur. ncelikle evde, okulda daha sonra da herhangi bir vesileyle karlat tm orta snf mensuplar zerinden bir snfa ve alkanlklarna tepki gelitirir. Kadn bildungsroman bireysel bir olgunlamay anlattndan anlatc-karakterin mensubu olduu ekirdek evrenin yazl olmayan tm kurallarn, davran biimlerini

68

belirleyen snfn kltrn tmyle reddedip yok sayd, toplumun beklentilerine hangi yaa gelirlerse gelsin uyum gstermemekte direndii grlr. ocukluun Souk Gecelerinde anlatc-karakterin anne babas ve onlarn arkadalk yaptklar dier retmen aileler zerinden orta snfn evlerini, yaam tarzn, boucu kurallarn eletirdii ve yaad bunalma kendi iradesiyle orta snf alkanlklar arasnda kalmann da neden olduu daha nceki blmlerde sylenmiti. Anlatc-karakter, intihar giriiminin ardndan akl hastanesine kapatldnda karlat, mesleini ve pozisyonunu ktye kullanan doktorlardan, hemirelerden bahsederken onun orta snf nefreti bir kez daha kendini belli eder: Doktorlar sabah erken hastaneye gelip, hastalar tek tek dolap: Bu gn naslz? diye soruyorlar. leyin hemen gidiyorlar. Kentin zengin mahallelerindeki muayenehanelerinde ok para karl baktklar hastalar var. ou tutucu insanlar. Tm dnceleri para. Ev. Araba. Ve ocuklarnn gzel gelecei. Gizli sevgililer edinmeye alan, ama kendilerini mutlu aile babalar, ileri bilim adamlar gstermek isteyen, insann zn anlatmaktan yoksun kiiler. yilemeye balayan gen ve gzel hastalarn Beyolundaki garsoniyerlerine aryorlar. Hasta, yeniden hastalanacam, gene bu adamlar bana bakacak korkusuyla gidip onlarla yatyor. nk hastanelerin dzeni korkun. Buralarda kimse kalmak istemez. Eer yaamndan vazgemek istemiyorsa. irkin ve yallarn yzne kimsenin bakt yok. (SG, 47-48) Anlatcnn karlat orta snf mensuplar ya anne babas gibi grevini sorgulamadan yerine getirenler ya da bu pasajdaki doktorlar gibi ii boalm klieleri ilerine geldii gibi kullananlardr. Doktorluun iyiletirme vasfn tamamen gz ard edip nasl daha ok para kazanrm dncesiyle hareket eden doktorlar bir yandan etraflarna kar baarl, dzgn, ahlakl insan imaj izerken te yandan hastalarn taciz edip en ihtiyac olan hastay da ihmal etmekten geri durmazlar. En ok da aileleri sz konusu olduunda tutucu grnmelerine karn kendi zevkleri iin hastalarn tehditle taciz etmekten zerre kadar ekinmemeleri, anlatc-karakteri tiksindirir. nk anlatc-karakter evde byrken, okulda yetiirken ve cinselliini, toplumsal cinsiyetini tanmaya alrken zellikle bir kadn olarak varolula, kiisel

69

hak ve zgrlklerle elien muamelelere maruz kalr. Bir kadn olarak ondan beklenen, standartlar bahsettii mizata kiilerce belirlenmi bir hayat yaamasdr. Ancak bu dzenin yanllarn iine sindiremedii iin nce intihara teebbs eden ardndan her eyi arkasnda brakarak giden anlatc-karakter, hibir zaman da bu tarz toplumsal kurallarla kendi isteklerini dengede tutmay baaramaz. Yaamn Ucuna Yolculuka gelindiinde krkl yalarn sren anlatc-karakterin ilk romana gre hem orta snf samimiyetsizliklerinden daha bunalm olduu hem de bunlar dile getirmede daha cesur olduu grlr: Sizin dzeninizle, akl anlaynzla, namus anlaynzla, baar anlaynzla hi badaan ynm yok. Aranzda dolamak iin giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. yi giyinene iyi yer verdiiniz iin. Aranzda dolamak iin alyorum. stediimi almama izin vermediiniz iin. gdlerimi hibir ite uygulamama izin vermediiniz iin. Hibir aba harcamadan bunlar yapabiliyorum, bir ey yapld sanyorsunuz. Yaamm boyunca iimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarnzla. yerlerinizle. zel ya da resmi kurulularnzla iimi kemirttiniz. lmek istedim, dirilttiniz. Yaz yazmak istedim, a kalrsn, dediniz. A kalmay denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hi aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben btn bunlarn dndaym. imdi tek konuu olduum bu otelden ayrlrken, hangi otobs ya da tren istasyonuna, hangi havaalan ya da limana doru gideceimi bilmediim bu sabahta, iyi, baarl, dzenli bir insandan baka her ey olduumu duyuyorum. (YUY, 57-58) ocukluun Souk Gecelerini ve Yaamn Ucuna Yolculuku ayn anlatckarakterin yetime tarz ve olmak istedii kii arasndaki uurumu, mr boyu sren kimlik bunalmnn ve toplumsal beklentilerle bireysel hevesler arasnda kalmann anlats olarak okumak mmkndr. nk toplumun yazl ve szl tm kurallar ve yasalar, bireyi kendi ltleri dhilinde kontrolde tutmak, ona kendi istedii biimi zorla da olsa vermek amacndadr. Kiinin yerine dnen, karar alan, uygulayan bu sistem, anlatcnn istedii gibi yaamasna izin vermez. zin verdii tek ey, srden biri gibi olmasdr. Ancak zlnn romanlarndaki anlatc-karakter kendine sunulan olduu gibi benimseyebilecek biri olmadndan, ocukluktan yetikinlie

70

kadar daima bask ve kadn olarak hayata tutunabilmenin gln hisseder. Hayat ve kendini tanmaya alt srete kendi ac tecrbelerinden yola karak byle bir toplumun paras olarak yaamaya devam edemeyeceine karar verir ve kendi karakterine uygun zmlere ynelir. zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlar ardk okunduunda kadn bildungsroman olma zellii gsterdiinden, anlatckarakterin toplumla uyumazlna neden olan atma alanlar sralandktan sonra yaad olgunlama ve bymenin onu ulatrd zmlere bir baka deyile dnm noktalarna bakmak anlatcnn mrlk mcadelesini anlamlandrmak iin nemlidir.

71

DRDNC BLM OLGUNLAMA VE BYMENN BREY ULATIRDII ZMLER: DNM NOKTALARI

Tezer zlnn ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarnda anlatc-karakterin ocukluktan orta yalla kadarki hayat hikyesi yer almasna karn bu metinler klasik birer byme roman olarak deerlendirilemez. Devam nitelii tayan iki romanda protagonistin hikye edilen sre iinde toplumsal deerlerle baramamas ve toplum tarafndan kadna yklenen grevlerle olan ekimesi, anlatnn temelini oluturduundan yani romanlar kadn bildungsroman zellii gsterdiklerinden yukarda bahsedilen atma alanlarnn yaratt etkiyle anlatc-karakter hayatnn farkl dnemlerinde farkl tepkiler gelitirir. Daha doru bir ifadeyle kiisel kimlik krizi, bireysel seimleri tayin edebilmenin ve kendini kefetmenin merkezinde66 bulunduundan anlatc-karakterin yaad atma sonrasndaki dnm noktalarn incelemek zlnn romanlarnn kadn bildungsroman oluunu anlamlandrr. Bu dnm noktalarnn anlatcnn yayla ve olgunlamasyla doru orantl olarak daha da bireyselleip keskinletii sylenebilir. nk zlnn anlatckarakterinin duygular, beklentileri, i hesaplamalaryla var olmas ve romann bandan sonuna deien, klar yaayan bir kiilik zellii gstermesi onu yanstan karakter67 konumuna getirir. Ayrca bu daha insancl portre, hikyenin gerekliini

Amelie Oksenberg Rorty, Character, Persons, Selves, Individuals, Theory of the Novel: A Historical Approach iinde, der. Michael McKeon (Baltimore, London: The Johns Hopkins University Press, 2000), s. 537553. Anlatclar; yanstan (mimetic), tematik (thematic), sentetik (synthetic) olarak snflandrmak mmkndr. Tematik anlatc temsiliyeti zellik gsterirken, sentetik kurmaca olduunun bilincinde olan anlatcdr. Son olarak yanstan anlatc ise zlnn romanlarndaki gibi insani, gereki zelliklere sahiptir. Ayrntl bilgi iin bkz. James Phelan, Experiencing Fiction: Judgements,
67

66

72

pekitirdii gibi okurun anlatya inanmasn da kolaylatrarak toplumsal adan birer zlme gibi deerlendirilebilecek dnm noktalarnn kiisel adan bakldnda zmn, anlatcnn kendini tanma yolculuunun paras, hatta gerei olmasna iaret eder.

ntihar

Anlatc; evde, okulda, akl hastanesinde bir kadn ve orta snf memur bir aileye mensup biri olarak yaad travma neticesinde kimlik bunalm yaar. Toplumsal her trl retiden ve bunu hatrlatan herkesten kamay tercih eder. Anlatc, ocukluun Souk Gecelerinde henz gen kzlk dneminin bandayken toplumun otoriter uygulamalarndan bktn, onun toplumun beklentilerine cevap veremedii gibi toplumun da onun beklentilerine cevap veremediini ifade eder. Bu nedenle kendine dayatlan gibi bir dzen iinde daha fazla yaamann anlamsz olduunu dnerek hayatnda belki de ilk defa kendiyle ilgili yalnzca kendinin sorumlu olduu bir karar alr. Toplumsal uyaranlar neticesinde yaad bunalma, zorla uyum gstermesi beklenen toplumsal kodlara kendine zg bir slupla kar kmak iin gen yata intihar giriiminde bulunur ve ilk dnm noktas gerekleir: lm dncesi beni izliyor. Gece gndz kendimi ldrmeyi dnyorum. Bunun belli bir nedeni yok. Yaansa da olur, yaanmasa da. Bir kayg yalnz. Beni, kendimi ldrmeyi denemeye iten bir kayg. Karanlk bir gecenin ge vaktinde kalkyorum. Herkes her geceki uykusunu uyuyor. Ev souk. ok sessiz davranmaya zen gsteriyorum. Gnlerdir biriktirdiim ilalar avu avu yutuyorum. Kusmamak iin zerine reelli ekmek yiyorum. Gen bir kzm. l gvdemin gzel grnmesi iin gn boyu hazrlk yapyorum. Sanki gzel bir l gvdeyle almak istediim insanlar var. Kar kmak istediim evler, koltuklar, hallar, mzikler, retmenler var. Kar kmak istediim kurallar var. Bir haykr! Kk dnyanz sizin olsun. Bir haykr! Sessizce yataa dnyorum. (SG, 12)
Progressions, and the Rhetorical Theory of Narrative (Columbus, Ohio: The Ohio State University Press, 2007), s. 5 ve James Phelan, Reading People, Reading Plots: Character Progression and the Interpretation of Narrative (London: The University of Chicago Press, 1989), s. 1-23.

73

Anlatc-karakter yaadklarnn sonucunda aniden beliren ruhsal bir patlamann etkisiyle deil kk gemie dayanan nefretler nedeniyle, hesapl ve amal biimde intihar etmeyi seer. Bunun onun iin bir tercih olduunun ipularn ev ve okulun yaratt atma alanndaki tatminsiz yaamna bakarak anlamak mmkn. Yani bu bireysel kararn k noktas tamamen toplumsaldr. Anlatc-karakterin yaamn gnlk seyri srasnda iinde biriktirdikleri, insanlarn yzlerine syleyemedikleri olur ve alenen gitmek de o kadar kolay deildir. nk gndz etrafn kuatanlar ona engel olacandan intihar iin kendiyle ba baa kalabildii geceyi seer. evresini saran her trl mdahaleden ve mdahilden kurtulmak iin sessiz bir k yaparak onlara ait deerler dnyasnda bir gedik amak ister. Aile bireylerinin, onlarn yaklamlarnn, vermeye altklar eitimin, gnderdikleri okulun; toplumun dier katmanlarnda karlat insanlarn kendi dorularnn onda nasl da ters teptiini herkes bilsin ister. ntihar etmek kendi mutsuzluunu sonlandrmaktan ok bir yaam tarzna kar ktr. Yani anlatc iin intihar kesinlikle bir ka deil aksine toplumun kstlamalarna bakaldrmadr ve bu eylemin altnda kendini ait hissetmedii bir dnyay kural koyuculara brakma istei yatar. Bu nedenle intihar, bizatihi toplumsal olarak kar kt her eyin alternatifi olarak konumlandrlr. Ancak intihar giriiminin yalnz ncesinde deil, sonrasnda da toplumsal etki devam eder. Emile Durkheimn intihara yaklam da buna benzerdir. O da bu olguyu ok bireysel bir konu olmasna ramen toplumsal gndermelere dayandrmakszn aklamann imknsz olduunu hatta intiharn tek etkeninin toplum olduunu iddia eder. ncelikle ntihar[] gnlk dildeki kullanmyla yaama nem vermeyen

74

kiinin umutsuzca gerekletirdii bir edim68 biiminde niteler. O, toplumlardaki intihar eilimlerinin bireylerin doutan zelliklerine deil, kendilerinin dnda bulunan ve onlara egemen olan nedenlere baml olduu69 tezini ileri srer ve genelde her toplumda aa yukar sabit bir intihar oran bulunduunu farkl yllar kapsayan istatistiksel verilerle kantlama yoluna gider. Bunu yaparken kendi kuramnda intihar modeli ngrr. Fakat bu almann amac, intihar olgusunu zlnn metinleriyle ilikilendirerek ilemek olduundan tek tek bu modelleri aklamak yerine ocukluun Souk Gecelerinin anlatc-karakterinin ilerinden hangisine, hangi gerekelerle dhil olduunu aklamak daha isabetli olur. Durkheimn bencil intihar kavram, anlatc-karakterin intihar teebbsn toplumsal dayanaklaryla aklamak iin en uygun olandr: ntihar, bireyin iinde yer ald toplumsal kmelerin btnlemilik lsyle ters orantl olarak deiir.; bu durumda eer bireysel benin toplumsal ben karsnda ve onun aleyhinde olarak ar lde vurgulanmasna bencillik demek uygun derse, ar bir bireycilikten kaynaklanan zel intihar trne bencil intihar diyebiliriz. 70 Tpk bu modelin ngrd gibi anlatc gen kz da toplumla sk bir ba kuramad ve mensubu olduu aile salam bir temele oturmad iin bencilce kn yaparak intihara teebbs eder. Romann bandan itibaren anlatc-karakterin geri dnlerle bazen bilin akna yaklaan bir teknikle anlatt anlarnda ilk kez ocukluun evinde beliren intihar dncesinin zaman zaman peini brakt zaman zamansa iddetlenip onu yeniden giriimde bulunmaya ittii grlr. Kendini, Dnce ve davranlarm kk burjuva zgrlklerinin skc snrlarn ykmaktan te bir anlam tamaz. (SG, 52) diye ifade eden birinin toplumsal nedenlerle yneldii bu iin sonunda da yine baz toplumsal oluumlar zedeleyip
68 69 70

Emile Durkheim, ntihar, ev. zer Ozankaya (stanbul: mge Kitabevi, 1992), s. 24 A.g.e., s. 192. A.g.e., s. 209-210.

75

kendi iktidar alann kurabilmek iin abalad anlalr. Ancak bu abas sonuta yalnzca giriim dzeyinde kalr nk toplumsal kurallar eninde sonunda birey zerinde tahakkm kurmay baarr. Anlatc-karakter bu konudaki gszln Byk bir cokuyla balayan hastalk, beni Ankaradan stanbula getirmi, byk kentin ortasndaki sinir hastanesinin bu sevimsiz odasna sokmutu. Yirmi drt yamda girdiim bu odada byk cokularm, duyarllm, dncelerimin snr tanmaz zgrl, korkusuzluum be yl sreyle elimden alnacakt. (SG, 37) diyerek anlatr ki aslnda o, kendince karsnda durduu deerler dnyasndakilerin ezberini bozacak bir k yapar ama bunu tamamlamasna izin verilmez. Kural koyucular, yaarken dayattklar baka zorunluluklar gibi lmeye alrken de bu defa yaamak zorunluluunu dayatrlar. Geri anlatc, yaamay sevmiyor deildir sadece dierlerinin istedii biimde yaamak istemez. Yaadklarna ramen hep bir kar duru sergileme gayretindedir, bu konudaki dncelerini zellikle Guguk Kuu71 filminin yardmyla cisimletirir. nk insann toplumdan izole edilerek deil, aksine toplumun iinde yaatlarak iyiletirilebileceine kuvvetle inanr:

Be yl sreyle yaadm aclar, iki saatlik bir filmde gryorum. Ben de hastanelerde hastalara oradan kurtulmann yollarn gstermeye abalam, onlara bu dnemlerin geici olduunu anlatmaya almtr. Hangileri kurtuldu? Bilmiyorum. imdi ben zgrm. Burada zgrlk szcn yalnzca kapal olmamak, kilitlerin altnda bulunmamak anlamnda kullanyorum. (SG, 39)

Ken Keseyin 1962 tarihli, orijinal ad One Flew Over the Cuckoo's Nest olan kitabnn 1975te ynetmen Milos Forman tarafndan yaplan sinema uyarlamasnn Trke addr. Jack Nicholsonun barolde olduu film, ufak tefek sulardan cezaevinde yatan Randle P. McMurphynin bir akl hastanesine sevk edilmesini salamasnn ardndan yaananlar anlatr. Kendi deyimiyle kaklarn arasnda kaldn syleyen McMurphy, burada kat bir hemire figr araclyla otoriteyi ve dzeni sonuna kadar eletirir. Dier hastalar da dnp sorgulamaya, hatta hastaneden kamaya tevik eder. Bylelikle hemirenin her istediini yaptrabildii kuklams kitlenin gerekte hayattan koparlarak deil de hayata dhil edilerek tedavi edilmeye allmasnn daha doru olaca mesaj verilir. http://tr.wikipedia.org/wiki/Guguk_Kuu_(film) [30 Austos 2009] www.sinemalar.com/film/822/Guguk-Kusu /[30 Austos 2009]

71

76

Anlatc-karakterinin intihar giriiminden sonra tedavi edilmesi iin yatrld ve be yl sreyle kald akl hastanesinde Guguk Kuu dn gerekletiremedii grlr; bu konuda hastanedekileri olduu kadar dardakileri zellikle kendi tandklarn ikna etmek olduka zordur. Hatta maruz kald eitli fiziksel ve ruhsal ikenceler neticesinde bir sre sonra kendisinin de btn ar ila tedavilerini hatta elektrooku bile kabullendii grlr. nk baskn toplum kurallar bencil hibir eye izin vermedii gibi bencil intihara da izin vermez. Toplum, yavrularn baklsn diye bakalarna emanet eden guguk kular gibi deildir. O, evlatlarn kimseye brakmaz, kendi eitir, retir; hasta eder sonra tedavi eder ve gerekirse zorla yaatr. Anlatcnn yaadklarnn ardndan bir zm olarak denedii intihar giriimi baarya ulamad gibi stelik bu eylemden sonra daha fazla toplumsal iddete maruz kalr ve toplumla arasndaki uurumun daha da derinletiini duyumsar. (Ancak ya ilerleyip de yalnzca kendi i dnyasna bakmas ve bakalarn nemsemeyerek kendi iin yaamas gerektiine iyice ikna olduunda Yaamn Ucuna Yolculukta dnm noktas da farkllap bireyselleecektir.) Bu acmasz edilgenletirme sreci, eninde sonunda kiiyi sivrilmekten alkoymak amacndadr. Bu noktada Michel Foucaultnun disiplin ve ceza hakknda sylediklerini hatrlamakta fayda var. Foucault; hastaneyi, okulu, tmarhaneyi, hapishaneyi kabahatli ya da zararl olanlar, zapturapt altna alnp ehliletirilmesi gerekenleri kontrol etmeleri ynyle bir btnn paralar olarak deerlendirir. Yani devlet tarafndan formle edilen btn bu mekanizmalar, farkllamay nlemek iin abalar. Foucault zaten sylem yoluyla her yere szm olan iktidarn denetleme ve normalletirme politikasnn panoptik sisteme dhil edilebilecek, yukarda bahsi geen kurumlar araclyla bir kat daha yaygnlatn syler. Bylelikle sistemin itaat ettirme yoluyla bireyin disiplini iselletirerek eylemlerini kendiliinden

77

kstlamasn salayacan vurgular.72 Foucaultnun analiz ettii gibi romann anlatc-karakteri de gerek evde, gerek okulda gerekse akl hastanesinde ufak tefek deiikliklerle kiinin hayatna mdahale eden sistemin kendini tekrar tekrar dourduunu ve bu yolla birey zerindeki toplum basksn salamlatrmaya altn vurgular. Ancak g iktidarda olduundan kontrol sahasndan uzaklamak, ngrlenin dnda bir ey yaamaya almak pek mmkn deildir. Farkllaanlar da deli olarak etiketlendiinden anlalamamalar ok doaldr.73 nk toplum iin sorun karan birey zellikle de kadn hoa gitmeyen, yasaklanan ya da kontrol d bir ey yapmaya kalktnda ona deli sfatn yaktrmak en kolay yoldur. Bylelikle sorunun toplumsal kurumlardan deil de sz konusu kiiden kaynakland merulatrlmak istenir. Wagner bu nedenle kadn bildungsromannn delilikle yakndan ilgili olduunu syler74 ki bu iddia zlnn romanlarndaki anlatc-karakter iin de geerlidir. Toplum baskc yzn maskelemek iin anlatcnn sorunlu, uyumsuz olduunda srar eder. Anlatc-karakterin bu sistemin altnda ezilmilikten doan ruh hali ise bazen en ufak bir ayrntda kendini ak ediverir: Kardeinin ektii aclar biraz olsun duyuyor musun? Gryorsun ite. Hastalar ancak gnlk yaam iinde, yaknlar arasnda, davranlarna hasta denilmeyen insanlar arasnda iyi edilebilirler. nk sinir hastal da bulac bir ey. Hem yle mikrop almakla deil, bir insann umutsuzluunu derinden alglamakla bile geebilir. O zaman gcn varsa kurtar kendini. Ne ila, ne ok. Hastalk ile salk arasndaki ba, o denli zayf ki bir izofrenin otuz yllk solgunluunu, zayfln, itahszln, rm dilerini ve zaman yitirmiliini yakndan duymak, izofreni kokusunu koklamak bile hasta edebilir insan. Ama sen hastaydn, onlar arasnda baklman, kilitli kalman yerinde olmutur, gibi bir yant veriyor. Anlatmayacam. Bu insanlar Guguk Kuu
72

Michel Foucault, Discipline and Punish, Literary Theory iinde, der. Julie Rivkin, Michael Ryan (Massachusetts: Blackwell Publishing, 1998), s. 464-488.

Daha detayl bilgi iin bkz. Michel Foucault, Entelektelin Siyasi levi, ev. Ik Ergden, Osman Aknhay, Ferda Keskin (stanbul: Ayrnt Yaynlar, 2000), s. 181-196.
74

73

Wagner, a.g.m., s. 7.

78

filmini de, Napolyonun yaamyks filmini de, limana yanaan bir yolcu gemisini de, vitrinlerdeki yeni sonbahar giysilerini de ayn gzlerle seyredebiliyorsa, elimden ne gelir? (SG, 40) Anlatcnn kendisiyle ilgili her konuda olduu gibi hayatyla da ilgili kararlar her zaman bakalarnn verdii, bakalarnn diledii hayat yaad anlalr ve onlar kendi tarafna ekmesinin mmkn olmadna inanr. nk her ey sradanlam, farkl duygu ve duyumlar ayn biimde alglanr hale gelmitir. evresindekileri bu duyarszlama uykusundan uyandramayacan ister istemez kabul eder. Gl olduklar iin onlarn kurallar geerlidir. Anlatc-karakter de tamamen toplumsal nedenlerle intihara teebbs eder ancak lmek o kadar kolay deildir. Gnahtr, ayptr ve ilk kn yaparak toplumsal deerler dzeninde kendince bir gedik amay isteyen anlatc-karakter, zorla hayata dndrlr. Anlatc-karakter intihar teebbsnden sonra yatrld akl hastanesindeki cinsel istismara, ar ila tedavisine, elektrooka ve hastane korkusu/doktor korkusu/izofreni korkusu/iman hemire korkusu/gene bu durumdaki hastalar nasl ayaa kaldrdklarn niversite kliniklerindeki derslerde dinledim/anmsyorum/o an beni byle bir yntemle yaama dndrmek istediklerini dnerek korkuyla ayaa kalkyorum (SG, 53) gibi blk prk szlerle nerdeyse inleye inleye aktard iin korkusuna daha fazla dayanamayarak en sonunda hastaneden kendi isteiyle karlr. ktktan sonraki durumunu ise imdi gene evdeyim. Kendim hakknda karar vermekten yoksunum. Sanki bir eyaym. Konuup, fsldap istedikleri yere koyuyorlar beni. (SG, 46) diyerek anlatr. Bu cmlelerde aka grld gibi, anlatc-karakterin eve dnmesiyle eylemsizlemesi ezamanldr. Tpk eskiden olduu imdi de ailesinin belirledii kurallar erevesinde yaamaya balar. Kendi hayatyla ilgili dhi olsa eer evin snrlar iinde bir karar alnacaksa

79

bunun yetkisi ne gemite ne de bugn anlatcdadr. Ondan beklenen, hayatnn her evresinde bakalarnn kendisi adna verdii kararlara angaje olmasdr. Bu yolla kendi kararlarn uygulayan biri deil de toplumun genel kabulleri erevesinde hareket eden biri olarak yetimesi, madur ya da kurban olmay kabullenmesi beklenir. Kararn verip tm alkanlklaryla, mecburiyetleriyle, ksacas onun gzndeki yapaylyla reddettii orta snf yaamndan ayrlrken bile kendi kendine braklmaz; tekilerin yntemleriyle ve inisiyatifleriyle hayata dndrlr. Yani her ne kadar toplum bireyi intihara zorlasa da bu tarz bir giriimden sonra onun normallemesi, herkes gibi dnp davranmas iin urar. Ksacas anlatckarakterin toplumun genel kodlar haricinde bir kimlik benimsemesine izin verilmez; ondan makul ller dhilinde ocuk, renci, e, anne, kadn olmas beklenir. O da ya ilerledike bu kadar atma altnda daha fazla yaayamayacan anlar ve her eyden, herkesten uzaklamaya karar verir.

Yolculuk

ocukluun Souk Gecelerinin ardndan Yaamn Ucuna Yolculukun okunmas daha anlamldr. nk anlatc-karakterin hikyesi ocukluun Souk Gecelerinde otuzlu yalarn ortalarna kadar getirildiinde roman sonlanrken Yaamn Ucuna Yolculuk ise anlatcnn lkesini, ailesini geride brakarak sevdii yazarlarn hikyesinin peine dt yalardan itibaren balar. Yani bir anlamda ikinci roman birincinin kald yerden devam eder zaten ierikte de zaman zaman anlatckarakterin ocukluun Souk Gecelerinde anlatlan hayat hikyesine gndermeler vardr. lkinde nispeten daha kronolojik bir anlatm yelenmekle birlikte ikincisinde ocukluk dneminden ok az yerde ve ksaca bahsedilir. Protagonist sevdii

80

yazarn Kafkann, Svevonun ve Pavesenin doduu ve rettii yerleri grmek zere yolculua kar, bylelikle hibir yere ve kimseye balanmayacak stelik kendi bildii gibi yaayabilecektir. Anlatcnn yazarn pei sra kalkt yolculuk, aslnda kendi i dnyasna yapt yolculuun sembolik gsterenidir. Tutkuyla balanp urunda her eyi gze alabilecei bir ak bulmak ve bu ak iin sahip olduklarn reddedip toplumsal kurallara kar gelmek, kadn bildungsromanndaki protagonistin karakteristiidir.75 Ancak Yaamn Ucuna Yolculukun anlatc-karakteri iin bunu sadece bir erkee duyulan akla snrlamamak gerek. nk o; lkesini, ailesini ilk iki kocasnda bulamad ak, efkati bulduu iin deil kendini kefetmeyi, kendi olmay becermeyi istedii iin terk eder ve bu tutkuyla kt manevi yolculukta maddi akla da karlar. Ksacas Yaamn Ucuna Yolculukun anlatc-karakteri iin temel ak, kendi olabilmek olduundan yolculuuna neden olan itici duygunun benlik duygusu baka bir deyile ilk dnm noktasndaki bencil intiharla zde biimde bencil bir ak olduu sylenmelidir. Romanda yer alan Avrupa seyahatinin aslnda anlatcnn kendi i yolculuuna ktn anlatmak iin kullanlan bir metafor olduu sylenmiti. Zaten yolculuk dnya literatrnde de ok eskiden beri Odysseustan beri kahramann olgunlama, byme srecini anlatmak amacyla kullanlr. Bu nedenle de roman ilerledike anlatc-karakterin ruhen olgunlap farkllatndan sz etmek yanl olmaz. Ancak bu olgunlama, bireysel dzlemde olur. Yani burada sz edilen, erkek bildungsromann ngrd toplum deerlerini benimsemi protagonistin olgunlamas deil, kadn bildungsromanndaki yalnzlna ve ypranmlna ramen kendi olarak ayakta kalmay baarm bir kadnn olgunlamasdr. Ancak bu
75

Brauch, a.g.m., s. 349-350.

81

noktada unu hatrlamakta fayda vardr: Protagonistin fiziksel mobilizasyonu, ekonomik ve sosyal mobilizasyonla snrldr.76 Yani anlatc-karakter orta snf aileye mensup, yurtdna gitme imkn bulunan biri deil de dil bilmeyen, lkesinde kalp para kazanmak zorunda olan biri olsayd muhtemelen yolculukla ilgili tecrbesi okuduumuzdan farkl olacakt. Anlatcnn zaman iinde toplumun deerleriyle bar saladnn deil aksine kendine varp kendini bulduka toplumsal olandan daha da koptuunun ve asl nemli olann bireyin kendisi gibi kalabilmesi olduunun gstergesidir. Yani romanlarda anlatc-bakarakterin hayat hikyesine ve yllar iinde deien dnce dnyasna yer verilmesi toplumsal kodlarla buluamayan kadnn bu kodlarla badatrd her eyden nasl ve ne kadar istekle koptuunun, nihayet bamsz ve zgr olduunun ifadesidir. Bu nedenle anlatc-karakter, birinci romanda pasif direni halindeyken intihar etmeyi semesi ikinci romanda kendi olabilmeyi, yalnzca kendi iin yaamay daha ok kafasna koyar ve bunu uygular. nk duygusal anlamda bamszlk zlnn anlatc-karakteri iin en nemli lttr.77 Mademki lerek uzaklamasna izin verilmiyordur o zaman kap istedii yere, istedii kiiyle giderek ve geride braktklarn dnp onlar iin vicdan azab duymayarak kendiyle ve hayatyla ilgili en esasl karar vermi olur. Ksacas anlatc-karakterin ikinci romanda yann ilerlemesi ve yaad
Sandra A. Zagarell, The Repossesion of a Heritage: Elizabeth Stoddards The Morgesons, Studies in American Fiction, no.13.1 (1985), s. 46. Voloshin, kadn bildungsromannda kahramann en nemli arzusun finansal ve duygusal bamszlk olduunu syler. Bkz. a.g.m., s. 285. zlnn romanlarn da ise finansal bamszlk mevzusu gndeme gelmezken, ruhsal kefinin peinde olan anlatc-karakter iin duygusal bamszlk birinci sradadr. Kariyer konusu da buna paralel olarak iki romanda da konu edilmez. Daha dorusu zlnn anlatc-karakteri yazar olmak istediini, ancak ailesinin bunun geerli ve para kazandran bir meslek olmadn dnerek kendisine izin vermediini dile getirir. Fakat burada anlatc konuya istedii ii yapma hakkna ve zgrlne sahip ol(ama)ma asndan bakar. Yani romanlarda ok baarl ve ok kazanan, bu anlamda kariyer sahibi olmu birinin ihtiraslarna ve finansal zgrlne ulama abasna rastlanmaz. Zaten anlatcnn hayatnn hibir dneminde zengin ya da ok para sahibi olmak ya da mevki sahibi olmak gibi tutkular yoktur. Hatta orta snf alkanlklarndan kurtulmaya alt iin saylanlarn hepsini bilinli olarak reddeder.
77 76

82

basknn her geen yl daha da artmas sonucunda radikal kararlar almaktan ekinmedii grlr. Evlilik, i, para ve aile sahibi olmak anlatcnn asla kendini tam, huzurlu ve mutlu hissetmesini salayamaz. Mutluluu evresindeki her eyle deil de hapsolma duygusundan kurtulup kendiyle ba baa kaldnda bulabileceine olan inanc pekiir. Her trl toplumsal retiyi bolayarak istedii gibi yaad bir yolculua kar ve romann sonunda da bu kararndan piman olup toplumsal kurallarn grnmez basksna yenilmi, evine dnm bir kadn yoktur. Bencil intiharnn ardndan bencilce gidiinden de memnundur ve bu hareketinin de arkasndadr, pimanlk yaamaz. O; ev, okul ve hastane tecrbelerinin zerinden yllar getikten, ikinci evliliini yaptktan, stlendii sorumluluklar arttktan hatta ocuk sahibi olduktan sonra bile tek kiide younlaan duygulardan (YUY, 43) kaarak bir bana ve bamsz olma isteine odaklanr. nk bu romann anlatcs hayat ok sever, bunu durmadan yineler ve ok sevdii bu yaama hibir zaman doyamayacan dnr. Bu nedenle de yalnzlk bilincini yitirmeden (YUY, 53), yalnzca kendini nemseyerek hi kimsenin sorumluluunu almadan ve hibir bask altnda kalmadan gitmek, anlatc-karakterin yaamnn amac haline gelir: Snrlar tanyan, benimseyen, bu snrlara uyum gsteren hibir insan, kar kmann sonundaki bireysel bamszla eriemeyecek. Hem kar kp, hem de snrlarda yaayan insan, yaam boyunca kmazndan syrlamayacak. Huzursuzluk duyacak ve ne yaamdan honut olacak, ne de rahatlkla lebilecek. Yalandka lm korkusu byyecek. Bakalarnn yannda kendini gl gstermeye yeltense de, yalnz kaldnda, hi deilse kendi kendine yalan sylediinin bilincine varacak. Bu bilince varsa, o bile bir adm. Birou yalan gerek gibi alglayacak kadar syrlm kiisel zgrlkten. Oysa insan, hem yaam, bize sunulan bu en yce olguyu, hem de yaam sonunda sonsuzlua varmay hak etmek zorunda. Yaam, bu gelimeye tm kaplarn aan bir olgu. Geliigzel geip gidilecek bir varolu deil insan varoluu. Biimlendirilecek, deitirilecek, snrszlatrlacak bir HER EY. Kalplardan kamak iin gidiyorum. Gitmekten ylmayacam. Kentlere gitmek, kocalara gitmek, geri dnmek, lkelere gitmek, tmarhaneye gitmek, gene gitmek, gene gelmek, hibir ey yldrmayacak beni. Yaam, GTMEK olarak alglyorum. (YUY, 52) 78
78

Bu alntnn Evdeki atma Alanlar blmnn sonunda deil de burada ele alnmasnn nedeni, bu romandaki anlatcnn gitme isteinin yalnzca evsizlemeyle snrlandrlamamasdr. Bu yzden

83

Anlatc yalnzca kendilerine biilen hayatlar yaayanlara anlam veremez; bu yzden kendisi onlardan biri gibi olmamak iin kkleriyle olan balarn koparmakta cesur davranr. nk ncelikle varoluunun ardndan da yaamaya, renmeye, izlemeye, grmeye, okumaya olan alnn farkndadr ve yaad yerde stanbulda kendi zerk alann kurup istedii gibi davranmasna izin verilmeyeceinden daha ok yaayabilmek iin her eyi ardnda brakp kendiyle zdeletirdii yazarlarn pelerine der. Bu yazarlar daha nce de sylendii gibi Kafka, Svevo ve Pavesedir. Yazarlarn hayat hikyeleri, eserlerini yazdklar yerler ve kahramanlar bir anlamda anlatc-karakterin yolda gibidir. Hatta anlarnda zaman zaman bu yazarlarn karakterleriyle konutuu daha dorusu bu karakterleri kendinin teki beni olarak alglad sezilir. ocukluun Souk Gecelerinde dnya edebiyatyla tanp neredeyse oburca okuduu sylenen anlatc-karakter iin yllar ilerledike zellikle bu yazar bir tutku haline gelir. Onlarn yaamsal ve yaznsal izlerini srmek zere kt yolculukta da aslnda kendini aryor olmas bu nedenle artc deildir. nce Kafkann peine der, mezarn ziyaret eder. Onun brokrasiyle bir trl baramamasn, hayatn karmaas iindeki zayfln ve bunalmln, babasnn basksn hayat boyunca zerinde hissetmesini79 dnr. Ardndan Pragdan talo Svevonun80 ehri Triesteye gider. Burada Svevonun kzyla grr, onun hakknda bilgi alr ve sanki o, hi lmemiesine onun yaad hayat, zaman solumaktan haz duyar. Son olarak Pavese iin yola kar ve Torinoya gider.
alnt, yolculukla ilikilendirilerek burada kullanlr. Gustav Janouch, Kafka ile Syleiler: Notlar ve Anlar, ev. Kmuran ipal (stanbul : Cem Yaynevi, 1994), s. 9-25.
80 79

Gerek ad, Ettore Schmitzdir. Bkz. Philip Nicholas Furbank, Italo Svevo: The Man and The Writer (Berkeley, Los Angeles: University of California Press, 1966), s. 3.

84

Pavesenin dier yazarlardan ve anlatcnn kendinden farkl olarak intihar gerekletirmi olmas, yazlarnda da lm ska anmas81 Yaamn Ucuna Yolculukta bir bakma kutsanr. Onun anlatc-karakter zerindeki etkisi o denli byktr ki romann birok yerinde Paveseden dorudan alntlar yapar. Ayrca baba figr de anlatc-karakterin yazarlarla kurduu bada nemli bir yere sahiptir. Yani Svevo ve Pavese babaszln skntlarn eken ocuklarken Kafka ise baba basksn ar derecede hisseder. Bu durum, anlatcnn hayatnda etkili olan kendi otoriter babas dnda, varlyla ya da yokluuyla yer edinen dier babalarn etkilerine de duyarl olduunu gsterir. Ksacas zlnn anlatckarakteri Kafka ve Svevoyla temelde toplum tarafndan dlandklar iin nk kendisi de erkek egemen toplumdaki dlananlardandr ve toplumsal deerlerle yaadklar uyumsuzluk nedeniyle yaknlk kurarken Paveseyi ise kendi lmne sahip kabildii iin sever. nn ortak noktalarn daha dorusu bu yazarla kendinin ortaklklarn bulduka, onlarn gizlerini kefettike rahatlar. Kendini bulur, yaam denen yolculuunu anlamlandrarak bir anlamda benliine kavuur. Anlatc-karakterin yazarlarn peinden yapt bu uzun yolculuklar aslnda onun hibir yere ve kiiye ait olmama duygusunu besler. Yani bu yolculuklar sayesinde hem istedii her yerde kalabilir hem de hibir yer esasnda onun deildir. Zaten asl ulamaya alt da bu aidiyetsizlik duygusudur. Kaarak yok olmay, hibir yerli82 olmay yani dnyalarn onlara brakmay seer. lk romandaki

Ziya Ermumcu, Pavesenin iirlerinde de dzyazlarnda da yok olmak ve yok etmek izleklerine yer verdiini syler. Bkz. Ziya Ermumcu, Cesare Pavesenin iirlerinde lenen Temalar (Ankara: Ankara niversitesi Basmevi, 1980), s. 8. Kabil Demirkran, Tezer zlnn onun tabiriyle otobiyografik kadn karakterlerinin bir nceki kuak tarafndan kendilerine retilenleri kabul etmeseler bile yok sayamadklarn, yabanclatklar eyin mantksz ynlerini bulmalarna ramen rahatlayamadklarn syler. Onun iin o anlardan, anlar douran koullardan uzaklamak isterler. Demirkran tam bu noktada Tezer zlnn otobiyografik karakterleriyle Adalet Aaolunun Tezel karakterinin nihilist olma isteinde bulutuklarn ifade eder. Tezelin Meer nihilist olmak komnist olmaktan da zormu. cmlesinin rahatlkla Tezer zl karakterlerinin azndan da kabileceini iddia eder ki, zellikle Yaamn
82

81

85

kendi kendine lme isteinin ikinci romanda kendi kendine yaama isteine evrildii sylenebilir. Her iki romanda da toplumsalln intiharla ve bir baka intihar biimi olangitmekle olan kopmaz balarnn varl hissedilir. Aralarndaki tek farksa anlatcnn hayatta daha tecrbesiz olduu yalardaki dnm noktasn oluturan intiharn daha olgun yalardaki gitmeye nazaran daha bastrlabilir ve naif oluu, krkl yalardaki ekip gitme kararnn ise daha kkl, cesur ve toplumsal deerler zerinde daha ykc bir etkiye sahip oluudur. Dnm noktalarnn rtt bir dier lt ise her ikisinin de ncesinde ve sonrasnda anlatcnn aktivist gibi eitlik iin barp armad, zaten amacnn eitlik elde edip ayn dzende yaamak deil onlarn dzeninden kopmak83 olduudur. zlnn iki romannn anlatc-karakterinin hayat hikyesi, bireyselletike mutlu olan, olgunlaan, byyen bir kadnn hikyesidir. Fakat onun toplumla uyumayan dncelerine, tavrlarna ramen iinde tad ve kurtulmas kolay olmayan toplumsal taraflaryla hi mcadele etmedii, rahat bir ekilde toplumsal yaptrmlar geride brakp kendine varabildiini sylemek doru olmaz. Tam da bu gerekelerle anlatc-karakter hayatnn her dneminde kendi ltleriyle toplumunkiler arasnda skr. Yaad youn tezat duygusu sknt ekmesine, aidiyetsizlik duygusu hissetmesine ve en sonunda da kimlik bunalm yaamasna neden olur. Ancak ne kadar hrpalanm olursa olsun anlatc-karakter daima yola tek bana devam etmeye, kadn olarak mcadeleyi srdrmeye kararldr. Sonuta toplumun ve koullarn onu deil, onun koullar biimlendirdii grlr. Mutluluk duyarak olgunlama yerine ac ekerek, bireysel olgunlama sz konusudur.
Ucuna Yolculuk roman gz nne alndnda bu hibir ey ve hibir yerli olma duygusunun bu romann anlatc-karakterinde ne kadar baskn olduu grlr. Bkz. Kabil Demirkran, Tezeller ve Tezerler: Adalet Aaolu ve Tezer zlde Nihilist Kadnlar, Varlk, Nisan (2009), s. 15-18.
83

Zagarell, a.g.m., s. 45.

86

BENC BLM SONU

Yirminci yzyln ortalarndan itibaren klasik bildungsroman ya da erkek bildungsroman denen tr, an beklentilerine uygun olarak geirdii deiim sonucunda kadn bildungsroman olarak adlandrlan bir alt tre kavumutur. Bu tezde ise 1960-1980 yllar arasnda edebiyat dnyasnda yer alan yazar Tezer zlnn birbirinin devam niteliinde okunabilecek ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlarnn yakn okumas yaplarak, hangi noktalardan bildungsromann yaklak asrlk evrimi sonucunda vard yere balandklar tartld. On sekizinci yzyln ortalarndan itibaren roman kahramann; ocukluktan yetikinlie kadarki dnem iinde arzular, gelecee dair hayalleri, bydke bu taleplerinin toplumca karlanamayacana inanmas, ardndan kendi bencil isteklerinden vazgeerek toplumun tasavvur ettii biri haline gelmesi ve sonunda da toplumla atmasn sonlandrp uyuma ulamas biiminde sralanan duygu geileri ve bildungs paralar dhilinde anlatan edebi tre bildungsroman ad verilir. Ancak edebi trler Fowlern da belirttii gibi srekli bir devinim halinde olduklarndan on sekizinci yzylda ilk rnekleri verilmeye balanan bildungsroman zamanla an gereklerinin ve edebi ihtiyacn, zevkin deimesine bal olarak farkllar. ncelikle ge bildungsroman denen, trn ilk ve idealize edilmi biiminde baz esnemelere izin veren tre dnr. Ayn temalar hayattan daha ok beslenen ve gerekilie daha yakn duran bir noktadan ele alan ge bildungsroman, trn ne trl dnmlere ak olduunu iaret etmek asndan nemlidir. Ancak yine de klasik bildungsromandan tam anlamda bir kopmann yaanmad da

87

grlr. Yine sosyal-tarihi arka plana bal olarak deiimini srdren bildungsroman, yirminci yzyln ortalarndan itibaren kadnn toplumda iyice belirginleen varlnn ve ykselen kadn hareketlerinin etkisiyle bir kere daha yorumlanr. Bylelikle ayn temalara kadnn ataerkil toplumda var olma mcadelesi gibi bir noktadan yaklaan kadn bildungsroman sahneye km olur. Burada protagonistin ocukluktan yetikinlie kadar yaadklar, fiziksel ve duygusal anlamda olgunlamas, cinsellik, evlilik, din, cinsiyet rolleri gibi kavramlarla olan sorunlu ilikisi kadnn toplumla yaad atma baz alnarak deerlendirilir. Yani bildik izlekler bildungsroman iinde artk kadnlk ve kadn olmann zorluu erevesinde yer bulmaya balar. Bu nedenle bu almada Tezer zlnn iki romannn ancak ardk okunduunda ayn anlatc-karakterin hikyesinin tamamlanmasna izin verdii kabulnden hareketle, bu romanlarda kadn protagonistin bireysel byme hikyesinin anlatld iddia edildi. Yazarn romanlarnda kadn bildungsromannda var olan temalar ilemesinin dnda setii birinci tekil anlatc da hayatnn merkezine kendini koyarak kimselere benzemeden ve kimsenin boyunduruuna girmeden yaamak isteyen birey, gz nne alndnda olduka anlam kazanr. Bu nedenle birinci tekil ahs anlatcnn rolnn teorik okumalar ve metinlerden rneklerle aklanmas; kendi olmaya alan anlatc-karakterin bireysel olgunlua ulaana kadarki srete toplumsal deerlerle yaad atmalar, bunlardan edindii tecrbeleri, ksacas her eyden ve herkesten nce kendini sorgulayp kendini bulmaya alt i yolculuunu anlamlandrmak adna nemlidir. Sonuta zlnn romanlarndaki bu tip anlatcnn varl, metinlerin nasl bir kadn bildungsroman olarak okunabileceinin anahtar saylmtr.

88

Daha sonra zlnn romanlarnn anlatc-karakterinin anlatsnn kadn bildungsromanna giden yolda toplumsal deerlerle atmasna, kendine sunulan geleneksel-cinsiyeti rollerle uyuamamasna neden olan ocukluun evi, okul, cinsellik ve orta snf hayat gibi atma alanlar tartld. Bu alanlarda etkili olan kii, mekn ve kurumlarn kadna kimlik kazandrmak iin nasl dayatmalara bavurduklar ayrca istedikleri kalba girmekte direnen zlnn anlatcs gibi bireylere nasl davrandklar tartld. Bu dorultuda ilk romanda daha ok ocukluk ve gen kzlk dnemine odaklanan anlatcnn nispeten tecrbesiz olduu bu yllarda daha ok rselendii, zld, daha teslimkr olduu ve intihar gibi daha sradan zmler rettii grlrken ikinci romanda olgunluk yalarn sren anlatcnn artk yeterince yprand ve toplumla bulumasnn imknszlna inand iin daha bencil ve cesur kararlar alp uygulamaktan ekinmedii grlr. Yani ilk romandan ikincisine giden yolda anlatc-karakterin fiziksel olarak byrken duygusal olarak da byd grlr. Ancak bu byme, erkek bildungsromanndaki gibi idealize edilmi bireyin ortaya kna deil, toplumdan ayrlm ve bireysel anlamda olgunlam bireyin mcadelesine katkda bulunur. Olgunlama kanlmaz olarak vardr fakat kadnn yetime srecinin erkekten farkl olmas daha dorusu byrken mcadele etmek zorunda kald kiilerin, kurumlarn ok ve eitli oluu kadn kendi i yolculuuna iter. Kadn bildungsroman olarak Tezer zl romanlarndaki atma alanlar zerinden anlatcnn yaad bask, iddet ve hissettii korku incelendikten sonra anlatcnn maruz kald muamelenin ardndan gelen olgunlama ve bymenin bireyi ulatrd zmler ele alnd. Yukarda da bahsedildii gibi ilk romandaki dnm noktas intihardr nk yaadklarna katlanamayacan dnen anlatckarakter kural, koyanlarn dnyasn kendilerine brakp gitmek iin intihara

89

teebbs eder. Bu anlamda intihardan ka deil, bir bakaldr olarak sz etmek mmkndr. Ancak toplum, yaatma konusunda da srarcdr ve anlatc zorla da olsa hayata dndrlr. Ardndan ikinci romanda bireysel olgunlamasnn zirvesinde olan, sevdii yazarlarn peinden aslnda kendi i dnyasna yolculua kan anlatcnn bu defa yllar ncesinden farkl bir karar vererek fiziksel yok oluu intiharla deil kap gitmekle gerekletirdii grlr. Anlatc-karakter hayatnn ilkine gre ok daha sorumluluk sahibi olduu bir dneminde olmasna ramen lkesini, ailesini geride brakarak yalnzca kendisi iin yaayabilecei bir hayat kurgular ve bunu uygular. ocukluundan beri iinde tad bir yere ait olmama, sorumluluklardan ve sorumlu olduu kiilerden kurtulma istei, en sonunda hibir yerli olmaya dnr. Bylelikle hem yerde hem de hibir yerde ama esas hep kendiyle olmay baarabilecektir. Bu kta toplumsal rolleri reddettii iin knanacan dnen birinin tereddtlerine ya da pimanlklarna rastlanamad gibi, esasnda gerekten istedii bizatihi kendi olabilmek olduundan yapt i yolculuun anlatcy olgun ve mutlu bir birey haline getirdii sylenmelidir. Bu tezde yaplanlar ve bulgular belirtildikten sonra tartlan temel argmann Tezer zl edebiyat iinde ne ifade ettiini kadn bildungsroman denen tr de iin iine katarak daha genel bir erevede tartmak ve geni bir balama oturtmak kolay hale gelir. Tezer zl, hikyeyle balad yazma servenini iki roman ve bir senaryoyla srdrr. lk rnlerden itibaren Eski Bahe ad olmayan, birinci tekil kadn anlatc-karakterlerin varl dikkati eker. Ancak bunlar gerek acemilik dnemine ait rnler olmalar gerekse hikye trnn doas gerei daha ksa, kapal ksacas biim ve ierike almlanmas daha zor metinlerdir. Ardndan gelen hikyelerde Eski Sevgi yazarn bir bakma kendini daha iyi tanmasyla slubunun oturup netletii grlr. Bunlarda da deimeyen

90

yn, ele alnan anlatc-karakterlerin kurgusundaki ortaklklardr. Yani zl birbirine yakn mizata ve benzer gemi deneyimlerine sahip birinci tekil kadn anlatc-karakterlerin hikyesini hatta zaman zaman ayn diyaloglarla anlatmaya devam eder. 1983te kendi eserlerinden yola karak yazd tek senaryosu Zaman D Yaam da benzer kadn karakterin olgunluk yalaryla balar. Onun Avrupada yapt seyahatler, ben olabilmek adna verdii mcadele, sevdii yazarlar ve bu yazarlarn karakterlerinin de dahil olmasyla ilerleyen ksmlarda geri dnlerle anlatlan ocukluktaki akl hastanesi, elektrook, intihar, denetimci baba, sevgisiz anne baba ilikileri, mecburen katlanlan orta snf hayat gibi izlekler metnin omurgasn meydana getirir. ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuka gelindiinde ise bu almada bandan beri iddia edildii zere iki romann bir arada okunduunda btnlk tad grlrken yine Eski Bahe-Eski Sevgi ve Zaman D Yaamdaki anlatc-karakterlere benzeyen tpk onlar gibi hayatn, zgr olabilmenin ve sevginin anlamn arayan birinci tekil anlatc-karakterin hikyesi kendini gsterir. Fakat burada zerinde durulmas gereken nokta, ardk okunduklarnda z-anlatml kadn bildungsroman erevesine dhil edilebilecek bu iki romann zl edebiyatndaki dier eserlerle kurduu ortaklktr. Daha dorusu bu iki romanda benzer sorunlardan ikyeti, benzer arzularn peinde olan zlnn anlatckarakterlerinin hikyesi bir anlamda sreklilik arz ederek ancak bu defa ncekilerden farkl olarak bir btn halinde okuyucunun karsna kar ve bu btnllk hali, anlatc-karakterin ocukluktan olgunlua kadar aktarlan ve bireysel olgunlamayla sonulanan hayat hikyesiyle salanr. Bu anlamda romanlarn z-anlatml kadn bildungsroman zellii tamalar, Tezer zl klliyat iinde de anlamldr. Yazar bu iki romanla hayat boyunca anlatmaya

91

alt mcadeleyi, izdii portreleri ncekilere nazaran hem daha ak bir dil ve kurguyla hem de daha detayl sahnelerle anlatr. Bylelikle dank halde duran paralar, bu iki romann kadn bildungsroman olmas zelliine dayanarak kolayca bir araya gelerek btnlk kazanr. Baka bir deyile yazarn hep anlatmaya alt izlekler, gsterdii aksaklklar ve kadnn ataerkil dzende var olma abasnn zorluu bu iki romann ats altnda tamamlanm olur. Bu noktada btn bu birinci tekil ahs anlatclarla anlatlanlarn yazarn kendi hayat hikyesiyle paralellik gstermesine ramen romanlarn zlnn kendi bildungsroman olarak deil, tek bir anlatc-karakterin devamllk gsteren bireysel byme-olgunlama roman olarak okunmas gerektii iddias da nemlidir. Bu adan ocukluun Souk Geceleri ve Yaamn Ucuna Yolculuk romanlar yalnzca Tezer zl edebiyat iinde deil, Trk edebiyat iinde de deerlidir. Yazarn varlk gsterdii ilk yllarda hl etkisini srdren ky edebiyatna kar bireyin yalnzln, kimlik bunalmn ve amazlarn gsteren edebiyat anlayna uygun rnler verdii daha nceki blmlerde sylenmiti. Yani bu romanlarn ikisi birden bir kadn bildungsroman olarak kadnca isteklerin, mcadelenin ve farkllklarn altn izdiinden bireyi n plana karan yeni edeb anlayta bir damar aar. Bylelikle kendi hikyesini anlatan anlatc-karakter araclyla kadnn sorunlarn konuulabilir hale getirerek, onun toplumdaki grnrln artrr. Bu durum dnemin sosyo-politik tarihi arka planyla da kanlmaz derecede ilintilidir. Yani kadn hareketlerinin dnyada ve Trkiyede artt bir dnemde yazlan ve bu almada incelenen z-anlatml kadn bildungsromanlar, ilerleyen dnemlerde konuulup kabullenilmesi muhtemel baka bildungsroman alt trleri iin de ecinsel bildungsroman gibi referans olmaktadr.

92

KAYNAKA

Ahmad, Feroz. Modern Trkiyenin Oluumu. ev. Yavuz Alogan. stanbul: Kaynak Yaynlar, 2006. Ayta, Grsel. Edebiyat Yazlar I. Ankara: Gndoan Yaynlar, 1990. Akyz, Yahya. Trk Eitim Tarihi. Ankara: Pegem Akademi, 2008. Akyz, Yahya. Trkiyede retmenlerin Toplumsal Deimedeki Etkileri. Ankara: Doan Basmevi, 1978. Bakhtin, Mikhail. Speech Genres and Other Late Essays. der. Caryl Emerson, Michael Holquist. ev. Vern W. McGee. Austin: University of Texas Press, 1986. Baruch, Elaine Hoffman. The Feminine Bildungsroman: Education Through Marriage. Massachusetts Review. no. 22 (1981): 335-357. Belge, Murat. Mustafa Kemal ve Kemalizm. Modern Trkiyede Siyasi Dnce: Kemalizm, cilt. 2. der. Murat Belge. stanbul: letiim Yaynlar, 2002. ____________. Berlin Notlar. Gergedan. no. 13 (1988): 84. Berman, Russel A. Modernism and the Bildungsroman: Thomas Manns Magic Mountain. The Modern German Novel. der. Graham Bartram. Cambridge, UK: Cambridge University Press, 2004. Bozdoan, Sibel. Modernizm ve Ulusun nas. stanbul: Metis Yaynlar, 2002. Brockmeir, Jens. Introduction. Narrative and Identity: Studies in Autobiography, Self and Culture. der. Jens Brockmeir, Donal Carbaugh. Amsterdam: John Benjamins Publishing Company, 2001. Christ, Carol P. Margaret Atwood: The Surfacing of Womens Spiritual Quest and Vision. Signs. no. 2 (1976): 316-330. Cohn, Dorrit. effaf Zihinler: Kurmaca Eserlerde Bilincin Sunumu. ev. Ferit Burak Aydar. stanbul: Metis Yaynlar, 2008. Davis, Belinda. Reconsidering Habermas, Gender and the Public Sphere: the Case of Wilhelmine Germany. Society, Culture and the State in Germany 18701930. der. Geoff Eley. Ann Arbor, Michigan: University of Michigan Press, 1996. Demir, Hicll. Yaamn ve Yaznn Ucuna Yolculuk. Hrriyet Gsteri. Aralk (2000): 46-49.

93

Demirkran, Kabil. Tezeller ve Tezerler: Adalet Aaolu ve Tezer zlde Nihilist Kadnlar. Varlk. Nisan (2009): 15-19. Durkheim, Emile. ntihar. ev. zer Ozankaya. stanbul: mge Kitabevi, 1992. Duru, Sezer (haz.). Tezer zlye Armaan. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 1997. Eli, Handan nci. Roman ve Mekn: Trk Romannda Ev. stanbul: Arma Yaynlar, 2003. Ermumcu, Ziya. Cesare Pavesenin iirlerinde lenen Temalar. Ankara: Ankara niversitesi Basmevi, 1980. Furbank, Philip Nicholas. Italo Svevo: The Man and The Writer. Berkeley, Los Angeles: University of California Press, 1966. Foucault, Michel. Discipline and Punish. Literary Theory. der. Julie Rivkin, Michael Ryan. Massachusetts: Blackwell Publishing, 1998. Foucault, Michel. Entelektelin Siyasi levi. ev. Ik Ergden, Osman Aknhay, Ferda Keskin. stanbul: Ayrnt Yaynlar, 2000. Fowler, Alastair. Transformations of Genres. Modern Genre Theory. der. David Duff . Singapore: Longman, 2000. Fuderer, Laura Sue. The Female Bildungsroman in English: An Annotated Bibliography of Criticism. New York: The Modern Language Association of America, 1990. Genette, Gerard. Narrative Discourse. ev. Jane E. Lewin. Ithaca, New York: Cornell University Press, 1980. Gkmen, Ayla. Bir Ruh zmsel Okuma: Tezer zlnn sel Dnyasna ykleriyle Yaklam. Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. no. 5 (2001): 109-124. Grbilek, Nurdan. Ev devi. stanbul: Metis Yaynlar, 2005. Janouch, Gustav. Kafka ile Syleiler: Notlar ve Anlar. ev. Kmuran ipal. stanbul: Cem Yaynevi, 1994. Karaosmanolu, Yakup Kadri. Ankara. stanbul: letiim Yaynlar, 2007. Labovitz, Esther Kleinbord. The Myth of the Heroine: The Female Bildungsroman in the Twentieth Century. New York: Peter Lang, 1986. Long, Judy. Telling Womens Lives: Subject/Narrator/Reader/Text. New York: New York University Press, 1999.

94

Margolin, Uri. Character. Narrative. der. David Herman. New York: Cambridge University Press, 2007. McDowell, Linda. Gender, Identity and Place. Minneapolis: University of Minnesota Press, 1999. Moretti, Franco. The Comfort of Civilization. Represantations. no. 12 (1985): 115139. Moretti, Franco. The Way of The World: The Bildungsroman in European Culture. ev. Albert Sbragia. London: Verso, 2000. zkrml, Atilla. Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi, cilt 3. stanbul: letiim Yaynlar, 1983. zl, Tezer. ocukluun Souk Geceleri. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2008. zl, Tezer. Eski Bahe-Eski Sevgi. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2007. zl, Tezer. Tezer zlden Leyl Erbile Mektuplar. haz. Leyl Erbil. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2006. zl, Tezer. Yaamn Ucuna Yolculuk. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 2008. zl, Tezer. Zaman D Yaam. stanbul: Yap Kredi Yaynlar, 1998. Phelan, James. Experiencing Fiction: Judgements, Progressions, and the Rhetorical Theory of Narrative. Columbus, Ohio: The Ohio State University Press, 2007. Phelan, James. Reading People, Reading Plots: Character Progression and the Interpretation of Narrative. London: The University of Chicago Press, 1989. Pirim, Baak zdoan. Sahne Tasarmnda Psikodrama Yntemi ve Tezer zlnn Zaman D Yaam Adl Senaryosunun Mekn Tasarm. Master Tezi, Mimar Sinan niversitesi, 2003. Redfield, Marc. Phantom Formations: Aesthetic Ideology and the Bildungsroman. Ithaca, London: Cornell University Press, 1996. Rimmon-Kenan, Shlomith. Narrative Fiction: Contemporary Poetics. London: Routledge, 1983. Rorty, Amelie Oksenberg. Character, Persons, Selves, Individuals. Theory of the Novel: A Historical Approach. der. Michael McKeon. Baltimore, London: The Johns Hopkins University Press, 2000. Simavi, Zeynep. Tezer zl: A Marginal Voice Against the Approved Notion of the Intellectual. Master Tezi, Orta Dou Teknik niversitesi, 2006. Tekin, Yksel. Die Bilder des todes und der sexualitaet bei Elfriede Jelinek und

95

Tezer zl. Master Tezi, stanbul niversitesi, 1995. Uysal, Zeynep. Sknetsiz Meskenler, Huzursuz Meknlar: Kiralk Konak ve Sodom Gomorede Meknszlama. Journal of Turkish Studies Trklk Bilgisi Aratrmalar. no. 28/II (2004): 259-272. nal, idem. Bildungsroman Trne Kavram Temelinde Bir Yaklam. Littera Edebiyat Yazlar. no. 17 (Aralk 2005): 55-71. nsal, Artun. Yurttalk Anlaynn Geliimi. 75 Ylda Tebaadan Yurttaa Doru. der. Artun nsal. stanbul: Tarih Vakf Yaynlar, 1998. stel, Fsun.Makbul Vatandan Peinde. stanbul: letiim Yaynlar, 2008. Voloshin, Beverly R. The Limits of Domesticity: The Female Bildungsroman in America, 1820-1870. Womens Studies: An Interdisciplinary Journal. no. 10 (1984): 283-302. Wagner, Linda W. Plath's The Bell Jar as Female `Bildungsroman'. Women's Studies: An Interdisciplinary Journal. no.12 (1986): 55-68. Weir, Allison. Sacrificial Logics: Feminist Theory and the Critique of Identity. New York, London: Routledge, 1996. Whitebrook, Maureen. Identity, Narrative and Politics. London, New York: Routledge, 2001. Wortham, Stanton. Narratives in Action: A Strategy for Research and Analysis. New York: Teachers College Press, 2001. Worthington, Kim L. Self as Narrative: Subjectivity and Community in Contemporary Fiction. New York: Clarendon Press, 1996. Zagarell, Sandra A. The Repossesion of a Heritage: Elizabeth Stoddards The Morgesons. Studies in American Fiction. no.13.1 (1985): 45-56. Zrcher, Erik Jan. Modernleen Trkiyenin Tarihi. ev. Yasemin Saner Gnen. stanbul: letiim Yaynlar, 2000.

http://tr.wikipedia.org/wiki/Guguk_Kuu_(film) [30 Austos 2009] www.sinemalar.com/film/822/Guguk-Kusu / [30 Austos 2009]

96

You might also like