You are on page 1of 178

Yalnz bir suret, uzaktaki snk a doru usulca yrd. Adamn admlar, etrafndaki eng yutulmutu.

Bertrem sonsuzmu gibi grnen ve aslnda, Astinus'un kronolojisi'nin bir blm n, bu dnyann yani Krynn tarihinin detaylarn veren kitap dizilerine ve parmen rulolarna bakarken bir hayal dnyasna kapld. "Zaman tarafndan yutulmak gibi bir ey," diye dnd, hareketsiz ve sessiz raflara bakarke n iini ekerek. Ksa bir an iin, onu da bir eylerin yutup baka bir yere gtrmesini diled bylelikle nndeki zor grevi yapmak zorunda kalmazd. "Dnyadaki btn bilgiler bu kitaplarda," dedi kendi kendine, dalgn birekilde. "Ve ben, henz alrken tarihinin iini blmeden ona ulamann kolay bir yolunu bulamadm." Bertrem kapnn nnde cesaretini toplayabilmek iin bir sre oyaland. Hareketli Aesthetic c esi, durduu yerde dzgn ve sral katlar halinde dkld. te yandan midesi, cbbesi kadar urmuyor, lgnlar gibi bulanyordu. Bertrem kelini elledi; bu onda daha kk yalardan kalm -henz kendisi iin seilmi olan meslei salarna ml olmadan nce- asabileince yapt bi Beni rahatsz eden ne? diye merak etti ii sklarak -gidip stad grmekten baka, yani ta n amandan...ne zamandan beri yapmad... rperdi. Evet, son sava srasnda gen bycnn e e olduu zamandan beri. Sava... deiim; buydu ite. Aynen cppesi misali, sonunda dnya da kendi etrafnda durulmu sanki ama gen rahip deiimin, bir kez daha kaosun yaklamakta olduunu hissediyordu. Tpk i yl ncesindeki gibi. Btn varlyla bunu durdurabilmeyi istedi bir an... Bertrem iini ekti. "Burada karanlkta durarak bir eyleri durduramayacam kesin," diye m nd. Zaten, etrafm hayaletler sarm gibi kendini rahatsz hissediyordu. Kapnn altndan bi szyor, hole doru yaylyordu. Kabirlerinde istirahat eden skut iindeki cesetlere, o kita larn glgelerine aceleyle bir gz atan Aesthetic, Palanthasl Astinus'un alma odasnn ka izce at. Adam ieride olduu halde ne konutu, ne de ban kaldrp bakt. Mermer zemin zerinde duran, koyun ynnden gsterili hal zerinde kibar ve ll admlarl em cilal, byk ahap masann nnde durdu. Uzun bir sre dalarak; tarihinin, ty kalemini erinde eit ve amaz hareketlerle yrtn seyrederek hibir ey sylemedi. "Evet Bertrem?" Astinus yazsna ara vermemiti. Yz Astinus'a dnk olan Bertrem -baaa olmalarna ramen- belirgin, keskin ve okunakl h kudu. "Bugn, yukarda belirtilmi olduu gibi Karanlksaat 29'a ykselirken, Bertrem odama girdi. " "Tarinius Hanedan'ndan Crysania sizi grmeye gelmi stad. Beklendiini sylyor..." Bertrem in sesi bir fsltya dnerek kesildi; o noktaya kadar gelmesi bile Aesthetic'in btn cesa ini kaybetmesine sebep olmutu. Astinus yazmaya devam etti. "Usta," diye balad Bertrem belli belirsiz, kendi creti karsnda kendisi de titreyerek. "Ben -biz ne yapacamz ardk. Sonu olarak O Paladine'n Saygdeer Rahibelerinden biri i biz onun ieriye girme talebinin geri evirile-meyeceini dndk. Kz ne..." "Kz benim zel odama gtrn," dedi Astinus yazmasna hi ara vermeden ve ban dahi kald Dili damana yapan Bertrem bir an iin syleyecek sz bulamad. Harfler ty kalemden beya dklmeye devam etti. Bugn, yukarda belirtilmi olduu gibi saat Karanlksonras 28'e ykselirken Tarinius Haneda dan Crysania, Raistlin Majere ile olan randevusu iin geldi. "Raistlin Majere mi!" diye kesildi Bertrem'in nefesi, yaad ok ve dehet, dilinin zlme neden olmutu. "Onu da ieri alacak my. .." Sknt ve duyduu rahatszlkla kalar atlan Astinus, artk bu sefer baklarn kaldrm ebedi hareketini durdurunca, odaya acaip ve derin bir sessizlik kt. Bertrem'in beti benzi att. Tarihinin yz zamandan ve yatan arnm olarak dnlrse yak di. Fakat onun yzn gren kimse bir daha hatrlayamazd. Sadece gzleri -karanlk, dikkatli yank, durmadan hareket eden, her eyi gren o gzleri- hatrlarlard. O gzler ki ayn zaman engin bir sabrszlk dnyasn da aktaryor, Bertrem'e zamann hakikaten var, olduunu hatr . Bu arada onlar konuurken tarihin koca dakikalar da kaydedilmeksizin geip gidiyord u. "Balayn beni, stad!" dedi Bertrem ve derin bir saygyla eilip aceleyle gerileyerek al sndan karken kapy sessizce kapatmay da ihmal etmedi. Bir kez dar knca terle par e silerek Palanthas'n Byk Ktphanesi'nin sessiz, mermer koridorlarndan hzla seyirtti. Astinus ahsi ikametghnn kapsnda duraksayarak baklarn ierde oturan kadna evirdi. Tarihinin Byk Ktphane'nin bat kanadnda bulunan ikametgh kkt ve ktphanedeki tm

varlardaki raflar dolduran ve ortada kalan yaam alanna ayn yzyllar boyunca kilitli kal m bir mozole gibi hafif bir kf kokusu veren her cinsten ve her trl cilde sahip kitapl arla doluydu. Mobilya az ve eskiydi. Son derece zarafetle oyulmu ahap sandalyeler s ert ve rahatszd. Pencere yannda duran, bezemesiz ve zeri bombo, fazlasyla sade grnen pann przsz, siyah yzeyi kavuan gnein nlarn yanstyordu. Odadaki her ey mkemme tta akam atei iin atlm odunlar bile -Krynn'in bu kadar kuzeyinde dahi baharn son gn geceleri serin oluyordu- o kadar muntazam sralanmt ki bir l yakma seremonisi iin haz nma benziyorlard. Yine de hem serin, hem bozulmadan kalm, hem de sadeydi, tarihinin ahsi blm; aslnda bu a, elleri kucanda kavumu bekleyerek oturan kadnn buz gibi havasn, bozulmam halini lliini yanstmaktan baka bir ey yapmyordu. Tarinius'lu Crysania sabrla bekliyordu. Ne kprdyor, ne i ekiyor, ne de odann kesinde n suyla ileyen zaman aletine bakyordu. Bir ey de okumuyordu fakat Astinus, Bertrem' in ona okumas iin bir eyler vermi olduuna emindi. Ne odada volta atyor, ne de kitaplkl rn iinde, glgeli kuytu kelerde kalm olan birka nadir ss inceliyordu. Dik, rahatsz dalyede oturmu, berrak ve parlak gzlerini dalarn tepesindeki bulutlarn kzla boyanm parmaklarna dikmi, sanki Krynn zerinde gnein kavumasn ilk -ya da sonseyrediyordu. Crysania kendisini pencerinin gerisindeki manzaraya o kadar ok kaptrmt ki; Astinus kzn dikkatini ekmeden odaya girebildi. Adam kz youn bir ilgiyle izledi. Bu, Krynn zerinde yaayan her varl ayn dipsiz ve delici bakla dikkatle inceleyen tarihi iin olaan d i. Olaan d olan, bir an iin de olsa tarihinin yznden acma dolu bir bakn, derin bi gemesiydi. Astinus tarihi kaydederdi. Zamann bandan beri kaydetmi, gzlerinin nnden geip gitmesin zlemi, bunlar kitaplarna aktarmt. Gelecei syleyemezdi; gelecek, tanrlarn yetki alan a deiimin btn belirtilerini, Bertrem'i bu kadar rahatsz etmi olan ayn belirtileri hiss debilirdi. Orada durmu, zaman aletinden damlayan suyun sesini duyabiliyordu. Elin i altna koyarak damlalarn akn durdursa bile zaman akmaya devam ederdi. ini eken Astinus, dikkatini hi ekmedii ama hakknda baz eyler duymu olduu kza evi Kuzguni salar, gece vakti grnen durgun deniz suyu kadar siyaht. Salar ortadan geriye d u dmdz taranm, bann arkasnda sade, sssz, tahta bir tarakla toplanmt. Bu ciddi sa kzn solgun, narin yz hatlarna uymuyor, solgun benzini daha da belirginletiriyordu. Kz yznde hi renk yoktu. Gzleri griydi ve ok iriydi. Hatta dudaklar bile kanszd. Birka yl nce, genken hizmetkrlar kzn gr, siyah salarn en son modaya gre rp halk gm, altn ineler takarlar, koyu renkli sa parlak mcevherlerle sslerlerdi. Yanaklarm iraz sularyla renklendirirler, toz pembe, uuk mavi renkli, atafatl elbiseler giydiri rlerdi. Bir zamanlar ok gzeldi ve o zamanlar talipleri sraya girerlerdi. imdi giydii elbise, Paladine Rahibelerine uygun biimde, beyazd; en iyi kumatan yaplm asna ramen sadeydi. Kzn ince belini kavrayan altn kemer haricinde hi ss yoktu. Kzn i tek ss Paladine'a aitti: Platin Ejderha madalyonu. Ba, yznn mermerimsi przszl v rttran gevek beyaz bir balkla rtlyd. Sanki mermerden yaplm, diye dnd Astinus, ama tek bir fark var: mermer gnele snr. j "Selm olsun Paladine'n Saygdeer Rahibesi" dedi Astinus ieri girip, kaplar kapat en. "Selm olsun Astinus," dedi Tariniuslu Crysania ayaa kalkarak. Kk odada adama doru ilerlerken kzn admlarnn serilii ve admlar arasndaki mesafenin bir erkeinki kadar uzun olmas Astinus'un dikkatini ekti. Bu kzn narin hatlarna garip b ir biimde aykr duruyordu. Kzn el sk da, ok ender el skan ve sktnda da sade thasl kadnlarn aksine sert ve glyl. "Bu bulumada hakem olmay kabul ederek kymetli zamannz ayrdnz iin size teekkr ed sania souk bir edayla. "almalarnza ara vermekten, baka bir eye zaman ayrmaktan ne ka efret ettiinizi biliyorum." "Bu verilen ara boa gitmeyecekse, benim iin nemli deildir," diye cevap verdi Astinus , kzn elini tutup, bir yandan da kza bakarak: "te yandan buna ierlemi olduumu da itira etmeliyim." "Neden?" Crysania adamn yatan arnm yzne gerek bir aknlkla bakt. Sonra -aniden an i; yznde, karlarn zerindeki mehtaptan daha fazla yaam iermeyen bir tebessmle. Astinus homurdanarak, sanki kzn varlna olan ilgisini tamamen yitirmi gibi elini brakt rek pencereye doru yrd ve biri hari, ltl beyaz binalar gne nlar altnda, nef arlayan Palanthas ehrine bakt. Binalardan biri gneten, hatta len gneinden bile hi et

miyordu. Astinus'un baklar da bu bina zerine kenetlenmiti. Kendisini parlak ve gzel ehrin tam o ta yerinden ykselten binann, kara tatan kuleleri arplm ve bzmt; -by gcyle ye eri, kavuan gnete kan krmzs bir renkle parlyor; kutsall bozulmu bir mezarlktan keletimsi bir elin parmaklar gibi grnyordu. "iki yl nce girmiti Yce Byclk Kulesi'ne," dedi Astinus sakin, heyecansz sesiyle, Cry pencereye doru, onun yanna ilerlerken. "Gecenin krnde karanlkta girdi; gkyzndeki tek , hi k vermeyen o ayd. Shoikan Korusu'ndan -hibir lmlnn -hatta kender soyundan ola - yaklamaya cesaret edemedii lnetli mee aalarnn bulunduu yerden- yryerek l geti. Yukardaki pencerelerden birinden atlayarak kaplardaki demirlere saplanp son ne fesini verirken Kule'yi lanetleyen kt bycnn cesedinin -o korkun nbetinin- hl asl doru ilerledi. Ama kapya vardnda nbeti onun nnde eildi ve kaplar bir dokunuuyla arkasndan kapand. Ve bu, son iki yldr da bir daha hi almad. O kuleden ayrlmad; eer ri kabul edildiyse bile kimse grmedi. Ve sen onun buraya gelmesini mi... bekliyor sun?" "Gemiin ve imdinin efendisi." Crysania omuzlarn silkti. "Kehanetteki gibi, o geldi." Astinus kz biraz hayretle szd. "Sen hikyeyi biliyor musun?" "Tabii ki," diye cevap verdi kz, sakin bir edayla bir an iin adama baktktan sonra p arlak gri gzlerini, daha imdiden yaklaan gecenin glgeleriyle rtnmeye balayan Kule'ye erek: "yi bir komutan her zaman iin savaa balamadan nce dmann inceler. Raistlin Maje ok iyi tanyorum, gerekten ok iyi. Ve bu gece... geleceini de biliyorum." Crysania enesi yukarda, kansz dudaklar bir izgi halinde birlemi, elleri arkasnda kavu orkun Kule'ye bakmaya devam etti. Aniden Astinus'un yz ciddileerek, dnceli bir hal ald; sesi her zamanki gibi souk oldu lde gzleri skntlyd. "Kendinden ok eminsin Saygdeer Rahibe. Bunu nereden biliyorsun? "Paladine benimle konutu," diye cevap verdi Crysania, gzlerini Kule'den hi ayrmadan. "Bir ryada Platin Ejderha nme kt ve bana -bir kez dnyadan srlm olan- ktln, ka Majere olarak geri dndn syledi. u anda dehetli bir tehlike ile kar karyayz ve bu de bana verildi." Crysania konuurken mermer yz przsz bir hal ald, gri gzleri berrakla aydnland. "Bu, inancmn bir snav olacak, bunun iin ok dua etmitim!" Astinus'a bakt. r musunuz, ocukluumdan beri kaderimde ok byk bir i stlenmek, dnya ve zerindeki insan n byk bir hizmette bulunmak olduunu biliyordum. Bu benim frsatm." Dinlerken Astinus'un yz daha bir ciddileti, hatta daha bir sertleti. "Bunu sana Paladine m syledi?" diye bilmek istedi aniden. Byk bir ihtimalle bu adamn sylenenlere inanamadn hisseden Crysania dudaklarn bkt. te yandan kalar arasnda beliren bir izgi hiddetinin belirtisiydi; hem o, hem de cevabndaki daha maksatl durgunluk. "Bunu sylemi olduuma piman oldum Astinus, zr dilerim. Bu tanrm ile aramda olan bir e e bu tr kutsal eyler tartlmamal. Bu konuyu sadece, bu kt adamn geleceini size kant amtm. Kendisini tutamayacak. Onu, Paladine getirecek." Astinus'un yz hayretten yle bir ifade ald ki, kalarn yle bir kaldrd ki kalar nere ya balam salar iinde kayboldu. "Senin deyiminle bu 'kt adam' Saygdeer Rahibe, en az Paladine kadar gl bir tanraya h ediyor: Karanlklar Kraliesi Takhisis'e! Belki de hizmet ediyor, dememeliyim," diy e dikkat ekti Astinus alayc bir tebessmle. "Bu ona gre deil..." Crysania'nn kalar dzeldi, souk tebessm geri geldi, "iyilik, kendine ait olan kurtarr ye cevap verdi kibarca. "Ktlk kendine dner. yilik yine galip gelecektir; ayn Takhisis ve kt ejderhalarna kar yaplan Mzrak Sava'nda olduu gibi. Paladine'm yardmyla ben man Tanis Yarmelf'in Karanlklar Kraliesi'ni bizzat yendii gibi yeneceim." "Tanis Yarmelf, Raistlin Majere'nin yardmyla kazanmt zaferini," dedi Astinus vakarla. "Yoksa bu blm senin efsanede kulak ard etmek istediin bir blm m?" Crysania'nn yz ifadesinin durgun, sakin yzeyini bulandran tek bir duygu emaresi bile grlmedi. Tebessm deimeden kald. Baklar caddedeydi. "Bakn Astinus," dedi yavaa. "Geliyor." Gne uzaktaki dalarn ardna batt; gnein giderayak sat nlarla aydnlanan gkyz u. Hizmetkrlar sessizce girerek Astinus'un kk odasndaki atei tututurdular. Ate bile, i tarihi alevlere Byk Ktphane'nin huzur dolu ahengine uygun olmalarn retmi gibi ses anyordu. Crysania, bir kez daha ellerini kucanda kavuturarak, rahatsz sandalyeye otur

du. ten ie ise, sadece gri gzlerinin aydnlanmasndan grlebilen bir heyecanla arpyord . Palanthas'n, neredeyse ehrin kendisi kadar bir gemie sahip olan soylu ve zengin Tari nius slalesinde gzlerini aan Crysania, para ve aristokrasinin salayaca her trl konfor ayrcala 8

sahipti. Akll ve yksek iradeli bir kz olan Crysania inat ve sz dinlemez biri olmutu. andan aklbanda, sevgi dolu ebeveynleri kzlarnn gl ruhunu dikkatle gelitirip, kt t ne byk bir zenle yok etmilerdi ki, kzn ruhu kendine olan derin ve sarslmaz bir gvenle eta talanmt. Crysania btn yaam boyunca kendisine bu kadar dkn olan ebeveynlerini e tek bir ey yapmt; ama o tek ey de onlar ok derinden yaralamt. yi ve soylu gen b apaca mkemmel bir evlilikten vazgeerek, hayatn oktan unutulmu tanrlarn hizmetine ad nce, Mzrak Sava sonunda Palanthas'a gelmi olan rahip Elistan' dinlemiti. Elistan'm yen dini -aslnda belki de buna eski din denmeliydi- Krynn zerinde bir yangn gibi yaylyor du nk yeni domu bu efsane, kt ejderhalarn, efendilerinin ve Ejderha Yceefendilerinin lmesine neden olduundan, bu yeni inanca destek olmutu. Elistan'm konumasn ilk kez dinlemeye giden Crysania kukucu davranmt. Gen kz -yirmili ortasmdayd-tanrlarn nasl Krynn'i Afet ile cezalandrdklar, yeri yaran ateten da Kry attklar, kutsal star ehrini, Kan Denizi dibine yolladklar, ykleriyle bymt. Bu ol a, diye anlatyordu insanlar, tanrlar insanlardan yz evirmi, onlarla ilgilenmeyi redde tmilerdi. Crysania, Elistan' kibarca dinlemeye hazrlanmt ama elinde adamn iddialarn elilleri vard. Adamla karlatklarnda olduka etkilenmiti. Elistan o vakitler gcnn zirvesindeydi. Ya yata olmasna ramen -baz efsanelerde anlatld zere- kudretli valye Huma ile birlikt t sren o eskinin rahiplerine benziyordu. Crysania o akama, adam takdir edecek eyler b ularak balamt. Akamn sonunda ise dizleri zerinde adamn ayaklarna kapanarak, sonunda ksikliini duyduu dayanak noktasn bulduu iin tevazu ve mutlu halinde hkrklara boulm Verilen mesaj, tanrlarn insanlara srt evirmedii yolundayd. Tanrlara yz eviren, Huma' azuyla arad eyi gururla isteyen insanlarn kendisi olmutu. Ertesi gn Crysania evini, se vetim, hizmetkrlarn, ebeveynlerini, nianlsn, Elistan'n Palanthas'ta ina etmeyi planl Mabet'in mjdecisi olan kk, buz gibi bir eve tanmak iin terk etmiti. 10 imdi, iki yl sonra, Crysania, Paladine'n Saygdeer Rahibesi, yani ergenlik sanclar sra kiliseye nayak olmas iin seilmeye layk grlen mutlu aznlktan biri olmutu. Kiliseni kana sahip olmas iyiydi. Elistan btn yaamn ve enerjisini cmerte sunmutu. Grne g mandr bu kadar byk bir inanla hizmet ettii tanrs rahibini yanna alacakt. Elbette ki Crysania kilisenin liderliini kabul edebilecek durumda olduunu biliyord u ama bu yeterli miydi? Astinus'a da sylemi olduu gibi gen rahip kaderinde bu dnya iin byk bir hizmet vermesi gerektiini uzun zamandr hissediyordu. Sava bitmi olduu iin ki enin gndelik ilerini idare etmek skc ve sradan idi. Her gn Paladine'a, ona zor bir gr vermesi iin dua ediyordu. Her eyi feda edeceine dair sz vermiti; hatta aziz tanrsnn h etinde yaamn bile vermeye razyd. Bunun zerine gelmiti cevab. imdi ise zar zor bastrabildii sabrszlyla bekliyordu. Korkmuyordu, hatta o anda Krynn ktln yaayan en byk gc olduu sylenen bu adamla karlamaktan bile korkmuyordu. tseydi dudaklar marur bir edayla bklecekti. Hangi ktlk onun inancnn kudretli klcn irdi? Hangi ktlk onun parlak zrhn delebilirdi? Ayn, sevgilisinin buketleriyle sslenmi, rzgrda dalgalanan bylesi nianlarla, malubiyet n mmkn olmad bilinciyle atn bir turnuvaya sren valyeler gibi Crysania gzlerini kap brszlkla turnuva rakibinin ilk darbesini bekliyordu. Kap aldnda -o ana kadar sakin b lde kavumu duran-elleri heyecanla birbirine kenetlendi. eri Bertrem girdi. Bertrem'in gzleri, atein yaknndaki rahatsz ve sert bir sandalye ze de tatan bir heykel gibi oturan Astinus'a kayd. "Byc Raistlin Majere," dedi Bertrem. Sesi son hecede atlamt. Belki de bu ziyaretiyi akdim ettii zaman hatrlyordu: Raistlin'in lmekte olduu, Byk Ktphane'nin merdivenler kustuu zaman. Astinus, Bertrem'in kendisine yeterince hakim olamamas karsnda kalarn esthetic de etrafnda rpnan cppesinin msade ettii hzla kapdan geip kayboldu. Crysania gayri ihtiyari nefesini tuttu. nce hibir ey grmedi, sadece kapda karanln bir esi vard, sanki girite gecenin

11 kendisi, biim ve suret almt. Karanlk orada duraksamt. "Gir ieri eski dostum," dedi Astinus derin ve heyecansz sesiyle. Glge nce bir s titreimiyle -ate kadifemsi yumuakla sahip kara cppe zerinde pa adife kukuletasnn etrafna ilenmi rnlerin gm minik kvlcmlar halinde ipliklerinden irmiti. Glge, bir suret eklini ald, siyah cppe bedeni tamamen rtmt. Ksa bir an iin grnen yegne insani uzants, tahta asay kavram olan ince, neredeyse iskeletimsi eliydi sann tepesinde, altn bir ejderhann penesinde duran kristal bir kre vard. Suret odaya girdiinde, adam ak ak gzleri nne serilince Crysania buz gibi bir hayal k si hissetti. Omuzlar biraz kamburlam, sanki asasnn destei olmasa yryemeye-cekmi gib adam, aslnda yirmisekiz yandayd. Fakat o doksan yanda biri gibi sendeleyerek, yavaa du. Admlar yava ve dikkatliydi, hatta aksyordu. " Bu zavall yarat fethetmek, benim inancm nasl snayabilir ki?" diye buruk bir edayla adine' sorgulad Crysania. "Onunla savamama gerek yok. O kendi ktl tarafndan zaten yu Arkasn Crysania'ya verip Astinus'a dnen Raistlin kara kukuletasn geri itti. "Selmlar olsun yeniden lmsz Kii," dedi Astinus'a yumuak bir sesle. "Selmlar olsun Raistlin Majere," dedi Astinus ayaa kalkmadan. Sesinde, sanki bycyle ar alarndaki bir akay paylarm gibi hafif alayc bir tn vard. Astinus eliyle iaret ett de Tarinius Hanedanndan Crysania'y takdim edeyim." Raistlin dnd. Crysania'nn nefesi kesildi; gsndeki korkun ar boaznn tkanmasna neden oldu, bir an lamad. Parmak ularna, szlatan, sivri ineler batt sanki; bir rperti btn bedenini sar ihtiyari, elleri kasld; trnaklarm hissizlemi tenine saplayarak sandalyesine bzt. nnde btn grebildii, karanln derinliklerinden parlayan bir ift altn gzd. Gzler yidi; yass, yanstc, iindeki ruhtan hibir ey ak etmeyen. Gzbebekleri: Crysania kara lerine kendinden gemi bir dehetle bakyordu. Altn gzler iindeki gzbebekleri kumsaati dey12 di! Ve yz: ekilen straplarla bitkin dm; gen adamn bedenini harap, tenini de altn kan, Yce Byclk Kulesi'indeki zalim Snav'dan beri, yedi yldr srdrd azap iindeki ini tayan yz delinemeyen, en az asasndaki altn ejderhann penesi kadar hissiz, metal b maskeydi. "Paladine'n Saygdeer Rahibesi," dedi yumuak bir sesle; sayg -hatta hrmet- ykl bir ses bu. Crysania adama hayretler iinde bakakalmt. Byle bir ey beklemedii kesindi. Yine de kprdyamad. Adamn baklar kz alkoymutu; kz panik iinde adamn ona bir by ak etti. Kzn korkusunu hissettii belli olan adam hem himaye edici, hem gven verici b ir edayla ilerleyerek kzn nnde durdu. Ban kaldran kz, atein klarnn adamn alt rdu. "Paladine'n Saygdeer Rahibesi," dedi Raistlin yeniden, yumuak sesi Crysania'y, adamn c pesinin kadifemsi siyahl gibi kucaklyordu. "Umarm iyisinizdir?" Ama kz imdi o seste ac e ineleyici bir alay seziyordu. Bunu bekliyordu, buna hazrlanmt. Adamn sesinde az nce ssetmi olduu saygnn kendisini gafil avlam olduunu kendi kendine kzarak kabullendi; a k anda yaad zayflk hali gemiti. Ayaa kalkarak kendi gzlerini adamn gzleri hizasn gayri ihtiyari Paladine'n madalyonunu eline ald. Metalin serinletici temas kza cesa ret vermiti. "Anlamsz baz sosyal ayrntlar srdrmemiz gerekmediine inanyorum," diye belirtti Crysan ru kuru; yz yine ifadesiz ve souktu. "Astinus'u iinden alkoyuyoruz, iimizi hzla bitir izi takdir edecektir." "Ancak bu kadar hemfikir olabilirdik," dedi kara cppeli byc, dudaklarnda bir tebessm o larak alglanabilecek hafif bir hareketle. "Talebinize cevaben buradaym. Benden ist ediiniz nedir?" Crysania adamn kendisine gldn hissetti. Bu, sadece kendisine gsterilen en yksek sayg lan kzn hiddetini arttrd. Adama buz gibi gri gzlerle bakt. "Sizi, kt emellerinizin Pa ine tarafndan bilindiine dair uyarmaya geldim Raistlin Majere. Dikkatli olun, yoks a sizi mahvedecek..." "Nasl?" diye sordu Raistlin aniden; tuhaf gzleri garip ve 13 youn bir kla alevlendi. "Beni nasl mahvedecek?" diye tekrarlad. "imeklerle mi? Sel v angnla m? Yoksa baka bir ateli da m atacak?"

Kza doru bir adm daha att. Crysania souk bir edayla adamdan uzaklaarak yeniden sandaly esine gitti. Sandalyenin sert ahap srtn sk sk tutarak etrafnda yrdkten sonra adam dnd. "Alay ettiiniz sizin kendi sonunuz," diye cevap verdi kz sakin sakin. Raistlin'in dudaklar daha da kvrld ama sanki hi duymam gibi konumaya devam etti. "Eli n m?" Raistlin'in sesi tslayan bir fsltya dnmt. "Beni mahvetmesi iin Elistan' m muzlarn silkti. "Ama hayr, kesinlikle yle olamaz. Gelen haberlere gre Paladine'n ulu v kutlu rahibi yorulmu, dermansz kalm, lyormu..." "Hayr!" diye bard Crysania; sonra duygularn belli etmesine neden olan bu adama hiddetl nerek dudaklarn srd. Duraksayp derin bir nefes ald. "Paladine'n yapt eyler sorgularla alay edilemez," dedi buz gibi bir edayla ama sesinin nedereyse duyulamayac ak kadar alalmasna engel olamamt. "stelik Elistan'n shhati de sizi hi ilgilendirmez "Belki de, onun shhati beni, sizin tahmininizden ok daha fazla ilgilendiriyordur," diye cevap verdi Raistlin, Crysania'ya alayc gibi grnen bir tebessmle. Crysania, akaklarnn zonkladn hissetti. Byc konuurken sandalyenin etrafndan dola rysania'ya o kadar yaklamt ki kz adamn bedeninden yaylarak siyah cppesinden geip ge ip, doal olmayan sy hissedebiliyordu. Kz, adamn zerinde insan hafif bayan ama yine de olan bir koku duydu. Baharatms bir ey: Aniden bunlarn bylerinin gereleri olduunu far i. Bu dnce kz hasta ederek midesini kaldrd. Paladine'n madalyonunu elinde tutup prz ilmi kenarlarnn tenine batn hissederek bir kez daha adamn yanndan uzaklat. "Ryamda Paladine bana geldi..." dedi gururla. Raistlin gld. Bycnn gldn duymu olan ok az insan vardr ve bunu duyanlar da hi unutmazlar, sesi arnda yanklanr. Kahkahas ince, tiz ve bir bak kadar keskindi. Btn iyilikleri inkr ed doru ve gerek olan hereyle alay ediyor ve 14 Crysania'nm ruhunu paralyordu. "Pekl," dedi Crysania, parlak gri gzlerini katlatrp elik mavisine eviren bir kibirle a bakarak, "sizi yolunuzdan dndrmek iin ben elimden geleni yaptm. Sizi nceden uyardm. Artk sonunuz tanrlarn elinde." Aniden, belki de kzn kendisine nasl korkusuzca kar koyduunu fark eden Raistlin'in kahk ahas kesildi. Kza dikkatle bakan altn gzleri ksld. Sonra glmsedi; o kadar garip bir iten gelen gizemli bir tebessmyd ki bu, aralarndaki bakmay seyreden Astinus ayaa ka arihinin bedeni ateten gelen kesiyordu. Glgesi her ikisinin zerine dmt. Raistl lala irkildi. Olduu yerde yarm dnerek Astinus'a alevli, tehditkr bir bak frlatt. "Dikkat et eski dost," diye uyard byc, "yoksa tarihle oynamaya m baladn?" "Oynamyorum," diye cevaplad Astinus, "senin de gayet iyi bildiin gibi. Ben bir gzlem ciyim, bir kayt. Her konuda tarafszm. Senin amalarn, planlarn, u gn nefes alan he ve amalarn bildiim gibi biliyorum. O yzden beni dinle Raistlin Majere ve bu uyarya ku lak as. Bu, tanrlarn sevgili bir kulu -adndan da anlalabilecei gibi." "Tanrlarn sevgili kulu mu? Ama hepimiz yleyiz, yle deil mi? Saygdeer Rahibe?" diye sor u Rasitlin, bir kez daha Crysania'ya doru dnerek. Sesi giydii kadife kadar yumuakt. " Bu Mishakal Diskleri'nde yazl deil mi? Bu kutlu Elistan'n retisi deil mi?" "Evet," dedi Crysania yavaa, adam kuku ile szp, daha baka alaylarn da beklentisiyle. at adamn metalik yz ciddiydi ve aniden bir bilgin -akll ve bilge- birinin grntsne b zl." Kz souk bir edayla glmsedi. "Grne gre bir ey renmemi olmanza ramen, Kut uunuzu renmek beni memnun etti. Hatrlarsanz, orada sylendiine gre..." Kzn sz, homurdanan Astinus tarafndan kesildi. "Yeteri kadar almalarmdan uzak kaldm." Tarihi odann mermer zemininden hole alan kap yrd. "Gitmeye hazr olduunuzda zili alar Bertrem'i arrsnz. Hoakal Saygdeer Rah st." Astinus kapy at. Ktphanenin huzur dolu sessizlii odaya akarak Crysania'y hayat veren serinlikle ykad. Kendini dene15 tim altna aldn hissederek rahatlad. Madalyon zerindeki eli gevedi. Byk bir zarafetl smi bir edayla eilip Astinus'u selmlad, ayn Raistlin gibi. Sonra kap tarihinin ardndan kapand. kisi yalnz kalmt. Uzun bir sre ikisi de konumad. Sonra Paladine'm gcnn iinde dolatn hisseden Crysan n'e bakmak iin dnd. "Kutsal Diskler'i sizin ve sizinle birlikte olanlarn bulduklarn un utmuum. Tabii onlar okumu olacaktnz. Bu konuda sizinle daha fazla tartmak isterdim ama

andan itibaren bundan sonraki tm olas mnasebetlerimizde Raistlin Majere," dedi buz gibi sesiyle, "sizden Elistan'dan daha saygl sz etmenizi rica edeceim. O..." Bycnn ince bedeninin gzleri nnde ufalann telala seyrederken hayretler iersinde k ksrk nbetleriyle yklan, gsn tutan Raistlin nefes almaya alyordu. Sendeledi. Ee d yere yuvarlanacakt. Nefretini ve tiksintisini unutan Crysania gayri ihtiyari har eket ederek uzand, ellerini adamn omuzlarna koyarak iyi edici bir dua mrldanmaya balad Elleri altndaki kara cppe yumuak ve scakt. Raistlin'in kaslarnn kasldn hissediyo alglayabiliyordu. Kalbini bir acma hissi doldurdu. Raistlin kzn temasndan irkilip ekinerek, kz bir yana doru itti. Zamanla ksr azald ha rahata nefes almaya balaynca kza tepeden bakt. "Dualarnz bana harcamayn Saygdeer Rahibe," dedi acmaszca. Cppesinin iinden yumuak aras ekip kartarak dudaklarna dokundu; Crysiana bezin, Raistlin'in dudaklarndan kanla ekelenmi olarak ayrldn grd. "Benim illetimin aresi yok. Bu bym iin dediim bedel bir ey." "Anlamyorum," diye mrldand kz. Kara cppenin kadifemsi yumuak przszln tm canll eyirtti ve gayri ihtiyari ellerini arkasnda birletirdi. "Anlamyor musun?" diye sordu Raistlin, garip altn gzleriyle kzn ruhunun derinliklerin e bakarak. "Siz kendi gcnz iin neyi feda ettiniz?" lmekte olan atein yla belli belirsiz grnen hafif bir kzart Crysania'n yanaklarn i kan rengine boyad. Varlnn istil edilmesiyle telalanan kz ban baka tarafa evird kez daha pencereden dar bakt. 16 Palanthas zerine akam kmt. Gm ay Solinari karanlk gkyznde bir k parasyd. i. Kara ay: Kz, kendisini bu ayn nerede olduunu merak ederken yakalad. Bu adam gerekt en bu ay grebiliyor olabilir miydi? "Gitmeliyim," dedi Raistlin, nefesi boazn trplyordu adeta. "Bu kaslmalar beni bitap d nlenmem gerek." "Tabii." Crysania bir kez daha sakinletiini hissetti. Duygularnn hepsi yerli yerine oturmu bir halde yeniden adama bakmak iin dnd. "Geldiiniz iin size teekkr ederim..." "Ama iimiz henz tamamlanmad," dedi Raistlin yavaa. "Size, tanrnzn bu korkularnn yer uunu kantlamann bir frsatm bulmak isterim. Bir nerim var. Gelip beni Yksek Byclk K ziyaret edin. Orada beni kitaplarm arasnda grp, almalarm anlayabilirsiniz. yle yap iiniz huzur bulur. Diskler'de de retildii gibi, sadece bilmediklerimizden korkarz." Kz bir adm daha yaklat. Adamn teklifi karsnda arp kalan Crysania'n gzleri fal ta gibi ald. Adamdan uza yerek kendisini pencere nnde kapana kstrmt. "Kuleye. . .gelemem," diye kekeledi adam l onu boacak gibi olup nefesini tkarken. Adamn etrafndan dolamaya alt ama adam as kapatacak ekilde hafife oynatmt. Kz souk bir edayla devam etti, "zerindeki byler he zak tutar..." "Benim ieri girmesine izin verdiklerim hari," diye fsldad Raistlin. Kanla lekelenmi ku ma parasn katlayarak cppesinin gizli ceplerinden birine tkt. Sonra uzanarak Crysania'n elini tuttu. "Ne kadar cesursunuz Saygdeer Rahibe," dedi Raistlin. "Benim kt temasmla dahi titremi yorsunuz." "Paladine benimle," diye cevaplad Crysania hor grerek. Raistlin glmsedi; scak bir tebessmd, kara ve gizli: Sadece ikisi iin bir tebessm. Crys nia'yi byledi. Adam kz daha da yaknna ekti. Sonra, kzn elini brakt. Asay sandalye uzand ve kzn ban ince elleri arasna alarak parmaklarn kzn bandaki beyaz balk Crysania onun temasyla titriyordu ama kprdyamyor, konuamyor sadece bastramad ve an korkuyla adama bakyordu. Kz sk sk tutan Raistlin eilerek kanla lekelenmi dudak17 f<t larn kzn alnna srd. Bunu yaparken de garip szler mrldand. Sonra kz brakt. Crysania tkezlendi, neredeyse decekti. Kendisini zayf hissediyor, ba dnyordu. Eli aln adamn dudaklarnn dalayan bir acyla tenini yakt yere gitti. "Ne yaptnz?" diye alad k. "Bana by yapamazsnz! Benim inancm beni korur..." "Tabii." Raistlin yorgun bir edayla i ekti; yznde ve sesinde bir hzn ifadesi vard; sr i kendisinden kuku duyulan, hep yanl anlalan birinin hzn. "Sadece Shoikan Korusu'ndan emenizi salayacak bir tlsm verdim size. Yol kolay deilldir" -alayc hali geri gelmiti-

ma mutlaka inancnz tahamml etmenizi olanakl klacak!" Kukuletasn gzlerine kadar indiren byc, elinden adama bakmaktan baka bir ey gelmeyen C ania'ya sessizce eilerek selm verdikten sonra yava ve aksak admlarla kapya doru yrd. t gibi bir el uzatarak zilin ipini ekti. Kap ald ve Bertrem odaya o kadar aniden ve hz la girdi ki Crysania adamn kapnn nnde nbet tuttuunu anlad. Dudaklar gerildi. Aestnet le hiddetli ve azarlayc bir bak frlatt ki ne gibi bir kabahat ilediinin katiyen fark lmayan adamn grnr bir ekilde beti benzi att ve parlayan alnn cppesinin koluyla sildi Raistlin ayrlmaya hazrlanmt ama Crysania onu durdurdu. "Si-size gvenmediim iin sizden ilerim Raistlin Majere," dedi yavaa. "Ve yine, geldiiniz iin teekkr ederim." Raistlin dnd. "Ben de sivri dilim iin zr dilerim," dedi. "Elveda Saygdeer Rahibe. Eer rekten bilgiden korkmuyor-sanz bu geceden sonraki ikinci gece, Lunitari gkyznde ilk gr dnde Kule'ye gelin." "Geleceim," diye cevap verdi Crysania, Bertrem'in dehet iindeki okunu zevkle fark ede rek. Hoakal dercesine ban sallayp elini yavaa oymal ahap sandalyenin arkasna koydu Byc oday terk ettikten sonra, kaplar ardndan kapayan Bertrem onu izledi. Ilk, sessiz odada tek bana kalan Crysania sandalyenin nnde dizleri zerine kt. "kr ana Paladine!" dedi nefesi arasndan. "Meydan okuman kabul ediyorum. Seni mahcup et meyeceim! Yenilmeyeceim!" "|i , J l.XltTAP V \ f, t-Vf "' * (l 11,1 11 ' 19 18

BCiim t Kendisini takip eden peneli ayaklarn ormann yapraklarla kapl zemininde kard sesleri liyordu. Tika gerginlese de duymam gibi yapmaya gayret ederek yarat kendine ek-meye de am etti. Klcn sk sk kavramt. Kalbi arpyordu. Ayak sesleri gitgide yaklat; hai yordu. Nihayet peneli bir elin temasn omuzunda hissetti. Kendisi dnmeden klcn savurdu ...bir gmbrtyle bir tepsi dolusu kupay yere devirdi. Korkuyla ciyaklayan Dezra, telala geriye doru srad. Tezghta oturan meyhanenin mdavimle i yksek sesle kahkahalar attlar. Tika, yznn salar kadar kzarm olduunun farkndayd r gibi arpyor, elleri titriyordu. "Dezra," dedi souk bir edayla, "en fazla bir lam ccesi kadar akll ve irinsin. Belki de Raf ile yer deitirmen fena olmayacak. pleri sen ta, masalara o baksn!" Dezra diz km, bir bira denizi iinde yzen krk kupa paralarn toplamakta olduu yerde ki de ylesi daha iyi olur!" diye szland garson kz, krk paralar yeniden yere frlatara endi masalarna kendin bak... yoksa artk bu senin tenezzl dahi etmeyecein bir ey mi sa yn Mzrak Kahraman Tika Majere?" 22 Tika'ya alnm, sitem dolu bir bak frlatan Dezra ayaa kalkarak yolu zerindeki krk par eleyip fkeyle Han'dan dar frlad. Savrularak alan n kap kendi pervazna serte arpt; bu hareketin ahap zerinde brakaca canlandran Tika'nn gzlerini yummasna neden oldu. Sivri szler dudaklarna kadar geldi a ma dilini srarak bunlar sylemekten kendini alkoydu, nk daha sonra sylediine piman ordu. Kap ak kalm, solmakta olan akamstnn parlak nn ieri dolmasna neden olmutu. K anenin yeni cilalanm ahap yzeyinde parlyor, camlardan kvlcmlar saarak yansyordu. Ha deki bira birikintisinin zerinde bile oynayordu. Onu kzdrmak istercesine Tika'nn alev rengi buklelerine de bir sevgilinin elleri gibi dokunuyor, glmekten kendilerini a lamayan mdavimlerin bir ounun glerken boulacak gibi olmalarna ve sevimli kadna zleml malarna neden oluyordu. Tika bunlarn farknda bile deildi. O anda kendi kzgnl yznden utanan kadn, pencerede bir yandan da Dezra'nm gzn nlne sildiini gryordu. Mterilerden biri ak kapdan kip kapatt. Ik yok olarak bir kez daha Han' serin bir loluk iinde brakt.

Tika elleriyle gzlerini svazlad. Ne tr bir canavara dnmeye baladm? diye sordu kendi ne vicdan azabyla. Her eyden nce bu Dezra'nm hatas deildi. Bunun nedeni iimdeki bu kor kun his! Sanki etrafta dvebileceim ejderan-larn olmasn diler gibiyim. En azndan o za eden korktuumu biliyordum, en azndan o zaman dvebileceim birileri vard. imdi adn b adm bir eyle nasl dvebilirim? Bira ve yemek isteyerek baran sesler dncelerini bld. Kahkaha sesleri ykselerek Son Yu Han'nda yankland. Bunlar bulmak iin dnmm geriye diye ekti burnunu Tika ve sonra da meyhane tezghn sil a sildi. Buras benim yuvam. Bu insanlar en az kavumakta olan gne kadar doru, gzel ve s aklar. Ben sevgi sesleriyle kuatlm bir haldeyim: Kahkahalar, dostluk, ss kpekleri... Ss kpekleri! diye homurdand Tika ve iki tezghnn 23 arkasndan ayrld. "Raf!" diye bard lam ccesine aresizlik iinde bakarak. "Bira dkl. Ben sil," dedi lam ccesi kza bakp neeyle azn silip. Birka eski mteri gld ama Han'a yeni gelmi az sayda baz mteriler lam ccesine tiks du. "Temizlemek iin bu paavray kullan!" diye tslad Tika bir tarafdan da mterilerinden zr rcesine hafif bir biimde srtrken. Rafa tezgh bezini att; lam ccesi paavray tuttu. i paavray elinde tutmu, gizemsel bir ifadeyle paavraya bakyordu. "Ben bunna ne yap?" "Dklenleri temizle!" diye azarlad Tika; baarsz olsa da Raf i mterilerinin baklarnd teiyle korumaya alyordu. "Ha! Ben ona ihtiya yok," dedi Raf ar ballkla. "Ben gzel paavra pisletmez." Bezi Tika geri veren lam ccesi emekler gibi yere diz kerek; ayakkablarla ieri girmi olan amur yerdeki biray yalamaya balad. Yanaklar alev alev yanan Tika uzanarak Raf'i yakasndan tuttuu gibi kaldrp sarst. "Paav ay kullan!" diye tslad hiddetle. "Mterilerin itah kamaya balad. in bitince de, a masay temizlemeni istiyorum. Baz dostlarm bekliyorum..." Tika sustu. Raf, gzleri fal ta gibi alm, kark emirleri anlamaya alyordu. Lam cceleri ara Daha buraya geleli hafta olmasna ramen Tika ona e kadar saymasn retmiti (ok az ileriye gidebilmitir) ve sonunda artk le gibi kokmuyordu. Bu yeni elde ettii entell ek-tel cesaretine bir de temizlik katlnca bu durum onu lam ccesi diyarnda bir kral yap bilirdi ama Raf'in yle hrslar yoktu. O, kendisi gibi yaayan bir kral tanmyordu: (eer e ini abuk tutarsa) dklen biray "silip spren" ve p "gtrp dken" bir kral. Fakat Raf rinin de bir snr vard ve Tika buraya varmt. "Baz dostlarm bekliyorum ve..." diye balad yeniden; sonra vaz geti. "Aman bo ver. ura lip sprver -bezle ama," diye ekledi sert bir edayla, "sonra gel sana bitirdiinde ne yapacan anlataym." "Ben yok imek mi?" diye balamt ki Raf, Tika'nn hiddetli 24 baklarn yakalad. "Ben yap." Hayal krklyla iini eken lam ccesi paavray yeniden alp sular srata srata etr ban gtr," diye sylenip duruyordu. Sonra krlm kupa paralarn alp, bir sre bunlara b a srtarak bunlar bluzunun cebine att. Tika, bu paralarla ne yapmay planladn bir an iin merak etti ama sormamann daha akll nu biliyordu. ki tezghna dnerek birka kupa daha alrken, Raf'in kendisini birka keskin pa kryla kestiini ve topuklar zerinde durmu, derin bir ilgiyle elinden damlayan kanla yretmekte olduunu grmezden gelmeye alt. "Caramon'u...m...grdn m?" diye sordu Tika lam ccesine ilgisizce. "Hayr." Raf kanl elini sana silmiti. "Ama ben nereye bakak biliyor." evkle ayaa sra gidip bulsun?" "Hayr!" diye atld Tika kalarn atarak. "Caramon evde." "Ben yle dnmyor," dedi Raf ban sallayarak. "Gne battktan sonra deil..." "Evde!" diye yle bir hiddetle atld ki Tika lam ccesi kadndan korkup bzt. "ddia girmek istersin mi?" diye mrldand Raf ama duyulmayacak ekilde. Son gnlerde kadn nirleri en az salar kadar alevliydi. Raf'in ansna Tika onu duymad. Tika bira kupalarn doldurma iini bitirdikten sonra bunla kap yannda oturan kalabalk bir elf grubuna tad. Baz dostlarm bekliyorum, diye tekrarlad kendi kendine skntyla. Sevgili dostlarm. Eski

olsayd ok heyecanlanr, Tanis'i, Nehiryeli'ni greceinden dolay ii iine smazd. imd yaptnn farknda bile olmadan bira kupalarn datrken iini ekti. Gerek tanrlarn ad bir an nce gelip gitsinler! Eer kalrlarsa... Eer fark ederlerse... Bu dnceyle ii karard. Alt duda titredi. Eer kalrlarsa, bu hereyin sonu olurdu. Basi Hayat sona ererdi. Ac, aniden tahamml edebileceinden fazla geldi. Son bira kupasn acel eyle brakan Tika gzlerini krptrarak ciflerin yanndan ayrld. Elflerin bir bira kupala ir de birbirlerine akllar kararak baktklarn fark etmedi; hepsinin arap sipari etmi rn ise hi hatrlamad. 25 Gzyalaryla gzleri yar yarya krleen Tika'nn tek dncesi, rahat rahat alayabilecei fler baka bir garson bulmak midiyle etraflarna bakndlar; memnuniyetle iini eken Raf e ri ve dizleri zerine kerek birann geri kalann mutlulukla silip sprd. Tanis Yarmelf nnde uzayp giden uzun, dz ve amurlu yola bakarak hafif bir yokuun band du. Refakat ettii kadn ile binekleri biraz gerisinde bekliyordu. Kadn da en az atla r kadar dinlenme ihtiyac iindeydi. Gururu kadnn bir ey sylemesine engel olduu halde Ta is, onun yznn kl rengine dnp, bitkin grndn fark etmiti. Hatta o gn, bir kere at k ba nne dmt ve Tanis'in gl kollar olmasayd yere yuvarlanacakt. O yzden, gitm k iin can atsa da Tanis nlerindeki yolu tek bana bir aratrmak istediini sylediinde i etmemiti. Tanis, kadnn atndan inip, allklar arasnda gizlenmesini salamt. Kadn tek bana brakmak konusunda endieleri vard ama kendilerini izlemekte olan karanlk ratklarn geride kaldklarn hissediyordu. Hem kendisinin, hem de kadnn her yan szlasa tap dm olsalar bile yollarna hzla devam etmeleri konusundaki srar semeresini vermit s, yol arkadan, Krynn zerinde ona yardm edebilecek tek insana teslim edinceye kadar i lerde olmak istiyordu. afak vaktinden beri at zerindeydiler ve Palanthas' terk ettiklerinden beri kendileri ni izleyen dehetten kayorlard. Tam olarak bu neydi -savalar srasnda edindii tm deney e ramen-Tanis adn koyamyordu. Ve bu, durumu daha korkun bir hale sokuyordu. Dnp baknc i grlmeyen ama baka bir eye bakarken gz ucuyla seilebilen bir ey. Yol arkada da bun miti; ama kiilii nedeniyle korkusunu itiraf edemeyecek kadar gururlu olduunu anlayab iliyordu. allktan ayrlan Tanis kendini sulu hissetti. Kadn yalnz brakmamas gerektiini biliyo i zaman boa harcama-malyd. Btn sava hisleri kar koyuyordu. Ama yapmas gereken bir unu yalnz yapmalyd. Baka trls saygszlk olurdu. Bylece Tanis tepenin dibinde durup, devam etmek iin cesaretini toplamaya alt. Onu seyr den biri dvmek iin bir ogreye 26 yaklamakta olduunu dnebilirdi. Ama yle deildi. Tanis Yarmelf yurduna geri dnyordu. ilk manzaradan hem korkuyor, hem de zlemle yanp, tutuuyordu. Akamst gnei, geceye doru yapt ini yolculuuna balyordu. Han'a varmadan hava karar gece yolculuk yapmak da onu korkutuyordu. Ama bir kez oraya varnca bu kbusumsu yol culuk bitecekti. Kadn emin ellerde brakarak Qualinesti'ye doru yoluna devam edecekti . Ama nce yzlemesi gereken bu mesele vard. Derin bir i eken Tanis Yarmelf, yeil kukul sn bana ekip trmanmaya balad. Yokuun tepesine varnca baklar iri, yosun kapl bir kayaya takld. Bir an iin anlara k apaklarnn altnda biriken yalarn gzlerine batmasn hissederek gzlerini kapatt. Ccenin sesinin kafasnda, "Sama sapan bir macera," diye yanklandn duydu. "Yaptm en Flint! Eski dostum! Devam edemeyeceim, diye dnd Tanis. Bu ok ac verici. Neden sanki geri gelmeye ikna oldu ? Artk benim iin bir anlam yok...eski yaralarn acsndan baka hibir anlam. Sonunda hay una girdi. Sonunda huzurlu ve mutluyum. Neden... neden onlara geleceimi syledim? rpertiyle iini ekerek gzlerini ap kayaya bakt. ki yl nce -bu sonbaharda olacakt- bu yokuu trmanarak bu kaya zerine oturmu, bir tahtay yontan -her zamanki gibi- sylenip duran eski dostu cceyle, Flint Fireforge ile karlamt. Bu b a, Karanlklar Kraliesi'ni yeniden cehenneme atp Ejderha Yceefendileri'nin kudretini bozan Mzrak Sava ile biten, dnyay sarsan olaylar harekete geirmiti. Artk bir kahramanm, diye dnd Tanis pimanlkla giydii cicili bicili zrh takmna baka iya valyeleri'nin gs zrh; elflerin en saygn lejyonu olan Silvanestilli VVildrunners' tlerini tayan yeil ipek kuak; ccelerin en byk eref madalyas olan Kharas madalyas; v ier nian. Hi kimse -ister insan, ister elf, isterse yarmelf olsun- hi kimse bu kadar e-reflendirilmemit

i. Bu son derece ironikti. Zrhlardan, merasimden nefret etmesine ramen imdi konumun a ylesi yakt iin bunlar tayordu. Yal cce olsa ne glerdi. "Sen...bir kahraman!" Neredeyse ccenin homurdann duyabiliyordu. Ama Flint lmt. Tani llarnda leli, bu bahar iki 27 yl olacakt. "Sakal niye?" Yine Flint'in sesini duyduuna yemin edebilirdi; bunlar yarmelfi yold a grdnde ilk syledii szlerdi. "Yeterince irkindin..." Tanis glmseyerek Krynn zerinde hibir elfin uzatamayaca sakaln, insan yarsnn miras iareti olan sakaln kad. Flint'in, onun neden sakal brakm olduunu gayet iyi bildii gnete snm kayaya sevgiyle bakt. Beni, kendimden daha iyi tanyordu. Ruhumun iinde k su biliyordu. renmem gereken bir ders olduunu biliyordu. "Ve dersimi aldm," diye fsldad Tanis, onunla sadece ruhen birlikte olan dostuna. "rend im Flint. Ama...ok acyd!" Odun dumannn kokusu Tanis'e kadar gelmiti. Hem o, hem gnein eik nlar ile bahar hava erti, nnde gitmesi gereken bir yolu olduunu hatrlatt ona. Geriye dnen Tanis Yarmelf il genliinin ac-tatl yllarn geirdii vadiye bakt. Geriye dnen Tanis, Solace'a bakt. Kk kasabay son grdnde gzd. Vadideki vallen aalar mevsimin renkleriyle tutumutu altnlar gerideki Kharolis dalarnn zirvelerindeki mor rengine, Kristalmir Gl'nn durgun ularnn yanstt koyu gk mavisine doru soluyordu. Vadinin zerinde bir duman perdesi var ur dolu kasabadaki, vallen aalarna bir zamanlar halinden memnun kular gibi tnemi evler in ocaklarnn duman. Flint ile birlikte koca aalar arasnda saklanm evlerin klarnn gz krparak yanmalarn seyretmilerdi. Aa ehri Solace: Krynn zerindeki gzelliklerden v alardan biri. Bir an iin Tanis manzaray hayalinde, iki yl nce gzlerinin nnde grm olduu netlikle Sonra grnt soldu. O zaman sonbahard. imdi ise bahar. Duman hl oradayd, evlerin ocakla n kan duman. Ama artk genellikle yere ina edilmi evlerden ykseliyordu. Yaayan, yetien erin yeili vard ama -Tanis'e- bunlar yerdeki kara izleri, tam anlamyla hibir zaman s ilinemeyecek yaralar daha da belirginletirmek iinmi gibi geldiler; geri yer yer bunla rn zerindeki topran ilenmi olduunu grebiliyordu. Tanis ban sallad. Herkes, Kralie'nin Neraka'daki kt mabetinin yklmasyla savan bit , 28 ejderha ateiyle kavrulmu, kararm ve yanm topra yeniden ilemek, aclarn unutmak ii . Gzleri kasabann ortasnda duran kocaman kara bir daireye gitti. Burada hibir ey yetimiy ordu. Hibir saban ejderha atei ile harap edilmi, Ejderha Yceefendileri'nin askerleri tarafndan ldrlm masumlarn kanlaryla sulanm topra ileyemiyor-du. Tanis ac ac tebessm etti. Gze batan bu grntnn olanlar unutmaya alanlar iin ne ka ici olduunu tahmin edebiliyordu. Onun orada olduuna memnun oldu. Hep de kalmasn dile di, sonsuza kadar. Yavaa Elistan'n, Yce Rahip Kulesi'nde lm olan valyelerin ansna ithaf ettii bir m iini duymu olduu szleri tekrarlad. "Hatrlamamz gerek yoksa rahatlarz -daha nce de yapm olduumuz gibi- ve ktlk yeniden Tabii imdiden zerimize kmediyse, diye dnd Tanis kasvetle. Ve aklnda bu dnceyle bi k hzla tepeden aaya yrd. O akam Son Yuva Han kalabalkt. Sava Solace sakinleri iin bir ykm olmasna ramen, savan sonu yle bir refah getirmiti an "o kadar da kt bir ey" olmadn syleyenler bile kmaya balamt. Solace, uzun z iniya topraklarndan gelen yolcular iin bir kavak olmutu. Fakat savatan nceki gnlerde y lcularn says nispeten azd. Flint gibi birka kaak hari, cceler kendilerini Thorbardin' da krallna kapatmlar veya dnyann geri kalanyla bir ilikiye girmeyi reddederek tepel lenmilerdi. Elfler de, gney batdaki Qualinesti'nin gzel topraklarnda veya Ansalon ktas dou ucundaki Silvanesti'de ayn eyi yapmlard. Sava btn bunlar deitirmiti. Artk elfler, cceler ve insanlar fazlasyla seyahat ediy ik topraklar ve krallklar da herkese almt. Fakat bu narin kardelik ortamn yaratmak r ey tkendikten sonra mmkn olabilmiti. Kaliteli ikileri ve Otik'in mehur baharatl patatesleri nedeniyle Son Yuva Han her za man iin yolcular arasnda gzde bir yer saylrd; artk daha da aranan bir yer olmutu. Oti mekliye ayrlm olsa bile ikiler hl kaliteli, patatesler de her zaman-

29 ki kadar lezzetliydi ama Han'n itibarnn artmasnn asl nedeni: Mzrak Kahramanlarnn -ar anlyorlard- eskiden bu Han' sk sk ziyaret etmelerindendi. Aslnda Otik emekliye ayrlmadan nce ocan yanndaki masann zerine "Tanis Yarmelf ile Yo dalar Burada milerdi" diye bir levha koymay dnmt. Fakat Tika bu plana o kadar id ki (bunu grrse Tanis'in ne syleyeceininin dncesi bile Tika'nn utantan kzarmasna n ordu) Otik vaz gemek zorunda kalmt. Fakat iko barmen mdavimlere barbar kadnn garip ii, Teokrat Hederick'i mavi kristalden asasyla iyiletirerek kadim ve gerek tanrlarn va rlnn ilk kantn verdii o akamn hikyesini anlatmaktan bkmyordu. Otik'in emekliye ayrlmasndan sonra Han'n iletmesini zerine alp sonunda Han' alacak ka para biriktirebilmeyi hayal eden Tika, o gece Otik'in hikyeyi anlatmamak konusun da kendine hakim olmasn tm kalbiyle umuyordu. Ama umutlarn daha iyi eylere balasa fena olmayacakt. Gnelerin Szcs ve Qualinesti lkesinin hkmdar Solostaran'n cenazesine katlmak iin S en kp gelmi olan birka elf grubu vard. Onlar hikyeyi anlatmas iin Otik'i sktrmak hramanlarn kendi lkelerini ziyaretleriyle ve lkeyi kt ejderha Cyan Bloodbane'nin elind en kurtar-malaryla ilgili kendi yklerinin bir ksmn da bizzat aktaryorlard. Tika, bunun zerine Otik'in onun tarafna doru istekle baktn grd: Sonu olarak Tika da esti'deki grup yelerinden biriydi. Ama kadn onu kzl buklelerinin hiddetli bir sallanyl susturdu. Yolculuklarnn o blmn anlatmay, hatta tartmay bile kabul etmiyordu. Asln ce altndaki topraklarn korkun kbusunu unutmak iin her gece dua ediyordu. Tika elflerin sz deitirmelerini dileyerek bir an iin gzlerini kapatt. Artk kendi kb rd. Eski kbuslarn uykularn karmasna hi gerek yoktu. "Brak bir an nce gelip gitsinl yavaa kendi kendine ve eer varsa dinleyen bir tanrya. Gn yeni kavumutu, ieriye yiyecek ve iecek isteyen daha ok mteri girdi. Tika, Dezra'da dilemi, iki arkada birlikte birka damla gzya dkm imdi de mutfaktan iki tezghna, oradan masalara kouturup duruyorlard. Her kap alnda ya da Otik sesini an e grltsnn zerine her ykseltisinde Tika irkiliyor ve tedirginlikle kalarn atyordu. "...gzel bir gz akamyd, hatrlyorum ve ben, tabii ki, ej-deran bir talim avuundan dah ldm." Buna her zaman iin glnrd. Tika dilerini skt. Otik'in hatr saylr bir dinley endini kaptrm gidiyordu. Artk onu susturmak mmkn olmazd. "Han o zamanlar vallen aacn sindeydi, ejderhalar ykmadan nce ehrimizdeki btn gzel binalar gibi. Ah eskiden ne kada r gzeldi." ini ekti -her zaman bu noktada ektii gibi- ve gzndeki ya sildi. Kalabal miyet dolu bir mrlt ykselmiti. "Nerede kalmtm?" Mendiline smkrd; bu da oyunun bak siydi. "A, evet. Oradaydm, iki tezghnn gerisinde; kap ald..." Kap ald. Zamanlama o kadar mkemmeldi ki, sanki bir komut zerine gereklemiti. Tika te e kalm alnndan kzl bir bukle sa geri iterek sinirle bakt. Aniden odaya bir sessizlik du. Trnaklarn ellerine batran Tika gerginleti. Uzun boylu, ieriye girerken ban emek zorunda kalacak kadar uzun boylu bir adam duruyo rdu kapda. Salar koyu renk, yz ciddi ve sertti. Krkler iinde olmasna ramen yryn bedeninin gl ve kasl olduu anlalyordu. Tehlikelere kar dikkatli gzleri kalabalk ayarak bulunanlar bir bir tartt. Ama bu sadece gayri ihtiyari yaplan bir hareketti nk etraf delip geen kasvetli baklar a'da durunca gergin yz rahatlayp glmsedi ve kollarn at. Tika tereddt etti ama arkadann grnts aniden iini nee ve garip bir zlem dalgas ile Kalabal ittirerek yolunu aan kz kendini adamn kollarna att. "Nehiryeli, dostum," diye mrldand kesik kesik. Gen kadn kollarnda tutan Nehiryeli, sanki bir ocukmu gibi hi zahmet ekmeden kz kald alabalk tezahratta bulunup, kupalarn masalara vurmaya balad. Birou gzlerine inanamy Mzrak Kahramanlarndan biri gzlerinin nndeydi, sanki Otik'in hikyelerinin birinden frl yp gelmiti, "e unvanna da yakyordu! Bylenmilerdi. Uzun boylu adam Tika'y brakr brakmaz krk pelerinim 31 30

omuzlarndan atm ve artk V ekilli blmleri, her biri onun ynetmekte olduu, Bozkrlarn abilesini temsil eden deiik krklerden ve ilenmi deriden yaplm olan Reislik Hrkas he gzleri nne serilmiti. Adamn, Tika'nn son grdnden bu yana biraz daha yalanm ve h e hava koullaryla esmerlemiti; stelik gzlerinde iten gelen, adamn yllar nce yaamn bulduuna dair bir mutluluk vard.

Tika bir eylerin boazna dmlendiini hissedince hemen ban evirdi ama yeterince hzl "Tika," dedi adam, yeniden kendi halk ile yaamaya balad iin kulland kaba bir aksanl i hl iyi ve gzel bulmak ne ho. Caramon nerede? Daha fazla bekleyemeyeceim. . . Ne var Tika, yanl giden bir ey mi var?" "Hi, hi," dedi Tika kpr kpr; kzl buklelerini sallayp gzlerini krptrarak. "Gel, nnda bir yer ayrdm. Yorgun ve a olmalsn." Hi susmadan, adama tek bir sz bile ettirmeden, kalabalk iinden geirdi. Kalabalk da, et rafnda toplanp ona dokunmaya alrken, krk pelerinine hayran hayran bakarken veya elini mak isterken (bu Bozkrl'mn barbarca bulduu bir adetti) ya da iki kupalarn adamn burnun doru uzatrken, ister istemez ona yardmc olmutu. Nehiryeli, Tika'y heyecanl kalabalk arasndan izlerken, bir yandan elf yapm gzel klc p her eyi kaytszca kabullendi. Sert yz biraz daha karard; sk sk pencereden dar bak i daha imdiden bu grltl, scak odann hudutlarndan kap ok sevdii ak havaya kavu Fakat Tika byk bir beceriyle takn mterileri bir yana itip ksa bir sre sonra eski arka ein yannda, dierlerinden ayr, mutfaa yakn bir masaya oturttu. "Hemen geleceim," diyerek ona glmsedi ve daha adam azm aamadan mutfaa girerek kayboldu Otik'in sesi, yksek bir patlama sesiyle birlikte bir kez daha ykseldi. Hikyesi kesi len Otik, yeniden asayii salamak iin -Solace'ta en ok korkulan silahlardan biri sayla n- bastonunu kullanyordu. Barmenin bir aya sakatlanmt; bu yky -Solace'n d sr istilc ejderan ordularyla tek eliyle savarken nasl yaralandn- anlatmaktan da zevk 32

alrd. Bir tava dolusu baharatl patates kaparak aceleyle Nehiryeli'nin yanna dnen Tika huz ursuz bir edayla Otik'e bakt. O gerek yky, nasl zeminin altnda sakland yerden srk ayan sakatladn biliyordu. Ama bunu hi anlatmamt. inden, adam kendi babas gib babas ortadan yok olunca kz alp bytm; bir hrsz olmasna mani olup, ona namusuyla a i vermiti. Ayrca, gerei bildiini ona hatrlatmak bile Otik'in yksekten uan masallarn da umasn engelliyordu. Tika geri dndnde kalabalk olduka sakinlemi, ona eski arkadayla konuabilecek bir f "Altnay ile olunuz nasl?" diye sordu Tika neeyle, Nehiryeli'nin kendisini dikkatle szp bakmakta olduunu grerek. "yidir, sevgilerini yollad," diye cevap verdi Nehiryeli derin, bariton sesiyle. "Ol um" -gzleri gururla parlamt- "iki yanda olmasna ramen daha imdiden uzun boylu ve bir adan daha iyi at biniyor." "Altnay'n da seninle gelmesini umuyordum," dedi Tika, iini ekerek; Nehiryeli'nin iini ekiini duymasn istememiti. Uzun boylu Bozkrl, cevap vermeden nce bir sre sessizce y yedi. "Tanrlar bizi iki ocukla daha kutsadlar," dedi Tika'ya kara gzlerinde garip bir ifad eyle bakarak. "ki mi?" Tika'nn akl karmt sonra, "tamam ikizler!" diye bard neeyle. "Ayn Caramo Dudaklarn srarak aniden sustu. Nehiryeli kalarn atarak ktl uzaklatran bir iaret yapt. Tika kzararak baklarn yordu. Is ve grlt ban dndrmt. Azndaki ac tada ramen Altnay ile ilgili daha ni zorlad ve bir sre sonra Nehiryeli'nin cevabn dinleyebiliyordu bile. "... Topraklarmzda hl ok az rahip var. Dinimize inanan ok insan oldu ama tanrlarn gc ava geliyor. Altnay ok alyor, bana gre ok ama her gn daha da gzelleiyor. Ve bebek her ikisinin de gms altn rengi salar var..." Bebekler... Tika hznle glmsedi. Kadnn yzn gren 33 Bfiim 2 Nehiryeli sesizleti, yemeini bitirerek taban itti. "Bu ziyaretin srmesini istediim kad r baka bir ey istemiyorum" dedi yavaa, "ama halkmdan uzun sre ayr kalamam. Grevimin a iyetini biliyorsun. Caramon nere..." "Gidip odana bir bakaym," dedi Tika; ylesine aceleyle ayaa frlamt ki masaya arparak N ryeli'nin ikisini dkt. "O lam ccesinin yata yapmas gerekiyordu. Byk bir ihtimalle siz bir uykuda bulacam..." Aceleyle ayrld. Ama yukardaki odalara gitmedi. Mutfak kapsnn dnda durup gece rzgr yanan yanaklarnda hissederek karanla bakt. "Ltfen gitsin!" diye fsldad. "Ltfen..."

Belki de Tanis her eyden ok, Son Yuva Han'n ilk grecei andan korkuyordu. Burada balamt her ey, yl nceki gece Flint ve zato-lunamaz kender Tasslehoff Burrfoot ile birlikte, eski arkadala ryla bulumak iin buraya gelmiti. Burada dnyas altst olmu ve bir daha da kendini tam a myla hi dorultamamt. Fakat atn Han'a doru srerken, Tanis korkularnn yattn fark etti. Her ey o kadar d c, hi hatras olmayan bir yere gelmek gibi bir eydi bu. Byk bir vallen aacnn dallan yerde duruyordu bina. Yeni eklemeler yaplm, yolcu aknn karlamak iin daha ok odalar lmi, yeni bir at yaplmt, ok daha modern tasarml bir at. Savan btn yaralar, zlenmiti. Derken, tam Tanis rahatlamaya baladnda Han'n n kaps ald. Darya doru huzmelenen yolu at; akam esintisiyle baharatl patates kokusu ve kahkaha sesleri ona tand. Hatra zerine t; Tanis yenik derek ban edi. Ama belki de byk bir ans eseri olarak gemile uraacak fazla vakti olmad. Yol arkaday ikte hana yaklarken seyis yama koarak atlarnn dizginlerini yakalad. "Yiyecek ve su," dedi Tanis eyerinden yorgun bir halde kayp, 34 35

ocua bir metelik atarken. Kaslarndaki kaslmalar gidermek iin gerindi. "Yeni bir atn ha bekletilmesi iin haber yollamtm. Adm Tanis Yarmelf." Olann gzleri fal ta gibi ald; zaten gzleri Tanis'in giymi olduu parlak zrha ve ze ne taklmt. imdi ise meraknn yerini huu ve hayranlk almt. "T-tabii beyim," diye kekeledi, bylesine byk bir kahramann kendisiyle konumasna inanam ayarak. "A-at hazr, he-hemen getireyim mi beyim?" "Hayr." Tanis glmsedi. "nce bir eyler yiyeceim. ki saat iersinde getir onu." "-iki saat. Tamam beyim. Saol beyim." Ban sallayp duran olan, hissizlemi eline doru in ittii dizginleri tuttuktan sonra az bir kar ak, sabrsz at onu drtp de neredeyse r yapmas gereken ii unutarak ylece durmutu. Olan, Tanis'in atn aceleyle gtrrken yarmelf yol arkadann attan inmesine yardmc o "Demirden yaplm olmalsn," dedi kadn, inmesine yardmc olan Tanis'e bakarak. "Gerekten yoluna devam etmeye niyetli misin?" "Dorusunu sylemek gerekirse bedenimdeki btn kemikler szlyor," diye balad Tanis, sonra ndisini huzursuz hissederek durdu. Bu kadnn yannda kendini rahat hissedemiyordu bir trl. Tanis, kadnn Han'dan szlen k huzmesini aksettiren yzn grebiliyordu. Yorgunluk ve a solgun, kk yanaklarna gmlmt. Yere adm attnda tkezlendi ama Tanis hemen kolunu slanmasn salad. Kadn ksa bir an iin yasland. Sonra kendini ekerek kibarca ama sert b mde ittirdi adam ve ilgisizce etrafna baknarak tek bana ayakta durdu. Her hareketi cann yakyordu Tanis'in; fiziksel bir yorgunlua veya skntya alk olmayan da neler hissettiini tahmin edebiliyor ona kar kskanlkla kark bir hayranlk duyuy ve korku dolu yolculuklar srasnda kadn bir kere bile ikyet etmemiti. Hep adama ayak uy urmu, hi arkada kalmam ve verdii komutlar hi sual etmeden uygulamt. Neden o halde, diye merak ediyordu Tanis, kadna kar bir eyler hissetmiyordu? Kadnda o nu bu kadar huzursuz eden veya 36 cann skan ne vard? Kadnn yzne bakan Tanis cevabn ald. Yzndeki tek scaklk, Han' yz bile -yorgun olmasna ramen- souk, ihtirassz ve bireylerden yoksundu -ama neden yok un? nsanlktan m? Btn bu uzun ve tehlikeli yolculuk boyunca hep byle olmutu kadnn yz , umursamaz ve kibar, umursamaz ve minnettar, umursamaz mesafeli ve uzak olmutu. Byk bir ihtimalle kaytszca gmerdi de beni, diye dnd Tanis ii karararak. Sonra, hi umurs n kstaha dncelerinden dolay kendisini cezalandrrcasna baklar kadnn boyundaki m adine'n Platin Ejderhas. Tam yolculuklar balamadan nce, Elistan'n kendisine zel olarak syledii veda szlerini hatrlayabiliyordu. "Ona refakat etmen uygun olacak Tanis," demiti artk zayflam olan rahip. "Birok ynden, enin yllar nce ktna benzer bir yolculua balamak zere: Kendini tanmaya alyor. Y kendisi de bilmiyor." Bunu Tanis'in pheli baklar zerine sylemiti. "Gzlerini gklere e ilerliyor." Elistan hznle glmsedi. "Byle yapt zaman insann mutlaka tkezleneceini i. Eer renmezse d zor olacak." Ban sallayarak alak sesle bir dua etti. "Ama Palad liyiz."

Tanis o zaman da kalarn atmt, imdi de bu konuda dndke atyordu. Gerek tanrlar ramen (bunda her eyden ok Laurana'nn onlara kar duyduu sevgi ve inan vard) yaamn net ederken huzursuz oluyordu; ayrca Elistan gibi tanrlarn srtlarna ok byk ykler yk re kar da sabr tkenmeye balamt. Mmknse bir deiiklik yapalm ve insanlar kendi yap leri sorumlu olsun, diye dnd Tanis huzursuz bir ekilde. "Ne var Tanis?" diye sordu Crysania souk bir edayla. Btn bu zaman zarfnda kadna bakyor olduunu fark eden Tanis utanla ksrerek boazn te baklarn evirdi. Allahtan tam o anda olan Criysania'nn atn almak iin dnm, Tanis'i rmekten kurtarmt. Tanis, Han' iaret etti ve kadnla birlikte o yne doru yrmeye bala "Aslnda," dedi Tanis sessizlik rahatsz edici bir hal alnca, "burada kalp arkadalarm zi aret etmekten daha ok istediim 37 bir ey yok. Ama yarndan sonra Qualinesti'de olmam gerek ve ancak zorlu bir at yolc uluundan sonra oraya zamannda varabilirim. Kaynbiraderimle olan ilikilerim Solostaran 'n cenaze trenini karmama olanak salayacak boyutlarda deil." Ac bir tebessmle ekledi: em politik hem de ahsi olarak, bilmem anlatabildim mi." Buna karlk Crysania glmsedi ama -Tanis'in grd kadaryla- bu anlam olmasndan kayna bessm deildi. Bu bir hogr tebessmyd, sanki bu politika ve aile meseleleriyle ilgili k alar onun ok altndaym gibi. Han'm kapsna varmlard. "Ayrca," diye ekledi Tanis yavaa, "Laurana'y zledim. Komik d Yaknmda olduu zaman ve ilerimizle megulken bazen gnlerce sadece aceleyle verilen bir t ebessm, bir dokunula yetinip, sonra yine kendi dnyalarmza dnyoruz. Ama ondan uzakta ol uum zaman sanki uyanmm da sa kolumun kesilmi olduunu fark etmiim gibi oluyor. Yataa ken sa kolumu dnerek hareket etmem ama bir kez kolum kopmusa..." Tanis kendini bir ahmak gibi hissedip, sanki iledii bir kabahatin grlmesinden korkarm ibi aniden susuverdi. Ama Crysania'nn kendisine zerrece aldrmadn fark etti. Sadece pr mermer yz kyaslandnda ayn gm daha scak duruncaya kadar buz kesti. Ban sa at. Caramon veya Nehiryeli'ni kskanmyorum, diye dnd inatla. Han'm o smscak, bildik sesleri ve kokusu Tanis'i sarmalad ve uzun bir sre her ey bula nklat. te Otik oradayd, -daha yal ve daha iman olmas ne kadar mmknse o kadar- da stona dayanm srtn svazlyordu. Yllardr grmedii, daha nceleri onunla pek alakas ol e elini skp onunla arkada olmak isteyen insanlar da buradayd. te eski meyhane tezgh, rl parl cilalyd; ve her nasl baardysa bir lam ccesi de stne kmt... Sonra krkler iinde uzun boylu bir adam vard; derken Tanis arkadann scak kollar arasn lmutu kendini. "Nehiryeli," diye fsldad bouk bir sesle Bozkrl'ya sk sk sarlarak. "Kardeim," dedi Nehiryeli halknn Que-shu dilinde. Handaki 38 kalabalk deliler gibi tezahrat ediyordu ama Tanis onlar duymuyordu bile nk alev alev k sal ve yz illerle kapl bir kadn elini koluna koymutu. Hl Nehiryeli'ne sk sk sar arak Tika'y da aralarna ald ve uzun sre arkada -birbirlerine hzn, ac ve gururla b sarlp kaldlar. Nehiryeli onlar kendilerine getirdi. Duygularn bylesine gzler nne sermeye alk olmay boylu Bozkrl bouk bir ksrkle kendine ekidzen vererek geri ekildi ve yeniden kendine m oluncaya kadar gzlerini srekli krpp, kalarn atarak tavana bakt. Kendi gzyalaryl akal slanan Tanis, Tika'ya bir kez daha sarlp etrafna baknd. "Nerede senin u kocan olacak koca ahmak herif?" diye sordu neeyle. "Caramon nerede ?" Bu basit bir soruydu ve Tanis gelecek tepkiye kar hi hazrlkl deildi. Kalabalk tamamen ssizleti; sanki biri hepsini birden susturmutu. Tika'nn yz kzard; bu irkin bir krmz yan bir eyler geveledi, eilerek yerden bir lam ccesi kaldrd ve zavally yle bir sars nin azndaki diler birbirine arpt. akna dnen Tanis, Nehiryeli'ne bakt ama Bozkrl o-muzlarn silkip, kara kalarn kald i. Yarmelf neler dndn sormak iin Tika'ya dnd ama tam o anda kolunda buz gibi bir tem ssetti. Crysania! Onu tamamiyle unutmutu. Kendi yz de kzaran Tanis ge de olsa kz takdim etti. "Paladine'n Saygdeer Rahibesi, Tariniuslu Crysania'y takdim etmeme izin verin," dedi Tanis resmi bir dilde. "Lady Crysania, Bozkrllarn Reisi Nehiryeli ve Tika VVaylan Majere."

Crysania yolculuk pelerininin backlarn aarak kukuletasn geri itti. Tam o byle yaparke boynundaki platin madalyon Han'm parlak mum nda imekler aktrd. Kadnn saf beyaz kuzu lbisesi, pelerininin kvrmlar arasndan grnyordu. Hem hrmetkar, hem huu dolu bir mr alk arasnda. "Kutsal bir rahibe!" "Adn duyabildin mi? Crysania! Sradaki..." "Elistan'n ardl...." Crysania ban edi. Nehiryeli ciddi bir yzle yerlere kadar eildi; yz hl kpkrmz ol eymi gibi grnen Tika, Raf aceleyle iki tezghnn arkasna iterek bir 39 reverans yapt. Tika'nn evlilik soyad olan Majere'yi duyan Crysania sorgular-casna Tanis'e bakt; cev aben de bayla bir onay iareti ald. "eref duydum," dedi Crysania dolgun, serin sesiyle, "yaptklar cesaret dolu ilerle he pimizi birer misal olarak aydnlatan bu iki kiiyle tantm iin." Tika memnuniyet dolu bir utanla kzard. Nehiryeli'nin sert yznde bir ifade deiiklii ol ama Tanis, rahibenin vgsnn koyu bir dindar olan Bozkrl iin ne kadar anlaml olduunu t edebiliyordu. Kalabala gelince, kendilerince bu eref iin grltyle tazahratta bulunmu e bulunmaya da devam ediyorlard. Otik, byk bir tantanayla konuklarn bir masaya gtrerek sanki btn sava onlarn hatrna olmu gibi kahramanlar kutluyordu. Yerine oturan Tanis ilk bata kargaa ve grltden rahatsz oldu ama ksa bir sre iinde bu endisi iin daha iyi olduu kararna vard. En azndan Nehiryeli'yle, duyulma korkusu olma dan rahat rahat konuabiliyordu. Ama nce Caramon'un nerede olduunu bulmas gerekiyordu . Bir kez daha sormaya balad ama -onlarn yerletiklerini grdkten sonra Crysania'yla ana b r tavuk gibi ilgilenen-Tika onun azn atn grerek hemen dnm ve mutfakta kaybolmut Akl karan Tanis ban sallad ama daha fazla dnmeye frsat bulamadan Nehiryeli ona sor aya balamt. Ksa bir sre sonra ikisi derin bir muhabbete dalmt bile. "Herkes savan bittiini dnyor," dedi Tanis iini ekerek. "Bu da bizi, daha ncekinden r tehlike iine atyor. Karanlk zamanlarda elfler ve insanlar arasndaki gl ittifak gne imeye balad. Laurana u anda Qualinesti'de, babasnn cenazesine katlrken bir yandan da d kkafal aabeyi Porthios ile Solamniya valyeleri arasnda bir anlama yapmaya alyor. Te thios'un ei Alhana Starbreeze." Tanis glmsedi. "O elf kadnn insanlara ve dier rklara h le yaklaabileceini bile greceimi hi tahmin etmezken imdi hogrsz kocasna kar onla eklemesine tank oluyorum." "Garip bir evlilik," diye fikir yrtt Nehiryeli; Tanis de ona katlarak ban sallad. Her i adamn da aklnda, artk lm olan 40 arkadalar, Yksek Rahiplik Kulesi kahraman valye Sturm Brightblade vard. Her ikisi de A hana'nn kalbinin orada, Sturm ile birlikte karanla gmlm olduunu biliyordu. "Bir ak evlilii olmad kesin." Tanis omuzlarn silkti. "Ama dnyadaki dzeni kurmaya yar k bir evlilik olabilir. Gelelim sana dostum? Yzn yeni bir neeyle ldamakla birlikte, ka rarm ve yeni endielerle aslm. Altnay, Laurana'ya ikizlerin haberini yollam." Nehiryeli yle bir glmsedi. "Haklsn. Uzakta olduum her dakika bana fazla geliyor," dedi Bozkrl derin sesiyle, "geri seni grmek, kardeim, kalbimdeki yk hafifletiyor. Ama iki k bileyi bir savan eiinde brakp geldim. u ana kadar onlar birbirleriyle konumaya ikna , henz kan dklmedi. Fakat isyankrlar bana kar, benim arkamdan alyor. Benim uzakta o r dakika onlara eski kan davalarn kartrmak iin frsat veriyor." Tanis kollarn kavuturdu. "zgnm dostum; ama geldiin iin minnettarm." Sonra yeniden i , yeni sorunlar olduunu hatrlayarak Crysania'ya bakt. "Senin bu hanma yol gsterip onu koruyacan ummutum." Sesi bir mrlt halinde alald. "VVayreth Orman'ndaki Yce Bycl hat ediyor." Nehiryeli'nin gzleri tela ve honutsuzlukla ald. Bozkrl, byclere ve byclerle ilg mezdi. Tanis bayla onaylad. "Gryorum ki Caramon'un, Raistlin ile birlikte oraya gittii zamana dair anlatt hikyeyi hatrlyorsun. stelik onlar davet edilmilerdi. Bu hanm davetsiz g r, byclerden nasihat almak iin. . ." Crysania, Tanis'e sert, hkmedici bir bak frlatt. Kalarn atan kadn ban sallad. D szn eksik brakarak ekledi, "Ben de senin ona elik edebileceini ummutum..." "Ben de bundan korkmutum," dedi Nehiryeli, "mesajn aldm zaman; o yzden de gelmem gerek

iini hissetmitim -neden reddettiimi sana aklayabilmek iin. Baka bir zaman olsayd memn yetle yardm edeceimi bilirsin ve zellikle de bylesine saygn birine hizmet edebilmekte n byk bir eref duyardm." Hrmetini bir tebessmle kabul eden Crysania'ya doru hafife e Kadn Tanis'e baknca tebessm solmu, 41 kalar arasnda minik, derin bir hiddet izgisi belirmiti. , ' Nehiryeli szne devam etti, "Fakat tehlikede olan ok fazla ey var. Yllardr sava iinde n kabileler arasnda kurduum bar pek narin. Ulus ve halk olarak hayatta kalmamz birleme ize; topraklarmz ve hayatlarmz yeniden ina etmek iin birleip, birlikte almamza b "Anlyorum," dedi Tanis, Nehiryelinin yardm talebini geri evirdii iin hissettii aikr m uzluundan etkilenmiti. te yandan yarmelf Lady Crysania'nn memnuniyetsiz baklarn yaka kadna suratsz bir kibarlkla dnmt. "Her ey yoluna girecek Saygdeer Rahibe," dedi ze abrla. "Caramon' da sizi gtrebilir ve o bizim gibi sradan lmlye bedeldir, yle dei ryeli?" Aklna anlar gelen Bozkrl glmsedi. " sradan lml kadar yedii kesin. Ve en az , ar gldr. Hatrlyor musun Tanis. . .neresiydi oras... Flotsam'deki gsteride nasl o tk uzsurat VVilliam' havaya kaldrrd?" "Bir keresinde de iki ejderan kafalarn birbirine arpp ldrmt." O eski zamanlar ark nn aniden dnya zerindeki karanl kaldrdn hisseden Tanis gld. "Peki ya cce krall usun, Caramon, Flint'in arkasndan szlmt ve..." leri uzanan Tanis, Nehiryeli'nin kula r eyler fsldad. Bozkrl'nn yz glmekten kzarmt. O da baka bir yk anlatt ve ik kl kullanmadaki ustalyla, cesaret ve erefiyle ilgili hikyeleri anlatmaya baladlar. "Ya ruhunun zarafeti," diye ekledi Tanis bir anlk bir dnceden sonra. "Raistlin'e o ka dar byk sabrla bakmas, o ksrk nbetleri bycy harap ettii zamanlar onu kollar ara i gzmn nnde..." Sz bouk bir haykr, bir gmbrt ve patrtyla kesildi. Hayretle dnp bakan Tanis, Tika yzle, yeil gzleri yalar iinde kendisine bakmakta olduunu grd. "Git artk!" diye yalvard kadn solgun dudaklaryla. "Ltfen Tanis! Hi soru sorma! Sadece git!" Adamn koluna yapt, trnaklar adamn tenine batyordu. "Bana bak Tika, Cehennem adna neler oluyor?" diye sordu Tanis fkeyle; ayaa kalkm kadnl a yz yze duruyordu. Cevap olarak byk bir atrt geldi. nanlmaz bir gle 42 dardan ittirilen Han'n kaps sonuna kadar ald. Kapya bakarken yz muazzam bir korku kaslan Tika geriye doru yle bir srad ki Tanis eli klcnda aceleyle dnd; Nehiryeli d d. Koca bir glge kapy doldurmu, adeta odaya kasvetli bir glge salmt. Kalabaln neeli kahalar hemen kesilerek iitilmesi g, kzgn bir mrltya dnt. Kendilerini izlemekte olan karanlk ve kt eyleri hatrlayan Tanis klcn ekerek, Lady C ile karanlk arasna att kendini. Grmese de Nehiryeli'nin kendisini kollayan iri yapl v rln arkasnda hissedebiliyordu. Demek ki bizi yakalad, diye dnd Tanis, neredeyse bu belirsiz, bilinmeyen dehetle dvm bir frsat yakaladna memnun olarak. Acmasz bir yzle kapya bakyor; imi, acaip sure Tanis, bunun bir adam olduunu grd , koca bir adam; daha da dikkatli baknca adamn deva sa bedeninin kof olduunu fark etti. Koca bir gbek, deri tozluklarnn zerine sarkyordu. Kirli bir gmlek tam gbeini ortada brakyordu; zaten yle bir gbei de rtebilecek ok az ardr. Adamn -ksmen gnlk bir sakal yznden belirsizleen- yz ar derecede kzarm alar ise yal ve dankt. Son derece iyi kumatan, zenle dikilmi giysileri ise hem kir m de cce biras diye bilinen sert bir iki ile kusmuk kokuyordu. Kendini bir ahmak gibi hisseden Tanis klcn indirdi. Bu adam sadece sarho sefilin biri ydi; byk bir ihtimalle de iri cssesiyle ehir sakinlerini sindirmeye alan bir kasaba ka adays. Adama tiksinti ve acmayla bakt; daha bakarken adamda garip bir biimde tandk bir yler olduunu dnd. Belki de uzun yllar nce Solace'tan tand; bandan kt gnler ge Yarmelf dnmeye balamt ki -hayretle- Han'daki herkesin kendisine bir beklentiyle bakt Ne yapmam bekliyorlar ki, diye dnd Tanis ani ve hzla beliren bir hiddetle. Ona saldrma m? Bu zavall kasaba ayyan dverken ne de kahramanca grnrm ya! Sonra yanbanda bir hkrk sesi duydu. "Sana gitmeni sylemitim," diye inledi Tika, bir yeye kerken. Yzn ellerine gmerek sanki ii paralanacakm gibi alamaya balad. 43 Gitgide akl daha da karan Tanis, Nehiryeli'ne bakt ama belli ki Bozkrl en az arkada k

r karanlklar iindeydi. te yandan ayya sendeleyerek odaya girip hiddetle etrafna bakmyo rdu. "Neyin nesidir bu? Bi eylenti mi?" diye homurdand. "Kimse, kimse esjki... kimse b eni armad m?" Kimse cevap vermedi. Sabit bir biimde gzlerini Tanis'e dikmi, apal adam grmemezlie ge orlad; artk ayyan da dikkati yarmelfe evrilmiti. Adamn grntsn netletire-bilmek s'e akn bir hiddetle bakyordu, sanki btn sorunlarndan dolay onu sorumlu tutarm gibi , aniden ayyan gzleri fal ta gibi ald, yz ahmaka bir tebssmle aydnland, kollar u sendeledi. "Tani... dost..." "Tanrlarn adna," diye sald nefesini Tanis sonunda onu tanyarak. leri doru sendeleyen adam bir sandalyeye takld. Bir an iin ileri geri salland, ayn kes lmi, dmeye hazr bir aa gibi. Gzleri kayd, insanlar kendilerini kurtarmak iin nnden a -Han11 sarsan bir gmbrtyle- Mzrak Kahraman Caramon Majere, Tanis'in ayaklarnn dibine ykld. BCm 3 Tanrlar adna," diye tekrarlad Tanis koma halindeki savann yanna eilirken. "Caramon. "Tanis..." Nehiryeli'nin sesi yarmelfin aceleyle ban kaldrmasna neden olmutu. Bozkrl a'y kollarnda tutuyor, Dezra ile birlikte zntyle akl bandan gitmi gen kadm rahatl Fakat insanlar drt bir yandan sktryor, Nehiryeli'ne sorular sormaya alyor ya da Cr nn kendilerini kutsamasn istiyorlard. Geri kalanlar ise daha ok bira istiyor ya da sad ce ahmaka bakarak etrafta duruyorlard. Tanis aceleyle ayaa kalkt. "Bu gecelik Han kapal," diye bard. Kalabalktan alayl szler ykselmiti; sadece arka taraflarda Tanis'in herkese iki smarlad nneden birka mteriden blk prk alk sesleri duyuldu. "Hayr, ciddiyim," dedi Tanis sert bir biimde, sesi grlty bastrmt. Kalabalk sustu. treni iin teekkrler. Yurduma geri dnmenin benim iin ne kadar anlaml olduunu anlatama Fakat dostlarm artk yalnz kalmak istiyorum. Ltfen, ge oldu..." Baz sempati mrltlar ve iyi niyetli alk sesleri duyuldu. Sadece birka kii kalarn a valyeleri'nin kk grld zamandan kalma eski bir atasz olan) , kendi zrh 45 44

kendi gzlerini kamatrmayan valye daha byk valyedir, tarznda fikir beyan etti. Dezra ya bakmas iin kadnn banda brakan Nehiryeli, Tanis'in, kendilerinden baka herkesi kast iini varsayan birka kiiyi drtmek iin ilerledi. Yarmelf yerde neeyle horlayan Caramon inde nbet tutuyor, insanlarn koca adam inemelerine engel oluyordu. Yanndan geerken Ne yeli'yle birbirlerine baktlar ama Han boalncaya kadar ikisinin de konuma frsat olmamt Otik Sandeth kapnn yannda durmu herkese geldikleri iin teekkr ediyor ve Han'n ertesi alaca konusunda herkese garanti veriyordu. Herkes gidince kendisini tuhaf hissedere k utan duyan Tanis emekli mal sahibine doru bir adm att. Ama daha konumaya frsat bulam adan Otik onu durdurdu. Tanis'in elini tutan yal adam fsldad, "Geri geldiin iin ok memnunum. ini bitirince e." Tika'ya baktktan sonra yarmelfi kendisine suorta edercesine, ileri doru gelmesini iaret etti. "Tanis," dedi yine fsltyla, "Tika'nn kasadan para aldn grrsen, grmeme birinde der. Ben fark etmiyormuum gibi yapyorum." Baklar yeniden Caramon'a gitti ve ba le sallad. "Yardm edebileceini biliyorum," diye mrldandktan sonra ban sallad ve bas yaslanp geceye doru topallayarak yrd. Yardm etmek mi! diye dnd Tanis deliler gibi. O buraya yardm bulmak iin gelmiti. Caram un horultusu ykselince kendi kendini uyandracakm gibi oldu; byk bir miktar cce birasn sunu geiren adam yeniden uykuya dald. Tanis ii sklarak Nehiryeli'ne bakt, sonra da are izlik iinde ban sallad. Crysania, Caramon'a acmayla kark bir tiksintiyle bakyordu. "Zavall adam," dedi yavaa. ladine madalyonu mum nda parlyordu. "Belki ben..." "Onun iin yapabileceiniz hibir ey yok," diye alad Tika buruk bir edayla. "Onun iyileti ilmeye ihtiyac yok. O sarho, grmyor musunuz? Ktk gibi sarho!" Crysania'nn baklar hayretler iinde Tika'ya dnd ama rahibe daha bir ey syleyemeden Ta celeyle Caramon'a bakt. "Bana yardm et Nehiryeli," dedi eilerek. "Onu eve gtreli..." "Brakn onu!" diye atld Tika, gzlerini nlnn kenarna silerek. "Meyhane zeminlerinde ler geirdi. Bir gece daha

gz karmaz." Tanis'e dnd. "Sana sylemek istemitim. Gerekten denedim. Ama dndm ki.. i yitirme-dim... Mektubun geldiinde heyecanlanmt. Uzun zamandr... olmad kadar akl b lki de bu bir ie yarar, diye dnmtm. Deiebilirdi. O yzden, gelmenize izin verdim." B gnm..." Tanis kararsz bir halde koca savann yannda duruyordu. "Anlamyorum. Ne kadar zamandr.. "Sizin dnnze gelemememizin nedeni buydu Tanis," dedi Tika, nln bkp dm dm ya k istemitim ki! Ama..." Yeniden alamaya balad. Dezra kadna sarld. "Otur Tika," diye mrldand Dezra, kadnn yksek arkalkl, ahap bir tezgha oturmasna ya Aniden ayaklar boalan Tika yld; sonra ban elleri arasna gizledi. "Gelin hep birlikte oturalm," dedi Tanis ciddiyetle, "ve aklmz bamza toplayalm. Sen o aki" -yarmelf, onlara tahta iki tezghnn ardndan bakmakta olan lam ccesini eliyle ia rek ard. "Bize bir srahi bira ile birka kupa, Lady Crysania'ya arap ve biraz baharatl tates getir..." Tanis durdu. Kafas karm olan lam ccesi, az aknlktan bir kar alm, yusyuvar "Gidip ben ahversem daha iyi olacak Tanis," diye nerdi Dezra glmseyerek. "Eer Raf uraa cak olursa sonunda bir srahi dolusu patates getirebilir." "Ben yardm et!" diye kar kt Raf hiddetlenerek. "Sen pleri dar kar!" diye atld Dezra. "Ben ok byk yardm..." diye kederle sylendi Raf ayaklarn srye srye; dar karken unu onarmak iin masalarn bacaklarna tekme atyordu. "Odalarnz Han'n yeni tarafnda," diye geveledi Tika. "Size odalarnz gstereyi..." "Odalar daha sonra buluruz," dedi Nehiryeli serte ama Tika'ya bakarken gzleri nazik bir sempatiyle dolmutu. "Otur da Tanis'le konu. Ksa bir sre sonra ayrlmas gerekiyor." "Lanet olsun! Atm!" dedi Tanis, aniden ayaa kalkarak. "Olana at getirmesini sylemitim. .." 46 47

"Gidip onlara beklemesini syleyeyim," diye nerdi Nehiryeli. 1 "Hayr, ben giderim. S adece bir dakikam alr..." "Dostum," dedi Nehiryeli yavaa onun yanndan geerken, "dar kmam lzm! Sonra gelir ya ..." Bayla horlamakta olan Caramon'u iaret etti. Rahatlayan Tanis arkasna yasland. Bozkrl ayrld. Crysania, Tanis'in yanna, masann die afna oturarak Caramon'a aknlkla bakmaya balad. Tanis, Tika'ya; kendini toplayarak otur p, hatta biraz glmseyinceye kadar kk, nemsiz olaylardan bahsetmeye balad. Dezra iec dndnde yz hl biraz ask ve gergin grnse de Tika biraz rahatlam gibiydi. Tanis, C a pek dokunmadn fark etti. Orada oturmu, kalar arasndaki kara izgi bir kez daha beli aman zaman Caramon'a bakyordu. Tanis ona olanlarn ne olduunu anlatmas gerektiini bili yordu ama nce birilerinin ona aklamas gerekiyordu. "Ne zaman balad bu..." diye balad, tereddtle. "Balamak m?" Tika iini ekti. "Buraya dndkten alt ay kadar sonra." Baklar Caramon'a mutluydu -ilk balarda. ehir berbat haldeydi Tanis. Hayatta kalabilenler iin k bir fe laket olmu. ou alktan lmek zereydi; ejderan ve goblin askerler her eyi almlar. Evle ip edilmi olanlar, barnabildikleri her yerde yayorlard -maaralarda, derme atma allar iz dndmzde ejderanlar ehri terk etmilerdi ve insanlar da yeniden ina etmeye balamt u bir kahraman olarak karladlar -ozanlar Kralie'nin malubiyeti hakknda trkler yakmay mlard bile." Tika'nn gzleri, gzyalar ve hatrlad gururla prldad. "Bir sre iin ok mutluydu, Tanis. nsanlarn ona ihtiyalar vard. Gece, gndz alt -a an kereste tad, evlerin yapmnda alt. Theros gitmi olduu iin demircilik iini bile u ite pek iyi saylmazd." Tika hznle glmsedi. "Ama mutluydu; kimse de kt bir demirci umursamyordu. iviler yapt, nallar yapt, araba tekerlekleri yapt. O ilk yl bizim iin o yiydi -gerekten iyi. Evlenmitik ve Caramon sanki unutmutu. . .unutmutu..." Tika yutkundu. Tanis kadnn elini okad; sessizce biraz yemek yiyip, arap itikten sonra Tika yeniden devam edebildi. "Ama geen bahar, bir yl nce her ey deimeye balad. 48 Caramon'a bir eyler oldu. Ne olduundan emin deilim. Bunun eyle bir ilgisi vard, eyle.. ." Birden bire durarak ban sallad. "ehir refah iindeydi. Pax Tharkas'ta tutsak tutulan bir demirci buraya tanp demircilik iini eline almt. nsanlarn hl ev yapmalar ger

artk kimsenin acelesi yoktu. Ben Han' iletme iini zerime aldm." Tika omuzlarn silkti. anrm Caramon'un zaman bol geldi." "Kimsenin ona ihtiyac kalmamt," dedi Tanis ciddiyetle. "Benim bile..." dedi Tika yutkunup gzlerini silerek. "Belki de bu benim hatamdr... " "Hayr," dedi Tanis, dnceleri -ve hatralar- ok uzaklardayd. "Senin suun deil Tika. hatas olduunu biliyoruz." "Her neyse" -Tika derin bir nefes ald- "yardm etmek istedim ama burada ok iim vard. Y apabilecei her trl eyi nerdim, o da denedi -gerekten denedi. Kaan ejderanlarn izin bu k iin yerel emniyet grevlilerine yardm etti. Bir sre muhafzlk yapt, Liman'a seyahat ed n insanlar tarafndan tutuluyordu. Ama kimse onu iki kere bile tutmad." Sesi alald. " Bir gn, geen k, onun koruyor olmas gereken grup geri dnd, bir kzakla onu ekiyorlard . Sonunda o insanlar onu korumaya balamt! O gn, bugndr btn zamann ya uyuyarak, ya erek, ya da kasabann br tarafndaki o pis yerde, Trough'da eski paral askerlerin yannda geiriyor." Sylemek zorunda olduu eyi sylemesi iin Laurana'nn burada olmu olmasn dileyen Tanis rdi: "Belki... ...bir bebek?" "Geen yaz hamile kalmtm," dedi Tika durgun bir edayla, ban eline dayayarak. "Ama uzun medi. Dk yaptm. Caramon'un haberi bile olmad. O gnden beri" -baklarn tahta masaya i "ey, ayn odada bile yatmyoruz." Utanla kzaran Tanis kadnn elini okayp aceleyle konuyu deitirmekten baka bir ey yapa raz nce, 'bunun bir eyle ilgisi var' gibi bir eyler sylemitin... neyle ilgisi var?" Tika yle bir titredikten sonra arabndan bir yudum daha ald. "O zamanlar dedikodular b alamt Tanis," dedi alak bir sesle. "Karanlk dedikodular. Kiminle ilgili olduklarn tah edebilirsin!" Tanis bayla onaylad. 49 "Caramon ona mektup yazd Tanis. Ben mektubu grdm. Mektup... iimi paralad. Tek bir sula a veya sitem yoktu. Sevgi doluydu. Kardeine geri gelmesi ve bizimle birlikte yaama s iin yalvaryordu. Karanla srt evirmesi iin yakaryordu." "Peki ne oldu?" diye sordu Tanis, geri cevab tahmin edebiliyordu. "Mektup geri geldi," diye fsldad Tika. "Almamt. Mhr yrtlmamt bile. Dnda ise oktur. Caramon isimli kimseyi tanmyorum.' Ve bir imza tayordu: Raistlin!" "Raistlin!" Crysania, Tika'ya bakt, sanki onu ilk kez gryormu gibi. Kzl sal gen kad is'e, ondan da sarho uykusu iinde rahat rahat geiren yerdeki devasa savaya giden gri g leri fal ta gibi almt. "Caramon... Bu Caramon Majere mi? Bu onun kardei mi? Bana sz ikiz mi? Beni gtrecek olan adam..." "zr dilerim Saygdeer Rahibe," dedi Tanis kzararak. "Onun byle olacana dair hi bir fi yoktu..." "Fakat Raistlin o kadar... akll, gl. kizinin de ayn olmas gerektiini dnmtm. Ra hem kendi, hem de hizmetinde olanlar zerinde yle gl bir denetimi var ki. O tam bir mk emmeliyeti, te yandan bu" -Crysania eliyle iaret etti- "bu, aslnda acmamz gereken ve d ualarmza muhta olan bu, zavall bir sefil..." "Ama gryorsunuz ki sizin 'duygulu ve akll mkemmeliyetinizin bu adamn 'zavall bir sef lmasnda parma var Saygdeer Rahibe," dedi Tanis yzn ekitip hiddettin! dikkatle deneti da tutarak. "Belki de tam tersidir," dedi Crysania, Tanis'i buz gibi bir edayla szerek. "Belki de Raistlin'in aydnlktan ayrlp karanlkta yrmesinin nedeni sevgisizlikti." Tika, Crysania'ya kaldrd baklarn, gzlerinde garip bir ifade vard, "Sevgisizlik mi?" d tekrarlad kibarca. Caramon uykusunda inleyerek yerde debelenmeye balad. Tika hzla ayaa kalkt. "Onu eve gtrsek fena olmayacak." Baklarn kaldrnca Nehiryeli'nin uzun boylu suretinin a belirdiini grd; sonra Tanis'e dnd. "Sabah seni greceim deil mi? Sadece...bir gececi alamaz msn?" Tanis kadnn yalvaran gzlerine bakt, cevap verirken dili damana dolamt. Ama elinden ir ey yoktu. "zgnm Tika," dedi kadnn ellerini eline alarak. "Kalabilseydim keke ama gi mem gerek. Buradan Qualinost'a ok uzun bir yol var ve ge kalmay gze alamam. Belki de iki kralln kaderi benim orada bulunmama bal." "Anlyorum," dedi Tika yavaa. "Zaten bu senin sorunun deil. Ben ilgilenirim." Tanis aresizlikten sakallarn yolabilirdi. Kalp yardm etmek iin yanp tutuuyordu, tabii

bu mmknse. En azndan Caramon ile konuup o kaln kafasna biraz saduyu sokmaya alabil akat Porthios, Tanis'in cenazeye gitmemesini kiisel bir hakaret kabul ederdi ki b u sadece onun Laurana'nn aabeyi ile olan ahsi ilikisini etkilemekle kalmaz Qualinest i ile Solamniya arasndaki ittifak anlamasna dair yaplan grmeleri de etkilerdi. Sonra gzleri Crysania'ya kayan Tanis bir sorunu daha olduunu fark etti. inden homurd and. Onu Qualinost'a gtremezdi. Porthios insan soyundan rahipleri kmserdi. "Dur bak," dedi Tanis aniden aklna bir fikir gelerek, "cenazeden sonra gelirim." T ika'nn gzleri aydnland. Yarmelf, Lady Crysania'ya dnd. "Sizi burada brakacam Saygd . Bu kasabada, Han'da emniyet iinde olursunuz. Sonra, sizin de yolculuunuz yarm kal dna gre gelip sizi Palanthas'a geri gtrrm..." "Benim yolculuum yarm kalmad," diye cevap verdi Crysania kararllkla. "Baladm gibi de deceim. VVayreth'teki Yce Byclk Kulesi'ne gidip orada Beyaz Cppelilerden Par-Salian'a anmaya niyetliyim." Tanis ban sallad. "Ben sizi oraya gtremem," dedi. "Ayrca Caramon'un da yapacak durumda olmad aikr. O yzden size nerim..." "Evet," diye szn kesti Crysania kendini beenmi bir edayla. "Caramon'un kudretsiz olduu ak. O yzden bulmas iin yolladnz kiiyle birlikte burada kender dostunuzun dnmesini m ve sonra yoluma devam edeceim." "Kesinlikle olmaz!" diye bard Tanis. Nehiryeli, Tanis'e kimle konutuunu hatrlatrcasma alarn kaldrd. Biraz gayretle yarmelf yeniden kendine hakim oldu. "Hanmefendi tehlike 51 50

hakknda hibir fikriniz yok! Sonra o bizi izleyen kara eyler -ayrca sanrm hepimiz bunla r kimin yolladklarn biliyoruz- ayrca Caramon'un VVayreth Orman hakknda anlatt ykl orum. Orman daha da kararmtr! Palanthas'a geri dnp birka valye bulup..." lk kez Tanis, Crysania'nn mermer yanaklarnda soluk bir renk izine rastlad. Kalar, sank i dnyormuasma atld. Sonra yz rahatlad. Tanis'e bakarak glmsedi. "Hi tehlike yok," dedi kadn. "Ben Paladine'n ellerindeyim. Karanlk yaratklar Raistlin tarafndan yollanm olabilirler ama bana zarar verebilecek gleri yok! Onlar sadece ben im kararllm kuvvetlendirdiler." Tanis'in yznn daha da asldn grnce iini ekti. bilirim. Bu konuda dneceim. Belki haklsndr. Belki de yolculuk ok tehlikelidir..." "Ve zaman kayb!" diye mrldand Tanis, yorgunluk ve hzn bandan beri bu kadnn deli sa r hakknda dndn aka sylemesine neden olmutu. "Eer Par-Salian, Raistlin'i yok ed ceden yapard..." "Yok etmek mi!" Crysania, Tanis'e hayretle bakt, gri gzleri buz gibiydi. "Ben ykm pei nde deilim." Tanis kadna hayretle bakt. "Ben onu yeniden kazanmaya alyorum," diye devam etti Crysania. "imdi odama ekilmek ist iyorum, eer bir zahmet biri bana yol gsterecek olursa." Dezra aceleyle ilerledi. Crysania buz gibi bir edayla hepsine iyi geceler diledi kten sonra Dezra'mn peinden odadan kt. Tanis, syleyecek sz bulamadan arkasndan bakyor Nehiryeli'nin Que-Shu dilinde bir eyler mrldandn duydu. Sonra Caramon yeniden homurda d. Nehiryeli, Tanis'i dirseiyle drtt. Birlikte, uyumakta olan Caramon'un zerine eilere k -byk bir urala-koca adam ayaa kaldrdlar. "Cehennem adna, ok ar!" dedi nefesi kesilen Tanis, Caramon'un gevek kollarn omuzlarna arken adamn l gibi yknn altnda sendeleyip. Cce birasnn rk kokusu rmesine ned "O eyi nasl iebiliyor?" diye sordu Tanis, Nehiryeli'ne; pelerinde endieyle kendilerin i izleyen Tikayla birlikte sarho adam kapya doru srklerken. "Bir keresinde bir savann bu belya yenik dtn grmtm," diye homurdand Nehiryeli olan yaratklar tarafndan izlendii iin bir uurumdan atlayarak lmt." "Kalmalydm..." diye mrldand Tanis. "Bir bakasnn yerine savaamazsn dostum," dedi Nehiryeli ciddiyetle. "zellikle de bu sav a birinin, kendisi ve ruhu arasndaysa." Tanis ile Nehiryeli, Caramon'u salimen eve gtrp -hi de kibar olmayan bir ekilde- yatan attklarnda gece yarsn gemiti. Tanis hayatnda hi bu kadar yorulmamt. Dev savan amaktan omuzlar aryordu. Yorulmu ve btn gcnn ekilmi olduunu hissetti; -bir zam alar imdi eski yaralar gibiydi: Ak ve kanayan yaralar. stelik sabaha kadar tepmesi ge reken ok uzun bir yol vard daha. "Keke kalabilseydim," diye tekrarlad Tika'ya, Nehiryeli'yle birlikte kadnn kapsnn nn

rmu uyumakta olan huzur dolu Solace ehrine bakarken. "Kendimi sorumlu hissediyorum ..." "Hayr Tanis," dedi Tika yavaa. "Nehiryeli hakl. Sen bu savata dvemezsin. Artk senin ndi yaamn var. Sonra, yapabilecein hibir ey yok. leri daha berbat edersin." "Galiba yle." Tanis kalarn att. "Her halkrda bir haftaya kadar geri dnm olurum. O amon'la konuurum." "Bu ho olur." Tika iini ekip biraz duraksadktan sonra konuyu deitirdi. "Bu arada Lady Crysania kenderin buraya gelmesiyle ilgili ne demek istedi? Tasslehoff'u mu kast etti?" "Evet," dedi Tanis sakaln svazlayarak. "Bunun Raistlin'le bir ilgisi var ama ne old uundan emin deilim. Palanthas'ta Tas'a rastladk. yklerinden birine balad -Crysania'y anlattklarnn ancak yarsnn doru, o yarsnn da sama sapan olduu konusunda uyardm alle Tas kadn, Raistlin'i yeniden bize kazandrmakta yardm olacak birini bulabilecei ko nusunda ikna etmi!" "Kadn, Paladine'n kutsal bir rahibesi olabilir," dedi Nehiryeli serte, "ve onlarn set ii biri hakknda yanl konuuyorsam tanrlar beni affetsin. Ama bence bu kadn deli." Syle eini syledikten sonra yayn omuzuna asarak gitmeye hazrland. Tanis ban sallad. Tika'ya sarlarak kadn pt. "Burada 52 53

olduu srece Lady Crysania'ya gz kulak ol. Dndmzde Elistan ile onun hakknda konuaca planlarnn ne kadarn biliyormu merak ettim. Bir de eer Tasslehoff gelirse onu brakma am m? Qualinost'a gelmesini istemiyorum! Zaten Porthios ve elflerle yeterince bam de rtte olacak!" "Tabii Tanis," dedi Tika yavaa. Bir an iin iyice adama sokularak adamn hem temasndan, hem de sesinden hissebildii mer-hametiyle avunmak istedi. Kza sarlm ve brakmak konusunda gnlsz olan Tanis tereddt etti. Kk eve bir gz atn ykusunda bardn duyabiliyordu. "Tika..." diye balad. Ama kadn onu ittirdi. "Haydi yoluna devam et Tanis," dedi serte. "nnde daha uzun bir yol var." "Tika. Umarm..." Ama duruma yardmc olabilecek, syleyebilecei hibir ey yoktu ve bunu h ikisi de biliyordu. Yavaa dnerek Nehiryeli'nin ardndan ayaklarn srye srye gitti. Onlarn gidiini seyreden Tika glmsedi. "Akllsn Tanis Yarmelf. Ama bu kez yanldn," dedi kendi kendine, verandasnda tek bana ken. "Lady Crysania deli deil. Ak." Bfm 4 Bir cce ordusu yatak odasnda dolap duruyor, demir perinli izmeleri GM GM GM ediyord bir ccenin elinde bir eki vard ve tam yatan yanndan geerken Caramon'un kafasna kafas uyordu. Homurdanan Caramon ellerini kuvvetsizce sallad. "Gidin!" diye mrldand. "Gidin!" Ama ccelerin tepkisi yatan gl omuzlarna kaldrp, yrylerine devam ederek izmeler GM GM GM basmaya devam ederken, yata hzl admlarla dndrmeye balamak oldu . Caramon midesindekilerin kabardn hissetti. Birka aresiz haykrtan sonra dnen yatakta beceriksizce kedeki anaa kadar komay baard. Kustuktan sonra kendini daha iyi hissett Ba ald. Cceler yok oldu -geri onun yeniden yatmasn bekleyerek yatan altna saklan ukulanmyor deildi. Yatmak yerine yatan yanndaki minik komidinin, cce iecei saklad ekmecesini at. Yok kalarn att. Demek ki yine bu oyuna balamt yle mi? Kendini beenmie glmsedikten anndaki byk sanda doru gitti tkezlenerek. Kapan kaldrarak artk kendisine uymayan pantalonlar, gmlekleri kartrmaya balad. te ora55 54

dayd -eski bir izmenin iine saklanm. Caramon iki iesini sevgiyle kartp alev gibi yakan ikiden bir yudum ald, geirdi ve i . te, bandaki eki sesleri gitmiti. Etrafna, odaya baknd. Braksmd cceler yatan nda deildi.

Dier odada anak mlek takrts olmutu. Tika! Caramon aceleyle bir yudum daha alp ieyi k yeniden izmenin iine sokuturdu. Sandn kapan ok ok yavaa kapatarak ayaa kalkt eliyle dzeltip oturma odasna doru gitmeye hazrland. Sonra geerken gz, aynadaki grnt "Gmleimi deitireyim," diye mrldand bouk bouk. Epey bir ekitirdikten sonra zerindeki kirli gmlerini kartp bir keye frlatt. Acaba Ph! Kimdi o -hanm evlad m? Tamam kokuyordu -ama bu erkeke bir kokuydu. Bir sr kadn bu n holanyor, bunu ekici buluyordu -onu ekici buluyorlard! Hi Tika gibi ikayette bulunup dr dr edip durmuyorlard. Neden Tika onu olduu gibi kabul edemiyordu? Yatan ayak ucunda bulduu temiz bir gmlei giymekle cebelleen Caramon kendisine pek bir acd. Kimse onu anl amyordu... hayat zordu... u aralar kt bir dnemden geiyordu... ama bu deiecekti... bi eklesinlerdi... gnn birinde -belki de yarn... Yatak odasndan yalpalayarak kan ve ilgisiz grnmeye alan Caramon derli toplu, tertemiz urma odasndan sallanarak yryp geerek yemek masasndaki sandalyelerden birine kt. Sand adamn koca arl altnda atrdad. Tika dnd. Kadnn baklarn yaklayan Caramon iini ekti. Tika ok kzgnd -yine. Ona glmsemeye a ir tebessmd ve bir ie yaramad. Hiddetle yaylanan kzl buk-leleriyle kadn savrulurcasna ve kapdan geerek mutfakta gzden kayboldu. Ar demir tavalarn tangrt sesini duyan Caram gzlerini kst. Ses, ccelerle ekilerini geri getirmiti. Birka dakika iinde Tika koca b bak dolusu czlayan jambon, kzarm msr keki ve yumurtayla dnd. Taba adamn nne yle ktaki kekler havaya srad. Caramon yine gzlerini kst. Ksa bir sre yiyip yememe konusunda dnd -bulanmakta olan m nin durumunu dnyordu- sonra homurdanarak midesine kimin sznn getiini gsterdi. Alk son ne zaman yediini hatrlamyordu bile. Tika da onun yanndaki bir sandalyeye fkeyle oturdu. Baklarn kaldr am kadnn yeil gzlerinin alevler iinde olduunu grd. illeri yznde belirginlemiti det belirtisi. "Tamam," diye homurdand Caramon, yemekleri azna tkarak. "imdi ne yaptm?" "Hatrlamyorsun." Bu bir beyanatt. Caramon aceleyle aklnn sisli ksmlarn bir aratrd. Bir eyler belli belirsiz kprdyo ir yerde olmas gerekiyordu. Btn gn evde kalm, hazrlanmt. Tika'ya sz vermiti... am botu. Sonra bir yudum bir eyler imek iin Trough'a gitmiti sonra...nereye... neden... "Yapmam gereken iler vard," dedi Caramon, Tika'nn baklarndan kanarak. "Evet, iini grdk," diye atld Tika buruk bir tonda. "Senin tam Tanis'in ayaklarna kapak lanmana neden olan iini!" "Tanis!" Caramon elindeki atal drd. "Tanis... dn gece..." Koca adam kederli bir inilti le ban elleri arasna ald. "Kendini gzler nne serdin," diye devam etti Tika, sesi boulmutu. "Btn kasabann yans n'deki ciflerin yarsnn nnde. Eski arkadalarmz katmyorum bile." Artk sessiz sessiz n iyi arkadalarmz..." Caramon yeniden homurdand. Artk o da alyordu. "Neden? Neden?" diye sordu hngr hngr a n. "Tanis, hepsi..." Kendi kendine ikayeti, n kapnn gmbr gmbr alnmasyla kesilmiti "imdi ne var?" diye mrldand Tika ayaa kalkp gzyalarn bluzunun koluna silerek. "Belk nis'dir." Caramon ban kaldrd. "En azndan bir zamanlar olduun gibi davranmaya al," d a fsltyla kapya doru seyirtirken. Srgy ekerek kapy at. "Otik?" dedi hayretle. "Ne -kimin yemei?" Koca gbekli yal hanc elinde duman tten bir tabak yemekle birlikte kapda duruyordu. Ti nn yanndan ieri bir gz att. "Burada deil mi?" diye sordu hayretle. "Kim burada deil mi?" diye cevap verdi Tika, kafas kararak. "Burada kimse yok." "Hay Allah." Otik'in yz ciddileti. Kafas dalp giderek tabak-takileri yemeye balad. "O alde sanrm seyis yama haklyd. 56 57

Gitmi. stelik bu gzelim kahvalty hazrlam olduum halde." "Kim gitmi," diye sordu sinirlenerek, bir yandan da Dezra'y m kastettiini merak etmit i. "Lady Crysania. Odasnda deil. Eyalar da yok. Ayrca seyis yama bu sabah kadnn gelip b eyerlemesini istediini ve gittiini syledi. Ben de dndm ki..." "Lady Crysania!" dedi Tika nefesi tkanarak. "Kendi bana gitmi. Tabii, gider..."

"Ne?" diye sordu Otik hl bir eyler imlenerek. "Hi," dedi Tika, yz solmutu. "Hi Otik. Sen Han'a geri dnsen fena olmayacak. Ben -ben b ugn biraz ge kalabilirim." "Tabii Tika," dedi Otik sevecenlikle Caramon'un kamburunu karm masann zerine abanm ol u grerek. "Ne zaman gelebilirsen o zaman gel." Sonra bir yandan tabaktakileri yer ken, bir yandan da yryerek gitti. Tika onun arkasndan kapy kapatt. Tika'nm dndn gren ve bir nutuk dinleyeceini bilen Caramon sakarca ayaa kalkt. "Kendi k iyi hissetmiyorum," dedi. Sendeleyerek ilerleyen adam tkezlenerek yatak odasna g irdi, kapy arparak ardndan kapatt. Tika ieriden gelen hkrklarn sesini duyabiliyord Tika masaya oturarak dnmeye balad. Lady Crysania gitmiti; kendi bana VVayreth Orman' cakt. Ya da baka bir deyile orman aramaya gitmiti. Efsaneye gre kimse orman bulamam insan buluyordu! Caramon'un yklerini hatrlayan Tika titredi. Korkun Orman haritalard a gsteriliyordu ama -mukayese edildiinde- hi bir zaman bir haritadakinin yeri dierin i tutmazd. Ve her zaman iin ormann yannda bir ikaz iareti olurdu. Tam ortasnda, o anda Ansalon'daki btn byclerin glerinin younlam olduu VVayreth Yce Byclk Kulesi hemen hepsinin... Ani bir kararllkla ayaa kalkan Tika yatak odas kapsn savurarak at. eri girdiinde yun yataa kapaklanm, bir ocuk gibi hkra hkra alarken buldu. Bu ackl grntye k sert admlarla byk sanda doru yrd. Kapan ap eyalar kartrrken iki iesini yetindi. Sonra -en dibinde- arad eyi budu. Caramon'un zrh. Gs zrhn deri kaylarndan tutan Tika ayaa kalkt ve dnerek parlatlm metali dosdoru Caramon'a frlatt. Zrh adamn omuzuna arpp sekerek, bir tangrtyla yere dt. "Uf!" diye bard koca adam dorulup otururken. "Cehennem adna Tika! Beni yalnz brak..." "Onun peinden gidiyorsun," dedi Tika serte, zrhn baka bir parasn alarak. "Onun peind diyorsun, gerekirse seni buradan bir bahvan arabasna koyar yle kartrm!" "ey, zr dilerim," dedi kender. Solace eteklerinde aylaka dolaan bir adama. Adam derha l elini czdannn zerine gtrd. "Bir arkadamn evini aryordum. ey, aslnda iki arkada nesi kzl bukleli gzel bir kadn. Ad Tika VVaylan..." Kendere sert sert bakan adam parmayla iaret etti. "Orada, tede." Tas bakt. "Orada m?" dedi iaret ederek, etkilenmiti. "u yeni vallen aacndaki gerekten rika olan o ev mi?" "Ne?" Adam ksa, iddetli bir kahkaha att. "Ne dedin sen ona? Gerekten harika m? O, gzel bir ev." Kkrdamaya devam eden adam, bir yandan glerken bir yandan da czdanndaki para lar sayarak yrmesine devam etti. Ne kaba! diye dnd Tas, ne yaptnn farknda bile olmadan adamn aksn keselerinden b Sonra olay hemen unutan kender Tika'nm evine doru yolland. Gzleri sevgiyle, hl bymekt lan bir vallen aacnn dallar arasna emniyet iinde yuvalanm gzel evin her bir ayrnts u. "Tika namna pek memnun oldum," dedi Tas, yannda yrmekte olan, ayakl bir kuma ynndan r eye benzemeyen bir eye. "Caramon namna da tabii ki," diye de ekledi. "Ama Tika'nm hi kendisine ait bir yuvas olmamt. Ne kadar gurur duyuyordur kim bilir!" Eve yaklarken Tas evin, kasabadaki iyi evlerden biri olduunu grd. Solace'n asrlk mima tarznda ina edilmiti. Pencere ve kap zerindeki kemerli alnlklarn narin kavisleri, aa parasym izlenimi verilecek ekilde biimlendirilmiti. Her oda, evin ana gvdesinden k duvarlarn ahab a8a gvdesini andracak ekilde oyulmu ve cilalanmt. Plan aacn bi insanolu ile doann emei arasndaki huzur dolu uyum ho bir btn oluturacak ekilde 59 58

ilenmiti. ki dostunun bylesine gzel bir evde yaayp alyor olduunu dnmek iini "Komik," dedi Tas kendi kendine, "neden acaba bir ats yok." Daha da yaklap, eve daha dikkatlice baknca epeyce bir eksii olduunu fark etti -at da b nlardan biriydi. Koca kavisli alnlklar, ortada olmayan atnn iskeletini oluturmaktan ba bir ie yaramyordu. Odalarn duvarlar sadece binann bir ksmn dolanyordu. Zemin ise platformdan ibaretti. Gidip tam evin altnda duran Tas yukar doru bakp, neler olup bittiini merak etti. ekici n, baltann, desterelerin ortada, ak havada kalm, paslanmaya yz tutmu olduunu grebili . Grnd kadaryla aylardr kullanlmamlard. Binann kendisi, uzun sredir hava koull

rmann izlerini tayordu. Tas, dnceli dnceli kafasnn tam stnde at kuyruu yaplm e'taki binalar iinde en mkemmel nitelikleri tayordu -bitirilmi olsayd tabii! Tas'n yz aydnland. Evin bir blm bitmiti. Btn pencerelere dikkatlice camlar yerlet duvarlar tamd; oday da bir at d etkilerden koruyordu. En azndan Tika'nn kendine ait b odas var, diye dnd kender. Fakat oday daha dikkatlice inceleyince tebessm soldu. Kap esinde, hava koullarndan biraz etkilenmi olmas bir yana braklacak olursa bir bycnn elirten dikkatlice ilenmi iareti ak ak grebiliyordu. "Tahmin etmeliydim," dedi Tas ban sallayarak. Etrafna baknd. "Tika ile Caramon'un bura da yaamasna imkn yok. Ama o adam demiti ki... Ay." Koca vallen aacnn etrafndan dolanrken kk bir eve rastlad; ev neredeyse her yan kap otlar arasnda kaybolmu, vallen aacnn glgesi tarafndan gzlerden gizlenmiti. Belli ki sre iin ina edilmi olan ev, artk srekli bir barnak halini almt. Bir binann mutsuz se, bu bina, o binayd ite, diye geirdi aklndan Tas. Boyalan atlam soyuluyordu. Yine de pencere pervazlarnda iekler, pencerelerde frfrl perdeler vard. Kender iini ekti. Dem Tika'nn evi buydu, bir ryann glgesinde ina edilmi bir ev. Kk eve yaklaan kender kapnn dnda durup dikkatlice dinlemeye balad. eride korkun Gmbrtler, krlan cam sesleri, barlar arlar duyabiliyordu. "Sen burada, kalsan fena olmayacak," dedi Tas kuma yumana. Yumak homurdanarak, kendini evin dndaki amurlu yola rahat bir edayla brakverdi. Tas on a tereddtle baktktan sonra omuzlarn silkerek kapya doru yrd. Elini kap kulpuna koya di, bir adm att, ileriye doru gidebileceinden emindi. Ama ne yazk ki burnu tahtaya yap di. Kap kilitliydi. "Bu tuhaf," dedi Tas bir adm gerileyip eve bir gz atarak. "Tika'nn aklnda neler var? Kaplar kilitlemi! Ne barbarca bir hareket. Bir de srglemi. Beni bekliyor olmalydlar. Kilide can skntsyla bakmaya balamt. eriden bar ve arlar gelmeye devam ed sini duyar gibi oldu. "Gerekten de ierde olup bitenler ilgince benziyor." Etrafna bakman Tas, hemen neelen di. "Pencere! Tabii ya!" Fakat aceleyle pencereye doru seyirten Tas onun da kitli olduunu grd! "Herkes bir ya na, byle bir eyi Tika'dan hi beklemezdim," dedi kender hznle kendi kendine. Kilidi inc eleyince bunun basit bir kilit olduunu grd; olduka rahat alabilirdi. Kesesindeki aletl er arasndan her kenderin doutan sahip olduu ey olan ilingir aletini kard. Aleti kili kup ustaca evirdi ve kilidin klik ediini memnuniyetle duydu. Mutlulukla glmseyip pen cereyi ittirerek at ve ieriye emekledi. Yere hi ses karmadan atlad. Pencereden dar iimsiz yuman hendek iinde uyukladn grd. Tam o noktada biraz rahatlayan Tasslehoff eve bir gz gezdirmek iin durdu; keskin gz leri her eyi alglyor, elleri her eye dokunuyordu. "Bak bak, ne ilgin," diye yorumlarna devam ediyordu Tas, arkasndan angrt seslerinin yk eldii kapya doru giderken. "Biraz incelersem Tika bir ey sylemez herhalde. Tekrar yer ine koyarm." Nesne, kendiliinden kesesine dvermiti. "Ay una bir bak! Hay allan, bir a ar. Bunu ona haber verdiim iin bana mteekkir olacak." Nesne baka bir keseye kayverdi. "Tereya kabnn burada ii ne? Eminim Tika bunu kilerde tutuyordun Yerine gtrsem hi fen ayacak." Tereya kab da bir nc kesede yerini bulmutu. Bu arada da Tas kapal kapya varmt. Kapnn kulpunu evirerek (memnuniyetle hi deilse nu kilitlememi 61 60

olduunu grd!) ieriye girdi. "Merhaba!" dedi neeyle. "Beni hatrladnz m? Baksanza, yaptnz elenceli bir eye benz e oynayabilir miyim? Bana da ona atacak bir ey versene Tika. Amann Caramon" -Tas y atak odasna girerek elinde bir gs zrh, hayretler iinde kendisine bakmakta olan Tika'n rduu yere doru yrd-"neyiniz var sizin -berbat grnyorsunuz, ok berbat! Tika baksana, Caramon'a zrh atyoruz?" diye sordu Tas zincirden bir yelek alp, yatan arkasna saklanm an koca savaya doru dnerek. "Bu sizin srekli yaptnz bir ey mi? Evli iftlerin gari larn duymutum ama bu ok tuhaf grnyor..." "Tasslehoff Burrfoot!" Tika yeniden konuabilmeye balamt. "Tanrlar adna burada ne iin ?" "Niye, Tanis sana geleceimi sylemi olmal," dedi Tas, zincir yelei Caramon'a atarak. "

Baksanza bu gerekten elenceli! n kap kilitliydi." Tas, Tika'ya gcenmi bir edayla bakt Aslnda pencereden trmanp girmek zorunda kaldm Tika," dedi ciddiyetle. "Biraz daha anl ayl olsan fena olmayacak sanrm. Her neyse, Lady Crysania ile burada bulumam gerekiyor ve ..." Tas' hayretler iinde brakan Tika elindeki gs zrhn drd; gz yalar iinde kalan yatan ucundan, mezardan kan bir hayalet gibi ykselerek kan Caramon'a bakt. Caramon a arm, dalgn bir ifadeyle Tika'ya bakarak ayakta duruyordu. Sonra yere salm zrh para an geerek kadnn yannda diz kt. "Tika," diye fsldad dokunakl bir biimde, kadnn omuzunu okayarak. "ok zgnm. Syled ibirini kastet-memitim, bunu biliyorsun. Seni seviyorum! Seni her zaman sevdim. Sa dece... ne yapmam gerektiini bilmiyorum!" "Ne yapman gerektiini bilmiyorsun ha!" diye bard Tika. Kendini ondan uzaklatrarak ayaa frlad. "Biraz nce syledim sana! Lady Crysania tehlikede. Onun yanna gitmen gerek!" "Kimin nesi bu Lady Crysania?" diye bard Caramon ona. "Neden tehlikede olup olmadn umu sayacakmm ki?" "Bir kez olsun hayatnda, beni dinle," diye tslad Tika kenetlenmi dileri arasndan; hidd ti gzyalarn kurutmutu. "Lady Crysania Paladine'n gl bir rahibesi, Elistan'dan sonra i en gl rahibelerden biri. Ryasnda, Raistlin'in dnyay mahvedecei konusunda bir uyar ayreth'teki Yksek Byclk Kulesi'ne giderek Par-Salian ile konuup..." "Onu yok etmek iin yardm isteyecek, yle deil mi?" diye terslendi Caramon. "Yok etseler ne olacakt?" diye hiddetlendi Tika. "O yaamay hak ediyor mu? Bir an bi le dnmeden seni ldrrd o!" Caramon'un gzlerinde tehlikeli bir biimde imekler akt, yz kzard. Koca adamn elini ptn gren Tas yutkundu ama Tika dosdoru yryp giderek adamn nnde durdu. Kadnn ba gelse de Tas, koca adamn kadnn fkesi karsnda sindiini grd. Adamn eli zayfa al "Ama hayr Caramon," dedi Tika serte, "Crysania onu yok etmek istemiyor. O da en az senin kadar koca bir ahmak. Kardeine ak; tanrlar yardmcs olsun. Onu kurtarmak istiyor onu ktlkten dndrmek." Caramon merakla Tika'ya bakt. Yzndeki ifade yumuad. "Gerekten mi?" dedi. "Evet Caramon," dedi Tika yorgunlukla. "Buraya o yzden gelmi, seni grmek iin. Senin yardm edebileceini dnm. Sonra seni dn gece grnce..." Caramon'un ba nne dt. Gzleri yalarla doldu. "Bir kadn, bir yabanc Raist'e yardm e r. Ve bunu yapmak iin hayatn tehlikeye atyor." Yeniden hkrmaya balad. Tika ona fkeyle bakt. "Tanrlar akna -onun peinden git Caramon!" diye bard, ayaklarn rarak. "Tek bana Kule'ye ulaabilmesi mmkn deil. Bunu biliyorsun! Sen VVayreth Orman'nd n getin." "Evet," dedi Caramon burnunu ekerek. "Raist'le birlikte gitmitim. Kule'yi bulup, Sn av'a girebilsin diye onu oraya gtrmtm. O kt Snav! Onu korumutum. Bana ihtiyac vard nlar." "Ve imdi de Crysania'nn sana ihtiyac var!" dedi Tika kasvetle. Caramon hl kararsz duru yordu; Tas, Tika'nn yznn sert, kesin izgilerle asldn grd. "Eer ona yetimek isti ktin yok. Yolu hatrlyor musun?" "Ben hatrlyorum!" diye bard Tas heyecanla. "Yani bir haritam var." Tika ile Caramon, k enderin varln unutmu olduuklarndan hayret iinde dnp Tas'a baktlar. "Bilmiyorum," dedi Caramon, Tas' kara kara szerek. "Senin 62 63

haritalarn hatrlyorum. Bir tanesi bizi denizi olmayan bir liman ehrine gtrmt!" "O benim suum deildi!" diye bard Tas hiddetle. "Tanis bile syledi. Benim haritam Afet vurup da denizi alp gtrmeden nce izilmiti. Ama beni yannda gtrmelisin Caramon! Benim Crysania ile bulumam gerekiyordu. Beni bir aratrma ii iin yollamt, gerek bir arat e aratrmay bitirdim. Buldum" -ani bir hareket Tas'n dikkatini ekti- "ay, ite burada." Tas eliyle iaret edince Tika ile Caramon dnp, yatak odalarnn kapsnda biimsiz bir kuma . Ama imdi bu ynda iki siyah ve kuku dolu gz belirmiti. "Ben a," dedi yn Tas'a, sularcasna. "Ne zaman yemek biz?" "Bupu'yu bulmak iin bir aratrmaya kmtm," dedi Tasslehoff Burrfoot gururla. "yi ama Cehennem adna, Lady Crysania'nn bir lam cce-siyle ne ii olabilir?" diye sordu

ika akl tamamen kararak. Bupu'yu mutfaa gtrp biraz bayat ekmekle peynir verdikten sonr yeniden darya yollad -lam ccesinin kokusu kk evin ho havasna pek de gzel bir ka emeini, yol kenarndaki bir su birikintisinden tedarik ettii su ile zenginletiren Bupu memnuniyetle hendee geri dnd. "Sylemeyeceime dair sz verdim," dedi Tas ciddiyetle. Kender, Caramon'un zrhnn kaylar asna yardm ediyordu -koca adam zrh son giydiinden bu yana hatr saylr bir derecede olduka zor bir iti. Tika ile Tas, sonunda kan ter iinde kalncaya kadar kaylar ekerek terek, ya katmanlarn metalin altna tkmak urap durdular. Caramon homurdanyor, daha ok ikence aletiyle gerilen adam sesleri kartyordu. Koca adam dudaklarn yaladktan sonra zlem dolu baklar bir kez daha yatak odasna ve Tika'nm umur azca bir keye frlatm olduu ieye gitti. "Aman haydi artk Tas," diye tatllkla kandrd Tika Tas', kenderin bir srr btn hayat aklayamayan bilerek. "Eminim Lady Crysania bunu pek umursamazd..." Tas'n yz strapla arpld. "Ba-bana sz verdirdi ve Paladine adna yemin ettirdi Tika!" n yz ciddilemiti. "Ve bilirsin, bizim Fizban -yani Paladine- ile ben samimi arkadazdr. Kender duraksad. "Karnn iine ek Caramon," diye emretti sinirli sinirli. "Kendini bu hale nasl soktun?" 64 Ayan koca adamn baldrna dayayan Tas asld. Caramon ac iinde kesik kesik bard. "Ben gayet iyi durumdaym," diye homurdand koca adam hiddetle. "Sorun zrhta. ekmi, mekm i bir eyler olmu." "Bu cins metalin ektiini hi duymadydm," dedi Tas ilgiyle. "Eminim stlmas gerekiyordu sl becerdin bunu? Yoksa buralarda havalar o kadar fazla m snyor?" "Kapat eneni!" diye hrlad Caramon. "Sadece yardm etmeye alyordum," dedi Tas incinerek. "Neyse, ha, Lady Crysania." Yzne m ur bir ifade oturdu. "Kutsal yeminimi ettim. Btn syleyebileceim Crysania'nn, Raistlin 'le ilgili bildiim her eyi anlatmam istemesiydi. Ben de anlattm. Bunun da onunla bir ilgisi var. Lady Crysania gerekten mkemmel birisi Tika," diye devam etti Tas cidd iyetle. "Dikkatini ekmemi olabilir ama ben pek dindar biri saylmam. Genellikle kend erler dindar olmaz. Ama Lady Criysania ile ilgili gzel bir eyler olduunu anlamak iin dindar olmana gerek yok. ok da akll. Belki Tanis'ten bile aklldr." Tas'n gzleri gizem ve ehemmiyetle parlamt. "Sanrm sana u kadarn syleyebilirim," de la. "Crysania'nn bir plan var. Raistlin'i kurtarmak iin bir plan! Bupu da plann bir p aras. Onu da Par-Salian'a gtrecek!" Bunun zerine Caramon bile pheyle bakt; Tika ise kendi kendi kendine Nehiryeli ile Ta nis'in hakl olabileceini dnmeye balamt. Belki de Lady Crysania gerekten deliydi. Yi aramon'a yardmc olabilecek, ona biraz mit verebilecek herhangi bir ey. . . Ama belli ki Caramon da baz eyleri kendi kafasnda ekillendirmeye balamt. "Biliyor mu Her ey u Fis-Fistandudl veya her ne haltsa onun suu," dedi, bir yandan rahatszlk duyar ak, kaylarn sarkk etine batt yerleri ekitirirken. "Byc Fizban'n -m- Paladine'n biliyorsun. Par-Salian da o konuda bir eyler biliyor!" Yz aydnland. "Her eyi ayarlyac Raistlin'i buraya geri getireceim, ayn planladmz gibi Tika! Onun iin hazrladmz lir. Ona bakarz, birlikte, seninle ben. Yeni evimizde. ok gzel, her ey ok gzel olacak! " Caramon'un gzleri parlad. Tika ona bakamyordu. Eski Caramon'a, onun sevdii Caramon 'a o kadar ok benziyordu ki.. . 65 Yz ifadesini son derece sert tutarak aniden dnd ve yatak odasna doru ynlendi. "Geri ka lan eyalarn alaym. . ." "Dur!" Caramon onu durdurmutu. "Yok, m -teekkr ederim Tika. Ben hallederim. Sen biz e -m- yiyecek bir eyler hazrlasan." "Ben yardm ederim," diye nerdi Tas, hevesle mutfaa doru yollanrken. "Pekl," dedi Tika. Kadn uzanarak kenderin tepesinden srtna doru sallanan tepe sandan alad. "Bir dakika Tasslehoff Burrfoot. Oturup btn keselerini yere boaltncaya kadar bi r yere gitmek yok!" Tas kar karak feryat figan etti. Bu kargaal frsat bilen Caramon aceleyle yatak odas gidip kapy kapatt. Hi duraksamadan dosdoru keye giderek ieyi ald. Sallaynca ieni u olduunu anlad. Kendi kendine memnuniyetle glmseyerek bohasnn diplerine tktktan so eyle zerine birka giysi daha sktrd. "imdi hazrm!" diye seslendi Tika'ya neeyle. "Ben hazrm," diye tekrarlad Caramon verandada ackl bir halde dururken.

ok gln grnyordu. Seferberliin son aylarnda giymi olduu alnt ejderha zrh, Sola koca sava tarafndan tamamiyle yenilenmiti. Ezik yerlerini dzeltmi, temizlemi, parla esine yenilemiti ki aslyla ilgisi kalmamt. Ona olduka fazla zen gstermi, sonra da se e katlayp kaldrmt. Zrhn durumu hl ok iyiydi. Sadece imdi, ne yazk ki, gsn rt r zrh ile, toparlak karnn dolanan koca kemer arasnda bir aklk vard. Ne o, ne de Tas, k butlarn saran metal levhalar balayayamt. Bunlar bohasnn arasna tkmt. Kalkan ki ylda birilerinin gelip kalkannn arasna kurun arlklar koyduu kukusuyla homurdand sarkk gbeine smamt. Hiddetle kzararak klcn ypranm kn iinde srtna ast. te tam o anda Tas baka bir yere bakmak zorunda kalmt. Kender gleceim zannederken, al ere olduunu fark ederek ard. "Soytarya benziyorum," diye mrldand Caramon, Tas'n aceleyle arkasn dndn grnce. al ta gibi, az bir kar alm ona bakyordu. 66 "Ayn Ycebulp I.Phudge'a benze." Bupu iini ekti. Tas'n gzleri nne Xak Tsaroth'taki iman, apal kraln canl hayali geldi. Lam ccesin onu susturmak iin azna bir tomar ekmek tkt. Ama ok ge kalmt. Belli ki Caramon da h "Tamam ite," diye hrlad, kapkara kesilip kalkann gmbrtyle tahta verandaya arparak. orum! Zaten bu ahmaka bir fikirdi!" Sularcasna Tika'ya baktktan sonra kapya doru ilerl edi. Ama Tika onun nne geerek durdu. "Hayr," dedi kadn sakince. "Tek ve btn bir adam oluncaya kadar artk evime gelemezsin Caramon." "O daha ok iki toparlak adam," diye mrldand Bupu azndakilerle zar zor konuarak. Tas a biraz daha ekmek tkt. "Mantkl konumuyorsun!" diye atld Caramon hrnlkla, elini kadnn omuzuna koyarak. "Yo l Tika!" "Beni dinle Caramon," dedi Tika. Sesi yumuak ama nfuz ediciydi; gzleri, koca adamn di kkatini ekmi ve onu alkoymutu. Elini adamn gsne koyarak ciddiyetle adama bakt. "Bir inde Raistlin'i karanla kadar izlemeyi nermitin. Hatrlyor musun?" Caramon yutkunduktan sonra yz solarak ban sessizce evet anlamnda sallad. "O reddetti," diye devam etti Tika kibarca, "bunun senin lmn anlamna geleceini syleyer ek. Ama grmyor musun Caramon -sen onu karanlkta izledin! Milim milim lyorsun! Raistli n kendisi sana kendi yolundan gitmeni, kendisini de kendi yolunda gitmesi iin rah at brakman sylemiti. Ama sen yle yapmadn! Her iki yolda da ilerlemeye alyorsun Car gn karanlkta yaamaya alyor, dier bir gn ise orada grdn strap ve deheti, ier "Bu benim suum!" diye szlanmaya balad Caramon, sesi titriyordu. "Kara Cppelere ynelmes i benim suumdu. Onu oraya ben ittim! Par-Salian bunu anlamam iin uramt..." Tika dudaklarn srd. Tas kadnn yznn hiddetle ciddileip sertletiini grebiliyordu ni iinde tuttu. "Belki de," idi btn syledii. Sonra derin bir nefes ald. "Ama kendinle barncaya kadar bana bir koca, hatta bir dost olarak bile geri dnemezsin." 67 Caramon, sanki kadn ilk kez gryormu gibi uzun uzun bakt. Tika'mn yz kararl; sert, ye ri berrak ve souktu. Tas aniden onun Sava'n o son korkun gecesinde Neraka Mabeti'nde ejderanlarla savan hatrlad. O zaman da ayn byle grnyordu. "Belki bu hi olmayacak," dedi Caramon terslikle. "Bunu hi dnm muydun, h, benim tatl Kocasna arkasn dnen Tika evine girerek kapy kapatt. Tas srgnn yerine klik diye bir rak oturduunu duydu. Caramon da duymutu bunu ve bu sesin karsnda siner gibi gzlerini y mdu. Koca yumruklarn skt ve bir an iin Tas adamn kapy krmasndan korktu. Sonra eller . Caramon krlm gururunun bir ksmn kurtarmak iin hiddetle veranday tekmeledi. "Ben ona gsteririm," diye mrldand, zrh tangrdayp tun-gurdarken, iri admlarla yrmey gn iinde Lady Crysle mdr her ne haltsa onunla dnerim. O zaman bu konuda konuuruz. Bun u bana yapamaz! Hayr, btn tanrlar adna hayr! , drt gn iinde dnmem iin bana yalva n ya dnerim, ya dnmem..." Tas kararsz kald. Keskin kender kulaklar arkasnda, evden gelen hzn iindeki hkrklar ordu. Caramonun kendine acyan homurtularndan ve tangrdayan zrhndan hibir ey duyamayaca liyordu. Ama ne yapabilirdi ki? "Ben ona gz kulak olurum Tika!" diye bardktan sonra Tas Bupu'yu da tuttuu gibi koca a dmn peinden seyirtti. Tas iini ekti. Yaad btn maceralar iinde, bu seferkinin ters ktu. 68

Bfm 5 Palanthas: Efsanevi gzellikler ehri. Srtn dnyaya dnerek, hayran gzlerle kendi aynasna bakp duran ehir. Kim, ehri byle tasvir etmiti? Mavi ejderhas Skie'n srtnda oturan Kitiara, ehir surlar anna uarken aylaka byle dnyordu. Matemi tutulmayan son Ejderha Yceefendisi Ariakas b de. Yeterince kurumlu bir sz gibi geliyordu kulaa, tam onun syleyecei cinsten. Yine de adamn Palanthas konusunda hakl olduunu kabul etmek zorunda kald Kitiara. Palanthas llar sevgili ehirlerinin mahvolmasndan o kadar dehete dmlerdi ki Yceefendilerle ayr lama yapmak iin giriimde bulunmulard. Karanlk Kralie'nin kudretine kar dierleriyle rleerek savaa katlmalar, tam savan sonlarna doru -artk kaybetmeyecekleri kesinleinc emiti. Solamniya valyeleri'nin kahramanca fedakrlklar sayesinde Palanthas -Solace gibi, Tarsi s gibi- dier ehirlerin urad ykmdan kurtulmutu. Surlardan bir ok atm mesafeden uan udak bkt. Artk Palanthas bir kez daha gzlerini kendi aynasna evirmi, yeni refah akn efsanelemi zarafetini arttrmak iin kullanyordu. 69 Bunlar dnmekte olan Kitiara, Eski ehir surlarndaki hareketi grnce yksek sesle kahkah Mavi ejderhalar bu surlar zerinden umayal iki yl olmutu. Kargaay, panii gznde canl iyordu. Sakin gece havasnda vuran davullarn ve berrak sesli borazanlarn seslerini b elli belirsiz duyabiliyordu. Skie da duyuyordu. Savan sesiyle kan kaynad; alev alev krmz gzlerini Kitiara'ya evir kadna bir kere daha dnmesi iin yakard. "Hayr sadk yaratm," diye seslendi Kitiara uzanp ejderhann boynunu yattrrcasna ok aman deil! Ama yaknda -eer baarl olursak! Yaknda, sz veriyorum sana!" Skie bununla yetinmek zorunda kalmt. Yine de, tam ok menzilinin dndan szlrken azn rak ta surlar karartp birazck kendisini tatmin etmiti. Onun yaklamasyla askerler karn ar gibi kam, ejderha korkusu zerlerinden dalgalar halinde amt. Kitiara yava yava, rahat bir edayla uuyordu. Kimse ona dokunmaya cesaret edemiyordu -Sanction'daki ordular ile Palanthasllar arasnda bir bar anlamas vard; geri valye a bazlar Ansalon'un hr halklarn, birleip savatan sonra Kitiara'nn glerini ekmi ol 'a saldrmalar iin ikna etmeye alyordu. Ama Palanthasllarn umursadklar yoktu. Sava it ortadan kalkmt. "Ve her geen gn hem gcm, hem kudretim artyor," dedi Kitiara onlara ehrin zerinden uar ; her eyi alglyor, gelecekte bavurmak iin aklnn bir kesine yerletiriyordu. Palanthas bir tekerlek gibi ina edilmiti. Btn nemli binalar -hkm sren lordun saray, daireler ve soylularn o kadim evleri- ortada bulunuyordu. ehir bu merkez etrafnda dnyordu. Bir sonraki halkada zengin esnafn -"yeni" zenginlerin- evleri ve ehir surla r dnda yaayanlarn yazlklar ina edilmiti. Burada ayn zamanda Astinus'un Byk Ktp merkezleri de vard. Son olarak da Eski ehir surlarnn yannda bir pazar yeri ile iinde er cinsten dkkan olan bir ar bulunuyordu. Sekiz geni bulvar Eski ehir'den ayn bir tekerlein parma gibi uzanyordu. Bulvarlar boyu ca, yapraklar btn yl sresince altn dantellere benzeyen aalar, gzel aalar sralany ar kuzeydeki bir liman ile Eski ehir Surlarndaki yedi 70 kapya alyordu. Kit, surun etrafn saran, ayn Eski ehir gibi, ayn dairesel desenle kurulmu Yeni ehir'i d. Lordlardan birinin de sylemi olduu gibi surlar "genel grnty bozduu" iin, Yeni afnda hi sur yoktu. Kitiara glmsedi. O, ehrin gzelliini grmemiti. Aalar ona bir ey ifade etmiyordu. Yed apsnn gz kamatran gzelliklerine hi kl kprdamadan bakabiliyordu -ya da belki klla rdu. ini ekerek buray ele geirmenin ne kadar kolay olabileceini dnd! ki bina daha ilgisini ekmiti. Bir tanesi ehrin ortasna ina edilen yeni bir bina -Palad ine'a ithaf edilmi bir Tapmak- idi. Dier bina ise onun gidecei yerdi. Ve baklar o bina zerinde dnceli dnceli oynat. Etrafndaki ehrin gzelliiyle yle bariz bir tezat iinde duruyordu ki Kitiara'nn souk ve ssiz baklarndan bile kamamt. Etrafndaki glgeler iinden uram bir parmak kemii g aranlklara ve arpk bir irkinlie aitti; stelik bir zamanlar Palanthas'taki en gzel bina -kadim Yce Byclk Kulesi- olduu iin bu, ok daha korkun grnyordu. Gece ve gndz etrafn glgeler saryordu nk kule -ok seyahat eden bazlar tarafndan k

gre Krynn zerinde yetien en byk aalardan- koca mee aalarndan bir koru ile korunuyo e bu aalarn Krynn'deki en byk aalar olup olmadnn doruluunu tam olarak bilemiyord az eyden korkan kender rk da dahil olmak zere hi kimse aalarn korkun karanl altn i. "Shoikan Korusu," diye mrldand Kitiara grnmeyen bir yol arkadana. "Hibir rktan, hib oraya girmeye cesaret edememitir. O -yani gemiin ve imdiki zamann efendisi- gelinceye kadar." Eer bunu sesinde bir alayla sylediyse bile, Skie kara lekeye doru alalmaya de vam ettike alayl sesi titredi. Mavi ejderha, Shoikan Korusu'nun yaknndaki bo ve terk edilmi caddelerden birine indi . Kit, Skie'a kar, rvetten, en korkun tehditlere kadar her eyi denemi, onun Koru'ya u Kule'nin zerine inmesini salamaya almt. Ama efendisi iin kannn son damlasn bile lan Skie bunu reddetmiti. Bu onun gcnn ilersindeydi. Hibir canl, hatta bir ejderha 71 bile o lanetlenmi mee halkasna giremezdi. Peneleri sinirli sinirli kaldrm talarn eelerken krmz gzleri alevlenen Skie nefret akarak durdu. Efendisinin girmesini engelleyebilirdi ama Kitiara'y ok iyi tanyordu. Eer aklna bir kez bir ey koyarsa, hibir ey bunu deitiremezdi. Bylece Skie kay gibi anatlarn bedeni etrafna toplayarak, aklnda alevler, dumanlar ve lm zlemiyle bu iman ire bakt. Kitiara yava yava ejderhasemerinden indi. Gm ay Solinari gkyznde solgun, kasvetli bir gibiydi. kizi olan kzl ay Lunitari anca km, ufukta snmekte olan bir mum fitili gibi k du. Her iki ayn soluk klar Kitiara'nn ejderhapullu zrhnda prldyor, zrh korkun b boyuyordu. - Kit koruyu dikkatlice inceledi, ileri bir adm attktan sonra sinirli bir edayla d urdu. Arkasnda bir hrt duyabiliyordu -Skie'n kanatlar szsz nasihatler veriyordu: Hay lnetli yerden kaalm lady! Hl hayatlarmz ellerimizdeyken kaalm! Kitiara yutkundu. Dili imi ve kurumu gibiydi. Mide kaslar aclar vererek dmleniyordu. vann belirgin hatralar aklna t; ilk kez bir dmanla yz yze kalp da karsndak ksa lenin kendisi olacan anlad zaman. Sonra, klcn ustaca savuruuyla kazanmt. A "Bu dnya zerindeki bir ok karanlk yerde dolatm," dedi Kit grnmeyen yol arkadana der bir sesle, "ve korkuyu hi tatmadm. Ama buraya giremiyorum." "Sana vermi olduu ziyneti yukar kaldrman yeter," dedi yol arkada, gecenin iinden kp eerek. "Koru'nun Muhafzlar sana zarar veremeyecektir." Kitiara yksek aalarn youn halkasna bakt. Geni ve yaygn dallar gecenin aylar ve yl gneinin klarn kesiyordu. Kkleri arasnda daimi bir gece akyordu. Aarm kollarna ir esinti olmam, koca dallarn hareket ettiren bir frtna rzgr esmemiti. Afet'ten nc n gnlerde, daha nce Krynn zerinde ei emsali grlmemi frtnalarn olduu zamanlarda bi Shoikan Korusu'ndaki aalar tanrlarn hiddetine boyun ememiti. Fakat bitmek tkenmek bilmeyen karanlktan da kts, ta iinden, derinliklerinden fkran b tkenmek bilmeyen yaamn yanklaryd. Bitmek tkenmek bilmeyen bir yaam, bitmek tkenmek bilmeyen bir str ce... "Sylediin eye aklm inanyor," diye cevap verdi Kitiara titreyerek, "ama kalbim inanmyor Lord Soth." "O halde geri dn," diye cevap verdi l valye omuzlarn silkerek. "Dnyadaki en gl Ejd endisi'nin bir korkak olduunu gster." Kitiara, Soth'a ejderha miferinin gzlerinin yarklarndan bakt. Kahverengi gzleri parlad eli ani bir hareketle klcnn kabzasn kavrad. Soth onun bakna karlk verdi; gz u nii alevler iren bir alayla parlak parlak oynat. Eer gzleri kadna glyor idiyse, by i ne ifade ederdi? Kahkaha deil -zafer! Dudaklarn sk sk kapatan Kitiara Raistlin'in ona yollam olduu tlsmn asl durduu e uzand. Zinciri tutan kadn ani bir hareketle ekerek kolaylkla kopartt. Sonra ziyneti eldivenli elinde tuttu. Ejderhann kan kadar kara olan ziynet ele buz gibi geliyor, kaln, deri eldivenlerini dahi aan bir souk yayyordu. Parlama-yan, gzel olmayan ziynet avucunda tm arlyla du . "u Muhafzlar bunu nasl grecek?" diye merak etti Kitiara ziyneti aylarn na doru tut k, ne parlyor ne de prldyor. Elimde bir kmr paras tutuyorum sanki." "Geceziyneti zerine parlayan ay ne sen, ne de ona tapanlardan bir bakas grebilir," diy e cevap verdi Lord Soth. "Onlar -ve benim gibi l olanlar daimi bir yaamla lanetlenm

ilerdir. Biz onu grebiliriz! Bizim iin o, gkyzndeki herhangi bir ktan daha ak bir lar. Yukarda tut onu Kitiara, iyice yukar kaldr ve yr. Muhafzlar seni durdurmaz. Mifer ini kar da yzn grebilsinler, ziynetin gzlerinden yansmasn grebilsinler." Kitiara biraz daha tereddt etti. Sonra -Raistlin'in alayc kahkahalar dncelerinde nla Ejderha Yceefendisi bandaki ejderha miferini kartt. Yine durup etrafna baknd. Kara rini kprdatan bir rzgr yoktu. akaklarndan buz gibi terlerin aktn hissetti. Eldiveni irli bir hareketi ile terini sildi. Arkasnda ejderhann szlandn duyabiliyordu -garip bi sesti bu, daha nce Skie'dan ktn hi duymad bir ses. Kararll at. Ziyneti tut "Korkuyla beslenirler Kitiara," dedi Lord Soth yavaa. 73 72

"Ziyneti iyice yukarda tut, gzlerinden yansdn grsnler!" Ona bir korkak olduunu gster! Bu szler aklnda yanklanp duruyordu. Geceziynetini kavray ak bann zerinde tutan Kitiara Shoikan Korusu'na girdi. Karanlk daha da younlat ve yle ani bir ekilde kt ki Kitiara tek bir korkun, fel ed yunca krleti. Sadece Lord Soth'un solgun, hayaletimsi grntsndeki alevli gzlerinin kp gven veriyordu. Orada durup, skunetle o insan gten kuvvetten dren korku annn geme emek iin kendini zorlad. Sonra ilk kez ziynetten bir n ktn grd. imdiye kadar du. Karanl, Kitiara'nn karanln kendisinden kp karanlkta yaayan eyleri grebilmes dar bile aydnlatmyordu. Ziynetin gcyle, Kitiara yaayan aalarn glgelerini semeye balad. imdi de ayaklarn atikann olutuunu grebiliyordu. Gecenin nehri gibi ayaklarndan ileri, aalara doru aky ve onda, kendisinin de yolla birlikte aktna dair rktc bir his uyanmt. Bylenmi bir halde ayaklarnn kendi iradesi dndaki hareketini izliyordu. Korunun kendis uzak tutmaya alm olduunu dehetle fark etti. imdi de onu ieri ekiyordu! Kendi bedeni zerindeki denetimini yeniden kazanmak iin tm benliiyle urat. Sonunda kaza d -ya da yle zannetti. En azndan hareket etmeyi brakmt. Fakat imdi de akmakta olan ka lkta durup titremekten baka bir ey yapamyor, bedeni korku kaslmalaryla geriliyordu. Te pesindeki dallar atrdyor, akaya kkr kkr glyorlard. Yapraklar yzn spryordu. K savuturmaya alyordu ki durdu. Temaslar rperticiydi ama naho deildi. Neredeyse bir ok sayg hareketiydi bu. Onu tanmlar, kendilerinden biri olarak kabul etmilerdi. Kit, der hal yeniden denetimini ele ald. Ban kaldrarak kendisini patikaya bakmaya zorlad. Yol hareket etmiyordu. Bu kendi korkusundan olumu bir gzbayd. Kit gaddarca glmsedi. H ket eden aalarn kendileriydi! Yana ekilip onun gemesine izin veriyorlard. Kitiara'nn k ndine gveni artt. Yoldan sert admlarla yrrken kendisinden birka adm geriden gelmekte o an Lord Soth'a doru muzafferane bir bak bile att. Ama l valye pek ona dikkat 74 etmie benzemiyordu. "Herhalde ruh arkadalaryla ileitim iindedir," dedi Kit kendi kendine bir kahkahayla ama bu aniden katksz bir dehet lna dnen bir kahkahayd. Bir ey ayak bileinden kavramt! liklerini donduran bir souk yava yava bedenine yayl e sinirlerini buza eviriyordu. Ac ok youndu. Istrapla lk att. Bacan sk sk tu vrayan eyin ne olduunu grd: Beyaz bir el! Yerden uzanan kemikli parmaklar bileini sk vramt. Kit, bu elin onun iindeki yaam emdiini, snn kendisinden u-zaklatn fark iinde ayann amur iinde yok olmaya baladn grd. Akl bandan gitmiti. Deliler gibi eli tekmeliyip, dondurucu penesinden kurtulmaya aly Ama el sk sk tutuyordu ve bu da yetmezmi gibi kara yoldan baka bir el uzanp dier bil de yakalamt. Dehet iinde lklar atan Kitiara dengesini kaybederek yere devrildi. "Ziyneti drme!" diye kt Lord Soth'un cansz sesi. "Seni aaya ekerler!" Kitiara ziyneti brakmad; rpnp kvrlrken, mezarn paylamak iin onu yava yava eke lrken bile elinde sk sk tutuyordu. "Yardm et bana!" diye bard dehet iindeki bak rarken. "Yardm edemem," diye cevap verdi l valye gaddarca. "Benim bym burada ie yaramaz. Seni nda kurtabilecek tek ey kendi iradenin gcdr Kitiara. Ziyneti unutma..." Bir an Kitiara, temasn souuyla titreyerek olduka hareketsiz yatt. Sonra hiddet bedeni nde bir yol buldu kendine. Bunu bana yapmaya nasl cesaret eder! diye dnd, bir kez dah a alayc altn gzlerin onun yaad ikenceyle elendiini grerek. Hiddeti souu eritip, sakindi. Ne yapmas gerektiini biliyordu. Yava yava kendini topraktan iterek kaldrd. S onra ziyneti souk bir edayla ve zellikle iskeletimsi elin yanna indirdi ve titreyer

ek solgun ete dedirdi. Yerin derinliklerinden bouk bir lanet gmbrdedi. El titredikten sonra gevedi ve yolun yannda ryen yapraklarn arasna kayd. Kitiara aceleyle ziyneti kendisini kavram olan dier ele de dedirdi. O da yok oldu. E jderha Yceefendisi toparlanp ayaa 75 kalkarak etrafna baknd. Sonra ziyneti iyice kaldrd. "Bunu gryor musunuz yaayan lmn lnetli yaratklar?" diye bard tiz bir sesle. "Beni ! Geeceim! Beni duyuyor musunuz? Geeceim!" Hi cevap gelmedi. Artk dallar trdamyor, yapraklar ylece sarkyordu. Biraz daha sessizl iinde durduktan sonra Kitiara elinde ziynetiyle, sessizce Raistlin'e lanetler yadra rak bir kez daha yoldan ilerlemeye balad. Kitiara yaknndaki Lord Soth'un farkndayd. "Pek fazla bir yol kalmad," dedi. "Bir kez daha Kitiara, benim takdirimi kazandn." Kitiara cevap vermedi. Hiddeti gemi, mide boluunda yeniden hzla korkuyla dolmakta ola n bir boluk brakmt. Kendini konuabilecek durumda bulmuyordu. Ama artk gzlerini surats deki yola kenetlemi, durmadan yryordu. Artk etrafnda her yanda topra kazp kan, hem ettikleri, hem hasretini ektikleri canl teni arayan parmaklar grebiliyordu. Aalar aras dan solgun, bo suratlar ona bakyor; kara ve biim-siz eyler etrafnda rpnyor, souk, r i havay lmn ve rmln kt kokularyla dolduruyorlard. Fakat ziyneti tutan eldivenli eli titrese bile hi duraksamad. Etsiz parmaklar onu durdurmad. Alm azlaryla bou bouna Kitiara'nn scak kan iin uludular. Mee aala aya devam etti; dallar eilip yoldan ekiliyordu. Orada, yolun sonunda Raistlin duruyordu. "Seni ldrmeliyim, lanet olasca pi!" dedi Kitiara uyumu dudaklar arasndan, eli klcn giderek. "Ben de seni grdme ok sevindim ablacm," diye cevaplad Raistlin alak sesiyle. Abla ile karde geen iki yl iinde ilk kez karlamlard. Artk aalarn karanlndan ari'nin solgun nda durmakta olan kardeini grebiliyordu. En iyi cins siyah kadifeden b cppe giymiti. Giysisi hafife kambur duran zayf omuzlarndan, ince bedenine doru yumuak rmlar halinde dklyordu. Ban rten, altn gzleri dnda hereyi glgede brakan kukul nmiti. En byk rn tam ortadayd: Bir kumsaati. Dier gm rnler de cppesinin geni ve b an ayn klarn 76 prltyla yanstyordu. Byclk Asas'na dayanmt; asann en tepesinde bir ejderhann pe tal-Raistlin'in bir emriyle ldyabilirdi-karanlk ve souktu. "Seni ldrmeliyim!" diye tekrarlad Kitiara ve daha ne yaptn kendi anlayamadan korunun k ranlndan kp biimlenmi gibi grnen l valyeye bir bak att. Bu bir emir deil, -szsz bir meydan okuma. Raistlin glmsedi; ok az insann grm olduu ender bir tebessmd. Ama kukuletasnn glg ybolmutu. "Lord Soth," dedi Raistlin, l valyeyi karlamak iin dnerek. Raistlin'in kumsaati eklindeki gzleri lmeyen valyenin zrhn incelerken Kitiara dudakla Zrhn zerinde hl Solamniya valyelerinin sembolleri oyulu duruyordu: Gl, Yalapkn ve r zrh sanki atete yanm gibi kararmt. ' "Kara Gl valyesi," diye devam etti Raistlin, "Kandrdn elf kznn laneti seni ac ya nce Afet'in alevlerinde len." "ykm bu," dedi valye kprdamadan. "Sen de gelecei sylenmi olan, gemiin ve imdiki si Raistlin'sin." kisi de durmu -aralarndaki sessiz, lmcl yarn srdn hissederek- kendi fkesini u u olarak sonucu bekleyen Kitiara'y unutmu birbirlerine bakyordu. "Byn gl," diye fikir beyan etti Raistlin. Hafif bir rzgr mee aalarnn dallarn k ara kvrmlarn okamt. "Evet," dedi Lord Soth sessizce. "Tek bir szle ldrebilirim. Dmanlarmn ortasna alev to frlatabilirim. Sadece temaslaryla yok edebilen bir blk iskelet askere komuta ediyorum . Hizmetinde olduklarm korumak iin buzdan bir duvar ykseltebilirim. Grnmez olanlar ben m gzlerime grnr. Sradan by benim varlm karsnda ufalanr." Raistlin bayla onaylarken, kukuletasnn kvrmlar kibarca hareket etti. Lord Soth hi konumadan bycye bakt. Raistlin'e yaklaarak bycnn narin bedeninin bir nde durdu. Kitiara soluk solua kalmt. p Sonra kibar bir hareketle lnetli Solamniya v lyesi elini bir

77 zamanlar kalbinin olduu yere koydu. "Ama bir usta karsnda da eilmeyi bilirim," dedi Lord Soth. Kitiara dudaklarn srarak azndan bir hayret nidasnn kmasn engellemiti. Altndan kumsaati gzlerinde bir zevk prltsyla Raistlin kadna bakverdi. "zldn m ablacm?" Fakat Kitiara kaderin deiken rzgrlarna olduka alknd. Dmann kefetmi, bilmek is rtk savaa devam edebilirdi. "Tabii ki zlmedim kk kardeim," diye cevap verdi, birok k son derece ekici bulduu arpk tebessmyle. "Zaten ben seni grmeye gelmitim. Grmeyeli aman oldu. yi grnyorsun." "Evet, iyiyim ablacm," dedi Raistlin. lerleyerek ince elini kadnn koluna koydu. Raistl in'in temasyla Kit irkildi; adamn teni scakt, sanki ateler iindeymi gibi. Fakat -Raist in'in onun her hareketine dikkat eden gzlerinin zerinde olduunu fark ederek-kprdamad b ile. Raistlin glmsedi. "Son grtmzden beri ok zaman geti. Ne kadar oldu, iki yl m? Tam olarak iki yl nce diye devam etti istekli bir ekilde, Kitiara'nn kolunu tutmaya devam ederek. Sesi alay yklyd. "Neraka'daki Karanlklar Kraliesi'nin Mabeti'nde, kraliemin dt, bu dny ii o kader gecesiydi..." "Senin hainliin sayesinde," diye atld Kitiara bou bouna olun elinden kurtulmaya alara Raistlin Kitiara'nn kolunu brakmyordu. Narin bycden daha uzun boylu, daha gl ve gr etse elleriyle onu ikiye ayrabilecek kuvvette olmasna ramen Kitiara -yine de- adamn o yakan temasndan kurtulmak istediini ama yine de kprdamaya cesaret edemediini fark e tti. Raistlin gld ve kadn da kendisiyle birlikte srkleyerek onu Yksek Byclk Kulesi'nin gtrd. "Hainlikten mi sz edeceiz ablacam? Ben bym kullanp Lord Ariakas'n koruma zrhn par s Yarmelf'in senin lordun ve efendine klcn sokmas iin bir frsat yarattmda sen sevi in? Ben -o hareketle- seni Krynn zerindeki en gl Ejderha Yceefendisi yapm olmadm m?" "Bana da ne faydas oldu ya!" diye karlk verdi Kitiara sert bir biimde. "Btn etraftaki opraklar ynetmeye balayan kt Solamniya valyeleri tarafndan Sanction'da tutsak edilmeme neden oldu! Sabah akam altn ejderhalar bamda nbet tutup her hareketimi izliyorlar. Ordularm dald, lkenin drt bi a..." "Yine de buraya geldin," dedi Raistlin sadece. "Altn ejderhalar seni durdurdu mu? valyeler senin ayrldn hissetti mi?" Kitiara kuleye giden yol zerinde durarak hayretle kardeine bakt. "Sen mi yaptn?" "Tabii ki!" diye omuzlarn silkti Raistlin. "Ama bunlardan sonra sz ederiz ablacm," ded i yrrlerken. "msn ve asn. Shoikan Korusu en yreklilerin bile sinirlerini bozar. Sa kii daha korunun snrlarndan geebilmitir, benim yardmmla tabii ki. Senin baaracan ordum ama Lady Crysania'nn cesareti karsnda biraz ardm itiraf etmeliyim..." "Lady Crysania!" diye tekrarlad Kitiara, afallayarak. "Paladine'm Saygdeer Rahibele rinden biri! Onun buraya girmesine izin mi. . .verdin?" "Sadece izin vermekle kalmadm, onu ben davet ettim," diye cevap verdi Rasitlin va karla. "Eer benim davetim ve koruma tlsmm olmasayd tabii ki o korudan geemezdi." "Peki geldi mi?" "Olduka hevesle stelik, emin olabilirsin." imdi duraksayan Raistlin olmutu. Yksek Byc ulesi'nin giriinde duruyorlard. Pencerelerden gelen meale adamn yzne yansyordu. ak bir biimde grebiliyordu. Dudaklar bir tebessmle arplmt; dz altn gzleri k g krlgan bir kla parlyordu. "Olduka hevesle," diye tekrarlad yavaa. Kitiara glmeye balad. O gece ge vakitlerde, iki ay battktan sonra, afaktan nceki karanlk saatlerde Kitiara elinde bir kadeh krmz arapla Raistlin'in alma odasnda kalarn atm oturuyordu. alma odas rahatt; ya da gze yle grnyordu. En iyi dokuma ve en mkemmel yapda kocam uklar, ancak Krynn zerindeki en zenginlerin evlerinde bulunabilecek cinsten el do kumas hallar zerinde duruyordu. Hayal mahsl yaratklar ve rengrenk ieklerin resimleri narak sslenmi hallar insann gzn alyor, izleyenin bunlarn gzelliklerine dalp saatle ni kaybetmesine neden oluyordu. Oraya buraya 78 79

tahta oyma masalar yerletirilmiti; son derece nadir ve gzel -ya da nadir ve korkunnesneler oday sslemiti. Fakat odann ar basan zellii kitaplaryd. Oda, yzlerce ve yzlerce kitab barndran de aflarla evrelenmiti. ounun grnts birbirine ok benziyordu: Gece mavisi bir ciltle cil i kitaplarn zerinde gm rnler vard. Konforlu bir odayd ama alma odasnn dier ucu e grleye grleye yanan atee ramen havada iliklere ileyen bir souk vard. Kitiara emin ol myordu ama souun kitaplardan geldiine dair bir his belirmiti iinde. Lord Soth atein ndan uzakta durmu glgelere gizlenmiti. Kit onu gremiyordu ama -ayn gibi- varln hissedebiliyordu. Byc vey ablasnn karsnda; zerinde durduklar yerd itiara'y izliyormu izlenimini verecek kadar marifetle oyulmu yaratklar olan kara ahap tan devasa bir alma masasnn arkasndaki byk bir koltua oturmutu. Huzursuz bir biimde kvranan kadn arabn ok hzl imiti. Sert ikilere alkn olmasn bundan nefret ederdi. Bu onun denetimini yitirmekte olduunu gsteriyordu. Hiddetle barda kendinden uzaklatrd, daha fazla imemek niyetindeydi. "Plann lgnca!" dedi Raistlin'e huzursuzca. zerindeki altn baklardan holanmayan Kitia aa kalkarak odada volta atmaya balad. "Anlamsz! Zaman kayb. Senin yardmnla Ansalon'a h edebiliriz; biz, ikimiz. Aslnda" -Kitiara aniden donuverdi, yz sabrszlkla aydnlanmt n gcnle dnyaya hkmedebiliriz! Ne Lady Crysania'ya, ne de o hantal kardeimize ihtiyacmz yok..." " 'Dnyaya hkmetmek,'" diye tekrarlad Raistlin yavaa, gzleri alev alevdi. "Dnyaya hkm mi? Hl anlayamadn deil mi ablacam? Dur unu elimden geldiince aklayaym." imdi aya ondayd. nce ellerini masasnn zerine bastrarak, bir ylan gibi ne aband. "Dnya umurumda deil!" dedi yavaa. "Eer isteseydim yarn hkmetmeye balardm! stemiyoru "Dnyay istemiyorsun." Kit omuzlarn silkti, sesi ineleyiciydi. "O zaman geriye sadece.. ." Kitiara neredeyse dilini sryordu. Hayretle Raistlin'e bakt. 80 Odann glgeleri iinde Lord Soth'un gzleri, ateten daha parlak tutumutu. "imdi anladn." Raistlin halinden memnun bir halde glmseyerek yeniden yerine yerleti. " mdi Paladine'm bu Saygdeer Rahibesi'nn nemini anlayabilirsin! Onu bana getiren kader oldu, tam ben yolculuuma yaklamken." Kitiara dona kalm bir halde bakmaktan baka bir ey yapamyordu. Sonunda yeniden konuabil di. "O-onun seni izleyeceini nereden biliyorsun? Herhalde ona sylememisindir!" "Sadece gerekli tohumlan iine atacak kadar." O bulumay hatrlayan Raistlin glmsedi. Ark asna dayanarak ince parmaklarn dudaklarna gtrd. "Sergilediim i, samimiyetle syleye tm en baarl ilerden biriydi. Gnlszce konutum; szler azmdan onun iyilii ve safl ulanm olarak dkldler ve o benim oldu... kendi acma duygusu iinde kaybolarak." Aniden i kilerek zamana dnd. "Gelecek," dedi souk bir edayla bir kez daha ne doru abanarak. "H em o, hem de o soytar kardeim. Caramon farkna bile varmadan bana hizmet edecek tabi i ki. Ama zaten, o hep yledir ki." Kitiara elini bana gtrerek nabzna bakt. Bu araptan deildi, u anda kendine son derece mdi. Bu fke ve aresizlikti. Bana yardm edebilir! diye dnd hiddetle. Gerekten de syl i kadar gl. Daha da gl hatta! Ama deli. Akln kaybetmi... Sonra, iinde derinlerden b en, kendiliinden bir ses konutu ona. Ya deli deilse? Ya gerekten bu ie kalkmaya niyetliyse? Kitiara souk bir edayla Raistlin'in plann gzden geirdi, her adan inceledi. Grd ey te drmt. Hayr. Kazanamazd. Ve daha da kts onu da kendisiyle birlikte devirecekti! Bu dnceler hzla geti Kit'in aklndan ve hibiri yzne yansmad. Hatta tebessm daha d . Bu tebessm, birok adamn lmeden nce son grd ey olmutu. Raistlin de ona dikkatle bakarken aklndan bunlar geiyor olmalyd. "Bu sefer bari kaza nan tarafta ol ablacm." Kitiara'nn kanaati sarsld. Eer Raistlin baabilirse bu muhteem olurdu! Muhteem! Krynn o un olurdu. Kit bycye bakt. Yirmi sekiz yl nce yeni domu, hastalkl 81 clz bir bebekti; gl ve grbz ikizinin ekimsiz bir kopyas. "Brak lsn. lerisi iin iyi olur," demiti ebe. Kitiara o zamanlar blu anda bir kzd nnesinin alayarak raz olduunu duymutu. Fakat Kitiara kar kt. Bu tehdit karsnda iinde bir ey bayrak kaldrmt. Bebek yaa cakt; bebek istese de istemese de. "lk savam," diye anlatrd insanlara bunu gururla, "t

anrlarla olmutu. Ve kazandm!" Ve imdi! Kitiara Raistlin'i inceliyordu. Adam grmt. inden o zrlayan, kusan bebei g ire dnd. "Dnmem gerek," dedi eldivenlerini giyerek. "Dnte benimle irtibata geecek misin?" "Eer baarl olursam seninle irtibat kurmama gerek kalmaz," dedi Raistlin yavaa. "O zama n anlarsn!" Kitiara neredeyse alayla glmseyecekti ama kendini zor tuttu. Lord Soth'a bakarak o dadan ayrlmaya hazrland. "O halde hoa-kal kardeim." Ne kadar kendine hakim olursa olsu n sesindeki hiddeti gizleyememiti. "Bu hayatn gzel eylerine duyduum arzuyu benimle pay lamadn iin zgnm! Birlikte ok ey yapabilirdik, senle ben!" "Hoakal Kitiara," dedi Raistlin, bir yandan ince eliyle, onlara k yolunu gstermesi ii izmetindeki glgeli suretleri armak zere bir hareket yaparken. "Ha, bu arada," diye ek ledi Kit tam kapda durmuken, "sana hayatm borluymuum ablacm. En azndan bana yle an yd kukusuz seni ldrecek olan Lord Ariakas'n lmyle borcumun denmi olduunu dnd a hibir borcum yok!" Kitiara bycnn altn gzlerine bakt; ne aryordu? Tehdit mi, vaat mi, ne? Ama gzlerde hi yoktu. Kesinlikle hibir ey. Sonra bir an iinde Raistlin bir by sz syleyerek kadnn g n silindi. Shoikan Korusu'ndan k zor deildi. Muhafzlar Kule'yi terk edenleri hi umursamyorlard. ara ile Lord Soth birlikte yryordu; l valye Koru iinden sessizce ilerliyor, yere dk an l yapraklar zerinde hi iz brakmyordu. Shoikan Korusu'na bahar gelmemiti. En dtaki aalarn arasndan geip gidinceye ve Palanthas ehrinin gerek kaldrm talan caya kadar Kitiara konumad. Gne douyor, gkyz derin gece mavisinden, soluk bir griye doru soluyordu. Ora rada, ileri erken kalkmalarn icap ettiren Palanthasllar uyanmaya balamt. Caddenin t a, Kule yaknndaki terk edilmi binalarnn bittii yerde Kitiara postal seslerini, surlard a nbet deitiren askerlerin seslerini duyabiliyordu. Bir kez daha yaayanlarn arasna dnm O zaman derin bir nefes ald, "Durdurulmal," dedi Lord Soth'a. l valye olumlu ya da olumsuz bir yorumda bulunmad. "Kolay olmayacak biliyorum," dedi Kitiara; ejderha miferini bana geirip, o yaklatka ba ferle kaldran Skie'a doru hzla yrrken. Ejderhasnn boynunu sevgiyle okayan Kitiara l yzlemek iin dnd. "Ama dorudan Raistlin'i karmza almaya gerek yok. Onun planlar Lady Crysania'ya bal. On aradan kartabilirsek, Raistlin'i durdurabiliriz. Aslnda benim bu ile bir ilgim olduu nu bilmesine hi gerek yok. VVayreth Orman'na girmeye alan birok insan lmtr. yle de Alevli gzleri hafife tutuan Lord Soth bayla onaylad. "Sen o ii hallet. Bunun... kadermi gibi grnmesini sala," dedi Kitiara. "Belli ki kk k eim kadere inanyor." Ejderhasna bindi. "Kkken ona szmden kmann anlamnn krba de Galiba bu dersi bir kere daha renmesinde yarar var!" Bir emriyle Skie'n gl arka ayaklar kaldrm talarna yklenerek talar atlatp krd erdi ve sabah gne doru szld. Palanthasllar ilerindeki skntnn hafiflediini hisse ldikleri buydu. ok az ejderhay veya binicisini grmt. Lord Soth Shoikan Korusu kenarnda kald. "Ben de kadere inanrm Kitiara," diye mrldand l valye. "nsann kendi yaratt kader Baklarm Yksek Byclk Kulesi'nin pencerelerine kaldran Soth biraz nce bulunduklar od bir an iin Kule, etrafnda oyalanp duruyormu gibi grnen, gnein klarnn paralayama la brnd. Sonra kulenin tepesindeki bir odadan ileri doru bir k szld. Raistlin'in bylerini yapt karanlk ve gizli oda: Bycnn laboratuvar. "Kim ders alacakm merak ediyorum?" diye mrldand Soth. Omuzlarm silkerek gn yakla lan glgeler iinde eriyip gzden kayboldu. 82 83

Bfm 6 Burada duralm," dedi Caramon, kasvetli ormann iinde, yoldan uzakta pusuya yatm gibi d uran viran bir binaya doru ilerlerken. "Belki buraya uramtr." diye ekledi. "Bu konuda gerekten pheliyim," dedi Tas, kapnn zerinden tek bir zincirle sallanan levh ay kukuyla szerken." 'atlak Kupa' pek uygun bir yere benzemiyor..." "Samalama," diye homurdand Caramon bir kez daha, bu yolculuk boyunca Tas'n sayamad kad r ok homurdanmt, "yemek yemek zorunda. Hatta daha byk, ahm-ahm rahiplerin bile yemek

leri gerekir. Ya da belki burada bulunan biri, yolda onun izine rastlamtr. ansmz hi de yaver gitmiyor." "Doru," diye mrldand Tasslehoff byk altman, "ama tavernalar deil de yolu aratrrsa timali daha fazla olurdu." gndr yoldaydlar ve Tas'n bu macerayla ilgili bataki korkular doru kmt. Normal artlarda kenderler hevesli yolculardr. Yirmili yalan civarnda btn kenderlerin i ne bir seyahat tutkusu der. Bu zamanlarda neeyle hi bilinmeyen yerlere doru yola karla ; gzel olsun, korkun olsun, merak uyandrc olsun, ne olursa olsun bahtlarna kp kendil ikin keselerine dverecek 84 eyleri bulmaktan ve maceradan baka bir ey dnmezler. nsanolunu lmcl tehlikelerden k r his olan korkuya kar tamamen baklk kazanm, bastrlamaz bir meraktan muzdarip oldu rynn zerindeki kender nfusu pek fazla deildir ki bu da Krynn zerindekilerin ounun son derece minnettar olduklar bir durumdur. Artk otuzuncu (en azndan hatrlad kadaryla otuzuncu) yana yaklamakta olan Tasslehoff ot birok adan tipik bir kenderdi. Ansalon ktasn, ilk nce artk Kenderyurdu'na yerlemi ebeveyniyle birlikte enine boyuna kat etmiti. Ya geldikten sonra cce bir demirci ola n Flint Fireforge ve arkada Tanis Yarmelf'e rastlayncaya kadar tek bana dolamt. Sol lyesi Sturm Brightblade ve ikizler Caramon ile Raistlin onlara katldktan sonra Tas hayatnn en mkemmel macerasna karmt: Mzrak Sava. Yine de baz ynlerden Tasslehoff pek de yle tipik bir kender saylmazd; geri bu hatrlat buna kesinlikle kar kyordu. ok sevdii iki kiiyi -Sturm Brightblade ile Flint'i- kayb kenderi derinden etkilemiti. Korkuyu; kendi iin deilse de deer verdii kiiler iin duyd korku ve endienin anlamn renmiti. u anda da Caramon iin duyduu endie derindi. Ve gn getike de artyordu. lk balarda yolculuk elenceliydi. Bir kez Caramon, Tika'nm kalpsizlii ve dnyann genelde onu anlayamama konusundaki beceriksizlii hakkndaki ksknlk nbetlerini atlatnca, iesi irka yudum alm ve kendini daha iyi hissetmeye balamt. Birka yudum daha aldktan sonra ranlarm izlerini srd gnlerle ilgili ykler anlatmaya koyulmutu. Tas bunu ok elenceli e aslnda bir yk arabas altnda kalmasn veya bir amur ukuruna dalmasn diye srekli Bupu zlemek zorunda kalsa da bu sabah yolculuundan byk keyif almt. Fakat akamstne doru ie boalmt ve Caramon, Tas'n tekrar tekrar anlatmaktan hi bkm inleyebilecek kadar dzgn bir ruh haline kavumutu. Ama ne yazk ki Tas'n yksnn tam d ksmnda, o tyl mamutla kaarken bycnn kendilerine imek att yerde Caramon bir meyh "Gidip ieyi bir doldurtacam," diye mrldanp ieri girmiti. Tas da onu izleyecekken Bupu'nun az bir kar alm byk 85 bir merakla yolun karsndaki demircinin kz rengi olmu ocan seyrettiini grmt. Bupu ni, ya kasabay ya da her ikisini birden tututuracan anlayan ve onu meyhaneye soka-may acam (insanlarn ou lam ccelerine hizmet vermeyi reddediyordu) bilen Tas darda kal den ayrmamaya karar vermiti. Sonu olarak Caramon da herhalde birka dakika iinde kard. ki saat sonra koca adam yalpalayarak dar kt. "Cehennem adna neredeydin?" diye sordu Tas, Caramon'un zerine bir kedi gibi atlaya rak. "Sadece biraz... acck..." Caramon sallanp duruyordu, "yol iin tek bir ... tane attm. " "Ben bir aratrma zerindeyim," diye bard Tas fkeyle. "Bana nemli Biri tarafndan veril aratrmam; o kii de u anda tehlikede olabilir. Ve ben iki saattir burada bir lam ccesi le mahsur kaldm!" Tas, hendekte uyuyakalm Bupu'yu iaret etti. "Hayatmda hi bu kadar sk amtm ve sen orada bir snger gibi cce biras iip duruyordun!" Caramon hiddetle Tas'a bakt, dudaklarn sarktmt. "Biey yleyim mi," diye mrldand oyunca sendelerken, "en de Tika'ya benjemeye baladn..." O noktadan sonra her ey tepetaklak gitmiti. O akam bir drtyol azna varmlard. "Bu taraftan gidelim," dedi Tas iaret ederek. "Lady Crysania insanlarn onu durdurm aya alacaklarn biliyordur mutlaka. Kendisini izleyenleri atlatabilemek iin pek kullanl ayan bir yolu tercih edecektir. Tpk bizim iki yl nce Solace'tan ayrlmak iin bu yolu iz lediimiz gibi..." "Samalama!" diye homurdand Caramon. "O bir kadn, ayrca bir rahibe. En kolay yolu seec ektir. Liman'a giden yolu seeceiz."

Tas bu karar karsnda kararszd ve endielerinde hakl olduunu anlad. Birka mil ilerlem ki baka bir meyhaneye rast geldiler. Caramon, Lady Crysania'nn egaline uyan birini grp grmediklerini aratrmak iin ieri gi Tas' -bir kez daha- Bupu ile darda brakmt. Bir saat sonra koca adam belirdi; yz kz i. "Ee, onu gren olmu mu?" diye sordu Tas huzursuzca. "Kimi gren olmu mu? Ha -onu. Hayr..." 86 Ve artk, iki gn sonra Liman'a giden yolun ancak yarsna varmlard. Fakat kender de yol b yunca rastlanabilecek meyhanelerle ilgili bir kitap yazabilecek hale gelmiti. "Eski gnlerde," diye hiddetlendi Tas, "bu kadar zamanda Tarsis'e gider gelirdik!" "O zamanlar gen ve toydum. Bedenim artk olgunlat, ayrca gcm de toplamam gerek," dedi amon marurca, "yava yava." "Yava yava bir eyleri topluyor ya," dedi Tas kendi kendine kasvetle, "ama bu g deil!" Caramon mola verip dinlenmeden bir saatten fazla gidemiyordu. Genellikle aclar iind e inleyerek, tm bedeninden terler boanarak ylveriyordu. Onu ayaa kaldrmak Tas, Bupu v e biras iesine kalyordu. Durmadan ac ac ikayet ediyordu. Zrh vuruyordu, at, gne rdu. Geceleri rezil hanlardan birinde konaklamak konusunda srar ediyordu. O zaman da Tas adamn kendinden geinceye kadar imesini izlemek zorunda kalyordu. Daha sonra d a Tas ile barmen onu, lene kadar uyuyup kald odasna tamak zorunda kalyordu. Btn bunlarn yaand nc gnden (ve yirminci meyhaneden) sonra hl Lady Crysania'dan yan Tasslehoff ciddi ciddi Kenderyurdu'na dnp, kk bir ev satn alp, maceralardan elini teini ekmeyi dnmeye balamt. atlak Kupa'ya vardklarnda leni bulmutu. Caramon hi vakit kaybetmeden ieri girip kaybo . Ta iinden gelen bir ah eken Tas, bu batakhaneyi dardan inceleyerek, kasvetli bir se ssizlik iinde Bupu ile beraber bekliyordu. "Ben artk bu hi sevmiyor," diye beyan etti Bupu. Tas'a, sular-casna sert sert bakyord u. "Bana gidip krmz cppeli gzel adam bulucaz dedin. Ama sadece iko bir ayya bulduk. B eve, Ycebulp Pudge I'e geri gitek." "Hayr, sakn ayrlma! Daha olmaz!" diye bard Tas aresizlik iinde. "Gidip -m- o gzel ad acaz. Ya da en azndan gzel adama yardm etmeye alan, gzel hanm bulacaz. Belki. . bir eyler renebiliriz." Bupu'nun ona inanmad belliydi. Tas' da kendine inanmyordu. "Bak," dedi, "beni burada bekle yeter. ok uzaa gitmeyeceim. Biliyorum -sana yiyecek bir eyler getireceim. Ayrlmayacana 87 sz verir misin?" Bupu, Tas' kukuyla szerek dudaklarn aprdatt. "Ben bekle," dedi kendini amurlu yola b rek. "En azndan yemekten sonra kadar." Sivri enesi kararla ne doru uzanm olan Tas, Caramon'un peinden meyhaneye girdi. Caramo n'la konuacaklar vard... te yandan buna gerek kalmad ortaya kt. "Shhatinize beyler aramon, meyhanede toplanm olan dzensiz toplulua. Pek fazla kalabalk yoktu: Kapnn y nna oturmu, seyahat eden birka cce ile kupalarn Caramon'un kaldrd kupaya kar kald i giyinmi bir grup insan. Tas, Caramon'un yanna oturdu; o kadar zgnd ki geerken cceler en birinin kemerinden (farkna bile varmadan) kapt bir czdan bile geri vermiti. "Galiba bunu drmsnz," diye mrldand Tas, czdan kendisine hayretler iinde bakan c ken. "Gen bir kadn aryoruz," dedi Caramon, leden sonrasn orada geirmek iin iyice yerleer ace'tan beri btn meyhanelerde yapt gibi kzn tarifini verdi. "Siyah sal, ufak tefek , soluk yzl, beyaz cppeli. Bir rahibe..." "Evet, biz onu grdk," dedi izcilerden biri. Caramon azndaki biray pskrtt. "Grdnz m?" diyebildi boulacak gibi olurken ksr Tas oturduu yerde dikildi. "Nerede?" diye soru hevesle. "Burann dousundaki ormand a geziniyordu," dedi izci, parmayla iaret ederek. "yle mi?" dedi Caramon kukuyla. "Sizin ormanda ne iiniz vard?" "Goblinlerin peindeyiz. Liman'da balarna dl var." "Goblin kulana altn veriyorlar," rkada, disiz azyla glmseyerek/'belki siz de ansnz denemek istersiniz." "Peki ya ka rar etti Tas. "Bence o bir deli." zci ban sallad. "Ona civar topraklarn goblin kaynadn, tek ban erektiini syledik. Bize kendisinin Paladine'm, ya da yle bir isim syledi onun elleri nde olduunu, onun kendisine gz kulak olacan syledi."

ini eken Caramon ikisini dudaklarna gtrd. "Bunun, onun lakrdlarndan olduuna phe Srayan Tas barda koca adamn elinden kapt. "Neler ..." Caramon ona hiddetle bakt. "Haydi!" dedi Tas ona aslarak. "Gitmemiz gerek! Yardmlarnz iin ok teekkrler," dedi ne nefese Caramon'u kapya doru ekitirirken. "Onu nerede grdnz sylemitiniz?" "Burann on mil kadar dousunda. Arkadan, meyhanenin arkasndan bir patika bulabilirsi niz. Ana yoldan ayrlyor. O patikay izlerseniz sizi ormana gtrr. Kapyolu'na gitmek iin llanlan kestirme bir yoldu; yollar bu kadar tehlikeli olmadan nce tabii. "Tekrar teekkr ederiz!" Tas hl itiraz etmekte olan Caramon'u ittirerek kapdan kartrke "Kahrolasca, ne bu acelen?" diye hrlad Caramon, hiddetle, Tas'n drtkleyen ellerinden k endini kurtarmaya alrken. "Akam yemei yiyeydik bari..." "Caramon!" dedi Tas aceleyle, bir aa bir yukar zplayarak. "Dn! Hatrla! Nerede olduu madn m? Burann on mil dousunda! Bak ..." Keselerinden birine aslp aarak bir deste hari kartt. Aceleyle aralarndan bir eyler ararken, haritalar yerlere sat. "Bak," diye tek lad sonunda birini aarak Caramon'un kzarm yzne doru uzatp. Koca adam, grmeye alarak haritaya bakt. "Ha?" "Aman... Bak u anda buradayz, hesapladm kadaryla. Buras da Liman, hl gneyimizde kal ada da Kapyolu var. Bu da szn ettikleri patika ve burada..." Tas parmayla iaret etti. Caramon gzlerini kst. "Kara-kar-kar Karark Orman," diye mrldand. "Karark Orman. Bu ta eliyor..." "Tabii tandk geliyor! Neredeyse lyorduk orada!" diye bard Tas kollarn sallayarak. "B urtarmak Raistlin'e dmt..." Caramon'un kalarn attn gren Tas aceleyle devam etti. "Ya oraya tek bana girerse?" u yalvarrcasna. Caramon ormana bakt; mahmur gzleri dar, otlarla kaplanm patikaya dikildi. Kalarn daha a ok att. "Benim onu durdurmam bekliyorsun," diye geveledi. "Doal olarak onu durdurmamz gerek!" diye balad Tas; sonra aniden durdu. "Senin hi niy etin yoktu," dedi kender yavaa Caramon'a bakarak. "Bandan beri onun peinden gitmek 89

niyetinde deildin. Sadece birka gn buralarda dolanp, birka iki iip, biraz glp sonra ya dnp baarsz bir sefil olduunu syleyecek, her zamanki gibi onun seni ieri almasn b ektin..." "Yok, ne yapmam beklemitin?" diye homurdand Caramon, Tas'n sitem dolu baklarndan kan "Bu kadnn Yksek Byclk Kulesi'ni bulmasna nasl yardmc olabilirim Tas?" Zrlamaya b istemiyorum! Bir daha o kt yere yaklamayacama yemin etmitim! Onu orada mahvettiler Ta s. ktnda teni garip altn bir renk almt. Ona o lanet olasca gzleri verdiler, artk Bedenini paraladlar. ksrmeden nefes bile alamyor. Ve onun... onun beni ldrmesini sala !" Boulur gibi olan Caramon yzn ellerine gmerek acyla hkrmaya, dehetle titremeye ba "O-o seni ldrmedi Caramon," dedi Tas, elinden hibir ey gelmediini hissediyordu. "Tani s bana anlatt. O, sadece senin bir hayalinmi. O da hastaym, korkuyormu, iinde byk bir arm. Ne yaptn bilmiyormu..." Ama Caramon sadece ban sallamakla yetiniyordu. Ve yufka yrekli kender onu sulayamad. O raya gitmek istememesine amamak gerek, diye dnd Tas pimanlkla. Belki onu eve gtrsem yi olur. Zaten bu halde kimseye pek bir faydas yok. Ama sonra Tas orada tek bana, dnme den Karank Orman'a girmek zere olan Lady Crysania'y hatrlad... "Bir zamanlar oradaki bir ruhla konumutum," diye mrldand Tas, "ama beni hatrlayp hatr ayacaklarna emin deilim. Sonra orada goblinler de var. Onlardan korkmasam da drt tan esinden daha fazlasyla dvemeyeceim belli." Tasslehoff aresiz kalmt. Keke Tanis burada olsayd! Yarmelf her zaman ne sylenmesi, ne plmas gerektiini bililr-di. Caramon'un laf dinlemesini salard. Ama Tanis yok, dedi ke nderin iindeki, zaman zaman kuku verici bir biimde Flint'e benzeyen sert bir ses. im di her ey senin elinde, seni kap kulbu kafal seni! Her eyin benim elimde olmasn istemiyorum! diye szlandktan sonra sesin cevap verip ver meyeceini bir an bekledi Tas. Ses cevap vermedi. Tek banayd. "Caramon," dedi Tas sesine elinden geldiince bir derinlik verip, mmkn olduunca Tanis 'e benzetmeye alarak, "bak en 90 azndan VVayreth Orman'nn kenarna kadar bizimle gel. Sonra eve dnebilirsin. Byk bir iht

malle oradan sonra gvenlik iinde oluruz. . ." Fakat Caramon dinlemiyordu. Kendine acma duygusu ve ikiye batm olan adam yere yld. S aaca dayararak isimsiz korkulara dair anlalmaz szler gevelemeye ve kendisini geri a lmas iin Tika'ya yalvarmaya balad. Ayaa kalkan Bupu koca savann nnde duracak ekilde ilerledi. "Ben git," dedi tiksintiyl "Ben iko, salyal sarho iste, ben bizim orda ok bul." Ban kararllkla sallayarak pati lerlemeye balad. Tas peinden koarak onu yakalad ve srkleyerek geri getirdi. "Hayr Bupu! Gidemezsin! Neredeyse vardk!" Aniden Tasslehoff'un sabr tat. Tanis burada yoktu. Yardm edebilecek kimse yoktu. Ayn ejderha kresini krd zamana benziyordu. Belki yapt ey doru ey deildi ama dnebi Tas gidip Caramon'un incik kemiini tekmeledi. "Uf!" diye yutkundu Caramon. Hayretler iinde Tas'a baka kald; yznde incinmi, kafas kar r ifade vard. "Bunu ne halt etmeye yaptn?" Cevap olarak Tas bir kez daha tekmeledi, serte. Homurdanan Caramon bacan tuttu. "imdi biraz elence var," dedi Bupu. Neeyle koarak o da Caramon'un dier bacan tekmeled "Ben imdi kal." Koca adam kkredi. Sendeleyerek ayaa kalkp Tas'a sert sert bakt. "Allah kahretsin Bur rfoot eer bu oyunlarndan biriyse..." "Bu oyun moyun deil koca kz!" diye bard kender. "Sadece tekmeleyip birazck akln ba an salamaya altm o kadar! Zrlaman yeterince dinledim! Btn bu yllar boyunca btn y lu Caramon, her eyini nankr kardei iin feda eden soylu Caramon. Her zaman Raistlin'e ncelik tanyan sevecen Caramon! Tamam -belki yle yapmsndr, belki yapmamsmdr. imdi Caramon'u n planda tutu-yormusun gibi gelmeye balad! Ve belki de Raistlin, benim yen i yeni fark etmeye baladm bu eyi biliyordu! Yaptklarn kendin iin yapyordun! Raistli na ihtiyac yoktu- senin ona ihtiyacn vard! Kendi hayatn yaayamayacak kadar korkak oldu n iin onun hayatn yayordun!" 91 Caramon'un gzleri alevlendi, hiddetle yz soldu. Yava yava ayaa kalkt, koca elini yumru yapmt. "Bu kez ok ileri gittin seni kk pi seni..." "yle mi?" diye barmaya balamt Tas imdi, zp zp zplarken. "O zaman unu dinle Caramo nasl kimsenin sana ihtiyac olmad konusunda sylenir durursun. Hi durup da, Raistlin'i anda sana, her zamankinden daha ok ihtiyac olduunu dndn m? Ya Lady Crysania -imdi on sana ihtiyac var! Sense kocaman, titrek bir jle paras gibi, beyni ikiye batm, lapaya m bir halde orada ylece duruyorsun!" Tasslehoff bir an iin ok ileri gittiini dnd. Caramon ileri doru dengesiz bir adm att ek benek, leke leke olmu, irkinlemiti. Viyaklayan Bupu, Tas'n arkasna sakland. Kender erinden kprdamad -ayn hiddetten ldran elf lordlannn ejderha kresini krd iin on zamandaki gibi. Caramon, Tas'n zerine eildi, koca adamn iki kokan nefesi kenderin rme e neden olmutu. Gayri ihtiyari gzlerini kapatt. Korkudan deil de Caramon'un yzndeki o orkun keder ve hiddetten. Olduu yerde sk sk durmu, byk bir ihtimalle burnunu kafasnn arkasndan kartacak ol kliyordu. Ama yle bir darbe hi inmedi. Onun yerine atrdayarak ayrlan bir aa sesi ve sk allar erleyen ar admlar duyuldu. Tas, dikkatlice at gzlerini. Caramon gitmiti, ormana doru patikadan ortal ezip geiyo i eken Tas ardndan bakt. Bupu, Tas'n arkasndan kt. "Bu elence," diye beyan etti. "Zaten ben kal. Belki yine oyun oynar biz?" "Zannetmiyorum Bupu," dedi Tas hznle. "Haydi. Peinden gitsek fena olmayacak." "Eh tamam," diye dnd lam ccesi filozofa. "Baka bir oyun denk gelir, daha elence." "Evet," diye katld fikrine Tas, akl baka yerlerdeydi. O rezil handa birinin onlar duy up da rezalet karmasndan korkan kender gzlerini drt aarak etrafna baknd. atlak Kupa meyhanesi yok olmutu. Harap bina, tek bir zinciri zerinde sallanan levha, cceler, izciler, barmen, hatta [en Caramon'un dudaklarna gtrm olduu bardak. Hepsi len havasna karp yok olmutu, tpk kt bir rya gibi. 93 92 Bfiim T

Ruhlar seni gtrrken syle arkn, Syle arkn ift gren gzne, Gkyznde alt ay par Lindas oluverir. Denizcinin cesaretine syle arkn, Syle arkn dirsekler krlrken, Snan yakuttan b sarho ol. Gnln samimiyken syle arkn, Syle arkn endie ikisine, Syle arkn zigzaglar izen yol iin birisine, Ve kpein ile her bir klna. Btn garson kzlar seviyor seni, Btn kpekler dostun, Ne diyorsan kastettiin odur, yleyse kr ktk sarho ol. Akam olduunda Caramon fitil gibi sarho olmutu. Tasslehoff ile Bupu koca adama, tam patikann ortasnda durmu iesindeki son cce birasn bitirirken yetimilerdi. Ban iyice arkaya emi, tek bir damlann dahi yabana gitmesine e l olmaya alyordu. ieyi indirdii zaman da, aslnda bunu byk bir hayal krkl ile i Durduu yerde yalpalayarak ieyi sallad. "Hepsi bitmi," diye mrldandn duydu Tas, kendi kendine. Kenderin kalbi yumuad. "imdi ne halt edeceim," dedi Tas kendine, dertli dertli. "Yok olan han ona anlatama m. Bu haldeyken anlatamam! leri daha da kmaz bir hale soktum!" Fakat Caramon'a yaklap adamn omuzuna vuruncaya kadar durumun ne kadar kt olduunu fark edememiti. Koca adam sarhoa bir telala arkasna dnd. "Ne var? Kim o?" Hzla kararmakta olan ormana bakt. "Benim, burada aada," dedi Tas clz bir sesle. "Be-ben sadece ne kadar zgn olduumu sy istemitim Caramon ve..." "Ha? H..." Geriye doru sallanan Caramon ona baktktan sonra ahmaka glmsedi. "A, merhaba minik dostum. Bir kender" -gzleri Bupu'ya kayd- "bir lay-lay-laym ccesi," diye bitir di aceleyle. Eilerek selam verdi. "ssimlerrizne?" "Ne?" diye sordu Tas. "ssimlerrizne?" diye tekrarlad Caramon vakarla. "Beni tanyorsun Caramon," dedi Tas kafas kararak. "Ben Tasslehoff'um." "Ben Bupu," diye cevap verdi lam ccesi; yz aydnlanmt belli ki bunun baka bir oyun o annetmiti. "Kim sen?" "Kim olduunu biliyorsun," diye balad Tas huzursuzuca; Caramon szn kestiinde neredeyse ilini yutacakt. "Ben Raistlin," dedi koca adam ciddiyetle, sallanarak bir kez daha selam verirke n. "B-byk ve g-g-gl bir by kullancs." "Aman samalama Caramon!" dedi Tas bkknlkla. "zgnm dedim sana, o yzden brak..." "Caramon mu?" Koca adamn gzleri nce fal ta gibi aldktan sonra, kurnazca ksld. "Ca ldrdm. ok zaman nce Kul-Kr-Kle, Yssekbjlkklesinde." "Reorx'un sakal adna!" dedi Tas nefesi arasndan. "O deil Raistlin!" dedi Bupu burnundan soluyarak. Sonra 94 95

durdu, kukuyla bir szd. "O mu?" "H-hayr tabii ki deil," diye atld Tasslehoff. "Bu deil komik oyun!" dedi Bupu kesin bir kararla. "Ben deil sevmek! O, bana iyi d avranan gzel adam yok. O, iko sarho. Ben eve git." Etrafna baknd. "Ne taraf ev?" "imdi sras deil Bupu!" Neler oluyor? diye merak etti Tas skntyla. Tepe sandan tutara tle asld. Gzleri acyla yaarnca kender rahat bir nefes ald. Bir an iin farkna varmada uya daldndan ve garip bir ryada dolandndan korkmutu. Ama belli ki bu gerekti -hem de fazlasyla gerek. Ya da en azndan onun iin. Caramon'a gelince, onun yks tamamiyle farklyd. "Bakn," dedi Caramon ciddiyetle, bir ileri bir geri sallanrken. "imdi bi byihiri yapam " Ellerini kaldrarak bir sr abuk sabuk sz sralad. "Klvetoz ve sanyuvas! Gmbrt!" B tti. "Puf," diye fsldad geriye doru sallanarak. "Alevler iinde! Alev! Alev! Yanyor, ya nyor, yanyor., ayn javall Caramon gibi." leri doru sallanarak, patika boyunca yalpalad "Btn garson kjlar seviyor seni," diye ark sylemeye balad. "Btn kpekler dostun. Ne

kastettiin odur." Tas ellerini ovuturarak peinden gitti. Bupu da arkadan seyir-tiyordu. "Aa yok yand," dedi Tas'a serte. "Biliyorum!" diye homurdand Tas. "Sadece...zannediyor ki..." "O kt byc. Sra ben." Muntazam aralklarla ayaklarna dolanan koca heybesini kartran fferane bir lkla son derece l, sertlemi bir fare kartt. "imdi sras deil Bupu..." diye balad Tas, banda kalan azck aklnn da kamak zere o nden giden Caramon arksn kesmi orman rmcek alaryla kaplamakla ilgili bir eyler ba "Ben gizli by sz sylecek," diye beyan etti Bupu. "Sen yok dinle. Giz bozul." "Dinlemem," dedi Tas sabrszlkla btn yalpalamalarna ramen olduka hzla ilerlemekte ol mon'a yetimeye alarak. "Dinliyorsun mu?" diye sordu Bupu nefes nefese peinden gelirken. "Hayr," dedi Tas iini ekerek. "Neden?" "Bana dinleme dedin!" diye bard Tas iine fenalk gelerek. "Ama hi dinleme sen, ne zaman dinleme nasl bilecek sen?" diye sordu Bupu hiddetle. "Sen gizli by sz almaya al! Ben eve git!" Lam ccesi znk diye durarak dnd ve patikadan geri gitmeye balad. Tas da kayarak durdu lerden oluan bir ejderha ordusunu hayalinde canlandrm olarak, bir aaca sk sk tutuna on'u artk grebiliyordu. Koca adam en azndan bir sre daha yerinden kmldyacaa benzemiyo . Kendi kendine kfreden kender dnerek lam ccesinin peinden kotu. "Dur Bupu!" diye bard deliler gibi, omuzu zannettii le gibi paavra paralarn tutarak. in ederim ki senin gizli by szn hibir zaman almayacam!" "aldn bile" diye ciyaklad dii lam ccesi l san yzn doru sallayarak. "Sen syle "Ne dedim?" diye sordu Tasslehoff tamamen ararak. "Gizli by sz! Sen syle!" diye bard Bupu hiddetle. "Bur-da! Bak!" l san uzatarak p rinde bir yerleri iaret ederek bard, "Ben imdi gizli by sz syle: Gizli by sz! by gr biz." Tas elini bana koydu. Ba dnyordu. "Bak! Bak!" diye bard Bupu zaferle kirli parmaklarndan birini uzatarak. "Grdn? Ben ate ak. Gizli by sz hi ama. Hh. Kt by kullancs -o." Yola doru bakan Tas gzlerini krptrd. nlerinde, patika zerinde alevler grebiliyordu. "Ben kesinlikle Kenderyurdu'na geri dnyorum," diye dncelere dald Tas kendi kendine. "K ir ev alacam... ya da belki de kendimi daha iyi hissedinceye kadar bizimkilerin ya nna yerleirim." "Kim var orada?" diye seslendi net, billur gibi bir ses. Tasslehoff'u bir i rahatl sard. "Bir kamp ateiymi!" diye geveledi, neredeyse mutlulukt n delirmiti. Ve o ses! lerledi, karanlk iinden a doru kouyordu. "Benim... Tasslehof oot. Ben... uff!" "Uff'un k nedeni Caramon'un kenderi tutup gl kollaryla havaya kaldrmasndan ve eliy masndan kaynaklanmt. 96 97

"t," diye fsldad Caramon Tas'n kulana. Nefesinin buusu kenderin bann dnmesine ada birij var!" "Mpf blsxtscat!" diye kvrlp kurtulmaya alt Tas deliler gibi; J Caramon'un elini gevet e alyordu. Kender yava yava! boulmaya balamt. "Tahmin ettiim kii," diye fsldad Caramon, eli kenderinl azn daha da sk kavrarken ke dine ciddiyetle ban sal- j layarak. Tas mavi yldzlar grmeye balamt. aresizlik iinde, btn ' gcyle Caramon'un ellerini Bupu aniden Caramon'un ayaklarnn dibinde bitmeseydi bu kenderin ksa ama heyecan do lu yaamnn sonu olacakt. "Gizli by sz!" diye cyaklad l san Caramon'un yzne tutarak. Uzaktaki atein ebedi j tebessmnde skm kalm keskin dilerinden prldamt. "Ayyy!" diye bard Caramon kenderi elinden drerek. Tas! yere derek soluklanmaya alt "Orada neler oluyor?" dedi souk bir ses. "Sizi... kurtarmaya geldik..." dedi Tasslehoff, ba dnerek ayaa kalknca. Tam nlerinde, patikada krklere brnm beyaz cppeli bir suret belirdi. Bupu surete derin ir kukuyla bakt.

"Gizli by sz," dedi lam ccesi l san Paladine'n Saygdeer Rahibe' sine doru sall Lady Crysania, Tasslehoff'a, ayn gece ilerleyen vakitlerde atein etrafna oturduklarn da." ok fazla minnetar kalmadm iin affnza snrm," dedi "Biliyorum. ok zr dilerim," dedi Tasslehoff, sefil bir halde yerde kamburunu kartarak otururken. "Her eyi yzme gzme < bulatrdm. Genellikle yle yaparm," diye devam etti . "stediine sor. Hep, insanlar delirttiimi sylerler bana -ama ilk kez bunu gerek anlam da yaptm." Burnunu eken kender Caramon'a endieli bir bak frlatt. Koca adam pelerinine brnm ate oturuyordu. Hl gl cce ikisinin etkisi altnda olduu iin artk bazen Caramon, bazen in oluyordu. Caramon olarak oburca yemek yiyor, itahla yemekleri azna tkyordu. Ondan sonra onlara birka mstehcen trk ziyafeti ekiyordu -buna en ok Bupu zevkleniyor, dzensizce alk tutup, nakaratlarda ona elik ediyordu. Tas deliler gibi glmek ile bir kayann altna girip utan iinde lmek arasnda parampara olmutu. Fakat kender rpererek Caramon'u, Raistlin'dense -mstehcen trkleri ve btn dier kabalkl ramen - Caramon'u tercih ettii kararna vard. Deiim aniden meydana gelmiti, aslnda ta ir arknn ortasndayken. Koca adamn grnts kt, ksrmeye balad sonra -ksk gzler kendisine susmasn emretti. "Bunu ona sen yapmadn," dedi Lady Crysania, Tas'a buz gibi baklarla Caramon'u szerke n. "Bu ikiden. Kaba biri, kaln kafal ve belli ki kendine de pek hakim biri deil. Zev klerinin kendisine hakim olmasna izin vermi. Onun Raistlin'in ikizi olmas garip yle deil mi? Kardei o kadar kendine hakim, o kadar disiplinli, akll ve kibar ki." Omuzlarn silkti. "Bu zavall adama acmak gerektiine hi kuku yok." Ayaa kalkarak atnn e gidip, eyerin arkasna balanm olan dei zmeye balad. "Paladine'a ettiim dualarda acam." "Dualarn bir zarar olmayacana eminim," dedi Tas kukuyla, "ama tam u anda tarbean ay o daha iyi gelirdi." Lady Crysania dnerek kendere sitem dolu bir bakla bakt. "Eminim dinsizlik etmek iste memisindir. O yzden sylemi olduun eyi syleni ekline gre deerlendireceim. te yand ra olaylara daha ciddi bir adan bakmaya gayret et." "Ben ciddiydim," diye kar kt Tas. "Caramon'un ihtiyac olan birka kupa koyu, adam gibi arbean ay..." Lady Crysania'nn kalar yle bir kalkt ki Tas, syledii hangi eyin kadn o kadar zd kri olmasa da susmak zorunda kald. O da kendi battaniyelerini amaya balad; keyfi hi ha trlayamad kadar kamt. Ayn Estvvilde Bozkrlar Muharebesi'nde Flint ile birlikte ejd bindikleri zamanki gibiydi. Ejderha bulutlara doru szlm, sonra bulutlarn iinden frla k gibi dnmeye balamt. Bir sre iin aas yukars, yukars aas, gkyz yer, yer g uluta dalmlar, her ey bir pus iinde yok olmutu. Akl ayn, o andaki gibiydi. Lady Crysania, Raistlin'i takdir edip Caramon'a acyordu. Tas emin deildi ama bu ona ters kepe gibi geliyordu. Sonra hem Caramon olan, hem de olmayan bir 98 99

Caramon vard. Bir dakika nce varken, bir dakika sonra yok olan meyhaneler vard. Din lememesi gerektiini anlamas iin dinlemesi gereken bir gizli by sz vard. Sonra tarbea e ilgili son derece mantkl, sa duyulu bir neride bulunuyor ve dinsiz olduu iin azarlan ordu. "Zaten," diye mrldand kendi kendine, battaniyelerini ekerken, "Paladine ile samimi ar kada saylrz. O ne demek istediimi anlamtr." ini eken kender dertop edilmi bir cppeyi bann altna yastk yapt. Artk Caramon'un R uuna iyice ikna olan Bupu, ban byk bir hrmetle koca adamn ayana yaslayarak kvrlm kuya dalmt. Caramon da artk sakin sakin oturmu, gzlerini kapatm kendi kendine bir ar ordu. Zaman zaman ksryordu; bir keresinde yksek sesle Tas'tan, bylerini alabilmesi i tabn getirmesini bile istemiti. Yine de yeterince sakin grnyordu. Tas ksa bir sre i uyuyarak cce ikisinin etkisinden kurtulmasn umdu. Ate gemeye balamt. Lady Crysania battaniyesini, rutubeti engellemesi iin yayd am i bir yatak zerine serdi. Tas esnedi. Kadn tahmin ettiinden ok daha iyi idare ediyord u durumunu. Konaklamak iin gzel ve uygun bir yer semiti: Hem patikaya yaknd, hem de ya kndan berrak bir su akyordu. stelik bu karanlk ve tekin olmayan ormana da fazla dalm amt...

Tekin olmayan orman... bu ona ne hatrlatmt? diye dnmekte olduunu fark etti Tas tam uy a dalarken. nemli bir eyler. Tekin olmayan orman. Tekin olmayan... tekin olmayan h ayaletlerle konumak... "Karark Orman!" dedi telala, imek gibi yatt yerde dorularak. "Ne?" diye sordu Lady Crysania tam cppesine sk sk sarnm yatmaya hazrlanrken. "Karark Orman!" diye tekrarlad Tas telala. Artk iyice uyanmt. "Karark Orman yaknlar ni uyarmaya gelmitik! Korkun bir yerdir. Yanllkla girebilirdin. Belki girmiizdir bile. .." "Karark Orman m?" Caramon'un gzleri alevlenerek ald. Etrafna belli belirsiz bakt. "Samalama," dedi Lady Crysania rahat bir edayla, yolculuk iin getirmi olduu minik bi r yast bann altna yerletirerek. 100 "Karark Orman'da deiliz, henz girmedik. Be mil kadar ileride. Yarn bizi oraya gtrecek lan bir patikaya varacaz." "Sen. . .oraya gitmek mi istiyorsun!" diye kesildi Tas'n nefesi. "Tabii ki," dedi Lady Crysania souka."Oraya Ormanefendisi'-nin yardmn almak iin gidiyo rum. Buradan Wayreth Or-man'na gitmem uzun aylarm alr, atla gitsem bile. Gm ejderhalar Karark Orman'da Ormanefendisi ile birlikte yayorlar. Beni istediim yere uuracaklar." "Ama hayaletler, o l, eski kral ve yandalar..." "... Ejderha Yceef endiler i ile savamak iin yaplan ary dinleyip gidince o korkun b kurtulmu oldular," dedi Lady Crysania, biraz serte. "Sava tarihini almalsn Tasslehoff llikle de savaa bizzat katlm olduun iin. nsan ve elf gleri Qualinesti'yi yeniden al bir araya geldiklerinde Karark Orman'n hayaletleri onlarla birlikte savaarak kendil erini bu korkun yaama balayan karanlk byy bozmulard. Bu dnyay terk etmiler ve bir er." "Ha," dedi Tas aptal aptal. Bir sre etrafna bakndktan sonra deinin zerinde oturdu. "O rla konumutum," diye devam etti dalp giderek. "ok kibardlar -gelip giderken biraz ser t davranyorlard ama ok kibardlar. Dnnce zlmemek elde deil..." "Ben olduka yoruldum," diye kesti szn Lady Crysania. "Yarn da nmde uzun bir yolculuk v r. Lam ccesini de alarak Karark Ormana doru yoluma devam edeceim. Sen de sarho arkada ihtiyac olan yardm -tanrnn da izniyle - bulabileceini umduum evine geri gtrrsn. "Birimiz... nbet tutsak iyi olmaz m?" diye sordu Tas tereddtle. "O izciler dediler k i..." Aniden sustu. "O izciler" olmayan handa varlard. "Samalama. Dinlenirken Paladine bizi korur," dedi Lady Crysania serte. Gzlerini kap atarak sessizce duasn mrldand. Tas yutkundu. "Ayn Paladine'dan m sz ediyoruz acaba?" diye sordu Fizban' dnp kendini bir yalnz hissederek. Ama yine dinsizlikle sulanmak istemediinden, bunu kendi kend ine sylemiti. Uzandktan sonra battaniyesi iinde kpr kpr kprdand ama bir trl raha nunda uykusu iyice kat; oturup srtn bir aa gvdesine yaslad. Bahar gecesi serin ama i ahatsz edecek kadar souk deildi. Gkyz berrakt, 101 hi rzgr yoktu. Aalar aralarda hrtyla konuuyorlar, yeni yaamn dallarnda dolat arndan uyanyorlard. Elini topraa sren Tas ryen yapraklarn altndan baveren yeni im . Kender iini ekti. Ho bir geceydi. Neden kendisini huzursuz hissediyordu? Duyduu bir ses miydi? Bir dal m krlmt? Oturduu yerde srayan Tas etrafna baknd; daha iyi duya efesini tutmutu. Hi. Sessizlik. Ban ge kaldrp Platin Ejderha Paladine takmyldzn n takmyldz etrafnda dndn grd. Pladine'n te yannda Karanlklar Kraliesi Takhis ha duruyordu; iki takmyldz birbirlerini dikkatle izliyordu. "Orada, ok uzaktasn," dedi Tas, Platin Ejderhaya. "stelik gzkulak olman gereken koca bir dnya var, sadece biz yokuz ki. Umarm bu gece dinlenirken ben de bizim iin nbet tutarsam gcenmezsin. Maksadm saygszlk deil tabii ki. Sadece bu gece, oradan bir bakas bizi gzlyor gibi bir his var iimde, bilmem anlatabildim mi?" Kender rperdi. "Neden byle aniden bir tuhaf hissettim kendimi bilmiyorum. Belki de Karark Orman'a bu kad ar yakn olduumuzdandr ve -grne gre herkesten mesul olan da benim!" Bu, kender iin rahatszlk verici bir dnceydi. Tas kendinden sorumlu olmaya alkt ama dierleriyle yolculuk ederken, her zaman iin grubun sorumluluunu stlenen biri olurdu. Gl, hnerli savalar olurdu... Neydi o? Bu kez gerekten bir ey duymutu! Ayaa srayan Tas kmldamadan durup karanla d Etraf sessizdi, nce bir hrt oldu, sonra...

Bir sincap. Tas derin bir nefes ald. "Uyankken atee bir odun daha ataym," dedi kendi kendine. Aceleyle ilerlerken Caramo n'a bir gz att ve iinde bir sanc hissetti. Caramon'un gl kollarna gvenebilseydi kar et tutmak daha kolay olurdu. Ama sava srt st devrilmi, gzleri kapal, az ak, sarh rsamazlkla horluyordu. Caramon'un izmesine kvrlm, ban Caramon'un ayana koymu olan orultular da koca adamnkilere karyordu. Onlardan mmkn olduu kadar uzakta bir yerde, p anan kavuturmu olduu ellerine dayam Lady Crysania huzur iinde uyuyordu. Tas titrek bir elle odunlar atee att. Atein alevlenmesini seyrederek nbet tutmak amacy la yerleip, gecenin rts altndaki fstl halindeki szleri artk meum bir ton tayan a balad. Sonra, yine duydu. "Sincap!" diye fsldad yiite. Glgelerde hareket eden bir ey mi vard? Uzaktan bir trt duyuldu -ortadan krlm bir Bunu yapacak bir sincap daha anasndan domamt! Tas, sonunda kk bir bak buluncaya ka erini kartrd. Orman hareket ediyordu! Aalar yaklamaya balamt! Tas uyarmak iin barmaya alt ama ince bir aa dal kolunu yakalamt... "Ayyyy" diye bard Tas kendini kurtarp dal baklayarak. Bir kfr ve kesik bir ac l duyuldu. Dal Tas' brakt ve Tas rahat bir nefes ald. i ir aa kesik bir ac l atmamt. Her neyle kar karya idiysiler bunlar yaayan, ne "Saldr!" diye bard kender geriye doru yuvarlanrken. "Caramon! mdat! Caramon..." ki yl nce olsayd koca sava annda ayaa kalkar, eli klcnn kabzasn kavrar, dve at srtn atee vermek iin debelenen, saldran her neyse onu geri tutmaya yarayan kk b , Caramon'un sarho umursamazl iinde bann bir yandan bir yana dndn grd. "Lady Crysania!" diye bard Tas deliler gibi, ormandan yaklaan baka kara ekiller grerek "Uyann! Ne olur uyann!" Artk atein ssn hissedebiliyordu. Bir gz tehditkr glgelerde olan Tas uzanp duman dunlardan birini kavrad -tuttuu ucun snk ucu olduunu umarak. Alevli odun parasn nne Yaratklardan biri ona doru bir hamlede bulunurken bir hareket yaand. Tas ban savurar lar geri pskrtt. Ama o anda kendisine saldran, atein na girince gz ucuyla ne oldu bilmiti. "Caramon!" diye ciyaklad. "Ejderanlar!" Artk Lady Crysania da uyanmt;Tas onun dorulup, uyku sersemliiyle etrafna bakndn g "Ate!" diye bard Tas ona aresizlikle. "Atee yaklan!" Bupu'ya taklan kender Caramon'u elemeye balad. 103 102

"Ejderanlar!" diye bard yine. Caramon'un gzlerinden biri ald, derken dieri; etrafna sersem sersem baknmaya baald. "Caramon! Tanrlara krler olsun!" diye bir oh ekti Tas. Caramon dorulup oturdu. Tamame n nerede olduundan bihaber, akl karm bir halde kampn evresine bakarken etrafta bir t ike olduunu anlayacak kadar saval kalmt. Sendeleyerek ayaa kalkp klcn ak geirdi. "Ne o?" diye mrldand, grmeye alarak. "Ejderanlar!" diye ac bir lk att rafta kk bir eytanck gibi zp zp zplayp alevli odunu ile ban yle bir kuvvetle s n de dmanlarn yaklatrmyor- i du. "Ejderanlar m?" diye mrldand Caramon, etrafna gzlerine inanamayarak bakyordu. Sonra ge kte olan atein nda o srngenimsi arpk yz grd. Gzleri falta gibi ald. "Ejde Sturm! Gelin buraya! Raistlin -byn! Onlar haklarz." Klcn knndan ekip kartan Caramon gmbrdeyen bir sava narasyla ileri atld ve yz Bupu ayaklarna yapmt. "Yo, hayr," diye homurdand Tas. Caramon yere uzanm kendisine neyin arptn anlamaya alarak gzlerini krptryor, b ndrlan Bupu dehet ve ac iinde ulumaya baladktan sonra Caramon'un bileini srmt. Tas dm olan savaya yardm etmek -en azndan Bupu'yu zerinden almak- iin harekete ge uydu. Lady Crysania! Allah kahretsin! Onu unutmutu! Arkasn dnnce Rahibenin ejderha ad amlardan biriyle boutuunu grd. Tas hzla ileriye frlayp ejderan btn gcyle baklad. Ciyaklayan yaratk Crysania'y b cesedi Tas'n ayaklarnn dibinde talat. Kender tam zamannda bam ekmesi gerektiini talam ceset ban hapsederdi. Tas, Crysania'y , bacandaki lam ccesini silkip atmaya alan Caramon'a doru ekti. Ejderanlar drt bir yandan sktrmaya balamlard. lgnlar gibi etrafna bakman Tas her

larla evrilmi olduunu grd. Ama niye hep birlikte saldrmyorlard? jsfeyi bekliyorlard? "yi misin?" diye sorabilmeyi becerdi Crysania'ya. "Evet," dedi kz. ok solgun da olsa sakin grnyor ve -kork-mu olsa da- korkusunu denetim altnda tutuyordu. Tas kzn dudaklarnn hareket ettiini grd -byk bir ihtimalle sessiz ayd bu. Kenderin dudaklar gerildi. "Aln hanmefendi," dedi, alevli odunu kadn eline uzatarak. "Sanrm ayn anda hem dvp, etmek zorundasnz." "Elistan yapmt. Ben de yapabilirim," dedi Crysania; sesinde belli belirsiz bir titr eme vard. Glgelerden haykrlan emirler duyuldu. Ses bir ejderan sesi deildi. Tas sesi kartamyordu Tek bildii, bu sesi duymann bile tylerini diken diken ettiiydi. Ama durup olanlar me rak edecek vakit bile yoktu. Dilleri bir kar sarkm ejderanlar zerlerine atlyordu. Crysania beceriksizce ateli odunu savuruyordu ama bu ejde-ranlarn tereddt iinde kalm alarna yetiyordu. Tas, hl Bupu'yu, Caramon'dan ayrmaya alyordu. Onlar bu durumdan ku n, yanllkla da olsa, aniden ortaya kan bir ejderan olmutu. Tas' geri eken ejderan, pe eliyle Bupu'yu kavramt. Lam cceleri btn Krynn'de snrsz korkaklklaryla ve sava srasndaki gvenilmezlikler . Fakat bir kez keye skrlarsa kuduz sanlar gibi dvebilirlerdi. "Glupsludge!" diye viyaklad Bupu hiddetle ve Caramon'un bileini kemirmeyi brakarak dilerini ejderann bacann pullu derisine saplad. Bupu'nun ok fazla dii yoktu ama olanlar da sivriydi ve ejderann yeil etini, akam fazla yemek yemememi olmann verdii bir itahla srmt. Ejderan korkun bir lk att. Klcn kaldrarak tam Bupu'nun Krynn zerindeki gnlerine ekti ki -neler olup bittiini grmek iin tm sakarlyla dnen- Caramon yanllkla yarat Oturduu yerde dorulan Bupu, hevesle baka bir kurban arayarak, dudaklarn yalayarak etr afna baknd. "Yaa! Caramon!" diye tezahratta bulundu Tas lgnca; kk ban saldran bir ylan mis ayp duruyordu. Lady Crysania ejderanlardan birine ateli odunuyla vurmu, 105 104

Paladine'n adn haykryordu. Ejderan dmt. Tas'n grebildii kadaryla hl ayakta durabilen iki ejde-ran kalmt; kender sevinmeye tklar tam ate nn dnda geziniyorlar, yorgun bir edayla ayakta sallanan koca sava duran Caramon hl eski gnlerdeki tehditkr grnn koruyordu. Klc kzl alevlerde kor ordu. "Yakala onlar Caramon!" diye bard Tas tiz sesiyle. "Balarn tokutur..." Caramon ona doru, yznde garip bir ifadeyle yava yava dnmeye balaynca kenderin sesi ke di. "Ben Caramon deilim," dedi yavaa. "Ben onun ikizi Raistlin'im. Caramon ld. Onu ldrdm. lindeki klca bakan koca sava sanki kl elini yakm gibi klc elinden drd. "Elim pyorum" diye sordu serte. "Elimde bir kl ve kalkanla by yapamam!" Ejderanlara telal bir bak frlatan Tasslehoff boulacak gibi oldu. Ejderanlarn birbirler yle baktklarn grebiliyordu. Yava yava ilerlemeye baladlar, imdi hepsinin baklar nmt; belli ki bir eit tuzaktan korkuyorlard. "Sen Raistlin deilsin! Sen Caramon'sun!" diye bard Tas aresizlik iinde ama hi faydas u. Adamn beyni hl cce birasyla dopdoluydu. Akl tamamen yerinden km olan Caramon gz patt, ellerini kaldrd ve bir eyler mrldanmaya balad. "Karncayuvalan gmkl kitapara," diye mrldand bir ileri, bir geri sallanarak. Ejderanlarn srtan suratlar Tas'n nnde belirdi. elikten imekler akt ve kenderin ka infilak etti sanki... Tas yerdeydi. Ilk bir sv yzne doru akyor, bir gzn kr ediyor, azna damlyordu. Ka ndu... ok yorgun... Fakat ac korkuntu. Uyumasna izin vermiyordu. Ban kprdatmaya korkuyordu, ikiye ayrlm orkuyordu. O yzden hi kprdamadan yatp, dnyay tek bir gzyle seyretmeye balad. Lam ccesinin durmadan lk attn duydu, ayn ikence altndaki bir hayvan gibi; sonra . Derin bir ac haykr duydu, sonra bouk bir inleme ve koca bir beden yere, yanna devrildi. Caramon du bu; azndan kan boalyordu, gz-jeri sonuna kadar alm, yle u.

Tas zlemedi. Bandaki korkun acdan baka hibir ey hissedemiyordu. Koca bir ejderan, el klla tam tepesinde duruyordu. Yaratn, iini bitireceini biliyordu. Umurunda deildi Ta itir u acy diye yalvard. abucak bitir. Ak cppelerin rpn ve Paladine'a seslenen berrak bir ses duyuldu. allar arasnda kou ayak sesleriyle ejderan hemen gzden kayboldu. Beyaz cppe yannda diz kt; Tas alnnda k r bir el hissetti ve yeniden Paladine'n ismini duydu. Ac geti. Ban kaldrp baknca Rah n Caramon'a dokunduunu koca adamn gzkapaklarnn krptn ve huzur dolu bir uykuyla ye dn grd. Her ey yolunda! diye dnd Tas ii rahatlayarak. Gitmiler! yi olacaz. Sonra elin titre ssetti. Rahibenin iyiletirici gc bedeninde dolamaya balaynca hislerinin bir ksm ala an kaldrarak iyi gzyle baknd. Bir ey geliyordu. Bir ey ejderanlar armt. Bir ey atein na doru yryordu. Tas barp uyarmak istedi ama boaz dmlenmiti. Akl dnp duruyordu. Bir an iin, ak rkmu olduundan ve ba dnd iin birilerinin maceralar birbirine kartrdn zannett Lady Crysania'nn ayaa kalktm grd, kadnn beyaz cppesinin etekleri Tas'n bann yan adn yava yava kendisine doru azametle yaklamakta olan eyden geriledi. Tas kadnn Palad 'a seslendiini duydu ama szler dehetle sertlemi dudaklarndan dklyordu. Tas aresizlik iinde gzlerini kapatmaya alyordu. Korku ile merak kk bedeninin iinde yordu. Merak kazand. Salam gzyle bakan Tas korkun suretin git gide rahibeye yaklamasn yretti. Suret Solamniya valyesi zrh giymiti ama zrh yanm, kararmt. Crysania'ya yak ucunda bir el bulunmayan kolunu uzatt. Azndan gelmeyen szler syledi. Gzleri kavunii r nginde alevlendi, saydam bacaklar atein iin iin yanan klleri iinden geti. Sonsuza kada iinde barndrmak zorunda olduu souk, bedeninden yle bir yaylyordu ki korkudan Tas'n mutu. Tas korkuyla ban kaldrd. Lady Crysania'nn gerilediini 106 107

grd. l valye yava ve emin admlarla kadna doru yryordu. valye sa elini kaldrarak Crysania'y soluk, titrek bir parmakla iaret etti. Kender ani ve denetlenemez bir dehetin kendisini sardn hissetti. "Hayr!" diye inledi t itreyerek; geri ne korkun bir eyin olmak zere olduunun farknda bile deildi. valye bir sz syledi. "l." Tam o anda Tas, Lady Crysania'nn elini kaldrdn ve boynuna takt madalyonu tuttuunu lar arasndan duru beyaz bir k huzmesinin fkrdn, sonra da etsiz bir parmak saplan "Yo!" Tasslehoff birden bire bardn fark etti. Kavunii alevli gzlerin dikkatinin kendi e evrildiini grd ve mezar karanl gibi souk, rutubetli bir karanln gzlerini yumup, ti. Bfm 8 Dalamar bycnn labo-ratuvarmn kapsna doru korkuyla yaklat; aklndan birka koruma b rarlarken, sinirli parman siyah cppesinin kuma zerine dikilmi koruma rnleri zerinde di. Karanlk ve gl ustalarnn gizli i blmne yaklaan gen raklar iin belli bir mik rsiz saylmazd. Fakat Dalamar'n tedbirleri olaan dyd. Bunun iin geerli bir nedeni de alamar'n gizledii eyler vard ve bu dnya zerinde o altn renkli, kumsaati ekilli gzler orktuu ve dehete dt kadar hibir eyden korkmuyordu. Yine de, Dalamar'n damarlarnda, ne zaman bu kapnn nnde dursa duyduu korkusundan da der n bir heyecan dolayordu. Bu blmde mkemmel eyler grmt; mkemmel...korkun... Sa elini kaldrp kapnn nnde aceleyle bir iaret yaparak by dilinde birka sz syledi medi. Kapy kapal tutan bir by yoktu. Dalamar biraz daha rahat nefes almaya balad; ya d belki de bu bir hayal krkl iaretiydi. Ustas gl, tesirli bir byyle megul deildi n kapya bir durdurma bys yapard. Yere bakan kara elf, ar tahta kapnn altndan szan kamatran hibir n grmedi. Her zamanki baharat ve rmlk kokusun108 109

dan baka bir koku almad. Dalamar sol elinin be parmann ucunu kapya koyarak sessizce be lemeye balad. Kara elf bir nefes alp verinceye kadar, yavaa sylenen emir duyuldu, "Gir Dalamar." Kendini toparlayan Dalamar, kap nnde yavaa alrken , odaya admn att. Raistlin tat

masada oturuyordu; masa o kadar bykt ki Mithas'da yaayan uzun boylu, geni omuzlu min otaur rkndan biri zerine boylu boyunca yatrlsa bile hl yer kalrd. Ta masa ve aslnd atuvar, Raistlin'in Palanthas'taki Yksek Byck Kulesi'nde hak iddia ettiinde elde etmi olduu orjinal eyann bir parasyd. Byk, glgeli oda olduundan ok daha geni grnyordu ama yine de kara elf buraya ne zaman e odann m byr gibi grndn yoksa kendisinin mi klr gibi olduunu anlayamyordu. B olduu gibi duvarda kitaplar sralanyordu. Ciltlerinde birikmi tozlarn arasndan rnler v rmcekvari yazlar parlyordu. Bklm bklm cam ieler ve kavanozlar odann kenarlarnda larn zerinde duruyor, parlak renkli muhteviyatlar gizli bir gle kpkler kartarak kayn Burada, bu laboratuvarda ok zaman nce byk ve gl byler yaplmt. Burada -yiler Ak, Ktler Siyaht - Cppe'nin bycleri Ejderha Krelerini yaratmak iin birlemiti; bu k anda Raistlin'in elindeydi. Burada Cppe, glerinin tabyas olan Kule'lerini korumak ii star'n Kralrahip'ine ve insan ynlarna kar son ve aresiz bir sava iinde birlemit tense yenilgiyi yaamann daha iyi olacana inanarak, bylerinin dnyay mahvedebileceini kleri iin baarsz olmulard. Bycler by kitaplarn ve dier tehizat byl VVayreth Orman'nn derinliklerine sakla si'ne tayarak bu Kule'yi terk etmeye zorlanmlard. te bu Kule'yi terk etmeleri srasnd le lanetlenmiti. Kule'yi, -kehanet edilmi olduu gibi- "gemiin ve imdiki zamann efendis " gelinceye kadar tm gcyle korumak iin etrafnda Shoikan Korusu yetimiti. Bu efendi gelmiti. Artk bu eski laboratuvarda oturmu, ok uzun sre nce denizin dibinden srklenerek getirilip konmu olan ta masann zerine eiliyordu. zerine btn tlsmlar tutan rnler oyulmu olan masa bycnn iini etkileyebilecek her trl d etmenden bams ve neredeyse ayna gibi parlatlmt. Dalamar, zerinde duran gece mavisi ciltli by kitapl rnn mum ndaki yansmalarn grebiliyordu. zerine baka nesneler de yaylmt -iren ve ilgin, korkun ve ho nesneler: Bycnn t aistlin bunlar zerinde alyor, bir by kitabn taryor, narin parmaklar arasnda bir ve bunlar elinde tuttuu kk bir cam iecie serperken alak sesli szler mrldanyordu "Shalafi," dedi Dalamar yavaa, "usta" anlamna gelen elfe kelimeyi kullanarak. Raistlin baklarn kaldrd. Dalamar o altn gzlerin kalbini kelimelerle ifade edilemiyecek bir biimde parampara e ttiini hissetti. Kara elfi bir korku titremesi ald; "Biliyor!" szleri beyninden aaya k ynar sular gibi boand. Fakat bu hislerinin hi biri dardan grlmyordu. Kara elfin yak ar sabitti; deimemiti, souktu. Gzleri Raistlin'in baklarna sarslmadan karlk veri , uygun olduu zre cppesinin iinde kavumu duruyordu. Bu i o kadar tehlikeliydi ki - Onlar bycnn evine bir ajan yerletirmenin art olduu kar vardklarnda- bu ie gnll birilerinin olup olmadn sormulard nk hibiri bir kii evi kabul etmeye zorlama sorumluluunu stlenmek istemiyordu. Dalamar hemen atlmt. By, Dalamar'n tek yuvasyd. Aslen Silvanestili olmasna ramen artk elflerin bu soylu r fndan kabul grmyor, zaten o da onlar reddediyordu. Alt snftan biri olarak domu olduu sanatnn en temel bilgileri retilmiti kendisine; daha yksek eitim sadece soylu kan ta a veriliyordu. Fakat Dalamar gcn tadn alm ve bu onda bir tutku olmutu. Gizli gizli al asak olan inceliyor, sadece daha st tabakadan olan elf bycler tarafndan bilinmesine iz in verilen harikalar reniyordu. En ok karanlk sanatlar etkiliyordu onu; hibir elfin ba kmaya bile tahamml edemedii siyah cppeyi giymekte olduu ortaya ktnda Dalamar evinden urdundan srlmt. Ve "kara elf" diye bilinen, yani n dnda olan biri olmutu. Bu D i, nk ok daha nceden karanlkta g olduunu renmiti. 111 110

Bylece Dalamar kendisine verilen grevi kabul etmiti. Bu grevi yerine getirmek iin hay atn neden tehlikeye att sorulduunda souk bir edayla, "Tarikatmzn gelmi gemi en yle alma frsat iin ruhumu bile satarm!" diye cevap veriyordu. "Yaptn eyin anlam bu da olabilir," diye cevap vermiti hznl bir ses ona. O sesin hatras garip anlarda, genellikle gecenin karanlnda -ki bu Kule ou zaman karanl oluyordu- Dalamar'n aklna geliverirdi. Dalamar zorla bu sesi kafasndan uzaklatryordu. "Ne var?" diye sordu Raistlin kibarca. Byc hep alak sesle ve kibarca konuurdu, hatta bazen sesi bir fslt kadar bile kmazd bu blmde korkun frtnalarn estiine tank olmutu. Gzleri kr eden imek ve gmbrdey sar brakmt. Byc st ve alt dzeylerden yaratklar ard zaman o da orada bulunm r ve lanetlerini hl uykularnda duyuyordu. Yine de, btn bunlar arasnda bile Raistlin'in

sesini ykselttiini hi duymamt. Her zaman o alak, slk gibi kan ses, kaosu paralyo etim altna alyordu. "D dnyada, Shalafi, senin dikkatini icap ettiren olaylar geliiyor." "yle mi?" Raistlin yeniden, iine dalm bir edayla baklarn indirdi. "Lady Crysania..." Raistlin'in kukuletal ba hzla kalkt. Dalamar'n aklna ister istemez saldran bir ylan ve bu youn bak karsnda gayri ihtiyari bir adm geriledi. "Ne? Konu!" diye tslad Raistlin. "Se-senin gelmen gerek Shalafi," diye kekeledi Dalamar. "Yaayanlar'n raporuna gre.. ." Kara elf bolukla konuuyordu. Raistlin grnrden yok olmutu. Titrek bir i eken kara elf, onu hemen ustasnn yanna gtrecek olan szleri syledi. Yksek Byclk Kulesi'nin ok altnda, yerin derinliklerinde, Kule'yi destekleyen kayaya o mu, byl, yuvarlak bir oda vard. Grme Odas diye bilinen blm Raistlin'in yaratt bir eydi. Souk tatan kk odann ortasnda yusyuvarlak duru ve kara bir havuz vard. Bu garip ve gay tabii su birikintisinin ortasndan mavi bir alev fkryordu. Odann tavanna kadar yksele alev gece gndz, daima yanyordu. Ve etrafnda, daima Yaayanlar oturuyordu. Krynn zerinde yaayan en gl byc olmasna ramen Raistlin'in gcnn tamamlanmasna dah e bunun, bycnn kendisi kadar farknda deildi. Ne zaman bu odaya gelse kendi zayfl ke hatrlatlyordu -o yzden mmkn olduu kadar bu odadan uzak durmaya alyordu. nk bur , da vuran kantlar vard: Yaayanlar. Yanl yaplan bir by ile yanllkla yaratlm sefil yaratklar olarak bu blmde kle ol , yaratclarna hizmet ediyorlard. Burada ikence dolu yaamlarn, larvaya benzeyen, kanl ktle olarak kvr kvr kvranarak alevli havuzun yannda srdryorlard. Parlayan slak be de dehet verici bir hal oluturuyor; yerdeki talar salglar ile kayganlayor ve sadece y tklar yaratclarna yol vermek iin kenara ekildiklerinde grlyordu. Srekli ve arpk aclarna ramen Yaayanlar hi ikayet etmiyorlard. Bunlar ller olarak Kule etrafnda gezinenlerden -deyim yerindeyse - ok daha irindiler... Raistlin Grme Odas'nda cisimleti, ayn karanlktan den bir glge gibi. Mavi alev cppesi eyen gm ipliklerden kvlcmlar saarak, kara kuma iinde titreti. Dalamar da onun yann i; ikisi birlikte durgun kara su yannda durmak iin ilerledi. "Nerede?" diye sordu Raistlin. "Burada U-usta," diye kekeledi Yaayanlar'dan birini biimsiz bir hilkat garibesini iaret ederek. Raistlin iaret edilenin yannda durmak iin ilerledi; Dalamar yannda yryor, kara cppeler kaygan ta zeminde fsltl bir ses kartyordu. Karanlk suya bakan Raistlin, Dalamar'a d yi yapmas iin iaret etti. Kara elf durgun yzeye baknca bir sre frlayan mavi alevin aks nden baka bir ey grmedi. Sonra alev ile su kart; sonra ayrld ve o kendini bir ormanda ldu. zerine uymayan bir zrh giymi irikym bir adam durmu, beyaz cppe 112 113

giymi gen bir kadnn cesedini seyrediyordu. Bir kender cesedin \ yannda diz km kadn utuyordu. Dalamar koca adamn sesini, sanki yanbamda konuuyormu gibi rahatlkla duyuyord . "lm..." "Ben-ben pek emin deilim Caramon. Sanrm..." "Ben imdiye kadar yeterince lme ahit oldum inan. O l. Ve benim suum... benim suum..." "Caramon, seni budala!" diye hrlad Raistlin lanet ederek. "Ne oldu?! Ters giden ne ? " Dalamar, byc konuurken kenderin aceleyle etrafa bakndn grd. "Bir ey mi syledin?" diye sordu kender, toprakta almakta olan koca insana. "Hayr. Rzgrd." "Sen ne yapyorsun?" "Bir mezar kazyorum. Onu gmmemiz gerek." "Gmmek mi diye ksa ve ac bir kahkaha att Raistlin. "yle ya, seni acemi geri zekl seni! Aklna gel bilecek tek ey bu!" Byc burnundan soluyordu. "Onu gmmekmi! Neler olduunu bilmem gerek! Yaayan'a dnd. "Neler grdn?" "A-aalar a-arasna k-kamp k-kurdular U-usta." Yaratn azndan kpkler salyordu, syl du. "E-ejderan -ldrd..." "Ejderanlar m?" diye tekrarlad Raistlin hayretle. "Solace' yaknnda m? Nereden gelmile

r?" "B-bilmiyom! Bilmiyom!" Yaayan korkuyla bzt. "Beben..." "t," diye ikaz etti Dalamar, ustasnn dikkatini kenderin bir eyler anlatmaya alt kerek. "Caramon onu gmemezsin! O..." "Baka seeneimiz yok. Bunun uygun olmadn biliyorum ama Paladine onun ruhunun huzur iin yolculuk yaptn grecektir. Bir l yakma treni yapmaya cesaret bile edemeyiz, etrafmzd erha adamlar varken..." "Ama Caramon, bence gelip ona bir bakman gerek! Bedeninde bir iz bile yok!" "Ona bakmak istemiyorum! ld! Bu da benim suum! Onu buraya gmdkten sonra Solace'a geri dneceim, kendi mezarm kazmaya gideceim..." "Caramon!" "Git biraz iek bul ve beni kendi halime brak!" Dalamar koca adamn nemli topra plak elleriyle atn, yanaklarndan gzyalar szlr Kender kadnn cesedi yannda, tereddt iinde, yz kurumu kanla kapl bir halde, znt ve kalm ylece duruyordu. "Hi iz yok, hi yara yok, ejderanlar yerden bitiveriyor..." Raistlin dnceli dnceli ka t. Sonra aniden, ondan ekinerek bzen Yaayan'n yanna diz kt. "Konu. Bana her eyi gerekiyor. Neden daha nce arlmadm?" "E-ejder -ldrd U-usta," diye guruldad Yaayan'n sesi acyla. "A-ama k-koca a-adam d-da S-sonra k-koca k-karanlk geldi! A-ate g-gzler. B-ben k-korktu. S-suya d-decem di-diye k-korktuu..." "Yaayan' su birikintisinin kenarna uzanm buldum," diye rapor etti Dalamar souk bir eda yla, "ilerinden biri garip bir eylerin olduunu haber vermiti bana. Suya baktm. Bu dii insana olan ilginizi bildiim iin dndm ki..." "ok haklsn," diye mrldand Raistlin, Dalamar'n aklamalarn sabrszlkla keserek. B e dudaklarn smsk kapad. Hiddetini hisseden zavall Yaayan bedenini mmkn olduunca b alamar nefesini tuttu. Fakat Raistlin'in hiddeti onlara deildi. " 'Koca karanlk, ate gzler,' -Lord Soth! Demek bana ihanet ettin,ablacm" diye fsldad tlin. "Korkunun kokusunu duyabiliyorum Kitiara! Seni korkak! Seni bu dnyann kraliesi yapabilirdim. llmeyecek zenginlikler, snrsz g verebilirdim. Ama hayr. Sen, sonu o yf ve ku beyinli bir solucansn!" Raistlin, durgun havuza bakp kara kara dnerek sessizce duruyordu. Tekrar konutuunda se si yumuak ve lmcld. "Bunu unutmayacam sevgili ablacm. u anda bamda ok daha acil iin anslsn yoksa hizmetindeki hayalet lordla birlikte yaamak zorunda kalrdn!" Raistl in ince eli yumruk oldu -son derece belirgin bir gayretle- zorla kendisim rahatl att. "Ama imdi bu konuda neler yaplabilir? Kardeim rahibeyi bir iek yatana dikmeden ir eyler yapmam gerek!" 114 115

"Shalafi, neler oluyor?" diye cesaret edip sordu Dalamar, yapt byk bir cretkrlkt. "B dn. Sizin iin anlam ne? Anlamyorum.'' Raistlin, Dalamar'a huzursuz bir bak frlatt; sanki bu kstahl yznden onu azarlayaca nra byc tereddt etti. Altn gzlerinde, Dalamar'n sinmesine neden olan, iten gelen bir r kereliine bir imek akt; sonra gzleri yine yass, geit vermeyen baklarna geri dnd "Tabii rak. Her eyi reneceksin. Ama nce..." Raistlin durdu. Bu kadar dikkatle inceledikleri ormandaki manzaraya bir suret da ha girdi. Bu, kat kat parlak, cicili bicili kumalara sarnm, yrrken koca bir heybeyi ar dndan sryen dii bir lam ccesiydi. "Bupu!" diye fsldad Raistlin, o ender grnen tebessm dudak ularnda oynarken. "Mkem z daha bana hizmet edeceksin km." Elini uzatan Raistlin durgun suya dokundu. Havuzun etrafndaki Yaayanlar dehetle lklar ttlar nk kendi cinslerinden birounun kara suya dp kuruyup bzerek, bir tutam duma havaya kartklarn grmlerdi. Fakat Raistlin sadece alak sesle birka sz mrldanp el klar mermer gibi beyazd, yznden bir ac spazm gelip geti. Aceleyle elini cppesinin ceb soktu. "Seyret," diye fsldad zaferle. Dalamar suya bakarak lam ccesinin kadnn hareketsiz, cansz suretine yaklamasn seyrett "Ben yardm."

"Hayr Bupu!" "Sen ben by sevmiyor! Ben git eve. Ama nce ben gzel hanm yardm et." "Cehennem adna bu ne..." diye sylendi Dalamar. "Seyret!" diye emretti Raistlin. Lam ccesinin minik, kirli eli yanndaki heybeye dalarken Dalamar seyretti. Bupu heybe nin iini biraz kartrdktan sonra iren bir nesne kartt: Boynuna deri bir erit sarlm rtenkele. Lam ccesi kadna yaklaarak -kender onu durdurmaya alnca- minik yumruunu k e doru ihtar edercesine sallad. ini ekip yan gzle, hiddetle mezar kazmakta olan, yz h kandan bir maskeye bulanm Caramon'a bakan kender geriye doru bir adm att. Bupu kadnn cansz suretinin yanna plof diye otur k, kadnn hareketsiz gs zerine l kertenkeleyi dikkatlice yerletirdi. Dalamar'n nefesi tkanr gibi oldu. Kadnn gs kprdad, beyaz cppe titredi. Derin derin ve huzur iinde nefes almaya balad Kender bir lk att. "Caramon! Bupu onu iyiletirdi! Canland! Bak!" "Neler..." Koca adam kazmay brakp tkezlenerek geldi ve lam ccesine hayret ve korkuyla akt. "Kertenkele tedavisi," dedi Bupu zaferle. "Her sefer ie yarar." "Evet km," dedi Raistlin hl glmserken. "ksre de iyi geliyor, hatrlyorum." Elin sallad. Bycnn sesi mrltl bir ninni halinde kmaya balad. "Ve imdi uyu kardeim, aha yapmadan. Uyu kender, uyu minik Bupu. Ve rahat uyu Lady Crysania, Paladine'm seni koruduu diyarda." Hl bir eyler mrldanan Raistlin eliyle bir ar iareti yapt. "Ve imdi gel Wayreth Orm n onlarn zerine szl. Onlara byl arkn syle. Onlar gizli yollarna ek." By bitmiti. Ayaa kalkan Raistlin Dalamar'a dnd. "Ve sen de gel rak" -sesinde kara elf ir tir titreden son derece hafif bir alay vard- "alma odama gel. Artk konuma vaktimiz geldi." 117 116

B(um 9 ______ Dalamarbycnnalmaodasnda, ziyareti srasnda Kitiara'nn oturmu olduu sandal oturmutu. Kara elf, Kitiara'dan ok daha rahatsz, ok daha az emniyetteydi. Yine de korkularn son derece baaryla denetim altnda tutuyordu. Dardan baknca rahat, sakin grnyordu. Soluk elf yz hatlarnda artan kzarklk ustas tarafndan zel odasna kabul edilmekten duyduu heyecana yorumlanabilirdi. Dalamar alma odasna sk sk girerdi ama bu hibir zaman ustasnn yanndayken gerekleme in duvarlar kaplayan ciltleri inceleyerek, okuyarak, akamlarn burada tek bana geirirdi O zamanlar kimse onu rahatsz etmeye cesaret edemezdi. Dalamar alma odasna sadece gndz vakitlerinde, o da yalnzca Raistlin baka yerlerde megulken girerdi. O zamanlarda kar a elf ran by kitaplarn, daha dorusu by kitaplarnn bir ksmn incelemesine izin ndan istenirdi. Gece mavisi ciltli olanlar amas, hatta onlara dokunmas bile yasaklan mt. Dalamar bir kere bunu denemiti tabii ki. Cilt son derece souk gelmiti eline, o kada r souktu ki tenini yakmt. Acya kulak asmayarak kitab amay baarm ama bir kez baktk la kapatmt. indeki szler karkt ve hi bir anlam karta-mamt. Ayrca zerlerine 118 alglyabilmiti. Uygun anahtar olmayp uzun sre bu kitaplara bakanlar delirirdi. Dalamar'n incinmi elini gren Raistlin bunun nasl olduunu sormutu. Kara elf souk bir ed yla, hazrlamakta olduu asitten bir by bileiminin sradn sylemiti. Babyc tebes emiti. Sylemeye de hacet yoktu. kisi de anlamt. Ama imdi Raistlin'in daveti zerine alma odasna gitmiti, bir yerde ustasyla eit sayl k bir konumda bulunuyordu. Dalamar bir kez daha, sarho edici heyecandan kaynaklan an eski korkusunu hissetti. Raistlin oyma ahap masasnda Dalamar'n karsna oturmu, ellerinden birini de koyu gece ma isi ciltli kitabnn zerine koymutu. Babycnn parmaklar dalgn dalgn kitab okuyor, unler zerinde dolanyordu. Raistlin'in gzleri sabit bir halde Dalamar'a kilitlenmiti. Kara elf, o youn ve insana nfuz eden bak altnda ne kprdyor, ne de hareket ediyordu.

"Snav' almak iin yan ok kk," dedi Raistlin birdenbire alak sesiyle. Dalamar gzlerini krptrd. Bekledii ey bu deildi. "O kadar da kk deil Shalafi," diye cevaplad kara elf. "Doksanlarmdaym, bu da sizin ins n yllarnza gre yirmi be civarnda. Sanrm siz, Snav' aldnzda yirmi bir yanday-m "Evet," diye mrldand Raistlin ve bycnn altn renkli teninden bir glge gelip geti. "B yirmi bir yandaydm." Dalamar, bycnn by kitabnn zerinde duran elinin ani ve seri bir acyla kasldn g endiini de grmt. Gen rak bu duygu gsterisine hayret etmemiti. Snav, by sanatn icra etmek isteyen btn byclerin almas gereken bir eydi. VVayreth'deki Yksek Bycl e verilen Snav her Cppenin ncleri tarafndan ynetilirdi. nk yllar nce Krynn'deki plerin gznden neyin katn fark etmilerdi: Eer dnyann dengesi salanacaksa, sarka yi, Kt ve Ntr arasnda- serbeste ileri geri salnabilmeliydi. ilerinden biri ok gle a -herhangi biri- dnyay mahvolmaya doru gtrebilirdi. 119 Snav ok acmaszd. Gerek gcn elde edildii bynn yksek seviyelerinde beceriksiz ac yoktu. Snav bunlar elemek -kesin olarak elemek- iin tasarlanmt; baarszln, sonuc hl kendi snavyla ilgili kbuslar] gryordu, o yzden Raistlin'in tepkisini anlayla k yor- ] du. "Getim," diye fsldad Raistlin, gzleri gemi zamana bakyordu. "Ama o korkun yerden k grd uun hale gelmitim. Tenim altn rengini ald, salarm aard ve gzlerim..." Sonra, y na geri dnp sabit baklarla Dalamar'a bakt. "Bu kumsaati gzlerle ne grdm biiyor mus "Hayr, Shalafi." "Her eyi etkileyen haliyle zaman gryorum," diye cevaplad Raistlin. "Gzlerimin nnde in teni kryor, iekler solup lyor; ben bakarken kayalar bile ufalanp dklyor. Benim de bile Dalamar" -Raistlin'in gzleri gen ra yakalayp, dehet verici baklaryla alko geiiyle son derece yava yllanan elf teninde bile baharda y.aan yamurlar gibi -senin y alanmayan yznde bile Dalamar, l mn izini gryorum!" Dalamar titredi; bu kez hislerini gizleyememiti. stemeden sandalyenin minderleri ii ne bzt. Aklna arabuk bir kalkan bys geldi, ayn -istenmeden- aklna gelen, savunma ralamak iin olan bir by gibi. Ahmak! diye kzd k<endi kendine hzla denetimini ele alara k; benim hangi zayf bym onu ldrebilir? "Doru, doru," diye mrldand Raistlin Dalamar'n dncelerine cevaben, sk sk yapt gi de bana zarar verebilecek kadar g sahibi biri yok. Senin de olmadln kesin rak. Ama sen cesursun. Cesaretin var. Laboratuvarda sk sk yanmda durup, kendi varlk boyutlarndan ek ip karttklarmla yz yze gelebildin. O anlarda yanl bir nefes bile alsam, bedenlerimiz anl kalplerimizi deer kartr, onlarn nnde ez.iyet iinde kvranrken bizi paralayp, "Benim iin bir ayrcalkt," diye mrldand Dalamar. "Evet," diye cevap verdi Raistlin dalgn dalgn, dnceleri dalmt. Sonra kalarn kald ir ey olsayd sadece kendimi, seni deil, sadece kendimi kurtarabileceimi de biliyordun deil mi?" "Tabii ki Shalafi," diye cevap verdi Dalamar derhal. "Anlyorum ve bu riski gze alyo rum" -kara elfin gzleri parlad. Korkularn unutarak sandalyesinde hevesle ne doru geldi -"hayr, Shalafi, bu riski ben davet ediyorum! Her eyi feda ederdim..." "By uruna," diye bitirdi Raistlin. "Evet! By uruna!" diye haykrd Dalamar. "Ve ihsan ettii g iin." Raistlin ban olumlu anlamda sallad. "Hrslsn. Fakat -ne ka nu merak ediyorum. Acaba kendi rkn arasnda bir liderlik dnr msn? Ya da bir yerlerde rallk; bir hkmdar rehin alp onun topraklarnn ve zenginliklerinin tadn karmak ister elki de, ksa bir sre nceki ejderha gnlerindeki gibi karanlk bir hkmdarla ibirlii yap Ablam Kitiara mesela... Seni olduka ekici buldu. Kendisiyle yaamandan memnuniyet du yacaktr. zellikle de yatak odasnda kullanabilecein trden by sanatlarn varsa..." "Shalafi hrmetsizlik etmek istemem..." Raistlin elini sallad. "aka yapyorum rak. Ama demek istediimi anladn. Bunlardan biri in ryalarn yanstyor m?" "Tabii ki Shalafi." Kafas karan Dalamar tereddt etti. Btn bu konumalar nereye varacakt e yarayp, aktarabilecei bir bilgi olmasn umdu ama kendini ne kadar ak edecekti? "Ben.. ." Raistlin szn kesti. "Evet, sanrm hedefe yeterince yaklatm. Hrsnn doruk noktasn bu enimkini hi tahmin etmedin mi?" Dalamar bedeninde nee dolu bir heyecann kabardn hissetti. te bunu kefetmesi iin yo

yava yava cevaplad, "Bunu sk sk merak etmiimdir Shalafi. ok glsn" -Dalamar pencere nthas'n gece vakti parl parl yanmakta olan klarn iaret etti- "bu ehir, bu Solamniya ar, bu Ansalon ktas sizin olabilir." "Bu dnya benim olabilir!" diye glmsedi Raistlin, ince dudaklar belli belirsiz aralan mt. Biz denizlerin tesindeki ktalar da grdk deil mi rak. Alevli suya baktmzda da yaayanlar grebiliyoruz. Onlar denetim altna almak iten bile deil..." Raistlin ayaa kalkt. Pencereye doru yryerek, nnde yaylan prl prl ehre bakt. Ust k uyduran 121 120

Dalamar kendi sandalyesinden kalkarak onu izledi. "Sana o krall verebilirim Dalamar," dedi Raistlin alak sesle. Uzanp perdeyi ekti, gzle i yukardaki yldzlardan daha byk bir scaklkla parlayan klar zerinde oyaland. "Sade alarnn ynetimini deil, Krynn'deki btn elflerin denetimini verebilirim sana." Raistlin uzlarn silkti. "Sana ablam verebilirim." Pencereye arkasn dnen Raistlin, onu evkle seyretmekte olan Dalamar'a bakt. "Ama bunlar benim umurumda deil", -perdenin dmesine izin veren Raistlin eliyle bir hareket yapt- "hibiri. Benim hrsm daha tede." "Ama Shalafi, dnya zerinde paynza decek pek baka bir ey de kalmyor." Dalamar kekelem nlayamyordu. "Eer benim gzlerimden gizlenmi olan baka dnyalar grmediyseniz tabii." "Daha baka dnyalar m?" diye dnd Raistlin. "lgin bir dnce. Belki gnn birinde bu a hayr, ben bunu kastetmemitim." Byc durdu ve elinin bir hareketiyle Dalamar' daha yak a ard. "Laboratuvarn en arkasndaki byk kapy grmsndr herhalde? ine gm ve a Kilidi olmayan kapy?" "Evet Shalafi," diye cevap verdi Dalamar, kendisine bu kadar yakn duran Raistlin' in bedeninin garip ssnn bile yokede-meyecei bir rperti hissederek. "O kapnn nereye aldn biliyor musun?" "Evet. . .Shalafi." Sesi bir fslt gibiydi. "Peki neden ak olmadn biliyor musun?" "Onu aamazsnz Shalafi. Ancak bynn byklerinden, gllerinden biri ile, gerek ilahi g riyle birlikte alabilir..." Dalamar durdu; boaz daralr gibi oluyordu, bouluyordu sanki "Evet," diye mrldand Raistlin, "anladn. Gerek ilahi glere sahip biri. imdi o kadna n ihtiyacm olduunu biliyorsun! Artk benim ihtirasmn zirvesini -derinliklerini- biliyors un." "Bu delilik!" Dalamar'n nefesi kesilmiti; sonra gzlerini utanla yere indirdi. "Affed in beni Shalafi, saygszlk etmek istememitim." "Hayr, haklsn. Benim snrl gcmle bunu yapmaya kalkmak delilik." Bycnn sesinde bir burukluk vard. "te bu yzden bir yolculua kmak zor "Yolculuk mu?" Dalamar baklarn kaldrd. "Nereye?" "Nereye deil -ne zamana," diye dzeltti Raistlin. "Sana Fistandantilus'tan sz etmi mi ydim?" "Birok zaman Shalafi," dedi Dalamar, sesi neredeyse hrmetkar kmt. "Bizim Tarikat'n en nlar onun by kitaplar, gece mavisi ciltli olanlar." "Yetersiz," diye mrldand Raistlin, tek bir el hareketiyle btn ktphaneyi gstererek. "H ini okudum; gizlerini aan Anahtar Karanlklar Kraliesi'sinden bizzat aldmdan beri, u g yllarda birok kez okudum. Ama kitaplar beni daha da ok bunaltmaktan baka bir ie yarama " Raistlin ince elini yumruk yapt. "Bu by kitaplarn okuyunca byk boluklar buluyorum olan koca ciltler var! Belki Afet srasnda, belki de daha sonra Fistandantilus'un felaketine sebep olan Ccekaps Savalar'nda yok olmulardr. Bu eksik ciltler, bu kaybolmu lan bilgiler bana istediim gc verecek!" "Yani bu yolculuk sizi alp..." Dalamar kulaklarna inanama-yarak sustu. "Zamanda geriye gtrecek," diye tamamlad Raistlin souk kanllkla. "Tam Afet'ten nceki, F standantilus'un gcnn zirvesinde olduu gnlere." Dalamar bann dndn hissetti; dnceleri karmakark olmu dnp duruyorlard. Onlar yonlarna ramen Onlar'n bunu dnm olmalar mmkn deildi! "Sakinle ram." Raistlin'in alak sesi, Dalamar'a uzaktan geliyor gibiydi. "Anlattklarm inirlerini bozdu. Biraz arap ister misin?" Byc masaya doru yrd. Srahiyi kaldrp ufak bir bardak kan krmzs arap dkerek ka barda minnettarlkla alrken elinin titrediini hayretle fark etti. Raistlin kendisi iin

de kk bir bardak arap dkt. "Bu sert arab ok sk imem ama bu gece kk bir kutlama yapsak iyi olacak gibi geliyor. N sylemitin -gerek ilahi glerin erefine ielim. O halde bu Lady Crysania'ya." Raistlin arabn kk yudumlar halinde iti. Dalamar ken-dininkini bir kerede yuttu. Ateli oazm yakt. ksrd. 123 122

"Shalafi eer Yaayan doru rapor ettiyse Lord Soth, Lady Crysania zerine bir lm bys ya kadn hl yayor. Onun yaamn siz mi geri verdiniz?" Raistlin ban sallad. "Hayr, sadece sevgili kardeim onu gmmesin diye ona yaamn grle lerini verdim. Neler olduuna emin deilim ama tahmin etmesi de g deil. Karsnda l v ve kaderini bilen Saygdeer Rahibe byye elindeki tek silahla kar koymutur; bu silah da ir silaht: Paladine'n kutsal madalyonu. Tanr onu korumu, bedenini bo bir kabuk gibi ye rde brakarak ruhunu tanrlarn yaad diyara aktarmtr. Onun bedeni ve ruhunu yeniden bi getirebilecek hi kimse yok -bunu ben bile yapamam. Sadece Paladine'n yce rahipleri nden biri bunu yapabilir." "Elistan m?" "Ph, adam hasta, lyor..." "O halde onu kaybettiniz!" "Hayr," dedi Raistlin kibarca. "Anlamakta glk ekiyorsun rak. Dikkatsizliim yznden k aybettim. Ama ksa srede yeniden kazandm. Sadece o kadarla da kalmadm, bunu kendi yar anma evireceim. u anda bile Yksek Byclk Kulesine yaklayorlar. Crysania byclerden n oraya gidiyordu. Oraya vardklarnda istedikleri yardm alacak; kardeim de yardm grecek " "Byclerin ona yardm etmelerini mi istiyorsun?" diye sordu Dalamar kafas kararak. "Halb ki O, seni yok etmenin planlarn kuruyor!" Raistlin, gen ra dikkatlice izleyerek sessizce arabn yudumlad. "Bir dn Dalamar," bir dn, anlarsn. Ama" -byc bo bardan elinden brakt- "seni yeterince alkoydum." Dalamar pencereden dar bakt. Kzl ay Lunitari, dalarn entik entik kara srtlar ard olmaya balamt. Gece, yarsna varmak zereydi. "Ben sabah gitmeden nce senin yolculuunu yapp geri gelmen gerek," diye devam etti Ra istlin. "Kukusuz baz son dakika talimatlarm olacaktr, ayrca birok eyle de senin ilgile meni isteyeceim. Tabii ki, ben yokken burada yetki senin olacak." Dalamar bayla onayladktan sonra kalarn att. "Benim yolculuumdan m sz ettiniz Shaf ir yere gitmiyorum ^i ." Kara elf aslnda gerekten de gitmesi gereken bir yer, vermei gereken bir rapor olduunu hatrlaynca boulacak gibi olarak sustu. Raistlin gen elfi sessizce seyrederek duruyordu; Dalamar'n yznde gerei fark etmeye bal mann dehet verici ilk grntleri bycnn aynaya benzeyen gzlerinden yansyordu. Sonra vaa gen raa doru yaklat, kara cppesi sessizce bileklerinde hrdyordu. Dehetten mar kprdyamad. Koruma byleri elinden kayp gitti. Aklna hibir ey gelmiyordu; yass, tn bir ift gzden baka hibir ey grmyordu. Raistlin elini yavaa kaldrarak, be parmann ucu gen bycnn kara cppesine deecek lamar'n gsne koydu. Ac ikence gibiydi. Dalamar'n yz bembeyaz kesildi, gzleri ald, acyla nefesi tkand. elf o korkun temastan kendini ayramyordu. Raistlin'in baklaryla sk sk yakalanm haykramyordu bile. "Onlara sana sylediim iki eyi de doru drst anlat," diye fsldad Raistlin, "ve tahmin lerini de. Ayrca ulu Par-Salian'a selamlarm syle. . .rak!" Byc elini ekti. Dalamar, gsn tutup inleyerek yere yld. Raistlin dnp bakmadan etrafndan dolanp ge bycnn oday terk ettiini, kara cppenin hafif hrtsn, alan ve kapanan kapnn se Bu ldrtan acyla Dalamar cppesini paralayp at. Gsnden aaya doru, yanarak tenin kzl parlak kan izi kara kuma tarafndan emiliyordu. 124 125 Bfm 10

Caramon! Kalk! Uyan!" Hayr. Ben mezarmdaym. Buras yerin alt scak; scak ve gvenli. Beni uyandramazsn, bana sin. Topraa gizlendim, beni bulamazsn. "Caramon, bunu grmelisin! Uyan!" Bir el karanl yana iterek ona asld. Hayr Tika, git! Beni bir kez yaama geri dndrmtn; acya ] ve straba. star'n Kan Den da beni karanlklar! diyarnda brakmalydn. Ama artk sonunda huzura kavutum, i Mezarm k ndimi gmdm. "Caramon uyanp una bir baksan fena olmayacak!" Bu szler! Bunlar tandkt. Tabii ya, bunlar ben sylemitim!, Bunlar uzun sre nce, bu o lk geldiimizde Raistlin'e'j sylemitim. O halde bunlar nasl duyuyor olabilirim? Raistl in j deilsem... Ama bu... Gz kapaklarnn zerinde bir el vard! ki parmak gz kapaklarm amaya alyordu! Bu tem Caramon'un damarlarnda dolanmaya balayp, kalbinin gmbr gmbr atmasna neden oldu. "Aaahh!" diye kkredi Caramon telala, zorla alan gz zerine eilmi devasa bir yz gr si yz! "Onu uyan," diye rapor etti Bupu. "Tut," dedi Tasslehoff'a, "sen bu gz tut. Ben br gz a." "Hayr!" diye bard Tas aceleyle. Bupu'yu savann zerinden srkleyerek ayran Tas la n'un arkasna itti. "I... sen git biraz su getir." "yi fikir," diye dikkat eken Bupu aceleyle gitti. "He-her ey yolunda Caramon," dedi Tas koca adamn yanna di/ kp, onu teskin edercesine o kayarak. "Bupu'ydu sadece. zr dilerim ama ben -m- eye bakyordum... eh sen de greceksin ..ona bakmay unutmuum." Homurdanan Caramon yzn elleriyle rtt. Tas'm yardmyla oturmaya alt. "lm olduumu edi skntyla. "Sonra o yz grdm -ve her eyin bittiini anladm. Cehennem'deydim." "Cehennemi tercih ederdin," dedi Tas kasvetle. Caramon, kenderin olaand ciddi ses tonu zerine ban kaldrd. "Neden? Ne demek istiyor iye sordu serte. Cevap verecei yerde Tas sordu, "Kendini nasl hissediyorsun?" Caramon kalarn att. "kinin etkisi altnda deilim, eer renmek istediin oysa," diye am. "Olmu olmay dilerdim tanrlardan. Evet, syle." Tasslehoff bir an iin onu dnceli dnceli szdkten sonra yavaa keselerinden birine uz ri bir matara kartt. "Al Caramon," dedi sessizce, "eer gerekten ihtiyacn olduunu dn Koca adamn gzleri ldad. evkle titreyen elini uzatp mataray kapt. Tepesindeki tpay d, glmsedi ve dudaklarna grrd. "Bana yle bakp durma!" diye emretti Tas'a ask bir yzle. "-zr dilerim." Tas kzard. Ayaa kalkt. "Be-ben gidip Lady Crysania'ya bir bakaym..." "Crysania..." Caramon, daha tadna bile bakmadan mataray indirdi. apakl gzlerini ovutur du. "Ha ya, onu unutmuum. Senin ona gz kulak olman iyi fikir. Aslnda onu da alp bura dan git. O haarat klkl lam ccenle birlikte! Gidin ve beni yalnz brakn!" Mataray ye aklarna gtren Caramon byk bir yudum ald. Bir kez ksrp mataray indirdi ve azn eli sildi. "Haydi," diye tekrarlad Tas'a bo bo bakarak, "git buradan! Hepiniz! Beni yal nz brakn!" 127 126

"zr dilerim Caramon," dedi Tas sessizce. "Bunu yapabilmeyi isterdim. Ama yapamayz." "Niyeymi?" diye hrlad Caramon. Tas derin bir nefes ald. "nk eer Raistlin'in bana anlatm olduu hikyeleri doru hatr nrm VVayreth Orman bizi buldu." Bir an iin Caramon, kan ana gzleri fal ta gibi alarak Tas'a bakakald. , "Bu imknsz," dedi bir sre sonra; azndan szler ancak fslt halinde kabilmiti. "Ormann millerce uzandayz! Ben... Raistlin'le benim Orman' bulmamz aylarmz almt! stelik Kule'de burann ok gneyindedir! Senin haritana gre Qualinesti'nin ok tesinde." Caramon, Tas'a garip bir yz ifade siyle bakt. "O, Tarsis'i deniz kysnda gsteren harita deildi deil mi?"

"Olabilir," diye kvrtt Tas, aceleyle haritasn rulo yapp arkasna saklayarak. "Benim o k dar ok..." Aceleyle konuyu deitirdi. "Fakat Raistlin onun sihirli bir orman olduunu sylemiti; yani isterse bizi bulabilir." "Gerekten sihirli bir orman," diye mrldand Caramon; sesi derindi ve titriyordu. "Dehe t dolu bir yer." Gzlerini kapatp ban sallad, sonra -aniden- yukar bakt, yznde eyta ade vard. "Bu bir numara yle deil mi? Beni ikiden uzaklatrmak iin bir numara! yi ama ie yaramayacak..." "Bu bir numara deil Caramon." Tas iini geirdi. Sonra iaret etti. "Oraya bak. Ayn, bir zamanlar Raistlin'in bana tarif etmi olduu gibi." Ban eviren Caramon grd; hem grnt, hem de kardeiyle ilgili uyandrm olduu ac hat tredi. Konaklam olduklar aklk alan kk, ana patikadan biraz ileride imenlik bir yerd m, ceviz, hatta birka toz aacyla evrilmiti. Aalar tomurcuk halindeydi. Caramon, Crysan a'nn mezarn kazarken onlara bakmt. Yapraklar sabahn ilk klaryla, baharn soluk sar ngiyle parlyordu. Aa diplerinde yabani iekler amt; ilk baharn iekleri: idemler, Fakat Caramon imdi etrafna baktnda etrafnda hl ayn aalarn olduunu grd - yanl larnda, gney tarafndaki aalar deimiti. ou l olan bu aalar yan yana duruyor, birbiri ardnda sralar halinde muntazaman diziliy u. nsan Orman'n derinliklerine doru daha dikkatlice baknca orada burada dizi dizi ask erlerine bakmakta olan bir subay misali canl bir aa da gryordu. Bu Orman'da hi gne y Aalardan kaln, fena bir pus yaylyor/ karartyordu. Aalarn grnleri bile kor byk dallar topra een peneler gibi uzanan aalar. Dallar kprdamyordu; l yaprakla bir rzgr yoktu. Ama -en korkuncu- Orman'n iindeki eyler hareket halindeydi. Caramon il e Tas seyrederken aa gvdeleri arasnda gezinen, dikenli allar arasndan svan glgele "imdi una bir bak," dedi Tas. Caramon'un dehet iindeki ln kulak ard eden kender d 'a doru kotu. O byle yaparken aalar ayrldlar! Tam Orman'n karanlk kalbine doru geni alverdi. "Buna ne dersin?" diye seslendi Tas hayretle, tam yolun balad yerde durarak. "Ve ne zaman geriye bir adm atsam..." Kender aalardan uzaklaarak geri geri yrynce aa gvdeleri kayarak yeniden bir araya ge aflarn sklatrdlar ve bir duvar gibi nlerine dikildiler. "Haklsn," dedi Caramon bouk bir sesle. "Buras VVayreth Orman. Bize de bir sabah, ayne n byle grnmt." Ban edi. "Ben girmek istememitim. Raist'i durdurmaya altm. Ama n iin yana ayrld ve o girdi. 'Yanmda dur kardeim,' demiti bana, 'seni korurum.' Bu szl ri ben ona ne kadar sk sylerdim. O korkmuyordu. Ben korkuyordum!" Caramon aniden ayaa kalkt. "Hemen buradan ayrlalm!" Titreyen eller ve hummal bir tavrl a deini kapan Caramon matarann iindekileri battaniyenin zerine sayordu. "Faydasz," dedi Tas zetle. "Ben denedim. Seyret." Srtn aalara eviren keder kuzeye doru yrd. Aalar hi kprdamad. Fakat -aklanam Orman'a doru yryordu. Ne kadar denerse denesin, ne kadar dnerse dnsn her seferinde ken dini aalarn pusla kapl, karabasanms dizilerine doru yrrken buluyordu. ini eken Tas, Caramon'un yanna doru gitti. Kender, koca adamn gzyalaryla iz iz olmu erine bakarak minik elini uzatp, savann bir zamanlar gl olan kolu zerine 129 128

koydu. "Caramon buradan gemi olan tek kii sensin! Yolu bilen tek kii. Ayrca bir ey daha var." Tas iaret etti. Caramon ban evirdi. "Lady Crysania'y sormutun ya. te orada. Yayo manda l. Teni buz gibi. Gzleri dehet verici bir ifadeyle donmu kalm. Nefes alp veriyo kalbi atyor ama damarlarndan elflerin llerini muhafaza ettikleri o baharatl zmbrt ak lsayd da bir fark olmazd!" Kender derin ve titrek bir nefes ald. "Ona yardm bulmamz ge rek Caramon. Belki orada" -Tas Orman' iaret etti- "bycler ona yardmc olabilir! Ben onu tayamam." Ellerini aresizlik iinde kaldrd. "Sana ihtiyacm var Caramon. Onun da sana ih iyac var! Bence bunu ona borlu saylrsn." "Yani onun zarar grmesi benim suum olduu iin mi?" diye mrldand Caramon acmaszca. "Hayr, onu kastetmemitim," dedi Tas boynunu bkp elini gzlerinin nnden geirerek. "San kimsenin suu deil." "Hayr, benim suum," dedi Caramon. Tas, uzun sredir Caramon'un sesinde duymad bir tny rak baklarn ona kaldrd. Koca adam durmu elindeki mataraya bakyordu. "Artk bununla y zaman geldi. Kendimden baka herkesi suladm -Raistlin'i, Tika'y... Ama her zaman bili yordum -iimden-bunun nedeninin kendim olduunu biliyordum. O ryada grmtm. Bir mezarn d

nde yatyordum ve birden fark ettim: Dip dediin ite bu! Daha aaya inemem. Ya burada kal zerime toprak atmalarna izin vereceim -ayn Crysania'y gmecek olduum gibi- ya da trm " Caramon uzun, titrek bir i ekti. Sonra ani bir kararllkla matarann tpasn tkayp Ta i verdi. "Al," dedi yavaa. "Uzun bir trman olacak ve sanrm yardma da ihtiya duyaca tr bir yardm deil." "Ah Caramon!" Tas uzanabildii kadaryla kollarn koca adamn beline dolayp sk sk sarl o hayaletli ormandan falan korktuum yoktu. Ama kendi bama oradan nasl geeceimi merak e iyordum. Lady Crysania ile ey bir yana.. .Ah Caramon! Geri geldiin iin o kadar mutl uyum ki! Ben..." "Tamam, tamam," diye mrldand Caramon utanla kzarp Tasslehoff'u kibarca kendinden uzakl atrarak. "Her ey yolunda. Ne kadar yardmc olabileceimi bilemiyorum -buraya ilk girdiim e dm kopmutu. Ama haklsn. Belki Crysania'ya yardmc olabilirler." Caramon'un yz sertleti. "Belki Raist hakknda aklma taklan birka ya da cevap verebilirler. imdi, u lam ccesi de hangi delikte? Ve" -baklarn kemerine di-"hanerim nerede?" "Ne haneri?" diye sordu Tas, gzleri Orman'da zp zp zplarken. Ciddi bir yzle uzanan Caramon kenderi yakalad. Baklar Tas'n kemerine kayd. Tas'n bak onunkileri izledi. Gzleri hayretle ald. "Bu haneri mi kastettin? Aman tanrm, acaba oraya nasl gitmi? Biliyor musun," dedi dnce i dnceli, "eminim dv srasnda bunu drm olacaksn." "Evet," diye mrldand Caramon. Homurdanarak hanerini geri alp tam knna koyuyordu ki ark sndan bir ses duydu ve bir kova dolusu buz gibi su suratna boald. "Artk o uyank," diye beyan etti Bupu kendini beenmi bir ifadeyle, kovay yere brakrken. Giysilerini kuruturken Caramon oturmu, aalar inceliyordu; yz anlarndaki aclarla asl a bir i geirerek giyindi, silahlarn kontrol ettikten sonra ayaa kalkt. Tasslehoff ann yannda bitiverdi. "Haydi gidelim" dedi evkle. Caramon durdu. "Orman'a m?" diye sordu mitsiz bir sesle. "Elbette ki!" dedi Tas hayretle. "Baka nereye olabilir?" Caramon kalarn attktan sonra iini ekti; sonra ban sallad. "Hayr Tas," dedi tersl dy Crysania ile burada kal. imdi bak," dedi kenderin hiddetli itiraz viyaklamasna cevaben, "ben Orman'da biraz ilerleyeceim -gidip, m, biraz bakmak iin." "Orada bir ey olduunu dnyorsun deil mi?"diye sulad koca adam Tas. "O yzden beni or yorsun! Oraya gireceksin, byk bir kavga olacak. Byk bir ihtimalle ldreceksin ve ben he eyi karacam!" "Pek zannetmem," diye mrldand Caramon. Pusla kapl Orman'a endieyle bakarak kl kuand skt. "O zaman en azndan ne dndn syle bana," dedi Tas. "Sonra syle Caramon, eer o seni ne yapmam gerek? O zaman ben ormana girebilir miyim? Ne kadar beklemeliyim? Seni -diyelim ki- be dakika iinde ldrebilir mi? On dakika? Yani yle olacan zannettiimden e," diye ekledi 131 130

aceleyle Caramon'un gzlerinin aldn grnce. "Ama gerekten bilmem gerek, yani burada benim omuzlanma braktna gre." Bupu, apal savay zihninde tartarak seyrediyordu. "Ben de -iki dakika. O, onu iki dakik a ldr. Bahse varsn?" Tas'a bakt. Caramon ikisine de sert sert bakarak yine iini ekti. Aslnda Tas mantkl konuuyordu. "Ne beklediimden emin deilim," diye mrldand Caramon. "Be-ben son seferini hatrlyorum, iz... bu eyle, hayaletle... karlamtk. O -Raist..." Caramon sessizleti. "Ne yapmanz g iini bilmiyorum," dedi bir sre sonra. Omuzlar ken Caramon dnp yavaa Orman'a doru y "Elimizden geleni herhalde." "Ben bu gzel ylan koy, ben iki dakika diyor," dedi Bupu Tas'a, bir yandan heybesin i kartrrken. "Ne ne koyuyor?" "t," dedi Tas yavaa Caramon'un uzaklamasn seyrederken. Sonra ban sallayarak, y leri gkyzne dikilmi olan Crysania'nn yannda oturmak iin seyirt-ti. Tas kibarca rahiben n beyaz kukuletasn bann zerine ekti, yzn gne nlarndan gizledi. O dikilmi gz sanki kadnn teni mermerlemiti.

Raistlin sanki Orman'n iine doru her admda Caramon ile birlikteydi. Sava neredeyse kar einin krmz cppesinin hrtsn bile duyabiliyordu -o zamanlar cppesi krmzyd! Kard iyordu -hep kibard, hep yumuakt ama her zaman arkadalarnn sinirlerine dokunan o alayc vard. Ama bu Caramon'u hi rahatsz etmezdi. O anlyordu -ya da anlyor olduunu dnyordu Orman'daki aalar Caramon'un yaklamasyla aniden aldlar, ayn kenderin yaklamasyla a Ayn bizim yaklatmzda alm olduklar gibi... ka yl nceydi, diye dnd Caramon. Y oldu? Hayr, diye fark etti hznle. Bir mr, ikimiz iin de bir mrd. Caramon Orman'n kenarna gelirken yerden ykselen pus bileklerine karak, insann derisine nfuz edip iliklerini donduran bir soukla rpertmiti. Aalar ona bakyor, dallar strap u. Silvanesti'nin ikence altndaki ormann hatrlad ve bu aklna kardeine ait baka anla irdi. Caramon bir an durup Orman'a bakt. Kendisini bekleyen karanlk ve glgeli suretleri grebiliyordu. Ve onlar geri tutacak Raistlin de yoktu. Bu kez yoktu. "VVayreth Orman'na girinceye kadar hibir eyden korkmazdm," dedi Caramon kendi kendine yavaa. "Daha nce Orman'a girmemin tek nedeni senin yanmda olmand kardeim, gir tek sen in cesaretin benim yoluma devam etmemi salyordu. imdi sen olmadan ben oraya nasl gir erim? Bu, by. Ben byden anlamam! Bununla savaamam! Ne umuyorum ki?" Caramon korkun gr aklatrmak iin elini gzlerine gtrd. "Oraya giremem," dedi bitik bir halde. "Bu benden fazla ey istemek olur!" Klcn knndan ekerek uzatt. Eli o kadar titriyordu ki neredeyse klc drecekti. "Ha Anlyor musun? Ben bir ocukla savaamam. Bu yapabileceimden ok fazlasn istemektir. Hi u yok..." "Baharda bir eyler umut etmek kolaydr sava, havann snd, vallen aalarnn yeille umut etmek kolaydr, vallen aalar altn altn prldarken. Gzn de umut etmek kolaydr, r akmakta olan kan gibi al rengine brnnce. Ama kn, hava keskinleip srmaya balad en vallen aac lr m sava?" "Konuan kim?" diye bard Caramon etrafna deliler gibi baknp, titreyen ellerle klcna "Vallen aacna kn ne olur sava, her yer karardnda, hatta toprak bile donduunda? Da e doru kazar. Kklerini toprak iinde daha, daha da derine salar, dnyann scak kalbine do u. Orada, derinlerde, vallen aac karanlk ve souk srasnda hayatta kalmasna yaryacak g lur; bulur ki baharda bir daha iek aabilsin." "yle mi?" diye sordu Caramon pheyle, bir adm gerileyip etrafna baknarak. "Yani sen hayatnn en karanlk kndasn sava. Ve o yzden iyice derinlere inmelisin ki ve korkun karanl atlatabilmene yardmc olacak scakl ve gc bulasn. Artk sende bah eya yazn dinlii yok. Bu gc kalbinde, ruhunda bulmalsn. Sonra, vallen aalar gibi bir ha byrsn." "Szlerin ok gzel..." diye balad Caramon kalarn atp bu 132 133

bahar ve aalar hakkndaki konumadan aslnda ok da holanmayarak. Ama szn bitiremedi, zna taklmt. Orman gzleri nnde deimeye balamt. O seyrederken bklm bklm, kurumu aalar dzelmeye, dallarn ge doru kaldrmaya, by mlard. Grebilmek iin ban o kadar kaldrmt ki neredeyse dengesini kaybedecekti ama tepesini grememiti. Bunlar vallen aalaryd! Ayn, ejderhalarn geliinden nceki Solace ibi. O huuyla seyrederken l dallarn hayatla dolduunu -yeil tomurcuklarn belirip sonra tlayp aldn; yazn altn rengini alan parlak yeil yapraklara dntn -daha o bir mlerin getiini grd. O fena sis yok olmu yerini vallen aalarnn kklerine dolanm gzel ieklerin tatl koku almt. Ormandaki karanlk yok olmutu; gne parlak nlarn sallanmakta olan aalara rn yapraklarna dedike, trl havay ku sesleri doldurmutu. Orman sakin, mkemmelletirilen mekan sakin Yetiip, artk solmadmz yerdeki, aalarmz un meyva hi dmyor, nehirler durgun ve saydam Cam gibi, bu sregelen gnde huzur bulan yr k gibi. Bu dallar altnda hareketin gnlden teslimiyeti, Ku cvltsnn, akn ileri snrlarda k atralarn kayplaryla birlikte. Orman sakin, mkemmelletirilen mekan sakin. Ve k zerine k, karanla verilen yolla gelen k, Bu dallar altnda hi glge yok n yapraklarn serin kokusuyla Yetiip artk solmadmz yerdeki, aalarmz hep yeil. Buras, mziin sessizlie dnt yer sakin

Burada, dnyann hayali ucunda, berrakln Duyulan tamamlad yerde, uzun zamandr tutunduumuz yerde Olgun meyva hi dmyor, nehirler durgun ve saydam. Yzmzden gz yalarnn kuruduu veya durulduu Ayn o mkemmelletirilmi huzur dolu topraklardaki sakin nehirler gibi Yolcu alr, n yolculuuna izin vererek Hava gibi, bu sregelen gnde huzur bulan yrek gibi. Orman sakin, mkemmelletirilen mekan sakin Yetiip, artk solmadmz yerdeki, yapraklarmz artk hep yeil Olgun meyva hi dmyor, nehirler durgun ve saydam Cam gibi, bu sregelen gnde huzur bulan yrek gibi. Caramon'un gzleri dolmutu. arknn gzellii iini paralamt. Umut vard! Orman'n iin ilirdi! Arad yardm bulabilirdi. "Caramon!" Tasslehoff heyecanla bir aa, bir yukar zp zp zplayp duruyordu. "Caramon bu rika! Nasl yaptn bunu? Kular duyuyor musun? Haydi gidelim! abuk." "Crysania..." dedi Caramon, arkasna dnerken. "Bir sedye yapmamz gerek. Senin de yardm edip..." Ama daha szn bitireme-den, altn ormandan szlp gelen iki beyaz cppeli surete kp dondu kald. Beyaz kukuletalar yzlerine iyice ekilmi olduundan yzlerini gremiyordu ikisi de onun nnde balaryla ciddi birer selam verip, Crysania'nn lm benzeri uykusunda yatt akla doru gittiler. Kzn hareketsiz bedenini rahatlkla kaldrarak Caramon'un d adlar. Orman'n kenarna gelince durup kukuletal balarn evirip beklenti iinde Caram . "Sanrm nce senin girmeni bekliyorlar Caramon," dedi Tas neeyle. "Sen yr, ben Bupu'yu a lacam." Lam ccesi aalar arasndaki aklk alanda durmu, Orman' Caramon'un da beyaz cppeli su arken aniden paylat, derin bir kukuyla seyrediyordu. "Kimsiniz siz?" diye sordu Caramon. Cevap vermediler. Sadece ylece durup beklediler. "Kim olduklar kimin umurunda!" dedi Tas sabrszca, heybesi topuklarna arpp duran Bupu'y u yakalad gibi yannda srkleyerek. Caramon kalarn att. "nce siz girin." Beyaz cppeli suretleri iaret etti. Hibir ey s ama kprdamadlar da. "Neden Orman'a benim girmemi bekliyorsunuz?" diye bir adm geriledi Caramon. "Hayd i gidin" -eliyle iaret etti- "onu 135 134

Kule'ye gtrn. Ona yardm edebilirsiniz. Bana ihtiyacnz yok..." Suretler cevap vermedile r ama bir tanesi elini kaldrarak iaret etti. "Hadi Caramon," diye srar etti Tas. "Bak, sanki bizi davet ediyor!" Onlar bizi rahatsz etmeyecekler kardeim... Biz davetliyiz! Raistlin'in yedi yl nce sy lemi olduu szler. "Bycler bizi davet etti. Onlara gvenmiyorum." Caramon yavaa o zaman vermi olduu cevab rarlad. Aniden hava kahkahayla doldu -garip, meum, fsltl bir kahkaha. Bupu, Caramon'un bacana arlarak dehetle yapt. Tasslehof bile biraz arm gibiydi. Ve sonra bir ses duyuldu, a on'un yedi yl nce duymu olduu gibi. Buna ben de dahil miyim sevgili kardeim? ren hayalet, kza git gide yaklat. Crysania o gne kadar bilmedii bir korkuya kaplmt, var olabileceine bile inan ir korkuya. Bu korku nnde bztke Crysania hayatnda ilk kez lm aklna getirdi -kendi var olduuna inanm olduu kutlu bir diyara huzurlu bir intikal deildi bu. Bu, yaayanlar kskanmakla geen bitmez tkenmez gnler ve geceler, zalim bir ac ve ssz bir karanlkt. mdat istemek iin barmaya alt ama sesi kmamt. Zaten byle bir durumda yardm diye Sarho sava kendi kan glnn ortasnda yatyordu. ifa gc onu kurtarmt ama daha saa nder de ona yardmc olamazd. Buna kar onu hi kimse koruyamazd... Kara suret yrmeye devam ediyor, gittike yaklayordu. Ka! diye haykrd akl. Bacaklar e uyordu. Btn yapabildii geri geri emeklemekti; sonra bedeni kendi kendine hareket etm eye balad, onun komutlarn dinlemeden. Baklarn ondan ayramyordu bile. Gzleri yerind

ii titrek alevler onu alkoymutu. Elini kaldrd; hayalet elini. Elin arkasn grebiliyordu; bedenin arkasn grebildii gibi gerisindeki gece glgeli aalar gryordu. Gm ay gkyzndeydi ama ok nce 136 137

lm Solamniya valyesi'nin antik zrhndan parlayan bu deildi. Yaratk kendinden shhatsi parlyor, rmlnn enerjisiyle kor gibi kzaryordu. Eli gitgide ykseliyordu ve Crysa linin kendi kalbi hizasna geldiinde leceini biliyordu. Crysania'nn korkudan hissizleen dudaklar arasndan bir isim kt; "Paladine," diye dua et i kz. zerinden korku ekilmedi; hl ruhunu o ateli gzlerin korkun baklarndan ekip a a eli boynuna gitti. Madalyonu tutarak, boynundan ekip kopartt. Gcnn azaldn, bayla olduunu hisseten Crysania elini kaldrd. Platin madalyon Solinari'nin n yakalayp mav bir renkle parlad. ren hayalet konutu... "l!" Crysania yldn hissetti. Bedeni yere arpt ama yer onu tutmad. O yerin derinliklerine u; ya da yerden uzaklayordu. Dt... dt... gzlerini yumarak... uyudu... ryalar grd. Mee aalarndan bir korudayd. Ayaklarn beyaz eller kavramt, esner gibi alm azla aryordu. Karanlk sonsuzdu; aalar onunla alay ediyor, trdayan dallan dehet rici bir biimde kahkahalar atyordu. "Crysania," dedi yumuak, fsltl bir ses. Neydi o; m aalarnn glgeleri arasndan onun adn syleyen? Grebiliyordu, siyah bir cppeye b a durmutu. "Crysania," diye tekrarlad ses. "Raistlin!" Minnettarlkla hknr gibi ses kartmt. Dehet verici mee korusundan tkezl kendi sonsuz ezalarna katlmas iin onu aaya ekmeye alan kemik beyaz ellerden kurt ia, ince kollarn kendini kavradn hissetti. nce parmaklarn yakc, garip temaslarn d "Rahatlayn Saygdeer Rahibe," dedi ses yavaa. Raistlin'in kollarnda titreyen Crysania g lerini kapatt. "Snavlarnz atlattnz. Korudan sa salim getiniz. Korkacak bir ey yoktu ndi. Tlsmm zerinizdeydi." "Evet," diye mrldand Crysania. Raistlin'in dudaklarnn demi olduu yeri, alnn tuttu. andan neler getiini anlatarak, Raistlin'in zayflm grmesine izin verdiini fark eden a bycnn kollarn ittirdi. Ondan ayrlarak, durup, adama souk bir edayla bakt. "Neden kendinizi bu kadar kt eylerle evrelediniz?" diye sordu kz. "Neden byle... byle uhafzlara ihtiya duyuyorsunuz?" Raistlin kza kibarca bakt; altn gzleri asasnn nda parlyordu. "Siz kendinizi ne t vreliyorsunuz Saygdeer Rahibe?" diye sordu. "Tapnak'n kutsal topraklarna adm atsam ben ne gibi eziyetlere maruz kalacam?" Crysania krc bir cevap vermek iin azn at ama szckler dudaklarnda ld. Gerekten dilmi bir toprak parasyd. Paladine'a ithaf edilmiti; Karanlklar Kraliesi'ne tapan biri bu blgeye girerse Paladine'n gazabn zerinde hissederdi. Crysania, Raistlin'in glmsedi , ince dudaklarnn seyirdiini grd. Teninin kzardn hissetti. Bunu ona yapabilmeyi nas u? Bu gne kadar kimse onu bylesine kk drmemiti! Hibir adam akln byle kartrma Raistlin ile Astinus'un evinde karlat akamdan beri Crysania onu aklndan uzaklatrama e Kule'yi ziyaret etmek iin ii iine smaz olmutu ama ayn zamanda korkuyordu da. Elistan a Raistlin ile yapt konumay olduu gibi anlatmt, olduu gibi -yani "cazibe" ksm har Her naslsa bir trl Elistan'a, Raistlin'in kendisine dokunduunu anlatamamt, ona. . . H yr, bundan bahsedemezdi. Elistan zaten olduu kadaryla bile alt-st olmutu. Raistlin'i tanyordu; eskinin gen adam biliyordu -byc, rahibi Verminaard'n Pax Tharkas'daki zindanlarndan kurtaran yolarka-d alarndan biriydi. Elistan, Raistlin'i hi sevmemi, ona hi gven-memiti ama zaten o zaman ar kimse Raistlin'i sevmez ve gven-mezdi, gerek anlamda. Rahip gen bycnn Kara Cppe gi olduuna hayret etmemiti. Crysania'nn Paladine tarafndan ald uyarya hi hayret etmemi andan Crysania'nn Raistlin'le karlamasna verdii tepkiye hayret etmiti. Crysania'nn Ra lin'i -u anda Krynn zerindeki ktln kalbinin att- Kule'de ziyaret etmek iin davet e telalanmt. Elistan, Crysania'nn gitmesini men edebilirdi ama zgr irade tanrlarn bir i. Crysania'ya kendi dncelerini aktard ve kz onu saygyla dinledi. Ama anlamaya bile balam d bir cazibe nedeniyle -geri Elistan'a bunu 'dnyay kurtamak iin' yaptn sylemiti139 138

Kule'ye gitti. "Dnya bann aresine gayet iyi bakyor," diye cevap vermiti Elistan ciddiyetle. Ama Crysa ia dinlemedi. "eri gelin," dedi Raistlin. "Biraz arap katlanmak zorunda kaldnz ktlklerin hatras yardmc olur." Kz dikkatle szyordu. "ok cesursunuz Saygdeer Rahibe," dedi; kz sesin leyici tny sezmiti. "Koru'nun dehetine dayanabilecek ok az insan vardr." Sonra kza srtn dnd; Crysania, Raistlin'in bu hareketine memnun olmutu. Bu vg kars tmiti. "Yaknmda durun," diye uyard adam kz, nnden yrrken; kara cppesi bileklerinde yumuak erle hrdyordu. "Asamn nn iinde kaln." Crysania kendisine syleneni yapt; onun yaknnda yrrken asann nn beyaz cppesini g k parlattn fark etti; bu, Raistlin'in yumuak kadifemsi siyah cppesi zerine sald gar la arpc bir tezat oluturuyordu. Onu korkun Dehetin Kaplar'ndan geirdi. Kz, kendini kaplar zerine atp, son nefesinde anetleyen kt bycnn i karartan yksn hatrlayarak kaplara merakla bakmaya balad. fsldyor, anlalmaz szler sylyorlard. Boynunda souk parmaklan, eline dokunan buz gibi hissederek birden fazla kez dnp bakt bu seslere. Gene birden fazla kez gznn ucuyla bi r hareket yakalad ama dnp baktnda hibir ey grmyordu. Yerden kt bir sis, rml emiklerini szlatyordu. Kendini tuta-madan titremeye balamt ki aniden arkasna bakp iki densiz gz grd -aceleyle ileri bir adm atarak Raistlin'in koluna girdi. Raistlin kza, kzn yeniden kzarmasna neden olan merakla ve kibar bir zevkle bakt. "Korkmaya gerek yok," dedi sadece. "Burada efendi benim. Sizin zarar grmenize izi n vermem." "Be-ben korkmuyorum," dedi kz, geri bedeninin titremesini adamn hissettiini biliyord u. "Ben... sadece... rahat adm atamyordum o kadar." "zr dilerim Saygdeer Rahibe," dedi Raistlin; kz adamn sesinde bir alay var m, yok mu e in olamamt. Raistlin durdu. "Tanmadnz bu zemin zerinde yrmenize yardm etmemekle 140 kaba davrandm. imdi daha rahat yryebiliyor musunuz?" "Evet, ok daha rahat," dedi kz, bu garip baklar altnda kpkrmz olmutu. Adam bir ey sylemedi, sadece glmsedi. Kz adama bakmaya cesaret edemediinden baklarn ve yrmeye devam ettiler. Crysania, Kule'ye kadar btn yol boyunca korkusu yznden kendi kendine kzp durdu ama elini de bycnn kolundan ekmedi. Her ikisi de Kule'nin kapsna a kadar bir daha konumad. Kap, dna rnler oyulmu, sade ahap bir kapyd. Raistlin hi di, Crysania'nn grd kadaryla hibir harekette bulunmad ama -onlarn yaklamasyla-kap ieriden dar bir k seli akt; Crysania kendisine kucak aan bu parlak scaklk karsn ndi ki -bir an iin- kap iinde bir siluet halinde duran baka bir sureti fark edemedi b ile. Fark ettiinde de durdu ve telala geriledi. Raistlin kzn eline ince, yakan parmaklaryla dokundu. "O, sadece benim ram Saygdeer Rahibe," dedi. "Dalamar etten kemiktendir ve canllar ara da gezer -en azndan u aralar." Crysania bu kinayeli takdimi anlamad, Raistlin'in sesinde gizlenen kahkahay duyup buna dikkat de etmedi. Canl insanlarn da burada yayor olabilecekleri gerei onu ok a ptalca, diye azarlad kendi kendini. Bu adam nasl bir canavar gibi hayal etmiim? O bi r adam o kadar. Bir insan, etten kemikten. Bu dnce kz rahatlatt, gevetti. Eikten gei neredeyse kendine geldiini hissetti. Elini, mabetteki yeni bir yardmcya uzatr gibi g en raa uzatt. "ram Dalamar," Dalamar' iaret ederek. "Lady Crysania, Paladine'n Saygdeer Rahibesi." "Lady Crysania," dedi rak uygun bir ciddiyetle kzn elini alp dudaklarna gtrrken hafi rek. Sonra ban kaldrnca yzn gizleyen kara kukuletas dt. "Bir elf!" diye kesildi Crysania'nn nefesi. "Ama bu mmkn deil," diye balad kafas kar "Ktye hizmet edemez..." "Ben bir kara elfim Saygdeer Rahibe," dedi rak; kz ran sesindeki burukluu duydu. "E halkm bana byle diyor." Crysania utanla mrldand. "zgnm. Maksadm..." Kekeleyen kz, nereye bakacan bilemeyerek sonunda sustu. 141 Raistlin'in kendisine gln neredeyse duyabiliyordu. Byc kz bir kez daha gafil avlam

e bir elini ran buz gibi elinden, dier elini de Raistlin'in kolundan ekti. "Saygdeer Rahibe yorucu bir yolculuk yapm Dalamar," dedi Raistlin. "Ltfen onu alma od gtrerek biraz arap ikrarn et. zninizle Lady Crysania" -byc eilerek selam verdi- "ilg nmem gereken birka nemli i var. Dalamar hanmefendinin arzu ettii herhangi bir ey olurs derhal tedarik et." "Tabii ki Shalafi," diye cevap verdi Dalamar saygyla. Aniden her yann bir rahatlk kaplayan ve yorgunlukla uyuan Crysania, Raistlin giderke n hibir ey sylemedi. Usta bir rakip karsnda hayat pahasna savaan bir sava da byl olmal, diye fikir yrtt kz sessizce ra dar, dner merdivenlerden izlerken. Raistlin'in alma odas hi de bekledii gibi bir yer kmad. Ne ummutum, diye sordu kendi kendine. Tuhaf ve byleyici kitaplarla dolu, bu ho oda ol mad kesin. Mobilyalar gzel ve rahatt; ocakta bir ate yanyor, oday, Kule'ye yapt so tan sonra onu kucaklayan bir syla styordu. Dalamar'n ikram etmi olduu arap ok lezze Kk bir yudum aldnda sanki atein scakl kanna szmt. Dalamar ssl oymalar olan kk bir masa getirip kzn sa yanna koydu. zerine bir kse m r somun mis gibi kokan, scak ekmek koydu. "Bu meyva ne?" diye sordu Crysania, bir tanesini alp hayretle inceleyerek. "Byle b ir eyi daha nce hi grmemitim." "Gerekten de grmemisinizdir Saygdeer Rahibe," diye cevap verdi Dalamar glmseyerek. Rai tlin'in aksine gen ran tebessmnn gzlerine yansdn fark etti Crysania. "Shalafi o Mithas Adas'ndan getirttiriyor." "Mithas m?" diye tekrarlad Crysania hayretle. "Ama oras dnyann br tarafnda! Minotaurl yayor orada. Kimsenin krallklarna girmesine izin vermezler! Kim getiriyor bunlar?" Aniden, bylesine bir efendi iin bylesine lezzetli eyleri getirmek zere arlabilecek h krn dehet verici grnts aklnda canland. Aceleyle meyvay tabaa geri koydu. "Bir tadn Lady Crysania," dedi Dalamar, sesinde hi alay tns olmakszn. "Olduka lezzetl ulacaksnz. Shalafi'nin shhati olduka hassastr. Kaldrabildii ok az ey vardr. Meyva, 142 ve araptan baka bir eyle pek beslenmiyor." Crysania'nn korkular yatt. "Evet," diye mrldand, gzleri eayri ihtiyari kapya kayara arin yle deil mi. Ve o korkun ksrk..." Sesi acma duygusuyla yumuamt. "ksrk m? A, evet," dedi Dalamar telaszca, "ksr." Szne devam etmedi ve eer bu Cr gelmi olsa bile/ oda hakknda dncelere dalnca bunu unutmutu. rak bir an iin, kzn baka bir ey isteyip istemediini anlamak iin bekledi. Crysania k eildi. "Eer baka bir ey dilemiyorsanz hanmefendi, ben ekileyim. Benim de izlemem gere en kendi almalarm var." "Tabii. Ben burada gayet rahatm," dedi Crysania dncelerinden irkilerek kmt. "Demek k in hocan oluyor," dedi aniden farkna vararak. imdi Dalamar'a dikkatlice bakma sras on a gelmiti. "yi bir hoca m? Ondan bir eyler reniyor musun?" "Tarikat'mzn en hnerlisidir, Lady Crysania," dedi Dalamar yavaa. "Zeki, hnerli, kendin hakim. Bu denli gl sadece bir byc daha yaamt: byk Fistandantilus. Benim Shalafi' e yirmi sekiz yanda. Eer mr vefa ederse,o ok daha..." "Eer mr vefa ederse mi?" diye tekrarlad Crysania ve istemeden bir endie tnsnn sesine rk ederek kendini rahatsz hissetti. Endie etmekte bir saknca yok, dedi kendi kendine . Sonu olarak o da tanrlar tarafndan yaratlm. Yaam kutsaldr. "Sanat ok tehlikelidir hanmefendi," diyordu Dalamar. "Artk bana izin verirseniz..." "Tabii ki," diye mrldand Crysania. Yeniden eilerek selam veren Dalamar yavaa odadan kt ve kapy ardndan kapatt. arap k oynayan Crysania, dncelere dalp kaybolarak dans eden alevleri seyretti. Kapnn ald bii eer aldysa. Salarna deen parmaklan hissetti. Titreyerek arkasna baktnda Raist sasnn ardnda, yksek arkalkl tahta bir sandalyede oturmakta olduunu grd. "Size baka bir ey ikram edebilir miyim? Her ey arzu ettiiniz gibi mi?" diye sordu ki barca. "E-evet," diye kekeledi Crysania, ellerinin titrediini adamn 143 grmemesi iin arap kadehini masa zerine brakt. "Her ey ok gzel. Aslnda olabilecein ranz -Dalamar myd? ok ho." "Deil mi ya," dedi Raistlin inceden inceye alay ederek. Her iki elinin be parman da b irletirip, elini masann zerine koydu. "Ne kadar gzel elleriniz var," dedi Crysania hi dnmeden. "Parmaklarnz ne kadar ince, n

kadar kvrak ve ne kadar narin." Aniden ne sylediini fark ederek kzarp kekeledi. "A-a ma sa-sanrm bu sizin sanatnz iin gerekli..." "Evet," dedi Raistlin glmseyerek ve bu kez Crysania adamn tebessmnde ak bir keyif grd ellerini alevlerden kan a tuttu. "Kk bir ocukken kardeimi bu ellerimle -o zamanla ayrete drp, elendirdiim numaralar yapardm." Cppesinin gizli ceplerinden birinden alt para kartarak paray parmaklarnn oynak yerine yerletirdi. Hi zahmet ekmeden parann el nde dans edip, dnmesini salad. Para parmaklar arasna girip karak prldyordu. Havaya ok edip sonra dier elinde var edebiliyordu. Crysania'n zevkten nefesi tkand. Raistli n baklarn ona doru kaldrd ve kz mutluluk tebessmnn keskin bir acya dntn g "Evet, "dedi, "bu benim hnerlerimden, marifetlerimden biriydi. Dier ocuklar elendiriyo rdu. Bazen beni incitmelerini engelliyordu." "ncitmek mi?" diye sordu Crysania tereddtle; adamn sesindeki acdan ii szlamt. Raistlin hemen cevap vermedi; gzleri hl elinde tuttuu altn paradayd. Sonra derin bir i kti. "ocukluunuzu gzmde can-ladrabiliyorum," diye mrldand. "Sizin zengin bir aileden diinizi sylediler bana. Seviliyor, korunuyor, kollanyordunuz ve istediiniz her eyi si ze veriyorlard herhalde. Takdir ediliyor, kayrlyor, sevgi gryordunuz." Crysania cevap veremedi. Aniden kendini ok sulu hissetti. "Benim ocukluum ne kadar farklyd." Yine o ac tebessm vard. "Takma adm eytan Olan'd ve zayftm. Ve ok akllydm. Onlar yle ahmakt ki! Hrslar o kadar ufakt ki -tpk, d an daha derine inmeyen kardeim gibi! Ya da her amacna klcyla kavuacan zanneden ablam . Evet, ben zayftm. Evet, beni korudular. Ama gnn birinde 144 onlarn korumalarna ihtiyacm kalmayacana dair sz vermitim! gen, kendi kabiliyetimi -yan bym- kullanarak kendi yceliime ykseleceim!" Elleri kasld, altn renkli teni soldu. Aniden ksrmeye balad; iki bklm olarak ksrrk deni ikiye katlanmt. Crysania ayaa kalkt, ii acyla paralanmt. Ama Raistlin ona ot t etti. Ceplerinin birinden bir kuma paras kartarak dudaklarmdaki kan sildi. "Ve bym iin dediim bedel de buydu," dedi yeniden konuabilecek duruma gelince. Sesi anc ak bir fslt gibi kyordu. "Bedenimin dengesini bozarak bana bu lnetli grme yetisini ve ler; artk neye bakarsam bakaym hepsinin ldn gryorum. Ama buna deerdi, her eye de uldum: G. Onlara ihtiyacm yok -hi birine- artk." "Fakat bu g kt!" dedi Crysania sandalyesinde ne doru abanp Raistlin'i ciddiyetle szer "yle mi?" diye sordu Raistlin aniden. Sesi yumuakt. "Hrs kt bir ey mi? G ve dierler tmenin yollarn aramak kt m? Eer yleyse Lady Crysania, o halde korkarm, en az siz ak c iler de kara cppeliler kadar ktsnz." "Bunu sylemeye nasl cret edersiniz?" diye bard Crysania hayret iinde kalarak. "Ben hi ..." "Yo, yle yapyorsunuz," dedi Raistlin omuzlarn silkerek. "Eer hrstan, gce olan arzudan aynz almam olsaydnz bu kadar ok alp tapnakta bu kadar ykselmezdiniz." imdi ile yd. "Hep kendi kendinize, yapmam mukadder olan byk bir grev var, demiyor muydunuz? B enim yaamm dierlerinkinden farkl olacak. Oturup dnyann geip gitmesini seyretmek beni t tmin etmiyor. Ona ekil vermek, onu kontrol altna almak, onu yourmak istiyorum!" Raistlin'in yakan baklarna hapsolan Crysania ne kpr-dyabiliyor, ne de tek bir sz syle iliyordu. Nasl biliyor olabilir? diye sordu kendi kendine dehet iinde. Gnlmn gizlerini okuyor olabilir mi? "Bu kt m Lady Crysania?" diye tekrarlad Raistlin kibarca srar ederek. Crysania yavaa ban sallad. Yavaa elini zonklayan akaklarna kaldrd. Hayr, kt d znda bir ktlk yoktu ama yine de tam raynda olmayan bir eyler vard. 145 Dnemiyordu. Kafas ok karmt. Aklndan geip duran tek ey: Ne kadar birbirimize benz a ben ne kadar benziyoruz, idi! Adam susmu, kadnn cevabn bekliyordu. Bir ey sylemesi gerekiyordu. Aceleyle bir yudum a d; dalm dncelerini toplamak iin zaman kazanmak istemiti. "Belki benim ihtiraslarm vardr," dedi syleyecek bir eyler bulamamann zorluuyla bouara "fakat yleyse bile benim ihtirasm kendim iin deil. Ben hnerlerimi ve becerilerimi dier eri iin, dierlerine yardm etmek iin kullanyorum. Bunu tapnak iin kullanyorum..." "Tapnak!" diye alay etti Raistlin. Crysania'nm -yerini buz gibi bir hiddetin ald- tereddt yok oldu. "Evet," diye cevap v erdi, kendini imannn kale burlaryla evrilmi emniyetli ve emin zeminde hissederek. "Dny zerindeki ktl srp atan iyiliin, Paladine'n gcyd. O g ki..."

"Ktl srp atan m?" diye kesti szn Raistlin. Crysania gzlerini krptrd. Dnceleri onu srkleyip gtrmt. Neler sylediinin tam di. "ey, tabii..." "Ama dnyada hl ktlk ve elem var," diye srar etti Raistlin. "Sizin gibiler yznden!" diye bard Crysania hararetle. "Yo, hayr Saygdeer Rahibe," ded aistlin. "Benim bu ite hibir paym yok. Bakn..." Bir eliyle kz yakna arrken, dier inin gizli ceplerinden birini kartrd. Cebinden kartt nesneye bakakalan Crysania aniden saknarak kukucu davranp kprdamad. renklerin dnp durduu, ocuklarn bilyelerine benzeyen kk, yuvarlak bir kristaldi. Masa ir kesinde durmakta olan minik gm bir aya alan Raistlin bilyeyi bunun zerine yerleti Nesne ssl ayann zerinde komik, ok kk duruyordu. Derken Crysania'nm nefesi kesildi. ordu! Ya da belki de kendisi klyordu! Emin olamyordu bir trl. Ama cam kre artk gm , zerine tam oturuyordu. "ine bakn!" dedi Raistlin yavaa. "Hayr," diye geri ekildi Crysania korkuyla kreye bakarak. "Nedir bu?" "Bir ejderha kresi," diye cevap verdi Raistlin, baklar kz 146 hapsetmiti. "Krynn zerinde kalan tek kre. Emirlerime uyar. Size zarar vermesine izi n vermem. Krenin iine bakn Lady Crysania -eer gerein kendisinden korkmuyorsanz." "Bana gerei gstereceinizden nasl emin olabilirim?" diye sordu Crysania sesi titreyere k. "Bana sadece, sizin gstermesini istediiniz eyleri gstermeyeceinden nasl emin olabil irim?" "Ejderha krelerinin yllar nce nasl yapldklarn bilmi olsaydnz," diye cevap verdi Ra onun her cppenin -Ak, Kara ve Kzl cppelerin- katlmyla yapldn bilirdiniz. Onlar iyiliin de aleti deildir. Hem her eydirler, hem de hibir ey. Paladine'n madalyonunu ta rsunuz" -alaycl geri gelmiti- "ayrca inancnz da ok gl. Sizi istemediiniz bir e ayabilir miyim?" "Ne greceim?" diye fsldad Crysania; bir merak ve garip bir by kz masaya yaklatryo "Sadece gzlerinizin daha nce grm olduu ama sizin bakmay reddettiiniz eyleri." Raistlin ince parmaklarn cam zerine koyarak emir szleri mrldand. Crysania tereddtle m nn zerine eilerek ejderha kresine bakt. lk bata cam krenin iinde hibir ey grmedi; uk yeil bir renk dnp duruyordu. Sonra geri ekildi. Krenin iinde eller vard! Uzanan ell r... "Korkmayn," diye mrldand Raistlin. "Eller bana uzanyor." Ve gerekten de, daha konuurken Crysania kredeki ellerin uzanarak Raistlin'in elleri ne dediini grd. Grnt silindi. Bir an iin krenin iinde lgn, canl renkler deliler parlaklklaryla Crysania'nm ban dndrdler. Sonra onlar da yok oldu. Ve kz grd... "Palanthas," dedi kz irkilerek. Sabahn pusunda yzen, gzlerinin nne serilmi olan bir i gibi parlayan ehrin tamamn grebiliyordu. Sonra ehir zerine gelmeye balad; ya da belk e o ehre doru dyordu. Kah, Yeni ehir'in zerinde asl duruyordu, kah Surlar'n, kah d r'in. Paladine Tapna nnde ykseliyordu; o gzelim kutsal topraklar sabah gnei altnda nde ve sakin duruyordu. Sonra Tapnan arkasna gemi, yksek duvardan bakmaya balamt. Nefesi kesildi. "Nedir bu?" diye sordu. "Hi grmemi miydin?" diye cevap verdi Raistlin. "Kutsal topraklara bu kadar yakn olan bu soka?" 147 Crysania ban sallad, "H-hayr," diye cevap verdi sesi titreyerek. "Ama grm olmam gere hayatm boyunca Palanthas'ta yaadm. Her yeri bilirim..." "Hayr hanmefendi," dedi Raistlin, parmaklar ejderha kresinin kristal yzeyini hafife ok yordu. "Hayr ok az ey biliyorsunuz." Crysania cevap veremedi. Belli ki adam doruyu sylyordu nk kz ehrin bu ksmn bilmiyo ndeki ara sokak karanlk ve kasvetliydi. Sabah gnei, sanki ayakta duracak enerjileri kalmam gibi sokan zerine eilmi olan binalardan yol bulup geemiyordu. Crysania artk b r tanmt. Onlar nden grmt. Tahldan, arap ve bira flarna kadar her ey burada ar farkl grnyorlard. Ya bu insanlar, bu sefil insanlar kimdi? "Onlar orada yayor," diye cevap verdi Raistlin kzn dile gelmemi sorusuna karlk. "Nerede?" diye sordu Crysania dehetle. "Orada m? Neden?" "Yaayabildikleri yerde yayorlar. ehrin gbeinde sinek kurtlar gibi gizlenerek, ehrin eniyorlar. Nedenine gelince," Raistlin omuzlarn silkti. "Gidebilecekleri baka bir y er yok."

"Ama bu korkun! Elistan'a syleyeceim. Onlara yardm eder, para veririz..." "Elistan biliyor," dedi Raistlin yavaa. "Hayr, biliyor olamaz! Bu imknsz!" "Biliyordunuz. Bunu bilmeseniz bile ehrinizde o kadar da gzel olmayan yerler olduun u biliyordunuz." "Bilmiyordum..." diye balamt ki Crysania sustu. Hatralar dalgalar halinde zerine geldi -annesinin, ehrin belirli blgelerinden geerken yzn baka tarafa evirttirmesi, babas arabasnn pencerelerinin perdelerini aceleyle rtmesi veya srceye baka yoldan gitmeleri ni sylemesi. Grnt titredi, renkler dnd, soldu ve yerini baka bir grnt, derken baka bir grnt a ehrin inci beyaz yzn yrtp ona altndaki karal ve rml gstermesini strap , kumar yataklar, rhtm, doklar... hepsi strap ve keder artklarn, Crysania'nn hayret i gzleri nne kusuyordu. Artk ban baka yne eviremiyordu; grnty gizleyecek perde 148 Raistlin onu ieri ekiyor; onu mitsiz, a, zgn ve unutulmulara yaklatryordu. "Hayr," diye yalvard kz ban sallayp, masadan geri geri uzaklamaya alarak. "Ltfen r ey gstermeyin." Fakat Raistlin'in hi acmas yoktu. Bir kez daha dnd renkler ve Palanthas' terk ettiler. Ejderha kresi onlar dnyann drt bir yannda dolatrd ve Crysania bakt her yerde ok ehete tank oldu. Cce akrabalar tarafndan dlanm bir rk olan lam cceleri, Krynn z ikleri ve kimsenin yaamak istemedii mezbeleliklerde yayorlard. Artk yamur yamayan top lara sefalet ekleyen insanlar. Kendi halklar tarafndan esir edilmi Yabani Elfler. Gle rini, kendilerine inanan insanlar pahasna onlar aldatmak iin kullanarak servetine s ervet katan rahipler. ok fazlayd. Crysania canhra bir lkla elleriyle yzn kapatt. Oda ayaklarnn altnd u. Tkezlenen kz neredeyse decekti. Derken Raistlin'in kollar kz kavrad. Kz adamn be n yaylan garip, yakc ssn ve siyah kadifenin yumuak temasn hissetti. Baharat, gl y gizemli dier kokular alglyordu. Adamn soluunun cierlerinde hrlayn duyabiliyordu. Raistlin, kibarca Crysania'y sandalyesine geri gtrd. Kz kendini hzla adamn temasndan tararak oturdu. Adamn yaknl ayn anda hem ekici, hem itici geliyor; kzn kafasndaki k bolmuluk hissine bir yk gibi biniyordu. aresizlikle Elistan'n orada olmu olmasn diledi O bilir, o anlard. nk bir aklama yaplmas gerekiyordu! Bylesine korkun bir strap, r ktle izin verilmemeliydi. inde byk bir boluk hisseden kzn baklar atee dald. "Birbirimizden ok da farkl deiliz." Raistlin'in sesi sanki alevlerden geliyordu. "B en Kule'mde yayor, btn hayatm almalarma veriyorum. Siz kendi Kule'nizde yayor, ke ncnza (dininize) veriyorsunuz. Ve dnya bizim etrafmzda dnyor." "Ve bu da gerek ktlk," dedi Crysania alevlere. "Oturup, hibir ey yapmamak." "Artk anlyorsunuz," dedi Raistlin. "Artk oturup seyretmek istemiyorum. Uzun yllar te k bir neden iin, tek bir amala altm. Artk o, elimin eriebilecei bir yerde. Ben bir d yapacam 149 Crysania. Ben dnyay deitireceim. Benim planm bu." Crysania baklarn hzla kaldrd. nanc sarslmt ama inancnn ekirdei salamd. "Si eni ryamda uyard pland. Dnyay deitirmek iin yaplan bu plan, dnyann yokoluuna ne canda duran ellerini yumruk yapt. "Bunu yapmamalsnz! Paladine..." Raistlin eliyle sabrszca bir hareket yapt. Altn gzleri imek gibi akt ve Crysania, ad de iin iin yanan atei bir an iin grerek olduu yerde bzt. "Paladine beni durdurmayacak," dedi Raistlin, "nk ben onun en byk dmann makamndan e um." Crysania hibir ey anlamadan bycye bakakald. Hangi dman olabilirdi bu? Paladine'n bu dman kim olabilirdi. Derken Raistlin'in kastetmi olduu ey belirginleti. Crysania yz ann ekildiini, buz gibi bir korkunun kendisini iddetle sarstn hissetti. Konuamayara ad. Adamn hrsnn ve arzularnn irenlii ok korkun, kavranmas bile imknszd. Ve adam kza planlarn anlatt. Kz adamn garip, altn baklarna tutularak, yumuak, fs erek saatler gibi uzun gelen bir sre atein karsnda oturdu, adamn bysnn harikalarm, olmu by sanatn, Fistandantilus tarafndan bulunan harikalar anlatmasn dinledi. Raistlin'in sesi kesildi. Crysania uzun bir zaman, o gne kadar hi bilmedii, uzaklar daki diyarlarda kaybolmu gibi dolat durdu. afaktan nceki gri saatte ate artk gemek z i. Oda aydnland. Crysania aniden souk odada rperiverdi. Raistlin ksrd; Crysania irkilerek adama bakt. Adam yorgunluktan solgundu; gzleri atele

nmi gibi grnyor, elleri titriyordu. Crysania ayaa kalkt. "zgnm," dedi, sesi alakt. "Btn gece sizi uyank tuttum; stelik siz iyi deilsiniz. Gi m." Raistlin kzla birlikte ayaa kalkt. "Benim shhatim iin zlmeyin Saygdeer Rahibe," dedi ir tebessmle. "imde yanan ate, bu paralanm bedeni stacak sya sahip. Dalamar size S rusu'ndan kncaya kadar refakat eder, isterseniz." "Evet, teekkr ederim," diye mrldand Crysania. O ktlk dolu yerden geri dneceini unut rin bir nefes alarak elini Raistlin'e uzatt. "Benimle bulutuunuz iin teekkr ederim," diye balad resmi olmaya al Umarm..." Raistlin kzn elini eline ald; adamn przsz teninin temas yakyordu. Crysania adamn g akt. Adamn gzlerinde kendi aksini grd; beyazlar giymi renksiz bir kadn, yz kara sal ilmiti. "Bunu yapamazsnz," diye fsldad Crysania. "Yaln bu, durdurulmanz gerekir." Adamn eli ttu. "Bana bunun yanl olduunu ispatlayn," diye cevap verdi Raistlin, kz kendine doru ekere "Bunun kt olduunu gsterin bana. Bana dnyay kurtarmann yolunun iyide yattn gster "Dinleyecek misiniz?" diye sordu Crysania arzuyla. "Karanlkla evrelenmisiniz. Size n asl ulaabilirim?" "Karanlk araland, yle deil mi," dedi Raistlin. "Karanlk araland ve siz geldiniz." "Evet..." Crysania aniden adamn elinin temasn, bedeninin scakln hissetti. Rahatsz ol rarak, geriye adm att. Elini adamn elinden ekerek, ne yaptnn farkna bile varmadan el sanki ayormu gibi, ovuturdu. "Hoakaln Raistlin Majere," dedi, gzlerine bakmadan. "Hoakaln Paladine'n Saygdeer Rahibesi," dedi adam. Kap ald; Crysania, Raistlin'in gen ran ardn duymam olmasna ramen Dalama letasn bana geiren Crysania, Raistlin'e srtn dnerek kapdan geti. Gri, ta koridord n kz, altn gzlerin cppesini yakp getiini hissedebiliyordu. Aa doru inen dar, dner varnca adamn sesi kza yetiti. "Belki de Paladine sizi, beni durdurmanz iin yollamamtr Lady Crysania. Belki sizi yar dm etmeniz iin yollamtr." Duraksayan Crysania geriye bakt. Raistlin gitmiti; gri hol kasvetli ve botu. Dalama r kzn yannda sessizce, bekleyerek duruyordu. Taklmamak iin beyaz cppesinin eteklerini toplayan Crysania merdivenlerden yavaa, indi . Ve bitmeyen uykusunda inmeye... inmeye... devam etti. 151 150

Bfm 12 Wayreth'deki Yksek Byclk Kulesi son asrlarda, Ansalon ktasndaki bynn son kalesi hip onlar dier Kule'lerden srdnde bycler buraya gelmilerdi. Artk Kan Denizi'nin al an star Kulesi'ni ve Palanthas'taki kararm lnetli Kule'yi terk edip gelmilerdi buraya . VVayreth Kulesi heybetli bir bina, moral kertici bir manzarayd. D surlar, ekenar bir luturuyordu. Mkemmel geometrik bir ekil oluturan genin her kesinde kk bir kule var , bakanlarn gzlerini krptrp, "bunlar biraz yamuk mu?" dedirtecek kadar hafife eilmi burkulmu iki ana kulesi vard. Surlar siyah tatan yaplmt. Fazlasyla parlatlm talar gne nda prl prl parl karanlna ayna oluyorlard. Tan zerine rnler kaznmt; hem savunan hem de muhafaza e t rnleri; talar birbirine balayan rnler; talar yere balayan rnler. Surlarn tepeleri kerlerin dolduraca siperler yoktu. Zaten buna ihtiya da yoktu. Medeniyetin btn merkezlerinden uzakta bulunan VVayreth Kulesi byl bir ormanla evrelenm iti. Buraya ait olmayan kimse giremez, davetli olmayan kimse gelemezdi. Byle koruy or152 lard bycler glerinin son kalesini, byle muhafaza ediyorlard d dnyadan. Yine de Kule cansz deildi. Dnyann drt bir yanndan, sert -ve bazen de lmcl- Snav' a sl byc raklar geliyordu. Yksek mevkilerdeki bycler her gn gelip almalarna, to devam ediyor, tehlikeli ve hassas deneyler yapyorlard. Kule, bunlara gece gndz akt. s

ikleri gibi gelip gidebilirlerdi: Kara Cppeliler, Krmz Cppeliler, Ak Cppeliler. Dnyaya bak ve dnyada yaay felsefeleri ok farkl da olsa btn Cppeler, Kule'de bar Tartmalar, ancak Sanat'n geliimine katkda bulunacaksa serbestti. Her eit dv yasakla hemen tatbik edilirdi: korkun bir lm. Sanat. Onlar birletiren tek ey buydu. lk sadakatleri sanat-larmayd -ne olduklar, kime hizmet ettikleri, ne renk cppe giydikleri fark etmezdi. Snav almay gze alan gen by k ar bunu anlamlard. Son nefeslerini verip, bildik surlarn iine gmlmeye gelen yal by u anlamt. Sanat -By. Sanat, ana-babalar, aklar, eleri, ocuklaryd. Toprak, ate, md. lmd. lmn tesiydi. ki yksek kulenin en kuzeyinde bulunan odalarnda durmu Caramon ile maiyetindeki kk grub n kaplara doru ilerleyiini seyreden Par-Salian bunlar dnyordu. Caramon gemii hatrladka, Par-Salian da hatrlyordu. Kimileri bunda bir pimanlk krnt dn merak edebilirdi. Hayr o sessizce Caramon'un patikadan geliini, sava klcnn sarkk kalalarna arpp tan rdu. Gemiten piman deilim. Korkun bir seim yapmam gerekiyordu ve ben de yaptm. Tanrlar kim sorgular? Onlar bir kl istemilerdi. Ben de buldum. Ve -btn kllar gibi Caramon ile grubu en d kapya varmt. Hi muhafz yoktu. Par-Salian'n dairesinde minik g ald. Yal byc elini kaldrd. Kaplar savrularak ald. Yksek Byclk Kulesi'nin en d kapsna adm attklarnda alacakaranlkt. Tas, hayret i Daha biraz nce sabaht. Ya da sabahm gibiydi! Ban kaldrp baktnda gkyznde yol yo nin cilal ta 153 surlarnda garip bir ekilde parladn grd. Tas ban sallad. "Burada saati nasl biliyorlar?" diye sordu kendi kendine. D surlar ile ierideki iki kule arasnda kalan byk avluda duruyordu. Gri kaldrm talaryla deli avlu elik ve plakln da tesinde souk ve sevimsizdi. Ne bir iek yeermi, ne de bir aa gr nluunu bozmutu. Tas, hayal krklyla avlunun bombo olduunu fark etti. Etrafta, grn e hi kimse yoktu. Yoksa var myd? Tas gz ucuyla bir hareket, beyaz bir kprt alglad. Ama hzla dnnce g nu grd! Ortada kimse yoktu. Sonra gznn ucuyla bir yz, bir el ve krmz bir cppe kolu an baknca -o da gidiverdi! Aniden Tas'a, sanki etrafnn gelip giden, konuan, oturan, bakan hatta uyuyan insanlarla evrili olduu hissi gelmiti! Yine de -avlu hl sessiz ve bombotu. "Bunlar Snav' alan bycler olmal!" dedi Tas korkuyla. "Raistlin bana onlarn her yanda g zindiklerini sylemiti ama ben byle bir eyi hayal bile etmemitim! Acaba beni gryorlar m Sence ilerinden birine dokunabilir miyim Caramon eer -Caramon?" Tas gzlerini krptrd. Caramon yoktu! Bupu yoktu! Beyaz cppeli suretlerle Lady Crysania a yoktu. Tek banayd! Pek uzun srmedi. Sar bir imek akt, berbat bir koku ve kara cppeli bir byc nnde y i uzatt, bir kadn eliydi. "anldn." Tas yutkundu. Yava yava elini uzatt. Kadnn parmaklar onun bileini kavrad. Bu souk te arsnda Tas titredi. "Belki ben de byleneceim!" dedi kendi kendine umutla. Avlu, kara ta surlar, kzl gne izgileri, gri kaldrm talar hepsi Tas'n etrafn lan sulu boya bir resim gibi kenarlarndan erimeye balad. Son derece keyiflenen kend er kadnn kara cppesinin kendisini sarmaladn hissetti. Kadn cppesini kenderin yz d kilde Tass'in etrafna sard. . . Tasslehoff kendine geldiinde son derece sert, son derece souk, ta bir zeminde yatyor du. Yannda Bupu nee iinde hor-luyordu. Caramon doruluyor, ban sallyor, rmcek alar maya alyordu. 154 "Uf." Tas ensesini ovdu. "Komik bir yatakhane Caramon," diye eeveledi ayaa kalkar ak. "En azndan byden yataklar yapmalarn beklerdim. stelik biraz uyumamz istiyorlard en adam gibi sylemediler de byle -oh-" Tas'n sesinin garip bir gurultuya dntn duyan Caramon aceleyle baklarn kaldrd. Yalnz deillerdi. "Ben buray biliyorum," diye fsldad Caramon. Granitten oyulmu geni bir oda iindeydiler. Oda o kadar geniti ki, dier ucu glgeler iin e kaybolmutu. Tavan tayan bir stun, etraf aydnlatan bir lamba yoktu. Ama yine de k

mse nereden geldiini aklayamasa da. Soluk bir kt bu; beyaz, sar deil. Souk ve nees vermiyordu. Caramon'un burada bulunduu son seferde k, beyaz cppeler giymi, byk ta bir koltua t rmu olan yal bir adam aydnlatyordu. Bu kez de k ayn yal adam aydnlatyordu ama nz deildi. Etrafn yarm daire eklinde ta sandalyeler almt -tam tamna yirmi bir tan eli adam tam ortadayd. Solunda, erkek mi kadn m, insan m baka bir rktan m, anlalmas iz suret oturuyordu. Kukuletalar iyice yzlerine indirilmiti. Krmz cppe giymilerdi. So rnda kapkara giyinmi alt suret oturuyordu. Aralarndaki bir sandalye botu. Yal adamn da drt tane daha krmz cppeli suret oturuyor, onlarn da salarnda tamamen beyazlar giym t tanesi bulunuyordu. Lady Crysania onlarn nnde yerde yatyordu; bedeni beyaz bir ot il te zerinde, beyaz ketenle rtlmt. Meclis iinde sadece yal adamn yz grlebiliyordu. "yi akamlar," dedi Tasslehoff eilip selam vererek; sonunda Caramon'a arpncaya kadar a dm adm gerileyip, bir selam verip, biz durmutu. "Kim bu insanlar?" diye fsldad kender yksek tonda. "Ve bizim yatak odamzda ne yapyorlar?" "Ortadaki yal adam Par-Salian," dedi Caramon yavaa. "Biz de bir yatak odasnda deiliz. Buras merkez salon, Bycler Salonu; ya da yle bir ey. Lam ccesini uyandrsan iyi olac "Bupu!" diye tekmeledi Tas horlayan cceyi ayayla. "Galfangr yavrusu," diye hrlad dii cce gzleri yumulu, olduu yerde yuvarlanarak. "Git. en uyu." "Bupu!" Tas aresizlik iindeydi; yal adamn baklar onu 155 delip geiyor gibiydi. "Bana bak uyan. Yemek vakti." "Yemek!" Gzlerini aan Bupu ayaa frlad. Hevesle etrafna baknarak, sessizce oturan, kuku etal yzleri grnmeyen cppeli yirmi sureti grd. Bupu, ikence altndaki bir tavan gibi viyaklad. iddetli bir srayla kendini Caramon'a llarn adamn bileklerine sard; Caramon ayan sallayp ondan kurtulmaya alsa da bu imk ir slk gibi yapm, titriyor, byclere dehetle bakyordu. Sonunda Caramon vaz geti. Yal adamn yz, tebessm saylabilecek bir hareketle krt. Tas, Caramon'un sklgan bir lu giysilerine baktn grd. Koca adamn trasz enesini elleyip, karman orman olmu sa Utanarak, huzursuzca kzard. Sonra yz ifadesi sertleti. Konutuu zaman, vakarla konumu "Par-Salian," dedi Caramon; szleri geni ve glgeli salonda ok yksek bir tonda patlamt, eni hatrladn m?" "Seni hatrlyorum sava," dedi byc. Sesi yumuakt, yine de oday dolduruyordu. Bu odad bile duyulurdu. Daha fazla bir ey sylemedi. Dier byclerin hibiri konumad. Caramon huzursuzca kprda a Lady Crysania'y iaret etti. "Onu, sizin yardm edeceinizi umarak buraya getirdim. Y ardm edebilir misiniz? yi olacak m?" "yi olup olmamas bizim elimizde deil," diye cevap verdi Par-Salian. "Onu iyi etmek bizim gcmzn dnda. l valyenin ona yapt byden -onun lm anlamna gelen kesin adine kzn son duasn duyarak, ruhunu huzur dolu alemlere tad." Caramon'un ba eildi. "Benim suum," dedi bouk sesle. "Onun gvenini be-ben boa karttm de ben..." "Onu koruyabilir miydin?" diye sallad ban Par-Salian. "Hayr sava, onu Kara Gl valy koruyamazdn. Urasaydn kendi yaamn kaybederdin. Bu doru deil mi kender?" Aniden yal adamn mavi gzlerinin baklarn zerinde hisseden Tas vcudunun her yannn k tti. "E-evet," diye kekeledi. "Be-ben onu -grdm." Tasslehoff titredi. "Bu, korku n edir hi bilmeyen biri tarafndan syleniyor," dedi 156 Par-Salian kibarca. "Hayr, sava kendini sulama. Ve onun iin umudunu yitirme. Bizler on un ruhunu bedenine geri veremesek de, bunu baarabilecek olanlar tanyoruz hi olmazsa. Ama nce, Lady Crysania'mn neden bizi aradn anlat. nk onun VVayreth Orman'n arad "Emin deilim," diye geveledi Caramon. "Raistlin yznden geldi," diye akd Tas, yardmsever bir edayla. Fakat sesi, salonda tiz ve ahenksiz kmt. sim, uursuzca nlad. Par-Salian kalarn att; Caramon kzgn k kukuletal balar, sanki bakyorlarm gibi hafife evrildi, cppeleri sessizce hrdad es-sizleti. "Raistlin," tslar gibi kt, Par-Salian'n dudaklar arasndan. Dikkatle Caramon'a bakt. " ir rahibenin senin kardeinle ne ii olabilir? Neden onun hatrna byle tehlikeli bir yol culuu gze alsn ki?"

Caramon, ya konumak istemediinden, ya da konuamadndan ban sallad. "Senin bu ktlkten haberin var m?" diye srar etti Par-Salian serte. Caramon inatla cevap vermeyi reddediyordu; baklar ta zemine dikilmiti. "Ben biliyorum..." diye balad Tas ama Par-Salian eliyle hafif bir harekette bulund u ve kender sustu. "Artk onun dnyay fethetmeye niyetli olduuna inandmz biliyorsun, deil mi?" diye deva Par-Salian; amansz szleri Caramon'a ok gibi saplanyordu. Tas, koca adamn sindiini grd. "Yar ablan Kitiara -ya da askerleri arasnda bilinen ismiyle Karanlk Hanm- ile birlik te Raistlin ordular toplamaya balad. Ejderhalar, uan hisarlar var. Ve bunlara ilavete n, bildiimiz kadaryla..." Salon iinde alayc bir ses yankland. "Hibir ey bilmiyorsun Yce Kii. Bir ahmaksn!" Szler durgun bir su birikintisine den damlalar gibi dalgalarn bycler arasna yayd. iinde kalan Tas dnp bu garip sesin kaynan aratrd ve arkasnda, glgeler arasndan b suret grd. Onlar geip Par-Salian'n karsnda durmak iin yrrken kara cppesi hrd et kukuletasn kartt. 157 Tas, Caramon'un gerildiini fark etti. "Ne var?" diye fsldad, bir ey gremeyen kender. "Bir kara elf!" diye mrldand Caramon. "Gerekten mi?" dedi Tas gzleri parlayarak. "Biliyor musun, Krynn zerinde yaadm bunca y bir kere bile kara elf grmemitim." Kender tam ileri doru atlmt ki biri yakasndan yak d. Caramon onu geri ekerken, Tas rahatsz olarak viyaklad ama ne Par-Salian, ne de ka ra cppeli suret bu olup biteni fark etmemiti bile. "Bence sen aklamalsn Dalamar," dedi Par-Salian yavaa. "Neden bir ahmakmm?" "Dnyay fethetmekmi!" dedi Dalamar alayla. "Onun dnyay fethetmek gibi bir plan yok! Dny ona hibir ey ifade etmiyor. stese dnyay yarn, hatta bu akam ele geirir!" "O halde ne istiyor?" Bu soru Par-Salian'n yannda oturan krmz cppeli bir bycden gelm Caramon'un kolundan eilip bakan Tas, kara elfin narin, zalim yz hatlarnn bir tebessml e gevediini grd -bu kenderin titremesine neden olan bir tebessmd. "Bir tanr olmak istiyor," diye cevap verdi Dalamar yavaa. "Karanlklar Kraliesi'ne ken disi meydan okuyacak. Plan bu." Bycler bir ey sylemedi, kprdamad ama Dalamar'a krpmadklar parlak gzleriyle bakark kleri kendi aralarnda, yer deitiren dalgalar gibi kprdamaya balamt. Derken Par-Salian iini ekti. "Sanrm ona haddinden fazla ey yaktryorsun." Yrtlan bir kuman sesi duyuldu. Tas, kara elfin kollarnn, cppesini yrtarak aarken sar . "Bu ona haddinden fazlasn yaktrmak m?" diye haykrd Dalamar. Bycler ne doru abandlar; salonda nefeslerini tutan byclerin fsltlar buz gibi bir i doland. Tas grebilmek iin urayordu ama Caramon onu sk sk tutmutu. Tas, rahatsz adeyle baklarn Caramon'un yzne doru kadirdi. O hi meraklanmam myd? Caramon hi et u. "Elinin izini zerimde gryorsunuz," diye tslad Dalamar. "u anda bile acs tahammlm a ede." Gen elf duraksad, sonra skt dileri arasndan ekledi. "Sana selam 158 sylememi istedi Par-Salian." Koca byc ban edi. Bana destek olsun diye kaldrd eli, fel inmi gibi titriyordu. rgun grnyordu. Byc bir sre gzlerini kapatarak oturdu; sonra ban kaldrarak dikkat bakt. "Demek ki -en ok korktuumuz ey bamza geldi." Par-Salian'n gzleri sorgularcasma ksld de biliyor, seni bizim ..." "Onu izlemem iin yolladnz m?" diye gld Dalamar ac ac. "Evet, biliyor!" Kara elf s ne sarfediyordu. "Bandan beri biliyordu. Beni kullanyordu -hepimizi kullanyordu- kend i menfaatleri iin." "Ben tm bunlara inanmakta olduka zorlanyorum," diye beyan etti al cppeli byc kibar bir sesle. "Hepimiz gen Raistlin'in gerekten gl olduunu kabul ediyoruz ama, bir tanraya b ine meydan okuma meselesini ok sama buluyorum... tamamen sama hem de." Yarm dairenin her iki yarsndan da mrlt halinde tasdikler duyuldu. "Ya, yle mi?" diye sordu Dalamar, sesinde lmcl bir yumuaklk vard. "O halde, izin verin de siz ahmaklara g kelimesinin ne anlama geldii hakknda hibir fikriniz olmadn anlat . Yani onun gc hakknda. Siz onun gcnn derinliklerini lemez, yceliine varamazsnz! abilirim! Ben grdm" -Dalamar bir an duraksad, sesi hiddetini kaybetti ve hayretle d

oldu- "hibirinizin hayal bile edemiyecei eylere ben tank oldum! Gzlerim akken rya ale rinde dolatm! nsann iini yakan gzellikler grdm. Kbuslara indim -dehetlere tank old edi- "o kadar korkun, isimsiz dehetlerdi ki bunlar, onlara bakmaktansa lmeyi istedi m!" Dalamar yarmdaireye bir gz atp, hepsini imek gibi akan kara gzl baklayla toplay Ve btn bu harikalar o ard, o yaratt, bysyle o hayata geirdi." Hi ses kmyor, kimse kmldamyordu. "Korkmakla aklllk ediyorsun Yce Kii," diye bir fsltya dnt Dalamar'n sesi. "Ama k r byk olursa olsun, ondan yeterince korkuyor saylmazsn. A, evet, o korkun eii geecek yoksun. Fakat, o gc bulmaya gidiyor. Daha biz konuurken, o, o uzun yolculuk iin hazrlk larna balad. 159 Yarn ben dndkten sonra, ayrlacak." Par-Salian ban kaldrd. "Sen dndkten sonra m?" diye sordu, hayret iinde. "Ama senin k duunu biliyor: bizim tarafmzdan yani Meclis'ce yollanm bir ajan, dmanlarnnn yardak Kara Cppeler arasnda bo duran sandalyeye kaydktan sonra byc ayaa kalkt. "Hayr gen Sen ok cesursun fakat seni onun ellerinde ikencelerle dolu bir lm anlamna geldii halde geri yollaya-mam." "Beni durduramazsn," dedi Dalamar; sesinde hi his yoktu. "Daha nce de syledim -onun gibi biriyle almak iin ruhumu bile satarm. Ve imdi de, bu yaamma mal olsa bile onunla lacam. Beni bekliyor. Kendisi yokken, Yksek Byclk Kulesi'ni bana emanet edecek." "Sana m emanet edecek?" dedi al cppeli byc kukuyla. "Sana, onu ele veren ajanmza !" "Beni tanyor," dedi Dalamar ac bir ifadeyle. "Beni tuzaa drdn biliyor. Zehirli ine nime batrarak ruhumu kuruttu ama yine de kurduu aa geri dneceim. Bunu ilk yapan da be n olmayacam." Dalamar, nnde ot ilte zerinde kprtsz yatan beyaz sureti iaret etti. uu yerde yarm dnen kara elf Caramon'a bakt. "Msaade var m kardeim?" diye sordu alayla Sonunda Caramon sanki harekete gemiti. Bupu'yu bacandan silkip atan koca sava ileri do bir adm att; hem kender, hem de lam ccesi arkasndan iti kak gidiyordu. "Kim bu?" diye bilmek istedi Caramon, kalarn atp kara elfe bakarak. "Neler oluyor? Ki mden sz ediyorsunuz?" Daha Par-Salian cevap veremeden Dalamar koca savaya doru dnd. "Bana Dalamar derler," dedi kara elf souk bir edayla. "Ve ikizin Raistlin'den sz e diyorum. O benim ustam. Ben onun raym. Ayrca kardeinin yaptklarn ispiyonlayaym diy erem meclis tarafndan yollanm olan bir ajanm." Caramon cevap vermedi. Hatta duymamt bile. Gzleri dehetle fal ta gibi alm, kara el kalmt. Caramon'un baklarn takip eden Tas, Dalamar'n tenindeki be yank ve kanl del en midesi azna gelen kender yutkundu. "Evet, kardeinin eli yapt bunu," dedi Dalamar, Caramon'un dncelerini tahmin ederek. G addarca glen kara elf cppesinin yrtk kenarlarn eline alarak rtt ve yarasn gizledi. eil," diye mrldand, "hak ettiimden fazlas olmad kesin." Caramon arkasn dnd, yz o kadar solgundu ki koca adamn baylacandan korkan Tas elini Dalamar Caramon'a tepeden bakyordu. "Ne oldu?" diye sordu. "Onun bunu yapabileceine inanmyor muydun?" Kara elf, inanamy ormuasna ban sallad; gzleri nnde toplananlar taramt. "Hayr sen de dierleri gi hepiniz, ahmaksnz!" Bycler hep bir azdan mrldand; kiminin sesi hiddetli, kiminin korku dolu, ou sorgu y nda Par-Salian sessizlik isteyerek elini kaldrd. "Onun ne planladn anlat bize Dalamar. Tabii eer seni bu konuda konumaktan men etmediys e." Bycnn sesinde kara elfin atlamad, bir ironi tns vard. "Hayr," diye glmsedi Dalamar gaddarca. "Planlarn biliyorum. Yani yeterince biliyorum. Hatta benden bunlar size doru dzgn aktarmam da rica etti." Bunun zerine mrldanlan szler ve alay szleri duyuldu. Ama Par-Salian daha endieli grn sanki daha endieli olabilmek mmknm gibi. "Devam et," dedi, neredeyse hi sesi kmamt Dalamar bir nefes ald. "Gemie yolculuk yapyor, tam Afet'ten nceki zamanlara, byk Fistandantilus'un gcnn zir olduu zamanlara. Shalafi'm bu byk byc ile karlamak, onunla almak ve Fistandantilu srasnda kaybolan eserlerine ulamak istiyor. nk Shalafi'm, Palanthas'taki Byk Ktpha d by kitaplarndan, Fistandantilus'un tanrlar ve insanlar arasndaki eiin nasl geil okumu. Bu yolla byk byc Afet'ten sonra yaamn uzatp Cce Savalar'na katlabilmeyi Dergoth topraklarn mahveden patlamadan sa salim kmay baarmt. Bylelikle ruhu iin buluncaya kadar yaamn srdrmeyi baarmt."

"Bunlarn hibirini anlamyorum! Bana neler olduunu anlat!" dedi Caramon, hiddetle iri admlarla ilerleyerek. "Yoksa buray sizin o sefil kafanza geiririm! Kimdir bu Fistand antilus? 160 161

Kardeimle ii ne?" "t," dedi Tas, byclere endieyle bakarak. "Biz anlyoruz kenderken," dedi Par-Salian, Tas'a kibarca glmseyerek. "Onun hiddeti ni ve hznn anlyoruz. Hakl da -ona bir aklama borcumuz var." Yal byc iini ekti. nlt. Yine de -baka bir seeneim mi vard sanki? Eer aldm karar almasaydm, bugn ne Tas, Par-Salian'n her iki yannda duran byclere bakmak iin dndn grd ve kender ani n'n cevabnn Caramon iin olduu kadar, onlara da ynlendirilmi olduunu anlad. Bir ou arn geriye itmiti; Tas artk yzlerini grebiliyordu. Kara cppe giyenlerin yzleri hiddet ade ediyor, ak cppelilerin soluk yzlerinde ise znt ve korku okunuyordu. Al cppeliler i ndeyse zellikle bir adam Tas'n dikkatini ekmiti; bunun ana nedeni adamn yznn przsz z olmasna ramen gzlerinin kara ve hareketli olmasyd. Bu, Raistlin'in gcnden kuku duya d. Tas, Par-Salian'n szlerini zellikle bu adama ynlendirdiini dnd. "Yedi yl nce Paladine bana grnd." Par-Salian'n gzleri glgelere dald. "Byk Tanr be zamannn dnyay saraca konusunda uyard. Karanlklar Kraliesi'nin kt ejderhalar uyan sanlar zaptetmek iin insanlara kar bir sava balatmak zere olduunu syledi. Tarikat'n n birini seip bu ktlkle savamasna yardmc olacaksn,' dedi Paladine bana. 'yi bir se kii karanl yaracak kl gibi olacak. Ona gelecein tad hibir eyi sylemeyebilirs dierlerinin kararlaryla dnya ebedi karanla decek, ya da dmeyecek,'." Par-Salian'n szleri, zellikle de kara cppe giyenlerden ykselen kzgn seslerle kesilmi ar-Salian, gzlerinde imeklerle onlara bakt. Tam o anda Tas, zayf yal bycde gizli ya e otoritenin ortaya ktn grd. "Evet, belki de bu konuyu Meclis'e getirmeliydim," dedi Par-Salian, sesi keskind i. "Fakat o zamanlar -imdi olduu gibi- bunun sadece bana ait bir karar olduunu dnyordu . Meclis'in mnakaa ile geirecei zaman gayet iyi biliyordum, hibirinizin raz olmayaca yordum! Kararm verdim. Aranzda bunu yapma hakkm sorgulayannz var m?" Tas, Par-Salian'n hiddetinin salonda gkgrlts gibi dolandn hissederek nefesini tuttu. Kara Cppelilier, mrldanarak ta sandalyelerine gm alian bir an iin sessiz kadktan sonra gzleri yeniden Caramon'a kayd ve sert baklar yum d. "Raistlin'i setim," dedi. Caramon kalarn att. "Neden?" diye bilmek istedi. "Nedenlerim vard," dedi Par-Salian kibarca. "Bazlarn sana anlatamam, imdi bile. Ama u kadarn syleyebilirim: o doutan yetenekliydi. Ve en nemlisi de buydu. By kardeinin i iti. Raistlin'in okula balad ilk gnden itibaren hocasnn ondan ekinip kortuunu biliy un. nsan kendinden daha ok ey bilen birine nasl hocalk edebilir? Ayrca by yeteneine ten bir de zeks vard. Raistlin'in akl hi durmaz. Bilgi arar, cevaplar bekler. stelik c esurdur da -belki senden bile cesurdur sava. Hayatnn her gnnde acyla savayor. lml zla karlat ve hep yendi. Hibir eyden korkmuyor -ne ktan, ne karanlktan, hibir eyd ..." Par-Salian duraksad. "Ruhu hrsla, gce duyduu arzuyla, daha fazla bilgiye duyduu arzuyla yanyor. Amalarna ulamasn hibir korkunun, lm korkusunun dahi engellemeyecein orum. Ayrca, kendisi srtn dnyaya dnmeye karar verse bile, ulamak istedii eylerin dn rna olabileceini de biliyorum." Par-Salian durdu. Konutuunda, hznlyd. "Ama nce Snav' vermesi gerekiyordu." "Sonucu grm olmalydn," dedi al cppeli byc ayn kibar tonda konuarak. "Hepimiz onun , zamann beklediini biliyorduk..." "Baka arem yoktu!" diye kesti szn Par-Salian mavi gzleri akmak akmak. "Zamanmz azal yann zaman azalyordu. Gen adam Snav' vermeli ve rendii eyi hazmetmeliydi. Daha faz yemezdim." Caramon, bir adamdan dierine bakyordu. "Onu buraya getirdiinizde, Raistlin'in bir eit tehlike iinde olduunu biliyor muydunuz?" "Her zaman tehlike vardr," diye cevap verdi Par-Salian. "Snav, kendilerine, Tarika t'a ya da dnyadaki masumlara zarar verebilecekleri ayklamak iindir." Elini bana gtrere akaklarn ovdu. "Snav'n ayn zamanda retmek iin tasarlanm olduunu da unutma. Kard arzularn hafifletecek

162 163

evkati retmeyi umuyorduk; ona acmay, merhameti retmeyi umuyorduk. Belki de bu bir eyl tme hevesim nedeniyle bir hata yaptm. Fistandantilus'u unuttum." "Fistandantilus mu?" dedi Caramon akl kararak. "Ne demek istiyorsun, yani unuttum d emekle? Sylediklerinden yal bycnn ld anlalyor." "lmek mi? Hayr." Par-Salian'n yz karard. "Cce Savalar'nda binlerce kiiyi ldren pa alan harap etmi, bombo brakm ama Fistandantilus'u ldrememiti. Bys lmn kendisi glyd. Baka bir varlk dzlemine geti; buradan hem uzak hem de yakn bir dzleme. Srek zamann bekledi, kendi ruhunu kabul edecek bir beden arad durdu. O bedeni de buldu; kardeinde." Caramon gergin bir sessizlikle dinliyordu; yz l gibi solmutu. Tas gznn ucuyla Bupu'nu eri geri gitmeye baladn grd. Tas, Bupu'yu elinden yakalad gibi sk sk tutarak d salondan kamasna engel oldu. "ikisinin Snav sresince ne gibi bir pazarlk yaptn kim bilebilirdi ki? Byk bir ihtame ibirimiz." Par-Salian belli belirsiz glmsedi. "unu biliyorum. Raistlin ok iyi bir snav verdi ama yine de hassas sal kaybetmesine neden oluyordu. Belki de son snava -kara el fle karlamaya- eer Fistandantilus ona yardm etmemi olsayd da dayanabilecekti. Yahut da anamayacakt." "Ona yardm etmek mi? Onun hayatn m kurtard?" Par-Salian omuzlarn silkti. "Sadece unu biliyoruz sava: Kardeine o altn rengi teni hi imiz vermedik. Kara elf ona bir ate topu frlatt ve Raistlin bundan sa kurtuldu. mkansz d tabii ki..." "Fistandantilus iin deildi," diye sze kart al cppeli byc. "Doru," diye fikrine katld Par-Salian hznle, "Fistandantilus iin deildi. O zaman da di katimi ekmiti ama aratracak zamanm olmamt. Dnyada olup bitenler son noktasna trma dan ktnda kardein yine kendisi olmutu. Daha narindi tabii ki, ama bu da bekleniyordu. e ben haklydm" -Par-Salian yarm daireye hzla, muzaffer bir bak frlatt- "bys gly an bir ejderha kresine hakim olabilirdi?" "Tabii ki," dedi al cppeli byc, "yllarn almalara adayan birinden yardm gryordu." Kalarn atan Par-Salian cevap vermedi. "unu ak ak belirteyim," dedi Caramon beyaz cppeli bycye dik dik bakarak. "u Fistand ... Raistlin'in ruhuna m hakim oldu? Raistlin'in Kara Cppe giymesinin nedenide o mu ?" "Kardein kendi seimini kendi yapt," diye konutu Par-Salian serte. "Hepimiz gibi." "Buna inanmyorum!" diye bard Caramon. "Bu karara varan Raistlin deildi. Yalan sylyorsu uz... hepiniz! Kardeime iken-ce ettiniz, sonra da yal byclerinizden biri onun bedenine sahip kt!" Caramon'un szleri salonda patlam, glgelerin tela-la oynamasna neden olm Tas, Par-Salian'n savay ciddiyetle szdn grd ve kender Caramon'u ttslenmi bir t lentisiyle olduu yere sindi. By gelmedi. Tek ses, Caramon'un kesik kesik soluuydu. "Onu geri alacam," dedi Caramon sonunda, gzlerinde yalarla. "Eer bu yal bycyle kar zaman iinde geri dnebiliyorsa, ben de dnerim. Beni geri yollayabilirsiniz. Fistanda ntilus'u bulunca onu ldrrm. O zaman Raist de..." Hkrklarla boulur gibi olup, kendini tlemeye alt. "Yeniden Raist olur. O zaman da Karanlklar Kralie'sine meydan okuma ve... tanr olma samalklarn da unutur." Yarm dairede bir kargaa yaand. Sesler ykseldi, hiddetle artt. "mkansz! Tarihi deiti k ileri gittin Par-Salian..." Ak cppeli byc ayaa kalkarak dnd ve yarm daire iindeki btn byclere bakt; gzler ad. Tas, hzl ve imek gibi kr edici bu sessiz iletiimi hissedebiliyordu. Caramon gzlerini ovuturdu ve byclere kstaha bakt. Yava yava hepsi yerlerine sindi. as sklan yumruklar, ikna olmam, hiddet dolu yzleri grebiliyordu. Al cppeli 165 164

Bfm 13 byc, bir ka havada, aklnda baz eyleri tartarak Par-Salian'a bakyordu. Sonra o da, ye yasland. Par-Salian, Caramon'a doru dnmeden Meclis'e son kez hzla bir bakt. "Teklifini dneceiz," dedi Par-Salian. "Bir ie yarayabilir. Byle bir ey beklemeyecei k n..."

Dalamar glmeye balad. Beklemek mi?" diye gld Dalamar, sonunda nefessiz kalncaya kadar. "Btn bunlar o planlad Bu koca ahman" -Caramon'u iaret etti- "burann yolunu kendi bana bulabileceini mi zanne iyordunuz? Tanis Yarmelf ile Lady Crysania'y karanln yaratklar izlediinde -izledi diy , yakalayamadlar deil! - onlar kimin yolladn zannediyordunuz? l valye ile olan ra s tarafndan dzenlenen bir rastlanty, onun planlarn bozabilecek bu rastlanty dahi Sh , kendi karna dndrd. nk kukusuz siz ahmaklar bu kadn, yani Lady Crysania'y, onu endisini iyiletirecek olanlara-Kralrahip ile takipilerine-yollayacaksnz. Onu, Raistl in'le karlamas iin zaman iinde geriye yollayacaksnz! Sadece bu kadarla da kalmayacak de yanna bu adam, onun kardeini de muhafz diye katacaksnz. Bu tam da Shalafi'min isted ii ey." Tas, Par-Salian'n pene gibi parmaklarnn koltuunun souk ta kollarna kenetlendiini, ya mavi gzlerinin tehlikeli bir biimde parladm grd. "Senin hakaretlerine yeterince tahamml ettik Dalamar," dedi Par-Salian. "Shalafi' ne olan sadakatinin biraz fazla olduunu dnmeye baladm. Eer yleyse, senin bu Meclis'e n hizmetin bitmitir." 167 166

Tehtidi duymamazla gelen Dalamar ac ac tebessm etti. "Shalafim..." diye hafife tekrarl adktan sonra iini ekti. Bir titreme ince bedenini iddetle sarsmt, yrtk cppesini kav ban edi. "Ben tam arada kaldm, onun da tasarlam olduu gibi," diye fsldad kara elf me hizmet ettiimi bilmiyorum, eer hizmet ettiim biri varsa tabii." Kara gzlerini kaldr d, gzlerindeki tekin olmayan grnt Tas'm yreini paralad. "Ama bildiim bir ey var: E n aranzdan biri gelip Kule'ye girmeye kalkarsa, sizi ldrrm. Ona, en azndan bu kadar sa dakat borluyum. Yine de, ondan, en az sizin korktuunuz kadar korkuyorum. Elimden g else size yardm ederdim." Par-Salian'm eli gevedi, geri hl Dalamar'a sert bir ifadeyle bakmaya devam ediyordu. "Hl Raistlin'in planlarn neden sana anlatm olduunu anlayamyorum. Bizim, onun korkun lerine ulamasn engellemek iin harekete geeceimizi biliyordur mutlaka." "nk -benim gibi- sizi de istedii noktaya getirdi," dedi Dalamar. Aniden, yz acyla ve y rgunlukla solan kara elf sendeledi. Par-Salian bir hareket yapnca glgeler iinden bi r sandalye maddeleti. Kara elf sandalyeye kt. "Onun planlarna gre devam etmelisiniz. B adam zaman iinde geriye yolla-malsnz" -Caramon'u iaret etti- "kadn ile birlikte. Baa abilmesinin tek yolu bu..." "Ve onu durdurabilmemizin de tek yolu," dedi Par-Salian; sesi alakt. "Fakat neden Lady Crysania? Ne gibi bir kar olabilir, bu kadar iyi, bu kadar saf..." "Bu kadar gl," dedi Dalamar suratsz bir tebessmle. "Fistandantilus'un hl elde kalan ya arndan derleyebildii kadaryla, korkun Kralie'yle yzlemeye gitmek iin bir rahibeye iht c var. Ve ancak iyi bir rahibenin Kralie'ye meydan okuma ve Kara Kap'y ama gc olabilir Ha bu arada, Lady Crysania Shalafi'nin ilk tercihi deildi. lmekte olan Elistan' ku llanmak iin karanlka baz planlar vard -ama onlar anlatmam. Sonu olarak Lady Crysania ne dt -kelimenin tam anlamyla. Lady Crysania iyi, inanc gl, kuvvetli..." "Ve ktle, atee kaplan bir pervane gibi kaplyor," diye mrldand Par-Salian, Crysania bir acma duygusuyla bakarak. Caramon'u izlemekte olan Tas, koca adamn bu anlatlanlarn 168 yarsn bile anlayp anlamadn merak etti. Yznde, sanki nerede ve kim olduundan pek em ibi pheli, ahmaka bir ifade vard. Tas ban gvensizlikle sallad. Onu zaman iinde geri acaklar ha? diye dnd kender. "Raistlin'in bu adam ile bu kadn gemi zamanda, birlikte istemesinin baka nedenleri de var; bundan emin olabilirsiniz," dedi al cppeli byc Par-Salian'a. "Oyununu ak etmedi, tam anlamyla. Bize -kendi ajanmz araclyla- ancak kafamz kartracak kadar bilgi ve planlarn bozmalyz!" Par-Salian cevap vermedi. Fakat ban kaldrarak uzun uzun Caramon'a bakt, gzlerinde Tas' kalbini paralayan bir hzn vard. Sonra ban sallayarak baklarn indirdi ve gzlerini esinin kenarlarna bakt. Bupu zrlad; Tas akl baka yerlerde onun omuzunu svazlad. Neden ramon'a yle garip bakt? diye merak etti kender huzursuzca. Onu mutlak bir lme gnderme zlerdi herhalde? Yine de, eer onu bu haliyle -yani hasta, kederli ve akl karm olarak g eri yollasalar ne yapm olacaklard ki? Tas, arln kh, bir ayana, kh dier ayana

edi. Kimse ona dikkat etmiyordu. Bu konumalar can skcyd. Karn da ackmt. Eer Caramo iinde geri yollayacaklardysa, bir an nce yapsnlard. Aniden aklnn bir yannn (Par-Salian' dinleyen yannn), dier tarafa asldn hissetti. , aklnn her ki yann bir araya toplayp sylenenleri dinledi. Dalamar konuuyordu. "Geceyi alma odasnda geirdi. Nelerin konuulduunu bilmiyorum ama s h ayrldnda arm ve sarslm grndn biliyorum. Kza syledii son szleri, 'Pala yollam olaca hi aklna gelmedi mi?' olmutu." "Peki kz ne cevap verdi?" "Ona cevap vermedi," diye cevaplad Dalamar. "Kule'ye doru yrd ve sonra Koru'dan artk g meyen ve duymayan biri gibi geip gitti." "Benim anlayamadm, Lady Crysania'nn onu geri yollamamz iin bizim yardmmz almak ama buraya yolculuk ediyor olduu. Bylesine bir ricay reddedeceimizi biliyor olmalyd!" diy beyan etti al cppeli byc. "Ben bunun cevabn verebilirim!" dedi Tasslehoff, daha dnmeden konuuvererek. 169 Artk Par-Salian ona kulak asmaya balamt; artk yarm daire iindeki btn bycler ona Btn balar ona doru dnd. Tas, Karark Orman'daki hayaletlerle konumutu, Ak Ta Divan utu ama bir an iin bu sessiz ve ciddi dinleyiciler karsnda korkuya kapld. zellikle de diyeceini dnnce. "Ltfen Tasslehoff Burrfoot," diye konutu Par-Salian byk bir nezaketle, "bize bildikl erini anlat." Byc glmsedi. "O zaman belki toplantya bir son veririz ve siz de akam yem nizi yersiniz." Tas, Par-Salian'n kafasndan geenleri grp, aklna kaznm dnceleri parmenlere kazn uyup okumadn merak ederek kzard. "Ay! Evet, akam yemei iyi olurdu. Fakat imdi, m -Lady Crysania'ya gelelim." Tas, dncel erini toparlamak iin durduktan sonra yksne dald. "imdi, bu konuda emin deilim, size s eyim. Oradan, buradan iitebildiklerimle topladm bilgimi. Lady Cryasania ile Palant has'ta arkadam Tanis Yarmelf'i ziyaretim srasnda karlamtm. Onu tanyor musunuz? O utan Laurana'y? Onlarla birlikte Mzrak Sava'nda arpmtm. Laurana'nm Karanlklar Kra urtarlmasna yardm etmitim." Kender gururla konuuyordu. "O yky hi duymu muydunuz? Ne pnandaydm..." Par-Salian'n kalar hafife kalknca Tas kekeledi. "A, ey, bunu daha sonra anlatrm. Her neyse, Lady Crysania ile Tanis'in evinde karlamt onun Solace'a, Caramon'u bulmak iin yapt seferin planlarn duymutum. Sonu olarak, b.benim elime Lady Crysania'nm, Elistan'a yazd bir mektup geti. Herhalde cebinden fa lan dmt." Kender nefeslenmek iin durdu. Par-Salian'n dudaklar titrese de kendini glmsemekten alk oyabilmiti. "Mektubu okudum," diye devam etti Tas, dinleyicilerinin dikkati houna giderek, "o kuyunca da ne kadar nemli olduunu grdm. Hayr, kz mektubu yrtp atabilirdi. Mektupda di du ki -u nasl demiti- Tanis'le yaptm konumadan sonra Raistlin'de iyilik olduu konusuna daha ok ikna oldum' diye yazmt, sonra onun 'kt yoldan evrilebileceine inanyorum. By konuda ikna etmeliyim,' de diyordu. Her neyse ben mektubun nemli olduunu grnce mektu bu kza gtrdm. Mektubu 170 tekrar grnce mteekkir oldu," dedi Tas ciddiyetle. "Kaybettiini fark etmemi bile." Par-Salian dudaklarna hakim olabilmek iin, parman dudann zerine koydu. "Eer dinlemek isterse ona Raistlin hakknda bir sr hikyeler anlatabileceimi syledim. B ok memnun olacan syledi ve ben de aklma gelen her eyi anlattm. zellikle Bupu ile il hikyemle ok ilgilendi... " 'Ah o lam ccesini bir bulabilsem!' dedi bana bir gece. 'O zaman Par-Salian' bir um ut olduu, onun yeniden kazanlabilecei konusunda ikna ederdim!'" Bunun zerine Kara Cppelilerden biri yksek sesle hhlad. Par-Salian serte o tarafa doru aknca bycler sustu. Fakat Tas bir ounun -zellikle de Kara Cppelilerin- hiddetle kolla vuturduklarn grd. Gzlerinin, kukuletalarnn derinliinden parladn grebiliyordu. "Ay, be-ben, emin olun ki sizi krmak istemedim," diye kekeledi Tas. "Ben zaten hep Raistlin'e siyahlarn daha ok yaktn dnmmdr -yani o altn rengi teniyle falan. de iyi olmas gerektiine falan inanmam. Fizban -aslnda o Paladine- biz ok yakn dostuz da yani Paladine ile ben- Her neyse, Fizban dnyada bir denge olduunu syledi; biz d e bu dengeyi yeniden salamak iin urayormuuz. Yani bu da Aklar kadar Kara Cppelerin de

lmas gerektii anlamna geliyor, deil mi?" "Senin kastettiini biliyoruz kenderken," dedi Par-Salian kibarca. "Biraderlerimiz szlerine alnmyor. Onlarn hiddetleri baka yere. Dnyadaki herkes Mkemmel Fizban kadar ak olamaz." Tas i geirdi. "Bazen onu zlyorum. Ama, ne diyordum ben? A, evet Bupu. Fikrimi o zama n sylemitim. Eer Bupu yksn anlatrsa, bycler ona inanr demitim Lady Crysania'ya. ayn fikre varnca ben de Bupu'yu bulmaya gittim. Altnay siyah ejderhay ldrdnden beri saroth'a gitmemitim; bulunduumuz yerden oraya gitmek kolayd ve Tanis de bunun onun iin mahsuru olmadm syledi. Aslnda benim gitmem onu olduka mutlu etmiti. "Ycepulp'n Bupu'yu brakmas biraz -m- tartmaya neden oldu, biraz da kesemdeki kymetli b rka nesneye mal oldu. Bupu'yu Solace'a gtrdm ama Tanis de, Lady Crysania da 171 gitmiti. Caramon da..." Tas, Caramon'un arkasnda boazn temizlediini duyarak duraksad. aramon kendisini -kendisini iyi hissetmiyordu ama Tika -yani Caramon'un kars, beni m de iyi bir dostumdur- her neyse, VVayreth Orman'nn ok kt bir yer olduu iin Tika, biz m Lady Crysania'nn peinden gitmemiz gerektiini syledi; yanl anlamayn bunu sylemekteki ac sizi krmak deildi tabii, buna eminim; ama hi durup Orman'nzn ne kadar iren olduu Tas byclere sert sert bakt- "ayrca neden bu orman ortala byle babo saldnz da u ok sorumsuzca!" Par-Salian'n omuzlar titredi. "Evet, ite btn bildiim bu," dedi Tas. "Bupu da burada, o da size. . ." Tas etrafna ba knarak sustu. "Nereye gitti o?" "Burada," dedi Caramon ask bir yzle, sefil bir korkuyla arkasna sinmi olduu yerden lam ccesini ekip kartarak. Byclerin kendisine baktklarn gren lam ccesi viyaklayara n bir kuma yn haline geldi. "Bence hikyeyi bize sen anlatsan daha iyi olacak," dedi Par-Salian, Tas'a. "Tabii anlatabilirsen." "Evet," diye cevap verdi Tas aniden hafifleyerek. "Lady Crysania'nn benim neyi an latmam istediini biliyorum. Taa sava zamannda, Xak Tsaroth'dayken olmutu. Sadece lam c leri ehir hakknda bir eyler biliyordu. Ama ou bize yardm edemiyordu. Raistlin onlardan birine bir cazibe bys yapt: Bupu'ya yani. Aslnda cazibe kelimesi tam anlatmyor. Bupu, Raistlin'e ak oldu." Tas iini ekerek duraksadktan sonra vicdan azab ekermi gibi bir s e devam etti. "Bazlarmz bunu komik bile bulmutuk, sanrm. Ama Raistlin'e komik gelmedi. O, ona gerekten iyi davranyordu ve bir keresinde, ejderanlar bize saldrdklarnda onun hayatn bile kurtarmt. Her neyse, biz Xak Tsaroth'tan ayrldktan sonra Bupu bizimle gel i. Raistlin'den ayrlmaya tahamml yoktu." Tas'n sesi alald. "Bir gece, uyandm. Bupu'nun aladn duymutum. Tam ona doru gidecek istlin'in de onun alamakta olduunu iittiini fark ettim. Evini zlemiti. Halknn yanna istiyor ama Raistlin'den de ayrlamyordu. Raistlin'in ne sylediini bilmiyorum ama eli ni Bupu'nun bana koyduunu grdm. Sanki Bupu'nun etrafnda bir nur olumutu. Sonra, onu e yollad. Evine dnmek iin korkun yaratklarla 172 dolu topraklardan gemesi gerekiyordu ama her naslsa ben Bupu'nun emniyet iinde olac an anlamtm. Ve sonu olarak basma bir ey de gelmemiti," diye bitirdi Tas ciddiyetle. Uzunca bir bir sessizlik olduktan sonra sanki btn bycler ayn anda konumaya balad. Ka eliler balarn sallyorlard. Dalamar dudak bkt. "Kender rya grm," dedi tepeden bakarak. "Zaten kenderlere kim inanr?" dedi ilerinden biri. Al ve Ak Cppeliler dnceli ve afallam grnyordu. "Eer bu doruysa," dedi biri, "belki de onu yanl deerlendirmiizdir. Ne kadar zayf olur olsun, bu frsat deerlendirmeliyiz." Sonunda Par-Salian sessizlik iin elini kaldrd. "Akas ben de buna inanmakta glk ektiimi itiraf etmek zorundaym," dedi sonunda. "Sen um Tasslehoff Burrfoot," diye ekledi kibarca, hiddetli kendere glmseyerek. "Fakat herkes sizin rknzn, m, abartmaya olduka eimli olduunu bilir. Raistlin bu -bu yarat, Salian tiksinerek konuuyordu-" kullanmak iin bylemi olmal ve..." "Ben yaratk deil!" Bupu, gz yalaryla yol yol olmu amurlu yzn yerden kaldrd; salar kzgn bir kedinin dik olmutu. Par-Salian'a ters ters bakarak ayakta durup, bycye doru ilerlemeye balam tad bohaya taklarak yz koyun yere kapakland. Lam ccesi korkusuzca dorulup Par-S

i. "Ben koca, gl bycler hakknda bir ey bilmiyor." Bupu kirli ellerinden birini sallad. le cazibe tlsm mlsm da bilmiyor. Ben bundaki byy biliyor" -torbasnn iini kartrar tp Par-Salian'a doru sallad- "ve ben burada konuulan adamn iyi adam olduunu biliyor. O , bana iyi." Fare lsn barna basan Bupu gz yalan iinde Par-Salian'a bakt. "Dierleri am ile kender- onlar, Bupu'ya glyor. Bana ben bcek gibi bakyor." Bupu gzlerini sildi. Tas'n boazna bir eyler dmlenmiti; kendini bir bcekten daha aa Bupu, yavaa konuarak devam etti. "Ben, ben nasl grnyor, biliyor." Pis elleri bou bo isesini dzeltmeye alarak, aaya doru kirden yollar yapt. "Ben, gzel olmadm, orad 173 yatan hanm gibi gzel olmadm biliyor." Lam ccesi burnunu ekti ama sonra eliyle burnu sonra -ban kaldrarak-Par-Salian'a kstaha bakt. "Ama o bana 'yaratk' demedi. O bana ' klk' syledi. Ufaklk," diye tekrarlad. Bir an iin, hatralar iinde, sessizleti. Sonra derin bir ah etti. "Ben-ben onla kalmak istiyor. Ama o bana 'hayr' der. Karanlk yollarda gitmesi lzm, der. Benim emniyette o lmam istediini, der. Elini bama koy" -Bupu, hatralarna dalm gibi ban edi- "ve ben o bana der ki 'Hoakal Bupu,'. O bana 'ufaklk' der." Ban kaldran Bupu yarm daireye ba "O bana hi glmez," dedi hkr boazna taklmt. "Hi!" Alamaya balad. Bir an iin odadaki tek ses lam ccesinin hkrklar olmutu. Caramon etkilenerek eliyle Tas iini, kesik kesik ekerek, bir mendil bulmak umuduyla etrafna baknd. Biraz sonra P ar-Salian ta koltuundan kalkp, gidip bir yandan kendisini kukuyla szen, bir yandan da hkran lam ccesinin nnde durdu. Byk byc elini uzatt. "Affet beni Bupu," dedi ciddiyetle, "eer kalbini krdmsa. tiraf yim ki o kaba szleri zellikle kullandm; seni kzdrp bize gerek yky anlatman salama o zaman gereklerden emin olabilirdik." Par-Salian elini Bupu'nun bana koyduunda yz as ve yorgundu ama sevinli grnyordu. "Belki de kaybetmemiizdir, belki de efkati renmit diye mrldand. Lam ccesinin kee gibi salarn kibarca okad. "Hayr, Raistlin sana hi nun hatrlayacan biliyordum. Ona ok glen olmutu." Tas, artk gz yalarndan gremiyordu; Caramon'un da yannda sessiz sessiz aladn duydu. urnunu mendiline smkrdkten sonra, Par-Salian'n beyaz cppesinin kenarna tutunmu hngr yan Bupu'nun gnln tekrar kazanmak iin Bupu'ya doru ilerledi. "Demek ki Lady Crysania'nn bu yolculuu gerekletirmesinin nedeni buymu?" diye sordu Par -Salian Tas'a, kender ona yaklarken. rtler altnda yatan, gzleri glgelere doru grmede makta olan hareketsiz, beyaz ve souk surete bakt byc. "O, bizim yakmaya alp da baar ik kvlcmn yeniden tututurabileceine inanyor, yle mi?" "Evet," diye cevap verdi Tas, aniden kendisini bycnn delip geen baklar altnda rahatsz hissetmiti. "Peki neden byle bir eye atlmak istiyor?" diye srar etti Par-Salian. Tas, Bupu'yu srkleyip ayaa kaldrarak mendilini uzatt; Bupu'nun elindekine hayretler ii nde bakarak, bununla ne yapmas gerektiine akl sr ediremedii belli olduu halde Tas buna aldrmamt. Bupu, elbisesinin eteine smkrd. "A, ey Tika dedi ki..." Tas kzararak sustu. "Tika ne dedi?" diye sordu Par-Salian yavaa. "Tika dedi ki" -Tas yutkundu- "Tika onun bunu... Raistlin'e a-ak olduu iin yaptn syl Par-Salian ban onaylarcasna sallad. Baklar Caramon'a kayd. "Peki ya sen ne diyorsun karde?" diye sordu aniden. Caramon'un ba kalkt, hayalet gibi gzlerle Par-Salian'a bak t. "Onu hl seviyor musun? Fistadantilus'u mahvetmek iin geri gidebileceini syledin. Karla an tehlike ok byk olacak. Bu tehlikeli yolculuu gze alacak kadar ok seviyor musun kar i? Bu hanm gibi, hayatn onun iin tehlikeye atar msn? Dnyay kurtarmak amacyla bir mac atlmak iin geri gitmediini unutma. Sadece bir ruhu kurtarmak iin gideceksin geriye. Daha az veya daha ou iin deil." Caramon'un dudaklar kprdad ama hi ses kmad. te yandan yz neeyle aydnlanmt; b luluktu. Sadece ban sallayabildi. Par-Salian, bir araya toplanm olan Meclis'e doru dnd. "Kararm verdim," diye balad. Kara Cppelilerden biri ayaa kalkarak bandaki kukuletay geri itti. Tas, kendisini bura ya getiren kadn tand. Kadnn gzlerinde beliren hiddeti alev alevdi. Eliyle hzl bir i areketi yapt. "Biz bu karar kabul etmiyoruz Par-Salian, dedi alak bir sesle. "Bunun da, senin by y

apamayacan anlamna geldiini biliyorsun." "Kule'nin Efendisi tek bana by yapabilir Ladonna," diye cevap verdi Par-Salian serte. "Yetki btn Efendilere verilmitir. Raistlin de bu gizi, Palanthas Kulesi'nin Efendi si olunca renmiti. Ne Allarn, ne de Karalarn yardmna ihtiyacm yok." Al Cppelilerden de bir mrlt ykseldi; ou Kara Cppelilere bakyor, onlarla fikir birli masna balarn sallyorlard. 175 174

Ladonna glmsedi. "Tabii Yce Kii," dedi, "bunu biliyorum. By yapmak iin bize ihtiyacn yok ama yine de bi ze ihtiyacn var. Bizim ibirliimize Par-Salian, sessiz ibirliimize ihtiyacn var -yoksa bymzn glgeleri ykselerek gm ayn klarn keser. Ve sen de baarsz olursun." Par-Salian'n yz buz kesilerek, kl rengi oldu. "Peki ya bu kadnn hayat?" diye sordu, Cr sania'y iaret ederek. "Paladine'n Rahibelerinden birinin hayatndan bize ne?" diye alay etti Ladonna. "Bi zim endielerimiz ok daha byk ve yabanclarn yannda tartlacak cinsten deil. Bunlar ramon'u iaret etti- "zel olarak toplant yapalm." "Bence bu akllca Par-Salian," dedi krmz cppeli byc kibarca. "Konuklarmz hem yorgun lik bizim bu aile ii tartmalarmz da ok skc buluyorlar." "Pekl," dedi Par-Salian birden bire. Fakat Tas, beyaz cppeli bycnn hiddetini, onlara d grebilmiti. "Sizi sonra aracaz." "Durun!" diye bard Caramon. "Ben burada bulunmay talep ediyorum! Ben..." Koca adam, neredeyse boulur gibi olarak durdu. Salon kaybolmutu, bycler kaybolmutu, ta andalyeler kaybolmutu. Caramon bir askla barp duruyordu. Ba dnen Tas etrafna baknd. Caramon ve Bupu'yla birlikte, Son Yuva Han'na ait olabilece , rahat bir odadaydlar. Ocakta ate yanyor, bir kede rahat grnl yataklar duruyordu. ecekle dolu masa atein yaknmdayd; taze ekmek ve kzarm etin kokusu insann azn suland as zevkle iini ekti. "Galiba buras dnyann en gzel yeri," diye dnd. Btm 14 Beyaz cppeli yal byc, Raistlin'in Palanthas Kulesi'ndeki odasna olduka benzeyen al oturuyordu; buradaki fark, Par-Salian'n raflarn dolduran kitaplarn ciltlerinin beya z oluuydu. Kitaplarn srtnda ve zerlerinde grlen gm rnler, atrdayarak yanan atei rene oda scak ve havasz gelirdi. Fakat Par-Salian, yalln rpertisinin kemiklerine ile hissediyordu. Bu ortam onun iin son derece rahatt. Masasnda oturmu, gzleri alevlere dalmt. Kapsnn hafife alnyla sradktan sonra i, "Girin." Beyaz cppeli gen bir byc, kapy aarak yanndan geen siyah cppeli bycye eilerek s en kadn bycnn mevkiinde bulunanlara byle yaplmas uygundu. Kadn bu hrmeti hibir a n kabul etti. Kukuletasn syrarak, kapnn eiini geer gemez durdu. Beyaz cppeli byc kibarca kapatp iki Tarikat'n ban yalnz brakt. Ladonna oday seri ve dikkatli gzlerle bir kolaan etti. Odann byk bir ksm glgeler ii bolmutu; etrafa sadece yanan ate k sayordu. Perdeler dahi kapatlm, aylarn meum J Elini kaldran Ladonna ksk sesle birka sz hrldand. Odadaki baz nesneler garip, krmz a177 176

maya baladlar; bu da onlarn byl zellikleri olduunun bir gstergesiydi: Duvara dayal , Par-Salian'm masasnn zerinde duran kristal prizma, birka kollu bir amdan, devasa bi r kumsaati ve yal adamn parmaklarnda dierlerinin yannda duran birka yzk. Bu olanlar na'y hi telalandrmamt; kadn teker teker hepsine bakp ban sallamakla yetindi. Par, yal yznde bir tebessmle bakt. "Kelerde, te'den gelmi eleen Yaratklar yok Ladonna, emin olabilirsin," dedi yal by inceye alay ederek. "Eer seni bu dzlemden srmek isteseydim, bunu ok nceleri yapardm ca nm." "Genliimizde mi?" Ladonna kukuletasn arkaya att. Demir kr salar karmak bir rgyle lanm, gzellii ileri yan getirdii ama sanki mahir bir sanatnn elinden km gibi g ve karanlk irfann gzler nne seren krklarla dolu yzn bir ereve iine almt. "

rma olurdu bu Ulu Kii." "Unvanm bo ver Ladonna," dedi Par-Salian. "Birbirimizi bu unvan kullanmayacak kadar uzun zamandr tanyoruz." "Birbirimizi hem uzun zamandr, hem de ok iyi tanyoruz Par-Salian," dedi Ladonna teb essm ederek. "Olduka iyi," diye mrldand hafife, gzleri atee doru kayarak. "Genliimize dnmek ister miydin Ladonna?" diye sordu Par-Salian. Bir an iin kadn cevap vermedi; sonra adama bakarak omuzlarn silkti. "Gc, irfan ve hn e ile deimek iin? Taze kanla m? Mmkn deil canm. Ya sen?" "Yirmi yl nce olsayd ben de ayn ekilde cevaplardm," dedi Par-Salian, akaklarn ovarak a imdi...merak ediyorum." "Eskiyi yad etmek iin gelmedim, eski ne kadar ho olursa olsun," dedi Ladonna boazn te mizleyerek; sesi aniden ciddilemi ve soumutu. "Ben bu lgnla kar kmak iin geldi gzlerinde imekler akyordu. "Umarm ciddi deilsindir Par-Salian. Sen bile o aptal adam istandantilus'u durdurmak iin zaman iinde geri gnderecek kadar yufka yrekli ve yarm a kll olamazsn. Tehlikeyi bir dnsene! Tarihi deitirebilir! Hepimizin varl yok olabil "Ph! Ladonna, asl sen bir dn!" diye szn kesti Par-Salian. "Zaman akan byk bir nehir ldiimiz btn nehirlerden daha engin, daha geni. Hzla akan suya bir ta at -su aniden durur mu? Geri geriy e mi akmaya balar? Yoksa yolunu deitirerek baka bir yne mi ynelir? Tabii ki byle olma Ta yzeyde birka dalga yaratr belki ama sonra dibe ker. Nehirse akmaya devam eder, her zamanki gibi." "Ne demek istiyorsun?" diye sordu Ladonna, Par-Salian'a ihtiyatla bakarak. "Caramon ile Crysania'nn o talar gibi olduunu canm. Onlar zamann akn, Thon-Tsalarian iki kayann nehri etkilemesinden fazla etkilemeyemezler. O nemsiz iki aklta..." diye te rarlad. "Dalamar, Raistlin'i tam tahayyl edemediimizi sylyor," diye sze kart Ladonna. "Baara olduka emin olmal ki byle bir riski gze alyor. O bir ahmak deil Par-Salian." "Byy ele geireceinden emin. Bu konuda onu durdura-mayz. Ama rahibe olmazsa bu by onun manasz olacaktr. Crysania'ya ihtiyac var." Beyaz cppeli byc i geirdi. "te o yzde n iinde geri yollamalyz." "Anlayamyorum..." "Kz lmeli Ladonna!" diye hrlad Par-Salian. "By yoluyla sana bir grnt m gstermeliyi plerin bu topraklardan geip gittii bir zamana gnderilmeli. Raistlin onu geri yollamamz gerektiini sylemi. Baka bir ansmz olmazd. Onun da sylemi olduu gibi -onun planlar k yolu bu! Bu onun en byk umudu -ve byk korkusu. Onu yannda Kap'ya gtrmek zorunda ama un kendi isteiyle gelmesi gerek! Bylelikle kzn inancn sarsmak ve kendisiyle almasn kadar gzn balamak istiyor." Par-Salian elini huzursuzca sallad. "Zaman kaybediyoruz. Bu sabah gidiyor. Hemen harekete gememiz gerek." "O halde kadn burada tut!" dedi Ladonna azarlarcasna. "Bu olduka basit grnyor." Par-Salian ban sallad. "Kz iin geri dner. Ve -o zaman byy de elde etmi olur. sted e sahip olur." "Kz ldr." "Bunu denedik ama baaramadk. Sonra sen dahi, btn sanatn kullansan da Paladine'n koruma altndayken onu ldrebilir misin?" "Belki de tanr onu gitmekten alkoyar?" 179 178

"Hayr. Yaptm kehanet bys tarafszl gsterdi. Paladine ii bize brakm. Crysania b baka bir ey deil; artk bir daha baka bir ey de olamayacak nk bundan sonra olanlarn onu iyiletirecek gce sahip deil. Belki de Paladine, onun yle bir zaman ve zeminde lme sini amalyor ki, bylelikle lm bir anlam tasn ve o da yaam halkasn tamamlasn." "Yani onu lmne yolluyorsun," diye mrldand Ladonna Par-Salian'a hayretle bakarak. "Ak c pen kanla kzla boyanacak eski dostum." Par-Salian ellerini masann zerine vurdu, yz iddetli bir heyecanla burumutu. "Bundan ho nmyorum, lanet olsun! Ama ne yapabilirim? iinde bulunduum durumu grmyor musun? u anda Kara Cppeliler'in ba kim?" "Benim," diye cevap verdi Ladonna. "Eer o zaferle dnerse kim olacak?" Ladonna kalarn atarak cevap vermedi.

"Kesinlikle. Benim gnlerim sayl Ladonna. Bunu biliyorum. Ha," -eliyle bir iaret yapt"gcm hl ok byk. Belki de hi bu kadar gl olmamtm. Fakat her sabah kalktmda, iyorum. Bugn m olacak? Ne zaman bir byy hatrlamakta zorluk eksem titriyorum. Gnn bi doru szleri hatrlayamayacam biliyorum."Gzlerini kapatt."Yorgunum Ladonna, ok yorgunu odada kalp, bu scak atein yannda durmaktan ve yllar boyunca edindiim bilgileri bu kit aplara kaydetmekten baka bir ey istemiyorum. Ama u anda geri adm atmay da gze alamyor nk yerime kimin geeceini biliyorum." Yal byc iini ekti. "Ardlm kendim seeceim Ladonna," dedi yavaa. "Mevkimin elimde izin vermeyeceim. Bu konuda benim ortaya koyduum, hepinizden fazla." "Belki de deildir," dedi Ladonna alevlere bakarak. "Eer zaferle dnerse artk bir Mecli s kalmaz. Hepimiz onun hizmetkrlar oluruz." Kadnn eli kasld. "Ben hl buna kar ky an! Tehlike ok byk! Brak kz burada kalsn, brak Raistlin, Fistandantilus'tan ne renec nsin. Geri dndnde onunla baa karz! Tabii ki gl ama Fistandantilus'un lrken bildi lmak onun yllarn alacaktr! Bu zaman, ona kar silahlanarak deerlendirebiliriz! Biz..." Odann glgeleri arasnda bir hrt duyuldu. Bo bulunup rken Ladonna dnd; eli derhal c gizli bir cebe doru atlmt. "Dur Ladonna," dedi kibar bir ses. "Enerjinizi bir kalkan bysne harcamanza gerek yok . Ben te'den gelen bir Yaratk deilim, Par-Salian'n da sylemi olduu gibi." Suret atein yd a doru bir adm att, krmz cppesi yumuak yumuak parlyordu. Rahat bir nefes alan Ladonna arkasna yasland ama gzlerinde, bir ra korkuya salabilece ir hiddet prlts vard. "yle Justarius," dedi kadn souka, "sen te'den gelen Yaratkla i deilsin. Demek ki kendini benden gizlemeyi baarabildin? Ne kadar da kurnaz oldun yle Al Cppe." Oturduu sandalyede dnerek Par-Salian'a gcenerek bakt. "Yalanmaya balam tum, eer benimle baa kmak iin yardma ihtiya duyuyorsan." "A, eminim Par-Salian da beni burada grnce en az senin kadar hayret etmitir Ladonna ," diye belirtti Justarius. Krmz cppesine sk sk sarlarak, Par-Salian'n masasnn n andalyeye oturmak iin ilerledi. Yrrken biraz aksyor, sol aya yerde srnyordu. Snav'd anan tek byc Raistlin deildi. Justarius glmsedi. "Geri Yce Kii duygularn saklamakta olduka ustalat," diye de ekle "Ben senin farkmdaydm," dedi Par-Salian yavaa. "Beni daha iyi tanyor olman gerekir d ostum." Justarius omuzlarn silkti. "Pek de nemli deil. Ladonna'ya sylediklerin olduka ilgimi e ti..." "Sana da aynlarn sylerdim." "Byk bir ihtimalle daha azn sylerdin, nk ben onun kadar tartmazdm seninle. Ben sen ikirdeyim, ta bandan beri. Ama bunun nedeni bizim, seninle benim yani, gerekleri bi liyor olmamz." "Ne gerei?" diye tekrarlad Ladonna. Hiddetle alan gzleri Justarius'tan Par-Salian'a ka yd. "Ona gstermen gerek," dedi Justarius ayn kibar sesle. "Baka trl ikna olmayacak. Ona t ehlikenin ne kadar byk olduunu ispatla." 181 180

"Bana hibir ey gstermeyeceksiniz!" dedi Ladonna sesi titreyerek. "Sizin ikinizin tez ghlad hibir eye inanmam..." "O halde brak, o kendi kendine yapsn," diye teklifte bulundu Justarius omuzlarn silk erek. Par-Salian kalarn attktan sonra -dik dik bakarak- masann zerindeki kristal prizmay ka doru itti. aret etti. "Kedeki asa Fistandantilus'a aitti -bugne kadar yaam olan en b gl byc. Bir Grme Bys yap Ladonna. Asaya bak." Ladonna tereddtle prizmaya dokundu; baklar bir kez daha kukuyla Par-Salian'dan Justar ius'a, sonra tekrar Par-Salian'a kayd. "Devam et!" diye atld Par-Salian. "Bir hile yapmadm." Gri kalar atld. "Sana yalan sy eceimi bilirsin Ladonna." "Dierlerine syleyebildiin halde," dedi Justarius yavaa. Par-Salian krmz cppeli bycye ters ters bakt ama cevap vermedi. Ladonna ani bir kararla kristali eline ald. Kristali elinde tutup, kulaa kaba ve s ert gelen szler syleyerek gzlerine doru kaldrd. Prizmadan, alma odasnn karanlk bi

ara yasl duran sade, tahta asaya gkkua gibi bir k huzmesi uzand. Gkkua, kristal playacak kadar yayld. Sonra dalgalanp birleerek asann sahibinin titrek suretini meyda na getirdi. Ladonna uzun uzun grntye baktktan sonra yavaa prizmay gzlerinden indirdi. Dikkatini adan ayrr ayrmaz grnt yok oldu, gkkua krparak snd. Kadnn yz solmutu "E, Ladonna," diye sordu Par-Salian sessizce, bir sre sonra. "Devam edelim mi?" "Zaman Yolculuu bysn bir greyim," dedi kadn gergin bir sesle. Par-Salian sabrsz bir harekette bulundu. "Bunun mmkn olmadn biliyorsun Ladonna! Bu b ece Kule'nin Efendileri tarafndan bilindiini sen de bilirsin..." "En azndan tarifini grme hakkna sahibim," diye cevaplad Ladonna buz gibi. "Eer isters en by malzemelerini ve szleri benden sakla. Ama ben beklenen sonulan grmeyi talep edi yorum." ifadesi sertleti. "Eer sana, bir zamanlar yapm olduum gibi gvenmezsem, beni af et eski dostum. Ama cppen de san gibi krlamaya balad." Bu sanki onu memnun etmi gibi Justarius glmsedi. "Yarn sabah dostum," diye mrldand Justarius. Par-Salian hiddetle ayaa kalkt. Cppesinin altndan, boynunda asl gm bir zincirde ta kard: Sadece Yksek Byclk Kulesi Efendilerinin kullanabilecei bir anahtar. Bir zaman e tane vard ama artk iki tane kalmt. Par-Salian boynundaki anahtar kartp, masasnn n, oymalarla ssl tahta bir sanda sokarken orada bulunan byc de sessizce Raistlin'in anda dahi- ayn eyi yapyor, hatta gm ciltli ayn by kitabn kartyor olup olmadn de yavaa ve saygyla ayn sayfalar eviriyor, sadece Kulelerin Efendileri tarafndan bili en bylere bakyor olabilirdi. Par-Salian kitab aarak nce sadece Efendilerin bildii, tertiplenmi szleri mrldand. E apmasayd kitap elleri altndan yok olurdu. Doru sayfaya gelince prizmay Ladonna'nn brak m olduu yerden alarak sayfann zerine tutup Ladonna'nn kullanm olduu ayn kaba, keski tekrarlad. Gkkua, prizmadan akarak sayfay aydnlatt. Par-Salian'dan gelen bir emirle prizmadan k mesi kardaki bo duvara arpt. "Bakn," dedi Par-Salian, hiddeti hl sesinden belli olurken. "Oraya, duvara. Bynn tanml masn okuyun." Ladonna ile Justarius, prizmann kendilerine gsterdii szleri okuyabildikleri duvara d oru dndler. Ne Ladonna, ne de Justarius; gerekli malzemeyi ya da istenilen szleri ok uyamamt. Bunlarn bu kadar karmak grnleri Par-Salian'n sanatndan, veya bynn ken dana geliyordu. Fakat bynn tanmlamas netti: Zaman iinde geriye yolculuk yapmak, bu rklar zamann banda tanrlar tarafndan yaratlm arndan elfler, insanlar ve ogreler iin mmkndr; o yzden zamann aknda yolculuk yapabi Bu rklarn yaratllar tesadfi ve tanrlar tarafndan ngrlmemi olduu iin by; cc erler tarafndan kullanlamaz. (Baknz Gargath'n Gri Tas', bak. Ek G.) Bu rklarn daha n zamanlara tantm durumunda bunlarn ne olaca bilinmese de ciddi geri tepmelere neden ol lir. (Par-Salian'n titrek el yazsyla yasakl rklar arasna 'ejderan' da ilave edilmiti.) 183 182

Bununla beraber byy yapann farkna varmas gereken tehlikeler de vardr. By zarfnda, b amann gerisinde lrse, bu gelecekteki hibir eyi etkilemez, nk bu by yapann yaad olacaktr. lm ne gemii, ne gelecei, ne de u an etkilemez; etkisi ancak yaad zam isi kadar olur. O yzden hibir koruma bys iin gcmz boa harcamayz. Zaten byy yapan gemite olan hibir eyi deitiremez veya etkileyemez. Bu belirgin bir Bu ekilde bu by sadece almalar iin yararl olacaktr. Bu bynn tasarlanmasmdaki ama Baka bir not, bu kez Par-Salian'nkinden daha eski bir yazyla kenara dlmt: "Afet'i en mek mmkn deildir. Bunu byk bir ac ve byk bir bedel deyerek rendik. Ruhu Paladine i bulsun".) "Demek ki ona olan buymu," dedi Justarius alak bir hayret slyla. "Bu ok gizli tutulmu r bilgiydi." "Bunu denemekle ahmaklk etmiler," dedi Par-Salian, "ama ok aresizlermi." "Bizim gibi," diye ekledi Ladonna ac ac. "Daha var m?" "Evet, bir sonraki sayfa," diye cevap verdi Par-Salian. Eer byy yapan kendisi gitmiyor da bir bakasn yolluyorsa (ltfen bir sayfa nceki uyar giden, diledii zaman kullanabilecei ve yolcuyu kendi zamanna geri getirecek bir cih

azla donatlmaldr. Bu tr cihazlarn tarifleri ve nasl yapldklar aadaki... "Falan filan," dedi Par-Salian. Gkkua k yok oldu, parmaklarn prizmann etrafna kap tarafndan yutuldu. "Geri kalan, bu tr bir cihazn yaplnn teknik bilgilerine ayrlm. bir tane var. Bunu Caramon'a vereceim." Adamn ismini gayri ihtiyari vurgulamt ama bu odadaki herkesin dikkatini ekti. Ladonna alayla glmsedi, elleri kara cppesini hafif hafif okuyordu. Justarius ban sallad. Par lian bile imay fark ederek sandalyesine gmld; yznde hzn izgileri belirmiti. "Demek ki Caramon bunu tek bana kullanacak," dedi Justarius. "Crysania'y neden yoll admz anlyorum Par-Salian. Bir daha dnmemecesine gidecek geriye. Ya Caramon?" "Caramon benim kefaretim," dedi Par-Salian ban kaldrmadan. Yal byc ak duran by k titrek ellerine bakyordu. "O, bir ruhu kurtarmak iin yolculua kacak, ona da sylemi olduum gibi. Ama bu kardeinin ruhu olmayacak." Par-Salian baklar drd, gzleri ac doluydu. Baklar nce Justarius'a, sonra Ladonna'ya kayd. Her ikisi de utlak bir anlayla karladlar. "Gerek onu mahvedebilir," dedi Justarius. "Bana soracak olursanz, mahvolacak ok az eyi kalm," diye dikkat ekti Ladonna souk bir dayla. Ayaa kalkt. Justarius da onunla birlikte kalkt ve sakat ayanda dengesini salayn aya kadar biraz sendeledi. "Kadndan kurtulduun srece adama ne olaca pek umurumda deil Par-Salian. Bunun cppendeki kan temizleyeceini dnyorsan o zaman elimden geldiince ona rdm ederim." Gaddarca glmsedi. "Bir yerde, bu bana olduka komik geliyor. Belki de -y alansak da- pek deimiyoruz, yle deil mi canm?" "Deiiklikler ortada Ladonna," dedi Par-Salian yorgunlukla glmseyerek. "Gzmz nnde sol ulanklamaya balayan net ve kat'i ana hatlar. Yani Kara Cppeliler de benim kararma uya caklar anlamna m geliyor bu?" "Baka seeneimiz yok gibi," dedi Ladonna duygusuzca. "Eer baarsz olursan..." "Benim kmn keyfine varrsn," dedi Par-Salian ineleyerek. "yle yapacam," diye cevap verdi kadn hafife, "bu hayatta zevk alacam son ey olacaktr emelen. Hoakal Par-Salian." "Hoakal Ladonna," dedi byc. "Akll bir kadn," dedi Justarius, kap kadnn ardndan kapanrken. "Sana rakip olabilecek biri dostum." Par-Salian masasnn ardndaki sandalyesine dnd. "ki nizin benim yerim iin tutumanz seyretmek ho olacak." "Buna frsatn olmasn gerekten isterim," dedi Justarius, eli kapda. "Byy ne zaman yapa " "Sabah erkenden," dedi Par-Salian ar ar konuarak. "Gnlerce hazrlk ister. Bu konuda uz saatlerdir alyorum zaten." "Yardma ne dersin?" "Kimse, bir rak bile yardm edemez. Sonunda ok yorulacam. Meclis'in dalmasna gz kul n deil mi dostum?" "Tabii ki. Peki ya kender ile lam ccesine ne olacak?" 185 184

"Lam ccesini, houna gideceini dndnz birka hediyeyle evine yollayn. Kendere geli n glmsedi-"nereye istiyorsa oraya yollayn onu -aylar hari tabii ki. Onun hediyelerin e gelince, eminim gitmeden o kendine gre bir eyler toplam olacaktr. Gizliden gizliye keselerini bir kolaan edin, eer nemli bir ey bulmazsanz, brakn aldn alkoysun." Justarius bayla onaylad. "Ya Dalamar?" Par-Salian'n yz ciddileti. "Kara elf daha imdiden ayrlmtr kukusuz. Shalafi'sini bek istemez." Par-Salian masann zerine parmaklaryla ritm tuttu, kalar skntyla atld. "R e garip bir cazibe var! Sen onunla hi karlamadn deil mi? Hayr. Bunu ben bile hissettim ve anlayamyorum..." "Belki ben anlardm," dedi Justarius. "Hepimize glen olmutur yaammzn bir yerinde. Hepim z kardeimizi kskanmzdr. Ac ekmi, strap iinde kalmzdr, onun gibi. Ve hepimiz armz ezmek iin gce sahip olmak istemiizdir! Ona acyoruz. Ondan nefret ediyoruz. Ondan orkuyoruz; btn bunlarn nedeni, bunu ancak gecenin en karanlk annda kendimize itiraf e tsek de, hepimizin iinde ondan biraz bulunmas." "Eer bunu kendi kendimize itiraf ediyorsak. O rezil rahibe! Neden bu ie bulat sanki! " Par-Salian ban titreyen elleri arasna ald. "Hoakal dostum," dedi Justarius kibarca. "Bittiinde bir eye ihtiyacn olursa diye labo

ratuvarm dnda bekleyeceim." "Teekkr ederim," diye cevap verdi Par-Salian bam kaldrmadan. Justarius alma odasndan aksayarak kt. Kapy biraz aceleyle kapatrken krmz cppes urtarmak amacyla yeniden amak zorunda kalmt. Kapy tekrar kapatrken, bir alama sesi 186 Bfm 15 Tasslehoff Burrfoot sklmt. ?" Ve herkesin de bildii gibi, Krynn zerinde can sklm bir kenderden daha tehlikeli bir ey bulunmaz. Tas, Bupu ve Caramon yemeklerini, son derece snk geen yemeklerim bitirmiti. Dncelerine dalp gitmi olan Caramon hibir ey sylemeden kasvetli bir sessizlie brnm, neredeyse g er eyi yiyip yutarak oturuyordu. Bupu otur-muyordu bile. Bir kseyi alm iindekileri el iyle toplayp, zamannda lam ccesi sofralarnda renmi olduu bir serilikle azna tay ndeki kseyi yere koyarak yeni bir kseye uzand ve srasyla birer kse et sosu, tereya, e ve kayma silip sprd; tam bir kse st patatese uzanyordu ki Tas, Bupu'nun ne yaptn Tuzluu zor kurtard. "Evet," dedi Tas neeyle. Bo taban geri iterek, Bupu'nun taba kapp yalayp temizlemesi eme/lige gelmeye alt. "imdi kendimi daha iyi hissediyorum. Ya sen Caramon? Gel gidip etraf bir aratralm!" "Aratrmak m!" Caramon yle korkun bir ifadeyle bakt ki Tas bir an iin aa kald. "Deli ? Krynn zerindeki btn hazineleri vereceklerini bilsem kapnn dna admm atmam!" "Gerekten mi?" diye sordu Tas evkle. "Nedenmi? Anlatsana 187 Caramon! Darda neler var?" "Bilmiyorum." Koca adam omuzlarn silkti. "Ama korkun olmal." "Hi muhafz falan grmedim..." "Doru; bunun da olduka iyi nedenleri var," diye hrlad Caramon. "Burada muhafzlara iht iya yok. Gzlerindeki o ifadeyi grebiliyorum Tasslehoff; aklndakini hemen unut! Dar k en bile" -Caramon, odaya alan kapya kt kt bakt- "ki bundan pek emin deilim, byk bi le ya yryen bir cesetle, ya da daha korkun baka bir eyle burun buruna gelirsin!" Tas'n gzleri fal ta gibi ald. Yine de bir zevk nidasn bastrd. Ayaklarna bakarak, haklsn Caramon. Nerede olduumuzu unutuvermiim," diye mrldand. "Bence de unuttun," dedi Caramon ciddiyetle. Aryan omuzlarn ovan koca adam inledi. "Y orgunluktan bittim. Biraz uyumam lazm. Ad her neydiyse sununla sen de yatn. Tamam m?" "Tabii Caramon," dedi Tasslehoff. Memnuniyet iinde geiren Bupu, atein nnde kendini kilime sarp sarmalam, st patatasle ksesinin arta kalanlarn da bana yastk yapmt bile. Caramon kendere kukuyla bakt. Tas, bir kenderin taknabilecei en masum ifadeyi taknd; s nu olarak Caramon sert bir ifadeyle ona parman sallad. "Bu odadan ayrlmayacana sz ver Tasslehoff Burrfoot. Sanki... Tanis buradaym gibi sz ve ." "Sz veriyorum," dedi Tas ciddiyetle, "ayn -burada olsayd-Tanis'e sz verecek olduum gi bi." "Gzel." Rahat bir nefes alan Caramon, kendini, altnda protestoyla inleyen bir yataa att; yatak koca adamn arl altnda yere kadar sarkmt. "Herhalde ne yapacaklarna ka erinde biri bizi uyandrr." "Gerekten zaman iinde geri gidecek misin Caramon?" diye sordu Tas hevesle, kendi y atana oturup, izmelerini zyormu gibi yaparak. "Tabii ki. nemli bir ey saylmaz," diye mrldand Caramon uykulu uykulu. "imdi biraz uyu e...teekkrler Tas. Senin ok...senin ok...faydan dokundu..." Szleri bir horultuya dnm Tas hi kprdamadan durdu, Caramon'un nefes sesi muntazam 188 kmaya balayncaya kadar bekledi. Bu da pek uzun srmedi nk koca adam hem fiziksel, hem ruhsal olarak yorgundu. Caramon'un yorgun, endieli, gzyalaryla yol yol olmu yzne bakan kender bir an vicdan azab eker gibi oldu. Fakat kenderler vicdan azab eker gibi olma ya alktr -belki de insanlarn sivrisinek srklarna alk olduklarndan bile fazla. "Gittiimi ruhu bile duymaz," dedi Tas kendi kendine, yerde emekleyip Caramon'un y atann yanndan gizli gizli geerken. "Ayrca hibir yere ayrlmayacama dair ona sz verm Ben, Tanis'e sz verdim. Tanis de burada deil, o yzden verdiim sz saylmaz. Ayrca eminim

bu kadar yorgun olmasayd o da etraf bir aratrmak isterdi." Tas, Bupu'nun kirli minik bedeninin yanndan emeklerken kendi kendini, Caramon'un ona, yatmadan nce etraf kolaan etmesi iin emir verdiine bile ikna etmiti bile. Caramon 'un i-kazlarm hatrlayarak kapnn kulbunu kukuyla tuttu. Ama kap kolaycack ald. Biz k rada, tutsak deil. Tabii darda nbet tutan bir yryen ceset varsa o baka. Tas, ban k zatt. Hol yukardan aaya bir szd. Hibir ey. Grnrde yryen bir ceset falan yoktu. Tas kapdan szlerek, kapy yavaa arkasndan ekti. Hol, hem sana, hem soluna doru uzanyor, her iki taraftaki glgeli kelerde gzden kaybol rdu. Bo, souk ve plakt. Baka odalar holden dallanp budaklanyordu; hepsi kapalyd. Hi , ne duvarlara aslm bir duvar hals, ne de talar rten bir yer hals vard. Hatta hi eale veya mum da yoktu. Belli ki karanlkta gezerlerken bycler kendi klarn kendileri k ediyordu. Bir tarafta duran pencere, gm ay Solinari'nin nn ieri girmesini salyor; , ca ordu ama btn k buydu. Holn geri kalan ksm tamamen karanlkt. Bir mum almak iin oday ek ok ge gelmiti Tas'n aklna. Hayr. Eer Caramon uyanrsa kendere aratrma yapmasn atrlayamayabilirdi. "Bu odalardan birine girip bir mum dn alvereyim," dedi Tas kendi kendine. "Ayrca, bu insanlarla tanmann da ho bir yolu." Zeminde dans eden mehtaptan daha sessizce hol boyunca szlen Tas bir sonraki odaya vard. "Belki uyuyorlardr, kapy al189 mayaym," diye dnd ve kapnn kulbunu dikkatle evirdi. "Ay, kilitli!" dedi, kendini son ece mutlu hissederek. Bu, en azndan birka dakika iin onu oyalayacakt. ilingir aletler ini kartarak, bu kilit iin gerekli, uygun boydaki teli bulmak amacyla mehtaba doru tu ttu. "nallah kilidi byl deildir," diye mrldand; bu ani fikirle buz kesmiti. Byclerin le yaptklarn biliyordu -bu kenderlerin son derece ahlakszca bulduklar bir alkanlkt ki de her yan byclerle dolu Yksek Byclk Kulesi'nde bunun gereksizliini anlamlard stese gelip, kapy havaya uurup ieri girebilir," diye dnd Tas. Gerekten de kilit kolaycack ald. Kalbi heyecanla arpan Tas kapy sessizce iterek ieri Oda, sadece snmekte olan atein hafif parlaklyla aydnlanmt. Dinledi. eride kimseni duymuyordu; ne bir horultu, ne bir nefes sesi vard, o yzden ayaklaryla hafife yeri yo klaya yoklaya yrd. Keskin gzleri yata buldu. Yatak botu. Kimse yoktu. "O halde bir mum dn alsam bir ey demezler," dedi kender kendi kendine memnuniyetle. Bir mum bularak fitilini kor halindeki kmrle yakt. Sonra da kendini, odann sahibinin eyalarn izleme zevkine brakt; bunu yaptka da bu odann sahibinin her kim ise, pek de ertipli birisi olmadn fark etti. ki saat ve birok oda sonra Tas keseleri nefes kesici -ama; sabaha sahiplerine iade etmeye kesin kararl olduu- nesnelerle tka basa dolu, yorgun argn kendi odasna dnyordu. nu, umursanmadan atlm olduklar aikar olan masa stlerinden toplamt. Birka tane de u (sahiplerinin bunlar kaybetmi olduklarna emindi) ve hatta birkan da ykanmak iin a elli olan cppelerin ceplerinden kurtarmt; eer cppeler ykanmaya gideydi, nesnelerin ka laca kesindi. Holden aaya baknca, kendi kaplarnn altndan n szldn grnce ciddi bir ok y "Caramon!" Yutkundu ama tam o anda odadan kna dair yzlerce olas gereke geldi aklna. belki de Caramon daha onun yokluunu fark etmemiti bile. Belki de cce birasyla meguld. Bu ihtimali gz nne alan Tas odalarnn kapal kapsna kadar parmak ularnda ilerleyip, dayayp dinlemeye balad. Baz sesler duydu. Birini hemen tand: Bupu. Dieri...kalarn att. O da tandkt...nerede duymutu bu sesi? "Evet, eer istediin buysa seni Ycepulp'a geri yollayacam. Ama nce bana Ycepulp'n nere olduunu sylemelisin." Ses hafif hafif fkelenmeye balamt. Belli ki bu, bir sredir byle devam ediyordu. Tas, g nahtar deliine dayad. Tas, kukuyla krmz cppeli bir surete bakan, salar st patatesle emi Bupu'yu grebiliyordu. imdi bu sesi nerede duyduunu hatrlamt -bu, Meclis'teki ada r-Salian' sorgulayp duran adam! "Ycebulp!" diye tekrarlad Bupu hiddetle. "Ycepulp deil. Ycebulp evde. Beni eve yolla. " "Evet, tabii. imdi, ev nerede?" "Ycebulp olduu yerde."

"Ya Ycepul-bulp nerede?" diye sordu krmz cppeli byc mitsiz bir tonla. "Evde," diye beyan etti Bupu ksaca. "Bunu daha nce dedim. Senin o kukuleta altnda k ulaklar var? Belki ise sar." Lam ccesi bir an iin torbasna doru atlarak, Tas'm gr n belirdiinde elinde, kuyruuna deri bir erit sarlm, baka bir kertenkele ls tutuyord iyi et. Sen kuyruu kulaa sok ve..." "Teekkr ederim," dedi byc aceleyle, "ama ben olduka iyi iitiyorum, emin ol. I, siz ev ze ne isim verirsiniz? smi ne?" "ukurr. ki R ile. Ne ssl isim de mi?" dedi Bupu gururla. "Bu Ycebulp'un fikri. Bir za manlar o bir kitap ye. ok ey ren. Burda iyi." Karnn okad. Tas, glmemek iin eliyle azn kapatt. Krmz cppeli byc de belli ki ayn sorunlarla amn omuzlarnn krmz cppesi altnda sarsldn grd; adamn cevap vermesi de zamann inde hafif bir titreme vard. "nsanlar...insanlar sizin -m- ukurlunuza ne diyor?" Tas, Bupu'nun kalarn attn grd. "Aptal isim. Biri tkrr gibi geliyor kulaka. Skrot "Skroth," diye tekrarlad krmz cppeli byc hayrete derek. "Skroth," diye mrldand. att. "Hatrladm. Kender Meclis'te sylemiti. Xak Tsaroth mu?" "Ben de onu yle dedim. Kulakn iin kertenkele tedavi istemediine eminsin mi? Sen kuyruu kulana koyup..." 190 191

Rahat bir nefes alan krmz cppeli byc elini Bupu'nun ba zerine koydu. Bandan aa bir eyler serperken (ki bunlar Bupu'yu deliler gibi haprtmt.) Tas bycnn garip szl . "Ben imdi mi git ev?" diye sordu Bupu umutla. Byc cevap vermeden mrldanmaya devam etti. "O hi iyi deil," diye mrldand kendi kendine, toz yava yava salarn ve bedenini kapla Hibiri iyi deil. Hi de benim gzel adamm gibi deil." Burnunu ekerek, sildi. "O glmyor bana 'ufaklk' sylyor." Lam ccesinin zerindeki toz uuk sar bir renkle parlamaya balamt. Tas'n nefesi kesil ldu. Parlaklk git gide fazlalamaya balad, renk deitirdi, nce sarmtrak bir yeil, derk l, derken yeil-mavi, derken mavi oldu ve aniden... "Bupu!" diye fsldad Tas. Lam ccesi kaybolmutu! "Ve srada ben varm!" diye fark etti Tas dehetle. Belli ki krmz cppeli byc, Caramon' nrsa gittiini fark etmemesi iin Tas'n kendisine benzesin diye yapt kabartnn bulundu doru ilerliyordu. "Tasslehoff Burrfoot," diye seslendi krmz cppeli byc hafife. Tas'n gr asndan mu duruyor, bycnn kendisinin orada bulunmadn fark etmesini bekliyordu. Yakalanmakta uundan deil. Yakalanmaya alkt ve kendisini bu iten de syracana olduka emindi. Ama ollanmaktan korkuyordu! Caramon'un onsuz bir yerlere gitmesini bekliyor olamazla rd, deil mi? "Caramon'un bana ihtiyac var!" diye fsldad Tas kendi kendine strapla. "Onun ne kadar k durumda olduunu bilmiyorlar. Eer onu meyhanelerden ekip kartmak iin yannda ben olmazs neler olmaz?" "Tasslehoff," diye tekrarlad bycnn sesi. Yataa yaklayor olmalyd. Tas'n eli, hzla cebine gitti. Bir avu p iinde ie yarar bir ey bulmay, midin de tes tti. Minik elini aarak mum na tuttu. Eline bir yzk, bir zm, bir para byk cilas e zmn ie yarar yan yoktu. Bunlar yere frlatt. "Caramon!" dediini duydu krmz cppeli bycnn sert bir ekilde. Caramon'un homurdanp, duyuyor, bycnn 192 onu sarsmasn hayal edebiliyordu. "Caramon uyan. Kender nerede?" Odada neler olduunu umursamamaya alan Tas kendini yz incelemeye verdi. Byk ihtimall yzkt bu. Sol taraftaki nc odadan almt. Yoksa drdnc oda myd? stelik byl yz rnda ilerlerdi. Tas bu konuda bir uzman saylrd. Bir zamanlar yanllkla byl bir yz ir bycnn sarayna tanvermiti. Bunun da benzer bir ie yarama ihtimali yok deildi. Y ilgili bir fikri yoktu. Belki de yzkte bir ipucu falan bulabilirdi. Tas, neredeyse acelesinden yz yere drecek gibi olarak, elinde evirip evirdi. Allahtan

ramon yle kolay kolay uyan-mazd! Bu, fildiinden oyulmu, iki minik pembe ta olan, sade bir yzkt. inde rnler vard. Ka r szyla byl Grme Gzlkleri hatrlad; eer ejderannn biri takmyor idiyse Neraka'da rdi. "Ne...ne..." diye geveliyordu Caramon. "Kender mi? Ben ona...buradan kmamasn sylemitim ...yryen cesetler..." "Kahrolsun!" Krmz cppeli byc kapya ynelmiti. Ltfen Fizban! diye fsldad kender, eer beni hatrlyorsan, ki hi zannetmem, ama belki de trlyorsundur -apkan bulup duran bendim. Ltfen Fizban! Caramon'u bensiz gndermelerine i zin verme. Bu yz bir Grnmezlik Yz yap. Ya da beni yakalamalarn engelleyecek Bir Yzk araclyla, bilmeden araca "Korkun" bir eyler grmemek iin gzlerini sk sk on anda, yzk araclyla, bilmeden araca "Korkun" bir eyleri karmamak iin gene d lk bata hibir ey olmad. Krmz cppeli bycnn aksak admlarnn gitgide kapnn yan Derken -bir eyler olmaya balamt; geri bu tam anlamyla Tas'n bekledii ey saylamazd balamt! Duvarlar yanndan hzla karken kenderin kulaklarna bir uultu gelmi, tavan da isinden uzaklamaya balamt. Az bir kar ak kapnn gitgide byyerek muazzam bir boy . Ne yaptm ben? diye merakland Tas telala. Kuleyi mi byt193 tm? Acaba fark eden olur mu? Fark ederlerse ok zlrler mi acaba? Koca kap, neredeyse kenderi yerle bir eden bir hava akmyla ald. Krmz cppeli devasa et kapy doldurdu. Bir dev! Tas'n nefesi kesilmiti. Sadece Kule'yi bytmekle kalmadm! Bycleri de byttm nrm. Herhalde bunu fark ederler. En azndan ayakkablarn giymeyi denedikleri ilk anda f ark ederler! Eminim ok zleceklerdir. Ben de kahrolurdum eer alt metre boyunda olsaydm ve hibir giysim zerime olmasayd. Fakat Tas hayretler iinde krmz cppeli bycnn, byle aniden boy atmaktan hi de rahats etti. Sadece hol boyunca "Tasslehoff Burrfoot!" diye barmakla yetindi adam. stelik tam Tas'n olduu yere bakp onu grmedi bile! "Ah, teekkrler Fizban!" diye viyaklad kender. Sonra ksrd. Sesi gerekten de komik km yapmak iin yine "Fizban?" dedi. Sesi yine viyaklama gibiydi. Tam o anda krmz cppeli byc aaya bakt. "Ha-ha! Kimin odasndan katn bakalm minik dostum?" dedi byc. Tasslehoff dehetle bakarken dev eildi -ona doru uzanyordu! Parmaklar gittike yaklat. o kadar hayret iinde kalmt ki ne koabiliyor, ne baka bir ey yapabiliyor, durmu devas lin kendisini tutmasn bekliyordu. El onu tuttuunda herey olup bitmi olacakt! Hemen onu eve geri yollarlard, tabii eer Kule'lerinin bymesini isteyip istemediklerini iyice bilmeden Kulelerini bytt iin ona daha kt bir ceza vermezlerse. El, zerine gelerek onu kuyruundan tuttu. "Kuyruum!" diye dnd Tas lgnlar gibi, el onu yerden havaya kaldrrken kvr kvr kv uum yok ki! Ama olmu olmal! El beni bir eyden yakalad!" Ban evirip bakan Tas, gerekten de bir kuyruu olduunu grd! Sadece bir kuyruu yoktu; embe aya vard! Drt! stelik cart mavi pantalon yerine bacaklarnda beyaz tyler vard! "Evet o halde," diye gmbrdedi sert ses tam kulaklarnn dibinde, "cevap ver bana minik kemirgen! Kimin arkada yaratsn sen bakalm?" Bfm 16 Arkada yaratk! Tasslehoff bu sz kavramt. Arkada yaratk ... Hummal aklna Raistlin'l lar gelmeye balamt. "Baz byclerin emirlerine amade hayvanlar vardr," diye anlatmt Raistlin ona bir keres "Bu hayvanlar, ya da dier bir deyile bu arkada yaratklar, bycnn kendi duyularnn bi olarak hareket eder. Bu arkada yaratklar, bycnn gidemedii yerlere giderler, gremedii i grrler ve onun dinlemesini istemedikleri konumalar dinlerler." O zamanlar, bu Tasslehoff'a harika bir fikir gibi gelmiti; geri hatrlad kadaryla Raist in bundan pek memnun deil gibiydi. O, bunu bir zayflk, dier varlklara haddinden fazla baml olmak olarak addediyordu. "Eee, cevap ver bana," diye srar etti krmz cppeli byc, Tasslehoff'u kuyruundan tutmu yarak. Kan, kenderin bana hcum ederek ban dndrd; ayrca kuyruundan tutuluyor olmak iydi, itibarnn iki paralk olmas bir yana! Bir an iin btn yapabildii, Flint'in onu gr r olduuna kretmekti. Herhalde, diye dnd kasvetle, arkada yaratklar konuabiliyor olmaldrlar. nallah Orta

onuabiliyor-lardr; yani yle Sanca gibi bir ey konuuyorlardr. 195 194

"Ben...ben...m...benim sahibim" -gzel bir byc ismi ne olabilirdi?- "Fa-Faikus," diye viyaklad Tas; yllar nce Raistlin'in bu ismi renci bir arkadana hitap ederken kulland mt. "Hh," dedi krmz cppeli byc kalarn atarak/'bilmeliy-dim. Efendin iin bir greve m kurtulmu etrafta m dolayordun?" Allahtan byc kenderi tutu tarzn deitirmi, kuyruunu brakarak onu sk sk elinde t m n ayaklar, krmz cppeli bycnn baparma zerinde titreyerek duruyor, boncuk gibi ara gzlerine bakyordu. Ne cevap vereceim? diye dnd Tas deliler gibi. Her iki seim de ho gelmiyordu kulaa. "Bu -bu benim izin vaktim," dedi Tas, kulaa hiddetli geldiini umduu bir viyaklamayl a. "Hh!" diye burun bkt byc. "ok uzun zamandr o tembel Faikus'un yannda kalmsn, bu damla yarn sabah bir konuacam. Sana gelince, yo, kvranmana gerek yok! Sudora'nn arkada yaratnn geceleri holde dolatn unuttun mu? Marigold seni tatl niyetine yutabilirdi! gel. Bu akamki iimi bitirince, seni sahibine geri gtrrm." Tas tam keskin, minik dilerini bycnn parmana saplyaca srada aniden aklna daha par ir geldi. "Bu akamki iimi bitirince!" Tabii ya, bu Caramon ile ilgili olmalyd! Bu, grn mez olmaktan daha iyiydi! O da yolculua katlverirdi! Kender ban, faremsi bir mtevazilik ve nedamet ifadesi olduunu tasavvur ettii bir harek etle edi. Bu, krmz cppeli bycye yetmi gibiydi nk o da akl baka yerlerde glmse nin cebinde bir eyler aramaya balad. "Ne var Justarius?" te Caramon da sersem ve yar uykulu bir ifadeyle belirmiti. Belli belirsiz hol yukardan aaya bir szd. "Tas' buldun mu?" "Kenderi mi? Hayr." Byc yeniden glmsedi, bu kez olduka piman bir edayla glmsedi. "O amz biraz zaman alabilirim korkarm....kenderler saklanmay ok iyi becerirler." "Onun cann yakmayacaksnz deil mi?" diye sordu Caramon endieyle; o kadar endieli sormu ki Tas koca adama acyarak, 196 onu avutmak istedi. "Hayr, tabii ki byle bir ey yapmayacaz," diye cevaplad Justarius avutarak; hl cppesi eplerini aratryordu. "Geri," diye ekledi bir kez daha dndkten sonra, "o dikkatsizli kendi kendinin cann yakabilir. Etrafta, ellemesi pek de akl kr olmayan nesneler var. Neyse, imdi, sen hazr msn?" "Tas geri gelinceye ve ben onun iyi olduunu grnceye kadar gitmek istemiyorum," dedi Caramon inatla. "Korkarm yle bir seenein yok," dedi byc; Tas adamn sesisin buz kestiini duydu. "Kard rn sabah hareket ediyor. Sen de o zaman gitmeye hazrlanmalsn. Par-Salian'n bu karmak b zberleyip yapmas saatler alyor. Balad bile. Aslnda kenderi aramak iin gereinden fazla yalandm. Ge kaldk. Haydi benimle gel." "Bekle...eyalarm..." dedi Caramon heyecanla. "Klcm..." "O konuda endie etmene gerek yok," diye cevap verdi Justarius. Sonunda arad eyi bular ak, cppesinin cebinden ipek bir kese kartt. "Zaman iinde bu zamana ait her hangi bir silah veya aletle geri gidemezsin. Bynn bir blm de iinde yolculuk ettiin zaman dilim ygun giyinmeni salayacak." Caramon ldrm gibi bedenine bakt. "Y-yani giysilerimi deitirmem mi icap edecek? Bir k ayacak m? ee..." Ve bu adam zaman iinde geriye bir bana yolluyorsunuz ha? diye dnd Tas hiddetlenerek. fazla be dakika dayanr. O da be dakika dayanabilirse! Hayr, btn tanrlar adna, ben de. Tam o anda, kender kendini ba aaya ipek kesenin iine tktrlrken bulunca dnceleri . Herey zifir zindan oldu. Kesenin dibine doru, kuyruu ayaklarnn zerinde ba aaya yuv , srt st, savunmasz bir biimde durduuna dair dehet verici bir korku duymutu. Deliler kendini dzeltmeye alt, lgnca peneli ayaklaryla kesenin kaygan kumana trmanmaya ini dzeltmiti ve o kt his durulmutu. Demek ki panie kaplmak byle bir duygu, diye dnd Tas bir oh ekerek. Pek houma gitmedi

n. Normal olarak kenderlerin bunu hissetmediklerine de ok memnun oldum. imdi ne ol acak? Kendini sakinlemek iin zorlayan ve minik kalbini 197 yattrmaya alan Tas ipek kesenin dibine bzt ve ne yapmas gerektiini dnmeye al ler olun bittiini karmt, nk -dinleyince- iki ift ayan, Caramon'un ar, izmeli a a ilerlediini duyuyordu. Ayn zamanda hafif bir sallanma hareketini de yayor, kumaa srt n kuman yumuak seslerini duyabiliyordu. Aniden, krmz cppeli bycnn keseyi kemerind rak ediverdi! "Oraya gidince ne yapmam gerekiyor? Sonra buraya nasl dneceim..." Bu Caramon'un sesiydi; kuma kese yznden biraz bouk duyulsa da olduka netti. "Bunlarn hepsi sana anlatlacak." Bycnn sesi haddinden fazla sabrl kyordu. "Merak e . Kukularn var m, veya belki de sonradan aklna gelen bir eyler. Eer varsa, bunlar bize mdi sylemelisin..." "Hayr," Caramon'un sesi sert, uzun zamandr duyulmad kadar kararl kmt. "Hayr, beni dtm yok. Gideceim. Lady Crysania'y geri gtreceim. Onun bana gelenlerden ben sorumlu yal adam ne derse desin. htiyac olan yardm bulmasn salayacam ve sizin iin de Fist un aresine bakacam." "M-m-m-m." Tas bycnn o "m-m-m-m"sn duymutu ama Caramon'un bunu duyup duymadna emin deildi. Ko Fistandan-tilus'u yakaladnda ona neler yapacan geveleyip duruyordu. Fakat Tas, ayn Par Salian'n Caramon'a Salon'daki bakn grnce rperdii gibi rperdi. Nerede olduunu unut tyla viyaklad. "t," diye mrldand Justarius dalgn dalgn, eliyle keseyi okayarak. "Bu ksa bir sre z sonra kafesine dnp rahat rahat darlarn yiyeceksin." "H?" dedi Caramon. Caramon koca adamn hayret dolu bakn gzlerinde canlandrabiliyordu. der minik dilerini skt. "Kafes" sz aklna korkun bir sahne getirmiti ve gerekten kork u bir dnce belirdi aklnda: Ya bir daha kendim olamazsam? "Yo, sana deil!" dedi byc aceleyle. "Ben buradaki minik tyl dostumla konuuyordum. Raha sz olmaya balad. Eer ge kalmam olsaydm, imdi kendim onu geri gtrrdm." Tas dondu. "Tamam, duruldu galiba. imd diyordum?" Tas artk kulak asmyordu. Acnacak bir halde, byc aksa-yarak yrrken bir ileri bir geri lanan, hafife bycnn bacaklarna arpan ayaklaryla keseye tutunmutu. Yz parmanda dnerdi herhalde. Deneyip grmek iin Tas'n parma kanmaya balamt, parmana geirdii son byl yz beyaz tyler ve pembe ayaklara m mahkum olmutu yoksa? Bu dnceyle Tas, emin olmak iin, erhal ayaklarndan birini yzn hl takl durduu baparmana (ya da her ne deniyorsa o eyse kartacakt. Fakat aniden, bir kender boyunda ipek torbadan patlayp karak bycnn ayaklar dibine d ri geldi aklna. Titreyen minik ayan zorla durdurdu. Hayr. En azndan bu ekilde, en azn Caramon'un gtrld yere gtrlyordu. Baka bir ey olmasa, belki fare klnda onunla . Daha kt eyler olabilirdi... Keseden nasl kaacakt! Kenderin ii karard. Tabii ki yeniden kendi haline dnse kmak kolay olacakt. Ama o zaman onu yakalayp eve yollarlard! Ama fare olarak kalsa Faikus'un yannda dar yerken bula cakt kendini. Kender homurdanarak toparland, burnunu patileri arasna koydu. Bu, btn h ayat boyunca kendini iinde bulduu en kt durumdu; buna iki bycnn onu, adamlarn tyl kaarken yakalad zaman da dahildi. Bu da yetmezmi gibi iine tkld kesenin sallanma , kesenin komik kokusuyla, oraya buraya arpp durmaktan midesi bulanmaya balamt. "Btn hata Fizban'a dua etmekte zaten," dedi kendi kendine skntyla. "Gerekte Paladine o labilir, ama eminim o yal byc bir yerlerde, u olanlara epeyce kkrdyordun" Fizban' ve onu ne kadar zlediini dnmek Tas' rahatlatmyordu o yzden bu dnceyi akl ir k yolu bulma midiyle bir kez daha dikkatini etrafna verdi. peksi karanla dikti g ve aniden... "Seni ahmak seni!" dedi kendi kendine heyecanla. "Seni sakat, kap kulbu kafal kend er seni, Flint'in deyimiyle! Ya da sakat kafal san nk artk bir kender deilim! Ben bir reyim...dilerim 199 198

var! Tas aceleyle denemek iin bir lokma ald azna. lk bata kaygan kuma yakalayamad ve bir ha kahroldu. "Diki yerini dene ahmak," diye azarlad kendini acmaszca ve dilerini kuma tutan iplie di. Keskin diler iplii neredeyse hemen kesince diki ald. Tas aceleyle birka dikii dah idikle-di; ksa bir sre sonra krmz bir eyler grmeye balad -bycnn krmz cppesi! ld (bu adam bu kesede ne saklyormu byle!) ve o kadar cotu ki hemen biraz daha didikle meye balad. Sonra durdu. Eer delii biraz daha bytecek olsa aaya decekti. Buna hazr deildi, en azndan imdilik. Hi olmazsa gidecekleri yere gidinceye kadar. Belli ki bu yer de pek uzak deildi. Tas bir sredir merdivenlere trmandklarn fark etti. Caramon'un alk olmad bu idman karsnda hrltyla solumaya baladn, hatta krmz cppeli bycnn bile biraz soluksuz kaldm duyabiliyordu. "Neden bizi laboratuvarn olduu yere byyle gtrmyorsun?" diye homurdand Caramon, nefes nefese. "Hayr!" diye cevaplad Justarius yavaa, sesinde korku vard. "Havann bile Par-Salian'n b byy yapmak iin sald gle karncalanp, trdadn duyabiliyorum. Bu gece, burada siz bylerimle rahatsz etmem!" Tas, krknn altnda titredi; Caramon'un da ayn ekilde rpermi olabileceini dnd nk rli sinirli temizlediini ve sessizce trmanmaya devam ettiini duydu. Aniden duruverdi ler. "Geldik mi?" diye sordu Caramon, sesine hakim olmaya alarak. "Evet," diye geldi fslt halindeki cevap. Tas duyumakta glk ekiyordu. "Seni bu son basa aklardan da kartacam, sonra -tepedeki kapya gelince- kapy ok yavaa ap ieri girme ir sz syleme! Par-Salian'n konsantrasyonunu bozacak hibir ey syleme. By gnlerce sre azrlk istiyor..." "Yani, gnler nce bunu yapacan bildiini mi sylyorsun?" diye lafn kesti Caramon sert "Sus!" diye emretti Justarius; sesinde hiddet vard. "Tabii ki byle bir ihtimalin v arln biliyordu. Bilmi olmas da ok iyi olmu nk kardeinin bu kadar hzl hareket etmesini beklemiyorduk!" Tas, adamn derin bir s aldn duydu. Tekrar konutuunda daha sakin bir tonda konuuyordu. "imdi, tekrarlyorum birka basama trmandmzda -hibir ey syleme! Anlald m?" "Evet." Caramon'un sesi clz kmt. "Par-Salian ne yapman isterse onlar yap. Hi soru sorma! Sadece itaat et. Bunu yapab ilir misin?" "Evet." Caramon'un sesi daha da clz kmt. Tas, koca adamn cevabnda ufak bir rperti Tas, Caramon'un korktuunu fark etti. Zavall Caramon. Neden ona byle davranyorlar? An lamyorum. Burada, gze grnenden ok daha garip iler dnyor. Eh, bu barda taran son d alian'n konsantrasyonunu bozup bozmadm umurumda deil. Bunu gze almam gerek. Her naslsa bir ekilde, ben de Caramon ile birlikte gideceim! Bana ihtiyac var. Sonra -kender iini ekti- zaman iinde geriye yolculuk! Ne kadar harika. "Pekl." Justarius tereddt etti; Tas adamn bedeninin gerildiini ve kasldn hissetti. na burada veda edeceim Caramon. Tanrlar yannda olsun. Yaptn ey, tehlikeli bir ey. hep z iin tehlikeli. Tehlikenin ne olduunu hakknda en ufak bir fikrin bile yok stelik." Bu son szler o kadar alak bir tonda sylenmiti ki ancak Tas duyabildi ve kenderin kul aklar telala dikildi. Sonra krmz cppeli byc iini ekti. "Keke kardeinin buna ded dim." "Deer," dedi Caramon kararllkla. "Greceksiniz." "Hakl olman iin Gilean'a dua edeceim...imdi, hazr msn?" "Evet." Tas bir hrt sesi duydu, sanki kukuletal byc ban sallam gibi. Sonra yeniden hare ar, yavaa basamaklar ktlar. Kender kesenin dibindeki delikten dar bakyor, glgeli b altndan kaymasn seyrediyordu. Sadece birka saniyesi olduunun farkndayd. Merdivenler bitti. Altnda geni bir merdiven sahanl gryordu. Tamam ite! dedi kendi ke , yutkunarak. Hrt sesini yeniden duydu, bycnn bedeninin hareket ettiini hissetti. Bi gcrdad. Tas'n keskin dileri hzla, dikileri bir arada tutan son iplikleri de kesti. Car mon'un kapdan geerken yava yava att admlar duydu. Kapnn kapanmaya baladn duyd

200 201

Diki ald. Tas keseden aaya dt. Ksa bir an iin farelerin hep ayaklan zerine d diler gibi. (Bir keresinde bir kediyi evinin atsndan aaya atm, bu szn doru olup ol Doruydu.) Sonra yere arparak komaya balad. Kap kapanm, krmz cppeli byc arkas fna dahi bakmadan zemin zerinden hzla ve sessizce frlad. Minik bedenini yamyass ederek kap ile yer arsndaki bir atlaktan dne dne kendini geirdi ve duvar dibinde duran bir k tapln altna dald. Tas nefeslenip, etraf dinlemek iin durdu. Ya Justarius onun olmadn fark ederse? Gelip onu arar myd? Kes unu, dedi Tas kendi kendine serte. Nerede dtm nereden bilecek. Hem zaten ne olurs lsun, buraya gelmez. Byy bozabilir. Biraz sonra kenderin minik kalbinin atlar yavalad, bylece kulaklarndaki zonklamann se in ardndaki sesleri de duymaya balad. Ne yazk ki kulaklar ona ok az ey anlatyordu. Ha bir mrlt duyuyordu, sanki birileri bir sokak piyesinin repliklerini ezberlemeye alrm i. Caramon'un, o uzun trmantan sonra nefesine hakim olmaya ve bycy rahatsz etmemek i fes sesini rtmeye altn duyabiliyordu. Koca adam sinirli sinirli arln bir ayan deri izmeleri gcrdyordu. Ama hepsi buydu. "Grmem gerek!" dedi Tas kendi kendine. "Yoksa neler olduunu bilemeyeceim." Kitapln altndan darya emekleyen kender, iine yuvarland minik, benzersiz dnyasn alamt. Bu bir krntlar, toz yumaklar, ipler, ineler, kller, kuru gl yapraklan, neml ryla dolu bir dnyayd. nemsiz eyler aniden kendi balarna bir dnya oluvermilerdi. Mob ormandaki aalar gibi zerinde ykseliyor ve neredeyse ayn ie yaryorlard: Kender bunlar asnda rahatlkla saklanabiliyordu. Mum bir gne gibiydi, Caramon ise bir canavar. Tas adamn koca aya etrafnda dikkatle dnd. Gznn ucuyla bir hareket olduunu yakalayan eyaz cppenin altnda terlikli bir ayak grd. Par-Salian. Tas hzla odann br ucuna doru allahtan bu taraf sadece mumlarla aydn202 latlmt. Sonra Tas kayarak durdu. Daha nce bir kere daha bir bycnn laboratuvannda bulunmutu; o anet olasca yerdeitiren yz taktnda. Orada grm olduu garip ve harika man-/alar a ta zemine gm tozla izilmi bir halkann iine girmeden hemen nce durabilmiti. Mum ortasnda grmeyen gzleri hl hilie dikilmi, yz en az zerini rten rtler kadar bey ysania yatyordu. By burada yaplacakt! Ensesindeki tyler diken diken olan Tas aceleyle geri dnp yolun zerinden ekildi ve ter s dnm bir ksenin altna sindi. Halkann dnda Par-Salian duruyor, beyaz cppesi meum b rdu. Ellerinde, byc dndrdke klar saan mcevherler kaklm bir nesne tutuyordu. Bu duu Nordmaar kralnn elindeki asaya benziyordu ama bu alet ok daha byleyiciydi. zeri be zeri grlmemi bir ekilde kymetli talarla bezenmiti. Tas'n grd kadaryla baz yerle or -daha da ilginci- dier taraflar hareket etmeden hareket ediyordu! O seyrederken Par-Salian nesneyi ustalkla kullanarak katlad, edi, bkt bir yumurta byklne getirdi szler mrldanan babyc nesneyi cppesinin cebine att. Sonra -geri Tas, Par-Salian'n bir adm bile atmadna yemin dahi edebilirdi- aniden gm nn iinde, Crysania'n hareketsiz bedeni yannda belirdi. Byc kza doru eildi, Tas, by in kvrmlarna bir ey yerletirdiini grd. Sonra Par-Salian, eri br eliyle kzn zer ike genileyen halkalar izerek by dilinde bir eyler sylemeye balad. Aceleyle Caramon n Tas onun da yznde garip bir ifadeyle halkann yaknlarnda durduunu grd. Bu, yabanc b rde bulunup yine de kendini ok rahat hisseden birinin ifadesiydi. Tabii ya, diye dnd Tas dalgn dalgn, o da bycyle birlikte byd. Belki bu kardeine i bir eydir. Par-Salian ayaa kalkt ve kender adamdaki deiiklik karsnda ok oldu. Yz yllarla yal ilemiti ve ayaa kalkarken sendeliyordu. Caramon'u eliyle yanna ard; adam yava yava atle gm tozun zerinden 203 geerek yaklat. Yz ryadaym gibiydi; sessizce Crysania'nrt hareketsiz bedeninin yannd . Par-Salian aleti cebinden kartarak Caramon'a uzatt. Koca adam elini aletin zerine ko

ydu, bir an iin ikisi birlikte aleti tutarak durdular. Tas Caramon'un dudaklarnn kprd adn grd, geri hi ses duyulmuyordu. Sanki sava iinden bir eyler okuyor, by yolu n bir bilgiyi ezberliyordu. Sonra Caramon sustu. Par-Salian ellerini kaldrd ve bu hareketle kendisi de yerden ykselerek halkann dna, laboratuvarn glgeli karanlna ek Tas artk onu gremiyordu ama sesini duyabiliyordu. Mrltlar ykseldi, ykseldi ve aniden y rde izili halkadan gms bir k duvar ykseldi. O kadar parlakt ki Tas'n krmz fare kender baklarn ayramyordu. Par-Salian artk o kadar yksek sesle baryordu ki odadaki biri, yerin derinliklerinden ykselen seslerle koro halinde ona cevap vermeye bala mt. Tas'n baklar o titrek g perdesine taklp kalmt. Halkann iinde Caramon'un Crysania uunu ve hl elinde cihaz tuttuunu grebiliyordu. Derken Tas'n nefesi kesilir gibi oldu, ma kard ses minik bir farenin nefesinin sesinden fazla deildi. Hl o parltl perde a boratuvar grebiliyordu ama artk, sanki kendi varln srdrp srdre-memekte tereddt gidip gelmekteydi. Sonra -sndnde- kender baka bir yerin grntsn yakalad! Ormanlar, ler ve okyanuslar gzleri nnde yaylyor, gelip gidiyor, insanlar bir an iin grnp yok o , yerlerini bakalar alyordu. Caramon'un bedeni, k stunlar arasnda durduka ayn garip manzaralarla birlikte, ayn d elirip yok olmaya balad. Crysania da bir oradayd, bir yoktu. Tas'n titreyen burnundan gzyalar szlyor, byklarna akyordu. "Caramon btn zamanlar a atlyor!" diye dnd kender kasvetle. "Ve beni geride brakyor!" lgn bir an zarfnda Tas kendi kendiyle savat. indeki mantkl, insafl, Tanis-vari ks Tasslehoff, diyordu. Bu, byk bir by. Bir eyleri yzne gzne bulatracan kesin! Tas ama bu ses btn o by okuma sesleri, ark syleyen talarn sesi tarafndan bouldu ve so amen 204 kayboldu... , Par-Salian minik viyaklamay hi duymad. Sadece, yapt byye dalm olan byc gznn u z bir hareket farketmiti. Bir farenin sakland yerden kp gm jktan duvara doru yn Dehete kaplar Par-Salian bysn brakm, talarn sesleri boalm ve susmutu. Sessizl esi duyabiliyordu: "Beni brakma Caramon! Beni brakma! Ben olmazsam ban ne bellara gir er biliyorsun!" Fare gm tozun arasndan geti, tozlar datarak arkasnda prltl izler brakt ve ayd Par-Salian minik bir tngrt sesi duydu ve bir yzn ta zemin zerinde yuvarlandn g alka iinde maddeletiini grerek dehetle nefesi kesildi. Sonra bir gidip bir gelen grnt tamamen gitti. Halkann girdabn gbei tarafndan yutuldu ve labarotuvar karanla bo Yorgun argn kalan Par-Salian yere yld. uurunu kaybetmeden nce son dnd ey korku Zamann gerisine bir kender yollamt. 205 Bfm 1 II KTAP

Denubis ar admlarla star'-daki Tanrlar Tapna'nn geni, havadar, k dolu koridorlar re dalm mermer zeminin karmak desenlerine bakyordu. Onun bu ekilde dalgn dalgn, ama diini gren biri onun kinatn kalbinde yryor olduu gereini umursamadn dnebilird gerei umursamyor deildi; bu pek yle unutaca bir ey de deildi stelik. Unutacak olsa ralrahip bunu gnlk dualarnda srekli hatrlatyordu. "Biz kinatn kalbiyiz," derdi Kralrahip ezgisel bir sesle; sesinin ezgisi o kadar gz el olurdu ki insan bazen sesi dinlemekten sylenenleri dinlemeyi unuturdu. "Tanrlarn aziz ehri star kinatn merkezidir ve -ehrin tam kalbinde olduumuz iin- biz de kinatn de saylrz. Kann kalpten akp en ufak ayak parmana kadar besin gtrmesi gibi bu byk t aylan inancmz ve retilerimiz aramzdaki en kk, en nemsizine kadar gider. Gnlk il n bunu hi unutmayn; nk burada alan sizler tanrlarn gzde insanlarsnz. Ayn, rm bir noktasna dokunan birinin btn a titretmesi gibi sizin en ufak hareketleriniz bile Krynn'de boylu boyunca sarsntlar yaratr." 206 207

Denubis titredi. Kralrahip'in o mecaz kullanmamasn diledi. Denubis rmceklerden irenird i. Aslnda btn bceklerden nefret ederdi; bu bir trl itiraf etmedii ve aslnda kendini s

hissettii bir konuydu. Btn yaratklar, tabii ki Karanlklar Kraliesi tarafndan yaratla hari, btn yaratklar sevmesi buyrulmuyor muydu kendisine? Karanlklar Kraliesi'nin yarat ar arasnda ogreler, goblinler, troller ve dier kt rklar vard ama Denubis rmcekler ko da emin deildi. Hep sormay dnyordu ama bunun Saygdeer Rahipler arasnda saatler srec efi bir tartmay icap ettireceini biliyordu ve ksacas buna demiyeceini dnyordu. O, i rmceklerden nefret etmeye devam ediyordu. Denubis hafife dazlak kafasna vurdu. Neden imdi akl rmceklere kamt? ini ekerek, , diye dnd. Ksa bir sre sonra bahede oturup, sonunda biri beni yemee gtrmek iin uy adar uyuklayp duran zavall Arabacus gibi olacam. Bunun zerine Denubis yeniden iini ekt ama bu acmaktan ok bir kskanlk ahna benziyordu. Zavall Arabacus ya! En azndan o... "Denubis..." Denubis durdu. Geni koridorda bir o, bir bu yana bakt ama kimseyi grmedi. Rahip rper di. O yumuak sesi duymu mu, yoksa sadece hayal mi etmiti? "Denubis," diye geldi ses yine. Bu kez rahip yaldzl tavan tayan devasa mermer stunlarn glgelerine daha dikkatle bakt a koyu bir glge, karanlk iinde daha kara bir para artk seilebilmeye balamt. Denubis yret nidasn zor bastrd. Bedenini yoklayan ikinci titremeyi bastrarak durdu ve glgeler iinde duran suretin ona doru hi yaklaamayacan bilerek yavaa glgeler iinde duran su ilerledi. Iktan kmamasnn nedeni, Denubis'i glgeler iinde bekleyene, n karanln kilde zarar vereceinden deildi. Aslnda Denubis, dnya zerindeki her hangi bir eyin bu a dama zarar verip veremeyeceini de bilmiyordu. Hayr, sadece, o glgeleri tercih ediyord u. Rol, diye dnd Denubis alayla. "Bana m seslendin Kara Kii?" diye sordu Denubis, tatl kartmaya alt bir sesle. Glgeler iindeki ehrenin glmsediini grd ve Denubis aniden, btn dncelerinin onun tarafndan bilindiini anlad. "Kahrolsun!" diye lanet okudu Denubis (bu Kralrahip'in ho karlamad ama basit bir adam olan Denubis'in hibir zaman yenemedii bir eydi). "Neden Kralrahip onun sarayda bulu nmasna izin veriyor? Neden srlen dierleri gibi onu da uzaklatrmyor?" Bunu kendi kendine sylyordu tabii ki nk -ruhunun derinliklerinde- Denubis cevab biliyo rdu. O, ok tehlikeli, ok glyd. Dierleri gibi deildi. Kralrahip onu, vahi bir kpei umas iin tutan bir adam gibi tutuyordu; adam kpeinin buyrulduunda saldracan bilir am kpeinin zincirini kontrol etmek zorundadr. Zinciri kopacak olsa, ilk ii sahibinin gr tlana kmek olur. "Seni rahatsz ettiim iin zgnm Denubis," dedi adam yumuak sesiyle, "zellikle de ar d kadar dalmken. Ama ok nemli bir olay gereklemekte, hatta biz konuurken gereklemeye vam ediyor. Tapnak muhafzlarndan bir blk alarak arya git. Orada, kavakta, Paladine' Rahibelerinden birini bulacaksn. lmek zere. Ayn zamanda orada, bir de, kza saldrm ol adam bulacaksn." Denubis'in fal ta gibi alan gzleri, sonra ani bir pheyle ksld. "Nereden biliyorsun bunu?" diye sordu. Glgeler iindeki suret kprdad, ince dudaklarnn oluturduu karanlk izgi byd: Bu, yakn haliydi. "Denubis," diye azarlad suret, "beni uzun yllardr tanrsn. nsan rzgra nasl estiini s Nasl parladklar iin yldzlar sorguya ekiyor musun? Ben bilirim Denubis. Bu sana yetsin "Ama..." Denubis akl kararak elini bana gtrd. Bu aklama gerektirirdi, gerekli yetki rapor. nsan yle Tapnak muhafzlarndan bir blk alveremezdi. "Acele et Denubis," dedi adam kibarca. "Kz ok yaamaz..." Denubis yutkundu. Paladine'n Saygdeer Rahibe'sine saldrlm! lyor...pazar yerinde! By timalle de etrafn azlar ak olay seyreden bir kalabalk almt. Skandal! Kralrahip b n olmayacakt... Rahip nce azn at, sonra yine kapatt. Bir an glgeler iindeki surete bakt; oradan bi meyen Denubis dnerek, 209 208

telala dalgalanan cppesiyle, koridor boyunca geldii yne doru komaya balad; deri sanda leri mermer zeminde aplak sesleri karyordu. Muhafz Komutannn merkez kararghna varan Denubis, nefes nefese, grev bandaki temene t ni aktarmay becerdi. Batan tahmin ettii gibi bu bir sr karkla neden olmutu. Komuta gelmesini bekleyen Denubis bir sandalyeye kerek, soluklanmaya alt.

rmceklerin yaratcsnn kimlii sorguya ak olabilir, diye dnd Denubis terslikle ama aratnn yaratcsnn glgelerde durmu kendisine gldne hi kukusu yoktu. "Tasslehoff!" Kender gzlerini at. Bir an iin nerede ve hatta kim olduunu bilemedi. Bir sesin kulana ek de yabanc gelmeyen bir isim telaffuz ettiini duymutu. Kafas karan kender etrafna b Bir caddenin ortasnda srt st yatan koca bir adamn stnde yatyordu. Koca adam onu mutl bir hayretle seyrediyordu, belki de Tas, adamn geni gbeinin zerine tnemi olduundand "Tas?" diye tekrarlad koca adam; bu kez yznde de kafas karm bir ifade vard. "Sen bur lacak miydin?" "B-ben pek emin deilim," dedi kender u "Tas"n kim olduunu merak ederek. Sonra her eyi hatrlayverdi -Par-Salian'n mrldand duay duyuunu, yz baparmandan skp atn "Tabii ki burada olmam gerekiyordu," diye atld Tas rahatsz olarak, Par-Salian'n kork u ykl haykrn hafzasndan silmeye alrken. "Seni buraya tek bana yollayacaklarn l mi?" Kender, koca adamla, burun buruna konuuyordu. Caramon'un akl karm ifadesi karard, yz asld. "Emin deilim," diye mrldand, "ama i..." "Eh, ite buradaym." Tas yuvarlanarak Caramon'un toparlak bedeninden, kaldrm talarna in di. " 'Buras' her neresiyse," diye mrldand kendi kendine. "Dur senin kalkmana yardm e deyim," dedi Caramon'a minik elini uzatarak; bu hareketinin Caramon'un dikkatini zerinden alacan umuyordu. Tas geri yollanp yollana-mayacan bilmiyordu ama bunu ren merakl deildi 210 zaten. Caramon dorulup oturmaya alt; ayn ters dnm bir kaplumbaaya benziyor, diye dnd T k o zaman kender, Caramon'un Kule'dekinden ok daha deiik bir giysi iinde olduunu fark etti. Kulede kendi zrhn (olduu kadaryla) ve Tika'nm zenle diktii, ince bir kumatan e uymayan bir tunik giyiyordu. Ama imdi, gevek bir dikile tutturulmu kaba bir kuma vard zerinde. Kaba deriden bir yel k omuzlarndan dklyordu. Yelein bir zamanlar dmeleri olmu olabilirdi ama yle idiyse rtk yoklard. Zaten dmeye ihtiya da yok, diye dnd Tas, nk yelein Caramon'un sark kadar esnemesi mmkn deildi. Torba gibi deri pantalonlar ile, parmaklarn birinde koc a bir delii olan yamal deri izmeler bu irkin manzaray tamamlyordu. "ff!" diye mrldand Caramon havay koklayarak. "Bu korkun koku da ne?" "Sen," dedi Tas, burnunu tkayp, sanki kokuyu savuturabile-cekmi gibi elini havada sa llarken. Caramon buram buram cce biras kokuyordu! Kender adama daha yakndan bakt. Ay rldklarnda Caramon aylmt; imdi de gayet ayk grnyordu. Gzleri, akn da baksa, an dimdik duruyordu. Koca adam baklarn indirdi ve ilk kez kendini grd. "Ne? Nasl?" diye sordu ararak. "nsan dnyor da," dedi Tas ciddiyetle, Caramon'un giysilerine kmseyerek bakarken, "b dan daha iyisini yapabilmeliydiler! Yani, bynn giysilere etkisi zordu herhalde, bil iyorum ama kesinlikle..." Birden aklna bir ey geldi. Tas korkuyla kendi giysilerine baktktan sonra rahat bir nefes ald. Ona hibir ey olmamt. Hatta keseleri bile yanndayd, hepsi yerli yerinde, i dr dr eden bir ses, bunun nedeninin onun buraya gelmiyor olmas gerektiinden ileri gel diini sylyordu ama kender bunu kolaycack unutuverdi. "Neyse, etrafa bir gz atalm," dedi Tas neeyle ve hareketlerini szlerine uydurdu. Kok udan nerede olduklarn tahmin edebiliyordu aslnda: bir arka sokaktaydlar. Kender burnu nu kvrd. O da, Caramon'unu kt koktuunu dnmt! Her trl p ve 211 atkla dolu arka sokak, karanlkt ve byk ta bir binann glgesinde kalyordu. Ama Tas so , gelip geen insanlarla dolup taan hareketli bir cadde olduu anlalan yere doru baknca dz vakti olduunu anlamt. "Galiba buras ar," dedi Tas ilgiyle, incelemek iin sokan sonuna doru ilerlemeye bala . "Bizi hangi ehre yolladlar dediydin?" "star," diye gevelediini duydu Caramon'un arkasndan. Sonra, "Tas!" Caramon'un sesinde korkulu bir tn duyan kender aceleyle geri dnd, eli kendiliinden ke merinde tad kk baa gitmiti. Caramon dar sokakta yerde duran bir eyin yanna eil "Nedir o?" diye seslendi Tas geriye doru koarken. "Lady Crysania," dedi Caramon kara bir cppeyi kaldrarak.

"Caramon!" Tas dehet iinde nefesini tuttu. "Ona ne yaptlar? Byleri mi at?" "Bilmiyorum," dedi Caramon hafife, "ama yardm bulmamz gerek." Dikkatle kzn yaral ve ka nl yzn cppeyle rtt. "Ben gideyim," diye teklifte bulundu Tas, "sen onun yannda kal. Buras kasabann pek de iyi bir muhitine benzemiyor, bilmem anlatabildim mi?" "Doru," dedi Caramon, ar bir nefes alarak. "Ben idare ederim," dedi Tas koca adamn omuzunu ikna edercesine okayarak. Caramon bayla onaylasa da bir ey sylemedi. Elini son bir kez daha Caramon'un omuzuna dediren Tas dnd ve caddeye doru komaya balad. Sokan sonuna varnca kaldrma doru frlad. "Merh..." diye balamt ama bir el kendisini sk sk kavra- j yarak kaldrmdan kenara f "Dur bakalm," dedi sert bir ses, "nereye gidiyorsun?" Tas kvrlp dnnce sakall bir adam grd; yznn bir ksm miferinin parlak n parasyl gzlerle bakyordu. Bu tr resmi ahsiyetlerle olduka fazla deneyimi olduundan, kender hzla adamn ehir muhaf lduunu anlad. "Ben de sizi aryordum," dedi Tas, bir yandan kendini kurtarmaya alrken bir yandan da m asum bir ifade taknmaya alarak. "Bu da tam kenderlere yakr bir hikye!" diye homurdand muhafz, Tas' daha da sk tutmay yarak. "Eer bu doru olsayd, Krynn tarihine geerdi kesinlikle." "Ama doru," dedi Tas, adama hiddetle bakarak. "Arkadalarmzdan biri yaraland, orada." Muhafzn, daha nce dikkatini ekmemi olan bir adama baktn fark etti: Bu beyaz cppeler ir rahipti. Tas'n yz aydnland. "A? Bir rahip mi? Nasl..." Muhafz eliyle, kenderin azn tkad. "Ne dersin Denubis? Buras Dilenciler Soka. Byk bir ihtimalle bir baklama olay, hrs aka bir ey deildir." Rahip, salar seyrelmeye balam, olduka ciddi, hznl bir yze sahip orta yal bir adam rya bir gz atp ban salladn grd. "Kara Kii, kavak dedi ve buras da kavak -ya akmamz gerek." "Pekl." Muhafz omuzlarn silkti. ki adamn bu ie koarak, adamlarn pis sokakta dikkat melerini seyretti. Elini kenderin azndan kaldrmyordu; yava yava nefessiz kalp boulaca ibi olan Tas ackl bir ciyaklama sesi kartt. Endieyle muhafzlarn ardndan bakan rahip etrafna baknd. "Brak nefes alsn Komutan," dedi. "enesini ekmek zorunda kalrz," diye geveledi komutan huzursuzca ama elini de Tas'n azn an ekti. "Sessiz olur, deil mi?" diye sordu rahip, akl baka yerde olduu halde ona iyilikle ba karak. "Bunun ne kadar ciddi olduunu biliyordur, deil mi?" Rahibin kendisine mi, komutana m, yoksa her ikisine birden mi hitap ettiinden emin olamayan Tas ittifakla ban sallamay uygun buldu. Tatmin olan rahip yeniden muhafzlar a dnd. Hl komutann ellerinde olan Tas da grebilecek kadar kendini evirmeyi baarmt n ayaa kalkp yannda uzanm olan kara, biimsiz yn iaret ettiini grd. Muhafzlarda rini yana ekti. "Komutanm!" diye bard, dier muhafz derhal Caramon'u yakalarken. Bu kaba davran kars etlenen koca adam kendini muhafzn elinden ekip kurtard. Muhafz barnca arkada ayaa elik lts grld. "Lanet olsun!" diye svd komutan. "Al, u ufak pie gz kulak ol Denubis!" Tasslehoffu ra hibe doru itti. 212 213

"Ben de gelmeyeyim mi?" diye kar kt Denubis, kendisine doru tkezlenen kenderi yakalaya ak. "Hayr!" Komutan, kendi ksa klcn ekmi, sokaktan aarya komaya balamt. Tas adamn hlikeli," gibi eyler homurdandm duydu. "Caramon tehlikeli deildir," diye itiraz etti Tas, Denubis adl rahibe endieyle baka rak. "Onun cann yakmayacaklar, deil mi? Sorun nedir?" "Korkarm biraz sonra reneceiz," dedi Denubis sert bir sesle ama kenderi, rahatlkla ke ndini kurtarabilecek kadar kibarca tutuyordu. lk bata Tas kap kurtulmay dnd -saklan byk bir ehir arsndan daha uygun bir yer olamazd. Fakat bu gayri ihtiyari bir dnce aramon'un muhafzlardan kurtulmaya almas gibi. Tas arkadan yalnz brakamazd.

"Eer uysallkla gelirse cann yakmazlar." Denubis iini ekti. "Geri eer gerekten..." Ra itredikten sonra bir an iin durak-sad. "Neyse, gerekten yle yapm olsa bile, burada dah a kolay bir lm bulabilir." "Ne yapm olsa bile?" Tas'n kafas gitgide daha ok karyordu. Caramon'un da kafas kar ellerini masum bir itirazla havaya kalktn grd. Ama daha o tartmaya alrken muhafzlardan biri koca adamn arkasna dolaarak, mzran zlerinin arkasna vurdu. Caramon'un dizleri bkld. Caramon tkez-j| lerken nndeki muhafz ca adam, gsne indirdii neredeyse " insafsz bir darbeyle yere serdi. Caramon ancak yere demiti ki mzran ucu boazna dayand. Ellerini teslim olduunu belirt fif bir hareketle kaldrd. Muhafzlar onu hemencecik yzkoyun yuvarlayp ellerini kavrayar k, hzl bir ustalkla arkasndan baladlar. "Durdur onlar!" diye bard Tas, ileri doru atlarak. "Bunu yapamazlar..." Rahip onu yakalad. "Hayr kk dostum, benimle kalman senin iin daha iyi olur. Ltfen," de i Denubis, Tas' kibarca omuzundan yakalayarak. "Ona yardm edemezsin ve urarsan bu iler i daha da kt bir hale sokar." Muhafzlar Caramon'u apar topar kaldrp zerini dikkatle ar maya baladlar, ellerini adamn deri pantalonuna bile sokmu lard. Belinde bir haner -bunu komutana verdiler- ve bi r cins si buldular. ienin kapan ap kokladktan sonra, tiksintiyle frlatp attlar. Muhafzlardan biri yerdeki kara yn iaret etti. Komutan eilerek pelerini kaldrd. Tas a an salladn grd. Sonra komutan, dier muhafzn yardmyla, yn dikkatlice kaldra d. Geerken Caramon'a bir ey syledi. Caramon'un yznn l gibi kle dnm olduundan du lan, o kt sz ayn buz kestiren okla Tas da duymutu. Baklarn Denubis'e eviren Tas rahibin aznn smsk kapandn, Tas'n omuzundaki parm O zaman Tas anlad. "Yo," diye fsldad dehetle, "yo! Bunu dnyor olamazlar! Caramon bir karncay bile inci Lady Crysania'ya bir zarar vermedi! O, ona yardm etmeye alyor! Buraya gelmemizin ned eni bu. En azndan nedenlerinden biri bu. Ltfen!" Tas, Denubis'e bakmak iin dnd, eller ini kavuturmutu. "Ltfen, bana inanman lazm! Caramon bir askerdir. Tabii ki baz eyler l d. Ama ejderanlar gibi, goblinler gibi kt eyleri ldrd. Ltfen, ltfen inann bana!" Ama Denubis sadece ona sert sert bakmakla yetindi. "Hayr! Nasl byle bir ey dnebilirsiniz? Buradan nefret ediyorum! Ben eve dnmek istiyor " diye bard, Caramon'un afallam, incinmi ifadesini gren Tas sefil bir halde. Gzyalar kalan kender yzn ellerine gmerek ac ac hkrd. Sonra Tas bir elin tereddt ederek kendisine dokunup, omuzunu okadm hissetti. "Orada, orada imdi," dedi Denubis. "Hikayeni anlatma frsatn bulacaksn. Tabii arkadan d . Ve eer masumsanz, size hi bir zarar gelmeyecek." Ama Tas rahibin i ektiini duydu. "A rkadan iiyormu, yle mi?" "Hayr!" Tas burnunu ekti, Denubis'in yzne yalvarmakl bir bak atarak "Bir damla bile i i, yemin ederim..." Yine de kender" in sesi, muhafzlar Caramon'u dar sokaktan, rahiple Tas'n durduu cad deye doru itelerken kesildi. Caramon'un yz dar sokan pislii ve hayvan dksyla kaplan i bir kesikten kan damlyordu.Gzleri kanlanm ve vahice bakarken yz dalgn ve korku dolu . Gemiteki iki krizlerinin miras aka iri vcuduna kaznmt; 215 214

krmz yanaklar ve titreyen kollar. Muhafzlarn varlna toplanmaya balayan kalabalk al balamt. Tas kafasn kaldrd. Par-Salian ne yapyordu? Kafas karmakark olarak merak etti. Bir l m gitmiti? Hatta Ista/da mydlar? Bir yerlerde kayp m olmulard? Ya da, belki de bu bir kabustu. "Kim-Ne oldu?" Denubis komutana sordu. "Karanlk kii hakl mym?" "Hakl m? Tabii ki, haklyd. Hi onun yanldn duydun mu?" dedi komutan azn aklatr kim olduunu bilmiyorum ama, o sizin inancnzn bir yesi. Boynunda Paladine' m madalyon unu tayor. ok kt bir ekilde yaralanm. Aslnda l olduunu sanmtm, ama boynunda o ." "Sen kadnn ey mi olduunu sanyorsun..yani o..." diye Denubis bocalad. "Bilmiyorum," dedi komutan serte. "Ama kadn dvlm. Bir eit komada sanrm. Gzleri son

ak, ama yine de bir eyleri grr veya duyar gibi grnmyor." "Onu bir an nce Tapnak' a gtrmeliyiz/'dedi Denubis abuka, geri, Tas adamn sesinde bir treme hissetmiti ama.. Muhafzlar kalabal datyorlard, mzraklarn nlerinde tutup, m drtklyorlard. "Herey halloldu. Uzaklasn, uzaklasn. ar bugn iin kapanmak zere. Hala zaman varken en i alverilerinizi bitirin." "Onu incitmedim!" dedi Caramon souka. Dehet iinde titriyordu. "Onu incitmedim!" diye tekrarlad, yalar yanaklarndan aa doru szlrken. "Evet!" dedi komutan duygusuzca. "Bu ikisini hcreye tkn" diye emretti muhafzlarna. Tas szland. Muhafzlarndan biri onu serte drtt. Ama Kender, -akn ve donakalm bir h is'in cbbesini yakalad ve gitmeyi reddetti. Elini Lady Crysania'nn cansz bedeninin stne koymu olan rahip, Kender'in sk skya tutan ellerini hissederek dnd. "Ltfen," diye yalvard Tas, "ltfen, o doruyu sylyor." Denubis'in sert yz yumuar gibi "Sen sadk bir dostsun," dedi nazike, "daha ziyade bir Kender'de allmadk bir karakter bu. Umarm bu adama olan inancn hakl kartlabilir." Dalgnca, rahip, Tas'n sa kuyruuna vurdu, sesinin tonu hznlyd. "Ama anlamalsn ki, baz zamanlar bir insan itii yler yapabilir.." "Sen ilerle!" diye hrlad muhafz, Tas' arkasndan acmaszca ekerek, "kk roln kes, b cak." "Bunun seni kzdrmasna izin verme, Saygdeer Rahip," dedi komutan. "Kenderleri bilirsin !" "Evet" diye cevaplad Denubis. Gzleri iki muhafzn hzla azalan arnn kalabal arasn ve Caramon' da. "Kenderleri bilirim. Ve bu olaanst biri." Rahip, bir an kafasn salla yarak dikkatini yeniden Lady Crysania'ya yneltti. "Eer onu tutmaya devam edersen k omutan" dedi yumuak bir sesle, "Paladine'dan bizi tm hzyla Tapnak'a ulatrmasn isteye Tas, muhafzn kendini tutan ellerinden dnebildii kadaryla, rahibin ve muhafzlarn komuta ar alannda yalnz balarna durduklarn grd. Beyaz kl bir parldama oldu ve yokol Tas gzlerini krptrd, nereye gittiini bakmay unuttu ve aya takld. Kaldrm talar k, ellerinde ve dizlerinde bir ac hissetti. Sert bir tutu, onu yakasndan tuttuu gibi kabaca ayaa kaldrd ve arkasndan iteledi. "lerle. Numara yapmadan." Tas ileriye doru hareket etti, ok mutsuzdu ve evresindekilere bakamayacak kadar sini rliydi. Baklarn Caramon'a evirdi ve Kender, kalbinde bir ac hissetti. Korku ve utanla zilmi olarak, Caramon krcesine caddede zorla yryordu, admlar dengesizdi. "Onu incitmedim!" diye, Tas adamn mrldanmasn duydu. "Bir eit hata olmu olmal..." 216 217

Bfm 2 O gzelim elf sesleri gitgide yseldi; tatl notalar, sanki dualarn gklere sadece gam ze de ykselerek bile tayabileceklermi gibi birka oktav birden kyordu. Kavumakta olan g ek kristal pencerelerden giren eik nlarnn dedii elf kadnlarnn yz narin bir pemb scak bir ilhamla parlyordu. Sesleri dinleyen haclar bu gzellik karsnda alyor, gzlerinin nndeki beyaz ve mavi c ulanklamasna neden oluyorlard. Beyaz cppeleri Paladine'n Saygdeer Rahibeleri, mavi c ri de Mishakal'n Kzlar giyiyordu. Dinleyenlerin bir ksm, daha sonra, elf kadnlarnn g doru ykseldiine, pamuk gibi bulutlar tarafndan sarlp sarmalandklarna yemin edebilird arklar tatl bir uyum ile ykseldiinde, derin erkek seslerinden oluan bir koro onlara k rak, azad edilmi kular gibi uuan dualar adeta yere baladlar: Tabiri caizse kanatlarn rak, diye dnd Denubis terslikle. Yorulduunu dnyordu. Gen bir adamken, o da Akam duyduunda ruhunu gzyalaryla ykamt. Sonra, yllar getike bu allm bir ey olmu ktaki acil bir ie kaydn fark ettiindiinde yaad ilk oku hatrlyordu. Ama arhk, bi terdi. Rahatsz edici, usandrc, skc olmutu, in asl, gnn bu vaktinden saknr olmu, kamak iin eline her geen frsat kul Neden? Kabahatin ounu elf kadnlarda buluyordu. Irksal bir nyarg, dedi kendi kendine h uysuzca. Yine de, kendine hakim olamyordu. Her yl bir grup elf kadn, Saygdeer Rahibel er ve bu konuda eitim grenler, Silvanesti'nin aaal topraklarndan gelip bir yllarn s geiriyor, kendilerini tapnaa adyorlard. Bu, her gece Akam lahisi'ni sylemeleri ve her etrafndakilere elflerin tanrlarn gzdeleri olduklarn, rklar arasnda ilk yaratlan oldu lerinin de kendilerine yzlerce yl olarak ihsan edildiini hatrlatmalar anlamna geliyord

u. Yine de bu ie Denubis'ten baka gocunan yok gibiydi. zellikle bu gece ark Denubis'e son derece rahatsz edici geliyordu nk o sabah tapnaa dii gen kadn iin endieleniyordu. Aslnda bu akam elinden geldiince kamaya alm am n zerindeki gnleri sayl olan ve en byk huzuru Akam Dualarnda bulan yalca bir insan lan Gerald tarafndan yakalanarak getirilmiti. Byk bir ihtimalle bunun nedeni, diye dn nubis, yal adamn tamamen sar olmasdr. Durum byle olunca Gerald'a kendisinin -yani De 'in- baka bir yere gitmesi gerektiini anlatmak imknsz olmutu. Sonunda pes eden Denubi s yal adamn koluna girmiti. imdi Gerald yannda durmu, yznde bir vecd ile kukusuz, g gnn birinde ykselecek olduu o gzel boyutu canlandryordu. Denubis hem bunu, hem de o sabah Tapnak'a getirdiinden beri hi haber alamad, gremedii n hanm dnrken kolunda hafif bir temas hissetti. Dikkatsizliinin anlalp, rapor edi eceini merak ederek srayan rahip etrafna sululuk duygusuyla baknd. lk bata kendisin dokunduunu anlayamamt nk her iki yanndakilerin de dualar iinde kaybolduklar bell temas bir kez daha hissederek, arkadan geldiini fark etti. Arkasna baknca, bir elin Saygdeer Rahiplerin durduu iblmleri etrafndaki balkondan ayran perdenin ardna kayd El ona gel iareti yapyordu; akl karan Denubis sradaki yerinden ayrlarak beceriksizce p rdeyle cebelleip, vakitsiz bir ilgiyi zerine ekmeden kmaya alt. El ekilmiti ve Den ife perdelerin katlar arasndan, akl bir trl 218 219

bulamyordu. Sonunda, orada bulunan btn haclarn gzlerinin kendisine bezginlikle baktn n olduktan sonra aklj bularak tkezlenircesine geti. Yz przsz ve sakin grnl gen bir rahip ra, al al moru mor, kan ter iinde kalm n hibir ey yokmu gibi eilerek selam verdi. "Akam Dualarnz bldm iin zrlerimi kabul etmenizi istirham ederim Saygdeer Rahip a ulursanz Kralrahip uygun bir zamannzda kendisini ereflendirmenizi rica ediyor." Rahi p ra kalp halindeki szleri yle rahat bir kibarlkla sylyordu ki eer Denubis, "Hayr . ncelikle ilgilenmem gereken baka ilerim var. Belki daha sonra," deseydi, dinleyen birine hi de tuhaf gelmezdi. Ama tabii ki Denubis byle bir ey yapmad. Gzle grnr bir ekilde yz solan adam, "son d ef duyaca," tarznda bir eyler geveledi; sesi sonuna doru clzlayp kesilmiti. te yand p ra byle eylere alkt, -tasdiklercesine ban sallayarak-dnd ve Tapnak'm geni, orlarndan star'n Kralrahip'inin blmne doru yol almaya balad. Gencin peinden seyirten Denubis'in, konunun neyle ilgili olduunu merak etmesine ge rek yoktu. Gen kadnd elbette ki. En az iki yldr Kralrahip'in huzuruna kmamt ve bunu r Rahibe'yi sokak arasnda lmek zereyken bulmasyla ayn gne denk gelmi olmas da bir tes olamazd. Belki de lmtr, diye dnd Denubis hznle. Kralrahip bunu bana, bizzat syleyecektir. B rtliiydi tabii ki. Bu hareket, aklnda uluslarn kaderleriyle ilgili meseleler buluna n birinin kiiliine pek uygun saylmayabilirdi ama byk bir iyilik olduu da kesindi. Kzn lmemi olmasn diledi. Bunu sadece kz iin deil; dier insan ile kender iin de ist enubis onlar hakknda da uzun uzun dnmt. zellikle de kender. Krynn zerindeki dierler Denubis de kurallara veya ahsi eyaya -bu ister kendi eyalar olsun, ister dierlerininhi saygs olmayan kenderleri kk grrd. Denubis bilirdi ki (ya da bildiini zannediyor der-lerin ou balan derde girer girmez kap giderler. Bu kender, koca arkadann yannda a dokunan bir vefa duygusuyla kalm, hatta arkadan savunmutu bile. Denubis ban hznle sallad. Eer kz ldyse onlar da... Hayr/ bunu dnmek bile istemiyordu. Bu ile ilgili herkesi korumas iin Paladine'a samim tle dua eden Denubis akln, morali-ni kerten dncelerden kopartp alarak, kendini Kralra 'in Tapnak'taki ahsi ikametindeki harikalar seyretmeye zorlad. Gzellikleri unutmutu: Efsaneye gre talar, kendilerinden gelen, yumuak bir kla parlay beyaz duvarlar. O kadar incelikle biimlendirilmi ve oyulmutu ki, cilal beyaz zeminde n bitivermi gibi grnen kocaman beyaz gl yapraklarn andryorlard. lerinden uuk mav li belirsiz damarlar geiyor, saf beyazn sertliini yumuatyordu. Koridorun harikalar yerini antrenin gzelliklerine brakmt. Burada duvarlar, ayn tanrla ulaan bir lmlnn duas gibi yukar doru akarak tepelerindeki kubbeyi destekliyordu. Tanr freskleri uuk renklerle izilmiti. Onlar da sanki kendi klaryla parlyorlard: Paladine tin Ejderha, yilik Tanrs; Kitabn Gilean', Tarafszlk Tanrs; Karanlklar Kraliesi bil lmiti burada -nk Kralrahip hibir tanry gz gre gre gcendirmezdi. O da be bal ejd

miti ama o kadar kiiliksiz, o kadar korumasz bir ejderha gibi grnyordu ki Denubis nasl oluyor da devrilip Paladine'm ayan yalamadn merak etti. Ama bunu sonradan, bu konuyu tekrar kafasnda tartarken fark etmiti. O anda, bu gzel im resimlere bile bakamayacak kadar sinirliydi. Gzleri, Tapnak'm kalbine alan, plati nden zenle yaplm kaplara dikilmiti. Kaplar savrularak alnca azametli bir k yayld. Huzura kma zaman gelmiti. Kabul Salonu, buraya girenlere nce bir nemsizlik, bir tevazu hissi verirdi. Buras i yiliin kalbiydi. Burada tapnan ihtiam ve gc temsil ediliyordu. Kaplar, zemini cilal granitten yuvarlak, devasa bir odaya alyordu. Zemin ykselerek muazzam bir gln yaprakla r biimindeki duvarlar oluturuyor, gkyzne doru ykselerek byk bir kubbeyi tayordu. e aylarn parltsn emen buzlu kristaldendi. Gne ve aylarn nlar odann her yann do Deniz kp mavisi renginde byk kemerli bir dalga, odann ortasndan ykselerek, kapnn k duran bir nie uzanyordu. Burada tek bir taht vard. Bu tahttan akan k ve scaklk hissi ubbeden akan ktan daha parlakt. 221 220

Denubis odaya, mnasip olduu zere, elleri nnde kavumu, ba eik girdi. Akamd; gne 'in girdii salon sadece mumlarla aydnlatlmt. Yine de, her zamanki gibi Denubis'e gne da, ak bir avluya girmi hissi vermiti. Gerekten de bir an iin gzleri kla kamamt. zin verilinceye kadar yapmas gerektii dirirken, zeminin, eyalarn ve Salonda hazr bulunan insanlarn grntleri gzne ilimit divenlere bakt. Fakat odann nnden kaynayan lt o kadar muhteemdi ki kelimenin tam an aka hibir eye dikkat edemiyordu. "Baklarn kaldr Paladine'n Saygdeer Rahibi," dedi, artk elf kadnlarn gzel mzikler i etkilemezken, ezgisi gzlerini yaartan bir ses. Denubis gzlerini kaldrnca ruhu huuyla titredi. Rralrahip'e bu kadar yaklamayal iki yl lmutu; zaman hatralarn kreltmiti. Her sabah onu uzaktan grmek -insann ufuktan doan etmesi, scakln hissetmesi, yla neelenmesi gibine kadar farklyd. Gnein huzurun ruhunun onun parlaklnn safl ve berraklyla yandn hissetmek, ne kadar farkl. Bu kez unutmayacam, diye dnd Denubis serte. Ama kimse, Kralrahip'in huzurundan ayrlan imse, onun tam olarak neye benzediini hatrlayamazd. Bunu yapmaya almak bile hrmetsizli olarak kabul edilirdi, aslnda -bu, yani onun etten kemikten olduunu dnmek, bir kutsa lla saygszlkt. Hatrlanabilen tek ey, son derece gzel birinin huzurunda bulunmu olm In auras Denubis'i sard; ve hemen kukular, kuruntular ve sorgulan iin duyduu korku uk duygusuyla paraland. Kralrahip'in tersine Denubis kendini Krynn zerindeki en sefi l yaratk olarak gryordu. Dizleri zerine kerek, ne yaptnn farkna bile varmadan, yap n tek doru eyin bu olduundan baka bir ey dnmeden, af diledi. Kendisi affedildi. Ezgisel ses konutu; Denubis hemen bir huzur ve tatl bir skunetle doldu. Ayaa kalkarak saygl bir yumuak ballkla Kralrahip'e dnd ve yardmc olabilme arsa, yardmc olabilmek iin yakard. "Bu sabah Tapnak'a gen bir kadn, Paladine'n Rahibelerinden i getirmisin," dedi ses, "ve anladmz kadaryla bu kz iin endieleniyormusun -ki bu so e doal ve uygundur. Kzn iyi olduunu ve o korkun skntdan tamamen kurtulduunu haber ve n seni rahatlatacan dndk. Ayn zamanda, Paladine'n Saygdeer Rahibi, kzn fiziksel m olduunu bilmek senin akln da rahatlatr diye dndk." Denubis, gen kadnn iyilemi olmas nedeniyle Paladine'a kretti ve tam kenara ekilip bi kika daha bu muhteem kta durmaya hazrlanyordu ki aniden Kralrahip'in szlerinin nemini vrayverdi. "O-ona saldrlmam m?" diye kekeleyebilmeyi becerdi Denubis. "Hayr, olum," diye cevaplad neeli bir ilahi gibi kan ses. "Paladine sonsuz irfanyla k uhunu alm; saatlar sren dualarmzdan sonra bylesine bir hazineyi bize geri vermesi iin nu raz edebildik; ne de olsa ruhu bedeninden zamansz alnmt. Gen kadn artk yaam bah uyku iinde dinleniyor." "Peki ama ya yzndeki izler?" diye kar koydu Denubis, akl kararak. "Kan. . ." "Hi iz yoktu," dedi Kralrahip kibarca ama sesinde, Denubis'in kendisini anlatlamay acak kadar huzursuz hissetmesine neden olan bir sitem imas vard. "Sana fiziksel bi r yaras olmadn syledik." "Be-ben yanlm olduum iin ok mutluyum," diye cevap verdi Denubis samimiyetle. "En ok da tutuklanan gen adamn sylemi olduu gibi masum olduunun ortaya kt ve artk serbest

iin." "Biz de, bu dnya insan yaratklarnn ilk bata korkulmu olduu kadar byk bir ktlk yap miz iin en az senin kadar minnettarz Saygdeer Rahip. Yine de aramzda kim tam anlamyla masumdur?" Ezgisel ses duraksad; bir cevap bekler gibiydi. Ve cevaplar hazrd. Etrafndaki mrltl s erin gerekli cevab verdiklerini duydu ve Denubis ilk kez taht yaknnda bakalarnn da haz bulunduunu fark etti. Kralrahip'in etkisi ite bu kadar bykt; yle ki Denubis kendisini onunla yalnz zannetmiti. Denubis de dierleriyle birlikte bu sorunun cevabn geveledi ve aniden sylenmese de bu muhteem huzurdan ayrlmasna izin verildiini anlad. Ik artk zerine dorudan gelmiyord 222 223

zerinden bir bakasna dnmt. Kendisini parlak gne ndan glgeye adm atm gibi hi e-sine, tkezlenerek merdivenlerden aaya indi. Burada, yani zemin katta nefeslenip, g eveyip etrafna bakabildi. Kralrahip bir yanda, klar iinde oturuyordu. Fakat Denubis'e tabiri caizse gzleri a a bi geldi nk sonunda yanmdakilerin kimliini kartmaya balamt. Belirli tarikatlarn ba aygdeer Rahiplerin ve Saygdeer Rahibelerin. Biraz da ironiyle "gnein elleri ve ayaklar diye bahsedilen bu insanlar gnlk ileri hallediyorlar, tapnan gn gnne yaplmas ger yerine getiriyorlard. Krynn'i yneten bunlard. Fakat burada, tapnan yksek yneticileri nnda bakalar da vard. Denubis'in baklar gayri ihtiyari Salon'un bir kesine, grne an tek kesine kayd. Burada kara cppeli, karanl Kralrahip'in n glgede brakan biri oturuyordu. Fakat De ek karanln sadece bekledii, -zamanla- gnein kavuacann bilinciyle zamann kollad Fistandantilus'un, saray iindeki lakabyla Karanlk Kii'nin Kralrahip'in Kabul Salonu' na alnyor olmas Denubis'i ok artmt. Kralrahip dnyay ktlklerden arndrmaya al : Onun huzurunda! Sonra Denubis'in aklna rahatlatc bir fikir geldi: belki de, dnya ktl ten tamamen kurtulduunda, son ogre rk da yok edildiinde Fistandantilus kendiliinden le cekti. Ama daha o bunu dnp, kendi kendine glmserken Denubis bycnn gzlerinin souk prlt dn grd. rperen Denubis aceleyle baklarn baka yne evirdi. Bu adamla Kralrahip ar ezat vard! Kralrahip'in gnei altnda dururken, Denubis kendini sakin ve huzur iinde hi ssetmiti. Fistandantilus'un gzlerine ne zaman baksa, ister istemez kendisine iindek i karanlk hatrlatlyordu. Ve o gzlerin baklar altnda aniden kendini, Kralrahip'in o garip, "aramzda kim tam anla myla masumdur?" szyle neyi kastettiini dnrken buldu. Rahatsz olan Denubis, iinde devasa bir len masas bulunan bir antreye girdi. Tapnmaya gelen haclar tarafndan Ansalon'un drt bir yanndan getirilmi veya Xak Tsaroth gibi uzaktaki ehirlerin 224 pazarlarndan alnp gelmi olan lezzetli, allmam yiyeceklerin ^okusu Denubis'in aklna n beri azna bir ey koymam olduunu getirmiti. Bir tabak alarak o gzelim yiyeceklerin a dan, sonunda taba tkabasa doluncaya kadar bazlarn semiti ve masaya gitmek iin yar y a bulmutu ki tabann ho kokulu yk altnda inledi. Bir uak, yuvarlak bardaklar iinde ho kokulu elf arab getirdi. Denubis bunlardan birini alp, bir hokkabaz gibi yemek aletleri bir elinde, arab dier elinde bir sandalyeye kp ahla yemee koyuldu. Tam bir az dolusu kzarm sln ile elf arabnn kolay kolay azdan ilahi bileiminin keyfini karyordu ki tabann zerine bir glge dt. Baklarn kaldran Denubis boulur gibi olarak azndakileri inemeden yutup, utanla ene n arab sildi. "Sa-saygdeer Rahip," diye kekeledi, Kardelerin Ba'nn hakk olan saygnn bir iareti ol aa kalmak iin dermansz bir harekette bulunurken. Quarath onu alayc bir zevkle seyredip elini yava yava sallad. "Ltfen Saygdeer Rahip, i rahatsz etmeyeyim. Yemeini blmek gibi bir niyetim yok. Sadece seninle bir ey konuma k istemitim. Belki yemeini bitirince..." "Yemeim...yemeim, tamamen bitti," dedi Denubis aceleyle, yars dolu tabayla bardan ge olan uaa uzatarak. "Tahmin ettiim kadar a deilmiim." En azndan bu doruydu. tah tam Quarath hafife glmsedi. nce yz hatlarna sahip, narin elf yz sanki porselenden yaplm

man dikkatle glmserdi adeta yznn krlacandan kor karm gibi. "Peki, tabii eer cann tatl ekmiyorsa?" "Y-yo, bir para bile ekmiyor. Zaten...tatl bu vakitte ar kaar..." "O halde benimle gel Saygdeer Rahip. Seninle konumayal ok oldu." Quarath, teklifsizli kle Denubis'in koluna girdi; oysa rahip, tarikatn ban son kez aylar nce grmt. nce Kralrahip, imdi de Quarath. Denubis midesinde buz gibi bir boluk hissetti. Quar ath, onu Kabul Salonu'ndan kartrken Kralrahip'in ezgisel sesi ykseldi. Denubis arkasn a bakarak, bir an daha o muhteem kta ykand. Sonra iini ekerek baklarn 225 evirdi ve gzleri kara cppeli bycde durdu. Fistandantus glmseyip ban sallad.. rp eleyle Quarath ile birlikte kapdan kt. ki rahip abartl sslenmi koridorlardan geerek sonunda kk bir odaya, Quarath'm odasna . Bu odann da ii son derece gzel denmiti ama Denubis herhangi bir detay fark edemeyec kadar sinirliydi. "Ltfen otur Denubis. Artk sana byle hitap edebilirim, sonunda rahat rahat yalnz kaldm e." Denubis rahat rahat ksmndan emin deildi ama yalnz kaldklar kesindi. Quarath'n kendisin gsterdii sandalyenin ucuna oturarak, imedii kk bir bardak likr kabul edip bekledi. h birka dakika boyunca yersiz ve bo eylerden konutu, Denubis'in almalarn -Denubis Mi l Diskleri'nden baz blmleri ana lisan olan Solamniyaca'ya evriyordu- ve en ufak bir i lgisi olmad belli olan baka eyler de sordu. Sonra, biraz duraksadktan sonra Quarath sakin bir tavrla, "Elimde olmadan senin Kr alrahip'i sorguladn duydum," dedi. Denubis likrn masaya brakt; elleri o kadar titriyordu ki ikinin dklmesine zor mani ol . "Ben...ben...sadece gen adam...me-merak etmitim...yanllkla tutuklanan gen adam," di kekeledi belli belirsiz. Quarath ciddi bir ifadeyle ban sallad. "ok doru tabii. ok yerinde. Bu dnya zeri rkdalarmzla ilgilenmemiz ,, yazldr. Bu sana yakyor Denubis ve bunu yllk rapo tlaka belirteceim." "Teekkr ederim Saygdeer Rahip," diye mrldand Denubis, baka ne sylemesi gerektiini k ediinden. Quarath baka bir ey sylemeden, ekik elf gzleriyle karsndaki rahibi szerek oturdu. Denubis yzn cppesinin koluyla silmiti. Bu oda inanlmayacak kadar scakt. Elflerin kan lurdu. "Baka bir ey daha m vard?" diye sordu Quarath kibarca. Denubis derin bir nefes ald. "Lordum," dedi samimiyetle, "o ; gen adam. Serbest br aklacak m? Ve kender?" Aniden heveslen-miti. "Belki bir yardmm olur, belki onlar yenid en iyinin yollarna dndrebilirim diye dnmtm. Gen adam masum olduuna* gre..." "Hangimiz tam manasyla masumuz?" diye sordu Quarath,,j sanki tanrlar cevab oraya bizzat yazabilirlermi gibi gzlerini tavana dikmiti. "Bunun ok gzel bir soru olduuna kukum yok," dedi Denubis uysalca, "ayrca dnlmesi, z tartlmas gereken bir soru; ama belli ki bu gen adam masum -en azndan bu konuda masum s aylabilir..." Denubis akl biraz kararak sustu. Quarath hznle glmsedi. "Bak, grdn m?" dedi ellerini ap baklarn rahibe evirerek. diini rter, derler ya." Sandalyesine yaslanan Quarath bir kez daha tavana bakt. "ki si de yarn esir pazarnda satlacak." Denubis oturduu yerde doruldu. "Ne? Ama Lordum..." Quarath'n baklar derhal rahibin zerine yneldi, adam olduu yerde dondurdu kald. "Sorguluyor musun? Yine mi?" Denubis'in btn sylemeyi akl edebildii, "Ama...o masum!" olmutu. Quarath yine glmsedi; bu kez yorgun, ama anlayl bir ifadesi vard. "Sen iyi bir adamsn Denubis. yi bir adam, iyi bir rahip. Belki basit bir adam ama iyi bir adamsn. Bu karara yle hemen varmadk. Adam sorguya ektik. star'da ne yapt ve n geldii hakknda anlattklar elikiliydi, en basit ifadesiyle. Eer kzn yaralar konusu umduysa bile ruhunu paralayan baka sular olduu kesin. Bu, zaten yznden belli. Geimini ayacak hibir eyi, zerinde hi paras yoktu. Bir serseri ve eer kendi bana braklrsa h hi kuku yok. Onu dnecek bir sahip bulmakla ona iyilik ediyoruz aslnda. Zamanla zgrl ve inallah ruhu da sululuk yknden arnr. Kendere gelince..." Quarath umursamazca elini sallad. "Kralrahip bunu biliyor mu?" diye sormak iin cesaretini toplayabilmiti Denubis.

Quarath iini ekti; bu kez rahip, elfin przsz alnnda bir huzursuzluk krklnn beli ahip'in aklnda ok daha nemli iler var Saygdeer Rahip Denubis," dedi souk bir edayla. " , o kadar iyi ki, bir tek bu adamn acs bile onu gnlerce mutsuz edebilir. Adamn serbest braklmas gerektiini kesin bir dille belirtmedi, o yzden biz de sadece byle bir karar vermenin ykn onun dncelerinden alverdik." 226 227

Denubis'in yorgun yznn kukuyla dolduunu gren Quarath ileri abanarak, kalarn atp ra "Pekl Denubis, madem bilmek istiyorsun: Gen kadnn iyilemesiyle ilgili baz ok garip d mlar olutu. Anladmz kadaryla, bunda Karanlk Kii'nin parma var." Denubis yutkunarak sandalyesine gmld. Oda artk scak gelmiyordu. Titredi. "Doru," dedi gn bir ifadeyle, yzn svazlayarak. "Bana geldi..." "Biliyorum!" diye kesti szn Quarath. "Bana anlatt. Gen kadn burada bizimle kalacak. O, bir Saygdeer Rahibe. Paladine'm madalyonunu tayor. Onun da akl kark ama bu zaten umu dk bir ey deil. Ona gz kulak olabiliriz. Ama eminim o gen adamn elini kolunu sallayara dolamasna izin vermemizin mmkn olmadn anlarsn. Eski gnler olsa, onu zindana atar giderlerdi. Artk bu konuda daha bilgiliyiz. Ona iyi bir yuva temin edip, bir yand an da gzetim altnda tutabileceiz." Quarath bunun, bir adam esir pazarna vermenin, bir hayrseverlik meselesi gibi grnmesin e alyor, diye dnd Denubis l| akl kararak. Belki de yledir. Belki de ben yamlyoru dedii gibi, ben basit bir adamm. Ba dnerek sandalyesinden kalkt. Yemi olduu zengin y kler midesine ta gibi oturmutu. By karnda zr dilemek babnda birka ey geveleyerek di. Quarath da ayaa kalkmt; yznde yattrc bir tebessm vard. "Yine ziyaretime gel Saygdeer Rahip," dedi kapnn yannda durarak. "Ve bizi sorgulamakt an ekinme. Bir ey renirsek, byle reniriz." Denubis hissizce bayla onayladktan sonra duraksad. "O -o halde bir sorum daha var," dedi tereddtle. "Karanlk Kii'den sz ettiniz. Onun hakknda ne biliyorsunuz? Yani, nede n burada? O -o beni korkutuyor." Quarath'n yz askt ama bu sorudan rahatsz olmu gibi deildi. Belki de Denubis'in akln ir konuya kaym olmasndan dolay rahat bir nefes almt. "By kullanclarnn iine kimi e cevap verdi, "ama onlarn ilerinin bizimkilerden farkl olduu kesin; hatta tanrlannkin den bile farkl. te o yzden Kralrahip Ansalon'da onlardan kurtulmay dnmt, mmkn ol Artk sadece dlanm 228 VVayreth Orman'nda kalan Yksek Byclk Kulesi'ne skm durumdalar. Yaknda, okullarn zald iin o da yok olacak. Palanthas Kule'sinin lnetleniini duydun mu?" Denubis sessizce ban sallad. "Ne korkun bir olay!" diye kalarm att Quarath. "Bu, tanrlarn bu bycleri nasl lanet ir gstergesidir; o zavall ruhu yle byk bir delilie srklemiler ki kendini kaplarn azklarna geirip tanrlarn gazabna uram ve tahminimize gre Kule'yi sonsuza kadar mh , biz ne diyorduk?" "Fistandantilus," diye mrldand Denubis, bu konuyu atna piman olarak. imdi tek istedi a dnp mide ilacn imekti. Quarath ty gibi kalarn kaldrd. "Onun hakknda btn bildiim, yz yl kadar nce buraya ada olduudur. Yal -hatta benim rkmdakilerin bir oundan daha yal nk benim rkmn isminin fsldanmad bir zaman hatrlayan ok az var. Ama o bir insan ve o yzden yaamn ebilmesi iin bylerini kullanmas gerekiyor. Nasl olduunu tahayyl etmeye bile cesaret ed miyorum." Quarath Denubis'e dikkatle bakt. "Artk Kralrahip'in onu neden sarayda tu ttuunu anlamsndr, deil mi?" "Ondan korkuyor mu?" diye sordu Denubis masumca. Quarath'n porselen tebessm bir an iin donup kald; sonra basit bir konuyu aptal ocuuna amaya alan bir ebeveynin tebessm belirdi yznde. "Hayr Saygdeer Rahip," dedi sabrla dantilus bizim ok iimize yaryor. Dnyay ondan daha iyi kim anlayabilir? Bir ucundan, b ir ucuna kadar her yeri gezmi. Krynn zerindeki btn rklarn dillerini biliyor, gelenekle ini biliyor, irfanlarn biliyor. Bilgisi ok engin. Kralrahip'e ok yardmc oluyor, o yzde onu da arkadalar gibi VVayreth'e srmektense burada kalmasna izin veriyoruz." Denubis bayla onaylad. "Anlyorum," dedi takatsizce glmseyerek. "Ben...ben imdi gitmel m. Konukseverliiniz ve kukularm kafamdan silip atmama yardm ettiiniz iin size teekkr

im Saygdeer Rahip. Artk kendimi daha iyi hissediyorum." "Yardmc olabildiim iin teekkr ederim," dedi Quarath 229 kibarca. "Tanrlar sana huzur dolu bir uyku ihsan etsinler olum." "Size de," diye mrldand Denubis cevaben, sonra ayrld ve kapnn kapandn duyduunda r fes ald. Rahip, Kralrahip'in kabul salonunun yanndan aceleyle geti. Kapdan k akyordu; geerken el ezgisel ses gnln elmi ama hastalanmaktan korktuu iin, tekrar ieri girmek isteini Kendi sessiz odasnn huzurunu zleyen Denubis, Tapnak'tan aceleyle ilerledi. Birbiriyl e kesien koridorlardan birinden yanl bir yere dnnce, bir kez yolunu kaybetti. Fakat i yi yrekli bir uak onu gitmesi gereken yne dndrp, Tapnak'ta yaad yere gtrmt. Bu blm Krynn standartlarna gre mmkn olan btn lksle donanm olmasna ramen, Kralra nsuplarnn yaadklar yere nazaran ok sadeydi. Yine de Denubis koridorlardan geerken yum mum nn ne kadar scak ve ne kadar rahatlatc grndn dnd. Dier Rahipler yann diliyorlard. Onun ait olduu yer burasyd. Basitti, ayn kendi gibi. Yine rahat bir nefes alan Denubis kendi kk odasna vararak kapsn at (Tapnak'ta hibi nmezdi -byle bir ey insanlarn dostlarna gvensizliklerini gsterirdi) ve girmeye yeltend . Sonra durdu. Gznn ucuna bir kprt taklmt, daha koyu glgeler iinde bir glge. Di bakt. Koridorda bir ey yoktu. Botu. Yalanmaya baladm. Gzm bana oyun oynamaya balad, dedi Denubis kendi kendine, ban yor gun sallayarak. Odasna girerken beyaz cppesi ayak bileklerinde hrdyordu. Kapsn sk n sonra mide ilacna uzand. Bfm 3 Hcre kapsnn kilidinde bir anahtar ngrdad. Tasslehoff, ok gibi frlayp doruldu. Kaln ta duvarn tepesinde bir yere yerletirilmi mi , parmaklkl pencereden hcrenin iine soluk bir k szyordu. afak, diye dnd uykulu bir kez daha ngrdad, sanki zindanc kapy amakta zorlanyormu gibi. Tas, hcrenin kar an Caramon'a huzursuzca bir bak frlatt. Koca adam, yatak olarak kulland byk bir ta inde hi kprdamadan, patrty duyduunu gsteren hibir belirti vermeden yatyordu. yi bir eitim alm bir savann -sarho olmad zamanlarda- kapnn dndaki ayak sesl rektiini bilen Tas, kt bir belirti, diye dnd endieyle. Fakat, muhafzlar bir gn nce aya getirdiklerinden beri Caramon ne konumu, ne de yerinden kprdamt. Yemekle suyu bile reddetmiti -Tas'n ona, yiyeceklerin hapis yemekleri standartlarnn ok zerinde olduunu mesine ramen-. Akama kadar tan zerinde yatp gzlerini tavana dikmiti. Sonra kprdam biraz kprdamt: Gzlerini kapatmt. Anahtar daha da fazla ngrdad; bu kez kfreden zindancnn sesi de ngrtya elik ediyor leyle ayaa kalkp ta zeminde, salarndaki samanlar temizleyip zerine eki dzen 230 231

vererek ilerledi. Bir kede duran krk dkk bir tabureyi gzne kestiren kender bunu kapy dikten sonra zerine kp, kap zerindeki parmaklkl pencereden dier tarafta duran zinda t. "Gnaydn," dedi Tas neeyle. "Bir aksaklk m var?" Zindanc bu beklenmedik ses karsnda b tre havaya srad; neredeyse anahtarlarn elinden drecekti. Kk bir adamd; en az duva ypranm ve krlam. Parmaklklar arasndan kenderin yzne sert sert bakan zindanc hrla kez daha kilide sokup ittirerek, serte sarst. Zindancnn arkasnda duran baka bir adam k alarn atmt. Arkada duran adam iri, yapl bir adamd; gzel giysiler iindeydi ve saba kar ay krknden bir pelerine sarnmt. Elinde bir liste tutuyordu; bundan da deri bir le bir para tebeir sallanyordu. "Acele et," diye hrlad adam zindancya. "Pazar, len vakti alyor; bunlarn o vakte kada izlenip adam gibi grnmelerini salamam gerek." "Krlm olmal," diye mrldand zindanc. "Yo, hayr, krk deil," dedi Tas yardmsever bir edayla. "Aslnda, eer benim ilingir alet olmasayd anahtarnz otururdu." Zindanc yavaa anahtarlarn indirerek, yznde uursuz bir ifadeyle kendere bakt. "Aslnda insann bana gelebilecek en tuhaf kazayd diyebilirim," diye devam etti Tas. "Dn gece canm biraz skld da -Caramon erkenden uykuya dalmt-; siz de benim her eyimi alm n, orabmn iinde sakladm bir ilingir aletimi grmemi olduunuzu fark edince, bu kap eye karar verdim; iin asl, ylesine, hem elim megul olsun, hem de bakalm nasl zindanlar

ina etmisiniz anlayaym diye. Bu arada syleyeyim, ok salam zindanlar yapmsnz," dedi ddiyetle. "imdiye kadar grdm en iyi -ey yani bugne kadar grdm en iyilerinden biri benim adm Tasslehoff Burrfoot." Kender belki adamlardan biri onunla el skmak ister diye elini parmaklklarn arasndan uzatt. Elini skmadlar. "Ben Solace'lym. Arkadam da raya bir grevle geldik de diyebilirsiniz -H, evet, kilit. Bana yle kzgn kzgn bakmanz ek yok, benim suum deildi. Aslnda, benim ilingir aletimi kran sizin bu salak kilidinizdi! En gzel aletlerimden biriydi stelik. Babamnd," dedi kend er hznle. "Yam doldurduumda bana vermiti. Dnyorum da," diye ekledi Tas sert bir se azndan bir zr dileyebilirdiniz." Bunun zerine zindanc garip bir ses kart; bir burundan soluma, bir infilak sesi gibi b ir ey. Halkadaki anahtarlar kendere doru sallayarak, "bir hcrede sonsuza kadar rmeleri le" ilgili anlalmaz bir ey sylerek ayrlmaya balad ama ay krknden pelerin giyen adam vrad. "Bu kadar abuk deil. Buradakine ihtiyacm var." "Biliyorum, biliyorum," diye szland zindanc ince bir sesle, "ama ilingiri beklemen g erek..." "mkansz. Bana verilen emirlere gre onu bugn tellala teslim etmem gerek." "O zaman onlar oradan kartmann bir yolunu bulman gerek," diye alay etti zindanc. "Ken dere yeni bir ilingir aleti bul. imdi, dierlerini istiyor musun, istemiyor musun?" Ay krkl adam, ask bir yzle kapya bakarken brakp ilerledi. "Emirlerimi nereden ald dedi meum bir tonda. "Benim emirlerim de ayn yerden geliyor," dedi zindanc kemikli omuzu zerinden, "ve ee r beenmezlerse, gelip dualaryla kapy aversinler. Yok eer bu da bir ie yaramazsa bir irin veya her kim gelecekse onun gelmesini bekleyebilirler." "Bizi dar m kartacaksnz?" diye sordu Tas evkle. "Eer yleyse size yardmc olabilir aniden aklna bir ey geldi. "Bizi asmayacaksnz deil mi? nk yleyse, ilingiri bekleme iyi olabilir..." "Asmak m!" diye homurdand ay krkl adam. "On yldr star'da idam edilen olmad. Tapnak saklyor." "yle, hzl ve temiz bir lm bir adam iin fazla bile," diye kesik kesik gld yine arkasn zindanc. "imdi, yardm ederiz demekle neyi kastediyorsun ufak hayvan?" "E," diye kekeledi Tas, "bizi idam etmeyecekseniz ne yapacaksnz? Herhalde bizi ser best brakmyorsunuzdur? Aslnda masumuz. Yani demek istediim..." "Benim seninle bir iim yok," dedi ay krkl adam alayla. "Ben arkadan istiyorum. Ve tabi ki onu serbest brakmyorlar." "Hzl, temiz lm," diye mrldand yal zindanc, disiz azyla srtarak. "Seyretmek ii da toplanrd 232 233

her seferinde. nsann dar kmasnn bir anlam oluyordu; Harry Snagle aslmaya gtrlr di. Epey bir kalabalk olmasn dilediydi, kalabalk da vard hani. Gzleri yaardyd. 'Bu rn hepsi,' dediydi bana, 'srf beni uurlamak iin tatillerinden feragat ediyorlar.' Son una kadar kibar bir adamd." "O tellala gidiyor!" dedi ay krkl adam yksek sesle, zindancy duymamazla gelerek. "Hzl, temiz." Zindanc ban sallad. "Eh," dedi Tas kukuyla, "bunun ne anlama geldiini bilmiyorum ama bizi gerekten brakyor sanz belki Caramon'un bir yardm dokunabilir." Kender pencereden kayboldu; bardn duydular: "Caramon, uyan! Bizi kartmak istiyorlar a kapy aamyorlar ve korkarm bu benim suum, ey yani ksmen..." "kisini birden alman gerektiinin farkndasndr," dedi zindanc kurnazca. "Ne?" Ay krkl adam dnp zindancya hiddetle bakt. "Bundan sz eden olmad..." "Birlikte satlmalar gerekiyor. Bana verilen emir byle; senin emirlerinle, benim emi rlerim ayn yerden geldiine gre..." "Bu yazl m bildirilmi?" diye kalarn att. "Tabii ki." Zindanc kendini beenmiesine duruyordu. "Para kaybedeceim! Bir kenderi kim alr?" Zindanc omuz silkti. Bu onu hi ilgilendirmiyordu. Ay krkl adam yeniden azn at, sonra hcre kapsnda baka bir yz belirince sustu. Bu r deildi. Bu bir insan, yirmili yalarn sonunda gen bir adamn yzyd. Bu yz, yakkl

ma artk gl enesi yalanm, kahverengi gzleri donuklam, kvrck salar keelemi "Lady Crysania nasl?" diye sordu Caramon. Ay krkl adam, akl kararak gzlerini krptrd. "Lady Crysania. Onu Tapnak'a gtrdler," diye tekrarlad Caramon. Zindanc, ay krkl adam drtt. "Biliyorsun ya -dvd kadn." "Ona dokunmadm bile," dedi Caramon sakin sakin. "imdi syleyin, nasl?" "Bu seni hi ilgilendirmez," diye atld ay krkl adam, aniden saatin ka olduunu fark ederek. "ilingir misin? Kender senin kapy aabileceinle ilgili b r eyler dedi." "Ben ilingir deilim," dedi Caramon, "ama belki kapy aarm." Gzleri zindancya evrildi. ii krlmasndan rahatsz olmayacaksanz." "Kilit krld zaten!" dedi zindanc tiz sesiyle. "Kilide artk zarar veremezsin, ancak ka py krman gerek." "Ben de bunu dnyordum," dedi Caramon souk bir edayla. "Kapy krmak m?" diye viyaklad zindanc. "Kaksn sen! Neden. . ." "Dur bir dakika." Ay krkl adam, kapdaki parmaklklar arasndan Caramon'un omuzlarn ve b ibi kaln ensesini grmt. "Dur bir grelim bakalm. Eer dediini yaparsa, zarar ben der "Hi kukun olmasn!" dedi zindanc abuk abuk. Ay krkl adam ona gznn ucuyla yle bir ustu. Gzlerini yuman Caramon birka kez derin derin nefes alp, nefeslerini yavaa sald. Ay kr dam ile zindanc gerileyerek kapdan uzaklat. Caramon gzden kayboldu. Bir homurtudan so nra, masif tahta kapya arpan muazzam bir ses duydular. Gerekten de kap menteeleri zeri nde sarsld; hatta ta duvarlar bile arpmann etkisiyle sallanmt sanki. Ama kap duruy danc, az bir kar ak bir adm daha geriledi. Hcrenin iinden baka bir homurtu ve baka bir arpma duyuldu. Kap yle bir gle patlad k kalan, tannabilen paralar, hl kapya sk sk takl duran arplm menteeler ile kil hareketiyle koridora doru savrulmutu. Dier hcrelerde yzlerini parmaklklara yaptrm seyreden dier mahkumlardan alak bir tezahrat sesi duyula-biliyordu. "Bunu deyeceksin!" diye viyaklad zindanc, ay krkl adama. "Her kuruuna deer," dedi adam, bir yandan szp, bir yandan da Caramon'un ayaa kalkmasna yardm edip zerindeki tozu silkerken. "Biraz fazla besleniyordun galiba ha? Eminim ikiden de keyif alyorsundur? Belki de bu yzden buraya dmsndr. Neyse, bover. Yaknd ederiz. smin_ Caramon mu?" 234 235

Koca adam suratszca ban sallad. "Ben de Tasslehoff Burrfoot," dedi kender admn krk kapdan dar atp yine elini uzatar n her yere, kesinlikle her yere onunla giderim. Tika'ya sz verdim ve..." Ay krkl adam listesine bir eyler yazyordu ve kendere pek dikkat etmeden yle bir bakt. mmm, anlyorum." "Evet, imdi," diye devam etti kender, iini ekip elini cebine sokarak, "eer bu zincir leri ayamzdan kartrsanz, yrmek daha kolay olacak." "Deil mi ya," diye mrldand ay krkl adam, listesine baz rakkamlar yazarken. Bunlar to rak glmsedi. "Haydi devam," diye talimat verdi zindancya. "Bugn benim iin baka kim var sa kar." Yal adam, nce Tas ile Caramon'a serte baktktan sonra, ayaklarn sryerek yrd. "Siz ikiniz, biz gitmeye hazr oluncaya kadar orada, duvar dibine oturun," diye emr etti ay krkl adam. Omuzunu ovuturan Caramon yere meldi. Tas, memnun mesut iini ekerek onun yanna oturdu. Daha imdiden hcrenin dndaki dnya daha bir parlak grnmeye balamt. Ayn Caramon'a s : "Bir kalm dar, hala bir ansmz olacaktr! Burada skm kalmken hibir ansm "H, bu arada," diye seslendi Tas zindancnn giden siluetine, "ltfen ilingir aletimin b ana iade edilmesini salar msn? Manevi deeri var, biliyorsun." "Bir ans ha?" dedi Caramon, Tas'a, demirci, demir tasmasn takmaya hazrlanrken. O bykl bir tasma bulmak zaman almt ve bu esaret bandn boynuna takacaklar son esir de Caramon 'du. Demirci kilidi kor rengi bir demirle lehimlerken koca adam acyla gzlerini yum du. Yanan et kokusu duyulmutu. Tas byk bir hznle kendi tasmasn ekitiriyor, Caramon'un duyduu ac karsnda, ona du

uyla, o da gzlerini yumuyordu. "zr dilerim," dedi burnunu ekerek. "Tellala gidiyorsu nuz deyince ne dediini anlamadm. Ben sadece tellaln yanna gideceiz zannetmitim. Yani t ellaln yannda yryecekmiiz gibi. Burada tuhaf konuuyorlar. Gerekten Caramon..." "Zarar yok," dedi Caramon iini ekerek. "Bu, senin suun deil." 236 "Ama bu birinin suu," dedi Tas dnceli, dnceli; demirci Caramon'un yan zerine ya s yapt ii titiz bir e/le inceledi. star'da, esir sahipleri, tasmasndan kurtulup kaan es n hesabn sorduu iin saysz demirci iinden olmutu. "Ne demek istiyorsun?" diye mrldand Caramon donuk bir edayla; yz yeniden uysal, bo ifa desine dnmt. "ey," diye fsldad Tas demirciye bir bak frlatarak, "dur ve dn. Buraya geldiinde s vard bir dn. Bir serseriye benziyordun. Sonra aniden muhafzlarla beliriveren o rahip vard, sanki bizi bekliyorlarm gibi. Sonra Lady Crysania'nm o grn." "Haklsn," dedi Caramon, snk gzlerinde bir yaam kvlcm akmt. Kvlcm bir imee tuturdu. "Raistlin," diye mrldand. "Onu durdurmaya alacam biliyor. O yapt bunu!" "Ben emin deilim," dedi Tas biraz dndkten sonra. "Yani demek istediim istese seni yakp kmr etmesi veya bir askya dntrmesi veya yle bir eyler yapmas daha mantkl deil i? mr "Hayr!" dedi Caramon; Tas adamn gzlerinde bir heyecan grd. "Anlamyor musun? Beni burad a istiyor...bir ey yapmam iin. Bizi ldrmez. O...o kara elf, onun hizmetindeki kara e lf yle demiti, hatrlyor musun?" Tas kukuyla bakt, bir ey sylemeye yeltendi ama tam o anda demirci savay ayaa kaldrm mircinin kapsndan sabrszca seyreden ay krkl adam kendine ait iki kleye iaret etti. n kleler Caramon ile Tas' tutup dier klelerle bir sraya soktular. ki kle daha gelip, s nunda tek bir sra oluncaya kadar, klelerin ayak zincirlerini birbirine balad. Sonra -ay krkl adamdan gelen bir iaretle- insanlardan, yarmelflerden, iki gob-linden oluan z vall konvoy ileri doru ayaklarn srmeye balad. Daha adm atmamlard ki, yanllkla aksi tarafa doru harekete geen Tasslehoff sayesin bir dm oldular. Bir sr kfr ve st dalyla yenen birka krbatan sonra (tabii nce etrafta rahip olup o dilmiti.) ay krkl adam sray harekete geirebildi. Tas admlarn uydurabilmek iin zp . Sonunda kender iki kere dizleri zerine dp yine btn sray tehlikeye atnca Caramon ko lunu 237 kenderin beline dolayarak onu kaldrd -zinciri minciri her eyiyle, ve tamaya balad. "Elenceliydi aslnda" diye fikir beyannda bulundu Tas nefes nefese. "zellikle de dtm lar. O adamn yzn grdn m? Ben..." "Orada ne demek istedin?" diye szn kesti Caramon. "Bunun gerisinde Raistlin olmadn d nedeni ne?" Tas'n yz normalin zerinde ciddileip, dnceli bir hal ald. "Caramon," dedi bir an sonr unu Caramon'un boynuna dolayp angrdayan zincirler ve ehrin caddesinin grltsn ap ke urabilmek iin adamn kulana doru konuarak. "Raistlin ok yorulmu olmal, yani buraya ge lmek iin falan. Par-Salian'n bile zaman yolculuk bysn yapmas gnlerini alm; stelik ka gl bir byc. O yzden, bu Raistlin'in gcn epey bir harcam olmal. Hem o ii, he yn anda nasl yapsn?" "Eh," dedi Caramon, kalarn atarak. "Eer o yapmadysa, kim yapt?" "Ya -Fistandantilus'a ne dersin?" diye fsldad Tas ackl bir ifadeyle. Caramon nefesini tuttu, yz karard. "O -o gerekten gl bir byc," diye hatrlatt Tas, Caramon'a, "eh, sen de buraya gelip, abiri caizse, onun iini bitireceini kimseden saklamadn. Yani, bunu Yksek Byclk Kulesi e bile syledin. stelik Fistandantilus'un, Kule'de bir yerlerde olabileceini de biliy oruz. Raistlin'le orada bulumulard, yle deil mi? Ya o zaman da orada durmu, senin dedi klerini din-lemise? Herhalde olduka sinirlenmitir." "Ph! O kadar glydyse, beni orackta ldrverirdi!" diye suratn ast Caramon. "Hayr, ldremez," dedi Tas kendinden emin. "Bak imdi, bunlar hep dnp zdm. renci ez. zellikle de Raistlin seni buraya, bir ama iin getirdiyse. Dnsene, Fistandantilus, Raistlin'in, ta derinlerde bir yerde, seni sevebileceini biliyordur." Caramon'un yz soldu; Tas neredeyse dilini sracakt. "Her neyse," diye devam etti acele yle, "senden hemen kurtulamaz. Bunun uygun grnmesini salamas gerek." "Yani?"

"Yani..." Tas derin bir nefes ald. "Burada, kimseyi idam etmi238 yorlar ama belli ki insanlarn etraflarnda grmek istemedikleri tiplerle baa kmann bir y lunu bulmular. Hem o rahip, hem de zindanc, olup bitene oranla idamn 'kolay' bir lm o lduunu syledi." Caramon'un srtnda saklayan krba sohbetlerinin ilerlemesine mani oldu. Kendisine vura n kleye -yapt iten byk bir zevk ald belli olan yac, smsk biri olan kleye- hidd n, Tas'n sylemi olduklarn tekrar gzden geirirken kasvetli bir sessizlie gmld. Mant indi. Bu zor byy yaparken Par-Salian'n ne kadar g harcadn, ne kadar konsantre olmas ni grmt. Raistlin gl olabilirdi ama bu kadar da deil! stelik hl fiziksel olarak za Caramon aniden her eyi olduka net grmeye balad. Tasslehoff haklyd! Bir oyuna kurban gi iyoruz. Fistandantilus bir yolunu bulup benim iimi halledecek ve lmm Raistlin'e bir k aza olarak aklayacak. Bir yerlerde, Caramon'un aklnn bir keseciinde yal ccenin huysuz sesi duyuldu, "Kim dah a byk bir ahmak bilmiyorum -sen mi yoksa o kap kulpu kafal kender mi! Eer birinizden biriniz buradan canl kurtulacak olsanz gerekten aarm!" Caramon eski arkadan hatrlay i. Ama Flint burada deildi; Tanis de; ya da ona akl verebilecek baka birileri. Tas ile bir balarna kalmlard ve eer kender byye dnmeden atlamam olsayd burada tek b acakt! Bu dnce onu dehete drd. Caramon rperdi. "Btn bunlarn anlam Fistandantilus'tan nce, benim ona ulamam gerektii," dedi kendi kend ne yavaa. Tapnak'n koca sivri kuleleri ehrin byk bir titizlikle -arka sokaklar hari- temiz tutul n tm sokaklarna tepeden bakyordu. Sokaklar insan kaynyordu. Tapnak muhafzlar etrafta d lanp dzeni salyor, renkli mantolar ve tyl miferleri ile kalabalktan ayrlyorlard. gezinen gzel kadnlar gzlerinin ucuyla yrrken k giysileri yerleri spren muhafzlara h a bakyordu. ehirde kadnlarn yaklaamadklar bir yer vard ama; geri ou bu yne doru u: arnn, kle pazarnn kurulduu kesi. Kle pazar her zamanki gibi kalabalkt. Haftada bir kere ak arttrma yaplrd -ynetici l adamn zindanlardan haftalk esir payn almak iin srarc olmasnn nedeni buydu. 239 Tutsaklarn satlarndan salanan para hazineye gittii halde yneticiler komisyonlarn al abii ki. zellikle bu hafta ok mit vericiydi. Tas'a da sylemi olduu gibi star'da ve Krynn'in star ynetimi altnda olan blmnde hi mt. ey, birka yer hari. Solamniya valyeleri, hl kendi Tarikatlarna ihanet edenler ar dzende cezalandrma konusunda srarcyd: Yani valyenin grtlann kendi klcyla kes kat Kralrahip, valyelerle konumalarn srdryordu ve bu tiksindirici uygulamann duraca da mitler vard. Tabii ki star'da idamlarn durdurulmas baka bir sorun yaratmt: Saylar git gide artan zinenin kurumasna neden olan tutsaklar ne yaplacakt. O yzden tapnak bir aratrma balat utsaklarn ounun yoksul, evsiz, be parasz olduu ortaya kt. ledikleri sular -hrsz ve benzeri eyler- hep bundan kaynaklanyordu. "O yzden," demiti Kralrahip resmi beyanatta bulunduu gn elilerine, "esir ticaretinin sadece zindanlarmzn kalabalna bir zm bulmakla kalmayaca, ayn zamanda, btn sula kendilerini bu adan kurtaramamak olan bu zavall insanlara yaklamann en iyi ve en fay dal yolu olduu gerei son derece mantkl deil midir? "Tabii ki yle. O yzden onlara yardm etmek bizim grevimizdir. Kle olunca kendilerine yi yecek, giyecek verilecek, balarn sokacaklar bir yuvalar olacak. Kt yola dmelerine ne lan tm ihtiyalar karlanacak. Onlara iyi muamele edildiinin takipisi de biz olacaz t ; ve belli bir hizmet zaman sonunda -eer iyi davranmlarsa- kendi zgrlklerini alabilece erdir. O zaman bize, toplumun retken birer bireyi olarak dnecekler." Bu dnce hemen yrrle konmutu ve on yldr da uygulanyordu. Sorunlar yaanmt. Ama ip'e hi ulamamt -onun ilgisine arz edilecek kadar nemli deildi. Alt-temsilciler bunlar a etkili bir ekilde baa kmt; sistem artk olduka dzgn alyordu. Tapnak, tutsak erlerle satlan klelerden ayr tutmak gerekiyordu) satlarndan srekli bir gelir elde ediy rdu; hatta klelik, suu caydrc bir unsur olarak bile ie yaramt. kan sorunlar iki grup sulularla ilgiliydi: Kenderler ile sulan 240 zellikle ok kt olanlar. Kenderleri satmann imknsz olduu anlalmt; katilleri, teca ri vs. satmak da zordu, grn basitti. Kenderler bir gece zindanda tutulduktan sonra ertesi gun ehir kaplarna kadar gtrlyordu (bu her sabah ufak bir alay olumas anlam

rdu). Daha iflah olmaz sulularla baa kmak iin de baz kurulular oluturulmutu. O sabah, ay krkl adamn durup, dier mahkumlarla birlikte bloun arkasndaki pis, le koku kafeste duran Caramon'u iaret edip bir kapy omuzluyormu gibi hareketler yaparak, neey le konutuu bu kii bu kurululardan birinin bakan olan cceydi. Kuruluun bakan pek etkilenmi grnmyordu. te yandan bu tuhaf saylmazd. ok nceden, b gi gstermenin daha orackta fiyatnn iki misline kmas anlamna geldiini renmiti. O y atarak Caramon'u szd, yere tkrd, kollarm kavuturdu, ayaklarn sk sk yere bast t sert bakt. "Hi formunda deil, ok iman. Sonra ikici de, unun burnuna bir bak." Cce ban sallad li bir grn de yok. Ne yapt demitin? Bir rahibeye mi saldrm? Hh?" Cce burnunu bkt bir eye saldramazm gibi grnyor." Ay krkl adam da buna alknd tabii ki. "Hayatnn frsatn karrsn Rockbreaker," dedi sakin sakin. "O kapya indirdii darbeyi g Ben imdiye kadar bir adamda byle g grmedim. Belki kilosunu amtr ama bunun aresi kol ma soktuunda yrek yakacak. Hanmlar ona tapar. u, insann iini eriten kahverengi gzlerin , dalgal salarna bir bak." Ay krkl adam sesini alaltt. "Onu madenlere gnderip kaybet ac olacak...ben yapt eyi duyurmamaya altm ama korkarm Haarold kokusunu alm." Hem ay krkl adam, hem de cce biraz ileride durmakta olan, iri yar muhafzlarnn bir ks onuup glmekte olan adama bakt. Cce sakaln svazlayp, yzn ifadesiz tutmaya alt Ay krkl adam devam etti, "Haarold, ne pahasna olursa olsun onu alacana yemin etmi. ki sann yapaca ii tek bana ona yaptracan sylyormu. imdi, sen benim eski mterim o na ayarlayabilirim..." "Brak Haarold alsn," diye homurdand cce. "iko domuz." 241 Fakat ay krkl adam ccenin Caramon'u dikkatli bir gzle szdn grd. Ay krkl adam u nucu ne zaman konumas ve ne zaman susmas gerektiinin bilinciyle cce karsnda boynunu e , ellerini ovutura ovutura uzaklat. Konuulanlara kulak misafiri olan ve ccenin baklarnn damzlk bir domuzu szen bir adam ibi zerinde olduunu hisseden Caramon, balarn koparmak, kapatld kafesi paralayp k l adam, hem de cceyi grtlaklamak iin ani bir arzu duydu. Kafasnn iinde damarlar zonk atyor, kollarndaki kaslar seyiriyordu: Bu ccenin gzlerinin fal ta gibi almasna, ka afnda duran muhafzlarn kllarn knlarndan ekmelerine neden olan bir grntyd. Faka en Caramon'u dirseiyle drtt. "Caramon, bak" dedi kender heyecanla. Bir an iin Caramon, kulaklarmdaki zonklamadan syleneni duyamad. Tas yeniden drtt onu. "Bak Caramon. uraya, kalabaln kenarna, orada tek bana durana. Grdn m?" Caramon titrek bir nefes aldktan sonra sakinlemeye alt. Kenderin iaret ettii yana bak aniden damarlarnda dolaan ate gibi kan buz kesti. Kalabaln kenarnda kara cppeli bir suret duruyordu. Tek bana duruyordu. Aslnda etrafn ni, bo bir halka olumutu. Kalabalktan kimse yanna yaklamyordu. Bir ou dolanyor, on tansa yollarndan sapyordu. Kimse onunla konumuyordu ama hepsi onun varlnn farkndayd. nce neeyle konumakta olan yakndakiler bile huzursuz bir sessizlie gmlm, ona doru s sinirli bakyorlard. Adamn cppesi koyu siyaht, hi ss yoktu. Kollarnda prldyan gm teller yoktu, yzne uletasn evreleyen bir erit bile yoktu. Asa tamyordu, yannda yryen bir cini yoktu. sterse koruma rnleri giysindi, veya g asalar tasnd hatta emirlerinde hayvanlar olsun u adamn hibirine ihtiyac yoktu. Onun gc iinden fkryordu -o kadar bykt ki yzyll ylamlarn bile amt. Gc hissedilebiliyordu, etrafnda bir demircinin ocann ss mi Uzun boylu, yaplyd; kara cppesi ince fakat kasl omuzlarndan dklyordu. Beyaz elleri inin grlebilen | 242 yegne ksm- gl, narin ve esnekti. Krynn zerinde ok az iiinin tahmin bile edemeyecei olmasna ramen gen bir adamn bedenine ve gcne sahipti. Yllarn getirdii halsizlii yen by sanatn nasl kullandna dair karanlk sylentiler alp ban yrmt. te byle tek bana duruyordu, sanki avluya kara bir gne dmcesine. Kukuletasnn kara nden gzlerinin prlts bile seilmiyordu. "Kim bu?" diye sordu Tas yanndaki tutsaa sohbet edercesine, bayla kara cppeli sureti iaret ederek. "Bilmiyor musun?" dedi tutsak sinirli sinirli, sanki cevap vermeye pek gnll deilmi gib i.

"Ben ehir dndan geldim," diye zr diledi Tas. "Karanlk Kii ya ite o -Fistandantilus. Herhalde duymusun-dur?" "Evet," dedi Tas, Caramon'a 'ben sana demedi miydim!' derce-sine bakarak. "Duymut uk." 243 Bfm 4 Crysania, Paladine'n kendisine yapm olduu byden ilk uyandnda ylesine lgn ve akl rahipler son derece endielenerek, yaad skntnn akl dengesini bozmu olmasndan korkm Palanthas'dan sz ettii iin oradan gelmi olduuna karar verdiler. Fakat srekli Tarikat'n Ba'ndan sz ediyordu: Elistan isminde birinden. Rahipler, Krynn zerindeki Tarikatlarn Balarn tanrlard ama bu Elistan denilen adam bilinmiyordu. Fakat kz o kadar srarcyd k bata, Palanthas'n o andaki Tarikat Ba'na bir ey olmu olmasndan korktular. Hemen haber iler gnderildi. Sonra Crysania, tapnak bulunmad halde Palanthas Tapma'ndan sz etmeye balad. Son olar lgnlar gibi ejderhalardan ve "tanrlarn dn"nden bahsedince odadakiler -Juarath ile Rahibelerinin ba Elsa- birbirlerine dehetle bakp, bu inanszla kar kendilerini korum eri yaptlar. Crysania'ya, kzcaz sakinletiren, ifal otlardan bir iksir verildi; zamanl a uykuya dald. Quarath ile Elsa kz uyuduktan sonra uzun bir sre odada kalp, alak sesl e kzn durumunu tartt. Sonra odaya, onlarn korkularn yattrmak iin Kralrahip girdi "Alametleri okudum," dedi ezgisel ses, "bana, onu, yaplan kt bir byden kurtarmak iin Paladine'n kendisine ard sylendi. Bu konuda kimsenin uunu zannetmiyorum." Quarath ile Elsa manal manal birbirlerine bakarak balarn salladlar. Kralrahip'in by k anclarna olan nefreti herkes tarafndan bilinirdi. "O yzden, Paladine'n yannda, bizim bu topraklar zerinde yaratmaya altmz o muhteem unla birlikteymi. Kukusuz oradayken ona gelecek hakknda bilgi de verilmi. Palanthas' ta ina edilmi olan gzel bir Tapnak'tan sz ediyor. Bizim byle bir Tapnak kurmak iin pl armz yok mu? Muhtemelen ileride oray ynetmesi mukadder olan bir Elistan hakknda konuuy or." "Fakat...ejderhalar, tanrlarn dn?" diye mrldand Elsa. "Ejderhalara gelince," dedi Kralrahip scaklk ve zevk yayan bir sesle, "byk bir ihtim alle o, ocukluundan kalan, onu hastalk annda rahatsz eden bir kbustur veya belki de by arafndan kendisine yaplan byyle bir ilgisi vardr." Sesi sertleti. "Biliyorsunuz ki by in insanlara olmayan eyleri gsterme gleri olduu sylenir. Kzn 'tanrlarn dn' ile gelince..." Kralrahip bir an iin sessizleti. Tekrar konutuunda, sesi alalm, nefessiz kalmt adet im en yakn danmanlarm olan sizler gnlmdeki ryay biliyorsunuz. Bir gn -ve o gn de h akta- tanrlara kp aramzda bulunan ktlkle savamzda bize yardm etmelerini isteyece nuz. O gn, Paladine bizzat dualarm dinleyecek. Gelip yanmda duracak; birlikte karanlk sonunda sonsuza kadar malup edilinceye dein omuz omuza savaacaz. Kzn grm olduu bu! le kast ettii bu!" Oday bir k doldurunca Elsa fsltyla bir dua okudu; Quarath bile gzlerini indirmiti. "Brakn uyusun," dedi Kralrahip. "Sabaha daha iyi olacaktr. Dualarmda Paladine'a onda n da sz edeceim." Kralrahip oday terk edince onun geiiyle oda karanlklat. Elsa sessizce arkasndan bakt. nra, Crysania'mn odasnn kaps kapanrken elf kadn juarath'a dnd. "Bu gc var m?" diye sordu Elsa, durmu dnceli dnceli kendisine bakmakta olan erkek k rekten 245 244

szn ettii eyi...yapmaya niyetli mi?" "Efendim?" Quarath'm akl baka yerlerdeydi. Kralrahip'in ardndan bakt. "H, o mu? Tabii ki gc var. Bu gen hanm nasl iyiletirdiini grdn. Ayrca tanrlar ona yakar halinde ar, en azndan o yle olduunu iddia ediyor. En son birini ne zaman iyiletirdin Saygdeer Rahibe?" "O halde sen Paladine'n onun ruhunu almasna ve gelecei grmesine izin vermesine falan inanyorsun?" Elsa arm grnyordu. "Onun gerekten kz iyiletirdiine inanyor musun "Bence, bu gen kadn ve onunla birlikte gelen o iki tipte ok tuhaf bir ey var," dedi Quarath ciddiyetle. "Ben onlarla ilgilenirim. Sen kza gzkulak ol. Kralrahip'e gelin

ce" -Quarath omuzlarn silkti- "brak o tanrlarn gcn arsn. Eer gelip onun iin sav Eer savamazlarsa, bizim iin nemli deil. Biz, Krynn zerindeki tanrlar iin kimin al " "Ben emin deilim," dedi Elsa, Crysania'nn kara salarn uykuya dalm yznden ekerken. " arikat'da gerekten iyiletirme gc olan gen bir kz vard. Bir Solamniya valyesi tarafn edilen gen bir kz. Neydi valyenin ad?" "Soth," dedi Quarath. "Dargaard Kalesi'nden Lord Soth. Ama bilemiyorum. Zaman za man insan ok gen veya ok yallar arasnda gc olanlara rastlyor. Ya da olduunu dnd orsun. Samimiyetle syleyeyim, ben ounun, insanlarn bir eylere inanmay ok istediklerin , olanlarn gerek olduu konusunda kendi kendilerini ikna ettiklerini dnyorum. Bunun ki ye bir zarar yok. Bu gen kadn yakndan izle Elsa. Eer sabah, iyiletikten sonra da ayn rden sz etmeye devam ederse ciddi tedbirler almak zorunda kalabiliriz. Fakat, imdi lik..." Sessizleti. Elsa bayla onaylad. Gen kadnn iksirin etkisiyle deliksiz uyuyacan bilen hip Crysania'y, star'n Byk Tapnak'nda uykuda brakarak ktlar. Crysania ertesi sabah, sanki ba pamukla doldurulmu gibi bir hisle uyand. Aznda ac bir at vard ve ok susamt. Ba dnyordu ama dorulup oturdu ve dncelerini bir araya topl aklna gelenlerin hi biri, bir ey ifade etmiyordu. Mezarn gerisinden kendine doru yakl amakta olan ha-yaletimsi bir yaratn korkun ve belli belirsiz bir hatras vard., 246 Sonra Yksek Byclk Kulesi'nde Rasitlin'le karlamt; sonra da beyaz, krmz, siyah c e evrelendiine, ark syleyen talarla ilgili bir eyler, ve uzun bir yolculuk yapm gibi yler hissettiine dair bulank bir hatra vard. Hatta uyanp, kendini gzellii insan takatsiz brakan, akln ve ruhunu huzurla dolduran bi adamn karsnda bulduuna dair bir eyler de hatrlyordu. Ama adam ona Kralrahip olduunu nda da star'daki Tanrlar Tapna'nda bulunduklarn sylemiti- Bu ok anlamszd. Elista kimse Elistan' duymamt sanki. Onlara Elistan' anlatmt -nasl, Mishakal'n rahibesi A rafndan iyiletirilmi olduunu, nasl kt ejderhalarla yaplan savata nderlik ettiini v anlara tanrlarn dnn anlattn, anlatmt. Ama szleri rahiplerin kendisine acma ve malarna neden olmutu. Sonunda ona garip tatl bir iksir vermilerdi ve o da uyuyakalmt. u anda da kafas karkt ama artk nerede olduu ve neler olduunu anlamaya kesin niyetliy ataktan karak her sabah yapt gibi ykanmak iin kendini zorladktan sonra garip grnl sna oturup sakin sakin uzun siyah salarn tarayarak, rd. Bu bildik alkanlk biraz daha tlamasna neden olmutu. Hatta durup etrafa bile baknd ve odann gzellii, ihtiam karsnda etkilenmekten kendin d. Ama te yandan, gerekten sylenildii yerdeyse, tanrlara adanm bir Tapmak'a pek yak Palanthas'taki ailesinin evindeki yatak odas bunun yar ihtiamna sahip deildi ki, o od a da parayla alnabilecek her trl lkse sahipti. Birden aklna Raistlin'in kendisine gstermi olduu ey -Tapnak'n o kadar yaknndaki sefa gelince huzursuzca kzard. "Belki de bu bir konuk odasdr," dedi Crysania kendi kendine yksek sesle; kendi tandk sesini rahatlatc bulmutu. "Sonu olarak bizim yeni Tapnak'taki konuk odalar da konuklar rahat ettirmek iin tasarland. Yine de" -baklar ellerinde bir mum tayan altndan, pahal an perisine gidince kalar atld- "bu ok mbalaal. Bunun paras bir aileyi aylarca besl Onun, bunu grmemi olmasna yle sevinmiti ki! Tarikat'n Ba her kim idiyse onunla konua (O adamn Kralrahip 247 olduunu sylediini dnmekle yamlyordu herhalde!) Harekete gemek iin karar aldktan sonra aklndaki karkln gittiini hisseden Crysania gecelii kartarak, yatann ayak ucuna katlanp braklm beyaz cppesini bularak giydi. Ne kadar antika, ne kadar eski model bir cppe, diye dnd cppeyi bandan geirirken. Pal s'taki Tarikat'nda giyilen sade, sssz cppelere hi benzemiyordu. Bu son derece sslyd. ve yaka azlarnda altn iplikler parlyor, n yzn al ve mor kurdelalar sslyor, altn e cppesinin pilelerini ince belinde topluyordu. Biraz daha mbalaa. Crysania memnuni yetsizlikle dudan srd ama yine de yaldz ereveli aynada kendine yle bir bakmadan e kten de gzel, diye itiraf etti kendi kendine, giysisinin eteklerini dzelterek. O zaman ite, cebinde bir not olduunu fark etti. Elini cebine sokarak, drde katlanm bir para pirin kad bulup kartt. Kada merakla in sahibinin bunu yanllkla unutup unutmam olduunu merak etti; kadn kendisine yazlm

de ard. Akl kararak zarf at. imknsz olduu anlald. Seni sadece tek bir eye kar uyarabilirim: Raistlin 'e dikkat et Sen erdem sahibisin, inancn sarslmaz; hem erdemin, hem de inancnla vnyorsun. Bu ok teh ikeli bir karmdr tatlm. O bundan faydalanacaktr. unu da unutma. Caramon ile birlikte tehlikeli zamanlara dndnz. Kralrahip'in gnleri sa yl. Caramon hayatn tehlikeye atacak bir greve atld. Fakat sen Crysania hem hayatn, hem de ruhunu kaybetme tehlikesiyle kar karyasn. Sezdi adaryla seim yapmak zorunda kalacaksn: Birini kurtarmak iin dierinden feragat etmek zo runda kalacaksn. Bu zaman diliminden ayrlman iin bir ok yol var; ki bunlardan biri Ca ramon araclyla olacaktr. Paladine seninle olsun. Par-Salian Ak Cppe Tarikat Yksek Byclk Kulesi VVayreth Lady Crysania, Gen byc Raistlin'in planlad ktl engelleyebilmek gayretiyle gemie dnmek iin be i biliyorum. Fakat, bize ulamak iin ktn yolda l bir valye tarafndan saldrya ur k iin Paladine, ruhunu kendi cennetine almt. Artk aramzda, Elistan da dahil olmak zere seni geri getirebilecek biri yoktu. Sadece Kralrahip zamannda yaayan rahiplerin bu gc vard. O yzden seni, Raistlin 'in kardei Caramon ile birlikte, zaman iinde star'a y lladk, tam afetten nceki zamana. Seni ifte bir ama iin yolladk. nce senin bu keder ver ci yaran iyiletirmek, sonra da gen bycy kendisinden korumak iin yapacan giriimde b n sana bir ans tanmak amacyla. Eer bu ite, tanrlarn parmann olduunu grrsen belki o zaman giriimlerinin takdis edi irsin. Sana sadece u d vermek isterim: Biz sadece resmin, kendi etrafmzda izilen ks miz iin tanrlarn ileri biz lml insanlara garip gelir. Bunu, sen ayrlmadan nce, senin rlkl oturup konumay istemitim ama Dizlerinin ba zlen Crysania yataa kt. Mektubu tutan eli titredi. Ba dnerek mektub ir ey anlamadan tekrar ve tekrar okuyordu. Halbuki biraz sonra sakinleerek her kel imenin tek tek zerinden geerek, sonunda anlamn kavrayncaya kadar cmleleri teker teker okumak iin kendini zorlad. Bu yaklak yarm saatlik bir okuma ve dnme sresi anlamna geliyordu. Sonunda anladna a da en azndan ounu. Neden VVayreth Orman'nda yolculuk ettiini hatrlad. Demek ki Par an biliyordu. Onu bekliyordu. Daha iyi. Ve haklyd: l valyenin saldrs belli ki Paladi laya karmasnn, onun buraya, gemie gelmesini garantiye almasnn bir ispatyd. Kzn i hakkndaki szlerine gelince...! Crysania ayaa kalkt. Solgun yz kararlyd; her iki yanana soluk da olsa renk gelmiti, de hiddetle parlamt. Sadece onunla bu konuda bire bir yzleemedii iin zlmt! Buna bilirdi? Dudaklarm ince bir izgi halinde sk sk kapatan Crysania 249 248

notu yeniden aarak, sanki yrtarcasma parman satrlarda hzla gezdirdi. Kk altn bir k ydaki hanmlarn mcevherlerini koymak iin kullandklar cinsten bir kutu- yaldzl ayna il yannda, makyaj masasnn zerinde duruyordu. Kutuyu eline alan Crysania minik anahtar ki litten kartarak mektubu kutunun iine koyup kapatt. Anahtar kilitede sokup evirdi ve ki lidin kilitleniini duydu. Anahtar, notu bulduu cebine atan Crysania son bir kez dah a aynaya bakt. Yznden siyah salarn eliyle geri atarak, cppesinin kukuletasn bana ekerek yzn mbelii fark eden Crysania kendisini sakinlemeye zorlayarak hiddetinin snmesini salad. Sonu olarak yal bycnn niyetinin iyi olduunu hatrlatt kendisine. stelik byyle ur aan birini nasl anlard zaten? O, u ehemmiyetsiz hiddetin zerine kabilirdi. Sonu olara byklk annn kysndayd. Paladine onunlayd. Neredeyse tanrnn varln hissedebiliyor am gerekten Kralrahip'ti! Adamn ilham verdii iyilik hissini hatrlayarak glmsedi. Nasl olur da bu adam Afet'in so rumlusu olabilirdi? Hayr, ruhu buna inanmay reddediyordu. Tarih, ona iftira atm olma lyd. Onunla sadece birka saniye birlikte olduu doruydu ama o kadar gzel, o kadar iyi, o kadar ilahi bir adam ylesine lm ve ykmdan sorumlu olabilir miydi? mkanszd! Belki o, amn susuzluunu ispat edebilirdi. Belki de Paladine'n onu geri gndermesinin baka bir n

ni de buydu: Gerei ortaya kartmak! Crysania'nm ruhunu nee kaplad. Ve, tam o anda bu neesine, Sabah Dualar iin alan anlar esiyle -sanki- bir cevap geldiini duydu. Mziin gzellii gzlerini yaartt. Gnl heyecan lulukla dolup taan Crysania odasndan ayrlarak aceleyle, o muazzam koridorlara karken neredeyse Elsa'ya arpyordu. "Tanrlar adna," diye bard Elsa hayret iinde, "bu mmkn olabilir mi? Kendini nasl hiss rsun?" "ok daha iyi hissediyorum Saygdeer Rahibe," dedi Crysania biraz aalyarak; nk daha n iini duyduklar eyler, ne kadar lgn, ne kadar anlalmaz zrvalar gibi gelmiti kulaa k "Sa-sanki garip, canl bir ryadan uyanm gibi." "Paladine'a krler olsun," diye mrldand Elsa, Crysania'ya ksk gzlerinden keskin ve de een bir nazarla bakarken. "Ben de kretmeyi ihmal etmedim, emin olabilirsiniz," dedi 250 Crysania samimiyetle. Kendi neesi iinde elf kadnn garip bakma dikkat etmemiti. "Sabah ualar'na m gidiyordunuz? Eer yleyse, size elik edebilir miyim?" Bu mkemmel binaya huuy a bakyordu. "Korkarm yolumu bulmay reninceye kadar biraz zaman geecek." "Tabii," dedi Elsa, kendi toparlayarak. "Bu taraftan." Koridordan ilerlemeye bala dlar. "Bu arada, benimle birlikte bulunan -o gen adam iin de... endielendim," diye kekele di Cryasania; aniden bu zaman diliminde ortaya kt ortam ile ilgili ok az ey hatrlad rek. Elsa'nn yz buz gibi kesilerek, sertleti. "O, kendisine baklabilecei bir yerde, tatlm. enin bir dostun muydu?" "Hayr, tabii ki deil," dedi Crysania arabuk, sarho Caramon ile son karlamalarn hat "O -o benim refakatmd. Parayla tuttuum refakati," diye kekeledi, aniden yalan sylemek konusunda ok zayf olduunu fark ederek. "Spor Okulu'nda," diye cevap verdi Elsa. "Eer endieleniyorsan bir haber yollayabilm en mmkn." Crysania'nm bu okulun ne olduuyla ilgili en ufak bir fikri yoktu ve daha fazla so ru sormaktan da ekiniyordu. Elsa'ya teekkr ederek konuyu kapatt, ii rahat etmiti. En a zndan imdi Caramon'un hem nerede, hem de emniyette olduunu biliyordu. kna olarak, ke ndi zamanna dnmek iin bir yolu olduunu bilerek, kendisini tamamen rahatlatt.. "A, bak imdi canm," dedi Elsa, "senin shhatini merak eden bir bakas daha geliyor." "Saygdeer Rahip." Cjuarath, kadnlara doru yaklarken Crysania saygyla eildi. Bu nedenl e, adamn Elsa'ya sorgulayan bir bak attn ve elf kadnnn da ban hafife salladn "Seni ayakta, etrafta dolarken grdme memnun oldum," dedi Quarath, Crysania'nm elini el ine alp, o kadar byk bir muhabbet ve scaklkla konutu ki gen kadn mutluluk iinde kza lrahip btn geceyi senin iyilemen iin dua ederek geirdi. Onun inancnn ve gcnn bu kan ece mutluluk verici. Bu akam seni resmi olarak takdim edeceiz.. Ama imdi" -Crysania 'nm syleyecei bir eyi engelleyerek- "seni Dua'dan alkoyuyorum. Ltfen, seni daha fazla engellemeyeyim." 251 Her ikisine de zarif bir hareketle eilip selam veren juarath, yanlarndan geip korido run bana doru ilerlerdi. "O ayine katlmayacak m?" diye sordu Crysania, baklar rahibi izlerken. "Hayr canm/' dedi Elsa, Crysania'mn toyluuna glmseyerek, "o, her sabah Kralrahip'in ah i ayinlerine katlr. Sonu olarak Quarath, Kralrahip'ten sonra gelir ve her gn ilgilen mesi gereken ok nemli meseleler vardr. Eer Kralrahip'in tapnan kalbi ve ruhu olduunu yecek olursak, Quarath'm da beyni olduunu kabul etmemiz gerekir." "Hayret, ne tuhaf," diye mrldand Crysania, akl Elistan'a giderek. "Tuhaf m canm?" dedi Elsa, hafif azarlar gibi. "Kralrahip'in dnceleri sadece tanrlarda . Tapnan gnlk dnyevi ileriyle uramas beklenemez, deil mi?" "A, tabii ki beklenemez." Crysania utanarak kzard. Bu insanlara ne kadar kyl, ne basit ve geri grnyordu kim bilir. Aydnlk ve havadar kori orlarda Elsa'y izlerken anlarn gzelim ezgisi ve ocuk korosunun fevkalade sesi kzn ruhu un her zerresini sevinle doldurmutu. Crysania, Elistan'n her sabah yapt basit merasimi hatrlad. Ve hl tapnan iinin ounu da kendisi yapyordu! O basit merasim zavall, Elistan'n abalar da kk grnyordu gzne imdi. Bunun adamn kesindi. Belki de, diye dnd iinde bir pimanlk szsyla, eer onun da etrafnda kendi

decek byle insanlar olsayd, mrn yle ksaltmazd. Eh, bu deiecek, diye karar verdi Crysania aniden, bunun geri yollammm baka bir neden i olabileceini fark ederek: Tapnak'n ihtiamn yeniden yaratmak iin seilmiti! Heyecanl reyen Crysania, Elsa'dan tapnak hiyerarisinin i yapsn anlatmasn rica etti. Koridor bo ca ilerlerlerken Elsa bunu aklamaktan son derece byk bir memnunluk duymutu. Kadnn sohbetinde kendini kaybeden, Elsa'nn btn szlerini can- gnlden dinleyen Crysani -tam o anda- kzn yatak odasnn kapsn sessizce aarak ieri szlmekte olan Quarath' h Bfm 5 Quarath, Par-Salian'n mektubunu hi vakit geirmeden buldu. Daha odaya girer girmez ma kyaj masann zerinde duran altn kurunun yerinin deitiini fark etmiti. Kutunun ekmecele i abucak bir kartrmas her eyi ortaya karmt; sonu olarak Tapnak'taki btn kutula plarn ana anahtarna sahip olduu iin kutuyu da kolaycack amt. te yandan mektubun kendisini anlamak rahip iin pek kolay olmamt. Yazlanlar alglamas saniyesini almt. Bunlar aklnda kazl kalacakt; Quarath'n grd her eyi annda ezber olaanst yetenei kendisine bahedilmi olan en byk ltuflardan biri kabul ediliyordu. O mektubun tm ierii birka saniye iinde zihnine kilitlenmiti. Ama, diye fark etmiti, anl mn kavramak saatlerce dnceden sonra mmkn olabilecekti. Akl baka yerlerde olan Quarath kad katlayarak yeniden kutuya koydu ve kutuyu masann ze indeki ayn yerine brakt. Kuruyu anahtarla kilitledi ve dier ekmeceleri de stnkr bir edi; bir ey bulamaynca da, dncelere dalarak, gen kadnn odasn terk etti. Mektubun ierii o kadar artc ve rahatsz ediciydi ki, o sabahki randevularn ya iptal a da grevi astlarnn omuz252 253

larna ykledi. Sonra alma odasna gitti. Burada oturup her sz, her kelimeyi hatrlad. Sonunda zd -aslnda tam istedii kadar olmasa da en azndan kendisine belli bir hareket p lan izecek kadar zmt. ey ortadayd. Bir; bu gen kadn bir rahibe olabilirdi ama b r al-verii olduuna gre bir pheliydi. ki; Kralrahip tehlike iindeydi. Bu artc de bu adamdan nefret etmek ve korkmak iin yeterli sebepleri vard. ; Crysania ile birlik te yakalanm olan adam kukusuz bir suikastyd. Crysania da bir ibirliki olabilirdi. Quarath, daha imdiden bu tehdide kar uygun tedbirleri alm olduu iin kendi kendini tebr k ederek ac ac glmsedi. Gen adamn -belli ki ad Caramon'du- zaman zaman talihsiz kazala yaand bir yerde hizmet vermesini salamt.. Crysania'ya gelince; o, srekli izlenebilecei ve kurnazca sorgulanabilecei Tapnak'n duv arlar arasnda gvendeydi. Daha rahat nefes almaya balayp, akl bana gelen, en azndan o an iin Kralrahip'in emniye te olduuna mteekkir olan rahip, len yemeini getirmeleri iin hizmetkrlarn zilini ald Quarath birok ynden allm dnda bir adamd; bu ynlerinden biri de ne kadar hrsl o kabiliyet snrlarn biliyor olmasyd. Kralrahip'e ihtiyac vard; onun yerini almak gibi arzusu yoktu. Quarath, -hep tapnak adna- kendi denetimini, otoritesini, dnya zerind eki gcn arttrrken efendisinin nda olmakla yetiniyordu. Kendi otoritesini arttrrken, rknn gcn de arttrm oluyordu. Dierlerine kar bir r vergisi bir iyilie sahip olan elfler tapnan ardndan i eviriyorlard. Quarath tanrlarn dier, zayf rklar yaratmay uygun bulmasn talihsizlik addediyordu. ibi -ksa ve lgn yaamlaryla- ktle kolaycack kanan rklar. Ama elfler bunlarla ba yadan ktl tamamen silemeyecek olsalar bile (ki bu konuda alyorlard), en azndan den alabilirlerdi. Ktl ortaya kartan zgrlkt -seim yapma zgrl. zellikle de bu i sanlar iin. Onlara izlemeleri gereken kat kurallar vermek, neyin doru neyin yanl olduu nu kesin snrlarla belirtmek ve ktye kullandklar bu lgn zgrl snrlamak gerekiyo dnyordu Quarath, insanlar bir hizaya girer. 254 Hayatlarndan memnun olurlar. Krynn'deki dier rklara, yani gnomelara, ccelere (iini ekerek) kenderlere gelince, Quar ath (ve tapnak) onlar hzla, ok az sorun yaratacaklar ve zamanla byk bir ihtimalle yok lup gidecekleri kk, tecrit edilmi blgelere ekilmeye zorluyordu. (Bu plan, zaten Krynn' n geri kalanlar iin pek bir ie yaramayan gnomelar ve cceler iin iyi iliyordu. Ama ne y azk ki kenderler buna hi almamlard ve karttklar sorunlarn ard arkas kesilmeden, vara, hl neeyle dnyann drt bir yannda gezinip duruyorlard.) Yemeini yerken btn bunlar Quarath'n aklndan bir bir geti ve kafasnda plann kurmaya b

u Lady Crysania konusunda acele etmeyecekti. Byle davranmak ne onun, iin aslna baklac ak olursa, ne de ciflerin tarz deildi. Her konuda sabr. Seyretmek. Beklemek. u anda tek bir eye ihtiyac vard; o da daha fazla bilgiydi. Bu amala kk altn bir ngrak al Kralrahip'e gtrm olan gen zango arldnda, o kadar sratle ve sessizce ortaya k kapnn altndan kayp girmiti. "Emriniz nedir Saygdeer Rahip?" "ki kk i," dedi Quarath ban kaldrmadan, bir not yazmakla meguld. "Bunu Fistandant kam yemeinde bana konuk olmayal epey oluyor; onunla konumak istiyorum." "Fistandantilus burada deil lordum," dedi zango. "Aslnda, ben de bunu size rapor et mek iin geliyordum." Quarath hayret iinde ban kaldrd. "Burada deil mi?" "Deil, Saygdeer Rahip. Dn gece ayrlm; ya da yle olduunu zannediyoruz. Odas bo, ey lemi olduu baz eylerden VVayreth'deki Yksek Byclk Kulesi'ne gitmi olduuna inanly e gre bycler orada bir Meclis topluyormu; ama kimse bu konuda emin deil." "Bir Meclis," diye tekrarlad Quarath kalarn atarak. Bir an iin, kadn zerine ty kal uyla vurarak sessiz kald. VVayreth uzaktayd... yine de, belki de uzakta deildi... A fet...mek-tupda kullanlm olan o garip szck. By kullanclar, ortal yakp ykan bir or olabilirler miydi? Quarath rperdi. Yavaa, kaleme almakta olduu daveti buruturdu. "Hareketleri izlenebilmi mi?" 255 "Tabii ki Saygdeer Rahip. Mmkn olunabildii kadaryla. Belli ki aylardr Tapnak'tan ayr onra dn, esir pazarnda grlm." "Esir pazar m?" Quarath bir rpertinin btn bedenini kapladn hissetti. "Ne ii varm "ki esir alm Muhterem Oul." Rahibi bir bakyla sorguya eken Quarat bir ey sylemedi. "Esirleri kendisi satn almad lordum. Al-veri temcilcilerinin birinin araclyla yapld "Hangi esirleri ald?" Quarath cevab biliyordu. "Rahibeye saldrdklar iddia edilenleri Saygdeer Rahip." "O ikisinin ya cceye ya da madenlere satlmas iin emir vermitim." "Barak elinden geleni yapt; ve aslnda cce onlar iin epey arttrd lordum. Karanlk Kii'n adamlar onu getiler. Barak'in yapabilecei bir ey yoktu. Skandali bir dnsenize. Ayrca mlar da o iki esiri okula yolladlar zaten..." "Evet," diye mrldand Quarath. te, her ey yerli yerine oturuyordu. Fistandantilus, gen am, suikasty almaya bile cret etti! Sonra da ortadan kayboldu. Rapor vermeye gitmiti k ukusuz. Ama bycler neden suikastlarla ilgilensinlerdi? Fistandantilus kendisi, Kralrah ibi yzlerce kere ldrebilirdi isteseydi. Quarath'm zerinde, ak-seik, aydnlk bir yolda ra ve tehlikelerle dolu bir ormana dalm gibi huzursuz edici bir izlenim vard. O kadar uzun sre huzursuz bir sessizlik iinde oturmutu ki, rahip onu grnceye kadar ge n rahip ra kendini hatrlatmak iin kez krsp boazn temizlemek zorunda kalmt. "Bana bir grev daha m verecektiniz Saygdeer Rahip?" Quarath yava yava bayla onaylad. "Evet, stelik bu haber, bu grevi daha da nemli kly ii bizzat yapman istiyorum. Cceyle konumam gerek." Rahip ra eilip selam vererek kt. Quarath'n kimi kastettiini sormaya gerek yoktu: bir cce vard. Arack Rockbreaker'm kim olduunu veya nereden geldiini bilen kimse yoktu. Gemiiyle il gili hi konumaz ve genellikle bu konu aldnda o kadar hiddetle kalarn atar ki, konu patlrd. Bu konuda birka ilgin kurgu vard; ilerinde en gzde olan, bir su ileyerek in kadim yurdu olanThorbardin'den srlm olduuydu. Bu suun ne olduunu bilen yoktu. Ayrca kimsenin aklna c n hibir zaman sulularn srgnle cezalandrmadklar gelmiyordu; onlara idam daha insancl rdu. Dier dedikodulara gre aslnda bir Dewar -kuzenleri tarafndan neredeyse tamamen yok ed ilmi ve artk dnyann ta ilerinde sefil, kskn bir hayat srmeye itilmi eytani bir cce arla syleniyordu. Arack bir Dewar'a benzemedii, bir Dewar gibi hareket etmedii hald e bu sylenti Arack'n en sevdii (ve aslnda tek) dostunun bir ogre olmasndan kaynaklanyo du. Baka bir sylentiye gre de Arack, Ansalon'lu deildi de deniz ar bir yerlerden gelmi . nsanlarn hatrlayabildii kadaryla rknn en acmasz grnl rnei olduu kesindi. Y yaralar ona kalarn srekli atyormu izlenimi veriyordu. iman deildi, bir gram fazlas

r kedinin zerafetiyle yryordu; durduu zamanlar da ayaklarn yere yle bir basyordu ki, t pran bir parasym izlenimi veriyordu. Nereden gelmi olursa olsun Arack o kadar uzun yllardr star' yurt edinmiti ki, nereden geldii sorusu nadiren gndeme gelirdi. smi Raag olan Ogreyle birlikte Oyunlar'n gerek olduu eski gnlerde Oyunlar'a gelmilerdi. Ksa bir srede halkn gzdesi oluvermilerdi. H nasl Raag ile Arack'n raundda o muhteem minotaur Darmoork'u yendiklerini anlatrd. Her y Darmoork'un, cceyi arenann dna frlatp atmasyla balamt. Hiddetten gz dnen Raa n kaldrp -birka korkun bak yarasn da hie sayarak- ringin ortasndaki devasa zgrlk aplamt. Cce (cce tam arena duvarndan uup ayaklar zerine indiinde orada bir rahibin bulunuyor o mas nedeniyle hayatta kalmt) ile ogre zgrlklerini o gn kazanmam olmalarna ramen o alibin kim olduuna phe kalmamt. (Gerekten de Sivri zerindeki Altn Anahtar'a ulalma minotaurun kalntlarn oradan kaldrmak fazlasyla zaman almt.) Arack, bu dvn dehetli ayrntlarn iki yeni klesine anlatmt. "te bu arpk yzm byle kazandm," dedi cce, Caramon'a, koca adam ile kenderi star sok geirirken. 257 256

"Bylece Raag'la Oyunlar'da bir anmz olduydu." "Ne oyunlar?" diye sordu Tas, ayaklar zincirlerine taklp, pazardaki kalabal byk bir niyet iersinde brakp yz koyun yere kapaklanrken. Arack rahatsz olarak kalarn att. "u lanet olasca eyleri kartn," diye emretti, muh tlenmi sar benizli, devasa ogre. "Herhalde kap da arkadan geride komazsn di mi?" Cce ' dikkatle szd. "Hayr, zannetmiyorum. Bir keresinde kama ansn olduu halde kamadn a. Benden kaamayacan hatrlataym da!" Arack'n doal olarak atk kalar daha da derinl kender almamtm ama pek bir ansm da olmadyd. Sizin ikinizin birlikte satlmanz gerekti ediler. unu sakn unutma, bence senin hi kymetin yok. imdi, hangi salak soruyu soruyor dun?" "Zincirleri nasl kartacaksnz? Bir anahtar lazm deil mi? Ay..." Tas, renin zinciri el e alp aniden aslarak kopartmasn memnuniyet iindeki bir hayretle seyrediyordu. "Grdn m Caramon?" diye sordu Tas, ogre onu kaldrp ayaklarnn zerine brakp, arkasnda yse kenderin yeniden tozun topran iine dmesine neden olacak bir biimde iterek. "Gerekt n gl! Daha nce hibir ogreyle karlamamtm. Ne diyordum ben? A, evet oyunlar. Ne oyu "Nasl yani, Oyunlar ite!" diye atld Arack ileden karak. Tas baklarn Caramon'a doru kaldrd ama koca adam yzn asp omuzlarn silkti ve ban u, burada herkesin bildii bir eydi. ok soru sormak kuku uyandrabilirdi. Tas akln yle yoklayarak Afet ncesi gnlerle ilgili duyduu , her yky, bildii her eyi hatrlamaya al nefesi tkanr gibi oldu, "Oyunlar!" dedi Caramon'a, ccenin dinliyor olduunu unutarak. "star'n byk Oyunlar! Hatrlamyor musun?" Caramon'un yz ciddileti. "Yani oraya m gidiyoruz?" Gzleri fal ta gibi alan Tas cceye dnmt. "Gladyatr m o eiz, insanlar bizi seyredecek falan! Ay Caramon bir dnsene! star'n byk Oyunlar! Vay uyduum hikyeler..." "Ben de duydum," dedi koca adam yava yava, "ve sen de aklndakileri kart cce. Daha nce dam ldrdm, kabul ediyorum -ama bu sadece hayatta kalabilmek iindi. Hibir zaman ldrmekten zevk almadm. Hl yzlerini gryorum, bazen geceleri. Ben elence olsun diye ad em!" Bunu o kadar sert bir dille sylemiti ki Raag gznde soru iaretleriyle cceye bakt, sopas afife kaldrd; sar, siilli yznde sabrsz bir ifade vard. Fakat Arack ona bakarak ba Tas, Caramon'a daha bir saygyla bakmaya balamt. "Bunu hi dnmemitim," dedi kender ya haklsn Caramon." Yeniden cceye dnd. "Gerekten zgnm Arack ama senin iin dvemeyec Arack kkrdad. "Dveceksiniz. Neden mi? nk boy-nunuzdaki tasmay kartmann tek yolu Caramon ban inatla sallad. "Ben ldrmem..." Cce burnundan soludu. "Siz ikiniz nerede yayordunuz? Sirrion'un dibinde mi? Yoksa S olace'daki herkes sizin kadar ahmak m? Artk kimse arenalarda lmne dvmyor." Arack'n land. ini ekerek gzlerini sildi. "O gnler artk geride kald ne yazk ki. Artk her ey "Sahte mi?" diye tekrarlad Tas hayretle. Caramon cceye dik dik bakt ama bir ey syleme di; tek bir szne bile inanmad belliydi. "On yldr bizim arenada gerek, adam akll bir dv olmad," diye itiraf etti Arack. "Her

lerle balad" -cce yere tkrd. "On yl nce, elf rahipler -ait olduklar Cehennemlere bat r-Oyunlar'a bir son vermesi iin Kralrahip'i ikna ettiler. Oyunlara 'barbarca' ded iler! Barbarca ha!" Ccenin atlan kalarna bir de hrlt katld sonra -bir kez daha iin llad. "Btn byk gladyatrler ayrld," dedi Arack zlemle, gzleri gemiteki aaal gnlere da lin Danark: karlalabilecek en sert dvyd. Ya da Tek Gz Josepf. Onu hatrladn m Ra an sallad. "Solamniya valyesi olduunu iddia ederdi, Josepf yle derdi. Hep, batan a a dvrd. Raag ile ben hari, hepsi gitti." Ccenin souk gzlerinin derinlerinde bir k Bizim gidebileceimiz bir yer yoktu, anladn m, sonra -iimde Oyunlar'n daha bitmediine d ir bir his vard. Daha bitmedi." Arack ile Raag, star'da kalmt. Terk edilen arenadaki meskenlerini koruyarak zamanla a renann gayr resmi bakcs olmulard. Gelip geenler onlar hep orada grrd: Raag ya sr 259 258

yryerek, sra aralarn kaba bir sprgeyle sprr ya da bo bo, sevgiyle lm ukurlar' an, yalayp almalarn salayan Arack'm almakta olduu arenay seyrederdi. Cceyi gr akall, krk burunlu yznde garip bir tebessm olduunu fark ederdi. Arack haklyd. Oyunlar yasaklanal daha ancak birka ay olmutu ki rahipler huzur dolu ehi rlerinin artk huzur dolu olmadn fark edivermilerdi. Barlarda ve tavernalarda endie ver ci sklkla kavgalar bagstermeye balamt, sokaklarda kavgalar oluyordu hatta bir keresi bir isyan bile yaanmt. Oyunlarn yeraltna indii (gerek anlamda) ve artk ehrin dn a yapld konusunda raporlar geliyordu. Birka dvlm ve sakatlanm cesedin bulunmas bu gibiydi. Sonunda, aresizlik iinde bir grup insan ve elf lordu Kralrahip'e bir hey et yollayarak Oyunlar'n yeniden balamasn talep ettiler. "Ayn bir yanardan patlayp yerdeki buharn ve zehirli gazlarn kamasna izin vermesi gibi dedi bir elflordu, "grnyor ki, zellikle insanlar Oyunlar' alaka hislerinin da vurum k kullanyorlar." Bu konuma elf lordunun insan muhattaplarn pek sevin-dirmese bile, konumada hakl nokta lar olduunu kabul etmek zorunda kalmlard. lk balarda Kralrahip, bunlar duymak bile ist medi. Her zaman insanlktan uzak yarmalardan tiksinmi ti. Yaam tanrlarn kutsal bir arma d, yle kana susam bir kalabal elendirmek iin alnacak bir ey deil. "Onlara istedikleri cevab veren ben oldumdu," dedi Arack kendini beenerek. "Beni o gzel, ssl Mabetlerine almyorlard." Cce srtt. "Ama kimse Raag' gitmeyi kafasna koyd en alkoyamaz. Bylece fazla bir anslar olmad. " 'Oyunlar' yeniden balatn,' dedim onlara; onlar da o Kaf dandaki burunlarndan bana ba ktlar. 'ldrmeye gerek yok,' dedimdi onlara. 'Yani sahiden ldrmeye gerek yok. imdi beni dinleyin. Sokak oyuncularnn Huma'y nasl oynadklarn grdnz, di mi? Bir valyenin ye rpndn, inlediini de grdnz. Ama be dakka sonra turp , gibi gidip bir blok tede b . Ben de zamannda acck yle sokak numaralan yaptydm ve...eh.... bi seyredin hele. Hayd in Raag.' "Raag geldi; o irkin ve sar yzyle pimi kelle gibi srtyordu. " 'Bana klcn ver Raag,' diye emrettimdi ben. Sonra, daha onlar tek bir kelime deyeme den klcm Raag'n karnna sapladm. Onu grmeniz lazmd ha. Her yan kana buland! Ellerin dan boald. yle bir brp her yan seyirerek, inleyerek yere devrildi. "Onlarn nasl bardklarn grmeliydiniz," dedi cce neeyle, hatralara ban sallayarak rn yerden toplacaz sandmd. Ondan, onlar muhafzlar artp beni gndertmeden, bizim Raa kme salladm, aha buraya. " 'Artk kalkabilirsin Raag,' dedimdi. "O da oturdu, onlara srtaraktan. Hepsi bir azdan konumaya balad." Cce tiz elf sesleri taklit etti. " 'Harikulade! Nasl yaptnz bunu? are bu olabilir...'" "Nasl yaptnz bunu?" diye sordu Tas evkle. Arack omuzlarn silkti. "reneceksiniz. Bir sr tavuk kan, keskin ksm sapna giren yayl basit. Onlara byle dedim. Sonra gladyatrlere canlar yanm gibi numara yapmasn retmek , hatta bizim Raag gibi aptallarna bile." Tas, ogreye endieyle bakt ama Raag halinden memnun bir tebessmle cceye bakyordu. "Zat en ou dvleri ahmaklara, yani seyircilere gzel grnsn diye iirirlerdi, annadn m. N p bayld" -ccenin gururla koltuklar kabard- "beni Usta bile yapt. imdi benim unvanm bu yunlar'n Ustas."

"Anlamyorum," dedi Caramon yavaa. "Yani insanlar kandrlmak iin bilet paras m dyorl ka anlamlardr..." "A, tabii ki." Arack alayla bakt. "Biz bunu hi gizlemedik ki. Artk Krynn zerindeki e n gzde spor dal bu. nsanlar Oyunlar' grsnler diyerekten yzlerce mil ap geliyor. Elf ar geliyor -hatta Kralrahip'in kendi bile geliyor bazenleri. Evet, ite geldik," de di Arack, devasa bir stadyumun dnda durup binaya gururla bakarak. Tatan yaplm bina yzlerce yllkt ama kimse binann ilk bata ne amala yaplm olabile . Oyunlar'n olduu gnler ta kulelerin zerlerinde parlak bayraklar dalgalanr ve bina ins anlarla tka basa dolard. Ama o gn Oyunlar yoktu; yaz sonuna kadar da olmayacakt. Duv arlar, spor tarihinin byk olaylarn betimleyen cafcafl resimler hari gri, renksiz duruy rdu. 261 260

Bfm 6 Birka ocuk darda toplanm, kahramanlardan birini grme umuduyla bekleip duruyordu. ocu hrlayan Arack, Raag'a ar, masif kaplar amasn iaret etti. "Yani kimse lmyor mu," diye srar etti Caramon, eski dvlerin kanl resimleriyle ssl ar kasvetle bakyordu. Tas, ccenin acaip acaip Caramon'a baktn grd. Arack'm baklar aniden zalimleip, bir plarm gibi grnd; kara, orman gibi kalar kk gzleri zerinde krt. Caramon fark e simlerini inceliyordu. Tas bir ses kartnca Caramon aniden cceye bakt. Fakat o ana kad ar Arack'n yz ifadesi deimiti. "Kimse," dedi cce srtp Caramon'un koca kolunu okayp. "Hi kimse..." Ogre Caramon ile Tas' byk bir odaya gtrd. Caramon'da, odann insanlarla dolu olduuna d youn bir his vard. "Yeni adam," diye homurdand Raag, Caramon yannda dururken pis, sar parman ona doru uza arak. Bu, Caramon'un "okuF'a takdimiydi. Onun bir bakasnn mal olduunun iareti olan boy nundaki demir tasmann varlnn ac bilinciyle kzaran Caramon baklarn saman kapl aha ldramad. Raag'm beyanatna, sadece bouk bir karlk alan Caramon baklarn kaldrd. Bi olduunu grd. Deiik rktan ve ulustan yirmi, otuz kadar adam, kk gruplar halinde otur mek yiyordu. Adamlarn bir ksm Caramon'a ilgiyle bakarken; ou bakmyordu bile. Birka bayla selam v luu yemee devam etti. Caramon ne yapmas gerektiini bilemedi, imdadna Raag yetiti. Bir elini Caramon'un omuzuna koyan ogre adam kabaca bir masaya doru itti. Caramon tkezl endi, neredeyse decekti; masaya yapmadan nce kendini zor toparlad. Arkasn dnerek ogr iddetle bakt. Raag durmu ona srtyor, elleri seyiriyordu. Faka bastm, diye fark etti Caramon, bu ifadeyi, iri adamlar kavgaya sokmak iin uraan birilerinin hep bulunduu barlarda 263 262

ok kez grmt. stelik bunun kazanamayaca bir dv olduunu da biliyordu. Caramon iki m a olduu halde renin ancak omuzuna geliyordu ve renin koca eli Caramon'un kaln boynuna iki kere dolanrd. Caramon yutkundu, berelenmi bacan ovdu ve uzun tahta sraya oturdu. Koca insana alayc bir bak atan Raag'n a gzleri yemekhanedeki herkesi grebiliyordu. O rn silkip, hayal krklyla mrldanan insanlar yemeklerine geri dndler. Bir grup minot rduu kedeki bir masadan kahkaha sesleri duyuldu. Onlarn kahkahalarna srtarak karlk aag odadan ayrld. Gayr ihtiyari kzardn hisseden Caramon sralardan birine kerek gzlerden kamaya al ruyordu ama koca sava adamn baklarna tahamml edemeyecekti. te yandan Tasslehoff'un r ekingenlii yoktu. Caramon'un yanna sraya trmanan kender komularna ilgiyle bakt. "Ben Tasslehoff Burrfoot," dedi elini -demir bir tasma giymi-karlarnda oturmakta ola n iri, kara derili bir insana uzatrken. "Ben de yeniyim," diye ekledi kender, tantrlm am olmaktan biraz krlmt. Siyah adam baklarn yemeinden kaldrarak Caramon'a bakt. "Siz ortak msnz?" "Evet," diye cevap verdi Caramon, adamn yle veya byle Raag'a bir gnderme yapmadna mte r olarak. Aniden yemein kokusunu alm, az sulanarak, midesi kaznarak havay koklamaya ba mt. Adamn, tepeleme kzarm geyik eti, patates, ekmek dilimleriyle dolu tabana itahla k iini ekti. "En azndan bizi iyi besleyecekler gibi"

Caramon, siyah adamn onun koca gbeine gz atp, taba tka basa dolu, adamn yanma oturma lan uzun boylu, inanlmayacak kadar gzel bir kadnla byk altndan glerek baktklarn f adna bakan Caramon'un gzleri fal ta gibi ald. Sakarca ayaa kalkp, eilerek selam ver "Hizmetkrnzm hanmefendi..." diye balad. "Otur yerine koca budala!" diye atld kadn hiddetle, gneten yanm teni daha da koyulmut "Hepsini bize gldreceksin!" Gerekten de birka adam kkrdamt. Kadn dnerek adamlara dik dik bakt, eli kemerinde ta doru seyirtti. Kadnn imekler akan yeil gzleri karsnda kahka264 halan boazlarna dmlenen adamlar yemeklerine geri dndler. Hepsinin adam gibi sinmi old emin oluncaya kadar bekleyen kadn dikkatini yeniden yemeine vererek etini hzl, huzu rsuz atal darbeleriyle didiklemeye balad. "-zr dilerim," diye kekeledi Caramon, koca yz kzararak. "Niyetim..." "Bover," dedi kadn grtlaktan gelen bir sesle. Aksan garipti, Caramon bir trl nereli ol duunu kartamad. O garip konuma tarz -hatta buradaki dier insanlardan ok daha garip ol o konuma tarz- ve sann -donuk, kurun grisine benzeyen- garip rengi hari, insana benziy rdu. Salar gr ve dzd; arkasndan rmt. "Burada yeni olduunuz anlalyor. Yaknda ba arkl davranmaman gerektiini anlarsn. Hem arena iinde, hem dnda. Anladn mj' "Arena m?" dedi Caramon bo bir hayretle. "Sen -sen bir gladyatr msn?" "En iyilerinden biri hem de," dedi karlarnda oturan siyah-derili adam srtarak. "Ben K uzey Ergoth'dan Pheragas; bu da irine Kiiri..." "Bir irine! Denizin altndan m?" diye sordu Tas heyecanla. "Hani biim deitirebilen o ka dnlardan biri ve..." Kadn kendere yle hiddetli bir bak frlatt ki Tas gzlerini krptrarak sustu. Sonra ba amon'a kayd. "Sen de bunu komik buluyor musun kle?" diye sordu Kiiri, gzleri Caramo n'un yeni tasmas zerinde. Caramon elini tasmasna gtrerek yeniden kzard. Kiiri ksa, ac bir kahkaha att ama Phera , Caramon'a acyarak bakt. "Zamanla alrsn," dedi omuzunu silkerek. "Ben buna hi almam!" dedi Caramon, koca yumruunu skarak. Kiiri ona bakt. "Alrsn, yoksa kalbin ok krlr ve lrsn," dedi kadn souk bir edayl bir kadn ve o kadar marur duruyor ki demir tasmas som altn bir kolye olabilirdi, diy e dnd Caramon. Tam cevap vermeye hazrlanmt ki Tasslehoff'un nne bir tabak yemei a yan, yal nlk giyen, iman bir adam tarafndan sz kesildi. "Teekkr ederim," dedi kender kibarca. "Ayana hizmet edilmesine pek alma," diye hrlad a. "Bundan sonra kendi taban kendi kes gibi. Al" 265 kenderin nne tahta bir disk att- "al, yemek makbuzun. Bunu gstermezsen yemek yok. Bu da seninki," diye ekledi, bir tane de Caramon'a atarak. "Benim yemeim nerede?" diye sordu Caramon, tahta diski cebine koyarak. Koca adamn nne bir kseyi kt diye brakan a gitmek iin dnd. "Ne bu?" diye hrlad Caramon, kseye bakarak. Tas bakmak iin uzand. "Tavuk suyu," dedi yardmsever bir edayla. "Ne olduunu ben de biliyorum," dedi Caramon, sesi derinden kyordu. "Yani, ne bu, bir eit aka m? nk komik deil," diye ekledi, ona srtmakta olan Pheragas ile Kiiri'ye ka . Srada, oturduu yerde donen Caramon uzanp ay yakalad, onu geri doru ekti. "Al bu b nu ne yapacaksan yap, bana yiyecek bir eyler getir!" Hayret verici bir hzla ve ustalkla kendini Caramon'un elinden kurtaran a koca adamn ko lunu srtna evirip, yzn orba ksesinin iine soktu. "Ye; houna gitse fena olmaz," diye hrlad a, Caramon'u sandan tuttuu gibi, sular akan sn kseden kartarak. "nk -sz konusu yemekse- bir ay boyunca senin yiyip yiyecein bu. Tasslehoff'un yz aydnlanarak yemei brakt. Kender odadaki herkesin de, yine, -artk bu k z- kavga kacandan emin olarak yemek yemei braktn fark etti. Yznden orbalar damlayan Caramon'un yz l gibi bembeyaz olmutu. Yanaklarnda allklar eri tehlikeli biimde parlyordu. A, yumruklarn skm adam kendini beenmi bir edayla szyordu. Tas, evkle ann yere yapmasn seyretmek iin bekledi. Caramon'un koca yumruu skld, bembeyaz kesildi. Koca ellerinden birini kaldrd ve -yava yava- yzndeki orbay silmey Alayl bir ifadeyle burnunu bken a dnd ve sallana sal-lana uzaklat.

Tas iini ekti. Bunun eski Caramon'la bir ilgisi olmad kesin, diye dnd hznle, pla ki ejderann kafalarn birbirine tokuturarak ldren adam hatrlayarak; koca adam soymaya teebbs etme gafletinde an on be serseriyi eitli yaralarla hizaya sokmu olan Caramon'u hatrlayarak. Caramon'a gznn ucuyla bakan Tas dilinin ucuna kadar gelen sivri szleri yutup, kalbi burkulara k yemeine dnd. Caramon yemeini yava yava yedi; orbay kaklyor, tadn bile almadan yutuyordu. Tas kad yah derili adamn yine baktklarn grd; bir an iin kender, Caramon'a gleceklerinden ko erekten de Kiiri bir ey sylemeye balamt ama -odann n ksmna bakarak- hemen azn k geri dnd. Tas, Raag'n yeniden yemekhaneye girdiini grd, iki iri yar insan da pei sra yordu. Gelip Caramon'un arkasnda durdular. Raag, koca savay drtt. Caramon yava yava arkasn dnd. "Ne var?" diye sordu, Tas'n hi duymam olduu donuk bi "Sen gel imdi," dedi Raag. "Yemek yiyorum," diye balad Caramon ama daha szn bitiremeden iki insan koca adm kollar an tuttuu gibi sradan ekip karttlar. O zaman Tas, Caramon'un eski ruhunun bir prlts in bir krmz rengini alan Caramon birine beceriksizce bir yumruk atmaya alt. Fakat alay edercesine srtan adam kolaycack kand. Yanndaki Caramon'un midesine acmaszca bir tekm irdi. Caramon inleyerek iki bklm oldu, drt aya zerine yere dt. ki insan, onu tutup drd. Ba nne sarkan Caramon, kendisini gtrmelerine izin verdi. "Durun! Nereye..." Tas ayaa kalkt ama gl bir elin, elini kavradn hissetti. Kiiri onu uyarrcasna ban sallaynca Tas yeniden yerine oturdu. "Ona ne yapacaklar?" diye sordu Kadn omuzlarn silkti. "Yemeini bitir," dedi sert bir sesle. Tas ataln brakt. "Pek a deilim," diye mrldand mitsizce; akl ccenin arena dnda zalim bir ifadeyle bakna gitmiti. Kenderin karsnda oturan siyah derili adam kendere glmsedi. "Haydi," dedi; ayaa kalkp e ini dosta Tas'a uzatarak, "sana odan gstereyim. Hepimiz ilk gn bundan geeriz. Arkadan yi olacak -zamanla." 266 267

"Zamanla," diye burnundan soludu Kiiri, taban ittirerek. Tas, Caramon ile paylaacan syledikleri odada tek bana yatt. Odada pek bir ey yoktu. nn altnda bulunan oda, odadan ok bir hapishane hcresine benziyordu. Ama Kiiri ona, g ladyatrlerin byle odalarda yaadn sylemiti. "Temiz ve scak," dedi kadn. "Bu dnyada, yaadklar yer iin bunu syleyemeyen ok insan v yrca, eer lks iinde yayor olsaydk, yumuardk." Eh, bu konuda bir tehlike olmad kesindi; plak, ta duvarlara, saman kapl yere, zerind srahi ile kse bulunan masaya ve eyalar iin konulmu iki ifoniyere bakan kenderin greb ii kadaryla. Yukarda, tavanda bulunan, toprak seviyesindeki kk bir pencereden gne ir huzme ieri giriyordu. Sert yataa uzanan Tas gnein oda iindeki yolculuunu seyretti. Kender ortal kolaan etmeye kabilirdi ama Caramon'a neler olduunu reninceye kadar by yin kendisini pek mutlu etmeyeceine karar verdi. Gnein zemin zerindeki izgisi uzadka uzad. Bir kap alnca Tas hevesle yerinde dorul ce baka bir kle kapy aarak, yere bir boha atp yeniden gitmiti. uval inceleyen Tas' zildi. Bunlar Caramon'un eyalaryd! zerinde bulundurduu her ey -giysileri de dahil! Tas bunlar, zerlerinde kan lekesi arayarak endieyle inceledi. Hibir ey yoktu. Hepsi norm al grnyordu... Eline, gizli bir i cepte bulunan sert bir ey geldi. Tas aceleyle bunu ekip kartt Kenderin nefesi kesildi. Par-Salian'dan gelen byl alet! N sl oldu da bunu gzden karmlar, diye merak etti, elinde evirip evirdii mcevherli gze ye tokasna hayranlkla bakarken. Tabii ya, byl, diye hatrlatt kendi kendine. u anda uc ve adi bir ss J eyasndan baka bir eye benzemiyordu ama Par-Salian'n bunu saltanat asas gibi bir nesneye evirdiini gzleriyle grmt. Belli ki ortaya kmak istemiyorsa, kendisi ldurmama gibi bir zellii vard. Nesneyi elleyen, elinde tutan, gnein parlak talar zerinde kvlcmlar samasn seyreden e iini ekti. Bu hayatnda grd en zarif, en olaanst, en muhteem eydi. Buna sahip ol cak kadar ok istiyordu. Hi dnmeden kalkm, keselerine doru giderken yakalad kendi kendisini. Tasslehoff Burrfoot, dedi iinden Flint'inkine huzursuz edici derecede benzeyen bi

r ses, burnunu soktuun bu ey ciddi bir . Bu Geri Dn Yolu. Par-Salian bizzat, yani Koca Par-Salian bunu Caramon'a ciddi bir merasimle verdi. Bu, Caramon'a ait. Bu onun; senin bunun zerinde hibir hakkn yok! Tas rperdi. Hayatnda daha nce byle eyler dnmedii kesindi. Alete kukuyla bakt. Belk ahatsz edici dnceleri aklna sokan bu aletti! Bu ie karmak istemediine karar verdi. A le aleti tayp Caramon'un sandna koydu. Sonra da fazladan bir tedbir olarak sand kitl e anahtar Caramon'un cebine koydu. Daha da mutsuz olarak yatana dnd. Gne anca kaybolmu ve kender de git gide daha ok huzur-suzlanmaya balamt ki dardan uydu. Kap tekmelenerek vahice ald. "Caramon!" diye bard Tas dehet iinde, ayaa frlayarak. O iki serseri insan koca adam eikten srkleyip, yatana frlatp attlar. Sonra srtarak larndan arpp, ayrldlar. Yataktan alak bir inilti sesi geliyordu. "Caramon!" diye fsldad Tas. Aceleyle su dolu ibrii alp leenin iine biraz su boalttkt nra, bunu koca savann yatana gtrd. "Ne yaptlar?" diye sordu yavaa, adamn dudakla Yeniden inleyen Caramon, yavaa ban silkeledi. Tas aceleyle koca adamn bedenine bir gz ezdirdi. Grnrde bir yara yoktu, kan yoktu, ilik yoktu; ne rk ve de krba izi vard. ence grmt; o kadar aikard. Bedeni ter iindeydi ve gzleri kaymt. Arada srada bede r kaslarak seyiriyor ve azndan bir ac iniltisi kyordu. "Gergi...gergiye mi gerdiler?" diye sordu Tas yutkunarak. "Yoksa tekerlee mi baladl ar? Baparmak kerpeteni mi?" Bunlarn hi biri bedende iz brakmazd, en azndan duyduu kada la. Caramon bir eyler geveledi. "Ne?" Tas yanna doru eildi, adamn yzn suyla ykad. "Ne dedin? Jim...jim...ne? Dediin amadm." Kenderin kalar atld. "Hi yle jimle balayan bir ikence duymadm ama," diye m ba ne?" 269 268

Caramon, yine inleyerek szc tekrarlad. "Jim... jim... jimnastik!" dedi Tas zaferle. Sonra elindeki srahiyi yere drd. "Jimnas tik! Bu bir ikence deil!" Caramon yeniden inledi. "Bu beden eitimi seni koca bebek seni!" diye haykrd Tas. "Yani ben burada endieler ii nde hastalanp, btn korkun eyleri hayal edip beklerken, sen beden eitimi mi yapyordun?" Caramon'un ancak kendini yataktan kaldracak kadar gc kuvveti kalmt. Koca ellerinden bi rini uzatarak Tas' gmleinin yakasndan tuttuu gibi burun buruna gelecek ekilde kendine kti. "Bir keresinde beni goblinler yakalamt," dedi Caramon kaba bir fsltyla, "beni bir aaca balamlard ve geceyi bana ikence ederek geirmilerdi. Xak Tsaroth'da ejderanlar tarafnd yaralanmtm. Karanlk Kralie'nin zindanlarnda bebek ejderhalar bacaklarm didiklemiti. a yemin ederim; u anda hissettiim arlar hayatmda hissetmemitim! Beni kendi halime br ak rahat rahat leyim." Bir inilti daha kartan Caramon'un eli yanna dt. Gzleri kapand. Srtmamak iin kendin an Tas kendi yatana geri dnd. "imdi ars szs var zannediyor," diye dnd kender, "dur hele bir sabah olsun!" star'daki yaz sona erdi. Sonbahar geldi; hatralardaki en gzel sonbaharlardan biri. Caramon'un eitimi balamt ve sava lmemiti tabii ki; ama zaman zaman lmn daha kola eildi. Tas da koca mark bebei birok kez, kzdrarak hznlendirmiti. Bunlardan biri, T aralayan bir hkrk sesiyle uyanmasyla olmutu. "Caramon?" demiti Tas, uykulu uykulu yatanda dorulup oturarak. Hi cevap gelmemiti ama bir hkrk sesi daha duyulmutu. "Ne var?" diye sormutu Tas aniden endielenerek. Yataktan kp souk, ta zemin zerinden y r rya m grdn?" Mehtapta Caramon'un bayla evet iareti yaptn grmt. "Tika'yla ilgili miydi?" diye sormutu, koca adamn kederi karsnda kendi gzleri yalarla olan, yumuak kalpli kender. "Deil mi? Raistlin miydi? Deil mi? Seninle mi ilgiliydi ? Korkuyor 270 musun...' "Bir kek!" diye hkrmt Caramon.

"Ne?" diye sormutu Tas bo bo. "Bir kek!" diye hngr hngr alamt Caramon. "Ah Tas! ok am. Ryamda bir kek grdm, h ii keklerden; hani st yap yap bal ve o minik, tr fstklarla kapl keklerden...." Yerden bir pabu alan Tas bunu ona frlattktan sonra sinir ola ola yatana dnmt. Fakat bu iki aylk sert eitimin sonunda Tas, Caramon'a baktnda, bunun, koca adamn tam i htiyac olan ey olduunu kabul etmek zorunda kalmt. Koca admn gbeindeki ya katmanla arkk butlar bir kez daha sert ve kasl hale gelmiti; kollarndaki, gsndeki ve srtndak r kendini gsteriyordu. Gzleri parlak ve keskindi artk; o donuk, bo bak gitmiti. Cce i bedeninden terle atlm, burnundaki kzarklk ve yzndeki tombi grnt gitmiti. Srek ktan teni de kararmt. Cce, star'da o gnlerde moda olduu zre, Caramon'un kahverengi sa tlmasna karar vermiti; artk yzn evreleyen salar srtndan aaya doru dalgalanyo Artk ok da usta bir sava olmutu. Caramon daha nceden de ok iyi eitim alm olmasna im resmi olmayan bir eitimdi, silah kullanma tekniklerinin ounu vey ablas Kitiara'dan kapmt. Fakat Arack dnyann drt bir yanndan eitmenler getirtmiti ve Caramon artk en en ders alyordu. Sadece bu kadarla da kalmyordu, her gn gladyatrler arasnda tutuulan dvlerde kendi yer korumak zorunda da kalyordu. Bir zamanlar, gre yeteneiyle vnen Caramon, sadece iki ra und sonra, Kiiri adl kadn tarafndan tu edilince utan iinde kalmt. Siyah adam Pheraga k hamleden sonra Caramon'un klcn uurduktan sonra bir de kendi kalkanyla kafasna serte rmutu. Fakat Caramon abuk kavrayan, dikkatli bir renciydi. Doal yetenei abuk renmesine olana mt; ve ok gememiti ki Arack, koca adamn Kiiri'yi kolaycack frlattktan sonra soukk gas adl adam kendi numarasnda balayp siyah adam kendi dili mzrayla arenann zemi 271 neeyle seyretmeye balamt. Caramon da uzun zamandr olmad kadar mutluydu. Hl demir tasmadan nefret ediyordu ve ilk balarda bir gn gemiyordu ki bu tasmay kopartp kamak iin byk bir istek duymasn. Fa sine verilen eitime olan ilgisi arttka bu hisleri de azald. Caramon her zaman disipl inli bir yaamdan zevk almt. Her zaman iin, birisinin kendisine yapaca eyi ve yapaca zaman yapmas gerektiini sylemesinden holanmt. Tek sorunu rol yapmak konusundaki yetene den kaynaklanyordu. Her zaman, hatta biraz da ar derecede ak yrekli ve drst bir insan olan Caramon'un ei in en berbat ksm, kaybediyor-mu rol yapmas gereken zamana gelince ortaya kyordu. Rolf a bast zaman yalancktan bir acyla yksek sesle barmas gerekiyordu. Barbar ona iine k sahte klcyla hamle yaptnda sanki ok kt yaralanm gibi ylmasn renmesi gerekiy "Hayr! Hayr! Hayr! seni koca ahmak seni!" diye baryordu Arack tekrar ve tekrar. Caramo n'a kfreden cce, bir gn adama doru giderek tam suratnn ortasna kuvvetli bir yumruk ind rdi. "Aahh!" diye haykrd Caramon gerek acyla; olanlar zevkle seyreden Raag'n baklar altn ermeye cesaret edememiti. "ite..." dedi Arack, zaferle durup, yumruklar skl ve yumruklarnn oynak yerleri kan ii . "Bu bartn hatrla. Ahmaklar buna baylr." Fakat, rol yapma konusunda Caramon'da hi umut olmad kt ortaya. Bard zamanlar bile k, "lmekte olan birinden ziyade, poposuna cimdik yiyen bir yosma" gibi yaptn sylemiti rack, Kiiri'ye bezginlikle. Derken bir gn ccenin aklna bir fikir geldi. Fikir aklna, akamst eitimini seyrettii srada gelmiti. O srada kk bir izleyici gru Ticari adan karl olduunu anlaynca, Arack zaman zaman, halkn belirli yelerinin ieri al a izin verirdi. O srada, Solamniya'dan buraya ailesiyle gelmi olan bir soyluyu arlyord u. Soylunun ok tatl iki gen kz vard; kzlar arenaya girdikleri andan itibaren gzlerini ramon'dan ayramamlard. "Neden geen gece dvtn grmedik?" diye sordu biri j babasna. Soylu, bir cevap istercesine cceye bakt. "Daha yeni," dedi Arack terslenerek. "Hl eitiliyor. Daha yarlara anca hazr saylr. Asl onu da ...Yarlar'a ne zaman geleceim demitiniz?" "Gelmiyoruz," diye balad soylu ama kzlarnn ikisi birden kederle bard. "Eh," diye dze "belki geliriz -eer bilet bulabilirsek." Gzleri yeniden Pheragas ile kl antreman yapmakta olan Caramon'a kayan kzlarn ikisi bir en ellerini rptlar. Gen adamn gnete yanm bedeni terle parlyor, salar nemli bulkel yzne yapyordu; ayrca iyi eitimli bir atletin zarafetiyle hareket ediyordu. Kzlarn h baklarn fark eden ccenin aklna aniden Caramon'un ne kadar yakkl bir gen adam oldu

iti. "O kazanmal," dedi kzlardan biri iini ekerek. "Onun kaybettiini grmeye tahamml edemem "Kazanacak," dedi dieri. "O kazanmak iin yaratlm. O hep galip olan birine benziyor." "Tabii ya! Bu btn sorunlarm zyor!" dedi cce aniden, soylu ile ailesinin ararak ken kmalarna neden olmutu. "Galip! Onu byle sunacam. Hi yenilmeyen! Yenilmeyi bilmiyor! Ee onu yenecek olan olursa kendi hayatn kendi elleriyle alacana yemin etti!" "Yo, hayr!" diye bard iki kz birden dehetle. "Bize yle sylemeyin." "Doru," dedi cce ciddiyetle, ellerini ovuturarak. "Kilometrelerce uzaktan gelecekle r," diye anlatt o gece Raag'a, "kaybettii gece orada olabilmeyi umarak. Ve tabii k i, o kaybetmeyecek -tamamen yenilmeyecek, uzun bir sre. Bu arada kzlarn kalbini alaca k. Daha imdiden gzmde canlandrabiliyorum. Gerekli kostmm de var..." te yandan Tasslehoff da arenadaki yaantsn olduka ilgi ekici bulmaya balamt. lk ba lamayaca kendisine sylendiinde ok incinen Tas (Tas kendisini-Kenderyurdu'nun bir kahra man olan- baka bir Kronin Thistleknot olarak grmeye balamt bile) birka gn can skl a dolat. Bu dolamalar, mutlu mesut odasn kar-trken kendisini yakalayan hiddetten gz otaur tarafndan neredeyse ldrlecekken bir nihayet buldu. 273 272

Minotaurlar ok hiddetli olurlar. Sadece bu sporun akyla arenalarda dvtkleri iin kend ni stn bir rk kabul ederler; dierlerinden ayr yiyip ierler. Onlarn yaadklar blmle az ve girilemez. Kenderi, Arack'm nne kadar srkleyerek getiren minotaur, Tas' paralayp kann imek ist e de bunu kabul edebilirdi -kendisi de kenderleri pek gerekli grmediinden- ama Arac k, bu iki esiri aldktan az bir sre sonra Quarath ile yapt konumay hatrlamt. Her ne eki en yksek tapnak otoriteleri bu ikisinin bana bir ey gelmemesine ok zen gsteriyor inotaurun ricasn, o yzden geri evirmiti, ama zevk olsun diye paralamas iin ona yabani r domuz vererek onu yattrmt. O zaman Arack, Tas' bir kenara ekerek birka kere yzn eer kender gece geri geleceine dair sz verirse gezmesi iin ehre kmasna izin verecein miti. Zaten arenadan dar szp duran Tas bu habere ok memnun olmu, ccenin bu iyiliine karl eeneceini umduu minik bir ss eyas getirmiti. Bu ilgisini olduka takdir eden Arack, Ta aramon'a aktrmadan pasta vermeye alrken yakaladnda, krbalamas gerektii halde sad urmakla yetinmiti. Bylece Tas, diledii gibi star'a girip kabiliyordu; zellikle kenderlerden hi holanmaya ir muhafzlarndan kanmay hemen renmiti. Ve bylelikle Tasslehoff, Tapnak'a bile gire aarmt. Btn bu eitimi, rejimi ve dier sorunlarnn ortasnda Caramon asl amacn hi gz ard et rysania'dan souk, ksa bir mesaj almt; o yzden kadnn iyi olduunu biliyordu. Ama heps dard. Raistlin'den hi iz yoktu. lk balarda Caramon, arenann dna kmasna hi izin verilmedii iin kardeini veya Fis i bulamayacak diye umutsuzlua kaplmt. Fakat ok gemeden Tas'n birok yere kendisinden zgr olduu zamanlarda bile, ok daha kolay girip, olup biteni grebildiini fark etmiti. anlarn kenderlere, ocuklara davrandklar gibi davranma alkanlklar vardr -sanki orada rmi gibi davranrlar. Ayrca Tas, glgeler arasnda erimek, perdelerin altna sinmek veya k oridorlardan sessizce szlmek konusunda kenderlerin pek oundan ok daha becerikliydi. 274 Bunlara ilaveten Tapnak o kadar geni ve o kadar kalabalkt ki ve hemen hemen gnn btn s lerinde gelip gitmeler olduundan bir kenderin gzden kamas ok kolayd ya da en fazla, hu zursuzca ayak altndan ekilmesi sylenebilirdi kendisine. Mutfaklarda alan birka kender enin ve hatta serbeste girip kan birka kender rahibin olmas, ii daha da kolaylatryor Tas bunlarla, zellikle de bunlarn varln daha nce duymam olduu iin kender rahipler up yurdu hakknda sorular sormay can- gnlden isterdi. Ama cesaret edemedi. Caramon onu ok konumamas konusunda uyarmt ve ilk kez Tas bu ihtar ciddiye ald. Ejderhalar veya A veya herkesi zecek bir konu hakknda konumamak iin tetikte olmaktansa hi bulamamann da a kolay olacana karar verdi. Bylece Tapnak'-ta her yere burununu sokup, bilgi toplam akla yetindi. "Crysania'y grdm," diye rapor verdi bir gece akam yemeinden ve Caramon'un Pheragas il e yapt bir greten dndklerinde. Caramon odann ortasnda, Arack onun kl dndaki si amasn istedii iin topuz ve zincirlerle idman yaparken Tas yataa uzanmt. Caramon'un

ey bir idman yapmas gerektiini fark eden Tas yatan en ucuna -koca adamn o vahi topuz s avurularndan uzaa- bzt. "Nasl?" diye sordu Caramon kendere ilgiyle bakarak. Tas ban sallad. "Bilmiyorum. yiye benziyor, sanrm. En azndan hasta grnmyor. Ama mu or. Yz solgun; onunla konumaya altmda beni duymamazla geldi. Beni tandn zann Caramon kalarn att. "Bak bakalm sorunun ne olduunu renebilecek misin," dedi. "Hatrl o da Raistlin'i aryordu. Belki onunla bir ilgisi vardr." "Tamam," diye cevap verdi kender, sonra topuz bann zerinden slk alarak geerken ban a baksana, biraz dikkatli ol! Biraz geri git." Endieyle tepe san elledi, salarnn yerin e olup olmadn anlamak iin. "Raistlin dedim de," dedi Caramon alak sesle. "Bugn onunla ilgili bir eyler de bulm adn her halde?" Tas ban sallad. "Sordum, sordum. Fistandantilus'un zaman zaman gelip giden raklar var. Ama kimse Raistlin'e benzeyen birini grmemi. Ayrca biliyorsun ki altn rengi teni ve kum saati gzleri olan herkes gze batar. Ama" -kender daha neeli grn275 Bfm l yordu- "yaknda bir eyler bulabilirim. Duyduuma gre Fistandantilus geri dnm." "yle mi?" Caramon topuzu savurmay brakarak Tas'a dnd. "Evet. Ben grmedim ama rahiplerin bir ksm bu konuda konuuyordu. Sanrm dn gece yeniden rtaya km, tam Kralrahip'in Kabul Salonu'nun ortasnda belirivermi. ylece -puff! Ortaya mi. Son derece artistik." "Evet," diye homurdand Caramon. Topuzu dnceli dnceli savurdu, o kadar uzun sre sessiz ld ki Tas esneyerek yatmak iin yerlemeye balad. Caramon'un sesi onu sratarak yeniden u andrd. "Tas," dedi Caramon, "bu bizim ansmz." "Ne iin ansmz?" diye esnedi kender yeniden. "Fistandantilus'u ldrmek iin ansmz," dedi sava yavaa. Caramon'un souk szleri kenderi hemen uyandrmt. "-ldrmek mi! Bence -m- sen bu konuda biraz daha dnmelisin Caramon," diye kekeledi Tas. "Yani, ey, bir de ie u tarafndan bak. Fistandantilus denen bu adam gerekten, gerekten iyi, yani, yetenekli bir by kullancs. Eer sylenenler doruysa, Raistlin ile Par-Salia toplamndan daha mkemmel bir byc. Byle bir adamn arkasndan szlp, yle pattadanak l likle de o gne kadar kimseyi ldrmediysen! Yani elimizi bu ie altralm demiyorum yanl ama..." "Uyumak zorunda, yle deil mi?" diye sordu Caramon. "ey," diye kekeledi Tas, "sanrm yle. Herkes uyumak zorunda sanrm, by kullanclar b "En ok da by kullanclar," diye kesti szn Caramon buz gibi bir edayla. "Uyumazsa Rais in ne kadar zayfladn hatrlyor musun? Ve bu, btn bycler iin geerli, hatta en g alar -Kaybedilmi Savalar'- kaybetmelerinin bir nedeni de buydu. Dinlenmeleri gerekiyor du. Ayrca 'biz' demekten de vazge. Bunu ben yapacam. Senin yanmda gelmene bile gerek yok. Sen odasnn nerede olduunu, ne tr savunma mekanizmalar olduunu ve ne zaman yattn er. Ben oradan tesini hallederim." 277 276

"Caramon," diye balad Tas tereddtle, "sence bu doru mu? Yani, byclerin seni bu yzden i yolladklarn biliyorum. En azndan ben yle olduunu zannediyorum. Her ey sonunda orada aryor. Ayrca Fistandantilus denen bu adamn ok kt biri olduunu biliyorum, siyah cppe r falan; ama onu ldrmek doru mu? Yani, byle bir ey yapmak bizi de en az onun kadar kt apar, yle deil mi?" "Umurumda deil," dedi Caramon hi duygulanmadan; gzleri yava yava bir ileri, bir geri sallad topuzdayd. "Sz konusu olan; ya onun hayat, ya da Raistlin'inki Tas. Eer ben im Fistandantilus'u ldrrsem, yani bu zamanda; o zaman ileriye gelip Raistlin'in yakasna yapamayacak. Raistlin'i o parampara olmu bedenden kurtarabilir, onu yeniden tam bir insan haline sokabilirim Tas! Bir keresinde bu adamn eytani etkisinden kurtarabilmit im onu -o zaman onun eski Raist gibi olacan biliyorum. Benim o ok sevdiim kk kardeim ramon'un sesi dalgnlat, gzleri nemlendi. "Gelip bizimle yaayabilir Tas." "Ya Tika?" diye sordu Tas tereddtle. "O senin birini ldrmen konusunda ne hissedecek ?"

Caramon'un kahverengi gzlerinde hiddetle imekler akt. "Sana daha nce de sylemitim -on hakknda konuma Tas!" "Ama Caramon..." "Ciddiyim Tas!" Ve bu kez koca adamn ses tonundan Tas'n fazla ileri gittiim ifade eden bir ton vard. Kender yatanda hznle kamburunu kartp oturdu. Ona bakan Caramon iini ekti. "Bak Tas," dedi sakin sakin, "bir kere akladm bunu sana. Tika'ya iyi davranamadm. Beni evden atmakta haklyd, bunu imdi anlyorum, geri bir zamanlar onu hi affedemeyeceimi zannediyordum." Koca adam bir an iin sessizleti, dncelerine eki dzen vermeye alt. Sonra, yeniden iini ekerek devam etti. "Ona bir keresinde, Raistlin hayatta olduu srece, benim iin ilk srada olacan sylemitim. Onu, ona btn sevgisini verebilecek birisini bulmas konusunda uyarmtm. lk balarda, Raistlin kendi yoluna gittiinde, bunu yapabilirim gibi gelmiti. Ama" ban sallad- "bilmiyorum. Ve Tika hakknda da dneme-. yeceim! O-o hep ayama ba oluyor..." ' Tas'n btn syleyebildii, "Ama Tika seni ok seviyor!" idi. Ve tabii ki yanl bir seimdi amon kalarm atarak, topuzunu 278 yeniden savurmaya balad. "Tamam Tas," dedi, sesi o kadar derinden geliyordu ki, sanki kenderin ayaklarnn di binden kyordu, "sanrm bu szlerin veda anlamna geliyor. Cceden baka bir oda iste. Ben mi yapacam ve eer iler rast gitmezse, senin de bann belya girmesini istemiyorum..." "Caramon, sana yardm edemem, demek istemediimi biliyorsun," diye geveledi Tas. "Ban a ihtiyacn var!" "Evet sanrm yle," diye kekeledi Caramon, kzararak. Sonra Tas'a bakarak zr dilercesine glmsedi. "zr dilerim. Bir daha Tika hakknda konuma yeter, tamam m?" "Tamam," dedi Tas mutsuzca. Koca adam silahlarn kaldrp, yatmak iin hazrlanrken o da Ca amon'a karlk olarak glmse-miti. Ama bu keyifsiz bir tebessmd; yatana bzp yatt ndini hissetmedii kadar mutsuz ve skkn hissediyordu kendini. "Kesinlikle o bunu hi tasvip etmezdi," dedi Tas kendi kendine, yal, huysuz cceyi dnere . "Onu duyabiliyorum bile. 'Aptal, kap kulpu klkl kender!' derdi. 'Bycleri ldrmekmi herkesi zahmetten kurtarp, kendi kendinizi temizlemiyorsunuz!' Sonra Tanis de var ," diye dnd Tas daha da hznlenerek. "Onun da ne diyeceini hayal edebiliyorum!" Yatt dnen Tas battaniyeyi enesine kadar ekti. "Keke burada olsayd! Burada bize yardm edebil ecek birilerinin olmu olmasn yle isterdim ki! Caramon salkl dnemiyor, biliyorum, d ben ne yapabilirim? Ona yardm etmem gerek. O benim arkadam. stelik ben olmazsam ban d beldan kurtaramaz!" Ertesi gn Caramon'un Oyunlar'daki ilk gnyd. Tas, sabahn erken vakitlerinde Tapnak'a zi yaretini yapm ve o akamst yaplacak olan, Caramon'un dvn seyredecek ekilde geri d ksa bacaklarn bir ileri, bir geri sallayan kender, cce ile Pheragas'n kostmn getirme i bekleyen Caramon sinirli sinirli volta atarken raporunu veriyordu. "Haklsn," diye itiraf etti Tas gnlszce. "Grne gre Fistandantilus'un epey bir uykuya c var. Her gece erkenden yatp l gibi uyuyor -ya-yani" Tas kekeledi- "yani sabaha kad ar deliksiz bir uyku ekiyor." Caramon ona suratszca bakt. 279 "Muhafzlar?" "Yok," dedi Tas omuzlarn silkerek. "Kapsn kitlemiyor bile. Tapmak'ta kimse kapsn kitl yor. Sonu olarak oras kutsal bir yer; ya herkes birbirine gveniyor, ya da kilit altn da tutacak bir eyleri yok. Bilirsin," dedi kender dnceler iinde, "ben hep kap kilitler inden nefret etmiimdir ama imdi onlarsz bir hayatn ok skc olacana karar verdim. Tap birka odaya girdim" -Tas neeyle Caramon'un dehet iindeki bakn grmemezlie geldi-"ina bu zahmete demez bile. Bir by kullancsnn farkl olacan dnrsn ama Fistandantil i orada tutmuyor. Bana kalrsa o oday, sadece saray ziyaret ettii zamanlar geceyi geir mek iin kullanyor. Ayrca," diye dikkat ekti kender, aklnda ani bir imek akarcasna, " aki tek kt insan o, yani kendisini kendinden baka birinden korumak zorunda deil!" oktan dinlemekten vazgemi olan Caramon bir eyler mrldanarak oday admlamaya devam etti as huzursuz bir edayla kalarn att. Aniden aklna artk Caramon ile kendisinin de kt b

aryla ayn kefeye konduklar gelmiti. Bu, kararn vermesini salamt. "Bak, ok zgnm Caramon," dedi Tas, bir an sonra. "Galiba ben sana yardm edemeyecekmiim zaten. Kenderler bazen o kadar ayrtlarla uramazlar, yani kendi eyleri, hatta bazen bak alarnn eyalar sz konusu olunca; ama bir kenderin hayat boyunca birini ldrm olabile nnetmiyorum!" ini ektikten sonra titrek bir sesle devam etti. "Sonra, Flint'i de dnmem gerek...sonra Sturm'u. Biliyorsun Sturm byle bir eyi tasvip etmezdi! O ok marurdu. Bu doru deil Caramon! Byle bir ey bizi, en az Fistandantilus kadar kt yapar. Veya belk i daha da kts." Caramon azn at ve tam cevap verecekken kap savrularak ald ve Arack ieri dald. "Naslz bakalm koca adam?" dedi cce, Caramon'a neeyle bakarak. "Buraya ilk geldiinden b eri epey deitin, deil mi?" Koca adamn sert kaslarn takdirle okayarak -yumruunu skpCaramon'un midesine indirdi. "elik kadar sert," dedi srtp, elini acyla sallayarak. Caramon bezginlikle baklarn cceye indirdi, Tas'a bakt ve sonra iini ekti. "Kostmm n diye homurdand. "Neredeyse Tam Seyirlik zaman geldi." Cce bir torba uzatt. "Burada. Endielenme, giyinmek pek vaktini almaz." Torbay sinirle ccenin elinden kapan Caramon torbay at. "Gerisi nerede?" diye sordu o srada odasna girmi olan pheragas'a. "Hepsi bu!" diye kkrdad Arack. "Giyinmenin pek vaktini almayacan sylemitim!" Caramon'un yz mosmor oldu. "Be-ben sadece bunu...giye-mem..." diye kekeledi, torba y aceleyle kapatarak. "Hanmlarn da olacan sylemitin..." "Ve bronz teninin her bir milimine baylacaklardr!" diye bayku gibi gld Arack. Sonra cc enin arpk yznden kahkahas silindi gitti, yerini kara, tehditkr, atk kal bir ifade onu stne koca ahmak. Ne seyretmek iin para veriyorlar zannettiydin? Dans gsterisi mi ? Hayr- ter ve kan kapl bedenler grmek iin para dyorlar. Ne kadar ok beden, ne kadar ter, ne kadar ok kan -gerek kan- grrlerse o kadar iyi!" "Gerek kan m?" Caramon baklarn kaldrd, kahverengi gzlerinden imekler akyordu. "N orsun? Sen ne demitin..." "Ph! Onu hazrla Pheragas. Ve bu ii yaparken, bir yandan da bu mark velete yaamn hakik erini de ret. Byme zaman geldi benim gzel kuklam, Caramon'cuum." Cce bu szle ve kula tan bir kahkahayla yryp kt. Pheragas, ccenin gemesi iin yana ekildikten sonra kk odaya girdi. Genellikle neeli ve nl olan yz bo bir maskeydi imdi. Gzlerinde hi bir ifade yoktu ve gzlerini Caramon'dan rdu. "Ne demek istedi? Bymekle?" diye sordu Caramon. "Gerek kanla?" "Al," dedi Pheragas bouk bir sesle, soruyu duymamazla gelerek. "Bu tokalar iliklemene yardm edeyim. lk bata almak iin biraz zaman gerekiyor. Tamamen ss olsun, hemencecik k lar diye yaplm. zerindeki bir para alp yere dnce seyirciler baylyor." Torbadan ssl bir omuzluk kartarak Caramon'a balamaya balad; Caramon'un arkasndan dola or, gzlerini de tokalardan ayrmyordu. 281 280

"Bu altndan yaplm," dedi Caramon yavaa. Pheragas homurdand. "Tereya bir bak darbesini bundan daha iyi engellerdi," diye devam etti Caramon, zrh el leyerek. "u cafcafl zmbrtlara bak! nsann klc bunlara taklr durur." "Ya." Pheragas gld ama bu zoraki bir kahkahayd. "Grdn gibi, bunu giymektense plak ol aha iyi." "ok fazla zlmeme gerek yok o halde," dedi Caramon ciddiyetle, torbada ssl bir miferin an sra geriye kalan yegne nesne olan deri kua ekip kartarak. Kuak da altnla ilenm m yerlerini anca kapatyordu. Pheragas'n yardmyla giyindiinde, kender bile Caramon'un arkadan grnne bakarak kzard. Pheragas gitmek iin davranmt ki Caramon, elini adamn koluna koyarak, onu durdurdu. "B ana sylesen fena olmaz dostum. Yani hl dostumsan eer." Pheragas, Caramon'a dikkatle baktktan sonra omuzlarn silk-ti. "imdiye kadar anlamsndr yordum. Keskin silahlar kullanrz. A, tamam, klcn keskin ksm iine katlanyor," diye e aramon'un gzlerinin ksldn grerek. "Ama eer sana vuran olursa, kan akar -gerekten ak den senin bak darbelerinin zerinde durduk." "Yani insanlar gerekten yaralanyor mu? Ben birini incitebilir miyim? Kiiri gibi, y

a da Rolf gibi ya da Barbar gibi birini?" Caramon'un sesi hiddetle ykseldi. "Baka ne dolaplar dnyor! Bana daha baka neler anlatmadn -dostum!" Pheragas, Caramon'a buz gibi bir bak frlatt. "Ben bu yara izlerini nereden aldm zanned iyordun? Dadmla oynarken mi? Bak, gnn birinde anlayacaksn. u anda aklayacak vakit yok. Sadece bize, Kiiri ile bana, gven. Bizi izle. Ve -gzlerini minotaurlardan ayrma. On lar kendileri iin dvr; bir efendi veya sahip iin deil. Onlar kimseye hesap vermez. A, urallara uymay kabul etmilerdir -buna mecburdurlar yoksa Kralrahip onlar gemilere b indirdii gibi Mithas'a geri postalar. Ama...ite, insanlarn en gzde dvleri onlardr. onlarn kan dkmesine, baylr. Ve verdikleri kadar, almay da bilirler." "k dar!" diye hrlad Caramon. Pheragas bir an durup ona baktktan sonra dnp kapdan kt. Yalnz, kapya varnca bir an "Dinle dostum," dedi sert bir edayla, "ringde aldm bu izler birer eref niandr; her bir en azndan bir valyenin msabakalarda kazanm olduu dller gibidir! Bizim bu baya g rabileceimiz yegne onur bu! Arenann kendi kanunlar vardr Caramon ve bu kurallarn orada oturmu kendi zevkleri iin kan iinde kalan klelerini seyreden valyeler ve soylularla hi bir ilgisi yoktur. Onlar kendi onurlarndan sz ederler. Eh, bizim de kendi onurumuz var. Bizi hayatta tutan da bu." Sessizleti. Sanki bir eyler daha syleyecek gibiydi ama Caramon'un baklar yerden kalkmamt; koca adam inatla adamn szlerini veya oradaki ln onaylamay reddediyordu. Sonunda Pheragas, "Be dakikan var," diyerek, kapy arkasndan arpp kt. Tas bir eyler sylemek iin yanp tutuuyordu ama Caramon'un yzn grnce kender bile susm tiini anlad. Bir savaa kt kanla kathrsan, akama kalmaz btn kann dklr. Caramon hangi aksi, yal kendisine sylemi olduunu hatrlamyordu ama bunu apak bir gerek olarak kabul etmiti. aam genellikle birlikte savat insanlarn sadakatine bal olurdu. nsanlarn arasndaki alledilmesi iyi bir fikirdi. stelik kin beslemeyi de sevmiyordu. Bu onun midesini bulandrmaktan baka bir ie yaramyordu. O yzden, kendisinden evvel arenaya kmak iin arkasn dnerken Pheragas'n elini skmak v mek zor olmamt. Pheragas, Caramon'un zrn scak kanllkla kabul ederken -olanlar Pher duymu olduu belli olan- Kiiri de takdirini bir tebessmle belirtmiti. Ayrca Caramon'un giysisini takdir ettiini de belirmiti; adama, parltl yeil gzleriyle ylesine ak bir lkla bakmt ki Caramon utancndan kzarmt. durmu, arenann altndaki koridorlarda konuuyor, kendi girilerini bekliyorlard. Yanla gn dvecek olan dier gladyatrler olan Rolf, Barbar ve Kzl Minotaur vard. Tepelerinde zaman zaman sesinin ykseldiini duyabiliyorlard ama ses onlara boularak geliyordu. B oynunu krp bakan Caramon giri kapsn grebiliyordu. Balama saatinin gelmi olmasn dil diren bu kadar sinirli olurdu; savaa giderken hissettiinden daha sinirli olduunu fa rk etti. Dierleri de bu gerginlii yayordu. Bu, Kiiri'nin haddinden 282 283

fazla tiz ve yksek olan kahkasmdan, Pheragas'n yznden aa dklen terden belliydi. Ama umlu bir gerginlikti, heyecanla kark bir gerginlik. Ve aniden Caramon, dvn balamn lediini fark etti. "Arack isimlerimi/i syledi," dedi Kiiri. Pheragas, Caramon ve kadn ilerledi -cce, b irlikte gzel altklar iin bir takm halinde dvmelerinin uygun olacana karar vermi ki profesyonelin, Caramon'un hatalarn rtbas edeceini umuyordu!) lk bata, arenaya ilk adm attnda, Caramon'un ilk dikkatini eken ey grlt olmutu. G alar halinde birbiri ard sra zerine arpyor, sanki tepesindeki gne iindeki gkyznden u. Bir an iin akl kararak kendini kaybolmu hissetti. Bu son birka aydr btn gayretiyl an yapt- artk aina olduu arena, aniden yabanc bir yer oluvermiti. Gzleri arenay hal de evreyelen sra sra oturma yerlerine gitti; binlerce kiinin grnts karsnc boulur sanki herkes ayaa kalkm baryor, ayak larn yere vuruyor, lklar atyordu. Gzlerinin nnde renkler uuuyordu: Yar Gn'n ila eden, neeyle dalgalanan sancaklar, lu ailelerimi ipek sancaklar ve mevsimine gre, meyval buzdan tutun da tarl bean ayna k adar hereyi satan satclarn daha mtevazi sancak; lan. Ve sanki her ey hareket halindeyd , bu hareket ban dndr mu aniden midesini bulandrmaya balamt. Derken Kiiri'nir seri olunda hissetti. Dnnce kadnn ona gven verircesine! glmsediini grd. Kadnn arkasnd d, Pheragas' grd, dier arkadalarn grd.

Kendini daha iyi hissederek hemen dikkatini yeniden kend hareketlerine evirdi. Ak ln iine vermesinde yarar olduunu hatrlatt kendisine serte. Eer provasn yaptklar t ket karacak olsa sadece bir ahmak gibi grnmekle kalmayacak yanllkla birinin cann da ilecekti. Kl darbelerinde, n kadar dakik davranmas gerektii konusunda Kiiri'nin ne kad a srarc olduunu hatrlad. imdi, diye dnd kasvetle, nedenir biliyorum. Gzlerini ekip arkadalar ve arenadan ayrmadan, grlt vefflj kalabal duymamazla gele alp balamak iin bekle- \ meye koyuldu. Her naslsa arena deiik grnyordu ve bir an i duunu anlayamad. Sonra, nasl onlar giysilerini jt giymilerse, ccenin de arenay yle sslemi olduunu fark etti. te her gn zerinde dv ldik platformlard; ama imdi, dnyann drt kesini temsil eden sembollerle sslenmilerdi Bu drt platformun etrafnda kzgn kmrler alevlenmiti; ateler grlyor, yalar kaynyor ordu. lm ukuru denen bu yerleri tahta kprler ayor, drt platformu birbirine balyordu bu ukurlar Caramon'u telalandrmt. Ama oyunlarn daha ta banda, bunlarn sadece seyir kilemek iin olduunu renmiti. Seyirciler, dvnn arenadan srlp kprlere gelmesin lf'u topuklarndan tutup kaynayan ya zerinde tutunca ldrmlard. Provalarda bunlarn h lduu iin, Rolf'un yzndeki dehete kaplm ifadeyi, kendini kurtarmak iin yapt -ki h 'un gl kollaryla Barbar'n bana indirdii bir darbeyle biterdi- o aresiz rpn g e glebiliyordu. Gne en yksek noktasna ulam, ve altndan bir imek Caramon'un baklarn arenann ort grlk Sivrisi duruyordu: Altndan yaplm son derece narin ve etrafndaki kabalklara uyma kadar ssl, yksek bir yapyd. En tepesinde bir anahtar aslyd, demir tasmalarn hepsin cek altn bir anahtar. Caramon, antremanlar srasnda sivriyi sk sk grmt ama Arack'n b kilitli duran anahtar hi grmemiti. Sadece bu anahtara bakmak bile boynundaki tasmann n ormalin zerinde ar olduunu hissetmesine neden oluyordu. Gzleri ani gz yalaryla dolmu lk... Sabah uyanp kapdan kabilmek, bu engin dnyada dilediin yere gidebilmek. Bu kadar asit bir eydi. imdi, ne kadar zl-yordu bunu! Sonra Arack'n ismini sylediini duydu, kendilerini iaret ettiini grd. Silahn kapan Ca , aklnda hl Altn Anahtar'n grntsyle Kiiri'ye dnd. Sene sonunda, Oyunlarda baar s sivriye trmanp anahtar alma hakk iin dvebilecekti. Her ey numaradand tabii ki. Ara zaman, seyirci toplamay garanti edenleri seerdi. Caramon, en byk endiesi kardei ve Fis tandantilus olduu iin, bu konuda daha nce hi dnmemiti. Ama imdi, yeni bir amac oldu etti. Vahi bir narayla, selam vermek iin sahte 285 284

klcn havaya kaldrd. , Ksa bir sre sonra Caramon rahatlayp elenmeye balamt. Kalabaln haykrlar ve alk larn heyecanna kaplarak, onlar iin oynadn fark etti -ayn Kiiri'nin sylemi olduu g terilerinde ald birka yara birey deil, sadece birka syrktan ibaretti. Ac bile duymu ndielenmi olduu iin kendi kendine gld. Pheragas, byle aptalca bir eyi sylememekte ha u ii bu kadar bytt iin piman olmutu. "Seni seviyorlar," dedi Kiiri, dinlenmek iin verdikleri molalardan birinde srtarak. Bir kez daha kadnn gzleri hayranlkla Caramon'un adeleli, gerekten de plak olan bedenin tarayarak. "Onlar sulamyorum. Greinizi seyretmek iin ben bile sabrszlanyorum." Adamn kzarmas karsnda Kiiri glmt ama Caramon kadnn gzlerinden aka yapmadn a lar srasnda hi fark etmemi olduu- diiliini iddetle fark etti. Belki de bunun nedeni, ufack, her eyi ortada brakp yine de en ok arzulanan ksmlar gzden karmas iin tas alan giyssiydi. Caramon'un kan, her zaman savata bulduu o tutku ve zevkle tututu. Tika ya ait kark baz anlar geldi aklna, gzleriyle niyetlendiinden fazlasn sylemekte old ederek, aceleyle baklarn Kiiri'den evirdi. Bu manevra nispeten baarl olmutu nk bu kez de seyircilerin oturduklar yere evirmit : Ona hayranlkla bakan, belli ki onun dikkatini ekmeye alan, bir sr gzel kadnn gz "Sra yine bizde," diye drtt Kiiri ve Caramon minnettarlkla ringe dnd. Barbar iri admlarla ilerlerken, Barbar'a srtt. Bu onlarm byk numarasyd; bunun provas on'la ok kereler tekrarlamlard. Birbirleriyle yzletiklerinde Barbar, Caramon'a gz kr eri hiddetli bir nefretle arpld adeta. Hayvanlar gibi hrlap, homurdanan her iki adam d a melmi, tansiyona yeterince ykseltecek sreler boyunca birbirlerini ringin kenarna srm di. Caramon tam srtacakken kendine gelip, yzne kt bir ifade taknmas gerektiini hatr rbar' seviyordu-Bozkrl olan adam birok ynden ona (uzun boyluydu, siyah

286 salyd, geri sert korucu kadar ciddi deildi) Nehiryeli'ni artr iyord u. Barbar da bir kleydi ama boynundaki demir tasma hem eskiydi, hem de saysz dv srasnda iti. Bu yl altn anahtar iin dveceklerden birinin o olaca kesindi. Caramon, katlanr klcyla bir hamlede bulundu. Barbar kolaylkla bu hamleden saknarak Car amon'a elme takp onu rahatlkla devirdi. Caramon kkreyerek yere dt. Seyirciler kadnlar etti ama gzde bir dv olan Barbar iin de epey tezahrat vard. Barbar yzkoyun yatm r mzrakla saldrd. Kadnlar dehetle lklar att. Son anda Caramon yana doru yuvarlanar 'n ayana yapt ve adam tala kapl platforma ekti. Gkgrlts gibi tezahrat vard. ki adam arenann zemininde birbirlerine sarldlar. Kiir yardm etmek iin atld ve kalabal mest edercesine Barbar her ikisine de kar koyup uza Sonra Caramon, gsterili bir hareketle Kiiri'ye izginin gerisine gitmesini iaret etti . Kalabalk, onun bu kstah rakibiyle tek bana baa kmak istediini anlamt. Kiiri, Caramon'un poposunu okadktan sonra (bu metinde yoktu ve neredeyse Caramon'u n bir sonraki hamlesini unutmasna neden olmutu) koarak ayrld. Barbar, katlanr ban aramon'a dald. Bu gsterinin son hareketiydi -daha nceden planlanm olduu gibi. Ustaca b ir manevrayla Barbar'n kalkm kolunun altna dalan Caramon sahte ba tam, tyl gs z saklanm olan tavuk kan dolu kesenin bulunduu, Barbar'n midesine saplad. e yaramt! Tavuk kan Caramon'un zerine sram eli ve kolundan aaya doru akmaya ba dolu baka bir gz kirpisi grmek umuduyla Barbar'n yzne bakt... Bir terslik vard. Adamn gzleri fal ta gibi ald, metinde yazd gibi. Ama gzleri gerek ac ve okla a i -bu da metinde vard- ama strap iinde kesilen nefesi yoktu. Caramon adam yakalarken, dehet iinde kolundan aaya akan kann lk olduunu fark etti! Hanerini kurtaran Caramon, bir yandan zerine ylmakta olan Barbar' tutmaya abalarken, b r yandan da hanere bakt. Haner hakikiydi! 287 "Caramon..." Adam bouldu. Azndan kan boald. Seyirci grlyordu. Aylardr byle gzel bir efekt grmemilerdi! "Barbar! Bilmiyordum!" diye haykrd Caramon, hanere dehetle bakarken. "Yemin ederim!" Derken Pheragas ile Kiiri yanna gelmiler, arenann zemininde lmekte olan Barbar' teski n etmesine yardm etmeye balamlard. "Rolne devam et!" diye atld Kiiri serte. Caramon neredeyse, iindeki fkeyle kadna vuracakt ama Pheragas kolunu yakalad. "Senin hayatn, bizim hayatlarmz buna bal!" diye tslad siyah adam. "Ve minik dostunun yaam!" Caramon onlara akl kararak bakt. Ne demek istiyorlard? Neler sylyorlard? Bir adam ld mdi -bir arkadan! nleyerek kendini Pheragas'tan kurtard ve Barbar'n yanna diz kt. ahratn belli belirsiz duyuyordu ve -iinden derinlerden bir ses- kalabaln onun bu harek tine de bayldn sylyordu. Galip, "lye" minnet borcunu dyor. "Affet beni," dedi, ban ona anlayla sallayan Barbar'a. "Senin suun yok," diye fsldad adam. "Kendini sulama.. " Gzleri sabitlendi, bir kan bal oncuu dudaklar zerinde patlad. "Onu arenadan karmamz lazm," diye fstldad Pheragas serte Caramon'a, "ve ho grnmesi mamz gerek. Ayn provasn yaptmz gibi. Anlyor musun?" Caramon bo bo ban sallad. Yaamn...minik dostunun yaam. Ben bir savaym. Daha nc eni bir ey deil. Minik dostunun yaam. Emirlere uy. Buna alm zaten. Emirlere uy, sonr aresini buluruz... Bunu tekrar tekrar tekrarlayan Caramon aklnn hiddet ve acyla yanan ksmn bastrabilmeyi aard. Soukkanllkla, provalarda yzlerce kez tekrarlam olduklar gibi Barbar'n "cansz i ayaa kaldrrken Kiiri ile Pheragas'a yardm etti. Hatta kalabala doru dnerek eilerek m verecek gc bile buldu kendinde. Pheragas bota kalan kolunun ustaca bir hareketiyl e "l" Barbar'n da eilerek selam verir gibi grnmesini salamt. Kalabalk buna bayla tezahratta bulundu. Sonra arkada cesedi sahneden srkleyerek, aadaki karanlk korido oru grrdler. Oraya vardklarnda Caramon, Barbar'n souk talar zerine 288 yatrlmasna yardm etti. Uzun sre, arenaya kma sralarn bekleyen, hayatsz bedene bakt glgeler iinde eriyen dier gladyatrlerin yannda olduklarn belli belirsiz alglayarak g ini cesetten ayrmad. Caramon yava yava ayaa kalkt. Dnerek Pheragas' yakalad gibi btn gcyle siyah adam u. Kemerindeki kanl haneri kartan Caramon bunu Pheragas'n gzleri nnde tuttu.

"Bir kazayd," dedi Pheragas skt dileri arasndan. "Keskin silahlar!" diye haykrd Caramon, Pheragas'n ban kabaca ta duvara doru iterek. raz kanatr! imdi, anlat bana! Cehennem adna, neler olup bitiyor!" "Bir kazayd ahmak," diye geldi alayc bir ses. Caramon dnd. Cce nnde durmutu; kk gdk bedeni, arenann altndaki karanlk ve rutub rpk bir glgeydi. "imdi ben sana kazalar anlataym," dedi Arack, sesi yumuak ve haince kyordu. Arkasnda as koca elinde, Raag'n devasa sureti ykseliyordu. "Pheragas' brak. Kiiri ile birlikte onlarn arenaya dnp selam vermeleri gerekiyor. Siz bugn kazananlardnz." Caramon bir an iin Pheragas'a baktktan sonra elini indirdi. Haner, hissini yitirmi p armaklarndan kayp yere dt; Caramon duvara yasland. Kiiri suskun bir sempatiyle ona bak tktan sonra elini koluna koydu. Pheragas iini ekerek kendini beenmi cceye zehir zember ek bir bak frlattktan sonra Kiiri ile birlikte koridordan ayrld. Ta zeminde, kimsenin llemedii Barbar'n cesedi etrafndan dolandlar. "Bana kimsenin lmediini sylemitin!" dedi Caramon hiddet ve acyla boulan bir sesle. Cce, koca adamn nnde durmak iin ilerledi. "Bir kazayd," diye tekrarlad Arack. "Buralar a kazalar olur. zellikle de dikkatli olmayanlarn bana gelir. Eer dikkatli olmazsan, s enin de bana gelir. Ya da o minik arkadann bana. imdi, buradaki Barbar dikkatli deil a da sahibi fazla dikkatli deildi." Caramon ban kaldrd, cceye gzleri ok ve dehetle alm bakyordu. "Hah, gryorum ki sonunda anladn." Arack ban onaylar-casna sallad. 289 "Bu adam ld nk sahibi birilerini kzdrd," dedi Cararnon yavaa. "Evet." Cce srtarak sakalna asld. "Uygarca, deil mi? Eski gnlerdeki gibi deil. Kimse akll deil. Efendisinden baka tabii ki. Adamn yzn bu akamst grdm. Sen Barbar'a v nlad. Haneri ona da soksaydn fark etmezdi. Mesaj ald." "Bu bir uyar myd?" diye sordu Caramon boulur gibi olarak. Cce yeniden bayla onaylayp omuzlarn silkti. "Kim? Onun sahibi kimdi?" Arack, Caramon'u akl kararak szerken tereddt etti, yz arplarak hiddetli bir ifade al amon onun anlatrsa ne kazanr, sessiz kalrsa ne elde eder diye kafasnn iinden hesaplar yaptn neredeyse grebiliyordu. Belli ki "anlat" stunundaki paralar daha ar basmt reddtte kalmad. Caramon'a eilmesini iaret ederek kulana bir isim fsldad. Caramon'un akl karm gibi grnyordu. "Yksek rahip, Paladine'n Saygdeer Rahibi," diye ekledi cce. "Kralrahip'ten sonra gele n ikinci adam. Ama kt bir dman kazand, kt bir dman." Arack ban sallad. Tepelerinden bouk bir tezahrat sesi patlak verdi. Cce baklarn kaldrdktan sonra tekra amon'a indirdi. "Senin de yukar kp selam vermen gerek. Bunu bekliyorlar. Sen galipsi n." "Peki ya o?" diye sordu Caramon, baklar Barbar'a kayarken. "O yukar kmayacak. Merak et meyecekler mi?" "Kramp girdi. Hep olur. Selamn veremeyecek," dedi cce umursamazca. "Emekliye ayrld, az d edildii haberini yayarz." Azad edildi! Gzlerine yalar doldu. Baklarn evirerek koridordan aaya doru bakt. B t daha duyuldu. Gitmesi gerekiyordu. Senin yaamn. Bizim yaamlarmz. Minik dostunun yaam "Bu yzden," dedi Caramon bouk bir sesle, "bu yzden ldrttnz onu bana! nk artk ben v yacam biliyorsunuz..." "Onu zaten biliyordum," dedi Arack, arpk bir tebessmle. "Senin onu ldrmen ie fazladan bir hareket katt diyelim. Mteriler bundan holanr, benim ii ciddiye aldm gsteriyor. a bu uyary yollayan senin sahibindi! Bunu kendi klesinin yerine getirmesini takdir eder, diye dndm. Tabii bu 290 seni birazck tehlikeye atyor. Barbar'n lmnn c alnmal. Ama bir kez sylentiler yay harikalar yaratacak." "Benim efendim mi!" diye nefesi kesildi Caramon'un. "Ama beni sen aldn! Okul..." "Ha, ben sadece bir arac oldum." Cce kkrdad. "Bilmiyor olabileceini dnmtm!" "Ama kim benim..." Ve o zaman Caramon cevab anlad. Ccenin syledii szleri duymad bile. afasnn iinde aniden yanklanan gmbrt sesinden duyamad. Kan krmzs bir dalga ykseld ierleri acd, midesi kalkt ve ayaklar boald. Kendine geldiinde, kendini koridorda, ba renin dizleri arasnda oturuyor buldu. Ba art

ordu. Soluklanan Caramon ban kaldrd, sallyarak ban ogreden kurtard. "Ben iyiyim," dedi kan ekilmi dudaklar arasndan. Raag nce ona, sonra da cceye bakt. "Bu halde onu dar kartamayz," dedi Arack, Caramon'a bezginlikle bakarak. "Byle sudan gibi dururken. Onu odasna ta." "Hayr," dedi karanlk iinden clz bir ses. "Ben onunla ilgilenirim." Tas glgeler iinden kt; yz en az Caramon'unki kadar soluktu. Arack tereddt ettikten sonra bir eyler hrlad ve arkasn dnd. Ogreye yapt bir el ia zananlara armaanlarn vermek iin st kata trmanarak aceleyle ayrld. Tasslehoff, Caramon'un yanna diz kt, eli koca adamn ko-lundayd. Kenderin baklar, yer utulmu olan bedene kayd. Caramon'un baklar da onu izledi. Gzlerindeki ac ve strab g boaznda bir eylerin dmlendiini hissetti. Tek bir sz syleyemiyor sadece Caramon'un ko okuyordu. "Ne kadarn duydun?" diye sordu Caramon bouk bir sesle. "Yeteri kadarn," diye mrldand Tas. "Fistandantilus." "Bandan beri bunlar o planlam." ini eken Caramon ban arkaya yaslayp gzlerini yum u ekilde kurtulacak. Kendisinin bir ey yapmasna gerek bile yok. Sadece brakacak bu.. .bu rahip..." "Cjuarath." 291 "Evet, Quarath'm bizi ldrmesini salayacak." Caramon yumruklarn skt. "Bycnn elleri mayacak! Raistlin hi kukulanmayacak. Ve bundan byle her dvte ben merak iinde olacam. i'nin elinde tuttuu o haner gerek mi?" Gzlerini aan Caramon kendere bakt. "Ve sen Tas. Sen de bu iin iindesin. Cce yle dedi. Ben ayrlamam ama sen ayrlabilirsin! Senin burad an kurtulman gerek!" "Nereye giderim?" diye sordu Tas aresizlik iinde. "Beni bulur Caramon. O, gelmi gemi en gl by kullancs. Kenderler bile byle insanlardan saklanamaz." Bir an iin ikisi de sessizlik iinde oturdu, tepelerinde kalabaln tezahrat yanklanyo rken Tas'n gzne koridorun ilersinde bir metal lts takld. Nesneyi tanyarak, almak i emekledi. "Seni Tapmak'a sokabilirim," dedi derin bir nefes alp sesine hakim olmaya alarak. Kan l haneri alarak onu getirip Caramon'a verdi. "Bu gece Tapmak'a girebiliriz." Bfiim 8 Gm ay Solinari ufukta titreiyordu. Kralrahip'in merkezi kulesinin zerine ykselen ay uz un, yivli bir fitil zerinde yanan bir mum alevine benziyordu. O gece Solinari dol unayd ve ok parlakt; o kadar parlakt ki o gece, k tutanlara bile ihtiya duyulmuyordu, meklerini, bir evden bir eve elencelere gidenlerin yolunu acaip gm lambalaryla aydnlat arak kazanan olanlar, geceyi evlerinde geirip, ekmek paralarn ellerinden alan mehtab a kfrediyorlard. Solinari'nin ikizi, kan krmzs Lunitari henz domamt; birka saat daha da, caddeleri m parlaklna boan bu ay domazd. nc aya, kara aya gelince, yldzlar arasndaki karanl anlar ile arlam kara cppesini kartarak daha basit, yumuak siyah geceliini giyen t tarafndan fark edilmiti. Solinari'nin souk, delip geen aydnln kesmek iin kara kuku ekerek yatana uzanm, kendisi ve sanat iin son derece gerekli olan huzur dolu bir uyku a gemiti. En azndan, mehtapta kenderle birlikte, kalabalk sokaklardan yryen Caramon onun byle y aptn canlandryordu hayalinde. Gece, elenceyle capcanlyd. Durmadan nee dolu grupla yorlard: Grltl kahkahalar atarak oyunlar hakknda konuan adamlar; birbirlerinin kollar girmi, 292 293

Caramon'a gzlerinin ucuyla, utana skla bakan kadnlar. ncecik elbiseleri, sonbaharn bu son gnleri iin yumuak saylacak hafif rzgrla etraflarnda oynayordu. Byle gruplardan ramon'u tanynca koca adam, onu arenaya geri gtrmesi iin muhafzlara haber verecekler di ye neredeyse koarak kaacakt. Fakat -dnyann gidiat hakknda daha fazla irfan sahibi olan-Tas durmasn salad. Grup Ca 'dan bylenmiti adeta. O akamst onun dvn seyretmilerdi ve daha imdiden Caramon on azanmt bile. Oyunlar hakknda budalaca sorular sormu, sonra da Caramon'un -bir o kadar

budalaca olan- cevabn dinlememilerdi bile. Caramon o kadar sinirliydi ki syledikler i pek bir anlam ifade etmiyordu. Sonunda glp, iyi anslar dileyerek yollarna devam et tiler. Caramon, olanlara hayret ederek kendere bakt ama Tas sadece ban sallamakla yet indi. "Seni neden giydirdim zannediyordun?" diye sordu Caramon'a ksaca. Gerekten Caramon da bunu merak edip duruyordu. Tas onun ringde giymi olduu altn ve i pek pelerini giymesi ve o akamst takm olduu miferi takmas iin srar etmiti. Bu, Tap ettirmeden girmek iin pek uygun deildi -Caramon, gznde lamlardan srnerek ilerlemeyi, ra trmanmay canlandrmt. Fakat direndiinde Tas'n gzleri buz kesmiti. Ya Caramon'un apmasn, ya da hereyi unutmasn sylemiti serte. ini eken Caramon kendisine syleneni yerine getirerek gnlk bol gmlei ve deri pantalon erine pelerini geirdi. Kanl haneri de kemerine soktu. Her zamanki alkanlyla haneri t emeye balamt ki durdu. Hayr, o haliyle daha uygundu. Gece Raag onlar kilitledikten sonra kilidi amak kender iin basit bir iti; iki kafada r balarna bir ey gelmeden gladyatrlerin yatakhane blmnden szlp kmt; dvler aurlar gibi- sarho olmu bryordu. ki kafadar, Caramon'un btn o huzursuzluuna ramen sokaklarda gizlenmeden yrdler. Kende se hi de rahatsz grnmyordu. Normalden fazla umutsuz ve sessiz olan Tas, Caramon'un du rmadan tekrarlad sorularn srekli duymamaz-la geliyordu. Gitgide Tapnaa yaklayorla rinde 294 inciler saan gms parlaklyla ykselmeye balamt; sonunda Caramon durdu. "Bir dakika Tas," dedi yavaa, kenderi glgeli bir keye ekerek, "ieri nasl girmeyi pla un?" "n kaplardan," diye cevap verdi Tas sakin sakin. "n kaplardan m?" diye tekrarlad Caramon hayretten donarak. "Delirdin mi? Muhafzlar! B izi durdururlar..." "Buras bir Tapnak, Caramon," dedi Tas iini ekerek. "Tanrlar iin yaplm bir Tapnak. K i giremez, o kadar basit." "Fistandantilus giriyor," dedi Caramon terslikle. "Ama sadece Kralrahip girmesine izin veriyor diye," dedi Tas omuzlarn silkerek. "Y oksa, buraya giremezdi. Tanrlar buna izin vermez. En azndan, Rahiplerden biri bana byle aklad, sorduum zaman." Caramon kalarn att. Kemerindeki bak ar geliyordu, tenine deen metal, ate gibiydi. ece kendi hayal gc olduunu syledi kendi kendine. Zaten canm, daha nce de haner tam elerininin altna sokarak emin olmak istercesine hanere dokundu. Sonra, dilerini skara k Tapnak'a doru yrmeye balad. Bir anlk tereddtten sonra Tas da ona yetiti. "Caramon," dedi kender alak sesle, "sa-sanrm ben senin ne dndn biliyorum. Ben de ay m. Ya tanrlar bizim girmemize izin vermezse?" "Biz ktl yok etmek iin yola ktk," dedi Caramon kaytszca, eli hanerin kabzasmdayd lemez, yardm ederler. Greceksin." "Ama Caramon..." imdi soru sorma sras Tas'ta, ve ask bir yzle onu duymamazla gelme sr a Caramon'dayd. Zamanla, Tapnak'a trmanan grkemli merdivenlere vardlar. Caramon, binaya bakarak durdu. Yedi kule gklere doru ykseliyor, sanki yarattklar iin t nrlara krediyorlard. Fakat bir tanesi hepsinden yksee doru helezonlar iziyordu. Solin 'nin nda parlayan kule sanki tanrlara kretmiyor, onlara rakip aryordu. Tapnak'in g htapta yumuak yumuak parlayan inci ve gl rengi mermerleri, yldzlar yanstan durgun hav ar, gzelim, kokulu ieklerle dolu geni baheleri, gm ve altndan ssleri, hepsi birden un nefesini kesmi, kalbini paralamt. Hareket edemiyor, sanki hayretten bylen-micesine rinde duruyordu. 295 Sonra, aklnn bir yerlerinde, bir korku hissi kprdand. Bunu daha nce grmt! Ama bunu ta grmt -kuleler eilip bklyor, biimlerini yitiriyordu... Kafas karan adam gzleri ede? Nasl? Sonra, hatrlad. Neraka'daki Tapnak'ta, tutsak edilmi olduu yerde! Karanlk K alie'nin Tapnak'nda. O da bu Tapmak'n ta kendisiydi; onun ktlyle arptlm, bozulm ri olup kmt. Caramon titredi. Bu korkun hatrann ansna kaplp, ne manaya geldiini bir an iin dnp kamay dnd. Derken, Tas'n koluna asldn hissetti. "Hareket et!" diye emretti kender. "phe ekiyors Caramon ban sallad, hi bir anlam ifade etmediini kendi kendine hatrlatt o aptalca h ilkip att. kisi birlikte kaplardaki muhafzlara doru yaklatlar.

"Tas!" dedi Caramon aniden, kenderi omuzundan yle bu; kavramt ki Tas bir lk att. "Ta bir snav! Eer tanrlar bi^ ieri alrsa, doru ey yaptmz bileceim! O zaman bizi kv Tas duraksad. "yle mi dersin?" diye sordu tereddtle. "Tabii ki!" Caramon'un gzleri Solinari'nin parlak mc parlyordu. "Greceksin. Haydi." Ke dine olan gvenini yenide kazanan koca adam merdivenlerden iri admlarla ilerlemej b alad. Etrafnda oynaan altnl ipek peleriniyle, mehtapt imekler akan altn miferiyle, bir grn varc Muhafzlar konumalarn keserek ona bakmak iin durdular. Bir bir eyler dierini dirseiyle drtt, eliyle bak sapla gibi hzl bir hareket yapt. Caramon'u hayran eyreden die muhafz srtarak ban sallad. Caramon hemen bu pandomimin ne anlama geldiini anlac bir kez daha lk kann ellerine sra dn hissedip, Barbar' boazna taklan son szlerini duyarak neredeyse yrmesini dur dur akat artk brakamayaca bir noktaya kadar ilerle misti. Ve belki bu da bir iarettir ded i, kendi kendine. Barbar' ruhu yaknlarda dolap, cn almak iin sabrszlanyordu. Tas ona endieyle bakt. "Brak, konumay ben yapaym," fsldad kender. Caramon bayla onaylayarak, gergin bir halde yutkundu. "Selam gladyatr," diye seslendi muhafzlardan biri. " Oyunlar'da yenisin deil mi? Be n de bugnk oyunlar karr olan arkadama anlatyordum. Sadece o kadar da deil, sayende alt gm de kazandm. Sana n orlard?" "O 'Galip'," dedi Tas atlarak. "stelik bugnk daha balangt. imdiye kadar hibir dv e hi yenilmeyecek." "Peki ya sen kimsin minik yankesici? Onun menejeri misin?" Bu sz zerine dier muhafz katla katla, Caramon da yksek sesle gld. Sonra baklarn aramon hemen balarnn dertte olduunu anlad. Tas'n yz bembeyaz kesilmiti. Yankesici! ir insann bir kendere syleyebilecei en kt ey, yapabilecei en korkun sulamayd bu! Ca n koca eli Tas'n azn kapatt. "Tabii," dedi Caramon, elini kvranp duran kenderin azndan kaldrmadan, "hem de iyi bir menejer." "Neyse ona iyi gz kulak ol," diye ekledi dier muhafz, daha da ok glerek. "Sizin grtlak lar kesmenizi isteriz, bakalarnn ceplerini deil!" Tas'n, Caramon'un koca elinden grnebilen yegne yeri olan kulaklar kpkrmz kesildi. Ca 'un elinin arasndan anlalmaz sesler duyuldu. "-ieri girsek fena olmayacak," diye kekel edi koca sava, Tas' daha ne kadar byle tutabileceini dnerek. "Ge kaldk." Muhafzlar anlayla birbirlerine gz krptlar; ilerinden biri imrenerek ban sallad. "B eyreden kadnlar grdm," dedi, omuzlar Caramon'un geni omuzlarna kayarak. "Senin -m-aka emeine davet edileceini bilmeliydim." Neden bahsediyorlard? Caramon'un akl karm baklar muhafzlarn yeniden kahkahalar atm olmutu. "Tanrlar adna!" diye tkrkler sat biri. "una bir bak! Daha yeni!" "Haydi yr," diye elini sallad dieri gemesi iin. "Afiyet olsun!" Biraz daha kahkaha. Kzararak ne diyeceini bilemeyen ve hl Tas' tutmakta olan Caramon, Tapnak'a girdi. Fakat yrrken muhafzlarn aralarnda kabaca akalatklarn duydu ve bu yi kast ettiklerini anlamasn salad. Kvranmakta olan kenderi koridordan srkleyerek kar ilk keyi hemen dnd. Nerede olduu hakknda en ufak bir fikri yoktu. Muhafzlar gzden kaybolunca Tas' brakt. Kenderin rengi 296 297

solmu, gzleri bymt. "Baksana o -o -ben onlara... Piman olacaklar..." "Tas!" Caramon kenderi sarst. "Kes unu. Sakinle. Neden burada olduumuzu unutma!" "Yankesiciymi! Sanki ben alelade bir hrszmm gibi!" Tas resmen azndan kpkler sayo " Caramon ona hiddetle baknca kender boulur gibi oldu. Kendisine hakim olarak derin b ir nefes ald ve sonra yava yava brakt. "imdi iyiyim," dedi ask bir yzle, "iyiyim dedi diye atld Caramon ona pheyle bakmaya devam edince. "Evet, ieri girdik, geri pek beklediim gibi olmad ya," diye mrldand Caramon. "Ne dedik erini duydun mu?" "Hayr, o 'ya-yan'...o szden sonra hibir ey duymadm. Elinin bir ksm da kulaklarm kapa di Tas sularcasna.

"Sanki...hanmlar e-erkekleri ...buraya... ey iin...anlarsn ya onun iin aryorlarm g "Bak Caramon," dedi Tas fkelenerek. "Sen iaretini aldn. Bizi ieri aldlar. Byk bir ihti alle seninle dalga geiyorlard. Ne kadar saf olduunu biliyorsun. Her eye inanyorsun! T ika da hep byle der." Caramon'un aklna Tika'nm hayali gelmiti. Kadnn bu szleri syleyiini, gln duyuyordu Caramonu'u bir bak gibi demiti. Tas'a kzgn kzgn bakarak, aklndakileri derhal bir ken tti. "Evet," dedi buruk bir edayla, kzararak, "byk bir ihtimalle haklsndr. Benimle dalgalar geiyorlard. Ben de hemen yuttum! Ama" ban kaldrarak ilk kez Tapnak'n aaasna bakt nun farkna varmaya balamt -bu kutsal yer, tanrlarn bu saray. Bir kez daha durmu Soli nn parlak yla kaplanm evresine bakarken sayg ve huu duydu-"haklsn; tanrlar bize i verdi!" Tapnak'ta ok az insann kulland bir koridor vard; ve bu koridora gelenlerin de hibiri eyerek gelmezdi. Eer belli bir grevle buraya gelmeye zorlanrlarsa ilerini abuk abuk ha llederek ve mmkn olduu kadar hzla terk ederlerdi. Koridorun kendisinde bir tuhaflk yoktu. En az, Tapnak'taki dier koridorlar ve holle r kadar gzeldi. Suskun renklerle dokunmu gzelim duvar hallar duvarlar talandryor, y llar mermer zeminlerini kaplyor, zarif heykeller glgeli nileri dolduruyordu. Ssl oymalar olan ahap kaplar bu koridora alyor/ Tapnak'taki dier odal r zevkle denmi odalara geit veriyordu. Ama bu kaplar artk almyordu. Kilitlenmiti. B botu: biri hari hepsi bo. Bu oda, gndz vakitleri bile karanlk ve sessiz olan, koridorun en u ksmndayd. Sanki bu ek odann sakini yrd yerlere, soluduu havaya bir kasvet salyordu. Bu koridora girenler ndilerini bouluyor gibi hissettiklerinden ikayet ederlerdi. Yanmakta olan bir evin iinde havaszlktan lenler gibi nefes almaya alrlard. Bu oda, Fistandantilus'un odasyd. Yllardr onun odasyd, Kralrahip glenip by kullanc as Kulesi'nden -Fistandantilus'un Meclis'in bakanln yapt Kule'den-kovduundan beri. Nasl bir pazarlk yapmlard: Dnyann en gl iyilik ve ktlk gleri? Nasl bir anlam ii Krynn zerindeki en gzel, en kutsal yerde yaamaya balamt? Kimse bilmiyor, ou bu k ikir yrtp duruyordu. ou bunun Kralrahip'in ltf olduuna inanyordu; yenilgiye uram an soylu bir hareket. Fakat o -yani Kralrahip- bile bu koridorda yrmezdi. Burada, en azndan, byk byc karanl korkun ululuunu burada srdrebiliyordu. Koridorun en ucunda yksek bir pencere vard. Pencereyi ar, uzun tyl kadife perdeler rt , gndz vakti gne n, gece de aylarn nlarn engelliyordu. Ik bu perdenin kaln ilirdi. Fakat bu gece, byk bir ihtimalle koridorun tozlarn alp temizlemeleri iin Evile i Ba tarafndan harekete geirilen hizmetkrlar yznden perdeler birazck aralk kalm, S in gm nn plak, bo koridora girmesine neden olmutu. Ayn, ccelerin Gece Mumu ad zun, prltl elik baklar halinde kesiyordu. Ya da bu sessiz koridordan aaya bakan bir cesetin beyaz, ince parmaklar gibi, diye dnd aramon. Cam delip geen mehtabn parmaklar halyla kapl zemini boylu boyunca aarak, btn atediyor ve durmu olduu yerde Caramon'a deiyor-du. "u, onun kaps," dedi kender; o kadar hafif bir sesle sylemiti 298 299

ki Caramon kendi kalp atlarndan onu ancak duyabilmiti. "Solda." Caramon bir kez daha cppesinin altna uzanarak hanerin kabzasn, kabzann insana gven ver n varln yoklad. Fakat ban kabzas souktu. Kabzaya dokunurken rperdi ve elini abuc Koridor boyunca yrmek basit bir eymi gibi grnyordu. Ama kprdyamyordu bile. Belki d edeni yapmay tasarlad eyin -bir adamn hayatn, stelik sava dnda, uyurken almann adam uykusunda ldrmek -btn dier zamanlara oranla en savunmasz olduumuz zamanda, kend zi tanrlara emanet ettiimiz zamanda. Bundan daha irkin, daha korkaka bir su olabilir miydi? Tanrlar bana bir iaret gnderdi, diye tekrarlad Caramon kendi kendine ve zalimce lmekt e olan Barbar' hatrlamak iin kendisini zorlad. Kardeinin Kule'de maruz kald strab zorlad kendini. Uyankken kt bycnn ne kadar gl olduunu hatrlad. Derin bir nefes nerinin kabzasn sk sk kavrad. Haneri kemerinden karmasa bile kabzay sk sk tut idordan yrmeye balad; mehtap artk onu arr gibiydi. Arkasnda bir eyin varln hissetti; o kadar yaknnda hissediyordu ki durduunda Tas ona

d "Burada kal," diye emretti Caramon. "Hayr..." diye kar koymaya alt Tas ama Caramon onu susturdu. "Gitmen gerekiyor. Birisi koridorun bu tarafnda nbette kalmal. Eer biri gelirse ya b ir ses kar, ya da bir eyler yap ite." "Ama..." Caramon kendere kalarn att. Koca adamn suratsz ifadesi; souk, duygusuz sert baklar kunan Tas, bayla onaylad. "Ben orada, o glgede duraym." aret ederek szlp gitti. Caramon, Tas'n kendisini "yanllkla" takip etmeyeceinden emin oluncaya kadar bekledi. Fakat Tas, aylar nce lm olan saksdaki devasa aacn glgesinde kamburunu kartm, muts du. Caramon dnerek yoluna devam etti. Hareket ettiinde kuru yapraklan hrdayan, gevrek gevrek olmu iskeletin yannda duran Tas , Caramon'un holden aaya 300 yryn seyretti. Koca adamn koridorun sonuna vararak elini uzattn, kap kulpunu kavr un kapy kibarca ittiini grd. Kap adamn basksna boyun eerek yavaa ald. Caramon yboldu. Tasslehoff titremeye balad. Korkun, hasta edici bir his midesinden btn bedenine yaylyo du, dudaklarndan bir mrlt kat. Barmamak iin azn eliyle kapatan kender kendini iyi aptrarak, karanlkta, tek bana lmeyi dnmeye balad. Caramon koca bedenini, gcrdar korkusuyla sadece biraz aralad kapdan dikkatle geirdi. kap ses karmad. Odadaki her ey sessizdi. Sanki her ey boucu karanlk tarafndan yutul , Tapnak'ta herhangi bir yerden, her hangi bir ses szmyordu buraya. Caramon cierleri nin yandn hissetti ve star'n Kan Denizi'nde boulmu olduu zaman tm canllyla hat Bir an iin, deliler gibi atan kalbini sakinletirmeye alarak kapda duraksad ve odaya ba d. Pencereyi rten ar perdelerdeki bir aralktan ieriye Solinari'nin akyordu. Gm dorudan odann en ucundaki yataa uzanarak karanl dar dilimlere ayryordu. Odadaki mobilyalar seyrekti. Caramon, tahta bir sandalye zerine katlanarak konmu ar, siyah cppenin biimsiz kabartsn grd. Yannda yumuak, deri izmeler duruyordu. Mangald ktu, gece havas oldukaa scakt. Kabzay sk sk tutan Caramon ban yava yava ekti anna geti. Tanrlardan gelen bir iaret, diye dnd; zonk zonk zonk-layan kalp atlar neredeyse onu t. Bir korku, tm hayat boyunca ok nadiren duymu olduu bir korku duyuyordu -kaslarnn s rmesine, boaznn kurumasna neden olan, midesini alt st eden, barsaklarn birbirine dola souk bir korku. aresizlik iinde ksrp de uyumakta olan uyandrmamak iin kendisini yut ya zorlad. Bunu abuk abuk yapmalym! dedi kendi kendine, dp baylmaktan veya fenalamaktan korkara ann br yanna geti, yumuak hal hzl ayak seslerini bouyordu. Artk yata ve iinde y iliyordu. Yeri dzgn bir izgiyle kesen ay karyolaya trmanyor, rty aarak yast 301 baa doru meylediyordu; ekilmi kukuletas engelliyen sureti, ak seik grebiliyord "te byle iaret ediyorlar tanrlar yolumu," diye mrldand Caramon, konutuunun farkna adan. Yatan yanna yaklaarak duraksad, eli hanerinde kurbannn sessiz soluunu dinleyer ark edilip edilmediini anlamak iin nefes al veriinin derin, muntazam ritminde bir deii lik olup olmadn anlamaya alyordu. eri dar...ieri dar... nefes, gl, derin ve huzur doluydu. Shhatli gen bir adamn ne kadar yal olmas gerektiini, Fistandantilus'un genliini nasl yenilediine dair duyd aranlk ykleri hatrlayan Caramon urperdi. Adamn nefesi muntazam ve srekliydi. Hi bir ke iklik, bir hzlanma yoktu. Souk, dalgasz mehtap ieriye akt; bir iaret olan mehtap... Caramon haneri kaldrd. Gsne indirecei hzl ve muntazam tek bir darbeyle her ey olup . leri doru hareket eden Caramon tereddt etti. Hayr, baklamadan nce yzne -kardeine den adamn yzne bakacakt.. Hayr! Ahmak! diye bard bir ses Caramon'un iinde lk la. imdi bakla, hzla! Ca eli titredi. Yz grmeliydi! Titreyen elini uzatarak kara kukuletaya kibarca dokundu . Kuma yumuak ve esnekti. Kukuletay yana itti. Solinari'nin gm Caramon'un eline dedikten sonra uyumakta olan bycnn yzne dei eli kasld; yastkta duran yze baktka eli bir cesetin-ki gibi beyazlaarak sd. Bu, saysz gnahlarn izini tayan, yal, kt bir bycnn yz deildi. Bu, lmekte ol lnm birinin eza iindeki yz de deildi. Bu, kitaplaryla yapt almalarla geen uzun gecelerden yorulmu ama imdi rahatlam, di

zur bulan gen bir by kullancsnn yzyd. Srekli bir acya kar inat direnci dudakl eit vermez izgilerle iaretlenmi birinin yzyd. Bu, Caramon'a kendi yz kadar bildik bi saysz defalar uyurken seyrettii bir yz, serin sularla ferahlatt bir yz... Haneri kavram olan eli indi ve ba yataa saplad. Korkun, boucu bir lk duyuldu; acyla kvrlm parmaklar rty kavrayan Caramon yata dt. Koca bedeni iddetle sarslyor, hkrklarla paralanyordu. Gzlerini ap Solinari'nin parlak yla krptran Raistlin doruldu. Bir kez daha kukul erine ektikten sonra rahatsz olarak iini ekti, uzand ve dikkatle haneri kardeinin hiss zlemi elinden ald. 302 303

Borum 9 Bu gerekten de ok ahmaka bir eydi kardeim," dedi Raistlin haneri ince elinde evirip e ir, tembelce incelerken. "Buna inanmakta zorluk ekiyorum, senin yapmana bile." Yatak kenarna diz km olan Caramon ikizine bakt. Yz bitkin, ask ve l gibi beyazd. " 'Anlamyorum Raist,' " diye mrldand, Raistlin onunla alay ederken. Caramon dudaklarn sk sk yumdu; yz kara, ac bir maske halini alncaya kadar sertleti rdeinin hareketsiz elinde olan hanere kayd. "Belki de kukuletay amasaydm daha iyi olur du," diye mrldand. Kardei grmemi olsa da, Raistlin glmsedi. "Baka ansn yoktu," diye cevap verdi. Sonra i geirerek ban sallad. "Kardeim, gerekt ni kolunu sallayp odama girip, beni uykumda ldrebileceini mi zannediyordun? Uykumun ne kadar hafif olduunu, hep hafif olmu olduunu bilirsin." "Hayr, seni deil!" diye haykrd Caramon blk prk; baklarn kaldrarak. "Ben dnm Raistlin bir an akl kararak ona bakt; sonra aniden glmeye balad. Bu korkun bir kahkah irkin, alayc; ve hl koridorun ucunda durmakta olan Tasslehoff, tam neler olup bittiine bir bakmak iin kori dordan o tarafa doru szlyordu ki bu ses karsnda elleriyle kulaklarn tkad. "Fistandantilus'u ldrecektin!" dedi Raistlin, kardeine elenerek bakarken. Bu dnce kar yeniden gld. "Sevgili kardeim," dedi, "ne kadar elendirici olabileceini unutmuum." Kzaran Caramon, sallanarak ayaa kalkt. "Bunu senin iin...yapacaktm," dedi. Pencereye doru yryerek perdeyi at ve Tapmak'n, S ri'nn altnda inci ve gmler iinde titreen avlusuna dalgn dalgn bakt. "Tabii ki yle yapacaktn," diye atld Raistlin; eski burukluunun bir izi sesine szmt y "Sen, ne yaparsan benim iin yaparsn, onun dnda ne yaparsn ki?" Raistlin tek bir emir szc syleyerek, odann bir kesinde duvara dayanm Byclk Asa' r n odaya dolmasn salad. Byc yatak rtsn atarak yataktan doruldu. Mangala do ha syledi ve plak tatan alevler ykseldi. Kavunii klar adamn solgun ince yzne ar ahverengi gzlerinden yansd. "Eh, ge kaldn kardeim," diye devam etti Raistlin, ellerini alevler zerinde stmak iin u atp, mahir parmaklarn esneterek, idman yaptrd. "Fistandantilus ld. Benim ellerimde." Raistlin'in sesindeki garip tondan etkilenen Caramon kardeine bakmak iin serte dnd. F akat kardei atein yannda durmaya devam ediyor, alevlere bakyordu. "ieriye girip onu uyurken baklamay dndn," diye mrldand Raistlin, ince dudaklarnda ir tebessm vard. "Yaam olan en byk bycy; bugne kadar yaam olan." Caramon kardeinin, sanki aniden halsizlemi gibi mine rafna dayandn grd. "Beni grdne hayret etmiti," dedi Raistlin yavaa. "Ve benimle alay etti, ayn Kule'de a ettii gibi. Ama korkuyordu. Bunu gzlerinde grebiliyordum. " 'Evet kk byc,1 diye alay etti Fistandantilus, 'buraya nasl geldin bakalm? Byk Par m yollad seni?' 'Kendi bama geldim,' diye anlattm ona. 'Artk Kule'nin Efendisi benim.' "Bunu beklemiyordu, imkansz,' dedi glerek. 'Gelecei nce-305 den sylenmi olan benim. Gemiin ve imdinin efendisi benim. Hazr olduum zaman mlkme ge ceim.' "Ama konuurken gzlerindeki korku bymt nk dncelerimi okumutu 'Evet,' diye cevapl szlerini, 'kehanet senin umduun gibi ilemedi. Sen, seni canl tutmas iin benden koparp ldn yaam gcn kullanarak gemiten imdiye yolculuk etmeyi planlamtn. Ama benim de ebileceimi unuttun, ya da umursamadn! Benim can sularm emebilmek iin beni canl tutmak orundaydn. Ve -bu ekilde- bana szckleri vererek, ejderha kresini kullanmay rettin. As

us'un ayaklarnn dibinde lrken, ikence ettiin bu harap bedene hava fledin. Beni Karanl ralie'ye gtrerek, okuyamadm kadim by yazmalarnn srlarn amam iin Anahtar' ban . Ve sonunda hazr olup, bedenimin paralanm kabuuna girip kendinin olduunu iddia etmeye kalktn.'" Raistlin kardeine bakmak iin arkasn dnd; gzlerin iinde yanan, atete dans eden alevle daha canl olan nefret ve hiddeti gren Caramon bir adm geriledi. "Bylece beni zayf ve netameli tutmay dnyordu. Ama ben ona kar savatm! Ona kar sa rarlad Raistlin yavaa, zellikle, baklar uzaklara dalarken. "Onu kullandm! Onun ruhun landm, acyla yaadm ve onu yendim! 'Sen gemiin efendisisin,' dedim ona, 'ama imdiki hal e gcnden yoksunsun. imdinin efendisi benim ve gemiin de efendisi olmak zereyim!'" Raistlin iini ekti, eli dt; gzlerinde bir k oynaarak snd, gzlerini karanlk ve diye mrldand, "ama bu ac bir savat." "Onu ldrdn m? Onlar-onlar senin gemie, ondan bir eyler renmek iin geldiini sylemi kekeledi Caramon; aklnn karkl yzn de allak bullak etmiti. "yle yaptm," dedi Raistlin yavaa. "Uzun aylarm onun yannda baka bir klkta geirdim hazr olduumda kendimi ona gsterdim. Bu kez, onu emip kurutan ben oldum!" Caramon ban sallad. "Bu imknsz. O gece, bizim ayrldmz zamana kadar sen de ayrlmam kara elf byle dedi..." Raistlin ban huzursuzca sallad. "Zaman, senin iin kardeim 306 afak vaktinden, gnein batma vaktine kadar yaplan yolculuktur. Zamann gizlerine hakim olmu bizler iin ise zaman gneler ard bir yolculuktur. Saniyeler bir sr yl, saat, binl e yl olur. Bu koridorlarda Fistandantilus olarak aylardr dolayo-rum. Bu son bika haft a Yksek Byclk Kuleleri'nin hepsini dolatm: alp incelemek ve renmek iin. Elf kra gittim ve ona ejderha kresini kullanmasn rettim: Onun gibi zayf ve kibirli biri iin o ehlikeli bir hediye. Daha sona bu kre onu tuzaa drecek. Byk Ktphane'de Astinus ile u aatler geirdim. Ve bundan nce byk Fistandantilus ile altm. Hayal gcmz aan deh uu baka yerleri de ziyaret ettim. Ama, mesela Dalamar'a gre, sadece bir gn ve bir ge ce ortadan yoktum. Ayn senin gibi." Bunlar Caramon'u ayordu. O, aresizlik iinde gerein bir krntsna tutunmaya alyord "Yani...bunun anlam... imdi normale dndn m? Yani imdiki halde? Yani bizim zamanmzda i hale?" Eliyle bir hareket yapt. "Tenin artk altn rengi deil, kumsaati ekilli gzlerin de gitmi. imdi...genliindeki gibi, yedi yl nce atlarmz Kule'ye srdmz zamandaki ri dndmzde de byle mi olacaksn?" "Hayr kardeim," dedi Raistlin, kk bir ocua bir eyler anlatmaya alan birinin sabry "Par-Salian sana bunu aklamtr mutlaka, deil mi? ey, belki de aklamamtr. Zaman bi Ben zamann ak ynn deitirmedim. Btn yaptm nehirden kp, nehiryukar daha uzak uya atlamak. Beni kendi akntsnda srklyor. Ben..." Raistlin kapya doru bakarak aniden sustu. Sonra elinin seri bir hareketiyle, kapnn s avrulurcasna almasn salad ve Tasslehoff yuvarlanarak, yz koyun ieri dt. "A, merhaba," dedi Tas, neeyle yerden kalkarken. "Ben de tam kapy alacaktm." zerindeki tozlar silkeleyerek sabrszlkla Caramon'a dnd. "Ben zdm! Bak imdi -nce Fistandanti Raistlin olan Fistandantilus'tu. Ama imdi yine Fistandantilus olan Raistlin olan Fistandantilus. Anladn m?" Hayr, Caramon anlamamt. Tas bycye doru dnd. 'Doru deil mi Raist...." Byc cevap vermedi. Gzlerinde o kadar garip, o kadar tehlikeli bir ifadeyle Tasslehof f'a bakyordu ki kender huzursuz307 lukla Caramon'a bakt ve savaya doru bir iki adm att -tabii Caramon'un yardma ihtiyac sa diye. Aniden Raistlin eliyle hzl, hafif bir ar hareketi yapt. Tasslehoff hi bir hareket hiss duymamt ama yarm kalp at sresi boyunca odada bir bulanklk oldu ve kendim Raistlin' yznn bir iki milim tesinde, yakasndan yakalanm buldu. "Par-Salian seni niye yollad?" diye sordu Raistlin, Flint'in deyimiyle, kenderin ty lerini diken diken eden yumuak bir tonda. "ey, tabii ki Caramon'un yardma ihtiyac olduunu dnd ve..." Rasitlin'in eli daha da s amaya, gzleri kslmaya balad. Tas kekeledi. "Ay, aslnda beni, beni ay, yollamaya niyetl i olduunu zannetmiyorum." Tas ban evirip Caramon'a yalvaran gzlerle bakmaya alt ama in'in eli ok gl ve kuvvetliydi, neredeyse kenderi bouyordu. "Bu-bu kaza da saylabilir anrm, en azndan onun iin. Ayrca ne-nefes almama izin verirsen ben de daha rahat konuab

ilirim ...yani arada srada braksan. "Devam et!" diye emretti Raistlin, Tas' dikkatsizce sallayarak. "Raist dur..." diye balad Caramon, kalarn atp ona doru bir adm atarak. "Kapat eneni!" diye emretti Raistlin hiddetle, ateler saan gzlerini kenderden ayrmaya rak. "Devam et." "Bi-birilerinin drm olduu bir yzk vard....ey belki de drmemilerdir..." diye kek u sylemesi konusunda Raistlin'in gzlerindeki ifadeden yeterince telaa dmt; ya da bir der iin byle bir ey ne kadar mmknse o kadar. "Sa-sanrm birinin odasna giriyordum, yz enim ke-keselerimden birine dt galiba nk oraya nasl girdiini bilmiyorum; ama krmz am Bupu'yu evine yolladnda srann bende olduunu biliyordum. Caramon'u brakamazdm! Be-b de F-Fizban'a -yani Paladine'a- dua ettim, yz taktm ve -puf!" -Tas ellerini havaya ka ldrd- "bir fare olmutum!" Kender tam bu gsterili anda bir es vererek, dinleyicilerinden uygun bir hayret tep kisi umdu. Fakat Raistlin'in gzleri sadec^ sabrszlkla byyerek, eli kenderin yakasn bi daha skn nefes almakta gitgide daha da zorlanan Tas aceleyle devam etti. "Bylece ben de saklanabilmi oldum," diye viyaklad, daha nce olmu olduu fareden farksz ir halde, "ve Par-Salian't labra-labora-lavabosuna gizlice girebildim; akla gelebilecek en harika eyleri yapy ordu, talar ark sylyordu, Crysania solgun solgun yatyordu, Caramon dehete dm grn yalnz bana gelmesine gnlm raz olmad -bylece... bylece..." Omuzlarn silken Tas, Rai insan aresiz brakan bir masumiyetle bakarak, "ite buradaym..." dedi. Raistlin biraz daha urasa, derisini kemiklerinden ayrarak ruhunun iini grebilecekmi gi bi kenderi gzleriyle yutarcasna, onu tutmaya devam etti. Sonra tatmin olduu anlalan by kenderi yere brakarak atei seyretmek iin arkasn dnd; dnceleri baka yere kaymt. "Bu, ne anlama geliyor?" diye mrldand. "Bir kender -bynn btn kanunlaryla yasak! Bu,, nn aknn deitirilebilecei anlamna m geliyor? Doru mu sylyor? Yoksa beni bu ekil anlyorlar?" "Ne dedin?" diye sordu Tas ilgiyle, halnn zerinde oturmakta olduu yerden baklarn kald feslenmeye alarak. "Zamann ak m deiti? Benimle mi? Yani sen, benim sayemde..." Raistlin olduu yerde yle bir dndp, kendere o kadar hiddetle kalarn att ki Tas azn mon'un durduu yere doru geriledi. "Kardeini bulduumuza ardm. Sen armadn m?" diye sordu Tas, Caramon'a, Caramon'un y geen ac spazmlarn grmemezlie gelerek. "Raistlin beni de grdne hayret etti. Bu tuha nu esir pazarnda grmtm ve onun da bizi grm olmas gerekirdi..." "Esir pazar!" dedi Caramon aniden. Bu, nehirler ve zaman hakkndaki konumalar artk ye terdi. Bu, onun anlayabilecei bir eydi! "Raist -aylardr burada olduunu sylyorsun! Bu, Crysania'ya benim saldrdm dnmelerine sebep olann sen olduun anlamna geliyor! Beni da sensin! Beni Oyunlara yollayan da sensin!" Dncelerinin blnmesinden rahatsz olan Raistlin eliyle sabrszca bir harekette bulundu. Fakat Caramon srar etti. "Neden!" diye bilmek istedi hiddetle. Neden o yere?" "Aman tanrlar adna Caramon!" Raistlin yeniden dnd, gzleri buz gibiydi. "Buraya ilk gel diin haldeyken benim ne iime yarardn? Bundan sonra gideceimiz yerde gl bir savaya 309 308

ihtiyacm vard -iko bir ayyaa deil." "Ve... Barbar'm lmn emreden de sensin, yle mi?" diye sordu Caramon gzlerinde imeklerl "Neydi onun ad -o Quarath'a bir ihtarda bulunmak iin, yle mi?" "Kalnkafallktan vazge kardeim," dedi Raistlin suratszca. "Bu zavall saray entrikalarn bana ne? Onlarn bu kk, mantksz oyunlarndan? Eer bir dmanmn iini bitirmek istes saniye iinde snverirdi. Quarath, benim ona ilgi duyacam dnerek kendi kendinin gururu yor." "Fakat cce dedi ki...." "Cce sadece avucunun iine braklan parann sesini duyar. Fakat, inanmak istediin eyde se bestsin." Raistlin omuzlarn silkti. "Benim iin pek nemi yok." Dncelere dalan Caramon uzun sre sessiz kald. Tas azn at -Raistlin'e sormak iin yan az yzlerce soru vard- ama Caramon hiddetle baknca, kender azn hemen kapatt. Kardein emi olduklarn yavaa aklndan tekrarlayan Caramon aniden baklarn kaldrd. " 'Bundan sonra gideceimiz yer' ile neyi kastediyorsun?"

"Kendi maksadm sadece beni ilgilendirir," diye cevap verdi Raistlin. "Zaman gelinc e sen de grenceksin nasl olsa. Burada iim ilerliyor ama henz tam bitmedi. Burada, dvlp biim verilmesi gereken sizden baka biri daha var." "Crysania," diye mrldand Caramon. "Bunun Ka-Kara Kralie'ye meydan okumakla bir ilgis i var yle deil mi? Ayn sylemi olduklar gibi? Bir rahibeye ihtiyacn var..." "Yoruldum kardeim," diye szn kesti Raistlin. Bir iaretiyle ocaktaki alevler yok oldu. Bir szyle Asa'nn snd. Orada bulunan kiinin zerine karanlk, souk ve kasvet gzden kaybolmu olduu iin Solinari'nin bile gitmiti. Raistlin yatana doru ilerle batan bir baa geti. Kara cppesi yumuak bir sesle hrdyordu. "Brakn dinleneyim. Her burada uzun sre kalmamalsnz. Kukusuz ajanlar sizin burada olduunuzu bildirmilerdir v h korkun bir dman saylr. Kendinizi ldrt-memeye aln. Kendime baka bir koruma daha r. Hoakal kardeim. Hazr ol. Yaknda istediim cevap gelecek. Tarihi unutma." Caramon azn amt ki kendisini bir kapya hitap ederken 310 buldu. Tas ile birlikte darda, artk karanlk olan koridorda duru-yorlard. "Bu gerekten inanlmaz!" dedi kender zevkle iini ekerek. "Hareket ettiimi bile hissetm edim, sen hissetin mi? Bir dakika nce oradaydk, imdi buradayz. Sadece elinin bir har eketiyle. Byc olmak harika bir ey olmal," dedi Tas imrenerek, kapal kapya bakarken. "Z man, uzay ve kapal kaplar iinden gemek." "Haydi," dedi Caramon aniden, dnp koridordan iri admlarla giderken. "Sylesene Caramon," dedi Tas fsltyla, adamn arkasndan aceleyle seyirtirken. "Raistlin 'tarihi unutma,' demekle neyi kastetti? Bu Hayatnn Hediyesi'ni alma zaman falan m? Y ani ona bir armaan falan m alman gerekiyor?" "Hayr," diye homurdand Caramon. "Aptallama." "Ben aptallamyorum," diye kar kt Tas, alnmt. "Sonu olarak birka haftaya kadar Y bir ihtimalle Raistlin o gn iin bir hediye bekliyordur. En azndan herhalde burada, s tar'da da Ylban bizim zamanmzdaki gibi kutluyor-lardr. Sence...." Caramon aniden durdu. "Ne oldu?" diye sordu Tas, koca adamn yzndeki korkun ifadeden telalanarak. Aceleyle e trafna bakman kenderin eli kendi kemerine takm olduu kk bann kabzasn kavrad. " " "Tarih!" diye bard Caramon. "Tarih Tas! Ylba! star'da!" Olduu yerde dnerek, hayretle e kalm kenderi kavrad. "Hangi yldayz? Hangi yl?" "ey..." dnmeye alan Tas yutkundu. "Sanrm -evet, biri bana 962 olduunu sylemiti." Homurdanmaya balayan Caromon, Tas' brakarak kendi ban elleri arasna ald. "Ne var?" diye sordu Tas. "Dn Tas, dn!" diye mrldand Caramon. Sonra bam hznle elleri arasna alan koca ada ordaki karanlk iinde tkezlene tkezlene ilerledi. "Benim ne yapmam istiyorlar? Ben ne yapabilirim?" 311

Bfm 10 Tas daha yava izliyordu onu. "Dur bakalm. Ylba, 962'nin yeni yl. Ne kadar garipe yks r say. Nedense insana tandk geliyor. Ylba 962....Ay, hatrladm!" dedi zaferle. "Bu tam tam eyden nceki son Ylba..." Dnce kenderin nefesini kesmiti. "Tam Afet'ten nce!" diye fsldad. [ Denubis ty kalemi brakarak gzlerini ovuturdu. Eli gzleri zerinde, ksack da olsa bira lenmenin bir faydas olacan umarak, kopyalama odasnn sessizlii iinde oturuyordu. Ama b ie yaramad. Gzlerini ap yeniden ie balamak iin ty kalemini eline aldnda, tercme r hl anlamsz bir yn halinde kafasnda yzp duruyordu. Kzgnlkla kendi kendini paylayarak, kendisine dikkatini toplamasn emretti ve -sonundakelimeler bir anlam ifade etmeye balayp kendilerini bir sraya sokmaya balamlard. Ama or gidiyordu. Ba aryordu. Gnlerdir, ryalarnda bile devam eden donuk, zonklayan bir ar aryordu sanki ba. "Bu garip havalar yznden," diyordu kendi kendine, tekrar ve tekrar. "Ylba mevsimi iin haddinden fazla scak." ok scakt, garip bir biimde scak. Hava nemle yap yap, ar ve boucuydu. Taze hava ge iler scak tarafndan yutulmutu sanki. Duyduuna gre, yz mil ilerideki Kathay'da okyanus, ate gibi yakan gnein altnda dmdz ve sakin yatyordu; o kadar sakindi ki hibir gemi ye

n aamyordu. Gemiler ylece limanda yatyor, kaptanlar kfrediyor, ykleri ryordu. Alnn bir mendille silen Denubis gayretle iine, Mishakal'n 313 312

Diskleri'ni Solamniyaca'ya evirmeye devam etmeye alt. Ama akl baka yerlerde dolayord lland szler aklna, bir gece nce baz Solamniya valyelerinin tarttklar bir yknn utu: Denubis'in aklndan atmaya alt dehetli bir yk. Soth isminde bir valye gen bir elf rahibeyi ifal ettikten sonra onunla evlenmi ve kz D rgaard Kalesi'ndeki atosuna gelin olarak getirmi. Ama Soth denilen bu adam zaten e vliymi, valyelerin anlattna gre, karsnn pheli bir lme kurban gittie dair de bi grnyormu. valyeler Soth'u yakalayp muhakeme etmek iin bir heyet yollamlar ama sylendiine gre D rd Kalesi artk silahlarla korunan bir kale olmu: Soth'un kendi sadakatli valyeleri l ord-larn koruyormu. Olayn en korkun taraf lordun kandrm olduu elf kadnn adamla bi lduu, adamn suu ispat edildikten sonra bile adama olan sevgisi ve sadakatinin hi sar slmam olduuydu. rperen Denubis dnceyi aklndan uzaklatrmaya alt. te! Bir hata yapmt. Bunun ar kalemini yere brakmaya koyulmutu ki kopyalama odasnn kapsnn aldn duydu. Aceleyle ne alarak hzla yazmaya balad. "Denubis," dedi yumuak, tereddt iindeki bir ses. Rahip ban kaldrp bakt. "Crysania, tatlm," dedi bir tebessmle. "almana mani oluyor muyum? Daha sonra da gelebilirim..." "Hayr, hayr," diye ikna etti Denubis kz. "Seni grdme ok memnun oldum. ok memnun." B en doruydu. Crysania'da onu sakinletiren, yattran bir taraf vard. Sanki ba ars bile sek arkalkl yaz sandelyesinden ayrlarak bir tane kendisi, bir tane de kz iin sandalye bulup geli nedenini merak ederek kzla birlikte oturdu. Sanki onun sorusuna cevaben Crysania sakin, huzur dolu odaya bir gz atarak glmsedi. "Buray seviyorum," dedi. "Buras o kadar sakin, ey o kadar zel ki." Kzn tebessm soldu Bazen o kadar ok...o kadar ok insan olmasndan sklyorum," dedi, gz Tapnak'n ana bl doru kayarak. "Evet, buras sakin," dedi Denubis. "En azndan imdi. Son yllarda byle deildi. Buraya il k geldiimde buras, tanrlarn sz314 lerini herkesin okuyabilmesi iin eitli dillere eviren evirmenlerle doluydu. Fakat Kral rahip bunun gerekli olmadn dnd ve -birer birer- hepsi, yapacak daha nemli eyler bul rld. Ben hari." ini ekti. "Sanrm ben ok yalym," diye ekledi kibarca, zr dilerce apacak nemli bir eyler bulmaya altm ama bulamadm. O yzden burada kaldm. Kimsenin umu deil gibi...pek deil yani." Kendisini ie yarar bir hale sokmas iin onu drtp duran Saygdeer Rahip Quarath ile yapt r o uzun konumalar hatrlayarak hafif de olsa kalarn atmadan edemedi. Zamanla yksek r Denubis'e umutsuz bir vaka olduunu syleyerek vaz gemiti. Bylece Denubis almalarna g m, birbirini izleyen gnler boyunca da, kitaplar ve kat rulolarn tercme edip, bunlar ktphanede okunmadan duraca Solamniya'ya yollayarak yalnzlnn huzuru iinde oturmaya "Ama benden bu kadar sz etmek yeter," diye ekledi Crysania'nn solgun yzn grerek. "Neyi n var tatlm? Kendini iyi hissetmiyor musun? Affedersin ama getiimiz birka haftadr sen in ne kadar mutsuz grndne dikkat etmeden yapamadm." Crysania sessizlik iinde ellerine bakyordu; sonra baklarn rahibe kaldrd. "Denubis," d balad tereddtle, "sen...sence tapnak... gerektii gibi mi?" Bunun, Denubis'in bekledii bir ey olmad kesindi. Kz daha ok, sevgilisi tarafndan kand bir kza benziyordu. "ey, tabii ki tatlm," dedi Denubis biraz kafas kararak.. "Gerekten mi?" Baklarn kaldran kz, Denubis'e adam duraksatan srarla bakt. "Sen uzun tapnakla yayorsun; Kralrahip gelmeden nce de buradaydn, hatta Quar- yani vekilleri g elmeden nce. Eski gnlerden sz ediyorsun. Gnlerin deitiini grdn. Daha m iyi oldu?" Denubis azn, tabii ki yle, daha iyi, demek iin amt. Kralrahip gibi kutsal ve iyi bir yken baka trls olabilir miydi? Fakat Lady Crysania'nn gri gzlerinin ta ruhuna kadar ba ktn; onun yllardr -bile bile- bir ok eyi gizledii karanlk koridorlara k getiren ki baklarn fark etti aniden. Huzursuz eden bir biimde Fistandantilus'u hatrlad.

"Ben -ey- tabii -aslnda sadece..." Kekelemeye balamt ve bunun farkndayd. Kzararak su Crysania, sanki bu cevab bek315 liyormu gibi ban sallad. "Hayr, imdi daha iyi," dedi adam sertlikle; kzn o gencecik inancnn da kendisininki gib i yaralanmasn istemiyordu. Kzn elini eline alarak ileri doru uzand. "Ben orta yal bir amm, tatlm, o kadar. Ve orta yal adamlar deiimleri hi sevmez. Hepsi bu. Bizim iin, he eskiden daha iyiydi. Dnsene" -kkrdad- "sanki su bile daha tatlyd o zamanlar. Ben bu etlere alamadm bir trl. Benim bunlar anlamam zor. Tapnak dnya kadar iyilik yapyor ta atan topraklarna dzen, halka bir yap getiriyor..." "Halk bunu istese de, istemese de," diye mrldand Crysania fakat Denubis bunu duymam azla geldi. "Tapnak ktl kknden kazyp atyor," diye devam etti; aniden aklna o valyenin -Lord vermiti, istemedii halde. Aceleyle bu dnceyi bastrd ama bu arada lafn da kartrd. erini toplamaya alt ama ok ge kalmt. "yle mi?" diye soruyordu Lady Cryasania. "Tapnak ktl kknden kazyp atyor mu? Yoksa yalnz kalm, karanl uzak tutmak iin mum zerine mum yakan kk ocuklar gibi miyiz? bunu anlayamasak da- bir nedeni olduunu grmyoruz; bylece, sonunda, kendi dehetimiz iin de evi yakp kl ediyoruz!" Sylenenlerin hi birini anlamayan Denubis gzlerini krptrd; ama konutuka huzursuzluu ysania szne devam etti. Denubis, byk bir rahatszlkla kzn bunu haftalardr iine att uunu fark etti. "Yolunu kaybedenlere, yollarn yeniden bulmalar iin yardm etmiyoruz! Onlara srtmz dn olduklarn sylyoruz, ya da onlardan kurtuluyoruz! Biliyor musun" -kz Denubis'e doru d "Quarath dnyay ogre rkndan arndrmay amalyor?" "Ama tatln yani, sonu olarak ogreler katil ruhlu, cani bir topluluk." Denubis kuvve tsizce kar koymaya alt. "Ayn bizim gibi tanrlar tarafndan yaratlmlar," dedi Crysania. "Bizim, yarmyamalak anla , tm olanlarn ulu varoluunu tanrlarn yaratm olduklar herhangi bir eyi yok etmeye ha m?" "Hatta rmcekleri bile mi?" diye sordu Denubis zlemle, hi 316 dnmeden. Kzn rahatsz olmu yz ifadesini grerek glmsedi. "Bover. Yal bir adamn "Buraya tapnan olabilecek en gzel ve en doru yer olduuna inanarak gelmitim, ama imdi ....ben..." Kz ban elleri arasna ald. Denubis'in gnl de en az ba kadar ac iindeydi. Titreyen elini uzatarak kibarca kzn mun am, mavi-siyah salarn okayarak, onu hi sahip olamad kendi kzn avutur gibi avuttu. "Sorgulamalarndan utanma ocuum," dedi, kendisinin de kendi sorgulamalarndan utandn un aya alarak. "Gidip Kralrahip'le konu. Kukularna bir cevap verecektir. Onun irfan bende fazla." Crysania mitle kaldrd baklarn. "Sence..." "Tabii ki." Denubis glmsedi. "Git onu bu gece gr tatlm. Bu gece kabul gecesi. Korkma . Bu tr sorular onu kzdrmaz." "Pekl," dedi Crysania, yz aydnlanmt. "Bir yardm almadan, bu sorunla bir bama bou Kralrahip'e soracam. Mutlaka o karanl aydnlatacaktr." Glmseyen Denubis, ayaa kalkan Crysania ile birlikte kalkt. Kz dnmeden eilerek kibarc m yanandan pt. "Teekkr ederim dostum," dedi yavaa. "Seni iinle ba baa brakaym." Kzn sakin ve gne iindeki odadan ayrlmasn izleyen Denubis ani, aklanamaz bir hzn h dndan da ok byk bir korku. Sanki kendisi parlak kl bir yerde durmu, kzn da engin v ir karanln iine doru yrmesini seyrediyordu. Kendi etrafndaki k gittike parlakla i karanlk daha korkunlamaya ve younlamaya balamt. Kafas karan Denubis elini gzlerine gtrd. Ik gerekti! Odasna doluyor, onu, bakamya ak ve gzel bir ltya bouyordu. Ik beynini delip geti, bandaki ar ona strap veri sizlik iinde, Crysania'yi uyarmalym, onu durdurmalym diye dnd... Ik adam evreleyerek ruhunu tm parlaklyla doldurdu. Sonra, aniden parlak k kayboluv kez daha gneli odadayd ite.. Ama tek bana deildi. Gzlerini krpp, karanla 317 altrmaya alrken etrafna baknd ve odada kendisini souk bin edayla izleyen bir elfin durmakta olduunu grd. Yal, salar! seyrelmi, titizlikle taranm ak sal bir elfti bu. Uzun beyaz cppe

giymi, boynuna da Paladine'n madalyonunu asmt. Elfir yzndeki ifadede hzn vard; neden olduu hakknda bir fikr olmamasna ramen Denubis'in gzlerinin yaarmasna neden olar bir hzn. "zgnm," dedi Denubis bouk bir sesle. Elini bana gtrnce aniden bann armadn fark etti. "e-ieri girdiini grmedim. Yardmc olabilir miyim? Birini mi aryorsun?" "Hayr, aradm buldum," dedi elf sakin bir edayla ar yznde hl ayn hznl ifade vard is isen." "Ben Denubis'im," diye cevap verdi rahip hayrete derek. "Ama afedersiniz, ben sizi tam kartamadm..." "Benim adm Loralon," dedi elf. Denubis'in nefesi kesildi. Elf Rah iplerinin en by Loralor yllar nce Quarath'n g sahibi olmasna kar kmt. Fakat! u etkin gler destekliyordu.4 Loralon'un uzlama ve bar yanls szleri takdir grme al rahip byk bir hznle dnmt halknn yanna, ok sevdii Silvanesti'nin hayretler u , bir daha"' star' grmemee and ierek. '< Burada ne ii olabilirdi? "Mutlaka Kralrahip'i aryorsunuzdur," diye kekeledi Denubis. "Ben size..." "Hayr, Tapnak'ta aradm tek bir kii var ve o da sensin Denubis," dedi Loralon. "Gel imd . nmzde uzun bir yolculuk var." 1 "Yolculuk mu!" diye tekrarlad Denubis aptalca, delirip delirmediini merak ederek. "Bu imknsz. Buraya geldiimden beri, yani otuz yldr star'dan hi ayrlmad "Haydi gel Denubis," dedi Loralon kibarca. "Nereye? Nasl? Anlamyorum..." diye ha ykrd Denubi Loralon'un gne dolu, huzurlu odann tam ortasnda durduum grd; hl yzn dile getirilemez hzn vard-Loralon elini boynuna takm olduu madalyona gtrerek, dokund O zaman Denubis anlad. Paladine, Rahibinin baz eylere vakf olmasn salamt. Gelecei du. Dehetle kl rengi kesilen adam ban sallad. "Hayr," diye fsldad. "Bu ok korkun." "Her ey olup bitmi deil. Terazinin dengesi bozulmaya balad ama henz bozulmad.. Bu yolc luk geici de olabilir, akln almayaca bir zaman da srebilir. Gel Denubis, artk burada s ana ihtiya duyulmuyor." Ulu Elf Rahibi elini uzatt. Denubis daha nce, hatta Kral-rahip'in huzurunda bile, hi yaamam olduu bir huzur ve anlay hissiyle kutsand. Ban eerek elini uzatt ve L tuttu. Fakat bunu yaparken kendisini alamaktan alkoyamamt... Crysania, Kralrahip'in gsterili Kabul Salonu'nun bir kesinde, elleri kucanda oturmutu; yz solgun ama sakindi. Ona bakan hi kimse ruhundaki frtnalar tahmin edemezdi. Belki de odaya dikkat ekmeden girerek glgeli bir oyukta durmu Crysania'y seyreden tek bir ad amdan baka hi kimse. Orada oturmu Kralrahip'in melodik sesini dinleyen, vekil-leriyle devletin nemli me selelerini tarttn, dier vekilleriyle ise politikadan sonra evrenin byk gizlerini z ania ona, kendi nemsiz sorularyla yaklamay dnm olmaktan bile utanmaya balamt. Aklna Elistan'n sz geldi. "Cevaplar bulmak iin bakalarna danma. Kendi gnlne bak, aratr. Ya cevab bulacaksn, ya da cevabn insanlarda deil, tanrlarda olduunu anlayacaks te byle oturuyordu Crysania, aklnda bir sr dnceler, gnln yokluyordu. Ne yazk ki kayordu. Sorularnn bir cevab olmama ihtimali de olduuna karar verdi aniden. Sonra kol unda bir el hissetti. Bo bulunup aran Crysania baklarn kaldrd. "Sorularnzn cevab var Saygdeer Rahibe," dedi, kzn sinirleri boyunca tandk olduu s er rperterek veren bir ses, "cevaplar var ama siz onlar dinlemeyi reddediyorsunuz. " Sesi tanyordu ama -kukuletann glgelerine dikkatle baksa da yz kartamyordu. Eli tand undaki ele bakt. Elin etrafnda kara cppe vard; kzn kalbi rpnd. Ama cppede, onunki yoktu. Bir kez daha kz adamn yzne bakt. Btn grebildii gizli gzlerin prlts ve s Sonra el kzn omuzundan ayrld, ykselerek kukuletasnn n ksmn kaldrd. 319 318

lk bata Crysania ac bir hayal krkl hissetti. Gen adamn gzleri, onun bir nian hal tn renginde, kumsaati eklinde deildi. Teni altn rengi deil, yz narin ve hastalkl da . Bu adamn yz, sanki saatler sren bir almann yorgunluuyla soluk dmt yoksa shha li buruk alayc hali olmasa yakklyd. Gzleri kahverengi, grd her eyi yanstp, iin mayan, bir cam kadar berrak ve souktu. Adamn bedeni ince fakat adaleliydi. Giymekt

e olduu siyah, sssz cppe, bycnn kambur ve bitap ana hatlarn deil, gl omuzlarn ken adam glmsedi, ince dudaklar hafife araland. "Sizsiniz!" diye nefesi kesildi Cryasina'nn, sandalyesinden dorulurken. Adam yeniden elini kzn omuzuna koyarak, kzn oturmasna neden olacak ekilde hafife bast "Ltfen yerinizden kalkmayn Saygdeer Rahibe," dedi. "Ben de size katlacam. Buras sessi r ve rahatsz edilmeden konuabiliriz." Dnerek zarif bir hareket yapt ve odann dier yann a duran bir tabure aniden yannda belirdi. Nefesini tutan Crysania, gzleriyle oday k olaan etti. Ama baka birisinin dikkatini ekmi olsa bile herkes bycy grmemezlie gelm unda dikkatli bir kararllk iindeydi. Dnp baktnda Raistlin'in kendisini keyifle seyret i grd ve yzne ate bastn hissetti. "Raistlin,"dedi kz resmi bir tavrla, aklnn kartn adamdan gizleyebilmek iin, "sizi m.." "Ben de sizi grdme sevindim Saygdeer Rahibe," dedi byc kzn sinirlerine dokunan o a le. "Ama benim adm Raistlin deil." Adama bakakalan kz, utancndan daha da ok kzard. "Affedersiniz," dedi, srarla adamn y bakarak, "ama bana > tandm -bir zamanlar tandm birini iddetle hatrlattnz." "Belki de bu srr biraz aralar:" dedi adam yavaa. "Burada, etraftakiler adm Fistandanti lus olarak biliyor." Crysania gayri ihtiyari titredi; sanki odadaki k kararmt. "Hayr," dedi kz ban yava yarak, "bu olamaz! Siz geri j gelmitiniz...ondan bir eyler renmek iin!" "Ben geriye, o olmak iin gelmitim," diye cevaplad Raistlin. "Ama...ben baz hikyeler iittim. O kt, bozuk...." Kz kendi- { ni Raistlin'den uzaklatr leri dehetle adama taklp kalmt. "Artk ktlk yok," diye cevap verdi Raistlin. "O ld." "Siz?" Sz bir fsltdan ibaretti. "Beni ldrebilirdi Crysania," dedi Raistlin sadece, "saysz insan ldrm olduu gibi. S olan ya onun, ya da benim yaammd." "Bir kt gitti, bir bakas geldi," diye cevaplad Cryasnia zgn, umutsuz bir sesle. Kz ar dnd. Onu kaybediyorum! diye fark etti olanlar Raistlin hemen. Sessizce kz seyretti. Kz sa ndalyesinde kprdanyor, yzn adamdan eviriyordu. Adam kzn Solinari'nin kadar so ofilini grebiliyordu. Soukkanllkla kz inceledi, ayn yaamn gizlerini inceledii zaman a yatrd minik hayvanlar inceledii gibi. Ayn, altnda atan kalbi grecek ekilde hayvan isini soyduu gibi, Crysania'nn ruhunu grebilmek iin zihinsel olarak kzn d savunma mek zmalarn soydu. Kralrahip'in gzel sesini dinliyordu; yznde de derin bir huzur vard. Fakat Raistlin kzn ieri girerkenki yz halini hatrlad. Dierlerini gzlemlemeye, gizlediklerini dndkleri ini okumaya oktan alm biri olarak kzn siyah kalar arasnda belirmi olan ince izgiy gri gzlerinin kararp, phe altnda kaldn grmt. Kz ellerini kucanda tutuyordu a klarnn cppesini kprdattn grebiliyordu. Denubis ile yapm olduu konumay biliyo tam uurumun kenarnda sendelediinden kukulandn biliyordu. Onu kenardan aaya itmek drtmek yetecekti. stelik biraz sabr gsterirse kz kendiliinden bile atlayabilirdi. Raistlin, kzn nasl onun temasndan kandn hatrlad. Kza yaklaarak uzand ve bilei up rken kz, derhal kendini adamn elinden kurtarmaya alt. Ama adam sk sk tutuyordu. adamn gzlerine baknca kprdya-mad. "Gerekten benden bunu bekliyor musunuz?" diye sordu Raistlin, uzun aclar ektikten s onra geri dndnde ektii btn skntlarn bir hi olduunu anlayan birinin sesiyle. Hz dn grd. Kz konumaya alt ama Raistlin, ban kzn ruhuna saplayp burarak konu 320 321

"Fistandantilus bizim zamanmza dnp beni ortadan kaldrp bedenimi alarak Karanlk Kralie n brakt yerden ie el atacakt. Kt ejderhalar kendi emri altna toplamay planlyordu ra gibi Ejderha Yceefendileri onun iin biilmi kaftandlar. Dnya savaa srklenirdi bir ha." Raistlin durak-sad. "Bu tehlike artk sona erdi," dedi yavaa. Gzleri de, ayn elinin kzn bileini kavrad gibi gzlerini hapsetmiti. Bu gzlere bakan n ayna gibi yzeylerinde kendi aksini gryordu. stelik kendisini, insanlarn birden fazl a kendisine yaktrm olduklar gibi solgun, alkan, ciddi bir rahibe olarak deil de gz ulanan biri olarak gryordu. Bu adam ona gvenerek gelmiti ve o adam yz st brakmt. eki ac dayanlacak gibi deildi ve Crysania bir kez daha konumaya teebbs etti ama Raistl

in kz daha da yaknna ekerek kendisi konumaya devam etti. "Siz benim ihtirasm biliyorsunuz," dedi. "Bir tek size atm kalbimi. Sava yeniden balat ak benim isteim mi? Dnyay ele geirmek benim arzum mu? Ablam bunun iin, benden yardm al mak iin kapma kadar geldi. Ben reddettim ve siz, korkarm bunun cezasn ektiniz." ini Raistlin baklarn indirdi. "Ona sizden sz etmitim Crysania; sizin iyiliinizden ve gcn hiddetlendi; sizin, benim zerimdeki etkinizi bitireceini dnerek l valyesini sizi or kaldrmas iin yollad." "Yani benim sizin zerinizde bir etkim mi var demek istiyorsunuz?" diye sordu Crysa nia yavaa, artk Raistlin'in elinden kurtulmak iin rpnmyordu. Sesi, neeyle titremit tapnan yolunu grm olmanz umabilmeyi cret edebilir miyim ve..." "Bu tapnan yolu mu?" diye sordu Raistlin, sesi bir kez daha ac ve alayc kmt. Elini eri ekip sandalyesine gerileyerek kara cppesine sarnd ve Crysania'ya alayc bir tebessm e bakt. Mahcubiyet, hiddet ve sululuk duygusu Crysania'nn yanaklarn pembeye boyarken, gri gzle ri koyu bir maviye dnt. Yanandaki renk dudaklarna doru yayld; aniden gzellemiti, in gayri ihtiyari fark ettii bir eydi. Bu dnce cann son derece skt, kendi konsantras a olan gvenini tehdit edici bir eydi bu. Huzursuzlukla bu dnceyi kafasndan uzaklatrd "Kukularnz biliyorum Crysania," diye devam etti aniden. "Neler grdnz biliyorum. Tap nrlarn yollarn 322 retmekten ok dnya ilerinin yrtlmesiyle ilgilendiini grdnz. Rahiplerin iki yzl o yla uratn, fakirleri doyurabilecekleri paralar sadece gsteri iin harcadklarn gr nizde Tapnak' kurtarmay dnmtnz; tanrlarn hakl hiddetleri iinde, ateli da ke n zerine atmalarna, dierlerinin neden olduunu ortaya kartmay. Belki de by kullancl dnyordunuz." Crysania'nm yzndeki kzarklk daha da derinleti, adama bakamad iin yzn evirdi ama ve utan belliydi. Raistlin acmaszca devam etti. "Afet zaman yaklayor. Gerek rahipler oktan bu topraklar rk ettiler...Evet, bunu bilmiyor muydunuz? Dostunuz Denubis gitti. Siz Crysania, bu topraklarda kalm tek gerek rahibesiniz." Crysania byk bir aknlkla Raistlin'e bakt. "Bu...imknsz," diye fsldad. Gzleri oda kez, Kralrahip'ten ayr, dmler halinde toplanm olanlarn sohbetlerini duyabiliyordu. Oy nlar'dan sz edildiini, kamu fonlarnn dalm hakknda tartmalar yapldn, ordularn ni, isyan iindeki topraklarn etkili ekilde nasl baarlabileceinin konuulduunu -hepsi pnak ad altnda- duydu. Derken, sanki dier kaba sesleri boarcasna Kralrahip'in tatl, melodik sesi ruhuna dol maya balayp huzursuz ruhunu teskin etti. Kralrahip hl buradayd. Karanla arkasn dner rahip'in na doru bakarak bir kez daha inancnn tm gcnn ve saflnn onu korurcas r edayla baklarn Raistlin'e evirdi. "Dnyada hl iyilik var," dedi serte. Ayaa kalkarak ayrlmaya hazrland. "Tanrlar taraf tsanm olan u kutlu adam hkm srdke, tanrlarn gazaplarn tapnaa ynlendirdiklerin aha ok, Tapnak' anlamayan dnya yznden olduu sylenebilir," diye devam etti kz; sesi a tutkuluydu. Raistlin de ayaa kalkmt ve kz dikkatle izleyerek ona doru yaklat. Kz bunu fark etmemi gibiydi; konumaya devarn ediyordu. "Ya da Kralrahip'i anlayamadk larndan! Bunu nceden gryor olmal! Belki u anda bile bunu engellemeye alyordur! Tanr hametli olmalar iin yalvaryordur!" 323 "u adama bir bakn," diye fsldad Raistlin, "Tanrlarn 'kut-sad' adama." Uzanan byc ysania'y tutarak Kralrahip'e dnmesi iin zorlad. Kuku duymu olduu iin sululuk duygusu olan ve dikkatsizce davranp Raistlin'in iini grmesine izin verdii iin kendi kendine kzan Crysania hiddetle kendini adamn ellerinden kurtarmaya alt ama adam kz sk sk maklar kzn tenini yakyordu. "Bakn!" diye tekrarlad. Kz hafife sarsarak, ban kaldrp dorudan Kralrahip'i saran s iin onu zorlad. Raistlin kendi bedenine yakn tuttuu bedenin titremeye baladn hissedince memnuniyetle g edi. Kara kukuletal ban kzn bana yaklatran Raistlin kzn kulana fsldarken nefe "Ne gryorsunuz Saygdeer Rahibe?" Kzn tek cevab iler paralayan bir iniltiydi. Raistlin'in tebessm derinleti. "Anlatn bana," diye srar etti.

"Bir adam," diye kekeledi Crysania, akn baklarm Kralrahip'in zerinden ayramadan. "Sad insan bir adam. Yorgun grnyor...ve rkek. Teni sarkm, gnlerdir uyku uyumam. Soluk m ri oray buray korku iinde taryor..." Kz aniden neler sylediini fark etti. Raistlin'in aknlnn, scaklnn, yumuak kara cppesi altndaki gl adeleli bedeninin tm iddeti a kendini adamn elinden kurtard. "Bana yaptnz bu by ne?" diye bilmek istedi kz hiddetle, adama bakmak iin dnerek. "Hi by yapmadm Saygdeer Rahibe," dedi Raistlin sessizce. "Korkusu iinde kendi etrafn uu byy bozdum. Onun mahvolma sebebini aklayan ve dnyay ykma gtren ey de bu kork Crysania, Raistlin'e dehetle bakt. Onun yalan sylemi olmasn umdu, yalan sylemi olmas di. Ama sonra eer adam yalan sylyor idiyse bile, bunun bir nemi olmadn fark etti. Art ndi kendisine yalan syleyemeyecekti. Kafas karan, rken, dehete den Crysania dnerek, gzyalaryla yar yarya krlemi bi u'nu terk etti. Raistlin zaferi karsnda ne bir kvan, ne de bir memnuniyet 324 duymadan kzn gidiini seyretti. Sonu olarak beklediinden fazlas olmamt. Yeniden yerin ein yaknma oturdu; masann zerindeki meyva ksesinden bir portakal seerek, dncelere da halde alevleri seyrederken sakin sakin kabuklarn soydu. Salondaki bir bakas da Crysania'nn kabul salonundan kan seyretmiti. Raistlin' in por yerken, nce suyunu ekip sonra posasn yutuunu da seyretti. Soluk yznde hiddeti ve korku u birbiriyle arpan Quarath, Kabul Salonu'nu terk ederek, tan vaktine kadar arnlayp dur aca kendi odasna dnd. 325 Blm 11 Daha sonraki tarihlerde o gece, gerek rahiplerin Krynn'i terk ettikleri gece, yan i Hkm Gecesi olarak bilindi. Nereye gittiklerini ve kaderlerinin ne olduunu, Astinu s dahi kaydetmemitir. Kimisi yz yl sonra, Mzrak Sava'nn kasvetli ve ac gnlerinde syler. Baz elfler ise elf rahipleri arasnda en ulu ve en ciddi rahip olan Loralon'u n Silvanesti'nin ikence altndaki topraklarnda grldne ve topraklarn yeniden inas i en gelen her eyi yapanlarn gayretlerini kutsadma dair kymet verdikleri her ey zerine y min etmektedirler. Fakat Krynn zerinde yaayanlarn byk ounluu iin gerek rahiplerin geip gidileri dikk miti. te yandan o gece dierleri iin birok ynden bir Hkm Gecesi olmutu. Crysania, Kralrahip'in Kabul Salonu'ndan allak bullak bir halde, korku iinde kaarc asna kmt. Allak bullak olmas rahatlkla izah edilebilirdi. Varlklarn en by olan, i rahiplerin bile sayg gsterdikleri Kralrahip'in bir insan olarak kendi glgesinden bile korktuunu, kendisini bylerin ardna gizlediini ve dierlerinin kendi adna hkm s in vermi olduunu grmt. Tapnak ve tapnan Krynn zerindeki amalar hakkndaki btn geri gelmiti. 326 Neden korktuunu ise tammlayamyordu veya tanmlaya-mazd. Salon'dan ilk ayrldnda, nereye gittiini veya ne yaptn pek umursamadan krler gibi se sendeleye yrmt. Sonra bir keye ekilip gzyalarn silmi ve kendini toparlamt. B timini yitirmi olmaktan utanrken, aniden ne yapmas gerektiini fark etti. Denubis'i bulmalyd. Raistlin'in hatal olduunu ispat etmeliydi. Solinari'nin solmakta olan yla aydnlanm bo koridorlardan yryen Crysania, Denubis' tti. Ortadan yok olan rahipler masal gerek olamazd. Aslnda Crysania eski Hkm Gecesi ef sanelerine hi inanmam, bunlar ocuk masal olarak nitelendirmiti. O anda dahi, hl buna may reddediyordu. Yol tandk olduu iin hi duraksamadan aceleyle ilerledi. Teoloji ve tarih hakknda tartm veya adamn yurdu hakknda anlatt ykleri dinlemek iin Denubis'i defalarca odasnda ziya tmiti. Kapsn ald. Cevap yoktu. "Uyuyor," dedi Crysania kendi kendine, bedenini saran ani rpertiden rahatsz olarak . "Tabii ya, Derin Saat'i gemi. Sabah geri gelirim." Ama yine ald kapy ve hatta hafife, "Denubis," diye seslendi. Hl cevap yoktu. "Sonra gelirim. Sonu olarak onu greli daha birka saat oluyor," dedi tekrar kendi ken dine ama elinin kap kulpuna uzanp, yavaa evirdiini fark etti. "Denubis?" diye fsldad esi azna gelmiti. Oda karanlkt, i avluya bakt iin de ayn n almyordu. Bir an

kaybolur gibi oldu. "Bu ok sama!" diye paylad kendi kendini, uyanp da onu gecenin bi r yarsnda usul usul odasna girmeye alrken yakalarsa, Denubis'in ve kendisinin duyaca c gznde canlandrd. Crysania btn gcyle iterek at kapy; koridordaki mealelerin klan kk odaya doldu. erli toplu...ve bo. Aslnda tam olarak bo deildi. Adamn kitaplar, ty kalemleri hatta giysileri bile hl ora d, sanki hemen geri dnmek amacyla, birka dakikalna bir yere kadar km gibi. Ama 327 odann ruhu gitmi, oday bozulmam yatayla souk ve bo brakmt. Bir an iin koridordaki klar Crysania'nn gzleri nnde bulanklat. Bacaklar boalr g dayand. Sonra, daha nce yapt gibi sakinleip mantkl dnmek iin kendini zorlad. Kap dndan daha ok g kullanarak sk sk kapatt ve uykulu koridorlardan kendi odasna dor etti. Pekl, Hkm Gecesi gelmiti. Gerek rahipler gitmiti. Neredeyse Ylba olmutu. Ylband et meydana gelecekti. Bu dnce yeniden durmasna neden oldu. Kendisini zayf ve hasta his seden kz bir pencereye dayanarak, beyaz mehtapla ykanm avluya doru grmeyen gzlerle ba Demek ki btn tasarlarnn, ryalarnn, amalarnn sonu byle olacakt. Kendi zamanna d acak ve keder veri-f ci baarszlndan baka bir ey rapor edemeyecekti. Gm avlu gznn nnde yzyordu. Tapna kokumu! bulmutu; dnyann bu korkun ykmn ard. Asl amacnda, Raistlin'i karanln katlarndan ekip kartma konusunda bile baarl dinleyecei yoktu. u anda, byk bir ihtimalle o korkun alayc kahkasyla kza glyordu... "Saygdeer Rahibe?" diye geldi bir ses. Aceleyle gzlerini silen Crysania dnd. "Kim var orada?" diye sordu boazn temizlemeye al k. Gzlerini krptrarak karanla doru baktktan sonra glgelerden siyah cppeli bir sur nefesini tuttu. Konuamad, sesi kmyordu. "Kendi odama gidiyordum ki sizin burada durduunuzu grdm," dedi ses, ne glyordu, ne de alay ediyordu. Buz gibiy-j di, hafif bir kendini beenmilik vard ama garip bir scakla da1 sahipti, Crysania'nn rpermesine neden olan bir scakla. "Umarm hasta deilsinizdir," dedi Raistlin, kzn yannda duracak ekilde yaklaarak. Kz ad kara kukuletasnn glgesi iine saklanm yzn gremiyordu. Ama mehtapta tm berraklyl layan gzlerini seebiliyordu. "Hayr," diye mrldand Crysania kafas kararak ve btn benliiyle yzndeki gzya izle eyerek ban evirdi. Ama bu pek ie yaramad. Yorgunluk, gerginlik ve kendi zayflklar k likle denetim altna almaya alt halde gz yalar yeniden yanaklarndan aaya szlmeye balad. "Ltfen gidin," dedi gzlerini tm gcyle yumup, gzyalarn sanki ac ilalarm gibi yut Kz, bir scakln kendisini sarmaladn, plak koluna deen kadife kara cppenin yumuak bylerini yaparken kullandklar eylerin; baharatlarn, gl yapraklarnn tatl kokusu il d, belki de bir hayvann kafatasnn- belli belirsiz, i bulandran kokusunu ald. Sonra bir elin yanana dediini, garip bir scaklkla yanan hassas, gl incecik parmaklar hissetti Parmaklar ya gzyalarn silmilerdi, ya da gzyalar parmaklarn yakan temasyla kurumut olmutu Crysania emin olamyordu. Sonra parmaklar kzn enesini kaldrarak yzn mehtaptan . Crysania nefes bile alamyor, kalbinin at onu bouyordu. Greceklerinden korkarak gzler ni kapal tuttu. Fakat yumuak cppesi altndan btn sertliiyle Raistlin'in ince bedeninin endi bedenine dayandn hissedebiliyordu. O korkun scakl hissedebiliyordu... Crysania aniden adamn karanlnn her yann kaplayp onu gizlemesini, onu avutmasn isted kln kendi iindeki souu yakp yok etmesini diledi. Hevesle kollarn kaldrd ve ellerin adam yok olmutu. Kz, adamn cppesinin hrtsnn koridorun sakinlii iersinde uzaklat Hayretler iinde kalan Crysania gzlerini at. Sonra bir kez daha alayarak yanan souk c ayad. Ama bunlar mutluluk gzyalaryd. "Paladine," diye fsldad kz, "krler olsun. nm ak. Baarsz olmayacam!" Karanlk cppeli bir suret Tapnak hollerini arnlayp duruyordu. Kim karlasa, kukuletal ese bile hissedilebilen hiddetinden korkuyla siniyordu. Raistlin sonunda kendi t erk edilmi koridoruna girerek, kapsn neredeyse parampara edecek bir iddetle ap, manga ki alevlerin tek bir bakyla havaya ykselmesini salad. Ate bacadan yukar doru grledi lin ise sonunda yryemeyecek halde bitap dnceye kadar kendine kfrler ede ede odasn a du. Sonra bir sandalyeye kerek, hiddetli gzlerle atee bakmaya 329 328

balad. "Ahmak!" diye tekrarlad. "Bunu daha nceden grmem gerekirdi!" Yumruklarn skt. "Bilmeli m. Bu beden, btn gcne ramen insanoluna zg byk zaaflara sahip. Ne kadar zeki, akl n isiplinli, hisleri ne kadar denetim altnda olursa olsun 'o' bir hayvan gibi her a n atlayp kapmak iin glgeler iinde bekliyor." Hiddetle hrlayp, trnaklarn kanatncaya vularnn iine batrd. "Onu hl grebiliyorum! Onun fildii tenini, solgun, yumuak dudak yorum. Sann kokusunu duyabiliyor, bedenimin yannda duran bedeninin yuvarlak yumuakln edebiliyorum!" "Hayr!" Bu tam bir viyaklamayd. "Bu olmamal, olmasna izin verilemez! Ya da belki..." Bir dnce. "Onu batan kartsam ne olur? O zaman onu daha ok etkim altna almam m?" Bu lmekten ok daha fazlayd, yle bir istek uyandrmt ki gen adamn btn bedenini sarsmt Fakat Raistlin'in souk, hesap, mantkl ksm denetimi ele ald. "Sen sevimekten ne anlar iye sordu kendi kendine alayla. "Batan kartmaktan? Bu konuda sen bir ocuksun, su aygr ardeinden bile daha aptalsn." Genliinin hatralar bir sel gibi geldi zerine. Narin ve hastalkl olan, insann cann y aycl ve sinsi halleriyle Raistlin'in kadnlarn ilgisini, hibir zaman yakkl kardei olduu kesindi. ine kapank, by almalarna dalm olan Raistlin bunun kaybn hissetmi etmiyordu. A, bir deneyimi de yok deildi. Caramon'un kolay zaferlerden sklm olan kz a dalarndan biri koca adamn ikizinin daha ilgin olabileceini dnmt. Kardeinin ve kar alarnn alaylarndan bkan Raistlin kzn kaba nerilerine boyun eymiti. Her ikisi iin de krc bir deneyim olmutu bu. Kz, minnetle Caramon'un kollarna dnmt. Raistlin'e gelinc zamandr kukuland ey ispatlanm olmutu: Yani gerek tatmini bysnde buluyordu. Fakat -kardeininki gibi gen ve gl olan- bedeni daha nce hi tatmam olduu bir arzuyla . Yine de buna geit veremezdi. "Sonunda kendimi mahvetmi olurum" -diye grebiliyordu souk bir berraklkla- "ve amacma ulamak yle dursun, zarar bile verebilirim. Kz bir baki e; hem bedeni, hem akl saf ve temiz. Onun gc bu safl. Hem bunun lekelenmesini istiyoru m, hem de bozulmamasn." Bu konuda kesin bir karara vard iin ve hislerini sk bir zihinsel denetim altna alma ko usunda ok nce deneyim kazanm olduundan, gen byc rahatlayarak sandalyesine kaykld, un zerine yaylmasna izin verdi. Ate alald, onun gzleri geveyen gcn yenileyecek ola irahata doru kapand. Fakat uykuya dalmadan nce, hl sandalyesinde otururken, arzulamad bir netlikle mehtapta parlayan o tek gzyan grd. Hkm Gecesi srd. Bir rahip ra derin uykusundan uyandrlarak, Quarath'a gitmesi sylen ra, elf rahibi odasnda otururken buldu. "Beni mi ardnz lordum?" diye sordu rahip ra, esnemesine engel olmaya alarak. Uyk er bir grn vard. Gecenin bu kadar ge bir vaktinde gelen bir arya hemen cevap verebi cppesini ters giymiti. "Bu raporun anlam ne?" diye bilmek istedi Quarath, masasnn zerinde duran bir para kada parmayla vururak. Rahip ra eilerek, gzlerindeki uykuyu silmek istercesine gzlerini ovuturdu ve yazya b "Ha, o mu," dedi bir sre sonra. "Ne yazyorsa o lordum." "Yani Fistandantilus benim klemin lmnden sorumlu deil mi? Buna inanmakta zorluk ekiyor um." "sterseniz lordum, cceyi kendiniz sorguya ekebilirsiniz. Parayla ikna etmek iin epey bir uratktan sonra cce aslnda ad orada geen, ehrin eteklerindeki mallarna tapnak t el konulmasna fkelenen bir lord tarafndan tutulduunu itiraf etti." "Ben onun neye fkelendiini biliyorum!" diye atld Quarath. "Klemi ldrmek tam Onygion'a akr tarzda bir ey: Sinsi ve alak. Benimle dorudan yzlemeye cesaret edemiyor." Quarath dncelere dalarak oturdu.. "Peki ama neden o kocaman kle byle bir ii yapm?" d ordu aniden, rahip ra keskin bir bak frlatarak. "Cce, bunun Fistandantilus ile arasnda zel olarak ayarlanm bir ey olduunu syledi. Gr lk kacak olan bu tarzdaki bir 'i' hemen Caramon'a verilecekmi." "Bu raporda yazmyor," dedi Cjuarath gen adam zalimce szerek. "Doru," diye itiraf etti rahip ra kzararak. "Be-ben by 330 331

kullancyla ilgili...her hangi bir eyi...yazya dkmekten holanmyorum. Yani onun okuyabil cei bir yere yazmak..." "Doru, seni suladm zannetme," diye mrldand Quarath. "Pekl gidebilirsin." Rahip ra bayla onaylar gibi hareket yapt, eildi ve minnettarlk iinde yatana dnd Halbuki Quarath uzun saatler boyunca yatana dnmemiti; alma odasnda oturarak tekrar ve krar raporun zerinden geti. Sonra derin bir nefes ald. "Kralrahip kadar ktlemeye balad olmayan glgelerden srar oldum. Eer Fistandantilus beni ortadan kaldrmak isteseydi, b unu bir iki saniye iinde becerirdi. Bunu anlam olmam gerekirdi; bu onun tarz deil." S onunda ayaa kalkt. "Yine de bu gece kzn yanndayd. Bunun ne anlama geldiini merak ediyo um? Belki de bir ey deildir. Belki de adam benim tahmin ettiimden daha insandr. Bu k ez kendine setii bedenin genellikle kullandklarndan daha iyi olduunu kabul etmek lazm. " Elf, masasnn zerini dzeltip, raporu dikkatle dosyalarken kendi kendine glmsyordu. "Yl klayor. Tatil sezonu geinceye kadar bunu aklmdan uzaklatracam. Sonu olarak Kralrahip ktl Krynn zerinden silmek iin tanrlar araca zamana pek bir ey kalmad. Bylece u izleyenler de kendilerini dourmu olan karanla sprlp gidecekler." Bir gzel esnedikten sonra gerindi. "Ama nce Lord Onygion'un iine bakacam." Hkm Gecesi bitmek zereydi. Caramon hcresinde yatm gri seyrederken sabah gkleri a si gn baka bir oyun vard, "kaza"dan bu yana katlaca ilk oyun. Bu son birka gndr, hayat koca sava iin pek ho gememiti. Dtan deien bir ey yok eski arkadalard, ou en azndan; Oyunlar'a ok almlard. "Bu kt bir sistem saylmaz," diye omuzlarn silkti Pheragas Caramon'a, Tapnak'tan dnd si gn karlatklarnda. "Binlerce adamn, cephelerde birbirlerini ldrmelerinden daha i esin. Burada, bir derebeyinin baka biri tarafndan hatr krlrsa, kan davalar gizlice el lnr, herkesi memnun edecek biimde zel olarak." "Umursamad veya anlamad bir uurda len masum adam 332 hari!" dedi Caramon hiddetle. "Bebek olma!" diye burun bkt Kiiri, katlanr baklarndan birini parlatrken. "Anlattklar e sen de paral askerlik yapmsn. O zaman uruna savatn davay umursuyor veya anlyor ara aldn iin savap ldrmyor muydun? Aradaki fark anlyamyorum." "Farkllk urada, o zaman seme hakkm vard!" diye tepki verdi Caramon kalarn atarak. " e uruna savatm da biliyordum! Hakl olduunu dnmediim biri iin hibir zaman savam a verirlerse versinler! Kardeim de benim gibi dnrd. Onunla birlikte..." Caramon birden bire ses-sizleiverdi. Kiiri ona garip bir ekilde bakp, srtarak ban sallad. "Ayrca," diye ekledi kadn, "bu ve heyecan da katyor. Artk daha iyi dvrsn. Greceksin bak." Karanlkta yatt yerden bu sohbeti hatrlayan Caramon kendi yava ve dzenli yntemiyle d elki de Kiiri ve Pheragas haklyd, belki bir bebek gibi davranyor, oynamakta olduu pa rlak, prltl oyuncak elini kestii iin alyordu. Fakat -olaya mmkn olan her asndan n doru olduuna bir trl ikna olamyordu. Herkes bir seim yapma hakkna sahipti, istedii a biimini, istedii gibi lme biimini seme hakkna. Baka kimsenin bu konuda onun yerine ar verme hakk olamazd. Sonra, tam afaktan nce, sanki Caramon'un zerine ezici bir yk bindi. Dorulup tek bir d irsei zerinde durup grmeyen gzlerle gri hcreye bakt. Eer bu doruysa, eer herkesin bi yapma hakk varsa, o zaman kardeine ne demeliydi? Raistlin kendi seimini yapmt: Gndzd e gecenin yolunu semek. Caramon'un kardeini o yollardan geri ekmeye hakk var myd? Kiiri ve Pheragas ile konuurken farknda olmadan hatrlad o gnlere -tam Snav'dan nceki atnn en mutlu gnlerine-kardeiyle birlikte paral asker olarak alt gnlere- kayd yi kisi birlikte ok gzel dvyorlard ve soylular onlar hep iyi karlard. Savalar kum eri kadar bol olduu halde, dvlere katlabilen ve buna gnl olan by kullanclar bamba Soylularn ou Raistlin'in narin ve hastalkl 333 grntsn grnce biraz kukuya dseler de ksa bir sre iinde cesareti ve becerisi kar rd. Kardelere iyi para deniyordu ve olduka rabetteydiler. Fakat her zaman uruna savatklar amac dikkatle seiyorlard. "Bu Raist'in iiydi," diye fsldad Caramon kendi kendine zlemle. "Ben kimin iin olsa dv ma benim iin pek nemli deildi. Ama Raistlin amacn da hakl olmas gerektii konusunda o cyd. Gl adamlarn glerini arttrmak amacyla dierlerini yutmaya altklar iin bir ..

"Fakat bu Raistlin'in iiydi!" dedi Caramon yavaa tavana bakarak. "Yoksa deil miydi? Onlar, onun yapt eyin bu olduunu sylyorlar, o by kullanclar. Ama onlara gvenebil bu ie bulatran Par-Salian idi, bunu itiraf etti! Raistlin dnyay bu Fistandantilus yar atndan temizledi. Kim ne derse desin bu gzel bir ey. Ayrca Raist bana Barbar'n lmyl lgisi olmadn syledi. Yani yanl bir ey yapmad aslnda. Belki de onu yanl yarglam mek iin zorlamaya hakkmz yok..." Caramon iini ekti. "Ne yapmalym?" Gzlerini meyus bir yorgunlukla yumarak uykuya dald v e ok gemeden yeni pimi scak keklerin kokusu btn akln kaplad. Gne gkyzn aydnlatt.. Hkm Gecesi sona erdi.. Tasslehoff yatandan kalkarak evkle y bizzat- kendisinin Afet'i durduracana karar verdi. 334 Blm 12 Zaman deitirmek!" dedi Tasslehoff evkle, bahe duvarndan kutsal Tapnak blgesine kayp, bir iek yatann iine derken. Rahiplerin bir ksm bahede dolayor, yaklamakta olan inden sz ediyorlard. Onlarn szlerini kesmektense Tas, kibarlk olduunu dnd eyi y geip gidinceye kadar -ki bu, mavi pantalonunun kirlenmesi anlamna geliyordu- yere yapp bekledi. Sadece Ylba mevsiminde yetitikleri iin Krmz Ylba glleri adn alan iekler aras iydi. Hava lkt; ok lk, diyordu birok kii. Tas srtt, insanlar nankrd. Hava souk, a bu sefer de ondan ikayet ederlerdi. O ise scakln ok ho olduunu dnyordu. Bu ar lp vermesi biraz zordu belki ama -sonu olarak- her iyi ey de ayn anda olmazd ya. Tas rahipleri ilgiyle dinledi. Ylba balolarnn muazzam eyler olduunu dnd, bir an i ile geti aklndan. lki o geceydi -Ylba Karlamas. Ylba Karlamas erken bitecekti fakta balayarak gnlerce srecek, sert ve kara k basmadan nceki son kutlamalar olan byk a balolarna hazr olmak iin bol bol uyumak istiyordu. "Belki yarn o baloya giderim," diye dnd Tas. Tapnak'ta 335

yaplacak olan Ylba Karlamas balosunun ciddi ve muazzam, o yzden de -en azndan bir ke asndan- donuk ve can skc olacan dnyordu. Yine de bu rahiplerin szlerinden balon aca anlalyordu. Ertesi gn Caramon dvecekti -Oyunlar, Ylba sezonunun en ilgi ekici ksmlarndan biri Ertesi gnk dvte, k, arenann kapanmasna neden olmadan nce yaplacak son oyun olan Fi as'nda, hangi takmlarn karlaaca ortaya kacakt. Son oyunun galipleri ayn zamanda azanm olacaklard. Tabii ki daha imdiden ertesi gn kimin kazanaca belirlenmiti: Caramo n takm. Her nedense bu haber Caramon'a boucu bir can sknts vermiti. Tas ban sallad. O adam hi anlayamayacana karar verdi. Onur konusundaki tm bu surat a r. Sonu olarak bu sadece bir oyundu. En azndan olaylar kolaylatryordu. Tas'n aktrma enmesi kolay olacakt. Fakat sonra, kender iini ekti. Hayr, yapmas gereken nemli iler vard: Afet'i durdurmak r balodan daha nemliydi, hatta birka balodan bile nemli saylabilirdi. Kendi elencesin i bu byk ama uruna feda edecekti. Kendini son derece stn gren ve soylu (ve aniden ar bkkn) hisseden kender kalarn a e etmeleri temennisiyle huzursuzca rahiplere bakt. Sonunda rahipler ieri girerek ba heyi boalttlar. Rahat bir nefes alan Tas yerden dorularak zerini silkeledi. Bir Ylba partarak sezonun erefine bunu tepe sana takdktan sonra Tapnak'a szld. Tapnak da Ylba sezonu iin sslenmiti; binann gzellii ve aaas kenderin nefesini ke sevinle bakarak, Krynn'in drt bir yannda yetitirilerek, Tapnak'n koridorlarn mis gibi kularyla doldurmalar iin buraya getirilen binlerce Ylba gln hayranlkla seyrediyordu apraklardan yaplm elenkler havaya baharatms bir koku katyor; gne, kaz ty ve krmz ri ve cilal yapraklar zerinde parlyordu. Hemen hemen her masann zerinde nadir ve tuha f meyvalarla dolu sepetler duruyordu: Tapnak'taki herkese sunulmu olan, Krynn'in drt bir yanndan yollanm armaanlard bunlar. Gzelim kekler ve tatllar da yanlarnda duruyo Caramon'u dnen Tas keselerini doldurarak, neeyle koca adamn mutluluunu tahayyl etti. C ramon'u hi, kristal ekerli 336 bir bademli kek karsnda mutsuz grmemiti. Tas mutluluktan kendini kaybederek hollerde dolamaya balamt. Neredeyse neden buraya g eldiini unutmutu, srekli kendi kendisine nemli Grevi'ni hatrlatmak zorunda kalyordu. K mse ona dikkat etmiyordu. Yanndan getii herkes yaklamakta olan kutlamalara veya hkmeti

n idare ilerine veya tapnan idare ilerine veya her ikisine birden dalp gitmiti. Arasn ok az ban dndrp Tas'a bir kez daha bakyordu. Arada srada bir muhafz ona sert sert ama Tas neeyle glmseyip elini sallayarak yoluna devam ediyordu. Eski bir kender ata sz vard: Duvarlara uymak iin renk verme. Kendi yerinden yle emin ol ki duvarlar sana uymak iin renk deitirsin. Sonunda bir sr dnp dolamalardan (ve bazlar kenderin keselerine dveren ilgin nesnel emek iin verilen birka moladan) sonra Tas kendini sslenmemi, neeli balo planlar yapan insanlarla dolu olmayan, Ylba ilahilerinin provalarn yapan korolarn sesleriyle yanklan ayan tek koridorda buldu. Bu koridorda perdeler hl kapal duruyor, gnein geiini engelli rdu. Buras tyler rpertiyordu, karanlk ve rktcyd; zellikle dnyann geri kalan ksm ezat oluturduu bu gnlerde. Tas koridor boyunca usulca ilerledi; sessizce yrmesinin nedeni koridorun kasvetli bir sessizlie ve skntya sahip olmasndan ve buraya giren herkesten de ayn ruh halini be kler ve eer gelen kimse uymazsa ok gcenecekmi gibi durmasndan baka bir ey deildi. Tas apmak isteyebilecei son eyin bir koridoru gcendirmek olduunu syledi kendi kendine ve o yzden de yavaa yrd. Raistlin farkna varmadan ona yaklamak ve yapt o muazzam by ir gz gezdirmek tabii ki kenderin aklnn ucuna bile gelmemiti. Kapya yaklaan kender Raistlin'in konutuunu duydu; sesinin tonundan yannda bir ziyareti si olduu anlalyordu. "Th," olmutu Tas'n ilk dncesi. "imdi ierideki gidinceye kadar beklemek zorunda kalaca stlk de nemli Grev zerindeydim. Ne kadar dncesizce. Acaba ne kadar srecek." Kulan -ierideki insann daha ne kadar duracam anlamak amacyla- anahtar deliine dayaya bir kadn sesinin bycye cevap verdiini duyunca hayretler iinde kald. 337 "Bu ses tandk geliyor," dedi kender kendi kendine, dinlemek iin kulan iyice yaptrara abii ya! Crysania! Burada ne ii var acaba?" Kzn iini ekerek, "Haklsn Raistlin," dediini duydu Tas, "buras o cafcafl koridorlarda aha huzur dolu. Buraya ilk geldiimde ok korkmutum. Glmsyorsun! Ama yleydi! itiraf ediy rum. Bu koridor gzme o kadar kasvetli, terk edilmi ve souk gelmiti ki. Ama artk Tapnak holleri skc, boucu bir scaklkla doldu. Ylba ssleri bile bunaltyor. Bir sr israf yardm olabilecek parann ar-ur edildiini gryorum." Kz konumasn kesti; Tas bir hrt duydu. Kimse konumad iin kender de dinlemekten va ar deliine yerletirdi. Odann iini olduka iyi gryordu. Ar perdeler ekilmiti ama oda m yla aydnlatlmt. Crysania, Tas'a doru dnk bir sandalyede oturuyordu. Duyduu h la kprdanan kza aitti belli ki. Kz elini bana koymutu; yzndeki ifade de akl karm bir ifadeydi. Fakat kenderin gzlerinin fal ta gibi almasna sebep olan grnt bu deildi. Crysania de e, sssz beyaz cppe ile ciddi sa modeli gitmiti. Beyaz cppeler iindeki dier rahip kzl bi giyinmiti ama bu cppesi ince ilerle sslyd. Kollar plakt, geri kollarndan birin bir bilezik sslyor, teninin saf beyazln belirginletiriyordu. Salm olduu salar bir le omuzlarna dklyordu. Yanaklarnda bir pembelik, gzlerinde bir scaklk vard; gzleri dnk duran, karsndaki siyah cppeli suret zerinde oynap duruyordu. "Hh," dedi kender ilgiyle. "Tika haklym." "Buraya neden geldiimi bilmiyorum," dediini duydu Tas, Crysania'nn bir anlk suskunluu ndan sonra. Ben biliyorum, diye dnd kender neeyle, daha iyi duyabilmek iin aceleyle kulan yenid tar deliine dayarken. Kzn sesi devam etti. "Sizi ziyaret etmeye geldiimde hep ok mitli balyorum ama hep by ruhsal knt ve mutsuzlukla ayrlyorum. Size doruluun, drstln yollarm gstermey bu yollar izlersek dnyamza bar getirebilmeyi umabileceimizi ispatlamay. Fakat her sefe inde siz 338 benim szlerimin iini dna kartp, ba aa ediyorsunuz." "Sorularnz kendinize ait," dediini duydu Raistlin'in, Tas; derken bir hrt sesi daha du uldu, sanki byc kza daha da yaklam gibi. "Ben sadece sizin kalbinizi ayorum ki kendi arnz duyabilesiniz. Eminim Elistan da krkrne bir inanc tavsiye etmiyordur..." Tas bycnn sesinde alayc bir ton iitmiti ama belli ki Crysania bunu fark etmemiti nk ve samimiyetle cevap verdi, "Tabii ki. Bizi sorgulamamz konusunda yreklendirir ve sk sk da Altnay rneini hatrlatr bize: Nasl onun sorularnn gerek tanrlarn dnmes rular insana daha iyi bir anlay kazandrmaldr; sizin sorularnz ise benim aklm kart

suz ediyor!" "O hissi o kadar iyi bilirim ki," diye mrldand Raistlin; bunu o kadar fsltyla sylemit i Tas zor duymutu. Kender Crysania'nn sandalyesinde kprdadn duyarak, olanlara bir gz y gze ald. Byc kza yaklam, bir elini kzn koluna koymutu. Bu szleri sylerken Cr am ve dnmeden elini adamn elinin zerine koymutu. Konutuu zaman sesinde o kadar faz vgi ve nee vard ki Tas'n ii snd. "Gerekten sylediinizi kastediyor musunuz?" diye sordu Crysania bycye. "Benim zavall s rim size dokunuyor mu? Hayr, baklarnz evirmeyin! Yznzdeki ifadeden sylediklerimi lyorum. Birbirimize o kadar benziyoruz ki! Bunu sizinle ilk karlatmda anlamtm. A ev e tebessm ediyorsunuz, benimle eleniyorsunuz. Devam edin. Ben gerei biliyorum. Ayn eyi bana Kule'de sylemitiniz. Benim de sizin kadar hrsl olduumu sylemitiniz. Bu konuda d lsnz. Hrslarmzn biimleri farkl ama belki de bir zamanlar zannettiim kadar farkl de Her ikimiz de yalnz yayoruz, almalarmza adadmz yaamlarmz var. Kalplerimizi kim en yakn olanlara dahi. Siz kendinizi karanlkla evrelemisiniz ama Raistlin ben onun te sini grdm. Scakl, ..." Tas aceleyle gzn anahtar deliine dayad. Kz pecek! diye dnd, lgnlar gibi heyeca ka bir ey! Dur hele unu bir Caramon'a anlataym. 339 "Hadisene ahmak!" diye yol gsterdi Raistlin'e sabrszlkla, byc elleri Crysania'nn kolu oturup dururken. "Nasl dayanabiliyor?" diye mrldand kender kadnn aralanm dudaklarn rlak gzlerine bakarak. Aniden Raistlin, Crysania'y brakarak, terslikle ayaa kalkp kza arkasn dnd. "Gitseniz olacak," dedi bouk bir sesle. Tas iini ekerek, bezginlikle kapdan ayrld. Duvara dayana rak ban sallad. Derin ve sert bir ksrk sesi ve ardndan Crysania'nn kibar ve endie ykl sesi duyuldu. "Bir ey yok," dedi Raistlin kapy aarken. "Birka gndr kendimi iyi hissetmiyorum. Neden tahmin edemiyor musunuz?" diye sordu, kap yar aralkken duraksayarak. Tas, bir eyler i blmemek (ya da karmamak) amacyla, grnmemek iin duvara iyice yapt. "Bunu hissetme " "Bir eyler hissettim," diye mrldand Crysania nefessiz kalarak. "Ne demek istiyorsunu z?" "Tanrlarn hiddeti," diye cevap verdi Raistlin; bunun Crysania'nn umduu cevap olmadn T rahatlkla anlamt. Kz sanki kmt. Raistlin bunu fark etmedi, szne devam etti. "Sank gne bu sefil gezegene daha yaklayormu gibi hiddetleri zerime vuruyor. Belki sizin de, zerinizde bir ruhsal knt ve mutsuzluk hissetmenizin nedeni budur." "Belki de," diye mrldand Cryasania. "Yarn Ylba," diye devam etti Raistlin yumuak bir sesle. "On gn sonra Kralrahip talep bulunacak. Daha imdiden vekil-leriyle bunun planlarn yapyorlar bile. Tanrlar biliyor. Ona bir uyarda bulundular -rahiplerin ortadan yok olmalar bir uyar. Ama o, buna ku lak asmad. Ylbandan sonra her gn, uyar belirtileri daha glenecek, daha netleecek. A un Son On Gnn Tarihi adl eserini okumu muydunuz? Bunlar okunmas ho eyler deildir v daha da ar." Crysania adama bakt; yz aydnland. "O zaman gelmeden bizimle birlikte dnn," dedi hevesl . "Par-Salian, Caramon'a, bizi kendi zamanmza gtrecek byl bir alet verdi. Kenderin ban anlattna gre..." "Ne byl aleti?" diye merak ederek sordu Raistlin aniden; sesindeki garip ton kender in tylerini diken diken ederek Crysania'y artt. "Neye benziyor? Nasl alyor?" Gzle 340 alev olmutu. "Bi-bilmiyorum," diye kekeledi Crysania. "Ben anlatabilirim," diye teklifte bulundu Tas, duvarn kenarndaki yerden ilerleyer ek. "Ay, ok zr dilerim. Sizi korkutmak istememitim. Elimde olmadan konutuklarnza kula isafiri oldum. Bu arada her ikinize de mutlu Ylbalar," diye uzatt Tas, kimsenin skmad ik elini. Raistlin ile Crysania, yzlerinde, yemek esnasnda aniden orbalarna rmcek dtn gre siyle bakyorlard ona. Hi utanp sklmayan Tas neeyle gevezelik etmeye devam ederek elini cebine gtrd. "Neden sz ediyorduk? Ha, byl alet. Evet, ey," diye devam etti Tas, Raist 'in gzlerinin tehlikeli bir biimde ksldn grerek daha da aceleyle, "ald zaman bi enziyor ve bir...bir ucunda bir top var, zeri deerli talarla prl prl. Aa yukar u er ellerini bir kol boyu kadar at. "Yani aldnda bu kadar. Sonra Par-Salian alete bir

yapt ve alet..." "Kendi iine katland," diye bitirdi Raistlin, "bir cepte tanabilecek eki lde." "A, evet!" dedi Tas heyecanla. "Doru! Nereden biliyorsun?" "O aleti biliyorum da ondan," diye cevap verdi Raistlin; Tas yine bycnn sesinde garip bir tn duydu; bir eit treme, bir eit gerginlik -korku olabilir miydi? Ya da mutluluk? Kender bilemiyordu . Crysania da buna dikkat etmiti. "Nedir o?" diye sordu. Raistlin hemen cevap vermedi; yz aniden bir maskeye dnmt: Oynamayan, geit vermeyen, "Bunu sylemeye ekmiyorum," dedi kza. "Bu konu zerinde almam gerek." Kendere bir bak en ne istiyorsun? Ya da yaptn sadece anahtar deliklerinden etraf gzetlemek mi?" "Tabii ki deil!" dedi Tas, gcenerek. "Seninle konumaya gelmitim; tabii Lady Crysania ile konumanz bittiyse," diye dzeltti aceleyle, baklar Crysania'ya kayarak. Kz ona pek de dosta olmayan bir ifadeyle bakyormu gibi gelmiti kendere; sonra baklarn an Raistlin'e doru evirdi. "Sizi yarn grebilecek miyim?" diye sordu. "Zannetmiyorum," dedi adam. "Doal olarak ben Ylba balosuna katlmayacam." "A, ama ben de gitmek istemiyorum..." diye balad Crysania. 341 "Orada sizi bekleyeceklerdir," dedi Raistlin terslikle. "Ayrca sizle yaptm arkadaln k iyle uzun zamandr almalarm ihmal ettim." "Anlyorum," dedi Crysania. Kzn sesi de souk ve mesafeliydi; ayrca Tasslehoff incindiin ve hayal krklna uradn da duyabiliyordu. "Hoakaln beyefendi," dedi kz bir sre sonra, Raistlin'in baka bir ey sylemeyecei kesi kazannca. Hafife ban eip selam vererek karanlk hol boyunca yrd; kz ayrldka beya nde gtryor gibiydi. "Caramon'a selamlarn sylerim," diye seslendi Tas kzn ardndan iyi niyetle ama Crysania dnmedi bile. Kender iini ekerek Raistlin'e dnd. "Korkarm Caramon onu pek etkilememi. o zamanlar o cce ikisi yznden pek sarhotu..." Raistlin ksrd. "Buraya kardeim hakknda m konumaya geldin?" diye kesti szn souk bir "nk eer yleyse gidebilirsin..." "Yo, hayr!" dedi Tas aceleyle. Sonra bycye doru srtt. "Ben Afet'i durdurmak iin geld Hayatnda ilk kez kender, szleriyle Raistlin'i hayretler iinde brakmann zevkini tatt. G eri bu pek uzun bir sre tadn karta-bilidii bir zevk olmamt. Bycnn yz klrengi ynaya benzeyen gzleri sanki krlp iini, bycnn herkesten gizledii o koyu ve alev alev larn Tas'n gzleri nne serdi. Alc kularn peneleri kadar gl eller kenderin omuzla Birka saniye iinde Tas, kendisini Raistlin'in odasna frlatlm buldu. Kap paralanrca kapand. "Sana bu fikri veren nedir?" diye bilmek istedi Raistlin. arp kalan Tas geri geri gi derek sindi, odann drt bir yanna huzursuzca gz gezdirdi; kender igds saklanacak bir y er bulmasnn fena olmayacan sylyordu. "Se...sen ve-verdin," diye kekeledi Tas. "ey, ta-tam olarak deil-, Benim buraya ge lip zaman de-deitirmem ile ilgili bir eyleri sylemitin. Ben de Afet'i du-durdurmann ho lacan!) dnmtm...." "Bunu nasl yapmay tasarlyordun?" diye sordu Raistlin; g leri, Tas'n bakmakla bile ter lemesine neden olan bir atele ale alevdi. "ey, tabii nce bu konuyu senle konumay tasarlamtm," dedi kender, Raistlin'in vglerde kileniyor olduunu umarak, "sonra dndm -tabii senin iin bir sakncas yoksa-gidip Kralra ile konuup ona byk bir hata yapmakta olduunu syleyecektim -yani Tm Zamanlarn En Byk larndan birini, demek istiyorum. Ve eminim ki ben aklaynca o da dinleyecek..." "Tabii eminim," dedi Raistlin, sesi buz gibi ve kontrollyd. Fakat Tas'a tuhaf bir biimde, rahat soluk almaya balam gibi geldi. "Yani" -byc arkasn dnd- "Kralrahip'le alyorsun. Peki ya dinlemeyi reddederse? O zaman ne olacak?" Tas az bir kar ak kalarak raklad. "Sanrm bu hi aklma gelmedi," dedi kender biraz sonra. ini ektikten sonra omuz silkti. "O zaman geri dneriz." "Baka bir yol daha var," dedi Raistlin yavaa sandalyesine oturup kendere aynaya ben zeyen gzleriyle bakarak. Kesin bir yol! Hi kaybetme ihtimalin olmadan Afet'i durdu rmann bir yolu!" "yle mi?" dedi Tas heyecanla. "Nedir?" "Byl alet," diye cevap verdi Raistlin, ince ellerini aarak. "Gc ok byktr; Par-Salia m o ahmak kardeime sylediinden ok daha byk. Onu Afet Gn harekete geirirsen, ateli d inde yok eder ve bylece kimseye zarar gelmez." "Gerekten mi?" Tas'n nefesi kesilmiti. "Sonra kalarn att. "Fakat, nasl emin olabilir

a almazsa..." "Kaybedecek neyin var?" diye sordu Raistlin. "Eer herhangi bir nedenle baarl olmazsa yani; ki byle bir ey olacan gerekten zannetmem." Byc kenderin saflna glmsedi. dzey by kullanclar tarafndan retilmiti..." "Ejderha kreleri gibi mi?" diye kesti s jderha kreleri gibi," diye atld Raistlin, sznn kesilmesinden rahatsz olarak. "Ama ee olmazsa, her zaman iin son anda kamak amacyla kullanabilirsin onu." "Caramon ve Crysania ile birlikte," diye ekledi Tas. Raistlin cevap vermedi ama kender heyecan arasnda bunu fark etmemiti. Sonra aklna bir ey geldi. "Peki ya Caramon daha nce gitmeye karar verirse?" diye sordu korkuyla. "Vermeyecek," diye cevap verdi Raistlin yavaa. "Bana gven," 343 342

diye ekledi, Tas'n kar koymak zere olduunu fark ederek. Kender yeniden dndkten sonra iini ekti. "Aklma bir ey geldi. Caramon bana bu aleti ve z herhalde. Par-Salian hayat pahasna onu korumasn sylemiti. Onu gznn nnden hi ay k zorunda olduu zamanlar da sandna kilitliyor. stelik onu neden istediimi anlatmaya a eni anlamayacana eminim." "Ona syleme. Afet Gn, ayn zamanda Final Msabakas gn," dedi Raistlin omuzlarn silker alet ksa bir sre ortadan kaybolursa fark etmez bile." "Ama bu onu almak olur!" dedi Tas, hayretle donarak. Raistlin'in dudaklar seyirdi. "Gel buna -dn almak diyelim," diye dzeltti byc ikna edercesine. "Bu o kadar anlaml b ama ki! Caramon kzmaz. Ben kardeimi tanrm. Dnsene seninle ne kadar gurur duyacak!" "Haklsn," dedi Tas, gzleri parlayarak. "Gerek bir kahraman olacam, hatta Kronin Thistl eknot'n kendisinden bile daha byk olacam! Peki onu altrmay nasl becereceim?" "Ben sana talimat veririm," dedi Raistlin ayaa kalkarak. Yeniden ksrmeye balad. " gn ra...Geri gel. Ve imdi... dinlenmem gerek." "Tabii," dedi Tas neeyle ayaa kalkarak. "nallah kendim daha iyi hissediyor sundur." Kapya doru gitti. Ama bir kez kapya varnca orada tereddt etti. "Ya, baksana, sana ver ecek bir hediyem yok. zr dilerim..." "Bana bir hediye verdin bile," dedi Raistlin, "llemeyecek kadar deerli bir hediye. T eekkr ederim." "yle mi yaptm?" dedi Tas hayretle. "Ha, Afet'i durdurmam kastediyorsun. Aman, hi nemi yok. Ben..." " Tas aniden kendini bahenin ortasnda, bir gl fidanna ve bi kenderin aniden yoktan, tam yolun ortasnda varoluduunu gren son derece hayretler iinde kalm bir rahibe bakarken buldu. "Koca Reorx'un sakal! Keke bunun nasl yapldn renebilsem," dedi Tas zlemle. Bfiim 13 Ylba Gn, daha sonradan On U Bel (Astinus bunlar, Tarihesinde On Uyar olarak yazmtr) olarak bilinen olayla meydana gelmiti. O gn boucu bir scaklkla atmt afak. Herkesin -hatta elflerin bile- hatrladklar en s pmak'taki Ylba glleri boyunlarn bkerek prsdler, yeil dallardan yaplm elenkler balad ve gm anaklarda arab soutmak iin kullanlan kar o kadar hzla erimeye balad unca kayalarn derinliklerindeki kilerlerden balo salonlarna kova kova kar tamaktan b aka bir ey yapamadlar. Raistlin o sabah, afaktan nceki karanlk saatte uyand; o kadar hastayd ki yataktan kal kamyordu. Kan ter iinde kalm rlplak yatyordu; cppesini ve araflarn yrtp par l halisnasyonlarn ana dmt. Tanrlar gerekten de ok yaknlardayd ama zellikle on tanrnn -onun tanras Karanlklar Kraliesi'nin-yaknl onu etkiliyordu. Tanrann hidd liyordu tpk Kralrahip'in dnyadaki dengenin bozulmas iin yapt giriimlere kzan dier ddetini tahmin edebildii gibi. te byle grmt ryasnda Kralie'sini ama tanra ona tahmin edilebilecei gibi hiddetl kun, be bal ejderha; dnyay Mzrak Savalar'yla esir almaya alan Tm 345 Renklerden Olma Renksiz Ejderha olarak grmemiti onu ryasnda. Askerlerini lme ve yoklua gtren Kara Sava olarak da grmemiti. Hayr ona Kara Cazibe olarak grnmt: Tm kadn atan kartcs; btn geceyi de byle geirmiti bycyle birlikte, onu zayflk ve tenin ayarak.

Dardaki scaa ramen souk olan odasnda titreyen Raistlin gzlerini kapatarak bir kez da ine dklen mis kokulu kara salar gzlerinde canlandrd; tanrann temasn, scakln tp, kendini tanrann bysne brakarak salar aralad -ve Crysania'nn yzn grd! Akl bir kez daha denetimi ele alnca rya sona ererek, parampara oldu. imdi ise, bunun kendisine neye mal olduunu bildii halde zaferi iinde cokuyla, uyank yatyordu. Sanki on a bir eyler hatrlatmak istercesine bir ksrk nbeti tutmutu adam. Nefes alabilmeye balad zaman, "Pes etmeyeceim," diye mrldand. "Beni o kadar kolay yen yeceksin Kraliem." Sendeleyerek yataktan kan byc o kadar gsz dmt ki birden fazl nmak zorunda kalarak kara cppesini giyip masasna doru yneldi. Gsndeki arya sverek b le ilgili kadim bir elyazmasm aarak zahmetli aratrmasna balad. Crysania da blk prk uyumutu. Raistlin gibi o da tanrlarn yaknlklarn hissedebiliyo sinden ok kendi tanrs -Paladine'- hissediyordu. Kz tanrnn hiddetini hissedebiliyordu bu hiddet ylesine derin ve harap eden bir hznle doluydu ki Crysania buna dayanamyor du. Sululuk duygusu altnda kalan kz yzn o kibar yzden evirerek kamaya balad. Alay nereye gittiini gremiyordu bile. Tkezlenerek hilie doru dmeye balad, ruhu korkuyla ra olmutu. Sonra gl kollar onu kavrad. Yumuak kara bir cppe onu sarmalam, adaleli b ne yakn tutuyordu. nce parmaklar salarn okayarak onu teselli ediyordu. Kz karsndaki t... anlar. anlar sessizlii bozdu. Korkuyla srayan Crysania yatanda oturarak etrafna lg Sonra, grm olduu yz, adamn bedeninin scakln ve onda bulduu teselliyi hatrlayara rasna alarak alamaya balad. 346 Tasslehoff uyannca nce bir hayal krklna urad. O gnn Ylba olduunu hatrlad; o 'in Uursuz eylerin olmaya balyacan syledii gnd. Odalarnn penceresinden szlp g kman Tas'n grd tek uursuz ey, yerde uflaya puflaya kendi yntemiyle idman yapan Caram . Caramon'un gnleri silah talimi, takm arkadalaryla yapt almalar ve yeni oyunlar geli getii halde koca adam hl kilosuyla hi bitmeyen bir sava srdryordu. Rejimine bir so mi, dierleriyle ayn yiyecekleri yemesine msaade edilmiti. Fakat keskin gzl cce hemen mon'un dierlerinden be kez fazla yediine dikkat etmiti! Bir zamanlar koca adam zevkle yemek yerdi. imdi ise gergin sinirlerle, akl kardeind e, mutsuz olan Caramon teselliyi, bakalarnn ikide arad gibi yiyeceklerde aryordu. (As bir keresinde Caramon, Tas'a gizli gizli bir ie cce ikisi getirmesini sylemiti. Fakat gl ikiye alk olmad iin bu onu -kenderi gizliden gizliye son derece mutlu ederektmiti.) O yzden Arack, ancak Caramon her gn bir seri ar idman yaparsa yemek yiyebileceini buy urmutu. Caramon eer bir gn idman yapmazsa bunu ccenin nasl bileceini merak edip durmut nk idmann her sabah, kimse uyanmadan yapyordu. Ama her nasl oluyorduysa, Arack biliyo du. Caramon'un idmann atlad tek sabah, elinde sopasyla srtan Raag tarafndan yemekhan lnmamt. Caramon'un homurtularndan, iniltilerinden ve kfrlerinden sklan Tas bir sandalyeye trma narak darda uursuz bir eylerin olup olmadna bakt. Bakar bakmazda neeleniverdi. "Caramon! Gel de bak!" diye seslendi heyecanla. "Havay daha nce hi bu acaip renkte grm muydun?" "Doksan dokuz, yz," diye oflayp poflad koca adam. Sonra Tas koca bir "uuuf" sesi du ydu. Oday sallayan bir gmbrtyle Caramon dinlenmek iin kendini, artk ta gibi sert olan ei zerine brakmt. Sonra koca adam kendini yerden kaldrp, bir yandan da bir havluyla b nindeki terleri kurulayarak parmaklkl pencereden dar bakmak iin ilerledi. Sradan bir afak grmeyi umarak skkn bir edayla darya bir gz atm olan kocaman adamn sonra fal ta gibi ald. 347 "Hayr," diye mrldand, havluyu boynuna asp Tas'n yanna gelip durarak, "hi grmedim. s amannda bir sr de garip ey grmlm var." "Ay Caramon!" diye bard Tas, "Raistlin haklyd. Dedi ki..." "Raistlin mi!" Tas yutkundu. Bu konuyu amak niyetinde deildi. "Raistlin'i nerede grdn?" diye bilmek istedi Caramon; sesi! derinden geliyordu ve sertti. "Tapnak'ta tabii ki," diye cevap verdi Tas, sanki dnyada bunj dan daha normal bir e y yokmu gibi. "Dn oraya gittiimden bah-j setmedim mi sana?"

"Evet ama sen..." "Peki, oraya gitmemin dostlarmz grmekten baka bir nedenli mi var?" "Sen hi..." "Lady Crysania ile Raistlin'i grdm. Eminim bundan sz etmiimdir. Biliyor musun, beni hi dinlemiyorsun," diye ikayeti etti Tas, incinmi bir halde. "Her gece, oraya, yatan z erine otu-1 rarak dncelere dalp gidiyorsun, somurtuyorsun, kendi kendine k onuuyorsun. Ben, 'Caramon,' diyorum, 'at stmze yklyor,', sen, 'ok gzel, ok gzel n." "Bana bak kender eer bundan sz etmi olsaydn bilirdim..." "Lady Crysania ve Raistlin'le birlikte pek gzel bir sohbet ettik," diye devam ett i Tas abuk abuk, "Ylba hakknda -bu arada Caramon, Tapnak' ne kadar gzel ssledikleri gerek! Her yan gllerle, yeil yapraklardan elenklerle dolu; a dur bakaym, sana o eker i vermeyi unuttum mu? Dur bekle, urada keselerimin iinde. Bir dakika" -kender sand alyeden aaya atlamaya alt ama Caramon onu yakalamt- "ey, sanrm biraz daha kalab lmtm? A, evet" -Caramon'un kalarnn atldn grerek- "Raistlin, ben ve Lady Crysania e ay Caramon! O kadar heyecan verici ki! Tika haklym, kardeine akm." Konumann ucunu karan Caramon gzlerini krptrmaya balad, tabii Tas'n szleri dndr katks vard. "Hayr, Tika kardeine akm demiyorum," diye dzeltti Tas, Caramon'un yzndeki karkl dy Crysania kardeine ak! ok komikti. te ylesine Raistlin'in kapsna 348 dayanm konumalarnn bitmesini bekliyordum, gzm anahtar deliine kayvermi, neredeyse k Caramon! Kardein! Dnebiliyor musun? Ama pmedi." Kender iini ekti. "Aslnda kza kp bard. Kz da gitti ama gitmek istemiyordu, bunu anladm. Sslenip pslenmiti, gerekten d el grnyordu." Caramon'un yznn kararp aklndan bir eyler gemeye baladn gren Tas daha rahat nefes Afet hakknda konumaya baladk; Raistlin de bugn -yani Ylba'nda- olacak, tanrlarn ins eleri iin uyarmaya altklar Uursuz eylerden sz etti." "Ona ak m?" diye mrldand Caramon. Kalarn atarak arkasn dnp, Tas'n sandalyeden i. "Doru. Hi kuku yok," dedi kender abuk abuk konuarak; sonra kesesine doru seyirterek ta llar bulup getirinceye kadar keselerini kartrd. Tatllarn bir ksm erimi, birbirleri ir ktle halinde yapm ayrca kenderin kesesinin iindeki baz ufak tefek krpntyla da Caramon'un bunlara hi dikkat etmeyeceinden emindi. Haklyd da. Koca adam ikram kabul ederek hi bakmadan yemeye balad. "Bir rahibeye ihtiyac olduunu sylemilerdi," diye mrldand Caramon, az dolu. "Hakllar a? Bu ii baarabilecek mi? Ona izin vermeli miyim? Onu durdurmaya m almalym? Onu durdu ya hakkm var m? Eer kz onunla gitmeyi seerse, bu, o kzn yapm olduu bir seim olmaya ki onun iin en iyisi bu olur," dedi Caramon yavaa, yap yap parmaklarn yalayarak. "Be eer onu yeterince seviyorsa..." Tasslehoff rahat bir nefes alarak, kahvalt arsn beklemek zere yatana kt. Caramon, den Raistlin'i grmeye gitmi olduunu sylemeyi akl edememiti. Ve Tas artk, sormam old hi hatrlamayacandan emindi. Srr gvendeydi... O Ylba gn, gkyz berrakt; hatta o kadar berrakti ki sanki insan dikkatlice baksa dny btn gk kubbeyi ve gerisindeki diyarlar da grebilecekti. Fakat herkes yukar baksa da, k az bir eyler grecek kadar baklarn sabit tutuyordu. nk gerekten de gkyznn "ac rd, Tas'n da sylemi olduu gibi: Yeildi. Ar bir scaklk ve boucu, nefes aldrmayan bir havayla 349

karm garip, fena, irkin bir yeil Ylba'nm neesini ve sevinci ni alp gitmiti. Balolara gitmek iin dar kanlar boucu scak iindeki sokaklardan aceleyle geiyor, huzursuzluk iinde bu garip havadan sz ediyor, bunun kiisel bir hakaret olduunu dn yorlard. Fakat alak sesle konuuyorlar, her biri clz bir korku i kymnn bayram ruhlarn gdkladn hissediyordu. Kralrahip'in odalarnda tertiplenen ve d dnyaya kapal olarj Tapnak'taki balo biraz daha neeliydi. Kimse garip gkyzn gremezdi; ayrca Kralrahip'in huzuruna kan herkes huzurs n ve korkusunun eriyip yok olduunu hissediyordu.1 Raistlin'den uzakta bulunan Cry sania bir kez daha Kralrahip'in bysne kaplm, uzun sre Kralrahip'inyakmnda oturmutu.'

konumam, sadece orada oturup Kralrahip'in parlak varlnn kendisine teselli verip karanl geceye ait dnceleri uzaklatrmasna izin vermiti. Ama kz da yeil gkyzn grmt. R trlayarak On U Gn hakknda neler bildiini hatrlamaya almt. Fakat aklna gelenler, dn gece grd ryaya karm ocuk masallarndan baka bir ey de ahip'in dikkatini ekecektir, diye dnd. Uyarlar gze alacaktr....Zamann deimesini deilse, Kralrahip'in masum olmasn diledi. Onun nda oturarak, soluk mavi gzleri her y an korkmu lmlnn resmini aklndan uzaklatrmaya alt. Gl bir adam, kendisini aldat usurlarn aa kartan, onlarn hainliklerinin masum bir kurban olan bir adam... O gn arenada pek bir kalabalk yoktu; insanlarn ou, gn ilerledike daha korkun bir eki erinleen ve koyulaan yeil gkyznn altnda oturmak istemiyordu. Gladyatrler de huzursuz ve sinirliydiler; rollerini yarm gnlle yapyorlard. Gelmi olan zleyiciler somurtuyorlar, tuttuklar dvlere bile tezahratta bulunmay, slk almay, ediyorlard. "Sizin gkyz sk sk byle olur mu?" diye sordu Kiiri; Caramon ve Pheragas ile birlikte ko ridorda durmu, arenadaki sralarn beklerken gkyzne rpererek bakmt. "Eer yleyse, h iz altnda yaamay setiini anlyorum!" "Benim babam denizlere yelken aarm," diye homurdand Pheragas, "ayn, ondan nce dedemin, sonra, ikinci kaptann akln 350 bana bir armadora elii ile getirmeye alp sonra da ilemi doldurmak iin buraya yollan e benim yaptm gibi. Ve imdiye kadar bu renk bir gkyz grmedim. Duymadm da. Bahse gire yiye alamet deil." "Kukusuz," dedi Caramon huzursuzca. Aniden Afet'in on gn sonra olaca bu koca adamn i oturmaya balamt! On gn...ve Sturm ile Tanis kadar sevmeye balad bu iki dostu yok tar'm geri kalan sakini ona pek bir ey ifade etmiyordu. Grdklerinden bencil insanla r olduunu, daha ok zevk ve para iin yaadklarn anlamt (geri ocuklara ii szlamada ma bu ikisi... Bir yolunu bulup onlar uyarmalyd. ehri terk ederlerse kaabilirlerdi. Dnceleri iinde kaybolup giderek arenadaki dve pek dikkat etmemiti. Dv, hayvans y rgin kzlms kahverengi tylerin renginden Kzl Minotaur ad verilen minotaur ile gen bir e birka hafta nce gelmi olan yeni bir adam- arasndayd. Caramon gen adamn eitimini ken beenmi bir zevkle seyretmiti. Fakat derken yannda durmakta olan Pheragas'n gerginletiini hissetti. Caramon'un baklar hemen ringe kayd. "Ne var?" "u dili gladyatr mzra," dedi Pheragas sessizce, "onun gibisini alet odasnda grm Caramon, cam yeili gkyznde yanan insafsz gnee doru gzlerini ksarak Kzl Minotaur'u kkatle bakt. indeki hiddetin kprdadn hissederek, yava yava ban sallamaya bala te olan ve gerekten de finallerde Caramon'un takmna tek rakip saylabilecek minotaur gen adama kesin bir stnlk kazanmt. Gen adamn, seyircilerden biraz kahkaha kopartabi aradan bir sava hiddetiyle gaflar yapan minotaur karsnda bu kadar dayanabilmesinin n edeni minotaurun becerikli bir gsterici olmasndan kaynaklanyordu. "Gerek bir dili mzrak. Arack gen adamn kannn dklmesini istiyor kukusuz," diye m "uraya bak, haklymm," diye iaret etti gen adamn gsnde aniden beliren, zerlerinde ikleri gstererek. Pheragas hibir ey sylemedi, sadece omuzlarn silken Kiiri'ye bir bak att. 351 "Ne var?" diye seslendi Caramon kalabaln uultusunu bastran bir sesle. Kzl Minotaur, ra ibine elme takp, l mzaran sivri ularn boynunun yanlarndan geirip onu yere mhlay Gen adam kendisine retilmi olduu gibi utan, hiddet iinde, rezil olmu gibi yaparak sen eyerek ayaa kalkt. Hatta arenadan kmadan nce galip gelen rakibine yumruunu bile sallam akat Caramon ile takmnn yanndan geerken glm-seyeceine gen adam garip bir biimde d lara bakmamt bile. Caramon'un grd kadaryla yz soluktu ve alnnda ter damlacklar v ulmu, eli kanl iziklerinin zerinde duruyordu. "Lord Onygion'un adam," dedi Pheragas sessizce, elini Caramon'un koluna koyarak. "Kendini ansl say dostum. Artk endielenmekten vaz geebilirsin." "Ne?" dedi Caramon iki dostuna hayretle bakarak. Sonra yer altndaki tnelden ince b ir lkla bir gmbrt sesi duydu. Deliler gibi arkasn dnen Caramon gen adamn kvranar k ac iinde bardn grd. "Hayr!" diye emretti Kiiri, Caramon'u tutarak. "Sra bizde. Bak, Kzl Minotaur geliyor ." Minotaur yanlarndan ar ar geerek, o rkn adeti zre, kendilerinden kk grdkleri he

geldikleri gibi grmemezlie geldi onlar. Kzl Minotaur lmekte olan gen adama da gznn dahi bakmadan geip gitti. Arack arkasnda Raag ile birlikte koridordan aceleyle yak lat. Cce, tek bir el hareketiyle ogreye artk cansz yatan bedeni ekmesini syledi. Caramon tereddt etti ama Kiiri trnaklarn adamn koluna batrarak, onu o iren gn n r'n meselesindeki hesaplama tamamland," diye tslad aznn tek bir kesini kprdatara li ki senin sahibinin bu ile hi bir ilgisi yokmu. Lord Onygion'mu; artk Quarath ile ei tlendiler." Kalabalk tezahrat etmeye balad iin Kiiri'nin szleri devam kaybolup gitmiti. en gzde llerini karlarnda grnce skntlarn unutuvermilerdi. Ama Caramon o le. Raistlin ona doru sylemiti! Barbar'n '> lmyle bir ilgisi yoktu. Bu, ya bir tesadf a da ccenin sapkn espri anlayyd. Caramon iinin rahatladn hissetti. 352 Eve dnebilirdi! Sonunda anlamt. Raistlin ona anlatmaya almt. Yollan ayryd; ama ka i setii yolda yrmeye hakk vard. Caramon yanlmt, by kullanclar yanlmt, Lady ar hep anlatacak, aklayacakt. Raistlin'in kimseye bir zarar yoktu, o bir tehlike deild . Onun btn istedii almalarna huzur ierisinde devam etmekti. Arenaya doru yryen Caramon tezahratta bulunan kalabala neeyle el sallad. Koca adam o gnk dvten zevk bile almt. Msabaka bir tezght tabii ki, onun takm kaz iplenmiti: Afet gn yaplacak son dvte Kzl Minotaur ile onlar kar karya getirmek on'un bu konuda endielenmesine gerek yoktu. O oktan geriye, Tika'nm yanna dnm olacakt. Tabii ki nce iki dostunu uyaracak, onlara bu lnetli ehri terk etmeleri iin srar edece kti. Sonra kardeinden zr dileyerek anladn syleyecek, Crysania ile Tasslehoff'u kendi anlarna geri gtrecek ve hayatna yeniden balayacakt. Ya ertesi gn, ya da ondan sonraki ayrlrd artk. Fakat tam Caramon ile takm, son derece baaryla canlandrdklar bir dvten sonra selam lard ki bir hortum star Tapnak'na isabet etti. Engin boluktan ylan gibi inerek kangal eklindeki dalgalarn Tapnak'm yedi kulesine sarp bunlar temelinden kopartan, dne dne ilerleyen bulutlar belirdiinde yeil gkyz, kara ve bataklk suyu rengini almt. Kuleleri havaya kaldran hortum mermerleri dolu taneleri gi bi un ufak ederek bunlar ine gibi batan bir yamurla birlikte ehrin zerine yadrd. Kimse ciddi bir yara almamt ama talarn sivri paralar kk kesiklerin meydana gelmesin olmutu. Tapnak'm harap olan blm aratrmalar ve tapnak ileri iin kullanlan blmyd bayram nedeniyle botu. Fakat Tapnak sakinleri ve ehirliler byk bir panie kaplmlard. Hortumlarn her yana inebileceinden korkarak arenadan kaan insanlar, evlerine varmak iin yollara dklp, yollar tkadlar. Tapnak'm iinde Kralrahip'in melodik sesi sustu, Enkaz inceledikten sonra vekilleriyle birlikte -yani Paladine'n Saygdeer Rahip ve Ra hibeleriyle birlikte- daha i ksmda bulunan zel bir blme inerek durumu tartt. Herkes 353 etrafta kouturuyor, rzgr eyalar ters evirdii, resimleri duvarlardan devirdii, her e toz katmanyla kaplad iin ortal temizlemeye alyorlard. Bu balang, diye dnd Crysania korkuyla, hissizlemi ellerinin titremesini durdurmaya a yemek salonundaki ince porselen paralarn toplamaya alrken. Bu sadece balang... Ve gittike ktleecek. Bu beni yenmeye alan kt glerin ii," diye haykrd Kralrahip, melodik sesi, dinlemekt ruhlarna bir cesaret dalgas yaymt. "Ama pes etmeyeceim! Siz de pes etmemelisiniz! Bu tehdit karsnda gl olmalyz..." "Hayr," diye fsldad Crysania kendi kendine, byk bir keder iinde. "Hayr, tamamen yanl ! Anlamyorsunuz! Nasl bu kadar kr olabilirsiniz!" On Uyar geldikten -ve kulak almadktan- on iki gn sonra Sabah Dualar'nda oturuyordu. den beri, ktann drt bir yannda -her gn yeni bir tanesi olmak zere- meydana gelen garip olaylar anlatan haberler akmaya balamt. "Kral Lorac, Silvanesti'de aalarn btn bir gn boyunca kan aladn bildirdi," diye anl hip, sesi anlatt olaylarn dehet ve korkusuyla ykseliyordu. "Palanthas ehri o kadar yo bir sisle kaplanm ki, sokaa kacak olsa insanlar nereye gittiklerini bilemeyip yollarn aybediyorlarm. "Solamniya'da ateler tutumuyormu. Ocaklar souk ve bo duruyormu. Demir ocaklar kapanm lar s dnlecek olursa kmrlerin buzdan fark yokmu. te yandan, Abanasiniya bozkrlar iliinden tutumu. Alevler denetimden karak kprm, gkleri kara dumanla doldurarak Bozk 355 354

kabile yurtlarndan uzaklatrm. "Daha bu sabah, griffonlar bir elf ehri olan Qualinost'un aniden garipleerek vahilee n orman hayvanlar tarafndan istila edildiini..." Crysania daha fazlasna tahamml edemiyordu. Ayaa kalktnda kadnlar onu hayretle izledii lde, o onlarn kzgn baklarn grmemezlie gelerek Dua'dan ayrld ve Tapnak'n koridorl ad. Sivri ulu bir imek gzlerini kr etti; hemen ardndan iddetle atrdayan gkgrlts y neden oldu. "Bunlar kesilmezse ldracam!" diye mrldand kendi kendine bezginlikle, b sinerken. Hortumdan bu yana geen on iki gn boyunca star zerinde gkgrltl bir frtna hkm sr doluya bouyordu. imeklerin parlayan klar ve gkgrltsnn Tapnak' temelinden salla nu zehir eden, kafasn iiren grlemeleri sanki hi kesilmiyordu. Gergin; yorgunluktan, bk lktan ve dehetten hissizlemi olan Crysania, bir sandalyeye kerek ban elleri arasna Kolunda hissettii hafif bir temas bo bulunup sramasna neden oldu. Srlsklam olmu bir ine sarlm uzun boylu, yakkl bir gen adam vard karsnda. Gl, adaleli omuzlarn h "zr dilerim Saygdeer Rahibe, sizi korkutmak istemezdim," dedi, bir yerlerden tandk gel en bir sesle. "Caramon!" diye rahat bir nefes ald Crysania; etten kemikten gerek bir varlk bulduun a sevinerek adam kucaklamt. Baka bir parlak imek ve patlama duyuldu. Crysania gzlerin umarak dilerini skt; hatta Caramon'un gl ve adaleli bedeninin gerildiini bile hissetm Adam kza sarlarak onu yattrmaya alyordu. "Sa-sabah Dualar'na gitmem gerekiyordu," dedi Crysania sesi duyulabilecek gibi ol unca. "Oras ok kt olmal. liklerine kadar slanmsn!" "Gnlerdir seni grmeye alyordum..." diye balad Caramon. "Bi-biliyorum," diye kekeledi Crysania. "ok zr dilerim. O-o kadar meguldm ki..." "Lady Crysania," diye kesti szn Caramon, sesine hakir 356 olmaya alarak. "Ylba Balosu'na davetten sz etmiyoruz. Yarn bu ehir yok olacak! Ben.. "Sus!" diye emretti Crysania.Huzursuzca etrafna baknd. "Burada konuamayz!" akan bir im ardndan gelen kulaklar yrtan bir gkgrlts kzn olduu yerde sinmesine neden oldu ama ndini toparlad. "Benimle gel." O zaman tereddt eden Caramon kalarn atarak, kendisini Tapnak'tan geirip karanlk birka aya gtren kz takip etti. En azndan imek buraya kadar nfuz edemiyor, gkgrltsnn s u. Kapy dikkatlice kapatan Crysania bir sandalyeye oturarak, Caramon'a da ayn eyi ya pmas iin iaret etti. Caramon bir an durduktan sonra, huzursuz bir halde, sarholuunun neredeyse hepsinin lmne neden olduu o son grmelerinin hatras tm scaklyla aklnda, sandalyenin hem rysania'nn da aklndan ayn eyler geiyor olabilirdi. Adama, afak vakti kadar souk ve gri gzlerle bakyordu. Caramon kzard. "Salnzn dzelmi olmasna sevindim," dedi Crysania, sesindeki sertlii bastrmaya al . Caramon'un rengi daha da kzard. Yere bakyordu. "zr dilerim," dedi Crysania aniden. "Ltfen beni affet. Kaka gecedir uyuyamadm, bunlar baladndan beri." Titreyen elini alnna gtrd. "Dnemiyorum," dedi bouk bir sesle. "B esilmeyen ses..." "Anlyorum," dedi Caramon, baklarn kza kaldrarak. "Ayrca benden nefret etmekte yerden dar haklsn. O halimden ben de nefret ediyorum. Ama o, artk nemli deil. Ayrlmamz gerek r Lady Crysania!" "Evet, haklsn." Crysania derin bir nefes ald. "Buradan kmamz gerek. Kamak iin saatler ld. nan ki bunun farkndaym." ini eken kz ellerine bakt. "Baarsz oldum," dedi kasv lde. "Son ana kadar umudumu yitirmedim, belki bir ey olur her ey deiir diye. Fakat K ralrahip kr! Kr!" "Ama benden kamann nedeni bu deildi, deil mi?" diye sordu Caramon, sesinde bir ifade yoktu. "Beni ayrlmaktan alkoymak iin miydi?"

Artk kzarma sras Crysania'dayd. Kucanda evirip evirdii ellerine bakt. "Hayr," ded mon sesini ancak 357 duyabilmiti. "Hayr, sa-sadece brakp... brakp gitmek istemiyordum..." "Raistlin'i," diye tamamlad cmlesini Caramon. "Lady Crysania onun kendisine ait bys v ar. Ta banda onu buraya getiren o byyd. O kendi seimini yapt. Ben bunu anladm. Bizim mamz gerek..." "Kardein ok hastayd," dedi Crysania aniden. Caramon hemen baklarn kaldrd; yz endieyle aslmt. "Gnlerdir onu grmeye altm, Ylba'ndan beri ama kim senin yaklamasna izin vermiyor; e. imdi de, yar bugn beni artm," diye devam etti Crysania, yzn: Caramon'un insann den baklar altnda yandr hissediyordu. "Onunla konuacam, bizimle gelmesi iin ona sr Eer shhati bozuksa, bysn kullanacak g olmaz." "Evet," diye mrldand Caramon, o kadar gl ve karmak bir byy yapmann zorluklarn d ian'n gnlerini almt; stelik onun sal yerindeydi. "Raist'in nesi var?" diye sordu bi re. "Tanrlarn yaknl onu etkiliyor," diye cevap verdi Crysania, "dierlerini etkiledii gibi eri onlar bunu kabul etmeyi reddediyor." Sesi hznlenerek kesildi; bir an iin dudaklarn sk sk kapattktan sonra devam etti. "Eer bizle gelmeyi kabul eder0" hzla hareket etmeye hazr olmalyz..." "Eer kabul etmezse," diye kesti szn Caramon. Crysania kzard. "Sanrm....edecektir," dedi akl karara dnceleri, bycnn odasna, rzuyla1' hayranlkla kendisine son derece yaklam olduu zamana gitmiti. "Ben...onunla iz ledii yolun...yanllyla ilgili konuuyordum. Ona ktln nasl bir ey yapamayacan, e zarar vereceini ve kendi kendisini mahvedeceini gsterdim. Savunduum fikirlerin geer liliini o da kabul etti ve bunlar konusunda dnmek iin sz verdi." "Ve seni seviyor," dedi Caramon yavaa. Crysania adamn baklarna karlk veremiyordu. Cevap veremiyordu. Kalbi yle bir atmaya ba bir an iin kendi kalp atlarndan baka bir ey duyamaz olmutu. Gk grldeye-rek etrafn ak' sallarken, kz Caramon'un karanlk bakan gzleriyle kendisini srekli izlediini hissed ebiliyordu. Crysania^,.| 1 llfil 358 ellerinin titremesine engel olabilmek amacyla ellerini birletirdi. Derken Caramon' un ayaa kalktn fark etti. "Leydim," dedi adam ksk, ciddi bir sesle, "eer haklysanz, eer sizin iyiliiniz ve akn yrmekte olduu karanlk yollardan dndrp -kendi arzusuyla- a ynlendirirse ben...ben oulur gibi olarak hemen ban evirdi. Koca adamn sesindeki byk ak duyan, gizlemeye alt gz yalarn gren Crysania acy anl deerlendirmi olup olmadm sorgulamaya balad. Ayaa kalkarak adamn koca koluna ki undu; ve Caramon'un kendisine hakim olmaya alken gl kaslarn daha da kasm olduunu h "Dnmen mi gerekiyor? Kalamaz msn..." "Hayr." Caramon ban sallad. "Hem Tas', hem Par-Salian'n bana vermi olduu aleti almam k. Kilitli duruyor. Sonra baz dostlarm var... ehirden ayrlmalar iin onlar ikna etmeye dum. ok ge olabilir ama biraz daha giriimde bulunmam gerek..." "Tabii ki," dedi Crysania. "Anlyorum. Mmkn olduu kadar abuk dn. Beni...beni Rasitlin'i n odasnda bulabilirsin." "Bulacam leydim," diye cevap verdi adam evkle. "imdi ayrlmam gerek, arkadalarm idman i ayrlmadan." Kzn elini avucuna alarak sk sk tuttuktan sonra aceleyle uzaklat. Crysan amn yeniden, iindeki meale klar kasvetli karanlkta parldayan koridora doru yry den emin ve hzla ilerliyor, koridorun sonundaki pencerelerin yanndan geerken sinmiy ordu bile; aniden akan parlak bir imein yla aydnlanvermiti. Frtnada savrulan ru ek nokta umuduydu; Crysania aniden ayn umudun kendi iinde de bymeye baladn hissetti. Caramon karanlk iinde kayboldu; beyaz cppesini bir eliyle toplayan Crysania ise ace leyle dnerek, Tapnakn kara cppeli bycsn barndrd blmne doru giden merdivenle Ykselmi morali ve midi, koridora girince biraz gider gibi oldu. Burada, frtnann tm hid eti hi azalmadan sryordu sanki. En ar perdeler bile gzleri kr eden imekleri darda n kaln duvarlar gkgrltsnn gmbrtsn azaltamyordu. Belki de pencerelerin tam yerine 359

olmasndan, sanki rzgr bile Tapmak duvarlarndan geiyordt Burada hibir meale yank duram u; imekler o kadar srek-J liydi ki, mealeye ihtiya da yoktu aslnda. Crysania'mn siyah salar yzne gzne uuuyor, cppesi} etrafnda rpnyordu. Bycnn sna doru yaklatka yamurun camlara arptn duyabiliyordu. Hava souk ve rutubetliydi. admlarn hzlandrd ve kapy almak iin elini kaldrmt ki koridor aniden bir imei ezamanl patla! mas Crysania'y kapya doru savurmutu. Kap ald ve kz kendini Rais a buldu. Ayn ryasmdaki gibiydi. Neredeyse dehet iinde hkrklara ' boularak kara cppenin kadif muakl iine snd ve kendisini adamn bedeninin ssyla stt. lk bata, yanndal b kz bedenin gevediini hissetti| Adamn kollar kz neredeyse gayri ihtiyari sarm, kz sna, yattrrcasna san okamaya balamt. "Tamam, tamam," diye fsldad korkmu bir ocua hitap ede gibi, "frtnadan korkmayn gdeer Rahibe. vnn!! Tanrlarn gcn tadn Crysania! Bu ekilde korkutuyorlar! ize bir zarar veremezler -eer siz baka trlsn| semezseniz." Yava yava Crysania'mn hkrklar azald. Raistlin'in szle bir anann tatl mrltlarna iden anlamlarr kavrayverdi. Adama bakmak iin ban kaldrd. "Ne demek istiyorsunuz?" diye kekeledi, aniden korkara! Adamn aynaya benzeyen gzle rinde bir atlak belirerek, iinde" yanan ruhu grmesine imkn verdi. Gayri ihtiyari kendini adamdan uzaklatrmaya balad ama adam uzanarak, kzn yznde dm salarn okayarak fsldad, "Benimle gelin Crysania! Dnya zerindeki tek rahibenin siz o ir zamana benimle birlikte gelin, kapdan girip tanrlara kafa tutabileceimiz zamana gelin Crysania! Dnn bir! Hkm srmek, dnyaya benzer bir gc gstermek!" Raistlin kz brakt. Kollarn kaldrd; imekler akp, gkler grlder, kara cppesi by hkalarla gld. Derken Crysania adamn gzndeki hummal prlty ve yanann kl rengi ten oktalar grd. Zayft, onu son grdnden bu yana ok daha zayf. "Hastasnz," dedi kz geri geri giderek; eli arkasnda kapnn kulpunu bulmaya alyordu. steyeceim..." "Hayr!" Raistlin'in barts gkgrltsnden de yksekti. Gzleri aynaya benzeyen yzeyler azandlar; yz souk ve sakindi. Uzanarak kzn bileinden kavrad gibi yeniden odaya ekt arkasndan arplrcasna kapand. "Hastaym," dedi daha sakin bir tonda, "ama hi aresi yok delilikten kamaktan baka bir tedavisi yok. Planlarm neredeyse tamamland. Yarn, Afet gn tanrlarn dikkatleri bu zavall sefillere verecekleri derste olacak. Karanlk Kralie be n bym yaparken ve gerek bir rahibenin gcne kar koyamad bir zamana girerken, bana e ayacak!" "Brakn gideyim!" diye bard Crysania; ac ve hiddeti korkusunu bastrmaya balamt. Hid unu adamdan ekip kurtarabildi. Ama hl adamn ona sarln, ellerinin temasn hatrlyor an Crysania utan iinde dnd. "Ktlnz bensiz yapmanz gerek," dedi, sesi hkrklar gelmeyeceim." 'l1 "O zaman lrsnz," dedi Raistlin acmaszca. "Beni tehdit etmeye mi cret ediyorsunuz!" diye bard Crysania; adama bakmak iin savrul urcasma geri dnm, ok ve hiddet gzlerini kurutmutu. "Yo, benim ellerimde lrsnz demedim," dedi Raistlin garip bir tebessmle. "Sizi buraya gnderenlerin eliyle leceksiniz." aknlk iinde kalan Crysania gzlerini krptrd. Sonra hemen kendini toparlad. "Baka diye souk bir edayla sorarak, geri geri adamdan uzaklat; adamn yalanlar dayanamayaca adar kalbini krmt. Adam, ne kadar incindiini anlamadan oradan ayrlmak istiyordu. "Numara yok Saygdeer Rahibe," dedi Raistlin sadece. Masasnn zerinde duran krmz ciltli r kitab iaret etti. "Kendiniz bakn. Uzun zamandr alyorum..." Eliyle duvarlara dizilmi lar dolusu kitab yle bir gsterdi. Crystania'nn nefesi kesildi. Son geldiinde bu kitapl ar burada deildi. Kza bakan byc bayla onaylad. "Evet, bunlar ok uzak yerlerden geti ir ounu aramak iin ok uzak yerlere yolculuk ettim. Bunu, en sonunda VVayreth'deki Yks ek Byclk Kulesi'nde buldum, bandan beri tahmin ettiim gibi. Gelin de bir bakn." 360 361 "Nedir bu?" Crysania kitaba, reklenmi zehirli bir ylartm gibi bakyordu. "Bir kitap, baka bir ey deil." Raistlin yorgun bir edayla glmsedi. "Sizi temin ederim ki bir emrimle bir ejderhaya dnp sizi alp kamayacak. Tekrar ediyorum: bu bir kitap, b ir ansiklopedi de diyebiliriz. ok eski bir kitap; Ryalar a'nda yazlm." "Neden bunu grmemi istiyorsunuz? Benimle ne ilgisi olabilir?" diye sordu Crysania

kukuyla. Fakat kapya doru usul usul gitmekten de vaz gemiti. Raistlin'in sakin tavr on a gven vermiti. Hatta o an iin dardaki, imekler aktran, yldrmlar dren frtna "Ryalar a'nda retilmi olan byl aletlerin bir ansiklopedisi," diye devam etti Raistl ine hakim olarak gzlerini Crysania'dan hi ayrmadan; sanki masasnn yannda durmu bakla kendine doru ekiyordu. "Okuyun..." "Ben by lisann okuyamam," dedi Crysania kalarm atarak; sonra kalar gevedi. "Bana 't i edeceksiniz?" diye sordu kibirle. Raistlin'in gzleri seri bir fkeyle parlad ama sanki bu hiddetin yerini hemen Crysan ia'nn iine ileyen bir hzn ve yorgunluk ifadesi almt. "By lisanyla yazlmam," ded izi yanma armazdm." Giymekte olduu kara cppeye bakarak, o arpk, buruk tebessmyle g ce cezam gnlden dedim. Neden bana gvenebileceinizi umduumu bilmiyorum." Nedenini kavrayamasa da duyduu derin bir utanla dudaklarn sran Crysania masann dier doland. Orada, tereddt iinde duruyordu. Oturmakta olan Raistlin onu eliyle yakna arnc da bir adm daha atarak ak kitabn yannda durdu. Byc bir emir sz syleyince Crysania duvara dayal duran asadan sar bir k akarak, kz neredeyse imekler kadar rktt. "Oku," dedi Raistlin, sayfay gstererek. Kendine hakim olmaya alan Crysania baklarn indirerek sayfay taramaya balad, geri n r bir fikri yoktu. Sonra dikkatini bir ey ekti. Balklardan birinde, Zaman Yolculuu Al eti diye yazyordu ve yannda da kenderin tarif etmi olduu alete benzer bir aletin res mi vard. "Bu, o mu?" diye sordu kz, baklarn Raistlin'e kaldrarak. "Par-Salian'n, geri dnmemiz Caramon'a verdii alet mi?" Byc bayla onaylad; asann sar gzlerinden yansyordu. "Okuyun," diye tekrarlad hafife. Meraklanan Crysania yazlar tarad. Aleti tarif eden, artk oktan unutulmu olan -aleti ta arlayp yapm- byk bycy anlatan, kullanm iin gerekli olanlar aklayan, bir paragr yaz vard. Tarifin byk bir blm onun kavrayn ayor, sr dolu eylerden bahsediyord anlamaya alyordu... ...zaten bir zaman bys altnda olan insan ileri geri tar... biimleri doru srasyla etirilerek kymetli talarn yzleri tarif edilen srayla evirilmelidir...sadece tek bir ki yi, bynn yapld zaman kime verildiyse, onu tayabilir... aletin kullanm elfler, insa greler ile snrldr...bir by sz gerekmez... Paragrafn sonuna gelen Crysania, tereddtle Raistlin'e bakt. Adam kz garip, beklenti ii nde bir ifadeyle seyrediyordu. Orada, kzn bulmasn bekledii bir ey vard. Kz, sanki gn azy aklndan daha abuk kavram gibi iinde bir endie, bir korku, bir duygusuzluk hissetm "Bir daha," dedi Raistlin. Artk darda sanki daha da iddetlenmie benzeyen frtnay yeniden fark etmeye balamasna katini toplamaya alan Crysania yazya yeniden bakt. Ve ite. Szler ona doru atlyor, boazna uzanp onu bouyordu. Sadece tek bir insan tayabilir. Sadece tek bir insan tayabilir! Crysania'nn bacaklar boald. Neyseki Raistlin tam altna bir sandalye uzatmt, yoksa kz debilirdi. Uzun bir sre kz odaya bakakald. imekler ve asann byl yla aydnlanm olmasna r arm gibi grnmt. "O biliyor mu?" diye sordu sonunda uyumu dudaklar arasndan. "Caramon mu?" Raistlin burnunu bkt. "Tabii ki bilmiyor. Eer ona sylemi olsalard, aleti size ulatrp, dizleri zerinde sizin aleti kullanmanz ve kendisini, sizin yerinize lme 363 362

ayrcalna kavuturmanz iin yerden yere atard. Onu daha mutlu edebilecek ok az ey vard "Hayr Lady Crysania, o aleti, yanma sizi ve kenderi alarak kendinden emin bir ekil de kullanacakt hi kukusuz. Ve geriye neden tek bana dndn ona akladklar zaman da r-Salian bu durumla nasl baa kacakt bilemiyorum," diye ekledi Raistlin ac bir tebessm "Caramon rahat rahat o kuleyi onlarn bana geirebilecek kapasitede biridir. Ama kule ne orada, ne burada." Adamn baklar kznkini yakalad, geri kz baklarn karm olabilmeyi tercih ederdi. erine bakmasn salamt. Ve bir kez daha kz kendisini grd fakat bu kez yalnzd ve ok "Sizi buraya lmeniz iin yolladlar Crysania," dedi bir nefesten ancak biraz daha ykse

k olan bir sesle; yine de bu ses Crysania'mn iine kadar ilemi, gkgrltsnden daha ykse le gm-brdemiti. "Bana szn ettiiniz iyilik bu mu? Hh! Onlar da Kralrahip gibi korku i yayorlar! Sizden de, en az benden korktuklar kadar korkuyorlar. yilie olan tek yol La dy Crysania benim yolumdur! Ktl yenmem iin bana yardm edin. Size ihtiyacm var..." Crysania gzlerini kapatt. Bir kez daha Par-Salian'n kendisine yazm olduu nottaki el ya zsn gzlerinin nne getirdi: ruhun ya da yaamn: Birini kazannca dierini kaybedeceksin e dn iin bir ok yolun var ki bunlardan biri Caramon 'dan geer. Bile bile onu yanltmt tlin'in yolundan baka hangi yol vard? Bycnn kastetmi olduu bu muydu? Ona kim cevap ve ilecekti? Bu kasvetli, yalnz dnyada gvenebilecei herhangi, herhangi biri var myd? Kaslar seyirmeye balayan Crysania sandalyeden kalkt. Raistlin'e bakmad, nnde ylesine b ua bakyordu. "Gitmem gerek..." diye mrldand blk prk, "dnmem gerek...." Raistlin onu durdurmaya almad. Ayaa bile kalkmad. Hibir sz sylemedi -kz kapya var . "Yarn," diye fsldad. "Yarn..." B(um 15 Tapnak'n koca kaplarn amak iin hem Caramon, hem de iki Tapnak muhafz btn gleri da kalmlard. Rzgr btn gcyle zerine esiyor, koca adam ta duvarlara doru ittiriyo nki Tas'tan daha byk deilmi gibi onu duvara mhlyordu. Rzgrla bouan Caramon epey bir sonra kazand, frtna onun merdivenlerden aaya inmesine izin verdi. ehrin yksek binalar arasnda yrrken frtnann hiddeti biraz hafifledi ama hl ilerleme Baz yerlerde sular bileklerine kadar ykseliyor, bacaklarnn etrafnda dnyor, zaman zam ayaklarn yerden kesme tehlikesi yaratyordu. imekler gzlerini kr, gkgrltleri kulakl rdu. Sokaklarda ok ok birka kiiye rastlam olduunu sylemeye gerek bile yoktu. star sakinl erinin iine sinmi, Tanrlara bir kfrediyor, bir dua ediyorlard. Arada srada, kimbilir h angi elem verici nedenle dar kmak zorunda kalm olan, yanndan getii insanlar ya bina tunuyorlar, ya da perian bir halde kap eiklerine siniyorlard. Fakat Caramon, arenaya dnme endiesiyle zar zor yoluna devam etti. Frtnaya ramen kalbi umutla doluydu, morali yerine gelmiti. Ya da belki de frtna yznden yleydi. Artk mutla a Kiiri ile Pheragas, onlara star'dan kamalar iin srar ettiinde 365 364

kendisine o garip, buz gibi edayla bakmazlar, szn dinlerlerdi. "Bunu nasl bildiimi size anlatamam, biliyorum ite," diye yalvarmt. "Byk bir felaket r, bunu hissedebiliyorum!" "Yani final turnuvasn m karalm?" demiti Kiiri souk bir edayla. "Bu havada turnuva falan yapmazlar!" diye sallamt kollarn Caramon. "Bu kadar iddetli bir frtna hi bir zaman o kadar uzun srmez!" demiti Pheragas. "Gcn decektir ve o gn, ok gzel bir gn olacak. Ayrca" -gzleri ksld- "biz olmazsak sen are yapacaksn?" "Gerekirse tek bama dveceim," demiti Caramon biraz telalanarak. O, o zamana kadar ok itmi olmay planlyordu; Tas, Crysania ve belki...belki... "Eer gerekirse..." diye terarlamt Kiiri garip, sert bir tonla Pheragas ile gz gze gele rek. "Bizi dndn iin teekkr ederiz arkada," demiti kadn, Caramon'un kendisininkiyl emir tasmasna tehtidkar bir bak atarak, "ama hayr, teekkr ederiz. Hayatmz tehlikeye g r: Kaak kleler! Orada ne kadar yaayabiliriz zannediyorsun?" "Bunun hi nemi kalmayacak eyden...eyden sonra... Caramon iini ekerek mutsuz bir ifade yle ban sallamt. Ne syleyebilirdi ki? Onlarn anlamasn nasl salayabilirdi? Zaten o sat tanmamlard. Baka tek bir sz sylemeden ekip gitmiler, onu yemekhanede tek bana Ama mutlaka artk dinlerlerdi! Bunun sradan bir frtna olmadn anlarlard. Acaba uzakla k kadar zamanlar olacak myd? Kalarnn atan Caramon hayatnda ilk kez kitaplara biraz d azla dikkat etmi olmay diledi. Ateli dan dnn ne kadar geni bir alan viran ettii kri yoktu. Ban sallad. Belki ok ge kalmlard. En azndan denemi olduunu syledi kendi kendine sular iinden zahmetle ilerlerken. Akln a kadalarnn iindeki zor durumdan glkle ayrarak daha neeli eyler dnmeye alt. Ya yrlm olacakt. Yaknda bunlarn hepsi kt bir ryaya benzeyecekti! Tika'yla evde olacakt. Hatta belki Raistlin'le birlikte! "Yeni evi hemen bitiriri m," dedi, bou bouna geirmi olduu zamanlara yanarak. Aklnda bir resim canland. Yeni evl rinde atein yannda

366 oturmu, Tika'nn ban kucana yaslam olduunu gznde canlandrabiliyordu. Ona macerala aistlin de onlarla otururdu, akamlar; okur, alrd beyaz cppesi iinde... "Tika olanlarn bir tek kelimesine bile inanmayacak," dedi Caramon kendi kendine. "Ama nemli deil. Yeniden, ak olduu adam karsnda grecek. stelik bu kez adam onu ter k, hibir zaman, hibir ey iin!" Parmaklarna dolanan kzl bukleleri hissedip, ate landrarak iini ekti. Bu dnceler Caramon'un frtna ve arenann iinden gemesine olanak salamt. Btn glad meleri iin kullandklar duvardaki blou yerinden ekti. (Arack bunun varln biliyor ama r anlamayla, bu ayrcalk suistimal edilmedike gz yumuyordu.) Tabii ki arenada kimse yo ktu. Btn idmanlar iptal edilmiti. Herkes ierde bir araya toplanm, kt havaya lanetler r, ertesi gn dvlerin yaplp yaplmayacana dair iddaya tutuuyordu. star'da yln spor olay saylan Final Msabakas'n iptal ederse elinden kap gidecek ola ekrar ve tekrar hesap eden Arack'n ruhsal durumu en az hava koullar kadar berbatt. K endi kendine "onun" kendisine iyi bir hava vaad etmi olduunu ve havay nceden bilecek biri varsa bunun da "o" olduunu hatrlatarak moralini dzeltmeye alyordu. Ama yine de, e kasvetle bakyordu dar. Bakt noktadan, yani arenann kulesinin yksek bir penceresinden Caramon'un ta duvardan i ri szldn grd. "Raag!" aret etti. Aaya bakan Raag anladn belirtirce-sine ba ccenin hesap kitaplarn kapatmasn bekledi. Caramon, Raistlin ve Crysania ile ilgili olanlar anlatmak iin can atarak aceleyle kenderle paylat odaya ilerliyordu. Fakat girdiinde kk odann bo olduunu grd. "Tas?" dedi, glgede kalp da gznden kam olmas ihtimaliyle etrafa baknarak. Fakat bir y gndzden de daha aydnlk yapvermiti. Kenderden hi iz yoktu. "Tas, k dar! Oyun zaman deil!" diye emretti Caramon sertlikle. Tasslehoff bir keresind Caramon'un arkas dnkken yatan altna sakland yerden frlayarak, korkudan adamn mr meale tututuran koca adam 367 homurdanarak elleri ve dizleri zerinde yatan altna bakt. Tas yoktu. "nallah o kk ahmak bu frtnada arenadan kmaya kalkmamtr!" dedi Caramon kendi kend luu aniden endieye dnmt. "Bu rzgrda Solace'a kadar uar gider. Belki de yemekhanede liyordur. Belki Kiiri ile Pheragas ile birliktedir. Tamam yledir! Aleti alp gidip onlar bulaym..." Kendi kendine konuan Caramon zrhn saklad kk sanda doru ilerledi. Sand aarak yerek bakarak paralarn yere frlatt. "En azndan bunu bir daha giymek zorunda kalmayaca dedi minnettarlkla. "Geri" -mahcup bir edayla srtt- "bunu giydiimde Tika'nn tepkisi olurdu merak etmiyor da deilim! Ne glerdi kim bilir? Ama eminim o bunu severdi de. " Neeyle slk alan Caramon abuk abuk sandktaki her eyi boaltmaya balad; alr kapa birinin kenarn kullanarak sandn dibine am olduu gizli kapa kaldrd. Isl dudaklarnda donup kald. Sandk botu. Caramon, asa gibi byk bir byl aletin bir atlaa smas mmkn olmad halde lgnlar korkuyla lgnlar gibi arpmaya balayan Caramon ayaa kalkp meale n odann drt bi kez daha yatan altn da kontrol ederek her taraf arad. Hatta saman yatan paralayara as'n yatana doru gidiyordu ki dikkatini bir ey ekti. Sadece kender deil, kenderin keseleri ve sevdii btn eyalar da yoktu ortada. Ayn cppes ibi. O zaman Caramon anlad. Tas, aleti almt. Ama neden?... Caramon bir an iin kendisine imek arptn zannetti, bedenine bir sz gib ak kendisini fel eden bir anlay hissetti. Tas, Raistlin'le grmt -Caramon'a bunu anlatmt. Ama Tas orada ne yapyordu? Neden Rai grmeye gitmiti? Caramon aniden kenderin konumay o noktadan byk bir beceriyle uzaklat duunu fark etti. Adam homurdand. Merakl kender Caramon'u o alet konusunda sorguya ekmiti elbette; ama her seferinde Caramon'un verdii cevaplarla tatmin olmu grnyordu. Aleti 368 hi ellemedii de kesindi. Caramon zaman zaman aletin hl yerinde durup durmadn kontrol yordu -insan bir kenderle yaarken bunu zaten adet haline getirirdi. Ama eer Tas bu aleti gerekten ok merak etmi olsayd alp onu Raistlin'e gtrrd... Bunu eski gnlerde,

ler bulduunda sk sk yapard. Ya da belki de Raistlin aleti kendisine getirmesi iin Tas' kandrmt! Bir kez aleti ele geirince Raistlin onlar da kendisiyle gelmeleri iin zorlayabilirdi. Bandan beri bunu mu planlyordu yoksa? Tas' oyuna getirip Crysania'y aldatm myd? Caramon'un kafas iyice rmt. Ya da belki de... "Tas!" diye bard Caramon, aniden harekete geerek. "Tas' bulmam gerek! Onu durdurmam g erek!" Koca adam lgnlar gibi su iindeki cppesini kavrad. Tam kapdan dra kyordu ki koca e yolunu kapatt. "Yolumdan ekil Raag," diye hrlad Caramon, telandan tamamiyle nerede olduunu unutarak. Raag devasa eliyle Caramon'un koca omuzunu tutunca, ona nerede olduunu hemen hatrl att. "Nereye kle?" Caramon renin elinden kurtulmaya alt ama Raag daha da skmaya balad. Bir atrt sesi aramon'un acdan nefesi kesildi. "Cann yakma Raag," diye geldi Caramon'un dizleri hizasndan bir ses. "Yarn dvmesi gerek Dahas, kazanmas gerek!" Raag, Caramon'u, koca bir adamn kk bir ocuu oyun olsun diye ittii kadar byk bir raha hcresine ittiriverdi. Koca sava geri geri tkezlendi ve tm arlyla ta zemine dt. "Belli ki bugn pek megulsn," dedi Arack sohbet edercesine, hcreye girip kendini yatan erine atarak. Dorulan Caramon berelenen omuzunu ovmaya balad. Gznn ucuyla hl ayakta durmu kapy k ag'a bakt. Arack devam etti "Bu kt havada zaten dar kmtn, imdi bir daha m kmaya niyetleniyorsun?" Cce ba na izin veremem. Hastalanabilirsin..." "Ha," dedi Caramon, srtmaya alp kurumu dudaklarm yalayarak. "Tas' bulmak iin yemekh idiyordum o kadar..." Darda patlayan bir gkgrltsyle gayri ihtiyari sindi. Bir 369 atrt sesinden sonra yanm odun kokusu geldi burunlarna. "Unut o ii. Kender gitti," dedi Arak omuzunu silkerek, "bana da dnmemek zere gidiyo rmu gibi geldi -her eyini toparlamt." Caramon boazn temizledikten sonra yutkundu. "Brak o zaman gidip onu bulaym..." diye b alad. Arack'n yzndeki tebessm aniden sert bir ifadeye dnt. "O ufak pi kurusu umurumda dei bma gre ondan edebileceim btn kr elde ettim, yani bugne kadar benim iin aldklarn -sana epey yatrm yaptm. Kamak iin yaptn kk planlarn suya dt kle." "Kamak m?" diye gld Caramon sahte bir edayla. "Ben hibir zaman - Anlamyorsun..." "Yani ben anlamyorum, yle mi?" diye hrlad Arack. "Benim en iyi iki dvm gitmeleri i tmeye urayor olman m anlamyorum? Beni mahvetmeye mi alyorsun?" Ccenin sesi, dar un zerine kan tiz bir viyaklamaya dnmt. "Bu ie seni kim bulatrd?" Arack'n ifad e eytani bir hal ald. "Sahibin deildi, o yzden yalan syleme. O, beni grmeye geldi." "Raist --Fist-Fistandantilus..." diye kekeledi Caramon, az bir kar alarak. Cce kendini beenmie glmsedi. "Evet. Ve Fistandantilus, byle bir ey yapabilecein konu beni uyard. Sana ok dikkat etmemi syledi. Hatta sana uygun bir ceza verilmesini bi le l nerdi. Yarnki final msabakas senin takmn ile minotaurlar arasnda olmayacak. Sana ar Kiiri, Pheragas ve Kzl Minotaur olacak!" Cce uzanarak Caramon'un yzne fkeyle bakt | onlarn silahlar hakiki olacak!" Caramon, bir an iin hibir ey anlayamadan Arack'n yzne bakt. Sonra, "Neden?" diye mrldand solgun bir sesle. "Neden beni ldrmek istiyor?" "Seni ldrmek mi?" diye kkrdad cce. "Seni ldrmel istemiyor! Senin kazanacan dnyor! 'Bu bir snav,' dedi bana,' 'en iyisi olmazsa, o kleyi istemem! Bu dv bunu kantlayacak, Caramon bana Barbar karsnda neler yapabileceini gsterdi. O] ilk snavd. Gel bu snav onun iin daha zorlatralm,' dedi bana. Ah ok ender bulunacak bir adam u senin sahibin!" Cce kkrdad, bu dnceyle ellerini dizlerine vurdu; hatta 370 Raag'dan bile, elendii anlam kartlabilecek bir homurtu sesi geldi. "ldr beni! Arkada

kar dvmem. Onlar da benimle dvmez!" "Senin bunu syleyeceini de syledi!" Cce grledi. "yle deil mi Raag! Ayn szlerle syle katten de tanyo seni! nsan sizi karde sanr! 'Yani,' dediydi bana, 'eer dvmeyi redded ki kukum yok reddedecektir, o zaman arkadalarnn onun yerine dveceklerini syle ama o an onlar Kzl Minatour ile dvecekler ve sadece Kzl Minatour'un silahlan hakiki olacak.' Caramon, o gen adamn ta zemin zerinde strap iinde, minotaurun atalndan bedenine yay irle kvranmasn tm canllyla hatrlyordu. "Uruna dvtn arkadalarna gelince" -cce burun bkt- "Fistandantilus o iin de icabn nlattklarndan sonra, onlar da arenaya kmak iin can atyorlar!" Caramon'un ba nne dt. Bir titreme tuttu. Bedeni rpertilerle sarslmaya balad, mide deinin ktlnn boyutunun muazzaml onu bunaltm, akl karanlk ve kederle dolmutu. Raistlin hepimizi kandrd, Crysaia'y, Tas', beni! Barbar' ldrmeme sebep olan Raistlin Bana yalan syledi! stelik Crysania'ya da yalan syledi. Nasl kara ay gece gn hi aydn sa, onun da birini sevmesi mmkn deil. Kz kullanyor! Ya las'? Tas! Caramon gzleri kap aistlin'in kenderi fark ettii zaman yzndeki ifadeyi ve szlerini hatrlad: "kender zaman deitirebiliyor...beni bu yolla m durdurmay planladlar?" Tas onun iin tehlike, bir tehd itti! Artk Tas'n nereye gittii konusunda bir phesi kalmamt... Dardaki rzgr uluyarak feryat etti ama iddeti Caramon'un ruhundaki ac ve keder kadar de di. Fenalaan, midesi bulanan, her yanna ince ineler batarm gibi perian olan koca sava afnda neler olup bittiinin ucunu tamamen karmt. Arack'n el hareketini grmedi, Raag' a ellerinin kendisini kavradn da hissetmedi. Bileklerinin balandn bile hissetmemit Ancak o korkun fenalk ve dehet hisleri getikten sonrayd ki uyanarak etrafndakiler! far k etmeye balad. Yerin ok altnda kk, penceresiz bir hcredeydi; byk bir ihtimalle are 371 altndayd. Raag, boynundaki demir tasmaya bir zincir takyor ve zinciri de ta duvardaki bir halkaya geiriyordu. Sonra ogre Caramon'u yere iterek bileklerini balayan deri kaylar kontrol etti. "ok sk olmasn," diye uyardn duydu ccenin sesinin, "yarn dvmesi gerek..." Uzaktan bir gk gmbrts geldi, yerin bu kadar altndan bile duyulabiliyordu. Bu sesle Car amon umutla ban kaldrd. Bu havada dvemeyiz... Cce Raag' ahap kapdan izlerken srtyordu. Tam kapy arpp kapatrken ban keden u sakal neeyle sallanyordu. "Ha, bu arada. Fistandantilus yarnn ok gzel bir gn olacan sylyor. Krynn zerindeki uzun sre unutamayaca bir gn..." Kap arplrcasna kapanarak kilitlendi. Caramon youn, rutubetli karanlkta tek bana oturuyordu. Sakindi; yaad o hastalkl hali ve ok akln her trl duygu ve histen temizlemiti. Tek banayd. Tas bile gitmiti. Akl alabilecei kimse kalmamt, artk onun yerine karar verecek kimse yoktu. Sonra, kimseye ihtiyac olmadna karar verdi. O karar almak iin. Artk biliyordu, artk anlamt. Bycler onu o yzden geri yollamlard. Onlar gerei biliyordu. Bunu kendisinin de ren mesini istiyorlard. kizi bir daha geri gelmeyecek biimde kaybol-1 mutu. Raistlin lmeliydi. Bfm 16 O gece star'da kimse uyumad. Frtna, sonunda nne kan her eyi mahvedecekmicesine kudurdu. Rzgrn iddeti bansheele biydi; srekli den yldrmlarn kulaklar paralayan grltsn bile yrtyordu. Bir sr dddelerde dans ediyor, aalar alevlenmi mealeler misali patlyordu. Dolular sokaklarda takrdyor, sryor, evlerin tulalarn ve talarn kryor, en kaln camlar paralyor, iine vahi saldrganlar gibi girmesine olanak salyordu. Sel sular pazar tezghlarn, es feslerini, arabalar sokaklardan kopararak srklyordu. Yine de kimsenin burnu bile kanamamt. Sanki tanrlar son saatte ellerini lmllerin zerine siper etmi, onlarn bu uyanlara kulak asmalarn umuyor, yalvaryor-lard. afak vakti frtna durdu. Dnya aniden derin bir sessizlie gmlmt. Tanrlar, nefes alma alamadan, belki dnyay kurtarmaya deecek kk bir haykr karrlar korkusuyla bekledil

Gne soluk mavi, sulu bir gkyzne dodu. Gnei karlamak iin ten bir ku olmamt; y h *banshee olmu kotu elf kadnlarnn ruhu 372 373

meltemi yoktu. Hava hareketsizdi, lmcl bir sakinlik vard. Dumanlar, iin iin yanan aal an gkyzne doru dosdoru bir hat halinde ykseliyor, sel sular sanki koca bir tpa alm akp gidiyordu, insanlar, fazla bir zarar olmad iin gzlerine inanamayarak darya sz onra birbirini izleyen uykusuz geceler yznden yataklarna dnyorlard. Fakat star'da geceyi rahat ve huzur dolu bir uykuyla geiren en azndan bir kii vard. A slnda bu ani sessizlik onu uyandrmt. Tasslehoff Burrfoot'un anlatmaya pek bayld gibi ark Orman'da hayaletlerle konumutu, birok ejderha grmt (ikisine binmiti), lnetli S rusu'na ok yaklamt (ne kadar yaklat her defasnda biraz daha deiip yaknlayordu) i krmt ve ahsen Karanlklar Kraliesi'nin (biraz yardmla) yenilmesinden sorumlu olan oy Sadece bir frtna, hatta bunun gibi bir frtna onu uykusuz brakmak bir yana tabii ki k orkutamayacakt bile. Byl aleti yeniden ele geirmek basit bir i olmutu. Tas, J Caramon'un aleti saklad yer bir zek rn olduunu | dnd iin duyduu o ocuka gururunu dnerek ban sallad. apt o gizli yer, yandaki herhangi bir kender tarafndan anlalabilirdi. Tas byl aleti hevesle sandktan karttktan sonra alete merak ve zevkle bakmaya balad. muhafazas iinde katl duran aletin ne kadar irin ve tatl olduunu unutmutu. Bu aleti y bir mucize yaratmas iin kendi elleriyle deitirmesi imknsz gibi grnyordu gzne! Tas, aceleyle aklndan Raistlin'in talimatlarn tekrarlad. Byc bu talimatlar birka gn mi ve ona ezberletmiti -Tas'n yazl bir bilgiyi hemen kaybedeceini bilen Raistlin bu ko nuda Tas' serte uyarmt. Zor deildi ve Tas birka dakikada ezberleyivermiti. Zamann kendine aittir zerinde gidip gelsen de. Sonsuzluk iinde almlarnn Gryorsun dnp durduunu, Akna mani olma. Baa ve sona sk sk sarl Onlar kendilerine doru evir tekrar ki 374 Kaybolan her ey emniyette olsun. Kaderin kendi bandan geecek. Alet o kadar gzeldi ki Tas onu inceleyerek uzun saatler oyalanabilirdi. Ama fazla zaman yoktu, o yzden aceleyle bunu keselerinden birini iine sokup dier keselerini a larak (yolda yanna almaya deer bir eylerle karlarsa diye -ya da gelip onu bulan bir e r olursa diye) cppesini giydi ve dar kt. Yolda giderken, daha birka gn nce byc i n konumay dnd. "Aleti bir gece nce 'dn al,'," diye akl retmiti Raistlin ona. "Frtna ok korkun ol an Caramon gitmeyi aklna koyabilir. Ayrca Tapnan Kutsal Odas diye bilinen odasna grn en rahat, frtna kyametleri kopartrken girebilirsin. Frtna sabah sona erecek; o zaman Kralrahip ile vekilleri dinsel trenlerine balayacaklardr. Kralrahip'in Tanrlara iste klerini dile getirecei yer oras olduu iin Kutsal Oda'ya gideceklerdir. "Sen de odada olmalsn ve Kralrahip'in konumas bitince aleti hemen harekete geirmelisi n..." "Nasl durduracak?" diye szn kesmiti Tas hevesle. "Aletten gklere doru falan bir k h mi ykselecek? Kralrahip'i yere mi yaptracak?" "Hayr," diye cevaplad Raistlin yava yava ksrerek, "alet -m- Kralrahip'i yere yaptrma . Ama k konusunda haklsn." "yle mi?" diye az bir kar ak kald Tas'n. "Sadece bir tahminde bulunmutum! Bu mkem sihirli zmbrtlar konusunda usta oluyorum artk galiba." "Evet," diye cevap verdi Raistlin inceden inceye alay ederek, "imdi szm kesme de dev am edeyim...." "zr dilerim, bir daha olmaz," diye zr diledi Tas; sonra Raistlin ona hiddetle baknca azn kapatt. "Kutsal Oda'ya gece szmalsn. Sunan arkasnda perdeler dizilidir. Oraya saklan, kimse se

ni fark etmez." "Sonra da Afet'i durduracam, Caramon'a geri dneceim ve olup biteni ona anlatacam! Bir kahraman olacam..." Aniden aklna bir ey gelen Tas durdu. "Ama, hi balamayan bir eyi du urursam nasl bir kahraman olacam? Yani, onlar nereden bilecekler benim byle bir ey yap tm eer ben..." 375 "A, onlar bilir..." dedi Raistlin yumuak bir sesle. "Bilirler mi? Ama hl anlamyorum. .. Ay galiba senin iin var. Gitsem mi acaba? Tamam. Sylesene, btn bunlar olup bittik ten sonra sen gideceksin," dedi Tas, Raistlin'in eli omuzunda kapya doru itelenirk en. "Nereye gideceksin?" "Nereye istersem," dedi Raistlin. "Seninle gelebilir mi yim?" diye sordu hevesle. "Hayr, sana kendi zamannda ihtiyalar olacaktr," diye cevap verdi Raistlin kendere garip garip bakarak -ya da Tas, o anda yle dnmt. "Caramon'a gz ak olman iin..." "Evet, sanrm haklsn." Kender iini ekti. "Hakikatten ona gzkulak olmak gerekiyor." Kap vardlar. Tas bir an iin kapya baktktan sonra dalgn dalgn baklarn Raistlin'e kaldrd e beni...hani geen seferki gibi bir yerlere yle hop diye gtremezsin deil mi? ok elence iydi..." Derin bir i eken Raistlin mecburen, kenderi bir rdek havuzuna hop diye gnderdi; kende r mest olmutu. Kender, Raistlin'in kendisine bu kadar iyi davranm olduu baka bir zama n da hatrlamyordu aslnda. Bu, Afet'i durduruyor olmamdan kaynaklanyor olsa gerek, diye karar verdi Tas. Byk b ir ihtimalle gerekten bana minnettar ve bunu nasl adam gibi ifade edeceini bilemiyo r. Ya da belki de kt olduu iin onun minnettar olmasna izin verilmiyordun Bu ilgin bir dnceydi; her yanndan sular damlayarak havuzdan kp arenaya doru giden Ta lnda bu vard. Olmayacak olan Afet'ten bir gece nce arenay terk ederken de aklna bu gelmiti ama Rai stlin hakkndaki dnceleri kabaca yarm kalmt. Frtnann ne kadar ktlemi olduunu f deti arenadan dar frladnda, onu hakikatten yerden kaldrp arena duvarna yaptrd etmiti. Tekrar nefeslenmek ve krlp dklen bir eyler oldu mu diye bakmak iin bir an du ktan sonra kendini yerden kaldrarak, elinde sk sk tuttuu tlsml aletle yeniden Tapna ilerlemeye balamt. Bu kez, binalar kucaklaya kucaklaya gidecek kadar akl selim sahibi biri gibi davra nm, rzgrn kendisini buralarda o kadar hrpalamadn fark etmiti. Aslnda frtna iin bir deneyim gibi gelmiti ona. Bir keresinde yanndaki aalardan birine yldrm dm aa 376 etmiti. (Sk sk 'parampara'nn ne olduunu merak ederdi.) Baka bir seferinde de sokaktan kmakta olan suyun seviyesini yanl tahmin etmi ve kendisini aaya doru byk bir hzla s n bulmutu. Eer nefes alabiliyor olsayd bu elenceliydi ve daha da elenceli olabilirdi. Sonunda sular onu, olduka ani bir ekilde, tekrar ayaa kalkmasn ve yolculuuna devam et mesini mmkn klan bir arka sokaa atverdi. O kadar maceradan sonra Tas, Tapnak'a vardna neredeyse zlmt ama -kendisine nemli G atrlatarak- baheden szld ve ieri girdi. Bir kez ieri girince Raistlin'in de nceden etmi olduu gibi frtnann yaratt karklkta kendisini kaybettirmek kolay olmutu. Ra a kouturuyor, sular boaltmaya, paralanm pencerelerdeki krk camlar toplamaya al yeniden yakyor, bu gerginlie daha fazla dayanamayanlar teselli ediyorlard. Kutsal Oda'nn nerede olduuyla ilgili hibir fikri yoktu ama yabanc yerlerde dolanmak kadar houna giden baka bir ey de yoktu. ki, saat (ve ien birka keseyle) gezdikten s tam Raistlin'in tariflerine uyan bir oda buldu. Oday aydnlatan meale yoktu; oda o srada kullanlmyordu ama imekler kenderin suna ve n'in tarif ettii perdeleri grebilmesine olanak salayacak kadar aydnlatyordu ortal. O te kadar olduka yorulmu olan Tas dinlenebileceine memnun oldu. Oray aratrp, can skc mde bo olduunu anladktan sonra (o da bo olan) mihrab geip perdelerin altna dald ve (y un olmasna ramen) Kralrahip'in lml insanlarn gzlerinden gizli kutsal merasimler dzenl gizli bir maara bulmay umdu. Etrafa bakmnca iini ekti. Hibir ey. Sadece perdelerle kapl bir duvar. Perdelerin arkas a oturan Tas kurusun diye pelerinini serdi, tepe san skarak suyunu aktt ve vitrayl cam ardan gelen imeklerin nda keselerine den ilgin nesneleri incelemeye balad. Bir sre sonra gzkapaklarn tayamamaya balad; esnerken de enesi armaya balamt. Y dald; gk gmbrtlerinden biraz rahatsz oluyordu o kadar. Son dncesi Caramon'un, yoklu rk etmi olup olmadyd; eer fark ettiydiyse acaba ok kzm myd?...

Bundan sonra Tas'n hatrlad ey sessizlik olmutu. imdi, 377 sessizliin onu derin uykusundan nasl kaldrd, karlat ilk byk gizdi. Tam olarak n aka bir gizdi ama sonra bunu hatrlad. A, evet. star Kralrahip'inin Tapnak'nn Kutsal Oda'sndayd. < O gn, Afet gnyd; ya da ayd yle olacakt. Ya da daha j dorusu o gn Afet gn deildi. Ya da o gn eskiden olsayd gnyd. Btn bunlar son derece kafa kartrc bulan Tas -zatenl zaman deitirmek yete iciydi- bu konuda! dnmemeye, onun yerine neden ortaln bu kadar sessiz olduunu bulmaya rar verdi. Sonra, aklna geldi. Frtna durmutu! Ayn Raistlin'in d can sylemi olduu gibi. Ayaa rdelerin arasnda Kutsal Oda'ya bakt. Pencereden dardaki parlak gne gryordu. Ta kundu. Saatin ka olduuna dair hibir fikri yoktu fakat gnein par-l laklndan sabah ortalarnda nu tahmin ediyordu. Ayinini biraz sonra balamas gerektiini hatrlad; Tapnak' dolan'' mek de biraz vakit alrd. Kralrahip tanrlara tam gnein ~* yksek noktada olduu, Tam le inde seslenecekti. Tas tam bu konuda dnrken anlar almaya balad, san! tepesinde almlard; anlarn sesi onu gk grltlerinden dah ok korkutmutu. Bir an iin, hayat boyunca bu an seslerinder baka bir ey duymamaya m mahkum edilmi olduunu dn-J meye balamt. Sonra tepesindeki kuledeki anlar durdula* birka dakika sonra kafasnn iindekiler de durdu. Derin bir nefe alarak yeniden perdelerin arasndan Oda'ya bakt; tam birilerini oraya gelip temizlik yapma ihtimalleri olup olmadn dnl yordu ki odaya glge gibi bir suret szld. Tas geri ekildi. Perdeyi bir atlak kadar ak tutarak, tek bu gzyle bakmaya balad. Suretin ba eildi, admlar yava vd kararszd. Bir an iin, sanki daha fazla gidemeyecek kadar yorgun! mu gibi sunan yannda duran ta sralardan birine dayand sonra dizleri zerine kt. Hemen hemen Tapnak'taki herkes gib beyazlar giymi olmasna ramen, bu suret her naslsa Tas'a tandk geliyordu; bylece suretin dikkatinin zerinde olmadna emin olduu bir srada perdedeki aray biraz daha amay gze ald. "Crysania!" dedi kendi kendine ilgiyle. "Acaba neden bu kadar erken gelmi buraya? " Derken her yann ani bir hayalkrkl kaplad. Ya, kz da buraya Afet'i durdurmaya geldi "Hay Allah! 378 Raistlin benim durdurabileceimi sylemiti," diye mrldand Tas. Sonra Tas kzn konutuunu fark etti -kz ya kendi kendine konuuyor, ya da dua ediyordu- T as, hangisi olduuna emin olamad. Gze alabildii kadar perdeye yaklaarak kzn hafif szl dinlemeye balad. "Paladine, ebedi iyiliin en ulu, en byk tanrs, gnlerin bu en zcsnde duy beni. Gelec durduramyacam biliyorum. Belki yaptn eyleri sorgulamam bile benim inancmn eksikli etidir. Senden btn istediim u: Anlamama yardm et! Eer lmem gerekiyorsa, nedenini anlam m sala. lmmn bir ie yarayacan grmeme izin ver. Buraya yapmak iin geldiim her ey bana. "Grlmeden burada kalmam ve hibir lml kulan duymad ve anlatatabilecek kadar yaam erini dinlemeyi bahet. O iyi bir adam, belki de ok fazla iyidir." Crysania'nn ba elle ri arasna kt. "nancm pamuk ipliine bal," dedi kz, o kadar alak bir sesle ki Tas an u. "Bu korkun hareket iin bana bir mazeret gster. Eer bu senin sama bir kaprisinse, ng d gibi leyim; hatta belki de ok nceleri gerek Tanrlara olan inanlarn kaybedenlerle ..." "Onlarn inanlarn kaybetmi olduklarn deil de Saygdeer Rahibe," diye geldi bir ses ha neredeyse kenderin perdeden odaya doru dmesine neden olarak, "gerek Tanrlara olan ina nlarnn yerini, sahte Tanrlara olan inanlarnn aldn syle; yani para, g, ihtiras. Crysania ban kaldrd, nefesi kesilmiti, ayn Tas gibi; ama kenderin nefesini kesen kzn d, kzn yannda cisimlenen prltl suret deil. Belli ki Crysania gecelerdir uyumuyordu, kararm, alm, yzne gmlmt. Yanaklar kk, dudaklar kuru ve atlakt. San bi ku ve dehetle o garip, hayaletimsi surete bakarken salar kara rmcek alar gibi yzne d "Kim-kimsin sen?" diye kekeledi kz.

"Adm Loralon. Seni alp gtrmeye geldim. Senin lmen istenmemiti Crysania. Artk Krynn ze deki son gerek rahibe sensin ve sen de gnler nce buradan ayrlm olan bizlere katlabilir in." "Silvanesti'nin Ulu Rahibi Loralon," diye mrldand Crysania. 379

Uzun sre adama baktktan sonra ban eerek evirdi, gzleri mihraba doru dnmt. "Gidem erte, diz kerken elleri nnde sinirli sinirli birlemiti. "Henz gidemem. Kralrahip'i d em gerek. Anlamam gerek..." "Yeterince anlamadn m?" diye sordu Loralon sert bir ekilde. "Bu gece ruhunda neler hissettin?" Crysania yutkunduktan sonra titreyen eliyle san geriye doru dzeltti. "Korku, tevazu," diye fsldad. "Herhalde herkes tanrlarn gc karsnda bunu hisseder..." "Baka bir ey hissetmedin mi?" diye srar etti Loralon. "Kskanlk belki? Onlarla rekabete girme arzusu? Ayn seviyede varolmak?" "Hayr!" diye cevap verdi Crysania hiddetle; sonra kzararak yzn evirdi. "imdi benimle gel Crysania," diye srar etti Loralon. "Gerek bir inancn, gnlden dorulu hi kuku duymad eye inanmak iin delile, mazerete ihtiyac yoktur." "Gnlmn syledii szler aklmda bo bo yanklanyor," diye karlk verdi Crysania. "Onla r ey deil. Gerei, gn nda btn berraklyla gerei grmem gerek! Hayr seninle ge ada kalp ne dediini duyacam! Tanrlarn hakl olup olmadn anlayacam!" Loralon kza hiddetten ok bir acma ifadesiyle bakt. "Sen a bakmyorsun, nnde duruyor glge, kendi glgen. Bir daha ancak karanlk tarafndan kr olunca ak ak grmeye balay a...bitmeyen bir karanlk tarafndan. Hoakal Saygdeer Rahibe." Tasslehoff gzlerini krptrarak etrafna baknd. Yal elf yok olmutu! Acaba oraya gere iydi? diye merak etti kender huzursuzlukla. Ama gelmi olmalyd nk Tas hl onun szlerin layabiliyordu. rpermi ve kafas karmt. Ne demek istemiti? Her ey ok garip geliyordu ki ya Crysania ne demek istemiti -buraya lmek iin gnderilmekle? Sonra, kender neelendi. Her ikisi de Afet'in olmayacan bilmiyordu. Crysania'nn iinin k arark, cannn skkn olduuna amamak gerekti. "Dnyann mahvolmayacan renince byk bir ihtimalle epey bir neelenir," dedi Tas kendi . Sonra kender uzaktaki baz seslerin bir ark iinde ykseldiini duydu. Ayin! Balyordu. T redeyse heyecandan bir lk atacakt. Bulunmaktan korkutuu iin hemen eliyle azn kapa n bir kez daha aceleyle Crysania'ya bakt. Kz yalnz bana oturmutu, mzik sesi onun oldu ere sinmesine neden oluyordu. Mesafeden dolay bozulan mzik tiz, kaba ve sevimsiz g eliyordu. Kzn yz ylesine kl rengiydi ki Tas bir an iin telaland fakat kzn dudaklar lerinin karardn grd. Kz grmeden, kavuturmu olduu ellerine bakyordu. "Yaknda kendini daha iyi hissedeceksin," dedi Tas kza sessizce; sonra kender o hari ka sihirli aleti kesesinden karmak iin perdenin arkasna dald. Yere oturup, aleti elin e alarak beklemeye balad. Ayin sanki sonsuza kadar devam etti, en azndan kender iin yleydi. Esnedi. nemli Grev' in skc olduuna kuku yok, diye karar verdi rahatsz olarak ve her ey olup bittikten sonr birilerinin yaptklarn takdir etmesini diledi. Sihirli aleti yle bir elden geirmeyi is erdi ama Raistlin zaman gelinceye kadar aleti ellememesi, sonra da talimata kelim esi kelimesine uymas konusunda onu iyice uyarmt. Raistlin'in gzlerindeki ifade o kada r kararlyd, sesi o kadar souktu ki, bu kenderin umursamaz tutumuna nfuz etmiti. Tas, neredeyse kprdamaktan korkarak elinde sihirli alet, oturuyordu. Sonra, tam mitsizlie kaplp vaz geecekken (ve tam sol aya yava yava karncalanmaya ba kapnn nnde nlayan gzel sesler duymaya balad! Perdelerin arasndan parlak bir k do nder merakn yenmeye alsa da sonunda yle bir gz atmaktan kendini alamad. Sonu olarak hip'i hi grmemiti. Olup biteni bilmesi gerektiini kendi kendine tekrarlayarak, yenid en perdenin arasndaki aralktan gizlice bakt. Ik onu neredeyse kr etmiti. "Ulu Reorx!" diye mrldand kender, gzlerini elleriyle rterek. Bir zamanlar, daha ocukke n gerekten devasa altn bir para olup olmadn ve eer yleyse, onu gkten nasl indirebil nlamak iin gnee nasl baktn hatrlad. Sonra da gzlerinde nemli bezlerlerle gn y mt. "Bunu nasl yapyor merak ediyorum?" diye sordu Tas, ancak parmaklar arasndan bakmaya cesaret ederek. In tam gbeine,

381 380

gnee bakm olduu gibi bakyordu. Ve gerei grd. Gne altn bir para deildi. Karlrahi adamd. Kender, adamn gerek grntsn grdnde Crysania'nn yaam olduu o berbat oku yaama Tas'n Kralrahip'in neye benzemesi gerektii konusunda pein bir hkm olmamasyd. Kender ke inlikle hibir eyden ve hikimseden korkmazd (geri o da l valye Lord Soth'un yannda k biraz garip hissettiini itiraf ediyordu). O yzden kutsallarn kutsal Kralrahip'in ort a yal, salar seyrelmeye balam, uuk mavi gzl, bir alla taklp kalm bir ceylan am olduunu grdnde birazck armt. Tas armt -ve hayal krklna uramt. "Btn bu zahmete bir hi iin katlanmm," diye dnd kender rahatsz olarak. "Bir Afet o ateten bir da, bu adam beni, suratna bir tabak pasta atacak kadar bile kzdramaz." Fakat Tas'n elinden baka bir ey gelmiyordu (ayrca bu sihirli aleti altrmak iin lp ) o yzden oralarda oyalanp, olup bitenleri seyredip, dinlemeye karar verdi. Sonu ol arak bir eyler de olabilirdi. Kzn bu konuda neler dndn merak ederek Crysania'y gr Kralrahip'in etrafndaki k emberi odada baka bir eyi grmesini engelliyordu. Kralrahip, yava yava hareket ederek sunan nne ilerledi, gzleri sa solu kolaan ediyo s, Kralrahip'in Crysania'y grp grmeyeceini merak etti ama belli ki kendisi de kendi emiti nk etraf tarayan gzleri kzn zerinden geip gitmiti. Mihraba varnca Crysania ek iin diz kmedi. Tas adamn tam diz kmeye niyetlendiini ama sonra hiddetle ban sall ayakta kaldn dnd. Mihrabn biraz solunda, arkasnda olduu iin bulunduu yerden Tas adamn yzn rahat rahat yordu. Bir kez daha kender elindeki sihirli aleti heyecanla sk sk tuttu. nk sulu gzle ki mutlak dehet bir kibir maskesi ardna gizlenmiti.. "Paladine," dedi boru gibi bir sesle; Tas'a, adam sanki kendinden alt seviyede bi riyle konuuyormu gibi geldi. "Paladine, etrafm saran ktl gryorsun! Krynn'i son gn laketlere tanksn. Bu ktln zellikle bana yneltilmi olduunu biliyorsun nk bu kt Artk sen de u denge dsturunun bir ie yaramayacan 382 anlamsndr!" Kralrahip'in sesi boru gibi sert kmyordu artk, bir flt gibi yumuamaya balamt. "Tabi n anlyorum. Eski gnlerde bu dsturu yerine getirmek zorundaydnz, zayf olduunuz zamanla . Ama artk ben varm, sizin sa kolunuzum, Krynn zerindeki gerek temsikinizim. Birletird miz kudretimizle ktl bu dnyadan silip sprebilirim! Ogre rklarn yok edeceim! Yolun hizaya sokacam! Sizin yaratmam olduunuz rklar olan cceler, kenderler ve gnomelar iin klarda yurtlar bulacam..." Ne kadar onur krc! diye dnd Tas fkelenerek. Bunun zerine bir da atmalar! "Ve byk bir ihtiamla hkm sreceim," diye ykseldi Kralrahip'in sesi ykselen bir uyumla ur Ryalar a'yla bile rekabet edecek bir a aarak!" Kralrahip kollarn at. "Sen bunu fazlasn Huma'ya balamtn Paladine, o ki soyu olmayan bir aileden gelen hain bir valy ana da bu topraklar karartan ktln glgelerini uzaklatrmam iin g vermeni talep ed Kralrahip ellerini kaldrm sessizce bekliyordu. Tas da nefesini tutmu bekliyor, sihirli aleti sk sk elinde tutuyordu. Derken kender hissetti: Cevab hissetti. zerine bir dehet kt, daha nce hi tatmam old orku, hatta Shoikan Korusu veya Lord Soth'un karsnda bile hissetmedii bir korku. Tit reyen kender dizleri zerine kt; alayp titreyerek ban edi ve grnmeyen bir merhamet edi. Perdenin gerisinde kendi anlalmaz mrltlarnn yanklandn duyabiliyor, Crysania' duunu ayn kzgnln onun da iinde, ayn frtnadaki yldrmn gbrdemesi gibi patlad Fakat Kralrahip tek bir sz bile sylemedi. Tapnak'n geni duvarlar ve tavan yznden gr lere doru byk bir beklentiyle bakarak ylece kalakalmt...kendi yznden gremedi . 383 B(m 17 ___ Tutaca yol konusunda kesin bir karara varm olan Caramon yorgun bir uykuya dald ve birka saat boyunca kendisine her eyi unutmak bahedildi. Raag'n arkasna eilip zincirlerini krmaya balamasyla, uykusun dan srayarak uyand.

"Bunlar ne olacak?" diye sordu Caramon, birbirine bal bileklerini kaldrarak. Raag ban sallad. Arack, Caramon'un bile silahszken Raag'la baa kmay deneyecek kadar olduunu zannetmedii halde, bir gece nce adamn gzlerinde, hibir eyi riske atmamasn k kadar bir delilik grmt. Caramon iini ekti. O da gerekten, dn gece birok eyi gzden geirmi olduu gibi bunu y den geirmi ama uygun bulmamt. nemli olan canl kalabilmekti -en azndan Raistlin'in ld oluncaya kadar. Ondan sonra da, hibir eyin nemi yoktu... Zavall Tika...Bekleyecek, bekleyecekti, ta ki gnn birinde uyanp, onun bir daha yuvasn a dnmeyeceini anlayncaya kadar. "Kprda!" diye homurdand Raag. Arenann altndaki depo odalarndan yukar kan rutubetli dner merdivenlerden ogreyi izleye Caramon kprdand. Ban sallayarak, Tika'y aklndan uzaklatrd. Bu tr dnceler 384 kararllna etki edebilirdi, byle bir eyi gze alamazd. Raistlin mutlaka lmeliydi. Sank gece nceki imek Caramon'un aklnn yllardr karanlkta kalan bir ksmn aydnlatmt. ihtirasnn gerek uzantsn, gce olan arzusunu grmt. Sonunda Caramon onun adna mazere tan vazgemiti. Bu onu zmt ama kara elf Dalamar'n dahi Rasitlin'i kendisinden, yani iki kardeinden daha iyi tandn itiraf etmek zorunda kalmt. Sevgi gzn kr etmiti; belli ki ayn eyi Crysania'ya da yapmt. Caramon'un aklna Tanis af geldi: "Sevgiden yaplan bir eyden ktlk geldiini hi grmedim." Caramon burnunu bk eyin bir ilki vard: bu da yal Flint'in en sevdii laft. lki...ve sonu. Nasl yapacak da kardeini ldrecekti, bilemiyordu Caramon. Ama endielenmiyordu. inde gar p bir huzur hissi vard. Kendisini hayrete dren bir netlik ve mantkla dnyordu. Bu ii leceini biliyordu. Raistlin de onu durduramayacakt, bu kez durduramayacakt. Zaman y olculuu bys iin bycnn btn dikkatini bir noktaya toplamas gerekiyordu. Caramon'u d ek tek ey lmn kendisi olabilirdi ancak. O yzden Caramon kendi kendine byk bir ciddiyetle hayatta kalmas gerektiini sylyordu. Arack ile Raag ona zrhn giydirmeye alrken o kln kprdatmadan, tek bir sz sylemed z durdu. "Bundan holanmyorum," diye mrldand cce birka kere, ogre ile Caramon'u giydirirken. Koc adamn sakin, ifadesiz yz, cceyi saldrgan bir boadan daha ok huzursuz ediyordu. Arack' Caramon'un heyecansz yznde bir yaam prlts grd tek zaman, ksa klcn kemerine adam baklarn klca indirmi, ie yaramayan bir alet olarak bakmt. Arack onun buruk b ssm ettiini grd. "Gzn ondan ayrma," diye talimat verdi Arack; Raag bayla olur iareti yapt. "Ayrca are aya kadar onu dierlerinden ayr tut." Raag yeniden bayla onaylar gibi bir hareket yapt, sonra elleri bal Caramon'u arenann a ltnda dierlerinin de bekledii yere doru gtrd. Girince Kiiri ile Pheragas, Caramon'a do baktlar. Kiiri'nin dudaklar kvrld, sonra souk bir edayla ban evirdi. Caramon, Pher aklarn gzn krpmadan 385

karlad; gzlerinde ne bir yalvar, ne de bir yakar ifadesi vard. Belli ki Pheragas'n bu deildi. lk bata siyah adamn akl karm gibi grnyordu, sonra -Kiiri'den gelen bi ra- o da arkasn dnd. Ama Caramon adamn omuzlarnn dtn, ban salladn grd. Tam o srada kalabalktan bir gmbrt kopmutu; Caramon baklarn grebildii kadaryla tr Neredeyse gn ortas olmutu ve Oyunlar, Tam le vakti balard. Gne gkyznde parlyord a olsa uykularn alm olan-insanlar olduka kalabalkt ve keyifleri de yerindeydi. Kalabal hn arttrmak ve tansiyonu ykseltmek iin birka n dv konulmutu. Fakat asl gsteri - ya zgrln kazanacak olan kleyi ya da- Kzl Minotaur gibi kendisine yllar boyu yetecek ir serveti kazanacak kiiyi belirleyecek Final Msabakas'yd. Arack ilk birka dvn hzn akllca ayarlayarak biraz hafif, hatta komik tutmutu. Bu i ccesi ithal etmiti. Onlara gerek silahlar vererek -tabii ki zavalllar bunlarn nasl kul anldklarna dair bir fikre sahip deildi- bunlar arenaya salmt. Seyirci zevkini uluyara termi, kendi kllarna basarak den, birbirlerini hanerlerinin kabzalaryla vurmaya al viyaklayarak arenadan kaan lam ccelerinin grnts karsnda glmekten gzlerinden ya a tabii ki seyirciler bu olayn tadna, sonunda btn silahlar bir yana frlatp atarak bir ur savana tutuan lam ccelerinin kendileri kadar ok varamamlard. Onlar ringden ind r kullanmak zorunda kalmlard.

Kalabalk alklamt ama artk ana gsterileri istedikleri iin, biraz da sabrszca ve ne rn yere vuruyorlard. Tam bir gsterici olan Arack bunun seyircinin heyecann arttracan nden biraz devam etmesini salad. Haklyd da. Ksa bir sre sonra kalabalk alklayp, aya e vurup barrken tribnler sallanmaya balamt. Ve bylece kalabalktan hi kimse ilk sarsnty hissetmedi. Caramon hissetti, toprak ayann altnda titrerken midesi kasld. Korkudan donup kalmt n deil, amacna ulamadan lmekten korkuyordu. Baklarn endieyle havaya evirerek Afet h uyduu btn efsaneleri hatrlamaya alt. Dan akamst vakitlerinde arptn hatrlad 386 zannediyordu. Ama tam ateten da star ehrine arpp onu topran derinliklerine gmp de larla rtmeden nce depremler olmu, yanardalar patlam, Krynn'in drt bir yannda feci do tleri yaanmt. Caramon gemileri, star'n Kan Denizi diye bilinen yerdeki girdap tarafndan yutulduunda grdkleri lnetli ehrin enkazn tm netliiyle gznde canlandrabiliyordu. O zaman onlar leri kurtarmt ama bu insanlarn bir kurtuluu olmayacakt. Bir kez daha erilip bklm, alar geldi gznn nne. Ruhu dehetle irkildi; aniden bu grntleri aklndan uzak tutmu o k etti. Bunun olacana gerekten inanmyordum, dedi kendi kendine; yer sarslrken o da korkuyla sa rslyordu. nmde sadece saatler var, belki o kadar bile zamanm yoktur. Buradan ayrlmaly Raistlin'e ulamalym! Sonra sakinleti. Raistlin onu bekliyordu. Raistlin'in ona ihtiyac vard ya da en aznda n "eitimli bir dvye" ihtiyac vard. Raistlin ona yeterince zaman salamt mutlaka -k ine ulaacak kadar bir zaman brakmt. Ya da kaybettiinde yerine bir bakasn ayarlayaca zaman. Yine de Caramon sarsntnn getiini ii ferahlayarak hissetmiti. Sonra, Final Msabakas' den Arack'n sesinin arenann ortasndan geldiini duydu. "Bir zamanlar bir takm olarak dvyorlard baylar, bayanlar; ve hepinizin de bildii gibi un sredir buralarda grdmz en iyi takmdlar. Birok kere, takm arkadalarnn hayatn di hayatlarn tehlikeye atmlard. Karde gibiydiler" -bu sz Caramon'un boynunun bklmesi den olmutu- "ama artk acmasz birer dmanlar, baylar, bayanlar. nk iin iine zgrlk unlar'n en byn kazanmak girince, sevginin geriye ekilmesi gerekiyor. Bunun iin her e ni verebileceklerine emin olabilirsiniz baylar, bayanlar. Bu dv; irine Kiiri, Ergoth 'lu Pheragas, Galip Caramon ve Kzl Minotaur arasndaki lmne dv. Elden ayaktan dmede adan ayrlamayacaklar!" Kalabalk tezahratta bulunup grledi. Olanlarn numara olduunu bildikleri halde, kendi k endilerine yle olmadn telkin etmek holarna gidiyordu. Hayvani yz her zamanki gibi ki grnen Kzl Minotaur karken grlt daha da ykseldi. Kiiri ile 387 Pheragas nce ona, sonra da elinde tuttuu gladyatr atalna, sonra da birbirlerine baktla r. Kiiri'nin eli hanerini sk sk kavrad. Caramon topran yeniden titrediini hissetti. Sonra Arack onun ismini syledi. Oyunlar'n balama zamanyd. Tasslehoff ilk sarsntlar hissetti; bir an iin bunun kendi hayal gc olduunu dnd, sa larnda dolanan o korkun hiddettin bir tepkisiymi gibi. Sonra perdelerin bir ileri, bir geri sallandm grd ve ne olduunu anlad... Aleti harekete geir! diye geldi bir ses Tasslehoff un zihnine. Elleri titreye tit reye asaya bakan Tas talimat kendi kendine tekrarlad. "Zamann kendine aittir, dur bakalm, yzn kendime doru evireceim. Tamam. zerinde gidip en de. Bu plakay sadan sola doru eviriyorum. Sonsuzluk iinde almlarnn gryorsun: a irbirine ubuklarla bal iki disk oluturuyor....alyor!" Son derece heyecanlanan Tas de tti. "Gryorsun dnp durduunu, bana dnk olan tepesini saat ynnn aksi ynnde, aada . Asann zincirinin serbest olup olmadna bak. Tamam, ite yle. imdi, Baa ve sona sk s nen byle ve Onlar kendilerine doru evir tekrar ki kaybolan olan her ey emniyette olsu n. Zincir kendiliinden ana bedene dolanyor! Kaderin kendi bandan geecek. Onu bann ze tut ve -Bekle! Yolunda gitmeyen bir eyler var! Bence bu olmamalyd..." Aletten kk bir tal para derek Tas'n buruna arpt. Sonra baka, derken baka bir par kender minik ziynet paralarnn yamuru altnda kalncaya kadar. "Ne?" Tas, deliler gibi tepesinde tuttuu alete bakt. lgnlar gibi ularn yeniden evird kez ziynetli paralarn yamuru, sanaa dnerek yere neeli, ngrak sesleriyle dt. Tasslehoff emin deildi ama aletin byle yapmamas gerektiini dnyordu. Yine de kimse bil

zdi, zellikle de sz konusu byclerin oyuncaklarysa. Nefesini tutmu alete bakyor, . Yer, aniden ayaklarnn altndan kayd, pedelerden geip Kralrahip'in ayaklarnn dibine sere serpe dt. Fakat adam kl rengi yzl kenderi grmedi bile. Kralrahip etrafna muhteem bir ilgisizlikle bakyor, dalgalar gibi oynaan perdeleri, aniden mermer mihrapta oluup d allanan minik atlaklar merakla seyrediyordu. Sanki bunun tanrlarn rzas olduuna eminmi bi kendi kendine glmseyen Kralrahip ufalanmakta olan mihraptan dnerek, sralarn ortasnd aki yoldan geri dnmeye balad, titreyen sralar geti ve Tapnak'n ana blmne kt. "Hayr!" diye inledi Tas aleti sallayarak. Tam o anda asann iki ucunu birbirine bala yan tp elinde ayrlverdi. Zincir parmaklar arasndan kayd. Yava yava, neredeyse zerind t zemin kadar titremekte olan Tasslehoff zor bel ayaa kalkt. Elinde, byl aletin par d. "Ben ne yaptm!" diye bard Tas. "Raistlin'in talimatna harfiyen uydum, eminim uydum! B en..." Aniden kender her eyi anlad. Gzyalar parlak, krk paralarn gzleri nnde bulanklam rdu. "Bana o kadar iyi davranmt ki," diye mrldand Tas. "Talimat tekrar tekrar tekrarla mt bana: Doru rendiine emin olmak istiyorum, demiti." Tas gzlerini sk sk yumdu, ir rya olduunu anlamay umarak. Ama gzlerini atnda, yle olmad. "Talimat doru rendim. Benim onu krmam istemi!" diye zrlad Tas titreyerek. "Neden? He i burada aresiz brakmak iin mi? Hepimizi lme terk etmek iin mi? Hayr! O Crysania'y is or, Kule'deki bycler yle sylemiti. Tamam ite!" Tas olduu yerde dnd. "Crysania!" Fakat rahibe onu ne gryor, ne de duyuyordu. Diz kt yerde zemin dizleri altnda salland kprdamadan, dosdoru nne bakan Crysania'nn gri gzleri meum, iten bir kla parlyor mi gibi kenetlenmi ellerini o kadar skmt ki parmaklar morarm, eklem yerleri beyazla Kzn dudaklar kprdyordu. Dua m ediyordu? Perdelerin gerisine yuvarlanan Tas aletin btn minik talarn toplad, neredeyse yerdeki b ir atlaktan kayp gidecek olan zinciri aldktan sonra her eyi keselerinden birine tkp gz lce kesesini balad. Zemine son bir kez baktktan sonra emekleyerek Kutsal Oda'dan kt. "Crysania," diye fsldad. Kzn duasn yarm braktrmaktan nefret ediyordu ama bu vaz ge k kadar acil bir iti. 389 388

"Crysania?" dedi, gelip kzn nnde durarak nk belli ki k: onun varlndan bile haberdar Kzn dudaklarn izleyerek, sylenmemi szlerini okudu. "Biliyorum," diyordu kz, "hatasn biliyorum! Belki benim ii: tanrlar ondan esirgedikle ri eyi bahederler!" Derin bir nefes alan kz ban edi. "Paladine, krler olsu: sana! Teekkr ederim!" diye as kzn sesini gayretle! Sonra kz aceleyle ayaa kalkt. Etrafnda, odada lmcl bir dansl eket eden eyalara biraz hayretle gz gezdiren kzn grmeyen baklar kenderi ap gitti. "Crysania!" diye geveledi Tas, bu kez kzn beyaz cppesine yaparak. "Crysania krdm onu! eriye tek gidi yolumuzu! Bir zamanlar bir ejderha kresi krmtm. Ama onu bile bile krm nu krmay hi istemediydim. Zavall Caramon! Bana yardrrlj etmelisin! Benimle gel, Raist lin'le konu, tamir etmesini sala!" Crysania bo baklarn Tasslehoff'a indirmiti, sanki kende yoldan geerken ona konuan ya biriymi gibi. "Raistlin! diye mrldand kz, kibarca ama serte kenderin ellerini cppesin' den ayrrken. "Tabii ya! anlatmaya alyordu da ben dinlemedim) Ama imdi biliyorum, imdi rei biliyorum!" Tas' kendisinden uzaklatran Crysania dokumlu beyaz cppesini toplayarak sralar arasndan frlad gibi, Tapnak temellerinden sallanrken, arkasna bile bakmadan, sralarjjj aras oluktan komaya balad. Caramon arenaya kan merdivenlerden trmanmaya balayncaya kadar Raag gladyatrn bilekleri deki balan zmemiti. Parmaklarn esnetirken yzn buruturan Caramon, Kiiri, Pheragas ve taur'un peinden arenann ortasna ilerledi. Seyirciler tezahratta bulundular. Kiiri ve Pheragas'm arasndaki yerini alan Caramon huzursuzca gkyzne bakt. Saat Tam Seyir'i gem iti ve gne yava yava alalmaya balamt. star bir daha gnein douunu grecek kadar yaayamayacakt. Hem bunu, hem de kendisinin de bir daha gnein kzl nlarnn bir kale burcuna dkln e eriyip gidiini yada vallen aalarnn tepelerini aydnlatn grmeyeceini dnen Cara

battn hissetti. Kendisi iin o kadar ok alamyordu, daha ok yannda duran, o gn lme n iki kii ve daha ne olduunu bile anlamadan yok olup gidecek onca masum iin alyordu. Ayrca o kadar sevdii kardei iin alyordu ama Raistlin iin olan gzyalar ok zaman nc alaryd. "Kiiri, Pheragas," dedi Caramon, Minotaur tek bana selam vermek iin onlardan biraz alnca, "bycnn size ne dediini bilmiyorum ama ben size hi ihanet etmedim." Kiiri ona bakmay bile reddediyordu. Caramon, kadnn dudaklarnn kvrldn grd. Gzn Pheragas, Caramon'un yzndeki gzyalarnn izini grd ve Kiiri gibi o da ban evirmeden "Bu pek nemli deil aslnda," diye devam etti Caramon, "bana inanp inanmamanz. Eer istiy orsanz anahtar iin birbirinizi ldrebilirsiniz nk ben kendi zgrlm kendi bildiim " Artk Kiiri de gzleri hayretle fal ta gibi alm ona bakyordu. Kalabalk ayaa kalkm, adyatr ataln havada sallayan Minotaur iin baryordu. "Delisin sen!" diye fsldad kadn, mmkn olan en yksek sesle. Baklar anlaml, anlaml Her zamanki gibi renin devasa, sarmtrak vcudu tek k kapatmt. Yznn ifadesi hi deimeyen Caramon'un baklar kznki-leri dikkatle izledi. "Silahlarmz gerek dostum," dedi Pheragas kabaca. "Seninkiler deil!" Caramon bayla onaylad ama cevap vermedi. "Yapma bunu!" diye yanat biraz daha Kiiri. "Bugn arenada numara yapmana yardm ederiz . Sa-sanrm ikimiz de kara cppeli bycye inanmadk. Kabul, ok garip duruyordu -senin bi rden karttrmaya alman! Onun sylemi olduu gibi btn dl tek bana almak istediin yaralanm numaras yap. Bu gece kamana yardm ederiz..." "Bu gece olmayacak," dedi Cararnon yavaa. "Ne benim iin, ne bir bakas iin. Pek zamanm almad. Aklayamam. Btn istediim u: Beni durdurmaya almayn yeter." Pheragas tam derin bir nefes almt ki, bu kez daha iddetli olan bir sarsnt yeri sarsark en szleri dudaklarnda kald. Artk herkes fark etmiti. Arena stunlar zerinde sallanm, lm ukurlar zerindeki kpr neredeyse Kzl Minotaur'un ayaklarn yerden kesecek ekilde dalgalanmt. 390 391

Kiiri, Caramon'a tutundu. Pheragas ayaklarn, sallanan bir gemideki gemiciler gibi iki yana aarak basmt. Altlarndaki sralar sallanmaya balaynca tribnlerdeki kalabalk sessiz-leti. Tahtann gcrtsn duyan birka kii lk att. Birka ayaa bile kalkt. i. Herey sakinlemiti, ok fazla sakinlemiti. Caramon ense-sindeki tylerin kabardn, her iini hissetti. akyan bir ku, havlayan bir kpek yoktu. Kalabalk sessizlemi korkuyla be yordu. Buradan kmalym! diye karar verdi Caramon. Artk ne arkadalarnn, ne de her hangi r eyin nemi vard. Sabit olan tek bir emeli vard: Raistlin'i durdurmak. stelik hemen harekete gemesi gerekiyordu; baka bir ok vurmadan, insanlar bu okun etki sinden kmadan. Aceleyle etrafna bakman Caramon, Raag'n kn yannda durduunu grd; i yz hayretle krm, ar alan beyni neler olup bittiini anlamaya alyordu. Etraf Arack aniden onun yannda belirdi; byk bir ihtimalle mterilerinin parasn geri vermek z nda braklmaktan korkuyordu. Daha imdiden, bir ou etrafna huzursuzca bakt halde, kala erine yerlemeye balamt. Caramon derin bir nefes aldktan sonra Kiiri'yi kollarna alp btn gcyle kaldrp hayret kalan kadn Phheragas'a doru frlatarak her ikisinin de yere devrilmesini salad. Yere dtklerini gren Caramon dnerek ar bedeniyle ogre-ye doru yklendi; aylar sren id disine kazandrm olduu btn gcyle omuzunu Raag'n midesine indirdi. Bu, bir insan ld ir darbeydi ama renin ancak nefesini kesmiti. Caramon'un saldrsnn gc, her ikisinin d ara yapmasna neden olmutu. Raag nefeslenmeye alrken Caramon aresizlikle renin kaln sopasn yakalamaya alt. Raag'n elinden almt ki ogre kendine geldi. Hiddetle uluyan Raag, her iki ar elini de C aramon'un enesi altna indirince koca sava uarak arenaya geri dnd. Tm arlyla yere arpan Caramon bir ara, etrafnda durmadan dnen arena ile gkyznden edi. Sol yannda bir hareket fark eden Caramon, tam minotaurun gladyatr atal, kl kullan luna geecekken yuvarlanarak kendini kurtard. Minotaurun hayvansal bir hiddetle hrla dn, homurdandm duyabiliyordu.

Caramon ayaa kalkmak iin abalyor, ban sallayarak kendine gelmeye alyordu ama minot nci hamlesini savuturamayacan biliyordu. Derken kara bir gvde Kzl Minotaur ile arasna rdi. Pheragas'n klc Caramon'un iini bitirecek olan gladyatr atalnn hamlesini keserke lts grld. Tkezleyen Caramon nefeslenebilmek iin geriledi ve kendisinine destek ver i'nin serin ellerini hissetti. "yi misin?" diye mrldand kadn "Silah!" diyebildi Caramon nefesi arasndan; ba hl renin darbesinden dnyordu.. "Benimkini al," dedi Kiiri, ksa klcn Caramon'un eline tututururken "Sonra biraz solukl an. Ben Raag' hallederim." Hiddet ve dv heyecanyla lgna dnen ogre hzla onlara doru ilerledi; salyalar iindeki kadar akt. "Hayr! Senin buna ihtiyacn var..." diye kar koymaya yel-tendiyse de Kiiri sadece srtma kla yetindi. "Seyret!" dedi hafife, sonra Caramon'a by dilini artran birka garip szck syledi. afif bir aksan vard, neredeyse elfe gibi. Ve aniden Kiiri gzden kaybolmutu. Yerinde devasa bir dii ay duruyordu. Bir an iin nel er olduunu anlamakta zorluk eken Caramon'un nefesi kesildi. Sonra hatrlad: Kiiri bir Sirine'di, ona klktan kla girme gc bahedilmiti. Arka ayaklan zerinde duran dii ay koca ogreden uzun duruyordu. Gzleri grdkleri karsn lala alan Raag durdu. Kiiri hiddetle kkredi, parlak dileri parlyordu. Dev gibi peneler nden birini aniden savurup Raag' benekli yznden yakalayan aynn peneleri zerinde gne Ogre acyla uludu, pene yarasndan sarmtrak kanlar szmaya balad, gzlerinden biri de ka bu pelte iinde yok olmutu. Ay, renin zerine atlad. Korkuyla seyreden Caramon sar ren deriden, kandan ve kahverengi krkten baka bir ey gremiyor-du. Kalabalk da, ilk balarda zevkle bardklar halde aniden bu dvn numaradan olmadn f erekti. nsanlar lecekti. Bir anlk, ok dolu bir sessizlik yaandktan sonra -orada, burad - birileri tezahratta bulundu. Ksa bir sre sonra alk ve bar sesleri kulaklar sar 393 392

te yandan Caramon tribnlerdeki insanlar hemen unutmutu. Elindeki frsat derhal fark ett i. Artk k sadece cce kapatyordu ve hiddetten arplm da olsa Arack'n yznde de ko yanndan kolayca geebilirdi... Tam o anda minotaurdan bir zevk homurtusu duydu. Dnp bakan Caramon, Pheragas'n mino taurun gladyatr atalnn sapn karn boluunda yakalam, acyla meldiini grd. Minot ek silahn ldrmek iin kaldrmt ama Caramon minotaurun dikkatini datp hedefini ar sesle barmt. Kzl Minotaur yeni rakibiyle yzlemek iin dndnde kzl tyl yznde bir tebessm vard ksa bir klla silahlanm olduunu gren minotaurun yzndeki tebessm artt. Caramon'a do yapan minotaur dv hemen bitirmeye bakyordu. Fakat Caramon byk bir beceriyle yana eki . Ayan kaldrarak minotaurun diz kapana bir tekme indirip, dizkapan paralad. Bu son c verici, sakatlayc bir darbeydi ve minotauru yere devirmiti. Dmannn en azndan bir sre iin saf d kaldn bilen Caramon, Pheragas'a doru kotu. uruyor, midesini tutuyordu. "Haydi," diye homurdand Caramon adama sarlarak. "Senin byle darbeler aldn ok grdm, k da unu i i ye. Ne var?" Ama bir cevap gelmedi Caramon adamn bedeninin iddetle sarsldn hissetti, adamn kara de inin terle parladm grd. Sonra Caramon, gladyatr atalnn adamn kolunda kesmi olduu, grd... Pheragas baklarn arkadana kaldrd. Caramon'un dehet iindeki bakn grnce, anlam ragas damarlarnda dolanan zehirin acsyla sarslarak dizleri zerine kt. Caramon'un koca lu adama doland. "Benim...benim klcm al," dedi Pheragas boulur gibi olarak. "abuk ahmak!" Dmannn k ayaa kalktn anlayan Caramon sadece bir saniye kadar tereddt geirdikten sonra koca kl agas'n titreyen elinden ald. Pheragas acyla bklerek devrildi. Gzyalar grmesini engelleyen Caramon klc kavrayarak 394 ayaa kalkt, olduu yerde dnd ve Kzl Minotaur'un ani hamlesini kesti. Tek bir bacak ze aksasa da minotaur o kadar glyd ki ac veren yarasn kolaylkla telafi edebiliyordu. Ay

minotaur da kurbann ldrmek iin bir iziin yeterli olduunu biliyordu ve Caramon klcn lmek iin gladyatr atalnn menziline girmek zorundayd. Yava yava iki sava birbirleri etrafnda dnerek birbirlerine yaklatlar. Caramon imdi nn grnts karsnda deliler gibi ayaklarn yere vuran, slklar alan, tezahrat eden k Artk aklnda kama dncesi de yoktu, -hatta- nerede olduunu bile unutmutu. Denetimi sava ek bir ey biliyordu. ldrmesi lazmd. Ve bylece bekledi. Minotaurlarn tek bir nemli hatalar olduunu retmiti Pheragas ona. K ilerinin dier tm rklardan stn olduklarna inandklarndan genellikle rakiplerini olduu yf deerlendirirler. Eer beklerseniz, hata yaparlar. Kzl Minotaur da bir istisna deildi . Caramon minotaurun dncelerini anlad: Ac ve hiddet, kk dmekten duyulan kzgnlk, iz bir insann yaamn bitirmek iin duyulan heves. ki dv, Caramon'un renin homurtular ve viyaklamalarndan kard kadaryla Kiiri'n ir dve tutumu olduu yere doru kayarak, birbirine yaklamt. Aniden, gz Kiiri'ye ta ar, vck vck bir kan glne basp kayd. Zevkle uluyan Kzl Minotaur, bu insann bedenin ek iin ileri doru bir hamlede bulundu. Fakat Caramon kayyormu numaras yapmt. Klc gnete imek gibi akt. Kandrlm old i doru yapt hamleyi toparlamaya alt. Ama sakat dizini unutmutu. Dizi arln ta ena zeminine dt, Caramon klc ile o hayvani kelleyi bir darbede ayrd. Klcn ekip n arkasnda korkun bir hrlt sesi duydu; dnp bakt srada koca dii aynn penelerini nunu kavradn grd. Bann tek bir hareketiyle Kiiri renin ahdamarn srd. renin Caramon'un gzne, sa yannda bir kprt takldnda onlara doru ilerlemeye balamt. A erken btn 395 dikkatini toplamt; ccenin yz keder ve hiddet ykl irkin bir maske gibiydi. Caramon bi rin ccenin elinde parladn grnce ne doru atld ama ok ge kalmt. Aynn gsne eli krmz, lk kana buland. Kocaman dii ay ac ve hiddetle kukredi. Koca penelerinden savurdu. Cceyi yakalayan Kiiri son ac gcyle Arack' kaldrarak arenann zerine frlatt bedeni, kocaman altn anahtarn asl olduu zgrlk Sivrisi'ne arpt ve saysz ssl k Cce korkun bir lk attktan sonra sivri kule olduu gibi devrilerek aadaki alev dolu pt. Gsndeki derin yaradan kan boalan Kiiri yere dt. Kalabalk ldrm lk la Car tmedi. Eilerek Kiiri'yi kollarna ald. Kadnn rm olduu by zlmt. Ay yitmiti; "Kazandn Kiiri," diye fsldad Caramon. "zgrsn." Baklarn ona kaldran Kiiri glmsedi. Sonra gzleri ald, yaam gzlerinden gitti. len -Caramon'a yle gelmiti ki- sanki bir ey bekliyordu, sanki artk neyin gelmekte olduunu biliyordu. Kadnn bedenini kan kapl arena zeminine uzatan Caramon ayaa kalkt. Pheragas'n bedeninin son, azap dolu sanclar iinde katlam olduunu grd. Kiiri'nin grmeden bakan gzlerin "Btn bunlarn hesabn vereceksin kardeim," dedi Caramon yavaa. Arkasndan bir grlt ykseldi; sanki frtnadan nce denizin hiddetli gmbrts gibi. Cara a klcn kavrayarak karsna ne gibi bir dman kacaksa ksn karlamak iin arkasna ce dier gladyatrler vard. Caramon'un gz yayla yol yol olmu, kan revan iindeki yzn birer yana ekilerek gemesi iin ona yol verdiler. Onlara bakan Caramon -sonunda- zgr olduunu fark etti. Kardeini bulmak iin, bu ktle s a kadar bir son vermek iin zgrd. Ruhunun szlerek ykseldiini hissetti; lm artk ona ade ediyor ve artk hi korkutmuyordu. Burun deliklerinde kan kokusu vard; ii de savan t atl lgnlyla dolmutu. Artk alma duygusuna susayan Caramon arenann altndaki tnellere men merdivenlere varmak iin arenann kenarna doru koarken depremlerin ilki lnetli ehir star' ykmaya balam 396 397

Blm 18 Crysania, Tasslehoff'u ne grm, ne de duymutu. Akl, derinliklerinde dnp duran, muhteem vherler gibi kvlcmlar saan saysz renkle krlemiti, nk aniden her eyi anlamt. P geri getirmesinin nedeni buydu -Kralrahip'in ansn aklamak iin deil- onun hatalarndan ir eyler renmesi iin getirmiti. Ve kz renmi olduunu biliyordu, ta iinde bir ses . O da tanrlara Beslenebilirdi ve tanrlar ona cevap verirdi -fkeyle deil- ama gle! in i souk karanlk paraland ve iinde kapal tuttuu yaratk zgr kalarak gn na kt.

Kendisi gzlerinde canland: Bir eliyle yukarda Paladine'n madalyonununu tutuyor, mada lyonun platini gnete parlyordu. Kz dier eliyle inanllar ordusunu aryordu; onlar da ayal bile edilemiyecek gzellikteki topraklara gtrrken, kzn etrafnda hayranlk dolu, sa uygusuyla ykl ifadelerle toplanyordu. Henz kapy amak iin gerekli Anahtar'a sahip olmadn biliyordu. Ve burada olmazd, Tanr plar burada onun etki edemeyecei kadar fazlayd. Ama Anahtar nereden bulacakt, hatta k apy nerede bulacakt? Dans edip duran renkler kzn ban dndrmt, ne nn grebiliyo en 398 bir ses duydu, clz bir ses; cppesine aslan minik eller hissetti. "Raistlin..." dediin i duydu sesin, szlerin gerisi kaybolmutu. Ama aniden akl berraklat. Renkler yok oldu, ayn k gibi; sakin ve ruhunu teskin edici karanlkta kz tek bana brakt. "Raistlin," diye mrldand kz. "Bana sylemeye almt..." Eller hl ona tutunmu duruyordu. Ne yaptnn farkna bile varmadan kz elleri zerinden a doru itti. Raistlin onu Kap'ya gtrebilir, Anahtar bulmasna yardm edebilirdi. Ktlk e dner, demiti Elistan. Yani Raistlin dnmeden ona yardm edecekti. Elimde iyilik, tm ha timle geri dndm zaman Raistlin de benim kudretimi grecek, anlayacak ve inanacaktr. "Crysania!" Yer, Crysania'nn ayaklar altnda sarsld ama kz sarsnty hissetmedi. Bir sesin, ksr bir sesin ona seslendiini duyuyordu. "Crysania." Yine konumutu. "ok zaman yok. Acele et!" Raistlin'in sesi! Etrafna lgnlar gibi bakman Crysania adam arad ama kimseyi gremedi. S nra adamn, zihninde konutuunu, onu ynlendirdiini anlad. "Raistlin," diye mrldand, " yuyorum. Geliyorum." Arkasn dnerek sralar arasndaki boluktan Tapnak'a doru kotu. Kenderin arkasndan sesl ulaklara gitti. "Raistlin mi?" dedi Tas, akl karm, etrafna baknarak. Sonra anlad. Crysania, Raistlin' idiyordu! Her naslsa Raistlin onu bir eit tlsmla aryor, kz da onu bulmaya gidiyordu a Crysania'nn peinden Tapnak'n koridoruna frlad. Mutlaka kz Raistlin'in aleti tamir et esini salard... Koridora knca Tas bir aa, bir yukar baknarak Crysania' hemen buldu. Ama kalbi nerede erinden kacakt -kz o kadar hzl kouyordu ki hemen hemen koridorun sonuna ulamt. Aletin krk paralarnn kesesinde olduuna emin olduktan sonra Tas tm ciddiyetiyle Crysani 'nn peinden komaya balad, elinden geldiince kzn uuan beyaz cppesini gzden karma Ne yazk ki bu pek uzun srmedi. Kz bir keden dnerek gzden kayboldu. Kender hayatnda komad gibi kouyordu, hatta Shoikan Korusu'nun dehetli yaratklarnn p eldiini hayal 399 ettiinde bile byle komamt. Tepe sa arkasnda dalgalanyor, keseleri drt bir yannda i rpnyor, iindekiler dklyor, arkasnda yzklerden, bileziklerden, taklardan bir iz inde sihirli aletin bulunduu keseyi sk sk tutan Tas holn sonuna varp, keyi kayarak d ki, acelesinden tam kar taraftaki duvara yapt. Yo hayr! Kalbi sanki yerinden km ibine dmt. Huzursuz bir ekilde, kalbinin yerinden kprdamam olmasn diledi. Kalbini ni bulandryordu. Hol, hepsi beyaz cppeler giymi rahiplerle doluydu! Crysania'y nasl ayrdedecekti? Sonr a kz grd, holn yarsna varm, siyah sa meale nda parlyordu. Ayn zamanda rahi rn ve kz kotuka arkasndan kalarn atarak baktklarn da grmt. Yeniden umudu yeeren Tas kzn peinden atlad; Crysania ister istemez Tapnak'taki insanla rn kalabalyla yavalamak zorunda kalmt. Kender hzla insanlarn yanndan geti; hiddet ne barlmasm duymamazla geliyor, kendisine doru uzanan ellerden ustalkla saknyordu. ia," diye bard aresizlik iinde. Holdeki rahiplerin kalabal artt, herkes topran bu garip sarsntlarn nedenini anlamak unun neye delalet olduunu anlamaya alyordu. Tas, Crysania'nn birden ok kez durmak zorunda kaldn, kalabalk arasndan yolunu amaya kendini kurtarmt ki keden Kralrahip'e seslenen Cjuarath kp gelmiti. Nereye gittiine ayan Crysania adama arpnca adam kz yakalad. "Dur! Tatlm," diye bard Quarath kzn bir eit krizde olduunu dnp sallayarak. "Brak beni!" diye kar koydu Crysania adamn elinden kurtulmak iin. "Korkudan delirmi! Onu tutmama yardm edin!" diye seslendi Quarath etrafta durmakta olan birka rahibe.

Aniden Tas da, Crysania'nn gerekten delirmi gibi grnd fark etti. Artk kza yaklatk ordu. Siyah salar dm dm olmu, gzleri frtna bulutlarn andran kopkoyu bir gri r 400 abayla kzarmt. Sanki hibir ey duymuyor, belki de tek bir tanesi hari hibir ses ona u du. juarath'm emriyle dier rahipler kz yakalad. Anlalmaz eyler baran Crysania da onlara yordu. aresizlii ona bir g vermi, birden daha ok kez ellerinden kurtulur gibi olmutu. tutmaya alrken kzn beyaz cppesi ellerinde paralanmt; Tas'a birka rahibin yznde lmiti. Koarak tam en yakndaki rahibin srtna atlayp onu yz koyun yere drecekti ki h atta Crysania'y bile-olduu yere mhlayan parlak bir kla gzleri kr oldu. Kimse kprdamyordu. Bir an iin Tas'n btn duyduu Crysania'nn blk prk nefes sesiyl a alanlarn soluklaryd. Sonra bir ses konutu. "Tanrlar geliyor," dedi melodik bir ses n ortasndan, "benim buyruumla..." Tasslehoff'un ayaklarnn altndaki zemin havaya ykselerek kenderi bir ty gibi savurdu. Yer, Tas'n yukar kt hzla alaklktan sonra, Tas aaya inerken ona doru ykseldi. K kk bedenindeki nefesini kesmiti. Hava, toz, cam, kymk paralan, lklar, viyaklamalar ve angrtlarla infilak etti. Tas, labilmek iin uramaktan baka bir ey yapamyordu. Mermer zemin altnda hoplayp zplarken abildii yere yatmak ve stunlarn atlayp ufalandn, duvarlarn patladn, direklerin nsanlarn ldn seyretmekti. star Tapna kyordu. Dizleri ve elleri zerinde emekleyen Tas, Crysania'y gzden kaybetmemek iin aresizlik ii nde urayordu. Kz etrafnda olup bitenlerden habersiz grnyordu. Onu tutanlar, yaadkla nde kz brakmlar Crysania da hl, sadece Raistlin'in sesini duyduu iin yeniden yola ko u. Tas seslendi; Cjuarath kza doru atlyordu ama daha Rahip kza doru bir hamlede bulunu ken kzn yanndaki mermer bir stun devrildi, dt. Tas nefesini tutmutu. Bir an iin bir ey gremedi, sonra mermer tozu kt. Quarath artk uzanm kanl bir bekten baka bir ey deildi. Yara almam olduu belli olan Crysania durm kan beyaz cppesinin her yanna bulam olan elfe uykudaym gibi bakyordu. "Crysania!" diye bard Tasslehoff kaba bir sesle. Ama kz ona 401 dikkat etmedi bile. Dnerek ykntlar arasndan, grmeyen gzlerle ve artk her zamankinden acil bir ekilde kendisine sesle^ nen sesten bakasn duymadan ileri doru sendeliyordu. Bir gayret ayaa kalkan, her yan yara bere ve aclar iindeki,! Tas kzn peinden kotu. Ho onuna yaklanca Crysania'nn saa dnerek merdivenlerden indiini grd. Kz izlemeden nce kna yenilerek bir cesaret arkasna gz att. Parlak k hl koridoru dolduruyor, lm ve lmekte olanlarn bedenlerini aydnlatyordu. larndaki atlaklar geniliyor, tavan sarkyor, havay toz duman bouyordu. Ve o n iin duyabiliyordu ama artk o tatl ezgisi solmutu. Kaba, tiz ve ayarsz kyordu. "Tanrlar geldi..." Byk arenann dnda Caramon lme boulmu caddeler arasnda star'da koturuyordu. Crysan da akl Raistlin'in sesini duyuyordu. Ama ses onu armyordu. Hayr, Caramon bu sesi anala rnn rahminde duyduu gibi duyuyordu; ikizinin sesini, paylatklar kann sesini duyuyordu. O yzden Caramon lenlerin lklarna, enkaz altnda kalanlarn yakarlarna hi kulak as p bitene hi dikkat etmedi. Binalar zerine ykld, talar onu teyet geerek yola sapland. ir sre sonra bedeninin st ksm ve kollar kk syrklardan kan iinde kalmt. Bacaklar esilmiti. Ama o durmad. Acy hissetmiyordu bile.. Dkntler zerine trmanarak, koca ahap kirileri enara atan Caramon yava yava star'n caddelerinden tam nnde gnein altnda parlayan Tap doru ilerledi. Elinde kana bulanm bir kl tutuyordu. Tasslehoff, Crysania' yerin ta dibine kadar -ya da kendere yle gelmiti- izledi. Tapn ak'ta yle yerler olduunu bile bilmiyordu; o kadar doland halde nasl oldu da bu gizli m erdivenleri bulamam olduuna hayret etmiti. Ayrca nasl olup da Crysania'nn bunlarn va aberdar olduuna da hayret etmiti. Tas'm kender gzlerine grnmeyen gizli kaplardan gemi Depremler durdu, Tapnak o dehet verici anyla bir an daha fazla sarsldktan sonra bir k ez daha hareketsizdi. Dars lm ve karmaa iindeydi ama ieride her ey hareketsiz ve sa Tas'a, sanki dn-yadaki her ey nefesini tutmu bekliyormu gibi geldi... 402 Burada, aada -buras dedii yer her neresiyse- Tas ok az hasar gryordu; belki de buras adar yerin altnda olmasndan kaynaklanyordu bu. Havada bulut halinde gezen tozlar nef

es almay, grmeyi zorlatryor; zaman zaman duvarda bir atlak beliriyor ya da bir meale e dyordu. Fakat mealelerin ou hl duvardaki yerlerinde duruyor, hl yanyor ve harek toza meum bir parlaklk veriyordu. Tas ksa bir sre sonra btn ynlerini ve nerede olduunun bilincini kaybetse de Crysania h duraksamyor, tereddt etmiyor hzla ilerliyordu. Kza ayak uydurmak ona kolay gelmiti am a gittike daha ok yoruluyordu ve bir an nce gidecekleri yere varmay dilemeye balamt. rgalar feci ekilde aryordu. Ald her nefes ate gibi yakyor, bacaklar sanki kaln bac yapl bir ccenin bacaklarym gibi ar geliyordu. Arlar iindeki kaslarn hareket etmeye zorlayarak Crysania'y bir dizi mermer merdivenden daha takip etti. Merdivenlerin dibine gelince, yorgun argn bakman Tas'm bir an iin yrei hoplad. Allahtan artk baka bir merdivene deil de bir duvara dayanan dar ve kara bir koridordaydlar! Burada, karanlk bir kapnn zerinde tek bir meale yanyordu. Memnuniyet ifade eden bir lkla kapdan geen Crysania gerisindeki karanlkta kayboldu. "Tabii ya!" diye fark etti Tas memnuniyetle. "Raistlin'in labo-ratuvar! Burada, aada olmal." Tam ileri doru aceleyle atlm, kapya yaklamt ki kocaman, karanlk bir suret arkasnd yaklaarak, yakalad. Tas yere yuvarland, kaburgalarndaki ar nefesinin kesilmesine neden olmutu. Acsyla savaarak baklarn kaldran kender altn bir zrhn ltsn ve bir kltan ya e adaleli bedenini tanmt ama yz -tandk gelmesi gereken yz- Tas'm o gne kadar hi aitti. "Caramon?" diye fsldad adam yanndan gelip geerken. Fakat Caramon onu ne grm, ne de d . Tas deliler gibi ayaa kalkmaya urat. Sonra art bir ok vurdu ve zemin Tas'm ayaklarnn altndan kayp gitti. Geriye duvara dor avrulan Tas tepesinden bir atrt sesi duydu de tavann bel vermeye baladn grd. 403 Bolm 19 "Caramon!" diye bard ama sesi /erine devrilip bana arpan ktkler arasnda bouldu. T n uurunu kaybetmemek iin urat. Fakat artk bu rezillie daha fazla ta-hamml etmek istem n beyni klar sndrd. Tas karanl kt. Zihnindeki Raistlin'in sakin sesi onu lmden ve yokolutan ekerken, Crysania, Tapnak'in en dibinde duran odaya doru tereddtszce kotu. Ama, ieri girerken, istekli admlar dur ad. Tereddtl bir ekilde evresine baknd, nabz boazna ac verircesine atyordu. Paralanan Tapnak'n dehetine kar kr olmutu. imdi bile, elbisesindeki kana bakyor ve uunu hatrlayamyordu. Ama burada, bu odada, her ne kadar k sadece byl bir asann tepe kristalden yaylyor olsa da, eyalar canl bir parlaklk iinde duruyordu. evresine baknd r ktlk hissiyle sindi, kendisini kapnn tesine yrmeye zorlayamyordu. Aniden, bir ses duydu ve omuzuna dokunan bir eli hissetti. Korkuyla dnd, hcrelerind e tuzaa drlm, yaayan, karanlk, ekilsiz yaratklar grd. Kzn lk kannn kokusun e kzn hissettii onlardan birisinin kavrayan elinin dokunuuydu. Crysania, rpererek, ger i gitti ve sert bir eye arpt. arpt, bir zamanlar gen bir adamn olmas gereken bir vcudun durduu ak bir tabuttu. A kemiklerinin zerinde bir parmen gibi gerilmiti, az korkun, sessiz bir lk atar gib yaklarnn altnda yalpalad ve tabuttaki gvde vahice havaya zplayp, bo gz yuvalarndan 405 404

maya balad. Crysania glkle soluk ald, boazndan hibir ses kmyordu, terli vcudunda buz gibi bir ayordu. Titreyen elleriyle ban tutarak, gzlerini bu korkun manzaray gizlemek iin sm Dnya uzaklara doru kaymaya balad, o anda yu-muak bir ses duydu. "Gel, tatlm," dedi zihnindeki ses. "Gel. imdi, benimle gvendesin. Fistandatilus'un ktl aratklar ben buradayken sana zarar veremezler." Crysania yaamn vcuduna geri geldiini hissetti. Raistlin'in sesi onu rahatlatmt. O hast lklkl an gemiti, yer sallanmay kesmiti, tozlar yatmt. Dnya yava yava lmcl b Neyse ki, Crysania gzlerini at. Raistlin'in ondan biraz uzakta durduunu grd, kz kuku kafasnn glgelerinden izliyor, gzleri asasnn nda parldyordu. Ama, yine de, Crysa afeslerdeki ekillerin kvrandn grr gibi oldu. rpertiyle, gzlerini Raistlin'in soluk i.

"Fistandantilus?" diye sordu kuru dudaklarnn arasndan. "Bunu o mu yapt?" "Evet, bu laboratuvar onun," diye souka cevaplad Raistlin. "Yllar ve yllar nce yarattklarndan birisi. Rahiplerden habersizce, muhteem bysyle b can gibi Tapnak'm altn oydu, sert kayalar eritti, bunlar merdivenlere ve gizli kaplara evirdi, bunlarn varln sadece birka kii bilsin diye byler yapt". Crysania, Raistlin a doru dnerken yzndeki ince dudaklarnda eytani bir glmseme g "Tm bu yllar boyunca sadece birka kiiye buray gsterdi. Sadece ie yarayan baz raklar onunla paylamasna izin verildi." Raistlin rperdi. "Ve hi biri bunu anlatacak kadar y aaya-mad." Adamn sesi yumuad. "Ancak, Fistandantilus bir hata yapt. Bunu gen bir ra i. Salksz, zeki, sivri" dilli bir gen adama ki o, gizli koridorlarn her kvrmn ve her ledi ve gizli kaplar aan her bynn her szn de ezberledi, bunlar defalarca ve defala kendine tekrar etti, hafzasna kazd, uyumadan nce, geceden geceye. Ve bylece, biz bura da duruyoruz, sen ve ben, tanrlarn fkesinden uzakta -u an iin- gvende. Eliyle bir hareket yaparak, Crysania'ya odann geri tarafnda, 406 kendisinin durduu ssl tahta oyma masann yanna gelmesini iaret etti. zerinde, adamn ok gm ciltli bir by kitab duruyordu. Gm tozlardan bir daire masann evresine yaylm "Doru. Gzlerini benim zerimde tut. Bylece karanlk o denli korku verici olmaz, deil mi? " dedi. Crysania cevap veremedi. Bir kez daha onun zayfln grmesine, gzlerinden kzn istedii fazlasn okumasna izin verdiinin farkna vard. Yz kzararak, abucak kafasn dier ta "Be - ben sadece rktm. Hepsi bu," dedi. Ama arkasndaki tabuta bakarkenki rpertisini bastramad. "Ne - veya neydi bu?" diye korkuyla fsldad." "phesiz, Fistandantilus'un raklarndan biri," diye cevaplad Raistlin. "Byc kendi ya lmek iin onun yaam enerjisini ekmi. Bu onun... sk sk... yapt bir eydi." Raistlin aksrd, gzleri korkun bir anyla glgelenip karard, ve Crysania, adamn genellik kaytsz olan yznde bir korku dalgas ve ac grd. Ama daha fazlasn soramadan, kapnn o bir atrt sesi geldi. Kara cppeli byc abucak kendine hakim oldu. Baklar Crysania'n ir noktaya yneldi. "Ah, gir, kardeim. Ben de tam imdi doal olarak seni aklma getiren snavn dnyordum." "Caramon!" Rahatlamann verdii solukla, Crysania koca adamn sert, teminat verici var ln, iyi huyluluunu, rahatlatc bir doas olan yzn karlamak zere dnd. Ancak, k a oluverdi, savann geliiyle sadece daha derinleen bir karanln iinde yutuluverdi. "Snavlardan bahsederken, seninkinden canl kurtulduuna sevindim, kardeim," dedi Raist lin, eytani glmsemesi geri gelirken. "Bu hanm,"-Crysania'ya bakarak- "gideceimiz yerde bir muhafza gereksinim duyacak. B ildiim ve gvenebileceim birisine sahip olmann benim iin ne kadar nemli olduunu anlata " Crysania bu korkun alay karsnda bzld ve Caramon'un Raistlin'in szleri sanki etine at ehirli oklarmcasma geri ekildiini grd. Byc, geri bunu ne farketmi ne de 407 aldryormu grnd. By kitabn okuyor, yumuak sesiyle mrldanyor, o narin elleriyle h yordu. "Evet, snavnda yaamay baardm," dedi Caramon sakince. Odaya girerek, asann nda dur a korkuyla nefesini tuttu. "Raistlin!" diye bard kz gerileyerek, koca adam elinde kanl klc yavaa ilerlerken. " n, bak!" dedi Crysania, bycnn durduu masann yanna doru sendeleyerek giderken bilmeden z dairenin iine adm atmt. Byc konumasnn kesilmesine kzm gzlerle onlara bakt. "Snavndan sa ktm," diye tekrarlad Caramon, "ayn senin Kule'deki Snav'dan sa kt in vcudunu parampara etmilerdi. Burada, sen kalbimi parampara ettin. imdi onun yerinde hibirey yok, sadece senin cbben kadar kara, souk bir boluk var. Ve bu klcn kenarlar , kanla kaplanm. Zavall bir minotaurun k bu klta son buldu. Bir dost benim iin ya dieri kollarmda ld. Kendefi lmne yol-ladn, deil mi? Ve daha ka tanesi senin eytan lerin iin ld?" Caramon'un sesi lmcl bir fsltya dnt. "Burda biter, kardeim. Art en lmeyecek. Ben hari. Uyumlu, deil mi Raist? Bu dnyaya beraber geldik, beraber terk edeceiz." leri doru bir adm daha att. Raistlin konumak zereydi, ama Caramon szn kesti. "Byle durdurmak iin kullanamazsn, bu sefer deil! Yapmay planladn bu byy biliyorum. Tm

santrasyonunu gerektirdiini biliyorum. Eer bana kar en kk bir by krnts bile kul an, bu yeri terketmeye gcn kalmayacak, ve benim amacm, tmyle baarya ulaacak. Eer be erimde lmezsen, tanrlarn elinde leceksin. " Raistlin kardeine yorum yapmadan dik dik bakt, sonra, omuz silkerek, kitaplarn okuma ya dnd. Caramon ileriye doru bir adm daha attnda, ve Raistlin adamn altn zrhnn t byc kzgnlkla i ekerek ikizine bakt. Gzleri, odadaki tek k noktalarymcasna, k n de parldyordu. "Hatalsn, kardeim," dedi Raistlin yumuaka. "lecek biri daha var." Adamn ayna gibi bak ki kardein arasnda duran, 408 karanln ortasnda beyaz cppesiyle parldayan Crysania'ya dnd. Caramon'un gzleri Crysania'ya bakarken merhametle yumuamt, ama yzndeki gerilim deii Tanrlar, onu kendilerine alrlar," dedi nazike O gerek bir rahibe. Afet'te gerek rahipl erin ve rahibelerin hibiri lmedi. Par-Salian'n onu gemie yollamasnn sebebi bu. "Elini aldrarak iaret etti, "Bak, biri orada duruyor, bekliyor." Crysania'mn Loralon'un varln hissetmek iin dnp bakmasna gerek yoktu. "Ona git, "Saygdeer Rahibe," dedi Caramon kza, "Sizin yeriniz n iinde ," buradaki ka a deil." Raistlin hibirey sylemedi, herhangi bir heyecan belirtisi gstermedi, sadece sakince masasnda durdu, narin eli by kitabnn stnde dinleniyordu. Crysania hareket etmedi. Caramon'un szleri ruhunu, Yksek Byclk Kulesinin zerinde uan ni bir yaratn kanatlar gibi vuruyordu. Szckleri duyuyordu ama hibirisinin ne anlama ge diini karamyordu. Tek grebildii kendisiydi, ellerinde parldayan tutuyor, insanl ediyordu. Anahtar... Byl Gei Kaps... Kz Raistlin'in anahtar elinde tuttuunu grd, iyle ardn grd. Bir kez daha, yznn n tarafnda, Raistlin'in dudaklarnn o yakc Bir k titreti ve yokoldu. Loralon gitmiti. "Yapamam," demeyi denedi Crysania, ama hi sesi kmad. kmasna da gerek yoktu. Caramon an amt. Adam, tereddt edip, son bir an daha uzun uzun kza bakt ve iini ekti. "yle olsun," dedi Caramon souka, gm embere girerken. "Bir lm daha bizler iin fazla n olmayacak, deil mi, kardeim?" Crysania asann ndaki klcn kanl eliinin parlaklna bylenmicesine dik dik bakt dunu paraladn hayal edebiliyordu, Caramon'un gzlerine baknca, ayn eyi adamn da haya ldiini ve bunun onun fikrini deitirmediini grd. Kz adam iin hibirey deildi, yaaya an bir insan bile deildi. Kz sadece, adam gerek hedefinden, kardeinden uzak tutan, yo lunun zerindeki kk bir engeldi. 409 Ne korkun bir nefret, diye dnd Crysania ve imdi kendine ok yakn olan gzlerin derinli ne baktnda aniden hereyi kavrayverdi - ne korkun bir sevgi! Caramon, uzanm eliyle kza doru bir hamle yapp, onu kenara frlatmay dnd. Paniinden rysania, adamn hamlesinden kand, onu tutmak iin hibir hareket yapmayan gerideki Raistl in'e doru tkezleyerek geriledi. Caramon'un eli sadece kzn cppesinin kolunu yakalayabi ldi ve yrtarak kopartt. fkeyle beyaz elbise parasn yere frlatt ve artk, Crysania lm ktiini biliyordu. Ama, yine de vcudunu bycyle kardei arasnda tutmaya devam etti. Caramon'un klc parlad. aresizlikle, Crysania boynunda takl olan Paladine'n madalyonunu skca kavrad. "Dur!" d haykrd 'emir szcn/ gzlerini korkuyla kapatmken. Vcudu korkudan bzlm, eliin orkun ac iin bekliyordu. Bir anda, bir inilti ve bir klcn ta zemine derken kard atlama duygusu kz zayf ve aresiz brakrken dalga dalga vcudunu kaplad. Hkrarak yere Ama narin eller onu yakalad; ince kasl kollar kz kendine ekti, yumuak bir ses zaferle kzn adn and. Ilk bir karanlk tarafndan sarld, lk karanlk onu bouyordu, derine v tryordu. Ve kulaklarnda, bynn garip dilinde fsldanan szlerini duydu. rmcekler gibi veya elleriyle okar gibi, szckler vcudunda dolat. Szcklerin ezgisi g ha yksek bir tona brnd, Raistlin'in sesi daha gl kmaya balad. Gm k yand ve rysania'y tutan kollar cokuyla skmaya balad ve kz kendi evresinde bir cokuya kapl-m bklyordu. Adamla karanln iinde dnp duruyordu. Kz kollarn adama dolayp, ban gsne yaslayarak kendini karanln iinde batmaya br kannn ve Tapnak'taki talarn arklaryla karyordu... Sonra birden, tek bir kulak trmalayc nota, kaba bir kalp paralayc inilti duydu. Taslehoff Burfoot talarn arksn duydu ve dteymicesine glmsedi. Bir fare olduunu ha k sylerken gm tozlara doru atld...

Tas aniden uyanverdi. Sert, ta bir zeminde yatyordu, st ba toz ve ykntlarla kaplanm toprak bir kez daha sallanmaya ve titremeye balyordu. Tas, garip ve tandk olmayan k orku duygusunun iinde olutuunu hissetti, bu sefer bunun tanrlarn ii olduunu biliyordu. Bu kez deprem sona ermeyecekti. "Crysania! Caramon!" diye bard Tas, ama yalnzca kendi crtlak sesinin titreyen duvarla rdaki boluklardan zplayarak geri gelen yanksn duydu. Sendeleyerek ve bandaki acya aldrmamaya alarak ayaa kalkt. Tas, Crysania'nn girdii dann kapsndaki mealenin hala parldamakta olduunu grd. Crysania ieri girmiti ve bin topran yukar aa iddetli sarsntlarnda zarar grmemi tek paras gibi duruyordu. By zce, ieri giri yolunu aarak odaya dald. erideki byclk eyalarn tanyordu. Bir ya ek grd kendilerini hcre kaplarna vurup duran, azap dolu varolularnn sonunun ok yak nlayan ama yine de ne kadar ac verici olursa olsun yaamlarndan vazgemekte isteksiz o lan kafeslerdeki korkun yaratklard. Tas dehet iinde evresine baknd. Herkes nereye gitmiti? "Caramon?" dedi ksk bir sesle. Ama cevap yoktu, sadece yer sallanrken gitgide daha kt olan uzak bir gmbrt vard. O anda, dardaki mealenin lo nda, Tas bir masann etal grd. Yerde emekleyerek, buna ulat. Elleri bir gladyatrn klcnn altn kabzasnn zerinde kapand. Destek olsun diye arkasn yaslanarak, klcn kanla kararm gm keskin kenarlarna bakt. O anda, klcn altnda y bir eyi kaldrd - beyaz bir elbisenin paras. Meale nda net bir ekilde Paladine'n klarla parldadn grd. Yerde bir toz emberi vard, tozlar bir zamanlar gm olabilirdi ama imdi yanp kapkara ol rd. "Gitmiler," dedi Tas yumuak bir sesle kafeslerdeki garip yaratklara. "Gitmiler... Be n tmyle yalnzm." Topran ani bir sarsnts kenderi elleri ve dizleri zerinde yere devirdi. Tas'in kafasn drmasna yol aan neredeyse onu sar edecek derece gl bir kopma ve yrtlma sesi geldi. korku ve merakla bakarken, bir anda tavan ortadan yarld. Kaya atlad. 410 411

Tapnak'n temeli ayrld. Sonra Tapnak paraland. Duvarlar paralar halinde akt. Mermerler ayrld. Gn batmnda bir gl gibi, sabah nda alan gln ta yapraklar gibi kat be kat patlamalarla ald hetli gelimeleri izledi, ta ki sonunda, Tapmak'm en byk kulesi ayrlarak, depremden ok daha tahrip edici bir ekilde grltyle yere doru devrilene dek... Uzun zaman nce lm eytani bir bycnn yapt karanlk bylerle korunan Fistandantilus a Tas,hareket edemez bir halde, yukarlara gkyzne bakt. Ve gkyznn ate yadrmaya baladn grd. 412

You might also like