You are on page 1of 223

lm Kaps Serisi Ejder Kanad

NDEY "Sakin ol Haplo, ieri gir ve rahat et Otur Aramzda resmiyete yer yok. "zin ver, kadehini dolduraym. Bir zamanlar veda ikisi denen eyi ielim, uzun yolculuunu n erefine. "Tatl, krmz arap sever misin? Ah, yeteneklerim ok ve pek eitli, bildiin gibi, fakat nanmaya balyorum ki gerekten gzel bir arab yapabilecek tek ey zamandr -by deil. En ki kitaplann rettikleri bu. Atalanm-zn bu konuda hakl olduklarndan kukum yok -baka ko arda ne kadar hatal olurlarsa olsunlar. kide zlediim bir ey var, zamanla gelen bir sca lk, bir yumuaklk. Bu tatl, krmz arap fazla sert, fazla saldrgan. Erkeklerde iyi nite rdir bunlar, Haplo, ama arapta deil. "Demek yolculuun iin hazrsn. Karlayabileceim herhangi bir ihtiyacn ya da istein var , hemen senindir. Hibir ey mi? "Ah, seni gerekten kskanyorum. Uykuda ve uyanklkta dncelerim her an seninle olacak. bir kadeh daha. Sana, Haplo, phelenmeyen bir dnyaya gnderdiim casusa. Mrgaret Weis & Trncy Hckman

"Ve phelenmemeliler de. Daha nce bunu konutuumuzu biliyoam, ama yine vurgulamak istiyo rum. Tehlike byk. Eski dmanlarmz, zindanlarndan katmza dair en kk bir iz bile i engellemek iin yeryzn, denizi, gnei ve gkyzn yerinden oynatrlar -bir zamanlar ya gibi. Kulaklarn dik, Haplo. u senin kpeinin bir fare sesine kulaklarn diktii gibi dik akat onlarn seni iitmesine izin verme. "Kadehini tekrar dolduraym, Haplo. erefe bir kadeh da ha. Bu sefer Sartanlar'a. mekte tereddt ediyorsun. Hadi. Is rar ediyorum. fken gcndr. Kullan onu, sana enerji vere cek. Dolaysyla... "Sartanlar'a. Bizi olduumuz ey yapan onlar. "Ka yandasn, Haplo? Hibir fikrin yok mu? "Biliyoam -Labirent'te zamann hibir anlam yoktur. Brak dneyim. Seni ilk grdmde, y eni am grnyordun. Labirent'tekiler iin uzun bir yaam. Uzun bir yaam ve bu yaam nere ona erecekti. "O zaman ok iyi hatrlyorum, be yl nceydi. Sen ktnda Labirent'e tekrar girmek zer iindeydin, zar zor yryordun, lyordun. Yine de bana yle bir ifadeyle baktn ki -asla un tmayacam- zafer vard yznde. Kamtn. Onlar yenmitin. Gzlerinde, cokulu glmsemend onra ayaklarmn dibine ykldn. "Beni sana eken ey o ifade oldu, sevgili olum. Uzun zaman nce o cehennemden katmda be e aynsn hissetmitim. Ben ilktim, kaarken canl kalan ilk kii. "Yzyllar nce, Sartanlar, hakkmz olan dnyay kopararak ve bizi zindanlarna atarak hrs e etmeyi dndler Senin de bildiin gibi Labirent'in yolu uzun ve ilelidir.

Topraklarmzn oluturduu arpk bulmacay zmek yzyllar ald. Eski kitaplar der ki, Sar ay, hrsmzn keskinliini, zalim ve bencil doamz zaman ve ile ile yumuatmak iin tasa "Onlarn planlarn aklndan karmamalsn, Haplo. Bu senden isteyeceim eyi yapmak iin sa k. Sartanlar, bu dnyaya ktmz zaman, girmeyi tercih edeceimiz drt lemin herhangi bir m salayacamz varsayma cretini gsterdiler. "Bireyler yolunda gitmedi. Belki de neyin yolunda gitmediini, lm Kaps'ndan girdiin zam n sen kefedeceksin. Eski kitaplardan anlayabildiim kadaryla, yle grnyor ki, Sartanlar abirent'e gz kulak olmak ve bysn kontrol altnda tutmak zorundaydlar. Fakat, ya kt ni , ya da baka bir sebepten dolay, zindann bakmn salama sorumluluundan vazgetiler. Zin endine zg bir yaam edindi -yalnzca tek bir eyden, hayatta kalmaktan anlayan bir yaam. Ve bylece, Labirent, zindanmz, bizi, mahkmlarn tehdit olarak gmeye balad. Sartanlar erk ettikten sonra, bize duyduu korku ve nefretle gdlenen zindan, lmcl bir yer oldu. "Sonunda k yolunu bulduum zaman, Nexus'u, Sartan-lar'n yerlememiz iin var ettii bu g praklar kefettim Ve kitaplar burada buldum. Balangta onlar okuyamadm, ama altm, o e sonunda srlarn rendim. Sartanlar ve bize dair besledikleri umutlan okudum ve kahkah alar attm -hayatmda attm ilk ve tek kahkaha. Sen beni anlyorsun, Haplo. Labirent'te ne ye yer yoktur.

"Ama planlann gerekletii zaman yine gleceim. Drt ayr dnya -Ate, Su, Ta ve Gk- yin lar zaman s1 Margaret Wes & Tracy Hcknan

Uzun uzun kahkaha atacam. "Evet. Gitme zamann geldi. Lordunun gevezeliklerine sa br gsterdin. Bir kadeh daha. "Sana, Haplo, "Benim Labirent'ten kan ve Nexus'a gelen ilk kii olmam gibi, sen de lm Kaps'ndan geen ve tesindeki dnyalar da dolaan ilk kii olacaksn. "Gk lemi. yi incele, Haplo. Halkn ren. Gl yanla-nn ve zayf yanlann aratr. O l iin elinden geleni yap, fakat her zaman tedbirli ol. Glerini gizli tut. Her eyden nem lisi, Sartanlar'n dikkatini ekecek hibir eylemde bulunma, nk ben hazr olmadan farkmz larsa, her ey biter. "Bizi ele vermektense, lm se. Bu seimi yapabilecek kararlla ve cesarete sahip olduun iyorum. Fakat daha nemlisi, Haplo, byle bir seim yapman gerektirmeyecek beceri ve ze kya sahipsin. Bu grev iin seni sememin sebebi bu. "Bir grevin daha var. O lemden birini getir ki onu havarim yapaym. Geri dnp retiyi yay cak, benim retimi halklar arasnda yayacak biri. Herhangi bir rktan olabilir -elf, in san, cce. Zeki ve hrsl olmasna dikkat et... ve ekillendirilebilir olmasna. "Eski bir metinde uygun bir benzetmeye rastlamtm. Sen, Haplo, sszlkta haykran bir ses lacaksn. "Ve imdi, son bir kadeh. Bunun iin ayaa kalkalm. "lm Kaps'na. 'Yolun ak olsun.'"

_______BRNC BLM YREN HAPSHANES, DANDRAK ORTA LEM Derme atma araba kaba mercankaya arazide sarslp sryor, demir tekerlekleri, yol olarak kabul edilen ey zerindeki her tmsek ve ukura taklyordu. Arabay ekmekte olan bakuunu i buz gibi havada kk bulutlar oluturuyordu. nat ve ne yapaca belli olmayan kuu idar iin bir adam gerekiyordu. Aracn her iki yannda duran drt adam arabay itekliyordu. evr e iftliklerden gelen kk bir topluluk Yreni Hapishanesinin nnde toplanm, arabaya ve ut erici ykne Ke'lith kenti duvarlarna kadar elik etmeyi planlyordu. Oradaysa, daha byk b r kalabalk arabann varn bekliyordu Gnyan sona eriyordu. Gecenin Lordlan pelerinlerinin glgelerini yavaa le sonras yldz erken, gkkubbenin lts solmaya balad. Gecenin kasveti bu kafileye daha uygundu. Kyl halk -genellikle- mesafesini koruyordu. Bunun sebebi bakuundan deil -geri devasa k ularn aniden dnp, kr noktalardan yaklaanlara acmasz gagalar attklar bilinen bir ger abada oturan adamdan korkmalaryd. Mahkmun bileklerine balanm gergin deri eritler araba14 Margaret Weis & Tracy Hicknan EDER.

nn kenarlarna tutturulmutu ve ayaklan ar zincirlere kelep-elenmiti. Pek ok keskin ni arabann yannda yryordu. Tyl oklarn yaylarna yerletirmi, sulunun kalbine dorultm eye bile yeltenecek olsa, oklar brakmak zere bekliyorlard. Fakat bu nlemler arabay tak ip edenleri pek rahatlatma benzemiyordu. Gzlerini, karanlk ve dikkatli bir ekilde ieri deki adama dikmiler, adam kafasn arkaya evirdike artan, saygl bir mesafeden takip ediy

rlard. Arabadaki bir Hereka iblisi olsayd bile, yerel iftilerin korkusu ve saygs bunda n daha byk olmazd. Adamn grn gze arpacak ve tyler rpertecek kadar etkileyiciydi. Ya belirsizdi, devi de yalanm adamlardand. Kuzguni salarnda bir tutam bile gri yoktu. Geni, eimli bir al geriye doru tarad parlak salar, ensesinden itibaren rlmt. ahin gagasna benzeyen ve sarkk kalarnn arasndan frlyordu. Sakal siyaht ve enesinin altndan iki ksa rg rdu. kk elmack kemiklerinin arkasna gmlm siyah gzleri, sarkk kalarnn altnda ne . Kalarnn altndan grnd kadaryla, bu gzlerin derinliinde yanan atei, bu dnyadaki emezdi. Mahkm orta boyluydu, belden yukars plakt ve her taraf derin yara berelerle kaplyd; y nmamak iin korkun bir mcadele vermiti. erifin en cesur adam o anda yataklarnda yat ve iyileene dek bir-hafta daha yatmalar bekleniyordu. Adam zayf ve kaslyd, hareketler i sessiz, akc ve zarifti. Grnne baknca, insan onun Gece'nin eliinde yrmek zere d mi bir adam olduunu dnrd. Arkasna dnp baktka kyllerin gerilemesi adam e-

lendiriyordu. Sk sk arkasna dnyor, her dnnde oklarn kaldran, parmaklar sinirli s baklar liderlerine -ciddi yzl gen erife- dnen okular huzursuz ediyordu. Sonbahar a ramen erif fena halde terliyordu. Ke'lith'in mercankaya duvarlar gr alanna girince ad mn yz grnr ekilde rahatlad. Dandrak Adas'ndaki dier iki kente gre Ke'lith kk bir kentti. Bakmsz evleri ve dkknl enka karelik alan ancak kaplyordu. Kentin ortasnda, yksek kuleleri gnein n yanst ale duruyordu. Kalenin duvarlar nadir ve kymetli granit bloklardan yaplmt. Bu duvarlar kimin yapt ya da nasl yapld artk hatrlanmyordu. Gemii, bugn tarafndan, kaleyi ilen savalarla glgelenmiti. Muhafzlar kent kaplarn itip atlar ve arabann gemesi iin iaret ettiler. Ne yazk ki ann Ke'lith'e varmas ile kopan tezahrata fkelendi ve olduu yere akld kald. Tekrar y amas iin inat kua tehditler yadrld, diller dkld ve sonunda araba kapdan geerek, rak bilinen, przsz mercanta yolun zerine kt. atafatl ismine ramen imdiye kadar h ekna ayak basm deildi. Mahkmu grmek iin byk bir topluluk hazr beklemekteydi. erif atlak bir sesle emir verdi okular saflar sklatrarak arabaya yaklatlar. ndeki adamlar, sinirli bakuu tarafnda ikesiyle kar karyaydlar. Kalabalktan cesaret alan insanlar kfretmeye ve yumruklarn sallamaya baladlar. Mahkm on ara cretle srtt, grne baklrsa onlar tehditkr deil, gln buluyordu. Ta ki enti an uup, adamn alnna arpa16 Margaret Wes & Tracy Hckman

na kadar. l Adamn yzndeki alayc glmseme yok oldu. Kan szan yz fkeyle arpld. Yumruklarn sk cesaret bulan bir grup klhanbeyine doru atld. Adam arabaya bal tutan deri eritler ge di, aracn kenarlar titreyip salland, ayaklarndaki zincirler ahenksiz bir ekilde ngrda if tiz bir sesle emir verdi -gen adamn sesi korkuyla bir oktav ykselmiti- ve okular s ilahlarn hemen kaldrdlar. Fakat hedefleri konusunda bir karklk vard: suluyu mu hede klard, yoksa ona saldranlar m? Kaba saba araba salam yaplmt. Tm gcn kullanmasna ramen iindeki adam ne balarn de onlar tutan ahab paralayabilmiti. abalamay brakt ve bir kan maskesinin ardndan, sla duran serseriye gzlerini dikti. "Serbest olsaydm bunu yapmaya cesaret edemezdin." "Yok ya? Cesaret edemezdim, demek," diye elendi, yanaklar ikiden al al olan gen. "Hayr, edemezdin," diye yant verdi adam sakin bir ekilde. Kara gzleri gence dikilmiti . Bu kmr alevi gzlerde yle bir dmanlk ve tehdit vard ki, gen adam sarard ve yutkund dalar -devam etmesi iin onu tevik ettikleri halde kendileri epeyce arkada duruyorlar d- sulunun sylediklerine bozuldular ve daha tehditkr hale geldiler. Mahkm dnd, yolun bir o yanna, bir bu yanna bakt. Bir baka ta koluna arpt, bunu r

mahkmu skalayp erifin suratnn tam ortasnda patlayan kokmu bir yumurta izledi. ilk frsatta mahkmu ldrmek zere hazr bekleyen okular imdi onun koruyucular olmular, labala e-

virmilerdi. Fakat alt okuya karlk, yz kadar saldrgan vard. Mahkm ile korumalarnn parlak deildi. Tam o srada yukardan gelen kanat vurular ve tiz lklar kalabalktakile tabana kuvvet kamalarna sebep oldu. Miferli ve zrhl srclerin ynettii iki ejder, kalabaln tepesini sprerek utu ve on arayollara datt. Hl ykseklerde szlen komutanlarndan gelen bir emirle ejder valyel a geri dndler. Komutan al-ald. valyeler de onu takip ettiler. nerlerken ejderlerin kan t ular yolun her iki yanndaki binalarn duvarlarn sp-ryordu. Kanatlar dzgnce katlan yruklar arkalarnda ktcl bir biimde salland ve ejderler arabann yannda yerlerini ald. Alev kzl sakall, gbekli, orta yal bir adam olan valyelerin komutan, ejderini yakla muzlad. Ejderlerin grnts ve kokusuyla lgna dnm bakuu rpnyor, uluyor, kvran du. "Sustur u lanet eyi!" diye tersledi komutan. Bakuu ustas kuun ban yakalamay baard ve gzlerini gzlerine dikerek hayvan sabitle yrmad srece aptal bakuu' -grmedii eyi yok saydndan- ejderlerin varln unutaca Komutann koumlarna, kayp bir ocuun yeni bulduu annesine aslmas gibi aslan ve kekele lamakta olan erifi grmezden gelen komutan, kan ve sebze lekeleri iindeki mahkma sert sert bakt. l Doal hayatlancla bu devasa kula ejdelen en sevdkle yyecekt Ba-kulamn kana e kapldr ve levszdile Yine de gl bacakla ile son deece hzl koabilirle! Yk ha ve nsanlan leminde oka kullanlmaktadla Elfle ba-kulan itici ve pis bulla 18 Margaret Wes & Tracy Hckman KARHDI

"Sefil hayatn kurtarmak iin tam zamannda gelmiim, anlalan, Usta Hugh *' "Bana iyilik yapmadn, Gareth," dedi adam serte. Bal ellerini kaldrd "Beni serbest b ak1 Hepinizle dvrm, onlarla da." Ban, glgelerin iinden onlar izlemekte olan, kalab i kalanlara doru sallad. -* valye komutan homurdand. "Eminim dvrdn. O tr bir lm, seni bekleyen lme -kelleni taa dayamaya g re- ok daha iyi olurdu. Senin hak ettiinden ok daha iyi, Us ta Hugh. Bana kalsa, karanlkta srtna saplanan bir baktan daha iyisini hak etmiyorsun, katil pislik!" Usta'nn st dudanda beliren, yumuak, siyah byklarnn vurgulad kvrm, solmakta olan aydnlkta bile grlebiliyor du "Ne i yaptm biliyorsun, Gareth." "Tek bildiim kiralk bir katil olduun ve lordumun ellerin de ld," diye yant verdi valye kabaca. "Kelleni kurtar mamn tek sebebi, onu lordumun ayaklarnn ucuna brakma zevkini tatmak istemem Aklma gelmiken, cellad U Darbe Nick diye bilirler. imdiye kadar tek darbede kesebildii bir kelle grlmemitir." Hugh komutana bakt ve yavaa, "Bedeli ne olursa olsun, lordunu ben ldrmedim," dedi. "Hah! imdiye kadar hizmet etmi olduum en iyi efendi ldrld. Hem de birka fpara' ur na ne kadar dedi, Hugh? Lordumun hayatn bana geri vermek iin imdi ne kadar istersin?" Gzleri yalarla slanan komutan dizginlere aslarak ejderin ban evirdi. Yaratn brn rkasndan tekmeleyerek havada ykselmesini salad. Ejder havada su-1 Fp.a. hem elf, hem n topukl.ncla sunclat deiini juccl Geleneksel su fs ile olltu Bil fpna bi

zulerek ylans gzleri ile, glgelerde saklanmakta olanlara meydan okudu. Arkasndan ejde r valyeleri de havalandlar. Bakuu ustas sulanan gzlerini krptrd. Bakuu yine ses ldu ve araba yolda tangrdad

Araba ile korumalar Ke'lith Lordu'nun yaam olduu i kaleye ulatnda gece kmt. Lo nun ortasnda uzanyordu. Parfml yalarla slatlm kmr kristalleri evresine dizilmiti mt. Souk, kat eli klcnn kabzasn tutuyordu; dier elinde, gzyalar iindeki ei t bir gl vard. Leydi, bedenin evresinde duranlar arasnda deildi, haha urubuy-la uyutur odasnda tutuluyordu. Kendisini cenaze ateine atmasndan korkuluyordu. Kendini bu ekil de kurban etmek Dandrak adasnda geleneksel olsa da, bu sefer izin verilemezdi; Lo rd Rogar'n kars lordun tek ocuunu ve vrisini doural ok olmamt. Lord'un en sevdii dayd, sivri pullar dizili boynunu gururla sallyordu. Onun yannda, gzlerinden yalar dkl n ba seyis, elinde byk bir kasap ba ile duruyordu. Lord'unun ardndan alamyordu. Efe n bedenini alevler yutarken seyis, yumurtadan ktndan beri bakp bytt ejderi ldrec n sonra lord'na hizmet etmesi iin yollayacakt. Her ey hazrd. Her elde, yanmakta olan bir meale vard. Avluda dolaanlar cenaze ateini t tuturmak iin tek eyi bekliyorlard: lordun katilinin bann ayaklarnn dibine konulmasn i kalenin savunma sistemleri harekete geirilmi olmasa da, merakllar atodan uzak tutmak iin bir dizi valye hazr bekliyordu valyeler arabann gemesi iin kenara ekildiler, 20 iMi KAPADI Margnret Wes & Tracy Hcknan

sonra arkasndan yerlerine dndler. Kemerli kapdan tangr-dayarak geen arabann grnmesi avluda bekleyenler arasnda cokulu bir uultu koptu. Arabaya elik eden valyeler ejderle rinden indiler ve silahtarlar ejderleri ahrlarna ekmek zere koturdular Lordun ejderi a rkadalarn grnce bir hogeldin -belki de bir veda- l att. Bakuu arabadan zld ve uzaklatrld. Bakuu ustas ile arabay itmi olan drt adam y n en iyi kahverengi birasndan paylann almak zere mutfaa gtrldler. Knnda ekilmeyi b ile Sir Gareth, mahkmun yapt her hareketi izleyerek arabaya trmand. Hanerini ekerek a latalara tutturulmu deri eritleri kesti. J "Elf lordunu ele geirdik, Hugh," dedi Gareth alak sesle, iini yaparken. "Canl yaka ladk. Ejderlerimiz ona ulatnda ejdergemisindeydi, Tribus'a geri dnyordu. Onu sorgulad meden nce, sana para verdiini itiraf etti." f "nsanlar nasl 'sorguladnz' daha nce edi Hugh Serbest kalan kolunu, gerginliini atmak iin esnetti. Dier kolu da serbest brakan Gareth onu dikkatle gzledi. "Sormay akl etseydin, pi herif insan olduunu bile i tiraf edebilirdi!" "Lord'umun srtna sapl bulduumuz senin kahrolas hanerindi, zerinde garip iaretler olan emik sapl haner. Onu hemen tandm." "Eminim tanmsndr1" imdi her iki eli de serbestti. Aniden ve hzla hareket eden Hugh'nun elleri valyenin kolunu rten zincir zrhn zerine kapand. Katilin parmaklan, zrhn zinci ni adamn etine gmerek skca kavrad. "Ve o haneri neden ve nasl grdn ikimiz de bili

Gareth nefesini tuttu, haneri ne atld Haner ile Hugh'nun gs kafesi arasnda birka sa ldnda, valye, iradesine hakim olmak iin aba gstererek igdsel hamlesini durdurdu. "Gerileyin!" diye hrlad, komutanlanna saldnldn grerek kllann eken ve yardma ko adalarna. "Beni brak, Hugh " Gareth skt dilerinin arasndan konutu. Beti benzi atmt, dudaklar damlalan birikmiti. "Numaran ie yaramad. Benim ellerimde, kolay bir lmle kurtulamayac aksn." Hugh omuzlarn silkti ve alayc bir glmseme ile valyenin kolunu skan elini gevetti. Ga katilin sa elini yakalayp, kabaca srtna doru bkt. Sol elini de yakalayarak deri eritl en kalanlarla skca balad. "Sana iyi para dedim," diye mrldand valye. "Borcum yok." "Peki cn aldm kzn ne olacak?" Gareth, omzundan tutup dndrd Hugh'nun suratna zr uk att. Yumruk katilin enesine isabet etti ve onu arabann krlan ahap latalannn arasnd yere ykt. Usta kendini srtst, avlunun amurlar zerinde yatar durumda buldu. Gareth ara an atlad. Mahkmun tepesine dikilerek ona souk baklarla bakt. "Kelleni tata brakacaksn, seni katil pi. Getirin onu," diye emretti iki adamna ve Hug

h'yu bbreklerinden tekmeledi. Adamn acyla kvranmasn tatminle seyretti. valye serte e , "Azn da tkayn." 23 " 22 EIDER. KAHADI

KNC BLM_____ KE'LTTH KALES, DANDRAK ORTA LEM "te katil, Magicka," dedi Gareth, balanm ve az tkan m mahkma iaret ederek. "Sorun yaratt m?" diye sordu krk devir yalarndaki, yap l adam Bir insann bu kadar ok ktl banndrabilmesini imknsz buluyormuasma, zntl bir hava ile Hugh'ya bakt"stesinden gelemeyeceim hibir ey olmad, Magicka," dedi Gareth, ato bycsnn varl ile sinmi bir damda. Byc kafasn sallad ve -kalabalk seyirci kitlesinin farknda olduundan- iyice dorulara ini trensel bir biimde kahverengi kadife cppesinin nnde kavuturdu; o toprak bycsyd tercih ettii by trnn renklerine brnmt. Fakat zerinde kraliyet bycs pelerini gre uzun zaman nce gz diktii, fakat Lord Rogar'n, kendine gre baz sebeplerden dolay an etmeyi reddettii bir unvan. amurlu avluda beklemekte olanlar, mahkmun -geleneklere uygun olarak- o anda derebe ylikte en yksek otorite olan byc tarafndan getirildiini grdler ve dinlemek zere topl . Mealelerinin alevleri souk akam rzgrnda

parlayp dans etti. Havadaki gerginlii ve kargaay yanl anlayan lordun ejderi, yksek ses e haykrd ve dmann zerine salverilmeyi istedi. Ejder seyisi yattrmak istercesine onu sre sonra, ne insan ne de ejderha, hikimsenin sonunda kar karya kalmaktan kanamayaca dmanla karlacakt. "Azndaki tkac karn," diye emir verdi byc. Gareth ksrdu, boazn temizledi ve yan yan Usta'ya bakt. Bycye doru eilerek alak se "Bir dizi yalan dnda hibir ey duyamayacaksnz. Aklna geleni syler..." "karn, dedim," diye yineledi Magicka emreden bir tonda. Avluda bekleyenlerin kafasnd a Ke'lith Kalesi'nin efendisinin kim olduu konusunda hibir kuku kalmad. Gareth fkeyle denileni yapt. Hugh'nun azndaki tkac yle bir kuvvetle ekti ki adamn ka na dnd ve yznn bir yannda irkin bir izik izi kald. "Her insan, suu ne kadar iren olursa olsun, itiraf etme ve bylece ruhunu temizleme h akkna sahiptir. Adn ne?" diye sordu byc kendinden emin bir biimde. Bycnn bann zerinden bakmakta olan katil yant vermedi. Gareth onu paylarcasna drtt "Usta Hugh olarak bilinir, Magicka." "Soyad?" Hugh kan tkrd. Byc kalarn att. "Hadi, Usta Hugh gerek adn olamaz. Sesin. Tavrlarn. Asil bir adam gtrmez! Uursuz bir ara kukusuz. Yine de, atalarnn isimlerini bilmeliyiz ki kymetsiz r nu onlara emanet edelim Konumayacak msn?" Elini uzatarak Hugh'nun enesini yakalad ve 24 28 Margnret Weis & Tracy Hckman EIDER. KAHADI

adamn yzn meale na evirdi. "Kemik yaps gl. Burun aristokrata, gzler mkemme inde ve dudaklarn temelliinde kyl bireyler gryorum. Fakat kukusuz damarlarnda dolaa kan. Kara olmas ne yazk! Hadi baym, kimliini akla ve Lord Rogar' ldrdn itiraf et

uhunu temizleyecek." Mahkmun imi dudaklar geni bir srtmayla ald; kk kara gzlerinin derinliklerinde Babamn olduu yer, birazdan olunun gidecei yerdir," diye yant verdi Hugh. "Ve sen de b uradaki herkesten daha iyi biliyorsun ki, lordunu ben ldrmedim." Gareth, konumas yznden Usta'y cezalandrmay amalayarak yumruunu kaldrd. Bycnn b ebep oldu. Magicka'nn aln bir anda gevedi, yz bir kap taze krema gibi przszd. Fakat ann keskin gzleri Hugh'nun sulamas zerine, bu yzde beliren dalgalanmay fark etti. "Kstahlk," dedi byc souk bir sesle. "Korkun bir lmle kar karya olan bir adam ii n, fakat birazdan merhamet dileyen lklarn duyacaz." "Beni bir an nce sustursanz iyi olacak," dedi Hugh, dili atlakm ve kanayan dudaklarnn rinde dolarken. "Aksi halde insanlar artk kk lordun koruyucusunun sen olduunu anmsaya ir, yle deil mi, Magicka? Ve bu da demek oluyor ki ufaklk on sekizine basana kadar buralar sen yneteceksin... Yoksa daha uzun sre mi? An evresine skca rersen olabilir inim yasl dul iin de byk bir teselli olacaksn Bu gece hangi pelerini giyeceksin -kral iyet bycsnn mor pelerinini m? Hem, garip deil mi, hanerimin o ekilde kaybolmas' San i gibi..."

Byc ellerini kaldrd. "Bu kufurbazn szleri karsnda yeryz sallanyor!" diye bard ye balad. Granit kuleler salland, insanlar dehet iinde bararak birbirlerine sokuldu. B zlar dizlerinin zerine kp ellerini amurun iine bastrd. Bycye fkesinin dinmesi i Magicka uzun burnunun stnden valye komutanna bakt Gareth'n Hugh'nun beline, grne g zce att yumruk, katilin nefesinin kesilmesine ve acyla iini ekmesine sebep oldu. Bunun la beraber Usta'nn baklarnda tereddt veya yenilgi yoktu, gzleri fkeden sararm byc . "Sabr gsterdim," dedi Magicka, fkeyle soluyarak, "ama bu rezalete izin vermeyeceim. Senden zr dilerim, komutan," diye devam etti byc, insanlarn haykrlarn ve grlts sesle. "Haklydn. Bu adam sefil hayatn kurtarmak iin aklna geleni syler." Gareth homurdand, ama yant vermedi. Magicka ellerini yattrrcasna kaldrd. Yerin salla ava yava durdu. nsanlar rahatlayarak derin bir nefes aldlar ve ayaa kalktlar. valyeni aklar yana, Hugh'ya kayd ve onun keskin, delici baklar ile karlat. Gareth kalarn lden bycye kayd, karanlk ve dnceliydi bu baklar. Kalabala hitap etmekte olan Magicka komutann baklarn fark etmedi. "zgnm, gerekten zgnm, bu adam yaamn ruhundaki kara lekelerle bitirmek zorunda," ded olu ve dindar bir sesle "Fakat bu onun kendi seimi. tiraf etmesi iin ona gereince frs at verdiime hepiniz tanksnz." Anlayl ve sayg dolu mrltlar ykseldi. "Ta getirin." T" "f EJDER, KAHADI Margaret Wes & Tracy Hcknan

Mrltlarn tonu deiti, daha yksek ve beklenti dolu oldu, insanlar yer deitirerek daha ebilecekleri bir yer aradlar, iki csseli gardiyan, bulabildikleri en gl adamlar, kale nin zindanndan gelen kk bir kapdan ktlar. Aralarnda byk bir ta tayorlard -i k yin yapmnda kullanlan dantelimsi ve zarif mercankaya' deildi bu. ,". Meslei gerei her trl tan doasn ve glerini bilen Magicka tan mermer olduunu daya ya da Uy-landia ktasna komu daha byk adalara ait deildi, nk oralarda bu tr ta d. Mermerin komu kta Arista-gon'dan gelmi olmas gerekirdi ve bu da tan dman toprakla rld anlamna geliyordu. Ta ya ok eski bir mermer parasyd ve insanlar ile Tri-bus imparatorluu cifleri arasndak nadir bar dnemlerinden birinde yasal yollardan getirilmiti -ki buyucu bu teoriyi pe k inandrc bulmuyordu- ya da, bilinen adyla U Darbe Nick tarafndan kaak yollardan getir lmiti. Magicka ikinci teorinin daha akla yakn olduunu dnyordu. Fark etmezdi zaten. Lord'n arkadalar, ailesi ve takipileri arasnda pek ok tutucu milli eti vard, fakat Usta Hugh gibi bir pislik parasnn dman tann zerinde ban kaybetm itiraz edeceini dnmyordu. Yine de f-

1 Gk Alemi'ndeki he ey mercankayadan yaplmtr Mercan kd denilen kk, zararsz, y cankayann gotunuu sn-gee benze Katlat zaman granit kada sert olur, fakat kesileme maz Mecankaya ok abuk oltu, bu maddeden imal edilen yaplar ina edilmez, sanki yetiti Mecan ktla havadan daha h,ft b gaz karrlar Bu gaz, adalarn gkte asl dumasm orun yalatabilir Bu sorunu gidermek iin birinci evden topak buyuculeinin bylen geek Bazen, mercankayaya gml halde demir ve dier cevlele bulunur Bu cevhelen mecankayan memektedi. fakat Koparl esn.snda olutuu duunulmekted

keli bir kland bu ve byc tan, kuru kanla, tannmayacak kadar kaplanm olmasndan dolay memnundu. Kimse tan kaynan merak etmeyecekti. Mermer blok bir metreye bir metreydi ve bir yannda tam olarak insan ensesi geniliin de bir oyuk almt. Tan arl ile sendelemekte olan gardiyanlar onu avluya kardlar oydular. Cellat, Darbe Nick kk kapdan eilerek ktnda, kalabalktan bir heyecan da Nick devasa bir adamd. Dandrak'ta tek bir kii bile onun kim olduunu veya neye benze diini bilmiyordu, infaz yerine getirdii her seferinde siyah cppe giyer, kafasna siyah kukuleta geirirdi, bylece gndelik hayatnda halk tarafndan fark edilmez, dlanmazd. Ne zk ki bu akllca hareketinin sonucu, insanlann iki metrenin stndeki her adamn cellat ol duundan kukulanmalar ve ayrt etmeksizin hepsinden kanmalar olmutu. Fakat mesele adalet datmaya geldiinde, Nick Dand-rak'tak en popler ve en aranan cella t oluyordu. Beceriksizin teki de olsa, zamannn en yetenekli gsteri sanats da olsa, D e seyircisini nasl elendireceini kesinlikle biliyordu. Hibir sulu ellerinde kolayca lm emiti, Nick, en az zeks kadar kr olan klcyla yontup dorarken ac iinde bartrd. Tm gzler kukuletal Nick'ten siyah sal mahkma dnd. tiraf etmek gerekir ki seyircinin kinliiyle etkilemiti. Fakat o gece avluda bulunanlarn hepsi len lordlar-n ok seviyor, na hayranlk duyuyorlard ve katilinin korkun bir biimde olduunu grmekten zevk alacaklar d Bu yzden -celladn ve onun elindeki kan lekeli silahn grnce- Hugh'nun yznde belire lik maskesine ve ttremeM 28 EJDER. K^FIADI Margaret Wes & Tracy Hckman

Mrltlarn tonu deiti, daha yksek ve beklenti dolu oldu, insanlar yer deitirerek daha ebilecekleri bir yer aradlar, iki csseli gardiyan, bulabildikleri en gl adamlar, kale nin zindanndan gelen kk bir kapdan ktlar. Aralarnda byk bir ta tayorlard -i k yin yapmnda kullanlan dantelimsi ve zarif mercankaya' deildi bu. \r> Meslei gerei her trl tan doasn ve glerini bilen Magicka tan mermer olduu u adaya ya da Uy-landia ktasna komu daha byk adalara ait deildi, nk oralarda bu tr mazd. Mermerin komu kta Arista-gon'dan gelmi olmas gerekirdi ve bu da tan dman topra an karld anlamna geliyordu. Ta ya ok eski bir mermer parasyd ve insanlar ile Tri-bus imparatorluu cifleri arasndak nadir bar dnemlerinden birinde yasal yollardan getirilmiti -ki byc bu teoriyi pek ina drc bulmuyordu- ya da, bilinen adyla Darbe Nick tarafndan kaak yollardan getirilmit gicka ikinci teorinin daha akla yakn olduunu dnyordu. Fark etmezdi zaten. Lord'un arkadalar, ailesi ve takipileri arasnda pek ok tutucu mil liyeti vard, fakat Usta Hugh gibi bir pislik parasnn dman tann zerinde ban kayb in itiraz edeceini dnmyordu. Yine de f1 Gk Alem'ndeki her ey mercankayadan yaplmtr Mecan kd denilen kk, zaarsZ, y ann gonnu sun-gee benze Katlat zaman granit kadar sert olu , fakat kesilemez ve a ok abuk olutu, bu maddeden imal edilen yapla ina edilmez, sanki yetitirilir Mecan k lan havadan daha hafit b gaz ka-rla Bu gaz, adalarn gkte asl dumasn salar, fak n yaatabli Bu sorunu gidermek iin birinci evden topak buyuculeinin bylen geek Bazen, mercankayaya gml halde demi ve dier cevhele bulunu Bu cevhelen mecankayan ktedi. fakat Kopal esnasnda olutuu duunulmekted

keli bir kland bu ve byc tan, kum kanla, tannmayacak kadar kaplanm olmasndan dolay . Kimse tan kaynan merak etmeyecekti. Mermer blok bir metreye bir metreydi ve bir yannda tam olarak insan ensesi geniliin de bir oyuk almt. Tan arl ile sendelemekte olan gardiyanlar onu avluya kardlar koydular. Cellat, Darbe Nick kk kapdan eilerek ktnda, kalabalktan bir heyecan d Nick devasa bir adamd. Dandrak'ta tek bir kii bile onun kim olduunu veya neye benze diini bilmiyordu. nfaz yerine getirdii her seferinde siyah cppe giyer, kafasna siyah k ukuleta geirirdi, bylece gndelik hayatnda halk tarafndan fark edilmez, dlanmazd. Ne y ki bu akllca hareketinin sonucu, insanlarn iki metrenin stndeki her adamn cellat olduu dan kukulanmalar ve ayrt etmeksizin hepsinden kanmalar olmutu. Fakat mesele adalet datmaya geldiinde, Nick Dand-rak'taki en popler ve en aranan cel lat oluyordu. Beceriksizin teki de olsa, zamannn en yetenekli gsteri sanats da olsa, rbe seyircisini nasl elendireceini kesinlikle biliyordu. Hibir sulu ellerinde kolayca lmemiti, Nick, en az zeks kadar kr olan klcyla yontup dorarken ac iinde bartrd al Nick'ten siyah sal mahkma dnd, itiraf etmek gerekir ki seyircinin ounu sakinliiyl ilemiti. Fakat o gece avluda bulunanlarn hepsi len lordlar-n ok seviyor, ona hayranlk uyuyorlard ve katilinin korkun bir biimde ldn grmekten zevk alacaklard. Bu yzden onun elindeki kan lekeli silahn grnce- Hugh'nun yznde beliren sakinlik maskesine ve ti treme28 Mnrgnrel Weis Tracy Hickman EJDER,

sine engel olmasna ramen, hzl ve derin nefesler aldn grnce tatmin oldular. Gareth Usta'y kollarndan yakalad ve taa doru birka basamak srkledi. "Magicka hakknda sylediklerin..." diye tslad Gareth, alak sesle. Bycnn gzlerinin en deldiini hissederek katili gzleri ile sorgulamakla yetindi. Hugl baklarna karlk verdi, gzleri titreen meale nda kara delikler gibiydi. "z Gareth ban sallad. Gzleri kanlyd ve evresi kzarmt, yz traszd. Lord'unun iki uyumamt. Terle evrelenmi azn elinin tersiyle sildi, sonra eli kemerine gitti. Hugh, kin kenarl bir baktan yansyan yakalad. "Seni kurtaramam, Hugh," diye mrldand Gareth. "Bizi kyma yaparlar. Fakat lmn abukla im. Muhtemelen rtbeme mal olur" -valye ters ters bycye bakt- "ama zaten duyduklarma b a rtbemi oktan kaybettim. Haklsn. Kzma en azndan bu kadarn borluyum." j. Usta'y Ta ledi. Cellat arbal bir ekilde kara cppesini kard -kanla lekelenmesini istemiyordu-ve a duran gen bir ocua uzatt. Son derece sevinen ocuk, bu onum kazanmak iin oralarda dol aan anssz arkadana dilini kard. Klcn kavrayan Nick kollarn stmak iin iki deneme savuruu yapt ve sonra, bann zr olduunu belirtti. Gareth Hugh'nun tan nnde diz kmesini salad. valye geri ekildi, fakat uzaklamad. rmlar arasnda saklad hanerinin kabzasn sinirli parmaklaryla

kavrad. Mazereti aklnda ekilleniyordu. Kl boynuna gmlrken, Hugh senin yaptn hayk rdu setlin ldrdn syledi. Aka duydum lmekte olan bir adamn szlerinin doru olduu , ben yalan sylediini biliyorum, ama kyllerin yanl anlayacandan korktum, ne kadar bat anl olduklarn bilirsin. Sefil hayatn biran nce sona erdirsem iyi olur, diye dndm. nanmayacakt. Gerei bilecekti. Eh, pekl, Gareth'm yaanacak pek fazla mr kalmamt zat Cellat Hugh'nun san yakalad, mahkmun kafasn tataki yerine yerletirmeye alt. Faka olan bir infazn heyecannn bile yattramad kalabalkta bir huzursuzluk sezen Magicka e ldrarak onu durdurdu. "Bekle," diye haykrd. Ykselen rpertici rzgrn dalgalandrd cppesi ile taa doru y di Magicka, yksek ve kat bir sesle, "sana bir ans daha veriyorum. llerin lemi'ne yakn lduun u anda syle -itiraf edecek bir eyin var m?" Hugh ban kaldrd. Belki de yaklamakla olan hilik sonunda kafasna dank etmiti. "Evet. tiraf edecek bir eyim var."

"Birbirimizi anlamaya baladmza sevindim," dedi Magicka nazike. Zayf, zarif yzndeki z dikkatle izlemekte olan Gareth'm gznden kamamt. "Bu yaam terk ederken pimanlk duyd aptn, olum?" Usta'nn imi az bkld. Omuzlarn gererek Magic-ka'ya bakt ve sakin bir ekilde, "Sen seyi ldrmediime pimanm, byc." Kalabalk memnun bir dehetle nefesini tuttu. Darbe Nick kukuletasnn altnda gld Bu l ar uzarsa, 30 31 Margaret Wes & Tracy Hicknan

bycnn verecei dl o kadar iyi olacakt Magicka souk bir acmayla glmsedi. 1 "Umarm ruhun da bedenin gibi rr," dedi. Nick'e, diledii gibi elenmeye davet edercesine bakan byc, cppesine kan sramasn enge iin epeyce geriye ekildi. Cellat siyah bir mendil kard ve Hugh'nun gzlerini balamaya yeltendi. "Hayr!" diye bard katil serte. "O yz yanmda gtrmek istiyorum." "Devam et!" Bycnn dudaklarnda kpkler belirmiti. "' Nick san yakalad, fakat Usta elinden kurtuldu. Kendi iradesi ile, ban kanla lekelenmi mermerin zerine dayad. Gzleri sonuna kadar ak, gzn krpmadan meydan okur casna Magicka'ya bakyordu. Cellat eildi, adamn ksa r gsn yakalad ve bir yana itti. zerinde alabilecei geni alanlardan holanrd. Darbe Nick klcn kaldrd. Hugh derin bir nefes ald, dilerini skt ve gzlerini by lemekte olan Gareth, Magicka'mn bembeyaz olduunu, yutkunduunu ve kamak istercesine oraya buraya ksa baklar frlattn grd. "Bu adamn errinin deheti ok fazla!" diye haykrd byc. "abuk ol! Dayanamyorum!" Gareth hanerini kavrad. Nick'in kol kaslar kasld ve darbeyi indirmeye hazrland. Kadnl gzlerini elleriyle kapattlar ve pannaklarnn arasndan gzetlediler, erkekler birbirlerin in bann zerinden grmek iin boyunlarn uzattlar, daha iyi grmeleri iin ocuklar acel kaldrldlar. Ve sonra, kaplardan arpan silahlarn sesi duyuldu.

NC BLM KE'IITH KALES, DANDRAK ORTA LEM Gecenin Lord'lanndan da kara, devasa bir ekil kalenin kulelerinin tesinde ortaya kt. Karanlkta kimse aka g-remiyordu, ama byk kanatlann vuruu iitilebiliyordu. Kap muhaf larna vurarak alarm verdiler ve avludaki herkesin dikkatini infazdan, yaklaan tehd ite ektiler. vayeler kllarn ekerek, bineklerini getirmeleri iin yardmclarna ba nlarnn saldrlarna her zaman rastlanyordu ve Usta Hugh'yu kiralad iddia edilen elf lo n karlarak ldrlmesinin intikam iin her an bir saldr bekleniyordu. "Bu da ne?" diye bard Gareth, bo yere grmeye alarak. Mahkmun yannda durma grevi il ki sorumluluu arasnda kararsz kalmt. "Bover onu! nfaz yerine getir!" diye hrlad Magicka. Fakat Darbe Nick dikkatli bir seyirci isterdi ve mevcut seyircisinin dikkatini ka ybetmiti. Kalabaln yars kapya bakyor, dier yars ise kapya doru kouyordu. Gunm iren Nick, btn bu kargaann sebebini anlamak iin arbal bir sessizlik iinde bekledi. "Bunlar gerek ejder, aptallar1 Bizimkilerden... Elf gemisi 32 Margnret Weis & Tracy Hcknan

deil. Bizimkilerden biri!" diye bard Gareth. "Siz ikiniz, mahkma gz kulak olun." Komut an, yaylmakta olan panii dindirmek iin kaplara kotu. Sava ejderi atonun zerinde, alaktan szld. Meale nda parlayan halatlar aa bra yan adamlar halatlardan kayp avluya indi. Herkes zrhlarnn zerinde prldayan Kraliyet Mu afzlar iaretini grebiliyordu. Kalabalk uursuzca mrldand. Askerler hzla evreye yayld. Avlunun ortasnda geni bir boluk brakarak, alann etrafna ilerdi. Sol ellerinde kalkanlar, sa ellerinde mzraklar, gevek bir rahatta beklediler. Yzleri emberin dna bakyordu. Herhangi biri ile gz gze gelmekten kamyor, somlar yan rd. Yalnz bir ejder binicisi belirdi. Kapnn zerinden uan kk, hzl ejder, kendisi iin a nde szld. necei yeri incelerken kanatlar havada hareketsiz kald. Bu srada binicisinin rif niformasndaki kzl altn renkler mealelerin nda panldam, herkese tannmt. ular ve birbirlerine soru dolu gzlerle baktlar. Binek ejderi, titreyen kanaar ve kalkp inen brlerle ye re indi. Uzun dili azndan salya iplikleri damlad. Eyerden atlayan binici, hzla avluya gz gezdirdi. Kral'n habercisinin ksa, altn ipliklerle sslenmi pelerini ile krmz, parlak ceke tini giyiyordu. nsanlar nefeslerini tutarak verecei haberi bek lediler. ". Hemen hemen herkes Tribus ciflerine sava ilan edildiini duymay bekliyordu; baz valyele r, bir an nce toparlanmak iin oktan silahtarlarn aramaya balamlard. Bu yzden haberc n iyi ve en yumuak deriden eldiven iindeki elini kaldrp ta iaret etmesi herkesi art

"nfaz etmek zere olduunuz Usta Hugh mu?" diye bard, eldivenleri kadar yumuak ve zarif ir ses. Byc avluyu at ve Kraliyet Muhafzlan'nn oluturduu sralarn arasndan geti. "yle olsa ne olur?" diye yantlad Magicka ihtiyatla. "Eer o Usta Hugh ise, Kral adna onu bana teslim etmenizi emrediyorum -canl olarak," dedi haberci. Byc adama ters ters bakt. Ke'lith valyeleri Magic-ka'ya soru dolu gzlerle baktlar ve rlerini beklediler. Son zamanlara kadar Volkaranllar kral falan bilmezlerdi. Dnyann ilk gnlerinde Volkar an, ana kta Uylandia tarafndan kurulan bir ceza kolonisi idi. Yreni'deki mehur hapi shane, katilleri ve hrszlar barndryordu. Srgn edilenler, fahieler ve toplumun dier r evredeki ilahi Takdir, Pitrin'in Srgn ve Djern adasna gnderiliyordu. Bu d adala zordu ve yzyllar boyunca adala:da sert insan- ' ' lar yetimiti. Her adaya hkmeden e tli klanlar vard; her klann lordu zamann ya anakaraya ataklar dzenleyerek, ya da Uy landia'daki komularna saldrarak geiriyordu. Bu ekilde blnen insanlar gl ve zengin Trubus elf ulusu iin kolay bir av oluyordu. Elfl r insanlan lokma lokma yuttu ve neredeyse krk devir sresince Uylandia ile Volkaran adalarn cifler ynetti. nsanlar zerindeki demir peneleri yirmi devir nce, Volkaran'n gl klannn efi, Uylan-dia'nn en gl klannn ecesi ile evlenince son buldu. Halklarn iren, Pitrin'in Srgn adasnda domu Stephen ile Winsherh Anne, cifleri deviren ve adadan (bazlarn kelimenin gerek anlamnda) atan bir ordu oluturdular. Uylandia ile Volkaran igalden kurtulunca Stephen ile Anne kendilerini kral ve kra lie ilan ettiler,-en tehlikeli rakipler34 Margaret Wes & Tracy Hicknan EJDEK. K^PIADI

ni ldrdler ve imdi birbirlerine kar entrikalar evirmekte olduklar dedikodular olsa d de gl ve korkulan bir hkmranlk kurdular. Eski gnlerde olsa Magicka emri gzar-d ederd berci inat karsa onu da hallederdi. imdi ise, sava ejderinin kara kanatlarnn glgesin mak yantlar verecek kadar klmt. "Usta Hugh lordumuzun, Ke'lithli Rogar'n katilidir ve ceza olarak yaamn almak Kral'n

kendi kanunudur." s "Majesteleri, kraliyetinin dahilinde adaleti bu kadar abuk ve mkemmelce yerine getirmenizi tamamen onaylyor ve takdir ediyor," dedi haberci zar if bir ekilde eilerek, "ve iinize kart iin esef duyuyor, fakat Usta Hugh olarak bili damn tutuklanmas iin bir kraliyet emri var. Devlete kar bir komplo ile ilgili sorgula nmak zere aranyor -tm yerel ilerden daha ncelikli bir konu. Herkes biliyor," diye ekl edi haberci, dorudan Magicka'nn gzlerinin iine bakarak, "bu katilin Tribus elf lordl ar ile ilikisi var." Elbette, byc Hugh'nun Tribus elf lordlar ile ilikisinin olmadn ok iyi biliyordu. B da, bunu habercinin de ok iyi bildiini biliyordu. Ve haberci bunu bili-yorduysa, b aka bir takm eyleri biliyor olmas kuvvetle muhtemeldi -rnein Ke'lithli Rogar'n nasl Kendi ana dolanan Magicka bocalayp rpnd. "Yetki belgeni greyim," dedi. yle grnyordu ki, Kral'n habercisine hayatta hibir ey, bycnn grmesi iin Kral'n y rmak kadar zevk veremezdi. Ejderin eyerine asl duran deri keseye elini daldran habe rci, bir parmen klf kard indeki parmen tomarn alarak bycye uzatt. Byc be tki belgesi eksiksiz olmalyd. Stephen

bu tr konularda hata yapan bir insan deildi. Adamn ismi yazlyd, Usta Hugh ve Stephen'n mhr olan Kanatl Gz ile mhrlenmiti. Yaralanp kanayana kadar dudaklarn ineyen Magic denediini, fakat burada daha byk glerin sz konusu olduunu anlatan ac dolu baklar a baka yapabilecei bir ey yoktu. Kalbinin zerine elini koyarak sessiz ve souk bir kabu llenme ile eildi. "Majesteleri size teekkrlerini sunuyor," dedi haberci glmseyerek. "Sen, Komutan!" aret etti. Yzn ihtiyatla ifadesiz tutan ve konuulanlar olduu kadar konuulmayanlar da izle lan Gareth gelip bycnn yannda durdu. "Bana mahkmu getir. Ah, bir de dn yolculuu ii r ejdere ihtiyacm olacak. Kral'n ileri," diye ekledi. Bu iki szck - Kral'n ileri, bir ie araptan bir atoya, bir kzarm yabandomuzundan bi kere kadar herhangi bir eye el koymak iin kullanlabilirdi. Bu emre itaat etmeyenler kendilerini byk bir tehlikeye atm olurlard. Gareth Magicka'ya bakt. fkeyle sarslm ibir ey sylemedi -yalnzca ban ksaca sallad- ve valye emri yerine getirmek zere ay Haberci parmeni ald, ustalkla tekrar sarp klfna geri koydu. Gareth'n mahkmla dn vresine gz gezdirdi. Gz cenaze atei iin hazrlanan yna takld. Yzn annda derin b "Majesteleri Leydi Rogar'a taziyelerini yollad. Hizmet edebilecei bir konu olursa, saygdeer leydinin kendilerine bavurmas yeterli olacaktr." "Saygdeer leydi ok mteekkir olacak," dedi Magicka eki eki. EJDER. KAPADI Margaret Weis & Tracy Hckman

Tekrar glmseyen haberci sabrszca eldivenleriyle bacan dvmeye balad. Gareth mahkmu Muhafzla-r'na doru gtrmt, fakat yeni bir ejdere ilikin bir iz yoktu. "Ejder konusund "Aln, lordum, bunu kullann," diye haykrd yal seyis hevesle, lordun ejderinin dizginler ini uzatarak. "Emin misin?" diye sordu haberci, baklarn cenazeden bycye doru kaydrarak. Elbette, e n -ne kadar deerli olursa olsun- lnn onuruna kurban edilmesi geleneinden haberdard. Magicka fkeli bir solumayla elini sallad. "Neden olmasn? Lordumun katilini en deer v erdii ejderinin zerinde gtr. KraPn ileri, deil mi?" "Evet, yle," dedi haberci. "Kral'n ileri." Kraliyet Muhafzlar aniden hazrola geti, mzraklarnn ucunu da evirdi ve kalkanlarn k haberci ile ya-nndakilerin evresinde bir ember oluturdu. V "Belki de Kral'n ilerinin baz ynlerini Majesteleri'nin kendisi ile tartmak istersiniz. Ltufkr efendimiz yokluunu da vilayetinizin ynetimi ile ilgilenmekten memnunluk duyacaktr, Magicka." Dnmekte olan sava ejderinin kanatlarnn glgesi avluya dt. "Hayr, hayr," diye itiraz etti byc aceleyle. "Kral Step-hen'n benden daha sadk bir kul bulunamaz! Onu bu konuda temin edebilirsiniz!" Haberci eildi ve Magicka'y cana yakn bir glmseme ile yantlad. evresindeki askerler te te durularn bozmadlar Deri miferi altnda terlemekte olan Gareth elikten emberin iine girdi. Komutan, Kraliy et Muhafzlar ile savama

emri gelmesine ramak kaldn biliyordu ve midesi hl kaslyordu. "te adamnz," dedi Gareth serte, Hugh'yu ne frlatarak. Haberci, hzl bir bakla mahkmun srtndaki krba izle rini, yzndeki yara bereleri ve imi dudan inceledi. Ka ra, km gzleri kalarnn altndaki glgelerde tamamen yitmi grnen Hugh, haberciye, umut tamayan, yalnzca yepyeni ikencelerin beklentisi iinde olan, tarafsz bir merak la bakt. "Kollarndaki balar kesin. Ayaklanndaki prangalar da zn." "Fakat, efendim, o tehlikeli biri..." "O ekilde ejdere binemez ve benim de harcanacak zama nm yok. Endielenme" -haberci nemsemez grnerek elini sallad- "kanatlar kmad srece, umakta olan bir ejderin srtndan atlayarak kamaya teebbs edeceini sanmyorum." Gareth hanerini ekti ve Hugh'nun kollarnn evresinde ki balan kesti. Yardmclarn aran ejder seyisi, temkinli bir tavrla elikten halkann iine girdi, habercinin yorgun ejderi nin eyerini zd ve Lord Rogar'n ejderini eyerledi. Ejderin boynunu okayarak, sevinle dizginleri haberciye uzatt. Yal adam ejderi bir daha grmeyecekti; Kral Stephen'n eline ge en hibir ey geri dnmezdi. Fakat bu durumu, onu seven ve ona gvenen bir yaratn boynuna ba saplamaya, oktan lm bir adam uruna yaamnn akp gitmesini seyretmeye yelerdi. "" nr>bi"i Haberci ejdere bindi. Elini aa, Hugh'ya uzatt. Katil z gr kaldn, kafasnn ta zerinde olmadn, o berbat kl cn yaamn sona erdirmeyeceini yeni anlam gibi grn yordu Kat bir ekilde ve acyla hareket ederek elini uzatt, la38 Margaret Wes & Tracy Hckman

''

bercinin elini tuttu ve adamn kendisini ejderin srtna ekmesine izin verdi. "Ona bir pelerin getirin. Donar yukarda," diye emretti haberci. Pek ok pelerin sun uldu. Haberci kaln, krkl bir pelerin seti ve Hugh'ya frlatt. Mahkm pelerini omuzlarna rd, arkaya uzanp eyerin kenarn skca kavrad. Haberci emir verdi ve ejder, tiz bir l larn aarak ykseldi. Kraliyet Muhafizlan'nn komutan kulak trmalayan bir slk ald. Sava ejderi, srtndan sa latlar yere deene kadar alald. Askerler hzla trmandlar ve ejderin geni, yayvan srtnd lerini aldlar. Ejder kanatlarn kaldrd. Birka dakika iinde glgesi yok olmu, gk boal gri loluu geri dnmt. Aadaki avluda adamlar, ciddi yzlerle, sessizlik iinde birbirlerine baktlar. Kocalarn gzleyen ve gergin havay his seden kadnlar aceleyle ocuklarn toparladlar, payladlar ve mzmzlananlar tokatladlar. Yz fkeden kaskat kesilmi Magicka, uzun admlarla i kaleye doru yrd. Gareth bycnn ayrlmasn bekledi, sonra cenaze ateinin yaklmasn emretti. Alevler at r ve erkekler bir araya geldiler ve lordlarmn ruhunu atalarna gndermek zere ark syleme e baladlar. valye komutan, sevdii ve otuz sene boyunca sadakatle hizmet ettii lordu i bir ark syledi. Bitirdii zaman grleyen, srayan alevlerin bedeni tketmesini izledi. "Demek hi byc ldrmedin, ha? Hugh, dostum, belki de bir frsat yakalarsn. Seni bir daha rsem... Kral'n ileri!" Gareth homurdand. "Eer ortaya kmazsan, eh, uruna yaayacak pe i kalmayan yal bir adamm ben " Gz-

leri bycnn odasna gitti. Cppeli bir siluetin pencereden bakt grlebiliyordu Yerine ek sorumluluklar olan komutan, bu gece her eyin gvende olduundan emin olmak iin kapya doru yrd. Sanatn ifa etmekten yoksun kalm, unutulmu Darbe Nick, kederli kederli ta zerinde o du. EIDER.

DRDNC BOLUM VOLKARAN ADASI'NDA BR YER ORTA LEM Haberci ejderini sk kontrol altnda tutuyordu. Birazck gevek davransa kk binek ejderi, sava ejderini rahatlkla geebilirdi. Fakat haberci koruma olmadan umaya cesaret edeme zdi. Elf korsanlar genellikle bulutlarn iinde gizlenir, insan ejder srclerin zerine sa ldrmak zere beklerlerdi. Bu yzden yava ilerliyorlard. Fakat bir sre sonra Ke'lith'in m eale klan altlannda yok oldu. Ksa sre sonra WitheriTin kayalk tepeleri, vilayetin dm un cenaze ateinden ykselen duman grnmez kld. Haberci ejderini Kara-rae'nin -sava ejderinin- kuyruk tarafnda tuttu. Gecenin gri loluunu yarp geen parlak, kk bir kama gibiydi. Kendi koumlarna kaylarla balanm uhafzlar Kara-rae'nin srtnda siyah topaklar gibi grnyordu. Ejderler, yalnzca alak, kare evleri aka grnen kk Hynox Ky'nn zerinden utular. r ve gn derinliklerine yneldiler. Haberci, daha nce fazla umam bir adam gibi aa, y a buraya baknd -Kral'n habercisi olduu sylenen bin iin garip bir eydi bu Mevkiyolu ikisini grebildiini duundu Hanastai

ile Bindistai aka grnyordu Gn derinliklerinde bile gece tam anlamyla karanlk sayl lerin, Kopar-h'tan nce eski dnyann olduunu syledikleri kadar deil. Elf astronomlar, Gecenin Lordu olduunu yazmlard. Ve batl inanllarn, bunlarn, ins nmesi iin Ari-anus zerine pelerinlerini rten dev adamlar olduklarna inanmasna ramen, e timli olanlar Gecenin Lordlar'nn aslnda zerlerinde yzen mercankaya adalar olduunu, her on iki saatte bir Arianus ile gne arasna srklenen bir yrngede ilerlediklerini bilirdi Bu adalarn altnda Yksek lem bulunurdu. Burada, kendi istekleri ile srgne giden gl in er olan gize-mustalannn yaad dnlrd. Yksek lem'in altnda gkkubbe veya gndz y kub-benin aslnda ne olduunu bilmezdi. Pek ok kii -ve yalnzca batl inanllar da deilgklerde yzen elmaslardan veya baka deerli talardan oluan bir kuak olduuna inanrd. gya gkkubbenin iinden geen gizemus-talarnn muhteem servetlerine ilikin efsane dodu. lf-ler, hem de insanlar pek ok sefer gkkubbeye kadar umaya ve srlarn kefetmeye teebb iler, fakat yola kanlar hi geri dnmedi. Orada havann, kan donduracak kadar souk olduu eniyordu. Uu srasnda, haberci pek ok defa dnp yol arkadana bakt. nen baltann altndan kurta tepkilerini merak ediyordu. Rahatlama, sevin veya zafer grmeyi bekliyorduysa, habe rci hayal krklna uram olmalyd. Sert ve hareketsiz olan katilin yz, bu maskenin ar re ilikin hibir ipucu vermiyordu Bu adam, bir bakasnn insanlar yiyip ierken seyredebil cei sakinlik iinde, 42 43 Margaret Weis & Tracy Hckman K/IDADI

bir adamn lmesini izleyebilirdi. O anda yz haberciye dnk deildi. Hugh dikkatle uu ro inceliyordu. Haberci bunu fark edince huzursuz oldu. Belki de onun dncelerini hisse den Hugh ban kaldrd ve gzlerini habercinin gzlerine dikti. Haberci Hugh'yu incelemesinden bir sonu karamamt. Fakat Hugh, haberci ile ilgili pek o ey renmi gibiydi. Kslm gzleri sanki adamn derisini soyuyor, kemikleri oyuyordu. Ad an sonra gzlerini ejderin boynuna evirme-seydi, habercinin beynindeki her eyi aa kara

gibiydi. Haberci bir daha Hugh'ya bakmad. Tesadf de olabilirdi, ama haberci Hugh'nun uu rotas ile ilgilendiini grnce hemen bir s s perdesi olutu ve karay gzden gizledi. Yksekte ve hzla uuyorlard ve Gecenin Lordlar' geleri altnda grecek fazla bir ey yoktu. Fakat mercankayann yayd hafif, mavimsi k, elerinin, yerin ince ltsnn zerinde siyah lekeler olarak grnmesine sebep oluyordu. Ye nirengileri fark etmek kolayd. Ezilmi granitten sva ile kaplanmam ato ve kaleler, yum uak bir lt ile parlyordu. Kasabalarn sokaklarnn oluturduu parlak eritler havadan rdu. Sava srasnda, saldrgan elf gemileri gklerde dolarken, insanlar sokaklarn saman ve sa a kaplarlard. Fakat imdi Volkaran Adalar'nda sava yoktu. Burada yaayan insanlarn ou, urla, bunun sebebinin savataki cesaretleri olduunu, elf lordlar arasnda yarattklar kor kudan kaynaklandn dnrd. Bunu dnen haberci, cehaletlerinden duyduu tiksinti ile ban sallad. Orta lem'de gere kii bilirdi -Kral Stephen ile Kralie Anne de bunlarn arasndayd. Aristagonlu 44

cifler o srada Volkaran ile Uylandia'y gzard ediyorlard, nk uramalar gereken ok d lar vard -kendi halklar iinde isyan kmt. syan kesinlikle ve acmaszlkla sona erdirildii zaman dikkatlerini insanlarn -bu isyann sna sebep olan barbar hayvanlarn krallna evireceklerdi. O zaman geldiinde ciflerin ig ve fetihle yetinmeyeceklerini biliyordu Stephen. Bu kez dnyay insan denen pislikte n sonsuza kadar temizleyeceklerdi. Stephen sessizce ve hzla, byk oyun tahtasndaki pa ralan yerletiriyor, nihai yar iin hazrlanyordu. Habercinin arkasnda oturan adam bilmiyordu, ama o da bu paralardan biri olacakt. Sis belirdiinde katil, iten ie omuzlarn silkerek nereye gittiklerini karmaya almakt eti. Kendisi de bir gemi kaptan olduundan, adalar arasnda ve tesindeki pek ok hava yol unda umutu. Ters rydai' ynne dnmlerdi ve Kurinandistai ynne doru ilerliyorlard. Hugh sisin kendiliinden olumadn biliyordu ve bu da kukulanmaya balad eyi -bu gen sradan bir kral hizmetkn olmadn- doruluyordu. Usta rahatlad ve sisin zihnini kaplama izin verdi. Gelecek hakknda tahminler yapmann bir faydas yoktu. Mevcut durumdan dah a iyi olmas olasl dkt, daha kt olmasn da beklemiyordu Hugh gelecee hazrlanmak yapmt; kemik sapl, rnlerle ssl haneri yannda, kemerine taklyd -son anda Gareth v ugh'ya. plak, yaral omuzlarn kaln l Tibus Standart'nda kullanlan gemicilik terimi Tm havayollarnn merkezi, Tribustaki im paratoluk saay saylr Iklarn ba iinde yasadkla eski dnemlerden bu yana tm mesa alnarak ollu Tes ryda, Trbus'n mevcut pozisyonuna yaklamay ifade eder Dz lycla 45 ' ' EIDER. Margaret Weis & Tracy Hckman

krkl pelerininin derinliklerine gizleyen Hugl, scak kalmak dnda hibir ey ile ilgilenmemeye balad. tYine de sisin habercinin bana bela olmasn izlemekten keyif alyordu. Uularn yavalatyordu ve haberci devaml, birden nlerinde beliren ak havaya doru alalp, nerede ol duklarn kontrol ediyordu. Bir ara kaybolmay becermi gibi grnd. Haberci ejderi havada sabit tuttu. Ejder, srcs nn komutu dorultusunda szlmek iin kanatlaryla havay dvyordu. Hugh habercinin bedeninin gerginletiini, bak larnn yerdeki deiik nesneler arasnda dolandn fark etti. Kendi kendine mrldand szcklere baklrsa, belli bir yn de ok fazla gitmilerdi. Yolunu deitiren haberci, ejderin ba n evirdi ve yine sisler iinde umaya baladlar. Haberci Hugh'ya sinirli bir bak frlatt, sanki kaybolmalarnn onun suu olduunu sylemeye alyordu. Yaamnn ilk dnemlerinde, hayatta kalabilmek iin, evresinde olup biten her eyin farknda may renmiti Hugh. imdi, krknc devrinde bu nlem, igdsel bir hal almt, altnc fak bir deiimi, snn hafife dmesini veya ykselmesini annda fark ediyordu. Zaman le

lmamasna ramen, belli iki zaman arasnda ne kadar sre getiini anlayabiliyordu. itme du u keskindi, gzleri daha da keskindi. Yanlmaz bir yn duyusu vard. Volkaran Adalan'nda ve Uylandia ktasnda gitmedii ok az yer kalmt. Genliindeki maceralar onu byk Aria nde uzak (ve naho) yerlere gtrmt. Bo yere nefes tketmek demek olan bbrlenme huyuna lmayan Hugh -yalnzca eksikliklerinin stesinden gelemeyen bir insan, dnyay hibir eksik lii olmadna ikna etme ihtiyac hisseder- Arianus zerinde nereye konarsa konsun, bir-

ka dakika iinde nerede olduunu anlayabilecei konusunda kendisine hep gvenmiti. Ama habercinin yumuak bir sesle komut verdii ejder gkte alalp, kat topraa konduu zama Hugh evresine baknd ve hayatnda ilk defa, kaybolduunu itiraf etmek zorunda kald. Buray daha nce hi grmemiti. Kral'n habercisi ejderinden indi. Deri bir keseden bir par-layanta kararak, ak avcunun iinde tuttu. Hava ile temas eden byl mcevher ldamaya balad. Parlayanta s da ver onu bir kabn iine koymak gerekirdi. Haberci tereddt etmeden, indikleri alan evreleyen mercanka-ya duvarn bir kesine yrd. Eilerek parlayanta kaba bir demir lamba iine ko Hugl plak avluda baka hibir nesne gremiyordu. Lamba, ya haberciyi bekleyen biri tarafn an, ya da habercinin kendisi tarafndan buray terk ederken braklmt. Usta lambay haberc n braktn dnyordu, nk evrede baka hikimseyi gremiyordu. Kara-rae'yi bile gerid abercinin yolculuuna burada baladn ve grne gre geri dnmeyi umduunu varsaymak man mli de olabilirdi, nemsiz de. Hugh ejderin srtndan aa kayd.

Haberci demir lambay kaldrd. Ejdere dnerek gururlu boynunu okad. Teskin edici szler m nd, szleri hayvann avluda oturmasn, kanatlarn katlayarak kuyruunu ayaklarnn evresi sn salad. Ba gsne dt, gzleri kapand ve ejder tatmin olmu bir ekilde iini ek eri uyandrmak son derece zor ve tehlikelidir, nk bazen uykuda, ejderlere yaplan boyun eme ve itaat byleri kazayla yok olur ve kafas karm, hiddetli ve son 46

Margaret Weis Tracy Hckman derece grltc bir yaratkla kalakalrsnz. Deneyimli bir ejder srcs, yaknda becerikl lduundan emin olmadan asla ejderinin uyumasna izin vermez. Hugh bu gerei de ilgiyle bir kenara not etti. Hugh'nun yanna yaklaan haberci feneri kaldrd ve sor-gularcasna, soru sormasn veya yoru yapmasn beklercesi-ne yzne bakt. Usta, yantlanmayacan bildii soalar sorarak nefes rcamasnn anlamsz olduunu gryordu, bu yzden sessizce habercinin baklanna baklar il Hayrete den haberci, bir ey syleyecek gibi oldu, fikrini deitirdi ve iine ektii nefe vaa brakt. Aniden topuklarnn zerinde dnd ve katile takip etmesi iin iaret etti. Hu inin ardndan yola dt. Haberci, Hugh'nun eski ve karanlk ocukluk anlarndan tand, b strna doru yrd, ok eski bir manastrd ve grne baklrsa uzun zaman nce terk edilmiti. Avludaki deme erlerde tamamen yok olmutu. Kirlerin, ska bulunan mercan-kayadan daha fazla tercih ettikleri granitten yaplma d duvar-lann zerinde mercankaya bymt. Muhtemelen iinde y nmayan, terk edilmi mesken binalannn zerinde souk bir rzgr esti. plak aalar gcrda praklar Hugh'nun izmelerinin altnda trdad. Sert ve hain Kir keileri tarafndan yetitirilen Usta, Volka-ran Adalar'ndaki her manast yerini biliyordu. Terk edilen bir manastrdan bahsedildiini hi duymamt. Nerede olduu y da neden buraya getirildiine ilikin gizem derinleti. Haberci, yksek bir kulenin dibinde bulunan, pimi kilden kapnn nnde durdu. Kilidi demir bir anahtarla at Us-

EJDER, ta, yukarya doru bakt, ama hibir pencerede k grmedi. Kap sessizce ald -birisinin geldiini gsteren bir iaretti bu, nk pasl menteeler iyi yalanmt. eri szlen hab reketiyle izlemesi iin Hugh'ya iaret etti. Her ikisi de souk ve rutubetli binaya gi rdiinde, haberci kapy kilitledi ve anahtar gmleinin iine tktrd. "Buradan," dedi. i gereksizdi -gidebilecekleri tek bir yn vard zaten ve bu da yukarsyd. Bir dner merdiv en onlar kulenin ykseklerine gtrd. Hugh kat sayd, her katta kilden bir kap vard. gizlice tm kaplan kontrol eden Hugh, hepsinin kilitli olduunu fark etti.

Drdnc katta, bir baka kil kapnn nnde, anahtar tekrar ortaya kt. nlerinde, Gecenin n daha karanlk uzun, dar bir koridor dmdz uzanyordu. Habercinin iz-meli admlan ta zer e nlad. Yumuak tabanl, esnek izmeleriyle sessizce hareket etmeye alm olan Hugh, ada nden daha az ses kartyordu. Hugh'nun sayd alt kap getiler - solda, sada-sonra haberci uyarr gibi elini kald kapda durdular. Bir kez daha demir anahtar ortaya kt. Kilit iinde gcrdayarak dnd ve ssizce ald. "eri gir," dedi haberci, yana ekilerek. Hugh denileni yapt. Arkasndan kap pandn duyunca armad. Kilitte dnen anahtar sesi duyulmad. Odadaki tek k, darda akat bu soluk k bile, Usta'nn keskin gzleri ile odann iindekileri iyice grmesi iin y iydi. Bir an kprdamadan durdu, dikkatle evresini inceledi. Yalnz olmadn fark etti. Usta korkmuyordu Parmaklar, pelerininin altnda hanerinin kabzasn kavrad, bu yalnzca, b gibi durumlarda ald Mnrgaret Wes & Tracy Hickmnn K/UIADI

saduyulu bir tavrd. Hugh bir iadam idi ve i grmesi or tamn grnce tanrd. .t/1 Odadaki dier kii saklanmak konusunda hnerliydi. Ses sizdi ve kendim glgelerin arasnda gizlemiti. Hugh adam duymad ve grmedi, fakat krk hain ve ac devir boyunca onu hayatta tutan igd orada birisinin olduunu sylyor du. Usta havay koklad. ^ ^"-f, fa. < "Sen bir hayvan msn? Kokumu alabiliyor musun?" diye sordu bir ses -bir erkek sesi, derin ve gr. "Odada olduumu byle mi anladn?" "Evet, bir hayvanm," dedi Hugh ksaca. >--vr "Peki, ya sana saldrsaydm?" ekil pencereye doru hareket etti. Hugh'nun gr alanndayd, ankayann soluk lts ile evrelenmiti. Usta, kendisini sorgulayann, eteklerinin yerlere bir pelerine brnm, uzun boylu bir adam olduunu grd. Adamn ba ve yz zincir zrh i ca gzleri grnyordu. Fakat Usta phelendii eyin doru olduunu anlamt. Kiminle konu Hugh hanerini gsterdi. "Kalbinizde bir el uzunluunda haner bulurdunuz, Majesteleri." "zerimde zrh var," dedi Stephen, Volkaran Adalar'nn ve Uylandia Kmesi'nin kral. Hugh'n un onu tanmasna arma-m grnyordu. Katilin dudaklar seirdi. "Zincir zrh koltukaltnz koamu-yor, Majesteleri. Dirseinizi k ." ne kan Hugh, uzun, ince parmaklarn bedeni kaplayan zrh ile kollan koruyan ksm aras oktu. "Hanerin buraya bir darbesi. ." Hugh omuzlarn silkti. Stephen bu dokunutan kanmad. "Bunu zrhma sylemeliyim."

Hugh ban sallad. "Ne isterseniz yapn, Majesteleri. Birisi sizi ldrmeye karar verirse, . Ve beni buraya bunun iin getittiyseniz, size yalnzca, cesedinizi yaktrmak m istiyor sunuz, gmdrmek mi, karar vermenizi tavsiye ederim." "in uzmannn fikri bu demek," dedi Stephen ve Hugh adamn zrhl yzn grmese de, sesindeki kmsemeyi ii tebiliyordu. " ' '\ ~" ' ' ' " ' "Majesteleri bir uzmana ihtiya duydu, sanrm, bunca zahmete katlandna gre." Kral yzn pencereye dnd. Neredeyse elli devir grmt, ama yapl, gl ve byk zorluk yenetekteydi. Bedenini direnli klmak iin zrhnn iinde uyuduu syleniyordu. Karsnn de akllca bir nlemdi. "Evet, sen bir uzmansn. Krallkta bulunabileceklerin en iyisi olduunu rendim." Stephen sustu. Usta insanlarn dilleriyle deil, bedenleriyle anlattklarn okumak konusu nda becerikliydi, Kral'n, iinde kopan frtnalar iyi sakladn dnyordu. Hugh sol elin larn kendi stlerine kapandn, adam titrerken zincir zrhn kard gms ngrty ar veren insanlar genelde byle davranrlard. "Ayn zamanda garip bir kibrin de var, Us ta Hugh," dedi Stephen, uzun sessizliini aniden bozarak. "Kendini Adaletin Eli, H akedilen Cezay Verici olarak tantyorsun. Grne gre, bakalarna zarar verenleri ldr un stnde olanlar, benim hukukumun -szde- dokunamadklarn." Sesinde fke ve meydan okuma rd. Stephen gcenmi grnyordu, fakat Hugh dman Volkaran ve Uylandia klanlarnn o srad korku ve agzllk sayesinde bir

50 s Margaret Wes & Tracy Hickman EJDER,

arada kaldklarn biliyordu ve bunu en az kendisi kadar iyi bilen bir kral ile bu kon uyu tartmak gereksizdi. wwh f- \-'' "Bunu niin yapyorsun?" diye srar etti Stephen. "Bir ekilde onur edinmek iin mi?" "Onur mu? Majesteleri bir elf lordu gibi konuuyor! Onur size Therpes'teki kt bir ha nda ucuz bir yemek bile alamaz." "Para o zaman." "a>" >! "9r "Para. Bir tabak halanm et fiyatna istediiniz arkadan hanerleyen katili tutabilirsiniz. Dmanlarnn yalnzca lme sini isteyenler iin bu yeterli. Fakat hakszla urayanlar, ba kalarnn elinde ac ekenler, kendilerine zarar verenlerin ac ekmesini isterler. lmeden nce, bu ykm kendilerine kimin yolladn bilmelerini isterler. Kurbanlarna ektirmi olduu ac ve deheti yaamalarn isterler. Ve bu tatmin iin yksek bir bedel demeye hazr olurlar." v^ttl*"* ,*><> "Gze aldn tehlikelerin srad olduu sylendi, hatta kurbann eit bir dve bile dav "Eer mteri isterse." t "Ve bedelini demeye de razysa." Hugh omuzlarn silkti. Yorumu gerektirmeyen bir ifadeydi. Bu konuma amasz ve anlamszd. sta kendi nn, ederini bilirdi Bunun kendisine yinelenmesine ihtiyac yoktu Fakat buna almt, iinin bir parasyd bu. Her mtensi gibi, Stephen da, bu eylemi yapmaya alt . Ayn koullar altndaki bir kraln da, alakgnll kullaryla benzer ekilde davrandn irdi. Stephen dnm, pencereden dar bakyordu. Eldivenli eli -yumruk olmu- pervazda duruyordu. gh sabrla ve sessizce bekledi "Anlamyorum Seni tutanlar neden kendilerine zarar ve-

renlere, hayatlar iin dvme ans vermek istesinler ki?" "nk bylece iki defa alm oluyorlar nk bylece onlar ldren benim elim olmuyor, M orumaktan vazgeen atalarnn eli oluyor." "Buna inanyor musun?" Stephen dnerek onunla yzyze geldi; Hugh adamn kafasn ve omuzlar playan zincir zrhn aynda parladn grebiliyordu. Hugh bir kan kaldrd. Eli uzanp enesinden sarkan rlm, yumuak sakal tutamlarn ok ine daha nce hi sorulmamt ve bu da, belki de krallann kullarndan aslnda farkl olduun riyordu, en azndan bu kraln. Usta pencereye giderek Stephen'n yannda durdu. Katilin baklar aadaki kk avluya gitti. Mercankaya ile kapl avlu, karanlkta rktc bir e umuak ltda, ortada bir adamn durduunu grebiliyordu. Adamn siyah bir kukuletas vard keskin kenarl bir kl tutuyordu. Hugh, sakalnn ularn bkerek glmsedi. "Tek inandm, Majesteleri, zekm ve becerimdir. Baka seeneim yok. Ya bu ii kabul ederim a da... yle deil mi?" "Seenein var. Sana ii anlattm zaman kabul edebilir veya reddebi n." "Ve tabii kafam da omuzlarmdan ayrlr." "u grdn adam kraliyet cellad. inde becerikl k ve temiz olur. Kar karya kalm olduun eyden ok daha iyi. Zamann aldm iin sana rluyum." Stephen dnp Hugh ile yzleti. Zincir zrhtan miferin glgelerindeki gzler karanlk ve bo ki hibir ey tarafndan aydnlanmyor, dandaki hibir yanstmyordu. "nlem almaly vi kabul etmeni 52 53 Mnrgaret Wes & Tracy Hickmnn EIDER. KAPADI

bekleyemem, fakat bunu aklamak, kendimi senin merhametine brakmak olur. Birazdan rene cein eyleri biliyorken seni hayatta brakmaya cesaret edemem." "Reddedersem, geceleyin, karanlkta, ahitler olmadan kurtulacaksnz benden. Kabul eder sem, Majestelerinin kendini dolanm bulduu ayn rmcek ana ben de dolanacam." "Baka ne bekliyorsun? Her ey bir kenara, bir katilden baka bir ey deilsin," dedi Step hen souk bir sesle. "Ve siz de, Majesteleri, bir katili kiralamak isteyen bir adamdan baka bir ey deils iniz." Alayc bir gsterile eilen Hugh topuklarnn stnde dnd. "Nereye gidiyorsun?" diye sordu Stephen. "Majesteleri bana izin verirse, bir randevuya ge kaldm. Bir saat nce cehennemde olm alydm." Usta kapya doru yrd. "Lanet olsun! Sana hayatn teklif ettim!" Hugh dnmeye zahmet etmedi. "Fiyat ok dk. Hayatmn bir kymeti yok, ben deer vermiyorum ise yle tehlikeli bir i teklif ediyorsunuz ki, kabul ettirmek iin insan tuzaa drmeniz rekiyor. lmmle, Majestelerinin koullarnda deil, kendi koullarmda yzlemeyi tercih ed Hugh kapy at. Karsnda, yolunun zerinde duran Kral'n habercisini buldu. Ayaklarnn d rlayanta lambas duruyordu ve lamba nlarn yukar doru gnderiyordu. Bu kla aydnlan arafeti ile semavi bir grnt veriyordu. Haberci mi? O zaman ben de bir Sartan'm, diye dnd Hugh. "On bin fpara," dedi gen adam.

Hugh'nun eli rgl sakalna gitti ve dnceli dnceli bkt. Baklar yana, pei sra ge "Sndr u ," diye emretti Kral. "Bu gerekli mi, Trian?" "Majesteleri," Trian sayg ve s konutu, fakat bu efendisine boyun een bir kulun sesi deil, arkadana t veren birinin s ydi, "o en iyisi. Bu ii emanet edebileceimiz baka hi kimse yok. Onu getirmek iin cidd i skntlara girdik. Onu kaybetmeyi gze alamayz. Majesteleri hatrlarsa, sizi bata uyarm " "Evet, hatrlyorum!" diye tersledi Stephen. Sessizlik iinde ve fkeden iin iin yanarak d urdu. Bu "habercinin" katili taa gtrmesinden daha fazla arzu ettii bir ey yokmu gibi g ordu. Muhtemelen o anda Kral, infaz klcn kendi kullanmaktan byk zevk alrd. Haberci di tle n nne demirden bir perde ekti ve oday karanlkta brakt. "Pekl!" diye hrlad "On bin fpara m?" Hugh buna inanamyordu. *""'tfo "Evet," diye yantlad Trian. " tamamland zaman." *** "Yans imdi. Yans i tamamland zaman." "*K "imdi hayatn! Sonra fparalar!" diye tslad Stephen kenetli dilerinin arasndan. Hugh kapya doru bir adm att. 'v '*^'"Yars imdi!" Steplen'n szleri, neredeyse anlalmaz bir fslt gibi kmt. Kabul ederek eilen Hugh, dnp Kral'la yz yze geldi. "Kurban kim?" Stephen derin bir nefes ald. Hugh Kral'n boazndan bir hrlt sesi ktn duydu, lmek nzeyen bir ses "Olum," dedi Kral. ' ss

KR MANASTIRI, VOLKARAN ADALARI ORTA LEM Hugh armamt. Bunca entrika ve gizlilik dnlnce, kurbann Majestelerine yakn birisi Usta, Stephen'n bir veliaht olduundan daha fazlasn bilmiyordu. Kral'n yana baklrsa, sekiz-yirmi devir yanda olmalyd. Ciddi sorunlara bulaabilecek bir yata. "Prens burada, manastrda. Biz..." Stephen durdu, kurumu dilini slatmaya alt "ona yaam hlikede olduunu syledik. Senin, onu gvende olaca gizli bir yere gtrmek zere kiralanm irmi bir asilzade olduunu zannediyor." Stephen'n sesi ksld. fkeyle boazn temizledi aya devam etti. "Prens bu karar sorgulamayacak. Sylediimizin doru olduunu biliyor. On u tehdit eden insanlar var..." "Bu aka grlyor," dedi Hugh. Kral gerildi, zincir zrh ngrdad ve Stephen'n klc klf iinde takrdad.

"Kendinize hakim olun, Majesteleri!" diye fsldayan haberci hemen Kral'la katilin a rasna girdi. "Kiminle konutuunuzu hatrlayn, baym1" diye azarlad Trian

Hugh onu duymazdan geldi. "Prens'i nereye gtreceim, Majesteleri' Ona ne yapmam gere kiyor?" "Ben sana ayrntlar bildireceim," diye yant verdi Trian. Stephen'a bu kadar yetmi grnyordu. Sinirleri dayanmyordu artk. Uzun admlarla Hugh'nun nndan geerek kapya yrd. Bedenini hafife dndrerek katile dokunmaktan kand. Muhteme yri ihtiyari yapmt, fakat hakareti fark eden Usta karanlkta serte glmsedi ve karlk "Tm mterilerime sunduum bir hizmet vardr, Majesteleri." Stephen eli kap kolunda, durdu. "Evet?" Dnp bakmad. "Kurbana onu kimin ldrttn ve sebebini sylerim. Olunuzu da ayn ekilde bilgilendirmel , Majesteleri?" Zincir zrh yavaa ngrdad; adamn bedenini bir titreme sarst. Fakat Stephen'n ba ei r dik kald. "O an geldii zaman," dedi, "olum zaten biliyor olacak." Kral, dik srt ve omuzlanyla koridora kt; Hugh admlarnn uzaklatn duydu. Haberci, geldi. Uzakta bir kapnn arplarak kapandn duyana kadar konumad. "Bunu sylemene gerek yoktu," dedi Trian yumuak bir sesle. "Onu derinden yaraladn." "Peki," diye ona dnd Hugh, "kraliyet hazinesinden para datan ve Kral'n duygularna bu k adar nem veren bu 'haberci' de kim?" "Haklsn." Gen adam hafife pencereye doru dnd. Hugh adamn gilmsediini grebiliyordu rci deilim Ben Kral'n bycusym." Hugh bir kan kaldrd. "Biraz gen deil misin, Magicka?" 57 56 Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER, KAHADI

"Grndmden daha yalym," diye yant verdi Trian nemsemezce. "Savalar ve krallk insan . Ve imdi, bana elik edersen yolculuun iin giysi ve teberi hazrlamtm. stediin bilg receim. Buradan." Byc, Hugh'nun gemesi iin yana ekildi. Trian'n davranlar sayglyd, fakat Usta, by at koridoru bedeniyle kapadn fark etti. Hugh belirtilen yne dnd. Trian parlayanta k iin duraklad, perdeyi kaldrd ve Hugh'ya yaklaarak dirseinin dibinde yrd. "Kukusuz bir asilzade gibi grnmeli ve davranmalsn. Sana uygun bir giysi saladm. Seilm n sebeplerinden biri, seni kabul etmi olmasa da, asil bir babadan domu olman. zerind e gerek bir aristokrat havas var. Prens olduka zekidir ve pahal giysilere brnm bir se riye aldanmaz." On admdan fazla srmeyen ksa bir yryten sonra byc, koridor boyunca sralanan kaplar nnde durdu. Ayn demir anahtar kullanarak kapy at. Hugh ieri girdi. lkine dik a i ir koridora girdiler. Bu koridor, nceki kadar bakml deildi. Duvarlar dklyordu. atlak inde yry tehlikeliydi ve hem Hugh, hem de byc dikkatle ve ihtiyatla yrdler. Sola d baka koridora girdiler; tekrar sola dnerek nc bir koridora. Her koridor, bir ncekinde daha ksayd. Hugh, binann ilerine doru ilerlediklerini fark etti. Sonra bir dizi zikz ak izmeye baladlar -grne gre rastgele dnler yapyorlard. Trian yol boyunca konut "Senin hakknda bulabildiimiz her bilgiyi toplamamz gerekliydi. Babann bir kadnla gayrm eru ilikisinin ardndan, yanl tabakada doduunu biliyorum ve asil baban -kim ol-

dn bulamadm sylemeliyim- anneni sokaa att. Kadn lk Yenilgi'de, bir elf saldrs keilen bytt." Trian rperdi. "Kolay bir yaam deildi, herhalde," dedi, kendilerini ev en souk duvarlara bakarak alak bir sesle. ., ^ , Hugh yonm yapmaya gerek duymad, bu yzden sessiz kald. Byc, bu konumalar ve setikleri ak rotayla onun kafasn kartrmay ve dikkatini datmay hedeflediyse bile bu ie yaram anastrlar genellikle ayn plan zerine yaplrd -ortadaki kare bir avlunun iki yanna dizi kei hcreleri. nc yan keilere hizmet edenler veya, Hugh gibi, tarikatn bakt yetim

rada da mutfaklar vard, "alma" odalar ve revir... ...Yerdeki hasr minderde yatmakta olan ocuk kvranp dnd. Karanlk, .-stlmam odadaki ocuun derisi doal olmayan bir scaklkla yanyordu ve sarslp rpnrken, plak bedeni anlan ince battaniyeyi bir kenara atmt. Hasta ocuktan birka ya byk, dokuz devir ya aka bir ocuk odaya girdi ve acyarak arkadana bakt. Ellerinde bir tas su tayordu. Tas atle yere koyarak hasta ocuun yannda diz kt ve parmaklarn suya daldrarak kurumu, at ulmu dudaklar slatt. Bu, ocuun acsn azaltm grnd. Kvranmas durdu ve cams gzleri kendisine kimin bakt olgun yzne bir glmseme yayld. Byk ocuk, glmseyerek, yrtk giysilerinden bir para batrd Tek bir damla bile ziyan etmemeye dikkat ederek paavray skt ve ocuun alnn sl 58 59 KAHADI Margnret Wes & Tracy Hicknnn

" "Her ey dzelecek..." diye balad ocuk. Tam o srada tepelerinde karanlk bir glge beli ve souk, kemikli bir el ocuun bileini yakalad. "Hugh! Ne yaptn zannediyorsun?" Ses, en az oda kadar souk ve karanlkt. "Ben -ben Rolf e yardm ediyordum, Efendim. Atei var ve Maude Nine atei dmezse leceini ledi-" "lmek mi?" Ses ta oday sarst. "Elbette lecek! Masum bir ocukken lmek ve insanolunun m ss olduu ktlkten kurtulmak bir nimettir. Zayf kabuklarmzdan her gn arndrlmas g Hugh'yu dizleri zerine kmeye zorlad. "Dua et, Hugh. Doad iyiletirme eylemine teebb atalarnn iradesine kar gelme gnahnn affedilmesi iin dua et. lmn iin dua et..." Hasta ocuk inledi ve korku iinde keie bakt. Hugh kendisini yakalayan eli bir kenara a tt. "lm iin dua edeceim," dedi yumuak bir sesle, ayaa kalkarak. "Senin lmn iin." ^ darbesi Hugh'yu srtndan yakalad. ocuk sendeledi. kinci darbe onu yere ykt. Kei elin sopay kaldramayacak kadar yorulana dek darbeler stste yad. Sonra kei uzun admlarla r en kt. Dayak srasnda su tas krlmt. Yara bere iinde kalan Hugh, paavray bulana k d. Paavra slakt -suyla ya da kendi kanyla, bilmiyordu. Ama serin ve rahatlatcyd. Paa azike arkadann alnna yerletirdi. Zayf bedeni kollarna alan Hugh, hasta ocuu gsne bastrd, kollarndaki beden kvranp akana, kat-lap souyana kadar beceriksizce sallad. "On alt yanda," diye devam ediyordu Trian, "Kr'den

katn. Konutuum kei ariv odasna girdiini ve babann kimliini rendiini syledi. On "Evet," diye yantlad Usta, iinden: Demek Trian benim iin bir dolu zahmete girmi. Kir'e bizzat gitmi. Grnen o ki, onlar sorgulam, ayrntl olarak Bu da demek oluyor ki... Evet, tabii. Bak hele, ne kadar ilgin, deil mi? Bakalm bu k sa yry srasnda kim kimin hakknda daha ok bilgi edi necek? ' " .- V "Bir asilzade miydi?" diye sordu Trian hassasiyetle. "Kendine yle diyordu. Aslnda -nasl demitin? Pahal giy siler iindeki bir serseriden baka bir ey deildi." "Gemi zamanda konuuyorsun. Baban ld m?" & "Ben ldrdm." Aniden duran Trian ona bakakald. "iliklerime kadar rper tiyorsun beni! Bu tr bir eyden bu kadar kaytszca bahset men..." 'H"f* MuU&jJ'b "Neden aldraym ki?" Hugh yrmeye devam etti ve Trian yetimek iin komak zorunda kald. "Pi herif kim olduumu renince elinde klla zerime yrd. Onunla dvtm -plak ellerimle. Sonunda kendi klc karnna sapland. Kaza olduuna yemin ettim ve erif bana inand. Hem, sadece bir ocuktum ve benim 'asil' babam ehvet dkn biri olarak biliniyordu -kzlar, olanlar, onun iin fark etmiyordu Kim ol

duumu kimseye sylemedim, babamn faydalanmaya alt biri olduumu dnmelerini saladm. Kir keileri iyi bir eitim vermilerdi bana. istediim zaman asil grnebilirim. erif, babamn ehvetini tatmin etrnek iin alnm olan, asil bir adamn olu olduumu varsayd. Bir kan davas balatmaktansa, ihtiyar zamparann lmn hasr alt etmeye hevesliy di " * 60 Mnrgaret Wes & Tracy Hckman

"Ama kaza deildi, deil mi?" -. " .-.< -.< Trian'n ayann altnda bir ta yuvarland. gdsel ola rak Hugh'ya uzand. Hugh bycnn dirseini yakalad ve dengesini bulmasna yardmc oldu. imdi iniyorlard, manas trn ilerinde gittike derine ilerliyorlard. "Hayr, kaza deildi. Ondan klc almak iin mcadele ettim; kolay oldu, sarhotu. Annemin a nerede gml olduunu syledim ve klc barsaklarna sapladm. ok abuk ld. Bu da ban Trian solgun ve sessizdi. Demir lamba iindeki parlayanta- kaldrarak Hgh'nn derin izgi le kapl, sert yzn aydnlatt. "Prens ac ekmemeli," dedi byc. "Eh, ie dndk, ha?" Hugh ona srtt. "Halbuki ne kadar ho bir sohbet ediyorduk. Ne bulmay mmutun? Bilindiim kadar kt olmadm m? Yoksa tam tersine, daha kt olduumu mu?" Anlalan oydu ki, Trian'n konuyu deitirmeye niyeti yoktu. Ellerini Hugh'nun kolundan a yrmayarak eildi ve, onlar yalnzca yarasalar duyabilecekken, yumuak bir sesle konutu. "abuk ve temiz olmal. Beklenmedik. Korku yaratmadan. Belki de uykusunda. e yarayabil ecek zehirler..." Hugh kolunu adamdan kurtard. "Ben iimi bilirim. stiyor san yle hallederim. Mteri sensin. Ya da, mteri adna konuuyorsun." "istediimiz bu." kna olan ve iini eken Tran biraz daha yrd ve bir baka kilitli kapnn nnde durdu. A arlayanta lambasn yere koydu ve eliyle, Hugh'nun bakmas iin iaret etti Eilen ve anahta deliine gzn yerletiren katil, odann

iini gzetledi. ' * Usta nadiren herhangi bir hisseder ama asla da vurmazd. Fakat bu sefer, mstakbel kur banna skntyla ve ilgisizce gz at keskin bir baka dnt. Hugh'nun kafasnda canlan ap dolaplar eviren on sekizinde bir gen deildi grd. Minderin zerine kvrlm derin sal, masum yzl, on yandan fazla gstermeyen bir ocuktu. Hugh yavaa doruldu. Parlayanta lambasn kaldran byc, katilin yzn inceledi. Bu yz tmt. Trian tekrar iini ekti, zarif aln endieyle krt. Parman dudaklarnn zerin i kap tede baka bir odaya gtrd. Kapnn kilidini ap Hugh'yu ieri ekti ve yavaa ka "Ah," dedi byc yumuak bir sesle, "bir sorun var, deil m'' ,,; 'X* ,rjiir"br<irtJ ftrt ,".' b - :i\'/t\ti* Hugh iinde bulunduklar odaya hzla ve etraflca gz gez dirdi, sonra endieli bycnn yzne bakt. "Evet. Biraz ttn iebilirim. Hapishanede pipomu aldlar. Baka bir pipo var m?" f. 2 ALTINCI BLM KR MANASTIRI, VOLKARAN ADALARI ORTA LEM "Ama kalann attn. fkeli grnyordun dndm ki -" " - Kck bir ocuu katletme fikrinden tiksindiimi dndn, deil mi?"

Masum bir ocukken lmek ve insanolunun mirass olduu ktlkten kamak bir ayrcalktr. geldi Anlarn canlandran, bu karanlk ve souk oda ile, evresindeki atlak ta duvarlard any zihninin derinliklerine itti, hatrlad iin zgnd. minede oday stan alevler p kmr paras ald ve bycnn yerde duran antadan kard pipoyu yakt. Stephen her ey Birka ekile sterego' parlad ve eski anlar soldu. "Kendi kendime kalarm atmtm, n adm Bir eyi . yanl deerlendirmitim. Bu tr bir hatann bedeli byk olabilir. Yine de b ir ocuun neden erken l Sterego Tytan Adas'nda bulunan bir manta turudu Bu topraldada yaayan insanini uzun znmand ezilmi steegoyu lyletci bi mehen olaak kullanmaktad ilk Genileme uas in ste-legonn, kendi ppodken btkleinden ok daha iyi olduunu ve daha ucuza yetiinl i pUmtasyonlana gotum-led fakat Tytan da zel b ey olduu anlalmaktad Baka y usuna sahip deicl f,4

bir lm hak ettiini renmek ilgimi ekebilir" ' "" "" "Aslnda... domu olmas yeterli denebilir," diye yantlad Trian, grne baklrsa dnm ya bir gz atarak sylediini duyup duymadn anlamaya alt. Katilin dikkat etmedii pek az ey olurdu. Hugh, kzgn kmr piposunun zerinde dururken bek edi ve sorgularcasna bycye bakt. Trian kzard. "Soru sormaman iin yeterince iyi bir cret alyorsun," diye serte konutu. " paran da burada." Yan tarafnda asl duran bir kesenin iinde aranarak bir avu madeni para kard ve elli ad yzlk fpara sayd. "Kral'n paralarnn yeterli olacan dnyorum," diyerek uzatt. Bir kan kaldran Hugh kmr atee frlatt. "Eer karln alabilirsem." Usta, snmesin diye piposunu tttrerek paray kabul eni ve dikkatle inceledi. Paralar g erekti, bunda bir sorun yoktu. Parann nyzne bir su fs baslyd, arkasn ise Stephe lyordu -pek de iyi bir suret saylmazd ya! Her eyin ya deitoku, ya da hrszlk yoluyla dii bir lemde (kendisi de nl bir korsan olan kraln elf gemilerine dzenledii saldrlar kralln kazandrmt), ift fpara denilen madeni para nadiren grlr, daha da nadiren rli mal olan su alnrd. Su Orta lem'de kt bulunurdu. Pek az yamur yaar, yadnda da hemen gzenekli mercankaya dan emilir ve tutulurdu. Mercan adalarda hibir rmak veya dere akmazd. Burada byyen dei k bitkiler su tutard Kristal aac veya kapbitkleri yetitirmek, bu deerli svy edinmek hal f, 5 Margaret Weis & Tracy Hickman KfriADI

ve zahmetli bir yoldu, ama (ciflerden almak saylmazsa) Orta lem'deki insanlar iin su edinmenin, olas tek kaynayd' Bu i Hugh'ya bir servet kazandracakt. stemezse bir daha zorunda kalmayacakt. Hem de yalnzca kk bir ocuu ldrmek karlnda. Bu mantkl deildi. Hugh elindeki paralan tartarken by cye bakmay srdrd. .^"Cj .t-'fn "Pekl, sanrm bilmen gereken bir ey var," diye itiraf et ti Trian isteksizce. "Herhalde Volkaran ile Uylandia arasndaki mevcut durumdan haberin var." .. "Hayr." ;" , \'.,fif,*>,i ufcfkj .' Kk bir masada bir srahi, byk bir tas ve bir bardak duruyordu. Paray masann stne fr il, su srahisini bardaa boaltt ve dikkatle tadna bakt. "Aa lem'den. Fena deil." "Bu su imen ve ykanman iin. En azndan bir asilzade gibi grnebilmelisin," diye karlk Trian sinirli bir ekilde. "Hem grntn, hem de kokunla. Politika hakknda bir ey bilmedi ni syleyerek ne demek istedin?" Pelerinini bir kenara frlatan Hugh tasa eildi ve yzn suya daldrd. Suyu omuzlarnn ze arak bir kll sabun kalb ald ve derisini ovalamaya balad. Sabun kpkleri srtndaki a a deince irkildi. "Yreni hapishanesinde iki gn geir bakalm, nasl kokuyorsun. Politika ya gelince, arada bir iki mteri karmas dnda benim iimin l Aa lem'de -Maelstrom olarak bilinen o bitmez frtnann kalbinde- s bol bulunur Fakat

e kadar Maelstrom'a uabilecek bir ejder bulunamamtr. Byil. mekanik ejderleri ile elfle , frtnal yollardan umay baarmakta ve sonu olarak su zerinde tekel sahibi olmaktadrla flerin talep ettii fiyatlar -tabii insanlara satmaya kabul etmeleri durumunda- ok yksektir. Bu yzden elf gemilerinin ve su depolanan limanlarnn talan edilmesi, insanl ar iin yalnzca paasa! adan krl bir i deil, bir olum kalm meselesidir.

politikayla bir ilgisi yok. Stephen'n bir olu olduunu bile bilmiyordum..." "Eh, var ite." Bycnn sesi souktu. "Bir de kars var. Evliliklerinin yalnzca politik b lilik olduu sr deil. Bylece iki gl ulus birbirlerinin boazna sarlp bizi ciflerin m e brakmaktan alkonmu oluyor. Fakat leydi, gcn kendi ellerinde toplanmasn pek arzu eder i. Volkaran tac bir kadna aktanlamaz ve Anne'in gc ele geirmesinin tek yolu da olu. Pl ann yeni fark ettik. Kralm bu seferlik lmden klpay kurtuldu. Bir sonrakinde kurtulamay candan korkuyoruz." "Ve siz de ocuktan kurtulmaya karar verdiniz. Sannm bu sorununuzu zyor, fakat bu sefe r de kralnz velialtsz kalyor." Piposunu dilerinin arasna sktran Hugh pantolonunu kard ve plak bedenine bol bol su n arkasn dnd. Hugh'nun plak grntsnden mi kand, yoksa katilin derisini kaplayan alardan m tiksindii belli deildi. "Stepnen aptal deil. O sorun zmleniyor. Aristagon'a sava ilan ettiimiz zaman, uluslar birleecek, kralienin ulusu da dahil. Sava srasnda Stepnen Anne'i boayacak ve Volka-ran h bir kadnla evlenecek. ok kr Majesteleri hl ocuk yapacak -pek ok ocuk yapabilecek . Anne'in boanmasna ramen, sava uluslar birlemi kalmaya zorlayacak. Bar tesis edilin kadar -tabii bunu baarabilirsek-Uylandia Stephen'la balarn koparmak iin fazla zayflam azla baml hale gelmi olacak." "ok akllca," diye kabul etti Hugh. Havluyu bir kenara frlatarak serin, tatl Aa lem s an iki bardak iti. Sonra 66 67 Mnrgnret Weis & Trncy Hckmnn EIDEK.

kedeki lazmlkta rahatlad. Rahatlam hisseden Hugh, bir karyolann zerinde dzgnce kat muhtelif giyim eyalarn kartrmaya balad. "Peki cifleri savaa zorlayan ne olacak? Kend tleri var onlarn." . "Politikadan anlamadn sanyordum," diye mrldand Trian delici bir sesle. "Savan sebebi.,, prensin lm olacak." "Ha!" Hugh i amarlarn ve kaln, yn oraplar giydi. "Her ey gzelce dnlm. Bu yzden atoda birka by ile ii halletmektense bana devrediyorsunuz." "Evet." Trian'n sesi ksld; neredeyse tkanyordu. Bandan bir gmlek geirmek zere olan aklad ve bycye sert bir bak frlatt. Fakat bycnn srt hl dnkt. Hugh'nun gzl karak giyinmeye devam etti, fakat artk daha yava davranyor, bycnn szcklerinde ve ses ndaki deiimlere keskin bir ilgi gsteriyordu. "ocuun bedeni Aristagon'da, kendi yurttalarmz tarafndan bulunmal. Bu g bir i deil. cifler tarafndan tutsak alndn duyunca onu aramak zere saldrlar dzenlenecek. Sana bi mekn belirteceim. Anladm kadaryla bir ejder gemin var..." "Elf tasarm ve yapm. Ne kadar uygun, deil mi?" diye yant verdi Hugh. "Bunu ok dnm ta Lord Rogar'n ldrlmesinin suunu da siz zerime attnz." Hugh, zerine altn iplikler ilenmi siyah kadife bir yelek giydi. Yatan zerinde bir kl ordu. Klc alarak dikkatle inceledi. Knndan kararak hzl ve becerikli bir bilek hareke kontrol etti. Tatmin olarak klc knna soktu ve kl kemerini beline takt. Hanerini i oktu. "Belki suu benim zerime atmakla yetinmediniz. Belki de adam siz ldrdnz." v "Hayr!" Trian dnp yzne bakt. "Senin de fark ettiin

gibi, lordu kendi bycs ldrd. Biz izliyorduk ve yalnz ca durumdan faydalandk. Hanerin alnd ve cesettekiyle de itirildi. O valye arkadana, senin yaknlarda olduun fsl dand." "Bam kanla kirlenmi taa koymama, o manyan kr klcyla tepeme dikilmesine izin verdin da hayatm kurtardnz ve korkunun beni ikna edeceini dndnz." "Baka bir adam ikna ederdi. Seni edeceinden kukularm vard -sen de talimin etmisindire bunlar Steplen'a da aktanntm." "Sonu olarak ocuu Aristagon'a gtryorum, ldryorum, bedenini, bedbaht anne babasnn b akyorum, bylece onlar yumruklarn skp ciflerden almak iin yemin ediyorlar ve tm ins iflerin zerine yryor. Peki ciflerin o kadar aptal olmad kimsenin aklna gelmedi mi? u a bizimle savaa girmeye hi ihtiyalar yok. u isyan ok ciddi bir mesele." "Elfler hakknda, kendi insanlarn hakknda bildiinden daha fazla ey biliyorsun! Bazlar b nu ilgin bulabilir." "Gemime Elf gemi yapmclarnn bakm yapmas ve geminin bysnn elf byclerince yenilenm bilmeyenler istediini syleyebilir." "Demek dmanla i yapyorsun..." Hugh omuzlarn silkti. "Benim iimde herkes dmandr." Trian dudaklarn yalad. Tartman tat brakt akt, fakat, diye dnd Hugh, krallarla iiyorsan bu hep olur. "Elflerin insanlar karp bedenlerini kolayca bknabilef>8 EJDER. KAPADI Margaret Weis & Tracy Hckman

ek yerlere brakarak bizimle alay ettikleri herkese bilinir," dedi Trian alak bir sesle. "Olaylar yle ayarlamalsn ki, bu da yle..." . ' t "Olaylar nasl ayarlayacam ben bilirim." Hugh ellerini bycnn omuzlarna koydu ve gen ilediini grme zevkini tatt. "imi bilirim." Eilerek paralan ald, tekrar inceledikten so ra iki tanesini yeleinin i cebine att. Kalan dikkatle para kesesine tkp antasnda sakl "ten bahsetmiken, paramn geri kalan iin sizinle nasl iliki kuracam? Dndmde kabu l bir ok bulmayacamdan nasl emin olacam?" "Sana sz verdik, bir kraln sz. Tyl oka gelince" -imdi tatmin duyma sras Trian'daydne gz kulak olabileceinden eminim." "Olabilirim," dedi Hugh. "Bunu hatrla." "Beni tehdit mi ediyorsun?" diye dudak bkt Trian. "Sana sz veriyorum. Ve imdi," dedi Hugh serinkanllkla, "artk gitsek iyi olacak. Gece yolculuk yapmamz lazm." "Ejder seni gemini demirlediin yere gtrr..." "...Sonra da gelip sana nerede olduunu syler, deil mi?" Hugh bir kan kaldrd. "Hayr." "Sana sz veririz..." Hugh glmsedi. "Kendi ocuunu ldrmem iin beni kiralayan birinin sz." Gen byc fkeden kpkrmz kesildi. "Onu yarglayamazsn! Anlayamazsn..." Dilini srara rdu. "Neyi anlayamam?" Hugh ona keskin bir bak frlatt. "Hibir ey. Politikayla ilgilenmediini sen, kendin syledin." Trian yutkundu. "Neye in anmak istiyorsan, inan. Fark etmez.

Hugh onu dikkatle inceledi ve daha fazla bilgi alamayacana karar verdi. "Nerede ol duumuzu sylersen yolumu kendim bulurum." "Mmkn deil. Bu gizli bir kale! Buray Majesteleri iin gvenli bir inziva kesi haline ge mek iin yllarca uratk." "Ah, ama size sz veririm," diye alay etti Hugh. "Amazdayz gib or." Trian yine kzard. Dileri dudaklarnn zerinde kenetlendi. yle ki, sonunda konutuunda, etinin zerinde beyaz izler grd.

"una ne dersin? Bana yakn bir yer syle -adann ismini mesela. Ejdere seni ve prensi o adada bir kasabaya brakmasn sylerim. Yapabileceimin en iyisi bu." Hugh bunu deerlendirdi, sonra kabul ederek ban sallad. indeki klleri boalttktan son sunu antasna tkt ve antadaki dier malzemeleri inceledi. Grdkleri houna gitmi gibiyd skca kapad. "Prens kendi yiyeceini ve giysilerini tar. Bir..." Trian'n sesi titredi, ama cmlesini zorla bitirdi "bir ay yetecek kadar var." "O kadar uzun srmez," dedi Usta aldr etmeksizin, krkl pelerini omuzlarna alarak. "Tabi bu kasabann varacamz yere ne uzaklkta olduuna bal olarak, tabii. Ben de ejder ki-ray lirim..." "Prens'i kimse grmemeli! Sarayn dnda onu bilen pek az kii bulunur, ama tesadfen farked lirse..." "Sakin ol. Ne yaptm biliyorum," dedi Hugh yumuak bir sesle, ama kara gzlerinde, bycn meye karar verdii bir tehdit vard. Hugh antay srtlad ve kapya yneldi. Gznn kenarn70 71 EJDER. KAPADI Margaret Weis & Tracy Hickman

daki bir hareket dikkatini ekti. Danda, avluda, Kral'n celladnn iitilmeyen bir talimat uyarak eildiini ve yerini terk ettiini grd. Avluda imdi yalnzca ta kalmt. Ta ay arip bir ekilde souk, saf ve davetkr grnyordu. Bir ka vaat ediyordu. Usta duraksad. an iin Kader'in grnmez ipliklerinin boynuna dolandn hissetti. plikler onu ekitiriy am etmesi iin onu zorluyor, Trian ile Kral'n dolanm olduklar byk rmcek ana dolanma oluyordu. .';.*> ,t Klcn temiz, hzl bir darbesiyle zgr kalabilirdi. . ." ; Bir darbeye karlk on bin fpara. Hugh, sakalndaki rgy ekitirerek Trian'a dnd. "Nasl bir iaret yollamam istersin?" &' ."'.'.;",.,' *M'. "aret mi?" Trian bakt. Anlamamt. "in tamamlandn anlatmak iin. Bir kulak m? Bir par mak m? Ne?" "Kutsal atalarmz esirgesin!" Gen byc l gibi sararmt. Ayaklarnn zerinde salland k iin duvara yaslanmak zorunda kald. Bu yzden Hugh'nun dudaklarnn sert bir glmseme ile gerildiini ve katilin bann, ok nemli bir soruya henz yant alm gibi hafife yana ei . "Ltfen... zayflm affet," diye mrldand Trian, titreyen eliyle slak alnn silerek. " yumuyorum ve... ve bir de aceleyle yaptm o ejder yolculuu var. Evet, doal olarak bir iaret isteriz. "Prensin boynunda bir..." Trian yutkundu ve sonra, aniden, iinde bir g kayna bulmu gib i doruldu "...Prens'in boynunda bir tlsm var, bir ahin ty. Daha bebekken Yksek lem'd len bir gizemustas vermiti. Byl olduu iin

Prens..." Trian'n sesi yine titredi "...lmeden karlamaz." Derin, titrek bir nefes ald. "Bize bu tlsm yolladn zaman, anlayacaz..." Sesi snp gitti. "Ne bys?" diye sordu Hugh kukuyla. Fakat l gibi solgun olan byc, ayn zamanda l gi da. Ban sallad. Hugh, konuamayacak durumda m olduunu, yoksa yant vermeyi mi reddetti anlayamad. Her durumda, prens ve tlsm hakknda kendisinin bireyler renmesi gerekecei Muhtemelen fark etmezdi. Bu tr byl nesneler, bebekleri hastalktan, san srklarndan tepest dmekten korumak iin hep verilirdi. Gezgin arlatanlarn satt muskalarn ounu 'nun ayaklarnn altndaki ta kadar bys olurdu. Elbette bir kraln olunun gerek bir mus hip olmas olasyd, fakat Hugh imdiye kadar insan, mesela boaznn kesilmesine kar koru ek bir muska hi grmemiti. Efsaneler uzun zaman nce, bu tr yeteneklere sahip byclerin olduunu sylyordu, ama artk deil. Bu bycler Orta lem'i terk edeli ok olmutu, ok y dalarda yaamaya gitmilerdi. Bunlardan biri aa gelip, ocua bir ty versin, ha? Mmkn d

. Bu Trian beni gerek bir aptal sanyor olmal. "Kendini topla, byc," dedi Hugh kabaca, "y oksa ocuk phelenecek." Trian ban sallad ve katilin kendisi iin doldurduu su bardan minnettarlkla iti Gzl arak derin derin soludu, dengesini salad. Birka dakika iinde sakin ve normal bir biim de glmsemeyi baard. Solgun yanaklarna renk geldi. "imdi hazrm," dedi Trian ve koridor boyunca, Prens'in 73 72 Margaret Weis & Tracy Hckman K.AFIADI

uyuduu odann yolunu gsterdi. Anahtar kilide sokarak kapy sessizce at ve geri ekildi. ,., "Elveda," dedi Tri n, anahtar ceketinin gsne sokarak. ,f, ;, "Sen gelmiyor musun? Beni tantrmayacak ? Neler , olduunu aklamayacak msn?" Trian ban sallad. "Hayr," dedi yumuak bir sesle. Hugh adamn doruca nne bakmakta old ann iinden gzlerini kardn fark etti. "imdi her ey senin elinde. Lambay sana brak Topuklarnn zerinde dnen byc, koridor boyunca ka-arcasna yrd. Ksa sre sonra glg lmutu. Hugh'nun keskin kulaklar bir kilidin tkrtsn yakalad. Taze bir hava dalgas gel geti. Byc gitmiti. Omuzlarn silken ve cebindeki iki madeni paray yoklayan katil, destek ararcasna klcnn zasna dokundu ve odaya girdi. Lambay yksee kaldrarak ocuu aydnlatt. Usta, ocuklara hi aldrmaz, haklarnda hibir ey bilmezdi. Kendi ocukluuna ilikin hibi tu -pek de ar-** tc deildi bu, nk ocukluu pek ksa srmt. Kir keileri iin mu bir faydas yoktu. Daha ilk zamanlardan ocuklar yaamn kat gereklii ile kar-4 s karya ard. Tannlarn olmad bir dnyada, Kir keileri yaamn tek mutlak gereine tapnyorlar una tesadfen, geliigzel geliyordu. nsann seenei, seme hakk yoktu. Bu belirsiz armaa vin duymak gnah saylyordu. lm parlak bir vaatti, mutlu bir zgr kalt. nanlarnn bir paras olarak Kir keileri, baka insanlara itici veya tehlikeli gelen il niyorlard. Kir keileri, lmn Kardeleri olarak bilinirlerdi.

Yaayanlara kar hi merhametleri yoktu. Onlar, llerle ilgilenirlerdi. yiletirme sanatla e uramazlard, fakat salgn hastalktan lenlerin cesetleri sokaklara atldnda onlar to al trenler yapan ve cesetleri yakan Kir keileri olurdu. Canlyken kapdan evrilen dilen er, ldklerinde giri hakk kazanrlard. Atalarca lanetlenen, ailelerce yzkaras olarak g ntihar kurbanlar, Kir keilerince kabul edilir, cesetleri sayg grrd. Katillerin, fahie in, hrszlarn bedenleri Kir keilerince alnrd. Bir savan ardndan, o srada moda olan epse onun uruna yaamlarm feda edenlerle Kir keileri ilgilenirdi. Kir keilerinin yardm elini uzattklar tek canl varlklar, lenlerin erkek ocuklar olur snaklar olmayan yetimler. Kir onlar alr, eitirdi. Keilerin gittii her yere -hizmet ere arldklar sefalet ve strap, zulm ve yoksunluk salnelerine- ocuklar da yanlarnd ar hizmetkr olarak kullanrlar ve ayn zamanda, onlara hayat hakknda ders verirler, lmn rhamet dolu faydalarn verlerdi. Bu ocuklar kendi yntemleri ve kat inanlar ile yetit karanlk mezheplerine adam salarlard. Hugh gibi baz ocuklar kaarlard, fakat o bile, hi ayesi altnda bytld kara cppelerin glgesinden kurtulamamt. Sonu olarak Usta, uyumakta olan kk ocuun yzne baktnda, ne acma, ne de fke hisset k, Hugh iin yalnzca yeni bir iti. ncekilere gre ok daha zor ve tehlikeli olacakm gibi n bir iti. Hugh bycnn yalan sylediini biliyordu. imdi tek yapmas gereken, neden yala diini bulmakt. antasn yere atan katl, izmesinin ucuyla ocuu drtt. "Uyan, ocuk." 75 74

EIDER. Margaret Weis & Trocy Hickmnn

1 Olan irkildi, gzleri falta gibi ald ve tam olarak uyan madan dorulup oturdu. "Ne oldu?" diye sordu, dalm altn sars salarnn arasndan tepesinde dikilen yabancya baka rak. "Sen kimsin?" U-r/'UY ?. * "Hugh olarak bilinirim -Ke'lithli Sir Hugh, Ekselanslar," dedi Usta, tam zamannd a bir asilzade olmas gerektiini hatrlayp aklna gelen ilk mlk ismini syleyerek. "Tehlik desiniz. Babanz, sizi gvende olacanz bir yere gtrmem iin tuttu beni. Kalkn. Zamanm e sona ermeden gitmemiz gerek." Duygularn aa vurmayan, kk elmack kemikli yze, kartal burnuna ve enesinden sarkan s allarna bakan ocuk, hasr minderin ortasnda bzld. "Git buradan. Senden holanmadm! Trian nerede? Trian' istiyorum." "Byc gibi sevimli deilim ben. Ama babanz beni grnm iin tutmad. Benden korkuyorsan larnzn ne hissedeceini dnn." * Hugh bunu ylesine sylemiti, syleyecek bir ey olsun diye. Gerekirse ocuu yakalayp - krsa da- tayarak gtrmeye hazrd Bu yzden, ocuun bu fikri ciddi ve keskin bir zek if deerlendirmesi onu artt. "Mantkl konuuyorsun, Sir Hugh," dedi ocuk ayaa kalkarak "Sana elik edeceim. Eyalarm " Kk elini hasrn zerinde, yannda duran antaya doru sallad. Kendi eyalarn tamas gerektiini sylemek Hugh'nun dilinin ucuna kadar geldi, fakat tam annda kendini tuttu. "Tabii, Ekselanslar," dedi alakgnlllkle eilirken. ocua yakndan bakt Prens yana gre kkt; byk, soluk mavi gzlen, ho kvrml bir a

mis birinin porselen beyaz cildi vard. Boynunda gm bir zincirle aslm olan ahin ty, "Yol arkada olacamza gre bana admla hitap edebilirsin," dedi ocuk utanga bir edayla. "Adnz nedir, Ekselanslar?" diye sordu Hugh, antay kaldrarak. ocuk ona bakakald. Usta telala ekledi, "Uzun yllardr lke dndaydm, Ekselanslar." *,,* , ->"*" . ...i.. ". "Bane1," dedi ocuk. "Prens Bane." Hugh hareket edemedi, dondu. Bane! Katil batl inanl biri deildi, ama kim ocuuna bylesi e uursuz bir isim koyard ki? Hugh kaderin grnmez ilmeinin boynunda skla-tn hisset rinin nne geldi, souk, huzurlu ve sakin. Kendi kendine fkelenerek ban sallad. Boucu ok oldu, kendi lmnn grnts kayboldu. Hugh kendi antasyla Prens'inkini omuzlad. ,', "Artk gitmeliyiz, Ekselanslar," dedi yine, bayla kapy iaret ederek. Bane yerden pelerinini kaldrd ve omuzlarna ald. Pelerini boynuna tutturacak iplerle uramaya balad. Gitmek iin sabrszlanan Hugh antalar yere frlatt, diz kt ve peler alad. Prens'in kollarn boynuna dolamas Hugh'yu akna evirdi. "Benim koruyucum olduun iin ok memnunum," dedi ocuk, ona sarlarak. Yumuak yanan Hugh yanana bastrd. Usta kprdamadan, kaskat durdu. Bane doruldu. "Hazrm," diye bildirdi, sabrsz bir heyec a. "Ejderle mi l ingilizce'de zehir, felaket anlamna gel ( n ) 7 h Margaret Wes & Tracy Hcknan gideceiz? Hayatmda ilk kez bu gece ejdere bindim. Herhalde sen hep binyorsundur" "Evet," demeyi baard Hugh. "Avluda bir ejder bekliyor." antalar ve lambay ald "Ekselan slar beni izlerlerse ." "Ben yolu biliyorum," dedi Prens, odadan dar frlayarak. Hugh arkasndan gitti ocuun ellerinin yumuakl ve scakln derisinde hissediyordu.

YEDNC BOLM KR MANASTIRI, VOLKARAN ADALARI ORTA ALEM

Manastrn st katlarndaki bir odada kii bir araya gel miti. Oda kei hcrelerinden biriydi ve sonu olarak, souk, sade, kk ve penceresizdi. kii -iki erkek ve bir kadnodann tam ortasnda duruyordu. Adamlardan biri kolunu ka dnn omzuna sarmt; kadn adamn beline sarlmt, birbir lerini destekler grnyorlard, aksi halde decek gibiydiler. nc kii, yanlarnda duruyordu , tt "Gitmek zereler." Byc kulak kabartmt, fakat aslnda, manastrn kaln duvarlarn ardn nat rpmasn fiziksel kulayla duymuyordu. "Gidiyorlar m?" diye haykrd kadn ve bir adm att. "Bir kez daha greyim onu1 Olum! Bir ecik!" "Hayr, Anne!" Trian'n sesi sertti; kadnn elini yakalayp skca tuttu. "Byy bozmamz a Byle daha kolay! Gl olmalsn!" "Umarm doru eyi yapyoruzdur!" Kadn alamaya balad ve yzn kocasnn omzuna gmd "Sen de gitmeliydin, Tran," dedi Stephen. Sert bir sesle ko numutu, fakat karsnn salarn okayan eh nazik ve sevgi doluydu "Hl zamann var " *>l 79 Margnret Wes & Tracy Hcknnn

"Hayr, Majesteleri Bu konuyu uzun uzun duunduk. Planlarmz akllca Planladmz gibi yap talarmzn bizimle beraber olmas iin, her eyin umduumuz gibi gitmesi iin dua etmeliyiz. "u . Hugh'yu uyardn m?" "O katil gibi zorlu biri bana inanmazd. Onu uyarmam ie yaramazd, aslnda aksine, zara r olurdu O en iyisi. Souk ve kalpsiz. Yeteneine ve karakterine gvenmeliyiz." ,KM,^W "Ya baarsz olursa-1" "O zaman, Majesteleri," dedi Trian yumuak bir i ekile, "kendimizi sona hazrlamalyz." , 1(1 vw^ ^ , , , 80 SEKZNC BLM HET, DREVLN AAI LEM Tam Hugh ban Ke'lith'deki taa koyduu anda, baka bir infaz -Limbeck Civataskan'n infaz- binlerce menka' aada, Drevlin Adas'nda gerekletirilmek zereydi. Bata, bu infazn dier olaylarla, zamannn akmas dnda bir ilgisi yokmu gibi grnyordu. Fakat lmsz rmcek Kader, grnmez alarn bu acayip insanlarn her birinin ruhuna dolam, onla r yava yava ve geri dnlmez bir biimde birbirine yakla

tryordu. H.HOK; n,?i$!""" Ke'lith Lordu Rogar'n ldrld gece, Limbeck Civatas-kan Het kentindeki -Drevlin'n en e entindeki rahat, dank evinde- oturmu, bir sylev hazrlyordu. Kendi dilinde Limbeck bir Gegd Ananus'taki btn dier dillerde ve Kopanl'tan nceki eski yada ise cce olarak bilinirdi Ayakkabszken 120 santim boyundayd. Uzun ve gr sakal, nee i, ak yzn sslyordu Hafif gbek balamt; sk alan, gen, yetikin bir Gegde rast 1 Menka, ya da tam adyla menkarias rydai, ciflerin ykseklik ol birimidir Klasik olaak 'bin elf avcs ykseklgnde olduu sylemi Zamanmzda bu olcu birimi, elf avclarnn alt sm'e tekabl eden standart In-glz olcu bm (N)- boyunda olduu beltleek standatl alt bin ayak -1824 mete- ede (N) s

Mnrgnret Wes & Tracy Hickman EJDER.

di bu, fakat Limbeck daha ok oturmay tercih ederdi. Gzleri parlak, merakl ve korkun d erecede miyoptu. Het'in d mahallelerinde bulunan byk bir mercankaya tepesinin iindeki yzlerce maaradan irinde otuayordu. Limbeck'in maaras baz alardan komularnn maaralarndan farklyd. ndisinin srad bir Geg olduu dnlrse, pek de uygun dyordu bu. Maara, dierlerine eredeyse iki Geg yksekliinde. Yumruaac tahtalarndan yaplm zel bir platform, Limbeck' vanlara trmanmasn ve evin baka acayipliklerinden -pencerelerinden- faydalanmasn salyo . ou Geg pencereye ihtiya duymazd; aday hrpalayan frtnalar pencereleri kullansz kla e Gegler darda deil, ieride neler olup bittiiyle ilgilenirdi. Kentin orijinal binalarn an birkann -kutsal Yemleyenler'in uzun, ok uzun zaman nce yaptklar binalar- pencereler vard aslnda. Dayankl duvarlarn iine gmlm deliklere takl, kaln, kabarck dolu ca ncereler, rzgr, yamur ve dolunun yzyllar boyu dvmesine son derece uygundu. Limbeck'in kasabann ortasndaki kullanlmayan bir binada bulduu ve kamulatrarak evine tad pence tr pencerelerdendi. dn alnm bir delgein birka dn ile alt katta iki, st katta d a pencere boluu almt. Bu ekilde, Limbeck halknn ounluu ile kendisi arasndaki en nemli fark ortaya koymutu alnzca ieri bakard. Limbeck dar bakmay severdi -dar bakmak yalnzca yamur, dolu, tnann dindii ksa srelerde) Yks-diksi'nin tekne-eyleri, vzldayan halkalar ve parlay ztlarna ilikin manzaralar sunsa da.

Limbeck'in evinin bir zellii onu kesinlikle esiz klyordu. Tepenin iine ve i sokaklarn akan nkapnn zerinde, belirgin biimde uzanan yukarya doru eimli krmz boyal GGIBIT rd. Baka alardan evi tipik bir Geg eviydi -mobilyalarn tm kullanlyd ve Geglerin bulabil ne malzeme varsa, onlardan yaplmt. Gereksiz ssler yoktu. Konduu yerde duran tek bir ey bile yoktu. Rahat maarann duvarlar, tavan ve zemini Yks-diksi'nin gmbrdemesi, zonkla zztlamas, atrdamas ve nlamas ile sarslp titriyordu. Yks-diksi Drevlin'deki- hakim akim gt. Limbeck, GGIBIT'in saygn lideri, grltye aldrayordu. Annesinin karnna dtnden beri -geri o srada biraz bouk geliyordu- grlt ona huzur veriyordu. Gegler Yks-diksi'yi say r gibi, grlty de sayarlard. Bilirlerdi ki, grlt sona erdiinde, dnyalarnn da sonu Geglerin arasnda lm, Sonsuz Sessizlik olarak bilinirdi. Huzur verici patlamalar ve gmlemeler arasnda, Limbeck sylevi zerinde alyordu. Szckl kolayca geliyordu. Ama ayn kolaylkta yazamyordu. Sylerken gzel, asil ve yce gelen szc er, kt zerine dkldnde basmakalp ve yapmack grnyordu. En azndan Limbeck'e yle r zaman Limbeck'in kendisine fazla acmasz davrandm, sylevlerinin kt zerinde, tpk iitildii gibi durduunu sylerdi. Fakat, Limbeck onu her zaman yanana kondurduu bir p antladndan, Jarre'nin tarafl davranma olasl vard. Yazd szcklerin kulaa nasl geldiini duymak iin, Limbeck yazarken bir yandan da yksek konuuyordu. Ar derecede miyop olduundan ve gzlklerini taktnda 83 82 EJDER. Mnrgaret Weis & Tracy Hckmnn

younlamakta glk ektiinden, yazarken onlar karrd. Czrdayan kam kaleme ve kd az kt kadar mrekkebe bulanrd. "te bu yzden, Gnen ve Gelime in Birlemi Tap-nanlar olarak amacmz, halkmzn im asla gelmeyecek olan gelecek bir zamanda deil!" Yazdklarna kaplp giden Limbeck yumruun

u masaya vurdu ve mrekkep hokkasn devirdi. Kk, mavi bir rmak kda doru akt ve syl lamakla tehdit etti. Limbeck mrekkep aknn dirseiyle kesti; paralanm gmlei mrekkebi lek, sahip olmu olabilecei herhangi bir rengi uzun zaman nce kaybettiinden, kolazndaki mor leke neeli bir tezat oluturmutu. "Yzyllar boyunca nderlerimiz bize, yukardaki Welfler ile birlikte yaamaya layk bulunma dmz iin bu Frtna ve Kaos lemine yerletirildiimizi sylediler. Et, kemik ve kandan o r, lmszlerin topraklarnda yaayamazm-, sz. Layk bulunduumuz zaman Yukar'dan Welfl cek, bizi yarglayacakm. O zaman cennete ykselecekmiiz. Bu arada Yks-diksi'ye kar gr yerine getirmeli, o byk gn beklemeliymiiz. Ben de diyorum ki..." burada Limbeck mrekk ep lekeli elini bann zerine kaldrd "...ben de diyorum ki, o gn asla gelmeyecek! "Diyorum ki, bize yalan sylediler! nderlerimiz aldatld! Baatusta ve onun vardiyas iin arg gnn beklemekten bahsetmek kolay. Onlarn daha iyi bir hayata ihtiyac yok. Tanrlarn rdii creti onlar alyor zaten. Peki bu creti bize eit olarak datyorlar m? Hayr, onla etiyorlar, hem de ne deme1 nk biz kendi paymz alnmzn teriyle kazanyoruz!"

(Burada alk iin duraklamalym, diye karar verdi Limbeck ve oray iaretlemek iin yldz htemel bir leke koydu.) "Artk ayaklanma ve-" Limbeck sustu. Garip bir ses duyduunu zannetmiti. Burada, Yks-di ksi'nin grltsnden ve Drevlin'in zerinden her gn geen frtnann gmbrdeme-sinden bak asl duyulabilecei, her ay su yklemek zere buraya gelen Welfler iin bir esrard. Fakat k ulaklar sar eden grltlere alk olan Gegler, bunlara ancak Tribus'taki bir elfin rzg as kadar dikkat ediyordu. Bir Geg korkun bir frtna boyunca deliksiz uyuyabilir, buna karn kilerinde gezinen bir farenin sesi zerine yerinden frlayabilirdi. Limbeck'in dikkatini eken de, uzaktan gelen haykrmalar olmutu. Birden kendine gelen Limbeck, duvardaki bolua yerletirilmi, zaman lmeye yarayan bir alete (kendi icad) g Teker-mekerlerden ve sivri-ivilerinden oluan karmak bir dzenek olan aletten, her saa t ba aadaki kavanoza bir fasulye tanesi dyordu. Her sabah Limbeck fasulye kavanozunu ardaki huniye boaltr, bylece saatlerin lm gene balard. Ayaa frlayan Limbeck, miyop gzleriyle kavanoza bakt ve aceleyle fasulye tanelerini s ayd. Homurdand. Tam ceketini alp kapya ynelmiti ki, sylevinin bir sonraki cmlesi akl ldi. Bir dakika durup cmleyi kaydetmeyi dnd ve tekrar oturdu. Randevusuna ilikin tm d rini unuttu. Mrekkebe bulanm ve mutlu bir durumda, yine sylevine dald. "Biz, Gnen ve Gelime iin Birlemi Tapmanlar, ilkeyi savunuyoruz: Birinci olarak, tm yalar bir araya gelss Margaret Wes & Tracy Hickman K/IHADI

meli, Yks-diksi'ye ilikin bilgilerini bir araya getirmeli, bylece nasl altn anlam i olmaktan kurtulup efendileri olalm. (Alk iin bir leke.) kinci olarak, tapnanlar yarg gnn beklemeyi brakmal ve daha iyi yaam koullar iin almaya balamaldr (Bir leke anlar Baatusta'ya gitmeli ve Welflerin demesinden eit pay istemelidirler (ki leke ve bir iziktirme)." Bu noktada Limbeck iini ekti. Gemi deneyimine dayanarak biliyordu ki nc ilke, yetersi me karlnda uzun saatler boyunca hizmet gren gen Gegler arasnda en tutulan ilke olacak akat Limbeck biliyordu ki, ilke arasnda en az nemli olan, nc ilkeydi. '* "Keke beni ilselerdi!" diye kederlendi Limbeck. "Keke benim bildiimi bilebilselerdi. Keke onla ra anlatabilseydim!" Barma sesleri dncelerinin arasna girdi yine. Kafasn kaldran Limbeck, sevgi dolu bir la glmsedi. Bana ihtiyac yok, diye dnd Limbeck. Hissettii znt deil, umut veren bir retmenin memnuniyetiydi. Bensiz de pekl idare edebiliyor. imi bitireyim bari. Bir sonraki saat boyunca Limbeck -mrekkep ve esine bulanm bir durumda- projesine o kadar dalmt ki, ne barlar duydu, ne de bu barlarn onama alklarndan fke kkre mi patrts dnda bir ses nihayet dikkatini ektiinde, bunun tek sebebi kapsnn, bir me e arplarak almas oldu ve bu onu epeyce rktt. "Sen misin, hayatm?" dedi, Jarre olduunu dnd karanlk ve belirsiz bir ekil grerek.

harcam gi-

bi soluyordu. Limbeck gzlklerim bulmak iin ceplerini yoklad, bulamad ve el yordamyla m asasnn zerini aramaya balad. "Alklar duydum. Anladm kadaryla bu akam sylevin iy m halde orada olamadm iin zgnm, ama bununla urayordum..." Mrekkep lekeli elini bel iz almasna doru sallad. Jarre Limbeck'in zerine atld. Geglerin boyu kktr, fakat bedenleri geni, elleri gl, e omuzlar genitir. Bu zellikleri, onlara genel bir karelik hissi verir. Dii ve erkek Gegler ayn derecede gldrler, nk hepsi, evlenme ya olan krk yana kadar Yks-dik ler. Krk yandan sonra emekliye ayrlr, evde kalp bir sonraki Yks-diksi tapnanlar nes titirirler. Jarre ou gen kadndan da glyd, nk on iki yandan beri Yks-diksi'ye Hi hizmet etmeyen Limbeck, daha zayft. Sonu olarak, Jarre zerine atldnda, neredeyse andalyenin zerine deviriyordu. "Hayatm, ne oldu?" dedi Limbeck, grmeyerek bakarken. Bireylerin yolunda gitmediini i lk kez fark etti. "Sylevin iyi gitmedi mi?" "Evet, iyi gitti. ok iyi gitti!" dedi Jarre, parmaklarm Limbeck'in partal ve mrekke p lekeli gmleine gmerek ve onu ayaa kaldrmaya alarak. "Hadi, seni buradan karmaly ?" Limbeck bakakald. "Ama sylevim-" "Evet, bu iyi bir fikir. Onu burada brakmamalyz. Kant sayarlar." Limbeck'i brakan Jarre, aceleyle Yks-diksi'nin bir yan rn olan (sebebi i kimse bilmiyordu) ktlar toparlad ve onlar elbisesinin nne tkmaya balad. "Acele e zamanmz yok!" Aceleyle evin ke bucana gz gezdirdi. "Yanmza almamz gereken, ortaklk ey kald m?" EJDER. K^HADI Margaret Wes & Tracy Hckman

"Kant m?" diye sorgulad Limbeck, sersemlemi bir ekil- de gzlklerini arayarak. "Neyin " "GGIBIT'in," dedi Jarre sabrszca. Kulak kabartarak dinledi ve pencereye koarak kork uyla dar bakt. "Ama hayatm, buras Birlik Merkezi," diye balad Limbeck, fakat Jarre onu susturdu. "ite! Duydun mu? Geliyorlar." Eilerek gzlkleri ald ve tehlikeli bir eimle Limbeck'in b urnuna yaptrd. "Fenerlerini grebiliyorum. Aynaszlar. Hayr, nden deil. Arka kapdan, eldiim yerden." Limbeck'i ittirip kaktrmaya balad. Limbeck durdu. Bir Geg yolun ortasnda kprdamadan durursa, onu yerinden oynatmak ner edeyse olanakszdr. "Bana ne olduunu anlatana kadar hibir yere gitmiyorum, hayatm." Sa kin bir tavrla gzlklerini dzeltti. Jarre ellerini ovuturdu, fakat sevdii Gegi tanyordu. Limbeck'in iinde, Yks-diksi'nin b ile ykamayaca inat bir damar vard. Daha nceki deneyimlerine dayanarak, bu inatln davranarak ve ona dnmek iin zaman A* vermeyerek gelmeyi renmiti, ama grne gre yntemi bu akam ie yaramayacakt. "Eh, pekl," dedi ileden km bir durumda, gzleri devaml kapya dnerek. "Toplantda b vard. Beklediimizden ok daha byk..." "Bu harika..." "Szm kesme. Zaman yok. Sylediklerimi dinlediler ve -ah, Limbeck, o kadar harikayd ki! " Sabrszlna ve korkusuna ramen Jarre'nin gzleri parlad. "Baruta kibrit tutmak gibiydi lev aldlar ve patladlar1" "Patladlar m?" Limbeck huzursuzlanmaya balamt. "Hayatm, biz onlarn patlamasn istemi ."

"Sen istemiyorsun!" dedi Jarre kmseyerek. "Ama artk ok ge. Ate yanyor ve bu atei yn ek bizim elimizde, fakat bu sefer sndrmeyeceiz." Yumruunu skt, keli enesini ne ka Yks-diksi'ye saldrdk!" < ->. "Olamaz!" Limbeck dehetle donakald. Haber onu o kadar sa i, aniden ve beklenmedik bir biimde yerine oturdu. "Evet ve sannm onarlamaz bir biim de zarar verdik." Jarre ksa kesilmi, kvrck, kahverengi salanndan oluan yelesini sallad "Aynaszlarla papazlardan bazlar zerimize yrd, ama hepimiz katk. Aynaszlar Birlik Me e gelip seni arayacaklar, hayatm, onun iin ben de seni almaya geldim. Dinle!" n kapy dven yumruklarn sesi geldi; bouk sesler kapy amalarn sylyordu. "Geldiler! abuk! Mu

arka kapy bilmiyorlardr..." "Beni tuaklamaya m geldiler?" diye sordu Limbeck, d nceler iinde. "w, ' Yzndeki ifadeden holanmayan Jarre kalarn att ve ekitirerek onu ayaa kaldrmaya al tk..." "Durumaya kacam, deil mi?" dedi Limbeck yavaa. "Muhtemelen bizzat baatustann nne! "Limbeck, ne dnyorsun?" Aslnda Jarre'nin sormasna gerek yoktu. ok iyi biliyordu. "Yks si'ye zarar vermenin cezas lmdr!" Limbeck, bunu kk bir mesele sayp bir kenara itti. Sesler daha yksek ve daha srarl oldu ar. Birileri bir keski-bk getirilmesini istedi. "Hayatm," dedi Limbeck, yzn neredeyse kutsal bir k aydnlatrken, "sonunda, hayatm bo stediim seyirciyi bulacam! Bu bizim iin altn bir frsat! Dn bir, lkmz baatustaya Konsey'e sunabileceim1 Yzler88 Margaret Weis & Tracy Hckman

ce kii dinleyecek. Habersyleyenler ve ciyakanlatanlar..." Keski-bknm az tahta kapy parampara edip geti. Jar-re sarard. "Ah, Limbeck! Kahraman zaman deil! Ltfen imdi benimle gel!" Keski-bk azn tahta paralarndan kurtard, kayboldu ve kapy paralamaya devam etti. "Hayr, sen git, hayatm," dedi Limbeck, Jarre'yi alnndan perek. "Ben kalyorum. Kararm v rdim." "O zaman, ben de kalrm!" dedi Jarre serte, ellerini Lim-beck'in ellerine dolayarak. Keski-bk kapnn iinden geti ve odaya kymk yadrd. "Hayr, hayr!" Limbeck ban sallad. "Sen benim yokluumda hareketi devam ettirmelisin! S rim ve yaptklarm tapnanlar tututuracak, sen orada olup devrimi ynetmelisin!" "Ah, Limbeck"-Jarre tereddt etti-"emin misin?" (, ^ . "Evet, hayatm." * "O zaman gideceim! Ama seni karacaz!" Kapya doru seirtti, ama son bir kez duru arkasna bakmadan edemedi. "Dikkatli ol," diye yalvard. "Olurum, hayatm. Git artk!" Limbeck akac bir kovalama hareketi yapt. Ona bir pck yollayan Jarre, tam aynaszlar ndeki paralanm kapdan girerken, arka kapd oldu. "Limbeck Civataskan diye birini aryoruz," dedi, saygn grn sakalna saplanan kymklar ulmu olan bir aynasz. "Onu buldunuz," dedi Limbeck ihtiamla. Ellerini ne uzatp bileklerini birletirirken d evam etti, "halkmn bir

savunucusu olarak, onlarn adna memnuniyetle her trl ikenceye katlanacam! Beni o kt k kanla kapl, sanlarn kol gezdii zindannza gtrn." , , f,\ti, j, )" M,,, "Kt kokan m?" Aynasz ok alnmt. "Biz hapishanemizi dzenli olarak temizleriz bir kere gelince, yirmi yldr san falan grlmemitir orada, deil mi Fred?" Krk kapdan gemeye d. "Kediyi getirdiimizden beri. Ve kan da dn akam ykadk. Durkin Anahtarburkan karsyl ga edip dudan patlatmt. Benim hapishaneme," diye ekledi aynasz Limbeck'e dik dik bakar k, "hakaret etmene hi gerek yok." "Ben... zr dilerim," diye kekeledi aran Limbeck. "Hi bilmiyordum." "imdi bizimle gel," dedi aynasz. "Ne diye ellerini suratma uzatyorsun?" "Kelepe takmayacak msnz? Ellerimi ve kollarm ba lamayacak msnz?" V1l BJt n "Nasl yryeceksin o zaman? Seni tamamz istersin belki de!" Aynasz burnunu ekti. "Seni klarda tarken ne de gzel grnrz! Pek de hafif saylmazsn hem. ndir ellerini aa. Sa ek kelepeyi otuz sene nce bozduk. imdi, genler ele avuca smaynca kullanyoruz yalnz. babalar, kk afacanlar korkutmak iin dn alyor onlar." Kendi afacanl boyunca sk sk ayn kelepelerle tehdit edilmi olan Limbeck yklmt. "Genliin bir yanlsamas daha utu gitti," dedi kendi kendine zntyle ve skc, kedi kor haneye gtrlmesine izin verdi.

Kahramanlk pek de iyi balamamt. 90

DOKUZUNCU BLM KETTEN RAHM'E, DREVLIN AAI LEM Limbeck, bakent Rahm'e yapaca frlayansal yolculuunu drt gzle bekliyordu. Daha nce hi ayansala binmemiti. Onun vardiyasndaki hikimse binmemiti ve kalabalk arasnda, normal v atandalarn kullanamad bir hakk bir adi sulunun kullanmasna kar homurdanmalar yksel Adi sulu diye nitelenmekten dolay incinen Limbeck basamaklar trmand. Bindii ey daha o etal bir ray boyunca, saysz tekerlek zerinde giden pencereli, pirin bir kutuya benzi yordu. Cebinden gzlklerini karan Limbeck, narin, metal saplan kulaklarnn arkasna geir ve kalabala bakt. Ban ve yzn hacimli bir pelerinin glgelerine saklam olmasna ra olaylkla seti. Aralannda herhangi bir iaretin gemesi ok tehlikeliydi, fakat Limbeck k ir pcn bir zarar olmayacan dnd ve kaln parmaklarn dudaklarna gtrerek Jarre Platformun uzak kesinde durmakta olan bir ift dikkatini ekti ve anne babasn fark edinc e ok ard. Bata kendisini grmeye gelmeleri onu duygulandrd. Fakat, babasnn, kimseni amas iin boynuna sard byk atknn arkasnda yar gizlenmi yzndeki glmsemeyi grn

ne babasnn kendisine duyduu ballktan deil, onlara utan ve yzkarasndan baka bir ey oullarn son kez grdklerinden emin olmak iin geldiklerini anlad. Gs geiren Limbeck alardan birine oturdu. Frlayansaln srcs, genelde salc olarak bilinen adam, aracn tek vagonunda, arkasnda du ki yolcusuna, yani Limbeck ile ona elik eden aynasza dik dik bakt. Het istasyonunda ki bu srad durak, salcy tarifenin gerisinde brakmt ve daha fazla zaman harcamak ist u. Limbeck'in ayaa kalkmaya teebbs ettiini gren salc -Geg kalabaln arasnda eski r nmt- dikkatle ayrlm sakalnn iki tutamm omuzlarna att, nndeki saysz koldan iki e ekti. Vagonun tavanndan pek ok metal kol uzand ve stlerinde asl kabloya tutundu. Mav imekten bir yay alevlendi, bir dttr-ddk yksek sesle nlad ve elektriin atrdayan frlayansal ne atld. Pirin kutu sarsld ve ne, arkaya salland, kabloya tutunan eller korkutucu bir ekilde kv land, fakat salc bunlarn hibirini fark etmemi grnd. Bir baka teneke kolu yakalayan s unu duvara kadar ittirdi ve ara hzland. Limbeck, hayatnda bu kadar harika bir deneyi mi hi yaamadn dnd. Frlayansal, uzun sre nce, Yenileyenler tarafndan, Yks-diksi'nin faydalanmas iin yarat nileyenler gizemli bir biimde yok olunca Yks-diksi ii stlendi ve frlayansal da, tpk i kendini tuttuu gibi hayatta tuttu. Gegler her ikisine de hizmet etmek iin yayorlar d. Her Geg bir vardiyaya -ayn kentte yaayan ve Yenileyenler Gegleri bu leme getirdiinde n ben Yks-diksi'nin ayn 93 92 EJDER, KAFIADI Mnrgaret Weis & Tracy Hickman

parasna tapmanlardan oluan bir kabileye aitti. Her Geg, kendisinden nce babasnn, daha ce bykbabasnn, daha da nce byk-bykbabasnn yapt ii yapard. Gegler ilerini iyi yapard. Yetenekli, becerikli ve eli abuktular, fakat hayal gcnden yoksundular. Her Geg, Yks-dik-si'nin kendine ait parasna hizmet etmeyi bilir, fakat dier paralarla ilgilenmezdi. Dahas, ne yaptn asla sorgulamaz-d. Teker-mekerlerin nede rilmesi gerektii, dttr-d-dn siyah okunun neden hi krmzya dnmemesi gerektii, ek lmesi, itti-kolun neden itilmesi gerektii veya kakrdak-kolun neden kakrdad sorular, or alama bir Gegin sormay asla akl edemeyecei sorulardand. Fakat Limbeck ortalama bir G eg deildi.

"* Yks-diksi'nin neden ve niinleri ile uramak kfr saylrd ve papazlarn -Drevlin'dek gazabn ekerdi. ou Geg iin kendi tapnma grevini, vardiya retmenlerinin rettii gi irmek, arzu edebilecekleri en yksek eydi. Kendilerine (veya ocuklarna) yukardaki lemle rde bir yer temin edecekti. Ama Limbeck bunlardan deildi. Muhteem bir hzda gitmenin verdii yenilik duygusu yok olduu zaman, Limbeck frlayansal yolculuunu son derece skc bulmaya balad. Yamur pencereleri dvyordu. Doal imekler n yaratt mavi imekler deil- yuvarlanan bulutlar arasnda akyor, zaman zaman mavi ime ayor, pirin kutunun srayp sarslmasna sebep oluyordu. Yaan dolu, tavanda fkrdyordu ve evrelerinde Yks-diksi'nin byk paralar grnyordu. Frlayansal, kendini beenmie nasl kleletirildiini tehir ediyormu gibi grnyordu -en azndan Limbeck'e.

Devasa frnlardan kan alevler bunaltc ve bitip tkenmek bilmeyen kasveti aydnlatyordu. tnda Limbeck kendi halkn, Yks-diksi'nin ihtiyalarna hizmet eden, parlayan kzlln geler olarak gryordu. Bu grnt Limbeck'in iindeki fkeyi ayaklandrd. Pimanlkla fark GGIBIT'i organize etme iine daldndan beri bu fkeyi dizginlemi, neredeyse lp gitmesine in vermiti. imdi ayn fkeyi hissettii iin memnundu, ona verdii gc kabul ettii iin memnundu. Tam yu sylevinde nasl kullanaca zerinde dncelere dalmken yol arkadann yorumu dnce tt. "Ne dedin?" diye sordu Limbeck. "Dedim ki, ne kadar gzel, deil mi?" diye tekrarlad aynasz, Yks-diksi'ye huu dolu bir h yranlkla bakarak. Buraya kadar, diye dnd Limbeck, fkeden kprerek. Baatusta'nn nne ktm zaman, on "...k dar!" diye haykrd retmen, sakal fkeden di ken diken. "k dar, Limbeck Civataskan! O zayf gzlerini bu okulda bir daha grmek istemiyorum!" ** "Neden bu kadar kzdnz anlamyorum." Gen Limbeck ayaa kalkt. "Dar!" diye havlad Geg. "Son derece mantkl bir soruydu." Kaldrd somun anahtanyla zerine yryen retmeninin grnts, rencinin snftan sayg sna sebep oldu. On drt devir yandaki Limbeck Yk-s-diksi okulunu yle bir aceleyle terk tti ki, gzlklerini tak94 K^FIADI Margaret Wes & Tracy Hickman

maya bile frsat bulamad ve sonu olarak, krmz, gcrdak arka geldiinde yanl yne dn le belirlenmiti, fakat miyop Limbeck yazlar okuyamyordu. Pa-zaryerine giden koridora alan kapy ittirdiini dnd ve rzgr suratnn ortasna arpt. Bu kapnn Dar'ya o zaman anlad. Gen Geg hi Dar kmamt. Saatte bir iki kez topra spren korkutucu frtnalar yzn masndan ve Yks-diksi'nin rahatlatc varlndan uzaklamazd. Tneller, kapal yollar ve orlaryla dolu olan Drevlin kentleri ve kasabalar yle ina edilmiti ki, bir Geg aylarca yryebilir, fakat yznde bir tek yamur damlas bile hissetmeyebilirdi. Yolculuk yapmak d uamunda kalanlar ya frlayansal, ya da Gegasrleri kullanrd. Pek az Geg dar'ya kard. Limbeck kap sahanlnda duraksad ve gzlerini ksarak rzgrn sprd, yamurun dvd de esiyor olsa da, frtnann dindii anlar oluyor, asla uzaklamayan bulutlarn arasndan za , gri bir k szyordu -Solarus'un klar Drevlin'i ancak bu kadar aydnlatyordu. Ik, etli olan Drevlin manzarasn neredeyse sevimli klyordu. Ildayp prldyor, Yks-diksi' ip kan kollarn, penelerini, tekerleklerini aydnlatyordu. Gklerdeki kuzenlerine katlm e fkran buhar bulutlarnn zerinde parldyordu. ukurlar, tmsekler ve cruf ymlar Drevlin'in kasvetli ve skc manzarasn, neredeyse cazip klyordu (zellikle de insan yaln ho, belirsiz, amur renkli bir bulanklk gryorsa). Limbeck yanl yne dndn hemen anlad Geri dnmesi gerektiini biliyordu, fakat gidebile r eviydi ve

imdiye kadar Yks-diksi okulundan atldna ilikin dedikodularn oktan anne babasna ula Babasnn gazabna katlanmak, Dar'nn dehetine gs germek daha ekici geliyordu, byle gerei bile duymayan Limbeck, Dar kt ve kapnn arkasndan kapanmasna izin verdi. amurda yrmeyi renmek bile kendi iinde bir deneyimdi. nc admnda kayd ve tm arl u. Kalkt zaman, izmelerinden birinin amura skca saplandn fark etti ve karmak ii rekti. evresine gz gezdirince, cruf ynlar zerinde yrmenin daha iyi olaca sonucuna iinde bata ka ilerledi ve sonunda Yks-diksi'nin gl kazc ellerinin bir kenara devir ankaya ynlarna ulat. Sert, delikli mercankaya yzeyine trmanan Limbeck, hakl olduunu mnun oldu -burada yrmek, amurda yrmekten ok daha kolayd. Manzarann muhteem olduunu talimin etti ve bunu grmesi gerektiini dnd. Gzlklerini c arak takt ve evresine baknd. Yks-diksi'nin bacalar, depo tanklar, parlayp-savrulan kollar ve byk, dnen tekerleri in'in yass ovalanndan ykseliyordu; ou o kadar yksekti ki, buhar tten tepeleri gkteki b lutlarn arasnda kayboluyordu. Bu devasa yaratmn yalnzca bir parasna hizmet edince, o p raya younlap gerisini unutma eiliminde oluyordu insan. Dilere bakarken diliyi unutma, eyimi geldi Limbeck'in aklna. "Neden?" diye sordu (okuldan atlmasna sebep olan da bu soru olmutu). "Yks-diksi neden burada? Yenileyenler neden yaptlar onu? Sonra da neden terk ettiler5 Neden lmsz 97 9 f. Margaret Wes & Tracy Hcknan

Welfler her ay gelip gidiyorlar, ama bizi yukardaki parlak leme tama szlerini yerine getirmiyorlar? Neden? Neden? Neden?" Somlar Limbeck'in kafasnda yankland durdu. Ta ki soa-lar, bedenini dven rzgr ve Yks'nin parlayan yapsna bakmas birleip ban dndrene kadar. Gzlerini krptrarak gzl i ovuturdu. Ufukta bulutlar toplanyordu, fakat bir sonraki frtna kopmadan nce, daha z aman olduunu dnd. Eve imdi giderse, farkl trde bir frtnaya yakalanacakt. Limbeck tmeye karar verdi. Dp kymetli gzlklerini krmaktan korkan Limbeck, onlar dikkatle gmleinin cebine koydu yn zerinde ilerlemeye balad. Ksa, tknaz ve hareketlerinde becerikli olduklarndan, olduka hzl ilerlerler. Sakallarnda tek kl oynamadan, yerden metrelerce yksekteki dar i skelelerin zerinde ilerlerler. Bir seviyeden bir baka seviyeye gitmek isteyen Gegl er, genellikle dev arklarn parmaklarn yakalar, elleriyle aslarak istedikleri yere ular ar. ok iyi grememesine ramen Limbeck ksa srede atlak ve paralanm mercan-kaya ynla ilerleyeceini kefetti. Olduka iyi ilerliyor ve aama kaydediyordu ki gevek bir paraya bast. Para yatt ve Limbe k'i yana frlatt. Bundan sonra Limbeck bast yere dikkat etmeye balad ve kukusuz bu yz ulutlarn yaklamasn izlemeyi unuttu. Ancak bir rzgr dalgas ayaklarn neredeyse yerden nde ve yamur damlalar gznn iine girdiinde frtnay hatrlad. Limbeck aceleyle gzlklerini takt ve evresine baknd. Farknda olmadan epeyce yol gelmit Bulutlar tepesine k-yordu. Yks-diksi'nin korumas altna snamayacak kadar

fazla uzaklamt ve mercankaya paralan zerinde geri dnmek uzun srecekti. Drevlin frtn sz ve tehlikelidir. lmcl yldrm darbelerinin mercankaya zerinde at kara delikleri Limbeck. Yldrmdan kanabilse bile, dev dolu taneleri mutlaka onu yakalard. Tam Geg, ba basyla yzlemesine artk hi gerek kalmayacan dnmeye balamt ki, arkasn dnnce n Bir ey grd. *"'" Bu mesafeden bu Bir ey'in ne olduunu kartamyordu (gzlkleri su damlalaryla kaplanmt frtnaya kar bir snak olarak kullanabilirdi. Gzlklerini karmayan, nesneye ulaabilm ra ihtiyac olduunu bilen Limbeck, cruf ynlar zerinde sendeleyerek ilerledi. Yamur bardaktan boanrcasna yamaya balad. Ksa sre sonra Limbeck, gzlkleri olmadan d ebildiini fark ederek gzlklerini kard. nndeki nesne bir bulank lekeden baka bir ey akat bu leke gittike byyor ve Limbeck'in yaklatn belirtiyordu. Limbeck, gzlkleri ol

e olduunu gremiyordu. Ta ki tam nnde durana kadar. "Bir Welf gemisi!" Nefesi kesilmiti. imdiye kadar hi Welf gemisi grmemi olmasna ramen, grenlerin yapt tariflere dayanara tanmt. Ahap zerine gerili ejder derisinden yaplan gemi, devasa kanatlarla havada dura ilirdi. Hem grn, hem de hacim bakmndan korkuntu. Gemiyi yzdren, Welflerin by gcy cennetten Geglerin aalk lemine gelmelerini salyordu. Ama bu gemi ne uuyor, ne de yzyordu. Yerde yatyordu ve bir yamur perdesinin ardndan ba kan Limbeck miyop 98 EJDEK. Margaret Weis & Tracy Hickman

"". l V. . I,1l . v ., j ,<v ., gzlerinin grebildii kadaryla, geminin bozulmu olduuna yemin edebilirdi -byle bir ey m tabii Tahta paralar garip alarla knt yapyordu. Ejder derisi yrtlp paralanm, d . Olduka yaknna den bir yldrm ve ardndan kopan gkgrlts, Geg'in tehlikede olduunu leyle, geminin yanndaki deliklerden birinin iine atlad. ren bir koku Limbeck'i neredeyse bouyordu. "Agh." Burnunu eliyle tkad. "Bacaya trmanp len san gibi. Acaba sebebi ne?" Frtna, tm gcyle bastrmt. Yldrmlar neredeyse saanak gibi yayordu, fakat geminin aydnlatyor, ardndan geminin iindeki zifiri karanlk yine hakim oluyordu. Yldnmn Limbeck'e pek faydas olmuyordu. Ne de sonunda takmay akl ettii gzlkleri ie y Geminin ii acayipti ve Limbeck'e pek bir ey ifade etmiyordu. Nerenin yukars, nereni n aas, nerenin zemin, nerenin duvar olduunu ayrt edemiyordu. Her yere birtakm nesneler salmt, fakat bunlarn ne olduunu ya da neye yaradklarn an-lamyordu ve dokunmaya da . Zihninin gerilerinde, bu garip arataki herhangi bir eye dokunursa geminin birden canlanaca ve kendisini de beraber gtrerek uup gidecei korkusunu tayordu Byle bir ma dncesi heyecan verici olsa da, Limbeck biliyordu ki, babas imdiye kadar fkeden deliye dnmse, olunun bir ekilde Welfleri rahatsz ettiini duyarsa kesinlikle kudururdu. Limbeck, kapnn yannda durmaya ve frtna dinene kadar burnunu tutarak beklemeye karar v erdi. Daha sonra Het'e

dnmenin bir yolunu bulabilirdi. Fakat okulda ban belaya sokan nedenler ve niinler yin e kafasnda vzldamaya balad. "Bunlar ne acaba?" diye mrldand, birka adm tesinde, yerde yatan byleyici grnml le rak. Dikkatle yaklat. Aslnda pek de tehlikeli grnmyorlard. Daha ok... "Kitaplar!" dedi Limbeck aknlk iinde. "Yal papazn bana okumay retirken kullandn kitaplar!" Limbeck ne olduunu anlamadan, "neden" sorusu oktan ne atlmasna sebep olmutu. Nesnelere iyice yaklam ve bunlarn gerekten de kitap olduunu gittike artan bir heyecanl anlamt ki, aya yumuak ve vck vck bir eyin iine sapland. Eilen ve berbat kokuda bir yldrmn neye takldn aa karmasn bekledi. Dehet iinde, imi ve rmekte olan bir cesede bastm grd. "Hey, uyan," dedi aynasz, Limbeck'i dirsekleyerek. "Bir sonraki durak Rahm." 101 100 KflriADI ONUNCU BLM RAHM, DREVLIN AAI LEM

Sradan bir sulu, yarglanmak zere yerel ustabasnn karsna karlrd. nemsiz hrs rbedeler -bu tr sularn, mdafinin kendi vardiya bann yetki alanna girdii varsaylrd iksi'ye kar ilenen bir su byk bir ihanet saylr ve mdafi baa-tustanm karsna kar Baatusta, Drevlin'deki en nemli vardiyann bayd -en azndan kendi kabilesi byle olduun ia eder, dier Gegle-rin de onlan byle grmelerini beklerdi. Avu'tan sorumlu olan vard iya onlarnkiydi. Welfler ayda bir cennetten, byk, kanatl ejder gemileri ile Avu ad ver ilen kutsal sunaa iner, Gegle-rin kutsal su biiminde sunduklar hrmetlerini kabul ede rlerdi. Karlnda, gitmeden nce, "takdislerini" sunarlard. Drevlin'deki dier kentlerle karlatrldnda, bakent Rahm ok moderndi. Yemleyenler'n jinal binalardan bazlar hl ayaktayd. Genileme ihtiyac iindeki Yk-s-diksi her eyi d erlerine bir takm binalar ina etmi, bylece Geglerin o zamanki evlerinin ounu yok etmit . Ylmayan Gegler, Yks-diksi'nn daha nce ina edip, imdi terk ettii ksmlara yerlemi ksi'nin iinde

yaamak hayli revatayd. Baatustanm kendisi bile, bir zamanlar depo tank olan bir evde yayordu. Baatusta, Fapprika olarak bilinen bir binay mahkeme olarak kullanrd. Drevlin'deki en byk binalardan biri olan Fapprika demir ve oluklu elikten yaplmt ve efsaneye gre, Y si'nin doum yeriydi. O zamandan sonra terk edilmi ve kendini douran eyden parazit gi bi faydalanan Yks-diksi yznden ksmen yklmt. Fakat orada burada, parla-yanlambalarn z ve hayalet gibi duran, penemsi bir kolun iskeleti grlebiliyordu. Fapprika Gegler iin kutsal bir yerdi. Bunun sebebi yalnzca Yks-diksi'nin doum yeri ol mas deil, Geglerin en kutsal saydklar nesnenin, bir Yemleyen'in tun heykelinin burada olmasyd. Cppeli ve kukuletal bir adamn heykeli olan figr, ou Gegden daha uzun ve old da zayft. Yz yle ekillendirilmiti ki, kukuletann glgeleri altnda grnmyordu. Bir ar ve kk elmack kemikleri olduu grnyor, gerisi metalin iinde kayboluyordu. Yemleyen' lerinin birinde, falta gibi ak bir gz vard. Bkk duran dier kolu, dirsek hizasnda me i. Yemleyen heykelinin yanndaki bir krsnn zerinde, yksek ve abartl denmi bir koltuk v rden farkl boyutlara sahip varlklar iin yapld akt, nk bacaklar neredeyse G e e Yemleyen kadar uzundu ve an derecede dard. Bu koltuk, baatustann tren-sel yksek otur a yeriydi ve devlet ileri szkonusu olduunda bedenini iine sktrrd. Kollardan dar snn epeyce stnde sallanrd, fakat bu nemsiz rahatszlklar saygnln bir nebze olsun Baatustann seyircisi ya beton zeminde, krsnn nnde 102 103 Margaret Wes & Tracy Hickman

bada kuap oturur, ya Yks-diksi'nin eski organlar zerine tner, ya da zemin kat evrel lkonlarda, ayakta duar-du. Bugn, nl bir babelas olan ve sonunda Yks-diksi'yi incitece adar ileri giden, asi gabun lideri olan Geg'in yarglanmasna tank olmak zere nemli bir kalabalk toplanmt. Gece vardiyalarnn ou buradayd. Artk Yks-diksi iin almayan, zerinde olan Gegler de yle. Fapprika kapasitesinin zerinde doluydu ve dorudan grp iit meyenler, gelimeleri ciyakanlatanlardan -Yenileyenler tarafndan gelitirilen, kutsal ve gizemli bir iletiim aracndan- dinliyordu. <- kere ten dttr-dd, greceli bir sessizlik talep etti. Yani Gegler sessiz duracak t Yks-diksi devam edecekti. Durumalar bam, gm, fos, zzt sesleri, arada srada atrdayan tna ve Dar'da uluyan rzgrla srerdi. Bu grltlere alk olan Gegler sessizliin sal g treninin balamasn beklediler. , ki Geg -birinin tral yz siyaha, dierininki beyaza boyanm bir durumda- iareti bekle olduklar, Yemleyen heykelinin arkasndan ktlar. Ellerinde byk, metal bir levha tayor Her eyin olmas gerektii gibi olup olmadn grmek zere kalabala gz gezdirdiler ve me detle sallayarak gkgrlts efekti yarattlar. Gerek gkgrlts Gegler iin hi de etkileyici deildi, nk hayatlarnn her gn onu du da ci-yakanlatanlar aracl ile yanklanan yapay gkgrlts, rktc ve muhteem geldi v anlk ve onay mrltlar ykselmesine sebep oldu. Levhann son titreimleri snp gittiinde

sahneye kt. Neredeyse altm devir yandaki bir Geg olan baatusta,

Drevlin'in en zengin ve en gl kabilesinden geliyordu -yani Uzunkyllardan. Limaniileri n mcadelelerine ramen, ailesi nesillerdir baatusta unvann elinde bulundurmutu. Darral Uzunkyl, babasnn lm ardndan bu grevi stlenene kadar uzun yllar boyunca Yks-diks iti. Darral kurnaz bir Geg'di, aptal deildi ve kendi kabilesini, bakalarnn fakirlii pa hasna zenginletiriyorsa da, bunu onurlu bir gelenei takip ederek yapyordu. Baatusta Darral, Geglerin sradan alma kyafetlerini giymiti -byk, ar izmelerin ze ntolon ve yksek yakal, i gbeini biraz skan bir i nl. Bu basit kyafeti, dkme dem diksi'nin bir hediyesi-uyumsuz bir ekilde tamamlyordu. Bu ta Baatusta'nn gururuydu (h em de onbe dakika sonra korkun bir baarsna yol at halde). Omuzlarnda, byk ve ir -bakuu tylerinden (Welflerin hediyesi)- yaplm bir pelerin vard. Bu pelerin, Geglerin ennete uma arzusunu simgeliyordu. Yalnzca Yarg mahkemelerinde ortaya kan tyl pelerine k olarak, baatusta yzn griye boyamt -her iki yanndaki bekinin siyah ve beyaz yzleri lece, Darral Geglere her konuda tarafsz olduunu ifade etmi oluyordu. Baatusta'nn elinde tuttuu uzun sopann ucunda uzun, sivri ulu bir kuyruk aslyd. Darral iareti ile grevlilerden biri bu kuyruun ucunu tuttu ve dualar okuyarak, saygyla Yem leyen'in kaidesine soktu. Sopann ucuna takl olan yuvarlak, cam top bir an korkutucu bir biimde tslad ve titredi, fakat sonra mavimsi beyaz bir kla parlamaya balad. Gegl kymetbilir bir biimde mrldand, anne babalar ocuklarnn dikkatini, tavanda yarasalar gi baaa asl duran ve Gegle105 104 Margaret Wes & Tracy Hickman K^OADl

rin frtnal karanln aydnlatan, benzer parlayanlambalara ektiler. ' "' '< ' ' Mrltlar yine sndkten sonra, Yks-diksi'nin zellikle id detli bir bam-gmnn dinmesi iin ksa bir sre beklendi; sonra baatusta konumasna balamak zere hazrland. Yemleyen'in heykeline yzn dnerek parlayanlambasn kaldrd. "Yce lemlerinden inmeleri arg gnnde bilgelikleri ile bize yol gstermeleri iin Yemleyenler'e sesleniyorum." Doal olarak Yenileyenler baatustann sesleniine yant vermediler. Bu sessizlie pek de a an Baat1 sta Darral Uzunkyl -eer yant olsayd Gegler dehete derlerdi-Yemleyenler'in yarg grevinin kendisine dtne karar verdi ve iki grevli ile bir taburenin yardmyla trmand. Rahatsz koltuuna sktnda, baatusta mahkmun ne getirilmesi iin iaret verdi. inde mesi iin dua ediyordu -skk oturuu ve imdiden balayan ba - ars dayanlr gibi dei Burnunun zerine kondurduu kaln cam paralan ile byk bir kt tornan tayan, yaklak y lik gen bir Geg, saygyla baatustann huzuruna kt. Darral -gzlerini ksarak ve kukuyla g'in gzlerinin nndeki cam paralarna bakt. Bunlarn ne halta yarad soasu dilinin ucu geldi, fakat sonra baatustalarn her eyi bilmesi gerektii aklna geldi. Sinirlenen baatu sta sinirini bekilerden ald. "Mahkm nerde?" diye kkredi. "Neden gecikti?" "Baatustann affna snrm, ama mahkm benim," dedi Limbeck, utanla kzararak. 106

"Sen mi?" Baatusta kalarn att. "Ses'in nerde?" "Baatusta izin verirse, kendi Ses'im ol cam, Sayn Yarg," dedi Limbeck alakgnlllkle. "Bu olduka srad, deil mi?" diye sordu Darral bekile re. Bekiler kendilerine yneltilen soru karsnda allak bullak oldular; tek yaptklar omuzlarn silkmek ve inanlmaz lde aptal grnmek oldu. Baatusta homurdand ve baka bir yer de yardm arad. ->v * !> t fr:w-

"ddia makamnn Ses'i nerede?" "ddia Sesi olma onum bana ait, Sayn Yarg," dedi orta yal bir Geg. Tiz sesi Yks-diksi' uzak gmlemelerini bastryordu. "Byle bir ey..." dedi baatusta ve uygun szck bulamayarak elini Limbeck'e doru sallad " labilir mi?" "Srad, Sayn Yarg," diye yant verdi Geg, ne kp Limbeck'i sert ve onaylamayan bir b arak. "Ama idare etmek durumundayz. Drst olmak gerekirse, Sayn Yarg, mahkmu savunmak i teyen birini bulamadk." "Ha." Baatusta canland. Olduka neelenmiti. Olduka ksa bir duruma olacak gibiydi. "Pek devam edin o zaman." Geg eildi ve paslanm bir varilden oluan masasnn arkasndaki yerine dnd. ddia Sesi uzun bir etek1 ile etein beline iyice sokuturulmu bir i nl giyiyord demir grisi salar ensesinin dibinde sk bir topuzla toplanm, uzun, tehditkr grnml s le tutturulmutu. Dik srtl, dikbal ve gergin dudaklyd. Limbeck'e annesini hatrlatt ve atra Limbeck'e pek de huzur vermedi. Baka "bir demir varilin arkasndaki sandalyesine oturan l Dii Gegler, yalnzca zel dmmlada ve Yks-diksi'nin donen tekerlekleri uzaktayken etek e (geleneksel giysileri bd) Baka zamanlada dii Gegle bol pantolon gye ve bellem kudelelele balarlar 107 Margaret Weis & Tracy Hckman *' EJDER, K.AHADI

Limbeck, zgveninin akp gittiini hissetti ve aniden, tm ze mini amurla kirlettiini fark etti. ..'<> t,.?!' iddia Sesi, baatustann dikkatini, yannda oturan bir erkek Gege ekti. "Bapapaz bu konu da kiliseyi temsil edecek, Sayn Yarg," dedi ddia Sesi. Bapapazn zerinde, yakas kolalanm, kollan fazla uzun, paralanm beyaz bir gmlek, dizle asl ipliklerle balanm pantolon, uzun oraplar ve izme yerine ayakkab vard. Ayaa kalkt karla eildi. Baatusta ban edi ve koltuunda rahatsz bir biimde kprdand. Kilisenin durumalara tlanmazd, ddia makamnda yer almas ise daha da az rastlanrd. Burnu byk bacanann bur de sokacan bilmeliydi Darral, nk Yks-diksi'ye saldr kfr saylrd. Baatusta gen de bacanana kuku ve ihtiyatla bakard. Bacanann milleti ynetmek iini kendisinden -Darral'dan- daha iyi yapacan dndn biliyordu. Pekl, bu davada onlara bunu syleme ek-* ti! Baatusta Limbeck'e souk bir bak frlatt ve iddia makamna yumuak bir ekilde g "Kantlarnz sunun." ddia Sesi, Gnen ve Gelime in Birlemi Tapnanlar'n -bu ismi hain ve eletirici bir sesle telaffuz etti- kuzey ve do u vardiyalarndaki muhtelif kasabalarda, uzun zamandr ra hatszlk yarattn belirtti. "nderleri, Limbeck Civataskan, nl bir babelasdr. ocukluundan itibaren anne babasna r ve dert kayna olmutur. rnein, sapkn bir papazn yardmyla, gen Limbeck okuyup yazma " Baatusta bu frsat, bapapaza sitem dolu bir bak frlat-

mak iin kulland. "Okumay m retti? Hem de bir papaz ha?" dedi Darral, dehete dm bir anma Klavuzu aracl ile Yenileyenlerin Sz'n nesilden nesile aktarabilmek amacyla, yaln papazlar okuma yazma renirlerdi. Baka hibir Gegin, diye dnlrd, bu tr sama iler i Duruma salonunda mrltlar ykseldi, anne babalar talihsiz Limbeck'i, bu dikenli yola s apabilecek ocuklarna parmakla gsterdiler. Bapapaz kzard ve bir meslektann bylesine bir gnah ilemi olmasndan dolay fena hal grnd. Zonklayan kafasna ramen srtan Darral, skm poposunu sandalyede kmldatt. D baaramad, fakat bacana ile arasndaki yarmada bir sfr nde olduu bilgisi ile, kendis iyi hissetti. Limbeck, ocukluunu tekrar yaarm duygusunu elenceli bulup, hafif bir neeyle glmseyere sine baknd. "Bir sonraki eylemi anne babasn ykt," diye devam etti ddia Sesi serte. "C taskanlann rak Okulu'na Yazlmt ve bir hazin gn, ders esnasnda, Limbeck, yani sank... reyen parma ile Limbeck'i gsterdi ".. ayaa kalkt ve neden diye sordu."

Darral'n sol aya uyumutu. Ayak parmaklarn oynatarak biraz rahatlamaya alyordu ki, eden szc ile, mahcup bir ekilde irkilerek kendine geldi. "Neden ne?" diye sordu baatus ta. Szn bitirmi olan ddia Sesi aalad ve nasl devam edeceini bilemez gibi duraksad. Ba horg-rr bir ifade ile ayaa kalkt ve annda kiliseyle devlet arasndaki skoru eitledi "Ya nzca 'neden', Sayn Yarg Btn sayg duyduumuz inanlarmz sorgulamay hedefleyen bir s 108 109 K^HADI Margaret Wes & Tracy Hckman

ck. Ayrks, tehlikeli ve fazla ileri gidilirse hkmetin dmesine, toplumumuzun dalmasn ldiimiz ekliyle yaam tarzmzn sona ermesine yol aabilecek bir szck." "Ha, o 'neden'," dedi baatusta bilmi bilmi, Limbeck'e kalarn atp, bapapazn puan kaz izin verdii iin kendi kendisine kfrederek. "Sank okuldan atld. Sonra koca bir gn boyunca ortadan kaybolarak Het Kasabas'n altst e ti. Byk masraflarla, arama gruplar oluturuldu. Anne babasnn," dedi Ses duyguyla, "hiss ettii endie hayal bile edilemez. Bulunamaynca, Yks-diksi'nin iine dt sonucuna var iksi'nin 'neden' szcne kzdn ve sankla kendisinin ilgilenmeye karar verdiini syled es ldn dnmeye balamt ki, sank canl olarak geri dnme cretini gsterdi." Limbeck kendisini savunurcasna, utanga utanga glmsedi. fkeli bir homurdanmann ardndan tusta dikkatini ddia Sesi'ne yneltti. "Lhar'da. olduunu syledi," dedi Ses, sessizce ve korkuyla. Sesi ciyakanlatanlardan e tkileyici bir ekilde kyordu. Toplanm Geglerin soluklar kesildi. "O kadar uzun sre kay may dnmemitim," diye itiraz etti Limbeck yumuakbalhkla. "Kayboldum." "Sus!" diye kkredi baatusta ve annda bardna piman oldu. Bann zonklamas artt. Pa beck'e evirdi ve onu neredeyse kr ederek konutu. "Konuma sran gelecek, gen adam. O zam ana kadar sessizce otur, yoksa duruma salonundan karlrsn. Anladn m?" "Evet, efendim, Sayn Yarg," diye uysallkla yant verdi Limbeck ve yerine oturdu.

"Baka?" diye huysuzca ddia makamna sordu baatusta. Sol ayan artk hi hissedemiyordu v garip bir ekilde karncalanmaya balamt. ,Alv.., "',, ,' ,% >,,""'*" "?.-,'> <>v "Lim k dndkten sonra GGIBIT olarak bilinen organizasyonu kurdu. Bu szde birlik, baka eyler in yannda, Welflerin demesinin zgrce ve eit bir ekilde datlmasn, tm tapnanlarn ek Yks-diksi hakkndaki bilgilerini birletirmelerini, bylece 'nasl' ve 'neden'ini renm rini savunuyor..." "Kfr bu!" diye haykrd rperen bapapaz, yankl bir sesle. "Ve tm Geglerin Yarg gnn beklemeyi brakp, yaamlarn iyiletirmek iin aba gstermel "Sayn Yarg!" Bapapaz ayaa frlad. "Duruma salonundaki ocuklarn karlmalarn talep taze ve hassas zihinlerinin bylesine bir saygszla, bylesine tehlikeli fikirlere maruz braklmas dehet verici." "Hi de tehlikeli deil!" diye itiraz etti Limbeck. "Kes sesini !" Baatusta kalarn att ve konuyu bir sre dnd. Bacanana kar bir puan daha kaybe iyordu, fakat bu, koltuundan kamak iin ideal bir zm sunuyordu. "Durumaya ara veriyomm. On sekiz yandan kk hibir ocuk duruma salonuna sokulmayacak. le yemei iin ara veri r saat sonra dnyoruz." Bekilerin yardmyla -adam koltuktan kurtarmak iin basbaya ekmeleri gerekmiti- baatus sini koltuktan kaldrd. Bandaki demir tac kard ve ikence grm arkasn ovuturdu. T ne kadar ayaklarn yere vurdu ve rahatlayarak derin bir nefes ald. m no KAHADI

ONBRNC BLM RAHM, DREVLN AAI LEM Duruma tekrar balad. ocuklarla onlara gzkulak olmak iin evde kalmaya zorlanm ebeveynl dnda herkes dnmt. Baatusta, teslim olmu ve fedakr bir ifadeyle tacn takt ve yine eci koltuuna sktrd. Mahkm getirildi ve ddia Sesi iddiasn bitirdi. "Hassas zihinler iin bylesine batan kartc olan bu tehlikeli fikirler, gerekten de bir ip gen Gegi isyana ve tatminsizlie srklemiti. Yerel ustaba ile papazlar -genlerin do erei isyana eilimli olduklarn bildikleri ve bu dnemin geici olmasn..." "Sivilceler gibi mi?" diye sordu baatusta Bu, kalabalktan arzulanan kahkahay ykseltt i, geri szkonusu kalabalk ka-lann atmakta olan baatustann huzurunda kkrdamann dor dndan emin deildi ve glmeler toplu ksrklerle son buldu. "Ee. . evet, Sayn Yarg," dedi Ses, sznn kesilmesine ierleyerek Bapapaz, huzurunda gs en ahmakla hogr gosteriyormuasna glmsedi Aniden bapapaz boazlama isteine kapla si'nin sylevinin nemli bir ksmn kard.

"...Yks-diksi'nin Y-362 nolu kesiminin nemsiz bir hasar grd isyan balatt. ansmz i kendini neredeyse annda iyiletirmeyi baard ve bylece kalc bir hasara yol almam o zndan saygdeer idolmz asndan!" ddia Sesi tiz bir gcrdamaya dnd. "Bylesine bir s nasl bir hasar kaldn kim bilebilir? te bu yzden sann, yani Limbeck Civataskan'n dlanmasn, bylece bir daha asla genlerimizi kyamet ve ykma tevik etmemesinin salan ediyoruz1" iddiasn bitiren ddia Sesi, demir varilin arkasna ekildi. Fapprika'da gkgrlts gibi b nkland. Fakat orada burada, slk ve yuhalamalar duyuldu. Bu, baatustann baklarnn ser e ve bapapaz ayaklarnn dibine armasna sebep oldu. "Sayn Yarg, bu patlama zehirin yaylmakta olduunu gsteriyor. Bu akm kknden skp atm ileceimiz tek bir ey var." Bapapaz Limbeck'i iaret etti. "Bu sorunun kaynan yok etmek! Korkarm bunu yapmazsak, artk iyice yaklatna oumuzun inand Yarg Gn ertelenecek, a kadar! Aslnda, Sayn Yarg, sann bu salonda bir daha konumasnn yasaklanmas konusun avsiyede bulunmak isterim!" "Drt slk ve bir yuhalamay patlama olarak nitelendirmi-yonm," dedi Darral, bapapaza fke le bakarak. "Sank, kendini savunmak iin konuabilirsin. Ama dikkat et, gen adam, Bu s alonda kffar tiratlara izin veremem." Limbeck yavaa ayaa kalkt. Nasl davranacana karar vermeye alrcasna duraksad ve so zun dnp tandktan sonra, kt tomann demir varilin zerine koydu ve gzlklerini ka 112 Margaret Weis & Tracy Hicknan

"Sayn Yarg," dedi Limbeck byk bir saygyla. "Tek istediim, kaybolduum o gn bama nel i anlatmama izin vermeniz. Son derece olaanst bir olayd ve umarm, neyi neden yaptm a yardmc olacak. Bunu daha nce hi kimseye anlatmamtm," diye ekledi ciddi bir ekilde, " ta anne babama ve dnyada her eyden daha fazla kymet verdiim kiiye bile." "Bu uzun srecek mi?" diye sordu baatusta, ellerini koltuun kollarna koyarak ve bir y ana yaslanp biraz rahat bir pozisyon bulmaya alarak. "Hayr, Sayn Yarg," dedi Limbeck. "O zaman devam et." "Teekkr ederim, Sayn Yarg. Okuldan atldm gn oldu bu olay. Uzaklap dnmek istiyo eden' diye sormamn kffarca veya tehlikeli olduunu dnmyordum. Ben Yks-diksi'den nefre iyorum. Ona gerekten sayg duyuyorum. Beni bylyor! O kadar muhteem, o kadar byk, o kad gl ki!" Limbeck kollarn sallad, yz kutsal bir kla aydnlanmt. "Gcn frtnada ir verimle yapyor. Hatta aadan, Terrel Fen'den demir cevheri alp, demiri elie eviriyo likten paralar yapyor, bylece durmakszn geniliyor. ncindii zaman kendisini iyiletire or. "Yardmmz memnuniyetle kabul ediyor. Biz onun elleri, ayaklar, gzleriyiz. Onun gidemedi yerlere gidiyor, ba derde girdiinde yardm ediyoruz. Penelerinden biri Terrel Fen'de takl kaldnda aa inip, kurtarmasna yardm ediyoruz. Bipleyenleri itiyor, teker-mekerl viriyor, ykselticileri ykseltiyor, alaltclar alaltyoruz ve her ey dzgnce iliyor. an yle grnyor. Ama btn bunla-

rn," diye ekledi Limbeck yumuak bir sesle, "neden olduunu dnmekten kendimi alamyorum." Kalarn atan bapapaz ayaa kalkt, fakat kiliseye kar puan kazanma frsatn ele geird lan baatusta ona sert bir ifadeyle bakt. "Bu gen adama konumas iin izin verdim. Eminim halkmz syleyeceklerini, inanlarn kaybetmeden dinlemeyi baarabilir. Ayn fikirde deil n? Yoksa kilise, grevleri konusunda ihmalkr m davranyor?" Dudan sran bapapaz yerine oturdu ve kendinden honut bir ifade ile glmsemekte olan ba ya dik dik bakt. "Sank devam edebilir." "Teekkr ederim, Sayn Yarg. Gryorsunuz, Yks-dik-si'nin baz paralarnn neden l ol miimdir. Baz kesimlerde paslanarak ya da mercankaya ile kaplanarak bo bo oturuyor. B az paralan yzyllardr yerinden kmldamam. Fakat Yemleyenler'in onlar buraya koymalar ebi olmal. Neden? Ne i yapmalar gerekiyordu ve artk neden o ii yapmyorlar? Yks-diksi' canl paralarnn neden canl olduunu anlarsak ve bunu nasl baardklarn bilirsek, o za si'nin ve onun gerek amacnn ne olduunu da anlayabiliriz diye dndm! "te bu yzden btn vardiyalarn bir araya gelmesi ve bilgilerini birletirmesi..." "Bunu bir eye balayacak msn?" diye sordu baatusta sinirli bir ekilde. Baars midesin drmaya balamt. "ey, evet." Limbeck huzursuz bir tavrla gzlklerini takt. "Bunlar dnyordum ve halkn asl salayacam merak ediyordum. Nereye gittiime dikkat etmiyordum. Sonra evreme baktm Het kasabas snrlarn atm fark 114 115 Margaret Wes & Tracy Hickmnn - EJDEK

ettim. nann, tamamen kazara oldu bu! " '' "O srada frtna yoktu ve biraz evreme baknp, bam soktuum derdi biraz unutaym, diye du ve sanrm bastm yere dikkat etmeye younlamtm, nk birden frtna koptu. Korunak uydum. Yerde yatan byk bir nesne grdm ve ona kotum. "Sayn Yarg," dedi Limbeck kaln gzlklerinin ardndan baatustaya gz krptrarak, "bun jder gemisi olduunu fark ettiimde nasl ardm tahmin bile edemezsiniz." Ciyakanlatanlardan yanklanan szckler, Fapprika'da yinelendiler. Gegler kprdanp kendi a ralarnda mrldandlar. "Yerde mi? Olanaksz! Welfler asla Drevlin'e inmezler!" diye haykrd bapapaz dindar, k endini beenmi ve memnun bir tarzda. Baatusta huzursuzdu, ama -kalabaln tepkisine bakl - artk bu duruma engel olmas mmkn deildi. "nmemilerdi," diye aklad Limbeck. "Dm uruma salonunda sansasyon yaratt. Bapapaz ayaa ** frlad. Gegler heyecanl seslerle konu or, ou "Susturun unu!" diye baryordu ve dierleri "Sen kes sesini! Brakn konusun!" d veriyordu. Baatusta bekilere iaret etti. Bekiler "gkgrlts"n salladlar ve dzen sa "Bu Yarg bozmasnn hemen durdurulmasn talep ediyorum!" diye gmbrdedi bapapaz. Baatusta da tam olarak bunu yapmay dnyordu. Durumay imdi sona erdirmek eyle sonu bu lgn Geg'den kurtaracak, baarsn durduracak ve organlarnda kan dolamn yeniden Fakat ne yazk ki yurttalarna, kilise karsnda geriledii fikrini verecekti, art, bacana unutmasna asla izin vermeyecekti Hayr, u

Limbeck'in devam edip diyeceini demesine izin vermek daha iyi olacakt. Kukusuz kend i ipini hazrlamas uzun srne-yecekti. "Ben hkmm verdim," dedi baatusta korkun bir sesle, kalabala ve bapapaza dik dik bakar "Ve bu hkm geerli!" Dik baklarn Limbeck'e kaydrd. "Devam et." "Aslnda geminin gerekten dp dmediini kesin olarak bilmiyorum," diye beyann deitir "ama dtn tahmin ettim, nk kayalarn zerinde krk ve hasar grm bir biimde yat aka snabileceim bir yer yoktu. D derisinde byk bir delik vard, ben de ieri girdim. "Sylediin doruysa, Welfler cretine kar seni arpmad iin anslsn!" diye haykrd b "Welfler pek beni arpabilecek durumda deildi," diye ya, , nt verdi Limbeck. "B u, sizin deyiinizle lmsz Welfler -lmt." fke barlar, korku haykrlar ve bastrlm bir alk Fapprika'da yankland. Dehet

e kt. ddia Sesi onu mendiliyle yelpazeledi ve bir bardak su iin seslendi. Baatusta dim dik oturdu ve kendini koltuuna skca, klamaz bir biimde sktnnay baard. Dzen sa madndan, tek yapabildii yerinde kvranmak, fkeden ttmek ve kendisini kaldrmaya abalay kileri krletirerek parlayanlambasn sallamak oldu. "Beni dinleyin!" diye bard, kalabal bastran sesiyle. Esin geldii zaman, GGIBIT'teki hibir konumac, Jarre dahil, Limbeck k adar etkili ve karizmatik olamyordu. Tutuklanmasna izin vermesinin sebebi bu konuma yd. Belki de bu, mesajn halkna aktarmas iin son ansyd. Bu yzden, ansn soII'. 117

Mnrgaret Weis Tracy Hickman nuna kadar kullanmalyd. Demirden varilin zerine frlayarak ayann altndaki ktlar datt ve kalabal iin kollarn sallad. "Yukar lemden gelen bu Welfler, bizi inandrdklar gibi tanr deiller! lmsz dei ibi et, kan ve kemikten yaplmlar! Biliyoam, nk o etin rdn grdm. O paralanm "Ve dnyalarn da grdm. O 'harikulade cenneti' grdm. Yanlarnda kitaplar getirmilerd zlarna baktm. Ve oras gerekten de cennet! Zenginlik ve ihtiam iinde yayorlar. Hayal e balamay ancak becerebileceimiz bir gzellik iinde. Bizim terimiz, bizim emeimizin s alad bir rahatlk iinde! Ve size unu da syleyeyim! Papazlarn syleyip durduklar gibi una deer bulurlarsa o dnyaya gtrmeye' niyetleri de yok! Neden gtrsnler ki? Burada bizi gnll kleler olarak kullanabiliyorlar! Burada pislik iinde yaayp, Yks-diksi'ye hizmet oruz ki, onlar hayatta kalabilmek iin ihtiya duyduklar suya kavuabilsinler. Bu sefil hayatmzn her gnnde frtnayla savayoruz! Ki onlar bizim gzyalarmz sayesinde lks ler! "te bu yzden diyorum ki," diye bard Limbeck ykselen kargaann stnden, "bu Yks-dik eyi renmeli, kontroln ele geirmeli ve Welfleri, tann deil, bizler gibi lml olan We hakkmz vermeleri iin zorlamalyz!" Kargaa patlak verdi. Gegler barp aryor, ittirip kaktryordu. Bilmeden serbest brakt a akna dnen baatusta -sonunda koltuundan kmay baardnda- ayaklarn yere vurdu ve rka ucunu

EJDEK. beton zemine yle bir gle vurdu ki, kuyruunun ucunu heykelden kopard ve n snmesine u. "Salonu boaltn! Salonu boaltn!" Aynaszlar ieri dald, fakat heyecanl Geglerin Fapprika'y terk etmeye ikna edilmeleri ii n bir sre gemesi gerekti. Sonra koridorlarda biraz oyalandlar, fakat baatustann ansna ardiya deiim dd ald ve kalabalk dald -ya Yks-diksi'ye olan grevlerini yerine g e gitmek zere. Baatusta, bapapaz, ddia Sesi, Limbeck ve yzlerindeki boya dalm iki beki, Fapprika'da kalmlard. "Sen tehlikeli bir gen adamsn," dedi baatusta. "Bu yalanlara..." w '<*' '<'*' s'tft^. t'.A ;H!';H '"fimwf m! iM0L",Y" &tK'fjt "Onlar yalan deildi! Gerekti! Yemin ederim..." H "Bu yalanlara, elbette, halkmz asla inanmayacak, ama bugn grdmz gibi, tekrarlandklar rgaa ve huzursuzluk yaratyorlar! Sonunu kendin hazrladn. Artk kaderin Yemleyen'in ell erinde. Malkmu yakalayn ve sessiz durmasn salayn!" diye emretti baatusta bekilere. B Lim-beck'i skca, fakat isteksizce, sanki ona dokununca kirlene-ceklermi gibi tuttu . Bapapaz yava yava kapld dehetten kurtulmu, yine kibirli ve dindar grnmeye balam bir fkeyle, gnahn cezalandrlacana, bedelin deneceine ilikin kesin bir kanaatle bir Daha yeni kan dolam salanan ayaklarnn zerinde sendeleyerek yryen baatusta, ba zon mleyen heykeline doru yneldi. Bekilerin arasndaki Limbeck takip etti. inde bulunduu te likeye ramen, her zamanki gibi merak iindeydi ve verecei karardan ok, Yemleyen hey119

118

Margnret Wes & Tracy Hicknan kelinin kendisiyle ilgileniyordu. Bapapaz ile Ses, grmek iin yaklatlar. Defalarca eile n, mrldand dualar bapapaz tarafndan saygyla yinelenen baatusta, uzand, Yemleyen'in i yakalad ve asld. Yemleyen'in sa elinde tuttuu gz aniden kapanp ald ve canland. Bir k parlad ve hareket eden resimler gzn iinden gemeye balad. Baatusta bapapaza ve Ses'e zafer dolu bir bakla bakt. Limbeck bylenmi bir ekilde izliyor du. ,A5, ".!", >!,>',, J. , "Yemleyen bizimle konuuyor!" diye haykrd bapapaz, dizlerinin zerine kerek. "Byl bir fener!" dedi Limbeck heyecanla, gzn iine bakarak. "Yalnz bu byl deil, Wel ibi deil. Bu mekanik bir by! Yks-diksi'nin baka bir yerinde bundan bir tane bulmutum v iini amtm. Bu hareket edermi gibi grnen resimler aslnda ierideki n evresinde an gz aldanarak..." *>* "Sessiz ol, sapkn!" diye grledi baatusta. "Hkm verildi. Yenile yenler, seni ellerine teslim etmemizi emrettiler." "Byle bir ey dediklerini hi sanmyorum, Sayn Yarg," diye itiraz etti Limbeck. "Aslnda, dediklerinden pek emin deilim. Acaba neden..." "Neden? Neden! Frtnann gbeinde derken kendine neden diye sorabilecein ok zamann ola iye bard Darral. Ayn eyi tekrar tekrar gstermekte olan byl fenere dalm olan Limbeck, baatustann syl i tam olarak duymad "Frtnann gbei mi, Sayn Yarg?" Kaln gzlk camlan gzlerini by stann zellikle tiksindirici bulduu, boceks bir grnt vermiti.

EJDER. "."HAD s "Evet, Yenileyenler seni mahkm etti." Baatusta eli tekrar ekti, gz kapanp ald ve snd "Ne? O resimlerle mi? Hayr, etmediler, Sayn Yarg," diye tartmaya balad Limbeck. "Ne o ndan emin deilim, ama bana inceleme frsat verirseniz..." "Yarn sabah," diye szn kesti baatusta, "Terrel Fen basamaklarn ineceksin. Yenileyenler ruhuna merhamet et sin!" Topallayan ve bir eliyle hissizleen arkasn, dieriyle de zonklayan ban ovuturan Darral Uzunkyl, topuklar zerinde dnd ve uzun admlarla Fapprika'y terk etti. 120 121 **"(.{ - t EJDER. KAPADI

it'). ONKNC BLM RAHM, DREVLIN AAI LEM Ziyareti," dedi anahtareviren, demir parmaklklann ardn dan. -J "Ne?" Limbeck karyolasnda dorulup oturdu. > * "Ziyaretin var. Kz kardein. Hadi, yr." Anahtarlar ngrdad. Kapatga tkrdad ve kap ald. r-kilen ve olduka kafas karan alkt, anahtarevireni ziyareti kazanna doru takip etti. Bildii kadaryla Limbeck'in bir kardei yoktu. Tabii, evden aynlal birka yl olmutu. ocuk bytmekten pek anlamazd, fak r ocuun domas, ortalklarda gezinmeye balamas ve hapisteki abisini ziyaret edebilmesi i dikkate deer bir zamann gemesi gerektii ynnde bir izlenimi vard. Limbeck gerekli hesaplamalan yaparken ziyareti kazanna girdi. Gen bir kadn ylesine bi r gle zerine atlad ki, neredeyse Limbeck'i yere ykacakt.

"Ah, sevgili kardeim!" diye haykrarak kollarn boynuna dolad. Genelde kardeler arasnda terilmesi beklenen sevgiden ok daha fazlasn gsteriyordu. "Bir sonraki vardiyay iaret eden dttr-ddk tene kadar zamannz var," dedi anahtarevi sesle ve

kapy arpp, kapatgala kilitledi. "Jarre?" dedi Limbeck, gzlerini krptrarak. Gzlklerini hcresinde brakmt. '< > "E, elbette!" dedi Jarre, ona skca sanlarak. "Baka kim ola bilirdi ki?" "Ben... emin deildim," diye kekeledi Limbeck. Jarre'yi grdne ok memnun olmutu, fakat k kardeini kaybettii iin kk bir sz hissetmekten kendini alamyordu. Byle bir zamanda, nen eyin ne kadar rahatlatc olabileceini dnd. "Nasl girdin buraya?" "Odwin Vidageveten'in, frlayansal vardiyalarndan birinde alan bir kaynbiraderi var. Be i o bindirdi. Halkmzn esaretini," dedi Jarre, kollarn Limbeck'in boynundan geveterek, "kendi gzlerinle grmek seni de fkelendirmedi mi?" "Evet, fkelendirdi," diye yantlad Limbeck. Jarre'nin de frlayansal yolculuu srasnda ay duygulara kaplp, ayn eyleri dnmesi onu artmt. Bunu sk sk yaarlard. Jarre, byk aln kafasndan kararak Limbeck'e srtn dnd. Limbeck emin deildi -Jarre okken bulank bir lekeden baka bir ey deildi onun iin- ama sanki Jarre'nin ifadesi ted irgin gibi geldi ona. Tabii, infaz hkm verildii iin olabilirdi bu, fakat Limbeck kuku luydu. Jarre bu tr eylerin zerinde pek durmazd. Bu daha farkl, daha derin bir eydi. "Birlik ne durumda?" diye sordu Limbeck. Jarre gs geirdi. imdi, diye dnd Limbeck, bir yerlere varyoruz. "Al, Limbeck," dedi Jarre yar sinirli, yan zgn, "neden durumada gidip o sama hikyeleri anlattn?" "Hikyeler mi?" Limbeck'in al gibi kalar kvrck salar122 123

Mnrgaret Wes Trncy Hickman nn dibine kadar kalkt. "Ne hikyesi?" "Biliyorsun ite -l Welfler ve cennet resimleri olan kitaplar gibi." "Habersyleyenler onlar anlatt yleyse." Limbeck'in yz sevinle parlad. "Anlatmak m?" Jarre ellerini ovuturdu. "Her vardiya deiiminde onlan bardlar. Herkes du du o hikyeleri -" "Neden onlara hikye deyip duayorsun!" Sonra, Limbeck birden anlad. "Bana inanmadn! D urumada sylediklerim doruydu, Jarre! Tanrlar zerine yemin ederim." "Yemin falan etme," diye szn kesti Jarre souk bir sesle. "Biz tanrlara inanmyoruz, unu ttun mu?" "Sana olan akmn zerine yemin ederim ki, hayatm," dedi Limbeck, "tm sylediklerim doruy Btn bunlar gerekten bamdan geti. Birlii kurmak iin bana esin veren o grnt ve o bi elflern lmsz olmadklar, tpk bizim gibi lml olduklar bilgisi. imdi kar karya etini bana veren de o grntnn ans," dedi Jarre'nin iine dokunan bir sesle. Alamaya balayan Jarre, yine Limbeck'in kollarna atld. Geni srtn teselli edercesine o Limbeck hafife, "davamza ok mu zarar verdim?" diye sordu. "Haaayr," diye kaamak cevap verdi Jarre bouk bir sesle, yzn Limbeck'in gzyayla slan kaldrmadan. "Aslnda, m, hayatm, eyin... eee.. merhametsiz emperyalistlerin elinde ek tiin ac ve ikencelerin herkese bilinmesini..." "Ama bana ikence yapmadlar ki. Aslnda ok iyi davrandlar, hayatm." "Of, Limbeck!" diye haykrd Jarre, ondan kzgnlkla uzak-

laarak. "Umutsuz vakasn!" "zgnm," dedi Limbeck. "imdi, beni dinle," diye devam etti Jarre serte, gzlerini silerek. "Fazla zamanmz yok . Bizim iin u anda en nemli ey, senin infazn, onu da mahvetme! Sakn!" -parman uya-r aldrd- "Sakn l Welflerden falan bahsetme."

Limbeck iini ekti. "Bahsetmem," diye sz verdi. '' "Sen davann kahramansn. Bunu unutma. Ve dava akna, roln oynamaya bak." iman bedenine rircesine bakt. "Korkarm kilo da almsn!" "Hapishane yemei olduka..." "Byle bir zamanda kendinden bakasn dnmez misin, Limbeck," diye azarlad Jarre. "Yalnz ecen kald. Sanrm bu kadar ksa srede alktan sskalam grnemezsin, ama elinden gelen kendini kana bulayabilir misin?" "Sanmyorum," dedi Limbeck umutsuzca, engellerin farknda. "Pekl, elimizdekiyle yetineceiz." Jarre iini ekti. "Ne yaparsan yap, en azndan ehit ol aya gidiyormu gibi grnmeye bak." "Nasl yapacamdan emin deilim." "Ah, bilirsin -cesur, vakur, meydan okur, balayc." "Hepsi birden mi?" "Balayclk ksm ok nemli Seni yldrm kuuna balarlarken bireyler syleyebilirsen "Balayc," diye mrldand Limbeck, zihnine yerletirmeye alarak. "Ve seni kenardan atarlarken meydan okurcasna bir ey haykrmalsn Mesela, 'GGIBIT lmeyec ek... bizi yenmeyi asla baaramayacaklar,' gibi. Ve bir de geri dneceini, tabii." 125 124

Margaret Weis & Tracy Hckman "Meydan okurcasna. GGIBIT lmeyecek. Dneceim." Limbeck miyop gzleriyle Jarre'ye bakt. "Dnecek miyim?" "Ee, elbette. Seni karacamz syledim ve samimiydim. Seni gerekten idam etmelerine izin receimizi dnmedin, deil mi?" "ey, ben..." "yle safsn ki!" dedi Jarre, akayla salarn kartrrken. "imdi, bu ku eysinin nasl altn biliyorsun..." Dttr-ddk ald ve sesi tm kentte yankland. "Vakit tamam!" diye bard anahtareviren. iman yz n ziyareti kazannn demir ubuklarna bastrd. Aky kapatgata takrdatmaya balad. '?,$. A:t Yznde kzgn bir ifade olan Jarre kapya yrd ve ubuklarn arasndan bakt. "Be tk dah n kalarn att. "Unutma," dedi Jarre, tehditkr grnen yumruunu kaldrarak, "beni dar karacak sen olac e." Anlalmaz bir ey mrldanan anahtareviren uzaklat. * "imdi," dedi Jarre, arkasna "nerede kalmtm? Ah, evet. u ku eysi. Lof Lektrik'e gre..." " O ne bilir ki?" diye sordu Limbeck kskanlkla. "O Lektrikyapanlar vardiyasnda," diy e yantlad Jarre alml bir tavrla. "Yldrm kularm uurup Yks-diksi iin lekt-rik to diyor ki, seni kabloyla balanm, tahta ve bakuu tylerinden iki iri kanada benzeyen bir eye balayacaklarm. Sonra da seni Terrel Fen Basamaklar'na alacaklarm. Sonra frtnan yzyormusun, dolu, yamur ve kar seni dvyrm..." "Yldrm yok muymu?" diye sordu Limbeck kaygyla. "Hayr," dedi Jarre endielerini giderirc sine.

EJDER. "Ama ad yldrm kuu." "",<, ,H r.jr>t*,>f "Yalnzca ad bu." "Ama benim arlm da zerine binince, umayp dme yecek mi?" ,"> <tk; 4^/,fi "Elbette! Szm kesmeyi brakr msn?" * * "Peki," dedi Limbeck uysallkla. "Dmeye baladktan sonra kablo kopacak. Yldrm kuu yava yava Terrel Fen'deki adalardan decek." "yle mi?" Limbeck solgundu. "Ama endielenme. Lof anayapnn arpmaya dayanacandan neredeyse emin. ok dayankl. Tah r Yks-diksi retiyor..." "Neden acaba?" diye dnd Limbeck. "Neden Yks-dik-si tahta sopa yapsn ki?"

"Nereden bileyim!" diye bard Jarre. "Zaten ne farkeder ki! imdi beni dinle." Her iki eliyle Limbeck'in sakaln yakalad ve gzlerinden ya gelene kadar ekitirdi. Deneyimleri, dnceleri ilgisiz bir konuya kaydnda Limbeck'in dikkatini ekmenin en gvenli yolunun bu duunu retmiti Jarre'ye- "Terrel Fen adalarndan birine ineceksin. Yks-diksi bu adalarda maden karyor. Kaz-peneleri cevher karmak iin indiinde, birine iaret koymalsn. Bu olacaz ve sonra kaz-penesi yukar ktnda iareti grp, hangi adada olduunu anlayac "Bu ok iyi bir plan, hayatm!" Limbeck hayranlkla glmsedi. "Teekkr ederim." Jarre memnuniyetle kzard. "Tek yapman gereken kaz-penelerinden uzak d urmak, yoksa seni de kazverirler." "Peki, dikkat ederim." 120 127

Margnrel Wes & Tracy Hckman "Kaz-penelerinin bir sonraki geliinde, yardm-elini indireceiz." akn grnen Limbeck'i abrla aklad. "Bilirsin -mercankayaya saplanan bir peneyi kurtarmak iin aa bir Geg ta nelerden birinin zerine taklan kabarck." "Byle mi yapyorlar?" Limbeck hayrete dmt. "Keke sen de Yks-diksi'ye hizmet etmi ol di Jarre, sinirle Limbeck'in sakaln ekitirerek. "Al, afedersin. Bunu kastetmemitim " O nu pt ve acsn dindirmek iin yanaklarn ovalad. "Her ey yolunda gidecek. Bunu hatrla Seni geri getirdiimizde, senin yarglandn ve masum bulunduunu yayacaz. Yemleyenler'in ve lkmz destekledii aka grlecek. Gegler srlerle aramza katlacak! Devrim gn g gzleri parlyordu. "Evet! Harika!" Limbeck Jarre'nin heyecanna kaplmt. Burnunu parmakl rn arasndan uzatan anahtareviren, anlaml anlaml ksrd. "Tamam, geliyoam!" Jarre al tt. al ta)W0*~ rafndan kaplanm bir biimde, glkle Limbeck'i son kez pt ve Limbeck'in aznda hav tut t. Anahtareviren kapy at. "Unutma," dedi Jarre gizemli bir biimde, "ehit gibi." "ehit gibi," diye onaylad Limbeck uysallkla. "Ve l tanrlar hakknda hikye de yok!" Anahtareviren onu aceleyle dar karrken, deli sylemiti son szleri. "Ama onlar..." diye balad Limbeck "...hikye deil ki." Son szleri i ekerek syledi Jarr tan gitmiti

C,1.* I , ""!>; '" '*%!' t'-ry fi'1. ' .(",' 4'lfS ONNC BLM RAHM, DREVLN, * l J*?1-1 ' L "> "l* ^ *yf w 1 AAI ALEM Son derece nazik ve iyi huylu bir halk olan Gegler, tarihleri boyunca (hatrladklar kadaryla) hi savaa girmemilerdi. Baka bir Geg'in cann almak duyulmam, hayal edilmemi z bir eydi. Yalnzca Yks-diksi'nin bir ' Gegi ldrmeye hakk vard ve bu da genellikle k olurdu. Belirli kt sular iin yasa kitaplarnda idam cezas bu- < lunsa da, halklarndan irini ldrmeye elleri asla varmazd. Bu yzden idam cezasna arptrlanlar, itiraz edecek da olmayan Yemleyenler'in kucana atarlard Yenileyenler malkmun yaamasna karar verirler e, yaamasn salarlard. lmesine karar verirlerse, lrd. Terrel Fen Basamaklarn inmek, istenmeyen rkdalardan kurtulmann Gegcesiydi. Terrel Fen , Drevlin'in alt tarafnda yzen bir dizi kk adadan oluur Aa don, asla durmayan bir linde dnerler, sonunda Zifiri-Karanlk'n gir-daplanan bulutlar arasnda kaybolurlar. Es ki gnlerde, Kopa-rl'tan hemen sonra, Terrel Fen'de gerekten "yrnebildii", adalar birb ne ok yakn olduundan, bir Gegin birinden tekine kolaylkla atlayabildii sylenir Muhteme en eski Gegler sulularn bunu yapmaya zorlamlardr. 128 Margaret Wes & Tracy Hickman

Fakat yzyllar iinde adalar yava yava Maelstrom'a doru km, bylece, yalnzca frtna akn adann belirsiz ekli ancak seilir olmutu. Akyrekli bir baa-tustanm zamannda beli bi, bir Gegin Yemleyenler'in yarglamas iin aaya ulaabilmesi, ancak kanatlarnn kmas leebilirdi. Bunun sonucunda, dnceli Gegler mahkmlara bir ift kanat saladlar ve bu da, rre'nin tanmlad "ku eysi"nin gelitirilmesine yol at. (<fcu> ^ Bunun resmi ad "Yarg Tyleri" idi. Yks-diksi'nin lektrik-yapanlar iin tkrd tahta pa e ekillendirilmesi ve budanmas ile elde ediliyordu. Bir buuk metre enindeki ahap ereve, yaklak drt buuk metrelik bir kanat aklna s erine rme bir materyal (yine Yks-diksi'nin rn) gerilmiti. Bu materyal bakuu tyleriy mi, tyler yerlerine un ve sudan hazrlanan yapkan bir maddeyle tutturulmutu. Normalde, lektrikyapana takl bir kablo, onu frtnann ortasna ekip, yldrm toplamasna yeterli o Fakat doal olarak, zerinde iki yz ta arlndaki bir Geg varken bunu yapmas pek mmkn Frtnalarn dindii bir srada, kanunlara kar gelen Geg Drevlin'in kysna gtrlr ve Y tasna yerletirilirdi. Bilekleri gvenli bir ekilde ahap ereveye balanr, ayaklar arka kard. Alt papaz, kuu kaldrr, baa-tustann komutuyla adann ucuna kadar koar ve kuu a nfaz izlemeye gelen Gegler, baatusta, bapapaz ve Yarg Tylerini havaya frlatmak iin ge li olan alt nemsiz papaz olurdu. Uzun zaman nce, Yks-diksi'ye hizmet etmek zorunda ol mayan tm Gegler infazlara katlrd. Fakat sonra

nl Dirk Vida'nn sansasyonel "yry" gereklemiti. e sarho gelen Dirk uyuyakalm, kabarck-kaynatgacn zerin deki dttr-ddn kk kolunun iddetle seyirdiini fark etmemiti. Bunun sonucunda gerekleen patlama, pek ok Gegi halam ve -daha da kts- Yks-diksi'ye ciddi bir e kilde hasar vermiti. Yks-diksi gerekli onarmlar yapmak iin kendisini bir buuk gn boyunca kapal tutmak zorunda kal mt. ' Kendisi de fena halde halanan Dirk canl yakalanm ve Basamaklar nmeye mahkm edilmiti. nfaz seyretmeye yz lerce Geg gelmiti. Gremediklerinden ikyet eden arka sra lardakiler itimeye balam ve ne gemeye almlard. So nuta adann kenarnda duran pek ok Geg, beklenmedik "yrylere" kmak zorunda kalmlard. Bu olaydan sonra baatusta infazlarn halka ak olmas uygulamasn sona erdir miti. Bu seferkinde halk pek de bir ey karmyordu. Olup bitenler Limbeck'i yle bylemiti ki, olmaya gittiini unuttu ve ellerini ahap ereveye balayan papazlar, bitmek tkenmek bilm z sorularyla olduka rahatsz etti. "Bu ey neyden yaplm?" diye sordu, yapkan maddeyi kastederek. "ereveyi bir arada tutan ? ereveye sanl kumalarn bykl ne? O kadar byk m kyorlar? Gerekten mi? Peki Y " Sonunda baatusta, masumlar korumak adna, Limbeck'in aznn tkanmas emrini verdi. Emir y ne getirildi ve ba aryla atlayan ve infazn tadn birazck bile kartanayan ba-atust yla frlatlmaya hazrland. Alt iri papaz Tyler'in anayap blmn yakaladlar ve balarnn stne kaldrdlar. Bapa uis, 130

Mnrgaret Weis & Tracy Hicknan , adann kenarna doru paldr kldr komaya baladlar. Aniden ve beklenmedik bir ekilde er'i yakalad, ellerinden kopard ve havaya kaldrd. Tyler srayp sarsld, kendi evresi d, sonra yerde paraland. "Neler dnyor orada?" diye bard baatusta. "Orada ne haltlar eviriyorlar?" diye sordu ba anana. Tedirgin grnen bacana, ne olduunu renmek zere kenara kotu. Papazlar Limbeck'i krk lektrikyapandan kurtardlar ve ba dner, tyler tkrr bir halde ine getirdiler. Bir Yarg Tyleri daha bulundu -baatusta gecikmeden dolay kpryordu- ve L

mbeck yeniden baland. Papazlar stlerinden, ereveye skca tutunmalar konusunda sert bir rs aldlar ve yeniden kotular. Rzgr Tyleri tam zamannda yakalad ve Limbeck zarif bir biimde havaland. Kablo koptu. Pa azlar, bapapaz ve ba-aasta, tyl eyin yavaa uzaa, aa doru kaymasn seyrettiler. Bir ekilde, Limbeck azndaki tkatan kurtulmu olmalyd, nk Darral Uzunkyl, Tyler doru kayarken Limbeck'in haykrn duyduundan emindi: "Nedeeeeeen?" Baatusta kafasndan r tac kard ve adann kenarndan aa frlatma isteiyle mcadele etti. Rahat bir nefes a tankndan evine doru yola kt. Kendisini nazike dndrp duran hava akmlarnn zerinde kaymakta olan Limbeck, ban evi k Drevlin Adas'na bakt. Dakikalarca, Ada'nn altnda tembel tembel daireler izmenin tadn d. Bak asndan, son

KAHADI derece benzersiz bir manzara sunan mercankaya oluumlarn seyretti -yukardan bakldnda ha farkl grnyorlard. Limbeck'in gzlkleri gzlerinde deildi (onlar mendiliyle gzelce olon ceplerinden birine tkmt), ama bir yukar akma kapldnda adann dibine iyice yakl la mkemmel bir bak as elde etti. Kayalarda milyonlarca delik vard. Bazlar son derece bykt -kanatlan idare etmeyi becere bilseydi, Limbeck rahatlkla ilerine doru uabilirdi. Bu deliklerden binlerce kabarcn rkildi. Kabarcklar ak havada hemen patlyorlard ve Limbeck o an, bir keifte bulunduunu nlad. "Mercankaya, havadan daha hafif bir gaz retiyor olmal ve bu da aday havada tut uyor." Kafas Gz'de grd resimlere gitti. "Mesela, Welflerin zerinde yaad adalar ned inden daha yksek olsun? Adalar daha hafif olmal, bu mantkl. Ama neden? Al, tabii." Lim beck fark etmedi, ama fark etmi olsa ban dndrecek bir hzla, dnerek alalyor-du. "Mad klar. Bu arlklarnn farkl olmasn aklar. Bizim adamzda, Welflerinkinden daha fazla mal -demir falan. Muhtemelen bu yzden Yenileyenler Yks-diksi'yi oraya deil, buraya ya ptlar. Ama asl neden yapldn aklamyor bu." Son gzlemini kaydetme istei duyan Limbeck, ellerinin bir yere bal olduunu farkedince sinirlendi. Ne olduunu grmek zere ban kaldrnca, iinde bulunduu ilgin ve umutsuz du trlad. evresini saran gkyz hzla karar-yordu. Artk Drevlin'i gremiyordu. Rzgr daha yor, belirgin bir biimde helezon iziyordu; uuu olduka sarsntl ve istikrarsz hale gel raya buraya, yukar aa sallanyor, kendi evresinde dnp duruyordu. Yamur 132 (33

Margaret Weis & Tracy Hickmnn yamaya balamt ki, Limbeck yeni bir keif yapt. lki kadar nemli olmasa da, bu kefin Limbeck zerindeki etkisi ok daha byk oldu. ?r Tyleri kumaa tutturan yaptrc madde yamurla zlyordu. Limbeck gittike byyen bir dehetle, bakuu tylerinin nce teker teker, sonra tutamlar halinde dkl mesini izledi. Limbeck'in ilk yapt ellerini kurtarmaya al mak oldu, geri ellerini kurtarsa ne yapacakt, pek belli deil di. Sa bileini iddetle ekti. Bunun bir etkisi -korkutucu bir etkisi- oldu ve Yarg Tyleri havann ortasnda baaa donuverdi. Limbeck kendisini hzla tylerini kaybeden kanatlara bileklerinden asl, ayaklarn seyrede rken buldu. lk panii yattnda ve Limbeck kusmayacandan kesin olarak emin olduunda, d n aslnda daha iyi olduunu fark etti. imdi tylerinin oundan kurtulan kuma tepesinde hav yla imi, dmesini yavalatyordu. Hl olduka fazla sarslp sallanmasna ramen, hareke engeli ve daha istikrarlyd. Frtna bulutlarnn arasnda, aada koyu renkli bir leke grdnde, Limbeck'in verimli zi dinamiin temel ilkeleri maddelemeye balamt bile. Gzlerini ksan Limbeck, bir sre sonr enin Terrel Fen adalarndan biri olduuna karar verdi. Bulutlarn arasndayken, yavaa aa enimindeydi, adann korkutucu bir hzla, onu karlamak zere ykseldiini grnce dehete d ada Limbeck iki kural daha kefetti: bunlardan biri grecelik kural, dieri yerekimi kan unuydu.

Ne yazk ki, arpma her iki kuraln da Limbeck'in aklndan uup gitmesine sebep oldu. 134

Mf- ONDRDNC BLM BR YER, UYLANDIA KMES ORTA LEM Limbeck'in Terrel Fen yolculuunu yapt sabah, Hugh ile Prens, Uylandia Kmesi zerinde, g eceynne doru ejder srtnda uuyorlard. Uu souk ve neesizdi. Trian ejdere istikameti bylece Hugh'ya eyerde oturup dnmekten baka yapacak bir ey kalmamt. Hangi rotada utu e kartamyordu, nk byl bir bulut onlara elik ediyordu. Ejder arada bir buluttan aa dalyor, rotasn kontrol ediyordu. O srada Hugh, aada yum parldayan mercankayalardan nerede olduklarn ve ynlerini anlamaya alyordu. Hugh'nun a tldndan kukusu yoktu ve ikyetini ahsen iletmeyi tercih etmesi durumunda bulabilmek i tephen'n gizlenme yerini renme karl czdanndaki parann yarsn verirdi. Fakat fayd ra pes etti. "Am..." diye konumaya balad Bane, ocuksu tiz sesi durgun gece havasn yrtarak. "eneni kapa!" diye tersledi Hugh. ocuun nefesinin kesildiini hissetti. Arkasna dnen Hgl, ocuun gzlerinin f gzyalaI3S *

Margare Wes & Tracy Hicknan ryla patladn grd. Muhtemelen ocuu hayat boyunca kimse azarlamamt. "Geceleyin ses ok daha kolay iletilir, Ekselanslar," dedi Usta yumuak bir sesle. "B izi izleyen biri varsa, iini kolaylatrmak istemeyiz." "Bizi izleyen biri mi var?" Bane solgundu, ama cesurdu. Hugh ocuun cesaretini takdir etti. . ,, , ,LI, "yle sanyorum, Ekselanslar. Fakat endielenmeyin." Prens dudaklarn birbirine bastrd. Utanga bir ekilde kollarn Hugh'nun beline dolad. " ni rahatsz etmiyor, deil mi?" diye fsldad. Kk kollar Hugh'nun belini skt. Hugh scak bir bedenin kendisininkine sokulduunu, ocuu tna hafife yaslandn hissetti. "Korkmuyorum," diye ekledi Bane yreklilikle, "yaknmda nda daha iyi hissediyorum, o kadar." Katilin iini garip bir duygu kaplad. Hugh aniden karanlk, bo ve tiksinti verici lde k ssetti kendisini. Dilerini gcrdatarak, ocuun dokunuundan kurtulma drtsne kar koydu yakn bir tehlikeye younlat. Birisi gerekten onlar takip ediyordu. Her kimse, bu konuda iyiydi de. Eyerde dnen H ugh gkleri aratrd. Kendilerini gzden kaybetmekten korkan glgelerinin, dikkatsiz davran kendisini gstereceini ummutu. Fakat hibir ey grmedi. Bir refakatilerinin olduu hissi neden kapldn bile bilmiyordu. Ensesinde hissettii karncalanmayd belki, bir ses, bir k , gznn kysnda prldayan bir eydi. Sessizce uyary kabul etti. Tek sorusu vard: Kim ediyordu; ve neden? Trian. Bu ihtimal vard elbette, ama Hugh buna ihtimal ver-

EJDER. K/IHADI iniyordu. Byc rotalarn ondan iyi biliyordu. Hugh'nun ej deri yolundan saptrp, kamadndan emin olmak iin takip ediyor olabilirdi. Bu aptalca bir davran olurdu. Hugh by c deildi, yaplm bir byyle uramamas gerektiini bilir di, hele o by bir ejdere yaplmsa. Bylendiklerinde ejder ler itaatkr ve uysal olurlard. By bozulunca kendi irade ve zeklann hatrlarlar, son derece istikrarsz ve gvenilmez bir hale gelirlerdi. Sana hizmet etmeye devam da edebilirlerdi, se ni akam yemei yapmaya da karar verebilirlerdi. f . Peki Trian deilse, kimdi? Kralie'nin gnderdii birisi kukusuz. Hugh iinden bycye ve kralna uzun uzun kfretti. siz aptallar azlarndan bir ey karm olmalydlar. imdi, kukusuz, Hugh ocuu kurtarm veya kont ile baetmek zorunda kalacakt. Usta bandaki bu belay defetmek durumundayd ve bu da, bir tuzak kurmak, bir boaz kesmek, bir cesedi saklamak anlamna geliyordu. o

cuk muhtemelen adam tanyor, hatta dost biliyor olacak ve kukulanacakt. Hugh ocuu, dost bildii adamn aslnda dman olduuna; dman sand kiinin aslnda dost olduuna ikna et acakt. Bir sr sknt domutu imdi ve hepsi, Trian ile sululuk duygusuna boulmu kral yzndendi. Pekl, diye dnd Hugh serte, bu onlara pahalya ma-lolacak. Ejder, Hugh'nun idaresine ihtiya duymadan, dnerek alalmaya balad. Usta hedeflerine va rdklarn tahmin etti. Byl bulut yok oldu ve koyu mavi ldayan mercankaya zemin zerind lk bir orman Hugh'nun gzne arpt. Sonra byk bir ak alan ile doada asla bulunmayan, i 136 137

Margaret Weis Tracy Hkrtan elinden kma kesin izgilerle belirlenmi ekiller grnd. Bir mercankaya vadiye sokulmu ve sk ormanlarla evrelenmi kk bir kye inmilerdi. Elf s a kar kendilerini tepeler ve ormanlarla gizleyen pek ok ky biliyordu Hugh. Bu gvenliin karln, ana havayollarndan uzakta olmakla dyorlard, ama seim iyi yaamakla, yaay a olduunda, baz insanlar memnuniyetle fakirlii seiyorlard. Hugh yaamn deerini bilirdi. yi yaamakla karlatrldnda, bu kylleri aptal buluyor Ejder uykudaki kyn zerinde dnd. Ormann iinde bir ak alan gren Hugh, hayvan dzgn dirdi. Ejderin koumlarn kartrken, glgelerinin nereye in->!" diini merak etti. Bu soru inde fazla zaman harcamad. Hugh tuzan kurmutu. imdi sadece yemlemesi gerekiyordu. Yknden kurtulan ejder hemen havaland. Ykselerek, aa tepelerinin arasnda kayboldu. Hugh ilgisizce, vakit ld-"tv "' rerek antalan omuzlad. Prens'e izlemesi iin iaret ederek '' aalarn arasna ynelmiti ki, kolunun ektirildiini hissetti. "Ne oldu, Ekselansla yksek sesle konuabilir miyiz?" ocuun gzleri iri iri almt. Hugh ban sallad. "Ben kendi antam tayabilirim. Grndmden daha glym. Babam, bir gn onun kadar uzun ledi." Stepnen bunu syledi, deil mi' Asla bymeyeceini bildii bir ocua O pi imdi burada ols nuniyetle boynunu krabilirdim.

EIDER. KARADI Hugh sessizce Bane'e paketini uzatt. Ormann kysna ulatlar ve hargast aalarnn altn glgelere daldlar. Ksa sre sonra, ince, kristal tozlardan bir hal zerinde ses karmayan aklaryla, hem gzden kaybolacak, hem de artk duyulmayacaklard. Usta kolunun yine ekitirildiini hissetti. "Sir Hugh," dedi Bane, iaret ederek, "o kim?" rkilen Usta, evresine baknd. "Orada kimse yok, Ekse lanslar." " ' ' '.-' ', "J;tj "Evet, var," dedi ocuk, "Onu grmyor musun? Bir Kir keii o." Hugh durdu ve gzlerini ocua dikti. "Onu gremiyorsan nemli deil," dedi Bane, antasn omuzlarnn zerinde daha rahat bir pozisyona kaydrarak. "Ben bakalarnn gremedii pek ok eyi grebiliyorum. Ama daha nce hi yannda Kir keii yryen birini grme mitim. Neden seninle beraber?" Wt MWMt"i "Brakn ben tayaym, Ekselanslar." Hugh antay ocuun elinden ald ve omzunu skca kav rek, yrmeye devam etti. Kahrolas Trian! Lanet byc azndan bir ey karmt herhalde. ocuk bunu fark etmi, i r kuruyordu. Hatta gerei bile tahmin etmi olabilirdi. Pekl, u anda bu konuda yapabilec ei bir ey yoktu. Yalnzca katilin iini zorlatracakt -ve tabii cretini de ykseltecekti ki yolcu geceden geri kalan zaman, bir hasat1 barnanda geirdi. Gk aydnlanyordu; Hu nun haber1 Ota lem'de suyun azl, bitkilerden su hasad yaplmasn geekl klmt Su iftileri rden ekerledi, su h.satln da, svy toplarlard

138 139

Mnrgnrel Weis & Tracy Hkran cisi olan, gkkubbedeki lty grebiliyordu. Gecenin Lordla-r'nn kenarlar alev alev par Sonunda nereye geldiklerini anlayabilecek, bylece ynn belirleyebilecekti. Manastrdan ayrlmadan nce antasnn iindekileri kontrol etmi, her trl yn bulma aletinin var oldu n olmutu -kendi aletleri Yreni Hapishanesi'nde elinden alnmt. Kk, deri kapl bir kita epesinde kristal kre olan gm bir sopa kard. Sopann bir ucu sivriydi. Hugh onu yere sa d. ' '.'t*''''*..,"1 ''"'>""4> >yj ^ r- .'.'.<". Bu tr aletler elf yapm olurdu -insanlarn mekanik by becerisi bulunmazd. Bu alet henz iydi ve Hugh bir sava ganimeti olduunu talimin etti. Hugh sopay pannayla tklatt ve kr avaland. Gzleri falta gibi ak, bylen-miesine seyretmekte olan Bane, buna bayld. ' " diye sordu. "ine bakn," diye nerdi Hugh. Prens tereddt ederek gzn kreyle ayn hizaya getirdi. a "Yalnzca bir takm rakamlar gr dedi hayal krklyla. "Grmeniz gereken de bu." Hugh ilk rakam aklna not etti, sonra sopann dibindeki bir h alkay evirdi, ikinci rakam okudu, son olarak da ncsn. Sonra kitabn yapraklarn ev "Ne aryorsun?" Bane melerek Hugh'nun kolunun zerinden gzlemeye balad. "Grdnz rakamlar Gecenin Lordlar'nn, be Gecenin Leydisi'nin ve Solarus'un konumlaryla larn birbirine gre konumlarn gsterir. Rakamlar bu kitapta buluyorum, onlar yln mevsi e eletiriyorum, bylece u anda adalarn nerede olduklarn anlyorum. Ve bu da birka menk a pa140

, ' ' EJDER. Kanuni .y,t, * yyla nerede olduumuzu syleyecek." "Ne garip yaz!" Bane grmek iin kafasn neredeyse baaa evirmiti. "Nedir o?" tf'"/. "Elfedir. Btn bunlar kefeden ve bu lmleri yapan byl aleti icat eden onlardr." ocuk kalarn att. "Neden ejderin srtndayken byle bir ey kullanmadk?" "nk ejderler igdsel olarak nerede olduklarn bilirler. Kimse bunu nasl baardklarn iitme, koku, dokunma duyulan- ve varlklarndan bile haberdar olmadmz baka duyular say nde ynlerini bulurlar. Elf bys ejderler zerinde etkili deildir, bu yzden kendilerine e der gemileri yapmak ve nerede olduklarn anlamalarn salayacak bu tr aletler icat etmek zorunda kalmlardr. te bu yzden" -Hugh srtt- "cifler bize barbar der." "Peki neredeyi liyor musun?" "Biliyorum," dedi Hugh. "Ve imdi, Ekselanslar, biraz kes tirmenin zaman geldi." , .4H f" Pitrin'in Srgn'nde, Winsher'dan yaklak 123 rnenka ka dar geriyndeydiler.' Nerede olduunu renen Hugh, rahat lamt. Aay yukardan ayramamak rahatsz edici olmutu. Artk biliyordu ve dinlenebilirdi. saat daha gn aarmayacakt. Gzlerini ovalayarak, esneyerek ve uzun zaman yolculuk yapm, kemiklerine kadar yorgu n bir adam gibi gerinerek -omuzlar km bir biimde ve ayaklarn sryerek-Prens'i kulbe uyuyor grnen katil, kapy l Geriyon, ileiyon, kirayni ve kanayom, yon belirtmede kullanlan tein-lecl Yon, Ana ya da kmenn gkte izledii yongenn lotasna iaet ede leiyonde ilerlemek, kme il genyon ise tam olaak tesi yom ifade ede Kiayonu ve kanayom, yon-geye dik alala il erir 141 Margaret Wes & Tracy Hcknan

iterek kapad Kap iyice kapanmad, fakat gaine baklrsa, Hugh fark edemeyecek kadar yorg

u. Bane antasndan bir battaniye karp yere yayd ve uzand. Hugh da aynsn yaparak gzleri ocuun nefesinin yava ve dzenli gelmeye baladn duyunca yavaa, kedi gibi dnd ve k nde srnd. Prens iyice dalmt. Hugh ona yakndan bakt, rna ocuk numara yapyor gibi grnmyordu. kvrlm, battaniyesinin stnde yatarken, gn doumundan nceki soukta donacakt.

antasndan bir baka battaniye karan Hugh, battaniyeyi ocuun stne rtt, sonra kulben fna, kapnn yanna sessizce kayd. Uzun izmelerim kard ve dikkatle, yere yatay olarak dierinin zerinde- uzatt. antasn ekti ve izmelerin yukarsna koydu. Krkl pelerinini gibi kvrd ve antann yanna koydu. Pelerininin ve antasnn zerine bir battaniye rtt n tabann akta brakt. Bylece kapdan ieri bakan biri, battaniyeye sarnm uyuyan bir rn grecekti. Tatmin olan Hugh izmesinin iinden hanerini kard ve > kulbenin karanlk kesine meld yere dikerek beklemeye balad. Yarm saat geti. Glge Hugh'ya derin bir uykuya dalmas 4 iin yeterli sreyi veriyordu. Usta sabrla bekledi. Fazla uzun srmeyecekti. Gn neredeyse domutu. Gne parlyordu. Adam anp, yola kmalarndan korkuyor olmalyd. Katil, aralk kapdan szan ince, gri k huzmesini izledi. Huzme genilemeye baladn^ da Hugh'nun haneri kavray glendi. ** 142

Kap sessizce kap sonuna kadar ald. eri bir ba uzand. Adam uzun uzun ve dikkatle, battaniyenin altnda uyuyor grnen Hugh'ya bakt, sonra ayn dikkatli baklarn ocua evirdi. Hugh nefesini tuttu. Grne gre tat kulbeye girdi. Hugh adamn silahl olmasn ve hemen kendi sahte uyuyan figrne saldrmasn bekledi. Katil elinde silah grmeyince ve adam sessizce ocua ynelince ard. Demek bu bir kurtarma ope yonuydu. Hugh srad, kolunu adamn boynuna dolayp hanerini boazna dayad. "Kim gnderdi seni? Gerei syle ki, seni hzl bir lmle dllendireyim." Hugh'nun kavrad beden gevedi ve katil, hayretle adamn baylm olduunu grd. ('"n,V ri^jtr/ < if*"{ (vs-. "'."'*> 1,,,-ij'MKd ?K\ iKtftt * 1V, 143 KAHADI

ONBENC BLM PITRIN'N SRGN, VOLKARAN ADALARI ORTA LEM "Olumu bir katilin ellerinden kurtarmak iin tam olarak senin gibi birini semezdim," diye mrldand Hugh, baygn adam kulbenin zeminine uzatrken. "Ama belki de Kralie bugn cesur valyeler bulmakta glk ekiyordur Tabii numara yapmyorsan." Adamn ya belirsizdi. Yz endieli ve bitkin grnyor-' du. Kafasnn tepesi kellemiti; i sa tutamlan sarkyordu. Ama yanaklar dzgnd ve aznn yanndaki izgiler yallktan d ri geliyordu. Fasulye sr gibi uzun olduundan, elindeki dzgn paralar bitmi ve bu yzd an buradan para toplam biri tarafndan yaplm gibi grnyordu. Elleri ve ayaklar ok b duyarl hatlara sahip kafas ok kkt. Adamn yanna diz ken Hugh, onun bir parman alp bileine kadar geriye kvrd. Ac daya baygn numaras yapan biri kendini hemen ele verirdi. Adam kprdamad bile. Hugh kendine getirmek iin adamn yanana bir tokat att, bir tane daha atmak zereydi ki, cuun yanna geldiini duydu.

"Bizi takip eden o mu?" Hugh'ya yakn duran Prens merakla bakt. "Ama o Alfred1" ocuk , adamn yakasn kavrad, kafasn kaldrp sarst. "Alfred! Uyan! Uyan!" Adamn ba kt! d Prens adam yine sarst. Adamn kafas yere yine arpt ve rahatlayan Hugh, oturup izlemeye balad. "Ah, ah, ah!" Alfred kafas yere her vurduunda inliyordu. Gzlerini aarak sersemlemi bi

r biimde Prens'e bakt ve yakasndaki kk ellerden kurtulmak iin zayf bir aba gsterdi. "Ltfen... Ekselanslar, iyice uyandm, imdi... Ah! Teekkr ederim, Ekselanslar, ama buna erek olduunu..." "Alfred!" Prens kollann adamn boynuna dolad, o kadar sk sanld ki, neredeyse adam bouy u. "Senin kiralk katil olduunu dndk. Sen de bizimle yolculuk yapmaya m geldin?" Dorulup oturan Alfred Hugh'ya, zellikle de Hugh'nn hanerine endieli bir bak frlatt. sizinle yolculuk yapmam pek de uygun olmayabilir, Eks..." "Kimsin sen?" diye szn ke sti Hugh. Adam kafasn ovuturdu ve alakgnlllkle yant verdi, "Efendim, adm..." "O Alfred," diye szn kesti Bane, sanki bu her eyi ak-lyormuasma. Hugh'nun sert ifade n anlamadn grnce, ocuk ekledi, "Tm hizmetkrlarmdan sorumludur, retmenlerimi seer un ok scak olmamasn salar..." "Adm Alfred Montbank, efendim," dedi adam "Sen Bane'n hizmetkr msn'" "'Khya' demek daha doru olur, efendim," dedi Alfred, k144 145

Margaret Wes & Tracy Hckman zararak. "Ve bu ekilde saygszca hitap ettiiniz kii prensinizdr." ' ',,,,h. ",,>/ "Sorun yok, Alfred," dedi Bane, melerek. Eliyle, boynundaki ty tlsmla oynuyordu. "Sir Hugh'ya admla hitap edebileceini ben syledim, nk birlikte yolculuk yapyoruz. Devaml selanslar' demekten daha kolay." "Bizi takip eden sendin, demek," dedi Hugh. "Ekselanslar ile birlikte olmak benim grevimdir, efendim." Hugh kara kalarndan birini kaldrd. "Ak ki, bakalar ayn fikirde deil." "Yanllkla unutuldum." Alfred baklarm kulbenin zeminine dikti. "Majesteleri kral o kada acele uup gitti ki, kukusuz beni unuttu." "Ve sen de onu ve ocuu izledin." "Evet, efendim. Neredeyse yetiemeyecektim. Trian'n unuttuu, Prens'in ihtiya duyacan bi diim baz eyleri hazrlamam gerekiyordu. Kendi ejderimi eyerlemem gerekti ve sonra git meme izin vermek istemeyen saray muhafzlar ile tarttm. Ben kapdan ktmda Kral, Tria s oktan gitmilerdi. Ne yapacam bilemedim, ama anlalan ejderin nereye gitmek istedii k sunda bir fikri vard." "Ahr arkadalarn takip etti. Devam et." "Onlar bulduk. Yani, ejder onlar buldu. Kendimi zorla gruba kabul ettirmemin uygun olmayacan dnerek, uzaktan takip ettim. Sonra o berbat yere indik." "Kir manastr." "Evet, ben..." "Zorunlu kalsan oraya geri dnebilir misin?" Hugh soruyu ylesine, nemsemeden, sanki yalnzca me-

raktanmasna sormutu. Alfred, yaamnn verecei yanta bal olduunu bilmeden cevap ver "ey, evet, efendim, sanrm bulabilirim. Krsal alan hakknda epey bilgim vardr, zellikle e atonun evresi hakknda." Baklarn kaldrarak gzlerini Hugh'ya dikti. "Neden sordunuz? Katil hanerini izmesine geri tkyordu. "nk o bulduun yer Stephen'n saklanma yeri. Muh onlar takip ettiini syleyecekler. Oray kefettiini renecek -ortadan yok olman kantl en. Saraya dnersen, yalanabilecek kadar yaayabilecein konusunda bir damla su zerine b ile iddiaya girmezdim." "Sartanlann merhameti adna!" Alfred'in yz kil rengine dnmt -amurdan bir maske de ta bilirdi. "Bilmiyordum! Yemin ederim, asil efendim!" Uzanarak, yalvarrcasna Hugh'nu n elini yakalad. "Yolu unuturum, sz veririm." "Senden yolu unutman istemiyorum. Kim bilir, belki bir gn ie yarar." "Evet, efendim..." Alfred duraksad. "Bu Sir Hugh," diye tantrd Bane. "Yannda yryen bir kara kei var, Alfred." Hugh sessizlik iinde ocua bakt. Ta gibi yznde hibir ifade yoktu, gzlerinin hafife k Kpkrmz kesilen Alfred elini uzatt ve Bane'in altn sars salarn dzeltti. "Size ne d

lanslar?" dedi khya, nazike paylayarak. "nsanlarn srlarn sylemek nazik bir davran dilercesine Hugh'ya bakt. "Anlamyor, Sir Hugh. Ekselanlar bir kahindir ve bu yetenei yle nasl baedeceini bilmiyor." Hugh homurdanarak ayaa kalkt ve battaniyesini katlana147 146 Margaret Wes & Tracy Hickman

ya balad. "Ltfen, Sir Hugh, izin verin." Ayaa frlayan Alfred, battaniyeyi Hugh'nun elinden ka pt. Khyann ayaklarndan yalnzca biri ona itaat etti. Dieri baka emirler aldn dnd lfred tkezledi, sendeledi, tam kafast Hugh'nun zerine decekti ki, katil adamn kolunu y kalayp onu ayaa dikti. "Teekkr ederim, efendim. Korkanm ok beceriksizim. te, imdi yapabilirim." Alfred, birde n kt niyetli bir biimde canlanm gibi grnen battaniyeyle mcadele etmeye balad. Kel en kayd. Bir ucunu katlarken, dierini elinden kard. En srad yerlerde krklar ve y di. Srmekte olan mcadele srasnda, sonunda kimin ayakta kalacan anlamak mmkn deildi. "Ekselanslarnn syledii doru, efendim," diye devam etti Alfred, battaniyeyle gz dnm de greirken. Gemiimiz bize tutunur, zellikle de zerimizde etkisi olan insanlar. Eksela nslar onlan grebilir." Hugh ie kart, battaniyeyi boup Alfred'i kurtard. Alfred oturdu ve nefes nefese, yksek ubbeli kafasn sildi. "Eminim arap kadehimden geleceimi de okuyabilir," dedi Hugh, ocuun duymamas iin alak s sle. "Bu tr bir yetenei nasl edinebilir ki? Yalnzca byclerin ocuklar byc olabilir Stepnen ocuun babas deildir." Hugh szden okunu hedef gzetmeden frlatmt, herhangi bir eyi vurmasn beklemiyordu. Fak u hedefini buldu ve grne gre iyice derinlere sapland. Alfred'in yz hastalkl bir ye erinin ak, gri irislerin evresinde iyice grlr oldu ve dudaklar ses karmadan kprdad fred, konuamadan Hugh'ya bakakald.

te, diye dnd Usta, i imdi mantkl grnmeye balad. En azndan ocuun garip ismini t. ocuk Alfred'in antasn talan ediyordu. "Yumuak ekerlerimi getirdin mi? te!" Zaferle ekeri kard. "Unutmayacan biliyordum." < { "Eyalarnz toplayn, Ekselanslar," diye emretti Hugh, krkl pelerinini omuzlarna alp, kendi antasn yklenerek. "Ben hallederim, Ekselanslar." Alfred, yzn Hugh'nun yznden evirmesini salayan, ellerini ve zihnini megul eden bir i bulduundan dolay rahatlam grnyordu. Ze minde att admdan yalnzca sonuncusunda tkezledi ve bu da onu dizlerinin zerine kertti. Zaten kmesi gereki yordu, sonra byk bir iyiniyetle Prens'in battaniyesiyle sava maya koyuldu. "Alfred, sen yolculuk yaparken evreyi grebildin. Nerede olduumuzu biliyor musun?" "Evet, Sir Hugh." Buz gibi havada terlemekte olan khya oturdu. Gzlerini kaldrmaya c esaret edemiyordu, aksi halde battaniye onu gafil avlayabilirdi. "Zannediyorum b u ky Havza olarak biliniyor." "Havza," diye tekrarlad Usta. "Uzaklamayn, Ekselanslar," diye ekledi, Prens'in kapdan kmak zere olduunu fark e-dince. ocuk geriye dnd. "Yalnzca darya bakmak istiyorum. Uzaa gitmem ve dikkatli olurum." Khya battaniyeyi katlamaya almay brakm, antaya t-ktrmt. ocuk kapda kaybolun zere dnd. "Size elik etmeme izin vereceksiniz, deil mi, efendim? Sorun yaratman, yemin ederim ." 148

149

Margaret Weis & Tracy Hickman , Hugh dikkatle ona bakt. "Artk saraya asla dnemeyeceini anlyorsun, deil mi?" "Evet, efendim. Syledikleri gibi, kprlerimi yaktm." "Yalnzca yakmakla kalmadn. Ayn zamanda kydan koparp uuruma attn." Alfred titreyen eliyle kel kafasn svazlad ve yere bakt. "ocua bakman iin gtryorum seni. Onun da saraya dnmemesi gerektiini anlamalsn. z s da ok iyiyimdir. Onu karmak gibi aptalca bir ey yapamadan seni durdurmak benim grevim ." "Evet, efendim. Anlald." Alfred gzlerini kaldrp dorudan Hugh'nun gzlerine bakt. "Efe Kral'n sizi niye at-tuunu biliyoam." Hugh yana doru bir bak att. Bane neeyle bir aaca ta atyordu. Kollar ince, ta frla ydi. Devaml hedefini anyor, fakat sabrla ve neeyle denemeye devam ediyordu. "Prens'in yaamna kar yaplan plan biliyorsun, demek?" diye sordu Hugh nemsemezce, eli p lerininin altnda klcna ynelirken. "Sebebini biliyorum," diye tekrarlad Alfred. "ite bu yzden buradaym. Yolunuza kmayaca efendim, size sz veririm." Hugh armt. Tam rmcek ann zlmeye baladn dnd anda, daha beter dolanyo gerek sebepten bahsediyormu gibiydi! ocuk hakkndaki gerei, o da her neyse, biliyordu. Yardmc olmaya m, yoksa engel olmaya m gelmiti? Yardm etmesi fikri glnt. Bu khya ya n giyinemezdi bile. Yine de, Hugh itiraf etmeliydi ki, kendilerini takp etmek

EIDER. KOHADI ".fi f" konusunda olduka iyi bir i karmt; byl bir bulutla daha da karanlk klnan karanlk de kolay bir ey deildi bu. Ve Kir manastnnda, yalnzca kendisini deil, ejderini de byc altnc hissinden saklamay baarmt. z srme, gizlenme ve takip etme konusunda bu kadar b kli olan kii, boaznda haneri hissedince baylmt. Alfred'in bir hizmetkr olduu konusunda kukusu yoktu -Prens'in onu tand ve hizmetkr ol k muamele ettii akt. Ama asl hizmet ettii kimdi? Usta bilmiyordu ama bulmaya kararlyd u arada, Alfred'in grnd kadar aptal ve kurnaz bir yalanc da olsa, ie yarayaca konula d ve bunlarn en nemlisi de Ekselanslan'na gz kulak olmakt. "Pekl. Yola kalm. Kyn evresinden dolanp, sekiz kilometre dndaki yolu kullanacaz senin Prens'i tanmas olasl yok, ama en azndan somlardan kurtuluruz. ocuun pelerini v Giydir ona. Ve karmamasn sala." Alfred'in satenli, ipekli giysilerine irenerek bakt. " ir kilometre teden saray kokuyorsun. Ama u anda yaplacak bir ey yok. Muhtemelen seni bir arlatan zannedecekler. lk frsatta giysilerini kyl giysileriyle deitirmeliyiz." "Peki, Sir Hugh," diye mrldand Alfred. Hugh kapdan kt. "Gidiyoruz, Ekselanslar." 4;> Bane hevesle dansederek geldi ve Hugh'nun elini tuttu. "Ben hazrm. Ne zaman bir ha nda durup kahvalt edeceiz? Annem handa durabileceimizi syledi. Daha nce hi handa kahva lt etmemitim." Bir atrt ve bastrlm bir inlemeyle sz kesildi. Alfred kapyla kar karya gelmiti. linden kurtard. ocuun yumuak dokunuu ona sanki ac veriyordu. "Korkarm mmkn deil, Ekselanslar. Henz erkenken, s ISO Margnret Wes & Tracy Hckman insanlar kalkp dar kmadan b ky terk etmek istiyorum." Bane'in dudaklar, hayal krkl iinde sarkt. . "Daha gvenli olur, Ekselanslar." Kafasnda byk bir yumru olumakta olan Alfred ortaya kt. "zellikle de size... eee... zarar vermeyi planlayanlar varsa." Bunu sylerken

Hugh'ya bir bak frlatt, katil yine Alfred'in ne olduu konu sunda bir kuku hissetti. :mrt' ?< ,, "Sanrm haklsn," dedi Prens i ekerek. nl olmann ge tirdii sorunlara alk gibiydi. "Ama bir aacn altnda piknik yapabiliriz," diye ekledi khya. ,,, "Yerde oturup mu yiyeceiz?" Bane'in neesi yerine geldi, sonra yine kat. "Ama unutmuum. Annem imenlerin zerine oturmama asla izin vermez. tebilir, ya da giysilerimi kir-letebilirmiim." "Bu sefer nemseyeceini sanmyoam," diye yant verdi Alfred ciddi bir tavrla. "Eminsen... " Prens ban bir yana eip dikkatle Alfred'e bakt. "Eminim." "Yaa!" Bane ne frlad ve yol boyunca tasaszca zplamaya balad. Prens'in antasn kapan rkasndan eyimi. Ayaklar bedeniyle ayn ynde ilerlemeye ikna edilirse daha hzl gidebilir diye dnd Hugh. Katil onlarn arkasnda yerini ald ve klc elinde, her ikisini dikkatle gzleyerek yrd. ocuun kulana fsldayacak gibi eilecek bile olsa, bu fslt son nefesi olacakt. Bir buuk kilometre kadar yrdler. Alfred btnyle iki KHIADI aya zerinde kalma iiyle meguld ve yolun rahatlatc rit mine ayak uyduran Hugl, muhafzlk grevini igrne b rakmt. zgr kalan zihni gezindi ve Prens'in grnts ile akan, baka bir ocuun yryen grnts gzlerinin nne geldi. Bu ocuk Prens kadar neeli deildi ve yry nde bir meydan okuma vard; bedeninde, ite bu tavr y znden ald cezalarn izlerini tayordu. Yannda kara kei ler yryordu. ,/> ..."Gel, ocuk. Bakei seni istiyor."

Kir manastrnda hava souktu. Duvarlarn dnda, dnya yaz sca altnda terleyip bunalyo kluu kasvetli koridorlarda yryor, avluyu glgelere bouyordu. Artk ocuk olmayan, erkekliin eiinde duran ocuk, elindeki ii brakt ve keii sessiz k boyunca takip etti. Yakndaki bir ky elf saldrsna uramt. Pek ok kii lmt ve ke kmaya ve etlerinin zindanndan kamay baaranlara sayglarn sunmaya gitmiti. Hugh da onlarla gitmi olmalyd. Onun ve dier ocuklarn ii, kmr kristalleri aramak ve c leri yakmak iin bunlar ymakt. Keiler bedenleri ykntlardan eker, bklm kol ve ba gzleri yerli yerine koyar, dzeltir, yaa bulanm ynlarn zerine yerletirirdi. Keile iin sylenecek szleri yoktu. Onlarn sesleri ller iindi ve arklar sokaklarda yanklan andia ve Volkaran'da herkesin duyunca dnn koptuu bir ark olmutu. Keilerin bir ksm arknn szlerini sylerlerdi: -her bebein doumunda, 153 152 Margaret Wes & Tracy Hickman KAPADI

kalplerimizde lrz, r* n bize gsterilen, gerek karanlk lm daima geri dner... E**. Dier keiler tekrar tekrar "lm" szcn sylerlerdi. "Dner" szcnden sonra sylenen ir haline'getirirdi. Alt devir yandan beri Hugh keilere elik etmiti, ama bu sefer kalmas ve sabah ilerini mlamas sylenmiti. Syleneni sorgulamadan yapt; bunun aksi, daya davet etmek demekti ve ayak kt niyet tamadan, kiisel olmayan bir ekilde, ruhun iyilii iin atlacakt. Sk s

vlerden birine klrken geride braklmak iin dua etmiti, ama bu sefer gitmek iin dua ed u. Kaplar, uursuz bir gmbrtyle kapand; boluk kalbinin zerini, bir tabut kapa gibi rtt haftadr kan planlyordu. Bvndan kimseye bahsetmemiti, burada kald sre boyunca ed da lmt ve Hugh bir daha kimseyle arkada olmamaya zen gstermiti. Bununla beraber, giz annn alnna yazl olduu duygusuna kaplmt, nk ona bakan herkes, daha nce gsterdik ir dikkatle tekrar bakyormu gibiydi. imdi, dierleri gitmi, fakat kendisi burada kalmt. imdi bakeiin -yalnzca trenler s sla konumad ve asla kendisiyle konumayan bir adamn-huzuruna arlmt. Gne n sama ve geici bir eymi gibi darda tutan tatan bir odada, ocukluundan isine retilen bir sabrla, masadaki adamn kendisini fark etmesini bekledi Hugh. Bekle rken, bir haftadr iinde yaad korku ve

endie dondu, kumdu, utu gitti. Sanki souk hava iindeki tm insani duygulan dondurmutu. Birden, o odada ayakta dururken, asla sevmeyeceini, asla acmayacan, asla tutku hisset meyeceini anlad. O andan itibaren asla korku duymayacakt. Bakei ban kaldrd. Kara gzleri Hugh'nun ruhunun iine bakt. "Alt devir yandayken alnmtn buraya. Kaytlarda, on devir daha getiini gryorum." Ba e hitap etmemiti. Kukusuz bilmiyordu bile. "On alt yandasn imdi. Yemin edip aramza ka nn zaman geldi." akna dnen ve yalan syleyemeyecek kadar gururlu olan Hugh, hibir ey sylemedi. Sessizli rei anlatyordu. "Her zaman isyankr oldun. Yine de alkansn ve asla ikyet etmiyorsun. Cezay alamadan kabul ediyorsun. Ve il kelerimizi kabul etmisin -bunu aka grebiliyorum. Peki, neden bizi terk etmek istiyorsun?" <" * " \ "..--*":" Karanlk ve uykusuz gecelerde ayn soruyu kendisine sormu olan Hugh'nun yant hazrd. "Hibir insana hizmet etmeyeceim." .*,"'' ..V.n evresindeki ta duvarlar kadar kat ve sert olan bakeiin yznde, ne fke, ne de aknl den birisin. Beensen de, beenmesen de, nereye gidersen git, bize olmasa bile bizi ara n eye hizmet edeceksin. lm her zaman efendin olacak." Bunun zerine Hugh, bakeiin huzurundan kovulmutu. Bunu takip eden dayan acs, ocuun ran buzdan tabaka zerinden kayd, gitti. O gece, Hugh planlann gerekletirdi. Keilerin k ytlarn sakladklar odaya girerek, yetim 155 154

Margaret Weis & Tracy Hickmnn ocuklar hakkndaki bilginin tutulduu defteri buldu. alnt bir mumun nda, Hugh kendi buldu. "Hugh Karadken. Annesi: Lucy, soyad bilinmiyor. lme den nce annesinin sylediine gre, babas Djern Hereva kentindeki Karadiken maliknesinden Sir Perceval Karadiken." Bir hafta sonraki bir kayt, unu ekliyordu: "Sir Perceval ocuu tanmay reddediyor ve 'pii ne yapmak istiyorsak, yapmamz'sylyor." Hr'w2 rr*v'Hugh deri kapakl defterin bu sayfasn kopard, paavradan para kesesinin iine koydu, mumu fledi ve gecenin karanlna doru szld. ocukluunda bildii her trl scakl ve mut k eden duvarlarn sert glgelerine bakarken Hugh, bakeiin szlerini yalanlad. "Ben lmn efendisi olacam."

ONALTINCI BLM TERREL FEN BASAMAKLARI AAI LEM Limbeck kendine geldi ve durumunun beklediinden daha iyi olduunu, aresiz bir durumd an, lmcl tehlikeye terfi ettiini grd. Elbette, o kafas karm haliyle, durumunun tam e olduunu hatrlamas bir sre ald. Konuyu iyice bir dndkten sonra, bileklerinden yata ad kararna vard. Kvranarak ve bandaki ardan dolay homurdanarak, frtnann pusunda evresine baknd ve kukusuz Yks-diksi'nin kaz-penelerince alm olan dev bir ukura

Daha ayrntl bir inceleme, aslnda ukura dmemi olduunu, ukurun stnde asl durduun run tepesine taklm olan dev kanatlar, onu ortada asl brakmt Bandaki acdan, d kafasna gzelce arptn anlad. Limbeck tam, bu rahatsz ve mnasebetsiz durumdan nasl kurtulacan dnmeye balamt ki bir atrt biiminde geldi. Geg'in asl arl ahap yapnn krlmasna sebep oluyordu. urana kadar Limbeck bir otuz santim kadar dt Midesi fena halde buzumut, nk -karanlk gozlksz olmasndan dolay- Limbeck 157

Margaret Weis & Tracy Hickman ukurun derinlii hakknda herhangi bir fikir sahibi deildi. lgnca, kamann bir yolunu b a alt. Yukarda frtna uulduyor, ukurun yanlarndan su akyordu, bu yzden duvarlar ol O anda yeni bir atrtyla kanatlar otuz santim daha sarkt. Limbeck'in nefesi kesildi, gzlerini skca kapatt ve batan aa titremeye balad. Kanatl takld ve durdu, fakat pek de salam bir duru deildi bu. Limbeck yavaa kaymakta olduun issedebiliyordu. Tek bir ans vard. Bir elini kurtarabilirse, ukurun duvarlarndaki mer cankaya peteklerinden birine tutunabilirdi. Sa elini bkt... .. ...ve kanat saklayar ak koptu. ukurun dibine tm arlyla ve acyla dene kadar, Limbeck'in ancak korkun bir dehet hi k zaman oldu. Kanatlar da tepesine dmt. lk nce sarsld. Sonra, sarslmann durumu pe rmediine karar verdi ve kendini evresindeki yndan kurtararak yukar bakt. ukurun yaln ki, iki buuk metre yksekliinde olduunu kefetti. Kolayca dar trmanabilirdi. ukur mer dan yapldndan, yamur suyu geldii gibi, gidiyordu. Limbeck memnun oldu. ukur frtnaya koruma salyordu. Tehlikede deildi. Tabii kaz-peneleri kazmaya gelene kadar. Tam Limbeck, yamurdan korunmak iin yrtk bir k anat kumann altna snmt ki, kaz-penelerinin korkun grnts gzlerinin nne gel arya doru bakt, ama muhtemelen frtna bulutlar olan kara lekelerle bulank imeklerden ir ey grmedi. Yk-s-diksi'ye hi hizmet etmemi olan Limbeck'in, kaz-penelerinin frtna lp almad konusunda hibir fik-

EJDER, KAPADI ri yoktu ve almamalar iin bir sebep gremiyordu. Bunun da pek bir yardm olmuyordu. Tekrar oturan -nce keskin tahta kymklarn kararak mercankayann deliklerinden ieri ata mbeck, bandaki acya ramen sorunu elinden geldiince dnd. En azndan ukur yamura kar u. Ve, byk ihtimalle -byk ve hantal eyler olan- kaz-peneleri, yolundan eki lebilmesi iin zaman brakacak kadar yava hareket edecekler di. "" Ve gerekten de yle oldu. Limbeck ukurda otuz tk kadar oturmutu ki, frtna hafifleme iaretleri vermeye balad. Pa lonunun cebine birka kurabiye atma ngrsne sahip olmu olmay dilemekte olan Limbeck, ii oturduu ukurun byk bir gmlemeyle sallandn hissetti. Kaz-peneleri, diye dnd ve ukurun kenarlarna trmanmaya balad. Kolay iti. Mercankay l ve ayak destei buluyordu. Birka dakika iinde tepeye ulat. Gzlklerini takmasnn pek aydas yoktu -camlarn zerinden akan yamur suyu grmesini engellerdi. Zaten onlara ihtiy ac da yoktu. Kaz-penesinin metali, biraz tesinde, durmak bilmeyen imeklerin yla pa Baklarn yukarya eviren Limbeck, gkten baka penelerin de inmekte olduunu grd. Yks tlan uzun kablolara balydlar. Dehet verici bir manzarayd ve Geg ba arsn unutmu, a akald. Parlak metalden yaplm, oymalarla sslenmi ve byk bir avcnn penesine benzeyecek ek dirilmi olan kaz-peneleri, sivri trnaklarn mercankayaya daldrdlar. Knk kayalarn ze narak, bir kuun avn kavramas IS9 158 EIDER.

Mnrgnret Weis & Tracy Hicknan

gibi, kayalar yukar tadlar. Drevlin'e dnnce kaz-penele-ri Terrel Fen'den tadklar teynerlere boaltacaklar, burada Gegler mercankayay ayklayacak ve Yks-diksi'nin beslen dii ve -efsanelere gre- yokluu halinde hayatta kalamayaca gri cevheri karacaklard. Bylenen Limbeck kaz-penelerinin evresinde kayalara inmesini, mercankayay srmasn, derinlere kadar kazp, karmasn izledi. Geg -daha nce hi grmemi olduu- bu i lemle o kadar ilgiliydi ki, ok ge olana kadar ne yapmas ge rektiini hatrlamad. Peneler mercankayadan kurtulmaya ve tekrar ykselmeye baladnda Limbeck birisine iaret koya rak Jarre ve arkadalarna nerede olduunu anlatmas gerekti ini hatrlad. .'At*'"" " Ykselmekte olan penelerden den knk mercankaya paralarn yazmak iin kullanabilirdi. Bir paray kavrayan Limbeck, bardaktan boanrcasna yaan yamurun iinde, talarla kapl zeminde, biraz nce aa inen ve mercankayaya gmlmekte olan bir peneye doru tkezleyerek yrd. Kaz-penesine ulaan Limbeck, birden yapmas gereken iin bykl karsnda rkt. Pene ok kocamand; hi bu ka dar byk ve gl bir ey hayal etmemiti. Elli Limbeck ra hata penelerden birine sabilirdi. Pene sarsld, sapland, mercankayann yzeyini kavrad ve her tarafa keskin kaya paralan frlatt. Yaklamak mmkn deildi. Ama Limbeck'in baka seenei yoktu. Yaklamak zorundayd. Bir elinde mercankaya parasn, esaretini kavrayarak ilerlemeye balamt ki, bir yldrm peneye dt ve metal yzeyi ze mavi alevler gnderdi. Ayn anda patlayan gkgrlts Lmbeck'i yere frlatt. Sersemlemi dm Geg neredeyse dnp ukuruna

koacakt -ksa ve mutsuz hayatnn kalann orada harcamaya karar vermiti. O anda pene tit ek durdu. Limbeck'in evresindeki tm peneler durmutu -bazlar yerin iinde, bazlar yks havada, bazlar ise penesi alm, inmeyi beklerken. Belki yldrm ona zarar vermiti. Belki de vardiya deiimi zamanyd. Belki bireyler yolun tmemiti. Limbeck bilemiyordu. Tannlara inanyor olsayd, onlara krederdi. Elinde mercan kaya paras, kayalarn zerine trmand ve en yakndaki peneye dikkatle yaklat. Penenin mercankayaya girdii yerde pek ok izik gren Limbeck, kendi iaretini kaz-penesinin st tarafna, yere bat mayan bir yere yapmas gerektiini fark etti. Bu da, yere gml duran bir pene bulmas gerektii anlamna geliyor du. Ve bu da, her an penenin harekete geebilecei, Limbeck'i yere frlataca ve Gegin tepesinden aa kaya boal tabilecei anlamna geliyordu. "." ".iv'..Il! r ,' , * Limbeck byk bir dikkatle kaz-penesinin yan tarafna mercankayayla dokundu. Eli o kadar titriyordu ki, bir tngrdama sesi kard. Mercankaya paras herhangi bir iz brakmad. Di skan Limbeck, aresizliin verdii gle, iyice bastrd. Mercankayann penenin metal yze kard gcrt, Limbeck'e bann atlayacan dndrd. Ama penenin dz, kusursuz y tminle. Yine de, bu iziin kazayla olutuunu dnebilirlerdi. Limbeck, penenin zerine, ilkine di gelen bir izik daha yapt. Kaz-penesi titredi ve sarsld. Limbeck korku iinde tan d Peneler ie donmutu Bir an duraklayan Limbeck, kard ie gururla bakt. f>o 161 Margaret Wes & Tracy Hickman Frtnal gkyzne doru ykselmekte olan bir kaz-pen-

esi, L harfi ile iaretlenmiti. "" > - . <,.Yamur altnda koturan Limbeck, ukuruna dnd. Tepesine herhangi bir pene inmeyecek gibiyd , en azndan bu seferlik. ukurun duvarlarna tutunarak aa indi ve zemine ulanca, olabil ce rahat bir pozisyonda oturdu. Kuma kafasna ekerek, aklna yiyecek getirmemeye alt. ONYEDNC BLM TERREL FEN BASAMAKLARI AAI LEM

Cevher tayan kaz-peneler yklerini frtna bulutlan arasnda, Drevlin plne tad. Limbeck, mercankayay boaltp geri dnmelerinin ne kadar sreceini talimin etmeye alt, fark etmeleri ne kadar srecekti? iaretini fark edecekler miydi peki? iaretini fark e-derlerse, dostlarndan biri mi olacakt fark eden, yoksa bir papaz m? Eer bir papaz farkederse ne yapacakt? Eer dostsa, yardm-elini tutturmalar ne kadar srerdi? Souktan veya alktan lmeden gerekleir miydi bu? Normalde pek endieli biri olmayan Limbeck iin bu tr karamsar dnceler sradyd. Neel r bir yaps vard, insanlarn iyi yanlarn grmeye eilimliydi. Yarg Tyleri'ne balanp an dolay kimseye kar kt niyet beslemiyordu. Baatusta ile bapapaz, halklar iin en iyi duunu dndkleri eyi yapmlard. Tann olduklarn iddia edenlere inanmalan onlarn suu a ile takipilerinin Limbeck'in hikyesine inanmamalarna amamak gerekirdi -Jarre de ina nmamt nk. Jarre'yi dnmek Limbeck'i uzdu ve cesaretini krd. En azndan onun, Welflerin tanr olmad rn kefettiine inan-

Margaret Weis & Tracy Hickman masn beklemiti. Bzlen ve titreyen Limbeck, ukurun dibinde, Jarre'nin ona inanmad ger bullenmekte zorlanyordu. Bu gerek, tm infaz neredeyse mahvediyordu. imdi, ilk heyecan yok plduuna, bekleyip her eyin yolunda gitmesini ummaya ve yolunda gitmeyebilecek ne kadar ok ey olduunu drmemeye almaktan baka yapacak bir ey olmadna gre, Lim arld zaman (kur-tanlrsa deil) neler olacan dnmeye koyulabilirdi. "Yalan sylediimi dnyorlarsa nasl beni nderleri olarak kabul ederler?" diye sordu Limb , ukurun duvarndan aa akmakta olan suya. "Neden geri dnmemi istesinler ki? Jarre ile b en hep dedik ki, gerek en nemli erdemdir, gerei aramak en ncelikli hedefimiz olmaldr. ma o yalan sylediimi dnyor, yine de Birlik'imizin nderliini srdrmemi bekledii ak "Peki geri dndmde ne olacak?" Limbeck ne olacan aka grd, yllardr grebildii he a ak bir ekilde. "Benimle alay edecekler. Hepsi. Beni Birlik'in banda tutacaklar -zat en Yenileyenler beni yarglam ve yaamama izin vermi olacak. Ama bunun oyun olduunu bile cekler. Daha da nemlisi, ben bunun oyun olduunu bileceim. Yenileyenlerin konuyla hi alakalar yok. Beni geri dndren Jarre'nin zeks olacak ve bunu o da, ben de biliyor ola caz. Yalan! Hepimiz yalan sylyor olacaz!" Limbeck giderek sinirleniyordu. "Ah, tabii, bir sr yeni yemiz olacak, ama bize yanl s ebeplerden dolay geliyor olacaklar! Bir yalann zerine devrim kurabilir misin? Hayr!" Geg kaln, slak yumruunu skt. "amuam zerine ev kurmak gibi bir ey bu. Eninde sonunda altndan kayp gider. Belki de burada kalmalym1 Tamam ite! Geri dnme-

EJDER. yeceim!" "Ama bu bir ey kantlamaz ki," diye dnd Limbeck. "Yalnzca Yemleyenler'in hakkmdan geld dnrler ve bunun de lkmze yardm olmaz. Buldum! Bir not yazp yardm-eliyle yukar yo gitmeyeceim. evrede bakuu tyleri var. Onlar kalem olarak kullanabilirim." Ayaa frlad e mrekkep olarak da amur. 'Burada kalmay ve belki de burada lmeyi seerek' -evet, bu k ulaa iyi geliyor- 'size Welfler hakknda sylediklerimin gerek olduunu kantlamay umuyoru . Bana inanmayanlann, bana inancn yitirmi olanlarn nderliini srdremem.' Evet, bu oldu yi." Limbeck neeli grnmeye alyordu, fakat sylevinden ald keyfin hzla zayflamakta oldu At, yordu, slakt ve korkuyordu. Frtna onu tketmeye balamt ve korkun bir sessi rine kyordu. Dinginlik ona byk sessizlii hatrlatt, Sonsuz itmemezlii ve Sonsuz i kar karya olduunu, bu kadar kolayca bahsettii lmn o kadar da ho bir ey olmayaca Sonra, lm sanki yeterince kt deilmi gibi, Jarre'nin notunu aldn, okurken dudaklarn

bastrdn ve honutsuz olduu zamanlarda burnunun zerinde beliren o krn belirdiin i gnderecei notu okumak iin gzlklerine ihtiyac olmayacakt. Sesi kulaklarnda yanklanm alamt bile. "'Limbeck, bu samal brak ve hemen buraya gel!' Ah, Jarre!" diye mrldand zntyle, "h sen bana inan-saydn. Bakalarnn nemi yoktu..." nsann kemiklerini zangrdatan, dilerini takrdatan, yeryIM

Margaret Wes & Trncy Hkran zn sarsan bir gmbrt Limbeck'i aresizliinden syrd ve yere ykt. Sersemlemi bir biimde srtst yatan ve ukurun tepesine bakan Limbeck dnd: Kaz-penel i acaba? Bu kadar abuk mu? Daha notumu bile yazmadm! Heyecanlanan Limbeck ayaa kalkmaya abalad ve yukardaki grilie doru bakt. Frtna dinmi i yamur iseliyordu ve sis kmt, ama imekler, dolu ve gkgrlt-leri gemiti. Penel du, geri yznn birka santim tesindeki elini de gremiyordu. Gzlklerini bulup takt ve Gzlerini kstnda, bulutlardan kan bir sr belirsiz le ke grebildiini dnd. Ama bunlar kaz-peneleri idiyse, daha ok yukardaydlar ve eer biri zamansz olarak yere dm deilse -ki bu olanaksz grnyordu, nk Yksdiksi bu tr kazalarn olmasna nadiren izin verirdi- o muaz zam gmbrtnn sebebi kaz-peneleri olamazd. O zaman neydi? < - "/ Limbeck aceleyle ukurun duvarna trmanmaya balad. Morali yerine gelmeye balamt. Aratrabilecei bir "ne" ve bir "neden"i vard artk! ukurun kenarna ulatnda, dikkatle evreye baknd. Bata hibir ey grmedi, ama bunun s yanl yne bakyor olmasyd. Ban evirdi ve grd mucize nefesini kesti. Gri ve metalik dnyasnda yaarken, var olduuna asla inanmayaca renklerle prldayan bir etre tesindeki devasa bir delikten dar szyordu. In zararl olup olmadn veya o k r neyse, tehlikeli olup olmadn veya kaz-penelennin yavaa inmekte olup

EjOEK. K/4F1ADI !1(* olmadn dnmek iin bir an bile duraksamayan Limbeck, ukurun kenarndan trmand ve ksa, kaln bacaklar tombul bedenini ne kadar hzla tayabiliyorsa, o kadar hzla a doru kotu. -/ < ti" Yolunun zerinde pek ok engel vard; kk adann y zeyi kaz-penelerinin am olduu deliklerle doluydu. Bun lardan ve kaz-penelerinin cevheri yukar tarken drm olduu krk mercankaya tmseklerinden kanmas gereki yordu. Engellerin stnden ve evresinden gemek bir miktar zaman ve epeyce de enerji gerektiriyordu. Sonunda a eri tiinde Limbeck, hem heyecandan, hem de bu kadar aba har camaya alkn olmadndan, nefes nefese kalmt. Yaklatk a, n belirli desenler ve ekiller oluturduunu grmt. Ikta grd muhteem resimlere ulamaya kararl olan Limbeck, kayalkl zemin zerinde krmesine tkezledi. Onu tepest bir ukura dmekten kurtaran tek ey, uku run nndeki bir ta parasna taklmas ve tam ukurun ke narnda yzst yere kapaklanmas oldu. Sarslm bir ekilde, cebindeki gzlklerin salam olup olmadn kontrol etti. Orada deildiler. Korkun bir panik anndan sonra, gzlkle rin burnunun stnde olduunu hatrlad. ne doru srnd ve hayret iinde bakt. Bir an iin tek grebildii, parlak, devaml deimekte olan, ok renkli bir k demeti oldu ekiller birleti. Iktaki resimler gerekten byleyiciydi. Limbeck onlara hayranlk iind

t. O devaml kayan ve deien grntleri izlerken, zihninin, nemli ve olaanst dncele ara arpma!", "Bu tava scak!" ve "Biz kmadan neden gitmedin?" gibi sradan sorunlarla ur aan ksm telala yle dedi: "Kaz-peneleri geliyor!" \(,7

Margaret Wes & Tracy Hckman Resimlere younlaan Limbeck bu sesi gzard etti. Bir dnya grmekte olduunu fark etti. Ken i dnyas deil, baka birinin dnyas. nanlmayacak kadar gzel bir yerdi bu. Welflerin kit da grd resimleri hatrlatyordu, ama tam olarak yle de deildi. Gk parlak maviydi -gri ak ve geniti, yalnzca birka beyaz kme geziniyordu zerinde. Yalnzca mutfaktaki saks d er yer gr bitkilerle doluydu. Enfes tasarmlara sahip grkemli binalar grd, geni sokakla r, bulvarlar grd, Geg de olabilecek, fakat daha uzun kol ve bacaklar olan zarif yar atklar grd... Ya da, grd m acaba? Limbeck gzlerini krptrd ve a bakt. Paralanp blnmeye ba gelmesini isterdi. Kukusuz n krpt, karard ve aydnlanp yeni bir grntye ge eyen hibir eyi grmemiti, Welfler bile benzemiyordu onlara. Artk gzlerini actp artmaya balayan resimlerden bir anlam karmaya alan Limbeck, u di ve n kaynan grd. ukurun dibindeki nesneden kyordu. "Gmbrty karan buydu," dedi Limbeck, elleriyle gzn koruyarak nesneyi dikkatle inceled enim gibi gkten dt. Acaba Yks-diksi'nin bir paras m? yleyse neden dt? Neden bana gsteriyor?" Neden, neden, neden? Limbeck bilmemeye dayanamyordu. Tehlike ihtimalini hi aklna ge tirmeyerek ukurun kenarndan srnd ve aa indi. Nesneye ne kadar yaklarsa, o kadar iyi Nesneden kan k, yukar doru yaylyordu ve bu adan yaklalnca daha az parlak, daha iyordu. Geg balangta hayal krklna urad. "Ama bu yalnzca

K/HIADI krk bir mercankaya paras," dedi, krlan paralar drterek. "Kukusuz, imdiye kadar gr mercankaya paras -evim kadar byk- ve tabii, mercankayalarn gkten dtn hi bilmezdi Daha yakna srnen ve kk paralarnn teker meker kraterin kenarndan aa yuvarlanmasn mbeck nefesini tuttu. Sevin ve huu iinde seyrederken, onu devaml "Kaz-peneleri! Kaz pe leri!" diye uyaran i sesini hemen bastrd. Mercankaya yalnzca bir kabuktu, bir d kaplam a idi. Kaplama krlarak, muhtemelen d esnasnda almt ve Limbeck iini grebiliyordu Bata Yks-diksi'nin bir paras olduunu dnd, sonra olmamas gerektiini. Yks-diksi g plmt -ama Yks-diksi'nin metal yzeyi dzgn ve kusursuzdu. Bu metalin yzeyi ise garip iz ekillerle doluydu, metaldeki atlaklardan parlak bir k szyordu. Ve Limbeck'in, resim erin tamamn grmesini engelleyen de -diye dnd Limbeck- bu atlaklard. "atlaklar geniletirsem, belki daha fazlasn grebilirim. Bu gerekten heyecan verici!" Kr terin dibine ulaan Limbeck aceleyle metal nesneye gitti. Kendi boyunun yaklak drt ka t kadar yksek ve -daha nce fark etmi olduu gibi- bir ev kadar bykt. Dikkatle uzand v maklarnn ucuyla metale hafife dokundu. Scak deildi -dar dklen parlak ktan dolay orkmutu. Metal serindi, elini zerinde tutabiliyor, hatta parmaklaryla zerine oyulmu o lan izleri takip edebiliyordu. Yukarsndan, garip ve uursuz bir gcrt sesi geldi. Beyninin bir ksmn sinirlendirmekte ses kendisine kaz-pen-elerinin inmekte olduuna dair breyler haykryordu, ama EIDER, Mnrgaret Weis & Tracy Hcknnn

Limbeck ona sesini kesip, kendisini rahatsz etmekten vazgemesini emretti. Elini atl aklardan birine koyduunda, atlaklarn iaretlerin evresini dolatn, fakat hibiriyle k fark etti. Limbeck atla ekitirerek geniletip genilete-meyeceine bakt. Eli, grevini yapmak konusunda isteksiz grnyordu ve Limbeck sebebini biliyordu. Anide n ve pek de ho olmayan bir biimde ona, dm Welf gemisini hatrlamt. ?' "'O." 5 " r. Ama beni geree gtrd." Dnce kafasndan, kalp at kadar hzl geti ve kendisine daha fazla dnme hakk tanma e ekti. atlak geniledi, tm metal yap titreyip sarslmaya balad. Limbeck elini hemen e e geriye srad. Ama anlalan, bu hareketle nesne kratere iyice yerlemiti, nk hareket

Limbeck dikkatle yine yaklat ve bu sefer bir ses duydu. Bir inleme gibiydi. Kulan atlaa dayad, fkeyle, gkten inmekte olan kaz-penelerinin s i kesmelerini ve duymasna izin vermelerini diledi. Dikkatle dinlediinde yine, bu s efer daha belirgin duydu. Metal kabuun iinde canl bir ey bulunduundan ve yaral olduund n kukusu yoktu. Geglerin, hatta zayf Geglerin kollarnda ve st bedenlerinde inanlmaz bir kuvvet vardr. Limbeck ellerini atlan her iki yanna koydu ve tm gcyle itti. Etini actsa da, metal y ar iyice ald ve ksa bir mcadeleden sonra, Geg skarak ieri ginneyi baard. Darda k parlakt. eride ise kr ediciydi ve Limbeck bata herhangi bir ey gremeyece Sonra n kaynan buldu. Gemi armlardan dolay bir gemi olarak dnd eyin ta

leme sesi sanda biryerlerden geliyordu ve Limbeck, elini siper olarak kullanarak, n o engelleyip, ac ekenin ne olduunu aramaya balad. H;<r,'" ' <*" > A>!"*',>/; f ' Limbeck'in yrei yerinden oynad. "Bir Welf!" dedi nce. "Hem de canl bir Welf!" eklin ya nnda yere melen Geg, bann altnda epeyce kan grd, ama bedende kan yoktu. Ve hayal kn lnn bir Welf olmadn grd. Limbeck daha nce bir kere insan grmt ve bu da Welflerin resimlerdeydi. Bu yaratk bir ekilde insana benziyordu, ama tam olarak deil. Kesin olan bir ey vard. Bu yaratk, uzunluu ve ince, kasl bedeniyle, kesinlikle szde-tanrlard n biriydi. "..." >>>. ' " '"* >^<AU b*f * O anda Limbeck'in kafasnda haykran uyarlar o kadar srarc oldu ki, istemeyerek de olsa , onlara kulak vermek zorunda kald. Geminin gvdesindeki atlaktan dar bakt ve kendini bir kaz-penesinin sonuna kadar alm lalmakta olan azna bakarken buldu. Acele ederse, pene gemiyi srmadan kaabilirdi. Ama tanr-olmayan-tanr yine inledi. " > ' > "Seni buradan karmam lazm!" dedi Limbeck ona. ' -''" Gegler yumuak kalpli bir rktr ve kukusuz Limbeck ken di hayatn riske atarak tanry kurtarmaya karar verdiinde bencil olmayan sebeplerle hareket ediyordu. Ama itiraf etmek gerekirdi ki, geriye bir tanryla dnerse, Jarre'nin hikyesine bu sefer inanacan dnmek de houna gidiyordu! > Tanry bileklerinden yakalayan Limbeck, onu geminin dkntlerle kapl zemini boyunca ekmey balamt ki, tanrnn ellerinin onu yakaladn fark etti. Irklen Limbeck, tanrya bakt neredeyse tamamen kaplanm 171 170

Margaret Weis & Tracy Hckman olan gzleri, sonuna kadar alm, kendisine bakyordu. Dudaklar oynad. "Ne?" Penelerin gcrtsndan duyamyordu Limbeck. "Zamanmz yok!" Bayla yukary iaret Tanrnn gzleri yukarya dnd. Yz acyla burutu. Tanrnn bilincini kaybetmemek iin by akt. Tehlikeyi fark etmi grnyordu, fakat bu onu daha da telalandrd. Limbeck'in bile serte skt; Geg haftalarca morartlarla dolamak zorunda kalacakt. "Kpeim!..." Limbeck tanrya bakakald. Doru mu iitmiti acaba? Geg aceleyle evresine baknd ve o anda anrnn ayaklarnn dibinde, bklm bir metalin altnda kalm hayvan grd. Gzlerini kr nu daha nce gremediini merak etti. Kpek soluyor, kvranyordu. Kendini kurta-ramyordu, a a yaral grnmyordu ve akt ki tm abas, sahibine ulamak iindi, nk Limbeck'e hi i Geg ban yukar kaldrd. Pene, Limbeck'in, geen sefer ne kadar yava hareket ettikleri d uka rahatsz edici bulduu bir hzla aa iniyordu. Peneden tanrya, tanrdan kpee evir "zgnm," dedi aresizce. "Ama zamanmz yok!" Gzlerini kpekten ayrmayan tanr, ellerini Geg'in ellerinden kurtarmaya alt. Ama abas alan gcn yok etmi grnyordu, nk kollan birden canszlat ve kafas arkaya dt. Sa di ve kvran iddetlendi. "zgnm," diye kpee doru tekrarlad Limbeck, ama kpek ona ilgi gstermedi. Penenin gitt aan sesini

EJDER. K^HADI duyunca dilerini skan Geg, bedeni, dkntlerle dolu zemin boyunca ekti. Kpek imdi lg

st kalmaya abalyordu, inlemeleri havlamalara dnmt, ama -Limbeck'in anlad kadanyla- b tek sebebi sahibinin gtrldn grmesi, fakat kendisinin takip edememesiydi. Tuzaa dm hayvan iin duyduu zntden ve kendisi iin duyduu korkudan dolay boaz d ledi, debelendi ve sonunda atlaa ulat. Byk bir abayla tanry atlaktan geirdi. Geve aterin zeminine uzatarak, peneler metal gemiyi paralarken kendisi de tanrnn yanna uza nd. Korkun bir patlama oldu. Sarsnt Limbeck'i yerden kaldrd ve nefesini keserek tekrar ye re ald. Kk mercankaya paralan yamur gibi kafasndan aa yayor, keskin kenar-lan de u. Bittiinde, her ey sessizleti. Sersemlemi bir biimde, yavaa ban kaldrd. Kaz-pen-esi hareketsiz kalmt, muhtemel olay hasar grmt. Geg evresine baknarak gemiye ne olduunu anlamaya alt. arplm yi umuyordu. Bunun yerine, tek grebildii, hibir ey oldu. Patlama gemiyi harap etmiti. Hayr, bu pek de doru deildi. evrede metal paralan yoktu; gemiden hibir iz yoktu. Yalnzca harap olma m, sanki hi var olmamasna yok olmutu! Ama Limbeck'in akln kaybetmediini kantlayacak bir tanr vard ortada. Tann kmldad ve g i at. Acyla nefesi kesilerek ban evirdi ve evresine baknd. "Kpek," diye seslendi, zayf bir sesle "Kpek1 Buraya, olum!" Patlamada parampara olan mercankayaya bakan Limbeck, 172

lf Mnrgaret Wes Tracy Hcknan ban sallad. Kendini son derece sulu hissediyordu, ama hem kendilerini, hem de kpei kurtarmasnn mmkn olma dn biliyordu. >"" ;v(*i" V" su'' f s, <"''! M*4 ,;c "Kpek!" diye seslendi tanr. Sesinde, Limbeck'in yreini burkan, dehet dolu bir tn vard. Elini uzatarak, tanry tesel li etmeye alt. Kendisine daha fazla zarar vermesinden kor kuyordu. > ' ..U>, \>> .. , - "Ah, kpek," dedi tanr, derin, rahatlam bir i ekile. Gzleri geminin biraz ncesine kad rduu yerdeydi. "te buradasn! Buraya gel. Buraya gel. Ne yolculuktu ama, deil mi olum?" " Limbeck bakakald. Kpek oradayd! Krk kayalarn arasn dan srnerek kt, hoplad ve ayarak sahibine geldi. Gzleri parlyordu. Az, Limbeck'in sevinli bir srt olduuna yem ei bir ifadeyle aralkt. Kpek sahibinin elini yalad. Tann-olmayan-tanr tekrar bayld, i ken kpek, kvrlarak sahibinin yanna uzand, ban pati-lerinin zerine koydu ve zek dolu i Limbeck'e dikti.

ONSEKZC BLM TERREL FEN BASAMAKLARI A AI LEM "Buraya kadar geldim. imdi ne yapacam?" mbeck ter iindeki alnn eliyle sildi ve devaml burnundan kaymakta olan gzlklerinin tel vesini parmayla ovalad. Tanr olduka kt bir durumdayd, ya da tanrlann fiziksel zelli onusunda pek bilgisi olmayan Limbeck yle dnyordu. Kafasndaki derin yara bir Geg iin te likeli olurdu ve Limbeck'in bir tanr iin de tehlikeli olacan varsaymaktan baka aresi y ktu. Yardm-eli! Limbeck ayaa frlad ve, yar baygn tanryla olaanst kpeine doru bir bak frlatarak varndan trmand. Kenara ulatnda, tm kaz-penelerinin almakta olduunu grd. Grl kteydi -kazyan, syran, gcrdayan ve ciyaklayan sesler- hepsi Geg'e ok rahatlatc geliyo . Ban hzla kaldran Limbeck, aa inen kaz-penesi olmadndan emin olduktan sonra kra kendi ukuruna kotu. Kaz-penesinde L iaretini bulan GGIBIT'li Gegin yardm-elini, ayn noktaya veya en yakn y ere gndermesi mantkl olurdu. Elbette, L iaretini kimsenin grmemi olmas da kuv1*9

i Margaret Weis & Tracy Hickman vetle muhtemeldi veya belki de yardm-elini zamannda hazr-layamamlard, ya da baka bir s ngelleyici olay olmu olabilirdi. Krk mercankaya ynlar boyunca koan, tkezleyen ve sen en Limbeck, yardm-elinin gelmemesinden doacak hayal krklna kendisini hazrlamaya al Ama gelmiti. Tam ukurunun kenarnda duran yardm-elini grnce Limbeck'i kaplayan rahatlama dalgas, onu neredeyse boacakt. Dizleri titredi; ba dnd ve bir an yere oturup kendine gelmeyi bekl emek zorunda kald. lk dncesi, acele etmesi gerektii oldu, nk kaz-pen-eleri tekrar ykselmek zereydi. Geg, koarak kratere dnd. Bacaklan, bu allmam aba karsnda isyan etmek zere oldukl kesin bir biimde aktardlar ona. Bir an dinlenmek iin duran Limbeck, aslnda komasna ge rek olmadn dnd. Kukusuz, kendisinin bindiinden emin olmadan yardm-elini ekmeyecek w^,, Bacaklanndaki ac diner gibi oldu, ama bununla beraber tm gc de tkenmiti. Bacaklan norm alden alt kat daha ar geliyordu, buna ek olarak, bacaklarnn kendisini tamas yerine, k isinin onlar srklemekte olduu izlenimine kapld Limbeck. Bitkin haldeki Geg, sendeleyip derek, yava yava kratere ulat. Neredeyse isteksiz bir biimde kenardan aa kayd. Yo da tanrnn lm olduundan neredeyse emindi. Fakat tanr hl nefes alyordu. Sahibinin bedenine olabildiince yakn bir biimde kvnlm k, ban tanrnn gsne koymu, solgun, kanl yzn izliyordu. Tanrnn ar bedenini kraterden dar, atlak ve ukurlarla dolu zemin boyunca srkleme fi k'in yreini

EJDER, Konan f,<> -V daraltt ve moralini de, bacaklar kadar kertti.' "Yapamam," diye mrldand, tanrnn yanna kp, ban gsne ektii dizlerinin zerine le tayabileceimi... sanmyorum!" Gzlkleri, bedeninden kan korkun sdan dolay buu-lanmt. Teri kururken rpermesine y n uyuuk haldeki beden ve zihnine bir darbe de, kopmaya hazrlanan frtnadan geldi. Lim beck aldrmyordu. Ayaklarn yine srmek zorunda kalmad srece fark etmezdi. "Ama bu tann-olmayan-tanr hakl olduunu kantlayacak!" diye bann etini yemeye balad o bozucu ses. "Sonunda Gegleri kandrlm olduklarna, kle olarak kullanldklan-na ikna ede gcn olacak. Bu, halkmz iin yeni bir gnn afa olabilir! Bu devrimi balatabilir!" Devrim! Limbeck ban kaldrd. Gzlklerinde oluan buudan dolay hibir ey gremiyordu, nemi yoktu. Zaten evresindeki eylere bakmyordu. O imdi Drev-lin'deydi, Gegler onu al klyordu. Daha da gzel taraf, onun sylediklerini yapyorlard. "Neden?" diye soruyorlard. .""ifc-* * Limbeck sonralar o sinir bozucu sreyi hi hatrlayamad. Gmleini yrtp tannnn kafasna balayarak kaba bir sarg yaptn hatrlyordu. Sahibini yerinden oynatnca ne yapaca ndan emin olmad iin, izin alrcasna kpee baktn ha trlyordu. Kpein elini yaladn, ona parlak gzlerle bakt n ve kenara ekilip, Limbeck tanrnn gevek bedenini kra terden dar ekerken izlediini hatrlyordu O andan sonra, aryan kaslarndan, nefes alamad iin aladndan, kendi ni ve bedeni biraz srkleyip yere ykldndan, ne srn dnden ve yine ykldndan, sonra tekrar abalamaya ba177 176 Margaret Wes & Tracy Hckman EIDEK. KAHADI ladndan baka bir ey hatrlamyordu. Kaz-peneleri yine ge ykseldi, ama Geg hi fark etme di. Frtna kopunca korkusu artt, nk frtnann fkesine bu

rada, aktayken dayanamayacaklarn biliyordu. Gzlklerini karmak zorunda kald ve miyopluu, kr eden yamur ve kararan hava yznden, Limbeck yardm-elini gzden yitirdi. Tek yapabildii, tahminen o ynde hareket etmeye devam et mek olmutu. ,",,,, ,,",l+ f *"ift h'tf'',** H<LI)' S'' Bir iki kez tanrnn ldn dnd, nk yamur bedenini soutuyor, dudaklarn maviye, d Sonra yamur yzndeki kan temizledi ve Geg bandaki derin, irkin yaray grebildi. Yarada e ince kan szyordu. Ama tann nefes almaya devam ediyordu. Belki de gerekten lmszdr, diye dnd Limbeck sersemlemi bir halde. Kaybolduunu biliyordu. En azndan adann yarsn atn biliyordu. Yardm-elini fark etme . Belki de, beklemekten sklan yardm-eli geri dnmt. Frtna gittike ktleiyordu. ev parldyor, mercanka-yada delikler ayor, Limbeck'i, sarsc gmbrdemeleriyle sa-rlatn nu yere yaptryordu -Geg'in ayakta duracak hali yoktu zaten. Neredeyse bir ukura srnece , frtnadan kaacakt (veya anslysa lecekti) ki sulanm gzka-paklarmn arasndan, yann n kendi ukua olduunu grd! ite kanatlarn krk tahtalar buradayd! ite yardm-eli de Umut Geg'e g verdi. Ayaa kalkmay baard. Rzgr tarafndan rselenerek, tanry son bir oyunca srklemeyi baard. Tanr'y yere brakarak, cam kabarcn kapsn at ve merakla

Yardm-eli, gerekirse Geglerin kaz-penelerinin yardmna gelebilmesi iin tasarlanmt. Za aman bir pene mer-cankayaya takl kalrd veya bozulur, krlrd. Bunlardan biri olduunda g yardm-eline girer ve tamirat yapmak zere adalardan birine indirilirdi. Yardm-eli, tam da ismi gibi grnyordu -bilekten kesik, metalden dev bir el gibi. Bilee bal bir kablo elin yukardan ynetilerek indirilip kaldrlmasn salyordu. Elin parmakl fe bklmt; baparmak ile dier parmaklar bir araya gelmiti ve avcmda, tamirci Geglerin olculuk yapt byk bir koruyucu kabarck tutuyordu. Menteeli bir kap, giri k sal nca uzanan boruya bal pirin bir boynuz, Geglerin yukandakilerle iletiim kurmasn salyo . Cam kabarcn iine iki iman Geg rahatlkla sard. Geg'den olduka uzun olan tanr sorun ibi grnyordu. Limbeck tanry kabarca doa srkleyip onu ieri tkt. Tanrnn bacakla a Geg tanrnn bacaklarn katlayp enesine dayad, kollarn gsnn zerine doru bkt v beck dikkatle ieri trmand ve ardndan kpek atlad. nn birden ierde yolculuk yapmas tacakt, ama Limbeck'in kpei geride brakmaya niyeti yoktu -bir kez daha yapamazd bunu. Tekrar yoktan varolmasn izlemenin okuna dayanabileceini sanmyordu. Kpek sahibinin bedeninin yannda kvrlp yatt. Tanrnn gevek bedeninin zerinden uzanan , kkreyen rzgra ramen kapy kapatmak iin bo yere abalad. Rzgr dnp baka bir ad rpp kapatarak Limbeck'i kabarcn kenarna frlatt Limbeck 179 178 Margaret Weis & Tracy Hickmnn .t EJDER. KAnADi/n.,.j,""!W

uzun sre dt yerde, nefes nefese ve inleyerek kald. Elin frtnada sarslp sallandn hissedebiliyordu Limbeck. Kafasndan kablonun koptuu, k r gemeye balad ve bir an iin Geg'in tek istedii, bu kaya parasndan uzaklamak oldu. Ha et etmesi iin korkun bir aba gerekti, ama Limbeck uzanp boynuzu kavramay baard. "Yukar!" dedi nefes nefese. Hibir tepki gelmedi ve Limbeck, belki de kendisini duymadklarn dnd. Cierlerini havayla doldurdu, gzlerini kapatt ve tkenmekte olan gcn toplad. "Yukar? diye yle bir haykrd ki, kpek korku iinde ayaa frlad, tanr kprdanp inledi "Kan mdin?" dedi bir ses, szckler borudan aa bir avu akl ^a gibi yuvarlanrken. "Yukanr diye lk att Limbeck, ileden km, aresiz ve korkun bir panik iinde. Yardm-eli, ayakta olsa Geg'i yere ykacak bir sansntyla hareket etti. Ama Limbeck tan nya yer amak iin bir yana kv-rlmt. Yardm-eli yavaa, korkutucu bir gcrtyla, rzg aya sallanarak, ykselmeye balad. Limbeck, kablo imdi koparsa ne olacan dnmemeye alarak kabarcn duvarna yasland, gzlerini kapatt ve mi

desinin bulantsn bastrmaya alt. Ne yazk ki gzlerini kapatmak bann dnmesine sebep oluyordu. Kendini frl frl dnerken kara bir kuyuya dmek zereyken buldu. "Bu ie yaramaz," dedi Limbeck titreyerek, "imdi bayla-mam. Yukardakilere neler olduun u anlatmam gerek."

Geg gzlerini at ve -kendini dar bakmaktan alkoymak iin- tanry incelemeye koyuldu. T ek olduunu dndn fark etti. En azndan, dii bir Gegden ok, erkek bir Gege benziyordu n izgileri vard: keli, sert sakallarla kapl bir ene; sert dudaklar, gergin, skca kapa sla rahatlamayan, onunla beraber mezara gidecek srlar saklarm gibi grnen dudaklar. Gzl rinin evresindeki ince izgiler, tanrnn yal bir adam olmamasna ramen, gen bir delikan lmadn gsteriyordu. Salar da yal olduu izlenimini arttryordu. ok ksa kesilmiti yamurla slanm olsa da, Limbeck akaklardaki, alnn dibindeki ve ensedeki bembeyaz tutaml an grebiliyordu. Sanki tanrnn bedeni yalnzca kemik, kas ve sinirden yaplmt. Zayft ndartlarna gre an zayft. "Belki de bu kadar ok giysi giymesinin sebebi budur," dedi Limbeck kendi kendine, kabarcktan dar bakmamaya alarak. Darda imekler, frtnal geceyi, Geglerin gne rinden daha da parlak klyordu. Tanrnn zerinde uzun, kaln, deri bir tunikle boazn evreleyen bir iple tutturulmu bir vard. Boynuna bir para kuma sarm, ularn boaznda balam ve tuniin iine sokmutu. leklerine kadar uzanyordu; kolazlan yine iplerle tutturulmutu. Yumuak, deri pantolonu nun paalar dizine kadar gelen izmelerinin iine sokulmutu. izmelerin yan taraflarnda, b r hayvann boynuzlarndan yaplma benzeyen dmeler vard. Tm bunlarn zerine, dirsekleri uzanan geni kollan olan, yakasz bir ceket giymiti. Tm giysilerinin renkleri kasvetli ydi -kahverengiler ve beyazlar, griler ve mat siyahlar. Kuma iyice ypranm, baz yerlerd e saaklanmt. Deri tunik, pantolon ve 180 181

Margnret Weis & Tracy Hickman 1 s izmeleri bedenin kvrmlarna gre yumuam, ikinci bir deri gibi bedeni sarmt. En garip taraf da, tanrnn ellerinin paavralara sanl olmasyd. Buna aran, imdiye kad elen fark etmi, ama zerinde dnmemi olan Limbeck, tanrnn ellerine daha yakndan bakt. ar olduka dzgn sarlmt. Bileklerin evresinde balyor, ellerin zerini ve avuilerini aklarn evresini sanyordu. "Neden?" diye merak etti Limbeck ve sebebini bulmak iin uzand. Kpein hrlamas yle bir ktlkle doluydu ki, Limbeck salannm dimdik olduunu hissetti. H yaa frlam, Geg'e aka "Yerinde olsam onu rahat brakrdm," diyen bir bakla bakyordu "Pekl," diye yutkundu Limbeck. Kabarcn yan tarafna bzt yine. Kpek ona onaylayan bir bakla bakt. Yerine iyice, hatta gzlerini bile kapatt. "imdi iyi bir ocuk olacan biliyorum, bu yzden, izin verirsen biraz kestirmek istiyoam," der gibi ydi. Kpek haklyd. Limbeck iyi bir ocuk olacakt. Felce uram, kprdamaya korkuyordu. Hatta se nefes almaya bile ekiniyordu. Pratiklikten holanan Gegler kedileri tercih ederdi. Kediler, fare yakalayarak ve kendi kendilerine bakarak hayatlarn kazanan faydal hayvanlard. Yks-diks de kedileri se erdi, en azndan yle olduu dnlyordu, nk Geglerle birlikte yaamalar iin Aa le nler, Yks-dik-si'nin yaratclar olan Yemleyenler'di Bununla beraber Drev-ln'de birka k de vard. Kpek besleyenler genellikle

EIDER. KAFIADI zengin Gegler olurdu -baatusta ve onun kabilesindekiler gibi. Kpekler ev hayvanlar deildi, zenginliklerini konmak iin kullanyorlard onlar. Gegler birbirlerinin cann alm ama aralannda, birbirlerinin maln gaspetmeye itiraz olmayanlar vard.

Bu kpek, Geg kpeklerinden farklyd. Geg kpekleri sahiplerine benzemeye eilimli olurdu ksa bacakl, f gibi gsl, yuvarlak, kaln burunlu, yass suratl... ve kt niyetli bi yz ifadelerinde. Limbeck'i sahibine yaklatrmayan kpekse parlak tyl ve ince gvdeliydi. Uzunca bir burnu, son derece zeki bir surat, iri ve parlak kahverengi gzleri vard. Krk, tarif edilemez bir siyaht. Kulaklannn ucunda ve kalannda beyaz lekeler vard. Kpe yzn, hayvanlar iin son derece srad bir biimde anlaml klan, diye karar verdi Limbec lmalyd. Limbeck'in tann ve kpei hakkndaki gzlemleri byleydi. Ayrntl gzlem yapmt, nk Dr -lan uzun yolculuk boyunca incelemek iin bol bol zaman olmutu. Ve tm bu sre boyunca merak etmekten alkoyamamt kendisini: Ne?... Neden?...

ONDOKUZUNCU BLM LEK, DREVLN AAI LEM -.j Jarre sabrszlkla Yks-diski'nin, ucunda yardm-eli asl olan kabloyu yavaa ve z sarmasn bekledi. Zaman zaman, yaknda bir Geg varsa, bartsn yzne doru indiriyor, b k bir cam muhafazann iine dikkatli bir ekilde, kalarn atarak bakyordu. Muhafazann i siyah ok, hayat boyunca garip ve anlamsz simgelerle iaretlenmi bir sr siyah izgi aras gezinmekten baka bir ey yapmamt. Geglerin bu siyah ok hakknda tek bildikleri -ia-retarma diye bilinirdi- tm siyah izgilerin krmz olduu tarafa dnerse, tabana kuvvet kam ektiiydi. Bu gece iaret-parma uslu duruyordu, yaknndaki tm Gegleri halayacak buhar dalgalar yay ilikin herhangi bir iaret yoktu. Bu gece yolundayd. Tekerler dnyor, aygtlar alyor, iliyordu. Kablolar aa, yukar inip kyordu. Kaz-peneleri cevher yklerini Geglerin it rabalara boaltyor, Gegler arabalarndaki yk Yks-diksi'nin kocaman azna dkyor, Yks i iniyor, istemediini tkryor, kalann sindiriyordu. Bu gece alan Geglerin ou GGIBIT yesiydi. Gndz, takmdan biri bir kaz-penesinde Limb ni fark etmi-

ti. Srad bir ans sonucu, pene, Yks-diksi'nin bakent Ralm yaknndaki bir parasna lerinin yardmyla frlayansalla yolculuk yapan Jarre, sevgili ve nl nderini karlamak i m zamannda orada olmutu. Aada, adada bozulmu gibi duran bir tanesi dnda tm kaz-peneleri geri dnmt. Jarre brakt ve bolua -mercankaya adann iine oyulmu, aadaki gkyzne alan bir delieeglere katlmaya gitti. Jarre arada bir endieyle evresine bakmyordu, nk bu ekipte olmam s gerekiyordu ve yakalanrsa, aklamas gereken bir sr ey olacakt. anslyd ki, dier li alanna nadiren, yalnzca penelerden birinde problem olursa gelirlerdi. Jarre raha tsz bir ekilde, bir st platformda oraya buraya itilmekte olan arabalara bakt. "Endielenme," dedi Lof. "Birisi buraya bakacak olursa, bir peneyi onardmz dnecek ya Lof yakkl ve gen bir Geg'di. Jarre'ye son derece hayrand ve Limbeck'in idamn duyduun k de zld sylenemezdi. Lof Jarre'nin elini skt. Brakmaya niyetli grnmyordu, ama Ja ne ihtiyac vard ve geri ekti. "te orada!" diye bard heyecanla, bolua doru iaret ederek. "te o!" "Biraz nce yldrm arpan m diyorsun?" diye sordu Lof umutla. "Hayr!" diye azarlad Jarre. "Yani, evet, ama yldrm arpmad onu." Hepsi, avcmda kabarc tutan ve bolukta ykselmekte olan yardm-elini grebiliyordu. Jarre ha nce Yks-diksi'nin yava olduu fikrine hi kaplmamt. Defalarca bozulduunu sanm, bakt zaman, huysuz huy185 184 Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER. R^HADI

sz sarmakta olduunu grmt. Bir sre sonra yardm-eli ykselip Yks-diksi'nin iine girdi. Sarga gcrdayarak durdu, bo rdm-elinin arkasnda bir gmbrtyle kapand, yer plakalar kayarak gvenilir bir zemin olu lar.

"te o! te Limbeck!" diye bard, yamur sularnn sel gibi akt camn ardnda bir eki emin deilim," dedi Lof pheyle. Hl umudunu yi-tirmemiti. "Limbeck'in kuyruu var m?" Ama Jarre duymad. Zemin iyice kapanmad halde hzla kotu, dier Gegler de arkasndan seyirtti. Kapya ulatnda sabrszca ekitirmeye balad. >"", ; "Almyor!" diye haykrd panikle. <./>, *. .*sw ini eken Lof uzand ve kap kolunu evirdi. "Limbeck!" diye bir lk att Jarre. Kabarcn iine atlamasyla dan frlamas bir oldu. eriden yksek ve hi de dosta olmayan bir havlama sesi geldi. Jarre'nin solgun suratn fark eden Gegler geri ekildiler. "Neydi o?" diye sordu biri. ! "B-b-bir kpek sanrm," diye kekeledi Jarre. "yleyse Limbeck deil!" dedi Lof hevesle. eriden zayf bir ses geldi. "Hayr, benim! Kpekten korkmayn. Onu korkuttunuz, o kadar. Salbi iin endieli. Hadi, eli nizi uzatn. Bu kabarck hepimiz iin fazla dar." Kapda sallanan parmak ular grnyordu. Gegler endieyle birbirlerine baktlar ve hep bera bir adm daha geri ekildiler. Jarre beklentiyle duraksad ve srayla her Gege yardm bek-

leyerek bakt. Her Geg, srasyla, ya sargaa, ya ktr-keskiye, ya da gmbr-zemine baktlar -havlayan kabarck dnda her yere. """ '" ''iAV*<Sh> ' <Mi'? 4">*%nJ ',',,.; "Hey, burdan kmama yardm edin!" diye bard Limbeck. Jarre dudaklarn, hi de iyiye iaret etmeyen bir ekilde, ince bir izgi haline gelene kad ar birbirine bastrd. Kabarca doru ilerledi ve uzanan eli inceledi. Limbeck'in eline b enziyordu -mrekkepleriyle falan. Byk bir dikkatle eli tuttu ve ekti. Limbeck -kpkrmz ter iinde bir yzle- kapda belirince Lof un umutlan sonsuza dek yok olmu oldu. "Merhaba, hayatm," dedi Limbeck, Jarre'nin elini skarak. Akl baka yerde olduundan, Ja rre'nin yzn plmek zere uzatm olduunu grmemiti. Kabarcktan kar kmaz geri dnd ibi yapt. "te, imdi yardm edin de onu karalm," diye seslendi ieriden, sesi garip bir ekilde yanklanarak. -"i "O da kim?" diye sordu Jarre. "Kpek mi? Kendi kendine kamyor mu?" Limbeck dnd ve sevinle Geglere bakt. "Bir tanr!" dedi

zaferle. "Bir tanryla dndm!" tt> Gegler hayret ve kuku dolu bir sessizlik iinde baktlar. Konuma yetisini ilk kazanan Jarre oldu. "Limbeck," dedi serte, "bu gerekten art myd?" "ey, eh... evet! Evet, elbette!" diye yant verdi Limbeck, biraz bozularak. "Bana i nanmamtn. te, yardm edin de karaym. Yaral." "Yaral m?" diye sordu Lof, bir kez daha, umudun prldadn grerek. "Bir tanr nasl yar r ki?" "Aha!" diye bard Limbeck, ylesine gl ve sesli bir 186 187

f"' V-< ! 1 Mnrgaret Weis & Trncy Hickman "Ala"yd ki, zavall Lof yartan sonunda, tamamen ve sonsuza dek ekilmek zorunda kald. "B nim de anlatmak istediim bu!" Limbeck yine kabarckta kayboldu. '<"' Sahibinin nnde durup hrlayan kpei karmak biraz zor oldu. Limbeck bu durumdan epe rahatszd. Kabarcn iindeki yolculuklar esnasnda kpekle bir anlamaya varmlard. Am ani Limbeck'in kendi kesinde kprdamadan durmas karlnda kpein onun boazn paral - hayvan yattrp kmas iin ikna etmek konusunda ie yaramayacak gibiydi. "Cici kpek"l

erin sana"lar sonu vermemiti. aresiz ve tanrsnn lecei dncesiyle korkmu Limbeck, h tmeye alt. "Bak," dedi, "ona zarar vermeyeceiz. Ona yardm etmek istiyoruz! Ve ona yardm edebil memizin tek yolu da, onu buradan karp gvende olaca bir yere gtrmemiz. Ona iyi bakaca in ederim." Kpein hrlamas azald; hayvan, ilgi gibi grnen bir ifadeyle Geg'i izliyordu. "Sen de gelebilirsin. Ve holanmadn tek bir ey bile olursa, gelip boazm paralayabilir Kpek ban bir yana edi, kulaklarn dikti ve dikkatle dinledi. Geg szn bitirdiinde, o bir ifadeyle szd. Sana bir ans veriyorum, ama dilerimin hl yerinde olduunu unutma. "Tamam; diyor," diye bard Limbeck mutlulukla. "Tamam diyen ne?" diye sordu Jarre, kpek kabarcktan atlayp Limbeck'in ayaklarnn dibin e konduunda. Gegler o anda ortadan yok olup, snacak yer aradlar. Keskin dilere kar koruma salayaca ibi grnen Yks-diksi paralarnn arkasna daldlar. Yalnzca Jarre yerinden kprdamad. keyle kar karya olursa olsun, sev188

dii adam yalnz brakmamaya kararlyd. Bununla beraber kpek, titremekte olan Geglerle bir nebze olsun ilgilenmiyordu. Tm dikkati tamamen sahibi zerinde toplanmt. "te!" diye soludu Limbeck, tanry ayaklarndan ekerek. "Sen bu ucunu tut, Jarre. Ben de ban alacam. Tamam, dikkatli ol. Dikkat. te oldu, sanrm." Kpee cesaretle gs germi olan Jarre, her eyi gze alabileceini dnyordu artk, hatt ndan ekitirmeyi bile. Korkak yoldalarna kmseyici bir bak frlatarak tanrnn deri i tu ve ekti. Limbeck gevek bedeni kabarcktan dar ekti ve dar kan omuzlar yakalad ry yere uzattlar. "Aman, yazk," dedi Jarre yumuak bir sesle, merhamet duygusu korkusunu bastrrken. Tan rnn bandaki yaraya, nazike dokundu. Parmaklan kanla boyand. "ok fena yaralanm!" "Biliyorum," dedi Limbeck endieyle. "Ben de onu biraz kabaca tadm, kaz-penesi paralama an gemisinden kardm onu." "Derisi buz gibi. Dudaklar morarm. Bu bir Geg olsayd, lyor derdim. Ama belki de tanrla byle grnyordur." "Sanmyorum. lk grdmde, gemisi dtkten hemen sonra byle grnmyordu. Ah, Jarre, lme Jarre'nin sesindeki merhameti iiten ve sahibine efkatle dokunduunu gren kpek, elini y alad ve kahverengi gzleriyle yalvarrcasna bakt. Kpein slak dilini hissettiinde Jarre nce irkildi, fakat sonra rahatlad. "Endielenme, i ileecek," dedi yumuak bir sesle ve ekinerek uzanp hayvann ban okad. Kpek bu dokunu klarn indirdi ve gr kuyruunu hafif189 Margaret Wes & Trncy Hkran

e sallad. "Sence iyileecek mi?" diye sordu Limbeck, endieyle. "Elbette! Bak, gzkapaklar hareke t ediyor." Jarre canlanarak dnd ve emirler yadrmaya koyuldu. "lk nce onu scak ve sessi bir yere gtrmeliyiz. Vardiya deiim zaman gelmek zere. Kimsenin onu grmesini istemeyiz .." "stemez miyiz?" diye szn kesti Limbeck. "Hayr! yileip konuabilecek hale gelmeden olmaz. Bu, halkmzn tarihinde byk bir an ola Acele edip her eyi mahvetmek istemeyiz. Sen ve Lof, gidip bir sedye getirin..." "Sedye mi? Tann sedyeye smaz ki," dedi Lof, surat asarak. "Bacaklar kenardan taar ve ayaklar da yere srnr!" '^ "Bu doru." Jarre, bedeni bu kadar uzun ve dar olanlarla ura aya alk deildi. Duraksad, kalarn att, sonra aniden nlayan bir gong sesi dehet i knmasna sebep oldu. "O da ne?" *? "Yeri aacaklar!" dedi Lof nefesi kesilerek. "Ne yeri?" diye sordu Limbeck merakla. "Bu yer!" diye iaret etti Lof, ayaklarnn altndaki metal plakalar gstererek. "Neden? Ah, anlyorum." Limbeck ban kaldrp yklerini boaltm, aa inmeye hazr edile bakt. "Buradan hemen kmalyz!" dedi Lof telala. Jarre'ye yanaarak fsldad, "Brak tanr kals

n havaya der. Zaten oradan gelmiti. Kpei de beraber." Ama Jarre onu dinlemiyordu. Yukardaki platformda, oraya buraya ittirilen arabalar izliyordu. "Lof!" dedi heyecanla, sakaln yakalayp ekitirerek -Lim-beck'le urarken edindii ve b a glk ektii bir alkanlkt bu. "O arabalar! Tanr onlardan birinin iine sar'

abuk! abuk!" Zemin iddetle titremeye balamt ve hayatta her ey sakalnn yolunmasndan daha iyiydi. L allad ve dier Geglerle beraber koturarak bo bir araba getirmeye gittiler. Jarre tanry kendi pelerinine skca sard. Limbeck'le beraber tanry zeminin ortasndan, g bildikleri kadar kenara ektiler. Bu esnada Lof ile arkadalar arabay, alt kat ste balay n dik rampadan aa iterek dnmlerdi. Gong sesi yine duyuldu. Kpek inleyip havlad. Kulak grltden rahatsz olmu gibiydi. Belki de tehlikeyi sezmi, acele etmeleri iin Gegleri uya ordu. (Lof kulaklarnn rahatsz olduu konusunda srar etmiti. Limbeck'se tehlikeyi haber verdiini sylerek itiraz etmiti. Jarre her ikisine de seslerini kesip ilerine bakmala nn emretti.) Gegler bu arada tanrnn bedenini arabaya yklemeyi baarmlard. Jarre yaral tanrnn ba eriniyle sard (Lof itiraz eder gibi oldu, ama endieli ve ileden km Jar-re'nin yanana rdii tokat onu kendine getirdi). Gong nc kez duyuldu. Kablolar gcrdamaya, kaz-penele lmaya baladlar. Yer gmbrdeyerek almaya balad. Bastklar zemin ayaklarnn altndan k rabann arkasna sralandlar ve kuvvetle ittirdiler. Araba ne frlad ve rampa yukar yrm d. Arkasndan ter iindeki Gegler itekliyor, onlarn arkasndaysa kpek dolanp duruyor, top klarn diliyordu. Gegler gl bir rkt, ama demirden yaplm araba da olduka ard. indeki tanrnn ar eglerin kullanmas iin yaplm rampa, araba karlmas iin tasarlanmamt ve diklii yz varlanma tehlikesiyle kar karyayd. 190 Margaret Wes & Tracy Hckmnn EJDEK. KOHADI

Bunu fark eden Limbeck, arlk, atalet ve yerekimi hak knda belirsiz dnceler gelitirmeye balamt ve hayat teh likede olmasayd kukusuz yeni bir fizik kanunu kefedecek ti. Ama altlarndaki zemin sonuna kadar almt ve kaz-peneleri bolua doru gmbrdeyerek alalmaya balamlard. Bir an, Gegler arabay tutamaz gibi oldular ve arabann, iin de tanr, Gegler ve kpek olduu halde, bolua yuvarlan masna ramak kald. """.;> ^, usvm*.'^ tf t "imdi, bir daha, hep beraber!" diye homurdand Jarre. Gl bedenini arabaya dayamt. Yz, gsterdii abayla kpkrmz olmutu. Yanndaki Limbeck'in pek faydas dokun muyordu. Doal olarak zayft ve zorlu deneyimi yznden daha da zayflamt. Ama yiite, elinden geleni yapyordu. Kuvvetten kesilen Lof pes edecekmi gibi grnyordu. "Lof," dedi Jarre soluk solua, "geriye yuvarlanmaya balarsa ayan tekerin altna koy!" Liderlerinden gelen bu komut, doutan dztaban olan, fakat olay abartmak iin bir sebep gremeyen Lof un motivasyonunu arttrd. Yenilenen bir gle omzunu arabaya dayad, dilerini skt, gzlerini kapatp kuvvetle itti. Araba yle bir gle ne atld ki, Limbeck dizlerini dt ve kendini durdurmay baarana kadar rampann yarsna kadar kayd. Araba rampann b Tkenmi Gegler st katn zeminine yldlar. Kpek -hayretler iinde kalan-LoPun yzn ya ampay emekleyerek trmand ve tepeye ulanca kendinden geti. "Tek ihtiyacmz da buydu zaten!" diye mrldand Jarre, ileden km bir ekilde. "Onu da tayacak deilim1" diye itiraz etti Lof Politikaya karmamas iin kendisini uyaran babasnn hakl olduunu dnmeye balamt.

Sakalnn iddetle ekilmesi ve yanana indirilen sesli bir tokat Limbeck'i ayltr gibi old Eimler ve yzeylerle ilgili bireyler samalamaya balad, ama Jarre sesini kesmesini ve kp alp arabann iindeki sahibinin yanna koyarak biraz ie yaramasn syledi. "Syle, o da sesini kessin!" diye emretti Jarre. Limbeck'in gzleri yle ald ki, gzyvalarndan fr layabilirdi. "B-ben mi? K-kpei alp..." " '' *M * ** -M1* Ama anlam grnen kpek arabaya kolayca atlayp sorunu zd ve sahibinin ayaklarnn dibin Jarre tanrya bir gz att ve hl canl olduunu, pelerinlere sarnnca daha iyi grndn tanrnn bedenini kk mercankaya paralan ve zaman zaman Yks-diksi'nin dmesine izin ve arla kapattlar, kpein zerine bir uval rtp arabay en yakn ka srdler. Onlar kimse durdurmad. Kimse neden bir cevher arabasn tnellerde srdklerini sormad. Ki nereye gittiklerini ve oraya varnca ne yapacaklarn bilmek istemedi. Bitkin bir ifa deyle glmseyen Jarre, en iyisinin de bu olduunu syledi, iini eken Limbeck, ban salla u merak eksikliinin, halk iin hi de vgye deer bir zellik olmad yorumunu yapt. 192 193 KAPADI

'l YRMNC BOLUM LEK, DREVLEV AAI LEM nsan labirentte, igdlerini ince, keskin bir u gibi bile-melidir, neredeyse bir hanerin , bir klcn az kadar keskin, nk igdler de hayatta kalmak iin kullanlan silahlard elik kadar faydal olduklarn kantlarlar. Aylmaya alan Haplo'nun igdleri, ayld mretti. Her yetisi zerinde eksiksiz kontrol salayana kadar kmldamadan yatt, inlemesin i bastrd ve gzlerini ap evresine bakmak iin duyduu gl istee kar koydu. ly oyna. ou kez, dmann seni rahat brakacaktr. Sesler iitme snrna girdi ve kt. Zihni sesleri yakalad, ama bu plak ellerle balk tu benziyordu. Ellerinden kayp gidiyordu sesler; onlara dokunabiliyor, ama yakalaya myordu. Yksek, derin seslerdi bunlar, her taraftan, hatta iinden geliyora benzeyen bir grlemenin stnden aka duyuluyordu. Bedeninin grlemeyle titrediine yemin edebilirdi esler belli bir mesafeden geliyordu ve sanki tartyor gibiydiler, ama tartmalar iddetli deildi. Haplo herhangi bir tehdit hissetmedi ve rahatlad. "Anlalan Bodurlarn arasna dmm..."

"... ocuk hl hayatta. Kafasnda fena bir yara var, ama yaayacak." "Dier ikisi? Sanrm annesiyle babas." "lm. Grnlerine baklrsa kaaklardan. Avclar onlar yakalam elbette, herhalde ocu dndler." "Hayr. Avclar ne ldrdklerine aldrmazlar. ocuun burada olduunu anladklarn sanmam. klam olmal. nlemeseydi biz de onu duymazdk. Bu sefer hayatn kurtard, ama iyi bir al l. Bu alkanlktan kurtulmas gerek. Bence anne babas balarnn dertte olduunu anladlar. durmas iin ocuu baylttlar, sonra avclar ondan uzak tutmaya baktlar." "ocuun ans varm ki saldranlar ejder deil avclarm. Ejderler kokusunu hemen alrlard "Ad ne?" ocuk bedeninde dolaan elleri hissetti. Beline dolanm bir deri paras dnda plakt. E de balayan, gs boyunca karnna, bacaklanna ve ayaklarnn st tarafna, kollan boyunca el in stne, ensesine uzanan, fakat ayak tabanlarna, avularna, kafasna ve yzne hi dokunm dvmeleri izlediler. "Haplo," dedi adam, kalbinin stndeki rnleri okuyarak. "Yedinci Kap dtnde domu. Yak anda demek ki." "Bu kadar uzun yaad iin ansl. Bir ocukla eli aya balanan Kaaklarn hayatta kalabi ayal bile edemiyorum. Artk gitsek iyi olur. Ejderler kan kokusunu alr ksa sre sonra. Hadi, ocuk. Uyan. Ayaa. Seni tayamayz ite, 194

I9S

Margaret Weis & Tracy Hickman uyandn m? Tamam." Haplo'yu omzundan yakalayan adam, onu anne babasnn paralanm cesetler nin yanna gtrd. "Bak. Unutma. Ve unu da unutma. Annenle baban ldrenler avclar deild bu zindana tkp, lme terk edenlerdi. Kim onlar, ocuk? Biliyor musun?" Parmaklar Haplo' nun etine gmld. "Sartanlar," diye yantlad Haplo bouk bir sesle. ' "Tekrarla." " *< "Sananlar!" diye haykrd Haplo. ' '" *' ' < <J?W" *<"' "Evet, bunu asla unutma, ocuk. Asla unutma..." Haplo yine bilincini kazand. evresindeki foslama ve gmleme sesleri devam ediyordu, fakat bunun zerinde baka sesler ayrt edebiliyordu, daha nce duymu olduunu hatrlar gibi olduu sesler, yalnz bu sefer saylan daha azd. Szcklere younlamaya alt, ama bu mm sndaki zonklama her trl rasyonel dnce kvlcmn bouyordu. Acy sona erdirmesi gerek

Haplo gzlerini dikkatle, hafife aralad ve kirpiklerinin arasndan bakt. Bann yaknnda re braklan tek bir mum, evresini aydnlatmaya yetmiyordu. Nerede olduu konusunda en kk r fikri bile yoktu, ama yalnz olduunu karabiliyordu. Haplo yavaa sol elini kaldrp bana yaklatryordu ki, elinin kuma paralarna sarl o dad ve evresini saran ac dolu karanl zayf bir kla aydnlatt. Takatini kesen yaradan kurtulmas iin daha iyi bir sebepti bu. Dilerini skarak ve en kk bir ses bile karmamak iin

EJDER, byk bir dikkatle hareket ederek, sa eliyle uzanp sol elindeki kuma paralarn ekitird aklara tek tek dolanm olan kuma tamamen almadan, sol elinin stn biraz gsterecek kada Derisi dvmelerle kaplyd. emberler ve girdaplar, kvrmlar ve kavisler mavi krmz renkle aplmlard ve olduka srad bir tasarmlar vard. Fakat her desenin kendine zg anlam dokunan muhtelif desenler, bir arada ayr ayn anlamlar oluturuyorlard.1 Kendisini i zleyen birisini fark etmesi durumunda hareketini dondurmaya hazr olan Haplo kolun u kaldrd ve elinin tersini alnndaki yaraya bastrd. ember tamamlanmt. Is elinden bana, bandan koluna, kolundan yine eline akt. Ardndan ecekti ve tm bedeni dinlenirken ac azalacak, yara kapanacak, i organlarndaki hasarla r onanlacak, uyandnda hafzas ve tetiktelii tamamen geri gelmi olacakt. Gittike zayf le, Haplo elinin zerindeki kuma paralarn dzeltti. Kolu gevek bir biimde dt ve alt e grltyle arpt. Souk bir burun avcma sokuldu... yumuak bir az parmaklarna srtnd ...Haplo elinde mzrak, iki kaodinle yzleti. Hissettii tek duygu fkeydi -korkuyu kl ede n, alev gibi bir gazap. Ufukta hedefini, Son Kap'y grebiliyordu. Ona ulamak iin tek yapmas gereken, keif esnasnda bo grnen engin bir ovay gemekti. B lyd. l Kendine zg anlamlan olan iki szcn, bir aada kullanld zaman bambaka, fakat de lanan nc bi anlam kazanmas gibi He deseni derle ile belli bir dzene goe yerlet l etkle yaratan Patynlein run dilini aklamak iin, bu ok kaba b yaklam.

f Mnrgaret Wes & Tracy Hckman Labirent kamasna asla izin vermezdi Sahip olduu btn si lahlan stne yadracakt Ama Labirent zekiydi Ktcl zek s Patrynlerle bin yl boyunca savamt, ta ki aralarndan bir ka onu zaptedecek yetileri edinene kadar. Yirmi be kapdr yayordu Haplo1 ve savayordu. Sonunda yenilmek iin. n k kazanmasnn bir yolu yoktu Srtn dayayabilecei tek bir aa, tek bir kaya paras olmayan ovann ortasna kadar gel mesine izin vermiti Labirent. imdi kendisini iki kaodin ile kstrmt (^"-<<if >wv, >, ." Kaodinler lmcl dmanlardr. Devasa, zeki, bceksi yaratklar Labirent'in lgn bysnde her trl silah beceriyle kullanabilirler (bu ikisinde palalar vard). Bir insan kadar

uzun, kara kabuklu bedenleri, yuvarlak gzleri, drt kolu, iki gl arka aya olan kaodinl r ldrlebilir-lerdi -Labirent'teki her ey ldrlebilirdi. Ama bunlardan birini ldrmek i kalbinden vurmak ve hemen yok olmasn salamak gerekirdi. nk bir an bile fazla yaarsa, annn tek bir damlasndan kendini kopyalar, bylece bu ikisi, yarasz ve btn olarak, sava a devam ederlerdi. Haplo bu yaratklardan iki tanesiyle kar karyayd imdi ve yalnzca rn bezeli bir mzrak i avc ba kalmt elinde. Silahlar hedeflerini arp rakiplerini yaralarsa, karsnd t. Bir daha skalarsa sekiz Hayr, kazanmas mmkn deildi. iki kaodin hareket halindeydiler, bir tanesi Haplo'nun sa1 Labenttek Patrynler yalan "kaplar ile lerler Muhtemelen bu, hapsedilmelerinin ilk e, insann yann, getii kapla -toplumlarndaki en nemli simge- ile lld zamanlad us Lodu sonunda Labent'e donup, buyusyle uzende ksm kontrol salad zaman, zaman k gne devrlene uyan) standat b" sistem kdu Sonala kullanlan "kap" deyimi, bu d ekted

gna, dieri soluna kayyordu. Birisine saldrd zaman, dieri arkadan vuracakt. Patrynin s, birini mzrayla hemen ldrmek, sonra dnp dieriyle savamak olacakt Haplo, kafasndaki bu stratejiyle geriledi. Bir birine, bir te kine hamle yapyor, bylece mesafeyi korumalar iin onlar zorluyordu. Onlar da aray kapatmyorlard, Haplo'yla oynu yorlard, avularnda olduunu biliyorlard. Kaodinler kurban lar ile oynamay severler, biraz oynama frsat yakaladklar zaman nadiren hemen ldrmeyi tercih ederler. ! Mantkl dnemeyecek kadar gazap dolmu olan Haplo, artk yaayp yaamayacana aldrmyordu. Tek istedii bu yaratklara, dolaysyla da Labirent'e saldrmakt. Bir yaam bo yu hissettii korku ve mitsizlii yardma ard ve bu fke ve umutsuzluun gcyle mzran frlatt. Mzrak elinden u tu gitti; ardndan, mzran dosdoru dmanna gitmesi iin sylenen ninleri haykrd, iyi nianlamt, mzrak bcein ka ra kabuunu deldi ve bcek srtst yere dt. Yere deme den nce lmt bile. ' Ac dolu bir imek Haplo'nun iinde akt. Istrapla nefe si kesilen Haplo dnerek kenara att kendini ve yzn dier dmanna dnd. Souk derisi zerindeki kann scakln hissedebiliyordu. Kaodinler rn bys kullanamazlar, ama uzun zamandr Patrynlere kar giritikleri mcadeleler sonu cunda dvmelerle kapl bedenlerindeki en zayf noktalar bil mektedirler. En iyi hedef batr. Fakat bu kaodin klcn Hap lo'nun srtna saplamt. Onu ldrmeyi istemedii anlalyor du -imdilik Haplo'nun mzra gitmiti imdi hanere kar palayd Haplo kaodnin altna doru koup, han albe saplayabilir veya frlatmay gze alabilirdi. Yalnzca deri yuz199 198

Margaret Wes & Tracy Hckman mek, kesmek ve bilemek iin kulland avc bann zerinde ynlendirici rnler yoktu. Hed silahsz kalacakt ve muhtemelen karsnda iki rakip bulacakt. Ama savam ksa srede bit oamdayd. Kan kaybediyordu ve kaodinin kl darbelerini savuturmakta kullanabilecei bir k alkan yoktu. Haplo'nun ikilemini fark eden kaodin, geni klcn sallad. Sol kolunu hedefleyerek, kesip koparmaya alt -bylece dmann sakat brakacak, fakat henz ldrmemi olacakt. Haplo grd ve darbeyi omzuyla karlamak iin yana dnerek, eilebildii kadar eildi. Kl deri sapland ve kemiklerini krd. Ac Haplo'yu neredeyse bayltacakt. Artk sol kolunu hi his emiyordu. Kaodin geriledi, toparland ve bir sonraki darbesi iin pozisyon ald. Haplo hanerini k avrad ve gzlerini kaplamaya balayan krmz sisin arasndan grmeye alt. Artk yaamak

unda deildi. Nefreti onu ele geirmiti. lmeden nce hissetmek istedii son duygu, dmann nnda gtrdn bilmekten doacak tatmindi. Kaodin klcn yine kaldrd ve aresiz kurbanna bir darbe daha indirmeye hazrland. Umuts nde sakinleen, tmyle numara olmayan bir uyuukluk iinde grnen Haplo, bekledi. Yeni bir trateji gelitirmiti. lecekti, ama dman da lecekti. Bcein kolu gerildi ve ayn anda H n arkasndan bir ekil frlayarak, dorudan kaodinin zerine atlad. Bu ani ve beklenmedik saldrdan dolay kafas karan kaodin Haplo'dan baklarn evirip, e olduuna bakt ve bylece klcnn ynn deitirerek yeni dmann karlamaya hazrlan a ve inleme

EIDER. duydu ve yere den krkl bir beden grdn zannetti. Ama bunun ne olduuna kafa yormad. ikeyi karlamak iin kollarn indirmi olan kaodin, gsn korumasz brakt. Haplo haner nianlad. Kaodin iinde bulunduu tehlikeyi fark etti ve gardm almaya teebbs etti, fakat Haplo ok yaklamt. Bceksi yaratn klc Patrynin yan tarafn dorad ve kaburgalarn syrp di bile. Hanerini kaodinin gsne yle bir gle saplad ki, ikisi birden yere devrildiler. varlanarak dmann bedeninden kurtulan Haplo, ayaa kalkmay denemedi. Kaodin lmt. imdi bilir, kendinden ncekiler gibi huzur bulabilirdi. Labirent kazanmt. Ama kendisi savan ermiti. Sonuna kadar. Haplo yerde yatarken yaamn bedeninden szmasna izin verdi. Kendini iyiletirmeye alabil i, ama bu daha fazla aba, daha fazla ac demekti. Hareket etmek istemiyordu. Artk ac istemiyordu. Uykulu hissederek esnedi. Burada uzanmak ve bir daha savamak zorunda olmadn bilmek keyifliydi. Zayf bir inleme gzlerini amasna sebep oldu. Hissettii korku deil, huzur iinde lmesine in verilmedii iin duyduu sinirdi. Ban hafife evirdi ve bir kpek grd. Demek kaodine iyah krkl ey buydu. Nereden kmt acaba? Muhtemelen ovada avlanmaktayd ve yardmna ko Kpek karnnn zerine kt ve ban patilerinin arasna koydu. Haplo'nun kendisine bakt i ve srnerek adamn elini yalamaya alt. te o zaman Haplo kpein yaralanm olduunu Hayvann bedenindeki derin yaradan kan akyordu. Derken kpein havlayp inlediini belli b rsiz hatrlad Haplo. 201 200

Margaret Wes & Tracy Hickman Kpek ona umutla, beklenti iinde bakyordu -bu insann kendisiyle ilgilenecei ve acsn sona erdirecei beklentisiyle, tm kpeklerin yapt gibi. erf^u1 ,}.>.-" ; " "zgnm," diye mrldand Haplo uykulu bir sesle. "Sana yardm edemem. Kendime bile bir faydam yok." Adamn sesini duyan kpek al gibi kuyruunu zayfa sallad ve onu tartmasz bir inanla vam etti. l"t "Git, baka yerde l!" diye ani ve fkeli bir hareket yapt Haplo. Ac beden ini yrtt ve strapla barmasna sebep oldu. Kpek hafif bir havlama sesi kard ve Haplo r burnun elini drttn hissetti. Yaral da olsa, kpek duygularm paylamaya alyordu, ,*P/J?>.> w* ;*"<; Sonra Haplo, yar sinirli, yan teselli olmu bir halde bakt nda, yaral kpein ayaa kalkmaya abaladn grd. Sendeleyen kpek, baklarn arkalarndaki aa srasna dik ti. Haplo'nun elini bir kez daha yalad, zayf, aksayan admlar la ormana yneldi. ' ./ Vj Haplo'nun jestini yanl anlamt. Yardm aramaya gitmiti "^aplo iin. Kpek fazla gidemedi. nleyerek iki adm att ve yere ykld. Bir an dinlenmek iin durdu denedi. "Kes unu'" diye fsldad Haplo. "Kes unu! Demez!" Anlamayan hayvan, ban evirdi ve adama, "Sabrl ol. Fazla hzl gidemiyorum, ama seni yar yolda brakmayaca m," der gibi bakt. """

Bakalarn dnme, merhamet, acma -bunlar Patrynler-ce erdem saylmazlar. Patrynlere gre r, doalarndaki zayfl ycelterek rtmeye alan, daha dk rklarn zellikleridir. Ha sz, meydan okuyan, nefretle yanan kiilii ile, tek bana Labirent'te savam, mca-

dele etmiti. Hi kimseden yardm istememiti. Asla yardm nermemiti. Ve pek ok kii yenil , o hayatta kalmt. imdiye kadar. "Sen bir korkaksn," dedi kendi kendine. "Bu aptal hayvan yaamak iin mcadele verecek cesarete sahip, ama sen pes ediyorsun. stelik, borlu lyorsun. Ruhun borlu iken l bakalm, nk, beensen de beenmesen de, kpek hayat n kurtard." , ", ,, Haplo'nun sa elini uzatp, hibir yaam belirtisi olmayan sol elini kavramasna sebep ola n iindeki sevecen duygular deildi. Onu drten utan ve gurur duygularyd. "Gel buraya!" diye emretti kpee. Ayaa kalkamayacak kadar zayf olan kpek, ardnda kandan bir izgi brakarak karnnn zerin Dilerini skan ve acyla haykran Haplo, elinin arkasndaki deseni kpein yrtk brne ba rada brakarak sa elini kpein bana koydu. yiletirici ember tamamlanmt; Haplo'nun g ran gzleri, kpein yarasnn kapandn grd... "yileirse onu baatustaya gtrp doru sylediimizi kantlayacaz! Hem ona, hem de halk tanr olmadn gstereceiz! Halkmz yllar boyunca kullanlp kandrldn grecek." "Eer yileirse," diye mrldand, daha yumuak bir dii sesi. "Gerekten fena yaralanm, L afasnda derin bir yara var. Baka yerlerinden de incinmi olabilir. Kpek brakmyor ki, gi dip daha yakndan bakaym1 Geri fark etmez Kafadaki yaralar o kadar fenadr ki, lme bile yol aabilir Hal iviakan'n kedipatide aya taklp dtnde ne olduunu 202 203

Mnrgaret Wes & Trncy Hckman hatrlarsn-" "BiliyoRim. Biliyoam," diye geldi umudu krlm yant. "Ah, Jarre, lmemeli Kendi dnyas h anlataca her eyi duyman istiyorum. ok gzel bir yer, kitaplarda grdklerim gibi. Ak, i bir gkyz, parlak bir gnei var. Ve en az Yks-diksi kadar byk binalar..." "Limbeck," dedi dii ses serte, "sen kafan vurmadn, deil mi?" .'" ' . >% 'i !". ' -' >, "Hayr, hayatm. Onlar grdm! Gerekten grdm! Tpk l tanrlar grdm gibi. Sana den bana inanmyorsun?" "Ah, Limbeck, artk neye inanacam bilmiyorum! Eskiden her eyi ne kadar ak grrdm -siy z, keskin hatlarla. Halkmz iin ne istediimi biliyordum- daha iyi yaam koullar, Welfler n demesinden eit pay. Hepsi bu. Biraz sorun kar, baatustaya biraz bask yap, sonunda pe s edecekti. imdi her ey karmakark, her ey gri ve kafa kartrc. Sen devrimden bahsed Limbeck! Yzlerce yldr inandmz her eyi ykmak istiyorsun. Peki bunlarn yerine neyi ko "Gerei, Jarre." Haplo glmsedi. Bir saattir uyankt ve dinliyordu. Dillerini kabaca anlyordu -kendileri ne Geg adn verseler de, dilleri Eski Dnya'da cce dili olarak bilinen dilin bir treviy di. Ama sylediklerinin pek ounu anlamyordu. rnein, bu derece saygyla bahsettikleri u iksi de neydi? Buraya gnderilmesinin sebebi buydu ite. renmek iin gelmiti. Gzlerini ve kulaklarn amak, azn kapatmak, ellerini uzak tutmak iin. Elini yere doru uzatarak kpein kafasn okad ve hay-

KAPADI vann iyi olduundan emin oldu. lm Kaps'na yaptklar bu yolculuk, tam olarak bekledikler ibi balamamt. Lordu bir yerlerde, bir ekilde, ciddi bir hesap yanl yapmt. Rnler y Haplo hatay fark ettiinde, artk ok geti. D engellemek iin yapabilecei pek az ey gemisi parampara olmutu. Bu dnyada ksl kaldn bilmek, Haplo'yu fazla en-dielendirmemiti. Labirent'te ksl k Bu deneyimden sonra, bunun gibi bir dnyada, lordunun dedii gibi, "yenilmez" olacak t. Roln oynamas yeterliydi. Bir ekilde, yapmaya geldii eyi yaptktan sonra, geri dnme ir yolunu bulurdu nasl olsa. "Bir ey duydum galiba." ,,'

Jarre odaya girdi ve beraberinde yumuak mum ndan bir sel getirdi. Haplo gzlerini ksar ona bakt. Kpei hrlayarak ayaa frlad, fakat sahibinin gizlice, dokunarak verdii komut ne yerinde kald. "Limbeck!" diye haykrd Jarre. "ld m?" iman Geg aceleyle odaya girdi. "Hayr, hayr, lmemi!" Yatan yanna ken Jarre, titreyen elini Haplo'nun alnna doru uz Yara iyilemi! Tamamen. Bir tek iz bile yok! Ah, Limbeck! Belki de yanlmsndr! Belki de bu varlk gerekten tanrdr!" "Hayr," dedi Haplo. Dirseinin zerinde dorularak dikkatle, irkilen Geglere bakt. "Ben kleydim." Yavaa, alak bir sesle, kaba cce dilinde szckler arayarak konutu. "Bir zaman ben de sizin gibiydim. Ama halkm efendilerini yendi ve ben size yardm etmeye geld im." 204 205

YRMBRNC BLM PITRIN'N SRGN ORTA LEM Pitrin'in Srgn'nde yaptklar yolculuk, Hugh'un beklediinden daha kolay geti. Bane cesur a, yry tempolarna ayak uydurdu ve yoalduunda bunu belli etmemek iin elinden geleni ya Alfred ocuu endieyle izledi ve Prens ayaklarnn ardna ilikin iaretler gsterdiind ile ilerleyemeyeceini syleyen khya oldu. Aslnda yol, kk efendisine geldiinden ok dah geliyordu Alf-red'e. Adamn ayaklan, kendilerine ait bir irade gelitirmi gibi, mtema diyen apayr patikalara sapyorlar, varolmayan deliklerde tkezliyorlar, gzle grlemeyen a dallarna taklyorlard. Sonu olarak pek de hzl ilerleyemiyorlard. Hugh ne onlar, ne de kendisini zorluyordu. Gemisini demirledii, adann ucundaki ormanlk kuytusuna pek de uzak deillerdi ve oraya ulamak konusunda isteksizdi -onu fkelendiren, fakat ka- bullenmeyi reddettii bir fke . Yry keyifliydi, en azndan Bane ile Hugh iin. Hava souktu, ama gne parlyor, souun i olmasn engelliyordu. Pek az rzgr vard. Yolda, genelde karlaldndan daha fazla yo r. Kn onlar yolculuk 206

yapmaya zorlayan sebepler her ne ise, havann iyiletii bu k sa sreden faydalanyorlard. Hava basknlar iin de msaitti ve Hugh herkesin, dedikleri gibi, bir gzlerini yoldan, dieri ni gkten ayrmadklarn fark etti. ^ tane ejder bal, yelken kanatl elf gemisi grdler, ama ok uzaktaydlar ve kiraynnde, en bir yne gidiyorlard. Ayn gn, elli ejderlik bir uu mfrezesinin balarnn stnden g Eyerlerinde oturan, parlak k gneinin miferlerinden ve gslklerinden, mzraklarndan v cundan parlad ejder valyelerini grebiliyorlard. Bu mfrezenin yannda, valyelerle e kadn byc vard. Grnrde hibir silah tamyordu, yalnzca bys vard ve o da zihnin de ki-raynne gidiyorlard. Ak, rzgrsz havadan faydalanacak olan, yalnzca cifler deil n. Bane elf gemilerini falta gibi gzler, sonuna kadar ak bir az ve ocuksu bir hayranlkl edi. Daha nce hi elf gemisi grmediini syledi ve daha yakna gelmedikleri iin son derece byk bir hayal krklna urad. Aslnda, utantan yerin dibine geen Alfred, Ekselanslar karp gemilere sallamamas iin srar etmek zorunda kald. Karlatklar yolcular, bu g de honut kalma ben-zemiyorlard. Alfred Ekselanslar'nn hevesini yattrmay baarmadan n korunakl bir yer aramak zere daldklarn grmek Hugh'ya acmasz bir keyif vermiti. O gece, basit yemeklerinden sonra atein evresinde toplandklarnda, Bane khyann yanndaki her zamanki yerine deil, Hugh'nun yanna oturdu. melerek rahat bir pozisyon ald. "Bana cifleri anlatr msn, Sir Hugh?" 207 Mnrgaret Wes & Tracy Hkran EJDER,

"Anlatacak bireylerim olduunu nereden biliyorsun?" Hugh antasndan piposunu ve stereg o kesesini kard. Bir aaca yaslanarak ayaklarn alevlere doru uzatt, deri kesedeki mant ar kk, yuvarlak hazneye boaltt. Bane baklarn Hugh'nun sa tarafna, omzunun zerindeki bolukta bir yerlere dikti. Mavi g i dald. Hugh atei bir sopayla drtt ve ucunu piposunu yakmak iin kulland. Piposunu eker k, aylak bir merakla ocuu izledi. ''-' "Byk bir sava gryorum," dedi Bane ryada gibi. vaan ve len cifler ve insanlar gryorum. Yenilgi ve mitsizlik gryorum ve sonra insanlar rk sylediini, cokulu olduunu gryorum." ""' Hugh o kadar uzun bir sre kprtsz oturdu ki, piposu snd. Alfred rahatszca yer de e bir kor parasn avulad. Ac ln bastrarak, yaral elini sallad. "Ekselanslar," dedi mutsuz bir ekilde, "size demitim ki..." "Brak, nemli deil." Hugh aldr etmeksizin piposunda-ki kl boaltt, piposunu tekrar do yakt. Nefesini yava yava iine ekti. Baklarn ocuun zerine dikmiti. "Yedi Otlak Sa "Oradaydn o zaman," dedi Bane. Hugh havaya ince bir duman bulutu frd. "Evet ve ya benimkine yakn her erkek de oradayd kral babanz dahil." Hugh piposundan uzun bir nefes ekti. "Eer gaipten haber verme dediin buysa, Alfred, nc snf hanlarda daha iyisini grdm. Muhtemelen ocuk hikyeyi b lerce kez duymutur." Bane'in yz hzl ve korkutucu bir deiime urad -yzndeki mutluluk zld ve yerini saf acya brakt. Dudaklarn srarak ban edi ve gzlerini eliyle sildi.

Alfred Hugh'ya garip bir bakla bakt -neredeyse yalvarr gibi bir bakla. "Sizi temin ederim, Sir Hugh, Ekselanslarnn bu yetenei kesinlikle gerektir ve hafife alnmamaldr. Bane, Sir Hugh byden anlamyor, o kadar. ok zgn. imdi, ne den gidip antadan yumuak eker almyorsun?" ;. VP Bane Hugh'nun yanndan ayrld ve ekerini bulmak zere khyann antasna doru gitti. Alfre i iyice alakt. "Yalnzca... Anlamalsnz, efendim, Kral ocukla hi bu kadar ko-numamt hen hibir zaman... eee... Bane'in yannda rahat hissetmemiti kendini." Hayr, diye dnd Hugh, Stephen utancnn yzne bakmay pek de elendirici bulmamtr. Be tlarnda kendisinin -ve Kralie'nin- ok iyi bildii birisini grmtr. Piponun atei snd. Klleri boaltan Hugh kk bir dal paras buldu, ucunu haneriyle ikiye bld ve piposunu bu nunla temizledi. ocua bir gz att ve hl antay kartr makta olduunu grd. ~-<" * "Bu ocuun, yapabildiini syledii eyi yaptna gerekten inanyor musun -yani havada res "Yapabiliyor!" diye temin etti onu Alfred ciddiyetle. "Bunu yapabildiini o kadar sk grdm ki, kuku duymam imknsz. Siz de inanmalsnz, yoksa..." Yapt ie ara veren Hugh, bam kaldrd. i> "Yoksa? Bir tehdide ok benziyor bu." Alfred gzlerini yere indirdi. Yaral eliyle, sinirli sinirli otlar yoluyordu. "Ben.. . onu kastetmedim..." ''-<;'U "'. 'M;1,' '-.', "Evet, kastettin." Hugh piposunu bir taa vurarak temizledi. "Takt o tyle ilgili bir ey deil, deil mi? Gizemustas-nn ona verdii tyle." 208 209 Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER, KAFIADI

Alfred bembeyaz kesildi, o kadar solgundu ki, Hugh tekrar baylmasndan korktu. Tekr ar konuabilecek hale gelene kadar pek ok kez yutkundu. "Bilmi..." ^ Knlan bir daln sesi szn kesti. Bane atein yanna dnyordu. Hugh Alfred'in Bane'e, bo a olan bir adamn, kendisine uzatlan ipe bakmas gibi baktn grd. Yumuak ekerini yemekle megul olan Prens, bakn fark etmedi. Yere kt ve bir sopa alar oynamaya balad.

"Yedi Otlak Sava'nn hikyesini duymak ister misiniz, Ekselanslar?" diye sordu Hugh alak sesle. Prens parlayan gzlerle ban kaldrd. "ddiaya girerim bir kahramandn, deil mi Sir Hugh? "Afedersiniz, efendim," diye szn kesti Alfred uysallkla, "ama sizin bir vatansever o lduunuzu dnmyorum. Nasl oldu da, zgrlk savamzda yer aldnz?" Hugh tam cevap verecekti ki, khya irkilerek ayaa frlad. Yere uzanarak byk bir mercanka ya paras ald. Tan keskin kenarlan alevlerin nda prldyordu. anslyd ki, bir aya atn aldklar deri pantolon daha ciddi bir zarar grmesini engellemiti. .7 "Haklsn. Politikann benim iin anlam yoktur." Hugh'nun dudaklarndan ince bir duman k rlarak ykseldi. " iin oradaydm, diyelim..." ... Adam hana girdi ve lo kta gzlerini krptrarak durdu. Sabahn erken saatleriydi ve odas, yerleri silen derbeder bir kadnla glgelerin derinliklerinde oturan bir yolcu dnda botu. "Hugh sen misin, Usta denilen?" diye sordu adam yolcuya.

"Evet." "Seni tutmak istiyorum." Adam Hugh'nun nne ar bir torba brakt. Torbay ap iindekiler eyen Hugh, paralar, mcevherler, hatta birka gm kak grd. Duraksad, bir kadnn alyan bir yzk kard ve adama gzlerini ksarak bakt. "Toplayabildiklerimiz bunlar, nk hibirimiz tek bana seni tutabilecek kadar zengin deiliz. Elimizde kymetli ne var sa verdik." * ^ "Hedef kim?" "Asillere kendisini, piyade eitip savaa gtren biri olarak kiralayan biri. Zorbann ve korkan biri. Kendisi geride kalp paralarn yerken, bir mangadan daha fazla askeri fela ketlerine yollad. Onu Kurinandistaili Warren'la bulacaksn, Kral Stephen'n ordusuyla beraber. Anakarada, Yedi Otlak denilen bir yere gittiklerini duydum." "Peki benden ne gibi bir hizmet bekliyorsunuz? Sen ve" -Hugh para torbasn okad- "btn b unlar?" "En son savaa srdklerinin dullar ve akrabalar, efendim," dedi adam. Gzlerinde bir prl lirdi. "Paramza karlk istediimiz u: yle bir lmle karlamal ki, ona dmann el s min satn aldn bilmeli ve" -adam dikkatle Hugh'ya bir parmen tomar uzatt- "bu cesedin ine braklmal..." "Sir Hugh?" dedi Bane sabrszca. "Devam et. Bana Yedi Otlak' anlat." "Eskiden, ciflerin zerimizde hkmranlk kurduklar zamand. Yllar iinde, ciflerin ynetim uamt." Hugh karanlkta kvrlarak ykselmekte olan dumana bakt. "Elfler n211 210 EIDEK. KANADI Margaret Weis & Tracy Hickman

sanlan hayvanlarla bir tutarlar ve bu yzden bizi kk grrler. Elbette, pek ok adan hak Bu yzden ayn hatay tekrar tekrar yaptklar iin onlar sulayamazsnz. "Onlarn hkmranl srasnda Uylandia Kmesi kk paralara blnmt ve her kk para, szde bir insan lor du tarafndan ynetiliyordu. Aslnda tm kmeyi yneten, bir elf lorduydu. Eiflerin, klanlarn birlemesini nlemek iin bir ey yapmalarna gerek yoktu -klanlar bunu kendi kendilerine baanyorlard zaten." ' *;t ,vfi" , "Neden ciflerin, yzyllar nce yaptklar gibi, silahlarmz yok etmemizi istemediklerini h merak etmiimdir," diye araya girdi Alfred. Piposunu eken Hugh srtt. "Neden urasnlar ki? Bizim silahl olmamz onlarn karnayd rimiz zerinde kullanyor, cifleri dertten kurtaryorduk. "Planlan o kadar ie yaryordu ki, cifler kendilerini zarif atolara kapattlar ve bir p encere ap, evrelerinde neler olup bittiine bakmay akllarna getirmediler. Biliyorum, dilerinden duydum."

"Kendilerinden mi duydun?" Bane dimdik oturdu, mavi gzleri parlyordu. "Nasl? Elfler hakknda nasl bu kadar ok ey renmi olabilirsin?" Pipodaki kl parlad, sonra azalp snd. Hugh soruyu duymazdan geldi. "Stepnen ile Anne klanlar birletirmeyi baardklarnda, cifler sonunda pencerelerini atla . eri oklar ve mzraklar frlatld ve kl tayan insanlar duvarlarn ykt. syan hzl mparatorluu'na haber ulaana kadar elf lordlannn ou ldrlm veya evlerinden srlm e yaptlar Donanmalarn topladlar -bu dnya-

da o gne kadar grlen en byk donanma- ve Uylandia'ya yelken atlar. Yzbinlerce eitimli elf savas ile onlarn b ycleri birkabin insanla kar karya geldi -hem de en g l byclerimiz olmadan, nk o zamana kadar gizemustalar kamlard. Halkmzn hibir ans yoktu. Yzlercesi kat ledildi. Daha fazlas esir alnd. Kral Stephen canl ele geiril di..." r ( V ^i , "stedii bu deildi!" diye haykrd Alfred, Hugh'nun sesindeki alayc tondan rahatsz olarak Pipo parlad ve snd. Usta hibir ey sylemedi; sessizlik, tek bir szck bile sylemeyi d da, Alfred'i konumaya tevik etti. "Elf Prensi Reesh'ahn Stephen' fark etmi ve adaml arna Kral'n canl yakalanmasn emretmiti. Step-hen'n lordlan, onu savunurken, yannda l Tek bana kaldnda, Stephen savamaya devam etti. evresinde cesetlerden bir halka olduun lerler, nk cifler ne komutanlarna itaatsizlik etmeyi gze alabiliyorlar, ne de Stephen ' ldrmeden yakalayabiliyorlard. Sonunda hep beraber zerine atldlar, onu yere yktlar lahlarn aldlar. Stephen cesurca savat, tm savalar kadar cesurca." "Bunu bilemem," dedi Usta. "Tek bildiim, ordunun teslim olduu..." Dehet iindeki Bane ona dnd. "Yanlyor olmalsn, Sir Hugh! Ordumuz Yedi Otlak Sava'n "Kazand m?" Hugh bir kan kaldrd. "Hayr, kazanan ordu deildi. Elfleri yenen tek bir k araku denen bir ozan. Derisi, bir kuzgunun tyleri kadar kara, sesi, gndou-munu karlaya n bir tarlaktnun sesi gibi tatlym Lordu onu, zaferinin trksn sylemesi iin getirm unda onun lm arksn sylemi. Kadn yakalanm ve 213 212

Margaret Wes & Tracy Hkran dier insanlar gibi esir edilmi. Her beraber, Yedi Otlak'tan geen yola srlmler, yol ces tlerle doluymu ve kanlaryla s-lakm. Bedbaht bir toplulukmu bu, nk kendilerini bekleye aderi biliyorlarm -klelik. lenleri kskanarak balar eik, omuzlan kk durmular. "Sonra ozan ark sylemeye balam. Herkesin ocukluundan hatrlad eski bir arkym b "Biliyorum!" diye bard Bane hevesle. "Bu ksmn duy mutum." , .%,,* ;-, wwu "Yine syle, o zaman," dedi Alfred, ocua glmseyerek. Onu yine mutlu grmekten memnun olm utu. ,'J,T "Ad 'El Alevdir' " ocuun sesi tiz ve yanl perdeden kyordu, ama hevesliydi: <-^ Ok ve yay tutan el Tavlanm zincire dolanan ate Her ey alev, kalp aar da Soylu yollar s nin Ellx halk Yanan kalp! Yn ver istence El gder atein istencini Elbc'in arksn el dr te, kalp ve, yurt arksn Yolculukta doan ate Alev hafif bir an gibi Huysuz adm, sne ine yn verecek Ok ve yay, duygular ve kalptir Zincir hayat, dalar ayrlk "Ben kkken dadm retmiti Ama szcklerin ne an-

1 EIDEK. KAFIADI lama geldiini bilmiyordu Sen biliyor musun, Sir Hugh?" "Artk kimsenin bildiinden emin deilim Ezgisi insann yreini dalyor. Karaku arky s ksa sre sonra esirler balarn gururla kaldrmlar, omuzlarn dikmiler. Sraya girmil a lme vakur gitmeye kararhymlar." "arknn elf kkenli olduunun sylendiini duydum," diye mnldand Alfred. "Ve Koparl'ta k uzandn. Hugh ilgisiz, omuzlarn silkti. "Kim bilir? Herkesin tek ilgilendii, cifler zerindeki

etkisi. lk ezgileri duymalar zerine cifler kprdamadan ayakta durmular ve dosdoru nle e bakmlar. Rya gryora benziyorlarm, bir tek gzleri kpr-dyormu. Bazlar 'resimler du." Kzaran Bane, boynundaki ty skca kavrad. .'-tef. "Bunu fark eden esirler, ark sylemeye devam etmiler. Ozan, arknn tm szlerini biliyor irlerin ou, ilk dizelerden sonrasn bilmiyormu, ama ezgisini sylemeye devam etmiler ve akarat ksmna hep beraber katlmlar. Elf-lerin silahlan ellerinden dm. Prens Reesh'ahn erinin zerine kp alamaya balam. Ve Stephen'n komutuyla tm esirler, becerebildikleri oradan uzaklamlar" "aresiz kalan dmanlarnn katledilmesini emretmemesi, Majestelerinin mertliini gsterir," dedi Alfred Usta alayla glmsedi. "Kral'n tek bildii, kesecekleri ilk boazn, byy bozabileceiydi. enilmiti. Tek istedikleri oradan uzaklamakt. Duyduuma gre Kral'n niyeti yakndaki atol an birine snmak, sonra adamlarn toparlayarak tekrar saldrmakm Ama buna gerek kalmam casuslar, kendilerine gelen ciflerin, gzel bir ryadan 215 214

Margaret Weis & Tracy Hckman uyanan ve tekrar uyumaya can atan adamlara benzediklerini bildirmi. Silahlarn ve ller ini olduklar gibi brakmlar ve gemilerine dnmler. Sonra ellerinde kalan insan esirleri e brakmlar ve evlerine dnmler. "Ve elf devrimi balad." "yle varsaylyor." Hugh yavaa piposunu ekitirdi. "Elf Kral, olu Prens Reesh'ahn' bir ve bir asi ilan ederek onu srgne gnderdi. Reesh'ahn imdi Aristagon'da sorun kartyor. O u yakalamak iin teebbslerde bulunuldu, ama her seferinde ellerinin arasndan kayp gitt i." "Ozan kadnn da onunla beraber yolculuk yapt syleniyor. Kadn Prens'in zdrabndan o ka ilenmi ki, onunla beraber gitmeyi tercih etmi," diye ekledi Alfred alak sesle. "Bir likte arky sylyorlarm ve her gittikleri yerde daha ok yanda buluyorlarm." Arkaya y kat aacn gv-desiyle arasndaki mesafeyi yanl hesapladndan, kafasn aaca vurdu. Bane kkrdad, sonra ellerini aznn zerine kapad. "zgnm, Alfred," dedi piman bir ek stememitim. Cann acd m?" "Hayr, Ekselanslar," dedi Alfred iini ekerek. "Sorduunuz iin teekkr ederim. imdi, Ek slar, artk uyumanz gerek. Yarn uzun bir gn olacak." "Peki, Alfred." Bane antadan battaniyesini almak iin kotu "Sorun olmazsa burada uyu yacam," dedi. Hugh'ya utanga utanga bakarak battaniyesini katilin battaniyesinin yann a serdi. Hugh aniden ayaa kalkp atee doru yrd. Piposunun ban eline vurarak klleri doktu, "i klarm alevlere dikerek, ocuktan uzak tuttu "On yl geti ve Tribus Im-

'M"" v EJDER^ KARADI paratorluu eskisi kadar gl. Prens, peinde avc dolaan bir kurt gibi Kirikai Yabantoprak ar'ndaki maaralarda yayor." "En azndan isyan sayesinde ayaklarnn altnda ezilmekten kurtulduk," dedi Alfred, batt aniyesine sarnarak. "Ateten o kadar uzakta meyeceinizden emin misiniz, Ekselanslar?" "Ah, evet," dedi ocuk mutlulukla," Sir Hugh'nun yannda olacam." Oturarak kk kollarn rine dolad ve Us-ta'ya som dolu gzlerle bakt. "Savata ne yaptn?" "...Nereye gidiyorsun, yzba? Sava arkandaym gibi gel di bana." ;\. "H?" Yalnz olduunu dnen yzba Hugh'nun sesini duyunca korkuyla srad. Klcn eke oru bakt. Elinde silahyla Hugh, bir aacn arkasndan k. Katilin klc, elf kanyla kpkrmzyd; ugh'nun kendisi de pek ok yara almt. Ama bir an bile hedefini gzden karmamt. Karsnda bir elf savas deil, bir insan gren yzba, rahatlad ve srtarak klcn lakt. "Benim delikanllar orada." Baparmayla iaret etti. "O pilerin icabna bakarlar." Gzlerini ksan Hugh nne bakt. "Senin 'delikanllar' eritlerine ayrlmakla megul."

Yzba omuzlarn silkti ve yoluna devam etmek zere dnd. Hugh adamn sa kolunu yakalad, nden drd ve arkasn evirdi. aran adam bir kfr sallayarak etli yumruu ile Hugh'ya vurdu. Fakat hanerin ucunu boaznda lssedince mcadele etmeyi brakt. "Ne?" diye sylendi, ter iinde ve nefes nefese. Gzleri 217 2 H. V;'*1 . <

yuvalarndan frlamt. "Benim adm Usta Hugh. Ve bu da..." hanerini kaldrd "Tom Hales'in, Henry Goodfellow'u n, Ned Carpenter'n, Tan-ner'n dulunun, Giles'n dulunun..." Hugh isimleri teker teke r sayd. Yakndaki bir aaca, bir elf oku sapland. Katilin kl bile kprdamad. Haner yer ynamad. Yzba inledi, kvranp yardm istedi. Ama o gn yardm isteyen pek ok insan vard, kimse lm l, dierlerininkine kart. ini tamamlayan Hugh, oray terk etti. Arkasnda, ark syleyen sesleri duyabiliyordu, ama ek dikkatini vermedi buna. Yzbay sava meydanndan uzakta, gsnde bir lianer, elinde m bulacak Kir keilerinin nasl aracan dnyordu: "Artk cesur erkekleri lme gnder "Sir Hugh!" Kk bir el kolunu ekitiriyordu. "Savata ne yaptn?" "Bir mesaj ilettim."

YIRMKINCI BOLUM PITRIN'IN SRGN ORTA LEM Yolculuklarnn banda Hugh'nun izledii yol geni, ak bir anayoldu. Yollar zerinde pek la karlayorlard, nk adann i kesimlerinde sk sk yolculua klrd. Fakat adann Kaba ve bakmszd, dalm dallar ve krk talarla doluydu. Hargast aalar, ya da bazen iyle kristal aalan, bu blgede yabanl olarak yetiiyorlard ve hargast iftliklerinde yeti rilen "medeni" aalardan ok farklydlar. Hargast aalarndan olumu bir bahe kadar gzel ey yoktur -gm gvdeleri gne nda istal dallan ahenkli sesler kararak birbirlerine arpar. iftiler aalarn arasnda al r, yararl olmalarn engelleyen yabanl boyutlara ulamalarn engeller. Hargast aalar ya toplamakla kalmaz, onu snrsz miktarlarda retir de. Aalar kkken -yaklak iki metre rettikleri suyu bymek iin kullanmazlar ve aalarn kabuuna musluklar taklarak hasat e ilir. Boyu otuz metreyi aan yetikin bir hargast aac rettii suyu kendisi kullanr. Kabu musluk taklamayacak kadar kalndr. Yabanl hayatta hargast dallar inanlmaz boylara ular . Sert 218 219 Margaret Wes & Tracy Hckman KAHADI

ve krlgan olduklarndan, kolayca krlrlar, yere dtklerinde parampara olurlar ve evre ilecek, keskin kristal kabuklar saarlar. Bir hargast orman, iinden gemek iin tehlikel i bir yerdir. Bu yzden Hugh ile yol arkadalar, yolda gittike daha az insanla karlayor d. Rzgr, kyda her zaman olduu gibi, sert esiyordu; adann alt tarafndan ykselen hava dalg r entikli kenarlarda dnyor, girdaplar oluturuyordu. Gl esintiler ayaklann yerden kes u. Aalar gcrdyor, rperiyordu. Pek ok kez, den bir daln nlamasn ve paralanmasn ttike daha sinirli oluyordu. Gkleri tarayarak elf gemileri, aalann arasn gzetleyerek e f savalan anyordu. Hugh, glerek, ciflerin adann bu kymetsiz taraflaryla ilgilenmedikle ri konusunda temin etti onu. Valisi ve ssz bir yerdi. Mercankayadan kayalklar, bolua doru knt yapyorlard. Yks

n yolun evresinde toplanmlar, uzun, ince, derimsi kahverengi lifleri gne n kesiyor k boyunca aacn zerinde kalr, sonra baharda dklr, havadaki nemi emecek yeni lifler n kenanndaki hargast aalarnn gvdelerine allmadk bir ilgi gstermekte olan Hugh anide larn sylediinde neredeyse len olmutu. "Hey!" diye bard, bitkin bir halde arkasndan gelen Alf-red ile Prens'e. "Buradan." Bane dnp ona soru dolu gzlerle bakt. Alfred dnd -en azndan Alfred'in bir ksm dnd. st ksm, Hugh'nun komutuyla dnm, fakat alt ksm nceden alm olduu talimat uyarnca miti. Alfred'in tamam son komuta uymaya karar verdiinde, oktan tozlarn arasnda yatyord

Hugh sabrla khyann toparlanp kalkmasn bekledi. <\. "Yolu burada terkediyoruz." Katil ormana doru iaret etti. "Oraya m?" Alfred dehetle youn allklara ve hargast or manna bakt. Aalar kprtsz, dallan birbirine arparak du ruyorlard, "Ben sana gz kulak olurum, Alfred," dedi Bane, khyann elini tutup skarak. "te, artk korkmuyorsun, deil mi? Ben hi korkmuyorum!" "Teekkr ederim, Ekselanslar," dedi Alfred ciddiyetle. "imdi daha iyi hissediyorum. Yine de, sormama izin verirse niz, Sir Hugh, bu taraftan gitmemizi gerekli klan nedir?" "Gemim orada gizli." > Bane'in az ak kald. "Bir elf gemisi mi?" ' "Buradan," diye iaret etti Hugh. "abuk olun." Bo yolun her iki yanna gz att. "Birisi gelmeden." "Al, Alfred! abuk, abuk!" Prens khyann elini ekitirdi. "Peki, Ekselanslar," diye yan di Alfred mutsuz mutsuz. Ayan geen bahardan kalma, rmekte olan lif ynna uzatt. Bi llar srayp titredi, aynsn Alfred de yapt. "Bu... bu neydi?" diye soludu, titreyen par iaret ederek. "Hadi!" diye homurdand Hugh ve Alfred'i itti. Khya kayp tkezledi. evikliinden deil, fa at bilinmedik bir eyin iine kafast dme korkusundan dolay, youn bitkirtsnn iinde baard. Prens arkasndan allara dald. Her kayann, her ktn zerinde ylanlar kefeder tmez tkenmez bir panik havasnn iine sokuyordu. Youn allklar onlar gizleyene kadar -t kendisini de onlardan gizleyene kadar seyretti Hugh Sonra eilerek yerden bir ta, o nun altndan da bir tahta par220 221

Margaret Weis & Trncy Hickman as ald. Bunu, bir aacn gvdesindeki entie soktu. Ormana girdiinde, dier ikisini bulmas zor olmad; allarn arasnda en az bir yabandomuzu dar amata yapyorlard. Allageldik sessizliiyle yryen Hugh, dier ikisi geldiini fark ettiinde yanlarna ula ikle boazn temizledi, varln bir ekilde belli etmezse, khya korkudan dp lr diye le, boazn temizlediini duyunca Alfred yerinden sramt. Gelenin Hugh olduunu grnce edeyse alayacakt. "Nereye... hangi yne, efendim?" "Dmdz devam edin. Alt metre tede bir patika greceksiniz." "A-alt metre!" diye kekeledi Alfred. Doland youn allar gsterdi. "Oraya ulamamz en at srer!" "Daha nce bir ey bizi yakalamazsa," diye takld Bane, gzleri heyecandan iri iri alm. ka gln, Ekselanslar." "Yola hl ok yaknz. Devam edin," diye emretti Hugh. "Peki, efendim," diye mnldand khya atikaya ulamalar bir saatten az srd, ama yine de zor olmutu. Kahverengi ve l k, b mbile-rin ellerine evirmiti, uzun trnaklaryla uzanp etlerini iziyor, giysilerini paral orlard. Ormann bu kadar iindeyken, har-gast dallarna srnen rzgrn sebep olduu, belir stal mrldanmasn iitebiliyordu de. Sanki birisi slak kristal bir bardan kenannda p iyordu. Ses dilerini kamatryordu. "Akl banda olan hi kimse bu lanet yere gelmez!" diye homurdand Alfred, rpererek aalar akarken.

. EJDER. KATIADI ' , "Kesinlikle," dedi Hugh ve allarn arasndaki patikada yrmeye devam etti. Alfred Prens'in nnde yryor, Bane'in geebilmesi iin dikenli dallar tutuyordu. Fakat al o kadar youndu ki, bazen bu imknszlayordu. Bane izilen yanaklarnn ve ellerinin acsn tmeden katland. Acy dindirmek iin yaralarn emiyordu. lmn acsna nasl bir cesaretle dayanacakt acaba? Hugh kendisine bu soruyu sormay dnmemiti, yantlamak iin kendisini zorlad. Daha nce g ocuklar gibi. Kir keilerinin dedii gibi, gen lmek daha iyi. Neden bir ocuun hayat, etikininkinden daha deerli olsun ki? Mantksal olarak daha da az deerli olmal, nk bir ikin toplum hayatna katkda bulunur, ama bir ocuk, parazitten baka bir ey deildir. g halde, diye dnd Hugh. Trmz devam ettirmek iin duyduumuz hayvani ihtiya. Bu yeni bi . Onun bir ocuk olmas fark etmemeli, fark etmeyece Bir sre sonra brtlen allar aniden ald. Buna hazr lksz yakalanan Alfred, Hugh yanna geldiinde, dar, ak ala na yzst uzanmt. '. "Hangi yne? Bu o, deil mi?" diye bard Bane, Alfred'in evresinde heyecanla dansederek. Patika tek yne gidiyordu. Gemiye gittii sonucunu karan Prens, Hugh sorusunu yant-laya madan frlad. Hugh geri dnmesini emretmek iin azn at, sonra yine kapad. "Ah, efendim, onu durdurmamz gerekmiyor mu?" diye 223 222 EJDER. Mnrgaret Wes & Tracy Hickman

sordu Alfred endieyle, Hugh khyann ayaa kalkmasn beklerken. ""'' Rzgr bedenlerini kamlyor, haykryor, inliyor, yzlerine kk mercankaya ve hargast kab latyordu. Ayaklarnn dibinde yapraklar uuuyor, kristal aa dallar balarnn stnde sa h, ince toz bulutlarnn ardna bakt ve ocuun patika boyunca kotuunu grd. "Merak etme. Gemi buradan uzakta deil. Yolunu arma s imknsz." ,, ' "Ama... katiller?" ,(,,,j: *" J, (\ _ ,, ocuk, asl tehlikeden kayor, dedi Hugh sessizce. Brak gitsin. "Bu ormanda kimse bulunmaz. Yoksa izlerini gairdm." "Sizin iin sakncas yoksa, efendim, Ekselanslar benim sorumluluum altnda." Alfred patik ada ilerlemeye balamt. "Arkasndan acele edersem..." "Git hadi." Hugh elim sallad. Glmseyen ve teekkr edercesine ban sallayan Alfred, komaya balad. Usta, khyann o a asn bekledi, ama Alfred ayaklarnn stnde durmay ve burnunun gsterdii yne gitmeyi ba kollarn sallayarak, elleri yanlannda rpnarak, Prens'in ardndan uzun admlarla kotu. Hugh arkada, admlarn bilinli olarak yavalatarak oyaland, duraklad ve belirsiz, bilinme en bir eyi bekledi. Frtna yaklarken de ayn eyi hissederdi -bir gerilim, derisinin ine mesi. Fakat havada yamur kokusu, ac bir imek kokusu yoktu. Rzgrlar ky boyunca yksekt yorlard. Havay yaran atrdama sesi o kadar yksekti ki, Hugh ilk nce bir patlama olduunu, sonra c iflerin, gemisinin yerini kefettiini dnd. Ama takip eden angrt ve tiz, zdrap dolu lk ve ardndan aniden ken sessizlik, Hugh'yu ger ekte ne olup bittii konusunda bilgilendirdi. > Byk bir rahatlama duygusu kaplad Hugh'yu. "mdat, Sir Hugh! Yardm edin!" Alfred'in rzgrla boulan

sesi, zar zor duyuluyordu. "Aa! Aa... Prensim... dt!" Aa deil, diye dnd Hugh. Bir dal. Sesine baklrsa, muhtemelen byk bir dal. Rzgrn yerinden kopard, pa tikaya den bir dal. Daha nce bu ormanda benzerlerine de falarca tank olmutu, hatta bir seferinde kendisi klpay kur, tulmutu. </ Komad. Sanki omzundaki kara kei kolunu tutmu ve "Acele etmeye gerek yok," diye fsldamt. Krk hargast dal lar ok ular kadar keskin olurdu. Bane hl hayattaysa bile, bu fazla uzun srmeyecekti. Bu ormanda acsn dindirecek, ocuu uyutacak, Alfred asla bilmeyecek bile olsa, ocuun \ lmn kolaylatracak bitkiler vard. Hugh patika boyunca yavaa yrmeye devam etti. Alfred'in yardm isteyen lklar kesildi. nafile olduunu anlamt. Belki de Prens'in oktan ldn fark etmiti. Cesedi Aristagon'a en'n istedii gibi oraya brakrlard. Sanki lmeden nce cifler ocua ikence yapmlar gi da insanlar kkrtrd. Kral Stephen'n sava balar, istedii olmu olurdu. Ama bu Hugh'nun meselesi deildi. Sakar Alfred'i yardm etmesi iin yanna alrd ve ayn zam nda khyadan, kukusuz yardaklk ettii karanlk plan renirdi. Sonra, Alfred'i yedeine bir yere ekilip, Kral'dan cretinin iki katna kartlmasn talep ederdi. Sonra .. Patikadaki kvnm dnnce, bir aacn dtn syler22S 224 Margnret Weis & Tracy Hickman

ken Alfred'in yanlmam olduunu grd. Devasa bir dal, neredeyse baz aalar kadar kaln b rzgrda atlam ve derken yal hargast aacnn gvdesini ikiye blmt. Byle blnd n Hugh, gvdeden kalan ksmn iinde, aacn gerek katili olan bceklerin tnellerini grd. Yerde uzanyor olsalar da, krlmam olan dallar Hugh'nun boyunu ayordu. Yere arpan dalla aralanm, ormanda dikkate deer bir ykm manzaras oluturmutu; kristal artklar patikay apatyordu. Kaldrd toz, hl havada asl duruyordu. Hugh dallarn arasnda gz gezdirdi, gremedi. Blnm gvdenin zerine trmand. Dier tarafa getiinde, bakakald. lm olmas gereken ocuk yerde oturmu, ban ovu-turuyord. Sersemlemi, fakat olduka c sileri buruuk ve kirliydi, ama ormana girdiklerinde de yleydi zaten. Gzleriyle ocuu sz en Hugh, salarnda aa kabuu veya lif olmadn fark etti. Gsnde ve yrtk gmleinde nin baka yerleri temizdi. Usta, inceleyen baklarn nce blnm aa gvdesine, sonra pa Bane hl, daln dm olmas gereken yerde otuayordu. Keskin, lmcl paralarla evriliy Ama lmemiti. "Alfred?" diye seslendi Hugh. Sonra ocuun yannda yere km olan khyay grd. Srt katile dnkt ve Hugh'nun greme ni duyunca Alfred'in bedeni korkuyla irkildi ve sanki koluna balanm bir iple ekilmiesi ne ayaa frlad. Hugh imdi khyann ne yapmakta olduunu grmt. Elindeki bir yaray sar

"Al, efendim! Burada olduunuz iin minnettarm..." "Ne oldu?" diye sordu Hugh. "Prens Bane olduka anslyd, efendim. Korkun bir trajedi nlendi. Dal krlarak dt, Eks pay kurtuldu." Bane'i dikkatle izlemekte olan Hugh, ocuun Alfred'e att akn bak ya d fark etmedi -gzleri yaral elindeydi. Grne gre, eline bir kuma paras sarmaya al olamyordu. "ocuun lk attn duydum," dedi Hugh. "Korkudan, efendim," diye aklad Alfred. "Ben ral m?" Hugh dik dik Bane'e bakarak gsndeki ve gmleinin nndeki kan gsterdi. Bane kendi bedenine bakt. "Hayr, ben..." "Benim kanm, efendim," diye szn kesti Alfred. "Ben Ekselanslarna yardm etmek iin kouyordum. Dtm ve elimi kestim." Alfred yarasn gsterdi. Derindi. Aatan kalan paralarn zerine kan damlyordu. Alfred'in sn nasl karladn grmek iin Prens'i izledi Hugh. ocuun kalarn atp, dikkatle g ikkatini neyin ektiine bakt, ama yalnzca bir kan lekesi grd. Ya da yle miydi acaba? Hugh eilip, daha yakndan incelemeye balamt ki, Alfred, bir inle eyle yere devrildi ve bayld. Hugh khyay izmesinin ucuyla drtkledi, ama bir tepki alama

Ban kaldran Hugh, Bane'in derisindeki kan, gmleinin ucuyla silmeye altn grd. er ne var idiyse, artk yoktu. Baygn Alfred' gozard eden Hugh, Prens'e dnd. "Gerekten ne oldu, Ekselanslar?" 226 227

Margaret Weis & Trncy Hckman Bane sersem baklarla ona bakt "Bilmiyorum, Sir Hugh. Bir atrt duyduumu hatrlyorum, sonra" -omuzlarn silkti"o kadar." ' ' "Dal tepenize mi dt?" "Hatrlamyorum. Gerekten." Cam kadar keskin paralarn arasnda dikkatle hareket ederek ayaa kalkan Bane, giysiler ini silkeledi ve Alfred'e yardm etmek zere eildi. Hugh khyann peltelemi bedenini patikadan uzaklatrd ve bir aa gvdesine yaslad. Yana irdii birka tokattan sonra, Alfred kendine gelmeye balad ve Hugh'ya gzlerini krptrar kt. "Ben... zgnm, efendim," diye mrldand Alfred, ayaa kalkmaya alp baaramayarak. "Kan a kaldramyorum..." "O zaman bakma!" diye tersledi Hugh, Alfred'in korku dolu baklarnn ellerine kaydn ve rinin yine yuvarlanmaya baladm grnce. "Peki, efendim... bakmam!" Khya gzlerini smsk kapad. Yanna melen Hugh, Alfred'in eli rd ve bu arada, yaray inceleme frsat buldu. Temiz ve derin bir kesikti. "Seni yarala yan ne?" "Bir aa kabuu, sanrm, efendim." Aa kabuu, deil mi? Kesiin dzgn olmamas aman. Bu keskin bir bakla yaplmt... Bir baka atrt, arkasndan bir angrt geldi. " r adna! Bu da neydi'" Alfred'in gzleri fal-ta gibi ald ve yle bir titremeye balad k i sarmak iin Hugh'nun yakalayp, sabit tutmas gerekti "Hibir ey," diye terslendi Hugh Kafas iyice karmt ve

bu duygudan hi holanmamt. Prens'i ldrmek zorunda kalmayaca iin duyduu rahatlama du holanmad gibi. Bunlarn hibirinden holanmamt. Aacn Bane'in tepesine dt, yam r tartlmazd. Prens'in lm olmas gerekirdi. Neler oluyordu? Hugh kuma serte ekti. Bu ocuktan ne kadar abuk kurtulurca, o kadar iyi olacakt. Bir o drmek konusunda daha nce hissetmi olduu isteksizlik, hzla bularlayordu . "Ah!" diye bard Alfred. "Teekkr ederim, efendim," diye ekledi uysallkla. "Ayaa kalk. Doru gemiye gidiyoruz," diye emretti Hugh. Sessizce, birbirlerine bakmadan, patikadan aa yrmeye devam ettiler. 228 229 EDER. KARARI

YRMNC BLM PITRIN'N SRGN ORTA LEM "Bu o mu?" Prens Hugh'nun kolunu yakalayp yapraklarn zerinde yzen ejder ban gsterdi. inin gvdesi, evresindeki hargast aalar tarafndan hl gzlerden gizlenmekteydi. "Evet," diye yant verdi Hugh. ^ ocuk, hayranlk iinde bakakald. Patikada yrmeye devam etmesi iin Hugh'nun arkadan itmesi gerekti. Gerek bir ejder ba deildi bu, yalnzca ahaptan oyulmu ve boyanm bir kopyayd. Fakat e atkarlar ilerinde ehil olurlard ve bu kafa, gklerde uan pek ok ejderin kafasndan daha erek, daha dehet verici grnyordu Yaklak olarak gerek bir ejder kafas boyutundayd, gemisi tek kiilik, Orta lem'in adalar ve anakaralar arasnda yolculuk yapmak iin tasar lanm bir gemiydi. Elflern savalara veya Maelstrom'un gbeine giderken kullandklar gemi

o kadar byk olurlard ki, iki metrelik bir adam, ban emeden rahatlkla model ejder ba n ieri girebilirdi. Ejder ba siyaha boyanmt, gzleri alev krmzs, fkeli bir kkremeyle alan azndaki a230

klar tepelerine dikilmi, yle bir tehditle bakyordu ki, Alf-red ile Bane yaklarken gz i ondan zor ayrdlar. (Alfred nc kez bir delie girip dizleri zerine ktnde, Hugh g tutmasn emretmek zomnda kald.) Takip etmekte olduklar kk patika, onlar kk bir boaza gtrd. br yandan ktklar tiye geldiler. Rzgr burada neredeyse hi hissedilmiyordu; vadinin dik kenarlar nn kesiy rdu. Akln ortasnda ejder gemisi yzyordu, ba ve kuyruu vadinin duvarlarna doa daki aalara balanm kaln halatlarla sabit tutuluyordu. Bane sevinten nefes nefese kalm fred, gemiye bakarken, Prens'in antasnn parmaklarnn arasndan kaydn fark etmedi. Ejderin parlak, zarif, sivri ulu bir yeleyle sslenmi boynu, ejderin bedenini olutura n gemiye doru kvnlyordu. Akamst gnei, parlak siyah pullarn zerinden yansyor, krm sna sebep oluyordu. "Gerek bir ejdere benziyor!" diye iini ekti Bane. "Ama daha gl grnyor." "Gerek bir ejdere benzemeli, Ekselanslar," dedi Alfred, sesinde srad bir sertlikle. "G erek ejder derisinden yaplmtr ve kanatlar da, cifler tarafndan katledilen gerek ejder natlandr." "Kanatlar m? Kanatlar nerede?" Bane ban arkaya iyice yatrd, neredeyse srtst dyord "Beden boyunca katlanmlardr. imdi gremezsiniz Ama kalktmz zaman grebilirsiniz." Hug a yrmeleri iin iaret etti. "Hadi. Bu gece kalkmak istiyomm, ama nce yapmam gereken bi r suni i var " "Eer kanatlarn kullanmyorsa, orada durmasn salayan 231 EJDER. KftnADl S, M Margaret Weis & Tracy Hickman

ne?" diye sordu Bane. , ,,, , , y. ,. , "By," diye homurdand Hugh. "Hadi, yryn artk!" Prens ne atld, yalnzca zplayp, halatlardan birine tutunmak iin bir kere durdu. Baaram a kotuap, geminin gvdesinin altnda durdu ve ba dnene kadar yukar bakt. "Demek, efend lfler hakknda bu kadar ok ey bilmenizin sebebi bu," dedi Alfred, alak bir sesle. Hugh ona bir bak frlatt, ama khyann yz, biraz sinirli grnmesi dnda ifadesizdi. "Evet," diye yant verdi katil. "Her devirde bir geminin bysnn yenilenmesi gerekiyor, tabii bir de kk onarmlar var. Yrtk bir kanat veya bazen iskeletten ayrlan bir deri par as." "Gemi uurmasn nerede rendiniz? Byk yetenek gerektirdiini duymutum." " yl boyunca bir su gemisinde kle olarak bulundum." "Kutsal Sartanlar adna!" Alfred d urdu ve ona bakt. Hugh ona sinirli bir bak frlatt, kendine gelen khya ne doru tkezledi. " yl! O kadar uzun sre hayatta kalan kimseyi duymamtm. Btn bunlardan sonra hl onla biliyorsunuz! Hepsinden nefret edeceinizi dnrdm!" "Nefretin bana ne faydas olacak ki? Elfler yapmalar gerekeni yaptlar. Ben de yle. Di llerini akc bir ekilde konumay rendim. Hayr, anladm ki, nefret insana, karlayabile ha fazlasna mal olur." "Ya peki sevgi?" diye sordu Alfred. Hugh yant verme zahmetine girmedi. "Neden bir gemi?" Khya konuyu deitirmenin akllca olacan dnmt. "Neden bu riski a er-

di, Volkaran halk onu parampara ederlerdi. Bir ejder ihtiyalarnza daha uygun olmaz myd " "Ejderler yorulur. Onlar dinlendirmeli, beslemelisin. Yaralanabilirler, halanabili

rler, lp gidebilirler. Her an bynn bozulmas riski var. Sonunda ya ejderi gndermek zoru da kalrsn, ya da onunla tartmaya, sinirini yattrmaya alrsn. Geminin bys bir de maz. Yaralanrsa, onartrsn. Bu gemide, kontrol her zaman bendedir." "nemli olan da bu, deil mi?" dedi Alfred, ama bunu alak sesle sylemiti. Khyann endielenmesine hi gerek yoktu. Hugh'nun dikkati tamamen gemiye younlamt. Alt rek batan kuyrua (ya da pruvadan ka) her parasn dikkatle inceledi. Bane hemen arkasnd takip ediyor, her nefes al ile yeni bir som soayordu. "O halat ne ie yanyor? Neden? Onu altran ne? Niin hemen kalkmyoruz? Ne yapyorsun?" , "nk, Ekselanslar, hasarlar yukarda" -Hugh iaret parman ge kaldrd- "fark eders bir faydas olmaz." "Neden?" "nk oktan lm oluruz." Bane bir iki saniye durgunlat, sonra yine balad. "Ad ne? Harfleri okuyamyorum. Ej-Ejde r..." "Ejder Kanad." "Bykl ne kadar?" "On be metre." Hugh gvdeyi kaplayan ejder derisine bakt. Kara-mavi pullar, zerlerine gne vurunca gkkua renkleriyle parlyordu. Gemi omurgasnn altnda yryerek, enine bo di ve hibir pulun eksik olmadndan 233 232

* * l I Mnrgaret Weis & Tracy Hkran emin oldu. ne dolanan Bane, tam anlamyla Hugh'nun topuklarnda yryordu. Dikkatle, ejderin gs olma reken yere yerletirilmi iki kristal plakaya bakt. Ejder zrhnn gs plakalar gibi gr n bu plakalar, aslnda pencereydiler. Birinde izikler gren Hugh, kalarn att. Bir dal d arpm olmalyd. "Onlarn arkasnda ne var?" diye sordu Bane, Hugh'nun pencerelere dikkatle baktn grnce. '" "Dmen. Pilot orada oturur." "Ben de oraya girebilir miyim? Bana umasn retir misin?" "Umay renmek iin aylarca almanz gerekir, Ekselanslar," diye cevaplad Alfred, Hugh' eremeyecek kadar megul olduunu grnce. "Yalnzca bu da yetmez. Kanatlan kullanabilmek ii n pilotun yeterli bedensel gce sahip olmas gerekir." *" "Aylarca m?" Bane hayal krklna uram grnyordu. "Ama renecek ne var ki? Ora ad- "uuyorsun." "Gitmek istediiniz yere nasl gideceinizi bilmeniz gerekir, Ekselanslar," dedi khya. " Sylendiine gre, gklerin derinliklerinde yol iaretleri yokmu ve referans olarak alabile ceiniz pek az nokta varm. Bazen yukary aadan ayram-yormusunuz. Kprdeki uu ekip niz gerekir, ayn zamanda rotalar ve uu yollar hakknda bilgi sahibi olmanz gerekir..." "Bu tr eyleri renmek zor deil Ben size retirim," dedi Hugh, ocuun yznn asldn Bane canland. Ty tlsmla oynayarak, Hugh'nun yan sra

>;{'"",, n* LDER. KARADI sraya sraya yrd. Hugh tm gvde boyunca yryor, metal ve kemik paralarn epsol aac baland noktalar inceliyordu Hi atlak yoktu. atlak grse aard Hugh. Becerikli ve d pilottu. Dikkatli olmayanlara ve gemilerine iyi bakmayanlara neler olduunu grmt. Geminin k tarafna ilerledi. Omurga zarafetle yukar kvrlyor, arka gverteyi oluturuyor ek bir ejder kanad -geminin dmeni- omurgann arkasndan asl duruyordu. Dmenin ucuna bal alatlar rzgrda gevek gevek sallanyordu. Halat yakalayan Hugh, bacaklarn dmenin en al urgasna att. Yava yava ilerleyerek, halata trmand. "Ben de geleyim1 Ltfen!" Aada, yerde, Bane zplayp kabloya yetimeye alyor, sanki u ibi kollarn rpyordu.

"Hayr, Ekselanslar!" dedi surat bembeyaz olmu Alfred, Prens'in omzunu yakalayp, skca t tarak. "Biz de hayli ksa sre sonra oraya kacaz. Brakn Sir Hugh iini yapsn." "Pekl," dedi Bane, neeli bir ltufkrlkla. "Sylesene Alfred, neden yanmza almak iin b n toplamyo-ruz?" "Brtlen mi, Ekselanslar?" dedi Alfred, hayretle. "Nasl brtlen?" "Brtlen ite. Akam yemeinde yemek iin. Byle ormanlklarda bulunduunu biliyorum. Drogl i." ocuun mavi gzleri falta gibi almt -bir ey nerdii za1 Epsol aalar Arstagon'da ve Trbus koluklanda yetiil Ykseklikleri doksan metreyi gank bitki trlerinden olduundan, hargast aalatma benzele Topraktan doal mineraller al byumek iin kullanrlar Hagast aalarndan fakla, esnek olmalar, govdelennn dz ve y bo olmasd Bu zelliklen, epsol j.lan ha-va'gems yapmnda ideal kla 23S 234

Margaret Wes & Tracy Hcknan man hep ald gibi; mavi irisleri le gneiyle parlyordu Eli ty tlsmla oynuyordu. "Bir ahr ua sizin iin hi de uygun bir arkada deil, Ekselanslar," diye itiraz etti Al Yakndaki aalara bal, sanki kk olan ocuklarnn trmanmas iin zellikle yaplm r gz att. "Pekl, Ekselanslar, sizi brtlen aramaya gtreceim." "Fazla uzaklamayn," diye uyard Hugh'nun sesi, yukardan. "Meraklanmayn, efendim," diye yantlad Alfred, duygusuz bir sesle. ki yolda ormana doa yolland -Alfred ukurlara kayarak ve aalara yaslanarak, ocuk al arak ve youn bitki rtsnn altnda kaybolarak. "Brtlenmi," diye mrldand Usta. Ortadan kaybolduklar iin krederek gemisine younlat. Gverte kpetesine tutunarak kend ukar ekti ve st gverteye trmand. Ak plakalama -her metrede bir ahap plaka aklm o ama zor klyordu. Hugh buna alkt. Plakadan plakaya atlyor, sakar Alfred'in buraya gelm mesi gerektiini aklna not ediyordu. Plakalarn altnda, yerde gezenlerin gzne kafa kart k kadar fazla grnecek kontrol kablolar vard. Gvertede karn st yatan Hugh, halatlarn ypranmadn kontrol etti. Acele etmiyordu. Bu ii aceleyle getirmek, bir kanat kablosunun kopmasna ve geminin kontroln kaybetmesine yol aabilirdi iini bitirmesinden ksa sre sonra Bane ile Alfred dndler. ocuun heyecanl gevezeliine baklrsa, brtlen toplama iinin baarl olduu "Artk kabilir miyiz?" diye bard Bane

EjDER. Hugh, gvertede, ayann dibinde duran bir halat ynn tekmeledi. Yn aa dt ve ne merdiven oluturdu. ocuk hevesle yukar trmand. Alfred dehet dolu bir bak frlatt ve alp antalara gz kulak olacan bildirdi. "Bu harika!" dedi Bane, kpetenin zerinden sarkp, plakalarn arasndan dmekten klpay k ak. Hugh onu ensesinden yakalad gibi yukar kaldrd. "Burada kal ve kprdama," diye emretti Hugh, ocuu kpetenin yanna dikerek. Bane kpetenin zerinden sarkarak gvdeye bakt. "Oradaki uzun tahta paras ne? Al, biliyo ! Onlar kanat, deil mi?" diye haykrd heyecanla. "O direk," diye aklad Hugh, dikkatle direi inceleyerek. "ki tane direk var, buradaki anadiree ballar" -parmayla iaret etti- "bakasarasnn orada." "Bunlar ejder kanad m? Normal kanat gibi rplyorlar m?" "Hayr, Ekselanslar. Uzandklar zaman daha ok yarasa kanadna benziyorlar. Gemiyi havada tutan bydr. Biraz u tarafta durabilir misiniz? Direi serbest braknca grrsnz." Direk da doru savruldu ve beraberinde ejder kanadn srkledi. Kabloyu kavrayan Hugh, dir n sonuna kadar almasna izin vermedi, aksi halde by ilevsel hale gelir, planladndan e kalkarlard. skele tarafndaki direi serbest brakt ve gemi boyunca uzanan -destee takl direin gereince ykselebileceinden ve her eyin dzgnce ilediinden emin oldu. Sonra ken bakt "Alfred, antalar iin bir halat sarktyorum. yice bala ini bitirdiin zaman palamar ife ykselecek, 237

23*.

Margaret Weis Tracy Hicknan ama endielenme. Yan kanatlar iyice alp, orta kanat kald rlmadan kalkmaz. Tm halatlar serbest kaldnda, sen de yu kar k." ,[AV "Bununla m?" diye sordu Alfred, korku dolu gzlerle esintide sallanan ip merdivene bakarak. "Tabii, umay bilmiyorsan," dedi Hugh ve uzun bir halat aa frlatt. Khya antalar balad ve halat ekerek hazr olduklarn belirtti. Hugh yk gverteye ek ne'e uzatarak, izlemesini syledi ve plakadan plakaya hoplayarak ilerledi. Bir amb ar kapan aarak salam, ahap bir merdivenden indi. Bane neeyle takip etti. Birlikte, st gvertenin alt boyunca uzanan, dmen kabinini yolcu kabinlerine, depolara ve arka gvertede bulunan pilot dairesine balayan dar bir koridorda yrdler. Dardaki g rlaklna karn ierisi karanlkt, adamla ocuk, gzlerinin almasn bekleyerek durdular Hugh kk bir elin kendi eline yaptn hissetti. "Bunlardan birinde uacama inanamyor n, Sir Hugh," diye ekledi Bane, zlem dolu bir neeyle, "bir kere ejder gemisinde uun ca, hayatta yapmay arzu ettiim her eyi yapm olacam. Bundan sonra memnun lebilirim, di dnyorum." Hugh'nun gsn sktran ac, onu neredeyse boacakt. Nefes alamad, dakikalarca gremedi geminin, iindeki karanlk deildi. Korku bu, dedi kendi kendine. ocuun gerei renmesind yduu korku. Gzlerine inen perdeden kurtulmak iin kafasn sallad ve dnp ocua dikkatle Ama Bane ona masum bir sevgiyle bakyordu, kurnazlkla

EJDER. K/HADI t deil. Hugh elini kabaca ocuunkinden kurtard. "Siz ve Alfred o kabinde uyuyacaksnz," dedi. "antalar oraya koyun." Yukarlarndan bir g brt ve bir inleme sesi geldi. "Alfred? Buraya in ve Ekselanslarna gz kulak ol. Benim yapacak ilerim var." "Peki, efendim," diye geldi titrek cevap ve Alfred merdi venden aa kayarak, gverteye yld. A Topuklarnn zerinde dnen Hugh, uzun admlarla dmen kabinine doru yrd ve Alfred'in yan szck bile sylemeden geti. "Merhametli Sartanlar," dedi khya, ezilmekten kurtulmak iin kenara kaarak. Hugh'nun ardndan bakt, sonra Bane'e dnd. "Onu sinirlendirecek bir ey mi sylediniz, Ekselanslar " "Yoo, hayr, Alfred," dedi ocuk. Uzanarak khyann elini tuttu. "Brtlenleri nereye koydun " "eri gelebilir miyim?" "Hayr. Orada kal," diye emretti Hugh. Bane dmen kabinine doru bakt ve gzleri hayretle iri iri ald. "Kocaman bir rmcek an msn gibi grnyor! Tm o halatlar nereye bal? Neden o eyi giyiyorsun?" Hugh zerine, deriden bir gs zrhna benzeyen bir eyi giyiyordu, yalnz buna saysz hala uhtelif ynlere uzanan halatlat, tavana bal, karmak bir makara dzeneine uzanyordu. "Hayatmda hi bu kadar ok ahap grmedim!" dedi Alfred'in sesi, yolcu kabinlerine giden koridordan. "Kraliyet saraynda bile. Srf buradaki ahabn deeri bile, geminin arlnca sine yeter. Ekselanslar, ltfen geride durun. 239 238 Margaret Wes & Tracy Hickman t Kablolara dokunmayn1" "Gidip pencerelerden bakamaz mym? Ltfen, Alfred. Ayak

altnda dolamam." * '' ! '"*' '' """M"! .*"., ""^ "Hayr, Ekselanslar," dedi Hugh. "Bu halatlardan biri boy nunuza dolanrsa, annda koparr onu." "Bulunduumuz yerden de yeterince grebilirsiniz," dedi Alfred, hafife yeererek Yer ok altlarnda kalmt. Tek grebildikleri aalarn tepeleriyle mercankaya uurumun duvaryd. Koumlarn hepsi yerli yerine takl durumda, Hugh yksek srtl, tek bacak zerinde dmene d ran, ahap bir sandalyeye oturdu. Sandalye saa sola dnebiliyor, bylece pilotun kolayc a manevra yapmasna izin veriyordu. Tam nnde, yerden kan uzun, metal bir kol vard. "Neden o eyi giymen gerekiyor?" diye sordu Bane, koumlara bakarak. "Halatlara kolayca ulamam salyor. Bylece dolamyorlar ve her halatn nereye gittiini b am." Hugh kolu ayayla itekledi. Gemiden bir dizi irkiltici bamlama geldi. Kablolar makaralarda dnd ve gerginleti Hugh, gsne bal halatlardan birini ekti. Bir takm gc sesleri duyuldu. Ani bir silkinile, geminin ayaklarnn altnda hafife havalandn hisset . "Kanatlar alyor," dedi Hugh. "By etkisini gstermeye balad." Tam pilotun bann zerine yerletirilmi yuvarlak, kristal bir sekstant, yumuak, mavi bir parlamaya balad, iinde semboller belirdi. Hugh halatlara daha gl asld ve aniden aal leriyle uurum duvar gzlerden uzak-lanaya balad. Gemi ykseliyordu

Alfred'in nefesi kesildi. Dengesini kaybederek geriye doru sendeledi ve dengesini bulmak iin kpeteye tutundu Bane zplayarak ellerini rpt. Aniden, uurumla aalar gzd du ve nlerinde engin, mavi bir gkyz uzand. "Al, Sir Hugh, st gverteye kabilir miyim? Nereye gittiimize bakmak istiyorum." "Kesinlikle olmaz, Eksel..." diye balad Alfred. ' '* ' "Elbette," diye szn kesti Hugh. "Aa inerken kullandmz merdiveni kullann. Trabzanla n ve aa umamaya dikkat edin." Bane koturarak uzaklat. Bir an sonra, tepelerinde izmelerinin sesini duydular. "Aa umak m?" dedi Alfred dehetle. "Gvenli olmaz!" "Gvenli. Elf bycleri, geminin evresinde byl bir alan oluturuyorlar. Aa atlayamaz bile. Kanatlar ak ve by aktif olduu srece, tamamiyle gvende olacak." Hugh Alfred'e alayc bir bak att. "Ama belki de kendin gidip gzkulak olmak istersin, gene de." '' " '"* v.1 w' "Evet, efendim," dedi khya, yutkunarak. "Ben de... tam bunu yapmay dnyordum." Ama yerinden kprdamad. Kpeteye yapm, kaskat surat, evrelerinde yzen bulutlar kad red baklarn mavi ge dikti. "Alfred?" dedi Hugh, halatlardan birini ekerek. Gemi sola yatt ve aalarn tepeleri ani den ve ba dndrecek ekilde gzlerinin nne geldi. "Gidiyorum. Hemen imdi, efendim. Gidiyorum," dedi khya, tek bir kasn bile kmldatmadan. Gvertede, Bane trabzanlarn zerine yaslanmt. Manzara 240 241

" Hf Mnrgaret Wes & Tracy Hckrnan onu bylemiti Pitrin'in Srgn'nn arkasnda kayp gittiini grebiliyordu. Altnda ve n beyaz bulutlar, stnde prldayan gkkubbe vard. Her iki yanlarnda ejder kanatlar gerilmi Geminin hareketiyle, derimsi kanatlar hafife dalgalanyordu. Orta kanat arkasnda dim dik duruyor, yavaa ne, arkaya sallanyordu. ocuk ty elinde tutarak, aylak aylak enesine srtt. "Gemiyi kontrol eden koumlar. By s nde havada kalyor. Kanatlar yarasa kanad gibi. Tavandaki kristal, nerede olduumuzu sylyor." Parmakularnda durarak aaya bakt ve bu kadar yksekten Maelstrom'u grp gre k kolay aslnda," dedi, ty evirerek. YRMDRDNC BLM

GKLERN DERNLKLER ORTA LEM Ejder gemisi,incimsi, gri geceyi yard geti. Kanatlar, bynn ve Djern Hereva Adas'nn z e ykselen havann zerinde kayyordu. Uu koumuna balanm, kk dmen kabininde rahat v gh piposunu yakt, arkasna yasland ve rahatlayarak, ejder gemisinin neredeyse kendi kendine umasna izin verdi. Kouma bal halatlara arada bir dokunmas, kanatlan yatrarak h va akmlarn yarmasn ve gkte zahmetsizce, bir rzgrdan tekine kaymasn, Aristagon'a do e umasn salad. Usta, tembel bir yar-nbetle, baka kanatl uu aralarn -canl veya mekanik- gzlyordu. nin iinde, kendi trne kar zayft, nk ejder srcleri hemen onun elf, hatta bir casu r verirlerdi. Hugh pek de endieli deildi. Aristagon'a giden ejder srcleriyle elf gemi lerinin uu rotalarn bilirdi. Bunlardan kanmak iin zellikle yksekten uuyordu ve raha meyeceinden emindi. Devriyelerle karlama olasl olsa bile, bir bulut kmesine girerek ma imkn vard Hava sakn, uu kolayd ve Hugh'nun dncelere dalacak zaman vard. ocuu ldurmemeye, i rar 243 242 Margaret Wes & Tracy Hickman EJDER, K/IHADI

verdi. Bir sredir, artk bir karar vermesi gerektii dncesi, kafasnda dnp dmyordu, a ald ve evresindeki her eyin sessiz ve sakin olduu u ana kadar bu dnceyi ertelemiti anlamasna sadk kalmad hi olmamt ve mantk vuruluunun aklc ve geerli olduunu, ediini kendine kantlamak zorundayd. Duygu. Usta'nn iindeki bireyler Bane'inki gibi bir ocuklua -sevgisiz, souk ve kasvetli bir ocukluk- sempati duysa bile, katil kendi aclarn bile hissedemeyecek kadar kabuk balamt, bakalarnn acsn hi anlayamazd. ocuun yaamasna izin vermesinin tek seb n, lyken olduundan daha fazla olmasyd. Hugh planlarn tamamlayamamt. Dnmek, Alfred'den gerei renmek ve Prens'in etrafn iin zamana ihtiyac vard. Ustann Aristagon'da, gemisinin onarlmas gerektii zaman kulla d bir gizlenme yeri vard. Oraya gidecek ve istedii bilgiyi alana kadar orada kalacakt; sonra ya dnecek ve bilgisiyle Stephen'n karsna kacak, sessiz kalmak iin daha fazla p isteyecek, ya da Kralie'yle ilikiye geerek olu iin ne kadar demeyi kabul edeceini r kti. Karar ne olursa olsun, servetinin garanti olduunu dnyordu Hugh. Arac uurmann temposuna almaya balamt, bunu bedeni ve zihninin bir ksmyla yapabiliy ninin kalan ksm serbeste dolanyordu. O srada, dncelerini younlatrd kii kafasn ne bakt. "Alfred yemek gnderdi." ocuun gzlen hevesli ve meraklyd, orada burada, halatlarn kouma baland ve Hugh'nun ata uze244

rine kavuturduu yerlerde geziniyordu "Yukar gel," diye davet etti Hugh. "Yalnz dokunduun ve bastn yerlere dikkat et. Halatl ardan uzak dur." Bane kendisine denileni yapt ve yukar karak dikkatle gverteye bast. Ellerinde bir tas et ve sebze tayordu. Souktu. Alfred, Pitrin'in Srgn'nden aynlmadan piirmi, daha sonra mek zere sarmt. Ama ekmek peynirden oluan sefer yemeine ve lanlardaki yal yemeklere iin olduka gzel kokuyordu. "Uzat buraya." Hugh piposundaki klleri, bu ama iin tad bir mlee boaltt, sonra ta ini uzatt. Bane'in gzleri parlad. "Gemiyi uurman gerekmiyor mu?" "Kendi kendine uabilir," dedi Hugh, tas ile boynuz ka yakalayp azn doldurmaya balar "Ama dmez miyiz?" Bane kristal camlardan dar bakt. "By bizi havada tuayor. O olm e, bu sakin havada kanatlar szlmemizi salar. Onlan ieri ekersem, alalmaya balarz." Bane dnceli dnceli ban sallad. Mavi baklarm Hugh'ya evirdi. "Hangi kablolar onl "Bunlar." Kouma sa ve sol omuzlarnn yaknnda balanm olan iki uzun halat iaret etti

, nme doru ekiyorum ve kanatlar katlanyor. Dier kablolar kanatlar kaldrp indirerek d etmemi salyor. u, anadi-rei kontrol ediyor ve bu kablo da kuyrua bal. Onu saa, sola rek geminin ynn belirliyonm." "Bu ekilde ne kadar uzun sre havada kalabiliriz?" Hugh omuzlarm silkti. "Sonsuza ka dar herhalde, ya da bir adaya gelene kadar. O zaman rzgr akmlar bizi yakalar ve bir uuruma veya adann altna ekebilir, sonra bizi mercan245 EJDER. KAPADI Margaret Weis & Tracy Hickman

kayaya arpar." Bane ciddiyetle ban sallad. "Hl, gemiyi uurabileceimi dnyorum." ** Hugh kendini, hogrl bir biimde glmseyecek kadar memnun hissetti. "Hayr, yeterin lsin." Olan kouma zlemle bakt. "Dene istersen," diye davet etti Hugh. "Gel, yanmda dur." Bane denileni yapt. Dikk atle hareket ederek, kazayla halatlardan birini dolatrmamaya alarak gelip, Hugh'nun nn e durdu. Elini, kanatlan kaldrp indiren halatlardan birine koyarak ekti. Halat, kan adn titremesine sebep olarak hafife oynad, hepsi o kadar. radesine kar gelinmesine alk olmayan Prens, dilerini skt ve halat her iki eliyle ya ak tm gcyle ekti. Ahap ereve gcrdad ve kanat bir santim kadar yatt. Zaferle glms aklarn gverteye dayad ve daha hzl ekti. Yukar doru ykselen bir rzgr dalgas, tam akalad. Halat ocuun ellerinden kayd. Prens bir lkla ellerini brakt ve yrtlp kana vularna bakt. "Hl uurabileceini dnyor musun?" diye sordu Usta serinkanllkla. Gzyalarn engellemeye alan Bane mrldand. "Hayr, Sir Hugh," dedi avunmaz bir tonda. elli ararcasma, yaral elini ty tlsmna skca bastrd. Bunun yardm olmu gibiydi, nk lak, mavi gzlerini Hugh'nun gzlerine dikti. "Denememe izin verdiin iin teekkr ederim." "Hayli baarlydnz, Ekselanslar," dedi Hugh. "Sizden iki kat byk erkeklerin o kadarn ceremediini bilirim."

"Gerekten mi?" Gzyalar yok oldu. Hugh'nun gnl zengindi imdi. Bir yalann zarar olmazd. "Elbette. imdi aa inip Alfred' a ihtiyac olup olmadna bakar msnz?" "Tas almaya geleceim!" dedi Bane ve kapakta kayboldu. Hugh heyecanl sesinin Alfred' e seslendiini, ejder gemisini nasl uurduunu anlattn duydu. Sessizlik iinde yemeini yiyen Hugh, aylak aylak gklere gz gezdirdi. Aristagon'a indi klerinde ilk yapaca iin, o ty Kev'am'a, dii elf bycsne gsterip, ne syleyeceini g rar verdi. zmesi gereken daha az nemli gizemlerden biri de buydu. Ya da o srada yle sanyordu. gn geti. Geceleyin uuyor, gndz kk, haritalarda bulunmayan adalarda gizleniyorlard on'a ulamalar iin bir hafta gerektiini sylyordu Hugh. Bane her gece gelip Hugh ile oturuyor, gemiyi ynetmesini izliyor, sorular soruyor du. Usta, ruh haline gre sorulan yantlayp yantlamamaya karar veriyordu. Kafas planlar ve uuu ile megul olduundan, gerekmedii srece Bane'e dikkat etmiyordu. Bu dnyada duygus l ballk mcl bir hatayd, ac ve znt dnda bir ey getirmezdi. ocuk nakit demekti, Fakat Usta'nn kafas, Alfred hakknda karkt. Khya Prens'i endieyle izliyordu. Aacn d tepki olabilirdi bu, ama Alfred koruyucu davranmyordu. Bir saldr srasnda, iinde kald nin siperlerinin zerinden atlan bir elf alev bombasn hatrlatyordu Hgh'ya. Talarn z varlanan siyah, metal kutu zararsz grn247 24f> l Margaret Weis & Tracy Hickman

yordu. Ama herkes biliyordu ki, her an alevler fkrtarak pat layabilirdi. nsanlar bombaya, tpk Alfred'in Bane'e bakt gi bi bakmlard. , -il ,1i k. J) Alfred'in gerginliini hisseden Hugh, khyann kendisinin bilmedii neyi bildiini merak e tti -ve bu ilk kez olmuyordu. Katil yerdeyken ocuu daha dikkatli izlemeye balad. ocuun kamaya kalkacan dnyordu. Yannda Alfred olmad srece kamp terk etmemesini emrett ysallkla itaat etti. Alfred'le gittiinde ise tek yapt, ok seviyor grnd brtlenle luyordu. Hugh bu gezilere hi katlmyor, bunlar aptalca buluyordu. Yiyecek bulmak kendisine kal sayd, bedeninin yaamasn salayacak herhangi bir eyle idare edebilirdi. Fakat khya, Ekse anslan'nn istedii her eyi salamaya alyordu. Her-gn, o sakar Alfred ormana doru hcu sarkan dallar, dolak sarmaklar ve kalle otlarla savayordu. Hugh kampta kalyor, yan u , yar uyank bir dinlenite, her trty, her patrty duyuyordu. Drdnc gece Bane dmen dairesine geldi ve kristal pencerelerden dandaki muhteem bulutlar a, aadaki engin gkleri seyretmeye koyuldu. "Alfred yemein birazdan hazr olacan syl Hugh piposunu ekerek homurdand. "Orada grlen byk glge ne?" diye iaret etti Bane. "Ari gon." "yle mi? Oraya varmamz uzun srer mi?" "Evet. Grndnden daha uzak. Bir iki gn daha laz ma gndzleri nerede kalacaz? Baka ada gremiyorum." "Birka tane var, muhtemelen sislerin arkasna saklanm-

EIDER, tr. Bizim gibi kk gemilerin geceleri kald kk adalar." Ayakularnda ykselen Bane a nlk bulutlar gryorum. Dnp duruyor. O Maelstrom, deil mi?" Hugh, bu kadar ak olan bir gerei tekrar sylemeye zahmet etmedi. Bane daha dikkatli ba kt. "u aadaki iki ey. Ejdere benziyorlar, ama imdiye ka dar grdm btn ejderlerden bykler." "> Halatlar dolatrmamaya dikkat ederek sandalyesinden kalkan Hugh, dar bir gz att. "Elf korsanlar veya su gemi leri." "Elfler!" Szck gergin ve hevesli kmt. ocuun eli, boynundaki tye gitti. Fakat konut sesinde zorlama bir sakinlik vard. "Onlardan kamamz gerekmiyor mu?" "Bizden ok uzakt alar, muhtemelen bizi grmeyecekler. Grseler bile, bizim de onlardan olduumuzu dnecekle r. Zaten, kendi ilerine bakyor gibi grnyorlar." Prens yine dan bakt. ki gemiden baka bir ey gremedi. Fakat Hugh neler olup bittiini k irebiliyordu. "syankrlar, imparatorluk sava gemilerinden kamaya alyorlar." Bane tekrar dnp bakmad bile. "Galiba Alfred sesleniyor. Akam yemei vakti gelmi olmal." Hugh karlamay ilgiyle izlemeye devam etti. Sava gemisi isyankrlann gemisine yetimiti. ratorluk gemisinden kancalar atld ve isyankrlann gvertesine dt. Hugh, buna benzer bir aldrda, elf su gemisindeki esaretinden kurtulmutu. Pek ok isyankr elf, by seviyesini arttrp yakalanmaktan kurtulmak iin, "ejder kanadnda " ad verilen teh24.9 248 Margaret Wes & Tracy Hckman EJDER.

likeli manevray yapyordu. Hugh onlarn hzla, fakat emin admlarla kanat direinde kotukla grebiliyordu. Ellerinde, diree dokundurmalar iin geminin bycs tarafndan verilen tls uyorlard. Yaptklar tehlikeli ve mitsizceydi. Geminin merkezinden bu kadar uzaktayken, evredeki by alan onlar dmekten koruyamyordu. Bir rzgr dalgas veya -imdi olduu gibi- bir d r kanadn kenarndan aa, Maelst-rom'un ortasna atabilirdi. "Ejder kanadnda yrmek." Elfler arasnda bu, dl byk olan, her trl riskli durum

k iin kullanlr olmutu. Hugh her zaman, bu deyiin kendisi ve setii yaam tarz asnda lam olduunu dnrd. Gemiye bu deyiin onuruna "Ejder Kanad" ismini vermiti. Bane elind asla dnd. "Elfler nerede?" Tas Hugh'ya uzatt. "Arkamzda kaldlar. Onlar getik." Hugh bir lokma ald ve ksrerek tkrd. "Kahretsin! Ne fred buna? Acbiber kutusunun tamamn iine mi boaltt?" "Fazla ac olduunu sylemitim, ite, biraz da arap getirmitim." Prens Hugh'ya arap tulumunu uzatt. Hugh byk bir yudum alp yuttu, sonra bir yudum daha ald. Tulumu geri vererek, yenilmemi yemei ayayla itti. "Bu lapay Alfred yesin." Bane tas ald, ama dmen kabinini terk etmedi. Eli tynde, garip, sakin bir beklenti iind e Hugh'yu izledi. "Ne var?" diye tersledi Hugh. Ama o anda anlad. Zehirin tadn almamt. Biber bunu gizlemiti. Ama

zehirin ilk etkilerini hissetmeye balamt. Karn kramplarla kaslyor, dili aznda imi ordu. Grd nesneler uzayp ksalyordu. Olan kocaman oldu ve tatl, ekici glmsemesiyle rine eildi. Ty elinden sarkyordu. Hugh fkeye bouldu, ama zehir kadar hzl deildi. Arkaya derken gr karard. Hugh ty grd ve ocuun sevin dolu sesini duydu: ^f^^^ "e yarad, baba! lyor!" Hugh yakalayp katilini bomak iin uzand, ama kolu kaldramayaca kadar arlamt; k, cansz duruyordu. Sonra yannda, ocuun yerine, bir kara keiin durduunu grd. Elini mt. . ,"Ee imdi, efendi kimmi bakalm?" diye sordu kei. 251 250 EIDER. K^RADI , ,nv "j

><i "V YRMBENC BLM GKLERN DERNLKLER ORTA LEM Hugh gverteye yld ve koumlara bal halatlar da beraberinde srkledi. Gemi aniden yan Bane'i arka st blme duvarna arpt. ocuun elindeki yemek tas ta-krdayarak yere dt n grltl bir gm-leme, ardndan ac ve dehet dolu bir haykr geldi. Geminin yan tarafna tutunarak ayaa kalkmaya alan Prens, serseme dnm bir ekilde evre kt. Gverte tehlikeli bir biimde yana yatt Hugh, kablolara dolanm, yerde yatyordu. Bane aceleyle dar bakt ve ejderin burnunun dosdoru aay gsterdiini grnce neler olup bi ugh'nun d, kanatlann ieri ekilmesine yol amt. By aktif deildi ve imdi gemi kon m'a doru dala gemiti. Bunun olabilecei Bane'in aklna gelmemiti, anlalan, babasnn da... Bu artc deildi. n bir insan byc, dnyann geri kalannda hkm sren sava ve kargaadan uzakta yaar ve m da bir ey bilmez. Muhtemelen Sinistrad hayatnda hi ejder gemisi grmemiti. Hem zaten, Hugh geminin kendi kendine uabileceini sylememi miydi?

Bane halat ynn kartrd. Hugh'nun bedenine ulaarak, tm gcyle halatlar ekitirdi. ad. Kanatlar yerinden kmldamyordu. "Alfred!" diye haykrd Prens. "Alfred, abuk gel!" Aada bir patrt daha oldu; sonra yz eyaza kesenAlfred ambar kapanda belirdi. "Sir Hugh! Neler oluyor! Dyoruz -" Baklar adamn bedeni zerinde durdu. "Kutsal Sartanl adna!" Beceriksiz, hantal bedeninden beklenmeyecek bir abukluk ve eviklikle yukar frl ad, halat ynlarn at ve Hugh'nun yannda diz kt. "Ah, bover onu! ld o!" diye haykrd Prens. Alfred'in ceketini yakalayarak, yzn geminin arafna evirdi. "Bak! Gemiyi durdurman lazm! Koumu ondan kar ve uur bu eyi!" "Majesteleri!" Alfred solgundu. "Ben gemi uuramam! Beceri ve yllarn tecrbesini gerek tirir!" Khyann gzleri ksld. "ld, derken neyi kastettiniz?" Bane meydan okurcasna dik dik bakt, ama Alfred'in baklar karsnda gzlerini yere indir orunda kald. Artk khya soytary oynamyordu; gzleri aniden zorlayc ve keskin bir bak

a balamt ve ocuk, o delici baklar olduka rahatsz edici bulmutu. "Hak etmiti," dedi Bane fkeyle. "O, Kral Stephen'n beni ldrmesi iin tuttuu bir katildi Ben daha abuk davrandm, o kadar." "Sen mi?" Alfred'in baklar tye gitti. "Yoksa baban m?" Bane arm grnyordu Dudakla en kapand. Eli, saklamaya alrcasna tyn etrafnda kapand ve kekelemeye balad. 252 253

Margaret Weis & Tracy Hickman "Yalan sylemene gerek yok," dedi Alfred, iini ekerek. "Uzun zamandr biliyorum. Annen le babandan, daha dorusu, vey annenle babandan daha uzun zamandr. Geri vey evlat alma k, bir tercih meselesidir, ama onlarn hi seme ans olmad. Ona ne tr bir zehir verdin, B ne?" "O mu? Onunla neden ilgileniyorsun? Dmemize izin mi vereceksin?" diye tiz bir sesl e cyaklad Prens. "Bizi kurtarabilecek tek kii o! Ona ne verdin?" diye sordu Alfred, olan yakalamak v e gerekirse bilgi almak iin sarsmak zere elini uzatarak. Prens geriye srad. Eik gvertede sendeleyip kayd, ancak geminin yan duvarnda durabildi. Dnd ve pencereden dan bakt. Bir haykr kopard. "Elf gemileri! Tam zerlerine gidiyoruz! O pis katile ihtiyacmz yok. Elfler bizi kur tarr!" "Hayr! Bekle! Bane! Brtlenlerdi, deil mi?" Olan dmen kabininden dar frlad. Bane arkasndan Alfred'in, ciflerin telllikeli olduun krdn duydu, ama aldrmad. "Ben Uylandia prensiyim," dedi kendi kendine, merdivenlerden st gverteye trmanarak. Oraya varnca, elleriyle trab-zanlan kavrad, bacaklarn parmaklklara sard ve skca tutu . "Bana ellerini srmeye cesaret edemezler. Tlsmm hl elimde. Trian bysn bozduunu sa yalnzca ben yle dnmesine izin verdiim iin. Babam, risk almamamz gerektiini syledi, i gemisini almak iin katili ldrmemiz gerek. Ama tlsmn hl ie yaradn biliyorum! i isi ele geirip, beni babama gtrmelerini salayacam. Sonra babam ve ben onlara hkmedece Hepsine hkmedeceiz1 Tpk planladmz gibi.

EJDER. "AHADI "Hey!" diye bard Bane. Trabzanlara bacaklaryla tutuna rak ellerini sallad. "Hey, oradakiler! mdat! Bize yardm edin!" Elfler ok aadaydlar, ocuun haykrn duymak iin fazla uzakta. Zaten, zihinleri daha nemli meselelerle megul d, hayatta kalmak gibi. Tnedii yerden aa bakan Bane, isyankrlarn gemisiyle sava gemisinin birbirlerine kenetlen diini grd ve neler olup bittiini merak etti. Gvertelerinde dklen kanlan gremeyecek kadar yksekteydi. Kendi ko umlarna dolanan halat-atanlarn haykrlarn duymuyor, paralanm tahtalarn arasnda srklendiklerini grmyordu. Ne de, kendilerini savunurken, kardelerinin kalplerini dn drmek iin ark syleyen isyankr ciflerin seslerini duyuyor du. ' '' *" ' ' '"'"' " '" ' "*"'' a)".w/! Parlak renkli ejder kanatlan havada lgnca dalgalanyor veya kopmu halatlardan, krk vaziyette sallanyordu. Uzun kancalar gemileri skca birbirine balamt. Elf savalar ha latlarn zerinde, elleriyle tutunarak ilerleyip gemiye ulamaya alyor, ya da gverteye sryorlard. ok aalarnda, Maelstrom dnp, kaynyor, kpks beyaz kenarl kara bulutla r, parlayan imeklerin klaryla aydnlanyordu. Bane ciflere hevesle bakyordu. Korkmuyordu, yalnzca yzne arpan rzgrdan, iinde bulundu rumdan dolay nee ve babasnn planlarnn gereklemekte olduundan dolay heyecan duyuyord r gemisinin d, bir ekilde yavalamt. Alfred halatlar, geminin tepest Maelstrom'a ecek kadar ekmeyi baarmt. Ama hl kontrol d bir ekilde dnerek, alalyorlard. Alfred'in sesi aadan geliyordu. Sesi belli belirsizdi ve adamn szlerini anlamyordu, yi

ne de adamn sesindeki ton veya ritim, tepesine aa dt zamana ilikin sisli anlar 2SS 254

Margaret Wes & Tracy Hcknan canlandrd. Bane buna fazla nem vermedi. Elflere gittike yaklayorlard Yukar dnp kend akan, parmaklaryla iaret eden cifleri grd. Yine barmaya balamt ki, elf gemileri bir n ayrld ve gzlerinin nnde paralara aynld. nce ekiller evrelerindeki bolua devrildiler. Bane imdi, ancak Maelstrom tarafndan yutu duktan sonra sona erecek haykrlar duyabiliyordu. Orada burada gemilerin, byleri tarafn an havada tutulan paralan uuuyordu ve baz cifler bunlara tutunuyor, bazlar daha byk p arn stnde savamaya devam ediyordu. Ve Bane ile kk gemisi, hl tam kaosun gbeine alalyordu. '' v *" .it, ^ Kir keileri glmezler. Hayatta glmeye deer hibir ey grmezler ve insanlar gldnde, g akalannn ansszlklarn hedef aldklarna iaret etmekten ok holanrlar. Kir manastrn dir. Glnmez, o kadar. Kara keilerin yanna yeni gelen bir ocuk, belki bir iki 5 gn glmeye devam eder, daha fazla deil. " Hugh'nun elini tutan kara kei glmsemiyordu, ama Hugh gzlerinde kahkaha izleri grd. fkeyle mcadele etti ve bu rakibiyle, hayatnda karlat tm rakiplerden daha b savat. Bu rakip et ve kandan deildi. zerinde hibir yara izi kalmyordu. Hibir darbe onu yavalatmyordu. Ebediydi ve onu skca yakalamt. "Bizden hep nefret ettin," dedi kara kei, ona sessizce glerek, "yine de bize hizmet ettin. Tm yaamn boyunca bize hizmet ettin"

"Ben hibir insana hizmet etmem!" diye bard Hugh. abalamas gittike zayflyordu. Yorulm inlenmek istiyordu. Sonsuzlua kayp gitmesini engelleyen, yalnzca utanc ve fkesiydi. U tanyordu, nk keiin hakl olduunu biliyordu. fkeliydi, nk kendisini yllarca aldatm Ac ve hayal knklyla dolu olarak, snmekte olan tm gcn toplad ve kendini kurtarmak i kez abalad. O kadar zayf ve amas bir darbeydi ki indirdii, kk bir ocuun bile gz mezdi. Ama keiin kavray gevedi. akn, desteksiz kalm Hugh dt. Kalbinde hi korku yoktu, nk garip bir ekilde aa ltndayd. Karanla doru dalmyordu. Aydnla dalyordu. "<h fc "Sir Hugh?" Alfred'in korku ve endie dolu yz, zerinde geziniyordu. "Sir Hugh? Ah, Sa rtanlara hamdolsun! yisiniz! Nasl hissediyorsunuz, efendim?" Hugh Alfred'in yardmyla dorulup oturdu. Yavaa evresine baknarak keii arad. Khyadan halatlardan baka bir ey grmedi. "Ne oldu?" Ban sallayarak aylmaya alt. Ac hissetmiyordu, yalnzca garip bir sersemli i kafasna, dili azna byk geliyor gibiydi. Bir seferinde, bir handa, ayn duyguyla ve ya nnda bo bir arap tulumuyla uyanmt. 1 "ocuk sizi ilala uyuttu. imdi etkisi geiyor. iyi hissetmediinizi biliyorum, Sir Hugh, ama bamz dertte. Gemi dyor.. " "Uyuttu mu?" Hugh Alfred'e bakt ve sislerin arasndan semeye alt "Beni uyutmad! Zehird ." Gzlen ksld. "l257 25 h

Margaret Wes S Tracy Hicknan yordum." "Hayr, hayr, Sir Hugh. yle gelebilir, ama..." Hugl ne eildi. Alfred'i yakasndan yakalayarak, yanma ekti ve gzlerini ak renk gzleri kerek ruhunu grmeye alt. "Ben ldm." Adamn yakasn iyice ekti. "Beni sen canlandrd Alfred Hugh'nun bakna sakince karlk verdi. zgn bir ekilde glmsedi ve ban sallad yku ilacyd. Ben bir ey yapmadm."

Mzrdanan hdk, nasl bu adam yalan syler de Hugh anlayamazd ki? Daha da nemlisi, Alfred yatn nasl kurtarabilirdi? Yzndeki ifade artniyetsizdi; gzleri acma ve zntyle bakyo dar. Alfred, bir ey saklamas mmkn olmayan insanlardand. Bakas olsayd, oktan inanm "Sir Hugh, gemi!" diye srar etti Alfred. "Dyoruz! Kanatlar... katland. Uratm, ama aa Uyarlnca, Hugh geminin yuvarlanmakta olduunu fark etti. Alfred'e bakt ve yakasn brakt ir gizem daha, ama Ma-elstrom'a dmekle zlebilecek trden deil. Ellerini zonk-layan ba yarak ayaa kalkmaya alt. Ba ok ard. Brakrsa, boynundan kopaca ve deceini za Pencereden dar gz atnca, acil bir tehlike iinde olmadklarn grd -en azndan dmyo nin burnunu biraz dzeltmeyi baarmt ve Hugh, baz halatlarn kopmu olmasna ramen, gemi ylkla kontrol altna alabilirdi. "En byk sorunumuz Maelstrom'a dmek deil." "Ne demek istediniz, efendim?" Alfred kenara koturdu ve dar bakt.

EIDER. Yukardan onlara bakan, yrtk ve kanl giysilerinin tm ayrntlarn grebildikleri, ellerinde kancalar tutan elf savas vard. >, ."VMUH """"- ' ;, ,& ?' ;{, -j.j^ >, "te, atn kancalar! Ben burada takarm!" Bu, yukardaki gverteden gelen Bane'in sesiydi. Alfred dehete dt. "Majesteleri ciflerden yardm istemekle ilgili bir ey sylemiti..." "Yardm m?" Hugh'nun dudaklar alayc bir srtla gerildi. Anlalan, tekrar lmek iin di Kanca halatlar havada kvrld. Gverteye derken kardklar gmlemeyi duydu Hugh, sonra hta zerinde srnrken kan srtnme sesini. Onu yere ykan bir sarsnt oldu. Kancalar bir mt. Elini yan tarafna gtrd. Klc yoktu. ' , tt :> t *""," i" f. "Klcm..." Alfred hareketi grd. Dengesiz zeminde sendeliyor, ayakta durmaya alyordu. "Burada, efe ndim. Halatlar kesmek iin kullandm." Hugh silahn kavrad, fakat neredeyse tekrar dryordu. Zayf ve titreyen ellerine Alfred, r rs vermiti sanki. Kancalar geminin dn yavalatp, kendi paralanm gemilerinin yan rluyordu. Keskin bir ekiin ardndan, gemi aa sarkt -cifler halatlardan aa, geminin g e iniyorlard. Hugh, Bane'in yukarda heyecanla gevezelik yaptn duyabiliyordu. Klcn kavrayan Hugh, dmen kabinini terk etti, hafif admlarla koridoa geti ve ambar kap tnda durdu. Alfred sendeleyerek arkasndan geliyordu. Adamn hantal admlarnn kard g rpermesine sebep oldu. Khyaya kt bir bak frlatarak sessiz olmas iin uyar258

* Margaret Weis & Tracy Hckman di. Sonra, hanerini izmesinden kard ve adama uzatt Bembeyaz kesilen Alfred ban sallad ve ellerini arkasnda saklad. "Hayr," dedi titreyen udaklarnn arasndan "Yapamam! Ben... kimseyi ldremem!" Hugh ban yukar kaldrd. izmeli ayaklarn yrd duyulabiliyordu. "Kendi hayatn kurtarmak iin olsa bile mi?" diye tslad. Alfred gzlerini yere indirdi. " gnm." ';"S n,' ,.'<<>' "imdi zgn olmasan bile, birazdan olacaksn," diye mrldand sessizce merdiveni trmanmaya balad. f" "*?,""' it' ~*> ir '**'

V , i YRMALTEVCI BLM GKLERN DERNLKLER DERKEN ' Bane elfin halatlara tutunarak aa inmesini seyretti. nce, biimli bacaklar halatlara uklar ve dizleriyle tutunu-yordu. Altlarnda boluktan, ok aada, bitmek tkenmek bilmez, ra ve dehet verici frtnadan baka bir ey yoktu. Fakat cifler ilerinde ustaydlar, ne dur ksadlar, ne de aaya baktlar. Kk ejder gemisinin gvertesine ulatklarnda, bacaklar ieri attlar ve kolayca ayaklarnn zerine kondular.

Daha nce hi elf grmemi olan Prens, onlar kendisine hi ilgi gstermezken, onlar dikkatle inceledi. Elfler yaklak olarak insanlarla ayn boydaydlar, ama bedenlerinin ince olma s, daha uzun boylu grnmelerine sebep oluyordu. Hatlar zarif, fakat sert ve souktu, sa nki mermerden oyulmu gibi grnyorlard. Dzgn kaslar vard ve hareketlen son derece uyum . Yan yatm gemide bile kolaylkla ve zarafetle yryorlard. Derileri kahverengi, salar v alar beyazd. Gne altnda gm serpilmi gibi parlyordu, ince do-kumal kilimler etekler giyiyorlard Giysileri ku, iek, hayvan resimleriyle sslyd nsanlar sk sk cifl rlak renkli giyimleriyle alay ederlerdi -aslnda bu

^sr Margaret Weis & Tracy Hckman giysilerin elf zrh olduunu fark ettiklerinde piman olurlard, fakat artk onlar iin ok lurdu. Elf bycleri, sradan ipek ipliklerini elik kadar salam yapabilecek byler biliyo rd. Lider olduu anlalan elf, dierlerine, geminin kalan yerlerine bakmalarn iaret etti. Bir si kenara koarak kanatlara bakt, muhtemelen, gemiyi kontrolden karan hasarn derecesin i anlamaya alyordu. Dieri k tarafa kotu. Elfler silahlydlar, ama silahlarn elleri Ne de olsa kendi trlerine ait bir gemideydiler. Adamlarnn yerlerini aldn gren elf komutan, nihayet ocuu fark etmeye tenezzl etti. "Bu insan veledinin halkm tarafndan yaplan bir gemide ne ii var?" Komutan gaga burnu nun stnden ocua bakt. "Bu geminin kaptan nerede?" nsanca da konuabiliyordu, ama dudaklarndaki ifade, sanki szcklerin kt bir tad varm rdan kurtulduu iin seviniyormu gibi tiksinti doluydu. Sesinde ahenkli bir tn, buyurga n ve horgren bir tonlama vard, Bane fkelendi, ama fkesini gizlemeyi bildi. "Ben Volkaran ve Uylandia'mn veliaht prensiyim. Babam Kral Stephen'dr." Bane byle balamasnn en iyisi olduuna karar vermiti, en azndan nemli biri olduu konusunda cifler kna edene kadar. Sonra onlara gerei, aslnda ok daha nemli olduunu -hayal edemeyecekler i kadar nemli olduunu syleyecekti. Elf komutann bir gz adamlarnn zerindeydi, Bane'e ilgisinin ancak yarsn veriyordu. "D halkm bir insan prensii yakalad, ha? Senin karlnda ne almay dndler, bilemiyorum

f ' EJOER_ K.AHADI ' ,, ' ' "Beni karan kt bir adamd," dedi Bane, gzyalarna boulmaya hazr. "Beni ldrecekti. A kurtardnz! Kahraman olacaksnz. Beni kralnza gtrn ki, teekkrlerimi sunabileyim. Ha snda bir barn balangc olabilir bu." Kanatlan incelemeye giden elf geri dnd, raporunu vermek zereydi ki, ocuun sylevini duy du. Komutanna bakt, ayn anda kahkalarla glmeye baladlar. Bane'in nefesi kesildi. Hayatnda hi kimse ona glmemiti! Neler oluyordu? Tlsmn ie yar lmas gerekirdi. Tri-an'm tlsm bozamadndan emindi. Neden bys ciflerin zerinde ie y Sonra Bane onlarn tlsmlarn grd. Boyunlarna astklar tlsmlar, onlar insanlarn sav ak iin elf bycleri tarafndan yaplmt. Bane bunu bilmiyordu, ama koruyucu bir tlsm g cifleri kendi tlsmndan koruyann bu olduunu anlad. >*5r3S Herhangi bir tepki vermeye frsat bulamadan, komutan onu yakalad ve bir p torbas gibi havaya frlatt. nce bedeninden beklenmeyecek bir gle, dier elf onu havada yakalad. Elf omutan kaytsz bir emir verdi ve elf, elinde bir kokarca varmasna Bane'i bir kol boyu u zakta tutarak, geminin kpetesine doru yrd. Bane elfe bilmiyordu, ama hareketlerinden e f komutann verdii emri anlamt Aa atlacakt. Bane haykrmaya alt, ama korku sesini bodu Mcadele edip kvrand. Onu ensesinden yakala lf, ocuun kurtulmak iin gsterdii lgnca abayla eleniyormu gibiydi. Bane'in by yet babasnn evinde yettiril-mediinden eitimsizdi. Bynn bedeninde adrenalin gibi 262 Margaret Wes S Tracy Hickman yayldn hissedebiliyor, ama ona nasl ilerlik kazandracan bilmiyordu. Fakat bunu ona anlatabilecek biri vard. . ',^\,w>t"" ^ " Bane ty tlsm tuttu. "Baba!" )>;").'. "Sana imdi yardm edemez," diye gld elf. j "Baba!" diye haykrd yine Bane. "Haklydm," dedi elf yoldana. "Gemide biri daha var -veledin babas. Git bul onu," diye

, k taraftan dnmekte olan nc elfe iaret etti. "Hadi, kk piten kurtul artk," diye homurdand komutan. , Bane'i tutan elf ocuu kpetenin br yanna tad ve brakt. , , Bane havada takla atmaya balad. Tam, korku iinde lk atmak zere derin bir nefes almt ses aniden ona sessiz kalmasn emretti. Ses, her zaman olduu gibi, zihninde duyduu sz cklerle konumutu, yalnzca kendisinin duyabildii szcklerle. "Kendini kurtarabilecek g var sende, Bane. Ama nce korkunu zaptetmen gerek." Hzla dmekte olan Bane, altnda, elf gemisinden salan dkntleri, daha aada ise Maels a bulutlarn grebiliyordu. Korkudan kaskat kesilmiti. "Ben... yapamam, baba," diye inledi. "Yapamazsan lrsn ve belki de bu daha iyi olur. Korkak bir oul benim ne iime yarar?" Ksa yaam boyunca Bane, kendisiyle tlsm araclyla konuan bu adam, gerek babas ola etmeye almt. Gl bycnn onayn almak, en byk arzusuydu.

"Gzlerini kapat," diye emretti Sinistrad. " ,.a, ,.< Bane gzlerini kapatt. "imdi by zerinde almaya balayacaz. Havadan daha hafif olduunu dn. Bedenin kat uucu. Kemiklerin, kularn kemikleri gibi bo." Prens glmek istedi, ama iindeki bir ey, glerse bir daha asla byy kontrol edemeyeceini lmne deceini syledi. Vahi, isterik kkrdamasn yutarak, babasnn sylediini yapm eri kapal durmuyor, kurtarlana kadar tutunabilecei bir ey bulmak iin panik iinde alma lyordu. Fakat evresinde hzla akan hava gzlerini yaartyor, hibir eyi net grememesin luyordu. Boaznda bir hkrk dmlendi. "Bane1" Sinistrad'n sesi ocuun aklnda krba gibi saklad. Yutkunan Bane, gzlerini skca yumdu ve ku olduunu hayal etmeye alt. nceleri zordu ve imknsz geliyordu. Uzun zaman nce lm byc nesilleri ve ocuun miras enei imdadna yetiti. Pf noktas, gereklii dlamak ve zihni, bedeninin altmksur kaya olduuna, hatta sfrdan da az olduuna inandrmakt. Baz gen byclerin, edinmek iin yl eken bir beceriydi bu, ama Bane'in birka saniye iinde renmesi gerekiyordu. Anne kular yavrularna umay, onlar yuvadan atarak retirlerdi. Bane de byy ayn yntemle reniy korku, iindeki doal yetenei uyandrd ve yetenek, kontrol ele alarak onu kurtard. Etim buluttan. Kanm ince sis. Kemiklerim bo ve hava dolu 2f.5 264

"t Mnrgnret Wes & Tracy Hickman Prens'in bedeninden gdklayan bir duygu geti. Sanki by onu bir buluta eviriyordu, nk sz hissediyordu. Bu duygu artarken, iine yzd yanlsama zgvenini arttrd. Bunun kar . Gzlerini aan Bane, sevinle, artk dmediini grd. Bir kar tanesinden daha hafif, gkt . "Baardm! Baardm!" Neeyle gld ve kollarn ku gibi rpmaya balad. "Younla!" diye azarlad Sinistrad. "Bu oyun deil! Konsantrasyonun bozulursa, gc kaybede rsin!" Bane kendine geldi. Babasnn szleri deildi onu korkutan, aniden arlat hissiydi. Kara ilde zihnini, kpks bulutlar arasnda yzme iinde younlatrd. "imdi ne yapacam, baba?" diye sordu, daha sakin bir ekilde. "imdilik olduun yerde kal. Elfler seni kurtaracak." "Ama beni ldrmeye altlar!" "Evet, ama imdi senin sahip olduun gc grecekler ve byclerine gtrmek isteyecekler. B ni onlarn sarayna gtrecek. Bana dnmeden nce orada biraz zaman geirmek isteyebilirsin. aydal bilgiler edinebilirsin." Bane yukar bakt ve gemide neler olduunu grmeye alt. Bulunduu yerden grebildii tek alt ve yar ak kanatlard. Ama ejder gemisi hl dyordu. Bane rahatlad ve havada yzerek, geminin kendisine yetimesini bekledi. YIRMIYEDEVCI BOLUM GKLERN DERNLKLER DERKEN

Hugh ve Alfred merdivenlerin dibinde diz ktler. Elfle-rin gemiyi aradklarn iitebiliyor ard; elf komutann Bane ile konumasn duydular. "Kk pi," diye mrldand Hugh, alak sesle. ' Sonra Bane'in haykrdn duydular. Alfred sarard. "Onu istiyorsan, kurtarsan iyi olur," dedi Hugh khyaya. "Arkamda dur." Merdivenden kan Hugh, ambar kapan at. Bir eli klcnda, Alfred hemen arkasnda, gver de ilk grd ey, elfin Bane'i aa frlatmas oldu. Alfred dehet iinde haykrd. "Bo ver!" diye bard Hugh, hzla silah olarak kullanabilecei bir ey aranarak. "Beni koni -Atalarmz adna! Yapma!" Alfred'in gzleri yuvarland. Ayaklarnn zerinde sallanrken, yz bembeyaz kesilmiti. Hug nd ve yakasndan yakalayarak fkeyle sarst onu, ama artk ok geti. Khya devrildi ve ama halde gverteye yld. "Kahretsin1" diye kfretti Hugh kt kt. Elfler isyankrlarla savalarndan dolay kat ve bitkindiler. 267 266 Mnrgcret Weis & Tracy Hickmnn K.AHADI 4

Bir ejder gemisinde insan bulmay beklemiyorlard ve tepkileri yava oldu. Tam elf sav alarndan biri seren direine uzanrken, Hugh direi yakalad ve kaldrarak, becerebildii vetle elfin suratna indirdi. Sava tepest devrildi ve derken kafasn ambar kapana en bir sre baygn kalacakt. Hugh onu ldrmeye cesaret edemedi, nk nnde daha iki elf v Elfler pek de iyi kl kullanamazlar. Ok ve yay tercih ederler, nk bu silahlar -kl gi a kuvvet deil, beceri ve dnce gerektirir. Elflerin yanlarnda tadklar ksa kllar g dv veya oklarla yaralanm kurbanlarn ldrmek iin kullanlr. Elflerin kltan holanmadn bilen Hugh, klcn vahice savurarak onlan uzak durmaya me akadan plakaya atlayarak geriledi, ta ki kpeteye ulaana kadar. Elfler zerine geliyor lar, ama saldrya gemiyorlard. imdilik. Teknikteki eksikliklerini, sabr ve dikkatleriyl e kapatyorlard. Klc elinde tutmak, Hugh'nun kalan tm kuvvetini alyordu. Elfler onun za ve hasta olduunu grebiliyorlard. Hamle yapp ekilerek enerjisini tketiyordu Hugh. Kend ini koruyamayacak kadar yorulana kadar bekleyebilirlerdi. Hugh'nun kollan anyor, ba zonkluyordu. Fazla dayanamayacan biliyordu. Bir ekilde bu du um sona ermeliydi. Gzne bir hareket iliti. "Alfred!" diye bard. "te! Onlar arkadan kstr!" Eski bir numarayd bu ve ismine layk hibir insan sava bu tuzaa dmezdi. Elf komutan da ini Hugh'nun zerinden ayrmad, ama dier sava bo bulunup ban evirdi. Grd ey, t ine yry deil, yere oturmu, sersem sersem evresine bakman Alfred oldu.

Hugh bir an sonra elfin tepesindeydi. Elindeki ksa klc drd ve savann yzn yumru i, kendisini elf komutann atana kar korumasz brakt, ama elinden bir ey gelmiyordu. E mutan saldrd. Ayaklar yana yatm gvertede kayd; sakar darbesi Hugh'nun kalbi-' ni skal e sa kolundaki kaslar yrtarak geti. Hugh topuklarnn zerinde dnd, klcnn kabzasyl e vurdu ve elfi srtst gverteye drd. Komutann klc elinden utu. Hugh dizlerinin zerine kt. Badnmesi ve mide bulan- ' ts ile savayordu. "Sir Hugh! Yaralanmsnz! Brakn yardm edeyim..." Elleri koluna dokundu, ama Hugh kolunu urtard. "Ben iyiyim," dedi serte. Ayaa kalkarak khyaya dik dik bakt. Adam kzararak ban edi. "Ben... sizi yalnz braktm iin zr dilerim," diye keke- s ledi. "Bana neler oluyor, bi yorum." Hugh szn keserek cifleri iaret etti. "Kendilerine gelmeden bu pislikleri aa at." Alfred o kadar sarard ki, Hugh yeniden baylacan d- l nd. "Bunu yapamam, efendim. S asz bir adam... lmne atmak." "Senin ufakl attlar ama!" Hugh klcn kaldrd ve baygn elfin boazna uzatt. "O zama

halletmem gerekecek. Kendilerine gelmeleri riskini gze alamam." nce boynu kesmeye hazrland, ama garip bir isteksizlik onu durdurdu. Engin ve korkun karanlktan bir ses duydu. Tm hayatn boyunca bize hizmet ettin "Ltfen, efendim!" Alfr ed kolunu yakalad. "Gemileri hl bizimkine bal." Ejder gemisinin yanna yanam elf gemi 2(>8 269 Margaret Wes & Tracy Hickman

nin kalntlarn gsterdi. "Onlar oraya aktarabilirim. En azn-', dan birisinin onlar kurt as iin ans vermi oluruz." "Pekl." Tartamayacak kadar yorgun ve hasta hisseden H s etti. "Ne istiyorsan yap. Onlardan kurtul, yeter. Elf-lere ne diye aldryorsun, b ilmem ki? Kymetli prensini ldrdler." "Yaam kutsaldr," dedi Alfred yumuak bir sesle, baygn elf komutann omuzlarndan tutmak i eilirken. "Bunu rendik. Ama ok geti. ok ge." En azndan, Hugh byle sylediini dnd. Rzgr evresinde uulduyordu, hastayd ve acya en ona neydi ki? Alfred iini, her zamanki beceriksizliiyle tamamlad -plakalarn zerinde tkezledi, bedenl eri drd, bir seferinde, kanat halatlarndan birine dolandnda, neredeyse kendisini asy Sonunda, baygn cifleri geminin kpetesinden armay ve onlan kendi gemilerine brakmay b Sergiledii kuvvet, bu uzun, srk gibi adam iin pek de vgye deer saylmazd. Ama zaten, Alfred'le ilgili, aklanamayan pek ok ey vard. Gerekten ldm m? Beni Alfred anlandrd? Peki nasl? Gizemustalarmn bile ly canlandracak gleri yoktur. "Yaam kutsaldr... Ama ok geti. ok ge." Hugh ban sallad ve annda piman oldu. Gzleri yuvalarndan frlayacak gibi olmutu. Alfred dndnde Hugh'yu, beceriksizce kolunu bandaj-lamaya alrken buldu. "Sir Hugh?" diye balad Alfred ekingenlikle. Hugh ban kaldrmad. Khya nazike bandaj ald ve beceriyle balad.

"Sanrm gelip baksanz iyi olacak, efendim." "Biliyorum. Hl dyoruz. Ama gemiyi ben durdramam. Maelstrom'a ne kadar yaklatk?" ;,.; "Konu o deil, efendim. Prens. Hayatta!" ,<$ "Hayatta m?" Hugh, adamn ldrdn dnerek baka-kald. "ok garip, efendim. Aslnda o kadar da garip deil san rm, babasnn kim olduu dnlrse." ' Babas da kim? diye sormak istedi Hugh, arna zaman de ildi. Can acsyla kvranarak gverte boyunca yrd. Frtna ya yaklatka geminin hareketleri daha da dengesizleiyordu. Aa baktnda, bir hayret sl almaktan kendini alkoya mad, n" "Babas Yksek lem'den bir gizemustasdr," dedi Alfred. "Sanrm ocua bunu yapmay o re "Tlsm araclyla konuuyorlar," dedi Usta, ocuun ty kavrayn hatrlayarak. .; "Evet." f Hugh ocuun yukarya dnk yzn grebiliyordu. Kendilerine zaferle bakyordu, halinden pek olduu akt. r "Onu kurtarmam gerekiyor, anlalan. Beni zehirlemeye alan bir ocuu. Gemimi mahveden b r ocuu. Bizi ciflere teslim etmeye alan bir ocuu!" "Ama, efendim," diye yantlad Alfred, Hugh'ya sabit baklarla bakarak, "siz de onu ldrme yi kabul ettiniz -para iin." Hugh Bane'e bakt. Maelstrom'a yaklayorlard. Aada yzen t dknt bulutlarn grebiliyor, frtnann tekdze gmbrtsn duyabiliyordu. Yamur kokan gr, kuyruk dmeninin lgnca dalgalanmasna sebep 270 271

Margaret Wes S Tracy Hckman oluyordu u anda, Hugh kopuk halatlar kontrol ediyor, kanatlan amak iin onlan balamaya alyor olmalyd. Aksi halde gemi frtnaya iyice yaklaacak, tekrar ykselmesi imknsz kti. Ve kafasndaki zonklama midesini bulandryordu. Dnerek, kpeteyi terk etti. "Sizi sulamyorum," dedi Alfred. "Zor bir ocuk..." "Zor mu?" Hugh gld, sonra durdu ve gemi ayaklarnn altnda sallanrken gzlerini kapatt. rar kendine geldiinde derin bir nefes ald. "O direi al ve ocua uzat. Ben gemiyi yaklat maya alacam. Bunu yapmak, kendi hayatmz tehlikeye atmak olacak. Byk ihtimalle rzg gbeine emileceiz." "Peki, Sir Hugh." Alfred direi almaya kotu -bu seferlikti ayaklan ve bedeni ayn yne gidiyordu. Usta ambar kapandan aa, dmen kabinine indi ve ortalktaki dankla bakt. Bunu neden diye sordu kendi kendine. Basit, diye geldi cevap. Elinde, olunun geri gelmemesi iin para deyecek bir babayla, gelmesi iin para deyecek bir baka baba var. Bu mantkl, diye kabul etti Hugh. Tabii, sonumuz Maelst-rom olmazsa. Kristal pencer eden dan baktnda, ocuun bulutlarn arasnda yzdn grebiliyordu. Ejder gemisi onun lalyordu, fakat Hugh geminin ynn deitirmezse, ocuun bir kanat boyu uzandan geecek Usta, hznle enkaz inceledi ve zihnini, gvertede ylan gibi yatan muhtelif halatlar dzen eyip ilevsel hale koymas iin zorlad, ihtiya duyduklarn bularak, dolak yndan ayrd n kolayca ekebilmek iin dmdz yatrd.

i EJDEK. K/U1AD1 v.V )'"' Halatlar dzenlendikten sonra, klcyla keserek koumdan ayrd ve kollarnn evresine sard aparken kemiklerini kran adamlar grmt Kontrol kaybederse, ar kanatlar aniden havalana , halatlarn silkinmesine yol aacak ve kollarm aa dallan gibi kracakt.

Oturdu. Ayaklarn yere dayayarak halat yavaa ekmeye balad. Halatn uzun bir ksm yava ieri geldi. Kanat almaya balad ve by ilev kazand. Ama Hugh'nun sa kolundaki halat h sizdi. Alnndaki teri elinin tersiyle sildi. Kanat taklmt. Kanad kurtarma umuduyla, halat tm gcyle ekti, ie yaramad. O srada, elindeki rehber h bal d halatlardan birinin kopmu olabilecei aklna geldi. Alak sesle, kendi kendine k rek kopuk halat brakt ve gemiyi tek kanada uurma iine younlat. "Daha yakna!" diye bard Alfred. "Biraz daha sola -sancak myd yoksa? Hatrlayamyorum, i le? skeleydi galiba, ite. Neredeyse yakaladm onu... imdi! Skca tutunun, Ekselanslar!" Hugh Prens'in, heyecanla bireylerden yaknan tiz sesini ve kk izmelerinin gverteye vuru u duydu. Sonra Alfred'in alak ve azarlayan sesini ve Bane'in kendini savunan szlanmasn duydu. Halat biraz daha ekti ve kanadn aldn hissetti. Bynn ynlendirdii ejder gemisi, y balad Aada Maelstrom'un girdaplar, avnn katn grnce fkelenmi gibi donuyordu. gh nefesini tutarak tm enerjisini kanad dengede tutmaya harcad. Bir anda, sanki dev bir el, onlar snr bozucu bir svrsisi-nek gibi tokatlad Gemi anide n ve mide bulandrc bir ekl273 272

* Margaret Wes & Tracy Hckman de dmeye balad. yle bir hzla dald ki, sanki bedeni gemiyle beraber dyordu, fakat mi barsaklar yukarda kalmt. Hugh korkun bir lk ve ar bir gmleme duydu ve birisinin gerektiini dnd. Usta, hem Alfred, hem de ocuun tutunacak bir yer bulduklarn umdu, am amadlarsa, u anda yapabilecei bir ey yoktu. Halatlara skca tutundu ve dmelerini yavalatmak iin kanad ak tutmaya alt. Sonra u sesi ve ejder gemisi pilotlarnn yreklerini titreten korkun bir slk duydu. Kanat yrtl da slk alyordu. Hugh halat becerebildiince ieri ekti ve kanad sonuna kadar at. Dm myor olsa da, en azndan kanadn bys dlerini yavalatacak, yere arpmalarn yumuata se ve eer Maelstrom dmeden nce onlar parampara etmezse.

Kolundaki halat zerek, yere frlatt. Henz Maelstrom'a ulamamlard ve rzgr gemiyi ke e dndrmeye balamt. Ayakta duramyordu, Bu yzden plakalarn zerinde srnmek ve halatl ak kendini koridora ekmek zorunda kald. Koridora knca, merdivenleri trmand ve dar g fred ve Bane, st gvertede yerde yatyorlard, khya bir koluyla ocuu sk sk sarmt. "Aa gelin!" diye bard Hugh, rzgrn sesini bastrmaya alarak. "Kanat yrtld. Frt Alfred karnnn zerinde gverte boyunca sn'nd ve Bane'i de beraberinde srkledi. Hugh, hetten kaskat olduunu grnce ktcl bir memnuniyet duydu. Ambar kapana ulaan khya, oktu ieriye. Hugh ocuu pek de nazik olmayan bir kavrayla yakalad,

ieriye ekti ve yere brakt. Bane'in ac dolu l, geminin yan dn onu kpeteye frlatp nefesini kesince yarda k i, tepest ambar deliinden ieri gnderdi ve Hugh'nun ayaklarn yerden kesti. Hugh merdive lerden yuvarlanarak, alt gverteye dt. Usta ayaa kalkp tekrar merdivenin bana -belki de dibine dnd. Gemi dnp duruyordu ve y gusunu kaybetmiti. Ambar kapan kavrad. Ani bir yamur frtnas gemiyi yakalamt; yam mzraklarnn hzyla dklyordu. Bir imek yaknda havay yard ve eki bir elektrik kokus kmnn kard ses sar edici dzeydeydi. Ambar kapan kapatmaya alt -kapak slak v etle ekerek kapatmay baard. Bitkin bir halde merdivenlerden aa kayd ve yere yld. "Sen... hayattasn!" Bane ona bo bir hayret ifadesiyle bakyordu. Sonra yz sevin doldu. Hugh'ya kotu, kollarn boynuna dolayp skca sarld. "Ah, ok sevindim! O kadar korkmutu ayatm kurtardn!" Hugh, ocuun yapan ellerinden kurtularak onu bir kol boyu uzaklkta tuttu. Ne gzyalarna lmu sesinin, ne de masum yznn itenliinden kuku duymasna imkn yoktu. Mavi gzlerinde azlk, ne de hile vard. Usta, neredeyse her eyi ryasnda grdne inanacakt. , nanmak m Bu Bane, akll ocuk, onu zehirlemeye almt. Hugh elini ocuun boazna gtrd. Kolay Boynu krlr. Anlama yerine getirilmi olur. Gemi frtnada savrulup dnd. Tahtalar gcrdayarak inledi, her an ayrlp paralanacak gibi vrelerinde imek274 275

Margaret Wes & Tracy Hckman ler akyordu; gokgrlts kulaklarnn iinde gmbrdedi. Tm yaamn boyunca bize hizmet ettin Hugh'nun kavray sklat. Bane ona gzlerini kaldrd; ocuk gven doluydu, utanga utang i katil ocuu sevgiyle okuyormu gibi. Usta fkeyle ocuu uzaa frlatt. ocuk tkezleyerek Alfred'e doru dt, Alfred onu yakalad. '' ''' *'1 ^ kisinin yanndan sendeleyerek geen Hugh, dmen kabinine yneldi. Emekler vaziyetteyken m idesini boaltt. YRMSEK2NC BLM DREVLEV AAI LEM

lk kendisine gelen Bane oldu. Gzlerini aarak evresine, ejder gemisine ve iki yoldana bakt. Alak bir gokgrlts sesi duyuluyordu ve bir an iin dehet duygusu geri geldi; sonra frtnann uzakta olduunu fark etti. Dar baktnda, gemiyi dven sakin bir yamurun yamakta olduunu grd. Korkun dleri sona ermiti. Her ey sakindi. Hibir ey k prdamyordu. '>M,,t. ,' ' . Hugh kablolarn ortasnda yatyordu. Gzleri kapalyd. Banda ve kolunda kan vard, onlar ak iin son bir aba gstermiesine, bir eli hl halatlara aslyd. Alfred srtst yatyo i grnmyordu. Bane, frtnann iindeki korkun dlerini pek az hatrlyordu, ama bir y bayldn sanyordu. Bane de korkmutu, elf komutann kendisini gemiden aa att zamandan daha fazla korkmutu de. Her ey abucak olmutu, bu yzden korkacak fazla zaman olmamt. Frtnann iindeki d arca srmt, korkusu her saniye daha da artmt Bane, korkudan leceini sanmt. Sonra,

ya dalmasna sebep olan szckler fsldadn hatrlyordu 276 277

Margaret Weis & Tracy Hickman Prens dorulup oturmaya alt. Garip bir duygu vard zerinde. ncinmemiti, garip hissediy o kadar. Bedeni arlam gibiydi, korkun bir g onu yere ekiyordu, fakat zerinde hibir Bane korku ve yalnzlk duygusuyla biraz alad. Bu garip duygulan sevmedi ve sarsp uyan drmak iin Alfred'e doru srnd. Sonra, Hugh'nun klcnn, gvertede, yannda yattn g i. "imdi ikisini de ldrebilirim," dedi, ty tlsm skca kav rayarak. "Onlardan kurtulabiliriz, baba." '''' ' "Hayr!" Szck sert ve keskindi. Onu irkiltti. "Neden olmasn?" "nk seni oradan kurtarp benim yanma getirmeleri iin onlara ihtiyacn var. Ama nce, yap gereken bir i var. Aa lem'de, Drevlin Adas'na indiniz. Geg olarak bilinen bir halk ya r orada. Aslnda, tesadflerin seni oraya gtrmesi beni ok memnun etti. Bir gemi edindiim de kendim gelmek istiyordum. "O adada, benim ilgimi ok eken bir makine var. Uzun zaman nce Sartanlar tarafndan ya pld, ama amacnn ne olduunu kimse kefedemedi. Oradayken bu konuyu aratrman istiyorum. , Gegler hakknda renebildiin kadar ok ey ren. Dnyay fethetmemde ne iime yarayacakl n deilim, ama topraklarn fethedeceim halklar hakknda renebileceim kadann renmem ak Belki iime de yarayabilirler. Frsat yakalamak iin tetikte olmalsn, olum." Ses snd. Bane kalarn att. Keke Sinistrad o sinir bozucu konuma tarzndan vazgeseydi thettiim zaman, ben hkmederken." Biz olmas gerekirdi. Bane byle olmas gerektiine karar vermiti

EJDER. "Elbette, babam benim hakkmda fazla bir ey bilmiyor henz; beni planlarna dahil etmem esinin sebebi bu. Kar karya geldiimiz zaman, beni daha iyi tanyacak. Benimle gurur duy acak ve gcn benimle paylamaktan memnun olacak. Bana by hakknda her eyi retecek. Her likte yapacaz. Artk yalnz olmayacam." Hugh inlemeye ve kprdanmaya balad. Bane aceleyle gverteye uzanp gzlerini kapatt. <j.H Mi.fi ' Hugh, bedenini kollaryla destekleyerek ac iinde dorulup oturdu. lk hissettii, hl canl as karsnda byk bir aknlk oldu. kinci olarak, gemisine by yapan o bycye dedi kat bunun bile az geleceini dnd. nc olaraksa, piposu aklna geldi. amura bulanm v e tuniinin iine uzand ve krlmam olduunu kefetti. Usta, yoldalarna gz att. Alfred baygn yatyordu. Hugh, hayatnda hi srf korkudan bayl ni duymamt. Bir kriz ortamnda yannda bulunduracan harika bir insan. ocuk da baygnd, fes allar dzgnd. Rengi de iyiydi. Yara-lanmamt. Hugh'nun sigortas canl ve salkl "Ama nce," diye mrldand Hugh, olana yanaarak, "babacndan kurtulmalyz, eer bu ger ocuu uyandrmamak iin yava ve dikkatle hareket ede rek parmaklarn gm zincirin evresine dolad ve ocuun boynundan karmaya balad. 1 Zincir parmaklarndan kayd. !".-H Hugh inanamayarak bakt. Zincir parmaklarnn zerinden deil, iinden kaymt. Kaskat etin kemiinden, eli sanki hayalet elymi gibi getiini grmt 278 279 Margaret Wes & Tracy Hcknan "Bunu ben hayal ettim. Kafam vurduumdan olacak herhalde," dedi ve zinciri, bu kez skca kavrad. !J Sanki elinde havadan baka bir ey yoktu. 1 Hugh Bane'in gzlerin in ak olduunu fark etti. ocuk onu fke veya kukuyla deil, zntyle seyrediyordu. "kmyor," dedi. "Denedim." Prens dorulup oturdu. "Ne oldu? Neredeyiz?"

"Gvendeyiz," dedi Hugh, oturup piposunu kararak. Ste-regosunun sonunu imiti, ama atei de yoktu zaten. Pipoyu dilerinin arasna kstrarak bo bo ekitirdi. "Hayatmz kurtardn," dedi Bane. "Hem de ben seni ldrmeye altktan sonra. zgnm. Ger mavi gzlerini Hugh'nun gzlerine dikti. "Senden ok korkuyordum, o kadar." Hugh piposunu ekti ve bir ey demedi. "ok garip hissediyorum," diye devam etti Prens, rahata sohbete devam ederek, arala rndaki kk mesele hallolmu gibi. "Sanki bedenim ok arm gibi." "Buradaki basn yznden, havann arl. Alrsn. imdi otur ve kprdama." Bane oturdu, ama kprdanp duruyordu. Baklar Hugh'nun klcna gitti. "Sen bir savasn rlu bir ekilde savunabilirsin. Ama ben zayfm. Baka ne yapabilirdim ki? Sen bir katil sin, deil mi? Beni ldrmek iin kiralandn." "Ve sen de Stephen'n olu deilsin," diye karlk verdi Hugh. "Hayr, efendim, deil." Ses Alfred'indi Khya dorulup oturdu ve aknlk iinde evresine bakt. "Neredeyiz?"

, ,>", EJDER. "Aa lem'de olduumuzu tahmin ediyorum. ansmz varsa, Drevlin'deyizdir." "Neden ansmz "nk Drevlin, buralarda zerinde yerleim olan tek kta. Eer kentlerinden birine ulaabili k Gegler bize yardm eder. Aa lem'de ok korkun frtnalar kopar," diye ekledi aklama Bunlardan birine akta yakalanrsak..." Hugh cmlesini bir omuz silkmesiyle bitirdi. Alfred beyazlad ve darya endieli bir bak frlatt. Bane kprdanp grmek zere dnd. ek daha iyi olmaz m?" "Bedenin hava bamandaki deiiklie alana kadar bekle. Gittiimiz zaman, hzl hareket etm rundayz." "Drevlin'de olduumuzu mu dnyorsun?" diye sordu Alfred. "Dmeye baladmz zamanki pozisyonumuza baklrsa, yle bence. Frtna bizi biraz dolat aki en byk kara paras Drevlin'dir, baka yere dmemiz olasl dk. Tabii frtna biz angi bir yerde olabiliriz." "Daha nce buraya geldin mi?" Bane dimdik oturup, gzlerini Hugh'ya dikti. "Evet." "Neye benziyor?" diye sordu ocuk hevesle. Hugh hemen yantlamad. Gzleri, sanki bakasna ait olduundan eminmi gibi kaldrd eline akmakta olan Alfred'e kaymt. "Dan kp kendin gr, Ekselanslar." "Gerekten mi?" Bane ayaa kalkt. "Dar kabilir miyim?" 281 280

-at Margaret Weis & Tracy Hcknan "Bak bakalm evrede Geg kenti var m? Bu ktada byk bir makine var. Onun paralarn greb an, yaknda Geg-ler de vardr. Gemiden uzaklama. evrende snabilecein bir yer olmadan f yakalanrsan iin bitti demektir." "Bu doru olur mu, efendim?" Alfred endieyle ocuun ardndan bakt. ocuk kk bedenini ge annda alan bir delikten dar kartyordu. "Fazla uzaklamaz. Dndnden daha abuk yorulacak. imdi gittiine gre, bana gerei sy Alfred sarard. Rahatszca kprdanarak gzlerini indirdi ve kocaman ellerine bakt. "Haklyd efendim. Bane Step-hen'n ocuu deil. Size bildiim kadarn anlatacam -daha doasu kes bildiimiz ne varsa. Trian'n neler olduu konusunda baz teorileri var geri. Ama bunlar bana tm olan biteni aklyormu gibi gelmiyor..." Hugh'nun yznn karardn grd, kal "On devir nce, Stephen ile Anne'in bir ocuu oldu. Oland, ok gzel bir bebekti. Babasn a salarn ve annesinin gzleriyle kulaklarn almt. Kulaklarn da belirtmemin garip old siniz, ama sonra nemli olduunu greceksiniz. Anne'in sol kulann d kvrmnda, tam ura vardr. Aileden gelen bir zelliktir bu. Hikyeye gre, Sartanlar hl dnyada yrrken, Anne talarndan biri, Sartanlardan birine atlan mzran ynn saptrm. Bu esnada mzran ucu rn syrm. O andan sonra ailede doan btn ocuklarn kula, ailenin onurunun bir sembo li olmu. "Anne'in ocuunun da kulanda entik vard. Bebei gstermek iin getirdiklerinde kendim g

fred'in sesi alald. "Ertesi sabah beikte bulduklar ocuun kula ise, sa-

EJDER. pasalamd." "Deitirmiler," diye yorum yapt Hugh. "Biliyorlard herhalde." "Evet, biliyorlard. Hepimiz biliyorduk. Bebek Prens'le ayn yata grnyordu, belki bir ik i gn daha byk. Ama bu bebein salar sar, gzleri maviydi. Daha sonra kahverengiye dnec lu maviden deil. ocuun kulaklarnn ekli de mkemmeldi. Saraydaki herkesi sorguladk, ama min nasl gerekletiini kimse bilmiyordu. Muhafzlar, gece kimseyi ieri sokmadklarna yem ettiler. Drst adamlard. Doru sylediklerinden Stephen'n kukusu yoktu. Dad btn gece b asnda uyudu ve gece uyanp bebei st-ninesine gtrd. Stnine, gece emzirdii bebein, Ann yah sal bebei olduunu syledi. Bu ve benzeri veriler yznden Trian, bebeklerin by yolu eitirildiine karar verdi. "Dier veriler mi?" Alfred iini ekti. Baklar danya yneldi. Bane bir kayann zerine km, dikkatle uzak fukta, imeklerle beneklenen kara bulutlar toplanyordu. Rzgr kmaya balamt. "Bebein evresine rl gl bir by vard. Ona bakan herkes, onu sevmek zorundayd. Hayr szck deil." Khya bir sre dnd. 'zerine titremek' belki veya 'saplant haline getirme utsuz grmeye dayana-myorduk. Gznden den tek damla ya, gnlerce berbat hissetmemize ned oluyordu. Kendi yaammzdan vazgeebilirdik, ama ondan vazgeemezdik." Alfred sustu ve el ini kel kafasndan geirdi. "Stephen ve Anne, bu ocuu kendi ocuklar gibi kabullenmenin g etirecei tehlikenin farkndayd282 283

Margaret Wes & Tracy Hckman lar, ama ikisi de -aslnda hepimiz- aresizdik. Adm Bane koymalarnn sebebi bu." "Tehlike neydi peki?" ." " M> O'., >dfr '< '."> "Bebeklerin deitirilmesinden bir sene sonra, Anne'in gerek bebeinin doum gnnde, Yksek 'den bir gize-mustas geldi aramza. Bata onurlandk, nk yllardr benzer bir ey olmam vden gl bir byc, yukardaki muhteem lemi brakp, bizi ziyaret edecek kadar alakgn ma gururlanmamz ve memnuniyetimiz azmzda zehir oldu. Sinistrad kt bir adamdr. Onu tan ve ondan korkmamz iin ne gerekiyorsa yapt. Kk Prens'i ereflendirmek iin geldiini s Ona bir hediye getirmiti. Sinistrad bebei kollarna aldnda, hepimiz Bane'in kimin ocuu duunu anladk. "Kimsenin elinden bir ey gelmiyordu elbette -yedinci evden gl bir bycye kar ne yapl i ki? Trian, bu krallktaki en gl byclerden biridir ve o yalnzca nc evdendir. Hay o ty tlsm bebein boynuna geirirken, yzmze yaptrdmz glmsemelerle izlemek z tephen' vrisi konusunda tebrik edip gitti. Vris szcn vurgulamas, hepimizi korkudan . Ama Stephen, ocuun zerine daha fazla titremekten baka bir ey yapamyordu, ocuun gr onu tiksindirdii halde." Hugh sakaln ekitirerek kalarn att. "Ama Yksek lem'den bir byc neden Orta lem'd in ki? Bizi uzun zaman nce, kendi zgr iradeleriyle terk ettiler. Kendi krallklar, hay allerimizin tesinde zengin, ya da biz yle biliyoruz." "Dediim gibi, bilmiyoruz. Trian'n baz teorileri var -en KAPADI aikar olan, fetih, elbette. Ama bize hkmetmek istiyorlarsa, gzemustalarndan bir ordu gnderip bizi kolayca yenebilirler. Hayr, dediim gibi, mantkl gelmiyor. Stephen, Sinistrad'n olu ile iletiim halinde olduunu biliyordu. Bane kurnaz bir ajandr. Olan krallktaki her srr rendi ve babasna iletti, bundan eminiz. Bununla yaayabiliriz, nk on devir geti ve gcmz gittike artyor. Gizemustalan krall ele geirmek isteselerdi, daha nce yaparlard. Ama Stephen iin bu ocuk tan kurtulmay acil bir durum haline getiren bir ey oldu." Alfred, darda hl yeni bir kent arayan ocua bakt. ocuun artk yorulduu akt, artk kayann zerinde ayakta durmu

yor, oturuyordu. Khya Hugh'nun yaklamas iin iaret etti ve kulana fsldad. "Anne hamile!" >'j "Ah!" Hugh aniden anlayarak ban sallad. "Demek yolda yeni bir vris olduundan eskisinden kurtulmaya karar verdi ler. Ya by?" "Trian onu bozdu. On yl zerinde almas gerekti, ama sonunda baard. imdi Stephen artk ed durdu ve kararszlk iinde kekeledi- "artk..." "...onu ldrmek iin bir katil tutabiliyor. Ne kadar sredir biliyorsun?" "> "Batan beri." Alfred kzard. "Sizi takip etmemin sebebi buydu." "Beni durdurmaya m alacaktn?" "Emin deilim." Alfred'in aln krt ve kafasn kararszlkla sallad. "Ben .. bilmiyorum. Karanlk bir tohum Hugh'nun zihnine dt ve kklendi. Hzla byd, beynini sard, ieklend bir meyve verdi Anlamay bozmaya ben karar verdim. Neden? nk ocuk yaarken daha fazla pa a ediyordu. Ama lm anlama284 283

Margaret Weis & Tracy Hkran sini yaptm pek ok adam da yleydi. Daha nce bana duyulan gveni hi boa kannamtm. bozmamtm, halbuki baz durumlarda bana denen cretin on katn alabilirdim. Neden imdi? urtarmak iin kendi hayatm riske attm! Beni ldrmeye altktan sonra bile onu ldremed Ya by bozulmadysa? Ya Bane hl, bata Stephen olmak zere hepimizi kullanyorsa? Hugh dikkatle Alfred'e bakt. "Peki senin hakknda bilmem gereken ne, khya?" "Korkarm, yalnzca gzlerinizle grdkleriniz, efendim," dedi Alfred alakgnlllkle, elle ak. "Tm hayatm boyunca hizmet ettim. Ekselanslar Kralie Anne'e, Uylan-dia'daki atosun da da hizmet ediyordum. Kralie olduunda, beni de yannda gtrme ltfunda bulundu." Yava y va yaylan bir kzart, Alfred'in yzn kaplad. Gzleri gvertede doland. zerindeki part i, parmaklaryla ekitirdi. Bu adam yalan sylemek konusunda ocuk kadar rahat deil, diye dnd Hugh. Yine de, Alfred e ocuk gibi, bir yalann iinde yayor gibi grnyor. Katil gzlerini kapatarak konunun sonlanmasna izin verdi. Zehrin ve yksek hava basncnn sonucu omzu aryor, midesi bulanyor ve uykulu hissediyordu. Olup bitenleri dnd ve dudak ar, ac bir glmsemeyle kvrld. Her eyden kts, elleri saysz adamn kanlanna bulanm emeyeceine inand kendisine hkmedilmiti -bir ocuk tarafndan. Prens Bane ban gemideki delikten ieri soktu. "Sanrm grdm Byk makineyi! O tarafta, u mdi gremiyorsunuz, nk bulutlar onu kaplad. Ama yolu hatrlyorum

EJDER. K_"nADI Hadi gidelim! Zaten ne kadar tehlikeli olabilir ki? Yalnzca yamur..." Bir yldrm czrdayarak topraa dt ve mercankayada bir delik at. Gkgrlts yeri sarst, neredeyse ocuu de viriyordu. "*' "te bu yzden," dedi Hugh. Bir baka yldrm daha korkun bir gle dt. Bane koarak gverteyi geti ve Alfred'in ya yi dvmeye balad. Rzgr, sar edici bir iddetle esiyordu. Ksa sre sonra, paralanm ah meye balad. Bane'in gzleri falta gibi almt ve yz sapsaryd, ama haykrmad. Elle , onlar skca birbirine sard. Olana bakan Hugh, uzun zaman nce, korkusunu gururuyla bas trmaya alan kendisini grd -sahip olduu tek silah buydu. Sonra, belki de Bane'in grmesini istediinin bu olduu aklna geldi. Katil, klcnn kabzasna dokundu. Yalnzca birka saniye alrd. Kavra, ek, olann bedeni nu by dur-duracaksa, nasl ilediini grmek isterdi, kesin olarak bilmek isterdi. Belki de zaten grmt. Hugh elini klcndan ekti. Piposunu aldnda, Bane'in onu izlediini grd. Olann dudakl mli bir glmsemeyle kvrlmt. ;* 286 287

YRMDOKUZUNCU BLM RAHM, DREVLIN AAI LEM Baatusta zor bir dnemden geiyordu. Savunmasz adamcazn bana gkten tann yayordu. He tmeye balamt. Bir zamanlarn dert bilmez, huzurlu lemi, lgna dnmt. Arkasnda bir manga aynasz, yannda kymeti kendinden menkul bapapazla zar zor mercankay alann arasndan yryen baatusta, uzun uzun tanrlar dnd ve pek de iine yaramadklarn . Bir kere, deli Limbeck'ten gzelce kurtulmak yerine, canl canl geri gndermeye karar vermilerdi. stne stlk, onunla beraber kendileri de gelmilerdi! Daha dorusu, bir tanes gelmiti -kendine Haplo adn veren bir tann. Tanrnn, kendisini tanr olarak grmediine i n kafa kartrc dedikodular duymu olsa da, Darral Uzun-kyl onlara bir nebze bile inanm Ne yazk ki, tanr da olsa, baka bir ey de, bu Haplo gittii her yerde bela karyordu -ve da, Geglerin bakenti Rahm de dahil, neredeyse tm Geg memleketi demek oluyordu. De li Limbeck ile onun lgn GGIBIT'leri tanry kasabalara gtryorlar, sylevler veriyorlar, nlara kullanldklarn, kotu davranldklarn, kleletrldiklerini ve bunu Yemleyen-

ler'in yaptn sylyorlard. Elbette deli Limbeck uzun zamandr ayn laflar geveleyip dur ama imdi, yannda bir tanr varken, Gegler onu dinlemeye balamlard! *"'''* Papazlarn y nlarn tarafna gemiti bile. Kilisesinin gzlerinin nnde dalmakta olduunu gren bapap dan bireyler yapmasn talep ediyordu. "Peki ne yapmalym?" diye sordu Darral eki eki. "Tanr olmadn syleyen bu Haplo'yu tut l mym? Buna zaten inanan herkesi batan beri hakl olduklarna, inanmayan herkesi de, ina nmaya ikna eder bu!" "Bo laf!" diye burnunu ekti, baatustann syledii hibir eyi anlamam olan, fakat yine az etmesi gerektiini dnen bapapaz. "Bo lafm! Tek syleyebilecein bu mu? Hepsi senin suun aslnda!" diye bard baatusta, dini fkeye boarak. "Brak Yemleyenler deli Limbeck'in icabna baksn, dedin! icabna baktl r ite! Bizi mahvetsin diye geri gnderdiler!" Baatusta kprmt, ama bir gemi grld b kesi abucak snd. Aylk festival zaman gelmedii halde gklerden inmiti ejder gemisi. Gemi Ralm'in d mahal erinden biri olan Mi-ide'nin dna inmiti. Yatakodas penceresinden gemiyi gren baatustan yrei skmt. Baka tanrlar -tam da ihtiya duyduu ey1 Bata Darral, gemiyi gren tek kii olduunu, grmemi gibi yapabileceini ummutu. Ama byle ns olmamt. Bapapaz da dahil bir sr Geg grmt gemiyi. Daha da kts, keskin gzl, ri, iinden Canl Bir ey ktn raporlamt. imdi ayn aynasz, ceza olarak efinin ark aya doru ilerliyordu. 289 288 Margaret Weis & Tracy Hckman EJDER.

"Herhalde bu sana ders olur," diye fralad Darral anssz aynasz. "Senin yznden buraya gelmek zorunda kaldk. eneni tutabilseydin! Ama, yoo! Gidip birini grmen gerek, deil mi? O da yetmez, lemin yars duysun diye bar bar barman da gerek!" "Ben yalnzca bapapaza syledim," diye itiraz etti aynasz. "Ayn ey," diye mrldand Darral. prvfev x> \k>ft "ey, ama bizim de kendi tanrmzn olmas iyi bir ey bence, baatusta," diye srar etti ayn "Bu hakszlk, bana gre, Het'teki sersemlerin kendi tanrlar var, ama bizim yok. Grecekl er ama." Bapapaz bir kan kaldrd. fkesini unutarak baatustaya yanat. "Aslnda hakl olabilir," diye mrldand kulana. "Kendi tannmz olursa, onu Limbeck'in tanrsnn karsna karabiliriz." li-.,,*,^ atlak ve deliklerle dolu mercankaya zeminde tkezleyerek ilerlemeye alan baaasta, bacan hayatnda bir kere, kulaa azck akllca gelen bir fikir rettiini kabullenmek zorunda ka

Kendi tanrm, diye dnd Darral Uzun-kyl, birikintilerin iinden geerek ejder gemisine n. Bunu avantaja evirmek iin bir yol olmal. Enkaz halindeki ejder gemisine yaklatklarn gren baatusta yavalad ve elini kaldrarak dakileri de yavalamalar iin uyard -bu pek de gerekli deildi aslnda. Aynaszlar liderler nin metre arkasnda znk diye durmulard zaten. Baatusta adamlarna fkeyle dik dik bakt ve hepsini korkaklkla sulayarak kfretmeye bala ma bir daha dnnce, belki de adamlarnn arkada kalmasnn daha iyi olacana karar verdi. la kendisi yalnz grrse, daha iyi

bir grnt verirdi. Yan yan bapapaza bakt. "Bence sen burada beklesen daha iyi olur," dedi Darral. "Tehlikeli olabilir." Tm hayat boyunca Darral salyla hi ilgilenmedii iin, bapapaz hakl olarak bu ani d uland ve duraksamadan itiraz etti. "Bu lmsz varlklar bir kilise adamnn selamlamas da u olur," dedi azametle. "Aslnda bence, konuma iini benim stlenmem daha doru olur." Frtna dinmiti, ama yeni bir tanesi patlamak zereydi (Drevlin'de her zaman patlamak ze re olan yeni bir frtna bulunur!) ve Darral'n tartmaya ayracak zaman yoktu. Bapapazn dar isterse konuabileceini mnldanmakla yetinen baatusta ile bapapaz -daha sonra yk ve klarda yceltilecek byk bir cesaretle- dm geminin rselenmi gvdesine doru, dnp y egin gsterdikleri cesaret pek abartlmasa daha doru olur, nk aynasz, gemiden ktn grndn sylemiti. Gerek cesaretleri birazdan snanacakt.) Hasar grm geminin yannda duran baatusta, bir an ne diyeceini bilemedi. Daha nce hi bi anryla konumamt. Aylk, kutsal, ykleme trenlerinde, Welfler byk, kanatl gemileriyle , suyu eker, dllerini aa frlatr, hemen giderlerdi. leri halletmenin bundan iyi bir d-nemiyordu baatusta. Tam geminin iindeki kk ve elimsiz eye hizmetkrlarnn geldi iin azn amt ki, kk ve elimsizden baka her eye benzeyen bir tanr belirdi. Bu tanr uzun boylu ve esmerdi, enesinden iki rg halinde sarkan siyah bir sakal, omuzl arna den siyah salar vard. Yz sert, gzleri keskin ve Geglerin zerinde durduklar 290 Margaret Wes & Tracy Hckman

mercankaya kadar souktu. Tanrnn elinde parlak, prldayan metalden bir silah vard. Bu gl ve korkun grnl yarat gren bapapaz, kilise protokoln tamamen unutarak d erk ettiini gren aynaszlarn ou, kyametin koptuu kararna vardlar ve bapapazlann ta . Yalnzca bir sadk aynasz kald -tanry gren ve kk, elimsiz olduunu bildiren Belki cek bir eyi olmadn dnmt. "Hmm! ok kr," diye mrldand Darral. Tanrya dnerek yle bir eildi ki, uzun sakal s "Saygdeer Efendimiz," dedi alakgnlllkle, "lemimize ho-geldiniz. Yarg iin mi geldin Tanr ona dik dik bakt, sonra baka bir tannya dnd (bunlardan ka tane var, diye iinden h murdand baatusta) ve bu tanryla, baatustaya anlamsz bir gevezelik gibi gelen bir dill e konutu. kinci tanr -kel, zayf, yumuak bakl bir tanr gibi gelmiti Darral Uzunkyh bir ifadeyle ban sallad. Sonra baatustann aklna, bu tanrlarn syledii tek bir kelimeyi bile anlamadklar geldi. O anda, Darral Uzunkyl deli Limbeck'in hi de deli olmadn fark etti. Bunlar tanr dei Tanrlar onu anlard. Bunlar lmlydler. Ejder gemisiyle gelmilerdi, demek ki, ejder gemi iyle gelen Welfler de byk ihtimalle lmlydler. Yks-diks aniden stop etseydi, btn btn dililer gcrdamay, btn ddkler tmeyi braksa, baatusta bu kadar armazd Del g falan da olmayacak1 Asla Geg'in Umudu'na ykselmeyecekler Tanrlara ve enkaz halind eki gemilerine fkeyle bakan Darral, tan-

rlarn Drevlin'den kendi balarna gitmeyi bile baaramayacaklarn grd Derin bir gkgnilts, baatustay, bu 'tanrlarn' ortalklarda durup birbirlerine bakmay i gerektii konusunda uyard. Hayal krkl ve fke iinde, dnmek iin zamana ihtiya du anrlara' srtn dnp kente doru yrmeye balad. "Bekle1" dedi bir ses. "Nereye gidiyorsun?" rkilen Darral arkasna dnd. nc tann ortaya kmt. Aynaszn grd bu olmalyd, l hayal mi kurmutu, yoksa ocuk onunla, anlayabildii szcklerle mi konumutu?

"Selamlarm sunarm. Ben Prens Bane'im," dedi ocuk mkemmel bir Gegceyle. Konumasndaki te hata, sanki ne sy-leceini bakasndan reniyor gibi duraksamasyd. Bir eliyle, boynunda ir ty tlsm kavramt. Dier eli, trensel Geg dostluk jestiyle, avucu ak bir ekilde u Sinistrad'dr, Yedinci evden bir gizemustas, Yksek lem'in hkmdar." Darral Uzunkyh uzun, titrek bir nefes ald. Hayatnda hi bu kadar gzel bir varlk grmemi Parlak, altn rengi salar, ltl mavi gzleri vard -ocuk, Yks-diksi'nin metali gibi Belki de yanlmmdr, belki de deli Limbeck hakszdr. Bu varln lmsz olduundan kuku derinlerde bir yerden, yzyllarca suren Koparl, katliam, uzaklatrlmann altna gml eldi, "Ve kk bir ocuk onlar ynlendirecek " "Selamlarm sunarm, Prens B-bane," diye yant verdi ba292 293 Margaret Weis & Tracy Hckman

atusta, kendi dilinde hibir anlam olmayan ismi kekeleyerek. "Sonunda bizi yarglamaya m geldiniz5" ocuun gzkapaklar kprdand; sonra sakince yant verdi, "Evet, sizi yarglamaya geldim. K erede?" ' "Ben baatustaym, Saygdeer Efendimiz, halkmzn hkmdarym Kentimizi ziyaret nezzl ederseniz ok onurlanrz, Saygdeer Efendimiz." Baatusta'nn baklar endieyle, y an frtnaya kayd. Muhtemelen tanrlar yldrm ve saanak yamurdan etkilenmezlerdi, ama Da , baatustalarn etkilendiklerini ifade etmekten ekiniyordu. Yine de ocuk, baatustann du rumunu anlam ve ona acm grnyordu. Darral'n tanrnn hizmetkrlar veya muhafzlar o r bak frlatarak, yolculua hazr olduunu bildirdi ve evresinde bir ara arad. "zgnm, saygdeer efendimiz," diye mrldand baatus-ta, kpkrmz kesilerek, "ama... e kecek." "Ah, pekl," dedi tanr ve neeyle bir su birikintisinin ortasna zplad.

)t ,4/11,1(1 OTUZUNCU BLM RAHM, DREVLEV AAI LEM Limbeck Ggibit'in nemli kararghnda oturmu, o gecek toplantda verecei sylevi yazyordu. lerini bann zerine kaldrm, nndeki kada szckler karalyor, mutlulukla her eyin . evresinde kopmakta olan kaosun farknda bile deildi. Kpei ayaklarnn dibinde yatan Hap o, yannda oturuyordu. Sessiz, suskun ve dikkat ekmeyen Patryn -gerekten de Geg onu oktan unutmutu- kendisi iin fazla kk bir Geg sandalyesinde oturuyordu. Uzun bacaklarn uzatm, aylak aylak dz karmaay izliyordu. Kuma sarl eli arada bir aa uzanp kpein ban kayor veya onu lduunda rahatlatrcasna okuyordu. W"*"^W. *" "M.. "/ Geg bakenti Ralm'deki GGIBIT karargh, aslnda duvarda bir delikti Yks-diksi belli bir y e genilemesi gerektiine karar vermi, bir Geg konutundaki duvar ykm, sonra bilinmeyen b r sebepten dolay o yne gitmeyi istemedii sonucuna varmt. Duvardaki delik kald, fakat k nutta kalan yirmi kadar aile tand, nk Yks-diksi'nin yine fikrini deitirip geri dn en emin olamyorlard Birka kk rahatszlk dnda -bitmek tkenmek bilmez 295 294

Margaret Weis & Tracy Hickmnn rutubet gibi- GGIBIT karargh olmak iin son derece uygun bir yerdi. Drevlin'in bakent inde hi GGIBIT karargh olmamt. Orada hem baatustann, hem de kilisenin byk kuvveti v Limbeck'in lmden zaferle -stelikte yannda tann olmadn iddia eden bir tanryla- dn er-syleyenler araclyla yayldktan sonra, Gegler GGIBIT ile liderini tanmak iin can at baladlar. Jarre Rahm'e giderek, Birlik'i kurdu, brorler datt, yaamak ve birlik merkez larak kullanmak iin bir yer buldu. Fakat ncelikli ve gizli amac, baatustayla kilisen

in balanna dert olup olmayacan renmekti. Jarre balanna dert olmalan diliyordu. Haber-syleyenle-rin her yerde akdklann duyar gi di: "Aynaszlar dnekleri ezdi!" Fakat ne yazk ki, hi byle bir ey olmad ve Lim-beck Hapl (ve kpei), kente girdiklerinde tezahrat yapan kalabalklarca karlandlar. Jarre, bunun ukusuz baatustann, onlan tuzaa drmek iin yapt ince ve karanlk bir plan olduunu s beck bu durumun, Darral Uzunkyl'nn adil ve ak fikirli olduunu kantladn syleyerek imdi, duvardaki deliin dnda Geg kalabalklar duruyor ve nl Limbeck ile tann-olmayan-t ir anlna grebilmek iin boyunlarn uzatyorlard. GGIBIT yeleri nemli tavrlarla ieri Jarre'ye mesajlar tayorlard. Jarre ileri ynetmekle o kadar meguld ki, artk sylev ver zaman yoktu. Jarre, performansnn zirvesindeydi. GGIBIT' insafsz bir etkinlikle ynetiyordu. Organiz asyon konusundaki becerisi, Gegler konusundaki tanr vergisi bilgisi ve Limbeck'i ynetme tarz sayesinde, Geg dnyas fke ve devrim arlaryla alev

K^HADI alev yanyordu. Limbeck'i drterek, tevik ederek, yumruklayarak ekle sokuyor, deha dol u szckler retmesi iin itiyor, ii bittii zaman geri ekiyordu. Haplo'ya duyduu hayranl an iinde soldu ve ona da, Limbeck'e davrand gibi davranmaya, ne anlatmas ve ne uzunlu kta anlatmas gerektiini sylemeye balad. Haplo her konuda kolayca, ilgisiz bir uysallkla boyun eiyordu ona. Jarre, onun az konuan, ama konutuu zaman yrei dalayan, gnler gese de izleri kaybolmayan szckler s r adam olduunu kefetmiti. "Bu geceki sylevin hazr m, Haplo?" Jarre, kilisenin yapt bir saldr iin bir yant haz e ara verdi -kilisenin saldrs o kadar aptalcayd ki, yantlamak, onlara hak etmedikleri bir nem atfetmek olacakt. "Her zaman sylediklerimi syleceim, sizin iin de uygunsa tabii, hanmefendi," diye yantl ad Haplo, Jarre'yle konuurken hep taknd saygl, sessiz tavryla. "Evet," dedi Jarre ve ty kaleminin ucuyla enesini okad. "Bence olduka tatmin edici olur. Biliyorsun, imdiye kadar toplayabildiimizden ok daha byk bir kalabalk toplayabi liriz. Hatta baz vardiyalarn ii brakmay bile dndklerini sylyorlar -daha nce Drevlin tarihinde hi rastlanmayan bir ey bu!" i-, Sesinin tonu Limbeck'i irkiltip, miyop baklarn kadn dan kendi belirsiz figrne ynlendirecek nitelikteydi. Aslnda Limbeck'in tek grd, karemsi bir lekeyle, zerindeki, Jarre'nin kafas olan bir yumruydu. Gzlerini gremiyordu, ama zevkle parladklarn bilecek kadar iyi tanyordu onu. "Hayatm, bu akllca olur mu?" dedi, kalemi kadnn zerinde, bilinsizce tam metnin ortas aman bir mrekkep 297 296

Margaret Weis & Tracy Hcknan damlas damlatarak. "Baatusta ile papazlar fkelendirecei kesin. ." "Umarm yle olur!" dedi Jarre stne basarak ve Limbeck'i hayret iinde brakarak. Limbeck dirseini endieyle mrekkep glnn ortasna daldrd. "Brak, aynaszlarn toplantmz sona erdirmek iin gndersin," diye devam etti Jarre. "Yz eni yandamz olacak!" "Ama sorun kabilir!" Limbeck dehet iindeydi. "Birileri incinebilir!" "Hepsi lkmz uruna." Jarre omuzlarn silkip iine dnd. Limbeck bir mrekkep damlas daha damlatt. "Ama benim lkm hep ban olmutur. nsanlarn in sini hi istemedim!" Ayaa kalkan Jarre, Haplo'ya hzl ve anlaml bir bak frlatt ve Limbeck'e, tanr-olmayandinlemekte olduunu hatrlatt. Limbeck kzararak dudan srd, ama ban inatla sallad arre yanna geldi ve Limbeck'in burnundaki, iri mrekkep lekesini sildi.

"Hayatm," dedi, nazike, "hep deiim ihtiyacndan bahsederdin. Bunun nasl olacan dn "Zaman iinde," dedi Limbeck. "Zaman iinde ve yava yava, bylece herkesin almak ve bunun en iyisi olduunu grmek iin zaman olacakt." "Tam da sana gre bir yaklam!" diye iini ekti Jarre. GGIBITi bir kafa duvardaki delikten ieri uzand ve Jar-re'nin dikkatini ekmeye alt. Ja ona iddetle kalarn att, ama Geg hafife korksa da, yerini korudu ve bekledi. Srtn G donen Jarre Limbeck'in krm alnn, al-

'i >' t ' EJDER, KoriADi "' maktan kabalam ve nasr balam eliyle okad. "Sen deiimin gzel gzel, yava yava gelmesini istiyorsun. nsanlarn bir sabah kalkmalar daha nce olduklarndan daha mutlu hissetiklerini anlamalarn istiyorsun. Bu doru, deil m i Limbeck?" Jarre kendi sorusunu yantlad. "Elbette yle. ok harika ve ok dncelisin, ama ayn zaman saf ve ok aptalsn." Eilerek bann tepesini pt ve szlerinin acsn hafifletti. "Ve se de bu, hayatm. Ama Haplo'yu duymadn m, Limbeck? Sylevinin bir ksmn imdi ver, Haplo." arre'yi grmek iin beklemekte olan GGIBITi kalabala dnd ve bard, "Haplo sylev veriy Caddede duran Gegler arasnda byk bir tezahrat koptu ve sabildiince kafa, kol, bacak ve baka vcut organlar duvardaki delikten ieri sokuldu. Bu korkutucu grnt kpein ayaa f ebep oldu. Haplo kpei okayarak sakin-letirdi ve byk bir nezaketle sylevine balad. Y i'nin patrtsn bastrmak iin yksek sesle konuuyordu. "Siz Gegler kendi tarihesinizi biliyorsunuz. Buraya, Yem-leyenler dediiniz varlklar tarafndan getirildiniz. Benim dnyamda o varlklar Sartanlar olarak bilinir Sananlar bize de, size davrandklar gibi davrandlar. Sizi kleletirdiler, Yks-dik-si olarak bild niz bu ey iin altrdlar. Siz onun yaayan bir varlk olduunu dnyorsunuz, ama size, e olduunu sylyorum! Bir makine, o kadar! Sizin beyniniz, sizin gcnz, sizin kannzla a makine! "Peki bu Sartanlar nerede? Sizi -nazik, bar bir ulusu-buraya getiren bu szde tanrlar, sra sizi Welflere kar korumaya geldiinde nerede? Sizi buraya getirdiler, nk sizden fay alanabileceklerini biliyorlard! 298 299

Margaret Wes & Tracy Hicknan "Sartanlar nerede? Yenileyenler nerede? Sormamz gereken soru bu ite! yle grnyor ki, bu sorunun cevabn kimse bilmiyor. Buradaydlar, ama gittiler ve sizi Sananlarn yardak larnn, tann sandnz o Welflerin merhametine braktlar! Ama onlar tanr deil! Ben ne kadar lmlysem, onlar da o kadar lml -yalnz, tanrlar gibi yayorlar. Tann gibi ya yorlar, nk sizin gibi kullar var! te Welfler sizi byle g ryor! /,!->,. v, ,.v -.'"," * , ,: t"<i, M,V "r*; ciruTM,!*' "-AS\ , "imdi ayaklanma, zincirlerden kurtulma ve hakknz olan alma zaman! Yzyllardr sizden esirgeneni ele geirme zama n!" Delikten ieriyi gzetleyen Geglerin tezahrat szn bld. Gzleri parlayan Jarre, ellerin lemi, dudaklar, artk ezberledii szlerle kmldar durumda, ayakta duruyordu. Limbeck de d nliyordu, ama gzleri yerde, yz ifadesi endieliydi. O da Haplo'nun sylevini sk sk duymu u, ama sanki imdi ilk defa anlyormu gibiydi. "Kan, ayaklanmak, kurtulmak, almak," g ibi szckler, Haplo'nun ayaklarnn dibindeki kpek gibi hrlayarak zerine atlyorlard. Be nlar duymutu, hatta kendisi de tekrarlamt, ama onlar yalnzca szckt. imdi onlan sopa e ta olarak gryordu. Sokaklarda yatan, hapishaneye gtrlen, Terrel Fen Basa-maklar'n i ye zorlanan Gegleri gryordu. "Ben bunlar kasetmedim!" diye haykrd. "Bunlarn hibirini kastetmedim!" Dudaklarn birbirine skca bastran Jarre uzun admlarla oday at ve iddetli bir ekile delii kapatmak iin aslm perdeyi indirdi. Manzaras kapanan kalabalktan hayal krkly r geldi. "Kastetsen de, kastetmesen de, Limbeck, artk durdurama-

EJDER, KAHADI "f"' yacamz kadar ilerledi!" diye azarlad Jarre. Sevgilisinin yzndeki yklm ifadeyi grn yumuatt. "Her doum ac, kan ve gzyayla olur, hayatm. O gvenli, sessiz zindanndan kur bebekler alar. Yine de, rahimde kalsa asla bymez, asla olgunlaamaz. Baka bir bedende n beslenerek yaayan bir parazit olur. te biz de buyuz. te bu hale geldik! Grmyor musun Anlayamyor musun?" "Hayr, hayatm," dedi Limbeck. Kalemi tutan eli titriyordu. Her tarafa mrekkep damla lar sryordu. Kalemi, zerine sylevini yazmakta olduu kadn zerine brakt ve yavaa cam." "Ben olsam yapmazdm," dedi Jarre. "Kalabalk..." Limbeck gzlerini krptrd. "Ah, evet. T i. Haklsn." "Yoruldun. Btn bu yolculuklar ve heyecan. Hadi gidip biraz kestir. Sylevi ni ben bitiririm. te, gzlklerin burada," dedi Jarre aceleyle, gzlkleri Limbeck'in tepe sinden alp burnunun zerine kondurarak. "Hadi, merdivenlerden k, doruca yalaa." "Peki hayatm," dedi Limbeck, Jarre'nin yamuk yerletirdii gzlkleri dzelterek. Yamuk tak m gzlklerden bakmak, bir ekilde midesini bulandrmt. "Bence... bu iyi bir fikir. Ben. rgun hissediyorum." ini ekip ban edi. "ok yorgun." Harap merdivenlere ynelen Limbeck, elinde slak bir dil hissedince irkildi. Haplo'n un kpei gzlerini ona dikmi, kuyruunu sallyordu. "Seni anlyorum," diyor gibiydi kpek, dile getirmedii szckler Limbeck'in zihninde kork utucu bir biimde netti. "zgnm." "Kpek!" dedi Haplo serte, kpei ararak. 300 301 KAADI Margaret Wes & Tracy Hickman

"Yoo, nemli deil," dedi Limbeck ve eilip kpein ban ihtiyatla okad. "Soan deil." "Kpek! Gel!" Haplo'nun sesi, fkeli gibiydi. Kpek aceleyle sahibinin yanma gitti ve Limbeck yukar karak dinlenmeye ekildi. "O kadar idealist ki!" dedi Jarre, Limbeck'in ardndan hay ranlk ve fkeyle bakarak. "Ve hi de pratik deil. Ne yapaca m bilemiyorum." ^ A >{j,n , " -j ,r^. "Onu yanndan ayrma," dedi Haplo. Kpein uzun burnunu okayarak her eyi affettiini ve unu tuunu ifade etti. Hayvan uzanp yana devrildi ve gzlerini kapatt. "Devriminize yksek b ir ahlaki anlam katyor. Kan akmaya baladnda buna ihtiyacnz olacak." Jarre endieli grnd. "O noktaya varacan dnyor musun?" "Kanlmaz," dedi Haplo, omuzlarn siklerek. "Sen de Limbeck'e aynsn sylemitin." , , .,,, n(. "Biliyorum. Sylediin gibi, kanlmaz grnyor. Uzun ' zaman nce baladmz eyin doal de son zamanlarda bana yle geliyor ki" -gzleri Haplo'ya dnd- "sen gelene kadar dnceler miz iddete hi gerekten ynelmemiti. Bazen, aslnda tanr olup olmadn merak ediyorum." "Nedenmi o?" Haplo glmsedi. "Szlerinin zerimizde garip bir gc var. Onlar duyuyorum, onlar daima duyuyorum, ama kaf amda deil, kalbimde." Elini gsne koyarak, sanki kalbi ayormu gibi bastrd. "Ve szler de olduu iin, onlar mantkl olarak deerlen-diremiyomm sanki. Yalnzca tepki gstermek is orum, gidip... bireyler yapmak istiyoam! ektiklerimiz iin, katland-

mz eyler iin birilerinden hesap sormak istiyorum." Haplo ayaa kalkt. Jarre'nin yanna gelerek diz kt ve gzlerini ksa, tombul Geg'in gzle dikti. "Peki, neden yapmayasn?" dedi yumuak bir sesle, sesi yle yumuakt ki, Yks-diksi' in gmbrtsnn ardndan duyulmuyordu. Yine de Jarre ne dediini biliyordu, yreindeki ac "Neden hesap sormayasn? Halknzdan ka kii orada yaad ve ld. Peki neden? Topraklarn vlerinizi ykan, ya-amlannz alan ve karlnda hibir ey vermeyen bir makineye hizmet e Kullanldnz, aldatldnz! Kar kmak hakknz, greviniz!"

"Yapacam!" Jarre szlerin etkisi altnda kalm, adamn kristal mavi gzleri tarafndan by Yreinin zerindeki el yavaa kaslarak yumruk oldu. Sessizce glmseyen Haplo ayaa kalkt ve gerindi. "Sanrm ben de kestirsem iyi olacak. Uzu n bir gece olacaa benzer." "Haplo," diye seslendi Jarre, "bizim altmzdaki bir yerden geldiini sylemitin, bizim.. . hikimsenin varlndan haberi olmayan bir lemden." Haplo yant vermedi, yalnzca bakt. "Siz de kleymisiniz. Bize yle syledin. Ama adamza nasl geldiini anlatmadn," -duraklad sanki szcklerin daha kolay dklmesi iin bir yol ararmasna dudaklarn yalad- "Kamy Adamn aznn bir kenar seirdi. "Hayr, kamyordum. Biz kavgamz kazandk, Jarre. Artk larn zgr brakmak zere gnderildim." Kpek ban kaldrp dnerek Haplo'ya uykulu uykulu bakt. Haplo'nun gitmek zere hazrland , 303 302

Mnrgaret Wes & Tracy Hckman kalkt ve poposunu havaya dikerek n bacaklarn iyice gerdi, sonra da sahibine merdiven lerde elik etti. Jarre onlar izledi, ban sallayp Limbeck'in sylevini bitirmek zere oturdu. Tam o srada erdenin ardndaki grlt ona grevlerini hatrlatt Grmesi gereken insanlar, datlmas incelenmesi gereken bir salon ve organize edilmesi gereken toplantlar vard. tot*""/ " Artk devrim ok da elenceli grnmyordu, *-*""" n?t $\tjf Haplo merdivenleri dikkatle, duvara yakn durmaya alarak kt. Yumruaac tahtalar atlak vri dili boluklar, dikkatsiz davrananlar tuzaa drp, alt katn zeminine gndermek iin lard. Odaya girince yataa uzand, fakat uyumad. Kpek yatan zerine, yanna srad ve b p, gzlerini adamn yzne dikti. "Kadn iyi, ama iimize yaramaz. Lordumun diyecei gibi, ok fazla dnyor ve bu da onu teh eli klyor. Bu lemde kaos yaratacak kiinin fanatik biri olmas gerek. Limbeck ideal olu rdu, ama kafasndaki o idealizm balonunun patlamas gerek Ve benim de buray terk edip iime devam etmem lazm -yukardaki lemleri inceleyip, lordumun geliine hazrlamalym Gem harap oldu Bir baka gemi bulmalym. Ama nasl... nasl? Dnceler iinde, kpein yumuak kulaklaryla oynad. Adamn gerginliini hisseden hayvan u e verebilecei destei verdi. Haplo yava yava rahatlad. Bir frsat doacakt Biliyordu Tek pmas gereken beklemek ve bu frsat yakalamakt Kpek gzlerini kapatp rahatlam gibi bir uyudu. Birka dakika sonra Haplo da uykuya dald 304 OTU2B3ONC BLM RAHM, DREVLN AAI LEM "Alfred" "Efendim?" ^ "Ne sylediklerini anlayabiliyor musun?" '* Hugh, Geg'le gevezelik etmekte olan Bane'i iaret etti. Mercankaya zerinde tkezleyerek yryorlard. Frtna bulut lan arkalarnda toplanmt ve rzgr gittike iddetleniyor, yl drmlarn paralad mercankaya paralarnn arasnda uulduyord. nlerinde Bane'in grm olduu ehir vard. Daha dorusu, bir ehirden ok, bir makineye benziyordu bu. "Hayr, efendim," dedi Alfred, dorudan Bane'in srtna bakarak ve normalde konutuundan da ha yksek sesle konuarak. "Bu insanlarn dilini bilmiyorum. Ne bizim rkmzda, ne de Elfle r arasnda bilen ok fazla insan olduunu da sanmyorum." "Elflerin bazlar biliyor -su gemilerinin kaptanlar. Ama sen bilmiyorsun, ben de Ste phen'n bildiini tahmin etmiyorum. O zaman Ekselanslar nereden rendi?" "Nasl sorabilirsiniz, efendim?" dedi Alfred, anlaml anlaml gklere gz atarak

Atfta bulunduu frtna bulutlar deildi. Orada, Maelstl ' 4 * | 305 *

Margaret Weis & Tracy Hickman rom'un ok ok yukarsnda, gizemustalarmn kendi kendilerini srdkleri Yksek lem vard Ef e baklrsa orada, en agzl insanlarn bile ryalarnda gremeyecei zenginlikler, en yarat rn bile hayal edemeyecei gzellikler iinde yayorlard. "Baka bir rkn veya kltrn dilini anlamak, en basit bylerden biridir. O takt tlsm Alfred'in aya bir yan yola sapp, ukura girmeye karar verdi ve Alfred'in geri kalann da beraberinde gtrd. Adamn haykrmas zerine Geg durup korku iinde evresine bakt. Bane ir ey syleyince Geg yoluna devam etti. Hugh Alfred'i kurtard. Kolunu tutup ona kaba zemin zerinde yol gstererek hzla ilerledi. lk yamur damlalar gkten dmeye balam, yksek sesle dvyordu. Alfred Hugh'ya huzursuzca yan yan bakt ve Usta, gzlerinin sessiz kalmas iin yalvardn Bu yalvar Hugh'a istedii, yant vermiti ve bu Alfred'in Bane'in duymasn istedii bir y ldi. Elbette Alfred Geglerin dilinden anlyordu. Hikimse anlamad bir dili bu kadar dik katle dinlemezdi ve Alfred de Bane ile Geg'i dikkatle dinlemiti. Daha da ilgin ola n -Hugh'ya gre- Alfred'in bunu Bane'den gizliyor oluuydu. Hugh Ekselanslarn gizlice dinlemeyi kesinlikle onaylyordu, ama bu baka rahatsz edici somlar beraberinde getiriyordu. Khya Gegceyi nerede -ve nasl- renmiti? Alfred Mont-ban k kimdi -ya da neydi? Frtna tm lmcl fkesiyle koptu. nsanlarla Gegler kendilerini Rahm'e zor attlar Yamur nde gri bir duvar gibi dklyor, gr alanlarn ksmen kapatyordu. Ama

Kf>nADI makinenin yapt grlt yle yksekti ki, frtnann iinden duyabiliyor, titreimlerini ay issedebiliyor ve doa ynde ilerlediklerini anlayabiliyorlard. Geglerden oluan bir kalabalk onlar kaplardan birinde bekliyordu. Geldiklerinde hepsi ni makinenin iine aldlar. Frtnaya ilikin sesler duyulmaz oldu, ama makinenin sesleri yksekti, yukarda, aada, evrede ve her yerde gmbrde-yip duruyordu. Bir tr silahl muh zeyen bir ok Geg, ayrca bir elf lordunun hizmetkr gibi giyinmi bir Geg daha, endieyle onlar selamlamak zere bekliyorlard. "Bane, neler oluyor?" diye sordu Hugh yksek sesle, makinenin grltsn bastrmaya alara adam kim? Ne istiyor?" Bane Hugh'ya kendinden memnun bir srtla karlk verdi. Yeni edindii gten pek memnun o iliyordu. "Bu halkn kral o!" diye bard Bane. "Ne?" "Kral! Bizi bir tr yarg salonuna gtrecek." "Bizi daha sessiz bir yere gtremez mi?" Hugh'nun ba zonklamaya balamt. Bane dnp krala sordu. Tm Gegler dnp ona dehet iinde bakarak, balarn sallaynca a "Bunlara da ne oluyor?" Prens kkrdamaya balad. ; "lecek bir yer istediini sandlar!" O srada, ipek pantolon ve ypranm kadife bir ceket giymi bir Geg, kral tarafndan Bane i le tantrld. "Senin ne olduunu sanyorlar, ocuk?" diye sordu Hugh. "Bir tanr," diye yant verdi Bane haval bir ekilde. "Bekledikleri bir tanr varm anlal nlar yarglayacam." 306 Margaret Wes & Tracy Hckman ,( EJDEK. KAFIADI

Gegler yeni bulduklar tanr ile Ralm sokaklarnda yrdler -Yks-diksi'nin altndan, st doru iinden geen sokaklarda. Usta Hugh hayatnda yle ok fazla eye hayranlk duymamt u fazla etkilemezdi- ama bu makineye hayran kalmt. imek gibi akyor, parldyor, kvlc . Gmbrdyor, nlyor, tslyordu. Pompalyor, dnyor ve yakc buhar bulutlar fkrtyo en yaylar yaratyordu. Grebileceinden ok daha yksee kyor, hayal edebileceinden ok d e iniyordu. Devasa dililer birbirine geiyor, devasa arklar dnyor, devasa kazanlar kay nyordu. Kollar, elleri, bacaklar, ayaklan vard ve hepsi parlak metalden yaplmt. Hepsi ulunduklar yerden baka bir yere gitmekle meguldler. Kr edici bir k saan gzleri, gc r vard. Gegler zerine trmanyor, srnyor, aa iniyor, ayor, dolduruyor, sevgi dolu nmhkla bakyorlard. Bane de etkilenmiti. Falta gibi ak gzlerle bakyordu. Az, pek de tanrsal olmayan bir aknlk iinde almt. "Bu harika!" dedi ocuk nefes nefese. "Hi byle bir ey grmemitim!" "Grmediniz mi, Saygdeer Efendimiz?" diye haykrd ba-atusta, ocuk-tanrya hayret iinde afc. "Ama onu siz tanrlar yaptnz!" "Al, ey, evet," diye kekeledi Bane "Yani demek istediim, sizin kadar zenle bakan kim seyi grmemitim!" diye bitirdi aceleyle, szckleri bir rahatlama duygusuyla telaffuz e derek.

"Evet," dedi bapapaz vakarla, yz gururla parlyordu. "ok iyi bakyoruz ona." Prens dilini srd. Bu harika makinenin ne yaptn sormay ok istiyordu, ama bu kk kra eyi bilmesini bekledii akt -bir tann iin pek de mantksz bir varsaym saylmazd bu. onuda da tek banayd, babas, Aa lem'deki bu makine hakknda tm bildiklerini aktarmt a meselesi bata grnd kadar kolay deildi ve Prens tanrl bu kadar abuk kabul ettii a balamt. Bir de u yarg meselesi vard. Kimi yarglayacakt ve neden? Birilerini zindan ermesi gerekiyordu? renmesi gerekiyordu, ama nasl? Bane, kk kraln biraz fazla kurnaz olduuna karar vermiti. Saygl ve nazikti, ama olan, isi bakmazken, Ge-g'in onu keskin ve delici baklarla incelediini grmt. Prens'in sand Geg ise, ona bir sefer sarayda grd bir maymunu hatrlatyordu. Duyduklarna bakarak bu n, kadife kenarl Geg'in, kendisini birden kumcusu olarak bulduu dinle bir ilgisi o lduu sonucunu karmt. Bu Geg o kadar da zeki grnmyordu ve Bane sorulan iin ona dnme verdi. "Afedersiniz," dedi ocuk se^'mli bir glmsemeyle bapapaza, "isminizi duyamadm." "Wes Vidasktran, Saygdeer Efendimiz," dedi Geg, gbeinin elverdii kadar eilerek ve n e uzun sakalna basp devrilerek. "Saygdeer Efendimiz'in bapapaz olrnak onuruna salibim. O da her neyse, diye mrldand Bane kendi kendine. Glmseyerek, ban sallad ve bu pozisy Drevlin'de daha uygun birisini bulamazm gibi bakt. 308 309 EJDER. K/lHADl Margaret Weis & Tracy Hickman

Bapapazn yanma iyice yanap Geg'in elini tuttu -bapapazn korkutucu derecede iinmesine bacanana don muhteem bir tatmin ifadesiyle bakmasna sebep olan bir hareket oldu bu. Darral dikkat etmiyordu. Onlar grmek iin caddelerin iki yannda dizilen kalabalk zapte dilmez olmak zereydi. Aynaszlarn mdahale ettiini grmekten memnundu. imdilik olay kontr l altnda grnyordu, ama her eyi dikkatle izlemesi gerektiini biliyordu. Yalnzca, ocukrnn Geglerin neler haykrdn anlamamasn umuyordu. Kahrolsun u Limbeck! Darral'n ansna, ocuk-tann tamamen kendi soanlarna dalmt. "Belki bana yardmc olabilirsiniz, Bapapaz," dedi Bane, utanga utanga ve son derece se vimli bir ekilde kzararak. "Onur duyarm, Saygdeer Efendimiz1" "Bizim -tanrlarnzn buraya en son geliinden beri... epeyce zaman getiini biliyorsunuz..

Aa, ne diyordunuz bize?" "Yenileyenler, Saygdeer Efendimiz. Kendinize byle diyorsunuz, deil mi?" "Evet, ah, evet! Yenileyenler. ey, dediim gibi, biz Yenileyenler uzun sredir uzakta ydk. ." "Yzyllardr, Saygdeer Efendimiz," dedi bapapaz. "Evet, yzyllardr ve en son geliimizden bu yana birka eyin deimi olduunu grdm." Ba r nefes ald. "Bu yzden, bu yarg eyinin de deimesi gerektiine karar verdim." Bapapaz, memnuniyetinin yava yava sndn hissetti. Huzursuzca baatustaya gz att Eer apapaz, Yarg gnn mahvederse, bu mahvettii son ey olurdu

"Ne kastettiinizi pek anlayamadm, Saygdeer Efendimiz." "Modernletirelim, aa uyduralm," diye neride bulundu Bane. Bapapaz korkun derecede arm grnd. Daha nce hi olmam bir eyi nasl deitirebil nrlarn bir planlar olmas gerektiini dnd. "Sanrm iyi olur..." "Bover. Fikirden pek holanmadn gryorum," dedi Prens, bapapazn kadife kapl kolunu o Baka bir nerim var. Bana nasl yapmam istediini syle, ben de yle yapaym." Bapapazn yz aydnland. "Bu ann benim iin ne kadar harika olduunu bilemezsiniz, Saygd dimiz! O kadar uzun sredir hayalini kuruyorum ki! Yarg her zaman hayal ettiim gibi olacak..." Gzlerindeki yalar sildi. "Evet, evet," dedi Bane. Baatustann onlar kslm gzlerle izlediini ve yava yava yakl uunu grmt. Konumalanna oktan mdahale ederdi, ama bir tanrnn zel sohbetini blmek evam et." "ey, tm Geglerin -en azndan oraya ne kadar Geg syorsa o kadarnn- en iyi giysilerini g p, Fapprika'nn ortasnda toplandn hayal ederdim. Siz orada, Yenileyenin sandalyesinde o turacaktnz, elbette." "Elbette. Sonra?" "Sonra ben orada, kalabaln nnde, zerimde, bu olay iin zellikle yaplm yeni bapapaz duracaktm. Beyaz uygun olurdu, sannm, dizlerde siyah backlarla, fazla abartl deil. " "ok zevkli. Sonra?" 3li 310

Margaret Weis & Tracy Hicknan "Baatusta da bizimle orada dururdu herhalde, deil mi, Saygdeer Efendimiz'" Yani, ona yapacak baka bir ey bulmazsak. Gryorsunuz, Saygdeer Efendimiz, ona giymesi iin uygun ir ey bulmak sorun olacak. Belki de bu, bahsettiiniz modernletirme sonucunda, ona i htiyacmz kalmaz." "Bunu dnrm." Bane ty tlsm kavrad ve sabrl olmak iin byk aba harcad. "Devam e z. Ben ayaa kalkyorum ve..." Beklentiyle bapapaza bakt. "ey, bizi yarglyorsunuz, Saygdeer Efendimiz." Prens, son derece tatmin edici bir hayalin iine dald. Hayalinde dilerini Geg'in kad ife koluna geiriyordu. Hayalini istemeye istemeye uzaklatrd ve derin bir nefes ald. " Gzel. Sizi yarglyorum. Sonra ne oluyor? Biliyorum! Tatil ilan ediyorum!" "Bunun iin zaman olacan pek sanmyorum, yle deil mi, Saygdeer Efendimiz?" dedi Geg, B bir ifadeyle bakarken. i "B-belki de hayr," diye kekeledi Prens. "eyi... unutmuum... dierini. Hepimiz b irden..." Elini bapapazn elinden ekti ve alnndaki teri sildi. Makinenin ii olduka scak Scak ve grltl. Barmaktan boaz acmaya balamt. "Sizi yargladktan sonra hepimiz ?" "ey, bizi buna deer bulup bulmamanza bal, Saygdeer Efendimiz." "Diyelim ki sizi buna deer buldum," dedi Bane, dilerini skarak. "Sonra?" "Sonra ytkseliyoaz, Saygdeer Efendimiz." "Ykseliyor muyuz?" Prens, bann stnde oraya buraya giden dar yollara bakt.

K_flnADI Bu baklar yanl anlayan bapapaz, mutlulukla iini ekti. Yzi parlayarak ellerini kald "Evet, Saygdeer Efendimiz. Doaca cennete ykseliyo-ruz!" Bane ile ona tapnan Geglerin yannda yrrken, Hugh bir gzyle evresini, dieriyle Bane'i

iyordu. Ksa sre sonra nerede olduklarn hatrlamaya almaktan vazgeti ve bu makinenin i ek bana yolunu bulamayacan kabul etmek zorunda kald. Grne gre, geldikleri haberi o e ulamt. Binlerce Geg makinenin koridorlarnda sralanm, bakyor, haykryor, iaret ed a olan Geg-ler balarn eviriyor, Hugh ile yoldalarna -onar farknda olmasalar da- ileri birka saniyeliine unutma onurunu bahediyorlard. Fakat Geglerin tepkisi farkl farklyd. azlar hevesle tezahrat yapyor, bazlar fkeli grnyordu. Hugh, Bane'in yanndaki iinen Geg'le ne konutuu konusuyla daha ok ilgileniyordu. Elfler in yamndayken Geg dilini renmeye hi zahmet etmemi olmasna kfrederken, kolunun ekitiri ni hissetti ve dikkatini Alfred'e evirdi. "Efendim," dedi Alfred, "kalabaln ne haykrdn fark ettiniz mi?" "Bana anlamsz sesler gibi geliyor. Ama sen anlyorsun, deil mi, Alfred?" Alfred kpkrmz kesildi. "Bilgimi sizden saklamak zorunda olduum iin zgnm, Sir Hugh. A r bakasndan da saklamann nemli olduunu dndm." Prens'e bakt. 'pa-na bu soruyu daha uzda, yantm duyma ihtimali vard ve benim de baka seeneim kalmad.. " Hugh eliyle, aldr etmediini gsteren bir hareket yapt. 313 312

Alfred hakl olabilirdi. Hatal olan Usta'yd. Alfred'in amacn anlamal ve sessiz kalmalyd ma, hayatnda hi bu kadar aresiz hissettii olmamt Hugh'nun! "Gegceyi nerede rendin?" J "Gegler ile Aa lem'i incelemek benim hobimdir, efendim," diye yant verdi Alfred, gerek bir amatrn utanga, fakat gururlu bilinciyle. "Kltrleri hakknda yazlm kitaplardan ol leksiyonumun, Orta lem'deki en iyi koleksiyon olduuna eminim. lgilenirseniz, dndmzde e gstermekten memnun olurum..." "O kitaplar sarayda braktysan, onlar unutabilirsin. Step-hen'dan, geri dnp almak iin i in istemediin srece yani." "Haklsnz, elbette, efendim. Ne aptalm." Alfred'in omuzlan d "Tm kitaplanm... onlar bir daha greceimi sanmyorum." "Kalabalk hakknda bir ey sylyordun." "Al, evet." Khya tezahrat yapan, arada bir de yu ayan f Geglere bakt. "Bazlar 'Kahrolsun baatustann tanrs!' ve 'Limbeck'in tannsn is uz!' diyorlar." "Limbeck mi? Bu ne anlama geliyor?" "Bir Geg ismi sannm, efendim. 'Damtmak' veya 'suyunu karmak' anlamna gelir. Bir neride bulunabilir miyim? Bence... " gdsel olarak sesini alaltt. Grlt patrt iinde Hugh, adamn ne dediini duyamad. "Daha yksek sesle konu. Onlar bizi anlayamaz, deil mi?" "Ah, sanrm anlayamazlar," dedi Alfred, kavrayla. "Bu aklma gelmemiti. Diyordum ki, bur ada bizim gibi baka bir insan olabilir" "Ya da bir elf. Bu daha olas Buradan kmak iin kul' lanabileceimiz bir gemisi olmal!" 1 1'( "Evet, efendim. Ben de byle olabileceini dnmtm " "Bu Limbeck ile tanrsn, ya da her neyse ite, grmemiz gerek." "Zor olacan sanmyorum, efendim. Bizim kk 'tanrmz' buyurursa." "Bizim kk 'tanrmz' ban derde sokmu grnyor," dedi Hugh, baklar Prens'in zerinde. "Yzne bak." "Eyvah," diye mrldand Alfred. "* Bane ban evirip yoldalarn arad. Yanaklar solgun, mavi gzleri falta gibi akt. Dudan srarak, yanna gel meleri iin acele bir iaret yapt. Bir alay silahl Geg, Prens'le aralanna girdi. Hugh ban sallad. Bane ona yalvanrcasna b akt. Anlayla bakan Alfred, kalabala iaret etti. Bane bir prensti. Seyircinin ne bekled iini bilirdi. ini ekerek dnd ve kk elini hafife ve isteksizce sallamaya balad. "Ben de bundan korkuyordum," dedi Alfred. < <$'" i' "Ne olduunu dnyorsun?" ' "ocuk, Geglerin onu, onlar 'yarglamak' zere gelen bir tanr olduunu sandklarn sylemiti. nemsiz bir eymi

gibi sz etmiti, ama bu Gegler iin ok ciddi bir olay. Ef sanelerine gre, makineyi yapanlar Yemleyenler'mi. Gegler Yarg Gn'ne kadar makineye hizmet edecekler, sonra dl lendirilerek yukandaki lemlere tanacaklarm Bu adann, Gegin Umudu diye adlandrlmasnn sebebi bu." " Yenileyenler. Bu Yenileyenler kim?" "Sananlar." "Hay aksi eytan!" diye kfretti Usta. "ocuun Sartanlar-dan bin olduunu sandklarn m s istiyorsun'"

Margaret Weis & Tracy Hckman "yle grnyor, efendim" "Babasnn yardmyla numara yapamaz m?" "Hayr, efendim. Babas gibi, yedinci evden bir gizemustas bile Sananlarn gcyle karlat cek gce sahip deildir. Hem zaten," dedi Alfred, evresini iaret ederek," btn bunlar onl r yaptlar." Hugh bununla fazla ilgilenmiyordu o anda. "Harika! Gerekten harika! Peki sahtekr o lduumuzu anlaynca ne yapacaklar?" "Bilemiyorum, efendim. Gegler normalde bar ve nazik bir halktr. Ama, belki de daha nce tanr numaras yapan kiilerle karlamamlardr Aynca, bir tr kargaa iindeymi gibi g ln gittike daha saldrgan olduunu gren Alfred, ban sallad. "Bana gre, efendim, old anda geldik."

OTUZKNC BLM RAHM, DREVLEV AAI LEM Gegler "Tanrlarn" Fapprikaya gtrdler -Limbeck'in yargland salona. Darda biriken ieri girmeleri biraz zor oldu. Halkn iki ayr ve olduka grltl gruba ayrld, ortalar veremiyormu gibi grnen byk bir grup olduu aka grlse de, barmalarn-dan tek bi Hugh. ki grup, inanlar hakknda gl duygulara sahip gibiydiler, nk Hugh pek ok kavg u grd. Alfred'in, normalde Geglerin bar ve nazik olduuna ilikin szlerini hatrlad. Kt bir zamanda gelmi olmahyz Kesinlikle. Bir tr devrimin ortasna dm gibiydiler. Aynaszlar kalabal geride tutarken, Prens'le yoldalar iman, grbz bedenlerin arasnda rika'nn greceli sessizliine ulatlar Sessizliin grecelilii, Yks-dik-si'nin fonda gm mesinden ileri geliyordu. eri girince, baatusta aynaszlarla telal bir toplant yapt Kk kraln yz ciddiydi v z ban salladn gzledi Usta, Gegleri yarm f su kadar dikkate deer bulmuyordu, ama anmann tam ortasnda bulunmann, uzun ve salkl bir yaam iin pek onerilmedni 317 3 H. Margaret Wes & Tracy Hickman

biliyordu. "Afedersiniz." baatustaya yanat. Baatusta eildi ve ona, sylediklerinin tek kelimesini bile anlamayan, fakat kaba davranm olmamak iin anlarm gibi grnmeye alan birinin bo k glmsemesiyle bakt. "Tanrnzla ufak bir sohbet etmemiz gerek." Bane'i omzundan skca yakalayp, ikyetlerini ve kvranmasn gzard ederek, onu Alfred'in e gze benzeyen bir kre tutan pelerinli bir adamn heykeline bakt yere gtrd. "Benden ne yapmam beklediklerini biliyor musun?" diye sordu Bane Alfred'e, yanna u lar ulamaz. "Benden onlan cennete gtrmemi bekliyorlar!" "Bir tanr olduunu iddia ederek bu durumu Ekselanslar' nn yarattn hatrlatmama izin ve ocuun ba eildi. Alfred'e sokulup elini tuttu. Alt duda titrerken yumuak bir sesle kon "zgnm, Alfred. Seni ve Sir Hugh'yu incitecekler diye korktum ve aklma gelen > yalnz bu oldu." Gl eller Bane'i evirdi, kaba parmaklar omzuna gmld. Hugh meldi ve dorudan ocuun g bakt. Bu gzlerde kurnazlk ve kt niyet grmeyi bekliyordu, ama tek grd korkmu bir

du. Bu onu fkelendirdi. "Pekl, Ekselanslar, gidip, Gegleri istediin kadar kandrabilirsin -bizi buradan karmak n her eyi yapabilirsin. Ama bizi artk birazck bile kandramadn kabul edelim. O sahte g rn kurutup beni dinlesen iyi olur -sen de, babacn da." Konuurken tye bakt, ocuun el ak istercesine ty kavrad. "Bu cceleri gklere tamak iin bir

yol bilmiyorsan, yeni bireyler dnmeye balasan iyi olur. Bu halkn sahtekrl pek ho k rn sanmyorum." f''' Jl."'!, "Sir Hugh," diye uyard Alfred, "bizi izliyorlar." Usta dnp, gelimeleri ilgiyle izlemekte olan baatustaya bakt. ocuu brakp omzunu okay , glmsedi. "imdi ne yapmay dnyorsun, Ekselanslar?" diye mrldand alak sesle. Bane yutkundu. Neyse ki, seslerini alaltmalarna gerek yoktu. Makinenin ritmik bam gmleri her sesi bouyordu, dncelerin sesini bile. "Onlar yargladm ve cennete ykseltmeye deer bulmadm sylemeye karar verdim." Hugh Alfred'e bakt. Adam ban sallad. "Bu ok tehlike li olur, Ekselanslar. Byle bir ey sylerseniz, bu lemi sarm grnen kargaa yznden Geglerin hepsi bize kar birleebilirler." * ;; ocuk hzla gzlerini krptrd, baklar sratle Alfred'den Hugh'ya, Hugh'dan Alfred'e ka aka grlebiliyordu. Tepest dmt ve batmakta olduunu hissedebiliyordu. Daha da kt abilecek bu iki insann, boulmasna izin vermek iin iyi sebepleri olduunu bilmesiy-di. "imdi ne yapyoruz?" Biz mi? Hugh, hayatta hibir eyi, bu veledi frtnalarn s-prd bu kaya parasnda brak istememiti. Ama bunu yapamayacan biliyordu. Tlsm m? Yoksa velet iin zldnden mi? temin etti kendini, hl ocuu bir servet edinmek iin kullanmay dnyordu "Buralarda bir nrnn olduundan bahsediyorlar. 318 319

Margaret Weis & Tracy Hicknan 'Limbeck'in tanns'," dedi Alfred. u.H lir ' <" "Bunu nereden biliyorsun?" diye parlad Bane. "Ne dediklerini anlamyorsun ki?" "Evet, anlayabiliyorum, Ekselanslar. Biraz Gegce biliyorum..." "Yalan syledin1" ocuk ona dehet iinde bakt. "Nasl yapabildin bunu, Alfred? Sana gveniy rdum!" Khya ban sallad. "Hibirimizin bir dierine gvenmediini imdi aklamak en iyisi olur "Beni kim sulayabilir ki?" diye haykrd Bane, parldayan bir masumlukla. "Bu adam beni ldrmeye alt ve tm bildiim, Alfred, senin de ona yardmc olduun!" "Bu doru deil, Ekselanslar, yine de neden byle dndnz anlayabiliyorum. Ama ben bir amay kastetmemitim. Sanrm, birbirimize gvenmediimiz halde, yaamlarmzn birbirimizin olduunu fark etmek en dorusu olur. Dnyorum ki..." ** "...ok fazla dnyorsun!" diye szn kesti Hugh. "ocuk anlad, deil mi Bane? B a kaybolmu bebecik numarasn. kimiz de senin kim ve ne olduunu biliyoruz. Senin de bur adan kurtulmay istediini tahmin ediyoam. Gidip babacn ziyaret edebilmek iin. Bu kaya sndan kurtulmamzn tek yolu bir gemi bulmak ve ben de senin elindeki tek pilotum. Al fred bu insanlar ve-nasl dndkleri hakknda bireyler biliyor -en azndan bildiini syl yunda, sahip olduumuz tek ansn birlik olmak olduunu sylerken haklyd, bu yzden babac in, gzel gzel oyunumuza katlman neririm" Bane Hugh'ya bakt. Artk gzler, hevesle dnyay inceleyen bir ocuun gzleri deildi, dny a her eyi bi320

len bir ocuun gzleriydi. Hugh bu gzlerde kendi yansmasn grd, souk, sevgisiz bir oc mn btn gzel hediyelerini am ve hepsinin pislik dolu olduunu kefetmi bir ocuk. Benim gibi, diye dnd Hugh, parlayan, renkli gzel eylere inanmyor. Altnda ne yattn "Bana ocuk gibi davranmyorsun," dedi Bane, ihtiyatl bir ekilde. "Sen ocuk musun?" diye sordu Hugh kabaca. "Hayr." Bane konuurken ty skca kavramt, s

ha yksek sesle yineledi. "Hayr, deilim! Sizinle beraber alacam. Sz veririm, bana iha tmediiniz srece. Bana ihanet ederseniz, herhangi biriniz bana ihanet ederse, piman ederim sizi." Mavi gzleri hi de ocuksu olmayan bir kurnazlkla parlyordu. "Yeterince adil. Ben de her ikinize ayn sz veriyorum. Alfred?" Khya ikisine mitsizlik iinde bakt ve iini ekti. "Byle mi olmak zorunda? Yalnzca birbi izin srtna birer bak dayadmz iin mi?" "Gegce konumak konusunda bana yalan syledin. ok ge olana kadar ocuk hakkndaki gerei g edin. Baka hangi konularda yalan syledin, Alfred?" diye sordu Hugh. Khya bembeyaz kesildi. Az kprdad, ama yant veremedi. Sonunda, "Sz veriyorum," demeyi d. "Tamam. Oldu ite. imdi bu dier tann hakknda ne renebileceimize bakmamz lazm. Bu kaya dan kurtulmamz iin bir yol olabilir bu. Muhtemelen bir elf gemisi frtnaya yakalanm ve inmek zorunda kalmtr " "Baatstaya bu tanry grmek istediimi syleyebilirim." 321

Margaret Weis & Tracy Hcknan Bane olaslklar hzla gryor ve anlayabiliyordu. "Bu dier 'tanrnn' konu hakknda ne d eri yarglayamayacam sylerim." ocuk tatl tatl glmsedi. "Kim bilir, belki de yant b mizi alr! Ama bir elf bize yardm eder mi ki?" "Eer ba bizimki kadar dertteyse, eder. Gemim enkaz halinde. Muhtemelen onunki de yle . Ama iki geminin paralarm kullanarak yeni bir tane yapmay baarabiliriz belki. t. Gele var." Baatusta aralarna katld. Bapapaz nemli biri pozunda arkasndan geliyordu. "Saygdeer E miz ne zaman yarglamaya balamay arzu ederler?" Bane olabildiince dik durup gcenmi bir tavr taknd. "Halknzn, lkenizde baka bir tan aykrdklarn duydum. Neden bu bize bildirilmedi?" "nk, Saygdeer Efendimiz," dedi baatusta, bapapaza sitemkar bir bak frlatarak, "bu t r olmadn iddia ediyor. Hibirinizin tann olmadn, bizi kle olarak kullanan lmller ediyor." Hugh anlayamad bu konuma srasnda sabrla kendisine hakim oldu. Alfred, Geg'i byk bir tle dinliyordu. Usta gzlerini Alfred'in yznden ayrmad. Sylenen eyler zerine yznde b dehet ifadesini karmad. Dilerini skan katil ldracak kadar hayal krklna uramt ocua balyd ve u an o da gzyalarna boulacakm gibi grnyordu! Fakat Prens Bane kendine hakim olmay baard. enesini havaya dikerek, ortal yattnn verdi, nk Hugh Alfred'in yznn rahatladn grd. Hatta khya hafife ban sallyor toplad,

, , , ,, EJDER. KfiHADl ( j, nk tepki vermemesi gerektiini biliyordu. ocuk cesurdu ve hzl dnyordu. Hugh sakaln bkt. Belki de bylenmiimdir, diye hatr . "O tanry bana getirin," dedi Bane, bir an iin Kral Step-len'a benzemesine sebep olan azametli bir tavrla. "Saygdeer Efendimiz onu grmek istiyorlarsa, o ve onu getiren Geg bu akam bir toplantd a konuacaklar, onlarla halkn nnde yzleebilirsiniz." "Pekl," dedi Bane. Bu durumdan holanmamt, ama baka ne gibi bir yant verebileceini bi rdu. "imdi, belki Saygdeer Efendimiz dinlenmek isterler. Ya-nnzdakilerden birinin yaral old uunu fark ettim." Geg'in baklar Hugh'nun yrtk ve kan lekeli gmleine gitti. "Bir otac ebilirim." Hugh bu bak grd, ve olumsuz bir hareket yapt. "Teekkr ederim, yaras ciddi deil," de , "ama bize su ve yiyecek gnderebilirsiniz." Baatusta eildi. "Saygdeer Efendimiz iin yapabileceim baka bir ey var myd?" "Hayr, teekkr ederim. Bu kadan yeter," dedi Bane, sesindeki rahatlamay gizlemeyi baar amadan. Tanrlar, muhtemelen ilham versin diye, Yemleyen'in ayaklarnn dibine yerletirilen san dalyelere gtrldler. Bapapaz kalmay ok isterdi, ama Darral bacanann kadife ko-lazn yksek sesle itiraz etmesine ramen- yannda srkledi. "Ne yapyorsun?" diye lgnca bard bapapaz. "Saygdeer Efendimiz'e bu ekilde hakaret e

ni nasl alrsn? Tanr olmadn ima ettin! Klelerden bahsettin!" 322 323

Margaret Weis & Trncy Hickman "Sesini kes ve beni dinle," diye tersledi Darral Uzunkyl. Tanrlara doymutu. Bir "Saygd eer Efendimiz" daha duyarsa kusacakt. "Bu adamlar ya tanr, ya da deil. Eer deillerse v e Limbeck hakl karsa, bize ne olacan biliyor musun? Tm yaammz halkmza, tanrlara rini anlatarak harcadk!" Bapapaz bacanana bakt. Yava yava yzndeki krmzlk soldu. Yutkundu.

"Kesinlikle." Darral ban sallad, sakal da birlikte sallanyordu. "imdi, tanr olduklar ayalm. Gerekten yarglanp cennete gitmeyi istiyor musun? Yoksa, burada kalp, bu tantan a balamadan nce yaadmz gibi yaamak m istiyorsun?" Bapapaz dnd. Bapapaz olmaktan olduka memnundu. yi yayordu. Gegler ona sayg gsteri a rastladklarnda apkalarn karp eilerek selam veriyorlard. Yks-diksi'ye hizmet etm deildi, yalnzca, nerede ve nasl yapacana kendisi karar verip, arada bir hizmet eder gr ordu. En iyi partilere davet ediliyordu. yice dnp tannca, cennet ona daha fazla ne ve ilirdi ki? "Haklsn," diye kabul etmek zoanda kald, bunu yapmak sinirlerini bozuyor olsa da. "Ne yapyoruz?" "Dnyorum," dedi baatusta. "Her eyi bana brak." "O ikisinin ne konutuunu bilmek iin yz fpara verirdim." Hugh iki Gegin samimi bir sohb t iinde uzaklamalarn izledi. "Bundan hi holanmadm," dedi Alfred. "Bu dier tanr her kimse, kaos ve devrimi kkrtyor en acaba? Elflerin Aa lem'deki dzeni alt st etmek iin herhangi bir neden-

E|DER_ leri olamaz, deil mi?" "Hayr. Gegleri sessiz ve megul tutmak onlarn yararna. Ama sanrm bu akam o toplantya g p, syleyeceklerini dinlemek dnda yapabileceimiz bir ey yok." "Evet," dedi Alfred dalgn dalgn. Hugh adama bakt. Yksek aln terle slanmt. Gzlerinde ateli bir parlaklk vard. Derisi udaklar griydi. Hugh o anda, son bir saattir hibir ey zerine dmemi olduunu fark etti. "yi grnmyorsun. Hasta msn?" "Ben... ben kendimi pek iyi hissetmiyorum, Sir Hugh. nemli bir ey deil. Dmemizin etki si yalnzca. yileirim. Ltfen benim iin endielenmeyin. Ekselanslar bu akamki karlama tini anlyor mu, acaba?" Bane Alfred'e dnceli bir bak frlatt. "Evet, anlyorum. Yardmc olmak iin elimden gel am, ama bunun nasl olacandan emin deilim." ocuk samimi grnyordu, ama Hugh hl kendisini zehirlerkenki masum glmsemeyi grebiliyor caba Bane oyunu onlarla birlikte mi oynuyordu? Yoksa onlar yalnzca bir kare daha i leri mi sryordu? 325 324 EJDER. KAFIADI -

OTUZNC BLM RAHM, DREVLIN AAI LEM Duvardaki deliin dndan gelen kargaa sesleri Jarre'nin dikkatini ekti. Limbeck'in sylev ni yeni bitirmiti. Sylevi masaya brakarak, kap grevi gren perdeye gitti ve darya bir t. Sokaktaki kalabaln bydn grd tatminle. Ama kapy korumas iin grevlendirdii ri girmeye alan Geglerle tartyorlard.

Jarre'nin grnmesi zerine yaygara artt. "Neler oluyor?" diye sordu Jarre. Gegler hep bir azdan barmaya baladlar ve onlar susturmak Jarre'nin bir miktar vaktini ld. Sonunda sessizlii saladnda ve sylenenleri dinlediinde, talimatlarn verdi ve GGI arghna girdi. "Ne oluyormu?" Haplo merdivenlerde duruyordu, kpei de yanndayd. "zgnm, kargaa seni uyandrd," diye zr diledi Jarre. "nemli bir ey deil aslnda."

"Uyumuyordum. Ne olmu?" Jarre omuzlarn silkti. "Baatusta kendine bir tanr bulmu. Darral Uzunkyl'dan byle bir klemeliydim. Ama ie yaramayacak." 32<,

"Kendine bir tanr m bulmu?" Haplo merdivenleri, adeta bir kedi gibi hzla ve kolayca indi. "Anlat." "Bunu gerekten ciddiye almyorsun, deil mi? Tanr diye bir ey olmadn sen de biliyorsun ral muhtemelen Welf-lere, onlar iin tehlike oluturduumuzu syledi ve onlar da halkm tan r olduklarna ikna etmek zere birilerini yollad." "Bu tanr bir el... bir Welf mi?" "Bilmiyorum. Halkmzn ou hayatnda hi Welf grmedi. Neye benzediklerini kimsenin bildii nmyorum. Tek bildiim, bu tanrnn bir ocuk olduunun anlald ve herkese, bizi yarglam syledii. Bu akamki toplantda yapacakm bu yarglama iini ve bizim haksz olduumuzu ka km. Elbette, sen onunla baa kabilirsin." "Elbette," diye mrldand Haplo. Jarre telala ortalkta dolanyordu "Toplant Salonu'nda her eyin gerektii gibi dzenlendi en emin olmalym." Omuzlarna bir al ald. Duvardaki delikten kmak zereyken duraksayp d mbeck'e bundan bahsetme. Kendi kendini endielendirir. Her eyi o anda renmesi daha iy i olur. Bylece, dnmek iin zaman olmaz." Perdeyi kenara iterek dar kt. Darda bir alk koptu. Yalnz kalan Haplo bir sandalye in ruh halini gren kpek, burnunu rahatlatmak istercesine adamn eline dayad. "Sartanlar m dersin olum?" diye dnd Haplo, kpein enesini dalgn dalgn kayarak. "B e, bu insanlarn bulabilecei, tanrya en ok benzeyen eyler onlar. Peki onlar Sartanlars a, ben ne yapacam' Bu 'tanrya' meydan okuyup, kendi glerimi aa karamam Sartanlar zi dan katmz asla anlamamaklar Daha deil, lordum ta327 EJDER, Margaret Wes & Tracy Hckman

mamen hazr olmadan deil." Dnceli bir sessizlik iinde oturdu. Hayvan okayan eli gittike yavalad ve sonunda tama urdu. Artk kendisine ihtiya duyulmadn anlayan kpek, adamn ayaklarnn dibinde, enesi rine dayayarak uzand. Parlak gzleri, sahibinin gzlerindeki endieyi yanstyordu. "Komik, deil mi?" dedi Haplo ve sesini duyan kpek kulaklarn dikerek gzlerini kaldrd. B r ka hafife havaya kalkmt. "Tanrlarn gcne sahip olan, fakat hibirini kullanamayan elindeki sarglar kenara itti ve parman, derisini ssleyen mavi-krmz desenlerin zerin irdi. "Bir gnde gemi yapabilirdim. stesem, yarn buradan uup gidebilirdim. Bu ccelere, asla hayal etmedikleri bir gc gsterebilirdim. Onlar iin bir tanr olabilirdim, insanl ara ve 'Welf-lere' kar bir savaa tevik edebilirdim onlar." Haplo glmsedi, ama yz hem ddileti. "Neden olmasn? Ne fark e-der ki?" Gcn kullanmak iin byk bir arzu duydu. Yalnzca bysn kullanmak iin deil, bysn etmek iin, liderlik etmek iin kullanmak. Gegler baryd, ama Haplo bunun, ccelerin ger s olmadn biliyordu. Bir ekilde, Sartanlar onlar yenmeyi baarm, onlan aklsz makine glere' evirmilerdi. Altta yatan vahi gururu, efsanevi cesareti onaya karmak zor olmay acakt. Kller souk grnyordu, ama bir yerlerde bir alev prldyor olmalyd! "Bir ordu toplayp, gemiler yapabilirim. Hayr! Bana neler oluyor?" Haplo fkeyle kuma y ine elinin stne rtt. Keskin sesini duyunca sinen kpek, zr dlercesine bakt. Belki de suu olduunu dnyordu. "Benim gerek doam

bu, Patrynlerin doas ve bu beni felakete srkledi1 Lordum beni uyarmt. Daha yava harek etmeliyim. Gegler hazr deil. Onlara liderlik edecek kii ben deilim. Bunu ilerinden bi ri yapmal. Limbeck. Bir ekilde, Limbeck'teki kvlcm alev-lendirmeliyim. "Bu ocuk-tanrya gelince, bekleyip grmekten ve kendime gvenmekten baka yapacak bir ey y ok. Eer o bir Sar-tan karsa, belki de herkes iin en iyisi bu olur, deil mi, olum?" Eil rek kpein brn okad. Sahibinin ruh halinin bu ekilde deimesinden memnun olan kpek ad ve derin bir nefes ald. "Ve o bir Sartansa," diye mrldand Haplo alak sesle, rahatsz sandalyesine yaslanp bacak larn gererek, "lordum beni piin kalbini skmekten korusun!" Jarre geri dndnde Limbeck uyanm, endieyle sylevini okuyordu. Haplo ise bir karara var "Pekl," dedi Jarre neeyle, aln geni omuzlarndan indirerek, "bu gece iin her ey haz bence, imdiye kadar yaptmz en byk toplant olacak bu..." "Tanryla konumamz lazm," diye szn kesti Haplo, alak sesle. Jarre, konunun Limbeck nnde konuulmamasn hatrlatan bir bak frlatt ona. "Tanr m?" Limbeck dengesiz bir biimde burnunun zerine kondurulmu gzlklerinin ardndan ara bakt "Ne tanrs? Neler oluyor?" "Bilmesi gerek," dedi Haplo, fkeli Jarre'yi yattrmaya alarak. "Dman hakknda olabild bilgi edinmek gerek." 329 328

Margaret Weis & Tracy Hickman '*' "Dman m? Ne dman?" Solgun ama sakin Limbeck ayaa kalkmt. "Olduklarn iddia ettikleri ey olduklarn dnmyorsun -Yenileyenler yani- deil mi?" diy Jarre Haplo'ya, gzleri kslm, elleri belinde. " "Hayr. Ve kantlamamz gereken de bu. Muhtemelen bunun, baatustann hareketimize kara almak iin giritii bir oyun olduunu sen, kendin syledin. Tann olduunu syleyen bu rl yakalayp, lml olduunu herkesin nnde kantlarsak..." ' > "...o zaman baatustay da yerinden edebiliriz!" diye haykrd Jarre, hevesle elleri ni rparak. Kpei kayormu numaras yapan Haplo, glmsemesini saklamak iin ban edi. Hayvan sahib kt. "Elbette bu olaslk da var, ama her seferinde bir adm atmalyz," dedi Haplo, ksa bir dur aksamadan sonra, konuyu ciddiyetle dnm gibi. "lk olarak, bu tannnn kim olduunu ve ned buraya geldiini anlamamz art." "Kim olan kim? Kim neden burada?" Limbeck'in gzlkleri burnunda kayd. Gzlkleri yerine itip sesini ykseltti. "Anlatsanza..." "zgnm, hayatm. Hepsi sen uyurken oldu." Jarre ona baatustann tanrsnn geliini, ocuk tm sokaklarnda geit treni dzenlediklerini, insanlarn- neler syleyip yaptklarn ve b n tanr olduuna inandklarn, ama bazlarnn inanmadn anlatt. Ve... "...ve sorun kacak, bunu sylemeye alyorsun, deil mi?" diye sonuca balad Limbeck San ne kerek Jar-re'ye zgn zgn bakt. "Ya onlar gerekten Yemleyenlerse! Ya biz hakszsak v i., bizi yarglamaya geldilerse? Gce-

'IA'i" EJDER. KAHADI nip bizi yine terk edecekler!" Elindeki sylevi bkt. "Belki da halkmza zarar vermiimdir !" ileden km grnen Jarre azn at, ama Haplo ban sallad. "Limbeck, ite bu yzden onlarla konumamz gerek. Onlar art... Yemleyenlerse," diye dzelt ti szlerini, "O zaman aklamalyz. -Eminim anlayacaklardr." "O kadar emindim ki!" diye haykrd Limbeck kederle. "Ve haklsn da, hayatm!" Jarre yanna diz kp ellerini yzne koyarak kendi yzne doru dine inan! Bu, baatustann getirdii bir sahtekr! Bunu kantlayacaz. Baatusta ile bapap izi kleletirenlerle ortak altn da kantlayacaz! Bu byk bir frsat olabilir, dny frsat!" Limbeck yant vermedi. Jarre'nin ellerini nazike yznden ekip skca tuttu. Sessizce verdi teselli iin teekkr etti. Ban kaldrp endieli bakn Haplo'ya dikti.

"Geri dnemeyecek kadar ileri gittin, dostum," dedi Patyn. "Halkn sana gveniyor, sana inanyor. Onlarn gvenini boa karamazsn." "Ama, ya hakszsam?" 1 "Deilsin," dedi Haplo emin bir sesle. "Bu bir Yemleyen bile olsa, Yenileyenler tanr deildirler ve hi de olmadlar. Onlar da benim gibi insandr. Byk bir by gleri v ler. Baatusta Yemleyen'in tanr olduunu iddia ederse, Yemleyen'e sor yeter. Eer gerekt en Yemleyense, sana gerei syleyecektir." Yenileyenler her zaman doruyu sylerlerdi. Dnyay, ilahi olmadklarn syleyerek dolaml ine de zerlerine ilahi grevler almlard. Sahte alakgonlllkleryle gu331 330

r'iiit/^Sfc Margaret Wes & Tracy Hckman rurlarn ve hrslann gizlemilerdi Eer bu gerek bir Sartan-sa, kendi tanrln yalanlar lo yalan sylediini biliyor olacakt ve yalann aa karmak kolayd "eri girip onlar grebilir miyiz?" diye sordu Jarre'ye. "Fapprika'dalar," dedi Jarre, dnp tanarak. "Fazla bir ey bilmiyoam, ama gabumuzda bi r var. Onlara sorarm." "Acele etmeliyiz. Neredeyse hava karard ve toplant iki saat iinde balayacak. Onlar to plantdan nce grmeliyiz." Jarre ayaa kalkp duvardaki delie yneldi. ini eken Limbeck, bam eline yaslad. Gzlk dan kayd ve kucana dt, ama o bunu fark etmedi. Kadnda enerji ve kararllk var, diye dnd Haplo. Jarre snrlarn biliyor. Hayali gere , ama gzleri olan kii Limbeck -yan- kr de olsalar. Ona hayali gstermeliyim. Jarre yannda pek ok hevesli, sert grnl Geg ile dnd, "ieri girmek iin bir yol var. rin altndan gidiyor ve Yemleyen heykelinin yannda yeryzne kyor." Haplo ban Limbeck'e doru sallad. Jarre anlamt. "Beni duydun mu, hayatm? Fapprika'nm iine girip bu szde tanryla grebiliriz. Gidiyor mu uz?" Limbeck bam kaldrd. Sakalnn altndaki yz solgundu, ama bir kararllk ifadesi vard. ni kaldrarak, Jarre'nin szn kesmesini engelledi. "Hakl olup olmamamn fark etmeyeceini nladm. Tek nemli olan, gerei renmek."

;^, ("f;u ' it1 'l ", OTU2DRDNC BLM RAHM, DREVLEV AAI LEM iki muhafz Geg, Limbeck, Jarre, Haplo ve elbette bir dizi dnen, bklen, kesien, blnen, aralara ayrlan tneli getiler. Tneller eskiydi ve muhteem bir biimde ina edilmilerdi. rlar oluturan talar, dzgn yaplarndan dolay, ya insan eliyle, ya da Yks-diksi'nin me eriyle yaplm gibiydi. Orada burada, talara oyulmu, ilgin simgeler vard. Limbeck simgel rle fena halde bylenmiti ve Jarre'nin acele etmeleri gerektii konusunda ikna olmas iin sakalm birka kere ekmesi gerekti. Haplo ona simgeler hakknda pek ok ey anlatabilirdi. Bu desenlerin aslnda Sartanlarn rn leri olduunu syleyebilirdi. Delikli mercankayann iinden devaml akan yamur sularna ram tnelleri kum tutan da bu desenlerdi. Tnelleri yapanlarn yzyllar nce buralar terk etmes ne ramen, hl bakml grnmelerinin sebebi o desenlerdi. Patryn de tnellerle, en az Limbeck kadar ilgiliydi. Sartanlarn ilerini tamamlamadan buray terk ettikleri giderek daha iyi anlalabiliyordu Ve bu da yan-tanr gcn ve stats nmi bu insanlarn karakterlerine hi uymuyordu Topran ok ok altnda gumleyp duran makin plo gzlemiti ki, 332 333 Margaret Weis & Tracy Hckmnn

kendi kendine, kendi kaprislerine ve planlarna gre alyordu. Ve hibir ey yapmyordu. Haplo'nun grebildii kadaryla, yaratc hi bir ey yapmyordu. L ve GGIBITiler-le beraber Drevlin'i enine boyuna dolamt ve gittii her yerde byk makin incelemiti. Binalar ykyor, delikler kazyor, yeni binalar ina ediyor, delikleri doldur uyor, grlyor, buharlar karyor, ddk alyor, homurdanyordu ve ne yapyorsa, byk bir ordu. Ama hibir ey yapmyordu. Haplo'nun anlad kadaryla, ayda bir "Welfler" demirden giysileri ve uan gemileriyle ge liyor, deerli svy, yani suyu alyorlard. Welfler bunu yzyllardr yapyorlard ve Gegle ili, kutsal makinelerinin amacnn bu olduuna -bu tanrsal Welflere su retmek olduuna kar ar vermilerdi. Ama Hap-lo, suyun, Yks-diksi'nin bir yan rnnden, hatta belki de atnda bir ey olmadn grmt. Bu muhteem makinenin fonksiyonu daha nemli bir eydi, elf mil uzluunu gidermek iin su tkrmekten daha grkemli bir ey. Ama amac her ne idiyse, Sananla neden tamamlamadan gittikleri sorusu, Haplo'nun bir trl anlayamad bir konuydu. Yant tnellerde bulamamt. Muhtemelen daha ilerideydi. Tm Patrynler gibi o da sabrszl kendilerine telkin ettikleri kontroln sk dizginlerini bir an bile olsa gevek brakmannfelaketle sonulanacan biliyordu. Labirent, zayf taraflar olanlara uygun bir yer deild . Sabr, sonsuz sabr -Patrynlerin Labirent'te edindikleri yeteneklerden biri buydu, bu hediye kendi kanlaryla kaplanm olarak gelse de. Gegler heyecanl, grltc ve hevesliydiler. Haplo arkala334

EJDER. rndan tnellerde yrd. Geglerin parlayanlambalarnn nda duvarlara yansyan glgesind es karmyordu. Kpek, sessizce ve sahibi gibi tetikte, arkadan geliyordu. "Bunun doru yol olduundan emin misin?" diye sordu Jar-re birka kez. Sanki sonsuz da ireler izerek yryorlard. Rehber Geg doru yolda olduklar konusunda temin etti onu. yle grnyordu ki, seneler nce s-diksi, o mekanik kafasna, tneller amay koymutu. yle de yapmt. Yeri demirden yumru ayaklaryla dvmt. Gegler, ardndan ar srs gibi yeraltna inmiler, tnel duvarlanna p mular, makineye destek vermilerdi. Sonra, yine aniden, Yks-diksi fikrini deitirmi ve y pyeni bir ynde ilerlemeye balamt. Tnel vardiyasnda alan Gegler, tnelleri kendi evl iyi biliyorlard. Ne yazk ki tneller, Haplo'nun umduu gibi terk edilmi deildi. Gegler onlar bir yerden b ir yere gitmek iin kullanyorlard ve Fapprika'ya giden GIBBITiler yolda pek ok Geg-le karlatlar. Haplo'nun grnts heyecan yaratt, rehber Geg herkese Haplo'nun ve Limbeck'i olduklarn anlatmak zorunda hissetti kendisini ve daha nemli ileri olmayan tm Gegler takip etmeye karar verdiler. Ksa sre sonra Geglerden bir alay tneller boyunca, Fapprika'ya doru yola koyulmutu. Gi zlilik ve baskn yapma buraya kadard. Haplo kendisini, lklar atan ejderlere binmi Gegle den oluan bir ordunun tnellerde uabileceini, yine de yukardakilerin hibir eyden haberi olmayacan dnerek rahatlatt. "te geldik," diye bard Geglerden biri gumbrdeyen bir sesle, karanlk dolu bir bolua u metal merdiveni gs33S

Margnret Weis & Tracy Hickmnn tererek. Tnelin ilerisine bakan Haplo, belirli aralklarla yerletirilmi bir dizi benz er merdiven grebiliyordu -ilk kez gryorlard bunu- ve Geg'in hakl olduunu hesaplad. Bu erdivenlerin bir yerlere gittii akt. Bu yerin Fapprika olduunu umuyordu. Haplo rehber Geg, Jarre ve Limbeck'e, yanna gelmelerini iaret etti. Jarre, elinin bir hareketiyle dier Gegleri uzakta tuttu. "Merdivenlerin tepesinde ne var? Fapprika'ya nasl giriyoruz?" Zeminde bir delik var, diye aklad Gegler ve deliin zerinde de metal bir plaka. Plakay ittirince, Fapprika'nn zemin katna ulalyor. "Bu Fapprika byk bir yer," dedi Haplo. "Hangi ksmndan kacaz? Hangi blmn tanrlara r?" Bu konuda uzun bir tartma geti. Bir Geg, tanrnn Yem-leyen'in odasnda olduunu duymutu. oda, zeminin iki kat yukansndayd. Dier Geg tanrnn, baatustann emriyle, Skc Oda'da nu duymutu. "O da ne?" diye sordu Haplo sabrla. "Benim durumamn yapld oda," dedi Limb , yz o son derece nemli ann hatrasyla parlayarak. "Orada Yemle-yen'in bir heykeli var

ve baatusta yarglama esnasnda oradaki sandalyede oturuyor." "Buradan nasl gidiliyor? " Gegler iki kat merdiven inmeleri gerektiini dnyorlard. Hepsi o yne yneldi. ki rehber aralannda tartyorlard. Utanga bir bakla Haplo'ya bakan Jarre enelerini kapamalarn e kadar da tarttlar "Bu olduunu dnyorlar," dedi Jarre, elini merdivenin

EJDER. elik basamana koyarak. Haplo ban sallad. "Ben nden gideceim," dedi, bece-rebildii kadar yumuak bir sesle ve e de sesini makinenin grltsn bastracak kadar ykselterek. Rehber Gegler itiraz ettiler. Bu onlarn macerasyd, onlar liderlik ediyorlard, ilk nce onlar gitmeliydi. "Yukarda baatustann muhafzlar olabilir," dedi Haplo. "Ya da bu szde tanrlar tehlikeli labilir." Gegler nce birbirlerine, sonra Haplo'ya bakp gerilediler. Tartma bitmiti. "Ama ben de onlar grmek istiyorum!" diye itiraz etti Limbeck. Bunca yolu bir hi iin geldikleri duygusuna kaplmaya balamt. "t!" diye uyard Haplo. "Greceksin. Ben yalnzca... nc olarak gidiyorum. Keif iin. G uundan emin olunca geri dnp sizi alacam." "Hakl Limbeck, bu yzden sus," diye paylad onu Jarre. "Ksa sre sonra sen de greceksin. Bu geceki toplantdan nce baatustann bizi atuklatmas hi de iyi olmaz!" Sessizlik gerektii konusunda onlar uyaran Haplo -bu noktada tm Gegler ona tamamen d elirmi gibi baktlar- merdivene dnd. "Kpei ne yapacaz?" diye sordu Jarre. "Merdiven trma-namaz ve sen de onu tayamazsn." Haplo ilgisiz, omuzlarn silkti. "Sorun karmaz, deil mi, olum?" Eilerek kpein ban bekle, kpek, tamam m? Bekle." Az ak, dili bir kar darda olan, kpek kendini yere att ve kulaklarn dikerek, evr akt Haplo merdiveni yava yava ve dikkatle, gzlerinin parlat 336 337

Margaret Wes & Tracy Hickman yanlambalarn ndan uzaklatka evresini saran karanla almas iin zaman vererek t srmedi. Ksa sre sonra, parlayanlambalarn nokta gibi klarn ve yukardaki metal yzey arn grebiliyordu. Metal kapaa ulatnda elini uzatarak dikkatle itti, Kolaylkla ve minnetle fark ettii gib , kapak sessiz bir biimde kayd. Geri sorun kacan dnmyordu, ama bu "tanrlar", on ark etmeden gzlemek istiyordu. Eski gnlerde olsa, ccelerin sorun yaama vaadini duyun ca sevinle, srler halinde merdivenlere atlacan dnen Haplo, iinden Sananlara kfret essizce kaldrp dar bakt. Fapprika'daki lambalar, ortal bir Geg gnnden daha byk bir aydnla bouyordu. Haplo n lde grebiliyordu ve rehberlerinin hakl olduunu fark edince memnun oldu. Tam nnde, pel erinli bir eklin heykeli grnyordu. Heykelin evresinde kii vard. nsandlar -iki erk ocuk. Bir bakta bu kadarn grebiliyordu Haplo. Ama Sar-tanlar da insan soyundan gelirl erdi. Her birini dikkatle inceledi, fakat yalnzca bakarak, bu insanlarn Sartan olup olma dklarn anlayamadn kendi kendine itiraf etmek zorunda kald. Adamlardan biri heykelin d nde, glgesinin altnda oturuyordu. Basit giysiler giyen bu adam orta yal grnyordu. Dk alar, geni, kk bir alnla, izgili, endieli bir yz ortaya karmt. Bu adam hu-zus dieyle ocua kayyordu. Ve bu anlarda, ellerinin ve ayaklarnn hantallap sakarlat-m Haplo. Bu adamla keskin bir kartlk oluturan ikinci yetikin erkei, Labirent'te hayatta kalan r dalarndan sanabilirdi. KvEJDER.

rak, kasl bir bedeni ve bir tetiktelik hali vard. O anda rahat bir biimde yere uzan m, pipo iiyor olsa da, igdsel bir nbet halinde olduu belliydi. Karanlk, derin hatlar ip yz ve kvrlm siyah sakal, souk, sert demirden bir ruha iaret ediyordu. ocuk ise ocuktu ite, daha fazlas deil, dikkat ekici bir gzellii saymazsanz. Garip bi ar bir araya getiren nedir acaba? Onlar buraya getiren nedir? Aada, fazla heyecanl Geglerden biri sessiz kalmalar emrini unutup Haplo'ya, fslt oldu dnd bir bartyla herhangi bir ey grp gremediini sordu. Kvrk sakall adam annda tepki verdi. Bedeni hzla ayaa frlad, siyah gzleri glgelere d klcnn kabzasn kavrad. Haplo, altnda yanklanan bir tokat sesi duydu ve Jar-re'nin su tkin bir biimde cezalandrm olduunu anlad. "Ne oldu, Hugh?" diye sordu, heykelin glgesinde oturan adam. Ses insan dilinde, e ndieyle titreyerek konutu. Hugh olarak hitap ettii adam parman dudaklarna gtrp Haplo'ya doru birka adm att. aksi halde plakay grebilecekti. Karanlklar inceliyordu. "Bir ey duyduumu sandm." "O lanet makinenin grlts dnda bir eyi nasl duyabiliyorsun, anlamyorum," dedi ocuk. k yiyerek heykele bakyordu. "Bu tr szckleri kullanmayn, Ekselanslar," diye paylad endieli adam. Ayaa kalkmt ve aratrmasna katlmay dnyor gibiydi, ama tkezledi ve kafast dmesini engelleyen te tunmas oldu. "Bir ey g338 339 Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER. KAFIADI

ryor musunuz, efendim?" Gegler, kukusuz Jarre'nin fiziki tehdidi altnda, sessiz kalmay baardlar. Haplo dondu, nefes almaya bile cesaret edemeyerek dikkatle izlemeyi ve dinlemeyi srdrd. "Hayr," dedi Hugh. "Otur, Alfred, yoksa kendi kendini ldreceksin." "Muhtemelen makinenin sesiydi," dedi Alfred, daha ok kendini ikna etmeye alyorcasna. Can sklan olan ekmeini yere frlatt ve doruca Yemle-yen'in nne gidip durdu. Dokunmak nd. "Yapma!" diye haykrd Alfred korkuyla. Yerinden srayan ocuk, elini ekti. "Beni kork ttun!" dedi sularcasna. "zgnm, Ekselanslar. Yalnzca... heykelden uzaklasn." "Neden? B zarar m verir?" "Hayr, Ekselanslar. Yalnz, Yemleyen heykeli... ey, Gegler iin kutsaldr. Sizin onunla o ynamanz istemezler." "Hah!" dedi ocuk, evresine baknarak. "Hepsi gitti zaten. Ayrca, sanki el skmak istiyor gibi." ocuk kkrdad. "Elini byle uzatmas. Sanki elini tutmam istiyor gibi -" "Hayr! Ekselanslar! Sendeleyen adam, ocuk elini uzatp, Yemleyen'in mekanik elini tut madan nce yetiemedi. ocuk sevinle, gzn parlak bir kla parldadn grd. "Bak!" Bane Alfred'in lgnca yakalamaya alan elinden kurtuldu. "Durdurma! Resimler gste iyor! Grmek istiyorum!" "Ekselanslar, srar etmek zorundaym! Bir ey duyduumdan eminim. Gegler..." "Sanrm Geglerle baa kabiliriz," dedi Hugh, resimlere bakmaya gelerek. "Durdurma, Alfr ed Ne gsterdiini grmek istiyoam."

lnn megul olmasndan faydalanan ve kendisi de heykel hakknda byk bir merak besleyen H delikten dar srnd. "Bak, bu bir harita!" diye bard ocuk heyecanla. insan dikkatle gz izliyorlard. Yava an yaklaan Haplo, gzn yzeyinde prldayan grntlerin, Gk le-mi'nin bir haritas oldu . Lordunun Nexus'ta, Sar-tan Salonlan'nda bulduu haritalara alacak derecede benzeyen bir harita. En tepede, Gecenin Lordlan olarak bilinen adalar vard. Onlarn altnda gk kubbe, yannda da, Yksek lem Adas yzyordu. Sonra Orta lem geliyordu. Daha aada, Mael le Geglerin lkesi vard. Harita, dikkat ekici bir ekilde hareket ediyordu! Adalar acayip yrngelerinde ilerliy

or, frtna bulutlan dnyor, gne periyodik olarak Gecenin Lordlar tarafndan gizleniyordu onra, aniden grntler deiti. Adalar ve ktalar rastgele yrngelerde dnmeyi braktlar v t alta sralandlar. Sonra grnt panldayp soldu ve snd. Hugh denilen adam etkilenmemiti "Byl bir fener. Benzerlerini elf krallnda grmtm." "Bu ne anlama geliyor?" diye sord bylenmi gibi bakarak. "Neden her ey dnp, sonra birden duruyor?" Haplo da kendisine ayn soruyu soruyordu. Daha nce de byl fener grmt. Gemisinde de be bir tane vard, Nexus'tan grntler gsteriyordu. Yalnz o, lordu tarafndan tasarlanmt v a ayrntlyd. Haplo'ya, grdklerinden ok daha fazla resim olabileceini dndrmt, ilkinmeyle, tam deiirken durmutu. Alak bir vnlama sesi geldi ve grntler batan balayarak yine belirdiler. Haplo'nun bir t hizmetkr olduunu d340 341

Mnrgaret Weis & Trncy Hicknan sunduu Alfred, uzanp heykelin elini tutmak istedi, muhtemelen resimleri durdurmay a malyordu. "Ltfen bunu yapma," dedi Haplo alak sesle konuarak. Hugh dnp klcn ekti ve saldrgan n iinden alklad bir eviklik ve beceriyle karlad. Endieli adam yere kt. ocuk d usuz, fakat kurnaz, mavi gzleriyle bakt. Haplo ellerini kaldrarak ayaa kalkt. "Silahm yok," dedi Hugh'ya. Patryn adamn klcndan rre kadar korkmuyordu. Bu dnyada, kendisine zarar verebilecek bir silah yoka. Bede nindeki rnler onu koruyordu, fakat kavga etmekten kanmalyd, nk kendisini nasl korudu en gzlere aslnda ne olduunu aklard. "Kimseye zarar vermek istemiyorum." Glmseyerek om arn silkti. Elleri hl havada, aka grlebilen bir yerdeydi. "Ben de, u ocuk gibi, ya mleri grmek istiyorum." Aralannda ilgisini en ok eken ocuk olmutu. Korkak hizmetkr yerde amas bir yn halind du ve ilgi gstermeye demezdi. Koama grevlisi olduunu varsayd adam, evikliini unutabilirdi. Ama Haplo ocua baktnda, gsndeki rnlerin battn hissetti ve bu duyg an bir tr tlsmdan kaynaklandn anlad. Kendi bys, tlsm igdsel olarak itiyordu, ie yaramayacan fark etti elenerek. Kayna her ne idiyse, bozulmutu. "Nereden geldin? S kimsin?" diye sordu Hugh. "Adm Haplo. Arkadam Gegler" -geldii delii iaret etti Arkasnd bir kargaa duyunca, merakl Limbeck'in gelmekte olduunu dnd. "Geldiinizi duydum ve m yalnz karlamamz ve konumamz gerektiini dndm, ba-

K.AHADI atustann muhafzlar buralarda m?" Hugh klcn biraz indirdi, fakat kara gzleri hl Haplo'nun her hareketini takip ediyordu. "Hayr, gittiler. Ama muhtemelen izleniyoruz." "Kukusuz. O zaman birisi gelene kadar fazla zamanmz yok." Oflayp puflayarak merdivenleri trmanan Limbeck, Haplo'nun arkasnda ortaya kt. Geg soru dolu gzlerle Hugh'nun klcna bakt, ama merak korkusuna stn geliyordu. "Siz Yenileyenler misiniz?"diye sordu, baklar Haplo'dan ocua kayarak. Limbeck'i dikkatle gzlemekte olan Haplo, yznde hayranlk dolu bir bak belirdiini fark e ti. Gzlklerinin ardnda olduundan iri grnen miyop gzleri, falta gibi ald. "Sen ger deil mi?" "Evet," dedi ocuk, Gegce konuarak. "Ben bir tannym." "Bunlar insanca konuuyor mu?" d iye sordu Hugh, Lim-beck'le, ban dikkatle delikten ieri sokan Jarre ve dier iki Geg'e iaret ederek. Haplo ban sallad. "O zaman sana gerei syleyeceim," dedi Hugh. "Sen ne kadar tanrysan, ocuk da o kadar ta nr." Hugh'nun kara gzlerinde beliren ifadeye baklrsa o da Haplo hakknda, Haplo'nun Hu gh hakknda verdii karar vermiti. Dikkatli ve pheliydi, ama kalabalk hanlar insan acay yaratklarla uyumaya zorlard. Aksi halde geceyi darda, soukta geirmek zorunda kalrdn. imiz Maelstrom'a yakaland ve Drevlin'e dt. Gegler bizi buldular ve bizim tanr olduumuz u sandlar, biz de oyunlarna katlmak zorunda kaldk." 343 342

Mnrgaret Wes & Tracy Hckman "Benim gibi," dedi Haplo, ban sallayarak. Gzlerini yerde yatan hizmetkra evirdi. Adamn gzleri alm, evresine sersem sersem bakmyordu. "O kim?" "ocuun hizmetkr. Benim adm Usta Hugh. O Alfred ve ocuun ismi de Bane, Volkaran ve Uyla dia kral Stephen'n olu." Haplo Limbeck'le, ne derin bir kuku ile bakan Jarre'ye dnd ve onlan da tantrd. Alfr kalkt. Haplo'nun sargl elini grnce baklar merakla derinleti. Alfred'in bakn farkeden Haplo, sklgan sklgan kuma ekitirdi. "Yaral msnz, efendim?" diye sordu hizmetkr, saygl bir tavrla. "Sormam affedin, ama e deki sarglan fark ettim. yiletirme konusunda becerikliyimdir..." "Teekkr ederim, ama hayr. Yaral deilim. Benim halkm arasnda yaygn olan bir deri hasta ac deildir ve bana ac vermiyor, ama yaratt izler pek de i ac deil." Hugh'nun yz, bir irenme duygusuyla burutu. Alfred'in yz biraz daha soldu ve uygun bir tepki vermek iin abalad. Haplo tatmin duygusuyla tepkilerini izledi. Bu konuda baka soayla karlaacan dnmyordu. Hugh klcn knna sokup yakla. "Gemin mi dt?" diye sordu Haplo'ya alak sesle. "Evet." "ok zarar grd m?" ~" "Tamamen harap oldu." "Neredensin?" "Aadan, aadaki adalarn birinden. Muhtemelen hi duymamsndr Pek az insan bilir. Ken rmda bir sava veriyordum, ama gemim darbe ald ve kontrol kaybet-

EIDER. tim..." Hugh heykele doru yrd. yice sohbete dalm grnen Haplo da onu takip etti, ama hizmetk siz bir bak frlatmay da baard. Alfred'in derisi l gibiydi, gzleri hl dikkatle Patr erini inceliyordu. Sanki kuma delip gemek istermi gibiydi. "Burada mahsur kaldn demek," dedi Hugh. Haplo ban sallad. "Ve sen de bizim gibi..." Hugh duraksad. Yantn ne olduundan emin, ama dierinin de syle mesini ister gibiydi. "...buradan kurtulmak istiyorum." Haplo anlaylyd. Bu sefer Hugh ban sallad. ki adam birbirlerini ok iyi anlyorlard. Aralannda gven yok ma bu, birbirlerini ortak bir ama iin kullanabildikleri srece gerekmiyordu. Battani yeyi kimin alaca konusunda kavga etmeyen yatak arkadalar gibi. Alak sesle konumaya dev am ederek sorunlarn tarttlar. Alfred hl durmu, adamn ellerine bakyordu. Bane ka-lann atm, Haplo'yu szerken; ocu tlsm okuyordu. Dncelerini Geg kesti. "O zaman sen tanr deilsin, deil mi?" Kar konulamaz bir gle ekilen Limbeck, ocukla ko iin iyice yanna yanamt. "Hayr," diye yantlad Bane, baklarn Haplo'dan ayrarak. Geg'e dnerken ask yzndeki i atle ve abucak sildi. "Deilim, ama bana o adama, kralnza tanr olduumu sylememi, aksi h lde bize zarar vereceinizi sylediler." "Zarar vermek mi?" Limbeck hayretler iinde grnyordu. Bu kavram onu ayordu. 34$ 344

Margaret Weis & Tracy Hckman "Ben aslnda Yksek lem'den bir prensim," diye devam etti ocuk. "Babam gl bir bycdr. rken gemimiz dt." "Yksek lem'i grmeyi ne kadar isterdim!" diye bard Limbeck. "Neye benziyor?"

"Emin deilim. Ben de daha nce gitmedim oraya. Btn hayatm boyunca Orta lem'de, vey baba yannda kaldm. Uzun bir hikye." "Orta lem'i de grmedim ben. Ama bir Welf gemisinde bulduum kitapta resimlerini grdm. Sana nasl bulduumu anlataym." Limbeck en sevdii yky tekrarlamaya balad -elf aracn kyesini. Huzursuzca kprdanan Bane, ban iyice evirip, birlikte heykelin nnde duran Haplo'yla Hu yu grmeye alt. Alfred kendi kendine mrldanyordu. Hibirisi Jarre'ye ilgi gstermiyordu. Jarre btn bunlardan hi holanmamt. ki uzun, gl tanrnn kafa kafaya verip, anlamad arndan holanmamt. Limbeck'in ocuk tannya bakndan, o-cuk-tannnn tmne bakndan h sakar grnl tanrnn yere kmesinden holanmamt. Misafirlie gelen fakir akrabalar g btn yiyecei bitireceklerini ve Geglere bo dolaplar brakp gideceklerini hissediyordu. Jarre iki Gegin sinirli bir ekilde, deliin yannda bekledikleri yere kayd. "Herkesi getirin," dedi, bir Geg iin mmkn olan en alak sesle. "Baatusta bizi sahte ta nrlarla kandrmaya alt. Onlar yakalayacaz, halkmzn nne karacaz ve baatustan acaz1"

EJDER. KAPADI Gegler nce szde tanrlara, sonra birbirlerine baktlar. Bu tanrlar etkileyici grnmyorla Belki uzun boyluydular, ama sskaydlar da. Birisi ldrc grnen bir silah tayordu. Ama arlrsa, silahn kullanacak frsat bulamazd. Haplo, Geg cesaretinin yok olmasna zlmt t tamamen lmemiti ama. Yalnzca yzyllarn esareti ve emei altnda gml kalmt. imdi ordu. Orada burada alevler parlyordu. Heyecanl Gegler merdivenlerden indiler. Jarre eilip arkalarndan bakt. Parlayanlambal arn hafife aydnlatt yz dehet vericiydi. Alttan bakldnda neredeyse semavi grny ile rahibelerinin onlar savaa ard eski gnleri hatrlad birden. Grltyle, ama byk makineye hizmet ederken rendikleri disiplinli tavrla merdivenleri t ar. evrelerindeki bam gmler yznden kimse onlar duymad. Kargaada unutulan Haplo'nun kpei, merdivenlerin dibinde uzanyordu. Burnu patilerinin zerinde Gegleri izleyip dinlerken, sahibinin "bekle" derken ciddi olup olmadn dnyor 34(, 347

OTUZBENC BLM RAHM, DREVLEV AAI LEM Haplo bir inleme duydu ve bacana vurulan patiyi hissetti. Yemleyen resimlerine bak may brakp, baklarn aa indirdi. "Ne oldu, olum? Sana bekle dediimi... Ah." Patryn'in dikkatini, delikten dan akmakta olan Gegler ekti. Arkasnda duyduu sese dnen Usta, aksi yne bakt -Fapprika'nn ana giri e doru. "Misafirlerimiz var," dedi Hugh. "Baatusta ile muhafzlar." "Burada da misafirlerimiz var." Hugh hzla delie doru bir gz att ve eli klcna gitti. Haplo ban sallad. "Hayr, dv zla. Ayrca, bize zarar vermek istemiyorlar. Bize sahip olmak istiyorlar. Biz dlz. Akla mak iin zaman yok. Bir isyann ortasna dmz gibi grnyor. Gidip prensine gz kulak ol r." "O benim yatrmm..." diye balad Hugh. "Aynaszlar!" diye lk att Jarre, baatustay grerek. "abuk, onlar bizi durdurmadan tan layn!" "O zaman gidip yatrmna gz kulak olsan iyi olur," diye nerdi Haplo.

"Ne oldu, efendim?" diye sordu Alfred, Hugh'nun, elinde klc kendilerine doru kotuunu g ce. iki Geg grubu baryor, yumruklarn sallyor, Fapprika zemininde bulduklar ereti silahla rlard. "ocuu al ve Haplo'yla..." diye balad Hugh. "Hayr, lanet olsun, baylma..." Alfred'in gzleri arkaya doru yuvarland. Hugh onu sarsp, tokatlayp uyandrmak iin uzand ma ok geti. Khyann gevek bedeni kayarak Yemleyen heykelinin ayaklarnn dibine yld.

Gegler tanrlara doru kotular. Tehlikeyi hemen farkeden baatusta, aynaszlara Geglere s aldrmalarn emretti. Vahice barmakta olan iki grup -bir ksm GGIBIT lehine, dieri baa ehine- biraraya geldi. Drevlin tarihinde ilk kez yumruklar atld ve kan dkld. Kpeini ku ana alan Haplo glgelere karm sessizce glmseyerek izliyordu. Jarre deliin yannda durmu, Geglerin kmasna yardm ediyor, yandalann saldrmalar iin diriyordu. Son Geg de tnelden ktnda evresine bakt ve kavgann epeyce uzanda kald a da kts, Limbeck, Haplo ve garip varln izini tamamen kaybetmiti. Bir sandn tepe kavga eden Geg kalabalnn balannn stnden bakt ve korkuyla, baatusta ile bapapazn ykelinin yannda durduklarn ve kargaadan faydalanarak hem tanrlar, hem de GGIBIT'in say gdeer liderini gtrdklerini grd1 fkeyle dolan Jarre sandktan aa atlayarak onlara doru kotu, ama dvn tam ortasnda k n zerindeki Gegleri ittirip kaktrarak, yumruklayarak, heykelin ya349 348

Mnrgnret Weis & Tracy Hickman nna ulamaya alt. Sonunda hedefine ulatnda kpkrmz kesilmi, nefes nefese kalm, dm ve bir gz ierek kapanmt. Tanrlar gitmiti. Limbeck gitmiti. Baatusta kazanmt. * Yumruklarm skan Jarre, ya gelen aynaszn kafasn yumruklamaya hazrlanyordu ki, bir inleme duydu. Aa doa bakt km iki iri ayak grd. Bunlar Geg ayaklan deildi. Bunlar tanr ayaklaryd! Yemleyen'in evresini dolaan Jarre, heykelin kaidesinin sonuna kadar ak durduunu grnce ayretler iinde kald! Baatustamn tanrlarndan biri -uzun ve sakar grnen- bu akla d ns darda uzanmaktayd. "anslym!" dedi Jarre. "En azndan bu var elimde!" Baatustamn rndan birini grmeyi bekleyerek korkuyla arkasna bakt, ama o kargaa iinde kimse ona dikkat etmiyordu. Baatusta tannlarm tehlikenin ortasndan karmak iin acele etmiti anla ve buradakinin eksik oldu-"t*unu henz anlamamt. "Ama anlayacaklar. Seni buradan karmak lazm," diye mrldand Jarre. Tanrya doru seirtt adamn, heykelin iine uzanan bir merdivende yatmakta olduunu grd. Zeminin altna doru i mekte olan merdiven, hzl ve kolay bir ka yolu sunuyordu. Jarre duraksad. Heykele saygszlk olacakt bu -Geglerin en kutsal saydklar eye. Bu ak urada belirdii ve nereye gidiyor olabilecei hakknda en kk bir fikri bile yoktu. Ama fa rk etmezdi. Yalnzca saklanmak iin kullanacakt buray. Herkes gidene kadar ieride bekle yecekti. Jarre yar baygn tanrnn zerinden atlad. Omuzlarndan yakalayarak, oraya buraya pan, kayan ve inleyen tanry heykelin iine

EIDER. doru ekti. Jarre'nin kafasnda net bir plan yoktu. Tek umudu, baa-tusta bu tanry aramaya gelip, heykeldeki akl farkedene kadar, tanny buradan karp GGIBIT kararghna gtrmeyi baa Jarre tanrnn ayaklarn kaideden ieri soktuunda aklk aniden ve sessizce kapand. Geg karanlkta buldu. Jarre kprdamadan durdu ve kendi kendine, her eyin yolunda olduunu syledi. Ama iindeki panik yle byd ki, ikiye blneceini sand. Korkusunun sebebi karanlk deildi. Yaamlar diksi'nin iinde yaayan Gegler karanla alktlar. Jarre'nin her taraf titriyordu. Eller liyor, hzl hzl nefes alyor, kalbi gmbrdyor, ama sebebini bilmiyordu. Sonra anlad. Sebep sessizlikti. Makineyi, daha bebekken onu rahatlatp uyutan slklarn, hamlamalarn, gmlemelerini duymu du. imdi bu dehetli, berbat sessizlikten baka bir ey yoktu. Gr, bedenin dnda, beden gzn yzeyindeki bir duyudur. Ama ses kulaklardan kafaya girer, ieride yaar. Sesin yok luunda, sessizlik yanklanr. Tanry merdivenlerde brakan, fiziksel aclarn, aynaszlardan duyduu korkuyu unutan Jarre endini heykelin duvarna doa att. "mdat!" diye haykrd. "Bana yardm edin!" Alfred ayld. Doalup oturdu ve kazayla merdivenlerden aa kaymaya balad. gdsel ola aklara tutunarak kendini kurtarabildi ancak. Kafas tamamen karm ve kulaklarnn dibinde gibi tmekte olan bir Geg'in de iinde bulunduu zifiri karanlkla kuatlm durumda, pek z neler olduunu sormaya teebbs etti. Geg

351 350 Margaret Weis & Tracy Hickman 'ifc"<"" EJDER. KAHADI

onu dinlemedi. Sonunda, karanlkta emekleyerek merdivenleri trmanp elini, lgna dnm Ja e doru uzatt. "Neredeyiz?" 'T Jarre onu duymazlktan gelerek yumruklamaya ve haykrmaya devam etti. "Neredeyiz?" Alfred Geg'in ellerini kocaman ellerinin iine ald -yalnz, karanlkta Geg 'in hangi parasn tuttuundan emin deildi- ve onu sarsmaya balad. "Kes unu! Faydas yok a nerede olduumuzu syle, belki seni buradan karmay baarabilirim!" Alfred'in szlerini tam olarak kavrayamayan, fakat onu sarsmasna sinirlenen Jarre y utkunarak kendine geldi ve gl kollaryla khyay kendisinden uzaklatrd. Adam kayp dt merdivenlerden yuvarlanyordu, ama dn durdurmay baard. "imdi, beni dinle!" dedi Alfred yavaa, her szc tek tek telaffuz ederek. "Bana nerede o duumuzu syle, belki dar kabiliriz!" "Bunu nasl yapabileceini bilmiyorum!" Hzla nefes alarak, Alfred'den olabildiince uza klap merdivenlerin dier ucuna bzld. "Sen buralara yabancsn. Nereden bileceksin ki?" "Syle bana!" diye yalvard Alfred. "Aklayamam. Hem, ne zaran var ki?" "ey..." Jarre dnd. "Heykelin iindeyiz." "Ah!" diye soludu Alfred. "Ne demek 'ah'?" "ey... aa... ben de yle olabileceini dnmtm." "Tekrar aabilir misin?" Hayr, aamazd. Hi kimse ieriden aamazd. Ama buraya hi gelmediyse, nereden bilebilirdi Jarre'ye ne diyecek-

ti? Alfred karanla kretti. ok kt bir yalancyd ve birbirlerinin yzn grmemeleri he rdu. "Ben... emin deilim, ama pheliyim. Anlyorsun, ey... Adn neydi?" "Fark etmez." "Evet, eder. Burada, karanlkta babaayz ve birbirimizin isimlerini bilmemiz gerek. Be nim adm Alfred. Seninki ne?" "Jarre. Devam et. Heykeli bir kere atn, neden bir daha aamayasn?" "Ben... ben amadm," diye kekeledi Alfred. "Kazayla ald, sanrm. Gryorsun, ok kt bi . Ne zaman korksam, baylyorum. Kontrol edemediim bir ey bu. Kavgay grdm. Halkndan baz ize doru kouyordu ben... ben baylmm." Bu kadar doruydu. Ama sonra syledikleri deil. ken heykeldeki bir eye dokundum ve o da ald." Ayldm. Heykele baknca uzun, ok uzun bir zaman sonra ilk kez kendimi gvende, huzur iind e hissettim. Zihnimde uyanm pheler, o sorumluluk, phelerim doruysa vermek zorunda kala am kararlar beni bodu. Kamak, yok olmak istedim, elim kendi iradesiyle hareket etti ve heykelin pe-lerinindeki belli bir yere, belli bir ekilde dokundu. Kaide kayp ald, ama bu eylemin muazzaml bana fazla geldi. Sanrm yine bayldm. Geg i ve evrede kopan curcunadan kurtararak, beni ieri ekti. Kaide kendiliinden kapand ve kapal kalacak. Yalnzca giri yolunu bilenler, k yolunu da bilebilir. Yanllkla giri r, asla dnp bunu anlatamaz. Ah, lmezler. By, makine onlara bakar, hem de iyi bakar. A ma yaamlarnn sonuna kadar burada hapis kalrlar. 352 353

Margaret Weis & Tracy Hickman 'Ben ieri girmenin yolunu biliyorum, dar kmann da. Ama bunu Geg'e nasl aklayabiliri Korkun bir fikir geldi Alfred'in aklna. Kanuna gre, onu burada brakmak zorundayd. Zat en kendi halasyd. Kutsal heykelin iine girmemeliydi. Ama Alfred'in sonra acyla hatrla

d gibi, belki de onun hayatn kurtarmak iin kendini tehlikeye atmt. Onu burada braka kamayacan biliyordu, kanun ne derse desin. Ama u anda her ey ok karkt. Keke bu kad vranm olmasayd! "Durma!" Jarre kolunu yakalad. "Nasl durmayaym?" "Durma, konu! Bu sessizlik! Sessizlii dinlemeye dayanamyorum! Neden burada hibir ey d uyamyoruz?" .ft "zellikle byle yapld da ondan," dedi Alfred, iini ekerek. "Huzur bulun cak, snlacak bir yer olarak." Bir karara varmt. Belki doru karar deildi bu, ama zate yatndan ka kez doru karar vermiti ki? "Buradan kacaz, Jarre." "Yolu biliyor musun?"

"Evet." "Nasl?" diye sordu Jarre pheyle. "Bunu aklayamam. Aslnda, anlayamayacan ve benim de aklayamayacam pek ok ey grecek senden bana gvenmeni bile isteyemem, nk, elbette, gvenmiyorsun ve ben de senden gvenme ni bekleyemem." Duraksaya-rak, sonraki szlerini dnd. "yle dnelim: sen bu taraftan Denedin. Ya burada kalacaksn, ya da benimle geleceksin ve ben sana k gstereceim." Alfred Geg'in konumak iin nefes aldn duydu, ama onu durdurdu. "Dnmen gereken bir ey daha var. Sen halkna dnme-

EJDER. KAflADI ,! yi ne kadar istiyorsan, ben de arkadalarmn yanna dnmeyi o kadar istiyorum. Grdn ocu sorumluluum altnda. Ve yanndaki esmer adamn bana ihtiyac var, bunu bilmiyor olsa da. " Alfred bir an sessiz kald ve kendine Haplo diyen br adam dnd. Burada sessizliin, h n da fazla olduunu fark etti. "Ben de seninle geleceim," dedi Jarre. "Sylediklerin mantkl." "Teekkr ederim," diye yant verdi Alfred ciddiyetle. "imdi, biraz dur. Ik olmadan merdi venler tehlikeli olur." Alfred elini uzatp arkasndaki duvar yoklad. Tneller gibi tatan yaplmt. Dzgn ve p boyunca gezdirdi. Tam duvarn merdivenlerle birletii yerde, parmaklan taa oyulmu izgil er, daireler ve kertikler buldu. Kimsenin bilmedii, deiik bir desen oluturuyordu bun lar. Parmaklaryla oymann kaba hatlarnn evresinde gezdirdi ve desenin zihninde aka gr ii izgilerini takip ederek r-n okudu. Parmaklarnn altndaki desen yumuak, parlak bir kla parlamaya balad. Bunu gren Jarre i tuttu ve geri ekilerek, duvara yasland. Alfred kolunu hafife, endielerini gidermey e alrcasna okayarak rn tekrarlad. lkinin yanna oyulmu ve ular ilkine dokunan ik byl atele alevlendi ve parlamaya balad. Ksa srede, birbirinin ardndan, bir dizi rn a belirdi ve dik merdivenler boyunca uzand. En dipte, saa doru kvrldlar. "Artk aa inebiliriz," dedi Alfred, ayaa kalkp giysilerin-deki yzyllk tozlan silkeley Szlerini ve eylemlerini zellikle canl ve ses tonunu sradan tutmaya alarak, elini Jarr 'ye uzatt. "Yardmc olabilir miyim?" 3S5 354 nfr, EJDER, KAHADI Mnrgnret Weis & Trncy Hickmnn

Jarre duraksad, yutkundu ve alna skca sannd. Sonra, dudaklarn birbirine bastrarak ci ir yzle kk, ar ile ypranm elini Alfred'in elinin iine koydu. Korku dolu gzlerinde prldayan rnler yansd. Merdivenleri hzla indiler. Rnler nlerini grmelerini kolaylatryordu. Hugh o sarsak, bec riksiz khyay tanyamazd. Alfred'in hareketleri kendinden emin, duruu dikti. Hevesli bi r beklentiyle, aceleyle ilerliyordu, yine de halinde zlem ve melankoli havas sezil iyordu. Dik merdivenlerin dibine ulatklarnda, kk, dar bir koridora aldn kefettiler; say rek bir petek gibiydi buras. Mavi rnler onlar koridor boyunca, bir tnele gtrd -soldan

e. Alfred tereddtsz takip etti desenleri, gzleri falta gibi alm, hayretle bakan Jarr de beraberinde srkledi. Balangta Geg, adamn szlerinden kuku duymutu. Tm hayat boyunca Yks-diksi'nin tnel a yaamt. Geglerin ayrntlar konusunda keskin gzleri ve mkemmel bir hafzalar vardr. a ve elfe bo bir duvar gibi grnen ey, bir Geg iin saysz tekil zellik -atlaklar, yar m boyalar- tar ve bir kere grlen bir duvar kolay kolay unutulmaz. Sonu olarak, Gegler erin altnda veya stnde kaybolmazlar. Ama Jarre bu tnellerde, nerede olduklarn hemen ka rtrmt. Duvarlar kusursuzdu, mkemmeldiler ve Geglerin talarda bile bulabildikleri yaa yoksundular. Ve tneller her yne gidiyor olsa da, belirli dnler, kavaklar yoktu. Herhan gi bir yerde, tnelin srf yaplm olmak iin yapldna ilikin bir iaret yoktu. Koridorl ve her nereye gidiyorsa, oraya en ksa yoldan, dolatrmadan gittiini dndryordu. Jarre, erin 356

tasarmnda gl bir ama, sterilliiyle kendisini korkutan hesaplanm bir niyet olduunu f i. Rnler onlar hafif bir eimle saa doru gtryordu. Jar-re'nin ne kadar gittikleri konusun hibir fikri yoktu, nk burada zaman hissi yoktu. Mavi desenler nlerinde, onlar ilerled ike karanlkta parldayp canlarak yollarn aydnlatyordu. Desenler Jarre'yi bylemiti; a yryorlard ve rnler yol gsterdike yrmeye devam edebilirler gibiydi. Adamn sesi, bu hissi glendiriyordu, nk -Jarre yle istedii iin- durmakszn konuuyordu. Sonra, aniden, bir keyi dndler ve Jarre desenlerin yukar trmanarak karanlkta parlayan, onlan ieri davet eden bir kemer oluturduklarn grd. Alfred durdu. "Ne oldu?" diye sordu Jarre, transtan kurtulup gzlerini krptrarak. Alfred'in elini skt "Oraya girmek istemiyorum!" "Baka seeneimiz yok. Endielenme," dedi Alfred. Sesinde zlem dolu bir melankoli vard. " Seni korkuttuum iin zgnm. Korktuum iin durmadm. Orada ne olduunu biliyorum ve... ve or, yalnzca. O kadar." "Geriye dnelim," dedi Jarre aniden ve serte. Dnp bir adm att, ama arkalarnda braktkl r parlak mavi bir kla parlayp, snmeye yz tuttu. Ksa sre sonra karanlkta kaldlar. G eri tek k, kemeri evreleyen rnlerin mavi yd. "Artk girebiliriz," dedi Alfred, derin bir nefes alarak. "Ben hazrm. Korkma, Jarre, " dye ekledi, Jarre'nin elini okayarak. "Grdn hibir eyden korkma. Hibir ey sana zar mez." Jarre korkuyordu, ama korktuu eyin ne olduunu bilmiyordu ileride duran ey her neyse, karanlkta gizlenmiti, 357

Mnrgnret Weis & Tracy Hickman yine de onu korkutan fiziksel bir tehlike veya bilinmeyenden duyduu korku deildi. Alfred'in bahsettii hznd. Belki de uzun yryleri srasnda anlatt eyler yzndendi r karkt ki, sylediklerinin tek szcn bile hatrlamyordu. Byk bir mitsizlik, kend nlk hissediyordu. Kaybettii ve bir daha asla bulamad, hatta hi aramad bir ey iin in bir yalnzlk duygusuyla acmasna sebep oldu, sanki tand herkes aniden kaybolmu gibi ri yalarla doldu ve alad. Kimin ardndan alad konusunda hibir fikri yoktu. "Endielenme," diye tekrarlad Alfred. "Endielenme. Artk girelim mi? Bunu kaldrabilir m isin?" Jarre yant veremiyor, alamay brakamyordu. Ama ban sallad ve alamaya devam ederek Al iyice yanat. Kemerin altndan geerken onunla yrd. Sonra Jarre aniden, korkusunun ve z bebini, ksmen de olsa anlad. Bir antmezarda duruyordu.

OTUZALTINCI BOLUM RAHM, DREVLIN AAI LEM "Bu korkun! Ksaca korkun! Asla iitilmemi bir ey bu! imdi ne yapacaksn? imdi ne yapac Bapapaz lgna dnmt. Darral Uzunkyl ellerinde bir karncalanma hissetti ve sa yumru irmemek iin kendisini zor tuttu. "imdiden yeterince kan dkld zaten," diye mrldand, kendi kendilerine harekete gemesinl diye ellerini arkasna saklayarak. Ve iinden, "O zaman birazck daha kan aksa zarar do kunmaz, deil mi?" diyen sesi duymazlktan gelmeyi baard.

Bacanan yere indirmek, her ne kadar son derece tatmin edici olacaktysa da, sorunlarn zdi. "Kendine hakim ol!" diye terslendi Darral. "Sanki bamda yeterince dert yokmu gibi!" "Daha nce Drevlin'de hi kan dklmemiti!" diye haykrd bapapaz dehet iinde. "Hepsi Lim o eytani dehas sayesinde! Atlmas lazm! Terrel Fen Basamaklar'n inmesi lazm. Yemleyen 'in onu yarglamas lazm..." "Ah, kes sesini! Btn bu belalar balatan bu oldu zaten! Onu Yemleyenler'e verdik! Pek i onlar ne yaptlar? Onu dos3S9 358 * ' EJDER, Margaret Weis & Tracy Hicknnn

doa geri gnderdiler! Yanna da bir tanr kattlar! Tabii tabii, Limbeck'i aa atalm!" D ollarn lgnca sallad. "Belki bu sefer bir ordu tanryla gelir ve bizi mahveder!" "Ama Limbeck'in tanrs tanr deil ki!" diye itiraz etti bapapaz. "Bana sorarsan, hibiri tann deil," dedi Darral Uzunkyh. "ocuk bile mi?" zlem dolu bir sesle soalan bu soru, Darral iin bir sorun oluturuyordu. Bane'in yarmda yken, evet, sonunda bir tann bulduunu dnyordu. Ama o mavi gzleri, gzel yz ve sevimli kilde kvrlan dudaklar grmedii zaman, bir ryadan uyanm gibi oluyordu baatusta. ocuk e ve Darral Uzunkyh, aksini dnd iin bir avanakt. "Hayr," dedi baatusta, "ocuk bile tanr deil." Drevlin'in iki hakimi, Fapprika'da yalnzdlar. Yemleyen heykelinin dibinde durmu, sa va alann hznle gzden ge-iriyorlard. Aslnda, buna pek de sava denilemezdi. arpma demek bile zordu. Bahsi geen kan dklmt ma kalplerden deil, atlak kafalardan, datlm burunlardan akmt. Bapapazn kafasnda aatustann baparma incinip imiti ve imdi dikkat ekici renklere brnyordu. Kimse l ddi ekilde yaralanan kimse yoktu. Yzlerce yl iinde kazanlan huzur iinde yaama alkanl bozulabilecek bir alkanlk deildi. Ama Darral Uzunkyh, halknn baatustas, bunun yaln alang olduunu bilecek kadar bilgeydi. Geglerin kolektif bedenine zehir girmiti bir ke re ve beden yaasa bile, bir daha asla salkl olmayacakt. "Zaten," dedi Darral, kaln kalar atlarak, "Limbeck'in de-

dii gibi bu tannlar tann deilse, hakl olduklar iin onlar nasl cezalandrabiliriz ki?" Bu tr felsefelere dalmaya alk olmayan bapapaz soruyu duymazlktan geldi ve mthi bir fi gelitirdi. "Onlar hakl olduklar iin cezalandrmayz, ama bunu yaydklar iin cezaland ." Bunda bir miktar mantk vard, Darral hakkn teslim etmeliydi. Eki eki, bacanann nasl bylesine parlak bir fikir bulabildiini merak etti ve sonra kafasndaki iten dolay olma s gerektiine karar verdi. Yaral baparman svazlayp tepesinde gdaklayarak, kendisine tc bir bardak kabukl' getiren Bayan Baatustayla birlikte evinde, depo tanknda olmay erek, zihnindeki karanlk koridorlarda gizlenen aresizlikten doan fikri deerlendirdi. "Belki bu sefer, onu Terrel Fen Basamaklarndan aa atarken uurtmay takmayz," diye neri bulundu bapapaz. "Her zaman bunun haksz bir avantaj olduunu dnmmdr." "Hayr," dedi Darral. Ku beyinli bacanann fikirleri, karar vermesini salamt. "Kimseyi rum artk. Grne gre pek de gvenli deil bu. Bu Limbeck'in tanr-ol-mayan-tanrs aad Bu yzden" -Yks-dik-si'nin bam gmlerin zellikle ykseldii srada, baatusta du-raksadkar gndereceim." "Yukar m?" Bu sefer bapapazn kafasndaki i imdadna yetimemiti. Kesinlikle anlamamt "Tanrlar Welflere teslim edeceim," dedi Darral Uzunky-l, karanlk bir tatmin duygusuyla l Ferben alsnn kabuunu suda yarn saat kaynatarak elde edilen bir scak iecek Elfle i ek yar uyuturucu zellie sahpt. au nsanljla cucele iin yalnzca b lalatlama du 361 360

Margnret Wes & Tracy Hicknan E|DER_ KAflAD

Baatusta hapishane tanklann ziyaret ederek tutuklululann cezalarn aklad -sulularn ka ini korkuyla dolduracandan emin olduu bir aklamayd bu. Ama bunu yaptysa da, tutuklular hi renk vermediler. Hugh'nun yznde kk gren bir ifade d. Bane'in can sklm grnyordu. Haplo duygularn belli etmiyor, Lim-beck yle bir per rdu ki, baatustay duyduu bile pheliydi. Tutuklulardan souk baklar, Ba-ne'den ise bir eme ve uykulu bir glmseme dnda bir ey elde edemeyen baatusta, byk bir fkeyle oradan "Neden bahsettiini biliyorsun, sanrm," dedi Haplo. "Bu 'Welflere' teslim etmenin ne demek olduunu." "Elfler," diye dzeltti Usta. "Ayda bir kez, cifler bir nakliye gemisiyle inip, bi r miktar su alr. Bu sefer bizi de alacaklar. Ama biz ciflerin tutuklululan olmak istemeyiz. Bizi burada, kymetli su kaynaklaryla yakalarlarsa, olmaz. O piler lmeyi o lduka naho bir i haline getirebiliyorlar." Tutuklular yerel hapishaneye atlmlard -Yks-diksi'nin terk ettii bir dizi depo tank, k rna kilit ekleyince harika hcreler oluturmulard. Hcreler genellikle pek az kullanlrd ki krk ylda bir yakalanan bir hrsz veya byk makineye kar grevinde gevek davranan bi Fakat, mevcut sosyal kargaa yznden tanklar, huzuru bozanlarla tka basa doluydu. Bir hcreyi boaltp, tanrlar iin yer amak gerekmiti. Geg tutuklular, Deli Limbeck'le iletii uramasnlar diye baka bir tanka tktrlm!!. Tank dik kenarl ve salamd. Kenarlarda demir parmaklklarla rtlm aklklar vard. Hugh u parmakhkla-

n incelemi ve rutubetli bir yamur kokusuyla dolu taze havann szdn kefetmilerdi. Muh darya alan havalandrma boluklar vard parmaklklarn tesinde. ki dezavantaj dnd a iin kullanlabilirdi: ilk olarak, parmaklklar tankn metal duvarna civatalarla tuttur utu, ikinci olaraksa, akl banda hi kimse dar kmak istemezdi. "Dvmemizi mi neriyorsun?" diye sordu Haplo. "Bu elf gemilerinin savalarla dolu olduun eminim. Khya dahil drt kiiyiz, bir de ocuk var ve yalnzca bir klcmz. O da muhafzla e." "Khya ie yaramaz," diye homurdand Hgh. Rahata hapishanesinin tula duvarna yasland, p nu karp sapn dilerinin arasna sktrd, "ilk tehlike sinyalinde baylyor. syan sr "Garip, deil mi?" "Garip olan adamn kendisi!" dedi Hugh. Haplo Alfred'in gzlerinin lgnca Patryn'in elindeki kuma delip gemeye altn hatr nki altnda ne olduunu biliyor gibiydi. "Nerede olduunu merak ediyorum. Grdn m onu?" Hugh ban sallad. "Geglerden baka hibir ey grmedim. ocuu aldm. Ama khya dner mutl Ekselanslan'n brakmaz." Usta Bane'e doa bam sallad. Bane perian haldeki Limbeck'le k yordu. Haplo Hugh'nun baklarn takip etti ve Geg'e odakland. "Elimizde Limbeck ile GGIBITileri de var. Bizi, ya da en azndan liderlerini kurtar mak iin mcadele edeceklerdir Hugh pheyle bakt. "yle mi dnyorsun' Geglerin, 363

Margaret Weis & Tracy Hickman ancak bir koyun srs kadar mcadele ruhu olduunu duymutum." , , "Bu imdi doru olabilir, ama eskiden byle deildi. Bir zamanlar, uzun zaman nce, cceler sert, gururlu bir halkt." Hugh baklarm Limbeck'e evirerek ban sallad. Geg k zlan km, kollan dizlerinin arasndan gevek bir biimde sarkyordu. ocuk onunla konuuyo g konumaya tamamen kaytszd. "Ba bulutlarda geziyordu," dedi Haplo. "Yere arpmakta olduunu grmedi ve d cann ac nderliini yapacak olan o."

"Bu devrim iiyle baya ilgileniyorsun," diye gzlem yapt Hugh. "Neden bu kadar aldn etti i merak ediyor insan." "Limbeck hayatm kurtard," diye yant verdi Haplo, yanna uzanp ba ucana koymu kpein kulaklarn tembel tembel karken. "Ondan ve halkndan holandm. Ded ileri hakknda bildiim bir iki ey var." Ilml yz karard. "Ne hale geldiklerini grmekt et ediyorum. Koyun gibi demitin, deil mi?" Hugh dnceli dnceli bo pipoyu ekitirdi. Adam salam gibi grnyordu, ama bir avu c gilendiine inanmay g buluyordu Hugh. Sessiz, mtevaz bir adamd, onu gzard etmeye, ort da olduunu unutmaya eilim gsteriyordu insan. Ve bu, dedi Hugh kendi kendine, byk bir hata olurdu. zerinde oturduklar tan rengini alan kertenkeleler, bunu sinek yakalamak iin yaparlar. "O zaman, bir ekilde bu Limbeck 'in yreini sertletirmemiz gerekiyor," dedi Hugh. "El flerden kurtulmak istiyorsak Geglerin yardmna ihtiyacmz olacak." "Onu bana brak," dedi Haplo. "Btn bunlara karmadan

EjDER_ nce sen nereye gidiyordun?" "ocuu babasna gtryordum. Gerek babasna, gize-mustasna." "Ne kadar naziksin!" diye yorum yapt Haplo. "Hah," diye homurdand Hugh, dudakla r bir srtla kvrlarak. "u, Yksek lem'de yaayan bycler... Neden aadaki dnyay braktlar? Aa dnyalarda gleri olabilirdi." "Kime sorduuna bal olarak yant deiir. Gizemustalar-na gre, kltr ve bilgelik konusun erlemilerdi, ama dierleri geri kalmt. Bizim barbarca alkanlklanmz onlan tiksindirdi. arn kt bir dnyada yetitirmek istemediler." "Peki siz barbarlar buna ne diyorsunuz?" diye sordu Haplo, glmseyerek. Kpek drt ayan h vaya dikerek srtst uzanmt. Dili aptalca bir keyifle dar sarkyordu. "Biz diyoruz ki" -Hugh bo piposunu ekitirdi, szckler piponun sapyla dilerinin arasnda du- "gizemustala-r elf byclerinin gittike glenmesinden korktular ve defolup gittiler. siz bizi yzst braktlar. Dmzn sebebi, onlarn bizi terk etmesiydi. Kendi aralannda cifler hl bizim efendilerimiz olacaklard." "O zaman, bu gizemustalan geri dnerlerse pek de ho karlanmayacaklar." "Ah, karlanmaya karlanrlar. Halkn seimine kalrsa, souk elikle karlanrlar. Ama kr ikilere nem verdiini duydum. nsanlar, neden, diye merak ediyor." Baklar Bane'e kayd. Haplo ocuun hikyesini biliyordu. Bane, gururla kendi365 364 Margaret Wes & Tracy Hcknan E | DER.

sine anlatmt. "Ama aralarndan biri, bir insan kraln olu olursa gizemustalar geri dneb r." Hugh bu kadar ak olan bir gerek zerine ayrca yorum yapmad. Piposunu azndan kararak soktu. Kollarn gsnn zerinde kavuturarak, enesini gsne dayad ve gzlerini kapatt Haplo ayaa kalkarak gerindi. Kaslarndaki katl gidermek iin yrmeye ihtiya duyuyordu. admlayarak duyduklarn dnd. Yaplacak pek az ii varm gibi grnyordu. Tm lem okt Lordunun uzanp koparmasna bile gerek kalmayacakt. Meyve ayaklarnn dibinde, dm ve r r halde olacakt. Kukusuz, Sananlarn artk dnya ile ilgilenmediklerinin en ak kant buydu. Ama ocuun ne liydi. Ba-ne'de by gc vard, ama yedinci evden bir gizemustasnn olunda bunun grlmesi en bir eydi. Uzun zaman nce, Kopanl'tan nce, bu byclerin gleri, Sartanlar ile Patry en dk derecelerine kadar ulamt. Bu kadar zaman sonra, glerinin daha da artm olmas Belki de Bane gen bir Sartand -kendini gstermeyecek kadar akll bir Sartan. Haplo, end ieli Geg'le konumaya dalm olan ocuun oturduu yere bakt. Patryn, sanl eliyle grlmesi zor bir hareket yapt. Gzlerini nadiren efendisinden ayran kpek, hemen Limbeck'in yanna gitti ve Geg'in gevek elini yalad. Limbeck ban kaldrp k gun bir yzle glmsedi. Kuyruunu sallayan kpek rahata Geg'in yanna oturdu.

Haplo tankn dier yanna gidip, havalandrma boluunu izliyormu gibi durdu. imdi sylenen szc duyabili-

yordu. "Pes edemezsin," dedi ocuk. "imdi olmaz! Savanz da ha yeni balyor!" s "Ama ben sava olmasn istememitim ki," diye itiraz etti zavall Limbeck. "Birbirine sal dran Gegler! Tarihimizde byle bir ey hi grlmemiti ve hepsi benim suum!" "Of, szlanmay brak," dedi Bane. Karnn kayarak evresine baknd ve kalarn att. "A mi dnyorlar acaba? Welfler geldii zaman memnun olacam. Ben..." Olan, birisi enesini tutmasn sylemi gibi aniden sustu. Gizlice omzunun stnden bakan H o, Bane'in ty tlsm tuttuunu ve yanana srttn grd. Konumaya tekrar balad zam "Aklma bir fikir geldi, Limbeck," dedi Prens, Geg'e iyice sokularak. "Buray terk e ttiimiz zaman sen de bizimle gelebilirsin! Siz Gegler burada kle gibi alrken ciflerin ve insanlarn nasl yaadn grrsn. Sonra geri gelip halkna grdklerini anlatrsn. o eminim. Hatta kralnz bile sana katlr. Babam ve ben ciflerle insanlara saldrmak iin bi r ordu kurmanza yardm ederiz..." > "Ordu mu? Saldrmak m?" Limbeck dehet iinde bakakalve Bane fazla ileri gittiini anlad. "imdilik bover bunu," dedi, dnya sava fikrini bir kenara atarak. "nemli olan, gerei g ." "Gerek," diye yineledi Limbeck. "Evet," dedi Bane, Geg'in sonunda etkilendiini hissederek. "Gerek. nemli olan bu dei l mi? Sen ve halkn yalanla yaamaya devam edemezsiniz. Bekle. Bir ey geldi aklma. Geg lerin nasl yarglanacan anlat bana." 367 366

Margaret Weis & Tracy Hickman Limbeck dnceli grnd, znts azalyordu. Sanki gzlklerini gzne takmt. Daha nce ye balamt -keskin izgileri ve keleri grebiliyordu. "Yarglanp, uygun bulunduumuz za rdaki lemlere ykseleceiz." "te bu, Limbeck!" dedi Bane hayranlkla. "te yarglama bu! Tpk kehanetin syledii gibi Biz aa geldik, sizi buna deer bulduk ve imdi yukardaki lemlere kacaksnz!" ok akllca, ocuk, dedi Haplo kendi kendine. ok akllca. Bane artk ty tutmuyordu. Szl as syletmiyordu. Grne gre bu, Bane'in kendi fikriydi. Bu, hayli dikkate deer bir ocu Ve ayn zamanda tehlikeli. "Ama biz yarglamann ban bir ey olacan dnyorduk." "Buna iaret eden bir ey var m?" diye kar kt Bane. "Kehanette yle bir ey deniyor mu? Limbeck dikkatini kpee verdi ve ban okayarak, kendini bu yeni fikre altrrken yant kanmaya alt. "Limbeck?" diye srar etti Bane. Geg, ellerinin altnda hareketsiz yatan kpei okamaya devam etti. "Yeni bir bak as," d an kaldrarak. "te bu. Welfler geldiinde ne yapacam biliyorum artk." "Ne?" diye sor evesle. "Bir konuma yapacam." O akam, gardiyanlar yiyecek getirdikten sonra, Hugh herkesi toplantya ard. "Elflerin t tuklusu olmak istemiyoruz," diye aklad katil. "Dvp, kamaya almalyz -ve siz

EJDER. K/>HADI Gegler bize yardmc olursanz baarabiliriz bunu." Limbeck dinlemiyordu. Sylevini planlyordu. '""Welfler ve GGIBITiler, hanmlar ve beyler... Hayr, hayr. ok fazla 'ler, lar' oldu.. . Baka bir lemin gzide misafirleri -bu daha iyi. Lanet olsun, keke bunu yazabilseydi m!" Geg arkadalarnn nnde volta atp dalgn dalgn sakaln ekitirerek sylevini dnd anlayl bir yz ifadesiyle kuyruunu sallad. Haplo ban sallad. "O tarafta yardm arama." "Ama, Limbeck, pek de nemli bir dv olmayacak!" diye itiraz etti Bane. "Geglerin says c iflerden ok daha fazla. Onlar gafil avlayacaz. Ben cifleri sevmiyorum. Beni gemileri nden aa attlar. Neredeyse lyordum."

"Baka bir lemin gzide misafirleri..." Haplo savunduu fikirde srar etti. "Gegler eitimsiz ve disiplinsiz. Hi silahlan yok. Silah bulsalar bile, onlara gvenmeye cesaret edemeyiz. ocuklardan olumu bir orduyu gn dermeye benzer bu -sradan ocuklan kastettim," diye ekledi, Bane'in kzdn grnce. "Gegl nz hazr deil." Szc fark etmeden vurgulamas Hugh'nun dikkatini ekmiti. "Henz m?" "Babam ve ben geri dndmzde," diye araya girdi Bane, "Gegleri ekle sokanz. Elflere sald kazanacaz. Sonra dnyadaki tm suyu kontrol edeceiz ve gc ele geirip, hayal edilemeyec kadar zengin olacaz." Zengin. Hugh sakaln bkt. Aklna bir fikir gelmiti. Sz konusu sava olunca, gemisi ve Ma trom'a uacak cesareti olan herkes bir seferde bir servet yapabilirdi. Bir elf su gemisi ve mrettebat. Bu cifleri ldrmek utan verici olurdu. "Ya Gegler?" diye sordu Haplo. 369 368

Mnrgaret Wes & Tracy Hckman "Ah, onlarn icabna bakarz," diye yantlad Bane "imdiye kadar grdmzden ok daha idd gerekecek Ama " "Savamak m'" diye tekrarlad Hugl, diktatrln kurmasn beklemeden Bane'n szn kese f da nereden kt'" Cebine uzanp, piposunu kard ve dilerinin arasna sktrd "ark sn'" diye sordu Haplo'ya OTUZYEDINCI BOLUM SONSUZ HUZUR ODASI, AAI LEM

Jarre'nn eh cansz gibi kayd Alfred'n elinden Hareket edemiyordu, bedenindeki g akp git iti Gerileyip destek almak iin kemere yasland Alfred fark etmemiti Titreyip sarslan G eg' arkada brakarak ilerledi Girdikleri oda ok bykt, Jarre hayatnda bu byklkte ak bir alan bile grmemiti -done umleyen bir eyin doldurmad bir boluk Tnellerle ayn przsz, kusursuz tatan yaplm d kemerden ien admn atnca yumuak, beyaz bir kla parlamaya balamt Jar-re'nn tabu ayan bu k oldu Duvarlarn iine gml, her bin bir cam tabakayla rtl olan yzlerce tab erkek ve kadn bedenlerim saklyordu Jarre varlklar ok iyi goremyordu -bu k altnda bi uetten baka bir ey deillerdi Ama Alfred ve Drevln'e gelen dier tanrlarla ayn rktan ol larn anlamt Bedenleri ince ve uzundu Kollan yanlarnda uzanmlard Odann zemini przsz ve geniti ve evresindeki tabutlar ustuste sralanm emberler halin beli tavana kadar uzanyorlard Odann kalan bombotu Alfred yava yava, evresine zlem do r tandklkla bakyordu Uzun suren 371 370

Margnret Weis & Tracy Hickman bir ayrlktan sonra evine dnm biri gibiydi. Odadaki klarn parlaklklar artt ve Jarre ekilleri yollar n aydnlatanlara benzer rnlerin zemin boyunca uzandn grd. Birbirinden ayn, birbirine dokunmayacak ekilde oyul mu on iki desen vard. Alfred bunlarn arasnda dikkatle ha reket etti. Uzun, hantal bedeni, oda boyunca ciddi bir dansla ilerledi, bedeninin yn ve ald ekiller, zerinden getii deseni taklit eder grnyordu. , Sessiz bir mzikle dansederek oday epeevre dolat. Her bir rne iyice yaklat, ama dokun bir sonrakine kayd. Her birini teker teker ziyaret ederek sonunda odann ortasna ge ldi. Diz kp ellerini yere koydu ve ark sylemeye balad. Jarre arksnn szlerini anlamyordu, ama ark onu ac bir cokuyla doldurdu, nk o mth

bir ey yapmamt. Alfred'in arks srasnda yerdeki rnler, kr edici bir parlakla ula man, parlak k da snmeye balad ve birka dakika sonra yok olup gitti. Ortada ayakta duran Alfred, iini ekti. Dans srasnda zarafetle hareket eden beden kt. J rre'ye bakp zlemle glmsedi. "Artk korkmuyorsun, deil mi?" Tabut sralarna doru zayf bir el hareketi yapt. "Buradaki hi kimse sana zarar veremez. Artk veremez. Eskiden de vermezlerdi zaten -en azndan bilinli olarak." ini ekti ve yerine dnerek uzun uzun oday seyretti. "Ama bilinsiz olar k ne kadar ok zarar verdik? Hep iyilik yapmay kastederek. Tanr olmadan, ama tanrlarn gcyle. Ama bilgelik olmadan." Yavaa, ba yerde, girie ve Jarre'ye ok yakn bir tabut dizisine doru yrd. Elini kris relerden birine koy-'

EJDER. du, parmaklar neredeyse okarcasna dokundu, iini ekerek ban bir stteki tabuta yaslad , dokunduu tabutun bo olduunu grd. Bo tabutun evresindekilerde bedenler vard, Jarre b arn hepsinin gen olduunu fark etti. Alfred'den daha gen, diye dnd Jarre, baklar ad fasna ve kk alnna kayarken. Yz hatlarndaki endie, znt ve tasa o kadar belirgindi k i yalnzca bunlar daha da derinletirmeye yaryordu. "Bunlar benim arkadalarm," dedi Alfred Jarre'ye. "Buraya gelirken sana onlan anlat mtm." Bir eliyle kristal kapa okad. "Burada olmayabileceklerini anlatmtm. Ama yre min doru olmadn biliyordum. Burada olacaklard. Sonsuza kadar burada olacaklar. nk l lyor musun, Jarre? Zamanlan gelmeden ldler. Onca zamandan sonra, ben hl hayattaym!" Gzlerini kapad, sonra eliyle yzn rtt. Tabutlara yaslanan uzun, hantal bedeni bir hk sld. Jarre anlamyordu. Bu arkadalar hakknda hibir ey dinlememiti ve grdkleri hakkn yrtemiyor, dnmek istemiyordu. Ama adam yas tutuyordu ve onun hzn Jarre'nin yreini burkmutu. Sakin, bozulmam ve ardn yattklar kristal kadar souk, gzel yzl gen insanlara baknca, Jarre'nin aralarndan bir deil, hepsi ve ayn zamanda kendisi iin yas tuttuunu anlad. Yasland kemerden uzaklaarak ne doru ilerledi ve elini Alfred'in eline verdi. Bu grkem, bu mitsizlik, yerdeki ve adamdaki hzn Jarre'yi derinden etkilemiti -ne kadar derinde n etkilendiini, ancak ok sonra anlayabilecekti. Gelecekteki yaamnda, o kriz annda, yaa mnda deerli sayd her eyi kaybettiini dnd o anda, Alfred'in syledii her eyi 373 372

Margaret Weis & Tracy Hickman -Alfred'in hikyesini, kaybettiklerini, halknn kaybettiklerini-her eyi hatrlayacakt. "A lfred. zgnm." Adam ban eip ona bakt. Kirpiklerinde gzyalar parlyordu. Jarre'nin elini skarak, anl syledi, nk kendi dilinde deildi syledikleri, Arianus leminde uzun yzyllardr konuu ngi bir dilde de deildi. "te bu yzden baansz olduk," dedi eski dilde. "Btn dndk... ama tekili unuttuk. t lki de yzyllar yandaki bir tehlikeyle tek bama karlamak iin. Eli sargl adamla." B sargl adamla." Arkasn dnmeden antmezar terk etti. Artk korku duymayan Jarre, onunla yrd. Hugh sese uyand. izmesinden hanerini kararak doruldu. Daha uykusu almadan harekete ge bile. Kendini toplamas bir an srd. Gzleri uyanrkenki bulankl att ve asla uyumayan Y nin parlayanlambalarnn lo aydnlna alt. Sesi yine iitti. Doa tarafa ynelmiti; tankn bir kenarna yerletirilmi parmaklklarn geliyordu. Hugh'nun iitme duyusu keskin, refleksleri hzlyd. Kendini hafif uyumak zere eitmiti, bu yzden, bsbtn uyank Haplo'nun, sanki saatlerdir oradaymasna hava boluunun nnde du de memnun olmad. Sesler -kazma ve srtnme sesleri- imdi aka duyulabiliyordu. Gittike ayordu. Ensesindeki tyler dimdik olan kpek, hava boluuna gzlerini dikip hafife inledi "t!" diye tslad Haplo ve kpek sessizleti. Endieli bir ember izdikten sonra yine hav n dibine gelip EJDER.

durdu. Hugh'yu gren Haplo, eliyle bir hareket yapt. "O taraf gzle." Hugh tereddt etmeden komuta uydu. Liderlik hakknda imdi -gecenin ortasnda bir ey kend ilerine doru srnerek gelirken ve ellerinde bir hanerden baka silah yokken- tartmak apt lca olurdu. Yerini alrken, Haplo'nun sesi yalnzca daha erken duymakla kalmayp, daha erken tepki gsterdiini ve Hugh'nun, kendisini duyamayaca derecede sessizce hareket ettiini dnd. Srtnme sesi artarak yaklat. Kpek gerilip dilerini kard. Aniden bir gmleme ve alak sesi duyuldu. Hugh rahatlad. "Alfred bu." "Yenileyenler adna, bizi nasl buldu?" diye mrldand Haplo. Beyaz bir yz parmakln dier yannda belirdi. "Sir Hugh?" uf' "ok deiik becerileri va iye yorumlad Hugh. "Bunlar duymak houma giderdi," diye yantlad Haplo. "Onu nasl karacaz?" Parmakln i Yanndaki kim?" 4' "Geglerden biri. Ad Jarre." Geg ban Alfred'in kolunun yanndan kard. inde durduklar boluk dar gibiydi ve Alfred e yer brakmak iin neredeyse ikiye katlanmak zonnda kald. "Limbeck nerede?" diye sordu Jarre. "yi mi?" "Orada, uyuyor. Parmaklk bu yanda ok s alam, Alfred. Senin tarafndan deneyebilir misin?" "Bakaym, efendim. Baya zor... k da yok. Belki ayaklarm kullanrsam, efendim ve tekmel ..." "yi fikir." Haplo yoldan ekildi. Kpek de onu izledi. 375 374

Margaret Weis & Tracy Hickman "Ayaklarnn artk bir ie yaramas gerekiyordu zaten," dedi Hugh, tankn yan tarafna ekild "Bir ton grlt yapacak." "anslyz ki, makine de bir ton grlt karyor. Geri ekil, k "Ben Limbeck'i grmek istiyorum!" "Biraz sonra, Jarre," dedi Alfred'in yattrc sesi. "imdi, biraz u tarafa ekilip bana y brakrsan..." Hugh bir bamlama duydu ve parmakln hafife titrediini grd. ki tekme ve Alfred'den bir urdanma sonra, parmaklk yerinden kp yere dt. O zamana kadar Limbeck'le Bane uyanm, geceyars ziyaretilerine merakl merakl bakmaya ge miti. Jarre tankn iine kayd. Yere konar konmaz Limbeck'e koarak skca sarld. "Al, hayatm!" dedi heyecanl bir fsltyla. "Nereye girdiimi hayal bile edemezsin. Hayal ile edemezsin!" Kollarnda titrediini hisseden Limbeck, sersemlemi bir bi-- imde salarn dzeltti ve e e sinini okad. "Ama, bover!" dedi Janre, nlerindeki ciddi ie dnerek. "Habersyleyenler, baatustann sizi Welflere vereceini sy lyor. Endielenme. imdi sizi buradan karacaz. Alfred'in bulduu bu havalandrma boluu kentin d tarafna kyor. Buradan knca nereye gideceimizden emin deilim, ama bu gece Rahm'den kaabiliriz ve-" " "Sen iyi misin Alfred?" Hugh khyay havalandrma boluundan karmak iin yardm teklif ett vet, efendim." Havalandrma boluundan kan Alfred, ayaklannn stne basmaya altysa da kle gibi yer lim," dedi, kp kald yerden. Yznde ac dolu bir fa-

EJDER. KARADI de vard. "Korkarm bir yerimi incittim, efendim. Ama nemli deil." Hugh'nun yardmyla bir aya stnde durarak srtn tankn duvarna verdi. "Yryebilirim." "ki ayan varken bile yryemiyordun." "nemli deil, efendim. Dizim..." "Talmin et, Alfred!" diye szn kesti Bane. "Elflerle dveceiz!" "Anlayamadm, Ekselanslar!" "Kamak zorunda kalmayacaz, Jarre," diye aklyordu Limbeck. "En azndan ben kamak zorund almayacam. Welflere bir sylev ekeceim. Yardm ve ibirlii isteyeceim. Sonra Welfer bi

rdaki lemlere uuracak. Gerei greceim, Jarre. Kendim greceim!" "Welflere sylev ekmek mi?" Jarre'nin nefesi kesildi. "Evet, hayatm. Ve sen de bunu halkmza aklamalsn. Senin yardmna ihtiyacmz olacak. H ne yapman gerektiini syleyecek." "Senin hikimseyle... dvmen gerekmeyecek, deil mi?" "Hayr, hayatm," dedi Limbeck, sakaln okayarak. "ark syleyeceiz." "ark m?" Jarre hayret iinde teker teker yzlerine bakt. "Ben... ben cifler hakknda pek ir ey bilmiyorum. Mzikten holanyorlar m?" "Ne dedi?" diye sordu Hugh. "Alfred, plana gre harekete gememiz lazm! Gel ve bana t ercme et. Sabah olmadan ona arky retmem gerek." "Peki, efendim," dedi Alfred. "Sanrm, Yedi Otlak Sava arksndan bahsediyorsunuz, efendi ." "Evet. Ona szcklerin anlamn bovermesini syle. nsan dilinde sylemeyi renmeleri gerek atr satr ezberlet 377 376

Margaret Wes & Tracy Hickman ve doru sylediinden emin olmak iin, nmzde tekrarlat. Onlarn renemeyecei kadar zor rek. ocuklar her zaman syler." "Ben yardm ederim!" diye gnll oldu Bane. Yere bada kuran Haplo kpei okad, izledi, dinledi ama hibir ey sylemedi. "Jarre? Ad bu mu?" Hugh iki Gege yanat. Bane yannda dans ediyordu. Adamn yz titreen anlk ve sert grnyordu. Bane'in mavi gzleri heyecanla parlyordu. "Yandalarn toplayp, ebilir misin? Trende bulunmalarn salar msn?" Alfred tercme etti. "Kralnz Welflerin b in burada olacaklarn syledi. Fazla zamannz olmayacak." "ark!" diye mrldand Jarre, Limbeck'e bakarak. "Gerekten gidiyor musun? Yukarya?" Gzlklerini karan Limbeck onlar gmleinin koluyla sildi. "Evet, hayatm. Welfler iin pr olmazsa..." "Eer Welfler iin problem olmazsa," diye evirdi Alfred Hugh iin, anlaml anlaml bakarak. "Welfler iin endielenme, Alfred," diye araya girdi Haplo. "Limbeck bir sylev ekerek. "

"Ah, Limbeck!" Jarre solgundu, dudan sryordu. "Oraya gitmek zoanda olduundan emin mis Bizi terk etmemen gerektiini dnyorum. Sensiz GGIBIT ne yapacak? Sanki -sanki baatusta kazanm gibi gidiyorsunf Limbeck kalarn att. "Bu aklma gelmemiti." Gzlklerini kararak, yine temizlemeye ba tekrar takmak yerine, dalgn dalgn cebine tkt. Jarre'ye bakp gzlerini krptrd. Neden bulank grndn merak ediyordu. "Bilmiyoam. Belki de haklsn, hayatm."

DERHugh sinirle dilerini skt. Neler sylendiini anlamyordu, ama Geg'in dnceli dnceli iliyordu ve bu da hem gemisini, hem de hayatn kaybetmesine sebep olacakt. Sabrszca, y ardm bekleyerek Alfred'e bakt, ama tek ayak stnde seken khya vakarn kaybetmiti, leyle si grnyordu, ayn zamanda son derece mutsuz ve zgnd. Tam Hugh kendi kendine Haplo'ya g mesi gerekeceini sylyordu ki, adamn, elinin bir iaretiyle kpeini gnderdiini grd. Tankn zemini boyunca sessizce kayan hayvan, Limbeck'in yanna gidip burnunu Geg'in eline koydu. Souk burnun beklenmedik temas karsnda irkilen Limbeck ve elini ekti. Ama kpek yerinden ayrlmad ve kuyruunu yavaa sallayarak dikkatle Gegin yzne bakmaya devam i. Limbeck'in miyop baklar yavaa ve kar konamaz bir ekilde kpekten sahibine ekildi. ucak Haplo'ya bakarken verilen mesajn ne olduunu anlamaya alt, ama adamn yz lml v dudaklarnda ayn sessiz glmseyi vard. Limbeck'in eli dalgn dalgn kpei okad. Gzleri Hap-lo'dayd. Derin bir i ekti. "Hayatm?" Jarre Limbeck'in koluna dokundu. "Gerek. Ve sylevim. Bir sylev vermeliyim. Ben gidiyorum, Jarre. Ve bu konuda senin ve halkmzn yardmna gveniyorum. Gerei grp geri geldiimde, ite o zaman devrimi bal

Sesindeki dikbal havay sezen Jarre, tartmann faydasz olduunu. Zaten tartmak istedi emin deildi. Yreinin bir ksm, Limbeck'in yapacaklarndan dolay heyecanlanmaya balamt in balangc olacakt bu, bu sefer gerekten. Ama onu terk edecekti de. imdiye kadar, onu ger379 378

Margaret Weis & Tracy Hckman ekte ne kadar sevdiini hi fark etmemiti. "Ben de gelebilirim," diye neride bulundu. "Hayr, hayatm." Limbeck sevgiyle bakt Jarre'ye. "kimizin birden buray terk etmesi iyi olmaz." ne bir adm atarak miyop gzlerinin omuzlar olduunu syledii yerlere ellerini ko du. Buna alkn olan Jarre, Limbeck'in olduunu dnd yere kayd. "Sen halkmz dnm "Yapacam bunu!" Ani bir kanma nbetine tutulan kpek, yere oturdu ve arka ayayla krkn kad. "Ona arky imdi retebilirsiniz, efendim," dedi Alfred. Alfred'in tercmesiyle, Hugh Jarre'ye talimatlar verdi, arky retti ve sonra onu kaldnp valandrma boluuna koydu. Parmaklklarn dibinde duran Limbeck, Jarre ayrlmadan uzanp eli i tuttu. "Teekkr ederim, hayatm. En iyisi bu olacak. Biliyorum!" "Evet, ben de biliyorum." Jarre sesindeki acy saklamak iin, eilip Limbeck'in yanana utanga bir pck kondurdu. lfred'e el sallad. Alfred, kk, ciddi bir eilmeyle karlk verdi. Jarre aceleyle dnp h ma boluuna trmanmaya balad. Hugh ile Haplo parmaklklar kaldrp, eski yerine koydular ve yumruklaryla becerebildikl erince, yerine sabitlediler. "Cann ok mu yand, Alfred?" diye sordu Bane. Uykuyla savayor, yataa gidip bir ey karm temiyordu. "Hayr, Ekselanslar. Sorduunuz iin teekkr ederim." Bane ban sallayp esnedi. "Sanrm biraz uzanacam, Alfred. Uyumak iin deil, ama, yaln dinleneceim." "zin verin battaniyelerinizi dzelteyim, Ekselanslar." Alfred Hugh ile Haplo'ya yan yan bakt. "Ekselanslarn bir soruy-

la rahatsz edebilir miyim?" Bane eneleri atrdayana kadar esnedi. Gzleri kapanarak, kendini tankn zeminine brakt ve uykulu uykulu," Elbette," dedi. "Ekselanslar" -Alfred sesini alakt. Gzleri, her zamanki gibi beceriksizce buruturup d dii, dzeltmek dnda her eyi yapt battaniyenin zerindeydi- "o Haplo denen adama bakt unuz?" "Bir adam. Pek yakkl deil, ama irkin de deil, Hugh gibi deil yani. Bana sorarsan o Ha pek de nemli biri deil. te, gene battaniyeyi karmakark ettin." "Hayr, Ekselanslar, ben halledebilirim." Khya battaniyeyi hrpalamaya devam etti. "So rum hakknda -kastettiim tam olarak o deildi, Ekselanslar." Alfred duraksayp dudaklarn alad. Sorusunun kukusuz Bane'i dnceye sevkedeceini biliyordu. Yine de Alfred'in bu nok tada baka seenei yoktu. Gerei bilmek zorundayd. "zel... grnzle neler gryorsunuz?" Bane'in gzleri ald, sonra kurnazlkla parlayarak ksld. Ama ilerindeki zek prlts ve o parlak masumiyet kabuu altnda gizlendi. Daha nce aynsn grm olmasa, imdi grdk mayacakt Alfred. "Neden soruyorsun, Alfred?" "Yalnzca merak, Ekselanslar. O kadar." Bane ona lp bierek bakt. Belki khyadan ne kadar bilgi szdrabileceini merak ediyordu. i de gerei syleyerek mi daha ok bilgi edineceini, yalan sylemesi mi gerektiini, yoksa yaya tedbirli bir yalan-gerek karmyla m yaklamas gerektiini dnyordu. Haplo'ya yan yan bakarak Alfred'e doru eildi ve ytmu381 380

Mnrgaret Weis & Tracy Hickman ak bir sesle, "Hibir ey gremiyorum," dedi. Alfred meldi. Endieyle tkenmi yz gergindi. Dikkatle Bane'e bakarak, ocuun iten olup amaya alt. "Evet," diye devam etti Bane, adamn baklarn bir soru olarak deerlendirerek. "Hibir ey miyoam. Ve bu zellie sahip bir tek kii daha tanyorum -sen, Alfred. Buna ne dersin pek i?" ocuk parlak gzleriyle Alfred'e bakt. Battaniye aniden, kendi kendine dzelmi grnd. Przsz ve dzd, tek bir krk bile kal lirsiniz, Ekselanslar. yle grnyor ki yarn heyecanl bir gn olacak." "Sana bir soru sordum, Alfred," dedi Prens, itaatkrca uzanarak. "Evet, Ekselanslar. Bir tesadf olmal. O kadar." "Muhtemelen haklsn, Alfred." Bane tatl tatl glmseyip gzlerini kapatt. Glmseme dudak nde bir sre kald, kendi kendine yapt bir espriye glyordu sanki. Dizini ovuturmakta olan Alfred, her zamanki gibi her eyi berbat ettiini dnd. Bane'e ge k hakknda ipucu verdim. Ve aksine emirlere ramen baka rktan bir varl Yrek ile Beyin'e , sonra da oradan kmasna izin verdim. Ama artk farkeder mi zaten? Gerekten farkeder m i? Baklar, geceye hazrlanmakta olan Hapto'ya yneldi. Alfred imdi gerei biliyordu, ama yi de kabullenemiyordu. Bunun yalnzca bir tesadf olduunu sylyordu kendine. ocuk dnyadaki erkesle karlamamt ki? Gemi yaam, Bane'in gryle grnemeyecek bir sr insan ola uzanp kpeini okadn, kpein yannda koruyucu bir konum aldn izledi.

EJDER. KAHADI Bilmem gerek. Kesin olarak bilmem gerek. O zaman huzur bulabilirim. Korkularma gle bilirim. Ya da onlarla yzlemeye hazrlanabilirim. Hayr, byle dnmeyi brak. Sarglarn altnda yara izleri bulacaksn, ayn onun syledii Alfred bekledi. Limbeck ve Hugh yataklarna dnmlerdi. Hugh Alfred'e doru bir bak frlat ya uyuyormu gibi yapt. Prens grne gre dalmt, ama emin olmak daha iyi olurdu. Limbec tavanna bakarken endieyle korku duyarak ve tm kararlarn kendine tekrarlayarak uzun sr e uyank kald. Hugh tankn duvarna yasland. Piposunu kararak dilerinin arasna sktr tyla bolua dikti. Alfred'in fazla zaman yoktu. Bir dirseinin zerinde doruldu. Srtn kamburlatrarak elin enine yaklatrd ve Limbeck'e dnd. aret ve orta parmaklarn kaldrarak bir rn izdi. F layarak, yine izdi. Limbeck'in gzkapaklar kprdand, alp titredi ve sonunda tamamen ka Geg'in nefes al dzene girdi. Yavaa katile dnen Alfred, gizlice ve aceleyle ayn hareke ri tekrarlad. Hugh'nun ba dt. Piposu dilerinin arasndan, kucana kayd. Alfred'in ba dnd ve ayn iareti yapt; ocuk daha nce uyumuyorduysa bile, imdi dalmt. Sonra Haplo'ya dnen Alfred, rn izip ayn szckleri yineledi, yalnz bu sefer daha youn, gl konumutu. Elbette kpek en nemlisiydi. Ama Alfred'in hayvan hakkndaki kukular doruysa, her ey yol nda gidecekti. Bynn herkesin iyice dalmasn salamas iin birka dakika boyunca sabrla bekledi. Hi ki d. Her 382 383 Margaret Weis & Tracy Hckman

ey sessizdi. Alfred dikkatle ve yavaa ayaa kalkt. By glyd; tankn iinde drt dnerek barp a alabilirdi, oradaki varlklarn hi biri gzn bile krpmazd. Ama kendi mantksz korkula atyor, dikkatli olmaya sevkediyordu. Sessizce ve hzla, tek bir kez topallamadan ha reket etti, nk dizindeki ac numarayd. Ama ac kendisini yavalatybrmuasna yava hare

u. Yrei azmdayd. Gzlennde benekler dansediyor, patlyor ve gr alann zayflatyordu. Kendisini devam etmeye zorlad. Kpek uyuyordu. Gzleri kapalyd. Aksi halde Alfred'in sa hibine yaklamasna izin vermezdi. Nefes almaya bile cesaret edemeyerek, gsndeki boucu s pazmlarla savaarak, uyumakta olan Haplo'nun yannda diz kt. Elini uzatt, ama eli o kada r titriyordu ki, gitmesini emrettii yere gtremiyordu. Alfred durdu. evrede duyacak b ir tanr olduuna inansayd, dua edecekti. Ama u haliyle yalnzd. Haplo'nun eline skca sanl olan bandaj kenara itti. phelendii gibi rnler vard elinde. n Alfred'in gzlerini actp kreltti. Adamn fark etmemesi iin sarglar dvmeli derinin z eski haline getirirken tm gcn kullanmak zorunda kald. Nereye gittiini bilmeden battani yesine gidip kendini yere att. Bedeni yere dediinde, hl dyormu gibi hissediyordu. s ir dehetin iinde dnerek dt, dt.

OTUZSEKZNC BLM GKLERN DERNLKLER, YUKARISI MAELSTROM Elf gemisi Carfa'shon'un1 kaptan, kraliyet ailesinin bir yesiydi. ok nemli bir yesi d eildi, ama ailedendi ite -kendisinin ar derecede bilincinde olduu ve evresindekilerden de ayn bilinlilii bekledii bir gerekti bu. Fakat asil kanyla ilgili bir gerek vard ki deme getirmek pek de akllca olmazd ve bu gerek Prens Reesh'ahn, yani isyankrlarn lider iyle olan akrabal idi. Eski, gzel gnlerde, kaptan atlgan, gen ve yakkl elf prensinin beinci kuzeninden ok kn olduunu sk sk tekrarlamay det haline getirmiti. imdi, Reesh'ahn'n gzden dmesin Kaptan Zankor'el tandklarn yalnzca beinci kuzen olduu konusunda temin ediyor ve bu da erein bir iki kuzen saptrlmas anlamna geliyordu. Elf kraliyet ailesinin geleneklerine ve alkanlklarna gre, zengin de olsalar fakir de, Kaptan Zankor'el gibi aile fertleri ok alarak yaamlar boyunca elf halkna hizmet ederl r. Ve yine, kraliyet soyundan gelenlerin geleneklerine ve alkanlklarna gre, lmlerinde e hizmetlerine devam etmeleri beklenir. Kraliyet ailesinden gelen lord ve leydil erin huzur iinde l Elfe de "msla ile ahenk iinde" anlamna geli 385 384 Margnret Weis & Tracy Hckman EJDER. KPFIADI

sonsuzlua kavumalarna izin verilmez. Sonsuz bahar ayrlarnda gnlerini geirmek zere u eden nce, nhlar yakalanr. Sonra asil nhlar elf bycleri tarafndan saklanr ve ruhlar ri bylerinde kullanlr. Bu yzden, kraliyet ailesinin bireylerinin yannda devaml byclerin bulunmas zorunludur. er her an -gece veya gndz, savata veya banta- lmn gereklemesi halinde nhlar yakala etikte beklerler1. Bu greve atanm byclerin resmi unvanlar vardr. Nezaket kurallarna vanlar "weesham"dr, ama genelde "geir" olarak bilinirler -eski dilde akbaba anlamna gelen bir szcktr bu. Geirler kraliyet ailesinden cifleri ocukluklarndan yallklarna kadar takip eder, yanlan ndan hi ayrlmazlar. Geir, bebee doumundan itibaren elik etmeye balar, ilk admlarm izl okul yllarnda yannda dolar, her gece yatann -hatta dn yatann- yannda oturur, zr bulunur. Bu grevi kabul eden, elfler iin kutsal saylan bu elf bycleri, dikkatle eitilirler. Kan tlarnn zerlerinde karanlk bir glge oluturduu kiilerle yakn bir iliki kurmalar cesa ilir. Bir geirin evlenmesine izin verilmez, bu yzden grevi geirin tm yaam haline geli r, koca, kan veya ocuklarn yerini alr. Geirler sonmluluklar altndaki kiiden daha yal klarndan -ocuun sorumluluunu aldklarnda ge1 Kir Keileri mezhebinin, Elf Glgeler Mezhebinin dejenere olmu bir fo-mu olduunu dne vardr Gizli ve kapal bir organizasyon olan Kir Keileri, mezheplelinin kaynan tartmak anrlar Bununla beraber efsaneye gre mezhep, ruh-yakalamann srrn renmeye alan ins dan kurulmuun Bycler amalarn gerekletirememitir, fakat kurduktan mezhep yaamaya de r uadan insanlarn -by yeteneine sahip olmayanlarn- da mezhebe g meine izin verilmi

le iinde keile olumu aldatmaya almaktan vazgeip, ona tapnmaya bala mstardr

nellikle yirmilerinde olurlar- ayn zamanda danman ve srda rollerini de stlenebilirler. Glgeleyen ile glgelenen arasnda pek ok derin iliki kurulmutur. Bu gibi durumlarda gei r, sorumluluu altndaki kiiden daha uzun yaamaz ve ruhu Albe-do Katedraline teslim et tikten sonra ac iinde lmeye ekilir. Bu ekilde, kraliyet ailesinden kiiler, doumlarndan itibaren yaamlarn, yanbalanndaki latclar ile birlikte yaarlar. Geirlerinden gurur duymay renmilerdir. Kara cppeli by kanlann iaret eder ve ciflere liderlerinin yalnzca yaarken deil, lrken de kendilerine hizmet ettiklerini hatrlatr. Geirin varlnn, kraln gcn arttrma etkisi de bulunmakta kara cppeli bir ekil beklerken, kraln istedii herhangi bir eyi reddetmek gtr. Kraliyet ailesinin yeleri, zellikle de gen yeleri, vahi, tehlikeli ve umursamazca yaar larsa, bu anlalabilir bir durumdur. Kraliyet partileri genellikle kaotik olaylardr. arap zgrce akar ve elenti, lgnca, adeta isterik bir zellik tar. Prltl, neeli f kadn danseder, ier ve kendisine nee verecek hibir ey eksik olmaz, ama nereye bakarsa baksn, geirinin orada, ayakta, sorumluluu altndaki kii zerinden gzlerini li ayrmada lediini grr. Elf gemisinin kaptannn da grevli bir geiri vard ve kabul edilmeliydi ki, gemideki mre ttebat geirin grevini en yakn zamanda tamamlamasn diliyordu. Kaptann hizmetindeki cif lerin ounluu (sessizce), ruhu bedenine bal olmasa, kaptann memleketine ok daha faydal acan belirtiyorlard. Uzun boylu, ince ve yakkl Kaptan Zankor'el, kendine byk hayranlk besler, asil domama lna uram olanlara, yani kraliyet soyundan gelmeyenlere, ya da ksaca 386 387

Mnrgaret Weis S Tracy Hickman kendisi olmayan herkese en kk bir sayg gstermezdi. "Kaptan." "Temen." Bu her zaman hafif bir kmsemeyle telaffuz edilirdi. "Maelstrom'a girmek zereyiz." "Teekkr ederim, temen, ama kr deilim. Eski, merhum kaptann kadar aptal da deilim. Frt ulutlarn grnce, neredeyse hemen frtnaya girdiimizi karabildim. Dilersen, bunu henz memi mrettebata bildirebilirsin." Temen gerginleti ve ak renkli yz kpkrmz kesildi. "Tehlikeli bir blgeye girdiimizd tana bildirmemin yasalara gre art olduunu sayglarmla kaptanmza hatrlatabilir miyim ac ?" "stersen hatrlat, ama ben olsam yapmazdm, nk senin bakaldrmann eiinde sendelediin yantlad kaptan, elinde bir drbnle ejder gemisinin pencerelerinin birinden dar bakarken "imdi, krek dairesine in ve klelerin gzetimini stne al. Son derece uygun olduun bir g v bu." Son szckler yksek sesle sylenmemiti, ama kaptann tonundan, byle sylendiinin k ildii anlalyordu. Temen -ve kprdeki herkes- kaptann szlerini son derece ak bir ek "Bastne, efendim," diye yantlad Temen Bothar'in. Yzndeki krmzlk, yerini bastnlm nluuna brakmt. Mrettebattan kimse temenle gzgze gelmeye cesaret edemedi. ni esnasnda kaptan dnda h birinin krek dairesine gittii duyulmu ey deildi. Bu tehlikeli grevi kaptann kendisi y rine getirmeliydi, nk kanatlarn kontrol, geminin gvenlii asndan son derece nemliyd

EJDER. KAPADI snda tehlikeli bir yer olurdu buras -bir nceki kaptan orada hayatn kaybetmiti. Ama iyi bir kaptan geminin ve mrettebatn gvenliini, kendi gvenliinden nce dnrd. Temenle resine indiini ve kaptanlarnn rahata yukarda kaldn gren elf mrettebat, karanlk bi ktan kendini alamad. Ejder gemisi frtnaya dald. Kanatlar frtnada rselenmeye baladlar. imekler akt ve h kr etti; gkg-rlts grleyip neredeyse herkesi sarlatrd. Krek dairesinde, kendiler balayan koumlar takan insan kleler, gemiyi dik ve uar durumda tutmak iin mcadele etti ler. nmelerini salamak zere, byy en aza indirmek iin-kanatlar olabildiince ieri eki ma kanatlar tamamen ekilemiyordu, aksi halde by etkinliini yitirecek, kontrol d dmel

ve aadaki Drevlin'e aklmalarna sebep olacakt. Bu yzden hassas bir dengenin koanmas yordu, iyi havada kolay bir iti bu, ama fkeli bir frtnann ortasnda son derece zordu. "Kaptan nerede?" diye sordu deneti. "Grevi ben devralyorum," diye yantlad temen. ., Deneti temenin solgun ve gergin y kaslm enesine, gergin dudaklarna tek bir bak frlatnca anlad. "Belki bunu sylemek uygun deil, efendim, ama onun ye-rine sizin burada olmanzdan me mnunum." "Haklsn, bunu sylemek hi de uygun deil, deneti," diye yantlad temen ve krek dairesi yerini ald. Deneti akll davranp hibir ey sylemedi. O ve bynn korunmasndan sorumlu olan geminin lerine baktlar. Byc hafife omuzlarn silkti; deneti ban sallad. Sonra her ikisi de r. Durumlar, dikkat389 388

Margaret Weis & Tracy Hickman lerini tamamen vermelerini gerektirecek kadar kritikti. Yukarda, Kaptan Zankor'el bacaklarn am, sarslan gvertede salamca duruyor, drbnyle bulutlara bakyordu. Geiri, yanndaki bir ezlonga oturmutu; mide bulants ve korkuyla ye myeil olmu byc, tatl cann kurtarmak iin eline geen her eye tutunmutu. "te, weesham, sanrm Kaldrgalar grebiliyorum. Dnen bulutlarn tam ortasnda, kck. ister misin?" "Atalarmzn ruhlan korusun!" dedi byc, rpererek. Deri, ahap ve byden yaplm bu zay yolculuk yapmak, nereye gittiini grmeden de yeterince ktyd. "Bu da neydi byle?" Byc ban endieyle evirdi, sakalsz enesi korkuyla titriyordu. Aadan bir arpma ses "Kahrolsun o Bothar'in!" diye kfretti Zankor'el. "Ceza grmesini salayacam!" "Eer hl hayattaysa," dedi solgun suratl byc. "Hayatta olmamay dilese, kendisi iin daha hayrl olur," diye hrlad kaptan, ayaa kalkark n. Mrettebat arasnda hzl bakmalar oldu, hatta atlgan ve gen bir elf konumak iin azn anndan biri kaburgalarn dirsekleyince tekrar kapatt. Subaylardan biri isyankr szckleri yuttu. Korkun bir an iin gemi kontrolsz bir ekilde, girdap gibi dnen rzgrn kaprisiyle hareke tti. Mide bulandrc bir ekilde dalp bir rzgr dalgasna yakaland. Neredeyse ters dnyo r ynelen bir rzgr gemiyi yine yakalayp ykseklere tad, sonra yine aa drd. Kapt or, krek dairesine doru birbiriyle elien komut-

EJDER, KARADI lar baryordu, ama gvertenin gvenliini terk etmemeye dikkat ediyordu. Geir yere km, fadeye baklrsa baka bir meslek semi olmay diliyordu. Sonunda gemi doruldu ve Maelstrom'un gbeine yzd. Hava orada huzurlu, sakin ve gneliydi evrede dnen bulutlar, burada daha da siyah, daha da telditkr grnyordu. Aada, Drevl Kaldrgalar gne nda prl prl parlyordu. Yenileyenlerin, bilinli olarak bitmek tkenmek bilmez'frtnann gbeinde ina ettikleri Ka alar, Geglerin yukar bakp pnldayan gkkubbeyi grebilecekleri, gnein scakln duyabi yerdi. Geglerin burasn kutsal saymalar alacak ey deildi. "Welflerin" her ay buraya i si, Kaldrgalan daha da kutsal klmt. Herkesin rahat bir nefes ald ve yzlerine renk dnd ksa bir sreden sonra, temen kpr gen subay bir alk balatma cretini gsterdi. Bu alk kaptann kt kt bakmasna ve ge bay kalamayacan anlamasna sebep oldu. "Pekl, bizi neredeyse ldrmek dnda, aada neleri harap ettin bakalm?" Temenin yznden kan akyordu. Ak renk salarna kurumu kan phtlan yapm, yanaklan s koyulamt. "Halatlardan biri koptu, efendim. Sa kanat da kayd. Yeni bir halat ektik v her ey kontrol altnda, efendim." Yere yklmak, bir insan kleyle yanyana drup kanad ieri ekip yaamlann kurtarmak iin rmek hakknda tek bir szck bile sylenmemiti. Szcklere gerek yoktu. Deneyimli mrettebat yaklarnn altnda verilen lm-kalm

390 391

Mnrgaret Weis & Trncy Hicknnn mcadelesini biliyordu. Belki kaptan da biliyordu, ya da belki mrettebatn yzlerine ya nsyan okumutu. Temenin beceriksizlii hakknda sylev vermeye kalkmad. Yalnzca, "Hayv len var m?" diye sordu. Temenin yz karard. "Bir insan ciddi biimde yaraland, efendim -halat kopan kle. Halat yakalayp duvara arpt. Bedenine ok fena dolanmt, biz kurtarana kadar neredeyse ikiye b cekti." "Ama lmedi, deil mi?" Kaptan zarif kan kaldrd. "Hayr, efendim. Gemi bycs onu tedavi ediyor imdi." "Sama! Zaman kayb. Aa atn onu. Geldiimiz yerde onlardan ok var." "Bastne, efendim," dedi temen, gzleri kaptann solunda bir yere sabitlenmiti. Bir kez daha, elf mrettebatn gzleri birbirine kayd. tiraf etmek gerekirdi ki, hibiri i nsan kleleri fazla sevmezdi. Ama onlara kar belli bir sayg da beslerlerdi, stelik, u a nda kaptanlarnn sevmedii herkesi sevmeye karar vermilerdi. Kprdeki herkes -Zankor'el'i n kendisi dahil- temenin bu emri yerine getirmeye niyeti olmadn biliyordu. Gemi, Yaamhatt'yla buluma noktasna yaklayordu. Kaptan Zankor'el'in bunu sorun haline g etirmeye vakti yoktu. Zaten bunu yapabilmesi iin, aa inip emrinin yerine getirilip g etirilmediini bizzat kontrol etmesi gerekirdi. Bu da vakarna halel getirir, hatta n iformasna kan bulamasna sebep olabilirdi. "imdilik bu kadar, temen. inin bana dn," dedi kaptan ve drbnn kaldrarak su boasu kontrol etmeye balad. Ama temeni ne unutmu, l Elflerce insanlar anlatmak iin kullanla b so?ck

KARADI ne de affetmiti. "Bunun iin kellesini kopartacam," diye mrldand geiri-ne. Geir yalnzca ban sallad, apatarak korkun derecede hasta olduunu dnd. Sonunda su boasunun gkten indii grld ve elf gemisi boruyu ynlendirip, ona elik etmek pozisyon ald. Boru ok eskiydi. Sartanlar tarafndan, Koparl'tan kurtulanlar Arianus'a i k getirdiklerinde yaplmt. Arianus'un sular Aa lem'de boldu, ama yukar lemlerde hi u, asla paslanmayan bir metalden yaplmt. Karm, yzyllarn, bileenlerini kefetmek i f kimyagerleri iin bir srd. Devasa bir mekanizma tarafndan iletilen boru, Arista-gon ktas boyunca uzanan bir milden aa sarkyordu. Her ay bir kere, otomatik olarak, gklerin derinliklerinden, Drevlin ktasna iniyordu. Boru kendi kendine inebilmesine ramen, elf gemisinin Kaldrgalara ynlendirmesi ve dev asa bir su musluuna balanmasn salamas gerekiyordu. Muslukla boru birletii zaman gizem bir sinyal alan Yks-diksi, otomatik olarak suyu ' ayordu. Bysel ve mekanik glerin bir iyle, su borusu 1 boyunca yukar akyordu. Yukarda, Aristagon'da, cifler suyu * byk tanklara dolduruyordu. 1 Koparl'n ardndan, Aristagon'da ve evresindeki adalar*> da, ciflerle insanlar bar iinde yaamlard. Sananlarn n-f'derlii altnda, rklar y t olarak paylam-i lard. Ama Sartanlar yok olduunda, o gzel bar ryas parampara olmu , savan suunu, byclerinin etkisi altnda kalan ciflerin zerine atmlard. Elfler ise, bar olmakla nl insanlar sulamlard. Uzun yaamlar, byk nfuslar ve bysel mekanik bilg393 392

Margaret Wes & Tracy Hckman lenyle, cifler daha gl kmlard insanlar, Orta lem'dek tek su kayna olan Arstagon nlar ejderlerin yardmyla mcadele etmiler, elf kasabalarna saldrlar dzenlemiler, su metli svy komu elf adalarna tayan su gemilerine saldrmlard Kaptan Zankor'el'n ynettiine benzer bir gemi, nadir bulunan meeden yaplm (Sartan bilir nereden bulunmu), elik bantlarla tutturulmu sekiz in vanl su tayabilirdi Bir ada sefe

n srasnda, gemi suyu bu varillerde tard Fakat bu yolculukta, varillerin iinde ciflerin Geglere deme olarak verdikleri p vard' Elfler Geglere aldrmazd insanlar hayvan saylrd Gegler ise bcek l Her ay elf topaklanda binken p bagkulanm ektii arabalala liman lara ekl Bund ki inanl ileke Geglec onlarsz Olta Aleni in yaay mayacag Geglee dl ola k gonder 394

OTUZDOKUZUNCU BLM RAHM, DREVLIN AAI LEM Yks-dks'y Sartanlar yapmt, neden ve nasl yaptklarn kimse bilmiyordu Yllar nce e erinde kapsaml bir aratrma yapp bir suni teon retmiler, ama yant bulamamlard Yks r ey yapmas bekleniyordu, ama ne' Suyun daha yksekteki lemlere pompalanmas nemliydi el bette, ama bycler, daha kk, daha az karmak (dolaysyla daha az muhteem) bir makiney baarlabileceini dnyorlard Sartanlarn ina ettikleri eyler arasnda Kaldralar en etkileyici, en gizemli ve en akla az olanlaryd Pirin ve elikten yaplm, mercankayann iinden yukar ykselen dokuz devas zlar havaya doru pek ok menka ykseliyordu Her kolun zerinde, parmaklan altndan, ekleml n pirin menteelerden oluan byk eller vard Eller inmekte olan elf gemileri tarafndan g iliyordu ve grenler, bileklerle parmaklarn -ki bunlar devasa su gemilerinden birin i kavrayp, altn avcmda tutabilecek kadar byktler- hareketli olduunu anlayablyordu Ellerin ne yapmas tasarlanmt' Uruna tasarlandklar eyi yapmlar myd' Gene yapacakla olas go39S

Margaret Wes & Tracy Hcknan rnmyordu. Bir tanesi dnda tm eller kat bir canszlk iinde, bir cesedin elleri gibi s Hl yaayan tek el, dierlerinden daha ksa olan eldi. Kabaca frtnann gbei kadar byk eleyen, kollarla evrelenmi geni bir emberin iinde duayordu. Ksa kol su musluunun yan rletirilmiti. Ucundaki el dmdz alm, parmaklar birlemi, avcu yukar bakyordu. Arzu e durabilmesi iin mkemmel bir platform oluturuyordu. Kolun ii botu ve iinden, boylu bo yunca bir mil geiyordu. Kolun dibindeki bir kapdan ieri giriliyor, yzlerce basamakta n oluan bir merdiven merkez mil evresinde dnerek ykseliyor, uzun soluklu ve gl bacakl anlar yukar kmaya davet ediyordu. Merdivenlere ek olarak, gsterili oymalarla sslenmi altn bir kap, milin iine alyordu rin bir efsanesine gre, bu kapdan giren biri, gayzerden ykselen suyun hzyla yukar frla d. Dolaysyla araca bunu anmsatan bir isim vermilerdi -Kaldra- fakat hatrland kadar eg altn kapy amaya cesaret edememiti. Burada, bu kolun zerinde, her ay, baatusta, bapapaz ve bunu hak ettii dnlen Gegler to narak Welfleri selamlarlar ve verdikleri hizmet iin gnderilen demeyi alrlard. Rahm ke ntindeki tm Gegler ve evre sektrlerden gelen haclar, fkeli frtnann ortasna kar, ko nde toplanp, cennetten decek dllerini beklerlerdi. Bu tren srasnda Gegler sk sk yar d, nk Welf gemilerindeki flardan ne deceini bilmek mmkn deildi. (Bir seferinde, la iirilmi bir divan tm bir aileyi yok etmiti). Ama tm Gegler, riske dediini dnyo Bu sabahki tren zellikle kalabalkt. Habersyleyenler ve

ciyakanlatanlar araclyla, Limbeck ve tanr-olmayan-tanrla-rmn, tanr-olan-tanrlara, ya lflere teslim edilecei duyurulmutu. Sorun kaca beklentisi iinde olan baatusta, hibir n kmamas karsnda hayli alt st olmutu. Frtnalar arasndaki sakin bir havada mercanka acele acele ilerleyen kalabalk sessiz ve dzenliydi -fazla sessiz, diye dnd baatusta, u birikintileri arasnda bata ka ilerlerken. Yanbanda bapapaz yryordu -yz kmseyici bir fke tasviriydi adeta. Bapapazn arkas -tannlar, dnlrse, durumu olduka sakin karlyorlard. Onlar da sessizdiler, hatta bab ck bile. En azndan baemi ve ciddi grnyordu. Bu hali baatustaya, asi gencin sonunda de ni aldn dnme tatminini yaatyordu. Toplanan bulutlarn arasndan kollar anca grnyordu. Tm Drevlin'de yalnzca bir yerde parl yan gne elik ve pirincin zerinde yansyordu. Haplo kollara, gizlemedii bir hayretle bak t. "Bunlar da ne demeye yaplm?" Bane de sonuna kadar ak az ve falta gibi gzleriyle kollan izliyordu. Hugh ksaca kolla akknda bildiklerini anlatt -ciflerden duyduklaryd bunlar ve aslnda pek fazla ey bildii

sylenemezdi. "Neden bu kadar zc olduunu imdi anlyor musunuz?" diye sordu Limbeck, endielerinden ba drp, ufukta parlayan Kaldra'a neredeyse fkeyle bakarak. "Biz Gegler bildiklerimizi bi r araya getirip, Yks-diksi'yi incelersek, neden ve nasln anlayacamz biliyorum. Ama y lar bunu. Yapmyorlar ite." Sinirle bir para gevek mercankayay tekmeledi ve parann dnerek frlamasna yol at. Ne uh halinde olan 396 397 EJDER, Abf Margaret Weis & Tracy Hickman

kpek ta kovalamaya gitti. Kpek neeyle su birikintilerinin arasnda hoplayp zplarken, m larn evresindeki aynaszlar ona dikkatli, endieli baklar frlattlar. "'Neden' tehlikeli bir eydir," dedi Haplo. "Eski, rahat alkanlklara meydan okur; ins anlarn dnmeden, her ne yapyorlarsa yapmalan yerine, yaptklan hakknda dnmelerine seb . Halknn bundan rkmesine armamak lazm." "Benim fikrime gre asl tehlike 'neden' diye sormakta deil, yegne yant bulduuna inanmak a," dedi Alfred, kendi kendine konuurcasna. Haplo onun dediklerini duydu ve bir insan iin garip bir fikir olduunu dnd, ama zaten b u Alfred de garip bir insand. Khyann baklar artk Patryn'in sargl eline gitmiyordu. B yerine, artk sarglara bakmamaya ve mmknse Haplo'dan da baklarn karmaya alyordu yunca yalanm grnyordu. Yzndeki endie izgileri derinlemi, gzlerinin altndaki tor r izgilerle lekelenmiti. Fazla uyumam grnyordu. Belki de, hayatnn savayla bu sabah ecek bir adam iin garip deildi bu. Haplo otomatik olarak sarglar ekitirerek, derisindeki dvmelerin grnmediinden emin old Ama nedense, bu imdi gereksiz bir hareketmi gibi geliyordu. "Endielenme, Limbeck," diye bard Bane, byk makinenin grltlerinden gittike uzaklat k. "Babam olan gizemustasna gidince, istediin tm yantlar alrsn!" Hugh ocuun ne dediini anlamad, ama Limbeck'in irkil-diini ve korkuyla muhafzlara bakt hafzlarn ise pheyle Prens'i ve arkadalann szdn grd. Ekselansla-

r'nn sylememesi gereken bir ey syledii akt. Alfred ne cehennemdeydi? ocua gz kula kiyordu. Dnd ve Alfred'in koluna arpt. Adam ban kaldrdnda, Bane'e doru iaret etti. Khya ugh'ya bakt, bir an kim olduunu hatrlamam gibiydi, sonra anlad. Kayp tkezleyerek, aya rn insanlar iin mmkn olmayacak ynlere atarak, ne doru seirtti ve Bane'in yanna gei kollar hakkndaki somlarn yantlayarak Ekselanslarnn dikkatini datt. Ne yazk ki, Alfred'in zihni hl nceki gece yapt keifteydi, ne sylediinde deil. Bane yapmak konusunda kararlyd ve khyann dnmeden verdii yantlar sayesinde bu kefe olduk nde mahkmlar, onlann arkasnda aynaszlar, en arka-daysa Jarre ve GGIBITiler yryordu. Ja re ile GGIBITilerin pelerinlerinin, allarnn ve uzun sakallarnn altnda gmbr-dekler, , birka ddk ve orada burada frkten-szldaklar1 saklanmt. Geen gece acilen ve gizli an GGIBIT toplantsnda, Jarre herkese arky retmiti. Mzie yatkn bir rk olduklarnda nca tm haberleri habersyleyenlerden renmilerdi- GGIBITiler hzla ve kolayca ren i. Eve gidip elerine, ocuklarna ve gvenilir komularna sylemiler, onlar da abucak r Kimse bu arky neden sylediklerini bilmiyordu. Jarre bu konuda belirsiz davranmay semi i, nk kendisi de bilmiyordu. Dedikodulara gre, insanlarla Welfler byle savayorlard -birbirlerine ark sylyorlar, d orlar, ngrdak-1 insanlar gayda (tulum) olarak bilir 399 398

KARADI Mnrgaret Weis & Tracy Hickmcn

lar ngrdatyorlard. Welfler yenildii zaman (yeniliyorlard, nk lmsz deillerdi), G la hazine vermeye zorlanacaklard. GGIBITiler arasnda yaylan bu dedikoduyu duyduunda, Jarre aksini iddia etmedi. Hem, g erek de buna benzer bir eydi zaten. Kaldralara doru yrrken, tm GGIBITiler yle hevesli ve heyecanl grnyordu ki, Jarre anlarn parlayan gzlerinde ve kendini beenmi glmsemelerinde (tadklar aletlerin arad emli bir ekilde ngrdamasndan, ngrdamasndan, hatta arada bir szlanmasndan s-zetmey k yok) aka grebileceklerinden emindi. Gegler, bu trenin bozulmasnda bir miktar adalet olduunu hissediyorlard. Welflerle yaplan bu aylk trenler, Geglerin maaz kald kle mu ni sembolize ediyordu. Drev-lin'de yaayan Gegler (daha ok baatustann vardiyasndan ola nlar), dzenli olarak aylk demeyi alanlard ve baatusta tm Geglerin gelip pay alabilecek leri konusunda srar etse de, Drevlin'in geri kalan tm halknn bildii gibi Gegler Yks-di -si'ye bamlydlar ve yalnzca birka kii (ou papaz) ilerini Welflerin huzurlarna k ilecek kadar uzun sre brakabilirlerdi. Olduka neelenmi olan Gegler savaa yryorlard. lar ellerinde ngrdyor, dtdtlyor, szldanyordu. Yandalanyla yryen Jarre, onlara vermi olduu talimatlar hatrlad. "insanlar ark sylemeye baladnda merdivenlerden yukar hcum ediyoruz ve cierlerimizin rk sylyoruz. Limbeck bir sylev verecek..." Yer yer alk.

"...sonra o ve tanr-olmayan-tannlar gemiye girecek..." "Gemiyi istiyoruz!" diye bard pek ok GGIBITi. "Hayr, istemiyorsunuz," diye yant verdi Jarre aksi aksi. "dl istiyorsunuz. Bu sefer dl iz alyoruz. Hepsini." Cokun bir alk. "Baatusta tek bir dantel rt bile alamayacak! Limbeck gemiyi alacak ve yukardaki dnyal ara gidip gerei renecek, sonra gelip gerei ilan edecek ve halkmz zgr klacak!" Hi alk gelmedi. Hazine sznden sonra (zellikle de o sralarda ok popler olan dantel ma rinden sonra), hi kimse geree aldrmyordu. Jarre bunu fark edip lzn-lendi, nk bunu Limbeck'in hznleneceini biliyordu. Limbeck'i dnnce, kalabal yararak yava yava ne ilerledi ve Limbeck'in tam arkasnda Kimsenin fark etmemesi iin aln bana rtmt. Baklarn ve dncelerini Limbeck ze Jarre de onunla gitmek istiyordu -en azndan gitmek istediini sylyordu kendi kendine. Ama konuyu pek de iddetle tartmam, Limbeck kendisine orada kalp hareketi ynetmesi ger ktiini syleyince tamamen susmutu. Aslnda, Jarre korkuyordu. Sanki tnellerde Alfred'le yrrken, bir atlaktan dany gzetle gerei bir an grm gibi hissediyordu. Gerek gidip, baka yerde bulduun bir ey deildi. gin, derin ve sonsuzdu ve tek umabilecein, onun bir ksmn grmek olabilirdi. Ve o ksmn tm gerein bundan olutuunu dnmek, gerei yalana evirmek olurdu. Ama Jarre sz vermiti. Limbeck'i yar yolda brakamazd, onun iin ne anlama geldiini bilir en, olmazd. Tabii bir de, 401 400

Margaret Weis & Trncy Hickman bir yalan yaamakta olan halk vard. Kukusuz birazck gerek bile ie yarar, bir zarar do zd. Jarre'nin evresinde yryen Gegler dlden paylarna denle ne yapacaklarn konuuyorlard sizdi. Gzleri Limbeck zerinde, sonlan baar m, baarszlk m olacak diye merak ediyordu Baatusta kolun dibindeki kapya ulat. Bapapaza dnerek, neredeyse eli kadar byk bir ana r, trensel bir edayla kabul etti ve kapy at. "Mahkmlar getirin," diye seslendi, aynaszlar herkesi ne doru gtt. "u kpee dikkat et!" diye terslendi bapapaz, byk bir merakla ayaklarn koklamakta olan tekmeleyerek. Haplo kpei yanna ard, baatusta, bapapaz, baatus-tann kiisel muhafzlarnn ou v

utu. Limbeck son anda kapda durarak dnd ve kalabala gz gezdirdi. Jarre'yi grnce uzun ve ciddiyetle bakt. Yz ifadesi sakin ve kararlyd. Gzlkleri gznde deildi, ama Jarre, kendisini aka grebildiini hissetti. Gzyalarn tutmaya alan Jarre, bir elini sevgi dolu bir veda hareketiyle kaldrd. Peler n altnda gizli dier elinde bir silah vard -bir tef.

KIRKINCI BLM KALDIRALAR, DREVLEV AAI LEM "Kaptan," diye bildirdi temen, yerdeki kalabala bakarak, "Avuta bizi bekleyen srad bi eg kalabal var." "Onlar Geg deil, temen," dedi kaptan, drbn gzlerine kaldrarak. "Grnlerine baklrs an." "nsan m?" Temen Avu'a bakt. Drbn kaptandan kapp, insanlar kendi gzleriyle grmek i u. "Buna ne dersin, temen?" diye sordu kaptan. "Sorun kacak, efendim. Birka yldr bu hatta grev yapyorum ve benden nce de babam bu ha alt, ama Aa lem'de insanlarn grldn hi duymadm. Bir neri yapmama izin verir ldi ve dilini srd. "neri mi yapacaksn?" diye tekrarlad Kaptan Zankor'el, tehlikeli bir ses tonuyla. "D emek kaptanna bir neri yapacaksn. nerin ne olabilir acaba, temen?" "Hibir ey, efendim. Yetkimi atm." "Hayr, hayr, temen, srar ediyorum," diye yantlad Zankor'el, getrine gz atarak. "Neler olduunu renmeden yanamamamz nerebilir miyim?" Kaptan Zankor'el'in de ok iyi bildii gibi, bu son derece 402 403

Margaret Weis & Tracy Hickman makul ve mantkl bir neriydi. Ama Geglerle tartmay gerektiriyordu ve Zankor'el tek keli me bile Gegce bilmiyordu. Ama temen biliyordu. Kaptan Zankor'el, annda bunun, temen in kendisi -kraliyet ailesinden Kaptan Zankor'el- ile mrettebatn nnde alay etmek iin yeni bir oyunu olduuna karar verdi. Aptalca kahramanhyla bunu bir kez yapmt temen. Kap an, bunun bir kez daha olmasna izin vermektense, ruhunu, geirin tad o lapis-kalseduan karm kutuda grmeyi yeleyeceine karar verdi. "nsanlardan bu kadar korktuunu bilmiyordum, temen," diye yantlad kaptan. "Tehlikeli o labilecek bir duruma doru yol alrken, yanmda korkmu bir adam bulundurmay gze alamam. K amarana dn, Temen Bothar'in ve yolculuun sonuna kadar oradan kma. Hayvanlarla ben ilg ilenirim." okun yaratt sessizlik kprye yayld. Kimse nereye bakacan bilmiyordu, bu yzden de h amaya altlar. Bir elf subayn korkaklkla sulanmas, Aristagon'a dnd zaman idam edil geliyordu. Elbette temen kendini savunabilirdi. Ama tek savunmas, kaptan -kraliyet ailesinin bir yesini- sulamak olacakt. Yarglar kime inanrd ki? Temen Bothar'in'in yz sert, badem eklindeki gzleri sabitti. Ele geirilmi bir baka asi aha sonra llerin bile daha canl grndn sylemiti. "Nasl isterseniz, efendim." Temen topuklarnn zerinde dnerek kpry terk etti. "Korkaklk -ite asla tahamml edemeyeceim tek ey!" dedi Kaptan Zankor'el. "Hepiniz hatrl ayn bunu." "Bastne, efendim," oldu, temenin emri altnda insanlarla ve ciflerle savaa girmi ve Bot ar'in'in cesaretini herkes-

EJDER. ten iyi bilen askerlerin sersemlemi ve yarm az cevab. "Gemi bycsn arn," diye emretti kaptan, drbnn kaldrp, devasa elin avcmda topla Gemi bycs arld. Byc hemen geldi. Hafife arm bir durumda, evresine gz gezdi duu dedikodunun doru olup olmadn anlamaya alt. Kimse onunla gz gze gelmeye cesare Kimsenin bunu yapmasna da gerek yoktu zaten. Ciddi yzleri ve sabit gzleri gren gemi bycs, istedii yant almt. "nsanlarla karlamak zereyiz, Magicka."1 Kaptan, sanki ters giden bir ey olmam gibi,

ses tonuyla konumutu. "Gemideki herkese ddk datld, sanrm." "Evet, kaptan." "Herkes nasl kullanlacan biliyor mu?" "yle olduuna inanyorum, efendim," diye yantlad bycs. "Geminin girdii son savata, bir grup asi elf gemiye kt..." "Geminin sava gemiinin tekrarlanmasn istemedim, yle deil mi, Magicka?" diye sordu Kapt n Zankor'el. "Hayr, kaptan." Gemi bycs zr dilemedi. Mrettebatn aksine, subaylara itaat etmek zorunda deildi. Bu m sanat yalnzca bycler anlayabildiinden, gemideki byden bycler sorumlu tutulurdu. G memnun olmayan bir kaptan, byc hakknda ithamlarda bulunabilirdi. Ama byc Askeri Mahkem 'de deil, Mistik Mahkeme'de yarglanrd. Ve bu tr bir mahkemede, kaptann kraliyet ailesi nden olup olmamasnn bir nemi yoktu. Herkes, Aristagon'un gerek l nsanlat b sozcu el lmlardr. 405 404

Margaret-Weis & Tracy Hickman hkmdarlannn kim olduunu bilirdi. "By etkin mi?" diye somlarn srdrd kaptan. "Tamamen ilevsel mi?" "Mrettebatn ddklerini dudaklarna gtrmeleri yeterli olacak." Gemi bycs srtn diki ma bakt. Allagelmi "efendim" szcn cmlesine eklemeyi aklna bile getirmemiti, nk Kendisi de bir byc olan geir, Zankor'el'in yetkisini atn grmt. "Olduka iyi i kardn, gemi bycs," diye araya girdi geir yumuak bir ses tonuyla. "Ger n vglerimi mutlaka ileteceim." Gemi bycs dudak bkt. Sanki bir geirin kard i konusundaki dncesi umunndaym g rin peinde, bir ruh yakalama umuduyla harcayan bir geirin. Pisliklerini yakalamak iin bir kucak kpeinin peinden de kouyor olabilirlerdi, hemen hemen ayn eydi bu! "Bize kprde katlr msnz?" diye sordu kaptan nazike, geirinin imasn anlayarak. Gemi bycsnn baka bir yerde bulunmaya niyeti yoktu. Bir sava esnasnda olmas gereken y asyd ve o anda kaptann daveti olduka yerinde olsa da, byc bunu bir hakaret olarak alg ay tercih etti. "Elbette," dedi ksaca ve buz gibi bir sesle. Uzun admlarla pencerelere yaklap, dik d ik Avu'a ve iindeki Geglerle insanlara bakt. "nce Geglerle iletiime geip ne olduunu k iyi olur, sanrm," diye de ekledi. Gemi bycs bunun temenin nerisi olduunu biliyor muydu acaba? Mevcut krizi karann bu uunu bil-

EJDER. KAIIADI yor muydu? Zayf yanaklar kzaran kaptan, dik dik bycye bakt. Srt ona dnk olan gemi rk etmemiti. Kaptan azn at, ama uyarrcasna ban sallayan ge-irini grnce tekrar ka "Pekl!" Zankor'el, fkesini saklamak iin dikkate deer bir aba gsteriyordu. Arkasnda bi es duyunca, aniden dnd ve ktcl baklarn mrettebatn zerine dikti, ama herkes iine ''* Sert bir tarzda eilen gemi bycs, pruvadaki yerini ald ve ejder kafasnn nnde d renko1 diinden oyulmu bir konuma hunisi vard. Diin bir ucuna, ba-kuu derisinden yaplm diyafram gerilmi ve dzenek bylenmiti. Bu dzenek, huniye doru konuulduunda, sesin yk ni salyordu. Ses ejderin ak azndan kyor, dzenein nasl altn bilenlerin zer . Gegler bunu bir mucize olarak gryorlard. Huniye doru eilen byc, ciflere bir fnn dibinde yuvarlanan talar gibi gelen kaba cc bireyler bard. Bu sre boyunca ta gibi kat bir yz ifadesi taknan kaptan, btn bunl samalklar olarak grdn ifade etti. Aadan ciyak ciyak bir bart geldi -Gegler yant veriyordu. Elf byc dinledi ve yantla aptana dnd. "Her ey olduka kark aslnda. Anlayabildiim kadaryla, bu insanlar Drevlin'e gelip Gegle biz 'Welflerin' tann deil, l Zor bulunan grenko, dileri yznden ok deerli saylan byk ve vahi bir hayvan turudur nn nadir bulunmas yznden, avlanmalar kan elf yasalar ile dzenlenmitir Grenkolar her y erini dkerler Diler, herhangi bir grenko maarasnda, yerlere salm olaak bulunabilir D toplanmasndaki zor taraf, grenkolann her sene yalnzca bir kez, elemek iin maarasndan

yrlmas ve bi gn iinde de gei dnmesidir Son derece zeki olan ve keskin bir koku alma ye enei olan grenkolar, maaralarna giren her eye tereddtsz saldrr 406 407

Margaret Weis & Tracy Hckman cceleri smren kle tacirleri olduumuzu sylemiler. Geg-lerin kral insanlan hediye olara abul etmemizi, karlnda da, ilahi olduumuzu kantlayacak bir ey yapmamz neriyor." So di, "Her zamanki hazine miktarn iki katna karmamz." Elf kaptann neesi yerine gelmiti. "nsan mahkmlar!" Ellerini tatmin iinde ovuturdu. "s ik, su kaynaklarmza sabotaj yapmay planlayan mahkmlar. Ne kymetli bir keif! Bunun iin adalya alrm. Geglere, istediklerini yapmaktan memnun olacamz syle." "Ya hazine?" "Hah! Her zamanki kadann alacaklar. Ne bekliyorlar ki? Daha fazlasn tayamayz." "Onlara baka bir gemi gndermeye sz verebiliriz," dedi byc, kalarn atarak. Kaptann yz kzard. "Byle bir anlama yaparsam, tm donanmann maskaras olurum! Bu soluc hazine tamak iin bir gemi yollamak ha? Hah!" "Efendim, daha nce buna benzer bir ey hi olmad. Bana yle geliyor ki, insanlar Maelstr om'u ap gven iinde buraya inmenin bir yolunu bulmular ve Geg toplumunda huzursuzluk ka arak, bunu kendi karlar uruna kullanmay planlyorlar. Eer insanlar su kaynaklarnn kon le geirmeyi baarabilirlerse..." Byc ban sallad, szckler durumun ciddiyetini ifade etersiz kalyordu. "Geg toplumunda huzursuzluk karmak m?" Zankor'el bir kahkaha att. "Onlarn huzurunu be n bozacam! Aa inip, o aptal toplumlarnn kontroln ele alacam. Uzun zaman nce yapm aten O solucanlara mahkmlar ellerinden alacamz syle. Bu onlar iin yeterli olmal" 408

EJDER, K/tnADI Gemi bycs ters ters bakt, ama yapabilecei bir ey yoktu -en azndan o an iin. Bir hazi misi gndermek iin yetkisi yoktu ve tutamayaca bir sz vermek de istemiyordu. Bu her eyi daha da berbat hale getirirdi. Yine de durumu hemen Konsey'e raporlayabilir, ey leme geilmesini tavsiye edebilirdi -hem hazine konusunda, hem de bu embesl kaptan hakknda. Huniye doru konuan byc, red cevabn belirsiz ve bulank terimlerle aktard. yle ki, z ii srece kimse bunun olumlu bir yant olmadn anlamazd. ou elf gibi, o da Geglerin ze leri gibi olduunu dnyordu -fda yuvarlanan talar gibi. Su gemisi sonuna kadar alm kanatlaryla, heybetli ve korkutucu grnyordu. Ellerinde uzu enekler tutan mrettebat, gvertede ayakta duruyor, inmekte olan su borusunu, gayzeri n zerine dikkatle yerletirmeye alyordu. Boru yerine yerleince by etkinleecekti. Yer mavi bir kla sanl olarak, su yerden fkracak, boru tarafndan emilecek ve binlerce menk olculuk yaparak, yukarda, Aristagon'da beklemekte olan ciflere ulaacakt. Bu sre balad an, elf gemisi en nemli grevini yerine getirmi olacakt. Tanklar azna kadar dolduu zama , byl su ak duracak ve su borusu geri ekilecekti. Su gemisi hazinesini brakarak geri ekti, ya da imdi olduu gibi, Gegleri etkilemek iin birka dakika harcayacakt. 409 EJDER. KAFIADI

il l^V. " ., s J (i ,, l,| , -f KERKBIRINCI BOLUM KALDIRALAR, DREVLIN AAI LEM Baatusta bundan hi holanmamt -hem de hi. Mahkmlarn olaylar ok sakin karlamasnda rin hazine yerine aa frlattklar szcklerden holanmamt. Avucun aasndaki kalabal otalardan holanmamt.

Gemiye bakarken, baatusta daha nce hibir geminin bu kadar yava hareket ettiini grmedii i dnd. Devasa bedene o kocaman kanatlan eken, bylece geminin iniini hzlandran halatl duyabiliyordu, ama Darral Uzun-kyl iin yeterince hzl deildi yine de. Bir kere bu tanr la Deli Limbeck gitsin, diye umutla dnd, her ey normale dnecekti. nndeki birka dakik ak geip gidiversey-di... Kanatlarn, gemiyi havada tutacak kadar akta brakan gemi, Avucun yannda, havadaki yerin e yanat. Kargo kapaklar ald ve cret, aada bekleyen Geglerin tepesine dt. Geglerd ken bir yaygara kopard, dierleri keskin gzler ve iyi bir parasal zek ile, deerli paral ar gzlerine kestirmiti. Ama Geglerin ou denleri grmezden gelmiti. Kolun tepesine ger hevesli, (ngrdayan) bir bek-

lentiyle bakmaya devam ettiler. ,bs "'-.'' "**>',ft. "abuk, abuk," diye mrldand baatusta Kapan almas bitmek tkenmek bilmez bir srede tamamland Hibir eyin farknda olmayan b deri her zamanki, kmseyen bir yz ifadesiyle inceliyordu. Darral o ifadeyi (ve berabe rinde dilerini de) bacanana yutturmay ok isterdi. "te geliyorlar!" Bapapazn enesi dmt, "ite geliyorlar." Arkasna hzla dnerek mahk bakt. "Welf-lere saygl olmay unutmayn. En azndan onlar tanr!" "Al, oluruz, oluruz!" dedi Bane tatl bir glmsemeyle. "Onlara bir ark syleyeceiz." "t, Ekselanslar, ltfen!" diye paylad Alfred, Bane'in omzuna elini koyarak. nsan dilind , baatustann anlamad bir ey daha ekleyip ocuu yoldan ekti. Neyin yolundan? Ve bu ark samal da neydi? Baatusta bundan da holanmad. Azck bile. Kapak ald ve iskele gemiden uzatlp, Avu'un parma-kularna skca tutturuldu. Kapakta d eki nesneleri inceleyen elf, bedenini batan ayaa kaplayan ssl, demir giysiyle ok byk g rdu. Yz grlmyordu; ejder kafas biiminde yaplm bir mifer kafasn koruyordu. Omzund ranm, ipek bir kemerle aslm, mcevher kakmal bir knn iindeki tren klc sarkyordu Her eyin yolunda olduunu gren elf, tangrdayarak, hantal hantal iskelede yrd; yrrken lasna arpyordu Avucun parmaklarna ulatnda durup evresine bakt. Ejder kafasndan mi ve ihtiaml bir grnt veriyordu Demirden giysi, zaten uzun boylu olan elfin boyuna bir otuz santim daha katyordu. Geglere, hatta insanlara 410 411 EIDER. KAPADI Mnrgnret Weis & Tracy Hicknan

tepeden bakyordu Mifer o kadar incelikle, o kadar korkunlukla ilenmiti ki, onu daha nc e gren Gegler bile huu iinde seyrediyorlard. Bapapaz dizlerinin zerine kt. Ama baatusta, etkilenemeyecek kadar endieliydi. "Bunun iin zaman yok," diye terslenerek, bacanan yakalayp ayaa kaldrd. "Aynaszlar, t getirin!" "Kahretsin!" diye kfretti Hugh kendi kendine. "Ne oldu?" Haplo ona doru eildi. ,^ "4 "j Kaptan tangrdayarak parmaklarn zerinde yryordu. Bapapaz dizlerinin zerine kmt. Ba itiriyordu. Limbeck kt tomarn kartryordu. "u elf. Boynuna asl eyi gryor musun? Bir ddktr ". . o." - "Eee?" "Bycleri tarafndan yaplmtr. Duyduuma gre, cifler ', dd ttrnce, kan se "Yani cifler dvecek." Oh** . i "Evet." Hugh kendi kendine kfretti. "Savalarn bunlar tadn biliyordum, ama su gemisi mrettebatnn da ddk leri olduunu bilmiyordum! Ve bizim savamak iin bir han erle plak ellerimizden baka hibir eyimiz yok!" Hibir ey. Ve her ey. Haplo'nun silaha ihtiyac yoktu. Ellerindeki sarglar karnca, yal kullanarak, gemideki her bir elfi mahvedebilir, istediini yapmalarn salayabilir, ya da byyle uyutabilirdi. Ama bysn kullanmas yasaklanmt. Havada izecei ilk rin, onu

-eski dnyay neredeyse fethedecek eski dmanlar- olduunu ortaya karacakt Bizi ele vermektense, lm se Bu seimi yapabilecek ka-

rarhla ve cesarete sahipsin Byle bir seim yapmam gerektirmeyecek beceri ve zekya sahi psin. Baatusta aynaszlara tanrlar getirmelerini emrediyordu. Aynaszlar Limbeck'e yneldiler, fakat Limbeck onlar nazike ve kararllkla dirsekleyerek yolundan ekti. Bir adm ne kar kartrd ve derin bir nefes ald. "Bir baka lemden gelen sekin ziyaretilerimiz. Baatusta ve Bapapaz. Sevgili GGIBITileri . Bana byk memnuniyet veriyor ki..." "En azndan savarken leceiz," dedi Hugh. "Szkonusu cifler olduunda, bu da nemli bir e Haplo'nun savarken lmesine gerek yoktu. lmesine hi gerek yoktu. Bu kadar sinir bozucu olacan dnmemiti. Welflere kranlarn iletmek zere tasarlanan ciyakanla-tan, imdi ciyaklayarak Limbeck'in sylevini iletiyordu. "Susturun unu!" diye bard baatusta. "...incirleri frlatp ataca bu doru olamaz." Limbeck durdu. Gzlklerini kartp taktktan sonra kda bakt. "Zincir atacaz!" diye bard, grebilmeye balaynca. Aynaszlar ne frlayp kollarn yakaladl "ark sylemeye balayn!" diye tslad Haplo. "Bir fikrim var." 'fi Hugh azn aarak bouk bir bariton sesle, gmbrdeye-rek arknn ilk notalarn syledi. H i kulak trmalayc bir ayaklamayla bastran Bane'in tiz sesi de ona katld. Melodiye dikka t etmiyor, ama tm szckleri eksiksiz sylyordu. Alfred'in sesi titriyor, neredeyse duyu lmuyordu; adam korkudan ak kemik kadar solmutu ve baylmak zerey-mi gibi grnyordu. 413 412 EIDER. Margaret Weis & Tracy Hickman

Ok ve yay tutan el, <'^ ,Tavlanm zincire dolanan ate... < "> i lk notayla beraber, aadaki Geglerden bir alk koptu ve silahlarn kavrayan herkes ttr atmaya, szldanmaya ve tm gleriyle ark sylemeye baladlar. Yukardaki aynaszlar, aa unca ardlar ve dikkatleri dald. Korkun arknn notalarn duyan kaptan boynuna asl apan kaldrp dd dudaklarna gtrd. Haplo kpein bana hafife dokundu, eliyle bir iaret yapt ve elfi gsterdi. "Yakala." " r ? ,> \ -si<' , ^'.^' Her ey alev, kalp aar da, Soylu yollar senin Ellx halk... Frlatlm bir mzrak gibi parlak, hzl ve sessiz olan kpek, kalabaln arasndan syrl ine atlad. Elfin demirden giysisi ok eski zamanlardan kalmayd ve giysilerin Aa lem'den, yukardaki emlere hzl klarda giyenleri "balanma" denilen rahatszlktan korumak iin giyildii g tcs olarak, gzda vermek iin giyiliyordu daha ok. Elf kaptan kpei grene kadar kpek osdoru zerine geliyordu, igdsel olarak, arpmaya kar kendini korumak istedi, ama han brnm bedeni o kadar hzl hareket edemiyordu. Kpek tam gsnn ortasna arpt ve kapt t devrildi. Haplo da kpekle beraber harekete gemiti, Hugh da hemen arkasndayd. Patryn'in dudaklarn da ark yoktu. Katil her ikisi iin de sylyordu zaten. f!' < 'ljfn ve,*' rt-Yanan kalp! Yn ver istence El gder atein istencini... "Hizmetkrlar birlein!" diye haykrd Limbeck, silkinip sinir bozucu aynaszlardan kurtul arak. Sylevine daldndan, tam ortasnda durduu kargaann farknda deildi. "Ben, bizzat yukardaki lemlere kyorum, gerei renmeye, hazinelerin en kymetlisini..."

"Hazineler..." diye yankland ciyakanlatan. "Hazine mi?" Avucun altnda duran Gegler birbirlerine baktlar. "Hazine dedi. Daha f azlasn veriyorlar! Yukar! Yukar!" Hl ark sylemekte olan Gegler kolun dibindeki kapya akn ettiler. Girii korumak iin bi nasz grevlendirilmi, ama onlar da kalabala yenik dmt (daha sonra birisi, boynuna bi sl olarak baygn bulunacakt). ark syleyen Gegler merdivenlere hcum ettiler. Elbc'in arksn el drter, Ate, kalp ve yurt arksn... lk Gegler kolun tepesindeki kapy ap, altn Avu'un dibine frladlar. Avucun yzeyi, hav sudan serpilen damlalar yznden kaygand. Gegler kayp, dengelerini yitirdiler ve kenar dan aa umalarna ramak kald. Yerlerinden frlayan aynaszlar, onlar durdurmaya altl divenlerden aa indirmeyi baaramadlar. Darral Uzunkyl dinleyip tangrdayan kalabaln rarak fkeden donmu bir ekilde izledi. Yzyllarca sren bar ve skunet, 41S 414 Margaret Weis & Tracy Hickman

bir arkyla sona ermiti. Alfred onu durduramadan, Bane heyecanla Hugh ile Hap-lo'nun ardndan kotu. Kargaann o rtasnda kalan Alfred, Prens'i yakalamaya alt. Limbeck'in gzlkleri bir itime srasnda ck gzlkleri kurtarmay baardysa da -her ynden darbe aldndan- tekrar takamad. Serseml kilde gz krptrarak, dostu dmandan, yukary aadan ayrdedemeyerek evresine baknd en Alfred, Limbeck'in omzunu yakalad ve onu gemiye doru srkledi. Yolculukta doan ate "-TU t ,'< ,s< "'"" ; 3 i|\;,u.r' Alev hafif bir ar gib A V .<)::A'! ,tv/, '(H-I\.M-(" . Avu'un parmaklan zerinde srtst yatmakta olan elf kaptan, kpekle baarsz bir ekilde m erdi. Kpein yrtc dileri miferle gs zrh arasnda bir boluk bulmaya alyordu. e, yerdeki elfin zerine eilmi bycye bakt. Byc bysn kullanmaya kalkarsa, Patryn' vermekten baka aresi kalmayacakt. Belki de, o kargaada, kimse grmeden yapabilirdi bun u. Ama byc kavgayla ilgileniyor gibi grnmyordu. Elf kaptann tepesine dikilmi, kpekle le etmesini dikkatle izliyordu. Bycnn elinde mcevher kakmal bir kutu vard; yz, heves r ifadeyle aydnlanmt. Bir gzn garip byc zerinde tutan Haplo hzla, boumakta olan elfin yanna diz kt. K ak durmaya zen gstererek elini demir kapl bedenin altna kaydrd ve klc arad. Klc bal olduu kemer koptu. Silah imdi onundu. Haplo bir an klc

inceledi. Patryn bu dnyada ldrmeye pek istekli deildi, zellikle de cifleri. Lordunun ilerde onlardan nasl faydalanabileceini grebiliyordu. Dnerek, silah Hugh'ya frlatt. Bir elinde kl, dierinde haner tutan Hugh, iskeleyi at ve kapaktan ieri, ark syleyerek girdi. , "Kpek! Buraya! Bana gel!" diye ard Haplo. Emre hemen itaat eden kpek, demir giysili elfin zerin den srad ve kaptan, ters dnm bir kaplumbaa gibi are sizce debelenir durumda brakt. Kpei beklerken Haplo, ya nndan geen Bane'i yakalamay baard. Prens vahi bir heye can iindeydi, nefesi yettiince arky haykryordu. "Brak beni! Kavgay grmek istiyorum!" "Bakcn hangi cehennemde? Alfred!" Kalabalkta khyay arayan Haplo, kvranan, itiraz eden o cuu skca yakalad ve brakmad. Alfred Limbeck'i Avu'ta kopan kargaann arasndan geirerek geliyordu. Ayakta dur maya alan Geg, hl iini dkyordu. "Ve imdi, baka lemden gelen sekin misafirlerimiz, size GGIBIT'in ilkesini aktarmak is tiyorum. lk olarak..." Kalabalk Alfred ile Limbeck'in etrafnda kapand. Bane'i brakan Haplo, kpeine dnd ve ocuu iaret ederek "Bekle!" dedi. Kpek srtarak arka ayaklannn zerine oturup gzlerini Bane'e dikti. Haplo yanlarndan ayr Bane gzn kpee dikmiti.

"Cici kpek," dedi ve kapaa doru dnd. Kpek umursamazca ayaa kalkp dilerini Ekselansla tolonunun arka ksmna geirip, skca tuttu. Haplo iskeleden Avu'a geri frlad. Alfred ile sylev vermekte olan Limbeck'i kalabalkta n kartp gemiye doru y417 416

Margaret Wes & Tracy Hickman neltti. Bonlarn almakta olan pek ok GGIBIT'i arkalarndan, kendilerini durdurmaya kalka herkesi sar etmekle tehdit ederek geliyordu. Haplo aralarnda Jarre'nin de olduunu f ark etti. Onun dikkatini ekmeye alt, ama Jarre bir aynasz elindeki frkten-szldakl uld ve onu grmedi. Haplo kargaaya ramen gemideki kavgann seslerini duymaya alyordu. Fakat Hugh'nun arks aka bir ey duyamad, hatta tek bir ddn ttn bile. "te, khya, ocuk senin sorumluluun altnda." Haplo Bane'i kpekten kurtarp ocuu sarslm grnen Alfred'e doru itti. Patryn ile kpek doru atldlar; Haplo herkesin arkasndan gelmekte olduunu varsayyordu. Avu'un iinde parlayan gneten geminin iindeki karanla girince, Patryn bir an durup, gz inin almasn beklemek zorunda kald. Tam arkasnda, Limbeck'in bir lk atp, sendeleyer inin zerine dtn duydu, n aniden yokolmas, gzlklerini kaybetmesiyle birleerek, Haplo'nun gr hemen berraklat. imdi, neden hi kavga sesi duymadn anlyordu. Hugh, an bir elfle kar karyayd. Elfin arkasnda, gemi mrettebatnn geri kalan, silahl olar ordu. Gemi bycsnn gmi sava cppesinden gne yansyor ve savalarn arkasnd h ark sylemeyi brakmt. Elfi dikkatle izliyor, atan bekliyordu. "'fkeli yry, prldayan hedef...'" diye devam etti Ba-ne, titrek sesiyle szckleri kula layc bir ekilde syleyerek. Elfin baklar ocua kayd, klc kavrayan eli hafife tit-

redi ve dili kuru dudaklar zerinde gezindi. Arkasnda dizilen dier cifler grne baklr bekliyorlard, nk gzlerini, liderleriymi gibi ona dikmilerdi. Haplo yerinde dnd. "Syleyin u kahrolas arky!" diye bard ve sarslp eyleme geen A eltti -keskin sesli bir tenordu. Limbeck ktlarn kartryor, nerede kaldn bulmaya Jarre iskeleye kmt, arkasnda da neeli ve hazineden paylarn almak iin hevesli GGIBIT d. Haplo lgnca iaret edince Jarre sonunda onu grd. "Uzak dur!" diye iaret etti Haplo, ayn zamanda szckleri de syleyerek. "Uzak dur!" Jarre birliini durdurdu. Hepsi itaatkrca yerlerine akld. Gegler balarn uzatarak grme ve kimsenin onlardan nce, bir cam boncuk bile almamas iin dikkat kesildiler. "'Ate yine yn verecek.'" imdi herkes daha yksek sesle sylyordu, Alfred'in sesi en gl kanyd ve melodide ba e'in sesi kslmt, ama asla yorulmuyordu. Geglerin artk ie karmayacandan emin olan H h'la elfe dnd. Ayn pozisyonda, kllarn kaldrm, birbirlerini dikkatle szyorlard. "Size zarar vermek istemiyoruz," dedi Hugh elfe. Elf zarife kan kaldrd ve silahl mrettebata gz gezdirdi. Yirmiye bir, stn durumdayd "Dalga geiyorsun," diye yantlad elf. -, Ama Usta ciflerin alkanlklar hakknda bireyler biliyor gibiydi, nk duraksamadan, d ini akc bir ekilde kullanarak konumaya devam etti. "Burada mahsur kaldk. Kurtulmak istiyoruz. Yksek lem'e gideceiz..." 418 419 Margaret Weis & Tracy Hickman

Elf dudak bkt. "Yalan sylyorsun, insan. Yks k " yasaktr. Byl bir engelle evrilidir. "nemli deil. Bizim gememize izin verecekler" H

Hugh. "u ocuk" -Bane'i iaret etti- "bir gizemustasmm o"' ludur. O..." 8" Limbeck kaldf yeri buldu. "Baka bir lemden gelen se kin ziyaretiler..." Dardan bir tangrdama ve demir dvlme sesi geldi "Ddkler! Ddkleri kullann, aptallar!" ki ddk ciyaklad -elf kaptanla kutuyu tutan bycnn-kiler. Kpek kulaklarn dikerek hrlad, srtndaki tyler dikilmiti. Haplo hayvan rahatlatrcas kpek sakinle-medi ve ac ac uludu. Tangrdama ve ddk sesi ykseldi. Kapakta beliren glg ordu. Alfred geriye ekilirken Bane'i de beraberinde srkledi. Limbeck, sylevini okuduundan k aptan grmedi. Demir zrhl bir ekil Gegi kabaca kenara iterek yere devirdi. Elf kapakta durup ddn ttrd. Miferini karmt. Mrettebatna dikilmi gzleri, fkeyle kzarm Ddn dudaklarndan, ancak vahi bir ekilde "Emrettiimi yap, lanet olasca temen!" deme k kadar ekti. Elinde kutusuyla byc de arkasndan geldi. Hugh'nun karsndaki elf, kendi kendine hareket ediyormu gibi grnen elini kaldrd. Gzle ptandan Hugh'ya, Hugh'dan kaptana gitti. Mrettebatn kalan ddklerini kaldrm, onlarla o yordu. Birka ekingen bip sesi geldi. Hugh neler olup bittiini anlamyordu, ama zaferin bir notaya bal olduunu anlad ve bouk ir sesle arky syleme-

acyla uludu ve Limbeck dahil herkes, son iki nefesleri yettiince yksek sylediler: Ok ve yay, duygular ve kalptir, Zincir hayat, dalar ayrlk. , ^ ,, ,f (,,lft ,. (, Temenin eli kprdayarak dd kavrad. Subaynn yanndaki elf savasn fark eden Haplo ine atlayp, elindeki silah almaya hazrland. Ama temen dd azna gtrmemiti. zerin detle ekip, kopard ve dd yere frlatt. Elf mrettebat arasnda bir tezahrat koptu ve hil- ou, temenin yaptn tekrarlad. Kaptann yz, fkeden kpkrmz kesilmiti. Zayf yanak-lannda beyaz lekeler belirmi, az "Hainler! Bir korkan peinden giden hainler! Weesham, sen tanmsn. syankr bunlar, pis r, geri dndmz zaman..." "Geri dnmyoruz, kaptan," dedi temen, gri gzleri buz gibi souk, dimdik durarak. "ark s meyi brakn!" diye ekledi. Hugh neler olup bittiini tam olarak anlamamt; grne gre, cifler arasndaki bir tr a ortasna dmlerdi. Ama bunun, durumu kendi karlarna deitirebileceini kavramakta gec eliyle bir hareket yapt. Herkes sustu, Alfred Bane'e sessiz olmasn iki kere emretm ek zorunda kald ve sonunda eliyle olann azn kapad. "Size bu adamn korkak olduunu sylemitim!" Kaptan mrettebata hitap ediyordu. "Bu hayva nlarla savaacak cesareti yok! karn beni bu eyin iinden!" Elf kaptan demir zrhn 420 421

Margnret Weis & Trncy Hkran iinde kprdayamyordu. Geiri elini zrhn stne koydu ve bir szck syledi. Demir eriyive an elf kaptan, elini yan tarafna gtrd ve klcnn yok olduunu grd. Ama klcn bulma gh ucunu boazna dayamt. "Hayr, insan," diye haykrd temen, Hugh'yu engellemek zere yaklaarak. "Bu benim kavgam. Kaptan, bana iki kere korkak dedin ve ben onurumu korumalym. Artk rtbenin arkasna sa klanamazsn!" "Bunu pek cesurca sylyorsun, temen, senin silahl, benim silahsz olduum dnlrse!" Temen Hugh'ya dnd. "Grdn gibi, insan, bu bir onur meselesi. nsanlarn bu tr eyleri diini duymutum. Kaptann klcn vermeni istiyorum. Bu seni silahsz brakacak elbette, am en fazla ansn da yok -bizim saymz sizden ok fazla. Yaarsam, sana yardm etmeye sz veri um. lrsem, o zaman ansn denemelisin." Hugh seeneklerini deerlendirdi, sonra omuzlarn silke-rek klc kaptana uzatt. ki elf k geldi ve dv pozisyonu ald. Mrettebat, kaptanlar ile temen arasndaki dv izlemeye b rinin yanna yanat. Haplo, katilin uzun sre silahsz kalmayacan tahmin ediyordu. Patryn'in kendi endieleri vard. Bir yandan da geminin dnda kan isyana gz kulak oluyor ve GGIBITilerin aynaszlar yendiini, gzlerini kan brm bir durumda bela aradklarn g

miye binerse, cifler bunun toplu bir saldr olduunu dnecekler, kendi aralarndaki ihtila lar unutup karlk vereceklerdi. Haplo, Geglerin gemiyi iaret edip hazine hakknda szland arn duymutu bile. Kl klca arpt. Kaptan ile temen ileri atlp, geri ekl-

EJDEK. KAHADI di. Elf byc hevesle arpmay izliyor, ilemeli kutuyu gsne bastryordu. Hzla ve bec eden ve mmkn olduunca az dikkat ekmeye alan Haplo, kapaa geri dnd. Kpek de onu tak W'ft Jarre iskelede duruyor, elindeki krk tefle, gzlerini Lim-beck'e dikmi, bakyordu. Ylmay an Limbeck ayaa kalkp, gzlklerini dzeltmi, kalm olduu yeri bulmu, sylevine devam e "...herkes iin daha iyi bir yaam..." K'r"" * VA fW!"" Jarre'nin arkasnda Gegler top lanyor, birbirlerini gemiye gidip, sava ganimetlerini almak konusunda tevik ediyorl ard. Haplo iskeleyi kaldran mekanizmay buldu ve nasl ilediini anlamak iin abucak ince i. Tek sorun, dii Geg'-di. "Jarre!" diye bard Haplo, elini sallayarak. "skeleden ekil! Kaldracam onu! Artk gitm rundayz!" "Limbeck!" Jarre'nin sesi duyulmuyordu, ama Haplo dudaklarnn hareketinden ne syledii ni anlamt. "Ona gz kulak olurum, sana geri getiririm. Sz veriyorum!" Verilmesi kolay bir szd bu . Bir kere ekle girince, Limbeck Gegleri ynetmeye ve onlar birlik iinde savaan bir rk yapmaya hazr olacakt -hayatlarn Nexus Lordu iin ortaya koymaya hazr bir rk. Jarre ne doru bir adm att. Haplo onu istemiyordu. Ona gvenmiyordu. Bir ey onu deitirm Onu Alfred deitirmiti. Alfred'le ortadan kaybolmadan nceki ateli devrimci deildi artk O adam, uysal ve zararsz grnen o adam, dikkat edilmesi gereken birisiydi. Bu srada, Gegler birbirlerini eyleme gemeye kkrtm, gemiye doru ilerlemeye balamlar rkasnda, iki 423 422 EIDER. Margaret Weis & Tracy Hickman

elfn mcadele etmeye devam ettiini duyabiliyordu. Mekanizmay hazrlad ve iskeleyi kaldrm ya hazrland. Jarre dp, lecekti. Bir kaza gibi grnecekti. Gegler cifleri sulayacakt. mekanizmann zerine koydu, altrmaya hazrlanmt ki, kpein yanndan geip iskeleye f raya!" Ama hayvan ya ona itaat etmiyor, ya da arklarn ve arpan kllarn ortasnda onu duymuy Sinirlenen Haplo mekanizmay brakt ve hayvann ardndan iskeleye kt. Kpek Jarre'nin gm olunu dilemi, onu iskeleden, Avuca doru ekiyordu. Dikkati dalan Jarre kpee bakt ve o anda, halknn gemiye doru ilerlediini grd. "Jarre!" diye haykrd Haplo. "Geri dndr onlar! Welfler onlar ldrecek! Saldnrsanz hep ecekler!" Jarre arkasn dnp nce Haplo'ya, sonra Limbeck'e bakt. "Sana bal, Jarre!" diye bard Haplo. "Artk nderleri sensin." Kpek Jarre'nin kolunu brakm, yzne bakyordu. Gzleri parlyor, kuyruu sallanyordu. "Hoakal, Limbeck," diye fsldad Jarre. Eilerek kpei skca kucaklad. Dnd ve omuzlar skeleden Avuca indi. Gegler'e dnerek ellerini kaldrd. Gegler durmutu. "Daha fazla hazine brakyorlar. Hepiniz aa inin! Burada bir ey yok." "Aa m? Aa m brakyorlar?" Gegler aceleyle dndler ve birbirlerini ittirip kaktrarak merdivenlere atldlar.

"Buraya gel, kpek1" diye emir verdi Haplo Hayvan sraya sraya gverteye dnd. Dili, bas-tramad bir zafer srtyla sarkyordu "Kendinle pek de gurur duyuyorsun, ha?" dedi Haplo. Me

kanizmay serbest brakt ve halatlara aslarak iskeleyi olabildi ince abuk kaldrd. Jarre'nin sesinin bir emirle ykseldiini ve Geglerin bararak desteklediini duydu, iskele ieri kayd. Kapa kapatan Haplo, onu skca kilitledi. Artk Gegler ne g rlebiliyor ne de duyulabiliyordu. , , \ f.\ "Asi it. Derini yzmeliyim," diye mrldand Haplo, kpein ipeksi kulaklann sevgiyle okaya . arpan kllarn sesini bastrmaya alan Limbeck devam ediyordu: "Ve sonu olarak, unu m ki..." 42S 424 ,*,*"'l f(1 w-'1 &},'

EJDER.

KIRKIKINCI BOLUM KALDIRALAR, DREVLIN AAI LEM Haplo kapaktan arkasna dndnde, temenin klcn elf kaptann bedenine sapladn grd aptan gverteye yld. Mrettebat sessizdi; ne bir tezahrat, ne de bir dvnme sesi duyulu . Yz souk ve kprtsz olan temen, geri ekilip, bycnn lmekte olan eltin yanna diz i. Haplo, devaml kaptann yannda bulunan bu bycnn bir otac olduunu dnmt. Bu yz e olana yardmc olmak iin herhangi bir hareket yapmadn grnce ard. Byc kakmal rna gtrd. "Szckleri syle!" diye tslad geir. -"; ,'" Kaptan bir abada bulundu, ama azndan kan boand. Byc fkelenmi gibiydi, elfin ban kaldrarak, hzla snmekte olan gzleri kutuya bakmaya zorlad. "Szckleri syle! Halkna kar grevin bu!" Yava yava ve gzle grlr bir abayla elf, Haplo'ya an lalmaz gelen szckler syledi. Kaptan geriye dt. lm t. Byc kutuyu kapad ve kukuyla dier ciflere bakarak, kskanlkla korudu. Sanki iine nadir ve kymetli bir mucev-

her saklamt "Bana zarar vermeye cesaret edemezsiniz!" diye szland. "Ben bir weeshamm, yasa tara fndan korunurum! Kutsal grevimi tamamlamam engellerseniz, yaamnz boyunca bir lanet pei izi brakmaz!" "Sana zarar vermeye niyetim yok," dedi temen, dudaklar kmsemeyle kvrlarak. "O sefilin uhu halkmzn ne iine yarar, yalnzca sen bilebilirsin, ya. Yine de, onuruyla yaama-sa da , onuruyla ld. Belki bu da bir eydir." Eilerek l elf lordun klcn ald. Dnerek, kab uzatt. "Teekkr ederim, insan. Ve sana da." Elf Haplo'ya bakt. "Geglerin yaratt tehlikeyi grd Belki, bu tr eyleri tartacak zamanmz olduunda, bana Drevlin'de neler olup bittiini an sn. imdi, bir an nce kalkmamz iin gerekli hazrlklar yapmamz gerek." Elf yine Hugh'ya Yksek lem hakknda sylediklerin, doru mu?" "Evet." Hugh l elfin knn alp klc iine soktu. "Olan" -baparma ile, ses karmada akmakta olan ocuu gsterdi- "Sinistrad diye bilinen bir gizemustas-nn olu." "Byle bir ocuk nasl senin sorumluluun altna girer?" Elf Bane'e dnceli dnceli baky n surat neredeyse saydam olan Bane, elfin baklarn yakalad. Gri gzlere bakarak tatl ve sur bir ifadeyle glmsedi ve ciddi, zarif bir havayla eildi. Temen bylenmiti. Hugh'nun yz karard. "Bo ver. Bu senin meselen deil. Yksek lem'e kmaya alrken, ge ldrsna urad. Onlar yendik, ama gemim zarar grd ve Maelst-rom'a dt." "Gemin mi? nsanlar ejder gemisi uuranaz!" 427 4 2 I:

Margaret Weis & Tracy Hickman "Usta Hugh denen insanlar, canlan neyi ekerse uurabilir." Elfler arasnda bir mrlt dolat. Dellonun balamasndan sonra kardklar ilk sesti bu. "Anlyorum Bu yeterli bir aklama." ', niformasnn cebinden dantel evrili bir mendil kararak, klcndaki kan sildi ve sil u. "Onurlu bir insan olarak biliniyorsun -garip bir tr onur, ama onur ite. Eer bana izin verirseniz, insanlar, geminin kaptan ldne gre, yapmam gereken iler var. renci size kamaralarnz gsterecek." Kleler de efendilerinin huzurundan byle kovulurdu, diye dnd Haplo. Elf bizimle ayn tar fta olmay tercih etti, ama bize kar ne sevgi, ne de sayg besliyor. Elf renci, takip et meleri iin iaret etti. Limbeck l elfin bedeninin yanna diz kmt. "Haklydm," dedi, Haplo'nun elini omzunda hissedince. "Tanr deiller." "Hayr," dedi Haplo. "Deiller. Sana daha nce de sylediim gibi, bu dnyada tanr yok." Limbeck evresine baknd, sanki bir ey kaybetmiti de ve aramaya nereden balayacan bilm u. "Biliyor musun," dedi biraz sonra, "sanki zgn gibiyim." rencinin peinde kpry terkederken, Haplo bir elfin sorduunu duydu. "Bedeni ne yapyoruz emen? Aa m atalm?" "Hayr," dedi temen. "O bir subayd ve cesedi de sayg grmeli. Bedeni ambara koyun. Orta lem'de durup onu ve geiri brakrz. Ve u andan itibaren, ikinci kaptan, bana kaptan di ye hitap edeceksin."

KAOADI Elf, mrettebatn saygsn kazanmak iin hzla hareket ediyordu. Kendi zd disiplin bal urmas gerektiini biliyordu. Haplo elfi sessiz bir takdirle vd ve dierlerinin peinden g itti. Gen elf onlar, Hugh'nun bir gemide, zindanlara e olduunu syledii bir yere yerletirdi. apishane plak ve tatszd. Duvarlarda, geceleyin uyumak iin hamaklann alabilecei engel ard. Gndz hamaklar kaldrlarak, hareket etmek iin yeterince yer alyordu. Kk lomboz iliyordu. Gemi Maelstrom'dan gvenle getikten sonra onlara yiyecek ve su getirmeye sz vererek yanlanndan aynlan renci, kapy kapatt. Danda srgnn yerine srldn iittiler. "Esir olduk!" diye haykrd Bane. Hugh yere kerek srtn blme duvanna yaslad. Ruh hali kt gibi grnyordu. Cebinden pip erinin arasna sktrd. "Gerek esir grmek istiyorsan, git de gvertenin altnda alan insanlara bak. Bizi buraya ilitlemelerinin sebebi onlar. Kleleri serbest brakrsak gemiyi ele geirebiliriz ve o da bunu biliyor." "O zaman gemiyi ele geirelim!" dedi Bane. Yz heyecandan kzarmt. Hugh ona ters ters bakt. "Bu gemiyi uurabileceini mi dnyorsun, Ekselanslar? Belki ben ini uurmak ok houna gitmitir, ha?" Bane fkeden kzard Eliyle ty kavrayarak fkesini yuttu ve gidip lomboz deliklerinin biri nden bakmaya balad "Ona gveniyor musun?" diye sordu Alfred endieyle. "u 429 428

EIDER. Margnret Wes & Tracy Hcknnn

elfe?" "Onun bana gvendiinden daha fazla deil." Hugh can skkn bir halde bo pipoyu ekitirdi. , , "Taraf m deitirdiler imdi? arky duyunca ne oldu bu ciflere?" diye sordu Haplo. "Taraf deitirmek mi?" Hugh ban sallad. "Sanmyorum. arkdan tamamen etkilenen elfler, riyle tm balarn koparrlar. Sanki baka bir dnyaya adm atm gibi olurlar. Bu elf her n sa, kendisi iin yapyor. Yksek lem'in nl zenginliinin cazibesi ve imdiye kadar hibir oraya gitmeye cesaret edememi olduu gerei, onu ekiyor." "Bizi frtnann ortasna frlatp, ocuu alkoymann daha kolay olaca aklna gelmemi mid "Evet, belki. Ama ciflerin 'garip' bir onur anlay vardr. Bir ekilde -muhtemelen asla nasl olduunu bilemeyeceiz- bu elfe, kaptann ellerine teslim ederek bir hizmet vermi ol duk. Mrettebat da buna ahit oldu. Durumu kendisi iin kolaylatrmak amacyla bizi ldrr arn gznde statsn kaybeder." "Demek elfler iin onur nemli." "nemli mi?" Hugh homurdand. "Ruhlarn satarlar onur iin, tabii daha nce akbabalarn ele eirmedii ruhlar." lgin bir bilgi. Haplo bilgiyi bir kenara saklad. Lordu pazarda ruh arayndayd. "Demek Yksek lem'e bir gemi dolusu elf korsan gtryoruz." Alfred iini ekti, sonra endi bir telaa kapld. "Ekselanslar, yoalmu olmalsnz. zin verin u hamaklardan birini as r tahtaya taklarak yzst yere devrildi. "Yorulmadm," diye itiraz etti Bane. "Ve elfler hakknda da

endielenme. Babam onlarn icabna bakar!" "Ayaa kalkmaya zahmet etme," diye neride bulundu Hugh yerdeki khyaya. "Maelstrom'a girmek zereyiz. O zaman kimse ayakta olmayacak zaten. Herkes oturup bir yerlere ttn sn." yi bir tavsiye. Haplo ilk frtna bulutlarnn geip gittiini grebiliyordu. imekler kr e akt; gkgrlts gmbrdedi. Gemi sallanp sarslmaya balad. Patryn bir kede gevedi da, ayaklarnn dibine kvrlmt. Alfred bedbaht bir halde kamburunu karp blme duvarna isyankr Bane'i pantolonundan ekip oturttu. Yalnzca Limbeck ayakta kalm, trans halinde lomboz deliinden dar bakyordu. "Limbeck," dedi Haplo. "Otur. Ayakta durmak tehlikeli." "Buna inanamyorum," diye mrldand Geg, arkasn dnmeden. "Tann yok... ve ben cennete gidi orum." 431 430 EJDER. KANADI

KIRKNC BLM GKLERN DERNLKLER ORTA LEM imdi Kaptan Botharel1 olan temen Bothar'n, ejder gemi-sinia gvenle Maelstrom'dan geir di. Dier elf gemileri ile kar karya gelmekten kanarak, Aristagon'daki liman kasabas S nas'a dmen krd -Usta Hugh'nun tavsiye ettii gvenli bir snaa doru. Burada ksa bir s iyecek ve su almay, geirden, kaptann cesedinden ve geirin kk kutusundan kurtulmay hede flemiti. Hugh Suthnas' iyi bilirdi; gemisinin bysnn yenilenmesine veya onanma ihtiya duyduunda raya demirlerdi. Elf kaptana burann ismini vermiti, nk kendisi gemiyi terk etmeyi planlyordu. Katil kararn vermiti. "Kraln habercisi" ile karlat gne lanet okuyordu. Anlamay k lanet okuyordu. Hibir ey yolunda gitmemiti; imdi kendi ejder gemisini kaybetmi, cann k pay kurtarmt ve kendine duyduu saygy kaybetmesine de ramak kalmt Elf gemisini ele g an ie yaramt, ama bu gnlerde elinin dedii her eyde olduu gibi, planlad gibi yr s gere-1 isimlere eklenen son ekler, rtbeyi goster B kaptann isminin sonuna "el" eki g lir Bir temenin snnn sonuna "in eki gelir Prens Reesh gibi bir prensin ismi, "alm" eki yle biter

432

ken kendisiydi, bu elf deil. Neden o lanet dellonun ortasna dmt ki? Neden ikisini bir ldrmemiti' Hugh, dvmeye kalksayd, kendisi dahil herkesin imdi lm olacan bilecek kadar zekiydi t reddediyordu Yaamlarn kurtarmak, Alfred, Limbeck... ve Prens'i korumak iin elinden g leni yaptn kabullenmek istemiyordu. Hayr! Her eyi kendim iin yaptm. Baka birisi iin deil. Hikimse umurumda deil ve bunu yacam. Onlar brakp, Suthnas'da karaya kacam. Brak bu aptallar Yksek lem'e gidip g anslarn denesinler. Unut bunu. Zarar haneme yazar, kartlar atar, kalkp masay terk ede rim. Suthnas liman, czdanlarna politikadan daha fazla nem veren elflerce iletiliyordu ve s u kaaklar, asiler, asker kaaklar ile birka dnek insan iin bir snak grevi gryor z deliklerinden kasabay grebiliyorlard ve ou, grdkten sonra, olduklar yerde kalmann iyi olaca kararma varmt. Kasaba, limann yannda yaplm pis hanlardan ve tavernalardan oluan bir topluluktan baka ir ey deildi; kasaba sakinlerinin evleri, mercankaya uurumun dibine, bir koyun srs gib i ylmt. Binalar khne ve harapt; pimi lahana kokusu -ciflerin gzde yiyecei- havada bunun sebebi, p dolu sokaklarda ynlar oluturan rk lahanalard Ama mavi gn altnd n, Suthnas Geg'e gzel ve hayran olunacak bir yer gibi grnmt. Limbeck daha nce hi gne yla ykanm sokaklar grmemiti Gokkubbe, yukarda, havaya 433

Margaret Weis & Trncy Hckmnn her aslm gibi parldyordu. nsanlarn amaszca ortalklarda gezindiini hi grmemiti; si ile ilgili ilerin peinde oraya buraya kotururlard hep. Yanaklarnda hafif bir rzgrn intisini, yaayan, byyen eyleri, hatta -ryp len eylerin kokusunu bile duymamt. Hu kulbeler olduunu syledii evler, Geg'e saray gibi grnyordu. Limbeck bunca ihtiama bakt grdklerinin bedelini kendi halknn teri ve kanyla dedii geldi aklna. Geg'in yz hzn izleip iine kapand. Haplo onu yznde bir glmsemeyle izliyordu. Hugh blmenin iini admlad, lomboz deliklerinden dar bakt ve ii fkeyle tterek kprd thar'el, katile isterse kabileceini sylemiti. "Hepiniz gitmelisiniz," dedi kaptan. "Henz ansnz varken, gidin." "Ama biz Yksek lem'e gidiyoruz! Sz vermitin!" diye haykrd Bane. "Sz vennitin," diye t arlad, elfle yalvaran gzlerle bakarak. "Evet," dedi elf, ocuun baklarna yant vererek. Bir byy bozmaya alrcasna ban d. ,"Ya sen?" "Ben Prens'imle beraber kalyoam." Elf Limbeck'e bakt, ama Geg anlamayarak Haplo'ya dnd. "Ben dnyay greceim, btn dnyay," dedi Geg kararllkla, elfin szleri tercme edilince enim halkm sayesinde varln srdryor." "Ben de onunla gidiyorum," dedi Patryn, glmseyip, sargl baparmayla Geg'i gstererek." "Demek," dedi Bothar'el Hugh'ya dnerek, "yalnz sen ka-

EJDEK. KAHADI hyorsun." "yle grnyor." Ama Hugh gemiyi terk etmedi. Rhtmda beklerlerken rencilerden biri blmeye ban uzatt. "Hl burada msn, insan? Ka . Bir an nce gitsen iyi olur." Hugh yerinden kprdamad. "Keke sen de bizimle gelsen, Sir Hugh," dedi Bane, "Babam seninle tanmay ok istiyor v e... teekkr etmeyi." Hugh kapana ksldn hissediyordu. ocuk onu istiyordu. Hemen terkedecekti oray. Hemen... anda. "Eee, insan?" diye srar etti renci. "Geliyor musun?" Hugh cebini kartrd ve son madeni parasn kard -ocuu ldrmek iin ald cret. Hom

att. "Kalp, servet peinde komaya karar verdim. Git bana biraz ttn al." Elfler Suthnas'ta fazla oyalanmad. Geir medeni topraklara ulanca isyan raporlayacak ve donanmadaki tm gemiler Carfa'shon'un peine decekti. Gklere aldklarnda Kap tan Bothar'el insan kleleri, mrettebat ve kendisini, geminin izlenme riskinden uzak olduuna inanana dek, tkenene ka dar altrd. ^ M^ Saatler sonra, Gecenin Lordlar pelerinlerini gnein nne rttkleri zaman, kaptan "misafir eri" ile konuma frsat buldu "Demek haberi duydun," oldu kaptann ilk szleri, Hugh'ya hitaben. "Bilmeni isterim ki, sizi teslim ederek iyi bir kr yapabilirdim, ama demem gereken bir borcum var s ana. En azndan bir ksmn denmi sayyorum." 435 434

Margaret Weis & Tracy Hickman ' "Ttnm nerede?" diye sordu Hugh. .' ' ' ' ' "Ne haberi?" dedi Alfred Kaptan bir kan kaldrd. "Bilmiyor musunuz? Gemiyi terk etmemenizin sebebi bu, diye dnm atile doru bir kese frlatt. Hugh ustaca keseyi kaparak at ve koklad. Piposunu kararak doldurmaya balad. "Bana dl konmu, Usta Hugh." *^*<" ' S"<',M*f ' Hugh homurdand. "Yeni bir ey deil bu." '' "Toplam iki yz bin fpara." Usta baklarn kaldrp slk ald, "ite bu iyi bir cret. Bunun ocukla bir -ilgisi var kayd. ocuk, ciflerden kt kalem istemi, gemiye ktndan beri resim izmekten baka b mse bu elencesine kanmyordu. Brtlen toplamasndan daha gvenliydi en azndan. "Evet. Bu adamla birlikte" -elf Alfred'i iaret etti- "Volka-ran prensini kardnz sylen r. Senin bana da yz bin fpara dl konmu," dedi dehet iindeki khyaya, "ikiyz-bin U e eer biriniz veya ikiniz canl getirilirse aynca iyi bir dl de vaat ediliyor." "Ya ben?" Bane ban kaldrd. "Benim iin dl yok mu?" "Stepnen seni geri istemiyor," diye hrlad Hugh. Prens bir an bunu dnp kkrdad. "Evet, sanrm haklsn," dedi ve izimine dnd. "Ama bu imknsz!" diye haykrd Alfred "Ben. . Ben Ekselanslarnn hizmetkrym! Onu konma nnda geldim..." "Kesinlikle," dedi Hugh "te Stephen'n tam olarak istemedii de bu." 436

KAFIADI "Bunlarn hibirini anlamyorum," dedi Kaptan Bothar'el. "Sizin iyiliiniz iin, Yksek lem onusunda drst olduunuzu umuyorum. Bu gemiyi iletmek ve mrettebatma cretlerini demek i araya ihtiyacm var ve byk bir frsat da kardm." "Elbette doru!" diye haykrd Bane, alt dudan sevimli bir somurtmayla kvrarak. "Ben gerekten Sinistrad'n, Yedin ci evden bir gizemustasmn oluyum. Babam sana iyi bir dl verecek!" - ,t( ,T , \ >.ti ' v ,,, . , "yle yapsa iyi olur!" dedi kaptan. Elf, mahkmlara sert bir ifadeyle gz gezdirdi, sonra uzun admlarla blmeden kt. Arkasnd bakan Bane, gld ve iziktirmeye geri dnd. "Bir daha asla Volkaran'a dnemeyeceim!" diye mrldand Alfred. "Srgndeyim artk." "Bu durumdan kurtulmann bir yolunu bulamazsak l saylrsn," dedi Hugh, piposunu byl ka ald bir kmr parasyla yakarak. Byl kab, yiyeceklerini stmak ve geceleri snmak "Ama Stepnen bizi canl istiyor." "Yalnzca bizi elleriyle ldrme zevkini tatmak iin." Ban kaldrp Hugh'ya bakan Bane, sinsi sinsi glmsedi. "Kasabaya ksaydn birisi seni fa ele verecekti. Benim yzmden kaldn, deil mi? Hayatn kurtardm." Hugh yorum yapmad, duymazlktan gelmeyi tercih etmiti. Dnceli bir sessizlie gmlmt.

fark etmedi bile. Bir sre sonra kendine geldiinde -Alfred hari- herkesin l Byl parlayantalarn iine konduu demirden bir kap Ik ve s kayna olarak kullanl r , 437

Mnrgnret Weis & Trncy Hickman uykuya daldn fark etti. Khya lombozun yannda durmu, gecenin kasvetli griliine bakyor utulan bacaklarn hareket ettirmek iin kalkan Usta, o tarafa doru yrd. "Bu Haplo denen adam hakknda ne dnyorsun?" diye sordu Hugh. >" < w "Neden?" Alfred srayp, katile korkuyla bakmt. "Neden soruyorsun?" "Hibir sebebi yok. Sakin ol. Senin ne dndn me rak ettim, o kadar." '; * ^ '' !' ' H 'rta'":, "Hibir ey! Hakknda hibir ey dnmyorum! Bana izin verirseniz, efendim," diye szn ke tam Hugh konuacakken, "ok yorgunum. Biraz uyuan iyi olur." Bu da neydi imdi? Khya battaniyesine dnd. Uzand, ama onu izlemekte olan Hugh, Alfred' in uyumaya pek de niyeti olmadn grd. Kaskat yatyor, ellerini ovuturuyor, derisinin grnmeyen izgileri takip ediyordu. Yz, Ac ve Dehet isimli bir oyunda maske olarak kull nlabilirdi. Hugh neredeyse ona acyacakt. Yalnzca neredeyse ama. Hayr, Hugh'nn evresine rd duvarlar hl yerindeydi, hl gl k olumu, ieri bir gne nn girmesine sebep olmutu belki -karanla alk gzleri i nu durdurmu, zerini kapatmt. ocuun zerindeki etkisi yalnzca byyd -katilin kontrol bir eydi, en azndan Yksek lem'e kana kadar. Hcresinin bir kesine ekilen Hugh geved ya dald. Yksek lem'e ulamalar, elf ejder gemisinin neredeyse iki haftasn ald. Kaptan Bothar'el' n hesaplarna gre, olmas gerektiinden ok daha uzun bir sreydi bu Yalnz, mrettebatnn rin normalden ok daha abuk yorulacaklar-

n hesaplamamt. Gemi bycsnn yapt byler azalan hava basncna dayanmalarn sal i kesen, havann azald gereine kar yapabilecei bir ey yoktu. Elf mrettebat gittike daha endieli, sessiz ve huzursuz oldu. Engin ve bo gkte umak rk tlerinde, gk-kubbe gndzleri parldyor, geceleri solgun bir k yayyordu. Gemideki en sa bile, gkkubbenin gkte yzen mcevherlerden olumadn grebiliyordu. "Buz paralan," dedi Kaptan Bothar'el, drbnyle inceleyerek. "Buz mu?" kinci kaptan neredeyse rahatlam grnd. "O zaman daha ileri gidemeyiz, deil mi kaptan? Buzun iinden geemeyiz. Geri dnsek daha iyi olur." "Hayr." Bothar'el drbn kapatt. Sanki subaynn sz lerine cevap vermiyor, iindeki bir itiraz yantlyordu. "Buraya kadar geldik. Yksek lem yukarda bir yerde. Gidip onu bulacaz." * ""'' "Ya da bulmaya alrken leceiz," dedi ikinci kaptan, ama yalnzca kendi kendine. Ykselmeye devam ettiler. Gkte asl parlak, devasa bir kolye gibi duran gkkubbeye iyice yaklatlar. Ne herhangi bir yaam tr, ne de insan byclerin en beceriklilerinin zerind abilecei bir kara paras grebiliyorlard. Hava giderek souyordu. Ellerinin altndaki her giysi parasn zerlerine geirmek zorunda k ldlar. Mrettebat kendi aralarnda, bunun aptallk olduunu, hepsinin ya souktan, ya da ge ri dnmeye gleri kalmadndan burada mahsur kalp, olup gideceklerini homurdanmaya balad Hibir yaam belirtisi grmeden gnler geti. Erzaklar 439 438

Margaret Weis & Tracy Hckman azalyordu. Souk dayanlmaz bir dereceye gelmiti. Kaptan Bothar'el, "misafirlerine" fi krini deitirdiini, Orta lem'e geri dneceklerini sylemek zere aa indi. Mahkmlarn bulabildikleri btn battaniyelere sarnp, byl kabn stne eildiklerini gr e hastayd -ya souktan, ya da hava bamandaki deiiklikten tr. Kaptan, onu neyin hayatta

ttuunu bilmiyordu (Alfred biliyordu, ama kimsenin riyordu.) Tam Bothar'el aklamasn yapacakt ki, yukardan "Ne var?" Kaptan kprye kotu. "Aday bulduk mu?" eyen renci, falta gibi ak gzlerle lombozdan tr'"IJ/"<" it'.' M''"'M' 440

ona sormay akl etmemesi iin zen gste gelen bir ses onu ard. ,,, "Daha dorusu, efendim," dedi kekel dar bakarak, "o bizi buldu."

KIRKDORDUNCU BOLUM SINISTER1 ATOSU YKSEK LEM Iridal pencerede durdu ve kristal camlardan dan bakt. nndeki gzellik, kyas bilmez bir ellikti. atosunun opal duvarlar gne nda parlyor, Yksek lem'in gn oluUran pa Duvarlarn aasnda, atonun dikkatle tasarlanan ve baklan baheleri ve ormanlar, parlak erler kaklm, krk mermerlerden oluan patikalarla kesiliyordu. Gzellikleri, insann yre rdurabilirdi. Ama Iridal gzellikleri grmemeye balayal ok olmutu. "Gkkuandan" anlam kendi ismi bile, onunla alay ediyordu. evresindeki dnya griydi. Kalbine gelince, u zun zaman nce atmay brakm gibiydi. "Eim." Ses arkasndan gelmiti. Iridal titredi. Odasnda yalnz olduunu dnyordu. Kocasnn varln bildiren, terlikli iz yryn ya da ipek giysilerinin hrtsn duymamt. Yllardr kocas odasna girmem ini kavrayp sktn hissetti. Korkuyla arkasna dnnce onunla yz yze geldi. "Ne istiyorsun?" Eliyle sabahln bedenine skca sard, l ngilizce'de uursuz anlamna gelir ( n ) '' 441 K.nn"Di Mnrgnret Weis & Tracy Hickmnn

sanki zayf kuma onu kocasna kar konyacakm gibi. "Benim zel daireme neden giriyorsun? Sinistrad perdeler ve pskll rtler arasndaki yatana, lavanta kokulu ipek araflarna sabah yatana dikkatle lavanta yapraklar serpilir, her gece dikkatle sprilrd. >' "Ne mandan beri bir kocann, karsnn yatakodasna girmesi yasaklanr oldu?" "Beni rahat brak!" Kalbindeki soukluk dudaklarna dek yaylm gibiydi. Zorlukla hareket e ttiriyordu onlar. "Endielenme, eim. On devirdir buraya korktuun ama iin gelmiyoam ve bir daha da gelmeyi planlamyorum. Bu tr eyler senin iin olduu kadar, benim iin de tiksindirici; hepimiz l e kokulu maaralarda kzan hayvanlar da olabilirdik. Bana, seninle konumak zere geldiim nuyu hatrlatt bu. Sonunda olumuz geliyor." "Olumuzf" diye haykrd Irdal. "Senin olun. O benim olum deil!" "Buna sevinelim," dedi Sinistrad solgun, kuru bir glmsemeyle. "Konuyu bu adan deerlen dirdiine sevindim, hayatm. ocuk geldiinde szlerini hatrlayacan ve iimize karmayac "Elimden ne gelir ki?" "Umutsuzluk sana yakmyor, eim. Unutma, numaralarn biliyorum. Gzyalar, surat asma, o gremeyeceimi sandm kk kucaklamalar. Seni uyaryorum, Irdal, gryorum. Gzlerim her a kafamn arkasnda. ocuk benim. Sen de kabul ettin. Asla unutma bunu." "Gzyalar1 Gzyalarmdan korkma, eim. Uzun zaman nce kadu onlar" "Korku mu' Ben hibir eyden korkmam, eim. Hele sen-

den, hi," diye yantlad Sinistrad, elenerek "Ama bam artabilir, ocuun akln kart e uramak iin zamanm yok." "Neden beni bir zindana kapatmyorsun ki? Burada, ad konulmam bir zindan hayat yayorum aten." "Bunu da dndm, ama ocuk grmesi yasaklanan annesine ar bir ilgi duyacak. Hayr, ortal en, ona sevimli sevimli glmsemen ve senin ne kadar zayf, ne kadar korkak olduunu grme sine izin vermen daha iyi olur." "Ona beni kmsemeyi retmemi istiyorsun." Sinistrad omuzlarn silkti. "O kadarna karamam, hayatm. Seni hi dnmese, planlarm a iyi olur. Ve ansmz varsa, senin uygun bir ekilde davranman salayacak bir ey de var eli izde. Rehineler. insan ve bir Geg oluma elik ediyor. Ellerinde bu kadar ok hayat tutm

ak, Iridal, sana kendini ne kadar nemli hissettiriyordur!" Kadnn yz sarard. Dizleri titredi ve bir sandalyeye kt. "Dmtn, Sinistrad, ama hi n! Tehdidine inanmyorum!" "O zaman baka bir ekilde ifade edelim, eim. Hi kimseyi ldrmediimi sanyorsun. Ama zate ikimiz de beni hi tanmadn itiraf etmeliyiz -nokta. Sana iyi gnler, eim. Bizim olumuz amlamak zere odandan kman gerektii zaman haber veririm." Eilip, kar koca arasndaki eski geleneklere uygun olarak elini kalbinin zerine koydu ve bu jesti de bir horgrme ve alay malzemesi yapt Ardndan oday terk etti. Kontrol edilemez bir ekilde titreyen kadn, yerinde bzld ve pencereden dar kuru, alev v gzlerle bakt... 442 443 KAOADI Margaret Weis & Tracy Hicknan

,'4 "...Babam senin kt bir adam olduunu sylyor." Gen kz, Iridal, babasnn evindeki bir pencereden dan bakyordu. Ona neredeyse dokunacak adar yakn duran, fakat asla dokunmayan adam, gen bir gizemustasyd. Iridal'in dadsnn ro antik masallanndaki yakkl, kt kahramand o -przsz, solgun bir cildi; her zaman gizem la dolu gibi duran duru, kahverengi gzleri, kendisine yeterince yaklaan herkese bu srlar paylamay vaat eden bir glmsemesi vard. Yedinci evden usta bir byc -bycler n yksek rtbe- olduunu gsteren siyah, yaldz kenarl takkesi, burnun zerine doru sivri b ula alalyordu. Gzlerinin arasndan ykselen takke, ona bilge bir grnm, yznn yoksun ade veriyordu -nk kalar ve kirpikleri yoktu. Tm bedeni doutan tyszd. "Baban hakl, Iridal," dedi Sinistrad yumuak bir sesle. Elini uzatarak bir sa tutamyl a oynad. Gsterdii tek samimiyet, bu kadard. "Ben ktym. nkr etmiyorum." Sesinde, doku etini erittii gibi, kalbini eriten bir hzn vard. Yzn ona dnen Iridal ellerini uzatp Sinistrad'm ellerini tuttu. Glmsedi. "Hayr, akm! sana kt diyebilir, ama onlar seni tanmyorlar! Benim tandm gibi deil." "Ama hakllar, Iridal." Sesi nazik ve drstt. "Sana gerei imdi sylyorum, nk daha so tem etmeni istemiyorum. Benimle evlenirsen, karanlkla evlenirsin." Parmaklan sa tutamn sard sard ve Iridal'i gittike yakna ekti. Szckleri ve ciddi ifa en kzn kalbinin acyla burkulmasna sebep oldu, ama ac heyecan verici ve tatlyd. zerin karanlk -gizemustas toplumunda konuulan karanlk sylentiler ve karanlk szckler- bile h canlyd. Tm yaam, yani on alt yl skc ve yavan gemiti. Annesi-

nin lmnn ardndan zerine titreyen babasyla yaayan Iridal, ninesi gibi grd bir dad itirilmiti. Babas, kznn hassas yanana yaamn kaba rzgrlarnn dokunmasna bile day nu boucu bir sevgi kozasna sarlm bir ekilde, maliknesinde kapal tutuyordu. Kozadan kan kelebek parlak ve ltlyd; zayf kanatlan onu dorudan Sinistrad'm ana g "Sen ktysen," dedi gen kz, ellerini koluna sararak, "planlarn dinlemeyi redderek ve he r seferinde dehan kstekleyerek, bu dnyadr seni kt yapan. Ben senin yannda yrrken, sa receim." "O zaman, eim olacak msn? Babann dileklerine kar gelecek misin?" "Rtm ispat ettim. Kendi seimimi yapabilirim. Ve, akm, ben seni setim." Sinistrad hibir ey sylemedi, ama o gizemli glyle glmseyerek parmana skca sard ...Iridal doum sanclarndan yorgun dm, yatanda yatyordu. Dads minicik bebei ykam sarm, annesinin yanna getirmiti. Nee dolu bir olay olmalyd, ama Iridal'in dads olan dn, bebei annesinin kollarna brakrken alyordu. Yatakodasnm kaps ald. Iridal alak sesle inledi ve bebee yle sk sanld ki, bebek y maya balad. Ban kaldran dad, nazik elleriyle kadnn terli buklelerini okad. Krk ma ifadesiyle sertlemiti. "Bizi yalnz brak," dedi Sinistrad, gzleri kars zerinde sabitlenmi, dadyla konuurken. 445 444

Margnre Weis & Tracy Hickman /,, "Yavrumu brakmam!" ,,ft Gizemustasnn gzleri dadya kayd. Dad yerinden kprdamad, ama Iridal'in gzel sal an eli titriyordu. Dadsnn parmaklarn yakalayan Iridal, onlar pt ve alak, titreyen bi le dadsndan dar kmasn istedi. "Yapamam, yavrum!" Dad alamaya balad. "Yapmak istedii ok zalimce! ok zalimce ve garip! "k dar," diye hrlad Sinistrad, "yoksa durduun yerde seni kl ederim." Dad ona kt kt bakt, ama odadan dar kt. Reddederse kimin ac ekeceini biliyordu. "Bu da bittiine gre, dadn bu evden gitmeli, eim," dedi Sinistrad, gelip yatan yannda d rarak. "Kendi evimde bana meydan okunmasndan holanmam." "Ltfen, hayr, eim. Sahip olduum tek arkada o." Iridal'in kollan, bebei sk sk sarm e battaniyeyi skca kavrayarak, yalvarrcasna kocasna bakt. "Ve olumuza bakarken yardma ihtiyacm olacak! Bak!" Battaniyeyi bir kenara ekerek krmz, buruuk, gzleri smsk kap skca kapanm yumruklan gsterdi. "Ne kadar gzel, deil mi, eim?" aresizce, kendi eti v dan olan bu bebein grntsnn, kocasnn fikrini deitireceini umut ediyordu. "Amacma uyuyor," dedi Sinistrad, ellerini uzatarak. "Hayr!" Iridal geriye doa ekildi. "Benim yavrum olmaz! Ltfen, yapma!" "Hamile olduunu sylediin gn niyetimi sana bildirmitim. Seninle yalnzca bunun iin evlen iimi, seninle yalnzca bu sebeple yattm sylemitim. ocuu bana ver!" Iridal bebein zerine bzld. Ban emiti. Uzun salar parlak bir perde gibi bebei rt may red-

EIDER, KAHADI dediyordu, sanki ona bakmak, kocasn glendiriyormu gibi. Gzlerini kapatarak yok olmasn ayabilirmi gibi Ama ie yaramad, nk gzleri kapalyken bile, aka dair parlak hayallerin mamen ve geri dnlemez bir ekilde paraland o korkun gnk haliyle grebiliyordu onu. I o harika haberi verdii, iinde ocuunu tadn bildirdii gnk haliyle. O gn, souk ve le, bebei ne iin kullanacan aklamt. Iridal, bireyler planlamakta olduunu bilmeliydi. Aslnda biliyordu, ama kendi kendin e itiraf edemiyordu. Gerdek gecelerinde, gkkua renkleriyle bezeli hayaller dnyasndan, gri bir bolua dmt. Kocas iini ksaca, i grrcesine, ona dikkatle bakp, Iridal'in reklemesi iin aba gsterircesine bitirmiti. Gndzleri karsn nadiren grm, onunla n Iridal gece ziyaretlerinden korkar olmutu. Bir seferinde kocasn reddetmeyi gze alm, ke ndisine sevgiyle davranmas iin yalvarmt. O gece kocas ona yle bir vahetle, yle bir a ahip olmutu ki, Iridal bir daha onu reddetmeye cesaret edememiti. Belki de ocuk o g ece rahme dmt. Bir ay sonra, hamile olduunu anlamt. Ona syledii gnden itibaren, Sinistrad bir daha odasna gelmemiti. ocuk kollarnda alyordu. Gl eller Iridal'in salarn yakalad ve ban arkaya doru b arndan ekip ald. Anne yalvararak yatandan yere srnd ve o kollarnda alayan bebekle d ocasnn arkasndan gitmeye alt. Ama ok zayft. Kan lekeli araflara dolanarak yere d ocasnn cppesini yakalayp ekti. "Bebeim1 Bebeimi alma!" 447 446

Margaret Weis & Tracy Hickman ( Adam Iridal'e souk gzlerinde tiksintiyle bakt. "Sana karm olmay teklif ettiim gn ne duumu akladm. Sana hi yalan sylemedim. Bana inanmamay tercih ettin ve bu senin hatan. u ie kendi kendine dolandn." Eilerek pelerininin kuman kavrad ve Iridal'in zayf parma rndan kurtard. Dnp, odadan kt. O gece ge bir saatte geri dndnde yannda bir baka bebek getirdi -Volkaran ile Uylandia' kral ve kraliesinin gerek ocuunu. Sinistrad bebei Iridal'e, yol kenarnda bulduu bir k k yavrusunu uzatan birinin tavryla uzatt. " "Ben olumu istiyorum!" diye haykrd Iridal. "Bir baka zavall kadnn ocuunu deil!" "O zaman, bebekle neyi istiyorsan onu yap," dedi Sinistrad. Plan ie yaramt. yi bir ruh halinde olduu bile sylenebilirdi. "Emzir. Bo. Umurumda deil."

Iridal minik bebee acm, ona gsterecei sevginin, ok uzaklarda kendi bebeine de gsteri i umarak, ona ev-katle bakmt. Ama bebek birka gn iinde ld. Bebekle beraber Iridal'in bireyler de lmt. Bir ay sonra, labaratuvannda alan Sinistrad'n yanna giderek, sakin bir tavrla ve sessi zce, onu terk edeceini ve babasnn evine gideceini syledi. Gerekte, Orta lem'e gidip o u geri almay planlyordu. "Hayr, hayatm. Pek sanmyorum," diye yantlad Sinistrad, inceledii metinden ban kaldr "Seninle evlenmem, zerimdeki kara bulutu kaldrd. Dierleri artk bana gveniyor. Bu lemde kama planlarmz baarl olursa, tm insanlarmzn yardmna ihtiyacm olacak. Sorgulamad rimi yapmallar. Senden ayrlmamn yarataca skandali gze alamam."

EJDEK. Sonra ban kaldrp ona bakmt ve Iridal kocasnn planlarn, yreinde gizledii srlar "Beni durduramazsn!" diye haykrmt Iridal. "Benim rebildiim gizemler gldr, nk b kliyim, senin kadar yetenekliyim, eim, yaamn hrslarna adam olan senin kadar. Ktl Seni izlemeyecekler, sana kar birleip, seni yok edecekler!" "Haklsn, hayatm. Seni durduramam. Ama belki de bunu babanla tartmak istersin." Kitapta kald yeri parmayla iaretleyerek ban kaldrm, eliyle bir iaret yapmt. M bir kutu havalanm, bycnn kitabnn yanna konmutu. Bir eliyle kutuyu aan byc, ii den bir sicime bal, gm bir madalyon karmt, Iridal'e uzatmt. "Nedir bu?" Iridal pheyle madalyona bakmt. "Bir hediye, hayatm. Sevgi dolu kocasndan, sevgi dolu karsna." Glmsemesi, kalbine sapl anan bir bak gibiydi. "A onu." Iridal madalyonu alrken parmaklar yle hissiz, yle souktu ki, neredeyse madalyonu dry inde babasnn bir portresi vard. "Drp krmamaya dikkat et," dedi Sinistrad nemsemezce, kitabna dnerek. Iridal dehet iinde, portrenin kendisine baktn grmt. Tuzaa dm, canl gzleri ac Penceresinin dnda duyduu sesler, Iridal'i hznl hayallerinden syrd. Zayf ve dengesi de sandalyesinden kalkarak, pencereye doru bakt. Sinistrad'n ejderi bulutlarn zerinde uuyordu, kuyruu sisleri uzun eritler halinde 448 Margaret Wes & Tracy Hicknan EJDER. KAPADI

blyor, bunlar da eriyip yok oluyorlard -hayaller gibi, diye dnd Iridal. Civa ejderi, S nistrad'm komutu zerine gelmi, atonun evresinde emberler izerek efendisini bekliyordu. Hayvan devasa boyutlardayd, parlak gms derisi, kasl, zayf bir bedeni, alev alev, krm ri vard. Kanatlar yoktu, ama Orta lem'deki kanatl kuzenlerinden daha hzl uabiliyordu. Civa ejderleri olarak bilinen bu ejderler sinirli ve gvenilmez hayvanlard ve trleri nin en zekileri idiler. Yalnzca en gl bycler onlar kontrol edebilirdi. Bu durumda bil ejder by altnda olduunu bilir, bycye kar daimi bir zihinsel mcadele verir, bycy olmaya zorlard. Iridal pencereden ejderi seyretti. Ejder daima hareket halindeydi -bir an devasa bir kangal gibi kvrlyor, ban en yksek kuleden daha yksee kaldryor, akinde imek hzyla zlerek uzun bedenini atonun sislere gmlm duvarlarnn evresine amanlar Iridal ejderden korkuyordu. Byl gemlerinden kurtulduu anda, hepsini ldrebilird i. Ama artk umanda deildi. Sinistrad ortaya knca Iridal isteksizce pencereden geri ekildi. Yukar doru bakacak olu rsa, kendisini grmesini istemiyordu. Fakat Sinistrad Iridal'in odasna ban kaldrmad, da a nemli ilerle meguld kafas. Elf gemisi grlmt; olu gemideydi. O ve Konsey'deki di son planlarn ve hazrlklarn yapmak zere toplanmalar gerekiyordu. Ejderi yanna almasn buydu. Yedinci evden bir gizemustas olan Sinistrad, kendisini zihinsel olarak lonca salo nuna aktarabilir, zihni hedefe vard zaman bedenini zerek, orada tekrar oluturabilirdi. Orta lem'e de byle gitmiti. Fakat byle bir baarnn bir bedeli

vard ve yalnzca bycnn yoktan var olduunu izleyen birileri varsa zahmete deerdi. Elfle

devasa bir ejderin grntsnden, zihinsel bynn rafine ve ince tekniklerinden daha ok etk nirlerdi. Sinistrad, Gorgon ismini verdii ejdere bindi. Ejder havala narak Iridal'in gzleri nnde kayboldu. Kocas bir kere bile arkasna bakmamt. Neden baksnd ki? Iridal'in kamasndan korkmuyordu. Artk deil. atonun evresinde bekleyen muhafzlar yoktu. Onu izlemekle ve yaptklarn efendilerine raporlamakla grevlendirilmi hizmetkrlar yoktu. Hizmetkr bulabilseler bile, onlara ihtiyac yoktu Sinistrad'm. Iridal kendi kendisinin gardiyanyd, utancyla balanm, korkusuyla esir edilmiti. 'nMStj"t Eli madalyonun zerine kapand. indeki portre artk canl deildi. Babas birka yl nce strad tarafndan tuzaa drldkten sonra, bedeni solup gitmiti. Ama Iridal babasnn resm t her seferinde, gzlerindeki acma duygusunu hissedebiliyordu. ato sessiz ve botu. Neredeyse kalbi kadar sessiz ve bo. Giyinmeliyim, dedi kendi ke ndine hznle ve zerinden artk hi karmad geceliini kararak; uykudan baka ka yo Pencereden ayrlp dnnce karsndaki aynada kendisini grd. Yirmi alt devir -yz devirdi bi grnyordu. Bir zamanlar altn bala batrlm ilek renginde olan salar, imdi pencere een bulutlar kadar beyazd. Bir fra alarak, halsizce, dolak bukleleri amak iin aba g Olu geliyordu. yi bir izlenim vermeliydi. Yoksa Sinistrad sinirlenirdi. 450 4Sr EJDER_ KfriADI

kfj <X;> ./! KIRKBENC BLM ".-, ". YEN UMUT YKSEK LEM smi gib' hzl olan civa ejderi, Sinistrad' Yeni Umut'a, Yksek lem'in bakentine tad. tas, kendi halkn etkilemek iin ejder kullanmaya baylrd. Baka hibir byc, bu son de e tehlikeli ejder tr zerinde etkili olmay baaramamt. Bu kritik zamanda, bir kez daha lerine, neden onu liderleri olarak setiklerini anmsatmann bir zarar dokunmazd. Sinistrad Yeni Umut'a geldiinde, bynn oktan yaplm olduunu grd. Parlayan kristal ku narnda aalar dizili yollar -geldii yeri neredeyse tanyamayacakt. ki tandk gizemustas ey Salonu'nun nnde, kendileriyle gurur duyarak ve son derece yorgun bir halde duru yorlard. Gkte alalan Sinistrad, onlara bineini hayranlkla seyretmeleri iin zaman verdi. Sonra emirlerini beklemesi komutunu vererek yarat serbest brakt. Ejder sivri dili azn bir hrlamayla at. Gzleri nefret ile parlyordu. Sinistrad yarat "Sana sylyorum, Sinistrad, bir gn o ejder bynden kurtulacak ve o zaman hibirimiz gvend olmayacaz. Onu yakalaman bir hatayd," dedi byclerden biri -yal bir gze-

mutas- ejdere yan yan bakarak. <>,<? ,>,;/' "Gcme inancn bu kadar az m?" diye sordu Sinistrad, lml bir ses tonuyla. Gizemustas hibir ey sylemedi, ama arkadana bir gz att. tifrtttiSf ^ Aralarndaki bakmay gren Sinistrad, kendisi gelmeden nce onu konumakta olduklarn tahm ti ve talmininde haklyd. "Ne oldu?" diye sordu. "Birbirimize kar drst olalm. Her zaman bu konuda srar etmiimdir, biliyorsunuz." l "Evet, biliyoaz. Bizi burunlarmza dek drstlne batrdn zaten!" dedi yal adam. "Hadi, Balthazar, benim ne olduumu biliyorsun. Beni lider setiinizde benim ne olduum u biliyordunuz. nsafsz olduumu, yolumun zerine hibir eyin kmasna izin vermeyeceimi dunuz. Bazlarnz o zaman bana kt dedi. Bana hl kt diyebilirsiniz ve bu benim reddemey bir sfat olur. Yine de aranzda vizyonu olan tek kii bendim. Halkmz kurtarmak iin plan apan yalnzca bendim. yle deil mi?" Gizemustalar nce Sinistrad'a, sonra birbirlerine baktlar,

ve baklarn kardlar -birisi baklarn muhteem kente e virdi, dieriyse civa ejderinin bulutsuz gkte gzden kaybol masn izledi. JT "Evet, katlyoaz," dedi biri. j, "Baka seeneimiz yoktu," diye ekledi dieri. "Pek de iltifatkr szler deil bunlar, ama zaten iltifatsz da yaayabilirim. ltifat demik n, kardnz i olaanst." Sinistrad kulelere, bulvarlara, aalara eletirel bir gzle rak, nnde durduklar binann talarna dokundu 452 453 KAFIADI Margaret We"s & Tracy Hickman

"O kadar iyi ki, aslnda, bun n da illzyom n bir paras olup olmadn merak ediyorum! ie rmeye korktum ne edeyse." Gizemustalarndan biri bycnn kk esprisine souk souk glmsedi. Dieri -yal adam- k erk etti. Cppesini toparlayan Sinistrad, arkadalarn takip ederek mermer merdivenlerd en kt ve Byclerin Lonca Salonu'nun parlak, kristal kaplarndan ieri girdi. Salonda, ciddi ve alak seslerle konuan, yaklak elli byc vard. Kadn ya da erkek, heps istrad'n cppele ine benzer tasarmda giysiler giymiti, yalnz renkleri olduka deikendi. r renk, giyen bycnn zel ilgi alann gsteriyordu -toprak iin yeil, gk iin koyu mavi da zihinsel byler iin) krmz, su iin ak mavi. Sinistrad gibi birka, disiplini -dem disiplini, hibir zayflk tanmayan disiplini- temsil eden siyah rengine brnmt. Sinist daya girdiinde, birbirleriyle alak, heyecanl seslerle konumakta olan bycler sustular. er biri eildi ve bir kenara ekilerek, gemesi iin yer brakt. evresine bakman Sinistrad, dostlarn ban sallayarak selamlad, dmanlaryla gz gze ge lon boyunca acele etmeden yrd. Mermerden yaplm Lonca Salonu kasvetli, bo ve ssszd. rn hallar sslemiyor, kap aralklar heykellerle zenginlemiyordu. Gne n davet ed eti datan byler yoktu. Gizemustala-rnn konutlar Orta lem'de, insan yaratsnn en muh ar olarak bilinirdi. inden kp geldikleri meknlar hatrlayan bycler, Yksek lem'in un plakln ve sadeliini rpertici buluyorlard. Cppelerinin yenlerine soktuklar eller rlardan olabildiince uzak duru-

yor, birbirlerine ve zellikle de liderlerine, yani Sinistrad'a bakmaktan kanyorlard. Sinistrad aralarnda en gen olanyd. Oradaki her g' emus-tas onun Lonca Salonu'na ilk g eliini hatrlyordu -yapl bir gen, hizmet etmeye can atan ve szlanmaya eilimli. Anne ba bu srgn yerine tahamml edemeyip oullarn yetim brakan ilk byclerdendi. Dierleri ge mlerdi, ama fazla da deil. Zaten o sralarda pek ok yetim vard. Kendi sorunlarna dalm -ki bunlar son derece nemli sorunlard- bycler, gen bycye fazla dikkat etmemilerdi. nsan byclerin, kendi tarih versiyonlar vard ve bu, dier rklarn tarihleri gibi, kendi a gre arptlmt. Koparl' takiben Sartanlar rklar buraya, byl kubbe altndaki bu lerin iddia ettii gibi Arista-gon'a deil. nsanlar, zellikle de bycler, bu lemi yalnz nabilir deil, ayn zamanda gzel klmak iin son derece sk almlard. Ama Sartanlar on ek iin hibir ey yapmamlard, her zaman bir yerlerde "nemli" iler peindeydiler. * Sananlarn geri dnd nadir zamanlardan birinde, rn bylerini kullanarak yardm ellerin ttlar. Bylece o muhteem binalar yaratld ve kubbe glendirildi. Mercankaya meyve verdi, u boldu. nsan bycler pek de mteekkir hissetmediler. Kskanmlard. Rn bysne imreni , Sartanlarn aadaki Orta lem'in iinde yaanacak hale geldiini ilan ettikleri gn geldi lar ve cifler Arista-gon'a tandlar ve Sartanlar yukarda, Yksek lem'de kaldlar. Sartanl r bu tanma ii iin, kubbenin altndaki topraklarn ok kalabalk hale geldii mazeretini g ler, insan b455 454

Margaret Wes & Tracy Hckman

yclerse, Sartanlarn onlar, bycler rn bys konusunda fazla ey rendikleri iin att Zaman geti, elfler glendi ve gl byclerinin liderliinde birletiler. nsanlar ise ba lara dndler. nsan bycler ciflerin ykselmesini dtan kmseme, ile-rindense korkuyla 41 Kendi kendilerine yle dediler. "Elimizde rn bys olsayd, elfleri yok edebilirdik!" Bu yzden, kendi halklarna yardm etmek yerine, Yksek lem'e dnmek zere bir yol bulmak i kendi bylerine younlatlar. Sonunda baardlar ve en gl byclerden -yani gizemustala opluluk, Sartanlara meydan okuyup, haklar olarak grdkleri eyi almak zere Yksek lem'e . . nsanlar buna Ykseli Sava adn verdiler, elbette sava denebilecek bir ey yoktu ortad zemustalar bir sabah uyandlar ve Sartanlarn gitmi olduklarn grdler. Konutlar bo, ke terk edilmiti. Bycler halklarna muzaffer dndler, ama Orta lem'i kargaa iinde buldul atan doan bir kaos iinde. Tek yapabildikleri, hayatta kalmay baarmak oldu, ama bylerin kullanarak halklarn Vaat edilen Topraklar'a gtremediler. Sonunda, yllar sren ac ve zorluklarn sonunda, gizemus-talar Orta lem'i terk edip efsan elerinin gzel, bereketli, gvenli ve salam olduunu syledii topraklara ulatlar. Sonunda erin srlarn zeceklerini umuyorlard. Her ey harika bir rya gibi ganyordu. Ksa sre d. Rnler gizemlerini korudular ve gizemustalar, bu topraklarn gzelliinin ve bolluunun onl ara ne kadar bal olduu-

n, korku iinde fark ettiler. Ekinler byyordu, ama insanlarn besleyecek bollukta deil. her yeri sard. Su azd ve gittike de azalyordu -her aile, su retmek iin korkun miktarl rda by harcamak zorunda kalyordu. Yzlerce yllk iten evlenme sonucunda, bycler zaten n evlenmelerin srmesi, by ile tedavi edilemeyen korkun genetik deformasyonlara yol amt Bu ocuklar ldler ve gittike daha az ocuk domaya balad. Bunlardan daha da korkuncu, gi ustalar kubbenin bysnn solmakta olduunu fark ettiler. Bu lemi terk edeceklerdi, ama baarszlklarn, zayflklarn itiraf etmeden nasl dnerl birinin bir fikri vard. Bir adam, bunu nasl yapabileceklerini syledi. aresizdiler ve onu dinlediler. Zaman getike ve Sinistrad by almalarnda ilerleyip, g konusunda en yallar bile getike, hizmet etme akn dan vazgeti ve becerilerini sergilemeye balad. Yallar, ismi ni deitirip Sinistrad ismini aldnda, bundan holanmadlar ve tiksinti duydular, ama o srada bu konunun zerinde fazla durmadlar. Orta lem'de, kabadaynn biri, hak etmedii bir sayg kazanmak iin kendine Vahi ya da Cani gibi, kulaa sert gelen bir isim alabilirdi. Bunun bir anlam yoktu. ># Gizemustalar isim deiikliini gzard ettiler, tpk Sinist-rad' gzard ettikleri gibi. esini ykseltti -Iridal'in babas da bunlardan biriydi. Birka dostlarnn, gen adamn kend en emin hrsn, insafsz zulmn, insanlar kullanmadaki becerisini grmesi iin uratlar. nanlar nemsenmedi. Iridal'in babas Snistrad'a kar nce biricik, sevgili kzn, sonra b tsaklk iinde hayatn kaybetti. Fakat dier byclerden kimse bunu bilmiyordu. Zindan 457 45f> Margaret Weis Trncy Hickman EJDER. KARADI

o kadar beceriyle hazrlanmt ki, kimse bunun farknda olmad. Yal byc topraklarnda y yaret etti, grevlerini yerine getirdi. Neesiz ve zgn olduunu fark eden olduysa bile, onlar da kznn evlilii yznden acl olduunu dndler. Kimse yal adamn ruhunun, cam k gibi, rehin tutulduunu bilmiyordu. Gen byc fark edilmeden, sabrla, an Yksek Alem'in hayatta kalan byclerinin zerine

iyor, dokunulamyor, pek az hissediliyordu. Herkesin grmesi iin devasa bir a rmedi, am a ustaca bir kolun evresine bir iplik sard, bir aya dolad ve bunlar o kadar hafife tut u ki, kimse hareket edemediini anlayana kadar fark etmedi. imdi skp kalmlard, kendi aresizlikleriyle sarlmlard. Sinistrad haklyd. Baka s gvenmek zorundaydlar, nk gelecei planlayacak ve o gzelim cehennemlerinden kamak iin lar yapacak kadar akll --olan bir o vard aralarnda. Sinistrad n salona ulat. Yerden altn bir podyum ykselmesini salad ve zerine karak, rna hitap etmek $ zere dnd. "Elf gemisi grnd. Olum gvertede. Planlarmza uygun olarak, gidip gemiye rehberl edeceim..." r "Kubbeden ieri bir elf gemisi girecei konusunda anlat-" mz hatr ," dedi bir kadn gizemustas. "Olun ve hdk hizmetkrnn kulland kk bir gemi olaca "Planlarda deiiklik yapmak zorunda kaldm," diye yantlad Sinistrad, dudaklar ince ve na ho bir glmsemeyle kvrlrken. "lk gemi bir elf saldrsna urad ve Drevlin'e d-

t. Olum bu elf gemisini ele geirmeyi baard. ocuk kaptan by altnda tutuyor. Gemide o ten fazlas yok ve yalnzca bir tek byc var -ok zayf bir byc elbette. Bu durumla baa zi dnyorum, ne dersiniz?" -b "Evet, eski gnlerde kabilirdik," diye yantlad kadn. "imizden herhangi biri otuz elfle kabilirdi. Ama imdi..." Ban sallarken sesi soldu gitti. "te bu yzden byler yaptk ve illzyonlar yarattk." Sinistrad Lonca Salonu'nun dn i alnzca grnt bile gzlerini .korkutacak. Bamza dert olmayacaklar." "Neden onlarla gkkubbede karlap, olunu almyor ve kendi yollarna gitmelerini salamyorsun?" diye sordu Balthazar olarak bilinen yal gizemustas. > ".- ."',;,^ :>,, / "nk, seni geveze aptal, gemilerine ihtiyacmz var!" diye tslad Sinistrad, sorgulanmakta dolay fkelendiini aka gstererek. "Bu gemiyle, halkmzdan pek ok insan Orta lem'e Daha nce, gemi edinene ya da daha fazla ejder byleyene kadar beklemek zorundaydk." "Peki cifleri ne yapacaz?" diye sordu kadn. Herkes Sinistrad'a bakt. Yant Sinistrad kadar, kendileri de biliyordu; ama onun syle mesini duymak istediler. Duraksamadan, tereddt etmeden syledi. "Onlar ldre ceiz." ,v,f Sessizlik byk ve yanklyd. Yal gizemustas ban sallad. "Hayr. Byle bir eyde yer "Neden olmasn, Balthazar? Orta lem'de yeterince elf ldrmtn." "O savat. Bu ise cinayet." "Sava, 'ya onlar, ya da biz' demek. Bu da sava. Ya biz, ya da onlar!" 458 4S9

Margnret Weis & Trncy Hckmnn " evresindeki gizemustalan mrldandlar. Szlerine katl yor gibiydiler. Pek ou, yal bycyle tartmaya balad; fikrini deitirmek iin ikna etmeye altlar. "Sinistrad hakl," dediler. "Bu bir sava! Irklarmz arasnda savatan baka bir ey olamaz. Zaten, Sinistrad'n tek yapmaya alt, bizi evi mize gtrmek." "fcf- W$ Ww( , ,\t^-'"t4>\ "Size acyorum!" diye hrlad Balthazar. "Hepinize acyorum! O" -Sinistrad'a iaret etti"hepinizi gdyor. iman buzalar gibi, burnunuzdan tutmu, hepinizi gdyor. Ve karn ack inizi katledip, etlerinizle beslenecek. Hah! Beni rahat brakn! Onu takip etmektens e, burada kalp lrm." Yal byc uzun admlarla kapya doa yrd. "Ve leceksin de, gri sakal," diye mnldand Sinistrad alak sesle. "Brakn gitsin," dedi h erkesin duyabilecei ekilde. "Onunla gitmek isteyen bakalar var m?" Gizemustas hzl, sorgulayc bir bak frlatt herkese, ann iplikiklerini toplayp, da e kurtulmay baaramad. Bir zamanlar mcadele etmi olanlar imdi korkuyla ylesine zayf d i, her istediini yapmaya hazr ve hevesliydiler. "Pekl. Elf gemisini kubbeden geireceim. Olumu ve yoldalarn atoma getireceim." Sinis nun yoldalarndan birinin becerikli bir kiralk katil olduunu da syleyebilirdi -cifleri

n kanlarn kendi elleriyle dkecek ve gizemustalarmn ellerini kirletmelerini nleyecek b irisi. Ama Sinistrad insanlarnn katlamasn istiyordu. Her istediini yapacak hale gelene kadar, gittike alalmalarn istiyordu. "Elf gemisini uurmay renmek zere gnll olanla anz biliyorsunuz. Geri kalannz, kentin zerindeki

EJDER. byy korumak iin almalsnz. Zaman geldiinde, size iaret vereceim ve eyleme geece Hepsine ayr ayr bakt, her solgun, sert yz teker teker inceledikten sonra tatmin oldu. "Planlarmz iyi ilerliyor. Aslna bakarsanz, beklediimizden de iyi. Olumla yolculuk ede n, bize ngrmediimiz biimlerde yardm dokunabilecek kiiler var. Aa Alem'den bir cce er yzyllardr cceleri smryor. Kendilerine verdikleri isimle, Gegleri savaa ekmemiz ol em'den daha aadaki bir yerden -hibirimizin varlndan haberi olmad bir yerden geldii eden bir insan var. Bu haber hepimiz iin son derece deerli olabilir." Onay ve kabul mrltlar duyuldu. - < - ' - "*' "Olum insan krallklar ve elf devrimi hakknda bilgi getiriyor. Bunlarn hepsi, fetih iin e giritiimiz zaman deerli olabilir. Ve en nemlisi, Sananlarn Aa lem'de yaptlan by grd. Sonunda, szde Yks-diksi'nin gizemini zebileceiz ve kendi karlarmz iin kulla Sinistrad ellerini kutsarcasna kaldrd. "imdi gidin, halkmn insanlar. Gidin ve giderken bilin ki, dnyaya adm atyorsunuz, nk Aristagon ksa sre sonra bizim olacak!" Toplant hararetli bir tezahratla dald. Sinistrad podyumdan indi ve podyum yok oldu -by dikkatle harcanmal, yalnzca nemli durumlarda kullanlmalyd. Birou durup Sinistrad' ku eya sorular sorarak eylem plan hakknda kk ayrntlar akla kavuturdu. Bir ou nazi e karsn sormad. Iridal on devirdir konsey toplantlarna katlmyordu, lonca Sinistrad'n oylayarak kabul ettiinden beri -ocuunu alp, insan prensi ile deitirme plann onaylad i. Lonca yeleri 41,1 460 K f. " j "* ,.', "f "j?Vj|M "'/.vl t Margaret Wes & Tracy Hckman

Iridal'in toplantlara katlmamasndan memnundular. Bunca zaman sonra bile gzlerine ba kamyorlard nk. Yolculuuna balamas gerektiini bilen Sinstrad, evresinde toplananlardan kurtuldu ve Lon ca Salonu'ndan kt. Zihinsel bir komut civa ejderini merdivenlerin dibine getirdi Bycye kt kt bakan ejder, gizemustasnn srtna binmesine ve ne yapacan sylemesine tahamm in Sinistrad'a itaat etmekten baka seenei yoktu; by altndayd. Bu konuda, Lonca Salonu' un glgeli kapsnda duran byclerden farklyd ama. Onlar kendilerini Sinistrad'a, kendi adeleriyle vermilerdi.

KERKALTINCI BOLM GKKUBBE Elf ejder gemisi ince, souk havada hareketsiz asl duruyordu. Gkkubbe olarak bilinen, havada yzen buz ktlelerine gelince, kimse daha ileri gitmeye cesaret edemediinden durmak zorunda kalmt. Gemiden on kat byk ktleler, stlerinde hayalet gibi geziniyordu. aha kk paralar, byklerin evresinde dolanyordu; hava kk buz damlalaryla prldyor ansyan gne gz kamatryordu; kimse onlara dorudan bakamyordu. Gkkubbenin kalnln, talimin edemiyordu. Gizemustalar ve Sartanlar dnda li kimse, bu kadar yksee uup, yol u anlatmak zere geri dnmemiti. izilen haritalar, tahminlere dayalyd ve gemideki herkes bunlarn gerei yanstmadn biliyordu. Kimse, lemlerini kurmak zere gizemus-talarnn nden getiini dnmyordu. "Doal savunma bariyeri," dedi Hugh, ksk gzlerle lomboz deliinin dndaki muhteem gzel rak "Bunca yldr zenginliklerini rahatsz edilmeden koruyabilmi olmalarna amamak lazm." "Nasl geeceiz?" diye sordu Bane ocuk, grebilmek iin parmakularnda duruyordu. 462

EJDER. KAOADI Margaret Weis Tracy Hickman

"Gemeyeceiz." , ", '),,.> > > ,<-, "Ama gemek zorundayz!" diye ciyaklad ocuk. "Babama gitmek zorundaym!" "Velet, o buz paralarndan biri -hatta kck bir tanesi-bile bize arparsa, bedenlerimiz g gklerinde parldayan yldzlarn arasna katlr. Belki de babacna gelip seni almasn s Bane'in yz sakinleti, fkeden kzaran yz normal rengine dnd. "nerin iin teekkr ede ." Eli ty kavrad. "Ben de bunu yapacam. Ve benim iin yaptklarnzn hepsini ona sylem utmayacam. Hepinizin." Baklar Alfred'den, karsndaki gzellik karsnda sersemlemi L ta Haplo'nun kpeine kadar herkesi tarad. "Eminim hepinizi... hak ettiiniz ekilde dllen irecek." Gvertede hoplayp zplayarak ambann bir kesine kt ve gzlerini kapatp babasyla ileti "'Hepiniz' ile 'hak ettiiniz' arasnda verdii o minik aradan holanmadm," dedi Haplo. " Bycy, ocuu kapp, bizi alevlere bomaktan alkoyan ey ne olacak?" "Hibir ey, sanrm," diye yantlad Hugh, "yalnz bir ey istiyor gibi ve bu da yalnzca o . Aksi halde, niye bunca zahmete girsin?" "Pardon, anlamadm." "Alfred, gel buraya. Bak, bu Sinistrad'm gece atoya geldiini, bebekleri deitirdiini v e gittiini sylemitin. evrede muhafzlar varken bunu nasl baarabilir?" "Gizemustalarnn, kendilerini transfer etme yetileri vardr. Trian Majesteleri Kral'a yle aklamt: bynn yaplabilmesi iin, bedenden nce zihnin gnderilebilmesi gerekiy li bir meknda iyice yerletii zaman, bedeni kendi-

sine katlmas iin arabiliyor. Bu by iin tek gereken, bycnn daha nce o mekn gr gidecei yerin doru bir grnmn yaratabiliyor. Gize-mustalan, neredeyse dnya kadar yal Uylandia'daki kraliyet sarayn sk sk ziyaret etmilerdi." "Ama kendisini, mesela Aa lem'e veya Aristagon'daki elf sarayna tayamaz, yle mi?" "Hayr, efendim, tayamaz. En azndan zihinsel olarak yapamaz bunu. Hibiri yapamaz. Elfl er gizemustalanndan hep nefret ettiler ve korktular, asla krallklarna girmelerine izin vermediler. Bycler ayn yntemle Aa lem'e de gidemezler, nk orada da hi bulun am yntemleri kullanmak zorundalar... Al, ne demek istediinizi anlyorum, efendim!" "Aha. Sinistrad nce gemimi almaya alt. Baarsz oldu ve imdi elinde bir tane daha var. ..." "t, ziyaretimiz var," diye mrldand Haplo. Blmenin kaps ald ve arkasnda mrettebattan iki kii ile, Kaptan Bothar'el grnd. "Se iaret etti- "benimle gel." Omuzlarn silken Usta, kendisine denileni yapt. Yukarda neler olup bittiini grecek olma ktan dolay zld sylenemezdi. Kap arkalarndan arplarak kapand, muhafz kapy kilit merdivenlerde takip ederek st gverteye kt. Kprye vardnda, Haplo'nun kpeinin de k kip etmekte olduunu grd. "Bu da nereden kt?" Kaptan hayvana kt kt bakt. Kpek ban kaldrarak, dili darda parlak kahverengi gzleriyle kaptana bakt. "Bilmiyorum Beni takip etti herhalde." 465 464

Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER. KAHADI

"renci, o eyi kprden kar. Sahibine gtr ve ona gzkulak olmasn syle, yoksa onu aa "Bastne, efendim." renci kpei almak iin eildi. Hayvann tavr hemen deiti. Kulaklar arkaya yatt, kuyru

anmaktan vazgeti, yava yava, ktcl bir ekilde bir o yana bir bu yana sallanmaya balad az araland ve gsnden gelen alak bir grlemeyle, hrlamaya balad. "Parmaklarn seviyorsan," diyor gibiydi hayvan, "onlar kendine saklasan iyi olur." renci kpein dn tuttu. Ellerini arkasna saklayarak kaptanna soru ve korku dolu gzl "Kpek..." dedi Hugh denercesine. Hayvan kulaklarn azck kaldrd. Hugh'ya bir gz att. B ciden ayrmad, ama Hugh'ya, kendisini dost saydn belli etmeyi de ihmal etmedi. "Buraya, kpek," diye komut verdi Hugh, parmaklann beceriksizce klatarak. Kpek, bundan emin olup olmadn sorarcasna ban edi. Hugh parmaklann yine klatt ve kpek, talihsiz elfe bir ayrl hrlamasyla hrlayarak Hugh'ya doru yrd. Hugh kpei beceriksizce okad. Kpek Hugh'nun ayaklarnn di bine oturdu. ~* "Sorun karmaz. Ben ona gz kulak olurum." "Kaptan, ejder yaklayor," diye rapor verdi gzeti. "Ejder mi?" Hugh elfe bakt. Yant olarak, Kaptan Bothar'el iaret etti. Hugh geminin lomboz deliklerinden birine yryp dar bakt. Gkkubbenin iinden geen bir ar zor giilebi-

liyordu. Sanki buzdalarmn arasndan bir gm nehri -iki alev alev gz olan bir gm nehr "Trn biliyor musun, insan?" "Bir civa ejderi." Hugh, elfe szc hatrlamak iin duraksamak zorunda kald. "Silindistan "Onu geemeyiz," dedi Kaptan Bothar'el. "Hzna bak! smi pek yerinde. Savamak zorunda ka lacaz." "Sanmyoam," dedi Hugh. "Bana gre, ocuun babasyla tanmak zereyiz." Elfler ejderlerden hi holanmaz ve asla gvenmezler. Elf byclerin byleri ejderleri kont edemez ve insanlarn bu konudaki bilgisi elf azlarnda szlayan bir di gibidir daima. Ge mideki cifler, yaknlarndaki civa ejderinin varl karsnda endieli ve rahatszdlar. Ej parlak bedeniyle geminin evresinde dnyor, kvranyor, bklyordu. Elfler ejderi gzleriy kip ediyor, ya da iki saniye nce olmad bir yerde grndnde irkiliyorlard. Bu endieli in, gvertede durmakta olan gizemustasm elendirdii belli oluyordu. Byc bir zarafet tims li olsa da, Hugh kirpiksiz gzlerdeki prlty, ince, kansz dudaklarda arada bir beliren k semeyi farkedebiliyordu. "ahsnza kar ebediyen borlu kalacam, Kaptan Bothar'el," dedi Sinistrad. "ocuum benim ek lem'in tm hazinelerinden daha kymetlidir." Ban eerek, eline yapm, kendisini ger ranlkla izlemekte olan ocua bakt ve glmsemesi yayld. "Hizmet edebildiysem ne mutlu. ocuun anlatt gibi, imdi halkmzca kanun kaa olarak g gleri bulup, onlara katlmalyz. Bize dl vaat etmiti..." 406 4f,7 EIDEK. KAPADI Margaret Wes & Tracy Hckman

"Ah, sizi temin ederim ki, bolca alacaksnz zaten. Byleyici lemimizi grmeli, halkmzla ksnz. O kadar az misafirimiz oluyor ki! Birbirimizin yzn grmekten yoruluyoruz. Misafir istediimizden deil aslnda," diye ekledi Sinistrad nazike. "Ama bu zel bir durum." Hugh, Sinistrad'n gelii sebebiyle gverteye getirilen dier "misafirlerle" beraber gel en Haplo'ya bakt. Katil, Haplo'nun btn bunlar hakknda ne ds/ndnu gsterecek bir ey sterdi. Elbette konuamazlard, ama kalkm bir ka veya acele bir gz krp, Hugh'ya Haplo' a bu baldan tatl meyveyi yutmadn anlatabilirdi. Ama Haplo Sinist-rad'a yle dikkatli ba kyordu ki, bycnn burnundaki gzenekleri sayyor sanlabilirdi. "Gemimi o eyin iinden uurmay gze alamam." Kaptan Bothar'el, bir ba hareketiyle gkkubbe i gsterdi. "Bize eli-nizdekileri verin" -elfin baklar gizemustasnn parmaklarn ssleye if mcevherlere gitti- "biz de lemimize dnelim." Hugh elfe, bouna nefes tkettiini syleyebilirdi. Sinistrad asla bu geminin yakut ve e lmas prltl parmaklarnn arasndan kayp gitmesine izin vermeyecekti.

zin vermedi de. "Yolculuk biraz zorluk yaratacaktr, kaptan, ama imknsz deildir, kukusu z tehlikeli de deildir. Ben rehberliinizi yapacam ve gkkubbenin iinden gvenle gemeniz alayacam." Kprde, evresine bakt. "Mrettebatnza, lemimizin harikalann grme ansn eceksiniz, deil mi?" Yksek lem'in, bycnn dikkatsiz bir rahatlkla takt mcevherlerle somutlaan, efsanevi e ihtiam, korkuyu ve -Hugh'nun mrettebatn gzlerinde grd gibi-saduyuyu yok etmiti. ana don utuunu

bildii halde kendisini durduramayan elf kaptana acd. Buray terk edip, eve dnme emrini verecek olsayd, geri dnen kendisi olacakt -hem de zor yoldan, kilometrelerce yksekl ikteki bo gkyznden, baaa ekilde. "Pekl," dedi Bothar'el, pek de zarif olmayan bir tavrla. Mrettebattan kopan tezahrat, kaptann gzndeki parlamayla sona erdi. "Ben de seninle ejdere binebilir miyim, baba?" diye sordu Bane. "Elbette, olum." Sinistrad ocuun ban okad. "Ve imdi, sizinle, zellikle de yeni dost eck'le" -Sinistrad Geg'e doru eildi, Limbeck de beceriksizce karlk verdi-"kalp daha fa zla sohbet etmek ok houma giderdi ama, eim ocuunu grmek iin sabrszlanyor. Kadnlar. dolu yaratklardr, onlar." Sinistrad kaptana dnd. "Ben hi gemi uurmadm, ama bana yle geliyor ki, gkkubbeden geer karlaacanz en nemli sorun, kanatlardaki buzlanma olacak. Bununla beraber eminim ki, b nim yetenekli meslektam" -gemi bycsne doru eildi ve byc bu nezakete ihtiyatl bir arlk verdi- "buzlan eritebilir." Kolu olunun omzunda, ejderinin srtna kadar olan ksa mesafeyi byyle amak zere hazrlan enleri neredeyse tamamen yok olmutu ki durdu ve parlayan gzlerini kaptana dikti. " Ejderin takip ettii yolu izleyin," dedi, "sakn sapmayn." Ve gitti. ''Eee, onun hakknda ne dnyorsun?" diye sordu Hugh Haplo'ya, kpek, Alfred ve Limbeck'le beraber blmeye gtrlrlerken "Byc hakknda m?" 469 468 KERKYEDINCI BOLUM GOKKUBBE Margaret Weis & Tracy Hickman u-- o" U tX *,"!!(.."^j "V"''., ' '' ''"^ V "Baka kim olabilir? "Ah, yeterince gl," dedi Haplo, omuzlarn silkerek. "Ama beklediim kadar deil." Hugh homurdand. Sinistrad' korkutucu bulmutu. "Peki ne bekliyordun -bir Sartan m?" Haplo Hugh'ya dik dik bakt, ama sylediklerinin aka olduunu grd. "Ne demezsin," diye ya nt verdi, srtarak.

Carfa'shon buzdalarmn arasndan yzerken, arkasnda dnen kristallerden parlak bir iz brak Souk keskindi. Geminin bycs, byl sy geminin yaama ve alma meknlarndan ekip tlar ve gvdedeki, tepelerine fkrdayarak, Limbeck'in dedii gibi milyonlarca kuru beze lye gibi yaan buzu eritmek iin kullanmak zorunda kalmt. Haplo, Limbeck, Alfred ve Hugh, blmedeki mangaldan faydalanabilmek iin evresine top lanmlard. Kpek bir top gibi kvrlm, burnunu al gibi kuyruuna gmp uykuya dalmt. Limbeck grm olduu ve grmeyi umduu eylere ilikin hayallere dalmt. Haplo'nun ne d deildi. Hugh nndeki seenekleri deerlendiriyordu. Cinayet szkonusu olamazd. smine layk hibir katil bir bycy ldrmeye kalkmazd, bir Sinistrad glyd. Ben neler sylyorum! Adam gcn ta kendisi! evresindeki by, frtnad ibi vzldyor. Beni daha nce ldrmeye almken, imdi benden ne istiyor, bilebilsem! Ne bu kadar deerli oldum'-' 471 470

Margaret Wes & Tracy Hicknan

"Neden Hugh'yu getirmemi istedin, baba?" Civa ejderi buz ktlelerinin arasnda uuyordu. Elf gemisinin takip edebilmesi iin Sini strad'ca dizginlendiinden, sra-d bir yavalkla hareket ediyordu. Bu uyuuk tempo, gemid lezzetli kokan yaratklarla karnn doyurmaya can atan ejderi sinirlendiriyordu. Ama Sinistrad'a meydan okumann ne demek olduunu biliyordu. Daha nce pek ok by sava yapm Gorgon hepsini kaybetmiti. Bycye kar kin dolu bir sayg besliyordu. "Usta Hugh'ya ihtiyacm olabilir, Bane. Her ey bir tarafa, o bir pilot." ' *' "Ama bir pilotumuz var zaten -elf kaptan." ' * "Sevgili ocuum, renecek ok eyin var. Bu yzden renmeye imdiden balasan iyi olur. Asla ciflere gvenme. Zeklar insanlann zekla olsa da, daha uzun yaarlar ve bilgelik kazanmaya eilimli olurlar. Eski gnlerde, as il bir rktlar ve insanlar da, ciflerin kmseyerek syledikleri gibi, onlarla karlatr dan baka bir ey deildiler. Ama elf bycleri sahip olduklaryla yetinemediler. Aslnda, b kskanyorlard." "Bycnn, len elfin ruhunu aldn grdm," diye szn kesti Bane, anmsad olayn etk "Evet," dedi Sinistrad, kmseyen bir ses tonuyla. "Bizimle bu ekilde savamay dnyorla "Anlamyoam, baba." "Anlaman nemli, olum, bir an nce anlaman nemli, nk elf gemisinin bycsyle baa km ana ksaca bynn doasn aklayaym Koparl'tan nce maddi ve manevi by -dnyadaki di

halklarda karmt. Koparl'tan sonra, dnya deiik unsurlarna ayrld, en azndan Sart le diyor ve ayn ey by iin de geerli oldu. "Her rk, doal olarak, eksik taraflarn kapatmak iin by gcnden faydalanmaya alyord aneviyata eilimli olan elfler, maddi glerini gelitirmek iin byye ihtiya duydular. Onl iin alacak maddi nesnelere by gc verme sanatn altlar." "Ejder gemisi gibi mi?" "Evet, ejder gemisi gibi. Dier yandan insanlar maddi dnyay daha iyi kontrol edebili yorlard, bu yzden manevi g arayna girdiler. Hayvanlarla iletiim kurmak, rzgr isted ynlendirmek, talar emrimizle havalandrmak -en byk becerimiz bunlar oldu. Ve maneviyat a olan ilgimiz sayesinde, zihinsel byy gelitirdik, zihinlerimizi, fiziksel yasalar dei irip, kontrol edecek ekilde eittik." "Ben de bu sayede utum." "Evet, sen bir elf olsaydn, hayatn kaybederdin, nk on-lann byle bir gc yoktur. Elfle istik becerilerini maddi nesnelere aktardlar ve zihinsel maniplasyon sanatn altlar. E ri bal bir elf bycs aresizdir. Ayn koullar altnda bir insan bycs ise, kendi ken in kldn syler ve bu gerekleir. Bylece balarndan kurtulabilir." "Baba," dedi Bane, arkasna doru bakarak, "gemi durmu." "Durmu demek." Sinistrad sabrsz bir i ekmeyi bastrarak ve ejderi dizginledi. "Gemisini buzlardan koruyarmyor-sa, o geminin bycs ikinci evden fazla olamaz!" "Ve imdi iki pilotumuz var." Bane ejder eyerinde dnerek 472 Margaret Weis & Tracy Hickman KANADI

gemiye bakt. Elfler, halatlarda oluan buzlar baltalarla krmak zorunda kalmlard. "Fazla uzun srmeyecek," dedi Sinistrad. Bu gemiyi kullanacaksa, bycnn bir pilota ihtiyac var. Bu konuyu netletiren Hugh piposu nu kard ve tkenmekte olan ttn kesesinden, ttn esirgeyerek doldurdu. imdi bycnn -ben ve elf. kimizi de tereddtte brakabilir, birimizi dierine kar kullanabilir. Kazana n yaar, kaybeden lr. Belki de byle olmaz. Belki elfe gvenmiyor-dur. lgi ekici. Bu Both r'el'i aa m atsam acaba? Piposunu kaldrarak, sarkan gzkapaklannn altndan dierlerine bakt. Limbeck. Neden Limbec

k? Ve Haplo. O ne ie yarayacak? ft "Getirdiin Geg, olum. Halknn lideri olduunu mu sylyorsun?" "yle gibi." Bane rahatszca kprdand. "Benim hatam deildi. Ben krallarn getirmeye al iyorlar ona..." "Baatusta." "...ama dier adam Limbeck'in gelmesini istedi ve" -olan omuzlarn silkti- "...o da ge ldi." "Hangi dier adam?" diye sordu Sinistrad. "Alfred mi?" "Hayr, Alfred deil," dedi Bane kmseyerek. "Dier adam. Sessiz olan. Kpein sahibi." Sinistrad zihnini geminin kprsne yneltti. Bir baka insan grdn hatrlayabiliyordu, a nin nne getiremiyordu. Tanmlanamaz, gri bir bulanklk halindeydi grnt. Yeni kefedilen n gelen adam olmaly-

di bu. '$ . "Belki de byn onun zerinde kullanmal, senin istedi ini istemesini salamalydn. Denemedin mi?" "Elbette denedim, baba!" dedi Bane, yanaklar urad hakszlktan tr kpkrmzyd. "Bane ban edi. "e yaramad." "Ne? Trian'n byy bozmu olmas mmkn m gerek ten? Yoksa bu adam zerinde bir tlsm m tayor?" '' "Hayr, kpeinden baka bir eyi yok. Ondan holanm yorum. Ben istemiyordum, ama bizimle geldi ve ben onu engelleyemedim. By ona yneldiinde, ou insan etkiledii gibi etkilemedi onu. Herkes, suyu emen snger gibi emiyor byy. Haplo'da, geri tepti." > "Mmkn deil. Gizli bir tlsm olmal, belki de yalnzca senin hayal gcndr." "Hayr, hibiri deil, baba." "Hah! Sen ne bilirsin ki? Yalnzca bir ocuksun. Bu Limbeck, halknn arasnda bir tr isyan lideri, deil mi?" Bane ban eip somurttu ve yant vermeyi reddetti. Sinistrad ejderini durdurdu. Gemi arkadan zahmetle ilerliyordu, kanatlan, gvdesin i paralara ayrabilecek buz ktlelerini syrp geiyordu. Eyerde dnen gizemustas, olunun yakalad ve olann yzn kendi yzne doa evirdi. Eli ac veriyordu; Bane'in gzleri ya "Sana sorduum her soruyu hemen yantlayacaksn. Senden istediklerimi itiraz etmeden v e tartmadan yapacaksn. Her zaman bana saygl davranacaksn. Gsterdiin tavrdan dolay s myorum. Sana disiplin veremeyecek olanlarn, buna layk olmayanlarn yannda kaldn Ama art bu de474 475 Mnrgaret Wes & Tracy Hickman K/inADI

iti. imdi babanla birliktesin. Bunu asla unutma." "Unutmam," diye fsldad Bane "Unutmam, ne?" Bycnn kavray sertleti. "Unutmam, baba!" Bane hkrd. Tatmin olan Sinistrad olan brakt ve onu ince, kansz dudaklarnn hafife genilemesiyle rdi. nne dnp ejderine devam etmesini emretti. Bycnn parmaklan olann yananda beyaz izler, enesinde mor lekeler brakmt. Bane d duruyor, eliyle yzndeki acy dindirmeye alyordu. Gzya aktmamt. Gzlerine ykse -dakileri yutmutu. "imdi, sorumu yantla. Bu Limbeck isyan lideri mi?" "Evet, baba." , v "O zaman bizim iin faydal olabilir. En azndan, makine hakknda bilgi verebilir." "Makineyi izdim, baba." "izdin mi?" Sinistrad arkasna bakt. "yi izebildin mi? Hayr, imdi karma. Uup gidebil

Eve gittiimizde bakanm onlara." Hugh yavaa piposunu ekitirdi. Gevemi hissediyordu. Bycnn plan her ne idiyse, Limbe lgi verecek, Aa lem'e giri yolunu gsterecekti. Ama Haplo. Bir de onu dn. Kazayla gel se. Hayr. Hugh adama dikkatle bakt. Haplo uyumakta olan kpee satayor, kuynuyla burnun lyordu. Kpek haprd, uyanp sinei bulmak iin sinirli sinirli etrafna baknd, bulamay uykuya dald. Hugh Drevlin'de hapsedilmelerini dnd. Haplo'yu parmaklklarn yannda goan yduu oku. Hayr, Hugh

Haplo'nun herhangi bir eyi kazayla yaptn dnemiyordu. O zaman planlanmt, demek ki? arafndan? Hugh'nun baklar Alfred'e kayd. Khya bolua bakyordu. Yz, uyankken kabus gren birin m'de ne olmutu? Ve neden buradayd? ocuk hizmetkrn yannda getirmeyi istememise tabii. Alfred'i getirenin Bane olmadn hatrlad Hugh. Khya kendiliinden pelerine taklmt. ediyordu. "Peki, ya Alfred?" diye sordu Sinistrad. "Onu neden getirdin?" Gizemustas ile olu, gkkubbenin kenarna yaklayorlard. Buzdalan gittike klm, aral rtmt. nlerinde, uzakta Sinistrad'n Yksek lem olduunu syledii yer, elmaslarn arasn i panldyordu. Arkalarnda, uzakta, elf gemisinden ykselen tezahrat duyabiliyorlard. "Kral Stephen'n, beni ldrmek iin yapt plan rendi," diye yantlad Bane babasn, "v iin geldi." "Bundan fazlasn bilmiyor, demek." "Olun olduumu biliyor. zerimdeki tlsm da biliyor." "Tm aptallar biliyor onu. Onu bu kadar etkili klan da buydu zaten. Kendi aresizlikl erinin o kadar farkndaydlar ki! Ama kastettiim bu deildi. Alfred, annen baban ve apt al Tri-an'n, seni balarndan atmalarndan kendilerini sorumlu tutmalarn saladn biliy un iin mi geldi?" "Hayr. Alfred geldi, nk kendi kendine bir ie yaramyor. Benimle olmak zorunda Baka bir yapabilecek kadar zeki deil" "O zaman, geri dndnde seninle olmas uygun olur 476 477 Margaret Wes & Tracy Hickman

Hikyeni teyit edebilir." "Geri dnmek mi? Nereye geri dneceim?" Bane korkmu grnyordu. Babasna asld. "Ben seni acam!" "Neden imdi dinlenmiyorsua' Ksa sre sonra eve ulaacaz ve senin arkadalarm zerinde iy izlenim brakman istiyorum." "Ya annem zerinde?" Bane rahata eyere yerleti. "Evet, elbette. imdi, dilini tut. Kubbeye yaklayoruz ve bizi karlamak zere bekleyenler le iletiim kurmam lazm." Bane ban babasnn srtna yaslad. Alfred hakkndaki tm gerei anlatmamt. Ormanda o garip olay olmutu. Aa zerine dtnde. Alfred benim hl baygn olduu mu dnmt, ama deildim. Grdm. Ne grdmden emin deilim. Yukarda reneceimden eminim. Belki bir gn, babama sorarm. Ama imdi deil. "Geri dnmek"le neyi kastettiini renmeden olmaz. O zamana kadar, Alfred'i ken dime saklayacam. > . Bane Sinistrad'a iyice sokuldu. f Hugh piposundaki ttn boaltt ve piposunu dikkatle kumana sararak, gzelce gsne yerle aya gelmekle hata yaptn hep biliyordu. Ama kendine hakim olamamt. ocuk onu bylemit n Hugh, seeneklerini dnmekten vazgeebileceine karar verdi. Hi seenei yoktu nk. KIRKSEKZNC BLM

YEN UMUT YKSEK LEM Gizemstas ile civa ejderinin yol gsterdii Carfa'shon, Yksek lem'i evreleyen byl ku den geti. Elf-ler, insanlar ve Geg yzlerini lomboz deliklerine bastrarak, altlarndak i muhteem dnyaya baktlar. Grdklerinin srad- gzellii ve ihtiamyla, hayranlk iin ve herbiri bir dierine, grdkleri harikalar yaratanlarn ne kadar gl olmas gerektiin tyordu. Birka saniye iinde arkalarnda donmu, prldayan buzdan bir dnyay braktlar ve uatt, yeil bir dnyaya girdiler. Elfler, souk havayla mcadele etmek iin kuandklar krk paltolar kardlar. Hugh mangal kmrn atekutusuna boaltt. Geminin zerinde olumu olan buz erimeye, gvdeden akmaya, a zemine yamur gibi dklmeye balad. Geminin uuuyla dorudan ilgisi olmayan herkes, gzleri falta gibi ak, hayranlkla bu b kyordu. Herkesin ilk dncesi, suyun bol olmas gerektii oldu. Yer gr bitkilerle kaplanm l yaprakl yksek aalar uzanp giden tepeleri sslyordu Orada burada, uzun inci renkli kul 479 478 KARADI Margnret Weis & Tracy Hckman

ler ge ykseliyordu; geni caddeler vadileri kesiyor, srtlarn ardnda gzden kayboluyordu Sinistrad nlerinde uuyor, civa ejderi gnele ykanan gkte zikzaklar iziyor, zarif ejder emisinin greceli olarak hantal grnmesine sebep oluyordu. Rehberlerini takip ettiler . leride, ufukta, bir grup kule grnd. Sinistrad ejderin ban o tarafa evirdi ve elf ge i yaklatka, gemideki herkes bunun devasa bir kent olduunu grd. Hugh bir sefer, esir olduu gnlerde, ciflerin hakl olarak gurur duyduklar, Aristagon' un bakentini grmt. Becerikli elf zanaatkarlar tarafndan kalba dklen mercankayadan y nalarnn gzellii efsanevidir. Ama Tribus'un mcevherleri, nlerinde prldayarak duran ken karlatrldnda, yalnzca tutkal ve camdan ibaret kalrd. nlerinde, yeil kadife zer i ve aralannda birka yakut, safir veya elmas vard. ^ Elf gemisini byk bir sessizlik brd. Harika bir ryay bozmaktan kamrcasma, kimse uyordu. Hugh Kir keilerinden gzelliin gelip geici olduunu, insann yaratt her eyin oza dneceini renmiti. imdiye kadar, hayat boyunca aksini kantlayan hibir ey grmemi i belki de haksz olduunu dnmeye balamt. Lim-beck'in yanaklarndan yalar akyordu; g devaml gzlklerini karp silmek zorunda kalyordu. Alfred iinde yaad ikenceyi unutm neredeyse melankolik bir yz ifadesiyle bakyordu. Haplo'ya gelince, etkilenmise bile belli etmiyordu. Tek yapt, dierleriyle birlikte, o rtalama bir ilgiyle lomboz deliinden dar bakmakt. Ama zaten, diye dnd Hugh, adam dikkatle inceleye-

rek, o yz hibir duygu gstermiyor ki -korku, sevin, endie, mutluluk, fke. Yine de, eer nsan dikkatle bakarsa, sanki yara izleri gibi derine kazl duygular grebiliyordu. Yzn i fadesizletiren, adamn kendi iradesiydi; neredeyse siliyor-du duygularn, ama tam olar ak deil. Elimin devaml klcma gitmesi alacak ey deil. Haplo gibi arkadam olacana si yanmda olsa daha iyi olur. Haplo'nun ayaklarnn dibinde oturan ve sahibinin gstermi olduundan daha byk bir ilgiyle kenti izleyen kpek aniden ban edi ve brn diledi. Sanki zaptedemedii bir kanty biydi. Elf gemisi kente girdi. Yksek binalann arasnda dolanan geni, kenarlarna iekler dizilmi bulvarlarn zerinde alaktan utu. Bu binalann ne tr bir malzemeyle yapldm kestirmek m i. Przsz ve parlak duvarlar, incilerle yaplm gibiydi -bazen mercankayann iinde buluna su damlalar kadar nadir ve deerli o mcevherlerle. Elfler nefeslerini tutup birbirle rine, o badem eklindeki gzlerinin kenarlarndan baktlar. nciden bir keta onlara, kral ile sahip olmad bir servet kazandrrd. Ellerini ovuturan Hugh, neesinin yerine geldii ssetti. Buradan canl karsa, bir servetle ayrlmaya zen gsterecekti. Alaldklarnda, geminin altnda, kendilerine merakla bakan yzleri fark ettiler. Caddeler kalabalkt; Hugh kentin nfusunun binlerle hesaplanabileceini tahmin etti. Sinistrad

gemiyi byk bir merkezi parka yneltti ve el iaretleriyle, buraya demirlemeleri gerekt iini anlatt. Burada byclerden bir kalabalk toplanmt ve yeni gelenleri merakla izliyo Byclerden hibirinin daha nce benzer bir mekanik ara grmemesine ramen, ciflerin aa r hemen ya48! 480 Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER. K"nAn

kaladlar ve aalara baladlar. Kaptan Bothar'el kanatlarn neredeyse tamamen ieri ekere iyi yzer klacak kadarnn kalmasn salad. Hugh ve yoldalar, tam Sinistrad ile Bane yoktan varolduklar srada kprye getirilmilerdi Gizemustas saygyla kaptana doru eildi. "Yolculuunuzun fazla glk karmadn umarm. Geminiz buzdan dolay zarar grmedi, deil "Pek az, teekkr ederim," diye yantlad Kaptan Bothar'el, eilerek. "Uradmz herhangi b n onarabiliriz." "Halkm ve ben, dilediiniz malzemeyi salayabiliriz: ahap, halat..." "Teekkr ederim, buna gerek duyacamz sanmyorum. Elimizdekilerle yetinmeye alz." Bu ve zenginliinin, Bothar'el'in gzlerini kr etmedii anlalyordu. Yabanc topraklarda, ya c bir rkn arasndayd. Hugh bu elften holanmaya balamt. Bothar'el'i, iinde bulunduu kknda uyarmaya gerek olmadn gryordu. Sinistrad alnm grnmyordu. Geni bir glmsemeyle, mrettebatn karaya kp, kentin sun lanacaklarn umduunu syledi. Halkndan bir ou gemiye kp, klelere gz kulak olabilirl "Teekkr ederim. Ben ve subaylarmdan bazlar, daha sonra davetinizi kabul etmekten memn unluk duyarz. Ama imdilik yapacak ilerimiz var. Ve klelerimizin soamluluu ile size zah met vermek istemeyiz." Ka olsayd, Sinistrad birini kaldracakm gibi grnyordu. imdiki haliyle, alnndaki kr kt, ama hibir ey demedi. Glmsemesi derinleerek ve karanlklaarak, kabullenile eildi im, bu gemiyi be saniye iinde

benim klabilirdim," diyordu glmsemesi. Kaptan Bothar'el de eilerek glmsedi. Sinistrad'n baklar Hugh, Limbeck ve Alfred zerinde doland. Haplo zerinde bir sre oyal ve gzleri arasnda hafif bir dnce izgisi belirdi. Haplo incelemeyi kendi sessiz, mtevaz semesiyle yantlad ve izgi kayboldu. "Umarm, efendim, yolcularnz eimle tanmak ve evimde arlanmak zere gtrmeme itirazn olumuzun hayatn kurtardklar iin kendilerine son derece minnettarz." Kaptan Bothar'el, yolcularnn geminin tekdze hayatndan kurtulacaklar iin memnun olacakl arndan emin olduunu syleyerek yant verdi. Satr aralann okuyan Hugh, elfin kendilerinde n kurtulmaktan memnun olaca sonucunu kard. Kapak alp bir ip merdiven aa atld. Si ane kpry ayn haval yntemleriyle terk ettiler; dierleri merdivenden indiler. Gemiyi ter eden son kii Hugh oldu. Kapan nnde durup, dierlerinin yava yava ve beceriksizce inme ini izlerken, kolundaki hafif dokunula irkildi. Dnd ve elf kaptanla gzgze geldi. "Evet," dedi Bothar'el, "ne istediini biliyorum. stediini elde edememesi iin elimden geleni yapacam. Para ile dnersen, buradan gideriz. Dayanabildiimiz srece seni bekley eceiz." Elfin dudaklar bkld. "Sz verildii gibi dllendirilmeyi bekliyorum -yle ya da Aadan gelen bir lk ve gmleme Alfred'in, her zamanki gibi, kazaya uradn gsteriyo y sylemedi. Sylenecek bir ey yoktu. Her ey ortadayd. Merdivenleri inmeye balad. Dierl oktan inmiti. Haplo ile Limbeck, yzkoyun yatan, baygn Alfred'le ilgileniyordu. Hap483 482 EJDER,

Mnrgnret Weis & Tracy Hickman

lo'nun yannda duran kpek, Alfred'in yzn yalyordu. nerken Hugh, kpek ile sahibinin nas up da bylesine bir beceri gsterdiini merak etti. Hugh daha nce hi ip merdivenden inen bir drt ayakl duymamt. Ama dierlerine sorduunda, onlarn da fark etmediklerini rend Yirmi gizemustasmdan oluan bir grup -on erkek ve on kadn- yeni gelenleri karlamak zer e bekliyordu. Sinistrad onlar gizemstad olarak, yani mistik retinin reticileri ve kent n ynetici gabu olarak tantt. Gruptakiler deiik yalardayd, fakat hibiri Sinistrad kad n grnmyordu. Bir ift o kadar yal grnyordu ki, yzlerindeki krklar o kurnaz, zek yllarn bilgisini saklayan gzlerini saklyordu. Dierleri orta yalyd, yzleri kat, iz ar gr ve zengin renklere sahipti, akaklarnda birka tutam gm veya gri tutam vard. Ho iktiler, misafirlerine itenlikle hogeldiniz diyor, ziyaretlerini anlmaya deer klmak ii n glerinin yettii her eyi sunmay vaat ediyorlard. Anlmaya deer. Hugh en azndan bunun gerekleeceini hissedebiliyordu. Byclerin arasnda yrrken, tantrlr ken, baklarn asla karlamayan gzlere bakt, evresinde in ci materyalinden oyulmu kadar ifadesiz yzler grd, neza ket ve uygun bir karlama ifadesinden baka hibir ifade ta mayan yzlerdi bunlar. *~ "Dostlarm, acaba kentimizde bir yry yapp, harikalarn grmeyi diler miydiniz? Benim ke onutum biraz uzakta ve ayrlmadan nce Yeni Umut kentini grmek iin baka bir frsat domaya ilir sizin iin." Hepsi kabul etti ve -bandaki bir ilik dnda- Alfred'in yaralanmadndan emin olduktan inistrad' takip etti484

ler. Onlar geerken byc kalabalklar imenlerde toplanyor veya aalarn altnda oturup rdu. Ama hi kimse, ne onlara ne de yanlarndaki arkadalarna bir ey sylemiyordu. Sessizl ik tyler rperticiydi. Hugh Yks-diksi'nin bam-gmlerini tercih edeceini dnd. Kaldrma ulatklarnda o ve arkadalar, kuleleri gkkua ile ssl ge ykselen, pnlt ar. Kemerli kaplar serin, glgeli avlulara alyordu. Kemerli pencerelerden, ierideki muh teem zenginlikler grlyordu. "Solda grdkleriniz, genlerimizin eitim aldklar mistik akademiye ait binalar. Karsnda , renciler ile reticilerin konutlar. Buradan grdnz u, en yksek bina, biraz nce t nin topland hkmet binas. Ah, sizi bir konuda uyarmalym." Bir elini sevgiyle olunun o koymu olan Sinistrad, gruba doru dnd. "Binalarmzn yapmnda kullandmz malzeme by ile yaratlmtr ve bu yzden... Anlaman etmeliyim? yle diyelim: bu dnyadan deildir. Bu yzden, bu dnyaya ait olduunuza gre, d nmamanz iyi olur. Al, ite, ne diyordum ben?" Daima merakl Limbeck uzanp, parmaklarn przsz, incimsi ta zerinde gezdirmiti. Bir c u ve Geg acyla haykrarak yanm ellerini geri ekti. "Dilinizi anlamyor," dedi Alfred, bycye azarlayan baklarla bakarak. "O zaman birinizin tercme etmesini tavsiye ederim," diye yantlad Sinistrad. "Bir da haki sefere hayatna malolabilir." Limbeck binalara hayranlk iinde bakarken, yaral pamuklarn emiyordu. Alfred alak sesle Geg'e uyary aklad. Caddede ilerlemeye devam ettike yeni harikalar gzlerinin nne 485 EJDER. K/IHADI Margaret Wes & Tracy Hicknnn

seriliyordu. Kaldrmlar insanlarla doluydu, ilerinin peinde oraya buraya gidiyorlar, yanlarndan geerken onlara merakla ve sessizlik iinde bakyorlard. Alfred ile Limbeck Bane ile Sinistrad'a ayak uydurmulard. Haplo'nun geride kaldn farke dene kadar, Hugh da aynsn yapt. Haplo, birden topallamaya balayan kpeine yardm etmek yavalamt. Sessiz bir talebi yantlayan Hugh, durup onlan bekledi. Gelmeleri uzun srd -

ein ac ektii akt. Dierleri epeyce uzaklamlard. Haplo durdu ve grnrde yarayla i yannda diz kt. Hugh da ona katld. "Eee, ne oldu ite?" "Aslnda bir eyi yok. Sana bir ey gstermek istedim. Uzanp arkamdaki duvara dokun." "ldrdn m? Parmaklarmn yandn m grmek istiyorsun?" "Hadi, uzat," dedi Haplo, sessizce glmseyerek. Kpek, harika bir srr paylarcasna Hugh' srtyordu. "Cann yanmayacak." Sonunda bann belaya gireceini bile bile, meydan okumay grmezden gelemeyen bir ocuk gib , saknarak inci gibi parlayan duvara elini uzatt Hugh. Parmaklan yzeye dokunduunda a c hissetmeyi bekledi, ama hibir ey hissetmedi. Kesinlikle hibir ey! Parmaklan tan iin geip gitmiti! Bina en az bir bulut kadar katyd. "Ne haltlar...?" "llzyon," dedi Haplo. Kpein brn okad. "Hadi gel, byc bize bakyor. Penesine dik endi Sinistrad'a "kardm. Kpein bir eyi kalmayacak." Sinistrad onlar ksk gzlerle ve nceledi, belki de

kpein, kentin ortasnda nerede bir diken bulduunu merak ediyordu. Yeni Umut'un harika larn anlatrken, tasvirleri biraz zorlama olsa da, yrrken konumaya devam etti. Hayretler iinde kalan Hugh, Haplo'yu drtkledi. "Neden?" Haplo omuzlarn silkti. "Bir ey daha var," dedi alak bir sesle, Sinistrad grecek olurs a, konutuklarn anlamasn diye aznn kesinden konuarak. "evremizdeki insanlara bir ba "Sessiz insanlara benziyorlar." "Bak onlara. Dikkatle." Hugh denileni yapt. "Gerekten garip bir ey var," diye itiraf etti. "Sanki..." Durdu . "Daha nce grmsn gibi, deil mi?" "Evet. Sanki daha nce onlar grmm gibi. Ama bu mmkn deil." "Evet, mmkn. Eer devaml ayn yirmi kiiyi, deiik deiik yerlerde gryorsan." O anda, sanki konutuklarn duymu gibi, Sinistrad turu aniden bitirdi. "Mtevaz konutuma gitmemizin zaman geldi," dedi. "Eim bekliyor olmal." 487 486 EJDER. KAHADI

KIRKDOKUZUNCU BLM SENISTER ATOSU YKSEK LEM Civa ejderi hepsini Sinistrad'n konutuna tad. Fazla yolculuk etmek zorunda kalmadlar. Sanki ato bir bulutun zerinde yzyor gibiydi. Sisler araland zaman, aadaki Yeni Umu nin manzaras muhteem, nefes kesici -ve Hugh'ya gre- rahatsz ediciydi. Binalar, insan lar -hepsi ryadan baka bir ey deil gibiydi. Ama yleyse, kimin ryas? Ve neden kendileri bunlar paylamak zere davet edilmiti -hayr, zorlanmt? atoya girmeleri zerine Hugh'nun ilk yapt, gizlice duvarlar drtklemek oldu. Haplo'nun aynsn yaptn grd ve baktlar. En azndan ato gerekti. Ve merdivenden inmekte olan kadn... o gerek miydi? "Ah, ite geldin, hayatm, senin n t arafta, olunu karlamak zere sabrszca bekliyor olacan dnmtm." atonun giri hol ok bykt. Hole hakim olan unsur, byk bir merdivendi. Merdiven o kadar , kanatlar sonuna kadar ak bir sava ejderi rahatlkla zerinde uabilir, fakat kanat ula n duvarlara dokunmazd. duvarlar da dardakilerle ayn przsz, incimsi opal tandan y leyen sisler kaydka deien gne al488

tnda yumuak bir ekilde parlyordu. Canl renklere ve muhteem gzelliklere sahip hallar d rlar sslyordu. Nadir ve kymetli mobilyalar -masif ahap dolaplar, oymalarla sslenmi, y k srtl sandalyeler, holde dizilmiti. Kymetli metallerden yaplm, altn ve gm kakmal an zrhlar sessizce nbet bekliyordu. Merdivenler ynl, kaln, yumuak bir halyla kaplyd Sinistrad dikkatlerini o tarafa ekince, devasa merdivenlerin yannda kck grnen bir kad er. Donmu gibi durmu, oluna bakyordu. Bane Sinistrad'a iyice sokulmutu, kk eli skca e aslyordu. Kadn elini boynundaki madalyona gtrp skca kavrad. Dier eliyle, trabzanl

land. Merdivenlerde, ihtiaml bir giri yapmak ve tm gzleri zerine ekmek iin durmamt , daha ileri gidemedii iin durduunu grd. Hugh ksa bir sre, Bane'in annesinin ne tr bir kadn olduunu merak etti. Bebek deitirme ibi bir ite rol alabilecek bir kadn, ne tr bir kadn olabilirdi? Bildiini dnyordu ve kadar hrsl ve tehlikeli bir kadn grse armayacakt. Ama kadn grnce, onun bir sulu lduunu anlad. "Hayatm, kk m saldn?" Sinistrad'n can sklm gibiydi. "Neden konumuyorsun? Misafirle Kadn decek gibi oldu ve dnmek iin duraksamayan Hugh, merdivenlerden koarak kp, d deni yakalad. "Annem o demek," dedi Bane. "Evet, olum," dedi Sinistrad. "Baylar, karm, Iridal." nemsemezce elini hareketsiz b edene doru sallad. "Onun aclna sizden zr dilemeliyim. Zayftr, ok zayftr. Ve imdi, 489 EJDER, Margaret Weis & Tracy Hicknan

baylar, beni takip ederseniz, size odalarnz gstereceim. Yorucu yolculuunuzdan sonra di nlenmek isteyeceinizden eminim." "Ya o -karnz?" diye sordu Hugh. Ezilmi lavanta kokusu duyuyordu. "Onu odasna gtrn," dedi Sinistrad, ilgisizce karsna bakarak. "Merdivenlerin tepesinde, balkon boyunca, soldan ikinci kap." ty "Ona bakmas iin bir hizmetkr araym m?" "Hizmetkrmz yok. Onlarn... rahatszlk verici olduunu dnyorum. Kendi kendisine bakma k. Ve hepinizin de yle, korkarm." Misafirlerinin takip edip etmediklerini grmek iin bakmadan, Sinistrad ile Bane saa dnd ve bycnn komutu zerine bo duvarda ortaya kan bir kapdan ieri girdi. Dierleri te acele etmediler -Haplo tembel tembel etrafna bakmyor, Alfred grne gre prensini taki etmekle Hugh'nun kollarndaki zavall kadnla ilgilenmek arasnda tereddt ediyordu. Limb eck korku dolu, yusyuvarlak gzlerle, kat duvarda ortaya kan kapya bakyor, gzlerini ovu ruyor, belki de ezici sessizlii bozacak bir fo, zzzt, " bam sesi zlyordu. "Beni izlemenizi neririm, baylar. Yalnz bana yolunuzu asla bulamazsnz. Bu atoda yalnz birka sabit oda vardr. Kalanlar, biz ihtiya duyduka gelir, giderler. Grdnz gibi israftan hi holanmam." Bu aklamadan dolay irkilen dierleri, kapya doru yneldiler. Limbeck, Alfred onu nazike eleyene kadar oyaland. Kpein nerede olduunu merak eden Hugh yere doru baknca, hayvann yaklarnn dibinde olduunu grd.

"Bas git!" diye tersledi Hugh, hayvan izmesiyle ittirerek. Hayvan izmesinden kand, ama merdivenlerde durup, onu ilgiyle, ban bir yana emi, kula ik bir ekilde izlemeye devam etti. Hugh'nun kollarndaki kadn hafife kprdanp inledi. Arkadalarndan yardm gelmeyeceini g l, dnd ve kadn merdivenlerden yukar tad. Yukardaki balkona kmas uzun srd, ama y hafif. Kadn, yar ak kaps ve kadnda da hissettii hafif koku sayesinde bulmakta zorlanmad bir oturma odas, onun tesinde bir yatak odas vard. Deiik odalardan gemi olan Hugh, b dalarn neredeyse plak olduunu, pek az mobilya bulunduunu ve bunlarn da tozlarla kapl o duunu grnce ard. Bu zel odalardaki hava souk ve sszd. Giri holndeki scak lkst Hugh Iridal'i nazike, dantellerle evrili, en iyi ketenden yaplm araflarn zerine bra ir rty kadnn ince bedeninin zerine ekti ve durup ona bakt. lk grdnde tahmin ettiinden daha genti. Salar beyazd, ama grd ve ince, yumuak tut ordu. Hareketsiz yz tatl, zarif ve izgisizdi. Cildi soluktu, korkutucu derecede solu k. Hugh yakalamaya frsat bulamadan, kpek yanndan szld ve kadnn -yatan yanndan sarkanlad. Iridal kprdanp uyand. Gz kapaklan titredi ve ald. Hugh'ya bakt ve yz hatlarn d. "Git artk!" diye fsldad. "Gitmelisin!"

...Souk sabah ilahi sesleri karlad. Kye inmekte olan, dier le kularnn kamasna cppeli ke491 490 EJDER. K_APADI Margaret Wes & Tracy Hickman

l ilerin sarkyd bu: -her bebein doumunda, kalplerimizde lrz, bize gsterilen, gerek karanlk lm daima ger . lm... lm... lm... Hugh ile dier ocuklar arkalannda, ince giysilerinin iinde titreerek, donmu topran zer e yalnayak yryorlard. Ksa sre sonra ky yutacak olan korkun alevlerin scaklndan f gelmilerdi. Hi canl insan gremiyorlard; yalnzca ller, akrabalar salgn kurban bedenleri sokaklar ve Kirlerin gelmesi zerine saklanmaya gitmilerdi. Fakat birka kapda yiyecek ve belki de -daha kymetli saylan- su testileri grnyordu: verdikleri hizmetlerin karl. Keiler buna alktlar. Korkun ilerine baktlar, bedenleri toplayp, onlar, yetimlerin stalleri ymaya baladklar byk bir alana topladlar. Hugh'nn arasnda ol-dxu dier o unca koarak, manastra geri tanacak olan kran sunularn topladlar. Bir kapya yaklaan r ses duydu ve bir somun ekmei alrken durdu. eri bakt. "Anne," dedi kk bir ocuk, yatakta uzanan kadna yaklaarak. "Am. Neden yataktan kalkmy ? Kahvalt zaman." "Bu sabah kalkamam, canm" Annenin sesi nazikti, ama ocua garip ve yabanc gelmiti anlal n, nk onu korkutmutu. "Hayr, benim gzel yavam. Sakn yanma gelme " 492

Bir nefes ald. Hugh kadnn ald nefesin cierlerinde szldandn duyabiliyordu. Yz n dier cesetlerin rengini almt, ama bir zamanlar gzel olduu anlalyordu. "Dur sana ba Mikal. Ben... ben hastayken uslu duracaksn. Sz veriyor musun? Sz ver bana," dedi za yf bir sesle. "Evet, anne, sz veriyorum." "Git artk!" dedi kadn alak sesle. Elleri battaniyenin zerine kapand. "Gitmelisin. Git ... git bana biraz su getir." ocuk dnp, kapda durmakta olan Hugh'ya doru kotu. Hugh kadnn bedeninin ac iinde sars kasld ve gevedi. Gzleri tavana dikilmiti. "Gidip annem iin su getirmeliyim," dedi ocuk, Hugh'ya bakarak. Srt annesine dnkt; grm i. "Tamana yardm edeyim," dedi Hugh. "Tut unu." ocua ekmei uzatt. ocuk yeni hayatna al a iyi olurdu. ocuun elini tutan Hugh, onu evden uzaklatrd. ocuun kollarnda, ksa sre sonra onu al astaln ilk belirtilerini hisseden kadn tarafndan piirilmi ekmek vard. Hugh arkasnda, esi iin ocuunu gnderen annenin yumuak sesini hl duyuyordu. "Artk git!" Su. Hugh srahiyi kaldrp bir bardaa boaltt. Iridal bardaa bakmad, baklar Hugh'ya di "Sen1" Sesi alak ve yumuakt. "Sen... onlardan biri misin? Olumla gelenlerden biri mi ?" Hugh ban sallad. Kadn kolunun zerinde dorularak, yatanda yar oturur konuma geldi. Y u, parlak 493 EJDER. Margaret Weis & Tracy Hickman

gzlerinde ate vard. "Git!" diye tekrarlad, alak, titreyen bir sesle. "Korkun bir tehli ke iindesiniz! Bu evi terkedin! Hemen!" Gzleri. Hugh gzlerinden bylenmiti. ri ve derindiler, irisleri gkkuann btn renklerini yanstyordu -kara gzbebeklerini evreleyen, k vurduka renkleri deien, parlak bir halka. ''n.., "Beni duyuyor musun?" diye sordu kadn. Hugh duymamt aslnda. Tehlikeyle ilgili bir eydi . "te, i bunu," dedi, barda kadna uzatarak. Kadn fkeyle barda frlatt. Bardak yere talannn zerine sald. "Sizin lmlerinizin de ellerimi kirletmesini istediimi mi sany "O zaman bana tehlikenin ne olduunu syle. Neden gitmek zorunda olalm?" Ama kadn yastklarn zerine uzand ve yant vermedi. Yaklaan Hugh, kadnn korkuyla t te olduunu grd. "Ne tehlikesi?" Krk cam paralarn almak zere uzand, iini yaparken gzlerini kadndan ayrmad. Kadn lgnca ban sallad. Gzleri odann iinde oraya buraya dnyordu. "Hayr. Yeterinc de gereinden fazla! Heryerde gzleri vardr, kulaklan her zaman iitir!" Parmaklar kvrl umruk oldu. Hugh baka birisinin acsn hissetmeydi ok olmutu. Kendi acsn hissetmeydi ok olmutu. lere gml bir yerlerden, l yatan anlar ve duygular canland, kemikli ellerini uzatp tr rn ahuna geirdi. Eli sarsld; bir cam paras avcuna gmld. Ac Hugh'yu fkelendirdi.

,1'i "Bu cam paralarn ne yapacam?" Iridal eliyle hafif bir hareket yapt ve Hugh'nun elindeki cam paralar, sanki hi var olmamasna ortadan kayboldu. "Kendine zarar verdiin iin zgnm," dedi kadn tekdze, cansz bir sesle. "Ama kalmakta s dersen beklemen gereken de bu." Yzn kadndan eviren Hugh, pencereden dar bakt. ok uzaklarnda, sislerin arasnda gm len ejder, devasa bedenini atonun evresinde kvryor, bycye duyduu nefretle kendi kend danarak yatyordu. "Gidemeyiz," dedi Hugh. "Ejder orada nbet tutuyor." "Gerekten gitmek isterseniz, ejderden kanmann yolu her zaman bulunur." Hugh sessiz kald. Gerei sylemeye ve karlnda iiteceklerine kar isteksizdi. Ama bil yd. "Ben gidemem. Bylendim -olun beni bys altna ald." Iridal rahatszca kprdand ve Hugh'ya acyan gzlerle bakt. "By etki ediyor, nk sen etki etmesini istiyorsun. raden onu besliyor. Gerekten istesey in, uzun zaman nce byy bozabilirdin. Byc Trian bunu fark etti. ocuu nemsiyorsun, an un? Ve nemseyi, grnmez bir hapishanedir. Ben biliyorum... ben biliyorum!" Hugh'nun ayaklarnn dibinde, burnu patilerinin zerinde uzanm olan kpek aniden ayaa frl e evresine vahi bir havayla etrafa baknd. Iridal'in nefesi kesildi. "Geliyor! abuk, git buradan artk. Burada fazla uzun kaldn ." Yz kararan Hugh, yerinden kprdamad. "Ah, ltfen git!" diye yalvard Iridal, ellerini uzatarak. "Be495 494 "*''* EJDER KAHADI

Margaret Weis & Tracy Hckmnn

nim hatrm iin! Cezalandraca kii ben olacam!" Kpek oktan ayaa frlam, d odalara ynelmiti. Dehete dm kadna son bir kez bakan yapmann en dorusu olduuna karar verdi -en azndan imdilik. Syledikleri hakknda dnp t bulana kadar. Dar ktnda, oturma odasnda Sinistrad'la karlat. "Karn dinleniyor," diyerek somlar nledi Hugh. "Teekkr ederim. Onu epeyce rahatlattn kukum yok." Sinistrad'n kirpiksiz gzleri Hugh'nun kasl kollarn ve bedenini szd; ince

daklarna bilmi bir glmseme dokundu. Hugh fkeyle kzard. Bycy itip gemek istedi, ama Sinistrad hafife yer deitirerek yolunu kapad. "Yaralanmsn," dedi gizemustas. Uzanarak, Hugh'nun elini tuttu ve avcunu yukar doru , a evirdi. "nemli deil. Bir cam paras, o kadar." "k k. Misafirlerimizin yaralanmasna gz yumamam! zin verirsen." Sinistrad, bir rmcei lar gibi ince ve titrek parmaklarn Hugh'nun avcvnda, yarann zerinde gezdirdi. Gzlerini kapatarak younlat. Kesik kapand. Yarann acs yok olmutu. Sinistrad glmseyerek gzlerini at ve dikkatle Hugh'nun gzlerine bakt. "Senin misafirin deiliz," dedi Usta. "Biz senin esirleriniz." "te bu, sevgili baym," diye yantlad gizemustas, "tamamen size kalm." atonun sabit birka odasndan biri bycnn alma odasyd. Konuttaki dier odalarn yeri t-

rad'n ruh haline ve ihtiyalarna bal olarak devaml deiiyordu. O gn atonun st katlar eleri, Gecenin Lordlar gnn mumunu flemeden nce Solarus'un son klarn yakalamak zere Bycnn byk alma masasnn zerinde, olunun Yks-diksi'ye ilikin izimleri vard. B ane'in bizzat grd paralarna aitti. Bazlar ise Lim-beck'in yardmyla izilmiti ve Y Drevlin'in baka ksmlarndaki paralarna aitti. izimler olduka iyiydi ve dikkate deer b mde gerekiydi. Sinistrad ocua, izimlerini by kullanarak nasl gelitirecei konusunda ermiti. Grnty zihninde yarattktan sonra Bane'in tek yapmas gereken, grntyle elinin lerini birletirmek ve grdklerini kada aktarmaktan ibaretti. Byc dikkatle izimleri incelerken, bouk bir havlama sesi ban kaldrmasna sebep oldu. burada ne ii var?" "Beni seviyor," dedi Bane, kollarn kpein boynuna dolayp, onu kucaklayarak. Bu ikisi y erde greirlerken kpek havlamt. "Hep beni izliyor. Haplo'yu sevdiinden daha ok seviyor ni, deil mi, olum?" Kpek srtt, kuyruu yeri dvyordu. "Bundan o kadar da emin olma." Sinistrad hayvana delic gzlerle bakt. "Ona gvenmiyorum. Bence ondan kurtulmamz lazm. Eski zamanlarda, bycler tr hayvanlara istediklerini yaptryorlard. Gidemedikleri yerlere gnderip, casus gibi kullanyorlard onlar." "Ama Haplo byc deil ki! O yalnzca... bir insan." "Ve guvenilmemesi gereken bir insan. Her eyi kontrol altnda bulundurduuna inanmad srece kimse o kadar ses497 EJDER. Margaret Weis & Tracy Hickman

siz ve kendinden emin davranamaz." Sinistrad yan yan oluna bakt. "Sende kefettiim bu zayflktan holanmyoam, Bane. Bana anneni hatrlatmaya baladn." ocuk kollarn yavaa kpein boynundan zd. Ayaa kalkp masaya doru yrd ve babasn "Haplo'dan kurtulabiliriz. O zaman ben kpei alrm, sen de bu konuda endielenmek zorund a kalmazsn." "lgin bir fikir, olum," diye yantlad Sinistrad, izimlerle megul olurken. "imdi, hayva radan gtr ve gidip oyna." "Ama, baba, kpek hibir eye zarar vermiyor ki! Ona sylersem, sessiz duar. Bak, orada y atyor yalnzca." Sinistrad eildi ve kpein kendisine baktn grd. Hayvann olduka zeki baklar vard. t. "Onu burada istemiyorum. Kokuyor. kiniz de gidin buradan." Sinistra d izimlerden birini kaldrp, bir dierinin yannda tuttu ve dnceli dnceli inceledi. " dnlmt? Bu kadar byk, bu kadar ihtiaml bir ey. Sartanlarn amac neydi? Herhalde y ak deil!" "almay srdrebilmek iin su retiyor," dedi Bane, babasnn boyuna yetiebil tabureye trmanrken. "Su kullanarak buhar retiyor. Buhar, elektrik retmek iin kullanyor Elektrik de makinenin almas iin kullanlyor. Muhtemelen Sartanlar makinenin bu paras iyle iaret etti- "su toplayp Orta lem'e gndermek iin kulland, ama makinenin ana amacn u olmad ak. Bak, ben..."

Bane babasyla gzgze geldi. Szckler dudaklarnda soldu. Sinistrad hibir ey sylemedi. B avaa tabureden aa kayd. Gizemustas, tek bir szck bile sylemeden, izimleri in-

celeme iine dnd. Bane kapya doru yrd. Ayaa kalkan kpek, oyun vaktinin geldiini dnerek, hevesle taki uk kapda duap geriye dnd. "Biliyorum," dedi. "Neyi?" Sinirlenen Sinistrad, baklarn kaldrd. "Yks-diksi'nin neden icat edildiini biliyorum. Ne yapmasnn hedeflendiini biliyorum. Bu nu yapmasn nasl baarabileceimizi biliyorum. Ve tm dnyaya nasl hk-medebileceimizi bi . izimleri yaparken anladm." Sinistrad ocua dik dik bakt. Aznn evresinde ve yz hatlarnda, ocuun annesini hatrl vard, ama gizemustasna korkusuzca bakan, kendi kurnaz, hesap gzleriydi. Sinistrad elini izimlere doru, dikkatsiz bir hareketle sallad. "Gster o zaman." Masaya dnen Bane gsterdi. Unuttuklar kpek, kendisini bycnn ayaklarnn dibine atmt 499 498

ELLNC BLM SESISTER ATOSU YKSEK LEM Onlarca kk ann ngrdamas, Sinistrad'n misafirlerini akam yemeine davet ediyordu. odas -henz yaratlm olduuna kuku yoktu- penceresiz, byk, karanlk ve souktu. Tozla k ir masa bo odann ortasnda duayordu. Kuma kapl sandalyeler, masann evresinde muhafz m er gibi dizilmiti. mine souk ve botu. Oda misafirlerin tam burunlarnn dibinde ortaya odada toplanarak, huzursuzluk iinde evsahiplerini beklediler. Aylak aylak dolaarak masaya giden Haplo, bir santimlik toz ve kir tabakasna parman srd. "Yiyeceklerin tadna bakmak iin sabrszlanyorum," dedi. stlerinde klar yand, imdiye ada grnmeyen bir mum avizesi canlananarak aydnlk samaya balad. Sandalyelerin zerini kumalar, grnmeyen eller tarafndan ekilip alnd. Toz yok olmutu. Bo masa birden yiyece e dolup tat -kzarm et, tten sebzeler, mis gibi kokan ekmekler. arap ve su dolu srahil ortaya kt. Grlemeyen bir kaynaktan, yumuak bir mzik duyulmaya baland. Az ak kalan Limbeck, arkaya doa sendeledi. Neredeyse minede grldeyen atein iine d 500

korkuyla srad. Hugh irkilmekten kendini alkoyamad ve ziyafet sofrasndan geri geri uzak laarak, pheyle inceledi. Sessizce glmseyen Haplo, bir bua' alarak srd. trt sessiz t bir biimde duyuldu. enesinden akan suyu eliyle sildi. ok iyi bir illzyon, diye dnd. rkes bir saat boyunca aldanacak, sonra neden hl a hissettiklerini merak edecekler. "Ltfen oturun," dedi Sinistrad, bir elini sallayarak. Dier eliyle Iridal'i tutuyor du. Bane babasnn yanna yrd. "Resmiyete pek nem vermiyoruz. Hayatm." Kansn masann s e eilerek bir sandalyeye oturttu. "Sir Hugh'nun senin iin gsterdii abay dllendirmek i eim, onu sa yanna yerletireceim." Iridal kzard ve baklarn tabana dikti. Hugh kendisine gsterilen yere oturdu, honut d i grnmyordu. "Geri kalannz nerede arzu ederse, orada oturabilir. Limbeck hari. Sevgili baym, ltfen beni affedin." Gegce konumaya balayarak zarif bir ekilde eildi. "Dncesizce davrandm. zin insanca bilmediinizi unuttum. Olum, halknz baskdan kurtarmak iin gsterdiiniz ces dan bahsetti. Ltfen, burada, yaknmda oturun ve bana kendinizden sz edin. Dier misafir ler hakknda endielenmeyin. Eim onlarla ilgilenir." Sinistrad masann banda yerini ald. Memnunluk, utan ve heyecan iindeki Limbeck grbz be ini Sinistrad'n sandaki sandalyeye yerletirdi. Bane onun karsna, babasnn 11 nsanlarn ok sevdikleri bir meyve. Gozalc pembe kabuunun iinde, neredeyse mide bulan lracak kadar tatl bir et vard Eitimli damaklaa sahip olanlar, kabuk ile et billikte tu ketililken otaya kan tatlan katsm gibi bir lezzet olmadna inanrlar Bu meyveden ya e pek tutulur, fakat elfle bua meyvesinin kendisini yemekten lolann.zla SOI

EJDER, KAFIADI Margnret Wes & Trncy Hickmnn

soluna oturdu. Alfred prensinin yanndaki sandalyeyi kapabilmek iin acele etti. Hap lo uzun masann dier ucunda, Iridal ile Hugh'nun yannda oturmay tercih etti. Kpek Bane 'in yannda, yere uzand. Her zamankinden daha suskun, daha az sk grnen Haplo, yemeine dalm grnp, ayn zama konumasn dinleyebiliyordu. "Umarm bu akamki tavrm mazur grrsnz," dedi Iridal. Hugh'ya hitaben konumasna ramen evaml kocasna kayyordu. "Baz tlsmlar altndaym. Zaman zaman etkilerini byle gsteriyo Onu izlemekte olan Sinistrad ban hafife sallad. Iridal Hugh'ya dnd ve yannda oturduu beri ilk kez dorudan gzlerine bakt. Glmsemeye alt. "Umarm sylediim eyleri gzard tszlm... sama eyler sylememe sebep oluyor." "Sylediiniz eyler sama deildi," diye yantlad Hugh. "Her szc bilerek sarf ettiniz. deildiniz. Korkun ekilde korkmutunuz." Iridal ieri girdiinde yanaklannda renk vard. Ama Hugh ona bakarken yzndeki tm renk utu gitti. Kocasna bir gz atan Iridal yutkundu. Eli arap kadehine uzand. "Sylediklerimi unutmaksnz! Yaamnza deer veriyorsa nz, bir daha bundan sz etmeyin!" ""u anda yaammn pek az nemi var." Hugh'nun eli, Iridal'in elini masann altnda yakalayp tuttu. "Size hizmet etmek iin kullanlmad takdirde, Iridal." "Ekmein tadna bak," dedi Haplo, Hugh'ya bir para ekmek uzatarak "Tad nefis. Sinistra d zellikle tavsiye ediyor." Gerekten de gizemustas onlar dikkatle izliyordu. stek-

sizce Iridal'in elini brakan Hugh, ekmei ald ve tadna bakmadan tabana brakt. Iridal t aki yiyeceklerle oynad ve yiyor gibi yapt. "O zaman, benim hatrm iin szlerimi unutun, zellikle de sylediklerimi yapmayacaksanz." "Sizi tehlike iinde braktm bilerek gidemem." "Seni aptal!" Iridal dikleti. Yzne ate basmt. "Senin gibi yetiden yoksun bir insan, bi im gibilere kar ne yapabilir? Ben senden on kez daha glym, gerekirse kendimi korumak i n on kez daha ellilim! Unutma bunu!" "Beni affedin o zaman." Hugh'nun kara yz kzard. "Tehlike iindesiniz gibi grnmt..." "inde bulunduum tehlike beni ilgilendirir, sizi deil, beyefendi." ''" "Sizi artk rahatsz etmeyeceim, hanmefendi, bundan emin olabilirsiniz!" Iridal yant vermedi, tabandaki yemee bakt. Hugh duygusuzca yemeye balad ve sesini ka '"' Masann bu ucunda her ey sessizdi imdi, bu yzden Haplo dikkatini dier tarafa evir di. Bane'in sandalyesinin dibinde yatmakta olan kpek kulaklarn dikip hevesle, sanki bir para yiyecek bekliyor gibi, herkesin yzne teker teker bakt. "Ama Limbeck, siz Orta lem'de pek az ey grdnz," diyordu Sinistrad. "Yeterince grdm." Limbeck kaln gzlklerinin ardndan bayku gibi gzlerini krptrd. G afta iinde gzle grlr bir biimde deimiti. Tank olduu grntler, kafasndan geen d i, dsel idealizmini yontmutu Bunca yzyldr halkndan esirgenen ha502 503 EJDER. KAFIADI Margaret Weis & Tracy Hckman

yat, kendilerinin salad, fakat paylamalarna izin verilmeyen hayat grmt. ekicin i onu incitmiti. Sonra fke ykselmiti. "Yeterince grdm," diye tekrarlad Limbeck. By, gzellik ve kendi duygulanma etkisi altnd , syleyecek baka bir

ey bulamyordu. "Evet, yle olmal," diye yantlad byc. "Halknz iin gerekten ok zldm; Yksek lem erinde olan fkenizi paylayoruz. Bizim de suumuz olduunu dnyoruz. Sizi smrdmzde e, bir adan sulu hissediyoruz." zenle arabn yudumlad. "Savatan, insanlarn ac ekip bunlarn hepsinin sebebinin hrs ve nefret olduunu grmekten tiksindik ve dnyay terk etti k. Bunlara kar ktk ve durdurabilmek iin elimizden geleni yaptk, ama saymz ok azd, ok az." Adamn sesinde gzyalar vard. Haplo harika bir performans boa harcadn syleyebilirdi masann kendi ucunda. Iridal uzun zamandr yemek yeme numaras yapmay brakmt. Sessizce o or, tabana bakyordu, ta ki kocasnn tm dikkatinin Geg'le sohbeti zerinde younlat a . Sonra gzlerini kaldrd, ama baklar kocasna ya da yannda oturanlara gitmedi. Oluna b u, belki de geldiinden beri Bane'i ilk kez gryordu. Gzleri, yalarla doldu. Yavaa ban ir tutam sa yznden ekmek bahanesiyle elini kaldrd ve aceleyle yanandaki damlay sildi. Hugh'nun, masann stnde yannda duran eli, ac ve fke iinde kasld. Akn yaldz kenarl haneri nasl olmutu da, onunki gibi S04

kat bir yree ilemeyi baarmt? Haplo bilmiyor ve umur-samyordu. Tek bildii, hi de za atryn'in bir eylem adamna ihtiyac vard, nk kendisinin eyleme gemesi yasaklanmt. Hug endisini aptalca, valyece ldrtmesi hi iine gelmeyecekti. Haplo sa elini kamaya balad, sarglarn altna ulaarak hafife yana kaydrd onlar. R gisizce ekmek almak iin uzand ve ayn hareketle elinin arkasn skca arap srahisine bas aard. Ekmei sa eliyle tutarak tabana ald ve sol eliyle sa elindeki sarglan dzelteit , rek rnleri yine gzlerden gizledi. "Iridal," diye balad Hugh. "Ac ektiini grmeye dayanamyorum..." "Neden beni umursuyorsun ki?" "Bir bilebilsem!" Hugh kadna doa eildi. "Sen veya olun! Ben..." "Biraz daha arap?" Haplo srahiyi kaldrd.

Hugh sinirlenerek dik dik bakt ve arkadan duymazlktan gelmeye karar verdi. Haplo bir kadehi doldurup Hugh'ya doa itti. Kadehin taban adamn parmaklarna arpt ve a -gerek arap- eline ve gmleinin koluna dkld. "Ne halt ediyorsun?" Hugh Patryn'e fkeyle dnd. Haplo bir kan kaldrd ve ban belirsizce masann dier yanma doa sallad. Grlt, Si sin dikkatini ekmiti, herkes onlara bakyordu. Iridal dimdik otuayor-du, yz mermer duva rlar kadar solgun ve souktu. Hugh kadehini kavrayp byk bir yudum ald. Yzndeki karanlk adeye baklrsa, bycnn kendi kan da olabilirdi itii. Haplo glmsedi; erken davrand sylenemezdi. Sinist505 Margnret Weis & Tracy Hckman EIDER,

rad'a doru bir para ekmek sallad. "Afedersiniz. Ne diyordunuz?" Kalarn atan gizemustas devam etti. "Diyordum ki, Aa lem'de halknzn ektiklerini b dmnza gelmeliydik. Ama banzn dertte olduunu bilmiyorduk. Sar-tanlann arkalarnda bra ikyelere inanyorduk. O zaman, yalan sylemi olduklarnn farknda deildik." Keskin bir ngrdama sesi hepsini irkiltti. Alfred kan tabann zerine drmt. "Ne demek istiyorsunuz? Ne hikyeleri?" diye soruyordu Limbeck hevesle. "Sananlara gre kopanltan sonra -insanlardan ve ciflerden daha ksa boylu olduklanndan - halknz kendi gvenlikleri iin Aa lem'e gtrlmler. Aslnda, imdi anlalyor ki i gcym." "Bu doru deil!" Ses Alfred'indi. Tm yemek boyunca tek bir kelime bile konumamt. Iridal dahil herkes, ona aknlk iinde bakt. nce dudaklar nazik bir glmsemeyle gerilen Sinistrad, ona dnd. "Siz gerein ne olduunu yor musunuz?"

Krmzlk Alfred'in ensesinden kel kafasna don yayld. "Ben... Gegler hakknda bir al Heyecanlanp aknlaarak, masa rtsnn ucunu ekitirip bkt. "Her neyse, ben... bence aya alt... koruma hakknda sylediklerinizdi. Cc... Geglerin daha ksa olmas yznden lar karsnda korumasz kaldndan deildi. Onlarn -Geglerin- says azd... yani Kopar-l , cc... Gegler'in kafas mekanik konulara yatknd Ve Sananlarn makineleri iin onlara iht iyalar vard Ama asla onlar istismar etmeyi kastetm .. Yani asl kastettikle-

Hugh'nun ba ne doru eildi ve masaya bir gmlemeyle dt. Sandalyesinden frlayan Iridal yla haykrd. Hap-lo ayaktayd ve hareket halindeydi. "nemli deil," dedi, Hugh'nun yanna ulaarak. Katilin gevek kolunu boynuna dolayp, ar bedeni sandalyesinden kaldrd. Hugh'nun eli mas a rts zerinde srklendi, kadehleri devirdi ve bir taba yere drd. "yi bir adam, ama arab kaldramyor. Onu odasna gt-reyim. Sizin rahatsz olmanza gerek "yi olduundan emin misin?" Iridal endieyle tepelerinde dikiliyordu. "Belki ben de g elsem iyi..." "Masanda sarho biri kendinden geti, hayatm. Endielenmen iin gerek yok," dedi Sinistra d. "Ltfen, gtrn onu." "Kpek benimle kalabilir mi?" diye sordu Bane, hayvan okayarak. Sahibinin gitmeye ha zrlandn gren kpek ayaa frlamt. "Elbette," dedi Haplo rahata. "Kpek, bekle." Kpek mutlulukla Bane'in yannda oturdu. Haplo Hugh'yu ayaa kaldrd. Sarho bir ekilde sallanan adam, kapya don sendeleyerek yr ncak baaryor-du. Dierleri yerlerine oturdular. Alfred'in szleri unutulmutu. Sinistrad yine Limbeck'e dnd. "Bu sizin Yks-diksi beni bylyor. imdi elimde bir gemi olduuna gre, leminize yolculuk makineye bir gz atabileceimi dnyorum. Elbette, halknzn savaa hazrlanmas konusund elen btn yardm da yapmaktan byk memnunluk duyacam..." "Sava m?" Szck salonda yankland. Omzunun zerinden arkaya bakan Haplo, Limbeck'in yzn rgin ve solS06 507 EJDER, KAFIADI Margaret Weis & Tracy Hicknan

gn olduunu grd. ~" >U< 'A.' "Sevgili Gegim, sizi dehete drmek istemedim." Sinist-rad ona nazike glmsedi. "Bir sonr ki admn sava olmas, en mantkls. Buraya gelmenizin tek amacnn bu olduunu dnmtm Sizi temin ederim ki, Geg-ler halkmn ibirliinden tamamen faydalanacaklardr." Sinistrad'n szckleri kpein kulaklar araclyla, sendeleyen Hugh'yu karanlk ve souk amakta olan Haplo'ya kadar geldi. Tam misafir odalarnn ne tarafta olduunu merak etmey e balamt ki, bir koridor nnde madde-leti. Pek ok kap davetkr bir biimde akt. "Umarm kimse uykusunda yrmyordur," diye mrldand Haplo, sarho arkadana. O srada yemek odasnda, Iridal'in ipek elbisesinin hrdadn ve sandalyesinin ta zemin sunulduunu duyabiliyordu. Konutuu zaman sesi, kontrol altnda tuttuu bir fkeyle gergind i. "Msaade ederseniz, artk odama ekileceim." "Pek iyi hissetmiyorsun galiba, hayatm." "Teekkr ederim, olduka iyiyim." Durdu ve ek ledi. "Ge oldu. ocuk artk yatmal." "Evet, eim. Ben ilgilenirim. Senin endielenmene gerek yok. Bane, annene iyi gecele r dile." Pekl, ilgin bir akam olmutu. Sahte yiyecek. Sahte szckler. Haplo Hugh'yu yataa yatrd ir battaniyeyle rtt. Katil ertesi gne kadar byden kurtulamayacakt. Haplo kendi odasna ekildi. eri girip kapy kapatt ve srgy ekti. Rahatsz edilmeden e dnmek, bugn duyduu her eyi zmsemek iin zamana ihtiyac var-

di. Kpek araclyla sesleri duymaya devam ediyordu. Szckler nemsizdi; herkes yatak odalarn

iyordu. Yatana uzanan Patryn, hayvana sessiz bir komut yollad ve dncelerini dzenlemeye balad. Yks-diksi. Yemleyen heykelinin elindeki gzde prldayan grntlerden ilevini karmt lay eden, muhteem planlarn gumrla ilan eden Sartanlar. Haplo grntleri zihninde grebili ordu. Dnyaya ilikin izimleri grebiliyordu -Gk lemi. Dzensizlik iinde dalm olan ad ar gryordu. Hem lm, hem yaam veren frtna. Dzen a Sartanlan bylesine tiksindiren ket eden nesneler. \ Hatalann ne zaman fark etmilerdi acaba? Kopanl'tan sonra halklarn yaamas iin yaratt dnyann kusurlu olduunu ne zaman grmlerdi? Herkes bu dnyaya tandktan sonra m? O gk m adalann kuru ve ssz olduunu, kendilerine emanet edilen yaamlar bes-leyemeyeceini o z aman m fark etmilerdi? Ama Sartanlar bunu halledebilirdi. Baka her eyi halletmilerdi, hkmetmeye hakk olmayan larn hkmetmesine izin vermektense, dnyay koparp ayrmay tercih etmilerdi. Sartanlar y r makine yapacaklard ki, byleriyle birleince adalan ve ktalar alt alta dizecekti. Gzle ini kapatan Haplo, resimleri aka grd: Yks-diksi'den fkran muazzam bir g ktalar r, gklerde srkler ve her biri dierinin stnde, sraya sokar. Daimi frtnadan elde edile su gayzeri devaml yukar doru fkrr ve herkesin bu yaam veren svdan faydalanmasn s Haplo bulmacay zmt Bane'n de zm olmasna 509 508

Margaret Weis Tracy Hckman armt. imdi Sinistrad da biliyordu ve byk bir dncelilikle planlarn oluna akla e olan kpee. Yks-diksi'nin dmelerinin bir eviriliiyle, gizemustas tekrar dzene girmi bir dnyann akt. Kpek yataa atlayp Haplo'nun yanna yerleti. Uyumak zere olan Patryn, tembel tembel kolu nu uzatt ve kpei okad. Tatmin olmu bir ekilde iini eken hayvan, ban Haplo'nun g i kapatt. Aptallk derecesinde bir su bu, diye dnd Haplo, kpein yumuak kulaklarn okayarak. r eyi yapp, sonra yryp gitmek ve hrsl bir mensch'in' eline dmesine sebep olmak. Hapl u neden yaptklarn hayal edemiyordu. Tm hatalarna ramen, Sananlar aptal deillerdi. Proj lerini tamamlamadan balarna bir ey gelmi olmalyd. Keke ne olduunu bilebilseydi. Bu, S nlarn artk dnyada olmadn kantlayan en ak iaretti Haplo'ya gre. * Hugh'nun sa Alfred'in syledii baz szlerin yanks kulana geldi, muhtemelen kpek tarafndan duyulan ibine aktarlan szckler. "Tanr olduklarna inandlar. yi olan yapmaya altlar. Ama bir ekilde her ey ktye gi l Patyn'le ve Satanla tarafndan, kendilenden dala az gc olanla ifade etmek iin kv Elfle, insnnla ve cucele m kullanlr so

ELLBRNC BOLUM SEVISTER ATOSU YKSEK LEM i <":- u -''i., "> ' "Baba, ben de seninle Drevlin'e geleceim..." "Hayr ve benimle tartma, Bane! Orta lem'e dnmeli ve tahta oturmalsn." "Ama geri dnemem! Stephen beni ldrmek istiyor!" "Aptal olma, ocuum. Bunun iin zamanm yok. Senin tahta oturabilmen iin, Stephen ile kr alienin lmesi gerekiyor. Bunun icabna baklacak. Aslnda, Orta lem'i gerekte yneten ben acam. Ama ayn anda iki yerde olamam. Ben Aa lem'de, makineyi hazrlyor olacam. Szl katlanamam." Yatanda kaskat bir biimde srtst yatan ocuk, zerindeki yumuak battaniyeyi kavrad. A yalan, yetikinlere kar kulland kymetli bir silaht; Stephen ve An-ne'e kar faydasn yalnzken gzya aktmak, zayflkt. Babas byle dnrd. Ama babasnn dncelerine neden aldrsnd ki? Bane battaniyeyi skca kavrad. Gzyalar akmak zereydi. Evet, aldryordu. O kadar aldr ii acyordu.

Bane, anne babas olarak bildii insanlarn kendisine tapndn, fakat kendisini sevmedikle i anlad gn hatrlayas E|T>ER. Margaret Weis & Tracy Hicknan

biliyordu. Alfred'den kam, mutfakta dolanyor, aya birka lokma tatl hamur vermesi ii du. O srada ahr uaklarndan biri koarak ieri girmiti. Ejderlerden birinin pene-siyle y k yznden alyordu. Ann oluydu bu. Bane'den olduka byk olan ve babasyla -ejder bak - almas iin grevlendirilmi bir ocuktu. Yara nemli deildi. A yaray temizleyip, sarm, sonra ocuu kollarna alarak sevgiyle pp sarlmt ve iinin bana geri yollam yzle, koarak uzaklam, yarann acs unutulmutu. Bane btn bunlar bir keden izliyordu. Bir nceki gn, kesi kmk bir kadehle elini kesmi heyecan dalgas kopmutu. Trian arlmt. Yannda alevden geirilmi, gm bir bak, iy e kanamay durdurmak iin rmcek a getirmiti. Sulu kadeh parampara edilmiti. Alf-red'i lenmesine ramak kalmt: Kral Stepnen tam yirmi dakika boyunca zavall khyaya barp ar ne grnt zerine baylacak gibi olmu, oday terk etmek zorunda kalmt. "Annesi" Bane'i nu kollarna alp, acy unutmas iin gldrmemiti. Bane ahr uan dvmekten zel bir zevk almt -ald zevk, ocuun Prens'le dvt i atlanmt. O gece Bane ty tlsmndaki sese, geceleri onunla konuan yumuak, fsldayan se anne babasnn kendisini sevmediini sormutu. Ses ona gerei sylemiti. Stephen ile Anne onun gerek anne babas deildi. Bane onlar bir liine kullanyordu yalnzca. Gerek babas gl bir gizemustasyd. Gerek babas olaanst m bir atoda oturuyordu. Gerek babas oluyla gurur duyuyordu ve bir gn gelecek,

olunu eve aracakt ondan sonra hep birlikte yaayacaklard. Son cmleyi Bane eklemiti, Orta lem'i asl yneten ben olacam, diye bir ey yoktu. Battaniyeyi brakan ocuk, boynunda asl ty tlsm yakalad ve deri sicimi skca ekti. K keyle, ahr uandan rendii szckleri kullanarak yine, daha iddetle ekti ve tek baara cann actmak oldu. Sonunda gzleri yalarla doldu, ac ve hayal krklndan doan yalar p oturarak, ekitirip durdu ve sonunda, sicimin salarna dolanmasna sebep olup kendisin e daha ok ac vererek, tlsm bann zerinden karmay baard. Alfred bu kafa kartrc, rktc yerde, kendi yatak odasn arayarak koridorda yryordu. "Limbeck gizemustasnn etkisi altna giriyor. Gegleri iine ektii kanl sava grebiliyom ercesi lecek, hem de ne uruna -kt bir adamn dnyann kontroln ele geirmesi iin! Durd a nasl? Yalnz bama ne yapabilirim ki? Veya belki de durdurmamalym. Zaten stmze ken in sebebi, kendi haline braklmas gerekeni kontrol etmeye almamzd. Bir de Haplo var. K olduunu kesin olarak biliyorum, ama ne yapabilirim ki? Bir ey yapmal mym? Bilmiyorum! Bilmiyorum! Neden yalnz bama brakldm? Bir hata myd, yoksa bir ey yapmam m gerekiyo e, ne?" Amaszca dolanrken, khya kendisini Bane'in kapsnda buldu. indeki karmaa, karanlk ve oridorun gzlerinin nnde yzmesine sebep oldu. Grnn berraklamas iin bekleyip dnc pmasn aresiz513 SI2

Margaret Weis & Tracy Hickman EJDER. K.APADI

ce dilerken, yatak rtlerinin hrdadm, bir ocuun alayp kfrettiini duydu. Grlmed koridorun her iki yanna gz atarak, sa elinin iki parman \ kaldrd ve kapya bir rn utu zerine ahap kap grnmez oldu ve Alfred, kap hi yokmuasna ieriyi izledi. Bane tlsm odann bir kesine frlatt. "Hikimse beni sevmiyor ve bundan ok memnunum! Hi evmiyorum. Hepsinden nefret ediyorum, hepsinden!"

ocuk kendisini yataa atarak ban yastna gmd. Alfred derin, titrek bir nefes ald. So nunda olmutu ite, tam da yrei mitsizlik iinde boulurken. imdi, ocuu Sinistrad'n ukurunun kysndan ekmek lazmd. Alfred kapy unutarak bir ad e kafasn arpacakt, nk yapt by kapy yok etmemi, yalnzca ierisini grmesini sa Khya kendisine hakim oldu ve ayn anda dnd: Hayr, ben yapamam. Neyim ben? Bir hizmetkr kadar. Annesi. Evet, annesi. Bane odasnn iinde bir ses duyunca hemen gzlerini kapatarak yerinde dondu. Battaniyes i bann zerine ekiliydi. Aceleyle gzyalarn sildi. Sinistrad myd gelen, fikrini deitirdiini syleyecekti? "Bane?" Ses yumuak ve nazikti. Annesinin sesi. ocuk uyuyor gibi yapt. Ne istiyor, diye merak etti. Onunla konumak istiyor muyum? E vet, diye karar verdi Bane, babasnn szleri tekrar kulaklanna gelince, sannm annemle konumak istyoam. Tm yaamm boyunca, insanlar istediklerini elde etmek iin beni kulland . imdi ben onlar kullan-

maya balyorum. ' Uykulu uykulu gzlerini krptrarak, battaniyelerin arasndan ban kaldrd. Iridal odan elemi, yatann ayakucunda duruyordu. Bedeni yava yava aydnlanmaya, iinden maya, o ve harika bir k samaya balad. Odann kalan hl karanlkt. Annesine baktnda, yz esinin aladn grdn anlad. Bu iyiydi. Silahn yine ekti. "Al, yavrum!" Annesi yanna geldi. Yataa oturarak, kolunu oluna sard. Yanna ekerek, ell riyle onu teselli etti. "l Byk bir scaklk duygusu ocuu sarmt. O rahat kucaa soku kendi kendine dnd: Babama istediini verdim. imdi annemin sras. O benden ne istiyor, a a? <' Grne gre annesi hibir ey istemiyordu. Iridal oluna sarlarak alad ve anla ne kadar zlediini, yannda olmasn ne kadar arzu ettiini anlatt. Bu ocua bir fikir ve "Anne," dedi, mavi gzleri yalarla dolu, bakarak. "Seninle birlikte kalmak istiyoru m! Ama babam beni gndereceini sylyor!" "Seni gndermek mi? Nereye? Neden?" "Orta lem'e, beni sevmeyen insanlarn yanna!" Annesinin elini yakalayp skca tuttu. "Ben seninle kalmak istiyorum! Seninle ve babamla!" "Evet," diye mrldand Iridal. Bane'i iyice yanna ekerek, alnn pt. "Evet... bir aile g Hep dlediim gibi. Belki bir ansmz vardr. Belki onu kurtaramam, ama kendi yavrumu kurta abilirim. Kukusuz bylesine masum bir sevgi ve gvene ihanet edemez. Bu el..." -ocuun e lini gzyalaryla ykayarak pt- "bu el onu yrd karanlk yoldan zak514 515 Margaret Weis & Tracy Hckman

latrabilir.'1 ' " ' - - Bane anlamyordu. Onun iin tm yollar birdi, karanlk ya da aydnlk ve hepsi de ayn amaca aryordu -onun istediini yapan insanlar. 1 "Babamla konuacaksn," dedi, annesinin kollarndan syrlarak. Btn bu pckler ve kucaklamalar can skc olabiliyordu. "Evet, onunla yarn konuacam." "Teekkr ederim, anne." Bane esnedi. "Uyuman gerek," dedi itidal, ayaa kalkarken. "yi geceler, olum." Nazike battaniyeyi r tt ve eilip yanan pt. "yi geceler." Byl aydnlk yznde solmaya balad. Ellerini kaldrp, gzlerini kapatt ve younlaarak ocuun odasnda yok oldu. Bane karanla doru srtt. Annesinin nasl bir etkisinin olabileceini bilmiyordu; yalnzc lie Anne'in, Stepnen' dan istedii her eyi aldn biliyordu. Ama bu ie yaramazsa, baka plan vard. O plann ie yaramas iin, paha biilmez olduunu d

ava vermesi gerekecekti. Dikkatli olmas gerekecekti, tabii, babas akllyd. Sinistrad t alimin edebilir ve onu elindekinden mahrum brakabilirdi. Yine de, hibir ey harcamaz san, hibir ey kazanamazsn Byk olaslkla, onu feda etmesi gerekmeyecekti. Henz deil Uzaklara gnderilmeyecekti. Ann si bunu salayacakt. Bane neeyle bunaltc rtleri tekmeledi.

**' ,",# ,. ELLKNC BLM SINISTER ATOSU YKSEK LEM Ertesi sabah, Iridal kocasnn alma odasna girdiinde olunu orada, Sinistrad'la birlikte ldu. kisi kocasnn alma masasnn banda oturmu, Bane'in yapt izimleri inceliyorla ibinde uzanan kpek, Iridal'i grnce ban kaldrp kuyruunu sallad. Iridal bir an kapda duraksad. Tm dleri gereklemiti. Sevgi dolu baba, hayranlk dolu o nistrad sabrla Bane'e zaman ayryor, ocuun yapt her ne ise, sevimli bir ciddiyetle inc yor. O anda, olunun ocuksu projesi sand almasnn heyecanna kaplm, takkeli ba s bir gen, bir yal- mrltlarn duyunca, Iridal Sinistrad'n tm yaptklarn affetti. Yl e acy memnunlukla silebilir, anlarndan uzaklatrabilirdi, bir tek bu an ona verseydi. Utangaa ne adm atarak -kocasnn odasna girmeyeli yllar olmutu- konumaya alt, ama s yine de hem olunun, hem de babasnn dikkatini ekti. Biri kendisine parlak, sevimli bir glmsemeyle bakt. Dieri rahatsz olmu grnd "Evet, eim, ne istiyorsun'" 517 S l fi KAHADI Margaret Weis & Tracy Hckman

Iridal'in hayalleri dalgaland, souk ses ve kirpiksiz gzlerin buz gibi bak, o parlak si sleri paralad. "Gnaydn, anne," dedi Bane. "izimlerimi grmek ister inisin? Kendim yaptm." "Eer rahatsz etmiyorsam..." Tereddtle Sinistrad'a bakt. "Madem geldin, ieri gir," dedi Sinistrad kabaca. "Bane, bunlar harika." Iridal birka sayfay alarak gne na doru evirdi. "*"*", ,"",""., " ^ "Bym kullandm. Babamn rettii gibi. Ne izmek istediimi dndm ve ellerim istediim oam," dedi ocuk, annesine gzlerini iri in ap bakarak. "Sen ve babam bo zamanlarnzda b retebilirsiniz. Soam yaratmam." Sinistrad arkasna yasland. Ar ipeklilerden yaplm cppesi, yarasa kanatlan gibi hrd klar, Iridal'in hayallerinden kalanlan yok ederek, souk bir glmsemeyle kvrld. Bane onu umutla, sessizce devam etmesi iin yalvararak izliyor olmasayd, oktan odasna kam olurdu Kpek ban patilerinin arasna koydu, gzleri dikkatle, kim konuuyorsa ona evriliyordu. "Nedir... bu izimler?" Kekeledi. "Byk makine mi?" "Evet. Bak, bu ksma rahm diyorlar. Babam bunun 'rahim' anlamna geldiini dnyor ve Yks-diksi burada domu. Bu para tm gc harekete geiriyor..." "Bu kadar yeter, Bane," diye szn kesti Sinistrad. "Anneni mi safirlerimizi... elendirmekten alkoymamalyz." Szcn zerinde biraz oyaland. Baklar rmasna ve dncelerinin dalmasna sebep oldu. "Buraya gelmekte bir amacn olduunu dn i de benim megul olduumdan emin olmak istedin, bylece sen ve esmer, yakkl katil..." l' <'*""f t't,itl;t <4j'J</* "Buna nasl cret edersin...? Ne? Ne dedin?" Iridal'in elleri titremeye balad. Aceleyle elindeki sayfalan masaya koydu. "Bilmiyor musun, hayatm? Misafirlerimizden biri profesyo nel bir katil. Kendisine Usta Hugh adn vermi -kanla yazl l

m bir ustalk, kk esprimi mazur grrsen. O centilmen yi it, bir ocuu ldrmek iin tutulmu." Sinistrad Bane'in salann kartrd. "Ben olmasaydm, eim, olun asla evine, sa na geri dnemezdi. Hugh'nun planlarn engelledim." *{ "Sana inanmyorum! mknsz bu!" npr !<; ,;","?'<>* "Hepimizi yataklarmzda ldrebilecek birisini evimize mi safir olarak almamzn senin iin ok sarsc olduunu biliyo rum, hayatm. Ama her trl nlemi aldm. Dn gece, kendi kendisini sarho edene kadar ierek bana bir iyilik yapt. a raba boulmu bedenini gvenli bir yere aktarmak ok kolay oldu. Olum bana, hem adamn hem de olumun sahtekr hizmetkrnn bana birer dl konduunu sylyor. Tutar, Aa lem'deki projemi finanse etmeye yetiyor. Ve imdi, ha yatm, ne istemitin?" "Olumu benden uzaklatrma!" Sanki bandan aa buz gibi sular dklm gibi nefesi kesild . "Ne istersen yap. Seni engellemeyeceim. Ama olumu bana brak!" "nceki gn onu reddetmitin. imdi onu istediini sylyorsun." Sinistrad omuzlann silkti. rekten, hanmefendi, ocuun senin geici kaprislerine maruz kalmasna izin veremem. Orta l m'e dnmeli ve grevini yerine getirmeli. Artk gitsen iyi olur. Bu kk sohbeti ettiimiz i i oldu, eim. Bunu sk sk yapmalyz." "Sanrm, anne, bunu nce benimle konusan iyi olurdu," 519 SIS EJDER. KAHADI Margaret Weis & Tracy Hckman

diye araya girdi Bane. "Ben geri dnmeyi istiyorum\ Babamn benim iin en iyisinin ne olduunu bildiinden eminim." "Eminim biliyordur," dedi Iridal. Arkasn dnerek, sessiz bir vakar iinde odadan kt ve kaybettii yavrusu iin alamaya ba ce, souk, glgeli koridora kmay baard. "Sana gelince, Bane," dedi Sinistrad, Iridal'in yerini deitirdii her izimi yerli yer ine koyarak, "bir daha byle bir ey yapmay deneme. Bu sefer anneni cezalandrdm. Bir da haki sefere, bu sen olursun." Bane azar sessizce kabul etti. Bir deiiklik yapp, oyunu kendisi kadar yetenekli biri siyle oynamak iyi geliyordu. Babas, kartlarn nceden dzenlenmi bir desteden geldiini an lamadan bir sonraki eli datmaya balad. .(?^"Baba," dedi Bane, "by hakknda bir sorum va ." "Evet?" Disiplin tekrar salandna gre, Sinistrad olann ilgisinden holanmt. . .* "Bir gn Trian'n kt zerine bir ekil izdiini grmtm. Alfabenin bir harfi gib di. Ona sorduumda, kad buruturdu, utanm gibi grnd ve kad frlatp att. Byyle nuyla skmamam gerektiini syledi." Sinistrad dikkatini inceledii izimden, oluna evirdi. Bane keskin, merakl baklar, nas acan ok iyi bildii masum ifadeyle karlad. Kpek dorulup oturdu ve burnunu ocuun el , sevilmek istedi. "Neye benziyordu bu simge?" Bane izimlerden birinin arkasna, bir riin izdi. "Bu mu?" Sinistrad gld. "Bu, rn bysnde kullanlan

bir desendir. Mistik sanatla uratna gre bu Trian dndmden de aptalm." "Neden?" "nk yalnzca Sartanlarn rn bysne yetisi vardr." "Sartanlar!" ocuk hayranlk iinde grnyordu. "Baka kimse yapamaz m?" "Eh, Koparl'tan nceki dnyada Sartanlarn lmcl bir dmanlar olduu sylenir -en az o ardan daha hrsl bir grup. Tanrsal glerini rehberlik etmek iin deil, hkmetmek iin kul k isteyen bir gnp. Patryn-ler olarak bilinirlerdi."

"Emin misin? Kimse bu byy kullanamaz m?" "Bir kez sylemedim mi? Bir eyi bir kez sylerim!" * "zr dilerim, baba." Artk emin olduuna gre, kaybetmekte olan rakibine kar yce gnll davranabilirdi. "Bu rn ne iin, baba?" >! Sinistrad izime bir gz att. "Bir iyiletirme bys, sanrm," dedi ilgis Bane glmsedi ve parmaklarn minnettarca yalayan kpei okad. 521 l S20 EJDER_ KAFIADI ELLNC BLM SINISTER ATOSU YKSEK LEM

Bynn etkisinin yok olmas uzun sryordu. Hugh gerekle ryay ayrt edemiyordu. Bir an ya kei durup, ona satayordu. "lmn efendisi, ha? Hayr, biz senin efendiniz. Tm ya amn boyunca bize hizmet ettin." /',;"?."': Sonra kara kei Sinistrad oluyordu. "Neden bana hizmet etmiyorsun? Senin yeteneklerine sahip biri iime yarard. Stephen ve Anne'in icabna baklmal. Olum Volkaran ve Uylandia tahtna oturmal ve o ikisi onun y olunda duruyor. Senin gibi zeki bir adam lmlerinin nasl baarlabileceini karabilir. i aplacak iim var, ama daha sonra dneceim. Burada kal ve dn." "Buras", yoktan varedilmi rutubetli bir hcreydi. Sinistrad Hugh'yu buraya tamt -her n siyse. Katil direnmiti, ama fazla deil. Tavan tabandan ayrdedemezken, ayaklarnz oalm klarnz kemiklerini kaybetmi grnrken mcadele etmek zor oluyordu. Kukusuz beni byleyen Sinistrad'di. Hugh Haplo'ya sarho olmadn, bunun berbat bir by olduunu anlatmaya altn belirsi

Haplo yalnzca o deli edici glmsemesiyle srtm ve uyuduktan sonra kendisini daha iyi his edeceini sylemiti. Belki Haplo uyanp, ortadan kaybolduumu grnce, beni aramaya gelir. Hugh zonklayan ban ellerinin arasna ald ve bu kadar aptal olduu iin kendi kendine k i. Haplo beni aramaya ksa bile, asla bulamaz. Bu hcre atonun alt katlarna deil, uygun bir ekilde, uzun, dnemeli bir merdivenin dibine yerletirilmi. inden kt boluu g de, hibir yerin ortasnda. Kimse beni bulamayacak. lene kadar burada kalacam... ...ya da Sinistrad'a efendim diyene kadar. Neden olmasn? Pek ok insana hizmet ettim; bir kere daha etsem ne olur? Ya da daha iyisi, belki de burada oturup kalrm. Bu hcre yaammdan ok da farkl deil -souk, kasvet o bir zindan. Duvarlarn kendim yaptm -paradan duvarlar. Kendimi ieri kapatp kapy kili dim. Kendi kendimin gardiyan, muhafzydm. Ve ie yarad. Hibir ey bana dokunamad. Ac, merhamet, pimanlk -duvarlar aamadlar. Hatta para iin bir ocuu ldrmeyi bile dndm Ve sonra ocuk anahtar ele geirdi. Ama byyd o. Ona merhamet duymama sebep olan byyd. Yoksa bu benim mazeretim miydi? Kuku uz o anlar canlandran by deildi -hcreden nceki bana ilikin anlar. By etki ediyor, nk sen etki etmesini istiyorsun. raden onu besliyor. Gerekten isteseyd n, uzun zaman nce byy bozabilirdin. ocuu nemsiyorsun, anlyor musun? Ve nemseyi, gr apishanedir. Belki de deildir. Belki de zgrlktr bu. 523 522 EJDER.

Margaret Weis Tracy Hickman

Sersemlemi, yar uyank, yar d gren Hugh, ta zeminde oturduu yerden kalkt ve hcrenin lini uzatt... Durup bakt. Eli kanla kaplyd. Bilei, kolu -dirseine kadar kanla kaplyd. Ve kendisini, Iridal'in grmesi gerektii gibi grd. "Baym." <\fy ,'$"&" >uHugh irkilerek ban evirdi. Gerek miydi, yoksa zonklayan zihninin, onu dnrken yaratt bir hayal miydi? Gz lerini krptrd, ama grnt gitmedi. "Iridal?" > mVA v 7fd , Onunla ilgili gerei bildiini gzlerinde grd ve utanla ellerine bakt. "Demek Sinistrad haklyd," dedi Iridal. "Sen bir katilsin." Gkkua gzleri gri ve renksizdi; arkalannda parlayan bir k yoktu. i'<v > C Ne syleyebilirdi ki? Iridal gerei sylemiti. Mazeret gs terebilirdi, -Darbe-Nick'ten bahsedebilirdi. ocua zarar ve remeyeceine karar verdiini syleyebilirdi. ocuu Kralie Anne'e geri gtrmeyi planladn syleyebilirdi. Ama bunla rn hibiri, kabullendiini; para aldn; yreinin iinde, bir ocuu ldrebileceini bildii gereini deitirmezdi. Bu yzden ksaca ve sessizce, "Evet," dedi. "Anlamyorum! Bu korkun, canavarca! Nasl hayatn, in sanlar ldrerek harcayabilirsin?" ldrdklerinin ounun, bunu hak ettiini syleyebilirdi. Muhtemelen, bir sonraki kurbanlar ayatlarn kurtardn syleyebilirdi. Ama Iridal soracakt: Sen kimsin ki, yarglayacaksn? Ve o da yant verecekti: Herhangi biri kim ki? Kral Stepnen kim ki, "O bir elftir, bu yzden lmeli," diyebiliyor' Baronlar S24

kim ki, "O adamn topran istiyorum. Topran bana vermiyor ve bu yzden lmeli," diyebili yi mazaretler, kabul ettim. Paray aldm. Yreimin iinde, bir ocuu ldrebileceimi bili u yzden yle konutu, "Artk nemi yok." "Hayr, yalnz kalmam dnda. Yine." Iridal yumuak bir sesle konumutu. Hugh, bu szcklerin duymas iin sylenmediini biliyor ridal hcrenin ortasnda duruyordu. Ba eikti, beyaz salar yzne dm, yzn saklyor nmiti. Belki de yardmn isteyecekti. Hcresinin kaps yavaa ald ve gne ruhun "Iridal, yalnz deilsin. Gvenebilecein birisi var. Alfred iyi bir adamdr, kendini oluna adamtr." Bane'in hak ettiinden ok daha fazla hem de, diye dnd Hugh, ama konumad. e devam etti. "Alfred bir kez, ocuun zerine aa dtnde hayatn kurtard. Kamak iste olun- Alfred size yardm edebilir. Sizi elf gemisine gtrebilir. Elf kaptann paraya iht iyac var. Para ve gkkub-beden gvenle gei karlnda sizi gtrebilir." "Kamak m?" Iridal telala hcre duvarlarna baknd ve sonra yzn ellerine gmd. Grd i hcresinin duvarlaryd. Demek o da bir esirdi. Onun hcresinin duvarn atm. Ik ve havay grmesini saladm. Ve dn gryor. "Iridal, ben bir katilim. Daha da kts, para iin ldrdm. Kendim iin hibir zr ne sr nim yaptklarm, kocann planlarnn yannda hi kalr!" "Yanlyorsun! O hi can almad. yle bir ey yapamaz." S2S

Margaret Weis & Tracy Hckman "Dnya savandan bahsediyor, Iridal! Binlerce kiinin hayatn, kendi hkmranln kurmak ekten bahsediyor!" "Anlamyorsun. Kurtarmaya alt bizim hayatlarmz. Halkmzn hayatlar." , ,,"MH Yzndeki akn ifadeyi grnce, bu kadar ak bir gerei aklamak zorunda kald iin f

hareketi yapt. "Kukusuz gizemustalarnn neden Orta lem'i terk ettikleri, neden her eye -g, zenginlikahip olduklar topraklar terk ettiklerini merak etmisindir. Ah, hakkmzda neler sylendii i biliyoam. Biliyorum, nk bunu syleyenler bizlerdik. Barbarca hayattan, ciflerle bitm ek tkenmek bilmez savalardan tiksindik. Gerek u ki, Orta lem'i terk ettik, nk terk et zorundaydk, baka seeneimiz yoktu. Bymz azalyordu. Normal insanlarla evlenmemiz, gc rdu. te bu yzden dnyanzda bu kadar byc var. Pek ok, ama zayf. Saf kana sahip olanla ma glyd. Irkmzn devamn salayabilmek iin kamalydk. yle bir yere kamalydk ki, ti," diye nerdi Hugh. Iridal kzard ve dudaklarn srd. Sonra, ban kaldrarak, Hugh'n bakt. "Bunu horgryle sylediini biliyoam, ama, evet, bu gerek. Bizi sulayabilir misin?" "Ama yaramad. "Yolculuk zordu, pek ok kii ld. Bizi ac soua kar koayan ve soluyabileceimiz havay be istikrara kavuana kadar pek ou direnemeyip ld. Sonunda her ey yoluna girmi gibiydi e ocuklar dodu. Ama sayla-

n ok deildi ve doanlarn ou da ld." Guaru onu terk etmiti ve Iridal'in ba eildi. nesli iinde hayatta kalan tek ocuk. Ve imdi kubbe yklyor. Gkteki, o muhteem bulduun zim iin lmcl. "Binalar yalnzca illzyon, gerei tahmin edememeniz iin byk bir nfusmuuz gibi davrany "Aadaki dnyaya dnmeniz gerekiyor, ama geri dnp ne kadar zayfladnz gstermekten k diye bitirdi Hugh. "ocuk Volkaran prensi oldu. Ve imdi bir kral olarak geri dnecek! " "Kral m? Bu imknsz. Zaten bir krallar var." "mknsz deil, hanmefendi. Kocanz, kral ve kralieden kurtulmak iin beni tutmay planlyor ve o zaman taht Bane'e -onlarn oluna- miras kalacak." , "Sana inanmyoam! Yalan sylyorsun!" "Evet, bana inanyorsun. Bunu yznde gryorum. Savunduun kocan deil, kendinsin. Kocann n re kadir olduunu biliyorsun. Neler yaptn, senin neler yapmadn biliyorsun! Belki cina emedi, ama bebeklerini almak yerine gslerinden hanerleseydi, ok daha az canlarn actac insan var Orta lem'de." Koyu, renksiz gzler Hugh'nun baklarn karlamaya alt, ama tereddt ettiler ve dtl tim. ocuklarn kurtarmaya altm... Bebeklerinin yaayabilmesi iin hayatm verirdim. Am ok insann da hayat sz konusu." "Ben ktlk yaptm. Ama bana yle geliyor ki, Iridal, hibir ey yapmamakta da ayn derecede var. Sinistrad benimle anlamasn nihayete erdirmek iin geliyor. Ne planladn dinle ve k in karar ver." S27 526

Margaret Weis & Trncy Hickman J'vv Iridal ona bakakald ve konuacak oldu. Sonra ban sallayarak gzlerini kapatt ve bir anda gzden kayboldu. Zincirleri ard. Kramyordu onlar. Hugh yerine kt. Hcresinin iindeki hcresinde yalnz d. Piposunu kararak dilerinin arasna sktrd ve zin dannn duvarlarna dik dik bakt. "s .",.., "ij Ejder kanadnda yrmek. Sinistrad eer aniden ortaya kyla onu rktmeyi d-ndyse, hayal krklna uram o konutu, ne de kprdand. * "Eee, Usta Hugh, karann verdin mi?" *'" "Verilecek bir karar yok." Hugh tutulmu bacaklarnn zerinde dorularak, dikkatle piposunu kumana sard ve gsne tktrd. "Hayatmn geri kalann burada harcamak istem lacam. Daha ktleri iin de altm. Hatta, bir keresinde bir ocuu ldrmek iin para

ELLCDORDUNCU BLM SEVISTER ATOSU YKSEK LEM Haplo atonun koridorlarnda tembel tembel dolap vakit ldryordu, ya da onu gren herhang iri yle zannederdi. Etrafta kimse yokken aramaya devam ediyor, yapabildiince herke

si gzetim altnda tutuyordu. Kpek Bane'le beraberdi. Haplo baba oul arasnda geen konumalarn her szcne kulak misa mutu. Patryn, Bane'in rn hakkndaki garip sorusuna hazrlksz yakalanmt. Sarglarn alt sini kayan Haplo, ocuun nasl olup da bir rn grdn merak etti. Bir hata yapt, ken ii bir zaman hatrlamaya alt. Sonunda, hibir hata yapmam olduuna karar verdi. mkn Peki, o zaman, ocuk neden bahsediyordu? Kukusuz rn bys konusunda ansn deneyen bir me bycs deildi grd. Bir menseli bile bunu denemeyecek kadar saduyu sahibi olurdu. Eh, yorum yaparak beyin gc harcamann bir lemi yok. Ksa sre sonra renirim. Bane -ocu a sadakatle koturan kpekle birlikte- ksa sre nce, Alfred'i arayarak koridordan gemiti. Belki konumalar bir ipucu verir. Bu arada, Limbeck'e bir gz atsam iyi olacak. S29 528 EJDER. KAHADI K itli,"*' Margaret Weis & Tracy Hickman

Geg'in odasnn nnde duralayan Haplo, koridorun bir o yanna, bir bu yanma bakt. Grnrde e yoktu. Kapnn zerine bir ekil izdi ve ahap gzden kayboldu -en azndan onun iin. Tese dilemez bir ruh hali iinde masasnda oturan Geg iinse, imdiye kadar olduu gibi katyd h im-beck evsahibinden yaz materyalleri istemi, en sevdii hobi-siyle urayordu -bir sylev yazyordu. Ama Haplo pek az yazma eyleminin gereklemekte olduunu grebiliyordu . Gzlklerini alnna itmi olan Geg, ba ellerinin arasnda oturmu, nnde ok renkli bir arak grd duvar halsna bakyordu. " 'Sevgili Gnen ve Gelime...' Hayr, bu ok kstlayc. 'Sevgili GGIBIT'ler ve Gegler...' baatusta orada olabilir. Baatusta, Bapapaz, sevgili GIBBIT'ler ve Geg kardelerim... Geg erkek ve kz kardelerim, yukardaki dnyay grdm. ok gzel'" -Limbeck'in sesi yumuad l edebileceinizden ok daha gzel ve muhteem. Ve ben... ben...' Hayr!" Sakaln iddetle di. "te," dedi, acyla yzn buruturup, gzne yalar dolarken. "Jarre'nin dedii gibi, s ekiyim. imdi, belki daha iyisini akl edebilirim. 'Sevgili GGIBIT'ler...' Hayr, yine aynsn yaptm. Baatusta'y unuttum..." Haplo rn sildi ve kap yine olutu. Koridorda y m ederken, Limbeck'in tek kiilik kalabalna verdii sylevi duyabiliyordu. Geg ne sylemes gerektiini biliyor, diye dnd Haplo. Ama bir trl bunu kabullenemiyor. "Ah, Alfred, ite buradasn!" Haplo'ya kpek araclyla gelen Bane'in sesiydi bu. "Her yerd seni aryordum." ocuun sesi sinirli ve hrn geliyordu. "zgnm, Ekselanslar, Sir Hugh'yu aryordum..." Ve bunu yapan tek kii de deildi.

Bir sonraki kapda duran Haplo, ieriye gz att. Oda botu -Hugh yoktu. Haplo pek de arma gh hl hayat-taysa bile, yalnzca Sinistrad ona ac ektirmek isteyecei iindi. Ya da daha yisi, Iridal'e ac ektirmek iin. Sinistrad'n kars konusunda gsterdii kskanlk gaript e karsn sevmedii dnlrse. "Kadn onun mal," dedi Haplo kendi kendine, geri dnp, Limbeck'in odasna ynelirken. "Hug h'nun kaklar alp gittiini de grse ayn tepkiyi verirdi. Eh, onu korumaya altm. Yaz adamd. ime yarayabilirdi. Her neyse, imdi, Sinistrad Hugh'la megulken, geri kalanmzn as iin mkemmel bir zaman." "Alfred..." Bane eker gibi tatl bir tonda konuuyordu. "Seninle konumak istiyorum." "Elbette, Ekselanslar." ,S" ':/CT Kpek aralarnda, yere oturdu. Gitme zaman, diye tekrarlad Haplo. Limbeck'i gtreceim. Elf gemisine gidip, gemiyi ala caz ve bu menseli bycy kendi leminde mahsur brakacaz. Onun ie karmasna tahamml lim. Geg'i Drevlin'e geri gtreceim. Bu ii halledince, lordumun hedeflerinden birini yerine getirmi olacam, ona mridi olmak zere eitebilecei birisini gtrmek dnda. Hug baklrsa o oyun d. Yine de, lordum tatmin olmal. Bu dnya, felaketin eiinde sallanyor. Her ey yolunda gide rse, biraz drtkleyerek dmesini salayabilirim. Ve artk Sananlarn olmadn gvenle sy inanyorum..." "Alfred," dedi Bane, "senin Sartan olduunu biliyorum." Haplo yerinde kalakald.

531 530 EJDER. KAFIADI Mnrgaret Wes & Trncy Hickman

Bir hata olmalyd. Doa duymamt. Szck aklndayd ve ocuk baka bir ey sylemiken, o ni tutarak, sabrszca, daha iyi duyabilmek iin neredeyse gmleyen kalbinin durmasn diley erek dinledi. "P W ' Alfred yerin ayaklarnn altndan kaydn hissetti. Duvarlar uzaklat, tavan tepesine d ve berbat, kutlu bir an boyunca baylacan sand. Ama bu sefer beyni kapanmay reddetti. B u sefer tehlikeyle yzlemeli, elinden geldiince onu karlamahyd. Bir ey sylemek, ocuu ni yalanlamak zorunda olduunu biliyordu elbette, ama konuup konuamayacandan emin deild i. Yz kaslar donup kalmt. "Hadi, Alfred," dedi Bane, onu kendini beenmi bir kendine gvenle szerek, "inkr etmeni n bir faydas yok. Gerek " olduunu biliyorum. Nasl anladm bilmek ister misia'" ocuk durumun tadn karyordu. Ve bir de kpek vard, ban kaldrm, dikkatle ona baky c anlam, o da tepkisini bekliyor gibiydi. Kpek! Elbette, her szc anlyordu! Ve sahi ii. "Aacn zerime dt zaman hatrlyor musun?" diyordu Bane. "lmtm. ldm biliyordu a baktmda bedenimin yerde yattn grebiliyordum. Her tarafma kristal paralar saplanm en kocaman bir az alp beni iine ekti. Ve uyandmda, canm actan kristaller yoktu a e bunu grdm." Bane babasnn masasndan ald bir para kad gsteriyordu. "Babama bunun rdum. Bunun bir rn olduunu syledi. Bir iyiletirme r-n."

Yalanla. Alayl alayl gl. Ne kadar gl bir hayal gcnz var, Ekselanslar! Kukusuz haya anzdaki ilik. "Ve bir de Hugh var," diye devam etti Bane. "Onu ldrmeye yetecek kadar zelir verdiim i biliyorum. Yere ylp kaldnda, tpk benim gibi lm olduunu biliyordum. Onu sen hay fiMrt Hadi, imdi. Ekselanslan, bir Sartan olsaydm, hizmetkrlk yaparak hayatm kazanmak zorund a olur muydum? Hayr, muhteem bir sarayda yaardm. Siz mensch'ler de srler halinde beni grmeye gelir, ayaklanma kapanr, onu bunu ihsan etmem iin, sizi ykseltip dmanlarnz y yalvanr, ne istersem verirdiniz. Huzur dnda. "Ve Sartan olduunu bildiime gre, Alfred, bana yardm etmek zorundasn. Ve yapacamz ilk , babam ldrmek." Bane gmleinin iine elini uzatt ve Alfred'in Hugh'nun haneri olduunu haner kard. "Bak, bunu babamn masasnda buldum. Sinistrad Aa Alem'e gidip Gegleri sav yecek ve Yks-diksi'yi onaracak ve tm adalar alt alta dizecek ve sonra su kaynam kontro l edecek. Tm zenginlik ve g onun olacak, bu hi de adil deil! Hepsi benim fikrimdi. Ma kinenin nasl altn ben anladm. Ve elbette, Alfred, sen muhtemelen makinenin nasl al i biliyorsun, nk sen ve halkn yapt onu, sen bana o konuda da yardm edebilirsin." Gereinden de zeki gzleriyle kpek Alfred'e, Alfred'in iine bakyordu. nkr etmek iin ok Frsat karmt. Hi bir zaman hzl dnen, hzl hareket eden biri olmamt. te bu eyni kapanmay tercih ediyordu. inde sren daimi savala, kendisini ve bakalarn tehlikey ar korumak iin muhteem glerini 533 532 EDER. Margaret Weis & Tracy Hicknan Pf kullanma igds ve byle yaparsa yar-tanr olarak grlme tehlikesi arasndaki mcadeleyle baedemiyordu.

" "Size yardm edemem, Ekselanslar. Ben can alamam." "Ah, ama yapmak zorundasn. Baka seenein yok. Eer istediimi yapmazsan, babama kim olduu u sylerim ve babam bunu rendiinde seni kendisi kullanmaya alr." 1 "Ve, Ekselansla ine reddederim." "Yapamazsn! Ona itaat etmezsen seni ldrmeye alr! O zaman savamak zorunda kalrsn ve kazanrsn, nk sen daha glsn." T^\t",f j.'ps0 74, "Hayr, Ekselanslar. Kaybeder ve lrm." Bane irkildi. Allak bullak olmutu. Bu hamleyi ngremedii anlalyordu. "Ama lemezsin! Sen bir arlansn!" "Biz lmsz deiliz -bazlarnn unuttuu bir gerek bu." Onlan ldren mitsizlikti. imdi zlik gibi; byk, boucu bir hzn. Tanr olduklarn dnm, tanr gibi davranmlard ve brakmlard. Sartanlarn dncesine gre, iler yolunda gitmemeye baladnda, dnya ii duuna karar verme hakkn kendilerinde grmler ve buna gre davranmlard. Ama sonra bak ksam ve mdahale edip dzeltmek zorunda kalmlard ve bireyleri dzelttikleri her seferin aka bir eyin aksamasna sebep olmulard. Ksa srede bu grev baedemeyecekleri kadar fazl utu^yalnzca birka kiiydiler. Ve sonunda fark ettiler ki, kendi haline brakmalar gereke n bir eyle uramlard. Ama artk ok geti. "leceim," diye tekrarlad Alfred. Kpek ayaa kalkt, ona doru yryp ban dizine koydu. Alfred yavaa, tereddtle elini u u. Scakln, ipeksi krknn altndaki kafa kemiklerinin sertli-

ini hissetti. Peki sahibi ne yapyordu imdi? Eski dmannn uzanabilecei bir yerde olduunu bilen Haplo dnyordu? Tahmin edemem. Sanrm her ey, Haplo'nun bu dnyaya neden geldiine bal. Khya glmsedi. Glmseyii Bane'i sinirlendirdi. Alfred, atsnn altnda iki yar tanr o inistrad'n ne yapacan merak ediyordu. "Sen lmeye hazr olabilirsin, Alfred!" dedi Bane, sinsi bir kurnazlkla. "Ama ya arka dalann -Geg, Hugh ve Haplo?" Sahibinin ismini duyunca kpein tyl kuyruu salland. Bane ilerleyip khyann yannda durdu. ocuun kk elleri hizmetkrnn omuzlarn yakalad lduunu sylediimde ve nasl bildiimi kantladmda, benim imdi fark ettiim gibi, dierl htiyacmz olmadn far-kedecek. Elflere ve gemilerine ihityacmz olmayacak, nk senin b mek istediimiz her yere gtrebilir. Lim-beck'e ihtiyacmz olmayacak, nk sen Geglerle ko , onlar savaa girmeye ikna edebilirsin. Haplo'ya ihtiyacmz olmayacak -zaten asla iht iyacmz olmad. Ben kpeine bakacam. Hugh'ya ihtiyacmz olmayacak. Babam seni ldrmeyec d. Dierlerini ldrmekle tehdit ederek kontrol edecek seni! Bu yzden lemezsin!" Doru sylyor. Ve kukusuz Sinistrad da bunu farkede-cek. Vazgeilebilir. Onlar vazgeilebi ir klacam. Ama onlar kurtarmak iin, ldrmek dnda ne yapabilirim? "En harika tarafysa," dedi Bane kkrdayarak, "sonunda, babama bile ihtiyacmz olmayacak !" Sonunda bama gelen, Sartanlarn zerindeki eski lanet Belki, olmas gerektii gibi bu ocu mesine izin verseyS3S 534 Margaret Weis & Tracy Hckman

dim, o zaman bunlarn hibiri olmazd. Ama karmak zorundaydm. Tanry oynamak zoandaydm. de iyilik olduuna inandm, deieceine -benim sayemde deieceine inandm! Onu benim kurta eceime inandm! Ben, ben, ben! Biz Sananlarn tek dnd hep kendimiz olduk. Dnyay kend izde ekillendirmek istedik. Ama belki de olmas gereken bu deildi. Kpei yavaa kenara iten Alfred ayaa kalkt. Odann ortasna yryerek kollarn havaya ka al bedeni iin- ciddi, zarif saylacak hareketlerle dansetmeye balad. "Alfred, ne yapyorsun?" 11 ;* * "Gidiyoam, Ekselanslar," dedi Alfred. Dans devam ederken evresindeki hava parlamaya balad. Elleriyle havaya, ayaklaryla yer e rnler iziyordu. Bane'in az ak kald. "Gidemezsin!" diye haykrd. Ona doru koarak, Sartan yakalamaya

red'in kendi evresinde oluturduu by ok glyd. Bane'in eli dokunduunda bir atrt o yerek yanm elini geri ekti. "Beni terk edemezsin! Ben istemediim srece kimse beni terk edemez!" "Bynn benim zerimde etkisi yok, Bane." Bedeni solmaya baladnda, Alfred neredeyse hz umutu. "Hi olmad." Byk, tyl bir ekil Bane'in yanndan frlad Kpek parlak kabua doru atlayp hafife Alf ondu. Srayarak, dilerini khyann bileine geirdi ve skca tuttu. Alfred'in, imdi hayalet gibi grnen yznde korkulu bir ifade belirdi. lgnca tekmeler sa arak kpein azndan kurtulmaya alt.

Srtmakta olan kpek, bunu harika bir oyun olarak gry or gibiydi. Daha sk diledi ve neeyle hrldayarak, ekitir meye balad. Alfred daha sk ekti. Bedeni solmay brakt. imdi gittike katlayordu. Kendi evresinde daireler izerek brakmas iin kpee yalvanp yakard, tehditler savurdu, pay lad. Kpek onu dne dne takip etti, peneleri ta zeminde tutunacak bir yer arayarak kayyor, eneleri Alfred'in bacan skca tutuyordu. .", v""">.*"*" ",","""""".* " Odann kaps arplarak ald. O tarafa bakan kpek kuyruunu iddetle sallad, ama Alfred' d. "Demek bizi brakp gidiyorsun, yle mi, Sartan?" diye sor du Haplo. "Tpk eski gnlerdeki gibi, ha?" ."S36 EIDER. KAPADI

ELLBENC BLM SENISTER ATOSU YKSEK LEM Koridorun aasndaki bir odada, Limbecek sonunda kalemi kdn zerinde gezdirmeye balam "Sevgili halkm..." diye balad. , , ((S 1 > j *'l*ll, r i '"'{* ", " , it f >,, I' 4 Haplo uzun zamandr bir Sartanla karlamay hayal ediyordu, halkn o cehennem gibi yere ka atanlardan birisiyle karlamay. fkeli olacan hayal etmiti, ama imdi kendi fkesine k le inanmyordu. Bu adama, bu Alfred'e, bu Sartan'a bakt ve kendisine saldran kaodini , yannda uzanan, kanlar ve krklar iindeki kpei grd. Anne babasnn l bedenlerini g nefes almas zorlat. Bouluyordu. Alev alev sarln ortasnda krmz damarlar grntsn labilmek iin gzlerini kapatp mcadele etmek zorunda kald. "Gene gidiyorsun!" Nefes almak iin durdu. "Tpk siz gardiyanlarn bizi o zindanda lme te rkedip gittiiniz gibi!" Haplo szckleri dilerinin arasndan zorla telaffuz etmiti. Sargl elleri, saldrmaya haz ler gibi havada, Alfred'in yanbanda duruyor, bir alev halesi iindeymi gibi gninen arla yzne bakyordu. Eer Alfred gulumseseydi, dudakS38

larmn ucu azck kprdasayd, Haplo onu ldrecekti Lordu, amac, ald talimatlar -kafas lan hibirini duymasna izin vermeyecekti. ' Ama Alfred glmsemedi. Korkuyla sararmad, geri ekilmedi, hatta kendisini kommak iin tek bir hareket bile yapmad. Yal, endieyle ypranm yzndeki izgiler derinleti, glge arl, yumuak bakl gzleri zntyle parlad. "Gardiyan terkedip gitmedi," dedi. "Gardiyan ld." 4* Haplo kpein bann dizine yaslandn hissetti, uzanarak yumuak krk tuttu ve skca ka gzlerle yzne bakt ve inleyerek iyice yasland. Haplo'nun nefes almas kolaylat, gzler a net grmeye balad, zihni berraklat.

"Ben iyiyim," dedi Haplo, titrek bir nefes alarak. "Ben iyiyim." "Bu," diye sordu Bane, "Alfred'in gitmedii anlamna m geliyor?" "Hayr, gitmiyor," dedi Haplo. "En azndan imdi deil. Ben hazr olana kadar deil." Bir kez daha kendine hakim olan Patryn, Sartanla yz yze geldi. Haplo'nun yz sakin, glm semesi sessizdi. Elleri yavaa birbirine srtnyor, derisini kaplayan sarglar hafife sy "Gardiyan ld demek. nanmyorum buna." Alfred tereddt etti ve dudaklarn yalad. "Halkn onca zamandr... orada ksl m kald?" "Evet, ama bunu zaten biliyordun, deil mi? Hedefiniz buydu zaten1" iki kap tesinde olup bitenlerden haberi olmayan Lim539

Margaret Weis & Tracy Hickman beck, yazmaya devam ediyordu: "Sevgili Halkm, yukardaki lemlere gittim. Efsanelerimizin bize cennet olduunu syledii emleri ziyaret ettim. Ve oralar cennet gerekten. Ve deil. ylesine gzeller. ylesine ze nginler -inanlmayacak derecede zengin. Gne tm gn boyunca topra aydnlatyor. Gkkubbe panldyor. Yamur yavaa dyor, iddetle deil. Gecenin Lordlan'nn drd glge, onlar diyor. Evlerde yayorlar, bir makinenin terkedilmi parasnda ya da Yk-s-diksi'nin o anda ihtiya duymadna karar verdii binalarda deil. Havada uan, kanatl gemileri var. Onlar ikleri yere gtren kanatl hayvanlar var. Ve tm bunlara, bizim sayemizde sahipler. "Bize yalan sylediler. Bize tann olduklarn, onlar iin almamz gerektiini sylediler. zi yarglayacaklarna, cennette yaamaya layk greceklerine sz verdiler. Ama bize verdikle ri sz tutmay asla hedeflemediler." "Asla bunu hedeflemedik!" diye yant verdi Alfred. "Buna inanmalsn. Ve benim -bizimhl orada olduunuzu bilmediimize de inanmalsn! Ksa bir sre iin olmas gerekiyordu, b birka nesil -" "Bin yl, yzlerce nesil -yalnzca hayatta kalanlarla! Ve siz neredeydiniz peki? Ne ol du?" "Biz... bizim kendi problemlerimiz vard." Alfred baklarn indirerek ban edi "En derin merhamet duygularm sizinle." Alfred abucak bir gz att, Patryn'in yukar kvrlm dudaklarn grd ve iini ekerek ba "Benimle geliyorsun," dedi Haplo. "Seni gen gtrp, hal-

EJDEK K/lHADl , knn yaratt cehennemi gstereceim! Ve lordumun da sana baz somlar olacak. 'Gardiyann nim gibi-inanmakta glk ekecek." "Lordun mu?" , "Byk bir adam, trmzn, imdiye kadar yaam en gl bireyi. Planlar var, pek ok pl lar paylaacandan eminim." "Demek bu yzden buradasn," diye mrldand Alfred. "Planlar. Hayr, seninle gelmeyeceim." Sartan ban sallad. "En azndan gnll olarak gelmeyeceim." Yumuak bakla rnn derinliklerinde bir kvlcm parlad. , ^ "O zaman g kullanrm. Pek de houma gider!" "Bundan kukum yok. Ama bu dnyada varln gizleme ye alyorsan" -baklar sargl ellerine gitti- "ikimizin ara snda gerekleecek bir savan bykl ve bysel idde tinin gizlenemeyeceini, bunun senin iin felaket olacan da biliyorsundur. Bu dnyann bycleri gl ve zekidir. lm Kaps hakkndaki efsaneler hl yayor. Sinistrad gibi, pek ou, hatta bu ocuk bile" -Alfred'in eli Bane'in salarn ok ad- "neler olduunu anlayabilir ve hevesle, harika bir dn ya olduuna inanlan yerin kapsn aramaya balayabilir. Lor dun buna hazrlkl m?" "Lordu mu? Ne lordu? Buraya bak, Alfred!" diye patlad Ba-ne sabrszca "Babam hayatta kald srece hibirimiz bir yere gitmiyoruz!" iki adam da onu yantlamad. Hatta ona bakma ar bile. ocuk fkeli gzlerle bakt onlara. Kendi dertlerine dalan yetikinler, onu unutm utu. Her zamanki gibi. "Sonunda gzlerimiz ald. Sonunda gerei grebiliyoruz." Lmbeck gzlklerinden rahatsz o lar tepesine

* S4I S40

Mnrgaret Wes & Tracy Hicknnn l itti "Ve gerek u ki, artk onlara ihtiyacmz yok..." "Size ihtiyacm yok1" diye haykrd Bane. "Zaten bana yardm etmeyecektiniz Ben kendim y apanm." Gmleinin iine uzanarak Hugh'nun hanerini kard ve hayranlk dolu gzlerle seyre , parman dikkatle Kinlerle ssl kabzasnda gezdirdi. "Hadi," dedi, hl Haplo'nun yannda n kpee. "Sen benimle geliyorsun." Kpek ocua bakp kuyruunu sallad, ama yerinden kprdamad. "Hadi!" diye kandrmaya alt Bane. "Cici kpek!"

Kpek ban bir yana edi, sonra inleyip, pati atarak Hap-lo'ya dnd. Dikkati Sartan'da ola Patryn, kpei bir yana itti, iini eken ve yalvaran gzlerle son bir kez sahibine bakan kpek -ba yerde, kulaklar yatk- yava yava Bane'in yanna geldi.

Kpek haneri kemerine sokup kpein ban okad. "Aferin sana. Hadi gidelim." "Ve, sonu olarak..." Limbeck durdu. Eli titriyor, gzleri sis lerle kaplanyordu. Bir mrekkep damlas kdn zerine dt. Gzlklerini tepesinden indirip, burnunun zerine yer letiren Limbeck, kprdamadan durdu ve son szleri yazaca bo yere gzlerini dikti. ^ "Gerekten benimle savamay gze alabilir misin'" diye srar etti Alfred "Savaacan dnmyoam," diye yantlad Haplo. "ok zayf, ok yorgun olduunu dnyoru

EJDER, KAHADI Anmsayan Alfred, evresine baknd 5 "Bane' Nerede o'" Haplo sabrsz bir hareket yapt "Bir yere gitti. Konuyu deitirmeye alma..." "Hibir ey yapmaya almyorum1 Bana ne sorduunu duydun. Bir haneri var. Babasn ldrec durmalym." "Hayr, drdurmamalsn." Haplo Sartan'n kolunu yakalad. "Brak mensch'ler birbirini ldr etmez." "Senin iin hi mi fark etmez?" Alfred Patryn'e garip, sorgulayc baklarla bakt. "Hayr, elbette fark etmez. Tek umnmda olan, Geglerin isyannn lideri ve Limbeck de od asnda, gvende." "O zaman kpein nerede?" diye sordu Alfred. "Halkm..." -Limbeck'in kalemi yavaa ve dikkatle szckleri yazd- "savaa gidiyoruz." te. Bitmiti. Gzlklerini karan Geg, onlan masann zerine frlatt, ban ellerinin z 543 542 EJDER, KAHADI

ELIALTINCI BLM SINISTER ATOSU YKSEK LEM Sinistrad ile Hugh, gizemustasnn alma odasnda oturuyorlard. Neredeyse le olmutu. I bir pencereden ieri akn ediyordu. Pencerenin dnda, sisin zerinde, Yeni Umut kentinin prldayan kuleleri yzyordu -Iridal'in Hugh'ya anlattklarna baklrsa, Umut Yok adnn da kaca kent. Hugh, binalarn oraya kendi onuruna yerletirilip yerletirilmediini merak et Darda, atonun evresine dolanm durumda, civa ejderi gnete uyuyordu. "Bakalm, en iyisi ne olurdu?" Sinistrad ince parmaklarn masada tkrdatt. "ocuu Djern V

ain'e elf gemisiyle gndereceiz -elbette, gemiyi insanlann grdnden emin olacaz. Sonra, ephen ve Anne l bulunduunda, su ciflerin zerine atlacak. Bane onlara, karldn, so n kurtulmay baardn, ciflerin kendisini takip ettiini ve onu kurtarmaya alan sevgili abasn ldrdklerini anlatabilir. Sanrm onlar cifler ldrm gibi gsterebilirsin." Hugh'nun evresindeki hava kprdand, souk bir nefes bann zerinden esti, buz gibi parma omzuna dokunur gibi oldu. Kocasna kar, Iridal kendi bysn yapyordu. Oradayd. Dinliyor

"Elbette, ok kolay. ocuk ibirlii yapacak m?" diye sordu Hugh gerginleerek, fakat rahat grnmek iin elinden geleni yaparak. Kanlmaz gerekle yzyze geldiine gre, Iridal im akt? "ocuk pek de hevesli grnmyor." H "birlii yapacak. Bunun kendi yararna olduunu yeterli. Eylemden kar elde edeceini bildiinde, zerine deni yapmakta hevesli olacak. k hrsl ve hrsl olmaya da hakk var. Hem, ne de olsa benim olum." Gzlere grnmeyen Iridal Hugh'nun arkasnda durmu izliyor ve dinliyordu. Sinistrad'n cina yet plann duyduunda hibir ey hissetmedi: zihni ve duygular uyumu gibiydi. Neden geldi uraya? diye sordu kendi kendine. Yapabileceim hibir ey yok. Onun iin ok ge. Benim iin e. Ama Bane iin ok ge deil. Eski deyi nasld? "Kk bir ocuk onlar ynlendirecek." E umut var. Hl masum, bozulmam. Belki bir gn bizi kurtanr. "Ah, ite buradasn, baba." , Bane alma odasna girdi ve Sinistrad'm sinirli baklarn serinkanllkla grmezden geldi. ocuun yz pembelemiti. ten gelen bir kla aydnlanyor gibiydi. Gzleri ateli bir parlaklkla yanyordu. ocuun arkasndan yryen, trnakla r ta zemin zerinde tkrdayan kpek endieli ve mutsuz g rnyordu. Gzleri yalvarrcasna Hugh'ya gitti; baklar kati lin arkasnda bir noktaya kayd ve yle kararl bir ekilde bak t ki, Iridal bir dehet duygusu iinde, grnmezlik bysnn etkisini yitirip yitirmediini merak etti. Hugh huzursuzca sandalyesinde kprdand. Bane'in kafasnda bir ey vard. Muhtemelen -yznd harika ifadeye S4S 544 Margnret Weis & Tracy Hicknnn EJDER,

l baklrsa -iyi bir ey de deildi bu. "Bane, megulm. Bizi yalnz brak," dedi Sinistrad. "Hayr, baba. Neden bahsettiinizi biliyorum. Benim Vol-karan'a gitmemden, deil mi? B eni gnderme, baba." ocuun sesi birden tatllap, yumuad. "Beni oraya gnderme. Kimse be vmiyor orada. ok yalnz kaldm. Artk seninle olmak istiyorum. Bana by retirsin, umay bi. Sana byk makine hakknda bildiklerimi gsteririm ve seni baa-tustayla tantrrm." "Szlanmay kes!" Sinistrad ayaa kalkt. Oluyla kar karya gelmek zere masasnn arkas esi hrdad. "Beni memnun etmek istiyorsun, deil mi, Bane?" "Evet, baba..." ocuk tereddt etti. "Her eyden fazla. te bu yzden seninle birlikte olma k istiyorum! Sen benim yannda olmam istemiyor musun? Beni eve getirtmenin sebebi b u deil miydi?" "Hah! Ne samalk. Seni eve getirttim, nk planmzn ikinci aamasn balatmamz gerekiyo ler deiti, ama daha iyi ynde. Sana gelince, Bane, baban olduum srece, gitmeni sylediim yere gideceksin ve yapman sylediim eyi yapacaksn. imdi bizi yalnz brak. Seni daha son cam." Sinistrad srtn ocua dnd. Bane, dudaklarnda garip bir glmsemeyle, elini gmleinin iine soktu. Eli, gmleinin iin ir hanerle kt. "O zaman, uzun sre boyunca babam olmayacaksn demektir!" "Bu ne cret!" Sinistrad arkasn dnd, ocuun elindeki haneri grd ve fkeyle nefesini i zapla dolarak sa elini havaya kaldrd ve ocuun bedenini olduu yerde

yok edecek bir by yapmaya hazrland. "Baka oullar yapabilirim!" Kpek srad, Bane'in srtna arpp ocuu yere ykt. Haner ocuun elinden frlad. Grnmez bir ey Sinistrad'a vurdu; grnmez eller ellerini autu. Sinistrad karsyla bouuy Dvrken Iridal'in bys kayboldu ve grnr oldu. Hugh ayaktayd. Haneri yerden kaparak, frsat kollad. Iri-dal'i zgr brakacakt. Iridal'i uunu zgr brakacakt. Bycnn bedeni mavi bir imekle atrdad. Iridal, kendisini kenara frlatan byk bir ok rsemlemi bir halde duvarn dibine dt. Sinistrad ocua dnd. Kpek, dehet iindeki ocu u. Dileri ortada, tyleri diken diken, alak sesle hrlad. Hugh haneri saplad ve bycnn bedeninin derinliklerine doru ittirdi. Sinistrad fke ve a de baydrd. Katil hanerini kurtarrken gizemustasnn bedeni prldayp soldu. Hugh dman byc birden dnd, yalnz bu sefer bedeni devasa bir ylan biimdeydi. Ylann kafas Hugh'ya doru atld. Katil hanerini ylann bedenine saplad, ama ok geti. i Hugh'nun ensesine saplad. Zehir bedenine yaylrken, katil strap iinde haykrd. Yine d anerin kabzasn brakmamay baard ve kvrlan, dnen ylan, ban daha derinlere girmes an ekiirken kuynunu katilin bacaklarna sard ve her iki beden yere ykld. Ylan yok olmutu Bacaklar katilinin ayaklanna dolanm bir biimde yerde yatan Sinistrad o rtaya kt. Hugh cesede bakt ve kuvvetsizce kalkmaya alt. Katil 546 547 Margaret Wes & Tracy Hckman

ac hissetmiyordu, ama gc de kalmamt ve yere yld. "Hugh." Yavaa ban evirdi. Hcresi zifiri karanlkt. Gremiyordu. "Hugh! Sen haklydn Benim gnahm, hibir ey yapmamak. Ve imdi ok ge... ok ge!" Duvarda bir atlak belirdi. nce bir k huzmesi parldadi; lavanta kokusu tayan taze hava ssedebiliyordu. Elini hcresinin parmaklklar arasndan geiren Hugh, ona uzand. Kendi duv arnn arkasnda olabildiince uzanan Iridal, Hugh'nn parmaklarnn ucuna dokundu. Ve sonra, kara kei gelerek Hugh'yu zgr brakt.

ELIYEDINC BLM SINISTER ATOSU YKSEK LEM Bir gmbrdeme, sarayn temellerini sarst. Uzaktan duyulan bir gkgrlts gibi, yeri sarsa ittike artt, yaklat. ato kayd; talar titredi ve rperdi. Zafer dolu bir uluma havay y "Bu da ne...?" Haplo evresine baknd. "Ejder serbest kald," diye mrldand Alfred, gzleri dehet iinde alarak. "Sinistrad'a b oldu." "atodaki her canly ldrecek. Daha nce de ejderlerle dvtm. Labirent'te sryle vardr "Hayr, hi." Alfred Patryn'e baknca ac glmsemesini grd "Onunla mcadele edebilmek iin zin de btn gcmzle dvmesi gerek." "Hayr." Haplo omuzlarn silkti "Haklydn. Kendimi aa karmaya cesaret edemem. Dvmek , hatta kendi hayatm kurtarmak iin bile olsa. Sanrm her ey sana bal, Sartan." Yer sallanyordu. Koridorun ucundaki bir kap ald ve Limbeck dar bakt, "ite imdi biz bi oldu," diye bard gmbrtlerin, atrtlarn zerinden Titreyen zemin zerinde rahata mar kad sallad "Sylevi549 KANADI Mnrgnret Weis & Tracy Hickman

mi duymak ister mi..." >,, , , , ' D duvarlar ayrld. Alfred ve Limbeck'in ayaklan yerden kesildi, Haplo bir kapya doru fr ad ve kap atrdayarak paraland. Gne byklnde, parldayan, krmz bir gz ykk du rna bakt. Gmbrdeme, kkremeye dnmt. Kafa geri ekilirken, eneler ald. Beyaz di Haplo sallanarak ayaa kalkt. Limbeck srtst yatyordu, gzlkleri yerde tuzla buz olmutu eriyle yoklayarak gzlklerini arayan Limbeck, aresizce krmz gzl, gm lekeye bakyord in yannda Alfred uzanmt. Baygnd. Bir baka kkreme binay sarts. Gm bir dil imek ar yok etseydi, Haplo yalnzca hayatn kaybetmekle kalmayacak, buraya geli amac da boa kt. Geg-leri devrime gtrecek bir Limbeck olmayacakt. Dnyay kaosa gtrecek sava bala Limbeck olmayacakt. Haplo elindeki sarglar skerek at. Yerde yatanlarn nnde durarak kollarn aprazlad v umruklarn bann zerine kaldrd. Ksa bir sre, kpein nerede olduunu merak etti. Onu ma zaten, bren ejderden baka hibir eyi iitemiyordu. Yaratk Haplo'ya doru atld. Az, avn yakalamak iin sonuna kadar almt. Haplo doru sylemiti; daha nce ejderlerle dvmt -by glerinin bykl yannda, b bi kald, Labirent'teki ejderlerle. En zor ksm, darbeyi karlamak zere ayakta beklemekt Bedenindeki her gd, kamas iin haykryordu. Son anda, gm kafa kenara sapt ve eneler havada kapand. Ejder geri ekilerek adama phe akt. sso

Ejderler zeki yaratklardr. Byden kurtulmak onlar fkelendirir ve kafalarn kartrr. ndilerini byleyen bycden almaktr. Ama fkeleriyle boulmu da olsalar, dnmeden sa der, hayat boyunca deiik trden by gleriyle karlamt, ama imdi karsnda durana Gremese de, bynn salam, metal bir kalkan gibi adam sardn hissedebiliyordu. elii delebilirdi ejder. Hatta zerinde alp, zmeye zaman olsa bu byy bile delebili n zahmet et-sindi ki? Baka kurbanlar vard. Ilk kann kokusunu alabiliyordu. Ejder Hap lo'ya son bir merakl, ktcl bak frlatarak, gr alanndan kt. "Ama geri dnecek, zellikle de taze etin tadna bakarsa." Haplo ellerini indirdi. "Pe ki ben ne yapacam? Kk dostumu alp gideceim. Bu lemdeki iim tamamland -hemen hemen." Artk iitebiliyordu ve kpeinin iitmekte olduklarn da iitiyordu. Aln krt, dalgn d sarglar kad. Duyduklarna baklrsa, ejder atonun bir baka yerini paralyordu. Irida ayattayd, ama bu uzun srmeyecekti. Haplo baygn Sartan'a bakt. "Seni istediim srece baygn tutabilir ve lorduma gtrebilirim Ama daha iyi bir fikrim var. Nereye gittiimi biliyorsun. Oraya nasl ulaacan sen bulac aksn. Kendi isteinle geleceksin. Zaten, hedefimiz ayn deil mi? kimiz de halkna ne oldu nu bulmak istiyoruz. Bu yzden, eski dmanm, kam senin gizlemene izin vereceim." Alfred'in yannda diz kerek Sartan'n omuzlarn yakala551 EJDER. KAHADI Mnrgaret Weis & Tracy Hickman

di ve kabaca sarst. ,'','.,!*, Mr"U,t".i"u :'',<' *".*"'. (.< ' - "Kendine gel, seni srngen pislik." Alfred gzlerini krptrarak sersem sersem doruldu. "Bayldm, deil mi? zgnm. Kontrol r refleks..." "Duymak istemiyorum," diye szn kesti Haplo. "Ejderi bir sreliine uzaklatrdm, ama yaln savamayaca bir yiyecek aramaya gitti." "Sen... sen benim hayatm kurtardn!" Alfred Patryn'e bakakald. "Seninkini deil. Limbeck'inkini. Sen tesadfen buradaydn." ocuktan tiz bir dehet l ykseldi. Ejderin ulumas talan sarsyordu. Haplo yaratn bulunduu yne doru iaret etti. "ocuk ve annesi hl hayatta. Acele etsen r."

Alfred zorlukla yutkundu. Alnnda ter damlacklar belirmiti. Titreyerek ayaa kalkt ve g bir ekil izdi. Bedeni solmaya balad. "Hoakal, Sartan!" diye seslendi Haplo. "imdilik. Lim-beck, sen iyi misin? Yryebilir m isin?" "Gz... gzlklerim!" Limbeck bklm gzl ald ve parman bo ereveden ieri soktu. "Endielenme," dedi Haplo, Gegin kalkmasna yardm ederek. "Zaten nereye gittiimizi grme k istemezdin." Patryn bir anda durdu ve her eyi zihninden geirdi. lemde kaos yarat. Rn kapl eli Limbeck'in eli zerinde kapand. Bunu yaptm, lordum. Onu Drevlin'e geri gtre eim. Halk arasnda kacak isyann lideri olacak. Bu dnyay savaa gtrecek kii olacak! 5S2

Bu lemden, havarim olacak birisini getir. Sz halklar arasnda yayacak biri -benim szm. alklar koyun gibi, benim alma getirecek biri. Zeki, hrsl ve... ekillendirilebilir biri olmal. Sessizce glmseyen Haplo, kpeini ard. Iridal genliinde ejder eitmiti, ama by kullanmasa bile istediklerini yapacak kadar yum uakbal yaratklard bunlar. imdi karsnda duran ejder onu dehete dryordu, belki de nistrad srd iin bu kadar korkuyordu. Sakland o gvenli hcrenin bir kesine srnmek ama zindan yoktu artk. Duvarlar yklm, kaps ardna dek alm, penceresindeki parma gr bedenini dvyordu; glgelere alk gzleri kla krlemiti. Hibir ey yapmamann gnah. Artk kendisi iin ok geti. ocuk iin de. Tek zgrlkleri Ejderin kkremeleri bann zerinden geliyordu. Tavan yklrken Iridal hareketsizce seyrett vresine ta ve toz yad. Alev alev, krmz bir gz ieri bakt, imek gibi bir dil arzuyla d. Kadn kprdamad. ok ge. ok. Annesinin yannda kerek kpein boynuna skca sarlm olan Bane, kocaman alm gzleriy t lndan sonra sessiz kalm, izleyip beklemiti. Ejder henz onlara yetiemiyordu. Ba t kk delikten geiremiyordu ve atonun duvarlarndan devasa ta paralar skmek zoand e kan kokusunun etkisiyle, hzl alyordu. Kpek aniden ban evirdi, omzunun stnden kapya 553

bakp inledi. . . ,""," ". ", ", <mVw><lH\ Bane kpein baklarn takip etti ve kapda duran Hap-lo'nun gelmesi iin iaret ettiini g 'nun yannda Limbeck duruyor, toz ve molozlarn arasndan ksk gzlerle, gremedii dehet s ine bakyordu. ocvk bam kaldrp annesine bakt. Iridal gzlerini ejdere dikmiti. Bane kadnn eteini "Anne, gitmemiz gerek. Bir yere saklanabiliriz. Bize yardm edecekler!" Iridal ban evirmedi. Belki onu duymamt bile. Kpek szland ve Bane'in tuniini dileriyle kavrayarak, ocuu kapya doru ekmeye alt "Anne!" diye haykrd ocuk. "Git, ocuk," dedi Iridal, "Bir yere saklan. Bu iyi bir fikir." Bane Iridal'in elini yakalad. "Ama... sen gelmeyecek misin, anne?" "Anne mi? Bana anne deme. Sen benim ocuum deilsin." Iridal Bane'e garip, ryadaym gibi bir skunetle bakt. "Sen doduunda, birisi bebekleri deitirdi. Git, ocuk." Baka birisin cuuyla konuuyordu. "Ka, saklan. Ejderin sana zarar vermesine izin vermeyeceim." Bane ona bakakald. "Anne!" diye haykrd yine, ama Iridal ban evirdi. ocuk boynundaki tlsm kavrad. Gitmiti Sonra kendisinin ondan kurtulduunu hatrlad. "Ge nu!" diye bard Haplo. Kpek ocuun gmleini yakalayp ekti. Bane ejderin penesini tavandaki delikten, avn yak ere uzattn grd. Ta duvarlar ykld. Toz ykseldi ve annesini gzlerinden gizledi

Pene, kokusunu ald lk eti bulmak iin yoklad. Krmz bir gz ieri bakp avn arad. iti ama moloz kapl, yar yklm odada saklanabilecei bir yer yoktu. Tavandaki deliin al kk bir alanda kslp kalmt. Toz indiinde yaratk onu grecek ve yakalayacakt. Iridal aresizlikle bys zerinde younlamaya alt. Dehet verici grnty rtmek iin

nsel dizginler yaratt ve onlar ejderin boynuna dolad. ileden kan yaratk kkreyerek ban sallad. Dizginleri kadnn zilinsel kavrayndan adar glyd ki, neredeyse Iridal'in zihnini ele geirecekti. Bir pene Iridal'in koluna in erek etlerini paralad. Tavan daha fazla dayanamamt. Ta paralan evresine dp Iridal'e arparak onu yere ykt an ejder, kadnn zerine ulland. Tozun iinde nefes almaya alan Iridal, yere kerken v i. Iridal sabrszca keskin, yakc acy hissetmeyi bekledi. Fakat bunun yerine, kolunda nazik bir el hissetti. "Korkma, ocuum." nanmayarak bam kaldrd. Bane'in hizmetkr yannda duruyordu. Omuzlar km, kel kafas ri sa tutamlan akaklanndan frlamt. Ona, gven verircesine glmsedi ve ejderle yzleme Alfred yavaa, ciddiyet ve zarafetle dansetmeye balad. Sesi ince, tiz bir arkyla ykseld ve dansna elik etmeye balad. Elleri, ayaklan grnmez rnler izdi, sesi onlara isim ve di, zihni onlar vurgulad, bedeni besledi. Ejderin azndan yakc asit salyalar damlyordu Bir an ir-kildi, adamn bysn hissetti v ndan emin ola555 554

Margaret Weis & Tracy Hicknan mayarak, dnmek iin geri ekildi. Ama bir kere engellenmiti zaten. Etin cazibesi ve nefr et ettii bycnn ellerinde katland eyler aklna geldi. Kapanan eneler aa dald ve dal, adamn ikiye blndnden emin, titredi. "Ka!" diye haykrd. Ban kaldran Alfred iinde bulunduu tehlikeyi grd, ama yalnzca glmsedi. Dnceleri sallad. Dansnn temposu ykseldi, ark daha yksek sesle sylenir oldu -o kadar. Ejder duraksad. eneleri kapanmad, kurbannn zerinde kprtsz bekledi. Yaratn ba, tmle hafife sallanyordu. Ejderin gzleri aniden irileti ve hayretle bakmaya balad. Alfred'in dans yavalad, yavalad. ark snp gitti ve ksa sre sonra dikkatli bir ekil erin derin nefes alan Alfred, duap ejderi dikkatle izledi. Civa ejderi onu fark e tmiyor gibiydi. ato duvarndaki delikten soktuu ba, yalnzca kendisinin grd bir eye Alfred Iridal'e dnd ve yannda diz kt. "Artk sana zarar veremez. Yaralandn m?" "Hayr." Bir gzn ejderden ayrmayan Iridal, Alfred'in elini tutup skt. "Ona ne yaptn?" "Ejder evinde olduunu dnyor -yalnzca dnyann hatrlad eski evinde. u anda yeryzn yun ise'ortada olduunu ve gnein alevinin her eye can verdiini gryor." "By ne kadar srecek? Sonsuza kadar m?" "Hibir ey sonsuza kadar srmez Bir gn, iki gn ki bir ay. Gzlerini krpacak, her eyin yok olduunu grecek ve SS6

EJDER. tek grebildii kendi yaratt harabe olacak. Muhtemelen, o zamana kadar acs ve fkesi yat k. En azndan u anda huzurlu." Iridal dehet iinde, devasa ba, sakinletiren, yattran bir ses duyarcasma ne arkaya sa akta olan ejdere bakt. "Onu kendi zihninin iinde hapsettin," dedi. "Evet," diye onaylad Alfred. "imdiye kadar yaplm olan en gl hapishane." "Ve ben zgrm," dedi hayretler iinde. "Ve henz ok ge deil. Umut var! Bane, olum! Bane Iridal, olunu en son grd kapya doru kotu. Kap yoktu. Zihninin duvarlan yklmt, a nu tkyordu. ii "Anne! Ben senin olunum! Ben..." Bane yine haykrmaya alt, ama bir hkrk boaznda ykselerek nefesini kesti. Onu grem r gr alann kapatmt. lgnlar gibi havlayan kpek evresinde daireler iziyor, topuklarn sryor, onu oradan u alyordu. Ejder korkun bir lk att. Dehete den Bane dnd ve kamaya balad. Kap eredeyse Sinist-rad'n bedenine taklp dyordu. "Baba?" diye fsldad Bane, titreyen elini uzatarak. "Baba, zgnm..."

l, grmeyen, aldrmayan gzler ona bakt. Bane geri ekilirken, Hugh'nun bedenine takld -onu ldrmek iin tutulan ve kendisine can vermek iin len katilin. "zgnm!" ocuk alyordu. "zgnm! Beni yalnz brakmayn! Ltfen! Beni yalnz brakmayn! 557

Margaret Wes & Tracy Hckman Gl eller -srtlarnda mavi dvmeler olan eller Bane' yakalad ve enkazdan kaldrd. Onu k Haplo, sersemlemi, sarslm ocuu Geg'in yanma koydu. "kiniz de, yanmda durun," diye emretti Patryn. Ellerini kaldrarak kollarn aprazlad Alev alev rnler birbiri ardna ortaya kt ve hava aya balad. Her biri birbirine dokunuyor, ama ustste binmiyordu. n tamamen evreleyen b mber oluturdular, gzlerini parlaklk-laryla korletirdler, ama onlara zarar vermediler. "Buraya, kpek." Haplo slk ald. Srtan kpek kolayca alevlerin arasndan srayp sahibinin yannda durdu. "Eve gidiyoruz." l MUtt >*riw" *> ^ 558

SONSOZ ,, "Ve bylece Nexus Lordu, Sartan' en son orada grdm. Onu getirmediim iin hayal krkl lki de fkelendiinizi biliyorum Ama yine biliyorum ki, Alfred asla ocuu ve Geg'i yanma almama izin vermezdi ve kendisinin de syledii gibi, onunla dvme riskini gze alamazdm. Kam gizleyenin o olmas, bana harika bir espri gibi geldi. Alfred kendi ayaklaryla gele ek, lordum. lm Kaps'nn sonuna kadar ak olduunu bildiine gre, kendisine hakim olamaz .tj "Evet, lordum, haklsnz. Onu buraya eken bir ey daha var -ocuu aramaya gelecek. Alf ed ocuu aldm biliyor. Drevlin'i terk etmeden nce, Sartan ile ocuun annesinin, olan n bir araya geldiklerini duydum. "ocua gelince, Bane'den memnun kalacanz dnyorum, lordum. Onda potansiyel var. Doal toda olup bitenlerden dolay sarslm durumda -babasnn lm, ejderin yaratt dehet. On den onu sessiz, ba eik bulursanz, sabrl davrann. Zeki bir ocuk ve ksa srede, size h n gsterdii saygy sunmay renecektir. "Ve imdi, hikyemi bitireyim. atoyu terk ederken ocuu ve Geg'i yanmda, elf gemisine gt Burada, elf kaptanla mrettebatn gizemustalarnca esir alnm olduunu rendik. 559 KAHADI Margaret Weis S Tracy Hickmnn

k * Bothar'el ile bir anlama yaptm. zgrlne karlk, bizi Drevlin'e gtrecekti. Oraya var ni bana teslim edecekti. "Bothar'el'in kabul etmekten baka ans yoktu. Ya artlarm kabullenecek, ya da byclerin de can verecekti -gi-zemustalar olduka gller ve lmekte olan lemlerinden kamak iin el den geleni yaparlar. Elbette, zgrlmz kazanabilmemiz iin by kullanmam gerekti. Aksi adeleden muzaffer kamazdm. Ama cifler beni grmeden bym kullanmay baardm, rnleri fa ler. Aslnda, benim de bir gizemustas olduumu dnyorlar artk. Hayallerini bozmadm. "Katilin cifler hakkndaki fikri doru kt, lordum. Bu halkn onurlu olduunu greceksiniz. ndilerine zg bir onur anlay olan insanlar gibi. Anlatmz gibi, Bothar'el bizi Aa yani Limbeck, halk tarafndan bir kahraman gibi karland. imdi Drevlin'in baatustas o. ylemi, yanap su almak isteyen bir elf gemisine saldr dzenlemek oldu. Bu eylemde, Kapt an Bothar'el ile mrettebat ona yardm ettiler. Elflerden ve ccelerden oluan kuvvet, si ze bahsettiim o garip arky sylerek gemiye saldrd. Gemideki tm cifleri kendi taraflar eyi baardlar. Drevlin'den ayrlmadan nce, Bothar'el gemiyi Prens Reesh'ahn'a, isyann l iderine gtrmeyi dndn syledi. Asi cifler ile cceler arasnda, Tribus mparatorluu' k oluturmay mit ediyor. Uylandia Kmesi'nin Kral Stepnen'in da onlara katlaca dedikodu yaplyor.

"Sonu ne olursa olsun, Arianus'ta dnya sava kyor, lordum. Geliiniz iin yol hazrlan i'ne girmeye karar verdiiniz zaman, savatan yorulan halklar size kurtarc 560

gzyle bakacaklar. "Limbeck'e gelince, ngrdm gibi, gl bir lider oldu. Onun sayesinde cceler saygnlkla lerini, sava ruhlarn yeniden kefettiler. Limbeck acmasz, kararl ve korkusuz bir lide u. O hayalperest idealizmi, gzlkleriyle birlikte parampara oldu. imdi ncekine gre ok d ha net gryor her eyi. Korkarm kz arkadan kaybetti. Ama zaten, Jarre Sartan ile bir s lnz kalmt. Sartan'n kzn bana ne tr garip fikirleri sokmu olabileceini kim bilebil "Hayal edebileceiniz gibi, elf gemisini lm Kaps yolculuuna hazrlamam biraz zaman ald. miyi ve Bane'i Terrel Fen basamaklarndan aa, kendi gemimin dm olduu yere tadm. B edilmeden alabildim. Sar-tan'la olann annesinin araylarn Yks-diksi'nin yardmyla kleri yaparken duydum. Drevlin'e kadar gelmilerdi. Neyse ki, oray terk etmeye hazrdm . "ocuun derin bir uykuya dalmasn saladm ve lm Kaps'ndan getim. Bu sefer, yzyze ol ri biliyordum ve hazrlklydm. Gemi nemsiz hasarlara urad, bir sonraki yolculua kadar o ttrp, hazr hale getirtebilirim. Yani, lordum, bir baka greve gnderilme hakkn kazandy "Teekkr ederim, lordum. vgnz benim iin en byk dl. Ve imdi ben kadeh kaldrmay ne arab, Kaptan Bothar'el'den bir hediye. Tadm olduka ilgin bulacanz fikrindeyim ve bir nraki grevimin baars iin, Arians'un kan dedikleri bu arapla kadeh kaldrmann uygun "lm Kaps'na, lordum ve bir sonraki hedefimize -Ate lemi'ne " S 6 I EJDER. KAPADI Bih'in yaratm grmesi Olaslk Dalgalar

Gereklik -KOPARILMI LEMLERDE BYBR SARTANES DNCELERNDEN PASAJLAR By, her iki lemde de iitilebilen bir gkgrltsdr. Gc, tm Varolu'un temellerinde y aksettirir Sesinde, yaam ve lm vaadi iitilir. mrenilecek ve korkulacak bir gtr. Teoristler, bynn gcn, Tmleikevren'in ilk yaratlndan aldn sylerler. En bata ini Kaos'un ortasna uzatr Elinin hareketi Kaos'u, sonsuz yaratm olaslklar halinde dzen er. Bu hareket, Kaos'tan kan ilk Dzen'dir. Balang Dalgas veya ksaca Balang olarak Elihn Balang'ta gksel olanla fiziksel olan grr ve onun gr bunlar mevcut klar. Ti kselin yaratmnda Balang, kendi sonsuz olaslklar ile iki ayr dalgaya ayrlr, iki dal k birbirinden uzaklar, sonra yine yaklar. Dalgalann kesitii yerde zaman ile mekn yar tlr. Tm olaslklarn glerinden Gereklik rlm olur bylece. Elihn her iki dalgaya se bakar Gksel olanda, Hava ile Ate'in yaratmn grr; fiziksel olanda, Su ile Ta'n lar mevcut klar Yine, yaratmnda, gksel ile semavi olaslk dalgalarnn her biri, kend suz Sh2

Olaslk Dalgalar Olaslk Dalgalar yeni yaratm olaslklarna sahip drt yeni dalgaya blnr. Elihn yine bu yeni olaslklar rer. Dalgalarn kesii-minde Yaam, lm, G ve Zihin doar. Elihn Gereklik rgsne baktka, yeni olaslklar blnerek varlk bulur. Yldzlar, dnya, ratmlar- bylece sonsuz olaslklardan rlr. Balangta byledir ve bugn de yle. Gereklik basite, olaslk dalgalarnn kesiiminin gstergesidir. Sonsuz potansiyel oklukl tasnda, kat fizikselliin, engin ve neredeyse kavranlamaz rgsdr. Bilim, teknoloji ve b loji hep gereklik ipinin rgsn kullanr. Dier yandan by, gereklik kuman yeniden rerek ilev kazanr. Bir byc, gerekliin k , olaslk dalgalar zerinde younlaarak ie balar. retisi ve gleri araclyla, okl rna bakarak arzu ettii gerekliin doa olaca ksm bulur. Sonra byc, mevcut dalgay

lnzca bir olaslk olann gerek olmas iin ahenkli bir olaslk dalgas yaratr. Bylece, arla rer. rnein, byc bir sava alannda byk bir valyenin karsnda duar. Jzerinde yalnzca eye kar korumaszdr. Bu gerekliktir ve 563 K.AIIADI n>

kendi haline braklrsa, byk olaslkla valye bycy direnle karlamadan katledecek ki almalarndan, saysz olaslk dalgalar zerinde nerede bir koruyucu kalkan olasl nu) bulunduunu bilmektedir. Byc hareketleri, dnceleri, szleri, jestleri ve dier yar clyla, ahenkli bir olaslk dalgas yaratr. Bu by olaslk dalgasn yle deitirir k n ey, gereklie rlr. Yeni gereklik arzu edilen etkiyi ierir ve bylece buyu kalkan b D gzlemcilere koruyucu kalkan, bycnn etrafnda yoktan varolmu gibi grnse de, byle mlekdalgann sonsuz olaslklar arasndan gereklie arldn sylemek daha doa olur Byy kullanmak iin, insann Tumlekdalgann uygun ksmn bulup, kk lde de olsa re Bunun her eye gc yetmekle, ya da her eyi bilmekle il-

gisi yoktur, hatta Dalga'nn engin bir kesimini grebilenler iin bile. By iliminde ilev gsterebilmek, bynn neden var olduunu ve bynn k noktasn aklayamaz. nsan varl a braklan bir tan deceini bilmek, bize yerekiminin neden var olduunu ya da nasl bir iin bunu kaostan var ettiini aklayamaz. By de aynen byledir. Yalnzca Sartanlar ile Patrynler byy tam olarak kavraya-bilmilerdir. Byy, Tmleikdalg ezinden grdmzden, bu sanat en temel ve gl haliyle uyguladk. Baka hi kimse, Tmle ildiimiz kadar geni gremedi. Bynn temel ilikileri izimde grlebiliyor Merkeze ne 5 (.4 S6S EJDER. KAHADI MnrgnretWeis&Tn,cyHickmnn

kadar yaklarsa, bynn gc de o kadar fazla olur. Tm byler arasnda en temel ve en mer rn bys, bu sebeple en gl olan bydr ve en kapsaml etkilere sahiptir. Her byk anlay dzeyi bir Ev olarak temsil edilir. Bu evlerin her biri, o dzeydeki byn lancsnn, Tmleik-dalgann ne kadarn alglad olarak dnlebilir. Evin merkezine ne alglayp kullanabildii Birincil Dalga o kadar fazladr. Tm gler arasndaki en byk g, Rn Evi'nin bys-dr. Rn Evi bys, Yaam, G, Zihin merkezi gereklik rgsnn kapsam ve Tmleikdalgann sonsuz olaslklar hakknda m olulunu. Rn bysnde ustalk kazananlann Dokuzuncu Ustala ya da Nihai Ustala ulat Alan-lan'na ilikin tm bilgi ve etki, bu tr bylerin yaplmasnda kullanlan ain harflerin orudan baldr. Fakat Zamann Koparh'nm ardndan, rn byleri hakknda bilgisi olan yal anlar) ile Patrynler (hl varsalar) kalmtr. Rn Evi'nin birlemi bys, o zamandan sonra drt daha kk Ev arasnda blnmtr: Gkku emba (Su) ve Karanlk (Toprak) Evleri arasnda. Hepsi beraber, Mutlak Ustalklar olara k bilinirler. Mutlak Ustalklar, Sekizinci Ustal temsil eder ve yalnzca rn bys ondan gldr. Mutlak Ustalklar'n her biri, kendi iinde Tinsel ve Bedensel Ustalklar arasnda arak blnr. Tinsel ustalklar, bycnn evresindeki dnyann zihinsel ve duygusal kulla gsterir. Fiziksel Ustalklar, bycnn evresindeki dnyann iinde bulunan fizik nelerin kullanmna eilim gsterir.

Hem Tinsel, hem de Fiziksel Ustalklar, her Ev'in kendi iinde Byk ve Kk lim Alanlar'n Byk lim Alanlar Ev Szcs olarak, Kk lim Alanlar ise Ev ra olarak bilinir. Ev lar, Ev Szcs ise Beinci ila Yedinci Ustalklar kapsar. Aslnda 'byk' ve 'kk' kavra

Alanlar en geni tabanl ve kullanm en yaygn olan ilim alanlardr. Daha gl olan By yn zamanda daha zellemi olanlardr. Zamann Kopanh'ndan sonra Patrynler ortadan kaybolmular, Sartanlar ise rn bysn lml kanlkla saklamlardr. Bunun sonucunda, mevcut lemlerin tmnde, Yedinci Ustalk'tan daha ulunmamaktadr. Rn bys tm lemlerde, lml halklarn hibirinde bilinmemektedir. Rn b enen bir srdr. RN BYS Rn bys, lemlerde bulunan tm byler arasnda en gl bydr. Rn bys, muhtelif Ev bir by btnne rer. Bu haliyle, rn bys yaratm kumana dokunur. Birleik yaratmn m mas, rn bysnn ara olarak kullanlmasyla baarlmtr. Rn bysnn anahtar, varln iine bir olaslk ren ahenkli dalgann, mmkn olduunda e Bu, muhtelif hareketler, jestler, szler, dnceler ve ahenkli dalgann yapmnda kullanla ier unsurlarn birbirine olabildiince yakn tamamlanmasnn gerekmesi anlamna gelir. Ahenk i dalga yaps ne kadar e/.amanl olursa, S 67 EJDER. Margaret Weis S Tracy Hckman

dalgada oluturulan denge ve uyum o kadar fazla olur ve dolaysyla by de o kadar gl olu Bu biraz, bir savatopu-nu1 ucu ucuna gelecek, spiraller izecek ekilde atmaya benzer . Dmdz yuvarlanan bir tekerlek, dengesiz bir biimde yuvarlanan bir tekerlekten daha vzaa gidecektir. Bu ezamanlln elde edilebilmesi iin, hem Sananlar hem de Patrynler, bylerini nakledebi k iin by dilleri ve yaplar gelitirmitir. Yalnzca by iin kullanlan bu dil, lemler ibir dile benzemez. Bir ikinci, daha geleneksel dil, her iki rk tarafndan standart iletiim iin kullanlr. Rn dili konuulan deil (unsurlarndan biri bu olsa da) ifa edilen bir dildir. Her iki dildeki ortak unsur, ezamanllktr. Geleneksel dillerin yaplan tek kanal, doasal zgiler boyunca, ardktr. Bir sayfadaki szckler okunurken, harfler ve szckler birbirini rdndan okunarak metinde aktarlan dnce veya anlamn tamam kavranr. Bu, mesajn her sefe tek kanaldan veya tek bir deneyim kaynandan aktarld anlamna gelir. Fakat bir oyun izl nirken, bir seferinde birden fazla kanaldan veri alnr (sylenen szckler, aktrn jestleri ve duau, sahnenin aydnlanmas gibi). Ayn zamanda, tek bir kanaldan oklu mesajlar da aln bilir (aktrn kendisini, sandalyesini ve fonu ayn anda grmek gibi). Oyunun mesaj, seyi rcinin tamamna ayn anda gitmektedir. Bu yzden bir oyunun, fikir iletmek konusunda ez amanllnn olduu sylenir. Bynn bileiklik, denge ve ahengi, bycnn ahenkli dalgalarnn ezamanl iletiminde mke tirir. Bu, l Savatopu, eski zamanlarda popler olan ve tm lemlede muhtelif ekillerde hl oynanmakt lan bir oyundu Savatopla genelde silmdk ve y-murtamsdr Ayn zamanda, genellikle, f inamik zellik tamas iin dengeli bu arlk dalm ile imal edlle S(,8

genellikle bynn, bycnn szckleri, ses tonu, jestleri ve hareketleri araclyla ifas etirilir Run bysnde ezamanllk, ardk olmayan yazl bir dil kavram araclyla yar Rn dilleri, Sartan ve Patryn kltrlerine uygun olarak iki ayr ekilde evrimlemitir. Her ki ekil de evrenin ninik prensipleri ile ilev gsterir, ama yaplan ve yntemleri farkldr SARTAN RN BYS Sartanlar, genelde ayn anda alt iletiim kanal tarafndan aktarlan altgen bir yap kulla r. Bu rnlerin, nesnelerin iine veya zerine izilmesi veya performans sanat araclyla h yaratlmas yoluyla kullanmn ierir. Performansta, byy yapan byc, ses (karmak ahe ekil (jestler ve dans figrleri) ve zillin (telepatik projeksiyonlar) kanallaryla snr ldr. Ayn anda yapsal rnlerin kullanm (asalar, ubuklar, yzkler, giyim eyalan veya u e yaplandrlm herhangi bir nesne) ile, desenin geri kalan unsurlar iletilebilir. Tm Sartan rn yaplan, Kaynak veya Kk Rn'den yaylan altgen desenlerle ina edilir. Bu r plan bynn kayna ve tm bysel yaplann kt noktadr. Kaynak Rn by yapsnn k

inin herhangi birinin, herhangi bir trnden olabilir. Bu durumda, karmak bylerde, byn nmas esnasnda hangi rnn Kaynak Rn olduunu anlamak arttr. E pozisyonlarda e rnlere farkl bynn, eer Kaynak Rn'leri farklysa, ok farkl etkileri olur 569

Margaret Wes Trcy Hkran KK YAPILAR Kok yaplar, mn bys kompleksine buyu gcn getirir Bu yaplar kok ile balar, bynn ka ya Olum'den geldiim belirten rundur bu Bu kok runun, ya da daha yaygn ismiyle Kaynak Run'un sol alt tarafna Ataerk (izimle rde grlen, Kok'ten nce gelen run) yanamtr Sa alt tarafnda ise Anaerk (o kkte Ataerk en mn) bulunmaktadr Bunlar Kok u desteklerler ve altndaki runlerden fkran bynn gcne rirler Kokun hemen altnda Kubbe veya Amir bulunur Kub-be'nn tepesi Kok'un alt kenanna day anr ve hem Ataerk'e, hem de Anaerk'e dokunur Bu mn, arlan gcn doasnn Tinsel m, Fizi lacan belirler ve Kok Yaps n tamamlar Hemen hemen her zaman, dier nnler Kubbe'ye aa eerek, yaplan bynn ayrntlarm verir ve gucu-nu arttrr Kok Run'un st sol yannda afak, st sa yannda Gunba-tm bulunmaktadr Bu runler, Kok Yap unduu komplekse uygulanacak ahenkli dalgann bykln (yan gcn) ve vektrn (yan y afak ve Gunbatm runler arasnda, Kok yapy tamamlayan Ba bulunmaktadr Ba, Kok yapnn evcudiyete arlan bynn genel ahengne aktaran, daha ilen bir run kompleksinin parasdr 570

KAYNAK RN: BYNN MERKEZ Kaynak Rn, hem bynn yapld zaman yaratlan bysel kavramn merkezi, hem de rn buyts as iin gerekli k noktasdr Rnlern doa bir ekilde okunabilmesi iin Kaynak Rn'n bilinmesi ve yap iindeki yerinin k nemlidir. Deiik Kaynak Rn'ler seildii zaman, benzer rnler ok farkl anlamlar kazan rnek olarak, ok basit bir rn yaps verilmektedir. Kaynak Rn'n ne olduuna ilikin bir iaret yoktur. Hangi rn seilmelidir? Nereden balanma Bu rn yapsnn olas yorumlar iin iki rnek verilmektedir Rn bysnn byk srr budur. Kaynak Rn'n yeri, ancak rnn yaratcsndan bunu renenl Bir bycnn eitimi daha ok Kaynak Rn'n belirlenmesi ve bu anlerin yerlerinin ezberlen den olumaktadr. Bu Kaynak Rn'lerin yerlerini retecek bir Sartan olmadan, buyusel yazm alarmzn zlebilmesi olasl ok kktr S72 Margaret Weis & Tracy Hcknan EJDER_ KAPADI

PATRYN RN BYS Patryn bys hakknda, bunlarn ayrt edilebilmesine yardmc olabilecek bilgiler dnda pe linmektedir. te'deki yerlerinden Koparlm lemler'e gitmeleri durumunda, by timlerinden nlar tanmamz ok kolaydr. Patrynle-rin kendileri dnda hikimse Patryn Bys hakknda ilmemektedir. Sartan bys gibi, Patryn rn bys de ahenkli dalga iinde mkemmel bir denge arar. Bununl aber, bu dengeyi yapsal simetri araclyla salamaz. Patryn rn bys dengeyi, dengeli z da arar. Patrynler bir dizi i ie gemi sekizgenler ve kareler kullanarak, kendi bylerinin desenl erini yaratrlar. Sekizgenler Patryn bysnn Kaynak, Yol ve Hedefini oluturur. Kareler by Dal, Dm ve Akm'n oluturur. Bu unsurlarn kombinasyonlar, sekiz ezamanl dnce kana . Sartan bysnde de olduu gibi, Kaynak Rn, bynn anlalmas ve kullanmnda kritik rnd Patryn bys altyaplar kullanr -rn iinde rnler gibi. Baka rnlerden oluan rnler, Kk an bysnde daha zl bir biimde bulunabilen dier yaplar taklit eder. Bununla beraber, d engesiz, kullanmlar -dikkatle dengelenmedii durumlarda- arzu edilen etkiyi byk lde az acak niteliktedir LEMLERE GRE BY Rn Evi, tm lemlerde ayn ekilde ilev gsterir. Fakat her lem, Mutlak Ustalklar'n beli

bysnde uzmanlaS74

mistir. Bu, lemlerin koparl srasndaki, bynn genel b-lmlenmelerinin iaretidir rn Gk lemlerinde hkm sren esas bydr. Memba Evi, esas olarak Deniz lemlerinde hkm sr (Arianus'ta hkm sren) Memba Evi burada aklanacaktr. GKKUBBENN LEYDS (FZKSEL USTALIK LMLER) Gkkubbe Evinin Leydisi (Fiziksel Ustalklar/Aktarm ve Hareket Ustalklar), halen Tribus mparatorluu Elfleri tarafndan kontrol edilmektedir. Bu beyaz sal, zarif yaratklar, Ar is-tagon Ktas'ndaki Tribus mparatorluu'nu kurmulardr. Fetihlerinde, ktann tamamn bu altna almlardr ve imdi, baka ktalar fethetmek iin savamaktadrlar. Gl bylerini by kuvvetlerini aktarmak, kontrol altnda tutmak ve ynlendirmek iin nesneler kullanma k zorundadrlar. Ev'lerine ramen telepati gleri yoktur, ama bycleri araclyla teleki gstermektedirler. Kenkari Elflerinin sahip olduu bir g, arklarna karmak mesajlar rme yetiidir. Bu, ka lerinin bir yank-sdr ve Mutlak Ustalklar ve aasndaki bylerde, daha kaba (dengesiz) atan, daha yaygn olarak bilinen by dillerinin pratik bir uygulamasdr. Bu bynn tehlike herhangi biri tarafndan sylenebilmesinde yatar. nsanlar bu byler tarafndan az bir mik tar etkilenebilirler, ama cifler iin bu tr mzik engin ve derin elf duygulan ve mesa jlar tar. Eksiksiz aktarm salamak iin, arknn mesaj cifler arasnda ortak olan genet dayanmaktadr ve bu hafza nsan575 EJDER, Mnrgaret Weis & Tracy Hickmnn

larda bulunmamaktadr. Bu ilim dallar, by yapsn aktarabilmek iin iki kanal kullanr: szel/tonal (byy iit lemek) ve somatik (ahenkle birleecek fiziksel form figrler). Bir elf bycs serbeste kon myor, hareket edemiyorsa, bys eksik kalacaktr. GKKUBBENN LORDU (TNSEL USTALIK LMLER) Vondekar insanlar bylerini Vond, yani Ik olarak bilirler. Daha formal ismi ise Vondre th -Bahedilen Kuvvet'tir. Bu bynn kullanmnda usta olanlar, Kyr-Vondreth (Ik Grenler) ak bilinir ve Vokar (Ik-halk) ya da Kyr (Gren) olarak hitap edilirler. Bazlar Vond kon usunda dierlerinden daha ustadrlar ve bu nimet halk arasnda belirli bir kural olmad an bahedilmitir. Vondreth bysnn doas, esas olarak tinseldir ve yetilerini doann ve doal ruhun kullan . Vondreth doal hayvanlar etkileyebilir ve havadurumunu yardma arabilir. Hayvanlarla i letiim kurabilir, onlar kullanabilir (ejderler bu ekilde idare edilmektedir). Telep ati kullanmn salayabilecek byy ina etme yeteneine sahip olsalar da, bu tr bynn k ri zihin gerektirmesi sebebiyle, bu yeti anlaylarndan kaybolup gitmitir. Vokarlarn resmi okullar yoktur -reti ustadan raa geer. Vokarlar, Kenkari ciflerinin h miyet tehdidinin ardndan, byleri konusunda olduka saldrgan olmulardr. Vokarlar savala , doal afetler (salgn hastalklar, hortumlar, yldrmlar, vs ) armalar iin bulundurul karlar yal-

nzca bugn iin yaarlar, yaam ve yaamn zevkleriyle geliirler. Kyrler, karde Vokarlarndan ok uzaktrlar. Bu kat disiplinli mezhep, esas olarak lmle il ilenir. Yaam, Hvani'deki (cennet) dllerine kavumak iin gemeleri gereken bir ceza dnem larak grrler. Telepati byleri gelitirmilerdir, ama duyguda (empatik) nee ve mutluluk settmeyi gnah olarak grrler. lleri toplama ilerinde kullanmak zere ve zehir ve hastal ra kar korunma amacyla, doal ulam byleri gelitirmilerdir. Bu by, yapsn aktarmak iin iki kanal kullanr: somatik jestler ve kavramn zihinsel olar aktanm Bu ustalkta, by yaplmas iin sz gerekmemektedir. Bir arpma esnasnda, yaplm ktirmeyen bir bynn ne kadar etkili olacan zor yoldan renen cifler, bu byye 'Sessiz i vermilerdir. Balanm bir Kyr'in bys engellenmitir -ama gene de snrl zihinsel yap ek, kanda yardmc olmas iin kullanabilir. 577

S7f,

247

You might also like