Professional Documents
Culture Documents
BASKAN YAYINLARI
Birinci B�l�m
SAN FRANS�SCO, turistler i�in olduk�a b�y�k ve ilgin� bir kenttir. Bu kente sert
bir kas�n� gecesi, saat on sular�nda e�yas�z ve habersiz olarak, �ok uzaklardan
bir yolcu gelmi�ti. Ortal�kta sisli havan�n sessizli�i ve r�zg�r�n Embarkadero
boyunca yay�lan r�ht�m s�p�r�nt�leri aras�ndan gelen hafif u�ultusu vard�. Sisin
karartt��� sulara bakt�; r�mork�r seslerini ve Hunter's Point'ten, Farallans'a
kadar yay�lan sis d�d�klerinin senfonisini dinledi. Okyanusun tuzlu havas�n�
koklad�. V�cudunun ��plak yerlerine r�zg�r�n nemini hissediyordu. Sisi, a�a��da
�a��ldayan sular�, iyot kokusunu ve keskin r�zg�r� yad�rgamad�.
Burada beklemek ak�ls�zl�kt�. Saat kuleli b�y�k binan�n giri�indeki h��rt� ve
bilinmeyen bir �izmenin ��t�rt�s�; kim oldu�unu, nerede bulundu�unu ve �yle durup
aptal aptal bakman�n gereksizli�ini hat�rlatt�. Hemen de�i�meliydi. Oldu�u gibi
g�r�nmemesi gerekiyordu. �i y�z�ne g�z�ne bula�t�rmamal�ydi. ��nk� onu buraya
g�nderen Y�ksek Mahkeme'ye meydan okumu�tu. Yap�lacak �ok i�i vard�.
Karanl�klara do�ru y�r�d�. Bu sadist ve D�man D�n-ya'n�n ya�am�na dalmadan �nce
derin bir nefes ald�. So�uk bir korkunun, her taraf�n� sard���n� hissetti. Hi�
kimseyi ku�kuland�rmamal�yd�.
�imdilik sadece her amaca hizmet eden bir v�cutla g�r�nmeye karar verdi. H�zla
gelen bir taksinin ve bo� bir otob�s�n �n�nden f�rlayarak Embarkadero'yu ge�ti.
G�r�n�� bir bukalemun gibi �evresine uyacakt�. S�ras� geldik�e de belirli bir
ki�ili�e b�r�necekti.
- Bir yudum alsana ahbap.
Kap�n�n �n�nde s�r�klenen g�lgenin �zerinde uzun bir palto vard�. Sakallar� uzam�,
y�z� kir i�inde, g�zleri nezleli gibiydi. �lk g�rd��� insand� bu.
maklar� titriyordu; sigaray� yakar yakmaz �st �ste nefes �ekmeye ba�lad�.
Sonra ba�parma��yla misyonu g�stererek:
� Geliyor musun arkada�? dedi.
� Sana ne veriyorlar?
� �orba, pek fena de�il. Kahve k�t�, ama b�yle gece
lerde iyi gidiyor.
� Ya vaaz?
� Ha! Evet. Z�rvalay�p duruyorlar. Biliyorsun, Tanr�
ve di�erleri... Fakat i�erisi s�cak. Kestirmek i�in iyi olu
yor. S�ralar da fena de�il. Sadece �b�r d�nya i�in birka�
�ark� s�yl�yorum.
Ba��yla do�rulad�. D�nyal�lar'�n bu aptalca d��nceleri hakk�nda bu kadar �ok �ey
��renmenin heyecan� t�m v�cudunu kaplad�. Umut var m�yd�?
- Vaiz Jones fena adam de�ildir, diye konu�mas�n�
s�rd�rd�. Bir gece bana tam bir dolar vermi�ti. Verirken
de Mesih hakk�nda bir s�r� martaval okumu�tu. Enayilere
yutturuyor tabii.
�ki serseri yanlar�ndan ge�erek misyona dald�lar. Yolcu, tahta s�ral� odaya ve yan
taraf�ndaki ge�i�e bir g�z att�. �nde kontrplaktan yap�lm� bir k�rs�, arkada da
mor bir saten �rt�yle kaplanm� tabure vard�. Daha arkadaysa mutfak kap�s�
g�r�n�yordu. �orbadan ��kan buhar, mutfak kap�s�ndan d�ar�ya yay�l�yordu.
- Girmeden �nce bir f�rt daha alsam?
Serseri tam bir otlak��yd�. Belli ki yine nikotin krizi tutmu�tu.
� Sonra i�ersin. Eli kap�n�n tokma��na gitti.
� Ad�m Corky, dedi k���k adam. Birbirimize destek
olal�m. Ha, ne dersin? Elli sente �arap alabilece�imiz bir
yer biliyorum.
Yolcu, kendisine merakla bakan bu zavall�y� ��yle bir s�zd�. Uzun ve bas�k tavanl�
odan�n arka taraflar�nda bir yere otururken; bu adamdan en k�sa zamanda kurtulmaya
karar verdi.
�ndeki k���k orgtan ��kan kederli bir il�hi melodisi duyuluyordu. �alan da bir
kad�nd�. Zay�f, solgun y�zl�, sa�lar� bak�ms�z ve buru�uk elbisesi soba borusuna
benzeyen bir kad�n. Zay�f, as�k suratl�, beyaz sa�l� bir adam kapal� g�zlerle
k�rs�ye yasland�. Mavi damarl� parmaklar�n� aln�na do�ru g�t�rd�.
Yolcunun onu s�zmesi �zerine merakla do�ruldu. Bu d��nceli adam�n kafas�ndan,
vah�i ve parlak ��klarla kesilen kar��k hayaller ge�ti�ini farketmi�ti.
Birka� saniye sonra Reverend Carmichael Jones aya�a kalkt�. Kar�s�na org �almay�
kesmesini i�aret ederek, ileriye do�ru birka� ad�m att�. Kemikli kolunu
kald�r�rken g�zlerinin manyetik etkisi farkediliyordu.
- Arkada�lar! Derinden gelen ses, s�cak bir d�r�stl�kle doluydu. "Tuhaf bir
d�nyada ya��yoruz. D�nya'y� y�netenler uzaya her ge�en daha �ok adam
g�nderiyorlar. Daha �ok insan� ve �ok daha �telere. Ay sadece bir ba�lang��t�.
Sonra Mars, Ven�s ve di�erleri. Ne buldular arkada�lar? Sadece Mars ve J�piter'in
���nc� uydusunda geli�memi� hayvanlar. Do�ru, Mars'ta bir zamanlar bizimkinden �ok
daha b�y�k oldu�u anla��lan bir uygarl���n kal�nt�lar�n� buldular. �lk Tevrat'ta
s�z� ge�en ve k�t�l��� ile tan�nan Sodom ve Gomore kadar zengin bir uygarl�k.
Sonra yok oldu ve sonsuza kadar unutulmaya mahk�m oldu. Bu korkun� olaya
sebep olan �ey nedir? G�nah! G�nah ve fesat!..
Ba��n� gururla sallad�. Mekanik bir ses "Amin!" dedi.
- Fakat! �nsano�lu bu zavall� Marsl�lar'dan bir �ey ��rendi mi? Hay�r,
arkada�lar�m. Bin kere hay�r! Onlar�n, evrenin s�rlar�n� falan d��nd�kleri yok.
Sadece h�rslar�n� tatmin etmeye �al��yorlar. Mars'a yuva yapmak i�in adam
g�nderiyoruz. Port Mars'�n Hell-Bubble �ehrini in�a ettik; ama yetmedi. Hay�r,
onlar her zaman daha �o�unu istiyorlar. Al�yorlar ve hi�bir �ey vermiyorlar.
Uzayda ba�latt�k-
lar� bu b�y�k ya�may� s�rd�r�rken bir an i�in bile insanl��� d��nm�yorlar. �leride
g�receksiniz, bu ya�ma y�ld�zlara da s��rayacak...
Serseri toplulu�una �fkeyle bakt�, sonra da i�ini �ekti.
- Burada, bu k���c�k s�cak odada, biz basit adamlar onlar�n dev uzay gemileriyle
yaptddar� i�lerle hi� ilgilenmiyoruz. Tek ilgilendi�imiz konu, �l�ms�z ruhlar�m�z�
kurtarmak! Mah�erin yak�n oldu�unu biliyoruz. Bir g�n veya bir gece Mesih aram�zda
g�r�necek. Evet arkada�lar�m! Bir gece!.. Belki onu hemen tan�yamayabiliriz.
Halktan biriymi� gibi gelebilir bize...
Durdu. Konu�urken kalabal���n �zerinde g�z gezdirmi� ve dinleyenleri tek tek
incelemi�ti, ama yolcunun �zerinde fazla durmam�t�.
Yolcu, i�inde bir �eylere vaizin g�z gezdirdi�ini anlad�. Jones, ate�li bir
telepatistti. Orgun ba��ndaki kar�s� da, kocas�n�n polemiklerine kulak t�kamaya
al��kt�. Konu�ma biter bitmez �almaya ba�lam�t�. Orgun h�zl� ve monoton sesi
odan�n i�ini doldurdu. �atlak sesiyle serserilere "When the Roll is Called up
Yonder" il�hisinde �nderlik ediyordu. Serseriler canland�lar ve �orbalar�n� hak
etmek i�in ona e�lik etmeye ba�lad�lar. Fakat uzay konu�mas� dikkatlerini
�ekmekten uzakt�. Birka� �ark�, k�sa bir ara ve �orba...
Bu s�rada Jones h�l� yolcuya bak�yor, ��k�k g�zleri endi�e ve �a�k�nl�kla alev
alev yan�yordu. Jones'un d��nceli oldu�unu g�ren kar�s�, k�zg�n bir bak�
f�rlatt�ktan sonra, oturdu�u yerden kalk�p oradakilere �orba kuyru�u
olu�turmalar�n� i�aret etti. Corky arkada��n� dirse�iyle d�rtt�kten sonra
di�erlerinin aras�na kar�t�.
Yolcu yerine oturdu. En iyisi ka�makt�; ama Jones hakk�nda bilgi edinmek i�in
sanki �eytan d�rt�yordu. S�yledikleri yol g�sterici �eylerdi.
Ka�mak i�in �ok ge� kalm�t�. Uzun boylu vaiz, ge�ilin sonunda yolunu kesti. T�m
arzular� doru�a ula�m�t�
vaizin. Jones mutlu bir adamd�. Okudu�u dualara da tam anlam�yla inan�yordu.
Titrek bir sesle "Kimsin?" dedi.
� Hi� kimse. Yolcu omuzunu silkerken g�l�msemi�ti.
� Emin misin, diye elini uzatt�. Emin misin?
Yolcu b�n b�n bakt� ve ba��yla do�rulad�.
- Carmichael Jones!
Mutfak kap�s�nda elinde bir �orba kasesi ile duran kar�s� Alma, vaizi tekrar
ger�ekler d�nyas�na d�nd�rd�. Jones r�yas� daha ba�lamadan bitti�i i�in h��k�rarak
g�revinin ba��na gitti.
Yolcu da, arkas�ndan belli belirsiz bir g�l�msemeyle s�ralar�n aras�ndan h�zla
kayarak sisli geceye dald�...
�kinci B�l�m
Bu, Frank Berducci adl� bir gece bek�isiydi. Berducci, Bayan Grummet'in
hayaletlerini biliyordu. F�rsat bulduk�a otob�se gitmesine yard�m ederdi. Bu deri
pantolonlu ve sivri b��akl� gangsterler, otomasyonun i�sizli�i getirmesinden beri
daha da i�i az�tm�lard�.
Bayan Grummet'in ���l���n� duymu�, bunu gen� adam�n kaba sesi izlemi�ti.
Kad�nca��z cama yap�t�: "Dokunma bana!"
Yolcunun h�crelerinde bir �eyler oluyordu. Belki kavgac� bir denizci, belki de bir
serseriydi. Fakat birden hayvani bir �apulcuya d�n�t�.
-� Kes sesini, aptal moruk!
Kad�n meler gibi sesler ��karmaya ba�lad�. Dolu �antas� yere d�t�. Gen� adam, onu
bir kaplan�nki kadar g��l� kaslar�yla havaya kald�r�rken, vah�i bir hayvan�n
pen�esin-deymi� gibi titriyordu. Yolcu, yakla�an sesleri duymuyordu bile.
Gelen sesleri ancak kendi kafas� denetimi eline ald�ktan sonra duyabildi.
"Defol git!"
Di�lerini g�c�rdatarak kad�n�n ge�mesi i�in kenara �ekildi. Bayan Grummet
�antas�n� toparlad� ve kiri�i k�r�ver-di. K�sa bir s�re i�inde, bu adam�n i�inde
insanl�kla ilgili bir �eyler oldu�unu anlam�t�. ��nk� onu orac�kta �ld�rebilirdi.
Bek�i, karanl���n i�inden kap�ya ula�t���nda nefes nefese kalm�t�. G�lgeyi
farkeden Yolcu, adam� �ld�rmeyi d��nd�, ama dikkat �ekmemek i�in bu karar�ndan
cayd�. Frank Berducci silah�n� �ektikten sonra, lamban�n sisli ���� alt�nda
namlunun so�uk par�lt�s�n� g�rd�.
Bek�i, s�ms�k� kavrad��� sil�h� �n�nde tutarak duvara iyice yakla�m�t�. "Hey!
Nereye kayboldu bu Allah'�n belas�?" diye s�ylendi. Fenerini yakt�, kap�da bir ��k
dairesi �izdi.
"Kocakar� yine bir �eyler g�r�yor." Temizlik�i kad�n�
� Kora! en iyisi!
� Kim bu?..
� Ad� �ren Starr. �ok g�zel s�yl�yor. B�rak bu adam�
Kora, fazla bekleyemeyiz. Sana s�yl�yorum, hepimiz gibi
�ok ho�lanacaks�n.
- Madem s�z vermi�im. Peki. Kusura bakma, Mark.
Past�rmal� sandvi�ini garsonun elindeki tepsiye b�rakt�
ve dumanlar�n aras�ndan caddeye inen merdivenlere do�ru y�r�d�. Mark �at�k
ka�larla, yeni kafas�na bu g�ne�in alt�nda ne oldu�unu d��nerek gitmelerini
izledi.
K�z giderken, merdivenlerin ba��nda elini a�z�na g�t�r�p Mark'a bir �p�c�k
g�nderdi.
- Yar�n.
B�yle bir yar�n hi� olmayacakt�...
���nc� B�l�m
ARTIK kendini Yolcu olarak g�rm�yordu. Mark Time-di o. Yaln�z kal�nca elde
ettiklerini de�erlendirdi. Baya�� bilgi edinmi�ti. Bu D�nya numarac� ve
otlak��larla doluydu. D�nya'n�n sorunlar�n� bilenler de vard� ama...
Sava� tehlikesi yery�z� i�in sonsuza kadar s�recekti. Uzay, b�t�n
uluslar� ilgilendiriyordu. Fakat bu kez de uzay sava�acak yeni �eyler
yaratm�t�. Sonunda uzayda �ok geni� �apl� bir sava� olacakt�. Yeni mineraller
ve yeni tip atom silahlar� G�ne� sistemini tehdit ediyordu. Mark bunlar� �ok
�nceden biliyordu. Morko'nun mahkemede g�rlemesini an�msam�t�. - Bu durum daha ne
kadar s�rebilir? Bu ya�mac�lara daha ne kadar izin verebiliriz? Evrendeki bu yara,
biz harekete ge�mezsek, daha ne kadar yay�lacak? Onlar�n kan ve deh�etle dolu
tarihlerini biliyoruz. Geleceklerini daha da berbat bir hale getirebiliriz.
Kendi sistemlerinin s�n�rlar�n� �oktan a�t�lar. Galaksileraras� Konsey, onlar�
yola getirmeyi bize b�rakt�. Daha ne bekliyoruz? Hemen harekete
ge�elim...
Bu konu�man�n ard�ndan sesler y�kseldi.
- D�nya'ya �l�m!
Mahkeme: B�yle durumlarda en iyisi �rklar�n� baltalamakt�r.
Morko: Bekleyemeyiz. Gemileri iki taraftan Alfa Cen-turi'ye girmeye �al��yor.
Barikatlar�m�zdan biri onlar� geri p�sk�rtmeyi ba�ard�; ama di�erleri yolda. �ok
yak�nda barikatlar�m�z� a��p k�t�l�k tohumlar�n� g�ne�lerimize ve gezegenlerimize
sa�acaklar. H�cum!
Kalabal�ktan tekrar "D�nya'ya �l�m!" sesleri y�kseldi.
Mark k�edeki dumanl� odaya y�neldi. Kap�daki "Tuvalet" yaz�s�n�n alt�na bira
kartonlar� y���lm�t�. Burnuna
tatl�-sert bir esrar kokusu geldi. Esrarke�leri incelemek s�cak bir ���a dokunmak
gibiydi. Kafas�nda parlak ��k demetleri parlad�. Duygular� yeni v�cudunun
duygular�ndan �ok daha yo�undu. Fakat asla yeni de�ildiler.
Tekrar karanl�k caddeye d�nd�. Sis, �slak damlalar halinde bast�rm�t�. Birden
titredi ve bir ceket d�ledi. Yorgun v�cudunun uykuya ihtiyac� vard�; ama buna
vakti yoktu.
Kora'n�n sisin aras�ndan parlayan g�zelli�i onu �a��r�yordu. Esmer ve yak��kl�
erke�ini bulmu�tu. Onu b�yle �abuk g�rd��� i�in kendini �ansl� saymal�yd�. Ancak
bu tamamen de �ans de�ildi. Ona dokunmaya karar veremedi�i s�rada �evresini
masallardaki Z�mr�d� Anka ku�una benzeyen dalgalar sarm�t�. Onlar� bulup, o ��k
noktalar�n�n alt�nda neler yatt���n� anlamal�yd�.
Kora onun rehberiydi. Ona s�ms�k� yap�mal�yd�. Kora hi� ho�lanmad��� halde,
Kora'y� seven zenci k�skan�l�k dalgalar� yay�yordu.
Durdu. Kafas� buz gibi olmu�tu.
Morko'yu izleyen de buradayd�, bu gezegendeydi. �leride sisin i�indeydi. Emrini
bildirdi:
- Haini bul ve �ld�r.
�ok dikkatli hareket ediyordu. Kar��la�t��� her g�lge, her insan onun i�in bir
tehlikeydi.
Broadway-Colombus kav�a��nda bir hava taksisi �evirdi.
� Beni Sausalito'ya g�t�r!
� K�rfezin kar��s�na m�? Ufak tefek s�r�c� adam� s�
zerken burnunu �ekti. �ok uzun yoldur, on kredi al�r�m.
Mark ceplerine bakt� ve "Bekle" dedi.
�evreyi dola��p para arad�. Mutlaka bulmas� gerekiyordu. Kredi ve para, �ok para
gerekiyordu. Her �eye yetecek, her zaman kullanaca�� kadar �ok para gerekliydi. Bu
a�a��l�k D�nya'da her �ey parayla oluyordu. Kendi i�ini kendi g�rmekten
�ekinmemeliydi. Nereden ve nas�l alaca��na �ok dikkat etmeliydi. Hi� iz
b�rakmamal�yd�.
Mark kad�na bakt� ve g�l�msemeye �al�t�. Sar��n ve biraz sarho�tu. Kendine do�ru
�ekip, dudaklar�n� dudaklar�na yap�t�rmas�na izin verdi ve sonra o da �pmeye
ba�lad�. Yumu�ak s�cakl��� ve �ehvet dolu gen�li�i olduk�a etkileyiciydi. �stelik
mart�lar direklerin �st�nde �t�p, dalgalar gemiyi sallarken sevi�mek baya�� g�zel
oluyordu.
Fakat yapacak ba�ka i�i vard�.
- Ne var i�eride? diye sordu kad�na.
Gen� kad�n burnunu �ekti. "B�yle olaca��n� bilmiyordum."
� Ne gibi?
� �ark�, sadece �ark�. Biraz dans ve �p�me de olsay
d� ya... Sadece o eski i�ren� t�rk�ler var. Allah bel�s�n�
versin!
� Gidiyor musun?
- Koluma gir, kalay�m.
Birlikte i�eriye girdiler.
K�sa merdiven olduk�a bas�kt�. Az daha kafas�n� yukar-daki lambaya �arp�yordu.
Sar��n kad�n oturacak bir yer buldu. Mark da Kora'yi aramaya ba�lad�. Kabinin
b�t�n mobilyalar� bo�alt�lm�t�. Oday� ye�il �arap �i�elerinin i�indeki mumlarla
�ivilere as�lm� antik fenerler ayd�nlat�yordu. Tarih burada da kendini
g�steriyordu. Yirmi kadar gen� vard�. K�zlar koltuklarda oturuyor ve biraz
d�zensiz bir halka olu�turuyorlard�. Halkan�n ortas�nda g�zel giyinmi� bir k�zla
bir erkek vard�. A�k ve �l�m hakk�nda �ark�lar s�yl�yorlard�.
Mark zenciyle �inli k�z� bulmu�, fakat Kora'yi bulamam�t�. Aramaya devam etti.
Sonunda onun, dire�in arkas�nda gitar �alan gen� bir adamla konu�maya dalm�
oldu�unu g�rd�.
Bu kez daha g��l�yd�.
V�cudu yeni bir umutla dolmu�tu.
�ift, yeni bir �ark�ya ba�lad�. Mark a�k ve umutsuzlu�un �yk�s�n� dinlerken
kendisine sunulan kahveyi yu-
D�rd�nc� B�l�m
ANT�K �a�larda kurulmu� olan Sausalito r�ht�m�nda The Naidad adl� nefis bir
tavernayd� buras�. Bir z�ppe, �t�l� giysileriyle kap�da g�r�nd�. Kap�da duran
adam�n St. Bernard cinsi korkun� k�pe�i, davulun ritmik vuru�lar�n� dinliyordu.
- G�nayd�n adam�m! Verdi�i selam canl�l�kla doluydu.
Kap�c� bir an duraklad�. "Ben kimsenin adam� de�ilim. �zellikle Sausalito'da."
� Elbette Jerry. Sana sadece �eyi sormak i�in durmu�
tum.
� Ad�m� nereden ��rendin? K�pek aya�a kalkt�. Ku�
kuyla adam� koklad�.
� Bir zamanlar o tepede ya�am�t�m. Bildi�im kadar�y
la �ok iyi bir adamd�n Jerry. Hele o boks�rl�k g�nlerin.
Umutlu bir sesle ekledi. Benimle birlikte bir i�ki i�er
miydin?
� Ben sadece burada �al��yorum. Esrar�m da yok!
� Elbette Jerry, elbette, i�kiye ihtiyac�m var ve bar
lar�n hepsi kapal�. Bridgeway'in lanet olas� barlar�... Ken
dine g�venen bir sesle g�ld�.
� Gece kentte bir kad�nla kar��la�t�m. Biriyle birlikte
beni Cote D'Azur'daki dairesine �a��rd�. Sarho� olunca da
beni d�ar� att�. Taksi dura��na kadar b�t�n yolu y�r�
d�m. Hi� a��k yer yok. Donuyorum.
� Sana kahve gerek. Jerry'nin iri dudaklar� ye�illen
mi�ti, i�eride bir �eyler var. Elimden ancak bu gelir. Mut
fa�� kilitliyorlar ��nk�.
� Te�ekk�rler Jerry!
Z�ppe, siyah kahveyi yudumlamaya ba�lad�.
- A�a��da Arques'te ne oldu? �u a�a��da demirli du-
ran b�y�k yattan, adamlar� toplayan �� devriye arabas� g�rd�m. Sonra ne oldu?
Jerry ka�lar�n� �att�:
� Kar�m telefon etti. Sausalito'da on dakika �nce olan
hi�bir �ey ondan gizli kalamaz. Ye�eni Judy de g�t�r�len
lerin aras�ndaym�. �yi k�zd�r. Okuldan daha yeni ��kt�.
Yapacak i�i de yok. Galiba bu y�zden sanatseverlere kat�l�
yor!
� Ne oldu sonra?
� K�t� bir�ey oldu�unu sanm�yorum. Bu kahrolas�
polisler kendilerini tatmin etmeye �al��yorlar. Judy'nin
�ok iyi arkada�lar� var. Lassen'�n sahibi Christian'� alal�m
�rne�in. Hem kar�s� hem kendisi sanat�� olmalar�na ra�
men, onlar kadar yasalara uyan kimseyi bulamazs�n. �yi
de para kazan�yorlar.
� �yleyse bu �ocuklar� su�layacak bir �ey yok.
� Birisi Oren'in gitar�n�n i�ine bir paket esrarl� sigara
koymu�.
� �ren?
� �ren Starr. �ark�c�. Onu bir kez, �zel bir partide din
ledim. Sa�lam bir ki�ili�i var. Esrarke� oldu�unu hi� d�
��nmedim.
� Belki birisi al�t�rm�t�r.
Jerry s�r�tt�. "Marijuanan�n tad� fena de�ildir. Satt���n� sanm�yorum. Belki alt�
ay yiyebilirler."
- Alt� ay!
� Avukat�na ba�l�. Tabii, tutabilirse.
-- Ya di�erleri ne olacak?
� Sabaha kalmaz b�rak�rlar, san�yorum.
Z�ppe kahvesini bitirmi�ti.
-Gitmem gerekiyor. Taksi dura�� a��lm�t�r art�k. Te�ekk�rler, Jerry. Kap�ya do�ru
d�nd�. Unutmadan soray�m, Oren'i nereye koymu�lar?
- San Raphael'e �l�e cezaevine.
Esneyen taksi s�r�c�s�, Adliye binas�ndaki Marin
Hall'�n �n�ndeki kald�r�ma do�ru y�r�yen m�terisine yar� kapal� g�zlerle bakt�.
Sausalito istasyonunda taksiye atlad��� zaman yaban� ve k�l�ks�z biri gibi
g�r�nm�t�. �imdi ise �st�nde �smarlama bir tak�m elbise vard�. Beyaz b�y�klar�
k�rk ya��nda g�steren g�r�n�m�ne uyuyordu. Kolunun alt�ndaki kahverengi deri �anta
burada bir i� i�in bulundu�unu g�steriyordu. Taksi s�r�c�s�, t�m insanlar�n
davran�lar�yla ilgilenir ve kendini video reklamlar�ndaki g�zel deodorantlar
kullanan, herkesin ilgisini �ekmeye �al�an k�zlar� d��n�rd� hep. Bu adam hangi
deodarant� kullan�yordu acaba?
- Ad�m Morris J. Phelps. Avukat�m.
Masan�n arkas�ndaki ba��avu� esnedi ve avukat�n uzatt��� g�steri�li karta bakt�.
� Ne yapay�m yani? diye sordu �avu� Killigan.
� �ren Starr'�n avukat�y�m. Onu g�rmeliyim hemen.
� Peki! D�nd� ve arkas�ndaki yar� a��k kap�dan i�eri
ba��rd�. Hey Mast! Starr'�n avukat� hakk�nda kimse sana
bir�ey s�yledi mi? �skemlesini tekrar masaya d�nd�rd� ve
parmaklar�yla t�k�rdatmaya ba�lad�. Biraz erken de�il mi,
Bay... neydi... ha... Phelps?
Mast esnemeye ba�lad�. "Starr daha telefon etmedi. Avukat� yok onun."
- Hay�r var. Gevrek bir kar��l�k verdi Phelps. Judy
Brandon halas�na telefon etli, O da neyse �nemli de�il.
Hemen m�vekkilimi g�rmeliyim!
"Dunno" Killigan sert bir sesle ba��rm�t�. "Te�men!"
� Te�men Ball'� sabahleyin uyand�rm�t�m. Tekrar
uyand�rman�z� �nermem. Starr'la bana on dakika verin
konu�al�m.
� Birka� saat bekleyemez misiniz? Uyuyor.
� Birka� dakika bile bekleyemem.
Bak�lar�n�n d��ndan gelen ve g�r�lmeyen bir�ey yapm�t� bunu. �avu� Killigan
iskemlesinden f�rlad�, arkaya do�ru homurdana homurdana gitti.
Oren'in g�zleri hep ayn� noktaya bak�yordu. B�y�k bir �aba harcayarak kendine
geldi.
� Sadece onun oraya nas�l geldi�i hakk�nda bir �ey bil
medi�imi s�yledim.
� Sen koymad�n.
� Neden?
� Seni dinlemi�tim bir kez. B�yle bir �ey yapacak
adam de�ilsin. Her neyse, paketi orada buldular ve bu da
�ok a��k bir delil. Zaman sorunumuz var. Cezaevine git
memelisin.
Oren'in ka�lar� �at�ld�: - Bir k�z vard�.
� Kora.
� Evet. �nemi yok, k���k paketi oraya koydu�unu
s�ylemeye �al�t�. Ona inanmad�lar, sonra da ben dedimki...
� Kurtulmas� i�in su�u �zerine ald�n.
� Tam olarak de�il.
� Her neyse. �tekinden s�z et, paketi koyandan.
� San�r�m, biliyorum. Korkmu� �ocuk. Kimseyi g��
duruma d��rmek istemezdi. �lk kez b�yle bir �ey yap�yor.
�yi bir �ocuktur, diye ekledi.
� Hepsi iyi zaten, d�z bir sesle konu�mu�tu Phelps.
Su�u onun i�in mi �st�ne alacaks�n?
�ren omuz silkti, y�z� solgundu.
- Ayn� �ey benim de ba��ma gelebilirdi. Daha onsekiz
ya��nda. Karde�im kadar. Allah kahretsin! Siz avukatlar
niye duygular� anlam�yorsunuz? Benim duygular�m� anla
m�yorsun. Bazen kendim bile anlam�yorum. Kafas�n� kol
lar�n�n aras�na g�m�p h��k�rmaya ba�lad�.
Phelps omuzuna dokundu. "S�ylediklerimi dinle. Bana bakma, sadece dinle, iyice
dinle. �ren Starr, tarihimizde sadece bir avu� dolusu farkl� insan ��kt�. Baz�lar�
din adam�, bilim adam�, baz�lar� da filozoftu. Fakat hepsini kozmik g�zelli�e
do�ru birer yakla��mlar� vard�. �stersen buna ruh de, ayn� ruh sende de var, �ren.
Bu ruh do�u�tan
gelen bir sevgiyi sezerek ��renmeyi, evrende neyin ger�ekten �nemli oldu�unu ve
daha bir�ok �eyi sezerek ��renmeyi de i�ine al�yor. Seni sadece bir k�v�lc�m
ilgilendiriyor. Ama o da senin i�inde... �ren ben bir avukat�n�. Hem de �ok iyi
bir avukat. �imdi bir davam var, �yle �nemli bir dava ki... Duraksad�. Daha fazla
s�yleyemem. Ba�ka biri ��renebilir. Senin davanla ben ilgilenemeyece�im, ama seni
savunmak i�in San Fransisco'nun en iyi avukat�n� tutaca��m. Beni g�rmeyeceksin.
Fakat �ren, �zellikle o y�ld�zlara daha yak�n oldu�un sakin yerde beni an�msa.
Avukat elini �ekerken �ark�c�n�n omuzu titredi.
� Anlat.
� Hay�r, �ren. Sen kendinden s�z et. Bu �ark�lar� s�y
lemene ne yol a�t�?
� An�msad���m kadar�yla b�y�kbabam. Annemle ba
bam Finliydi. Mavi bir g�l�n yan�ndaki �iftlikte b�y�d�m.
B�y�kbabam bizimle beraber de�ildi. Her yaz kuzeyden
bir Lapon k�y�nden gelirdi. Son g�rd���mde dokuz ya-
��ndayd�m, ama onu hi� unutmad�m. Kantele dedi�i hu�
a�ac�ndan bir harp yapm�t�. Finlandiya kahramanlar�n�n-
ki gibi b�y�l� bir harp. Bana eski �ark�lar s�ylerdi. F�rt�
na, kayalar ve g�ky�z� hakk�nda �ocuk �ark�lar�. Finlan
diya'dan ayr�l�p Amerika'ya geldi�imizde �ok �z�lm�t�m.
� B�y�kbabana ne oldu sonra?
� Bilmiyorum. Bir yaz kolejdeyken. Rauutakoski'de-
ki �iftli�e onu aramaya gittim. O g�nlerde �ld���n� s�y
lediler. Kantele'sini bana b�rakm�t�. Hala saklar�m. Tu
haft�r, telleri de k�r�lmaz. B�y�l� olduklar�n� s�ylemi�ti,
sonsuza kadar kalacaklard�.
Be�inci B�l�m
�ZLANDA havayollar�n�n Stockholm ve di�er kuzey �lkelerine giden yolcular�ndan
�i�man bir Fin-Amerikan melez kad�n�n yan�nda gen�, k�sa boylu bir �skandinav
dilleri ��rencisi oturuyordu. Kad�n �ocuklar�n� uyutmu�tu. Tur-ku'daki
akrabalar�n� g�rmeye gidiyordu. Okudu�u gazetenin ad� Autajja'yd�.
- Finlileri anlamak ger�ekten zor dedi kal�n g�zl�kl�
gen� adam. Asl�nda Finliler �ok esrarengiz bir �rk.
Kad�n ba��n� istemeyerek kald�rd�: "Yok yahu?" diye
s�ylendi.
- Irklar�n�n temeli de belli de�il. Baz� antropologlar
Finlilerin do�u kavimlerinden geldi�ini, baz�lar� da dilleri
nin Macarca'yla ilgili oldu�unu s�yl�yorlar. Hi�birinin
emin oldu�unu sanm�yorum. Fakat Finliler �teki kom�u
lar�ndan �ok farkl�lar. Haks�z m�y�m?
Bayan Karkinen ba��yla onaylad�ktan sonra g�l�msedi. B�t�n ilgisini kendi
�lkesinin insanlar�na veren bu gen�ten ho�lanm�t�. "�sve�lilere hi� benzemezler.
�sve�liler daha yap�kand�r. Ruslar da." Y�z�n� buru�turdu.
� Herkes Finlileri nas�rl� elleriyle �ift�i ve bal�k�� ola
rak d��n�r. Oysa iyi atlettirler. Bor�lar�n� �derler. Politi
kada da tarafs�z kalmaya �al��rlar. Fakat g�r�nd�klerin
den daha zeki ve ilgin�tirler. �rne�in besteci Jean Sibelius
ve Finlilerin ulusal Kalevala destan�...
� Kalevala'y� okudun mu? Bayan Karkinen g�ld�.
Ben okumad�m.
- Kahramanlar �lkesi. �ark�lar ve �yk�ler. Ben de bi
rini biliyorum. Leminkainen ve g�kku�a��nda oturan k�z
hakk�nda ve...
Bayan Karkinen homurdanarak tekrar gazetesine dalm�t�. Adam�n sesini kesip onu
yaln�z b�rakaca��n� ummu�-
tu. Niye tuhaf bak�yordu acaba? M�knat�slanm� g�zlerin kafas�n�n i�ine bakt���n�
hissetmi�ti.
U�ak, ikindi �zeri Stockholm havaalan�na ininceye kadar ��renci, Bayan Karkinen'in
Fincesini incelemi�ti. Helsinki u�a��na aktarma yaparken kad�na, bavullar�n�
ta��mas� i�in de yard�m etmi�ti. Kad�n� kuzenlerine emanet ettikten sonra Turizm
b�rosuna gitmek i�in taksi tuttu.
� Halam� bulmaya �al��yorum, demi�ti onlara Harvcy
Jansen. �ki ayd�r Bat� Almanya'dayd�m. Asl�na bakarsa
n�z bu benim evden ilk ayr�l��m. Annem Silia, halam i�in
endi�eleniyor. Alt� ayd�r hi�bir haber alamad�m ondan.
Hasta olabilece�inden korkuyoruz. Rauutakoski yak�nla
r�nda bir �iftlikte oturuyor.
� Oras� olduk�a kuzeyde kal�r. Y�l�n bu mevsiminde
f�rt�nalar...
- Can�m� s�kmay�n, diye ba��rd� Harvey. Son on d�rt saatimi Arctic Circle'da, bir
radar istasyonunda ge�irdim. Rauutakoski'ye nas�l gidebilirim?
Gezisinin son b�l�m�n� k�pekli k�zaklarla yapm�t�. Bu bitmeyen karanl�kta ve
dondurucu so�ukta bir �ey yapmak olanaks�zd�. Nereye gidece�ine ili�kin hi�bir
ipucu olmad���ndan herhangi bir yere istedi�i anda gidemiyordu. �zleyebilece�i
hi�bir �ey yoktu. Hi�bir �ey.
K�pekler kam��land�k�a kar y���nlar�na do�ru at�l�rken, u�uldayan f�rt�na �nce
�sl��a d�n�t�, sonra durdu. �am ormanlar�n�n aras�ndan yo�un kar alt�nda ge�mi�ti.
Sonra bir g�l�n k�y�s�nda dinlendi. Uykuya dalmalar�n� �nlemek i�in basit birka�
s�zle hayvanlar� b�y�ledi. K�pekler, donmu� g�l�n kar��s�nda bulunan karanl�k
y�zeydeki par�lt�lara do�ru kesik kesik havlad�lar.
K�ydeki k�peklerin kederli ulumalar� buzlu havada yay�ld�. Bu sesler, geldi�ini
farkettiklerini duyuruyordu. Koyu mavi ve parlak k�rm�z� y�nlerin �st�ne ermin
kuyruklar�yla sar�nm� bir grup L�pon, a�a� kul�belerinden d�ar� ��kt�lar. Harvey'i
k�y�n ortas�ndaki konuk kul�besine
z�yd�. Burada yeni bir g�vercin var. Ne alabiliriz ondan diye d��nd�.
�u ana kadar g�rd�kleri umutlar�n� g��lendirmi�ti. Yan siyan bir sinyalin
p�r�lt�s� vard�. Basit ya�amlar�nda y�ld�z ��klar�ndan ba�kas�n� g�rmemi�lerdi.
�lk kez yalan �retmekte zorluk �ekiyordu. Halbuki b�y�k kentlerde herkesi yalan
bombard�man�na tutmu�tu.
�yk�s�n� k�sa kesti ve "Starr adl� bir aileyi hat�rlayan�n�z var m�?" diye sordu.
Tovio sakal�n� kar�t�rd�. "Starr? Hay�r." Ate�in yan�ndaki ihtiyar bir kad�n
k�m�ldad�. �yice ��km� g�zleri a��ld�. Parlak bir sar� ��k vard� bak�lar�nda.
Kahverengi bir �r�mce�e benzeyen fel�li eli, ete�inin �st�deydi.
� Tahti demek istiyorsunuz. Uryo Tahti. Uryo'nun
kar�s� erkek �ocuklar�n� do�ururken �ld�. Sadece bir �o
cuklar� vard�. Baba ve o�ul �iftliklerinde yaln�z ba�lar�na
ya�ad�lar.
� Elbette! merakla ya�l� kad�na bakt�. Tahti y�ld�z
demektir.
Ya�l� kad�n g�zlerini kapad� ve yerine oturdu.
� Sen de biliyorsun arkada�. Tahtiler buradan y�llarca
�nce ayr�ld�lar. Amerika'ya gittiler. Tovio epeyce sarho�
olmu�tu.
� Biliyorum. Ben sadece b�y�kbaba hakk�nda bir
�eyler ��renmek istiyorum. O bir Lapon'du. Sizle birlikte
burada ya�am�t�.
� Kuzeyden gelmi�ti, diye m�r�ldand� ya�l� kad�n.
D�nyan�n bitip, y�ld�zlar�n ba�lad��� yerden.
Harvey kad�na yap�t�.
- G�rd�n m� onu? �ark�lar�n� dinledin mi?
Kad�n k�m�ldad�. Ve �am yapra�� yast���n�n �st�nde, bir �ne bir arkaya
salland�.
"O zaman ufak tefek g�zel bir �eydim. B�t�n �ark�lar�n�
dar gen�ti. Ayd�nl�k bir gece benimle dans etti. Aiti'nin ba�� kirli elbisesine
d�t�. Sesi fazla ��km�yordu.
- Nereye gitti�ini sormu�tun de�il mi? �ark�y� bilen di�erlerini aramaya ��kmas�
gerekiyordu. �rne�in Waino-moinen, kanosuyla beraber, y�lanlar�n u�tu�u ve
tanr�lar�n tanr�s�n�n bulundu�u s�cak bir �lke bulmak i�in bat�ya do�ru yelken
a�m�t�.
Aiti kaybolan r�yalar� i�in bir kez daha i�ini �ekti. Sonra solu�u durdu...
* * *
Janet Colfax, Aztek Tours'un Mexico City'den Merida'-ya olan seferini az daha
ka��r�yordu. Providence'dan emekli, bo�bo�az bir ��retmendi. Her konuda kesin
d��nceleri vard�. Bak�lar� ku�lar gibi bir �eyden bir ba�kas�na atl�yordu. Uzun
zaman beklemi� ve Mayalar hakk�nda bas�lan b�t�n kitaplar� okumu�tu. Bu y�zden de
hi�bir �eyi ka��rmak istemiyordu. Kimi zaman al�ak topuklu ayakkab�lar�n�, kimi
zaman da tenis ayakkab�lar�n� giyiyordu. Geceleri de kof re kuma�tan tayy�r�n�
giyerdi. Rehberle en �ok konu�an oydu. ��nk� hi�bir kelimeyi ka��rmak istemiyor-ve
rehber konu�malar�nda bir dikkatsizlik yapt��� zaman onu d�zeltiyordu.
Uzun boylu bir Oklahomal�, kar�s�na:
- Her gruba bir tane, demi�ti.
Rehberleri Guillermo, "Buras� bir zamanlar b�y�k bir kentti, Maya �mparatorlu�unun
ba�kentiydi. Tam �n�m�zdeki piramidin ad� El Castillo'dur" dedi.
S�cak sar� g�ne� alt�nda antik gri mezarlar�n, masmavi g��e kar�� b�y�k bir
ihti�amla parlay��, bir �ocu�un yapt��� resimlere benziyordu. Herkesin hayretten
a�z� a��k kalm� nefesi kesilmi�ti.
- �imdi b�y�k Kukul-Kan tap�na��n� g�rece�iz dedi
Guillermo.
��lad�. �ok a�a��daki ormana bakt�, �st�ne ba��na �eki d�zen verdikten sonra yola
koyuldu.
Sonunda ma�araya ula�t�. ��erisi �ok karanl�kt�. Hay�r! Nemli so�ukta belirsiz bir
par�lt� vard�. Kutsal Adam karanl���n i�inden k�m�lday�p, ��plak ayaklar�n�
s�r�yerek ona do�ru y�r�meye ba�lay�ncaya kadar konu�maya cesaret edemedi. Mum
alevi, y�z�nde k�m�lda�an g�lgeler meydana getirmi�ti.
- Yan�nda olmak ne kadar g�zel, Kutsal adam, dedi
Kaplavastu.
Jina "Bin g�nd�r sadece akl�mla hurday�m" dedi. B�t�n Paradiss'in En kutsal
adam�'yd�. Sesinde �a�k�nl�k vard�. "Neden geldin?"
� Yiyecek getirdim. Pirin� ve kuru incir.
� Yiyecek istemiyorum.
� �l�rs�n. Mum alevi karanl�ktaki g�lgeleri ayd�nla
t�nca Kaplavastu, c�zzaml�ya benzeyen bir yarat�k g�rd�.
Etsiz bir y�z, yanan g�zler ve karma kar��k sakallar. Kut
sal adam�n ve ma�aran�n pis kokusu midesini buland�rd�.
� Nirvana'y� Budizm'deki en b�y�k a�amay� ar�yorum.
� Hepimiz �yleyiz.
� Al �u yiyecekleri ve beni kendi halime b�rak.
� �l�m�ne susam�s�n. Belki de beni Tanr�lar g�nder
di? ��nk� daha senin �l�m�ne haz�r de�iller.
K�yl�lerin korkuyla s�z ettikleri Mahavina h��k�rd�.
- Tanr�lar�n istedi�i olur.
Bir dakika sonra a�z�na koydu�u yiyece�i ac�l� bir �ekilde �i�nemeye ba�lad�. Bir
avu� dolusu pirinci yedikten sonra Kaplavastu'nun g�zlerine bakt� ve konu�tu: Sen
insan de�ilsin.
� Hay�r.
� Kendine bir insan v�cudunu elbise yapm�s�n.
� Evet.
� Prajapati sen misin?
� Hay�r. Tanr� de�ilim.
�
ti. Fakat Buda'n�n do�umuna yak�lan a��tla kar�t�rmamak gerekir, de�erini d��r�r."
- �u Pradish kral�n�n �ocuk ruhlu k�z� do�urdu, de
�il mi? diye ipucu verdi Kaplavastu.
- Kesinlikle evet. G�nahs�z v�cudundan ��kard��� �ocuk! G�m�i bir deriye, g�m�i
g�zlere sahipti. S�yledi�i �ark�lar saray bah�elerindeki b�t�n ku�lar� b�y�lemi�
ve �evreyi kaplayan ormanlardaki kaplanlar� evcille�tirmi�ti. S�yledi�i �ark�lar�
her duyan y�celiyordu.
� Ad� neydi?
� Chauna.
� Sonra ne oldu Chauna'ya.
� B�y�d���nde �ok uzun ve �ok zekiydi. Fakat b�
y�kbabas�n�n krall���n� b�rak�p yolculu�a ��kt�. D�nyan�n
her �lkesinde bilim ve dinle ilgilendi. Kendi ya�land�; ama
g�zleri ya�lanmad�. Bir s�re sonra hi� �ark� s�yleyemeye
cekti. Destanlar�m�z onun saf olmaktan ve her�eyi bilmek
ten ba�ka bir �eyi istemedi�ini s�yler. O y�zden bilmedi�i
babas�n�n memleketine yolculu�a ��km�t�.
� Nerede bu yer?
-- G�ne�in �tesinde. Ustam bir keresinde Chauna'n�n bu yer hakk�nda �ark�
s�yledi�ini i�itmi�. O kadar g�zelmi� ki Ustam �ark�y� tekrar dinlemek i�in
a�lam�. Ghauna bilimler ve d�nyadaki b�y�k kafalardan toplamas� gerekti�i
fizik�tesi bilgiyle ilgili bir �ark� s�ylemi�ti. Bu y�zden o g�ne�in �tesindeki
yere gitmek istiyordu. Bu bilgi toplama i�i u�runa atalar�n�n b�t�n servetini
harcam�t�.
� Sonra?
� Chauna veya ona �ok benzeyen birinin gizlice kuzey
da�lar�ndan geldi�i s�ylenir. Yan�ndaki yabanc� yard�mc�
larla, y�ld�zlar�n sonsuza kadar kalacak olan karlar�n �ze
rinde parlad���, d�nyan�n en y�ksek da�lar�na ��kt�. ��
rencileriyle, b�t�n ��klardan daha g��l� olan ilgin� bir
makine yaratt� Chauna. Bir s�re sonra yabanc�lar kaybol
du. A�a��daki vadideki k�yl�ler, Chauna'n�n bulundu�u
Alt�nc� B�l�m
MARK T�ME, Cracked Mug'un sisi i�ersinde y�r�yordu. Bir tehlikenin i�inde oldu�unu
seziyordu. Ka�mas�, buharla�mas�, bir �eyler yapmas� gerekti�ini biliyordu.
Morko'nun casusu orada, insan �eklinde, teriyle duman�n birbirine kar�t��� bir
g�r�nt�n�n i�indeydi.
�nce Kora'y� bulmal�yd�. �teki i� daha sonrayd�.
Bira kartonlar�n�n arkas�nda k�z� arad�. Fakat k�z�n yan�nda oturan adam�n
kafas�na girmek imk�ns�zd�. Siyah sakall�, ��k�k g�zl�, �ok zay�f bir yarat���n
kadavras�yd� bu. Kora'n�n nazik kafalara ve v�cutlara y�nelmi� b�y�k sevgisini
�ekebilecek bir tipti. Masan�n �zerine e�ilmi�, Kora'n�n sempatisini �ekmek i�in
k�zkarde�i ve kendi hakk�nda inand�r�c� bir �yk� anlat�yordu.
Mark, ajan�n kurnazl���m takdir etti. Ona g�re Kora'n�n akl� titre�en bir harp
gibiydi. Ad�na da David demi�ti. Ac�ma uyand�ran g�r�n��n�n alt�nda temiz k�l�kl�
bir kendini be�enmi�lik vard�. "Haini bulaca��m ve silece�im. Pek zor olmayacak.
�imdi de �l� gibi zaten" diye d��nd�.
Kora'n�n g�zel ba�� k�eye do�ru d�nd�. David'in ac�kl� �yk�s�n� dinlerken oday�
umutla tarad�. Oren'i ar�yordu. Kafas� endi�eyle doluydu. Neredeydi? �ren
hapishaneden ��km�t�. Ama daha onu aramam�t�. Onun da kendisi gibi biribirlerine
ait olduklar� duygusunu payla�t���na emindi. Neden onu g�rmek i�in hi�bir �aba
g�stermemi�ti. Nerede olaca��n� ona s�ylemi�ti. Haber g�ndermi�ti.
Neden?
"Tebrikler �ren" Mark bunu be�enmi�ti. Kendisine s�yledi�i gibi yapm�t� her�eyi.
Bilmedi�i �ey, ajan�n �imdiye kadar ikisini de denetime al�p almad���yd�. Ve d�nya
kaybolmu� kadar g�zel olacakt�. Kora �nemliydi, evet, Mayal� atalar� ona
�zelliklerini vermi�ti, ama �ren Starr daha
- Bak yaln�z�m. Bu ak�l yoksunu topraklardaki bu kadar g�nden sonra, sen de �yle
olmal�s�n. �imdiye kadar ilkel olman�n ne kadar k�t� oldu�unu anlayamam�t�m.
Yalanlar, tahminler, sonsuz bir kar��kl�k...
Aldanm�yordu. Casusun yaln�zl���n deh�eti hakk�nda s�ylediklerinin hepsi do�ruydu.
Mark casusun bu s�zlerinin alt�nda, Morko'nun Enstit�'s�ndeki bilim adamlar�n�n
yapay olarak yerle�tirdikleri ve uygar d�nyaya y�n veren b�t�n yaz�l� ve s�zl�
yasalara kar�� gelen kurnaz bir sadistli�in yay�l��n� farketti. Morkonun savunma
noktas�, hainlerin yasa d�man� oldu�u ve en kolay en �abuk yoldan yok edilmeleri
gerekti�iydi.
Kedi ve fare. Evet casus, Markla kedinin fareyle oynad��� gibi oynuyordu. Bu i�
i�in �zel olarak e�itilmi� ve �ylesine �artlanm�t� ki, i�i ba�araca��ndan emindi.
B�t�n evrene ihanet eden bu hain mutlaka �lmeliydi; ve ona da evrenin b��a�� olma
�erefi verilmi�ti.
Mark Time bir an i�in sonsuzlu�un dudaklar�nda as�lan umutsuzluk ���l���n�n
u�ultusunu i�itti.
Sonra...
Bir yol vard�. Ka�mak i�in bir yol. Sonsuz tehlikelerle dolu bir yol.
Bir ilkenin v�cudunu t�pk� bir manto gibi �rtmek, Alfa sistemindeki ilkel
gezegenlerin s�m�rgele�tirilmesinde kullan�lan bir ara�t�. �pnotizman�n etkili ve
ilerlemi� bir bi�imiydi. Fakat art�k biliniyordu.
Denenmi� bir yol daha vard�. Kendini tan�mamas� i�in benli�ini ba�ka bir yarat���n
v�cuduna yerle�tirme yolu. Ba�ka bir yarat�k olarak, ba�ka hi�bir varl���n
fark�nda olmayacakt�. Bu, akl�n� ortadan yok edecek, ruhunu da��tacakt�. �yleki
casus onun sadece var oldu�unu sezebilecekti. Ruhunun �l�m� gibi bir �ey olacakt�
bu.
Bir zaman s�n�r� da koyacakt�; ama acaba bu s�n�r i�e yarayacak m�yd�? Daha evvel
denemedi�i i�in bilmesi olanak-
Son kelime Kora'y� heyecanland�rd� ve kap�y� iyice a�t�. "Peki, sadece bir dakika.
Kahve yap�yordum. Bir bardak s�t i�er miydin?
Mutfaktan i�eri girdi ve hi� cevap beklemeden s�t� doldurdu. Ba��bo� hayvanlar�
bile beslerdi.
Johnny gazeteleri masaya b�rak�p, g�zl���n� d�zelttikten sonra iskemleye kuruldu.
- Bu 'Star' i�i de ne? San Fransisco'da 'Star' ad�nda
gazete yok.
� Hay�r, var.
� S�t�n� bitir ve git.
Johnny s�r�tarak g�z k�rpt�. "Sana bir haberim var. Adam�n ad� Starr. �evrede
kimse yokken s�ylememi istedi. Kimse var m�?"
� �imdilik yok. Ama yeni oda arkada��m her an ge
lebilir.
� Daha gelmez.
� K�z, David'in k�zkarde�i. David'le ge�en gece tan�
t�m. S�yle s�yleyece�ini.
- David'le Cracked Mugda m� tan�t�n?
Kora ba��yla onaylad�. "Ne oldu?"
� Oh �evreye bak�yordum. Johnny s�t�n� bitirdi. �u
k�z da Los Angeles'l� m�?
� Evet. Ger�ekten d�rt ayak �st�ne d�t�ler. K�z�n ka
lacak yeri yok. Bu sabah otob�sle geliyor. Yar�n veya �b�r-
g�n de bir i�e girecek ve David belki de... Hey! Niye bun
lar� s�yl�yorum sana?
� Akl�nda da o y�zden Johnny d��nceli, d��nceli
bo� sayfay� �evirdi.
Kora kahvesinden bir yudum ald� ve aya�a kalkt�. "Dinle Johnny yapacak i�lerim
var. Bana g�nderilen haberi
s�yle."
- D��neyim. Evet Starr seni �u an g�remeyece�ini,
endi�elenmemeni ve yak�nda seni g�rece�ini s�yl�yor. �yi
bir k�z olman� istiyor. Yeni arkada�lar�n�n da iyi olmas�n� istiyor. Onu beklemeni
istiyor. Yak�nda ortaya ��kacak.
� Nerede �imdi?
� Dunno'da?
� Niye ona gidemiyorum? Niye onu g�remiyorum?
Johnny, "Fakat bu i� ciddi. Bu dediklerimi yapmam ve
hakk�nda iyi �eyler d��nmeni istiyor. Belki de yak�nda g�rebilirsin onu" dedi.
Kora masan�n �evresinden dola�arak �ocu�un kolunu tuttu. Uzun t�rnaklar�
Johnny'nin etine bat�yordu. "Johnny ne olur Oren'i bul ve en k�sa zamanda gelmezse
endi�elerimin bitmeyece�ini s�yle."
Zil �ald� ve Johnny hemen aya�a kalkt�.
- Gitmeliyim.
- Bekle! Kora yeni oda arkada��na kap�y� a�mak i�in
�teki odaya ge�ti.
Johnny mutfak penceresine y�neldi. Yang�n merdiveninden soka�a ��kabilirdi.
Kora Los Angeles'dan gelen David'in k�zkarde�ini kar��lad�. "Sana bir kahve
yapay�m. Gazeteci �ocu�a da..."
Fakat Johnny odada yoktu. Pencereden d�ar�ya, yang�n ��k��na bakt�. Hi� kimse
yoktu. Oda arkada��n�n kahvesini koyarken, g�z�ne Johny'nin ba� sayfas�n�
�evirdi�i gazetedeki bir ilan ili�ti.
"MARS'A BEDAVA B�R GEZ� KAZANAB�L�RS�N�Z. KUPONU DOLDURUN."
* * *
�ren, San Fransisco'yla Stinson Beach'in ortas�ndaki burunda, temiz sabah havas�
almak i�in kul�besinden d�ar� ��kt�.
Ya�mur durmu�tu. G�ne�in do�mas�n�n �zerinden iki saat ge�mi�, g�ky�z� iyice
grile�mi�ti. Kayal�klara do�ru y�r�rken, yumu�ak bir meltem renkli g�mle�ini
yalad�.
Elli metre kadar a�a��da, y�kselen sular kayalar� d�v�yor, daha ilerde de k�p�kl�
dalgalar y�kseliyordu. Oren'in g�m�i g�zleri okyanustan daha uzaklara, denizle
g�ky�z�n�n birle�ti�i noktaya dald�.
Ci�erlerini temiz havayla doldurdu.
��indeki ya�ama sevinciyle bu so�uk ve �rpertici sabahta burada olman�n zevkini
duyuyordu. Sonra bu�day sar�s� sa�lar�n� elleriyle taramaya ba�lad�.
Garip bir duygu bir an bile sevin� duymas�na izin vermiyordu, i�inde kaynayan bir
�ey vard�. Bir parmak, elinde olmayan kaderine kar�� koyman�n y�n�n� i�aret
ediyordu. Neden oydu? Neden ve ne i�in?
Bir e�ya m�yd�? Bir yer mi, yoksa bir insan m�yd�? Bu her neyse ba��na bela
kesilmi� ve ��ld�rman�n s�n�r�na gelmi�ti.
Marin burnundaki bu y�k�k d�k�k kul�beyi bir y�l �nce bulmu�tu. D�r�ya'ya ve
d�zenbazl�klara dayanamaz hale geldi�inde buraya gelir ve d��ncelere dalard�.
Kul�beye yerle�memi�ti. Zaten yerle�seydi de mutlaka birisi kovard�, Ancak hi�
kimsenin bu kul�beden haberi yoktu.
��indeki dinmeyen d�rt� y�z�nden, �ark�lar�n� s�ylemek i�in D�nya'n�n yar�s�n�
dola�m�t�. Meksika, Alaska ve G�ney Pasifik adalar�, ne i�inde yanan ate�i
s�nd�rebil-mi�, ne de bilim ve eski dinler hakk�ndaki ara�t�rmalar�n� tatmin
etmi�ti. Her yeri dola�m�, y�ld�zlara �ark� s�ylemi�, uzay arac� kullanmay�
��renmi�ti. Fakat konulan k�s�tlamalara kar�� gelince i�i b�rakm�t�.
Kora'n�n s�cakl���n� d��n�nce, elini y�re�inin �zerine koydu. Kora'n�n yeri
farkl�yd�. Onun gibi bir kad�n gelmemi�ti D�nya'ya. Gelemezdi de. �izgili yelek ve
siyah pantolondan olu�an elbisesi, s�rmeli g�zleri sadece d� g�r�n��yd�. Ancak her
isteyene yard�m eden g�r�n��n�n ard�nda, Oren'i etkileyen farkl� bir �zlem duygusu
vard�.
Zaten ilk kar��la�t�klar�nda g�zlerini birbirlerinden ay�-ramamalar�n�n nedeni de
buydu.
Ancak ��z�ms�z ayr�l��� ve insan�st� bir bo�lu�u da Kora'da bulmu�tu. ��z�m yolunu
bilmedi�i i�in yard�m da edemezdi. Ancak birlikte bir �are bulmal�yd�lar.
Mehtapl� gecelerde, burada r�zg�r�n alt�nda saatlerce duracak; istemeyle olacakm�
gibi, v�cudunu oraya g�ndermeyi d��nerek uzay�n karanl�klar�na bakacakt�. Sonra
i�eriye, kul�beye d�n�p k�r�lmaz telli gitar�n� �alacakt�. Bazen s�zc�kler,
i�indeki derin k�rfezlerden ��k�p dudaklar�ndan d�k�lecekti. �ok g�zel g�nleri
olacakt�. Kora'yla birlikte, gizli ve kendilerine ait g�nler.
Bu y�zden, hi� kimseye buradan s�z etmemi�ti. Sadece Kora'ya s�yleyecekti bunu.
Kendisini Morris J. Phelps diye tan�tan o yabanc�, avukatt�. �ok ilgin� �eyler
s�ylemi�ti.' Avukat�n bu s�zlerle ne demek istedi�ini bilmesi olanaks�zd�; ama �u
an o s�zc�kler, i�inde bir umut duas� gibiydi.
- D�nya Kuruldu�undan beri sadece bir avu� dolusu
farkl� insan ��kt� ortaya... Ger�ek kozmik g�zelli�e yak�n
insanlar... Sende var bu yakla��m...
Mahkemeyi ve kendini savunmaya gelen San Fransis-co'lu �akal burunlu avukat�
d��nd�. Quale'di ad�. Yasalardaki b�t�n bo�luklar� biliyordu. Quale'in orada
burada para yiyen biri olmad���n� d��n�yordu. Ba�savc�, kendi ya�mac�lar�ndan s�z
etmeyip, Oren'i �evredeki b�t�n uyu�turucu i�iyle ilgili olanlar�n eleba��s�
olarak g�stermeye �al��yordu.
Uyu�turucu kullan�yor dedi�i �ocuklar da yanl� y�nlendirilmi�lerdi. Bir kez
marijuanay� tatm�lard�. Quale'in hesab�nda �ok para vard� galiba. El �abuklu�uyla
hemen bi-tiriverdi mahkemeyi. �ren hapishane ile kefalet aras�nda se�im yapmak
durumundayd�. Quale paray� �antadan ��kar�rken �apkas�ndan tav�an ��karan bir
sihirbaza benziyordu.
- Sak�n Kora'yla ili�kide bulunma!
Kabul etmi�ti bunu. Belki para, belki de bu s�z� s�yler-
- II -
Birinci B�l�m
PORT MARS ��r�m�l���n kaynad��� bir yerdi. Yenilik�i bir yazar da, bir doktoru
hastas�n�n besleyici kanallar�nda g�rd��� bir hava k�reci�ine benzetmi�ti. Gazl�
ve �l� bir k�recik...
Y�k�nt� halindeki kentin i�inde ya�ayanlara yetecek kadar hava vard�. Le� gibi
kokuyordu buras�. Sabun ve temizleme makinelerinin temizleyemeyece�i kadar pisti.
D�nya'n�n bir ku�ak �ncesi �evre yollar�na benziyordu. �stelik kapasitesi de
eskisi gibi yetersizdi.
N�fus genellikle de�i�kendi. Daha verimli gezegenlere yerle�emeyen madenciler,
birka� organizat�r ve giri�imci, para kazanmaya �al�an yazarlar ve fahi�eler
vard�. Ya�mac�lar ve asalaklar gibi, uzay�n i�galini ger�ekle�tirecek her �ey
buradayd�.
Otomatikle�me ve n�fus art�� D�nya'y� dayan�lmaz bir bir yer haline getirmi�ti.
Ku�kusuz tek ��z�m yolu di�er gezegenleri s�m�rgele�tirmekti. Ancak insanlar�n
ya�ayabilece�i tek gezegen, Ven�s ve J�piter'in, uydusu Ganyme-de'ydi. �lk
gidenler b�y�k s�k�nt�larla kar��la�m�lard�. Her s�m�rgeci ba��na d�en harcama da
�ok fazlayd�. Mars'�n b�t�n do�al kaynaklar� y�zy�llar �nce yok olan �rk
taraf�ndan kullan�lm�t� ve her �eyi yeni ba�tan yapmak gerekiyordu. S�cak veya
so�uk gezegenlerde ya�am, eski kurgu-bilim romanlanndaki yeni kentlerde oldu�u
gibi de�ildi. Madencilik ve s�m�r�y� sonsuza kadar s�rd�rebilmek i�in, yeni
teknolojik �al�ma alanlar� bulmak gerekiyordu.
��z�m, ba�ka bir g�ne� sistemine girmekte bulundu. Alfa Centuri ve D�nya'daki
ko�ullar orada bulunabilirdi.
� Fakat J.K.R.!
� Bu konu seni ilgilendirmez. Y�kselen sesi korkutu
cuydu. �u iki koruyucuyu da g�t�r.
Lattimer kar�� ��kt�:
� Baz� s�ylentiler var. Geli�inizi �ok gizli tutmam�za
ra�men, �ld�r�lece�inize dair iki mektup geldi.
� S�ylentiler. Hep beni �ld�rmeye �al��rlar zaten. Ya
�ld�rs�nler, ya da seslerini kessinler! Pallent, Lattimer'in
��kmas�n� bekledi; sonra da sekreterinin yard�m�yla konfe
rans masas�n�n ba��na oturdu.
Pallent, b�y�k bir puro yakt�. Cilal� masan�n �evresindekilere k�s�k g�zlerle
bakarken okkal� bir duman savurdu. Gevrek bir g�l�le:
- �lmemeye kararl�y�m. B�t�n �rg�t gece g�nd�z bunun i�in �al��yor. B�t�n bu
parafin k�resi.
On donuk surat belli belirsiz s�r�tmaya �al�t�. B�y�k Adam espri yapt��� i�in
s�r�tmalar� gerekiyordu. Pallent, o an g�l�n�l�kten uzakla�t� ve ki�ili�inin sert
yan�n� ortaya ��kard�. Bu sertlik onu, Jackson'da k���k bir fabrikadan
Mississippi'deki bir bankalar grubunun tek y�neticisi olmas�n� sa�lam�t�. Bir
d�zine de�i�ik ad ve marka alt�ndaki �irketleriyle D�nya ekonomisinin yar�s� onun
elindeydi.
Parma��n� �ak�rdatt�. "�lk kim konu�acak?" Masadakiler karars�z g�zlerle
birbirlerine bakt�lar. Pallent sekreterine i�aret etti.
- Se� birini. B�t�n g�n�n� burada harcayacak de�i
lim.
Pin elindeki dosyay� a�arak g�z gezdirmeye ba�lad�.
� Vern Teel. D� Projenin y�netmeni.
� Evet Teel.
Uzun parmakl�, t�knaz bir adam aya�a kalkt�.
- �nce, ge�en toplant�dan bu yana ortaya ��kan geli�
meleri �zetleyeyim. Pikni�e gitmiyoruz. 'Uzay Palamar�'
teorisiyle, 'Proje'yi ger�ekle�tiren de�erli fizik�imiz Dr.
P.L. Corwin, gemiyi yapan uzay m�hendisleriyle s�k� �al�ma i�ine girdi. Gizlilik
i�inde �al�mak zorunlulu�umuz ve yap�m�n bir d�zine yerde par�a par�a s�rmesi
ba�lant� g��l�klerine neden oldu. Ancak �imdi gemi ve b�t�n par�alar� kutup
yak�n�ndaki Proje kentinde...
- Ge� bunlar�! Sadede gel! Ne zaman kalk�yor? Ne
zaman, ne zaman?
Teel'in dili doland�, so�ukkanl� y�z� bembeyaz kesildi.
- Dr. Corwin!
Fizik�i ufak tefek, beyaz sa�l�; meslekta�lar�n�n tam bir karikat�r�yd�. �ri
g�zleri vard�. Einstein'dan sonra D�nya'n�n yeti�tirdi�i en b�y�k matematik
bilginiydi belki de. Bu toplant�yla hi� ilgisi olmad��� belliydi.
B�y�k Adam'a sayg�yla bakarak:
- Efendim, ba�armaya �al�t���m�z i�in b�y�kl���n�
anlad���n�z� sanm�yorum. Normal gemi ve yak�tla, y�ld�z-
lararas� geziler �ok s�rer. ��inde bulundu�umuz konu b�
t�n�yle yeni bir bilim dal�. Bana g�re Uzay-Zaman teorisi
reddedilebilir. Ancak onu g�nl�k ya�ama sokmak bamba�
ka bir �eydir.
B�y�k Adam eliyle susturdu.
� Benim kafam� bunlarla kar�t�rma. Nas�l yapt���n�z
beni ilgilendirmez. Senin ve gemiyi yapan m�hendislerin
konusu o. Proje'ye verdi�im para bir gezegeni doldururdu!
� Ayn� d��ncedeyim efendim. Bu y�zden istesek de
ba�ar�s�z olamay�z. Her �ey en son mikromilimetresine, en
son mikrosaniyesine kadar eksiksiz olmal�. �lk denemedeki
ba�ar�s�zl�k; daha �ok para, daha �ok hayat ve daha �ok
zaman kayb� demektir. Testler burada bir i�e yaram�yor.
Adam yerine otururken, Pallent biraz sayg�yla bakt�. Bundan g�� alan uzay doktoru
ve g�venlik �efi de sorunlar�n� dile getirebildiler. Cerrah-Psikiatrist Dr.
Corwin'in "Zaman Palamar�" teknolojisiyle b�t�n ekibin Alfa-Cen-turi'ye tek par�a
halinde inmesinden, �lmelerinden ve zaman�n durmas�yla beyinlerinin y�pranmas�ndan
korkuyor-
du. G�venlik �efi, Manhattan Projesi'nden beri en gizli tutulan Kutup Projesi'nden
s�z etmeye, b�t�n di�lerini g�steren bir s�r�tmayla ba�lad�. Modern Mars
kentlerindeki arkeolojik �al�malar kusursuzdu. Marsl�lar�n b�lgesel sava�lar ve
ya�am kavgalar� sonunda her t�rl� mineral zenginlikle dolu gezegenlerinden yoksun
kalmalar�ndan bu yana, tarih�ilerden ba�ka hi� kimse bu uzun, sessiz kanallarda ve
sonsuz k�rm�z� topraklarda gezmeyi g�ze alamam�t�.
G�venlik �efi konu�urken B�y�k Adam'�n y�z� pem-
bele�ti.
- Sovyetler nas�l oluyor da projemiz hakk�ndaki her
�eyi biliyor ve bir Alfa gemisi yapabiliyor?
Onun da nefesi kesildi.
� Hay�r!
� Evet ger�ek! ��inizden biri casus. Ama bu o kadar
da �nemli de�il. Sabotaj olas�l���na kar�� dikkatli olun.
Bayan Pink'e bir hap ve su getirmesi i�in i�aret ederken,
boynunu �evirerek k�t�rdatt�. Getirilen hap� yuttu.
� Sabotajc�lar� bulmakta ve onlar� Sovyetler'e g�nder
mekte kendime �zg� y�ntemlerim vard�r. Hepinize �imdi
den s�yl�yorum. Bir an duraklad� ve il�ve etti, S�yleyece
�im son s�z �u; Ne zaman?..
Teel, Yard�mc� olmas� i�in Dr. Corwin'e bakt�. "Hafta i�inde kalk��
ger�ekle�tirebilece�imizi san�yorum. Gece g�nd�z �al��yoruz.
Pallent homurdanarak aya�a kalkt�:
- Be� g�n diyelim. Bu helada be� g�nden fazla duramam.
Ertesi g�n�, gemi yap�m�n� incelemekle ge�irdi. Y�llar�n getirdi�i bilgi
birikimini ve kavrama yetene�ini g�sterdi. Hangi alanda olursa olsun elde
ettikleriyle hi�bir zaman yetinmemi�ti. Ki�ili�inin bir par�as� da, enirinde
�al�anlar�n ��ld�rmamak i�in insan�st� bir �aba harcamalar�na
da tutard�. Her zaman daha �o�unu isterdi. Bir insan�n d��nebilece�inden daha
�o�unu...
Kendini ikinci s�n�f bir yerde buldu.
�nce kafeteryaya girdi ve bir deli�e de�i�ik bir para att�. Makinenin pembe bir
s�v� yap��n� izledi. Bu makineler onundu. D�nya'daki milyonlarca makine onundu.
Ancak �imdiye kadar hi�birini kullanmam�t�.
Akan s�v�y� i�ti. �ok susam�t�. Bir bardak daha i�tikten sonra bir sandvi� i�in
para att�. Nazik midesine g�re i�ren� bir �eydi bu. Sandvi�i ��p kutusuna att�ktan
sonra koridordan d�ar�ya ��kt�. Biraz arad�ktan sonra Mor Fare gece kul�b�n�
buldu. Paltosunun yakalar�n� kald�r�p � i�eri girdi. Tavandaki bir ara�tan ��k�p,
duvarlarda oynak g�lgeler olu�turan mor ��ktan kama�an g�zlerini k�rp�t�rd�.
Havay� temizlemek i�in kullan�lan menek�e parf�m�nden de rahats�z oldu.
Bardaki palab�y�kl� iri yar� Yunanl�'ya do�ru ilerledi.
� Senin ad�n Korkalis dedi, Bu bar� y�netiyorsun.
Yunanl� �fkeyle bakt�:
� Ee?.. Ne olacak?..
- Fakat hi�...
- Arkada, dedim. Korkalis omuzlar�n� sallad�. Ben size bulurum. L�tfen beni
izleyin.
Pallent viski istedi ve hemen gelince de �a��rd�.
K�z�l sa�l�, fare kulakl� bir k�z g�l�mseyerek yanma geldi.
- Burada m�s�n, yak��kl�. K�z B�y�k Adam'� Tarzan
ve Kazanova kar��m� biri olarak g�r�yordu. Ancak k�z�n
sululu�u can�n� s�kt�. Ok�ayarak ba��ndan savd�.
��kisini yudumlarken yerdeki g�steriyi izledi. �nce iki Ven�sl� sahnede tropik
bitkiler, plastik a�a�lar ve e�relti-otlar�yla bir dekor haz�rlad�lar. Ard�ndan
trampet e�li�inde bir misyoner ilahisinin �a�da� uyarlamas� duyuldu. Sonra, �ok
gen� bir k�z; ��kt� sahneye. Ve dekorlara tak�l�p d��nceye kadar dans etti. Dans
bitince yar� ��plak bir Ganymede'li hayvan-insan k�z�n �evresinde d�nmeye ba�lad�.
Davullar�n kulaklar� sa��r eden g�r�lt�s�yle birlikte k�za sald�rd�. K�z, ���l�k
���l��a bu hayvan-insan�n kollar�ndan kurtulmaya �al��yordu. Sarho� madencilerle
turistler ba��r�p �a��rarak g�sterdiler be�enilerini.
��kisini bitiren Pallent, parmaklar�yla masaya vurmaya ba�lad�. '�u kahrolas�
herif nerede kald�?'
- Selam Jason Amca.
Masas�na gelen gen� adam uzun boylu ve zay�ft�. Alayc� bir g�l�mseme vard�
dudaklar�nda. Sakallar� uzun, kahverengi g�zleri ��l �s�ld�.
Pallent "otur" dedi.
Gen� adam yandaki masadan bir iskemle �ekti ve otur-du.
- Bana bir i�ki �smarlasana Jason Amca.
Pallent garson k�z� �a��rd�. Sonra delikanl�ya: Bana bu �ekilde seslenme! diye
f�s�ldad�.
- �z�r dilerim patron.
B�y�k Adam g�zlerini ye�eninin �zerinde gezdirmeye ba�lad�. De�i�ik bir bi�imde
taranm� sa�lar�n�, eski giysi-
lerini, kirli t�rnaklar�n� inceledi. Tipik bir uzay serserisine veya tam bir kanun
ka�a��na benziyordu.
� �yi k�l�k de�i�tirmi�sin. Hafif�e g�l�mseyerek: Na
s�ls�n Rick? dedi.
� Olduk�a iyi patron. Palto, b��ak gibi �eyleri nereden
bulabilirim?
Pallent ba��n� sallad�. Maskesinin ard�ndaki g�zleri buz gibi oldu.
� S�ylediklerimi uygulad�n m�? Kimse senin kim
oldu�unu bilmiyor de�il mi?
� Hi� kimse bilmiyor. Bana s�yledi�in gibi gemilerin
den birinde i� buldum. Hatta anla��lmamas� i�in yan�mda
bir uzay serserisi de getirdim.
� O kadar da de�il. Bu i�te yabanc� istemiyoruz. Kesin
likle olmaz. Kim bu serseri?
� Bak. Orada, sahneye giden gitarl� herif. Korkalis'-
den bo�az toklu�una �ark� s�ylemek i�in izin istedi.
Pallent sahneye do�ru bakt�. Sahne yine de�i�mi�, ye�illikler iyice ortaya
��km�t�. Yumu�ak mavi bir ��kla iyice ayd�nlat�lm�t�. A��k sar� sa�l�, beyaz
pantolonlu bir gen� ���a do�ru y�r�yordu. Pallent, adam�n k�sa beyaz giysisinin
alt�ndaki kaslar� g�rebiliyordu. Teni g�ne�ten kararm�t�. Olduk�a da sa�l�kl�yd�.
-- Kim bu?
- �ren Starr. Eski t�rk�leri s�yleyenlerden biri; ama
bu beste de yap�yor. Uzay hakk�nda yeni �ark�lar. �yi bir
adam. Yumruklar�n� da �ok iyi kullanabiliyor.
Pallent yine somurttu. �ren Starr dikkatle oturdu taburesine. Kimsenin onunla
ilgilendi�i yoktu �u anda. Gitar�n�n tellerine dokundu, k�pe�ine bir �eyler
�almaya ba�lad�.
� Ben sana b�yle bir �ey emretmedim. Nereden buldun
bu serseriyi?
� Sisli bir gecede, beni an� bir karar almaktan kurtard�.
� Anlat bakal�m.
Rick omuz silkti. Bak�lar� kar�� masaya tak�ld�:
lent kendi kendine s�ylendi: "Bu gen� serseri i�ime yarayabilir." Ka��rmayacakt�
onu...
�ren, D�nya'n�n ye�il tepelerini, k�y�lar� d�ven dalgalar�n�, karanl�k bir g�ldeki
ay ����n�n par�lt�lar�n�, r�zg�rda duyulan peri seslerini, yemye�il ormanlar�n� ve
a�k� anlatan bir �ark� s�yl�yordu. Pallent bir an i�in g�zlerini kapatarak
D�nya'n�n �arap, tad�ndaki havas�n� koklad�. Sonra bu b�y� kayboldu, ter ve le�
kokusunu gidermek i�in kullan�lan parf�m kokusu geldi burun deliklerine.
�ren �ark�s�n� bitirince hepsi co�kuyla alk�lad�lar.
�ri yar� Yunanl� ��k havuzuna bir kredi f�rlatt�.
- Al �unu!
�nce ya�l� bir sarho� �ren.'e do�ru y�r�d� ve bir avu� krediyi uzatt�. Ard�ndan
Oren'in �st�ne ya�mur gibi kredi ya�maya ba�lad�.
G�lerken g�m�� g�zleri parl�yordu. K�pe�ine bir �ey s�yledikten sonra gitar�na
dokundu. �nce ne�eli bir �ark�, ard�ndan da kul�besinin �n�nde oturup kuca��ndaki
�l� bebe�ine ninni s�yleyen bir kad�n�n �yk�s�n� anlatan bir �ark� s�yledi.
Arka masalardan birinde sarho�un biri h��k�ra h��k�ra a�l�yordu.
Pallent ka�lar�n� �att�. Hi� ho�lanmam�t� bu durumdan. Hi�bir zaman d��nmek
istemedi�i konular� d��nd�r�yordu bu �ark�lar. V�cudunun derinliklerindeki da�
gibi y���lm� �l� bir sevgiyi uyand�r�yordu. Bir viski getirmesini i�aret etti
barmene.
Korkalis masaya ko�tu.
- Ne d��n�yorsunuz? Bu herifi sokaktan yeni topla
d�m. Burada b�ylesini bulmak zordur. Sesi fena de�il; ama
herkesi h�z�nlendiriyor, i�ki i�miyor hi� kimse.
Pallent "Sonra i�erler" dedi. Masaya bir kredi banknotu att�. "�ark�s�n�
bitirmesin."
�ren her �eyin fark�ndayd�. Tuhaf g�m�i g�zleri bir an B�y�k Adam'a tak�ld�. O
g�zlerde bir �ey sakl�yd�. Pallent'i
B��akl� g�lge, k�pe�e do�ru ac�mas�z bir hamle yapt�ysa da �skalad�. A��r bir
k�f�r savurarak bu kez Pallent'e sald�rd�. Pallent yana �ekilince b��ak duvara
sapland�. Sonra korkudan a��lan g�zlerini k�rp�t�rarak ne olup bitti�ine bakt�.
Bir adam vard� k�pe�in yan�nda. �evresine yumruk ya�d�r�yordu. Ya�mac�lardan biri
iki b�kl�m olmu�, k�pe�in di�lerinden baca��n� kurtarmaya �al��yordu. B��akl� adam
uzun bacakl�ya do�ru h�zla sallad� elindekini. Uzun bacakl� e�ilince, b��ak
arkadaki ���nc� ya�mac�n�n boynuna girdi. Adam kan kusarak oldu�u yere y���ld�.
K�pek de b��a�� ��karan�n bile�ini yakalad� ve di�lerini ge�irdi.
B��ak yere d�t�. Pallent at�ld� b��a�� ald�. K�pe�in �s�rd��� ya�mac� uzun boylu
adama bakarken, Pallent adam�n g��s�ne soktu b��a��. Adam ses ��karmadan y���ld�
yere. Pallent duvara bakt�. Bile�i ��nlan ya�mac� oradayd�. Y�z�ne kan f�k�r�rken
h�l� b��a�� adam�n s�rt�na sapl�yordu.
- Sen �ark�c�s�n. �ren...
Uzun boylu gen� ba��yla onaylad�:
� Beni dinliyordun. Kul�pte g�rd�m seni.
� �yi ki buradan ge�iyordun.
� Yabanc�yla birlikte uyuyacak bir yer ar�yorduk. Tam
y�r�yen merdivene geliyorduk ki Yabanc� bir �ey duydu.
Bakmaya gitti ve geri geldi. Onu izleyince her zamanki
gibi yan�lmad���n� anlad�m.
K�pek gururla �ark�c�n�n baca��na burnunu s�rt�yordu.
Pallent yava� yava� kendine gelmeye ba�l�yordu. Kanl� cesede bir tekme att�, sonra
k�f�rler savurarak ka�an ���nc� ya�mac�ya bakt�.
- �stersen ev bulay�m sana! Haydi ��k, sana i� de ve
rece�im. B�y�k Adam, kanl� paltosunu f�rlatarak, yukar�
ya ��kmaya ba�lad�.
�ren, "Sizin emrinizde �al�mak istedi�imden emin de�ilim." dediyse de Yabanc�,
Pallent'i izlemeye ba�lam�t� bile. �ark�c�, k�pe�e geri d�nmesi i�in f�s�ldad�;
fakat k�pek bir an durdu, �fkeyle bakt� ve B�y�k Adam'�n ard�ndan ko�tu.
�ren omuzunu silkti ve o da B�y�k Adam� izledi...
���nc� B�l�m
PROJE'de �al�anlar�n kat�laca�� toplant� Lattimer'in odas�nda ba�lamak �zereydi.
B�y�k Adam, asans�r�n kap�s�na do�ru ilerlerken hepsini ba��yla selamlad�. Bunu
g�ren Belediye Ba�kan� ���l��� bast�. Sonra da Pallent, �ren ve k���k k�pe�in
arkas�ndan salona do�ru ko�turmaya ba�lad�.
Pallent asans�rde, "Bu �zel koruyucum, yeni i�e ald�m dedi. Oren'e i�eri girmesini
i�aret ederken s�z�n� tamamlad�.. Yan�mdaki odada kalacak.
Lattimer'in dili dola�t�. "Ama oras� benim..."
� Benim odam�n yan�nda dedim.
� Hemen mi?
� Hemen.
Ertesi g�n ��leden sonra Pallent kahvalt� ederken �ren Starr'� �a��rtt�rd�.
�ren tozlu ayakkab�lar�n� duvardan duvara uzanan beyaz hal�ya g�mm�, �sl�k
�al�yordu. B�y�k Adam'�n ye�il duvarl�, beyaz mobilyal� dairesi; her yan� k�rm�z�
isle kapl� Core'dan sonra inan�lmaz geliyordu. Hi� l�ks bir ya�am� olmad��� gibi
l�kse �nem de vermezdi. Fakat ge�en gece Belediye Ba�kan�'n�n kar�s�yla
birlikteyken, ipek pijama-lar�yla iyi bir uyku �ekmi�, g�zel yemekler yemi�ti. O
gece Bayan Lattimer, Oren'in ilgisizli�ini anlamamazl�ktan gelmi�ti. Makyaj�yla
u�ra�an Bayan Lattimer'e bunlar�n hi�birini istemedi�ini, Yabanc�'ya ve kendine
bir yer yata��n�n yetece�ini s�yleyince kad�n�n �fkeden y�z� k�zarm� ve
k�zg�nl�kla d�ar� ��km�t�.
Yabanc�'yla birlikte B�y�k Adam'� �l�mden kurtard���n� biliyordu.
Pallent koltu�una yay�l�p iri elleriyle g�m� tabaklar�n i�ine dald�.
- Kahvalt�?
- Hay�r, te�ekk�rler. Bir saat �nce ettim.
Pallent a�z�n� �ap�rdatarak yedi �n�ndekileri. �ren bekliyordu. Bacaklar�n�n
aras�ndaki Yabanc� siyah g�zlerini Pallent'e dikmi�ti. G�zel yemeklerin
g�r�nt�s�ne dayanamayarak, salyalar�n� ak�ta ak� ta havlad�.
� Bu melez k�pek her zaman yan�nda m�? B�y�k
Adam k�pe�e bir par�a et at�p, surat�n� ek�iterek yutmas�n�
izledi.
� Evet efendim.
� Neden?
� O benim en iyi arkada��md�r.
� �ok k�t� �s�r�yor.
� Ya�am�n�z� kurtard�.
� H�mm. Niye yabanc� diyorsun ona?
� Bilmem. Bir gece, kul�bemin kap�s�n� t�rmalarken
buldum onu. Yar� a� ve kan i�indeydi her yan�. �lmek
�zereydi. �ren e�ildi ve uzun parmaklar�yla k�pe�in k�
v�rc�k t�yl� s�rt�n� ve boynunu ok�ad�. �yle de�il mi o�
lum?
Yabanc� sevin�le havlad�.
- �yice delirmek �zereydim. Yabanc�'n�n �ok yard�m�
oldu. Sorunlar�m hi� etkilemiyordu beni. Bu k���k canl�y
la konu�arak unutmaya �al�t�m.
Pallent ge�irerek "Sa�ma" dedi. "Bana �imdi ac�kl� �yk�ler anlatma. Biz yapmak
istedi�imizi, yapar�z. Hepsi burada kal�r. Kiminin sorunu vard�r, kiminin yoktur."
Elini aln�na g�t�rd�. "�u k�pe�i de defet ba��ndan!"
�ren'in g�l�msemesi kayboldu. "Hay�r efendim."
� Yan�mda �al�mak istemiyor musun?
� O kadar �nemli de�il, ya o, ya �b�r�.
Pallent k�pk�rm�z� oldu. Oren'in g�zlerine bakt�. G�m�i g�zler k�rp�lmad� bile.
�al�mayacak m�s�n yani?
� Evet efendim.
� Kesinlikle mi?
- Kesinlikle.
B�y�k Adam ellerini ipek bir pe�eteye sildi:
- Galiba serserinin tekini benimle �al�maya u�ra��yo
rum. Bu k�pe�e Mars u�u�lar�nda giyilen �e�itli aksesuar-
l� uzay giysileri gibi yap�mak. Ancak ya�l� kad�nlar ya
par senin yapt���n�.
�ren g�ld�. "Siz isterseniz fil bile getirirsiniz."
- Ben B�y�k Adam'�n. istedi�im her �eyi yapacak
g��teyim.
�ren Yabanc�'y� kald�rd�. "Biliyorum, B�y�k Adam. G�c�m ve param yok. Ama
istedi�im gibi ya��yorum. Neyse, havyarlar i�in te�ekk�rler."
Kap�ya do�ru y�r�meye ba�lad�.
- Geri d�n, ��k!
Oren d�nd�. "Ya Yabanc�?"
Pallent d��nd�. "Peki, oldu�u yerde kals�n. Konu�aca��z."
Yabanc� anlam� gibiydi. Oren'in iskemlesinin alt�ndaki beyaz hal�ya g�m�ld�.
Hizmet�i yemek art�klar�n� toplarken, Pallent Oren'e bakt�. Y�rt�k botlar�na,
kirli pantolonuna, soluk g�mle�ine ve boynuna kadar inen sa�lar�na g�z gezdirdi.
Sekreterini �a��rd�.
- Bayan Pink. Yeni �zel koruyucuma iyice bak baka
l�m. Nas�l?
- Yeni giysilere ihtiyac� var.
�ren "Bunlar bana yetiyor" dedi.
Pallent homurdand�. "Temizli�i severim. Ben k�pe�inin kalmas�na izin verdim, sen
de temiz giyin. Tamam m� Bayan Pink?"
- Onu ��k diye �a��rd���n�z� duydum. Gitar ve �teki
ler. Yelek ve k�sa pantolona ne dersin? Belki de eski giysi
lerden ho�lan�rs�n. Tabii fularl� olacak. Koyu ye�il olabilir.
Y�lan derisi �izmeler. Sar�n�n bir tonu.
D�rd�nc� B�l�m
UYKU tutmay�nca, �ren g�zlerini karanl��a dikti d�ledi�i g�ne�lerle gezegenleri
g�rd�. Sonra Kora'y� d��nd�. Kalp at�lar� h�zland�. Yata��n�n dibindeki yabanc�
uludu. Biliyordu. Bildi�ini de her zaman belli ediyordu. �ren'i Kora'dan gittik�e
uzakla�t�ran k�t� kaderiyle olan sava��n� ve Oren'in Kora'y� tekrar
g�remeyece�inden korktu�unu o da anlam�t�.
Onu nas�l b�rakabilirdi b�yle? Hi� bir anlam� yoktu. O kurak toprakta ya�mur,
g�kg�r�lt�s� ve �im�ek gibiydi. Fakat zorunluluk Oren'i y�ld�zlara itmi�, ondan
ay�rm�t�.
Sonunda uykunun a��rl��� g�z kapaklar�na ��kt�.
�ren hafif bir havlama duyunca uyand�.
- Yabanc�!
Zay�f bir ses duydu. �ren bir iki dakika oldu�u yerde kald�. Ba�ka ses duymak i�in
kulaklar�n� kabartt�. Hi� ses yoktu. Kendine geldi ve Yabanc�'y� aramaya ba�lad�.
Ellerini ipek �rt�l� yata��n b�t�n k�elerinde gezdirdi. Ancak hi�bir t�yl�
s�cakl�k bulamad�.
I���� yakt�. Hol�n kap�s� biraz aral�kt�, ama kap�y� b�yle b�rakmad���n�
biliyordu. �fkelenmeye ba�lad�. Pallent'e kar��yd� bu �fke. B�y�k Adam Yabanc�'dan
ho�lanmam�t� ve iste�ine kar�� gelenleri eylemle yola getiren bir manyakt�.
�ren aya�a kalkt�, �abucak giyindi. Holde durdu, �evreyi dinledi. Koridor
bombo�tu.
Kullan�lmayan merdivenlerden �n lobiye indi. �n kap�da koruyucu yoktu. Yukar�ya
��kt� koruyucuyu buldu. Arkadaki parmakl�klara dayanm� duruyordu. Par�alanm�
kafas�ndan kan ak�yordu. �oktan �lm�t�.
Bu durumda ilk d��ncesinde haks�z oldu�unu d��nd�. Beklememeye karar verdi. Olay
hen�z olmu�tu. Cad-
deye ��kt�. Donuk ��k demetleri karanl��� biraz olsun azalt�yordu. Her taraf
sakindi. Ay batm�t�. �ren Core'e do�ru k�vr�lan kanyonlar� ge�ti. Kanyonlar biraz
bak�ml� kenar mahallelere benziyordu. D�nyadaki kentlerden farkl� de�ildi.
Bir duygu Yabanc�'n�n ve onu ka��ranlar�n �ok yak�n oldu�unu s�yl�yordu. Bir an,
havlama sesi duydu. A�a��ya inerken ikinci s�n�f�n barlar�yla kumarhaneleri h�l�
a��kt�. Mavi Fare'yi ge�ti; ama bir �ey onu �ekti, geri d�nd� ve i�eriye girdi.
Bir �ey vard� burada. ��inden bir ses burada kalmas�n� s�yl�yordu. Bir tabureye
oturdu, barmene bir i�ki s�yledi. Korkalis yoktu, herhalde bir yere gitmi�ti.
- Bir k�pek g�rd�n m� burada?
�ri k�y�m barmen bo� g�zlerle bakt�, ama bu bo�lu�un arkas�nda k�p�rdayan bir �ey
vard�. Mars'ta ne k�pek, ne de ba�ka evcil hayvanlar vard�. B�t�n su ve hava
insanlar i�in ayr�lm�t�.
- K�pek mi? Ne k�pe�i? Arka odalardaki bo� masala
ra kurulmu� olan iki palab�y�kl� adama do�ru gitti. �ren
i�kisini yudumlarken g�zlerini yandaki kap�ya do�ru kay
d�rd�. Kumar odas� olabilirdi.
Kendine y�nelen maskeli g�zlerin ve hakk�nda konu�tuklar�n�n fark�na vard�.
Alt�nc� duygusu t�m benli�ini kaplad�. Sanki plastik bir ekranda bir g�r�nt�
olu�turmaya �al��yordu. Mor Fare kulakl� bikinisi olan garson k�z da gitmi�ti. Bu,
sabah �ncesi saatlerde hi� de ho� de�ildi buras�. Madencilere de turistlere de
benzemeyen �u iki adam ne yap�yorlard�?
�ren i�kisinden biraz daha i�tikten sonra aya�a kalk�p arkaya servis odalar�na
do�ru y�r�d�. Bir ka� ad�m sonra iki �irkefin oturdu�u odaya geldi. Kap�y� h�zla
a�t�. Oda ufak ve karanl�kt�. �ok da pis kokuyordu. K�eden gelen sevin�li bir
havlama duydu.
- Yabanc�!
K�pek �imdi y�ksek sesle havl�yor, burnuyla ayak bilek-
lerini ka��yordu. Sonra, k�edeki bank�n yan�na ��melmi� bir �eye do�ru ko�tu.
�ren f�s�ldayarak, "Sakin ol o�lum" dedi. I��k arad�, kap�y� bulana kadar duvar�n
kenar�nda s�r�nerek gitti. Oda k�f kokulu penceresiz bir depoydu. ��erde lik�r
kasalar�, sahne direkleri ve bir y���n �ey vard�. Bir k�ede korkuyla b�z�lm� bir
k�z duruyordu. �ren ilerledi, k�z siyah sa�lar�yla kapal� y�z�n� biraz kald�rd�.
- Kora!
Kora sevin�le �ren'e do�ru at�ld�, fakat sevinci fazla uzun s�rmedi. �ren geri
d�nd�. K�pe�i ka��ranlar tam arkas�nda kap�n�n �n�ndeydiler. ��eri girdiler.
�ren yumru�unu ilkinin �enesine do�ru var g�c�yle sallad�. Adam h�r�lt�lar
��kararak bo� �i�elerin �st�ne d�t�. Silahl� olan, yumruktan ka��p silah�na
sar�ld�. Bu s�rada adam�n tam arkas�nda silahl� ba�ka bir y�z g�r�nd�. ��k�k g�zl�
zay�f ve tan�d�k bir y�z.
Silah�n kabzas�ndan yakalad� ve mermi Oren'in yerine duvar� par�alad�. Pallent'in
�zel ordusu duruma egemen olurken ortal�k kar�t� ve tan�d�k y�z�n arkas�nda silah
sesleri duyuldu.
�ren: "Te�ekk�rler Rick..." dedi.
Rick gri-ye�il uzay �niformas� alt�nda daha iyi g�r�n�yordu, tra� da olmu�tu. Zar
zor g�l�msedi.
- Konu�ma.
�ren konu�mad�, kul�pte ve depoda olanlar� unutmu�tu. Bacaklar�na s�rt�nen
Yabanc�'y� bile unutmu�tu. Akl� ve kollar� Kora'yla doluydu...
* * *
Pallent siyah purosunun ucunu kopard� ve kal�n beyaz hal�ya t�k�rd�. Sonra Oren'e
d�nd�. - �imdi biraz daha iyisin. �ren ye�il ve koyu kahverenkli elbiselerinin
i�inde pek
ba�lad�lar. D�nya'da her �eyi s�zde y�neten ki�i, kamuoyuna ho� g�r�nmek i�in
se�ilmi� ger�ek bir akt�rd�r. Uzun zaman �nce televizyonla ba�lad� bu. Buna ben
uygun de�ilim. Ne g�r�n��m g�zel, ne de iyi rol yapabilirim. Fakat sen A��k,
yapmak zorunda kald���n tek �ey, gitar �alan tatl� ki�ili�ine b�r�nmek. Kad�nlar
g�zlerini g�r�nce hayran kalacaklar. Halk seni kendinden biri olarak g�recek.
A��r�lar g�zlerinin ard�ndaki esrar�n a��na d�ecekler. K�saca, �ekici bir g�c�n
var. �zellikle o uzay �ark�lar�n� s�ylerken. Birle�ik D�nya'ya iyi bir ba�kan
olacaks�n.
- Ba�kan m�?
Pallent g�ld�:
� Neden olmas�n? Uzun zamand�r ekran�n arkas�nda
ki bir numaray�m, fakat ba�kan se�ici olmak istiyorum.
Zirvedeki adam�n avu�lar�m�n i�inde olmas�n� istiyorum.
Rick'i d��nm�t�m, fakat sen olacaks�n.
� Siz bir kukla istiyorsunuz. Ben �yle bir tip de�ilim.
Bunu biliyorsunuz.
� �ok para i�in bir adam�n neler yapabildi�ini g�r�n
ce �a��racaks�n. Bak!
�ren do�ruldu ve d�nd�. Kora kap�da ��l, ��l parl�yordu. Fakat onun Kora oldu�una
inanmak olanaks�zd�. Bayan Pink ona g�zlerine uygun, menek�e renkli �ifon bir
elbise giydirmi�ti. V�cudunun b�t�n k�vr�mlar� yumu�ak dalgalar halindeydi. Oren'e
do�ru heyecanla ko�arken g�m� kolyesi bir elmas gibi par�ld�yordu. Oren'in nefesi
kesilmi�ti. Kora'yi sadece siyah pantolonu ve �izgili kaza�� i�inde g�rm�t�. �imdi
bu de�i�ime inanam�yordu.
- Para �ok �eyi de�i�tiriyor, a��k. Kad�nlar g�zel ola
bilmek i�in paraya ihtiya� duyarlar. Senin Kora'n eski yu
nan Tanr��alar�ndan daha g�zel. Ama bu ��hretin olup da,
olanaklar�n�n yetersiz kalaca�� g�nlerde de b�yle g�zel ka
labilmesi i�in para gerekecek. Nas�l kalmas�n� istersin?
Kar��la�t�r ikisini.
Kora, Oren'in kollar�na at�ld�. �ren yutkundu. Parf�-
m�, yay�lan parlakl���. B�y�k Adam'�n tuza�� Faust'a g�re do�ruydu ve hen�z...
Bir an i�in Pallent'i unuttu.
- Nas�l geldin buraya? diye sordu. Kora h�l� kollar�n
dayd�. Onu ilgilendiren burada olmas�yd�, nas�l ve ni�in
oldu�u de�il.
Kora h�zla konu�tu. "Gazeteci �ocuk, Johnny. A��klayan� am." Anlatmay� denedi ama
kulland��� kelimeler karga�as� anlams�zd�, et Sadece bir yar�ma var akl�mda,
girene kadar beni �ok rahats�z ediyordu. Burada oldu�unu ��rendim. Sonra yar�may�
kazand�m! Kazand�m! �ren bu bir mucizeydi!"
Pallent k�k�rdayarak: "O yar�ma bir d�zendi!"
� D�zen mi, ne demek istiyorsunuz?
� Core'a getirece�imiz k�zlar� ancak b�yle kand�rabili-
yoruz. Madenciler her �eyden �ok kad�n istiyorlar, hi�bir
k�z da buraya kendili�inden gelmez. G�zel k�zlar� se�iyor
lar.
� Kul�pte bir �ark�c� oldu�unu duydum. Oraya gitti
�imde barmen...
�ren Kora'y� kollar�yla iyice sard�. "Unut hepsini. �nemli olan burada olman."
Pallent viskisini yudumlarken g�l�msedi. "Olabilir, ikiniz i�in de iyi olabilir;
ancak sana s�yledi�im gibi a��k, d�arda �ok toprak var."
Sonra yaln�z kald�lar. Evrende sanki ikisinden ba�ka hi�bir �ey yoktu. Bir s�re
sonra balkona ��kt�lar. �ren Ko-ra'ya b�t�n olanlar� anlatt�. Avukat�n San Raphael
hapis-hanesindeki ziyaretinden, Yabanc�'dan; Rick'e, Pallent'e kadar her �eyi.
� O gemi ile gidiyorsun dedi Kora ve i�ini �ekti.
� Evet.
� Neden ama?
- Bilmiyorum ama gitmek zorunday�m.
Kora i�ini �ekti: "O zaman ben de geliyorum."
� Hay�r!
� Evet. Seni oraya s�r�kleyen her neyse bana da, se
ninle birlikte olmam� s�yl�yor �ren. Burada �ifon elbise
nin i�inde oturup bekleyemem. Yapamam. E�er tehlike
varsa ben de seninle payla�mal�y�m. Biz birbirimize aidiz.
�ren sen de biliyorsun bunu. Benim de i�imde ayn� duy
gu! Y�z�n� yakla�t�rd� "Bak �ren! G�zlerimin i�ine. Ne
olursa olsun ikimizin olmak zorunda. G�r�yorsun de�il
mi?"
G�zlerinin derinliklerine bakt�. Sonra ba��yla onaylad�. Oradayd�. Korada, hepsi
vard�.
B�y�k Adam'a s�ylemeye gitti.
Pallent kaplan gibi g�rledi. "Siz bu gemiyi piknik yeri mi san�yorsunuz?"
�ren onunla nas�l konu�ulaca��n� ��renmi�ti:
- Alfa'da bana ihtiyac�n var. Rick'i kim g�zetecek?
Pallent ka�lar�n� �att� ve k�p�rdad�:
� Allah belas�n� versin, senin i�in planlar�m var. Ba�
kan olman� istiyorum.
� D��n, B�y�k Adam. Kom�umuza yapaca��m�z yol
culuk alt� ya da sekiz ay s�rmek zorunda. Geri d�nd���m
de b�t�n bas�nda b�y�k bir kahraman olaca��m. Herkes
beni tan�yacak. Yoksa �ok �al�acaks�n. Kamuoyu yaratmak
ve zemin haz�rlamak, herkese kim oldu�umu ��retmek
gibi. �imdi beni kimse tan�m�yor, ama bu yolculuktan son
ra bir kahraman olaca��m.
Pallent kuru dudaklar�n� yalad� ve somurttu. Birden bir kahkaha att�.
- �imdiden i�i ��renmeye ba�lam�s�n. Aferin. Zaten
bir y�l i�inde se�im, me�im yok. Kahramanlar iyi politika
c� olurlar.
Be�inci B�l�m
HEL�KOPTERDEN a�a��daki ge�ici arkeolojik kul�belere bakt�lar. Bu kamuflaj,
yumu�ak kayalar�n kar��s�na yap�lm�t�. Bu kayalar y�l�n �l�k mevsiminde mavi ye�il
dikenlerle kaplan�rd�. Kutup yak�nlar�nda atmosfer incelmi�ti. Proje'nin alt�nda
b�y�k bir u�urum vard�.
�ren ilk g�r�te �a�k�nl�k i�inde �sl�k �ald�. U�urumun alt�ndaki ma�ara b�y�k bir
yar�m k�reydi. �st� gri-k�r-m�z�ms� plastikle kapl�yd�. Bu gizli kentin merkezine
do�ru da �al�ma yerleri ve ofisler vard�. Fakat as�l parlayan ��k geminin
kendisiydi, burnu neredeyse duvara de�iyor-du.
Pallent, �ren ve Kora'ya ana laboratuvar� g�sterdi. ��erde insan �st� zek�l� mavi
g�zl� Dr. Corwin hesaplarla u�ra��yordu. Ufak tefek matematik�i Kora'yi s�cak
bak�lar� ile s�zd�. �ren kal�n ka�lar�n� d��nceli bir �a�k�nl�kla oynat�yordu.
Sonra denklemlere dal�p, zamanla ilgili uzay ve uzayd�� teorilerini a��klamaya
ba�lad�.
- Bo� verin doktor dedi �ren, Beni Pl�ton'da kaybet
tiniz.
Bilim adam� g�ld�. "Ama senin g�zlerinde bir �eyler var. Astrofizikle u�ra�t�n
m�?"
�ren ba��yla onaylad�. "Biraz. Fakat sizin d�zeyinizde de�il."
- Benim d�zeyim mi? B�yle bir d�zey yok. Fizik �te-
sine h�zla yakla��yoruz. Y�z�m�ze, g�z�m�ze bula�t�r�yo
ruz. Ger�e�in �evresinde d�n�p duruyoruz. Sonra rastgele
buldu�umuz bir �eye de hayran oluyoruz. B�yle �eyler i�in
sende ba�lang�� duygusu var, ben �yle d��n�yorum. Bel
ki bu yolculu�umuzda uzay-zaman teorilerim hakk�nda sa
na bir �eyler ��retmeme izin verirsin. Bir asistan kullana
bilirim.
Alt�nc� B�l�m
BULUNDUKLARI yer so�uktu. So�uk, sisli, karanl�k. Gezegene can veren g�ne� �ok
uzaklardan belli belirsiz parl�yordu. Dondurucu bir havas� olan, s�rekli kar ya�an
gezegende insan�n ya�ayabilece�i bir atmosferin olmas� b�y�k bir rastlant�yd�.
K���k avc� grubunun k�za��, s�rt�nmeden �s�n�p arkas�nda beyaz k�p�kler b�rakarak
ilerliyordu. Avc�lar son durduklar� yeri i�aretleyip dinlenmek i�in ma�aralar�na
d�nd�ler.
�ren Yabanc�'n�n durmadan havlamas�n� duyuyordu. Havlamas� etkisiz kal�nca,
Oren'in ellerini pen�eleriyle t�rmalad�. �ren ellerini �ekti. Dondurucu �l�m �ok
yumu�akt�.
En sonunda, zorla g�zlerini a�abildi. G�rd��� sadece karanl�kt�. En ufak ��k
belirtisi yoktu; fakat �st�nde oyna�an Yabanc�'n�n bir �eyler hissetti�i kesindi.
T�ylerinin s�cakl��� onu tekrar ya�ama d�nd�rd�. Parmaklar� g��s�ne uzanm�
Yabanc�'y� buldu.
- Niye can�n s�k�l�yor o�lum?
Yabanc� boynunu silkeledi, sonra elmac�k kemi�ine do�ru bir pen�e att�.
Yabanc�'n�n �reni rahat b�rakmaya hi� niyeti yoktu. Yak�n�nda zay�f bir inilti
duyunca kendini zorlayarak aya�a kalkt�. Karanl��� delip Kora'yi bulmaya �al�t�.
Kollar�na ald�. Ona olan yak�nl��� i�ini tekrar ya�ama arzusuyla doldurmu�tu.
Kora'n�n buzlu elleri ve y�z�n� ok�ad�.
- Kora! diye ba��rd�. Sonra karanl��a do�ru seslendi.
Dr. Corwin! �yi misiniz?
Kora seslerin etkisiyle k�m�ldand�, iyice sokuldu. "Aya��mda, bir �ey
hissediyorum."
�ren Kora'y� yere oturttu, sonra doktoru aramaya ba�lad�. Bulur bulmaz
omuzlar�ndan tutup yava��a sallad�.
� Yaraland�n�z m� doktor?
� Hay�r! Sanm�yorum. Sadece do, do, donuyorum!
Di�leri birbirine vuruyordu.
�ren ���n� bir araya toplad�. Derhal buradan ��k�p, nerede oldu�umuzu anlamal�y�z.
Burada bir saat daha kal�rsak �lece�iz.
Aya�a kalkt�, eksi otuz derece a��ya ayarlanm� el fenerini buldu. Fenerin sar�
����n� y�zlerine �evirdi�inde hepsine sahte bir s�cakl�k vermi�ti.
- Ellerinizi ve ayaklar�n�z� ovmaya devam edin, y�zle
rinizi ovun. Kan dola��m�n� s�rd�recek her �eyi yap�n. S�
cakl�k s�f�r�n �ok alt�nda olmal�. Di�erlerini bulup s�cak
giysiler alaca��m.
Devrilmi� kap�y� itti, �n�ndeki dar yolu ��kla tarad�. Ana kabin ve kontrol odas�
kar��l�kt�k i�indeydi. Bir ya�am belirtisi bulabilmek i�in �evresine bakt�. Sonra
�tekilerin yan�na d�nd�.
� Bir fener daha buldum. Elbise arayaca��m. Doktor
nas�l ?
� Ben iyiyim. Doktor g�l�mseyerek do�rulmaya �al�
t�, ama kalkamad�. Kora kollar�na ve ayaklar�na masaj ya
p�yordu.
� M�rettebata ne olmu�?
- G�rebildi�im kadar�yla �lm�ler. B�y�k bir delik a��lm� ve i�eriye kar dolmu�.
D�me an�nda �lmeyenler, donmu� olmal�lar. Biz a�a��da oldu�umuz i�in kurtulduk
San�r�m alt�m�zdaki motorlar da so�uktan donana kadar �al�m�.
� Neredeyiz �ren?
� Allah bilir. B�t�n bildi�im dondurucu so�u�u ve
solunabilir havas� olan bir yerdeyiz. D�t���m�zde kar sa-
yesinde yanmaktan kurtulduk. Kar�n i�ine iyice g�m�lm�
durumday�z.
�
Uzay vitesi odas�nda bir ka� �ift bot bulmu�tu. So�uktan morarm� parmaklar� �s�
elbiselerine ula�t�. Kora ve Doktor i�in de iki tane ald�ktan sonra geri d�nd�.
Zay�f bir inilti duyarak durdu. Ses neredeyse r�zg�r�n u�ultusunda kaybolacakt�.
Yabanc� havlamaya ba�lad�. Makine odas�na do�ru hareketlendi. A�a��da gen� bir
tayfa inliyordu. K�z�l sa�l� �illi gen� a�lamaya ba�lad�. ��k�rler olsun Allah�m!
�ren e�ildi ve �s� elbiselerini gen� adam�n omuzuna sard�.
� D�t���m�zde a�a��dayd�m. Birbirine vuran di�le
riyle, s�zlerini s�rd�rd�. Yukar� ��kmaya �al�t���mda so
�uk elimi par�alad�. Ellerimi gev�etemiyorum.
� Sak�n ha! Bir par�a iyile�ene kadar yaran� elbise par
�alar�yla sarar�m. Bekle. �imdi d�nerim.
� Bir yere gidece�im yok.
�imdi hepsi �s� elbiselerinin i�inde d�rt yabanc� ki�iydiler. Doktor hepsine
�s�t�c� konserveler yedirmi�, vitamin haplar� yutturmu�tu.
� A�a��ya inmeden �nce son bir kontrol yapsak iyi olur
dedi �ren. E�rilmi� metal y���nlar�n�n aras�ndan kendile
rine yol a�t�lar. �ren Rick'i buldu. �eneleri birbirine ke
netlenmi�ti.
� "Zavall�" sabit g�zlerle bakt�. "Bir d�nyay� daha Pal-
lent'in ellerine teslim edemezdi. San�r�m, iyi bir �ey yapa
na kadar onun d�men suyuna gitmeye karar vermi�ti. Fa
kat korkuyla kar��k nefreti �ok derinlerden geliyordu.
Bunu �imdi yapmas� gerekiyordu ve Pallent de sabotajc�
lar� onun bulmas�n� istemi�ti."
Her taraf dondurucu bir �l�m kokuyordu.
- Alt�m�zdaki motorlar, d��ten sonra saatlerce s�
cak kald�lar dedi doktor, Yoksa �oktan �lm�t�k.
K�z�l sa�l� gen� Bort, �evresine bak�nd� ve titredi: Hemen ��kal�m bu mezardan.
�htiya� duyduklar� her �eyi paketlere doldurdular ve ��-
k�a do�ru y�r�d�ler. Uzun bir buz t�nelinden ge�tiler. Sanki buzdan duvarl� bir
alt ge�itti. Y�r�mek olduk�a zordu. Bot zincirlerini almak i�in geri d�nd�ler.
Yukar� ��k� olduk�a yava�t�. Fenerleri duvarlardan yans�yan ����n alt�nda
g�kku�aklar� meydana getiriyordu.
Sonra...
Bart, "Bak�n!" diye ba��rd�.
Yar� saydam ��k� kap�s� bulutlu g�ky�z�ne a��l�yordu. Bart yarat�klar� ilk
g�rendi. Bulutlar�n alt�nda bir dizi dev �ekil yakla��yordu. Sonra hepsi birden
durdular ve g�zetlemeye ba�lad�lar.
� Aman Allah�m! Ne kadar iriler! diyen Bart silah�n�
�ekti.
� "Bekle!" Dr. Corwin Bart'�n kolunu a�a��ya indirdi.
"Tehlikeli olup olmad�klar�n� bilmiyoruz. D��nsene. On
lar burada b�y�m�ler. Nas�l ya�an�laca��m biliyorlar. On
lara ihtiyac�m�z olabilir."
� Bir d�zine olmal�lar diye ekledi �ren Ne olursa ol
sun onlara ihtiyac�m�z olabilir.
� Ne kadar �irkinler diye �rperdi Kora.
�ren yava� yava� ilerlediklerini farketti. Bu sa�l� devlerin en k�sas� 4,5 metre
boyundayd�. G���sleri varil gibiydi ve d�z y�zlerinde burun yoktu. Uzun
bacaklar�n�n ucundaki tarakl� ayaklar�, kar ayakkab�lar�yla daha da geni�liyordu.
Hepsi u�lar�nda sivri kayalar ba�l� m�zraklar ta��yordu.
En iri ve �irkinleri silah�n� do�rultarak ilerledi, ba��rmas� r�zg�rda
kaybolmu�tu.
D�nyal�lar durdu.
Devlere bakarak beklediler. Soluklar�ndan ��kan buhar r�zg�rla dansediyordu.
Yabanc� da, Kora ve Oren'in aras�na girmi� bak�yordu.
Sonunda vah�iler sessizli�i bozdular. Bulunduklar� yerden gelen kar��k sesler bir
karara varamad�klar�n� belirtiyordu. Baz�lar� m�zraklar�n� savuracakm� gibi
kald�rd�lar.
Bir m�zrak havay� delerek bir ka� metre �nlerinde buza saplan�nca Bart silah�n�
�ekti.
- Hay�r! diye ba��rd� �ren.
�ok ge�ti. Bart silah�n� do�rultmu� ve ate�lemi�ti. M�zra�� savuran yarat�k tam
g��s�nden yaraland� ve karlar�n ortas�na yuvarland�. Birden �teki m�zraklar da
ya�maya ba�lad�. Biri Bart'in boynuna, �teki de g��s�ne sapland�. Sendeledi ve kan
kusarak yere y���ld�.
�ren �len gen� i�in a�larken, doktora d�nd�, ve silah�n� �ekti. Ne yapaca��z
�imdi.
- H�l� �ok ge� olmayabilir.
R�zg�r, topluluktan �e�itli sesleri getirdi. Birden �a�k�nl�k verici bir �ey oldu.
Ba�kanlar� dizlerinin �st�ne ��kt�, di�erleri de ona uydu.
Dr. Corwin rahatlat�c� bir i�aret yapt�. Eski �yk�. Biz g�kten geldik, biz
Tanr�'y�z. Bart birini ate� kusan sil�hla �ld�r�nceye kadar emin de�ildiler.
- �imdi Tanr�lar gibi mi davranaca��z? diye sordu
�ren.
Dr. Corwin ba��n� sallad�. Unutma! �lkeller e�er Tanr�lar�ndan umduklar�n�
alamazlarsa, her zaman kendi Tanr�lar�na d�nerler.
Kendilerini beyaz karlar�n �zerinde ta��yan k�zak, bu devler i�in yap�lm�t�. �ki
hayvan taraf�ndan �ekiliyordu. Yeni Tanr�lar yumu�ak k�rkler aras�nda oturmu�tu.
Kan-guru-fil kar��m� hayvanlar�n korkutucu ba��r�lar�yla birlikte arkalar�nda kar
tozlar� b�rakarak hareket ettiler. Avc�lar arkalar�nda duruyordu.
Ufukta testere di�leri gibi bir dizi karl� da� y�kseliyordu. K�za�� �eken
hayvanlar o y�ne do�ru at�l�p, yolcular� dev ma�aralara g�t�rd�ler. Devlerin
ba�kanlar� D�nyal�lar� k�zaktan ��kard�. Me�alelerin ���� alt�nda yeni Tanr�lar
kayalar�n aras�ndan a�a��ya indiler.
- T�m da�, bal pete�i gibi olmal� dedi �ren.
parken k���k aile gruplar� da uykuya dald�. �ren bir uzay �ark�s� s�yledi.
"Nerede, nerede bize yol g�sterecek y�ld�z, �imdi? Nerede bizim kaybolan
hayallerimiz?.."
Hayali, ye�il tepelerde yuvarlanmak, denizlerde y�zmekti. Fakat k�t� kaderin bir
eseri olarak bir �eyin ters gitmesi y�z�nden yok olmu�tu... Kendini toplad�.
Kora'ya ve doktora bakt�. Huzur i�inde uyuyorlard�. B�y�k ate� de s�nmek �zereydi;
ama yine de Kora'n�n elmac�k kemiklerinde ve boynunda ho� g�lgeler olu�turuyordu.
Bir anda fark�na vard�.
Yabanc� gitmi�ti.
�teki tarafa gitti. Kora! diye f�s�ldad�. Doktor? Kora i�ini �ekerek uyand�, Dr.
Corwin hayvani bir horultuyla aya�a f�rlad�.
- Ne var? Ne oldu?
�ren fenerini en karanl�k k�elerde dola�t�rd�. Isl�k �ald�. Her zaman bu �sl��a
ko�ar gelirdi Yabanc�. Ama bu kez gelmedi.
� Birka� dakika daha bekle." Doktor h�l� g�zlerini
o�u�turuyordu.
� Hay�r! Onu bulmak zorunday�z. B�yle nedensiz �e
kip gitmezdi.
� Bende gelece�im. Kora'n�n sesinden kararl� oldu�u
anla��l�yordu.
� Gelmek zorundaysan gel. Doktorun sesi olduk�a alay
l�yd�.
�ren kendinin ve Kora'n�n �antas�n� alm�t�. Hep beraber kalmak en iyisi olacakt�.
"�ren, Yabanc� senin i�in niye bu kadar �nemli?"
�ren bak�lar�n� doktora �evirdi. "�nemli de ondan."
- Tamam, sadece sordum.
Uzak duvarlara do�ru ate�in �evresinden dola�arak yola koyuldular. �ren h�l� �sl�k
�al�yordu, gelen yan�tlar sadece ma�aran�n derinliklerinden ��nlayan yank�lard�.
vard�. Duvarlar� yar� saydamd�. G�n ���� tertemiz buzun �zerinde par�lt�lar
yap�yordu. Fenerleri yanmad��� halde sark�tlardan yans�yan g�ne� ���� buzlar�n
�zerinde g�kku�aklar� olu�turmu�tu.
So�u�u kesen sadece bu ��k yay�lmas� de�ildi. �teki tarafta, buzlar�n tam
ortas�nda bir yer k�rs� gibi kalm�t�. Bu yuvarlak buz k�rs�n�n �zerinde bir blok
ve bir adam vard�.
� �nan�lmaz! �nsana benziyor. Fakat emin olamam.
Bu giysi do�ulular�n giydi�i cinsten. O bronz y�z ve ke
mikli yap�s�, kesinlikle insan bu.
� �ok ya�l� g�r�n�yor.
Kora heyecanla ba��rana kadar bu buzdan yarat���n etraf�nda kald�lar. "Yaln�z
de�iliz."
T�nelin d��nda bir s�ra dev duruyordu; ama bunlar di�erlerinden farkl�yd�. Varil
gibi v�cutlar�ndaki k�llar, koyu mor derileri g�z�ks�n diye k�rp�lm�t�. Geni�
ba�lar� beyaza boyanm�t�. Ba�lar�ndan omuzlar�na kadar inen deri togalar� �l� kan�
k�rm�z�l���ndayd�...
Yedinci B�l�m
� UNUTMA biz Tanr�y�z. Korkunu a���a vurma. Dr.
Corwin beyaz y�zl� canavarlara do�ru g�l�n� ve tuhaf bir
�ekilde y�r�d�.
� Bunlar rahip do�al olarak. �imdi neden Tanr� oldu
�umuzu biliyoruz. Biz buzdaki adam gibiyiz.
Elini bir �ey kutsar gibi kald�rd�. Rahipler sessizce bakt�.
Dr. Corwin rahiplere: Biz sizi kutsamak i�in g�kten yere indik dedi. Ard�ndan
belirsiz dini kaynaklardan elde edilmi� bir dua okumaya ba�lad�. �ren g�lmemek
i�in kendini zor tuttu. Onun g�z�nde, Doktor o kadar k���k, ve onlar o kadar
b�y�kt� ki.
Rahipler hep birlikte birka� saniye m�r�ldand� ve uzakla�t�lar.
- �ok iyi. Onlar� etkilediniz diye m�r�ldand� Kora.
Dr. Corwin ba��n� sallad�. "O kadar emin olmay�n. Ak�l
olarak avc�lardan �ok �st�nler. Bu buz tanr�s�n�, kabileleri etkilemek i�in onlar
yaratm�lar. Onu ve bizi yok edebilirler."
- Geri gelirler mi?
- Mutlaka. Buzdaki adama do�ru d�nd�. Onu uzay
gemisinde donmu� olarak buldular herhalde. Biz do�ru za
man uzay�m�zda olmad���m�zdan, inan�lmaz g�r�n�yor!
�nanmad���n� belirtircesine ba��n� sallad�. Donmaz Tanr�
lar� iyiydi; fakat ya�ayan Tanr�lar b�yle y�netilmemeli.
�ren ba��n� sallad�. "Anlad�m. Canl� kalabilirsek rahiplerden bir �eyler elde
edebiliriz. Hey! Yabanc�, ne yap�yorsun?"
K�pek buz fig�r�n�n �n�ndeydi ve buzu durmadan pen�eliyordu. Bir avu� dolusu buz
��kartm�t�. �ren ona do�ru e�ildi. Kendini par�al�yorsun o�lum. Bak, Yabanc�'-
��kar�lm�t�. �ren onu bir �s� battaniyesiyle kaplad�. Bir s���r eti par�as�na
benziyor. Kora ona masaj yapmama yard�m et.
- Tam anlam�yla insan. S�yledi�in gibi ya�l�, Kora. Seksen veya o dolaylarda
diyebilirim. Belki bir yerli. Giysisi sentetik ipekten, i�inde dola�an bir de
metalik bir �s�-i�-nesi var.
* * *
Kora, yar�m saat sonra "Bo�una, �ren" dedi.
Ya�l� adam�n kemikli v�cudu �zerindeki gergin kas dizileri, �imdi sark�k ve
yumu�akt�. Fakat kahverengi, y�ksek �eneli y�z� �l�m�n sakin soylu izlerini
ta��yordu h�l�. Bir s�re sonra v�cudu battaniyenin s�cakl���yla �s�nd�. Sol eli
irkildi�inde Kora zorlukla sokulabildi.
Doktor, Galvanik spazm dedi.
�ren kula��n�, t�m kaburga kemiklerinin g�z�kt��� g��s�ne yaslad�. Ya�amal�! �ene
ve yanaklar�na hafif vurarak, ritmik bir bi�imde akci�erin �st�ne do�ru yumu�ak
darbeler indirmeye ba�lad�. Hi� durmadan �al��yor, g�m�i g�zleri daha �ok
parl�yordu.
- Uyan, ya�l� adam! diye f�s�ldad�.
�ren yorgun bir bi�imde aya�a kalkt�. Hafif bir �at�rt� duyuldu. Adam�n g�z
kapaklar� aralanm�t�. Bir ���l�k atan �ren hemen e�ilerek a�z�n� ya�l� adam�n
a�z�na yap�t�rd�. Tekrar tekrar soluk verdi. Adam�n durumunu izlemek i�in aya�a
kalkt���nda, dudaklar�n�n k�p�rdad���n� g�rd�.
G�z kapaklan iyice daralm�t�. A�z� zorlukla soludu, dudaklar� garip bir g�l�le
k�vr�ld�. �ene kemikleri yava� yava� a��ld�.
Zorlukla soluyan Kora, Konu�mak istiyor dedi.
- Sana bak�yor �ren. Seni �nceden tan�yormu� gibi
bak�yor.
Bir �eyler s�ylemeye �al�an dudaklar�ndan anla��lmaz sesler ��kt�. Daha sonra �ren
adam�n titrek bir sesle ne di-yebildi�ini duydu:
- Sonunda geldin, karde�im.
Kora ya�l� adam�, besin paketinden ��kard��� �orbayla besledi. Dr. Corwin bir
�eyler sormak istiyordu ya�l� adama. Ya�l� adam Oren'in elini tuttu ve ona
g�l�msedi. G�zlerinin i�inde g�rd��� �eyler, onu �l�mc�l bir derinli�e �eker gibi
oldu.
Do�rulmadan �nce, �b�rleri kim? K�z bizden. Di�er k���k adan� kim? diye sordu
Oren'e.
Dr. Corwin tela�l� a��klamalardan sonra sordu. "Buraya nas�l geldiniz? Oren'le
eski bir arkada� gibi nas�l konu�abiliyorsunuz?"
Ya�l� adam i� �ekerek ba�lad� konu�mas�na.
� Ad�m Chauna. �ok eskiden Kuzey Hindistan'da,
Pradish b�lgesinde do�dum. Annem, bir adam�n a�k�n�
hi�bir zaman anlayamayan basit bir �ocuktu.
� Uydurma!
� Bir bak�ma. Ben annemin yedi�i bir grup tohumdan
olu�tum. Uzay d��na s�r�klenmi� bir tohumdan. Bunun
i�in Oren'i karde�im diye �a��r�yorum. O da...
Oren'in g�m�i g�zleri Chauna'n�n g�zlerine daha karanl�k bir ifadeyle y�neldi.
B�y�kbabam�n annesi hakk�ndaki �yk�, annesinin koruda buldu�u bir �ilekle
ilgiliydi.
G�zleri Kora'ya kayd�. Onun eline dokunarak Senin g�zlerin belirtmiyor ama, sen
de...
- Bilmiyorum.
Kora, Chauna ve Oren'e sert sert bakt�. Babam hakk�nda bir �ey bilmiyorum. Annem
bir fahi�eydi. Korkun� bir ya�am s�rd�rd�. Fakat ben kolejdeyken kendimi tan�maya
�al�t�m. Yucatan'da bir �eyler vard�. Bazen bir vah�i hayvan gibi yanan g�zlerle
bir panter ve kutsal bir �ey hakk�nda g�l�n� d�ler g�r�rd�m. San�r�m mango
hakk�nda hayal edilebilecek her �eyi d�ledim.
� Mango?
� A�a�tayd�. G�m� gibi parl�yordu ve onu elime al�p
yemek istedim...
Chauna kemikli elini yakla�t�rd� ve yana��n� ok�ad�. Farketmez. Biliyoruz.
Varl���n�n derinlerinde... biz ���m�z. Her yerde ger�ek bir karde� arad�m.
Bulamad�m. Umutsuzluk ve hayal k�r�kl��� i�inde beni, i�imde yanan �eyi
bulabilece�im y�ld�zlara g�t�rebilecek bilgiyi arad�m. Da�larda gemimi yapt�m.
Y�ld�z aramama yard�mc� olabilecek eski dinsel sanatlardan ve modern bilimlerden
yararland�m.
�ren, Sen de mi kaza ge�irdin? dedi. - Bilmiyorum. Hedef ald���m gezegene
vard���mda otomatik olarak uyanmak i�in kendimi kontrol mekanizmas�na ba�lad�m. En
aza indirgenmi� canl�l���m ve v�cut �s�m�n az olmas� besin ve oksijen
yetersizli�ini �nlemek i�indi. Amac�ma ula�mak yedi y�l alacakt�. Ancak hi�bir
zaman ula�amad�m, sizin gibi.
Dr. Corwin �enesini sallad�. Siz, bizim sistemimiz d��ndaki bir gezegene do�ru
sizi �eken bir �eyden s�z ediyorsunuz. �ren de. Yabanc� bile bu hokus pokusun
i�inde g�r�n�yor. �zg�n�m, ancak sizinle ayn� bi�imde konu�mam olanaks�z. Ben
bilinmeyenden �a�r� almad�m. Sadece �lmeden �nce her �eyi bilmek i�in arzu ve
bilimsel bir merak duydum. T�m ama�lar�m�z yok oldu�una g�re, farketmez. �ren
araya girdi: Geri geliyorlar.
Rahipler, Oren'in aya�a kald�rd��� �elimsiz kahverengi insan� ve buz-tanr�lar�n�n
bulundu�u erimi� k�tleyi g�r�nce heyecanla ba�r�t�lar. �kisi, ���l�k atarak
dizleri �zerine ��kt�; di�erleri inand�klar�n� belirtmek amac�yla olduklar� gibi
kald�lar. Bir s�re sonra, bir b�l�m� daha diz ��kt�.
Ba��nda hi� sa�� olmayan ve pelerini g�m� renginde boncuklarla dolu olan Ba�rahip
sert bir bi�imde aya�a kalkt�. Di�erlerine k�zg�n bir sesle ba��rd�.
- Hay�r!
Doktor Corwin buz zeminde geriledi. Ba�rahip bir ad�m att� ve Doktor'u iterek
kemerinden bir �eki�te ald� silah�n�. �al�t�rma d��mesiyle oynarken Doktor Corvvin
aya�a kalkarak ba��rd�.
- Dokunma ona! Kendini yaralayacaks�n!
Ba�rahibin parma��yla d��meyi bast�rmas�n� silah�n
�l�m kusan sesi izledi. Doktor bo� bir �uval gibi d�t� yere. Bir ya�am s�ren
bilimsel ara�t�rmalar� ve planlar�n� ger�ekle�tiremeyecekti art�k.
Kora ba��rd�. �ren silah�n� �ekerek sinirden k�pk�rm�z� olmu� g�zlerle ilerledi.
Rahiplerin hepsi aya�a kalkm�t�. Ba�rahip bir �eyler anlatmak istercesine Oren'e
do�rulttu silah�n�.
�ren biraz yat�arak geriledi. Ne yarar� vard� ki?
Chauna'ya �antamda bir silah daha var dedi.
Ya�l� adam i�ini �ekerek, Bunu yapamam. �steyerek hi�bir canl�y� �ld�rmedim bug�ne
kadar dedi.
- Ben �imdi �ld�rebilirim. G�zleri korkunun so�uklu�undan parlayarak silah� ald�
Kora. Ba�rahip di�erlerine homurdanarak Doktor'un v�cudunu tekmeliyordu. Bu Tanr�
de�il. Bak�n parma��m�n bir hareketiyle bir Tanr� �ld�rd�m.
Tanr� korkusundan kurtulunca, hepsi birden sald�rd�lar.
Oren'in silah� ikisini birden bi�ti. Ba�rahip �l�m oyunca��n� do�rulttu ve d��meye
bast�. Ancak hi�bir �ey olmad�. Yeniden doldurmak i�in ne yap�laca��n� bilmiyordu.
Ama silaha ihtiya�lar� yoktu. �ren ve Kora bi�imsiz �be�e do�ru gerileyerek ate�
ettiler. Yabanc� h�rlayarak havlad�.
K�t� kokulu bir et y���n� �evrelerini sard�. Pen�eli eller silahlar�n� ellerinden
ald�. �ren bo�az�n� s�kan parmaklar� hissetti�inde, art�k ba�ka t�rl�
�lmeyeceklerini d��nd�. Ya�am� boyunca ne arad���n� bilememi�ti.
Ba�rahip k�sa bir emir vererek homurdand�. Rahipler
Sekizinci B�l�m
- HEPS� B�TT�.
Kora Oren'in kollar�nda titriyordu. Art�k ne d�lerin var, ne de �ark�lar�n.
Chauna d��nceli bak�larla yanlar�na oturdu. E�itlik evrende hem var, hem yok dedi.
Bu insan�n bir t�rl� ��-renemedi�i bir kavram. Y�ld�zlar parlar, gezegenler
hareket eder. Uygarl�klar y�kselir ve d�er.
��ini �ekti. Ama ben de insan�m. Bir �z�nt�m var. ��nk� daha �nce kim oldu�um bana
s�ylenmedi. Uzay�n i�inde ne kadar uza�a gidersek gidelim, �l�m�n huzura giden bir
yol oldu�u konusunda kimse umutlu olamaz. Belki de yan�t bu.
�ren inan�la, Uzakta, y�ld�zlarda bir yerde bar��n oldu�una inan�yorum dedi. Veya
ya�ayan her canl� organizman�n kabul edebilece�i bir yak�nl�kta. Bizim arad���m�z
�ey bunun i�inde sakl�. Bu, D�nya'daki sava�lar�n, �irkinli�in �tesinde bir �ey.
Biz bunu denedik. Buz kal�plar�na oyduk bunu.
Yabanc� burnunu �ekerek Oren'in bacaklar�na s�r�nd�.
G�ne� ortadan kaybolduk�a �stlerindeki g�kku�a�� renkleri de soluyordu.
Kora: Yak�nda hava kararacak dedi. Burada, bu donmu� d�nyada �lece�iz. �lmeden
�nce bir kez daha �ark� s�yle �ren, l�tfen.
Yabanc� Kora'yla Oren'in birle�en ellerinin �st�ne yerle�ti.
"Bir yerde bir y�ld�z bekliyor, �ocuklar� gibi gezegenleri olan bir y�ld�z. Bir k�
sobas�n�n �evresinde toplanm� gibi. Bekliyor ve karanl�kta h�lyalar�n� sa��yor.
Bir g�n onu birisi bulacak.
Benim kafam geri kalan� ��z�mler. �rene bakarak g�l�msedi. Tamam m�?
� Gitar�m diye s�zland� �ren. Ma�arada kald�.
� Biraz �nce okumu�tum bu d��nceni dedi Thovv.
Gitar�n hemen ayaklar�n�n yan�nda.
� Nas�l?
� Sonra. Ona nas�l de�er verdi�ini biliyorum. Bunun
yan� s�ra �ark�lar�nda t�m basitli�ine ra�men derin anlam
lar ta��yor. M�zik ve di�er sanatlar bizde ola�an�st� bir
d�zeye ula�m�t�r.
Ma�aran�n g�z kama�t�ran reng�renk ��klar� kap�n�n a�z�nda biriken rahiplerin
�zerinde parl�yordu. Sayg�yla kar��k bir korkuyla titriyorlard�.
Bunlar her �eyin d��nda Tanr�yd�lar. Buzdan mezarlar�ndan kalkm� ve yok
olmu�lard�. T�pk� Tanr�lar gibi...
- III -
Birinci B�l�m
�REN, Thovv'un y�ksek binas�n�n penceresinden d�ar� bakt� ve g�zleri ola�an�st�
bir manzaran�n koyu gri g�zelli�inde bu�uland�. Kentleri bi�im, renk ve d�zen
bak�m�ndan ola�an�st�yd�.
Kora: Uzun zamand�r d�ledi�im yere benziyor dedi.
�afak parlakl���ndaki ufu�a bakt�klar�nda helezon bi�imindeki kulelerin kavisli
yollarla birle�ti�ini g�r�yorlard�. Ba�kent yeni bir g�ne girerken, beyaz u�ak
p�r�l p�r�l bir havada hareket etti.
�ren, Uyudu�unu san�yordum diyerek d�nd� Kora'ya �zerinde �ocuksu bir giysi
vard�. De�erli ta�larla s�slenmi� giysisi, v�cudunun tam k�vr�mlar�n� belli
ediyordu.
-- Elimden geleni yapt�m, daha ne yapabilirim? T�m olanlardan �ok etkilendim.
Robot hizmet�inin getirdi�i tonikle, biraz kendime geldim. Sanki sekiz saat
deliksiz uyumu� gibiyim.
� Ben de i�tim biraz dedi �ren. Chauna nas�l?
� Uyumas�n� istediler. Ve ila� t�r�nde bir �eyler de
verdiler. Thovv onun durumundan olduk�a endi�eli.
� �l�me kar�� epey direnmi� g�r�n�yor. Kora'ya bi
raz daha sar�larak "Morko'nun ne d��nd���n� anlamak
zor de�il. �una bak! Ne sis var, ne trafik s�k��kl���, ne de
pislik. Bizim e�itilmi� serserilerden �ok daha ileriler. Para
d�k�n� k�iflerimiz b�yle �eylerle kar��la�t�klar�nda her
�eyi kirletirler."
� Peki bu insanlar b�yle yapacaklar�na, kendilerini
koruyamazlar m�?
� O kadar kolay de�il. Biz ilkeliz. D��nce d�zeyleri
mermi kullan�m�ndan, beyni geli�tirmeden �ok �tede.
Thovv, Ba�kalar� da vard� diyerek s�rd�rd� konu�mas�n�. Daha �nceki ba�lant� kurma
�abalar�m�z tam anlam�yla ba�ar�s�zl�kt�. O�lunun �l�m�nden sonra Morko, D�n-
ya'n�n ve D�nyal�lar'�n, kurtulu�un �tesinde oldu�unu kabul etti.
Chaikk de: Halk�m�z�n b�y�k b�l�m� de ondan yana dedi. Hem korkuyorlar, hem
seviyorlar. Morko onlar� d��nmenin anlams�zl���na ve tek ��z�m yolunun her �eyi
silip atmak oldu�una inand�rm�.
�ren birden: Sizi �ld�rmeye �al�t�! diye ba��rd�.
- Evet, casusu bunun i�in ko�ulland�r�lm�t�. Ancak
onun a��s�ndan sonu� bir cinayet olacakt�. Her neyse, bunu
hi�bir zaman kan�tlayamad�m. Morko aptal de�il. Casus
d�nd�kten sonra yeniden grupland�r�ld�. �l�rken de Mor
ko'nun b�yle bir plan� oldu�unu yalanlayacakt�.
Chaikk s�zlerini s�rd�rd�. Morko sadece sayg�n biri de�il. Bizim psikozlular
hastanesindeki durumu onu, ilgin� derecede iyi bir duruma sokuyordu. S�yledi�iniz
gibi a��r� d�k�n; ancak halk�n sevgisini, iyili�ini d��nerek davrand���n� san�yor.
D�nyal�lar'�n d��nce d�zeyi �zerine ayr�nt�l� testler verdi. Yok etmenin tek ��z�m
yolu oldu�u sonucuna vard�. Morko'yu ne yaz�k ki halk�m�z dinliyor. D�nyal�lar'�n
ahlak �l��leri ilerleme g�stermedi. �nderlerinizin ve k�r pe�indeki finansman
gruplar�n�n yan�nda, insan gururunun ald�rmazl���n� su�lu buldu. Uzaya ��kan
D�nyal�lar'� sa�l�kl� h�creleri yutan kanser mikrobuna benzetti. Halk�m�z sizden
korktu. Bu korku da i�lerindeki en g��l� duygudur. B�y�k Adam'�n�z Pallent, birka�
ay i�inde gezegen sistemimize eri�ebilme yetene�ine sahip uzay gemisi yapt�r�r.
� Ama Dr. Corwin �ld� dedi Kora.
� Notlar�n� ve teorilerini di�erleri uygulayabilir. Pal-
lent'teki di�er gemi �al��yor. Morko bir anda gereken za
man� bildirecek ve...
Oren'in eli i�kisini yudumlarken titredi:
�kinci B�l�m
KANATLI bir daire, �at�s� ge�ici bir �ekilde kaybolup tekrar yerine gelen bir
binadan, usulca havaland�. Daha sonra, kentin merkezindeki b�y�k beyaz bulutu
and�ran X'in ba�kentine do�ru yol ald�.
Kent merkezi konferans binas�yd�. �niformal� subaylar Y�ksek Mahkeme binas�n�n
�n�nde dizilmi�, yerlerini almak i�in bekleyen kalabal��� geride tutmak amac�yla
�� yanda s�ralanm�lard�.
�ren: Dost�a g�r�nm�yorlar dedi Thovv ve Chauna'ya-Chauna titreyerek: Zek� d�zeyi
ne kadar y�ksek olursa olsun, bu tats�z iti� kak�a neden olan duygudur dedi.
- Korkuyorlar. Thovv, D�nyal�lar'�n eline dokundu.
K���k gemilerinin kenarlar�, onlar� kons�l binas�na ula�
t�racak hareketli rampaya yana�mak i�in a�a��ya k�vr�ld�.
Seni korkuttular.
Gemiden inerlerken �ren d�manca bir dalgalanma oldu�unu g�zlemledi. Eksik olan tek
�ey "D�nyal�lar defolun" pankart�yd�.
- D��nce ileti�imimiz o t�r bir �eyi gere�inden fazla
yap�yor. G�zlerini bir yere dikmelisin ve d��ncen ileriye
d�n�k olmal�. Seni sallamalar�na izin verme, b�t�n o d�
��ncelerinde m�thi� bir g�� vard�r. Hatt� burada oldu�u
gibi sakl�d�r dedi Thovv.
Alan�n �zerinde donuk bir halde titreyen ve �evredeki kuleleri alt�na d�n�t�ren
g�ne�, bu gezegen i�in s�cak ve sevecen bir anneydi. Parlayan bir �ok estetik
d�zl��� s�n�rlayan, mavi ve sar� bitki ye�illi�i, ba�ka bir g�zel sabahta
mutluydu. Bulut dev bir inciydi sanki.
�ren d��ncelerini onun parlakl���na uydurmaya ve yanl� ba�lanm� �� ak�m�n �al�mas�
gibi, �� taraftan gelen d��ncelerindeki kin darbelerini unutmaya �al�t�.
selam s�z� etmemeleri ne kadar alayc�yd�. Var olan �ey sadece sessiz bir
g�vensizlik, korku ve nefretti. Ses �ok y�kseldi�i zaman, sanki mekanikmi� gibi
birden kesildi.
- Zavall�, zavall� yarat�klar! Mahkeme k�rs�s�n�n sol taraf�na oturduklar� zaman
Thovv onlara do�ru konu�tu. ��lerinin derinliklerinde bir hayvan oldu�unu da
unuturlar. Burada yapt�klar� davran�larla onlar sadece bunu kan�tl�yorlar.
Uygarl�k rastlant�sal bir s�re�tir. Biz olu�um zaman�nda sizden daha �ansl�yd�k.
Bizim d��nce yap�m�z teknolojik ilerlemelerimize ayak uydurdu. Ve belki de biz
daha iyi �nderlere sahiptik. Onlar bilin�siz hayvan tutkular�n� sizin �zerinize
bo�alt�yorlar. Belki de bizim i�in onun bitti�ini d��nd�k.
Bir n�bet�i ince, gri bir de�nekle Thovv'un omuzuna dokundu ve onun s�zleri
kesildi. �ren, dudaklar�n�n oynad���n� g�rd�; fakat hi�bir �ey duyulmad�. Burada,
Y�ksek Mahkeme odas�nda b�t�n sesler ve ileti�im kontrol edilirdi.
Bu iyiydi. Yoksa de�il mi? Yanl� ellerde...
Oren'in g�zleri Kora'y� bulmak i�in kalabal�kta geziniyordu. Ve buldu. Locada, tam
sa� taraftaki k�rs�n�n ters y�n�nde oturuyordu. Bu locadaki k���k Alfal�lar
grubunun di�er b�t�n Alfal�lar gibi uzun, sevecen y�zleri vard�. Kora'n�n elini
nazik bir baba gibi tutan Morko olmal�yd�.
Ona g�l�ms�yordu. Oren'in bak��n� yakalad� ve resmi bir �ekilde ba��yla selamlad�.
Evet Thovv'un f�s�ldamas�na izin verildi:
- O, Morko. O �ok ho� g�r�n�ml� m�? Kaba d��ncelerin �st�nde mi? Evet. Morko
halk�m�z i�in bir �ok �ey yapm� iyi ve nazik bir adamd�r. Onu bir baba gibi
severler.
Yine de D�nyahlar'�n canavar oldu�una halk�n� inand�ran da bu adam. �ren
ac�mas�zca d��nd�. Ya�l� adam i�in s�ylenecek bir �ey daha vard�: Siyahlar giyen
ve siyah ata binen k�t� adam kli�esi. Bu k�t� adam sadece bir y�nde k�t� adamd�.
�yle g�r�n�yordu. E�er o hi�...
belki de sonunda yeni bir ya�am olacak. Bu i�i yapacak alete gelince; bu i� i�in
bir makineleri var, b�t�n insanlar�n zihin g�c�n� geni�leten bir makine. Konu�an�n
sesini kesmek i�in bulutun i�inde ve yan�nda kullan�lan makinenin bir bak�ma tersi
olan bir alet. Sadece bu �ok �ok daha g��l�. Bu korkun� d�zeyde geni�letilmi�
beyin g�c� b�t�n uzay� ge�erek D�nya'niza ula�acak ve b�t�n uygarl���n�z� ve sanat
yap�tlar�n�z� silecek. Anlat�lacak hi�bir �ey kalmayacak. �ok k�t� oldu�u i�in
Tanr�lar taraf�ndan sonsuzlu�a dek yok edilmesine karar verilen bir kral hakk�nda
kitaplar�n�zdan okudu�um eski bir �yk� gibi olacak. D�nya sonsuzlu�a dek yok
edilecek. Her �eyin �st�nde donuk bir ��k. Sonra hi�bir �ey.
�ren kan�n�n dondu�unu hissetti. Daha bitmemi�ti.
� Y�ksek Mahkeme'nin plan�n�n g�zelli�i �rk�m�zdan
herkesin bu i�e katk�da bulunmas�ndan kaynaklan�yor. He
pimiz kendi iste�imizle cellatlar�n�z olduk. Derin inanc�
m�zdan do�an bir istek. Bu i�te hi� kimse hatt� Y�ksek
Mahkeme bile kendini su�lu hissedemez.
� Fakat su�lu olacaklar diye m�r�ldand� �ren.
� Evet kendilerini su�lu hissetmeliler. Gelecek ku�ak-
lakda d��n�rler bunun �zerinde d��necek ve tart�acak
lar. Bu i�ren�li�e kat�lan herkes tozlar�n aras�nda yitip
gidecek. Alfal�lar'�n her zaman an�msamalar� i�in i�ledik
leri su�, sonsuzlu�a kadar orada olacak.
�ren beyaz elbiselere sar�nm�, ya�l� y�zleri ta� gibi sert olan Y�ksek Mahkeme'nin
s�ralar�nda oturanlara bakt�. Ciddi suratlar�nda ve yava� hareketlerinde bir
soyluluk vard�. Bu elli ki�i bir�ok k�t�l��� g�rm� ge�irmi� ve �imdi duygulara
kar�� ilgisiz d�zenbaz ve alayc� yarg��lara hi� benzemiyorlard�. Bunlar do�ru
karar vermeye e�ilimli i�ten yarat�klard�.
�lk olarak savc� Morko konu�tu. D�nya hakk�ndaki iftiralar�n� bitirdi�i zaman
savunulacak hi�bir �ey kalmam�t�. Thovv ve arkada�lar�n� daha i�in ba��nda
ezecekler-
di. Konu�mac�lar i�in yap�lm� olan d�ner k�rs�de Morko kendisini y�rekten
alk�layanlar� ba��yla selamlad�. Sonsuz g�ven ve sevgi g�sterisiyle g�l�mseyerek
ve �evreyi tarayan bak�larla Mahkeme'yi etkilemeye �al�t�. Durumun ciddiyetine
uygun olarak s�zl� ve yaz�l� kurallara uyarak konu�tu. S�zleri O konu�urken
Oren'in beynine �evrilmi�ti.
- Yine birlikteyiz diye yava��a ba�lad�. Tekrar sizinle
konu�mak hakk�na sahibim. Sadece sevgi hakk�nda konu
�aca��m. Hi�bir �rka kar�� nefretim yok, ilkelere de. Beni
ve ilkelerle olan ili�kilerimi biliyorsunuz. Ya�am�m� yar
d�ma ihtiyac� olan herkese adad���m� s�ylemeye gerek g�r
m�yorum. D�nya ve D�nyal�lar'�n yok edilmesi gerekti�i
ni iddia eden sizlere adad�m kendimi. Sonunda onlar ken
di kendilerini yok edeceklerdir. Bunu beklerken h�rs�n,
hu sonsuz ��k��n, bizim �rnek sistemimize de yay�lmas�
na ve onlarla birlikte yok olmas�na izin verebilir miyiz?
B�t�n Alfa D�nyalar�'n�n ke�fi ve bilimsel ilerlemedeki
ba�ar�m�z y�z�nden �rk�m�z daha iyi g�nler g�recektir.
E�er D�nyal�lar fiziksel olarak ilkel olsalard�, onlara kuca
��m�z� a��p, yard�m edebilirdik. Fakat onlar ilerlediler,
ama h�l� k�t�ler. �lerlemi� teknolojilerini kendi �rklar�n�n
iyili�i i�in kullanacaklar� yerde, kendilerinden daha zay�f
�rklar� ve g�ne� sistemindeki gezegenlerde ya�ayanlar� k�
le etmek i�in kulland�lar. �imdi emerek ve yutarak kendi
g�ne� sistemlerinin s�n�rlar�na ula�t�lar ve a�g�zleri �zeri
mize dikildi. Hat� yapmay�n. S�ra bize geldi.
Toplant�da dalgal� bir d��nce ���l���na izin verildi.
- Gebersin D�nya! Sonra ses kesildi.
Morko g�l�msedi:
- Konu�mak gereksiz. B�rakal�m D�nya kendi kendi
ni yok etsin. �nce elini sallad�; b�y�k k�senin kendine
yeten ����, g�m� beneklerle parlayarak z�mr�t ye�iline
do�ru karard�. Alfa gecesi gelmi�ti.
Meclisin �st�nde �� boyutlu bir g�r�nt� olu�tu�unda
dan dikkatle se�ilmi� bu deh�eti bir anda g�rd��� i�in akl� karmakar��k olmu�tu.
�stelik d�k�len b�t�n bu kanlar ve katliamlar ger�ekti. Bunlar� g�rmeden �nce t�m
insanlar� su�laman�n g�� oldu�unu k�t�l��e kar�� ��km� insanlar�n da bulundu�unu
ve protesto etmek i�in ya�amlar�n� verdikleri inanc�yla kendisini avutmu�tu.
Bunlar her galakside, her uygarl���n pay�n� ald��� bir �rk�n geli�me s�recinin bir
par�as�yd�. Ba�l� olduklar� anlamlar�ndan kopar�lm� olan bu montaj sahneler,
ger�eklerinden binlerce kez daha g��l� birikimle �o�alm� bir etkiye sahiptiler.
�u anda hi�bir �ey yap�lamazd�.
Chauna'ya d�nd�. Hintli s�ras�na ��km�t�, y�z� k�l gibiydi. G�z kapaklar�
k�m�ldan�p kapand��� zaman �ren, "Onu �ld�rd�ler. O bir azizdi ama bu sahneleri
g�r�nce �ld�" diye d��nd�.
Thovv nazik�e onu s�ras�na �ekti�i zaman g��l� bir ac�yla ayakta durdu�unu
farketti. Kafas� a�r�dan �atl�yordu. Thovv'un s�zs�z sevgisi ila� gibiydi; ancak
rahat soluk alabilmesi i�in dakikalar�n ge�mesi gerekti.
Sonunda etraf�na bak�narak Kora'ya do�ru d�nd�. Kora bir heykel gibi oturuyordu.
Y�z� anlams�zd�. Ac� i�inde d��nd�. Akl�n� kaybetti. Bu �ok fazlayd�. Sava��
yitirecek durumda olan birisinin tutkusuyla Kora, b�t�n bu kan ve ac�y� bir anda
g�r�nce delirebilirdi. �ren umutsuzdu.
�rkenin h��rdayan r�zg�r� sakinle�ti�i zaman Morko son darbesini de vurdu:
- G�rd���n�z gibi bu son de�ildir. B�y�k Adam'lar�
bizim sistemimizi ele ge�irmeye haz�rlan�yor. Bu ilkeller
doymak bilmez yarat�klard�r, evrensel ahlak�n temel duy
gular�na bile sahip de�iller. �lk ad�mlar� bizim g�� alan�
m�zdan haber almalar�n� sa�lad�, ikincisi...
Bir anda patlayan hakaret ve k�zg�nl�k hepsine yay�ld�. Geli�meleri dev
videolardan izleyen, d�ardaki halk bunu daha da b�y�tt�. Morko ellerini uzatt�.
- Bir �ey daha. Bir tan���m var. D�nya'n�n ger�ekten
ne oldu�unu d�r�st olarak size s�yleyecek bir tan�k. Thovv, di�er iki tan��� gibi
damarlar�nda Alfa kan� ta��d���n� size s�yleyecek. Bu kan y�llar �nce yar� deli
bir sanat��n�n yasa d�� birle�mesinden olmu�tur, ancak bu �nemli de�il. Kendi
�rk�m�z� �ld�rmeyiz. Bu �c� ya�amal�. Bu canavarlar aras�nda do�an �u gen� k�z�n
damarlar�ndaki bizim kan�m�z ona t�rel cesareti ve size ger�e�i s�yleme ihtiyac�n�
veriyor. Bir hayalet gibi k�rs�ye do�ru hareket eden Kora'y� eliyle �a��rd�.
"Konu� �ocu�um!"
ilk �nce �ren onun ila� alm� oldu�unu d��nd�. �ok cans�z hareket ediyordu; sonra
Kora y�z�n� yukar�ya kald�rd��� zaman y�re�i �z�nt�yle doldu. G�zlerinde
kararl�l���n ��lt�lar�n� g�rd�.
- Sizin d�nyan�zda sadece bir g�n bulundum. Sesi �iddetten titreyen hafif bir
f�s�lt� gibiydi. Fakat bug�n i�in size te�ekk�r etmek istiyorum. Benim en mutlu
g�n�m oldu. Soyluluk ve b�y�kl���n ger�ekten evrende var oldu�unu bana g�sterdi.
Bunlar� daha �nce hi� g�rmemi�tim. Bizim d�nyam�z de�i�ik. �nsanlar�m�z maske
takar, aldatmaya ve yalan s�ylemeye zorlan�r�z. Ya�am �eklimiz budur. Her ba�ar�
parayla de�erlendirilir, gizli i�ler ve hileyle elde edilir. �ovenizmin her
t�rl�s� vard�r. Birbirimizden korkar�z, birbirimizi ispiyonlar�z. Kendi
olu�turdu�umuz yasalara uymay�z ve b�t�n bunlar� yapt���m�z zaman da sevgiyle
kar��lan�r�z. B�t�n bunlar al��lm� i�lerimizdir. Bu ahlaki ��k�, sizin
soylulu�unuz gibi, insanlar�m�za bir Tanr� vergisidir. Annem on �� ya��ndayken
fahi�eli�e zorlanm� basit bir k�yl� kad�n�yd�. Ona g�re ya�am; yoksulluk, ac� ve
umutsuzluktu. Bir gece Los Angeles'da bir soka�a at�ld�m ve �l�me b�rak�ld�m. Beni
sevmedi�i i�in de�il, ya�am�m�n onunki gibi bir i�kence olaca��n� bildi�i i�in
b�rakm�t� beni. Bu ac�mas�zl��� g�rmeden �nce �lsey-dim ke�ke.
Y�neticilerimizin kendi g��lerini korumak i�in, milyonlarca insan� s�m�rd���n� ve
�ld�rd���n� g�rd�n�z.
�imdi olanlar da de�i�ik de�il, sadece etiketler de�i�ik. Basit bir k�yl� olarak
yoksulluk ad�na, k�leli�in �rne�i ad�na, yiyecek i�ecek bulamad�klar� i�in
a�l�ktan �len �ocuklar ad�na, pis kul�belere at�lm� ve unutulmu� ya�l�lar ad�na
konu�uyorum. Burada ruhun g�zelli�ini ve temizli�ini biliyorsunuz. Ama �rk�m�z
sap�k d��nceleriyle buraya gelirse, onlar�n i�lerindeki k�t�l�k size de bula�acak.
D�nya, evrenin temiz y�z�ndeki bir ��band�r. O sizi yok etmeden �nce siz onu yok
edin.
���nc� B�l�m
KORA'n�n su�lamas� Oren'in bo�az�nda yutamad��� bir ac�l�k b�rakt�. Kora;
m�zikte,, do�ada, �ocuksu ne�esi �ocuksu s�cakl���yla buldu�u tatl� bir k�zd�.
Onlar ak�am �zeri Aztek alt�n� rengine d�n�en Pasifik'in �zerindeki g�ky�z�n�
izlerlerken mutlulukla g�len, �iir okuyan ve bir �ark� daha s�ylemeleri i�in
yalvaran Kora'yd�.
Thovv'un �elik gibi parmaklar�n�n elini tuttu�unu hissetti.
- Bu olay�n seni nas�l etkiledi�ini biliyorum. Alfal�-lar'�n sesi i�neleyiciydi:
Morko'nun ne yapt���n� g�rd�n m�? Kora'n�n bilin�siz beynine ula�t�, bebekli�inden
beri annesi ve kendi do�umundaki y�reksizlikten dolay� �ekti�i b�t�n ac�lar�
d�ar�ya ��kard�. Kora annesinin ba��na gelenlerden dolay� sizin toplumunuzu asla
ba��lamad�, o i�inden b�t�n d�nyay� su�luyor. Di�er �anss�z insanlara yard�m etmek
i�in yap�lan eylemlere girmesinin nedeni de bu. Morko al�ak�a bir �ey yapt�. B�t�n
bunlar� tam bir umutsuzluk yaratmak i�in kulland�. Kora'n�n bilin�alt�n-daki
canavarlar�n� d�ar�ya ��kartt� ve Kora'y� onlar�n aras�nda ya�att�, b�ylece b�t�n
g�zel �eyleri hatta seni bile unuttu. O ge�mi�indeki k�t�l�kten ba�ka hi�bir �eyi
g�remiyor. Bu bir tuzakt�.
�ren y�kselen hiddet ve k�zg�nl�k dairelerine do�ru g�z�n� �evirirken rahatlamaya
�al�t�. Kora'n�n basit s�zleri her �eyi k���k, d�zenli bir paket gibi toplam�t�.
��lerinde �imdi hi� ku�ku yoktu. D�nya'ya, kendisinden bir par�a taraf�ndan ihanet
edilmi�ti. Bu, her �eyi tamamen tersine d�nd�rm�t�.
G�zleri Kora'n�n g�zleriyle bulu�tu. Kora'n�n g�l�msemesi ac� doluydu.
G�l�msemesinde Oren'e ger�ekten ba�ka hi�bir �ey s�ylemedi�ini ve Oren'in de
ger�e�i s�yleme-
si gerekti�ini s�yl�yordu. D�nya bu harika �rk�n �izdi�i kaderine l�y�kt�.
�ren de D�nya'ya ihanet etmeliydi.
O bak�la birden b�t�n bunlar� anlad�.
� Bu d��nceyi kabullenemedi!
� Hi� umut yok diye m�r�ldand�.
Mahkeme ba�kan� bir kafa i�aretiyle Thovv'un savunmas�na ba�layabilece�ini
belirtti. Thovv k�rs�ye do�ru hareket etmeden �nce Oren'in elini s�kt�.
Kendisinden emin bi�imde �enesini yukar�ya do�ru kald�rd�. Arkada�lar�na do�ru
bakt� ve Oren'e g�l�msedi.
- Bizim g�ne� sistemimizdeki her gezegenin bir ayd�n
l�k, bir de karanl�k taraf� vard�. Anlay�l� akl�n alg�layabi
lece�i her d��nce ve kavram tart�maya a��kt�r. Bu y�z
den �u anda buraday�z. Morko D�nya'n�n, evrenin daha
iyi �rklar� aras�nda uyum i�inde varolabilmesi i�in gerekli
olan ahlaki d�zeye ula�mad��� ve ula�am�yaca�ma inan�
yor. Onun d��ncesi'ne sayg� duyuyorum. Ara�t�rmac�la
r�m�z D�nya'n�n �alkant�l� tarihini inceden inceye g�zden
ge�irdi. �iddet ve ak�l yoksunluklar� y�z�nden s�k s�k
�a�k�nl��a u�rad�k. Ancak umutla ilerleme belirtilerini de
g�rd�k. �lerlediler, do�ru ama �iddetin �o�unlu�u ayn�
kald�. Ger�ek bu ve onu yalanlamaya �al�m�yorum. "Ato
mik patlamalar ba�lad��� zaman endi�elendik. Ay ara�t�r
malar� ve D�nya'n�n karde� gezegenlerine kar�� yapt��� za
y�f hareketlerden, onun ahlaki ve d��ncesi olarak de�ilse
de teknolojik olarak erginli�e ula�t���n� anlad�k. Politika
m�z b�t�n ilkellerinkiyle ayn�yd�: Elini s�rme, b�rak!
G�zlemleriz ancak kar�may�z, kendi sistemimizde ve di
�er yerlerde s�m�rge kurar�z, ke�federiz; ama ele ge�ir
meyiz, zorla de�i�tirmeyiz. Her �rk�n kendi kaderini ken
disinin �izmesi gerekti�ine inan�r�z. "D�nya'da ayd�nlan
ma belirtileri bir s�re i�in umut verdi. Ancak sonra uzay
giri�imleri yeni sorunlar yaratt�. O zaman Y�ksek Mahke
memiz uzaya engeller koydu. Kendilerini yok edinceye ve-
Thovv ba�kana d�nerek "E�er Mahkeme izin verirse benim de bir �ahidim var" dedi.
Ba�kan Mahkeme �yelerine dan�t�; sonra kabul etti�ini belirtti. Sessizli�in
sa�lanmas� i�in i�aret etti. Thovv kendisine i�aret edince. �ren a��r a��r aya�a
kalkt�. Kafas�n�n i�inde b�y�k bir f�rt�na esiyordu, yere y�k�lmadan �nce k�rs�ye
do�ru iki ad�m atmay� ba�ard�.
Thovv hemen onun yan�na ko�tu ve endi�e i�inde �zerine e�ildi.
� Kafam!
� Morko. Kora'ya yapt��� �eyi sana da yapmaya �al�
��yor. O'na kar�� diren! diye f�s�ldad� Thovv.
�ren g��l�kle aya�a kalkt�, her �ey d�n�yordu. D�t�. Onun d��na s�r�klendi�i
zaman, Kora Thovv'Ia birlikte yan�ndayd�. G�zleri ac�yordu. Kederin bir �e�it
azalmas�. Bu yenilgisi onu aya�a kalkmaya zorlad�. B�t�n g�c�n� harcayarak k�rs�ye
ula�t�.
Thovv yan�na geldi. "Gitar�n� al. Sana yard�m eder. Dikkatini m�zi�inin �st�ne
topla. D��nceni dar ve ula��lmaz tut."
�ren gitar� kaparcas�na ald�. Parmaklar�n� gitar�n telleri �zerinde d�zensizce
gezdirdi. Hissetti�i bu duygu ona yard�m etti: Bilinmeyen bir m�zik d��ncesini
ar�nd�rd�. Bacaklar�n� a�t� ve sallanarak orada durdu. Bir an i�in Thovv ve
Chauna'ya alayc� bir g�l�le bakt�. Kora, Mor-ko'nun grubuyla tekrar birle�mi�ti.
G�ne�ten yanm� surat�, kulaklar�n�n �zerine d�k�len bu�day renkli sa�lar� ve uzun
boyuyla ayakta dikiliyordu. Duru�unda Alfal�lar'�n tipik �zelli�i olan kurnazl�k
belirtisi hi� yoktu. Bu yabanc� �evrede, geni� kapsaml� bak�� tuhaft�. G�m�i
g�zlerinin d��nda �ren, sanki oral� de�ildi. Fiziksel olarak D�nyal�yd�. O g�m�i
g�zler en arka s�radakilere kadar b�t�n suratlar�n �st�nde dola�t�. �imdi
beynindeki zonklama yok olmu�tu, s�zc�kler a�z�ndan d�k�ld�:
- Ben bir hatip de�ilim. Size anlatmak zorunda olduklar�m� m�zikle anlatsam daha
iyi. Anlatacaklar�m sizin karar vermeniz i�in �nemli. Halk�m� severim. �ok
istememe ra�men onlar i�in size yalvarmayaca��m. Ancak �u anda yapt���m gibi
onlar�n ni�in k�t� �eyler yapt�klar�n� anlaman�za yard�mc� olmaya �al�aca��m.
�o�unlukla bir �eyden kaynaklan�r bu. Korku! �u anda hepinizin i�ini kemiren �ey
de budur. Benim d�nyam-daysa o her zaman i�imizi kemirir. Ondan hemen hemen hi�bir
zaman kurtulamay�z. Siz �ansl�s�n�z, d��nceleriniz �ok de�i�ik bir bi�imde
de�i�ti. Ya�am�m�z�n her g�n�nde duydu�umuz bizi kaplayan korkuyu siz an�msayamaz-
s�n�z. Ba�ka bir insan�n d��ncesinde ne oldu�unu bilmemek. �te biz b�yleyiz.
Deneriz. Lanet olsun, o kadar �ok deneriz ki. Ancak ger�ekten hi�bir �eyi
bilmeyiz. Konu�mak bir insan�n beyninde ne oldu�unu ��renmemiz i�in yard�mc� olur;
ama yeterli de�ildir. Belki de yan�m�zdaki adam bize k�t�l�k edecektir. Belki de
k�t� �eyler d��n�yordur. Fakat hi�bir zaman kesinlikle bilemeyiz. Yani sizin
bildi�iniz yolla bilemeyiz.
"Uzun bir s�re �nce D�nyam�zda, arkada�lar�m�za inanc�m�z�n olmas� gerekti�ini
s�yleyen b�y�k bir insan ya�ad�. Ba�kalar�na size davran�lmas�n� istedi�iniz gibi
davran�n�z! Slogan� buydu. Hakl� oldu�una karar verdik. Ancak o m�thi� korku h�l�
oradayd�. Baz�lar�m�z inan�l�yd� ve bu inan�tan yararlan�ld�. H�l� deniyoruz.
Dinleyin... Gitar�n�n g�m� tellerine dokunarak �ark� s�ylemeye ba�lad���
zaman kendi d�nyas�ndayd�. �ark�lar�nda diren� g��l� hissetme, ya�ama
iste�i, ya�amdaki sevin� par�lt�lar� vard�. Enerji canl�l�k ve �zg�rl��� anlatt�.
�ren, �imdiye kadar hi� s�ylemedi�i bir sesle s�yledi. Sanki bu ses, do�du�u andan
beri ruhunda ve y�re�inde yo�unla�t�rd��� b�t�n g�zelliklerin ve ac�lar�n bir
sonucu gibiydi.
�ark�lar�yla onlara D�nya'y� anlatt�. Derin vadilerini, ye�il ormanlar�n�,
g�r�lt�yle akan �rmaklar�n�, karl� do-
cak sen yar� Alfal�s�n ve zehirli kumlar� olan ��lde alt�ndan tanecikler olabilir.
Bu tanecikler kolayca k�t�l�k da�lar�n�n alt�na g�m�lebilir. Ve sen korkudan s�z
ettin. Korkunun sizi y�ld�ran d�man oldu�unu s�yl�yorsun. Peki bu korku her zaman
kalmayacak m� sonsuzlu�a kadar?
Marko aya�a kalkt�. "Bu gen� adam ve onunla birlikte olanlarla tart�m�yaca��z.
B�rak�n D�nya'da olabileceklerinden �ok daha ho�nut ve mutlu olarak aram�zda
ya�as�nlar" dedi.
Kazand��� i�in bacaklar�n�n zay�flad���n� hissetti.
Ufac�k bir ��k huzmesi belirdi.
� B�y�k Adam dedi�imiz ki�inin m�thi� bir g�c�
var. Bu adam beni Birle�mi� D�nya'n�n ba�kan� yapmak
istiyor. Onun piyonu olaca��m, yapaca�� i�ler i�in bir kuk
la. �nsanlar� y�nlendirebilecek bir g�c�m oldu�unu hisse
diyor dedi.
� Belki de �yle bir g�c�n var. Ger�ekten bunu yapabi
lir mi?
� �rg�tleri yapabilir dedi aceleyle �ren. "Sizi kendi
me inand�rd�m. Belki de halk�n�n bana g�venmesini sa�-
l�yabilirdim. Tarihimizde y�ksek g�revlere vicdans�z ma
kineler taraf�ndan getirilmi�; ancak g�c� eline ge�irdi�i
zaman onu ak�ll�ca, insanlar�n yarar�na kullanan �nderler
de vard�r. Belki ben de bunu yapabilirdim. Yava� yava�
de�i�iklikler yap�labilirdi. Bu D�nya tarihi i�in bir ara
yoldur. E�er ya�amaya elveri�li s�m�rgeler kurmam�za
izin verilseydi, dikkatle denetlenerek, n�fus fazlal��� ar
t�� sorunumuz ��z�lecekti. Di�er reformlar da yava� ya
va� yap�labilirdi."
ve d��nceliydi. Bir s�re sonra Ba�kan "Bu kolay bir g�rev olmayacak" dedi.
�ren derin bir soluk ald�. "Onu ben de istemiyorum. Kora'yla birlikte sizin
aran�zda ya�amay� �nerdiniz. Bu b�t�n ya�am�m boyunca d�ledi�im bir �eydir. Her
g�n�n ne�eyle dolu oldu�u temiz ye g�zel bir d�nya. Fakat benim d�nyam oras�d�r.
�l�nceye kadar b�t�n g�c�mle D�nya'm�z i�in �al�mal�y�m."
Thovv "Ona bu �ans� tan�y�n" diye ba��rd�. "�ren Starr'�n d�nyas�n� kurtarmak ve
ona hizmet etmek hakk� var. Buna kar�� ��kamay�z."
Kalabal���n bir k�sm� "Ya�as�n D�nya!" diye ba��rd�.
Oren'in yengisi'nin b�y�d���n� g�ren Morko sararm� bir y�zle aya�a kalkt�. Mahkeme
Ba�kan�, anla�mazl�k ve karga�a yat�mcaya kadar susmas�n� i�ret etti. �ren umutla
k�rs�de duruyordu. Y�ksek Mahkeme oylamaya ge�iyordu. Sonunda, Ba�kan tekrar aya�a
kalkt�. "Karar veremedik" dedi. "Sana inan�yoruz �ren Starr. Ancak hayalci bir
ruhun var ve sadece ��plak ger�ekleri g�z �n�nde tutmal�y�z. D�nya'yi kurtarmak
i�in ya�am�n� verirsin. �ok g�zel, sana inan�yoruz. Fakat bir hayalcinin
�zlemlerinin, ger�ekleri sapt�rmas�na izin veremeyiz. Kora'y� al ve �ark�lar�n�
s�yleyerek bizim aram�zda ya�a!"
Oren'in ba�� �n�ne d�t�.
� E�er D�nya �l�rse ben ya�ayamam."
Salonda bir u�ultu y�kseldi.
� Bunu s�yleyece�inden korkuyorduk.
Oren'den b�t�n salona bir sevgi dalgas� yay�ld�. Bununla birlikte beyninde bir
y�ld�z patlamas� gibi parlak bir ��k patlamas� oldu.
- �REN!
K�redici bir ��k karga�as� i�inde Chauna'y� g�rd�. Ayaktayd�. Kemikli y�z�
bembeyazd�. Y�z� sevin�le parlad�. G�l�msedi ve tekrar Oren'in ad�n� s�yledi,
dudakla-
r�n�n k�p�rdamamas�na ra�men �ren onu ne�eden do�an bir ba��r� gibi duydu.
�ren g�zlerini kalabal��a �evirdi.
� Arkada�lar�m! Benim yeni ve ola�an�st� arkada�la
r�m. Beynimde ilgin� ve inan�lmaz bir �ey oldu. Chauna
bana, bunun kendisinde de oldu�unu s�ylemi�ti. Bir an
yan�p s�nen bir ��k gibi bir �ey.
� D�nyam�zda bizi, a��r� milliyet�i gruplara b�len �e
yin korku oldu�unu s�ylemi�tim. �imdi ben o korkuyu his
setmiyorum. Beynim billur gibi parlak. Thovv yard�m etti,
siz hepiniz yard�m ettiniz, benim �abam yard�m etti. Her
�eyden �ok Chauna yard�m etti. O bana yeni bir d��nme
kudreti verdi. O �l�, ancak mutlu. D�nyam�z� kurtarmaya
yard�m etmem i�in benim ola�an�st� bir g�ce sahip olma
m� arzu etti!
Beyniyle hepsini etkilemeye �al��rken g�m�i g�zleri parlad�: G�rm�yor musunuz?
�imdi tam bir anlay�a sahibim. Sizin d��ncelerinizi g�r�yorum. Art�k sizlerle
konu�urken s�zc�k kullanmayaca��m. Beyinlerinizde, sizinle birlikteyim!
Kalabal�k ba��rarak aya�a kalkt�. Y�zy�llar �nce onlar�n �rk�na yava� yava� olan
�ey, bu D�nyal�'da biranda ger�ekle�mi�ti. Onun umutsuz �abas�yla birle�en
Chauna'n�n g�c�n�n yaratt��� bas�n�, birbirleriyle do�u�tan payla�t�klar�
telepatik birli�i Oren'in beyninde olu�turdu. Korkuyu y�kan s�zs�z anla�abilme
yetene�iydi bu.
Sanki y�reklerinde a��r bir y�k kald�r�lm� gibiydi. �ld�rmeyi istemediler.
�ld�rmek yap�lar�nda yoktu. �imdi �ren onlar�n beynine girmi� ve �ld�rmeye gerek
olmad���n� g�stermi�ti.
Morko sallanarak aya�a kalkt�. Kan�nda ve beyninde patlayan ve iltihapl� bir
mikrop k�mesi gibi �o�alan bir �ey, bir anda Alfal�'n�n i�inden d�ar� ��kt�.
Oren'in alayc� yengisine dayanamazd�. D�nya �lmeliydi! E�er yeni bir
Uzay� ve evreni daha yak�ndan tan�mak, uzayla ve kurgu - bilimle ilgili macera
dolu �yk�leri okuyanlar�n daha fazla haz ve zevk duymalar�na da bir �l��de
yard�mc� olacakt�r d��ncesindeyiz.
"Evrende Ne, Nedir?" ba�l��� alt�nda sunaca��m�z bu k�eyi ilgin� sorular ve ilgin�
cevaplar�yla a��yoruz. Bu k�emiz di�er kitaplar�m�zda da devam edecektir.
Okuyucular�m�z�n be�enisini kazanmak, bizim i�in sevin� ve gurur kayna��
olacakt�r.
BASKAN Kurgu-bilim Dizisi
�unu ve saniyede 630 milyon ton oran�nda bir hidrojen -helyum de�i�imi yapt���n�
varsayarak; g�ne�in a�a�� yukar� 40 milyar y�ld�r enerji yayd���n� ve 60 milyar
y�l daha buna devam edebilece�ini kolayca hesaplayabiliriz.
Asl�nda her�ey bu kadar da basit de�il tabii...
G�ne�, "ikinci nesil"den bir y�ld�zd�r. Y�ni milyarlarca y�l �nce yan�p patlayan
y�ld�zlardan artan kozmik gaz ve tozdan olu�mu�tur. Ba�lang��ta g�ne�in hammaddesi
neredeyse �imdiki kadar helyum kap��yordu. Bundan da �u sonuca var�yoruz ki, g�ne�
olduk�a k�sa bir s�reden beri enerji yaymaktad�r. Ve ba�lang��ta hidrojen sto�u
pekaz kullan�lm�t�r. Bu hesaba g�re g�ne�imiz hi� de �yle fazla ya�l� de�ildir.
Olsun olsun 6 milyar ya��ndad�r...
G�ne�in s�rekli olarak �imdiki oranda enerji sa�mayaca�� da kesindir. Esasen
g�ne�te hidrojen ile helyum tam anlam�yla birle�ememektedir. Helyum g�ne�in
merkezinde yo�unla�m� durumdayken, birle�me y�zeyde olmaktad�r. G�ne� enerji
sa�maya devam ederken, helyum �ekirde�i de a��rla�makta bu hal de merkez �s�s�nda
art�a sebep olmaktad�r. Zamanla, bu etkiler sonucu, helyum atomlar� daha karma��k
yap�lara sahip daha a��r atomlara d�n�ecektir. Ve ondan sonra da g�ne�imiz
genle�meye ba�lay�p bir "K�rm�z� Dev" h�line gelecektir.
G�ne�in "K�rm�z� Dev" h�line d�n�mesiyle d�nyam�zda s�cakl���n ak�l almaz
boyutlara ula�aca��, okyanuslar�n, denizlerin ve b�t�n sular�n kurumas�na ve
yery�z�ndeki t�m hayat t�rlerinin ortadan kalmas�na yol a�aca�� muhakkakt�r.
G�kbilimciler, bilim adamlar� bunun da hesab�n� yapm�lar inceden inceye.
Vard�klar� sonu� ise �u: G�ne�imiz 8 milyar y�l sonra "K�rm�z� Dev" h�line
gelecektir...
Bu nedenle �imdiden endi�eye kap�l�p tela�lanmaya gerek yok. 8 milyar y�l, hi� de
k���msenecek bir s�re de�ildir. De�il torunlar�m�z�n torunlar�n�n torunlar�,
insanl�k bile o g�nleri g�rebilecek midir bilinmez...
�illerdir. Rastlamalar� bir yana; b�yle bir �eyin var oldu�unu varsaymalar�na
neden olabilecek herhangi bir iz bile bulabilmi� de�illerdir. Tabii bunlar
ger�ekle�inceye kadar da ileri s�rd���m fikrin bir tahminden �teye gide-miyece�i
de besbellidir.
Evrenin d��nda ne var? Bu soruya "evren olmayan" desem, bu cevab�m� anlams�z bulup
kar�� ��kabilirsiniz. Hatt� b�yle d��nmekte hakl� da olabilirsiniz. �te yandan
anlaml� cevaplar� olmayan daha pek �ok soru var bu konuda. Ve genellikle de bilim
adamlar� bu anlams�z sorular� g�z�n�nde bulundurmay� bile reddederler. Bundan
ka��n�rlar. Ama yine de ��yle bir d��nelim: Kuzey Amerika k�t'-as�n�n ortas�nda
ya�ayan zeki bir kar�nca oldu�unuzu varsayal�m. �mr�n�z boyunca metrekarelerce
arazi katettiniz. �st�ne �stl�k, diyelim ki size kilometrelerce uza�� g�sterecek
bir de d�rb�n�n�z var. Do�al olarak, �zerinde bulundu�unuz kara par�as�n�n sonsuza
dek devam etti�ini d��necektiniz. Ama acaba bu kara par�as� bir yerde bitiyor mu,
diye merak etmekten de kendinizi alamayacakt�n�z. Ve b�ylece, olduk�a rahats�z
edici bir soruyla kar��la�acakt�n�z: E�er kara bir yerde sona eriyorsa, ondan
�tede ne ba�l�yor?.. S�ras� gelmi�ken �uras�n� da hat�rlatay�m; hayattaki t�m
tecr�beniz kara ile ilgilidir, hi� Okyanus g�rmedi�iniz gibi deniz ile ilgili bir
kavram�n�z dahi yoktur ve karadan ba�ka hi�bir �eyi g�z�n�zde canland�rman�z bile
olanaks�zd�r. B�yle bir durumda, e�er kara ger�ekten bir yerde sona eriyorsa,
bitti�i yerde "kara olmayan" -nas�l bir �eyse o- bir �ey ba�l�yor diye d��nmez
miydiniz? Ve b�yle d��nmekte de hakl� olurdunuz elbette. E�er evreni, madde ve
enerjinin ve bunlar�n doldurdu�u bo�lu�un toplam� diye tan�ml�yorsak, e�er evrenin
bir sonu varsa, ard�nda "madde olmayan" ve "enerji olmayans�n i�inde bulundu�u
"bo�luk olmayan" �ey ne ise o bulunmal�d�r. Y�ni k�sacas� bu, "Evren olmayan"
olmal�d�r...
ron yap�s� daha fazla s�k�maya izin vermedi�i anda da y�ld�z bir "N�tron Y�ld�z�"
olup ��kar. B�yle bir halde y�ld�z�n t�m k�tlesi (d�nyam�z�nkinin 330.000 kat�)
�ap� 15 kilometre olan bir k�re i�ine s�k��p kalacakt�r. �ekim ise d�nyam�z�nkinin
tam 200 milyar katma e�it olacakt�r...
Belirli ko�ullar alt�nda �ekim g�c�, n�tron yap�s�n�n kar�� koyusunu bile
altedebilir. B�yle bir durum kar��s�nda, s�k�maya kar�� durabilecek hi�bir �ey
kalmaz. Y�ld�z, hacmi s�f�r olana dek k���lmeye devam eder ve bu durumda �ekim
g�c� de sonsuza ula��r.
�a��m�z�n en b�y�k teorik fizik�isi olan Albert Einste-in'in "R�lativite Teorisi
"ne g�re; herhangi bir y�ld�zdan yay�lan ��k, enerjisinin bir b�l�m�n�, o y�ld�z�n
�ekim alan�ndan ��kana kadar yitirir. �ekim alan�n�n g�c� artt�k�a, kaybolan
enerji miktar� da artar. Nitekim bu teori, g�zlemler ve laboratuar
ara�t�rmalar�yla da ispatlanm� bulunmaktad�r.
G�ne� gibi s�radan bir y�ld�z taraf�ndan yay�lan ��k, enerjisinin ufak bir k�sm�n�
yitirir. Bir "Beyaz C�ce" taraf�ndan yay�lan ��k ise daha �ok enerji kaybeder. Bir
"N�tron Y�ld�z�"n�nki ise �ok daha fazla olur.
N�tron y�ld�z� s�k�t�k�a, �ekim artar ve �yle bir zaman gelir ki, yay�lan ��k t�m
enerjisini yitirir ve y�ld�zdan uzakla�amaz. N�tron y�ld�zlar�ndan daha s�k�m�
maddeler �ylesine kuvvetli bir �ekim alan�na sahiptirler ki, kendilerine yakla�an
her�eyi i�lerine �ekerler. Bundan ka�� yoktur, imk�ns�zd�r. Tuza�a d�en bu madde,
sonsuz derinlikteki bir �ukura d�m�t�r ve bu d�� asla bitmeyecektir. I��k bile bu
tuzaktan kendini kurtaramayaca��ndan, s�k�an maddeyi g�rebilmek de m�mk�n olamaz.
Uzay�n herhangi bir yerinde, kendisine yakla�an her�eyi yutmaya haz�r durumda
bekleyen kapkara bir bo�luk veya delik...
Yaln�z bir yerinde mi?.. Bir �ok, pek �ok yerinde bu kapkara bo�luklar veya
delikler bulunabilir elbette.
�te bug�nlerde g�kbilimciler uzaydaki bu Kara Bo�luklar�n varl�klar�na;
evrenimizin deliklerine dair delil ler aramaktad�rlar...
d�r. Ancak, patlamalar�n kesin olarak ne zaman olaca��n� bilememek de b�y�k bir
�anss�zl�kt�r. Bu y�zden, d�nyal� astronotlar ayda veya benzeri bir yerde
�al�malar yaparken, yap�labilecek tek �ey, bir, iki hafta boyunca g�ne�te b�y�k
patlamalar olmamas�n� temenni etmektir.
uzay gemisini hareket ettiriyor... B�yle bir yelkeni olan bir uzay gemisinin
elbette yak�t problem de olmayacakt�r. Gemiye y�n verecek bir d�men yeterli
olabilecektir. Bu d��nce her ne kadar kurgu-bilimcilerin bir sa�malamas� olarak
nitelendirilirse de, zaman�nda Jules Verne'e de insanlar�n "deli" damgas�n� vurmu�
olduklar�n� ak�ldan ��karmamak gerekir...
deriline, ve e�er ����n diski itebilecek g�c� varsa; �ubuk ekseni etraf�nda
d�necektir.
Ancak, bu deneyin ba�ar�ya ula�abilmesi i�in ilk olarak t�m sistemin tamamen
kapal� bir odac�g�n i�ine kurulu olmas� gereklidir. Zira, en ufak bir r�zg�r,
hatta esinti, �ubu�un d�nmesine neden olup, deneyin hassasiyetini ze-
dfiliyecektir. Ayn� �ekilde, hava molek�llerinin odac�g�n duvarlar�na �arp�p geri
gelirken bir ak�m yaratmalar� da sak�ncal� olacakt�r; bu y�zden odac�g�n i�inde
k�smen de olsa bir vakum (bo�luk) yarat�lmal�d�r. B�t�n bu �n �artlar sa�land�ktan
sonra, ����n itme g�c�nden kaynaklanan d�nme etkileri incelenebilecektir.
1901'de Amerikal� fizik�iler, Ernest F. Nichols ve Gordon F. Hull, b�yle bir
deneyi uygulamaya giri�tiler. Bir s�re sonra, deneyin sonu�lar ile birlikte, ����n
ger�ekten de cisimler �zerinde bir kuvvet uygulad���n� bildirdiler. Bu etkiyi de
"Radyasyon Bas�nc�" olarak isimlendirdiler. G�kbilimciler, radyasyon bas�nc�
kavram�n� ortaya ��kmas�yla birlikte, kuyruklu y�ld�zlar hakk�nda bir tak�m yeni
d��nceler ileri s�rd�ler. Kuyruklu y�ld�zlar�n kuyruklar�n�n hangi y�ne do�ru
giderlerse gitsinler, hep g�ne�in aksi istikametine do�ru uzanmas�n� radyasyon
bas�nc�n�n bir etkisi olarak yorumlad�lar. Yakla��k 50 y�l bu g�r�e inan�ld�.
Ancak, bu d��nce yanl�t�. Kuyruklu y�ld�zlar�n kuyruklar�n� y�nlendiren etkinin
"Solar R�zgar" oldu�unu ve g�ne�ten kaynaklanan radyasyon bas�nc�n�n b�yle bir
etkiye yol a�abilecek kadar kuvvetli olmad��� daha sonra ispatland�.
Farzedin ki sabit bir noktan�n yerini belirlemek i�in d�rt veya be� veya onsekiz
tane say�n�n gerekti�i bir uzay var �n�n�zde. B�yle bir uzay d�rt boyutlu, be�
boyutlu veya onsekiz boyutlu olurdu. ��inde ya�ad���m�z evrende bu tip "uzay"lar
yoktur ama matematik�iler bunlar�n varolabilece�im bir tak�m form�llerle ileri
s�rmektedirler.
Sabit noktalar i�in �� boyut yeterlidir, fakat zamanla yer de�i�tiren hareketli
noktalar i�in durum b�yle mi?
Diyelim, odan�n i�inde u�an bir sivrisine�in yerini belirlemek istiyorsak, kuzey-
g�ney, do�u-bat�, yukar�-a�a��'-dan olu�an �� boyuttan ba�ka bir de zaman�
belirten d�rd�nc� bir say� daha eklememiz gerekecektir. Zira, sivrisinek hareket
h�linde iken s�dece bir an i�in belli bir yerdedir. Sine�in bu yerde bulundu�u an�
da belirtmemiz gerekecektir bu durumda.
Bu durum, evrendeki her�ey i�in ge�erlidir. �� boyutlu uzaya d�rd�nc� boyut olan
zaman� da katmal�y�z ki, d�rt boyutlu bir evren elde edelim...
Einstein, ��k h�z�n�n sabit oldu�unu a��klayabilmek i�in akla gelmeyecek kadar
garip bir �ok �eyin anla��lmas� gerekti�ini ke�fetmi� ve onlar� a��klamaya
giri�mi�ti �ncelikle.
Cisimlerin h�zland�k�a boylar�n�n k���lece�ini, ��k h�z�na vard�klar�nda ise
boylar�n�n s�f�r olaca��n�; yine h�zland�k�a k�tlenin artaca�� ve ��k h�z�nda
sonsuza eri�ece�i; h�z artt�k�a zaman�n gittik�e daha yava� ge�ip ��k h�z�na
var�nca duraca��n�; enerji ve maddenin �zde ayn� �ey olduklar�n� (E = mc2) bulmak,
Einstein i�in, herhalde bunlar� kabul ettirmekten daha kolay olmu�tu.
B�t�n bunlar� 1905'te "�zel G�recelik Kuram�" kapsam�nda a��klayan Einstein, 1915
y�l�nda daha karma��k hareketler i�in ge�erli olan ve yer�ekimi etkilerini olduk�a
de�i�ik bir bi�imde ele alan "Genel G�recelik Kuram�"n� a��klam�t�.
Yukar�da bahsi ge�en de�i�iklikler, ancak y�ksek h�zlarda farkedilebilir. Fakat
b�yle olmas�, bu de�i�ikliklerin d��k h�zlarda ger�ekle�medikleri anlam�na gelmez.
Fakat k���k h�zlarda hareket eden cisimler i�in bu de�i�iklikler o kadar ufakt�r
ki, hesaplarda g�zard� edilebilir. Zaten bunlar� ��plak g�zle izlemeye de imkan
yoktur. New-ton'un basit aritmetik kurallar� bu �artlar alt�nda uygulanabilir.
G�nl�k hayatta hep d��k h�zlarla (saatte 1000 km yapan bir u�a��n h�z�n�n bile ��k
h�z�n�n 1 milyonda 1'inden k���k oldu�unu d��n�rsek) kar��la�t���m�z i�in
Newton'un ilkeleri bize daha mant�k� g�r�lebilir. Oysa Einstein'in kurallar� bize
daha garip ve ger�ek d�� gibi g�r�nse de ger�e�i yans�tanlar�n bunlar oldu�unu
kabul etmemiz gerekir.
I�IK HIZI N���N A�ILMAZ?
B�R cisme verilen enerji onu birka� bi�imde etkileyebilir. Bir �iviye havadayken
�eki�le vurulursa, �ivi ileri f�rlar. Bu durumda �ivi kinetik enerji yani hareket
enerjisi kazanm� olur. Tahtaya �ak�l�, sabit bir �iviye �eki�le vuruldu�unda �ivi
yine enerji kazanacakt�r, ancak bu sefer enerji �s� bi�iminde olacakt�r.
Albert Einstein, g�recelik kuram�nda (izafiyet teorisi) k�tlenin de bir enerji
bi�imi olarak d��n�lebilece�ini ispatlam�t�r (Atom bombas�n�n yap�labilmesi de bu
prensibin do�ru oldu�unu g�stermi�tir). Yani bir cisme enerji verildi�inde, bu
enerji k�tledeki bir de�i�iklik �eklinde ortaya ��kabilir...
Normal ko�ullar alt�nda, k�tle bi�iminde kazan�lan enerji �ylesine k���kt�r ki,
�l��lmesi neredeyse olanaks�zd�r. K�tle de�i�imi, ancak yirminci y�zy�lda,
saniyede binlerce kilometre h�zla hareket eden atomdan-k���k-par�ac�kla-r�n
incelenmesiyle �l��lebildi.
Belli bir yerdeki g�zlemciye g�re hareketsiz olan bir cisim, saniyede 250.000
kilometre h�zla ayn� g�zlememin �n�nden ge�ecek olursa, o g�zlemciye g�re k�tlesi,
hareketsiz halindeki k�tlesinin iki kat� olacakt�r.
Hareket halindeki bir cisme verilen enerji, cisme iki �ekilde etki yapabilir:
I - Hareketin h�z�n� artt�rmak, II - Cismin k�tlesini artt�rmak.
E�er cisim d��k h�zda ilerliyorsa, verilen enerjinin hemen hemen t�m� cismi h�z
art�� �eklinde etkiler. Hareket eden cismin h�z� artt�k�a (cisme s�rekli enerji
verildi�ini d��nelim), h�z haline d�n�en enerji miktar� azal�r ve k�tle haline
d�n�en enerji artar. Cismin h�z� artmaya devam etmekle birlikte, h�zlanma oran�
d�mektedir. Bu-