Professional Documents
Culture Documents
1908'de istanbul'da dogan ibrahim Hoyi Alman Okulu ile Frans1z St.
Joseph Lisesi'nde egirim gordii ve Amerikan Robert Kolej'den mezun
oldu. Hukuk Fakiilresinden sonra, ger�ek ya�am amac1 olan yazar
hk ve gazetecilik egitimi i�in ingiltere'ye gitti. Gazetecilik egitimini ta
mamlay1p yurda dondiikten sonra uzun y1llar Alqam, Vakit, Cumhuri
yet ve Son Posta gazetelerinde fah�n. Uzun y1llar Anadolu Ajans1'nda
yoneticilik yapn, Ttirk�e Meydan Larousse 'un editorliik gorevini iist
lendi. Miikemmel derecede ingilizce, Frans1zca, Almanca ve Fars�a bi
len Hoyi, Tagore'un be� kitabmm yam s1ra Pearl S. Buck ve Somerset
Maugham'dan feviriler yapn. Basm !;)eref Kam sahibi olan ibrahim
Hoyi, riyatro ele�tirileri, seyahat kitaplar1 ve fe�icli dergilerde yaymla-
nan makaleleri ile de tanmmaktad1r.
Acikan Ta�lar
- hikayeler -
•
Dizgi ve Tashih I Murat Toprak
Kapak ve 1r Tasan m I Muhammed Nur Anbarl1
Copyrighr © 2009
Bu eserin yaym hakk1, Ferdin Hoyi ve K1rkambar Yaymlan'na aittir.
ISBN 978-975-8264-49-0
kirkambarkitapligi.com
YAVUZSBLiM MAHALLBSi, 5/6 SOK.AK, NU. II/'J.1 BAGCILAR )42.0J iSTANBUL
kirkambar@gmail.com
i�iNDEKiLER
FERAGAT iJtl 2 8 5
KABULiVALLAH f!6I 3 0 3
Actkan
Ta�lar
ACIKAN TA�LAR
Ac1kan Ta�lar II
maharetli bir rakkase gibi, kimsesiz tepele
rin a�agismdaki ormanlarm arasmdan se
kerek, ta�hk yollarm i.izerinde gevezelenir
ve plallarm i.istiinde bebekler gibi konu
�ur. Nehirden yukanya yi.iz elli basamakl1k
bir merdiven yiikselir. Merdivenin i.izerinde,
nehrin agzmda ve tepelerin eteginde, 1ss1z,
mermer bir saray kar�1m1zda dikilir. Koy ile
Baricr'in pamuk pazan otede, uzaklarda ol
dugundan etrafmda oturan, barman canh
kul yoktur.
Acikan Ta�lar I3
meden bina, iizerimde sihirli, efsunlu bir
hava yaratmaya, hayal, vehim alemi kur
maya ba�lad1. Bunu tarif etmek ve insan
lara inand1rmaya kalki�mak giicr; fakat bii
tiin evin sanki yava�, yava�, ag1r ag1r ve du
yurmaks1zm bir nevi mide usaresi faaliye
tiyle beni hazmeden, oguten canh bir uzvi
yers oldugunu hisseder gibi oldum.
Acikan Ta�lar IS
kovalay1p, hi� fark1mda olmaks1zm nehre
dogru, yammdan ko�a ko�a ge�erken, yi.iz
lerce �elaleler halinde bir bahar gulgulesi6
gibi co�up akan �en ve sevimli kahkahala
nm apa�1k duydum. Onlar bana gori.inme
dikleri gibi, anla�ilan hen de onlara gori.in
mi.iyordum. Nehir tamamiyle durgundu,
sakindi; fakat k1p1rdamayan, s1g ve duru su
larmm, ans1zm bileziklerle pngil �mgil oten
bir�ok kollarm prpmas1yla kan�ngm1, kiz
larm gi.ili.i�ti.iklerini, birbirlerinin i.izerine
anhp sular s1�ratnklanm, nazh yi.izi.ici.ile
rin ayaklannm, minik dalgac1klan, inci sa
ganaklan halinde firlatt1klanm hissettim.
Ac1ka11 Ta$lar 19
ratarak, mermer do�emelere �1nl �1nl dokii
len s:e�melerin gulgulesini, tarlardan yiikse
len garip bir ahengi, bezeklerin7 pngil pn
g1l otii�iinii, ayak bileklerindeki halhalla
rm s:mg1rnsm1; saati, vakti ilan eden s:anla
rm sesini, nahabatm uzaklardaki nagmesi
ni, ak�am riizganyla sallanan billur avizele
rin �1kirnsm1, dehlizlerdeki kafeslerde bu
lunan biilbiillerin �ak1y1�lanm, bahs:elerde
ki leyleklerin takirnsm1 duyabiliyordum.
Ac1kan Ta�lar 21
uzand1m. Koruluklarm karanhg1 ile 'revre
lenmi� Avalli tepelerinin 'rok yiikseklikle
rinde p1nldayan bir y1ld1z, a'i'.1k pencereden
gokte, milyonlarca, milyonlarca mil oteden,
miitevaz1 bir seyyar karyolaya uzanm1� bay
vergi tahsildarma gozlerini dikmi�ti. Bu
dii�iince ho�uma gitti ve bundan hayrete de
dii�tiim. Ne zaman uyuyakald1g1m1 ve ne
kadar uyudugumu bilmiyorum; ancak hi'r
bir ses duymamak ve herhangi bir yaban
cmm da is:eriye girdigini gormemekle bera
ber birden SI'i'.rayarak uyand1m. Yalmz, te
penin iizerindeki sakit parlak y1ld1z batm1�
ve apk pencereden, yeni aym lo� 1�1g1, yap
ngmdan sanki utamyormu� gibi, h1rs1zlama
odaya dolmakta idi.
Acikan Ta�lar 23
�eye i�aret edermi� gibi yapti. Orada bir �ey
cikler yoktu. Fakat ani bir iirkiintii, korku
kamm1 dondurdu. Orada, yerde, perdenin
dibinde, parlak sirmalar giyinmi�, kucagm
da bir yalm kihs:, ayaklarm1 uzatarak otur
mu� ve uyuklamakta olan miithi�, korkuns:
bir haremagas1 gordiigiimii zannettim. Dil
ber rehberim, s:evik bir hareketle adamm
ayaklarmm iizerinden atlay1p a�arak gitti ve
perdenin bir ucunu kaldird1. Bir iran hah
s1 ile do�eli odanm bir kismm1 �oylece gorii
verdim, i<;:eride yatagm i<;:inde birisi oturu
yordu. 0 kadm1 goremedim fakat, yalmz al
tm i�lemeli terlikler i<;:ine gomiilii ve safran
renkli, bol �alvardan d1�anya s:1km1�, porta
kal renkli kadife halmm iizerine kay1ts1zca
konmu� iki nefis ayaga goziim ili�ti. Bir yan
da, mavimtirak bir billur tepsi i<;:inde birkas:
elma, armut, portakal, birs:ok iiziim salkim
lan, iki kii<;:iik fincan ve altm yald1zh siirahi
nin bir misafiri bekledikleri apapkn. is:erde,
yanan garip bir buhurdandan pkan rayiha
h, sarho� edici bir buhar hislerimi adeta
uyu�turdu, gem altma ald1.
Acrkan Ta�lar 25
rur, kendini begenmi�lik numunesi gibi go
riiniiyordu. Gece yansmdan sonra garip bir
sarho�lugun tuzagma dii�iiyor, i�inde bo
guluyordum. 0 zaman, yazilmam1� bir ta
rihte roliimii oynayarak, ge�mi� bir �agm
bilinmeyen bir �ahsiyetinin kahbma giri
yor, biiriiniiyordum. Kisa ingiliz ceketim
ve s1ki, dar golf pantolonum zerrece hiivi
yetime uymuyordu. Ba�1mda kirm1z1 kadi
feden bir takke; bol �alvar, s1rmah bir cep
ken ve uzun, yerleri siipiiren ipek bir elbi
se ve mr ile rayihaland1nlm1� renkli men
dillerimle �ik tuvaletimi tamamlam1� olu
yor, sanki ma�ukamla bulu�manm heye
canh umudu i�inde imi�im gibi, yast1kla
n yiiksek bir iskemlede oturuyor, sigaram1,
giil suyu doldurulmu� bir�ok halkah nargi
le ile degi�tirmi� bulunuyordum. Gecenin
karanhg1 basnrd1kp kendi kendilerine �o
ziilen, aplan harikulade vakalan anlatmaya
kudretim yetmez. Bu geni�, muazzam bina
nm merakl1, garip dairelerinde, bir mesafe
den takip ettigim, fakat sonunda asla gore
medigim giizel bir hikayenin par�alan, san
ki bahar riizgarlarmm ani bir savruntusu
ile etrafta u�u�tular sand1m. Buna ragmen
Ac1kan Ta�lar 27
simin yam ba�mda, bir iran giizelinin ani
hayalini goriirdiim. Boynunun h1zh bir <;:ev
rili�i, iri koyu gozlerinde parlayan derin bir
ac1 ve ihtirasm tez ve i�riyakh pk1�1; nefis
kizil dudaklarmda konu�mak isteme �iip
hesinin s:ekini�i, goncalanan bir sarma�1k
gibi gen<;:lik ile ta<;:lanm1� giizel, narin, en
damh ve zarif, edah yiiriiyii�ii ile siir'atle
yiikselip als:alarak dalgalanan viicudu; goz
kama�t1nc1 bir ac1, vecd ve arzu parlay1�m1
ifadeleyi�i, bir giiliimseme, bir baki� ve ipek
ve miicevherler alevi �eklinde goriiniir, son
ra eriyip giderdi.
Acikan Ta�lar 29
de, birisinin boguk, yiirek burkucu, kalp
paralay1c1 h1c;:k1nklanm duydum. Sanki
karyolanm altmdan, do�emenin altmdan, o
dev gibi muazzam saraym ta� temelinin al
tmdan, karanhk, rutubetli bir mezarm de
rinliklerinden bir ses acmacak bir halle ba
girarak: ''.Ah, beni kurtar, bu koyu hayal,
oliim uykusunu ve meyvesiz riiyalar kap1la
nm zorla kirarak ac;:1p gee;: ve egerin iistiinde
beni yanma oturt, gogsiine bastir ve tepe
ler, ormanlardan gec;:ip, nehrin otesine a�a
rak, beni yukandaki giine�li odalarmm s1-
cak parlakl1gma gotiir.. :· diye yalvanyordu.
Ac1kan Ta�lar 3I
ve kaya s1ghklan ile debdebe, azamet, salta
natmm kanla bulanm1� goz kama�t1nc1 ok
yanusunun siiriikleyip gotiirdiigii s:ol s:is:e
gi, hangi zalim oliimiin kiy1sma veya hangi
daha muhte�em ve daha zalim ba�ka bir iil
keye anldm:'
" imciyazlar.
12
Sathi: Yiizeysel.
rar sana dondii! Yalmz bu seferlik giinah1�
m1 bag1�la, kanatlanm yak ve kendi oz ale�
vinde onu yok et!.. diye terenniim edip c;ala�
bilecegim bir saz1m olmasm1 diledim.
Ac1kan Ta�lar 35
evde ya�ad1g1; delirmekle beraber, mermer
�eytamn sas;t1g1 sihirli efsunla biiyiilenip
baglanarak buraya her giin gelip, etrafinda
dola�1p durdugu akl1ma geliverdi.
Acikan Ta#ar 37
dugunu haber verdiler. Vakit bu kadar c;:a
buk mu gec;:mi�ti? Tren gardan ic;:eriye girer
ken, acele acele effalanm1z1 toplad1k. An
la�ilan uykudan yeni kalkm1� bulunan bir
ingiliz bay1, istasyonun adm1 okumaya c;:a
h�arak, birinci mevki bir vagonun pence
resinden d1�anya bakiyordu. Gozi.i bizim
yol arkada�1m1za ili�ir ili�mez, Hello! diye
seslendi, onu kendi kompart1manma ald1.
ikinci mevki vagona girerken adamm kim
oldugunu, hikayenin sonunun nas1l bittigi
ni ogrenmek firsatml bulamad1k.
Zafer 3 9
altm cring1raklan oten ayak bileziklerini ta
hayyiile sevk ederdi. Ah, Tann'nm dii�kiin
ler iizerindeki �efkati gibi arzm toz ve top
ragmda yiiriiyen tozpembe narin ayaklar !...
�air, 0 ayaklan altm cring1raklarm ahengiyle
�arkilanm dokudugu kalbinin mihrabma
yerle�tirmi�ti. Perdenin arkasmda kim1lda
yanm kimin golgesi oldugunu ve ayak bi
leklerinin, c;:arpan kalbinin temposuyla �ar
ki soyleyen kime air bulunduguna dair asla
aklma bir �iiphe gelmemi�ti. Prensesin ne
dimesi Manjari, nehre giderken �airin evi
nin oniinden gec;:er ve onunla gizliden giz
liye bir kac;: laf etmek hususunda bir giinii
bile kac;:1rmazd1. Yolu iss1z ve memlekete
lo�lugun golgesini sinmi� bulunca, cesaret
le �airin odasma girer ve hal1smm bir ucuna
ili�irdi. Nedimenin pec;:esinin rengini sec;:
mekte, sacrinm c;:ic;:egini taki�mda arnk bir
ihtimamm ni�anesi vard1.
Zafer 41
i�te boylece hakikatle yalan dolan hayatta
birbirine kan�1r ve Tann'nm yaptigma kul,
kendi siisiinii; bezegini katar.
Zafer 43
me ile kendisine peresti�14 eden muakkiple
rinin 15 halkasma <;:evirdi.
Zafer 45
bolmu§ olan kralhk hanedanmm eski efsa,
nelerinden ba§lad1 ve bu hanedanm uzun
kahramanhk ve e§siz §efkat, semahat de,
virlerinden bahsederek asnm1za kadar gel,
di. Baki§lanm kralm yiiziinde diigiimledi
ve halkm hanedana kar§l besledigi biitiin
geni§ ve ifade edilemeyen sevgisi, §ark1sm,
da buhur gibi havaya yiikseldi ve tahn her
tarafmdan s:evreledi. Zang1r zang1r titreye,
rek yerine oturdu, son sozleri §Unlar oldu:
"Sahibim, kelime oyununda belki yenilebi,
lirim, fakat sana olan sevgimde yenilmem .. : '
Zafer 47
riindii. Bu, bir bulu�mak vaadi haberiyle
tuhl iilkesinden geldi ve keder i'j'. 'j'.eki�i ile
gurubun kenarmdan yiizerek akti.
Zafer 49
perdesinin son ortiisiiniin parampars:a edi
li�i ile o giin �ahit olduklari katiyete aldana
rak onlara uydular. Onun bu ihti�amh fiili
nin icra �ekli o kadar ho�larma gitti ki, bu
nun altmda nihayet bir hakikat bulunup
bulunmad1gm1 kendi kendilerine sormay1
unuttular.
Zcifer SI
i�imde yanmakta idin. Hayat1m eger bir al
tm par�as1 olsayd1, mihenkten daha parlak
olarak �1kard1, fakat hayat1m �ignenmemi�
bir ot tutam1dir ve ondan bu bir avu� kiil
den ba�ka hi�bir �ey kalmad1.
Zafer 53
VAKTiYLE
B i R HUKUMDAR
VARDI
19 Miicazat: Ceza.
Yuvaya Donii� 73
kelime soylemeksizin onlerindeki kiitiigun
iizerine oturuverdi. Oglanlar bir lahza �a�1-
rayazd1lar. <;ocuklardan biri tarafmdan ol
duk�a, �ekingen bir tav1rla kendisine doku
nuldu ve ayaga kalkmas1 anlat1ld1; fakat o
hi� istifini bozmad1. Zerrece ald1n� etme
di. Oyunlarm bo�lugunu, nafileligini dii�ii
nen, gen� bir filozofa benziyordu. Fatik laz
d1. Kopiirdii: "Ma.khan" diye bag1rd1, "Eger
derhal, �u dakikada kiitiikten inmezsen,
seni dovecegim:·
Yuvaya Donu� 75
y1klan koyu, orta ya�h bir adam sahile pk
tl. Orada aylak aylak oturup duran �ocugu
gordii ve ona C:: akravorti'lerin nerede otur
duklanm sordu. Fatik, otu �ignemekte de
vam etti, "orada!" dedi, fakat gosterdigi yeri
anlamak imkans1zd1. Yabanc1, tekrar sordu.
Salapuryamn kenarmdan, ayaklanm salla
yarak, "git, kendin ara bul!.:' dedi ve eskisi
gibi otu �ignemeye devam etti.
Yuvaya Donu� 77
ayaklarma dokundu. Erkek karde�i, ken
disi evlendikten hemen sonra, gitmi� ve
Bombay'da ticarete ba�lamt�tl. Bombay'da
bulunurken de, kiz karde�inin kocas1 ol
mii�tii. Bi�amber, �imdi de Kalkiita'ya don
mii� ve hemen kiz karde�ini aram1�t1. Arka
smdan, nerede oldugunu ogrenir ogrenmez
de derhal onu gormeye ko�mu�tu.
Yuvaya Donu� 79
manan bu liizumsuz eklentiden, hic;bir �e
k.ilde ho�lanmad1. Kendi iic; c;ocugunun
idaresi, ona yeterdi, bir ba�kas1 da ne de
mekti ve on dort ya�larmda bir koy c;ocugu
nu, kendi aralarma sokmak, her �eyi miit
hi� surette altiist edecekti. Bi�amber boyle
bir manas1zhg1, tedbirsizligi yapmadan ev
vel, gerc;ekten ik.i defa dii�iinmii� olmahyd1.
Yuvaya Donu� 81
Yengesinin evinde ho�lamlmayan, istenil
meyen bir misafir olmak, bu ya�hca kad1-
nm nefretine ve her firsatta istiskaline ug
ramak, Fatik i«;in bir isnrap te�kil etti. Ka
dm ondan bir i� istedi miydi, oylesine a�l
n derecede sevinirdi ki, bu i�i tekrar tekrar
yapard1; o zaman kadm ona budalal1k et
memesini ve derslerine «;ah�masm1 soylerdi.
Yuvaya Diinu� 83
gozleri ili�ince de kalp�igi i�riyakla agrird1.
Yuvaya Donu� 85
d1: "Bu crocuk ba�1m1za ne kadar -;ok bela
lar a-;n ... Evine yollasan daha iyi olmaz m1t
Yuvaya Donii� 87
renmelerini b1rakt1. Yukari a�ag1 kalkip
inen elleri durdu, ve: "Ne var?': dedi.
Bebek Efendimiz 89
gu tamam1yla idaresi altma ald1. Onu kol
larmda hoplat1r, ona ruhaf, manas1z bebek
dili ile tiirlii tiirlii �eyler soyler, yiiziinii cro
cugun yiiziine yakla�ttr1p yana�ttnr ve tek
rar s1ntarak geri crekerdi.
Bebek Efendimiz 9 I
ri, yabani casuarinaslan kaplad1. Nehir k1-
y1lan un ufak olup y1kilmca zaman zaman
derin bir giiriiltii koptu. Selin susmak bil
meyen ugulru, i;:ag1lt1s1 ta uzaklardan i�iti
lebilirdi. H1zh ak1p giden kopiik y1gmlan,
gozlere, i;:aym siiratini ispat ediyordu.
•1 Miistebit: Zorba.
Bebek Efendimiz 93
gibi davranamazsm1z. Kii'riik Efendi'nin de
digi dedikti. Olacakn. Raicharan da az kal
sm pld1racakn. Nihayet: "Pekala, bebek':
dedi. "Sen arabada uslu otur, hen de gide
yim sana cici 'ri'reklerden toplayay1m. Fakat
dikkat et nehre, suya yakla�ma!"
Bebek Efendimiz 95
lerinde fenerlerle gittiler ve nihayet Pad
ma lay1larma ula�tilar. Orada Raicharan'1:
"Efendi, Efendi, kiicriik Efendi" diye yeis
feryatlan kopararak, kas1rga gibi bir a�ag1
bir yukan plgmca ko�u�urken buldular.
Bebek Efendimiz 97
binde, ilk once, miithi�, kahredici, sel gibi
ta�an bir lazgmhk, bir igbirar24 kabard1,
yiikseldi. ic;inden, bu bebegin, kiic;iik efen
disinin yerine bir gas1p gibi gec;tigine, �iiphe
ediyordu. Aym zamanda efendisinin kiic;iik
c;ocugunun ba�ma gelenlerden sonra, ken
di oglu ile mesut ya�amay1 ag1r bir sue; say1-
yordu. Gerc;ekten, �imdi yeni bebege anahk
eden, dul bir k1z karde�i bulunmasayd1, c;o
cuk, pek ya�amayacaktt. Fakat Raicharan'm
fikri yava� yava� degi�ti. Olaganiistii bir �ey
oldu. Bu yeni bebek de vakti gelince emek
lemeye, kap1 e�iklerini yiiziinde muziplik
okunarak a�maya ba�lad1. Selamete ula�
mak, kac;mak ic;in de ho� zeka ve kurnazhk
eserleri gosterdi. Sesi, kahkahalari ve goz
ya�lari, edas1, tav1r ve harekederi t1pk1 olen
kiic;iik efendininkiler gibiydi. Baz1 giinler,
Raicharan onun aglamalarma kulak verdigi
zaman, birden kalbi kaburgalarmm ic;inde,
�iddede, heyecanla, delice c;arpmaya ba�lar
ve eski kiic;iik efendisinin, �an-na'sm1 kay
bettigi ic;in, bilinmeyen oliim iilkesinin bir
yerinde, aglamaktan oldugunu samrd1.
Bebek Efendimiz 99
Derken, Raicharan, birden annenin itha
mm1 hanrlad1. �a�kmhkla; kendi kendisi
ne: "Ever, annenin kalbi dogruyu gormii�
tii, hakl1yd1. Kadm crocugu benim crald1g1m1
biliyordu" dedi.
Bebek Efendirniz IO I
Raicharan'm c;ocugun as1l babasmm kendi
si oldugunu herkesten saklamas1yd1.
Bebek Efendimiz 1 0 5
sanld1gm1, baglanm1� oldugunu goriince is
pat, delil istemenin, aramanm nafile, fayda
s1z oldugunu anlad1. inanmak daha akilhca
bir hareketti. Ostelik Raicharan gibi, ya�h
bir adam boyle bir oglan �ocugunu nereden
bulabilirdi? Sonra, eski, sad1k u�agi, kendi
sini ho� yere, neden aldatmak zorunda kal
smde
Bebek Efe11dimiz 1 07
lilikle babasma dondii: "Baba': dedi, "Onu
affet. Bizimle birlikte oturmasma miisaade
etmesen bile, ona kiis:iik bir ayhk bagla .. :
'
iskambiller Krall1g1 I I5
ki�meli tarn�ma bitmez tiikenmez duru� ve
suskunluklanyla siiriip gider, Birliler, ken
di toplannlanm yap1p meseleyi kohne, 'j'.Ok
tan b1rak.1lm1� usullerle lj'.OZiimlemek iizere
bir komisyon kurmu� bulunurken, iilj'. yol
da� bulabildikleri her �eyi yiyor, her kadeh
ve kaseden ilj'.iyor ve biitiin kaide ve nizam
lan ayaklar altma ahyorlard1: Hatti ikili
ler ve U'j'.liiler bile bu lj'.irkin hallerden ap1-
�1p kalm1�lard1.
iskambiller Krall1g1 I I7
kaidesince hareket etmiyorlard1. Aksine bu
gibi hallerin kanuna npanp uygun bir �ekil
de yap1ld1gm1 gordiikleri zaman haddinden
a�1r1 kahkahalanm bas1yorlard1. Bu ebedi
ve ezeli nizamlarm azameti kar�1smda istif
lerini bozmuyorlard1.
lskambiller Krall1g1 I 19
0 vakte kadar Karama-ra, Sinek, Orya ve
Kupa k1zlan, dahp bo�luga bakan veyahut
yere -rakih gozleriyle perdelerin arkasmda
kahp gizlenmi�lerdi.
iskambiller Krall1g1 I 27
heyecanla beklemi�ti. Se�im belli olunca
da, kapkalabahk meclisin hepsi de plgm bir
ne�e �amatas1yla �alkand1, be�ik gibi sallan
d1. Bag1np �1gn�malarmm giiriiltii pat1rt1-
s1, akisleri adamn her tarafmda ve denizde,
apklardaki gemilerden duyuldu, iskambil
ler Kralhgmda o ana degin boyle bir hayki
n�, baginp �1g1n� i�itilmi� degildi.
Abid Kadin I 29
siikfmetini asla bozmam, harap etmem. Ne
de onlar bana bir kaba sofu goziiyle bakar
lar, zira beni birazc1k tammalari, bu husus
ta kendilerine ferahhk verir. Onlarm goziin
de bir gezgin de degilim; criinkii yarad1h�
tan bir serseri olmakla beraber, koy tarlala
rmdaki gezintilerim maksats1z, hedefsizdir.
Onlar evli veya bekar olup-olmadtgimdan
da tamamiyle emin degildirler; criinkii beni
hicrbir zaman crocuklarimla birlikte gorme
mi�lerdir. Binaenaleyh, herhangi bir hayvan
veya nebat hiikiimdarhgi icrinde s1mflan
d1ramad1klari icrin, �ahs1mla ugra�maktan
croktan vazgecrmi�ler ve vurdumduymazca
sma beni kendi halime b1rakm1�lard1r.
Abid Kadm I 35
danarak i�eriye girdi, oniimde egildi. Ba�1,
m1 kag1dardan kald1rd1m.
Ahid Kadin I 37
Kadma, kocasm1 sormak ic;:in can anyor
dum. Fakat bu hususta bir imada dahi bu
lunmad1gmdan sormad1m.
Abid Kadm I 39
yordu. Ben onun ilahi tapm1�mm sadece bir
arac1 idim. Bu: tapm1�1 kabul veya reddet
mek bana dii�mezdi. Zira bu, bana degil,
Tann'ya yiikseltilen bir peresti�ten ibaretti.
•• Necat: Kurrulu�.
d1r. [i.H.]
Abid Kadrn 1 47
murlardan agzma kadar dolup kabarm1�tl.
K1y1dan epeyce bir mesafe aplarak nehrin
ortasma kadar yiizdiim.
Abid Kadin I 53
"Egildim ve almm1 kocamm ayaklarma deg
dirdim. Sanki riiyasmdan tiksinerek uyan
m1� gibi kalk1p oturuverdi ve �a�km �a�km
yiiziime bakt1.
Abid Kadrn I 55
d1: Oglum ve kocam... Bu sevgi, bu a�k be
nim Tann'md1, binaenaleyh hi�bir sahteli
ge, yapmac1ga tahammiil edemezdi. Bun
lardan birisi beni b1rak1p gitmi�ti. Ben de
otek.isini terk ettim. �imdi de hakikate, yal
mz hakikate kavu�mahy1m .. :'
Abid kadm ayag1mm dibindeki topraga
dokundu, ayaga kalkt1, oniimde egildi ve
uzakla�ti.
Giirmeyen Gozler I 57
lerini harap ediyorsun. Derhal bir doktora
gostermelisin" dedi. Kocam kizarak: "Ne
den? Bir doktor benim yapng1mdan daha
fazla ne yapabilir? Vak'a pek basittir, teda
visini de herkes bilir" dedi.
Giirmeyen Giizler I6 3
Nihayet, her ikisinin de uyu�mas1yla bir in,
giliz doktoru gelerek sol goziimii ameliyat
etti. Oysaki bu goziim boyle bir zorlama,
ya dayanamayacak kadar zay1f dii�mii�tii ve
son titrek 1�1k par1lt1s1 da sondii. Arkasm,
dan otek.i sag goziimiin �avki, ag1r agir ka,
ranhgm i«;:ine gomiildii. Bir giin kocam ya,
tag1mm ba�ucuna geldi, 'i\rnk bundan faz,
la inkara yiiziim yok, Kumo, senin gozleri,
ni as1l harap eden benim!" dedi.
Gormeye11 Gozler 1 65
r1lamaz. Fakat elimden bir �ey gelir; Daima
yamnda kahr ve gormezligini telafiye c;:al1�,
mak ic;:in giiciimiin yettigi kadar ugra�1rim:'
Gormeyen Gozler I 67
cegim. Yukanlardan, a�ag1ya takdisleri ge
tirecegim. Benim i'rin art1k yalan, hile, al
datma yok! Eski omriimiin biitiin kii
'riikliik ve miiriilikleri14 ebediyen nefy ve
tardedilecektir. . 35"
.
•• Miiriilik: ikiyiizliiliik.
" Nefiy: Siirme. Tard etme: Kovma, pkarma.
Giirmeyen Giizler 1 69
birle�tiren koprii y1kilm1� ve ortada �imdi
bu a�ilmas1 imkans1z yar bulunuyordu. Ya
mmdan ayrilmca da u�urum esneyerek ar
dma kadar aphr gibi oluyordu. Kendi sa
hilinden geri doniip benim lay1ma gelecegi
zamam iple �ekiyordum.
1• Temrin: Ah�nrma.
Gormeyen Giizler I 7 I
rmda iken dogdugum koyden aynlm1�t1m.
0 zamandan heri on y1l gecrmi�ri ve hiiyiik
�ehirde ana koyiimiin hat1ras1 kararm1� hu
lunuyordu. Gozlerim gordiigu miiddercre,
�amarah, giiriiltiilii par1rr1h hayan ile Kal
kiira, eski giinlerimin hanralanm gozlerim
den perdelemi�ri. Gozlerimi kayhedince
de Kalkiira'mn yalmz gozleri creldigini, fa
kar akh, zihni doldurmad1gm1, ruhu sarma
d1gm1 ilk defa olarak anlad1m ve �imdi kor
halimde de crocuklugumun manzaralan gii
niin hiriminde ak�am semasmda hirer hirer
dogan y1ld1zlar gihi, hir kere daha panlda
y1p 1�1ldayarak meydana cr1kiyorlard1.
Giirmeyen Gii:der 1 7 3
yiikseklere uzanan mabet 'i'.anmm akislenen
sesini duyar gibi oluyordum.
Gormeyen Gozler 1 7 5
Birlikte birka� ay mesut�a ge�irdik. Ko
cam bir doktor s1fariyla mesleginde olduk
�a �ohret kazand1. Yam sira para da geldi.
Giirmeyen Giizler I 77
ikimiz de kor oldugumu anlad1g1m1z bildi
gimiz an, yammda bulundugu yerde onun
art1k benimle beraber, benimle birlikte ol
mad1gm1 bilmek beni boguyor. i�te bu tam
ve ger�ek aynhkt1r. Sevgim canh ve raze,
imamm sars1hp lanlmayarak, hen kalbi
min i� mihrabmdaki s1gmakta idim. Fakat
kocam, silinmeyen, bozulmayan, solmayan
ve ya�1 olmayan bu �eylerin serin golgeligi
ni b1rakarak gitti, altma kar�1 besledigi su
suzlugun plgmhg1 ile kupkuru, �orak, las1r
ve k1ra� �oliln, bo�lugun i�inde silratle kay
bolup gidiyor.
Giirmeym Giizler I 83
birden bir kahkaha attl ve: "O ne! Ne yap1-
yorsun? Beni uyutmak m1 istiyorsun?'' dedi.
Giirmeyen Giizler 1 8 5
Sana apk soyleyeyim, hen burada kala
mam'' dedi.
Giirmeyen Gozler 1 89
veyahut herhangi ba�ka bir kaza olur diye,
odamda yalmz ba�1ma iken asla lamba yak
mam, yalah lamba b1rakmam. Karanhk
odamda yere oturdum ve korliik diinyamm
Tanri'sma seslendim: "Tanr1'm!" diye hay
lard1m .. "Yiiziin sakhd1r, goremem. Koriim.
Ellerim kanaymcaya kadar bu lank kalp dii
menini s1ms1la tutuyorum. Dalgalar kud
retimi a�acak derecede �iddetlenmi�lerdir.
Bana daha ne kadar zaman -rile -rektirecek
sin, Tanri'm!. Daha ne kadar uzun zaman .. : '
Gormeyen Gozler I 9 3
Kocam kekeledi, kekeledi: "Ne!. .. Sana ne
yalanlan soyledim ki .. :·
Giirmeyen Giizler 1 97
liimsemeye c;:ah�nm. ic;:imden: "Dualanm
bu diinyada nihai c;:are degildir. Tann ney
lerse iyi eyler. Varsm kah1rh darbeler ba�1-
ma yagsm! Fakat Tanri'ma kaq1 olan iman
ve iimidime dokunmasmlar, onu lekeleme
sinler" dedim.
Gormeyen Gozler I 99
mm arasmda dola�nrd1. Hemangini bana
as1hp sanlarak giildii, giildii.
Giirmeyen Go:der 20 I
J2 TAGOllB ;., Acikan Ta1lar
1
NAYANJORE BABU LARI
Nayarijore Babu'larr 2 1 3
�air Bhabavuti'nin agz1yla inand1m ki:
"Bu dunyantn sonsuz zamaninda ve
sinirsiz bo�lugunda
Nihayet peri sultamma e� olacak
birisi dogabilir.. .
''
Naya11jore Babu'larr 2 1 9
suyuna bogup, zaman zaman da ona filig
ran giil yag1 kutusuyla dokunarak, arkada,
ayakta duruyordu. Kailas Babu asaletmeap
Bahadur'u, Nayanjore'deki aile miilkiinde,
kaidesince ve ecdadmm azamet ve ha�me
tine uygun bir �ekilde kar�1layamad1gi i\in
defalarca oziir diledi, iiziildiigunii tekrarla
d1. Orada gereken merasimle onu agtrlaya
bilirdi, ama burada Kalkiita'da ancak bir ya
banc1, bir misafir -ger\ekte suyun d1�mda
kalm1� bir bal1ktan ba�ka bir �ey degildi.
•• Mahzuz: Ho�nut.
41 Zenana: harem.
"Ne an1awn.
.L :J ... Ne1er ogren d.m ;J. ..."
saire, vesaire...
Frragat 285
-rek sorgucunu yolarak yiiziinde as1h b1ra
layordu. Hali, begenip ho�land1g1 -ri-reklen
mi� bir yoncahgm etrafmda, onu canland1r
mak iimidiyle, usul usul, kih bir yana, kih
ote yana sars1p sallayarak eglenen bir ak
�am riizgarmm haline benziyordu.
Feragat 287
veremeyerek, heyecan i'rinde 'ralkand1. Ha
rihar kapmm d1�mda dikilerek kiikredi:
"Hemanta, kanm evden kov, d1�anya ac:'
Hemanta kansma bakn ve onun yiiziinde
hi'rbir �a�ma izine rastlamad1. Kadm sadece
ba�1m avu'rlarmm i'rine gomdii ve ruhunun
biitiin kuvveti ve pekligi ile hemen o anda
ve orac1kta eriyip, hi'rlik i'rinde kaybolmu�
olmay1 diledi. Aym papiya ku�unun tiirkii
sii, giiney riizgar1yla odada yiiziiyordu. Fa
kat bunu hi'r kimse duymam1�t1. Yeryiizii
niin giizellik ve nimetleri sonsuzdur.
Feragat 289
riikleyen, hard. en lasa bir ayr1hg1 bile oy
lesine �irret«;e izd1raph, ac1 dolu gosteren
bir lahzahk bulu�ma, birle�meyi ifrat dere
cede tath lalan, siiregi ebedi, geni�ligi hu
dutsuz samlan, gelecekteki dogumlarmda
dahi, dinebilecegi asla umulmayan �ey -i�te
bu a�ktir, diye dii�iiniiyordu. Destegi, yar
d1m1 da bu derecede zay1f idi! Papaslar ona
el siirer siirmez "ebedi" a�lamz dag1hr ve bir
avu-r un ufak toz olur. Pek az evvel, Heman
ta ona "Ne giizel bir gece!" diye fis1ldam1�
ti! Bu aym gece daha heniiz sona ermemi�,
aym papiya nagmelenerek otiiyor, aym gii
ney riizgar1 yatak perdelerini �i�irip oynata
rak odada esiyor, aym ay i�1g1 apk pencere
nin yanmdaki yatagm iizerinde, sevin«;, ne
�eden bitmi�, harap olmu�, yorgun dii�mii�
giizel bir kahraman laz gibi uyuyarak din
leniyordu. Biitiin bunlarm hi«;birisi ger-rek
degildi. A�k kendisinden daha fazla kalpa
zanca ikiyiizliiliik etmekte idi.
Feragat 291
Peari Sankar: "izin ver de sana bir soru so
ray1m': dedi. "Kiz1m, biricik yavrum, baba
na ne fenahk yapn ki� .. 0 zamanlar sen (j'.Ok
gen(j'.tin, ihtimal ki duymam1�smd1r. Oyle
ise, dinle!.. Arna, kendini heyecana kapt1r
ma!.. Anlatacag1m hikayede bir hayli niik
te vard1r!..
Feragat 293
ph�mak i�in evinizin damm1 en uygun yer
olarak bulmu�, se�mi�tin. Damlarm1zda
bulundugunuz zaman birbirinizle konu�up
konu�mad1g1m1z1 bilemem, ancak kizm ha
reketleri ya�h adamm kafasm1 yordu, mide
sini buland1rd1. i�inde �iipheler uyand1rd1.
Gen� kiz ev i�lerinde bir�ok yanh�hklar, sa
karhklar yapn ve Parbati58 gibi ibadetlerine
dalarak, yava� yava� uyku ve yemekten elini
�ekti. Baz1 ak�amlar, goriiniirde hi�bir se
bep olmaks1zm, ya�h efendinin huzurunda
bo�anarak hiingiir hiingiir aglad1.
Feragat 295
riz ki bu ever demektir. Yeni eve ta�md1ktan
sonra, birka'r giin seni goremedi diye adeta
deliye, plgma dondii. Sen de onun oturdu
gu yeri, herhangi bir vesile ile ogrenmi� bu
lunuyordun; zira koleje gidecegin yerde yo
lunu uzanyor ve Sripati'nin evinin oniinde
oyalamyor, dola�1yordun. Gozlerin; arasm
dan ha�erelerle plgm delikanhlarm kalp
lerinden ba�ka hi'rbir �eyin ge'remeyece
gi, hususi bir evin pencerelerine dogru di
kilmi� oldugu i'rin, ille de "Ba�kanhk kole
jini" ararm1� gibi goriinmiiyorlard1. Tahsili
nin ciddi bir �ekilde sekteye ugrad1gm1, ya
nda kaldigm1 anhyordum, kiz da acmacak
bir halde idi.
Feragat 297
tereddiit etmeksizin bunu kabul ettin. Her
�ey diizelmi�, yoluna girmi�ti.
Feragat 299
Hemanta, devasa bir gayretle kendisini tu
tarak: "�imdi terk etmek zorunda kalaca
g1m bu kizm hali ne olacak? Ona kim yiye
cek ve s1gmacak yer verir?'' dedi.
Feragat 301
Hemanta ayaga kalkt1. Kap1ya yiiriiyerek:
"Baba': dedi, "Karimi b1rakmayacag1m.. :'
Harihar kiikredi: "Ne!.. Taifenden, kabilen
den olmak m1 istiyorsun, efendit
Kabulivallah 303
"Kap1c1 Ramdayal, kargaya, 'Garga.: diyor.
0 hi�bir �ey bilmez, degil mi?.:'
Kabulivallah 305
p1mdan i'reriye girdi ve giile'r bir yiizle beni
selamlad1.
Kabulivallah 307
Anne ziyadesiyle �a�1rarak haykirm1�tt:
"Kabulivallah verdi ha!.. Yaz1k Mini, nas1l
aldm bunu!.:'
Kabulivallah 309
portac1, kiz1mm sualini hep bu manada an
lam1� olmahyd1 ki, goriinmeyen bir polise
kar�1 yumrugunu sallayarak: "Kaymbaba
m1 dovecegim!" derdi. Bunu duyup, zaval
h, peri�an akrabay1 goziiniin oniine getiren
Mini, kahkahalarla giiler, giiler, kudretli ar
kada�1 da bu kahkahalara kanhrd1.
Kabulivallah 3II
mek imkanm1 daima saglayabildi. Uzaktan
bakan herhangi bir yabanc1, bunlarm ara
smda herhalde gizli bir anla�ma var samrd1.
Zira giindiiz gelemezse, muhakkak �am
lan arz1 endam ederdi.
Kabuliv111lah 3I3
ni silkeleyerek sallad1 ve: 'f\.h, kaymbabam1
dovmek isterdim ama ne yapay1m ki ellerim
bagh!" dedi.
Kabulivall.ih 3IS
Kelimeler kulaklanmda �iddetle 'rarpn.
�imdiye kadar, arkada�1m yaralayan bir in
sanla yiiz yiize konu�mu� degildim. Bur
nu hat1rlaymca, iiziildiim, yiiregim burkul
du. Zira gelip goriinmemi� olsayd1, giiniin
daha bereketli ge'recegi muhakkakn.
Kabulivallah 3I7
miirekkebe bulanm1� bir elin, kag1da bas
tirarak pkar1lm1� bir resmi idi. i�re oz kii
�iik kizmm bu dokunu�unu daima kalbin
de saklam1� ve sokaklarmda y1llarca mahm
satmak i�in de Kalkiita'ya gelmi�ti.
Kabulivallah 319
rerek: "Haydi git Rahmun, oz yurduna, oz
kizma don ve onunla kavu�ma saadetiniz,
yavrumun talihini apk etsin!" dedim.
SON
iskambiller Krall1g1
Gorme}'.en Gozler