Professional Documents
Culture Documents
ZarnanaDair l 65
İyiye ve Kötüye Dair l 67
Duaya Dair l 69 Geminin Gelişi
ZevkeDair l 73
Güzelliğe Dair l 77 Zarnanıııa doğan güneş, seçilmiş ve sevgili El Mus-
tafa, Orphalese kentinde on iki yıl boyunca, dönüp ge-
DineDair l 79
lecek ve kendisini doğduğu adaya geri götürecek gemi-
Öltime Dair / 81
sini beklemişti.
Ve Artık Akşam İnmişti / 85 Ve on ikinci yılda, hasat ayı Eylül'ün yedinci günü,
kent surlarrnın dışrndaki tepeye trrmanarak denize doğ-
ru baktr; ve sisle birlikte gelmekte olan gemisini gördü.
İşte o zarrrar. yüreğinin kaprları ardrna kadar açıldı
ve sevinci, denizin enginlerine kanat çırptı. Ve El Mus-
tafa göz|erini yumdu, ruhunun sessizliklerinde duaya
durdu.
8
Fenerimi kaldırma vaktim geldiyse gerçekten yuka-
rı, içinde. yanan benim alevim olmayacak.
Fenerimi btış vc karaıılık kaldıracağım ben,
Ve gecenin muhafızı yağla doldurup yakacak onu.
10
Ve başkaları da geldi ve ona yalvardr. Fakat o cevap
vermedi. Sadece başını eğdi ve yanrnda duranlar göğ-
süne dökülen gözyaşlarını gördüler.
O ve ahali tapınağın önündeki büyük meydana doğ-
ru yürüdüler. Aşka Dair
Ve mabetten bir kadın çıktı, El Mitra idi adı. Biliciy- Sonra El Mitra, bize Aşk'tan Söz Et, dedi.
di. Ve o başını kaldırdr, halka baktı ve halkın üzerine
El Mustafa ona derin bir muhabbetle baktı çünkü bir sükünet çöktü. Ve gür bir sesle dedi ki:
kendisine ilk o inanmrştr, üzerinden ancak bir gün geç-
Aşk sizi çağırdığı zamaı\ onu izleyiry
mişken kente gelişinin.
Yolları zorlu ve dik olsa da.
Ve El Mitra onu şöyle selamladı:
Kanatlarr sizi sardığı zafi.:rar., ona teslim olurL
Ey Tanrr'nın Peygamberi, ey en yüce olanrn talibi,
Tüyleri arasrna gizlenmiş l.ılıç sizi yaralayacak olsa da.
gözlerin ne zamandrr uzaklarr taramakta gemin için.
Ve aşk sizinle konuştuğu zamar1 ona inanrry
Artık geldi gemin ve gitmen şart.
Bahçeyi tarumar eden kuzey riizgdrı gibi darmada-
Anrlarrnrn ülkesine, daha büyük tutkularının mes-
kenine duyduğun özlem derin; ne sevgimizbağIayabi- ğın etse de düşlerinizi sesiyle.
lir seni bııraya ne de ihtiyaçlarımız tutabilir r".,l.
-
Fakat bizden ayrılmadan şudur senden dileğimiz: Çünkü aşk hem taç olur başınızahem çarmrha gerer
_
Konuş bizimle ve hakikatinden ver bize. sizi. Hem besler büyütür hem de budar sizi.
Ver ki biz de onu çocuklarımıza aktaralrm, onlar da Yücelerinize trrmanrp okşar sever güneşte titreyen
kendi çocuklarına aktarsrnlar ve yok olmasıry sürüp en körpe dallarrnızı
gitsin bu hakikat. İnip sonra aşağı, sarsar toprağa tufunmuş köklerinizi.
Yalnızlığın içinde günlerimizi izledin, uyanıklığın
içinde uykumuzun kAh ağlayıp kAh gülüşünü dinledin. Mrsrr demetleri gibi derer aşk sizi.
Onun için artık bizibize göster ve doğum ile ölüm Harman yerinde dövüp çırılçıplak brral,ırr.
arasrnda olana dair ne varsa sana gösterilery bize anlat. Kabuklarınrzr elemek için kalburdan geçirir.
Apak edinceye kadar öğütür sizi.
Ve o yanıtladı, Yumuşayana kadar yoğurur;
Orphalese halkı, şu anda bile ruhlarınızda kıpırda- Ve sonra sizi atar kutsal ateşine, Tanrr'nın kutsal şö-
şıp durandan başka neden söz edebilirim? lenine kutsal ekmek olasrnrz diye.
12 13
Aşk bütün bunları, yüreğinizin srrlarrna ermeniz ve
bu bilgiyle Hayat'ın yüreğinin bir parçası olabilmeniz
için yapacaktır.
|4
Şafak vakti kanatlanmış bir yürekle uyanmak ve
minnet duymak aşkla dolu yeni bir güne;
Ögleyin dinlenmek ve aşkın .oşk s,,r.,, düşünmek
derin derin
Akşamleyin eve şükranla dönmek; Evliliğe Dair
Ve sonra da uyumak yiireğinizde sevgiliye bir dua
ve dudakla rınızda bir şükran şarkısıyla. Sonra El Mitra tekrar konuşfu ve dedi ki, Ya Evlilik
iistadım?
Ve o şöyle yanıt verdi:
Birlikte doğdunuz ve sonsuza kadar birlikte olacak-
S lı] 12.
Öltimtln ak kanatları ömrünüzü savurduğunda bir-
likte olacaksınız.
Eve| Tanrı'nrn sessiz belleğinde bile birlikte olacak-
sl ll lZ.
Fakat mesafeler brrakın birlikteliğinizde,
Ve bırakrn göklerin rizgdr|arı dans etsin aranızda.
\,ı,ı,ıreyin.
Şarkı söyleyin ve dans edin birlikte ve eğleniry fakat
lıirt,r başrnrza olun ikiniz de,
Aynı müzikle titreseler de ayrr ayrı duran telleri gi-
lıi lııvtanrn..
16 17
Çünkü bir tek Hayat avucunda tutabilir yüreklerini-
Zl,
Ve birlikte durun ama yapışmayın birbirinize:
Çünkü ayrı durur tapınağın sütunlarr
Ve birbirinin gölgesinde büyümez meşeyle selvi.
18
7, 'Ço..rklara Dair" }ı'
; i ,:*.-",
21
vermek Üzerine
ıit ıı
ı ı,ıı zengin bir adam dedi ki, bize Vermel{ten Söz Et.
Vı,ıı yanrtladr:
M, ı l ı ıı zdan mülkünüzden verirken pek faz|abir
ı
şey
ı ı,ı ıııiş sııyılmazsrnrz.
( ,ı,|,ç(,kten vermek kendinden vermektir.
(t ııııkii mal mülk, bir gün gerekir endişesiyle alıko-
24
siz önce bakıı
uI?.ıry,k ;;;;; a
^ ;"f:,,'j-' Y v e vermeni n a ra cı <ı.ı _
Çünkü aslında
s,ustur- kendini birşeyler ve:
b.P::'? k;;#ffiruİ*;*,1l1#*_
o ece birer,,,, u,;ı,.u,"
, _ '" sız aianlar _ uİ,
ılgını Yemeye ve Içmeye Dair
yükler-"rr., lePiniz alrcısını.
i;;;,:
o, *, u .,.,.-],#"
li|_,. tersine
...ıam ver
J ;X;iH:
ff f I Stıııra yaşlı bir adam, bir hancı, dedi ki, bize Ye-
rli kte hed iyeleri ıııt.l.'tcn ve İçmek'ten Söz Et.
ır!r5ı,,. t, #:: l*i nin üzeri n d e
";
Çünkü ;;;;;;urcasüna- Vt.cı dedi ki:
tonrak aşrrı titizlik,anası lrt,şke toprağın rayihasıyla yaşaylp/ yerin üstündeki
;1ı\auyhrk ru nu#, Xo^ll|unda
I anrı olanın
cömertıiğiffi?# eli
ku
İ"l!İj l,ıı kilcr gibi ışıkla beslenebilseydiniz.
Il,ıkat değil mi ki yemek için öldürmek, susuzluğu-
ııııztı giderınek için yeni doğandan ana sütünü çalmak
.,,,ı ııııciaslnız, o halde yiyip içmenizi bir taprnma eyle-
ıı ı ıııt, çcvirin.
Vı, strfranrz bir sunak olsun, o sunakta ormanlarrn
ı ı, ı ıv.ı Iı] rın saf ve masumlarr, insanın içindeki daha saf
\,, (ıı(ısum olana kurban edilsin.
30
Sevinç ve Kedere Dair
35
34
Kapılard an geçebilmek için kanatlarlnızl ka pa
m aya-
Söyleyin bana Orphalese lralkı, [ıtı evlerde neyiniz
cluvar-
var? Kilitli kapılarla koruduğı-ııruz ııccli r? cak, tavana vurmasın diye başınızr eğmeyecek,
Hıızıır mu varl gücüntizü tırtayıı çıkaran o dingin İu, çutluyrp çöker diye nefes almaktan korkmayaıcaksı-
kudret mi var bu evlerde? n|Z.
Anılar ml var/ zihnin dorukları arasında uzanan o Öltilerin diriler için yaptığr mezarlarda yaş,,ııırııy,ı-
ışrltrlı kemerler mi var? caksrnrz.
Güzellik mi var, yüreği ağaç ve taştan yaratılmış Gösterişli ve görkemli olsa da evleriniz gizlt,riııizııı
şeylerden ahp kutsal dağa taşıyan? sahibi, özlemlerinizin barınağı olmayacak,
Söyleyin bana, evlerinizde bunlar var mr? Çünkü sizin içinizde srnrrsrz
olanııı nrcskt,ııi giiklt,
Yoksa sadece konfor ve konfor tutkusu, eve konuk rin tonağıdır; o konağrn kapısı sabalı p[ıstı, ııt,ııtr,ır,lı,
olarak girip, sonra evsahibi, daha sonra efendi kesilen ri gecenin şarkıları ve sessizliklericlir,
o sinsi şey mi var?
41
Çünkü toprak ve deniz sana kalşr dabize olduğu gi-
bi cömert davranacaktrr."
43
Suç ve Cezaya Dair
46
büyük olanları nasrl cezalandrrrrsrnız?
Pişmanlık değil midir, hizmete heves ettiğiniz o ya-
sayla sağlanan adalet?
Ama yükleyemezsiniz pişmanlığı masumlarrn yüre-
ğine, suçlularrnkinden de kaldıram azs:-ır:rrz. yasalara Dair
O çağrılmadan çalacaktır kapılarr geceleri, insanlar
uyanıp kendilerine baksın diye. Sonra bir hukukçu dedi ki, fakat ya Yasalarımız, üs-
Ye siz, adaletten anladığı varsayrlanlar, tüm fiillere tat?
ışığm kusursuz aydınlığında bakmadary nasıl anlaya- Ve o yanıtladı:
caksrnrz onu gerçekten? Yasa yapmaktan haz alıyorsl7ı,LlJzl
Ancak o zaman göreceksiniz dimdik ayakta duran Ama onları çiğnemekten aldığınızhaz daha faz|a.
ile düşmüşün aslında tekbir insan olduğunu ve durdu- Okyanus l.ıryrsında oynayan/ durmaksrzın kumdan
ğunu onun cüce-özünün gecesi ile tanrr-özünün gün- kuleler yaplp sonra da kahkahalar atarak onlarr yıkan
düzü arasında, alacakaranlrkta,
çocuklar gibi.
Ve tapınağın kilittaşınıry temelin en dibindeki taş- Fakat sizler kumdan kulelerinizi yaparken okyanus
tan daha üstte olmadığını.
kıyıya daha fazla kum taşıyor,
Ve siz kuleleri yrkarken okyanus da sizlerle birlikte
gülüyor.
Gerçekten de okyanus hep masumlarla birlikte gü-
ler.
48
Ya düğün şölenine erken gelip, tıkabasa doyup yor-
gun düşünce bütün şölenleri kanunsuz ve şölene katı-
lanlarr yasa bozucu ilan edip kendi yoluna giden?
Orphalese halkı, davulun sesini boğabilir, lirin telle- . Ve günlerinizin ve gecelerinizinizerine nasrl yükse-
rini gerışetebilirsiniz ama tarlakuşuna şakımamaslnı |eceksiniz, daha idrakinizin şafağr sökerken öğle vakti-
kim buyurabilir? ır e vurduğu nısz zincir|eri krrmazsanrz?
ııraştrrsa da.
50 51
Ye özgir olabilmek için çıkarıp atacağınız, kendi
özünüzün parçalarından başka nedir ki?
Kaldırmak istediğiniz adaletsiz bir yasaysa/ o yasa-
yı kendi alnrnrza siz yazdınız kendi ellerinizle.
Onu yasa kitaplarını zı y akar ak veya yargıçlarrnrzrn Akıl ve Tutkuya Dair
alrnlarrnr yıkayarak silemezsiniz, iizer|erine denizleri
boca etsenizbl|e. Sonra rahibe tekrar konuştu ve dedi ki: Bize Akıl ve
Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz Tutku'dan Söz Et.
konusu olary önce onun içinizde kurulu tahtını yok Ve o yanıtladı, dedi ki:
edin. Ruhunuz çoğu zaman bir savaş alanrdrr, aklrnrz ve
Zorbaözgir ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, yargrlama g.jciniz, tutkunuz ve iştahınıza karşr sava-
eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorba|ık, kendi şlr.
gururlarrnda bir utanç yoksa? Keşke ruhunuza barış getiren ben olabilseydim, ele-
Ve üstünüzden atmak istediğiniz bir endişeyse söz mentleriniz arasındaki uyumsuzluk ve rekabeti tekliğe
konusu olary bu endişe size dayatılmadr, siz onu seçti- v e ezgiy e dönüştürebilseydim.
niz. Ama sizler bütün elementlerinizi barışık kılmaya
Ve atmak istediğiniz bir korkuysa, o korku sizin yü- uğraşmadıkça, hattA hepsini sevmedikçe ben ne yapa-
reğinizi mesken tutmuş, korkulanın elini değil. bilirim?
Gerçekte her şey, arzulanan ve korkulary iğrenç olan Aklrnız ve tutkunuz deniz|ere açrlmış ruhunuzun
ve sevilery kovalanan ve kaçmak istediğiniz her şey, dümeni ve yelkenleridir.
varlrğrnrz içinde devinmekte sürekli bir yarı kucaklaş- Yelkenleriniz ya da dümeniniz parçalanırsa, oraya
ma halinde. buraya savrulup sürüklenmekten ya da denizin orta-
Bu şeyler içinizde birbirine yapışık ışrk ve gölge çift- sında kıprrtısız kalmaktan başka bir şey gelmez e|iniz-
leri halinde devinir. tlt'n.
Gölge solduğu ve yok olduğu zamar., geride kalan Çünkü tek başrna hükmeden akrl, kısıtlayıcı bir güç;
ışık bir başka ışığın gölgesi olur. bırakılmrş tutku ise, kendisini yok edene kadar
,[,ıı-ışıboş
İşte böyle, prangalarından kurtulan özgürlüğiniz, ya]nan bir alevdir.
daha büyük bir özgürlüğün prangası olur. Onun içiry bırakrn ruhunuz aklrnrzr tutkunun do-
ı,tıklarrna yüceltsin şarkı söyleyebilmesi için;
ve bıral.ın ruhunuz tutkunuzu akılla yönlendirsiry
52 53
tutkunuzun her gün yeniden dirilip Anka kuşu gibi
kendi küllerinden doğabilmesi için.
5.1 55
Kendini Bilmeye Dair
Ve bir adam, bize Kendini Bilmek'ten Söz Et dedi.
Ve o yanıtladı, dedi ki:
Yürekleriniz sessizce bilir günlerin ve gecelerin giz-
lerini.
Fakat yüreğinizdeki bilginin sesine susamrştır ku-
laklarrnrz.
Düşüncenizde hep bilmiş olduğunuz şeyi kelimeler-
le de bilmek istersiniz.
it
Düşlerinizin çıplak bedenine parmaklarrnrzla do-
kunmak istersiniz.
i
Ve doğrusu da bunu yapmanızdır,
Ruhunuzun saklı prnan yükselip denize koşmak ih-
tiyacındadır mırıldanarak;
Sonsuz derinliklerinizin hazinesi gözleriniz önüne
serilmek arzu§undadrr.
Ama terazilere vurmayın bu bilinmez hazineyi;
Ve bilginizin derinliklerini sırıkla veya iskandil ipiy-
le ölçmeye çalrşmayın.
. Çünkü benlik slnrrslz ve ölçüye gelmez bir denizdir.
"Gerçeği buldum" değil, "bir gerçeği buldum" de-
yin.
"Ruhun yolunu buldum" değil, "kendi yolumda yü-
rürken ruhla karşılaştım" deyin.
Çünkü ruh her yolda yürür.
Ruh ne bir hat üzerinde yürür, ne de kamış gibi
bü-
yiir.
Ruh sayısızyaprahı lotüs çiçeği gibi kat kat açılır.
Oğretmeye Dair
58
59
Dostluğa Dair
61
Ve siz de en iyi yanlarınrzı dosfunuza ayff|n.
Eğer suların çekilişini bilmesi gerekliyse dostunu-
zury bırakrn kabarışını da bilsin.
Dostunuz ne içindir ki onu zarrrarı öldürmek için
atayasınız? Konuşmaya Dair
Onu hep yaşanası zamanlarla arayrn.
Çünkü o sizin ihtiyacınızı karşılamak için vardır, Ve sonra bir alim Konuşmak'tan Söz Et dedi.
boşluğunuzu doldurmak için değil. Ve o yarutladı, şöyle dedi:
Ve hoşluğunda dostluğun kahkahalar çrnlasrn, Düşüncelerinizle barışık olmadığınız zarr.all konu-
zevkler paylaşılsın.
şursunuZ;
Çünkü küçük şeylerin şebnemiyle sabahrna erip ta- Ve yüreğinizin y a|nızlığında barrnamaz olunca du-
zelenir yürek. daklarrnrzda yaşarsmLz ve bir oyalanma ve eğlence
olur ses.
Ve konuştuklarrnrzrn çoğunda, düşünce y afl y afly a
katledilir.
Çünkü enginlerin kuşudur düşünce, kelimelerin ka-
fesinde kanatlarını açsa da uçamaz.
62
laştığınızda, brrakın içinizdeki ruh kımıldatsın dudak-
|arlıııızı, yönetsin dilinizi.
Bırakın sesinizden içre olan ses konuşsun onun ku-
lağından içre olan kulağa;
Çünkü yüreğinizin gerçeğini saklayacaktrr dostunu- zarnana Dair
zun ruhu, hatrrlanan tadı gibi şarabrn,
Rengi unutulup kadeh yok olduktan sonra da. Ve bir gökbilimci dedi ki, Üstat, ya Zaman?
Ve o yanıtladr:
Ölçtistiz ve ölçülemez olan zarr.alul ölçmek istersiniz.
Davranışlar:rl1:rzı ve hattA ruhunuzun yolunu saatle-
re ve mevsimlere göre ayarlamaÇ belirlemek istersiniz.
Zarnarı, kıyrsrnda oturup akrşrnı izledlğiniz bir ır-
mak olsun istersiniz.
64
Iyiye ve Kötüye Dair
Ve kentin yaşhlarından biri bize İyi'den ve Kötü'den
Söz Et dedi.
Ve o yanıtladı:
İçinizdeki iyiden söz edebilirim ama kötüden söz
edemem.
Çünkü kötü kendi açlığının ve susuzluğunun rstrra-
bıyla kıvranan iyiden başka nedir ki?
Gerçekte iyi acıktığında en karanlık mağaralarda bi-
le yiyecek arar, susadığında da bataklıktan bile su içer.
67
Ne dediğinizi bilerek konuştuğu nıızda iyisinizdir,
Ama uyudunuz diye diliniz amaçszca debelenirken
kötri olmazsınrz.
Kekelemek bile güçlendirebilir zayıf dlli.
Duaya Dair
Amacrnrza doğru sağlam ve cesur adımlarla yürü-
düğünüz zaman iyisinizdir.
Sonra bir rahibe bizeDga'danSöz Et dedi,
Ama oraya doğru topalladınız diye kötü olmazsınız.
Ve o yanıtladı, dedi ki:
Topallayanlar bile geriye doğru gitmezler.
Sıkınİıda ve dara düşünce dua ediyorsunuz; keşke
Fakat siz güçlü ve tez adımlı olanlar, iyilik yapaca-
sevincinizin doruklarrnda ve bolluk günlerinizde de
ğız diye topallamayın topalların önünde. c{ua etseniz.
68 69
Görünmez Tapınağa sadece girmeniz yeterlidir.
71
Zevke Dair
Sonra kenti yılda bir kez ziyaret eden bir zahit öne
çıkıp bize Zevk'lenSöz Et dedi.
Ve o yanıtladı, dedi ki:
Zevk bir özgürlük şarkısıdrr
Ama özgürlük değil.
Arzularrnrzın çiçeklenişidir
Ama meyvası değil.
O bir dorrıktaki derinlik çağrısıdır
Ama ne derindir ne de yüksek.
() kafeste olanın kanatlanrşrdır,
Ama gökkubbe değil.
Iıvet, gerçeğin ta kendisi, zevkbir özgürlük şarl.ıısıdır.
Vc bu şarkıyı dolrı dolu bir yürekle söylemenizi is-
lı,ı,iıır; ancak şarkıda yüreklerinizi yitirmenizi değil.
Kış vakti karda mahsur kalanlar der ki, ''baharla bir- Dine Dair
likte gelecek tepelerden aşarak.''
Ye yaz srcağında ekin biçenler derler ki, ''onıı güz Ve yaşlı bir rahip, bize Din'den Söz Et, dedi.
yaprak|arıyla dans ederken gördtik, kar düşmüştü saç-
larlna." Ve o dedi ki:
Cüzelliğe dair hepsini söylediniz bunlarıry Bu gün hiç başka bir şeyden söz ettim mi?
Ama aslında ondan değil giderilmemiş ihtiyaçlar- Din yapılan her iş ve düşünülen her şey,
dan söz etmekteydiniz, Ve iş ya da düşünce olmayary ama eller taşr yontar-
Ve güzellik bir ihtiyaç değil bir coşkunluktur. ken veya dokuma tezgAhında çalrşrrken ruhta belirive-
Susamış bir ağız, uzatılmış boş bir avuç değil, ren o hayranlrk ve hayret değil midir?
Tutuşmuş bir yürek ve büyülenmiş bir ruhtur. Kim imanını eylemlerinden, inancrnr uğraşlarından
Ne görmek istediğiniz imge, ne de duymak istediği- ayırabilir?
niz şarkrdır, Kim saatlerini önüne serip, "bu Tanrr için, bu ken-
Gözlerinizi kapatsanız da gördüğrinijzbir imge, ku- dim için; bu ruhum içirç şu da bedenim için" diyebilir?
laklarrruzr trkasanız da duyduğu nıız bir şarkıdır güzellik. Bütün saatleriniz evrende benlikten benliğe çırpan
Ağacın derin oluklu kabuğu içindeki gövdesi ya da kanatlardır.
bir pençeye takılı bir kanat değil, Ahlakını bir merasim üniforması gibi taşıyan insary
Sonsuza kadar çiçek açan bir bahçe, sonsuza kadar çıplak dolaşsa yeğdir.
uçuşan bir melekler topluluğudur. Ne rüzgAr ne de güneş delebilir çıplak tenini.
Ve davranışlarını ahlak ile tanımlayan kişi, şarkrku-
Ey Orphalese halkı, güzellik hayattır, kutsal yüziin- şıınu bir kafese hapsetmiş demektir.
deki peçeyi indirdiğinde hayat. Şarkıların en özgürü demirler ve teller arasrndan ge-
lt,ır değildir.
Fakat hayat da sizsiniz peçe de siz.
Ve ibadeti açıldığı kadar kapatılacakbir pencere ola-
Güzellik sonsuzluktur, aynada uzun uzın kendini
rak da gören kişi, pencereleri şafaktan şafağa uzanan
seyreden.
ı,tıl,ı evine henüz uğramamrş demektir.
Fakat sonsuzluk da sizsiniz, ayna da siz.
78 79
Günlük yaşanunrz taprnağınız ve dininizdir.
Oraya her girdiğinizde varınlzı yoğunuzu alrn yanr-
flza.
Alın sabanı ve demir ocağrnı ve tokmağı ve lavtayı
Cerektiği için ve zevk için yaptığınız şeyleri. ölüme Dair
Çünkü derin düşüncelere dalarak ne başardıklarrnr-
zın üstüne çıkabilirsiniz ne de başarısızlrklarrnrzrn altr- Sonra El Mitra konuştu, şimdi de Ölüm'ü sormak is-
na düşebilirsiniz. teriz, dedi.
Ve yanrnrza bütün insanlarr alrn: Ve o cevap verdi:
Çünkü taprnrnada ne onlarrn umutlarından yücele- ölılmtin srrrlna ermek istersiniz.
re uçabilirsiniz ne de umutsuzluklarından daha aşağı Ama bunu nasıl bulacaksınız, eğer hayatın kalbinde
alçalabilirsiniz. aramazsanız?
Geceye dönük göz|eri güne kör olan baykuş ışığın
Ve eğer Tanrr'yr bilmek isterseniz, bilmece çözmeye esrarlnl ortaya çrkaramaz.
girişmeyin. Gerçekten ölümün ruhunu görmek istiyorsanrz, yt-
Onun yerine çevrenizÖ bakm, O'nu çocuklarınızla reğinizin kaprlarrnr açın hayatın bedenine ardına ka-
oynarken göreceksiniz. dar.
Ve evrenin derinliklerine bakın; O'nun bulutta yü- Çünkü hayat ve ölüm birdir, tıpkr ırmak ve denizin
rüdüğünü, şimşekte kollarını uzathğını ve yağmurla bir olduğu gibi.
yeryüzüne indiğini göreceksiniz.
O'nun çiçeklerde gülümsediğini, sonra doğrulup U mutl arınızln ve ar ztılrarırıızın de rinlikle rind e y a tar
ağaçlarda el salladığını göreceksiniz. lıayattan sonrasrna dair sessiz bi|giniz;
Ve karrn altrnda düş kuran tohumlar gibi düşler yü-
rcğiniz ilkbaharı.
Düşlere güvenin çünkü onlarda sakhdır ebediyetin
kapısı.
Sizin ölüm korkunuz, kendisini kutsayacak kralın
lıı-ızuruna çrkan çobanrn titremesinden başka bir şey
tlcğildir.
Çoban titrerken sevinçli değil midir kralın armasınl
l,ışıyacağı için?
80
Yine de asıl farkında olduğu titreyişi değil midir?
t]3
Ve Artık Akşam Inmişti
B5
idrakinizi arayacağım.
sa da, tekrar
Ve bu arayrşlm boşuna olmayacak.
Eğer bir doğruluk payt varsa söylediklerimde, bu
gerçek kendini daha açık bir sesle ve düşüncelerinize
daha yakın kelimelerle ortaya koyacak.
t]6
Ve benim derinliklerime ulaştrklarrnda dereler ve ır- Ve kıyılarınızda denizin yükselmesini beklese de
karaya oİr.*rş ağır gemiler, okyanus gibi siz
maklar şarkı söylemeyi kesmediler. de gel-
gitlerinizi hızlandıram azııIı.|z,
Fakat bana ulaşary kahkahalardan daha da tatlı ve Ve ayrrı zamarıda mevsimler gibisiniz,
özlemden daha da büyük bir şeydi. Kışrnızda ilkbaharınızr yadsrsanız da,
İçinizde sonsuz ve srnırslz olandı bu; İçir-rirae dinlenmeye yatmış ilkbahar, uykulu
uyku-
Engin insandı, hepinizin sadece birer hücresi ve ka- lu gülümser ve alrnmaz,
ki, bütün bunlarr, birbirinize "bizi iyi öv-
sı olduğunuz; "Su.r*uyr.,
diye-
İlahisinde tüm şarkılarınlzln sadece sessiz bir tempo dti. İçmlzde iyi olandan başka bir şey görmedi"
olduğu. bilesiniz diye söylüyorum,
Siz o engin insanrn içinde enginsiniz, Kendi dlştlncelerinizde bildikleriniz benim sözcük-
Ve ben onu görürken gördüm ve sevdim sizleri. lerle dile getirdiklerim.
Çünkü sevgi o engin dünyada olmayan hangi tızak- Ve sozİtiklere dökülmüş bilgi, sözcüklere dökülme-
lığa erişebilir? bilginin gölgesinden başka nedir ki?
miş'Stİ
Hangi görü, hangi beklenti ve hangi tahmin o uçuş- a.işJr,celeriniz ve benim sözcüklerim, dünleri-
tan daha yücesine erişebilir? mizin,
Elma çiçeklerine bürünmüş dev bir meşe gibidir içi- Ve toprağın ne bizi ne kendisini tanıdığı kadim
nizdeki engin insan. t
Gücü sizi toprağabağ|ar, mis gibi kokusu göklere
U
günleriry
Ve toprağın kaos çrrpıntılarınln pençesinde sarsrldı-
yükseltir ve ölümsüz olursunuz kalıcılığında onun.
ğı gecelerin
kayıtlarrnr tutan mühürlenmiş bir bellekten gelen
Tıpkı bir zincir gibi en zayıf halkanız kadar zayıf o|- dalgalardır.
duğunuz söylendi sizlere.
Bu sadece yarısıdır gerçeğin. Siz|er aynızamanda en Bilgeler size bilgeliklerinden vermeye geldiler, Ben
güçlü halkanız kadar güçlüsünüz. sizin bilgeliğinizden almaya geldim:
Ölçmek sizi yaphğınız en küçük işle, okyanusun gücü- Ve Ual.ın Uilgelikten de büyük olanı buldum,
nü köpüklerinin zayıflığıyla değerlendirmek demektir, O içinizde hep çoğalan alev alev bir rtıh,
Sizleri başarısızlıklar:ınıza göre yargılamak, değiş- Siz onun bürüdüğüırü görmeden günlerinizin sö-
kenliklerinin suçunu mevsimlere yüklemek demektir. ırtip gitmesine hayıflanrrken,
b)hayat, arayan hayat, mezardan korkan bedenler
Evet sizler okyanus gibisiniz, içinde.
88
Burada hiç mezar yok. Sizin günlerim ve gecelerim konusundaki sevecen
ve uy-
Bu dağlar ve düzlükler birer beşik ve atlama taşr. duyarlılığıruz değil miydi yediklerime tat katan
Atalarrnızı gömdüğünüz tarlanın yanından her ge- kularrmr düşlerle süsleyen?
çişinizde iyi bakın, kendinizin ve çocuklarlnlzln el ele
dans ettiğini göreceksiniz. Sizi en çok bunun için kutsuyorum:
Aslında çoğu zaman eğlendiğinizin farl.ına varma- Pek çok şey veriyorsunuz ama bir şey verdiğinizin
dan eğleniyorsunuz. farl,:ında değilsiniz.
Gerçekteİ de aynada kendini seyreden sevecenlik
Size başkalarr da geldi, onlara inancrnrz üzerine ver- taşa döner,
dikleri altın sözler karşılığında servetten, güçten ve Ve kend.ine meüiyeler düzen iyilik, felaketlere ge-
şandan başka bir şey vermediniz. bedir.
Söz sayılabilecek bir şey vermediğim halde daha cö- Ve kimileriniz bana soğuk ve kendi yalnızlığıyla
mert davrandrnrz bana karşı. sarhoş dedi,
Bana hayata karşı duyduğum o derin susamışlığr Ve dediniz ki "ormanın ağaçlarıyla konuşuyor, in-
verdiniz. sanlarla değil.
İnsan için tüm amaçlarrnı susuzluktan çatlamrş du- Duğ tep"elerinde ya\nız oturup kentimize tepeden
daklara ve tüm hayatı bir çeşmeye çeviren armağandan bal.ıyor."
daha büyüğü yoktur kuşkusuz. nİgrudur dağlara trrmandrğrrn ve §slz yerlerde do-
Benim şerefim ve ödülüm işte buradadır, _ laştığım.
Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, yaşayan su- Bİr yilceden veya büyük bir uzaklıktan bakmadan
yun kendisini susamış bulmamda; sizleri nasıl görebilirdim?
Ve ben onu içerken onun da beni içmesindedir. Kişi uzaÜaşmadan nasrl gerçekten yakın olabilir?
Kimileriniz beni armağan almayacak kadar gururlu Ve aranrzdan başkalarr sözlerle olmasa da seslendi-
ve utangaç buldular. ler bana ve dediler ki:
Gerçekten de ücret almayacak kadar gururluyum, "Yabancı, yabancl, erişilmez yüksekliklerin tutku-
ara-
armağan değil. nu, niye yuşurrr. kartallarrn yuva yaptığr doruklar
Ve siz beni sofranızda görmek isterkery tepelerde srnda?
yaban çilekleri yediysem de, Niye erişilmezi ararsrn?
Ve siz beni memnuniyetle barrndrracakken taprna- Ağınla hangi firtrnalarr tutmak ister,
ğın önündeki sütunlarrn altında uyuduysam da, Cğtte hangi bulutsu kuşları kovalarsın?
91
90
Gel bizlerden biri ol. Her şeyin başlangıcı belirsiz ve pusludur/ ama sonu
İn aşağı ve susuzluğunu şarabımızlagider." deği1,
Ruhlarınrn yalnızlığında bunları söylediler; Ve sizin beni bir başlangıç olarak hatırlamanızr iste-
Ama yalnızlık|arı daha derin olsa, bilirlerdi, sevinci- rim.
nizin ve acrnızln srrrrndan başka bir şey aramadrğrmr, Hayatın ve yaşayan her şeyin tohumu sisler içinde
Ve sizin göklerde gezinen daha büyük benliğiniz- atılır, kristal berraklığında değil.
denbaşka bir şeyin peşinde olmadığımı. Ve kristalin hayatı sona ermek iizere bir sis olmadı-
Fakat avcr aynl zamanda avdr. ğını kim bilebilir?
Çünkü oklarımdan pek çoğu yayımdan sadece ken-
di bağrıma saplanmak ijzere ayrıldı. Beni hatırlarken şunu hatrrl arnarflzı isterim
:
92
Çünkü o gün bütiin varlrklarrn saklı amaçlarını bile-
ceksiniz,
Ve karanlığr kutsayacaksrnrz, ışığı kutsadığınız gibi.
Bunları söyledikten sonra çevresine baktr ve gemisi-
nin dümencisini yekesininbaşında durmuş, bir rizgilt-
la dolmuş yelkenlere bir uzaklara bakarken gördü.
Ve dedi ki:
Gemimin kaptanı sabrrlr, aşrrı sabırlr.
RüzgAr esmekte ve yerinde duramryor yelkenler;
Dümen bile yön istemekte;
Yine de kaptanım susmamr bekliyor sessizce.
Ve bunlar, açık denizlerin korosunu dinlemiş deniz-
cilerim, onlar da beni sabırla dinlediler.
Artık daha faz|a beklemeyecekler.
Hazrrrm.
Dere denize ulaştı ve bir kez daha o büyük ana oğ-
lunu bağrına basmakta.
94
Sizlere ve sizlerle geçirdiğim gençliğime elveda.
Daha dündü bir düşte buluştuk.
Sizler şarkılar söylediniz bana yalnızlığımda ve ben
özlemlerinizden bir kule yaptım göklerde.
Fakat şimdi uykumuz kaçtı, düşümüz bitti ve artık
şafak vakti değil.
Oğle güneşi tepemizde ve mahmurluğumuz kemale
ermiş güne döndü ve ayrılmak zorındayız.
Eğer belleğin alacakaranlığında bir kez daha buluşa-
cak olursak, yine birlikte konuşacağızve bana daha de-
rin bir şarkı söyleyeceksiniz.
Ve eğer ellerimiz bir başka düşte buluşacak olursa
gökyüzünde bir başka kule yapacağız.
96
cibran'ın başyapıtı olan Erm iş,
çağımızın en sevilen klasiklerinden
biridir. ilk kez ı9z3'|e yayırnlanmış, zo'den
fazla dile çevrilmiŞ,
sadece ABD'de 9 milyondan satmıştır.
fazla
lsBN 975-992_053-0
llil olkrırü
hakklnda vönetmeliöin