You are on page 1of 158

FARKLAR

gOnluk YAZILAR I
TAZARIN ESERLERt
(DtniU? TATINIiARrndan)
9Ut:
^UrLBR I Monna Rosa
gttRLER n ^alidaiiiar/KSife^Sesler
IjtiRUBjR in Hizirla Kirk Saat
l^ttRLER IV Taha'mn Kitabi/GtQ Mii^tusu
giiRLBR V Zamana AdaTiimq S6zler
giiRLER VI Ayinler/Qe^meler
giiRLBR vn Leyli. He Mecnun
giiRLBR VIll Ateq Danei
giiRLBR IX Alinyaaisi Saati
at)N D06maDAN (gurlerin Toplu Basuni)
Hlk^e:
HiBAYELBR I Meydan Ortaya Qiktigmda
HiKAVELBRn Portreler
Flyea:
FiYESLBR I • AMAOAN
^evM gUr:
BATI giiRLERiNDEN • ISLAMIN giiR ANTTLARINDAN
Ddfdnoe:
RUHUN DiRiLigi • kiyamet Agisi • gAO ve iuiAM i-n- m-
IV • iSLAM TOPLUMUNUN EKONOMiK STRtiKTORtJ • DiRi-
ligiN QBVRBSiNDE • isiiAM • isLAMiN DiRtfitgi' DiRiLig
NBSLiNiN AMBNTOSti • iNSANUGIN DiBlligi • YiTiK CBN-
NBT'Gt)NDONt)MC*MAKAMDA*DiRiLig MUgTUSU'DO-
gCNCELBRI-n • FiZiKOTESi AqnSINDAN UFUKLAR VB DA-
HA 6TBSi I-n-m • YAPI TAgiARI VB KADBRlMiZiN QAORI-
81I-n • inWTUg VB HATlRLAYig ' VAROLMA SAVAgi • qaS-
DAg BATI DtigtiNCESiNDBN • SAMANYOLUNDA ZtYAFET
Deneme:
BDEBiYATYAZHAEH I btedeniyetiii RQyesiRf^yaomMedenjyeti gUr
BDEBiYAT YAZIIARI n Diglmizin Zan
BDEBiYAT YAZILARI m Bgik Ehramlar
tnceleme:
YUNUS BMRB • MBHMBD AkIF • MBVLANA
Otinlilk Tazilar.
StlTUN • SOR • GON SAAXi
SOYliEYlgLER:
rdportaj:
TARtHiN YOL AOZINDA
konferans:
QIKig YOLU I- thkemizm Geleoegi
gnag YOLU n- Medeniyetimizm Dirili^i
meydan konnqmain
gnag YOLU m- Kutlu MlUet Ger^egl
SEZAl KARAKOg

FARKLAR
GUNLUK YAZILAR
I

6. Baski

DIRILI^ YAYINLARI
Nuruosmaniye Cd. Derin Han, No: 8/1,
34410 Ca^alofflu - Istanbul
Posta Qeki No: 3481SS Tel: (0212) 519 04 07
www.dlrill83rayinlari.gen.tr
Dirili^f Taym: 11

Birinci Baski: 1967


(Yazilar adli eserde isl&mve
Dlrili^in QSevresinde ile bir axada)
ikinoi Baski; 1975
tygtlncti Baski: 1979
DdrdiinctL Baski: 1986
Behind Baski: 1997

BUKTTAP
Bu kitap, 16 Arft.liIt 1963-15 $ubat 1964 tarihle-
ri arasinda Yenl Istanbul Oazetesi'nde Farklar
ba^ligi altmda Qikan giinldk yazilardan olu^mu^
tur. Bu yazilardan orugla ilgili olan ddrt yazi is
l&m adli esere nlinmigtir.

® Dirili? Yayinlan. BU KITAP DAHtL BUTUN


ESERLBBiMiziN TUM YAYIN HAKLARISAKUDIR
QDegerlendirme amaciyla yapilaoak kisa alintilar di-
gmda, 3^azarm yazib olmadan, hi^bir surette ali-
namaz, pogaltilamaz, gevirisi yapilamaz, radyo,
TVlerde okunamaz, kaset ve CD'lere aktanlamaz,
internet dosyasi agilamaz).

i^diizen: SembolTamtim
Baski-Cilt: Bayrak Matbaacilik San. ve Tic. Ltd. I^ti.
Davutpa^a Cd. No: 1^2 Topkapi-istanbul
Basun Tarihi: Istanbul- Qubat 2011
FARKLAR
ANADOLUYU DiNLEMEE

Kulagmuzi Anadolu topragina dayayahm, bir ona-


dolulunun gogsiine bastiralun: bu topragin derinlik-
lerinde hangi ses var, bu insanin kalbi ne diyor?
Soralim: ba,§i metafizik bulutlarla kapli, biiyiiklu-
<<Mutl^»m biiyiiklug^e detay, A|^ ne diyor?
Tiirkiye'nin ruhu Sakaiya ne diyor, ytiregi Kizilir-
mak ne diyor, bilegi Firat ne diyor, kafasi Dicle ne
diyor?
Anadolu'sni dinlemek, tabiatustiine gikmakbr.
Qiinkii; Tarih planinda Anadolu, maddecilik teorile-
rinin ifldsma en iyi dmek olarak, ekonomik giicii-
niin Anadolusu degildir. Anadolu taribi, mermerin,
kutsaJ seslerin, kili^ ve kanat ^akirtilannm tarihidir.
Ege Medeniyetii^ spekOlasyonu (mitoloji ve dii-
§|iince) Yunanlilara aitse, pozisyon ve aksiyonu (eser
ve mimarQ Anadolu'ya ait. Milet, Efes, Bergama, Af-
ro^yas, Truva... Dog^ 3dgdtlik ve lra.Tira.Tnfl.r>1igimn,
Batuun bile ve kumazbgina nasil tutsak dii^tu^-
nun ebedi sembolii Truva.

Roma'yi ikiye bolerek payla^an, bdylece, Bo-


ma'nm g^ururunu red, kuwetini tasdik eden yine O.
8 FARKLAR

Qikufinda, degi^memi^ durumuyla ger^ekligin o


ddnemdeki mesaji olan Hristiyanligi mag^alardan
agoralara 9ikatan Anadolu insaniydi.
Roma'mn kalmtisi, ger9ek kuwetlerini yitirip
hile ve entiika, zulum ve yalan, i^ehvet ve sefahat
doktrini Bizans ViaHni alinoa, sabirli Anadolu artik
buna dayanamadi ve Bizans'm ve bizansliligin kar-
9isma. tepeden timaga samimi ve mumin, bllegi 90-
likten, yiiregi yag gibi eiiyen bir i§ik beykeli 9ikar-
di: Fatih.

Evet, Anadolu'nun sesini dinleyelim. Bu ses, ma-


teiyalistin sandigi ve 9izdigi gibi, kufurlil, utanmaz,
kaba ve cirlak degildir. Bu ses bir senfonidir.
Bu senfonlde, inan9. giiven, ger9ege teslim olu§,
acima ve sevme ve zafer sesleri vardir. Bu seslerde,
denizin med ve cezri, giine^in bir nuzrak gibi 3nikse-
liiji ve bir bomba gibi bata^i, aym bal rengi gdzlerl ve
samanyolu'nun, sonsuzluga bir yoriik kuigagi gibi
sanli^i vardir.
Anadolu'yu dinlemek, diinyamn iki ucundan
radyo dalgalanyla birbirine 9arpan, bikkinlik veren
bir tekrar i9inde yankilanan iki sesin yanina ii9un-
cii bir ses kosnnak, bu bulanik ve 9ilgin ses diiello-
sunu bir kili9la ikiye bolmek ve bir savsi; sonunda-
ki kalinti ve dokiintuleri andiracak o ses dliilerini
bir egrelti otu fosili halinde yurt sizurlanndan di^a-
n atmak demektir.
Anadolu'nun td. derinlerinde 9dzulniez bir ^ifre
ile titreyen ses dalgalanni teype almak ve bunu
diinya pazarlanna siirmek: Anadolu'yu dinlemek
budur. Bu morsu anlayan ve bu §i£reyi 9c>zen, iijte
FARKLAE 9

beklenen dtlnya kahramam.


Derinlerde yen! bir Anadolu oluijuyor. Tttrihin
list planlanna gikmasi yakin yepyeni bir Anadolu.
Birtakun yeralti sulan akiyor, birtaloin kiniya $i$e-
leiinde birtakun madenler billdrla^iyor, porselenler
kmliyor, mavi bir glni bug^u, bir gaydanligm a^
zmdan tutiiyor. AnUk bir taj; siitunu, yine antik bir
ha3rvan ba§imn iistiine devriliyor. Ve butiin bu ses-
lerden, yeralti Anadolu'sunda, i^uuraJti Anado-
lu'sunda, ced kalintilan ile torun gigliklanndan,
agag higirtilanndan, bir temmuz dglesinden, bir
Van sabalimdan, bir Diyarbakir kuglugundan, bir
Malatya dglesinden, bir Marag, Kayseri ve Kenya
Ikindisinden, bir Istanbul akgamindan ve bir Edime
gecesinden bir ulkii dniluyor.
Kulaginuzi Anadolu topragma dayayaiim, baka-
lim, bu topragm yiiregi ne diyor?
MlLlJ MESAJ

Var olmak, bir mesaji olmaktir. Vaxlik, Yaratioi-


nin bir mesajidir. Bunun i^indlr M, agik ve ebedi
mesaj Kur'an'da, g^iine^, ay, soldi^ar, agaglar, dag^
lar, 3raratilan her ^ey «dyet» olarak anilir. Kiir'an, ke-
limeler gerQevesindeki mutlak mesaj; Kfiinatsa, ka-
bartma harfler gibi 3?anyana duran, mutlak mesajm
tam konkre hali olarak; Mutlak Birligi aQiMajran yar
ratiklann biitiinudiir.

Mesaji biismk clan, mesaji kii^iik olandan daha


90k vardir. Canh oansiza gdre, insan da dbiir canh-
lara gdre daha 90k mesaj sahibi ve daha 90k var.
Qiinku: oanli kendine 6z mesajindan gayn, cansizm
mesajim da yapismda bulundurur. Bunun gibi, in
san da, kendi orijinal mesajmdan bagka dbiir canh-
larm genel mesajim da tagimaktadir.
Cansizm mesaji oanlinm mesajmda, canlinin
mesaji insamn mesajmda, insamn mesaji insaniis-
tii varhklarm mesajmda, onlarm mesaji da Mutlak
Mesaj'dadir.
Bunun i9indir ki, kendine sinirh bir hiirliik tam-
nan insan, Mutlak Mesaj'a paraJel ve ayarh bir me-
PARKLAR 11

saj ta^irsa, o mesaj Mutlak Mesajla desteMenir ve o


gdQle g^glenir. Bir kudsi hadisde, «Ben, beni seven
kulumun, gdren gdzii, l^ten kulagi, tutan ell olu-
rum» denmesinin bir hikmeti de bu.
Tarihten alinan herhangi bir kesitte devletler ve
milletlerin baijlioa ii? grupta toplandiguu gdrmek
miunkiinddr:

1- Bir misyonu, bir mesaji, bir ideali, en azmdan


gergekle^rilmesi gerekli sruz yili a^km bir pl&m,
progranu olan biijriik milletler ve devletler.
2- Milletlerarasi bir diizende, durumunu koru-
mak isteyen statiikoou milletler ve devletler (Orta
milletler ve devletler).
3- Hep di);an3ra uyan, mesajsiz ve misyonsuz, her
an booalayan, sijrasi diizeninde, bojnma milletlerar
rasi kuwet dengelerine ve iistunlugiin el degi^tir-
melerine gdre ayarlamalar yapan kugiik devletler ve
milletler.

Diger ^artlar ayni ka.iTnak ^artiyle, bu gruplai;mar


dan Qikan sonug, bir milleti ve devleti uzun siirede
biiyiik yapan. onun bir mesaj getirmesi, bir misyonu
olmasidir.

Mesajsiz milletler, maddi g^gleri biiyiik olsa da


kisa zamanda bu giiglerini sdtirirler ve kiigiiliirler.
Atina bir gehirdi. Ama biiyiik bir mesaji oldu-
gundan bir gaga damgasim vurdu. Ve bir projektdr
gibi, hdld, tarihin esM ge^larmdan bu giine igik tut-
maktadir. isl&m, bir gehirde ve bir tek kigi ile bagla-
di. Ama, gegmigte ilk insana ve geleoekte son insa-
na kadar uzanacak, dliimsiiz bir gergeklik mesaji ta-
gidigmdan, bir anda Cava'dan Pirene'ye kadar. As-
12 FARKLAR

ya. Afrika ve Avrupa'mn dogu ve batisuu buldu. Ye-


nl bir insan, yeni bir millet ve fideta bir gdkjruzu
devleti kurdu.
Avrupalilaiin bir iki jniz yiUik hlleli ve ge9ici
teknik iistiinlukleri lie, TniisiiiTnii.nia.TTn iizerlerine
du^urdiikleri driimcek agi da. bu yiiz yilda parga-
lanmak lizeredir. Nlhayet, giintimiizde Amerika,
uhurriyeto, Rusya <iekmek» parolasi lie bujoik devlet-
tir. Rusya yava^ yavai; kendlslnden, daha doktriner
oldug^ ifin. sol liderligini Qin'e kaptinyor.
De Gaulle Fransasi da buna iyi bir dmektir. De
OauUe'den onceki Fransa, i? buhranlar i^inde kiv-
ram3rordu. Bu bir psikoloji kuralidir: Di^iyla sava^-
mayan, i^iyle sava^ir. Bati, di^a, tabiata ddnerek, bir
melankoligin igten kendi kendini oymasi glbi bir
duruma dfi§mekten kurtuldu. Dogu ise igine fazla
egildigi i^in, Bati'nm ag^a dti^tti. De Gaulle, Fran-
sa'yi, oAvrupa Birligi» mesaji ile di§a gevirdi ve onu
yeniden biiyiik devlet yapti.
Osmanli devleti. gdkme ddneminde. mesajmi il-
kin bigimlere bapsettigi. canliligim korusramadigi,
daha sonra da. ona guvenini yitirdigi i9in batti.
Tanzdmat'tan bu j^ana mesajsiziz.
dbiir iniUetler arasmda yer ahrken. insanlarm
aradiMan ger^ek konusunda oiijinal ve mllli bir
teklifimiz. bir mesajmuz yok.
Bu miUi mesajm dogmasmi. geli^mesini, buyii-
mesini engelleyen. dnleyen tiirlvl tiirlii kurumlarm
kurulmasma. geli^ip serpilmesine gdz yununu^uz.
Bir mesajla insanlik kar^isma gikamadigumz
igin. igimize kivnlimgiz. Diyaloga benzeyen, aslin-
FARKLAR 13

da bitmek tukenmek bilmeyen blr melankoU mono-


log^ olan bir ig konugmasiyla kendimizi yiyip biti-
riyoruz.
Hergeyden once, saglam temeller iizerlne otur-
tulmug mUli bir mesaja, yani milli blr umuda muh-
taciz, Qiinkii: umutsuz, yagayamaz.
t^g TtyRKIYE

09 Tiirkiye vardir: Tiirkiye, Tiirkiyemiz, ve Tiirki-


yeleii. Tiirkiye, olu^tan onceki, potanslyel ve tabiat
haUndeki tarih. di^i Turkiyedir; kabiliyet ve Istidat
halindeM Tiirkiye, derinlerdeki Tiirkiye, altyapi
TiirkiyesL Tiirkiyemiz, Tiirkiye'iiin tarib ve sosyolo-
Jisinden, giinumiiz ^artlan i9inde 9ikanlip ortaya
konacak gergek, yani mesajh bir Tiirkiye'dir. Tiirki-
yeleri ise, ustiinliik ve ba^armin Dog^dan Batiya
kaydigi giinlerden bu yana, Batuun oldurmak iste-
dig^ ve oldiirmaga bu Qali^ma sonunda
kiiltiirii degi^mi^, daha dogrusu kiiltiirii degi^tiiil-
mi9 bir kadronun, oldurmaga 9ali9tigi ve oldurdugu
Tiirkiye'dir. Bir ba^ka deyi^le, ortada bir Tiirkiye
vardir, bu natiirel Tiirkiye'dir. Bir Tiirkiyeleri var
dir. Bu aktiiel Tiirkiye'dir. Bir Tiirkiyemiz vardir M,
bu da ve ideal Tiirkiye'dir: ge9mi9teki Tiirki
ye ve gelecekteki Tiirkiye. Tiirkiye, olan, Tiirkiyele
ri, oldurulmak istenen, Tiirkiyemiz ise, i9teii i9e
olu^an ve olmasi gereken Tiirkiye'dir. Biitiiii mese-
le, Tiirkiye'yi, Tiirkiyeleri olma yolunu kapayip Tiir
kiyemiz yapmaktir.
Kurumlamnizm bir 90gu, bilerek bilmiyei^k.
FAIUCLAR 15

iiTiirkiyelerinni, bu ig^eti Tiirkiye'sd, arttinnak, bii-


yiiltmekten basgka bir i;ey yapnuyorlar. Hirer bahk
agi gibi gerilmi^lerdir, Dogal Tiirkiye'sd yakalamak
ve onu «Turldyeleri»ne gevirmek iQin. Onlann elin-
de biz yer yer, Kafka'mn Gregor Samsasisoz; bizi ha-
mam bdcegi ^artlarma bagbyorlar. Bu yiizden, Tiir-
kiye'de, yer yer ••Tiirkiyeleri» adaciklanna rastlamr.
Basin, gergek Tiirkiye'sri ve olmasi gerekli Turki-
ye'3d elinden geldigince maskeler, olmayani olur
gdsterir; olani miibalAga eder. Omek mi? Onlarca,
giiya, Turkiye'nin yansi ^iidir ve bu ^iiler, giijra. siln-
niler tarafmdan ezilmi^lerdir, giiya, siinniler ve ^i-
iler, hemen birbirinin bogazma sanlacakbr. Yine,
onlara gore, giiya Tiirkiye'de kabank sayida erkek,
hayvanlarla cinsi ilgi kurmu§, kadinlann kabank
sayida ve orandaki bir kismi da kocalarmi aldatiyor-
mu9. i§te gergek Tiirkiye buymu^. Onlar, gergek
Tiirkiye'yi, ig ve dig gartlanndan sosruyorlar. (!)mek
mi? Onlarca, Ege muhtegem ve canli camili Bge de-
gildir. Ege demek onlarca, Efes harabesi ve uydur-
ma Meiyem Ana evidir. Gergek Tiirkiye, Uydurma
Meiyem Ana evinin bulundu^ Selguk'ta yiikselen,
dimdik ve sapasaglam, fakat bakimsizliktan otlann
biiriidiigii, bagmda yabanil kuglar ddnen, diinyanin
en g^iizel pencereli jrapisi, Aydmoglu isa bey camii
iken, bu basin ondan big bathsetmez. Onun aktiiali-
tesini 3rapmaz; o yok gibidir. Ama uydurma ve gi-
mentodan yapilmig Meiyem Ana evinden ibarettir
Ege, onlarca. Onlarca, gergek Tiirkiye, Tiirkiye'nin
her yamnda, yeni, biiyiik ve derin Tiirkiye'yi yavag
yavag dren, giiglii, sessiz, egsiz, antimateiyalist hare-
ket de^, pamuk tarlasmdaki sefalettir. O pamuk
16 FARKLAR

tarlasindaM sef^et de, miioerret insanm sef^eti de-


onlaxoa, maddi ve basit bir perspektifin sefa-
letidir. Tiirkiye'yi, yani etiyle kemigiyle gergek Tiiiv
kiye'yi, kutsal siilarla annmi^ Tiirkiye'yi gdremez-
ler. Asil atei? ve kor halindeki Tiirkiye'yi drten Bati
kiiliinii, Tiirkiye olarak gdsterirler hep. O kiilii, yine
de bi^imlendiren altmdaki ate^fin konumu oldu^
i9in ilk baki^ta hakh gibi de olurlar.
Aydin denilen, aslinda kiiltiir sava^inda verdigi-
miz kayip, kiil tabakasi olan bu kadro, orijinalligini
ve asilligini yitirmi^ bir kiiltiiriin kurbanlandir.
O halde, gergek bir aydina dii^en ilk i^, bu kiil ve
igreti oila Tdrkiyesini a^ip, gergek Tiirkiye magma-
sma ve agir madenler Turkiyesine ula§fmak ve ikin-
oi i?, nebiildz halindeki, tohum halindeki. gekirdek
halindeki Tiirkiye'den hayalimizdeki en giizel dme-
ge gdre, yiizdeki nur, baki^taki peklik, elin uzani-
gmdaki soyluluk olan mermerdeki Tiirkiye'sri bigim-
lendirmek ve yontmaktir. Modem gagm ortasma,
Biiyiik Tiirkiye dbidesini oturtmakbr.
KAHRAMAN

Bir Qin fllozofunun bir sdzii vardir ki, bir yaniyla


ba^li ba§ma bir hayat, bir yamyla da som, yekpare
bir taiih felsefesidir: "Ba^kasmi bilen zekidir, ken-
dini bilen akilliiiir, bai^kasmi yenen kuwetlidir,
kendini yenen kudretlidir.n
Bati, yeni zamanlann ba^mdan 2. Diinsra Sava^i
sonuna kadarki ddnemde ba§kasini bilen ve ba§ka-
sini yenendir. Yani zeki ve kuwetlidir. Ama kendini
bilmedi^, dma fazla ddniik oldug^ ve kendini yen-
medigi, fazla f^daci oldug^ iQiu, akilb ve kudretli
degildir. Dog^ da, isldm Devletlerinin parlak za-
manlan miistesna, di§ini merak etmedigi, bilmedigi
ve yenemedigi igin giigsuz kalmigtir. Bati, konkav
bir pandomima, Dog^ konveks bir mimik olmugtur.
Uzun siirede, insanin bu iki ydnfi birbirine bagli.
Kendini bilmeyen ve yenemeyen, kisa bir ddnemde
zaferler elde edebilir, Higim yenebilir ama bunu ko-
nimak ve devam ettirebilmek igin, kendini bilmesi
ve yenmesi gerektir. Zek&, akil kaynagindan, kuwet
de kudret temelinden beslenmedikge bir g^ kiigiil-
mege ba^lar ve sonunda kurur.
Bunun igin degil midir ki, Biiyiik Peygamber,
miiminlere gunu dedi: "Sava; bitti, gimdi Busmk Sa-
18 FARKLAR

va§ ba^liyor..." srani ig savag, InHanin kendisiyle sa-


vagmasi.

Kahraman. ilkin kendi ig savagim yapmig, bunu


ba^annig, iginde ig zaferden bir diinya kurmug, bu
ig 2saferi diga vuxan, ig dunyasinin digta teoellisini
anyan ustiin kigidir.
Binblr gece masallanm ingirsi.Tiriirn.Ti, diinya sine-
maciliginm bitmez konusu, islSm Tiirk iilkelerini
jrakip yikan, Al&attinin sihirli Idmbasini kiran, ka-
din ve gocuk, sanat ve fikir dldiiriiciisu Cengiz bir
barbardir, kaxanlik yeiine igik, labirent yerlne cad-
de getiren, istanbul'a nuran! bir gergeve gegiren Fa-
tih bir irn.hrfl.nng.Tiriir Milletiiii diigmandan kurtar-
mak igin yakilmayi gdze alan, meghulden sealer igi-
tecek ruhu geligmig Jandark, milletinin efisa-
nevi pasifligini bir bagkaldirma jestine geviren Gan.-
di, milletmin direnigini masallan agan bir olaga-
niistiiliige gikaran $eyh gamil bir kahramandir.
Kahraman, umutsuzlagmig milletleri bir anda iyi
eden bir elektrik gokudur.
Kahraman, guurlu, elektriktir. iyiyi aydinlatu: ve
isitir, kdtuyii garpar ve yakar.
Kihcm irahramam oldugu gibi ve daha gok ru-
hun; cemiyet oluglannm, sanat, fikir, ekonominin,
ghrin, aMfiinn ve rtlriln kahramanlaxi vardir.
En kugiik odevden, en buyiik odeve kadar, ddev-
ler butuniinu, dnemlerine gdre ayni hiyerargideki
kahramanlan arasmda paylagturan bir topliiluk, so-
nundan korkmaz. Baglan, liderliklerini ruhi bir ver-
gi gdbi tarheden bir topluluk, ami o toplulvik gelece-
ginden korksun.
YENi HAQLI SEFERLERl

Ha^li Seferleri yeniden ba^lami^tir artik. fark-


la M, eski Ha9li Seferleri sikllia dayamyordu; a9ik
ve netti. Bug^unkii Hagli Seferleri ise gizli. hileli, al-
datmali. Fakat, bu haliyle de o kadar yogun bir hale
geldi M, sagduyusunu biitun biitfiii yitirmemi^ bir
Insan, bunu derhal anlar.
Once kolejle, hastahaneyle i^e ba^landi. Hiisti.-
yanlik geleneMeri, modem gag gelenekleri gibi gds-
terilerek kabul ettirlldi. Yilba^inda gam dldurmek
ve hindi kesmek, sokaklarda acayip kilikh ve uy-
durma sakaUi noel babalar dolagtirmak, mum sdn-
diiriir gibi beg dakika elektrigi sdnddrmek
gege, dine, akla, estetige ve gaga aykin hristisran ge
lenekleri uBatUi olma»nm, i<Avrupah olma»mn garti
oldu artik.

Bu birinoi durakti.

Bu birinci ddnemin metodu, dolayh metoitur.


Qengligi, isl&m din ve geleneklerinden ayirmak ve
genel hristi3ranlik geleneklerini 20. yii^ol, modemlik
ve Idiklik yagayigi olarak yerlegtiimek, bdylece geng
adami ilk anda hristiyan etmek miimkiin olmasa da,
kendi tarih! ve sosyolojik gevresinden koparmak.
20 FARKLAR

rengi az belirgin hzistisran ortamina oturtmakb.


Qimdi ikinci donem ba^lami^tir: ^artlan genel
bir hristiyanlik bulsunacma batmlmii; geng adami,
sosyolojik hiistijran haline getibrilmig daha dogrusu
hristiyanlik kondisyonuna getirilmig geng adami
psikolojik hristiyan, yani kigi olarak da hiistiyan
yapmak ddnemi.
Birinci ddnemin sembolii, Robert Kolejse, ikinci
ddnemin sembolu, gimentodan srapilnug, uydurma
Meiyem Ana Evidir.
Misyonerler, yurdumuzda. giinde 24 saat, 3 var-
diya galigiyorlar. Hani hanl bir ingaat igindedirler:
Antakya'da Ayasofya benzeri (evet, alti kaim gi^-
lerle gizilecek bir nokta bu, yakinda, Ayasofya'nin
kilise yapilmasi igin agilacak korkung kampanyar
nin hazirlik igaretlerinden biridir) bir kilise yapi-
yorlar, 16 milyon dolax sarfederek bir HAC YOLU
(Nami diger HAQ YOLU) yapacaklar; gifah sular
(Aslinda bunlar insanlan b&til diigiincelere saplijrar
rak zehirliyen sulardir) kegfediyorlar, bir kag yiiz-
yillik bir kegig evinin son kalintilanni gimentoyla
kapatip Meiyem Ana'ya ait olduguna dair ru3ralar
gdriiyorlarl
Tek sil&hlan da: Turizm. $u mahut tuiizm.
Turist gelsin diye, yaxd bir kag kurug kalsm diye,
millf ve tarih! benligimizin igten ige oyulmasma gdz
yummamiz igin gerekli atmosferi kolayca elde etmig-
lerdir; bu mitolojilere yakigir kutsallik dolandmcili-
gma itixaz etmegi, dikkati gekmegi, turist diiginanli-
gi. gerilik ve yurt faydasim gormemek olarak sraftali-
yan basin, kraldan kralci olarak srardimcilandir.
FARKLAR 21

Ben bu basma ^a^nuyorum. Fapanm, adim H-riim


Anadolu'sru hristiyan mezarligi yapmak igin her g^iin
yeni bir kutsal yer ilAn edi^ini sevin9 naralanyla
kanjilayan aydma ^aj^nuyorum. Gandi'nin hayatini
anlatmak gibi masum bir gdriinii^ altmda miislu-
manlaia huoum eden, onlan o^er kuwetleri» gibi
gdsteren, adlandiran Amerikan Bord negri3ratmm
bu ciiretine ve hattd, T^k fikir hayatinda en ufak
bir see Qikmamasina ija^miyoruni. Qiinkii bunlar bir
ka9 yii^juUiksabirh, disiplinli ve metotlu, pldnh bir
gali^mamn sonucudur.
Benim ^a^tigim, ya§iamak ipin AUah'in gunii ate-
izme t&vi2sler vennekten beu^ka bir ^ey yapmayan,
hatta bu tftvizverme i^ini komiinistlerle sulh iginde
birlikte yagama (coexistance) prensibine kadar gd-
tdren Hristiyanlik ve Fapaligm, Miisltiinanliga bdy-
le amansiz bir sava; agmasina. bunun igin Tiirki-
ye'de bu i^i yiUarca etiit etmi^ birini papa yapmasi-
na, kendi payitahti tehlikeler i^indeyken ba^ka iil-
keleri fethe giden bir krahn g^iinp durumuna dug-
tti^nu gdrememesine ve butiin yagama limirtini m-
lise tarihine bdyle bir zafer eklemeye baglamasma
gagiyorum.
Ben asil, Miislumanlik gibi tartigma gotiirmez
bir gekilde apa^ik, ger9ek din olan bir dini bir mille-
tin terkedip bagka bir dine gireoegdne, Fapanm bu
kadar inanmasma ve bu ug^da ardi kftHiiTnfty. gekil
de geng misyonerlerini Tiirkiye'ye propaganda igin
yollamasma gagiyorum...
aktOaute

Amerikan yardinumn yanya d'^iiriild'iigriine da-


ir gelen haberler, basimmizui sriiziinfln sol tara£ina
garip blr ne§|e spazmi duf^urdii: birtakiin kd^elere
yerle^tirilmi^ mikiler ve tatajrciklar, sevinplermden
yerlerinde duramaz oldular; <(biz deznemiij miydik?»
diyorlar; "soiiuiida bizim dedigimize geldiiiiz» di-
yorlar; hukumete ve liderlere dixektifler veriyorlar.
Programlan, teklifleri, bugimlerde Istanbul'u iyice
islatan bir fl.bTnii.k islataji gibi j^agiyor.
Sir oldu-bitti ile sol bir iiikil&p yapmak istiyorlar.
Bu hal, bu degi^iklik, bu viski ^i^esindekl firti-
na, blzdeki sol kesime oldukga tefemiatli bir i^ik
tutuyor.
Her Qeyden 6nce, blzdeki solculann Qogu, olayla-
n, diiiiya siyasetini, Batiyi, batt& diinya sol kesimi-
ni bilmedikleri ve tanimadiklan apagik bir ^ekilde
ortaya gikiyor.
Ameiika'nin yardunini azaltmasini ddeta Bati
oepbesinin gdkmesi, Demirperde gerisinin bir zafe-
ri gibi gdstermege ^ali^iyorlar. Hattd bu niyetlerini
FARKLAR 23

ve gayreflerini, esMden oldugu gibi gizli gizli yapmi-


yor, agik a.Qik ildn ediyorlar.
HalbuM, bu iddia kadar sagma ve yanb$ ba§ka
bir^ey yoktur.
Amerika yarditnim azaltiyorsa, bu, jrardim ettigi
dlkelerin. komiinizme kar^ arbk Amerika'mn yardi-
miyla de^, sadeoe katilmasiyla HittiHIIt durabilecek-
leri iQindir. Amerika ve Rusya kadar gii^lii bir Avru-
pa dogdugu ve Rusya'yi iklnci pl&na ittigi i^indir.
(Jgiincii kuwet, Biiyiik Avrupa realitesi, Ameri-
ka'yi Batmm tek ba^i, sahibi ve mes'ulii olmaktan
Qikanyor: Onunla i^bdlilmu ve i^birligi srapiyor,
Rusya'yi da, kendi butiinuniin bir pargasi sayarak,
kendi iQinde erltmek i^in, onuula Amerika arasm-
daki buzlan yava§ yava^ 9dzuyor, Qinle arasmdaki
baglan da bir bir kopanyor.
Ikinci Dunya Sava^i'mn bu iki sava^f^ismi, sava-
9m onlan bdrudiig^ bir mit sisinden siyinyor.
Amerika ve Rueya, artik topraga ayak basiyor.
Bu iki sahne kahraTnamni, Avrupa ve Dunsra, ar
tik sokakta ve pazarda, alelade ^artlann psikoloji-
siyle ve tabii dekor ve iginde gdrmege ba^liyor.
Bu olayi ddeta Rusya'mn zaferiymi§ gibi, sanki
diinya hemen kimiizi bir mdrekkebe batiyormu^ gi
bi gdsteren dtinyada sadece bizim sol kesim mild ve
tatarciklardir. Qiinku bir grfhiw tembelligi ve genglik
kompleksi igindedirler. Olaylara bakmiyorlar; sside-
ce, onlara, kafalannm igindeki, hiicrelerde,
atdlyelerde hazirlamni^ gergeveleri gegiriyorlar.
Rusya'mn liderligi, daha dogmatik ve doktriner
clan Qin'e, Amerika'mn da, liderligd Bati liderlik
24 FARKLAR

federasyonmia biraktigi gergeginin yalniz bir yani-


ru gbsterip obur yamn lehine kaydetmek ve b\mu
artik tartigilmasma bile liizuin olmayan apagik bir
gergek olarak kabiil ettirmek ve artik kendilerine
teslim olmaktan bagka bir garemiz kalmadiguu bar
bar bagirmak, i§te bugiin usdileri.
Aktdalite, gunumuz buhramnda, sol kesimin, di-
gi ve igi yanlig yorumlayarak, bir oldu-bitti gibi dev-
let pistine ugagim yerlegtirmek istemesinden iba-
rettir ve bu realite kargismda, gengllk olarak, millet
olarak, memleket olarak uyanik olmak, uyanik ol-
mak, uyanik olmak gerektir ve zorundayiz.
ORTAOOGU VE TORKIYE

Biiinci Dunya Sava§i oldu olali. Tiirkiye, bir Or-


tado|^ iilkesi oldu^ halde, dbiir Ortado^ iilkeleri-
ne sirt gevranigtir. Tabi! ve tarihi gevremizden, yani
jeopolitik gevremizden kendimizi kendi elimizle ko-
parmigiz. ^imdi biz, bir agagtan kopanlarak bagka
bir agaca, Avrupa agacina asilmig bir elma gibiyiz.
Asildigmuz agaoin elmalanni canli, saglik figkinr
bir durumda gdriiyoruz da, gittikge kunimamiza
akil erdiremiyoruz. Anlamiyoruz ki, yambagmuzda
sallanan gocuk negeli elmalar, t& o agaom kdkiin-
den yuriimege baghyarak o en ince dalin ucvina ge-
lip durmuglardir ve orada canli olarak durabUme-
nin tek yolu budur. Yani igten gelmek.
Biz Batimn tohumunda yoktuk; Batuun kokiinde
niya gdrmiig degiliz. Formumuzu Avrupa amorfun-
dan fl-imadite. Avrupab olaiak gigek agmadik.
Protoplazmanuzda Avrupa dzu yok; dokumuzda
greko-latin ve hristiyan gi^ileri yok. Batiya kolay-
la, tutkalla yapigigiz.
Kendi kendimize itiraf etmekten korkuyoruz; su-
26 FABKLAR

9unu itiraf etmekten korkon bir adam gibi korkuyo-


ruz. Ortadog^u oldugumuzu, bu, diinyamn en basit
ve en a^ik ger^egini itiraf etinekten. uyuyan bir be-
begi uyandiraoakmigiz, doguran bir anneyi korkuta-
oakmi^iz, bir biisriiyii bozaoak ve ba^muza fel&ketier
yagdiracakmmizoasma korkuyomz.
Ve utaniyoruz. Bugiin bir Afrikali, bir zenci, Af-
rikali ve zenci oldugunu sdylemekten utanmiyor.
Biz, kazildikga eser figkiran, medeniyetier harma-
m, iig bdydk diinya dininin berrak kaynagi, Ortado-
gulu oldugumuzu itiraf ve kabul etmekten, bizi gi-
nlgiplak gdrmuglercesine utamyoruz. Gergek ve
yeni, saglam ve tabii bir yagayiga baglayabilmemi-
zin ilk garti, yeniden Ortadogulu olmamiz, Ortado-
gu halkiyla kiiltiirel ve tabii ilgiler kurmamiz, Orta-
dog^u ohnamn sorumlulug^u onlarla birlikte
paylagmamizdir.
Bir agag, giinegten, topraktan ve kendisini gevi-
ren iklimden nasil aynlamazsa, bizim de Ortado^-
lu olmaktan aynlamiyacagimm idrak etmekl Kapa-
tdmig bulundugumuz tarihl sunilikler panayinn-
dan kurtulugumtizun ilk garti bu olacaktir.
Havada ve askidayiz; Ortadogu'ya donersek top-
raga ayak basmig olacagiz.
Efldtun, ancak bir filozof olarak Efl&tundur. Fa-
tih de ancak bir Fatih olarak Fatib'tir. Efldtun'u
ayakkabi tamircisi yaparsamz isd bir ayakkabi ta-
mircisi bile olamaz. Fatihi de saka olmaya mfl.hlnim
ederseniz, tenekelere su doldururken iistiinii bagmi
siiya batmr. Biiyiik bir devlet kurmug bir millet,
kendi biiyukluk gaitlarmdan soyulup, kdguk bir
devlet kalibma ddkiilmek istenirse. aci geker. Bfi-
PARKLAR 27

tfln HiignirmnTiin^TmiisniTi, gikSyetlerimiziii sebsbi


budur, iddiasiz bir batili devlet jm-pilamayiz.
Biz Ortadogni'dan koptugumuz iQin, Ortadog^ da
ba§i irftgiiTnii; blr horoz gibi can Qeki^lyor. Qunkii:
biz Ortadogu'nun [jabdamanydik.
Biz, Ortadog^'da ananevi yerimizi aldigimiz giin,
Ortado^, dtinyanm ^ahdaman olaoakbr.
KUMARBAZ

Kmnaxbazi «dlu» olarak dugunuyonim. Bir tabu-


tun ifine uzanmig olarak. Bana 6yle geliyor M, eli,
^ehadet parmagi llerde, sonsuz ve Mutlak Birligi
i^aret edercesine degil, bir zan atarcasina yan yu-
muludur. Artik zar atma dunyasiyla Ugisi kalmadi-
gma gdre, bu «dltl» hangi zan atiyor ve nigin? Sade-
ce ali^gi igin. Bu el, dua igin sonsuza agilmak, be-
yin zarlanna bilgi ipligini Iglemek igln kitap tut
mak, gocuklan sevlndlrmek igin bebek iigjatniRk,
Siileymaniye minarelerinin en iistiine bir biifii dlk-
mek gibi binleroe bigim ve a.nia.Tn alma yumugakli-
gim yitlrmigtlr. O el bigiml, kumann, algidan alm-
nu§ ve dlgbudaktan bir eldiven gibi o ele gegirilmig
bir giipbe ve inkdr heyemolasidu:.
Kumarbam, insamn mutlaka clan yatkmligim
yoklayan melegin kargismda, eli boyima zar tutar
tarzda yumuk, agzmdan "Vale", «Kiz", (<Dubara» gibi
kelimeler ddkiilen, maskesi yirtik bir paJyago gek-
linde diigundiikge sirtundan soguk bir riizgftr geg-
mig gibi durum, iirperirim.
Kumar oynayanlara dikkat etUm: Kumann igin-
FABKLAR 29

deki adam, kumarm di^indaki adam degildi. Kumar-


dan sonraM adam, kumardan dnoeki adam de^di.
Kumarbaz ba^ftan yenilmi^tir. Her yenilii^inde bir
daha osmamamak i^in kendine, babasma, kansina
s6z verir. Ama sdziinde durmaz, gider, yine oynar,
kaybederse kazanmak igin oynar, yine kaybeder.
Kazamrsa d^a 90k kazanmak igin oynar, sonunda
kaybeder. Kumarbaz ba^ftan ruhunu ve iradesini
kaybetmi^tir. Allah ve melekleri ondan el ^ekmi^-
lerdir. Arbk onu bosruna kaybetmekten, bosruna ye-
nilmekten Wm kurtarabllir?
Bir daha tekrar edelim; Kumarbaz, ba^tan kaybe-
dendir.

"Sonunda kazanan kumarhane sahibidir» derler


ki dogrudur, tabii para olarak. Ve tabi! o kumarhane
sahibi, ba.9ka bir kumarhanede ve sra^amanm ba^ka
biQimlerinde kumarbaz degilse. Uzun siirede, ku-
marda ortasra konan para, risksiz ve mutlaka, yiizde-
ler halinde, kumarhane sahibine gider.
Kiunarbazlik, ruhi ve sosyal bir sos^uzla^ma ol-
dugu ksidar, metafizik bir gdkiintii ve sapikhktir da.
Kumarbaz, farkmda ve elinde olmadan AUah'a or-
tak ko^ar, put gogaltir. Kumarbazm ig diinyasmda,
papaz, kral, ktz, birli, onlu, v.b. insana kizan, insani
sevindiren, insanin kaderini degi^tiren birer kuQiik
il&htir, onlara inanmaga, onlardan ummaga, onla-
nn iizerine bir batil inanglar filesi drmege bEi^lar
durmadan.

Ruhmnu infilAlr ettiren Tna.n9!n.m.ln.rria.r> biri ^U-


dur: elbisesini bile artik gisnnesini beceremiyen,
muhatabmm sdziinii anhyamadigi i^in mutlaka tek-
30 FABKLAR

rarlaton, belki bir kag saat, belld bir kag gun sonra
oleoek olan, nefes kokusundan ve sigara dumamn-
dan tenegir kokusimu andiran bir kokuyla dolu, In-
sanlann birblrini zorla segtigi kahvelerde, yetmig-
lik ihtlyarlann, agzmda sigara, yiizxi king king, elin-
de kdgit veya zar kumar oynamalan...
Ruhlann nurdan bahgesi igine girdiginizde obiir
dlemin muhtegem ve ulvi havasini iginize gektiginiz
Eyyup Sultan'da bile, o tiirbeler ve mezarliklax med
ve cezrinin yam bagmda bUe, kahvede, arkasi kapi-
ya ve pencereye doniik kumar ojmayan Ihtiyarlar
gdrmek iniirAm, igine dugtugiimiiz bubramn dere-
cesi ve giddeti igin bize en parlak, fakat en aci vesi-
kasim vermiyor mu?
DI$ BASIN

Bazi gazetelerin dilinde «di§ basm», sanM sraban-


cilann Turkiye'ye. kendi, f^da, benlik ve gdriu; 2191-
lanndan bakan gazeteleri degil de, basummziii di§
ydzudiir. Sanki, Tiirk Basini, ildye asmliyor da, bir
3ransiiiin ismi de «di9 basm».
Bu gazeteler, bir iddialaniun gergekligl, su g5-
tiirmezligi, tarti^ilmazligmi ispat i^in, hemen «di9
basmudan, biiinci sayf^annda ve en gdze 9arpan
yerlerinde yazilar, haberler yayinlarlar.
Bu gazetelere gdre, du; basin, bir miitearifedir.
Onlann tesbitleri, ilmin tesbiti, onlann biikmu, ha-
kikatin hiikmiidur.

«Di9 basm», balk fikrine baski yapmak i^in bu ga


zetelerin giivendikleri en g^glii psikolojik sil&htir.
Bu «di9 basin», bu sebeple, Tiirkiye'de belki ken
di memleketlerinden daha 90k etki yapar. "Le Mon
de, Time, Times, Economist jrazayop* dendi mi, her
9ey bitmi;, akan sular durmu^tur.
HalbuM, Batida, her gazete, mutlaka, bir devle-
tin, birtakim ^irketlerin veya birtakim a9ik ve gigiii
32 FAKKLAR

te^kilfitlarm fayda, fikir, prensip ve gdru^lerine go


re ayarlanir. Bu gazeteler, ya bu biQime girme-
sinden belli bir fayda beklemediklerl bir tUkede, fi-
Mrleri biilandirmak, giiveni sarsmak, ^iiphe, korku
ve tereddiit havasi dogurmak iQln denenmiig, baga-
nli usdllerin sahibi ve her giin bir yenisinin icatgi-
sidir. Olmasran bir geyi olmug gibi gosterirler. Fakat
onlar yazdig^ ve ilgili iilkenin aydmlan, idarecileri
ve ileri gelenleri bunu okuyup inandig^ igin o ger-
Qekten olur.
Gazetelerimiz, dig basin, sanki Mutlak Basin,
ideal Basinmig gibi, dnemli ig olaylan muUaka dig
basin olgiisiine vururlar. Hatta oyle gazetecilerimiz
olmugtur ki 3^banci bir g^etenin muhabiri, mii-
messili ve adami olarak Tiirkiye'den diganya gon-
derip yayinlattig^ yazisini, sonra kendislnin hig ha-
beri yokmug gibi, mahut dig basindan iktibas gek-
linde, Tiirkiye'deki kendi gazetesinde yayinlamig ve
giiya bununla o andaki siyasi tutuinuna yabanci bir
bitaraf gahit bulmugturl
Bunlaxm «Dig Basin» dedikleri, Ortadogu'jru, bir
fayda gebekesinin hesabina, axdi arkasi kesilmez
bir propaganda bombardimanina t&bi tutan, Avrupa
ve Bati fikir ve goriig zenginli^, goklug^, gegitUligi
ve gergekliginden mahrum, humanizmden yoksun,
birkag gazetelik bir basin trdstiinden bagka bir gey
degildir.
«Dig Basmn nkdesini igimizden sdkiip atmadik-
ga gergek bir Tiirk fikir hayati kurmak miimkun
olamiyaoaktir.
EALB KRiZi

l^u son bir ka? giin iginde. btLtiin Turkiye yekpa-


rele^mi^tir. Hiikumetin kurulamamasi, i^sisilik, eko-
nomik sikinti. Mersin grevi, bix anda arka pldna atil-
nu§tir. Yurdun her zerresinde ayni kalb (arpiyor;
Kibns.

Evde, otobfiste, i^e, sokakta, heryurtta^: <<Kibns.


Kibns» ve heryurttai^m ipinde bir ses: «<Turkiye, Tiir-
klyen diyor.
Sanki Kibns, hristijranlarm Hz. isa'nm garmiha
sarfettiglne inandiklan «Elol, Eloi, lama sabatani»
sdziinu soylemekte ve biz kulagunm pelik tikaplar-
la tikasak da, t& yiiregimizin ipinde pmlayan bu se-
si. ipimizde gittik^e artan bir Qin i^kencesinin deh-
9eti ve Raskolnikofun viodan azabmdaki istirabm
^iddeti olgiistinde dinlemekteyiz.
Bu sdzii diliznize ve Kibns'm bugiinkii haline
adapte edellm: <«Tiirkiye, Tiirkiye, nigin beni ter-
kettin?»

Turkiye, Kibns'i asla terketmemigtir. Aksine Tiir-


kiye Kibris'i iginde birikHriyor; bir dogum gibi, ada-
let gibi, dike gibi biriktirfyor.
34 FARKLAR

Sogukkanlihgumz iyi, sokak gosterilerine dd-


kulmeyi^imiz 90k gxizell
Ama geg kaliyoruz.
Hain ve aptal E.O.KA'iiin tiifeginden gikan her
barut dumamnm dtesinde ve her ate^ diliminin
ucxmda bir oihan. devriliyor.
Katliam ba^lami^tir. Kibns Tiirk'u igin her gelen
gece, gittik9e artan kalb krizi geceleri gibi, daha
korkun9 bir gece olmaktadir.
Net ve a9ik olahm.
Her ^eyden dnoe, meselenin koMd 962;fimunden
dnce, en 90k 24 saatin i9mde, bu sersem ate^in sus-
turuhnasi, Yunan ve Kibns sorumlulanndan bir
^mujek ve jnldmm iislubuyla istenmeli ve bu ate;
susmadigi takdirde, nasil susturulmasi gerektigi-
nin kendilerine an kaybetmeksizin dgretilecegi
a9ik, kisa ve kesin bir nctayla belirtilmelidir.
Ondan sonra, nasil bir "tisss» sesiyle, suyu kesil-
TTil; bir terkos muslu^ sesiyle o kabadayi ate;in
sustiigunu, sdndug^ii gdreceksiniz.
Ama,. bu oldu mu, Kibns dosyasim unutmama*
nuz ve bir kenara atmamamiz Idzundir. Biitun bu
olanlar. bizim bu anakronik unutkaligmuz ydziin-
den oluyor. Ziirih ve Londra anla;inalan yapildik-
tan sonra biz her ;ey bitti nazariyle baktik ve unut-
tuk. Ama papaz, gizli gizli yillarca 9ali;ti ve i9in
i9in bugiinxi hazirladi. Bugiin niyeti, bir emrivaJdy-
le, Kibnsi Rum yapmak ve bunvm hukuk belgesini
Birle;mi; Milletlerden almaktir. Ama yagma yok.
Kibns Dossrasi, kesin bir hfll ;ekline baglanmcaya
kadar, Tiirk Hariciye masasuun daima ustiinde bu-
FABKLAR 35

lunacak ve a9ik kalacaktir.


Bu geoe ate^i dindirildikten sonra, bulandirmak-
tan ba^ka bir ^ey yapmayan ingiltereyi ve giiliing ki-
jrafetli ve bi9iinli ve niyetli ve katran yurekli papazi
degil, sadece Yunanistaiu masaya d&vet etmeli ve
ona: «Butun bxinlan tertipleyen sizsiniz. inkdrlaruu-
za ve biitun dostluk gdsterilerinize ragmen, bu apa-
91k bir ger9ektlr ve bunu tartii^mak niyetinde de|^-
liz. Kibnsin statiisunu degi^tirmek mi istiyorsimiiz?
Fekdld. Ama, Kibns, aramizdaJd AkdenMn merkez
noktasidir, en dnemli noktasi. Onun statiisunu de-
gi^tirmek, onu 9evreleyen Akdeniz'in statiisiinii de-
gi^tirmektir. Kibns'm statusiinii konxi^acetgiz, ama
Akdeniz'in de statiisiinii konuijmaliyiz, Qanakka-
le'den Eabns'a kadar, Tiirkiye kiyilan boyimca ve
onun aynlmaz tabi! par9alan olarak uzayan adala-
rm da statusiinii kGnuj;alim.»
Kibns'taki Tiirkler kendilerini Tiirkiye'nin ve
Rumlar Yunanistan'm yurtta^i sa3rmaktadir. O hal-
de. Kibns Cumhuriyeti sim'i, muvakkat, kdgit iis-
tiinde bir kurulu^tur ve bilmem ne «osu da, sadece
kd^ttaki kural ve papazdan ba§ka bir ^ey degildir.
Kibns meselesinde, ba^tanberi halkm oyu, "Kib
ns Turktiir» parolasmda toplaniyor. Halkm verilme-
sine razi olabilecegi son tdviz, «Ya Taksim, Ya
C)luin»diir.
Kibns, fetih 9agimizm son halkasi, Feygamber'in
riiyasina giren iilkedir.
«BENiM HAKEIM, SUS EY Et^LBtiTL
SENiN HAEEIN DEGIL MATEM»

Bugiin Turkiye'iun belli ba^h noktalannda Aldf


anibyor. Aslinda kendimizi amyoruz. Qunkii: btiyiik
insanlax, kendilermi degil milletleriiii jra^ami^lar-
dir. Biiyuk insaxi, Milletin cevheridlr. Yumurtamn
sansi ve yog^irttaki yagm kaymakta toplamnasi gi-
bi. milli cevher, buyiik insanda toplanir.
Akif, isl&m'm ve Turkiin en 90k else batbgi bit
vakitte geldi. Yine de o deniz gibi giinlerinde, olup
bitenl, en parlak giin i^igiyla gdriiyormru; gibi g6i>
dii. Maddi ve manevi sefaletten garpilnu^ ve defer-
me olmu$ bir topluluk iginde, gunluk f^dalan ve
alki^lan ustiine biilagmig bir tozmu; gibi silkerek,
olum korkusu nedir bilm^erek, di^a ve i^e kangi.
gerpek Tiirk fikrini haykirdi. Umudunu big kaybet-
medi. Vaaz kursiisfbide ate^ti. cephede mitralydz.
istlkl&I Sava^mda. &deta ag ve oephaneslz ordnya
onun Qiiri fideta ekmekti ve cephaneydi.
Faniligin kaguulxnaz bir g^ergegi olarak sona
FARKliAB 37

eren mulite^ein Osmanli gagmin son ve ba^layan


Tiirkiye'nin ilk kahramanlik figurlerinin gtirini 3^
pan, ebedi amtlanm dlken yaJniz Akiftir; ganakkar
le ^ehitleri Destani ve istlkl&l Meiri?!.
Akif, o batii^ jnllannda, tarn bir fikiT karga^^aligi
iginde, o korkung tez enflasyonu iglnde tek gergek
ve saglam tezi buldu: isl&m. Ne, turihi ve milleti In-
kflr demek clan batiya tapicilik, ne irinn tag devrine
ddntig ozlemindeki primitifllgi ibya delUigi, ne dur-
gun doguculuk: islAnun yeniden diriligi.
Bunun igin faciayi en gergek gizgilerlyle glzdi.
Ne gdrduyse geklnmeden, pegin hukiimlerin agina
diigmeden, fikir diigmanlarmm istismarleinndan
yilmadan, kahvede bumunu saatlerce kangtiran-
dan, yere tOkurerek miibendisler gibi bastonuyla
gi^^er gizen Ibtiyardan, yikilan ocaklara, ^ark'i sa-
ran sefaiete, as! genglige, aydmlan kasip kavuran
inkftr cehennemlne kadar, cemlyetin sisras!, fikr!,
ablAki. iktlsad! ve igtima! tablosunu gizdi. Ama
umut kmnak igin degil, umutlanduinak igin. O 3ral-
mz tesbit etmedi, teghis de etti. O yalruz gdzmedi,
gdziim yolunu da gdsterdi.
Genel tablonun kara yuziinu gdrmedi yalniz; ne-
rede bir igik varsa ona bir igik tuttu. Nerede bir kab-
ramanlik gdrdiiyse, biitiin yiizleri oraya gevirdi.
Savag bitti, yani cephe savagi. Fakat Akifin sava-
gi bitmedi. Yeni Kurulugvin hemen hemen biricik
kritikgisiydL Her yikilam, kalemiyle, giiriyle kont-
rol ediyor, her teklifi, her tasanyi ve her yapilani de-
gerlendirlyor, kiymet hukiimlerine bagliyordu. Bu
ug^da, son yillannda, istiklAI Margi'ni yazdigi yur-
38 FARKLAR

dundan uzakta, Misir'da yai^adi. DontUsii, &deta olti-


mtlnu sezen sevgili yurdun, bir gekim kuwetiyle ol-
du. Geldi ve sevdigi topraga gdmfildii ve vatan oldu.
Sagliginda nasil MlUetse, dlunce de vatan oldu.
Fakat olen AMf topraga du^en bir tohum gibiydi.
Topr£^;a bir kar dii^tii. Sonra mevsim ge^, hava
isindi. Akif topraktan binlerce Akif olarak figkirdi.
Akif bugfin olmedi, bugiin dogdu.
Akif bugiin diiiliyor.
TARiH 9UURU

TIkin ispanya'daM musliimanlan dldurmege bai^


ladilar. ispanya'daM kdgdk islfim devletlerinin bii-
3ruk tehlikeyi idrdk etmemeleri yok olmalanna se-
bep oldu. Oyle M, korkung yoketme hareketi, bir En-
diiliis beyligini imha etmek igin dbiirleriyle koalis-
yon yapiyordu. Ve Ispanya'dan her tsl&m devlet^igi
ortadan kalkarken, dbdr isldm devlet^iMeri seving-
lerinden yerlerinde duramiyorlardi. Hemen arka-
sindan hepsi hristiyanlarla anla^fiyorlar ve bir zaval-
li beyli^ daha boguyorlardi. Bu ^uursuzluk, ispan-
3^'daM miisldmanlarm tarn imhasi ve ddnjramn en
parlak medeniyetlerinden olan Endiiliis Medeniye-
tinin yeiyiiziinden silinmesiyle sonuglandi.
Cengiz'in denlz gibl ordulan isl&m ve Ttirk iilke-
lerini sraMp jokar, ^ehirlerinde ta^ ta; ustiine birak-
maz ve devletlerini bir k&git gibi avuounun ipinde
buru^tunu: atarken. isl&m diinyasinda ayni ^uur ti-
kanikligi vardi; bir ^ehir Cengiz'in srumruguyla tuz-
la buz haJine gelirken hemen bir atunhk otedeM §e-
hir, bumunun dibine sokulan dliim gergedanmi gd-
remiyor. esM Mn ve ktipuk raMpliMerinden otiirii
40 FABKLAR

bix bayrama hazurlanirken, tarn il&M bir oeza ola-


lak, Kur'an'da anlatilan o korkun? kasirgalardan
birine benz^en Cengiz'in firtmasina tutuluyor. yal-
mz insanlan degil, gociik ve kadinlan degil, hay-
vanlan bile kiligtan kurtulamiyordu.
Timur da, sdzde musltlman bir hdkiimdar oldu-
gu halde ayni ^uursuzlugun en biiyiik d&hi ^ilgmla-
imdan biii olarak altma ve hnzxira batmi^ islflm iil-
kelerini kipkmnm bir kan denizine gOmdii.
Daka sonra, Osmanli Turk-lslftm Devleti'nin
gdQlil ve ijuurlu ydnetimiyle, tslflm dlkeleri 300 yil
kadar, bu ^uursuzlugun cezasi olan katliamdan ko-
nmdular.

Sonra tekrar btujladi.


Miislumanlar birlik ^uurunu unuttu yine.
Qin'deki bir musliimam, kuz^ AMka'daki bir mfis-
liunan du^unmedikge, onim diuxunvinu taMp etme-
dikge, bir gdn de hiirxiyetini yitlreceginin
miihakkak oldug^u idrflk guuru yine unutuldu.
Bir bir islftm iUkeleri sdmurgelegti. Hindistan,
Misir, Kibns, Mevaraiinnehir, Azerbeyoan, Tiirkis-
tan, birer birer Rus, ingiliz ve benzerlerinin eline
gegti.
Butiin biinlar olurken dbiirlerinin kill bile kipir-
damadi.

Ruslaia kargi, Daglilann, Qeyh l^amil gibi, Yu-


nan mitolojisinin Abilleus'unu gdlgede birakan
irn.hrn.Tnii.Tiin.nn ydnettigl Mdsliiman Daglilann ne-
siller siiren, destanlan iirkiiten direnigi yaninda,
dbiir islflm iilkeleilnin bu kabramanlan yalniz bira-
kigindaki nnlnml
FABKLAB 41

Ve bunun arkasi geldi; Biiyiik ve Muhte^em Os-


monli Devletini, Avrupalilar, bir yan gece Binbir Qe-
ce Masallaxi Bagdat'uu basip, 9ar9ilardaki ipek, sir-
ma ve altm haimanini savuran Kirk Haramiler gibi,
pargaladilar ve yagma ettiler. Suriye, Arabistan,
Irak, FUistin ag kurtlarm istil&sma ugrami^ti. Hir-
sizlarm mal payla^masinda, her birinln, elini, bir
miktar paranm iistiine koyup <«bu benimt» demesi gi
bi. bir devlet Suriye'ye el ko3rup <<bu beniml» derken,
dbiirii Arabistan'i sunsiki gogsiine bastinyor ve "bu
benimt» diyordu.
20. YiisQolda bile, bir Kegmir faciasi, bir Bus-
ya'mn yava^ yava^ yok ettigi ve eiittigi TiirMer Trar
jedisi, 8 yil boyuna dlduriilen Cezayir'in zavaUi mus-
luman. halki meselesi ve yurtsuzluktan, gurbetten,
a9liktan., sefUetten kinlan ve dii^man tarahndan zar
man zaman pl&nla yok edilen bir milyon Filistin mu-
hacirleri ailesi vardi ve vardir da, koca miisliiman
ulkeleri sessiz, uyanmaktan uzak, ilgisiz, ^uuirdan
yoksun; her biri giiniinu bekleyen bir idam mahkO-
mu gibi hareketsizdirler.
Qiinkii: «Par9a par9a olmayin, bdliinmeyin, aynl-
maym. AUah'm ipine simsiki sanlm» hfthl buyru-
g^dan, bu mutlak, ki^i topluluk ve tarih ^uunm-
dan habersiz ve mahrumdurlar.
Bir dmek:
islftm ulkeleri, bir blok halinde. bir beraberlik
9uuru i9inde olsalardi, Kibns'taki son Tiirk-is-
Iftm katUami mfimkun olur muydu?
Sormak bile abestir...
TA8

G6k kapah, Deniz kur^un renginde. Hava zehir


gibi. Oazete simsiyah. Radyo susmu;.
Bu (gehir yas iginde.
Bu halk yas iginde.
Bu millet yas ipinde.
Biitiin bakiglarda ayni hiizdn, ayni agiklanamaz
huziin.
Bir otobtLste. bir dolmu^ta birle;|fen iig. be$, on ki-
§;i ayni yas sessizliginin iginde eriyor.
Gdkler iizaklarda bir noktaya asiliymi^casma
dalgm.
Her ^ey, tabiat ve e§ya. utandigi igin saklanan
giine^, bir tarafi fareler tarafmdan kemirilmii; bir
peynire benzeyen sis igindeki ay, ilk suluboya re-
sim denemelerini yapan bir Qoouk gibi, kararmi§f
gdgii daha da karartan vapur dumam, yalilan ortii-
lii bir kadm derinligine biiniyen esM !>!a.Tnn.Ti pan-
ourlan, Anadolu'ya gdg etmi^ tramvay, cami dnle-
rinde ebedi sulh bekgisi g^veroinler, minare ve
kdprii, vitrindeki manken ve sokaktaki adam, Ka-
FARKLAR 43

pahQanji ve Galata Kulesi lie btittin bu §ehir kendi


iQ diliyle diyorki:
Bir milletin 3rasi vax.
Yas nedir? Bir milletin jrasi nedir?
Milii yas, gepmi^teki biitiin tarih yaslanni da
iginde biiiktiren, artan bir yastir. Qigla§|an yas. Kiiji-
lerin yaslan o yasin iginde erimii^tir. Millet yasi, ki-
i;i yasmi tabi! plandan insan pl&mna gikanr, dtinya
plfimna.
Millet Yasi atmosfermde kigiler tekliflerini jdti-
rirler, bir biitiin olurlar.
Millet Yasi iginde, artik kigi yoktur.
Artik kigi yok. Millet var.
Milli Yas, bir milletin Mgilerinde gmlayan yurek-
lerarasi bir haberlegme araci, bir selamlagma ve ku-
caklagma telgrafidir.
Bir milletin gelecegini en gok garanti altma alan
vakia, mint yas vakalandir.
Millet Yasi gu demektdr: Yastayim, yastasm, yas-
tadir; yastayiz, yastasuuz, srastadirlar.
Kibns'tan gelen haberler, sesler ve resimler,
Yurt hcuritasim bir mint yas tablosuna gevirdi.
Biisriik bir milletin yas tablosuna.
KIBBIS HETETi

Kibns'tan bize bir heyet geldi. Ama bu, her za-


man ali^tigumz, selftm ve sevgiler getiren, yiizlerin-
de giilumseme, elinde buket, U9aktan inerken veya
ugaga binerken resimler gektiren bir siyasQer he-
yeti degil. dltimtin sert ve bigak siitim anriiran, ak-
h dinamitleyen yiizeyine nzanmig dlii goouk yiizle-
ri heyeti.
Bu heyet diyor M;
Kibns'in durumu, giin gegtikge bir kan gigi ha-
lini ahyor. Sanki kalbe giden biiyiik atardamar ke-
silmlgtir; akan kan duimak nedlr, dlnmek nedir
bilmiyor.
Bati, daha dnoeden ayarlanmig glbi, gdrmezUk-
ten geliyor, haghlagiyor.
Birlegmig Milletlere, Guvenlik Konseyine biz
bagvuracaginuza, mazlum ve magdur postuna biird-
nerek Makarios bagviuuyor. Ve Konsey, meselenin
hallini bilinmeyen bir tarihe, gikmaz aym son gar-
gambasina birakiyor.
Ingiltere her zaman oldu^ gibi oyabyor, eski
FARKLAR 45

g^iinlerine bir kapi aralanini? gibi, patronluk hiilsra-


lan iQinde.
Ve Kibns Ttirk kesiminde dldm, kitlik ve aglik...
insan haklan korusruoulugunun yirmi ddrt saat
susmaz bulbiilleri buydk devletler susuyor.
Akli fikri Asyalilan ve Aftikalilan hxistisranla^tir-
mak olan merhamet spekiila^oncusu Papalik dut
yemi^f.
Hele hele, Makarios'im meslek ve Rumlarm mez-
hep ba);i, Dogunun din imparatoru Athenagoras, gi-
arlan olan siyah rengi ba^lanna Qekml;, karanli^
kaleler gibi, hisarlar gibi etrafma pevirmi^f, bir okya-
nus gibi gecesine batik, uyuyor.
Ve Kibns'ta, bir kan ^eiidi durmamacasina uzu-
yor, btkjriiyor.
Ne yapilabilir?
Kibns bdlunebilir mi?
Kibns alinabilir mi?
Ne yapilabilir? Bimu bilmiyoruz ve dii^iinemi-
yoruz.

Zaten du^iinmek vakti geQmi^tir.


Mutlaka bii^ey yapmak gerek.
Bu heyet diyor ki :
<i(!)ltiyiiz. Onun ipin dalia konuijm'iiyoruz.n
i^TE o vaeIt

Yeni bir dunya olu^uyor, iskeleler atiliyor, ving-


ler kalkip iniyor, bir blok gimexito bir yere yapigtin-
byor, bir siitun bir yerden gikanlip bir ba§ka yere
dikiliyor. Antik diinyadaji bir parga ansizin modem
bir hale geliyor. Modem olamn altinda ansizm bir
gukiir aQiliyor, tarihi katlax, list iiste, karm gam
aga^lan ustiinde birikmesi gibi o ga^ iizerine yigi-
hyor. Bir noktada bir dag birden bire batiyor, dxiz
ovada birden bir nokta yiikselmege b£u;Iiyor, binler-
ce yiUik batik bir ^ehir birden bire meydana pikiyor.
Bunun sebebi, diinyadaki bu 90ZUIU9 ve yeni top-
la-mglann, bu analiz ve sentezlerin sebebi nedir?
Antik gag. diigle tabiatm, mitoloji Ue realizmin
apagik yalanla giplak gergegin dengesi olan bir gag^
dir. Ortagag, yani Hristiyanlik, gelecek gagm yani
bugiin dogmakta olan gagm, antik gagla yaptigi bir
bangma tegebbiisiiydu. Ronesansla baglayan ve iki
diinya savagiyla sona eren Yenigag, antik gagm ye
ni gartlax iginde bir dirilme gayreti ve uzim siiren
bir (pastirma yazi)ndan bagka bir gey degil.
Ortagagla Yenigag, Eski geigla, yeni baglayan, ilk
FARKLAR 47

i^aretlerini veren Gelecek ?ag arasmda, alaca bir


gag, bir kbprii gagi.
Dogmakta olan gag, 'Qstiin Insan gagi olacaktir.
Bu Ustiin-insan Nietzche'nin iistun insftm degil. Ni-
etzche'nin listiin insam, gelecek gagm tistun —insa-
mnin karasiydi, yikici yaniydi.
Onxm jrapici yanim, kurucu yanini glzen tek gei>
gek sistem isldmdir.
Qiinkii: Gelecek gag, fikir gagi, ruh gagidir. Antik
gag, tag gagi, orta ve yeni gaglar aragag, gelen gag
ise ruh gagidir. Gagmuzin. en iinlii miitefekkirlerin-
den blrinin bolmesine gore, antik gag bir duygu gar
gi idi, orta ve yeni gaglar duygu fikir kanguni gagi,
gelen gag ise fikir ve ruh gagidir.
Bir bagka bdlme ile, eski gag, dig gagi idi, gelen
gag ise ig gagidir. AradaM gaglarsa, bu iki gagm bir-
birine girdigi gegit gagi. islftm, bu ga^ 13yii^yil dn-
ce ildn etti ve gelecege dmek insam, toplumu ve
devleti gizdi ve gergeklegtirdi. Ama sonra biz onu,
eski gag ve ortagagm gartlaxiyla gepgevre gevirdik.
Gelecek gagda, en biiyiik degigimi Hristiyanlik
gegirecektir. Ya verdigi btitiin tavizlerden ayiklana-
rak gergege ddnecek, yani tslam'a teslim olacak ve-
ya batacaktir.
Antik gagm, bambagka gartlarla ve bigimler al-
tmda tek sragama fenomeni olan komiinizm, karan-
lik bir ormana surulen vahgi bir hayvan gibi, Avru-
pa'dan atilacak, Q/in Seddi'nin arkasmda Ye'cug
Me'ciig'ler ulkesine hapsedilecek, oradan arasira
yapaoagi gilgm ve dunyayi iirperten huruglarm bvi-
yxik fakat gegici yankilan olacak gibi gdziikiiyor.
48 FARKLAR

islfim'm zinoirlerinin kmlmasi, biitiin baJaijlar


nn, bin yil fince Yeni Diinsrayi ^izen ve ilfin
eden bu Mucize Pl&mna ddnmesi gerekeoek o va-
kit... i^e o vakit...
YENl AVRUPA

ildnoi D{ixi3^ Sava^min sonimdaM Avrupa tablo-


suyla bugtinkii Avrupa tablosu arasmda bir kar?i-
la^tirma srapihr, iki bilanQO ^ikanlirsa, gelecek giin-
lere 191k tutan ipuQlan elde edilir.
Ordu: Sava§ sonrasmda mahvolmu^, uQak bas-
kmlan ve sava§ alanlarmda inniTm^ ordulann kiliQ
arbMan halindeyken, bugiin, gevre kuwetlerini de
etrafmda toplami^ olarak Nato, duuyamn en buyiik
sil&hlanyla donatilmigtir; sdrekli tatbikat ve manev-
ralarla teorik bir gd? olmaktan kurtulmu^tur.
Ekonomik durum; Harp sonunda ba^tan a^agi
yannuj^, yikilim? harabeler dlkesi olan Avrupa, bu-
giin, bin yildu: sava^ gdrmemi^cesine yeni ba^tan
yapilmi^, mamur bir iilkedir. Sava§ sonunda apken,
Qiplakken, bugiin diinya pazarlanni, sava§ dncesi
gdnlerindeki gibi doldurmaga ba§lami§ftir. Ortak
Pazar, Avrupa'nin iktisadi birligini saglama tei^eb-
bfisudiir. Avrupa'nm ekonomi saglamligmi parala-
nndan anlamak mdmkiinddr: Sterlin her giinkii de-
gerini korumui;, Frank, esMsinden Ha.ha. saglam bir
para prestijine kavu^mu;, Mark ise, Dolar'la rekabe-
50 FARKLAR

te girigmigtir. Savag sonunda yarduna muhtag Avru-


pa, bugiin, yardim eder duruma gelmigtir. Iktisatta,
savag sonrasmdaM, Alman kalkmmasi, iktisat lite-
iraturunde, uAlman. Mucizesi» ismini almigtir. Bu-
giin Avrupa egsra ihrag ve emek ithal eden bir refah
iilkesidir.

SiyasI durum: Savagm sonucu olarak ig siyaset-


te kararsizlik, dig siyasette geMngeulik gdriiniigle-
riyle agagilik duygusuna kapilnuga benziyen bir Av
rupa yerine, bugiin, giivenli, saglam bir siyasi at-
mosfer Avrupasi vardir. Kabine buhranlan iginde
kivranan Fransa yerine, gimdi, mill! bir lider etra-
fmda toplannug bir F'ransa, diplomasideki ananevl
yerini alan bir ingiltere dogdu. Bugiin Avrupa iigiin-
cii bir hakem kuwettir.
Rubi, igtimai, tarih! durumu: Ve en onemlisi, bu-
Avrupali, Biiyiik Avrupa'yi, Birlegik Avrupa'yi
gergeklegtirmek istiyor. Istiyor, inaniyor ve galigi-
yor. Avrupali gegmigteki hatalan tekrarlamak iste-
miyor. Mill! gatigmalardan zararli giktigmi gdrmiig-
tiir. Aitik, onun igin, Fransa, Almanya, ingiltere
yok, Avrupa vardir. Fransiz, Alman, ingiliz yok, Av
rupali vardir. Miitefekkirler bunun teorisini, devlet
adamlan bimun tegkil&tmi yapiyor. Avrupali, Rus-
ya'yi bile Avrupa'nm iginde eritmek istiyor. Papalik
da, bu birUge uyabilmek igin. gimdiden hazirliklara
baglamig, Protestanlik ve Ortodokslukla birlegmek,
big olmazsa g-TiingTtiii.ir tegebbiislerine girigmigtir.
Ekonomide Almanya, diplomaside Ingiltere, 11-
derlikte Fransa temeline dayanan Avrupa saoayagi,
Diinya haritasina, savagtan dnceki ddnemden daba
guglii ve saglam olarak oturuyor.
FARKLAR 51

Yeni, buytik. birle^ik bir Avrupa doguyor. Sa-


va^ sonucunda, sava^m zaferini saglijranlara mec-
buri olarak verdigi tavizleri geri almakta olan bir
Avrupa...
Bu yeni Avrupa yiizunden, bilhassa geri kalmi§
lilkeler, en 90k Dog^ iilkeleri yeni problemler kar^i-
smda kalacaklardir.

Ortadogu iilkeleri, bu yeni dogmaya ba^liyaji


gii9lii Avrupa'nm emrivakilerme kayitsiz ve ^artsiz
teslini olmak istemiyorlarsa, birlikte hareket etmek
ve bir devletin meselesini bepsinin meselesi olarak
ele almak mecburiyetindedirler.
$u Kibns meselesinde, Rusya ile Avrupa'nm
elele vermesi olduk9a anlamlidir ve bu, biitun bir
gelecegi ifija eden bir kabarciktir, bir zincirin ilk
halkasidir.
KUDt^STE BiR RANDEVU

Papa ile Athenagoras'm yakmda Kudiis'te bulv^f-


masi, Hristiyan hattd ISik Bati basmmda Qagin en
bdyilk olayi olarak yonimlaniyor.
En koyu katolik gazeteleri bile bunu bir bayram
sevinoi iginde bildiriyor.
Hristiyanligin dog^undan bu yana ilk defadir
ki, Hristiyanlar arasindaki aynliMar giderilmek,
tek cephe haline gelmek ihtisraci diiyuluyor kilise-
lerde.

Bu Hristiyanligm ig meselesi ise, Ortadog^ miis-


liimn.wla.nTnn bir di§ meselesidir. Fakat hayati bir
di§ mesele...
Bati hristiyanlan Papasxmn ve Dogu hristiyanlar
n Patriginin bu Kudiis yolculugu, yeni bir sava^m
ba^inda, cephe kumandanlannin saflanm kontrol
ve tefti^i, kuwetlerini muayene, ihtimalleri kurcala-
ma, genel stratejiyi tesbit bului^masidir.
YtkzyiUardir gigsli ve a^ik olarak, sildh, ekonomi
ve3^ kUltttr empeiyalizmi yoluyla, kolejlerle, incil
dagitmalanyla, gizli cemiyet paligmalanyla ektdkle-
FARKLAR 53

ri Hristjyanlik tohumlaxinin hasat mevsiminin yak-


la§tigina inanmig olacaklar ki, ba§aklan toplanir ve
barman yapibxken kavga etmemek igin &deta ^fimdi-
den bir anla^ma yapmak ibtiyaoim duydular.
Din! bir blrle§me ihtiyaci, yani Katollklikle Orto-
doksluk arasmdaki ger9ek bir birle^me, aradaki
inang farklannin giderllmesi, bu da, Luther gibi bir
din adaminm ortaya gikarak kurulu kiliselere sava;
a^masi, sollarca sdren bir doktrin sava^masi sonu-
cunda mumkilndtir.
Papayla Patrigin, mezheb! itikat farklanm glder-
mek igin cemaatleri arasmda bir kampanya a^mar
masi da gosteriyor M, mesele, sadece bir siyasi bir-
ligin kurulmasi meselesidir. Kime kanji? Elbette
musliimanlara.
Bu biilu§ma, iki killsenin, yeni fimentiilii bir kiU-
sede erimesi, yani yeni ve tek bir kUise ydnetmekte
serbest, ama di^ bjlerinde birlikte hareket etmeleri-
ni saglayan bir kiliseler konfederasyonu kurmak
i9in yapihyor.
isl&m ulkelerine saldiitilan misyoner tegkUfltla-
rmm kar^ila^tigi en bdyiik gugluk, ne acidir M,
mdsliiTnanlann kar^i koymasi degildir, ge^itli mea-
heplere mensup te^kil&tlann birbirleri arasmdaki
gati^madir. Katolik misyonerler, bir yandan mfisld-
manlara hristisranbgi 3rayarken, dte yandan ermeni-
ler ve rumlan da katolik yapmaga yali^iyorlardi.
Protestanlar da kendi hesaplarma ^aLujiyorlardi.
Protestanlarla katolikler, mdsluman iilkelerde bir
likte hareket etmek ve birbirlerinden hristiyan hir-
sizhgi yapmamak ipin daha dnce
^imdi de katoliklerle ortodokelar anlajjiyor.
54 FABKLAR

dntimflzdeld yiUar muslumanlar igin biiyiik im-


yiUandir. Ruli plajiinda biiyiik bir Cihan bar-
bine olmabdiT muslumanlar.
Hagblar seferinde ba^liyan ve bug^iine kadar k&h
parliyarak, k&h sonerek gelen hxistiyan hiioumu-
nun belM en korkun? perdesi. Papa lie Patrigin Ku-
diis'te buluigmasi lie aQiliyor.
Anadolu'da, turizm perdesi altmda kiliseler aQil-
masi ve islSm topraklarmin bdylece vaftiz edil-
mesi i^inin yeni safhalan, misyonerlerce uygulan-
masi gerekli yeni metodlar, yeni propaganda usdlle-
ri, islSmlik aleyhindeki yeni iftiralar, hep orada ka-
rarla^ftunlaoaktir. Hatt& ve muhakkak, Ayasofya'sn
kUisele^tirme pl&mnm kat'i ve nibai ball orada gdz-
den ge^irilecektir.
Kibns'ta, bem de en kutsal giinleri olan Noel
nii bortlajran HaQb Rubu, biitiin bristiyan diinyasi-
mn destegiyle, miisluman kani ddktii, Qocuk ve kar
dm oldiirdu.
I^imdi o rubun, en bu3ruk iki ba§i, rubumuzu, tam
ve kesin olarak dldiirmek ipin Kudiis'te bulu^uyor.
Evet, bugiln, tam ve kesin olarab, <<isl&m Ru-
bu»na, «Hazir oll» demenin son vddesidir...
MISTONER MANTIGI
I

isl&m tUkelerinde dine ydneltilen her ^iiphenln


kdkiinde bir tav^anm agzindaM ot, bir bitkinln ko-
kiindeki g^bre gibl, mutlaka bir mlktar «miEfyoner
manbgi" vardir. Misyoner mantip, ger^ek manbgi
yerinden oynatmak, saptmnakla elde edllen bir
mantiktir. Oerpek manbgin ilk baku^a farlnna. vaxi-
lamayan bir deformasyonundan elde edilir. Mantak,
belli bir maksatla yontvilur. bigilir, budanir ve yeni
bir bigime sokulur. Sonra bu yapma mantik, manb-
gm tabiat haliymigcesine onunla insan belli bir fik-
re ve hiikme ulagbnlmak istenir. Halbuki, bir kedi
bir kaplanm yamnda nesrse, bu sun'i manbk, gergek
manbgin yamnda odur.
Misyoner manbgi ve misyoner dovizleri, malze-
meleri hep Vabkan'm daracik ve irn.m.niiTr odalann-
da im&l edilir ve sonra Ortadog^ <<aydm» pazarlarma
siiriiliir.

Misyoner manbgmm bir gok prensibi vardn.


Btinlann belli baghcalarmdan ilki, «tecrit», mesele-
yi, biibiniiyle ve sistemin bubinii iginde ele olmaz.
Onu, tdbi oldugu gartlardan, prensiplerden kopanr
56 FABKLAB

ve 6yle degerlendirmege bakax. Meselenin belli ba$-


b unsurlanni ihmal eder.
Misyoner Tnanti^mn ula^mak istedigi nokta,
ger^ek degil, ger^ek gannidir veya yanli^ degil yan-
I19 zanm. Misyoner mantigina gore, Iman dyle bir
tarladir ki, ona siipheler ekilir ve inkdr blQllir. Bu
tarlaya deg^ik tohum ekilmesi ve arada dinlendirll-
mesi gibi, misyoner, ba§ka bir dinin iman tarlaama,
bir siire tiirlfi tilrlii siipheler eker. Bir axa da dinlen-
dirir. OQiincii safbada, artik kendi iman tohvimlan-
m ekmenin giinil gelmistir, ona gore.
Misyoner, bir imanm isiklamu, siiphe prizma-
smdan ge9irmekle vazifelidir. Ve en biiyiik zevki,
iman isiklannm prizmada kinligini sejnretmektir.
Misyoner, ortaya attigi iddialarla, bir gerpek veb-
TTiiTi ve gdz aldamsi gibi bir mantik alflanigmm ddn-
yasmi-kurmak ve onda tiUdlerin kiimeste bir pilici
bogmasi gibi bir iTna-Tii bogmak ister.
Gayesi, o ortadan kaldirdiktan sonra, yeri-
ne kendi imB-THTii dikmektir. Fkkat, farkmda degil-
dir ki, arbk buna iTnkAn yoktur. Qiinku: bdyle bir ki-
Side, sadeoe bir inanm degil Inanma diiygusu da ip-
tal edilmistir, inamna kabiUyeti ve imkftni da dldii-
riilmiistiir.
Bir dmek; misyoner, bir soru ortaya atar: Kutup-
ta gunde bes vakit namaz nasil kilmacaktir; ordaJd,
bir giin alti ay sdrer? Bundan iilagmak istedigi so-
nu9, islAm'm mevziiligi, insan eseri olugu v.s.dir.
Azicik ddstinen insan, bu sorudaM kdtii niyeti der-
hal sezer. Sezer ama, misyoner memnundur, insar
nm i9ine bir giiplie kurdu sokmustur ya! Sizi miida-
FARKLAH 57

faa durumuna du^iimiekle ba^langi^ta, duruma he-


men hemen h&kim olmu^tur 3^1 Misyonerin bu 03m-
nu, grekoromen giire^inde mindere gekmek gibidir.
Kim mindere 9ekeise, ilk anda, 03runa o h&Mmdir
3ra. i^te onun gibi. Ama kutuplarda, hemen hemen
hig denecek kadar az insan s^armi^f, onlor da he-
men hemen hayvan ^artlarmda 3ra9armi9, gecenin
ve gUndiiziin alU ay siirdu^ 3rerler hemen hemen
hi9 deneoek kadar az ve buzlarla kaph oldug^i i9in
meskdn degilml;, bu sebeple "kutuplarda namaz»
meselesinin hi9bir pratik dnemi yokmu^, surf naza-
ri bir problem olarak bdyle bir mesele ortaya atilsa
bile, e^siz bir medeniyet clan tslAm'da, bu mesele-
nin halledildigi, ibadet vakitleri saatlere baglandigi
i9in, insan nerede olursa olsun 24 saatte 5 vakit na-
maz kilacagi artik apa9ik, bunlarm hip biri misyo
nerin umurunda degildir. O, civil civil hayat bdlge-
lerindeM namazi dldiirmek ipin. insam ukutup»lara
gdtiiriirl
MtSYONER MANTIGI
n

Misyoner mantigiiun biitfin ig yapisim goster-


mek igin bir 6mek olarak, «kutuptaki namaz» mese-
lesine dokunmu^ftuk. isl&m ibadetinde giineijin gii-
ne^ olarak bir yeri bulunmadigina gdre, ibadetin za-
man ve vaktinl t&ylnde kullamlan «gun» ve «gunun
belli ddnemleri»nin sabit bir olgusii oldug^, de^-
§en paralara, altm esasimn de^^meyen bir dlQii ol-
masi gibi, insanlarm ve medeniyetlerin merkezi, is-
Idm'in kaynak bdlgesindeki «giin» ve <ivakit» olpfisu-
niin sabit bir dlpii oldugu apaQikken, misyonerin,
ruhlan ve kafalan kariijtirmak igin, bdyle pratik big
bir kiymeti olmayan ve big bir muslumamn bir
problem olarak Imrgilagmadigi mevhum bir prob
lem ve buhran icat etmege kalkigmasi isd niyet, ger-
gek aragtancibgi ve bagkasma saygi gibi asgari in-
san olma gartlarmdan ne kadar irakta bulundu^-
nun bir ispati degil midir?
Ortaya atilan biitiin problemler bdyledir. Qok ev-
libgi, misyoner, bir izin (o da agir garth bir izin) de-
FARKLAR 59

gil de bir mecburiyetmi^ gibi sunax. Erkeg^n boi^ar


ma yetkisini de, kdttiye kullanmayi dnl^en islSm
Ruhunu ve kn/iini koruyan 6bur isl&mi miiessesele-
ri gdrmesdikten gelerek ve bsugtan ai|;agi kotd niyetli-
lerin meydana getirdigi bir oemiyet l^lnde dti^iintir
ve du^iinduriir. tsl&m'in big bir miiessesesini biitii-
nii iQinde dii^ffinmez.
Roma hukuku muesseseleri, bir hiikuk miiesse-
sesi olarak, nasil, ancak hukukgular arasinda konu-
ijiilur ve konu^ulmasi gerekirken, isl&m'm hukuk
muesseseleri de ancak ihtisas sahipleri arasmda gd-
rii^iilebilir. Fakat misyoner, bu ilim mevziilanm,
ilim miiesseselerinde degil, sokakta konu§ur; gaze-
tenin bir kd^esine sikmtinr; bu alanda en ufak bir
bilgisi olmajranlar arasma girer ve onlarla miinakar
§a etmek ister.
Misyonerin mantigi, geri kalnu; bir mantiktar;
bir orta^ag mantigi, skolastik bir mantik. Yeni man-
tigin geli^melerinden habersiz, dzsiiz, temelsiz ve i?-
siz bir mantiktu^ suri, ^ekli mantik. Din gibi aklm
^evreleyemiyece^ bir mutlaklik h&disesini sadece
akilla ve aklin genel mantik a.^yla muhakeme ve
kritik etmege kalkigir misyoner. H&dlselerin tarihi
ve iftimai ydnlerini de ihmal eder. Halbuki bugiin,
yapilan sosyolojik arsi^tirmalar gdstermii^tir ki akil
ve mantik, mutlak degildir ve o da taribi, sosyolojik
^artlarla ^ekil alabilir.
Misyoner mantip, sadece kisir ve pe^in biikiim-
cii isbdlSI (deduction) metodunu kuUanir. Olimlan
pe^in biikiimsuz tecriibelerle gdzleme ve tabii, tari
bi ve sosyolojik doneleri (mutalan) degerlendirme
metodunu, istikra (induction) metodunu kullanmaz.
60 FARKLAR

Bu yiizden. missroner manti^. gagi ve gagmnz in-


sanlanni anliyarmyacak, tesbit edemiyecek, buyiile-
yemiyecek ve yakin bir zamanda 3rosun ve kiUle
kapli orta9ag manastirlanna pdskdrtdlecek ve gd-
mulecektir.
TtyRKtTE VE RUSYA

I&bns'taki h&diselerin ilk gunlerlnde, dtedenbe-


ri Tiirkiye'3d Bab blokundan kopanp Demiiperde
blokiina yapi^tirmak isteyenler, birden seslerini
sriikseltmiijlerdi: ^Imdiye kadarM httgintiiannmiziTi
sonucudur bu. DtLiQnida da sola bir kayi§ var. Oyley-
se biz de artik di§ davraniijlanimzda koklii degi^ik-
llkler yapmaliyiz.
Bu sesler, apa9ik sdylememekle beraber (giinkii
agik konu^mamak prensipleri ve metotlan geregi-
dir) agikgaya 90k yakin olarak, Rusya'ya ddnmemlzi
istiyordu.
Ama onlan her ^eyden once bizzat Rus3ra tekzip
etti; Kibns meselesinde a^ikga Rumlan tuttu.
Bu tutum, sol kalemlere bir siirpriz tesiii yapti ve
dillerini kalemlerine, kalemlerini de 3razilarma do-
la$tirdi. Ama bizde en ufak bir hasrret U3randirmadi.
Rusya budur i^tel Biz musliiman Tiirkler i^in
Russia ve Ruslar her zaman buydu ve bu olaoakhr.
Deli Petro, yalniz kendinden dnceki Rus tarihi-
nin bir dzeti ve bir yemi^i degildir. Kendinden son-
62 FABKLAR

raki Rusya'mn da bir pl&m, bir projesi ve bir tohu-


mudur. Stalin bir Deli Petroydu; Knii§9ef de modem
bir Deli Fetro'dan ba^ka bir §ey degil.
Blli milyon Tiirke, bu hiirriyet gaginda nefes al-
dirmayan bir memleketten umut beklemek, en has-
sas eczahane terazilerinin bile tartamiyacagi bir be-
yin degilse, mutlaka vinglerin bile pekemi-
yecegi bir kdtii niyet, en azmdan bir transatlantigin
kalduranuyacagi bir a^agilik duygusu ve zibin tem-
belligidir.
Bir meselede Avrupa bizi tutmuyorsa bemen
Rusya'ya ddnelim diye du^unmek, Mehmet Ali Par
fa'mn ordusu Osmanli devletini duruma dii^ii-
riince, Devletin hemen Rusya'sra ddnii^u gibi olmaz
mi? Bdyle bir siyaset. her zaman kdtuledigimiz
Mahmut Nedim Peuja siyasetinden ba^ka bir ^ey mi
olur? Kaldi M, bugiinku Rusya, eski Rusya'dan 90k
daha tehlikeli, Tiirkiye de Osmanli imparatorlugu
buyfikliig^de ve o derece milletlerarasi bir hacim-
de degildir.
Bu nokta, o kadar kritik bir noktadir M, yapaca-
gimiz en ufak bir hata, teldfisi Tniimkiin olmayan zar
rarlar dogurur.
Bir an i9m bizi Bati Diinyasi yalniz birakmi^tir,
dogrul Buna kar^ilik bir 90k ^ey yapilabilir. Ama
tek yapilmayacak bir ^ey varsa, o da, Rus blokuna
donmektir. Bu dliim demektir. Hattft intihar.
Din. tarih, kiiltiir, irk ve ideoloji dii^manimiz
clan, Rusya, bize ruh yapisi bakumndan oldu^ ka
dar, Avrupayla yeni kurmaga ba^ladigi ilgiler baki-
mmdan da, siyaseten bile taraftar 9ikmaz.
FABKLAR 63

Bdyle bir sonu9suz ba^vurmadan sonra, tekrar


Batiya ddniilurse, Bati bunun 90k acikli ^ekilde he-
sabim sorar.

Kibns meselesi, bizi derhal iiyandurmasi gere-


ken bir alarm diidu^dur.
Yapilacak tek 19, din, tarih, kiiltur, ^artlar, tabli,
cografi yakmhginuz hattfi birligimlz olan isldm ul-
kelerlni en kisa zamanda, bir Blokta birle^mege 90-
girmak ve bu Blokvin lideri olarak, biitiin bdlgenin
haklanm aramak ve korumak i9in Batinm kar^isma
9ikmak. Batiyla e^it ^artlarla anla^maktir.
Tek 9are budurl.. Tek 9ikar yol budur.
iKi Tf)RLl} DEMOERASi

Demokrasinin ge^itli ydnlerden degerlendirili-


i^inde, yamlmalar, anlEi^mazliMar, aslinda, demok>
rasiye farkii perspektiflerden bakmaktan dogdugu
kadar ve da^a Qok, demokrasiyi farkli aniamak.
kat demokrasiden farkli ^eyler anla^ildiguun ve
kasdedildiginin farkina varmamaktan gikiyor. Bu-
nun igin, demokrasinin ne oldugunu aragtirmadan
ve demokrasinin smirlan gizilmeden, demokrasi-.
nin a.nla.-nm iizerinde ortak bir fikre ve tarife vanlma-
dan, onun faydaJan ve zararlan iizerine koniigmak,
bir diyalog geklini bir tiirlii almaz ve bitmek tiiken-
mek nedir bilmeyen kargilikh monologlar obnak-
tan ileriye gegemez.
Hergeyden once gunu bilmek gerektir: Demok
rasi bir mefhum olmasindan 6nce. taribi ve soayal
bir gergektir. Onu aniamak igin sadece tarifler
iizerinde diigiinmek yetxnez, onun tarib igindeki
gdriinugune ve topluluMardaki dagiligma da bak-
mak gereMr.
Bu agidan, baglica iki tiirlii demokrasi vardir:
Bir yagama tarzi olan demokrasi, bir biikiimet gekli
FARKLAR 65

olan demokrasi. Birinci demokrasi, bir diinya gorii-


hatt& ondau daha fazla bir ^ey, bir medeniyet
^ekli, ikinoi demokrasi ise sadece, siyas! rejim. Di-
ger bir deyi^le, konkre (mii^alihas) demokrasi ve
abstre (mucerret) demokrasi. Birinci durumda de
mokrasi bir amaQtir (gaye). ikinoi $ekilde ise arag
(vasita). Birinci tiir demokraside, demokrasisiz
olunmaz, demokrasi kaginilmaz ve zaruridir, ikinci
tiir demokraside ise demokrasinin varbgi gartlara
baglidu:, «faydaliysa» ve <<gerekiyorsa» gartlanna
bagli. Bir tiirlii cemiyette madd! demokrasi s6z ko-
nusudur, dbiiriindeyse zihni. Bir tiirlii cemiyette vi-
taldir, igten bitmedir; dbiiriindes^e montaj; olsa olsa
agidm. Biri yagamadan, dbiirii diigiinceden giknug-
tur. Biri sosyolojik, dbiirii psikolojiktir. Birinin orta-
dan kalkmasi igin bir toplulugun kdkten degd§mesi
ve bu degigimin her kigide olmasi gerekirken, dbii-
riinde bir toplulug^ bir ddnemdeki psikolojisinin
degigmesi yeter.
Birinci anlamdaki demokrasiye dmek, Ameri-
kan demokrasisi, Anglosakson demokrasisi, ikinci
anlamdaki demokrasisre dmekse Kara Avnipasi de-
mokrasisidir. Amerikan demokrasisi, Amerikahlar
nn her Mgide yaradihgta bulunan, bir yagama tarzi
ve hayat felsefesinden dogdu^ ve Amerikan diigii-
niirleri kigi duyug ve davranigmi sadece ifade ve sis-
temlegtirdikleri halde, Kara Avrupasi demokrasisi,
Anglosaksonlan gd^eyen Avrupah hlozof ve diigii-
niirlerin gahgmalan ve miicadeleleri sonunda kabul
ettirdiMeri siyasi bir anlayigtur.
Bu jriizden, Anglo-Sakson demokrasisi pragma-
tik, Kara Avrupasi demokrasisi ise pratiktir. Prag-
66 FARKLAR

matizmde, a^ca olu^un dminda, bir teori bulunma-


digi halde, pratiklik, kendi di^inda aynoa bir teori-
nin va^bguu gerektrrir. Bu sebeple, Amerika'da bu-
gdne Iradar bir tiirlu demokrasi oldu^ halde, Kara
Avrupasmda boyuna denenen, biiinci, iklnoi,
od cumhuziyetler vardir.
Biz, demokrasiyi, Kara Avnipasi dmeklerine go
re aldik ve hep onu gergekle^timiege Qah^iyoruz.
Halbuki, deneme gdsterdi ki, halkin yapisi daha
90k Anglc-Saksoii tipi bir demokrasiye uygundur.
Avrupa'mn 90k particiligine kar^ihk, halk, Ingiltere
ve Amerika'da oldugu gibi, iM biijdik partinin etrar
fmda kumelemnektedir. Sosyolog Prens Sabahattin
de demokrasinin yerle^ebilmesi i9in ki^iden i^e
ba^lamak ve onda ^ahsi te9ebbus9u ve &dem-i mer-
keziyet9i bir ^ahsiyet dogurmakla mumkiin olabile-
cegini iddia etmi^ti. Ashnda siyas! aJandaM 0X119,
dd^iiniif ve davram^lanimz bu iki tdrld demokrasi
anlayi^mm kavgasmdan dtiirii, kavgasma dogru,
kavgasi i9ui ve kavgasma iligkindlr.
DEMOERASI VE BIZ

Ameiika'da demokrasi, insanin tabii hurliigii-


niln toplulukta gergeUe^jinesi, jrani &deta tabii bir
olay Iken, Avrupa'da ussun ve zorlu bir serl sava^ so-
nucunda elde edilen bir zaferdir. Biinun i9in Ameri-
ka'da toplulu^ ya^atmak, en ufak bir ara verme-
den. dolaysiz olarak, otomatikman, demokrasiyl de
ya^atmaga yeter. Orada bir axaya gelmek demokrasi
demektir. Kara Avrupasmdaysa. demokrasiyl ya^at-
ma, her zaferi yajjatma gibi, toplulu^ ya^atmaktan
ayn, ona ek. farkli ve fa^a bir gali^mayi gerektirmi^-
tir. i^te Avrupa'da ihtil&l ve inkilAplar, bu noktada
megruluMaimi ararlar ve me^rula^firlar. HattS. Avru*
pa'da, sosyalizsm bile, Dogu komiinizminin «hurriye-
tin< ver ekmegini al» mutlak ^axtinm aksine, ekmek
yoklugunun hiirliige engel yanuu ortadan kaldir-
mak iddiasmdadir. Ve Avrupa'daM bu demokrasi-
nin Ameiika'daki gibi insan tabiatinm degi^mez bir
yam olaoagma sadece o tabiata bir «a9i» olma karak-
teridir M, iktisadi durumu htirlukten dncejre alan,
hatt& pratikte komdnizmin, iddie^imn aksine, sinif
en belirli bir durumda oldugu Ameri-
ka'da degil, Avrupa'da dogmasma sebep olmu^tur.
68 FABKLAR

Biz, demokrasiyi, her yenile^me harekettmizde


oldug^ gibi, diijardan «ithal» etmeye gah^irken, de-
mokrasUerin yukanda siraladigmuz tiirleri ve ^art-
lan iizerinde durmadigumz, bu sebeple tartigmalar
nmiz sonuQsiiz ve seQmelerimiz TfA.rft.r>iiir kaldigi
bi. sosyal yapumzin uygunlugunu kontrol etmemizi
sagliyacak olan en biisnik ijart, tarih ^artim, kendi-
mize ait yam da hesaba katmiyoruz.
isl&m'dan onoe bir Tiixk medeniyeti varsa bile
bu medeniyet tamamen dlmu^, isl&m'dan sonraM
Tiirk medeniyetleri ile ilgisini kaybetmii;, onlarla
bir zinoir halinde birle$emenii§, onlann atasi ola-
mamii; bir medeniyet, karanliga gdmiilmu; bir ^a-
gm medeniyetidir. Bu 3^den, sdzii edilecek ve bu-
giiniimiize i^ik tutan Tiirk medeniyeti, isl&m mede-
niyetinin bir modiilasyonundan basjka bir ;ey de^-
dir. Tiirk kultiirii, isl&m kultiiriiniin, belli bir get^a,
belli bir irk elinde gergeklegmesidir.
isldm'da devlet idaresi ve siyasi rejim, demokrar
tiktir veya antidemokratiktir, totaliterdir ve antito-
taliterdir demek yanbgtir. Bu bir medeniyeti, bagka
bir medeniyetin terimleriyle agiMamak ve hiikiim-
leriyle degerlendirmek olur Id, anoak degerlendi-
ren medeniyetin iiyeleri igin bir anlam tagm. Bu-
giinkii Avrupa medeniyetinin atasi oldugu halde,
Yunan medeniyetindeM «hurliik» ve demokrasi an-
layigiyla, bugiinkii bati hiirliik ve demokrasi anlayi-
ginm bambagka oldugu sirtik bir miitearife haline
gelmigken, kaynaklan ve tarihi geligmeleri farkli
olan Bata ve isl&m medeniyetlerinl ayni terimlerle
kargilagtmnaga kalkmak, bir iTnicAnH»9!ii^ asmi
cinsten olmayan geyleri, meseli, geceyle giindiizii
FARKLAR 69

toplamaya kalkmak gibi bir imMnsm denemek


olur. dxnek olaiak alalim: Batida hurriyet, gagimi-
zm buyiik bir Bati filozofunun agikladigi gibi, ancak
ba§ kaldirmayla 3ran yana, itaata aykinlik iken, is-
Iftm'da, e^siz «biat» muessesesinin pinldattigi gibi,
itaatla ig i^edir, battS. onsuz mumkun olamaz. Bati-
daJd ayni fonksiyondaki miiesseselerle olan di^
benzerligine aldanarak, Osmanli devlet idaresini en
kesin bir monan;i sayan Bati bUginlerinin aksine,
medeniyetler iistii bir a^idan bakan daha dikkatli
bir gdz, Osmanli Devlet idaresinin asla monar^i sa-
yilamiyacagini, te^ri! bir idare oldug^u, hiikiim-
dar otoritesinin son merci olmadigim, onun listiin-
de isldm! hukuk hiikunileiinin ve prensiplerinin
bulundugunu gdrmu^tiir.
Kendi idare geklimizi kurarken, kendi insan ysr
pinuza ve tarib yapinuza bakmanuz, koUektif §|u-
uraltunizda ya^iyan sosyal diizen, ki^i biirriyeti ve
adalet inamg ve anlaymmuzi aramanuz ve bimdan
bir ndevlet» fikri ve sistemi 9ikarmanuz, onu da dun-
yadfiki diger siyas! rejimlerle kriHk ederek gagda^-
lagtirmanuz gerekir. Yoksa kopye gekmek tembel
talebelerin harcadir.
DEVLET BigiMi

Bata medeniyetixdii gerektirdigi ve denedigi si-


yasi rejimler iQinde en tutarli, en donup kalmaya-
m, §arilara en uyani demokrasi ise de, harika tiiylii
bir tavusun pdp bacaJdar ta^imasi cinsinden, yapi-
smda biitakun tehlikeli pencereler bulundurmu-
yor da degil. Zaten, hele Ronesans'tan beri, Bati
Medeniyeti bir tehlike medeniyetidir. Bajjanyi teh-
likenin yemi^i olarak dev^iren bir medeniyet.
Fransiz ihtil&linden bu srana bati, bu tehlikeli pen-
cereleri kapamak, pancurlamak igin olan giicdnfi
haroiyor. Yine de, fagissni ve komiinizm siyasi re-
jimlerinin ve diktatdrliiklerinin, bu yanklardan
sizmasma engel olunamadi.
Kotii bir demokrasinin (yani prensipleri nazari-
yede Wa-lan ve uygulanmsQran bir demokrasinin) oli-
gargi ve arkasmdan tiranhg^ yol agacagi korkusu,
Efl&tun'u, ideal devlet bigimi olarak demokrasiyi
segtirmeyen ve onu yine de aristokrasi gevresinde
dolagtiran baghca sebep degil midlr?
Temel ve taiih! geligmeleri farkh olmakla bera-
ber, isl&m Medeniyetinin devlet bigimi ile Bati dev-
FARKLAR 71

let biQimlerinln en ileiisi ve en gok Uerlemesi mum-


kun olani demokrasi aiasmda bir benzerlik ve blr
paralelizm vardu:.
Demokrasinin ana miiessesesi olan parlamenta-
rizm, isldm'm «§tlra» milessesesinin batida teknik-
lei^mi^ bir benzeridir.
Bu benz^yl^e kar^ilik aralannda blr Qok farMar
vardir.

Demolaaside balk idaresi ba^langig olarak, se-


bep olarak vardir, isiam'daysa sonug olarak.
Demokraslde prensip olarak kontrol eden merci
halktir ve kontrol orada biter, isl&m'dasrsa balk da
kontrol edilir; giinkii: demokraslde balk baglanni
seger sadeoe; isldmbktaysa balk bagkanmi segtig^
gibi, bagkan da ba.lVn seger. Yani, bati demokrasile-
rinde agagidan yukanya dogru tek yonlu bir bareket
oldug^ balde, isldm'da agagidan yukanya, yukan-
dan agagiya dogru geligen gift katb bir bareket, gift
katb bir demokrasi vardir.

Demokraslde diigiilmesi gok miimkiin «alelade-


ler b&kimiyeti» yerine isl&m'da, rubi degerleriyle
segkin ve iistiin olan kigilerin devlette tesirini artti-
ran ve sistemlegtiren «biat» muessesesi vardir.
Denilebilirse tsl&m'da siyasi kurulug, bir nevi
rub aristokrasisi, bedc biikiimdaxbgi ve bir bakima,
personalist demokrasidir (gabsiyetgi balk idaresi).
Bir fark, dnemU ve biitiin dbur farklan da topla-
yan ve yansitan bir fark da gudur: Batida bagkaldir-
ma bftklfi sadeoe bdrriyet igin ve itaattan kopanlan
pargalar balinde ve o da anoak Fransiz ibtil&linden
bu yana miipbem, istisman mumkiin, sdbjektif ve
72 FARKLAR

anoak baijanyla sonuglandigmda me^rula^an bir


hakken, yani, bati amme hukuku diliyle fiili duru-
mun noimatif degeri iken, islftm'da ayaklamna, ilk
isl&m hukuk^ulan tarafmdan tesbit edilmi; "hurug
alessultaiiH adiyla hukiimlere bapannu^ aQik, se-
gik, objektif, ba§taii me^ru, itaat adina Cbiikmede-
nin uymasi gerekirken uymadigi prensipler adma)
kullamlan bir hak, hattft hukuktvir. Yani, batida sdz
gdtiiriir bir ba^kaldirma hakki, isl&m'daysa net bir
ba§|kaldirma hukuku vardir.
Lslflm'da siyasi kurulu^t, huiiiyetle itaatin altm
tertibidir.
SIYAH

Ne bir a9iMama ve ne de biryorum, sadeoe mini-


oik bir haber gikti ewelsi giin gazetelerde; Pakis-
tan'da, bir islftmi cemiyetin kapatildigi, cemiyet ile-
ri gelenlerinin, bu arada ba^kan Mevdddi'nin tevkif
edildi^ haberi. Hattd Mevdddi kelimesi de «Magdd-
dl» olarak srazilim^ti. Qtinkii: Haber, Avrupa basmm-
dan alinim^ti; Avrupalilar, yabanci kelimeleri kendi
soyleyi^lerine gore yazarlar. Basummz, kendi kiil-
tiir kelimeleiimizi bile dogru yazabilecek bir fikir si-
fatmdan mahrumdur.
Bizi ilgilendiren olaym siyasi 3ramndan ^ok, fikir
yamdir, olayi geviren uzak sebeplerdir, yakm sebep-
ler degil; olaym kendisinden 90k, o olaym da bir
par9asi oldugu bir bareketin butunu, haJka degil
zincirdir. Bir siyah olaylar zinciri. Bu haberin arka
pldnmi gdren, karanlikta bu zincirin bi^irdadigim
da i^itir.
Bu haber, ba^hca ii9 ger9ekle yuklu, siyah bir
mesajdir:
1- Bazi isl&m iilkelerinde, fikre, hem de, o lilke-
nin kdltiir kokii; tarihi mesaji, medeniyetin drg^d.
74 FARKLAR

kuTtultujunun kefili olon fikre kelepQe vurulmak is-


teniyor. Bujnirun. Misir'da Seysrid Kutub ve Pakis-
ton'da Mevdddi'nin durumul <cisl&mda Sosyal Ada-
let" Mtabuun ve bu eser gibi daha nice degerli eser-
lerin saMbi Seyyid Kutub hapistedir. Alti arkada^i
da. gergek oldugu 90k ^upbeli bir suikast bahane-
siyle Nasir tarafmdan asilmi^ti da hapishaneye si-
yah bayraklar pekilmi^ti. 009011 yil, yine gazeteler-
de, Bndone^^a'da bir islfim liderinin asildigmi oku-
mu^tuk. Bu yilin ilk g^lerinln haberi de PaMs-
tan'da Mevdddi'nln tevklfi oluyor. Biitun bunlar bir
tesadiil olamaz. Misir'da, Pakistan'da ve Elndonez-
ya'da bu isl&m fikir adamlan ve idealistleriuin hvir-
riyetlerini, hatt& canlarmi kaybedi^lerinde tarn bir
diizenlilik ve bir devamlibk var. Bunlar haberixniz
olanlar. Ya bize duyurulmasran, i^ittirilmeyen, duy-
ma ve i^itme imk&nlanndan maJirum oldugumuz
i9in kulak, beyin ve yiirek zanmizi iirpertme hakki-
ni kullanamiyan ba^ka olaylar?
2- islSm lilkelerinde basin, halkin ger9ek mese-
lelerini ve fikirlerini yansitmak, yani ger9ek balk fi-
kirleri organi olmaktan iraktir. Oazeteler sanM bal
lon dikkatini, ilzerinde toplamasi gereken onemU
olu^lardan ba^ka noktalara 9ekmek, balkm dikkati
ni dagitmak i9in kurubnu^tur. H^eoani kafa bare-
ketlerine, inanci fala, zek^ bulmaoaya 9ekniek,
maMrrtm etmektir sanki odevleri.

3- Ama ne olursa olsun, takUt9i kadro, idealsiz


basin ne yaparsa yapsin, yabancilar, uyu^turmak
i9in ne gibi metotlar kullamrsa kullansm, balklar
uyaniyor. Isldm iilkelerlnde, kendini kontrol ve kri-
tik etme, ge9nii9e kdprii kurma, kendini yeniden
PARKLAR 75

bulma ve kurma, yani bir dirili^ hareketi ba$laxm§f-


tir. Bu ulkelerin gergek aydinlan kendi tilkelerinin
inwa-nfl. olan mesajmi ula§tiTinak igin sava^iyor. Yiiz-
yilimiz insanligmin kurdugu fikir yapisma bir mer-
mer siitun da onlar ekliyor. Kabuktaki cila ne olur-
sa olsun, balk fonunun kendilerlnden. halkin derin-
liginin kendilerinin oldug^u biliyorlar. «Hak geldi,
batil Qoktii; batil ber zaman mabv olmaga mahktlm-
dur» kaidesinin ebedibgine inaniyorlar.
Bu iiQ gerQegin i^iginda, Pakistan'm gergek ku-
rucusu Busriik Ikbal'in bir devami olan, yol agtigi fi
kir ve iilkii bareketi bir isldm kultiir merkezi gibi ta
PaJdstan'dan diinyamn nice kdifez bdlgelerine i^ik
tutan Mevdtldi gibi bir fikir adamimn durumunun
Pakistauca, isl&m ulkelerindeki basin ve aydinlarca
daba dikkatli bir gdzle taJdp edilecegini ununak is-
tiyor goniil. Yoksa dliim giinlerinde gdklere Qikar-
tan ovgiileiiyle dolu bro^iirler dagitmak ve eserleri-
ni ku§e k&gitlaxa basmak ikbal'i memnun etmez.
goK GEg

Eibns'ta olup biten ve ugergek maskesini takin-


mi§ bir k&bus»a benzeyen dram, bir Mmya k&gidi gi-
bi. siyahla beyazi, gergekle yalam, hayal lie ger^e^
ayirdi. Anladik ki, Avrupali ve Batili, bize; Romali-
nm Romali olmayanlara, esM Atinalilann Grek ol-
mayana bakbklan gibi bakiyor. Bati medeniyetiiiiii
kdkunde Roma ve Yunan medeniyetleiinin yattigi
nasil da belli oluyor?
Komunlst Rusya ve Kizil gin de, miisliimanliga
olan dii^manligiiun Batisra olaii du^manligmdan.
daha keskm oldugunu, hattft dl9ulemez dereoede
biiyuk oldugunu Turkiye'nln bu en yalniz giiniinde
(aslmda bu, en jralmz guniimiiz degildir, Iki yuz yil-
danberi kep aynl yalnizliktayiz; ama bugiin, o yal-
nizligin en 90k ^uuruna vardigimiz ve ya-iTn^iigrrmy.
uzerine Bati hayranlarinm demagoji yapamiyacagi
bir gundiir) Onun kalbini kazanabilme ibtimaUni
bile g^imezlikten gelmesi ile a9ik9a belli eder.
Bir anda kendimizi yapayakuz bissettik. Kapita-
listiyle, komdnistiyle, Batilisiyla, Dogulusuyla bd-
tdn islfim di^i ddnya -M biz o dunsraya Tanzimat'tan
PARKLAR 77

beri gdgsmnuzii, kalbimizi, kuca-gimm butiin cd-


mertligimMe agmi^ ve Bati sevgisine bir dlgii koy-
mamig, bir situr tammammiz- bir anda ira-r^imiPirtn.
ba^mda kimuzi kukuletasi ve sirtmda siyah ciippe-
siyle, miiminm kar^isma dUdlen bir §f^^tan, Faus-
tun kar^isma Qikan bir Meflsto hilek&rbg, ikij^iizlu-
liigu, kumazligi. yalancdigi ile girmi^ti biziinle Kib-
ns'm arasina.
Iijte tarn, diinyada kalan son inHftTun yalmzligina
benzer bir yalmzlikia gevrilmi^ bulundugumuz bu
anda anladik ki yalmz degiliz: Miisliiman iilkeler-
den, o bize sun'i olarak arka gevirtilnii;, gdrmezlik-
ten geldirilmig. varliMan tinutturulmak istenmi^ is-
ISm memleketlerinden seslersnikseldi: Pakistan, Af-
ganistan ve arkasmdan Irak'in dost sesleri.
Bu sesleri degerlendirelim. Bu sesleri ge^mi^e
ve gelecege dogru uzatalim. Bu sesleri yeni bir du-
ruma ge^mek igin bir kdprii jrapalun. Pakistan'in bi-
zi tutmasi, g^iizel bir i^birligi dmeg^ olarak Hindis-
tan'a sil&h vermeyiijiniizin tarn yerine
getirilnui; bir kanjilie^du*. Gdsterdigimiz yerinde bir
ilgi bir iki yd iginde derhal mesrvesini verdi. Bir de
bu ilgileri isl&m iilkelerinin her ydniine uzattigimi-
zi ve bir de bvuiu bir sisteme bagladigunizi du^iine-
lim. Ne harlkalax olaoagim kestirmek igin biiyiicu
olmak gerekmez.
Omek mi?
En basitinden "Qniversite Oenglik, Basin ve Ktil-
tdr Demekleri olarak nigin ^u Ke^mir d&vasini tut-
muyoruz? 20 milyonluk miisliiman Ke^mir, hem de
oograf! bakimdan biti^ik oldugu halde, neden kar-
de§ Pakistan'in degil de Hindistan'm olsun? Ke$-
78 FARKLAR

mirliler, nigin Hint askerlerinin zulmii altmda inle-


sin? Feygamberden kalan bir h&tiraya bile tecaviiz
edUsin. Sonra da, ulursizlar 9aldi, sonxa da yerine
koyduH gibi giiliin? dramlar oynansin. Sonza da
Kegmir'in bu burriyet davrani^ ve direni^i, bir taas-
sup olayi gibi diinjraya yayilsin. Sonra da bu habeii,
filrir kontrolii nedir bilmeyen bir basin aynen kop-
ye etsin. Aslinda Ke^mir'de olup biten, bir hiirriyet
kavgasi, Peygamber'den kalan aziz hfttira da dahil,
biitiin bir yurt ve hallc parQasuun Anayurdu Fakis-
tan'a kavu^ma savaiji oldug^ balde, neden mesele-
yi bdyle ortaya kojrmaz da, sokaklarda tekbirler ge-
tdren, Feygamber'e sel&mlar gdnderen halki "so
kaklarda §arkilar sdylediler ve danslar ettiler» diye
tanitir basin.

Biz, bu ddnjrada kaderin eli tarafindan kankar-


de^i yapilnu^ tslftm iilkelerine bu kadar yabanci ve
ilgisiz kaldikpa, onlardan gelen dost sesler de yavag
yava^ azalacak. Ve o giin gergek yalnizligin ne de-
mek oldugunu anliyacagiz ama bunu anlamakta
90k ge9 kalmig olaoagiz. Qok ge9.
KIBRIS TEZi

Qagmuzin biiyiik tazihgisi ve taiih felsefecisi


(Toynbee), Kibns meselesine yeni bir 191k tutinu^-
tur. Ba§ka bir ingiliz yazan olsaydi ba-Wii olarak ^iip-
beyle kargilardik. Qimkii: ingilMer igin dnce iTigi«y.,
sonra «insaii» gelir. Hattft 90k defa, "ingiliz»in fayda-
sma «insan» feda edilir. Ama Toynbee, bir tavgana
benzedigi halde, bir tiUdye benzeseydi daha dogru
olacak clan bir Adacigm tabiat ^aitlanna 90k bagli
«dar a9idan, her olu^a f^da a9ismdan bakma» gele-
neginin ustiine yiikselmi^ soy dtbjiinceli n«.ri<r ingi-
lizlerdendir. Grer9ionun bu tezi, bir ger9egi aydinlat-
ti^ kadar. kendi memleketiiiin de yaranna olacak-
tir. Ama artik bu kadanzu, insanhkla kendi memle-
ketinin faydasim telif etme hareketi olarak tabi! gdr-
meli ve ho^ kar^ilamahdir.
Toynbee'nin tezinin basimmiza akseden kadany-
la, ba^hca dnemli noktalanm kendi tezimissle uyu-
9an ve teziinizden aynlan taraflanyla beliitmeyi fay<-
dah buluyoruz.
Toynbee'nin tesd ba^fhca U9 noktada toplamyor:
1- Kibns'ta Rumlarla Tdrklerin artik bir arada
80 FARKLAB

yajjiya-miyanagp goT^e^. Toynbee, bunu igoyls anlati-


yor: «Serbest teroihe saMp olduklaxi an Rumlar,
Kibns'i Yunanistan'a ilhak iQin rey kullanacaklar-
dir. Bu tamamen Yunanistan lebinde olaoakbr ve
TiirMer de bdyle bir Kibns'ta ya§amayi reddedecek-
lerdiru. Kibns meselesinin ilk giinleiinde biz bunu,
«Kibns Cmnburiyeti'nin suni oldug^, Kibns'taki
Rumlann kendilerlni Kibns Cumburiyetinden Qok
Yunanistan'in, Turklerin de kendilerini Kibns
Cumburiyetinden 50k Tiirkiye'nin vatanda^i say-
diklan» sdzleriyle belirtmi^tik. Bu, Toynbee'nin te-
ziyle birle^tigimiz noktadir.
2- Toynbee, Kibns'taki uyu^mazligi, Osmanli
imparatorlugunun parQalanmasinin bir devami
olarak gdrmektedir. Bu fikir de dogrudur. Ve bu-
nun en tabii sonucu, Osmanli imparatorlugunun
gergek ve tek varisi olan Tiirldye'nin bu payla§ma-
da en 90k sdz ve bak sa>bibi olmasidir. Yoksa, bir
dliinun biitiin borglanmn ^ocuguna, butiin alacak-
ia.nmn da dostlarma(I) kaldigi bangi bukuk kita-
bmda yazilidir?
3- Tojmbee, gdziim olarak da, Rumlann gogun-
luk oldugpi I&bns'm Yunanistan'a, Tdrklerin 90-
gunluk oldug^ ve gu anda Yunanlilarm elinde bu-
lunan Bati Trakya'mn da Tiirkiye'ye verilmesini
teklif ediyor.
Bu tezde bir nokta karanhk, bir nokta da eksik
•lrn.lTnn.lrtn/liT-

i- Karanlik nokta: Kibns'm iki milletli bir dev^


let yapilamiyacagi apagik olmakla birlikte, Kib
ns'm taksimine ne gibi bir engel 'vardir ? Sinirlan-
m Tiirk askerinin beMedigi, Tiirkiye'nin bir pargasi
FABKLAR 81

olan blr bdlgeye, higbir Rumun teoavuze cesareti


olamiyaoagi gibi, smirlarmi Yunan Devletdnin as-
kerlerinin bekliyeoegi bir bdlgeye de Tiirklerin sal-
diracagi akil k&n olmaz. O halde, bdlme tezi tama-
men realist bir tezken, meselenin merkez noktasi-
nm ba^ka tekliflere kaydinlmasi yapici olmaktan
gok yikioi olamaz mi?
2- Eksik nokta; Kibns uyu^mazhguu taiih a(i-
smdan Osmanli imparatorlugunun kenar bdlgeleri-
nin payla^ilmasinm yenilenmesi ijeklinde gdren bd-
3dik tarih^i, Kibns probleminin sranina Bati Trakya
problemini de eklemekle bdjriik bir gergege doku-
nuyor, anoak, Kibns'tan Bati Trakya'ya kadar uza-
nan Tiirk-Yunan sininnin jralniz iki uounu masa-
nin dzerine koymamn o iM uou bitigtiren adalan da
otomatikman s6z konusu etmesi gerektigine neden-
se igaret etmiyor. Uglarm stattLsdntl degigUrmek,
biitun gizginin statdsdnd degigtirmek olacaktir. O
halde, Kibns, On IM Ada ve Bati Traksra meseleleri
bir arada konugulmah ve kesin bir geMe baglanma-
lidir. Biz bunu tezimizde, «Yunanistanla biitiin Ak-
deniz statiilerimiz yeniden konugulmalidir» geklin-
de belirtmigtik. Yoksa, Kibns'i Yunanistan'a kazan-
dirmak igin Bati Trakya'sn gdstermek blr goziim yo-
lu olamaz. Biz Bati Trakya'sn Kibns kargiligmda de-
gil, Kibns'taM bdlgemizin biiyiiMiik ve kiiguklu^
kargiligmda konugabiliriz anoak. Bati Trakya'mn
dunimu Kibns'm durumu gibi degildir. Bati Trak-
ya'daM Rum nisbeti, Kibns'taM Ttirk nisbetine gore
gok diiguktiir.
Bati Trakya'da TiirMerin oturdu^ biitiin bolge-
yi kayitsiz gartsiz teslim etmeleri, Kibns'ta TiirMere
82 FARKLAR

yetecek bir bolgeyi Tiirldye'ye terk ^artim pe^in ka-


bul etmeleri ve Ege denizindeki adalann, ekono-
mik, cografi ve askeii cepheleriyle Tiirkiye'nin ta-
bii devami olan adalann iadesi suretiyle yeniden
payla^ilmasim hesaba katmalan maddeleri giinde-
miyle sadece Yunanistanla masaya oturabiliiiz, in-
giltere i3d niyetliyse bu iije kan^mamali. Ve kutsal
giinleiinde bile 90cuk ve kadin kam ddkturecek ka-
dar gdzu ddnmii^ Makarios'la kendine resmi bir si-
fat veren milletlerarasi hukuk belgesini bizzat ken-
di eliyle soxttigi ve devlet reisi oldug^ bir devletln
bayragini bizzat kendi eliyle indirdigi ipin, asla an-
leujma masasma oturmamalidir. Yoksa, eksik ve ka-
ranlik noktalan bulunmakla beraber iyi niyetin
mahsulii olduguna ^iiphe olmayan Toynbee'nin te-
zini, ingiltere, Ortadog^'da yeniden yerle^mek veya
en azindan milletler iistiinde yeni niifuzlar sagla-
mak ipin istismar edebilir. Makarios, masaya otu-
rurken, bdlmeyi bile kabul etmez de Kibns'i topye-
kOn ister. Yunanistan da, diriltmege 9ali9tigi Bi-
zans imparatorlug^ i9in yeni yeni ciiret ve cesaret
denemelerine giri^ir.
KIBRISTAN ADALARA

Kibns tezine mutlaka ili^tirilmesi gereken bir


konu da, Ege'deki adalar... ^unu iyl bilmeliyiz ki,
Kibnsla ilgili bir konferans, jralniz Kibns'takl duru-
mumuzu td^yln etmiyecektir. Hip konu^fulmasa bile,
Kibns'm yeni statiisu, Akdeniz'in yeni statiisu de-
mek olacaktir. Kibns'm kaderi, Do^ Akdeniz'in ka-
deri demektir 9iinku. Bu meselenin altmda, biitiin
bir Akdeniz, bir Ege denizi meselesi yatmaktadir...
Bu 3ruzden, Kibns i9in masaya otururken, ba^tan
ayaga ^uur kesilmemiz, Kibns'm durumundaM 9U
veya bu degigikligin Akdeniz ve onun uzantisi Ege
denizinin durumunda ne gibi ka9milmaz degijik-
likler yapacagmm ^uuruyla donanmi^ olmamiz ge-
rektlr.

Mademki, bi9 bir Yunan kldsik trajedisinin bile


kabul edemiyecegi ve tahammiil edemiyecegi kanli
sabnelerle perdeyi bizzat kendileri a9ini9tai; madem
M, kangren olmu^ bir jrexanm en nazik noktasma,
bir doktor gibi degil, profesyonel bir katil edasiyla
bi9agi bizzat kendileri saplami^lardir; madem ki
84 FARKLAR

patlamamasi i^in bin ihtimam gosteiilen bir «Qark


9iba2U» bir kere de^ilivermi^tir, i^in sonuna kadar
gitmek, meseleleri en ufak teferruatina ko-
nui^mak, Yiina.n1i1arla aranuzda ne ka-Ha-r piiiriiz var-
sa hepsini birlikte halletmek isteyiffimize ne diyebi-
lirler ve bu istekten daha tabi! ne olabilir ?
Kibns meselesinin yaniba^inda ve ona sikt siki-
ya bagli bir d&va vardu:: Ege adalan meselesi. Me^
hur ismiyle On IM Ada meselesi.
Kiigiik dl^ekli bir haritada Tiirktye'ye biti^ik gi-
bi goriinen ve esasen Bati Anadolu rdlyeflerinin ki-
yida denize batip tekrar su yuziine Qikmasmdan
ba^ka bir i;ey olmayan adalar...
6yle adalar vardu* ki, kiyinuzda, bir Mehmet^ik
biraz i;iddetlice oksiirse, evletinln camlan sarsibr.
Ya da merakli bir avcimn, Turk kqnsmdan bo^altar
cagi bir tiifek, bu adalarm gtigiinden bir ku§u yere
dii^urebilir. §u minioik Meis adasi, bize bumumuza
konan bir sinek kadar degil, daha yakm; bumumu-
zun tistiinde gikan bir siviloe, yanaginuzin tlzerin-
deki bir ben kadar bize yakmchr. Bu, meselenin ta-
biat ve oogjafya yam. Ikinoi DUnya Savai^i sonunda
Yunanlilar bir oldu-bitti yaparak bu adalan zaptet-
miglerdir. Buna haklan var miydi? Bu ara^tmlmar
digi g^bi adahlar bundan memnun muydu? Bu da
aragtmlmanu^tir.
Her §feyden dnoe, Yimanhlarm buna hakki yok-
tu. Yunanistan, ikinci Diins^ Savaijma, miittefikle-
re yardim olsun diye degil, italyan ve Alman ordu-
lan Yunanistan'i Mfgal ettigi iQin meoburen girmig-
ti. Yani savaga girmege meobur edllmig ve mecbm
olmugtu. Bunun igin, &deta muk&fat verir gibi, Ege
FARKLAR 85

adalanna Yunanistan'm el koyu^una g6z jrumul-


masi gatiptir.
Tiirkiye Ise. sava^a sranlan sira giimemlz igin Al-
manlarm yaptigi baskiya kabxamanca da^tti; her
ttirlii tehlikeyi gdze aldi. Almanlann yaninda savar
i^akatilmamiz ve bogazlan, simrlan Almanya'ya ag-
mamiz, netioeyi degi^tirmese bile, sava^i en az bir
iki yil daha uzatirdi. Bu da esasen yikim iginde olan
Avrupa'nm maddi ve manevi mahvi demek olnrdu.
Zafeii kazanan kaybedenle eijit olurdu. Blzim bu fe-
dak&rligmuza ve e^siz direni^imize kar^ilik, sava^
sonunda, esasen ttalyanlann bizden zasnif bir zama-
ninuzda kopardiklan adalan muk&fat olarak bize
vermeleri gerekirken, tarihte e§fi gdriilmemi^i bir
nankdrliik ve utanmazlikla, yanlan sira harbe gir-
medigimiz gerekgesiyleO), Rtieya bogazlan istedi
ve adalar da, kendi yurdunu mecburen miidafaa et-
mekten ba^ka bir ^ey yapmanu§ olan Yunanis
tan'm oldu gittil
Ote yandan adalilar da bundan memnim olamaz-
di. Qiinkii: bu adalarm biitun iktisadi hayati, Tiirki-
ye'nin Ege kiyilarma bagliydi. Adalar bizdeyken, Iz
mir, Ku^adasi v.b. kiyi §iehirlerimizle bu adalar ara-
smda 90k canli bir gidi^-geli^ ve ali^-veri^ vardi.
Adalilar bdtiin mahsuUerini ve emeklerini kiyi §fe-
hirlerimizde kolaylikla degerlendirebiliyorlardi. En
biiyiik kazanQ kaynaklan olan balikgilik, adalar Yu-
nanistan'a ge9tigi ve balik akimi bizim su kesimi-
mizde kaldigi i9in, 90k gu9le9nii9ti. Adalilar a9likla
bUe kar^i kanjiya kalmi^lardi, ikide bir, her tehlike
yi gdze alarak, sulanmiza balik avlamaya girmeleri
biraz da bu yiizdendir. Tiirkiyeyle ilgileri zorla ke-
86 FARKLAR

Yunanistansa uzakti. Bdylece. adalar, £i-


ilen denizin ortasmda sdnmege mahkOm oldu. Es-
ki oivil oivil kaynayan Ege yerine, §imdi gittikpe
terk edilen, vali^i ku^lann giin gun daka 90k yerle^-
meye ba^ladigi issiz adalar halini aliyor. Qdnku:
Adalilar iQin tek gare kalrrngti: G69. Adalardan Yu-
nanistan'a devamb bir gdg vardir. Diinyamn en iio-
ra ve verimsiz noktalanna bile Insanlar yerle^ir-
ken. medeniyetin bu en eski bdlgeslnde surf sim'!
bir siyasi tayin yiizunden bir kopma ve dagilma ha-
reketi ba^lanu^tur.
Adalarm dlumiiniin bizim kiyilara bile tesiri var
dir. Onlarda da nisbi bir sdnme vardir bu yiizden.
Adalardan olan bu ani, beklenmedik kopu^ dnce-
den tedbirleri alinmadigi, ahnamadigi igin, bu ada-
larla siki ilgisi olan ^ehirlerimizi iktiseuii ydnden
bir dlQii iginde hareketsizle^tirmi^tir.
Bunlar da meselenin tarihi ve iktisadi oepheletl.
Bir de i^in askeri oephesi vardir ki, o da, Anado-
lu'nun ve bati kiyilanmizm korunmasimn, tarn em-
niyet altina almmasmin, bu adalarm elLmiz altmda
bulunmasina olan bagliligidir. Ancak o zaman, Ege
Denizi tabi! bir sinir olabilir bize, bir i^e yarar.
90K

Kibns'ta olup bitenler, igimizi dyle galkaladi M,


kendimM birden bir soru^turmamn kar^inda bul-
duk; kendi kendini soixu^torma. Mill! bir anket iQin-
deylz. Tarib iQindeki yerimizl ve milletler arasinda-
ki deg^rimizd ve kendimize kar^i kendimizi ara§tir-
maga ba^ladik; i^ten, yava,§tan ve derinden. Bir eser
verme onoesindeki bir igairiii kafa ugultusudur igti-
ma! ug^tumuz. Ve en Onemlisi gimdiki kendimizi
kendilerimize bitigtiriyoruz. Yanm yiizyil siiren bir
gok iistiimiizden kalkiyor.
Bu gok, Birinci Diinya Savagi gokudur. Qoouklu-
gumuzda bize bir masal gibi anlaiarlardi. Giinler-
den bir g^n, seferberligin ilk il&n edlldigi g^dn, kor-
kung bir g^iin tutulmasi olmug; dyle M, ortahk gece
gibi kararmig ve 3nldizlar g^runmug. Kadinlar er-
ken «.ifga.Tn oldu sannug ve yemek hazir olmadigi
igin kooalanmn kizacagmdan korkmag^ baglamig-
lar. Oiinegin tutuldugundan habersiz, uziiliip duru-
yorlarmig. Fakat eve ddnen erkekler, aksine olagar
niistii bir jrumugaklik iginde3rniig, gefkat dolujnxiug.
88 FABKLAR

Gdzleri gocuMaxmdan a^nlmiyormug. sessizce gu


kelimeler ddkttlmug agizlaxindaa; uHanizn, sefer-
berliktir, askere gidiyoruiii.» Ve biitun Tiirk Milleti
askere gitmig.
Ondan soorasi bir kdbustur. Anadolu, bir kendi-
ni Allah-u Ekber Dagi'nda. giplak at sirtinda, ayagi
tizengiye yapigik, o doksan binlik bir buz heykelleri
korosu halinde bulmug (soguk eksi kirk giinegte).
Sonra Yemeii'de tepesinde yumurta kasoiadigiiu
hlasetmig bir onda. (Gdlgede arti kirk.) Qanakkar
le'de bir milletler mozayikini gdrmug kaigismda srii-
rege gakilaii bir givi gibi. «Kin sergisi, zuliim panar
yin bu» demig kendi kendine. Ondan sonrasim iyi
hatirlanvyor. YaJniz bir ara, ber taraii ka.Ti i^inde
yerden dogruldugunu, bejraz kdpiiklu ilik bir denize
kadar saranin gevreye iigugturdiigu birtakim yarar
tiMan hayal meyal hatirliyor.
Birinoi Dimjra Savagi'na girigimiz gergekten bir
giin tutulmasma raslamig mi raslamamig mi, bunu
bilmiyorum. Baslamigsa, tabiatm, bir milletin «Var
olug kavgasiuna, gdklexi kaplayan siyah bir bayrak-
la, ne biiyiik bir siyah bayraMa katihgidir bul Dogru
degil de, balk bayali Birinci Diinya Savagim bdyle
bir giin tutubnasiyla mutlaka birlegtirmek ibtiyaoi-
ni dusmiugsa. bu daba dnemli. Bu bir guurun, ne bii
yiik allegorik bir ipucul
Birinci Diinya Savagi... Evet.
Bu savag: Tiirk acilar taribinin en biiyiik bir ola-
3ndir. Sadece elli yil dnce, biiyiik bir imparatorluk
sabibi oldugumuzu sdyleseler, bu en basit gergegd
sdyleseler nerdesnse inammyacagiz. «Ama» diye iti-
raz etmege, o imparatorlugim gdriiniigte bir imparar
FARKliAR 89

torluk oldugunu, ilk vuru^ta dagilacagini falan £1-


lan... saytnaga ba^liyaca^.
Biz bu sava^m tarihlni, destamzu romamm yaz-
madik9a; Biiinci Diinjra Sava^i'nin kendimize hesar
bim vermedikge, o sava§m gergek ve derln bilanQO-
sunu jrapmadikga; o sava^ sonucundan balk, devlet
ve fikir adami olarak klmin sorumlu ve ne bakun-
dan suQlu oldugunu tesbit etmedikye, boyle bujnik
ve merhametsiz bir tarlb. otokritlgine yana^madikga
ve yol agmadikQa, giinublrllk ya^amaga, facia siirp-
rizleriyle kai^ila^maga, fikir ve aksiyonlaxm sadece
modasina muhirflm olacagiz
Birinci Diinya Sava§i, bizini igin bir «olay 90-
ku»ydu; ^iindi yeni bir «fikir ve doktrin 9oku» geli-
yor. ilk ^oktan kurtulmamn kiragilan serpilirken,
yeni bir sis kaplamak istiyor Anadolu'yu; iki ayn
koldan gelen sis, materyaJizm ve hristiyanlik,
Gegi^ noktasmdayiz. kritik noktada.
Bunu anlar, Birinci Diinya Sava§i'nm ve sonuglar
nnin gergek ^eznasini ortaya kor; o yenilginin ko-
masindan pikar, cografya, tarih ve kiiltiir ^artlanrun
bize yiikledigi misyonu fark eder ve yiiklenir, iki
yiiz yildir «hiinianizm» adi altmda antiumanistlerce
zuliim Qarmilima gerilmi§ e^fsiz bir kulturiin sdzcii-
sii ve dirilticisi bdyle bir hareketin dnciisu ve ba^i
clursak...

Bu bdyle oliirsa, yirtsin taiih^iler yazmaga ba^lar


diklan gagin tarihinin miisveddelerini...
PARADAN Once tarIhte
BEVAIiOASYON

Kendimizden dyle bir kopim kopmuijuz ki, daha


dimkii if^emiz olan Osmanli imparatorlugu reali-
tesi, bize bir Qin Imparatorlu^ kadar uzak, yaban-
01 geliyor.
Biz, Iginde bulundugumuz igln farkinda degillz,
ama aslinda, tarih agisindan bakilirsa, imparatorlu-
gumuzun gdkii^tLniin yankilan ve etkileri dyle he-
men bir iki yd iQinde sona ermeml^tir ve zaten ere-
mez. Alb yiiz yd siirmu^, kendine mahsus bir mede-
niyet kurmui; bir devlebn, bir anda, bir elekbik l&m-
basi gibi, dugmenin gevrdmesiyle sdnddg^ii san-
mak, akla, sosyoloji bulimlanna, tarihin d^^ektigi-
ne ve olayin tabiabna aykin. Siyasi belgeler dzerin-
de Osmanli imparatorlugu 1919'da sonlami^sa da,
varolugtmim merkezi Qdkmii^se de, bir yer sarsmb-
smda, sarsmb dalgalannm, gitbkge biiyiiyen daire-
ler halinde gdkiiijiin giicii, §iddeb dlgiisiinde uzak-
lara kadar yaydi^i gibi, sdnen bir yddizdan yeiyuzii-
niin bir sure daha i$ik almasi benzeri, onun da. ge-
rek enine, gerek dikine ya$amasi, bir karpuzun bi-
pakla kesilmesi gibi kesilmi; degUdir.
FARKLAR 91

Zaten bu, imparatorlugun bab^mdan bellidir.


Koca yapi, tarihin arka plftmna ge^erken; muhte-
^em bix batmu gibi sona ermi^tir: Styasl alanda
iiTtiin.Tiigin.ni debasi olan bir n. Abdulhamit gibi bir
devlet adami, GaU^ya'da, Kafkaslar'da, Qanakka-
le'de dort yd surekli WnhmmnTiiiirlnr parki olan bir
ordu, gitrde Yahjrai Kemal, nesirde Siiloyman Nazif...
Alb yiiz yd siiren orkestral senfon^e yaki^ir bir
final.
tiirin idari pl&nda bibni^, sonra siyas! pl&nda bit-
mb|f, sonra askeri pldnda bibnii;, sonra fikir plfimn-
da bibni$, en sonra da ;iir pldmnda bibni^fbr: Hii-
irfimdnrlnnnm bir QOgunun bile ijair oldu^ bir dev-
letin, en sonra giiriyle bitigi bile, baajh bagina iizerin-
de durulacak bir nokta ve onun lehine kaydedilebi-
lecek, onun medeniyet yuksekligine i^aret olarak
kuUandabilecek bir belgedir.
Gdriiniir pl&nda ve kronolojik yorumu bOyle olan
bu bibgin, gerek gevremizde, gerek ruhumuzda sar-
smbsi ve tepkileri siiregelmifbr.
iUdn, uzun bir sure, bu bitii^e asla razi olmayi^m
tersine gevrilmi^ bir mobb olarak, onu gdrmezlik-
ten gelmejd, onu inWAr etmeyi ve ona saMp gikma-
mayi denedik. Onu, gergege aykin olarak, Qoktan
bibni^ ve tiikenmig saydik. Halbuki: Osmanli Devle-
b'nin, bir kriz geQirmesine ragmen, yikdi^ sebeple-
ri, 3rapiya ait sebeplerden 90k, dig sebeplerdi, igten
Qok, digtan pargalanimgtir imparatorluk. ig sebep-
ler onu imTiiftnriirmig ve kolaylagtirmig, gergekleg-
mesine 3rardun etmigtir daha gok.
Osmanli Devleti'nin babg sebeplerini olanca so-
92 FARKLAR

gukkanhlik ve mumkiin tarafeizhMa incelememiz


ve sruren sarsmtuun kapinilmaz sonuplanncton ko-
ninmak i9in onu saglam bir degerlendirmeyle yol-
cu etmemiz, olum toreninde olsun, bir babaya gds-
teribnesi gerekli asgaii saygi ve htiznii duymamiz
gerekirken, Anadolu ve ger^ek Anadolucular miis-
tesna, ba^ta "efkfin umunuye» vasitalaniu ellerin-
de bulimduranlar olmak lizere biitun bir diplomali-
lar kadrosu olarak, onu yerdik, hor gdrdiik, yerden
yere vurduk...
Bu, tarihin en buyiik devletini yikan bir devletin
ve milletin yurtta^i clan bir taribgi (Toynbee) ise, bi-
ze gore gergege ne kadar saygilidir: O, Osmanli im-
paratorlug^'nun yikiligini. iTisanliW igin iyiye yor-
manug, Osmanli Devleti Avrupa devletleri arasmda
ahengi ve sulhu saglayan bir rol ojnaadigi, onlan ge-
nel olarak birlegtirdi^ ve genel dengeyi kurdugu
igin, diinya savaglan gikmadigmi, fakat o ortadan
kalktifflna gdre artik, sik sik diinj^ savaglan bekle-
nebilecegini iddia etmigti.
Ikinci Diinya Savagi'ndan iyioe uzaklagtigimiz
ve her geyin yerli yerine oturmasmdan dog^ son
gatirtilar ve galkantilar iginde hunn.irii^m-i'y. an-
da, yapuniza dayamkli bir temel ve ustumuze bi-
gimli bir gati gekmek igin, ige ilkin yakm gag traje-
dileiimizin ruhumuza ektigi kompleksleri sdkmek-
le bagliyalun. Gegmigi de gelecegi de anoak bu. re-
valiiasyon ^eniden degerlendirme) hareketi, sagla-
ma baglar.
Paradan dnce tarihte revaliiasyon. Qiinkii; o re-
valiiasyon da bu revaliiasyonun igindedir ve ancak
onunla stirekli olabilir...
KIN BULVARI

Bu son giinlerde. basa iilkelerde bulunon Miislu-


manlar zaman zaman olum, yagma ve papulculuga
ugruyor.

ilk hareket Kibns'ta ba^ladi. Mdsltimanlarin en


ummadigi blr gece (Qiinkil; hristis^anlEu: Noel'e ha-
zirlamyor samliyor ve bdyle bir vakitte bdyle blr kat-
li&ma giii^ecekleil beklenmiyordu) birden bir Rum
baskini oldu: Yiizlerce dlli, yanan evler, s^agma edi-
len mal, insan kaQmnaIan...Glinleroe Kibns'i bir k&-
bus basti. Butiin bunlan nigin yaptilar? Bu big du^ii-
niilmemii;, plansiz ve ansizin Qikan, farkli ve dii^-
man topluluklar sava^i miydi? Hajnr, tam planli ve
onceden hesapbydi. Daha dnceden bfitim sonuglan
dii^iinillmu^. Bam biiyiik devletler daha dnceden
haberdar edilmi^ ve koruyuculuklan saglanmi^.
istedikleri ikiydi; tedhi^ 3^pip mecbur etmek ve me-
sele milletlerarasi konu^malara gegince, eski anla^
malan ortadan kaldurarak, Kibns'taki Rum hdkimi-
yetini ilkin bir fillf durum olarak kabul ettirmek ve
arkasmdan da durumu devletlerarasi hukuk^a tas-
dikli bir hale getirmek...
94 FABKLAR

Hemen arkasmdan. Kalkiita'da, tipki Kibns'taki-


Tiin bir benzeii sahnaye kondu. Hindular gogunlu-
gu mdsldman olan bir bdlgenin halkmi gd^e mec-
bur etmek ifin, Kibris'ta oldug^ gibi adam dldiirnie-
ge, ev basmaga, gapulculuk yapmaga ba^ladilar. Bu
garpi^malarda hemen hemen hepsi mtisliiman 500
idgl dldii. 5000 ki^l tevkif edlldi. Bvler yandi. 20 bin
miisliiman, Pakistan'a gdg etti. 70 bin musliiman ev^
siz ifp-iHi gimn da belixtmemiz din ve ingnniik- bor-
cudur ki, Pakistan basmi, Kibns olayim bir dost ve
karde^ millete yaki§ir ^ekilde ele aldigi ve bizi des-
tekledigi halde, basummz, Kibns meselesi papmda
dnemli bir Kalkiita katlidmmi, sadece, bilgi ve har
ber olarak verdi. Bu haberi, bir mill? infial gapma
yiikseltemedi.
Kibns ve Kalkiita olayi o kadar birbirine benzi-
yor M, her iM faciayi da ayni ^jeytani ruh rejisdrii
sahneye koymu^ gibi bir duyguya kapihyor insan is-
ter istemez.

Bunlann yanmda U9unou bir olay, birdenbire


dikkati iizerine gekti: Zengibar'daM ihtildl. Heniiz
durum kesinle^medigi, haberler ge^itli kaynaMar-
dan geldigi igin si3^i noktadan bir degerlendirme
yapilamaz. Sultanhga ve empeiyalizme ba§kaldinsi
n.ini aiir ama, bunun mtisliimanlara bir baski sebe-
bi yapilmasi bir tiirlii anla^ilamaz, ihtil&lciler, biraz
iyi durumda oldug^ anla^ilan mtisliimanlara kanji
harekete ge9mi9lerdir. Bir gazetenin dedigine gdre,
ihtil&l idaresi, ««mtisltimanlara kan kusturmakta-
dir.» Zengibar'da bati dtujmanhgmm izahi srapilabi-
lir ama, yurtta^lan durumunda bulunan mtislti-
manlan sokaklarda tizerlerine benzin ddkerekyak-
FARKLAR 95

mak, bir muslumam kendi eliyle gocuklanni bldfir-


mege, arkasmdan intihar etmege mecbur tutmakta-
ki kin nasil bir yeti^me taziyla a9iklanabilir? Nasil
bir ruhla?

Hristiyamyla, hindusuyla, beyaziyla, zenoisiyle,


Avrupalisiyla, Asyahsiyla, AfrikahsiylEi, biitun bir is-
1dm di^i dunjra, ne tdrlii bir duyguda randevulaji-
yor, isldma kar^i? Hangi kanalda, hangi bulvarda?
VBRGI

HaUan vergiye bakii^i bir bakima bir test, bir bar


kima bir referandiunduT.

Verg^, haJka bakifta test, devlete baki^ referan-


dumdur.

Devlet ahrken halkini, halk da verirken devleti-


ni degerlendirmi^, bir hiikme baglami^tar.
Teknik ve duygu. Vergilemedeki ba§an, bu ikisi-
nin uyu^masma bagli. Halkma ^efkatle egUi bir dev
let babanin merhamet, adalet ve disiplin duygusuy-
la, kazanouu son kuru^una kadar gerekirse babasi-
mn avuouna sayan bir Qocugun fedak&rlik dnygusu-
na e^ vergi odeme i^tihasini yitirmemii; bir milletin
baghhk duygusu, ucuzlugu, kolayligpi, basitligi, ve-
rimliligi, gerpekpiligi, pratikteki adilligi yapisinda
birle^tiren bir sistemie bir araya gelmedik^e, verg^-
de ba^an siirekli, me^ru ve kdklii olamaz.
Qocug^ elinden oyuncagim, kadinin elinden
aynasini ve gantasmi, delikanlimn elinden taragini
ve yurttagm elinden psirasini almanin mutlaka bir
garesi ve bir yolu vardir. Ama ig, bunu bulabilmekte.
FARKLAR 97

Kimi halk, vergi vermenin tarn dniinde dunnak-


tadir. Bdyle bir halktaji, yabuz istemek yeter.
Kimi balk ise, vergi veren ellerini, ya bir dagm
doruguna, ya ayin arkasma. ya bir irmagin dibine
saklammtir.
Mesele bazan verebilmek meselesidir. Cezasi
dltim de olsa, halk veremiyecek olduktan sonra ve-
remez. 6deme giicd yoksa.
Bazan da mesele alabilmek meselesidir. Taiz, ad
ve gerekQe meselesi. tarzda, §u ad altmda ve
gerekgeyle alinamiyan bir vergiyi, ba^ka bir tarzda,
ba^ka bir ad altmda ve ba^ka bir gerekgeyle a-ima-V
•mi'iTnlrilTiriiir,

Maliye ilmi vergiciligin bir yanidir. dbiir yam,


haUa tamma, yani sosyoloji ve tarih bilmek ve bunu
kendi halkma en dogru gekilde nygulamak, halki
dogru ve tam yorumlamaktir.
Yalniz rasyonellik yetmez. Halk psikolojisinin ir-
rassronel unsurlarim da hesaba katmak gerekir.
Vergi alabilmek igin, halkm gozlerinin igine bak-
mahdir. Halkm yiiregine el degdirebilmelidir.
Baganh bir vergi sistemi, tarihe igreti olarak de-
gil, gergekten bitigmig olan vergi sistemidir, igtima-
Ilegen sistemdir.
KAKAKARDANADAMIN

DESTANI

Sen Id inanmayansin, gdriinenden b£u;kasma,


kulagma gafpan sesten ba§ka sese, elinde tuttugun-
dan ba^ka bir varliga inamnayansm, gaibe, oteye, £i-
zikotesine inamnayansin, dldmle veya mucizeyle
yann Gergelde kax^ileu^inca, giinei^in kar^ismdaki
kardanadama ddnecegini big dui^undiin mii?
Bu yiizden kardanadamin tek imtiyazindan, be-
yaz olmak imtiyazindan da mabrumsun. Gdvdende
bir ton is, kurum ve siyab miirekkep var. Matbaala-
rm kux^un zebii viicuduna ujlemi^.
Kdmiir kalemiyle gizilmig gdz. burun, agiz, kag
ve kulaktan bana ne? Benin ber ^eyden tince kalbin
yok gdgsiinde, beyin yok kafanda. Senin kanin yok
TCa.rn.lra.rri nn a.Tn kanin.

Sen kardanadam oldugun igin, 41 derece ategin


ne demek oldugunu bilmezsin. 41 dereoe ategte ar-
tik egya buzlanmn kinldiguu, giil kokusundan iler-
de bir koku, insan sesinden dtede bir ses, insandan
otede canb bulimdugunu nereden bileceksin?
FARKLAB 99

Sen ki gormeyensin, ama yuziine gdz namina


iligtirilTTiig iki cam pargasi vax. i^itmeyensin, kulak
adma kulak resmi var kulak yerinde. Yuriimeyen-
sin, tutamiyansm, kol ve ayak, viicuduna illjjtiiilmij;
blr de^ekdr. Madem ki Inannuyansm, gozii, kular
g^, eU ve ayagi sadece gdz, kulak, el ve ayak sanan-
sm. onlan uulvf blr l§»ln i^letmesi iglnde dii^unemi-
yorsun, gdziin gdrse de. kulagm l^itse de, el ve ayak-
larm tutsa da, sen kdr, sagu: ve me£ld9sun,
Qunkii sen, inanmamanin, inkdrm ve reddin hay-
keli, kara blr kardanadamsm.
Yalniz bir ^eyi iyi biliisin. Giinej; gikar gikmaz
eriyecegini. Bunun igin, gikmasm diye, g ^
24 saat, gdkyuziinu siyah sulu boyayla bo3rar durur-
sun, habire bulut yaparsm. Bulut yapmakta big Mm-
se senden usta, big bir mekdn senden verimli degil-
dir. Gerekirse kendi vticudundan bir parga eritir,
bulut yaparsm.
Hangi menbus, babis kigtir ki, sana insanbk tar-
lasma dikilme gansmi verdi?
Bigimini, batil inanglar gagmdan artakabp go-
cuklax arasina surgiin bir puta tapicilik egilimine,
gdgdeni bir Wa.T«.in^ fel&ketine ve yagamam g^eg-
sizlige borglusun.
Ama log gelecek, babar gelecek. O zaman, insa-
nin kendisi digarda gezemedigi igin, tabiata inat,
benzerini birakma iggiidiisuyle yaptigi kardanadar
ma luzum kalnuyacak.
Ve gocuk bu3ruyecek. Kardanadami unutacak.
Ve giineg gikacak bir giin nasil olsa, igte o g^un,
sen Karakardanadam, e...ri...ye...cek...sin.
TARASAI<AB BIB KEZ DAHA

UQTU

Hristiyan misyonerleiinin galigmalan arbk b^-


tiin gazeteleri kaplama^ ba^ladi. Gtin gegmfyor Id,
gazeteler, mi^onerlerin hristiyan propagandasi ya-
parken «yakalandiklanm» yazmi^ olmasin. Diinldi
gazetelerde de, Erzunim'da, Ag^i'da, Babkesir'de,
Izmir'de misyonerlerin beyanname dagittiMan ha-
beri vardi.

Bu ne demektir? Bu ne in^aattir? Bu ne hanl bar


nl Qaligmadir?
Hristiyanliktan sonra gelerek onun yanh; ve ba-
til oldugunu apaQik ortaya kojmm^, getirdigi gerge-
ge Hristijranhgin verecek hi^ bir cevabi bulunma-
yan ve yaptigi kritigin kar^ismda susan, sadeoe te-
ferruatma, o da bin bir hileli mantik oyunlanyla iti-
raz ettiMeti isl&m'in memleketinde kol kol yayibp
hristiyanlik propagandasi yapmalan ne demek?
Agikga sdyleyemezler. Ama bn, a^iktan daha
agik degil midir ki, Hristiyanhgi yaymak, Isl&nu 3nk-
mak demektir.

dnoe samimi degiller, size asla ger^ek maksatla-


fahklar 101

nni sOylemezler. tncil demezler, ipine bir Syet meali


de kan^tirarak kutsal sdzler derler. Bir film reMdnu-
nin arkasina saklamrlar.

Isldm'm aydmlatici dnculerinin kol kol Avru-


pa'ya yayilmasi, oraya ger^ek i§ik, gerpek kutsal
sdz, ek koku, gergek renk gdtumieleri gerekir-
ken bu yalancilik, hilekftrlik, rlyakdrlik yarasalan-
mn, bu ngece» ve <<karanlik» satan bukalemunlann
nur yuzld isldm ve Anadolu topraklan dstiinde
ugii^lan ne oluyor?
Hep misyonerlerin faaliyet haberleii veiildikten
sonra «yakalaiidiklan» haberlerl veriUr. Ama.slz, big
^imdlye kadar bir mlsyonerin hapse glrdigini, mah-
kdm oldugunu ya da yurt di^ma Qikanldigim dtiydu-
nuz, okudunuz mu? Ben duymadim ve okumadim.
O halde bunlann •yakalandigpou" yazmak. ancak
mlsyonerin i^ine yaxax, onu hakki olmaj^in bir
«mazluniluk» oiibbesine bdrdr.
Yapilacak i^i, sadece bir misyoner bareketini pro-
testo ve berkese duyurmak, yani reaksiyon degUdir.
O zaman, bir propagandayi dnlemek isterken, o pro-
pagandanm propagandacisi obnak durumuna du§e-
bilir insan. Onun igin, kai::;isma kendi fiinHmiirf ve
inancimizi koyblun. Her miisluman, gelen bristiya-
nm kanjisma gikmab ve ona Mdslumanbgi anlat-
mabdir. Onlar bizi bilstiyan yapmak isterken, biz
de, ba^ta memleketimizdeki bristiyanlar ve misyo-
nerler obnak lizere, batajn musliimanla^tmnak igin
aydmlatici dnciileriinizi yeti^tirmege var giicfimuz-
le oabgalim.
MUHTE^EM K6PEE

Valdiy'nin, §iir tarihinde, ba§libaj;ina bir abide


olan hiikiimdar bir misraa vardir. TiirkQeye ^oyle
Qevrildi:
Muhte^iem kdpek, arbk putperestUgi defet.
Valdi^ye gore, putperest, muhte^em kdpektir.
Muhte^emdlr, ^tinkii insandir. Kdpektir Qiinku put
perest.
Maeterlinck'in bir hikSyesi vardir; «Biliimiiyen
bir tann» adli. Bir hik&yede Maeterlinck, kdpekle
insan arasindaJd bagi i^ler, ara^tinr. Kdpegin psi-
kolojisini Qizer. Kdpege verdigi yorum, kdpek dav-
ram^lanna uyar da. Akla yatkm bir jraki^ftirmadir
bu. Kafka'mn, «Bir Akademiye Rapor» hikdyesinde,
iTiaan olan maymunun agiklamasma e§, kopek, Ma
eterlinck'in sandigi ve Qizdigi gibi du^iinmese de,
dyle dii^iiniir gibi durur.
Maeterlinck'in kdpegine gdre, insan bir tanndir.
Onun dniinde kujrrugunu sallayip ayaManna sii-
riinmesi bir nevi tapinmadir; bununla hayranligi di-
le getirir kdpek. Kdpegin sadakati, dindarligidir.
Kdpegin sabaha kadar bek^ilik yapmasi bundan.
FARKLAR 103

Ev, kdpegin tapinagidir. Onun iQin kimseyi yakla^


tinnaz oraya.
Bu, kdpegin Insam tann olarak kabul ettigi du-
Qiincesi, vehmi, bir tanntanunaz olan Maeterllnck'in
bir nevl «laik tapinma» kurma denemesi olsa gerek.
insamn, ylne kendi oinslnden birini, 3ranibir ba$-
ka insam tannlagtmnasi yani puta tapicilik, insam
Maeterlinok'in kopegine gevirmiyor mu? Master-
linok'in kope^ diyorum; Qunkd kdpek bile, qo-
ban kdpegi, av kopegi veya siis kdpegi bile putatapi-
oi deg^dir. Kdpegin biitiin davram^ dikkatini insar
mn uzerinde toplamasi, ona Yaraticimn en btijruk
eseri gibi bakmasmdan, bu eserde eser sahibini bul-
masmdandir. insan, onun ipin, gergek g^elUge,
mutlak iistiinluge, ebedl ba§anya agilan bir pence-
redir. Maeterlinck, sadeoe onun pencere ydniine
baktigmi gdriiyor. O, pencereden, pencerenin dtesi-
ne baktigi halde, pencereye pencere iQin baktigim,
baki^mm pencereye kadar oldug^u ve pencerede
idrakinin sona erdigini samyor. Eh, bir Avrupah ate-
istin mistisizmi olsa olsa buraya, bu noktaya ula^ar
bilir. Yoksa kdpek, ku^ veya timsah, butiin hayvan-
lar Yaxaticiyi bilirler. Kur'an, bu yiizdendlr M, inan-
miyan insam, hayvandan gdriir. Evet, inanan,
melekten ustiin. inanmayan, hayvandan a^agi...
Biitiin mesele, ger^ekte kdpek alti olan, fakat o
buyiik abstreci nezaketiyle §airin umuhtei^em kd
pek" dedigi inannuyan insam, muhte^em insan,
mii'min yapabilmek...
Dt^^MAN gigEK TOLliAMAZ

Kibns'ta iM camiyi bombaladi rumlar. Yani Kib-


ns'i fetib. sembolum'iizu bombaladilar. Bizse Fener
kapisma ^igek koyduk.
^9ek demek ban^ demektir. Ama kendi kutsal
giinunde 90cuk ve dlduren, bizim mubarek
giindmdzde de camimize bomba ataa E.O.KA. gi-
gekten ne anlar, bangi ne bilir?
Qigek uzatmak, kargidakini iyi niyetli. dost ka-
btil etmektir. imparatorlugumuzun saisilmaga bag-
ladigi giinden bug^e kadar, Balkanlar, Yunanistan
ve Adalarda bizi ilgilendiren ve tizen neler olmugsa
hepsinin arka plam, ana motifi bir kurulugtan, igik
yeiine Trttrn-Tiiiir dagitan bir fenerden bdyle bir uiyi
duygu» beklemek, kan sobaya koyup ismmaga gar
ligmak gibi bir gey...
Fener ki. hdl&, «Kibns'ta ne olmug M, konuga-
yim» diyecek kadar cesaretlidir; "Makarios bir siyar
set adanudur, biz onun igine kangmayiz. Sonra siya-
set iglerine kangnug oluruz» der ve bizi aldattagim
sanir. istanbul'u aldik alah Fener'tn bir dakikasi bi
le siyasetsiz gegmemigtir. Sanki bunu ktmse bilmi-
FARKLAR 105

yoimuij gibi «biz Hin adanuyiz, siyasetle ugra^mar


3riz» der ve buna hepimizm inandigim samr. Halbu-
ki bu iddiaya, balinalar, Mpopotamlar, kang^urular
ve bile giiler. Fener'in bul3ralanni bllme-
yen yoktur: Papayla ne konuguldugunu ve Ameri-
ka'ya nipin bugunlerde u9ulacagmi. Makarios, kili-
seden iigiwirii kesseydi, ciibbesinl sirtindan pikanr-
di. Diinya &Iem billyor M, Makarios hftl& bir papaz-
dir ve Fener'in emrindedir. Kaldi ki, papazliktan ay-
nirrng olsa bile, bir Ortodoks olarak. sebep oldugu
katliamdan dolayi Fenerce aforoz edilebilirdi. Ve bu
aforoz o kadar tesir eder ki... Ama Fener bunu yap-
maz, 3rapinak istemez ve yapamaz. Fener tarihi, Fe
ner'in ip niyeti, gizli gelene^ buna engeldir.
Bunlan pipek uyarmaz, bunlar pipekten anlamaz.
Ama E.O.KA.'nm davrampma ayniyle karpilik ver-
mek de bize yakipmaz, bizim din ve diinya gdriipii-
miize, insana ve medeniyetlere bakigimiza uymaz.
3^pacaginiiz tek pey Fener kapisini pipek-
lemek degil, milyonda bir gerpeklepmek ihtimalinl
dnlemek ipin on Kibns'i feda edecekleri bir pipekle-
me hareketine giripmektir; Fatih, Sultanahmet, Ye-
ninn.Tni ve Sule3finaniye'nin nurdan bir pehir halin-
de mahya mahya ipiMara boguldug^, bu kutlu Ra-
m^.'zg.n geoelerinde, onlann yanibapida, en kaTanlik
bir geoenin ira.rn.Tiii^Tia gdmulmiip. Fethin sembolu
ve Fatihin vasiyeti Ayasofya'mn minarelerini pipek-
lemek, giillerle donatmak, perefelerini nura kavup-
turmak ipine...
Biz, pipek koyduk Fener'e. Tabil M, pok giizel
davramp, iuHanf ve biiyuk bir davranip. Ama «dilp-
man pipek yollamaz.»
6Lt} DEGiL ULU

Diin Kfizun Karabekir'in dlum yilddniimtlydtl.


Sessiz bir dliim yilddniimu. Qok sesli olon dlum
snlddniiinleri gibi degil. Bir dliim yilddniiiuu ki,
anfinlar samimidir, anim3ranlar' samiini. Herkes bu
turlii oltim yilddnumlerlnde ger^ek duyg^usunu or-
tajya kor. Karabekir mutlu olulerden, kiinsenin an-
maga meobur olmadigi, aninoa da 3mrekteii a.nriigi
oliilerden, jwii dlmeyenlerden.
Ne mutlu ona M, biirokratlk ^ekilde. bir formali-
te olarak anilan bir profesor, bllmem ne oemiyetl
ba^kam, herkesin nerdeyse admi bile unuttugu es-
ki bir bakan veya emeldi bir general degildir; sene-
de bir kere sahneye ^ikanlan resmi oliilerden degil
dir. Milletin ta igten, sessiz ve gdsteri§siz, liatt&
dliim g^iinlerinde bile degil de, psikolojik (agni^i-
mm gerektirdigi her an andigi ululardan...
imparatorlugun gdkii^ii ve Anadolu istikl&lini
kurtarmak sava^ma bojlani^i a-niTtHn. O'nun tutumu,
sonuca tesir eden faktdrlerin ba^hcasi olmu^tur.
Qunkii:
1- Dog^da ermenileri yenerek Do^ Anadolu'yu
kurtarmi^, bdylece biitiin Anadolu'yu kurtarmak
FARKLAR 107

igin yapilaoalE hareketin dayanacagi bir insan ve


cografya plam kurtanlzmi^. Tiirkiye i?te bu konuda
dogmu^. Ve zafer, Birinci Cihaji Sava^i
yenilgislnln melankolisinden sQnrmi^i halki, istik-
l&l Sava^i'nm psikolojik temeli bu «Dog^ Zaferi»dir.
2- Tiirkiye'mn o giinkii en dlsiplinli, en giigld ve
en organize ordusunun ba§i clan Karabekir, Birinci
niinya. Savai^ biter bitmez, yeni Tiirkiye'nin kurucu
ve destekleyicilerinden olmasaydi, istiklal Savar
y'mn TrnjinniiTTnijai ve yeiii Devletin kurulmasi 90k
gU5 olacakti. Yeni Devlet kurulurken, her yandaki
askeri te^kil&ttan faydalanildigi ve haberle^melerde
bile askeri vasita ve ^ifrelerin kuUanildigi bir ger-
gektir. Anadolu'daki esW devletin her birligine bu
genel giiveni veren, Dogunun Ordu Kumandani Ka
rabekir'in ordusuyla birlikte, milli mucadelecilerin
yamnda olmasiydi.
3- Yeni Devlet kurulduktan sonra, yeni bigimini
ahrken, en giiglii kritigi miicadelesiyle srapanlann
bagmda yine Karabekir gelir. Devletin daha 90k hal-
ka ve geleneklerimize dayanmasi igin yaptigi miica-
deleler, onu bir omur boyu tehlikeler igine atmigtar.
Karabekir gibi, dine bagh, cesur, yigit, kahrar
man, diinya mevkilerini yurt faydasi igin elinin ter-
siyle itmi§, halk ve memleket igin dliimii umursama-
nug, korkusuz millet ogullanni, rnmi bir dmek ola-
rak gocuklanmiza dgretmemiz ve tanitmamiz gerek-
tir, garttir; onlara ideoloiisn dgrettikten sonra.
igKi

Toplumumuzda igki, farkli katlarda, farkii bi9iin


ve farkli Inam^Iarla yerle^mi^tir.
Kdylfide, kasabalida, ^ehirlide, okumami^larda,
yxiksek tahsilli olan ve olmayanlarda, fakir ve zen-
ginde ve bir de adina «sosyete» denen, topliundan
tamamen kopmu^, onun her turlii degerine yaban-
ci, kendi ya^aja^imizi begenmiyen, sevmeyen ve
ku9uk gdren, batinin ger9ek yaijayi^ ve kdlturiiyle
de ilgisiz, gulun9 bir primitifikle batiya dzenen ve
bu ugurda milyonlar akitan birtakun aileler toplu-
lugunda i9ki ayn sebepler, ayn dozlar, ayn yorum-
larla yerle^ml^tlr.
Kdyliimuz genel olarak l9ki i9mez. Bazi bdlge
koylerinde i9ki, yalniz diigiinlerde i9ilir. Kasabalar-
da i9kl i9eiiler vardir. Her kasabamn bir ka^ aJkoli-
gi vardir ki, kasabalar sik sik onlann skandallany-
la 9alkaln.nir. C^ocuklar ve alkoUk haline gelmig
olanlan mdstesna, jra^lilar genel olarak i9ki i9mez-
ler kasabalarda. Yalniz diigdnlerde ve TO.mn.Ti zar
man jrapilan pazar toplantilannda kasaba gen9leri
i9ki i9erler. Bu i9ki «&lemleri» kelimenin tam manar
siyla rezalettir. Di^tan bakihnca yavai^ yava^ insan-
FABKLAR 109

dan hayvana dogru bir inig, bir metamorfoz goriilur.


tonesco'nun piyesinde insan nasil gergedanlagiyor-
sa, bu kasaba delikanlilan da igki «dlemi»nin ortasi-
na dogru gergedanlagnm^ baglar. Ortasini biraz
gegince her biri tarn anlamiyla bdgiiren bir gorge-
dandir. §ehirde bu gengler sinifi hem genigligine,
hem derinligdne uzar ve artar, gocug^ dogju iner ig-
ki igmek ve ihtiyara dogru ilerler. <(Sosyete» sun'flik
ve dzenti vitrininde Ise goouk, geng, yagh, kadm, er-
kek hep igki iger.
Yurdumuzda igki igmenin bir de cografyasi vai>
dir; do^dan batiya igki igmek artar.
Anadolu'da igilen igki genel olarak raki ve garap-
tir. Biiyuk gehirlere dogru bunlarm gegitleri artar,
kokteyl ddnemi baglar.
Okumamig olanlarm biiyiik bir kismi igki igmez;
igenler genel olarak geng yaglarmda igerler. Bunla
rm igki igigi tam bir vahgettdr. Alkolik olanlan da,
gurda burda sizar kahr. Kasabalarda ailenin bir for-
di, her gece bdylelerinl eve getirmekle odevlidir. Bii
yiik gehirlerde ise agzmda bir ispirto veya elinde bir
konyak gigesi bir harabenin dniinde uzananlan sik
sik gdrmek miimkundiir.
Okuyanlarda ise, eskiden Anadolu'da, ayyaghk
Use, hatt& ortaokuldan baglardi. §imdi, modemUge
dzenen ailelerin, Anadolu'nim moral kaynaManyla
ilgisini kesmig ailelerin kiigiik yagtan ve biradan
baglamak iizere gocuManm igkiye aligtirmalan bir
yana, genel olarak Use gagmda gocuklar igkici de-
IdUerdir. Anadolu'dan gelmig iiniversiteUler genel
olarak igkiye yiiksek tahsil ddneminde ahgirlar.
110 FARKLAR

Sonra da devam ettirirler. Bir de, bir memur sinifi


i9ki igmesi vardir M, bu, her ak^am igki sofrasma
oturup ilkin g0n9lik hfttiralanndan a9mak, arkar
smdan mustehcen hkralar anlatma yan^ma giri^-
mek, daha sonra i^i tarn, bir hezeyana ddkmek, kar-
gibkli ve hi9 bill dburiinu dinlemekslzin sa9mala-
mak sanatidir,

KdylMe, dugiinde i9tigi i9ki bir dii^iince ve 19


hesapla^ma konusu olmaz. O bunu yapar ve dii^iin-
mez. Kasabalida ise genel olarak bir su9luluk duy-
gusu vardir. Buna ragmen i9er. Sik sik terk eder, yi-
ne i9er. Alkolik oldu mu, artik, iradesi dudaklann-
da biter. Tdvbesi ve pigmanligi dudaklannda biter.
Ge9mi9le tarn ilgisini kesnrL? «yeni tip ailelerde» ve
sosyetede ise, i9ki su gibi i9ilir. Ne su9luluk, ne gii-
nah duygusu, iistelik i9meyenleri kii9iiniseme, i9-
meyenlere fa^ma, hattd daha garibi ve en garibi bir
«acuna» duygulan vardirl
i9ki ve kumar, toplumun en ufak yivlerine kadar
ge9mi9 milU bir dfet hfilini almi^tir
Btrrt^N KALEMLERiN
DONECEGI YdN

Osmanli Devleti par^alandigi zaman ortaya gik-


masi gerekli, §art ve mukakkak olan Anadolu Turk
Devletinin bile ya^amasim Avrupalilar o kadar iste-
memi^lerdi ki. her biri bir kd§|esinden
bu miibarek topraga. ingiltere, Fransa, italya v.s.
Hatta Yimanlilan Anadolu'ya jriiriiten cesareti ingi-
lizler veriyordu, ingiltere'nin piani, Tiirkiye'yi Yu-
Tin.Tiiiiii.-r ehyle elde etmekti. Ama, 90k giiglil bir dire-
ni9 gdriince; Birinci Diinya Sava^i'ndan da 90k bi^
kin 9ikmm oldnklanndan ve Yeni Tiirkiye de batili
bir paralele girdiginden, imparatorlugun Anadolu
di^mdaki topiaklanyla yetindiler.
Tarn gu9lendlkleri ve Ortadogu'ya yeniden egil-
mek ve onun Birinci Diinya Sava^i sonucunda ku-
rulan statiisdnu bozmak imkftnini bulduMan sira-
da. Avrupa'nm tarn ortasinda biiyiik bir tehlike pat-
lak verdi: Nazi Almanyasi ve Hitler Hegemonyasi.
Hitlerin 911091. dolayh olarak, Avrupa'nm Ortado
gu'ya 9dkii9unu geciktinnigtir. Bu bakimdan, ikin-
cl Diinya Savafi ddnemi, ^uuruna vanlabilseydi. Or-
112 FARKLAH

tadogu'nun gergek kurtiilu§ ve kalkmma yillan d6-


nemi olabilirdi.

Bu ydzdendir Id, iki Dunya Sava^i arasmdaM dd-


nemde, kendl igimize kapanabUme ve daha kolay-
liMa diinya haritasmda yer tutma imirAm elde ede-
bilzni^izdir.
Sava^ bitince, bizim igin bdytik tehlike ba§flami§-
ti. O da, ikinci Diinya Sava^i'nin ba^lioa zafer ka-
zanmig iki devletinden biii olan Ruaya ve onun res-
mi doktrini olan komiinizm tehlikesiydi. Bu kiitik
donemde, gerek Tiirk haJkmda bulunan tarihi Rus
nefreti, gerek gelenege baglihk duygulan, gerek
memlekette Qok partili hayatm ba,alainasiyla dog^
Amerikan jrakinligi ve arkasmdan Avrupa'nm ilk
canlanig hareketi olan Nato'ya katih;, bu tehlikeli
durumu sel&metle atlatmamm sagladi.
^imdi yepyeni dia aaxtlar dog^or. QittikQe azal-
maya mahkiim oldu|^ ve bence en tehlikeli nokta-
SI atlatildigi halde, Sol Baski siirerken Avrupa'nm
dogu^fu, btitiin obiir Ortadogu devletleri gibi, bizi de
yepyeni problemler kai^ismda birakaoaktir. Ashn-
da biitiin kalemlerin ddnecegi yon, bu ydn ohnah-
dir. Bizzat Avrupa'zun iginden, Hitlerin hareketi gi
bi Avrupa'yi yeniden kendi iQinde ugra^turan bir
mesele ortada ve ufukta gdziikmedigdne gore, dogsr
cak birle^ik ve biiyiik Avrupa'nm, Ortadogu iinitele-
rini i^inde eritmege dogju g^decegi g^ gibi agiktm.
Bugiin Avrupa Birligi fikrinlTi dncusii Fransa'nm,
Kunl Qin'i tanunasi, Komiinizmin liderligini Rus-
ya'dan Qin'e kaydirarak Rusya'yi btiriindiigu mit si-
sinden siyirmak ve onu Avrupa Birligd'ni dnlesdoi
bir tehlike ohnaktan Qikarmaktadir. Bir kere de Av-
FARKLAH 113

rupa Birligi saglanirsa, Ortado^'daM bdtun nehir


kiyilannda, Diole, Firat, Nil, Kizilmnakyamnda mil
let kaderlerinin sommlxilugunu jriiklenenlerin son
derece giiQlii, ^mirlu, birbirine bagli olmalan veya
olmamalan Ortadog;u devletlerl i9in var olmak veya
olmamak meselesi olacaktir.
Sicak memleketlerde yeni bir mevsimin geldigi-
ni haber veren yarasalar gibi ugu^maga ba^layan
misyonerler, milli varhgi tehlikeye koyan bu yeni
ddnemin ilk haberoileri, ilk i^aretleridir.
YENi DONEM

isl&m iilkeleri "Bati romantizmi d6nemi»nden


Qikmak uzere, yeni bir ddneme. «Bati kritigi ddne-
ini»ne girmek uzeredir.
Batinm teknik alandaM iistunliigpii son bir ka9
yii^yil ipinde gittikge artan bir batililik romantizmi-
nin dogmasma sebep olmujjtu isl&m iilkelerinde.
Bu iilkelerde yeti^en bir aydinlar kadrosu ipin Bati,
ideal iiikeydi. Orada kdtu, girkin, yanh^ yoktu. Her
§ey iyi> guzel ve dogruydu. Batiyi iginden tanima-
yan, dig yiizuyle gdren bu kadro, bati gehirlerinin,
parklarinin, yollannin ve yd vasitalannm gdriinii-
gune bakip gu genel hiikmu gikanycrlardi sanM:
Miimkiin dunjralann en iyisi Batida! Batida her gey
mukenunel, her gey mutlak gergek ve gegerli. Bati-
h ise ustun insandir. Batiya en ufak bir giipheyle
bakmak, Batida kiigiicuk bir bozuk ve nokta
aramak, bu kadronun gdziinde. en biiyiik fikir, este-
tik, ahl&k suguydu; hatt& onlann go2sunde geiilikti,
yurdun faydasini istememekti. DugtLnmek, zek&
kullanmak yoktu bir konuda: Avrupa'da bu bdyle-
dir. oBatida gdyle yaparlar» dendi mi akan sular du-
rur ve zavaUi Bati magduru, ifar^iainHalrini kesin
olarak yenmig ve biiyiik bir zafer sayardi
FARKLAR 115

kendini. Bu bati dvgiisu ve kendl degerlexlni yerme


edebiyab bu iilkelerde, kdtflphaneler dolduracsik
kadar geni^tir.
Son yiizyil ipinde, isl&m tUkelerine bi9im veren
aksiyoncular, birer Bati ideali romantikleriydi.
Kendl ulkelerini birer kilQlik Bati memleketi 3rap-
mak hayali gdzlerinin dniinde tutiiyordu. Dftvalan-
nm dyle romantigi idiler M, aksinin dogru olabile-
cegini. fUdrlerinin kritik edilebUecegini ve bu dlgii-
suz. sinirsiz, kayitsiz ;artsiz Baticihgin bazi dnlene-
mez zararlara yol agacagini du^unemiyorlar ve bu
ydndeki geli^meleri. bir kdtii niyet ve "geriye dd-
nli§», «yenllige du^manlik" olarak gdriiyor, il&n edi-
yor ve bu tiirlii davrani^lan silmekte 90k radikal
davraniyorlardi.
Ger9ekteyse, kendl zihlnlerindekl hayallerinde-
ki Batiyla ger9ek Bati aynl ^ey degildl. Bizzat Batida
otokritlgin en ^Iddetlisl hlikiim suruyordu. Fikir
adamlan, ^airier, filozoflar, devlet adamlan, hep
miifrlt madde ve teknik geli^melerinden dogmu^ bu
buhrani Inceleme, tesblt etme, 9dzuni yollan ve sis-
teznler arama i^l l9lndeydl. Iki kere, bu yiizden Bati
ikiye bdliindii. Bir ruh hastasmin l9lnde ve kafasin-
da oldug^ glbl. Batinm l9lnde bir kutupla§ma oldu
ve IM kutup arasinda ^im^ekler 9akti.
Shndl islflm ulkelerinde, Batiya ddnu^ devrimle-
rinl ilkin yapmi^ olanlarda 90k belirgin, yenl yap-
0019 olanlarda silik ve sdniik olmak dzere. «ronian-
tlk» ddnemden iiseptikn ddneme, «krltlk ddneml»ne
bir ge9i9 bai^lami^tir. Bu ge9i9in ba^lica sebeplerlnl
9dyle toplayabillriz:
116 FARKLAR

1- Batidaki buhran, dlinya savafflanna varan zit-


liklar, islfim lilkelerindeki kurucu kadronun Bati
romantizminden siynlmaya baglamalannda dnemli
bir rol oynami^tir, ideal ve ustun lnsanlann(0 dun-
ya tarihlnde e^i goriilmemi? blr ^ekilde birblrlerini
yoketmege, tdketmege gahgmalan, bu Dogu kandit-
lerini hay&l sukutuna ugratmu^tir bir parga ve daha
Qok ^uuraltmdan.
2- Batinin IM du^iince, hayat tarzi, dunsra gorii-
9ii ve siyaset kampina bdliiiunesi, isl&m iilkelerin-
deki bu Bati quasientellektiiel, domientellektuel ve
paraentellektuellerini (aydm benzeri, yan aydin ve
aydumntraklan) da derhal altematiflerden birini
seQmege zorladi. Ba^ka bir Qare yokmuij, ba^ka bir
Bistem bulunamazmi^ gibi Dog^ ve Bab denen ve
aslinda Batimn Batisi ve Batimn Dogusu olan, iki
bloktan birini tutmag^ meobur saydilar kendilerini.
Bundan da eksik, §artb ve pe^in hiikiimlerle dolu
da olsa, bir kritik havasi dogdu.
3- Batiya benzeme gali^malan sonuou olarak bu
iilkelerde bpki Batili g^bi dii^unmege yaMa^tiklan,
artik i3rlce Batili olmaya ba§|ladiklan iQin, Bati dii-
^fiincesi metotlanndan gok Batib psikolojik ^artlar
nn dog^dugu bir nevi otokritik olarak Bab kribgi-
nin duyg^ planini ya^iyan genglik gruplan kritikle-
rini ekzistansiyalist gizg^lerle belirtiyorlar, sikmb-
dan, sikildiklanndan bahsediyorlar,
4- Bu filkelerin gergek aydinlannin Batis^ daha
tarafsiz ve gergek bakiglar atmalan sonucunda do-
gan guphe ve kritik bakigi da yeni ddnemin baglayi-
gmda en dnemli paym sahibidir. Bu, isl&min gahsi-
yetini ve dlme^gini, giiglii direnigini ispat eder.
ASTA StlTUNU

Bir insan saatlerce £Qmi ydnde baksa yorulur, du


rum degiijtirir. Bu sefer, biraz da ba^ka dogrultuda
bakar.

Milletler de bdyledir.
iki yiiz yildir hep Avrupa'ya bakiyoruz, Asya'ya
sirtumzi gevirmi^iz. Artik Abya'ya donilp bakmamn
siiasi geldi.
20. yii^il biraz da i«Asya ve Afrika Akslyonu»
yii^yilidir. Sdmurgecilerle bu kitalax arasmda kor-
kun9 bir parpmma, kultiir, iktisat garpujmasi, aske-
rl garpi^ma siirup gidiyor. istikldlini kazanan ayni
milletler, biiyuyen ve devle^en devletler, kurulan
birlikler, kurulan yeni devletler, ihtil&ller, inkil&p-
lar... Kisacasi bu kitalarda tam bir toz duman ^anti-
yesi hali var. En doguda «San Telilike», Batiyi titre-
tiyor. Giineyde «Siyah Eneiji» Avrupa'yi korkutu-
yor. Avrupa dyle korkuyor ki, bazi dii^finiirleri,
••Her medeniyetin sonu vardir. Beyaz medeniyet so-
na erdi; sura siyah medeniyette» diyorlar.
Bu biiyiik degi^im olup biter, EsM Asya'nm ye-
rine yeni Asya, Eski Afrika'nm yerine yeni Afrika
118 FARKLAR

gelirken, biz dttrmamaoasina, goz bile kirpmaksi-


zm, bo3nina, bikmadan ve usamnadan Avrupa'ya
bakiyoruz.
Asya ormanlanndaki gtik guriiltiileiine kulakla-
nmizi tikiyoruz.
Biz, biiyuk bir ^ebirde blr apartman katma yep-
le^ip altmda ve iistunde, sagmda ve solunda kLmle-
rin otuxdugundan habersiz, tubaf bir Mraci duru-
mundayiz.
Koca dtlnyada bir bakima tek ba^unizayiz.
Asyali oldugumuzu kendimize bile itiraf etmek-
ten gekiniyoruz.
Bir trenden yanli^ bir istasyona iTtmig gibi veya
bir tren kaQirmif gibiyiz.
Bir tabloda insanlar nasil hep bir jrana bakarsa,
onlann ba§mi bir ba§ka ydne gevirmek miimkun
degilse tipki oyle, irimiTni!?! hep kuzeye, kimiinlz ba-
tiya bakiyoruz. Ya doguya. ya giineye ne olinu§?
Geli^en Asya'ya ve olu^an Aftika'ya bakip onlar-
da kendi meselelerimizi diQinuzda gorebilmek im-
kAniTn elde edebiliriz. Bu geli^me ve bu olu^a ken
di geleceginiizi de du^iinebiliriz. Asya ve Afrika bi-
zim igin yeni bir <<uniut alam»dir.
Asya ve Afrika'da dogan yeni medeniyete, eski
medeniyetlerin ocagi clan Anadolu bir siitun ekle-
meli, bir penoere a^mah, bir kubbe ve bir minare ar-
magan etmelidir. Ki Asya Binasi o siituna dayansin,
ki Asy& goklerle ilgisini o kubbe yoluyla kursun, ki
o zninareden biitun insanlik «Hakikat»a gagnlsin.
ASIiAN St)TO

«Aslanin viicudu, yedigi hayvanlardan mdrek-


keptir». Valdry'nin, i;airin, kendinden once gelen
irlerle ilgisini anlatan bir sozii. Fakat bu sdz, ^iir di-
alonlaxda da gsQerli. Hale devletler arasmdaM tek
prensip bu, fiilen.
Aslanin viicudu bdyle. Ama ruhu? i^e o, tam
kendine mahsustur.
Asian, her §eyden dnce kendlni ormanlann ba^fi
olarak bilir. Buna inanir ve bunda samimidir. De-
mek kl, aslan olmanm birinci ^arti, aslan olduguna
inanmaktir. Her aslan oldug^a inanan aslan degil-
dir, ama, her aslan, aslan olduguna inanir.
Asian, aslan oldugunu bihnekle kalmagi, bunu
bildirir de. Ormanda aslanm aslan oldugunu bilme-
yen tek hayvan yoktur. dbiir hayvanlar igin aslamn
gdderiyle bile kargilagmak tehlikelidir. Onu kiikre-
yiginden tanirlar, ta uzaklardan bile. Odriiniigiinde-
ki hagmet, bakigmdaki giddet, bir yerden gegerken,
yer gdkerten iQ^aklanyla gikarttigi giiglii ses, bir
hayvanm iizerine atihp onu pargalayigmdaki kesin-
120 FABKLAR

lik, aslanm aslonligim apagik kilan, Siileyinaiii-


ye'uiii butdii pargalanna sinen mimail uygunlvik gi-
bi aslam tezatsiz yapan dzelUklerdir.
Bu, i^iirde bdyle, resimde bdyle, fikirde bdyle,
^ahsiyette bdyle; kiijiler arasmda bdyle. topluluklar
arasinda bdyledir.
iUdn aslan olmab; bvinun i9ln de aslan oldiiguna
inanmali, aslaidigm 3ruva ^araamu kurmali, aslar
nm egitim sistemlerlni benimsemeli; gocuMan as
lan. sutii olan «haklkat»la beslemelidlr.
Bu aslan sdtuyle beslemeli. Yoksa, aziz bir nlmet
olana dzdmdn. yasak bdlgaye sdrfilmii^, dejenere-
le^tuilmi^ qocu^ rakiyla degill
Aslanin en dayanmadi^, aslana en yabtuioi, en
uzak qey, ^(iplie ve teredddttur. Asian, ba^tan timar
ga som ve yekpare bir inanma vakasidir.
Atalarmuz musldman Turkler. aslauin sanki
insandaki dogu^uydular. Yani insan aslandilar.
Bunun i9in degil midlr ki, bir Sel9uk efsanesinde.
kii9tLk Alparslan'i bir ^ahin kaldinr ve bir arslan
eniziiir.
Buyiik isldm ^airi. Kaside-i Biirde'nin buyiik mi-
man, K&ab bin Ziibesnr. ^iirinde Faygamber'i, i9i9e
aslan yataManmn en i9indeki sarayda oturan bir
aslanlar iilkesinin bsu^kani olarak anlatnm; degil
miydi?
Hz. Ali'nin l&kabi «Allah.'m aslam» degil miydi?
Yalniz. aslan olabilmek i9in. nasil dbur viicutlan
pen9e i9inde hamur gibi yogurmak gerekirse. aslan
bir topluluk olabilmek i9in de. gelip ge9mi9 kaf kiil-
tur ve medeniyet varsa hepsini baynin pen9esinde
FARKLAR 121

eritmek, kalbe aslana yaki^ir bir inan9 ve oesurluk


yerle^tiimek, el, ayak ve vucudu dola^an bir kanla,
bir aslan kaniyla topragi donatmak ve sonra o yii-
rek, beyln, rub ve peiiQe arasinda «aslaii abenglni ve
dengesi»nl kurmak gerekir.
BX7ZLU CAMIN iSTANBULU

Istanbul'un fa-rlnnHn. miyiz?


istanbiil'un bir deniz gibi hangi flkri, hangiagki,
bangi aniami, bangi med ve oezirlendirdigd-
nin farkmda miyiz?
Fatdb, ^ebzadebajji, Bayezit, Siilejnnaniye, Sulta-
nabmet, Ayasofya. Nxiruosmaniye camileri, Yenica-
mi, Yeralti Mesoidi l^erifi, Kapabparsi ve Misir Qar-
§isi, Topkapi Sarayi ve Qalata Kulesi... Cami onle-
rinde canb ve kanatb miimin jriirekleriniii katan
babnde gdvercinler, Bu giivercinler denizleiin kar
raya mesajlaindir. Bir caminin oniinde birden kal-
kan giiveroinlerin yerden bir metre jrukanda bir de-
nizi bavalandirdiklanm, sirtlarmda kugiik bir Ak-
denizi tagidiMarmi gdriir gibi olmaz miyiz?
Istanbul'da deniz yumugak bir annft gibidir. Bir
Blbamradir Istanbul'da deniz. Denizlerin elbamra-
si, giizel Helenasi. Deniz istanbul'da gikartma yap-
mak igin kisnya kogan Ikinci Dunya Savagi askerle-
li gibi degil, bir anda bir yeri kaplayan Abnan para-
giitgiileri gibi degpl, sirtlanna en yeni bir biimaniz-
FARKLAR 123

ma arap atlan gibi karalara sriiriir. Deniz is-


tanbul'da sonsuza a^ilan kapidir. Herkes ko^ar, der-
dini, Sim111 ona sdyler, i9ini ona bo^altix. O, biltiin
hiizuii biQimlerini ve "bilinmeyeime iletir. Onda
«Gaib»e s6z sdylenir. Biltiln 3dtikler ondadir, O, bir
telgraf gibi, sdzleri alir ve istenilen yere, miimkun-
den Bonrasuia ula^tuir. Her Istanbullunun deziizle
ayn bir konu^ma, ayn bir bulu^ma tana vardir, is-
tanbuUularm gengleri ayn yerde, ya^lilan ayn yer-
de denize randevu verirler.
Istanbul, kunildug^ giinden Qagimiza kadar, hep
bir medeniyetin, hatt& Batiya kanji Dogunun sdzcii-
sii, yuvarlak masasi ve kiirsusii olmu9tur. Istanbul'u
Qikanniz; diinsra tarihini yeniden yazmak gerekir.
Tarih kalmazdi dogpnisu. Diinya ba^ka bir dun-
ya, inHRn ba^ka bir inHa.r> olurdu.
Her bu3nik ^ehir bir insan ^eklinde dii^iiniilfirse,
her halde en aydinhk yuzlfisii, en sevimlisi, en deri-
ni, en oazibi Istanbul olurdu.
Biz, istanbul'u Istanbul olmaktan pikarmak iste-
dik. istanbul'u mesajsizlandirdik. Onu, herhangi bir
biiyiik ^ehir yapmak igin elimizden ne gelirse yapi-
yoruz. istanbul'u Istanbu1suzla.«jtinyoruz.
Qe^melerinin suyu akmaz. Duvarlarmdaki jrazi-
lan kimse okuyamaz. (!)yle camileri vardir ki, cami
olarak kullanilmaz. Gittikpe istanbulla axamiza buz-
lu bir cam giriyor. Biz onu anliyanuyoruz, o bizi. Ve
gdrii^emiyoruz.
YtyZYILUK FLAN

Biiyuk devletlerin 3ai9yillik program!an vardir.


Yii^yiUik, up yii^yillik. bep Bu plan ve
program mutlaka yazili ve madde madde tesbit edil-
mip, kanunlaptinlmip degildir. Ama masallarm
sembolleri Qiplsddaptinlir ve ipinde yatan gerpek ya-
kalanirsa, epopeler ve mitlerin sisi dagitibr, aydm-
liga pikan balk dilekleii taiib ipindeki yerine konu-
lursa, piir ve edebijrat, mimari ve giizel sanatlardan,
fikir ve ideoloji sistemlerinden. devlet adamlanmn,
millet llderleiinin sozleii, davramplan ve tutumlan-
na kadar biitiin oluplarm iplnde yuriiyen tarili dill
konupturulursa, bir milletin yiizyili a^inn planinin
malzemeleri oitaya yigilmip olur.
Osmanli devletlnin taxihindeki bu ip Tna-ntig^Ti
ddnem ddnem programlanm belli bapli pizgilerle
beUrtelim:

1- Devletin kurulupu (yani beyligin istikl&lini ts-


Iftm Ddnyasina ve kompu devletlere tamtmasi).
2- Anadolu Birligini saglama.
FARKLAR 125

3- istanbul'u almak (bdylece Dogunun Batiya


kar^i sdzciisii, temsilcisi, koniyucusu olmak), impa-
ratorluk olmak.
4- Batiya kar^i imparatorlu^ garantlye alma.
5- Batiya taamiz igln geriyi emuiyete alma.
6- Batiya taamiz.
7- Stattikoyn muhafaza.
ingiltere imparatorlugunun da, en kaba ^IzgUer-
le. Ada'mn birligini saglama, diinya denlz ustunlii-
giinii kurma, mtistemlekelerle denizlerfmin impara-
torlug^ kurma, optimum noktasma ula^fan impara-
torlugu koruma, ^aitlann degi^mesiyle bir£ikilmasi
gerekli sdmtirgeleri asgari zarar ve n-y-aTnt iu^ki ile
terk ddnemleri vardir. I^imdi yeni bir ddnem e^igin-
dedir. Biraktigi sdmdrgelerle yeni ilgiler kurma.
Rusya'mn Akdeniz'e ^ikma hulyasi, garlarla bile
bitmemi;, komiinist ba^lannm da Kremlin geceleri-
ni renklendirmi^r.
Yunanlilarm da istikl&llerini elde etme, Yunanis-
tan yanmadasmi kurtarma, sonra Adalan elde et
me, bu yolla yeniden biiyiik Yunanistan imparator-
lugu idealini gergekle^tirme milli programlan zinci-
rinin haJkalandir. Bu programdaM huljramn zirvesi
de istanbul'u almak istekleridir. Bunu dile getiren
Makarios, biraz da ^iiphesiz, bizim, minarelerini ve
kubbesini i^iga, ezan sesine kavu^turmaktaki tered-
dudiimiizden ciir'etlenerek, .^asofya'ya gan tak-
maktan sik sik bahsederken, Yiman idealini ifade
etmekten ba^ka bir ^ey yapmiyordu.
Bizim, gelecek i^in, elli yillik, yiizyillik, ydzyili
a^km milli progranmmz nedir? Ne olmalidir?
126 fahklar

Bu programi yapmadikya, ansuan bastaxan di^


facia siirprizleriyle kar^ila^mak ve daima miidaf^
ada irH.iTTm.ir gibi bir durumdan. kurtulamiyacagiz.
Diinsra ku9uktur. Ba^kasmm yapti^ programla-
nn gogu dburlerinin faydasma aykindir.
Ya^amamii birinci ^arti bunu bilmekse, ikinci
^arti hiicumun hucumla, taarruzun taarruzla, tezdn
bir ba§ka tezle, prognramm bir ba^ka programla sa-
vilabilece^ gergegine gdre davranmaktir.
TOKAT FARKI

Marksizm, forkmda olarak, olmayarak, Batinin


bai^an yamna bir tepkiydi. O. «ezi9»e tepM oldugunu
iddia ediyordu. Aslmda ba^ansma kan^iydi batimn.
Qiliiku: Batuun ba^ansi, ezi^i demekti. Bu, batiya,
Roma'dan kalan, hiistiyajiligin teoiisinde belki or-
tadan kalduinaga gaLujtigi, fakat pratikte biraz daha
saglamla^tiTdigi, peld^tirdigi (gunkii: batili, hafta-
nin alti giinii, icra ettigi «ezi9»in, yedinci g^iinu, yani
pazar, giinah gikartarak, kiliseye bir mum dikerek
ve bir miktar para bagii^liyarak vicdan azabmdan
kurtuluyor, rahatliyor ve yeni baftaya, baftaba^ima
tekrar ezmeye hazir taptaze bir hale geliyordu)
ugiirsuz bir mirasti. Marksizm «ezi9»e kar^i bir ba$-
ka »ezi9»ti ve ayni cinstendi.
Rusya. bunu ^uuraltmdan sezdi. Rusya'da Avru-
pa'sa idrake ba§ladigi andan itibaren bir Bati komp-
leksi vardi. Batumi, giiQlenir guQlenmez kendi dze-
rine guUanaceigmi da seziyordu. NiteMm Napolyon
dmegi ve Birinci Diinya Sava§i'nda Alman deneme-
si gdziiniin dniindeydi. Marksizmdeki bati ba^ansi-
128 FARKLAR

na olan reaksiyon, Rus ruhunda bir yanki yapti. Rus


entellektiieli Marksizmden bir 6q sistemi gikardi;
batidan 6g ttima. aieti olan bir sistem: Komiinizm.
Ordan Qin'e siQradi ve Qin'de asil alanuu buldu.
Qiinkii: Bati'mn tarn ziddi, Dog^'nun en kati^iksiz
hali, Batinin oezLjuinden en Qok 3nkilmi§, rubunun
dibinde Bati igin en 90k «Qin i^kencelerln kuran ul-
ke Qindi.
Bdyleoe Marksizm, ^imdi Avrupa'ya ve Bati'ya
ydnelmi^, en biiyiik bir 69 kurumu oknu^tur. BelM,
bugiin i9in bunun ^uoiru a9ik ve se9ik de^; ama.
ydn ve prespektdf, bir 69 perspektifidir.
Yani bugiin Marksizm, bir kin ve intikama ayar-
lamaktadir QSin'i.
Rusya, oBatmm bende gdzii var, o halde ben ona
gdz koyayunu; Qin: "Bati beni ezdi; o halde ben de
onu ezejdmo psikolojisi i9indedir bu giin.
isl&m iilkeleri, Bati'mn bu «ezi9»inden en 90k na-
sip(l)lerini almm olduklan haJde, bu 69 duygusvma
kaptirmadi kendilerini. Tarn tersi bir duygu zaptetti
onlan; "Hayranlik duygusu.» Bati eziyordu, 9unku
Bati ustiindii. iyi, dogru, giizel, iistiin, ba^an, mii-
kemmellik hep batidaydi. Bunun iizerine obatilila^-
ma»ya ba^ladi. Ve bir par9a da "batilila^mca" batih-
nin ifratlanndan bir par9a bula^ti: Irk9ilik, sosyar
listlik v.b.

Dogu (Qin, Rusya v.b.) Bati'mn kendi ezii; ve ken*


HiTiin ezili9 sebeplerini ara^tinp Dog^'yu ve Bati'yi
kurtaracak bir sisteme gidebilirdi. Fakat gidemedi;
59, gdziinii biiriidii ve Bati'da Bati'ya kar^i dogmu^
bir kin ideoloji ve sistemine var giioiiyle sanldi.
FARKLAR 129

islSm jnirdu ise isl&m'a sanlarak gerek kendlnl


Bati'mn hukmiinden kurtaracag^, gerek Dogu ve Ba-
ti'3^ ideal bir dmek olarak yeiyiiziinu serglli3recegd
ve stisleyecegi yerde, belM de merhametiiiin cu§mli-
gi sriiziinden, yani bir hiperhiimanizma yiiziinden
yer 3rer tarn, yer yer yan somurgele^ti. Qimdiki kur-
tulu§ denemeleri de kdklii, gergek bir felsefeden
mahrumdur. Devijinne bir felsefeyle kurtulmak istd-
yor, isl&m Bolgesi.
Bati ba:;ansi gerpekte normal bir ba§an degildi.
Oyle olsa aci yemi^ vermezdi. Bu, Roma'nin ve Yu-
nan'm (ki batmin temel siitunlandir), bir Dogu bu-
luiju olan HristiyanhMa s^akili^mm ve Hagli seferle-
rinin ba^ansizhkla biti^finin Bati ruhunda yaptigi si-
kmtuun tepMsi olarak dogan Rdnesans'm sonucu
ve Bati Ruhunun gaxpilmii; olmasuun yemi^iydi.
§imdi de komiinizmi benimseme i^i bir ba^ka gar-
pilmi^lik i^idir.
Yoldan bir adam gidiyor. (Bu eski dogudur; Qin,
Rusya v.b.); kar^isma bir adam Qikiyor ve derhal bir
tokat atiyor, (Bu eski Batidir); tokati yiyen, tokat ata-
mn nigin tokat attigmi ara^tirmadan derhal tokat at-
maga hazirlaniyor (Rusya'nm ve Qin'in komiinizmi
benimsemesi ve bugiinkii durumu).
isl&m'm ise (bug^iinkii isl&m iilkelerinin degil),
Batiyla durumu. bir ruh hastasiyla bir ruh doktoru-
nun durumu gibidir. Ruh hastasi doktora tokat ati
yor. Doktor da hastaya bir tokat atar ama, ondan kiz-
digmdan ve 6q almak igin degil, onu kendine getir-
mek, onu iyi etmek igin atar.
SOLCULUE SANATI

Tiirldye'deki sagoi, batidaki sagciyla ayni degil-


dir. Bu yiizden solcular, kendilezine ezberletilen
«sagoi 3raiili§f uyi^ular. Batida sagoi,
duzenden memniindur, statiikocudur. Degi^iklik is-
temez, iktlsad! bakimdan, toplumun en iyi duru-
mundadir. Zengindir; biiydk mdlkun sahipleri sag^
cidir. Solcu ise, mall durumu genel olarak kotu ol-
du^ igin, geleoegine giivehle bakamadigi igin sol-
cudiir, iggiler gibi. Bu durum gazetelerin satig saat-
lerinden belli olur. Saat 6-7 siralarmda daha 90k
solcu gazeteler satildigi halde. 8-9-10 siralarmda
sagoi peiyodikler satilir. Batida. sagci ve solcuyu
ayiran asil faktdr, ekonomiktir demek M. dbur fak-
tdrler, bu faktdriin attigi temel lizerine oturuyor.
Sagci, ekonomik durumu iyi oldugu igin huzur igin-
de oluyor; huzur iginde oldugu igin dindar oluyor,
solcuysa durumu dbiirdne gdre kdtd oldugu igin
huzursuz ve anargist, o yiizden de dine kargi ink&r-
01 ve reddedioi oluyor.
Tiirldye'de durum farkhdir. Sagoi, statiikonun
degigmesini ister, iktisadi bakimdan gognmlugunun
durumu kdtiidiir. Ekonomik bakimdan soloulann
durumu sagoilardan gok iyidir. Soloular, genel ola-
FARKLAR 131

rak fakir tabakadan degil, imkftnl^ bol blr entel-


lektueller tabakasi iQlnden Qikar. Bunlann belM,
toptan kuma^ magazalan, ^dyle veya bdyle ticaret-
haneleri yoktur. Ama, en jdiksek licretleri onlar alir.
Avrupa'jra onlar gider, univeisitede, gazetelerde, §\x
veya bu kiunimda dnemli yerlere adamlanm veya
sempatizanlanm oturtmak igin son derece yogun
blr gali^ma yaparlar.
Demek ki, bizdeki sagci ve solcu ayinnunm asil
faktdrii ekonoznik degil ruhidir. Ekonomik iddia ve
gdnii;. bu psikolojinin tabii sonucu olur. Solcu, ikti-
saden iyi poTdsyonda oldugu halde, ruhga, dindarh-
ga kar§i oldugu i9in sosyalist olur. Qiinkii; batidaki
solculukla psikolojik bir paralelizmi vardir. Bella
benzeri bir psikolojiyle de sa^i, Uberalizmin yanm-
da buluyor kendini.
Sol demagoMann farkmda olmadigi nokta i^te
bu noktadir. Kendilerinin bile fa.ricinHa. degiller. C6-
mertlik, ciznrilik nasil maddi olmaktan 90k ruM bir
ger9eklikse (sadece akim, maddenin iizerinde ve
i9inde olmakta), di^ gdriinii? bakimindan 9ati9ma
ekonomik de olsa, Tiirkiye'de sagciyi solcudan ayi-
ran inan9li olmak, ink&rci olmak, sabirli olmak, sa-
birsiz olmak, ge9nii9e saygili olmak, saygisiz olmak,
yerli kiilturcu olmak, yabanci kdltiircii olmak gibi
ruh farklandir.

Tiirkiye'de yoksulun acisini asil ger9ek sagcilar


duyar, 9unku, bizzat kendileri yoksuldur. Solcviysa
duymaz, ama duyar gibi davramr. Bu, onun sanati-
dir. O kadar M, kendi roliinii bir an i9in ger9ek kuji-
ligi sanir.
TUTSAE ALTIN t)LKE:
IDiL-URAL

Biz Tiirkleri Qagiran o kadar milletlerarasi ve


Anadolu dii^i problemler var M... Ortadogu devletle-
rinln ve isldm iilkelerinin kurtulu§u ve blokla4imar
SI, Asya ve Afrika kurtulu^ hareketlerinde onciiluk
i§leri, Avrupa, Amerika, Afrika, Asya'da isl&m kiil-
turiinii jrayina ve canlandirma te^ebbusleri... §uphe
yok ki, bunlann arasmda en dnemli biryeri de. Rus-
ya bosrundurugundaki Musliiman Tiirklerin kurta-
nlmasi fali^malan tutar.
Yamyamlann bile istikl&Ilerini aldiklan bir ga^
da Rus kelepQesine vurulmu^, masum Miisliiman
Tiirk iilkelerinin, canim Tiirkistan'm, sevgili Azer-
beycan'in aoisiyla i^i kanlannuyan bir miisliinian,
miisliiman olabilir mi, bir Tiirk neden Tiirktiir?
Tutsak milletdaglanrmzin kurtulmasi igin deger-
li miicahitlerden Ali Aki§'in nidil-Ural D&vsisi ve
Sovyet EmpeiyaUzmin isimli eseri bu Tiirk-isldm iU-
kelerinden birini, idil-Ural Bdlgesini bize tamtiyor.
idil-Ural Bdlgesi 700.000 km. karedir. 20 milyo-
na yakm niifusun bilyiik (ogunlugunu, Ruslann
FABKLAR 133

ortQm siirekll olaxak rus yerle^itirme sijrasetlerine


ragmen, musliiman tiirkler ve tatarlar teigkil eder.
Iklimleii gibi sert tabiatli, fakat sag^am karakter-
lidir bu halk. Qaligkan ve medenidir.
idil-Ural Tdrkleri tarih boyunca 7 devlet kur-
miuslardir. Bunlann en dnemlilerinden ugii:
1- Volga Bulgarian Hanligi Qd 922 yilinda res-
men Miisliimanligi kabul etmi^lerdir. 900 yil siir-
mu^tur.)
2- Kip9ak Devleti, 300 yil siirmu^tiir.
3- Altmordu imparatorlu^. 250 jnl surmiigftiir.
Ruslar Altmordu imparatorlugunim vasalleri idi-
ler. Ruslara Altmordulular genig blr mubtariyet ver-
miglerdi. Ruslar, devlet idaresi ilmlyle askerlik sar
natim Altmordu Devletinden ti^enmiglerdi.
Ama ne yazik ki, bu altm devlet, yine bir Tiirk
eliyle yikildi. 'nmm:'un demir pengeslyle. Ruslann
toparlanmasi ve canlanmasi ve Istiklfillerini kazan-
malarmm bagbca sebebi budur. Altmordu Devleti
parga parga oldu. Bundan faydalanan Ruslar giin
giin gUglendiler ve idll-Ural ulkeslni dunsrada eg!
gdnilmemig barbarbklar ve zulumlerle istild ettiler.
Kazan Hanligi 144 yillik omriinde Ruslarla 115
savag srapnugti. 1552 de Miithig Ivan, Kazani aldi. Bu
savagta 301t)in gehit vermigti Kazan. Arkasmdan kat-
lidm, cam! ve medreselerin yerle bir edilmesi... O
giizelim klitiiphanelerin harabelerinde baykuglax
tdnedi. Ydz yil dnce istanbul'u alan Tiirklerin
medeni davranigiyla bu vahgetl bir dlgmeli!
Sonra sKizlerce yil siiren iTO.r»i.TiMr esaret giinleri
gelir. Ama biltiin bu korkung gartlarda bile Altmor-
134 FAHKLAB

diilulann goouMan, kendi din, kiilttlr ve d&valaniu


unutmadilar. idaresinln sijraset ioabi zaman
!yjj.TTm.Ti zinciTleri gevgetmelerinden azami gekilde
faydalandilar.
1905 Japon Savagi'nm Ruslann yenilgisiyle bit-
mesi iizerine «Milletler Hapishanesi» adiyla anil an
Rusya'daki rus obnayan milletler ayaklandi. Zayif
(larlik t&vizler verdl. Bu t&vlz ddneminde, Idil-Ural
tiirk-tatarlan kurtulug savagmi yaptilar ve ken-
dilerini yetigtirdller.
Birinoi Diinya Savagi'nda, Rus tegri organi
Duma'daki tdil-Ural delegesi, Ruslann Osman-
lilara kargi Miisluman-Turkleri savaga siir-
memeleri, Istanbul ve Bogazlar lizerindeki empeiv
yalist iddialanndan vazgegmeleri igin miicadele et-
tl. Savag bojninca, idil-Urallilann, esir diigen Os-
wianii Tiirk subaylanm kagunp kurtatmakta gok
f^dalan ve baganb galigmalan oldu. Meoburen
katildiklan Rus ordusundan Almanlara esir diigen
idil-Urallilar, goniillu olarak Osmanli Ordusu saf-
iftnna. gegtl ve Asya Taburu adi altmda kahraman-
ca garpigti.
1905-1917 arasi idil-Urallilar igin bir rdnesans
ve kiUtur altin devriydi. 1917'de Qarbk jnkilinca
hn^Tnwi9!liklfl.nm ve tdil-Ural Cumhuriyeti'ni il&n
ettiler. Bunu Milli Margin birinoi misrai gdyle an-
latir: Atti tan, nurlu tan ilimize. Fakat ne aoi, ne
yazik ki, bir yil sonra, Kizil Rus ve Beyaz Rusun iki
ategi arasinda sikigip kaldi. Kahramanca garpigti,
n-mn. souunda yenildi. Ruslar istild ettiler. Cum-
huriyeti ve meclisi dagittilar. Bir gok lideri yok et
tiler. Memleketi 6 ayn devlet ve 9 eyalet olmak
FARKLAR 135

tizere on be$ parpaya bdldtUer. O giinden bu gtine


kulttir bakumndan eritanege Qali^iyorlar; dine baski
yapiyorlar; milli basim ortadan kaldirmak ipin yap-
madiMan kalnuyor. Her tiirkboyu igin ayn allabe
icat ettiler. Esere eklenen, K Lokman'in degerli
yazismdan da belli oldug^ iizere a»ngin ekonomik
kaynaklan tarn bir sdmurgeci sdhniyetiyle somiir-
diiler. «Yabancilar is5ram» bahanesiyle onbinlerce
idil-UraUi kunjuna dizildi. 192i'de a9liktan 3ranm
milyona yakm ttirk-tatar dldii. Bu da Rus kolon-
yalizminin bir sonucuydu. D19 memleketlere ka^an
bazi liderleii bile Ruslar takip ettirip tildiirttuler.
1957'de Bati Almanj^'sra kaQan iki ki^iyi Rustur
di3re ayni odaya koyuyorlar. Halbuki biri Rxis, biri
idil-Uralli bir Turk. Tiirk, Rusu dlduriiyor. Mah-
kemede avukat i^dyle konvmuyor: Suq Tiirkte degil,
Hukiimettedir. Be; yuz yildan beil koskoca bir lil-
k^e sigmayan bu iki milleti bir odaya sigdirmak
nasil miimkun olabilir?
Evet, bu muxnkiin olmayacak ve yeni Altinordu,
Kizil Vebaya, Miisliiman Tiirklerin altin iilkesinden
kBQip kendi oehennemine siguunasina bile firsat
vermiyecektir.
SAVA9 PiliOTU

Ewelki ak^am, Saint-Exup^iy'mn «Savaj? Pilo-


tu» nu okuyordvun. Saint-Ezupdiy, inHRmn tabiatla
sava^inin pagda^ destanmi j^azar butiin eserlerinde.
Eserlerini ba^indan sonima canli ve diri tutan, ger-
gin bir metafizdk agda tutan. insam surekli olarak
bir sava^ duygusunun iginde ele almasidir. tnsamn
alinyazisini kanla yazar gibidir. insan bu sava^ta
en olaganiistii gartlar igindedir. En ufak bir davra-
mg bir felsefenin dog^u veya dliimiidiir. insan, Sar
int-Ezup^iy'e gdre, pilottur. Tabiat, gtiktiir, tipidir,
firtinadir, dagdir, insamTi tabiatla arasinda gidip ge-
len, alinip verilen savfu; araci da ugak... insan, dun-
ya ve tabiat olaganustiiluk gartlaxi iginde dzetlen-
mig ve erimigtir.
Saint-Exupdry, insam dunyadan kopaxan, Dos-
toyevski'nin Beyaz Geceleri gibi metafizik bir biilu-
txm igine sokan bir yazardir.
Dun sabah bdyle bir rub ba-ii iginde kalkmigtun.
Gazeteyi agtigim <Mi.Tnii.-n sanM bir Exupdiy kar tipisi
igindsydim. Bu haldeyken, birden gdzlerim bir is-
pirtizma iincanmm suriikledild parmaklar gibi.
FARKLAR 137

Eisenbog^ UQakirn^y-n-oTniTi haberine ve o babeti dlum


gibi resinilei;tiren ve ger^eveleyen resimlere kaydi...
Tabiatla sava§, Eizupdiy'nin eserlerini kiskan-
diraoak Qetinlikteydi. Ve U9ak bir tepeye parpmi^ti.
En gergin 9ati9niadan en korkun9 9oka ge9ilnii9ti.
Ve tl9 dipdiri, canli gen9 insan tjimdi dliiydu.
Bu iistiin ve evrensel mikli dldlerinden ildncisi
bizim Zihni Agabey...
Onlar di^ bir ^artla, soguktan donmu^lardi; ben-
se yiiregimin ^artiyla, en beklenmedik bir u9uruma
yuvarlanmamn ansizinligiyla.
y.ihni Agabeyi anlatmak. Kafkasli bir sosrdan
geliyordu demek, onu bizden bir par9a yukseltir.
Kafkas ^araanni du^uniiriiz de ondan. Ama yet-
mez. Daglilardandi demek, onu bir par9a daha ay-
rimlfttir; yani Qeyh ^amil'in iilkesinden ve insan-
Ama yetmez. Kartal bakmliydi demek bir
par9a gdziimiizun dniinde canlandmr onu. Ama
yetmez. Uzun boyluydu, dimdik dururdu, onun hi9
egildigini gdimedim demek onu anlatmaga dogru
atilan ilk adimdur. Ama neye s^arar, bdtun bunlar
di9 9izgiler.
Susardi. Fakat susu^u, bulimdug^ toplulukta bir
elektrik ampulii gibi yanar ve btitiin konu^malan
aydmlatndi. Konu^maga ba^ladi mi, herkes ger9ek
konu^ma vaktinin geldigini bilir ve susardi. Herkes
onun sdzlerini bir hiikiim gibi kabul ederdi. Bu hiik-
miin temyizi olamazdi.
O kadar ciddiydi M, bu ciddiligin bir zekd 9evik-
olup olmadi^ konusunda ^iipheye du^td-
giim n-Tila.r olurdu. Ve o an i9imden guliimsemesini
138 FARKLAR

isterdim. GtUiimserdi.
Dogruydu. dosdogru ve dopdogru. Yalan onun
diline degil, onim bulundii^ odaya girRTn«y.<i4,
dliimden korkaoak ki^i degildi. BelM dluin on-
dan korkmvu;, vah^l hayvanlarm korkulanndan in-
sana saldirmasi gibi, tel&9 i^inde ona yana§nii§ti.
Belki de, vah^i bayvanlar gibi apbgindan. Ben olfim
olsaydim, ben de bdyle bir insana ag olurdum.
Zihni Agabay, Kafkasyali Miislumanlann Rus
elinden kurtulmasi i^in bu d&vayi «.Tiift.ima.ir igin ge-
ce gundiiz galigan bir miioahitti. O, d&vasini 3ralniz
bir dar bdlgecilik ve u:k meselesi ve tarih! bir kin 1g1
olarak da anlanuyordu. isl&m idealiyle, igi ve digi
dolu bir idealisti. islSm'a ina.mr ve onu yagar tarn
bir miisliiman ve miimindi. Kendi yurdu miisliiman
kartallar bdlgesi Kafkasya d&vasmi, isl&m d&vasin-
dan ayirmaz ve koparmazdi, onun aynlmaz bir par-
gasi sayardi. Yazdigi <($eyh $ainil» isimli eserde ol-
sun, gerek kendilerinin, gerek arkadaglanmn gikar-
digi dergilerde, yayinlanan yazilarmda olsun, Isl&m
davasiyla, Rus zulmii altmda inleyen miisliimanla-
nn d&vasi igigedir, aynidir.
Sagken farkinda degildik. $imdi anliyorum M,
Zihni Agabey, (tevazuunun kesMnlig^den bunu
belli etmegi bagarmig) nerde bir sagoi olug, bir sag
diigiince gormiigse oraya kogmug, orada bir mum
gibi, sessizoe yanmig.
Diin gittigim her yerde o konuguldu. Herkes,
tarn ittifak halinde onun lekesiz saf ruhunu ve gah-
siyetini amyordu. Hig Mmsenin, ha.Mnnrin. en ufair
bir giicenikligi, dargmligi, giiphesi, tereddiidii yok-
FARKLAR 139

tu. Ve herkes, tarn ittifak halinde, onun oliimtiyle,


dliim havasma girdigini soylliyordu. nOeldi gatti
te 61mek!» diyorlardi kalleriyle sanki. Qavresinde,
arkada§lan arasinda, Ag^bey kadar dliimu
kabartmalagtiran 90k az kl^i gordum.
^iiphe yok o tarn bir gehittir. Ondaki o inanQ, o
f^ur, o iiyaniklik ve o inanoin savagmi j^azma azmi
ve guou, onun her aninda bir gehitli^ sakliyordu.
Allah onu, ISyik oldugu. rahmetinin giinegine
Qekmigtir.
Bize du^en, onu omek edlnmekten ba§ka ne ola-
bilir? Onu anoak ve en 90k sevindirecek olan, gen^-
lik iQinden yeni Zlhnilerin, din ve diinya sava^ pilot-
lannin gikmasuhr.
Onun ruhunun bir kartal gibi Kafkas daglanna
u^tugunu ve orada arkadan gelecek ruh9u sava^
pUotlannin dncusii ve bek^isi olarak karh daglar
ustunde sdziildugunii duyar gibi oluyorum.
GON I9IGI VE PRiZMA

ilk sagvesol kelimeleiinin fiWr veinauQ grupla-


n igin kullaiuluji islftrn'm malidir, Kiir'an'da miislu-
manlar sagci. mdsltLman olmayanlar solcu iwrni al-
tmda toplanmigtir. "Ne mutlu o sagcilara...», «Veylo
solculara...» hitaplan yer alir sik sik Kiir'aii'da. Is-
l&m dti^unoesinde sagoi, Inananyani mii'min, taiAin
ioan, dii^unce ve gdriintbjlerini ta^iyan ki^idlr. Yani
3^pici insan. HalbuM solcu, inkSxci, redgi, innn, dii-
^unme ve gtininu^lerinde yalniz Islflm'a kanji olan
degU, isldmci olmayandir da. Yaniyikici inan-n
Batida sEigcilikve solculuk, en 09 soldan baijliya-
rak en uq saga kadar nuanslarla giden politik ve
ekonomik gdrii^lerin toplulug^dur. Her gdrugun
gurubu sagindakine gdre solcu, solttndaklne gore
sagoidur. Bu durumda bir peirti, bir partiye gdre sag^
ciyken, dbiiriine gore solcudur. Kralcilar, aristok-
ratlar, dincUer, irkgilar, mlUiyetpiler, liberaller sag^
01; sosyaUstler, komiinistler v.s. solcu adi altmda
toplanmaktadir genel olarak.
Bu gdrii^lerin bir kagi ayiu gurupta bulunabildi-
gi gibi, yalniz birine bagli olup dbiirlerini reddeden-
ler de az degil. Bir de sosyal demokratlar; radikal-
FARKLAB 141

ler, hristiyan sosj^stler, marksist katolikler gibi,


ekstrem sagin solcu, ekstrem solun sagci kabul etti-
gi gdru§ sahipleii bulunxiyor.
Y&ni batida sijras!, iktisadi. dint doktriboler. mo-
rotesi i^mlanndan kizildtesi i^inlanna kadar bir
prizmanm beyaz i^ig^ unsurlanna, kixmizi, mavi, sa
ri v.s. renMerine ayirmasi gibi dii^unce diizeninin
tertipledigi, birinden dburiine kiiguk farklarla gegi-
len bir demet halindedir. Her gdrii^e gerpekligin
bir parpasi vardir, fakat big biri «hakikat»i tarn an-
latmak ve toplamaktan uzak... Prizmadan gegen i§i-
gin unsiiru olan her hangi bir renMe giineg igigi
arasmdaM fark... Her renk igig^, igiktan bir koku,
bir gizgi tagimaktadir. Yani esM deyigle, belM "agyar
nm maniodir; ama igigin biitiin hakkini veremiyece-
gi gibi, onun biitiin ddevini sriiklenmiyor. Yani <te£rar
dim cami» de^. Batida her gdriig, bir noktadan gi-
kip, akil ve tecrit yoluyla bir sistem olmaya dogru
gittigi igin obiir gdriiglerin tagidigi gergek paylan
digarda kalir.
Batidaki her gdriig, prizmadan gegtikten sonra
herhangi bir igik (kirmizi, san veya mavi...) oldugu
halde giin igigi oldugunu iddia etmektedir. Ve ya-
mndaJd, sagmdaM ve solundaki dbiir igi^ «gergek
igik sen degilsin, benim» demektedir. HalbuM her
biri tek bagina igik degildir, igigm bir unsurudur.
AnaliHk igiklardir bunlar, laboratuvar igiklan...
Gergek igik, giin igig^ ise tsl&m'dir. Bu 3riizden
isl&m'a gdre iki tiirlii insan vardir; miisliiman ve
miisliiman olmayan. Y&ni sagoi ve solcu; yani igik
ve karanlik...
NE SEBMATENiN, NE EMEOIN

Marks'm meijtiur pluvalii (fazla kiymet)


nazariyesinin asil yanli^li^, Avrupa'nm kendi
gtLcdndeki gartlanm mutlak bir kanunmiig
gibi gdrmesindedir.
Marks, Avrupa'da bir iggi sinib (proleteiya) ve
bir buijuva simfuun dogdugunu gdriiyor. bu iki si-
nif arasindaki bxiyiik farki, iggi emeginden galinan
«fazla degepdeiin sermayeye eklenmesine bagliyor-
du. Marks, k&n sermayenin emekten hirsizladigi
bir emek sayiyordu. Onun sermayeye k&rdan bir
hak tanimamasma kargi, sermayenin birikmig
emek oldugu tezi ileri siiriilmugtur. Bu, nazarisrede
Marks'm teorisini giiriitmege yeterse de, pratikte,
iggi simfi ile kapitalist sinif arasmdaki ekononuk
egitsizligin giddednl agikbyamaz.
Marks doktrinin gdziinii Avrupa buijuvalanmn
elinde birikmig para, egya ve yagama imk&nlan bii-
riimiig oldugu ve marksizme kaigi gikan bati dokt-
rinleri de esas sebebi agikbyanuyacaklan igin, (pld-
valii)niin gergek kaynagni iizerinde durulmamigti.
FARKLAB 143

Istilisalde satu; fiyatinm. dolayisiyle k&nn, sade-


ce maliyete ve dolayisiyle iicrete, sonug olarak
<caiz»a bagli olmadigi, aym zamanda "ihtiyagom tine-
mine, yani talebin elastiMyetlne bagli oldugu iktlaat
teozisinde tesbit edilmi^ ve bu noktamn tinemle uze-
rinde durulmu^sa da batidaki pliivalunun nereden
Qikbgi, fiyatm te^ekkulfindekl biitun unsurlann ya-
mndaki taiihi unsiir, tarihi ^art unutulmu^tur.
Aslmda batili l^gi, ortaya gikan esere kattigi
emeginin kar^iligmi f^asiyla almaktadir. Biitun
diinya tek devlet ve o devlet sosyallst olsa, batili i§9i
belM bugunkii aldigi iicreti de alamiyacaktir. Bu
yiizden bati kapitalistlerinln elinde toplanan k&nn
esas kaynagi, gerek dogunun e^ya ith&li yoluyla
tidedigi paralar, gerek metaekonomikyollaxla dogu-
dan bati3^ g^gen degerlerdir.
Marks, fisratm te^ekkultinde, emek ve sermaye
fakttirlerinden ba^ka fakttir gtirmiiyor; bu 3nizden,
Avrupa'daM deger arti^im, sermayenln emekten ga-
li^ma bagliyor. HalbuM aslmda, Avrupa'da, serma
ye ve emek, elele vererek, o deger fazlaligmi, As-
ya'dan ve Afrlka'dan a^irmmlardu:. Bati empeiya-
lizm ve stimurgeciligi, Asya ve Afrika emegini jrok
pahasma elde ettigl Igin, batida bir «deger arti^in,
ofazla degep> stiz konusu olmu^tur. Do^, Asya ve
AMka, uyanigim tamamlarsa pliivalunun kaynagi
kurujracaktir,
Aslmda Marksizm, bundan da anla^iliyor M, in-
sanm miicexret ha.ir]nTnn degil, belM Avrupa'nm,
Asya ve Afrika'dan getirdigi degerlexin, yagmanm
paylajsilmasi kavgasmda igigi sinifi adma kopanlan
bir ^amatadan ba^ka bir ^ey degildir.
MARKSIZM

BiR HOMANIZM DEGiLDiR

DiinktL yazimda, Marksizm'in, Mi§»in aQiklanmar


smda, taxih! unsuru ihmal ettigini belirtmi^tim. Bu-
gunkii yazimda da, insanf sosyal unsurun edebiyati-
m yapti^ hsdde, ger^eginden, ruh ve esasmdan
irakta bulundug^ noktasina dokunacagim.
Marksizm, yeni du^unurleri tarafmdan ne kadar
ugra^ilirsa ugra^filsm bir humanizm olamaz. Hdma-
nlCTn gdriinii^lu antihilm».Tiig!mri<r Marksizm. Bir
manken ne kadar Insansa, Mia-mn derislni sirtina
geQirml§ bir tilki ne kadar aslansa, istUddl Caddesi
vitrinlerinde abajur iistiinden akan ^elSle ne kadar
^elaleyse Marksizm de o kadar hiimanlzmdir.
Marksizm, ekonomik e^itsizligi, daha genel ola-
rak sdyleyelim; ekonomiyi, bir «insan» meselesi ola-
rak aJmaz, bir «ii;Qi» meselesi olarak ele aJir. insan,
ona gdre sadece insan degildir, «fabrikadaki in-
sanndir; makinamn 3ramnda olmaksizm, tek ba^ma
insan insan degildir. Ona gore, insan yok, <ibir i^let-
me insam» vardir ddeta. Bu yiizdendir M, poouga bir
gocuk olarak bakmaz; ilerdeki i^Qinin ilk malzeme-
FARKLAR 145

si olarak bakar. ihtiyara, ya§h bir insan, birikmi^ bir


insan, maijinalde degerlenmii;. ijdce degerlenmi^
bir insan goziiyle baJmiaz, ddeta, ona gdre, igginin
bir karikatdrudur o. Ona saygi olsa olsa, bir giin na-
sil olsa o durumu alacak «i;Qi»yi iirkiitmemek ve
melankoliye saplamamak igin olabilir. Marksizm,
perspektifinin ilk noktasi olarak Insani almaz, in-
sandan Qikip i§e, i^letmoye ve i§ degerlerinin payla-
^ilmasina bakmaz; i^en insana dogru bakar. Sanki
i^, insamn i^i degildir de insan ii;in insamdir.
dlu, TnariraiCTnin gdzundo, bir InsaTi iskeletinden
Qikacak bilmem kag gramlik fosfor ve azottan bagka
bir gey degildir. did, igginin fosilidir, o kadar.
Marksizm, gdya ig sonucunun paylagilmasinm
<naanmii^Tii yapar. «Paylagma» dnemlidir oniin
igin. Bizzat 3^pilan ige insanoi bir gdzle bakmaz.
Yapilan igin «insani» olup olmadigi, insana yararli
olup olmadigi, tnsanhgi nereye gotdrddgd, insam
ne bigime soktug^ onu ilgilendirmez, ige, ahl&k
agismdan bakmaz. Marks, Proudhon'a bu ydzden
hdoum eder,
Marksizm «iggi» bile olamayan, yani «iggi» sinifi-
mn ekonomik gartlanmn altmda bulunanla, iggi si-
mfimn kafa ve ruh gartlanmn dstdnde bulunam da
hesaba katmaz.

O, dyle bir nsoygun» iginin davasidir M. kafasi


hep onu ddgdndr, bagka noktayi ddgdnmez.
Marksizmle kapitalizmin gaxpigmasi daima akh-
ma gu sahneyi getirir:
Bir kayanm dibine bir soyguncu g^rubu gdmel-
migtir. Aralarmda bir paylagma kavgasi vardir. Egki-
146 PARKLAR

ya reisi, reis oldu^ i9iiXt tertip hakki olarak, cesa-


ret, te^ebbiis, buluQ, toplaym ve kumanda edi^ hak-
ki olarak aslan payini ister. YamaManysa, «hepiiidz
Insamz, heplmiz karde^iz, §unu e§it olarak, yanl in-
sanca paylaj;aliiii» derler.
Elbet, e^kiyanin ve e§kiya yH.TTni.irin.nTiiTi p.iriiTm.
kervamn, gergek sosrulanlann hakki gelmez, jrani
e^kiya ve e^kjjra yamagi olmaya tenezziil etmoyen-
lerle, e^kiya ve e^kiya yamagi olamayanlann hwirin
imutulur gider.
Taribi paralardan ibaret bir defmenin bulunu-
§unda toprak sahibi He ameleler arasmda ^iWnn
kavgada, toprak sahibi ve ameleler ne kadar •ingn.nT
ise, kapitalizm ve komdnizm, Tnarinaigim de o kadar
insanfdirl Aslmdaysa, bulunan para ne o toprak sa-
hibinin, ne o i^Qinin, biitiin insanhgm ve tarihindir.
St)T VE TABANCA

Kiirtulii^ giinlerinin 90g^, <(nutuk zanaatQinlan-


mn elinde bogazlamr ^ehit mirasi. Mara^'inM miis-
tesna. Mara:;'m kurtulu^u da, kurtulu^imun anili^i
da dburlerinden. ftokb.

Maraj; kendi kendini kurtardi. Matematik agikh-


giyla bu buduT. Marag, durdu^ yerden Anado-
lu'nun bfl-iir mi, aydm mi tw.rH.fiTiria.Ti kurtanldigma
191k tutuyor.
Mara^'m kurtulu^u sadeoe bir reaksiyon degil-
dir. Siitgu imam'm siit ma^rabasuu birakip taban-
casim dogrulttu^ ydn, sadece Fransiz degil, omm
arka planmdaki mistiksizliktir, fonundaM metafi-
ziksizliktir.

Sdt ve tabanoa... i^te Marat; budur, Anadolu bu-


diir. Mara^b, Bayrak, Kale'den indirilince cuma na-
TTiH.!>nTHTi kilmamiyacagim bilir. BayraMa cuma na-
mazi arasmdaM kopmaz al&kayi bilir. Bu sava^m te-
meli 90k sag^amdir, Siileymaniye'nin temeli gibi.
Mara? kurtulu? baxeketlnin ilk giindnde yayinla-
nan b^jranname, biitim 9agda? istiklfll davram?lan-
mn gerek9eleilni a?an bir gerek9eyle 9ikar Insanli-
148 PARKLAR

gin kar^isma. Ruh Qaglaxmin diliyle, kelimeleriyle


jnikludur, konu^ur bu beyanname. Gdzun gdreme-
digi ileriye biti^ir ve geride tarihin derinliglne do^
ru kdk salar. Mekke'ye biti§ir, Malazglrt'e, Sd^t'e
biti^ir, Istanbul'un alim$i nesdn konkavis^a, Ma-
ra§'in kurtulu^u onun konveksidir. Sutgii tTna.Tn ve
«Kalede bayragimiz olmadikQa bu oamide size ouma
namaza kildiramaml" diyen ve bu sdziiyle sava^i
agan Ulucainl irnami. o giiniin ^artlannm F^tihi ve
Sel&haddini Eyyubl'sidlr.
8avai§ ba^lar ve bitinceye kadar, Ahir Daglanyla
yazlan kirrmzi biberlerden kipkirmizi ria.mli aci Ma-
rag Euasmda blr gimgek abgverigidir gider. Yalniz
ruhun duvarlan iginde gegmlg gibl tabiatuatii blr
savagtir bu. Blnleroe olaganiistu oluglarui drg^iisii...
Marag'in savagini ben blr insanin "Iq savag»ina
benzetiiim. «Saf» olamn Igine kangan ka.ti!;ig^ bann-
dirmamasi... Marag blr denlzdir. «Cesed»l ve "dliiityii
hemen riigina. atan deniz.
Marag igln j^banci, <(ceset»tlr.
Maxag kurtulug giinlerinde, her mahalle, kendl-
ne mahsus kiyafeti ve sesiyle, basrrak ve flamalany-
la dalga dalga gelir ve belediye meydanina toplanir.
Ulucami'nin hemen dniine. Sonra belli bir saatte
tam bir susug olur. Sessizligin en kabarmig aninda
bir alarm verilir. Her mahallenin yigdtleri biitiin
guQleriyle kalenin bulundugu tepeye her 3randan
kogmaga baglar. Bir yan^. Bir kag dakika sonra ka
lenin bayrak diregine beg on kiginin birden tirman-
digi ve direge bayragm gekildigi gdriiliir. Kim bay-
ragi asmigsa, o yilm kahramani odur o 3ul Marag'ta.
Sonra Kaledeki otlar yakihr. Bayrak gekilirken her
FARKLAR 149

Maxa^li oraya ddnuktilr. O anda Maxa^li blr "katar-


sis» anligi ipindedir. Ba3rragm direge geMligi, dii^-
mamn parmiha gerili^i gibidir onun gdziinde. O an
da Maxa^li gagdan ve aktiialiteden siynlmi^tir.
Mara^ o anda "saf inani^ni ya§ar, •tTia.nTnigii^Ti
kendinden ibaretligini.
Anadolu 12 ^ubatta, ber jnl blr kere Mara^'ta, ne
olabilecekse onu riiya balinde ya^ar.
Ve o gece, Tiirkiye'nin gergek Idmbasi (Al&atti-
nin sihirli l&mbasi gibi) blr kereclk yanar...
aktOalIte

Kibns. boyuna regine akitan bir agag yarasi gibi


kanayip gidiyor. Sabah ve ak^am gazeteleri ayn i^d-
detlerde geli^mejd, kafarmzda iki haJinde sur-
durdyor. Oyle ki, akgam gazeteleri realiteden bir
adim dtededir; sabah gazeteleri de bir adun beiide.
Mesele artik milletlerarasi bir mesele haline
gelmigtir. Kibns Makariosla EOKA'nin, EOKAyla
Yimanistan'in, Yunanistanla Tiirkiye'nin, Tdrkiye
ve Yunanistanla Avrupa'nin, Avrupayla Ameri-
ka'xun, Amerikayla Rusya'nm gatigma, anlagma, al-
datmaca, kiskanma. demogolduk, dehget salma
aJam haline geldi.
Dig durum bakimindan belld gok kritdk bir nok-
tada bulundugumuz halde, igte de soz ve yazi, sonug
olarak da gdniil gatigmalarma meydem veren, siyasf
yenilikler yapilmak istenmektedir. Daha dogrusu
3rapilaoak olanlarm gergeveleri gok genig tutulmak-
tadir. Yanlig ve urkiitucii isimlendirmeler kibritini
piyasa dinamitinin fitiline yaklagtmrken, viski bar-
daklarmda kolhozlar kuran anargist toplum dinar
mltgilerinin agzi kulaklarma vanyor, memleketin
FARKLAR 151

Ig seslerini degil, hep digardan gelen sesleii zaptet-


mege ve onu bir bilmem ne dilini anHiran dlUerine
naMetmege memur kulaklanna.
Ve arkasmdan ikinoi Diinya Sava^fi dncesi siya-
s! normlanm hatirlatan yeni tasanlar... Bir neo-fa-
glzm, ad ve sistemini eklemeden parga parga ku-
rumlagtixma... Mozayikler halinde...
Basin, bir yandan samimi olmaksizin rw.nnnjza.Tii
istismar, musliimam istismar, 6bur j^dan, rama-
zani babane ederek islftma salding... Fakat sug biz-
dedir. Bir gazetenin esas nihunu anlayanuyan, bir
gazetenin bir sayfteiyla dbtbr sayfasi arasmda kargi-
lagtirma yapamajyan, sagiyla solu, listiiyle alti, ba-
giyla, sonu arasmda ilgiler kuramayan, birinl dbu-
rdyle toplayamayan, birinden dbiirfinii gikaramar
yan ve sanM dmiir boyu taksite baglammg haoizli
ve iorali bir borglu gibi, bu Turk ruhuna yabanci ga-
zetelere, her giin 25 kurug ddemege devam eden
bizdedir sug...
Ve gergek aktualite orugtur. Bu halkm aktiialite-
si. Bir ilkbahar gibi gelip ruhlan donatan ramazan,
gimdi guneglerin dogup batigmdaki sirra uyarak yar
vag yavag kopuyor bizden. Kahbm algidan kopmasi
gibi. Ama gpdnuUerixnizde, kafaxmzda, igimizde ve
yuziimiizde derin izleiini birakarak...
Btltiin mahyalar: «Elveda» diyor.
utanhiASi

Diinyanin her yerinde bigim bi^im, tiirlii turlii,


yandan garkli veya yampiri. papiyon kravath veya
partal ayakkabili, misir ko9anhk veya miizikal sos-
yallik ^eklinde bir marksist macerasi vardir. Fakat
Tiirkiye'deki marksist macera kadar alt perdeden,
koksiiz. bilgisiz bir marksizm tiirii hi9 bir yerde
yoktur.
Fransa, her tiirlii sag dii^iinceyi ^ahdaman olar
rak bulundtirduktan sonra, marksizmi de gerek
dostlarmin. gerek dii^manlannm eliyle halla9 par
mugu gibi atmi^tir. Marks'i yalniz antimarksistler
degil, bizzat yenimarteistler de ele^tirmi^, Marks'm
kabul etmesine iTnirftn olmayan par9alamalar ve ek-
lemeler yapmi^lardir.
Ama gelgelelim Turkiye'de hi9 bir marksist 91-
kip a9ik9a marksist oldugunu sdylemez. Kendileri-
ne «marksist» diyen oldu mu. panayir kuklalan gibi
hep bir agizdan saldinrlar; alay, iftira. demogoji, yar
Ian, tahrik, hakaret... Ama kendi aralannda biri
obiiriinii itham ederse o zaman ger9ek anla^ihr:
A9ik, gizli birbirlerini «ger9ek Marksist» olmamak-
la itham ederler.
FABKLAR 153

Genel olorak sosyalizm maskesi arkasma sakla-


nirlar. Efisajielegtirdikleri bir adazn vardir ki, biitiln
doktrini Rus sevgisl olmu§ ve "beni Stalin yaratti"
demijtir. Yazdigi eserin adi da "ivan ivanovi? yax
nu?»; "Ahmet, Mehmet var mi?» degil de, «ivan tvar
novi9 var nu?.» Ve ayni markslst kahramanQ) bir
tiirk degil, bir kokteyl oldugunu iddia etmigti; bir
polonyahyla bir bilmem nenin kokteyli.
En biiyiik sil&hlan fikir degil, sinik bir istibzadir.
Din, metafizik, nMAk, hattft hur sanat onlar igin «ge-
rilik»tir. O mahut kahramanlarmdan sonra ikinci
gelenin tek fikir eseri yokturt Yalniz nesi var biliyor
musunuz? Halki gOldurerek, yfini gevgeterek ruhl
degerlerini bir giive gibi kemirme i?inini kopar-
mak... Omek: Sizin fikirlerinize asla oevap veremez-
ler olarak; bir iki satmnm alirlar, ona "nane»
derler, <tinci» derler... Halka yaptiklan maskarahgm
ucretini ruhundan bir parga kopararak alir
lar. Sizin hazirladi^niz yeni ruhi agaci, agag kurdu
sabnyla kemirerek pestenkerani faaliyetlerine de-
vam ederler. Bunlar cins ko^u atlanna musallat ol-
mu§ at sinekleridir. Ofkelenir ve dfkenizi belirtirse-
niz, sizin tolerans(l)sizhginizi diinya ftleme ilAn
ederler. tnaana hakaret etmemek nez&ketleri degil,
cesaretsizliUeri vardir. Bunun da kolayim bulmu^-
laxdir: tngn.Tia. hakaret etmezler, «hakaretin kesri»ni
yaparlar... 0,1 hakaret, 0,3 hakaret...
Taninmi^ diinya yazar ve filozoflannin eserlerini
oyle ^evlrirler ki, o eserin gdriintiisu marksist ol-
sun. Hatt& marksizmi kritik eden eserlerin ba^ma
da en giivendikleri marksist yazarlann monologlan-
m eklerler. Tiirkiye'de Sartre, Bflfitun, Omer Hay-
154 PARKLAR

yam bu «ctaJirif»in kurbam olmu^lardir. Biryazan ol-


dugu gibi degil, iglerine gelen yanlanm kopararak
"igte bu budur» diyerek sunmania ustasidixlar. Bir
aBlauTn yelesinden bir parga, kuyrugundan bir par-
5a, sol yan derisinden bir parga kopanr ve bir Awian
mankenine baglarlar ve «igte aslann derler.
Tiirkiye'deki marksizmin seviyesi bakmundan,
haJrikat ne kelime, Avrupa'daki iilkudagffllanna
kargi onlann hesabma inHn-TUTi utan^i geliyorl
BAYRAM

isl&m; insan, aile, millet ve devlet hakkinda pren-


sipler, hukiimler, yon, 6z ve ^ergeveler gettrmii; bir
din oldugu igln, bir toplulugu en yiiksek sevin? gid-
Hainnrift bulu^turan «bayram»im da tesbit etmii; ve
gekillendinnigtir. O. ne biisbutiin insan tabiatma ay-
Inn olacak ve sirf orijinal goriinmek iQin «bayram-
sizuUgi segmigtir; ne, Bizans'ta ve dejenere olmug
her toplulukta, gdrulen «bayram enflasyonu» hasta-
iigina. tutulmugtuT ve ne de, «bayrami», obiir din ve
milletlerin bayramlanna benzemigtir. Yalniz iki bay-
ram vardnr; Bamazan ve Kurban bayrami.
Ramazan bayrami,her muslumanm ve her isl&m
toplulug^un, bir ay orug tutup viioutlann sagirhgi-
ni kaybetmlg ve ruhun seslerini diQ^ax hale gelmig,
ruhlarm en kabartma yfikseligine varmig oldugu,
yn.Tii niha ve ige gekilip orada yenilendi^, tazelendi-
gl bir ddnemden sonra, tekrar diga, egyaya bir hiin-
kdr alayi halinde, tantanali ve egyamn ve diinya ni-
metlerinin igindeki "sevinoi" gmlatarak gikigidir.
Kurban bayrami ise, miisliimanlann, yeiyiiziinde,
Allah tayin edilmig bir noktada toplamp
onun arzusu igin, canlilar iginde kendileiinin hayar
tiTin. yaratiklan kurban ettikten ve bu, ortar
156 PARKLAR

likta kabaxfxna hale gelen kurbaniik sembolunun,


damarlardan fi^kiran ira.Tiin ve havada elle tutulur
hale gelen merhametln. dteye, olume, hayatin anla-
mina ait ulvi du§uncelerin, islSm'in ilk giinlerinde-
kl saf duygu ve inanglardan Mekke havasinda uqu-
^an gdzlerin, kanatlann ve hatiralann iginde
kayna^tiktan sonra nihlan, elleri, gdnulleii ve ksifar
lan Allah'a yiikseltmelerinin Mekke'de ve biitiin is-
ISm ulkeleiinde kutlani^idir. Her iki bayram da ruh
ve egya ^dlenlerinin altxn tertiplerine sahiptir. Bay-
ram namagilaba^lar. Giine^in bir rmiTn'n.fe- boyu Qikti-
gi bir sabah vakti namaz ba^lar. Bu bir nevi, Yarati-
ci ile bayrftTTilagmadir. Sonra evlere ddniiliir. Aile
ile bayramlajjma olur. Sonra biitiin fehir, kendi
ipinde bayramla§ir. Biitiin miisliimanlar birbiriyle
bayramlagir. Sonra tebrikler §ehirler arasina atihr.
Boyleee biitiin miisliinianlar gdrii^mil; bulunur.
Darginliklar giderihni;, sog^kluklar gdziilmiigtiir.
Fitre, sadaka. kurban ve zekdt dagiti^lannin bay-
ramdan once olu§u, zengin yoksul biitiin mii'minle-
lin bu ruh ve e§3^ infilflklanna, donanii^lanna daha
hazir 9ikmalanni saglar. Yiiz akiyla gikmalaruu.
Bayramda mezarhklar da ziyaret edilir. Sevincin
en ^iddet kazandigi anda dliim ihniii.i edilmez. Ata-
larla, dldlerle de bayranila§ilir.
Yakinda dhnii^ii bulunanlara ugrambr teselli ve-
rilir. ba^saghgi istenir. Bdylece, dliuniin bir anda
hayattan kopardigi insan, yeniden koptug^ yere ge-
tirilir, hayata bitigtirilir.
Lsl&m'da bayram, biitiin miisliimanlann, ruh ve
e§ya zenginlikleiini, ruhlanmn deniz gibi incileriy-
le gdkyiizii gifeklerini ve egyalaruun gengliklerini
PARKLAR 157

sergileme ve bu sergide bir tek rub ve bir butim ha-


line gelmeleridir.
Kibns'ta ve daba bir 90k isl&m tUkesinde isl&m
kam akarken, goouklar anasiz babasiz kahrken, Is-
Ifim ulkelerlnln ber yanini sarmi^ sefalet, aylik, rub
ve ablfik yikicilig^yla savagmanin ger^ek ve temelli
imk&nlarmdan mabrum bulunulurken, Mevdddi gi-
bl isl&m liderleri, Allab'in Insana bava ve su g^bi
bab§ietti|^ burriyetlerinden mabrum ya^arken, ge-
celeri uykumuzu ka^iran ve riiyalanmizi tekeb alti-
na alan "altm ulke» idealinden uzakta, 90k uzakta
ddeta bir yer altmdan notlar bayati ya^arken, yine
de bayramdan ba^ka tesellimiz ne olabilir.
i^indekiler
7 Anadoluyu dinlemek
10 MilUmesaj
14 ty? Tflrkiye
17 Kahraman
19 Yeni haph seferleri
22 Akttialite
25 Ortadogu ve Tdrldye
28 Kumarbaz
31 Dx^ basin
33 Kalbkrizd
36 «iBenim hakkim, sus ey bdlbul
Senin hakkm degil matem.»
39 Tafih§uuru
42 Yas
44 Kibns heyeti
46 i^te o vakit
49 YeniAvrupa
52 Kuduste bir randevu
55 MisyonermantigiI
58 Misyoner mantigi II
61 Tiirkiye ve Russra
64 iki turlu demokrasi
67 Demokrasi ve biz
70 Devlet bigimi
73 Siyah
76 Qokg^g
79 Kibns tezi
FARKLAR 159

83 Kibnstan adalaxa
87 ^ok
90 Paradan Once tarilite revaliiasyon
93 Kinbulvan
96 Vei^
98 Kaxakaxdanadamm destani
100 Yarasalar bit kez daha uftu
102 Muhte^em kopek
104 Dvb;man 9i9ek yoUamaz
106 6ludegilulu
108 i9ki
111 Bfitiin kalemlerin donecegi yon
114 Yeni donem
117 Asjrasutunu
119 Asian siitii
122 Buzlu camin istanbulu
124 Yiizyillik plan
127 Tokatlarki
130 Solculuk sanati
132 Tutsak altm iilke: idil-Ural
136 Sava9 pilotu
140 Gfin i^igi ve prlzma
142 Ne sennayenin ne emegin
144 Markslzm bir humanizm degildlr .
147 Stit ve tabanca
150 Aktiialite
152 Utamlasi
155 Bayram

You might also like