Professional Documents
Culture Documents
www.CepSitesi.Net
Bütün hayatının , aradığınızın tam
önünüzde olduğunu fa rk etmeden
yaşayabilirsiniz.
Ve sonraki yıllar?
"Yıllardır okuduğum en
eğlenceli, en sevimli kitap.
Korkunç derecede ve
yüzde yüz dürüst; gerçek
hayatı yansıtıyor.
Her sayfayı yaşadım."
JENNY COLGAN
r
Y aşadığım ız y erdir günler.
A rt a rd a, d u rm a d a n .
U zu n p alto lan y la
1988-1992
Gelecek
15 Tem m uz 1 9 8 8 . Cuma
"H iç d e d e ğ il"
"Ç o k h o ş..."
G enç kız bu num u çekti. "İyi. tabii parası olan için. Neden
doğrudan, iki yıl tatile çıkacağım ,' demiyorsun? Aynı şey ."
"Kırk im?" G enç adam dtı konu karşısında zorlanmış gibi gö
rünüyordu. "Bilm iyorum . Teııght dem em e izin var m ı?"
DAVID KICHOLLS
16
DAVID NICHOLLS
" 2 0 0 4 . .. "
’ 17 •
BİR GÜN
"H ayır, gitm e," dedi kız telaşla. "Saat sabahın dördü."
'T ü r m ü?"
“...Ö ylesin."
"N erey e gidiyorsun şim di?" Elini kızın çıplak sırtına koy
du;
"K enefe gid iyorum " dedi genç kız. gözlüğünü kitap yığının
üzerinden kaparak: Milli Sağlık Servisi'nin verdiği büyük, siyah
Çerçeveli, standart gözlüklerden.
rv ,
22
DAVII) NICHOLLS
/ş/t* bu. diye düşündü. Uzun, siyah bir siyasi tişörtten başka
her şey cinsel isteği uyandırma konusunda daha fazla yardıma
olabilird i; belki Tracy C hapm an albüm ü hariç.
{Çerçeveletecek m isin?"
"H ayır, değil," dedi Em m a gülerek. "L eed s'e geri döndüler
Babam, otellerin gösteriş düşkünlerine gön? olduğunu düşünür."
Rulo, yatağın yanına dikkatle yerleştirildi. "Şim di kıpırda baka
lım." dedi adamı yatağın soğuk tarafına iteleyerek. Dexter, ki du
nu genç kızın omuzlarının altına beceriksizce dolayarak yatağa
girm esine izin verdi, tereddütlü bir biçim de ensesinden öptü.
Kız dönerek ona baktı.
"D e x ?"
"H m m "
BİR GÜN
"N e ?"
24
DAVID NICHOLLS
İşın sim , det!i kendi kendine, cesur ve atılgan olup bir fa rk ya
ratmakta Butiin dünyayı değil, sadece etrafını birazcık değiştireceksin.
Ç ifie diploman, tutkun ve Sın itli Corvna m arka yeni elektrikli dakti
lonla dışarı çık ve herhangi bir şey için çok sıkı çaltş... Mesela sanatla
hayatları değiştir. Çok güzel şeyler yaz. Arkadaşlarım değer ver, ilkele
rim• sadık kal. tutkuyla i r ılolu dolu yaşa. Yeni şeyler dene. Set>ı r sevil,
eğer mümkünse Dengeli beslen. Bunun gibi şeyler.
• 25 •
BİR GÜN
Tabii ki şimdi çıkıp gitmek onu bir daha hiç görm emek an
lamına gelebilirdi. Acaba bunu umursar mı, diye m eıak etti ve
umursayacağını far/ etti: H ıy umursarlar. Peki, kendisi umursar
mıydı? O olmadan dört yıl mükemmel biçimde idare etmişti. Bir
gece öncesine kadar adının Anruı olduğunu sanıyordu ama yine
d e partideyken gözlerini ondan alamamıştı Neden onu şimdiye
kadar hiç fark etmemişti? Uyurken kızın yüzünü inceledi.
Ama tam kararını verdiği sırada genç kızın ağzı geniş bir
gülümsemeyle yayıldı, gözlerini açmadan konuştu.
•27 •
BİR CİÜN
"G elenek işte. B ııg iin yağm urlu olursa önüm üzdeki kırk
gün yağmur yağar ya da bütün yaz ya da onun gibi bir şey."
"N ereye yağm ur yağacak ki? Sürekli bir yerlere yağıyor za
ten ."
"E m ?"
"E yv ah."
H a y a ta Döniiş
Wotverhamphm ve Roma
Kavisin? Ya Roma nasıl? Ölümsüz Şehir iyi hoş ama iki gündür
Wolvcrhamplon'dayım ve bu sanki sonsuzluk gibi geldi (bununla bir
likte, burotlaki Pizza H ut’ın muhteşem olduğunu söyleyebilirim).
Cruel Cargo, FİT'nin bir jhirçası (senin için açıklama: Eğitim İçi
Tiyatro) ve 11*13 yaş arası çocukların kölelik düzeninin kötü bir şey
olduğu, gorüşunii kazanm asını am açlıyor. Ben Lydia yı oynuyorum,
hrnnt. yani, evet, aslında B A ŞR O L kötü kalpli S ir Obadiah GrinTin
BİR GÜN
(/** hoş biri olm adığı adından anlaşılm ıyor ınu?) kendini beğenm iş,
şım arık kızı ı«r gösterinin en can a h a anında sahip olduğum biıtun
değerli şeylerin, giysilerim in (giysi bir sem bol) ıv ın uceıherierin (aynı
şekilde) insanların kanıyla salın alındığını anlıyorum ve kendim i kırlı
hissediyorum (elinde KAN görm üş gibi bakışlar), RU UUUU HUM U
kirli hissediyorum . Ç eçen g ece çocukların kafam a gofret atm alarıyla
m ahvolm uş olsa da, çok g ü çliı b ir şey.
Anut, cuidı olm ak gerekirse, aslında o kadar kötü değil içerik olarak;
neden böyle küçüm sediğim i bilmiyorum, bir tür savunm a m ekanizması
m uhtem elen. .Aslında çocuklardan geri dönüşler alıyoruz -ıvır z ın r ftr-
tatm ayanlardan- ve okullarda yaptığım ız bu çalışm alar gerçektin çok
heyecan verici oluyor. Hm kiıçük çocukların kültürel m irasları hakkında
ne kadar az şey bildiklerin i g irm ek çok sarsıcı. Bu arada yazm aktan
da zevk alıyorum ; diğer oyunlar için m alzem e t e yeni fikirler sağlıyor
bana. S a t yunanım ı boşa harcadığım ı düşünsen de. zahm ete d eğ er bir
ış. Bir şeyleri gerçekten, gerçektn ı değiştirebileceğim ize inanıyorum .
D er ter. D iyorum ki, otuzlu yıllarda Alm anya'da bir sürü raılikal ti
yatro kum panya* ıwrdı ve nasıl hır değişiklik yaptıklarına bir h ık. H ır
çocukla tek tık uğraşm ak gerekse bile We$t M idlands'te renk önyargı
sın ı kıracağız.
Sonra, kötü kalpli babam O badiahi oynayan Sid ınır Senin biitiin
çocukluğunun pajıatya dolu çim en liklerde Fransız kriketi oynam akla
geçtiğin i ve televizyon seyretm ık g ibi banal işlerle uğraşm adığını bili
yorum. am a Sid, "City B eal" denen şu polisiye dizide oldukça tanınmış
DAVI I) NICHOLLS
birt¥di r r BU saçm alıklara kıulaı düşm üş olm aktan nefret ediyor. Rol
yapm aktan n efret eder tv her cüm lesi. * Ben m utluyken" anlam ına g e
len "Ben k k o ty o n d a y k en " ifadesiyle hışlar. S ki. laıu M ara işer, yıka-
rtıakti!iı*ı toz bezi yajnıcağm polyester pantolonlardan g iyer ve benzin
jsfasyunlannıtı kıym alı börek y ır, ayn ca Kum nc av ben onun gizli ırkçı
o ld u ğ u n u düşünüyoruz am a bunlar bir yana çeke tatlı bir atlamdır, çok
çok tatlı.
Sonra bir de Candy var burada, ah. Candy. Candy'yi seıvrdiıı; adı
gibi şeker bir ktz Oyunda, küstah hizm etçiyi, b ir çiftlik sahibini ve Sir
W illıanı YJdberfrrce'u canlandırıyor. M ıdıteşem tv büyüleyici bin tv
bu sözü onaylamamam da M nnenin tam anlam ıyla bir şırfıntı. Hana de-
vanılı gerçekte kaç yaşında olduğum u sonıyor. yorgun göründüğüm ü
ya da kontak lens takarsam çok güzel görüneceğim i falan söylüyor, ben
ıh' buna TAPIYORUM tabii. Bu işi sadece oyunculuk lisansı alm ak ve
yağm urlu bir salı günü, tesadüfin E T T nin yeicneklı oyunculanndan
birim aram aya çıkm ış hır H ollyıonod yayım cısı tarafından keşfrdilece-
ğ i gü ne kadar oyalanm ak için yajıhğtnı belirtm ekte çok ısrara. O yun
a d ır k n e saçm a bir şey, d eğ il m i?
•33
BİR GÜM
Sonunda sahneye çıkma sırası geldiğıt 1e, üzerine bir şeyler giyinir ve
çocuklardan btrı genellikle bir ıslık çalaı•ya da ona benzer bir şey yapıar;
<» da her seferinde sanki hakarete u ğran tş gibi davranıp, feınhristlıkten
dem vurur. Sanki büyük bir PO LİTİK sorunmuş gibi, "Görünüşümle
yargılanmaktan nefret ediyorum, zari f yüzüm ıv ince genç vücudum
yüzünden hepi yargılandım." diyor jartiyerini düzeltirken. Sanki koca
memelerle lanetlenmiş kadınların acınacak durumu üzerine propagan
da sokak tiyatrosu yapacağa! Çok m u fazla konuşuyorum ? Şimdiden
sa rfın m i onu? Geri döndüğünde sizi tanıştırabilirim. Çeneni tutup
dudaklarınla oynayarak ona kariyeri .hakkında sorular sorduğunu göre
biliyorum . Belki d r hiç tanıştırm am »izi...
• 35 *
BİR CİÜN
•38 •
PAVID NİCHOLLS
Ueden buradayım?
flu k ıt u ne?
"Shaf-tes-burv Bulvarı."
“Lychester M ey d an ı"
"A ptal bir dil olduğunu düşünüyorum ," dedi Tove Angs-
trom v e om zu na bir y u m n ık salladı.
"Aptal bir dil! Daha fazla aynı fikirde olamazdım. Bana vur-
|mana da gerek y o k ."
40
DAV1D NICHOLLS
. 4i .
BİR GÜN
Y<ı Roma tıasd? Tatlı Hayat nasıl? Şu anda senin bir kafeterya ma
sasında oturmuş, hakkında çok şey duyduğumuz şu “caf’puano"lordan
içtiğim ıv her şeye ıslık çaldığım hayal ediyorum. Bunu okurken muh
temelen güneş gözlükleri takıyorsundur. Çıkar onları, komik görü
nüyorsun. Sana yolladığım kitaptan aldırı mı? Primo I r v i çok iyi hır
İtalyan yazar. İnsana hayatın dondurma ıv aynkkal>ulan ibaret olmadı-
ğm ı hatırlatıyor. Hayat her zaman Bcttv Blue'nun açılışı gibi o lım z
Öğretmm/ik nasıl guliyor? Öğrencilerinle yatmayacağımı söz t\r itana
lütfen. Bu, nasıl desem ... m oral bozucu olur.
3 (Fr.)Bütün ( Y ay W )
43
BİR G t ’N
"Hah. Şu şaraba vardım et, bütün şişeyi tek başına içm eyH
yün"
• 4/* •
D A VI D N IC H O LLS
"H iç akıllıca değil, biliyorsun. Seni bir film yıldızı gibi gös
terdiğini sandığını biliyorum, ama değil, berbat gösteriyor.”
"H ay ır!"
"Sarhoşsun."
"K im se yok mıı Rom a'da? Hoş bir Katolik kız falan?"
"Y o k ."
"Seni ilgilendirmez."
"Em m a Moriey."
"Em m a Moriey. Sevdim onu. Baban da sevmişti; her m* ka
dar ona faşist burjuva dem iş olsa d a." Dexter bunları hatırlayın
ca irkildi. "B enim için fark etm ez, en azından biraz ateş, biraz
tutku vardı o kızda. Kahvaltı sofrasında sık sık karşılaştığım ız
şu aptal seks saksıları gibi değildi. E ırt, Bayan M ayhav, hayır. Ba
yan M ayheıv. Gecenin bir saatinde parmaklarının ucunda misafir
odasına girdiğini d uy abiliy o ru m ..."
"Peki ya Em m a?"
48
W DAV1DNICHOLLS
" E l b e t t e ."
"İyi de, bir yıl g eçti Dexter. Daha ne kadar tatil yapacaksın?
ûversitede de kendim paralarcasma çalıştığın söylenemez..."
. 49 .
BİR GÜN
"Z or bir ış, anne. Aynen bana bir şeylerin peşin** düşm e im
kânı v eriy or."
"D üzgün bir iş, peşinden koşacak bir şeyler, falan fildn."
"Başka ne?"
"Ah, çok geç." Artık oteli görebiliyorlardı; iiç yıldızlı hoş ama
gösterişli olm ayan bir oteldi. Buzlu ram ın arkasından babasının
lobideki bir koltukta oturmuş, bir bacağını diğerinin üzerine at
mış, çorabı elinde, eğilm iş vaziyette ayak tabanını incelediğini
iliyordu.
"Kötü bir şey değil, tatlım, kötü bir şey değil." Sokakta du
rarak ona teselli edici bir ifadeyle gülümsedi annesi ve elini en
sesinin arkasındaki kısa saçlanrun üzerine koydu, LX*xter'ı kimdi
boyuna gelene kadar aşağı çekti, böylece alırdan birbirine değdi.
"Bu konuda endişelenme. V ann. Yann etraflıca konuşuruz."
BÖLÜM ÜÇ
Tac M ahal
"Bu... berbat bir şey," diye güldü barın arkasında, bira şi<
lerinin boyunlun için limon dilimlemekte olan Paddy.
"Ayrıca, güzel bir haberim d e var," dedi Scott, "Ü stün nit
liklı elemanlardan oluşan mutlu ekibim ize yeni katılacak ol
lan YVhitcheud'i size tanıştırmak istiyorum ." lan beyzbol
kasını başının gerisine ittirerek selamlamak için kolunu k iv i
kaldırdı. "Selam , millet!" dedi Amerikan aksarayla.
56
DAVID NICHOLLS
si
*Sana işin esasım gösterecek, hepsi bu katlar, millet. Unut
m ayın! Balık bu rriio! A rtık m üzik lü tfen!"
* 57 •
J
BIK GÜN
Hayret verici şeyler gördüm , her zaman eğlenceli olm asa da bir
tecrübeydi; binlerce fo to ğ r a f çektim, dönünce sana yavaaaaaaş yam -
aaaş göstereceğim . İlgileniyormuş g ibi yaparsın, olu r m u? H an ben
satin kelle lergisi konusundaki isyanlarla ilgili anlattıklarınla ilgil
yormuş gün yapmıştım. Neyse, fotoğraflarımdan bazılarını geçen gün
trende karşılaştığım TV yapımcısı kadına gösterdim (sandığın gibi d a
ğil, otuzlarının ortasında yaşlı bir kaduı) ve bu işi profesyonel olarak
yapabileceğimi söyledi. Televizyona gençlerle ilgili bir seyahat programı
hazırlamak için burada bulunuyor, bana kartını ırrd i zr ağustosta geri
PA V ID NİCHOLLS
# "L oco Caliente, delicesine sıcak dem ektir; 'sıcak' çünkü kli-
,n' a Çalışmıyor, 'delicesine' çünkü burada yem ek için deli olmak
ftrekir. Ya da burada çalışmak için; aynı kapıya çıkar. Mucho mu-
cho loco. Sana eşyalarını nereye koyacağını göstereyim ." Geçen
taftanın gazete yığınını birlikte tekmeleyerek hurdası çıkmış ofis
K n k d r l İ (Ç NJ )
•59 •
BİR GÜN
bilirim ’ -
! "İyi. Gülm eyi hepimiz severi/. N asıl stand-up gibi bir şey
m i?"
"Evet, ağırlıkiı olarak stand-up. Va sen?"
"Ben m i?"
Bu mektuba başlıidığımdan beri iki h rıı daha içtim, artık hırın sdy-
lemeyA hazırım . Şöyle. Em, birim im izi beş altı y ıld ır tanıyoruz, am a
ancak iki yıldır ıH am akıllı "'arkadanız'; yık uzun hır zam an değil, yine
d esen i birazcık tanıdığım ı i e »ıtm »'tununun n e olduğunu bildiğimi
, tm tıyorun Ve antropolojiden 2 ,2 aldığım a dikkatim çekerim , yanı
söz ettiğimi biliyi mim tğeı Uvrtmi iğrenmek Ktemıyıvsan oku-
"tayı şu arıda bırakabilirsin .
2 “
BİR GÜ N
62
DAVID NICHOLLS
Ljtfa dürtıMiz, kariyerist tipler. Benim d e bir plan ım yok, em inim be
nim iş le r im i hallettiğim i düşiinüyı'rsun, am a hayır, ben ile endişeliyim ;
ggdMY para, yatacak y er ve İşçi Partisi'itin geleceği, yırını yıl sonra ııe
dacnÇmt w* Bay MaıulcIu'tun özgürlüğü nasıl sağlıtyacağı konularında
en dişe etm iyorum .
Yeni bir paragrafa hışlan nidan im ce bir m ola dnlıa, çinıkü daha
yeni başhuhrı. Bu m ektup hayat değiştirin bir dönüın noktası olm aya
hışlad ı. Bunun için h azır m ısın, m erak ediyoru m .
"... Ara sıra heyecan olsun diye içine biraz, pirinç ya da çiğ
soğan katan/. Hepsi buğday ve mısırla yapılır.'
64
DAVID NICHOLLS
"Oıortlcs mi?"
"Gerçekten mi?"
•65 •
BİR GÜN
"Şaka yapıyorsun."
"H oş bir teklif, ama buradaki mesaimden sonra ölü gibi olu
rum. Sadece eve gidip, rahatlamak, yemek yemek isterim Kor
karım g elem eyeceğim ."
U(T kutu odu değil, gerçek bir kutu; omdun çıkıntılısın, bırak onun d
[E rg L,* sutyeninin sularını bankası >tkstıı. Eğer ben sözüm ona gerçek
lunpıtu dönecek olursam, aşın imtiyazlı kofûtaîıst bir camu.\ır olduğum
içitı bir daire satın alırını, sen de her zaman rahat rahat gelir bir süre
kalırsın, istersen sürekli kalırsın, buıııı beceririz sanırını, değil mı? EV
ARKADAŞI olarak tabii. Hu sana İsına karşı olan cinsel arzunun üs
tesinden gelm e imkânı da sağlar, luı ha. En kötü ihtimalle seni geceleri
ıHİana kilitlerim. H er neyse, şim di daha önemli hır şey...
Ah. tipik Dexter, diyorsun, bir şeyi unutmadı mı? Para! Uçak bi
letleri ağaçta yetişmiyor; ya sc+syal sorumluluk, iş ahlakı v.s. Tamam,
dert etine, h m ikluyorum. Evet, ben ödüyorum . Saııa uçak bileti için
havale yapacağım (her zaman havale yapm ak istemişimdir) ıv bura
daki bütün masraflarını da ben karşılayacağını; kulağa pek gösterişçi
geliyor aına değil, çünkü burada her şey ÇOK U C U Z Kerala'ya ya ila
Tayland'a gidip aylarca yaşayabiliriz. Em: sen zv ben. Dolunay parti-
gidebiliriz... Gelecek için endişelenerek değil, sadece EĞLENMEK
•Çtn salHihladığmı düşünsene. (Mezuniyetten sonraki sabahlamamızı
h a t ı r l ı ^ m usun, Em ? H er neyse. H arekele g eç.)
•67 •
BİR GÜ N
Sevgiler
armağan
Ayaklannı yeniden sandaletlerine soktu, biraz sallanarak
jvağa kalktı ve kendini müşterek duşa gitm eye luızırladı. İyice
bronzlaşnusu, son iki yılın projesi tenini katrana bulanm ış çit
g ib i karartmıştı Kafasını sokak beıberine kazıtmış, biraz da kilo
vemuştı ama bu yeni görünüşü garip biçim de hoşuna gidiyordu:
Sanki vahşi bir ormandan yeni kurtulmuş gibi, bir den bir kemik
bir kahraman... Bu imajını tamamlamak için ayak bileğine bir de
yin-yang dövmesi yaptırmıştı ve m uhtem elen Londra'ya dön
d üğünde pişman olacaktı. Ama güzel bir dövm eydi. Londra'da
çorap giyerdi.
70
DA V II) NICHOLLS
: Ama zarfta adres yoktu, ne de dönüş için "D exter'm " adresi
Bir ip u aı bulabilmek için savlatan taradı, belki Emma'nm
lokantanın adı... am a işe yarar bir şey bulamadı. Yolun
BİR GÜN
Sevgili Dexter'a. M üthiş seyahatin için m üthiş bir rom an. İyi
yahatler tv dövtnesız sağ salim dönüşler... İyi ol ya da olabildiğin b
iy i ol. Ijııtct olsu n , sen i özleyeceğim
F ırsatlar
E "H indi mi? Temmu/da m ı?" dedi Kırda durup bira şişeleri
nin boynuna takmak için limon dilimleyen lan VMıitehead.
• 73 •
BİR GÜN
"E v et."
' " H a y ı r , hayır, hayır, kişisel bir şey, arada bir böyle fokurdar.
Ne k a d a r utanç verici." Mavi kâğıtların iki tomarını gözlerine
basardı. "Ö zür dilerim, özür dilerim, sen devam et."
O v.
§ehir Saç»
^ H k gpç s a a ( k > r r kadar çalışmaktan mtl^ıın. avnı zamanda
to m b u ld u , S k k a ç aydır eteklerini kalasından geçuvrek giyiyor
K a stsa
H ayalındaki
H er şeyin
uılat ırar
ftd to r
Mar.
Peynir, aynı hayat gibi
Sert ve
Soğuk
Plastik g ih
Diye düşünüyorum w
'Hu o olabilir m i? " diyorum ,
80
DAVI D NICHOI.LS
• 81 •
BİR G Ü N
"H ey, hadi gel margarita içmek için bize katıl!" Sarhoş
duygusal bir tavırla E m m a'n ın elini çekiştirdi.
"D exter, lan ’la tanışm ıştınız, değil m i?" dedi Em m a çabu
cak.
E "Neden?"
İ "N edeni yok, Em ," dedi Dev. "Sadece sana bahşiş vermek
M y n ru ra gerçekten." Ve Emma ruhunun b ir parçasının daha
kopup gittiğini hissetti.
83
BİR GÜN
“Merhaba, g ü zellik"
"A h !"
"G ördüm seni, sevgilinle üst üste oturmuş, kıkır kıkır g*1
y ordu nuz..."
"öyle mi?"
"Evet, çünkü ben orada çalışıyorum Benim suratıma g
d ün!"
•86 •
DAVI D KICHOLLS
I
"Ya da 'kurban'. 'K urban'ı sevdim ." Em m a birden sırtüstü
yatıp, parmaklarını beceriksizce pantolonunun cepliTİne soktu.
"Ş u n u g e ri alabilirsin." IXizgünce kıtlanm ış on paundluk bank
notu D exter'ın g öğ sü n e doğru fırlattı.
. " P e k â lâ olur."
"B u sen in !”
E N a k it para İnd iye değildir. İtenim için bir şey alm ak ister
i n buna mem nun olurum , ama nakit paraya değil Bu utanç
Verici."
"H ay ır..."
"N asıl, tic-tac gibi bir şey mi? N efesin kötü kokuyor d
m i?"
•8 8 •
D A V ID N IC H O LLS
plin?"
Bm m a parmağını penesini* koydu. "İstiyor muyum? Hayır,
sanm ıyorum . H ayır, istem iyoru m ."
"D exterî"
"Böyle bir şey yapm ak için neden halka açık bir yere gi<
sin? Sanki b ir doğa belgeseli."
D A V Il) N IC H O LLS
lekler’
"D exter!"
{
I Kendim öyle hisseden Emma bir şey söylemedi. Dexter dir
seğiyle dürttü. "N e yapm am ız gerektiğini biliyor m usun? Ben
ve sen?"
• 91 •
»İR GÜN
"H an g i h erif?"
"ö z ü r dilerim."
p e n i m l e b i r l i k t e , R e d lig h t Y a p ım c ı lı k t a ! " B u f ik r e ıs .n m a -
■| başlamıştı. "Araştırmacı atarak. Ayakçı olarak başlayabilirsin,
^-i/dır, a m a..."
"Sıkıcı değilsin."
-N e ? "
-Sadece dinle. Ç eneni kapa ve dinle, tam am m ı?"
S ö z leşm e K u ralları
99
BİR GÜN
^ ir b a jy a p ıto ."
B İR G Ü N
102
D AVID NICHOLLS
nim'
P K w n a . burnundan güldü; Devter bir k ık ı* fırlattı una. "K o-
jn ik bir şey okudum d a," diyerek kitabı gösterdi Emma.
“ Ne?'
Neyir
P A V ID NICHOLLS
Jb n a
"Cockney a k m u y la konuşm uyorum ."
"Bay TV o ld u ru n / jn u n yapıyorsun."
fflfapıvordur m u h a k k a k a m a Iv ı ı ı r ı ı p r o g r a m ı m ; ı / k v m
İ
Emma kahkahalarla güldü, sonra kitabına geri döndü. Bir
süre sonra yin e k onu ştu D evler.
j " Y i n e d e Böyle."
11)s •
BİRG CN
Utildı
dedi Emma bvru .1:1 daha mutlu olduğu bir anı ha-
S ^ Ş s a da başarılı olam ad ı.
B l i - İt// '
BİR GÜN
"Evet, bayan."
İlk boş sayfayı açıp yazabileceği bir şeyler düşünm eye çal
tı; her şeyin çok güzel olduğu dışında bir gözlem ya da bir s e î
Her şey çok güzeldi. Tam olarak olm ak istediği yerde olduğu
dair, yeni ve az yaşadığı bir d u y guva kapıldı
D AVID NICHOLLS
fv >
"İki kişiyiz."
bir m asa bile var ve beş gün için boş, istersek uzatabiliriz de."
"Y a kötü haber?"
"Yalnızca bir yatak var."
"A h "
"A h ."
"A nlıyorum ."
"Ü zgünüm ."
"Şim di yüksek sezon. Em! Her vere baktım !" Sakin ol, tiz
çıkarına. Bt’lkı d e su çlu lu k kartın ı oynam alısın. "A m a aramaya
vam etm em i istersen..." Yorgunlukla sandalyesinden kalktı.
"O ldukça büyük bir yatak olmalı değil mi. kurallan uy]
yabilm ek için ."
Emma somurttu.
110
D A V ID N IC H O L L S
^ ^ K jn u g it m iş t i, a ğ a ç l a r d a k i g e r ç e k lim o n la r ı, y a p ış t ır ılm ış
^ B o ğ u y o r la r d ı C io r g u s ıız g ib i g ö r ü n m e m e k iç in I n ın l a n ıı hiç*
yoya g ir d i.
"Ö zü r dilerim ,'' dedi Dexter, "siz. İpanem a'lı kız değil mil
"Sırtı çok açıkm ış, değil m ı?" dedi parm akları Em m a'nın
om urgasında d olaşırken.
Bu ned ir?" .
. 111 .
BİR G Ü N
"N e ? "
-N ev ir
-Ç ^ U ık baıteK u
hijyeni
"Ben çıplak barbekii yaptım.
•Hayır!"
"Bir e l i m l e t a v u k şi ş o b u r e l i n d e a l e ti v a r k e n m ı ’ I kıv ır , t e
şekkür ederim H e m , ç ı p l a k l ı k k u r a l l a r ı n ı ılıla l e t m e k olma/ mı
ı\e
•Ne’
*Ne?
I i ^ İys,İLJnm^ i ç ı k a r m a l ı m ı y ı z ? "
115
BİR GÜN
"H A YIR!"
"N ed en ?"
• >.ı kı/.^
"N eden rahat etm eyeceğim in önem i yok! Ayrıca MZ. m
“Ne farkır
"Ingrid ne d e olsa bir m ankendi..."
“Söylediğim tam am en tarafsız bir şey, sen çok çekici bir ka-
|dıns*n..."
-... Kıyafetlerim çıkarmayan çekici hır kadın! Birtakım ver
ilerinin A d a ^ n a s ı için bu kadar hevesliysen, durma. Artık ko
num değiştirebilir m iyiz?"
m idem bulanıyor
istediğimi ,'orsun...
^ E Ç ö k uzun zaman öncevdı
BİR GÜN
"Yapm a bunu."
"Karanlıkta."
• 118
D AVID NICHOLLS
"Sıkılm az m ısın?"
Ne «stersen
-Benim de « u r la r ım var."
f c T a m * » 11 a k ş a m u ı i k - g ı n . n e d e r a n ? A n l a ş ı l a n V u r u n Sala -
• 121
BİR GÜN 1
"H ey, çok önemli bir şey değil bu, öyle değil m i1 Bixin\ yM
m ı/ d a in s.m l.in n se k s te d e n e y im le r i’ açık o lm a la rı g e r e k i r * f *
F - Ş a r t değil-"
fendim »/, sağlama alalım Ö ne doğru eğildi, elini
-Nasıl. sır g ib im i’
nın ağ/ı açık kaldı "B ir adam im ?" diyerek gülm eye
fil*
ferle ,
^ ^ ^ ^ V l U m k - şapkam :
O lu su n "
I \ ‘ v g e r ç e k t e n s ü r p r iz -
123 •
B İR G Ü N
"P e k i...?"
"N e ? "
"Neden?"
Emma bir kıv daha onun sın ırız bir havai kırıklığına
kapasitesi old u ğu nu hatırladı.
; ': İV:t W nnni' 9°^ s,n ,rsiıv" I V\ter'ın y.nıık yerlerinin en kırmızı
elin in tersiyle vurdu.
“Ah?"
1* d e n inliyorsun?"
^ ^ ■ • ö y le d ."
BİR GÜN
“G erçekten, ne o ld ıı."
"S e n i tanıdım . Beni sen d en k u rtard ın ."
“O şiirleri oku m ak istiyorum . 'D ex ter' için ne k afiy e bu l
m u ştu n ?"
"Delisin s e n
"H ad i!"
"B o ğu lu ru m '
^ ^ f l p a r d ı , so n ra da iç çam aşırım ,
kalsın!"
■ F 'aıbl'nkırla \ ur,ırki r. u/un kain n • ı«>;ı .ırtını m-
BİRCÎÜN
"N e ?"
"Böyle. N e düşünüyorsun?"
P A V ID N IC H O L L S
"H ay ır..."
"N e z a m a n ?"
m ^ H ^ r ç e k t e n s o k a k t a \ u r ı ı v e n b i r i n i b i l e, d e d i ğ i n
"Ö >ie m i r
"Bana kızgın m ıs ın r
"Eğlence m i r
"Scrabble mı oynayacağız?"
|2jjn v e r d i . I \ \ t e r , s a ç l a n ı ı d a n v e g ö z k * r i n d e n s u l a r sa çı-
kapandı."
"Ah E n ı i ı ı i n isin '* ( j ı ı ı k u b u ışı a r a d a n ç ı k a r ı r s a k k e n d i m i / i
j.ıh a iyi hissederiz d iy e d ü şü n m ü ştü m ."
“Arkadaş o l a r a k k e ııd ım i/ .i d a l ı a y a l a n h i s s e d e r d i k . ”
düşünüyorsun?"
Tdm.so\e s ö y l e m e y a d a ' y a ş a n a n l a r ı e h e d ı v e n ı ı n u t
^ < fb | | e y le r o l d u ğ a u,m \ a p m a \ a c a ğ ı m Sır o la ra k sa k la m a k
13i
BİR GÜN
r v
"Y ok! K açtı!" dedi acınacak bir halde. "S ik tir olup g j
Çıplak olduğunu hatırlatan hafif bir esinti çıkmıştı, öfl
b acak lan n ın arasın a koydu.
K U t sempatik b i r ş e k i l d e b a s l a n n ı s a l l a d ı v e g e ç i p g i tt i le r ,
kız dönüp ark alan n d an seslendi:
"H oş torba."
"I lalı,” dedi Dextor, yeni ıç çam aşırlarıyla yatağa ıı/ .ın A İ
"Bunlar onlar m ı?"
N e?"
"B u taraf."
134
D A V ID N'ICHOLLS
a m a h r a / s o n r a d a ı n a r l a n ı u l a e m e k l e y e n u y k u n u n ahırl ı-
^ u v e n .k liü m . hissetti
uyu muştu.
1 9 9 3 -1 9 9 5
K im y a sa l
• 139 •
BİR GÜN
"Sen m eşhursun!"
"B en T ara!"
"N e?"
• 142 *
DAVI O NICHOLLS
t AA
D AVID N İC H O L L S
Saatler, k im s i* f a r k e t m e d e n g e ç i y o r . Ş i m d i b ir is i s e k s lıa k -
*® d a konuşuyor v e sa b « ıh a p i ş m a n o la c a k la r ı k iş is e l ifş a a tla r d a
l^ lu r o n a k ta y a n ş ıy o r l a r . İ n s a n la r ö p ü ş ü y o r . F a ra h â lâ D e x t e r ’ın
® °y n u y la Uğraşıyor, si*rt k ü ç ü k p a m ıa ğ ıv l a o m u r il i ğ i n i n te p e s i-
^ ^ M lty o r, f a k a t u y ı ı ş t ı m u u n u n b o t u n e t k is i g e ç ıv o r ş im d i v e
1H R C rahatlatıcı o la n m a s a ı. b i n l e n it e k l e m e v e d u r t ü k l e m e le r
jP ^ B id Ö n ü ş iıy o r I V \ t r r k a ta s ım k a ld ır ıp k a k tığ ın d a T a r a 'n ın
slsJ^» v e te lu li t k âr b ir h a l a lıv o r ço k b u v u k a ğ z ı v e
^ k u ç u k , t u y s iız b i r m e m e li h a y v a n g ib i
” ^ W W ü ş ü n d u ğ u !H İe n Y ll>İ1 o l d u ğ u n u l a i k e d i y o r -Tj /i -
145 •
BİR GÜN
Ş u lv a n n d û b ir taksi d u r a c ı b ıık ıy o r . 15 le m m u /
jj^nneındf
rv
' Artık mobilyaları var Yirmi v«\li vas. öğrenci gibi yaşamak
içm çok büyük olduğundan artık bir karyolası v a r Tottenham
Court Road’dakı kolonyal tar/da bir mağazanın yaz satışların
dın aldığı ferforje demirli, hasır orgu isi bir karyola. "Tahiti"
marka karyola Paris Court Koad'daki dairenin yatak odasının
kmlamını işgal ediyor. Yorgan kaz tııyıı, çarşaflar, satıcının açık
lamasına göre insanoğlunun bildiği en iyi pamuk turu olan Mısır
^ n b k lu su iK l,, ve tum bunlar yeni bir d ıız e a bağımsızlık ve
°*JÇUnh,k donem inin işareti. Pazar sabahlarını Tahiti'nin uzerin-
■ H a k lı k ederek tek başına geçınvor; Porgv ve Bess, Mazzy
' yaşü ~Tom WaiLs ve Barh'ın ( « Ih* Süitlerinin a< avıp bir şe-
plağını dın'.ivor Narım litre kahve tçıvor ve en iyi
kalem isle pahalı not d e r l e n i l i n ç iz g ili hevaz şayialarına
; g ö z le m le r in i vı fik irle rin i v a z ıv o r b a z e n , işler k o tu
^ B en ceıv d fn d ış a r ı y a b a k a r a k k a h v a lt ıs ın ı y a p ıy o r D a ir e s i,
tuğladan y a p ı l m a b i r b i n a n ı n a l t ı n a k a t ım l a v e man-
binanın t ıp a t ıp i v n / e r i, k ır m ız ı t u ğ la d a n b ir b a ş k a
Earls C o u r t t.ın p« k l ıo ş la n m ıv o r ; e s k i p ü s k ü v e g e ç i
Londra'nın f a z la o d a s ın d a y a s a m a k g ib i b u ş e y . T e k
k ir a s ı do «,ılgın» bu ö ğ r e t m e n l i k iş in e b a s -
^ B ® ' , , n b e lk i d e d a h a ueu/ b ir y e r a r a m a s ı g e r e k ir , a m a
^ ^ ^ ^ p u rad a y a ş a r n a v .ı d e \ a m e d ıv o t . I c a lu n t e d e n v e
k u tu o d a d a n Itllv K ı l lı c k 'le
jT ^ ^ M ^ d b e r l ı k t e ı 1 ^*nra artık "/gur. m utfak lavah»sunun
BİR (»ÜN
Tükenmiş d u r u m d a y k e n C K îo r d K oad u / e r im le d u ra b i
leceği b ir cep b u l u y o r , k o l t u ğ u n u a r k a y a y a s l a y ıp u y u y a b i l m e
u m u d u y la g ö z l e r i n i k a p a t ıy o r , a m a k e n d i s i n e b a ğ ır a n kam yon
K u ğ u , g ıi n u n s ı r ı n ı d d t s a a ti k a h s .ıl t ı, in a n ılm a / d e -
^ ^ ^ E x t Z b ifte k v e c ip s s e r v is i / iıu in A ra b a sı
h e d i y e p a k e ti s a p ı l m ı ş k u t u y u so k u k o lt u ğ u n
V e m o b ily a u la s is kı d u n g i ş e d e n k a lm a s ig a r a k o k a n
-^ ^ K m e k â n a g ir iy o r .
BİR GÜN
I f Ot'M-'"'1
u * * iw
| S"-'-"1
Anktşüdı, sen i ktiçıtk ucuz palyaço.
ÇP çalan k a p a t ıy o r , y e r i n d e n ç ık a r t ıy o r , s o n r a e l i n d e tu ta -
L j. bakıyor. Sakin ol, binası SU hkuvlI değil, C ıilh m s'tasın ilah ın
stnm müzik setin i çalacak değil. Sadece sakinieş K a p ın ın g ir iş in d e
U ıra n b a b a s ı f in c a n ın ı t e k r a r k a ld ır ıy o r , D e x te r iy in i ç e k iy o r , k o l
"Nasılsın i h t i y a r ? " d iy o r D e \ te r y a ş lı b a b a s ın ı k a rş ı b ir şe f-
k ıt d alg .is, h i s s e d e r e k v e k o lu n u f a r k ın d a o l m a d a n b a b a s ın ın
ptftma k o y u p s ıv a z lıy o r , y a n a k l a r ın d a n ö p ü y o r .
Öylece kalıyorlar
A lt d u d a ğ ı n d a k i s a h a n ın ıs la k lığ ın ı ve b a b a s ın ın
d e h ş e t i h is s e d iy o r ; b a b a o ğ lu n a b a k ıy o r , b i r tu r h sk i
b u . O ğ u l l a r b a b a la r ın ı ö p ü y o r la r ; b ir d o ğ a k a n u n u
D a lu ı L i p i d i n g ir m e d e n c ıd d ıv e tm b u t u n v a n ıls a -
^ ^ H p n i y o r . h a b is i ı . ı - k i v o r v,ı h o s n u t s u / h ık t a n
> '
BİR CîCN
"E v et sıcak hır gün.'' Annesi ikna olm am ış gibi bakıvor. Ye-
icrittar iyi (kğü . D ikkatim topla. Kinim le konuştuğunu hatırla.
| "Prada
"N e hoş."
"P eki hangisi hangim iz?" diyor düşünm eden; neyse ki|
nesi duymamış gibi görünüyor. 1982'd en kalma ajit-pn>pM|
da siyalı beyaz bir kartpostalın arkasını o k u y o r "Thatcherj
fol!" Gülüyor. "N e kadar kibar kız. ne kadar eğlenceli R(
alıyor, parm aklan arasında kaimliğini ölçüyor. "Birazcık iyf
galiba. IV*lkı onu kısa hikâyelere yönlendirmelisin."
b i r l 'i t le n n ı a n la m a la r ın ı s a ğ la d ığ ın a in a n d ır ıl m a n
H ^ t l a t ı c ı o l m a s ı b e k l e n e n g ö r ü ş m e l e r , a ğ ı/ d a la ş ı w k a r ş ılık lı
g|H *m a la r a d ö n ü ş ü y o r d u . S e k i/ s a a t ö n c e t a m a m e n y a b a n a in -
s jn la r a e n g iz li s ı r l a n ın a n la t ır k e n , şu a n d a a n n e l i y l e k o n u ş a ın ı-
v »r. B ir yanlışlık v a r bu iş t e .
"ö y le m i r
I A n n e s i SU S U y or, o / .im a n I V v t e r e k l e m e k / o m n d a k a l ı v o r
\e d üşü nüyorsun?"
“S e n in gibi in s a n l a r a g ö r e d e ğ il p e k , ö y l e d e ğ i l m ı ? "
K Bundan h o ş l a n m a d ığ ın ı b e lir t e n h ır t a v ır la b a k ı y o r a n n e s i
Benim gibi insanlar, derken neyi kastediyorsun?"
K Ş o c a l a m i ş b ir h a l d e d e v a m e ı! i y o r I > \ t e r " Y a n i , a p ta lc a b ir
^ H y p l t i g r a m ı y a l n ız c a , h e p s i b u B a n l a n g e l d i k t e n s o n r a i/ le-
^ ^ W « y i f a lm a k iç in y e t e n no -N / d ı»* d e ğ il m iy d im , h u n tı
t a s la y a n b ir k a d ın da d e ğ ilim a v r ıc a , m ü s t e h c e n lik
i ş l e r y a p a c a ğ ın ı b i l y o n u n b u s a d e ı e . . . " s o z .u n ıı ta
“Bir şey söylem edin sen. Ben \orgunum b ira z cık " (buru-ş
asfalt kaplı yolun üzerinden yansıyor ve Devter bir vampir gibi,
yüzünün, kollannın derisinin yandığını, sızladığını hissediyor.
Yeru bir terieme ve bulantı dalgasının geldiğini hissediyor. S ıkıt:
«V, diyor kendi kendine. Kimyasal bir şey yalnızca.
"O klukça."
yapması y:«*r«*k a m a t a m a m e n k o n t r o l ü k a y b e t t iğ i m
Neden d ır c - o ım vı k » m ; ' b ı : »lım a k o l m a s ı n ' ’ I )ik k .ıtı
İM
BİR GÜN
"Tam am ."
^ K r f g i b ı duran m a v i y a / lık e l b i s e s in e d o k u n u y o r ıv ıv d v y -
İk ^ A n n e s ın ın yavaşlığı ç ıld ır t ıc ı b ir ş e y , D e v le r ’ ı k ü ç ü k d ü ş ü r u -
B b ir ş e y - "C assie nasıl?" dive soruyor vakit doldurm ak için.
l-' Acıyan bir yerin var mı? Yani dikkat etm em gereken?"
"İyiyim ben."
"G ö rü şü rü z."
J in n .H İ
B jgocanıa: . düzensiz mutlak boş; buzdolabına gidiyor, o da
bom boş Solm uş hır kereviz parçası. hır tavuk iskeleti,
teneke kutular ekonom ik jambon; hepsi bahasının evd-
Em01 bir g ön ’v duygusuyla alınış olduğu belli olan peyler. IX>la-
lxn l-iL # n r lı açılm ış bir beyaz şarap şişesi var. Şişeyi çıkartıp
kafasına dikiyor, sakında babasının ayak seslerim duyana kadar
dert beş B u d u m çekiyor. Şişeyi verine koyuyor, ağ/anı elinin ter-
sivle siliyor. Babası elinde iki plastik torbayla köyün süperm ar
ketinden geliyor.
•Annen nerede?"
S o ru ld u Yatırmak için vııkanva taşıdım." lV\tcr, ne kadar
olgunlaştığını babasının anlamasını istiyor, ama babası etkilen
miş görünm üyor.
I/.4L
DAVID NICHOLLS
"H ayır."
"Zorunda nusın?"
"Sö y le öyleyse."
İl. o
D A V I!) NICHOLLS
arum.’
kötü anlam da almamalısın, am a Dexter'm
tu(Uyor, başparmagıv la avucunu uuıvor. "Ba/en artık d ka
E y . jyj biri o lm ad ığ ın d an en d işe ed iy o ru m ."
İ ''B i r a / A m a b u g ü n le r d e h e r k e s e k ı/ g ın ım H a s ta o l m a y a n
herkes. ’
"Üzgünüm, .ınne. Çok, çok ü/günüın."
"Ederim ."
"Bu gece?"
y a la n ın ı h a !ı r l ı\ o r "l-v e t, » vet g ö r e c e ğ im . B u g ü n
f| i H e r z a m a n . b ir d .ılu ık ı s o te n v a r d ır , d ıv e d ü ş ü n ü
rü m '• j :
' üıyor ve gülüm sü yor.
169 •
BİR G Ü N
"N eden diye sorabilir m iyim ?" diyor içerlem iş bir tavırla.
!.m!-
I B in b a ş ı om zım un u/ennden bakıvor. "IV vter, bin s»ırhoş ol
anlanın Özellikle seni Sin i on iki vıldır sarhoş görii-
ıe)r.ını|unum ın m u ?
■ m a sarhoş d e ğ i l i m , s a d e v e a k ş a m d a n k a l m a y ım , h e p s i
bu
-H er iki durum da da eve arabayla gidem ezsin."
I
|Ba&n artık o katlar »yı biri dm adıgm tlan endişe ediyorum . Babası sus-
|kun bir şekilde arabayı kullanıyor, Dexter utanç içinde büyük,
'"'ki jaguar'ın içine gömülüyor. Sessizlik daha fazla katlanılmaz
hak g e ld iğ im i e, babası gözlen yolda, usulca ve aklı başında ko-
P ^ y o r . "C um artesi günü ayıldığında gelip arabanı al."
B )e x te r arabanın k a p ıs ın ı k a p a t ıy o r , a m .ı k a p ı k ilit le n m iy o r .
K jo a r kapabyor; b a b a s ı b o c a lıy o r , o n a * ile ri d o ğ r u g id iy o r , s o n -
g o p r a d a p .ır k y e r im h ı/ Ja te r k e d iy o r . D e \ t e r d u r u p g i
d e n i seyrediyor.
(V
lekfon çalıyor.
M izah Duygusu
15 Tem m uz lc><>3, Perşembe
Bir si.ıı ,! -up kom edyeni olarak hayat ona zenginlik ve süz
gibi t e le v ı/ v o o d a g o r u n m e v ı g e t ir m e l i y d i P .ı/ .ır g a / e -
i p t o d » . ö y le v s * n e d e n h .ilâ ;v r ş e m b e g e c e le r i S ir I a f f a l o f 't a k ı
* * rB * * Ç i k m ik r o f o n l a r a s ı k ış ıp k a lm ış tı k i? P o litik k o n u l a r v e
bir t a r a f a b ı r a k ıp , r e p r t ı n a r ın ı v e tıi m o d a k o n u -
j^ ^ PO İdu rm iK g e r ç e k ü s t ü m , k o m ik ş a r k ıla r \e s k e ç le r le k a
v a r a tır a v a ç a l ış ı y o r d u llıç b ır şey k a h k a h a la r ı
gibi g o n m m ı ı v o ı d u l l a l .i K u z e y H u tu 'n d a b ir a ş a ğ ı
J ^ ^ ^ B * ® ° k ş a r a k b ü y ü k k a h k a h a la r ı a r a m a k t a y d ı.
^ _______
D A V » ) NICHOLLS
»«draje (Y ay N )
I * 177 •
B İR G C N
-Şaka!" d iye b o cim in . "A teş!" dive b.ı^ırır gibi Son felaket
■ L « e r s in d e n beri his bu kadar gergin olmamıştı, mas.» «>r-
tm -na çalışırken kındı kendine sakınleşiıVMiıı **»\
R j ; Emma ya doğru baktı, y.ı/lık ceketiyle ovnuyor, kadınların
H L sebep olduklarını bilme/ tavırları iyimle, omu/lannı arka-
R ç c k i p göğsünü ilen doğnı çıkartıyordu. İşte oradaydı, Emma
NtorteV K*n gea 'n,n ikim i aşk ve tutku kopııgü geliyordu, "Çok
tatlı ^ Jlü n ü vo iM ia" diye yumurtlayıverdi kendi tutamadan.
174)
BİR GÜN
"la n ? "
"N e var?"
ladı.
rv
7 ıJL--' ',:rjn
K 7 H a n ım t.ık<ı\ff a/.'.;. lln a n v . ■ N vy;/.v
m j U E ’"
^ H U bunu neden ia ıı la k u t l a m a v .u a k t ı ’ la n k o n u şu rk en
n lod i v e k e s i n l i k l e e s k i d e n o l d u ğ u n d a n d a h a ç e k ic i
o ld u ğ u n a k a r .ır v e r d i, o n a K ı k a ı k e i ı a r t ık t r a k tö r le r i d u ş ü n m u
M ü p t e la g rh ı K ık ıy o r d u . I a ı ı ı k a r ş ılığ ı b u y d u M ı ı jv
. Vt . i ,. . dı \ e m ü p t e la
P ff^ '.v o rd u .
k a la n ım I m ı n . u ı ı n b a r d a ğ ın a I ş k ı çe -
Sü rü y o r m u su n ?"
BİR GÜN
Int-raK e ,?i-
|"(.h ı u televizyonda izledin m i?" dedi lan.
; "O na-sıl?'
edim ."
185
Btl: uCN
“N asıl?"
C arp e ...r
f c * N e y i7"
de biraz m e r h a m e t s iz d a v r a n m ış tı B u v u z d e n , o m u z l a
n d ı s ilk ti "B u na a s l a i n a n m a m . "
\ -N ey e?"
^ G e n i / d e n g e le n b ir se s le , ş a k a n b ir ta v ır la k o n u ş tu la n "K a
E m m a , o n a b a k a r a k , n e r e d e y s e d o ğ a llık la g ü ld ü v e o k a d a r
H ^ ı h e r k e s i n y a p ıy o r o lm a s ı n e t u h a f d e ğ il m i? K im in fik ri
P r t » , m e ra k e d iy o r u m ? "
I ban?"
I f ^ T ^ ü r d i l e r i m , özür dilerim ."
S ö z le ş t ik t e n g ib i. ık iv e b ö le r e k ö d e d ile r , ç ık a r la r k e n
"Bu neydi?"
harika."
"Bu hangisi?"
"Ben d e..."
pBen d e..."
■ ^ S e n i n l e i s t a s y o n a g e l m e m i is t e r m i s i n ? " d e d i l a n "Y a da
belki r
"N e?”
tm *."
le var."
19 3
BİR GÜN
rv .
Haili aç. <ı< ili, K eredeyse g ece yan sı oldu Saat ge, e ı/ « ın s j
runca bir, ee, bir neye, ahmağa dönüşeceğim bityiik bir ihtimalle,
sc, bu mesajı alırsan... ”
"Akı? A lo?”
‘'Oradasın!”
"Alo, D erler"
"Ah, iyiyim .*
"Bunun iyi bir Jikir olm adığına karar verm iştik sınıyorum .” i
,1"
. Yağmur y a ğ ıy v .”
, dedim !”
ten birine üttıyacun tur, Naotni
farım s,ıate kadar orada olurum. İçm eyi hrak. Beni bekle.'
195
i BÖI ÜM SFkİZ
G österi Dünyası
• 198
DAVID NICHOLLS
"C.itme o zurnan."
"O z a n u n g it."
R b u g ı ı n u alt e t m e k ıç-.n i h t i y a c ı m o l a n g o r u n t u g e l d i g o / u -
îp to fin ü m "
a m a k e n d i m i k n tıı h i s s e d i y o r u m . " Y a t a ğ ı n k e n -
tarafına s ı k ı ş ı m ı - ve hu b a ş k a a ç ı n d ı r ı n ıs ç e k i ş l e v o r -
^ ( m a g ir iy o r .
ayağa k a l k m a d a n o r . c e k e n d i m t o p a r l ı y o r . B u ğ u n
»rlev i ç i n h u v u k b i r g ü n , a n l a m l ı b i r g ü n Bu akşam
rv .
200
DAVID NICHOLLS
* 201
BİR GC'N
“O in W Ç ok uzak!
| - A r a b .* gönderinin!
f e y l e , anne
•ıin u n m onunla ilgilenirsin."
-«Şimdi ben n i y e . ı r a d ı m ? B a k . n i y e . ı r a d ı ğ ı m ı l. ın n ım e n
olabilir mi ’
: "Ah. e w t i v ı ş a n s la r k u s u r a b a k m a , g ö r m e y e g e le m iy o r u z ,
londra o kadar pahalı k i..."
'î/sen a n l a n ı n . . . "
"Aptalca bir okul piyesi yalnızca, can sıkıcı bir şey " j
"E m m a !" Em m a bakm ak için babını kaldırıyor. "B u te n in i
büvük gecen! Bunu dünyada k açırm am ." |
ADAMI BU MU?
Bu gecenin tdevizyortu
20(»
D A V JD N IC H O LLS
/ki,-s- nlı i t ısın ları d eştirm e eğilim i, tipik İngiliz H ıtslalığı, diye
Plünüyor Biraz başarılı olduğunu gördüler mı. sen i devirm eye çalı-
umurumda değil, işınıı d iy o r u m ı r işınuie çok iyiyim ; üstelik
hr kU\'t m sunucusu olm ak için gerekenler insanların sandıkların-
ton çok dahil fazla: Tıkır tıkır çuhanı bir zeka, hızlı düşünmek, bunun
^g^Stra eleştirileri kı^ı^l al.ırak algılamamak Aal eU^tırilnnsı çete
B * * tor sabah uyanıp elentinin n ,'İmaya karar inenler; onlara
İN şaiM ;,;; 1 m ı göstereceğim .
208
DAVID NICHOLLS
I H f r S l s k a s i y a t ı kı/ N m v a R u h a n i s i n p a r m a k l a r ı h â l a O l h e r ' ı n
a k a l k ı p hır a . l ı m g e n g ı d i v o r . g o / l e n d o l u y o r . öfke
n i* y e r i m y aralan m ış g u r u r a l ı y o r .
■ p ö f yapıyor e l b e t t e a m a e t k il i o l u y o r ; b ü y ü k b i r itir.ız ho *
nu« u s u yükseliyor.
§ Ama biz bir sev yapmadık, Bavan!" dıve itiraz ediyor Fa-
BİR GÜN
"Evet, Bayan!"
Kavgacılann peşinden dtşan çıkarken soyunma od as»
sizliğe bürünüyor, kapı kapandığı anda yeniden bir gürültü j
lıyor. O liver ve D odger'la birlikte koridorda ilerliyorlar
Grainger'uı müthiş bir akortsuzlukla koroyu yönettiği sp o rS ^ B
DAV1D NICHOI.LS
"Sonya!"
"Bir köylü."
"Evet."
bnr> uıijın .ıl (W w r.' nıu/ıkali vc avnı .h!1i film den hır fark ı. "K en d in i Dü-
(V.u \ t
BİR GÜN
"B a y a n r
"Yapa biliriz!"
19 1 9 6 0 'la r n o n jtsa l Olİneri mü/ikali \«- avnı adlı film den N r *ark:. * \>k .
(Y *y . N .'ı
D A V ID N IC H O LLS
K V
Martın, Kim salın alacak?' derken onu kahpece
- m ı?" Sonya kendine engel olam ayıp gülümsüyor.
akll!l kızsın, S>nva. çok çok zekisin, annı in a n la r bu tu
senin için hazırlarlar onlardan geçm elisin." Sonya ıç çc-
yü/uHU toparlıvor ve fen binasının kuçıık dıkdortgemn-
^ K p görünen yeşilliğe bakıyor "Ç ok başanlı olabilirsin, sadece
oNitnda değil. sınıfta da. Bu dönemki çalışman gerçekten akıl,
f
^ ^ H p a l l ık ve düşünce yüklü " Bu sözlerle nasıl başa çıkacağını
i Jjflemi’N>11 Sonva bumuıuı çekerek somurtuyor. "Gelecek dönem
H L da iyi olabilirsin, ama öfkeni kontrol etmelisin, Sonya; in-
Lnlara bundan daha ıvi olabileceğini göstermelisin." Bir başka
Itunuşnu dalıa ve F.mma bazen buna benzer konuşmalarla çok
fazla enerji harcadığını düşünüyor Konuşmasının etkileyici ol
duğunu umuyordu ama Sonya'nın bakışları şimdi Emma'nın
omuzları üzerinden sınıl kapısına çevriliyor. "Sonya, beni d in
liyor m usun?"
■ "Saka! burada."
hallediyoruz."
I -M d e b im i'
R fek cn d en m û / e r ı n d e s ı k ı n t ıl ı b i r ş e k i l d e k ı p ı r d a n ı y o r "Bu
yapıyor v e b a ş k a l a r ı d a b u n u n ( a r k ı n d a . ( ö ğ r e t m e n l e r o d a s ı n d a
j U r d edi kod ıı dolaşıyor, adam k a y ı r m a k l a ilg ili k a r a n l ı k m ın l-
B fh n n ıa la r v a r v e a ç ık ç a s ı b u a k ş a m I m m a 'y a b ü y ü k b ir d ik k a tle
ppoyor. B i r d a k i k a k a d a r g » \ ıv or, E m m a k a p ı n ı n [ v n e e r v s ı n d e n
I H b g O / k : e b a k a n M a r t ı n D a w s o n ' a b a k ı y o r . " F n iy is i k e n d i n i
n i ş a n l ın l a b ir l i k t e b ir içki içeriz?"
BİR GÜN
"Lütfen gönderin."
21b
D AVID NİCHOLLS
w (C; n »
•217-
B tR U Ü K
| "H a y ır ..."
I "H a y ır ..."
M U SU N ?"
"Selammilletiyımısınizbakalım>"
K ftr ıte ı sözünü kesen adamı araştırıyor; tuhat saçlı sıska, st-
B n bir velet, ama bııyuk bir kahkaha kopuyor. Kameramanlar
jr®* Kulüyprlar. "Kendisi N*mm menajerim olur, baylar bayan
la ^iye Cevap veriyor. eğlenceli bir dalgalanma oluyor, ama
bu. Gazeteleri okumuş olmalılar Televizyonun en nefret
^ idam ı mı bu? Gıru-l Tınının, hu ılu^nı, diye düşünüyor.
ed iy orlar
BİR GÜN
Şişe Su ki'de.
222 •
D A V ID N IC H O I.L S
Yanlar jşeçiyor
•224 •
D A V I!) NICHOLLS
225 •
BİR GÜN
f v e v iz y o n u k a k ı t ı y o r . B a n y o d a n la n ın s u m k u r d ü ğ u n u d u -
^ K r . Kapıvı kapatıyor, yüzüne bir kutlama gülümsemesi yer
E ştireıvk telefonu alıvoı ve Belsize Park taki boş dairede telefo-
| n mesaj makinesi devreye giriyor. "Öyleyse, konuş bakalım !"
Eliyor b ö cter ve Em m a rolünü olmamaya başlıyor. "H ey sen!
Y a şasın ' Şimdi partide olduğunu biliyorum, sadece şunu söyle-
n u -k fie d im Öncelikle çiçekler için teşekkürler. Çok güzel Dex,
yapmam g e r e k n ı e / d ı . Ama asıl konu: Evet! Oldu! Sen! Olağanüs
tü y d ü n , İ d e c e biraz fazla sakin ve eğlenceli, harika olduğunu
düşünüyorum, gerçekten, gerçekten harika biı gösteriydi, ger
çekten." Tereddüt ediyor. "G erçekten" (ian e. Bu kadar sık “gerçek-
tm * deyince, gerçek değilm iş gibi duruyor. Devam ediyor "Ben hâlâ
takım elbise ceketinin altına tişört giym e ve kafeste dans eden
kadınl.ın görmenin her zaman canlandıncı olduğu konusunda o
kadar emin değilim, am a Dexter, bunlar bir yaruı, her şey muh
teşemdi. Gerçekten Gerçekten seninle gurur duyuyorum, lX'x.
tğer ilgileniyorsan, O liver! da iyiydi."
"İşte böyle. İkimizin ile kutlayacak bir şeyi var' Güller için
Spfcrar teşekkürler İyi geceler. Yann konuşuruz. Seninle salı günü
^PUŞuyoruz, değil mi? I farikaydın. Cidden. İyi ış çıkardın. Hoş-
kal."
O*..
227 •
BÎR GÜN
îg»n
Sigara ve A lk o l
YMthanekRV vcSdto
K ıııl P o rtre
Roman
Emna K. W i l d e
Bolüm 1
hiç g ö r m e m iş ti.
in d i
Kelimeler b i l g i s a v a r u k r a n ı n d a u - ş i l y ıt u ! parlıyorlardı: B ü -
f sabah <.ılışın.ısının u n u m K ııy ıık \vnı evııun küçük arka
küçük b i r o k u l s ı r a c ı n d a o t u r u p s a u n a n o k u d u , so n r .ı
P * ^ okudu.
su r
*232 *
D AVID NICHOLLS
H okeydim iyin güzel bir fincan çay?" dedi Doğu I.ondra ak
şınıyla.
Emma imayı anlam am ış gibi yapm aya karar verdi am a lan işi
irmiyordu Çenesini Em m a'nın başına yaslayarak,
^krandakı kelim eleri oku m aya başladı.
"Kızıl Portn\..~
L 233
BİR GÜN
"K orkunç."
"K usursuz."
P Sessizlik
B ^ lh a k k a k çok kışkırtıcıdır"
235
BİR (»ÜN
"İyi olurdu."
"Yapm ayız."
" H a y ır !"
^•ni tv iy o r u m ."
H p bu da yeterli değildi lan bir şev söylemedi. F n ın u iç
^ ■ m u t f a ğ ı geçti, kollanın lan ın belim* doladı, kendine çek-
E yüzünü sırtına bastırınca lamdık vücut kı»kuşunu hissetti, lı-
k u m aş,.. öptü. "Deli olnıa," diye mırıldandı; lan yemek
Mmek için sabırsızlanmaya bağlayana dek hır süre öylece kaldı-
E m m a. "Bu makaleleri halletsem ıvı olur," diyerek m utfak
tan çıktı. Bülbülü Ö ldürm ek hakkında yirmi sekiz bakış açısı.
238
D A V ID N IC H O LLS
buluyordu.
24ü
D A V I!) NICHOLLS
Pv.
l-H E Y "'
. prith Caddesi'nde sıcak bir yaz akşamı ve lV \ter telefonda
Suki'yle konuşuyor.
"GOKİ >ÜN M ür
1 -N cni ^
BELKİ DE O N ."
243
BtR GÜN
.ınıuJdn <
D ecter telefonu cebine attı ve Emma'yı yanaklar
"İki seçeneğin v a r Ya bana telefon edeceksin, doğrudan haııa; ya,
da belki o anda içinde olm adığım bir binayı arayacaksın..." j
f
benim işim bu " ( mma gülümseyerek sanldı yanağı-
^ K ^ n ağ m a bastırdı. Üzerine gelmiyorum. Ö zür dilerim, özür
dilerim
:::
'Çok uzun yıllar."
» ''V e ayakkabılar"'
N o lesk ın
BİR GÜN
"Evet. Ne düşünüyorsun?"
•240
D A V ÎD N'ICHOLLS
ı ne içersin, Em ?"
«Cin tonik"
povter başını salladı. "M andela Bar'da değilsin, Emma.
[pögn1 düzgün b*r K'ki söylemelisin. İki Martini. Bombay Sapp-
K , yanında limon kabuğuyla." Emma konuşacak oldu,
j l m Qexter otoriter bir tavırla parmağını salladı. "G iiven bana.
Londra'nın en iyi m artin isid ir."
«Sab ırsızlanıy oru m 1'' Ama Dev ter gitmişti bile ve Emma
B M * iki içkiyle tek başına ayakta duruyor, garson gibi görün-
^ H p k ıçin kendine güvenen bir. Iıavası yaratmaya çalışıyordu.
p g a r a ? " Kadirim sıra dışı bir güzelliği vardı, açık saçık gı-
BİR GÜN
"Efendim?"
•248
m DAVID NICHOLLS
E
a/er hızıyla çalışan bir zihin..."
"Ne?"
DAV1D NICHOLLS
d in mı yazacaksın?"
tevllcr hakkında
“ K ök te- ne söylenebilir?"
; v , , , . çaksın. Kokteyller bu aralar moda. Yeniden parlatılıp
ortay«ı çıkanları bir şey gibi Aslında..." ağzım boş martini bar-
^ğinaŞtoydu, "... ben karışım uzmanı gibi bir şeyim."
n kız düşmanı mı?"
Tişım uzm anı."
"H angisi?"
!d»?
Ve şakaları; neden her zaman başarısızlıklarını hatırlatarak
geliyordu? Bunlan unutmamıştı Dexter. "G österişli" ol-
» l ilgili bütün o gevezelikler ve benim -şişko-kıçım ve orto*
pdık ayakkabılarım; sonu gelmeyen bir kendisiyle dalga geçme
leli. Tanrı brııi hmu.'dyn ilm im korutun, diye d üşü mi u. Neden bir
Ldın his' durmadan böyle can sıkıcı bir stand-up gösterisi vapa-
oığı verde, biraz incelik. zarafet ve kendine güven »dinme/?
"N em d e?"
"Ö zür dilerim ," dedi De x ter am a başka bir şev soyl®-,
İstiridyelere başladılar.
254 *
M & n iiv ı r m p-irh-M S ıııa ntui.ın bahsetmiştim Istındvevi
L L , - O b ir b a r o n e ltir ."
^ n e y t o ilgisi var? -
demek istiyorsun?"
E
[»net olm asının."
sın
İKe söyledim , tatlı bir heriftir. Üzerine limon ister mi-
= T"
"Hayır, teşekkür ederim ." Emma hâlâ kendisinin de bu par-
ü\v davetli mi olduğunu, yoksa sadece bilgilendirilmekte mi ı>l-
Juğunu d ü ş ü n e r e k istiridyesini yaladı. "Peki nerede bu parti?"
dedi
^ K l p c e dönüyorlar."
B İR GÜ N
"Söy le."
•256
DAVID NICHOLLS
‘ "Biliyorum .'
I "A m a toplıı taşımayla gitm ek için çok uzun bir yol, parti-
L . jt- gece yansına kadar kalmak için gidilmez. Tam gideceksin
[hemen kalkmak zorunda kalacaksın. Sana taksi için para verir
senv .'
I "Benim param var, para ö d iy o rlar bana."
257
J
BİR GÜN
"Soğuk ve donuk."
"Ö yle m i?" Emma'nın tabağına göz attı, stmra bilmiş bir
d ey le başını salladı.
"D exter..." Sesi sert ve tiz çıkm ıştı. "... Balık donuk, çünkü
^ ln ,* k ir id ıb r .
| » Ç e te n in e n k a z ı n ın s e s s iz liğ i id in d e , ö n l e r i n d e is t e n m e y e n
düşündü.
diyorsun '
b ir g ü n
"İy i m isiniz?"
"Bağırm a, sakinleş..."
m'
N ^ jiv en lerd e D ccter'a dondiı, gözleri alev saçıyordu. "Ne,
^ K y ı^ M a s a y a g e r i d o n v e b a n a a n la t!" A m a F m m a d e v r i -
m adem k en a rı D e v le r in d ı/ ın e ç a rp tı A r k a s ın d a n t» »-
pullayarak gitti
■ f a « ı n •»r.ı■ daydılar.
^ ■ f r l a n k o n u ş m a k is t e m ıv o r u m . s a d e c e e v e g itm e k ıs tıv o -
•tim
■ P t i m a . lü tfe n ? "
^ p t t e r , b e n i v a l m z b ır a k , o l u r m u '"
BİR GÜN
"N asıl?"
“W anlam ı m ı?"
1
ketulın söyledin, insanlar değişiyor, duygusallaşmanın
gereği yok. K ıpırda, başkasını bu l."
264
D A V ID N IG H O L LS
265
B İR GÜN
"Ç ok az."
"N e ?"
"N e?
"Teşekkürler, Em "
rum
1 9 9 6 -2 0 0 1
O tuzlu Y aşların B a ş la rı
ızen olağanüstü anların yaşandığının farkında o l u r s u n ’
;ba/« u m v iü ş t f M ;• u k s e lı r l e r B e lk i i n s .ı n l a r d a bbyledir..
Carpe D i em
H ü n tKf.»» v e Wtütlunn$t<nc
| * P c k i, h a z ır b u ra d a , h a lın ın ü z e r in d e y k e n , k o n u ş m a k ta n
f * 5 e n i n ü z e r in d e n g e ç m e k is te rim y e n id e n ." T e k r a r y e r e u z a -
| [ ''N e d e m e k b u ? I l ıç b ır a n l a m ı y o k ." I ır a n a , iç in i ç e k i p o n -
"N e y ir
272
DAVID N1CHOLLS
öyle."
B B ö y l e görünüyorum işte!"
"A
Ah. alanu'tıfnn'ui
•2 73
BİR GÜN
"K im ?"
"Ç ocuklar."
"Maymun M am ?”
"H ayır!"
Y an i
|-Yani insanlar anlayacaklar."
( V
275
BİR GÜN
I !,şıjronb>
F gir getv, \«'-l o y u n u l l m N ’m setird e sevişmelerinden s o n -
^ & jw d ıvc paketi şeklindi* paketlenmiş bir kutu uzattı Phil
278 •
B ff DAVID M C I IOl.LS
■ •'Devam et."
^ 1 - . kofullarla ilgili."
^ ■ H ı r l a d ı ğ ı m L ı d . ı n v l a s e n i d e n u ıth ı i s l i y o r d u ."
H p s ü r e ı g n h e v ı ı u n la n d ır ıy o r d u d iy e b il i r i m ."
“Dönerken ya da haftaya..."
“Yok m u?"
“H ayır!"
280
DAVID NICHOLLS
"H er gün...'
• 281 •
BİR GÜN
"Sana ne bundan?"
B u tatlını d a n e r e d e n ç ık tı, la n ? B u n d a n h o ş la n d ığ ım d a n
imin d e ğ i l i m . '
• 263
BİR GÜN
"N e teorisi?"
286
DAVID NICHOl.LS
"Söyle" Jj
"Ç ok az fotoğrafımız olmasına. Birlikte diyorum. i W l e *
likte bink'rcv fotoğrafınız var, ıkımiziase çok az var. H etejlİH
zamanda hiç yok zaten. Sanki fotoğraf çekmekten vaz
g ib i."
"Adamakıllı makine yok," diyor F.mma zayıf bir
la n d a durum u kabul etm eyi seçiyor.
I *Teşekkwr!er, lan."
• Ç o k g ü / e k ii S ı d ı v e h ı r a m ı s e n d e n ç ık a r m a k is te d im . h e p
J ib u
"Bana anlatmak ister m isin?"
"Anlatacak bir şey yok."
"Peki.*
le."
"G eçecektir."
"Sanm am ."
"G örüşürüz."
"Hoşça kal."
"Hoşça kal."
Epyor, böylece birisi yüzüne vurmuş gibi bir yam lsam a va-
gplıyofj B dutui zoraki gülüyor, lan derin bir nefes alıp gidiyor,
bir dakika daha yerde oturuyor, sonra birden kalkıyor,
bir .im.ii; duygusuyla anahtarlannı kapıyor ve hı/.la
jış a rl ipkıyor.
29»
b ir g ü n
"Yaparsın. Yaparsın."
p F İŞ ' d i? " r
^ ^ H ts e r s T O ile m iş görünüyor "f Yet Gitsem iyi olacak."
L •994 •
BÖLÜM ON BİR
İk i G örüşm e
SüboıvOUruyKıyrn
'Ki't iı haber ?u ki. Gam? On'u iptal ediyorlar/
deten m i?"
:v et."
»ki Tamam. l’ı*ki. Neden kaldırdıklanna dair bir açıklama
yaptılar m ı?"
■Anlıyorum ."
"E v e t"
"Efendim ?"
"Sen dedin ya: 'K ötü haber şu kı, şovu iptal ed ıv o, H, tj^ H
haber ne?"
r v
•2 9 6 •
D A V II) N IC H O L L S
j j î y k .IgıUydl.
j f Ve şimdi, gerçek bir yayımcıyla görüşmek ü/ere burada.
K . j^hve içmekten titrediğini, endişeden midesinin bulan-
Jtfcğ,nı- kırmak zorunda kalmasın.n ateşini yükselttiğini
l^ ed iy o r Buğun çek önemli bir (-»ersorvH toplantısı vardı; sa-
İbah uyandığında okulu asan bir öğrenci gibi burnunu kısarak
Llefona sarılmış, okul sekreterine mide b ıJan tısı gibi bir şeyler
prvelemişti, Sekreterin buna inanmadığı telefondan gelen sesten
anlaşılıyordu. Bay Godalm ing'k1 di* sorun yaşayacaktı. Phil çok
^ H n e c e k tı
299
BİR GCN
"Söyledin m i?"
"Bu durumdan hoşlanm adığım ı söyledim ."
'T am am , şimdi ne v ar gündemde?"
"H içbir şey."
"H içbir şey m i?"
"Ben nu d a mıydım?
"Setzm Sw, bitte fan 24. " diyor Marsha anlaşılmaz bir n
k*. Almanca? Neden Almanı a konuşuyor? Neyse, en iyisi o
katılm ak.
Jü 2
DAVID NICHOLLS
nı*'
; »Seviyonınv Çoğunlukla diyebilirim." Emma kendini bira/
bira/ resmî hissediyor. "Ikına zorluk çıkarmadıktan za-
ı m ır
r>w>
304
DAVID NICHOLLS
Anlıyorum
B Ştephanie
hanie sizin
m gerçekten çok yetenekli olduğunuzu garan-
yor bana. Çalışm anızı okumayı iple çekiyorum..."
307
BİR GÜN
İl?"
ık Bav G odalm ing'e donelim mi?"
ım, Bay Godalming?"
|*Emma?"
o*».
jıi öğle yem eğine çıkaram adığım için üzgünüm , başka bir
pnle toplantım var..."
"A n la t."
310
BÖLÜM ON İKİ
ClirfcîfcT, Sı/ssn
s^nra, nasıl olduğunu anlamadan, Dexter kendini âşık otmuş bir
lükle buluyor ve hayat birdenbire uzun bir kaçamak halini alı-
"H ı? "
• 312
D A V ID N İC H O LLS
313
BİR G Ü N
I W ° r-
ı*Yanir avet, ama durum öyle değildi. B en sadece müzik gu-
L ve film yıldızlarıyla röportaj yapm akla uğraşıyordum."
K gurupları ve film yıldızlarından b. hsetm ekle kendini
Llik edip etmediğini düşünüyor, am a başka şansı yok,
-ü ikizler onu devirmek için hazır bekliyork r.
t
H a y ır. Artık yıkmıyorum." Bir pişmanlık ya da kendine a a -
luyguMi v,ıratmadan dürüstçe eevap ven/ıeye karar
vur. "Bunların hepsi... g erid e kaldı.'
ü ' 315 -
BİRCİÜN
1 Aile evine yapılan bu ilk ziyaret, uzun bir hafta sonunun bir
parçası; Svlvie'nin ona sörf yapmayı öğreteceği, Com w all'dakl
tatil evine gitmeden önce Chichester'da kısa bir molaydı. Elbette
Zamanını hep bu şekilde geçiremezdi; çalışmak ya da iş aramak
zorundaydı. Ama Sylvie'nın dalış giysileri içindeki pem be y a-
P»klı ve saçları arkadan bağlı, inatçı görüntüsü onun baş edebi
leceğinden çok daha fazlaydı. Devler şimdi karşısında kendisine
He bakan ve mum ışığında rahatlatıcı bir şekilde gülüm-
Syiv ie'ye bakıyor. Demek ki iyi gidiyor, kendine son bir
daha şarap dolduruyor. Çok ileri gitmemesi gerek, fin
H M f lr m karşıtım la aklın ı u yan ık tul.
"H atırlam anın en kolay y olu: İğrenç olan Sam , hain olan
M urray."
• 318
D A V I!) NICHOLLS
d«da^W bırakıyor.
I “Yatağa kadar beklcyem edım ," diyor nefes nefese, elinin
| ^ iy le kain akıp akmadığını koııtml ediyor Dexter.
320
DAVID NICHOLLS
İlk vuruş, odada yankılanan tatmin edici bir çarpma sesi çı
kararak gözünün hemen altında patlıyor. "O ooh !" ve "O fffl" di
yor Cop»- ailesi an sın a gülerek "A attı." diyor M urray deli gibi
VH Devter uysal bir şekilde gükeken derin bir aşağılarıma duy
gusu hissediv’or "Beni avladın!" diyerek itiraf ediyor yanağım
jrarak, am a kan kokusu alan Sam hemen soruyor
Î
Orada m ısıa Moriarty?'
E v e...”
"Şim di idama hazır ol..." diyor M urray aynı ses tonı ylaj
oluyor-
■ IU m u v .1 devam ediyo * Murray. Sam i yeniyor, sonra IJo-
jh»! Ifısrray'i yeniyor, H elen'a yeniliyor; her şey çok eğlenceli,
[ Qexu r ın ortada olduğu /arıan k in d en dalıa eğlenceli Kanepe-
I nin derinliklerinde I .u»ivd in mükemmel bordo şarabını boşalta
rak İntik*^»- hissiyle olunıp »omıırtarak seyrediyor, i s ktdnı Ivvlc
yyl. f yayardık. Lğer yeniden yirmi u ç yaşında olsaydı, kendim*
daha güvenli, dalıa çekici ve kendinden emin olurdu, am a nasıl
olduysa bir şekildi* becerisini yitirmişti ve şimdi, şişe boşaldığın
da ruh hali d aha da k ararıy o r. \
•323 •
B İR G Ü N
Arena suskunlaşıyor. |
"E v et."
"SYLVİE!" I
b jro rl.,,
■ T a l i h s i z h ır k a / a v d ı b i d e c e . . . " S v i v i e , a n n e s i n i n k o l u n d a n
onlara b a k ıy o r
Uzaklaşan ayak seslerini dinliyor.
c e
■ s ö n ü y o ru m ."
bn a l t ı n d a y a t ı y o r l a r , D e v t e r , S y l v i e ' n i n b a c a k l a r ı n ı n m u h t e ş e m
had annı. dar k a l y a l a r ı n ı , u z u n v e p ü r ü z s ü z s ı r a n ı n k ı v r ı m l a r ı m
güdebiliyor B u geceki muhtemel sevişme, çarpma anı ve beyin
E pruntisi ihtimaliyle suya d u ş m u ş d u r u m d a , ama D e v t e r yine de
ona dön iip elini çarşafın altına sokup, kalyasının üzerine yerleş
tiriyor. Cildi sc n n ve pürüzsüz.
"Yann u / u n b u a r a b .ı v o k u l u g u v a r . " d n e m ı r ı l d a n ı v o r S v -
Ivie. "Bırak da u yu yalım ."
2 6 Inm ltrır'n ln jıunry kıyıcın J^ ıı ftrvm ı>î*’k bir yol (Yây N.)
328
B Ö LÜ M O N ÜÇ
Üçüncii D alga
b n -N "
■pdım -vı’başlamışlardı. Kapı paspasının üzerine bırakılan, son
suz bir geçit halinde lüks zarflar. Duğun davetiyeleri.
329
BİR GÜN
“E ğ len ce."
D AVID NICHOLLS
I "Y a gelin7"
H fA ilık benim ıçiıı hır tek sen varsın * Bir eli direksiyonda
P ” uğu halde diğer eliyle Sylvie'nm şeftali rengi kısa saten el-
B fc n m altında hâlâ dumdu/ «»lan kamına dokundu, sonra elini
■ p la k bacaklarına yerleştirdi.
BİR GÜN
"Anahtarları m ı?"
334
DAVI D NICHOLLS
la tuttu
» Ç ıp la k ayakla ar.ıba süm ıüştu w şimdi şişmiş olan ayakla-
p y laB fkin üvey abla gibi ayakkabılarının üzerine basmak zo
runda olduğunı: anladı Tören henüz başlamıştı Şapelden, dört
İ y i dâ beş eldivenli el tarafından yalman Vw Arm\ü o f //;<• Qıu\nı o f
SMtf'til27 duyabiliyordu Çakıllı volda kıisteklenerek şapele doğ
ru y ü r ü d ü terinin buharlaşması iyin, uyak taklidi yapan küçük
birjÇOCuk gibi kollanın lıavaya kaldırdı, son olarak elbisesinin
İtrini düzeltti, biiyuk m eşe kapıdan yavaşça içeri süzüldü
topluluğun arkasında durdu. Şimdi, mutlu çift yaşlı gö/Jerle,
etini göstererek birbirlerine sınbrlarken, bir vokal gurubu,
lannı çılgıncasına şıkla tarak l'nı ırıto Soıncthing Gctt^8 şar-
seslendiriyordu Emma'run damadı ilk görüşüydü: Rııgby
o\ııiicumı tipi vardı, g n rengi dam atlık giysisi içinde yakışıklı
bir o d a n ı kocaman yü/ünıi Tilly'ye çevirdi; "en mutlu amm"ın
değişik Versiyonları ü/ennde yatışıyordu. Gelinin, alışılmadık
■■Çinide M arie Antoınette temasını -pembe i|x*k danteller, kas
a l ı etek, saylar kabartılarak taranmış- tercih ettiğini fark etti
Tilly çok mutlu goriııuıyordu, damat da yok mutlu görü-
Pyurdu Ve butun konuklar yok, çok mutlu görünüyorlardı.
"N e ?"
J
"Gelebildiğine çok sevindim. Em!”
l"H a y ır. Çok çarpıcı goriı nü yorsun." Ve gözü bir kez daha
sinek konmuş izlenimi veren et benine kaydı. "Tören
P * Ç°k h oştu ."
o*».
1 "H er şey organik, her şey taze taze üretiliyor; güler yüzlü
|ve dürüst ticaret yapıyoruz. Sürekli tam kapasite çalışan dört şu-
|b e m i z var. Ancak el ayak çekildikten sonra, saat üçte kapatabili
yoruz. S a m ı şunu söyleyeyim, IX*x, bu ülkedeki yemek kültürü
|değişiyor; insanlar kendilerini daha iyi hale getirecek şeyler ısti-
j yortar. Kim se artık bir kutu Tango " ' ya d » bir paket cips istemi-
! yor. Humus istiyorlar, papaya suyu, kerevit..."
"Kerevit m i?"
r fnrşnıbjt m.ırk.iM (Ç \ )
J
BİR GÜN
"M esela?"
342
DAVID NICHOLLS
\ - İ M - m i? M eşguldüm ."
-Ö yleyd ik."
"Ö y le."
"H iç onunla?.."
• 344
DAVID NICHOLLS
yortun
Hfazar olarak m ı’
"Seviİmli oğlanlar."
"Ha\ ıı
■ ‘'H ayır..."
**'H ayır..."
345
B İK G Ü N
"H ay ır..."
"Ö yle m ı?" dedi şaşırarak. "Bu utanç verici. Bilerek terk m
m edim aksara* m ."
"Ne?0
■ "Benimki masa yinııi d ö r t" dedi 1 mma. "M asa beş gelinin
v a n ı sayılır. Yirm i dört tu valetlerin y a n ın d a "
•347 •
BİR G Ü N
■"A fcd ersinı/, sizi bir yerden tanıyor olabilir m iyim ?"
| G Kolund.ı bir el, arkasında bir ses Dexter, sarhoş sarhoş sırı-
elinde bir ş iş e şampanyayla yanına sokulmuştu.
^ T p m m .t bardağını uzattı
"N ereye?" \
- ________________ 350
PAV'ID NICHOLLS
f
Artı, Tilly bana olavı anlattı."
ın u ileride h a t ı r l a y a c a ğ ı m ."
J
B İR GÜN
"Havalı ve tattı."
"Yanım a kâr kalıyor, sanınm ."
"H er zaman değil, kanka. Sola mı sağa m ı?"
^ p p e k » konusu ne kitabın?"
F ~\U nu/- em in değilim ."
K ^genıııt hakkımda, değil mi^*
■ "A slim i. 1 sudea çocuklar için bir kitap Genç kızlar, delikan
lılar. ilişkiler, bu tvır şeyler. Yıll.ır önce yönettiğim okul tiyatn»
oyunuptoverl'm etrafındı, dönüyor. Bir komedi."
■ " ö y l e mi?"
deten m i?"
353 *
b ir g ü n
m m öyle; çoğu..."
"Bahane m i?"
355
B İR G Ü > i
"Lenny kim ?”
"B oş ver."
|#Or j tapıyorum
-Övl.'
f "Ve etrafımdaki her şeyi benim lehime değiştirdi de I lap
ları içkivi bıraktım, sigara içm iyorum ." Fm m a, Dexter'ın elin-
dcki fl^eve, ağzındaki sigaraya baktı. Dexter gülümsedi. "Özel
durumlar hariç."
Hteun?"
«na, D exter."
"N e?"
"S o la."
"H er halükarda, çok ümitsiz kalacak olursam, son ç
rak senin teklifine başvururum .''
r°> le mi düşünüyorsun?"
"D eğil m i r
"Lavanta kokusu." |
"H ayır, Dex; para bu. Para kokuyor bu ." Dikkatle kartı
okurken De\ter dikkatle yüzüne bakıyor, eskiden parrn^
nyla kâküllerini nasıl düzelttiğini hatırlıyordu. "Bay ve
l.ionel Cope, kızlan Sylvie'yle Bav !\*\ter \î.n lıoıv'un a
nüne si/lerı davet ederler..." Bunu gerçekten basılı g O ^
inanamıyorum. 14 Eyliil, Cumartesi. Dur bir dakika, sa
---------------------------- •IbÜ •
D A V ID N İC H O LLS
"Evet!"
Ve l'nln oluyorsun?
iniişe göre."
1İM gibi!!!"
•361 '
BtR GÜN
"Bak... bu om urgası."
"C ep telefonum."
lekffunu açtı.
j^Merhubo, aşkım !"
Î
E m m a Sylvıe'yi d uyabiliyord u. "N e re d esin sen ?"
P'Dıhmvr/
ece...mi? Ne yapıyorsun
bilirsin... labirentte?
dolaşıyorum . Eğlenceli olur diye dü
şünmüştük
•363 •
BİR GÜN
"H iç de değil *
t u o l d u , a r k a s ı n d a n b i r ç t - e s i v e l a b i r e n t i a y d ı n l a t a n b ü tü n LmJ
b a la r te k e r te k e r s ö n e r e k o n la r ı k a r a n lık ta b ır a k tı
"İy i fikir."
1 "H av ” o d e ğ il s a d e c e . u / u n z a m a n d ır h ır k o n u ş m a y a/ m a-
ettin»
I -N e d e n h a y ır?"
I " B e n y a / a r s a n ı d a h a a / d u y g u s a l o lu r , s a n ır ım . \ e h is s e d i
» ‘i y i b i r f i k i r m ı b u , b ı l e m ı v o r u m İk ra m s e r v is in e te ş e k k ü r
k -C uüven bana.
Tı z/e.
g ü n ü m , kendi başının çaresine bakacaksın." Bir üç yol
ağzınaı geldiler.
g,
I z
ıradan kesinlikle g eçm iştik ."
yim ?"
"S ö y le."
36ü •
I DAVID NICHOLLS
*Vl* o şekilde kaçıp fiiNiğ”11 'Vn kendimi bir parça suçlu hiv
^ iv o n m v
E fS c n ı s u ç l a m a d ı m f k ı / ı z a m a n l a r b ir p a r ç a iğ r e n ç o l u y o r
dum
E "fiir parçadan daha fazla, korkunç derecede re/ildin..."
•İliliyorum "
^Bencil, kibirli ve gerçekten sıkıcı..."
"Evet, bunu belirtm iştin."
"Ama yine de, bira/ dayanmak /A lnındaydım , annene olan
lar, h e r şev..."
“Ama yine de, seninle temas kurmak için dalıa çok çaba g ib
iydim. Arkadaşlarına destek olman gerekir, öyle değil mi?
H i b e alan arkad aşlarına '
ned enle..."
"Ben de ayna_"
"Sahi m ir
•368
D A V ID N İC H O LLS
»Imak ü/ere."
J6 9 •
BÖLÜM ON DÖRT
B a b a lık
15 Tem m uz 2 0 0 0 . Cumartesi
yttd, Sıırrvy
ıluluk bir yana, yapacağı her şey kızı için olacaktı. Hayat,
inc in sürekli denetim i altında sürecekti. O nun utanması-
J p acı çekm esine, endişe duymasına yol açabilecek hiçbir şey
•37! •
BtR GÜN
"D ediğim gibi yok uzun zaman önceydi. Bir, iki, uy..."
•374
D AVID NICHOLLS
■ - G ü r ü l t ü lü .''
"Evet, evde."
3 5 (L th ç r ) M rrhaK *! N a n ta ıin T (Ç N .)
376
DA V II) NICHOLLS
! " B i r a z b e lk i.
"Tamam, Dcxter.'
"£>ı u'kizoıin. Evin bir yerinde, büyük ihtimalle birilennın
a^layatuk olduğunu bik*n*k kapıya yiiruyüp anahtarlannı çıka-
nvor. Bazen K r nöbet cetvelleri varmış gibi hissediyor.
^ ^ M fja s m ın c Alison Violn Mayhew, yeni cilalanmış döşemeleri
I korum.>I- için yayılmış p la s tik ortuııün üzerinde kararsız bir şe-
kiide o tu rm u ş , girişte K*klıvor Ovul vu/iınun ortasına yerleşti
rilm iş küçük, düzgün, kusursuz vuz hatlanyla annesinin minya
tür bir kopvası ve LVvter bir kez dalvı sefil bir dehşet duygusuy
la e t k i s i azalan güçlü bir sevgi hissediyor.
na alırken F ile r i k ız ın M i n i k . ı v n v o r , K ı ş ı n ı n ü z e r i n e k a l d ı n y o r
• 377 •
BİR GÜN
"N e oldu?"
I t e n i n m isin?"
“ O lu r "
379
BİR GÜN
• 382 •
DAVI D NICHOLLS
K
l a
h k u llan m am ak aptallık o lu r Biralar, kırm ızı, beyaz şarap
hı psinden alıyor; ayrıca em in bir y ere koy m ak ü zere iki şişe
Ç ile li Bordeau\ şaral>ı ve yirm i adet sigara alıyor. Sonra, neden
Tavland lokantasından bir paket servis alıyor.
•384
DAVID NİCHOLLS
• S öS •
BİR GCN
^ B jıo n ie Slvuv’ un yeni bir meme pompası var. Son model, Fin-
malı, tişörtünün altında dıştan takma bir motor gibi pır
B g e k çalışırken, onlar kanepede oturmuş, Big Hmthcr 'ı sey-
tvUney* ç a l ı y o r l a r .
t Emnvı. bu akşam bir akşam yem eğine davet edildiğim
inm işti, am a VVhitechapel'a geldiğinde Steplıanie ve Adam ı
yemek yapam ayacak kaıiar yorgun b jlm uştu; umuyorlardı ki
Fjnma bunu sorun etmezdi. Yem ek yerine otunıp, süt pom pa
sının u ğ u l t u s u silona bir süt sağım kulübesi havası verirken, te-
kvizv. m izleyip sohbet ed iyorlar vaftiz annenin hayatındaki bir
huşka muhteşem gece.
• 387
BİR GÜN
"Havıri Kal!" diyor Stepha nie, ama geçerli bir neden göster*
m iyor.
Telefonu kapatıyor.
. i.,,™» N
Ö na* bir cevap gelm iyor ve Dexter kendini ralıatl
sediyor. Çünkü m» olursa olsun, eski sevgiliye telefon eti
kadar iyi olabilir? Telefonu kapatmak üzereyken o k a ra k t
bağırışı duyuyor.
"A L O !"
3 l>0
D A V ID N IC H O LLS
j e b ir re sto ra n .
E? K İM SİN ?"
fahmin et bakalım!"
t a h m in et’"
A T’
t "A h, tamam
m i?»
leoe düşünm üştüm ...*’ •
»k."
• 393 •
BİR GÜN
"K im in bebeği?"
&
miş. Bak. elmacık kemikleri. Babanın elmacık kemikleri
v**dı eskiden.” Jasmine ses çıkarmadan gülüyor.
398 •
D A V I D N IC H O LLS
| "Selam , Sylvie!"
"B u neydi?"
[ t "M üzik sadece. Jasm ine'Ie birlikte küçük bir parti veriyor-
|d u k . değil mi, Jas? Jasm ın e dem ek isted im ."
m m öyle."
"Sen hariç."
"Jasm in e nasıl?"
"Sevgiler."
"Sana d a."
400
DAVID NICHOLLS
I PYann görüşürüz."
"Seni seviyorum.
"B en d e."
Ve kapatıyor.
401
BİR Gt'N
"D ediğim gibi, iyi olduğundan em inim ." Sylvie bir şey
lemiyor, Callum oturuyor ve yeniden opuyor. "D ene ve uf
Biraz, eğlen. Bir içki d aha ister m isin?"
"H ayır."
15 Temmuz 2 0 0 1 . Pazar
cılk . Paris
Dexter, YVaterioo'dan yola çıkarak 15 Temmuz, saat 15:55'tr var
mış olacaktı
Yere baktı, kirişlerin içine kadar Kırk m etre, tekrar D evter'a bak
tı, tekrar y e re . O tu z b e ş m e tre ...
I Uzun m esafeyi kat ıd erk en . onu son kez gördüğü sekiz lıaf-
üH ncesindı r beri ne kad ar d eğişm iş old u ğu na şaşırdı De\tcr,
her |ey o lu p b ittik ten iki ay sonra. Saçları kısacık kesilm işti, al-
nma düşen b ir k âkiilü vardı ve yii/ür.e renk gelm işti; Yaz yiizıi.
dive hatırlar!. D evler G iyim i d e d aha iyiydi: Y üksek pabuçlar,
*oyu renk şık b ir etek, bronz tenini ve boynunun altındaki koyu
Ilimkli çile rin oluşturduğu üçgeni gösteren, düğm eleri oldukça
^ K p o l u k g n renkte hır göm lek. Hâlâ ellerini ne yapacağım , ne-
*>vbak,,,, bulam am ış görünü yord u ve D exter da kendini
P *h cu p I : !: •ye başladı. O n metre. Ne söylemeliydi ve nasıl
p y i^ m eliyd i? Evet, m i, hayır, m ı olacaktı?
•40b *
DA V1D NICHOLLS
ı?"
"E v et."
"Olağanüstü görünüyorsun."
408
^ 1 DAVI I ) NICHOLLS
I
Ikteriksi/ee söyleyerek bir şevk*r arandı.
"K ah v e"
'T ren istasyonundan aldım Bir yığın vardı. Her yerde varTl
Em ."
■ duın
f "Sağ o l..."
| "Artı, çok heyecanlı ve eğlenceli; seninle öyle gurur duyu
yorum ki. Em.. Aslında...” Cebinden bir kalem çıkardı. "Bunu
| imzalamanı istiyorum ."
t "H ayır, i m/ala mal ısın. Sen...” Kitabın arkasını okudu ”...
'Rould D ahl'dan bu vana en heyecan verici çocuk yazan'."
I "H adi ama Israr ediyorum " Tuvalete yüksekm iş gibi aya-
frl kalktı "B en gidivonım , s/n de bir şevler yazıyorsun. Kişisel
I bir şeyler, bugünün tarihiyle; çok meşhur olduğun zaman para
e d er"
1
A e b i k v e ğ ini düşümlü. Bir yerden sonra konuşmak zorunday-
pdılar. Etki yaratmak için sifonu çekti, ellerini yıkadı, ellerini saç-
kumladı sonra E m m in in kitabı henüz kapadığı kaldın-
doğru yürüdü. E m m a 'n ı n y azdıklarını okumak için uzandı,
Emma elini kitabın üzerine-kovdu.
'Belki, işini geri vermesi için Callum 'a yal varm alısın." Dexter
vfteyle bakarak elim çekti. "Şaka1 Şaka yapıyorum!" dedi F.mma
^
hm al11a l oldu, m u?"
[E m n u ı aslında tersi doğnı olsa da, "I ler şey o kadar da kötü
<H *1" dedi.
B G iiz e l bir yanı ila var, öyle mi? Karın en iyi arkadaşınla ka-
UVor..."
BİR GÜN
414 •
D A V ID N IC H O L L S
t u y A bu?
I -Evet Ne düşünüyorsun?"
416
DAVID NICHOl.LS
"Şaka yapıyorsun!"
D e x te r dirseğiyle dürttü.
"N e ?"
419
J
BİR GÜN
yüzüne soda dolu bir sifon gibi püskü rmemek için duda!
"H ooop."
"A m a m esele..."
"Biriyle tanıştın."
"Fransız mı?
m."
"■ e fe d e tanıştın onunla?"
"Nasıl m ı?"
"H a y ır..."
"P is m i?"
"D exter!"
“Seksid em ed im ."
"H ayır, ama sen çok seksi olmuşsun; saçlarınla oynam a!
göm leğinin düğm eleri açık ..."
"N e?"
“nüm ."
" Ü y k c n * !"
‘T a b ii ki hayır!"
424
D A V ID N IC H O LLS
J "Böyle mi düşünüyorsun?"
■ - B ö y l e düşünüyorum ."
Ayağıyla bir kez daha dürttü, bir an sonra Dexter bir ağaç
Wbi dpvrilerek başını Emma'nın omzuna yasladı.
•425 •
J
b ir g ü n
ve Dex, ikimiz. Bir süre dene, nasıl gittiğini gör. Senin de İst
ğin in bu olduğunu san m ıştım ."
"Çünkü öyle. Artık çok geç. Çok geç kaldık. Ben çok yd
n u m ."
n ın ."
| Emma başını kaldınp baktı. "Ve şimdi eğlenmeyi bıraktın ve
E>ur bizim eski iyi F.mma'ya bir gideyim/ diye düşündün..."
427
J
BİR G Ü N
fdU-
Kapının aralığından görebiliyordu onu. 1 950lerd en kalma
|ık bir tuvalet masasında oturuyordu. Saflan ıslaktı, diz hi-
ia eski moda siyah ipek bir elbise giymişti, fermuan beline
ıı açıktı. Kıpırdamadan, dik bir vaziyette, sanki birinin gelip
fermuarını kapamasını bekler gibi oturuyordu. D extcr içeri gi-
|rip fermuan kapayacak, sonra boynuyla omzu arasındaki eğriyi
[öpecek ve on a söyleyecekti
Dexter döndü.
"N e ? "
•4 J0 •
DAVI D NICHOLLS
2 0 0 2 -2 0 0 5
P a z a rtesi S abah ı
15 Temmuz 2 0 0 2 , Pazartesi
m Park
•435*
BİR GÜN
"N e ?"
(io / lo n n ı a ç ı y o r C e v a b ı n e v e t o l a n a ğ ın ı ummuştu * 1
d üşü necek n e v ar?"
"'l am. bilemiyorum. B irlikte yaşamak."
"P aris'te birlikte yaşam ıştık."
"Biliyorum , am a orası Paris'ti."
"Şim di de neredeyse birlikte yaşıyoruz."
"Biliyorum , sad ece..."
"H o ş"
"Y a Jasnune?"
I "P ek i biraz...?"
İ "N e ?"
"B elk i birlikte yem bir ver satın alm alıyız," diyor. "D ah a
J
BİR GÜN
"Tabii ki yok."
rv
440
D A V I!) NICHOLLS
*J4 1
BİR GÜN
E
Ne? İlişkiyi bitirmek mi? Böyle bir ültimatom atanacak ve
llayın bir durum gibi görünüyor; üstelik söz konusal edi
leme/, en azından şimdilik. Ama, bu konuyu bu gece açmaya
k ır a r veriyor. Yok, bu gece olmaz, Jasmine buradayken olmaz,
[ ama yalanda. Yakında.
443
BİR GÜN
( Callum 'ın sesi otı kollukta gümbürdüyor. "H adi ama! Trafi
ğe kalm ak istem iyoru m !"
446
DAVID NICHOLLS
büyiikgünkonuşması.doc
15 Tem m uz 2 0 0 3 . Salı
taaey YorksJure
!Tabi içirt gittikleri kır evi fotoğraflardaki gibi değildi.
r
Ama, önemi yoktu. İş gönırdü, yalıtılmış bir verdi ve Kuzey
Yorkshirv Bataklıklan'nın küçücük pencerelerden görünen man-
|/.ırası bile şaşırtıcıydı. Çoğu günler yürüyüşe çıkıyorlar ya da
sahil boyunca arabayla geziyorlardı, Emma'nın çocukluk gezile*
J*n hatırladığı, 1976 yılında sıkışıp kalmış gibi görünen tozlu
«k köyleri, eskimeye yu/ tutmuş yazlık evleri dolaşıyorlardı,
Buğu
fün, tatillerinin dördüncü gününde, sömestr tatili içindeki bir
p gününde hâlâ boş olan sahile hâkim, Filev'deki g e n iş yürü-
yolunda yürüyorlardı.
I^Şurayı görüvoV musun? Orası bir köpeğin kız kardeşimi
'fcı y e r."
449
BİR Gl TS
“Eh, birazcık."
rv .
451 •
BİR GÜN
"A nnem neden bu saçma sapan sesle konuşuyor, bunu bl* '
m ek isterd im ."
"Elbette seviyor."
Damatlık Konuşmam
454 •
DAV1D NİCHOLLS
456 •
BÖ LÜ M O N S İ KİZ
O rta
15 Temmuz 2 0 0 4 . Perşembe
zc Park
•457
BİR GÜN
"Zam anım vok. var mı?" Di} fırçasını arzından çektiği anda
ma teselli etm ek ister gibi onu öptü. "Şuraya Kik, çöplüğe
jü m ," d iye hom urdandı Uexter.
45V •
B İR GÜ N
"N e tuhaf, değil mi? Bıı savaş nasıl devam ediyor ve kimsej
protesto etmiyor? Yani, yürüyüşler falan olacağını düşünü
değil m i?"
[B en ne mi düşünüyorum ?"
[Sen ne düşünüyorsun?"
B İR G Ü N
"S a k ın b a n a ..."
"Evet, gerçekten"
•4b4 •
DAVI D N IC H O LLS
•465 •
J
BİR GÜN
"İk i yıldır."
"İk i yıl o kadar uzun bir zaman değil. Neden altı ay daha
beklem eyelim ?"
[ "Saçm alıyorsun."
rv
Hpa.Vd kırılgan bir barış havası i u kimken, işe gitmek için h ıı/ ır
4o7
BİR G ü N
olm alarıydı.
"Başlam a."
"E ğlenceli."
470
DAVID NICHOLLS
472
D A V ID N ICH O LLS
473
d
K ISIM BEŞ
Ü ç Y ıl D önü m ü
"F ilozofik bir biçimdi- yıl içindeki önem li günleri not etti;
k en d i doğum gününü ve bir şekilde kendisinin d e bir parçası
olduğu diğer bütün günleri. Bir akşamüzeri aynada güzelliğim
seyrederken birdenbire fark etti ki, diğerlerinden daha büyük
ön em e sahip bir tarih daha vardı; sahip olduğu tüm cazibenin
yok olacağı, kendi ölümünün tarihi; yılın diğer günleri arasında
tem belce ve görünmeden yatan. O, her yıl üzerinden geçtiği
halde hiçbir işaret ya da ses vermeyen, am a kesinlikle orada
olan bir gün. Ne zamandı?"
E rtesi S abah
en?"
"Evet, D exter?"
"Hayır, öylesin."
"Pekâlâ, sen de tatlısın ve şimdi gidebilirsin." Gergin bir M
kilde gülümsedi. Hızla odanın diğer taralına geçerek cevap
•478
DAY’ID M CH O LLS
" H ım "
"B ir bahane değil bu, bu..." Donup kıza baktı. "Bana kızgın
in, Em ?"
"Girişte var. Korkanm antika bir şey. Çok tuhaf. Tilly pek]
lenceli bulur. Buyurun. O n peni atmayı unutma/’ deyip kö
çıktı ve banyoya yöneldi.
"N e ?"
-O labilir!"
480
D A V I!) NICHOLLS
"D inle, bir şey oldu. Acaba diyorum, gitmeyi yarma erte
leyebilir miyiz? Babam için arabayı kullanması daha rahat olur
İ y e düşündüm... Siz istemezseniz, benim için fark etmez... Ba
t a yanınd a m ı? O na s o r ö yley se."
BİR G C N
15 Tem m uz 2 0 0 5 . Cuma
İra ve O xfbrd$hire
" S ın de bizimle gel, dostum, Dex? Olur m u?" diyor Jack yü-
i e o aptalca ilgi dolu ifadeyle pencereden içeri bakarak.
Şam panya şişesini -bir kova ılık suyun içinde gelen bir P o
486
DAVID N’ICHOLLS
4 88
D A V IP NICHOLLS
"N e r
A rtık bağırıyor. "N e h.ılt ettiğini sordum san a?" Şid det
le eline vuruyor kadının; telefon yere fırlıyor. "Seninle konu
luyordum !" diye bağırıyor, am a kadın da bağırmaya başlıyor,
ona "çatlak" diyor, "k açık" diyor, sonra bar fedaisine işaret edi
yor. Kapıda kendisine dostça davranan iri kıyım adam bu, ama
di güçlü kollarının birini Dexter'm om zuna, diğerini beline
uyor; küçük bir çocukm uş gibi kucaklayıp taşıyor onu. Dex-
ter om uzlannın üzerinden Sem aptal, seni inek, sen anlamazsın kı.
diye bas bas bağırırken kafalar eğlenerek ona doğru dönüyor,
Barbara'run son bakışını yakalıyor; iki orta parmağını havaya
lirmiş sallayarak kendisine gülüyor. Yangın çıkışı tekmelene
rek açılıyor ve kendisini bir kez daha sokakta buluyor.
"K redi kartım! L inet olası kredi kartımı aldınız!" diye bağı-
nyor, ama diğer lıerkes gibi fedai de gülüyor ve yangın çıkışının
kapısını kapatıyor.
• 48*> •
B İR G C N
15 Temmuz 2 0 0 5
Selam, Dneler!
491
BİR GÜN
/ş/r o anda ona âşık oldum ıv şimd.' ıloı I yıllık tvlıyız; üç tane d- /j
çıvugumuz var (İter yıl için bir çocuk! İ la ha). Gelişmekte olan bir
te, Taunton'da. aileme yakut olm u y o ru z (bedni'a belrk baklalığı! ı j
Şimdi büyiik bir sigorta şirketim i: müşteri araştırımı bölümünde t
şıyoruın. Kuşkusuz bu iş sana b iriz <ıktcı gelecektir am a ben iyiyim
gerçekten mutluyuz. Bütün bunl t u h ık ım a kentlimi gerçekten mutİü
hissediyorum. Çocuklarımızın bi ı erkek, ikisi kız. Senin de çocuğun]
olduğunu biliyorum. İnşattı öldiin iyorlar, değil mı?!!!
İyi ama bütün bunları sana neden anlatıyorum? Seninle asla sdjj
dost olmadık ı r muhtemelen b ettin ne yaptığım da umurunda değ
A m a anlatm am ın nedeni d e bu uıten.
Emma beni terk ettikten sonra, artık bittim, diye düşündüm, ama]
öyle olmadı. Çiınku lacıjui'ylc. kı rtmla tanıştım. Şimdi sen de Knmta'yıl
kaylvttin, onu geri getirem ezsin hiçbirimiz ya\xımayız bunu, ama soni
/vs etmemeni soylnm k istiyorum yalnızca. Emma sa n her zatının çok.
çok fazla sevdi. Bu durum bcniı n uzun yıllar büyük bir an sv far
/ıkla boğuşmama sebep oldu. T •’rfim konuşmalarınızı dinler, /wr/:'
sizi izlerdim w seninle birlıktı-ı kn ı benim le hiç olmadığı gibi parlar,
ışıldardı. Bir gün o dışandai/kıtı not defterlerini okuduğumu s<n/li
ye utanıyorum; bu defterler s ininle, arkadaşlığınızla doluydu ı r ben
buna katlanılmıyordum. Açık lotıuşaltm, dostum, onu hak etmedi$
düşünüyordum, ama şimdi iki nizin de onu gerçektim hak etmedÇ'
düşünüyorum. O, ikimizin de tanıdığı en zeki, en luızik, en eğler
en hakikatli insan olmaya deva m e d e a k ı r onun artık olmaması geı
hiç adil değil.
lan Whitehead
r v
"A h , Sylvie," diyor ona yardım a olm aya çalışarak. "Ö zür
erim . Y ine m ahvettim ."
496
DA VII) NİCHOLLS
"B iraz."
"S u yalnızca."
"Sanırım ."
Böylece iki adam , bir çift dul, iki tas çorba kaynatm ak için
-•ğinden gerçekten çok fazla kanşıklık yaratarak küf kokulu
koca mutfakta ayaklarını sürükleyerek dolaşıyorlar. Yalnız ya
taya başladığından beri babasının beslenme biçiminin hırslı
bir erkek izcinin beslenmesinden farkı yok Fırında kurufasulye,
is , balık kroket; ayrıca jök? yaptığı bile oluyor.
• 49/
BİR GÜN
" d u r böyle şeyler. Sadece bir daha asla ve »ısla yapma, olur!
m u ?”
na asla izin vermeyeceği bir şev olduğu için, belli belirsiz moral
bozucu bulduğu yt*rıi bir buluş bu. I>av kadar sıcak çorba kesik
dudağını yakıyor, dilimlenmiş beyaz ekmeklere tereyağı düzgün
s im i İçmediğinden parçalanıp ııu a ın renginde bir hamur haline
gelmiş. Ama, bulamaç gibi çorbanın içinde eriyen tereyağı tuhaf
biçim de lezzetli oluyor ve televizyonda babasının yeni takıntı
larından biri olan East Enders'ı seyrederek yemeklerini yiyorlar.
Jenerik geçerken tepsiyi yere koyuyor, uzaktan kum andanın
ses düğm esine basıp televizyonun sesini kapatıyor ve dönüp
D exter'a bakıyor.
"H enüz bilm iyorum ." Biraz zam an geçiyor, sonra babası
sesi kısık televizyona dönüyor. "Ü zgünüm ," diyor Dexter.
"N e için?"
499 *
BİR GÜN
liba."
| Dextcr pis kokulu döküntü banyoda duş alıp, dün geceki gömle
ğim giydi. T er ve sigara kokuyordu; koku çıkmasın diye ceketini
de üzerine giydi, işaret parmağına biraz diş macunu sıkıp dişle
rini fırçaladı.
I
afişinin altındaki Emma M arley ve Tilly Killick'e katıldı. Bağır
sak hurucu, iğrenç kahvaltılıldannı yerlerken -soya serpilmiş
esm er ekmek, bir tür karışık miısli- Jeaııne M oreau, tepelerinde
gülerek onlara bakıyordu. Bu ö/el bir gün olduğu için Emma,
içi her zaman çam ur gibi görünen espresso makinesini temizle*
nıiştı ve ilk fincan vağlı, siyah sıvıyı içtikten sonra Dexter kendi
ni biraz daha iyi hissetmeye başladı. Emma'nın ev arkadaşının
a sapan konuşmasını dinleyerek sessizce oturdu; bir onur
•si gibi taştdıklan kocaman gözlükleriyle komik bir tiyatro
mpanvası tarafından rehin alındığına dair tuhaf bir his vardı
nde. Belki de burada kalmaya devam etmek bir hataydı. Yatak
lasından çıkmış olmak kesinlikle bir Ilataydı. Tilly KHIick bııra-
Pa otu rurken onu nasıl öpebil irdi?
BİR GÜN
"Param ız yok."
502
DA VID NICHOLLS
"Y o o ."
"Takım elbiselerimle m i r
"Çok çeviksin."
"D ağ keçisi gibiyim. Eskiden bayağı yürürdüm. Vahşi ve
rüzgârlı bataklılarda. Aşın duygusaldım. 'Hayatım olmadan ya
şayam am ! Ruhum olm adan y aşayam am !'"
Emma guldıi.
504
D A V ID N İCH O LLS
"Manzara manzaradır."
"Shelley n â yoksa Wordsworlh müydü bu?"'*7
• 505 •
BÖ LÜ M Y İR M İ İKİ
15 Tem m uz 2 0 0 6 . Cumartesi
"O la b ilir"
507
BİR GÜN
"Ben de, Dexter. Kendine dikkat et. olur m u?" diyor Sue sesi
titreyerek sonra telefonu kapatıyor. lX*xter liste üzerinde çalış
maya devanı ediyor; ablasını, bahasını, eski kamını, kızını anyor.
Konuşm alar kısa, abartılı ölçüde neşeli ve günün önemini belir
tecek hiçbir şev içermiyor ama alt metin hep ayru: Ben iyiyim.'
Tilly Killick'e telefon ediyor, am a o aşın derecede duygu yüklü:
BİR GÜN
•510
DAVID NICHOLLS
512
DAVII) NICHOLLS
"Sonsuza kadar."
Dexter mekanik bir tavırla gülmüştü, ama bir kez daha için
de bir huzursuzluk kıpırdanmaya başlıyordu: sanki burada ol
maları bir hataydı; birbirlerinden bağımsız olarak ikisi de pik
niği iptal edip eve dönüp dönemeyeceklerini merak ediyorlardı.
Am a ikisi de böyle bir şey önermeye hazır değildi; bunun yerine,
tepeye giden taşlarm doğal mobilyalar gibi durduğu bir yer bul
dular, bu raya yerleşip sırt çantasını açtılar.
"H m m "
"H m m ?"
"A ziz Sw ilhin G ünü, sen söylemiştin ya. 'A ziz Svvithin
G ü n ü 'n d e y ağm u r y ağ arsa...'"
"Biraz keyifsiz."
• 515
b ir g ü n
"Elim de değil."
"S ö y le ."
"E m m a..."
'Tamam. Anlaştık."
"N e yapıyorsun?"
şey.”
"Korkunç görünüyorum " dedi saçlarını düzelteıvk.
"M asal anlatma bana, bunu seviyorsun..."
"Sen başlattın!"
sIK
DAVID NICHOLLS
"B ırak bir şey dem eyelim . Sadece gülüm se, doğal görün.
G en ç ve um ut dolu görün. H azır m ısın?"
" T a m a m , g ü lü m s e o z a m a n ..."
BÖLÜM YİRMİ ÜÇ
15 Tem m uz 2 0 0 7 . Pazar
Edinburgh
"Zırr-zırr. Zırr-zırr."
"H ayır."
• 521
BİR GÜ N
523 *
BİR GÜN
"Şu nedir?"
Jasm ine anım sam ış gibi som urtuyor. "Ö yle sanıyorum.
Sadece dört yaşındaydım, onu çok iyi hatırlamıyorum, sadece
resimlen’ baktığımda. Düğünü hatırlıyonım. Çok hoş olmuştu,
değil m i?"
r v
526
DAVI D NICHOI-LS
D exter elini tuttu. "D inle. Neden bir içki içm eye geliniyor
su n ?"
•529
B İR G Ü N
"Y a da akşam yem eğine?" dedi Alison. "N eden akşam ye
m eğinde b ize k atılm ıy o rsu n ?"
531
BİR GÜN
Pek iyi bir başlangıç yapmamış olsa da genel bir teoriydi bu.
G erçekten hoşlandığı birine, gerçekten önem sediği ilk erkeğe
■48 Eaınb u rgh şehrinin m erkezind e E *ki K ent ı > Y eni K«*nt*i b irleştiren v.ıj\ı\ bir
tepe. (Ç .N .)
DAVID NICHOLLS
rv .
Yürümeye devam etti. Kale henüz görüş alanına girmişti ki, ar
kasından gelen ayak seslerini işitti; kaldırıma vuran şık ayakka-
bılann çıkardığı seslerdi bunlar ve daha adını işitmeden gülüm
seyerek döndü, çünkü gelenin o olduğunu biliyordu.
"Yaşasın! Kalem!"
BİR GÜN
"Seninle m i?"
534
DAVID KICHOLLS
………SON……..
Buraya Yüklediğim E-Bookları Download Ettikten 24 Saat Sonra Silmek Zorundasınız.
Aksi Taktirde Kitabin Telif Hakkı Olan Firmanın Yada Şahısların Uğrayacağı Zarardan
Hiç Bir Şekilde Sitemiz Sorumlu Tutulamaz ve Olmayacağım.
Bu Kitapların Hiçbirisi Orijinal Kitapların Yerini Tutmayacağı İçin Eğer Kitabi
Beğenirseniz
Kitapçılardan Almanızı Ya Da E-Buy Yolu İle Edinmenizi Öneririm.
Tekrarlıyorum Sitemizin Amacı Sadece Kitap Hakkında Bilgi Edinip Belli Bir Fikir
Sahibi Olmanız Ve Hoşunuza Giderse Kitabi Almanız İçindir.
Benim Bu Kitaplar Da Herhangi Bir Çıkarım Ya Da Herhangi Bir Kuruluşa Zarar
Verme Amacım
Yoktur.
Bu Yüzden E-Bookları Fikir Alma Amaçlı Olarak 24 Saat Sureli Kullanabilirsiniz.
Daha Sonrası
Sizin Sorumluluğunuza Kalmıştır.
1)Ucuz Kitap Almak İçin İlkönce Sahaflara Uğramanızı
2)Eğer Aradığınız Kitabı Bulamazsanız %30 Ucuz Satan Seyyarları Gezmenizi
3) Ayrıca Kütüphaneleri De Unutmamanızı Söyleriz Ki En Kolay Yoldur
4)Benim Param Yok Ama Kitap Okuma Aşkı Şevki İle Yanmaktayım Diyorsanız
Bizi Takip Etmenizi Tavsiye Ederiz
5)İnternet Sitemizde Değişik İstedğiniz Kitaplara Ulaşamazsanız İstek Bölümüne
Yazmanızı
Tavsiye Ederiz
Bu Kitap Bizzat Benim Tarafımdan By-Igleoo Tarafından
www.CepSitesi.Net - www.MobilMp3.Net - www.ChatCep.Com -
www.İzleCep.Com
Siteleri İçin Hazırlanmıştır. E-Book Ta Kimseyi Kendime Rakip Olarak Görmem
Bizzat Kendim Orjinalinden Tarayıp Ebook Haline Getirdim Lütfen Emeğe Saygı
Gösterin.
Gösterinki Ben Ve Benim Gibi İnsanlar Sizlerden Aldığı Enerji İle Daha İyi İşler
Yapabilsin. Herkese Saygılarımı Sunarım .
Sizlerde Çalışmalarımın Devamını İstiyorsanız Emeğe Saygı Duyunuz Ve Paylaşımı
Gerçek Adreslerinden Takip Ediniz.
Not Okurken Gözünüze Çarpan Yanlışlar Olursa Bize Öneriniz Varsa Yada Elinizdeki
Kitapları Paylaşmak İçin Bizimle İletişime Geçin.
Teşekkürler. Memnuniyetinizi Dostlarınıza Şikayetlerinizi YönetimeBildirin
Ne Mutlu Bilgi İçin Bilgece Yaşayanlara.
By-Igleoo www.CepSitesi.Net
Teşekkür