Professional Documents
Culture Documents
MARIO PUZO
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
ERTESİ SABAH, Guido Quintana, sabah kahvesi
için kahveye gitmek üzere kalktı. Kapıyı açlığında, erken
sabah güneşinin içeri girmesini engelleyen kocaman
gölgeyle irkildi. İlk şaşkınlığı geçmeden, tahtadan
kabaca yapılmış kocaman bir haç, neredeyse onu yere
yıkarak içeri düştü. Üstüne Peder Dodana’nın
kurşunlanmış bedeni çakılmıştı.
***
***
***
ÜÇ ADAM, Başkeşiş’in küçük özel odasına girerek
rahat koltuklara oturdular. İki genç adam için, peynir ve
ekmek getirildi.
Başkeşiş, Guiliano’ya üzgün şekilde gülümsedi.
“Günahlarımdan biriydi. Genç yaşta baba oldum. Ah,
kimse Sicilya’da semt papazı olmanın ne kadar baştan
çıkarıcı olduğunu bilmez. Onlara direnemedim. Skandal,
örtüldü ve annesi bir Andolini ile evlendi. Kilise’de
yükselebilmem için çok fazla para döküldü. Fakat ilahi
ironi, kimse kehanette bulunamaz. Oğlum büyüyüp bir
katil oldu. Ancak hesap vereceğim birçok günahıma
rağmen taşımam gereken bir haç var.”
Andolini’ye döndüğünde Başkeşiş’in ses tonu
değişti. “Beni dikkatle dinle, oğlum. İkinci kez bana
hayatını borçlusun. Artık ilk sadakatin şimdi
Guiliano’ya.”
“Don’a geri dönemezsin. Kendi kendine, neden Turi
diğerlerini öldürürken senin canını almadı diye
soracaktır? Hainliğinden şüphelenecek ve bu da senin
sonun olacaktır. Yapman gereken Don’a her şeyi itiraf
ederek, Guiliano’nun çetesinde kalmak istemektir. Ona
bilgi verecek ve onlarla Guiliano’nun ordusu arasında
bağlantı olarak hizmet edeceksin. Don’a bizzat
gideceğim ve bunun avantajlarını anlatacağım.
Guiliano’ya sadık kalacağını fakat bunun onun için
dezavantaj olmayacağını söyleyeceğim. Canını
bağışlayan adama ihanet edeceğini düşünecek. Fakat
sana söylüyorum eğer Guiliano’ya sadık kalmazsan,
seni sonsuza kadar lanetleyeceğim. Mezara kadar
babanın lanetini taşıyacaksın.”
Tekrar Guiliano’ya döndü. “Şimdi senden ikinci bir
iyilik isteyeceğim sevgili Turi Guiliano. Oğlumu çetene
al. Senin için savaşacak ve emirlerini yerine getirecek
ve yemin ederim sana sadık kalacak.”
Guiliano, bunu dikkatle düşündü. Zamanla,
Andolini’nin muhabbetini kazanacağından emindi ve
adamın babasına, Başkeşiş’e içten bağlılığını görmüştü.
İhanet olasılığı düşüktü ve karşı önlem alınabilirdi. Öte
yandan, Stefan Andolini, çetesinin operasyonlarında
değerli bir şef yardımcısı olabilirdi fakat daha da
önemlisi, Don Croce imparatorluğu hakkında bilgi
kaynağı olarak değeriydi.
Guiliano, “Peki, Don Croce’ye ne söyleyeceksin?”
diye sordu.
Başkeşiş bir an durdu. “Don’la konuşacağım. Orada
etkim var. Ve sonra göreceğiz. Şimdi oğlumu çetene
alacak mısın?”
Guiliano, “evet,” dedi. “Fakat eğer bana ihanet
ederse, cehenneme giden yolda duaların ona
yetişemez.”
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
GUILIANO, bu operasyona gitmeyi ve bizzat komuta
etmeyi planlamıştı fakat Bir Mayıs’tan bir hafta önce
Aspanu Pisciotta’nın zayıf ciğerleri sonunda kanamaya
yenik düşmüştü. Ağzından kan geldiğinde ve toprağa
devrildiğinde dağa, karargâha doğru tırmanıyordu.
Vücudu tepeden aşağıya doğru yuvarlanmaya
başlamıştı. Guiliano, arkasından tırmanıyordu,
kuzeninin eşek şakalarından biri sandı. Onu ayağıyla
durdurduğunda Pisciotta’nın gömleğinin önünün kanla
kaplı olduğunu görmüştü. Önce Aspanu’nun bir nişancı
tarafından vurulduğunu ve atış sesini kaçırdığını
düşündü. Pisciotta’yı kollarına aldı ve yukarı taşıdı.
Pisciotta, hâlâ bilinçliydi ve mırıldanıyordu “bırak beni,
bırak beni.” Ve Guiliano bunun bir kurşun olamayacağını
anladı. Sesi vücudun metal tarafından zarar görmesinin
travmasını değil, içte bir kırılmayı ele veriyordu.
Pisciotta, hemen bir sedyeye konarak on kişi ile
birlikte Monreale’deki doktora gönderildi. Çete
tarafından sık sık yaralıların tedavisi için kullanılan ve
sır saklama konusunda güvenilir olduğu düşünülen
doktor, Guiliano ile ilgili diğer bütün işleri gibi,
Pisciotta’nın hastalığını da Don Croce’ye rapor etti.
Doktor, Palermo hastanesine başhekim olarak atanmayı
umuyordu ve bunun Don Croce’nin hayırduası olmadan
imkânsız olduğunu biliyordu.
Doktor, Pisciotta’yı daha ileri tetkikler için Monreale
hastanesine götürdü ve Guiliano’ya, sonuçlar için
beklemesini söyledi.
“Yarın sabah geleceğim,” dedi Guiliano doktora.
Adamlarından dördüne, Pisciotta’yı hastanede
korumalarını söyleyerek, diğer adamlarıyla birlikte
saklanmak için bir çete üyesinin evine gitti.
Ertesi gün doktor, Pisciotta’nın streptomycin adlı bir
ilaca ihtiyacı olduğunu ve bunun yalnızca Birleşik
Devletlerden sağlanabileceğini söylemişti. Guiliano ilacı
nasıl getirtebileceği üzerine düşündü. Babasından ve
Stefan Andolini’den Amerika’daki Don Corleone’ye
yazarak ilacı istemelerini talep edebilirdi. Doktora ilacı
getirteceğini fakat bu arada Pisciotta’nın hastaneden
çıkıp çıkamayacağını sordu. Doktor, ancak yatakta
birkaç hafta dinlenmek koşuluyla evet dedi.
Portella della Ginestra’ya saldırı sırasında, Guiliano
Monreale’de Pisciotta’ya bakıyor, iyileşmesi için ev
ayarlamaya çalışıyordu.
***
***
MONTE PIZZUTA bayırlarında, Terranova olay yerini
dürbünle izliyordu. Önce, dehşetten kendilerini yere
attıklarını düşündü fakat sonra, hareketsiz bedenlerin
ölülere özgü şekilde yattığını fark etti ve adamlarından
hemen ateşi kesmelerini istedi. Makineli tüfek
sessizleşmişti, fakat hâlâ Monte Cumeta’da silahların
sesini duyabiliyorlardı. Terranova, Passatempo’nun
ateşinin insanları hedef aldığını ve halkın katledildiğini
düşündü. Birkaç dakika sonra diğer silah da sustu ve
Portela della Ginestra’yı korkunç bir sessizlik kapladı.
Bir an sonra ikiz dağ tepeleri, yaralıların ve ölenlerin
çığlıkları ile uğuldadı. Terranova adamlarına işaret
ederek silahları toplayıp dağın diğer tarafına
çekilmelerini istedi. Bunu yaparlarken, trajediyi
Guiliano’ya nasıl rapor edeceğini düşünüyordu.
Guiliano’nun onu infaz etmesinden ya da çete
liderliğinden almasından korkuyordu. Yine de
Guiliano’nun adil bir duruşma yapacağından emindi, o
ve adamları yüksekten ateş etmişlerdi, karargâha
dönmeli ve rapor vermeliydi. Passatempo’nun da
aynısını yapıp yapmadığını merak etti.
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
***
ASPANU PİSCİOTTA, hücresinde streptomycin
kutusunu alarak mühürleri açtı. Dozunu ayarladı ve
yuttu.
Tadının acılığına şaşırmıştı, birden vücudu geriye
kıvrılarak büyük bir kavis oluşturdu ve kendini yere
fırlattı. Attığı çığlığı duyan gardiyan koşarak hücre
kapısına gelmişti. Pisciotta ayağa kalkmaya çabalıyor,
vücuduna işkence eden dayanılmaz bir acıyla
savaşıyordu. Boğazında korkunç bir tat vardı,
sendeleyerek zeytinyağı kavanozuna doğru ilerledi.
Vücudu yeniden büküldü ve can havliyle bağırdı,
“Zehirlendim. Bana yardım edin, yardım edin.” Ve sonra
yere düşmeden önce, kendine büyük bir öfke duydu,
sonunda Don Croce onu yenmişti.
***
SON
MARIO PUZO KİMDİR?