You are on page 1of 28

Osmanl Modernlemesi ve Edebiyat

Ali BUDAK

zet : Osmanl dncesinde modernlemeye zemin oluturabilecek ilk kprdanlar 18. yzyl balarnda grlmektedir. Yeni bat deerlerinin asker, siyas ve idar hedefler olarak ekillenmeye balad bu dnemde, pozitif bilimlere doru bir eilim de belirginlemi, bir ok temel eser birbiri ardna evrilmitir. Trk aydnlanmasnda bir uyan devri olarak nitelendirilebilecek olan 18. yzyln ilk eyrei, tabiatyla, mimariden ev ve bahe dekorasyonuna, yiyecek iecekten klk kyafete birok Avrupa unsurun hayatmza girdii bir srecin de balangc olmutur. Bylece, nce Saray, sonra sokak, dalga dalga deimeye ve dnmeye yz tutmutur. Bu rzgrdan, bir bakma hayatn aynas demek olan edebiyatn etkilenmemesi dnlemezdi. Lale Devrinden itibaren zellikle iir geleneksel snrlar epeyce zorlamtr.Bu almada, modernleme, nce, Avrupa ve Osmanl eksenlerinde ayr ayr deerlendirilecek, sonra da edebiyata nasl yansd sorusuna yant aranacaktr. Anahtar kelimeler: Modernite, Modernleme, Avrupa ve Modernleme, Osmanl ve Modernleme, Edebiyat ve Modernleme, Aydnlanma, bat, reform.

Ottoman Modernization and Literature A new Approach towards the Transformation Process from Empire to the nation-state
Abstract: The first movements towards the modernization in Ottoman thought have been witnessed at the beginning of the 18th century. In this period when the new western values have been shaped under the military, political and executive targets, the tendency for the positive sciences has been crystallized and many essential books have been translated respectively.The first decades of the 18th century, which has been depicted as the wakening in Turkish Enlightenment, naturally, has been the beginning of the process which penetrate many European components from the architecture to home garden decoration, from the food and beverage to the wearing. Thus, firstly Court and the street have been confronted with the gradual transformation. This great transformation is supposed to be reflected in literature as the mirror of the life. Especially the poetry has exceeded the traditional boundaries since the Tulip Revolution. In this study, firstly, modernization process will be analyzed within the extent of Europe and Ottoman comparatively and the explained its reflections on the literature with different dimensions. Keywords: Modernity, modernization, Europe and modernization, modernization, literature and modernization, Enlightenment, west, reform Ottoman and

Giri:

Yrd. Do. Dr., Yeditepe niversitesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm

Modernit, insana ve aklna gvene dayanan Aydnlanmann bir ocuudur. Yani, insan aklnn tabiatn ve toplumsal dzenin ileyiini kavrayabilecei, gelitirdii yasa ve kurallarla kiilerin mutluluunu salayabilecei temel inancndan do mu tur. nsan kendisi iin iyi olan sadece kendisi bilecek ve belirleyecek, bir baka deyile, kaderinin iplerini artk kendi ellerinde tutacaktr. Bu erevede modernityi, kilise hakimiyetine kar gelimi, akln egemenlii ilkesine sk skya bal felsefi bir akm olarak dnmek gerekmektedir (Demir 1992: 27). Modernityle birlikte, toplumun merkezindeki Tanrnn yerini bilim alm, dinsel inanlara, sadece zel hayat iinde yer braklmtr. Bylece seklerleme ve laikleme anlamlaryla da derinlemi olan modernitye (Demirhan 1992: 43) geiin drt byk devrimle gerekletii kabul edilmektedir. Bunlardan birincisi; bilimsel devrimdir. Mekanist ve determinist dnya gr bilimsel devrimin temel kriteri olarak belirmi, dier aamalara nclk etmitir. kincisi; siyasal devrimdir. Bu devrimle iktidarn kayna halk olarak kabul edilmitir. Artk iktidar halk sayesinde ve halk iindir. Bunun ad da demokrasidir. Bu devrimle demokrasi, devletin tek rasyonel biimi haline gelmitir. ncs, kltrel devrimdir. Bu devrimle de dncelerin laiklemesi ve her alanda tm ltlerin rasyonellemesi mmkn olmutur. Drdncs; endstriyel ve teknik devrimdir. Artk emek sreci, dorudan retici insana deil, makineye bal hale gelmitir (Kk 1994: 1621). I. Avrupa ve Modernit : Modern dneme kadar Avrupada tek belirleyici faktr Hristiyanlktr. Henz snrlar bile belli olmayan Avrupa corafyas, sanki Hristiyan lkesinin dier addr. Kk Asyada hzla yaylp yaygnlaan slam da, etkin bir teki konumuyla, Avrupa kimliinde Hristiyanln en temel elerden biri olmasn pekitirmitir. Modern dnem Avrupasnda ise, ortak toplumsal kimliklerin en belirgininin ulus-devlet bilinci olduu gzlenmektedir. XV. ve XVI. yzyllardan itibaren Bat Avrupada ortaya kmaya balayan ulus-devlet modelleri zaman iinde gelierek dinin geleneksel otoritesinde ciddi gedikler amtr. Ulus-devlet; belli bir corafya paras zerinde, dahili ve harici hkmranlk tekelini elinde tutan, merkezilemi bir otorite birimi olarak tanmlanmaktadr. Ortaa Avrupasnda Papalk ve mparatorluk etkin, kapsayc ve evrensel st otorite ve kimlik birimleridir. Bunlarn altnda saysz sayda irili ufakl otorite birimleri mevcuttur. Bu durumda birey, en yaknnda prens, lord, baron gibi yerel otoriteleri, daha uzanda evrensel otoriteler olarak Papalk ve mparatorluu grmektedir. Modern dnem Avrupasnda, nce bir btnleme sreci yaanm, yerel otorite birimleri birleerek, yerlerini sonradan ulus-devleti oluturacak olan krallklar meydana getirmilerdir. kinci aamada ise, evrensel otorite birimlerinin yani

Papalk ve mparatorluk birimlerinin nfuzlar ortadan kaldrlmtr. Bylece hem yerel, hem evrensel otoritelerin basklarndan kurtulmann doal sonucu olarak bireyler de kendi akllaryla kendilerini ynlendirmeye balam, XVIII. yzyldan itibaren artk mutlak devlet ulusal bir nitelik kazanmaya yz tutmutur. Arkas gelecek, yerel balamdaki toplumsal iliki biimleri tamamen alacak, daha byk ve daha yaygn ilikiler iin ulus kimlikleri giderek gelitirilecektir. Elbette, geleneksel balarndan kopmu, kendisi iin iyi olan deerlendirebilen, eit bireylerden meydana gelen byle bir yapda ynetimin meruiyeti de ancak demokratik srelere dayanlarak temellendirilebilecektir. Bunun anlam yeni kazanmlar dorultusunda insann kendisini dnyada yeniden tanmlamasdr. Nitekim, bu byk dnm ekillendiren, zellikle evrensel otoritelerin nfuzlarn kaybetmelerinde birinci derecede etkili olan nemli unsur, Ortaan tanr merkezli din dzeninin yerini, Aydnlanmadan sonra insan merkezli rasyonel dzenlerin almas olmutur. Bir tarafta Papa ve mparatorluun etkisinden uzak talyan kentlerinde Poppoli Grossi denilen yeni yeni patronlar ortaya km, dier tarafta Keifler sonrasnda Amerikadan gelen zenginliklerin biriktirilmesiyle merkantilizm domu, ticaret yeniden ekillenmi, burjuvazi olumutur. Bu yeni snflarn ticari kazanlarn daha da artrmak iin destek vermeleriyle bilimsel almalar badndrc bir gelime iine girerken, Anglikanizm, Calvinizm, Cizvitizm, Ortodoksluk ve Protestanlk ve Prtenlik gibi ulusal mezhepler ortaya km, bu arada Kutsal Kitap nce Latinceden ulusal dillere evrilmi, ardndan matbaayla tm Avrupaya datlm, sonuta, asrlardr uygulanagelen aforoz, enterdi, endljans gibi yaptrmlarn aslnda olmad ortaya km ve Kiliseye inan kkten sarslmtr. Bu srete Kilise nemini ve etkinliini yitirirken, insann kendisine ve aklna olan inanc ykselie gemitir. Ne yaplrsa yaplsn dnyann gizemlerinin zlemeyecei ve kanunlarnn deitirilemeyecei pasif dncesinden, var olan hereye egemen olunabilecei aktif dncesine bir dnm balamtr. Artk tm toplumsal zmlemelerin merkezinde insan vardr ve Hmanizm dalga dalga yaylp Kilisenin karsnda yepyeni bir evrensel kimlik olarak yerini almaktadr. Bu yzdendir ki, kent merkezleri meydana gelip, buralarda farkl meslek erbablar olarak yer alan, yaptklar ve kazandklaryla kendi konumlarn kendileri belirleyen fertlerin kurduklar ulus-devletlerde Hristiyanlk belirleyici bir faktr olarak grlmez. nk genel ve soyut Hristiyan lkesi yklm, yerine somut ve laik ulus-devletler kurulmutur. Nitekim 1648 Westphalia ve 1713 Utrech antlamalarnda ulus-devletler tanmlanrken, iinde yaayan bireylerin uzlamayla kabul ettikleri dnyevi kurallar erevesinde bir ynetim anlaynn alt izilmitir.

Rnesansn ve onun sonucu olarak ortaya kan bu reformasyonun rn laikleme, bir yandan kilisenin otoritesini azaltr, ulus-devletinkini artrrken, dier yandan da elde edilen btn kazanmlarn sahibi olmann gururunu ieren bir Avrupallk anlayn dourmutur. Yani, ilk bakta elikili gibi gzkse de, ayr ve hkmran ulus-devletlerin douu ortak bir Avrupa kimliinin oluumunu salamtr. phesiz bunda Avrupann deniz ar yaylmasnn rol byktr. Avrupann okyanuslara alp genilemesi, nihayetinde Avrupann kresel bir nfuz sahibi olmasna yol aarken, ayn zamanda Avrupa kimliini ve bilincini de derinden etkilemitir. XV. yzyl ortalarnda Keifler a ile balayan Avrupann genilemesi, sonralar Kolonyalizmle neredeyse btn dnyay kapsamtr. Yaylmann arkasnda, dnemin Avrupa toplumlarnn ve ekonomilerin durumunun, krallar arasndaki rekabetin, siyasi ve ekonomik bymeye hasredilen politikalarn, eref ve zafer dknlnn ve macera gdlerinin rol vardr. kinci ve daha nemli neden, Avrupann baka ansnn olmamasdr. slamn yaylmas ile doudaki yerleimlerini kaybeden Avrupa, Osmanl mparatorluunun ykselmesi sonucu dou ile balar zerindeki kontroln tamamen yitirmitir. XVI. yzyln sonuna kadar Akdeniz, bir Trk gldr. Avrupann okyanusu denemekten baka alternatifi yoktur. Nitekim, Avrupann yapt ve onu dnya leinde hakimiyete gtren de budur. Dolaysyla, Avrupann yaylmas, farkl iklim ve corafyalarda kendini bulmas, aslnda, slamn zorlamas ve bilinen dnyada ona hayat hakk tanmamasnn bir sonucu olmutur. Avrupann deniz ar yaylmas, ulus-devletlerde Avrupallk kimliini pekitirirken, ayn zamanda yaratlan deerlerin ve bileenlerinin btn dnyaya ihracna yol amtr. Ancak bunun, bir zamanlar Hristiyanln salad duygusal ve kltrel ba artran bir etki ve derinlikte yaplmas istenmitir. Yani, Avrupa bulup benimseyip iselletirdii deerleri, dier toplumlara, kendisini daima merkezde tutacak bir byk projenin paralar olarak sunmutur. Bylece onlar iin srekli bir Avrupa bamll szkonusu olacaktr. Ve projenin ad medeniyet olarak konulmutur. Avrupallar dnyann dier topluluklar ile karlanca kendilerini meden olmakla ayrmaya balamlar, Hristiyan ve Avrupal tanmlamas, XVIII. yzylda yerini, bunlarn ikisiyle birlikte sosyal, bilimsel ve teknik btn gelimeleri de iine alan meden kavramna brakmtr. Bylece kltrel evrim basamaklar teorisi evrimcilik ve ilerleme ideolojisi ile btnlemitir. XIX. Yzyl ulus-devletlerin gerekten uluslat adr ve bu ada Avrupallar kendilerini medeniyetle ylesine zdeletirmilerdir ki, nihayetinde ortaya teki toplumlarn test edildii bir medeniyet standard bile formle etmilerdir: Balangta, Aydnlanma, rasyonalite ve bilimsel devrimleri ieren bu standartlar; laikleme, hmanizm, demokrasi ve sanayileme yelpazeleriyle halen devam etmektedir.

II. Osmanl ve Modernit : Batdaki modernleme sreci, doulu toplumlarda ayn aamalarla gereklememitir. Bir kere hareket lkelerin kendi dinamii iinden domam, Avrupann dnyann merkezinde srkleyici ve belirleyici bir g olarak yer almasyla ortaya kmtr. Dardan esen rzgarlarn dolayl ya da dolaysz etkileriyle balad iin de, doal olarak, ke balarn oktan tutmu ve smrge alarn kurmu olan Avrupa devletlerinin srekli mdahaleleri ve askeri-siyasi-kltrel basklar altnda, doru drst geliip serpilememitir. stelik doulu toplumlarn herbiri bu zorlu ve sancl maceray farkl farkl srelerle yaamtr. Osmanl Devleti, modernit ve sanayile me ncesi imparatorluklarn en gelimi rnei olarak kabul edilmektedir. ok geni bir corafyada rgtlenebilmi, farkl dini inanlar olan ok sayda kavmi bir dzen altnda tutabilmi, daha nemlisi hepsini bir refah iinde yaatabilmitir. Modernitye geiin Avrupadaki evreleri gznnde tutularak kubak bir deerlendirme yaplacak olursa, herhalde u tespitler yaplabilecektir. II. 1. Bilimsel Devrim ve Osmanl: Batda pozitif bilim ve felsefe, Avrupay Aydnlanma ana hazrlar, aklc almlarla zenginleirken, Osmanl devletinde, benzeri bir atlm gerekletirilememi, aksine, giderek bir daralma ve klme srecine girilmitir. XVI. Yzylda, bilim reniminde ve bilimsel eser yazmnda grafik, Fatih dnemindekinin tam aksine bir yn iaret etmektedir. izgideki bu yn deiimi, XVII. yzyln ilk yarsnda daha ok belirginlemektedir. Gerekten bu yllarn yazmalarnda, Avrupada beliren pozitif bilim rzgrndan, Eski Yunan kaynakl bilimsel kabul ve anlaylar temelinden sarsan byk dnce hareketinden eser bile grlmez. XVII. yzyldan itibaren, medreselerde yava yava, rasyonal dnceye ve pozitif bilimlere ynelik ilgi gzden dm ve dersler daha ziyade fkh alan iine kapanmtr. Matematik, astronomi, felsefe gibi dersler her ne kadar tamamiyle ortadan kalkm deilse de, ikinci planda kalm izlenimi uyandrmaktadr. Koi Beyin IV. Murata verdii nl Lyihasndan (Koi Bey 39-43) ve Katip elebinin Miznl-Hak fi htiyril- Ahakk (Katip elebi 1306: 1011) adl eserinden aka anlaldn gre, XVII. yzyl banda ve hatta daha XVI. yzylda bile Osmanl Trk medreselerinde, akl ve nakl ilimler noktasndan, bir gerileme gze arpmaktadr (advar 1982: 126-127). Bu

dnemde, baz nemli tp kitaplar evrilmitir. Ancak, azdan toplama bilgiler ya da keyf denilebilecek aktarmalar, bu eserlerin ounun gvenilirliini tartmal hale getirmitir. Denilebilir ki, yalnzca Trklerin bir bat tbb bulunduunu haber alm olduklarn gstermeleri bakmndan nem tamaktadrlar. lerinde XVII. yzyl Avrupa tbbndaki byk ilerlemelerden hibir bahis bulunmayan bu eserlerde hl Galenos ve bni Sina dnceleri hkimdir (Advar 1982: 135). Yzyln son eyreinde, 1685te, Ebubekir bin Behramd- Dmk imzasyla bir corafya kitab ve atlas evrilmitir. Wilhelm ve Joan Blaeu adnda bir baba oul tarafndan yazlm ve Nusretl-slam vel-Srr fi Terceme-i Atlas Mayor adyla evrilmi dokuz ciltlik eserin, en dikkate deer taraf, iinde ilk kez Copernicusun gne merkezli evren sistemi hakknda bilgiler bulunmasdr. Baka bir syleyile, ksaca Corafya- Kebr veya Tercme-i Atlas Mayor adlaryla tannan bu eserle, Kopernik sistemi ortaya konuluundan 142 yl sonra Trk bilgi birikimine karm, byle bir grn varlndan ilk kez sz edilmitir (Advar 1982: 154-155). XVII. asr, Devlet-i Aliyyenin asker ve politik olarak da inie getii bir dnem olmutur. Ne var ki, mparatorluk ynetiminde bu konum deiikliinin farkna, ancak, yz yl sonra, iki byk yenilginin belgeleri olarak 1699da Karlofa ve 1718de Pasarofa antlamalar imzalandktan sonra varlabilmitir (Lewis 1984: 36-37). Peki ama neden, askeri alandaki zaafiyet ortaya kmadan nce, batnn deien deerlerinden ve pozitif bilimlerdeki gelimelerinden haberdar olunamamtr? Baka bir syleyile, batda neler olup bittiine bakmak iin, neden sava ve toprak kaybedilmeye balanmas beklenmitir? nk, szkonusu yz yllk gecikmenin sebebi bu bekleyiten kaynaklanmtr. Eer erken dnemde, evredeki deimelerin, bilim ve teknik alandaki gelimelerin farkna varlm, bu alanlardaki ilgisizliin bir gn devletin askeri ve siyasi gcn olumsuz etkileyecei ngrlm olabilseydi, herhalde derlenip toparlanma hareketi ok nceden balayacakt. G kaybnn, sava meydanlarndaki malubiyetlerle bir tokat olarak yzlerde patlamas beklenmeyecekti. Burada can alc soru, Avrupada yaanan nemli gelimelerin hi grlp iitilmemi olmas m, zerinde yeterince dnlp tanlmam olmas m, yoksa her ey bilinip zerinde durulduu halde bir ey yaplamam, elden bir ey gelmemi olmas mdr? Geri ilk anda, askeri ve ekonomik gce ar gvenin evreye bak glgeledii ve dolaysyla zamannda cidd bir deerlendirmeyi nledii gr, daha ok ne kmaktadr. Osmanl Devleti XV. yzylda gcnn doruk noktasna ulamtr. Dnyann sper gc konumuyla kendisine, kltrne ve toplum yapsna ok gvenmektedir. Bu stnlk psikolojisi iinde, kendilerini dnyann merkezinde gren devlet adamlar da ulema da, baka yerlerde, baka gelimeler meydana geldiini ve bunlarn zaman iinde ok

byyebileceini hesaplayamamlardr. Asker ya da ekonomik bir ihtiya da bulunmad iin yeni bilimsel ve teknik araylarla da ilgilenmemilerdir. Bylece, Rnesansdan haberdar olamamlar, nemini kavrayamamlar, XVI. ve XVII. yzyllarda Avrupada bilim, teknoloji ve sanayi alanlarnda kaydedilen byk gelimeleri deerlendirememilerdir (Tekeli ve dierleri 1999: 3327). Ancak, tuhaf bir ekilde, Osmanl mparatorluu tarihinin o dneminde, dier sorulara ayr ayr cevap olabilecek faktrlere de rastlanabilmektedir. a. Trklerin bat kltryle temaslarnn tarihi, daha Akdenize ilk ktklar VII-IX. Yzyllara kadar inmektedir. ki kltr, - ki dou kltrn XI. yzyldan sonra daha ok Trkler temsil etmektedir- kyasya bir mcadele ve sava iindedirler. Hal Seferleri onyllarca srmtr. Balangta denge, dou kltr lehine bozulmutur. Ama, Rnesansla birlikte bat yeni bir uyan dnemine girmi, dengeyi ksa srede yeniden salam ve ardndan da kendi lehine evirmeyi baarmtr. nk XIII. yzyldan itibaren dou kltrnn yegane temsilcisi konumundaki olan Osmanllar, asrlardr sregelen bu geleneksel dmanln etkisi altnda kalarak, olup biteni doru biimde deerlendirememilerdir. Belki, Hristiyan dnyasndan kendi deerlerine zarar vermeyecek iyi ve faydal eyler kacana inanmamlardr. lkene gre, aradan neredeyse bin yl getikten sonra, XIX. ve XX. yzyllarda bile hl batnn bilim ve teknii alnmal, ancak kltr deerleri alnmamal anlaynn srmesi, derinlerdeki bu anlayn devam ettiinin gstergesidir (lken 1979: 17-22). b. Bu yaklam, gerekten, XVIII. ve XIX. yzyllardaki baz fanatik tavrlar ve ayak srmeleri aklayabilmektedir. Ancak, Osmanl mparatorluu tarihi btnyle ele alndnda, iki kltr arasndaki geleneksel dmanlkla izah edilemeyecek baz al-veriler de gze arpmaktadr. Osmanllarn kendilerinde olmayan bir unsuru, yararl grdkleri takdirde, hibir komplekse kaplmadan aldklarna dair pek ok rnek bir rpda saylabilmektedir. Osmanllar, Anadolu ve Rumeliyi tamamen kontrolleri altna alrken, Dou Roma mparatorluunun da birinci dereceden vrisi olmulardr. Ve batan sona, Osmanl-Trk tarihi, Halil nalckn syleyiiyle; zarretler karsnda bir yenilikler ve modernleme tarihidir. Osmanllar her dnemde, zellikle de dardan hi bir korkularnn olmad ykselme anda, batdan, yani Hristiyan Avrupadan bir teknik ya da kltr aktarmas yaparken hi ekinme gstermemilerdir. Tam aksine baarlarn balangtan beri maddi glerini artran yenilikleri benimsemekte bulmulardr. Hatta bizzat slahat yanls slm ulemas, dmana kar dima ve en iyi biimde hazrlkl olunuz ayetinin erevesinde grerek cevaz verdii silah-ara kavramnn snrlarn zamanla

Kuran- Kerim, Enfal, 60.

deien artlara gre ziyadesiyle geniletmekte saknca grmemitir. slmn ve slm topluluunun bekasn ve yararn salayan her eit arac, bilim ve teknii bu kavramn iine almtr. Osmanl devleti doutan beri bu prensibe gre, Avrupa karsnda kuvvetli acculturation sreci iine girmitir. 1444te Hal istilas karsnda Rumelide gerileme, toptan bir ka hlini almken Osmanl idarecileri, dman silah ve taktiini benimsemekte tereddt etmemilerdir. Tfek ve tabur cengi denilen Wagenburg sava taktii o zaman alnmtr ki Osmanl ftuhatnn en nemli faktrlerinden biri olmutur. br taraftan, iki kltr arasndaki sk temaslarn bir sonucu olarak baz adetler de alnm, zaman zaman scak ilikiler gelitirilmitir. Daha XIV. yzylda bir sakal kesme modas yaygnlam ve toplumda bir sorun olmutur. Halk grlerini yanstan anonim Tvrih-i l-i Osman, Yldrm Bayezidin Ankara felaketini; Onun zamannda Osmanl beyleri frenkleri taklide koyuldular, sakal kesmeye baladlar, o yzden bamza bu felaketler geldi cmleleriyle yorumlamtr (nalck 1992: 4957). Fatih mehur talyan ressam Gentile Belliniyi Sarayda arlamakta ve resmini yaptrmakta bir saknca grmemitir (Uzunarl 1998: 150). Yine bu XV. Yzylda topuluk icadn kabul ve uygulamada gsterilen srat ve yaratclk da ortadadr ve son derece arpc sonular dourmutur (Lewis 1984: 26). Eer bu aktarmalar zamannda yaplmam, mesela ateli silahlar alnmam olsayd, kimbilir, bugn belki, yalnz Trkiye deil, btn slm lemi bat karsnda bambaka bir durumda olacakt. Bu erken uyan sayesinde Osmanl, ini srecinin belli belirsiz balad XVI. yzylda bile silahlarn ve gemilerini kendi yapacak derecede bir teknoloji potansiyeline sahip olabilmitir (nalck 2005: 53). c. Yine bu erevede, Osmanlnn, aslnda, d dnyadaki son bilimsel gelimelere bsbtn ilgisiz kalmadnn baz rneklerine de rastlanmaktadr. Daha XVI. yzyl sonlarnda modern bir rasathne kurulmu, fakat yaatlamamtr. nk bir kltr unsuru olarak modern bilim metotlarnn aktarlmasn, toplumdaki sosyo-psikolojik ve madd koullar hazrlamaktadr. htiya hissedilen bir metodu iktibas etmek birinci aama ise, o metodu toplumda yerletirmek ve devamn garanti altna almak, ilkinden ok daha nemli ikinci ve nc aamalardr. Eer toplum buna hazr deil ya da byle bir metodu iselletirip gelitirecek sosyokltrel bir evreye sahip deilse, uygulamann baar ans bulunmamaktadr. te Osmanlnn szkonusu dneminde de pozitif bilim metotlar geliememi, sosyal ve ekonomik hayata girememi ve bir teknolojiye vcut verememitir (nalck 2005: 270). . Bu arada, elbette, nne geilemez baz haric sebepleri de dikkat almak gerekmektedir. Coraf keiflerle dnya kat kat bym, farkl yerler ve iklimlerle yepyeni artlar ortaya km, dpedz tarihin ak yn deimitir.

1492de Cristophe Colombe Hindistan' ararken yeni bir kta bulmu, 1502de Macellan Pasifii dolamtr. Byk denizlerin Avrupann kontrolne gemesiyle Akdeniz-Hindistan yolu krlemi, bu yol zerindeki lkeler, bata Trkiye ve tbileri olmak zere ekonomik nemlerini giderek kaybetmilerdir. Akdenizin eski byk tccar sitelerinin yerini, Atlas Denizine kylar olan Portekiz, spanya, Hollanda, Fransa, ngiltere gibi yeni tccar milletler almtr. Byk ekonomik kaynaklarna sahip olan bu lkelerin hzl gelimesine karlk, Yakn ve Orta Dou lkeleri gittike kmeye yz tutmulardr. imdi, byle bir durumda, Osmanl mparatorluunun mevcut konumunu koruyabilmesi, en iyi bildii ii daha iyi yapmasna, yani savalar kazanp eskisinden de byk fetihler gerekletirmesine baldr. Siyasi dengeyi muhafaza edebilmesi ancak bu ekilde mmkn olabilecektir. d. Ne var ki, mparatorluk XVI. yzylda, yaylnn fiil snrlarna ulam ve aamayaca engellerle kar karya kalmtr. Dou snrnda, I. Selim ve Kanuni Sultan Sleymann sava alanndaki zaferlerine ramen, Osmanl Ordular ran iine ilerleyememi, sonuta, Orta Asya ve Hindistana uzanabilme imkanlar ortadan kalkmtr. Ayn ekilde, Dou sularnda da Portekizlilerin byk ve salam gemileriyle karlalmtr. Osmanllarn sakin su gemileri, hrn okyanus dalgalarna dayanabilecek gte yaplm ve modern toplarla donatlm bu gemileri aamamtr. Osmanllar, Krm ve onun tesindeki topraklarda da Rusya tarafndan durdurulmulardr. Dier taraftan Afrikada l, da ve iklim koullar, almas mmkn kolayca olmayan doal engeller oluturmutur. Akdenizde ise, arada ksa bir devreden sonra deniz stnl tekrar batnn denizci lkelerine kaptrlmtr. Btn bunlardan daha nemlisi Osmanl ordularnn Avrupada, daha teye geemeyecekleri bir snra ulam olmalardr. Oysa, Osmanl yaylnn ana ekseni Avrupadr. XIV. Yzyl ortalarnda stanbul Boaznn ilk almasndan itibaren Avrupa, Osmanllarn bir arz- mevdu olmutur. Ne ki, artk o kutsal topraklarda ilerlemek deil, gerilemek szkonusudur. Kprlerin altndan ok sular akm, Avrupada yeni sava ve zellikle ikmal ve ulatrma teknikleri gelimitir. Lewise gre, Osmanlnn Avrupa ilerine ilerleyiinin durmu olmas balbana ykc etkileri olan bir olgudur. Nedenine gelince, Osmanl devleti slamlk ile Bizans Hristiyanl arasndaki snrda domutur. Liderleri ve ordular, yeni lkelere slamn klcn tayan Kutsal Cihatta snr savalar olmulardr. Osmanl gazileri ve dervileri, kendilerinin, barbarlk ve imanszla garkolmu halklara uygarlk ve doru inan gtrdklerine inanmaktadrlar. Osmanl devleti iin snr, onun hem beli kll yiitlerine hem de din adamlarna i ve mkafat salamakta, bir anlamda, onun devletlik niteliinin bizzat varolu sebebini tekil etmektedir. Artk XVI. yzylda bu devletin bir snr savalar beyliinden bir imparatorluk haline gelmi olduu dorudur; fakat snr gelenekleri Osmanllarn askeri, sosyal ve dn hayatlarnda derin bir ekilde kk salm bulunmaktadr. Bu

durumda, daha fazla yaylma ve kolonizasyon iin snrn fiilen kapanmasnn onlar dorudan etkilememesi mmkn deildir. Osmanllarn askeri rgt, sivil idare, vergi ve toprak tasarrufu sistemleri hep fetih ve kolonizasyon ile kafir lkelerine yaylan bir toplum yapsna gre dzenlenmitir. Ve yeni snrlar izmek bir yana eski snrlardan gerilemeler balaynca btn bu alanlardaki aklar kapatlamaz ve karlanamaz olmutur (Lewis 1984: 21-39). e. Osmanlnn nde gtrd yarta, XVII. yzyldan itibaren adm adm geriye dnn, Avrupada yeni bir dnem balatan byk bilim hareketini skalamasnn sebeplerinden biri de toplumun genel kltr yaps ve anlayyla ilgili olmaldr. Osmanl ulemas, mevcut geleneksel tavr srdrmekle yetinmi, yeni bir bilgi arama yntemi iin aba harcamamtr. Mevcut bilgi arama usulleri ise, XVI. yzyla kadar batda da kullanlmtr. Bunlar; "Aristoteles Mant", "Snrl Gzlem ve Deney" ve "Kutsal Kitab'a (Kurn- Kerm'e) Bakmak"tr. Aristoteles Mant, sadece akln doru bir biimde iletilebilmesi iin gerekli olan ilkeleri rettii iin yeni bir bilgi retimi iin kullanlamamtr. Ayn ekilde, Mslman ulema, gzlem ve deneylere ancak snrl llerde dayand iin de farkl araylar iine girememitir. nk, Gazzl'nin mehur ate-pamuk rneinde billurlaan kabule gre, atein pamuu yakt gzlem ve deneylere bakarak her zaman, her mekan ve her artta ayn sonuca ulalaca dnlemez. Bu, doaya ve doal oluumlara mutlak bir bamszlk yklemek olur. Oysa, yaratlanlar, asla ve asla Yaratan'dan bamsz deillerdir; hem var olu biimleri ve hem de birbirleriyle olan ilikileri Yaratan tarafndan nceden belirlenmitir; dolaysyla Tanrsal mdahale, gzlem ve deneye dayanlarak yaplan genellemelerden farkl bir biimde tecelli edebilir. Gzlem ve deney, eer yaplacaksa, varlklar arasndaki amasal balar belirlemek iin yaplabilir. Geleneksel bilgi arama yntemlerinden ncs Mslmanlar ve zellikle Osmanllar arasnda Kur'n- Kerm'e verilen byk deerden kaynaklanmaktadr. Kur'n- Kerm sadece dnyev ve uhrev hayat dzenleyen ilh bir kaynak olarak grlmemitir. Kur'n- Kerm gerek bir bilgi kaynadr; yle ki; yanlmaz ve yanltmaz. Eer, selim bir aklla okur ve incelerse, insan kafasnda oluan kendisine ve evrene dair btn sorularn yantlarn bu kaynaktan renebilmek durumundadr. yleyse, Osmanl lkesindeki bilimsel uralarda ister birinci metod kullanlarak, ister ikinci metod kullanlarak elde edilmi olsun, btn bilgilerin, Kuran- Kerimden karlan ve bu yzden kutsallk kazanan bilgilerle elimemesi lazmdr. ayet bir elime ortaya kar ya da byle bir grnt oluursa, ite o zaman, epistemolojik bir bunalm kanlmaz olacak, telala bir k yolu aranacaktr. Bu durum Osmanl bilim tarihinin en nemli amazlarndan biri olarak kabul edilmektedir. nk elikilerin alabildii, yani uzlama saland

durumlar olduu gibi, alamad durumlar da ortaya kmtr. elikilerin alamad durumlarda da tavr ounlukla Kuran- Kerimden yana konulmutur. Mslman bilginler, baka kaynaklardan yararlanarak rettikleri bilgileri ise, ksmen de olsa laiklik aamasna geildii XIX. yzyln ikinci yarsna kadar, doru drst dillendirememiler, ok zaman suskun kalmay tercih etmilerdir (Demir 2001: 9-34). Belki, batda gelien pozitif bilimlerden haberdar olunduktan sonra bile, sanki bir gereklilii yerine getiriyormuasna titizlikle Aristo felsefesine, Batlamyus astronomisine ve Galenos tbbna ballklar bildirilmesinin ana sebeplerinden biri bu geleneksel anlay olmaldr. Yzyllar iinde szkonusu bilimlerle din arasnda yle ya da byle bir uzlama salanm, baka bir syleyile Kuran- Kerim bu bilimleri tanmtr. Bu noktada, Aristonun, Batlamyusun, Galenosun yerine, Descartesi, Koperniki, Galileiyi, Newtonu, Harveyi koyabilmenin bir cesaret meselesi olduu anlalmaktadr. II. 2. Siyasal Devrim ve Osmanl: Trk toplum yaps piramit sistemine gre ekillenmitir. En tepede padiah bulunmaktadr. rdesi tartlmazdr. Ayn zamanda dinin de ba olduu iin onun irdesine saygszlk en byk gnahlardan biri olarak grlmtr. Ona ve tasarruflarna saygszlk devlete ve sonuta tebaann menfaatlerine zarar verecektir (ztuna 1997: 139). nk Padiah Tanrnn yeryzndeki temsilcisidir ve grevi, alemin nizamn, toplumun dzenini tutmaktr. Osmanl rejimini bat geleneinden en ok ayran zellik buradadr. Osmanlda devlet ile toplum arasndaki iliki, bat geleneine tam kart bir durum arz etmektedir. Buna gre, Osmanl devleti kendisini topluma bal grmemi, sistemini, herhangi bir snfn veya snflarn karlarna dayandrmamtr. Siyasal egemenlik gcn halktan deil, ilahi kaynaktan alm, fetihleriyle de gelitirip yaygnlatrmtr (Berkes 1978: 30). Osmanl padiahlar slam tarihinde bile en merkeziyeti ve mutlakyeti hkmdarlar olarak ne kmlardr. Sadece ynetim alannda, bu mutlakyetin bir yansmas olarak devletin idar salahiyetlerini mnhasran kendi kullarna vermek, toprak zerinde devlet sahipliini kurmakla yetinmemiler, ayn zamanda ilmiye snfn tekilatlandrmak ve devlet hizmetine sokmak suretiyle kendilerine yardmc askeri ve sivil brokrasiyi oluturmulardr. Yine, her trl vakf devlet kontrol altna almak suretiyle merkeziyeti sultalarn o zamana kadar hibir slam devletinde grlmedik biimde kuvvetlendirmilerdir (nalck 2000: 491495). Bir taraftan halfe, bir taraftan bakumandan sfatyla padiah, ok nemli iki unsuru, yani manevi g olan dini ve maddi g olan orduyu,

devletin yce karlar iin kendi kutlu kiiliinde birletirmi ve bir denge kurmutur. Hiyerarik dzende, askerin ve ulemnn yetki snrlar akllca izilmi ve ayrlm olsa da fevkalade g bir i olan bu dengenini henkli bir ekilde dzenlenip devletin hizmetine verilmi olmas, Osmanl mucizesinin srlarndan biri olarak grlmektedir. Zaten, Osmanl toplum yapsnda ba lca drt sosyal snf vardr: Devlet grevlileri, ehir-kasaba halk (burjuvazi), kyller ve kleler. Devletten maa veya maa yerine bir topra n i letme hakkn (dirlik) alana, asker olsun, sivil memur olsun, "asker" snf denmektedir. Bunlar vergi dememektedirler. Burjuvay, esnaf ve tccar tekl etmektedir. Bunlara ve kylye "reaya" denmektedir. Bu snflar, kazanlarna ve rettiklerine gre vergi vermektedirler. Avrupa ve Amerika'da XIX. asr sonlarna kadar mevcut olan topraa bal kle (serf) yoktur. Ancak ehirde zenginlerin kullandklar kleler vardr. Bunlar, imparatorluk dndan getirilmi ve kle olarak satlm kimselerdir. Devletin tab'asndan bir ki inin kle olmas szkonusu de ildir. Yine Avrupa gelene inden farkl olarak, bu drt snftan birinden di erine gemek mmkn ve kolaydr. Asalet olmad iin, hi bir baraj yoktur. Klelikten ve kylden gelen pek ok sadrzam ve padiah damad mevcuttur. Do utan imtiyazl olan tek aile, Osmanoullar'dr. Yalnz baba tarafndan Osmanolu domak, o ahsa doutan imtiyaz salamaktadr. Bunun dnda bir yoksul kyl de, bir sadrzam ocu u kadar, devletin her trl makamna kmay md edebilmekte ve kabilmektedir (ztuna 1977: 139-141). Max Webere gre, Osmanl mparatorluu, babadan oula geen saltanat dzeninin tipik bir rneini oluturmaktadr. Ancak toplum-devlet ilikilerindeki kendine zgl dolaysyla Osmanl mparatorluu burada da Avrupa toplumlarndan ayrlmaktadr. Bat Avrupa siyasi sisteminde karlkl ilikiler zerinden tremi toplumsal yap, bireyi giderek etkin bir g haline dntrmtr. Oysa, Osmanl mparatorluunda, neredeyse XIX. yzyla kadar bireye ve bireysellie vurgu yapan bir fikri oluum gzlenmemektedir. Aktr ki, bir ulus-devlet deil, mmet snflandrmalarna dayal bir siyasi birlik olan Osmanl mparatorluunda hayatn her alanna hkmeden merkezi otorite sivil toplumun olumasn da fevkalade zorlatrmtr. Vatandaln bireysellii iermedii, kii veya kiilerin, kimlik ve sosyal statlerine ancak bal bulunduklar cemaatin iinden ulaabilmelerinden de anlalmaktadr (na 2005: 82-99). II. 3. Kltrel Devrim ve Osmanl: Aydnlanma dncesini belirleyen baat temalardan birisi, phesiz din, zellikle de Hristiyanlk eletirisi olmutur. zellikle Ortaa geleneinden kopuun kuvvetle vurguland Fransz Aydnlanmasnda kurumsal din

(Roma Katolik Kilisesi ve onun din anlay) Aydnlanmann bireysel ve toplumsal hrriyetin, bilimin, ilerlemenin ve eitliin nndeki en byk engel olarak grlmtr. Fransz Devrimine de nclk eden ve onun felsefi temellerini hazrlayan Fransz Aydnlanmas dine kar en sert kar k yapm, sonunda, Voltairein, Tanrnn dnyay balangta yaratt ancak daha sonra evreni ve doay kendi yasalaryla babaa brakt anlayn ifade eden Deizmiyle laik felsefeye yumuak bir gei salanmtr (idem 1997: 49-50). Modernit ncesi bir imparatorluk olarak Osmanl Devletinde de ynetim, me ruiyetini ilah olandan almtr. Sultan, ayn zamanda halife sfatyla Tanrnn yeryzndeki temsilcisi konumundadr. Onun dzenini dnyada gerekletirmeye almaktadr. Fakat, Osmanl Devletinde sultan, yani padiah, slm dininin ba olarak, hibir zaman Papa'ya benzer bir salhiyetin, Papa gibi kendiliinden dini tefsir etme hakknn sahibi olmamtr. Halifelik daha ok birlii sembolize etmitir. Padiah, bir yandan, ynetimde ve uygulamada mutlak gcn sahibidir, dier yandan, eriat tatbik ve muhafaza etmekle ykmldr. Pdihn mutlak sultas eriat hududuna gelindi mi durmaktadr. Dahas, Yavuz Sultan Selim'den sonra ve bilhassa k dneminde, eriat pdihn geleneksel egemenlik alann gittike daraltm, devletin yrtme etkinlikleri eratin kontrol altna girmitir. XVII ve XVIII. yzyllarda artk her trl nemli devlet ii iin eyhlislmlardan fetva alnmaktadr. Hatta, padiahlar, eriate aykr hareket ettiklerine dair eyhlislamlar tarafndan verilen fetvalarla tahtlarndan indirilmilerdir (nalck 2005: 491495). Szgelimi, III. Selim, hal'i iin eyhlislm Atullah Efendi 'nin verdii fetvada, onun, saltanat tahtnda istikllini kaybettii, ba kalarna let olduu ve Mslmanlara kar hareket ettii iin, hilfete lyk olmad belirtilmitir. Bu; asl olan dindir, devlet ancak onun iin vardr kabulnn tabii sonucudur. Ayn anlay dorultusunda, eyhlislamlar, devlet kademesinde vezir-i azamlarn da zerinde bir konumun sahibi olmulardr (Uzunarl 1988: 178). u halde Osmanl devleti bir hukuk devleti midir? nalcka gre bu soruya evet cevab da hayr cevab da vermek mmkndr. Evet bir hukuk devletidir. nk Avrasya Trk hakanlklar bir tr veya yasayla kurulmu saylrd. Osmanl padiahlar bu gelenei srdrmlerdir. Fatih iki kanun-nme karmtr. Birincisi devlet rgtleri ve hiyerariyi dzenleyen devlet kanun-nmesi. kincisi cezalar ve tebaann statsn dzenleyen reaya kanun-nmesidir. Osmanl padiahlar herkesin kendi haklar ve vazifeleri ierisinde hareket etmesini, i huzur ve adalet adna gerekli saymlar, genel kanun-nmelerin yansra her hususta fermanlaryla kurallar koyarak toplum hayatn dzenlemilerdir. Her sorun eriat ve

kanuna gre hkmete zmlenmitir. Bylece eriat dnda yzlerce devlet kanunu Osmanl devletini gerekten bir hukuk devleti yapmtr. Hayr, bir hukuk devleti deildir. nk herkes kanuna bal sayld halde bir kii, padiah kendisini kanunlarn stnde sayard. Onun iradesi yalnz slam eriat ile snrl kabul edilmitir. nk kanunlar karan irade padiaha ait olduu iin kendi yapt kanunla kendisi snrlandrlamazd. Osmanl padiahlarn kanun kontrol altna koyan bir hukuk deiiklii ancak 1876 Kanun- Ess ile gerekleecek, fakat II. Abdlhamid bu kanunu kaldrarak eski usul tekrar yrrle koyacaktr (nalck 2005: 183). Osmanl devleti sanld gibi bir eriat devleti olmamasna ramen, bu yndeki yaygn kanaatin nedeni, karlan kanun-nmelerin ve yaplan dzenlemelerin, eriat hkmleriyle aka eli memesine ok dikkat edilmi olmasdr. nce ayarlarla mill ve dn hukuk uyuturulmu, birbirine kaynatrlmtr. Kanun Sultan Sleyman'n, eyhlislm Ebussud Efendi'ye hazrlatt yasalar bu bakmdan ok baarl rnekler olarak grlmektedir (ztuna 1977: 44). Osmanl rejiminin din bir karakter tamadnn baka bir gstergesi ise, slamiyetin dndaki dinlere de bnyesinde yer vermesi ve daha nemlisi tanmasdr. Berkesin vurgulad gibi, gerek bir dinsel rejimde devletin dininden baka bir dine tannma hakk verilmez. Bir iki istisna bir yana, Hristiyan devletlerin egemen olduklar lkelerde deil Mslmanlara ya da Musevilere, hatta oradaki Hristiyanln baka ya da yeni kollarndan olan Hristiyan halklara bile tannma hakk verilmemitir. Avrupada bunun en nl rnei XVII. Yzyl Fransasdr. Osmanl siyasal rejiminde slam hukukuna, slam mezheplerine, Musa dinine, Ortodoks dinine, aralarnda siyasal hukuk asndan dzey farklar olmakla birlikte zel hukuka yer verilmi olmas bu rejime dinsel bir reiim grn vermitir. Gerekte bu, dinsel olmaktan ok hukuksal bir durum grndr (Berkes 1978: 2829). II. 4. Endstriyel Devrim ve Osmanl: Osmanl mparatorluu sanayi devrimi ncesi artlarda geliimini tamamlad iin rgtlenmesini ve kurumsallamasn, doal olarak o dnemin retim, ulam ve haberleme teknolojisinin snrlar iinde gerekletirmitir. Snrl bir merkez ordusu, asker dzeniyle btnlemi bir toprak dzeni vardr. Bu dzen iinde reaya topraa baldr. Mlkiyet dzeni; sultan, tmar sahibi ve reaya arasndaki iblmn dzenlemektedir. Millet sistemi de deiik dinlere mensup topluluklarn bir atma iine girmeden bir arada yaamasn mmkn klmaktadr. XV-XVII. yzyllarda, kendi kendine yeterli bir cihan devleti grnmndedir. Hi bir ham veya yaplm madde ithl etmeksizin hayatn en st seviyede devam ettirebilecek ve savunma gcn ayakta tutabilecek konumdadr. Geri

ithalt gibi ihracat da vardr, fakat byk bir a rlk ta mamaktadr. Halk, en azndan dnya standartlarnda bir yaama konforunun, hazine, her zaman ark rahata dndrebilecek bir birikimin sahibidir. Hibir devlet veya kesimden bor almamakta, aksine borlar vermekte, yardmlar yapmaktadr. XVIII. asrn sonlarna kadar da Trk halknn hayat seviyesi ve mill geliri, grece olarak dnyada yine n sralarda yer almaya devam etmi tir (ztuna 1977: 50). Ama artk ne devlet kurumlar ne de toplum ya ants eskisi gibi de ildir. En ba ta artk uzunca bir sredir fetihler durmu tur. Fetihlerin durmas, bymesi ve geli mesi byk lde buna ba l olan lkede ilerlemenin durmas anlamna gelmi tir. Nitekim devletin medeniyet, hukuk ve teknik alanlardaki stnl , yzyln ba larndan itibaren, yava yava , yeni ticaret yollar ke feden, d nce bilim ve e itim alanlarnda st ste devrimler gerekletiren Avrupa devletlerine gemi tir. Devletin gelir kaynaklar giderek azalm , bu durumda en nemli k yollarndan biri olmas gereken ticaret Osmanl toplumu iinde, zellikle Mslmanlar arasnda geli ip yaygnla amam tr. Mslmanlar zamann artlarna uymakta, zellikle d lkelere giderek yeni ticari yollar ke fetmekte tutuk davranm lardr. Esasen tmar sistemi de bunu bir para engellemi tir. ehirli esnafn yapt , al ageldi i yresel ticarettir. Ne var ki, kendi kabu una ekilmi , gnn ekonomi kurallarndan uzak bu tutum onu bir yere getirmemi , aksine zaman iinde tketip yok etmi tir. Oysa Avrupallar Osmanl ham maddelerini ok ucuz fiyata alp, bunlar i lenmi olarak Osmanl lkesine geriye satmaktadrlar. Tabiatyla fabrikalarda seri olarak retilmi bu mallarla; el eme i, gz nuru Osmanl mallar rekabet edememi tir. Fransz, ngiliz, Hollanda, Venedik Tccarlar, stanbuldan ba ka zmir, Ankara, Kayseri, Bursa, Balkesir, Aydn, Manisa, Ktahya ve Konya gibi Anadolu vilayetlerine bile gelip gitmeye ba lam lardr. Bu yabanc tacirlerle Mslmanlar arasnda ticari aracl iyi dil bilmeleri nedeniyle Rumlar ve Ermeniler yapm , bu da onlar giderek daha avantajl konumlara ykseltmi tir. Ksacas, XVIII. yzylda Osmanl ticaret mekanizmasnn ayar bozulmu , ark Osmanllarn aleyhine, Avrupallarn lehine dnme ba lam tr (zkaya 1985: 1013). III. Osmanl Devletinde Modernleme Srecinin Aamalar: Modernit projesinin; bilim, siyaset, kltr ve ekonomi alarndan bu niteliklerdeki Osmanl imparatorlu unu nce dntrmesi, sonra da ulus-devletlere paralayarak ortadan kaldrmas, kukusuz ksa bir srede gerekleemezdi. Osmanl imparatorluu gibi olduka karmak ve salam temeller zerine kurulmu bir sistemin dtan gelebilecek etkilerle hi direnmeden kolayca zlmesi beklenemezdi. Esasen Osmanl devlet ynetiminin modernityi alglay ve zaman iinde benimseyii hi de planl

programl olmayan kk kk admlarn sonucu olmutur. Bir glkle karlalm, tela iinde zm aranrken, yordamyla bir eyler bulunmu, zamanla bunlara bakalar eklenmi ve nihayetinde dn olmayan bir yola girilmitir. mparatorluun, modernitnin Avrupa'da ortaya kard gelimelerin sonularyla kar karya kald dnemden, iinden bir ulus-devlet kard dneme kadar geen srece yukardan bir bak, byle bir zetlemeyi hakl karacak nitelikler ortaya koymaktadr. Sanayi ncebi bir mparatorluktan ulus devlete bu dnmn, genel modele uygun olarak, Osmanl Devletinde de drt aamada gerekletii dnlmektedir (Tekeli 2002: 1942). Birinci aamada, karlalan sorunlarn zm varolan siyasal ve sosyal sistem iinde aranmtr. lerin eskisi gibi yolunda gitmediinin farkna varlm, ancak bunun nedenleri doru belirlenememi, dolaysyla zerine gerektii gibi gidilememitir. Sonunda, her ey varolan dzenin bozulmu olmasna baland iin zm de eski dzenin ihya edilmesinde aranmtr. Osmanl devletinde bu aamann, III. Ahmed ve aydn sadrazam brahim Paann, gerek askeri gerek idari bir takm eksiklikler grerek yzlerini batya evirdikleri XVIII. yzyl balarna tesadf ettii sylenebilir. kinci aamada, modernit unsurlar bir takm reformlarla artk toplum hayatna girmeye balamtr. Avrupa lkeleriyle ilikiler daha sklam, onlar ne geirdii dnlen kurum ve kurulular bir bir yurda tanmtr. Ama yine son derece pratiktir. Hl ierdeki skntlara kestirme zmler bulmaya allmaktadr. Ama dnld gibi olmayacak, yaplan aktarmalar daha derinlere nfuz edecek, sonunda, devleti iten ie kuatp siyasal olarak dntrecektir. Bu aamann III. Selim ve II. Mahmud dnemlerini iine ald dnlebilir. nc aamada, szkonusu deiim ve dnme paralel olarak, iktidar dndaki baz kii ve gruplar siyasal dnce ve taleplerini st kapal bir ekilde de olsa seslendirmeye cesaret bulmulardr. Hi phesiz, iktidarn ilah olana dayand bir toplumda, iktidar talebi ieren siyasal dnce veya hareketlerin ortaya kp gelimesi kolay deildir. Nitekim, ilk gelien siyasal dnceler, varolan iktidarn yani sultann meruiyetini sorgulamaktan ok, ynetimin ileyiindeki hatalar zerinde younlamtr. Talepler srekli snrl tutulmutur. nc aama, Osmanl Devletinde Abdlmecid, Abdlaziz ve II. Abdlhamid dnemlerine uygun dmektedir. Drdnc a amada, imparatorluk paralanm ve ulus-devletlere dnmtr. ktidarn kayna artk halktr ve meruiyeti demokratik seimler belirlemektedir. ktidarn deimesiyle bu aamada modernit projesi utanga profilinden btnyle syrlmtr. Uluslama, artk radikal bir

nitelik kazanm olan modernit anlay iinde gerekleme srecine girmitir. ikinci ve nc aamalarda modernit projesinden beklenen, imparatorluun paralanmasn engellemek iken, ulus-devlet aamasna geildiinde beklenti, ekonomik gelimeyi salamak biimine dnmtr. Modernitnin drdnc aamas, II. Merutiyet ve Cumhuriyet dnemleriyle ilikilendirilmektedir (Tekeli 2002: 27). IV. Modenleme Srecinde Edebiyat : "Lle Devri" iin birbirine uzak iki yorum yaplagelmitir. Bunlardan birincisi ve uzunca bir sredir devam edeni; elence ve israf kavramlar evresinde yaplan olumsuz bir deerlendirmedir. kincisi ve daha yeni olan; bu dnemin Trk san'atnda bir rnesans olduu grdr. ki yaklamda da abartma vardr. Ancak, Lle Devrinin yeni bir yaama anlaynn yansmas olduu kesin bir gerekliktir. Lle, hayat ve tabiatla bark, gzelden ve gzelliklerden zevk alan ve bunu ifadeden asla ekinmeyen farkl bir zihniyetin sembol olmutur. Fakat, Enver Ziya Karaln zenle vurgulad gibi, devir, hereyin hazlara, sevinlere ve mutlu bir yaantya ynelik olarak algland epikriyen bir erevenin iine skm da deildir. nk bata edebiyat olmak zere btn gzel sanatlara sahip klrken, dnce de kutsal saylp yceltilmitir. Ve alan eitli kanallardan yeni bilimler ve teknolojiler, blk prk de olsa yurda girmeye balamtr. Damat brahim Paa'nn, Paris'e gnderdii Yirmisekiz elebi Mehmed'e verdii grev belgesinde, Fransa'nn "vesait'-i umran ve maarifine dahi lykyla kesb-i ttla ederek kbil-i tatbik olanlarnn takrri" ifadesi de bulunmaktadr ki, Osmanl ynetiminin konuya nasl bir ciddiyetle eildiini kantlamaktadr. Yirmisekiz elebi Mehmet de vazifesini hakkyla yerine getirmi, koltuunun altnda Osmanllar iin Batya alm ilk pencere olacak olan mehur Sefaretnmesiyle dnmtr. Beraberinde gtrm olduu olu Sait Mehmet Efendinin oradan ald ilhamla, stanbul'da kurulmasna nayak olduu Matbaa, Batdan aldmz ilk teknik ara olmutur (Karal 1988: 55-56). III. Ahmed ve Sadrazam Damat brahim Paa ile evresi, sosyal ve kltrel ortamda gerekleecek her trl deiime hazr ve istekli bir politika izlemilerdir. Yirmisekiz elebi Mehmed Efendi'nin lkeye dnmesinin hemen sonrasnda, onun getirttii planlara gre ina edilen yaplarda Fransz mimarisinin tesirlerinin grlmeye balanmas, sslemede barok ve rokoko tarzlarnn ortaya kmas bunu aka gstermektedir. Avrupa etkisi sadece mimariyle de snrl kalmam, giderek hayatn dier alanlarna da sirayet etmitir.Boazii ve Hali kylar kkler ve kasrlarla donatlm, bahar ve

yaz aylarnda her snftan kadnl erkekli ahalinin de katld (Dohsson 1996: 118-119) byk elenceler dzenlenmeye balamtr.

IV. 1. Toplum ve Edebiyat: Edebiyat, toplumun yaratt dili, sembolleri, gelenek-grenek, anlay ve kavraylar kendine ara olarak kullanan sosyal bir yapdr. Edebiyatn malzemesi olan btn normlar ve unsurlar ancak bir toplum iinde ortaya kabilirler. Bundan da te edebiyat, hayat temsil eder, hayat da byk lde toplumsal bir gerekliktir. airler veya yazarlar da toplumun nem ve stat sahibi zel yeleridir. Bir lde toplum yahut iinden ktklar evre tarafndan benimsenir ve dllendirilirler; gerekte bulunsun bulunmasn bir okurlar kitlesine seslenirler. Bu erevede, toplumun bir ifadecisi ya da davurumcusu olan edebiyat, yalnzca toplumun etkisinde kalmaz, ayn zamanda o da toplumu etkiler. nk sanat, hayat yeniden yaratmakla kalmaz, ona ekil de verir. Sosyal bir belge olarak kullanldnda edeb eser, iinde doduu toplum hayatnn ana izgilerini ele verebilir. Toplumbilim aratrmalarnda ok zengin, bir kaynak olan tarih, bu konuda edebiyatla asla yaramaz. Tarih, milletleri veya toplumlar, ancak siyasal birer topluluk olarak ele alr; onlar daha ok uluslararas ilikiler erevesi iinde izler. Tarihin belgeleri olan fermanlar, kanunlar, tutanaklar, anla malar, antla malar vb., ancak tarihinin elinde dile gelen tanklardr. Oysa edebiyat, umut, kayg, heyecan, tutkuyu veya ak iinde rpnan, abalayan insan ynlarn, btn dknlkleri ve erdemleriyle canlandrabilir. Tarihinin, - velev ki, bu bir edebiyat tarihisi olsun-, araclna ihtiya duymakszn, toplumun btn katmanlarnn seslerini ve renklerini ayr ayr yanstabilir. Eski divanlarla hamseler alp ypranm sayfalarnn iine girdiimizde; bizi, klklar, kyafetleri, durular, dnleri, gelenek ve grenekleriyle capacanl atalarmz karlar. Mnacatlar ve tevhidlerde, ellerini samimiyetle gklere kaldrm, padiahndan vezirine, zengininden fakirine, gurursuzkibirsiz yalvarmakta, gaz-namelerde, ahlanan atlar stnde yalnkl dmana saldrmaktadrlar. Gazellerde bir kuyumcu titizliiyle aklar ve aclar dokuyan airlerdir, ehr-engizlerde; al yanakl, ceyln gzl, kkll dilberler... Sur-namelerde, alaylar, armaanlar, ihsanlar, lenleri, hokkabazlar ile geceli gndzl haftalarca sren dnler, hikyelerde; feraceleri, yamaklar ve hotozlar ile birbirinden gzel dilberlerle kavuklar, mintanlar, cepkenleriyle birbirinden yakkl elebiler geer gzlerimizin nnden (Levend 1988: 53).

Tabii bunun tam dersi, daha dorusu teki yz de sz konusu olacaktr. Yani, edebiyatn ortaya kt toplumsal artlar da air veya yazarn sanat anlayn ve grafiini aklamaya yardm edebilecektir (Wellek-Warren 1983: 123-147). Agh Srr Levendin syleyiiyle; her edebiyat, kendi devrinin bir tefekkr, bir tahasss ve tahayyl kinatdr. Kendi devrinin hususiyetlerini, zevklerini, sanat telakklerini, hurafelerini, itikatlarn, hakk ve btl btn bilgilerini tar. Divan Edebiyat da hayatla alakas ne kadar az olursa olsun, cemiyet hayatnn seyrini takip etmekte, onun akislerini tamaktadr(Levend 1980: 7). Aslnda, Divan Edebiyat ya da Klsik Trk Edebiyat (Akn 1994: 389-390) oka sanld ve sylendii gibi, hayattan kopuk da deildir. Aksi halde onca serpilip gelimesi ve 600 yla yakn bir mr srmesi mmkn olamazd. Belki bu iirin, geni kitlelerin ilgilendii nemli konular, ok ince szgelerden geirip sanatkrne bir yaklam ve anlatmla dile getirmi olduuna hkmedilebilir. Divan iirinin, kendisini reten kltrn ve toplumun hayatyla her trl alveriinin bulunduu varsaym, gerek hayatla hibir ilikisi bulunmad varsaymn dan ok daha gldr. Byk ihtimalle de bu byledir (Andrews 2000: 32). Divan Edebiyatnn yksek zmre edebiyat saylmasnn balca sebebi hi phesiz, Osmanl saray ve konaklarnda teekkl etmi olduu (Tanpnar 1976: 10) dncesinden kaynaklanmaktadr. Zaten adn da, divan denilen ekabir meclislerinden almtr. Osmanl saray, balangtan itibaren airler iin en cazip ve gelecek vaadeden snma merkezi olmutur. Osmanl lkesinde iir, sarayn yan sra zamanla devreye girecek yeni yeni kltr ve himaye evrelerinin de katlmasyla birlikte adan aa zenginlemi, bir ekol halini alm ve Batl milletlerin edebi hayatlarnda grlmeyen tarihi bir gemiin ve derinliin sahibi olmutur (Akn 1994: 389). IV. 2. Laleler ve airler: Lle Devrinde de saray, kendileri de birer air olan sanatsever padiah ve sadrazamnn zen ve himayeleriyle airler iin ok scak bir yuva olmutur. Ve sarayn geirmekte olduu zihniyet deiimi, bata Nedim olmak zere devrin airlerine de yansmtr. Bir bakma, marifet, iltifata gre biimlenmitir. Bunda hi phesiz, Avrupai baz tezahrlerin gndelik hayatta da hissedilmeye balam olmasnn rol de byktr. Hatta edebiyatta bir krlma olarak ortaya kan bu tavr farkllamasnn, birinci derecede sosyal hayattaki deiimle ilikilendirilmesi ok daha doru bir yaklam olmaldr. nk Divan iiri, uyulmas gereken kesin kurallar olan ve bunlar, baz istisnalar grlmekle birlikte, yzyllarca koruyup srdrm bir edebiyattr. Saraylar ve iindekiler ok deimi, ancak, konularndan, ekillerine ve mazmunlarna kadar her unsuru belirlenmi bir

alan, olaanst kvraklklarla bir gergef gibi ilemi Divan airi, yn deitirmek gereini duymamtr. u halde, XVIII. yzyl balarnda edebiyat geleneinde, zellikle Nedimin kiiliinde zirveye erien, zellikle konularda ve bak alarnda belirginleen bakalamay, batllama sreciyle balantl olarak deerlendirmek pek de yanl olmayacaktr. Divan Edebiyatnn en zayf tarafnn; beeri hisleri terennm edecek genilikten mahrum olmas, insan ruhunun binbir eit kararszlklarn, mitlerini, saadet ve straplarn tahlil ve ifade etmek hususunda kifyetsiz bulunmas (Levend 1988: 640) olduu gr olduka yaygndr. Oysa Nedim, zlen, sevinen, zevk alan ve btn bunlar iten duygularla yanstan somut bir kiilik olarak iirinin iine girmi, gazel ve arklaryla adeta deien stanbul hayatnn jurnalini tutmutur (Levend 1988: 410). Ayn ekilde Seyyid Vehb, Surnmesinde devrin elenceye dnk hayatn btn ayrntlaryla anlatm; Osmanzde Tib, son derece gereki ve bir o kadar da arpc sosyal tespitlerde bulunmutur. Mimari Barok tarznda gelimeler gsterirken, Osmanl ressamlar da bu mimar eserleri iek ve meyve resimleriyle tezyin etmiler ve hatt Topkap Saray harem dairesi ba ta olmak zere, evlerin odalarna, dolap ve byk pencere kapaklarna kadar manzara resimleri yapmlardr. XVIII. asrn ilk yarsnda istanbul'da Bayezid Camii avlusunda mendil ve havlular zerine resim yapan krk ressamn bulunduu belirtilmektedir. Nak, resimle beraber yrmtr. Osmanl nakkalarnn en gzel eserleri baz mescidlerde, konaklarn salonlarnda yer alm tr. Yine bu yzylda, Klsik Trk Msiksi en yksek devrini yaam, deerli bestekrlar, saz statlar ve hanendeler yetitirmitir (Uzunarl, 1988: 553-568). Bylece, gndelik hayatta, gzel sanatlarda, bilim ve teknik alanlarnda yenilemenin ksa fakat youn bir dnemi olan Lle Devrinde, saray, airler iin belki her zamankinden daha scak ve himaye edici bir yuva olmutur (Gibb 1999: 275). III. Ahmed ve lbrhim Paann evresinde bir sanat halkas olumu, zamanla estetik duyarllk dalga dalga genilemitir. Ne var ki, saraydan taan sanatn, saraya yakn olmas beklenirken, bunun tam aksi bir durum ortaya km, zellikle halka yakn bir edebiyat domutur. Bu devirde, airlerin eserlerinin ounda toplum yaayyla divan iiri arasndaki ilikinin gemi yzyllara kyasla en st seviyede olduu dikkati ekmektedir (Pala 2003: 84-85). Bu bir eliki, ya da sanat ihaneti gibi de alglanabilecek garip bir durum deildir. Belki devrin ayrdedici zellii burada sakldr. Sanatlarn tutumu aslnda son derece normaldir. Sokan, daha dorusu gnlk hayatn zerinden ince bir tl gibi geen deiim rzgr, saraydan esmitir. Baka

bir syleyile ilk deiim sarayda ve sarayllarda balamtr. yleyse sanatlar aslnda, asrlardr yaplageleni yapmlar, sanatlarn iinden ktklar evreye gre yapmlar, fakat ayn zamanda halka da, topluma da yakn durabilmilerdir. nk saray, bu devirde da alm, hayat, elenceleri ve enlikleriyle darya tam, bir anlamda poplerlemitir. te bu, Saray ve halkn birbirine yaknlamasndan, divan edebiyatsyla toplum arasnda scak bir iliki vcuda gelmitir. Bu iliki bir taraftan rf ve detlerin, elence hayatnn, eitli mekn tasvirlerinin, mahall zelliklerin karmak mazmun ve belgat oyunlarna sapmadan olduka yaln ifadelerle iire yansmas, dier taraftan iirin her dnemden daha fazla eitli halk tabakalar arasnda ve gndelik hayat iinde okunmas ve besteleriyle terennm edilmesi suretiyle gereklemitir. Saray mensuplarnn ve stanbul halknn elence hayatna ar dknl iiri de kaynan yzeysel bir dnya lezzetinde ve zevkperestlikte bulan bir hayat felsefesine (hedonisme) sevketmitir (Pala 2003: 14). Dahas, iirin konusu ve ieriiyle birlikte dilinde de ciddi deimeler ba gstermitir. Bu anlayn Lle Devrindeki en baarl temsilcisi ve bu bakmdan da ncs Nedm olmutur. Nb ile reellemeye ve sosyallemeye balayan, Sbitle geleneksel arlklarndan byk lde kurtulup mizahi ve satirik bir vehe kazanan Trk iiri, Tible daha ok gndelik hayatn iine girmi, gzlemi ve hatta halk adna hesap sormutur. Nihayet Nedimle yeni bir gkyzne havalanan, zgnleen, zgrleen ve hatta bir lde adalaan Trk iiri, Patrona Ayaklanmas ve onun trajik lmyle sanki arkasndaki gl rzgr bir anda kaybetmi; hzla inie gemi, neredeyse balang noktasna geri dnmtr. nk Nedimle beraber bir devir de son bulmutur. Ve rzgr asl, ehri bir batan bir baa donatm llelerin kr baklarca biilmesi ve birbirinden gzel saraylarn hrn kalabalklarca yerle bir edilmesiyle kesilmitir. fkeyle bilenmi kllarn glgesinde ve karanlk duvarlar kuytusunda balayan yeni dnemde de bir daha esememitir. yleyse, neredeyse bir llenin mr kadar srm olan Lle Devri, koca bir tarih iinde, sadece geici bir aydnlk, Hasan l Ycelin deyiiyle bir fecr-i kzip midir(Ycel 1938: 220-226)? Nedim, Tanpnarn irne nitelemesiyle, XVIII. asrn ilk yarsnda Trk iirinin orkestrasnda birdenbire uyanm olan bu zarif ve muhteem ses de, btn edebiyat deitirebilecekken, sadece bir mevsim, bir nevi hususi bahar olarak m kalmtr?(Tanpnar 1997: 172-3). Gerekten, Patrona Ayaklanmasndan sonra yeni padiah, yeni sadrazamlar ve ortaya kan yeni artlarla devletin gidiat da halkn hayatnn ak da, rengi de, havas da yava yava tekrar koyulamtr. Geri, Mahmud I.

dnemiyle birlikte, herey birden ktlemi ve arlam deildir. Hatta siyasal adan bu srecin Osmanl tarihinin son parlak zaman olduu da sylenmektedir (ztuna 1976: 157160). Ne var ki, youn savalar ve yaman mcadelelerle gemitir. Byk devlet adam Koca Ragp Paay sadrazamla getirmesinin dnda arkasnda hi bir iz brakamayan III. Osmandan sonraki III. Mustafa dnemi de harici etkenlerle ve talihsizliklerle glgelenmitir. 1767ye kadarki 10 yllk bar evresi, Rus Savann (17681774) yeniden patlak vermesiyle son bulmu, III. Mustafa, devleti yeniden ayaa kaldrmak iin olaanst bir abayla giritii iktisadi, mal ve asker reformlarn ounu gerekletirememitir. Darda ngiltere ile Rusya ve Prusyann fevkalade gelime gsterdii bu dnemde ieride mparatorluk atrdamaya balamtr. Yine bir Rus yenilgisiyle ve ar artlar ieren Kk Kaynarca Antlamasnn imzasyla balayan I.Abdlhamid dneminde artk ml buhran iyice derinlemi, devletin ufku ve imknlar ayn nispette daralmtr. Bir taraftan eyaletlerde pepee patlayan ayaklanmalar, dier taraftan Avusturya ve Rusya ile yeniden balayan ve kazanlamayan savalar devleti iyice ypratmtr. Bu i ve d sorunlar devletle birlikte toplumu da yeniden ekillendirirken iirin geliimi de benzer bir grafik izmitir. Devlet stste sarsntlar geirirken, kendisiyle babaa kalan iir de iin iin erimitir. mparatorluun hayatiyeti ile iir arasnda kurulan paralelismee armamak gerekir. Sarayn lkenin i ve d dertlerine gmlp evresini tmamas bir yana, ard arkas kesilmeyen ve biri bitmeden biri balayan savalar da elbette, Bilgegilin deyiiyle; air muhayyilesini kmldayamaz hale getirmi olmaldr (Bilgegil 1975: 7-8). Aslnda, Lle Devri geride kalrken, Nedimin yansra Nbnin ve Sbitin iir izgileri olduka kuvvetli kalemlerin ucunda devam etmitir. Ne var ki, sk sk birbirleriyle kesiseler de genelde ayr ayr aktklar iin, ya da baka sebeplerle, bu rmaklar beslenip, zamanla gr bir alayana dnememi, bilakis giderek g kaybetmilerdir. XVIII. asrn ikinci yarsndan itibaren sanki tarihi srele paralellik arzedercesine iirdeki d biraz daha belirginlemitir. Bu d iire, Nedim gibi, airane duyuun ve estetik dile getiriten ok, grp, iitip, tecrbe edip bir hkme varn rn olarak nitelendirilebilecek Nb tarz hikemi syleyiin yaygnlamas olarak yansmtr. Zaman zaman Nedim esintilerini tasa da Seyyid Vehb ile Edirneli Kmi, Tarihi Raid zellikle Koca Ragp Paa, hep Nbnin at yoldan yrmlerdir. Osmanllarn kendilerinin dnda bir dnyann var olduunu farkettikleri ve bunun zerine dnmeye baladklar; nce lleleri, sonra ayaklanmalar, isyanlar bitip tkenmek bilmeyen savalaryla ok uzun srm bu yzyln

son sayfalarn eyh Galib evirmitir. Galib, iyice rengini yitirmi ufukta muhteem bir gne gibi belirmitir. Ne var ki, Galibin bu ok zel aydnl da yine kendisiyle birlikte son bulmutur. Zira Galibin klsik formlar iinde ulat zgnlk ve yenilik de, devrin modernleme abalar da, izleyen airlerce doru drst alglanamam ve anlalamam, iir bir kez daha youn bir bulut kmesinin iinde kaybolmutur. Artk sosyal hayatta batllamak adna daha bilinli admlar atlmaya balanmtr. Yeni yeni kurumsal yaplar halkn hayatnn iine girerken, deiim arzusu da tavandan tabana sirayet etmi, snrl da olsa yaygnlamtr. XIX. yzylda, balangtan beri modernitnin ncs ve balca savunucusu durumunda bulunan devlet brokrasisinin daha da etkinletii gzlenmektedir. Epeyce bir sredir kan kaybetmekte olan ulema grubu, Yenieri Ocann kaldrlmas ve pepee yaplan Avrupai deiiklikler ve laik unsurlar tayan Tanzimat mevzuatyla (Mardin 2002: 56) geleneksel arln bsbtn yitirmitir. Brokratlarn bylece modernleme yolunda byk oranda tek sz sahibi konumuna ykselmelerinde, daha dorusu bunu srekli klabilmelerinde, II. Mahmudun bat ordularna benzeyen Askir-i Mansre-i Muhammediyye (Karal 1999: 28) adl yeni bir ordu kurmadan nce, sessiz sedasz ok daha nemli bir kurumun temellerini atm olmas gelmektedir. Bu kurumun ad Tercme Odasdr. Bir taraftan Avrupaya dzenli olarak renci gnderilmesine balanm, dier yandan imparatorlukla Avrupa arasndaki iletiimi dzenli ve srekli bir hale getirmek zere, ieride bir Tercme Odas kurulmutur. Tercme Odas gerekten, devletin yeniden ekillendirildii bu deime ve bakalama srecinde, 1820li yllardan itibaren; devleti ve toplumu Bat dnyas ile tanmaya hazrlarken, Fenerli Rumlarn tercmanlk tekeline de son vermitir. Zamanla tam bir mektep halini alan, Hariciye Nezaretine balandktan sonra daha da nem kazanan Tercme Odas, Abdlaziz devrinden balayarak, yeni bir dnya grnn ekillendii, yeni bir siyas idealin gelitii ok ileri bir evre olmutur. Batllama fikrinin, siyas mcadele fikriyle beraber yrmesi ve yeninin btn dnce ve sanat hayatn sarmasnda, sade dil ve dzgn nesir endiesinin uyanmaya balamasnda, biraz da kendiliinden teekkl eden bu evrenin etkisi gerekten byktr (Tanpnar 1977: 143). Tanzimat Devrinin iki byk ismi Ali ve Fuad paalar bu odada yetimi; Mnif Paa, Ahmet Vefik Paa, Ethem Pertev Paa, Saffet paa, inasi, Agah Efendi, Namk Kemal, Sadullah Paa, Kani Paazade Rifat, Macit Paa, Mirat Gazetesi sahibi Refik gibi devrin fikir ve idare hayatn ynlendirenlerin ou (zn 1941: 8), Said Beyin, Bablinin muhalefet frkas dedii (Tanpnar 1977: 98) bu evrede ahsiyetlerini bulmulardr. Fransz edebiyat ve dncesiyle ilk tanmann ve Divan edebiyatndan Tanzimat edebiyatna geiin yolu da Tercme Odasnda almtr(Esad 1896: 34).

Tercme Odasn, Yenieri Ocann yerine Avrupai bir sisteme (Tacan 1999: 129-137) gre kurulan yeni orduyu, bu kurumun hekim ihtiyacn karlamak zere Tbbiyenin, subay ihtiyacn karlamak zere de Harbiyenin almalarn, bir b.tn olarak, yenileme ynnde atlm nemli admlar olarak grmek gerekmektedir. Bir yandan da mhendishne mekteplerini gelitiren II. Mahmud, halkay, Trk toplum hayatna gazetecilii sokmak suretiyle tamamlamtr. nk yapt reformlar halka duyurmak ihtiyacn duymutur. Hem daha balangtan itibaren byle bir misyon yklenmeleri, hem de yine buna bal olarak gazetecilerin hemen hepsinin devlet memuru olmalar olmas dolaysyla gazeteler, Osmanl mparatorluunun modernit projesiyle ulus-devlete dnmesi srecinde ok nemli bir rol oynamlardr. Devrin kltr hayatn da, edebi hayatn da siyasi hayatn da gazeteler ve gazeteciler ekillendirmitir. Esasen Mnif Paa, inasi, Namk Kemal, Ziya Paa ve Ali Suavi bata olmak zere devrin nemli gazetecileri ayn zamanda birer edebiyat ve kltr adamdrlar (Budak 2004: 99-167). Tanzimat devri edebiyat, yaanan sosyal kaynama ve kprdanlarn yanklaryla dolu bu gazetelerle balam (Kaplan 1971: 1), modern kurumlarn ve giderek genileyen bir sosyal tabann zerinde ykselmitir. Gnlk hayatn hemen her sahasna dalga dalga yaylan deiim ve dnm yeni bir edebiyat, adeta zaruret haline getirmitir. Edebiyatlar romanlar, tiyatrolar, hatta iirleriyle, bir yandan Avrupai yaama tarzn Trk halkna tantrken, bir yandan da politik, ekonomik, kltrel, eitli konulardaki dnceleriyle yeni bir aydn nesil yetitirmilerdir. Bu toplumsal hizmet hizmet srasnda edebiyatn, tamamiyle Tanzimatn getirdii esaslara bal kald rahatlkla sylenebilir. Edebiyatlar da kendilerine, modernit unsurlarnn gerekletirilmesini hedef olarak belirlemilerdir. Bu anlamda Tanzimat devri edebiyat tam bir sosyal karakter arz etmektedir (Akyz 1979: 12-14). Servet-i Fnun Devrinde biraz da devrin ar siyasal artlarnn zorlamasyla edebiyat ie dnecek ve bireyselleecektir. Ancak batl bir tarzda yetien, baty yakndan tanyan hemen hepsi birer batl dil bilen Servet-i Fnncular da II. Meritiyet sonrasnda edebiyatn sosyal fonksiyonunu hatrlamakta glk ekmeyeceklerdir. Fikret sadece memleketi deil, btn insanl kurtaracak topiler yaratacaktr (Kaplan 1971: 27). Nihayet, Trkiye Cumhuriyeti, Mill Edebiyat Hareketinin hazrlad siyasal ve kltrel zemin zerinde biimlenecektir. Sonu: XVIII. yzyl balarndan itibaren yaanan metamorfoza paralel olarak edebiyatta meydana gelen deiiklikleri bylece zetledikten sonra ortaya kendiliinden yle bir soru kmaktadr: Osmanl tarihinde birinci

aydnlanma a denilebilecek bir uyan evresi olarak grlen Lale Devrinde, Nedimin kiiliinde belirginleen edebiyatn etkisi niin ok derinlemedii halde, ikinci aydnlanma a denilen (nalck 2005: 190) II. Mahmudun kurumsal reformlar zerinde ykselen Tanzimat Devri Edebiyat yepyeni bir rn balangc olmutur? Bu konuda pek ok ey sylenebilir, hem devirler, hem edebiyatlar uzun uzun karlatrlabilir. Ama mutlaka belirtilmesi gereken herhalde, iki devrin sosyal artlar arasndaki farkllk olacaktr. Lale Devri gerekten bir uyann belirtilerini tamaktadr. Devrin st ynetiminin batda olup bitenlere ynelik ilgilerinde samm ve bilinli olduklar kukusuzdur. Ne var ki, hareket, sadece st kademenin onun da kk bir blmnn - katld snrl bir etkinlik olarak kalmtr. Benimsenen modernit unsurlar kurumsal yaplarla glendirilememi, daha nemlisi tabana yaylamamtr. Tara bir yana, isyana verdikleri destek gznnde tutulursa, stanbullular bile kendilerini emberin dnda grmlerdir. Bu durumda sarayda hayat bulan hedonist edebiyat, kendisini ortaya karan artlar kaybolunca, hzla gten dm, sesi soluu uzunca bir sre iin, kslm, belirsizlemitir. Kabul etmek gerekir ki; gelenekselden modern bir duyua gei, her eyden nce bir zihniyet deitirme ve bir eitim sorunudur. sabetli bile olsa bir tercih yapp bir yola girmi bulunmak, tek bana yeterli olmamakta, uygun bir zeminin hazrlanmas, anlayn yaylmas ve benimsetilmesi de gerekmektedir. Buna karlk, XIX. yzyl, Osmanl mparatorluunun batnn stnln her alanda kabul ettii bir dnemdir. Artk teslimiyet (hsanolu 1992: 392) eklinde deerlendirilebilecek yeni bir srece girilmitir. Osmanllar o zamana kadar batdan, gnll ve bilinli olarak yalnz teknik unsurlar almay kabul ettikleri hlde, bu yzylda idareyi, kanunlar ve hatta detleri iktibaslara balamlardr. Devlet btn messeseleriyle Avrupallatrlmaya allm, deta mekanizmas yeniden kurulmutur. Saray Avrupa saraylarna gre dzenlenmi, mabeyin mirlikleri, mabeyn ktiplikleri, yaverlikler ihdas edilmitir. Babli kalemleri slah edilip bir tr mektepler hline getirilmitir. Btn bunlar yava yava toplumun yapsn, yaay tarzn deitirmitir. XVIII. yzylda hafif bir dalga biiminde st tabakada hissedilen batl yaama tarz artk daha aalara da inmi, halkn klk kyafetine de yansmtr. Denilebilir ki, Tanzimattan 1860l yllara kadar, Trk toplumunun kaplar bat medeniyetine hibir kontrol mekanizmas konulmadan ardna kadar almtr. te bu yeni hayat, yeni edebiyat yaratmtr.

KAYNAKA Advar, A.Adnan; (1982), Osmanl Trklerinde lim, stanbul. Akn, mer Faruk; (1994), Divan Edebiyat, TDV slam Ansiklopedisi, C: 9, stanbul. Akyz, Kenan;(1979), Modern Trk Edebiyatnn Ana izgileri (18601923) I, Ank. 3. bask. Andrews, Walter G.;(2000), iirin Sesi, Toplumun arks, st. , letiim. Berkes, Niyazi;(1978), Trkiyede adalama, st., Dou-Bat. Bilgegil, M. Kaya; (1975), Hsn Aka Dair, eyh Galip, Hsn Ak, Haz. Orhan Okay-Hseyin Ayan, st., Dergah Yaynlar. Budak, Ali; (2004), Batllama Srecinde ok Ynl Bir Osmanl Aydn: Mnif Paa, st. , Kitabevi. Cevdet Paa, Tarih, C: VIII, s. 446449. idem, Ahmet; (1997), Aydnlanma Dncesi, st., letiim Yaynlar. Dohsson, M. De M.: XVIII. Yzyl Trkiyesinde rf ve detler, st. , Tercman 10001 Temel Eser. Demir, mer; (1992), Bilim Felsefesi, stanbul. Demir, Remzi; (2001), Osmanlda Bilimsel Dncenin Yaps, Ankara, Epos Yaynlar. Demirhan, Ahmet; (1992), Modernlik, stanbul. Gibb, E.J.W.; (1999), Osmanl iir Tarihi, Tercme. Ali avuolu, C: IIIV, Ankara. hsanolu, Ekmeleddin;(1992), Tanzimat ncesi ve Tanzimat Dnemi Osmanl Bilim ve Eitim Anlay, 150. Ylnda Tanzimat, Haz. Hakk Dursun Yldz, Ankara, TTK. na, Hsamettin; (2005), ABye Entegrasyon Srecinde Trkiyenin Kimlik Problemleri, Ankara, Adres Yaynlar.

nalck, Halil; (2005), Osmanl Tarihi zerinde Kamuoyunu lgilendiren Baz Sorular Dou Bat, Makaleler I, Ankara. nalck, Halil : Padiah, slam Ansiklopedisi, C: IX, stanbul, MEB, s. 491495. nalck, Halil; (2005), Kltr Ekileimi, Kreselleme, Makaleler I, Ankara. Dou Bat

nalck, Halil; (1992), Some Remarks on the Ottoman Turkeys Modernzaton Process, Transfer o Modern Science & Technology To The Muslm World, Haz. Ekmeleddin hsanolu, st., RCCA, Jearniere, Abel; (1994), Modernite Nedir?, ev. Kilmn Tutal, Modernite Versus Postmodernite, Derleyen: Mehmet Kk, Ankara, Vadi Yaynlar. Kaplan, Mehmet; (1971), Tevfik Fikret; Devir-Eser-ahsiyet, , st. Karal, Enver Ziya; (1988), Osmanl Tarihi, C: V, Ank. , TTK. Karal, Enver Ziya; (1999), Tanzimattan Evvel Garpllama Hareketleri ( 1718-1839), Tanzimat I , Komisyon, ikinci bask, st. , MEB. Katip elebi; (1306), Miznl-Hak fi htiyril- Ahakk, st. Koi Bey Risalesi, Ebuzziya basm. Kuran- Kerim, Enfl, 60. Levend, Agh Srr; (1980), Divan Edebiyat, 3. basm, st. Levend, Agh Srr; (1988), Trk Edebiyat Tarihi, C: I, 3. bask, Ank. TTK. Lewis, Bernard; (1984), Modern Trkiyenin Douu, ev. Metin Kratl, Ank. TTK. Mehmed Esad; (1896), Mirt- Mhendishane, st.. zkaya, Ycel; (1985), XVIII. Yzylda Osmanl Kurumlar ve Osmanl Toplum Yaants, Ank. , Kltr ve Turizm Bakanl Yayn. zn, Mustafa Nihad; (1941), Son Asr Trk Edebiyat, Matbaas. st. Maarif

ztuna, Ylmaz; (1977), Osmanl mparatorluu, Trk Ansiklopedisi, C. XXVI, Ank. , MEB. ztuna, Ylmaz; (1976), Mahmud I, Trk Ansiklopedisi, C:23, Ank. , MEB, s. 157160. Pala, skender; (2003), Lle Devrinde Edebiyat, Ansiklopedisi, C: 27, Ankara. TDV. slam

Tacan, Necati; (1999), Tanzimat ve Ordu ,Tanzimat I, C:I, Komisyon, ikinci bask, MEB. Tanpnar, Ahmet Hamdi; (1976), XIX. Asr Trk Edebiyat Tarihi, 4. basm, st.. Tanpnar, Ahmet Hamdi; (1977), Nedime Dair Baz Dnceler, Edebiyat zerine Makaleler, ikinci bask, Haz. Zeynep Kerman, st.. Tayarzade Ata: Tarih, C:III. Tekeli, Sevim - Khya Esin - Dosay Melek - Demir, Remzi vd.;(1999), Bilim Tarihine Giri, Ankara, Nobel. Tekeli, lhan; (2002), Trkiyede Siyasal Dncenin Geliimi Konusunda Bir st Anlat, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, C: 3, Modernlmeme ve Batclk, st., letiim, s. 19-42. Ubucini, F. H. A. : Trkiye Mektuplar, C: I, Tercman 1001 Temel Eser. Uzunarl, smail Hakk: Osmanl Tarihi, C: II, Ank. TTK, 1988. Uzunarl, smail Hakk: Osmanl Tarihi, C:IV (II), s. 553568. Uzunarl, smail Hakk; (1988), Osmanl Devletinin lmiye Tekilat, Ank. , TTK Basmevi. lken, Hilmi Ziya; (1979), Trkiyede ada Dnce Tarihi, st. lken Yaynlar, kinci bask. Wellek, R. - Warren, A. (1983), Edebiyat Biliminin Temelleri, ev. Ahmet Edip Uysal, Ank., s. 123 -147. Ycel, V Hasan l; (1938), Tarihimizde Bir Fecr-i Kzip ve Nedm, Pazartesi Konumalar, Ank., s. 220-226.

You might also like